2016'da ne oldu?
Biliyorum ki olgun bir domates gibi kokabilmektir Bodrumlu olmak. Güneşle kızarmak, yamru yumruluktur olmaktır biraz da. Hayata teslim, zamanın şekillendirdiği, üzerinde zeytinyağı gezdirilip, kekikle bezenen, her şeye hazır... Ben ne kadar olgunlaştım, kızardım, yamru yumru oldum bilmiyorum ama artık o ilk ham meyve de değilim. Yeşilden kırmızıya dönmeye hazırlanıyorum belki de... Hayat hep bir şeylere hazırlanarak geçiyor ki yolda olmaya çok benziyor bu. Yolculukların iyi kötü sürprizlerine açık ve alternatifleri bol olması, tercih edilen her sapağın değiştirdiği kimyası, kendi hikayeni gittikçe benzersizleştiriyor. Mesela tekliften 2 yıl sonra Hülya ile kendimizi hazır hissettiğimiz Mayıs ayında evlendik. Geride bıraktığımız yılın en parlak izi de bu oldu zira. 26 Mayıs 2016 Ailelerin dahi nikah salonunda tanıştığı 26 Mayıs Perşembe günü, bir grup şahidin önünde evlendiğimizde saat 14:30 idi. Tantana yapmadan, sessiz sedasız, gelinliksiz, yüzüksüz bu sade nikahı aradan çık...