Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı annemin tavsiyesi Beyaz Kasımpatı. Benden önce okuyup elindeki bitince bunu da oku dedi. :) Anne sözü dinlemek lazım hemen başladım okumaya. Severek okudum ama aynı zamanda zor da okudum çünkü çok çok üzücüydü.
1943 yılında Japon işgali altındaki Kore'de zor şartlarda hayata tutunmaya çalışan ailelerden birinin on altı yaşındaki kızı Hana, annesiyle beraber dalgıçlık yapıp ailesini geçindirmeye çalışıyor. Bir gün küçük kardeşini kurtarmak için Japon askerlerine esir düşer ve çook çok korkunç şeyler yaşar. Mançurya'ya oradan da Moğolistan'a uzanan her anı acılara dolu hayatını okurken gözlerim doldu sık sık.
2011 yılında ise Güney Kore'de Emi'nin yaşadıklarına tanık oluyoruz. Acı dolu geçmişini kalbinde taşıyan ve artık yaşlı bir kadın olan Emi'nin herkesten sakladığı sırlarını ortaya dökme zamanı gelmiştir.
Çift zamanlı ilerlemesi sayesinde daha da ilgiyle, merakla ve hep bir buruklukla okudum. Gerçeklere dayalı bir kurgu olması daha da iç acıtıcı. İnsanların ne kadar zalim olabileceklerini ne yazık ki biliyoruz. Savaşlar çok kötü, keşke hiç olmasa... Daha da önemlisi keşke ekmeğini yediği ülkeye ihanet eden insanlar yok olsa... Neyse okuyun bence çok güzeldi.
''Acı, iyi bir öğretmendi...''
''Düşünmemek çok daha kolaydı, yokmuş gibi davrandığında aynı şeyleri defalarca yaşamak zorunda kalmıyordu.''
''Bir gün babası siyasi şiirlerinden birini okuduktan sonra kelimeler çok güçlüdür demişti. Ne kadar çok kelime bilirsen o kadar güçlü olursun. Japonların kendi dilimizi yasaklamasının sebebi de bu. Kelimelerimizi kısıtlayarak gücümüzü azaltıyorlar...''
ARKADYA YAYINLARI
Çeviren: Dilek Parsadan
1. Baskı Aralık 2018
392 Sayfa