Makam mûsikîsinin nazarî kaynakları incelendiğinde çeşitli nazariyatçıların makam, âvâze, şûbe ve... more Makam mûsikîsinin nazarî kaynakları incelendiğinde çeşitli nazariyatçıların makam, âvâze, şûbe ve terkip gibi ezgisel yapıların isimlerinde, bir makam ismine birtakım sıfatlar ekleyerek ürettikleri birleşik isimleri kullandıkları görülmektedir. Bu birleşik isimlere sahip ezgisel yapılar, yakın ilişkide oldukları diğer yapılarla birlikte bir varyant olarak veya farklı özellikler taşıyan özgün bir yapı olarak var olmaya devam etmektedir. Nazariyatçıların açıklamalarına bakıldığında makam (veya âvâze, şube, terkip) isimlerine yapılan bu eklemelerin, genellikle ezgisel açıdan belirli bir amaç ve işlev gözetilerek gerçekleştirildiği anlaşılır. Bu bağlamda araştırmada, nazarî kaynaklardaki makam isimlerinde sıklıkla görülen “kebîr”, “sagîr”, “sagîrek” ve “kâmil” sıfatlarının hangi amaçlarla ve bu sıfatlara ne tür işlevler yüklenerek kullanıldıklarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca ek olarak, söz konusu makam isimlerinin nazarî geleneğin değişim safhalarını, nazariyatçıların temel yaklaşımlarını ve icranazariyat alanlarının ilişkisini anlama noktasında sağlayabileceği imkânlar sorgulanmıştır. Bu doğrultuda, üç farklı makam kataloğu çalışması referans alınarak 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar nazarî kaynaklarda yer alan makam isimleri taranmış, isminde söz konusu sıfatları barındıran makamlar tespit edilmiştir. Tespit edilen makamların tarifleri incelenmiş, varyantlaşma açısından yakın ilişkide olduğu diğer makamlarla kıyaslanmış, böylece sıfatların kullanım amaçları ve taşıdıkları işlevler ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, makam isimlerinde mezkûr sıfatların, makamın gerçekleştiği ses sahası ve ezgisel menzil açısından işlevsel bir ayrım amacı gözetilerek kullanıldıkları sonucuna ulaşılmıştır. Söz konusu makamların, nazarî modellerin çeşitli özelliklerini, nazariyatçıların farklı yaklaşımlarını ve icra-nazariyat alanların etkileşimini anlama noktasında da önemli veriler sağladığı ortaya çıkmıştır.
Osmanlı-Türk mûsikîsi nazariyatçıları bazı makam ve terkipleri, bilinen bir makam adına birtakım ... more Osmanlı-Türk mûsikîsi nazariyatçıları bazı makam ve terkipleri, bilinen bir makam adına birtakım sıfatlar ekleyerek ürettikleri yeni isimlerle tanımlamışlardır. Nazariyatçıların açıklamaları temel alındığında makam isimlerine eklenen bu sıfatların, genellikle ezgisel açıdan belirli bir amaç ve işleve sahip olduğu anlaşılır. Bu bağlamda araştırmada, makam isimlerinde sıklıkla görülen “atîk”, “kadîm”, “cedîd”, “eski” ve “yeni” sıfatlarının hangi amaçlarla ve bu sıfatlara ne tür işlevler yüklenerek kullanıldıklarının incelenmesi amaçlanmış, ayrıca bu makam isimlerinin nazarî geleneğin değişim süreçlerini ve nazariyatçıların farklı yaklaşımlarını anlama konusunda sağlayabileceği imkânlar sorgulanmıştır. Bu doğrultuda, üç farklı makam kataloğu çalışması referans alınarak nazarî kaynaklarda bulunan makam isimleri taranmış, isminde mezkûr sıfatlar bulunan makamlar tespit edilmiştir. Tespit edilen makamların tarifleri incelenmiş, varyantlaşma açısından yakın ilişkide olduğu diğer makamlarla kıyaslanarak sıfatların kullanım amaçları belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, makam isimlerindeki bu sıfatların, makamın tarihsel bağlamını, icra açısından unutulmuş olma durumunu ve “nev ihtirâ” olma vasfını vurgulamak amacıyla kullanıldıkları sonucuna ulaşılmıştır. Söz konusu makamların, nazarî modellerin çeşitli özelliklerini, nazariyatçıların yaklaşımlarını, makamların tarihsel süreçteki değişimlerini ve icranazariyat alanların etkileşimini anlama noktasında da önemli ipuçları sağladığı ortaya çıkmıştır.
Porte Akademik Müzik ve Dans Araştırmaları Dergisi, 2022
Bu araştırmada, halk mûsikîsi repertuvarının makam nazariyesi açısından
incelenmesine yer verilmi... more Bu araştırmada, halk mûsikîsi repertuvarının makam nazariyesi açısından incelenmesine yer verilmiştir. Segâh makamı, Anadolu edvar geleneğinden günümüze nazarî kaynakların tarifleri ve icra alanının seçkin örnekleri incelendiğinde kendi hanesi olan Segâh perdesinden âgâz ederek, tam perdelerle seyir edip yine Segâh perdesinde karar eden bir makamdır. Âgâz ve kararını aynı perde üzerinde gerçekleştirdiği için dairesel hareket tarzına sahiptir. Segâh perdesi dışında herhangi bir perdeden âgâz ediş Segâh perdesinde karar eiğinde ise doğrusal hareket tarzı meydana gelmektedir. Bu durumda farklı bir hareket tarzı oluşması ve farklı âgâz perdesi kullanılması sebebiyle bu tip ezgilerin yaygın kanının aksine Segâh makamı olarak adlandırılamayacağı açıktır. Bu doğrultuda araştırmada, halk mûsikîsi repertuvarında tam perdeler ile seyir edip Segâh perdesinde karar eden eserleri ezgisel hareket tarzı temelli makam modellerine göre analiz ederek, âgâz edilen perdeye göre oluşan makam veya terkiblerin tespit edilmesi ve bu doğrultuda makam nazariyesi alanına halk mûsikîsi incelemeleri üzerinden katkı sağlamak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak, halk mûsikîsi repertuvarından amaçlı örneklem yöntemiyle seçilen, tam perdeler ile seyredip Segâh perdesinde karar eden 160 adet eserin âgâz perdeleri tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre örneklem eserlerde toplamda 6 farklı perdeden âgâz edildiği tespit edilmiştir. Bunlar yoğunluklarına göre Neva, Eviç, Gerdaniye, Hüseynî, Segâh ve Çargâh perdeleri olarak sıralanmaktadır. Dizi odaklı makam anlayışında tamamı Segâh makamı olarak kabul edilebilecek örneklem eserlerin, ezgisel hareket temelli makam anlayışında âgâz perdesinin makam adlandırmasının temeli olması sebebiyle aslında 6 farklı makam-terkib yapısına sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Segâh makamı tariflerine tam olarak uyan eserlerin, örneklemin yalnızca %10'unu oluşturması ise araştırmanın dikkat çeken sonuçlarından biridir. Buna göre, her bir âgâz perdesi için güncel ve tarihsel nazarî kaynaklardan alınan makam ve terkibler, adlandırma-sınıflandırma önerileri olarak sunulmuştur.
Bu araştırma, mesleki müzik eğitimi veren kurumların lisans düzeyinde verilen bozuk düzeni bağlam... more Bu araştırma, mesleki müzik eğitimi veren kurumların lisans düzeyinde verilen bozuk düzeni bağlama eğitiminde kullanılmakta olan eserleri bağlama eğitimcilerinin görüş ve deneyimleri doğrultusunda zorluk düzeylerine göre sınıflandırmak ve farklı seviyelerdeki öğrencilere yönelik eser seçiminde eğitimcilere kolaylık sağlamak amacıyla yapılmıştır. Betimsel bir durum çalışması olan bu çalışmanın katılımcılarını, 15 farklı üniversiteden 23 öğretim elemanı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, hazırlanan değerlendirme anketi aracılığıyla elde edilmiştir. Araştırmada bağlama eğitimcilerinin kişisel deneyimlerine bağlı görüşleri doğrultusunda bağlama eğitiminde kullanıldığı tespit edilen 261 adet eserin TRT repertuvarında yer alan notasyonları esas kabul edilerek, bağlama eğitimcilerinin verdiği puanlar sonucu zorluk derecelerine göre sınıflandırılması yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar neticesinde, başlangıç düzeyinde 28 adet eser, orta düzeyde 183 eser, ileri düzeyde ise 50 eser belirlenmiştir. Buna göre, en kolay eser 2,21 puan ortalamasıyla "Uzun İnce Bir Yoldayım" olurken, en zor eserler ise 11,6 puan ortalamasıyla "Nihavend Uvertür" ve "Naz Nazı" olarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar neticesinde, bağlamada icracıların teknik becerilerini geliştirmeye yönelik yeni çalgısal eserlerin bestelenmesi ve bunların bağlama öğretim programlarına dahil edilmesine yönelik çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi, 2020
Bu araştırmada, Tahtacı Türkmen topluluklarının semahlarındaki müzikal yapının incelenmesine ve m... more Bu araştırmada, Tahtacı Türkmen topluluklarının semahlarındaki müzikal yapının incelenmesine ve makamsal analizine yer verilmiştir. Tahtacılar; ritüelleri, kurumları, inanç ve ibadetleri bakımından diğer Alevi topluluklara göre daha özgün bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla inanç ve ibadet ekseninde gelişen dini müzikler (semah, nefes) ve din dışı (mengi, ağıt, vb.) müzikler de diğer pratikler gibi karakteristik bir yapıdadır. Çalışmanın konusunu oluşturan Tahtacı topluluklara ait semah ezgilerinin makamsal yapısının ve yöresel ezgi karakterlerinin analiz edilmesi, bu toplulukların sahip oldukları müzikal birikimi ve yaşam-inanç-kültür çerçevesinde şekillenen müzikal kimliklerini ortaya çıkarması bakımından önem taşımaktadır. Araştırmada betimsel yöntem kullanılmış olup, verilerin toplanmasında belge ve kaynak tarama yönteminden yararlanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, doküman analizi, içerik analizi ve Markov zincirleri gibi nicel ve nitel veri analizi tekniklerinden yararlanılmıştır. Aynı zamanda araştırmada kullanılan yenilikçi veri analizi yaklaşımları, araştırmayı diğer araştırmalardan ayıran en temel hususlardan biridir. Araştırmanın örneklemini, TRT repertuvarında tespit edilen ve kişisel arşivlerden elde edilen 24 semah ezgisi oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda Tahtacı semahlarının; yaklaşık iki oktavlık alan içerisinde ezgisel yapılanma özelliği gösterdiği, çoğunlukla farklı makamsal ezgi çekirdeklerini içerisinde barındıran karma türdeki makamsal yapılardan meydana geldiği, Türk Halk Müziği'nde kullanılan 17'li perde sistemini tamamen yansıttığı, geçkilerin perdeler arasında meydana gelen genişleme ve daralma şeklinde olduğu, kullanılan ezgisel kalıpların çoğunlukla ağırlama/giriş bölgesi ve yeldirme bölümlerinin karar perdeleri ekseninde gelişim gösterdiği sonucuna varılmıştır.
Türk ve İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2023
This article was checked by Intihal.net. Bu makale İntihal.net tarafından taranmıştır. This artic... more This article was checked by Intihal.net. Bu makale İntihal.net tarafından taranmıştır. This article is under the Creative Commons license. Bu makale Creative Commons lisansı altındadır.
4. Ulusal Sanat Eğitimi Sempozyumu Tam Metin Bildiriler Kitabı, 2024
Makam nazariyat tarihi incelemelerine göre 13. yüzyıldan günümüze kadar, makam kavramının ele alı... more Makam nazariyat tarihi incelemelerine göre 13. yüzyıldan günümüze kadar, makam kavramının ele alınışı ve açıklanması açısından dört temel nazarî model vardır. Bu modeller, anlatımlarının merkezine aldıkları olgu, kavram ve terimlere göre dizi merkezli ve ezgi merkezli olmak üzere iki temel yaklaşım sergilerler. Bu araştırmada, makam eğitimi alanında, son on yılda yayımlanan ve meslekî müzik eğitimi kurumlarında ders kitabı olarak kullanılan eğitsel nitelikli kaynakların, makam tarif tarzları ve kullandıkları terminoloji sınırlılığında iki temel nazarî yaklaşım açısından incelenmesine yer verilmiştir. Yapılan incelemelerle, kaynakların teorik anlatımlarında hangi nazarî yaklaşımı benimsedikleri ve bu doğrultuda günümüzde makam teorisi alanının makam yaklaşımı açısından nasıl bir eğilim içerisinde olduğunun tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, öğretim materyali olarak kullanılan ve ulaşılabilen yedi adet kitap ve bu kitaplardaki Rast makamı tanımları örneklem olarak belirlenmiştir. Yapılan tanımlar içerik analizi yöntemiyle incelenerek makam tarif tarzı ve terminoloji tercihleri tespit edilmiş ve kaynakların hangi nazarî yaklaşımı benimsedikleri belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre incelenen kaynakların üç tanesinde ezgi/ezgisel hareket merkezli makam yaklaşımının hâkim olduğu, makam açıklamalarının perde düzenleri, âgâz-başlangıç, seyir-süreç ve karar-bitiş terminolojisi ekseninde gerçekleştiği tespit edilmiştir. Üç kaynakta dizi ve ezgi merkezli yaklaşımların bir arada bulunduğu, bir kaynakta ise yalnızca dizi merkezli makam yaklaşımının benimsendiği görülmüştür. Bu bulgulardan hareketle, incelenen kaynakların büyük çoğunluğunun, makam tarif tarzı ve terminoloji açısından ezgisel hareket merkezli, seyir özelliklerini öne çıkaran ve icra alanına önem veren pratik esaslı yaklaşımı benimsedikleri ve makam eğitimi alanında bu yönde bir eğilim olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda konuya ilişkin yapılabilecek diğer bilimsel araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.
Makam mûsikîsinin nazarî kaynakları incelendiğinde çeşitli nazariyatçıların makam, âvâze, şûbe ve... more Makam mûsikîsinin nazarî kaynakları incelendiğinde çeşitli nazariyatçıların makam, âvâze, şûbe ve terkip gibi ezgisel yapıların isimlerinde, bir makam ismine birtakım sıfatlar ekleyerek ürettikleri birleşik isimleri kullandıkları görülmektedir. Bu birleşik isimlere sahip ezgisel yapılar, yakın ilişkide oldukları diğer yapılarla birlikte bir varyant olarak veya farklı özellikler taşıyan özgün bir yapı olarak var olmaya devam etmektedir. Nazariyatçıların açıklamalarına bakıldığında makam (veya âvâze, şube, terkip) isimlerine yapılan bu eklemelerin, genellikle ezgisel açıdan belirli bir amaç ve işlev gözetilerek gerçekleştirildiği anlaşılır. Bu bağlamda araştırmada, nazarî kaynaklardaki makam isimlerinde sıklıkla görülen “kebîr”, “sagîr”, “sagîrek” ve “kâmil” sıfatlarının hangi amaçlarla ve bu sıfatlara ne tür işlevler yüklenerek kullanıldıklarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca ek olarak, söz konusu makam isimlerinin nazarî geleneğin değişim safhalarını, nazariyatçıların temel yaklaşımlarını ve icranazariyat alanlarının ilişkisini anlama noktasında sağlayabileceği imkânlar sorgulanmıştır. Bu doğrultuda, üç farklı makam kataloğu çalışması referans alınarak 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar nazarî kaynaklarda yer alan makam isimleri taranmış, isminde söz konusu sıfatları barındıran makamlar tespit edilmiştir. Tespit edilen makamların tarifleri incelenmiş, varyantlaşma açısından yakın ilişkide olduğu diğer makamlarla kıyaslanmış, böylece sıfatların kullanım amaçları ve taşıdıkları işlevler ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, makam isimlerinde mezkûr sıfatların, makamın gerçekleştiği ses sahası ve ezgisel menzil açısından işlevsel bir ayrım amacı gözetilerek kullanıldıkları sonucuna ulaşılmıştır. Söz konusu makamların, nazarî modellerin çeşitli özelliklerini, nazariyatçıların farklı yaklaşımlarını ve icra-nazariyat alanların etkileşimini anlama noktasında da önemli veriler sağladığı ortaya çıkmıştır.
Osmanlı-Türk mûsikîsi nazariyatçıları bazı makam ve terkipleri, bilinen bir makam adına birtakım ... more Osmanlı-Türk mûsikîsi nazariyatçıları bazı makam ve terkipleri, bilinen bir makam adına birtakım sıfatlar ekleyerek ürettikleri yeni isimlerle tanımlamışlardır. Nazariyatçıların açıklamaları temel alındığında makam isimlerine eklenen bu sıfatların, genellikle ezgisel açıdan belirli bir amaç ve işleve sahip olduğu anlaşılır. Bu bağlamda araştırmada, makam isimlerinde sıklıkla görülen “atîk”, “kadîm”, “cedîd”, “eski” ve “yeni” sıfatlarının hangi amaçlarla ve bu sıfatlara ne tür işlevler yüklenerek kullanıldıklarının incelenmesi amaçlanmış, ayrıca bu makam isimlerinin nazarî geleneğin değişim süreçlerini ve nazariyatçıların farklı yaklaşımlarını anlama konusunda sağlayabileceği imkânlar sorgulanmıştır. Bu doğrultuda, üç farklı makam kataloğu çalışması referans alınarak nazarî kaynaklarda bulunan makam isimleri taranmış, isminde mezkûr sıfatlar bulunan makamlar tespit edilmiştir. Tespit edilen makamların tarifleri incelenmiş, varyantlaşma açısından yakın ilişkide olduğu diğer makamlarla kıyaslanarak sıfatların kullanım amaçları belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, makam isimlerindeki bu sıfatların, makamın tarihsel bağlamını, icra açısından unutulmuş olma durumunu ve “nev ihtirâ” olma vasfını vurgulamak amacıyla kullanıldıkları sonucuna ulaşılmıştır. Söz konusu makamların, nazarî modellerin çeşitli özelliklerini, nazariyatçıların yaklaşımlarını, makamların tarihsel süreçteki değişimlerini ve icranazariyat alanların etkileşimini anlama noktasında da önemli ipuçları sağladığı ortaya çıkmıştır.
Porte Akademik Müzik ve Dans Araştırmaları Dergisi, 2022
Bu araştırmada, halk mûsikîsi repertuvarının makam nazariyesi açısından
incelenmesine yer verilmi... more Bu araştırmada, halk mûsikîsi repertuvarının makam nazariyesi açısından incelenmesine yer verilmiştir. Segâh makamı, Anadolu edvar geleneğinden günümüze nazarî kaynakların tarifleri ve icra alanının seçkin örnekleri incelendiğinde kendi hanesi olan Segâh perdesinden âgâz ederek, tam perdelerle seyir edip yine Segâh perdesinde karar eden bir makamdır. Âgâz ve kararını aynı perde üzerinde gerçekleştirdiği için dairesel hareket tarzına sahiptir. Segâh perdesi dışında herhangi bir perdeden âgâz ediş Segâh perdesinde karar eiğinde ise doğrusal hareket tarzı meydana gelmektedir. Bu durumda farklı bir hareket tarzı oluşması ve farklı âgâz perdesi kullanılması sebebiyle bu tip ezgilerin yaygın kanının aksine Segâh makamı olarak adlandırılamayacağı açıktır. Bu doğrultuda araştırmada, halk mûsikîsi repertuvarında tam perdeler ile seyir edip Segâh perdesinde karar eden eserleri ezgisel hareket tarzı temelli makam modellerine göre analiz ederek, âgâz edilen perdeye göre oluşan makam veya terkiblerin tespit edilmesi ve bu doğrultuda makam nazariyesi alanına halk mûsikîsi incelemeleri üzerinden katkı sağlamak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak, halk mûsikîsi repertuvarından amaçlı örneklem yöntemiyle seçilen, tam perdeler ile seyredip Segâh perdesinde karar eden 160 adet eserin âgâz perdeleri tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre örneklem eserlerde toplamda 6 farklı perdeden âgâz edildiği tespit edilmiştir. Bunlar yoğunluklarına göre Neva, Eviç, Gerdaniye, Hüseynî, Segâh ve Çargâh perdeleri olarak sıralanmaktadır. Dizi odaklı makam anlayışında tamamı Segâh makamı olarak kabul edilebilecek örneklem eserlerin, ezgisel hareket temelli makam anlayışında âgâz perdesinin makam adlandırmasının temeli olması sebebiyle aslında 6 farklı makam-terkib yapısına sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Segâh makamı tariflerine tam olarak uyan eserlerin, örneklemin yalnızca %10'unu oluşturması ise araştırmanın dikkat çeken sonuçlarından biridir. Buna göre, her bir âgâz perdesi için güncel ve tarihsel nazarî kaynaklardan alınan makam ve terkibler, adlandırma-sınıflandırma önerileri olarak sunulmuştur.
Bu araştırma, mesleki müzik eğitimi veren kurumların lisans düzeyinde verilen bozuk düzeni bağlam... more Bu araştırma, mesleki müzik eğitimi veren kurumların lisans düzeyinde verilen bozuk düzeni bağlama eğitiminde kullanılmakta olan eserleri bağlama eğitimcilerinin görüş ve deneyimleri doğrultusunda zorluk düzeylerine göre sınıflandırmak ve farklı seviyelerdeki öğrencilere yönelik eser seçiminde eğitimcilere kolaylık sağlamak amacıyla yapılmıştır. Betimsel bir durum çalışması olan bu çalışmanın katılımcılarını, 15 farklı üniversiteden 23 öğretim elemanı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, hazırlanan değerlendirme anketi aracılığıyla elde edilmiştir. Araştırmada bağlama eğitimcilerinin kişisel deneyimlerine bağlı görüşleri doğrultusunda bağlama eğitiminde kullanıldığı tespit edilen 261 adet eserin TRT repertuvarında yer alan notasyonları esas kabul edilerek, bağlama eğitimcilerinin verdiği puanlar sonucu zorluk derecelerine göre sınıflandırılması yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar neticesinde, başlangıç düzeyinde 28 adet eser, orta düzeyde 183 eser, ileri düzeyde ise 50 eser belirlenmiştir. Buna göre, en kolay eser 2,21 puan ortalamasıyla "Uzun İnce Bir Yoldayım" olurken, en zor eserler ise 11,6 puan ortalamasıyla "Nihavend Uvertür" ve "Naz Nazı" olarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar neticesinde, bağlamada icracıların teknik becerilerini geliştirmeye yönelik yeni çalgısal eserlerin bestelenmesi ve bunların bağlama öğretim programlarına dahil edilmesine yönelik çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi, 2020
Bu araştırmada, Tahtacı Türkmen topluluklarının semahlarındaki müzikal yapının incelenmesine ve m... more Bu araştırmada, Tahtacı Türkmen topluluklarının semahlarındaki müzikal yapının incelenmesine ve makamsal analizine yer verilmiştir. Tahtacılar; ritüelleri, kurumları, inanç ve ibadetleri bakımından diğer Alevi topluluklara göre daha özgün bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla inanç ve ibadet ekseninde gelişen dini müzikler (semah, nefes) ve din dışı (mengi, ağıt, vb.) müzikler de diğer pratikler gibi karakteristik bir yapıdadır. Çalışmanın konusunu oluşturan Tahtacı topluluklara ait semah ezgilerinin makamsal yapısının ve yöresel ezgi karakterlerinin analiz edilmesi, bu toplulukların sahip oldukları müzikal birikimi ve yaşam-inanç-kültür çerçevesinde şekillenen müzikal kimliklerini ortaya çıkarması bakımından önem taşımaktadır. Araştırmada betimsel yöntem kullanılmış olup, verilerin toplanmasında belge ve kaynak tarama yönteminden yararlanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, doküman analizi, içerik analizi ve Markov zincirleri gibi nicel ve nitel veri analizi tekniklerinden yararlanılmıştır. Aynı zamanda araştırmada kullanılan yenilikçi veri analizi yaklaşımları, araştırmayı diğer araştırmalardan ayıran en temel hususlardan biridir. Araştırmanın örneklemini, TRT repertuvarında tespit edilen ve kişisel arşivlerden elde edilen 24 semah ezgisi oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda Tahtacı semahlarının; yaklaşık iki oktavlık alan içerisinde ezgisel yapılanma özelliği gösterdiği, çoğunlukla farklı makamsal ezgi çekirdeklerini içerisinde barındıran karma türdeki makamsal yapılardan meydana geldiği, Türk Halk Müziği'nde kullanılan 17'li perde sistemini tamamen yansıttığı, geçkilerin perdeler arasında meydana gelen genişleme ve daralma şeklinde olduğu, kullanılan ezgisel kalıpların çoğunlukla ağırlama/giriş bölgesi ve yeldirme bölümlerinin karar perdeleri ekseninde gelişim gösterdiği sonucuna varılmıştır.
Türk ve İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2023
This article was checked by Intihal.net. Bu makale İntihal.net tarafından taranmıştır. This artic... more This article was checked by Intihal.net. Bu makale İntihal.net tarafından taranmıştır. This article is under the Creative Commons license. Bu makale Creative Commons lisansı altındadır.
4. Ulusal Sanat Eğitimi Sempozyumu Tam Metin Bildiriler Kitabı, 2024
Makam nazariyat tarihi incelemelerine göre 13. yüzyıldan günümüze kadar, makam kavramının ele alı... more Makam nazariyat tarihi incelemelerine göre 13. yüzyıldan günümüze kadar, makam kavramının ele alınışı ve açıklanması açısından dört temel nazarî model vardır. Bu modeller, anlatımlarının merkezine aldıkları olgu, kavram ve terimlere göre dizi merkezli ve ezgi merkezli olmak üzere iki temel yaklaşım sergilerler. Bu araştırmada, makam eğitimi alanında, son on yılda yayımlanan ve meslekî müzik eğitimi kurumlarında ders kitabı olarak kullanılan eğitsel nitelikli kaynakların, makam tarif tarzları ve kullandıkları terminoloji sınırlılığında iki temel nazarî yaklaşım açısından incelenmesine yer verilmiştir. Yapılan incelemelerle, kaynakların teorik anlatımlarında hangi nazarî yaklaşımı benimsedikleri ve bu doğrultuda günümüzde makam teorisi alanının makam yaklaşımı açısından nasıl bir eğilim içerisinde olduğunun tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, öğretim materyali olarak kullanılan ve ulaşılabilen yedi adet kitap ve bu kitaplardaki Rast makamı tanımları örneklem olarak belirlenmiştir. Yapılan tanımlar içerik analizi yöntemiyle incelenerek makam tarif tarzı ve terminoloji tercihleri tespit edilmiş ve kaynakların hangi nazarî yaklaşımı benimsedikleri belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre incelenen kaynakların üç tanesinde ezgi/ezgisel hareket merkezli makam yaklaşımının hâkim olduğu, makam açıklamalarının perde düzenleri, âgâz-başlangıç, seyir-süreç ve karar-bitiş terminolojisi ekseninde gerçekleştiği tespit edilmiştir. Üç kaynakta dizi ve ezgi merkezli yaklaşımların bir arada bulunduğu, bir kaynakta ise yalnızca dizi merkezli makam yaklaşımının benimsendiği görülmüştür. Bu bulgulardan hareketle, incelenen kaynakların büyük çoğunluğunun, makam tarif tarzı ve terminoloji açısından ezgisel hareket merkezli, seyir özelliklerini öne çıkaran ve icra alanına önem veren pratik esaslı yaklaşımı benimsedikleri ve makam eğitimi alanında bu yönde bir eğilim olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda konuya ilişkin yapılabilecek diğer bilimsel araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.
Uploads
Papers by Hakan Aykurt
görülmektedir. Bu birleşik isimlere sahip ezgisel yapılar, yakın ilişkide oldukları diğer yapılarla birlikte bir varyant olarak veya farklı özellikler taşıyan özgün bir yapı olarak var olmaya devam etmektedir. Nazariyatçıların açıklamalarına bakıldığında makam (veya âvâze, şube, terkip) isimlerine yapılan bu eklemelerin, genellikle ezgisel açıdan belirli bir amaç ve işlev gözetilerek gerçekleştirildiği anlaşılır. Bu bağlamda araştırmada, nazarî kaynaklardaki makam isimlerinde sıklıkla görülen “kebîr”, “sagîr”, “sagîrek” ve “kâmil” sıfatlarının hangi amaçlarla ve bu sıfatlara ne tür işlevler yüklenerek kullanıldıklarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca ek olarak, söz konusu makam isimlerinin nazarî geleneğin değişim safhalarını, nazariyatçıların temel yaklaşımlarını ve icranazariyat alanlarının ilişkisini anlama noktasında sağlayabileceği imkânlar sorgulanmıştır. Bu doğrultuda, üç farklı makam kataloğu çalışması referans alınarak 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar nazarî kaynaklarda yer alan makam isimleri taranmış, isminde söz konusu sıfatları barındıran makamlar tespit edilmiştir. Tespit edilen makamların tarifleri incelenmiş, varyantlaşma açısından yakın ilişkide olduğu diğer makamlarla kıyaslanmış, böylece sıfatların kullanım amaçları ve taşıdıkları işlevler ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, makam isimlerinde mezkûr sıfatların, makamın gerçekleştiği ses sahası ve ezgisel menzil açısından işlevsel bir ayrım amacı gözetilerek kullanıldıkları sonucuna ulaşılmıştır. Söz konusu makamların, nazarî modellerin çeşitli özelliklerini, nazariyatçıların farklı yaklaşımlarını ve icra-nazariyat alanların etkileşimini anlama noktasında da önemli veriler sağladığı ortaya çıkmıştır.
incelenmesine yer verilmiştir. Segâh makamı, Anadolu edvar geleneğinden
günümüze nazarî kaynakların tarifleri ve icra alanının seçkin örnekleri
incelendiğinde kendi hanesi olan Segâh perdesinden âgâz ederek, tam perdelerle
seyir edip yine Segâh perdesinde karar eden bir makamdır. Âgâz ve kararını aynı
perde üzerinde gerçekleştirdiği için dairesel hareket tarzına sahiptir. Segâh
perdesi dışında herhangi bir perdeden âgâz ediş Segâh perdesinde karar
eiğinde ise doğrusal hareket tarzı meydana gelmektedir. Bu durumda farklı bir
hareket tarzı oluşması ve farklı âgâz perdesi kullanılması sebebiyle bu tip
ezgilerin yaygın kanının aksine Segâh makamı olarak adlandırılamayacağı
açıktır. Bu doğrultuda araştırmada, halk mûsikîsi repertuvarında tam perdeler
ile seyir edip Segâh perdesinde karar eden eserleri ezgisel hareket tarzı temelli
makam modellerine göre analiz ederek, âgâz edilen perdeye göre oluşan makam
veya terkiblerin tespit edilmesi ve bu doğrultuda makam nazariyesi alanına halk
mûsikîsi incelemeleri üzerinden katkı sağlamak amaçlanmıştır.
Bu amaç doğrultusunda ilk olarak, halk mûsikîsi repertuvarından amaçlı
örneklem yöntemiyle seçilen, tam perdeler ile seyredip Segâh perdesinde karar
eden 160 adet eserin âgâz perdeleri tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre
örneklem eserlerde toplamda 6 farklı perdeden âgâz edildiği tespit edilmiştir.
Bunlar yoğunluklarına göre Neva, Eviç, Gerdaniye, Hüseynî, Segâh ve Çargâh
perdeleri olarak sıralanmaktadır. Dizi odaklı makam anlayışında tamamı Segâh
makamı olarak kabul edilebilecek örneklem eserlerin, ezgisel hareket temelli
makam anlayışında âgâz perdesinin makam adlandırmasının temeli olması
sebebiyle aslında 6 farklı makam-terkib yapısına sahip olduğu ortaya çıkmıştır.
Segâh makamı tariflerine tam olarak uyan eserlerin, örneklemin yalnızca
%10'unu oluşturması ise araştırmanın dikkat çeken sonuçlarından biridir. Buna
göre, her bir âgâz perdesi için güncel ve tarihsel nazarî kaynaklardan alınan
makam ve terkibler, adlandırma-sınıflandırma önerileri olarak sunulmuştur.
Books by Hakan Aykurt
görülmektedir. Bu birleşik isimlere sahip ezgisel yapılar, yakın ilişkide oldukları diğer yapılarla birlikte bir varyant olarak veya farklı özellikler taşıyan özgün bir yapı olarak var olmaya devam etmektedir. Nazariyatçıların açıklamalarına bakıldığında makam (veya âvâze, şube, terkip) isimlerine yapılan bu eklemelerin, genellikle ezgisel açıdan belirli bir amaç ve işlev gözetilerek gerçekleştirildiği anlaşılır. Bu bağlamda araştırmada, nazarî kaynaklardaki makam isimlerinde sıklıkla görülen “kebîr”, “sagîr”, “sagîrek” ve “kâmil” sıfatlarının hangi amaçlarla ve bu sıfatlara ne tür işlevler yüklenerek kullanıldıklarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca ek olarak, söz konusu makam isimlerinin nazarî geleneğin değişim safhalarını, nazariyatçıların temel yaklaşımlarını ve icranazariyat alanlarının ilişkisini anlama noktasında sağlayabileceği imkânlar sorgulanmıştır. Bu doğrultuda, üç farklı makam kataloğu çalışması referans alınarak 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar nazarî kaynaklarda yer alan makam isimleri taranmış, isminde söz konusu sıfatları barındıran makamlar tespit edilmiştir. Tespit edilen makamların tarifleri incelenmiş, varyantlaşma açısından yakın ilişkide olduğu diğer makamlarla kıyaslanmış, böylece sıfatların kullanım amaçları ve taşıdıkları işlevler ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, makam isimlerinde mezkûr sıfatların, makamın gerçekleştiği ses sahası ve ezgisel menzil açısından işlevsel bir ayrım amacı gözetilerek kullanıldıkları sonucuna ulaşılmıştır. Söz konusu makamların, nazarî modellerin çeşitli özelliklerini, nazariyatçıların farklı yaklaşımlarını ve icra-nazariyat alanların etkileşimini anlama noktasında da önemli veriler sağladığı ortaya çıkmıştır.
incelenmesine yer verilmiştir. Segâh makamı, Anadolu edvar geleneğinden
günümüze nazarî kaynakların tarifleri ve icra alanının seçkin örnekleri
incelendiğinde kendi hanesi olan Segâh perdesinden âgâz ederek, tam perdelerle
seyir edip yine Segâh perdesinde karar eden bir makamdır. Âgâz ve kararını aynı
perde üzerinde gerçekleştirdiği için dairesel hareket tarzına sahiptir. Segâh
perdesi dışında herhangi bir perdeden âgâz ediş Segâh perdesinde karar
eiğinde ise doğrusal hareket tarzı meydana gelmektedir. Bu durumda farklı bir
hareket tarzı oluşması ve farklı âgâz perdesi kullanılması sebebiyle bu tip
ezgilerin yaygın kanının aksine Segâh makamı olarak adlandırılamayacağı
açıktır. Bu doğrultuda araştırmada, halk mûsikîsi repertuvarında tam perdeler
ile seyir edip Segâh perdesinde karar eden eserleri ezgisel hareket tarzı temelli
makam modellerine göre analiz ederek, âgâz edilen perdeye göre oluşan makam
veya terkiblerin tespit edilmesi ve bu doğrultuda makam nazariyesi alanına halk
mûsikîsi incelemeleri üzerinden katkı sağlamak amaçlanmıştır.
Bu amaç doğrultusunda ilk olarak, halk mûsikîsi repertuvarından amaçlı
örneklem yöntemiyle seçilen, tam perdeler ile seyredip Segâh perdesinde karar
eden 160 adet eserin âgâz perdeleri tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre
örneklem eserlerde toplamda 6 farklı perdeden âgâz edildiği tespit edilmiştir.
Bunlar yoğunluklarına göre Neva, Eviç, Gerdaniye, Hüseynî, Segâh ve Çargâh
perdeleri olarak sıralanmaktadır. Dizi odaklı makam anlayışında tamamı Segâh
makamı olarak kabul edilebilecek örneklem eserlerin, ezgisel hareket temelli
makam anlayışında âgâz perdesinin makam adlandırmasının temeli olması
sebebiyle aslında 6 farklı makam-terkib yapısına sahip olduğu ortaya çıkmıştır.
Segâh makamı tariflerine tam olarak uyan eserlerin, örneklemin yalnızca
%10'unu oluşturması ise araştırmanın dikkat çeken sonuçlarından biridir. Buna
göre, her bir âgâz perdesi için güncel ve tarihsel nazarî kaynaklardan alınan
makam ve terkibler, adlandırma-sınıflandırma önerileri olarak sunulmuştur.