Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Turist Rehberleri ve Rehber Adayları için Anadolu’da Türk İslam Dönemi Mimari Yapılar
…
9 pages
1 file
Günümüzde unutulmaya yüz tutmuş, birçoğunun farklı gerekçelerle tahrif veya tahrip edilerek (Orman, 2004) yok olan, diğer yapı türlerine nazaran az bilinen “namazgâh” ve yakın anlamlı “musallâ” sözcüklerinin etimolojisine değinmeden önce fazlasıyla aşina olunan “namaz” sözcüğü ve bu sözcükle bağlantısı olan diğer sözcükler hakkında kısaca bilgi vermek bu bölümün konusunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Arapçada dua anlamına da gelen “صلاة / salât sözcüğü, Farsçada yüceltmek için eğilmek, kulluk ve ibadet etmek anlamlarına gelen “نماز / nemaz” sözcüğüne karşılık gelmektedir ve Türkçeye de Farsçadaki şekliyle “namaz” sözcüğü olarak girmiştir (Yaşaroğlu, 2006). Her iki sözcük de (salat ve namaz) İslam dininin direği olarak zikredilen belli vakitlerde ifa edilmesi gereken ibadeti veya ritüeli ifade eder (Yaşaroğlu, 2006). Yukarıdaki iki sözcüğe ilaveten; namazgâhın etimolojik açıdan daha iyi kavranabilmesi için genellikle sözcüklerin sonuna eklenen Farsça kökenli “ﮔﺎﻩ / gâh” ekinin anlamını da bilmek gerekir. Günümüzde de sıkça kullandığımız sözcüklerdeki “gâh” eki, eklendiği sözcüğe yer veya zaman anlamını ilave eder; örneğin güzergâh, karargâh, tezgâh (destgâh), namazgâh vb. (Yavuzarslan, 2010). Görüldüğü üzere “namaz” sözcüğüne eklenen “gâh” eki ile türemiş “namazgâh” sözcüğü, namaz ibadetinin ifa edileceği yeri ifade etmektedir.
Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2020
İlk örneklerini Hz. Muhammed (sav) zamanında gördüğümüz namazgâhlar, İslâm mimarisinin basit ama işlevsel yapı tipleri arasındadır. İlk öncelikle yol güzergâhlarında kervanların ve orduların namaz ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yapılmışlarken, zamanla kent içlerine taşınarak ibadet işlevleri yanı sıra sosyal içerikli hizmetleri de karşılamışlardır. Bu sebeple “musallâ ve “idgâh” gibi başka adlarla da anılmaya başlamışlardır. 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu’ya varan Türklerin bu coğrafyada bazen sade, bazen de oldukça estetik özellikleri bulunan namazgâhlar inşâ ettikleri bilinmektedir. Hiç şüphesiz bu örneklerin önemli bir kısmını Selçuklu devrinde yapılan namazgâhlar oluşturmaktadır. Birçoğu günümüze ulaşamamış olsa da aslında Selçuklunun hükmettiği her Anadolu şehrinde bir namazgâhının olduğu tahmin edilmektedir. Yazının giriş bölümünde, bugüne değin diğer araştırmacıların bu mimari tür için yakıştırmış oldukları tanımlar değerlendirilmiş ve “namazgâh” üst başlığı altında yeni terim önerileri tartışılmıştır. Katalog bölümünde, Selçuklu Türklerinin bu coğrafyada inşâ ettikleri namazgâhlar plan, mimari ve süsleme özellikleriyle birlikte tanıtılıp incelenmiştir. Bunun yanı sıra günümüze ulaşamayan ancak kaynaklar vasıtasıyla bildiğimiz diğer Selçuklu namazgâhları da dile getirilmiştir. Değerlendirme bölümünde ise namazgâhlar hakkında genel bir değerlendirme yapılarak Anadolu Selçuklu namazgâhlarının tiplemesi ortaya konmuştur.
Sabah namazı iki rek'at sünnet, iki rek'at da farz olmak üzere dört rek'attan ibarettir. Önce sünnet kılınır.
Dinbilimleri akademik araştırma dergisi, 2018
Milli Saraylar Sanat Tarih Mimarlık Dergisi, 2021
Sözlükte "secde edilen yer" anlamına gelen mescit, Müslümanların mabetlerine verilen isim olup, cami kelimesi ile eş anlamdadır. Kur'ân' da mescit kelimesi, çoğul şekli olan mesâcid ile birlikte 28 defa geçmektedir. 1
Art-e Sanat Dergisi
Hakkâri, dokuma bakımından Anadolu’nun zengin illerinden biridir. Dokumanın bu kadar gelişmesinde ve çeşitlenmesinde yaşam koşulları, iklim ve geçim kaynakları etkili olmuştur. Hakkâri yöresinin coğrafi özelliğinden dolayı küçükbaş hayvan yetiştiriciliği daha çok tercih edilmektedir. Bu hayvanlardan elde edilen yün malzemeyle; halı, kilim, mêzer, yolluk ve namazlık gibi gündelik hayatta kullanacakları eserler üretmişlerdir. Dünyaca bilinen Hakkâri dokumaları, geçmişi günümüze hatta geleceğe bağlayan önemli birer somut kültür varlıklarıdır. Bu çalışmada ise dokuma namazlıklar ele alınmıştır. Hakkâri merkezi olmak üzere; Çukurca, Yüksekova, Derecik ve Şemdinli ilçeleri ve köylerinde saha çalışması yapılmıştır. Saha çalışması sonucunda otuz üç örneğe ulaşılmıştır. Söz konusu çalışmada ise on dört namazlık katalog bölümünde ele alınarak; teknik, desen, renk ve kompozisyon özelliklerine göre değerlendirilmiştir. Geleneksel Türk el sanatları içerisinde önemli bir yeri olan ve daha önce ça...
Ragib El-İsfehanî meşhur Müfredat kitabında salât kelimesinin aslı, ateşte yanma, ateş ile kızartma ve ateş ile ısınma manasından geliyor diyorsa da; Fuad Abdülbaki Mu’cemül-Müfehres’te ve İbn Manzur Lisanül Arab’da; ateşte yanma, kızartma ve ısınma manası, SLY kökünden gelir; salât ise SLW kökündendir; birincisi y iledir; ikincisi waw iledir, diye tesbit etmişler.. Lisanül-Arab SLW (wawlı şekliyle) sala(t) kelimesinin kök manası insan omurgası, at sırtının kuyruk kısmı veya kalça kısmı demektir diye veriyor. Yolda dizilen atların birincisine mücelli (önden görünen) ikincisine (başı öndekinin arkasına geldiği için) musalli denilir, diyor. Lisanül-Arab, SLY kökünün bir manası da gerekliliktir diye söylüyor. Ve eğer namaz mana-sındaki salât kelimesi SLY’den ise; ilişkinin sebebi suçluların cehenneme girmesinin gerekti-ğinden ve namazın (salâtın) gerekli (farz) oluşundandır, diye izahat veriyor. Lisanül-Arab terim ve kavram olarak salâtın şu gelen manalarda kullanıldığını tesbit ediyor: a) Rükû’ ve secde yapmak b) Allah’ın salât etmesi, onun rahmet etmesi demektir. c) Meleklerin salât etmesi, rahmet ve başarı için dua etmeleri manasına gelir. d) Peygamberin ümmetine salât etmesi, onlar için dua ve istiğfar etmesi demektir. e) Normal insanların birbirine salât etmesi, dua etmek ve güzel bir karşılıkta bulunmak demektir, diye beş farklı mana tesbit etmiştir. Bütün bu etimolojik ve terim manalarının yanında başka bir ihtimal daha var. O da şudur: Bu salât kelimesi bildiğimiz ibadet ve ritüel manasıyla Arapça olmayıp İbraniceden Araplara geçmiş olmasıdır. İbranicesi salutadır. Bildiğimiz ritüel ve bu ritüelin icra edildiği havra demektir. “Eğer Allah’ın insanların bir kısmı ile diğerlerini engellemesi ve dengelemesi olmasaydı; içlerinde Allah’ın adının çokça zikredildiği manastırlar, kiliseler, havralar (salâvat) ve mescidler yıkılırdı.” (Kur’an, 22/40) Lisanül-Arab, bu salâvat kelimesi, Yahudilerin havraları veya o havralarda yapılan ibadetler manasındadır, diye kaydediyor.
İslam dinindeki en temel ibadetlerden birisi olan namaz ibadetinin bedensel yönden pek çok faydaları olduğu gibi ruhsal açıdan da birçok faydaları vardır. Bu bağlamda 15 yaş ile 66 yaş ve üzeri 410 kişi üzerinde gerçekleştirilen bu araştırmada temel amaç, namaz ibadeti ile benlik saygısı arasındaki ilişkiyi psiko-sosyal yöntem ve tekniklerle din psikolojisi açısından incelemektir. Anket tekniği ve tesadüfi örnekleme yöntemiyle gerçekleştirilen bu ilişkisel araştırmada veri toplama aracı olarak "Kişisel Bilgi Formu" ve "Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde ise SPSS 18.0 paket programı ve SPPS Amos programı kullanılmış olup değişkenler arasındaki ilişkileri göstermek ve test etmek için de frekans tabloları, faktör analizi, pearson korelasyon, tek yönlü varyans analizi ve Tukey HSD testinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda 'örneklemin farz ve nafile namazları kılma sıklığı ile benlik saygısı puan ortalamaları arasında istatiksel olarak anlamlılık derecesinde bir ilişki olduğu görülmüştür.
RANKZ PUBLISHERS, 2024
Betria Putri Rahayu Mbahas , 2024
Ed. by Andrzej Żbikowski, 2019
Words · Gospel, 2021
Bhutan: Conservation and Environmental Protection in the Himalayas
Differentiation, 2010
Smart Materials Research, 2012
Scientia Horticulturae, 1995
Developmental Cell, 2007
Journal of Pediatric Gastroenterology and Nutrition, 2013