Osmanlı'da kadınların kendilerini ifade etmeleri, tanıtmaları ve faaliyetlerini duyurmaları ilk k... more Osmanlı'da kadınların kendilerini ifade etmeleri, tanıtmaları ve faaliyetlerini duyurmaları ilk kez basın aracılığıyla gerçekleşmiştir. Kadınlara toplum içinde layık oldukları değerin verilmesi ve kadınların bilinçlenmesi amacıyla çeşitli süreli yayınlar çıkarılmıştır. Basında kadınlara ait imzalara, dönem gazetelerinde, bazı gazetelerin çıkardıkları kadına ait sayfa ve eklerde, özellikle de kadın dergilerinde rastlamak mümkündür. Türkiye'de kadın araştırmaları alanındaki ilk girişimler, Tanzimat Dönemi'nde gerçekleşmiştir. Kadın dergileri, Tanzimat'la başlayan modernleşme ve yenileşme sürecinde, kadın konusunda yaşanan sosyal ve kültürel gelişmelerin bir sonucudur.
Osmanlı'da kadınların kendilerini ifade etmeleri, tanıtmaları ve faaliyetlerini duyurmaları ilk k... more Osmanlı'da kadınların kendilerini ifade etmeleri, tanıtmaları ve faaliyetlerini duyurmaları ilk kez basın aracılığıyla gerçekleşmiştir. Kadınlara toplum içinde layık oldukları değerin verilmesi ve kadınların bilinçlenmesi amacıyla çeşitli süreli yayınlar çıkarılmıştır. Basında kadınlara ait imzalara, dönem gazetelerinde, bazı gazetelerin çıkardıkları kadına ait sayfa ve eklerde, özellikle de kadın dergilerinde rastlamak mümkündür. Türkiye'de kadın araştırmaları alanındaki ilk girişimler, Tanzimat Dönemi'nde gerçekleşmiştir. Kadın dergileri, Tanzimat'la başlayan modernleşme ve yenileşme sürecinde, kadın konusunda yaşanan sosyal ve kültürel gelişmelerin bir sonucudur. Bu çalışmada Türk kadınının tarihsel süreç içerisindeki konumunun ele alınmasında önemli bir yeri olan kadın dergilerinden Hanım ve Hanımlar dergilerinin yeni harflere aktarımı yapılmıştır.
Türk şiirinin önemli isimlerinden biri olan Ahmet Haşim'in ''Bir Günün Sonunda Arzu'' adlı şiiri ... more Türk şiirinin önemli isimlerinden biri olan Ahmet Haşim'in ''Bir Günün Sonunda Arzu'' adlı şiiri sebebiyle kendisini eleştirenlere cevaben kaleme aldığı "Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar" ya da daha çok bilinen adıyla "Piyale Mukaddimesi" nde iki önemli kavram üzerinde durur: mana ve vuzuh. Bir Günün Sonunda Arzu ilk kez Dergâh dergisinde 1921 yılında yayımlanmıştır. Şiir şöyledir: Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi... sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine kuşlar Tekrarını ömrün eder ilân. Kuşlar mıdır onlar ki her akşam Âlemlerimizden sefer eyler? Akşam, yine akşam, yine akşam Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde sema kavs-i mutalsam! Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam!
Yüzyıllara dayanan geçmişiyle bugün bizlere gök kubbe altında hoş bir seda olarak yâdigâr kalan D... more Yüzyıllara dayanan geçmişiyle bugün bizlere gök kubbe altında hoş bir seda olarak yâdigâr kalan Divan Edebiyatı, Türk edebiyatında arayışların başladığı XIX.yy' de Encümen-i Şu'arâ mensuplarınca yaşanılan döneme taşınmaya çalışılmıştır. Nitekim Divan edebiyatını temel alarak üzerine yeni bir şiir inşa etme çabası şairlerin Türki-i Basit'e olan temayüllerini ortaya çıkarmış, tamamıyla eski geleneklere bağlı kalmadan yeni söylemlerin teşkiline zemin hazırlanmış, genellikle Sebk-i Hindi etkisindeki eski nazımda değişiklikler yapılarak şiirde güncel yakalanılmaya çalışılmış ve bu çerçevede şiirin poetikası hazırlanmıştır.
Osmanlı'da kadınların kendilerini ifade etmeleri, tanıtmaları ve faaliyetlerini duyurmaları ilk k... more Osmanlı'da kadınların kendilerini ifade etmeleri, tanıtmaları ve faaliyetlerini duyurmaları ilk kez basın aracılığıyla gerçekleşmiştir. Kadınlara toplum içinde layık oldukları değerin verilmesi ve kadınların bilinçlenmesi amacıyla çeşitli süreli yayınlar çıkarılmıştır. Basında kadınlara ait imzalara, dönem gazetelerinde, bazı gazetelerin çıkardıkları kadına ait sayfa ve eklerde, özellikle de kadın dergilerinde rastlamak mümkündür. Türkiye'de kadın araştırmaları alanındaki ilk girişimler, Tanzimat Dönemi'nde gerçekleşmiştir. Kadın dergileri, Tanzimat'la başlayan modernleşme ve yenileşme sürecinde, kadın konusunda yaşanan sosyal ve kültürel gelişmelerin bir sonucudur.
Osmanlı'da kadınların kendilerini ifade etmeleri, tanıtmaları ve faaliyetlerini duyurmaları ilk k... more Osmanlı'da kadınların kendilerini ifade etmeleri, tanıtmaları ve faaliyetlerini duyurmaları ilk kez basın aracılığıyla gerçekleşmiştir. Kadınlara toplum içinde layık oldukları değerin verilmesi ve kadınların bilinçlenmesi amacıyla çeşitli süreli yayınlar çıkarılmıştır. Basında kadınlara ait imzalara, dönem gazetelerinde, bazı gazetelerin çıkardıkları kadına ait sayfa ve eklerde, özellikle de kadın dergilerinde rastlamak mümkündür. Türkiye'de kadın araştırmaları alanındaki ilk girişimler, Tanzimat Dönemi'nde gerçekleşmiştir. Kadın dergileri, Tanzimat'la başlayan modernleşme ve yenileşme sürecinde, kadın konusunda yaşanan sosyal ve kültürel gelişmelerin bir sonucudur. Bu çalışmada Türk kadınının tarihsel süreç içerisindeki konumunun ele alınmasında önemli bir yeri olan kadın dergilerinden Hanım ve Hanımlar dergilerinin yeni harflere aktarımı yapılmıştır.
Türk şiirinin önemli isimlerinden biri olan Ahmet Haşim'in ''Bir Günün Sonunda Arzu'' adlı şiiri ... more Türk şiirinin önemli isimlerinden biri olan Ahmet Haşim'in ''Bir Günün Sonunda Arzu'' adlı şiiri sebebiyle kendisini eleştirenlere cevaben kaleme aldığı "Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar" ya da daha çok bilinen adıyla "Piyale Mukaddimesi" nde iki önemli kavram üzerinde durur: mana ve vuzuh. Bir Günün Sonunda Arzu ilk kez Dergâh dergisinde 1921 yılında yayımlanmıştır. Şiir şöyledir: Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi... sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine kuşlar Tekrarını ömrün eder ilân. Kuşlar mıdır onlar ki her akşam Âlemlerimizden sefer eyler? Akşam, yine akşam, yine akşam Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde sema kavs-i mutalsam! Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam!
Yüzyıllara dayanan geçmişiyle bugün bizlere gök kubbe altında hoş bir seda olarak yâdigâr kalan D... more Yüzyıllara dayanan geçmişiyle bugün bizlere gök kubbe altında hoş bir seda olarak yâdigâr kalan Divan Edebiyatı, Türk edebiyatında arayışların başladığı XIX.yy' de Encümen-i Şu'arâ mensuplarınca yaşanılan döneme taşınmaya çalışılmıştır. Nitekim Divan edebiyatını temel alarak üzerine yeni bir şiir inşa etme çabası şairlerin Türki-i Basit'e olan temayüllerini ortaya çıkarmış, tamamıyla eski geleneklere bağlı kalmadan yeni söylemlerin teşkiline zemin hazırlanmış, genellikle Sebk-i Hindi etkisindeki eski nazımda değişiklikler yapılarak şiirde güncel yakalanılmaya çalışılmış ve bu çerçevede şiirin poetikası hazırlanmıştır.
Uploads
Papers by Selin Lafcı