Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2009
…
3 pages
1 file
Otuz yaşında bayan hasta boğazda ağrı, tonsiller üzerinde yoğun olarak oluşan ve sık tekrarlayan beyaz membran oluşumu ve zor yutma şikayetiyle başvurdu. Bir buçuk aydır geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı olan hastanın muayenesinde tonsillerin grade IV hipertrofik olduğu ve tüm tonsiller yüzeyi kaplayan beyaz sarımtrak kaldırmakla kanayan ve takibinde sık tekrarladığını gözlemlediğimiz membran izlendi. Mikrobiyolojik ve histopatolojik tetkikte Candida species saptandı. Rutin tetkikleri normal saptanan hastanın tüm şikayetleri iki aylık antifungal tedavi ile geçti. Fizik muayenesinde tonsiller grade I'e geriledi ve membranlar tamamen kayboldu. Oldukça nadir rastlanan bölgesel invaziv tonsiller mikozis literatür eşliğinde tartışıldı.
Klimik Dergisi/Klimik Journal, 2010
Bu çalışmada 19 yıllık süre boyunca çeşitli nedenlerle tonsillektomi yapılmış olgularda histopatolojik olarak saptanan aktinomikoz insidansının araştırılması ve dil kökü gibi nadir görülen bir lokalizasyonda saptanan bir aktinomikoz olgusu nedeniyle tanı ve tedavi yaklaşımımızın literatür eşliğinde gözden geçirilmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı'nda Ocak 1990-Aralık 2009 tarihleri arasında çeşitli nedenlerle tonsillektomi ameliyatı yapılan 1047 olgu retrospektif olarak incelendi. Tonsil dokusunun makroskopisinde şüpheli görünüm, tek tarafl ı tonsil hipertrofi si ve klinik olarak malignite şüphesi olan 115 (%11) olgunun cerrahi materyalleri, histopatolojik olarak değerlendirildi. Bulgular: Değerlendirilen olguların 66 (%57.4)'sı erkek, 49 (%42.6)'u kadındı. Patolojik değerlendirme yapılan olguların 32 (%27.8)'sinde kronik granülomatöz proçes ve aktinomiset kolonileri; 83 (%72.2)'ünde ise kronik iltihabi proçes saptandı. Sonuçlar: Hastaya ve devlete getireceği ekonomik yüke rağmen, sadece malignite şüphesi olan olgularda değil, tonsillektomi ve adenoidektomi uygulanan tüm olgularda cerrahi örneklerin patolojik incelemelerinin yapılmasının, hem çocukluk yaş grubunda nadir görülen tonsil kanserlerinin erken tanısı ve insidansının belirlenmesinde, hem de kronik tonsillit ve adenoid vejetasyon etyolojisinde aktinomikozun rolünün belirlenmesinde katkısı olacağı kanısındayız.
Acta Oncologica Turcica, 2014
Edinilmiş bağışıklık eksikliği sendromunun (AIDS) ortaya çıkması ve AIDS ile ilişkili lenfomaların görülmeye başlanması Burkitt lenfoma (BL) insidansının artmasına neden olmuştur. Bu çalışmada, tonsilde nekrotik ve ülsere hipertrofisi olan, insan bağışıklık yetmezlik virüsü (HIV) pozitifliği mevcut ve tonsillektomi sonrası patoloji sonucu Burkitt lenfoma ile uyumlu olan bir hasta literatür eşliğinde değerlendirilerek sunuldu. Yaklaşık 2 haftadır boğaz ağrısı, ateş, yutma güçlüğü şikayetleri olan 54 yaşında erkek hasta bu şikayetlerinin ilaç tedavisi ile gerilememesi sonucu kliniğimize başvurdu. Hastanın sol tonsilinin hipetrofik, üzerinin nekrotik ülsere görünümde olduğu dikkat çekti. Hastanın laboratuvar tetkiklerinde HIV pozitifliği saptandı. Hastaya genel anestezi altında tonsillektomi uygulandı, patoloji sonucu Burkitt lenfoma olarak geldi. Hasta tedavi amaçlı onkoloji bölümüne yönlendirilerek kemoterapisi başlandı. Özellikle erişkin hastalarda, belirlenmiş klinik risk faktörlerinin bulunduğu durumlarda tonsillektomi materyallerinin daha dikkatli ve malignite göz önüne alınarak yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.
The Journal of Tepecik Education and Research Hospital, 2000
Journal of Education and Research in Nursing, 2018
Baş boyun bölgesi kanserleri arasında yer alan tonsil kanseri dünya popülasyonunda farklı yaygınlıkta olmakla birlikte, görülme sıklığı artmaktadır. Hastalığın erken semptomları genellikle asemptomatik olduğundan çoğunlukla bölgesel metastaz olduğunda teşhis edilmektedir. Tonsil kanserinin erken evrede tanılanması, tedavi ve bireyin yaşam kalitesinin arttırılması bakımından önemlidir. Altmış iki yaşındaki erkek hasta, son dönem kanser hastasıdır ve ağrı yakınması ile bir eğitim ve araştırma hastanesine yatış için başvurmuştur. Olgu 1982 de Gordon tarafından geliştirilmiş ''Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri (FSÖ)'' modeli ile değerlendirilerek, hemşirelik girişimleri planlanmıştır.
Mukormikozis genellikle kontrolsüz diabetes mellitus veya immünsupresyon durumunda ortaya çıkan ölümcül olabilen mantar enfeksiyonudur. Mukormikoziste kesin tanı doku biopsisinde spesifi k mantar hifalarının görülmesiyle konulur. Mukormikozis tedavisi predispozan faktörlerin ortadan kaldırılması, tekrarlayan agresif cerrahi debridman yapılması ve anti-fungal tedaviden oluşmaktadır. Bu yazıda kliniğimizde tanısı konulmuş ve tedavisi yapılmış iki akut fulminan mukormikozisli hastanın nazal endoskopik bulguları ve radyolojik bulguları, klinik seyirleriyle birlikte güncel literatür eşliğinde sunulmuştur. Çalışmanın amacı mukormikozisin tanısında ve klinik seyrinde erken nazal endoskopik muayenenin önemini vurgulamaktır.
Klimik Dergisi, 2012
Rinoserebral mukormikoz, mortalitesi yüksek, nadir görülen invazif bir fungal infeksiyondur. Sıklıkla diyabetik ketoasidoz, yüksek doz kemoterapi gerektiren hematolojik malignite, AIDS, organ transplantasyonu ve hemodiyalizle ilişkili olarak ortaya çıkar. Baş ağrısı, iştahsızlık, ağızda yara, nefes almada güçlük şikayetleriyle başvuran 84 yaşında diyabetik hastaya, fizik muayene, Rhizopus oryzae'nin üretildiği fungal kültür pozitifliği, radyolojik görüntüleme ve histopatolojik bulgularla rinoserebral mukormikoz tanısı konulmuştur. Kan şekeri düzenlenen, antifungal tedavi ve cerrahi debridman uygulanan hasta, şifayla taburcu edilmiştir. Bu olgu, son derece ölümcül seyreden mukormikozda erken tanı konulmasıyla cerrahi debridman uygulanmasının ve antifungal tedaviyle birlikte altta yatan hastalığın kontrol altına alınmasının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
The Medical Journal of Okmeydani Training and Research Hospital, 2016
Journal of Dr Behcet Uz Children s Hospital
Amaç: H. pylorinin (Hp) insan midesinde kolonize olduğu kanıtlanmasına karşın oral mukozada, tonsil ve adenoidler gibi organlarda da görüldüğü bildirilmiştir. Midedeki varlığı ile gastrit, ülser, adenokarsinom gelişiminde etkili iken, tonsillerde ve adenoidlerdeki varlığı ile MALT lenfoma gibi malign hastalıklara öncülük edebileceği bildirilmiştir. Bu nedenle tonsillerde Hp görülme sıklığını araştırmayı amaçladık. Yöntem: Cerrahi yöntemle çıkartılarak kronik tonsillit patolojik tanısı alan çocuk ve genç hastalara ait tonsillektomi materyallerinde histokimyasal yöntemle Hp varlığı araştırıldı. Hastanemiz Patoloji Laboratuvarına 1 Ağustos 2013-1 Ağustos 2017 tarihleri arasında gelerek incelenen tonsil materyallerine Giemsa boyası uygulandı. Bulgular: Hastanemiz Patoloji Bölümünde son dört yılda incelenen 1-18 yaşlardaki 68 hasta ele alındı. Bunlardan 28'i (%41,2) kadın, 40'ı (%58,8) erkekti. Ortalama yaş 9±4.02 hesaplandı. Materyallerden hazırlanan kesitler Giemsa boyası ile boyanarak mikroskopta incelendi, Hp arandı. Otuz bir hastaya ait tonsil materyalinde Hp belirlendi. Bunlardan 13'ünde (%19,1) tek taraflı, 18'inde (%26,5) ise çift taraflı mevcuttu. Kadın cinsiyette mevcut 28 hastadan 12'sinde (%42,9) mevcut olup 4'ünde (%14,3) tek, 8'inde (%28,6) çift taraflı mevcuttu. Erkek olan 40 hastadan 19'unda (%47,5) mevcut olup 9'unda (%22,5) tek, 10'unda (%25) çift taraflı mevcut olduğu görüldü. Sonuç: Sonuç olarak, kadın, erkek önemli olmaksızın %45,6 Hp varlığı ve cinsiyete göre bakıldığında hafif erkek predominansı saptandı. İstatistiksel olarak SPSS 20.0 kullanılarak uygulanan ki-kare testi ile 1-18 yaş grubu kronik tonsillit tanılı hastalara ait tonsillektomi materyallerinde Hp varlığının yaş ve cinsiyetle doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığı sonucuna varıldı.
Kulak burun boğaz ihtisas dergisi : KBB = Journal of ear, nose, and throat, 2015
Rhino-orbito-cerebral mucormycosis is an acute onset and often fatal disease. Risk factors include uncontrolled diabetes mellitus, hematological malignancies, and long-term corticosteroid use. Early diagnosis and treatment are important. The underlying causes should be treated, surgical debridement should be performed and appropriate antifungal drugs should be given. In this article, we report two diabetic ketoacidosis patients who developed rhino-orbito-cerebral mucormycosis and were treated with surgical debridement and amphotericin B therapy.
Education, Curriculum and Nation-Building, 2023
The Bloomsbury Handbook of Feminist Theory, definition entry "Feminist Theory", 2019
Ciência & Trópico
Ressons èpics en les literatures i el folklore hispànic - El eco de la épica en las literaturas y el folclore hispánico, Atenas-Barcelona, 2004
Journal of World Prehistory, 2015
Global Journal of Human-Social Science, 2020
American Journal of Roentgenology, 2012
International Journal of Automotive and Mechanical Engineering, 2013
Journal of Analytical Chemistry, 2018
American Journal of Physiology-Endocrinology and Metabolism, 2007
Nanoscale, 2012
Jurnal Ilmiah Mahasiswa Pertanian, 2017
2021
Nucleic acids research, 2015