Videos by Bedel Esma Emre
Marmaray Metro İstasyonu inşaatı ile birlikte özellikle metro çıkış istasyonlarında pek çok kurta... more Marmaray Metro İstasyonu inşaatı ile birlikte özellikle metro çıkış istasyonlarında pek çok kurtarma kazısı gerçekleştirildi. Bu kazılar kapsamında Sirkeci'de dört şaftta gerçekleşen kazılarda pek çok mimari kalıntı ve arkeolojik buluntuya raslandı.. 4 şaftta gerçekleşen Sirkeci kazıları CBS tabanlı veri havuzuna aktarıldı. Bu video Tarihi Yarımada'da Sirkeci Bölgesi'nde ne kadar yoğun kültür envanteri olduğunun kanıtıdır. 21 views
Thesis by Bedel Esma Emre

This study which was titled "Spatial Continuity and Sustainable Planning Approach in Multi-layere... more This study which was titled "Spatial Continuity and Sustainable Planning Approach in Multi-layered City: Historical Peninsula - Tahtakale Example, İstanbul" basically argues the case of conservation in multi-layered cities. The study basically has two arguments. Firstly, how can upper layered parts of the city be analyzed in addition to the lower ones and which tools can be used? Which criteria can be evaluated in terms of planning decisions by this tool? How can continuity be achieved in a multi-layered urban system? Secondly, How can affecting elements on the pysical pattern such as social, aconomic, and politic issue be analyzed and also used to make decisions concerning the planning issue?Results of this study have identified the ways of which the underground cultural heritage is part of the planning process, cultural heritage inventory can not only consist of registered Works. When plan decisions are being made in the plan construction process, the data of archaeological drilling studies must also be taken into consideration. It is necessary that the cultural heritage of the multi-layered city should be transformed into meaningful data sets including the archaeological drilling works by using the Geographical Information Systems (GIS) method by using the present technological possibilities.
Papers by Bedel Esma Emre

SPOOL, 2021
The aim of this study is to present arguments showing that on the port heritage area, underground... more The aim of this study is to present arguments showing that on the port heritage area, underground cultural inventory should be considered from the historic landscape point of view within the framework of the conservation plans. This study focuses on the Yenikapı region, whose settlement history of the Historical Peninsula changed following the rescue excavation performed at the end of The Bosphorus Rail Tube Crossing Project (Marmaray). The area covering the Port of Theodosius, whose multi-layered urban formation started in the Neolithic period and which was one of the most significant grain trade ports in the Byzantine era, and the port heritage within the background of this area consist of important spatial formations. However, waterfront regeneration projects have disrupted the spatial continuity of cultural heritage under the effect of neoliberal policies. The methodology of the study, which involves the use of GIS, is based on the overlapping of the archaeological surveys from the Istanbul Archaeology Museum, geological structure data from the Istanbul Metropolitan Municipality, and historical maps. The conservation planning approach in a metropolitan city like Istanbul, whose archaeological layers reflect the port heritage, should be developed by applying the concept of historic urban landscape.

AIZ ITU Journal of the Faculty of Architecture, 2020
This study presents a new planning approach within the context of the integration of archaeologic... more This study presents a new planning approach within the context of the integration of archaeological and geological data in the planning process conducted in multi-layered cities. The modern urban physical space in multi-layered cities requires greater integration of natural elements through the use of the new advanced technology. Even though the archaeological cultural heritage/inventory is more recognizable in the urban space, the construction of modern cities increases the developmental pressure on the underground cultural heritage/inventory. This study seeks an alternative method for transferring the archaeological and geological data for the Preservation-Oriented Zoning Practice Plan by using the Geographical Information Systems (GIS), in accordance with the decisions on registering the cultural assets in Turkey. With this approach, the aim is to change spatial planners’ perception of three-dimensional space and to propose a model for integrating archaeological data with the decisions based on the preservation plan. The effect of the elevation details of both the archaeological and geological data discussed on the integrated planning analysis and synthesis stage. The GIS were used for the spatialization of the archaeological data, while for the assessment and transfer of the obtained data by using ArcGIS software and “georeferencing” and “overlay analysis”. In addition, a field study was performed in Historical Peninsula, Tahtakale Region, and in-depth interviews and structured meetings were conducted with thirty-eight people to secure the contribution of different disciplines to the planning.
Conference Presentations by Bedel Esma Emre

EAA, 2024
The strategic location of the Marmara Region, serving as a bridge between Anatolia, the Near East... more The strategic location of the Marmara Region, serving as a bridge between Anatolia, the Near East, and southeastern Europe, plays a crucial role in understanding early endemic movements. With its two elongated straits, the Dardanelles and the Bosphorus, the Sea of Marmara delineates the boundary between Europe and Asia, facilitating continent-spanning travel despite its modest size. Despite its historical significance for ties between Anatolia and the Balkans, the region has only recently become a focus of archaeological exploration, dispelling unfounded speculative
interpretations.
Having served as a settlement area since ancient times, the Marmara Region bears archaeological traces of a continuous developmental process. Prehistoric evidence, found in caves like Ağaçlı, Gümüşdere, Domalı, and Yarımburgaz, İbonun Rampası, reveals the presence of hunter-gatherer communities. The transition to settled life marked a primitive form of environmental impact, later amplified by the Neolithic revolution. Settled communities built lasting structures and cultivated agricultural areas, ushering in a more profound environmental impact. The expansion of agricultural areas led to changes in the density and distribution of natural species.
This study focuses on Neolithic settlements in Fikirtepe, Pendik, Yenikapı, Yarımburgaz, and Besiktas within the Marmara Region from the beginning of the Holocene to the end of the Neolithic Period. These settlements utilized local resources and materials for construction. Exploring the archaeological records of the distinct Fikirtepe culture in these Neolithic settlements will shed light on the social dynamics and environmental impacts of the communities.
Emphasizing domestication as a pivotal aspect of the agricultural revolution, the study analyzes the natural environment with GRASSGIS and models archaeological findings with AGENDBASE MODELLING, revealing technological opportunities during this transformative period in human-environment relationships.

KBAM, 2020 (Tam Metin)
Tarihi kent merkezleri, toplumsal bileşenler, teknolojik gelişmeler ve iktidarın mekânı dönüştürm... more Tarihi kent merkezleri, toplumsal bileşenler, teknolojik gelişmeler ve iktidarın mekânı dönüştürme politikalarıyla birlikte bir süreç içinde oluşur, dönüşür ve değişir. Bu değişim sürecine etki eden pek çok faktör bulunmakla birlikte, kentsel mekanın temel dinamikleri varlığını devam ettirmektedir. Geçmişin izlerini çok katmanlı bir kent yapısı içinde yansıtan kültürel miras ile söz konusu temel dinamikler arasında ilişkiler kurabilmek, mekânsal ve fonksiyonel süreklilikler ya da süreksizlikler bağlamında mekanın okunabilmesine bağlıdır. Ancak günümüzde gerek mevcut teknolojik imkânlar gerekse küreselleşmenin etkisi ile mekanın değişim sürecini anlık olarak izlemek neredeyse imkansız hale gelmiştir. Ayrıca, mekanın hızlı dönüşümü ve oluşan değişiminin kontrol edilememesi tarihi kent merkezlerinin köhneleşmesi, kullanım zamanlarının kısalması ve kimliksizleşmesi gibi sorunları beraberinde getirmektedir. Oysa tarihi kent merkezleri, kültürel mirasımızın en önemli parçaları olarak korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması gereken, çok katmanlı kent dokularını oluşturmaktadırlar. Ne yazık ki, tarihi kent merkezlerini korumak için koruma mevzuatımızda tanımlı kısıtlı sayıda planlama aracı bulunmaktadır. Bunlardan ilki “Koruma Amaçlı İmar Planı” olup, bir diğeri UNESCO Dünya Mirası Alanları için yapılması zorunluluğu bulunan ve mevzuatımızda da tanımlanmış olan “Alan Yönetim Planı”dır. Bu araçlardan koruma amaçlı imar planı, sit kararı ile birlikte çalışan ve tescil sistemi çerçevesinde yapı korumayı amaçlayan bir planlama yaklaşımı sunmaktadır. Koruma amaçlı imar planlarıyla mekanı iki boyutlu görmenin bir sonucu olarak, kentsel bütünden tarihi kent merkezini ayırarak kısıtlı bir şekilde sorunlar çözümlenmeye çalışılmaktadır. Oysaki tarihi kent merkezlerinde gerek yeraltı gerek yerüstü kültür envanteri, çok katmanlı ve çok boyutlu şekilde zaman içerisinde oluşmuş ve dönüşmüştür. Dolayısıyla tarihi kent merkezleri, mekanın sosyal, ekonomik ve hatta politik birlikteliğinin bir yansımasıdır. Bu kompleks sistemin sadece iki boyutlu şekilde anlaşılması ve çözümlenmesi mümkün değildir. Alan Yönetim Planlarının ortaya çıkmasının temelinde de bu yetersizlik yatmaktadır. Daha esnek proje paketlerine dayanan yönetim planlarının tüm miras alanları için koruma amaçlı imar planının parçası olması bir zorunluluk olmakla birlikte, koruma planlarının stratejik planlama yaklaşımına dayanan bir içerik kazanması gerekmektedir. Bunun gerçekleşebilmesi için temel ihtiyaç, güncel veri havuzları sayesinde mekanın tüm bileşenlerinin anlaşılması ve değişim dinamiklerinin izlenebilmesidir.
Bu çalışma tarihi kent merkezlerinin öncelikle çok katmanlılığını ortaya koyan bir veri havuzu önerisini sunmaktadır. Bununla birlikte yurtdışı örnekleri ile miras alanlarının planlanması için mevcut mevzuat kapsamında dahil edilebilecek yenilikçi planlama araçlarını tartışmaya açmaktadır. Bunun için İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerin planlama sistemleri içerisinde miras alanlarına yönelik koruma planlaması yaklaşımları incelenmiş ve alan yönetim planı, akıllı kent planı, bakı yönetim planı, koruma hareketi projesi, tarihi kent peyzajı gibi temel konular üzerinden ortaya koymuş oldukları planlama yaklaşımları, mevcut planlama sistemi ile birlikte değerlendirilerek ayrışan noktalar tartışmaya açılmıştır.
Sonuç olarak, tarihi kent merkezlerinin korunmasına yönelik veri havuzlarının üç boyutlu mekansal verileri de içerecek şekilde oluşturulması gerektiği, sadece kütle korumayı hedefleyen mekansal planlardan mekânsal ve fonksiyonel süreklilik sağlayacak şekilde, tarihi kent peyzajı bağlamında stratejik miras koruma yaklaşımlarına geçilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.
Link: https://app.box.com/s/rvnfp50ro19w09giyshq5gagztf0zte4

Scholars workshop: ARCHITECTURE, ARCHAEOLOGY AND CONTEMPORARY CITY PLANNING Multi-layered Settlements, 2018
The urban pattern has been always changed under the effect of not only governance but also econom... more The urban pattern has been always changed under the effect of not only governance but also economy and technology since the requirements of the human have emerged the requirement of the changing on the physical environment. These requirements with a disrespectful planning approach to the traces of the past cause lack of spatial continuity. Multilayer cities carry out the most important signs of this kind of planning approach, inasmuch as the urban pattern has been changed with or without the awareness of the archaeological inventory. In the 21st century, the transformation of the urban pattern accelerated, in the same way, the archaeological inventory started to be important with the notion of the urban cultural landscape. As a result of this, city’s reconstruction process caused the damage of the archaeological inventory, whereas it caused the appearance of them. This paper was prepared as an example to demonstrate this conflict and is about one city that shows the positive and negative effects of the city’s reconstruction process on archaeological inventory. Both contemporary urban pattern and archaeological inventory were overlapped as a spatial data with the utilization of the GIS in order the fact that archaeological inventory which has been determined for 40 years by İstanbul Archaeological Museum on the Historical Peninsula (İstanbul) was discussed with existing conditions of construction. As far as this paper is concerned with the lack of awareness causes much damage to archaeological inventory, for this reason not only for knowledge about the part period of the city but also for planning process of the future need to a great extent to researchers the archaeological potential of the city.

Türkiye’de yasal mevzuat gereği, arkeolojik kazı çalışmaları yapılması izni T.C. Kültür ve Turizm... more Türkiye’de yasal mevzuat gereği, arkeolojik kazı çalışmaları yapılması izni T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisindedir. Üniversitelere bağlı alanında uzman öğretim üyelerinin bilimsel amaçlı kazıları dışında, özellikle özel mülkiyetin talepleri ve kamusal ihtiyaçlar nedeniyle arkeoloji müzeleri de ilgili Bakanlığın istek ve talepleri doğrultusunda kazı çalışmaları yapmaktadır. Özellikle yaşayan kentlerin tarihsel süreç içerisinde planlama açısından çok katmanlı şekilde gelişmesi arkeoloji müzelerinin gerek arkeolojik kültür envanterinin korunması gerekse planlama sistematiğinin geliştirilmesi noktasında ki önemini arttırmaktadır.
2010 Avrupa Kültür Başkenti projeleri bünyesinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Arşiv Belgeleri’nin derlendiği “İstanbul’da Arkeoloji İstanbul Arkeoloji Müzeleri Arşiv Belgeleri 1970-2010” çalışması kapsamında 40 yıl boyunca İstanbul’da yürütülmüş olan çalışmaların arşiv bilgileri taranarak arşiv düzenleme işlemi yapılmıştır. Arkeolojik alanların belgeleme sistematiğinin raporlama ve görsel olarak kayıt altına alma yaklaşımı ile gelişmesi, verileri dosyalarda tutulan raporlar, fotoğraflar ve çizimler olmaktan öteye götürememektedir. Verileri kullanılmış olan çalışma kapsamında, eldeki dosyalar taranarak kalıcı hale getirilmekte ve depolanmaktadır. Bu haliyle bile kent tarihi, planlama ve bilimsel araştırmalar için bütünsel olarak değerlendirilebilmekten çok uzaktır. Bu arşivin kentsel arkeoloji, kent tarihi, planlama ve kentsel politika geliştirmek gibi farklı amaçlara hitap edebilir şekilde mekânsal hale getirilmesi ve bir veri tabanında tutulması hem bu verilerin bütünsel şekilde değerlendirilebilmesi hem de planlama ve politika üretme konusunda mevcut potansiyellerinin tam olarak ortaya konulması için büyük zorunluluktur.
Bu çalışma, İstanbul Arkeoloji Müzesi özelinde arkeoloji müzelerinin kazı çalışmalarının arşiv bilgilerinin Coğrafi Bilgi Sistemlerine aktarılmasının neden gerekli olduğu ve bu sistemin varlığında ne gibi faydalarının olacağının ortaya konulması amacı ile hazırlanmıştır.
HCNY2018_Proceedings, 2018
Congress by Bedel Esma Emre
Marmara Belediyeler Birliği'nin düzenlemiş olduğu "Çocukların Şehri Üzerine" Kongresinin - "Çocuk... more Marmara Belediyeler Birliği'nin düzenlemiş olduğu "Çocukların Şehri Üzerine" Kongresinin - "Çocuk ve Yapılı Çevre" isimli 3 Numaralı Çalıştay Sonuç Raporu
Marmara Belediyeler Birliği'nin düzenlemiş olduğu "Çocukların Şehri Üzerine" Kongresinin - "Göçme... more Marmara Belediyeler Birliği'nin düzenlemiş olduğu "Çocukların Şehri Üzerine" Kongresinin - "Göçmen Çocuk ve Şehir" temalı atölye çıktısı.
Books by Bedel Esma Emre

IBB MIRAS, 2023
İki yıldır sürdürülen bir çalışmanın ürünü olan bu rapor, İstanbul'un çok katmanlı kimliği bakımı... more İki yıldır sürdürülen bir çalışmanın ürünü olan bu rapor, İstanbul'un çok katmanlı kimliği bakımından öne çıkan Tarihi Yarımadası'nın UNESCO Dünya Mirası Alanı Süleymaniye bölgesi için hazırlanmıştır. Tarihsel süreklilik içerisinde koruma ve kullanma dengesini kaybeden veya yeterli koruma bilinci gelişmediği için koruma kararları fiziksel mekâna yansımayan kentsel alanlar, zamanla çok yönlü bir yıkıma uğrar. Bu yıkımın bir sonucu olarak insan kimliğinin, kültürünün, aidiyet hissinin kaybolduğu hissedilir. Miras alanlarının karşı karşıya olduğu bu riskleri azaltmak ve miras alanlarımızı gelecek nesillere aktarmak hepimizin sorumluluğundadır.
Bu sorumluluk koruma yazınının oluşmasını sağlamış, ulusal-uluslararası kurum ve kuruluşlar, koruma temelli yaklaşımlar geliştirmiştir. Bu yaklaşımlar da kentlerin kültür katmanlarının gelişim süreci gibi zamanla gelişmiş, çeşitlenmiştir. Günümüzde koruma yazını tüm katmanları gözeten; somut ve somut olmayan değerleri tarihsel süreklilik içerisinde miras öğesi olarak okuyan; kentsel alanların, yapıların korunmuş ve korunmamış dönemlerini anlamaya çalışarak Tarihi Kültürel Peyzaj Yaklaşımı ile mekânı yeniden üreten, restore eden, tasarlayan ve koruyan bir bağlam kazanmıştır.
Dünya mirası alanı olan Süleymaniye, 2006 yılında yenileme alanı ilan edildiğinde henüz uygulama esasları tam oturmamış olan yasal bir tanımın tüm dezavantajlarını yaşamıştır. Geleneksel Osmanlı ahşap konut dokusunun bütünsel örneklerini sunan bu alanda yeterli belgeleme yapılmadan üretilen ada avan projeleri ne yazık ki miras alanının yıkımı ile sonuçlanmıştır. Evrensel değerlerini kaybetmiş olan dokunun şu anki durumu dramatik bir tablo sunsa da söz konusu alan, kaderine terk edilemeyecek kadar kıymetlidir.
Bu nedenle 2021 yılında Kültür Varlıkları Dairesi bünyesindeki İBB Miras ekiplerince Süleymaniye Yenileme Alanı için Tarihi Kültürel Peyzaj Yaklaşımı ile koruma eferberliği başlatılmıştır. Araştırma, belgeleme, analiz etme, sentezleme ve planlama basamakları büyük bir titizlik ile kurgulanmış; yok olan doku, güncel koruma yaklaşımı ile değerlendirilmiştir. Sürecin tüm adımlarını içeren bu çalışmayı, ülkemiz koruma ve yenileme alanları için örnek teşkil etmesi amacıyla sizlerle paylaşıyoruz.
Çalışmamız, alanın nazım ve uygulama imar planına giden yolda güncel koruma yaklaşımının üst ölçekte mekânsal olarak gelebileceği son noktayı adım adım tariflemektedir. Süleymaniye’nin kültürel peyzaj unsurları ile korunmasına vesile olmasının yanında koruma literatürüne de katkı sağlayacağına inandığımız bu çalışmayı siz değerli okuyucular, koruma uzmanları, ilgili kurum ve kuruluşların dikkatine sunmanın gururunu yaşıyoruz.
İdeal Kent, 2022
©Tüm hakları saklıdır. Yayıncı izni olmadan, kısmen de olsa fotokopi, film vb. elektronik ve meka... more ©Tüm hakları saklıdır. Yayıncı izni olmadan, kısmen de olsa fotokopi, film vb. elektronik ve mekanik yöntemlerle çoğaltılamaz.
Uploads
Videos by Bedel Esma Emre
Thesis by Bedel Esma Emre
Papers by Bedel Esma Emre
Conference Presentations by Bedel Esma Emre
interpretations.
Having served as a settlement area since ancient times, the Marmara Region bears archaeological traces of a continuous developmental process. Prehistoric evidence, found in caves like Ağaçlı, Gümüşdere, Domalı, and Yarımburgaz, İbonun Rampası, reveals the presence of hunter-gatherer communities. The transition to settled life marked a primitive form of environmental impact, later amplified by the Neolithic revolution. Settled communities built lasting structures and cultivated agricultural areas, ushering in a more profound environmental impact. The expansion of agricultural areas led to changes in the density and distribution of natural species.
This study focuses on Neolithic settlements in Fikirtepe, Pendik, Yenikapı, Yarımburgaz, and Besiktas within the Marmara Region from the beginning of the Holocene to the end of the Neolithic Period. These settlements utilized local resources and materials for construction. Exploring the archaeological records of the distinct Fikirtepe culture in these Neolithic settlements will shed light on the social dynamics and environmental impacts of the communities.
Emphasizing domestication as a pivotal aspect of the agricultural revolution, the study analyzes the natural environment with GRASSGIS and models archaeological findings with AGENDBASE MODELLING, revealing technological opportunities during this transformative period in human-environment relationships.
Bu çalışma tarihi kent merkezlerinin öncelikle çok katmanlılığını ortaya koyan bir veri havuzu önerisini sunmaktadır. Bununla birlikte yurtdışı örnekleri ile miras alanlarının planlanması için mevcut mevzuat kapsamında dahil edilebilecek yenilikçi planlama araçlarını tartışmaya açmaktadır. Bunun için İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerin planlama sistemleri içerisinde miras alanlarına yönelik koruma planlaması yaklaşımları incelenmiş ve alan yönetim planı, akıllı kent planı, bakı yönetim planı, koruma hareketi projesi, tarihi kent peyzajı gibi temel konular üzerinden ortaya koymuş oldukları planlama yaklaşımları, mevcut planlama sistemi ile birlikte değerlendirilerek ayrışan noktalar tartışmaya açılmıştır.
Sonuç olarak, tarihi kent merkezlerinin korunmasına yönelik veri havuzlarının üç boyutlu mekansal verileri de içerecek şekilde oluşturulması gerektiği, sadece kütle korumayı hedefleyen mekansal planlardan mekânsal ve fonksiyonel süreklilik sağlayacak şekilde, tarihi kent peyzajı bağlamında stratejik miras koruma yaklaşımlarına geçilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.
Link: https://app.box.com/s/rvnfp50ro19w09giyshq5gagztf0zte4
2010 Avrupa Kültür Başkenti projeleri bünyesinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Arşiv Belgeleri’nin derlendiği “İstanbul’da Arkeoloji İstanbul Arkeoloji Müzeleri Arşiv Belgeleri 1970-2010” çalışması kapsamında 40 yıl boyunca İstanbul’da yürütülmüş olan çalışmaların arşiv bilgileri taranarak arşiv düzenleme işlemi yapılmıştır. Arkeolojik alanların belgeleme sistematiğinin raporlama ve görsel olarak kayıt altına alma yaklaşımı ile gelişmesi, verileri dosyalarda tutulan raporlar, fotoğraflar ve çizimler olmaktan öteye götürememektedir. Verileri kullanılmış olan çalışma kapsamında, eldeki dosyalar taranarak kalıcı hale getirilmekte ve depolanmaktadır. Bu haliyle bile kent tarihi, planlama ve bilimsel araştırmalar için bütünsel olarak değerlendirilebilmekten çok uzaktır. Bu arşivin kentsel arkeoloji, kent tarihi, planlama ve kentsel politika geliştirmek gibi farklı amaçlara hitap edebilir şekilde mekânsal hale getirilmesi ve bir veri tabanında tutulması hem bu verilerin bütünsel şekilde değerlendirilebilmesi hem de planlama ve politika üretme konusunda mevcut potansiyellerinin tam olarak ortaya konulması için büyük zorunluluktur.
Bu çalışma, İstanbul Arkeoloji Müzesi özelinde arkeoloji müzelerinin kazı çalışmalarının arşiv bilgilerinin Coğrafi Bilgi Sistemlerine aktarılmasının neden gerekli olduğu ve bu sistemin varlığında ne gibi faydalarının olacağının ortaya konulması amacı ile hazırlanmıştır.
Congress by Bedel Esma Emre
Books by Bedel Esma Emre
Bu sorumluluk koruma yazınının oluşmasını sağlamış, ulusal-uluslararası kurum ve kuruluşlar, koruma temelli yaklaşımlar geliştirmiştir. Bu yaklaşımlar da kentlerin kültür katmanlarının gelişim süreci gibi zamanla gelişmiş, çeşitlenmiştir. Günümüzde koruma yazını tüm katmanları gözeten; somut ve somut olmayan değerleri tarihsel süreklilik içerisinde miras öğesi olarak okuyan; kentsel alanların, yapıların korunmuş ve korunmamış dönemlerini anlamaya çalışarak Tarihi Kültürel Peyzaj Yaklaşımı ile mekânı yeniden üreten, restore eden, tasarlayan ve koruyan bir bağlam kazanmıştır.
Dünya mirası alanı olan Süleymaniye, 2006 yılında yenileme alanı ilan edildiğinde henüz uygulama esasları tam oturmamış olan yasal bir tanımın tüm dezavantajlarını yaşamıştır. Geleneksel Osmanlı ahşap konut dokusunun bütünsel örneklerini sunan bu alanda yeterli belgeleme yapılmadan üretilen ada avan projeleri ne yazık ki miras alanının yıkımı ile sonuçlanmıştır. Evrensel değerlerini kaybetmiş olan dokunun şu anki durumu dramatik bir tablo sunsa da söz konusu alan, kaderine terk edilemeyecek kadar kıymetlidir.
Bu nedenle 2021 yılında Kültür Varlıkları Dairesi bünyesindeki İBB Miras ekiplerince Süleymaniye Yenileme Alanı için Tarihi Kültürel Peyzaj Yaklaşımı ile koruma eferberliği başlatılmıştır. Araştırma, belgeleme, analiz etme, sentezleme ve planlama basamakları büyük bir titizlik ile kurgulanmış; yok olan doku, güncel koruma yaklaşımı ile değerlendirilmiştir. Sürecin tüm adımlarını içeren bu çalışmayı, ülkemiz koruma ve yenileme alanları için örnek teşkil etmesi amacıyla sizlerle paylaşıyoruz.
Çalışmamız, alanın nazım ve uygulama imar planına giden yolda güncel koruma yaklaşımının üst ölçekte mekânsal olarak gelebileceği son noktayı adım adım tariflemektedir. Süleymaniye’nin kültürel peyzaj unsurları ile korunmasına vesile olmasının yanında koruma literatürüne de katkı sağlayacağına inandığımız bu çalışmayı siz değerli okuyucular, koruma uzmanları, ilgili kurum ve kuruluşların dikkatine sunmanın gururunu yaşıyoruz.
interpretations.
Having served as a settlement area since ancient times, the Marmara Region bears archaeological traces of a continuous developmental process. Prehistoric evidence, found in caves like Ağaçlı, Gümüşdere, Domalı, and Yarımburgaz, İbonun Rampası, reveals the presence of hunter-gatherer communities. The transition to settled life marked a primitive form of environmental impact, later amplified by the Neolithic revolution. Settled communities built lasting structures and cultivated agricultural areas, ushering in a more profound environmental impact. The expansion of agricultural areas led to changes in the density and distribution of natural species.
This study focuses on Neolithic settlements in Fikirtepe, Pendik, Yenikapı, Yarımburgaz, and Besiktas within the Marmara Region from the beginning of the Holocene to the end of the Neolithic Period. These settlements utilized local resources and materials for construction. Exploring the archaeological records of the distinct Fikirtepe culture in these Neolithic settlements will shed light on the social dynamics and environmental impacts of the communities.
Emphasizing domestication as a pivotal aspect of the agricultural revolution, the study analyzes the natural environment with GRASSGIS and models archaeological findings with AGENDBASE MODELLING, revealing technological opportunities during this transformative period in human-environment relationships.
Bu çalışma tarihi kent merkezlerinin öncelikle çok katmanlılığını ortaya koyan bir veri havuzu önerisini sunmaktadır. Bununla birlikte yurtdışı örnekleri ile miras alanlarının planlanması için mevcut mevzuat kapsamında dahil edilebilecek yenilikçi planlama araçlarını tartışmaya açmaktadır. Bunun için İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerin planlama sistemleri içerisinde miras alanlarına yönelik koruma planlaması yaklaşımları incelenmiş ve alan yönetim planı, akıllı kent planı, bakı yönetim planı, koruma hareketi projesi, tarihi kent peyzajı gibi temel konular üzerinden ortaya koymuş oldukları planlama yaklaşımları, mevcut planlama sistemi ile birlikte değerlendirilerek ayrışan noktalar tartışmaya açılmıştır.
Sonuç olarak, tarihi kent merkezlerinin korunmasına yönelik veri havuzlarının üç boyutlu mekansal verileri de içerecek şekilde oluşturulması gerektiği, sadece kütle korumayı hedefleyen mekansal planlardan mekânsal ve fonksiyonel süreklilik sağlayacak şekilde, tarihi kent peyzajı bağlamında stratejik miras koruma yaklaşımlarına geçilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.
Link: https://app.box.com/s/rvnfp50ro19w09giyshq5gagztf0zte4
2010 Avrupa Kültür Başkenti projeleri bünyesinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Arşiv Belgeleri’nin derlendiği “İstanbul’da Arkeoloji İstanbul Arkeoloji Müzeleri Arşiv Belgeleri 1970-2010” çalışması kapsamında 40 yıl boyunca İstanbul’da yürütülmüş olan çalışmaların arşiv bilgileri taranarak arşiv düzenleme işlemi yapılmıştır. Arkeolojik alanların belgeleme sistematiğinin raporlama ve görsel olarak kayıt altına alma yaklaşımı ile gelişmesi, verileri dosyalarda tutulan raporlar, fotoğraflar ve çizimler olmaktan öteye götürememektedir. Verileri kullanılmış olan çalışma kapsamında, eldeki dosyalar taranarak kalıcı hale getirilmekte ve depolanmaktadır. Bu haliyle bile kent tarihi, planlama ve bilimsel araştırmalar için bütünsel olarak değerlendirilebilmekten çok uzaktır. Bu arşivin kentsel arkeoloji, kent tarihi, planlama ve kentsel politika geliştirmek gibi farklı amaçlara hitap edebilir şekilde mekânsal hale getirilmesi ve bir veri tabanında tutulması hem bu verilerin bütünsel şekilde değerlendirilebilmesi hem de planlama ve politika üretme konusunda mevcut potansiyellerinin tam olarak ortaya konulması için büyük zorunluluktur.
Bu çalışma, İstanbul Arkeoloji Müzesi özelinde arkeoloji müzelerinin kazı çalışmalarının arşiv bilgilerinin Coğrafi Bilgi Sistemlerine aktarılmasının neden gerekli olduğu ve bu sistemin varlığında ne gibi faydalarının olacağının ortaya konulması amacı ile hazırlanmıştır.
Bu sorumluluk koruma yazınının oluşmasını sağlamış, ulusal-uluslararası kurum ve kuruluşlar, koruma temelli yaklaşımlar geliştirmiştir. Bu yaklaşımlar da kentlerin kültür katmanlarının gelişim süreci gibi zamanla gelişmiş, çeşitlenmiştir. Günümüzde koruma yazını tüm katmanları gözeten; somut ve somut olmayan değerleri tarihsel süreklilik içerisinde miras öğesi olarak okuyan; kentsel alanların, yapıların korunmuş ve korunmamış dönemlerini anlamaya çalışarak Tarihi Kültürel Peyzaj Yaklaşımı ile mekânı yeniden üreten, restore eden, tasarlayan ve koruyan bir bağlam kazanmıştır.
Dünya mirası alanı olan Süleymaniye, 2006 yılında yenileme alanı ilan edildiğinde henüz uygulama esasları tam oturmamış olan yasal bir tanımın tüm dezavantajlarını yaşamıştır. Geleneksel Osmanlı ahşap konut dokusunun bütünsel örneklerini sunan bu alanda yeterli belgeleme yapılmadan üretilen ada avan projeleri ne yazık ki miras alanının yıkımı ile sonuçlanmıştır. Evrensel değerlerini kaybetmiş olan dokunun şu anki durumu dramatik bir tablo sunsa da söz konusu alan, kaderine terk edilemeyecek kadar kıymetlidir.
Bu nedenle 2021 yılında Kültür Varlıkları Dairesi bünyesindeki İBB Miras ekiplerince Süleymaniye Yenileme Alanı için Tarihi Kültürel Peyzaj Yaklaşımı ile koruma eferberliği başlatılmıştır. Araştırma, belgeleme, analiz etme, sentezleme ve planlama basamakları büyük bir titizlik ile kurgulanmış; yok olan doku, güncel koruma yaklaşımı ile değerlendirilmiştir. Sürecin tüm adımlarını içeren bu çalışmayı, ülkemiz koruma ve yenileme alanları için örnek teşkil etmesi amacıyla sizlerle paylaşıyoruz.
Çalışmamız, alanın nazım ve uygulama imar planına giden yolda güncel koruma yaklaşımının üst ölçekte mekânsal olarak gelebileceği son noktayı adım adım tariflemektedir. Süleymaniye’nin kültürel peyzaj unsurları ile korunmasına vesile olmasının yanında koruma literatürüne de katkı sağlayacağına inandığımız bu çalışmayı siz değerli okuyucular, koruma uzmanları, ilgili kurum ve kuruluşların dikkatine sunmanın gururunu yaşıyoruz.