Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
15 pages
1 file
Bu araştırmanın amacı; öğretmenlerin cinsiyetleri, medeni durumları, branşları, yaşları, mesleki kıdemleri, eğitim durumları, çalıştıkları okul türleri, öğretmenliği seçme nedenleri gibi demografik özellikler açısından örgütsel sinizm düzeylerinin değişip değişmediğini belirlemektir. Araştırma 2007-2008 eğitim-öğretim yılında Antalya il merkezinde ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görev yapan 325 öğretmen üzerinden gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, Güzeller ve Kalagan (2008) tarafından geliştirilmiş olan örgütsel sinizm ölçeği kullanılmıştır. Verileriniz analizinde, T testi, Tek yönlü varyans analizi, Kruskal Wallis testi, Mann Whitney U-testi kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre; öğretmenlerin örgütsel sinizm düzeyi ile branşları, mesleki kıdemleri, eğitim durumları, çalıştıkları okul türü, öğretmenliği seçme nedenleri arasındaki anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Sinizm kelimesi kökenlerini yaklaşık olarak M.Ö 500 yıllarında (Metzger, 2004) ortaya çıkan Antik Yunan felsefi düşüncesi olan "sinik (kinik)" kelimesinden almaktadır (Mantere ve Martinsuo, 2001). Kinik felsefesine göre bireyler, ahlaki değerleri ve sosyal kuralları reddetmekte ve doğanın kurallarına göre yaşamaktadırlar. Antisthenes ve Sinop'lu Diogenes en önemli siniklerden olduğu ve ilk sinik'in Sokrates'in izinden giden Antisthenes olduğu tespit edilmiştir (Mantere ve Martinsuo, 2001). Bir rivayete göre Diagones yaşamını bir fıçının içinde devam ettirmiş ve böylece kendisini toplumsal gereksinmelerden tamamen yalıtılmıştır (Gökberk,1999). Tarihsel süreç incelendiğinde, sinik bireyler, çalıştıkları kurumları "hor görmeleri" ile de tanınmışlardır. Ayrıca mizahı, kişisel ve mesleki amaçlarına ulaşabilmek için ayrıcalıklı ve güçlü bir silah olarak kullanmışlardır (Dean, Brandes ve Dharwadkar, 1998).
Sinizm çok geniş boyutlu bir kavramdır. Kelime kökeninden de anlaşıldığı üzere felsefe temellere dayandığı gibi; din, politik bilimler, sosyoloji, yönetim ve psikoloji gibi sosyal bilimlerin farklı disiplinlerinde çalışma konusu olmuştur. Sinizm ile ilgili araştırma yapan yazarlar, sinizm kavramının farklı disiplinlerdeki rolünü farklı bakış açıları ile açıklamışlardır (Ulaş, 2002;Hançerlioğlu, 1993;Hançerlioğlu, 2000;Schyns ve Koop, 2007;Goldner, Ference ve Ritii, 1977;Brandes, 1997).
Sinizm, bireysel ya da örgütsel özelliklerden kaynaklanmaktadır. Bu doğrultuda karşımıza örgütsel sinizm kavramı çıkmaktadır. Örgütsel sinizm kavramı, bilişsel (inanç), duyuşsal (duygu) ve davranışsal (davranış) eğilimlerden oluşan bir tutum olarak tanımlanmaktadır. Dean ve ark. (1998) tarafından "örgütün bütünlükten ve dürüstlükten yoksun olma düşüncesi" ve "bireyin örgütüne ilişkin olumsuz tutumu" olarak ifade edilmiştir. Tutum ile örgütsel sinizm ilişkisi incelendiğinde; örgütsel sinizmin bilişsel boyutunda örgütsel sinizmin dürüstlükten yoksun olduğu inancı; örgütsel sinizmin duygusal boyutunda saygısızlık, öfke, sıkıntı, utanç duymak, sinirlenme, hiddetlenme, endişe duyma ve gerilim yaşama gibi duygusal tepkiler ve örgütsel sinizmin davranışsal boyutunda ise işgörenlerin örgütlerine ilişkin şikâyette bulunma, dalga geçme ve eleştirilerde bulunma davranışlar sergilemeleri vurgulanmaktadır (Abraham, 2000;Brandes, 1997;Brandes ve Das, 2006;Dean ve ark., 1998;). Örgütsel sinizmin kuramsal temelleri Beklenti Kuramı (Expectancy Theory), Atfetme Kuramı (Attribution Theory), Tutum Kuramı (Attitude Theory), Sosyal Değişim Kuramları (Social Exchange Theory), Duygusal Olaylar Kuramı ve Sosyal Güdülenme Kuramına dayanmaktadır. Yapılan araştırmalar incelendiğinde, örgütsel sinizmin çeşitli türlerde sınıflandırıldığı gözlenmiştir. Bunlar kişilik sinizmi, toplumsal sinizm, işgören sinizmi, örgütsel değişim sinizmi ve mesleki sinizmidir (Abraham, 2000;Cartwright ve Holmes, 2006, Wanous, Reichers ve Austin, 2000.
Örgütsel sinizm araştırmaları 1980'li yılların sonunda ve 1990'lı yılların başında gelişme göstermeye başlamıştır (James, 2005). Kanter ve Mirvis (1989) Amerikalı işgörenlerin %43'ünün örgütlerinde sinizm yaşadıklarını belirtmişlerdir (Akt. Bommer, Rich ve Rubin, 2005). Mirvis ve Kanter ayrıca 1991 yılında yaptıkları çalışmada işgörenlerin %48'inin sinizm yaşadığı ifade etmişlerdir. Reichers, Wanous ve Austin (1997) ise çalışmalarında, işgörenlerin %53'ünün yüksek düzeyde sinizm yaşadıklarını belirtmişlerdir. Efilti, Gönen ve Öztürk (2008), Akdeniz Üniversitesi'nde görev yapan 48 yönetici sekreterin sinizm yaşama durumlarını değerlendirdikleri çalışmalarında, sekreterlerin hayata, insanlara ve bağlı bulundukları örgüte bakış açılarının orta düzeyde sinik eğilimli olduğunu gözlemişlerdir. Bu çalışmalar incelendiğinde, sinizmin örgütlerde yaygınlaşmaya başlandığı ve sinizm yaşama oranının zamanla arttığı söylenebilir. Ayrıca örgütlerin karşılaştığı önemli sorunlarından biri olarak da görülebilir.
Hemen hemen bütün örgütlerde sinik davranışlar sergileyen işgörenler yer almaktadır (James, 2005, s.6). Bu anlamda eğitim örgütlerinde çalışan işgörenlerin de sinizm yaşama eğilimlerini de göz ardı etmemek gerekir. Eğitim örgütleri, girdisi ve çıktı insan olan dinamik bir yapıya sahiptir. Her örgütte olduğu gibi eğitim örgütleri de bireylerin (öğretmenler, okul yöneticileri) tutumları, ilgileri, yaşam biçimleri, kültürleri, inanç sistemleri, değerleri ve kişilik özellikleri gibi birçok etmenden etkilenmektedir. Bu kapsamda, örgüte yönelik olumsuz inançlar, etkiler ve davranışsal eğilimlerden oluşan bir tutum oluşmaktadır. Bu tutum, hem bireyin kişilik özelliklerinden hem de çalışma koşullarından kaynaklanan sinizmi ön plana çıkarmaktadır.
Okullardaki kurumsal başarıyı yakalamak, kalite ve verim merkezli yeni uygulamalar gerçekleştirmek, öğretmenlerin çalıştıkları kuruma ilişkin tutumlarına bağlıdır (Ercan, 2006). Vance, Brooks ve Tesluk (1997) bireylerde, "çalıştıkları kurumların daha iyiye gidebileceği yalnız bu ihtimalin oldukça düşük olduğu inancı"nın var olmasının örgütsel sinizmin oluşmasına neden olduğunu belirtmiştir (Akt.Stanley, 1998 • Bütün öğretmenlerin, çalıştıkları okulu geliştirmek için ellerinden gelen çabayı sarf edeceklerine inanmayabilir.
• Yapılan uygulamalar sonucunda herkese adil davranılmayacağını ve böylelikle hak etmeyen bir kişinin ya da davranışın itibar göreceğini düşünülebilir.
• İşlerin daha iyiye gideceğine inanmayabilir.
• Okulunun geleceği ile ilgili umutlu olması zor olabilir.
Örgütsel sinizm ile ilgili alan yazın incelendiğinde; örgütsel sinizm kavramı ile kişisel (demografik) özellikler arasındaki ilişkileri inceleyen araştırma sayısının yeterli düzeyde olmadığı gözlenmiştir (Cartright ve Holmes, 2006) Çalışmalarda, kişisel özellikler özellikle, kontrol ya da aracı değişken olarak ele alınmıştır. Ayrıca, örgütsel sinizm ile örgütsel politika, örgütsel adalet, psikolojik sözleşme ihlali, algılanan örgütsel destek, örgütsel stres, örgütsel vatandaşlık davranışı, işgörenin işine riayet etmemesi, performans, iş doyumu, örgütsel bağlılık, yabancılaşma, duygusal tükenmişlik (Stanley, 1998;Tesluk, Vance ve Mathieu, 1999;Treadway ve ark., 2004;James, 2005) gibi kavramlar arasında ilişkiler olduğu anlaşılmaktadır.
Ülkemizde, sinizm kavramıyla ilgili araştırmalar incelendiğinde bireysel ve örgütsel özelliklerden kaynaklanan sinizm düzeyleri ile ilgili araştırmaları ön plana çıktığı anlaşılmaktadır. Kasapoğlu (1992) (Efilti, Gönen ve Öztürk, 2008) ve bu doğrultuda bu çalışma alan yazına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Bu araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modelleri, geçmişte ya da halen varolan bir durumu, var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımlarıdır (Karasar, 1999). Araştırmanın evrenini, 2007Araştırmanın evrenini, -2008 (Treadway ve ark., 2004;Stanley, 1998;Tesluk ve ark., 1999 belirlemek için "Tamamen Katılıyorum (5)", "Katılıyorum (4)", "Kısmen Katılıyorum (3)", "Katılmıyorum (2)" ve "Hiç Katılmıyorum (1)" dereceleri kullanılmıştır. Olumlu maddeler 5'den 1'e, olumsuz maddeler 1'den 5'e doğru puanlanmaktadır. Ölçekten alınabilecek en düşük puan 9, en yüksek puan ise 45'dir. Puanların yükselmesi örgütsel sinizm düzeyinin arttığını göstermektedir.
Araştırmaya ilişkin veriler, örgütsel sinizm ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Katılımcılara araştırmanın amacı ve önemi konusunda bilgi verildikten sonra, uygulamalar öğretmenlerin ders saatleri dışındaki uygun zaman dilimlerinde gerçekleştirilmiştir.
Çalışmanın amacı doğrultusunda, örgütsel sinizm ölçeğine verilen yanıtlara göre örgütsel sinizm puanları elde edilmiştir. Bu puanlar, aritmetik ortalama, standart sapma Tablo 3 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğretmenlerin "Çalıştığım okulda, pek çok insan işlerin daha iyiye gideceğine inanır" maddesine ait ortalama (X =2.96) ile kısmen katılıyorum, "Çalıştığım okulda, alışılmış şeyleri değiştirmek, getirilerinden çok sorunlara sebep olur" maddesine ait ortalama (X =2.67) ile kısmen katılıyorum, "Çalıştığım okulda, öğretmenler yapmadıkları iş için hak etmedikleri itibarı görürler" maddesine ait ortalama (X =2.66) ile kısmen katılıyorum, "Çalıştığım okulu, geliştirmek için önerilerde bulunmayı bıraktım" maddesine ait ortalama (X =2.64) ile kısmen katılıyorum, "Çalıştığım okulda, önemli olan kimi tanıdığın değil, neyi bildiğindir" maddesine ait ortalama (X =2.64) ile kısmen katılıyorum, "Çalıştığım okulda, kişisel girişimler pek fazla önemsenmez" maddesine ait ortalama (X =2.63) ile kısmen katılıyorum, "Çalıştığım okulu, geliştirmek için yaptığım çabalar bilinir" maddesine ait ortalama (X =2.60) ile katılmıyorum, "Çalıştığım okulda, insanların tutumu kötü olduğu için gelecekle ilgili umutlu olmak çok zordur" maddesine
Bu araştırmanın amacı doğrultusunda, eğitim örgütlerinde görev yapmakta olan öğretmenlerin örgütsel sinizm düzeyleri (örgütsel sinik bakış açıları) belirlenmiş ve bu düzeyin çeşitli değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir.
Öğretmenlerin örgütsel sinizm ilişkin görüşleri verilerin değerlendirmesinde esas olarak alınan puan aralıklarına göre kısmen "Kısmen Katılıyorum" aralığında yer almaktadır. Bu sonuca göre öğretmenler örgütsel sinizm düzeylerinin "orta" düzeyde olduğu söylenebilir. Bu durum bize, eğitim kurumlarında örgütsel sinizm durumunun azımsanmayacak düzeyde olduğunu göstermektedir. Bunun sonucunda, kurumsal başarı, verimlilik ve gelişim açısından eğitim kurumlarında çeşitli sorunların yaşanacağını söylenebilir. Bu kapsamda mevcut durumun iyileştirilmesi gerekebilir.
bulguları öğretmenlerin cinsiyetleri ile örgütsel sinizm düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olmadığını göstermektedir. Öğretmenlerin kadın ya da erkek olmaları, örgütsel sinizm düzeylerini etkilememektedir. Bu bulgu alan yazında yer aldığı gibi, örgütsel sinizm düzeylerinin cinsiyete göre değişmediği gerçeği ile uyumlu olduğu düşünülmektedir. Andersson ve Bateman (1997), Bateman, Sakano ve Fujita (1992), Mirvis ve Kanter (1991), Reichers ark. (1997), Wanous ark. (2000) ve Tokgöz ve Yılmaz (2008) tarafından yapılan araştırmaların sonuçları da bu yöndeki bulgumuzu desteklemektedir. Bu bulgu, öğretmenlik mesleğinde, öğretmenlerin mesleki rollerinin cinsiyete göre değişmemesi görüşü ile benzer olmasından kaynaklanabilir.
Öğretmenlerin medeni durumları ile örgütsel sinizm düzeylerinin arasında herhangi bir anlamlı farklılık yoktur. Yani, öğretmenlerin bekâr ya da evli olmaları örgütsel sinizm düzeylerini etkilememiştir. Mirvis ve Kanter (1991), Reichers ark. (1997), Wanous ark. (2000) tarafından yapılan araştırmalarda medeni durum açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır. Ancak Alan yazın incelendiğinde, bekâr çalışanların örgütsel sinizm düzeylerinin yüksek değer gösterdiğine ilişkin bulgularda yer almaktadır (Delken, 2004).
Araştırmada öğretmenlerin örgütsel sinizm düzeylerinin branşlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Sonuçlar branşı fen bilimleri olan öğretmenlerin örgütsel sinizm düzeyinin yüksek olduğunu göstermiştir. Branşı fen bilimleri olan öğretmenlerin, branşı sosyal bilimleri olan öğretmenlerine göre araştırmaya ve sorgulamaya daha yatkın olmaları, örgüt içinde gerçekleşen mevcut sorunları daha çok irdeleyici davranışlarda bulunmalarından kaynaklanabilir.
Araştırmada ele alınan diğer bir demografik değişken ise yaş olup; örgütsel sinizm ile öğretmenlerin yaşları arasında anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir. Alan yazın incelendiğinde, yaş ile örgütsel sinizm arasında anlamlı bir ilişkinin bulunmadığı gözlenmiştir (Andersson, 1996;Batteman ark., 1992;Mirvis ve Kanter, 1991;Tokgöz ve Yılmaz, 2008).
Örgütsel sinizm ile öğretmenlerin mesleki kıdemleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Bu durum, James (2005) ve Naus (2007) araştırmalarının sonucu ile paralellik göstermektedir. Ayrıca, O'Connel, Holzman ve Armandi (1986) araştırmalarında, hizmet süresi ile örgütsel sinizm arasında ilişki olduğunu bulmuşlar; hizmet süresi 9 yıldan az ya da 15 yıldan çok olan memurların örgütsel sinizm düzeylerinin az olduğunu Öğretmenlerin Örgütsel Sinizm Düzeylerinin İncelenmesi belirtmişlerdir (Akt. Brandes, 1997). Araştırma bulgularına göre, genellikle öğretmenlerin mesleki kıdemleri azaldıkça örgütsel sinizm düzeylerinin arttığı gözlenmiştir. Alan yazında bunun nedeni ile ilgili yorumlar yapılmasa da, yeni göreve başlamış ya da öğretmenliğinin ilk yıllarında olan bir öğretmenin çalıştığı kuruma ilişkin değişim ve yenilikleri daha kolay gerçekleştirebileceği inancı ve idealist olma düşüncesi çok yoğundur. Yalnız mevcut bu düşüncelerine rağmen, kuruma özgü politika, işleyiş ve uygulamaları tanıdıkça örgüte ilişkin olumsuz tutumları sergileyemeye başlayabilir ve örgütsel sinizm düzeyleri artacağı düşünülebilir. Mesleki kıdemi yüksek olan öğretmenler ise, çalıştıkları kurumları iyi tanıdıkları için örgütsel sinizm etkisi az olacağı şeklinde yorumlanabilir.
Öğretmenliği seçme nedenleri ile örgütsel sinizm düzeyleri arasında anlamlı fark yer almaktadır.
Öğretmenliği "İdealimdeki meslekti" olarak tanımlayan öğretmenlerin örgütsel sinizm düzeyleri, "Puanım uygun olduğu için yazdım" olarak tanımlayan öğretmenlere göre daha düşük olduğu gözlenmiştir.
Öğretmenliği "Puanım uygun olduğu için yazdım" şeklinde ifade eden öğretmenlerin, mesleğe ilişkin hazır bulunuşluk düzeyleri daha düşük ve tutumları daha olumsuz olabilir. İdealindeki mesleğe sahip olamayan bireyde bu nedenle sinik bakış açıları oluşabilir.
Araştırmada öğretmenlerin örgütsel sinizm düzeylerinin, mezun oldukları eğitim kurumuna göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Sonuçlar öğretmenlerin eğitim durumları ile örgütsel sinizm düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Alan yazın incelendiğinde eğitim durumu değişkeni, örgütsel sinizm düzeyi arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki vardır (Fero, 2005;Tokgöz ve Yılmaz, 2008). Eğitim durumu yükseldikçe örgütsel sinizm düzeyi artmaktadır. Bu durum, yüksek eğitim düzeyine sahip bireylerin örgütlerindeki mevcut durumu kabullenmekte zorlanmalarından kaynaklanmaktadır (Fero, 2005
Educational organizations have dynamic structures of which inputs and outputs are human beings. As it is the case in all other organizations, educational organizations are influenced by several factors such as individuals' (teachers, school managers) attitudes, interests, lifestyles, cultural backgrounds, belief systems, values and personal characteristics. In this respect, the concept of cynicism appears which has its source in organizational or personal characteristics, and is composed of negative opinions, emotions and behavioral attitudes against the organization. The aim of this study is to determine the organizational cynicism levels of those teachers who are employed in elementary and secondary schools, and to investigate if this level shifts according to various variables.
This research was conducted by using the survey model. The area of this research covers the teachers who works in 2007-2008 academic year in elementary and secondary schools in Antalya city center and the sampling of this research is formed by 330 teachers who were chosen by simple random sampling method. This research was developed as a result of several statistical analyses on 325 teachers.
In this research, the organizational cynicism scale which was developed by Vance, Brooks and Tesluk (1997) is used. Güzeller and Kalağan (2008) adapted the scale to Turkish. In the adaptation of the scale, the translation/ back-translation method was employed. The evidences about the structural validity of the scale are presented through Exploratory and Confirmatory factor analyses. Cronbach's alpha internal consistency coefficient, which was measured to define the reliability of the scale, was found as .83. The test-retest reliability coefficient for the scale was measured as .83. The scale consists of 9 items; while six of which are positive, the other three are negative.
In this data analysis; T -test, simple variance analysis, Kruskal Wallis test, Mann Whitney U -test is used.
According to the findings of the research; a meaningful relation between the teachers' organizational cynicism level and with their branches, occupational seniorities, educational status, the type of school where they work, the reason why they choose being a teacher is found; on the other hand there is no meaningful relation between the teachers' organizational cynicism level with the teachers' gender, marital status, career developments according to their appellations and age.
International Journal of Human Sciences, 2012
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
International Journal of Society Researches, 2021
E-Journal of New World Sciences Academy, 2014
Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi, 2016
Eğitim yönetimi, 2016
Applied Sciences
Conhecimento e Diversidade em Psicologia: Abordagens Teóricas e Empíricas, 2019
Journal of Marine Research and Technology, 2021
مجلة المنتدى الجامعي للدراسات الإنسانية والتطبيقية, 2022
Geomicrobiology Journal, 2019
Proceedings of the 13th International Congress of …, 1995
"Nello spirito di Correggio", Annuario ALI 2022, a cura di Marco Fiori e Marzio Dall'Acqua, Bologna 2022, pp. 109-127, 2022
Banda Aparte, 2000
«Avances en el análisis del discurso ordinario y de especialidad y su aplicación a la diacronía. Reflexiones desde la perspectiva de la Lingüística de las variedades de filiación coseriana», en Nuevas perspectivas en la diacronía de las lenguas de especialidad. Universidad de Alcalá, 243-264., 2018
Türkiyat Mecmuası / Journal of Turkology
Molecules, 2023
Canadian Journal of Diabetes, 2013
BioMed Research International, 2021
Mosharafa: Jurnal Pendidikan Matematika
Journal of Physics: Conference Series, 2021
arXiv (Cornell University), 2022