Ekoloji gerek süreç olarak ve gerek DNA kayıtları olarak Allah'ın avucudur. Hayatı netice vermek için en az beş bin engeli aşmıştır. Onda bir hücreden beş milyon türün sayısız bireyleri, yaratılıyor, yaşıyor, besleniyor ve kayıt altına...
moreEkoloji gerek süreç olarak ve gerek DNA kayıtları olarak Allah'ın avucudur.
Hayatı netice vermek için en az beş bin engeli aşmıştır.
Onda bir hücreden beş milyon türün sayısız bireyleri, yaratılıyor, yaşıyor, besleniyor ve kayıt altına alınıyor.
Ve hiç bir hata vermiyor.
Bu Ekolojik sistemde Allah bir şeyden herşeyi yapıyor ve her şeyden bir canlı yapıyor (besliyor.) (8. Söz)
Biyolojide ve kadim gelenek literatüründe bu hakikate Hayat Ağacı deniliyor. (8. Söz) (Madde-i Hayat ve Müddet-i Ömür.)
Bir tek Ağaç; her dalında bir tür. (8. Söz)
Yani beş milyon dallı ve üç milyar yaşında bir ağaç.
İnsanoğlu bu ağaca dadanmasın, ve soyut ruhani gelişmesini unutmasın, diye sürekli uyarılmıştır.
Bir atlı Hayat Ağacı gölgesinde yüzbin sene de gitse onun gölgesini bitiremez. (Hadis-i Şerif.)
İnsanoğlu bu beş milyar meyvenin bir hülasasıdır.. (Tekrarla Risale-i Nur)
Ve yaklaşık 150-200 bin yıl önce soyut kavramları bilebilecek bir beyne sahip oldu. Kültürlü İnsan (Homosapiens) oldu. Vahye ve ilhama muhatap oldu. (20. Mektup)
Binler yıl süren uzun bir psikolojik ve sosyolojik eğitimden geçip yaklaşık 40 bin yıl önce dili ve konuşmayı becerdi.
Ve 12 bin yıl önce vahşetten kurtulup medeniyet temellerini attı, diller öğrendi, devlet kurdu, inanca geçti. (28. Mektup)
Din bu sürece Ademiyet diyor. İnsanoğlu bu süreçte: Her şeye bir isim takıyor, soyut ve kutsal değerleri biliyor.
Bütün evren onun emrine amade oluyor. Yani ona secde ediyor. (20. Söz)
Bütün fen bilimleri son yüzyılda insanlığın bu gelişmesini adım adım izledi, ve kaydetti.
Bugün bu gerçekliğin ve bu izlemenin dışında kalan hiçbir bilim dalı yok.
Fakat bu bilimler Hermenötik ve metafizik dili bilmediği için Tevratın biyolojik, sosyal ve psikolojik bu gelişmeyi anlatan detaylı dilini ve ifadelerini bilemediler.
Hurafedir dediler. İslam alimleri de tarih sanıp tahrif olmuş dediler.
Halbuki bütün semavi kitaplar evrensel arketip metafizik litaratürdürler, tarih değiller (Lisan-ı gayb).
Gerçek Ademiyet olan bu güne kadar geçen bütün insanlığın mucizevi anlatımıdırlar. (20. Söz)
Bu literatürden tipik bir tanesi şudur: Allah'ın oğlu olmak. Haliyle bu biyolojik bir tabir değil. Ve Tevratta tekrarla geçiyor. Bazı cahil Müslümanların sandığı gibi İncil'e has bir deyim değildir.
Evet: İnsanoğlu Soyut Kavramları ve Kutsal Değerleri öğrenince, Allah'ın oğlu oluyor. Çünkü Allah da soyuttur.
İslam literatüründe buna İnsan-ı Kamil deniliyor.
Meleklerin tabiriyle bizden (soyut kavramları bilen Allah, melek ve ruhlardan) biri oldu, deniliyor.
Tevrat Tekvin kitabında vurgulandığı gibi.
Siz dostlarıma bu hafta Tevratın Sekiz Babının metin analizi olan uzun bir makale gönderiyorum. Benim yorumlarımı metin ile tam karşılaştırsanız hepsinin Tevratın mucizevi bilgileri olduğunu göreceksiniz.
Ayrıca Tevratın muharref olmadığına dair önemli bir inceleme de göreceksiniz.
Bu konuda Tevratı kendine delil yapan ve onu tasdik eden Kur'an'ın haklı olduğunu anlayacaksınız, önemli bir iftiradan kurtulacaksınız.
Bu 40 sayfalık makalenin uzunluğundan bıkmayın, sekiz büyük kitap kadar literatür analizi ve keşfi içinde var.
Merak etmeyin bu gibi yazılarım, uzun testlerden geçti;
Müslümanların bilimi esas alanları ve Hristiyan ve Yahudiler bunlar ile imanlarını kurtarıyorlar. Dine karşı fen bilimlerinin aciz kaldığını görüyorlar.