Assoc. Prof. Dr., Faculty Member, Necmettin Erbakan University, Faculty of Political Science, Department of Political Science and International Relations Address: Konya, Turkey
Özet: Fransa-Brezilya ilişkilerinin tarihi, sömürgecilik döneminde Fransızlar, Portekizliler ve y... more Özet: Fransa-Brezilya ilişkilerinin tarihi, sömürgecilik döneminde Fransızlar, Portekizliler ve yerli topluluklar arasındaki ilişkilere uzanmaktadır. 19. yüzyılın başlarından bu yana, bağımsız Brezilya ve Fransa arasındaki ekonomik ilişkilerin derinleşmesine kültürel etkileşim ve Fransız düşünürlerin ve Fransa'daki siyasal akımların Brezilya'daki siyasal, kültürel ve toplumsal gelişmeler üzerindeki etkisi eşlik etmiştir. Günümüzde, Fransa'nın denizaşırı bölgelerinden Fransız Guyanası ve Brezilya, Fransa'nın en uzun kara sınırını paylaşmaktadır. 19. yüzyıldan bu yana ekonomik ortak ve küresel müttefik olmalarına rağmen, ikili ilişkiler 1990'lardan itibaren özel ivme kazanmıştır. Fransa ile Brezilya ve Fransız Guyanası ile Brezilya arasındaki var olan bağları derinleştirmeye ve ilişkileri savunma sanayisinden kültürel alışverişe farklı alanlara yaymaya yönelik karşılıklı çabalar, ilerlemeyle sonuçlanmıştır. Fransa ve Brezilya, 2008'de stratejik ortaklık anlaşması imzalamışlar ve Fransız Guyanası ile komşusu Brezilya arasındaki ilk karayolu bağlantısını sağlayan köprü, 2017'de hizmete girmiştir. Maamafih, ilişkiler gerilimden uzak değildir. Amazon Ormanları'ndaki yangınlar ve ormansızlaşma, Fransız Guyanası ve Brezilya arasındaki sınır güvenliğine ilişkin sorunlar ve iki ülke arasındaki ticari ilişkileri etkileyecek olan AB-Mercosur Anlaşması, Fransa'yı endişelendiren başlıca sorunlardır. Diğer taraftan, Fransa'nın Brezilya'daki çevresel sorunlar hakkındaki buyurgan söylemi ve Amazon bölgesine yönelik tarihsel ilgisi, Brezilya'da güvenlik endişelerine sebep olmaktadır. Bu kapsamda, çalışma, güncel Fransa-Brezilya ilişkilerinin temel dinamiklerini iki ülke ilişkilerinin işbirlikçi ve çatışmacı tarihine atıfla tartışmaktadır.
Öz: 19. yüzyılın ortalarından günümüze dek Rusya'dan Latin Amerika'ya beş göç dalgası yaşanmıştır... more Öz: 19. yüzyılın ortalarından günümüze dek Rusya'dan Latin Amerika'ya beş göç dalgası yaşanmıştır. Bu çalışma, 1850-1940 döneminde yaşanan ilk iki göç dalgasını ele almaktadır. İlk dalga, 1850'lerde başlamış ve 1917 Rus Devrimi ile sona ermiştir. İkinci dalga ise devrimle başlamış ve SSCB'nin II. Dünya Savaşı'na girişine dek sürmüştür. Bu çalışma, bölgenin en fazla Rus göçmen alan ülkesi olan Arjantin örneği üzerinden Rusya'dan Latin Amerika'ya göçün neden başladığı, nasıl gerçekleştiği ve niçin devam ettiği sorularına cevap aramaktadır. Hem Rusya'nın hem de Arjantin'in göçmen ve nüfus politikaları bağlamında konuyu değerlendiren çalışma, her bir dalga için göç nedenleri, amaçları, göçmen kompozisyonu ve göçün hukuki çerçevesinde farklılıklar olduğunu ortaya koymaktadır. Büyük ölçüde tarım işçilerinin emek göçüne dayanan ilk dalga, o dönemde imparatorluk tebaası olarak Rus addedilen fakat farklı etnik ve dini kökenlerden gelen kalabalık bir grubun göçü idi. İkinci dalga ise daha az sayıda fakat büyük ölçüde etnik Rus kökenli ve yüksek eğitim düzeyine sahip, anavatanlarından çoğunlukla siyasal nedenlerle ayrılmış göçmenlerden ve sığınmacılardan oluşuyordu. Dolayısıyla ilk göç dalgası Arjantin'de Rusya kökenli Alman, Ukraynalı ve Yahudi diasporalarının oluşumunu sağlamıştır. İkinci dalgada giden daha az sayıdaki Rus göçmenler ile kimlik bilincine sahip bir Rus diasporası ortaya çıkmıştır.
Özet Orta Çağ'ın siyasal düşüncesi ve yapısını simgeleyen özellikleri Batı Avrupa'ya hâkim olan f... more Özet Orta Çağ'ın siyasal düşüncesi ve yapısını simgeleyen özellikleri Batı Avrupa'ya hâkim olan feodalite ve güçlü Katolik kilisesidir. Orta Çağ'da Avrupa'daki uluslararası ilişkiler kent, devlet, din ve siyaset gibi temel belirleyici etmenler ekseninde biçimlenmiştir. Kuşkusuz Orta Çağ Avrupası'nda yaşanan bu ekonomik, toplumsal ve siyasal gelişmelerin arka planında zengin bir düşünsel temel vardı ve bu temel yalnız o günün siyasal birimler ve farklı medeniyetler arasındaki ilişkilerine değil, bugünün uluslararası siyasetine yön verecek nitelikte evrenseldir. Din ve felsefe temelli bu görüşler Augustin'den İbn-i Haldun'a kadar farklı perspektiflerden uluslararası ilişkiler disiplinine ışık tutmuşlardır. Bu çalışma, Orta Çağ'da din, siyaset ve siyasal birimler arasındaki ilişkileri analiz ederek Batı medeniyetinin uluslararası ilişkilerine temel oluşturan görüş ve gelişmeleri açıklamayı amaçlamaktadır.
Türkiye ortadoğu çalışmaları dergisi, Nov 30, 2017
Since the beginning of the Syrian Civil War in 2011, many South American countries have declared ... more Since the beginning of the Syrian Civil War in 2011, many South American countries have declared open door policies for the Syrians seeking refuge. Although the number of people who have reached South America is quite low, the attitude of South American countries has gained special international attention due to political, social and historical reasons. In this respect, Brazil has a special status as the main destination of immigration from the Levant to South America since the 19th century. Brazil is already the home of a large Syrian diaspora. The country has accepted 2,298 Syrian refugees since the beginning of the civil war according to the official data and hosts more Syrians whose application process is ongoing. Today Brazil is the main receiver of the Syrian refugees in South America. This paper discusses the underlying reasons of recent open door policy of South American states, the current situation of Syrian refugees in the region and the problems encountered at the level of policy-making and policy implementation phases with a special emphasis on the developments in Brazil.
Arguing modern nation-states to have risen on the shoulders of formal education from kindergarten... more Arguing modern nation-states to have risen on the shoulders of formal education from kindergarten to higher education would be no exaggeration. Thus, nation-states could have been able to construct national identities using compulsory education by having all their citizens learn national symbols (e.g., national anthems) by heart and why they should have self-pride through daily and annual national ceremonies. However, earlier state formations whether tribal or imperial, gave neither attention to nor concern for public education, as education and literacy were simply meant mostly as a matter for the elites (i.e., high culture). Today, one can mention several types of literacy such as media or finance; at the same time, the length of mandatory education has globally become K12 across the board practically, and lifetime learning has become a daily routine for most. One can easily argue the citizens of modern nation-states to have become people of letters, seeing as how formal education has become
During the first decade of the 2000s, Turkish foreign policy adopted the policy of opening toward... more During the first decade of the 2000s, Turkish foreign policy adopted the policy of opening towards the different regions of the world in order to develop political and economic relations. Within this framework, 2006 was declared as the Year of Latin America and the Caribbean. Similarly, in the post-2003 period, Brazil headed towards diversifying its partners at the global level. In accordance with the mutual regional opening policies and the quest of finding trustworthy partners in the target regions, Turkey-Brazil relations have entered into a special advancement period as of 2006. Mutual high level visits resulted in an increase in diplomatic, economic, social and cultural relations. Although the regional openings of both countries mostly had economic goals, their desire to become active players in the international system as emerging powers brought another dimension to Turkey-Brazil relations. Within this context, the two countries played important roles in three specific diplomatic initiatives: The Joint Declaration of Iran, Turkey and Brazil prepared due to the efforts of Turkey and Brazil, the Alliance of Civilizations initia-Akademik Bakış Cilt 11 Sayı 23 Kış 2018 48 Segâh TEKİN tive in which both countries work as partners and the Trilateral Solidarity for Peace initiative started by Turkey, Brazil and Sweden. This paper analyzes Turkey-Brazil relations in the post-2006 period within the context of bilateral relations and the developments in the regional opening policies of both countries. The paper reveals that Turkish-Brazilian relations have entered into a period of decline since 2013 in every field in opposition to the advancements of the 2006-2013 period. This paper asserts that besides the internal political and economic problems of Brazil, geographical distance and the limited potantial of economic cooperation are the main barriers in front of establishing a long lasting partnership between the two emerging powers.
Öz: 19. yüzyılın ortalarından günümüze dek Rusya'dan Latin Amerika'ya beş göç dalgası yaşanmıştır... more Öz: 19. yüzyılın ortalarından günümüze dek Rusya'dan Latin Amerika'ya beş göç dalgası yaşanmıştır. Bu çalışma, 1850-1940 döneminde yaşanan ilk iki göç dalgasını ele almaktadır. İlk dalga, 1850'lerde başlamış ve 1917 Rus Devrimi ile sona ermiştir. İkinci dalga ise devrimle başlamış ve SSCB'nin II. Dünya Savaşı'na girişine dek sürmüştür. Bu çalışma, bölgenin en fazla Rus göçmen alan ülkesi olan Arjantin örneği üzerinden Rusya'dan Latin Amerika'ya göçün neden başladığı, nasıl gerçekleştiği ve niçin devam ettiği sorularına cevap aramaktadır. Hem Rusya'nın hem de Arjantin'in göçmen ve nüfus politikaları bağlamında konuyu değerlendiren çalışma, her bir dalga için göç nedenleri, amaçları, göçmen kompozisyonu ve göçün hukuki çerçevesinde farklılıklar olduğunu ortaya koymaktadır. Büyük ölçüde tarım işçilerinin emek göçüne dayanan ilk dalga, o dönemde imparatorluk tebaası olarak Rus addedilen fakat farklı etnik ve dini kökenlerden gelen kalabalık bir grubun göçü idi. İkinci dalga ise daha az sayıda fakat büyük ölçüde etnik Rus kökenli ve yüksek eğitim düzeyine sahip, anavatanlarından çoğunlukla siyasal nedenlerle ayrılmış göçmenlerden ve sığınmacılardan oluşuyordu. Dolayısıyla ilk göç dalgası Arjantin'de Rusya kökenli Alman, Ukraynalı ve Yahudi diasporalarının oluşumunu sağlamıştır. İkinci dalgada giden daha az sayıdaki Rus göçmenler ile kimlik bilincine sahip bir Rus diasporası ortaya çıkmıştır.
During the first decade of the 2000s, Turkish foreign policy adopted the policy of opening toward... more During the first decade of the 2000s, Turkish foreign policy adopted the policy of opening towards the different regions of the world in order to develop political and economic relations. Within this framework, 2006 was declared as the Year of Latin America and the Caribbean. Similarly, in the post-2003 period, Brazil headed towards diversifying its partners at the global level. In accordance with the mutual regional opening policies and the quest of finding trustworthy partners in the target regions, Turkey-Brazil relations have entered into a special advancement period as of 2006. Mutual high level visits resulted in an increase in diplomatic, economic, social and cultural relations. Although the regional openings of both countries mostly had economic goals, their desire to become active players in the international system as emerging powers brought another dimension to Turkey-Brazil relations. Within this context, the two countries played important roles in three specific diplomatic initiatives: The Joint Declaration of Iran, Turkey and Brazil prepared due to the efforts of Turkey and Brazil, the Alliance of Civilizations initia-Akademik Bakış Cilt 11 Sayı 23 Kış 2018 48 Segâh TEKİN tive in which both countries work as partners and the Trilateral Solidarity for Peace initiative started by Turkey, Brazil and Sweden. This paper analyzes Turkey-Brazil relations in the post-2006 period within the context of bilateral relations and the developments in the regional opening policies of both countries. The paper reveals that Turkish-Brazilian relations have entered into a period of decline since 2013 in every field in opposition to the advancements of the 2006-2013 period. This paper asserts that besides the internal political and economic problems of Brazil, geographical distance and the limited potantial of economic cooperation are the main barriers in front of establishing a long lasting partnership between the two emerging powers.
Özet Orta Çağ'ın siyasal düşüncesi ve yapısını simgeleyen özellikleri Batı Avrupa'ya hâkim olan f... more Özet Orta Çağ'ın siyasal düşüncesi ve yapısını simgeleyen özellikleri Batı Avrupa'ya hâkim olan feodalite ve güçlü Katolik kilisesidir. Orta Çağ'da Avrupa'daki uluslararası ilişkiler kent, devlet, din ve siyaset gibi temel belirleyici etmenler ekseninde biçimlenmiştir. Kuşkusuz Orta Çağ Avrupası'nda yaşanan bu ekonomik, toplumsal ve siyasal gelişmelerin arka planında zengin bir düşünsel temel vardı ve bu temel yalnız o günün siyasal birimler ve farklı medeniyetler arasındaki ilişkilerine değil, bugünün uluslararası siyasetine yön verecek nitelikte evrenseldir. Din ve felsefe temelli bu görüşler Augustin'den İbn-i Haldun'a kadar farklı perspektiflerden uluslararası ilişkiler disiplinine ışık tutmuşlardır. Bu çalışma, Orta Çağ'da din, siyaset ve siyasal birimler arasındaki ilişkileri analiz ederek Batı medeniyetinin uluslararası ilişkilerine temel oluşturan görüş ve gelişmeleri açıklamayı amaçlamaktadır.
Suriye’deki ic savasin basladigi 2011 yilindan bu yana pek cok Guney Amerika ulkesi, iltica etmek... more Suriye’deki ic savasin basladigi 2011 yilindan bu yana pek cok Guney Amerika ulkesi, iltica etmek isteyen Suriyelilere acik kapi politikasi uygulayacaklarini ilan etmislerdir. Her ne kadar Guney Amerika’ya ulasabilen kisi sayisi az olsa da Guney Amerika ulkelerinin bu tutumu siyasal, sosyal ve tarihsel nedenlerle uluslararasi alanda dikkat cekmistir. Bu acidan Dogu Akdeniz’den Guney Amerika’ya 19. yuzyilda yasanan goc hareketinin ana destinasyonu olan Brezilya, ozel bir konuma sahiptir. Brezilya, halihazirda sayilari dort milyona ulasan kalabalik bir Suriyeli diaspora nufusuna ev sahipligi yapmaktadir. Ulke, ic savasin baslangicindan bu yana resmi verilere gore 2,298 Suriye vatandasina iltica hakki tanimistir ve basvuru islemleri suren daha fazla sayidaki Suriyeliye ev sahipligi yapmaktadir. Gunumuzde Brezilya, Guney Amerika’da en fazla sayida Suriyeli multeciye ev sahipligi yapan ulkedir. Bu calisma, Guney Amerika ulkelerinin yakin gecmiste uygulamaya basladiklari acik kapi politikasinin ortaya cikisindaki nedenleri, bolgedeki Suriyeli multecilerin hali hazirdaki durumunu ve politika yapimi duzeyinde ve multecilere yonelik politikalarin uygulamasi surecinde karsilasilan zorluklari Brezilya’daki gelismelere ozel atifla incelemektedir.
Özet: Fransa-Brezilya ilişkilerinin tarihi, sömürgecilik döneminde Fransızlar, Portekizliler ve y... more Özet: Fransa-Brezilya ilişkilerinin tarihi, sömürgecilik döneminde Fransızlar, Portekizliler ve yerli topluluklar arasındaki ilişkilere uzanmaktadır. 19. yüzyılın başlarından bu yana, bağımsız Brezilya ve Fransa arasındaki ekonomik ilişkilerin derinleşmesine kültürel etkileşim ve Fransız düşünürlerin ve Fransa'daki siyasal akımların Brezilya'daki siyasal, kültürel ve toplumsal gelişmeler üzerindeki etkisi eşlik etmiştir. Günümüzde, Fransa'nın denizaşırı bölgelerinden Fransız Guyanası ve Brezilya, Fransa'nın en uzun kara sınırını paylaşmaktadır. 19. yüzyıldan bu yana ekonomik ortak ve küresel müttefik olmalarına rağmen, ikili ilişkiler 1990'lardan itibaren özel ivme kazanmıştır. Fransa ile Brezilya ve Fransız Guyanası ile Brezilya arasındaki var olan bağları derinleştirmeye ve ilişkileri savunma sanayisinden kültürel alışverişe farklı alanlara yaymaya yönelik karşılıklı çabalar, ilerlemeyle sonuçlanmıştır. Fransa ve Brezilya, 2008'de stratejik ortaklık anlaşması imzalamışlar ve Fransız Guyanası ile komşusu Brezilya arasındaki ilk karayolu bağlantısını sağlayan köprü, 2017'de hizmete girmiştir. Maamafih, ilişkiler gerilimden uzak değildir. Amazon Ormanları'ndaki yangınlar ve ormansızlaşma, Fransız Guyanası ve Brezilya arasındaki sınır güvenliğine ilişkin sorunlar ve iki ülke arasındaki ticari ilişkileri etkileyecek olan AB-Mercosur Anlaşması, Fransa'yı endişelendiren başlıca sorunlardır. Diğer taraftan, Fransa'nın Brezilya'daki çevresel sorunlar hakkındaki buyurgan söylemi ve Amazon bölgesine yönelik tarihsel ilgisi, Brezilya'da güvenlik endişelerine sebep olmaktadır. Bu kapsamda, çalışma, güncel Fransa-Brezilya ilişkilerinin temel dinamiklerini iki ülke ilişkilerinin işbirlikçi ve çatışmacı tarihine atıfla tartışmaktadır.
Öz: 19. yüzyılın ortalarından günümüze dek Rusya'dan Latin Amerika'ya beş göç dalgası yaşanmıştır... more Öz: 19. yüzyılın ortalarından günümüze dek Rusya'dan Latin Amerika'ya beş göç dalgası yaşanmıştır. Bu çalışma, 1850-1940 döneminde yaşanan ilk iki göç dalgasını ele almaktadır. İlk dalga, 1850'lerde başlamış ve 1917 Rus Devrimi ile sona ermiştir. İkinci dalga ise devrimle başlamış ve SSCB'nin II. Dünya Savaşı'na girişine dek sürmüştür. Bu çalışma, bölgenin en fazla Rus göçmen alan ülkesi olan Arjantin örneği üzerinden Rusya'dan Latin Amerika'ya göçün neden başladığı, nasıl gerçekleştiği ve niçin devam ettiği sorularına cevap aramaktadır. Hem Rusya'nın hem de Arjantin'in göçmen ve nüfus politikaları bağlamında konuyu değerlendiren çalışma, her bir dalga için göç nedenleri, amaçları, göçmen kompozisyonu ve göçün hukuki çerçevesinde farklılıklar olduğunu ortaya koymaktadır. Büyük ölçüde tarım işçilerinin emek göçüne dayanan ilk dalga, o dönemde imparatorluk tebaası olarak Rus addedilen fakat farklı etnik ve dini kökenlerden gelen kalabalık bir grubun göçü idi. İkinci dalga ise daha az sayıda fakat büyük ölçüde etnik Rus kökenli ve yüksek eğitim düzeyine sahip, anavatanlarından çoğunlukla siyasal nedenlerle ayrılmış göçmenlerden ve sığınmacılardan oluşuyordu. Dolayısıyla ilk göç dalgası Arjantin'de Rusya kökenli Alman, Ukraynalı ve Yahudi diasporalarının oluşumunu sağlamıştır. İkinci dalgada giden daha az sayıdaki Rus göçmenler ile kimlik bilincine sahip bir Rus diasporası ortaya çıkmıştır.
Özet Orta Çağ'ın siyasal düşüncesi ve yapısını simgeleyen özellikleri Batı Avrupa'ya hâkim olan f... more Özet Orta Çağ'ın siyasal düşüncesi ve yapısını simgeleyen özellikleri Batı Avrupa'ya hâkim olan feodalite ve güçlü Katolik kilisesidir. Orta Çağ'da Avrupa'daki uluslararası ilişkiler kent, devlet, din ve siyaset gibi temel belirleyici etmenler ekseninde biçimlenmiştir. Kuşkusuz Orta Çağ Avrupası'nda yaşanan bu ekonomik, toplumsal ve siyasal gelişmelerin arka planında zengin bir düşünsel temel vardı ve bu temel yalnız o günün siyasal birimler ve farklı medeniyetler arasındaki ilişkilerine değil, bugünün uluslararası siyasetine yön verecek nitelikte evrenseldir. Din ve felsefe temelli bu görüşler Augustin'den İbn-i Haldun'a kadar farklı perspektiflerden uluslararası ilişkiler disiplinine ışık tutmuşlardır. Bu çalışma, Orta Çağ'da din, siyaset ve siyasal birimler arasındaki ilişkileri analiz ederek Batı medeniyetinin uluslararası ilişkilerine temel oluşturan görüş ve gelişmeleri açıklamayı amaçlamaktadır.
Türkiye ortadoğu çalışmaları dergisi, Nov 30, 2017
Since the beginning of the Syrian Civil War in 2011, many South American countries have declared ... more Since the beginning of the Syrian Civil War in 2011, many South American countries have declared open door policies for the Syrians seeking refuge. Although the number of people who have reached South America is quite low, the attitude of South American countries has gained special international attention due to political, social and historical reasons. In this respect, Brazil has a special status as the main destination of immigration from the Levant to South America since the 19th century. Brazil is already the home of a large Syrian diaspora. The country has accepted 2,298 Syrian refugees since the beginning of the civil war according to the official data and hosts more Syrians whose application process is ongoing. Today Brazil is the main receiver of the Syrian refugees in South America. This paper discusses the underlying reasons of recent open door policy of South American states, the current situation of Syrian refugees in the region and the problems encountered at the level of policy-making and policy implementation phases with a special emphasis on the developments in Brazil.
Arguing modern nation-states to have risen on the shoulders of formal education from kindergarten... more Arguing modern nation-states to have risen on the shoulders of formal education from kindergarten to higher education would be no exaggeration. Thus, nation-states could have been able to construct national identities using compulsory education by having all their citizens learn national symbols (e.g., national anthems) by heart and why they should have self-pride through daily and annual national ceremonies. However, earlier state formations whether tribal or imperial, gave neither attention to nor concern for public education, as education and literacy were simply meant mostly as a matter for the elites (i.e., high culture). Today, one can mention several types of literacy such as media or finance; at the same time, the length of mandatory education has globally become K12 across the board practically, and lifetime learning has become a daily routine for most. One can easily argue the citizens of modern nation-states to have become people of letters, seeing as how formal education has become
During the first decade of the 2000s, Turkish foreign policy adopted the policy of opening toward... more During the first decade of the 2000s, Turkish foreign policy adopted the policy of opening towards the different regions of the world in order to develop political and economic relations. Within this framework, 2006 was declared as the Year of Latin America and the Caribbean. Similarly, in the post-2003 period, Brazil headed towards diversifying its partners at the global level. In accordance with the mutual regional opening policies and the quest of finding trustworthy partners in the target regions, Turkey-Brazil relations have entered into a special advancement period as of 2006. Mutual high level visits resulted in an increase in diplomatic, economic, social and cultural relations. Although the regional openings of both countries mostly had economic goals, their desire to become active players in the international system as emerging powers brought another dimension to Turkey-Brazil relations. Within this context, the two countries played important roles in three specific diplomatic initiatives: The Joint Declaration of Iran, Turkey and Brazil prepared due to the efforts of Turkey and Brazil, the Alliance of Civilizations initia-Akademik Bakış Cilt 11 Sayı 23 Kış 2018 48 Segâh TEKİN tive in which both countries work as partners and the Trilateral Solidarity for Peace initiative started by Turkey, Brazil and Sweden. This paper analyzes Turkey-Brazil relations in the post-2006 period within the context of bilateral relations and the developments in the regional opening policies of both countries. The paper reveals that Turkish-Brazilian relations have entered into a period of decline since 2013 in every field in opposition to the advancements of the 2006-2013 period. This paper asserts that besides the internal political and economic problems of Brazil, geographical distance and the limited potantial of economic cooperation are the main barriers in front of establishing a long lasting partnership between the two emerging powers.
Öz: 19. yüzyılın ortalarından günümüze dek Rusya'dan Latin Amerika'ya beş göç dalgası yaşanmıştır... more Öz: 19. yüzyılın ortalarından günümüze dek Rusya'dan Latin Amerika'ya beş göç dalgası yaşanmıştır. Bu çalışma, 1850-1940 döneminde yaşanan ilk iki göç dalgasını ele almaktadır. İlk dalga, 1850'lerde başlamış ve 1917 Rus Devrimi ile sona ermiştir. İkinci dalga ise devrimle başlamış ve SSCB'nin II. Dünya Savaşı'na girişine dek sürmüştür. Bu çalışma, bölgenin en fazla Rus göçmen alan ülkesi olan Arjantin örneği üzerinden Rusya'dan Latin Amerika'ya göçün neden başladığı, nasıl gerçekleştiği ve niçin devam ettiği sorularına cevap aramaktadır. Hem Rusya'nın hem de Arjantin'in göçmen ve nüfus politikaları bağlamında konuyu değerlendiren çalışma, her bir dalga için göç nedenleri, amaçları, göçmen kompozisyonu ve göçün hukuki çerçevesinde farklılıklar olduğunu ortaya koymaktadır. Büyük ölçüde tarım işçilerinin emek göçüne dayanan ilk dalga, o dönemde imparatorluk tebaası olarak Rus addedilen fakat farklı etnik ve dini kökenlerden gelen kalabalık bir grubun göçü idi. İkinci dalga ise daha az sayıda fakat büyük ölçüde etnik Rus kökenli ve yüksek eğitim düzeyine sahip, anavatanlarından çoğunlukla siyasal nedenlerle ayrılmış göçmenlerden ve sığınmacılardan oluşuyordu. Dolayısıyla ilk göç dalgası Arjantin'de Rusya kökenli Alman, Ukraynalı ve Yahudi diasporalarının oluşumunu sağlamıştır. İkinci dalgada giden daha az sayıdaki Rus göçmenler ile kimlik bilincine sahip bir Rus diasporası ortaya çıkmıştır.
During the first decade of the 2000s, Turkish foreign policy adopted the policy of opening toward... more During the first decade of the 2000s, Turkish foreign policy adopted the policy of opening towards the different regions of the world in order to develop political and economic relations. Within this framework, 2006 was declared as the Year of Latin America and the Caribbean. Similarly, in the post-2003 period, Brazil headed towards diversifying its partners at the global level. In accordance with the mutual regional opening policies and the quest of finding trustworthy partners in the target regions, Turkey-Brazil relations have entered into a special advancement period as of 2006. Mutual high level visits resulted in an increase in diplomatic, economic, social and cultural relations. Although the regional openings of both countries mostly had economic goals, their desire to become active players in the international system as emerging powers brought another dimension to Turkey-Brazil relations. Within this context, the two countries played important roles in three specific diplomatic initiatives: The Joint Declaration of Iran, Turkey and Brazil prepared due to the efforts of Turkey and Brazil, the Alliance of Civilizations initia-Akademik Bakış Cilt 11 Sayı 23 Kış 2018 48 Segâh TEKİN tive in which both countries work as partners and the Trilateral Solidarity for Peace initiative started by Turkey, Brazil and Sweden. This paper analyzes Turkey-Brazil relations in the post-2006 period within the context of bilateral relations and the developments in the regional opening policies of both countries. The paper reveals that Turkish-Brazilian relations have entered into a period of decline since 2013 in every field in opposition to the advancements of the 2006-2013 period. This paper asserts that besides the internal political and economic problems of Brazil, geographical distance and the limited potantial of economic cooperation are the main barriers in front of establishing a long lasting partnership between the two emerging powers.
Özet Orta Çağ'ın siyasal düşüncesi ve yapısını simgeleyen özellikleri Batı Avrupa'ya hâkim olan f... more Özet Orta Çağ'ın siyasal düşüncesi ve yapısını simgeleyen özellikleri Batı Avrupa'ya hâkim olan feodalite ve güçlü Katolik kilisesidir. Orta Çağ'da Avrupa'daki uluslararası ilişkiler kent, devlet, din ve siyaset gibi temel belirleyici etmenler ekseninde biçimlenmiştir. Kuşkusuz Orta Çağ Avrupası'nda yaşanan bu ekonomik, toplumsal ve siyasal gelişmelerin arka planında zengin bir düşünsel temel vardı ve bu temel yalnız o günün siyasal birimler ve farklı medeniyetler arasındaki ilişkilerine değil, bugünün uluslararası siyasetine yön verecek nitelikte evrenseldir. Din ve felsefe temelli bu görüşler Augustin'den İbn-i Haldun'a kadar farklı perspektiflerden uluslararası ilişkiler disiplinine ışık tutmuşlardır. Bu çalışma, Orta Çağ'da din, siyaset ve siyasal birimler arasındaki ilişkileri analiz ederek Batı medeniyetinin uluslararası ilişkilerine temel oluşturan görüş ve gelişmeleri açıklamayı amaçlamaktadır.
Suriye’deki ic savasin basladigi 2011 yilindan bu yana pek cok Guney Amerika ulkesi, iltica etmek... more Suriye’deki ic savasin basladigi 2011 yilindan bu yana pek cok Guney Amerika ulkesi, iltica etmek isteyen Suriyelilere acik kapi politikasi uygulayacaklarini ilan etmislerdir. Her ne kadar Guney Amerika’ya ulasabilen kisi sayisi az olsa da Guney Amerika ulkelerinin bu tutumu siyasal, sosyal ve tarihsel nedenlerle uluslararasi alanda dikkat cekmistir. Bu acidan Dogu Akdeniz’den Guney Amerika’ya 19. yuzyilda yasanan goc hareketinin ana destinasyonu olan Brezilya, ozel bir konuma sahiptir. Brezilya, halihazirda sayilari dort milyona ulasan kalabalik bir Suriyeli diaspora nufusuna ev sahipligi yapmaktadir. Ulke, ic savasin baslangicindan bu yana resmi verilere gore 2,298 Suriye vatandasina iltica hakki tanimistir ve basvuru islemleri suren daha fazla sayidaki Suriyeliye ev sahipligi yapmaktadir. Gunumuzde Brezilya, Guney Amerika’da en fazla sayida Suriyeli multeciye ev sahipligi yapan ulkedir. Bu calisma, Guney Amerika ulkelerinin yakin gecmiste uygulamaya basladiklari acik kapi politikasinin ortaya cikisindaki nedenleri, bolgedeki Suriyeli multecilerin hali hazirdaki durumunu ve politika yapimi duzeyinde ve multecilere yonelik politikalarin uygulamasi surecinde karsilasilan zorluklari Brezilya’daki gelismelere ozel atifla incelemektedir.
This volume studies the contemporary dynamics of conflict and cooperation within Eurasia with ref... more This volume studies the contemporary dynamics of conflict and cooperation within Eurasia with reference to interdependencies, partnerships and contestations on regional security, energy, democratic transition, and trade. Its key concern, in a broader sense, is, therefore, to understand the various outcomes of post-Soviet regional transformation and the intra- and inter-regional integrative or dismantling interaction making the regional countries hopeful or pessimistic about the future of their immediate and extended neighbourhood within contemporary Eurasia. The contributions here unfold the contemporary strategies of individual states with regards to cooperation, on the one hand, and the unavoidable conflicts in both bilateral relations and on a regional level, on the other. The chapters examine, with reference to central Eurasia, the root causes and the transitive character of conflict and cooperation, regional security dynamics and competing security complexes, and rising powers increasing involvement in the equation favouring cooperation via trade. As such, this book provides a better understanding of both the issues and the challenges the wider Eurasian region is currently experiencing.
Giriş Mülteci hakları ve insan hakları, devletlerin kendi egemenlik haklarını ön plana alan tu-tu... more Giriş Mülteci hakları ve insan hakları, devletlerin kendi egemenlik haklarını ön plana alan tu-tumları nedeniyle uluslararası hukukta bütüncül bir kategori içinde ele alınmamaktadırlar. Mültecilerin hukuki durumuna dair uluslararası belgeler ise devletlerin bu yaklaşımı ile mülteci haklarının, insan hakları bağlamında uzlaştırılmasına yönelik düzenlemelerdir (Er-güven & Özturanlı, 2013, s. 1053). Bu çalışmada, diğer devletlerin egemenlik konularındaki hassasiyetlerini taşımanın beraberinde dünya siyasetinde yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin yakın çevresinde yaşanan savaşlar ve iç çatışmalar, Avrupa Birliği'ne üyelik süreci ve ülke içi ekonomik, sosyal ve siyasal şartlar çerçevesinde oluşan özgün bir ortamda şekillenen, Öz: Mültecilerin hakları; insan hakları ile ilişkisinin yanı sıra iltica edilen devletlerin güvenliğini, ekonomilerini, iç ve dış politikalarını ilgilendiren, yani insanların ve devletlerin haklarının ve beklentilerinin çatışabildiği bir alanda yer almaktadır. Uluslararası hukukta insan hakları ve mülteci hakları tek kategori içinde ele alınmamasının en önemli sebebi de devletlerin egemenlik haklarıyla yakından ilişkili olan ülkeye yabancıların girişi hakkında devletlerin uluslararası hukukun kendilerini bağlayıcı düzenlemeler yapmasından kaçınmak istemeleri ve devletler açısından mülteciler konusunun insan hakları değil fakat insani yaklaşım çerçevesinde ele alınmasının daha uygun görülmesidir. Bu çalışmada, evrensel insan hakları bağlamında Türkiye'nin iltica hakkı uygulaması değerlendirilecektir. Günümüzde üç kıtayı birleştiren konumu ile Türkiye toprakları gerek ekonomik nedenlerle gerekse zulümden kaçmak için ülkelerinden ayrılan insanlar için hem Avrupa ülkelerine kaçış yolunda bir geçiş güzergâhı hem de yasal ve yasa dışı olarak ikamet ettikleri bir coğrafyadır. Dünya siyasetinde yaşanan gelişmeler, yakın çevresinde yaşanan savaşlar ve iç çatışmalar, Avrupa Birliği'ne üyelik süreci ve ülke içi ekonomik, sosyal ve siyasal şartlar; cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye'nin iltica hakkı uygulamasının değişik evrelerden geçmesine neden olmuştur. Çalışmada öncelikle dünyada mültecilerin durumu ve mültecilere tanınan haklarının günümüzde geldiği nokta kısaca ele alınacaktır. Ardından Türkiye'nin iltica politikasının tarihsel geçmişi anlatılarak günümüzde Türkiye' de uygulanan iltica rejimi hukuki, ekonomik ve siyasi yönleriyle, evrensel insan hakları ile uyumu açısından değerlendirilecektir.
Ariel González Levaggi, Akbota Zholdasbekova, Nilüfer Narlı (2017) Eurasia-Latin America Strategic Engagement and Comparative Perspectives in Politics and Economics: monograph. Astana: Kultegin, 170 p., 2017
“Eurasia-Latin America: Strategic Engagement and Comparative Perspectives in Politics and Economi... more “Eurasia-Latin America: Strategic Engagement and Comparative Perspectives in Politics and Economics” presents the case of an increasing strategic engagement between the two regions by presenting convergences and divergences, similarities and differences of specific economic, political and strategic developments. It emphasizes the increasing relationships between Eurasia and Latin America nations as well as analyze the main similarities and problems in comparative perspective from political economy to social and cultural dynamics.
Uploads
Papers by Segah Tekin