Turkish women use cities as service areas where they practice their social gender roles. Parks ar... more Turkish women use cities as service areas where they practice their social gender roles. Parks are one of these service areas. This study aims to propose ways to analyze and assess green areas as public places regarding the women-friendly city concept as a way of promoting gender equality. The study claims that planning and constructing a green area is insufficient to create a public place, and the existence of a green area does not mean that it can be used. Furthermore, green areas should be approached in a context where their existence is not merely limited to their square meter ratios per person. Thus, green areas should be planned with a women-friendly perspective which meets the needs and demands of all users and with an approach that overcomes the intersectionality-blindness of planning.This study analyzes green areas based on the following three categories: accessibility, safety, and usability. The findings revealed that no parks met these criteria, especially in the densely used areas. Furthermore, problems related to all the three criteria were observed in the central area, and as people moved away from this area, issues related to accessibility and security came to the fore
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, Feb 19, 2022
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde başlayan modernite projesi, Cumhuriyetle birlikte ülke... more Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde başlayan modernite projesi, Cumhuriyetle birlikte ülkede planlı bir eyleme dönüşmüştür. Modernite projesi içinde, ekonomik bağımsızlık için planlı kalkınmaya ve sanayinin gelişmesine önem verilmiştir. İzmir İktisat Kongresi (1927) ve Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (1934) bu süreçte sanayi yatırımlarının gerçekleşmesini sağlamıştır. Bu yatırımlar devrimleri ayakta tutan unsurlar ve ekonomik/sosyal kalkınma için temel gereksinimler olarak görülmüş ve devlet eliyle gerçekleştirilmiştir. Ülkenin modernleşme sürecindeki ilk adımlarından biri olarak Kocaeli SEKA bu sürecin aşamalarının izlenebildiği somut bir örnektir. Cumhuriyetin ilk sanayi kuruluşu olan SEKA Kâğıt Fabrikası, Kocaeli ili için önemli bir endüstriyel miras değeri taşımakta ve bünyesinde barındırdığı yapılarla bir modernleşme modeli oluşturmaktadır. Kültürel ve endüstriyel mirasa sahip olan SEKA, geçmişe dair izlerin gelecek nesillere aktarıldığı mekânsal değerler içermektedir. Fabrika kuruluşundan (1936), kapatılmasına kadar (2004) geçen süreçte kente, kentlilere ve çalışanlarına sunduğu olanaklarla kentin belleğinde önemli bir yere sahiptir. Ancak, zaman içinde teknolojik gelişmelere uyum sağlayamadığına ve çevreye kirletici etkileri nedeniyle yer seçiminin uygun olmadığına karar verilmiş ve yavaş yavaş işlevini yitirmiştir. Fabrikanın Bu makale için önerilen kaynak gösterimi (APA 6. Sürüm
Kentler kadın dostu planlama yaklaşımı ile üretilmelidir. Çünkü bir kentin kadın dostu olması o k... more Kentler kadın dostu planlama yaklaşımı ile üretilmelidir. Çünkü bir kentin kadın dostu olması o kentin herkes için planlanmış olması demektir. Kadın dostu kent için planlama meslek alanının gerekli veri setini ve değerlendirme yöntemini belirlemesi gerekmektedir. Bu çalışma erişilebilirlik, güvenlik ve kentsel hizmet kapsamında kentsel yoksunluğu belirleme, değerlendirme ve sorunlara çözüm önerme konusunda geliştirilmeye açık bir model önerisi getirmeye çalışmıştır. Seçilen pilot bölgede erişilebilirlik ve güvenlik kapsamındaki incelemeler belirlenen veri setine göre yapılırken hizmet yoksunluğu kapsamında her bir sosyal altyapı alanı (lise, ortaokul, ilkokul, cami, sağlık tesisleri ve yeşil alanlar) için ayrı ayrı yoksun bölgeler saptanmıştır. Bu çalışma mevcut bir dokuda yoksunluk incelemesinin nasıl yapılacağını göstermesinin yanı sıra kadın dostu kent planlama çalışmalarına katkı koymasıyla da önemlidir. Çalışmanın inceleme yöntemi ve getirilen öneriler, kadın dostu bir kentin o...
Ataerkil bir toplum olan Türkiye’ de toplumsal cinsiyet eşitsizliği, toplumsal her alanı olduğu g... more Ataerkil bir toplum olan Türkiye’ de toplumsal cinsiyet eşitsizliği, toplumsal her alanı olduğu gibi kentin kurgulanmasını ve kentsel yaşam pratiklerini de etkilemektedir. Çünkü kentler, tüm yaşayanların gereksinim ve taleplerini gözeterek oluşturulmamaktadır. Oysaki ‘kentli hakkı’ gereğince, toplumun her kesimi tüm kentsel hizmetlerden eşit yararlanmalıdır. Ancak şehir planlama meslek alanının mevzuatına ve tüm ölçeklerdeki analiz ve uygulama alanlarına kadınların ve erkeklerin kenti deneyimleme farklılıkları yansıtılmadığından kadınlar kentleri erkekler kadar kullanamamakta ve sonuçta kent kadınlar için toplumsal cinsiyet rollerini yerine getirdikleri hizmet alanları haline gelmektedir. Bu yüzden şehir planlama bir bilim ve meslek alanı olarak kadınların kentsel yoksunluk yaşamamaları, kenti sınırlılıkları olmadan deneyimlemeleri ve kentteki güvensizlik problemlerinin giderilmesine yönelik yaklaşımlar geliştirmelidir. Bu tanımlamaya en uygun yaklaşım, kadınların kentsel yaşamın tüm alanlarında erkekler ile eşit bir biçimde yer almasını destekleyen, kentsel hizmetlere güvenli bir şekilde erişimini sağlayan Kadın Dostu Kent yaklaşımıdır. Bu metin kadın dostu kentin planlama dilinin oluşturulmasına katkı sağlamak üzere güvenli kent kapsamında bir model önerisi getirmeye çalışmaktadır. Bu doğrultuda metin, İzmir İli’ nin Çiğli İlçesi’ nde pilot alan olarak seçilen Köyiçi Mahallesi örneğinde böyle bir çalışma için hangi verilerin toplanması gerektiği ve bu verilerin nasıl analiz edileceği ve değerlendirileceği konularında bir taraftan başlangıç olma bir taraftan da geliştirilerek model olma amacındadır.
Turkish women use cities as service areas where they practice their social gender roles. Parks ar... more Turkish women use cities as service areas where they practice their social gender roles. Parks are one of these service areas. This study aims to propose ways to analyze and assess green areas as public places regarding the women-friendly city concept as a way of promoting gender equality. The study claims that planning and constructing a green area is insufficient to create a public place, and the existence of a green area does not mean that it can be used. Furthermore, green areas should be approached in a context where their existence is not merely limited to their square meter ratios per person. Thus, green areas should be planned with a women-friendly perspective which meets the needs and demands of all users and with an approach that overcomes the intersectionality-blindness of planning.This study analyzes green areas based on the following three categories: accessibility, safety, and usability. The findings revealed that no parks met these criteria, especially in the densely used areas. Furthermore, problems related to all the three criteria were observed in the central area, and as people moved away from this area, issues related to accessibility and security came to the fore.
Turkish women use cities as service areas where they practice their social
gender roles. Parks ar... more Turkish women use cities as service areas where they practice their social gender roles. Parks are one of these service areas. This study aims to propose ways to analyze and assess green areas as public places regarding the women-friendly city concept as a way of promoting gender equality. The study claims that planning and constructing a green area is insufficient to create a public place, and the existence of a green area does not mean that it can be used. Furthermore, green areas should be approached in a context where their existence is not merely limited to their square meter ratios per person. Thus, green areas should be planned with a women-friendly perspective which meets the needs and demands of all users and with an approach that overcomes the intersectionality-blindness of planning.This study analyzes green areas based on the following three categories: accessibility, safety, and usability. The findings revealed that no parks met these criteria, especially in the densely used areas. Furthermore, problems related to all the three criteria were observed in the central area, and as people moved away from this area, issues related to accessibility and security came to the fore
Turkish women use cities as service areas where they practice their social gender roles. Parks ar... more Turkish women use cities as service areas where they practice their social gender roles. Parks are one of these service areas. This study aims to propose ways to analyze and assess green areas as public places regarding the women-friendly city concept as a way of promoting gender equality. The study claims that planning and constructing a green area is insufficient to create a public place, and the existence of a green area does not mean that it can be used. Furthermore, green areas should be approached in a context where their existence is not merely limited to their square meter ratios per person. Thus, green areas should be planned with a women-friendly perspective which meets the needs and demands of all users and with an approach that overcomes the intersectionality-blindness of planning.This study analyzes green areas based on the following three categories: accessibility, safety, and usability. The findings revealed that no parks met these criteria, especially in the densely used areas. Furthermore, problems related to all the three criteria were observed in the central area, and as people moved away from this area, issues related to accessibility and security came to the fore
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, Feb 19, 2022
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde başlayan modernite projesi, Cumhuriyetle birlikte ülke... more Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde başlayan modernite projesi, Cumhuriyetle birlikte ülkede planlı bir eyleme dönüşmüştür. Modernite projesi içinde, ekonomik bağımsızlık için planlı kalkınmaya ve sanayinin gelişmesine önem verilmiştir. İzmir İktisat Kongresi (1927) ve Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (1934) bu süreçte sanayi yatırımlarının gerçekleşmesini sağlamıştır. Bu yatırımlar devrimleri ayakta tutan unsurlar ve ekonomik/sosyal kalkınma için temel gereksinimler olarak görülmüş ve devlet eliyle gerçekleştirilmiştir. Ülkenin modernleşme sürecindeki ilk adımlarından biri olarak Kocaeli SEKA bu sürecin aşamalarının izlenebildiği somut bir örnektir. Cumhuriyetin ilk sanayi kuruluşu olan SEKA Kâğıt Fabrikası, Kocaeli ili için önemli bir endüstriyel miras değeri taşımakta ve bünyesinde barındırdığı yapılarla bir modernleşme modeli oluşturmaktadır. Kültürel ve endüstriyel mirasa sahip olan SEKA, geçmişe dair izlerin gelecek nesillere aktarıldığı mekânsal değerler içermektedir. Fabrika kuruluşundan (1936), kapatılmasına kadar (2004) geçen süreçte kente, kentlilere ve çalışanlarına sunduğu olanaklarla kentin belleğinde önemli bir yere sahiptir. Ancak, zaman içinde teknolojik gelişmelere uyum sağlayamadığına ve çevreye kirletici etkileri nedeniyle yer seçiminin uygun olmadığına karar verilmiş ve yavaş yavaş işlevini yitirmiştir. Fabrikanın Bu makale için önerilen kaynak gösterimi (APA 6. Sürüm
Kentler kadın dostu planlama yaklaşımı ile üretilmelidir. Çünkü bir kentin kadın dostu olması o k... more Kentler kadın dostu planlama yaklaşımı ile üretilmelidir. Çünkü bir kentin kadın dostu olması o kentin herkes için planlanmış olması demektir. Kadın dostu kent için planlama meslek alanının gerekli veri setini ve değerlendirme yöntemini belirlemesi gerekmektedir. Bu çalışma erişilebilirlik, güvenlik ve kentsel hizmet kapsamında kentsel yoksunluğu belirleme, değerlendirme ve sorunlara çözüm önerme konusunda geliştirilmeye açık bir model önerisi getirmeye çalışmıştır. Seçilen pilot bölgede erişilebilirlik ve güvenlik kapsamındaki incelemeler belirlenen veri setine göre yapılırken hizmet yoksunluğu kapsamında her bir sosyal altyapı alanı (lise, ortaokul, ilkokul, cami, sağlık tesisleri ve yeşil alanlar) için ayrı ayrı yoksun bölgeler saptanmıştır. Bu çalışma mevcut bir dokuda yoksunluk incelemesinin nasıl yapılacağını göstermesinin yanı sıra kadın dostu kent planlama çalışmalarına katkı koymasıyla da önemlidir. Çalışmanın inceleme yöntemi ve getirilen öneriler, kadın dostu bir kentin o...
Ataerkil bir toplum olan Türkiye’ de toplumsal cinsiyet eşitsizliği, toplumsal her alanı olduğu g... more Ataerkil bir toplum olan Türkiye’ de toplumsal cinsiyet eşitsizliği, toplumsal her alanı olduğu gibi kentin kurgulanmasını ve kentsel yaşam pratiklerini de etkilemektedir. Çünkü kentler, tüm yaşayanların gereksinim ve taleplerini gözeterek oluşturulmamaktadır. Oysaki ‘kentli hakkı’ gereğince, toplumun her kesimi tüm kentsel hizmetlerden eşit yararlanmalıdır. Ancak şehir planlama meslek alanının mevzuatına ve tüm ölçeklerdeki analiz ve uygulama alanlarına kadınların ve erkeklerin kenti deneyimleme farklılıkları yansıtılmadığından kadınlar kentleri erkekler kadar kullanamamakta ve sonuçta kent kadınlar için toplumsal cinsiyet rollerini yerine getirdikleri hizmet alanları haline gelmektedir. Bu yüzden şehir planlama bir bilim ve meslek alanı olarak kadınların kentsel yoksunluk yaşamamaları, kenti sınırlılıkları olmadan deneyimlemeleri ve kentteki güvensizlik problemlerinin giderilmesine yönelik yaklaşımlar geliştirmelidir. Bu tanımlamaya en uygun yaklaşım, kadınların kentsel yaşamın tüm alanlarında erkekler ile eşit bir biçimde yer almasını destekleyen, kentsel hizmetlere güvenli bir şekilde erişimini sağlayan Kadın Dostu Kent yaklaşımıdır. Bu metin kadın dostu kentin planlama dilinin oluşturulmasına katkı sağlamak üzere güvenli kent kapsamında bir model önerisi getirmeye çalışmaktadır. Bu doğrultuda metin, İzmir İli’ nin Çiğli İlçesi’ nde pilot alan olarak seçilen Köyiçi Mahallesi örneğinde böyle bir çalışma için hangi verilerin toplanması gerektiği ve bu verilerin nasıl analiz edileceği ve değerlendirileceği konularında bir taraftan başlangıç olma bir taraftan da geliştirilerek model olma amacındadır.
Turkish women use cities as service areas where they practice their social gender roles. Parks ar... more Turkish women use cities as service areas where they practice their social gender roles. Parks are one of these service areas. This study aims to propose ways to analyze and assess green areas as public places regarding the women-friendly city concept as a way of promoting gender equality. The study claims that planning and constructing a green area is insufficient to create a public place, and the existence of a green area does not mean that it can be used. Furthermore, green areas should be approached in a context where their existence is not merely limited to their square meter ratios per person. Thus, green areas should be planned with a women-friendly perspective which meets the needs and demands of all users and with an approach that overcomes the intersectionality-blindness of planning.This study analyzes green areas based on the following three categories: accessibility, safety, and usability. The findings revealed that no parks met these criteria, especially in the densely used areas. Furthermore, problems related to all the three criteria were observed in the central area, and as people moved away from this area, issues related to accessibility and security came to the fore.
Turkish women use cities as service areas where they practice their social
gender roles. Parks ar... more Turkish women use cities as service areas where they practice their social gender roles. Parks are one of these service areas. This study aims to propose ways to analyze and assess green areas as public places regarding the women-friendly city concept as a way of promoting gender equality. The study claims that planning and constructing a green area is insufficient to create a public place, and the existence of a green area does not mean that it can be used. Furthermore, green areas should be approached in a context where their existence is not merely limited to their square meter ratios per person. Thus, green areas should be planned with a women-friendly perspective which meets the needs and demands of all users and with an approach that overcomes the intersectionality-blindness of planning.This study analyzes green areas based on the following three categories: accessibility, safety, and usability. The findings revealed that no parks met these criteria, especially in the densely used areas. Furthermore, problems related to all the three criteria were observed in the central area, and as people moved away from this area, issues related to accessibility and security came to the fore
Uploads
Papers by Filiz Ay
ve kentsel yaşam pratiklerini de etkilemektedir. Çünkü kentler, tüm yaşayanların gereksinim ve taleplerini gözeterek
oluşturulmamaktadır. Oysaki ‘kentli hakkı’ gereğince, toplumun her kesimi tüm kentsel hizmetlerden eşit
yararlanmalıdır. Ancak şehir planlama meslek alanının mevzuatına ve tüm ölçeklerdeki analiz ve uygulama alanlarına
kadınların ve erkeklerin kenti deneyimleme farklılıkları yansıtılmadığından kadınlar kentleri erkekler kadar
kullanamamakta ve sonuçta kent kadınlar için toplumsal cinsiyet rollerini yerine getirdikleri hizmet alanları haline
gelmektedir. Bu yüzden şehir planlama bir bilim ve meslek alanı olarak kadınların kentsel yoksunluk yaşamamaları,
kenti sınırlılıkları olmadan deneyimlemeleri ve kentteki güvensizlik problemlerinin giderilmesine yönelik yaklaşımlar
geliştirmelidir. Bu tanımlamaya en uygun yaklaşım, kadınların kentsel yaşamın tüm alanlarında erkekler ile eşit bir
biçimde yer almasını destekleyen, kentsel hizmetlere güvenli bir şekilde erişimini sağlayan Kadın Dostu Kent
yaklaşımıdır. Bu metin kadın dostu kentin planlama dilinin oluşturulmasına katkı sağlamak üzere güvenli kent
kapsamında bir model önerisi getirmeye çalışmaktadır. Bu doğrultuda metin, İzmir İli’ nin Çiğli İlçesi’ nde pilot alan
olarak seçilen Köyiçi Mahallesi örneğinde böyle bir çalışma için hangi verilerin toplanması gerektiği ve bu verilerin nasıl
analiz edileceği ve değerlendirileceği konularında bir taraftan başlangıç olma bir taraftan da geliştirilerek model olma
amacındadır.
gender roles. Parks are one of these service areas. This study aims to propose ways to analyze and assess green areas as public places regarding the women-friendly city concept as a way of promoting gender equality. The study claims that planning and constructing a green area is insufficient to create a public place, and the existence of a green area does not mean that it can be used. Furthermore, green areas should be approached in a context where their existence is not merely limited to their square meter ratios per person. Thus, green areas should be planned with
a women-friendly perspective which meets the needs and demands of all users and with an approach that overcomes the intersectionality-blindness of planning.This study analyzes green areas based on the following three categories: accessibility, safety, and usability. The findings revealed that no parks met these criteria, especially in the densely used areas. Furthermore, problems related to all the three criteria were observed in the central area, and as people moved away from this
area, issues related to accessibility and security came to the fore
ve kentsel yaşam pratiklerini de etkilemektedir. Çünkü kentler, tüm yaşayanların gereksinim ve taleplerini gözeterek
oluşturulmamaktadır. Oysaki ‘kentli hakkı’ gereğince, toplumun her kesimi tüm kentsel hizmetlerden eşit
yararlanmalıdır. Ancak şehir planlama meslek alanının mevzuatına ve tüm ölçeklerdeki analiz ve uygulama alanlarına
kadınların ve erkeklerin kenti deneyimleme farklılıkları yansıtılmadığından kadınlar kentleri erkekler kadar
kullanamamakta ve sonuçta kent kadınlar için toplumsal cinsiyet rollerini yerine getirdikleri hizmet alanları haline
gelmektedir. Bu yüzden şehir planlama bir bilim ve meslek alanı olarak kadınların kentsel yoksunluk yaşamamaları,
kenti sınırlılıkları olmadan deneyimlemeleri ve kentteki güvensizlik problemlerinin giderilmesine yönelik yaklaşımlar
geliştirmelidir. Bu tanımlamaya en uygun yaklaşım, kadınların kentsel yaşamın tüm alanlarında erkekler ile eşit bir
biçimde yer almasını destekleyen, kentsel hizmetlere güvenli bir şekilde erişimini sağlayan Kadın Dostu Kent
yaklaşımıdır. Bu metin kadın dostu kentin planlama dilinin oluşturulmasına katkı sağlamak üzere güvenli kent
kapsamında bir model önerisi getirmeye çalışmaktadır. Bu doğrultuda metin, İzmir İli’ nin Çiğli İlçesi’ nde pilot alan
olarak seçilen Köyiçi Mahallesi örneğinde böyle bir çalışma için hangi verilerin toplanması gerektiği ve bu verilerin nasıl
analiz edileceği ve değerlendirileceği konularında bir taraftan başlangıç olma bir taraftan da geliştirilerek model olma
amacındadır.
gender roles. Parks are one of these service areas. This study aims to propose ways to analyze and assess green areas as public places regarding the women-friendly city concept as a way of promoting gender equality. The study claims that planning and constructing a green area is insufficient to create a public place, and the existence of a green area does not mean that it can be used. Furthermore, green areas should be approached in a context where their existence is not merely limited to their square meter ratios per person. Thus, green areas should be planned with
a women-friendly perspective which meets the needs and demands of all users and with an approach that overcomes the intersectionality-blindness of planning.This study analyzes green areas based on the following three categories: accessibility, safety, and usability. The findings revealed that no parks met these criteria, especially in the densely used areas. Furthermore, problems related to all the three criteria were observed in the central area, and as people moved away from this
area, issues related to accessibility and security came to the fore