Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
4 pages
1 file
BEDİ ASIRDA BEDİÜZZAMAN Bediüzzaman asırla asırlaşmış,asrın muasırı bir zat.Asır onun asrı..asrın yetkilisi,sözcüsü.Asrı dolduracak hatıralara imza atmış bir şahsiyettir.Asrı şekillendiren dahi. *" Abdülmecid, 1967 yılı geldiğinde herkes ile vedalaşmaya başladı. Ona göre ölüm vakti gelmişti. Çünkü, Bediüzzaman son buluşmalarında kardeşine, kendisinden yedi yıl sonra öleceğini söylemişti. Abdülmecid, Bediüzzaman'ın her söylediğinin gerçekleştiğini müşahade edenlerden biri idi ve buna bütün kalbi ile inanıyordu. Nitekim de öyle oldu. 11 Haziran 1967 Cuma günü vefat etti. Kaderin garip bir cilvesidir ki, oğlu Fuat da 23 yıl evvel 9 Haziran 1944 Cuma günü vefat etmişti."[1] *Türkiye gibi dünyada bundan ayrı kalamaz,kaçamaz. Türkiyeden dünyaya Nur Hizmeti referans gösterilecektir.Adeta Türkiye bununla kendi bir asırlık geçmişini aklamış olacaktır.Kusuratını bu suretle affettirecektir.Tıpkı başta asırlardır islama bayraktarlık yaptığı gibi… *Kendisi bu asır için seçildiği gibi,talebeleride seçilmişlerdendir.Fıtri ve cibilli bir taraftarlık ve hizmet.
2016
Uluslararası Bakalorya Programı, Türkçe A dersi Türk Dili ve Edebiyatı alanında ele alınan bu tezde, Bekir Yıldız'ın "Halkalı Köle" adlı yapıtında ismi verilmeyen odak figürün var oluş sorunsalı neden ve sonuçlarıyla incelenmiştir. Bu tezin amacı, bireyin yaşamında aile ve evlilik kurumu ile üstlendiği sorumlulukların ve edindiği değer yargılarının, zaman içerisinde kişiliği ile ters düşerek onu bir var oluş sorununa itmesini incelemektir. Giriş bölümünde odak figürün var oluş sorununda kendisi ve toplum ile çatışmasının rolü açıklanacaktır. İçeriği iki bölümden oluşan bu tezin birinci bölümünde bireyin kendisi ile çatışması; sorumluluk, sorgulama ve kaçış süreci üzerinden açıklanırken ikinci bölümünde ise bireyin toplum ile çatışması; aile kurumu ve toplum ile çatışması üzerinden incelenmiştir. Sonuç bölümünde ise odak figürün var oluş sorunu üzerinde etkili olan ve içerik bölümünde açıklanan etkenlerin duygu durumu ve yaşamı üzerindeki etkisi açıklanacaktır
DĐLBĐLĐM VE KUR'AN ĐLĐMLERĐ AÇISINDAN el-FÎRUZÂBÂDÎ'NĐN BESÂĐR'Đ (Yüksek Lisans Tezi) HAZIRLAYAN Celalettin DĐVLEKCĐ DANIŞMAN Prof. Dr. Mustafa ÇETĐN ISPARTA-2000 i ÖNSÖZ Kur'ân-ı Kerim tarih boyunca, farklı ırk ve coğrafyaya mensup çok sayıda insanın ilgi ve odak noktası olmuştur. Kuşkusuz bunda kutsal bir metin olarak orjinalitesini korumuş olması, kendisini okuyup derinlemesine düşünmeleri için insanları teşvik etmesi gibi sebeplerin yanısıra; insanların bireysel olarak fizik ve metafizik aleme ilişkin problem ve ihtiyaçlarına cevap verecek bir rehbere ihtiyaç duymalarının da etkisi vardır. Đster ilahî olsun ister beşerî, bir metnin anlaşılması ve yorumlanması o metne muhatap olan insanların bilgi ve kültür birikimleriyle doğru orantılıdır. Bu durum Kur'ân-ı Kerim için de geçerlidir. O yüzden bir tür dînî ve toplumsal talebin sonucu olarak; bilgi birikimi ve donanımı üst seviyede olan bilginler, kendilerinden daha alt seviyede olanlar için Kur'ân'ı tefsire yönelik çalışmalar yapmışlardır. Ortaya konulan ürünler, kaçınılmaz olarak, müfessirin ilmî ve kültürel birikimi, tefsiri yazmadaki temel hedefi ve içinde yaşadığı devrin tarihî ve sosyo-kültürel şartlarına bağlı olarak; ahkâm tefsirleri, ilmî ve edebî tefsirler ve nihayet dilbilim ağırlıklı tefsirler şeklinde farklı nitelikler arz etmiştir. H. VIII. yy. sonlarında ve IX. yy. başlarında yaşamış bir dilbilimci olan el-Fîruzâbâdî (ö.817/1414)'nin Besâiru Zevi't-Temyîz fî Letâifi Kitabi'l-Azîz adlı eseri de bu cümledendir. Besâir'i dilbilim ve Kur'an ilimleri açısından ele alışımızın sebeplerini şu şekilde açıklayabiliriz: Öncelikle Yüksek Lisans ders dönemi ve öncesinde bu konuya yönelik bir alt yapının oluşmuş olması. Bunun yanısıra el-Fîruzâbâdî'nin başta hadis ve tefsir olmak üzere naklî ilimler konusunda çok yönlü bir bilgin oluşu ve özellikle de sözlükbilim konusunda otorite kabul edilişi, onun Kur'an konusundaki görüşlerinin de araştırmaya değer olabileceği sonucuna götürdü. Eserin muhtevası açısından ise; Besâir'in nitelik itibariyle "Müfredât" gibi bir tür Kur'an kelimeleri sözlüğü olduğu halde onun kadar şöhret bulmamış oluşu, iki ihtimali akla getirmektedir. a) Eserin herhangi bir orijinaliteye sahip olmaması. b) Orijinal olduğu halde yeterince tanınmaması. Bunların ortaya konması ise ancak bir araştırmayla mümkün olabilirdi. Tezin konusu açısından bakıldığı zaman ise şunlar söylenebilir: Đslâm Dünyası'nda tefsirle ii ilgili akademik düzeyde yapılan çalışmalara bakıldığında kimi zaman müstakil olarak bir müfessir, kimi zaman ise bir tefsir ekolü ele alınıp incelendiği halde bunlar içerisinde, dilbilim ağırlıklı tefsirler üzerinde yine dilbilim açısından hiç durulmadığı görülecektir. Bu durum tezin konu olarak da oldukça bakir bir konu olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu tür bir çalışma, günümüz modern dilbilim çalışmalarının, mesela semantikle ilgili çalışmaların, tarihî uzantılarını ortaya koyması bakımından da önemlidir. Bu ve buna benzer sebeplerin bu konuyu yüksek lisans tezi olarak almamızda etken olduğunu söyleyebiliriz. Çalışmamın bu hâle gelmesine tenkit ve tavsiyeleriyle katkıda bulunan başta Prof. Dr. Đsmail YAKIT olmak üzere, Danışman Hocam Prof. Dr. Mustafa ÇETĐN'e, Prof. Dr. Talat SAKALLI'ya, Yrd. Doç. Dr. Ahmet YILDIRIM'a ve Arş. Gör. Đshak ÖZGEL'e teşekkürlerimi arz ederim. Bu vesileyle vefat etmiş olan ilk Danışman Hocam Yrd. Doç. Dr. Hüseyin KÜÇÜKKALAY'ı da rahmet ve saygıyla anmayı bir borç bilirim.
ESERİNDEKİ TÜRKÇE VE FARSÇA ŞİİRLERİ * Ali TEMİZEL ** ÖZET XIV. yüzyılda Anadolu'da yetişen Türk şairlerinden Ahmedî (735/ 1334-5-815/1412-3)'nin bugüne kadar tespit edilen onbir eseri vardır. Bunlardan yedisi Türkçe ve dördü Farsça'dır. Bu makalede Ahmedî'nin Bedâyi è u's-Siór fî äanâyièi'ş-Şièr adlı eserindeki kendisine ait bir Türkçe ve iki Farsça şiir ve bu şiirlerin edebi sanatların hangi konusuna örnek olarak kullanıldığı açıklandı. Ahmedî'nin adı geçen eserinin tespit edilen iki yazma nüshasının tanıtımı ve tavsifi yapıldı. Ayrıca Ahmedî'nin hayatı ve diğer Tükçe ve Farsça eserleri hakkında kısa bilgi verildi. ANAHTAR KELİMELER Ahmedî, Bedâyi è u's-Siór fî äanâyièi'ş-Şièr, Ahmedî'nin eserleri, Türkçe şiir, Farsça şiir.
BÂYEZÎD-İ BİSTÂMÎ'NİN MUHABBETULLAH ANLAYIŞI * İdris TÜRK ** ÖZET * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
ÖZET: Tanıtımını yapacağımız "Mir' iitü'l-Kuds" adlı eser Konya Bölge Yazmalar Kütüphanesi BY 8245 nurnarada kayıtlı bir yazmadır. Eser, 66 varak, 12 bölüm ve 26 fasıldan oluşmaktadır. Yapılan araştırmalarda eserin müellifi Hıfzi hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamarnış ve eserin başka bir nüshasına rastlanmarnıştır. Ayrıca seyahatname türü eserlerin adının verildiği listelerde de "Mir'iitü ' l-Kuds" yer almamaktadır. Hıfzi, tahminen Evliyil Çelebi ile aynı yüzyılda Kudüs 'e gitmiştir. Evliyil Çelebi ve Hıfzi Kudüs 'teki mekiinlarla ilgili bazı farklı bilgiler vermişlerdir. Bildiride bu iki yazarın Kudüs'e dair bilgilerindeki farklılıklara da kısaca değinilmiştir.
Ey din ve hukukun üstünlüğünü esas alan Hürriyet! Öyle müthiş ama güzel ve müjdeli bir sada ile çağırıyorsun ki; benim gibi bir Kürdü; uyuşukluk ve cehalet katmanları altında yatmış iken uyandırıyorsun. Sen olmasaydın, ben ve bütün millet, esaret hapishanesinde kalacaktık. Sen, ebedî olarak yaşayacaksın, diye seni müjdeliyorum! Eğer, hayatımıza ebediyet suyunu içiren dinin kutsal ilke ve hukukunu kendine hayat kaynağı yapsan ve o cennet içinde gelişsen bu mazlum millet, eski zamana oranla bin derece kalkınacak, diye müjde veriyorum.. Eğer bu millet, senin ilkelerini gerçek bir şekilde kendine rehber yapsa; kişisel amaçlar ve istibdad döneminden intikam almak için seni araç yapmakla lekelemezse…
Kitaptaki makalelerin tüm yasal sorumluluğu yazarlarına aittir.
ELKEHF VERRAKIYM FÎ ŞERHÎ BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHİM Abdü'l-kerîm b. İbrahim el-Cîlî (K.S.) Tercüme SEYYİD HÜSEYİN FEVZÎ PAŞA Sadeleştiren M.YULUĞ -2-TAKRİZ SON NİDA Prof. Ali Nihat Tarlan Muhterem dostum... Gözden geçirmek üzere lütfettiğimiz kitabı «Elkehf Verrakıym» okudum, İlk hissim hayranlık idi, hayret değil. Çünkü hayret o zamana kadar görmediği fevkalâde e ş ya ve hâdiseler karşısındaki duygudur. Halbuki kâinatta alelade şey yoktur. Alelade: İnsan gözüne gene ilâhî bir hikmet olarak çekilen perdedir. Bu perde ise sıyrılmalıdır. O zaman basar-ı basiret açılır.
Önceki kuşakların yaşamları hakkında bilginin aktarımı, yeni kuşakların ruhsallığının ve kuşaklar arası bağların oluşturulmasının önemli şartıdır. Olaylar için geçici-tarihsel bir bağlam oluşturmanın yanı sıra-geçmiş, yeni bir neslin doğumundan önce gerçekleşen geçmiş olarak adlandırıldığında ve gelecek birkaç kuşağın bir arada var olduğu varsayıldığında çok önemli bir olgu hâline gelmektedir.
KEPMENPANRB NO 652 TH 2023, 2023
Nóesis. Revista de Ciencias Sociales y Humanidades, 2015
Revista de Artes Marciales Asiáticas, 2012
Educación y Sociedad: Pensamiento e innovación para la transformación social (Publisher: Dykinson), 2022
Albores, revista de ciencias políticas y sociales, 2024
Αρχαιολογικό Έργο στη Μακεδονία και Θράκη, 2011
Antiquity, 2022
Academic Leadership: The Online Journal, 2010
Arqueología Iberoamericana, 2015
HAL (Le Centre pour la Communication Scientifique Directe), 2019
International Journal of Nephrology
WFL Publisher Ltd, 2009
Warta LPM, 2019
Environmental Science & Technology, 1998
Diatom Research, 2012
Billmoyers.com, 2016