YASSI ÇEMEN SAVAŞI (1230)

Bu makalede Tıbbi Aromatik Bitkiler arasında son yıllarda tarımı gündeme tekrar gelen çemen ile ilgili bilgiler verilmektedir.

Özet: Amcazâde Hüseyin Paşa, 16.yüzyılın ikinci yarısı ve 17.yüzyılın ilk yıllarında Osmanlı idaresinde, çeşitli üst düzey yöneticilikler, ordu komutanlığı ve nihayet sadrazam olarak görev yapmış önemli bir şahsiyettir.

Kesimhane, kombina ve mezbahalar genel olarak kesimhane olarak bilinmektedir. Ülkemizde halen Bakanlıkça onaylı kırmızı et üretimi yapan toplam 575 adet kesimhane bulunmakta olup, bu sayının 112 adedi küçük kapasitelidir. Belediyelere ait 89 kesimhane ve 97 küçük kapasiteli kesimhane bulunmaktadır. Özel sektöre ait 264 kesimhane ve 15 küçük kapasiteli kesimhane bulunmaktadır. Et ve Süt Kurumuna ait 10 adet kombina bulunmaktadır. Ülkemizde halen Bakanlıkça onaylı 845 adet et parçalama tesisi ve 993 adet et işleme tesisi bulunmaktadır. Kesimhanelerin de içinde yer aldığı tüm gıda işletmeleri için hijyen şüphesiz çok önemlidir. Kesimhaneler açısından hijyen yönüyle “Gıda Hijyeni Yönetmeliği”, “Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği” ve “Küçük Kapasiteli Kesimhanelerin Genel ve Özel Hijyen Kurallarına Dair Yönetmelik” hükümleri önem arz etmektedir. Kasapların mesleğini icra ederken tüketicilere daha sağlıklı, güvenli, sürdürülebilir et arzının sağlanmasını desteklemek amacıyla “Et ve Et Ürünleri Satan Küçük İşyerleri İçin Hijyen Esasları ve İyi Uygulama Kılavuzu” hazırlanmıştır. Bunun yanında yine Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından “Kesimhane Kasabı”, “Kasap” ve “Et Ürünleri İşleme Operatörü” olarak çalışan kasaplar için Ulusal Meslek Standardı hazırlanmıştır. Ülkemizde kırmızı et kesimhanelerinde çalışan kesici kasaplar gıda amaçlı beslenen hayvanları İslami usullere uygun olarak kesmektedir. Hayvanların kesiminde yürürlükteki mevzuata uygun olarak acı ve ızdırap vermemek için azami gayret sarf edilmektedir. Bu konuda toplumda da bilinç düzeyi gün geçtikçe artmaktadır. Bunun yanında “helal kesim” konusunda Dünya’daki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de hassasiyet artmıştır. Ülkemizde 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 7060 sayılı Kanun ve 4 Numaralı “Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında 4 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” hükümleri çerçevesinde “Helal Akreditasyon Kurumu” oluşturulmuştur. Bu notların kesimhanelerde çalışan kesici kasapların eğitimin de yararlı olacağı kanaatindeyim

HÜSEYİN HÜSAMEDDİN YASAR’IN AMASYA TARİHİ’NDE ELVAN ÇELEBİ VE SOYU

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2005

Assassination of Cemal Pasha

BELGESEL SİNEMA DİLİ VE SAVAŞ , 2019

Öz Savaş, yaşadığımız dünyanın en temel gerçeğidir. İnsanlık tarihi boyunca paylaşımların, sınıflar arası mücadelesi kitlesel savaşlara neden olmuştur. Savaşın kendi doğası, mantığı içerisinde kalan insanlık için insancıl düşünce birkaç kez bütün halinde kırılmıştır. İnsanlık tarihinin bu karanlık yüzü kitle iletişimin tüm araçları ile beraber birer seyirlik oyun durumuna gelmiştir. Savaşlar sadece askeri birer harekât olmaktan çıkmış, sivillerin diğer sivilleri öldürülürken izlediği dramalar haline gelmiştir. Politik dünya ve politik kamera her zaman savaşın içinden birebir yayın yapamazlar. Bazen küresel sistemde yapılmaması, gösterilmemesi gereken işaretler devreye girer. Gazetecilik, habercilik etiği ile savaşın politik arka planı karşı karşıya kalır. Günümüzde savaşların şekil değiştirmesi ile birlikte sıcak bölgeler dediğimiz çatışma alanları büyük şehirlere de kaymaya başlamıştır. Siyasal sonuçlarının yanı sıra sosyal açıdan da tüm dünyanın küresel göç dalgaları ile sarsılmasına yol açan yıkıcı savaşlar artık karşımızdadır. Küresel savaşın diğer yüzü ise iç savaş ve terördür. Artık terör de savaşın bir başka yüzü olarak kabul edilmektedir. Bütün bunların tanığı olan ve tarafsızlığına dair beklentilerimiz olan ise yine gazeteciler, belgeselciler ve muhabirlerdir. Onların yaşamlarını adadıkları belgelemek mesleği, bizim için dünyanın diğer tarafından haber almak anlamına gelmektedir. Çalışmada aktarılmaya çalışılacak olan savaşın araçları ile belgeselcilerin karşılaştığı sorunlardır. Savaşı görsel dünyada belgelemenin koşullarını, sinema dili ile anlatmanın güçlükleri üzerinden gidilmiştir. İncelenen kavramlar savaş, döngüsel ve küreselleşme, kapitalizm, politik kamera üzerinden incelenecektir. Makalede Görsel Hikâyeleme yöntemi ile belgesel anlatı kavramı üzerinde durulmuştur. Abstract The war is the most fundamental fact of the world in which we live. Throughout the history of mankind, the struggle of sharing among different classes has caused mass wars. The humanitarian thought is broken down into pieces several times as a body, for the humanity, who remains helpless in the nature and logic of war. This dark side of the history of humanity

YALAN ERMENİ SOYKIRIM İDDİASI, 2013

Bugün için Dünyanın yarısı, en gelişmiş ülkeler de Batı ülkelerinin hemen hemen tamamı Ermeni Soykırımını yasal olarak kabul etmiştir. Hatta, bazı ülkelerde örneğin; ABD’nin bazı eyaletlerinde Avrupada bazı ülkelerde örneğin İsviçre’de “Soykırımı yok” demek, hatta bunu tartışmak bile sizi hapse attıran bir suçtur. Bu durum ikiyüzlü çifte standartlığı yüzyıllar boyunca uygulayan Batının ahlak kurallarına uymayan bir davranışıdır. Türkler 5 asırdır batının tek taraflı, acımasız ve gerçek dışı davranış ithamı ve baskısı ile karşılaşmıştır ve hem ABD hem de Avrupa Birliği’nin aynı tip akıl dışı dayatmaları devam etmektedir. Peki böyle olduğu biliniyor da bizlerin hiç mi suçu yok. Olmaz mı? Hem de onlardan binlerce defa daha suçluyuz biz. Birlere, Batıya körü körüne hayranlık idarecilerin basiretsizliği ve Türk toplumunun maalesef TEPKİSİZLİĞİ hep batıyı cesaretlendirmiştir. Ermeniler yıllarca karınca gibi çalıştılar. Bizler yattık. Çekirge misali yattık, ta ki yumurta kapıya gelinceye kadar. Şimdi Batı’yı suçluyor, saçımızı başımızı yoluyoruz. Bayanlar, baylar atı alan Üsküdar’ı geçti.

Şehirler bir "beden" olsaydı, kütüphaneler beyni, mabetler de kalbi olurdu." Cumartesi günü, ilkokul dördüncü sınıfa devam eden oğlum Mustafa ile beraber İl Halk Kütüphanesi'ne gittik.

"Yahya Kemal Beyatlı ve Üsküp" adlı kitap üzerinde bir değerlendirme...