YenI
Türk ŞIIrInde
destan
Dilek Çetindaş
dIlek ÇeTIndaŞ; 1983 yılında Almanya'da doğdu. 2004 yılında Erciyes Üniversitesi,
Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. 2006 yılında
Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yeni Türk Edebiyatı anabilim dalında
yüksek lisans eğitimini; 2012 yılında Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yeni Türk Edebiyatı anabilim dalında doktora eğitimini tamamladı. 2009-2013 yılllarında Atatürk Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu bünyesinde Türk Dili okutmanlığı yaptı. 2013 yılından beri Erzurum Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi,
Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Eser, bir ateşten geçerken, destanlara konu olmayı hedeflemeyen,
ancak satırlara sığmaz fedakârlıkları ile
bugün vatan sınırlarının dışında kalmış olan
eski vatanlar da dâhil olmak üzere, toprağı vatan yapan tüm şehitlerimize,
hücum emrinde ilk koşan ve dönmeyi düşünmeyen
tüm adsız kahramanlara
ithaf edilmiştir…
kısalTmalar dIzInI
age, :
Adı geçen eser
agm, :
Adı geçen makale
agy, :
Adı geçen yazı
akt. :
Aktaran
bk. :
Bakınız
bs.
Baskı, Basım
:
çev :
Çeviren
dzl. :
Düzenleyen
ed.
Editör
:
hzl. :
Hazırlayan
kon. :
Konuşmacı
s.
Sayfa
:
s.s. :
Sayfa sayısı
ts.
Tarihsiz
:
İÇIndekIler
Kısaltmalar Dizini .........................................................................................................................9
Giriş .............................................................................................................................................29
A. Epik’ten Destan’a .............................................................................................................29
B. Kavram, Tür, Özellik, Işlev Açısından Destan Türü ........................................................44
BIrIncI Bölüm
Türk edebIyaTında
desTan ve GeleneklI Türden modern İnŞaya desTanın macerası
1.1. DESTANLARIN TEŞEKKÜLÜ VE DÖNEMLERI ................................................................63
1.1.1. Islâmiyet Öncesi Türk Destanları ...............................................................................63
1.1.2. Islâmî Dönem Türk Destanları ...................................................................................65
1.1.2.1. Divan Edebiyatında Destan ..................................................................................65
1.1.2.2. Halk Edebiyatında Destan....................................................................................67
1.2. DESTAN YAPISIYLA ILIŞKILI TÜRLER VE DESTANIN EDEBÎ TÜRLER ÜZERINDE
ETKISI ...................................................................................................................................68
1.3. MODERN DÖNEMDE DESTANLARA YÖNELIŞ VE DESTANLARIN GÖRÜNÜŞ
NEDENLERI .........................................................................................................................71
1.3.1. Avrupa Kaynaklı Hareketler ve Modern Dönemde Destanların Yeniden Önem Kazanmasında Halkbilimin/Folklorun Rolü ........................................................................71
1.3.2. Folklordan Destana Uzanan Süreç ve Folklor Çalışmalarının Tesiriyle Türkiye’de Destana Yöneliş ................................................................................................................72
1.3.3. Yeni Türk Edebiyatında Destan Türünün Görülme Nedenleri ...................................76
1.3.3.1. Romantizm ve Ulusal Özü Arayış ........................................................................77
1.3.3.2. Ulusal Kimlik .......................................................................................................78
1.3.3.3. Ulus Devlet ve Türkiye’de Uluslaşma Süreci .......................................................79
1.3.4. Kültürel Türkçülük .....................................................................................................83
1.3.4.1. Kültürel Türkçülükte Millî Edebiyata Giderken...................................................85
1.3.5. Edebiyatta Tarih Şuuru Oluşturma Ihtiyacı: Destan ve Tarihin Genetik Akrabalığı ...87
1.3.5.1. Geçmiş Kaygısı ve Tarih Şuuru.............................................................................88
1.3.5.2. Kolektif Şuur ve Destanlar ...................................................................................90
1.3.5.3. Ulus-Devlet Sürecinde Tarih ve Destan Ilişkisi ....................................................92
1.3.5.4. Toplumsal Özcülük Düşüncesi ve Destanlar........................................................94
1.3.5.5. Toplumcu Gerçekçilik ve Tarih-Destan Bağı ........................................................96
1.3.5.5.1. Ideolojik Şiir ve Destan Ruhu .......................................................................97
1.3.5.5.2. Alternatif Bir Tarih Mitosu Arayışı ................................................................98
1.3.5.6. Maddî/Manevî Vatan Çerçevesi Kurulumunda Tarih Rolü ve Destanlar..............99
İkIncI Bölüm
YenI Türk edebIyaTı devrelerInde destan
2.1. DESTANA DAIR BIR TANIM DENEMESI ........................................................................101
2.2. TANZIMAT DEVRI VE DESTAN ARAYIŞI .......................................................................102
2.2.1. Kahraman ve Temalar AçısındanBir Yol Açıcı: Namık Kemal ...................................104
2.3. MILLÎ EDEBIYAT IÇERISINDE DESTAN TÜRÜ ..............................................................105
2.4. MEMLEKET ŞIIRLERI/ANADOLUCU EDEBIYAT ...........................................................109
2.5. CUMHURIYET DÖNEMI EDEBIYATI VE RESMÎ/SIVIL DESTANLAR...........................110
üçüncü Bölüm
YenI Türk ŞIIrI sahasında
kaleme alınan desTanların TasnIfI ve İncelenmesI
3.1. TEMATIK BIR TASNIF ÖNERISI ......................................................................................115
3.2. DESTANLARIN INCELENMESI........................................................................................115
3.3. ARKAIK DESTAN YAPISINI KORUYAN DESTANLAR....................................................124
3.3.1. Kozmogonik Destanlar .............................................................................................125
3.3.2. Mitik Destanlar .........................................................................................................131
3.3.2.1.Anakronik Nitelikte Mitolojik Destanlar ............................................................131
3.3.2.2. Modern Insanın Mitik Serüveni .........................................................................138
3.3.2.3. Cemiyet Mistikliği: Mitolojinin Asi Çocukları ...................................................139
3.3.2.4. Mitsel Arketipleri Kullanan Destanlar ...............................................................140
3.3.3. Hâlden Kuvvetli Maziye Kaçış: Millî Kimlik Noktasında Mitolojik Destanlar ..........141
3.3.3.1. Menşe Miti Arayışı .............................................................................................141
3.3.3.1.1. Türk Tarih Tezi Temelli Mitolojik Destanlar ...............................................144
3.3.4. Anadolu Merkezli Mitik Destanlar............................................................................146
3.3.4.1. Bir Anadolu Mitolojisi Arayışı: Mavi Hümanizma .............................................147
3.3.4.2. Eski Anadolu Medeniyetlerine Dair Destanlar ..................................................152
3.4. ESKI DESTAN DAIRESINE EKLENEN DESTANLAR ......................................................153
3.4.1. Oğuz Kağan Modelini Işleyen Destanlar...................................................................153
3.4.2. Bozkurt ve Ergenekon Dairesine Bağlı Destanlar .....................................................157
3.4.2.1. Mitolojik Dönüş Olarak Ergenekon ...................................................................158
3.4.2.2. Kolektif Şuur Noktasında Ergenekon.................................................................160
3.4.2.3. Dünya Türklüğü ve Ergenekon Arşetipi.............................................................162
3.4.2.4. Toplumcu Bakış ve Ergenekon Motifi ................................................................164
3.4.3. Tarihsel Devamlılık Eksenli Bozkurt Destanları .......................................................164
3.5. KAHRAMANLIK DESTANLARI ........................................................................................166
3.5.1. Dede Korkut Destan Halkasını Devam Ettiren Destanlar ........................................167
3.5.2. Dinî-Mistik Kahramanlık Destanları ........................................................................178
3.5.2.1. Battal Gazi Destanı ............................................................................................178
3.5.2.2. Gazavatnâme Temelli Destanlar .........................................................................180
3.5.3. Mitik ve/veya Olağanüstü Güçlere Sahip Insan Kahramanların Destanları .............181
3.5.3.1. Kesik Baş Destanları ..........................................................................................182
3.5.3.1.1. Genç Osman Destanı...................................................................................182
3.5.3.1.2. Canbolat Destanı .........................................................................................183
3.5.3.1.3. Kesik Baş ve Modern Yapı ...........................................................................183
3.5.3.1.3.1. Şehit Üsteğmen Kubilay Temalı Destanlar ...........................................183
3.5.4. Timsal Değerde Insan-Kahraman Destanları ............................................................185
3.5.4.1. Hasan Tahsin Temalı Destanlar ..........................................................................185
3.5.4.2. Şeyh Şamil Destanı ............................................................................................186
3.6. TARIHÎLEŞMIŞ/TARIHÎ DESTANLAR .............................................................................190
3.6.1. Orta Asya Türk Tarihini Konu Edinen Destanlar ......................................................191
3.6.1.1. Eski Türk Tarihini Bütüncül Olarak Konu Edinen Destanlar.............................191
3.6.1.2. Hun Tarihini Konu Edinen Destanlar.................................................................198
3.6.1.2.1. Attila Temalı Destanlar................................................................................198
3.6.1.3. Göktürk Tarihini Konu Edinen Destanlar ..........................................................199
3.6.1.3.1. Bir Göktürk Kültü: Kürşat Temalı Destanlar...............................................201
3.6.1.4. Uygur Tarihi Teması ...........................................................................................204
3.6.1.5. Cengiz Han Temalı Destanlar.............................................................................204
3.6.2. Selçuklu Tarihini Konu Edinen Destanlar .................................................................205
3.6.2.1. Malazgirt Savaşını Konu Edinen Destanlar ........................................................205
3.6.3. Osmanlı Tarihini Konu Edinen Destanlar .................................................................215
3.6.3.1. Osmanlı Tarihine Bütüncül Yaklaşım .................................................................215
3.6.3.2. Osmanlı Imparatorluğu’nun Kuruluş Devrini Konu Edinen Destanlar .............216
3.6.3.2.1. Ertuğrul Gazi Destanları .............................................................................216
3.6.3.2.2.Osman Gazi Destanları ................................................................................217
3.6.3.2.3. Talihsiz Bir Şehzade: Şehzade Süleyman Paşa Temalı Destanlar .................218
3.6.3.2.4. Kuruluşun Temel Dinamiği: Alperen Temalı Destanlar ..............................219
3.6.3.3. Osmanlı Imparatorluğu’nun Yükseliş Devrini Konu Edinen Destanlar ............234
3.6.3.3.1. Istanbul’un Fethi ve Fatih Temalı Destanlar ...............................................234
3.6.3.3.1.1. Fatih Sultan Mehmet’in Hayatı ve Kişiliği............................................234
3.6.3.3.1.2. Istanbul’un Fethi ..................................................................................238
3.6.3.3.1.2.1. Ulûhiyet Yükleme ...........................................................................249
3.6.3.3.1.2.2. Fetih Kadrosu..................................................................................250
3.6.3.3.1.2.3. Ulubatlı Hasan ...............................................................................252
3.6.3.3.1.2.4. Fethin Bugüne Uzanan Çizgisi........................................................254
3.6.3.3.1.2.5. Fethe Nostaljik Bakış ve Fethin Unsurları ......................................254
3.6.3.3.2. Yavuz Sultan Selim Dönemini Konu Edinen Destanlar...............................255
3.6.3.3.3. Kanunî Sultan Süleyman Devrini Konu Edinen Destanlar ..........................259
3.6.3.3.3.1. Mohaç Zaferi ........................................................................................259
3.6.3.3.3.2. Estergon ...............................................................................................259
3.6.3.4. Osmanlı Imparatorluğu Duraklama Dönemi Destanları....................................260
3.6.3.4.1. III. Mehmet Dönemi....................................................................................260
3.6.3.5. Osmanlı’nın Son Dönem Savaşlarını Işleyen Destanlar .....................................261
3.6.3.5.1. Kırım Savaşı ................................................................................................261
3.6.3.5.2. Türk Rus Savaşı (1877-1878-93 Harbi) ......................................................262
3.6.3.5.3. Mağlup Galiplerin Öyküsü: Plevne Temalı Destanlar..................................264
3.6.3.5.4. Bir Galibiyet Şarkısı: 1897 Türk-Yunan Savaşı ............................................265
3.6.3.5.5. Trablusgarp Savaşı Teması ...........................................................................269
3.6.3.5.6. Balkan Savaşı Teması ...................................................................................270
3.6.3.5.7. Birinci Dünya Savaşı Temalı Destanlar........................................................272
3.6.3.5.7.1. Çanakkale Savaşı’nı Konu Edinen Destanlar ........................................272
3.6.3.5.8. Diğer Cepheler ........................................................................................284
3.6.4. Kurtuluş Savaşı Destan Halkası ................................................................................284
3.6.4.1. Mütareke Dönemi ..............................................................................................284
3.6.4.2. Millî Kuvvetler ve Mücadeleler...........................................................................287
3.6.4.2.1. Antep Savunması.........................................................................................287
3.6.4.2.2. Maraş Savunması.........................................................................................288
3.6.4.2.3. Adana Savunması ........................................................................................293
3.6.4.2.4. Karadeniz Milisleri ......................................................................................296
3.6.4.2.5. Tire Milisi Gökçen Efe Destanı ...................................................................297
3.6.4.3. Bandırma ve 19 Mayıs 1919 ...............................................................................298
3.6.4.4. Kongreler............................................................................................................299
3.6.4.5. Inönü Savaşları ...................................................................................................300
3.6.4.6. Sakarya Savaşı ....................................................................................................302
3.6.4.7. Başkumandanlık ve Büyük Taarruz Meydan Savaşları........................................312
3.6.4.8. Kurtuluş Savaşına Genel Bakış ...........................................................................314
3.6.4.8.1. Kurtuluş Savaşı’na Atatürk Eksenli Genel Bakış .........................................332
3.6.5. Bölge, Hanedan, Aile Tarihi Destanları .....................................................................334
3.6.5.1. Bitmeyen Gurbetin Çocukları: Musevîlik Temalı Destanlar ..............................334
3.6.5.2. Endülüs Emevi Devleti Teması ..........................................................................336
3.7. CUMHURIYET DESTANLARI ..........................................................................................336
3.7.1. Cumhuriyet’in Yıldönümleri Için Kaleme Alınan Destanlar ....................................337
3.7.2. Cumhuriyet Ilke ve Inkılâplarına Yaslanan Destanlar ...............................................341
3.8. ATATÜRK DESTANLARI ..................................................................................................343
3.8.1. Savaşlardan Cumhuriyet’e Atatürk Temalı Destanlar ...............................................343
3.8.2. Yüceltme Nitelikli Destan Şiirler ..............................................................................347
3.8.2.1. Ulûhiyet Yükleme ..............................................................................................349
3.8.2.2. Ölümsüzlük........................................................................................................350
3.8.3. Kahraman Kültü Ekseninde Oluşturulan Destan Şiirler...........................................351
3.8.3.1. Eşyaları ...............................................................................................................352
3.8.4. Kahraman Biyografisi ................................................................................................352
3.8.4.1. Ölümü ................................................................................................................352
3.8.4.1.1. Anıtkabir .....................................................................................................354
3.8.4.2. Askerliği, Komutanlığı .......................................................................................354
3.8.4.3. Millî Timsal Arketipi ..........................................................................................355
3.8.4.3.1. Bir Timsal Mekân, Çankaya/Ankara............................................................356
3.8.4.3.2. Heykelleri/Anıtları/ Fotoğraflar/Yurt Gezileri ............................................356
3.8.5. Düne Duyulan Özlem ...............................................................................................357
3.9. ASKERÎ HAYAT VE ORDU ILE ILGILI DESTANLAR .......................................................360
3.9.1. Mehmetçik Destanları...............................................................................................360
3.9.1.1. Mektup-Destanlar ..............................................................................................365
3.9.2. Ordu ve Savaş Temalı Destanlar ...............................................................................366
3.9.2.1. Moral Gücü Barındıran Destanlar ......................................................................366
3.9.2.2. Savaş Koşullarını Anlatan Destanlar ..................................................................368
3.9.2.3. Deniz Savaşları ve Denizciler .............................................................................368
3.9.2.4. Hava Savaşları ve Havacılar ................................................................................371
3.9.2.4.1. Savaş Uçakları .............................................................................................371
3.9.2.4.2. Hava Gücünün Önemi.................................................................................372
3.9.2.4.3. Hava Subayları.............................................................................................372
3.9.2.4.4. Hava Şehitlerimiz ........................................................................................373
3.9.3. Ordu ve Subay Temalı Destanlar...............................................................................374
3.9.3.1. Terör Faaliyetleri Karşısında Türk Ordusu.........................................................375
3.9.3.2. Osmanlı’da Zafer ve Isyanın Ordusu: Yeniçeri Temalı Destanlar.......................376
3.9.3.3. Dünden Bugüne Alp’ten Mehmet’e Uzanan Çizgide Kahraman Kültü..............376
3.10. SIYASÎ HAYATLA ILGILI DESTANLAR...........................................................................377
3.10.1. Siyasi Liderlerle Ilgili Destanlar ..............................................................................377
3.10.2. Siyasi Partilerle Ilgili Destanlar ...............................................................................379
3.10.3. Siyasî Olaylarla Ilgili Destanlar ...............................................................................381
3.10.3.1. Meşrutiyeti Dile Getiren Destanlar ..................................................................381
3.10.3.2. Askerî Müdahalelerle Ilgili Destanlar ..............................................................382
3.10.4. Cumhuriyet Devri Siyasî Tarihimizle Ilgili Destanlar .............................................383
3.10.4.1. Dış Siyasetle Ilgili Savaş Destanları .................................................................383
3.10.4.1.1. Ikinci Dünya Savaşı Destanları..................................................................383
3.10.4.1.2. Bağımsızlık Mücadelesi Yolunda Dünya Ülkeleri ......................................385
3.10.4.1.2.1. Vietnam ..............................................................................................385
3.10.4.1.2.2. Macaristan ..........................................................................................385
3.10.4.1.2.3. Afganistan...........................................................................................386
3.10.4.1.2.4. Bosna Hersek ......................................................................................386
3.10.4.1.3. Dünya Barışı ..............................................................................................387
3.10.4.2. Iç Siyasetle Ilgili Savaş Destanları ....................................................................388
3.10.4.2.1. Hatay’ın Topraklarımıza Yeniden Katılması ..............................................388
3.10.4.2.2. Kore Savaşı Destanları...............................................................................389
3.10.4.2.3. Kıbrıs Destanları .......................................................................................394
3.10.4.2.3.1. Kıbrıs Barış Harekâtı Ekseninde Bütüncül Destanlar ........................395
3.10.4.2.3.2. Kıbrıs Kahramanları Temalı Destanlar ...............................................401
3.10.4.2.3.3. Türk Milliyetçiliği Ekseninden Kıbrıs.................................................404
3.10.4.2.3.3.1. Osmanlı’dan Türkiye’ye Kıbrıs ve Türklük ...................................404
3.10.4.2.3.3.2. Destanlarda Türk-Yunan Ilişkileri ve Ihtar ....................................405
3.10.4.2.3.3.3. Tarihî Devamlılık Bakımından Kıbrıs ............................................406
3.10.6. Siyasi Hiciv Destanları ............................................................................................409
3.10.6.1. Kişiye Dair Eleştiri Destanları..........................................................................409
3.10.6.2.Panoramik Eleştiri .............................................................................................410
3.10.6.2.1. Devirlerin Siyasi Panoraması .....................................................................410
3.10.6.2.2. Liyakatsiz Devlet Adamları ve Görevlileri .................................................411
3.10.6.2.3. Toplumsal Panorama .................................................................................412
3.10.6.2.4. Bir Garip Övgü: Taşlamalar .......................................................................416
3.11. TÜRK MILLIYETÇILIĞI EKSENINDE YAZILAN DESTANLAR .....................................417
3.11.1. Irk Destanları ..........................................................................................................417
3.11.1.1. Türk Mitolojisiyle Soy Takibi ...........................................................................425
3.11.2. Tarih-Coğrafya ve Semboller Açısından Millet Bağı ...............................................425
3.11.2.1. Atayurt Temalı Destanlar .................................................................................427
3.11.2.2. Atalar Kültü......................................................................................................429
3.11.3. Nutuk Destanlar ve Kahraman Arayışı ...................................................................431
3.11.3.1. Millî Birliğe Yönelen Tehditler .........................................................................434
3.11.3.2. Millî Kin ...........................................................................................................435
3.11.4. Dünya Türklüğü ve Kaybedilen Birlik .....................................................................436
3.11.4.1. Esir Türkler ......................................................................................................438
3.11.4.1.1. Doğu Türkistan .........................................................................................439
3.11.4.1.2. Kerkük .......................................................................................................439
3.11.4.1.3. Kırım .........................................................................................................440
3.11.5. Atalar Mirasının Hoyratça Harcanan Görkemli Payı: Kayıp Coğrafya ve Nostaljik
Bakış .....................................................................................................................441
3.11.5.1. Geçmişin Atlı Türk Görkemi: Akıncı Temalı Destanlar ...................................443
3.11.6. Propaganda Eksenli Çocuk Şiirleri ve Çocuklara Millî Duygular Aşılamak Adına
Yazılan Şiirler ........................................................................................................445
3.12. MILLÎ VE ORTAK DEĞERLERI YANSITAN DESTANLAR.............................................446
3.12.1. Vatan Destanları......................................................................................................446
3.12.1.1. Epik Bir Kavram Olarak Vatan Destanları ........................................................446
3.12.1.2. Coğrafya ve Doğal Güzellikler Açısından Vatan Destanları (Yurt Destanları) .449
3.12.2. Bayrak Destanları ....................................................................................................452
3.12.3. Şehitlik ve Gazilik Temalı Destanlar .......................................................................452
3.12.4. Meçhul Asker Destanları ........................................................................................455
3.12.5. Millî Ortaklık, Ulusal Gün ve Bayramlarla Ilgili Destanlar .....................................456
3.12.6. Türkçe Konulu Destanlar ........................................................................................457
3.12.6.1. Asırların Ihtişamlı Türküsü: Osmanlı Türkçesi ...............................................457
3.12.6.2. Yeni Lisan ve Türkçenin Programı ...................................................................457
3.12.6.3.Türkiye Türkçesi Temalı Destanlar ...................................................................458
3.12.6.4. Türkçe ve Türk Dil Kurumu .............................................................................460
3.12.7. Millî ve Folklorik Unsurlar .....................................................................................461
3.13. DINÎ- TASAVVUFÎ DESTANLAR ....................................................................................461
3.13.1. Allah Inancını Konu Edinen Destanlar ...................................................................462
3.13.2. Peygamberleri Konu Edinen Destanlar ...................................................................462
3.13.2.1. Hz. Peygamber ile Ilgili Destanlar ....................................................................462
3.13.2.2. Önceki Peygamberle Ilgili Destanlar ................................................................463
3.13.3. Din Büyüklerini Anlatan Destanlar ........................................................................464
3.13.3.1. Dört Halife Temalı Destanlar ...........................................................................464
3.13.3.2. Evliya-Veli Destanları .......................................................................................465
3.13.4. Tasavvuf Destanları .................................................................................................466
3.13.5. Dinî Millî Nutuk Destanları....................................................................................467
3.13.5.1. Dinî Eylem Destanları ......................................................................................468
3.14. TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL HAYATLA ILGILI DESTANLAR ......................................470
3.14.1. Toplumsal Hayatla Ilgili Destanlar ..........................................................................470
3.14.1.1. Kurum Destanları .............................................................................................470
3.14.1.1.1. Kızılay........................................................................................................470
3.14.1.1.2. Türk Ocağı.................................................................................................470
3.14.1.1.3. Çocuk Esirgeme Kurumu ..........................................................................471
3.14.1.1.4. Halkevleri ..................................................................................................472
3.14.1.1.5. Köy Enstitüleri ..........................................................................................473
3.14.1.1.6. Banka ve Kooperatifler ..............................................................................474
3.14.1.1.7. Hastane .....................................................................................................475
3.14.1.1.8. Hapishane..................................................................................................476
3.14.1.1.9. Diğer Kurumlar .........................................................................................479
3.14.1.2. Aile ve Kadın Destanları ..................................................................................479
3.14.1.2.1. Türk Kadını ve Savaş .................................................................................479
3.14.1.2.2. Sosyal Hayatta Anadolu Kadını .................................................................482
3.14.1.3. Aşk Destanları..................................................................................................483
3.14.1.4. Meslek Destanları ...........................................................................................493
3.14.1.4.1. Esnaf Destanları ........................................................................................493
3.14.1.5. Toplumsal Hayatı Derinden Etkileyen Olaylarla Ilgili Destanlar .....................494
3.14.1.5.1. Doğal Afetlerle Ilgili Destanlar..................................................................494
3.14.1.5.1.1. Deprem Destanları .............................................................................494
3.14.1.5.1.2. Sel Destanları .....................................................................................495
3.14.1.5.2. Kazalarla Ilgili Destanlar ...........................................................................496
3.14.1.5.3. Dağ Kayması..............................................................................................496
3.14.1.6. Toplumsal Hayatı Olumlu Etkileyen Olaylara Dair Destanlar .........................497
3.14.1.6.1. Teknoloji/Fabrika Destanları .....................................................................497
3.14.1.6.2. Baraj /Köprü/Ziraat Destanları .................................................................498
3.14.2. Kültürel Hayata Dair Destanlar ..............................................................................499
3.14.2.1. Yapı ve Anıt Destanları ....................................................................................499
3.14.2.1.1. Göktürk Kitabeleri ....................................................................................499
3.14.2.1.2. Camiiler .....................................................................................................499
3.14.2.1.3. Çeşmeler ...................................................................................................501
3.14.2.1.4. Diğer Tarihî Yapılar ...................................................................................501
3.14.2.2. Şehir Destanları................................................................................................502
3.14.2.2.1.Ilçe Destanları ............................................................................................510
3.14.2.3. Seyahat, Yol, Gurbet ve Sürgün Destanları .....................................................511
3.14.2.4. Doğal Çevre ve Tabiata Dair Destanlar ............................................................513
3.14.2.4.1. Orman Destanları ......................................................................................513
3.14.2.4.2. Dağ Destanları...........................................................................................513
3.14.2.4.3. Deniz ve Nehir Destanları .........................................................................514
3.14.2.4.4. Mevsim Destanları ....................................................................................515
3.14.2.4.5. Bayram-Şenlik-Festival Temalı Destanlar ..................................................515
3.15. SAYI/ NESNE DESTANLARI ...........................................................................................516
3.15.1. Sayılara Dair Destanlar ...........................................................................................516
3.15.2. Taşla Ilgili Destanlar ...............................................................................................517
3.15.3. Yazma (Başörtüsü) Destanı ....................................................................................517
3.15.4. Kılıç Destanı............................................................................................................518
3.15.5. Halı Destanı ............................................................................................................518
3.16. INSANA DAIR DESTANLAR ..........................................................................................519
3.16.1. Övgü Destanları ......................................................................................................519
3.16.1.1. Sanatkârlara Dair Övgü Destanları ..................................................................519
3.16.1.1.1. Taşın Dilinden Anlayan Dâhi: Mimar Sinan ..............................................519
3.16.1.1.2. Kılavuzluk Rolünde Dava Adamları: Edebiyatçılara Dair Destanlar ............520
3.16.2. Öğüt Destanları ......................................................................................................524
3.16.2.1. Millî Nasihatler ................................................................................................524
3.16.2.1.1. Izci Destanları ...........................................................................................524
3.16.2.1.2. Atasözü Destanları ....................................................................................524
3.16.2.2. Hayırlamalar: Aile Fertlerine Dair Öğütler ......................................................525
3.16.3. Ağıt/Destanlar ........................................................................................................525
3.16.4. Birey Destanları ......................................................................................................528
3.16.4.1. Metafizik Varoluş Destanları ............................................................................529
3.16.5. Uzuv Destanları .....................................................................................................529
3.16.6. Yaş Destanları ........................................................................................................530
3.17. MIZAH DESTANLARI .....................................................................................................531
3.18. TOPLUMCU-GERÇEKÇI BAKIŞ AÇISIYLA KALEME ALINAN DESTANLAR ..............532
3.18.1. Soylu Eşkıya Motifini Işleyen Destanlar .................................................................532
3.18.1.1. Köroğlu Destanı ...............................................................................................533
3.18.1.1.1. Atayurt’tan Anayurt’a Köroğlu ..................................................................539
3.18.1.2. Dağ Sahipliğinin Vakur Sesi: Efe/Zeybek Temalı Destanlar.............................540
3.18.2. Soylu Eşkıyadan, Asi’ye Dönüş ya da “Devlet” ile Çatışma....................................541
3.18.2.1. Baba Ishak Destanı...........................................................................................542
3.18.2.2. Şeyh Bedreddin Destanı ...................................................................................544
3.18.2.3. Şahkulu Isyanı Destanları ................................................................................547
3.18.2.4. Celali Isyanları .................................................................................................548
3.18.2.4.1. Kalenderoğlu Pirî Mehmet Destanı ...........................................................549
3.18.2.5. Irgatoğlu Atçalı Kel Mehmet ve Isyanı .............................................................551
3.18.2.6. Şaki Ibrahim Destanı........................................................................................552
3.18.2.7. Mustafa Suphi Destanı .....................................................................................552
3.18.2.8. Anzavur Ayaklanması.......................................................................................556
3.18.2.9. Pir Sultan Abdal Destanı ..................................................................................556
3.18.3. Devrimci-Romantik Kahramanları Işleyen Destanlar .............................................558
3.18.3.1. Ideal Devrim Coğrafyası ...................................................................................560
3.18.4. Sosyalist-Marksist Destanlar ..................................................................................563
3.18.4.1. Kapitalizm Karşıtı Destanlar ............................................................................566
3.18.4.1.1.Emekçi Sınıf Destanları ..............................................................................566
3.18.4.1.1.1. Işçi ve Işçi Hakları, Grev Temalı Destanlar .........................................566
3.18.4.1.2. Sermaye Problemi......................................................................................567
3.18.5. Halk Destanları .......................................................................................................568
3.18.5.1. Göç ve Kitle Destanları ....................................................................................568
3.19. MASAL, EFSANE VE ALEGORIK NITELIKTE DESTANLAR ........................................571
3.19. 1. Masal Destanlar .....................................................................................................571
3.19.1.1. Mitik Karakterde Masal Destanlar ...................................................................571
3.19.1.2. Alegorik/Masal Destanlar ................................................................................573
3.19.2. Efsane Temelli Destanlar ........................................................................................574
3.19.3. Alegorik Destanlar ..................................................................................................576
3.20. MODERN EPIK VE EPIK-LIRIK DESTANLAR ...............................................................578
3.20.1. Modern Insanın Doğuşunu Dile Getiren Destanlar ................................................579
3.20.2. Dine Neo-Epik Bakış ve Yorumlama Eksenli Destanlar .........................................581
3.20.2.1. O ki Ilmiyle Meşhur, Kullardan Bir Kul: Hz. Hızır ...........................................582
3.20.2.2. Dinî-Fantastik Kurguda Modern Insanın Kendini Buluşu Temalı Destanlar ...584
3.20.3. Kahramanlık Mitosu ve Modern Epik Şiir ..............................................................586
3.20.4. Gündelik Şehir Hayatına ve Bireyin Yitimine Bağlı Itiraz Içeren Destanlar............588
3.20.4.1. Hatıralara Saklanan “Efendi”lere Dair Destanlar .............................................592
3.20.5. Konumlandırılamayan Anlatıcı ve Anlatı Temelinde Epik-Lirik Destanlar .............593
3.21. ÜLKÜSEL DESTANLAR ..................................................................................................594
3.21.1. Turan Temalı Destanlar ...........................................................................................595
3.21.1.1. Bir Belde Hayali: Turan Temalı Destanlar ........................................................598
3.21.2. Türk Cihan Idealinin Coğrafî Mefkûresi Kızılelma Temalı Destanlar .....................599
3.22. MILLÎ DESTANLAR .........................................................................................................603
3.22.1. Eski Türk Tarihi Temelli Millî Destanlar .................................................................603
3.22.2. Anadolu Tarihi Temelli Millî Destanlar ...................................................................617
3.22.2.1. Millî Destan Arayışı ve Yahya Kemal ...............................................................618
3.22.2.2. Millî Destan Arayışı ve Anadolucular ..............................................................619
DörDüncü Bölüm
YenI Türk edebIyaTı sahasında
kaleme alınan desTanların İÇerIk ve ŞekIl yönünden İncelenmesI
4.1. DESTANLARDA ŞAHIS KADROSU..................................................................................635
4.1.1. Destan Kahramanının Özellikleri .............................................................................635
4.1.2. Diğer Şahıslar............................................................................................................637
4.1.3. Yeni Türk Edebiyatı Destanları Için Tipoloji Denemesi ............................................638
4.1.3.1. Mitik Kahraman Tipi ..........................................................................................638
4.1.3.2. Savaşçı Kahraman Tipi .......................................................................................639
4.1.3.2.1. Sosyal Arşetipe Bağlı Alp Tipi .....................................................................639
4.1.3.2.2. Cihan Idealinin Değişmesiyle Birlikte Dönüşen Fütuhatçı Alp Tipi ...........640
4.1.3.2.3. Bölgesel Savunmada Rol Oynayan Zanaatkâr Tipi ......................................641
4.1.3.2.3.1. Manevî Savaşçı Tipi ..............................................................................641
4.1.3.2.3.2. Keramet Ehli Velî Tipi ..........................................................................642
4.1.3.2.3.3. Tasavvufî Önder Tipi ............................................................................642
4.1.3.2.4. Otokontrolü Sağlayan Yardımcı Tipi ...........................................................642
4.1.3.2.4.1. Bilge Kişi Tipi .......................................................................................643
4.1.3.2.4.2. Hakan/Kağan/Yönetici Tipi..................................................................643
4.1.3.2.4.3. Yakın Dost ............................................................................................644
4.1.3.2.4.4. Kültürel Kahraman ...............................................................................644
4.1.3.2.5. Devrimci Tipi ...........................................................................................644
4.1.3.2.6. Barışçı Tip ................................................................................................645
4.1.3.2.7. Bireysel Arayışını Gerçekleştiren Tip ......................................................645
4.1.3.2.8. Kadın tipleri.............................................................................................645
4.1.3.2.8.1. Ana tipi ..............................................................................................646
4.1.3.2.8.2. Sevgili/Eş tipi.....................................................................................646
4.1.3.2.8.3. Bacı tipi ..............................................................................................646
4.1.3.2.9. Ulusal Kurtarıcı (Bozkurt) Kahraman Tipi ..............................................647
4.1.3.2.10. Türk Millî Kahraman Kültü: Mehmetçik Tipi........................................647
4.1.3.2.11. Müşahit Tip ...........................................................................................648
4.2. DESTANLARDA VAKA VE KOMPOZISYON ...................................................................648
4.2.1. Destanlarda Kalıp Sözler/Formel Ifadeler/Epik Klişeler ..........................................649
4.2.1.1. Açılış Formeli ve Anlatıma Giriş ........................................................................650
4.2.1.2. Düğümler ve Geçiş Formelleri ...........................................................................650
4.2.1.3. Sonuç ve Kapanış Formeli ..................................................................................651
4.3. DESTANLARDA ZAMAN .................................................................................................652
4.4. DESTAN MEKÂNI .............................................................................................................654
4.5. Destanda Ölçü .............................................................................................................656
4.5.1. Hece Vezniyle Kaleme Alınan Destanlar ...............................................................656
4.5.2. Aruz Vezniyle Kaleme Alınan Destanlar ...............................................................657
4.5.3. Serbest Vezinle Kaleme Alınan Destanlar .............................................................657
4.6. DESTANDA BIÇIM ÖZELLIKLERI....................................................................................657
4.6.1. Uzun Şiir ...................................................................................................................658
4.6.2. Uzunluğu Noktasında Destanlar ..............................................................................659
4.6.2.1. Tek Bir Uzun Şiirden Oluşan Destanlar (Destan Şiir) .......................................659
4.6.2.2. Parça Şiirlerden Oluşturulan Bütünlüklü Destanlar (Nehir Şiir) ......................660
4.6.2.3. Bölümlemeli Destanlar ......................................................................................660
4.6.2.4. Uzun Şiirle Kurulan Müstakil Destanlar (Destanî Şiirler) .................................661
4.6.2.5. Kısa Destanlar (Destansı Şiirler) .......................................................................661
4.6.3. Manzum Oluş ...........................................................................................................661
4.6.3.1. Nazım Birimi Açısından Destanlar ....................................................................662
4.6.3.1.1. Beyitlerle Kurulan Destanlar .......................................................................662
4.6.3.1.2. Üçerli Mısralık Bentlerle Kurulan Destanlar ...............................................662
4.6.3.1.3. Kıtalarla Kurulan Destanlar.........................................................................662
4.6.3.1.4. Türkü Formunda Kavuştaklı Destanlar .......................................................663
4.6.4. Destanda Bakış Açısı ve Anlatıcı...............................................................................663
4.6.4.1. Anlatıcısı Bakımından Destanlar .......................................................................663
4.6.4.1.1. Hâkim Anlatıcı ile Kurulan Destanlar .........................................................664
4.6.4.1.2. Gelenekten Taşınan Dede Korkut Tipi Anlatıcı ...........................................664
4.6.4.1.3. Ben Anlatıcı ile Kurulan Destanlar ..............................................................664
4.6.4.1.4. Biz Anlatıcı ile Kurulan Destanlar ...............................................................665
4.6.4.1.5. Karma Anlatıcı ile Kurulan Destanlar .........................................................665
4.6.5. Tahkiye ......................................................................................................................665
4.6.6. Destanlarda Söz Sanatları .........................................................................................666
BeşIncI Bölüm
desTan moTIflerI
5.1. TIPOLOJIK MOTIFLER......................................................................................................667
5.1.1. Geleneksel Destan Halkasını Örnekleyen Destanlarımızda Tipolojik Motifler ........667
5.1.1.1. Kahramanın Tanrısal Erke Sahip Olarak Kendisini Doğuştan ve Kolaylıkla
Kanıtladığı Destanlarda Görülen Tipolojik Motifler...........................................667
5.1.1.2. Kahramanın Sürgün Konumda Kaldığı Destanlarda Görülen Tipolojik
Motifler...............................................................................................................668
5.1.1.3. Kahramanın Düşmanlarınca Bertaraf Edilmesi Çabaları Ekseninde Oluşturulan
Destanlarda Görülen Tipolojik Motifler .............................................................669
5.1.1.4. Kahramanın Aşk ve Cesaret ile Sınanması Ekseninde Görülen Tipolojik
Motifler...............................................................................................................670
5.1.1.5. Geleneksel Destan Halkasına Eklemlenen Destanlarda Kahramanın Sonunu
Işleyen Tematik Motifler.....................................................................................671
5.1.2. Modern Destanlarımızda Tipolojik Motifler .............................................................672
5.1.2.1. Millî Kahramanın Tipolojik Motifleri .................................................................672
5.1.2.2. Toplumcu Kahramanın Tipolojik Motifleri.........................................................672
5.2. MITOLOJIK MOTIFLER ....................................................................................................673
5.2.1. Yaratılış Motifleri ......................................................................................................673
5.2.1.1. Başlangıç Motifleri .............................................................................................673
5.2.1.1.1. Kozmik Yaratıcı ...........................................................................................673
5.2.1.1.1.1.Gök-Tanrı ...............................................................................................674
5.2.1.2. Yaratılış Menşei Motifleri ...................................................................................674
5.2.1.2.1. Ergenekon/Bozkurt .....................................................................................674
5.2.1.2.2.Işık ................................................................................................................675
5.2.1.3. Olağanüstü Varlıklara Dair Motifler...................................................................676
5.2.1.3.1. Yarı Tanrılar/Olağanüstü Eşler ....................................................................676
5.2.1.3.2. Mitolojik Mahiyette Insan Kahramanlar .....................................................677
5.2.1.3.3. Mitolojik Düşmanlar ve Yaratıklar Motifi ...................................................678
5.2.1.3.3.1. Kötü Ruhlar ..........................................................................................678
5.2.1.3.3.2. Yer Altı Ruhları .....................................................................................678
5.2.1.3.3.3. Tepegöz .................................................................................................678
5.2.2. Tabiat Kültüne Dayanan Motifler..............................................................................679
5.2.2.1. Ağaç....................................................................................................................679
5.2.2.2. Dağ ve Tepe ........................................................................................................680
5.2.2.3. Mağara................................................................................................................680
5.2.2.4. Gök .....................................................................................................................681
5.2.2.4.1. Ay ................................................................................................................681
5.2.2.4.2. Güneş ..........................................................................................................681
5.2.2.4.3. Yıldırım/Şimşek ..........................................................................................682
5.2.3. Şamanist Motifler/Islam Öncesi Motifler .................................................................682
5.2.3.1. Atalar Ruhu ........................................................................................................682
5.2.3.2. Demir/Demirci...................................................................................................683
5.2.3.3. Bilir Kişi/Bilici....................................................................................................683
5.2.3.4. Formülistik Sayılar .............................................................................................683
5.3. MASAL MOTIFLERI ..........................................................................................................684
5.3.1. Olağanüstü Yerler .....................................................................................................684
5.3.2. Dev, Cadı, Cin, Peri ...................................................................................................685
5.3.3. Olağanüstü Yardımcılar ............................................................................................685
5.4. MISTIK MOTIFLER ...........................................................................................................685
5.4.1. Fantastik/Mistik Motifler .........................................................................................685
5.4.1.1. Rüya ...................................................................................................................685
5.4.1.2. Büyü/Sihir ..........................................................................................................686
5.4.1.3. Kut......................................................................................................................686
5.4.1.4. Kırklar ................................................................................................................687
5.4.1.5. Ruh .....................................................................................................................687
5.4.1.6. Kesik Baş ............................................................................................................687
5.4.1.7. Hızır ...................................................................................................................688
5.4.1.8. At........................................................................................................................688
5.4.2. Dinî/Mistik Motifler .................................................................................................689
5.4.2.1. Mucize/Keramet Gösterme ................................................................................689
5.4.2.1.1. Don Değiştirme ...........................................................................................689
5.4.2.1.2. Uçma ...........................................................................................................690
5.4.2.1.3. Ölüp Tekrar Dirilme ....................................................................................690
5.4.2.2. Din Değiştirme...................................................................................................690
5.5. TABIAT MOTIFLERI ..........................................................................................................690
5.5.1. Deniz/ Göl/ Irmak ....................................................................................................690
5.5.2. Orman .......................................................................................................................691
5.5.3. Taş/Kaya ....................................................................................................................691
5.6. HAYVAN MOTIFLERI .......................................................................................................692
5.6.1. Benzetme Nitelikli Kullanılan Hayvan Motifleri .......................................................692
5.6.1.1. Arslan .................................................................................................................692
5.6.1.2. Ejderha ...............................................................................................................692
5.6.1.3. Kurt ....................................................................................................................692
5.6.1.4. Yılan Motifi ........................................................................................................693
5.6.1.5. Kartal..................................................................................................................693
5.6.1.6. Köpek .................................................................................................................693
5.6.1.7. Sırtlan .................................................................................................................694
5.6.1.8. Beyaz Ayı ............................................................................................................694
5.6.2. Av Geleneğinde Önemli Olan Hayvan Motifleri .......................................................694
5.6.2.1. Geyik/Ceylan......................................................................................................694
5.6.3. Sosyal Misyon ve Konum Bildiren Hayvan Motifleri ................................................695
5.6.3.1. Güvercin .............................................................................................................695
5.6.3.2. Küçükbaş Hayvan ...............................................................................................695
5.6.3.3. Büyükbaş Hayvan ...............................................................................................696
5.6.3.3.1. Boğa .............................................................................................................696
5.7. KAHRAMANA DAIR MOTIFLER .....................................................................................696
5.7.1. Çocuksuzluk .............................................................................................................696
5.7.2. Olağanüstü Doğum ...................................................................................................696
5.7.3. Ad Verme ..................................................................................................................697
5.7.4. Olağanüstü Değer Kazandırma .................................................................................697
5.7.5. Yardımcı Kahramanlar ..............................................................................................698
5.7.5.1. Haberci ...............................................................................................................698
5.7.6. Karşı Güç ve Düşmanlık ...........................................................................................698
5.7.6.1. Hile, Tuzak, Zehirleme .......................................................................................699
5.8. TOPLUMCU MOTIFLER ...................................................................................................699
5.8.1. Eşkıya ........................................................................................................................699
5.8.1.1. Soylu Eşkıya ve Köroğlu .....................................................................................700
5.8.1.2. Devlete Isyan ve Asilik .......................................................................................700
5.8.1.3. Devrimci .............................................................................................................700
5.8.2. Ideolojik Söylem Motifleri ........................................................................................701
5.8.2.1. Sermaye Problemi ..............................................................................................701
5.8.3. Işçilik ve Işçi Hakları .................................................................................................701
5.8.4. Fabrika ......................................................................................................................701
5.8.5. Gecekondu ................................................................................................................702
5.8.6. Halk...........................................................................................................................702
5.9. SOSYAL HAYATA DAIR MOTIFLER .................................................................................702
5.9.1. Şölen/Toy ..................................................................................................................702
5.9.2. Av ..............................................................................................................................703
5.9.3. Kadın .........................................................................................................................703
5.9.3.1. Anne ...................................................................................................................704
5.9.3.2. Aşk .....................................................................................................................704
5.9.3.3. Evlilik .................................................................................................................705
5.9.3.4. Harp Kadınları....................................................................................................705
5.9.4. Aile ............................................................................................................................706
5.9.4.1. Aile Içi Çatışmalar..............................................................................................706
5.9.5. Dostluk .....................................................................................................................707
5.9.6. Savaş .........................................................................................................................707
5.9.6.1. Savaş Araçlarına Dair Motifler ...........................................................................707
5.9.6.1.1. Ok ve Yay .....................................................................................................708
5.9.6.1.2. Kılıç .............................................................................................................708
5.9.6.1.3. Modern Savaş Araçları.................................................................................708
5.9.6.2. Savaş Kurallarına ve Oyunlarına Dair Motifler ..................................................709
5.9.6.2.1. Türk Savaş Töresine Dair Motifler ..............................................................709
5.9.6.2.2. Casus ...........................................................................................................709
5.9.6.2.3. Hain .............................................................................................................710
5.9.6.2.4. Ihanet ve Cezası ..........................................................................................710
5.9.7. Göç ............................................................................................................................711
5.9.8. Ölüm .........................................................................................................................711
5.10. FOLKLORIK/TÖREL/ETNOGRAFIK MOTIFLER ..........................................................712
5.10.1. Adak, Yatır ..............................................................................................................712
5.10.2. Fal/Kurşun Dökme/Nazar ......................................................................................713
5.10.3. Halk Hekimliği ........................................................................................................713
5.10.4. Halk Takvimi ...........................................................................................................713
5.10.5. Giyim-Kuşam ..........................................................................................................714
5.10.6. Eğlence, Spor ve Oyun ............................................................................................714
5.10.7. Yiyecek, Içecek ........................................................................................................714
5.10.8. Bitki.........................................................................................................................715
5.10.9. Eşya .........................................................................................................................715
5.10.10. Zıtlık .....................................................................................................................715
5.10.11. Renk ......................................................................................................................716
5.10.12. Beddua ..................................................................................................................716
5.11. MILLÎ-MORAL/SIMGESEL MOTIFLER ..........................................................................717
5.11.1. Aşiret, Boy, Millet, Tarikat ......................................................................................717
5.11.2. Sancak/Bayrak/Tuğ .................................................................................................717
5.11.3. Şehit ........................................................................................................................718
5.11.4. Meçhul Asker ..........................................................................................................718
5.11.5. Ata Yurt ...................................................................................................................718
5.11.6. Başkent....................................................................................................................719
5.12. ÜLKÜSEL MOTIFLER .....................................................................................................719
5.12.1. Kızılelma .................................................................................................................719
5.12.2. Cihat .......................................................................................................................720
5.12.3. Vatan .......................................................................................................................720
5.12.4. Rejim .......................................................................................................................720
5.12.4.1. Cumhuriyet ......................................................................................................721
5.12.4.2. Demokrasi ........................................................................................................721
5. 13. IDEAL VE GENETIK DEVAMLILIK MOTIFLERI ..........................................................721
5.13.1. Menşe Atası Olarak Oğuz Kağan ............................................................................721
5.13.2. Eski Kahramanlara Dayanan Motifler .....................................................................722
5.13.2.1. Kür Şad.............................................................................................................723
5.13.2.2. Ulubatlı Hasan .................................................................................................723
5.13.2.3. Barbaros ...........................................................................................................723
5.13.2.4. Canbulat ...........................................................................................................723
5.13.3. Eski Hükümdarlara Dayanan Motifler ....................................................................724
5.13.3.1. Mete Han..........................................................................................................724
5.13.3.2. Attilâ ................................................................................................................724
5.13.3.3. Alparslan ..........................................................................................................724
5.13.3.4. Yıldırım Beyazıt................................................................................................724
5.13.3.5. Fatih Sultan Mehmet........................................................................................725
5.13.3.6. Yavuz Sultan Selim ...........................................................................................725
5.13.4. Modern Devlet Mitosu Olarak Atatürk ...................................................................725
5.14. TARIHÎ DEVAMLILIK MOTIFLERI .................................................................................726
5.14.1. Dede Korkut ............................................................................................................726
5.14.2. Göktürk Kitabeleri ..................................................................................................726
5.14.3. Anadolu...................................................................................................................727
5.14.4. Osmanlı...................................................................................................................727
Sonuç .........................................................................................................................................729
Kaynakça ...................................................................................................................................735
ön söz
BIR MILLETIN kültürel damarlarından olan ve toplumsal hayatın inşasında önemli
rol oynayan destanlar, bu zamana kadar pek çok araştırmacının dikkatini çekmiş
bir konudur. Ilk çağ toplumlarından başlayarak günümüze kadar gelen çizgide, insanî arayışların temelinde değişmediğini söylemek mümkündür. Yaşadığı çevreyi
anlamaya ve anlamlandırmaya çalışan, bunun için mitik dünyada sefere çıkan atalar
ile bugün yitirmiş olduğu değerleri arayan günümüz insanının bunalımı, aslında
değişmeyen trajediyi de doğurmaktadır. Insanın çağlar boyunca devam ettirdiği eylem olarak arayış, onun devamlı ilerlemesini sağladığı gibi, bu ilerleme ifade etme ve
örnek olma becerisini de yanında taşıyacak, zamanla insan, duygu ve düşüncelerini
de ifade etme ihtiyacı hissedecektir. Bu aktarımda ilk olarak başarılar, krizler ve
şuurlanmalar iletilecek, bunun için de destanlara başvurulacaktır. Modern dönemde
kaleme alınan destanların, yazılış nedenleri de bu yönelişte aranmalıdır.
Yeni Türk Şiiri içerisinde, gerek geleneksel tema ve çerçeveyi kullanan, gerek
yeniden üretim sayılabilecek olan ve gerekse orijinal arayışların ürünü olan destanların kaleme alındığı görülür. Bundan hareketle elinizdeki eserde modern dönemde
destan türünün kullanılış nedenleri incelenmiş ve bu sahada kaleme alınan destanlar hakkında kuramsal bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışma 1839-2000
yılları arasında yazılmış olan destanları kapsamaktadır. Neo-Epik olarak adlandırılan
saha, 2000 yılı sonrasında gündeme gelse de, akımın başlangıcı Ikinci Yeni olarak
belirlendiği için çalışmada bu konunun da bir bahisle anılması gerekli görülmüştür.
Eserin giriş bölümünde destan kavramı ile epik tür arasındaki ilişki incelenmiş,
epos, epik ve epope kavramlarından hareketle destan yapısına ulaşılmaya çalışılmış,
destan ve epik şiirin kuramsal olarak birleşen cepheleri incelenmiştir. Birinci bölümünde, destan kavramı incelenmiş, Türk edebiyatı içerisinde destanın serüveni dile
getirilmiştir. Türk edebiyatında destanın teşekkülü ve tarihi, Islâmiyet öncesi dönemden başlatılarak değerlendirilmiş, Halk ve Divan edebiyatları içerisindeki destan örneklerinden bahsedilmiştir. Destanların kaynaklık ettiği türler, çeşitli bilimsel disiplinler ve sosyal sahalar ile kurduğu ilişki de dikkate alınarak, kavramın Türk edebi-
28
YenI Türk ŞIIrInde destan
yatı içerisindeki önemi ve sınırları belirlenmeye çalışılmıştır. Devamında Yeni Edebiyat alanı içerisinde destanların yazılış nedenleri incelenmiş, romantizm, ulusalcılık,
millî devlet ve millî edebiyat kavramlarının destanlarla olan ilişkisine değinilmiştir.
Ayrıca tarih şuuru, mazi ve vatan icadı, kolektif bilinçaltı hizmeti ve ideolojik şiir
arayışı noktasında destanlara yönelişin nedenleri irdelenmeye çalışılmış, buradaki
tespitlerden hareketle Yeni Edebiyat sahasında destanların üretiliş/yazılış nedenleri
tartışılmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde, anılan saha içerisindeki destanların tanım ve tarih çerçevesi belirlenmeye çalışılmıştır. Üçüncü bölümde, saha içerisindeki
destanlara dair bir tasnif yapılmaya çalışılmış ve tasniflenen destanların incelenmesine geçilmiştir. Dördüncü bölümde, Yeni Türk Şiiri alanında yazılan destanların
kuramsal çerçevesinin aydınlatılmasına gayret edilmiş, bu eksende destanlarda şahıs
kadrosu ve kahraman kültü incelenerek, bir tipolojik tasnif denemesine gidilmiştir.
Daha sonra, incelenen destanların olay örgüsü ve kompozisyonu, destan mekân ve
zamanı, şekil ve üslûp özellikleri, genel hatlarıyla dile getirilmiştir. Beşinci bölümde,
bir motif indeksi oluşturulmaya çalışılmış, bu noktada sürekli tekrarlanan, aynı tema
çerçevesinde kaleme alınan destanların neredeyse tamamında ortaklık taşıyan motifler tespit edilmiş ve bu motifler on dört ana başlıkta değerlendirilmiştir. Sonuç bölümünde ise, destan türünün Yeni Türk Şiiri içerisindeki yeri belirlenmeye çalışılmıştır.
Çalışma, dünyanın en eski konularından olan destanlar hakkında söylenen pek
çok sözden biridir ve alanı içerisinde bir ilk çalışmadır. Hedefimiz Yeni Türk Edebiyatı destan sahasında çalışacak araştırmacılar için bir kaynak sağlamaktır. Hatalar ve
kusurlar çalışmayı ortaya çıkarana aittir. Katkılar ve başarı ise edebiyatın payınadır.
Bu çalışmanın oluşmasında sonsuz desteğini gördüğüm, pusulası daima ahlâk, iyilik, adalet ve dürüstlükten yana olan, terazisinde hep nizamı ve ilmi tartan, öğrencisiyim demekle her zaman gurur duyacağım Doktora Babam, Prof. Dr.
Mehmet TÖRENEK’e, seçtiği konu için, her zaman çalışmamızla ilgilendiği, değerli
fikirlerini, emeğini çalışmamızdan eksik etmediği ve yanımızda olduğu için sonsuz
teşekkürler...
Ayrıca, kaynaklara ulaşmamda büyük mesai harcayan Özgür KOÇAK’a, Millî
Kütüphane’nin zorlu şartlarında bana büyük kolaylık gösteren Nebahat ve Duran
DOĞAN çiftine ve ilerlemiş yaşına rağmen, saatlerce bilgisayar başında özetlerimi
toparlamaya çalışan sevgili annem Türkan ÖCAL’a, ödenmez hak ve emekleri için
teşekkürlerimi sunarım.
Erzurum-2012
Dilek Çetindaş
GIrIŞ
A. EPIK’TEN DESTAN’A
Epik Şiire Kavramsal Yaklaşım, Türler ve Türlerin Tarihi
Destan türünün incelenmesi ve yorumlanmasındaki zorluklar öncelikle
kavramın, literatür içerisinde sağlam bir tanımını yapamamakla başlar. Türün, içeriği nedeniyle yüklendiği farklı anlamlar kadar, deyimlerden düz yazıya dek uzanan geniş kavram çerçevesi, tanımlanmasını zorlaştırmaktadır.
Öncelikle terimi doğuran asıl kaynak olarak epik türün üzerinde durmak ve
epiğin doğuşuna bakmak gerekir.
19. yüzyılda, tür kavramı hakkında yapılan çalışmalar, türler arası bir sınıflandırmayı da beraberinde getirir. ‘Epik’, ‘Lirik’ ve ‘Dramatik’ üç ana tür
olarak çeşitli felsefî ve sosyolojik incelemelere konu olur. Goethe’nin, açık
seçik anlatan, hikâyemsi yapıları epik; coşkulu ve heyecanlı iletimi lirik; gösterimsel olarak bizzat eylem rolünü üzerine alan türü de dramatik olarak değerlendirmesi, türler üzerindeki ilk ciddi tasniftir. Böylece üç temel tür, insanın üç ayrı davranışına -anlatmak, heyecan ve eylem- bağlanır. Paul da epiği
geçmiş zamanın anlatısı; liriği şimdinin şiiri; dramı da geleceğin gösterimi
olarak adlandırır. Hugo, epiği antikitenin ve Homeros’un kaynaklığında, liriği
Incil’in kaynaklığında, dramı da Shakespeare’in ve modern çağın kaynaklığında düşünür. Bu bir anlamda insanlık tarihinin de çağlara bölünmesi ve
gelişimi ilkesidir.1 Türlerin sınıflandırılması, bizleri genel bir fikre ulaştırır
ancak burada asıl soru, türlerin ana kaynağı ve doğuşu üzerine yoğunlaşır. Üç
tür de eski gelenek içerisinde doğup gelişir. Pospelov, insanların henüz sınıf
1
Gürsel Aytaç, Genel Edebiyat Bilimi, Say Yayınları, Istanbul 2003, s. 56-61. Ayrıca bk. GoetheSchiller, “Epik ve Dramatik Şiir Hakkında”, (Çev.: Melahat Özgü), Millî Eğitim Bakanlığı Tercüme Dergisi, IX(100-102), Ankara, Ocak Haziran 1949. Cemal Köprülü, “Epik Şiir ve Epopeye
Dair”, Varlık, Sayı: 162, Nisan 1940.
30
YenI Türk ŞIIrInde destan
bilincinden yoksun oldukları ilkel zamanlarda, bugünkü manada sanat eserinin bulunmadığını söyler. Bu dönemdeki sanatsal içerik, toplumsal fantastik
aktarımlar, mitsel ve büyüye dayalı bir dünya görüşüyle birlik içindedir. Toplumsal hayatın henüz başlangıcında bulunan ve birbirinden çok farklı olan
yanların oluşturduğu temel birliğe “ilk toplumsal bilincin ‘sinkretizm”i (birbiriyle çelişen şeylerin bağdaşımcılığı, uzlaşılıcılığı) denir. Pospelov’a göre ilkel
dönem eserleri de sanatsal yaratış içeriği yönünden sinkretistik yapı gösterir.2
Insanların sınıflara ayrışmadıkları, daha çok avcılıkla geçindikleri bu ilk
toplumsal gelişim aşamasında, ilkel insan doğaya bağımlıdır ve onu hem kişiselleştirerek kendisine muhatap alır, hem de korkunun verdiği bir tepkiyle
doğayı çeşitli ritüellerle yüceltir. Bu dönemde verilen eserler de sinkretistik
bilincin temel nesneleriyle -doğa, hayvanlar, bitkiler ve doğaüstü güçlerleuyumludur. Genelde büyü ya da dans biçiminde gösterimler, ilk insanlar için
doğayla barışık olmanın çareleri olarak görülür. Totemciliğin bir yansıması
olarak da değerlendirebilecek olan bu özellik, dilin gelişmesi ile ilk kez tabiata dair masalların da ortaya çıkmasını sağlar. Bu masallar ve masallarda kullanılan imgeler, insanın fantastik düşünce yönünü ve doğaya dair ‘kişileştirme’
ve ‘yüceltme’ duygularını da barındırır.
Toprağın işlenmesiyle birlikte, doğa konusunda bilgisi genişleyen insan,
yeni bir gelişim aşamasına geçtiğinde, ilkel insanın büyüye ve temel anlatılara dair anlayışında da farklılıklar doğar. Toprağa yerleşme ve ekip biçme
faaliyeti, toplumsal eylemleri de değiştirir. “Artık insanların çağrıları, ava çıkışın
başarılarından çok daha fazlasıyla, ilkbaharın gelişine, sürülerinin, tarlalarının, bahçelerinin verimliliğine, komşu boy’larla yapılan savaşların ve onlara düzenlenen baskınların zaferle sonuçlanmasına” yöneliktir.3 Büyüsel ritüeller de toprağa tohum
atma ya da sürüleri otlağa çıkarma öncesi yapılan danslar veya savaşa çıkış
öncesi oynanan askeri oyunlar olarak görülmeye başlanır. Bu tür tören dansı,
toplu olarak yapılan, şarkılar eşliğinde oyunlu, fakat sözsüz gösterimleri içeren bir toplu danstır ve insanlar danslarla ritmik söylemeulaşır. Epik türün
de başlangıcında bulunan bu ritmik söylemin oluşmasıyla birlikte, türlerin
sanat çizgisi de doğar. Başlangıçta, sadece korodan ibaret olan törensel şarkıdan, giderek insanî özlem ve amaçların dile getirildiği bağımsız bir bölüm
halinde sunuş şarkıları gelişir. Zamanla korobaşının sunuş şarkısı daha geniş
yer tutmaya başlar ve bu şarkı nihayetinde korosuz, kavuştaksız ve eşliksiz de
söylenebilen bir solo şarkıya ya da coşkulu bir anlatıma doğru evrilir. Dansa
2
3
Gennadiy Pospelov, Edebiyat Bilimi, (Çev.: Yılmaz Onay), Evrensel Basım Yayın, Istanbul 2005,
s. 59-61.
Pospelov, age, s. 63.
31
YenI Türk ŞIIrInde destan
ve anlatıma eşlik eden bu ayinsel koro şarkıları zamanla törensel uygulamanın dışına çıkarak, bir sanat özelliği kazanır ve lirik tür doğar. Koro üyelerinin
diyalogları da gelişerek dram türünü doğurur. Korobaşlarının girişleri ise epik
şarkıların kaynağı olur.
Başlı başına bir şarkılı anlatım yani epik, kaynağını askerlerin törensel
danslarından alır. Tahkiye ögesinin bulunduğu bu toplu danslardan sonra,
kabilenin bir önder eşliğinde kazandığı başarıları sergilemek amacıyla korobaşı tarafından dile getirilen sunuş şarkıları epik türün kaynağıdır.4 Zamanla,
korobaşlarının giriş şarkıları, şarkıcılar tarafından seslendirilmeye başlanır.
Bu şarkıcılar, epik türdeki imge dilini geliştirerek, zaman zaman totem ya
da tanrıların desteğini alan olağanüstü bir kahramandan hareketle, bir tür
kahraman kalıbı üretirler. Bu kalıp etrafına önemli bazı olayları da toplayan
‘rapsod’ adlı ozanlar, Latince ‘şarkı dikici’ manasına gelen bu sıfatlarını çok
yerinde kullanarak, anlatılardan halkalanmak suretiyle büyüyen bir şarkı kümesi doğururlar. “Böylece eski Yunanlıların “epope” (destan) dedikleri, anıtsal epik
şarkılar” oluşur.5
Türler öğretisi, uzun zaman boyunca tartışılmış ve genel kabul bu yönde
olmuştur. Terimlerdeki kargaşa henüz çözülemese de önemli olan türlerin doğuş devri diye adlandıracağımız antikitede insanların yabancılaşmadan uzak
oldukları ve anlatılanların tamamıyla gerçek kabul edildiğidir. Bu durumda
Pospelov’un “sinkretik” kavramı, daha çok epik şiir için doğru görünmektedir.
Hikâye etmeye dayalı bir anlatım, duygusal coşumdan ya da diyalogdan daha
fazla gerçekçi ve yapmacıksızdır.
Epik Kavramı
Dünya şiir tarihinin ilk poetik eserlerinden birisi Aristoteles’in Poetika’sıdır. Aristoteles’e göre şiir sanatının varlığı, insan doğasında bulunan iki temel
nedene bağlıdır. Bunlardan birisi, kişinin olağanüstü bir yetiye sahip olduğu
taklit içtepisidir ki bu onun hayatını idame ettirmesini de sağlar. Ikinci neden ise, insan için karakteristik olan taklit ürünlerine karşı gelişen hoşlanma duygusudur. Kişi taklit yeteneğiyle gelen harmoni ve ritim duygusunu da
adım adım geliştirerek ilk önce uzun düşünmeyi gerektirmeyen destan türüne ulaşmış; taklit sırasında tahkiyeyi geliştirmiş ve buradan da şiir sanatını
oluşturmuştur.6 Ölçü ve dengenin ritmi oluşturduğu bu ilk şiir örneklerine
4
5
6
Pospelov, age, s. 215.
Pospelov, age, s. 64-65.
Aristoteles, Poetika, (Çev.: Ismail Tunalı), Remzi Kitabevi, Istanbul 1998, s. 17-20.
32
YenI Türk ŞIIrInde destan
‘hymnos’ adı verilir. “Hymnos, tanrılar onuruna söylenen, rahipler tarafından yaratılan dinî nitelikli şiirlerdir. Hymnosların yaratıcıları, ilk şairler,” aynı zamandarahip de olan “aoidoslardır.”7 Truva Savaşı sırasında şiir, ilk kez din görevlilerinin
tekelinden çıkarak ozanların dinî konular yanında, kahramanlık temasını da
işlemesi sürecine gelir. Böylece dinî aoidoslardan sonra ‘rhapsodos’lar ortaya
çıkar ve bu ozanlar, şehir şehir dolaşarak okudukları şiirlerde zafer ve kahramanlık temalarını işlemekte, şiirlerinin vezni, ölçü ve temposunu ellerindeki değnekle idare etmektedirler.”8 Aristoteles, epos veya epope ile epikten türeyecek olan bu
anlatmalık ilk ürünleri kastederek, türü, temsilî ve anlatmaya dayalı, gerek
malzeme gerekse süre bakımından çok geniş tutulmuş, ölçülü bir tür olarak
değerlendirir. Zaten epopeyi, trajediden ayıran noktalardan biri, kullanılan
ölçünün “heroik” ölçü adı verilen ve bir uzun, iki kısa heceden oluşan altı vuruşlu dize yapısından oluşmasıdır. Bunun dışında herhangi bir ölçünün epos
için uygun olmadığını savunan Aristoteles, heroik ölçünün tüm ölçüler içinde “en dengeli” olanı olduğunu; bunun da mecaz ve seslenmeli tahkiyelerde en
uygun ölçü olduğunu söyler.9
Daha çok anlatma ve tarih-kahramanlık bağı içerisinde epik türün sınırlarını belirleyen Aristoteles’in “epik deyince anladığım şey, malzeme bakımından
çok geniş tutulmuş bir konudur. Epos’ta tek tek bölümler, bütün şiirin uzunluğu içinde
uygun bir uzunluk elde edebilirler”10 sözü, Poetika boyunca çizdiği özellikler ve
yaptığı tanımlarla birleştiğinde, dünya edebiyatları için de epik şiirin kuralları
başlangıç itibariyle belirlenmiş olur. Böylece bir eserin destan olabilmesi için,
özel bir kahramana yaslanması, uzun olması, belli bir kalıpla yazılması ve tahkiye üslûbuna dayanması temel şart kabul edilmiş ve epopenin –dolayısıyla
destanın– sınırları çizilmiştir.
Epos, Epik ve Epope Kavramları Üzerine
Bir Tanımlama Denemesi
Epos, Yunanca şiir kelimesini karşılayan kavramdır. Tür olarak şiiri belirten epos, şiir şeklinde anlatmak ifadesi verilerek destan kavramını karşılar
duruma gelmiş ve bu durumda da “epopiia” veya “epopeé” sözcükleri ile ifade
7
8
9
10
Emel Kefeli, Metinlerle Batı Edebiyatı Akımları, 3F Yayınevi, Istanbul 2007, s. 20.
Kefeli, age, s. 20.
Aristoteles, Poetika, s. 21-70.
Aristoteles, age, s. 53.
YenI Türk ŞIIrInde destan
33
edilmiştir.11 Yunanca kelime anlamında söz, söylem karşılığını veren epos,
klasik epik şiir olarak adlandırabileceğimiz bir şiir türüdür ve epik şiirin arkaik atası olduğu söylenebilir. Çünkü Antik Yunan’da şiir, lir eşliğinde söylenirse lirik, sahnelenirse drama, bir topluluk önünde okunursa epik form kazanır.
Bu durumda anlatmaya dayalı bir tür olarak, eposun doğrudan epik türün
kaynağı olduğunu söyleyebiliriz. Epik, Türk edebiyatında doğrudan destanı
karşılamaktan öte, epopenin yazılması için gerekli olan genel şiir tarzını ve
şiirin adını belirleyen temel kavramdır. Yani ölçüsü, içeriği ve yapısıyla epik,
ilk çağdan bu zamana değin uzanan bir şiir formunu örnekler. Bu bağlamda,
daha çok sözlü kültür ortamında, geleneksel icra yoluyla söylenegelen, Antik
Yunan’da altılı ölçüyü ifade eden bir kalıp ile yazılan ve konusu olağanüstü
yeteneklere sahip bir kahramanı ve onun kahramanlıklarını içeren şiir türü,
yani ölçülü, sözel ve icra yöntemi belli bir kahramanlık şiiri, epik şiirdir.
Batı edebiyatlarında kullanılan ve Yeni Türk Edebiyatı içerisinde de değerlendirilecek olan epope kavramı ise daha çok yazılı kültür dairesi içerisinde
oluşturulan, konusu kahramanlık olan, uzun şiiri karşılayan türdür. Aslında
içerik farkları olsa da günümüz destan kullanımına en çok yaklaşan kavramdır. Epope, epik formunda kaleme alınır. Oldukça uzun, ölçülü ve kahramanlık esaslı bir şiirdir, ancak bu kez yazının hâkim olduğu ve yeniden türetilebilir kalıpların bulunduğu bir şiir türünü karşılar. Öcal Oğuz, epik şiiri, “bir edebiyat türü olarak büyük bir olay veya bir kahramanın maceralarını anlatan olağanüstü
motiflerle örülü uzun şiir, bir başka ifadeyle anlatmaya dayalı” şiir olarak tanımlar.
Bununla birlikte, Oğuz, kavramın tanımlarında “kurmaca”, “anlatı”, “uzun
şiir”, “olağanüstü”, “kahramanlık” unsurlarına yer veriliyor olduğunu belirtir ve
yine epik türde şairin ikinci planda kalması ve kahramanların maceralarının
öne çıkmasının epope ile epik şiirin akrabalığını teyit ettiğini dile getirir.12
Epope kavramı üzerine düşünen Ali Canip Yöntem, Voltaire’in “epopeyi
kahramanca maceraların manzum hikâyesi” şeklinde tarif ettiğini söyler.13 Aslında bu tanım da epopenin epikle ilgili sınırını ortaya koymuş olur. Yöntem,
epopede ferdî bir zekâ mahsulü aramaz. Epopenin konusu, milletin maşeri
vicdanında yaratılmış, şairler ancak bu kolektif yaratıyı şahsî üslûpları ile derinleştirmişlerdir diyerek, epopeyi epiğe bağlar. Yöntem’e göre henüz pozitif
düşünemeyen ve tabiat olaylarını tam mânâsıyla yorumlayamayan insanlar,
11
12
13
Ali Canip Yöntem, Epope, Epopée ve Edebî Nevilerle Mesleklere Dair Malûmat, Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekâleti Yayınları, Istanbul 1930, s. 1-2.
Öcal Oğuz, “Eski Türk Destanlarında Olay ve Metin Sorunu”, s. 24.
Ali Canip Yöntem, “Epope Nedir?”, Ali Canip Yöntem’in Yeni Türk Edebiyatı Üzerine Makaleleri,
(Hzl. Ahmet Sevgi, Mustafa Özcan), Tablet Yayınları, Konya 2005, s. 719.
34
YenI Türk ŞIIrInde destan
kabile savaşlarında bazı figürlerin ön plana çıktığını görür ve bu figürleri derhal mefkûreleştirerek tek bir adamda, bütün ırkın fazilet, sadakat, kahramanlık ya da tersi bir bakışla ihanet, vahşilik gibi tüm beşerî olaylarını ortak bir
muhayyilede biriktirerek temessül ettirir. Yöntem’in epope için belirlediği
dört poetik yaklaşım vardır. Öncelikle vaka, hakikate yakın, kahramanca ve
kahramanlığı yüceltici tarzda olmalıdır. Şahıslar, açık olarak belirtilse de vaka,
esas kahraman temelinde yükselmeli ve kahraman, anlatının merkezinde olmalıdır. Ancak kahraman düz bir tiptir. Tek hâkimiyeti kendisine halk muhayyilesinde biçilen rol üzerine ve genellikle kahramanlık yönündedir ancak
halk tarafından öylesine benimsenir ki tarihin yaptığı itirazlar bile bu konuda
itibara alınmaz. Muhayyilede şekillenen kahraman ve olaylar, devamında büyük bir şairin halk arasındaki anlatıları birleştirmesiyle epope olarak görünür
olur. Şekil noktasında epope uzun olmalı, ancak epizotları ve kompozisyon
bölümleri, birbiriyle uyumlu parçalar halinde bulunmalıdır. Üslûbun içerisinde “yılmaz insan şekilleri, parlak renkler, debdebeli ifadeler, canlı hayaller, necip
düşünüşler, yüksek duygular”14 bulunmalıdır. Bu kurallar dışında, alelâde bir
kahramanlığın mefkûreleştirilerek yazılması epope değil, epik bir poemdir ve
ötesi olamayacaktır.15 Çünkü bir şiir “şair ile izleyici arasındaki ilişki toplumsal bir
bağlama aitse, yani şairin mesele edindiği ‘belli’ bir topluluk ruhundan bahsedebiliyorsak” epik şiir olabilir.16 Ibrayev, Meletinskiy’den esinlenerek, epopeyi, yapısı
ve hacmi bakımından, “millî epik gelenek çerçevesinde” birleştirilen destanların
oluşturduğu bütün şeklinde tanımlar ve bu destanların sıralanmasında kullanılan yöntemin de epopenin sağlıklı biçimde oluşturulmasında hayatî rol oynadığını belirtir. “Her bir konu kendince biter, konusu yakın destanlar ek olarak yan
olaylarla ve olay kahramanlarıyla doldurularak genişletilir. Ayrı destanlar, otobiyografi, şecere ve vaka farklılıklarına göre birleştirilir”17 diyerek epopenin, bir millete
ait en büyük destan metni olduğunu belirtir. Bu kısımdan hareketle epopeyi,
sözlü kültür ortamında doğan ve tüm toplumu ilgilendiren olayların tespit edilmesi ve bu olayların halkın ortak hafızasına yerleşmiş bir kahramana yüklenerek, epik şiir formunun taşıdığı şekil özellikleri doğrultusunda kaleme alınmasıyla doğan, uzun, eklemeli, millî ve manzum yazılı
kültür ürünleri olarak tanımlayabiliriz.
14
15
16
17
Yöntem, agm, s. 722.
Yöntem, agm, s. 721-722.
Hakan Şarkdemir, Kahramanın Dönüşü, Ebabil Yayınları, Ankara 2008, s.11.
Şakir Ibrayev, Destanın Yapısı, (Akt. Ali Abbas Çınar), Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 1998, s. 200.
35
YenI Türk ŞIIrInde destan
Epik Şiirin Tarihi
Epik şiir, hayli uzun ve karmaşık bir tarihî seyir izler. Genel bakış, epik
şiiri iki ana kolda incelemektir. Bu görüş, klâsik ve modern epik18 ya da ilkel
ve yapma epik19 ya da sözlü ve yazılı epik20 olarak farklı görüşlerle ifade edilir.
Adlandırmada esas alınan temel, sözlü dönem ile yazılı dönem arasındaki
söyleyiş özelliğinden başka bir şey değildir. Eserimizde ilk örneği temsil eden
yapıyı yani sözlü devreyi, model epik ve devamında yazılı dönemi de inşa epik
devresi olarak adlandıracağız.
Sözlü Kültür Dairesi ve Model Epik
Iletişimin yalnız konuşma dilinde olduğu sözlü kültür dairesini Ong, “birincil sözlü kültür dairesi” olarak adlandırır. Bu dönemden sonra yazılı kültür
dairesi ürünleri ile karşılaşırız. Yazılı kültür dairesinden sonra kitle iletişim
araçlarının tesiri ile yeni bir sözlü kültür dairesine geçilir ki bunu da Ong,
“ikincil sözlü kültür dairesi” olarak adlandırır.21 Ilk daire epik şiirin doğuş dairesidir. Yazılı devre ise, epik şiirin epopeye dönüştüğü devreyi aydınlatacaktır.
Model epik devresi, epik şiirle ilk kez karşılaştığımız ve türün ilk örneklerinin verildiği devredir. Bu dönem, epiğin sözlü edebiyat sahası içerisinde
oluştuğu ve yazıya geçmiş olsa bile icra töresiyle aktarıldığı, anlatmalık bir
dönemi ifade eder ve anılan devrede epik “çok uzun, öyküsel, eylem birliğine
sahip, doğaüstü, betimlemeli, asil, samimi ve yapmacıksız” bir şiir türü olarak görülür.22 Kahramanlık çağının çizgisini koruyan bu eserlerin “bir kahramanın bir
ya da birçok düşmanla çarpışmasını, ağırlığı kahramanın bireysel konumu (situation)
üzerine aktararak, ama aynı zamanda kahramanlık çağının toplumsal- aktörel (socialethical) değerlerini belirterek”23 oluşturulduğunu söyleyebiliriz.
Sözlü kültür dairesi eserleri olan model epik devresi için bir çağ belirlemek istersek Homer’i milat almamız gerekir. Onun Ilyada ve Odesa epiklerinin
tarihi M.Ö. 8. yüzyıldır. Bir ‘rapsod’ olan Homer, daha önce Truva üzerine
söylenen epiklerden hareketle derlediği anlatılara kendi şahsî kabiliyetini de
18
19
20
21
22
23
Şarkdemir, Kahramanın Dönüşü, s.27.
Belge, Edebiyat Üstüne Yazılar, Iletişim Yayınları, Istanbul 1998, s. 406.
Paul Merchant, The Epic, The British Councıl, Bristol 1979, s. vii-viii’den çeviridir.
Walter J. Ong, Sözlü ve Yazılı Kültür, (Çev.: Selma Postacıoğlu Banon), Metis Yayınları, Istanbul
2003, s. 23-24.
Merchant, The Epic, s. vii’den çeviridir.
Belge, Edebiyat Üstüne Yazılar, s. 406-407.
36
YenI Türk ŞIIrInde destan
katarak bu muazzam epiği meydana getirir. O halde epik çağın tarihini Ilyada’nın yazılışından önceye taşımak ve M.Ö. 9. ve 7. yüzyıllar arasını model
epik şiirin çağı olarak kabul etmek daha uygun düşer. Dönemin en önemli
özelliği, bu devredeki anlatıların, dünya insanlarının gözünde, sözlü bir tarih
olarak değerlendirilmesi ve gerçekliğine inanılmasıdır. O halde epiğin tarihsel
bir duyarlığa sahip olduğunu, ilk dönem anlatılarının, onu oluşturan ve dinleyenlerce gerçek ve kutsal sayıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yazılı Kültür Dairesi ve Inşa Epik
Yunanca ‘rhapsoidein’ yani şarkıları birbirine tutturmak deyimi, epiğin
sözlü kültürdeki yerini verir. Ilk çağ epik şairlerinin yaptıkları da bu tarz bir
montaj işçiliğidir. Yazılı kültür dairesi ise, klişelere karşıdır. Epik şiir, yazılı
dönemle birlikte sözlü daireden gelen birtakım özelliklerini kaybeder ve geleneksel kalıplar bu dönemde miadını doldurur. Açık bir yapıt niteliği gösteren
ve her yeni icra ile bünyesine değişik bir özellik daha katan epik şiir, yazılı
döneme geçişle birlikte sabit bir metin haline gelir. Böylece toplumsal ve anonim bir tür olmaktan öte, belirli şairlerin, kendi isimleriyle yazmış oldukları
ferdî mahsuller olarak görünür.
Temelde sözlü kültürün ürünü olan epik şiirin, yazılı dönemdeki karşılığı
yapay metinlerdir ve bu eserler “sözlü öyküleme psikodinamiğinin gerektirdiği eski
işlemleri taklit eden bilinçli düzenlemeler” haline gelir. Yazı ve matbaanın sözlü
kültürün izlerini silişi, gelenekten beslenen epik ve destan türünün biçimini
de değiştirir. Yazılı kültürde epik tür inandırıcılığını da yitirmeye başlar ve
“sözlü kültürün zihin iktisadında yatan kökü, kuruyup” gider.24 Epik gelenek yazılı
kültür devresinde, ancak sözlü geleneğin izini silerek ve epik tarza yeni bir
biçim vererek ilerlemesini sürdürür. 11. ve 12. yüzyıllarda, Avrupa edebiyatlarında yiğitlik ya da kahramanlık yazını olarak bilinen bir tür şiir anlayışı
hâkimdir. Devamında şövalyeler yazını gelir ve ilk kez bu dönemde, aşk ve
kahramanlık temini birleştiren epik şiirlerle karşılaşılır. Ortaçağ Avrupa’sı
bir tür karmaşa, bunalım ve cehalet mekânı olarak görülür. Bu çağda kapalı
toplum yapısı, şövalyelik yazını ve büyüsel atmosferi gerekli kılar. Şövalye
epiklerinin oluşumu, derebeylik düzeni ile de yakından ilişkilidir. Ortaçağ
başlangıcında millî edebiyatların gelişiminde kilise edebiyatı ve buna bağlı
olarak Türk edebiyatında menakıpnamelerin karşılığı olan, manzum biçimde
kaleme alınmış din büyüklerinin hayatlarını anlatan destanlar görülür. Bunun
24
Ong, Sözlü ve Yazılı Kültür, s. 186.
YenI Türk ŞIIrInde destan
37
tam karşısında ise “çeşitli ulusal edebiyat sanatlarında yer alan ve soyut dinsel ideallerin değil, toplumsal yaşamın canlı ilgi ve çıkarlarının, öncelikle de ulusal tarihin
ve kahramanlarının belirleyici önem kazandığı ‘dünyevî’ mücadele öyküleri ve destanları” yer alır.25 Sadece şövalyelik ülkülerini, erdemlerini, savaşlarını anlatan
şövalye epikleri, Fransızların Chanson de Roland’ı ve Ispanyolların Le Cid’i ile
en ileri örneklerini bulur. Bu kahramanlık ve şövalyelik destanları, Orta Çağ
Avrupa’sının en yaygın eserleri haline gelir. Almanların Ilyada’sı olarak kabul
edilen ve “kahramanlık destanlarıyla daha sonraki şövalyelik ve derebeylik destanları
arasında bir köprü” olup “bir yandan Avrupa’nın söylencesel geçmişine, bir yandan
da şövalyeliğin geleceğine ışık”26 tutan Nibelungen; Ingilizlerin meşhur epiği Boewful gibi önemli epikler, bu dönemde yazıya geçirilerek yaygınlaştırılır. Devam
eden dönemde sözü edilmesi gereken bir diğer önemli eser de Italyanların en
büyük epik şiiri kabul edilen, Italyancanın özel bir lehçesi olan Toskana lehçesiyle, 14. yüzyılda Dante tarafından kaleme alınan Ilahi Komedya adlı alegorik
eserin yazılışıdır. Bu eserde Dante, ilahî bir epik yazmış ve kadın, ölümsüzlüğün bir simgesi olarak algılanmıştır. Italya’da epik şiir adına bir diğer gelişme
de Tasso tarafından Kurtarılmış Kudüs’ün kaleme alınmasıdır. Eserlerde toplumsal hayatın izlerinden öte, bireysel çabalar görülür ve epik için ilk içerik
değişikliği de yazılı dönem içerisinde başlamış olur. Bu ürünler dünyanın en
önemli inşa epikleri olarak kabul edilerek epope devrini de hızla açar. Yazılı
epik devrinin açılmasıyla birlikte, epik çağ kapanırken, epopeler çağı başlar.
Sözlü Kültür Dairesinden Yazılı Kültür Dairesine:
Epik Şiirin Çerçevesi
Insanlık tarihiyle yaşıt olan epik şiirin kuralları da ilk dönemden itibaren
oluşmaya başlar ancak sözlü geleneğin epik türü ile yazılı geleneğin epik türü
doğal olarak birbirinden farklıdır. Çobanoğlu’na göre epik şiirlerin ortaya çıkış zemini, “bir yanıyla aile, soy, boy gibi kültürel süreklilik veya benzerliklere sahip
toplulukların üstünde onları ortak bir kader, tasa, sevinç, kıvanç, ülkü, ilke ve yasa
etrafında birleştiren kahramanların başarılarının veya hayatlarının hikâyesi olarak,
ulusların ‘kahramanlık çağındaki’ uluslaşmalarının hikâyesi” olarak düşünülür. Diğer yanıyla da “daha sonraki dönemlere sözlü olarak oluşturulup nakledilen edebi-
25
26
Pospelov, Edebiyat Bilimi, s. 458.
Emin Özdemir, Türk ve Dünya Edebiyatında Dönemler, Yönelimler, Bilgi Yayınevi, Ankara 1999,
s.293.
38
YenI Türk ŞIIrInde destan
yatın doğası gereği geçirdiği bütün değişim ve dönüşümlere rağmen ‘gerçek’ olduğuna
inanılan adeta sözlü tarihleri olarak” algılanır.27
Yazı öncesi topluluklarda, ferdî ya da toplumsal tüm olaylar gibi sanat ve
tarih de söz ile eylemleşir ve aktarılır. Başlangıçta tarih ile edebiyatın ortak
olduğu, bu kavramların 19. yüzyıldan itibaren toplumbilimsel çalışmalarla
alansal ayrılığa girdiği bilinmektedir. Sözlü gelenek, tarih ve kültürü, edebî
yolla iletir. Jan Vansina, sözlü dönemde tarihin aşamalarını aktarırken, ilk
etapta formüllerin, ritüellerin ve becerilere dair temel başlıkların bulunduğunu söyler, ikinci aşama tabiata bağlı olarak yer ve kişi isimlerinin belirginleşmesidir ki bu ilk iki aşama, sözlü gelenek toplumlarının mitik söylenceleri
ile üçüncü basamağa aktarılır. Üçüncü basamak şiirdir ve bu aşama zamanla,
ferdî şiirleri de beraberinde getirecektir ki, epik şiirin ve devamında epopenin
doğuş aşamasıdır. Dördüncü aşama, hikâyeleri ve anlatmalık türleri doğuracaktır ve bu aşamada menkıbeleri, inanca dair anlatıları oluşturan sözlü gelenek insanı, gelişiminin son aşamasında, edindiği tecrübeleri töre ve gelenek
olarak yasalaştıracak ve kurduğu hiyerarşik düzen içerisinde bu törelerin aktarımını sağlayacaktır. Bir sonraki adım, zaten yazılı kültür dairesini içerecek
ve ortak hafıza artık yazıya dökülecektir.28
Epik Şiirin Muhteva ve Şekil Özellikleri
Epik şiirin muhtevasını, toplumu temsil eden bir kahraman aracılığıyla
toplumsal olayları yansıtmak ve anlamlandırmak oluşturur. Kahramanlığa yer
veren bir anlatı, sözlü dönem epik şiiri için temel şarttır. Sözlü kültür dairesindeki epik şiir, “yeryüzünün ve kâinatın oluşumuna, kaostan kozmosa dönüşüm
sürecine dair geleneksel dünya görüşlerinin ilk verileri olarak tanımlanabilecek olan
mitlerden sonra ve çoğunlukla onların gölgesini ve çizgilerini bir çerçeve olarak taşıyan, gerek kahramanlarının ve gerekse olayların akışıyla birlikte tarihe ait zamanlarda
olmuş olayların hikâyesi inancıyla, sözlü kültür ortamında ve yüz yüze bir iletişim
bağlamında teatral çizgilere sahip bir biçimde anlatılıp nakledilen, en geniş anlamıyla
kahramanlık ana temalı”29 öykülerdir. Yazılı dönemde ise insan duygularının
karmaşıklaşması, toplumsal hayatın zenginleşmesi ile muhtevada da çeşitlenmeler görülür.
Zaman noktasında epik şiir, anlatıcının söylemine ve olaya baktığı yere
bağlıdır. Zamanın kullanılışı kesin kalıplarla sınırlandırılmaz. Bazen, epik za27
28
29
Özkul Çobanoğlu, Türk Dünyası Epik Destan Geleneği, Akçağ Yayınları, Ankara 2003, s. 16.
Jan Vansina, Oral Tradition as History, Londra 1986’dan çevrilerek ve özetlenerek aktarılmıştır.
Çobanoğlu, Türk Dünyası Epik Destan Geleneği, s. 16.
YenI Türk ŞIIrInde destan
39
man sıçramalar yapar. Şerif Aktaş’ın edebî eserlerdeki vaka zamanı olarak
belirlediği zaman ile anlatıcının olaya baktığı zaman arasındaki fark nasıl “itibarî metin”leri ve “âlem”i doğurursa30 epik türün ozanı da olaya yaklaşma mesafesini şiir içerisinde ara ara belirtmek zorundadır. Kahramanın büyümesi,
epik zamanda sıçrama gerektirir ve çocukluk çağı bir an önce atlanarak hedefe
varılır. Birkaç sayfada çok uzun bir zaman süresi adeta özetlenerek aktarılabilir. Eylemin bulunmadığı veya eseri etkilemediği durumlar hızla geçiştirilir
ve bu bölümler faydacı bir nitelik taşır. Destanlarda (epiklerde) zaman akışı,
olayların birbirini kronolojik olarak takip etmesi ile gelişir. Geçmişte kalan bir
durumun anlatılması veya kahramanların hayatlarına ilişkin ayrıntıların verilmesi gerektiğinde, hikâye olduğu yerde durdurulur ve geri dönüş başlatılır.
Bu geri dönüş ya kahramanın ağzıyla anlatılır ya da anlatıcı tarafından özetlenerek aktarılır. Bununla birlikte sözlü epik zamanının mutlaka bir belirsizlik
içerdiğini de söylememiz gerekir. Eylemlerin zaman sırasına göre dizimi ise
bir başka konudur. Olayların zamanları esas alınarak oluşturulan ve anlatının
kronolojik olarak yerleştiği epiklerde, yazar/anlatıcı, uzun bir epik için gerekli bütünlüğü sağlam biçimde kurar. Kahramanın tüm yaşantısı ve eylemleri
eser içerisinde rahatlıkla yer edebilir ve belgesel epik olarak adlandırılabilecek olan tür de bu şekilde doğar. Belgesel epik kahramanın kronolojik eylem
dökümünü bizlere ileten bir uzun türdür. Toplumsal yaşam koşulları, sosyal
ve gündelik hayat, zaman eksenli anlatılarda daha rahat açıklanabilir. Modern
epik çoğunlukla bu yapıdan uzaklaşır ve olaylar arasındaki nedenlerin sorgulanmasına bağlı bir anlatı yapısı geliştirir.
Epiklerin mekân kullanımında, çok belirgin olmayan ve sadece genel
mahiyette altı çizilen bir coğrafi çevre kullanılır. Epik şiirler farklı çağlarda,
farklı mekânlarda yaşayan ve yaşayacak olan tüm insanlara bir mesaj vermek
amacında olduğu için, mekânın bu tarz bir belirsizlikle çizilmesi gayet doğal görünmektedir. Ayrıca epik şiir, insanların dışadönük ve tabiata bağımlı
yaşadıkları devirlerin ürünüdür. Bu nedenle anlatılarda çok geniş bir coğrafî
çevrenin bulunduğunu, dağ, tepe, ırmak, deniz gibi genel ve geniş mekân
tasvirlerinin, epiğin hamasî söylemiyle birleştiğinde bir cihangirlik idealinin
de yansıması olduğunu söyleyebiliriz.
Epiklerde kişi sayısı oldukça fazladır. Destanlarda bu sayı daha da artar.
Anlatı kuralları çerçevesinde, dikkat önce bir başkahraman etrafında toplanır
ve geriye kalanlar, o kahraman etrafında yerlerini alırlar. Şematik bir yapıya sahip olan kahramanlar genellikle tip olarak görünür. Yapıları zıtlıklara
30
Şerif Aktaş, Roman Sanatı ve Roman Incelemesine Giriş, Akçağ Yayınları, Ankara 2005, s. 107-126.
40
YenI Türk ŞIIrInde destan
ve karşıtlıklara işaret edecek biçimde düzenlenir. Epik eserlerin temelinde
kişilerin eylemleri vardır. Yaşananların kolektif hafızada canlı tutulabilmesi
için cisimleştirilmesi gerekir ve sözlü gelenek kendine özgü dinamik zihin
işleyişini kullanarak, kahramanlar doğurur. Kahramanın anısının kalıcı olabilmesi için de, birer tip olarak yaşaması gerekir. Epik şiirde kahramanlar, eylem
insanlarıdır ve eylemleri dışında ruhsal halleri incelenmez. Bu nedenle kahramanın duyguları oldukça düz bir çizgide ele alınır. Kahramanın duygularının
derinlemesine işlendiği bölüm, onun amaçlarıyla ilgilidir. Kahraman topluluk
ruhuyla paralel bir amaca sahip olduğu an, duygularındaki keskinlik, yoğunlaşma ve coşku, detaylarıyla işlenir. Bunun dışında kahramanın iç dünyası,
tek eksenli anlatı düzeninde yer etmez. Metin esas olarak eylemlerin aktarımdan ibaret kalır. Özetlemeli aktarım, modern çağda yitirilmiş ve nesnel dünya,
eserlerde daha ayrıntılı biçimde anlatılmıştır. Epik, yüceltilmiş kişileri verir
ve bu şiirin kahraman yanlısı olduğunu söyleyebiliriz. Biçimindeki görkem ve
içerdiği coşku da bu toplumsal rolden kaynaklanmaktadır.
Inşa epiğin kahramanı, bilgi konusunda da diğer şahıslardan üstündür.
Sözlü dönemin kahramanı, mücadele ve savaş konusunda donanımlı olmalıdır. Oysa yazılı devrede bilgi zorunluluktur. Bilgisiz bir kahraman ancak alay
unsuru doğurur. Artık sadece bilek gücü ve savaşa dair oyunlar değil, zekânın
kıvraklığını ve üstünlüğünü gösterecek dilsel atışmalar, yermeler ve bilmeceler gibi unsurlar da kahramanları sınavdan geçirir. Yeni Türk Edebiyatı sahası
içerisinde de gördüğümüz Battal Gazi temalı destanlarda Battal Gazi’nin şakacı, zeki ve söz oyunlarında mahir oluşu, yine aşk destanlarında kahramanın,
yaptığı eylem kadar söz oyunlarında ve zekâda da sınanması bu savı kanıtlar.
Epik türde bahsedilmesi gereken bir diğer başlık, anlatıcı ve bakış açısıdır. Epik şiir daima dinleyiciler ile anlatı arasındaki bağı sağlayan, müşahit
konumda, hâkim ve dolaysız bir anlatıcı kullanır. Gerçeklik, bu anlatıcının
teknesinde mayalandığı ve epik tür, bütün bir dünya görüşünün yansıması
olarak anlatıcıya özgü algı ve düşünüş kalıplarına göre de şekillendiği için bu
türde anlatıcı figürün varlığından söz edilmelidir.
Antik çağ epiklerinin anlatıcısı, tanrısal bakış açısını kullanır. Bu bakış
açısında anlatıcı, kahramanları veya anlatısı ile duygudaşlık kurmaz. Her şeyi
bilir, görür ve anlattığı olaylar sanki şahit olduğu bir devre aittir. Böylece epik
anlatı da nesnellik kazanır ve inandırıcılığı artar. Kahramanlarıyla arasına mesafe koyan anlatıcı, dinleyicilerin önünde ve onları yönlendirici konumdadır.
Olayların ortasından anlatıya başlar ve konu, bütünlüğünü aldıkça anlatı merkezinden geriye çekilerek, olayları kendisinden bağımsız akıp gidiyormuş gibi
anlatır. Ilk dönem epik anlatıcılarından korkulur, ancak bu çok bilen ve gören
YenI Türk ŞIIrInde destan
41
anlatıcılara derin bir saygı da duyulur. Inşa epik dönemiyle anlatıcılar da çeşitlenir ve konumları değişmeye başlar. Modern edebiyatlarda epik şiirdeki
anlatıcı, olaylara daha öznel ve yanlı bakar. Artık anlatıcı, dünyayı kahramanlarının gözüyle algılamakta ve kahramanının fikirleriyle düşünmektedir. Bu
durum anlatıcının erişilmezliğini de ortadan kaldırır.
Epik şiir, ilk doğduğu zamanlarda, kesinlikle uzun şiiri karşılayan bir türdür. Anlatmalık metin olan ve hazır kalıplar sayesinde anlatıcının kabiliyetine
bağlı olarak genişletilebilen epik tür mutlaka uzun olmak zorundadır. Zamanla destan kavramının doğuşunda uzun şiir formu etkili olur ve epikten
miras kalan destan da uzun şiiri karşılar duruma gelir. Epiğin bünyesinde
barındırdığı hamasî söylem, kısa şiirlerde de görülür ve şairler kısa şiirlerine
de destan ismini verirler. Zaten, epiğin içerdiği anlam genişledikçe, uzun olan
şiir, kısa olsa da hamasî olan şiir, anlatmalık olan şiir ve aidiyet şuuru taşıyan
şiir, epik kavramıyla ve destan olarak adlandırılmıştır. Bu nedenle uzunluk
modern dönemde epiğin ölçüsü olmaktan çıkar. Çok kısa olan ancak epik
tem taşıyan şiirler rahatlıkla destan sayılabildiği gibi romanlar da epik türe
ve destana dâhil edilebilir olur. Sonuç olarak modern dönemde epik türün,
uzunluğu dışında motifler, şahıslar ve konunun bütünlük boyutlarıyla belirlendiğini söyleyebiliriz.
Epik kalıplar noktasında epik şiir, oldukça keskin sınırlar çizer. Yazıyla
sabitlenemeyen formların, uzun olması aslında mümkün değildir. Peki, epik
şiir, sözlü geleneğin uzun anlatısı olarak, varlığını nasıl devam ettirir? Bu
sorunun cevabı kalıplaşmış ifade yöntemlerinde ve epitetlerde gizlidir. Sözlü
kültürde deneyimler, belleğin gücünü artıracak ve hatırlanmayı kolaylaştıracak biçimde formüle edilerek akla yerleştirilir. Bu nedenle sözlü ve uzun bir
tür olan epik şiirde, düşünce ritim ağırlıklı olarak sunulur. Ritim hem hatırlamayı kolaylaştırır hem de sunum açısından zenginlik getirir. Sözlü gelenekte
mısraların önemi yoktur. Anlatı bir bütün olarak ağırlık kazanır ve mısralar
üzerinde düşünülmez ancak bütünlük duygusu ritim ile sağlanır. Kalıplaşmış
söz ve deyimleri bir ritim içerisinde kullanılmayan epik şiirin yaşaması mümkün değildir. “Ritim, uzun destanların göğüs ağrılarını dindirir.”31 Bunun yanında
kalıp sözler de epiği diri tutar. Kahramanın silahları, savaşması, giysisi, aşkı,
seyahati, göçü, düşünüşü, düşmanla diyalogları daima birbirine benzer söz
kalıpları ile anlatılır. Basmakalıba gitmeyen, değiştirilebilen ve yenilenebilen
bir görenekli dil yapısını sağlayan bu kalıplar, yüzyıllarca işlenen bir geleneğin birikimi olduğu ve defalarca dinleyicilerin beğenip alkışladığı, genel
kabul görmüş yapılar olduğu için ve şairler şiiri istedikleri bölümde uzatma,
31
Erdoğan Alkan, Şiir Sanatı, Yön Yayınları, Istanbul 1995, s. 98.
42
YenI Türk ŞIIrInde destan
daraltma, konuyu dağıttıktan sonra uygun biçimde toplama ve bağlama gibi
kolaylıkların yanı sıra, anlatıyı hazır kalıplar vasıtasıyla değiştirme hakkına
da sahip oldukları için, eser her defasında yeni bir söylem ve epik koda ulaşır. Bu da epik şiiri, modern dönemde Eco’nun önerdiği açık yapıt haline de
getirir. “Goethe’nin dediği gibi, ‘Epik dili sizin yerinize düşünen ve şiir yaratan bir
dildir.”32 Bu durum epiğin ideal uzunluğa ulaşmasına ve “o çöreği andıran düz;
ama olağanüstüyü de barındıran çok katmanlı kusursuz dünyası”nı33 hazırlamaya
imkân sağlar.
Epik şiirlerde kullanılan bir diğer sanat tekniği de kalıcı sıfatlar olarak adlandırılan epitetlerdir. Atlar daima hızlı, kızlar hep güzel, erkekler hep yürekli,
casuslar hep çıkarcı, güneş hep kızıl, rüzgârlar daima serttir. Standartlaşmış
kalıplar, belli başlı sahne ve izlekler çevresinde yoğunlaşır. Meclis toplantıları,
sefer kararları, göç ve yolculuk, savaş hazırlıkları ve savaş araçları, düşmanın
bahadırları, kahramanın savaşı ve düşmanı yenişi hazır kalıplarla verilir. Bütün epik şiirler için geçerli olan bu kalıplar, dünya anlatılarının tamamında
da ortaklıklar gösterir. Epik şiir, kolayca doruğa ulaşan bir çizgi takip etmez.
Episodik yapı işte tam da burada anlatıcıya hem uzun anlatının yükünü kaldırabilme becerisini verir hem de anlatımda geri dönüş veya sıçramaların kolay
yürümesini sağlar. “Kolektifi yaratmak, onun için perçinleme usullerini icat etmek
demektir.”34 Dolayısıyla ortak şuura seslenecek epik nitelikteki ürünlerde, arkaik destanlarda, kahramanlık destanlarında ve tarihî destanlarda epik kalıplaşma devam ettirilir.
Epik şiirde benzetme ve metaforlarla zaman zaman karşılaşabiliriz. Ancak imge dili yazılı edebiyatın şiirinde olduğu gibi değildir. Bu şiirde imgeler, yine topluluğun hizmetindedir. Yazılı gelenek şiirinin alışılmadık imge
yapısı ve kapalılığı, model epik dönemi için söz konusu değildir. “Imgesellik,
bu bilincin ve bu yaratışın karakteristik bir boyutuydu. O dönemde insanlar henüz soyut kavramlar oluşturacak, görüngülerden genel olan’ı bireysel olan’ dan soyutlayacak
durumda değillerdir. Tasarımlarında, bir tür’ün varlığı, özellikle güçlü ve belirgin bir
temsilcisinin “suret”inde bulunurdu.”35 Doğa varlıklarının görüngüleri, insan hayatıyla benzeştirilerek, kişileştirmelere ve benzetmelere yönelmek epik şiirin
karakteridir. Tabiat unsurlarına seslenmek, onlarla dertleşmek ve onlara soru
sormak, bu tarz şiirlerde sıklıkla görülür. Tabiat varlıklarının imgesel varlıkları ya da karakteri, insanın tavrına yansıyarak koşutluk oluşturur ve kahra32
33
34
35
Belge, Edebiyat Üstüne Yazılar, s. 409.
Şarkdemir, Kahramanın Dönüşü, s. 19.
Kemal Abdullah, Gizli Dede Korkut, (Akt. Ali Duymaz), Ötüken Neşriyat, Istanbul 1997, s. 53.
Pospelov, Edebiyat Bilimi, s. 59.
YenI Türk ŞIIrInde destan
43
manı tabiat unsurlarından birine benzetmek, bu tasvirleri daha da anlaşılır
kılar. Modern dönemde, geleneksel destan yapısı gösteren eserler dışında,
epik şiirlerde tabiat böylesi bir kişileştirme ile değil, kendi doğal güzellikleri
ile nesnesel olarak görünür. Dede Korkut halkasına bağlanan destanlarımızda
ve kahramanlık destanlarımızda ise tabiata soru sorma, tabiat unsurlarından
yardım alma gibi teknikler sözlü dönemdeki şekliyle korunur.
“Doğa ve çevre tasvirleriyle portreler, epik anlatımın resim ve çizgi sanatına yakınlığını göstermektedir.”36 Kişilerin eylemlerinin betimlenmesi dışında, kahramanın fiziksel tasviri de epik eserlerde geniş yer tutar. Model epik devresinde,
portre tasvirlerin idealize bir tip oluşturması noktasında çokça benzetme,
yüceltme ve abartma içeren, hayranlık ve öznel değerlendirmelerle süslenmiş, parlak tasvirler görürüz. Inşa epik devresinde ve özellikle gerçekçilik
akımından sonra portrelerde de kahraman daha insanî boyutlarla anlatıya
yerleşir. Ulusal bir mücadele veya direniş sonrasında ortaya çıkan kahramanların, halkın ortak muhayyilesinde zenginleşerek, ilk dönemlerdeki epik tür
tasvirlerine uydurulduğuna da zaman zaman şahit oluruz. Bu, kahramana duyulan yüksek sevgi ve saygının da sonucu olacaktır ve şair, belirlenen tasvirin
dışına çıktığında eseri kabul görmeyecektir. Destanlarda doğa olaylarına dair
tasvirlere de rastlarız. Edebiyatın ilk gelişim evrelerinde tabiat kişileştirilerek
kullanılır. Epik şiirde de gündüz, gece, güneş ve tabiat olaylarına dair birtakım tasvirlere rastlanır. Bununla birlikte mitolojik nitelik de taşıyan ve epik
şiirin vazgeçilmezlerinden olan dağ, ırmak, orman, deniz gibi tabiat unsurlarının da kahramanlarla yakından ilişkili olduğu ve bununla ilgili tasvirlerin de
eserde geniş yer edindiğini görürüz. Güç ve/veya zenginlik göstergesi olarak
epik türde yer edinen nesne ve eşyalarda görkemli, büyük, muhteşem, değerli
taşlarla örülü vb. biçimlerde sıklıkla anılır.
Epik eserler başlangıçta diyalog noktasında fakirdir. Daha çok anlatıcının
hikâye etmesine ve özetlemesine dayanan epik yapıda, kahramanın annebabasıyla ya da bilge/komutan kişiyle ya da düşmanıyla yaptığı konuşmalar,
basit bir diyalog halinde verilir. Şahısların iç konuşmalarına ideallerin belirtilmesi dışında, model epik devresinde rastlanmazken inşa epik devresinden
itibaren iç konuşmalar da eserlerde görülmeye başlanır. Bilinç akışı tekniğinden uzak, derli toplu ve sistematize edilmiş bir diyalog örgüsü ise modern
dönem epiklerinin vazgeçilmezleri olur.
Epik türün dil ve üslûp özelliklerine baktığımızda ise ilk olarak epik dilden
söz etmemiz gerekir. Olağanüstü ve büyük anlatılar, seçkin ve yüceltilmiş bir
üslûpla anlatılmak zorundadır. Epiğin bütününden alınan haz, aslında bilin36
Pospelov, age, s. 260-261.
44
YenI Türk ŞIIrInde destan
dik bir hikâyeyi yeniden yorumlamaktan alınan zevktir. Bu durumda epik şiir
de ister istemez musikiye yakın bir dile –bütünsel, kulağa dayalı ve etkili– ihtiyaç duyacaktır. Üslûp bakımından incelendiğinde epik şiirde hamasî ve yüceltilmiş bir üslûbun kullanıldığı görülür. Kahramanlara olağanüstülüklerin
de yüklendiği bu tür, masalsı bir anlatıma sahiptir. Epik şiirler, hayata karşı
direnişin ve insanın kendini sorgulayışının örnekleyicileri oldukları için, bu
eserlerin sert, kuvvetli ve yoğun bir anlatım ile kaleme alınması daha doğru
görünür. Epik şiir üslûbunun belirgin niteliği, “yüceltilmiş duygularla dolu, abartılı, görkemli, süslü sanatlı”37 bir söylemdir.
B. KAVRAM, TÜR, ÖZELLIK, IŞLEV AÇISINDAN DESTAN TÜRÜ
Destan Kavramı
Dünya edebiyatında destanın karşılığı olarak epope kavramı kullanılır.
Epopenin karşılığını, Islâmî kültür ile birleştiren Türkler, Farsçadan dilimize
geçen ve ‘efsane’, ‘masal’, ‘ün’, ‘şan’ gibi anlamları karşılayan, ‘dâstân’ kavramını tercih ederler. Destan kelimesi Islâmiyet etkisiyle birlikte Türk edebiyatına yerleşir, ancak kavramın ilk kez ne zaman kullanıldığı bilinmemektedir.
Destan, Anadolu dışındaki Türk ülkelerinde de ortak kullanılan bir terim
olmakla birlikte, şiveler arasında çeşitli fonetik farklılıklar görülür. Destan
yerine, ‘dastan’, ‘döstan’, ‘dessan’ denmesi gibi.38 Bunun dışında destan karşılığı kullanılan kelimelere de Türk dünyası edebiyatlarında sıklıkla tesadüf
edilir. Örneğin, “Yakut Türkleri olangho (manzum kahramanlık şiiri, kahramanların hayat hikâyeleri), Kırgız Türkleri comok (kahramanlık destanı) derler. Bunların
yanında sab ve irtegi kelimelerinin “hikâye, kıssa vb.” anlamlarıyla destan yerine
geçerli sayıldığı da görülür. Destan yerine ‘Esâtir’ kelimesi de bir süre kullanılmıştır.39 Kuman, Kırım ve Çağatay edebî dillerinde ‘hikâye, kıssa, destan,
eski söz’ manalarına gelen ‘irtegi, ertegü’ kelimesinin varlığını da bilmekteyiz.40 Türk dünyası ülkelerinde destanın genellikle kahramanlık öykülerini
karşıladığını söyleyebiliriz. Ses ve anlam değişikliği ile Türkiye Türkçesinde
37
38
39
40
Pospelov, Edebiyat Bilimi, s. 233.
Agâh Sırrı Levend, Divan Edebiyatı Kelimeler ve Remizler, Mazmunlar ve Mefhumlar, Enderun Kitabevi, Istanbul 1984, s. 145-170.
“Destan”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Dergâh Yayınları, Cilt: 2, Istanbul 1977, s. 263.
Şükrü Elçin, “Türk Dilinde Destan Kelimesi ve Mefhûmu”, Halk Edebiyatı Araştırmaları 1, Akçağ Yayınları, Ankara 1997, s. 33-34.
45
YenI Türk ŞIIrInde destan
destan biçiminde kullanılan kelime bugün, “1. Hikâye, masal 2. Bir olay veya bir
hali hikâye eden manzume, manzum eser. 3. Batı edebiyatından alınarak (epope) insanların ilk meydana getirdikleri hem yiğitçe, hem olağanüstü hikâyeleri anlatan uzun
manzume”41 gibi farklı anlamları karşılar durumdadır.
Destan Türleri
Dönemlerine göre destanlar, sözlü ve yazılı destanlar olarak iki başlıkta incelenir. Sözlü destanlar, ilk bölümde görmüş olduğumuz epik kurallar çerçevesinde oluşturulan, anlatıcı-dinleyici ilişkisi içerisinde sürdürülen, usta-çırak yöntemiyle geleneğinin devamı sağlanan, sözlü geleneğin varlığı ile kendi
varlığını devam ettirilebilen destan türüdür. Destan devri, sözlü destanlar ile
başlatılır ve bu devredeki destanlar, anlatıcılar tarafından gelenek içerisinde
genişletilerek büyütülür. Yazılı destan ise sözlü olmanın bazen zıddı, bazen
de bir sonraki aşaması anlamında ve “destan metinlerinin yaratımı, muhafazası ve
aktarımını açıklamada”42 kullanılan bir terimdir ve yazılı destan halkası, sözlü
destan geleneğinin sonucu olarak değerlendirilir.43 Usta bir şair, milletinin
sözlü hafızasındaki bir destanı, kendi üslûbu ile yazıya aktardığında, o destan artık yazılı kültürün malıdır. Sözlü kültüre ait olmakla birlikte, o devreye
ait şekilleri mevcut olmayan ve yazılı metinlerinden takip edebildiğimiz destanlar da yazılı destan olarak adlandırılır. Islâmiyet öncesi destanlarımızın
birçoğu bu durumdadır. Bünyesine Islâmî unsurlar da katılarak yazıya geçirilen destanların, sözlü özellikleri zamanla kaybolur. Hatta bu tarz eserlerde,
nazım-nesir karışık duruma gelir ve destanın nazım olma zorunluluğunun da
dışına çıkılmış olur. Sözlü destanlar, küçük toplumsal birimleri konu edinir
ve onlara hitap eder. Yazılı destanlar ise bir dünya görüşüne hizmet eder ve
önemli fetihleri, tarihsel olayları, evrensel düzendeki insanın ruhsal serüvenini işleyerek ulusal bir değer kazanır.
Yapılarına göre destanlar, temel destan ve ikincil destan türlerini kapsar.
Temel destanlar, model epik devresinde oluşturulan destanların ilk örneklerini esas alan bir kavramdır. “Temel Destan (primary) terimi, daha çok batılı destan
araştırmacıları tarafından destan metinlerinin ilk oluşum dönemi için kullanılır. Terim
destan metninin sözlü gelenekte ve en eski şekline gönderme yapar.”44 Esas metin-eş
41
42
43
44
Mustafa Nihat Özön, Edebiyat ve Tenkit Terimleri Sözlüğü, Istanbul 1954, s. 62.
Ekici, “Destanlar”, s. 85.
Zeki Velidi Togan, “Türk Destanının Tasnifi 1”, Islâmiyet Öncesi Türk Destanları, (Hzl. S. Sakaoğlu, A. Duymaz), Ötüken Neşriyat, Istanbul 2006.
Ekici, “Destanlar”, s. 86.
46
YenI Türk ŞIIrInde destan
metin noktasındaki problemde de esas metnin belirleyiciliği, temel destan
metnini ortaya çıkarır. Ikincil destansa temel metinden doğan, destanları ifade eder. Taklit epiğin sınırlarını belirler. Daha eski destanlarla organik bir
bağlantısı olan veya kültürler arası ortaklıklar gösteren destanların bağlarını
açıklamada kullanılan kavramdır.
Destanların oluşumlarına baktığımızda ise doğal destan ve yapay destan
olmak üzere iki başlıkla karşılaşırız. Sözlü döneme ait özellikleri taşıyan destanlar, doğal destan olarak adlandırılır. Yapay destan ise sözlü kültür dairesinden uzaklaşmış olan toplumlarda veya kahramanlık çağının/destan devrinin
kapanmış olduğu dönemlerde, yazılı veya sözlü olarak; hem şekil hem de içerik itibariyle eski destan metinlerine benzetilerek oluşturulan destanlardır.
Eski anlatmalardan yapılan derlemelerden oluşabileceği gibi, şekil olarak eski
ancak muhteva olarak yeni ya da şekil ve muhteva noktasında yeni anlatımlardan da oluşabilen yapay destanlar, destan geleneğinden bağımsız sayılırlar
ancak aynı zamanda da bu geleneğin devamıdırlar. Yapay destanlar, akıl ve
mantık dönemi ürünleridir.45 Doğal ve yapay destan arasındaki fark, “birincilerin maşerî, millî vicdanın ürünü olmalarına karşı, ikincilerin ferdî haykırışların
hikâyesi olmasıdır.”46
Söylenişlerine göre destanlara baktığımızda manzum, mensur ve ölçülü
nesir destan tanımlarından söz etmemiz gerekir. Destanın oluşturulması, ezberlenmesi ve sunulması için temel şart manzum olmasıdır. Aristoteles’ten
beri epik şiirin şartlarının ritim ve ölçü konusunda yoğunlaştığı düşünüldüğünde, epik şiir kurallarıyla oluşturulan bir tür olarak destanlar da ilk doğdukları zamanda, ritim ve ölçüye uygunluk sağlayabilmeleri için, manzum
olarak üretilmiştir. Manzum olma, destana ait tür ve şekil özelliklerini de
belirler. Sosyal hayat şartlarının değişmesine bağlı olarak, ritmin ve kalıpsal
kullanımın geri plana atılması, yazının hâkim olması gibi nedenlerle, manzum destan yapısında da değişiklikler görülür. Sözlü olarak oluşturulan bir
eserin, yazıya aktarılması sırasında, aktarıcı nazmı, nesre çevirir ve mensur
destanlardan söz etmeye başlarız. Bunun sebepleri arasında, aktarıcının usta
bir şair olamaması etkili olduğu kadar, eserin oluşturuluş amacı ve dil faktörü de etkilidir. Örneğin Arapçadan edebiyatımıza gelmiş olan Battalnâmeler,
Arapça dil ve şiir kurallarının tam olarak aktarılamaması nedeniyle, manzum-mensur karışık veya tamamen mensur olarak aktarılmıştır. Ölçülü nesir
destan ise Dede Korkut destanlarında görüldüğü şekliyle, manzum-mensur
45
46
Şerif Aktaş, Osman Gündüz, Yazılı ve Sözlü Anlatım, Akçağ Yayınları, Ankara 2003, s. 205.
Hüseyin Ağca, Sözlü ve Yazılı Anlatımda Türkçenin Kullanımı, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı
Yayınları, Ankara 2001, s. 165.
YenI Türk ŞIIrInde destan
47
karışık olarak oluşturulan destanlarda, nesir kısmının şiir diline yatkın olarak
yazılması halidir.47
Şekil özelliklerine göre destanlar, uzun destan ve kısa destan olarak incelenir. Destan türünün en önemli unsurlarından biri uzunluk ve birden fazla
olay örgüsüne açık olmaktır. Uzun anlatı, genel olarak destan olmanın şartıdır. Zamanla, tür içerisinde değişme olmuş ve uzunluk şartı da değişime uğramıştır. Epik yapı taşıyan, destan özelliği gösteren kimi anlatılar, kısa olduğu
halde de destan olarak kabul edilmiştir. Burada belirleyici olan faktör, şeklî
özelliklerden ziyade, anlatının türün diğer şartlarını ne kadar sağladığıdır.
Içeriğine göre destanları genel bir belirlemeyle, arkaik destan, kahramanlık destanı, tarihî destan, aşk destanı, mitik-masalsı destan, halk destanı ve
millî destan olarak temel çerçeveye yerleştirebiliriz. Arkaik destanlar, anlatmalık türlerin ilk kaynağı olarak değerlendirebileceğimiz mitolojiden beslenen destanlardır. Tarihî gerçeklik taşıyan bir sınıflandırmaya alınamayacak
olan bu destanlar, mitolojik öğeler barındıran eski destanlar olarak görülür.
Dönemsel açıdan en eski destanlar olarak kabul edilen, konusu kahramanlık
ve savaş olmaktan öte, içerisinde büyü, sihir, sağaltım veya ayinsel unsurların
yer aldığı destanlardır. Köken mitlerinden yararlanarak oluşturulan bu destanlar, günümüzde büyük destanların giriş bölümleri olarak değerlendirilmelidir. Şehname buna iyi bir örnektir.
Kahramanlık destanları, bir kahraman ve onun maceralarını anlatan, temel
destan anlatısıdır. Thomas Caryle, Kahramanlar isimli eserinde kâinat tarihinin, kahramanların bir araya toplanmış biyografilerinden oluştuğunu söylerken, epik biyografi ile destanların da yakınlığına değinmiş olur.48 Tahkiye geleneği üzerinden kurulan eserlerde, anlatılan olayı yaşayan ve gerçekleştiren
“aslî bir kahraman (özne) vardır. Bu özne veya kahraman, o metnin belkemiğini teşkil
eder.”49 Vatan savunmasında bulunmak, sosyal ya da siyasal olaylara önderlik etmek, memleket özlemini dile getirmek, toplumsal kinlerin intikamını
almak, bir fethi gerçekleştirmek, kargaşaların dindirebilmesi için mücadele
etmek gibi idealler, destan kahramanına yön veren temel etkenlerdir. Zafer
ve maceraların egemen olduğu bir toplumda, destan hâlâ savaşçılara ilgi gösterir.50
Tarihî destanların çekirdeğinde mutlaka tarihî bir olay vardır ve destanlar,
tarihten ayrı düşünülemez. Bir devletin kuruluşu, boylar ya da milletler ara47
48
49
50
Ekici, “Destanlar”, s.95.
Thomas Caryle, Kahramanlar, (Çev.: Behzat Tanç), Ötüken Neşriyat, Istanbul 2004.
Hasan Aktaş, Çağdaş Türk Şiirinde Tip ve Karakterler, Yort Savul Yayınları, Edirne 2006, s. 21.
Jacqueline De Romilly, Homeros, (Çev.: Işık Ergüden), Dost Yayınevi, Ankara 2007, s. 105.
48
YenI Türk ŞIIrInde destan
sı mücadele, tarihsel nüveler olarak destanların temel konularını oluşturur.
Destanlar bazen tarihî vesikalardan takip edilen bir olayı işleyebildiği gibi
bazen de belgelerle takip edilemeyen uzak tarihi anlatıyor olabilir.
Aşk destanları, konusunu aşktan alan ve toplumsal bir gaye de taşıyan
destanlardır. Destancı, duygu ve düşüncelerini sembolik bir aşk üzerinden
anlatabileceği gibi, anlatı sonunda kahraman bir aşkla da ödüllendirilebilir.
Çoğunlukla kahramanlık destanları ile aşk destanları birleşirler ve ortak niteliklere sahiptirler.
Mitik-Masalsı destanlar, arkaik dünyanın unsurlarıyla, toplumların mitik
fantezilerini barındıran ve kahramanlık maceraları ekseninde bunları işleyen
destanlardır. Northop Frye’in “romans” terimini önerdiği ve “insanlarla mitik
dünyanın sınırlarını ayırdığı”51 bu tür destanlara, “Kahramanlık masalı” biçiminde bir adlandırma da verilir. Masalsı destanlar, “kahramanlığa dayalı olağanüstü-fantastik maceralar” olarak da tanımlanabilir.52
Daha çok Rusya kökenli bir adlandırma olarak gelen halk destanları içerisinde siyasi çıkarların var olduğu söylenebilir. Bir toplumsal grup ya da sınıfa
mâl edilen destanın durumuna işaret eden bu yapı, Yeni Türk Edebiyatı destan sahasında toplumcu gerçekçi bakışın, destan tutkusunun da dayanaklarından olur. Millete ait olmaktan öte bir gruba ait olan bu tür destanlarda,
millî oluş geride bırakılır. Bu başlık içerisine çok fazla sayıda destan türü ilave
edilebilir. Bu destanlardaki “düşmana mal, can, yer, su için vurulan darbenin arkasında vatanı sevme ve koruma maksadı”, “han ve beylerin halkı ezdiği” durumlarda
ortaya çıkar. “Bu kahramanlar halkın dilinden düşmezler ve bir epik alana yerleşip,
pek çok kahramanın hareketlerini yönlendiren temel dürtü olurlar.”53
Millî destanlar ise Batı dillerinde epope olarak adlandırılan ve bir soyun
veya soya ait boylardan birinin hürriyet, istiklâl ve bütünleşmesiyle ilgili büyük sevinç veya keder ifadesi olan ve bir örnek kahramanının etrafında teşekkül eden tahkiyelendirmelerdir.54 “Her kavmin efsanevî tarihinden, hayalî ilah51
52
53
54
Selahattin Bekki, “Altay Türk Destancılık Geleneği ve Maaday-Kara Destanı”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt:3, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 573.
Mehmet Aça, “Köne Epos (Arkaik Destan) Kavramı ve Türk Halk Hikâyelerindeki Âşıklara
Mahsus Evlilik Konusunun Kaynaklarından Alplara Mahsus Evlilik” Millî Folklor, Sayı: 47,
Ankara 2000, s. 12.
Aynek Caynakova, “Manas Destanında Nesillere Uzanan Mefhumlar ve Destanın Tarihle Ilişkisi”, Bozkırdan Bağımsızlığa Manas, (Hzl. Emine Gürsoy Naskali), Türk Dil Kurumu Yayınları,
Ankara 1995, s. 149-150.
Sadık Tural, Tarihten Destana Akan Duyarlılık, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2000, s. 57.
49
YenI Türk ŞIIrInde destan
larından, kahramanlarından, savaş ve zaferlerinden, yani eski övünülecek işlerinden
bahseden eserler”55 olarak tanımlanan millî destanlar, Yeni Türk Edebiyatı sahası içinde değerlendirilebilecek temel destan türlerinden biridir. Tarih, folklor,
mitoloji, sosyoloji gibi pek çok bilime çeşitli veriler kazandıran millî destanlar,
millet olma şuurunu gelecek kuşaklara ileten ve geçmiş hayatı söz hazinesi
halinde barındıran önemli miraslardır. Millî destan, evrensel temalı konuların
yığıntısı değil, bir milletin tarihî seyri içinde, toplumuyla birlikte kalıplaşmış,
yayılmış, insanlarının gündelik hayatları ve kültürleriyle kaynaşmış, tarihî bir
gereklilik taşıyan estetik bir kültür ansiklopedisidir. Bu durumda millî destan, bir toplumun tüm değerlerine seslenen, millî bir kahraman üzerinden, o
millete ait olayları aksettiren; millet/ırk devamlılığını esas alarak bir soyun
bütün hayat macerasını dile getiren; bir toplumun kültür ansiklopedisi mahiyetinde olan destandır. Ülküsel/ütopik bir mahiyet de taşıyan millî destanlar,
toplumların kültürel hayatiyeti noktasında da oldukça önemlidir.
Destanlarda Kahraman Kültü
Destanları bir kahramanın epik biyografisi olarak takip etmemiz mümkündür. Kahramanlık, Antik Yunanların ‘arete’ dedikleri kavramla yakından
ilişkilidir. Insan davranışının özel alanlarında mükemmellik için savaşmak
düşüncesi anlamında kullanabileceğimiz ‘arete’, tüm kahraman tipleri için
uygulanabilir. Cesaret, güç, yetenek, kararlılık, inanç gibi faktörler, savaşçı
kahraman aretesinin bileşenleridir ve alp tipinin aretesine; zihnin aretesi bilge kahraman tipine aittir. Hegel’e göre bireyin dışavurum yolları, onun edimini belirler. Bu görüşten hareket eden Blanchot, kahramanlığın da bir dışavurum olduğunu söyler. “Kahramanlık, dışavurumdur; özle görünüşü birleştiren, edimin mucizevî parlaklığıdır. Kahramanlık, edimin ışık saçan egemenliğidir. Sadece edim,
kahramanca olabilir; edimde bulunmayan kahraman, bir hiçtir…”56 Yani edimin olmadığı yerde kahramanlıktan, kahramanın olmadığı yerde de epikten söz edilemez. Bu yargı, destanın kahramandan ayrı düşünülemeyeceğinin de kesin
yargısını verir. Kahraman bazen bir dinî anlatı için ahlâkı temsil ederken, bazen aşk için bir kahramanlığı yaşar. Toplumsal başarı isteyen destanlarda akıl
ve irade; kahramanlığı hedefleyen destanlarda ise güç önemlidir. Amaçlar ve
destan türleri değişse de evrensel nizamın peşinde koşan destan kahramanı,
55
56
Tahir’ül-Mevlevî, Edebiyat Lügati, (Hzl. Kemâl Edib Kürkçüoğlu), Enderun Kitabevi, Istanbul
1973.
Franco Moretti, Modern Epik, (Çev.: Nurçin Ileri, Mehmet Murat Şahin), Agora Kitaplığı, Istanbul 2005, s.15.
50
YenI Türk ŞIIrInde destan
aynı karakterde, aynı fizyolojik yapıda görünür. Destan kahramanlarının sosyolojik bir okumaya uygun olan temel karakterlerinden biri de, kahramanın
toplumla birlikteliğidir. “Kahramanın her eylemi, topluluğun inanç sistemi, ahlak
yasası veya töresiyle (ataların dini) örtüşmektedir. Kahramanın ruhunun kanatlanışına tanık olduğumuz her sahne, bizi “mutlak” zaferin doruğuna daha bir yaklaştırır.”57
Destan Kahramanının Poetik Özellikleri
Destan şairi, tarihî bir kahramanlığı olduğu gibi yansıtamaz. Duygusal ya
da düz bir anlatımla verilen destan metni, inandırıcı ve etkileyici olmaktan
öte yavan bir metin haline dönüşür. Bu nedenle kahramanlar destanlara kurmaca kişilik ve olaylar içerisinde, fantastik ve mitik boyutlarda beslenerek
yansır.
Destan kahramanı dönüşümle (demiurg) gelir. Demiurg aslında kozmik
dünyada bulunan veya tabiat olaylarıyla ilişkili olup bunlara dönüşebilen kahramanı karşılar. Ilk ata, yaradan olmakla birlikte, demiurg belirli bir nesneden, farklı bir nesne hazırlanmasının ilk düşünücüsü olur ve türeyişi gerçekleştirir. Kahraman da mitolojide yarı hayvan, yarı insan görünüşündedir ve
bu totem akrabalığını doğurur. Kahramanlık destanlarında bu imaj sarsılsa
da kahraman ritsel bazı inançların nesnesi olarak görülür. Anne, kahramana
hamileyken, arslan veya kurt gibi hayvanların başı, yüreği veya önemli uzuvlarını çiğ olarak yer. Bu kahramana büyü veya kut değeri vermekle alakalı bir
ayinsel sembolizasyonu karşılar. Tarihî destanlarla birlikte kahramanlar, insanlık için keşfe çıkan tanrısal varlıklar olmaktan uzaklaşarak yüksek idealler
uğrunda savaşa programlanan üstün nitelikli insanlar olurlar. Destan kahramanı, aşırı derecede stilizasyona uğramakla birlikte, en saf halde, düz bir tip
olarak çizilir. Kahraman fonksiyonel olduğu için, karakter değil tip halinde
bulunmak durumundadır.
Destan Kahramanının Tarihsel Gelişimi
Tüm sanat dallarının sinkretistik bir yapı sonucunda, olayların, kişileştirme ve yükseltme temelinde tipikleştirilmesiyle doğduğunu düşünen Pospelov, ilk toplumdaki insanların, kendi totemlerini, gerçeklikte asla olmayacağı
kadar büyük, güçlü, akıllı ve egemen bir hayvan olarak tasarladıklarını belirtir. Destanlarda da bu güç ve kuvvet yapısı tasvir edilir. Pospelov, epik nitelik57
Şarkdemir, Kahramanın Dönüşü, s. 17.
YenI Türk ŞIIrInde destan
51
li ürünleri, kahramanlıkçı-heyecansal bağlanım ürünleri olarak değerlendirir.
Kahramanlıkçı heyecansal bağlanım (heroic patos), bir toplum için değerli
olan yüce bir eylemin, bir kişi tarafından gerçekleştirilmesi ile açıklanabilir.
“Yani, edebiyattaki kahramanlıkçı heyecansal bağlamının nesnesi, gerçekliğin kendisindeki kahramanlıktır, ulusun ve insanlığın ilerlemesinin çıkarına ilişkin bir görev yerine
getiren aktif bir insan eylemidir.”58
Kahraman, olağanüstü bir biçimde dünyaya gelişle mitolojik macerasını yaşamaya başlar. Kahramanın olağanüstü doğumu atalar kültü ve totem
inancı ile bağlantılıdır ve kahraman bu olağanüstü doğumla, Tanrısal desteği
almış, doğrudan insanlardan daha üstün bir konuma geçmiş olur. Bu doğum,
destanların mitoloji ile bağlantılarını da verir. Olağanüstü doğumla dünyaya
gelen kahraman, olağan bir dünyada yaşar ve tekrar olağanüstü bir dünya
ya da koşullar içerisinde girer. Burada gizemli maceralar ve yine doğaüstü
güçlerle karşılaşan kahraman, kesin zaferini kazandıktan sonra, bir üstünlük
derecesi daha almış olarak, yurduna ya da toplumuna geri döner. Campbell,
kahramanın maceraya atılabilmesi için, bir tehlikeden geçmesi gerektiğini
belirtir ve bu tehlike alanını ‘eşik muhafızı’ olarak isimlendirir. “Kahraman,
kaderinin ona rehber ve yardımcı olan kişileştirmeleriyle birlikte macerasında, aşırı güç
bölgesinin girişindeki “eşik muhafızı”na gelinceye dek ilerler.”59 Kahraman tehlikeden kaçmayı ya da eşikten geriye dönmeyi düşünmez. Bilinmeze ve tehlikeye atılan kahramanın bu hâli mitolojik sembollerde “balinanın karnı”60 olarak
isimlendirilir. Kahraman, uzlaşmayı reddettiği engel ile bilinmezler dünyasında mücadele etmeye girişir ve sınavlarını verdikten sonra, ya doğaüstü güçler
tarafından desteklenerek son halkaya ulaşır ya da bir şekilde doğaüstü güçleri
kızdıracak bir edimde bulunarak yeniden hareketli bir aşamaya sürüklenir.
Büyü, kaçış ve kovalamaca bu aşamada kahramanın yaşayacağı olaylardır ve
anlatı bu noktada tamamen mitolojik bir niteliğe ulaşır.
Mitolojik destanlardan, kahramanlık destanlarına ve tarihî destanlara yöneldiğimizde, kahramanın olağanüstü doğum motifi daha yumuşatılmış olarak da olsa devam eder. Kahramanın tek çocuk olması, anne ve babasının evliliği üzerinden uzun zaman geçtikten sonra ilahî bir yardımla dünyaya gelmesi
bu doğaüstü doğum imajının belki bozulmuş şekli olarak görülebilir. Farklı
vücut özellikleriyle tanıtılan, (öküz boyunlu, boğa kafalı vb.) kahraman, iri
cüssesi ve yakışıklı siması ile normalleşirken, doğal ortama da uyum sağlama
58
59
60
Pospelov, age, s. 139.
Joseph Campbell, Kahramanın Sonsuz Yolculuğu, (Çev.: Sabri Gürses), Kabalcı Yayınları, Istanbul 2001, s. 94.
Campbell, age, s. 107.
52
YenI Türk ŞIIrInde destan
noktasına itilir ve adeta Tanrılar dünyasından insanlar âlemine inerek doğallaşır.
Insan kahraman, çocukluk çağından itibaren özel olaylar yaşamaya ve
sınanmaya başlar. Çocukluk dönemi, oldukça hızlı geçmekle birlikte, kahraman bu dönemde karanlıktadır. Tehlike içerisindedir, engellenmiştir ya da
silik bir hayata mahkûm edilmiştir. Doğduğu yerden, annesinden, ailesinden
çoğunlukla babasının düşmanları ya da düşmanlığı nedeniyle uzaklaştırılır.
Bu dönemde aynı zamanda, merhametli varlıklarla da karşılaşır. Bir vahşi hayvan tarafından himaye edilebilir, bir yaşlı kadın tarafından iyileştirilebilir ya
da bir köylü ailesi tarafından saklanabilir. Sıra dışı yeteneklere sahip olan
çocuk, bilgelik ya da güç alanlarında, kendisinin farkına vardığında, ailesine
dönmek ya da özünü keşfetmek konusunda mücadeleye başlar ve dolayısıyla
da sınanır. Doğduğu yere yeniden gelen kahraman, dünya düzenini sağlama
gibi büyük amaçlar yanında, iktidarı ele geçirme mücadelesine de girişebilir.
Mevcut düzene yeni ve taze bir el ile dokunan kahraman, bozuk düzeni kırar ve alanını temizlemeye başlar. Düşman bazen canavar, bazen baba, bazen
komşu devletlerin orduları, bazen halkı sömüren bir düzen olarak karşımıza
çıkar. Kahraman, bir dizi eylemi başarıp kahramanlık kültüne eklemlendikten
sonra, gücünü de yitirir. Destan kahramanının biyografik okumasındaki son
olay, ölüm ya da ayrılık olarak belirir. Kahraman, kolektif şuurda ölümsüzlük
kazanmakla birlikte, dünya üzerindeki rolünü de tamamlamış olur.
Tarihsel destanlarda kahraman, farklı görevlerle uğraşmak zorundadır.
Toplumsal tarihin koşulları, kahramanlığın da içeriğini belirler. Tarihî kahraman, olağanüstü maceralar yaşamasa da insanlığın mucizevî adımlarını atabilecek bir cesarete sahiptir ve arkaik destan kahramanları ile kıyaslandığında
amacının ve eylemlerinin farkında olan, sorgulayan, görevinin sorumluluğunu bilen bir kişi olarak görünür. Bu kahraman, yüksek bir ulus bilinç ve
sevgisine sahiptir. Dış düşman yanında, içteki siyasal çatışmalara değinen ve
bunlar için çözüm üreten kahraman ise, devrimci kahraman olarak tanımlanır. “Bu gönüllüce üstlenilen bir yurttaşlık görevi olarak yurdun yazgısı için duyulan
sorumluluk gereği, gericiliğin egemenliğine karşı, eşit koşullarda olmayan bir mücadeleyi omuzlamaya hazır olmanın kahramanlığıdır. Bu kahramanlık dış düşmanla mücadeleye kıyasla yalnızca daha fazla cesaret, amaca daha sıkı bağlılık ve daha fazla
kendini adamışlık gerektirmekle kalmaz, fakat önemli oranda daha yüksek bir ideolojik
kararlılık ister.”61 Modern kahraman ise, geçmiş ile bağlarını koparmasa da
sıradan insan olarak yola devam etmek arzusundadır. Onun macerası, balina
karnına geri dönüşle başlar evet, ancak bu kez mücadele kendi kendisine karşı
61
Pospelov, age, s. 142.
YenI Türk ŞIIrInde destan
53
verilir. Iç dünyası ile savaşa girişen kahraman, insan kalmayı başarabilirse ve
başarabildiği ölçüde takdir edilir. Ikinci Yeni şiiri ile karşımıza çıkan modern
epiğin kahramanı, “dayatmayan, masum ama ikna ediciliği olmayan, avantajlı, zeki,
sorumluluktan belki kaçan ya da öyle görünen, edilgen ama seçici ve zeki bir edilgen” olan kahramandır. Bu, arayış ve değer yargılarındaki değişikliği de işaret
eder. Yoğun ama başına bir şey gelmeyen, bütüncül ve fazla düşünmeyen kişi,
hayatın gailesinden de uzaklaşacaktır. Tembellik daha baskındır ve bilinçaltı
farkındalığı vardır.62
Modern çağla birlikte, değişen destan türüne bağlı olarak, epik kahramanın yazgısı da değişir. Toplumsal, ekonomik ve siyasal gelişmelere bağlı olarak kahraman destanî değerler ve geleneksel özlerinden uzaklaşır. Teknoloji,
yiğitliğin de sınırlarını değiştirir. Toplar, silahlar ve değişen savaş koşulları,
kahramanı, cesaretten öte teknolojik ve maddî olanakların etkisinde bırakır.
Böylece kahramanlık çağı da sona ermiş olur. Köroğlu’nun “tüfek icâd oldu,
mertlik bozuldu” sözüyle kırklara karışması, kahramanlık kültünün sahneden
çekilişinin de somut bir örneğidir.
Her milletin ayrı bir kahraman kalıbı vardır ve bu kahraman kendi toplumunun karakterini, kahramanlık şartlarını ve aranan sembol tipini ortaya koyar. Genel olarak destanlarda tek bir kahraman bulundurulur. Bu kahraman,
toplumsal değer, karakter ve beklentileri kendi şahsında toplayan sembolik
idealdir. Türk kahraman tipi de sosyal olaylara göre değişiklik ve yinelenmeler gösterirse de her dönemde kahramandan beklenen onun kendi milletinin
vicdanî hüviyetine sahip olmasıdır. “Kahramanlık kültür tipi insanı içe değil, dışa
dönüktür.”63 Türk destanlarında benlik için mücadele eden kahraman bulunmaz. “Bizim destanlarımızda kahramanlık ve önderlik, insanlarla değil, doğayla savaşarak ortaya konulur ve bütün insanlar tarafından benimsenir.”64 Milleti için savaşan kahraman hem fizikî güce, hem bilgi ve zekâya hem de yeterli karakter
donanımına sahip olmalıdır. Güç ve iktidar sahibi olmak için de bu sıra-dışılığa sahip bir kahraman gerekmektedir. Ister tarihî, ister halk hafızasında şekillenen ve birkaç kahramanın niteliklerini kendinde toplayan hayalî kahraman
olsun, destan olayları, tek bir şahsın etrafından gelişir. Türk destanlarında,
ayağı yere basan gerçek insan tipleri vardır. Kahramanların zaaflara da meziyetlere de sahip olması, onları sosyal hayattan kopuk olmayan, gerçek kişi62
63
64
Moretti, Modern Epik, s. 164-165.
Naciye Yıldız, Manas Destanı ve Kırgız Kültürü ile Ilgili Tespit ve Tahliller, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1995, s. 6.
Alemdar Yalçın, “Antik Yunan’dan Portreler”, Çağdaş Insan ve Edebiyat, Akçağ Yayınları, Ankara 2001, s. 119.
54
YenI Türk ŞIIrInde destan
ler haline getirir ki bu da inandırıcılıklarını artırır. Destan kahramanı sürekli
kendi boyu, dini, inancı veya milleti için yani kutsal değerleri için, hareket
ve mücadele halindedir. Destan kahramanı bir idealin taşıyıcısıdır. Bu ideal
genellikle bir milletin mefkûresidir ve destanlar, idealin tespit ve tayinini,
devamını ve korunmasını sağlar.
Destanların Işlevleri
Destanlar, millî değerlerin taşıyıcısıdır ve millî şuurlanmayı hızlandırarak
millî dayanışmayı güçlendirmek amacıyla kaleme alınır. Bu yüzden dünya
edebiyatlarında “ülkücü” eserler arasında sayılır. Müşterek şuurla ortaya çıkan
ülkü, emel, gelenek gibi unsurlar destanlara, toplumun felsefesini sembolize eden hareketleri olarak yansıtılır. Bu yönüyle destanlar milletlerin soy
özellikleri, içtimaî yapıları, millî değerleri, gelenek-görenekleri üzerinde yapılacak araştırmalarda ilk temel kaynakları oluştururlar.65 Bu değerler, ihtiyaç
olduğunda kolektif şuurdan çıkar ve atalar ruhunu canlandırarak, bugünkü
nesle yol gösterir. Bir milletin başka milletlerden farklı oluşunu sağlayan ve
farkındalık uyandıran millî değerler, toplumsal varlığın tehlikede olduğu zamanlarda siluet olmaktan çıkar ve belirginleşir. Ortak hareket bilinci millî
değerler etrafında oluşur.
Tarihsel metinler olan destanlar, tarihî gerçekliklerin, kurgulanmış ve
özel bir işlev yüklenmiş edebî kompozisyonudur. Türk destanları, efsanevî
olmasından ziyade tarihîdir. “Dünyanın ve insanların yaradılışı hakkındaki parça
ve Altay Türk’lerinin pek mahalli kalmış bazı destanî parçaları istisna edilirse, Türk
destanına bir nevi halk tarihi demek bile mümkündür.”66
Destanlar, kuşaklar arasında birlik ve bütünlüğü sağlar. Kolektif şuuru diri
tutan ve tarih içerisinde toplumun yerini belirleyerek, devlet ve vatan saygınlığını artıran destanlar, geçmişten örnek almak, ibret vermek, delil göstermek, kıyaslama ve yüceltme yapmak gibi yöntemlerle, bireyleri daima dinamizm içerisinde tutar. Destanlar, kuşaklar arası sürekliliğin sağlanmasında en
önemli edebî unsurlardandır.
Destanlar moral ve propaganda unsurlarıdır. “Herhangi bir Türk köyünde geceleri okunan Ahmediye, Muhammediye, Hazret-i Ali cenkleri gibi kitaplar yeniçeri
kışlalarında da okunur, ihtiyar yeniçeriler gençlere eski savaşların hatıralarını anlatırlardı. Savaşa dua ile başlanır, gülbank çekilir, yürüyüşte ve hücumda tekbirler alınır,
65
66
“Destan”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, s. 263-264-265.
Atsız (Hüseyin Nihal), “Türk Destanı Üzerinde Incelemeler 1/ Türk Destanı”, Makaleler 1,
Baysan Yayıncılık, Istanbul 1992, s.266.
55
YenI Türk ŞIIrInde destan
çarpışma sırasında sancak dibinde ordu hafızları tarafından Fetih sûresi okunurdu.
Bu gelenek Mohaç’ın gazilerini tâ Malazgirt gezilerine, oradan da Bedir’de çarpışan
iman ordusuna bağlıyordu. Nitekim Çanakkale’de ve Dumlupınar’da, hatta Kore’de
çarpışanlar da aynı geleneğin yeni örneklerini verdiler.”67 Destanlar, millet içerisinde dinî ve millî birliği sağlar, dış milletlere karşı ise uğruna can verilecek
değerler hususunda kutsal savaş fikrini besler.68 Türk destanlarında dağılma
ve yıkılma dönemleri değil, kağanlık veya devletlerin yeniden kuruluşu ya da
ülkenin en güçlü devresi anlatılarak destan sonlandırılır. Bu yapı, Türk Cihan
Hâkimiyeti Mefkûresi ile paralellik gösteren bir mesaj değeri taşır.
Destanlar hiçbir zaman pasif dünyayı yansıtan pasif eserler olarak görünmezler. “üslûp değişmesinin olduğu her durumda bir kriz vardır”69 ve destanlar, bu
krizi aşma konusunda ciddi bir yardımcı konumundadır. Destanlarda daima
hareket ve gelecek nesiller için yüklenilecek işlevsel zorunluluklar bulunur.
“Bir ulusal kimliğin kendini “öteki”nden ayıran sınırların neredeyse tamamının aynı
anda içinde yer aldığı yagâne edebî tür” olan destanlar, toplumsal bir varlık haritası görevi üstlendiği gibi, kültürel şovenizmin de temel ürünleri arasında
yer alır.
Destanların Diğer Türlerle Ilişkisi
Edebî türler arasında sınırların belirsizleşmesini ve türlerin nesepsizleşmesini “türlerin karnavallaşması” olarak adlandıran Ünal, geleneksel algıda
edebî türlerin birer kurum olduğunu söyler. Ancak türler, soy bilim kuralınca ilerleseler de tam manasıyla saf, sabit ve katışıksız hâlde kalamaz. Gerek
türlerin gelişimlerinde farklı değerlendirme ölçütlerinin kullanılması ve gerekse türlerin birbirinden beslenmesi, eserin bütünüyle bir türe ait olmasını
genellikle engeller. Tür kategorileri, çarpıcı eserlerin dönüştürücü etkisiyle
değişir. Ancak her “durumda süre gelen tür algısı bir soy kütüğünü takip etmektedir.
Örneğin, klasik temsile (taklit) göre ayırt edilen üç büyük tür lirik, destan ve dramdır.
Her birinin çağlar boyunca ve hâlâ değişen oranlarla etkili oldukları inkâr edilemez.”
Birbirini besleyen ve özelliklerini kullanan türler, tarihsel süreç içerisinde
aynı kökten, aynı soydan ama bambaşka türlere dönüşebilir. Edebiyatta kar-
67
68
69
Erol Güngör, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, Ötüken Neşriyat, Istanbul 1997, s. 135-136.
Kemal Yüce, Saltukname’de Dinî, Efsanevî, Tarihî Unsurlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları,
Ankara 1987, s. 39.
Eric Rothacker, Tarihte Gelişme ve Krizler, (Çev.: Nermi Uygur, Hüseyin Batuhan), Istanbul
Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Yayınları, Istanbul 1954, s. 78.
56
YenI Türk ŞIIrInde destan
navallaşma, “geleneksel türlerin harmanlanarak kullanılması”nda70 görülür ve bu
karnavallaşmanın tesiriyle, ilk temel türlerden olan destan, farklı birtakım
türlerin doğuşuna da kaynaklık eder.
Destan-Masal Ilişkisi
Mitoloji ve kaynaklı olan masal ve destan arasında yazınsal akrabalık vardır. Düzyazı biçiminde söylenen, olağanüstü kişi, olay ve motiflere dayanan,
zaman ve mekân bilgilerinden bağımsız olan, belirli bir anlatım düzenine sahip bulunan, genellikle anonim nitelik taşıyan, düş gücüne seslenen anlatılara masal adını veririz. Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmanî’de71 ve Muallim Naci,
Lûgat-ı Naci’de72 masal kavramını destan olarak tanımlasalar da destan ve masalın birbirinden farklı türler olduğu 19. yüzyıldan itibaren anlaşılır. Ancak
iki türün de birbiriyle ortak yönleri bulunur. Destan, menkabe ve masallarda
görülen ortak benlik, kimlik ve tarih şuurunu Tural şu noktalarla açıklar: “Bir
halkın, I. İnsana; 2. Kendi toplumuna; 3. Çevresindeki halklara;4. Çevresindeki tabiata bakışının; 5. Devlet, hürriyet ve bağımsızlık; 6. Vatan, atalar s. 21.ve dil;
7. Yaratan (Halik), Bağışlayan (Gafur), Öğreten (Rab), Yöneten (Kayyum), Yüce
Varlık’ a (Allah) inanışının ve yaklaşımının olay örgüsüne dayanarak anlatılması…
Tarih olana ait duyarlılığın hikâyelendirilmesi…”73 Yeni Türk Edebiyatı’nda, masalların eğiticilik işlevlerinden ve destanla ortaklıklardan faydalanmak isteyen
şairler, genellikle alegorik nitelikli masal/destan örneklerini verirler.
Destan-Efsane Ilişkisi
“Insanoğlunun tarih sahnesinde göründüğü ilk devirlerden itibaren ayrı coğrafya,
muhit ve kavimler arasında doğup gelişen; zamanla inanç, âdet, anane ve merâsimlerin
teşekkülünde az çok rolü olan”74 anlatılara masal denir. Dolayısıyla buna göre
masalın bir sonraki basamağını efsaneler oluşturur. “Masal ile destan arasına
70
71
72
73
74
Hayriye Ünal, “Postmodern Stratejiler ve Yöntem Sorunu Üzerine”, Hece (Düşüncede, Edebiyatta, Sanatta, Modernizmden Postmodernizme Özel Sayısı), Yıl: 12, Sayı: 138 / 139 / 140, Ankara
2008, s.295-296.
Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmanî, Cemiyet-i Tedrise-i Osmaniyye, Istanbul 1877, s. 1103.
Muallim Naci, Lûgat-ı Naci, Çağrı Yayınları, Istanbul 1978, s. 950.
Tural, Tarihten Destana Akan Duyarlılık, s.15.
Şükrü Elçin, Halk Edebiyatına Giriş, Akçağ Yayınları, Ankara 2000, s.314.
57
YenI Türk ŞIIrInde destan
sıkışan efsanelerde, merak unsuru ve değer aktarımı ön plana çıkar.”75 Birleştikleri
nokta, ikisinin de inandırıcılık ekseni taşıması ve mekânsal gerçekliğe yaslanmasıdır. Destan coğrafyası hayli geniş olmakla birlikte, tarihî gerçeklikle örtüştürüldüğünde, bilindik ve gerçek bir coğrafyaya işaret eder. Efsane
mekânları da tanıdıklık içeren mekânlardır. Destan da efsane de olağanüstülük taşısa bile gerçek kabul edilir. Destan, kendisini çoğu zaman tarihî vesikalarla ispatlar. Efsanede bu duruma rastlanmasa da halk zihniyetinde efsaneler,
tartışmasız biçimde gerçek kabul edilir. Destanların kaynakları içerisinde efsaneler de bulunur ve hatta efsaneleri manzum hâle getirerek destanlaştırmak veya efsane motiflerini kullanarak destanlar oluşturmak, şairlerin sıklıkla kullandığı bir yöntem olur. Yaradılışı konu alan destanlarda, menşe miti
oluşumunu dile getiren destanlarda ve doğrudan mitolojik anlatılara yaslanan
destanlarda efsaneler ve efsane motifleri yer bulur.
Destan-Halk Hikâyesi Ilişkisi
Halk hikâyeleri, konusu genellikle sevgi ve arayış olan, düz yazıya yaslanan tahkiyeli türlerdir. Romana geçmeden önceki devirlerde Türk hikâye
edebiyatının bir kolu, eski Türk destanlarının tabii gelişmesiyle oluşur ve
bunlar halk hikâyesi adını alır. Emrah ile Selvihan, Kerem ile Aslı, Köroğlu
gibi eserler, eski devirlerde tüm imparatorluk coğrafyasında yayılır. “Bu hikâyeler, müzikle beraber anlatılmaları, bir nevi temsile giden hususi üslûbu, irticalleri
ve birçok olağanüstü hadiselerin, tarih olaylarının malzeme olarak kullanılmasıyla
destana çok yaklaşır.”76 Destanların sosyal şartlar nedeniyle aradan çekildikten
bıraktığı boşluğu dolduran ve “epik vasfını kaybetmiş destanlar”77 olarak halk
hikâyeleri, destanın anlatım ananesini kimi küçük farklarla sürdürür. Destanların manzum olmasına karşın halk hikâyeleri manzum-mensur karışık
yazılır. Anlatımda gerilimin yükseldiği ve anlatıyla duygudaşlığın kurulduğu
anlarda manzum yapı kullanılır.
75
76
77
Fazıl Yoldaş Oğlu, Alpamış Destanı, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2000,
s. XVIII.
Pertev Naili Boratav, “Ilk Romanlarımız”, Folklor ve Edebiyat 1, Adam Yayınları, Istanbul 1991,
s. 307.
Pertev Naili Boratav, Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih
Vakfı Yayınları, Istanbul 2002, s. 44.
58
YenI Türk ŞIIrInde destan
Destan-Roman Ilişkisi
Zamanla mitolojik etkilerden uzaklaşan destanlar, insan-kahramanların
cesaret öykülerini dile getirmeye başlasa da bünyesinden olağanüstülük ve
dünya nizamı fikrini atamaz. Destanlar tam da bu nedenle feodalitenin ürünleridir. Kahramanlar soylu ve özel kişiler olunca, destan da soyluların hayatını
anlatan, feodal bir tür haline gelir. Feodalitenin saraylarında, aristokrat kesim
için okunan ve onların gücünü vurgulayan destanlar, bu düzenin sonlanmasının ardından yerini küçük insanın hayatını anlatan romana bırakır. “Destandan, anlattıkları olayları birbirine bağlayarak sağlam bir örgü yaratmayı” öğrenen
yazarlar, artık, kendini arayan insana hizmet etmeye başlar.78 “Batı edebiyatlarında da millet merkezli destanlar değil, ‘gesta’ (geste, jest, olongo) denen ve merkezinde cengâverlerin, şövalyelerin, halk kahramanlarının bulunduğu epopelerle ‘legende’
(legend, menkabe) denen ve merkezinde azizlerin, ermişlerin bulunduğu dinî kıssalar
romanın kaynağı olur.”79 Romanların ana kaynağı destanlardır. “Destanda ve romanda şahısların ve vakaların kalabalığına, vakaların sahnelerini genişletmeye, uzun
konuşmalara, tasvirlere imkân vardır.”80 Destan ile romanın dünyayı algılayış yapıları birbirinin aynıdır. “Roman, özellikle insanı en geniş boyutuyla anlamaya girişen ilk sanat türüydü ve bu atılımında vaktiyle destanın görmüş olduğu rolü gördükten
başka, onu da aşmaya çalışıyordu.”81 Ortaklıklarının fazla oluşu, cemiyet hayatını
yansıtmaktaki iddiaları, iki türün yolunu devamlı birleştirir.
Destan-Mitoloji Ilişkisi
Toplumsal kimliği yansıtan sosyo-psikolojik temelli kültür kodlarından
olan mitolojiler, ortak hafızanın ürünlerindendir. Ortak hafızada yaşayan bu
anahtar ürünler, inanç sistemlerinin değişmesine paralel olarak insan ve toplum hayatının çeşitli evrelerinde, masal, efsane ve mitoloji metinlerinde, anlamı belirsiz olsa da ortaya çıkar ve görünür. Behçet Necatigil’e göre mit, “ilkel
insan topluluklarının, evreni, dünyayı ve tabiat olaylarını kişileştirerek yorumlamak,
henüz sırrını çözemedikleri hayatın ve evrenin çeşitli görüntülerini bir anlam kolaylığına bağlamak ihtiyacından doğmuş öyküler”dir.82 Tabiat karşısında tamamen ça78
79
80
81
82
Ünal Aytür, “Destandan Romana”, Gündoğan Edebiyat Dergisi, Sayı: 16, Güz 1995, s.119-120.
M. Kayahan Özgül, “Romanın Hikâyesi”, Hece (Türk Romanı Özel Sayısı), Yıl: 6, Sayı: 65/66/67,
Mayıs/Haziran/Temmuz 2002, s. 8.
Boratav, “Ilk Romanlarımız” s. 304.
Hilmi Ziya Ülken,“Roman”, Roman Anlayışı, (Dzl. Baha Dürder), Remzi, Istanbul 1971, s. 179.
Behçet Necatigil, 100 Soruda Mitologya, Gerçek Yayınları, Istanbul 1995, s. 7.
YenI Türk ŞIIrInde destan
59
resiz olan ilk insanlar için en doğal hadiseler bile anlam verilmekten uzaktır.
Aklî açıklamalar ve araştırmalardan uzak olan iptidaî süreçte insanlar, çareyi
tabiat olayları ile kendi hayatlarından aldıkları örnekleri birleştirerek benzetmek yolunda bulur ve her karakteristik davranışı, ölümsüz simgeler halinde
icat ederek mitolojik varlıklara ulaşır. Insan, “miti yeniden anımsatılan ve yeniden
gerçekleşme aşamasına getirilen olayların kutsal, coşku verici gücünün etkisine girmek
anlamında ‘yaşar.”83 Insanın hafızasında yer eden bu gerçekliğin çeşitli vesilelerle görünür kılınma çabası neticesinde mitler, “milletlerin tarihî, orijini, tanrıları, ataları ve kahramanları hakkında bilgileri barındıran bir koleksiyon”84 olarak
algılanır. Mitolojinin bireyde mistik metafizik duyarlılığı oluşturacak aşkın
duygu ve tecrübeyi var etmek; yaradılışın kozmik sırrını düzenleyerek, varoluşu hatırlatmak; ahlakî bir düzen oluşturarak, toplumsal dengeyi korumak
ve dinamizmi sürdürmek; bireyin, varlıklar dünyasında uyumlu ve zihnen
sağlıklı olarak yaşamasını sağlamak gibi temel işlevleri vardır.85
Bir mitin bilinmesi, onun kökeninin de biliniyor olmasını getirir. Kökeni/
menşei bilinen bir şey de yeniden çoğaltılmaya elverişli hâle gelir ve çeşitli
şekillerde üretimi yapılır. Mitlerin tekrarlanmasıyla, toplum sürekli yenilenir. Çünkü menşee ya da kökene dönüş, bir anlamda yeniden doğuş ümidini
canlı tutar. Ilkel insanın tedavi metotlarından, dinî ayinlerin açıklanmasına
varıncaya kadar, “insanlığın yaratılışından başlayarak savaşın getirmiş olduğu sıkıntıları gidermek, psikolojik sıkıntılara çare bulmak mitin görevidir. Geleneksel toplumun insanı meseleleri biyolojik de olsa psikolojik de olsa tarihi de olsa hepsini aynı
açıdan görür.”86 Mitler, özellikle insanların psikolojik ihtiyaçlarına cevap verir
ve onun dünyasını genişletir. Mit daima özel önemi olan öyküler anlatmanın
yollarını içerir. Mitler, ilk anlatılar olmakla birlikte, anlatmalık türlerin büyük bir çoğunluğuna da kaynaklık eder. “Her ulusun mitolojisi o ulusun tarihini,
efsanelerini, destanlarını ve kahramanlık öykülerini, tanrılarını ve inanç sistemlerini, masalarını ve söylencelerini barındırır.”87 Birey kendisini özdeşleştirdiği kahraman ve/veya atalara duyduğu tutkunluk ile “şiirsel mitleri”88 doğurur. Yani
kahramanlar, geçmişin içerisinde sonsuzluk kazanabilmeleri için muhayyel
dünyada, olağanüstü varlık hâline getirilir ve dil, mitler ile işlenrek şiirleştiri83
84
85
86
87
88
Mircea Eliade, Mitlerin Özellikleri, (Çev.: Sema Rifat), Om Yayınları, Istanbul 2001, s. 28.
Dursun Ali Tökel, Divan Şiirinde Mitolojik Unsurlar, Akçağ Yayınları, Ankara 2000, s. 7
Joseph Campbell, Yaratıcı Mitoloji (Çev.: Kudret Emiroğlu), Imge Yayınları, Ankara 1994, s.
615-630
Bilge Seyidoğlu, Mitoloji, Metinler-Tahliller, Bizim Gençlik Yayınları, Kayseri 1995, s. 20-22.
Nimet Yıldırım, Fars Mitolojisi Sözlüğü, Kabalcı Yayınları, Istanbul 2008, s. 11.
Dabney Townsend, Estetiğe Giriş, (Çev.: Sabri Büyükdüvenci), Imge Yayınları, Ankara 2002, s.
283.
60
YenI Türk ŞIIrInde destan
lir. Hermann Broch’a göre de “tarihçilik, biyografi ve tarih romanı ortak bir atadan
gelir: kahramanlık destanı. Tabî böyle bir atanın arkasında daha uzun daha saygın bir
büyük ata vardır; bütün insanî haberleşmenin değilse de gelmiş geçmiş anlatıcı ifadenin en eski atası: mitos.” Yazara göre, insanın temelinden doğan mitler ve akıl,
bireye ölümsüzlüğün formülünü sunar. Zamana bağlı olmaktan uzak kalarak
özüne güven duyan birey, manevî bir ölümsüzlük hazzı yaşar. Bu duygu da şairi, geçmişe yönelmeye, şimdiki zamana, hep var olan bir şimdiye yükselmeye
yeterli hatta zorunlu kılar. Millî edebiyatlar da başta epikle başlar. Çünkü
tarihe yönelmiş, mitolojiden beslenmiş bir öyküleme havası barındıran bu
eserlerde, mitolojik-kehanetçi kökenler ortaya çıkar.89
Mitten Destana
“Mitlere; tabiat olaylarını adlandırmaya, bilinmeyeni çözmeye, doğum, evlenme,
ölüm gibi bir töreni gerektiren ritüelleri bir kayda bağlamaya, bazen belli bir zamanı,
bazen de bir mekânı özel ve gizemli bir yöntemle adlandırmaya, olağanüstü kahramanları edebileştirmeye insanoğlunun bulduğu, pratik, kompleks ve gizemli bir şifre gözüyle bakarsak, bu şifreler ilk zamanlarda şüphesiz anlaşılır bir haldeydi.”90 Sonrasında
aklın ön plana geçmesiyle mitler, eskiye dair karanlık şifreler olarak kalır ve
ilk yapılarını değiştirerek, farklı tasavvurlar halinde başka anlatıların içerisinde yer alır. Kendilerine özgü yeni bir anlam sahası teşkil etmekle birlikte, bugün kaynağını ya da anlaşılırlığını açıklayamadığımız pek çok hususun mitler
dünyasında geçerli olan ritüeller olduğu ve bu zamana kadar farklı türlerde
yaşayarak bugüne ulaştığı şüphe götürmez bir gerçeklik olarak karşımızdadır.
Yazarın edebiyat dışında bir hammadde olarak yani bir stoff91 olarak hazır
bulduğu mitler, Tunalı’nın ‘objektivation’ olarak tanımladığı biçimde bir tür
yeniden inşa ile ve farklı bir formda sunularak, terkiplenir.92
Mitoloji ve destan ilişkisine baktığımızda çok yakın bir ilginin mevcut olduğunu görürüz. “Mythos söylenen sözün, anlatının mahiyeti, epos ise onun aldığı
ölçülü, süslü düzendir.”93 Destan, söz noktasında değil kahramanlık anlatıları
89
90
91
92
93
Hermann, Broch, “Edebiyatta Miras: Mitos”, (Çev.: Gürsel Aytaç), Denemeler Seçkisi, (Hzl.
Gürsel Aytaç), Gündoğan Yayınları, Ankara 1990, s.55- 65.
Joseph Campbell, Doğu Mitolojisi Tanrının Maskeleri, (Çev.: Kudret Emiroğlu), Imge Yayınları,
Ankara 1993, s.18-19.
Kavram ile ilgili olarak bk. Gürsel Aytaç, “Şahmeran’ın Düşündürdükleri”, Edebiyat Yazıları 1,
Gündoğan Yayınları, Ankara 1999, s. 458-464.
Ismail Tunalı, Sanat Ontolojisi, Istanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Yayınları, Istanbul 1984.
Kaya, Türk Romanında Destan Etkisi, s. 20-21.
YenI Türk ŞIIrInde destan
61
ekseninde de mitoloji ile birleşir. Kahramanlık fonksiyonunun düzenlenmesi,
destanı zaman zaman tekrar arkaikleştirir. Bu durumda destanlarda mitoloji
sadece korunmaz, mit şuuruna has hadiseler canlanır, tarihsel zamana eklenir
ve güçlenir. Bu ana kaynağa yeniden dönüşü verir. Mitoloji ve destanlar, farklı
noktalarda ortaklıklar gösterir. “Tabiatüstü ve fizikötesi kuvvetler yani sıra, tabiat
kuvvetleriyle savaşa girmiş, olanları yenmiş veya yenememiş ilk yiğitlerin kimlik ve
kişiliklerini belirtmesiyle de mitler, destanlara malzeme olur, destanları oluştururlar.
Destan kahramanları, mitoslardaki tanrılar ve tanrısal kuvvetlerle hayattaki insanlar
arasında köprüler kuran kişilerdir ve destan kişileri tarihî kişiliklerden önce mitik varlıklar olarak çıkarlar karşımıza.”94 Bir nesne ya da bir eylem, ancak bir arketipi
taklit veya tekrar ettiği ölçüde gerçek olur. Gerçeklik yalnızca katılma yoluyla
kazanılmaktadır; örnek modeli olmayan her şey gerçeklikten yoksundur. Ilkel
insan tarafından yapılan her anlamlı eylem yani, arketipik jestin her tekrarı
mitsel zamana dâhil olur.
Kolektif belleğin, tarihsel olayı koruması, mitlerin de destanlara yönelmesini getirir. Bu, “herkesin bildiği ama dillendirilmeyen” mitik geçmiş, yazıya
geçtiği anda “kolektif kimliğin envanter” unsuru olarak gerçeklik kazanır.95 Her
savaşçı, bir kahramanı taklit eder ve bu arketipik modele olabildiğince yaklaşmaya çalışır. Modern epik şiirde anakronizmalara daha az rastlanmaktadır. Bunlarda anılan kişilikler henüz mitsel kahramanlara dönüşecek zaman
bulamamışlardır. Destanlar vasıtasıyla, “tarihsel bir kahraman, mitsel bir kahramana dönüşerek başkalaşır ve tarihsel prototiplerin mitselleştirilmesi örnek standarda
uygun olarak gerçekleşerek, antik mitos kahramanlarının ‘suretine göre’ biçimlendirilir.” Destanların kişileri, tarihsel gerçekliğe sahip kişilerdir ancak “tarihsellikleri mitselleştirmenin aşındırıcı eylemi karşısında fazla dayanamaz.” Olay ne
kadar önemli olursa olsun, ortak hafızada yer edebilmesi ve şiire uygun hale
gelebilmesi için mitsel bir modeli taşıması gerekir. Gerçek kişi veya tarihsel
olay, halk belleğinde uzun süre yaşamaz. Işleyişi gerçekleştiren kategoriler
ve arketiplerdir. Destanlar, tarihsel kişiliği mitsel modelle, tarihsel olayı da
mitsel eylemler kategorisiyle özdeşleştirir ve arkaik zihniyetin kalıbına girecek biçime getirir. Mitoloji kahramanın doğuşunun ilk aşamasıdır ve ondan
hareketle de destanlar, bu doğuşu tamamlar.96
Destanlar, bir millete ait olan en geniş mitsel malzemeyi kendisinde bulunduran anlatılardır.97 Temaların işlenişindeki çeşitlilik ise, her kültürün
94
95
96
97
Necatigil, 100 Soruda Mitologya, s. 7.
Ahmet Sarı, Psikanaliz ve Edebiyat, Salkımsöğüt Yayınları, Ankara 2008, s. 31.
Mircea Eliade, Ebedi Dönüş Mitosu, (Çev.: Ümit Altuğ), Imge Kitabevi, Ankara 1994, s. 47-55.
Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, Istanbul 1972, s.5.
62
YenI Türk ŞIIrInde destan
arketipleri etkileyişindeki sosyal, ekonomik, siyasal koşullarında aranır. Destanlar, kendilerini mitolojik özden kopmadan asırlar boyu yaşatmanın yolunu
yine mitlerle bulurlar. “Şiir baştan beri şuurlu bir sebeple sosyal görevler üstlenir.”98
Kişileri nazardan korumak, hastalıkları tedavi etmek, kötü ruhların gazabından korumak gibi sağaltıcı fonksiyonların mitoloji ile derin ilişkisi yanında,
büyü vs. gibi ayinsel birtakım olayları da mitsel dünya etkisiyle yönlendiren
şiirler, destanlar vasıtasıyla da hem mitolojiyi hem de mitik dünyanın sosyal
gerçekliklerini ve ön-tarih bilgisini sonraki nesillere iletir. Mitoloji, müstakil
destanların malzemesi olduğu gibi bağımsız şiirlerde de motif değeri kazanır. Motif yapıları bakımından hayli zengin olan bu destanlarda en geniş pay,
Yunan mitolojisine aittir. Hint mitolojisi ve Şehname kaynaklı Iran mitolojisi
de bu noktada destanlarımızın kaynakları içerisinde değerlendirilmelidir. Bu
anlamda destan ve mitin birbirlerini besledikleri de inkâr edilmez bir gerçekliktir.
98
T. S. Eliot, “Şiirin Sosyal Görevi”, Edebiyat Üzerine Düşünceler, (Çev.: Sevim Kantarcıoğlu), Paradigma Yayınları, Istanbul 2007, s. 182.