Kültür ve medeniyet ilişkisi bütün dünyada ve Türkiye'de oldukça dikkat çekmiş, incelenmiş ve işlenmiş bir konudur. Her ne kadar kültür ve medeniyeti birbirlerinden kesin sınırlarla ayırmak mümkün görünmese de tabiat karşısında insanın...
moreKültür ve medeniyet ilişkisi bütün dünyada ve Türkiye'de oldukça dikkat çekmiş, incelenmiş ve işlenmiş bir konudur. Her ne kadar kültür ve medeniyeti birbirlerinden kesin sınırlarla ayırmak mümkün görünmese de tabiat karşısında insanın var olma mücadelesi ile ilişkili kavramlar oldukları açıktır. Bu anlamıyla medeniyetin temelinde kültür yatmaktadır. Kültürün gelişmesi, karmaşıklaşması ve oluştuğu tarih, coğrafya ve düzene göre kendisine özgü bir hal kazanması artık medeniyet aşamasına gelindiğinin göstergesi olmuştur. Böylece kültür ruh ise medeniyet de bu ruha beden olmuştur. Medeniyet bir insanlık başarısıdır. İnsanoğlunun bir medeniyet kurabilmesi uzun ve yorucu hatta çoğunlukla ölüm pahasına elde ettiği tecrübelerin bir sonucudur. Medeniyetin birinci ve en temel şartı bilgi, beceri ve tecrübelerin hem korunup saklanması, hem de öğrenilip, öğretilip geliştirilmesi ve aktarılabilmesidir. Eğitim, öğretim ve bilginin aktarılması dil ile mümkündür. Öyleyse medeniyetin kurulup gelişmesi dil sayesinde olacağı söylenmektedir. Böylece medeniyet denilince akla gelen ya da gelmesi gereken pek çok husus daha yazıyı bulan ilk medeniyette karşımıza çıkmaktadır. Sümerologlar bu yüzden olsa gerek; "tarih Sümer'de başlar" demektedirler.