Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or
TurkicVolume 8/1 Winter 2013, p. 651-664, ANKARA-TURKEY
KÜTÜPHANELERDE KAYITLI OLMAYAN BİR MECMUA
Çetin YILDIZ**
ÖZET
Mecmualar, içerisinde barındırdığı pek çok şiir ve nesir parçalarıyla
edebiyat tarihimize; doğum tarihleri, davetiyeler, ilaç tarifleri, çeşitli dualar
gibi gündelik yaşama dair öğeleri içermesi bakımından da sosyal ve
kültürel tarihimize katkıda bulunan önemli kaynaklardandır. Mecmualar,
meydana getirilirken genellikle belli bir düzen takip edilmez. Bu açıdan
araştırmacılar için çeşitli zorluklar barındırsa da içerisindeki geçmişe dair
bilgiler oldukça kıymetlidir. Bu yüzden mecmuaların tanıtılması ayrı bir
öneme sahiptir.
Bu çalışmada, Tokat’ta ikamet eden Hasan Erdem’in kişisel
kütüphanesinden temin edilen bir mecmua tanıtılacaktır. Bu mecmuada
gazel, beyit, nazm, kıt’a, muamma gibi manzum metinler bulunmaktadır.
Bu manzum metinlerden gazellerin ve pend-namelerin ilk ve son beyitleri
verilmiştir. Birer örneği bulunan ilahi ve murabbanın son dörtlükleri,
nazm ve kıt’alardan ikişer örnek, muammalardan dört örnek, bir örneği
bulunan davet-namenin ise tamamı verilmiştir. Mecmuada manzum metin
olarak en çok beyitlere rastlanmaktadır. Bunlardan da şairi belirtilen ve
belirtilmeyen beyitlerden örnekler sunulmuştur. Bunun yanında ilaç tarifi,
dua, ayet, hadis gibi kültürel ve sosyal hayatla ilgili mensur metinler de
mevcuttur. Daha çok manzum metinlerin üzerinde durulacağı bu
çalışmada mecmuanın mensur kısımları da genel hatlarıyla tanıtılacaktır.
Mecmuadaki mensur metinler içerisinde ilaç tarifleri oldukça önemli bir
yer tutmaktadır. Özellikle mecmuanın son varaklarında çeşitli hastalıklarla
ilgili değişik ilaç tarifleri bulunmaktadır. Bunun dışında hastalıklardan
korunma yolu olarak dua ve bu duaların uygulanış şekilleri de dikkate
değerdir.
Anahtar Kelimeler: Mecmua, manzum metin, mensur metin, sosyal
hayat.
**
Tokat merkezde ikamet eden Hasan Erdem’in kişisel kütüphanesinden temin edilen bu mecmua elimizde fotoğraflanmış
şekilde bulunmaktadır. Tokat’ta esnaf olan, el yazmaları ve antika eşyalara ilgisi bulunan Hasan Erdem’e bu
çalışmada tanıtılan mecmuayı incelememize imkan tanıdığından teşekkürü borç biliriz.
Arş. Gör., Adıyaman Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, elmek:
[email protected]
Çetin YILDIZ
652
ONE MECMUA WHICH IS NOT EXIST IN LIBRARIES
ABSTRACT
Mecmuas are one of the most important sources since they
contribute to our history of literature due to many poems and proses they
contained and also they are fruitful to social and cultural history because
of giving information on birth dates, invitations and drug recipes, various
prayers. Mecmuas are irregular sources. Consequently, these are contains
some difficulties for researchers, nevertheless the informations in
mecmuas about history are very important. Therefore, introduction of
mecmuas has a distinctive importance.
This paper is going to introduce a mecmua obtained from personal
library of Hasan Erdemli residing in Tokat. In this mecmua, there are
poetical texts such as gazel, beyit, nazm, kıt’a, muamma. Gazel and pendnames’ first and last couplets are given. İlahi and murabba’s which have
one sample in mecmua last quatrains are given. And two samples of nazm
and kıt’as, four samples of muamma are also given. Davet-name which has
one sample in mecmua exists full text. As a poetical text, beyit is the
commonest text in mecmua. Different samples of beyit are given. In
addition, there are prose texts in social and culturel life such as drug
repice, prayer, the Qur’an and hadith. Also, the present paper focusing
mostly on poetical texts mentions prose sections roughly. In prose texts,
drug repices are more important. Especially in last pages of mecmua,
different drug repices about some sickness are exist. Except these,
praying, as a way of protecting sickness and its method of perform is
remarkable.
Key Words: Mecmua, poetic text, prose text, social life.
GİRİŞ
Eski kütüphanelerde veya şahısların ellerinde baba yadigârı, çoğu zaman anonim, el
yazması birtakım mecmualarda, çoğunlukla medrese-mektep mensuplarının manzum-mensur;
edebi, dini, tarihi, tasavvufi eserlerden yapmış oldukları seçmeler bulunur. 1 Dolayısıyla
mecmualara kaydedilen şiirler ya ilgili dönemde sıkça işitilen, söylenen ya da mecmua yazarının
özel ilgi duyduğu şiirlerdir. Bunun yanında mecmualar, içinde barındırdığı şiir ve şairle dönemin
okuyucu zevkini ve şairin okunurluğunu, popülaritesini verir.2 Her hâlükârda geçmiş ile gelecek
arasında köprü niteliğinde olan bu eserler3 yazıldığı dönem hakkında sosyal ve kültürel dokuya dair
bilgiler veren, dönemin edebiyat ve sanat anlayışını yansıtan önemli kaynaklardandır.
Divan edebiyatına ait bütün tür ve şekiller, Kur’an, tefsir, hadis, fıkıh, kelam gibi İslami
ilimler ile simya, remil, sihir, rüya tabiri, nücum, zayiçe, musiki gibi diğer ilimler mecmuaları
oluşturan öğelerdir.4 Bunların dışında incelemekte olduğumuz bu mecmuada da olduğu gibi doğum
Şükrü Elçin, Halk Edebiyatı Araştırmaları I, Ankara 1997, s.11.
Yaşar Aydemir, “Metin Neşrinde Mecmuaların Rolü ve Karşılaşılan Problemler”, Turkish Studies/Türkoloji
Araştırmaları, Volume2/3 Summer (2007), s.123.
3
Bahir Selçuk, İ. Halil Tuğluk, “Bir Mecmuanın Işığında 18. Yüzyılda İstanbul” Akademik Bakış, Sayı 16 (2009),
s.223.
4
Şükrü Elçin, a.g.e., s.12.
1
2
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Kütüphanelerde Kayıtlı Olmayan Bir Mecmua
653
tarihleri, ilaç tarifleri, çeşitli hesaplamalar, dualar vb. hususların mecmualarda yer aldığı dikkati
çekmektedir.
Tokat’ta ikamet eden Hasan Erdem’in kişisel kütüphanesinden temin edilen bu mecmua
deri ciltli olup 47 varaktan oluşmaktadır. Bu varaklardan 12’si boştur. Yazmanın zahriyesinde
yazılan “bin iki yüz kırk” tarihinden ve (2a)’da geçen “işbu bin iki yüz altmış iki senesi māh-ı
rebi’l-āhirün on sekizinci günü vakt-ı duhada kerîmem Rukiye hatun dünyāya gelmişdir” ifadesi ile
“işbu bin iki yüz elli dört senesi māh-ı cemāzi’el-ahirün on beşinci günü salı gicesi kerîmem
Fātıma hatun dünyāya gelmişdir” ifadesindeki doğum tarihlerinden anlaşıldığı kadarıyla bu
mecmua 19. yüzyıla aittir. Mecmuanın müellifi konusunda kesin bir şey söylemek mümkün
değildir; ancak (5b)’de Muhammed Şemsî, (10b)’de ise Yûsuf Ahmed isimleri geçmektedir. Bu
kişilerin yazmanın müellifi olup olmadıkları belirtilmemiştir.
Bu mecmuada önemli bir kısmının kime ait olduğu belli olmayan Türkçe, Arapça, Farsça
beyitler, kıt’alar, nazmlar, muammalar, davet-name; Rûhî-i Bağdâdî, Şemsî, Erzurumlu İbrahim
Hakkı, Niyâzi-i Mısrî’ye atfedilen gazeller, Azmî Efendi’ye atfedilen pend-nameler ve Yûnus
Emre’ye atfedilen bir ilahi 5 bulunmaktadır. Bunlardan başka pek çok ayet, hadis, dua ve ilaç tarifi
vardır. İçerik bakımından belli bir düzeni olmayan mecmuanın aynı varağında beyit, kıt’a,
muamma, ilaç tarifi vs. bulunabilmektedir. Yazmadaki metinlerde tam bir imlâ birlikteliği yoktur.
Bu çalışmada daha çok Klasik edebiyat ve Halk edebiyatı açısından önemli olan gazel,
kıt’a, nazm, muamma, ilahi, pend-name, beyit, murabba ve davet-name üzerinde durulacaktır.
Ayet, hadis, hutbe, dua gibi dini muhtevalı; ilaç tarifleri gibi gündelik yaşamla ilgili mensur
parçalar ise genel hatlarıyla tanıtılacaktır.
1.
Manzum Metinler
Mecmuada şairi belli olan şiirlerin büyük bir kısmının dini-tasavvufi tarzda yazılmış
olduğu görülmektedir. Nitekim Rûhî-i Bağdâdî, Niyâzî-i Mısrî, Erzurumlu İbrahim Hakkı gibi
şairlerin ortak özelliği tasavvufi duygu ve düşünceleri dile getiren şiirler yazmalarıdır. Pek çok
mecmuada olduğu gibi bu mecmuada da kıt’a, nazım ve rubai nazım şekilleri birbirleriyle
karıştırılmıştır. Bunlar aşağıda yeri geldikçe belirtilecektir.
Mecmuada geçen manzum metinler şöyledir: Gazel, kıt’a, nazım, muamma, ilahi, pendname, davet-name, murabba ve beyit. Bu çalışma daha çok bir tanıtım yazısı olduğundan bu
manzum metinlerin transkripsiyonları tam olarak verilmemiştir.
1.1.
Gazel
Bazı gazellerin başında şairin mahlası bulunurken bazılarında ‘gazel’ ifadesi
bulunmaktadır. Çalışmada, gazellerin tanıtımı noktasında önemli olduğundan gazellerin başında
yazılanlar aynen yazılarak gazelin ilk ve son beyitlerine yer verilmiştir. Şairi belli olan gazellerde
kullanılan mahlaslar şunlardır: Rûhî, Şemsî, Hakkı, Niyâzî, Mısrî. Bu mahlaslardan Niyâzî ile
Mısrî mahlaslarının Niyâzî-i Mısrî’ye ait olduğu aşikârdır. Yazmada kime ait olduğu bilinmeyen üç
gazel vardır. Bunlar; (5b) ve (9b)’de iki beyti verilen satranç gazeller ile (26b) deki gazeldir.
Ulaşılabilen kaynaklar doğrultusunda metinlerin tanıtılan kısımları karşılaştırılmalı olarak
verilmeye çalışılmıştır.
5
Her ne kadar Yûnus Emre’ye atfedilse de bu ilahinin Bolulu Himmet’e ait olduğu tespit edilmiştir.
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Çetin YILDIZ
654
Niyāzī
Pādişāhā ‘aşkunı gam-hāne6 kıl
Mā-sivāyı ‘aşkuna bî-gāne kıl (ilk beyit)
Cezbe-i feyzün şarābın toldurup
Bu Niyāzī bendeni meyhāne kıl7 (son beyit) (30a)
Niyāzī
Rumūz-ı enbiyāyı vākıf-ı esrār olandan sor
Ene’l-Hak sırrını cāndan geçüp ber-dār olandan sor (ilk beyit)
Anadan toğma gözsüzler kemāhī görmez eşyāyı
Niyāzī vech-i dildārı ulū'l-ebsār olandan sor8 (son beyit) (31a)
Mısrī
Kūs-ı rıhlet çaldı mevt ammā henüz cān bī-haber
‘Asker-i a’zāya lerze düşdi sultān bī-haber (ilk beyit)
Yol eri yolda gerekdür çağ u çıplak aç u tok
Mısriyā gel didi sana çünki cānān bī-haber9 (son beyit) (31a)
Niyāzī
Bugün bir meclise vardum oturmış pend ider vā’iz
Okur açmış kitābını bu halkı ağladur vā’iz (ilk beyit)
Yaraşur vā’z10 ana hakkā ki yanar yakılur her dem
Niyāzī’nün hemān ancak cihānda adıdur vā’iz 11(son beyit) (32a)
Divanda “hem-hāne” şeklindedir. Bkz. Kenan Erdoğan, Niyâzî-i Mısrî Divanı, 2. Baskı, Ankara 2008, s.291.
Kenan Erdoğan, age., s. 291.
8
Age., s.234.
9
Age., 212.
10
Mecmuada “vā’iz” ) )واعظşeklinde yazılmıştır; ancak kalıba göre va’z okunması gerekmektedir. Bkz. Age., s.262.
11
Age., s.262.
6
7
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Kütüphanelerde Kayıtlı Olmayan Bir Mecmua
Niyāzī
Kalbüni bāğ-ı cinān it ravza-i tevhīd ile
Cān dimāğun kıl mu’attar nefha-i tevhīd ile (ilk beyit)
Ey Niyāzī ‘ārif-i billah gönülden selb ider
On sekiz bin perdeyi lem’a-i tevhīd ile 12(son beyit) (31b)
Niyāzī
Dervīş olan kişinün sözleri ‘ummān13 olur
Sālik-i hak olanun rāhına bürhān olur (ilk beyit)
Sanma Niyāzi özün dervīş olupdur senün
Dervīş olan kişiler şöylece sultān olur14 (son beyit) (31b)
Zāt-ı Hak’da mahrem–i ‘irfān olan anlar bizi
‘İlm-i sırda bahr-ı bī-pāyān olan anlar bizi (ilk beyit)
Halkı koyup lā-mekân ilinde menzil tutalı
Mısriyā şol cānlara cānān olan anlar bizi15 (son beyit) (31b)
Niyāzī
Devr idüp geldim cihāna yine bir devrān ola
Ben gidem bu ten sarāyı yıkılup vīrān ola (ilk beyit)
Her kim ister bu Niyāzī derdmendi ol zamān
Sözlerini okusun kim sırrına mihmān ola16 (son beyit) (32b)
Divanda “On sekiz bin perdeyi bir lem’a-i tevhīd ile” şeklindedir. Bkz. age, s.359.
Divanda “umrān” şeklinde geçmektedir. Bkz. age, s. 227.
14
Age s. 227.
15
Age, s.380.
16
Age, s.369.
12
13
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
655
Çetin YILDIZ
656
Niyāzī
Sana ‘āşık olan diller niderler hūr u gılmānı
Cemālün seyr iden gözler niderler bāg u rıdvānı17 (ilk beyit)
Niyāzī kaldı hayretde yanar dil nār-ı firkatde
Şeb u rūz dār-ı gurbetde dün ü gün eyle efgānı18 (son beyit) (32b)
Niyāzī
Gel ey sofī çıkar sofu kıl insāf
Ko sûret düzmegi kıl içüni sāf (ilk beyit)
Nefes bahrinde lāl olmuş Niyāzī
Sadā vü harf içinde ur[a]maz lāf19 (son beyit) (33a)
Tārīh-i Niyāzī
Bu fenānun ‘ızz u cāhı ‘īş u nūşı bir hayāl
Görmedim bir ‘izzeti kim bulmaya āhir zevāl(ilk beyit)
Hüsn-i hatmine Niyāzī didi tārīhin anun
Allah Allah didi vü kıldı bekāya irtihāl20 (son beyit) (33b)
Niyāzī
Uyan gafletden ey nāim21 seni aldamasun dünyā
Yakanı al elinden kim seni sonra kılar22 rüsvā (ilk beyit)
Kemāl-i devlet istersen okı ‘āyāt u ahbārı 23
Ki her harfin içinde var Niyāzī bin dür-i yektā24 (son beyit) (34a)
Divanda “bostanı” şeklindedir. Bkz. age, s.387.
Divanda şöyle geçmektedir: “Düşüp bu dār-ı gurbetde dün ü gün eyler efgānı” Bkz. age, s.387.
19
Divanda “Sadā vü harf içinde olan urar laf” şeklinde geçmektedir. Bkz. age, s.266.
20
Age, s.289.
21
Divanda “gāfil” şeklinde yazılmıştır. Bkz age, s.173.
22
Divanda “kılur” şeklinde yazılmıştır. Bkz. age, s.173.
23
Divanda “āyāt-ı Kur’ān’ı” şeklinde yazılmıştır. Bkz. age, s.173.
24
Age, s.173.
17
18
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Kütüphanelerde Kayıtlı Olmayan Bir Mecmua
657
Hakkı
Katreyüz ‘ālemde lākin dilde deryā olmuşuz
Cevherüz dehrün bisātı üzre yek-tā olmuşuz (ilk beyit)
‘Āşıkuz misl-i Züleyhā dilberüz Yūsuf gibi
Biz bizi sevmekde Hakkı ferd ü tenhā olmuşuz25 (son beyit) (33b)
Hakkı
Sergeştesin ey āsiya bilsem ne hāl olmuş sana
Biz mahremiz esrārına söyle nedir bu mācerā (ilk beyit)
Ey Hakkı cānsın hem cihān hem bahr u hem āb-ı revān
Sensin değirmenci hemān hem dānesin hem āsiyā26 (son beyit) (30a)
Rūhī-i Bağdādī
Sanma ey hâce ki senden zer ü sīm isterler
Yevme lā-yenfeu’da kalb-i selīm isterler (ilk beyit)
Ezber it kıssa-i esrār-ı velī ey Rūhī
Hāzır ol bezm-i ilahīde nedīm isterler27 (son beyit) (15b)
Gazel
Düşelden mekteb-i ‘aşka unutdum ders ü fetvāyı
Girüp meyhāne-i derde yiğledüm zühd ü takvāyı (ilk beyit)
Tabībe dahi şerh itme بو سنك سر صه سنŞemsī
Bilürsin sūzını vaslı değer ancak bu yarayı (son beyit) (28a)
Mustafa Güneş, Erzurumlu İbrahim Hakkı Divanı, Sahhaflar Kitap Sarayı, İstanbul 2011, s. 177-179.
Mustafa Güneş, age. s. 95-97.
27
Mecmuada dokuz beyit olarak verilen bu şiir, Rûhî-i Bağdâdî’nin Külliyât-ı Eş’ar’ında on üç beyit olarak geçmektedir.
Bkz. Internet Archive: Digital Library of Free Books, Movies, Music…, University of Toronto Libraries,
http://archive.org/details/klliyatiear00ruhiuoft., (ET: 22.03.2013).
25
26
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Çetin YILDIZ
658
Gazel
Gönül Rûmuna çün basdı kadem ol pīr-i Şirvānī
Bihamdillah şitā gitdi bahār oldu gülistānı (ilk beyit)
Ekipdür tohm-ı tevhīde ẕemīni dilde çün mürşīd
Sehāb-ı himmetinden umaram ki ire bārānı (son beyit) (26b)
Esselādır ehl-i aşka işte meydan işte er
Ehl-i aşka etme lāfı var ise göster hüner
İşte meydān var ise elden gelen etme hazer
İşte er göster hüner etme hazer gel ey beşer (5b)
Gazel-i Satranç
Mübtelālar dilrübālar hasretinde zār ider
Dilrübālar bīvefalar ‘āşıka āzār ider
Hasretinde ‘āşıka etmekdedir cevr ü cefā
Zār ider āzār ider cevr ü cefā her bār ider (9b)
1.2.
Kıt’a
Mecmuada baş kısmında kıt’a yazılmış pek çok manzum metin vardır; ancak bunların
önemli bir kısmı nazm özelliği göstermekte olup pek azı kıt’adır. Bundan başka baş kısmında rubai
yazılan manzum parçaların bir kısmı da kıt’adır.
‘Ᾱkibet ka’be-i vuslatda olanlar Tāif
Unutur vuslat ile hār-ı mugaylān elemin
İrişen sohbet-i cānāna safā bezminde
‘Ᾱynına ala mı hīç cism ile ol cān elemin (28a)
Şu gönlüm arsa-i haşre halāyık cem’ olacaktır
Halās eyle o dem yâ Rab beni nār-ı nedāmetden
Reh-i takvāda sultānım mecālim eylegil efzūn
Safā-i nefse meyl ile beni sakla batāletden28 (28b)
28
Baş kısmında rubai yazılmasına rağmen bu şiir kıt’a nazım şekli özelliği göstermektedir.
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Kütüphanelerde Kayıtlı Olmayan Bir Mecmua
1.3.
659
Nazm
Mecmuada nazm olarak belirtilen herhangi bir şiir yoktur; ancak baş kısmında rubai ve
kıt’a yazılan pek çok nazm mevcuttur. Aşağıda mecmuadaki nazmlardan örnekler verilmiştir:
Reh-i āmāle herkes buldu yol āvāre ben kaldım
Kamu derd ehli buldu çāreler bīçāre ben kaldım
İrişdi devlet ü ikbāle herkes bāb-ı lütfundan
Şeb-i zulmetde bir baht-ı siyeh seyyāre ben kaldım29 (12b)
Kulun kalbinde olsa havf-ı Bārî
Olur kadrince anun i’tibārı
Murād-ı nefsile olursa nā-pāk
Havāle idiser mūr ile mārı30 (28b)
1.4.
Muamma
Elimizdeki mecmuada 13 muamma bulunmaktadır. Bu muammalardan bir kısmının cevabı
verilmişken bir kısmının cevabı verilmemiştir. Aşağıda bu muammalardan örnekler yer almaktadır.
İki nokta üç hurūf
Dört kitāb andan çıkar
(Kalem) (9a)
Üç ‘ayınla bir elif gelse dile
Müstakīm ādem gerek anı bile
(Çār yār-ı güzīn) 9a
Çıkar hamsīn içinden erbaīnün resmini
Bilürsün sen o mahbūbun ismini (45a)
Üç otuz ile bir otuz bir ad olur
Bu muammāyı bilen üstād olur (45a)
29
30
Baş kısmında kıt’a yazılmış olmasına rağmen bu şiir şekil özellikleri bakımından nazmdır.
Baş kısmında rubai yazılmış olmasına rağmen bu şiir şekil özellikleri bakımından nazmdır.
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Çetin YILDIZ
660
1.5.
İlahi
Mecmuada bir ilahi bulunmaktadır. Bu ilahi Yûnus Emre’ye atfedilmektedir.
Behey Yûnus sen de bir gün göçersin cānım
Ya niçün dünyānın sonun güdersin cānım
Ecel cāmın bir gün sen nūş idersin cānım
Ömrün hebā oldu haberin var mı yâ hû31 (son dörtlük) (35b)
1.6.
Pend-name
Mecmuada Azmî Efendi’ye atfedilen 4 pend-name bulunmaktadır. Bunlardan sadece
(12a)’da bulunan pend-namenin baş kısmında Azmi Efendi ifadesi geçmektedir. Diğerlerinin
başında “lehü” ifadesi vardır.
Her işe kıl Bismil ile ibtidā
Zikrin olsun dāima hamd u senā (ilk beyit)
Şem’-veş halk dilin itme dırāz
Rūz gibi eyleme ifşā-yı rāz (son beyit) (12a)
Nimetine kimsenin çekme hased
Kādir isen kıl hased bābına sed (ilk beyit)
Hem koma beytinde beyt-i ankebūt
Nākıs olur ol ziyād oldukça kūt (son beyit) (12a)
Mûşun artuğu durur ālemde semm
Mīş u iştirāda senden geçme hem (ilk beyit)
Mümkün olduğunca eyle ictināb
Söz budur vallahu a’lem bi’s-sevāb (son beyit) (13a)
31
Mecmuada dört kıt’a olarak yazılan ve Yûnus Emre’ye atfedilen bu şiir, Bolulu Himmet Divanı’nda Dervīş Himmet
mahlasıyla beş kıt’a olarak geçmektedir. Mecmuada geçen şiirin ilk üç kıt’ası Bolulu Himmet Divanı’nda geçen şiirin
ilk üç kıt’asıyla hemen hemen aynıdır. Divandaki dördüncü kıt’a mecmuada bulunmamaktadır. Mahlasın bulunduğu
son kıt’a ise tamamen farklıdır. Bkz. Meliha Tapsız, Bolulu Himmet Divan Manzum Tarikatname Adab-ı Hurdei Tarikat, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1995, s.126.
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Kütüphanelerde Kayıtlı Olmayan Bir Mecmua
661
……………………cān-ı peder
Adlu adıyla çağırma kıl hazer (ilk beyit)
İhtirāz eyle koma virir elem
Ayak altına tirāşān-ı kalem (son beyit) (13b)
1.7.
Davet-name
Mecmuada bir davet-name mevcuttur.
Ba’de arzu’l-hulūs ve’l-eşvāk
Budur inhā-yı bende-i müştāk (ilk beyit)
Eger olmazsa zahmet u teklīf
Kılasız bende-hāneye teşrīf (son beyit) (3b)
1.8.
Murabba
Mecmuada Nîyâzi Mısrî’ye ait bir murabba bulunmaktadır.
Eğer cān ise hüsninün bahāsı
Hezārān32 cān anun olsun fedāsı
Niyāzī’nün kadīmī āşināsı
Haber vir bize cānān ellerinden33 (son dörtlük) (32a)
1.9.
Beyit
Mecmuada pek çok beyit bulunmaktadır. Bunların bir kısmı Arapça ve Farsça olmakla
birlikte çoğunluğu Türkçedir. Muhtelif aruz kalıplarıyla yazılmış bu beyitlerin pek çoğunda şair
belirtilmemiştir. Beyitlerden bazıları atışma şeklinde olduğu için, bazılarında ise doğrudan şairin
ismi geçtiğinden bu beyitlerin şairleri bellidir. Bunlardan birkaçı şöyledir:
El-firāk dahı kimden ümīd sıdk idersin Nābiyâ bilmem
Sabāhun bir nefesde nısfı sādık nısfı kāzibdir (4a)
32
33
Divanda bu kelime “nice bin” şeklindedir. Bkz. Kenan Erdoğan, age., s.323-324.
Age., s.323-324
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Çetin YILDIZ
662
Sual-i Şāh İsmā’īl
Şāh-ı merdān devletinde giydiğim nārencidir
Nāre karşu turmenem zīrā beni nār incidir
Cevāb-ı Sultan Süleymān Han
Şimdi bildim Rāfızīsin giydigin nārencidir
Zāti sen nār ehlisin niçün seni nār incidir(4a)
Merhūm Monlā Cāmī Şeyh Sa’dīnün Kerīmesini Gördükde Söylediği Beyit
Cāmī menem merd-i nīk āmedem şehr leyk
Merdüm-ra cān mī-dihī duhter selâmu’n aleyk34
Cevāb-ı Duhter
Duhter-i Sa’di be-nām hergiz ne-hordem harām
Rişed be-ken bi’t-temām monlā aleyke’s-selām35(12b)
Şairi verilmemiş beyitlerden birkaçı şöyledir:
Yüz bin kemāl u ma’rifet hep bir āferīnedir
Yā Rab bu āferīn ne tükenmez hazīnedir (2a)
Derd-i dilden çehre-i hurşīde ger çeksem nikāb
Tā kıyāmet ehl-i dünyāya görünmez āfitāb (4a)
Sever gönlüm şu dildārı vefāsı olsun olmasun
Ferāgat eylemek olmaz cefāsı olsun olmasun (4b)
Gerçi derdim senden amma her nefes yanımdasın
Gayrılar yanımda amma sen benim cānımdasın (5a)
جامی منم مرد نیک امد ام شهر لیک
مرد مرا جان مید هی دختر سالم علیک
35
دختر سعری بنام هر کز نه خوردم حرام
ریشت بکن بالتمام منال علیک السالم
34
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Kütüphanelerde Kayıtlı Olmayan Bir Mecmua
663
Bu manzum metinlerin dışında başlık kısmında dügâh yazılan bir şiir mevcuttur. Bu şiir
muhtemelen dügâh makamında bestelenmiştir. İlk dörtlüğü şöyledir:
Rūzigârımdan ferāgāt isterem
Hīç yār olmaz benimle rūzigār
Olmadım āsūde rāhat görmedim
Hīç yār olmaz benimle rūzigār (ilk dörtlük) (13a)
2-Mensur Metinler
Mecmuada mensur olarak doğum tarihleri, ilaç tarifleri, dualar, ayetler, hadisler, hutbe,
Arapça, Farsça ifadeler vs. metinler bulunmaktadır.
(2a) ve (7b)’de mecmua sahibinin Abide, Rukiye ve Fatıma adındaki kızlarının doğum
tarihleri vardır. (2b)’de dini bir sual olarak; “hamamda gerçekleşen bir olayda tek bir kadının
şahitliğinin kabul olup olmayacağına dair” bir soru ve cevabı bulunmaktadır. Mecmuada dua yolu
ile çeşitli sıkıntılardan kurtulma, istediğini elde etme yöntemleri tarif edilmiştir. Sözgelimi; hasta
olan bir kimsenin iyileşmesi, uyuyamayan çocuğun uyuyabilmesi için ya da önemli bir işin
neticesini öğrenmek üzere istihareye yatarken okunacak dua ve bu duaların nasıl uygulanacağı
anlatılmıştır (2b, 11a). Ayrıca Eyyüb Ensari ziyaret edildiğinde, önemli bir dilekte bulunulduğunda
(11b), tohum ekildiğinde okunacak dualar (37b) ile İmam-ı Azam duası (36b), hutbe (20b) ve
hadislere de mecmuada rastlanmaktadır (21b). Bunun dışında bir kimsenin doğru veya yanlış
konuştuğunu tespit etmek için uygulanacak yöntemin anlatıldığı metin de dikkate değerdir(11a).
Mecmuanın son kısımlarında pek çok tarif bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı çeşitli
hastalıklardan kurtulmak için tavsiye edilen ilaç tarifleri iken bir kısmı tütün, gül yağı, mürekkep
gibi nesneleri elde etme metotlarıdır.
Hamile kalmak isteyen kadının yapması gerekenler, baş ağrısı, bel ağrısı, basur, göze
karasu inmesi, kulak ağrısı, kulak sağırlığı (43a), yürek ağrısı, yürek titremesi, hararet ve karında
oluşan yeli gidermek için; kuvvet ve şehveti arttırmak, uykuda konuşmaktan kurtulmak (44b),
unutkanlığı gidermek, fazla kıllardan kurtulmak, diş ağrısı, baş ağrısı (45a), merak ve sevda
hastalığı vs. için ilaç tarifleri verilmiştir(45b). Bunlardan başka hadis olarak nakledilen balgam,
öksürük vb. hastalıklardan şikâyet edenler için ilaç tarifi (39a), tütün yapma (42a), mürekkep, gül
yağı elde etme ve Şeyh Hüsamettin’in nane macunu tarifi de (46a) dikkate değerdir. (6a)’da ise
âlimlerin görüşleri belirtilerek dini bir meselenin anlatıldığı Hüseyin Kayseri’ye ait bir risale
bulunmaktadır.
SONUÇ
Genellikle eğitimli kişiler tarafından tutulan, defter niteliğindeki mecmualar, hem günlük
hayata dair pek çok unsuru hem de edebiyata dair öğeleri içermesi bakımından araştırmacılar için
önemli kaynaklardır. Bu yazılı kaynaklarda ilgili devrin sosyal, kültürel dokusunu, edebiyat ve
sanat anlayışını bulmak mümkündür.
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013
Çetin YILDIZ
664
Çalışmamızın konusu olan mecmuada geçen manzum metinler dönemin edebiyat anlayışını
yansıtan önemli birer vesika niteliğindedir. Benzer şekilde dualar aracılığıyla çeşitli sıkıntılardan
kurtulma yöntemleri ile çeşitli ilaç tarifleri dönemin inanç öğelerini ve halk hekimliği anlayışını
yansıtır. Mecmuada Türkçenin yanında Arapça ve Farsça metinlerin de bulunması dönemin
kültürel yapısı hakkında ipuçları vermektedir.
KAYNAKÇA
AYDEMİR Yaşar, “Metin Neşrinde Mecmuaların Rolü ve Karşılaşılan Problemler”, Turkish
Studies/Türkoloji Araştırmaları, Volume2/3 Summer 2007, s.122-137.
ELÇİN Şükrü, Halk Edebiyatı Araştırmaları I, Ankara 1997.
ERDOĞAN Kenan, Niyâzî-i Mısrî Divanı, 2. Baskı, Ankara 2008.
GÜNEŞ Mustafa, Erzurumlu İbrahim Hakkı Divanı, Sahhaflar Kitap Sarayı, İstanbul 2011.
SELÇUK Bahir, Tuğluk İ. Halil, “Bir Mecmuanın Işığında 18. Yüzyılda İstanbul” Akademik
Bakış, Sayı 16 (2009), s.212-224.
TAPSIZ Meliha, Bolulu Himmet Divan Manzum Tarikatname Adab-ı Hurde-i Tarikat, Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1995.
Internet Archive: Digital Library of Free Books, Movies, Music…, University of Toronto
Libraries, http://archive.org/details/klliyatiear00ruhiuoft., (ET: 22.03.2013)
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013