Medeniyet Medical Journal 32(3):152-158, 2017
doi:10.5222/MMJ.2017.152
Original Article / Orijinal Makale
ISSN 2149-2042
e-ISSN 2149-4606
Pharmacology / Farmakoloji
Effects of Prunus spinosa L. fruits on experimental wound
healing
Prunus spinosa L. meyvelerinin deneysel yara iyileşmesi üzerine etkileri
Şule AYLA1, Mehmet Yalçın GÜNAL2, Ayşe Arzu SAYIN ŞAKUL3, Özge BİÇEROĞLU1, Ekrem Musa ÖZDEMİR4,
Mehmet Evren OKUR5, Derya Çiçek POLAT6, Neslihan ÜSTÜNDAĞ OKUR7, Bülent Emre BİLGİÇ8
ABSTRACT
ÖZ
We investigated the wound healing efficacy of the methanol
extracts of Prunus spinosa L. fruits using an excisional cutaneous wound model in mice. We used 32 C57/Black mice equally
divided into four groups. Group 1 Control, Group 2 vehicle (glycerine), Group 3 Prunus spinosa L., Group 4 Madecassol. Prunus
spinosa L.and Madecassol were applied for 10 days by creating
a excisional wound model on the back of each mouse in each
group. At the end of the 10th day, samples from wound areas
were taken for histologic follow-up, scoring with hematoxylineosin and immunohistochemical (TGF-b, COL1A1) staining. Wound healing was evaluated and scored by newly formed collagen
structure, increase in TGF b and epidermal and dermal regeneration, granulation tissue thickness, angiogenesis (new vessel
formation). Prunus spinosa L. increased wound healing rates by
promoting granulation tissue, epidermal regeneration and angiogenesis. In addition there was a significant increase in collagen
and TGF [beta] ratios in immunohistochemical staining. At the
end of the 4 and 10 days after treatment, a significant increase
was observed in wound contraction and re-epithelialization in
both Prunus spinosa and madecassol treated groups compared
to the control and vehicle groups. Our findings support the beneficial effects of Prunus spinosa for augmenting wound healing.
The anti-inflammatory, antioxidant and antibacterial activities of
Prunus spinosa by way of increasing collagen synthesis and decreasing the number of inflammatory cells during wound healing
have suggested that it may be useful for treating skin wounds.
Farelerde oluşturduğumuz deneysel yara modellerinde, Prunus
Spinosa L. metanollü meyve ekstresini kullanarak, bu ekstrenin
yara iyileşmesindeki etkisini araştırdık. Otuz iki adet C57/Black
fare ile 4 deney grubu oluşturuldu. Birinci grup kontrol grubu, 2.
grup taşıyıcı (gliserin) grup, 3. grup Prunus spinosa, 4. grup madecassol grubu idi ve her bir grupta farelerin sırtında eksizyonel
yara modeli oluşturularak Prunus Spinosa L. ve madecassol 10.
gün boyunca uygulandı. Onuncu gün sonunda yara bölgeleri histolojik takip için alındı, yara dokuları hematoksilen-eosin ve immunohistokimyasal (TGF-b, COL1A1) boyalarla boyanarak, yara
iyileşmesi için epidermal ve dermal rejenerasyon, granülasyon
doku oluşumu, anjiogenezis (yeni damar oluşumu), immunohistokimyasal boyalarla yeni oluşan kollajen yapılanması ve TGF b
artışı değerlendirilerek skorlandı. Prunus spinosa L’nin yara dokusunda iyileşme oranlarını, granülasyon dokusunu, epidermal
rejenerasyonu ve anjiogenezisi artırarak gösterdiği yine immünohistokimyasal boyamalarda kollajen ve TGF b oranlarında istatistiksel olarak anlamlı bir artışın olduğu gözlendi. Yine 4. günün
ve 10. günün sonunda yara kontraksiyonunda ve yara yerinin
reepitelizasyonunda ilaç ve madecassol grubunda kontrol grubuna kıyasla anlamlı bir artış gözlenmiştir. Bulgularımız, Prunus
spinosa L’nin yara iyileşmesini desteklediğini göstermiştir. Prunus
spinosanın antiinflamatuvar, antioksidan ve antibakteriyel etkisi ile, kollajen sentezini artırarak ve inflamatuvar hücre sayısını
azaltarak yara iyileşmesinin tedavisinde kullanılabileceğini düşündürdü.
Keywords: Wound healing, Prunus spinosa L., antioxidant
Anahtar kelimeler: Yara iyileşmesi, Prunus spinosa L., antioksidan
Received: 17.07.2017
Accepted: 29.08.2017
1
Department of Histology and Embryology, School of Medicine, Istanbul Medipol University, Regenerative and Restorative Medicine Research Center,
Remer, Istanbul, Turkey
2
Department of Physiology, School of Medicine, Alanya Alaaddin Keykubat University, Alanya, Turkey
3
Department of Pharmacology, School of Medicine, Istanbul Medipol University, Regenerative and Restorative Medicine Research Center, Remer, Istanbul,
Turkey
4
Department of Animal Facility, Istanbul Medipol University, Istanbul, Turkey
5
Department of Pharmacology, Faculty of Pharmacy, Anadolu University, Eskişehir, Turkey
6
Department of Pharmaceutical Botanic, Faculty of Pharmacy, Ankara University, Ankara, Turkey
7
Department of Pharmaceutical Technology, Faculty of Pharmacy, Istanbul Medipol University, Istanbul, Turkey
8
In Vitro Fertilization Unit, Zeynep Kamil Maternity And Children Hospital, Istanbul, Turkey
Yazışma adresi: Şule Ayla, Department of Histology and Embryology, School of Medicine, Istanbul Medipol University, Regenerative and Restorative
Medicine Research Center, Remer, Istanbul, Turkey
e-mail:
[email protected]
152
Ş. Ayla ve ark., Effects of Prunus spinosa L. fruits on experimental wound healing
GİRİŞ
GEREÇ ve YÖNTEM
Prunus spinosa L. (P. spinosa) (çakal eriği), Rosaceae
familyasına ait Avrupa, Batı Asya, Kuzeybatı Afrika ve
Anadolu’da doğal olarak bulunan bir erik türü olmakla birlikte1-3, 3-4 m. uzunluğunda, dikenli ve yabani
olarak yetişen çalı formunda bir bitkidir1,3-5.
Bitki materyali
Ülkemizde yaprakları kabız için, çiçekleri diüretik ve
kurt düşürücü, meyveleri ise müshil olarak kullanılır5.
Ayrıca bazı bölgelerde taze/kurutulmuş meyveleri;
vücuda direnç kazandırdığı, kan yapıcı etkisi ve romatizmal ağrılarda yarar sağladığı için hoşaf şeklinde de
tüketilmektedir6.
Meyveleri, yukarıda belirtilen etkilerine ek olarak geleneksel olarak kanama durdurucu, diüretik, bağırsak
fonksiyonlarını arttırıcı olarak kullanılırken4,5,7, meyve
suları antienflamatuvar etkisi nedeniyle ağız ve farenks mukozasında garagara şeklinde kullanılmaktadır. Meyvelerinden elde edilen şurupların pürgatif ya
da diüretik olduğu da saptanmıştır8.
P. spinosanın meyveleri; tokoferoller (α-tokoferol,
β-tokoferol, γ-tokoferol, δ-tokoferol), askorbik asit
ve β-karoten gibi maddelerin yanında polyfenolik
bileşikler ve flavonoitler (kersetin, rutin, hiperosit)
içermektedir6,9. Bununla beraber, çakal eriği meyvelerinde; bir flavonoit çeşidi olan ve kardiyovasküler
koruyucu, antibakteriyal ve antioksidan etkileri olan
çeşitli antosiyaninler (siyanidin-3-rutinosit, peonidin3-rutinozit, siyanidin-3-glikozit) bulunmaktadır10. P.
spinosa meyvelerinin antioksidan etkinlikleri çeşitli
çalışmalarda gösterilmiştir4,7,9,11.
Metanol ekstresinin hazırlanması
P. spinosa meyveleri, 15 Ekim 2016 tarihinde Ahlatlıbel, Ankara’da toplanmıştır. Meyvelerin çekirdekleri çıkarıldıktan sonra püre haline getirilmiştir. Püre
haline getirilmiş olan numune manyetik karıştırıcı
(Heidolph MR3001) metanol (Sigma-Aldrich) yardımı
ile ekstre edilmiştir (200 g numune, 400 ml x 3 gün).
Süzgeç kağıdı yardımıyla süzülmüştür. Elde edilen metanol ekstresi rotary evaporator (Heidolph WB2000)
yardımıyla distillenmiştir.
Kimyasallar
Ekstrenin hazırlanmasında metanol (Sigma-Aldrich,
Almanya) ve hayvanlara uygulanmak için gliserin
(Doğa ilaç, Türkiye) kullanılmıştır. P. spinosa meyvelerinden hazırlanmış olan metanol ekstresinden 20
mg. tartılıp, 10 mL gliserin/distile su karışımı (50:50)
içerisinde 15 dk. süre ile karıştırılarak hayvanlara uygulanacak formülasyonlar hazırlanmıştır.
Deney hayvanları ve deney grupları
Çalışmamız İstanbul Medipol Üniversitesi Hayvan
Deneyleri Yerel Etik Kurulu tarafından onaylanmıştır.
Tüm deneyler “Avrupa Topluluğu Rehberi”nin (European Community Guidelines) uygun gördüğü uluslararası uygulamalar esas alınarak yapılmıştır.
Deney grupları
Yara iyileşmesi, hücre-hücre ve hücre-matrix etkileşimi ile inflamasyon, hücre proliferasyonu ve yeniden şekillenme süreçlerini içeren bir yapılanmadır.
Yara iyileşme sürecine katkıda bulunabilecek birçok
geleneksel bitkilerle çalışmalar devam etmektedir1215
. Biz de bu çalışmamızla farelerde P. spinosa meyvelerinin yara iyileşmesi üzerine etkilerini araştırmayı amaçladık.
Çalışmada, 32 adet 3-4 aylık erkek C57/Black fare
ile eşit sayıda 4 deney grubu oluşturuldu. Hayvanlar
havalandırma koşulları ve nem oranı uygun, ortam
sıcaklığı 24 ̊C olan İstanbul Medipol Üniversitesinde
Hayvan Deneyleri Laboratuvarında bekletildi. Hayvanlar istedikleri kadar standart yem ve su ile beslendiler. Gece-gündüz döngüsü 12‘şer saat olarak
ayarlandı.
153
Med Med J 32(3):152-158, 2017
1. grup (Kontrol grubu) (n:8): Ayçiçek yağı uygulanan
grup (yara iyileşmesinde etkinliği olmadığı bilinen referans molekül).
2. grup (Taşıyıcı grubu) (n:8): Gliserin uygulanan
grup.
3. grup (P. spinosa L) (n:8): Prunus spinosa L. ekstresi
(Gliserinle sulandırılmış) uygulanan grup.
4. grup (Referans ilaç grubu) (n:8): Madecassol krem
uygulanan grup.
Yara modeli
Genel anesteziden (80-100 mg/kg xylazine ve 10 mg/
kg ketamin intraperitoneal (i.p.) enjeksiyon sonrası
farelerin sırt kılları tıraş edildi ve povidon iyot çözeltisi ile yıkandı. Tüm işlemler aseptik olarak gerçekleştirildi. İki adet eksizyonel deri yarası, orta hattan 1 cm
ve 5 mm çaplı bir punch biyopsi aleti kullanılarak tam
kat deri yaraları oluşturuldu16. Tüm uygulamalar, fareler 10. günde sakrifiye edilinceye kadar günlük olarak, yaraların yüzeyini tamamen kaplayacak şekilde
topikal uygulandı.
Makroskopik yara iyileşmesi değerlendirmesi
Fotoğraflar, Canon dijital 160 kamera (Canon Inc.,
Tokyo, Japonya) kullanılarak, her yaranın 0, 2, 4, 6, 8
ve 10’uncu günlerde yara kontraksiyonları ölçülerek
resimlendi. Fotoğraflar yaraya 90° açı ile çekildi. Yara
yüzey alanları, iyileşme esnasındaki değişiklikler görüntü analizeri kullanılarak ölçümlendi (Image J.2.0
software, National Institutes of Health, Bethesda,
MD) ve yara dokusu yüzey ölçümü (YDYÖ) iyileşme
oranları hesaplandı.
Histoloji ve immünohistokimya
Onuncu günün sonunda, hayvanlar dekapitasyon
yöntemi kullanılarak sakrifiye edildi. Yara dokusu etrafında yaklaşık 3 mm boşluk bırakılacak şekilde çıkarıldı. Çıkarılan dokular, ışık mikroskobu incelemeleri için %10‘luk formol çözeltisi içerisine konuldu.
%10‘luk formol solüsyonu içerisinde 24-48 saat süresince bekletilen dokulara rutin parafin takibi yapıldı.
Parafin bloklardan hazırlanan (Mikrotom (Thermo
154
Microm HM 340E) 5 µm’lik kesitlere HematoksilenEozin (HE) ve immunohistokimya (COL1A1 (3G3):
sc-293182 (Santa Cruz Biotechnology, TGF β1 (500M66):sc-65378 (Santa Cruz Biotechnology) boyaları
uygulandı ve Nikon Eclipse Ni araştırma mikroskobu
ile görüntülenme yapıldı.
Histopatolojik skorlama kör olarak gerçekleştirildi ve
birden çok lezyonun aynı farede olması durumunda
skorların ortalaması alındı. Histopatolojik skorlama
daha önce gerçekleştirilmiş olan çalışmalarda kullanılan Galeano ve ark.17 metodu ile yapıldı. Yara bölgesi
dermis ve epidermis rejenerasyonu, neovaskülarizasyon, granülasyon dokusunun oluşumu ve kalınlığı
açısından değerlendirildi. Epidermal ve dermal rejenerasyon için: 1, çok az epidermal organizasyon ≥ dokunun %20, 2, Az (incomplete) epidermal organizasyon ≥ dokunun %40, 3, orta epidermal organizasyon
≥ dokunun %60, 4, Tam (complete) epidermal organizasyon ≥ dokunun %80’i. Granülasyon doku artışı
için 1, İnce granülasyon dokusu, 2, orta granülasyon
dokusu, 3, kalın granülasyon dokusu, 4, daha kalın
granülasyon dokusu. Anjiogenezis için 1, zayıf anjiogenezis (alanda 1 ya da 2 kapiller damar), yüksek
derecede ödem ve hemoraji, konjesyon, 2, Yeni şekillenen az sayıda kapiller damar (3 ya da 4 adet), orta
ödem ve hemoraji, konjesyon, 3, Yeni şekillenen orta
sayıda kapiller damar (5 ya da 6 adet), orta ödem ve
hemoraji, konjesyon, 4, Yeni şekillenen ve iyi yapılı
çok sayıda kapiller damar (7’den fazla) çok az ödem.
İmmunohistokimyasal skorlama
TGF β ve antikollajen tip I immunoreaktiviteleri semikantitatif yöntem ile değerlendirildi. Her deneğe ait
preparattan rastgele seçilen 5’er farklı alanda değerlendirme yapıldı ve ortalamaları alındı. Skorlamada 0:
Boyama yok, 1: Az boyama 2: Orta şiddette boyama
3: Şiddetli boyama olacak şekilde değerlendirildi18.
İstatistiksel değerlendirmeler
Tüm istatistiksel analizler SPSS 18.0 yazılım programı
kullanılarak değerlendirildi. Tüm datalar ortalama
değer±S.D. olarak belirtildi. Makroskobik yara iyileş-
Ş. Ayla ve ark., Effects of Prunus spinosa L. fruits on experimental wound healing
mesi farklı gruplar arasında one way ANOVA ile analiz
edildi. Histopatolojik verilerin değerlendirilmesinde
ise gruplar arasında Kruskal-Wallis varyans analiz testi kullanıldı. p<0,05 olan değerler istatistiksel olarak
anlamlı kabul edildi.
BULGULAR
Makroskopik yara iyileşmesi
P. Spinosa ve madecassol uygulanmış deney gruplarında 2., 4. ve 10. günde, kontrol grubuna oranla
YDYÖ iyileşme oranlarında belirgin bir artış gözlendi
p<0.05 (Şekil 1). Yine deney gruplarında yara kontraktilitesi ve epitelizasyon iyileşme periyotları kontrol
ve taşıyıcı gruba göre daha kısa süre olarak gözlendi
(Şekil 2).
Figür 1. Yara dokusu yüzey ölçümü (YDYÖ) iyileşme oranları
(p<0,05).
Yara iyileşmesinin histolojisi
HE kesitlerden epidermal ve dermal rejenerasyon,
granülasyon dokusunun kalınlığı, anjiogenesiz ayrı
ayrı değerlendirildi ve skorlandı (Şekil 3). Kontrol ve
gliserin grubunda az epidermal ve dermal rejenerasyon, orta kalınlıkta granülasyon dokusu, her alanda
1 yada 2 damar yapısı gözlendi, madecassol grubunda komplet epidermal ve dermal rejenerasyon, kalın
granülasyon dokusu, her alanda 7’den fazla damar
yapısı gözlenirken, P. spinosa L. grubunda komplet
epidermal ve dermal rejenerasyon, orta granülasyon
dokusu, her alanda 5 ya da 6 damar yapısı gözlendi
(Şekil 3). Yapılan histopatolojik skorlamada P. spinosa
L. grubunun epidermal ve dermal rejenerasyon oranı,
granülasyon doku kalınlığı ve anjiogenezis oranı madecassol grubu kadar iyi olmasa da, kontrol grubuna
oranla anlamlı derecede (p<0,05) yüksekti (Şekil 4).
Figür 3. Yaraların ışık mikroskobu görüntüleri (Hemotoksilen
& Eosin (H&E) X100 ve immünohistokimya (TGF β ve kollajen
(COL1A1)X100.
Figür 4. Gruplar arasında histolojik (H&E) yara iyileşme skorlaması (p<0,05).
Figür 2. Başlangıç yaralarından sonra her bir grubun 0., 2., 4., 6.,
8. ve 10. günlere göre yara iyileşmesine ait örnekleri.
İmmunohistokimya boyamalarında, kontrol ve taşıyıcı grubun TGF β ve kollajen boyamalarına ait prepa-
155
Med Med J 32(3):152-158, 2017
ratlarda çok az boyanma gözlenirken, kontrol grubuna kıyasla Prunus spinosa grubunda TGF β ve kollajen
boyanmasında orta şiddetli ve şiddetli boyanmalar
(Şekil 3) ve istatistiksel olarak anlamlı (p<0,05) bir
artış gözlendi (Şekil 5). Madecassol Grubunda ise
şiddetli boyanmalar (Şekil 3) gözlenirken istatistiksel
olarak anlamlı (p<0,05) bir artış da gözlendi (Şekil 5).
Figür 5. Gruplar arasında immunohistokimyasal (TGF β ve kollajen (COL1A1) yara iyileşme skorlaması (p<0,05).
TARTIŞMA
Yara iyileşmesi, üzerinde sıklıkla çalışılan, iyileşme sürecinin bazı bölümleri detaylı belirtilmesine rağmen,
bazı bölümleri hala açıklanmaya muhtaç karmaşık
bir biyolojik süreçtir19. Hemostaz, inflamasyon, hücre
proliferasyonu, ektrasellüler matriks sentezi ve yeniden şekillenme safhalarını içerir20. Bu safhaların düzenlenmesi ve kontrolünde farklı faktörler görev alır.
Bu faktörler; sitokinler, büyüme faktörleri, proteazlar,
eikosanoidler, kininler ve hücresel metabolitlerdir.
Bu nedenle onarım sürecindeki olayları tek bir sitokin veya büyüme faktörünün etkisine bağlamak olası değildir21. Günümüzde, yaşamda kalma süresinin
uzaması, gelişen cerrahi teknikler yara iyileşmesine
dair çalışmaların hız kazanmasını sağlamıştır. Geçtiğimiz yüzyılda neredeyse bütün yaralar enfeksiyon
gibi komplikasyonlarla ve iz bırakarak iyileşirken, günümüzde yara iyileşmesi ile ilgili yan etkiler azalmıştır. Buna rağmen, çalışmalarda kronik yara olarak adı
geçen iyileşmesi zor olan yaralar hala hekimlerin karşısına bir sorun olarak çıkmaktadır22. Yara iyileşmesinin normal süreci üzerinde birçok çalışma yapılmasına rağmen, hala tam olarak aydınlatılamayan bazı
156
bölümleri mevcuttur. Dolayısıyla klinik kullanımda
amaç, yara iyileşmesinde önemli rol alan faktörleri
(inflamatuvar hücreler, trombositler, sitokinler, hücre
dışı matriks vb.) etkileyerek, bu dönemlere ait süreleri kısaltmak, ideal olan neovaskülarizasyon ve yara
dokusu oluşumunu sağlamaktır23. Yara iyileşmesini
hızlandırmak ve düzenlemek amacıyla pek çok tıbbi
ve geleneksel ilaç kullanımına dair halen çalışmalar
yapılmakta ve yeni ürünler araştırılmaktadır. Etki mekanizmaları göz önünde bulundurulduğunda, hücre
çoğalmasını, anjiogenezisi ve kollajen sentezini artırıcı ve epitelizasyonu hızlandırıcı pek çok ajan bu
amaçla kullanılmakta veya araştırılmaktadır24-28.
P. spinosa meyvelerinde, bir flavonoit çeşidi olan ve
kardiyovasküler koruyucu, antiinflamatuvar ve antioksidan etkileri olan çeşitli antosiyaninler (siyanidin3-rutinosit, peonidin-3-rutinozit, siyanidin-3-glikozit)
bulunmaktadır10. P. spinosa meyvelerinin antioksidan etkinlikleri çeşitli çalışmalarda4,7,9,11 gösterilmiş
olmasına karşın, yara iyileşmesi üzerine topikal etkilerine dair bir bilgiye rastlanmamıştır. Bunu araştırmak amacıyla yaptığımız çalışmamızda, P. spinosa L.
meyve ekstrelerinin yara iyileşmesini artırıcı bir etki
gösterdiğini bulduk. Yara iyileşmesi için önemli olan
reepitelizasyon, granülasyon doku kalınlığı ve anjiogenez oranlarında kontrol grubu ile kıyaslandığında,
P. spinosa grubunda belirgin bir artış gözlemledik.
Yara dokusu iyileşirken düzenli olarak granülasyon
dokusu gelişmesi yara iyileşmesinin göstergelerindendir. Granülasyon dokusunda yeni kapiller oluşumlar ile fibroblast hücreleri bulunur. Granülasyon
dokusu, cerrahi kesi gibi yaraların iyileşmesinde, enfeksiyona karşı koruyucu bir görevi görür ve yine epitel hücrelerinin göç etmesi için bir zemin oluşturur29.
Biz de histolojik incelemelerimizde P. spinosanın yara
iyileşmesine epitelizasyon ve granülasyon dokusunu
artırarak etki ettiğini gözlemledik.
Yara iyileşmesinin kaderinde, reaktif oksijen türevleri (ROT) önemli bir rol oynamaktadır. ROT, metabolik
olaylar sırasında bir enzim kompleks mekanizması olan NADPH oksidaz tarafından sentez edilir. Bu
ürünlerden hidrojen peroksit (H2O2) bir serbest radi-
Ş. Ayla ve ark., Effects of Prunus spinosa L. fruits on experimental wound healing
kal gibi hücrelerde önemli hasarlara yol açabilir30,31.
Serbest radikaller ya da oksidanlar yara bölgesinde
doku zedelenmesine neden olarak iyileşme sürecine zarar vermektedir. Bilhassa, hidroksil radikalleri
ve O- anyonu, kollajen yapısında bulunan hidroksiprolin ve prolini parçalayarak fibroblastların çoğalma,
yapışma ve yaşamda kalma süresinde değişikliğe
neden olabilir. Aynı zamanda H202 bir yandan keratinositlerin migrasyonunu engelleyerek, diğer yandan
epidermal büyüme faktörü (EGF) sinyal yolunu inhibe
ederek fibroblastlarda önemli dejenerasyonlara neden olur31,32. Özellikle kronik yaralarda güçlü bir inflamatuvar hücre varlığı ve ROT artışı oksidatif stresin
oluştuğunu göstermektedir. Fazla sayıda oluşan ROT
hücre hasarına ve ölümüne neden olarak yara iyileşmesini geciktirmektedir. Bu nedenle ROT’un ortadan
kaldırılması özellikle kronik yaraların iyileşmesinde
önemli bir çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır31. Serbest radikal süpürücü etkiye sahip olan P. spinosanın
antioksidan etkinliği bilinmektedir4,7,9,11. Biz de çalışmamızda, önceki çalışmaları destekler nitelikte P. spinosanın yara iyileşmesini olumlu yönde etkilediğini
ve iyileşmeyi hızlandırdığını gözlemledik. Kontrol ve
taşıyıcı gruba kıyasla P. spinosa grubunda yapılan kollajen immünohistokimya boyamalarında anlamlı bir
artış gözlemledik ve bu bize P. spinosanın antioksidan
etkisi ile kollajen aktivitesini arttırdığını düşündürdü.
Yaralarda ROT’in fibroblast çoğalmasını ve göçünü
azaltmasına bağlı olarak kollajen sentezini azalttığından söz etmiştik, TGF β, FGF ve IGF-1 sekresyonlarında da bir azalma meydana gelmektedir. Tüm bu
sitokin ve mediatörlerin azalmasına bağlı olarak yara
iyileşmesi de gecikmekte, iyileşen yarada deri kalitesi azalmaktadır33. TGF-β, yara iyileşmesindeki önemli
mediatörlerden biridir. T lenfositler, endotelyal hücreler, keratinositler, yara dokusu içerisindeki trombositler, makrofajlar, düz kas hücreleri ve fibroblastlar
tarafından sekrete edilir. Memelilerde TGF-β1, TGFβ2 ve TGF-β3 olmak üzere üç farklı izoformu vardır.
TGF-β1 ve TGF-β2, ekstrasellüler matriks birikimine
neden olarak skar dokusu oluşumunu uyarırlar34,35.
Bu depolanmayı, ekstrasellüler matriksin üretimini
arttırma ve eşzamanlı olarak ekstrasellüler matriksin
proteolizini ve yıkımını baskılama yoluyla yaparlar.
TGF-β3‘ün ise diğer iki izoformun aksine skar dokusu
oluşumunu azaltıcı yönde etkisinin olduğunu gösteren çalışmalar vardır34-36. Biz de çalışmamızda, kontrol
ve taşıyıcı gruba kıyasla P. spinosa grubunda yapılan
TGF β immünohistokimya boyamalarında anlamlı bir
artış gözlemledik ve bu bize P. spinosanın antioksidan
etkisi ile TGF β aktivasyonunu artırdığını düşündürdü.
Sonuçlarımız, P. spinosanın bağ doku formasyonunu
artırarak ve inflamatuvar hücreleri inhibe ederek yara
iyileşmesini hızlandırdığını düşündürdü, daha kesin
sonuçlara ulaşabilmek için farklı immünohistokimyasal boyamaların (FGF, VGEF, PDGF vb.) yapılması
ve daha fazla denekle çalışılmasının uygun olduğunu
düşünmekteyiz. Bu ve benzeri çalışmalar, P. spinosanın birçok sisteme olan yararlı etkileri yanı sıra yara
iyileşmesini artırdığını gösteren etkisiyle beraber
daha çok araştırılması, tanınması ve ileri deneysel çalışmalar yapılması için basamak olabileceği düşünülmektedir. Yara iyileşme süreci güvenli preparatlarla
desteklenirse kronik yaralar sorun olmaktan çıkabilir.
Belki de yara iyileşmesi tedavilerinde bu moleküllerin
rutin kullanımına geçilebilir.
KAYNAKLAR
1. Güner A. Türkiye Bitkileri Listesi (Damarlı Bitkiler). 1. Baskı.
İstanbul, Türkiye: Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Yayınları,
Flora Dizisi 1. 2012.
2. Halasz J, Makovics-Zsohar N, Szoke F, et al. Simple Sequence
Repeat and S-locus Genotyping to Explore Genetic Variability
in Polyploid Prunus spinosa and P. insititia. Biochem Genet
2017;55:22-33.
https://doi.org/10.1007/s10528-016-9768-3
3. Baytop T. Türkçe Bitki Adları Sözlüğü, TDK yayınları 1997; 578.
Ankara.
4. Başkaya Sezer D, Tokatlı Erdoğan K, Demiröven A. Çakal Eriği
ve Yonuz Eriği Marmelatları. J Agric Fac Gaziosmanpasa Univ
2016;33:125-131.
https://doi.org/10.13002/jafag899
5. Baytop T. Türkiye’de bitkiler ile tedavi. 2. Baskı. Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, 1999; 204-205.
6. Türkan Ş, Malyer H, Özaydın S, Tümen G. Ordu İli ve Çevresinde Yetişen Bazı Bitkilerin Etnobotanik Özellikleri. SDÜ Fen Bil
Enst Der 2006; 162-166.
7. Barros L, Carvalho AM, Morais JS, Ferreira ICFR. Strawberrytree, blackthorn and rose fruits: Detailed characterisation in
nutrients and phytochemicals with antioxidant properties.
Food Chem 2010;120:247-254.
https://doi.org/10.1016/j.foodchem.2009.10.016
8. Gruenwald J, Brendler T, Jaenicke C. PDR for Herbal Medicine, Third Edition, 738.
9. Ruiz-Rodriguez BM, Ancos B, Sanchez-Moreno C, et al. Wild
blackthorn (Prunus spinosa L.) and hawthorn (Crataegus monogyna Jacq.) fruits as valuable sources of antioxidants. Fruits 2013;69(1):61-73.
157
Med Med J 32(3):152-158, 2017
https://doi.org/10.1051/fruits/2013102
10. Fraternale D, Giamperi L, Bucchini A, et al. Prunus spinosa
fresh fruit juice: antioxidant activity in cell-free and cellular
systems. Nat Prod Commun 2009;4:1665-70.
11. Egea I, Sánchez-Bel P, Romojaro F, Pretel MT. Six edible wild
fruits as potential antioxidant additives or nutritional supplements. Plant Foods Hum Nutr 2010;65:121-129.
https://doi.org/10.1007/s11130-010-0159-3
12. Cavalcanti JM, Leal-Cardoso JH, Diniz LR, et al. The essential
oil of Croton zehntneri and trans-anethole improves cutaneous wound healing. J Ethnopharmacol 2012;430 144:240247.
https://doi.org/10.1016/j.jep.2012.08.030
13. de Oliveira ML, Bezerra BM, Leite LO, et al. Topical continuous
use of Lippia sidoides Cham essential oil induces cutaneous
inflammatory response, but does not delay wound healing
process. J Ethnopharmacol 2014;153:283-289.
https://doi.org/10.1016/j.jep.2014.02.030
14. Karodi R, Jadhav M, Rub R, Bafna A. Evaluation of the wound
healing activity of a extract of Rubia cordifolia L. (Indianmadder) in mice. Int J Appl Res Nat Prod 2009;2:12.
15. Ximenes RM, de Morais Nogueira L, Cassundé NM, et al. Antinociceptive and wound healing activities of Croton adamantinus Müll. Arg. essential oil. J Nat Med 2013;67:758-764.
https://doi.org/10.1007/s11418-012-0740-1
16. Gunal MY, Heper A, Zaloglu N. The Effect of Topical Carvacrol
Application on wound healing process in male rats. Phcog J
2014;6(3):10-14.
https://doi.org/10.5530/pj.2014.3.2
17. Galeano M, Altavilla D, Bitto A, et al. Recombinant human
erythropoietin improves angiogenesis and wound healing
in experimental burn wounds. Crit Care Med 2006;34:11391146.
https://doi.org/10.1097/01.CCM.0000206468.18653.EC
18. Tuzun F, Gencpınar P, Ozbal S, et al. Neuroprotective effect of
neotrofin in a neonatal rat model of periventricular leukomalacia. Neurosci Lett 2012;520(1):6-10.
https://doi.org/10.1016/j.neulet.2012.04.076
19. Arab A, Orakcı V, Erbilen M, et al. Yara iyileşmesi. Journal of
Turgut Özal Medical Centre 1994;1(2):160-66.
20. Christine L, Theoret DM. Diplomate ACVS; update on wound
repair. Clin Tech Equine Pract 2004;3:110-112.
https://doi.org/10.1053/j.ctep.2004.08.009
21. Henry G, Garner WL. Inflammatory mediators in wound healing. Surg Clin N Am 2003;83:483-507.
https://doi.org/10.1016/S0039-6109(02)00200-1
22. Mustoe TA, O’Shaughnessy K, Loeters O. Chronic wound
pathogenesis and current treatment strategies: a unifying
hypothesis. Plast Reconstr Surg 2006;117:35-41.
https://doi.org/10.1097/01.prs.0000225431.63010.1b
23. Gürbüz O. Yara iyileşmesinde yeni ufuklar. Erdem C. Edit. Tüm
158
yönleri ile yara iyileşmesi, Ankara 1996; 145-8.
24. Aydın OE, Tan O, Çinal H et al. Experimental wound models.
Turkiye Klinikleri J Plast Surg-Special Topics 2015;4(1):5-11.
25. Kawanabe T, Kawakami T, Yatomi Y, et al. Sphingosine
1-phosphate accelerates wound healing in diabetic mice. J
Dermatol Sci 2007;48(1):53-60.
https://doi.org/10.1016/j.jdermsci.2007.06.002
26. Asai J, Takenaka H, Hirakawa S, et al. Topical Simvastatin Accelerates Wound Healing in Diabetes by Enhancing Angiogenesis and Lymphangiogenesis. Am J Pathol 2012;181:221724.
https://doi.org/10.1016/j.ajpath.2012.08.023
27. Somboonwong J, Kankaisre M, Tantisira B and Tantisira MH.
Wound healing activities of different extracts of Centella asiatica in incision and burn wound models: an experimental
animal study. BMC Complementary and Alternative Medicine
2012;12:103.
https://doi.org/10.1186/1472-6882-12-103
28. Özkorkmaz EG, Özay Y. Yara İyileşmesi ve Yara İyileşmesinde Kullanılan Bazı Bitkiler. Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi
2009;2:63-67.
29. Stashak TS. Principle of wound healing. In: Equine Wound
Management 1991;1:1-15.
30. Hensley K, Robinson KA, Gabbita SP, et al. Reactive oxygen
species, cell signaling, and cell injury. Free Radic Biol Med
2000;28:1456-62.
https://doi.org/10.1016/S0891-5849(00)00252-5
31. Aksoy H, Özakpınar Bingöl Ö. Yara iyileşmesi ve oksidatif
stres. Marmara Pharmaceutical Journal 2014;18:153-158.
https://doi.org/10.12991/mpj.2014187243
32. Yager DR, Kulina RA, Gilman LA. Wound fluids: a window
into the wound environment? Int J Low Extrem Wounds
2007;6:262-72.
https://doi.org/10.1177/1534734607307035
33. Won-Serk K, Byung-Soon P, So-Hyun P, et al. Antiwrinckle
effect of adipose-derived stem cell: activation of dermal fibroblast by secretory factors. Journal of Dermatology Science
2009;53:96-102.
https://doi.org/10.1016/j.jdermsci.2008.08.007
34. Shah M, Foreman DM, and Ferguson MW. Neutralising antibody to TGF-β1,2 reduces cutaneous scarring in adult rodents. Journal of Cell Science 1994;107:1137-1157.
35. Shah M, Foreman DM, and Ferguson MWJ. Neutralisation of
TGF-β1 and TGF-β2 or exogenous addition of TGF-β3 to cutaneous rat wounds reduces scarring. Journal of Cell Science
1995;108: 985-1002.
36. Li W, Huang EY, Dudas M, Kaartinen V, et al. Transforming
growth factor-β3 affects plasminogen activator inhibitor-1
expression in fetal mice and modulates fibroblastmediated
collagen gel contraction. Wound Rep Reg 2006;14:516-525.
https://doi.org/10.1111/j.1743-6109.2006.00158.x