Papers by Sezen ALTAY
Sinema ilk yillarindan itibaren kitleleri etkileyerek pesinden surukleyen bir aygit olmustur. Gun... more Sinema ilk yillarindan itibaren kitleleri etkileyerek pesinden surukleyen bir aygit olmustur. Gunumuzun en genc sanat disiplini olan sinema kendi yolculugunda cesitli anlati yapilari kullanmistir. Baslangicta Aristo’nun klasik geleneksel anlati yapisi benimsenerek filmler uretilirken ilerleyen yillarda modern anlati yapisi olusmustur. Karma bir disiplin olan sinemada klasik anlatidaki ozdeslesme kavrami reddedilerek modern yapida yabancilasma unsuru one cikmistir. Izleyicinin film boyunca kendine verilen mesaji sorgulamasini bekleyen modern anlati yapisi yonetmenin egemenligini kabul eder. Son yillarda postmodern yaklasimin ortaya cikmasi anlati dilinde karmasik bir bicim olusmasina neden olmustur. Geleneksel ve modern anlati unsurlarinin cesitli yontemler ile karma bicimde sunulmasi, olay zaman ve kahramanin kurgusal yapisinda kopukluklar olusturmaktadir. Metinlerarasilik kavrami postmodern yaklasimin okuma yontemi olarak kabul edilmekte ve kavram sinemada da siklikla yer bulmaktad...
Sinema kitlesel bir anlatı olarak kabul gördüğünden bu yana aksiyoner yapısıyla kitleleri etkiley... more Sinema kitlesel bir anlatı olarak kabul gördüğünden bu yana aksiyoner yapısıyla kitleleri etkileyerek peşinden sürüklemektedir. Farklı anlatı biçimlerine sahip olmakla beraber klasik, geleneksel, modern ya da postmodern yapılarla günümüzde en çarpıcı görsel hikâye anlatıcısıdır. Günümüz endüstriyel yapısında popüler Hollywood sineması olarak ilgi gören bu anlatı çoğunlukla izleyicinin kolayca kavrayabileceği masalsı hikâyeler anlatmaktadır. Yapılan çalışmalara göre klasik/popüler anlatı yapısı benzer kahraman ve öyküleme biçimlerine sahiptir. Klasik geleneksel sinema çoğunlukla filmlerde aşk temasını işler ve bu tema sayesinde bireysel olarak ortak duygu oluşumları sağlanır. İnsanlık tarihinde bilinen en eski aşk öyküsü olan Eros ve Psykhe miti neredeyse yapılan tüm film çalışmalarının esin kaynağı olmuştur. Rus biçimbilimci Propp'un incelediği masallarda da biçimsel olarak eylem ve işlevler açısından aşk teması belirleyicidir. Tematik olarak, sürükleyici, izleyiciyi etkileyen ve özdeşleşme yaratan romantik aşk hikâyeleri farklı anlatı biçimlerinde kendini gösterir. Çalışmanın amacı sinemada aşk söyleminin farklı yaklaşımlarını incelemek ve biçimsel olarak gösterdiği değişkenliği açıklamaktır. Bu bağlamda günümüz popüler aşk sinemasının son örneklerinden biri olan 'Suyun Sesi' filmi sahne ve içerik analizi yapılarak değerlendirilmekte ve romantik aşk miti sekans analizi yöntemi ile çözümlenmektedir. Abstract Since cinema has been accepted as a mass narrative, it has been following the masses with its action-oriented structure. Although it has different narrative forms, it is the most striking visual storyteller with classical, traditional, modern or postmodern structures. This narrative, which is regarded as a popular Hollywood cinema in today's industrial structure, mostly tells fairy tales that the audience can easily grasp. According to the studies, the classical / popular narrative structure has similar heroes and narration styles. Classical traditional cinema mostly deals with the theme of love in films and this theme creates individual emotions. The myth of Eros and Psykhe, the oldest known love story in the history of humanity, has inspired almost all the film works. In the fairy tales studied by Russian morphologist Propp, the theme of love is formal in terms of actions and functions. Main theme, for example, romantic love stories that are immersive, affect the audience and create identification is manifested in different narrative forms. The aim of this study is to examine the different approaches of love discourse in cinema and to explain the variability it shows formally. In this context, 'Suyun Sesi', one of the latest examples of popular love cinema, is evaluated by performing stage and content analysis and analyzed by romantic love myth sequence analysis method.
Propaganda kitleleri ikna etme ve yönlendirme amacı taşıyan yöntemlerin tümünü ifade etmekte ve b... more Propaganda kitleleri ikna etme ve yönlendirme amacı taşıyan yöntemlerin tümünü ifade etmekte ve bu amaçla kullanılan kitle iletişim araçları birer propaganda aracı olarak kabul edilmektedir. Toplumların arasındaki iletişimin artması ile birlikte belirli kimse ya da çevrelerin insanları yönetme, hükmetme arzusu farklı propaganda yöntemlerinin ortaya çıkmasına neden olmuş ve bu bağlamda geniş kitlelere hitap eden ve insanlar arasında bir eğlence aracı olarak görülen sinema sanatından faydalanmışlardır. Ortaya çıktığı günden bugüne kadar farklı ideolojik ve politik hedefler doğrultusunda propaganda aracı olarak kullanılan sinemanın en önemli temsilcilerinden birisi Hollywood sinemasıdır. Özellikle filmleriyle savaş dönemlerinde kendinden söz ettiren Hollywood sineması bu şekilde kitleler üzerinde siyasi, askeri ve kültürel propagandafaaliyetlerine devam etmektedir. Çalışmamızın amacı literatür taraması ve içerik analizi ile eldeedilen propaganda kavramıyla ilgili bilgiler ışığında ‘Yeşil Bereliler’ filmi örnek gösterilerek Hollywood sinemasının bir propaganda aracı olarak kullanıldığını ve sinemanın toplum üzerindeki etkisini ortaya koymaktadır.
Dünya genelinde propaganda; toplumları yönlendirme, ikna etme ve manipüle etme amacı taşıyan eyle... more Dünya genelinde propaganda; toplumları yönlendirme, ikna etme ve manipüle etme amacı taşıyan eylemlerin tümü olarak ifade edilmektedir. Bu amaç doğrultusunda kullanılan kitle iletişim araçlarının tümü, birer propaganda aracı olarak görülmektedir. Kitleler arası iletişimin artması ile birlikte egemen güçlerin insanları yönlendirme ve yönetme arzusu, farklı propaganda türlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu bağlamda geniş kitlelere hitabeden ve insanlar arasında bir eğlence aracı olarak ilgi gören sinema, egemen güçler tarafından fark edildiği günden beri, ideolojik ve politik çıkarlar veya amaçlar doğrultusunda propaganda amaçlı kullanılmaya devam edilmektedir. Özellikle farklı propaganda tekniklerinin uygulandığı savaş dönemlerinden sonra, küreselleşmenin artması ile birlikte, çoğunlukla askeri ve siyasi propaganda dışında kültürel propaganda da karşımıza çıkmaktadır. Çalışmamızda bahsi geçen propaganda teknikleri incelenerek, propagandanın sinema üzerindeki etkisini anlamak amacıyla, propagandanın oluşum ve tarihsel sürecinde Sovyet Rusya, Hitler Nazi Almanya’sı ve Hollywood sineması gibi üç önemli dönemine yer verilecektir. Bu doğrultuda ise bir propaganda filmi olan Ben Küba (Soy Cuba) adlı film incelenmektedir
Fantastik anlatılardan önce sözlü olarak nesilden nesile aktarılan, bir insanın veya toplumun yaş... more Fantastik anlatılardan önce sözlü olarak nesilden nesile aktarılan, bir insanın veya toplumun yaşamını, mücadelelerini, hikâyelerini dilden dile çocuklara anlatan masallar yıllar boyunca önce yazıya, sonrasında ise beyaz perdeye yansıtılmıştır. Böylece gündelik yaşamlardan ortaya çıkarılan mitler, semboller ve hikâyeler daha renkli bir biçimde sinemaya uyarlanmıştır. 20.yy’da teknolojinin gelişmesi ve sinemanın sanayileşme sürecine girmesi ile yapılan çok sayıda fantastik masalsı filmler, kendini yine kendi içinde yenileyerek ve dönüştürerek var olmayı başarmıştır. Klasik anlatı biçiminin temelini oluşturan masallar, postmodern dönemde metinlerarası etkileşim içine girmiştir. Kendi içinde yeni metinler, yeni anlamlar üretmeye başlayan sinema, bu doğrultuda izleyiciye yeni bir haz ve yeni mitolojik öyküler aktarırken diğer yandan da günümüzde izleyiciye geçmişten izlekler sunmaya devam etmektedir. Sinema başlangıcından itibaren belgesel tür ile dış gerçekliği olduğu gibi yansıtan hikâyeler üretmenin yanı sıra günümüze kadar Melies’in gittiği yoldan düşsel ve fantastik anlatı yapıları kurgulamaya devam etmiştir. Çalışmamızda bu doğrultuda sinemada masalsı anlatı ve mitolojik ögeleri incelemekte ve bu bağlamda ‘Pan’ın Labirenti’ filmi örnek alınmaktadır.
Sinema ilk yıllarından itibaren kitleleri etkileyerek peşinden sürükleyen bir aygıt olmuştur. Gün... more Sinema ilk yıllarından itibaren kitleleri etkileyerek peşinden sürükleyen bir aygıt olmuştur. Günümüzün en genç sanat disiplini olan sinema kendi yolculuğunda çeşitli anlatı yapıları kullanmıştır. Başlangıçta Aristo’nun klasik geleneksel anlatı yapısı benimsenerek flmler üretilirken ilerleyen yıllarda modern anlatı yapısı oluşmuştur. Karma bir disiplin olan sinemada klasik anlatıdaki özdeşleşme kavramı reddedilerek modern yapıda yabancılaşma unsuru öne çıkmıştır. İzleyicinin flm boyunca kendine verilen mesajı sorgulamasını bekleyen modern anlatı yapısı yönetmenin egemenliğini kabul eder. Son yıllarda postmodern yaklaşımın ortaya çıkması anlatı dilinde karmaşık bir biçim oluşmasına neden olmuştur. Geleneksel ve modern anlatı unsurlarının çeşitli yöntemler ile karma biçimde sunulması, olay zaman ve kahramanın kurgusal yapısında kopukluklar oluşturmaktadır. Metinlerarasılık kavramı postmodern yaklaşımın okuma yöntemi olarak kabul edilmekte ve kavram sinemada da sıklıkla yer bulmaktadır. Farklı sinemasal metinlerin çeşitli yöntemlerle birbirini alıntılaması Türk ve Amerikan sinemasında da örneklenmiştir. Birbirine gönderen ve birbirini alıntılayan bu tür flmler özellikle fantastik türde karşımıza çıkmaktadır. İçerik olarak birbirini kopyalayan bu türden çalışmalar çizgi roman, dizi ya da sinema flmi olarak her iki ülke sinemasında da sıklıkla başvurulan metinler olmuştur
Medya kanalını kullanarak insanları ikonlaştıran popüler kültür diğer insanları ötekileştirir. Bu... more Medya kanalını kullanarak insanları ikonlaştıran popüler kültür diğer insanları ötekileştirir. Bu şekilde etkisi altına alarak, kendi sınırları içerisinde içsel özgürlüklerini sunar. İnsanı insana özendirerek kendi içinde hayran toplulukları oluşturan medya, şöhret ve hayranlık kavramlarını yüceltir. Kendi aidiyetinden kopararak, özünden uzaklaştırır. Popüler kültür ürünleri olarak bilinen şöhret ikonlarının hayatlarını özümseyerek yaşantımıza dâhil ederken, gündelik yaşantıya farkında olmadan etki etmelerine sebep olmaktayız. Söz konusu medya unsuru olduğunda izleyicinin neden karakterler ile bağ kurduğu veya takip ettiği, içerikten ne şekilde etkilendiği sorusu önemli olmuştur. İzleyici özdeşleşme kurduğu şöhret ikonu ile parasosyal etkileşim ilişki içerisine girer. Günümüzde medyanın popüler kültür üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçek olup ve bu doğrultuda oluşan şöhret ve hayranlık olguları parasosyal etkileşimin bir ürünüdür. Bu çalışma popüler kültür ürünleri olan şöhret ikonlarıyla bireyin parasosyal etkileşimi, ekranda yansıtılan kimliklerin rolü ve toplumda yaratılan hayranlık bağlarının oluşum nedenleri açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmada literatür taraması yapılarak, şöhret ve hayranlık kültürü parasosyal perspektifle incelenmiştir. Bunun için internet ve televizyonun toplum üzerindeki etkisi, şöhret kavramının oluşumu parasosyal etkileşim ile popüler kültür ilişkisi çerçevesinde ele alınmış ve etkileri değerlendirilmiştir. Araştırmamızda ele aldığımız konular, medya aracılığıyla egemen güçlerin kitleleri etkilemek için birtakım popüler kültür ikonlarını parasosyal etkileşimle kitleleri hipnoz etme isteğidir.
Thesis Chapters by Sezen ALTAY
Uploads
Papers by Sezen ALTAY
Thesis Chapters by Sezen ALTAY