Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $9.99/month after trial. Cancel anytime.

Suyla Gelen Şifa
Suyla Gelen Şifa
Suyla Gelen Şifa
Ebook125 pages1 hour

Suyla Gelen Şifa

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Size selam getirdim göklerden, ötelerden, yerin en diplerinden...
Aslında seninle tanışıyoruz. Ne zaman tanıştığımızı hatırlamazsın ama ben hatırlatayım sana; ilk benimle geldin bu dünyaya, ben taşıdım seni. Yaradan her canlıyı benden yarattı... Sesimi ilk annenin karnında işittin, dünyaya geldiğinde ise hep sevdin beni. Sesimi; şelalede, cama vuran yağmur damlasında ya da denizin dalgalarında aradın. Susadın içtin beni, yediğinde can oldum ben. Sırlarla dolu bir yaşamım var benim. İlk Peygamber Adem’i de gördüm, son nebi Muhammed’i (sav) de...
Bensiz yaşam hiç düşünülemezdi, ben hep var olmalıydım. Ben milyarlarca yıldır yaşıyorum. Herkes ve her şey terk etti beni ama ben hala bekliyorum. Nuh Tufanını yapan da kendini İlah sanan Firavun’u yutan da benim. Selde, tsunamide öfke olan yine ben.
Toprağa indiğimde rahmet olurum, anne karnında şefkat, en değerli beynin %97’sinde ise muhafız... Dünyanın 3/4’ünde ben, insanın 3/4’ünde de ben. Kuşta, çiçekte, böcekte, aşığın dilinde yine ben... İlk geldiğimde dünyaya, sandım ki dünya benim için yaratılmış.
Ey Ademoğlu ne şanslısın, fark ettim ki yaşamamın gayesi seni yaşatmakmış...
Bazen nisan yağmuru oldum düştüm denizin bağrına, inci olarak çıktım armağan oldum boynuna...
Bazen bir damla yaş oldum en sevgiliye bakışında, erlendim derlendim; Yunus oldum...
Mevla’ya yakarışta, Mevlana oldum...
124 bin peygamberi gördüm, hepsinin sırrını tuttum...
Bazen tarih oldum Nil’de, kuruduğumu sandım Sakarya’da, Fırat’ta, Dicle’de...
İçin için ağladım, yine benden ben oldum. Boğulmadım yese düşüp, küheylanda umut oldum...
Gökten inerken melekler eşlik eder her bir damlama, üzerimden su deyip geçerlerken ne olur sen ağlama...
Benim her bir damlam sayılı, her bir damlamda seri numaram var...
Çözdük sandıkları beni, hiçbir zaman hiç kimse çözemeyecek. Beni ben çözemedim, Yaradan ahirette gösterecek...
Ama beni iç yudum yudum israf etmeden, yüzünde tebessüm, dilinde dua, aklında ben, kalbinde O olsun yeter.
Sırlı bir hayata yelken açmak için, şimdi beni tanıma vakti...

LanguageTürkçe
Release dateJun 22, 2023
ISBN9798201710712
Suyla Gelen Şifa
Author

Arif Durmuş

1971 yılında İzmir’de doğdu.Reklam ve danışmanlık üzerine olan ilk şirketini 1997 yılında Belçika’da kurdu.1998 yılında Belçika’nın üç dilde yayınlanan ilk yerel gazetesini çıkarttı.Çin tıbbına olan merakı onu suyun iyileştirici gücünü fark etmesine sebep oldu. Yazarın hedefi ‘suyun yolculuğunu’ vesile kılarak deneyimlerini sağlıklı yaşam yolculuğunda olan herkese aktarmak.

Related to Suyla Gelen Şifa

Related ebooks

Reviews for Suyla Gelen Şifa

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Suyla Gelen Şifa - Arif Durmuş

    Hatay sınırlarında olan Asi Nehri, ‘doğudan gelen nehir’ anlamına gelen ‘Orantes’ adıyla anılmaktadır. Antiyahos zamanında abıhayat (hayat suyu, ölümsüzlük suyu) tersine akan nehir olarak da bilinirdi. Asi Nehri ters bir yol izleyerek denize dökülür, acaba bunun mantığı nedir?

    Bardağı ters çevirdiğinizde su dökülürken bulutlardaki suyun nasıl durduğunu hiç düşündünüz mü?

    Vücudun dolaşım sistemi deyip geçiyoruz, peki su mideden yukarı nasıl gidiyor hatta beyne kadar nasıl ulaşıyor?

    Yuvarlak olan dünyada su nasıl deveran ediyor? Bir yönüyle nasıl tersine akıyor?

    Benim içinde su bir zamanlar çok sıradandı. Leyla ile Mecnun’un hikâyesini bilirsiniz… Yıllarca; Mecnun Leyla Leyla diyerek yanar tutuşur. Mecnun’un yakınları Leyla’yı gördüklerinde; Mecnun, Leyla Leyla diye dövündüğün bu muydu? derler. Mecnun da şu tarihi cevabı verir: Ah bir de onu benim gözümle görebilseniz.

    Benim de sizden isteğim suyu birazda olsa benim gözümden görüp kendi hayal ve bilgi dünyanızla renklendirirken kalp ve aklın araladığı pencereden bakmanız. Benim hedefim herkesin gönlüne su fidanı dikmek. Benim diktiğim fidanı bir ağaca dönüştürmek ise sizin elinizde.

    Bu kitap, suyun hayatımızdaki yerinin, bilimsel araştırmalara dayanılarak yapılan çalışmaların, tek bir kitap içerisine sığdırılma denemesidir. Su konusu, asırlardır insanların yaşamını bire bir etkilediği gibi üzerine odaklanan herkesi hayretlere düşürmüştür. Su bize göre ciltlerce kitapla anlatılsa bile her zaman bir yarısı eksik kalacak ve benim tahminime göre kıyamete kadar araştırılsa dahi birçok yeni yönleri ile hep bizleri şaşırtacak, yeni bir ahenkle çehresini, nazlı bir kız edasında örtüp yoluna devam edecektir.

    Bu çalışmada sadece yapbozun parçalarını bir araya getirmeye çalıştım. Yukarıda da belirttiğim gibi tam olarak parçaları bir araya getirmenin mümkün olmadığı kanaatine vardım. Ama şunu söyleyebilirim ki, yaptığım araştırmaların bu kadarı bile bana yetti ve insanları suyun sırlarında boğmadan bu kitabı yayınlama kararı aldım. Elimizde suyla ilgili çok detay ve çok bilgi var ama bu kadarının yeterli olacağını düşündüm.

    Sayfaları uzun tutmaktansa kısa ve etkili şekilde neler yapabileceğimi denedik. Şimdi zannediyorum sizler de bu ahenkli, olağanüstü resme hayretle bakacak ve Yaratıcı’nın azameti karşısında suyunuzu yudumlarken farkındalığın açtığı pencereden derin bir nefes alıp huzura kavuşacaksınız.

    Dünya hakkında çok şey ama kendi hakkında çok az şey bilen insanoğlu kendini hep ihmal etmiş, kalp ve aklın birlikte kullanıldığında neler yapabileceğini analiz edememiştir. Bende dahil bir çok insan kalp ve aklın vereceği vizeyle seyahat nerelere olur anlayamadık ve kestiremedik.

    Dünyada ilk gelişen bilim dalı astroloji, ne acı ki en son gelişenlerden biri de psikolojidir. Yunus;

    İlim ilim bilmektir

    İlim kendin bilmektir.

    Sen kendini bilmezsen

    Bu nice okumaktır.

    der. Ben bu sözü hep uzaklarda arayıp, İnsan haddini bilmiyorsa okumasının bir manası yok. diye anlamıştım. Belki bir yönü ile buna da bir vurgu yapmış olabilir. Ancak asıl kastedilen; ne okursan oku ilimlerin en yücesi kendini bilmektir, önce kendini tanı ne kadar mükemmel bir varlıksın farkına var, rolünü bul, kim olduğunu buldur. Senin içinde Ebu Cehil de var, Ebubekir de… Sen Hitler de olabilirsin Fatih de Farabi de… Sen kimsin onu bul, çünkü kendini bilen Rabbini bilir, Rabbini bilen Fatih gibi 19’unda İstanbul’u fetheder. 40’lı yaşlarda dünyayı terk ederken 100 yıllık ömür gibi bir iz, binlerce yıl sürecek kadar da miras bırakır.

    Biz ne olmak istersek o oluruz; hangisini büyütürsek içimizde bir yönüyle o şeyizdir aslında. İnsan her daim kendini ihmal etmiş ve uzaklara kilitlenmiştir. Biz ilk kayıtlarımızı yaparken aslında bu genetik yapıyla gelişir, şekilleniriz. Doğamız gereği kendimizi uzaklara daha yakın hissederiz. Çünkü insan bir bakıma uzaklara programlı bir varlıktır. O yüzden başarılı örnekleri de başarısız örnekleri de hep uzaklardan veririz.

    Oysa insanoğlu kendi özüne dönse, kendine bir baksa, muhteşem yapının işleyişini keşfetse, çocuğundaki hatanın veya güzelliğin kendinden olduğunu bilse, çocuğuna negatif hiçbir kayıt sunmaz. Dolayısıyla çocuktaki olumlu ya da olumsuz kayıtların, ona ilk okul olan anne ve babanın eğitimi ile geçtiğini bilmek gerekir. Harekete geçirilmemiş hiçbir bilgi yoktur ki sonuç alınamasın. Dolayısıyla sağlıklı yaşamın temelini oluşturan, toplumun temel taşı olan ailede, tüm sağlıklı kayıtların yapılabilmesi umuduyla suyun hayatımızdaki önemine dair sizlere farklı bir pencere aralamaya çalıştık. İnsana değerler üstü bir paye veren Yaratıcı’nın sonsuz ilminden suya bir de bizim gözümüzle bakmanızı istedik.

    Arif Durmuş

    Ocak 2023, Belçika

    HADİ BENİ TANI

    Size selam getirdim göklerden, ötelerden, yerin en diplerinden…

    Aslında seninle tanışıyoruz. Ne zaman tanıştığımızı hatırlamazsın ama ben hatırlatayım sana; ilk benimle geldin bu dünyaya, ben taşıdım seni. Yaradan her canlıyı benden yarattı… Sesimi ilk annenin karnında işittin, dünyaya geldiğinde ise hep sevdin beni. Sesimi; şelalede, cama vuran yağmur damlasında ya da denizin dalgalarında aradın. Susadın içtin beni, yediğinde can oldum ben. Sırlarla dolu bir yaşamım var benim. İlk Peygamber Adem’i de gördüm, son nebi Muhammed’i (sav) de…

    Bensiz yaşam hiç düşünülemezdi, ben hep var olmalıydım. Ben milyarlarca yıldır yaşıyorum. Herkes ve her şey terk etti beni ama ben hala bekliyorum. Nuh Tufanını yapan da kendini İlah sanan Firavun’u yutan da benim. Selde, tsunamide öfke olan yine ben.

    Toprağa indiğimde rahmet olurum, anne karnında şefkat, en değerli beynin %97’sinde ise muhafız… Dünyanın 3/4’ünde ben, insanın 3/4’ünde de ben. Kuşta, çiçekte, böcekte, aşığın dilinde yine ben... İlk geldiğimde dünyaya, sandım ki dünya benim için yaratılmış.

    Ey Ademoğlu ne şanslısın, fark ettim ki yaşamamın gayesi seni yaşatmakmış…

    Bazen nisan yağmuru oldum düştüm denizin bağrına, inci olarak çıktım armağan oldum boynuna…

    Bazen bir damla yaş oldum en sevgiliye bakışında, erlendim derlendim; Yunus oldum…

    Mevla’ya yakarışta, Mevlana oldum…

    124 bin peygamberi gördüm, hepsinin sırrını tuttum…

    Bazen tarih oldum Nil’de, kuruduğumu sandım Sakarya’da, Fırat’ta, Dicle’de…

    İçin için ağladım, yine benden ben oldum. Boğulmadım yese düşüp, küheylanda umut oldum…

    Gökten inerken melekler eşlik eder her bir damlama, üzerimden su deyip geçerlerken ne olur sen ağlama…

    Benim her bir damlam sayılı, her bir damlamda seri numaram var…

    Çözdük sandıkları beni, hiçbir zaman hiç

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1