İftar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İftar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
15 Ağustos 2012 Çarşamba
Bayezid'da İftar
Geçen cuma iş çıkışı yine bir iftar programı yaptık. Bu sefer ki adresimiz Bayezid Meydanıydı.
Erkenden gittik.
Ömercik önce meydandaki itfaiye aracına bindi, ardından ambulansı keşfetti.
Daha sonra meydanda karagöz- hacivat, padişah, Nasrettin hoca kostümüyle doşan abilerin peşinde dolandı durdu.
Şişme kuklalara dokundu, sanki biraz çekiniyordu. Sonra alıştı.
İftarı böyle bekledik.
Beltur'un kafesinde gayet iptidai bir iftar yaptık.
İhtiyar heyeti teravih için camiye gidince biz de kitap fuarını gezdik. Malum oğluşla o kadar uzun bir namaza iştirak etmek pek mümkün olamıyor. Normalde bile camide dönüşümlü namaz kılarız, birimiz mutlaka onla ilgilenir, uzaktan da olsa izleriz. Ne olur ne olmaz diye. Allah'a emanet ama biz tedbirimizi alalım diye düşünüyoruz.
Kitap fuarını gezdikten sonra kafeye geri döndük. Zira teravihten sonra Özdemir Erdoğan konseri vardı. Öndeki masalar dolu olduğu için arkalardan bir yer bulduk zar zor. Bir de yakından dinleyebilseydik çok güzel olurdu.
"Gamze gamze bir gülüver şimdi.."
"Baharda kuşlar gibi.."
"Bana ellerini ver, hayat seni sevince güzel..."
Tekrar yazamazsam; Bayramınızı şimdiden tebrik ederim..
Etiketler:
Bayezid Cami,
Bayezid'da İftar,
Beyazıt Meydanı,
İftar,
Ramazan
8 Ağustos 2012 Çarşamba
Sultanahmet'te İftar
Sultanahmet'e gitme işini cuma gününe planlamıştık. İş çıkışı eve servisle döndüğümde trafikten dolayı oldukça geç kalmıştım. İbb'nin yol durumuna baktığımda gideceğimiz istikamet yeşil görününce programı bozmayalım diye düşündük ve düştük yollara. O yeşil yollara çıkana kadar kırmızıymış oysaki bunu yaşayarak tecrübe etmiş olduk.
Meydana varmadan ezan okununca önce camiye sonra da boğazlar meselesini halletmeye koyulduk. Meydanda açılan çarşıda Mado, Sütiş vs. olduğunu okumuştum. Su böreği buluruz diye düşünmüştük. Hele bir de çorba satan bir dükkancık olursa ne güzel olurdu. Fakat ne gezer. Vardıysa da biz geç kaldığımız için belki göremedik. Sultan ahmet köftecisinin önündeki uzuuuun kuyruksa ezandan yarım saat sonra da göz dolurdurmaya devam ediyordu.
Su böreği bulamadıysak da kol böreği gayet iyiydi. Pidemiz de vardı. Güllü oğlunun hurma suyuyla tatlandırılmış baklavasını da denemiş olduk. Gayet hoştu.
Kuru kahveci Mehmed Efendi'nin tam önündeki masalardan olunca iftar sonrası kahvelerimizi içmek de şart oldu. Bu arada oğluşcuma hemen bir yapıştırmalı kitap çıkarttım ki masada sabit oturması gerektiğinde en iyi kurtarıcımız oluyor. Ortasındaki çıkartmaları uygun şekilli yerlere yapıştırılanları en iyileri. Diğer türlü benim okuyup onun yapıştırdıklarıysa dışarısı için hiç uygun değil.
Öyle yorgundum ki "Asırlık Tatlar ve Sanatlar" çarşısını gezemedim bile. Sadece yiyeceğimiz şeyleri alıp oturduk. Oturuş o oturuş...
Bu ramazan bir kere daha gidesim var ama ihtiyar heyetini ikna edemem diye düşünüyorum.
6 Ağustos 2012 Pazartesi
Yoğurtlu Tavuklu Börek
Geçenlerde iftar için iş yerinden bir arkadaşın verdiği tarifi denedim.
İş dönüşü önce markete gidip hindi ve diğer eksikleri aldım. Daha sonra da eve gidip bu böreği (aslında ana yemek sayılır), yorum katılmış yayla çorbasını ve soğuk şerbetli revaniyi iftar için hazırladım.
Çok hamaratım biliyorum :D
Şimdi tarife geçiyorum:
Malzemeler:
- 3 yufka
- sıvı yağ
- bir tavuk göğüs eti
- karabiber
- 1 diş sarmısak
- yoğurt
- tereyağı
- kırmızı biber
- salça
Yapılışı:
- Tavuk eti haşlanır. (Ben hindi kullandım) Etleri didilir.
- 3 yufka fırın tepsisine tek tek arasına zeytin yağı sürülerek alınır. (Bol bol yerleştiriyoruz)
- Bu şekilde yufkalar fırında biraz pişirilir.
- Fırından çıkarılan yufkalar azıcık ılıyınca ılık olan tavuk suyu bir güzel yufkaların üzerine serpiştirilir.
- Üzerine de didilmiş tavuk serpilir.
- Karabiber de ilave edilir.
- Daha sonra malzeme içte kalacak şekilde dürüm şeklinde sarılır.
- Üzerine sarımsaklı yogurt onun üzerine de tereyağında yakılmış pul biber ve salça dökülerek servis yapılır.
Çok kolay değil mi? Afiyet Olsun..
Bu arada blog ramazanda yemek bloguna dönüşüverdi. Çok mu acıkıyorum nedir ;)
Etiketler:
İftar,
Ramazan,
Tariflerim,
Yoğurtlu Tavuklu Börek
3 Ağustos 2012 Cuma
Süleymaniye'de İftar
Daha önce ramazanda restaurantları tercih etmediğimizi söylemiştim sebepleriyle.
Fakat her sene Süleymaniye'ye gitmezsek olmaz. Eee Süleymaniye'ye gidip de kuru fasulye yemezsek de olmaz. Üstelik buradaki kuru fasulyeciler her zaman yoğun çalışıyorlar. Tabi ki ramazanda iftar vakti ekstra yoğunluk oluyor. Ki adamlar da kaç sıra ekstra masa atıyorlar. Fakat servis konusunda beklentiyi azıcık düşürünce sorun olmuyor. Ayrıca burada sabit bir iftar menüsü yok. İstediğin kadar kuru fasulye yiyorsun. İstemezsen çorba almıyorsun. Gibi gibi..
Her zaman Erzincalı Ali Baba'yı tercih ederdik buradaki kuru fasulyecilerde. Bu sene bir değişiklik yapmaya karar verdik. Zira Ali Baba'nın müşteriye tavrı çok sinir bozucu. Sanırım kendilerini vaz geçilmez görmeye başladılar. E, biz bu sene vaz geçtik ve çok da memnun kaldık. Geçen sene Ali Baba'da kötü de bir tecrübe yaşadığımız için daha cesur davrandık. Kuru fasulyecilerin tam köşesindeki Ali Konak Kanaat Lokantası'na gittik. Ali Babanın kurusundan daha başarılı geldi bana. Denemeye değer.
İftara bir saatten fazla zaman kala bir masayı rezerve ettirdik. O saatte bile sadece ilave masalarda yer kalmıştı. Gidecek olursanız aklınızda olsun, sonra aç kalmayın.
Masamızı ayırttıktan sonra cami çevresinde dolanmaya başladık. Ömercik fıskıyelerde ıslanırken öyle mesuddu ki :)
Caminin yan tarafında iftar programları çekiliyordu. Sanırım TRT'nin programı burada çekiliyor.
İftar yaklaşınca geçtik masamıza. O kalabalığın tek yürek olup iftarı beklemesi ne güzel.
Hadi Allah kabul etsin....
1 Ağustos 2012 Çarşamba
Üsküdar'da İftar
Ramazanda dışarda iftar yapmak tam bir işkence. Dışarda derken restaurantları kast ediyorum.
Diğer zamanlar iyi olanlar bile ramazanda standartlarını çok düşürüyorlar. Bunda tam iftar vakti aynı anda bütün masaların yemeklerini hazırlamaları gerekmesi sebep olabilir. Sorun sadece yemeklerde de değil serviste de oluyor. Belki kendileri de oruçlu olan personelin onca masaya aynı anda yetişmeye çalışması sıkıntılı oluyordur. Üstelik ramazanda sadece iftarda para kazanabildikleri için fiyatları da şişirmeleri işin cabası oluyor.
İftarda zaten çok fazla yemek yenmiyor niye onca para vereyim diye düşünüyor insan. Bir şu açık büfe ya da sınırsız yiyebileceğimiz yerler var ki onlar tam komedi. Zira zaten bir çorbayla doyan oruçlulara yüksek memlağları yutturmanın yolunu böyle bulmuşlar. İnsan "Pahalı ama sınırsız" diye düşünüp gidiyor. Çorbadan, hadi iki lokma da yemekten sonra tıkanıyor. Bazıları birinci tur yemeği bitirip ikinciyi de sipariş veriyor sonra ucundan yiyip paket yaptırıyormuş. İyi fikir dimi :)
Neyse biz ramazanda restaurantlara mümkün mertebe gitmemeye çalışıyoruz.
Geçen gün Üsküdar sahilinde yaptık iftarımızı. Öyle şahaneydi ki evde yediğimden çok daha fazlasını yedim.
Menüyü hemen sayıyorum:
Tabi ki pide, hem de her çeşidinden. (Yumurtalı, sade, pastane pidesi)
Peynir
zeytin
hurma (hem de kudüss)
baklava
su
çay
Bütün malzemeyi Üsküdar çarşısından aldık. Çayımızı da büfeden söyledik. Müthiş bir iftar oldu.
Bu tarz bir iftarı Florya sahilinde de yapasım var. Ev halkını teşkilatlayabilirsem.
Sizin iftarda tercih ettiğiniz güzel yerler var mı?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)