Academia.eduAcademia.edu

ERDEBİL İLİ AĞIZLARI

2009

T.C. GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TÜRK DĠLĠ VE EDEBĠYATI ANABĠLĠM DALI TÜRK DĠLĠ BĠLĠM DALI ERDEBĠL ĠLĠ AĞIZLARI DOKTORA TEZĠ HAZIRLAYAN Jahangir KARĠNĠ DANIġMANI Prof. Dr. Ahmet Bican ERCĠLASUN ANKARA - 2009 T.C. GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TÜRK DĠLĠ VE EDEBĠYATI ANABĠLĠM DALI TÜRK DĠLĠ BĠLĠM DALI ERDEBĠL ĠLĠ AĞIZLARI DOKTORA TEZĠ HAZIRLAYAN Jahangir KARĠNĠ DANIġMANI Prof. Dr. Ahmet Bican ERCĠLASUN ANKARA - 2009 ONAY Jahangir Karini tarafından hazırlanan “Erdebil İli Ağızları” başlıklı bu çalışma, 26.03.2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oyçokluğu ile başarılı bulunarak jürimiz tarafından Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı/Türk Dili Bilim Dalında doktora tezi olarak kabul edilmiştir. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun Prof. Dr. Leyla Karahan Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel Prof. Dr. Fatih Kirişçioğlu Prof. Dr. Nureddin Demir ÖN SÖZ Türklerin Ġslam öncesi Batı‟ya yerleĢmeleri bir kenara bırakılırsa, bütün tarihî kaynaklar, Selçuklulardan Kaçarlara (1043‟ten 1925‟e) kadar Ġran‟ın Türkler tarafından yönetildiğini göstermektedir. Türklerin Ġran‟daki dokuz yüz yıllık hakimiyetleri, bütün Ġran coğrafyasına Türklerin yayılmalarını da beraberinde getirmiĢtir. Günümüz Ġran‟ında yaĢayan Türklerin tamamı, Halaçlar dıĢında Oğuz Türklerinden oluĢmaktadır. Hazar Denizi‟nin doğusundan Afganistan sınırına kadar uzanan bölgede Doğu Oğuzlar (Türkmenler, Horasan Türkleri), Orta Ġran‟da Güney Oğuzlar (KaĢkay Türkleri), Tahran‟dan baĢlayarak Türkiye sınırına ve Azerbaycan cumhuriyeti sınırlarından orta Ġran‟a kadar uzanan bölgede de Orta Oğuzlar (Azerbaycan Türkleri) yer almaktadır. Bu gruplardan en çok bilineni ve kalabalık olanı Ġran‟ın kuzey batısından orta Ġran‟a kadar uzanan Orta Oğuzlardır. Halhal bölgesi, Hazar Denizi‟nin güney batı Ģeridinde bulunduğundan Orta Oğuz (Azerbaycan Türkçesi) grubu içinde yer almaktadır. 2000 yılından itibaren Halhal ilinden ayrılarak il statüsü kazanan ve Halhal iline sınır komĢusu olan Kivi ili de Halhal ağızları içinde incelenmektedir. Halhal iline bağlı üç ilçeden ġahrud ilçesi, Ġranî bir etnisite olan Tatlardan oluĢtuğundan çalıĢmamızın dıĢında bırakılmıĢtır. ÇalıĢma planı olarak Ahmet Bican Ercilasun‟un Kars Ġli Ağızları ve Hülya Kasapoğlu‟nun Kırgız Türkçesi Grameri esas alınmıĢtır. Yöntem olarak da artzamanlı çalıĢma yöntemi takip edilmiĢtir. Dolayısıyla Halhal ağızları, Eski Oğuz Türkçesiyle, yeri geldiğinde ise Eski Türkçe ile ses ve Ģekil bakımından karĢılaĢtırılarak incelenmiĢtir. Ayrıca, gerekli durumlarda Anadolu ağızları, Azerbaycan ağızları ve Ġran‟daki öteki Türk ağızlarıyla da karĢılaĢtırmalar yapılmıĢtır. ÇalıĢmamız, Giriş, İnceleme, Metin ve Sözlük olmak üzere dört ana bölümden oluĢmaktadır. ii GiriĢ bölümünde Ġran‟daki Türk varlığı, Ġran‟daki Türk ağızları üzerine yapılan sınıflandırmalar sunulduktan sonra Halhal ilinde konuĢulan Türk ağızlarının tasnifine geçilmiĢtir. Ġnceleme bölümü, ses ve Ģekil bilgisinden oluĢmaktadır. Ses bilgisi bölümünde Halhal ili ağızlarının ünlü ve ünsüzleri örnekleriyle tanıtıldıktan sonra Eski Oğuz Türkçesinin ünlü ve ünsüz yapısı göz önünde bulundurularak incelenmiĢtir. ġekil bilgisi bölümü, isim ve fiil olarak ikiye ayrılmıĢtır. Ġsim bölümünde isim yapım ve isim çekim ekleri incelendikten sonra sıfat, zarf ve zamirler ele alınmıĢtır. Fiil bölümünde fiil yapım ve çekim eklerinin incelenmesinin ardından bağlaçlar, edatlar, ünlemlerin incelenmesi konu edilmiĢtir. Ses ve Ģekil bilgisi incelemesinde metinden alınan örneklerin metin ve satır sayısı hemen karĢısında kaydedilmiĢtir. Ġnceleme bölümünde Türkiye‟de yapılmıĢ gramer çalıĢmaları ve ağız çalıĢmaları göz önünde bulundurularak gramer kavramlarının Türkçe olmasına özen gösterilmiĢtir. Ġncelemeden sonra metin bölümü yer almaktadır. 261 sayfadan oluĢan metinler, 2006-2007 yılları arasında derlenmiĢtir. Bölgenin dağlık olması, derlemelerin üç ayrı aĢamada gerçekleĢmesini zorunlu kılmıĢtır. Ġlk aĢamada arabayla ulaĢımın mümkün olmadığı, Ģehir merkezinden üç, dört saat uzaktaki köylerden, ikinci aĢamada ise ilçe merkezleri ve ilçe merkezlerine yakın köylerden derlemeler yapılmıĢtır. Üçüncü aĢama, metinlerin incelenmesi ve ağız bölgelerinin netleĢmesinden sonra gerçekleĢmiĢtir. Bu aĢamada ağızları aynı olan bölgelerin metinleri azaltılmıĢ, sınırlı sayıda metinleri bulunan, fakat farklılık gösteren bölge ağızları için yeniden söz konusu bölgeye gidilerek derlemeler yapılmıĢ ve farklılık gösteren ağızla ilgili geniĢ çapta malzeme elde edilmiĢtir. Son bölümde sözlük bölümü yer almaktadır. Sözlük bölümüne alınan kelimeler, Türkiye Türkçesinde anlamları bilinmeyen Halhal ağızlarında kullanılan Türkçe kelimelerle yine Türkiye Türkçesinde kullanılmayan alıntı kelimelerden oluĢmaktadır. iii ĠÇĠNDEKĠLER ÖN SÖZ i ĠÇĠNDEKĠLER iii SĠMGELER xxv KISALTMALAR xxvii GĠRĠġ 1 I. BÖLÜM SES BĠLGĠSĠ 1. ÜNLÜLER 20 1.1. Normal Süreli Ünlüler 20 1.1.1. Fonemik Değeri Bulunan Ünlüler 20 1.1.1.1. a ünlüsü 20 1.1.1.2. e ünlüsü 21 1.1.1.3. é ünlüsü 21 1.1.1.4. ı ünlüsü 22 1.1.1.5. i ünlüsü 23 1.1.1.6. o ünlüsü 23 1.1.1.7. ö ünlüsü 25 1.1.1.8. u ünlüsü 25 1.1.1.9. ü ünlüsü 25 1.1.2. Fonemik Değeri Bulunmayan Ünlüler 25 1.1.2.1. ä ünlüsü 26 1.1.2.2. å ünlüsü 26 1.1.2.3. ë ünlüsü 26 1.1.2.4. í ünlüsü 26 iv 1.1.2.5. ó ünlüsü 26 1.1.2.6. ú ünlüsü 27 1.1.2.7. ụ ünlüsü 27 1.1.2.8. ự ünlüsü 27 1.2. Uzun Ünlüler 28 1.2.1. Alıntı Kelimelerde Uzun Ünlüler 29 1.2.2. Türkçe Kelimelerde Uzun Ünlüler 29 1.2.2.1. Ses Hadiselerinden Kaynaklanan Uzun Ünlüler 30 1.2.2.1.1. Ünsüz DüĢmesinden Kaynaklanan Uzun Ünlüler 30 1.2.2.1.2. Ünlü DüĢmesinden Kaynaklanan Uzun Ünlüler 31 1.2.2.1.3. Hece KaynaĢmasından Kaynaklanan Uzun ünlüler 31 1.2.2.2. Vurgudan Kaynaklanan Uzun Ünlüler 31 1.2.2.3. Soru Edatlarının Bulunmamasından Kaynaklanan Uzun Ünlüler 31 1.2.2.4. Aslî Uzunluklar 31 1.3. Kısa Ünlüler 32 1.4. Ġkiz Ünlüler 33 1.4.1. EĢit Ġkiz Ünlüler 33 1.4.2. Yükselen Ġkiz Ünlüler 35 1.4.3. Alçalan Ġkiz Ünlüler 35 2. ÜNSÜZLER 36 2.1. Fonemik Değeri Bulunan Ünsüzler 36 2.1.1. Sürekli Ünsüzler 36 2.1.1.1. Sızıcı Ünsüzler 37 2.1.1.1.1. Sedalı Sızıcı Ünsüzler 37 2.1.1.1.1.1. ğ ünsüzü 37 v 2.1.1.1.1.2. j ünsüzü 37 2.1.1.1.1.3. v ünsüzü 37 2.1.1.1.1.4. z ünsüzü 38 2.1.1.1.2. Sedasız Sızıcı Ünsüzler 39 2.1.1.1.2.1. f ünsüzü 39 2.1.1.1.2.2. h ünsüzü 39 2.1.1.1.2.3. x ünsüzü 39 2.1.1.1.2.4. s ünsüzü 40 2.1.1.1.2.5. Ģ ünsüzü 40 2.1.1.2. Akıcı Ünsüzler 41 2.1.1.2.1. Burun Akıcıları 41 2.1.1.2.1.1. m ünsüzü 41 2.1.1.2.1.2. n ünsüzü 41 2.1.1.2.2. Ağız Akıcıları 42 2.1.1.2.2.1. l ünsüzü 42 2.1.1.2.2.2. r ünsüzü 42 2.1.1.2.2.3. y ünsüzü 42 2.1.2. Süreksiz Ünsüzler 43 2.1.2.1. Sedalı Süreksiz Ünsüzler 43 2.1.2.1.1. b ünsüzü 43 2.1.2.1.2. c ünsüzü 43 2.1.2.1.3. d ünsüzü 44 2.1.2.1.4. g ünsüzü 44 2.1.2.1.5. q ünsüzü 45 2.1.2.2. Sedasız Süreksiz Ünsüzler 45 vi 2.1.2.2.1. ç ünsüzü 45 2.1.2.2.2. p ünsüzü 46 2.1.2.2.3. t ünsüzü 46 2.1.2.2.4. k ünsüzü 46 2.2. Fonemik Değeri Bulunmayan Ünsüzler 47 2.2.1. ß ünsüzü 47 2.2.2. ḇ ünsüzü 48 2.2.3. þ ünsüzü 48 2.2.4. ĉ ünsüzü 48 2.2.5. ḳ ünsüzü 48 2.2.6. ĥ ünsüzü 49 2.2.7. ҳ ünsüzü 49 2.2.8. ħ ünsüzü 49 2.2.9. ļ ünsüzü 49 2.2.10. ĺ ünsüzü 50 2.2.11. ņ ünsüzü 50 2.2.12. ŕ ünsüzü 50 2.2.13. ř ünsüzü 50 2.2.14. ŗ ünsüzü 50 2.2.15. ţ ünsüzü 50 2.2.16. ṿ ünsüzü 51 2.2.17. ỷ ünsüzü 51 2.2.18. ỵ ünsüzü 51 3. HALHAL ĠLĠ AĞIZLARINDA FONOLOJĠK SÜREÇLER 53 3.1. Ünlü Uyumu 53 vii 3.1.1. Kalınlık - Ġncelik Uyumu 3.1.1.1. Türkçe Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumu 53 53 3.1.1.2. Türkçe Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumunun Bozulması 54 3.1.1.3. Alıntı Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumu 55 3.1.1.3.1. Gerileyici BenzeĢtirme Yoluyla 56 3.1.1.3.2. Ġlerleyici BenzeĢtirme Yoluyla 56 3.1.1.3.3. Alıntı Kelimelerde Ünlü Uyumunun Yarım Kalması 57 3.1.2. Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu 3.1.2.1. Düzlük-Yuvarlaklık Uyumunun Bozulması 57 62 3.1.3. Darlık – GeniĢlik Uyumu 64 3.2. BenzeĢtirme 64 3.2.1. Ünlü BenzeĢtirmeleri 64 3.2.1.1. Ġlerleyici BenzeĢtirme 64 3.2.1.1.1. –a > -ı, -u değiĢmesi yoluyla 64 3.2.1.1.2. -e > -i, -ü değiĢmesi yoluyla 64 3.2.1.1.3. i > ü benzeĢtirmesi 65 3.2.1.2. Gerileyici BenzeĢtirme 65 3.2.1.2.1. a > o değiĢmesi yoluyla 65 3.2.1.2.2. e > a değiĢmesi yoluyla 65 3.2.1.2.3. e > o değiĢmesi yoluyla 66 3.2.1.2.4. ı > a değiĢmesi yoluyla 66 3.2.1.2.5. o > ö değiĢmesi yoluyla 66 3.2.1.2.6. u > ı değiĢmesi yoluyla 66 3.2.1.2.7. u > ü değiĢmesi yoluyla 67 3.2.1.3. Gerileyici ve Ġlerleyici BenzeĢtirme 67 viii 3.2.2. Ünsüz BenzeĢtirmeleri 67 3.2.2.1. Ġlerleyici BenzeĢtirme 68 3.2.2.3.1. -dl- > -dd- benzeĢtirmesi 68 3.2.2.1.2. -md- > -mn- benzeĢtirmesi 68 3.2.2.1.3. -ml- > -mn- benzeĢtirmesi 69 3 .2.2.1.4. - nd - > - nn – değiĢmesi yoluyla 69 3.2.2.1.5. -nl- > -nn- benzeĢtirmesi 69 3.2.2.1.6. -pm- > -pb- benzeĢtirmesi 70 3.2.2.1.7. -rl- >- rr- benzeĢtirmesi 70 3.2.2.1.8. -sl- > -ss- benzeĢtirmesi 71 3.2.2.1.9. -st- > -ss- benzeĢtirmesi 71 3.2.2.1.10. -Ģl- > -Ģd- benzeĢtirmesi 71 3.2.2.1.11. -tl-, -dl- > -td-, -tt- benzeĢtirmesi 71 3.2.2.1.12. -zl- > -zd- benzeĢtirmesi 72 3.2.2.2. Gerileyici BenzeĢtirme 72 3.2.2.2.1. -dc- > -cc- benzeĢtirmesi 72 3.2.2.2.2. -ds- > -ss- benzeĢtirmesi 72 3.2.2.2.3. -hv- > -fv- benzeĢtirmesi 72 3.2.2.2.4. -ls- > -ss- benzeĢtirmesi 72 3.2.2.2.5. -nr- > -rr- benzeĢtirmesi 72 3.2.2.2.6. -rl- > -ll- benzeĢtirmesi 73 3.2.2.2.7. -Ģc- > -cc- benzeĢtirmesi 73 3.2.2.2.8. -tç- > -çç- benzeĢtirmesi 73 3.2.2.2.9. -ts- > -ss- benzeĢtirmesi 73 3.2.2.2.10. -zc- > -cc- benzeĢtirmesi 73 ix 3.2.2.2.11. -zh- > -ss- benzeĢtirmesi 74 3.3. DeğiĢme 74 3.3.1. Ünlü DeğiĢmeleri 74 3.3.1.1. Kalın Ünlülerin Ġncelmesi 74 3.3.1.1.1. a > ä değiĢmesi 74 3.3.1.1.2. a > e değiĢmesi 75 3.3.1.1.3. ı > í, i değiĢmesi 76 3.3.1.1.4. u > i değiĢmesi 76 3.3.1.1.5. u > ú, ü değiĢmesi 77 3.3.1.2. Ġnce Ünlülerin KalınlaĢması 77 3.3.1.2.1. e > a değiĢmesi 77 3.3.1.2.2. e > o değiĢmesi 78 3.3.1.2.3. ü > u, ū değiĢmesi 78 3.3.1.3. Düz Ünlülerin YuvarlaklaĢması 78 3.3.1.3.1. a < å, o değiĢmesi 78 3.3.1.3.2. e > ȫ, ö değiĢmesi 79 3.3.1.3.3. é > ë, ö değiĢmesi 79 3.3.1.3.4. ı > ụ, u değiĢmesi 80 3.3.1.3.5. i > ự, ü değiĢmesi 80 3.3.1.4. Yuvarlak Ünlülerin DüzleĢmesi 81 3.3.1.4.1. o > a değiĢmesi 81 3.3.1.4.2. u > ı değiĢmesi 81 3.3.1.4.3. ü > ự, i değiĢmesi 82 3.3.1.5. GeniĢ Ünlülerin Daralması 3.3.1.5.1. a > ı, í, i değiĢmesi 82 82 x 3.3.1.5.2. é > i değiĢmesi 83 3.3.1.5.3. o > u değiĢmesi 84 3.3.1.6. Dar Ünlülerin GeniĢlemesi 3.3.1.6.1. ı > a değiĢmesi 84 84 3.3.2. Ünsüz DeğiĢmeleri 84 3.3.2.1. SedalılaĢma 84 3.3.2.1.1. ç > c değiĢmesi 85 3.3.2.1.2. k > g değiĢmesi 85 3.3.2.1.3. ḳ > q değiĢmesi 86 3.3.2.1.4. p > b değiĢmesi 86 3.3.2.1.5. t > d değiĢmesi 86 3.3.2.2. SedasızlaĢma 86 3.3.2.2.1. b > p değiĢmesi 87 3.3.2.2.2. d > t değiĢmesi 87 3.3.2.2.3. z > s değiĢmesi 88 3.3.2.3. SüreklileĢme 88 3.3.2.3.1. SızıcılaĢma 88 3.3.2.3.1.1. b < v değiĢmesi 89 3.3.2.3.1.2. c > j değiĢmesi 89 3.3.2.3.1.3. c > Ģ değiĢmesi 89 3.3.2.3.1.4. ç > c > j değiĢmesi 89 3.3.2.3.1.5. ç > Ģ değiĢmesi 89 3.3.2.3.1.6. q > x değiĢmesi 90 3.3.2.3.1.7. q > ğ değiĢmesi 90 3.3.2.3.1.8. k > ħ değiĢmesi 91 xi 3.3.2.3.1.9. -ng, -nk > ħ değiĢmesi 91 3.3.2.3.1.10. p > f değiĢmesi 91 3.3.2.3.1.11. t > h, ĥ değiĢmesi 92 3.3.2.3.2. AkıcılaĢma 92 3.3.2.3.2.1. b > m değiĢmesi 92 3.3.2.3.2.2. g > y değiĢmesi 92 3.3.2.3.2.3. k > y değiĢmesi 93 3.3.2.4. SüreksizleĢme 93 3.3.2.4.1. f > b değiĢmesi 93 3.3.2.4.2. m > b değiĢmesi 94 3.3.2.4.3. Ģ > ç değiĢmesi 94 3.3.2.4.4. v > b değiĢmesi 94 3.3.2.4.5. y > g değiĢmesi 94 3.3.2.5. Sürekli Ünsüzler Arasındaki DeğiĢmeler 94 3.3.2.5.1. h > y değiĢmesi 95 3.3.2.5.2. x > ğ değiĢmesi 95 3.3.2.5.3. x > ĥ, h değiĢmesi 95 3.3.2.5.4. l > n değiĢmesi 96 3.3.2.5.5. l > r değiĢmesi 96 3.3.2.5.6. n > l değiĢmesi 96 3.3.2.5.7. n > m değiĢmesi 96 3.3.2.5.8. ŋ > ğ değiĢmesi 97 3.3.2.5.9. ŋ > m değiĢmesi 97 3.3.2.5.10. ŋ > n değiĢmesi 97 3.3.2.5.11. ŋ > ng değiĢmesi 98 xii 3.3.2.5.12. ŋ > nq değiĢmesi 98 3.3.2.5.13. ŋ > v değiĢmesi 98 3.3.2.5.14. ŋ > y değiĢmesi 98 3.3.2.5.15. r > l değiĢmesi 100 3.3.2.5.16. v > m değiĢmesi 100 3.3.2.5.17. v > ỷ, y değiĢmesi 100 3.3.2.5.18. y > h değiĢmesi 100 3.3.2.5.19. ‫ > ﻉ‬y değiĢmesi 101 3.3.2.5.20. ‫ > ﻉ‬h değiĢmesi 101 3.3.3. AykırılaĢma 101 3.3.4. Ünsüz ĠkizleĢmesi 102 3.3.5. Ġkiz Ünlülerin TekleĢmesi 102 3.3.6.GöçüĢme 103 3.4. DüĢme 103 3.4.1. Ünlü DüĢmesi 104 3.4.2. Ünsüz DüĢmesi 104 3.4.2.1. d düĢmesi 105 3.4.2.2. f düĢmesi 105 3.4.2.3. ğ (< ET. q) düĢmesi 105 3.4.2.4. h düĢmesi 106 3.4.2.5. x / q düĢmesi 106 3.4.2.6. k düĢmesi 107 3.4.2.7. l düĢmesi 107 3.4.2.8. m düĢmesi 107 3.4.2.9. n düĢmesi 107 xiii 3.4.2.10. r düĢmesi 109 3.4.2.11. s düĢmesi 110 3.4.2.12. t düĢmesi 110 3.4.2.13. v düĢmesi 110 3.4.2.14. y düĢmesi 111 3.4.3. Hece DüĢmesi 111 3.5.Ünlü BirleĢmesi 112 3.6. Türeme 113 3.6.1. Ünlü Türemesi 114 3.6.2. Ünsüz Türemesi 114 3.6.2.1. h türemesi 114 3.6.2.2. k, x türemesi 114 3.6.2.3. l türemesi 114 3.6.2.4. m türemesi 115 3.6.2.5. n türemesi 115 3.6.2.6. t türemesi 115 3.6.2.7. y türemesi 115 4. VURGU 116 4.1. Kelime Vurgusu 116 4.2. Cümle Vurgusu 117 xiv II. BÖLÜM ġEKĠL BĠLGĠSĠ 1. ĠSĠM 118 1.1. Ġsim Yapım Ekleri 118 1.1.1. Ġsimden Ġsim Yapma Ekleri 118 1.1.1.1. -aq, -ek 118 1.1.1.2. -an, -en 118 1.1.1.3. –cığaz 118 1.1.1.4. -cıq, -cıx, -cik, -cig 118 1.1.1.5. -ça, -çe, -ca, -ce 119 1.1.1.6. -çaq, -çek 119 1.1.1.7. -çı, -çi, -çu, -çü 119 1.1.1.8. -daĢ 120 1.1.1.9. -gıl, -gil 120 1.1.1.10.-q (>-ğ) 120 1.1.1. 11. -qa, -ge 120 1.1.1. 12. -ki, -kı, -ku, -kü 121 1.1.1. 13. -lı, -li, -lu, -lü (>-dı, -di;-rı, -ri) 121 1.1.1.14.–lIq, (-lıx) -lUq, (-lUx) (>-dIx, -dUx, -rIx, -rUx) 122 1.1.1.15. +mci, +mcü; +nci 122 1.1.1. 16. -sız, -siz, -suz, -süz 123 1.1.1. 17. –sul 123 1.1.1. 18. –tı 123 1.1.1. 19. –gah 124 1.1.1. 20. –ter 124 xv 1.1. 2. Fiilden Ġsim Yapma Ekleri 124 1.1. 2.1. -a, -e 124 1.1. 2.2. -aq, -ek 124 1.1. 2.3. -anax, -enek 124 1.1. 2.4. -caq, -cek 124 1.1. 2.5. -q, -k (>-x, -g) 125 1.1. 2.6. -qa, -ge 125 1.1. 2.7. -qı, -gi, -qu, -gü 125 1.1. 2.8. -ı, -i, -u, -ü 125 1.1. 2.9. -ıĢ, -iĢ, -uĢ, -üĢ; -Ģ 126 1.1. 2.10. –m 126 1.1. 2.11. -ma, -me 126 1.1. 2.12. -maq, -mek 126 1.1. 2.13. –man 126 1.1. 2.14. -maz, -mez 127 1.1. 2.15. –n 127 1.2. Ġsim Çekim Ekleri 127 1.2.1. Çokluk Eki 127 1.2.2. Ġyelik Ekleri 128 1.2.3. Aitlik Eki 132 1.2.4. Hâl Ekleri 133 1.2.4.1. Ġlgi Eki 133 1.2.4.2. Belirtme Ekleri 133 1.2.4.3. Yönelme Eki 134 1.2.4.4. Bulunma Eki 134 xvi 1.2.4.5. Çıkma Eki 135 1.2.4.6. Vasıta Eki 135 1.2.4.7. EĢitlik Ekleri 136 1.2.4.8. Yön Ekleri 137 1.2.4.9. Soru Eki 138 2. SIFAT 139 2.1. Niteleme Sıfatları 139 2.2. Belirtme Sıfatları 139 2.2.1. ĠĢaret Sıfatları 139 2.2.2. Sayı Sıfatları 140 2.2.2.1. Asıl Sayı Sıfatları 140 2.2.2.2. Sıra Sayı Sıfatları 140 2.2.3. Soru Sıfatları 141 2.2.4. Belirsizlik sıfatları 141 3. ZARF 142 3.1. Zaman Zarfları 142 3.2. Yer ve Yön Zarfları 142 3.3. Hâl (Nasıllık-Nicelik) Zarfları 143 3.4. Miktar (Azlık-Çokluk) Zarfları 143 3.5. Soru Zarfları 144 4. ZAMĠR 144 4.1. ġahıs Zamirleri 144 4.2. DönüĢlülük Zamiri 147 4.3. ĠĢaret Zamirleri 148 4.3.1. ĠĢaret Zamirlerinin Ġlgi Hâli 148 xvii 4.3.2. ĠĢaret Zamirlerinin Belirtme Hâli 149 4.3.3. ĠĢaret Zamirlerinin YaklaĢma Hâli 149 4.3.4. ĠĢaret Zamirlerinin Bulunma Hâli 149 4.3.5. ĠĢaret Zamirlerinin Çıkma Hâli 150 4.3.6. ĠĢaret Zamirlerinin Edatlara Bağlanması 150 4.4. Belirsizlik Zamirleri 150 4.5. Soru Zamirleri 150 4.6. Bağlama Zamirleri 151 5. FĠĠL 152 5.1. Fiil Yapım Ekleri 152 5.1.1. Ġsimden Fiil Yapma Ekleri 152 5.1.1.1. +a-, +e- 152 5.1.1.2. +al-, +el- 152 5.1.1.3. +ar- 152 5.1.1.4. +da-, +de-, +ta-, +te- (> +la-) 152 5.1.1.5. +qa- 153 5.1.1.6. +qır-, +xır- 153 5.1.1.7. +x-, +k- 153 5.1.1.8. +ı-, +i-, +u-, +ü- 153 5.1.1.9. +la-, +le-(> +da- <+-dé-) 153 5.1.1.10. +r- 154 5.1.2. Fiilden Fiil Yapma Ekleri 154 5.1.2.1. –ala-, -ele- 154 5.1.2.2. -ar-, -er- 154 5.1.2.3. -der- 154 xviii 5.1.2.4. -dır-, -dir-, -dur-, -dür-, -tır-, -tir-, -tur-, -tür 155 5.1.2.5. -ı-, ( -é-), -ü- 155 5.1.2.6. -k- 155 5.1.2.7. -l- 155 5.1.2.8. -ma-, -me- 156 5.1.2.9. -n- 156 5.1.2.10. -r- 156 5.1.2.11. -sa-, -se- 156 5.1.2.12. -Ģ- 157 5.1.2.13. -t- 157 5.1.2.14. -y- 157 5.1.2.15. -z- 157 5.2. Fiil Çekimi 158 5.2.1. ġahıs Ekleri 158 5.2.1.1. Zamir Kaynaklı ġahıs Ekleri 158 5.2.1.2. Ġyelik Kaynaklı ġahıs Ekleri 160 5.2.2. ġekil ve Zaman Ekleri 163 5.2.2.1. Bildirme Kipleri 163 5.2.2.1.1. Görülen GeçmiĢ Zaman 163 5.2.2.1.2. Öğrenilen GeçmiĢ Zaman 164 5.2.2.1.3. GeniĢ Zaman 165 5.2.2.1.3.1. GeniĢ Zamanın Olumlusu 165 5.2.2.1.3.2. GeniĢ Zamanın Olumsuzu 166 5.2.2.1.4. ġimdiki Zaman 5.2.2.1.4.1. -éyr ġimdiki Zaman Eki 167 167 xix 5.2.2.1.4.2. -ér ġimdiki Zaman Eki 168 5.2.2.1.4.3. -ır, -ir, -ur, -ür ġimdiki Zaman Eki 168 5.2.2.1.5. Gelecek Zaman 171 5.2.2.2. Tasarlama Kipleri 172 5.2.2.2.1. ġart 172 5.2.2.2.2. Ġstek 174 5.2.2.2.3. Emir 175 5.2.2.2.4. Gereklilik 179 5.2.2.3. Ġsim Fiili 179 5.2.2.3.1. Ġsim Fiilinin Görülen GeçmiĢ Zaman Çekimi 180 5.2.2.3.2. Ġsim Fiilinin Öğrenilen GeçmiĢ Zaman Çekimi 180 5.2.2.3.3. Ġsim Fiilinin ġimdiki Zaman Çekimi 181 5.2.2.3.4. Ġsim Fiilinin ġart Çekimi 181 5.2.2.3.5. Ġsim Fiilinin Olumsuzu 181 5.2.3. BirleĢik Çekim 184 5.2.3.1. Hikâye 184 5.2.3.1.1. GeniĢ Zamanın Hikâyesi 184 5.2.3.1.2. ġimdiki Zamanın Hikâyesi 185 5.2.3.1.3. Öğrenilen GeçmiĢ Zamanın Hikâyesi 186 5.2.3.1.4. Gelecek Zamanın Hikâyesi 186 5.2.3.1.5. ġart ġeklinin Hikâyesi 187 5.2.3.1.6. Ġstek ġeklinin Hikâyesi 187 5.2.3.1.7. Gereklilik ġeklinin Hikâyesi 188 5.2.3.2. Rivayet 5.2.3.2.1. GeniĢ Zamanın Rivayeti 188 188 xx 5.2.3.2.2. ġimdiki Zamanın Rivayeti 189 5.2.3.2.3. Öğrenilen GeçmiĢ Zamanın Rivayeti 189 5.2.3.2.4. ġart ġeklinin Rivayeti 189 5.2.3.3. ġart 190 5.2.3.3.1. GeniĢ Zamanın ġartı 190 5.2.3.3.2. ġimdiki Zamanın ġartı 190 5.2.3.3.3. Gelecek Zamanın ġartı 190 5.3. BirleĢik Fiiller 191 5.3.1. Yeterlilik Fiili 191 5.3.1.1. Yeterlilik Fiilinin Olumlusu 191 5.3.1.2. Yeterlilik Fiilinin Olumsuzu 191 5.3.2. Yardımcı Fiiller 194 5.3.2.1. Ana Yardımcı Fiiller 194 5.3.2.1.1. Éle- (< éyle-) Yardımcı Fiili 194 5.3.2.1.2. Ét- Yardımcı Fiili 194 5.3.2.1.3. Qıl- Yardımcı Fiili 195 5.3.2.1.4. Ol- Yardımcı Fiili 195 5.3.2.2. Yardımcı Fiil Görevinde Bulunan BaĢka Fiiller 195 5.3.2.2.1. baĢla- 195 5.3.2.2.2. çal- 195 5.3.2.2.3. sal-; salla- 195 5.3.2.2.4. tüĢ- / düĢ- 196 5.3.2.2.5. vér- 196 5.3.2.2.6. vur- / vır- 196 5.4. Sıfat-Fiiller 196 xxi 5.4.1. -acaq, -ecek 196 5.4.2. -an, -en 197 5.4.3. -ar, -er; -r 197 5.4.4. -dıq, -dik, -duq, -dük 197 5.4.5. -malı, -meli 198 5.4.6. -mıĢ, -miĢ, -muĢ, -müĢ 198 5.5. Zarf-Fiiller 199 5.5.1. -a, -e 199 5.5.2. -ana, -ene 199 5.5.3. -anda, -ende 200 5.5.4. -cağın, -ceğin 200 5.5.5. -ı, -i, -u, -ü 201 5.5.6. –ıncax, -incex 201 5.5.7. -ıp, -ip, -up, -üp 201 6. BAĞLAÇ 202 6.1. Sıralama Bağlaçları 202 6.1.1. –nan, -nen “ile” 202 6.1.2. ve, u, ü, o, ṿo “ve” 202 6.2. KarĢılaĢtırma Bağlaçları 203 6.2.1. da ... da ...; da... de... 203 6.2.2. çi... çi.... “...da ...da” 203 6.2.3. hem ... hem... 203 6.2.4. ne... ne... 203 6.2.5. ya... ya... 204 6.3. Cümle BaĢı Bağlaçları 204 xxii 6.3.1. axı 204 6.3.2. ama, amma 204 6.3.3. artıx 204 6.3.4. bélebil “sanki” 205 6.3.5. déme, démeli 205 6.3.6. çün, çünkü “çünkü” 205 6.3.7. ege, eye, eger “eğer” 205 6.3.8. éle “sadece” 206 6.3.9. élebil “sanki” 206 6.3.10. éle ki “fakat” 206 6.3.11. feqet “fakat” 206 6.3.12. hatta 206 6.3.13. hele “Ģimdilik, en azından, hemen” 207 6.3.14. xob 207 6.3.15. labud “kesinlikle” (< Ar. lâbod) 207 6.3.16. meger, meye “meğer” 207 6.3.17. neinki “olmadığından”; bainki “olduğu hâlde” 207 6.3.18. néce ki “ne yani” 208 6.3.19. onda “öyle olsa” 208 6.3.20. Ģayed “Ģayet” 208 6.3.21. veli “ama” 209 6.3.22. yoxsa 209 7. Edat 209 7.1. Son Çekim Edatları 209 7.1.1. cax (< caq) 210 xxiii 7.1.2. göre 210 7.1.3. için 211 7.1.4. kimi, kimin “gibi” < kibi 212 7.1.5. –nan, -nen (< ilen) 213 7.1.6. ötüri “-den dolayı” 213 7.1.7. sarı “-a doğru” 213 7.1.8. sonra (< soŋra) 213 7.1.9. soay, soa “baĢka” 214 7.1.10. tekin 214 7.2. PekiĢtirme Edatları 214 7.2.1. -da, -de 215 7.2.2. daxı 215 7.2.3. day “artık” 215 7.2.4. ki 215 8. ÜNLEM 216 8.1. Duygu Ünlemleri 216 8.1.1. ah 216 8.1.2. axı 216 8.1.3. ba 216 8.1.4. be 217 8.1.5. bes 217 8.1.6. ē 217 8.1.7. hē 217 8.1.8. hop 217 8.2. Yönlendirme Ünlemleri 218 xxiv 8.3. Seslenme Ünlemleri 218 8.3.1. ay 218 8.3.2. éy 218 8.3.3. oy 218 8.4. Gösterme Ünlemleri 8.4.1. da, de “iĢte” 8.5. Soru Ünlemleri 218 219 219 8.5.1. neyçin 219 8.5.2. niya, niye 219 8.6. Cevap Ünlemleri 219 8.6.1. belé, beli “evet” 220 8.6.2. he “evet” 220 8.6.3. xéyir, xéyr, xééy “hayır” 220 8.6.4. yox, yo 220 SONUÇ 221 KAYNAKÇA 233 EKLER 238 METĠN 240 1. Ağız Bölgesi: –éyr Ağzı 240 2. Ağız Bölgesi: -ér Ağzı 323 3. Ağız Bölgesi: -Ur, -Ür Ağzı 404 SÖZLÜK 501 ÖZET 527 ABSTRACT 529 xxv Kullanılan Transkripsiyon ĠĢaretleri ve Simgeler ß p - f arası ünsüz þ b - p arası ünsüz ḇ b - v arası ünsüz ċ ç – c arası ünsüz ĉ ç - Ģ arası ünsüz ĥ x – h arası bir ünsüz q kalın sırada sedalı k ünsüzü ḳ kalın sırada sedasız k ünsüzü ħ ince sırada k - h arası bir ünsüz ĺ ince l ünsüzü ŕ r - l arası ünsüz ř r - y aradı ünsüz ţ t - d arası bir ünsüz ỷ y - v arası ünsüz ҳ düĢmek üzere olan x ünsüzü ļ düĢmek üzere olan l ünsüzü ņ düĢmek üzere olan n ünsüzü ŗ düĢmek üzere olan r ünsüzü ṿ düĢmek üzere olan v ünsüzü ỵ düĢmek üzere olan y ünsüzü ä a – e arası ünlü å a – o arası ünlü xxvi é kapalı e ë é - ö arası bir ünlü í ı - i arası ünlü ó o – ö arası ünlü ụ u - ı arası ünlü ú u – ü arası ünlü ự ü - i arası ünlü ā uzun a ā uzun a – o arası ē uzun açık e ḕ uzun kapalı e ī uzun ı ünlüsü î uzun i ünlüsü ō uzun o ünlüsü ȫ üzün ö ünlüsü ū uzun u ünlüsü ǖ uzun ü ünlüsü ĭ kaybolmak üzere olan ı ünlüsü ‿ ulama iĢareti ' norma tonlama  alçalan tonlama  yükselen tonlama „ hamze ve ayın yerine kullanılmıĢtır xxvii Kısaltmalar Ar. : Arapça Age. : adı geçen eser AZT. : Azerbaycan Türkçesi Bak. : bakınız BOT. : Batı Oğuz Türkçesi BT. : Batı Türkçesi EOT. : Eski Oğuz Türkçesi ET. : Eski Türkçe Far. : Farsça Fr. : Fransızca HA. : Halhal Ağızları OOT. : Orta Oğuz Türkçesi Rus. : Rusça Soğ. : Soğdca TT. : Türkiye Türkçesi Tür. : Türkçe GĠRĠġ I. Ġran Türklüğünün Tarihi Meselesi Ġran Türklerinin Ġran‟ı ne zaman yurt edindikleri meselesi, Batı Türklüğünün ortak meselesidir. Türklerin Anadolu, Azerbaycan ve Ġran‟ın batı bölgelerinde adlarından söz ettirmeleri, ĠÖ. VI. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Heredot ve Menander Feonan gibi müellifler, Sakaların hâkim zümresinin Türk olduğunu yazarlar. Herodot, Türklerin ĠÖ. VI. - VII. yüzyıllarda doğudan batıya geldiğini, batı Sakalarıyla karıĢarak onların hâkim zümresini oluĢturduklarını ve hakanlarının Efrasyap olduğunu kaydetmektedir.1 Azerbaycan‟da Efrasyab‟a nispet verilen özel yer adlarının bulunması Sakaların bir hatırasıdır. Tebriz‟in kapılarının birine Dervâze-i Sar “BaĢ Kapısı” denilmesi, Efrasyab‟ın baĢının orada defnedilmesinden kaynaklanmaktadır. Azerbaycan ve Anadolu‟da Sakalardan sonra kayıtlara geçen bir diğer Türk zümresi, Bulgar Türkleridir. Ermeni yazarı Abbâs Katina, Bulgarların ĠÖ. 120 yılında Güney Kafkasya‟yı geçip Kars‟a yerleĢtiklerinden haber verir. Bulgarların 460 yılında orada yaĢadıklarını, baĢka bir Ermeni tarihçisi Mûsâ Horen‟den öğrenmekteyiz. Mûsâ Horen, ayrıca Hazar ve Barsuların 197-216 2 kaydetmektedir. yılları arasında Kür ırmağını geçtiklerini de ĠĢte bu Hazarlar, VI. yüzyıla gelindiğinde Türk dilli kavimlerden oluĢan konfederasyon (Hazar Ġmparatarluğu)‟un bir parçası olarak kayıtlara geçmektedirler.3 Türklerin Kafkasya ve Azerbaycan göçleri, V. yüzyılda da Ağaçeri ve Saragurların (Sarı Uygur) Kafkasya‟ya gelmeleriyle devam eder. 460‟ta Ağaçerilerin, 468‟de de Saragurların Kafkasya‟nın güneyine geçerek 488‟de Sâsânîlerle çarpıĢtıkları bilinmektedir. Hamdallâh Kazvinî, 1195 yılında Elbistan ve MaraĢ‟ta eĢkıyalıkla geçinen bu Ağaçerilerin doğu kanadının Miscin (MiĢgin) ve Halhal (Eski Firûzâbâd)‟da hâkim zümreyi oluĢturduklarından bahseder. Batıya göç eden bir baĢka Türk unsuru, Sabirlerdir. 508‟de Sâsânîlerle, 515/516‟da Bizans‟la savaĢan Sabirler, bütün 1 Javat Heyet, Azerbaycan Edebiyatına Bir Baxış, 1. Cilt, Tahran 1980, s. 21. Zeki Velidî Togan, Azerbaycan Maddesi, İslam Ansiklopedisi, s. 97-101. 3 "Khazar." Encyclopædia Britannica. Ultimate Reference Suite. Chicago: Encyclopædia Britannica, 2008. 2 2 Ermeniye‟yi alıp Anadolu‟ya geçtiler. Nihayetinde Sâsânî Ģahlarından Kubad devrinin sonlarında Arran, Gürcistan, Vaspurakan ve Sisecan Hazarların ve onlara bağlı kavimlerin eline geçti. ĠÖ. VI. yüzyıldan beri Azerbaycan ve Doğu Anadolu‟da varlıklarından söz edilen Türkler, Sâsânî Ģahlarından NuĢirevan‟a yenilince bir nevi otoritelerini kaybetmiĢ oldular. NuĢirevan, bütün Azerbaycan‟ı ve Güney Kafkasya‟yı istila ederek Türkleri azınlık durumuna düĢürmek amacıyla eline düĢen Türkleri daha içerilere, Halhal‟ın bir fersah ötesindeki Fîrûzâbâd‟a yerleĢtirirken onların yerine Farsları iskân ettirir. Böylece Araplar geldiğinde ġamhur, Kabala, Muğan ve Halhal taraflarında yaĢayan Türklerin dıĢındaki Türkler, yerli ahaliye karıĢarak milliyetlerini yitirmiĢ bulunuyorlardı. Bu nedenle Mu‟âviye‟nin “Azerbaycan nedir?” sorusuna, „Ubayd B. Sariya: - “Burası, eskiden Türklerin memleketi idi.” yanıtını vermiĢtir.4 Böylelikle Selçuklulardan önce Azerbaycan‟a yerleĢen Türklerin büyük çoğunluğunun yerli ahaliye karıĢarak Türkçeyi unuttukları ve Azerbaycan‟ın asıl TürkleĢmesinin Selçuklular ve XIII. yüzyılda Ġlhanlılarla baĢladığı görüĢü öne sürülmektedir.5 Azerbaycan‟ın asıl TürkleĢmesinin Selçuklular ve XIII. yüzyılda Ġlhanlılarla baĢladığı iddiaları, Azerbaycan‟da önceden mevcut olan Türk varlığının tamamen silindiği anlamına gelmemektedir. Nitekim Muğan ve Halhal‟da Türkçenin konuĢulduğu inkâr edilmemektedir.6 Bu bağlamda Selçuklulardan önce Halhal‟a yerleĢen Türklerin Arap hâkimiyeti devrinde de dillerini korudukları ve Selçuklular döneminde Zencan‟la Halhal arasında oturan ahalinin Türklerden oluĢtuğu ve Bülek adında Türkçe isimli bir Ģehirlerinin bulunduğu bilinmektedir.7 Yine, Ġran Moğollarının yazarı Bertold Spuler, Ġlhanlılardan daha önceleri Tebriz‟de kaydetmektedir.8 Ayrıca, Ermeni tarihçisi Türkçe konuĢulduğunu Çamçıyan, 1021 yılında Azerbaycan‟daki Türkleri anlatırken onların kadınlar gibi uzun saçlı 4 Zeki Velidî Togan, age, s. 97-101. Zeki Velidî Togan, age s. 97-101. 6 Zeki Velidî Togan, age s. 97-101. 7 Zeki Velidî Togan, age, s. 99-100. 8 Bertold Spuler, age, s. 498. 5 3 olduklarını, yaylarının pek sağlam ve katı olduğunu, uzaktan savaĢ taktiğini kullandıklarını belirterek9 Türklerin dıĢ görünüĢü ve savaĢ taktikleriyle ilgili bilgi vermekle, 11. yüzyılın baĢlarında Azerbaycan‟daki Türk varlığını ortaya koymaktadır. Türklerin Ġran‟ın doğu bölgesindeki varlıkları da elimizdeki kayıtlara göre 10. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Oğuz Türkleri, 1040 yılında Horasan‟a geldiklerinde 962‟den beri hâkimiyeti elinde tutan Gazneliler, Türk idi. Ayrıca, Halaçların XI. yüzyıldan beri Horasan civarlarında yaĢadıkları bilinmektedir.10 1040 yılında Selçukluların Gaznelileri yenmesiyle11 Ġran‟da Gaznelilerden sonra kurulacak 2. Türk devletinin resmen temelleri atılmıĢ oldu. Nihayet Tuğrul Bey, 1043 yılında Rey‟e yerleĢerek 12 (yaklaĢık Tahran‟ın 30. km. güneyinde) bütün Ġran‟ı, Azerbaycan‟ı, Anadolu‟yu ve Irak‟ı içine alacak olan büyük Selçuklu devletinin baĢkentini de seçmiĢ oluyordu. Böylelikle Ġran coğrafyası, Gaznelilerden Kaçarlara kadar çeĢitli Türk hanedanlarınca yönetilmiĢtir. Selçuklu, Ġlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi, AfĢar ve Kaçar Türk devletlerinin baĢkentleri olan Rey, Sultaniye, Marağa, Erdebil, Tebriz, Ġsfahan, ġiraz ve Tahran Ģehirleri günümüzde Ġran sınırları içinde yer almaktadır. “AĢağı yukarı bin yıl Ġran Türk hanedanlarının (ve Türk ordularının) egemenliği altında kalmıĢtır.”13 Türkler, bu bin yılda dillerini de en azından kendi fizikî varlıkları kadar Ġran coğrafyasında yaĢatmıĢlar ve yaĢatmaktadırlar. Horasan‟dan Türkiye sınırına kadar uzanan Türk mimarisi, Türk dili, Türk kültürü, Ġran coğrafyasının Türkler için bir geçiĢ koridoru olmadığının, bu bölgenin en azından bin yıllık bir Türk yurdu olduğunun canlı kanıtıdır. 9 Mohemmed J. Meşkûr, Nezer-î be Târîx-é Âzerbâycân “Azerbaycan Tarihine Bir Bakış” Encomen-e Âsâr-é Méllî Yayınları, Tahran, 1970, s. 154. 10 Sonel Bosnalı, İran Azerbaycan Türkçesi, Dil ve Edebiyat Dizisi 7, İstanbul, 2007, s. 22-23. 11 Jean-Paul Roux, Türklerin Tarihi (Pasifik‟ten Akdeniz‟e 2000 Yıl), Kabalcı Yayınevi, 3. Basım, İstanbul 2007, s. 208. 12 Zeki Velidî Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş, İstanbul Üniversitesi Yay., İstanbul 1981, s. 191. 13 Gerhard Doerfer, İran‟daki Türk Dilleri, Türk Dil Araştırmaları Yıllığı Belleten, 1969, s. 1-11. 4 II. Türklerin Ġran’daki Nüfusu Ġran‟da yapılan nüfus sayımlarında farklı millet ve etnisitelerin hesaba katılmamasından Ġran‟daki Türk nüfusuyla ilgili kesin bir bilgiye ulaĢmak mümkün değildir. Ġran‟daki Türk nüfusuyla ilgili bilgi edineceğimiz ilk resmî veriler, 1949 yılında Ġran ordusunca yayımlanan 10 ciltlik Ferheng-e Coğrâfîyây-e Ġran (Ġran Coğrafya Anseklopedisi) adlı kitapta yer almaktadır. Bu kitapta nüfusu 500‟ü aĢan Ġran‟daki bütün köylerin adları, nüfusları ve dilleri kaydedilmiĢtir. Bu çalıĢmada yer alan Türk köylerinin adlarını ve nüfuslarını ayrı bir kitap hâline getiren M. Penahiyan, 1972 „de Ġran dıĢında, Ferheng-é Coğrâfîya-ye Melli-é Torkân-é Ġran Zemîn (Ġran Türklerinin Milli Coğrafyası Ansiklopedisi) adında bir kitap yayımlamıĢtır.14 Hasan RâĢidî, 2008 yılında yayımladığı Torkan ve Berresî-yé Tarix, Zebân ve Hoviyyet-é Anha der Ġran (Türkler ve Onların Ġran‟daki Tarihlerinin, Dillerinin ve Kimliklerinin Ġncelenmesi) adlı çalıĢmasına adı geçen ansiklopedide yer alan Türk yerleĢim yerlerinin listesini de eklemiĢtir. Hasan RâĢidî, söz konusu ansiklopediden hareketle 1949 yılı hesaplarına göre 10.119 köyle 59 ilçe merkezinde yaĢayan Türk nüfusunun sayısını, 5.184.846 kiĢi olarak vermektedir.15 Ayrıca RâĢidî, bu sayımda konar – göçer Türklerle baĢka Ģehirlerde dağınık Ģekilde yaĢayan Türklerin hesaba katılmadığını da belirtmektedir. Günümüzde Ġran‟daki Türk nüfusuyla ilgili tahminlere dayalı çeliĢkili rakamlar bulunmaktadır. Jean-Paul Roux, Türklerin Tarihi adlı eserinde Ġran nüfusunun 20%‟sinin Azerbaycan Türkleri, 10%‟un ise Türkçe konuĢan baĢka halklardan oluĢtuğunu söylemektedir.16 Bu durumda 78 milyon nüfusu olan Ġran‟ın 23.4 milyonunun Türk olduğu görülmektedir. B. Atsız Gökdağ, Salmaz Ağzı‟nda Ġran‟daki Türk nüfusuyla ilgili çeĢitli görüĢleri karĢılaĢtırarak en az 25 ve en çok 35 milyon Türkün Ġran‟da yaĢadığı kanısına varmaktadır.17 14 Hesen Raşedi, Torkan ve Berresî-yé Tarix, Zebân ve Hoviyyet-é Anha der İran “Türkler ve Onların İran‟daki Tarih, Dil ve Kimliklerinin İncelenmesi” Endîşé-yé No Yayınları, Tahran 2008, s. 119-121. 15 Hesen Raşedi, age, s. 118-124. 16 Jean-Paul Roux, age, s. 462-463. 17 Bilgehan A. Gökdağ, Salmas Ağzı, Karam Yay. Çorum 2006, s.1. 5 1949‟da Yayınlanan Ġran Coğrafya Ansiklopedisi‟nde kaydedilmiĢ Türk Köylerinin Sayısı ve Nüfusu18 Ġl ġehir Köy Sayısı Nüfus Tahran 209 Kazvin Demâvend ġehir Köy Saysı Nüfus 68643 Bicar 135 46736 441 289478 Tuserkan 9 9729 28 9156 Senendec 83 39586 17 7155 ġahabad 2 295 Sâve 224 123754 KirmanĢah 8 3183 Mehellât 12 5046 Melayer 65 39266 Erâk 334 203322 Hemedan 452 389965 Enzeli 10 9096 Ehvaz 5 1260 ReĢt 29 33534 Xorremabad 3 1400 Zencan 1032 433291 Abade 65 33612 TevâleĢ 68 40788 BuĢehr 57 23972 Fûmen 4 6231 ġiraz 29 24461 Lâhîcân 4 5164 Fesa 47 121343 Âmol 2 1025 Firuzabad (Fars) 12 3997 Sârî 7 2715 Kazerun 53 29827 ġâhrûd 15 6230 Lar 10 111921 Qorqân 107 43615 Sircan 4 580 Bocnurd 193 62355 Merkez Kum 1. il 5. il 6. il 7. il 8. il 2. il Qonbed Kâbûs 18 Ġl 221 Hesen Raşedi, age, s. 122-124. 47290 6 3. il 4. il NôĢehr19 1 180 Dergez 99 77673 Tebriz 668 662809 Sebzevar 109 80849 Erdebil 732 Kuçan 330 110925 Eher 868 371536 9. il 262624 MeĢhed 25 9890 Xalxal 323 114425 NeyĢapur 46 13970 Miyana 289 124057 Ġsfahan 7 3287 Sarab 178 10 123832 il ġehr-e Reza 19 48395 Merend 141 122026 ġehr-e Kord 30 42498 Xıyav 327 64589 Feriden 82 72090 Urumiye 361 136061 Xoy 252 149232 Marağa 881 347270 Mehabad 10 7169 Maku 291 64167 III. Ġran’daki Türk Ağızları Üzerine Yapılan ÇalıĢmalar Ġran Türk ağızlarıyla ilgili çalıĢmaları; Batı, Türkiye ve Ġran‟da olmak üzere üç grupta inceleyebiliriz. Bunlardan Türkiye ve Batı‟daki çalıĢmalar sınırlıdır. Türkiye ve Batı‟daki çalıĢmalar, Türklük bilimince bilindiğinden bu çalıĢmalara kısaca değinmekle yetineceğiz. Ancak, Türklük bilimince bilinmeyen Ġran‟daki Türk dili üzerine yapılan çalıĢmaların detaylıca incelenmesinin uygun düĢeceği kanısındayız. Ġran‟daki Türkçe üzerine yapılan ilk bilimsel çalıĢma, 1903-1904 yıllarında Tebriz ve Urumiye ağızları üzerine inceleme yapan Karl Foy‟a aittir. Karl Foy‟un ardından 1921-35 yıllarında H. Ritter ve 1935 yılında H. S. 19 Burada Çalus ilçesine bağlı köyler zikredilmemektedir. Bu ilçeye bağlı köyler özellikle de Kelardeş‟in etrafındaki 1500 nüfuslu Bazarser köyünde Türkçe konuşulmaktadır. 7 Szapszal, Ġran Azerbaycan Türkçesi üzerine çalıĢmalar yapmıĢlardır. Ġran‟daki Türk ağızları üzerine çalıĢma yapan bir diğer batılı araĢtırmacı, Zencan ağzı üzerine yaptığı incelemesini 1956 yılında yayımlayan V. Monteil‟dir.20 Ancak, Ġran‟daki Türk ağızları üzerinde en kapsamlı çalıĢma yürüten, Gerhard Doerfer olmuĢtur. Gerhard Doerfer ve öğrencilerinin 196873 yılları arasında Ġran‟a düzenledikleri bilimsel araĢtırma gezileri sonucunda Horasan, KaĢkay ve Halaç ağızlarıyla ilgili birçok mesele gün ıĢığına çıkartılmıĢtır.21 G. Doerfer‟in Türk dil bilimine yaptığı en önemli katkı, Halaç Türkçesi üzerindeki çalıĢmadır.22 Ġran‟daki Türk ağızları üzerine hâlen yürümekte olan bir diğer çalıĢma, Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi tarafından yapılmaktadır.23 Ayrıca IĢık Sönmez‟in Karadağ, Muğan ve Zencan ağızları yayımlanmıĢtır. üzerine yaptığı çalıĢma, 1998 yılında Almanya‟da 24 Türkiye‟de Ġran‟daki Türk ağızlarıyla ilgili geniĢ kapsamlı bir çalıĢma henüz ortaya çıkmıĢ değildir. Bilgehan A. Gökdağ‟ın Salmas Ağzı, 25 Muhittin Çelik‟in KaĢkay Türkçesi,26 K. Mehmet Gece‟nin Serap Ağzı,27 Mahmut Sarıkaya‟nın Güney Azerbaycan Türkçesi28 ve Sonel Bosnalı‟nın Ġran Azerbaycan Türkçesi (Toplum Bilimsel Bir Ġnceleme)29 adlı çalıĢması dıĢında Türkiye‟de Ġran‟daki Türk ağızlarıyla ilgili herhangi bir çalıĢma bulunmamaktadır. 1993 yılından 2000 yılına kadar Ġran üniversitelerinde Türk dili ve Ġran‟daki Türk ağızları üzerine bir kısım yüksek lisans tezleri yapılmıĢtır. Bu 20 Sonel Bosnalı, İran Azerbaycan Türkçesi, Dil ve Edebiyat Dizisi 7, İstanbul 2007, s. 31. Gerhard Doerfer, İran‟da Türkler, Türk Dili, TDK Yay., Ankara 1987, s. 243. 22 Gerhard Doerfer, Halaj Materials, İndiyana University Publications, Uralic And Altaic Series, İndiyana Univercity 1971. 23 Bilgehan A. Gökdağ, Salmas Ağzı, Karam Yayınları 16, Çorum 2006, s. 35-36. 24 24 Işık Sönmez, Untersuchungen zu den aserbaidschanischen Dialekten von Qaradaġ, Muġan und, Zäncan Göttingen 1998, s. 224. 25 Bilgehan A. Gökdağ, Salmas Ağzı, Karam Yayınları 16, Çorum 2006. 26 Muhittin Çelik, Kaşkay Türkçesi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Malatya, 1997. 27 K. Mehmet Gece, Serap Ağzı, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1985. 28 Mahmut Sarıkaya, Güney Azerbaycan Türkçesi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Kayseri 1998. 29 Sonel Bosnalı, İran Azerbaycan Türkçesi, Dil ve Edebiyat Dizisi 7, İstanbul 2007. 21 8 çalıĢmaların büyük bir bölümü, Genel Dil Bilimi ana bilim dalında yüksek lisans yapan öğrenciler tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir: Bu çalıĢmalardan biri, Bon ağzıyla ilgili olup 2000 yılında Ġsfahan Üniversitesi, yüksek lisans öğrencisi Rıza HaĢemi tarafından yapılmıĢtır. Söz konusu tez, Çahar-mahal Mextiyarı ilinin merkezi, ġehr-i Kürd‟ün 27 kilometre kuzeybatısında yer alan Bon Ģehrinin ağzı üzerine yapılan bir çalıĢmadır. Bu çalıĢmada Bon Türkçesinin ses, biçim bilgisi ve anlam bilimi özellikleri incelenerek söz konusu ağız Ġstanbul Türkçesiyle karĢılaĢtırılmıĢtır. Bir diğer çalıĢma Bocnurd ağzıyla ilgilidir. Yine bir yüksek lisans tezi olan bu çalıĢma, 1996 yılında ġiraz Üniversitesi‟nde Neda Hidayet tarafından yapılmıĢtır. ÇalıĢmanın konusu, Kuzey Horasan‟da yer alan ve 130.000 nüfusa sahip olan Bocnurt Ģehrinin ağzı üzerindedir. Söz konusu tez, Bocnurd ağzının ses, biçim, sözcük ve söz dizimi özelliklerini ele almaktadır. Tezin sonunda Latin harfleriyle Bocnurt Türkçesine özgü sözcüklerin listesi verilmiĢtir. Bir diğer çalıĢma da Nadir AfĢar‟ın Ģehri olan Kelat-i Nadir ağzıyla ilgilidir. Bu çalıĢma, 1996 yılında ġiraz Üniversitesi‟nde Ebdolreza Hesenzade Kebud-i Qonbedi tarafından yapılan bir yüksek lisans tezi çalıĢmasıdır. Kuzey Horasan‟da yer alan Kelat-i Nadir Türkçesinin incelendiği bu çalıĢmada söz konusu ağzın ses özellikleri, söz dizimi ve biçim bilgisi üzerinde durulmuĢtur. Yine ġiraz Üniversitesi‟nde bir yüksek lisans tezi olan Karabulaq ağzı, Eli Feyyazi tarafından 1995 yılında yapılmıĢtır. Söz konusu tezde Fars Ġlinin Fesa Ġlçesine bağlı Karabulaq Bucağında konuĢulan KaĢkay Türkçenin ses, biçim ve söz diziminin yanı sıra zaman kipleri de ele alınmıĢtır. KaĢkay Türkçesiyle ilgili bir diğer çalıĢma, Hemidreza Cahandide tarafından 1998 yılında ġiraz Üniversitesinde bir yüksek lisans tezi olarak yapılmıĢtır. ÇalıĢmada KaĢkayların tarih, coğrafya, ekonomik ve yaĢam tarzlarına kısaca değinildikten sonra KaĢkay Türkçesinin ses bilimi, biçim 9 bilimi ve söz dizimi araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢmanın sonunda KaĢkay Türkçesine özgü sözcüklerin, alfabetik sıraya göre listesi verilmektedir. KaĢkay Türkçesini konu eden bir diğer çalıĢma Eli Kazemî‟ye ait olup Tahran Üniversitesinde 1996 yılında bir yüksek lisans tezi olarak yapılmıĢtır. Bu çalıĢmanın amacı, sosyolojik olguların konuĢma ortamlarında KaĢkay Türkçesi üzerindeki etkilerini araĢtırmaktadır. Bu doğrultuda, erkeklerle kadınlardan oluĢan farklı yaĢ ve eğitim düzeylerinden 72 denek seçilmiĢtir. Söz konusu denekler 4 farklı bağlamda konuĢturulmuĢtur. AraĢtırmanın amacı, cinsiyet, yaĢ ve eğitim gibi sosyal olguların KaĢkay Türkçesi üzerindeki etkilerini saptamaktır. Ġran‟da yapılan ağız çalıĢmalarından biri de Orta Oğuz Türkçesi (Azerbaycan Türkçesi)‟yle ilgilidir. Bu ağız çalıĢması, Halhal –Tebriz ağızlarının karĢılaĢtırılmasıdır. Bir yüksek lisans tezi olan bu çalıĢma, 1996 yılında Tahran‟da bulunan Allame Tababai Üniversitesi‟nde ErĢed Fettahi tarafında yapılmıĢtır. Dört bölümden oluĢan bu çalıĢmanın 1. bölümünde Halhal bölgesinin coğrafi ve etnik konumu ile Azerbaycan Türkçesi ve genel Türk dili ile ilgili konular yer almaktadır. 2. bölümde dil bilimi ve karĢılaĢtırılmalı dil bilimine değinilmiĢtir. 3. bölümde Türk dilinin ses yapısı özellikle de Halhal bölgesinin ses yapısı üzerinde durulmuĢtur. 4. bölümde ise Halhal ağzıyla Tebriz ağzının ses özellikleri karĢılaĢtırılmıĢtır. Ġran‟da yapılan bir diğer çalıĢma, Türkçeden Farsçaya geçmiĢ kelimeler üzerinde durmaktadır. “Türk Dilinden Farsçaya GirmiĢ Sözcüklerin AraĢtırılması ve Dil Bilimcilik Açısından Etkinliği” adı altında yapılan bu çalıĢma, Mujtaba ġuai‟ye ait olup 1998 yılında Ġsfahan Üniversitesinde yapılmıĢtır. Söz konusu çalıĢma için Farsça Dhekhoda ve Moin sözlükleri esas alınmıĢtır. Türkçeden Farsçaya geçen sözcükler 3 ayrı kategoride ele alınmıĢtır. 1. Birinci kategoride yer alan Türkçe kelimeler, günümüz Farsçasında yaygın bir Ģekilde kullanılan, Farsça karĢılığı bulunmayan Türkçe menĢeli olduğu bilinen kelimelerdir. AraĢtırmacı, ayrıca bu sözcüklerin günümüz Türkçesinde 10 de kullanıldığını kaydetmektedir. AraĢtırmacıya göre, bu kelimelerin FarsçalaĢtırılması için herhangi bir giriĢimde bulunulmamıĢtır. 2. AraĢtırmacının konu edindiği bir diğer Türkçe kelime grubu ise, Farsça karĢılıklarıyla birilikte kullanılan Türkçe kelimelerdir. Bu kelimeler için ikili kullanım söz konusudur. Ancak yazı dilinde ve kimi konuĢma bağlamlarında artık bu sözcüklerin yerine Farsça karĢılığının kullanılmasına özen gösterilmektedir. 3. AraĢtırmada üzerinde durulan diğer Türkçe kökenli kelimeler, eskiden Farsçada kullanılan ve yazılı metinlerde geçen Türkçe kelimelerdir. Bu Türkçe kelimeler, günümüz Farsçasında kullanılmamaktadır. Yine Türkçeden Farsçaya geçmiĢ kelimeleri esas alan bir diğer çalıĢma, M. Eli Çöhregani‟nin 1993 yılında Tahran, Terbiyet Müderris Üniversitesi‟nde yaptığı yüksek lisans tezi çalıĢmasıdır. Bu çalıĢmada Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi; Kazakça, Kırgızca, Türkmence, Özbekçe ve tarihî Türk Ģivelerinden Farsçaya geçen sözcükler üzerinde durulmuĢtur. Bu çalıĢmada Türkçeden Farsçaya geçmiĢ 4,200 sözcük saptanmıĢtır. Farsçadaki Türkçe kökenli kelimelerle ilgili yapılan bir diğer çalıĢma Zencan Üniversitesi bünyesinde, 1997 yılında gerçekleĢen Farsçada Türkçe Sözcük ve Terimler projesidir. Tahran Allame Tabatabai Üniversitesi‟nde Azerbaycan Türkçesiyle ilgili yapılan bir diğer çalıĢma, Azerbaycan Türkçesinin ses yapısını incelemektedir. Bir yüksek lisans tezi olan bu çalıĢma, 1992 yılında Hasan Hesabger tarafından yapılmıĢtır. ÇalıĢmada kısaca Türk dil sınıflandırmaları, genel Türk dili ve Azerbaycan Türkçesi tarihine değinildikten sonra Azerbaycan Türkçesinin Türk Ģiveleri içerisindeki konumu araĢtırılmıĢtır. Ġkinci bölümde de Türk dili araĢtırılmaları ıĢığında Azerbaycan Türkçesinin ses yapısı incelenmiĢtir. Yine Tahran Terbiyet Müderris Üniversitesi‟nde, 1995 yılında Ali Mohemmedi‟nin Azerbaycan Türkçesi üzerine yaptığı bir yüksek lisans tezi 11 bulunmaktadır. Azerbaycan Türkçesindeki kip ve zaman üzerine yapılan bu çalıĢmada zaman ve kip kavramları birbirinden farklı dilbilgisel morfem olarak ele alınmaktadır. Söz konusu tezin iddiasınca Azerbaycan Türkçesinde geçmiĢ zaman ve geçmiĢ olmayan zaman olarak iki zaman bulunmaktadır. Yazar, dil verilerinden hareketle savını kanıtlamağa çalıĢmıĢtır. Ayrıca kip konusu, zaman konusundan bağımsız bir biçimde ele alınarak kiplerin çeĢitliliği ve özellikleri üzerinde durulmuĢtur. Ġran‟da Türkçe üzerine yapılan bir diğer akademik çalıĢma, Azerbaycan Türkçesinin Farsçayla KarĢılaĢtırılmalı Ses yapısını inceleyen bir yüksek lisans tezidir. Bu çalıĢma, Terbiyet Müderris Üniversitesi‟nde, 1996 yılında Mohemmed Ġbrahim Meryemi tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. Söz konusu tezde Azerbaycan Türkçesiyle Farsçanın ses değerleri karĢılıklı incelenmiĢtir. Azerbaycan Türklerinin Farsça öğrenmelerinde ve telaffuzlarındaki sorunun her iki dilde bulunan aynı ses değerlerinden değil de Türkçede bulunmayıp da Farsçada kullanılan ses değerlerinin kullanılmasından kaynaklandığı sonucuna varılmıĢtır. Ayrıca Ġran‟da Türk diliyle ilgili yapılan çalıĢmaların bir kısmının kitap olarak yayınladığı görülmektedir. Bunlardan bir tanesi, Hoseyn XoĢbâten‟in Tahran Üniversitesi‟nde Dil bilimi anabilim dalından yaptığı yüksek lisans tezidir. Bu çalıĢma, 2006 yılında Motâle-ye Sâxtâr-e Nehvî-ye Zebân-e Torkî az Dîdegâh-e RedeĢenâsî (Türk Dilinin Söz Dizimi Yapısının Tipoloji Bakımından Ġncelenmesi) adıyla yayımlanmıĢtır.30 Yazar, dil bilimiyle ilgili kısaca bilgi verdikten sonra dil bilimindeki tipolojik çalıĢmalara da değinerek Türkçeyle Farsça arasında bir tipolojik karĢılaĢtırma yapmıĢtır. Ġran‟da Türk dili üzerindeki bir diğer çalıĢma, Hasan Ahmedî Kivi‟nin 2003 yılında yayımlanan Destûr-e Tatbikî-ye Zeban-e Torkî ve Farsî “Türk ve 30 Hoseyn Xoşbâten, Motâle-ye Sâxtâe-e Nehvî-ye Zebân-e Torkî ez Dîdegâh-e Redeşenâsî “Türk Dilinin Söz Dizimi Yapısının Tipoloji Bakımından İncelenmesi”, Tahran 2006. 12 Fars Dilinin KarĢılaĢtırmalı Grameri” adlı eseridir.31 Bu çalıĢmada Fars gramerciliğinden hareketle Azerbaycan Türkçesinin grameri incelenmektedir. Yine bir yüksek lisans tezi çalıĢması olup 2006 yılında kitap olarak basılan Abbas Daverniya‟nın Zebân-é Torkhâ-yé Téhran “Tahran Türklerinin dili” adlı çalıĢmasıdır.32 Toplum bilimsel bir Ġnceleme olan bu çalıĢmada, Tahran Türklerinin iki dillilik ortamda Türkçeye karĢı tutumları, Tahran‟da dünyaya gelen yeni Türk kuĢağının Türkçeyle iliĢkileri incelenmiĢtir. IV. Ġran Türk Ağızlarının Sınıflandırılması: Gerhard Doerfer‟in son bildirisinden 20 yıl geçmesine rağmen ne yazık ki Ġran‟daki Türk ağızları ve lehçeleriyle ilgili geniĢ çaplı bir çalıĢma bulunmamaktadır. Türkçe konuĢulan bölgeler arasında en az bilinenin Ġran olduğunu söyleyen Gerhard Doerfer,33 “Zamanımızda Ġran, Türkoloji için en önemli ülkedir. Burada, yeryüzünün bütün öteki ülkelerinden daha çok buluĢlar yapılması beklenebilir”34 iddiasında da bulunmaktadır. Ġran‟daki Türk ağızlarının bilinmemesi, sınıflandırmalarındaki yanlıĢ adlandırmaları da beraberinde getirmektedir. Ġlmî literatürde Ġran‟daki Türk ağızlarının sınıflandırılmasında geçen Azerî, Azerî Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi gibi adlandırmaların yanlıĢ ve eksik olduğu kanısındayız. Ġlmî literatürde ağız sınıflandırmalarındaki keyfî veya kasıtlı adlandırmalar ne yazık ki bir süre sonra o dili konuĢanların adı hâline gelmekte ve onu ait olduğu tarihî ve kültürel bağlarından koparmaktadır. Marcellesi‟nin dediği gibi “Aynı sisteme değiĢik adlar vermek, onu parçalamak; değiĢik sistemleri aynı adla adlandırmak, onların birliğini korumak veya birliğini sağlamak içindir.”35 Bugün Azerî, Azerî Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi gibi sunî adlandırmaların 31 Hasan Ahmedî Kivi, Destûr-e Tatbikî-ye Zeban-e Torkî ve Farsî “Türk ve Fars Dilinin Karşılaştırmalı Grameri”, Katre Yay. Tahran 2003. 32 Abbâs Dâvernîyâ, Zabân-é Torkha-yé Téhréan “Tahran Türklerinin Dili”, Akar Su Yay., Tahran 2006. 33 Gerhard Doerfer, İran‟daki Türk Dilleri, Türk Dili Araştırmaları Belleten, TDK. 1969, s. 1-11. 34 Gerhard Doerfer, İran‟da Bir Dilbilim Araştırma Gezisi Üzerine Rapor, Çev. Semih Tezcan, Türk Dili Araştırmaları Belleten, TDK., 1973 – 1974, s. 198. 35 Sonel Bosnalı, age. s. 39. 13 hiçbiri, Ġran‟da yaĢayan Türk ağızlarının karĢılığı değildir. Her Ģeyden önce Türkmenler hariç Ġran‟da yaĢayan bütün Türkler, kendilerine Türk demektedirler. ÇalıĢma sahamız olan Halhal bölgesinde deneklerin tamamı, kendilerini Türk, dillerini de Türkü veya Türki olarak adlandırmaktadırlar. Örneğin, çalıĢma sahamızdan derlediğimiz metinlerde on sekiz kere Türk, Türki, Türkü; kelimeleri geçerken Azerî kelimesiyle hiç karĢılaĢmadık. Ġran‟daki Türklerin yanı sıra Ġran‟daki resmî kaynaklar ve Türk olmayan öteki halklar da Ġran‟daki Türkçeyi, Torkî; Ġran‟da yaĢayan Türkleri de Tork olarak adlandırmaktadırlar. Ġran‟da yayınlanmıĢ olan Ferheng-i Cugrāfiyā-yi Îrān, Horasan‟ın kuzeyi ve Azerbaycan‟da konuĢulan Türkçeyi, Turkî diye göstermektedir.36 Bu adlandırmalardan özellikle Azerî kelimesi, eski bir Ġranî dil olan Azerî diliyle bir bağ oluĢturarak ideolojik bir iĢlev de taĢımaktadır. 37 Azerbaycan Türkçesi ise Ġran‟daki Türk ağızlarının sınıflandırılmasında yetersiz kalmaktadır. Nedeni de Azerbaycan‟ın bir coğrafya adı olup Azerbaycan Türkçesi tanımının, Azerbaycan coğrafyasını aĢan; fakat aynı ağzı konuĢan Sungur, Horasan ve KaĢkay ağızlarını kapsamı alanı dıĢında tutmasıdır. Ġran Türk ağızlarının sınıflandırılmasını yapan ilk Türk dil bilimci Vambery olmuĢtur. Vambery 1867 yılında Ġran‟da konuĢulan Oğuzcayı, Kafkas Ötesi Dili=Asıl Azerbaycan Türkçesi ve Hemedan yöresinde ve Fars eyaletinde göçebe halkın konuĢtuğu Türkçe olarak ikiye ayırmaktadır.38 Ġran Türk ağızları üzerine en çok emek veren Gerhard Doerfer olmuĢtur. Gerhard Doerfer, Türk lehçelerini genel olarak Ģöyle sıralamaktadır:39 1. ÇuvaĢça 2. Güneybatı Türkçesi veya Oğuzca (Türkiye Türkçesi vb.) 3. Kuzeybatı Türkçesi veya Kıpçakça (Kazan Tatarcası vb.) 4. Güneydoğu Türkçesi veya Uygurca (Özbekçe vb.) 36 İran‟da Bir Dilbilim Araştırma Gezisi Üzerine Rapor, Gerhard Doerfer, s. 196. Sonel Bosnalı, age. s. 39. 38 Gerhard Doerfer, İran‟da Türkler, ... s. 249. 39 Gerhard Doerfer, İran‟daki Türk Dilleri, ... s. 4-5. 37 14 5. Kuzeydoğu Türkçesi veya Güney Sibirya Türkçesi (Tuvince vb.) 6. Yakutça. 7. Halaçça. 1969 yılında “Ġran‟daki Türk Dilleri” adlı makalesinde Oğuz Türkçesini; Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Türkmence ve Horasan Türkçesi olarak dörde ayıran Doerfer,40 1987 yılında “Ġran‟da Türkler” adlı çalıĢmasında Güney Oğuzca‟yı de bu sınıflandırmaya ekleyerek beĢ gruba ayırmaktadır: Batı Oğuzca=Türkiye Türkçesi, Orta Oğuzca=Azerbaycan Türkçesi, Güney Oğuzca=Kazvin‟e kadar uzanan lehçeler, Kuzeydoğu Oğuzca=Horasan Türkçesi (Özbek Oğuzcası da dahil), Kuzeybatı Oğuzca=Türkmence.41 G. Doerfer‟in Ġran‟da konuĢulan sınıflandırılmalarını Ģöyle özetlemek mümkündür: Türk ağızlarıyla ilgili 42 1. Ġran’daki Oğuz Türkçesi 1.1. Orta Oğuz Türkçesi (Azerbaycan Türkçesi): Orta Oğuz Türkçesi, Ġran‟ın kuzeybatısında konuĢulmakta olup Ġran‟da konuĢulan Türk ağızlarından en fazla tanınanıdır. Ayrıca, Ġran‟ın batısında KirmanĢah eyaletinin idarî sınırları içinde yaĢayan Sungur Türkçesi de bu gruba aittir. 1.2. Güney Oğuz Türkçesi: Güney Oğuz Türkçesi, Ġran‟ın ortasında Fars bölgesinde konuĢulmaktadır. Doerfer, bu ağızların Orta Oğuz Türkçesine çok yakın olduğunu; hatta Orta Oğuz Türkçesinin ağızları olarak da gösterilebileceğini savunmaktadır. Menges‟e göre bu ağızlar, Azerbaycan 40 Gerhard Doerfer, İran‟da Bir Dilbilim Araştırma Gezisi Üzerine Rapor, s. 196. Gerhard Doerfer, İran‟daki Türkler, ... s. 247. 42 İran‟da konuşulan Türk ağızlaı için bakınız: Gerhard Doerfer, İran‟da Türkler, Türk Dili, TDK, Ankara 1987; İran‟da Bir Dilbilim Araştırma Gezisi Üzerine Rapor, Belleten, 1973-1974; İran‟daki Türk Dilleri, Belleten, 1969; Eski Türkçe İle Halaçça Arasında Şaşırtıcı Bir Koşutluk, Belleten, 19731974. 41 15 Türkçesinden çok Türkiye Türkçesine yakındırlar. Doerfer, Güney Oğuz Türkçesini kendi içinde iki gruba ayırmaktadır: 1.2.1. Eynallu Ağzı: Eynallu ağzı, ġiraz‟ın güneybatısında konuĢulmaktadır. 1.2.2. KaĢkay ağızları: ġiraz‟ın kuzeybatısında konuĢulmaktadır. 1.3. Türkmence: Kuzeyde Türkmenistan cumhuriyeti, güneydoğuda Hazar denizi ve doğuda Horasan Türkçesiyle sınırlanan Türkmence, C. Schönig‟in tespitine göre iki ayrı ağızdan oluĢmaktadır: 1.3.1. Birinci grupta Teke, Yomud, Göklen, Salur ve Sarık ağızları yer almaktadır. 1.3.2. Ġkinci grup ise Kepet Dağı ve Amu Derya ağızlarından oluĢmaktadır.43 1.4. Horasan Türkçesi: Güneybatı veya Oğuz Türkçesinin bir diğer kolu Horasan Türkçesidir. Horasan Türkçesi kendi içinde üç ayrı ağızdan oluĢmaktadır. G. Doerfer, bu ağızların sınıflandırılmasını ev kelimesinden hareketle Ģöyle sıralamaktadır:44 1.4.1. év kuzeybatı ve batıda: ġeyx Teymūe, Bucnūrd, Kelāt (Ġsferāyin yakınında), Esadli; öv 1.4.2. öy kuzeyde: Der-gez, Lutf-ābād kuzeydoğuda geniĢ bir alanda: Ziyāret, ġîrvān, Kūçān, ġūrek, Dovġāl‟î, MāriĢk, Kelat (MeĢhed yakınında), Gucgî; oy 1.4.3. eu ayrıksal olarak Lenger‟de güneyde: NeyĢābūr dolaylarında (Rūh-ābād, Herv-i „Ulyā, Pîr-Kumāc), Kara-bāg, Sultān-ābād, Hukm-ābād; 43 44 Sonel Bosnalı, age, s. 32. Gerhard Doerfer, İran‟daki Bir Dilbilim Araştırma Gezisi Üzerine Rapor, s. 196-197. 16 Ev ayrıksal olarak Çerem‟de. 2. Halaç Türkçesi: Halaç Türkçesi, Tahran‟ın 300 km. kadar güneyinde Arak ve Kom‟da 30000 kiĢi tarafından konuĢulmaktadır.45 Birçok ağzı bulunan Halaç Türkçesinin Telxab ağzı, ötekilerden kesin bir Ģekilde ayrılmaktadır. Hatta, Halaçlar, bu ağzın farklı bir dil olduğunu bile düĢünmektedirler. Türklük biliminin Halaç Türkçesinden haberdar olması, ilk olarak Minorski‟nin 1940 yılında yayınladığı Türkçenin Halaç diyalekti “The Turkish Dialect of The Khalaj, BSOAS 10: 2. 417-437” adlı makalesiyle baĢlar. Aynı yıl Halaç Türkçesinden kelime derlemesi yapan Ġranlı bilgin M. Mugaddem olmuĢtur. Ancak, Halaç Türkçesiyle ilgili en fazla uğraĢan bilim adamı Gerhard Doerfer‟dir. G. Doerfer‟in Halaççayla ilgili en önemli eseri, 1971 yılında yayınladığı Halaj Materials‟tır.46 1. Ġran’da Bilinmeyen Türk Lehçe veya Dilleri: Ġran Türk ağızları sınıflandırılmasında yer almayan; ancak kimi araĢtırmacıların adlarından ve konuĢulduğu bölgelerinden söz ettiği birkaç kayıp Türk dili söz konusudur. Bu bağlamda K. H. Menges, Reserch in the Turkic dialects Of Iran (Preliminary report on a trip to Persia), Oriens 4 (1951), s. 279‟da Kirman‟ın güney ve güneybatısında Selçuk Türkçesinden bahsetmektedir. Yine, aynı araĢtırmacı, Belucistan‟da yani Ġran‟ın tam güneydoğusunda (Pakistan‟a yakın bölgede) adları bile belli olmayan Türk boylarının yaĢadığını bildirmektedir. Ayrıca, G. Doerfer, 1965 yılında Làszló Szimonisz‟ın kendisine yazdığı bir mektupta Tahran‟ın güneyinde Çağatayca (Doğu Türkçesi) ve Kıpçakça konuĢan köylerin bulunduğunu yazdığını bildirmektedir. Làszló Szimonisz, bu mektubunda Tahran‟ın 90 km. güneyinde, Ġsfahan yolu üzerinde iki köyden bahseder. Bunlardan biri doğu, 45 Sonel Bosnalı, age, s. 31. Gerhard Doerfer, Halaj Materials, İndiyana University Publications, Uralic And Altaic Series, İndiyana Univercity 1971. 46 17 diğeri batı Türk lehçelerini konuĢuyorlarmıĢ. Làszló Szimonisz‟e bilgiyi veren kiĢi, Semerkant boyundan olduğunu ve Çağatayca konuĢtuğunu söylemiĢtir. Ayrıca, Làszló Szimonisz, söz konusu kiĢinin kullandığı sayı sisteminin Orhun yazıtlarında kullanılanlarla büyük bir benzerlik gösterdiğini de Doerfer‟e yazdığı mektupta ilave etmektedir.47 V. Halhal Ġlinin Tarihi: Zeki Velidi Togan, Halhal kelimesinin Türk ve Moğollarda “kale” anlamına gelen kalgan kelimesinden geldiği düĢüncesindedir.48 Halhal bölgesi, Türklerin Batı‟ya yerleĢtiği ilk bölgelerin baĢında gelir. Yazılı kayıtlara göre 460‟ta Kafkasya‟nın güneyine geçen Ağaçerilerin Halhal‟da hâkim zümreyi oluĢturdukları bilinmektedir. “Ġslam tarihlerinde “deylemi” kelimesi birçok yerde “türk” kelimesi ile birlikte görülür: bu hâle daha Emevîler zamanında bile rastgelinmektedir. Bu al-turk va‟ l‟daylam tabirlerindeki turk kelimesi ile her hâlde Halhal‟da Deylemîlere komĢu olan Ağaçeriler kastedilmiĢ olmalıdır.”49 1748-1925 arası Ġran‟a hâkim olan Kaçarların da Ağaçerilerden geldiği düĢünülmektedir. Nitekim bir Kaçar rivayeti de bu görüĢü doğrular niteliktedir. Kaçarlara ait bir halk rivayetine göre Oğuz Han‟ın akınları sırasında Kaçarlar, Deylem ve Halhal‟da oturuyorlarmıĢ.50 Halhal‟a yerleĢen diğer Türk zümreleri, Bazr ve Sol Türkleridir. Tarihî kaynaklar, Sasanîler döneminde Bazr ve Sol Türklerinin NuĢirevan tarafından Halhal‟ın eski merkezi olan Fîrûzâbâd‟a yerleĢtirildiğini kaydeder. Selçuklulardan önce Halhal‟a yerleĢen Türkler, Arap hâkimiyeti devrinde de dillerini korumuĢlardır. Selçuklular döneminde Zencan‟la Halhal arasında oturan ahalinin Türklerden oluĢtuğu ve Bülek adında Türkçe isimli bir Ģehirleri olduğu da bilgilerimiz dahilindedir.51 Selçuklulardan itibaren Ġran‟ın kuzey doğusu ve batısı, Anadolu ve Azerbaycan gibi Oğuz Türklerinin vatanı hâline gelen Halhal 47 Gerhard Doerfer, İran‟daki Türk Dilleri, s. 3-4. Zeki Velidî Togan, İslam Ansiklopedisi, Azerbaycan Maddesi, s. 97. 49 Zeki Velidî Togan, İslam Ansiklopedisi, Azerbaycan Maddesi, s.98-100. 50 Ahmet B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, 1983, s. 12. 51 Zeki Velidî Togan, İslam Ansiklopedisi, Azerbaycan Maddesi, s. 99-100. 48 18 bölgesi, günümüzde de Türk varlığını kendi içinde muhafaza etmektedir. Tâbii ki Selçuklulardan önce bölgeyi vatan edinen Ağaçeri, Yazar ve Sol Türklerinin dili günümüzde tamamen OğuzlaĢmıĢtır. Günümüzde Halhal ilinde bulunan Ağ Dağ, Arpa Çayı, AlıĢma, DüĢ Küyü, Xan Endebil (Xan Endebil), Kızıl Özen, Koçaqlı, Kozlu, Ġstisu, Kumuk, Kümük, Pirağac, KurtulmuĢ, Susava (susuz ova), Tarım, Vérge, gibi birçok ırmak, köy ve dağ adları, 5. yüzyıldan itibaren bölgeyi vatan edinen bütün Türk zümrelerinin izini taĢımaktadır. VI. Halhal Ġlinin Coğrafi Konumu, Hava ve Ġklimi: Halhal ili, kuzeybatıdan Kivi ili, kuzeydoğudan Gilan (eski Deylem), güneydoğudan Zencan eyaleti, ve güneybatıdan Miyana iliyle sınırlanmaktadır. Halhal ili, dağlık bir bölge olup yüksekliği doğudan batıya doğru alçalmaktadır. KıĢ mevsimi çok soğuk olup yazları mutedildir. Kızıl Özen çayı ve ona bağlı ġahrud ve Arpa Çayı Halhal‟dan geçerek Hazar denizine dökülmektedir. Halhal‟da doğal sıcak su kaynakları bulunmaktadır. Bu sıcak su kaynaklarının en önemlisi Halhal Suyu veya Ġstisu‟dur.52 Günümüzde il statüsü kazanan Kivi 2000‟de Halhal‟dan ayrılmıĢtır. Kivi ilinin, Halhal‟la olan coğrafî, tarihî ve kültürel yakınlıkları sebebiyle Halhal ili ağızları dahilinde incelenmesi uygun görülmüĢtür. Halhal merkeziyle Kivi merkezi arasında sadece 15 km. mesafe bulunmaktadır. Ayrıca ağız incelemesinde de görüldüğü gibi Kivi ağzıyla Halhal merkez ağzı arasında herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. Hatta, Halhal‟ın kendi ilçeleriyle olan ağız farklılığı Kivi‟yle olan ağız farklılığından daha fazladır. BaĢka bir ifadeyle; Halhal merkez ilçesiyle Halhal‟a bağlı HiĢeyin arasında birçok bakımdan ağız farklılığı bulunurken Halhal‟la Kivi ağzı hemen hemen aynı konumdadırlar. Dolayısıyla çalıĢmamızın malzemesi, Halhal ve Kivi illerinden derlediğimiz metinlerden oluĢmaktadır. 52 http://fa.wikipedia.org/wiki/ ‫( شهر س تان_خ لخال‬21:56, 29-01-08). 19 Halhal ili üç ilçeye sekiz bucağa ayrılmaktadır: 53 1. Halhal Merkez Ġlçesi Doğu Hanendebil Bucağı Batı Hanendebil Bucağı Doğu Sencebed Bucağı 2. HoĢrüstem (HiĢeyin) Güney HoĢrüstem Bucağı Kuzey HoĢrüstem Bucağı 3. ġahrud Ġlçesi Pelenka Bucağı ġal Bucağı ġahrud Bucağı 53 http://fa.wikipedia.org/wiki/ ‫( شهر س تان_خ لخال‬21:56, 29-01-08). 20 I. BÖLÜM SES BĠLGĠSĠ 1. ÜNLÜLER Halhal ağızlarında fonemik değere sahip a, e, é, ı, i, o, ö, u, ü ünlüleri bulunmaktadır. Bu ünlülerin dıĢında kullanılan ünlüler, anlam ayırt edici özelliği bulunmayan, ünlü değiĢmelerinin ara merhalesini oluĢturan ä, å, ë, í, ó, ú, ụ, ự ünlülerinden ibarettir. 1.1. Normal Süreli Ünlüler Normal süreli ünlüler, fonemik değere sahip olan ünlülerle fonemik değeri bulunmayan ünlüler baĢlığı altında incelenecektir. 1.1.1. Fonemik Değeri Olan Ünlüler Halhal ağızlarında fonemik değeri olan dokuz ünlü bulunmaktadır: a, e, é, ı, i, o, ö, u, ü. Bu ünlülerden kapalı e ünlüsünün Eski Türkçe ve Eski Oğuz Türkçesindeki varlığıyla ilgili kesin kabul edilen bir görüĢ bulunmadığından art zamanlı çalıĢmanın dıĢında tutulması uygun görülmüĢtür. Geri kalan sekiz ünlü, Eski Oğuz Türkçesi veya Eski Türkçe metinlerindeki örnekleriyle karĢılaĢtırılmaya çalıĢılmıĢtır. 1.1.1.1. a ünlüsü: a ünlüsü: a ünlüsü, kalın, düz - geniĢ ünlüdür. Tarihî Türkçe metinlerde olduğu gibi Halhal ağızlarında da kelime baĢında, ortasında ve sonunda bulunabilir: asardıla (12–12); qara (15–79); başına (17–128). 21 Ancak bu ünlü, Halhal ağızlarında özellikle HiĢeyin ağızlarında biraz incelmiĢtir. Bu nedenle de tarihî Türkçe metinlerde geçen a ünlüsü, bir kısım kelimelerde a – e arası bir ünlü olan ä ünlüsüne çevrilmiĢ ya da tamamen yerini ince sırada bulunan; ancak normalden daha geniĢ olan e ünlüsüne bırakmıĢtır: qäyitdi (1–7); qäneti (30–1178); qeynatasıdı (1–414); qere (9-56). HiĢeyin ağızlarından Nüdü ile Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağızlarında aslan kelimesinin ilk ünlüsü kısa telaffuz edilmektedir. aslan kelimesinin ilk ünlüsünün Eski Türkçede de ä ünlüsüyle 54 kayda geçmesi dikkat çekicidir: äslan “aslan” (< Et. ärslan) (30-33). Halhal ağızlarında a ünlüsü ile ilgili karĢılaĢtığımız bir diğer mesele, Eski Oğuz Türkçesinde ve günümüz ölçünlü Azerbaycan ve Türkiye Türkçelerindeki normal a ünlüsü taĢıyan bazı kelimelerin HiĢeyin ağızlarında uzun a ünlüsüyle telaffuz edilmesidir: hāmısı (30–65); qārı (1–296); qāldı (1302); qārnında (6–364). 1.1.1.2. e ünlüsü: e ünlüsü, geniĢ – düz – ince bir ünlüdür. Tarihî Türkçe metinlerde geçen e ünlüsüyle aynı konumdadır. Kelime baĢında, sonunda ve ortasında bulunabilir: el (13-22); sen (15-44); éve (17-204). Bu ünlünün en önemli özelliği ölçünlü Türkiye Türkçesindeki açık e ünlüsünden biraz daha açık olmasıdır. Eski Oğuz Türkçesinde ve Eski Türkçede a ünlüsü bulunduran bazı kelimelerde, a > e değiĢimi olmuĢtur: seqqeli (18-108); qeynéy (1–102); qeyterebilmedim (1–195). 1.1.1.3. é ünlüsü: é ünlüsü, yarı geniĢ – düz – ince sırada bulunan bir ünlüdür. Tarihî Türkçe metinlerde é ünlüsünün bulunup bulunmadığı, tartıĢmalı bir konu 54 A Von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, TDK Yayınları / 532, Ankara, 1988, s. 33. 22 olduğundan bu çalıĢmada eĢ zamanlı olarak incelenmesi uygun görülmüĢtür. Meseleye eĢ zamanlı olarak baktığımızda Halhal ağızlarının tamamında bu ünlünün bir anlam ayırt edici özelliği bulunmaktadır. Yani, Halhal ağızlarında kapalı e ile söylenen bir kelime, açık e ile söylendiğinde anlam değiĢikliğine uğruyorsa, é ünlüsü fonemik değere sahip demektir. Örneğin Eski Oğuz Türkçesindeki getir- kelimesinin r ünsüzü hece sonunda bulunduğu takdirde düĢerek geti- Ģeklinde telaffuz edilmektedir. Bu fiil, görülen geçmiĢ zaman ekiyle çekime girdiği zaman i ünlüsünü de düĢürerek getti (< getirdi) Ģeklini almaktadır. Diğer taraftan gét- “git-” fiilinin de görülen geçmiĢ zamanı gétti biçimindedir. Bu durumda gétti biçimini anlam bakımından getti biçiminden farklı kılan kapalı e (é) ünlüsüdür. Dolayısıyla é ünlüsü, anlam ayırt edici özelliğe sahip bir fonemdir. Halhal ağızlarında birçok kelimede kapalı e‟nin yerine açık e‟nin yazılması, anlam değiĢikliği doğuracağından kapalı e ünlüsünü fonemik değeri bulunan bir ünlü olarak değerlendirmek zorunluluğu bulunmaktadır: getti “getirdi” (1–715) gétti “gitti” (30–220). el – ayağın (18–119) él – famil (17–244). etti “ettir” (30–52) étti “etti” (6–522). é ünlüsü, Halhal ağızlarında Türkçe kelimelerde birinci heceden sonra bulunmaz. Ancak bir kısım eklerde özellikle Ģimdiki zaman ekiyle Ģart ekinde birinci heceden sonra da é ünlüsünün kullanıldığı görülmektedir: istemérem (17–91); hardéydi “nerede idi” (17–245); déyér (18–20) démeséydîm (1–721); déséydün (11–61); işséydün (6–248); olséydi (12-99); öldürséydim (30–602). 1.1.1.4. ı ünlüsü: ı ünlüsü, kalın - düz – dar ve normalden kısa bir ünlüdür. Eski Oğuz Türkçesiyle Eski Türkçe metinlerde geçen ı ünlüsüne karĢılık gelir. Sadece Türkçe kelimelerde bulunan bu ünlü kelime baĢında, ortasında ve sonunda bulunabilir: ışığı (12–96); qızıldan (12–110); olardı (13–13). 23 ı ünlüsü, vurgusu son hecede bulunan bir kelimenin sonunda bulunuyorsa, kısa olduğu için hece vurgusunu taĢıyamadığından; kendisinden daha uzun konumda olan i veya ı – i arasında bulunan í ünlüsüne dönüĢebilir: atdi (22–84); qatığí “yoğurdu” (13–39); qaldí (17–116); yatdi (30-712). 1.1.1.5. i ünlüsü: Ġnce – düz ve dar sırada bulunan i ünlüsü, Halhal ağızlarında fonemik değeri olan dokuz ünlüden biridir. Kelime baĢında, ortasında ve sonunda görülebilir: içeri (1–42); işimiz (6–499); iki (8–8). Eski Oğuz Türkçesinde i ünlüsü ile yazılan bir kısım kelimeler, Halhal ağızlarında kapalı e ile telaffuz edilmektedir. Eski Oğuz Türkçesinde i‟li olup da günümüz Halhal ağızlarında kapalı e ile telaffuz edilen kelimelerde bir i > é değiĢmesi mi var, yoksa kapalı é ünlüsünün Arap harfli metinlerde i ile yazılması mı söz konusudur; sorusunun yanıtı Eski Oğuz Türkçesindeki kapalı e ve i meselesinin aydınlığa kavuĢmasıyla ilgilidir. Dolayısıyla Halhal ağızlarındaki i ve e meselesinin Ģimdilik eĢ zamanlı bir yaklaĢımla, ölçünlü Türkiye ve Azerbaycan Türkçeleriyle karĢılaĢtırarak incelenmesi gerektiğini düĢünüyoruz. Ölçünlü Türkiye Türkçesinde e‟li ve Azerbaycan Türkçesinde é‟li olan bir kısım kelimelerde bir e / é ≈ i denkliği görülmektedir. Bütün ağızlarda karĢılaĢtığımız e / é ≈ i denkliği, bir kural teĢkil etmez. Bir kelimenin aynı kiĢi tarafından söylenen é‟li ve i‟li biçimleri bulunmaktadır: didim (9–22); yiyebilmirem (30–1348); virdi (22–22); giyeceħsiz (6–433). 1.1.1.6. o ünlüsü: o ünlüsü, kalın – yuvarlak ve geniĢ bir ünlüdür. Türkçe kelimelerde yalnız ilk hecede bulunan bu ünlü,55 Halhal ağızlarında da Türkçe 55 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları, İstanbul 1997, s. 56. 24 kelimelerde birinci heceden sonra görülmemektedir: olur (20–20); qoşun (1– 397). Ancak birkaç kelimede ses hadiselerinden dolayı hece sonunda da örneklerine rastlamak mümkündür. Halhal merkez köylerinden Hımıs ve Kızıldere ağızlarıyla HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında a ve e ünlüsü ile biten birkaç kelimenin teklik 2. Ģahıs iyelikli çekimlerinde a > o değiĢimi görülmektedir. Birinci heceden sonra ortaya çıkan o ünsüzünün geliĢiminde birden fazla ses hadisesinin etkili olduğu görülmektedir: 1. Eski Oğuz Türkçesinde daima yuvarlak ünlülü olan teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin yardımcı ünlüsü,56 Halhal ağızlarında da daima yuvarlak (-U-n) ünlülüdür. Ünsüzle biten isimlerden sonra gelen söz konusu yardımcı ünlü, sonunda ünlü bulunduran isimlerin de teklik 2. Ģahıs iyelikli çekiminde sondaki ünlüyü etkileyerek yuvarlaklaĢtırmaktadır: anun (< anan) (6–349); ağun (< ağan) (30–609); dedün (< deden) (6-12); nenün (< nenen) (15–61). 2. Ancak, a ve e ünlüleriyle biten birkaç kelimenin teklik 2. Ģahıs iyelikli çekimlerinde a > o değiĢiminin son hecede görülmesi baĢka bir fonetik izaha ihtiyaç duymaktadır. Kanaatimizce bu ünlü değiĢiminde söz konusu kelimelerde bulunan öteki ünlülerin etkisi bulunmaktadır. Ünsüzlerle biten kelimelere gelen teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin yardımcı ünlüsü, ünlülerle biten kelimelerin kök ünlüsünü etkileyerek yuvarlaklaĢmasını sağlamaktadır (*anan > anun). Bir sonraki aĢamada ünlüsü değiĢmeye maruz kalan kelimenin öteki geniĢ ünlüsü dar – yuvarlak ünlüyü geniĢleterek u > o ünlü değiĢmesini doğurmaktadır *anan > anun > anon). Örneğin ana kelimesinde bir taraftan teklik 2. Ģahıs iyelik ekindeki yardımcı ünlünün (ünsüzle biten isimlerdeki yardımcı ünlü) benzeĢtirici baskısı, diğer taraftan değiĢme konusu olan geniĢ ünlü (ana) ile kelime kökünde bulunan öteki geniĢ ünlünün (ana) geniĢletici direniĢi, yuvarlak ve geniĢ özelliği bulunan o ünüsünün doğmasına sebep olmaktadır: anon (28–62); älağon “ilgin” (30–961); aton (28–61); qadoo allam (19–343); qäzon (6–151). 56 Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, 3. baskı, Akçağ Yayınları / 749, Ankara, 2005, s. 81. 25 1.1.1.7. ö ünlüsü: ö ünlüsü, o ünlüsünün ince karĢılığıdır. Türkçe kelimelerde yalnız ilk hecede bulunur.57 Halhal ağızlarında da Türkçe kelimelerde birinci heceden sonra bulunmaz: göz (17-85); özge (30-645); özüm (7-4). Ancak, a > o ünlü değiĢmesinde açıkladığımız nedenlerden dolayı ö ünlüsünün istisnaî durumlarda hece sonunda ortaya çıktığı görülmektedir: dedö évine “babanın evine” (19–365). 1.1.1.8. u ünlüsü: u ünlüsü, kalın – yuvarlak ve dar bir ünlüdür. Kalın sırada bulunan u ünlüsü, Eski Oğuz Türkçesi metinlerde geçen u ünlüsünün aynısıdır. Kelime baĢında, sonunda ve içinde bulunabilir. Eski Oğuz Türkçesinde u ünlüsü taĢıyan kelimelerin tamamı, eski Ģekillerini muhafaza etmektedirler: uşaq (1 – 119); uzun (18 – 251). Yalnız, Eski Oğuz Türkçesinde yu- olarak kaydedilen ve Halhal ağızlarının tamamında da yu- olarak geçen kelime, Kivi merkez ağzında; y ünsüzünün inceltici etkisiyle; ince sıraya geçmiĢtir: yúdüler (14–18). 1.1.1.9. ü ünlüsü: Ü ünlüsü, u ünlüsünün ince karĢılığıdır. Kelime baĢında, sonunda, ortasında bulunabilir: üzüm (15–115); sürü (29-49); yüz (30– 40). 1.1.2. Fonemik Değeri Bulunmayan Ünlüler Fonemik değeri bulunmayan ünlüler, anlam ayırt edici özellik taĢımayan ünlülerdir. Tarihî Türkçe metinlerde bulunmayan bu ünlüler, bir ünlünün baĢka bir ünlüye dönüĢmesinin ara merhalesini oluĢturan ünlülerdir. 57 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları, İstanbul 1997, s. 56. 26 Dolayısıyla fonemik değeri olmayan ünlüler, fonemik değere sahip ünlülerin alafonlarından oluĢan ünlülerden ibarettir. 1.1.2.1. ä ünlüsü: a – e arası bir ünlüdür. Seyrek de olsa bütün Halhal ağızlarında rastladığımız bu ünlü a > e değiĢmesinin ara merhalesidir: äyağı (16-244); käman “yay” (6–510). 1.1.2.2. å ünlüsü: a – o arası bir ünlüdür. a > o değiĢiminin ara merhalesidir: yåxunlaşıb “yakınlaşıp” (6–128). 1.1.2.3. ë ünlüsü: é – ö arası bir ünlüdür. ë ünlüsü, kapalı e ünlüsüyle ö ünlü değiĢiminin orta merhalesidir: ëvün “evin” (6-146); ëylat “evlat” (1–636). 1.1.2.4. í ünlüsü: ı > i ünlü değiĢiminin ara merhalesi olan í ünlüsü, telaffuzu esnasında bir sahte diftong niteliğindedir. BaĢka bir ifadeyle ı ünlüsüyle birlikte sanki bir y ünsüzü de telaffuz edilmektedir. Bu ünlü değiĢimi sadece kelime sonunda görülmektedir: oturdí “oturdu” (22-12); qaldí ( 30-115). 1.1.2.5. ó ünlüsü: o > ö değiĢiminin ara merhalesidir. Ön-damak k ünsüzüyle söylenen kör kelimesi, bütün Halhal ağızlarında kalın ünlülüdür. Halhal merkez köylerinden Buruç ağzında ön-damak k‟nin etkisiyle o ünlüsünün o – ö arası bir ünlüye dönüĢtüğü görülmektedir: kór (27–59). 27 1.1.2.6. ú ünlüsü: Bu ünlü, u > ü ünlü değiĢiminin ara merhalesini oluĢmaktadır: yúdüler “yudular” (14–18). 1.1.2.7. ụ ünlüsü: u > ı ve ı > u ünlü değiĢiminin ara merhalesi olan bu ünlü, yarı yuvarlak bir ünlüdür: yoxtụ (30-85); bụları (1–92). 1.1.2.8. ự ünlüsü: ü > i, i > ü değiĢiminin ara merhalesidir: götdự “götürdü” (17-348); düyüsự “düyüsü” (15–116). ı a å ä ụ o u ó ú ö ü ë e í ự é Halhal Ġli Ağzının Ünlü ġeması i 28 ġemada da görüldüğü gibi Halhal ağızlarında geçen ünlülerde incelme ve yuvarlaklaĢma eğilimi vardır. YuvarlaklaĢmanın sebebi, Eski Oğuz Türkçesinde daima düz ünlülü olan –nI, -I belirtme, -sI teklik 3. Ģahıs iyelik, -dI görülen geçmiĢ zaman ve -mIĢ öğrenilen geçmiĢ zaman eklerinin düzlük – yuvarlaklık uyumu dahilinde ünlü uyumuna bağlanmasıdır. Ġncelmenin de baĢlıca nedeni, inceltici özelliği bulunan y ünsüzüdür. Ġncelmenin bir diğer nedeni de ı ünlüsünün normalden kısa olmasından dolayı kelime sonundaki vurguyu taĢıyamamasından kaynaklanmaktadır. Eski Oğuz Türkçesiyle Halhal ağızları arasındaki en önemli fonetik farklılığı da doğuran bir diğer incelme, a ünlüsünün kısa olmasından ve yerini Türkiye Türkçesindeki e ünsüzünden daha geniĢ olan e ünlüsüne bırakmasından kaynaklanmaktadır. 1.2. Uzun Ünlüler Halhal ağızlarının hemen hemen hepsinde kapalı e ile birlikte dokuz ünlüye karĢılık dokuz uzun ünlü bulunmaktadır. Halhal ağızlarında yabancı kökenli kelimelerin yanı sıra Türkçe kelimelerde de uzun ünlüler bulunmaktadır. Yabancı dillerden alıntı kelimelerde kimi aslî uzunluklar korunurken kimi zaman da yabancı kelimelerdeki ünsüz düĢmesi, normal düzeydeki ünlülerin uzamasına sebep olmuĢtur. Türkçe kelimelerde ünlü uzamasının baĢlıca nedenlerinden biri ünsüz düĢmesidir. Ancak Nüdü ve Berende ağızlarında hāmı, qārının, qārı, qāl kelimeleri; ünsüz düĢmesi bulunmadan ve vurgu ile tonlanmadan da kaynaklanmadan normal düzeyden daha uzun söylenmektedir. Halhal ağızlarında kullanılan uzun ünlüler Ģöyledir: ā ünlüsü: uzun a ünlüsü: dağıdasān (1–77); qārının (2-748) . ē ünlüsü: uzun açık e ünlüsü: gördülē (1–1049); oxuyēlmerem ( 2 - 56). ḕ ünlüsü: uzun kapalı e ünlüsü: bilḕsen (6–402); ge'lḕy (1–188). ī ünlüsü: uzun ı ünlüsü: qalıçasıdī (1–639); qīx ( 6–303). î ünlüsü: uzun i ünlüsü: gelî ( 1–353); getî “getir” ( 1–375). 29 ō ünlüsü: uzun o ünlüsü: qōza “kaldır” (11-126) (< qavza); dōlet (6–429). ȫ ünlüsü: uzun ö ünlüsü: sȫbet “sohbet” (3–288); dȫy “değil” (4–68). ū ünlüsü: uzun u ünlüsü: lūle “boru” (26–43); tapdūn? (30–231). ǖ ünlüsü: uzun ü ünlüsü: éledǖn? (30–921); geldǖn? (1–823). 1.2.1. Alıntı Kelimelerde Uzun Ünlüler Halhal ağızlarında yabancı kökenli kelimelerle ilgili iki türlü uzunluk bulunmaktadır. Kimi kelimelerde aslî uzunluklar korunmaktadır: icāze (6-9); ālem (15– 83); bîqāri “hamallık” (Far. bîqârî )( 2–65); dārū “ilaç” (6-387). Alıntı kelimelerde tespit ettiğimiz ikinci ünlü uzunlukları, ses hadiseleriyle ilgilidir. Türkçede bulunmayan Arapça duraklamalı ayın ( ‫ ) ﻉ‬ve hemze ünsüzlerinin yanı sıra h ünsüzü Halhal ağızlarında düĢerken ünlü uzunluğuna yol açmaktadır: nāra “nara” (18 -292); vēde “vade” (6–45); mēdenine “madenine” (18–147); nēşe “neşe” (1-133); tēbir “tabir” (1– 240); cēbe “kutu” (< Ar. ca’be) (91-11). ÇalıĢma sahamızda alıntı kelimelerin birinci hecesinde bulunan h ünsüzü düĢerek kendisinden önceki ünlünün uzamasına sebep olur: tēvil “tahvil” (1–945); bēsab “hesabınca” (< Far. Ar. bé-hesāb) (3-77); rēmetine “rahmetine” (2-69); sȫbet “sohbet” (11–160). 1.2.2. Türkçe Kelimelerde Uzun Ünlüler Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde farklı sebeplerden dolayı uzun ünlülerin ortaya çıktığı görülmektedir. Normal süreli ünlülerin uzamasında ses hadiseleri, soru eklerinin bulunmaması ve vurgu etkili olmaktadır. Türkçe kelimelerde bulunan bir baĢka ünlü uzunluğu ise aslî uzunluklardır. 30 1.2.2.1. Ses Hadiselerinden Kaynaklanan Uzun Ünlüler Tespit ettiğimiz uzun ünlülerin büyük bir bölümü ses hadiselerinden kaynaklanmaktadır. Ses hadiselerinden kaynaklanan ünlü uzamalarına Halhal‟ın bütün ağızlarında rastlamak mümkündür. Ses hadiselerinden kaynaklanan ünlü uzunlukları da kendi içinde bölümlenmektedir. 1.2.2.1.1. Ünsüz DüĢmesinden Kaynaklanan Ünlü Uzunlukları: Yarı ünsüz niteliği olan v ünsüzü, hece sonunda veya iki ünlü arasında genelde düĢer. Bu ünsüz düĢmesi, kendisinden önceki ünlünün uzamasına sebep olur: qōza “kaldır” (11-126) (< qavza) ō'ur “ovar” (29–304); qōdu “kovdu” (6–345); ō “av” (17-14). and / ant kelimesinde n ünsüzünün düĢerek ünlü uzamasına sebep olması HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında tespit edilmiĢtir. Buradaki n ünsüzünün düĢmesi, birleĢik fiilin “and içseydin” yerine “and da içseydin” Ģeklindeki farklı kullanımından kaynaklanmıĢ olabilir: ād “ant” (6–248). Kelime sonunda bulunan r ünsüzünün düĢmesi, bazen ünlü uzamasına sebep omaktadır. Özellikle çokluk 3. Ģahıs ekinin sonundaki r ünsüzü, Halhal ağızlarının hepsinde çoğu kez düĢer. Ancak bu ünsüzün düĢmesinden kaynaklanan ünlü uzamalarıyla ilgili örneklerin sayısı sınırlı olup genelde bütün Halhal ağızlarında r ünsüzünü düĢüren çokluk 3. Ģahıs ekinin ünlüsü normal düzeydedir: tutullā “tutarlar” (29–30); oldulā (1–33); géydirdilē “giydirdiler” (1–70); atıflā “atmışlar” (1-376); qalıçasıdī (1–320). ÇalıĢma sahamızın tamamında ünlü ile baĢlayan isimlerle tamlama kuran ilgi ekinin ikinci n‟sinde düĢmeler tespit edilmiĢtir. Ġlgi ekinin ikinci n‟sinin düĢmesi, bazen ünlü uzunluklarına neden olmaktadır: onū qolunu “onun kolunu” (18-7); onū ağrı “onun ağırlığı” (18-31). HiĢeyin ağzında yeterlilik fiilinin olumsuz Ģeklinde de bir ünlü uzunluğu tespit edilmiĢtir: oxuyēlmerem (2-56). 31 HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında Ģimdiki zaman ekinde bir uzunluk bulunmaktadır. Bu ünlü uzamasının sebebi, teklik 2. Ģahıslarda kullanılan –éy Ģimdiki zaman ekinindeki –y ünsüzünün düĢmesidir: bilḕsen (6–402). 1.2.2.1.2. Ünlü DüĢmesinden Kaynaklanan Uzun Ünlüler: yēsi “sahibi” < ET. iyä (15–8); yānna “yanına” (19–9). 1.2.2.1.3. Hece KaynaĢmasından Kaynaklanan Uzun ünlüler: sēn için “senin için” ( 53-327); ānın “ağanın” (9–296). 1.2.2.2. Vurgudan Kaynaklanan Uzun Ünlüler: alar'sān “alırsın” (17235); yıxsā “yıksa” (17 - 553); géssē “gitse” (1–410). 1.2.2.3. Soru Edatlarının Bulunmamasından Kaynaklanan Uzun Ünlüler: éledǖn? (30–1414); geldǖn? (1–823); tanıyésān? (17–78); sattūn? (30– 1275); olacāğ? (17-346); getirebilersēn? (17-412). 1.2.2.4. Aslî Uzunluklar Halhal ağızlarından HiĢeyin ilçe merkez ve köylerinde herhangi bir ses olayı bulunmadan bir kısım kelimelerde a ünlüsünün normalden daha uzun telaffuz edildiği görülmektedir. Söz konusu kelimelerin ortak özellikleri, artdamak (q) ünsüzüyle baĢlamalarıdır. Uzun ünlülü telaffuz edilen kelimelerden sadece hāmı kelimesi gırtlak ünsüzlüdür. Eski Oğuz Türkçesinde hāmı kelimesinin de art-damak ünsüzlü (ḳamu) olduğunu hesaba katarsak Halhal ağızlarında sadece q ünsüzüyle baĢlayan bir kısım kelimelerde a ünlüsünün uzun telaffuz edildiğini söyleyebiliriz: qāl (6– 234); qāldı (1-302); qārı (1–749); qārını (1–298); qārnında (6-364); hāmı (6–464); hāmısı (30–65). HiĢeyin ağızlarında q ünsüzüyle baĢlamayan, ancak a ünlüsünün telaffuz edildiği tespit edilen bir diğer kelime balık kelimesidir: bālıxdí “balıktır” (30–402); bālıq “balık” (30-1177). 32 HiĢeyin ağzında tespit edilen bir kısım uzun ünlülü kelimeler, UĢak Ġli Ağızları‟nda, Eski Türkçede ve bir kısım Azerbaycan Türkçesi ağızlarında da tespit edilmiĢtir: Halhal Ġli Ağızları UĢak Ġli Eski Ağızları58 Azerbaycan Türkçe59 bālıq “balık” (30-1177). qāl- “kalmak” (6– 234) Türkçesi60 bālık gāl- qārı “karı” (1–749) qāl- kāl- qāri- gārı “yaĢlanmak” qārnında “karın” (6-364) gār(ı)nı hāmı “herkes” (6–464) Kāmug 1.3. Kısa Ünlüler Halhal ili ağızlarında tespit ettiğimiz kısa ünlülü örneklerin sayısı fazla değildir. Söz konusu ünlünün genelde yabancı kelimelerde ve üç heceden fazla hecesi bulunan kelimelerin orta hecesinde bulunması dikkat çekmektedir: patĭşahın (30-1383); kārĭvannan (6–294); hésabĭmız (30–83); havalarĭmızı (3-62); saxtĭmansāzi (26-76). 58 Gürer Gülsevin, age, s. 16. Talat Tekin, Türk Dillerinde Birincil Uzun Ünlüler, Türk Dilleri ve Araştırmaları Dizisi – 13, Ankara, 1995, s. 90-95 60 Talat Tekin, age... s. 58. 59 33 1.4. Ġkiz Üünlüler Aynı hecede yan yana bulunan iki ünlüye, “ikiz ünlü” denilir. Halhal ağızlarında EĢit Ġkiz Ünlüler, Yükselen Ġkiz Ünlüler ve Alçalan Ġkiz Ünlülerden oluĢan üç türlü ikiz ünlü bulunmaktadır. 1.4.1. EĢit Ġkiz Ünlüler Bir hecede yan yana bulunan aynı türden iki ünlüye “eĢit ikiz ünlüler” denilmektedir.61 Halhal ağızlarında bazen ilgi ekinin, ilk n‟sinin ( -nın > -ın) düĢmesi iki ünlünün yan yana gelmesine sebep olmaktadır. Bu durumda oğlaın (< oğlanın) örneğinde olduğu gibi Alçalan Ġkiz Ünlü oluĢmaktadır. Ancak ilgi ekinin dar ünlüsü (oğlaın), eklendiği kelimenin geniĢ ünlüsünün etkisinde kalarak benzeĢme yoluyla geniĢleyerek (oğlaan), eĢit ikiz ünlülerin doğmasına neden olmaktadır: canıın “canının” (17–237); xaam “hanım” (17– 174); meem “benim” (18-400); muun “bunun” (19-336); seen “senin” (30–14); üreyiin “yüreğinin” (30-453); yaanda “yanında” (1–127). EĢit ikiz ünlülerin ortaya çıkmasındaki bir baĢka etken de gelecek zaman ekindeki –k, x / ğ (< q) ünsüzlerinin çekim esnasında düĢmesiyle ilgilidir: danışacaam (29–170); gédeceem (30-409); tapacaam (30–428); öldürceem (30-609); yétişeceem (30–588). Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz EĢit Ġkiz Ünlülerin bir diğer kaynağı ğ, y, r ünsüzlerinin düĢmesidir: aşşaa “aşağı” (1–81); dééy “diyor” (1-1007) (< déyéy < déyér); 'hééfdi “hayıftır” (1–1013); xééy “hayır” (8–45); quuya “kuyuya” (17–51); (3–91); yééydi “yiyordu” (< yéyéydi < yéyérdi) (1-373). ÇalıĢma sahamızın en önemli ağız özelliklerinden biri, teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin belirtme hâli çekimlerinde ŋ > v ünsüz değiĢimine uğramasıdır. Bir ileriki aĢamada da yarı ünsüz konumunda olan v ünsüzünün düĢmesi, eĢit ikiz ünlülerin oluĢmasını sağlamaktadır: başuu “başını”(6–54); canuu “canını” (17–234); xanımuu (30–620); özüü “özünü” (18-193). 61 Ahmet B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, s. 61. 34 Bir örnekte de teklik 2. Ģahıs iyelik eki almıĢ ismin, çokluk 3. Ģahıs bildirmeli çekiminde iyelik eki v‟nin düĢmesi sonucu eĢit ikiz ünlünün oluĢtuğu görülmektedir: xanımuux “hanımınız” (30–620); Bilindiği üzere Türk dilinde kalın – geniĢ - yuvarlak bir ünlü olan “o” ünlüsü, birinci heceden sonra bulunmamaktadır. Ancak, Halhal ağızlarından Hımıs ağzında “eĢit ikiz ünlüler” dâhilinde inceleyeceğimiz qadoo “derdini, belanı” kelimesinde birinci heceden sonra o ünlüsü bulunmaktadır. Arapçadan alıntı olan bu kelimenin aslî Ģekli, qażā Ģeklinde olup birinci heceden sonra o ünlüsü bulundurmamaktadır. Derlediğimiz metinlerden yine Hımıs ağzında da bu kelimenin ż > d ünsüz değiĢmesi sonucu qada [qadalarun (115-109)] Ģeklinde Türkçeye geçtiği görülmektedir. Bu durumda söz konusu kelimede birinci heceden sonra o ünlüsünün bulunmasını, birkaç ses hadisesinden hareketle izah etmek mümkün olacaktır. qadoo kelimesi, metindeki cümlede senün qadoo allam “senin qadanı alırım” Ģeklinde kullanılmıĢtır. qadoo (qada-n-ı) kelimesinin ölçünlü Azerbaycan ve Türkiye Türkçesindeki çekimi qada-n-ı (isim + T.2.ġ.Ġ.E + ı belirtme eki) Ģeklinde olmalıdır. Ancak, Halhal ağızlarının tipik bir özelliği, Eski Türkçedeki teklik 2. Ģahıs iyelik eki ŋ ünsüzünü v‟ye dönüĢtürmesidir. Bu durumda kelime (qada + teklik 2. Ģahıs iyelik eki (-v) + belirtme eki -ı ) *qadavı Ģekline girer. Ancak, Halhal ağızlarında ünsüzle biten isimlere gelen teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin yardımcı ünlüsü dâima yuvarlak olduğundan (baĢun) ve v ünsüzünün de yuvarlaklaĢtırıcı özelliğinden dolayı ilk aĢamada *qadavı > *qadavu değiĢmesi olmalıdır. Daha sonra -v-u fonemlerinin yuvarlaklaĢtırıcı özelliğini ve ilk hecedeki a ünlüsüyle (qada-v-u) değiĢmeye maruz kalan a‟nın (qada-v-u) geniĢliğini içinde bulunduran o ünlüsü ortaya çıkmıĢtır: qadavı > *qadavu > qadovu. Bir sonraki aĢamada v ünsüzünün düĢmesiyle *qadou kelimesinde bir ilerleyici ünlü benzeĢtirmesi sonucu qadoo biçimi belirlenmiĢtir: qadoo (19–343) *( < qadou < qadovu< qadavu < qadavı < qadanı). 35 HiĢeyin ağızlarından Berende ve Nüdü ağızlarında yeterlilik fiilinin olumsuz Ģekillerinde de “eĢit ikiz ünlü” tespit edilmiĢtir: getireelmérem (1485); véreelmesen (1-695); éliyeelméyrem (1-694); gédeelmérem (6–483). Tespit ettiğimiz bir diğer eĢit ikiz ünlü, belirtme hali ekinin düĢmesi sonucunda oluĢmuĢtur: mıı “bunu” (17–164). Alıntı kelimelerde ünsüz düĢmesi sonucu ortaya çıkan eĢit ikiz ünlüler: meseem (18-262); şuuru (30-1056). 1.4.2. Yükselen Ġkiz Ünlüler Yan yana gelen ikiz ünlüden ikincisinin birincisine nazaran geniĢ olması “yükselen ikiz ünlü” olarak tanımlanmaktadır.62 Türkçe kelimelerde yükselen ikiz ünlülerin oluĢumundaki en önemli etken ünsüz düĢmeleridir: göerçin (17-77); qualadı (17–169); néyniek (17-440); oa “ava” (19–197); suadım “sıvadım” (28-41); suarmış “suvarmış”(1–184); uşağua (11–258); (< uşağuva); başua (15–105) (< başuva). Türkçe kelimelerin yanı sıra bir kısım yabancı kelimelerde de yükselen ikiz ünlü görülmektedir. Yabancı kelimelerde görülen yükselen ikiz ünlülerin baĢlıca nedeni, Türkçede bulunmayan ayın (‫ )ﻉ‬ile hemzelerin yanı sıra v ünsüzünün düĢmesidir: dua (30–1025); duardan “duvardan” (1–183); ruesalar (29-311) (< Ar. ru’esâ); muellim (11-169); tebietden (19-7). 1.4.3. Alçalan Ġkiz Ünlüler Ġkinci ünlüsü birinciye göre dar olan ikiz ünlülere “alçalan ikiz ünlüler” denilmektedir.63 Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz alçalan ikiz ünlülerin en önemli kaynaklarından biri ünsüz düĢmesidir. 62 Ahmet B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, s. 63. 63 Ahmet B. Ercilasun, age, s. 64. 36 Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde alçalan ikiz ünlülerin ortaya çıkmasındaki en önemli etken n, ğ, v, y ünsüzlerinin düĢmesidir: aloun “alevin” (30-1594); bıraın “buranın” (11-42); çöürüb “çevirip” (19–108); douz “domuz” (1–200); houzun “havuzun” (1-1155); oğlaın “oğlanın” (30-400); 'oul “oğul” (1-93); souğ “soğuk” (2–81); souşur “sıvışır” (29-230); toux “tavuk” (301209); yaına “yanına” (30-1284); yéib “yéyip” (30–79); youx “yakın” (1-35). HiĢeyin köylerinden Nüdü ağzında r ünsüzünün düĢmesinden de kaynaklanan bir alçalan ikiz ünlü tespit edilmiĢtir: adamlaımdı (9-205). Halhal ağızlarında alıntı kelimelerle ilgili alçalan ikiz ünlü örneklerinin bir kısmı da Türkçede bulunmayan ayın (‫ )ﻉ‬ünsüzünün düĢmesiyle ilgilidir: müsteiddi (22-5); beid (6-325). 2. ÜNSÜZLER Halhal ağızlarında Türkiye Türkçesinde kullanılan yirmi bir ünsüzün yanı sıra bir de fonemik değeri olan q ve x (b, c, ç, d, f, g, q, ğ, h, x, j, k, l, m, n, p, r, s, Ģ, t, v, y, z) ünsüzleri bulunmaktadır. Bu ünsüzlerin dıĢında tespit ettiğimiz ünsüzler, fonemik değere sahip olmayan (ḇ, ß, ĉ, ħ, ĥ, ҳ, ḳ, í, ļ, ņ, þ, ŕ, ŗ, ř, ţ, ṿ, ỵ, ỷ) ünsüz değiĢmelerinin ara merhalesini oluĢturan veya düĢme aĢamasında olan ünsüzlerden ibarettir. 2.1. Fonemik Değeri Bulunan Ünsüzler 2.1.1.Sürekli Ünsüzler Patlamalı ünsüzlerin dıĢında kalan bütün ünsüzler sürekli ünsüzler olarak nitelendirilmektedir. Sürekli ünsüzler kendi aralarında sızıcı ve akıcı ünsüzler olmak üzere iki ayrı gruba ayrılırlar. 37 2.1.1.1.Sızıcı Ünsüzler Havanın, boğumlanma noktasındaki organlara sürtünerek çıkmasından sürekli ünsüzler ortaya çıkar. Sızıcı ünsüzler, sedalı ve sedasız ünsüzler olarak ikiye ayrılırlar. 2.1.1.1.1. Sedalı Sızıcı Ünsüzler 2.1.1.1.1.1. ğ ünsüzü: ğ ünsüzü, sedalı art - damak ünsüzüdür. Halhal ağızlarında kelime baĢında bulunmayan bir ünsüzdür. Eski Türkçedeki ḳ ünsüzünden geliĢen bu ünsüz, kelime içinde ve sonunda görülmektedir. Eski Türkçede kelime sonunda bulunan bazı ḳ ünsüzlerinin ğ‟leĢmesi Eski Oğuz Türkçesinde baĢlamıĢtır.64 Eski Oğuz Türkçesinde oluĢan ğ ünsüzü, Halhal ağızlarında bir kısım kelimelerde olduğu gibi devam etmektedir: ağ “ak” (6–411); sağ (15– 83); yağ (17–500). 2.1.1.1.1.2. j ünsüzü: Halhal ağızlarında j ünsüzü taĢıyan Türkçe kelime bulunmamaktadır. Sadece aç ve güç kelimelerinin Halhal merkez köylerinden Hımıs, Kızıldere ağızlarında ç > j değiĢimine uğramıĢ biçimleri görülmektedir: aj (30–244); ajlıx (9–57); güj (19–318); güjlüsen (17–56). 2.1.1.1.1.3. v ünsüzü: v ünsüzü sedalı, diĢ - dudak ünsüzüdür. Eski Türkçede kelime baĢında v ünsüzü yoktur. Batı Türkçesinde kelime baĢında görülen v ünsüzü, Eski Türkçedeki b ünsüzünden geliĢmiĢtir.65 Kelime içi ve sonundaki v de yine b‟den; fakat Eski Türkçe içinde ortaya çıkmıĢtır. Eski Türkçede ve Eski Oğuz 64 65 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları, İstanbul 1997, s. 89. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 84. 38 Türkçesinde görülen b > v değiĢikliği Halhal ağızlarında olduğu gibi devam etmektedir: var (26–44); vér (18–385); év (26–66). Halhal ağızlarında v ünsüzüyle ilgili en önemli değiĢme, kelime içindeki v > y değiĢmesidir. Bir kısım kelimelerde v ünsüzü ya y‟leĢmiĢ ya da v – y arası olan ỷ ünsüzüne dönüĢmüĢtür: çöyür “çevir” (30–1490); söyündügünneņ “sevindiğinden” (17–332). HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında ev kelimesindeki v ünsüzünün de bazen v – y arası bir ỷ ünsüzüne bazen tamamen y‟ye dönüĢtüğü görülmektedir: öỷ “ev” (5–22); öylerinde “evlerinde” (29–156); öyün “evin” (29-272). Halhal ağızlarında geçen ğ ünsüzünün bir diğer kaynağı, q ünsüzünün iki ünlü arasında sızıcılaĢmasının sonucudur: alacağam (30–104); aparacağam (6–91); bulağın (1-476); çağırdığım (17-436). Kivi merkez ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende ağzında tespit ettiğimiz bir de Eski Türkçedeki nazal n‟den geliĢen ğ ünsüzü bulunmaktadır: doğuz (1–194); doğuz (11-64). 2.1.1.1.1.4. z ünsüzü: Sedalı bir diĢ ünsüzü olan z, Halhal ağızlarında tarihi Türkçe metinlerde geçen z ünsüzünün devamı niteliğindedir. ÇalıĢma sahamızda z ünsüzüyle baĢlayan Türkçe kelime bulunmamaktadır: biz (11–81); qazan (30–155); yazı (1–23). z ünsüzüyle ilgili tespit ettiğimiz tek değiĢiklik Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında kelime sonunda görülen z > s değiĢmesidir: ildus (30–403); uldus (30–402). 39 2.1.1.1.2. Sedasız Sızıcı Ünsüzler 2.1.1.1.2.1. f ünsüzü: Sedasız, diĢ - dudak ünsüzü olan f, Türkçede ancak tabiat taklidi bazı kelimelerde bulunabilir.66 Halhal ağızlarında da f ünsüzünün bulunduğu herhangi bir kelimeyle karĢılaĢmadık. Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzıyla HiĢeyin köylerinden Nüdü ve Berende ağızlarında p‟li öğrenilen geçmiĢ zaman ekinde p > f değiĢmesi yaygın bir Ģekilde bulunmaktadır: alıf (30–557); qalıf (1–267); oluf (6–85); yafışarsan (30–1508). 2.1.1.1.2.2. h ünsüzü: Sedasız, gırtlak ünsüz olan h, Halhal ağızlarında birkaç kelime dıĢında Türkçe kelimelerde bulunmamaktadır. Türkçe Kelime baĢında geçen h ünsüzü, Eski Oğuz Türkçesindeki ḳ ünsüzünden geliĢmiĢtir: hanı (1–550); hansı “hangisi” (13–35); hası “hangisi” (6–261). Halhal ağızlarında kelime baĢında görülen bir diğer h ünsüzünün kaynağı yine de x ünsüzüdür. Ancak söz konusu ünsüz değiĢmesi, ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde değil de ölçünlü Türkiye Türkçesinde görülen bir ünsüz değiĢmesidir. Eski Oğuz Türkçesinde x‟li olan ve günümüz ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde de x‟li olan hanım kelimesi, Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende ve Nüdü ağızlarında bir kısım örneklerde ya h‟leĢmiĢ ya da x > h değiĢiminin ara merhalesi olan ħ ünsüzüne dönüĢmüĢtür: ĥanım (17–320); hanım (17–344). 2.1.1.1.2.3. x ünsüzü: x ünsüzü; sedasız, gırtlak ünsüzüdür. Halhal ağızlarındaki Türkçe kelimelerde görülen x ünsüzünün kaynağı Eski Türkçedeki ḳ ünsüzüdür. Metinlerimizde geçen bir kısım x‟li kelimeler, Eski Oğuz Türkçesinde ḳ > x 66 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 58. 40 değiĢimine uğramıĢ kelimelerdir: çox (18–14); yoxsul (30–1443); yuxu “uyku” (< EOT. uyxu (6–40). Ancak bir kısım kelime kök ve gövdelerinde gördüğümüz q > x değiĢmesi, EOT‟den sonra meydana gelmiĢtir: 'bāx (1-434); çıx (6-443)İ da'ğarçıx (1-139); uşax (3-57). Halhal ağızlarında ḳ > x değiĢiminin meydana geldiği bir diğer örnek de Batı Türkçesinin bir ürünü olan –acak ekinde ortaya çıkmıĢtır: qoyulacax (1– 250); olacax (30–633); yanacaxsan (30–1575). q > x değiĢmesini tespit ettiğimiz bir diğer ek, çokluk 1. Ģahıs ekinde görülmektedir: alax (17-521); apararıx (1-336); atmışīx (1-369); qaldıx (7-17); yarıyıx (30-585). 2.1.1.1.2.4. s ünsüzü: s ünsüzü, sedasız diĢ ünsüzüdür. Türkçe kelimelerde baĢta, ortada ve sonda bulunan bir ünsüzdür. Eski Oğuz Türkçesiyle ilgili metinlerde geçen s ünsüzü, Halhal ağızlarında da olduğu gibi devam etmektedir. Sadece Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında uldus kelimesindeki s‟nin kaynağı z ünsüzüdür: asıptı (19–98); basdı (22–49); saldı (6–139). 2.1.1.1.2.5. Ģ ünsüzü: Ģ ünsüzü; sedasız, diĢ ön-damak ünsüzüdür. Halhal ağızlarında Türkçe kelimelerde geçen Ģ ünsüzünün ana kaynağı Eski Oğuz Türkçesindeki Ģ ünsüzüdür: yaşın (8-5); daşda (12-41). Bir de Halhal ağızlarının tamamında kelime veya hece sonunda görülen ç ünsüzünden geliĢen bir Ģ ünsüzü bulunmaktadır: ağaşdandı (15– 77); qaşdım (21–9). 41 2.1.1.2. Akıcı Ünsüzler 2.1.1.2.1. Burun Akıcıları 2.1.1.2.1.1. m ünsüzü: m ünsüzü, bir çift dudak ünsüzüdür. Türkiye Türkçesinde kelime baĢında m ünsüzü bulunmaz.67 m ünsüzünün Halhal ağızlarında ise kelime baĢında birçok örneği bulunmaktadır. Halhal ağızlarında kelime baĢında görülen m ünsüzleri, Eski Türkçedeki b ünsüzünden geliĢmiĢtir. Bu ünsüz değiĢmesinin sebebi, söz konusu kelimelerin çoğunda bulunan n ünsüzünün nazallaĢtırıcı özelliğe sahip olmasındandır: men “ben” (22–5); min “bin” (12– 47); munun (17–5). Halhal ağızlarında bir de Eski Türkçedeki ŋ ünsüzünün yuvarlak ünlülerin etkisiyle m‟leĢtiği görülmektedir: sümük “kemik” (9–69); sümüyự (615); qomşularımızı (30–1531). 2.1.1.2.1.2. n ünsüzü: n ünsüzü, diĢ nazalıdır. Halhal ağızlarında bu ünsüzün birbirinden farklı iki kaynağı bulunmaktadır. Kaynaklardan biri, Eski Oğuz Türkçesindeki n ünsüzüdür. Bir diğer önemli kaynağı da Eski Oğuz Türkçesindeki art damak ŋ ünsüzüne dayanmaktadır. Eski Oğuz Türkçesinde daima nazal n‟li olan ilgi ekleri (-uŋ, -üŋ, -nuŋ, -nüŋ)68 ve teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin69 yalın hali, Halhal ağızlarının tamamında diĢ (ŋ > n) n‟sine dönüĢmüĢtür: bunun (6– 83); évün (17–13); senün (15–35); adun (18–95); kendün “köyün” (18–22). 67 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 61. Gürer Gülsevin, age, s. 25. 69 Gürer Gülsevin, age, s. 12. 68 42 2.1.1.2.2. Ağız Akıcıları 2.1.1.2.2.1. l ünsüzü: l ünsüzü, akıcı ön damak ünsüzüdür. Türkçede kelime baĢında bulunmaz.70 Halhal ağızlarında da Türkçe kelime baĢında l ünsüzüne rastlamadık. Eski Oğuz Türkçesinde geçen l ünsüzünün herhangi bir fonetik değiĢikliğe uğramadan devam ettiği görülmektedir: al (18–308); dilimiz (30– 31); oğul (29–96). Ayrıca, Türkçe l ünsüzünün yanı sıra Türkçede bulunmayan ince l (ĺ) ünsüzü de bulunmaktadır: camāĺına (1-588); haĺde; (26-48); haĺa (26-90). 2.1.1.2.2.2. r ünsüzü: Türkçe kelimelerde kelime baĢında r ünsüzü yoktur.71 Halhal ağızlarında da r ünsüzüyle baĢlayan herhangi bir Türkçe kelimeye rastlamadık. Tarihî Türkçe metinlerde geçen r ünsüzü Halhal ağızlarında aynen devam etmektedir: bir (19 – 153); deri (1–135); yarım (14–15). 2.1.1.2.2.3. y ünsüzü: y ünsüzü, akıcı ön - damak ünsüzüdür. Halhal ağızlarında Eski Oğuz Türkçesinden devam eden y‟lerin yanı sıra bir de ses hadiselerinden geliĢen y ünsüzü bulunmaktadır. Kelime ortasında iki ünlü arasında kalan k ve q ünsüzlerinin Halhal ağızlarında k, q > y değiĢimine uğradığı görülmektedir: almaya “elmaya” (6–217); böleceyim (30–583); geleceyem (19–325); qırmayan (1–419). Halhal ağızlarında Türkçe kelimelerde görülen bir kısım y‟ler de v ünsüzünden geliĢmiĢtir: çöyür “çevir” (30–1490); öyün “evin” (29–272); söyündügünneņ “sevindiğinden” (17–332). 70 71 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 61. Age. s. 61. 43 2.1.2. Süreksiz Ünsüzler Patlayıcı olarak da nitelendirilen süreksiz ünsüzler, boğumlanma noktasındaki uzuvlarla tam temasta bulunan ünsüzlerdir. Süreksiz ünsüzlerden hafif patlamalı olanlara sedalı, patlamaları kuvvetli olanlara da sedasız ünsüzler denilmektedir. 72 2.1.2.1. Sedalı Süreksiz Ünsüzler 2.1.2.1.1. b ünsüzü: b ünsüzü, sedalı çift dudak ünsüzüdür. Eski Oğuzca metinlerindeki b ünsüzünün aynısıdır: börk (22–70); bağrım (30–959); batıncax (27–11). Türkiye Türkçesinde kelimelerin sonunda bulunmayan bir ünsüzdür.73 Ancak, Halhal ili ağızlarının tamamında p ünsüzünün sedalılaĢmasından geliĢen bir b ünsüzü kelime sonunda ortaya çıkmıĢtır: gelib (17–67); getirib (18–342); köçüb (17–352). b ünsüzüyle ilgili bir diğer geliĢme de kelime ortasında görülen b > ḇ değiĢimidir. HiĢeyin köylerinden Berende ağzında kelime ortasında iki ünlü arasında bulunan b ünsüzünün sızıcılaĢtığı tespit edilmiĢtir: éliyeḇilméb (1– 759); gédeḇilmem (1–319); suḇa “suya” (1–702). 2.1.2.1.2. c ünsüzü: c ünsüzü sedalı, diĢ - damak ünsüzüdür. Türkçede kelime baĢında ve sonunda bulunmayan c ünsüzü, Eski Türkçede tabiat taklidi birkaç kelime dıĢında da bulunmamaktadır.74 Halhal ağızlarında da Türkçe kelimelerde kelime baĢında ve sonunda c ünsüzüne rastlamadık. Ancak, Türkçe kelimelerde kelime ortasında ç ünsüzünden geliĢen bir c bulunmaktadır: ağırruğuca (1–776); ağaca (18–67); géce (19–251). 72 Age., s. 47-48. Age., s. 62. 74 Age., s. 59, 62. 73 ünsüzü 44 2.1.2.1.3. d ünsüzü: d ünsüzü, sedalı bir diĢ ünsüzüdür. “Eski Türkçede kelime baĢında d sesi yoktu. Batı Türkçesinde görülen d‟ler Eski Türkçede hep t Ģeklinde idi. Eski Türkçede kelime baĢında bazı t‟ler sonradan Batı Türkçesinde d olmuĢtur”.75 Eski Oğuz Türkçesinde t > d değiĢimine uğrayan bir kısım örnekleri, Halhal ağızlarında da görmek mümkündür: dağılsın (29–4); diyesen (30–915); deyirmançı (18–325). Eski Türkçenin sonlarına doğru peltekleĢen d ünsüzü, Batı Türkçesinde y olarak ortaya çıkmıĢtır. Halhal ağızları da bu istisnanın dıĢında değildir. Eski Oğuz Türkçesinde görülen geçmiĢ zaman eki, -dı, -di Ģeklindedir.76 Halhal ağızlarında sedalı ünsüzlerle biten fiillerde -d‟li Ģekillerin kullanılmasına devam edilmektedir: çoxalıbdı (10-31); qaldım (14-24); yandım (18-151). Ancak, sedasız ünsüzlerle biten bir kısım fiillerde –t‟li Ģekillerin de kullanılmaya baĢladığı görülmektedir: getti “getirdi” (27–63); taptı (1–500); tutmuştu (30–1279). 2.1.2.1.4. g ünsüzü: Eski Türkçede kelime baĢında bulunmayan g ünsüzü,77 sedalı ön damak ünsüzüdür. Batı Türkçesinde Türkçe kelimelerin baĢında görülen günsüzü, Eski Türkçedeki k ünsünden geliĢen bir ünsüzdür. Halhal ağızlarında Türkçe kelime baĢında görülen g ünsüzü, Eski Oğuz Türkçesindeki k > g değiĢiminin devamıdır: görküyem (30–922); göylüm (16–15); gün (17– 13). Halhal ağızlarında g ünsüzüyle ilgili önemli bir geliĢme de g > > ğ > y değiĢmesidir. Eski Oğuz Türkçesinde kelime ortasında bulunan bir kısım g‟ler 75 Age., s. 91. Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 138. 77 Age., s. 85. 76 45 akıcılaĢarak y ünsüzüne dönüĢmüĢtür: düyünnüge (1–754); düyme (17–214); düyü “pieinç” (27–30); döydüm (6–18). 2.1.2.1.5. q ünsüzü: Eski Türkçede kelime baĢında bulunan tonsuz ḳ ünsüzü, Halhal ağızlarında tamamen tonlulaĢarak q ünsüzüyle yer değiĢtirmiĢtir. Bu değiĢim yalnız kelime baĢında değildir; tonsuz konumda bulunan ḳ ünsüzü bütünüyle yerini tonlu q ünsüzüne bırakmıĢtır: qapısı (6-77); qara (12-55). Ancak, çok sınırlı sayıda Türkçe kelimelerde, özellikle tabiat taklidi bazı kelimelerde tonsuz ḳ ünsüzünü duymak mümkündür. HiĢeyin ağızlarında tonsuz ḳ ünsüzünün geçtiği kelimeler Ģunlardır: ışıḳ (6–123); ḳapağana “kapağına” (1–531); şaḳḳılladı (1–1170); taḳḳıldadı (1–540). HiĢeyin ağızlarından baĢka Kivi merkez ağzıyla Halhal merkez köylerinden Varavart ağızlarında da aĢağıdaki kelimelerde tonsuz ḳ ünsüz geçmektedir: doḳḳuza (11–173); ḳış (15–110); ḳoparısan (12–64). Halhal ağızlarında q ünsüzüyle ilgili bir diğer önemli değiĢme de kelime sonunda bulunan bu ünsüzün q > x değiĢimine uğramasıdır: ayax (1–385); çox (6–7); qabax (9–23). 2.1.2.2. Sedasız Süreksiz Ünsüzler 2.1.2.2.1. ç ünsüzü: ç ünsüzü; sedasız diĢ - damak ünsüzüdür. Eski Oğuz Türkçesindeki ç‟ler Halhal ağızlarında da devam eder. Kelime baĢında, ortasında ve sonunda bulunabilir: ağaç (30–727); çölden (29–121); qaçır (29–203). ç ünsüzünün bazen hece ve kelime sonlarında Ģ ünsüzüne dönüĢtüğü görülmektedir: saş (1–752); üş (6–103); qoş (18–194). Ancak ç ünsüzü hece baĢında bulunduğu zaman bu dönüĢüm olmaz: açar (1–86); qaçar (11–267). 46 2.1.2.2.2. p ünsüzü: Sedasız bir çift dudak ünsüzü olan p, Halhal ağızlarında kelime baĢında, ortasında ve sonunda bulunabilir. Kelime baĢında bulunan pünsüzleri Eski Türkçedeki b- ünsüzünün sedasızlaĢmasından meydana gelmiĢtir: pıçax (1–237); pişirdi (18–107). Halhal ağızlarında kelime sonunda görülen p > b değiĢiminin ne zaman ortaya çıktığı bilinmemektedir. Eski Türkçedeki –p zarf-fiil ekinden geliĢen p‟li öğrenilen geçmiĢ zaman ekinin p‟li Ģekillerinin yanı sıra, Halhal ağızlarında bazen –b‟li örnekleri de ortaya çıkmıĢtır. Bu ünsüz değiĢiminin kesinleĢmiĢ olduğunu söylemek mümkün değil. Aynı kiĢi tarafından her iki biçiminin de söylenmesi mümkündür: çıxıp (18–279); gelip (29–80). 2.1.2.2.3. t ünsüzü: Sedasız bir diĢ ünsüzü olan t, tarihî Türkçe metinlerde geçen kelimelerde bulunur. Eski Oğuz Türkçesinin ses özelliklerinden biri, Eski Türkçedeki kelime baĢı t ünsüzlerinin bir kısmının tonlulaĢmasıdır. 78 Halhal ağızları, kelime baĢı t, d bakımından Eski Oğuz Türkçesi kadar ilerlemiĢ değildir. Eski Oğuz Türkçesinde d‟leĢen kelimelerin bir kısmı Halhal ağızlarında tam d‟leĢmemiĢtir. Halhal ağızlarının tamamında dök-, dikkelimeleri t‟lidir. Ancak, düĢ- kelimesi sadece Halhal merkez ağızlarında t‟li olup kurala bağlanmamakla birlikte t‟li örnekler daha ağır basmaktadır: tikerdiler (9–71); töküldü (17–371); tüştü (30–846). 2.1.2.2.4. k ünsüzü: k ünsüzü, sedasız bir ön damak ünsüzüdür. Halhal ağızlarında Türkçe kelimelerde geçen k ünsüzü, Eski Oğuz Türkçesi metinlerinde geçen k ünsüzünün devamıdır: kim (18–236); körpü (1–745); kişi (6–138). 78 Ahmet B. Ercilasun, Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları / 603, 1. Baskı, Ankara, 2004, s. 457. 47 “Eski Türkçedeki k-„lerin Batı Türkçesinde g- olarak inkiĢaf ettikleri görülmektedir.”79 Eski Oğuz Türkçesinde k -> g- değiĢimine uğrayan bir kısım kelimeler, Halhal ağızlarında eski Ģekillerini korumaktadırlar: köçüp (11–16); kölgeli (30–637); köylünde “mağarasında” (30–358). Halhal ağızlarında k ünsüzüyle ilgili bir diğer değiĢme, bu ünsüzün kelime ve hece sonunda bulunduğu zaman sızıcılaĢarak ħ ünsüzüne dönüĢmesidir. Ancak k ünsüzü, hece baĢına geçtiği zaman eski fonetik değerini yeniden kazanır: çeħdi (30–582); gereħ (30–612); göyçeħligde (1– 1038); töħdü (1-374). Bütün Halhal ağızlarında hece veya kelime sonunda görülen k> ħ değiĢmesi, Halhal merkez köylerinden Hımıs ve Varavart ağızlarında görülmez. Söz konusu ağızlarda k ünsüzü daima fonetik değerini korumaktadır: geldik (6–25); görek (6–74); köynek (17–164). 2.2. Fonemik Değeri Bulunmayan Ünsüzler Halhal ağızlarında fonemik değeri bulunan b, c, ç, d, f, g, ğ, h, x, j, k, l, m, n, p, r, s, Ģ, t, v, y, z ünsüzlerinin yanı sıra fonemik değeri bulunmayan aĢağıdaki ünsüzler tespit edilmiĢtir. Bu ünsüzlerin tamamı, fonemik değer arz eden ünsüzlerin değiĢme veya düĢme aĢamasında ortaya çıkan ünsüzlerdir. Bu ünsüzler kelimeye yeni bir anlam katmazlar. 2.2.1. ß ünsüzü: p - f arası veya yarı sızıcılaĢmıĢ p ünsüzüdür. –Ip, -Up zarf-fiil ekinden geliĢen p‟li öğrenilen geçmiĢ zaman ekiyle p ünsüzüyle biten hece ve kelimelerde görülmektedir: qalıßti (19–115); taßşırdı (29-95); yandırıßsan (1– 282). 79 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 66. 48 2.2.2. ḇ ünsüzü: b - v arası yarı sızıcı bir sestir. ġehin ağızlarından Berende ağzında geçen bu ünsüz, b ünsüzünün düĢmeden önceki aĢamasını göstermektedir: éliyeḇilméb (1-759); gédeḇilmem (1-319); suḇa “suya” (1-702). 2.2.3. þ ünsüzü: b - p arası ünsüz. Bu ünsüz, -p‟li geçmiĢ zaman ekinde görülmektedir. Halhal ağızlarında p‟li geçmiĢ zamanın b‟li ve p‟li Ģekillerinin yanı sıra þ‟li Ģekilleri de kullanılmaktadır. þ ünsüzü, bu noktada p‟den b‟ye geçiĢ aĢamasını temsil eder: düşüþ (6-171); çoxalıþ ( 4–32); getiriþsen (6–273). 2.2.4. ĉ ünsüzü: ç - Ģ arası bir ünsüzdür. Sadece Berende ağzında yabancı kökenli bir kelimede geçer. hiç kelimesi, Halhal ağızlarının tamamında héş Ģeklinde söylenmektedir. Az sayıda ç‟li örnekleri de tespit edilmiĢtir. ĉ ünsüzü, ç‟den Ģ‟ye geçiĢ aĢamasını yansıtmaktadır: héĉ (1–522). 2.2.5. ḳ ünsüzü: ḳ ünsüzü, kalın sırada bulunan sedasız ḳ ünsüzüdür. Halhal ağızlarında art damak ḳ‟si Türkçe kelimelerde her zaman için sedalıdır. Bu ünsüz normalde yabancı kökenli kelimelerde bulunur: mesḳere “maskara” (1-927); ḳarxana “fabrika” (11-16); şiḳara “ava” (Far. şéḳar “av”) (18-93). Ancak, tabiat taklidi bir kelime ile birkaç Türkçe kelimede art damak ḳ‟sinin telaffuz edildiği tespit edilmiĢtir: doḳḳuza ( 11–177); ışıḳ (6-123); ḳış (15 – 110); pıḳır pıḳır (1-102). 49 2.2.6. ĥ ünsüzü: Türkçe kelimelerde geçen x - h arası bir ünsüzdür. Art damak ḳ ünsüzünün sızıcılaĢmasından ortaya çıkan x ünsüzünün h‟leĢme yönündeki ara merhalesidir. Halhal ağızlarında h < ĥ < x değiĢimini tamamlamıĢ örneklerin yanı sıra geçiĢ (< ĥ < x) aĢamasında bulunan birçok örnek bulunmaktadır: ĥanım (17-320); qıĥr “kırk” (17-348); vıracaĥla (23-22). 2.2.7. ҳ ünsüzü: Fazla örneği bulunmayan bir sestir. x ünsüzünün düĢmeden önceki merhalesini oluĢturmaktadır: yoҳ “yok” (1–519). 2.2.8. ħ ünsüzü: ħ ünsüzü, k - h arası bir ön damak ünsüzüdür. Muharrem Ergin, Azerbaycan Türkçesinde ön damak k > ħ değiĢmesi ile art-damak ḳ > x değiĢmesinin aynı yönde geliĢtiğini iddia ederek bu paralel ses değiĢmesini teorik olarak Ģöyle çizer: ḳ – ġ – ğ(ğı) – x k – g - y(ğ) – yh 80 k > h değiĢmesinin ara merhalesini oluĢturan ħ ünsüzüyle ilgili bol miktarda örnek bulunmaktadır: keħlikler “keklikler” (16–4) éliyebilmiyeceħ “eleyemeyecek” (27–49); töħdi (30-185). 2.2.9. ļ ünsüzü: DüĢmek üzere olan l ünsüzüdür. Kelime ve hece sonunda bulunan l ünsüzünün kimi zaman düĢtüğü kimi zaman da düĢme aĢamasına geldiği görülmektedir: düzeļdeceħsen (30-784); düzeļt ( 30–587); geļ ( 18–405). 80 Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi, Ebru Yayınları, İstanbul 1982, s. 100. 50 2.2.10. ĺ ünsüzü: Kalın ünlülerin yanında bulunan ince l ünsüzüdür. Sadece yabancı kökenli kelimelerde görülmektedir: camāĺına ( 1-588); 'maşaĺĺa (17–56). 2.2.11. ņ ünsüzü: DüĢmek üzere olan n ünsüzüdür: bağléyıbsaņ “bağlamışsın” (17–437); qarınuņ “karının” (17–124); onuņ (30-827). 2.2.12. ŕ ünsüzü: r - l arası bir ünsüzdür. r ünsüzü, yanındaki l ünsüzüne tam benzeĢmeden veya kendi ses değerine sahip baĢka bir ünsüzün yanında tam aykırılaĢmadan ŕ ünsüzüne dönüĢür: gédéŕle “gidiyorlar” (18-148); qeraŕdi “karardır” (23-25). 2.2.13. ř ünsüzü: r - y arası bir ünsüzdür. Kelime sonunda bulunan r ünsüzü bazen kendi ses değerinden uzaklaĢarak y ünsüzüne doğru eğilim gösterir. Bu aĢamada r ünsüzü, r ile y arası telaffuz edilir: döř “değil” (26-73); deléř “deliyor” ( 3-67). 2.2.14. ŗ ünsüzü: DüĢmek üzere olan r ünsüzüdür: kéçiŗtdi (29–143); dursalaŗ (18-176). 2.2.15. ţ ünsüzü: Bu ünsüz, t - d arası bir ünsüzdür. –di‟li geçmiĢ zaman ekinde görülen d > t değiĢmesinin ara merhalesini oluĢturmaktadır. Görülen geçmiĢ zaman eki –dI, -dU, sedasız ünsüzlerle biten fiillerle çekime girdiğinde –tI, -tU 51 Ģeklinde ünsüz benzeĢtirmesine uğramaktadır. Ancak, bir kısım örneklerden de anlaĢılacağı üzere bu süreç henüz tamamlanmamıĢtır. ţ ünsüzü, bu geçiĢ aĢamasının bir ürünüdür: géymişţi (6-238); géşţi (6-391); gétţile (30-13). 2.2.16. ṿ ünsüzü: ṿ ünsüzü, v ünsüzünün düĢmeden önceki aĢamasıdır: suṿu “suyu” (1– 163); başuṿa “başına” (1–491). 2.2.17. ỷ ünsüzü: ỷ ünsüzü, y - v arası bir ünsüzdür. Bu ünsüz, evlat ve ev kelimelerinde geçmektedir: ëỷlat “evlat” (1-930); öỷlatdarı (29–124); öỷün “evin” ( 29–296). 2.2.18. ỵ ünsüzü: ỵ ünsüzü, düĢmek üzere olan y ünsüzüdür: getiréỵsen “getiriyorsun” (1496); yéỵerem “yerim” (17–17). 52 Halhal Ġli Ağızlarındaki Ünsüzler Süreksizler Sürekliler Kaybolmak Üzere Sızıcı Geniz + + - + Olanlar Akıcı +- Ağız Akıcıları Yanaklı - Titrek Nefesli - Dudak b, ḇ þ p m v f, ß t z s j Ģ DiĢ- ṿ Dudak ţ DiĢ d DiĢ- c ç, ĉ g k q ḳ ņ n Damak Ön ħ l, ĺ r, ŕ, ř y, ỷ ŗ, ļ, ỵ Damak Art ğ x Damak Gırtlak + Sedalı - Sedasız + - Yarı Sedalı h ĥ ҳ 53 3. HALHAL ĠLĠ AĞIZLARINDA FONOLOJĠK SÜREÇLER 3.1. Ünlü Uyumu 3.1.1. Kalınlık - Ġncelik Uyumu 3.1.1.1. Türkçe Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumu Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerin tamamında bazı ekler hariç, büyük ünlü uyumu hâkimdir. Hatta bazen ölçünlü Azerbaycan ve Türkiye Türkçesiyle Eski Oğuz Türkçesindeki tek ünlülü bazı eklerin ve edatların benzeĢtirme etkisiyle büyük ünlü uyumuna bağlandığı görülmektedir. Türkiye yazı dilinde sadece ince ünlülü olan –ki aitlik eki, Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerin tamamında büyük ünlü uyumuna bağlanmıĢtır: yankı (1–42); bıranınkı (11–24); desmaldakın “mendildekini” (17-237); qabaxkı'na (20–42); onunkun (6–133); elüzdeki (1–646). Aitlik ekinin yanı sıra Farsça kökenli “ki” edatının da Nüdü ağzında büyük ünlü uyumuna uyduğu görülmektedir: béle soğuqdu ku “öylesine soğuk idi ki” (6–145); özün kü biléysen (6–404). Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde için edatının da kalın ünlülü isimlerle yan yana gelindiğinde ilerleyici benzeĢtirme etkisiyle kalınlık – incelik uyumuna bağlandığı tespit edilmiĢtir: ağam ıçın (12–16); libaslarım ıçın (6–472); on uçun “onun için” (30–824); ō uçun “av için” (1–442). Halhal merkez köy ağızlarından Hımıs ağzında için edatı, birlikte kullanıldığı kelimenin etkisiyle yalnız kalınlık – incelik uyumuna bağlanmakla kalmamıĢ birinci hecedeki ünlüsünü de düĢürerek ekleĢme yönündeki ilk adımını atmıĢ durumdadır: olar çın “onlar için” ( 5-32); mın çın “bunun için” (17–163); qaynatamız çın “kaynatamız için” (17–314). Halhal ağızlarında kalınlık – incelik uyumuyla ilgili bir diğer geliĢme de fiillerin birleĢik zaman çekimleriyle ilgilidir. Eski Oğuz Türkçesinde sadece ince – düz – dar (-idi-, imiĢ) Ģekilleri bulunan81 duyulan ve öğrenilen geçmiĢ zaman hikâyeleri, Halhal ağızlarında kalınlık – incelik uyumuna girmiĢ 81 Faruk Kadri Timurtaş, s. 130. 54 durumdadır: aşmışdım (30-890); almışdım (2–64); qalmışdı (6–380); qılınc ıdı (1–76); sağ ıdım (28–63); uçmuşdum (9–22); uşağ ıdım ( 11–85). Farsçada gibi, tür anlamlarına gelen cūr kelimesiyle Türkçe bu, o iĢaret zamirleri ve ne soru zamirinden oluĢan niteleme zarflarında da kalınlık – incelik uyumu oluĢmuĢ durumdadır: bücür “böyle” < bu-cūr (11-107); öcür “öyle” (12–89); necür “nasıl” (15–3). 3.1.1.2. Türkçe Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumunun Bozulması Halhal ağızlarında bir kısım kelimelerin kök ünlüsüyle bir kısım çekim ve yapım eklerinde kalınlık – incelik uyumunun bozulduğu görülmektedir nedenlerinden. Halhal ağızlarında Ģimdiki zaman eki için üç Ģekil bulunmaktadır. Birincisi Halhal‟ın HiĢeyin ilçesinde geçen –éyr ekidir. Bir diğeri de –ér eki olup Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzında ve bu ağza bağlı bölgelerde geçer. Üçüncü Ģimdiki zaman eki –ır, -ir, -ur, -ür Ģeklinde olup Halhal merkez ve bir kısım köylerde kullanılmaktadır. ġimdiki zaman eklerinden sadece –Ir, -Ur Ģekillerinde kalınlık – incelik uyumu görülmektedir. Öteki ağızlarda kalın ve ince ünlülü bütün fiillerde –ér veya –éyr Ģekilleri kullanılmaktadır: HiĢeyin ağzı ( –éyr): aléyram 1(–1210); alméyram (1-513); alméysan (1-519). Hımıs ağzı (-ér): ağlérsan (11-244); alér (15-30); tanıméram (17-79). Sonunda ı ünlüsü bulunan bütün eklerle ı ünlüsüyle biten bütün isimlerin büyük ünlü uyumu dıĢına çıkma ihtimali vardır. Bu eklerin baĢında da kalın – düz – dar ı ünlüsü barındıran görülen geçmiĢ zaman eki gelmektedir. Halhal ağızlarının tamamında kalın sıradaki –dı ekinin ünlüsü, birçok yerde ı > i değiĢiminin ara merhalesini oluĢturan í ünlüsüne dönüĢerek kalınlık – incelik uyumunun bozulmasına neden olmaktadır. Bu ünlü değiĢiminin sebebi, ı ünlüsünün normalden kısa olmasıdır. Özellikle Halhal ağızlarında vurgu kelime sonunda bulunduğu takdirde normalden kısa olan ı ünlüsü kelime vurgusunu taĢıyamadığından, y ünsüzüne yakın olan yarı 55 incelmiĢ í ünlüsüne dönüĢerek kalınlık – incelik uyumsuzluğuna sebebiyet vermektedir: apardí (17–164); ağladí (31–8); çıxdí (6–334); qaldí (17–5116 Birkaç örnekte kelime sonundaki vurgu, normalden daha yüksek olduğundan ı ünlüsünün tam i ünlüsüne dönüĢtüğü görülmektedir: apardi (30539); yatdi (30–712). Ancak ı > í > ünlü değiĢimi kesin değildir. Bir dil kullanıcısı bir kelimeyi bazen –dı‟lı, bazen –dí‟li, bazen –di‟li söyleyebiliyor. Kalınlık – incelik uyumunun bozulduğu bir diğer ek de teklik 3. Ģahıs iyelik eki(–ı)‟dir: qatığí (13–38); ayağí (18-74); qızí (18–380). Kalınlık – incelik uyumunun bozulmasıyla ilgili bir diğer mesele de –dır (> -dı) bildirme ekinde r ünsüzünün düĢmesiyle yine ekin son ünlüsü konumuna gelen ı ünlüsüyle ilgilidir: baldí (2–58); şafağıdí (17–131); yarısıdí (17–329). Bir de ı ünsüzüyle biten isimlerin yalın halinde ı > í değiĢmesinden kaynaklanan kalınlık – incelik uyumsuzluğu ortaya çıkmıĢtır: aşağí (1–1133); yaxçí (3–43); dahí (15–117); qapí (18–135); ayrí (20–25). 3.1.1.3. Alıntı Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumu Halhal ağızlarında yabancı kelimelerle ilgili kalınlık - incelik uyumu, söz konusu kelimelerin Halhal ağızlarına girdiği tarih ile kullanım bölgesi açısından doğrudan bağlantılıdır. Söz konusu kelimeler, çok eskiden Halhal ağızlarına girdiyse mutlak Ģekilde kalınlık – incelik uyumuna tâbi kılınmıĢtır. Ancak, alıntı kelimelerin Halhal ağızlarına girdiği tarih çok eskiye gitmiyorsa, “büyük ünlü uyumu” dıĢında kalmıĢtır. Yine alıntı kelimelerin sıklığı ve ünlü uyumuna bağlanması Ģehir ağızlarıyla köy ağızları arasında, okur – yazar kesimle yazma okuması olmayan kiĢiler arasında da farklılık göstermektedir. Köy ağızlarındaki alıntı kelimelerin kullanım sıklığı Ģehir ağızlarına göre daha düĢüktür. Ünlü uyumu bakımından da köy ağızları Ģehir ağızlarından daha ileri düzeydedir. Okuma yazması olmayan kiĢilerin de yabancı kökenli kelime 56 kullanımı okur –yazar kiĢilere göre daha düĢük düzeyde olup alıntı kelimelerdeki ünlü uyumuna uymaları da okur – yazar kesimden daha geliĢmiĢtir. Halhal ağızlarındaki yabancı kelimelerin büyük çoğunluğu Arapça ve Farsça kökenlidir. Ancak Arapça kökenli kelimelerle çok eskiden alınmıĢ Farsça kelimeler, ünlü uyumuna bağlanırken Farsçada son zamanlarda üretilen ve Halhal ağızlarına yeni yeni girmeye baĢlayan kelimeler ünlü uyumu dıĢında kalmıĢtır. 3.1.1.3.1. Gerileyici BenzeĢtirme Yoluyla Alıntı kelimelerin gerileyici ünlü benzeĢtirmesiyle büyük ünlü uyumuna bağlanması, Anadolu ağızlarından Doğu Grubu Ağızlarının özelliğidir.82 Halhal ağızlarında da bir kısım alıntı kelimelerin gerileyici ünlü benzeĢtirmesiyle büyük ünlü uyumuna bağlandığı görülmektedir: eciz (< Ar. āciz) (29–35); çarşamba (< Far. çehār-şenbe) (7–1); qefle (< Ar. qāfile) (17– 73); hiner (< Far. honer) (18–193); middet (< Ar. muddet) (18–240); rübéyt “çarşaf” (< Far. rūbend) (17-295); söhbet “sohbet” (22–69); yaxçal “buzdolabı” (< Far. yexçāl) (12–102). 3.1.1.3.2. Ġlerleyici BenzeĢtirme Yoluyla Halhal ağızlarında yabancı kelimelerin büyük ünlü uyumuna bağlanması ağız bölgelerine göre farklılık göstermektedir. Arapçadan alıntı el‟ān kelimesi Kivi ağzında gerileyici benzeĢtirmeyi (alan) gösterirken HiĢeyin ağzında ilerleyici ünlü benzeĢtirmesine girerek elen biçimini almıĢtır. Ancak Halhal ağızlarının tamamında ilerleyici ünlü benzeĢtirmesi, Batı Grubu Anadolu Ağızları‟nda olduğu gibi83 gerileyici ünlü benzeĢtirmesinden daha güçlüdür. Özellikle HiĢeyin ağızlarında yabancı kelimelerin büyük bir bölümü ilerleyici benzeĢtirme yoluyla büyük ünlü uyumuna bağlanmaktadır: elen (< Ar. el’ān) (8-4); xereb (< Ar. xerāb) (1–230); merdüm (< Far. merdom) (7–2); bilexere 82 83 Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, TDK Yayınları / 630, Ankara, 1996, s. 56. Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, 115. 57 (< Ar. bilāxire) (6–123); xastäqarı “kız isteme” (< Far. xāstéqārî) (29–3); müselmen (1-3) qānını “kanunu” (Ar. qānūn) (29-330). 3.1.1.3.3. Alıntı Kelimelerde Ünlü Uyumunun Yarım Kalması Alıntı kelimelerin bir kısmında kalınlık – incelik uyumunu halen tamamlanmıĢ değildir: ähvalat (6-31) (< Ar. ehvālāt); bähanalarına “bahanelerine” (6–85) (< Far. behāne); saxtĭmansāzi “inşaat işleri” (26–76) (< Far. sāxtomān-sāzî). 3.1.2. Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu Elimizde bulunan Eski Türkçe ve Eski Oğuz Türkçesi metinlerinde düzlük – yuvarlaklık uyumunun bulunmadığı görülmektedir. “Yuvarlaklık – düzlük bakımından vokal uyumunun Türkçenin ilk devirlerinden beri umumîleĢip sağlam kaideler olarak ortaya çıkmadığı malûmdur.”84 Eski Oğuz Türkçesinde de bu düzlük – yuvarlaklık uyumsuzluğunun devam ettiği bilinmektedir.85 Halhal ağızları düzlük – yuvarlaklık bakımından Eski Oğuz Türkçesiyle Eski Türkçeden çok ileri bir aĢamadadır. Hatta kimi durumlarda kök – ek arasındaki düzlük – yuvarlaklık uyumunun, Türkiye Türkçesinden bile ileri aĢamaya geçtiği görülmektedir. Ancak aynı kelimede ilerleyici ve gerileyici ünlü benzeĢtirmesinin [bını (28–63); bunu (29–16)] birlikte oluĢması tek Ģekilliliğin ortadan kalkmasını, bir kelimenin birden fazla Ģekle sahip olmasını da beraberinde getirmiĢtir. Örneğin Kivi köylerinden Ilhıçı ağzında bu iĢaret zamirinin ilerleyici benzeĢtirmeden meydan gelen “bunu” (29–137) Ģeklinin yanında, gerileyici benzeĢtirmeye uğramıĢ “bını” (29–149) biçiminin de aynı kiĢi tarafından söylendiği tespit edilmiĢtir: bını (29–149) (< EOT. bunı); bunu (29–137) (< EOT. bunı); bının “bunun” (< EOT. bunuŋ (29–147); bunun (< EOT. bunuŋ) (29–36). 84 85 Faruk Kadri Timurtaş, s. 43. Age., s. 43. 58 AĢağıdaki çizelgede Halhal ilinden derlediğimiz metinlerde kullanılan bu iĢaret zamirinin düzlük – yuvarlaklık uyumuyla ilgili yüzdelik diliminin incelenmesi, düzlük - yuvarlaklık bakımından Halhal ağızlarının genel durumuyla ilgili bir örneklemeyi yansıtmaktadır: Düzlük – Yuvarlaklık Uyumu Gerileyici BenzeĢtirme Düzlük – Yuvarlaklık Uyumsuzluğu Ġlerleyici BenzeĢtirme belirtme ekiyle ilgi ekiyle belirtme ekiyle ilgi ekiyle belirtme ekiyle ilgi ekiyle bını bının bunu bunun bunı bınun 112 78 64 70 7 11 190 (%56) 134 (%39) 324 (%95) 18 (%5) 18 (%5) 342 bu ĠĢaret Zamirinin b’li ġekillerinde Düzlük – Yuvarlaklık Oranı EOT. bunı, bunuŋ > HA. bını, bının; bunu, bunun 59 bu ĠĢaret Zamirinin m’li ġekillerinde Düzlük – Yuvarlaklık Oranı EOT. bunı, bunuŋ > HA. Mını, mının, munu, munun Düzlük – Yuvarlaklık Uyumu Gerileyici BenzeĢtirme Düzlük – Yuvarlaklık Uyumsuzluğu Ġlerleyici BenzeĢtirme belirtme ekiyle ilgi ekiyle belirtme ekiyle ilgi ekiyle belirtme ekiyle ilgi ekiyle mını mının munu munun munı munun munın 61 41 66 71 3 102 (%42) 137 (%56) 1 1 5 (%2) 239 (%98) 5 (%2) 243 bu ĠĢaret Zamirinin b’li ve m’li ġekillerinde Düzlük – Yuvarlaklık Oranı Düzlük – Yuvarlaklık Uyumu Düzlük – Yuvarlaklık Uyumsuzluğu b‟li Ģekiller m‟li Ģekiller b‟li Ģekiller m‟li Ģekiller 342 (%58) 243 (42) 18 (%78) 5 (%22) 585 (%96) 23 (%4) 608 Yukarıdaki örneklemede de görüldüğü gibi Halhal ağızlarında bunu, bunun kelimelerinde yüzde doksan altılık düzlük – yuvarlaklık uyumu hâkimdir. Ancak, aynı kelimenin aynı ekle ilerleyici ve gerileyici ünlü benzeĢtirmesine maruz kalması birkaç Ģekilliliğe neden olmaktadır. Eski 60 Oğuz Türkçesinde düzlük – yuvarlaklık uyumu bulunmayan birçok ekin Halhal ağızlarında dudak uyumuna girdiği görülmektedir. Eski Oğuz Türkçesinde isim fiilinin duyulan geçmiĢ zaman eklerinin sadece ince – düz - dar (-imiĢ) Ģekilleri mevcuttur.86 Halhal ağızlarında yuvarlak ünlülü isimlerin etkisiyle isim fiilinin düz ünlülü duyulan geçmiĢ zaman eki, ilerleyici benzeĢtirme sonucunda yuvarlaklaĢıp düzlük – yuvarlaklık uyumuna girerek -ımıĢ, -imiĢ; -umuĢ, -ümüĢ (< EOT. – imiĢ) Ģekilleri oluĢmuĢtur: uşağ ımışam (3–38); var ımış (6-132); resm imiş (6– 211); yox umuş (6–386). Eski Oğuz Türkçesinde sadece ince – düz – dar ( -idi-) Ģekli bulunan87 isim fiilinin görülen geçmiĢ zaman ekinin, Halhal ağızlarında düzlük – yuvarlaklık uyumuna girerek düz ünlülü Ģekillerinin yanında –udu-, -üdüyuvarlak Ģekilleri de ortaya çıkmıĢtır. HiĢeyin köy ağızlarından Berende, Nüdü, Kemer ağızlarında isim fiilinin görülen geçmiĢ zaman ekinin ince – yuvarlak (-üdü) Ģeklinin yanı sıra bütün Halhal ağızlarında kalın – yuvarlak (udu) Ģekli tespit edilmiĢtir: yox udu (9–23); yoxsul udu (30–1444); yoxumuz udu (3–44); Tür'k üdü (1–48); 'günüz üdü (9-25). Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz - geniĢ Ģekilleri bulunan –ma-, -me- olumsuzluk ekinin88 Halhal ağızlarında düzlük – yuvarlaklık uyumu bağlamında –mu-, -mü- yuvarlak Ģekilleri de ortaya çıkmıĢtır. –mA- > -mUdeğiĢiminin ortaya çıkmasındaki birinci koĢul fiilin yuvarlak ünlülü olmasıdır: görmüyele “görmeyeler” (29–43); qoymuyacağ (1-410); sürmür “sürmüyor” (32–43); olmur “omuyor” (26-107). Ġkinci koĢul, zaman ekinin ünlüyle baĢlamıĢ olmasıdır: görmüyele “görmeyeler” (29–43); qoymuyacağ (1-410); sürmür “sürmüyor” (< sür-me-yir) (32–43). 86 Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 130. Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 130. 88 Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 128. 87 61 Ancak, Halhal ağızlarından HiĢeyin ağzı(-éyr ağzı)‟yla Hımıs ağzı(-ér ağzı)‟ında Ģimdiki zaman eki, ünlüyle baĢladığı hâlde –mA- > -mU- değiĢimi görülmemektedir. Nedeni de –Ir, -Ur ağızlarında Ģimdiki zaman eki, düzlük – yuvarlaklık ve kalınlık – incelik uyumuna girdiği hâlde –éyr ve –ér ağızlarında Ģimdiki zaman ekinin tek Ģekilli olmasıdır: alméyram (1-513); aparér (6-99); görér (6-380); üşéyrem “üşüyorum” (1-750); (< üşü-y-éyr-em). Düzlük - yuvarlaklık uyumuyla ilgili bir diğer geliĢme de son çekim edatlarından için edatında görülmektedir. Eski Oğuzca metinlerde için edatı içün Ģeklinde kaydedilmiĢtir89. Bu edat, Halhal ağızlarında bazen çekime girdiği kelimenin ünlüsünün etkisinde kalarak düzlük – yuvarlaklık ve kalınlık incelik ünlü uyumuna girmektedir: on uçun “onun için” (30-824); biz için “bizim için” (1-234); bılar ıçın (6-125). Hatta bazen birinci ünlüsünü de düĢürerek –çın, -çin, -çun, -çün Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır: bun çun “bunun içün” (18-294); men çin “benim için” (18-384); on çun “onun için” (17-504); özü çün “özü için” (30–777). Eski Oğuz Türkçesinde ilgi ekinin “ünlüsü dâimâ dar - yuvarlaktır, “dudak uyumu”na uymaz”.90 Halhal ağızlarında da Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi düz ünlülü isimlerle birlikte yuvarlak ünlülü ilgi ekleri [senün (30867); qızınun (30–900)] kullanılmaktadır. Ancak, ilgi ekinin eski Ģekillerinin yanında düzlük – yuvarlaklık uyumuna bağlanmıĢ örneklerini de görmek mümkündür: arxın (1–151); ağanın(2–67); senin (6–75); qarnın (6–368). Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz – dar (“+ (y) I”)91 Ģekilleri bulunan belirtme ekleri, Halhal ağızlarında tamamıyla düzlük – yuvarlaklık uyumuna girmiĢ durumdadır: dürbünü götürüm “dürbünü götürdüm” (30–118); quzunu qōza “kuzunu kaldır” (11–126); onu Allah bize yétirib (30-145). Halhal ağızlarında 1. Ģahıs iyelik ekleriyle teklik 3. Ģahıs iyelik eklerinin düzlük – yuvarlaklık uyumuna girdiği görülmektedir. Eski Oğuz Türkçesinde dâima yuvarlak ünlülü olan teklik 1. Ģahıs ekinin yardımcı ünlüsüyle çokluk 89 Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 122. Gürer Gülsevin, age, s. 25. 91 Age., s. 31. 90 62 birinci Ģahıs iyelik ekinin ünlüsü,92 Halhal ağızlarında düzlük-yuvarlaklık uyumuna girmiĢ vaziyettedir: adım (30-1030); başım (17–129); elimizden (279); qızım (4-10); işimiz (6-499); uşağımız (12-20); bacımız (12-26). Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz ünlülü olan teklik 3. Ģahıs iyelik 93 eklerinin de düzlük –yuvarlaklık uyumu bağlamında yuvarlak Ģekillerinin ortaya çıktığı görülmektedir: kürekennerün boynuna “damatlarının boynuna” (1-434); gözü (1–738); Türküsü (18–213); yuxusu “uykusu” (6-333). Eski Oğuz Türkçesindeki –ayın, -eyin teklik 1. Ģahıs emir eki,94 bütün Halhal ağızlarında birinci hecesini düĢürerek –ım, -im; -um;, -üm Ģeklinde düzlük yuvarlaklık uyumuna girmiĢ durumdadır: déyim (8–25); durum(11230); görüm (15–3); olmıyım (30-872). 3.1.2.1. Düzlük-Yuvarlaklık Uyumunun Bozulması Eski Oğuz Türkçesinde teklik 3. Ģahıs emir ekleriyle çokluk 2. Ģahıs emir eklerinin sadece yuvarlak ünlülü Ģekilleri (-sun, -sün; -uŋ, -üŋ, -uŋuz, üŋüz) bulunmaktadır.95 Halhal ağızlarında söz konusu eklerin düzlük – yuvarlaklık uyumu dahilinde düz ünlülü ( –sın, -sin; -ın, in) Ģekilleri oluĢsa da Eski Oğuz Türkçesinin hatırası olarak HiĢeyin köylerinden Berende, ağzıyla Halhal merkez köylerinden Hımıs, Kızıldere ağızlarında düz ünlülü fiillerde yuvarlak ünlülü eklere rastlamak mümkündür: aparun (30–18); ba'sun (1– 790); dilesun (1–736); vérsün (1–842). Halhal ağızlarında düzlük – yuvarlaklık uyumunun bozulduğu bir diğer durum da görülen geçmiĢ zaman ekleriyle ilgilidir. Eski Oğuz Türkçesinde görülen geçmiĢ zaman eki, teklik ve çokluk 1. ve 2. Ģahıslarda daima yuvarlak ünlülüdür.96 Halhal ağızlarında da görülen geçmiĢ zaman çekiminde teklik ve çokluk 2. Ģahıs ekleri daima yuvarlak ünlülü olup dudak uyumuna 92 Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 81-82. Faruk Kadri Timurtaş, age. s. 81-82. 94 Age., s. 147. 95 Age., s. 147. 96 Age., s. 138. 93 63 uymamaktadır: danışdun (1-885); yapışdun (30 –1509); bilmedüz (28– 67); gétdüz (1–1224). Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer dudak uyumsuzluğu Ģart ekleriyle ilgilidir. Eski Oğuz Türkçesinde Ģart eki –sa, -se Ģeklindedir.97 Halhal ağızlarında teklik ve çokluk 2. Ģahıslara getirilen Ģart eki dâima yuvarlaktır. Düz ünlülü fiil tabanlarına getirilen –su, -sü; -sö (< -sa, -se) yuvarlak ünlülü Ģart ekleri, düzlük – yuvarlaklık uyumunun bozulmasına neden olmaktadır: açsun qaza geler “açsan gıda gelir” (17-393); barmağun qoyun üssüne, her birin pesend élesǖz “hangisini beğenseniz, parmağınızı üstüne koyun” (1– 259); dersün, barmaqlarun tökü'ler “toplasan parmakların dökülür” (17-45); eger sağalt'sun, bu qızımı vereceem sene “kızımı sağaltsan, sana vereceğim” (29-69); her ne destür vérsüz, men o işi encam vérem “her ne destur verseniz, ben onu yapayım” (27–51); her yana aparsun apar “nereye götürürsen götür” (30–524); mene icaze vérsün, bi gédem “bana izin versen gideyim” (1–842); qızların üstüne atabilme'sön; qızlardan sora dullar geleller, yanı o adamlar ki eri ölüp ya xéyir boşanıb, olar gelelleŗ; oları da intixab élesün; xilese atıpsan (29-234-236); sen sirrün bize dé'sön, şam yiyecik; démesön, yiyen döyrük “sen, sırrın bize desen, akşam yemeği yiyeceğiz; demesen yiyen değiliz” (30-866). Eski Oğuz Türkçesinde zamir kaynaklı çokluk 2. Ģahıs ekleri ( -sız, -siz) düz ünlülüdür98. Halhal ağızlarının tamamında zamir kaynaklı çokluk 2. Ģahıs ekleri, yuvarlak olduğundan düzlük – yuvarlaklık uyumuna uymamaktadır: éliyesüz (1–135); göresüz (1–319); getiripsüz (1–384); bitersǖz (1–643). Eski oğuz Türkçesinde görülen geçmiĢ zaman eki, teklik ve çokluk 3. Ģahıslarda daima düz ünlülüdür. Bu ekin, Halhal ağızlarında düzlük – yuvarlaklık uyumu dahilinde yuvarlak Ģekilleri ortaya çıkmıĢ durumdadır. Ancak az da olsa Berende, Hımıs, Ilxıçı, Kızıldere ağızlarında Eski Oğuz 97 98 Age., s. 149. Age., s. 140. 64 Türkçesinde olduğu gibi yuvarlak ünlülü fiillerde düz ünlülü eklerin kullanıldığı görülmektedir: gördi (17–12); qoydı (1–730); oldı (19–216); öldi (29–325). 3.1.3. Darlık – GeniĢlik Uyumu ÇalıĢma sahamızda birkaç kelimede ünlü benzeĢtirmesi sonucu meydana gelen darlık – geniĢlik uyumu dıĢında herhangi bir darlık – geniĢlik uyumuna rastlamadık: çağat “çıkart” (17–186); çağatdı “çıkarttı” (29–115); şeherden (1-295). 3.2. BenzeĢtirme 3.2.1. Ünlü BenzeĢtirmeleri 3.2.1.1. Ġlerleyici BenzeĢtirme Ġlerleyici ünlü benzeĢtirmesi, kelimedeki bir ünlünün kendisinden sonra gelen ünlüleri kendisine benzeĢtirmesi hadisesidir. Ünlü benzeĢtirmeleri, aynı zamanda kalınlık – incelik, düzlük – yuvarlaklık, geniĢlik – darlık ünlü uyumlarına da neden olmaktadır. 3.2.1.1.1. –a > -ı, -u değiĢmesi yoluyla Halhal ağızlarından Halhal merkez ağzı(-Ir, -Ur)‟nda Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz Ģekilleri bulunan –ma-, olumsuz ekinin Ģimdiki zaman çekimlerinde ilerleyici benzeĢtirme sonucu –mı-, -mu- Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır: doymuram “doymuyorum” (30-1240); qoymur “koymuyor” (30-121); oxumuram “okumuyorum”(30–298); olmur “olmuyor” (26–107); olmuram “olmuyorum” (30-17). 3.2.1.1.2. e > -i, -ü değiĢmesi yoluyla Halhal ağızlarından Halhal merkez ağzı(-Ir, -Ur)‟nda –me-, olumsuz ekinin de Ģimdiki zaman çekimlerinde ilerleyici benzeĢtirme sonucu -mi-; -mü- 65 Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır: görükmür “gözükmüyor” (30-1238); öldürmürem “öldürmüyorum” (30-948); 'sürmür “sürmüyor” (32–43). 3.2.1.1.3. i > ü değiĢmesi yoluyla Halhal ağızlarında ilerleyici ünlü benzeĢtirmesi sonucu ortaya çıkan bir diğer ünlü değiĢmesi de i > ü değiĢmesidir. Türkçede isimden isim yapan – ça, -çe ekinin Arapça karĢılığı olan –î eki, Türk kelimesinde ilerleyici benzeĢtirme sonucu –ü ( < î ) ünlüsüne dönüĢmüĢtür: Türkü’dü “Türkçedir” (6–106); Türküsü “Türkçesi” (18-213). Halhal merkez ağzında ken zarf-fiil eki, ünlü birleĢtirmesinin yanı sıra ilerleyici ünlü benzeĢtirmesine de uğramıĢtır: sahatakan “saate iken”(26–23). 3.2.1.2. Gerileyici BenzeĢtirme Gerileyici ünlü benzeĢtirmesi, bir ünlünün kendisinden önce gelen ünlüleri kendisine benzetmesi demektir. Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz gerileyici ünlü benzeĢmesiyle ilgili örneklerin bir kısmı Türkçe kelimelerin kök ünlüleriyle ilgilidir. 3.2.1.2.1. a > o değiĢmesi yoluyla Fransızca balkon (< balcon) kelimesi, HiĢeyin ilçesine bağlı Berende ağzında gerileyici ses benzeĢtirmesine uğrayarak bolqunda Ģeklinde düzlük – yuvarlaklık ünlü uyumuna girmiĢtir: bolqunda (1–949). 3.2.1.1.2. e > a Halhal ağızlarında ne soru sıfatı, vakit ve kadar kelimeleriyle kullanıldığında ilerleyici benzeĢtirmeye uğramaktadır: naxada “ne kadar” (30– 1432); navax “ne vakit” (1-594). 66 3.2.1.2.3 e > o değiĢmesi yoluyla e > o ünlü benzeĢtirmesi ne soru edatının oldu kelimesiyle birlikte kullanıldığında tespit edilmiĢtir: no oldu “ne oldu” (6–27); no oluf “ne olmuş” (6–85). 3.2.1.2.4. ı > a değiĢmesi yoluyla Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzıyla Kivi köylerinden Ilxıçı ağzında çıkartmak kelimesinin ilk ünlüsü gerileyici ünlü benzeĢtirmesi sonucu geniĢlemiĢtir. Tabii ki bu ünlü geliĢmesinde geniĢletici özelliği olan ğ ünsüzünün de etkisi vardır: çağat “çıkart” (17–186); çağatdı “çıkarttı” (29– 115); çağadér “çıkartıyor” (17-498). 3.2.1.2.5. o > ö değiĢmesi yoluyla o > ö değiĢmesi, o iĢaret zamirinin bile “böyle” zarfıyla cür “gibi, tür” kelimesiyle yana yana geldiğinde görülmektedir: öbile “o kadar” (< o bile) (11–22); öcür “öyle” (< o cür ) (12-89). 3.2.1.2.6. u > ı değiĢmesi yoluyla u ünlüsünün ı ünlüsünden etkilenerek gerileyici benzeĢtirme sonucu düzleĢmesi, en fazla bu zamiriyle alakalıdır. bu zamirinin –dan, -den ayrılma, -da, -de bulunma ve –a, -e yaklaĢma eklerinin gerileyici benzeĢtirmesi sonucu düzleĢtiğini, bütün Halhal ağızlarında görmek mümkündür: bıra “bura” (12–93); bırda “burada” (12–104); bırdan “buradan” (14–8). bu zamirinde meydana gelen gerileyici ünlü benzeĢtirmesindeki bir baĢka etken de arkaik Ģeklini muhafaza eden –nı belirtme ekidir: bını “bunu” (15–51). Xalxal merkezle merkez köylerinden Hımıs, Kızıldere ağızlarıyla Kivi köylerinden Ilıxıçı ağzında burak- kelimesi, Halhal merkez köylerinden Buruç 67 ağzında da bulaq kelimesinin kök ünlüsü gerileyici ünlü benzeĢtirmesi sonucu düzleĢerek bırak- ve bılax olmuĢtur: bılaxdan (27-39); bırax (19 – 100); bıraxır (27 – 115); bıraxtım (30 – 1434); bıraxacax ( 1 – 954). 3.2.1.2.7. u > ü değiĢmesi yoluyla u > ü benzeĢtirmesi, bir zaman zarfı olan bugün kelimesinde görülmektedir: büyün (15-37); büyünün (11–250). Türkçe bu zamiriyle Farsça cür (< cūr99 “biçim, tür”) zarfından meydana gelen bücür “böyle” kelimesinde de u > ü ünlü benzeĢtirmesi meydana gelmiĢtir: bücür “böyle” (15–13); bücürü “böylesi” (19–132). 3.2.1.3. Gerileyici ve Ġlerleyici BenzeĢtirme Yoluyla Ġlerleyici ve gerileyici ünlü benzeĢtirmesine uğrayan kelimeler, genelde üçten fazla hecesi olan yabancı kökenli kelimelerdir: bilexere (6–123) (<Ar. bilāxire; çarĢamba (< çehārĢenbe) (7–1); çerşembe “çarşamba” (< Far. çehârşenbe) (5-37). Erzurum kelimesi de Hımıs ağzında gerileyici – ilerleyici ünlü benzeĢtirmesi sonucu kalınlık – incelik ve düzlük – yuvarlaklık ünlü uyumuna girerek Arzırım (19–123) olmuĢtur. 3.2.2. Ünsüz BenzeĢtirmeleri Ünsüz benzeĢtirmesi; bir ünsüzün, bulunduğu kelimenin öteki ünsüzlerinden etkilenerek değiĢime uğramasıdır. Özellikle bir dilin yazı dili olarak kullanılmadığı, sadece konuĢma düzeyinde yaĢadığı ortamlarda ünsüz benzeĢtirmelerinin epeyce ilerlediğini görmek mümkündür. Bunun nedeni, 99 Hesen Emid, Ferheng-e Farsî-ye Emid “Emid‟in Farsça Sözlüğü”, Emir Kebir Yayınları, Tahran, 2004. 68 kendi alt ağızları için bir uyarıcı ve denetleyici nitelikte olan muhafazakar yazı dilinin bulunmamasıdır. Türkçenin yazı dili olarak kullanılmadığı Ġran‟da, Türkçe konuĢanlar için dilin kullanımında bir ölçüt bulunmamaktadır. Bu durum da Ġran‟daki Türkçenin bütün ses hadiselerine kucak açtığına, Batı Türkçesinin yazı geleneğinden epeyce uzaklaĢmasına neden olmaktadır. Halhal ağızlarında ünsüz benzeĢtirmeleri, çok ileri bir aĢamadadır. l ünsüzü ile baĢlayan bütün ekler (-la-, -le-; -lı, -li, -lıq, -lik; -lar, -ler), çekime girdikleri kelimenin son ünsüzünün ilerleyici benzeĢtirmesine uğramaktadırlar. Örneğin n ünsüzü ile biten isimlere gelen çokluk ekleri dâima n‟li (-nar, -ner), d ünsüzüyle biten isimlere gelen çokluk ekleri de her zaman için d‟li (-dar, -der)‟dir. 3.2.2.1. Ġlerleyici BenzeĢtirme 3.2.2.1.1. -dl- > -dd-dl- > -dd- benzeĢtirmesi, l ünsüzüyle baĢlayan eklerle (–lar, -ler; –lı, -li; –la-, -le-) d ünsüzüyle biten isimler arasında görülen bir ünsüz benzeĢtirmesidir: abaddadıx “yaşanılabilir hâle getirdik” (< Far. Tür. âbâd+la-dıx) (2–10); addarın (1–637); addı “adlı” (6–392); arvaddarı (17–107); derāmedderi “gelirleri” (< Far.Tür. derâmed “gelir” +leri) (26– 111); divzaddarın “devden olanların” (1–634); séyiddere (15–84); seyyaddığa “balıkçılığa” (2–30); zaddarı “eşyaları” (2–44). 3.2.2.1.2. -md- > -mn-md- > -mn- ünsüz benzeĢtirmesi; -dan, -den çıkma eklerinde görülmektedir. –dan, -den çıkma ekleri, m ünsüzüyle biten isimlerle çekime girdiklerinde –md > -mn ünsüz benzeĢtirmesi ortaya çıkmaktadır: acığımnan (6–17); barmağımnan (6–107); damnan (17–125); dedemnen (17–235); elimnen (19–34); fikrimnen (2–25); hamamnan (3–53); xanımnan (30–881); 69 qızımnan (1–1210); qorxumnan (1–206); kiprigimnen (6–179); nenemnen (17–235); yadımnan (6–40); yoldaşlarımnan (14–9). 3.2.2.1.3. -ml- > -mnÖrneklerine az rastladığımız bu ünsüz benzeĢtirmesi de –la vasıta ekiyle –lar, -ler çokluk eklerinin, m ünsüzü ile biten isimlerle çekime girdiği sırada meydana gelmektedir: enamnar “bahşişler” (1–457); damnarun “çatıların” (7–3); özümne “kendimle” (1–566). 3.2.2.1.4. - nd- > -nn– Halhal ağızlarında en çok görülen ilerleyici ünsüz benzeĢtirmesi, n ünsüzüyle biten kelimelere gelen –dan, -den çıkma ekiyle ilgilidir. Çıkma ekinin ilk ünsüzü, n ünsüzü ile biten kelimenin etkisiyle her zaman için n ünsüzüne dönüĢür: bacasınnan (5–40); balasınnan (17–37); başınnan (17– 130); bunnan (17–323); dağlarınnan (15–112); dedesinnen (17-502); günnen (18–374); işinnen (26–74); qolunnan (1–62); onnan (2–21); özünnen (11– 168); sennen (17–252); üstünnen (18–24); yalannan (18–197). 3.2.2.1.5. -nl- > -nnBütün Halhal ağızlarında rastladığımız ünsüz benzeĢtirmelerinden biri de –nl-, -nn- ünsüz benzeĢtirmesidir. Ġsimden isim yapan –lı, -li; -lıq, -lik (-lıx, -lig) ekleri, –lar, -ler çokluk ekleri ile isimden fiil yapan –la, -le eklerinin ilk ünsüzü, n ünsüzüyle biten bir kelime ile çekime girdiklerinde l ünsüzü, ilerleyici benzeĢtirme yoluyla n ünsüzüne dönüĢmektedir: cavannığ (25–36); çimennik (17–32); çinnéyib “üst üste koymuş” (1–90); éşidenneri (17-208); qarannıxda (18–447); xurcunnarı (17-8); palannı “eğerli” (1-323); paylıyannarı (15–44); şannıx “şenlik” (16–16); Téhrannıın “Tahranlının” (26–52); tünnedi “fırlattı” (30–680); vijdannı (11-249); yoğunnuğa (29–306). 70 –nl-, -nn- ünsüz benzeĢtirmesini, bir de –la, -le vasıta ekinden geliĢen –lan, -len eklerinde görmekteyiz: bizinen “bizimle” (1–578); gavaléyna “büyük sepetle” (3–29); odunnan “odunla” (17-382). Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında mühendis kelimesi de –nd- > -nn- ünsüz benzeĢtirmesine uğramıĢtır: mühennisden “mühendisten” (30–283). 3.2.2.1.6. -pm- > -pbHalhal merkez (Hiro) ağzıyla, merkez köylerinden Kızıldere, HiĢeyin köylerinden Berende ve Nüdü ağızlarında karĢılaĢtığımız –pm- > -pb- ünsüz benzeĢtirmesi, sadece tap- fiilinin m ünsüzüyle baĢlayan eklerle (-mıĢ, -ma, maq) çekime girdiği sırada meydana gelmektedir: tapbağ (26–66); tapbasuz (1–1000); tapbışam (1–1011); tapbışdı (6–308). Bu ünsüz değiĢimiyle ilgili tespit ettiğimiz bir baĢka örnek, köp- fiili ile ilgili olup sadece Halhal merkez köylerinden Buruç ağzında geçer. pilav anlamında kullanılan köpbe kelimesinin köp- fiili ile fiilden isim yapan –ma ekinden türediğini tahmin ediyoruz: köpbesi (27–29). 3.2.2.1.7. -rl- >- rrHalhal ağızlarında bol miktarda örneği bulunan bir diğer ünsüz benzeĢtirmesi, de –rl- > -rr- benzeĢtirmesidir. Bu benzeĢtirmede de l ünsüzüyle baĢlayan ekler (-lar, -ler; -lı, -li; -la-, -le), çekime girdikleri kelimenin son ünsüzüne benzemektedirler: ağurruğunca “ağırlığınca” (1–778); cürreşib “birlikte olmuş” (6-101); düktürrer (1–757); fırrandı “dolandı” (1–113); korruxlar “sıkıntılar” (9–58); mēmurrar (29–278); menzurrarı “amaçları” (3– 15); neferreri “kişileri” (6–502); oğurruğ (6–337); oğurru (6–432); şeherreri (1–938); şehperreri “ana kanatları” (1–1171); yérrer (11–49). 71 3.2.2.1.8. -sl- > -ssHiĢeyin köylerinden Berende ağzında görülen –sl- > -ss- ünsüz benzeĢtirmesi, isimden isim yapan -lik ekiyle s ünsüzüyle biten bir kelimede tespit edilmiĢtir: mürexessik (1–811). 3.2.2.1.9. -st- > -ssYaygın olmayan -st- > -ss- ünsüz benzeĢtirmesi, birkaç kelimenin kök ünlüsünde tespit edilmiĢtir. Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende ağzında üst kelimesinde tespit ettiğimiz –st- > -ssünsüz benzeĢtirmesinin bir diğer örneği de yine Berende ağzında geçen istekan kelimesiyle ilgilidir: issekannarı “bardakları” (< Rus. istakan) (1–675); üssüne “üstüne” (18–193); üssünde “üstünde” (1-640). -st- > -ss- ünsüz benzeĢtirmesinin meydana geldiği bir baĢka örnek de sadece Kızıldere ağzında geçen istifade kelimesiyle ilgilidir: issifāde (< Ar. (istifâde) (30–685). 3.2.2.1.10. -Ģl- > -ĢdTek bir örneğini tespit ettiğimiz –Ģl- > -Ģd- benzeĢtirmesi, Kivi köylerinden Ilhıçı ağızlarında tespit edilmiĢtir: işderden “işlerden” (29-105). 3.2.2.1.11. -tl-, -dl- > -td-, -ttBu ünsüz benzeĢtirmesi de –lar, -ler çokluk ekinin t ile biten isimlerle çekime girdiği sırada meydana gelmektedir: atdarı (1- 1028); itteri (14–17); ketterde (11–276); kilitdidi (17–11); meçitder (15–109); otdar (16–3); rehmetdig (15–72); sütderi (13–33). 72 3.2.2.1.12. -zl- > -zd-zl- > -zd- benzeĢtirmesi; Kivi köylerinden Ilhıçı ağzında geçen bir ünsüz benzeĢtirmesidir: qızdarın “kızların” (29–243). 3.2.2.2. Gerileyici BenzeĢtirme 3.2.2.2.1. -dc- > -ccBu ünsüz benzeĢtirmesi, iki alıntı kelimede tespit edilmiĢtir: beccins “soyu bozuk” (< Far. Ar. bed + cins) (17–61); bucce “bütçe” (11–237); boccäm “bütçem” (30–83). 3.2.2.2.2. -ds- > -ssSadece Berende ağzında geçen bir ünsüz benzeĢtirmesidir: ḳārimessen “memursun” (< Far. ḳār-mend “memur”) (1–603). 3.2.2.2.3. -hv- > -fvBerende ağzında geçen bir ünsüz benzeĢtirmesidir: afvalatdı “durum” (< Ar. Ehvālāt) (1–538). 3.2.2.2.4. -ls- > -ssBütün Halhal ağızlarında rastladığımız bir diğer ünsüz benzeĢtirmesi, –ls- > -ss- benzeĢtirmesidir. Bu ünsüz benzeĢtirmesi, l ünsüzüyle biten fiillerin teklik 3. Ģahıs emir çekimlerinde tespit edilmiĢtir: dağıssın “dağılsın” (6–105); gessin “gelsin” (30–703); ossun (30–1431). 3.2.2.2.5. -nr- > -rrBu benzeĢtirme, Kivi merkez ağzında geçen bir ünsüz benzeĢtirmesidir: soxerrannığ “nutuk söylemek” (< Far. Tür. soxenrânî “nutuk” +lığ) (11– 191). 73 3.2.2.2.6. -rl- > -llBu ünsüz benzeĢtirmesinde r geniĢ zaman eki, kendisinden sonra gelen çokluk 3. Ģahıs ekinin (-lar, -ler) l ünsüzüne dönüĢmektedir: alılla (26 – 41); aparıllar (29–284); géçinélle (15–3); qazılla (27–10); otuzdurélla (17–76); oturélla (15–18); tapılla (26–41); yatmıllaŗ (27–19). 3.2.2.2.7. -Ģc- > -cc–Ģc- > -cc- benzeĢtirmesi, HiĢeyin merkez, Kivi köylerinden Kümük ve Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında geçer: yavaccalı “yavaşça” (< yavaş-ça-lı) (2–68). 3.2.2.2.8. -tç- > -ççSadece HiĢeyin köylerinden Berende ağzında tespit edilmiĢtir: cüççü, “çiftçi” (< Far. Tür. coft+çı) (1–1039). 3.2.2.2.9. -ts- > -ssBu benzeĢtirme, t ile biten fiillerle ilk ünsüzü s olan ekler arasında meydana gelmektedir. Bu benzeĢtirmede fiillerin sonundaki t ünsüzü, teklik 3. Ģahıs emir (-sIn; -sUn), Ģart (-sA) ve teklik 2. Ģahıs bildirme (-sIn) eklerinin s ünsüzüne dönüĢmektedir: assun “atsan” (18–193); géssin “gitsin” (30–444); gésse (30–1047); géssinne “gitsinler” (1–554); nāmerssen “namertsin” (30– 2); narahassan “rahatsızsın” (30–621); tussun (1–499); yassın (1–553); yassınlar (1–556). 3.2.2.2.10. -zc- > -ccHiĢeyin köylerinden Nüdü ağzında tespit edilmiĢtir: dūreccanab “zat-i âlinizin dışında” (< Far. Ar. dūr-ez- cenāb) (6–96). 74 3.2.2.2.11. -zh- > -ssHiĢeyin köylerinden Nüdü ve Hımıs ağzında geçen bir ünsüz benzeĢtirmesidir: lāmesseb (6–253); messeb (* mesheb > messeb) (19-243). 3.3. DeğiĢme 3.3.1. Ünlü DeğiĢmeleri 3.3.1.1. Kalın Ünlülerin Ġncelmesi 3.3.1.1.1. a > ä değiĢmesi: Bu ünlü değiĢimi, a > e ünlü değiĢiminin ara merhalesidir. Bir kısım kelimelerde a >ä ünlü değiĢiminin ortaya çıkmasında y, n, r, s, ünsüzlerinin inceltici özelliği bulunmaktadır: äyağın (30–366); äyağı (18–244); bäyaxdan “deminden” (18– 317); qäneti (30–1178); qärä ”kara, siyah” (1–96); qärädi “karadı, iki elle başına vurdu” (1–720); qäyıtdıla “geri döndüler” (29–101); qäyıdax (29–118); qäyıtmasun (29–133); qäyídır (29-295); qäynatamız (17– 308); säqqaldan (30–1535). a > ä, e ünlü değiĢiminin art damak q ünsüzüyle baĢlayan kelimelerde oluĢması, Türkçe ünlü – ünsüz uyumuna aykırı bir durum teĢkil etmektedir. Halhal ağızlarında, q ünsüzü bulunan kelimelerde görülen a > ä, e değiĢmesi, Ġran‟daki Türk ağızlarından Karadağ, Muğan ve Zencan ağızlarıyla 100 Salmas ağızlarında101 da tespit edilmiĢtir. Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında ant kelimesinde de bir a > ä ünsüz değiĢmesi görülmektedir. Bu ünlü değiĢiminde ant kelimesinin, ince ünlülü iki kelime ortasında ilerleyici – gerileyici ünlü benzeĢtirmesine uğradığı tahmin edilebilir: sen ät vérirem “sana ant veriyorum” (30–1606). HiĢeyin köylerinden Nüdü köyüyle Halhal merkez köylerinden Kızıldere köyünde aslan kelimesinde de a > ä ünlü değiĢmesi görülmektedir. Eski 100 Işıq Sönmez, Untersuchungen Zu den aserbaidschanischen Dialekten von Qaradaġ, Muġan und Zäncan, Pontus Verlag, Götting, 1998, s. 154 ve 212. 101 Bilgehan A. Gökdağ, age, s. 94-95. 75 Türkçede de aslan kelimesinin ilk ünlüsünün inceldiğine dair kayıtlar bulunmaktadır ( ärslan):102 äslan (30–33); äslana (6–517). 3.3.1.1.2. a > e değiĢmesi: a > e değiĢmesi, Azerbaycan cumhuriyeti Türkçesi ağızlarında da görülen bir ses olayıdır. Ancak, bu ses olayı, Azerbaycanın Doğu ve Güney Grubu ağızlarında daha yaygındır.103 Halhal ilinin ise bütün ağızlarında a > e değiĢmesi, yaygın bir Ģekilde kullanılmaktadır: qeyitdi (17–27); qeynér (18– 495); qeyterdim (1–231); qeynatamız (1-342); qeyirerdiler (1–500); 'qeynenesi (1–940); qere (1–1021); qemçi (1–1032); qefle “kafile” (1–1198); qeyçi “makas” (12–68); qenet (17–84); qemçini (17–317); qemeni (18–134); seqqeli (18–136). Yukarıda zikredilen kelimeler, Hımıs ağzında, a > e değiĢimine uğramamıĢtır: qala “kale” (19-237); qara (29-49); qaynatamız (17-314); saqqaları (15-41). kara kelimesi de sadece HiĢeyin köylerinden Berende, Kemer ağızlarında a > e ünlü değiĢimine uğramıĢtır: qere “kara, siyah” (1–1021). Kalınlık – incelik uyumunun bozulmasına da neden olan a > e değiĢiminin bir baĢka örneği ayva kelimesinin kök ünlüsüyle ilgilidir. Bütün Halhal ağızlarında ayva kelimesinin ilk ünlüsü ince telaffuz edilmektedir: héyva (9–8). a > e ünlü değiĢiminin bir baĢka örneği de Kivi köylerinden Ilhıçı ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında geçen iki kelimede tespit edilmiĢtir. Bu kelimelerin incelmesinde Ģ ünsüzünün etkisi bulunmaktadır: erşin (29-262); şens (30–1381). a > e ünlü değiĢiminin bir diğer örneği, -da bulunma hāli ekinde meydana gelip Kivi merkez ağzından tespit edilmiĢtir: qapı'de (13–23). 102 103 A Von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, TDK Yayınları / 332, Ankara, 1988, s. 32. M. Şireliyev, Azerbaycan Diyalektolojisinin Esasları, Baku, 1962, s.39-40. 76 3.3.1.1.3. ı > í, i değiĢmesi: ı > í değiĢimi, ı > i ünlü değiĢiminin ara merhalesini oluĢturmaktadır. Bu ünlü değiĢmesi, Azerbaycan‟ın Doğu Grubu Ağızları‟yla 104 Türkiye‟nin Kuzey Doğu Grubu ağızları,105 Karsı ili ağızları106 Ġran‟daki Türk ağızlarından Salmas ağzında107 da kelime sonunda tespit edilmiĢtir. Halhal ağızlarında görülen ı > í değiĢmesi, genellikle kelime sonunda oluĢmuĢtur. Bunun sebeplerinden biri, ı ünlüsünün, kelime sonunda bulunan hece vurgusunu taĢıyamamasındandır. Bu bağlamda görülen geçmiĢ zaman -dı ekinde meydana gelen ı > í, i ünlü değiĢimini, bütün Halhal ağızlarında görmek mümkündür: aldí (17–121); apardí (17–164); çıxdí (30–1174); qalıßti (19–15); yolunandí (7–26); oldi (12–54); qoydi (30– 580); uşdí (17–381). Bir kısım eklerde de c, s ve r gibi inceltici özelliği bulunan ünsüzlerin etkisinden dolayı ı > í, i değiĢimi görülmektedir: bılarí (30–171); desmali (17– 30); elaci (30–260); havasí (11–42); libasí (30–412). ı > í, i ünlü değiĢmesinin kaydedildiği bir diğer durum da kelimelerin kök ünlüleriyle ilgilidir. Bu ünlü değiĢimindeki etken de yine inceltici özelliği bulunan c, ç, s, Ģ, y ünsüzleridir: ayrí (20–25); bağlıyíb (30–53); dahí (15– 117); qäyídır (29–295); 'hasí (1–42); sarí (19–106); sayí (15–118); yaxçí (17– 85); yuxa'rí (18–262); siyirdi (1–742). 3.3.1.1.4. u > i değiĢmesi: Kelime baĢında görülen bu ünlü değiĢimi, HiĢeyin ağzı(-éyr)nda tespit edilmiĢtir: izaxdan “uzaktan” (6–355); ildus “yıldız” (30–403). 104 Şireliyev, Azerbaycan Diyalektolojisinin Esasları, Baku, 1962, s.40. Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması… s, 11. 106 Ahmet B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, s. 84. 107 Bilgehan A. Gökdağ, Salmas Ağzı, s. 97. 105 77 3.3.1.1.5. u > ú, ü değiĢmesi: u > ü değiĢiminin ara merhalesini oluĢturan ú ünlüsü, yu- kelimesinde tespit edilmiĢtir: yúdüler (14–18). G. Azerbaycan ağızlarından Salmas ağzında 108 da tespit edilen u > ü değiĢmesi, yine Kivi ağzında, yu- fiilinin görülen geçmiĢ zaman ekinde ortaya çıkmıĢtır: yúdüler (14–18). 3.3.1.2. Ġnce Ünlülerin KalınlaĢması 3.3.1.2.1. e > a değiĢmesi: Bu ünlü değiĢimi HiĢeyin köylerinden Berende, Nüdü ağızlarıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında geçer. Pehlevîcede duşmen, yeni Farsçada doşmen olarak geçen düşman kelimesinin ikinci ünlüsü, Farsçada dâima incedir.109 Ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde de düşman kelimesinin ikinci ünlüsü incedir.110 Söz konusu ağızlarda on iki kere geçen düĢman kelimesinin ikinci ünlüsü, dâima kalın telaffuz edilmektedir: düşman (30–557); düşmana (30–1275); düşmanıdı (30–1155); düşmanı'ma (30–1157); düşmanu içine “düşmanın içine” (1–413). Aslî Ģekilleri kısa ünlülü olan, ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde de kısa ünlülü telaffuz edilen; ancak ölçünlü Türkiye Türkçesinde a > e değiĢimine uğramıĢ birkaç alıntı kelimenin, Halhal ağızlarında da kalın sıraya geçtiği görülmektedir. HiĢeyin köylerinden Berende ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzı ve Hımıs ağzında tespit ettiğimiz örnekler Ģunlardır: faqad (18-241); faqat (18–403); qafes (1–505). Halhal merkez köylerinden Varavart ağzında şen kelimesinin kök ünlüsünde de e > a ünlü değiĢimi görülmektedir: şannıx “şenlik” (16–16). 108 Bilgehan A. Gökdağ, Salmas Ağzı, s. 97. Hesen Emid, Ferheng-e Farsî-ye Emid “Emid‟in Farsça Sözlüğü”, Emir Kebir Yayınları, Tahran, 2004. 110 Seyfettin Altaylı, Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları / 2468, İstanbul, 1994. 109 78 3.3.1.2.2. e > o değiĢmesi: Bu ünlü değiĢimi, sadece Berende ağzında tepe kelimesiyle çekime giren -nan (-dan) çıkma ekinde görülmüĢtür: täponnan “tependen” (1–1162). 3.3.1.2.3. ü > u, ū değiĢmesi: Sebebi belli olmayan ü > u, ū değiĢimi, kalınlık – incelik uyumunun bozulması yönünde bir ünlü değiĢimi olup HiĢeyin köylerinden Berende ağzında tespit edilmiĢtir: gédūn “gidin” (1–1024); i'kuz “ikiniz” (1–1021); çiynuza “omuzunuza” (1–1024); neyundū “neyindir” (1–1070); vérūn (1-932); yéruva “yerine” (1-188). 3.3.1.3. Düz Ünlülerin YuvarlaklaĢması 3.3.1.3.1. a < å, o değiĢmesi: Azerbaycan ağızlarından Baku ağzına ait olan bu ünlü değiĢmesine Azerbaycan‟ın öteki ağızlarında da rastlamak mümkündür.111 Halhal ağızlarında görülen a < o değiĢiminin sebebi, yuvarlaklaĢtırıcı özelliği olan v ünsüzünün etkisidir: oṿ “av” (6–511); senün ovua “senin avına” (30–1430); ovuç “avuç” (30- 94). Halhal ağızlarında a > o değiĢimi ile ilgili bol miktarda örnek bulunmaktadır. Ancak, bu örneklerin çoğunda a > o değiĢmesine neden olan v ünsüzünün düĢtüğü görülmektedir: qourardı “kavur-” (27-26); qōzadı “kavzadı” (29-324); 'souşub “savuşmuş” (1-1125); touğun “tavuğun” (11-274); youx “yakın” (< yavuk < ET. yaġuḳ “yakın”) (30-109). Halhal ağızlarında a > o ünlü değiĢimiyle ile ilgili bol miktarda örnek bulunsa da yarı yuvarlaklaĢmıĢ å ünlüsü, sadece Berende ağzında geçmektedir: yåxunlaşıb (6–128). 111 M. Şireliyev, Azerbaycan Diyalektolojisinin Esasları, Baku, 1962, s.46-47. 79 3.3.1.3.2. e > ȫ, ö değiĢmesi: BaĢlıca e > ȫ, ö değiĢimi, Oğuz Türkçesinde isim fiilinin olumsuzunda kullanılan degül112 edatında görülmektedir. HiĢeyin köylerinden Nüdü ağzında degül‟ edatı, dȫyl Ģeklinde geliĢmiĢtir: dȫylük “değiliz” (6 – 432); dȫylem “değilim” (6 – 505). Daha sonra dȫyl edatındaki uzun ünlünün normal süreli ünlüye dönüĢmesi ve l > r değiĢiminin de ortaya çıkmasıyla döyr Ģekli, Halhal ağızlarının tamamında isim fiilinin olumsuzunda kullanılmaya baĢlamıĢtır: düşman döyrem “düşman değilim” (30 – 570); ona qız véren döyrük “ona kız veren değiliz” (1–789). e > ö değiĢmesiyle ilgili bir diğer örnek de gerek kelimesiyle ilgili olup Hımıs ağzında görülmektedir: göreg “gerek” (18–422). Bir diğer e > ö ünlü değiĢimi, Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzıyla ġehin köylerinden Nüdü ağzında –se Ģart ekinin yuvarlaklaĢmasıyla ilgilidir: atabilme'sön (29 – 234); dé'sön (30 – 866); démesön (30 – 866). 3.3.1.3.3. é > ë, ö değiĢmesi: é > ë değiĢimi, é > ö değiĢiminin orta merhalesini oluĢturmaktadır. Bu ünlü değiĢimine sadece HiĢeyin ağızlarından Berende ve Nüdü köylerinde rastlamaktayız. Bu ünsüz değiĢiminde de dudak ünlüsü v‟nin yuvarlaklaĢtırıcı etkisi bulunmaktadır: ëvlad (6–210); ëylat “evlat” (1–929); ëvü dağılsın (6– 249); ëy “ev” (6–337). é > ë değiĢimini takip eden ë > ö değiĢmesi, é > ö değiĢiminin son aĢamasını oluĢturmaktadır. Bu bağlamda év kelimesinin ünlüsü, HiĢeyin ağzıyla Kivi köylerinden Ilhıçı, Güllüce ağızlarında ya é > ë değiĢimine uğramıĢ ya da tamamıyla yuvarlaklaĢmıĢtır: övde (6–19); övün (6–53); öỷladı “evladı” (6–212); övlüdü “evlidir” (8–19); övlat (1–1188). 112 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 319. 80 Ayrıca, é ve v‟nin yan yana bulunduğu sévin- kelimesi de bütün Halhal ağızlarında é > ö değiĢimine uğramaktadır: söyündüm “sevindim” (22-76); söyüne söyüne “sevinerek” (30-177); söyüner'dik “sevinirdik” (2-54); söyünnem “sevinirim” (15-110). Kızıldere ağzında geçen alıntı kéyf kelimesinin de é > ö değiĢimine uğradığı tespit edilmiĢtir: köf (30–723); köfün (30–812). 3.3.1.3.4. ı > ụ, u değiĢmesi: Eski Oğuz Türkçesinde kalın sırada bulunan görülen geçmiĢ zamanın teklik 3. Ģahıs çekimleri, dâima düz ünlülüdür.113 Halhal ağızlarında yuvarlak ünlülü fiillerin bir kısmında küçük ünlü uyumunun iĢareti olarak ı > u ünlü değiĢiminin ara merhalesinin oluĢturan ụ ünlüsünün ortaya çıktığı görülmektedir: durdụ (30–974); oldụ (30–990) qoydụ (31–13). Bir kısım örneklerde de ı > u ünlü değiĢiminin tamamlandığı tespit edilmiĢtir: durdu (1–42); oldu (1–54); qoydu (1–128). Ancak, Eski Oğuz Türkçesi özelliklerini koruyan örnekler bulmak da mümkündür: durdı (29–131); oldı (29–144); qoydı (30–730). 3.3.1.3.5. i > ự, ü değiĢmesi: Eski Oğuz Türkçesinde 3. Ģahıslarda daima düz ünlüsü bulunan ince sıradaki görülen geçmiĢ zaman eki,114 Halhal ağızlarında yuvarlak ünlülü bir kısım fiillerde yuvarlaklaĢma aĢamasına girmiĢtir: döndự (22–65); götdự “götürdü” (31–11); öldự (17–115); sürttự (30–229); sürüştự (31–1579). Bir kısım yuvarlak ünlülü fiillerde de –di ekinin tam olarak i > ü değiĢimine uğrayıp küçük ünlü uyumuna girdiği tespit edilmiĢtir: böldü (1–25); döndü (1–55); gördü (1–57); sürdü (1–1128). 113 114 Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 138. Faruk Kadri Timurtaş, s. 138-9. 81 Ancak, bir kısım örneklerde Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi yuvarlak ünlülü fiillerde hâlen düz ünlülü Ģekillerin kullanıldığı görülmektedir: öldi (14-20); ötürdi (29-119); sürdi (30-177); i > ü değiĢimine uğrayan eklerden biri de teklik 3. Ģahıs iyelik ekleridir. Teklik 3. Ģahıs iyelik ekleri Eski Oğuz Türkçesinde düz (-I -sI) ünlülüdür.115 Halhal ağızlarında yuvarlak ünlülü isimlerin teklik 3. Ģahıs iyelik ekleri, yuvarlaklaĢmıĢ ya da yuvarlaklaĢma aĢamasındadır: düyüsự (15–116); küçüyü (1–1185); sümüyự (6–15); sümüyü (9–68). Bütün Halhal ağızlarında karĢılaĢtığımız i > ü değiĢmesi, en fazla çokluk 2. Ģahıs zamirinde (siz) görülmektedir. Halhal ilinin bütün ağızlarında siz‟in yanı sıra süz kelimesi de kullanılmaktadır: süz (17–328); süze (18–69); süzinen (31–8); cübünnen “cebinden” (17–30). 3.3.1.4. Yuvarlak Ünlülerin DüzleĢmesi 3.3.1.4.1. o > a değiĢmesi: o > a değiĢmesi, çokluk 3. Ģahıs zamiri onlar‟la ilgilidir. olar zamirinin çıkma hâli, EOT‟de olduğu gibi bazen annan Ģeklinde söylenmektedir: annan “ondan” (30- 1391). Eski Oğuz Türkçesinde teklik 3. Ģahıs zamiri ol‟dur. Ancak çekim ekleri aldığı zaman kök ünlüsü değiĢmektedir.116 Halhal ağızlarında görülen bu ses hadisesi, Eski Oğuz Türkçesinin devamı olarak değerlendirileceği gibi ünlü benzeĢtirmesi sonucu bir ses olayı olarak da değerlendirilebilir. 3.3.1.4.2. u > ı değiĢmesi: Eski Oğuz Türkçesinde p‟li öğrenilen geçmiĢ zaman ekinin ünlüsü yuvarlaktır. Halhal ağızlarında düz ünlülü fiillerde bu ekin düzleĢtiği görülmektedir: alıpla (18–224); çıxıp (18–336); qalıp (27–25); yatıp (27–36). 115 116 Faruk Kadri Timurtaş, s. 81. Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 100. 82 Ayrıca kök ünlüsü yuvarlak olan birçok kelimenin de Halhal ağızlarının genelinde u > ı değiĢimine uğradığı görülmektedir: bılaxdan (27–39); bılağın (29–136); bırnına “burnuna” (17–381); vırdı (18–5); vıracıx (27–56); vırram (2– 70); vırmağa (17–14). Bu kelimelerden vur-, burun kelimeleri, sadece Hımıs ağzı(-ér)‟nda, aslî Ģekillerini muhafaza etmektedir: vurana (18-128); burnuun (17-241). 3.3.1.4.3. ü > ự, i değiĢmesi: ü > ự değiĢimi, ü > i ünlü değiĢiminin ara merhalesidir. Eski Oğuz Türkçesinde çokluk 2. Ģahıs emir ekleri dâima yuvarlak (-uŋ, -üŋ, -uŋuz, üŋüz) ünlülüdür. Halhal ağızlarında da çokluk 2. Ģahıs emir ekleri, her zaman için yuvarlak ünlülüdür. Halhal merkez ağızlarından Kızıldere ağzında bir tek örnekte çokluk 2. Ģahıs emir ekinin yarı düzleĢmiĢ örneği bulunmaktadır: yéyựn (30–868). Eski Oğuz Türkçesinde ü ünlüsü taĢıyan bazı kelimelerin Halhal ağızlarında düzleĢtiği görülmektedir. Kivi ağzında süpür-, Hımıs ağzında tüpür- kelimeleri, ü > i ünlü değiĢimine uğramıĢtır: sipirge (12–68); sipirerdile (12–69); tipircegin (18–267); tüpirse “tükürse” (6–454) (< tüpür- < tükür-). Eski Oğuz Türkçesinde daima yuvarlak ünlülü olan p‟li (< -p) öğrenilen geçmiĢ zaman eki de düz ünlülü fiil tabanlarına geldiğinde ü > i değiĢimine uğramaktadır: déyip (30–815); gédip (1–375); gelip (1–534); pişiripsen (18– 118). 3.3.1.5. GeniĢ Ünlülerin Daralması 3.3.1.5.1. a > ı, í, i değiĢmesi: Tespit ettiğimiz örneklerde a ünlüsünün daralması, birinci heceden sonra oluĢmakta olup y‟nin daraltıcı özelliğinden kaynaklanmaktadır: doğrıyam (17–102); başlıyalar (17–255); oynıyanda (17–377); olmıya (29– 72). 83 Kızıldere ağzında a > ı değiĢmesinden ortaya çıkan ı ünlüsü, yine y ünsüzünün inceltici etkisinde kalarak ı – i ünlüsünün ara merhalesini oluĢturan í ünlüsüne ve nihayetinde i ünlüsüne dönüĢmektedir: almí'ya (1– 1107); boyíycax (19–18). 3.3.1.5.2. é > i değiĢmesi: Halhal ağızlarının tamamında ye-, de- fiilleri, daima kapalı e ile söylenmektedir. Ancak, söz konusu fiiller ünlü ile baĢlayan eklerle çekime girdiğinde, iki ünlü arasına getirilen yardımcı y ünsüzünün etkisiyle é > i değiĢimi ortaya çıkmaktadır: diyélle “diyorlar” (29–55); diyen (30–295); diyer (17–223); yiyen (18–439); yiyeceem (27–44); yiyer (6-114); yiyerdi (27–24). Bir baĢka é > i değiĢmesi, HiĢeyin ağızlarından Berende, Nüdü ağızlarıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında Farsça vél “serbest” kelimesinde tespit edilmiĢtir. vél kelimesiyle –le- isimden fiil yapma ekinden türeyen vélle- kelimesi, söz konusu ağızlarda ville- olarak söylenmektedir: villemedi “bırakmadı” (1-685); villiyesen “bırakasın” (1–1021). Halhal merkez (Hiro) ağzında bir yerde vér- fiili ile Kivi köylerinden Kumuk ağzında Ģenlik kelimesi é > i değiĢimine uğramıĢtır: virdi (22–21); şinnik (31–24). 3.3.1.5.3. o > u değiĢmesi: Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerin tamamında geniĢ ünlülü olan oyan- [oyandí (17-443); oyansın (1-735)] kelimesi, Nüdü ağzında uyanĢeklinde kullanılmaktadır: uyandı (6–295); uyanmasa (6–341); uyansa (6– 339). Eski Türkçede bu kelimenin ilk ünlüsü geniĢ (odqur- “uyandır-“, oduq “uyanık”)117 olarak kaydedilmiĢtir. Ayrıca bu fiilin, ölçünlü Azerbaycan 117 A Von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, s. 288. 84 Türkçesinde kullanılan biçimi de geniĢ ünlülüdür. Bu ünlü değiĢimi, ölçünlü Türkiye Türkçesiyle paralellik göstermesi bakımından önemlidir. o > u değiĢimine uğramıĢ bir diğer kelime de Hımıs ağzında v ünsüzünü düĢüren kovala- kelimesidir: qualadı “kovaladı” (17–169). 3.3.1.6. Dar Ünlülerin GeniĢlemesi 3.3.1.6.1. ı > a değiĢmesi: Bir tek örneğine rastladığımız ı > a değiĢimi, geniĢletici özelliği bulunan ğ ünsüzünden kaynaklanmaktadır. Sadece çığat- (< çıkart-) kelimesinde görülen bu ünlü değiĢimi, Hımıs ağzıyla Kivi köylerinden Ilhıçı ağzında tespit edilmiĢtir: çağadér (17–498); çağat (17–186); çağatdı (29–115). 3.3.2. Ünsüz DeğiĢmeleri 3.3.2.1. SedalılaĢma Sedasız ünsüzlerin sedalı karĢılıklarına dönüĢmesi, sedalılaĢma olarak nitelendirilmektedir. Batı Türkçesiyle Doğu Türkçesi arasındaki farklardan birisi, Batı Türkçesinin sürekli sedalılaĢma yönünde inkiĢaf etmesidir. Batı Türkçesindeki bu süreç Eski Oğuz Türkçesinden itibaren baĢlar. Ancak, Eski Oğuz Türkçesi metinlerinde bir kısım ünsüzlerin sedalı ve sedasız karĢılıkları için aynı iĢaretlerin kullanılması, (b, p = ‫ ;ب‬c, ç = ‫ ;ج‬g, k = ‫ )ک‬Batı Türkçesinde söz konusu ünsüzlerle ilgili sedalılaĢmanın tarihî sınırlarını belirlemek açısından sorun teĢkil etmektedir. Bu sebepten dolayı söz konusu ünsüzlerle (p, ç, k) ilgili sedalılaĢmayı incelerken, Eski Oğuz Türkçesinin yanı sıra Türkiye Türkçesiyle Eski Türkçeyi de göz önünde bulundurmayı uygun bulduk. 85 3.3.2.1.1. ç > c değiĢmesi: Halhal ağızlarında karĢılaĢtığımız bir diğer sedalılaĢma örneği ç ünsüzüyle ilgilidir. HiĢeyin ağızlarıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında kelime sonunda ve baĢında bulunan bir kısım ç ünsüzlerinin ç > c değiĢimine uğradığı tespit edilmiĢtir: ağaca (1–725); cızıx “çizik” (5–38); öceşéy “incitmek, rahatsız etmek” (< ET. öç) (1–1007); sacda “saçta” (1– 753). Eski Türkçede ç ünsüzüyle baĢlayan bir kısım eklerin de Halhal ağızlarında sedalılaĢarak c‟leĢtiği görülmektedir. Eski Türkçede isimden sıfat yapan –çıq eki,118Kızıldere ağzında –cıx, -cığ Ģeklinde sedalılaĢmıĢtır: alacıx “çardak” (30–46); qancığ “dişi hayvan” (1–960). Eski Oğuz Türkçesinin –ça, -çe eĢitlik eki119 bir kısım örneklerde ç > c değiĢimine uğrayan eklerden biridir: balaca (1–1083); ); tekce (6–519). Yine Eski Oğuz Türkçesinde ç‟li olan -çaḳ, -çek eĢitlik de Halhal ağızlarında ç > c değiĢimine uğramıĢtır: dalıycağ “arkasınca” (17–207); qabağıcax “önce” (17–369); qeşeħligceg “güzelce” (51-224). Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer ç > c değiĢmesi, –ıncax, incek zarf-fiil ekinde meydana gelmiĢtir: batıncax (27–11); doyıncax (19-19); gelincek (29–251); yetişinceħ (54–257). 3.3.2.1.2. k > g değiĢmesi: HiĢeyin ağzında kelime sonunda bulunan k ünsüzünün birçok örnekte g‟leĢtiği tespit edilmiĢtir: béşig (1–978); böyüg (2–20); çöreg (3-45); éşig (6– 105); éşşeg (30–1570); gereg (1–106). Yine HiĢeyin ağzında k ünsüzüyle biten çokluk 1. Ģahıs ekinin de k > g değiĢimine uğradığı görülmektedir: dillendig (30–811); diyerüg (3–47); élérüg (12–8); gettüg (22-45); teriflerdig (3–59). 118 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 240. 119 A. Von Gabaın, age, s. 43. 86 ġehin ağzında k > g değiĢiminin görüldüğü bir diğer ek de ince sırada bulunan gelecek zaman ekidir: gele'ceg (1-154); göreceg (1-953); véreceg (30–113). 3.3.2.1.3. ḳ > q değiĢmesi: Eski Türkçede kelime baĢında bulunan tonsuz ḳ ünsüzü, Halhal ağızlarında tamamen tonlulaĢarak q ünsüzüne dönüĢmüĢtür: qan (16–30); qalıb (17–551); qapını (18–15); qızı (18–30); qucağuva (30–1578); quşlar (16–4); quzunu (11–126). 3.3.2.1.4. p > b değiĢmesi: Eski Oğuz Türkçesinde sadece sedasız Ģekilleri bulunan p‟li öğrenilen geçmiĢ zaman eklerinin120 Halhal ağızlarının tamamında bir kısım örneklerde sedalı Ģekilleri de görülmektedir: alıb (30–143); gédib (30–672); köçübler (11–1); olub (12–58). Farsça kökenli bir kelime de p > b değiĢmesi kaydedilmiĢtir: baxş élemē “yayma, dağıtma” (< Far. pexş), (53–304). 3.3.2.1.5. t > d değiĢmesi: t > d değiĢmesi, Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzında geçen bir yabancı kelimeyle ilgilidir: faqad (18–241); fağad (18–304). 3.3.2.2. SedasızlaĢma Sedalı ünlülerin kendi sedasız karĢılıklarına dönüĢmesine sedasızlaĢma denilmektedir. Batı Türkçesi, geliĢim seyri içinde sürekli sedalılaĢmaya doğru ilerlemektedir. Eski Türkçede sedasız konumunda 120 Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 140. 87 bulunan birçok fonemin Batı Türkçesinde sedalılaĢtığı, bu sedalılaĢmanın da bazen sızıcılaĢmaya kadar ilerlediği malumdur. Batı Türkçesinin ağız özelliklerini yansıtan Halhal ağızları da sürekli sedalılaĢmaya ve sızıcılaĢmaya doğru bir fonetik geliĢim sergilemektedir. Ancak, Eski Oğuz Türkçesinde sedalılaĢmıĢ bir kısım ünsüzlerin Halhal ağızlarında Eski Türkçede olduğu gibi sedasız telaffuz edildikleri görülmektedir. Dolayısıyla bu ünsüzlerden sedasızlaĢmıĢ ünsüzler olarak bahsedemeyiz. Eski Oğuz Türkçesinde kelime baĢında sedalılaĢan t-, k- ünsüzlerinin bir kısmı, Halhal ağızlarında Eski Türkçede olduğu gibi sedasız olarak telaffuz edilmektedirler. Bütün Halhal ağızlarında göç-, dök- kelimelerinin ilk ünsüzü Eski Türkçede olduğu gibi sedasızdır: köçer (19–121); köçübler (11–11); köçüp (11–16); köçüfle (30–26); tökér (17–49); tökerem (6–283); töküldü (17–371); tökün (30–545). Halhal merkez ağzıyla Kivi köylerinden Kumuk ve Ilhıçı ağızlarında keçi, geç-, geçin-, geçir-, geçirt- kelimelerinin ilk ünsüzü sedasız konumdadır: kéçim (32–35); kéçinir (26–122); kéçiŗtdi (29–143); kéçirdir (29–207); kéçibleŗ (29–310); kéçennen (31–14). düş- kelimesi de Kivi merkez, Kivi Ilhıçı köyü, Halhal merkez ve Halhal köylerinden Hımıs ile Kızıldere ağızlarında tüĢ- Ģeklindedir: tökér (6–24); tüşţü (30–24); tüştün (30–8); tüş'ür (26–48). 3.3.2.2.1. b > p değiĢmesi: b > p değiĢmesi sadece bir yabancı kelimede kaydedilmiĢtir: xop “iyi” (< Far. xûb) (1–403). 3.3.2.2.2. d > t, ţ değiĢmesi: Eski Oğuz Türkçesinde sadece sedalı Ģekilleri bulunan görülen geçmiĢ zaman (-dı, -di), bulunma (-da, -de) ve çıkma eklerinin (-dan, -den) Halhal ağızlarında sedasız ünsüzlerin etkisiyle bir kısım örneklerde sedasızlaĢtıkları 88 veya sedasızlaĢma aĢamasına girdikleri görülmektedir: ağaşta (4–63); ağaĢţakı (30-749); çattı “vardı” (11–56); çıxmıştı (6–390); delikţen (30-66); géşti (30–220); gétţile (1-543); gétti (2–59); qaştıla (1–529); yattux (11–105). Eklerin dıĢında birkaç yabancı kökenli kelimede, kelime baĢında d > t değiĢmesi görülmektedir: tesmalı “mendil” (< far. destmāl) (1–793); tükan (Ar. dukkān) (11-141). 3.3.2.2.3. z > s değiĢmesi Birkaç kelimenin son ünsüzünde meydana gelen z > s değiĢmesi, Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında tespit edilmiĢtir: ildus (30–403); uldus (1–402). Kivi köylerinden Ilhıçı ağzıyla, Kızıldere ağzında birkaç yabancı kelimeyle ilgili de z > s ünsüz değiĢmesi bulunmaktadır: hesb élediler “hazf ettiler” (< Ar. heẓf) (29–330); mücehhes olarsuz “teçhizatlı olursunuz, kuşanırsınız (< Ar. mucehhez “kuşatılmış”) (1–1093). 3.3.2.3. SüreklileĢme: SüreklileĢme, süreksiz ünsüzlerin süreklileĢme hadisesidir. SüreklileĢen ünsüzler, sızıcı ve akıcı ünsüzler olarak ikiye ayrılmaktadırlar. 3.3.2.3.1. SızıcılaĢma: Halhal ağızlardan derlediğimiz metinlerde görülen sızıcılaĢma örneklerinin büyük bir bölümü kelime veya hece sonunda bulunan ünsüzleri kapsamaktadır. 89 3.3.2.3.1.1. b > v değiĢmesi: b > v ünsüz değiĢimi sadece yabancı kökenli kelimelerle ilgili olup Halhal mekez (hiro), Halhal merkez köylerinden Kızıldere ve Hımıs ağızlarında görülmektedir: civinde “cebinde” (18–299); xever “haber” (19– 68); servaz “asker” (Far. serbâz” (30–247); suvay'sız “bekarsınız” (22–31); pasivan “polis” (Far. pâsébân” (30–306); nigehvan “bekçi” (Fra. Négehbân” (30–306); biyavanda “çölde” (Far. bîâbân) (30-336); vezirganam “bezirganım” (19–164). 3.3.2.3.1.2. c > j değiĢmesi: Alıntı kelimelerde görülen bir ünsüz değiĢmesidir: baj “haraç” (29–100); ejdādi “dedeleri” (26–25); mejbur (30–782); mejlisi (6–73); tajdi “taçtır” (Far. tâc) (17–394). 3.3.2.3.1.3. c > Ģ değiĢmesi: HiĢeyin merkez ağzında geçen bu ünsüz değiĢmesi, bir yabancı kelimede tespit edilmiĢtir: Kereş’de'di “Kerec’dedi” (4 –10). 3.3.2.3.1.4. ç > c > j değiĢmesi: Örneğine az rastlanan bir ünsüz değiĢimidir. Eski Oğuz Türkçesinde kelime sonunda bulunan ç ünsüzünün HiĢeyin ağzıyla Hımıs ağızlarında bazen sızıcılaĢtığı görülmektedir: aj (30–1246); ajlığ (30–72); güj (19–318); güjlüsen (17–56). 3.3.2.3.1.5. ç > Ģ değiĢmesi: Bol miktarda örneği bulunan bu ünsüz değiĢimini, bütün Halhal ağızlarında görmek mümkündür. Eski Oğuz Türkçesinde kelime sonunda bulunan ç ünsüzü, bütün Halhal ağızlarında hece sonunda bulunduğu 90 takdirde Ģ ünsüzüne dönüĢür: ağaşdan (30–659); géşdi (30-805); işdile (30– 812); kerpiş (17-322); qaşdı (29–143); goş (18–192); uşdu (28–41); üş (6– 463); saş (17–199); séşkin (16–7). ç > Ģ ünsüz değiĢiminin görüldüğü bir diğer kelime de yabancı kökenli héç ( < far. hîç) kelimesidir. hiç kelimesinin de ç ünsüzü bütün Halhal ağızlarında genelde Ģ ünsüzüne dönüĢmektedir: héş (16–31). 3.3.2.3.1.6. q > x değiĢmesi: q > x değiĢmesi, sedalı, süreksiz art damak q ünsüzünün sızıcılaĢarak art damak x ünsüne dönüĢmesidir. q > x değiĢmesi, aslında Eski Oğuz Türkçesinden itibaren baĢlayan bir ünsüz değiĢmesidir. Halhal ağızlarında x‟li olan birçok kelime, Eski Oğuz Türkçesinde de x ünsüzüyle (yoxsul, yox, arxa, ox, çox, bırax, yanax)121 kaydedilmiĢtir. Halhal ağızlarında kalın sırada bulunan gelecek zaman ekinin son ünsüzü, genelde q > x değiĢimine uğramaktadır: olacax (18–8); olmıyacax (1–665); salacaxlar (30–782); yatacaxdı (1–608). HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında bir yabancı kelimede de q > x ünsüz değiĢmesi görülmektedir: loxma “lokma” (6–68). 3.3.2.3.1.7. q > ğ değiĢmesi: Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzıyla HiĢeyin köy ağızlarından Nüdü ağzında soğuq kelimesinde q > ğ değiĢmesi tespit edilmiĢtir: soğuqdu (6–145); soğuq (30–1391). Alıntı kelimelerden fakat kelimesinin ḳ ünsüzü de Hımıs ağzında ğ‟ye dönüĢmüĢtür: fağad (18 –304) Halhal ağızlarında kalın sırada bulunan –acax gelecek zaman ekinde de bir x > ğ ünsüz değiĢmesi görülmektedir. Bu ünsüz değiĢmesi sadece 121 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 65-66. 91 HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında görülmektedir: alacağam (30–104); aparacağam (6–91); tutacağam (6–421); yanıdıracağam (30–168). 3.3.2.3.1.8. k > ħ değiĢmesi: k > ħ ünsüz değiĢimi, kelime ve hece sonunda bulunan sedasız – süreksiz ön damak k ünsüzünün sızıcılaĢarak sedasız ön damak ħ ünsüzüne dönüĢmesidir. Türkiye ağızlarından Kars ili ağızlarında da tespit edilen bu ünsüz değiĢmesi,122 Hımıs ağzı dıĢında, bütün Halhal ağızlarında görülmektedir: çeħdiler (30–255); eleħden (27–42); éliyebilmiyeceħ (27–49); öldüreceħ (1–283); töħdü (1–374); zireħlig (27–63); böyüħ (29-311); çöreħ (30–15); düħtür (30–52); gereħ (30–108). 4.3.2.3.1.9. -ng, -nk > ħ değiĢmesi: ng > ħ ünsüz değiĢimi, alıntı kelimelerin sonunda bulunan ng ünsüzünün ħ ünsüzüne dönüĢmesidir. ng > ħ ünsüz değiĢiminde geçen ħ ünsüzünün fonetik değeri, k > ħ ünsüz değiĢmesinde meydan gelen ħ ünsüzüyle aynıdır: heveħ “havan” (30–181); külüħ “külünk” (30–291); zeħ “zil” (22–28); qeşeħ “güzel” (30–40). 3.3.2.3.1.10. p > f değiĢmesi: Eski Oğuz Türkçesinde sedasız - süreksiz p‟li öğrenilen geçmiĢ zaman eki, HiĢeyin ağzında bazen sızıcılaĢarak f ünsüzüne dönüĢmektedir: éléf “eleymiş” (6–76); düzeldifdi (18–338); düzeldifsen (19–119); olufsan (19– 173); örtüfsen (19–147). Yine HiĢeyin ağzında p ünsüzüyle biten fiillerde de p > f ünsüz değiĢmesi görülmektedir: tafıp (1–310); öftự (30–1262). 122 Ahmet B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, s. 112. 92 3.3.2.3.1.11. t > h, ĥ değiĢmesi: Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer ilginç ünsüz değiĢmesi t > h değiĢmesidir. Ġki kelimede karĢılaĢtığımız bu ünsüz değiĢmesi, HiĢeyin köylerinden Berende ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ve Hımıs ağızlarında geçer. Bu ünsüz değiĢmesinde görülen bir diğer özellik, dört kelimesinde r ünsüzünün göçüĢmesiyle birlikte oluĢmasıdır: cüh < cüt < Fars. Coft (55–69); döĥr (30–1401). 3.3.2.3.2. AkıcılaĢma 3.3.2.3.2.1. b > m değiĢmesi: b > m ünlü değiĢimi, süreksiz – dudak ünsüzü olan b ünsüzünün nazallaĢarak süreklileĢmesi hadisesidir. b > m ünsüz değiĢmesinin nedeni bir n ünsüzünün etkisidir. Eski Oğuz Türkçesinde b ünlülü olan teklik 1. Ģahıs zamirinin Halhal ağızlarının tamamında b > m ünsüz değiĢimine uğradığı görülmektedir: men (17–218); mene (18-21); meni (18–60); menim (19–38). n ünsüzünün etkisiyle bu iĢaret zamirinin de birçok yerde m‟leĢtiği görülmektedir: muna (19–39); munnan (1–168); munun (6–226). Bir diğer b > m değiĢimi çubuk kelimesiyle ilgilidir. Eski Türkçede çöbik olarak geçen çubuk kelimesi, Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında çumux Ģeklinde geçer: çumuğu (30–1162); çumux (30–1352). 3.3.2.3.2.2. g > y değiĢmesi: g > y değiĢimi, süreksiz - sedalı ön damak g ünsüzünün süreklileĢerek akıcılaĢması demektir. g > y ünsüz değiĢiminin, birbirlerinden farklı birkaç Ģekilde tezahürü bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi Eski Oğuz Türkçesinden Yeni Oğuz ağızlarına geçiĢteki g > y değiĢimidir. Bu fonetik hadise, fonemler arası etkileĢimden ziyade dilin zaman içindeki değiĢimiyle ilgilidir. Tarihi sebeplerden kaynaklanan değiĢimlerin en önemli özelliği, söz konusu değiĢimin kesin olması, herhangi bir bağlamdan etkilenerek (vurgu, 93 tonlama, fonetik etkileĢim) geri dönüĢüm göstermemesidir: deydi (6–136); döydüler (27–15); döydüm (6–18); çiynine (29–314); eyninde (1–747); söyse (6–454). g > y değiĢiminin ortaya çıktığı bir baĢka durum da söz dizimiyle ilgilidir. Bazı durumlarda g ünsüzü, kendisinden önce gelen kelimenin ünlüsünden etkilenerek y olarak telaffuz edilmektedir. Örneğin gel- kelimesi, bütün ağızlarda gel- [bu sefer geldim] olarak geçer. Ancak kendisinden önce gelen kelime ünlü ile bitiyorsa [bıra yelsin] g > y değiĢimine uğraması muhtemeldir. Bu değiĢiklik her zaman için geçerli değildir. Anlatıcının konuĢma hızına, kelimeler arasındaki duraklamasına bağlıdır: bi yéce (17– 234); ge yédek “gel gidelim” (6–395); gene yeldi (22–44); vıra vıra yeti “vurarak getir” (6–314); ele yetirsinne (22-3). 3.3.2.3.2.3. k > y değiĢmesi: k > y değiĢimi, k ünsüzüyle biten bir kelimenin ünlü ile baĢlayan bir ek almasıyla ilgilidir: ekinçiliyi “ziraatı” (10–9); köteyi “dayağı” (18–317); ineyi (11–119); Alla kömeyü ossun “Allah yardımcın olsun” (30–1431) (< kömek “yardım”). 3.3.2.4. SüreksizleĢme: Sürekli ünsüzlerin süreksizleĢmesi, alıntı kelimelerle ilgili olup daha çok Halhal merkez köylerinden Ilhıçı ile HiĢeyin ağızlarında tespit edilmiĢtir. 3.3.2.4.1. f > b değiĢmesi: Sadece yabancı kelimelerde karĢılaĢtığımız f > b ünsüz değiĢmesi, Kivi köylerinden Ilhıçı ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında tespit edilmiĢtir: hesb “hazf” (29–330); İsbahan’a (29–108); İsbahan’da (29– 93); nisbi rayda “yarı yolda” (30–1016) (< Ar.Far. nisf “yarı” râh “yol”). 94 3.3.2.4.2. m > b değiĢmesi: Kivi köylerinden Ilhıçı ağzında geçen Farsça kökenli xudubani kelimesinde m > b ünsüz değiĢmesi görülmektedir: xudubani “samimi” (< Far. xodémānî) (29-72). 3.3.2.4.3. Ģ > ç değiĢmesi: Ģ > ç değiĢimiyle ilgili tespit ettiğimiz tek örnek yaxçı (< yaxĢı) kelimesidir. yaxşı kelimesindeki Ģ ünsüzü, HiĢeyin ağzıyla bütün Halhal ve Kivi köy ağızlarında ç ünsüzüne dönüĢmektedir: yaxçı (30–55); yaxçıdı (1– 365); yaxçısına (30–1012); yaxçıyam (17–53). 3.3.2.4.4. v > b değiĢmesi: Hımıs ağzında var kelimesi, kendisinden önce gelen bu kelimesinin etkisiyle v > b değiĢimine uğramıĢtır: bu bardı “vardır” (19–259); bu bardı (19260). v > b değiĢimiyle ilgili birkaç örnek de Kızıldere ağzında ve yabancı kökenli kelimelerde tespit edilmiĢtir: derbüş (30–626); Xudābende “Tanrı” (< Far. Xodâvend “Tanrı”) (30–1155). 3.3.2.4.5. y > g değiĢmesi: y > g ünsüz değiĢmesi, sadece alıntı kelime olan derya kelimesinde tespit edilmiĢtir. HiĢeyin ağızlarından Berende ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında derya kelimesi, sürekli derga olarak söylenmektedir: derga (30–1176); dergaça (30–1176); dergiya (30–1176). 3.3.2.5. Sürekli Ünsüzler Arasındaki DeğiĢmeler: Sürekli ünsüzlerin kendi aralarında yer değiĢtirmeleri, Halhal ağızlarının Eski Oğuz Türkçesiyle münasebeti bakımından çok önemli bir 95 yere sahiptir. Eski Oğuz Türkçesinde önemli bir fonemik değere sahip olan nazal n ünsüzü, Halhal ağızlarının tamamında ortadan kalkarak görevini baĢka sürekli ünsüzlere devretmiĢtir. Halhal ağızlarında nazal n‟nin parçalanarak baĢka ünsüzlere dönüĢmesini, sürekli ünsüzler arası değiĢmelerde bütün detaylarıyla incelemeye çalıĢacağız. 3.3.2.5.1. h > y değiĢmesi: h > y değiĢmesi, yabancı kelimelerde görülen bir ünsüz değiĢmesidir. Yabancı kelimelerde görülen h > y değiĢmesine bütün Halhal ağızlarında rastlamak mümkündür: beyseb “nazaran” (< Far. Ar. bé-hisāb) (1–947); köyne (17–302); méyter (6–111); möykem (1–325); söybet (17–456); töyfe (30–463); Şayi (Far. Şâhî “Kaçar dönemi para birimi”) (5–30); rayda “yolda” (Far. râh “yol”) (30–1016). 3.3.2.5.2. x > ğ değiĢmesi: x > ğ değiĢimi, Kızıldere, Hımıs ve Buruç ağızlarında geçmektedir: yoğ (18–282); oyağ “uyanık” (27–29); olacağ (27–29). 3.3.2.5.3. x > ĥ, h değiĢmesi: x >ĥ, h değiĢimi, hırıltılı, sedasız ve sızıcı art damak x ünsüzünün sızıcı, sedalı gırtlak h ünsüzüne dönüĢmesidir. Bu ünlü değiĢimi, bütün Halhal ağızlarında tespit edilmiĢtir. Bir kısım örneklerde art damak x‟sinin x > h değiĢiminin ara merhalesini oluĢturan yarı sedalı ĥ ünsüzüne dönüĢtüğü görülmektedir: ĥanım (17–320); qırĥ (30–1032); qorĥma “korkma” (30–1137); vıracaĥla (23–22). Bir ileriki aĢamada ĥ ünsüzünün tamamen sızıcılaĢarak h ünsüzüne dönüĢmesi, Doğu Oğuzcası için yeni bir fonetik geliĢimin habercisidir: bedbahlığ (6–333); dahı (11–265); hanım (17–344); Hanım’a (17–347). 96 3.3.2.5.4. l > n değiĢmesi: Bütün Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz l > n değiĢmesine uğrayan örneklerden biri, teklik 2. Ģahıs emir ekleriyle ilgilidir. Eski Oğuz Türkçesi metinlerinde –qıl, -gil Ģeklinde geçen123 teklik 2. Ģahıs emir ekindeki l ünsüzü, l > n değiĢimine uğramıĢtır: çıxgına (19–120); getigine (18–309); olgına (18– 314); vérgine (18–318). l > n değiĢiminin görüldüğü bir diğer örnek ilen edatıyla ilgilidir. ilen edatı l > n değiĢmesine uğrayarak Halhal ağızlarında –(x)nan, -(x)nen Ģeklinde vasıta eki olarak kullanılmaya devam etmektedir: ağacınan “ağaçla” (17–46); aylarnan “aylarla” (13–23); atnan “atla” (3–70); qurdunan “kurtla” (17–545); yolunan “yolla” (19–255). 3.3.2.5.5. l > r değiĢmesi: l > r ünsüz değiĢiminin bulunduğu tek örnek değil kelimesindedir. Eski Oğuz Türkçesinde bu kelime degül Ģeklinde geçer. Bütün Halhal ağızlarında degül kelimesinin l ünsüzü l > r değiĢimine uğramıĢtır: deyrem “değilim” (22– 220); dör “değil” (42–12); döyrük “değiliz”(30–866). 3.3.2.5.6. n > l değiĢmesi n > l değiĢmesi, kelime baĢında Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzıyla Hımıs ağzında tespit edilmiĢtir: léysan (30–1155); laqqa “balık türü” (17–191). 3.3.2.5.7. n > m değiĢmesi: Birinci hecesini düĢüren Eski Oğuz Türkçesinin –ayın, -eyin teklik 1. Ģahıs emir eki,124 bütün Halhal ağızlarında n > m değiĢimine uğramıĢtır: 123 124 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 149. Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147. 97 déyim (17–362); durum “kalkayım” (30-1515); görüm (1–42); olmıyım (30872). Kızıldere ağzında karĢılaĢtığımız bu ünsüz değiĢimi, yabancı kökenli bir kelimede de görülür: cemtayısına “çantasında” (30–1339). 3.3.2.5.8. ŋ > ğ değiĢmesi: ŋ > ğ değiĢmesi, akıcı damak n‟sinin sızıcı – sedalı damak ğ ünsüzüne dönüĢmesidir. Eski Oğuz Türkçesinde nazal n‟li olan domuz (< doŋuz) kelimesinin, nazal n‟si Kivi ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende ağzında ğ ünsüzüne dönüĢmüĢtür: doğuz (1–194); doğuzlar (11–67). 3.3.2.5.9. ŋ > m değiĢmesi: Eski Oğuz Türkçesinde kemik anlamına gelen süŋük kelimesi Halhal ağızlarının tamamında ŋ > m değiĢmesi sonucu sümük Ģeklinde ortaya çıkmıĢtır: sümük “kemik” (9–79); sümüyự (6–15); sümüyü (9–68). 3.3.2.5.10. ŋ > n değiĢmesi: ŋ > n değiĢmesi, damak n ünsüzünün diĢ n‟sine dönüĢmesidir. Eski Oğuz Türkçesinde damak n‟li eklerin bir kısmıyla damak n‟si bulunan kelimelerin bir kısmı, ŋ > n ünsüz değiĢmesine uğramıĢtır. Eski Oğuz Türkçesinde daima damak n‟li olan ilgi ekleri (-uŋ, -üŋ, -nuŋ, -nüŋ)125, Halhal ağızlarının tamamında diĢ (ŋ > n) n‟sine dönüĢmüĢtür: bunun (15–85); çobanın (29–1); senün (12–197); derbüşün (30–652); évün (14–35); şehrün (19–212). Eski Oğuz Türkçesinde sadece damak n‟li olan teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin126 yalın hâli, Halhal ağızlarının tamamında ŋ > n değiĢtimine 125 126 Gürer Gülsevin, age, s. 25. Gürer Gülsevin, age, s. 12. 98 uğramıĢtır: adun (28–1); kendün “köyün” (11–28); dedün (15–61); özün (6– 350). Kelimelerin kök ünsüzleriyle ilgili ŋ > n değiĢmesi, sonra ve son kelimelerinde tespit edilmiĢtir: sonra (17 –246); sonu (30–179). 3.3.2.5.11. ŋ > ng değiĢmesi: Eski Oğuz Türkçesinde kelime içinde bulunan bir kısım ŋ ünsüzleri Halhal ağızlarında ng ünsüzüne dönüĢmüĢtür: engin “çenesini, avurdunu” (< eŋek) (30–998); ingiller “inler” (19–304); yéngi (29–232); yénge (28–57); yüngül “hafif” (1–667). 3.3.2.5.12. ŋ > nq değiĢmesi: ŋ > nq değiĢmesi, kalın ünlülü kelimelerde meydana gelen bir nazal parçalanmasıdır: anqırtdı “anırttı” (6–139); qaranquluq (6–342); qınqıro “zil” (< YTS. kıŋran- “mırıldanmak”) (17–227). 3.3.2.5.13. ŋ > v değiĢmesi: Eski Oğuz Türkçesinde sadece damak n‟li olan teklik 2. Ģahıs iyelik eki, ünlü ile baĢlayan eklerle (yaklaĢma, belirtme) çekime girdiği sırada Halhal ağızlarının tamamında v ünsüzüyle yer değiĢtirmektedir: başuva (17– 374); elüve (1–766); évüve (29–141); özüve (31–42). 3.3.2.5.14. ŋ > y değiĢmesi: ŋ > y değiĢmesi, Hımıs ağzında tespit edilmiĢtir. Eski Oğuz Türkçesinde ŋ‟li olan teklik 2. Ģahıs eki, Hımıs Ağz‟ında isimle tek baĢına çekime girdiğinde ŋ > n değiĢimine uğramaktadır.127 Aynı ek, ismin yaklaĢma ve 127 Bak: ŋ > n değişmesi. 99 belirtmeli hâliyle çekildiğinde büyük bir oranda v olarak tezahür etmektedir.128 Ancak, bir kısım örneklerde belirtme eki almıĢ teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin, y‟leĢtiği görülmektedir: bağuyu “bağını” (19–266); başuyu (17–438); canuyụ (18–403); kesbüyü “kazancını” (15–9); oğluyu (17–19); pambuğuyu (17–147). Yine Hımıs ağzı(-ér)ında üzerine eĢitlik eki almıĢ teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin bir örnekte y olarak kullanıldığı tespit edilmiĢtir: senün daluyca “senin arkandan” (19-357-58). Hımıs ağızlarında görülen bu ŋ > v > y değiĢmesi, Ġlk baĢta ŋ > y değiĢmesi olarak telakki edilebilir. Ancak, Hımıs ağzında teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin isimle tek baĢına çekildiğinde n‟li olması, yine aynı ekin yaklaĢma ve belirtme ekleriyle birlikte çekime girdiğinde v‟li Ģekillerin ağırlıkta olması, hatta v‟sini düĢürmüĢ örneklerin bolca kullanılması,129 Hımıs ağzında teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin isimin yalın hâlinde iken kesinlikle n olduğunu, belirtme ve yaklaĢma ekleriyle çekildiğinde v‟li Ģekillerinin çoğunlukta olduğunu göstermektedir. Ayrıca teklik 2. Ģahıs ekiyle ilgili görülen bu y‟leĢme, sadece ince sırada kullanılan isimlerde meydana gelmektedir. Bütün bunlar, Hımıs ağzında teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin belirtme ve yaklaĢma ekleriyle birlikte çekildiğinde bir v > y değiĢmesine maruz kaldığını göstermektedir. Bu ünsüz değiĢmesi, v‟nin düĢeceğinden kaynaklanan ikiz ünlüleĢmeyi engellemek, yine v‟nin düĢeceğinden doğacak ek boĢluğunu doldurmak için meydana gelebileceği gibi v‟nin düĢmesinden sonra bir ses türemesi olarak da değerlendirilebilir. Bu Ģekilde y, teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin görevini üstlenmekle birlikte ünsüz düĢmesinden kaynaklanacak olan ikiz ünlü oluĢumunu da engellemektedir. Ayrıca Eski Oğuz Türkçesinde damak n‟li olan göŋül (< köŋül) kelimesinde de ŋ > y değiĢmesi görülmektedir: göylüm (16–15); göylün (11– 193); göylünde (19–255). 128 129 Bak: ŋ > v değişmesi. Bak: v düşmesi. 100 3.3.2.5.15. r > l değiĢmesi: Alıntı kelimelerde görülen bir ünsüz değiĢimidir. Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzıyla Hımıs ağzında görülmüĢtür: silāb “tok” (< Far. sîrâb “tok”) (18–241); solax “delik” (< Far. sûrâx “delik”) (30–38). 3.3.2.5.16. v > m değiĢmesi: Alıntı bir kelimede geçen bu ünsüz değiĢimi Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında tespit edilmiĢtir: serm (< Far. serv “servi ağacı”) (30–1224). 3.3.2.5.17. v > ỷ, y değiĢmesi v > ỷ değiĢmesi, v > y ünsüz değiĢmesinin ara merhalesidir. ġehin ağzında karĢılaĢtığımız bu ünsüz değiĢmesi, az sayıda kelimede tespit edilmiĢtir: öỷ “ev” (< ëỷ < ëv < év) (5–22); öỷladı “evladı” (6–212); ëỷün “evin” (6-394). v > y değiĢmesi ise HiĢeyin ağızlarıyla Halhal merkez köylerinden Ilhıçı ağzında görülmektedir: ëy (6–337); ëylatı (1–918); döy “dev” (< Far. dîv) (17-21); öylat “evlat” (1–17); öyün “evin” (29-272). Ayrıca sevin- kelimesinin de Hımıs, Kızıldere ve Varavart ağızlarında v > y değiĢimine uğradığı tespit edilmiĢtir: söyündügünneņ “sevindiğinden” (17–332); söyünnem (15–110); 'söyünér (18–319). 3.3.2.5.18. y > h değiĢmesi: y > h değiĢimi, alıntı kelime olan şey kelimesiyle ilgili olup HiĢeyin ağızlarından Berende ağzında tespit edilmiĢtir: şéhi “şeyi” (1–637); şéhimi “şeyimi” (1–691). 101 3.3.2.5.19. ‫ > ﻉ‬y değiĢmesi: Arapça ayın (‫ )ﻉ‬ünsüzü, Halhal ağızlarında ya düĢer ya da baĢka bir ünsüzle yer değiĢtirir. HiĢeyin ağızlarından Berende ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında Arapça ayın (‫ )ﻉ‬ünsüzü, y ünsüzüne dönüĢmektedir: éydam “idam” (1–907); mōqéy “vakit, zaman” (< Ar. mevḳi’ (1–931); reyyet “raiyet” (< Ar. ra’iyyet) (29–297). 3.3.2.5.20. ‫ > ﻉ‬h değiĢmesi: Bu ünsüz değiĢmesi de yine Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında tespit edilmiĢtir: behiţ “uzak” (< Ar. ba’îd “uzak”) (6–49); camahatu “cemaatı” (< Ar. cemâ’at” (1–259); lehnet “lanet” (< Ar. la’net) (6–281); méhmar “mimar” (< Ar. mi’mâr) (30–287); ozahım “durumum” (< Ar. evzâ’) (1–723); tamahımnan “yemek” (< Ar. ta’âm) (6–101); sahat “saat” (< Ar. sâ’at)(15–5). 3.3.3. AykırılaĢma Fonetik değerleri aynı veya birbirine yakın olan iki ünsüzden herhangi birinin fonetik değerini değiĢtirerek farklılaĢmasına aykırılaĢma denilmektedir. AykırılaĢma hadisesi, yan yana gelen iki ünsüzde meydana geleceği gibi aralarında baĢka fonemlerin bulunduğu durumlarda da ortaya çıkabilir. 130 ÇalıĢma sahamızdan derlediğimiz metinlerdeki aykırılaĢma örnekleri l‟den n‟ye m‟den b‟ye, n‟den d‟ye, r‟den l‟ye, r‟den n‟ye, v‟den b‟ye, dönüĢmektedir. Arzılum’çağsan “Erzurum büyüklüğündesin” (16–12); bafat “vefat” (30–383); bağman “bahçivan” (< Far. bāğbān) (30–1190); balalarıyna “balalarıyla” (17–38); biedem “edepsiz” (< Far. bî-edeb) (17–158); cehendem “cehennem” (30–262); geleħ gelesen “gelmelidir” (< gerek gelesen) (12–52); qaraldı “karardır” (15–79); qaral “karar” (29–153); sindim “yaşım” (< Ar. sinn) (2–14); nāberbut “alakasız, saçma sapan” (< Far. Ar. nā–merbūt) (19–262). 130 Ahmet. B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, s. 130. 102 Bir diğer farklı aykırılaĢma örneği, Hımıs ağzında görülen iki art adamak ünsüzü olan nq ünsüzlerinden q ünsüzünün aykırılaĢarak diĢ ünsüzü d‟ye dönüĢmesidir: qarandurux “karanlık” (< qaranquluḳ) (18–203). 3.3.4. Ünsüz ĠkizleĢmesi Halhal ağızlarında ünsüz ikizleĢmesi çok yaygın bir ses hadisesidir. Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde geçen ünsüz ikizleĢmesini ikiye ayırmak mümkündür. Bir kısım kelimeler, bütün ağızlarda sürekli ikiz ünsüzlüdür: doqquz (20–39); sekkiz (3–59); éşşek (6–192); seqqeli (18–108); yéddi (19–21). Bir kısım ünsüz ikizleĢmeleri sürekli olmayıp kelimenin vurgusuyla bağlantılıdır. Aynı kiĢi tarafından aynı kelime tek veya ikiz ünsüzlü olarak da söylenebilir. Bu bağlamda m, q, s, Ģ, ç, p ünsüzlerinde ikizleĢme görülmektedir: aşşāda (1–94); aşşa'ğı (1–291); aşşāı (1–361); 'hammısı (19– 382); hemmeşe (22–6); qessem “ant” (< Ar. ḳasem) (30–882); meqqāriye “mağara” (< Ar. meqāré) (30–1025); néççiye “kaça” (18–369); neqqede “ne kadar” (18–153); oğedde “o büyüklükte, o kadar” (18–232) oqqede (30–166); teppe (30–252). 3.3.5. Ġkiz Ünsüzlerin TekleĢmesi Ġkiz ünsüzlerin tekleĢmesi, yan yana gelen aynı fonetik değere sahip iki ünsüzden birinin düĢmesi demektir. Halhal ağızlarında ikiz ünsüzlerin tekleĢmesi sınırlı olup sadece alıntı kelimelerde görülmektedir: cade “cadde” (1-573); emi “amca” (< Ar. emmi) (12-109); mürexes “serbest” (< Ar. muraxxas) (6-73); mütesfane (< mute’ssifāne) (21–17); tükan (< Ar. dukkân) (22-36); séyid (< Ar. seyyid) (6–451). 103 3.3.6. GöçüĢme ÇalıĢma sahamızda görülen göçüĢmeler r, l, ğ y ve s, k ünsüzlerinde tespit edilmiĢtir. GöçüĢmeye en çok uğrayan ünsüz r ünsüzüdür. r ünsüzüyle yer değiĢtiren ünsüzler ise f, g, ħ (< k), l, p ünsüzleridir: doğur “doğru” (17– 174); çiħrli “kirli” (< çirkli) (3–379); Erzail (17-239); Kiprigimnen (6-179); kirpit (30-1353); örgenim “öğreneyim” (1-110); sırfası (17-133); terpe'nér “depreniyor” (18-172); torpağı (29-56). Bu kelimelerden kirpik Hımıs ağzında ve toprak Hımıs ağzına bağlı Varavart ağzında göçüĢme olayı yaĢamamıĢtır: kirpik (19-216); toprağın (15104). Bir baĢka göçüĢme örneği, l ünsüzüyle f, x, g, m ünsüzleri arasında tespit edilmiĢtir: külfetdaram “aile sahibiyim” (< Far. kolfet “hizmetçi kadın” +dār) (30–1357); qaxltı “kalktı” (30-1215); teflig “teklif” (1–35). Sadece HiĢeyin ağzında aĢağıdaki alıntı kelimelerde d ile y, ğ ile z arasında göçüĢme olayı meydana gelmektedir: maydan “dişi at” (< Far. mādîyān) (1–323); ağuzamı “erzakımı” (< Far. āzūğé) (30–1054). Bir diğer göçüĢme s ve k ünsüzlerinde meydana gelmiĢtir. Sadece bir örneğine rastladığımız bu göçüĢme Kivi ağzında tespit edilmiĢtir: eskig “eksik” (12-107). 3.4. DüĢme 3.4.1. Ünlü DüĢmesi Bütün Halhal ağızlarında çeĢitli fonetik sebeplerden dolayı ünlü düĢmesine tanık olmaktayız. DüĢen ünlülerin tamamına yakını orta hece ünlüleridir. Kelime baĢında ve sonunda ünlü düĢmesiyle ilgili pek fazla örnek bulunmamaktadır. Sadece iye (< idi) ve uyku kelimelerinin kelime baĢı ünlülerinin bütün Halhal ağızlarında düĢtüğü tespit edilmiĢtir: yuxu “uyku” (< yuḳu < uyuḳu < udıḳu) (6–49); yēsi “sahibi” (yē < iye < idi(15-8); yēlig “sahip” (11-209). 104 Halhal ağızlarında ünlü düĢmesinin baĢlıca sebeplerinden biri, orta hecenin vurgusuz olmasıdır. Çekim esnasında orta hece ünlüsü, vurgusunu bir sonraki veya kendinden önce gelen hecenin üzerine atarak düĢme noktasına gelir: bāyra “dışarıya” (1-1057); dȫylem “değilim” (6-505); dȫylük “değiliz” (6-432); dāruxāndan “eczane” (< Ar. Far. dārū-xāne). (29-19); Qırān’na “para birimi” (15-13); yānna “yanına” (19-9); yérceg “yere kadar” (< yerecek) (30-110). Bir diğer ünlü düĢmesi –ar, -er geniĢ zaman eklerinin ünlüsünde görülmektedir. r, l ünsüzleriyle biten fiillerin geniĢ zaman çekimlerinin teklik ve çokluk 1. Ģahıslarında geniĢ zaman ekinin ünlüsü istisnasız bütün ağızlarda düĢer: aparram (30-550); durram (30-935); çaldırram (15-14); getirrem (19282); girrem (19-266); getirrük (20-28); qırram (17-59); öldürrem (18-227); sürrük (28-11). Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer ünlü düĢmesi, -cağın, -ceyin zarf-fiil ekiyle ilgilidir. Eski Oğuz Türkçesi metinlerindeki –ıçaḳ, -içek Ģeklinden geliĢen –cağın, -ceyin zarf-fiil ekinin ilk ünlüsünün bütün Halhal ağızlarında düĢtüğü tespit edilmiĢtir: düşceyin (18-263); gelceyin (27-42); görceyin (29-137); olcağın (30-940); vurcağın (18-165). 3.4.2. Ünsüz DüĢmesi ÇalıĢma sahamızda ünsüz düĢmesi, çok yaygın bir ses hadisesi konumundadır. Ġncelediğimiz metinlerde ünsüz düĢmelerini, kesin ve geçici düĢme olarak ikiye ayırmak mümkündür. Geçici düĢmeler, daha çok eklerle ilgili olup konuĢma hızı ve vurguyla ilgilidir. Kesin düĢmeler ise kelime kökünü ilgilendiren bir ses hadisesi olup bağlamdan asılı olmadan bütün zamanlar için geçerlidir. Halhal ağızlarında ünsüz düĢmesiyle ilgili tespit ettiğimiz bir diğer husus, Türkçe kelimelerde düĢen ünsüzlerle alıntı kelimelerde düĢen ünsüzlerin farklılık göstermesidir. Türkçe kelimelerde en çok r, l, n, ğ, v, y ünsüzleri düĢerken alıntı kelimelerde f, s, t, m ünsüzlerinde düĢme görülmektedir. 105 3.4.2.1. d düĢmesi: Halhal merkez ağzında gündüz kelimesinin d ünsüzünün düĢtüğü görülmektedir: günüz (30–694); günüzler (1-303). Ayrıca, Farsça kökenli bir kelimede de d düĢmesi tepit edilmiĢtir: zēreb “sidik” (< Far. zerd-āb) (18–209). 3.4.2.2. f düĢmesi: f düĢmesi, yabancı kelimelerle ilgili bir ünsüz düĢmesi olup HiĢeyin ve Hımıs ağızlarında geçer: suariş “sipariş” (<Far. sépâréş) (17-308); cüt “çift” (18–370). 3.4.2.3. ğ (< ET. q) düĢmesi: Eski Türkçedeki q ve ŋ ünsüzlerinden geliĢen ğ ünsüzünün bazı Halhal ağızlarında tamamıyla düĢtüğü halde bazı ağızlarda halen korunduğu dikkat çekmektedir. soğuk kelimesinin ğ ünsüzü, Eski Oğuz Türkçesinde v (sovuk)‟li kaydedilmiĢtir.131 HiĢeyin köylerinden Nüdü ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere‟de soğuk kelimesinin soğuqdu (6–145) ve soğuq (30– 1391) Ģekillerinin bulunması bu kelimenin Eski Türkçedeki soqık132 biçiminden geldiğini göstermektedir. Dolayısıyla artzamanlı ve eĢzamanlı bir yaklaĢımla Halhal ağızlarında görülen soux ve youx kelimelerinde v ünsüzü değil de ğ (< q) ünsüzünün düĢtüğünü tahmin ediyoruz: souğ (2-81); souğu (7-9); soux (6-103); youxlaşırdı (30–1103); youx “yakın” (1–35). ğ ünsüzünün düĢüren bir diğer kelime domuz kelimesidir. domuz kelimesi, HiĢeyin merkez ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende ağzında douz Ģeklinde söylenmektedir. Bu ses hadisesinde düĢen ünsüzün, Eski Oğuz Türkçesindeki ŋ (doŋuz)133 ünsüzünden geliĢen ğ ünsüzü olduğunu düĢünüyoruz. Nedeni de Kivi merkez ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende 131 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 71. A Von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, s. 294. 133 Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yayınları / 503, Ankara, 1983. 132 106 ağzında doğuz (11–64) Ģeklinin kayda geçmesi, donuz veya domuz biçimlerinin bulunmamasıdır: douz “domuz” (1–200). ğ ünsüzünün düĢtüğü bir diğer örnek de sadece HiĢeyin merkez köylerinden Berende ağzında geçen oğlan ve oğul kelimelerinde görülmektedir: ōlan (1–122); olan (1–190); 'oul (1–93). ğ (< x < q) düĢmesi, bir de kalın sıradaki gelecek zaman ekinin teklik 1. Ģahıs çekimlerinde meydana gelmektedir. Halhal merkez ağzıyla Hımıs ağzında, teklik 1. Ģahıs çekimlerinde kalın sıradaki gelecek zaman ekinin ğ ünsüzü, tamamen düĢmüĢ durumdadır: çıxartacaam (1–296); 'danışacaam (29–170); tapacaam (30–428); dağıdacaam (30–1115). 3.4.2.4. h düĢmesi: Bütün Halhal ağızlarında alıntı kelimelerde bulunan h ünsüzünün birçok yerde düĢtüğü görülmektedir: çaarpaya “sehpa” (< Far. çehār-pāye) (30–659); efte “hafta” (17–333); iştiba “yanlış” (< Ar. iştibâh) (30–1575); Xudafis “Allaha emanet” (< Far. Ar. Xodā–hāfiz) (30–415); meşurdı “meşhur” (15–114); mütevecci “müteveccih” (22-87); saba “sabah” (1–14); şȫretim “şöhretim” (15–120); tēvil “tahvil” (1–945); zērmarı “zıkkım” (< Far. zehrmār) (6-336); xaişt “rica” (< Far. xāhéş) (1–646). 3.4.2.5. x / q düĢmesi: Eski Oğuz Türkçesindeki q ünsüzünden geliĢen kelime sonundaki x ünsüzünün Halhal ağızlarında bir kısım kelimelerde bazen düĢtüğü görülmektedir. bā “bak” (6–257); ba “bak” (18–185); yō “yok” (18–228); yo “yok” (20–36). Bu ses olayının bir özelliği de düĢen ünsüzden önceki ünlünün bazen uzamasıdır: bā “bak” (6–257); yō “yok” (18–228). 107 3.4.2.6. k düĢmesi: Ġnce sırada bulunan gelecek zaman ekinin teklik 1. Ģahıs çekimlerinde k ünsüzünün akıcılaĢarak düĢtüğü görülmektedir. Halhal merkez köylerinden Kızıldere, Hımıs, Buruç ağızlarıyla HiĢeyin köylerinden Nüdü ağzında k > y değiĢimini gösteren örnekler [böleceyem öldüreceyem] k ünsüzünün düĢmeden önce y‟leĢtiğine dair ipucu vermektedir: ekeceem (9–41); geleceem (30–409); vereceem (1–650); yiyeceem (27–44). Bir baĢka k düĢmesi de Hımıs ve Kızıldere ağızlarında gerek kelimesinde tespit edilmiĢtir: gere “gerek” (30–862); gere (19–330). 3.4.2.7. l düĢmesi: Bütün Halhal ağızlarında aĢağıdaki örneklerde bazen l ünsüzünün düĢtüğü görülmektedir: atdan “altdan” (6–85); Ebelfez (< Ar. Ebulfezl) (9–23); ge “gel” (15–36); mesem “meselen” (18–168). Bu örneklerin dıĢında Kivi köylerinden Ilıxıçı ağzıyla HiĢeyin köylerinden Nüdü ağzında l ünsüzünü düĢüren kelimeler Ģunlardır: deyi “değil” (29–309); xaq “halk” (6-261). 3.4.2.8. m düĢmesi: Bütün Halhal ağızlarında birazcık anlamına gelen ve Türkçe bir + Far. kem “az” kelimesinden meydana gelen bikem (<bir+kem) kelimesinde m ünsüzünün düĢtüğü tespit edilmiĢtir: bike “birazcık” (< Far. bir–kem) (8–47). 3.4.2.9. n düĢmesi: En çok düĢen ünsüzlerden biri de n ünsüzüdür. Akıcı konumda bulunan n ünsüzü, süreksiz d, t, k, ç ve sızıcı s, Ģ ünsüzleriyle aralarında ünlü olmaksızın tek hecede bulunduğu takdirde düĢme temayülü göstermektedir: bakda “bankta” (19-9); Derbed “Derbent” (3-35); fet “fent” < Far. fend (2-66); 108 geşeg “güzel” < Far. qeşeng (18-141); külüħ “külünk” (30-291); ket “kent” (11031); pelek “leopar” < Far. pelenk (29-53); tüfek (1-406); zirzemide “bodrum” (< Far. zîr-zemîn) (6-77); ād “ant” (6-248). Halhal ağızlarında en çok görülen n düĢmesi, ilgi eklerinin ikinci n‟sinde ortaya çıkar. Eski Oğuz Türkçesinde damak n‟li olan ilgi eklerinin Halhal ağızlarının tamamında ŋ > n değiĢimine uğradığı görülmektedir. Ġsim tamlamalarında tamlanan unsur ünlü ile baĢlıyorsa, ilgi ekinin ikinci n‟sinin genelde düĢtüğü görülmektedir: xanu atdarın (19–5); gızınu adı (19-101); bınu oğlu (30-1296); bunu üreyiin sirrin (30-453); birinü eteyinnen (30-1509); senü itün (30-136); senü évün (17-434). Yine bütün ağızlarda örneklerine rastladığımız ünsüz düĢmesi, ilgi ekinin birinci n‟siyle ilgilidir. Halhal ağızlarında ikiz ünlülerin ortaya çıkmasındaki nedenlerden biri de ilgi ekinin birinci n‟sinin düĢmesidir: atıın adı “atının adı” (19-333); biriin évin “birinin evini” (26-66); iksiin dükani “ikisinin dükkanı” (6-246); qārnın yāına “karının yanına”(1-303). Ġlgi ekinin birinci n‟sinin düĢmesinden kaynaklanan ikiz ünlüler, alçalan veya yükselen ikiz ünlüler konumundaysa, bir sonraki aĢamada ünlü benzeĢtirmesi sonucu eĢit ikiz ünlülere dönüĢebilirler: meem “benim” (1– 196); neezü “nenenizi” (1–1024); seen “senin” (6–389); yaana “yanına” (26– 84). Ġlgi ekinin ikinci ünsüzünde olduğu gibi kelime sonunda bulunan bütün n‟ler, ister kelimenin kök ünsüzü olsun, ister herhangi bir eke ait olsun, bulunduğu kelimeden sonra gelen kelime ünlü ile baĢlıyorsa düĢebilir: baxtu açılsın “bahtın açılsın” (30-1431); duru ayağa “durun ayağa” (19-215); se éle qızı götü “sen kızı götür” (19-343); ma ala ölürem “ben şimdi ölüyorum” (< Ar. el’ân “şimdi”) (30–704). Hımıs ağzında xanım kelimesinin n‟si de düĢerek xaam olarak birkaç kere söylendiği kaydedilmiĢtir: xaam (17–174). 109 3.4.2.10. r düĢmesi: Bütün Halhal ağızlarında düĢme oranı en yüksek olan ünsüz, r ünsüzüdür. r ünsüzüyle biten bütün ekler, çekime girdikleri kelimenin son hecesi konumunda bulundukları takdirde düĢmeye eğilimlidirler. a) Çokluk 3. Ģahıs eklerinde r düĢmesi: geldile (6-385); iteledile (17-11); otuzdurélla (17-76); yatılla (27-27). b) -dır, -dir bildirme ekinde r düĢmesi: necürdü? “nasıldır?” (4-29); çoxdu (6-91); néçe ildi “kaç yıldır” (17-502); odu (26-95); kilitdidi (17-11). c) ġimdiki zaman ekinde r düĢmesi: alméysan (1-519); baxéysuz (1588); gédésen (1-512); öldüréysen (1-910); tanıyésān (17-78); tanımısan (301082). r ünsüzünün düĢmeye maruz kaldığı bir diğer durum, kelimenin kökünde bulunan r ünsüzüyle alakalıdır. r ünsüzüyle biten bütün fiillerin r ünsüzü, söz konusu fiiller emir 2. Ģahısta iken bazen düĢer: du “dur” (6-312); getî ”getir” ( 1– 320); götü “götür” (29-308); otu “otur” (17–361). Ancak, söz konusu fiiller, ünlü ile baĢlayan bir ekle çekime giriyorlarsa hece baĢına geçen r ünsüzü, vurguyu üzerine aldığından varlığını sürdürmek zorunda kalır: durardı (27–24); getirir (29–21); götürün (30–474); oturup (7– 174). Bütün Halhal ağızlarında kelime kök veya gövdesinde aralarında ünlü olmaksızın yan yana bulunan r ve t ünsüzlerinden r ünsüzünün birçok yerde düĢtüğü görülmektedir: çığadér (17-35); çıxat (30-795); döt (1-962); géçitţi (6364). Birkaç yabancı kelimede de r ünsüzünün düĢtüğü tespit edilmiĢtir: feş “halı” (< Far. ferş) (11–134); eye “eğer” (6–339). 110 3.4.2.11. s düĢmesi: s düĢmesi, yabancı kaynaklı kelimelerle ilgili olup Kivi merkez ağzıyla Varavart ağzında geçmektedir: meçid “mescit” (12–30); meçitder (15-109). 3.4.2.12. t düĢmesi: t düĢmesi, sadece yabancı kaynaklı kelimelerde görülen bir ünsüz düĢmesidir: des “takım” (< Far. dest) (29–247); desmal “mendil” (18–410) (< Far. destmāl); dürüs “dürüst” (19-243); navax “ne vakit” (1–594); xuruş “yemek türü” (18-469) (< Far. xuréşt); Reş’de “Şehir adı: Reşt’ten” (26–54). 3.4.2.13. v düĢmesi: Eski Oğuz Türkçesinde bünyesinde v ünsüzünü barındıran bir kısım kelimelerin v‟si Halhal ağızlarında düĢmüĢtür: çöürüb “çevirip” (19-108); göerçin “güvercin” (30-1079); qōdu “kovdu” (6-345); qourardı “kavururdu” (2724); qozadı “qavzadı” (30-588); qualadı “kuvaladı” (17–169); oa “ova” (19107); souşdu “savuştu” (1-670); touğun “tavuğun” (11274-357). Birkaç alıntı kekimede de v düĢmesi görülmektedir: aloun “alevin” (30– 1594); houzun “havuzun” (1-1155); soay “başka” < Ar. sevā (17–112). Sadece HiĢeyin ağzı(-éyr)‟na bağlı Berende ve Kızıldere ağızlarında v ünsüzünü koruyan örnek kelimeler bulmak mümkündür: qovdu (1–78); ovun “avın” (1–378); ovuç “avuç” (30–94); suvarılla (1-177). Yine HiĢeyin köylerinden Berende ağzıyla Kivi merkez ağzında suv (< ET. sub)134 kelimesindeki v ünsüzü, Eski Türkçenin b‟sinden geliĢen bir ünsüz olarak varlığını sürdürmektedir: suvu (1–166); suṿu (11–45). 134 Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, 3. baskı, TDK Yayınları / 529, Ankara, 1994. 111 3.4.2.14. y düĢmesi: Bütün Halhal ağızlarında yardımcı y ünsüzünün bazen düĢtüğü görülmektedir: déér “diyor” (< déyér) (15–80); neün “neyin” (1–1054); yéer “yer” (17–403) (< yéyer); yéeceksen (6–259); yollééy “yolluyor” (29–205). Bazen de kelime kök ve gövdelerinde y ünsüzünün düĢtüğü görülmektedir: bȫründe “böğründe” < böyründe < bögründe (6–121); quuya “kuyuya” (17-51); 'hééfdi “hayıftır” (1–1013); köfüm “keyfim” (30–388); şāed “şayet” (26–99). Eski Oğuz Türkçesinde son ünsüzü k olan gökçek135 kelimesi Halhal ağızlarında k > y değiĢimine uğrayarak göyçek (30–1029) Ģeklinde telaffuz edilmektedir. HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında göyçek kelimesinde de y düĢmesi görülmektedir: gȫçek “güzel” (6–400). Bir kısım örneklerin de kelime baĢındaki y‟lerinin düĢtüğü görülmektedir: ılxısının “yılkısının” (19–68); il “yıl” (19–117); ildus (30–403); iy “koku” (30– 1230) (< Et. yıd); ulduz (18–359); ürek (16–27). 3.4.3. Hece DüĢmesi Hece düĢmesi, bir kelimede hece oluĢturan bir ünlü veya bir ünlü ile bir ünsüzün tamamen kaybolması demektir. Halhal ağızlarının karĢılaĢtığımız hece düĢmelerinin bir kısmı kelimelerin ana heceleriyle ilgili olanıdır. r ünsüzüyle biten fiillerin yalın konumundayken sonda bulunan r ünsüzlerini düĢürdükleri, ünsüz düĢmesi bölümünde incelenmiĢtir: geti “getir” (1–320); götü “götür” (29-308); otu “otur” (17–361). Halhal ağızlarının tamamında yalın konumundayken r ünsüzünü düĢüren fiiller,136 görülen geçmiĢ zaman ekiyle çekime girdikleri sırada sonda bulunan 135 136 vurgusuz ünlülerini de düĢürerek Yeni Taram Sözlüğü, TDK Yayınları / 503, Ankara, 1983. Bak: r düşmesi. hece düĢmesine neden 112 olmaktadırlar: getdi “getirdi” (17–108); göttü “götürdü” (29–109); götdüm “götürdüm” (21–6); otdu “oturdu” (1–15). Halhal ağızlarında görülen bir diğer hece düĢmesi, isim tamlamalarında meydana gelmektedir. Ġsim tamlamalarında bazen ilgi ekinin bazen de iyelik eklerinin düĢtüğü tespit edilmiĢtir: bın ıçın “bunun için” (27–24); hamısın şemşiri “hamısının şemşiri” (30–174). ġimdiki Zaman, geniĢ zaman ve gelecek zaman çekimlerinde bazen zaman eklerinin bazen de yardımcı unsurlarının düĢmesi hece düĢmesini doğurmaktadır: déy'sen “diyorsun” (< déyirsen) (6–316); démér “demiyor” (< démeyir) (15–87); gédecem (17–37); vuracam (18–343). Eski Oğuz Türkçesindeki teklik 1. Ģahıs emir ekinin (–ayın, -eyin) birinci hecesi düĢerek bütün Halhal ağızlarında –ım, -im; -um, -üm Ģeklinde ortaya çıkmıĢtır: déyim (19–189); durum (30-1515); görüm (1–42); olmıyım (30-872). Halhal ağızlarında en fazla görülen hece düĢmesi yabancı kelimelerle ilgilidir. özellikle ikiden fazla hecesi bulunan alıntı kelimelerde bir hece azalması görülmektedir: eğlen “en azından, hiç olmazsa” (< Ar. eḳallen) (1981); dēğe “dakika” (19-357); xāş “rica” (< Far. xāhéş) (17–245); mēlim “muallim” (23–23); mesem “meselen” (26–33); müntası “münteha” (5–12); mütesfane “maalesef” (21–17) (< Ar. mute’essifâne). 3.5. Ünlü BirleĢmesi Ünlüyle biten bir kelimenin ünlü ile baĢlayan bir kelime ile yan yana gelmesi durumunda iki ünlünün kaynaĢarak tek ünlü haline gelmesine ünlü birleĢmesi denilmektedir. Daha çok Halhal merkez ağzında ünlü birleĢmelerinin kalıp kuruluĢlarda meydana gelmesi dikkat çekmektedir: başuva nd osun “başına and olsun” (19–23); ēmoğli “emi oğlu” (17–463); néc olub “nasıl olmuş” (18–330); néceliyim “nece eleyim” (17–305); öz için “özü için” (17–104). 113 Bir diğer ünlü birleĢmesi –ér Ģimdiki zamanın çekimlerinde görülmektedir. Ünlü ile biten fiillerin –ér Ģimdiki zaman ekli çekimlerinde yardımcı y‟nın düĢmesiyle –ér ekinin direk fiile gelmesi sonucu bir ünlü birleĢmesi görülmektedir: ağlérsan “ağlıyorsun” (11–244) (< ağlayérsan); payléram (15–43); tanéram (22–64). -ér Ģimdiki zaman ekinde olduğu gibi –Ir, –Ur Ģimdiki zaman ekli çekimlerde de yardımcı ünsüzün düĢmesi ve ekin direk fiile gelmesi sonucu bir ünlü birleĢmesi görülmektedir: bağlıram (< bağlayıram) (30–217); élirem (26–89); oxuram (30–1099). Ayrıca Ir, -Ur, Ģimdiki zaman ekinin kullanıldığı Halhal merkez ağzında olumsuzluk ekiyle Ģimdiki zaman ekinin ünlüsü yan yana gelmektedir. Yardımcı ünsüzün düĢmesi sonucu yan yana gelen iki ekin, ünlü birleĢmesine uğrayarak –mIr, -mUr, Ģeklinde kullanıldığı tespit edilmiĢtir: görmür (26–80); olmuram (30–17); qoymur (30–121); sürmür (32–43). Bir diğer ünlü birleĢmesi, Ģimdiki zamanın hikâyesinde görülmektedir: istéydi “istiyordu” (1-81) (< isteyéydi); oxéydığ “okuyor idik” (< oxuyéydıx) (7– 16). 3.6. Türeme 3.6.1. Ünlü Türemesi Bütün Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz ünlü türemesi teklik 2. Ģahıs emir ekinde meydana gelmiĢtir. Eski Oğuz Türkçesi metinlerinde –qıl, -gil Ģeklinde geçen137 teklik 2. Ģahıs emir eki, Halhal ağızlarında A(y) pekiĢtirme enklitiği138 ile geniĢleyerek -gına, –gine Ģeklinde kullanılmaktadır: çıxgına “çık” (19-120); getigine “getir” (18–309); olgına “ol” (18–314); vérgine “ver” (17–126). 137 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 149. Pekiştirme Enklitiği için bk: Ahmet Bican Ercilasun, La Enklitiği ve Türkçede Bir “Pekiştirme Enklitiği” Teorisi, Dil Araştırmaları Dergisi Sayı: 2, Ankara, Bahar 2008, s. 35-56. 138 114 KarĢılaĢtığımız bir diğer ünlü türemesi alıntı kelimelerle ilgilidir: sübhi çağı “sabah vakti” (< Ar. subh) (6–353); sumuruq < Far. sî-morq (18–248). 3.6.2. Ünsüz Türemesi 3.6.2.1. h türemesi: Kelime baĢında türeyen h ünsüzü, Halhal ili ağızlarında ağızdan ağza farklılık göstermektedir. HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında éle “öyle” zarfında, h türemesi görülürken öteki ağızların tamamında éle Ģeklindedir: héle (6–15). Kelime baĢında h ünsüzünün türediği bir diğer kelime helbet “elbet” kelimesi olup HiĢeyin ağızlarından Berende, Kemer ağızlarıyla Hımıs ağızlarında geçer: helbet (19–180, 1-9); helbetde (22-4), 3.6.2.2. k, x türemesi: Eski Türkçedeki q-, -g ünsüzlerini düĢürerek Batı Türkçesine –ınca, -ince (< -qınça, -ginçe) Ģeklinde geçen zarf-fiil eki, Halhal ağızlarının tamamında k, x (< ok) pekiĢtirme enklitiği139 ile geniĢleyerek –ıncax, -incek Ģeklinde geliĢmiĢtir: batıncax (27–11); doyıncax (19-19); gelincek (29–251); yetişinceħ (30–1211). 3.6.2.3. l türemesi: l türemesi HiĢeyin köylerinden Berende ağzında geçen bir yabancı kökenli kelimede tespit edilmiĢtir: redyol “radyo” (1 – 1147). 139 Ahmet Bican Ercilasun, La Enklitiği ve Türkçede Bir “Pekiştirme Enklitiği” Teorisi, … s. 35-56. 115 3.6.2.4. m türemesi: m türemesi, Hımıs ağzında, egem (< eger) kelimesinde tespit edilmiĢtir. Bu ünsüz, mA, mU enklitiğinde geçen m pekiĢtiricisidir: 140 “eğer” (17–391) (< *egerim > eger) 3.6.2.5. n (-An) türemesi: Halhal ağızlarında tespit edilen bir diğer n enklitiği -cağın, -ceyin zarffiil ekinde görülmektedir. –n enklitiğini alan –IncA zarf-fiil (> -IncAn) eki, ilk ünlüsünü düĢürerek, -cAğIn (> -IncAn) Ģeklinde ortaya çıkmĢtır: düşceyin (18-263); gelceyin (27-42); görceyin (29-137); olcağın (30-940); vurcağın (18165). 3.6.2.6. t türemesi: t türemesi, sadece bir alıntı kelimede geçer: xaişt “rica” (1-646)(< Far. xāhéş). 3.6.2.7. y türemesi: Halhal ağızlarında y türemesi en çok ek – kök iliĢkisinden kaynaklanmaktadır. Ünlüyle biten isimlerin ünlüyle baĢlayan eklerle çekime girdiği sırada y ünsüzünün türediği görülmektedir: ağaya (30-99); bıraya “buraya” (1-200); qocayı (30-444); quyuya (18-188); ölüye (18-8). Bütün Halhal ağızlarında ünlüyle biten fiillerin gelecek zaman ve geniĢ zaman çekimlerinde de yardımcı y ünsüzü türemektedir: diyecek (29-276); diyecem (30–641); éliyecem (1–833); oxuyacam (30–1934); yiyerdi (27-24). Hımıs ve Halhal merkez ağızlarında kimin (< gibi) son çekim edatıın yaklaĢma ekiyle çekime girdiği sırada da bir y türemesi tespit edilmiĢtir: dizéy kimin “dize kadar” (19–317); girenéy kimin “girinceye kadar” (19–4); Kivi’yéy 140 Ahmet Bican Ercilasun, La Enklitiği ve Türkçede Bir “Pekiştirme Enklitiği” Teorisi… s. 35-56. 116 kimiņ “Kivi’ye dek” (19–349); 'oréy kimin “oraya kadar” (22–45); sübéy kimin “sabaha dek” (15–14). Halhal ağızlarının tamamında bir kısım yabancı kelimelerde de y ünsüz türemesi görülmektedir: eylan “şimdi” (23–20) (< Ar. el’ān); gaday “dilenci” (1-276) (< Far. gedā); nayrahtdí “rahatsız” (29–291) (< Far. Ar. nā-rāhet). 4. VURGU Halhal ili ağızlarında vurgu meselesi, derlediğimiz kayıtları yazıya geçirirken karĢımıza çıkan en önemli sorunlardan biriydi. Fiil çekimlerinde soru iĢaretlerinin asla bulunmamasından kaynaklanan vurgu, Türkçe kelimelerle yabancı kökenli kelimeler arasındaki farklı vurgulamalar, ünsüzlerin düĢmesinden ortaya çıkan ünlü uzunlukları, Halhal ili ağızlarında zengin bir vurgu sisteminin geliĢmesini sağlamaktadır. 4.1. Kelime Vurgusu Halhal ili ağızlarında kelime vurgusu, Türkçe kelimelerle yabancı kökenli kelimeler arasında farklılık göstermektedir. Yabancı kökenli kelimelerde özellikle Türkçeye yeni girmiĢ yabancı kelimelerde vurgunun bulunduğu yer kesinlikle orta hecedir: bila'xire (30–64722); der'besdi “kiralanmıştı” (22–13) (< Far. derbest); mej'meyi (30–784); mute'qābilen “karşılıklı olarak” (26-37) (< Ar. muteḳâbelen); péyman'ḳarlığa “inşaat işine” (26–74) (< Far.Tür. péymânkâr+lığ+a); sirvet'mendi “zengindir” (53–205).. Halhal ağızlarında Türkçe kelimelerin vurgusu, konuĢmanın doğal akıĢında kelime sonunda bulunur. Ancak bir kelimenin özellikle üzerinde durulmak istenildiğinde vurgu kelime baĢına geçer: 'geti (6–403); 'çoxdu (9– 18); 'xanımunan (1–22). Halhal ağızlarında soru ekleri bulunmadığından sorulan unsur ne ise, daima vurguludur. Normal cümleyle soru cümlesinin birbirinden ayırt edilmesi de vurgudan hareketle mümkün olabilir: geldǖn Ehmed? “Ahmet geldin mi?” 117 (30-447); gözün ağréy? “gözün mü ağrıyor?” (1-869); vérer'sen? “verir misin?” (17–131). Bazen soru cümlelerinde kullanılan vurgu, ünlü uzamasına da yol açmaktadır: tanıyésān? (17–78); necür olā? (15–71); saldı'rā? (17–316). Halhal ağızlarının tamamında fiillerin Ģart çekimi genelde vurguyla söylenmektedir: isde'sün (1–38); çeħmi'sen (30–431); sağalt'sun (29–69). Bazen de normal vurgunun kuvvetli olması, ünlü uzunluklarını da beraberinde getirmektedir: geldî (1–129); gülḕŗ (18–418); yoldaşlār (30– 342); yōx (30–578). Bazen de vurgunun normalden uzun olması bir sonraki hecenin ünlüsünün düĢmesine neden olmaktadır: 'yarsın yéer “yarısını yer” (19–74). Bazı kelimelerde de –ma, -me olumsuzluk ekinden önceki hecelerin normalden daha vurgulu olduğu görülmektedir: 'démedim (30–1173); 'olmadı (31–34); 'çıxmadı (11–218). 4.2. Cümle Vurgusu Halhal ağızlarında cümle vurgusu, fiilden önceki bulunmaktadır. Bir cümlede vurgu fiile yakın unsurun üzerindedir. kelimede 118 II. BÖLÜM ġEKĠL BĠLGĠSĠ Ġkinci bölüm fiil, isim ve edattan oluĢan üç ayrı alt bölümden oluĢmaktadır. Ġsim baĢlığı altında isim yapımı, çekimi ve isim türleri incelenirken fiil bölümünde fiil yapımı, fiil çekimi, sıfat-fiiller, zarf-fiiller ve edat baĢlığı altında da edatlar, bağlaçlar ve ünlemler incelenecektir. 1. ĠSĠM 1.1. Ġsim Yapım Ekleri 1.1.1. Ġsimden Ġsim Yapma Ekleri 1.1.1.1. +aq, +ek +aq, +ek eki, Eski Türkçede küçültme ve kuvvetlendirme eki olarak kullanılmıĢtır.141 ĠĢlek olmayan bu ekin metnimizde sadece ince ünlülü örneği bulunmaktadır: dibege “dibeğe” (6–17). 1.1.1.2. +an Eski Oğuz Türkçesinde de +an, +en Ģeklinde kullanılan bu ekin sadece kalın ünlülü örneği tespit edilmiĢtir: oğlan (17–8). 1.1.1.3. +cığaz Sadece Hımıs ağzında bir örneğine rastladığımız bu ek, zavallılık anlamında kullanılmaktadır: Memmed’cığaz (17–382). 1.1.1.4. +cıq, (+cıx) Eski Oğuz Türkçesinden itibaren görülmeğe baĢlayan bu ekin ilk Ģekilleri ç‟li olmuĢtur.142 Halhal ağızlarında küçültme anlamı taĢıyan bu ekin 141 142 A. Von Gabain, age, s. 45. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 164. 119 sadece c‟li Ģekilleri tespit edilmiĢtir: alacıx “çardak” (30–46); azcıx (18–115); qancığ “hayvanın dişisi” (1–960). 1.1.1.5. +ça, +çe, +ca, +ce Eski Oğuz Türkçesinde bu ekin sadece ç‟li Ģekilleri kullanılmıĢtır. 143 Halhal ağızlarında kullanılan iĢlek eklerden biridir. Bu ek, eĢitlik ekinin kalıplaĢmasından meydan gelmiĢtir. Ekin kullanıldığı isimlerin bir kısmında benzerlik ve küçültme anlamlarını sezmek mümkündür. Ancak, sıklıkla kalıplaĢmıĢ bir yapım eki olarak kullanılmaktadır: qabaxca “önce” (30–35); néçe “kaç” (9–5); néce “nasıl” (15–87); tekce (6–519); evvelce (30–869); xırdaca “küçücük” (22–6). 1.1.1.6. +çaq, +çek Eski Oğuz Türkçesinde iĢlek bir eĢitlik eki olan -çaḳ, –çek ekinin bir kısım kelimelerde kalıplaĢarak bir yapım eki hâline geldiği görülmektedir. Bu ekin çekim eki özelliğini yitirmesi, ekleĢtiği kelimenin anlam değiĢikliğini de beraberinde getirmiĢtir. Örneğin, göyçek (gökçek) kelimesinin ilk anlamı “gök gibi” olmalıdır. Bir nesneyi veya bir kiĢiyi göğe benzetmek aslında bir güzellik anlayıĢıdır. Bu anlayıĢtan hareketle de “gök gibi” anlamını taĢıyan göyçek kelimesinin günümüz Halhal ağızlarında ve ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde artık gökle hiçbir ilgisi kalmadığını, tamamıyla güzel anlamına geldiğini görmekteyiz: göyçek “güzel” (< gökçek) (30–1029); tumançağ “çıplak” (9–70); yélçegim “başörtüm”(19–187). 1.1.1.7. +çı, +çi, +çu, +çü Bu ek, meslek isimleri yapan bir ektir. Eski Oğuz Türkçesinde –çı, -çi Ģeklinde kullanılan ek144 Halhal ağızlarında düzlük – yuvarlaklık uyumuna 143 144 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 167. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 158. 120 girerek –çı, -çi, -çu, -çü Ģeklinde geliĢmiĢtir: deyirmançı (18–325); cüççü “çiftçi” (< Far.Tür. coft-çi) (1–1039); ekinçi “çiftçi” (28–39); élçi (17–163); muştuluqçu (1–950). Yine +çı, +çi, +çu, +çü eki üzerine gelen +lıq, +lik eklerinden soyut isimler yapılmaktadır: çobançılığ (30–1081); ekinçilikde “ziraatta” (32–16); müselmançılığ (30–1613); serbazçılığa “askerliğe” (9–35); yarımçılıq “tamamlanmamış” (6–142); yolçuluğ “dilencilik” (30–300). 1.1.1.8. +daĢ Anlam olarak eĢlik ve ortaklık bildirmektedir. Eski Oğuz Türkçesinde bu ekin ünlü uyumu bağlamında +daĢ, +deĢ Ģekilleri kullanılırken145 Halhal ağızlarında bu ekin sadece +daĢ Ģekli yaĢamaktadır: qardaş (4–13); yoldaş (14-9). 1.1.1.9. +gil Topluluk ve akrabalık bildiren bir ektir. Halhal ağızlarında çok yaygın bir Ģekilde kullanılan bu ekin sadece –gil Ģekli bulunmaktadır: nenemgilnen “annemlerle” (26–16); Eli’gile “Alilere” (6–234); Ziyad Xan’gilde (19-70); şahgile “şahlara” (17–229). 1.1.1.10.+q (> +ğ) ĠĢlek olmayan bir ektir. Sadece q‟lı örneği tespit edilmiĢtir: qabuğunnan “kabuğundan” (1–742). 1.1.1.11. +qa, +ge ĠĢlek olmayan bu ekle ilgili iki örnek tespit edilmiĢtir: başqa (6–99); özge (30–645). 145 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 94. 121 1.1.1.12. +ki, +kı, +ku, +kü +ki, +kı, +ku, +kü eki, isimden sıfat yapan bir ektir. Eski Türkçede +ḳı, +ki Ģekilleri bulunan bu ek, Eski Oğuz Türkçesinin ilk devrelerinde +ḳı, +ki Ģeklinde kullanılsa da yine Eski Oğuz Türkçesinde Farsça kökenli ki edatının etkisinde kalarak sadece +ki Ģekli ile kullanılagelmiĢtir.146 Halhal ağızlarında bu ekin kalınlık – incelik ve düzlük - yuvarlaklık ünlü uyumu dâhilinde dört Ģekli bulunmaktadır. Ancak kalın ve ince ünlülü Ģekillerde sadece ön-damak k ünsüzü kullanılmaktadır. Bu ekin ünlü uyumu bulunduğu hâlde ünlü – ünsüz uyumuna bağlanmaması, ekin Eski Türkçedeki +ḳı, +ki ekinden değil de; Eski Oğuz Türkçesindeki -ki ekinden geldiğini göstermektedir. Eski Türkçeden gelmiĢ olsaydı kalınlık – incelik ünlü uyumunun yanı sıra ünlü – ünsüz uyumunun da bulunması gerekmekteydi: büyünkü (29–281); dünenkü (1– 109); içerdeki (1–118); onunkun “onunkini” (6–133); yankı “yandaki” (1-42). 1.1.1.13. +lı, +li, +lu, +lü (>+dı, +di; +rı, +ri) +lI, +lU sıfat yapan eklerden biridir. Eski Oğuz Türkçesinde sadece +lu, +lü Ģekilleri bulunan bu ek,147 Halhal ağızlarında küçük ünlü uyumuna girerek +lı, +li, +lu, +lü Ģekilleriyle kullanılmaktadır: başarıxlı “başarılı” (başar-ı-x-lı) (6–442); bıralı “buralı” (12–83); dilli (11–231); qayrılı “hazır” (qayır-ı(q)-lı )(6-68); qoyuluxluydu “başı kapalıydı” (< qoy-u-(q)-lux-lu) (1-531); subutlu (30–1564); sulu(32–17); töreli “düzgün, sağlam” (17–391); üzüqoylu “yüzkoyun” (< qoylu < *qoyulu < *ḳoyılı < *ḳodı+lıġ< KB. ḳodı “aĢağı, aĢağıya”) (30-712). +lı, +li ekinin d, t ünsüzlerden sonra geldiğinde –dı, +di ve r ünsüzünden sonra geldiğinde –rı, +ri Ģekillerinde ünsüz benzeĢtirmesine uğradığı görülmektedir: addı “adlı” (6–392); imḳanatdı (22–80); ketdisi “köylüsü” (26–100); şehirrisi (26–100); xéyirri “hahırlı” (30–980); Kemerriyem (9–2) oğurriymiş “hırsızmış” (< oğurlu)(22–70). 146 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 163. 147 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 95. 122 1.1.1.14. +lIq (+lIx), +lUq (lUx), (> +dIx, +dUx, +rIx, +rUx) +lıq, +lik eki Halhal ağızlarında isimlerden isim ve sıfat yapan bir ektir. Kullanım sıklığı en yüksek olan eklerden biridir. Eski Oğuz Türkçesinde ünlü uyumuna girmekle birlikte, yuvarlak ünlülü tabanlara düz ünlü ile geldiği örnekler de bulunur”148 Ancak, Halhal ağızlarında tamamıyla küçük ünlü uyumuna girmiĢ vaziyettedir : ajlıx “açlık” (9–57); aylıx (1–216); qonaxlıx (9– 72); uşaxlıx “çocukluk” (4–42); ucalığ “yükseklik” (30-713); bedbahlığ (6– 333); bahalığ “enflasyon” (11–110); doslux “dostluk” (13–19); küllügü (4–47); susuzlux (18–203); yelig “sahip” (19–354). +lIq, +lUk (lUx, +lUg) eki, r ve d, t ünsüzleriyle biten isimlere geldiğinde rl > rr ve tl, dl > tt, dt ünsüz benzeĢtirmesine uğramaktadır: arvatdıx “avratlık” (17–522); xéyirrig “hayırlık” (30–1284); saatdıx (14–15); seyyaddığa “balıkçılığa” (2–30). 1.1.1.15. +mci, +mcü; +nci Sayı isimlerinden sıra ve derece ifade eden isimler yapar. Eski Türkçede bu ek, iki sayısında +nti (ikinti), geri kalan tek rakamlı sayılarda +nç (altınç) Ģeklinde kullanılmıĢtır.149 Eski Türkçeden sonra ekin +nç Ģekli, iki sayısında da ikinç Ģeklinde kullanılmaya baĢlamıĢtır. Sonuna -i iyelik ekini alan +nç eki, ikinti’deki +nti ekinin sonundaki i‟nin de etkisiyle Eski Oğuz Türkçesine +nçI Ģeklinde geçmiĢtir.150 Halhal ağızlarında bu ek, genelde m‟li Ģekilleriyle kullanılmaktadır: üçümci (30-1556); üçümcü (1–686); ikimci (26– 20); evvelimci (30–1078). Mahmut Sarıkaya, Güney Azerbaycan Türkçesi Grameri‟nde bu sıra sayı ekinde görülen m‟li Ģekillerin Farsça sıra sayısı yapan +m ekinin etkisiyle ortaya çıktığı kanısındadır.151 Yine araĢtırmacılardan Benzing +m ekinin 148 Gürer Gülsevin, age., s. 117. A. Von Gabain, age, s. 75. 150 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 168-69. 151 Mahmut Sarıkaya, age, s. 184. 149 123 Farsçadan, Erdal ise Toharcadan geldiğini düĢünmektedirler.152 Ancak, Ahmet B. Ercilasun sayı eki +m‟nin +nç‟den daha eski olacağını savunmaktadır:153 Sıra sayı ekinin sadece Berende ağzında bir örnekte n‟li Ģekli tespit edilmiĢtir: birinci qapını (1–88). Bütün halhal ağızlarında bol miktarda örneği bulunan ortanca kelimesinin de n‟li Ģekliyle kullanıldığı tespit edilmiĢtir: ortancıl oğlumunan “ortanca oğlumla” (22-12); ortancıl qız (1-223); ortancılı (31-44). 1.1.1.16. +sız, +siz, +suz, +süz +lI, +lU ekinin olumsuzudur. Eski Oğuz Türkçesinde devamlı yuvarlak ünlüyle kullanılmıĢtır.154 Halhal ağızlarında büyük ve küçük ünlü uyumu bağlamında dört Ģekli bulunmaktadır: dedesizsüz “dedesizsiniz” (1–999); sözsüz (16 –21); sualsız (16–21); susuzluğ (17-402). 1.1.1.17. +sul Sıfat yapan bir ektir. Eski Oğuz Türkçesinde sadece yoḳsul155 kelimesinde geçen bu ek, Halhal ağızlarında da aynı örnekte tespit edilmiĢtir: yoxsul (6–209); yoxsuldan (1-601). 1.1.1.18. –tı Bu ek de iĢlek olmayan bir ektir. Tabiat taklidi isimlerden isim yapar: şırıltısına (29–53); şıqqıltı (17–415). 152 Ahmet B. Ercilasun, Türkçede Benzerlik Bildiren +m Morfemi, Dil Araştırmaları yıl: 1, Sayı: 1, 2007 Ankara, s. 18. 153 Ahmet B. Ercilasun, Türkçede Benzerlik Bildiren +m Morfemi, Dil Araştırmaları, yıl: 1, Sayı: 1, 2007 Ankara, s. 17. 154 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 95. 155 Gürer Gülsevin, age, s. 119. 124 1.1.1.19. +gah Farsçada isimden isim yapan –gâh eki, Farsçada yer, mekân ismi yapar. Bu ek, Türkçe bir tek örnekte tespit edilmiĢtir: düşergahdı “durulacak, inilecek, dinlenecek yer” (< Tür. Far. düş+er+gah) (1–1053). 1.1.1.20. +ter Farsçada mübalağa bildiren bu ek, sadece çok kelimesinde isimden isim yapan –raḳ eki yerine kullanılmıştır: çoxter “daha çok” (10-9). 1.1.2. Fiilden Ġsim Yapma Ekleri 1.1.2.1. -a, -e ĠĢlek olmayan bir ektir. Sadece yara kelimesinde geçer: yaraladım (< yar-a+la-) (6-108); yaralarına (17-406). 1.1.2.2. –aq (-ax), -ek Fiilin hareketinden doğan soyut ve somut isimler yapar. Bu ekin Halhal ağızlarında daha çok kalın Ģekilleri, tespit edilmiĢtir: qonaxlar (17–166); pıçax (1–237); sancağı (30–742); sancax (18–25); sarsax (6-513); sorağ “haber” (6–298); sorağım “haberim” (10-8). 1.1.2.3. -anax, -enek ĠĢlek olmayan eklerden birdir. Bir örnekte tespit edilmiĢtir: boğanax “bitki türü” (27–7). 1.1.2.4. -caq, -cek ĠĢlek olmayan bir ektir: tüpürcek “tükürük” (30-718). 125 1.1.2.5. –q (-x), -k (-g) Fiilin hareketinden doğan ismi, fiilin hareketi sonucunda ortaya çıkan nesnenin adını yapan bir ektir. Halhal ağızlarında kullanım sıklığı yüksek olan eklerden biridir: axsax (6-513); belege “kundağa” (1-1076); biligi “bilgisi” (1– 859); döşegü üsdüne “döşeğin” (18–444); elek (27-40); fışqırıq “ıslık” (30– 1449); qılıx “şekil, biçim” (1–1167); qorux “koruma altına alınmış alan” (19268); tepik “tekme” (1–563). 1.1.2.6. -qa, -ge Bu ek, hareketi yapan aracı ve hareket sonucu ortaya çıkan nesneyi adlandırır: qorqa (< qavur-qa) (5-41); süpürge (1-765). 1.1.2.7. –qI (-xu) Fiilin hareketi sonucu ortaya çıkan durumu ve fiilin hareketini yapanı ifade eder. Bu ekin sadece kalın ünlülü örnekleri kullanılmaktadır: qırqı “şahin” (30–1182); yuxu “uyku” (< yuḳu < uyuḳu < udıḳu) (6–49). 1.1.2.8. -ı, -i, -u, -ü Hareketin sonucunda ortaya çıkan soyut ve somut isimler yapan bir ektir. Bu ek, Eski Türkçede fiilden isim yapma -ġ, -g ekinin Batı Türkçesinde düĢmesiyle düĢen ekin görevini üstlenen yardımcı ünlülerden ortaya çıkmıĢtır.156 Halhal ağızlarında kullanım sıklığı yüksek olan eklerden bir tanesidir: doludu “doludur” (18 – 65); qayrılı “hazır” (qayır-ı-lı ) (6–68); qorxumnan “korkumdan” (1-195); ağzı qoyuluxluydu “başı kapalıydı” (< qoyu-lux-lu) (1-531); ölü (18-20); sayí (15-118); sürü (29-49); üzüqoylu “yüz koyun” (< qoyulu < qoy-u-(q)-lu) (30-712); yaxşı (< yaḳış-ı) (3–49). 156 Muharrem Ergin, s. 192. 126 1.1.2.9. -ıĢ, -iĢ, -uĢ, -üĢ; -Ģ Bu ek, fiillerin hareket ismini yapan eklerden biridir: görüşüme (1–701); oynaş (30–819); öpüş (17–220); yağış (28–44). 1.1.2.10. -m ĠĢlek olmayan eklerden biridir: bir büküm çöreħ “bir parça ekmek”(1957); ölüm (18–415). 1.1.2.11. -ma, -me Halhal ağızlarında kullanılan iĢlek eklerden biridir: anadan gelme “anadan doğma, doğuştan” (1-757); düyme (17–223); qatdama (< qatla-ma) (6–84); déme “güya” (17–373); işme “içme” (30–1494); yarma “pirinç kırıntılarından yapılan pilav” ( 27-29). Bu ekle ilgili tek değiĢiklik, ünsüz benzeĢtirmeleri sonucu –be Ģeklinin ortaya çıkmasıdır: yarma köpbesi “yarma pilavı” (< köpme (27–29). 1.1.2.12. –maq (-max), -mek Fiillerin hareket ismini yapar. Halhal ağızlarında geçen iĢlek eklerden biridir: almax (18-380); démek (9-18); gülmek (15–93); yuma'ğa “yıkamağa” (6-169). Bir örnekte –pm- > -pb- benzeĢtirmesi sonucu –bağ Ģeklinin kullanıldığı tespit edilmiĢtir: tapbağ (< tapmağ) (26–66). 1.1.2.13. -man Sadece deyirman kelimesinde geçen bu ek, tek Ģekilli olup büyük ünlü uyumuna tâbi değildir: deyirman “değirmen” (< tegir- *”çevirmek” > EUTS. tegrä “daire”) (18–358); deyirmançı “değirmenci” (18–325). 127 1.1.2.14. -maz Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz Ģekilleri bulunan bu ek,157 Halhal ağızlarında sadece bir özel adda tespit edilmiĢtir: Solmaz “özel ad” (11–222). 1.1.2.15. -n -n eki, fiilin hareketini yapanı, fiilin hareketi sonucunda beliren nesneyi ifade eden bir ektir: gelin (12-14); qoşun (19-377); tütün (30-1353). 1.2. Ġsim Çekim Ekleri Ġsim çekim ekleri, isim kök ve gövdelerine getirilerek onların gramatikal açıdan iĢlekliğini sağlayan eklerdir. Ġsimler, isim çekim ekleri vasıtasıyla kendi aralarında ve öteki dil öğeleri arasında bağlantı kurarlar. Kelime gruplarında ve cümlede isimlerin iĢlekliğini sağladıklarından isim çekim eklerine, isim iĢletme ekleri de denilmektedir. 1.2.1. Çokluk Eki Çokluk eki, Ġsimlerde ve zamirlerde aynı türden birden çok varlığı anlatmak için kullanılır.158 Eski Oğuz Türkçesinin çokluk eki +lar, +ler‟dir.159 Halhal ağızlarında da çokluk eki, EOT‟de olduğu gibi +lar, +ler Ģeklindedir: bardaxlar (19–29); qızlar (29–221); qonaxlar (6–504); yazıxlar “garibanlar” (14–20). Halhal ağızlarında çokluk ekiyle ilgili görülen tek değiĢiklik, kendisinden önce gelen ünsüzlerin etkisiyle +nAr, +rAr, +dAr, +tAr Ģekillerini almasıdır. Ek, n, r, d ve t ünsüzleriyle biten isimler çekime girdiğinde nl > nn, rl > rr, dl > dd, tl > td, tl > tt ünsüz benzeĢmesine uğramaktadır: atdarı (18– 296); addarın (1-637); arvaddarı (17–107); arvttardan (30-818); düktürrer (1– 157 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 155. Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları: 575, Ankara 1992, s. 39. 159 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 81. 158 128 757); qazannar (18–495); xannar (19–213); öylatdarı “evlatları” (29-123); yérreri (9–41). Nüdü ağzında sadece bir örnekte çokluk ekinin r ünsüzü düĢmesine uğradığı tespit edilmiĢtir: menim adamlaımdı “benim adamlarımdı” (6-416). 1.2.2. Ġyelik Ekleri Teklik 1. Ģahıs: Teklik 1. Ģahıs iyelik eki, Eski Oğuz Türkçesinde +m olup yardımcı ünlüsü dâima yuvarlaktır.160 Halhal ağızlarında da teklik 1. Ģahıs iyelik eki +m‟dir. Ancak, ekin yardımcı ünlüsü, düzlük – yuvarlaklık uyumuna bağlıdır: ağam (11–94); qızım (1–927); nenem (12–83); oğlum (32–15); özüm (4–46). Teklik 2. Ģahıs: Eski Oğuz Türkçesinde teklik 2. Ģahıs iyelik eki, +ŋ Ģeklinde olup yardımcı ünlüsü de yuvarlaktır.161 Halhal ağızlarında teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin ŋ > n değiĢimine uğradığı görülmektedir. Ancak, söz konusu ek, ünsüzle biten isimlerle çekime girdiğinde yardımcı ünlüsündeki yuvarlaklılık hâlen devam etmektedir: barmaqlarun (17–45); daşlarun (15-104); göylün “gönlün” (11–193); senün (15–36). Hatta ek, ünlü ile biten bir kısım isimlerle çekildiğinde bile kendisinden önce gelen kelimenin son ünlüsünü yuvarlaklaĢtırmaktadır: ağun “ağan” (< ağa-n): ağun (30–609); dedün “baban” (< dede-n) (6-12); nenün “annen” (< nene-n)(15-61). Ancak, bu yuvarlaklaĢmayı kesin bir kurala bağlamak mümkün değildir; sonu ünlüyle bitip de teklik 2. Ģahıs iyelik eki alan bir kısım örneklerde bu yuvarlaklaĢma görülmemektedir: nenen “annen” (17-55); dedennen “babandan” (< dede-n-den) (1–857). 160 161 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 81. Gürer Gülsevin, age, s. 8 129 Teklik 2. Ģahıs iyelik ekiyle ilgili bir diğer değiĢiklik, bu ekin belirtme ve yaklaĢma ekleri aldığı durumlarda ŋ > v değiĢimine uğramasıdır: Teklik 2. Ģahıs iyelik eki + yaklaĢma: başuva “başına” (6–323); évüve “evine” (29–141); elüve “eline” (1–766); sağlığuva “sağilığına” (19–23). Teklik 2. Ģahıs iyelik eki + belirtme eki: başuvu “başını” (19–147); qızuvu “kızını” (1–926); sözüvü “sözünü” (6–525); şéyrüvü “şiirini” (6–526). Ġsmin yaklaĢmalı ve belirtmeli hâlinde ŋ > v değiĢimine uğrayan ek, bir kısım örneklerde v ünsüzünü düĢürerek ikiz ünlülerin doğmasına sebep olmaktadır: Teklik 2. Ģahıs iyelik eki almıĢ ismin yaklaĢma hâli: başua “başına” (6– 405); dedüe “babana” (< dedene)(17–427); elüe “eline” (29–81); uşağua “çocuğuna” (11–228). Teklik 2. Ģahıs iyelik eki almıĢ ismin belirtme hâli: başuu “başını” (29– 99); canuu “canını” (17–234); gümüşüü “gümüşünü” (6–259); özüü “kendini” (< öz-ü-n-ü) (18–193). Teklik 2. Ģahıs iyelik ekiyle ilgili saptadığımız bir diğer geliĢme, Hımıs ağzında ŋ > v değiĢmesinin ardından ekin v > y değiĢimine uğramasıdır: 162 bağuyu (19–266); başuyu (17–338); canuyụ (18–403); kesbüyü “kazancını” (15–9); oğluyu (17–19); pambuğuyu (17–150). Teklik 3. Ģahıs: Eski Oğuz Türkçesinde teklik 3. Ģahıs iyelik eki için sadece düz ünlülü Ģekiller kullanılmıĢtır.163 Halhal ağızlarında teklik 3. Ģahıs iyelik eki ünsüzle biten isimlerden sonra +ı, +i, +u, +ü Ģeklindedir: onun qulağına (21–9); onun kesbi (29–5); onun yolun (30–460). 162 163 Bak: v > y değişmesi Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 81. 130 Ünlüyle biten isimler üzerine gelen teklik 3. Ģahıs iyelik eki +sı, +si, +su, +sü Ģeklindedir: arası (1–320); babası (6–146); dedesi (17-106); Türküsü “Türkçesi” (18-213). Sadece su ile ne kelimeleri için +u, +i Ģekilleri kullanılmaktadır: onun neyin öldürüsen (30–1001); munun suyu (11–50). Ancak Kivi ağzında ne kelimesi için de teklik 3. Ģahıs iyelik eki olarak +si Ģeklinin kullanıldığı tespit edilmiĢtir: her nesi var (11–47); her 'nesi var (11–44). Teklik 3. Ģahıs iyeliğinde görülen tek ses olayı, ek yığılmasıdır. biri+i+si kelimesinde aynı cinsten iki ekin üst üste kullanıldığı görülmektedir: birisi (19-52); birisini (29-134). Çokluk 1. Ģahıs: Eski Oğuz Türkçesinde devamlı yuvarlak Ģekilleri bulunan çokluk 1. Ģahıs iyelik eki,164 Halhal ağızlarının tamamında küçük ünlü uyumuna girerek +mız, +miz, +muz, +müz Ģeklinde geliĢmiĢtir: qanımız (30–873); işimiz (1– 635); toyumuz (3–60); üçümüz (18–182). Çokluk 2. Ģahıs: Eski Oğuz Türkçesinde +ŋuz, +ŋüz Ģeklinde kullanılan çokluk 2. Ģahıs iyelik eki,165 Halhal ağızlarında bir kısım değiĢikliğe uğramıĢtır. Ekin ünsüzle biten isimlerden sonra gelen Ģekli, +uz, +üz Ģeklinde olup devamlı yuvarlak ünlülüdür: aduz “adınız” (20-1); sesüzi “sesinizi” (20–8); yaşuz “yaşınız” (5-3); zemilerüz “tarlalarınız” (28–20). Ekin ünlüyle biten isimlerden sonra gelen Ģekli ise +z olup kendisinden önce gelen kelimenin düz ünlüsünü de sürekli yuvarlaklaĢtırmaktadır: bacuza 164 165 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 82. Gürer Gülsevin, age, s. 12. 131 “bacınıza” (11-194); dedüzi “babanızı” (< dede-z-i) (30-1234); qeynatuz “kaynatanız” (1-350): nenüzi “annenizi” (< nene-z-i) (1-911). Sadece Hımıs ağzında, su kelimesinde çokluk 2. Ģahıs iyelik ekinin +uz Ģeklinde kullanıldığı tespit edilmiĢtir: suyuz (18–211). Muharrem Ergin +z, +uz, +üz çokluk 2. Ģahıs iyelik ekinin geliĢim sürecini Ģöyle açıklar: élüze “ilinize” < él+ü+z+e < elǖze < élüvüze < élüŋüze.166 Bizce de çokluk 2. Ģahıs iyelik eki, +ŋUz > +Uz, +z değiĢimine uğramadan önce *+(U) vUz ara merhalesini geçirmiĢtir. Ancak, bütün Halhal ağızlarında +Uz Ģeklinde kullanılan çokluk 2. Ģahıs iyelik ekinde ŋ düĢmesine öncülük eden ŋ > v değiĢmesiyle ilgili herhangi bir iz bulunmamaktadır. Bu nedenle +Uz [< +(U) ŋUz] ekindeki ŋ düĢmesinin açıklanması, teklik 2. Ģahıs iyelik ekinde tespit edilen süreçten hareketle mümkün olacaktır. Teklik 2. Ģahıs iyelik ekininin yaklaĢma ve belirtmeli hâlinde görülen v‟li Ģekiller, çokluk 2. Ģahıs iyelik ekinin geliĢim sürecini takip etme açısından bir ipucu sunmaktadır.167 Eski Oğuz Türkçesinin çokluk 2. Ģahıs iyelik ekindeki [+(U) ŋUz] ŋ ünsüzü, ilk önce ŋ > v değiĢmesine uğramıĢtır: *+(U)vUz. Ek bir süre *+(U)vUz Ģeklinde kullanıldıktan sonra v ünsüzünü de düĢürerek bir süreliğine uzun ünlülü hâliyle kullanılsa gerek: *+Ūz. Nihayet, uzun ünlünün normal süreli ünlüye dönüĢmesiyle ekin +uz ve +üz Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır. Halhal ağızlarında ekin tamamıyla yuvarlak ünlülü olması, bir önceki aĢamada kullanılan uzunluğun devamı niteliğindedir: iküz “ikiniz” (1-1205); özüz kendiniz” (2-27); yérrerüz “yerlerininz” (32-16); kendüz “köyünüz” (9-10). Çokluk 3. Ģahıs: Eski Oğuz Türkçesinde +lArI Ģeklinde kaydedilen çokluk 3. Ģahıs iyelik eki,168 Halhal ağızlarında hiçbir değiĢime uğramadan kullanılmaktadır: ayaxları (17-167); dişleri (19-132); gözleri (27-59); uşaxları (29-131). 166 Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi, s. 97. Bak: Teklik 2. şahıs iyelik eki. 168 Gürer Gülsevin, age, s. 12. 167 132 Çokluk 3. Ģahıs iyelik ekinde görülen tek değiĢiklik; n, d ve t ünsüzleriyle yan yana geldiğinde ekin +nArI, +dArI ve +tArI Ģekillerinin ortaya çıkmasıdır: dennerin “tanelerini” (30-1210); derāmedderi “gelirleri” (< Far. derāmed” (13-32); etderin “etlerini” (27-44); itteri (14-17). Halhal Ağızlarında Ġyelik Eklerinin ġeması Teklik Çokluk I.Ģh. –m -mız, -miz, -muz, -müz II. Ģh. -n -uz, -üz; –z III. Ģh. -ı, -i, -u, -ü; -sı, -si, su, sü -ları, -leri 1.2.3. Aitlik Eki Eski Türkçede +ḳı, +ki Ģeklinde kullanılan bu ek, Batı Türkçesinin baĢından beri Farsça kökenli ki edatının etkisinde kalarak çok Ģekilliliğini yitirip tek Ģekilli bir ek hâlini almıĢtır.169 Halhal ağızlarında da bu ekin ünsüzündeki tek Ģekillilik, bu ekin Batı Türkçesinde gösterdiği değiĢimin devamı olsa gerek: bıranınkı (11-24); yankı “yandaki” (1-42). Ancak +ki aitlik eki Halhal ağızlarında büyük ve küçük ünlü uyumuna girerek +kı, +ki, +ku, +kü Ģeklinde geliĢmiĢtir: ağaşţakı (30-749); büyünkü (29–281); dünenkü (1–109); içerdeki (1–118); onunkun “onunkini” (6–133); yankı “yandaki” (1-42). 169 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 163. 133 1.2.4 Hâl Ekleri 1.2.4.1. Ġlgi Eki Ġlgi eki bir ismin baĢka bir isme bağlılığını bildirir. Eski Oğuz Türkçesinde ilgi eki için sadece dar - yuvarlak ünlülü Ģekiller kullanılmıĢtır.170 Halhal ağızlarında ilgi ekinin küçük ünlü uyumuna girmesi sonucu yuvarlak Ģekilleri de geliĢerek ekin, +ın, +in, +un, +ün; +nın, +nin, +nun, +nün Ģekilleri kullanılmaktadır: şahun qızının (18–236); senin qızun (29–74); onun évine (7–6); düktürün metebbine (1–868); oğlanın rehmi (1-951); gécenin yarısı (17–231); senün işün (9–3). Halhal ağızlarında ilgi ekiyle ilgili tespit ettiğimiz en önemli değiĢiklik, ekin tamlanan unsurla iliĢkisinden kaynaklanmaktadır. Tamlama grubunda tamlanan kelime ünlü ile baĢlıyorsa ilgi ekinin son ünsüzünün genelde düĢtüğü görülmektedir: birinü eteyinnen (30–1509); birini adı (31–3); kişini ağlı (18–301); oğlanu adı (17–24). 1.2.4.2. Belirtme Ekleri Belirtme ekleri, isimleri fiilin nesnesi hâline getiren eklerdir. Kök Türkçede ismin yalın hâli için +ġ, +g; iyelik eki almıĢ hâli için +n; zamirler için de +nı, +ni Ģekilleri kullanılmaktadır. Batı Türkçesine geçerken ismin yalın hâlinde kullanılan +ġ, +g ekleri düĢünce ekin yardımcı ünlüleri ekin görevini üstlenerek Batı Türkçesinin genel belirtme eki hâline gelmiĢtir.171 Halhal ağızlarında ünsüzle biten isimlere gelen belirtme eki +ı, +i, +u, +ü Ģeklindedir: aşıxları (15–98); şéyi (26–50); pambuğu (17-123); üzümü (17–162). Ünlüyle biten isimlere ve zamirlere gelen iyelik eki ise +nı, +ni, +nu, +nü Ģeklindedir: bını “bunu” (19–68); gözünü (29–292); qapını (30–314); qemeni (18–134); quzunu (11–126); onı “onu” (29–122); onu (1–623). 170 171 Gürer Gülsevin, age, s. 25. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi... s. 232. 134 Sadece Kızıldere ağzında ünlüyle biten isimden sonra yardımcı y ünsüzü getirilerek +ı belirtme ekinin kullanıldığı tespit edilmiĢtir: qocayı “yaşlıyı” (30–444). Eski Türkçede iyelikli isimlerden sonra gelen +n belirtme ekinin de Halhal ağızlarında 3. Ģahıs iyeliklerde olduğu gibi kullanılmaya devam edildiği görülmektedir: barmaqların bağlér (17-61); başın kes'dim (6–140); qapısın berkitdim (1–95); köyneyin getirersen (29–189); yarısın yéyib (30–128). 1.2.4.3. Yönelme Eki Yönelme eki, fiilin hareket yönünü belirleyen bir ektir. Eski Türkçede +ġa, +ge Ģeklinde kullanılan yönelme eki, Batı Türkçesine geçerken ġ ve g ünsüzlerinin düĢmesi sonucu +a, +e Ģeklinde geliĢmiĢtir.172 Halhal ağızlarında da Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi ismin yönelme hâli eki, +a, +e Ģeklindedir: ağaca (1–725); dağa (6–99); dedesine (17–86); éve (19–71); ölüye (18–8); néçiye (29–60). 1.2.4.4. Bulunma Eki Bulunma eki, fiilin bildirdiği eylemin yerini ve içinde bulunduğu durumu gösterir.173 Eski Oğuz Türkçesinde bulunma eki için +da, +de Ģekilleri kullanılmıĢtır.174 Halhal ağızlarında da ismin bulunma hâli için +da, +de Ģekilleri kullanılmaktadır: ağzında (6–234); atda “altda” (1-691); burda (6– 127); hudutda (30-207). Halhal ağızlarında bir kısım kelimelerde ünsüz benzeĢtirmeleri sonucu, sedasız ünsüzlerle biten isimlerde +ta, +te Ģekilleri görülse de ağırlıkta olan Ģekiller +da, +de‟dir: ağaşta (3–63); kette (26–83). Ancak sedasız ünsüzlerle biten isimlere +ta, +te Ģekillerinin getirilmesi henüz bir kurala tâbi değildir. Sedasız ünsüzle biten isimlerde Eski Oğuz 172 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 85. Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, s. 29. 174 Gürer Gülsevin, age, s. 48. 173 135 Türkçesinde olduğu gibi sedalı Ģekillerin kullanılmasını görmek de mümkündür: atda “altda” (1-691); hudutda “sınırda” (30-115). 1.2.4.5. Çıkma Eki Çıkma eki, uzaklaĢma ve çıkma ifade eden bir ektir. Eski Oğuz Türkçesinde sadece +dan, +den Ģekilleri kullanılmıĢtır.175 Halhal ağızlarında da çıkma eki, genel olarak +dan, +den Ģekilleriyle kullanılmaktadır: atdan “alttan” (1-1022); ilden “yıldan” (6-442); qızlardan (19–375); ketden “köyden” (20-37). Ancak, sedasız ünsüzlerle biten bir kısım örneklerde +tan, +ten Ģekilleri kullanılmaktadır: etten (15-57); ketten (14-14); saattan (14–16); saptan 1ipten” (18-366). Halhal ağızlarında ismin çıkma hâlinde görülen en önemli değiĢiklik, n ve m ünsüzü ile biten kelimeler için her zaman +nan, +nen Ģekillerinin kullanılmasıdır: acığımnan “nefretimden” (6–17); bacasınnan (5–40); balasınnan (17–37); dağlarınnan (15–112); dedesinnen (6–495); elimnen (19–34); yalannan (29–157). +éyr ve +Ir, +Ur ağızlarında n ve m ile biten isimlerden sonra +nan, +nen Ģekillerinin kullanılması kesinleĢmiĢken Hımıs ağzı(-ér)‟nda n ve m ünsüzleriyle biten bir kısım kelimelerden sonra +dan, +den Ģekillerinin kullanıldığı tespit edilmiĢtir: qedimden (12-64); içinden (19-357); menden (19–209). 1.2.4.6. Vasıta Eki Vasıta eki, fiilin nasıl yapıldığını ifade eder. Eski Türkçenin vasıta eki +n‟dir. Batı Türkçesinde iĢlekliğini kaybeden bu ek, ilen, yazın, kışın gibi bir kısım kelimelerde kliĢeleĢerek görevini ile edatına devretmiĢtir.176 Halhal 175 176 Gürer Gülsevin, age, s. 55. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 237-8. 136 ağızlarında kullanılan vasıta eki, genelde +(X)nAn Ģeklindedir: ağacınan “ağaçla” (17–46); aylarnan “aylarla” (13–23); atnan “atla” (3–70); qurdunan “kurtla” (17–545); yolunan “yolla” (19–255). Batı Türkçesinde vasıta eki yerine kullanılan ile edatı, Türkçenin n vasıta ekiyle kalıplaĢarak ilen Ģeklinde ortaya çıkmıĢtır.177 Halhal ağızlarında kullanılan +(X)nAn vasıta ekinin de bu ilen edatından geliĢtiğini düĢünüyoruz. Batı Türkçesinde kullanılan ilen edatı, Halhal ağızlarında kalınlık - incelik uyumuna girerek ve l > n değiĢmesine de uğrayarak +(X)nAn Ģeklinde Halhal ağızlarının vasıta eki konumuna gelmiĢtir. Halhal ağızlarında +(X)nAn vasıta ekinin yanında bir de +na, +ne vasıta eki görülmektedir. Ġlk baĢta bu ekin +le, +le vasıta ekinden geldiği düĢünülebilir. Ancak Halhal ağızlarında, kelime sonunda bulunan n ünsüzleri, ünlü ile baĢlayan bir kelimeyle yan yana geldiklerinde düĢme eğilimi gösterdiklerinden +nan, +nen vasıta ekinde de bu türden bir ünsüz düĢmesi sonucu –na, -ne Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır: ağacına ey “ağaçla ey” (1–1101); balalarıyna az gédér “yavrularıyla azca gidiyor” (17-38); atına aparmazdıla “atla götürmezdiler” (3-69). Vasıta ekiyle ilgili bir diğer mesele de Eski Oğuz Türkçesinin ile edatından geliĢen +la, +le vasıta ekinin Halhal ağızlarındaki yaĢamasıyla ilgilidir. +la, +le (-ne) eki, bir kısım kelimelerde özellikle de iĢaret zamirlerinde kalıplaĢarak sınırlı sayıda bütün Halhal ağızlarında hâlen kullanılmaktadır: béle “böyle” (6–15); éle “öyle” (6–71); géderdik lötgéyne dergiya “denize kayıkla giderdik” (2–34). 1.2.4.7. EĢitlik Ekleri EĢitlik ekleri, fiilin ne Ģekilde yapıldığını gösteren eklerdir. Ġsmin eĢitlik hâlinde fiilin yapılıĢ tarzı, bir duruma veya nesneye benzetilir. Eski Türkçe ile Eski Oğuz Türkçesinin ilk devresinde eĢitlik eki +ça, +çe Ģeklindedir.178 177 178 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 237. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 239. 137 Halhal ağızlarında sedalı Ģekilleri bulunan bu ekin sadece kalın ünlülü Ģekilleri kaydedilmiĢtir: ağırruğunca “ağırlığınca” (1-776); dalımca “arkamca” (19–342); bının dalıyca “bunun peşinden” (19–348); saĺamatça (6–455); yavaşça (30–1169). Sedasız ünsüzlerle biten isimlerde ekin ç‟li Ģekli kullanılmaktadır: saĺamatça (6–455); yavaşça (30–1169). Sedalı ünsüzlerle biten isimlerde ise +ca Ģeklinin kullanıldığı görülmektedir: ağırruğunca (1-776); dalımca (19–342); qızun dalıyca “kızın peşinden” (19–122). Ancak, HiĢeyin ağızlarından Kızıldere ağzında ekin ünsüz uyumuna bağlanmayan bir örneği tespit edilmiĢtir: qabaxca “önce” (30–35). Eski Oğuz Türkçesinin bir diğer eĢitlik eki olan +çaḳ, +çek eki,179 Halhal ağızlarında +cax (+çaq), +cek Ģekilleriyle kullanım sıklığı en yüksek olan eĢitlik eki konumundadır: bılarun dalıycax “bunların ardınca” (31–11); onun diliycek “onun dilince” (11–235); qeşeħligceg “güzelce” (30–222); yarısınéycax “yarısına kadar” (18–418). EĢitlik ekinin bir kısım kelimelerde çekim eki özelliğini yitirerek kalıplaĢmıĢ yapım eki hâline geldiği görülmektedir: néçe “kaç” (20–23); néce “nasıl” (15–86). 1.2.4.8. Yön Ekleri Yön ekleri fiilin cereyan ettiği yönü belirler. Eski Türkçede yön eki olarak +ġaru, +gerü ve nadiren de +ḳaru, +kerü Ģekilleri kullanılmıĢtır.180 Hımıs ağzında Eski Türkçenin bir hatırası olarak –qarı (< -ġaru) Ģeklinin bir kelimede kalıplaĢmıĢ hâliyle yaĢadığı tespit edilmiĢtir: din dışqarı éliyemmedi “yüreğindekini söyleyemedi, korkusundan konuşamadı” (17-555). 179 180 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 241. A. Von Gabain, age, s. 65. 138 Eski Türkçedeki +ġArU yön eki, ünsüz düĢmesi sonucu Eski Oğuz Türkçesinde +ArU Ģeklinde ortaya çıkmıĢtır.181 Halhal ağızlarında çekim eki özelliğini yitiren bu +arı, +eri Ģekilleri, birkaç kelimede kalıplaĢmıĢ yapım eki olarak yaĢamaktadır: içeri (17–15); yuxarı (18–19); ireli (5–47) (< ileri). Yine Eski Türkçede geçen +ra yön eki,182 sadece sonra kelimesinde tespit edilmiĢtir: sonra (6–443); sonra (17-246). 1.3. Soru Eki Halhal ağızlarında soru eki bulunmamaktadır. Cümlenin soru cümlesi olduğu; ancak sorulacak öğenin üzerinde bulunan vurgudan anlaĢılmaktadır. Çokluk +lar, +ler Ġlgi +ın, +in, +un, +ün, +nın, +nin, +nun, +nün Belirtme +ı, +i, +u, +ü; +nı, +ni, +nu, +nü; +n Yönelme +a, +e Bulunma +da, +de Ayrılma +dan, +den Vasıta +nan, +nen EĢitlik +ça, +ca, +ce; +caq (+cax), +cek Yön +arı, +eri Halhal Ağızlarında Kullanılan Hâl Eklerinin ġeması 181 182 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 242. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 242. 139 2. SIFAT Sıfatlar, isimlerin özelliklerini, konumlarını, miktarlarını belirten kelimelerdirler. Türkçede her zaman için vasıflandırdıkları ismin önünde bulunan sıfatlar, çokluk eki almadan kullanılırlar. Nesnelerin içinde bulundurdukları denilmektedir. bir özelliği Nesnelerin vasıflandıran durumunu, sıfatlara konumunu niteleme kısacası sıfatları nesnelerin dıĢındaki bir özelliği iĢaret eden sıfatlara ise belirtme sıfatları denilmektedir. Dolayısıyla sıfatlar, isimleri farklı yönleriyle değerlendiklerinden kendi aralarında niteleme ve belirtme sıfatları olarak ikiye ayrılırlar. 2.1. Niteleme Sıfatları Niteleme sıfatları, isimlerin vasıflarını, ismin içinde bulundurduğu herhangi bir özelliğini belirten sıfatlardır: gözel neğme (16–4); göy libas (31– 27); sarı yağınan (9–67); qırmızı su (17–136); ağ su (17–144); böyük qardaş (29–78); uzun pelto (9–311); qızıl gül (19–220); yaxçı yoldaş (30–427). 2.2. Belirtme Sıfatları Belirtme sıfatları, nesneleri bulundukları konumlarına göre değerlendiren sıfatlardır. Belirtme sıfatlarında nesnelerin özelliği değil de sayıları, durumları belirtilir. Belirtme sıfatları da kendi içinde iĢaret sıfatları, sayı sıfatları, soru sıfatları ve belirsizlik sıfatları olarak dörde ayrılmaktadırlar: 2.2.1. ĠĢaret Sıfatları Ġsimlerin konumunu belirleyen sıfatlardır. ĠĢaret sıfatları, tek baĢlarına kullanıldıklarında zamir niteliğindeyken isimlerle birlikte kullanıldıklarında belirtme sıfatı görevi yaparlar. Halhal ağızlarında iĢaret sıfatı olarak o ve bu kelimeleri kullanılmaktadır: bu oğlan (1–58); bu qatıx (19–31); o qızı (29– 120); o yuxu (30–594). 140 ĠĢaret sıfatlarıyla ilgili tek husus, ġehin ağzı(-éyr)ında o sıfatının ol Ģekliyle de kullanılmıĢ olmasıdır: ol bağda (1-1085); ol patışah (30-1383). 2.2.2. Sayı Sıfatları Sayı sıfatları isimlerin sayılarını, miktarlarını belirleyen kelimelerden oluĢmaktadırlar. Sayı sıfatları, tek baĢlarına sayıların isminden baĢka bir Ģey değildirler. Ancak bir ismin önüne geçerek onun sayısını belirttiklerinde bir sıfat görevi üstlenirler. Sayı sıfatları; asıl sayı sıfatları, sıra sayı sıfatları, üleĢtirme sayı sıfatları, kesir sayı sıfatları ve topluluk sayı sıfatları adı altında incelenecektir. 2.2.2.1. Asıl Sayı Sıfatları Asıl sayı sıfatları, nesnelerin sayısını belirleyen sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarının özelliği hiçbir ek almadan yalın bir Ģekilde kullanılmalarıdır. Türkçenin bir özelliği olarak sayı sıfatlarından sonra gelen isim, çokluk eki almaz. Halhal ağızlarında da sayı sıfatlarıyla kullanılan isimlerin çokluk eki almadığı görülmektedir: iki il (8–8); dört gün (1–474); béş géce (6–103); yéddi métir (18-189). 2.2.2.2. Sıra Sayı Sıfatları Sıra sayı sıfatları, isimlerin derecelerini ve sıralarını belirten sıfatlardır. Halhal ağızlarında sıra sayı sıfatları, asıl sayılar üzerine gelen +mci, +mcü; +nci ekleriyle yapılmaktadır: birinci qapını (1–88); evvelimci caduféli “birinci cadı” (30–1078); ikimci mesāléhfuruş “ikinci nalbur” (26–20); üçümcü güni “üçüncü günü” (1-686). Sadece ortancıl’da +ncıl eki kullanılmıĢtır: ortancıl oğlumunan “ortanca oğlumla” (22-12); ortancıl qız (1-223). 141 2.3. Soru Sıfatları Soru sıfatları, nesneleri soru hâlinde belirten sıfatlara denilir. Halhal ağızlarında hansı (< hangisi >) hası, néçe, néce, ne, neme, nemene soru sıfatları kullanılmaktadır: hansı il “hangi yıl” (28–52); hası şahın “hangi şah” (6–394); néçe bacı (8–38); néçe yaşun (28–3); néçe parça (4–40); néce şirin (18–449); neme qaral (1–782); neme xeber (1–865); nemene mal héyvan “ne mal, hayvan” (8–13); nemene yuxu “ne rüya” (6–64); ne zaman (14–5); ne qederdi (13–26). Bu soru sıfatları, Halhal ağızlarının tamamında kullanılan soru sıfatlarıdır. Bunların dıĢında ne anlamı taĢıyan neme ve nemene zamirleri de soru sıfatı olarak kullanılmaktadır. neme ve nemene soru sıfatlarından neme kelimesi sadece HiĢeyin ağzında kullanılırken nemene, bütün halhal ağızlarında kullanılmaktadır: neme qaral “ne karar” (1–782); neme xeber “ne haber” (1–865); nemene mal héyvan “ne mal, hayvan” (8–13); nemene yuxu “ne rüya” (6–64). 2.4. Belirsizlik sıfatları Belirsizlik sıfatları, nesnenin herhangi bir özelliğini, konumunu değil de nesnenin belirsizliğini gösterirler. Bu tür sıfatlar, nesnelerin özellikle miktarlarını, sayılarını belirsiz bir Ģekilde bildirirler. Halhal ağızlarında bir, bütün, başqa, bēzi, her kelimeleri nesnenin belirsizliğini ifade eden sıfatlar olarak kullanılmaktadır: bir gün (17–18); bir kes (13–22); bütün şişeleri (30– 222); başqa tağa “başka dağa” (6–99); bēzi şéyleri (11–234); çox pul (25-24); her vax “her vakit” (22–30); her kes (5–13); her ne (11–35). Bu sıfatların dıĢında zamir kökenli olan neme ve nemene kelimeleri de belirsizlik sıfatları olarak kullanılmaktadır: neme ō “ne av varsa, bütün avı” (1–334); neme cavan “ne kadar genç varsa, bütün gençleri” (1–254); nemene övüm “bütün évim” (28–41); nemene düktürrer (1-757). 142 3. ZARF “Zarf, fiillerin, sıfatların, sıfat-fiillerin ve görev bakımından zarf niteliğindeki kelimelerin anlamlarını zaman, ölçü, niteleme, yer, yön gibi çeĢitli bakımlardan etkileyerek daha belirgin duruma getiren veya sınırlayan kelime türü”183 olarak nitelendirilmektedir. Zarflar, zaman zarfları; yer ve yön zarfları; nasıllık - nicelik zarfları ve azlık - çokluk zarfları olarak dörde ayrılmaktadırlar: 3.1. Zaman Zarfları Cümlede zarf görevi yapan zaman isimleri, zaman zarfı olarak nitelendirilmektedir. Halhal ağızlarında tespit edebildiğimiz zaman zarfları Ģöyledir: axşam (7–22); artıx (4–25); bayağdan “deminden” (30–192); dünen “dün” (15–36); evvelce (11–174); géce (1–26); gine (15–30); günüz (2–24); indi (2-25); qabağıcax “daha önce” (18–40); haçan “ne zaman” (4–19); seher “sabah” (5–49); sabah “yarın” (30–24); sora (30–35); téz (1–225). Halhal ağızlarında o zamiriyle +da bulunma ekinden oluĢan onda (o zaman, o an) kelimesi de bir zaman zarfı olarak sıkça kullanılmaktadır: onda gelirdim “o zaman geliyordum” (30-1270); onda da şalvar – malvar yox udu “o zaman pantolon falan yoktu” (9-70); onda şah geldi “şah o an geldi” (17541). 3.2. Yer ve Yön Zarfları Yer ve yön zarfları, cümlede fiilin yönünü ve yerini belirten isimlerdir. Yön ve yer anlamı taĢıyan bütün isimler, cümlenin zarfı konumunda bulunabilirler: aşağı tüşür (29-50); bura gelmişem (17-533); dalı qalmışam “geri kalmışım” (6-264); içeri girér (18–440); ora gésse “oraya gitse” (17-21); youx gelme “yakın gelme” (30–1601); gel yuxarı (1-688). 183 Zeynep Korkmaz, age, s. 178. 143 3.3. Hâl (Nasıllık-Nicelik) Zarfları Hâl zarfları, fiilin nasıl cereyan ettiğini bildiren kelimelerdir. Hâl ve tavır bildiren bütün isimler nasıllık - nicelik zarfı olma özelliği taĢırlar. Ayrıca, eĢitlik ve vasıta eki almıĢ isimler de cümlede nasıllık - nicelik zarfı görevinde bulunabilirler. Dolayısıyla yalın biçimde kullanılanlar sıfatlarla vasıta ve eĢitlik eki almıĢ ismiler cümlenin nasıllık - nicelik zarfı olarak kullanılmaktadırlar: 1. Cümlede yalın hâlleriyle zarf görevi yapan sıfatlar: doğur déyér (17-174); qeşeg qoyub “güzel koymuş” (30–223); lüt gétdi “çıplak gitti” (17-332); yaxçı ol'ur (30–55); yaxşı 'gelmedi (22–26); yavaş yavaş geldi (22–63). 2. Vasıta eki almıĢ isimlerden oluĢan zarflar: béle oldu “böyle oldu” (17–85); éle baxţıla “öyle baktılar”(17–329). 3. EĢitlik eki almıĢ isimlerden oluĢan zarflar: bırénca “buraya kadar” (12–97); dalénca “arkasınca” (6–345); dalımca “arkamca” (19–342); senün daluyca “arkanca” (19–357-58); qeşeħligce “güzelce” (30–731); qeşegce “güzelce” (30–181); qeşeħligceg “güzelce” (30–222); saĺamatça (6–455). Bu zarfların dıĢında yavaşçalı ve öb öb zarfları nasıllık zarfları olarak kullanılmaktadırlar: yavaşcali “yavaşça” (30–702); öb öb biçe biçe axı ne 'oxurdux “yavaşa yavaş biçerek ne okurduk” (2–54). 3.4. Miktar (Azlık-Çokluk) Zarfları Miktar zarfları, isimlerin azlık-çokluk derecesini bildiren zarflardır. Halhal ağızlarında lap “en” zarfı, tek baĢına kullanılmayan, sadece sıfatların ve zarfların önün gelen bir zarftır: lap yaxçí “çok güzel” (11-131); lap yuxarı “en yukarıya” (1-604); lap tek “çok yalnız” (5-7); lap minnet “çok minnet” (301316). lap zarfının dıĢında aĢağıdaki kelimeler miktar zarfları olarak tespit edilmiĢtir: artıx (4–25); az gétdile (17–9); biraz (6–149); çox geldi (1–72); eskig (12–107). 144 3.5. Soru Zarfları Fiilin anlamını soru bakımından etkileyen zarflara soru zarfları denilir. Halhal ağızlarında neyçin, hara (nere), niye, haçan (ne zaman), ne zaman, ne ğede (ne kadar); necür (nasıl) soru zarflarının kullanıldığı tespit edilmiĢtir: gédim görüm 'neyçin gelib “Niçin geldiğini öğrenmek için geldim.” (30-120); o hara gédib “o nereye gitmiş” (1-811); sen qızı vérdün oğluma, niye 'almıram. “sen kızını oğluma verdikten sonra neden almayım” (30-483); xıtmete haçan gédipsen? “askerliğe ne zaman gittin? (4-19); Kivi’ye medrese ne zaman gelipti? (11-153); ne ğede yéeceksen, yé dā. “ne kadar yiye bileceksen ye” (6-259); sen bu qırĥ günde necür bu qedde oldun? “sen kırk ünün içinde nasıl bu kadar büyüdün?” (30-1084). 4. ZAMĠR Zamirler, nesne ve Ģahıs isimlerini temsil etme amacıyla kullanılan kelimelerdir. Zamirlerin en önemli görevi, Ģahıs ve nesnelerin yerine geçerek onların tekrarlanmasına engel olmakdır. Zamirler kendi aralarında Ģahıs zamirleri, dönüĢlülük zamirleri, iĢaret zamirleri, bağlama zamirleri, soru zamirleri ve belirsizlik zamirleri olarak altıya ayrılmaktadırlar. 4.1. ġahıs Zamirleri KiĢi ve nesnelerin yerine kullanılan kelimelere Ģahıs zamirleri denilir. ġahıs zamirleri, 1. 2. ve 3. Ģahıs olarak üçe ayrılırken çokluk - teklik bakımından de ikiye bölünmektedirler. Teklik 1. Ģahıs: Eski Türkçede teklik 1. Ģahıs zamiri için ben Ģekli kullanılmıĢtır. Ancak, Eski Türkçenin baĢlarında men ve min Ģekilleri de kullanılmaya baĢlar. Batı Türkçesine gelindiğinde min Ģeklinin ortadan kalkmasıyla ben, men Ģekilleri 145 teklik 1. Ģahıs zamiri olarak kullanılmaya devam eder.184 Halhal ağızlarında da Eski Oğuz Türkçesinin ben, men Ģekillerinden ben Ģekli ortadan silinerek yerini tamamen men Ģekline bırakmıĢtır: men dünyanun görküyem “ben, dünya güzeliyim” (30-922); men bir quş udum “ben, bir kuş udum” (19-276); men gédim “ben gideyim” (1-279). Teklik 1. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi: a. Hâl ekleriyle: menim xanımmı “benim hanımımı” (6–492); meni tutdu (17–480); mene (18–270); mende (18–30); menden (19–209); mennen gédisēn? “benimle gidiyor musun?” (< men-len) (30–1456). b. Edatlarla: meni kimin “benim gibi” (11–54, 55); men çin “benim için” (11–214); meni tekin “benim gibi” (17–356). Teklik 2. Ģahıs: Eski Türkçede sen Ģeklinde kullanılan teklik 2. Ģahıs zamiri,185 Halhal ağızlarında hiçbir değiĢikliğe uğramadan devam etmektedir: sen meni alladıpsan “sen, beni aldatmışsın” (18-382); sen, derdün mene dḕ “sen, derdini bana söyle” (19-64). Teklik 2. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi: a. Hâl ekleriyle: senin qızun (29–74); seni aparar (30–110); sene (12– 109); sende (16–18); sennen “senden” (30–157); sennen menim yoldaşlığım tutmaz “senle benim arakadaşlığımız olmaz” (< sen-len) (30–2-3). b. Edatlarla: sen çin (30–599); seni kimi (6–307); seni tekin (19–320). Teklik 3. Ģahıs: Eski Türkçe ve Eski Oğuz Türkçesinde ol Ģeklinde kullanılan teklik 3. Ģahıs zamirinin Halhal ağızlarından sadece ġehin ağzı(-éyr)‟nda iĢaret sıfatı olarak iki yerde ol Ģeklinde iĢaret sıfatı olarak kullanıldığı tespit edilmiĢtir: ol bağda (1-1085); ol patışah (30-1383). 184 185 Muharrem Ergin, Tük Dil Bilgisi, s. 265. Muharrem Ergin, Tük Dil Bilgisi, s. 266. 146 Geri kalan örneklerin tamamı o Ģeklinde geçer: o ne möhterem adam ımış “o ne kadar saygın adamıymış” (6-381). Teklik 3. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi: a. Hâl ekleriyle: onun qucağında (17–192); onu güdér “onu takip eder” (18–251); ona (18–281); onda (6–373); onnan “ondan” (7–3); onnan daş daşıl'la “onunla taş taşıyorlar” (6–96). b. Edatlarla: on çun “onun için” (17–504). Çokluk 1. Ģahıs: Eski Türkçede biz Ģeklinde kullanılan çokluk 1. Ģahıs zamiri,186 Halhal ağızlarında da biz Ģeklinde kullanılmaktadır: biz gördük (6-121); biz ketten çıx'dux “biz köyden çıktık” (14-15). Çokluk 1. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi: a. Hâl ekleriyle: bizim başımıza (18–145); bizi apardıla (14–18); bize (14– 18); bizde (17–545); bizden (30–157); davası yoxtı bizinen “bizimle kavgası yoktur” (6–443). b. Edatlarla: biz için “bizim için” (25–35); biz çin “bizim için” (30–81). Çokluk 2. Ģahıs: Eski Türkçede siz Ģeklinde kullanılan çokluk 2. Ģahıs zamiri,187 Halhal ağızlarında, da bir kısım örneklerde eski Ģekliyle muhafaza etmektedir: siz, niye pul alméysuz? “siz, neden para almıyorsunuz? (1-349); siz qeblen éşidemmezdüz “siz, önceden duyamazdınız” (26-65). Ancak, bir kısım örneklerde çokluk 2. Ģahıs zamirinin süz Ģeklinde kullanıldığı tespit edilmiĢtir: süz meni çağırmaduz (17-328); süz, her ne emr‿élesüz, menim çarem yoxtu (27-50). Çokluk 2. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi: 186 187 A. Von Gabain, age, s. 66. Muharrem Ergin, Tük Dil Bilgisi, s. 266. 147 a. Hâl ekleriyle: sizin bağuz “sizin bahçeniz” (28–46); sizi göreller (22–34); size (30–786); sizden (6–220). b. Edatlarla: siz için “siz için" (1–300). Çokluk 3. Ģahıs: Eski Türkçede olar Ģeklinde geçen çokluk 3. Ģahıs zamiri, Eski Oğuz Türkçesinin ilk devresinde de olar Ģeklinde kullanılmıĢtır.188 Halhal ağızlarında da çokluk 3. Ģahıs zamiri sadece olar Ģeklindedir: olar bilmiller “onlar bilmiyorlar” (29-52); olar qaldıla orda “onlar, orda kaldılar” (32-946). Çokluk 3. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi: a. Hâl ekleriyle: oların başınnan (17–440); oları yiyelle (30–684); olara (30–22); olarda (30–49); olardan (1–431); olarnan, men bāhem nenemgilnen işlerdim “ben, onlarla annemlerle beraber çalışırdım” (26–16). b. Edatlarla: olar çın “onlar için” (5–32); olar kimin “onlar gibi” (1–1159). 4.2. DönüĢlülük Zamiri Eski Oğuz Türkçesinde dönüĢlülük zamiri için kendü, öz ve kendü ile öz dönüĢlülük zamirlerinin birleĢmesinden meydan gelen kendüz kelimeleri kullanılmıĢtır. Halhal ağızlarında bu üç dönüĢlülük zamirinden sadece öz kelimesi, dönüĢlülük zamiri olarak kullanılmaktadır: öz qardaşına (29-94); öz ağamız (9-63). öz dönüĢlülük zamiri, iyelik ekleriyle çekime girerek teklik ve çokluk 1., 2., 3. Ģahısları temsil eder: özüm “kendim” (5–7); özün “kendin” (9–38); özi “kendi” (13–28); özümüz “kendimiz” (20–28); özüz “kendiniz” (2–27); özleri “kendileri” (7–2). 188 Muharrem Ergin, Tük Dil Bilgisi, s. 267. 148 4.3. ĠĢaret Zamirleri ĠĢaret zamirleri, nesneleri iĢaret ederek gösteren zamirlerdir. Halhal ağızlarında iĢaret zamirleri olarak bu ve o Ģekilleri kullanılmaktadır: bu qaldı “bu kaldı” (6-277); bu mene yādbud oldu “bu, bana hatıra oldu” (12-60); o yaxçıdı? “o mu iyidir?” (1-381); o nedi!? (17-161). Halhal ağızlarında zamirlerin çekimiyle ilgili en önemli değiĢiklik Eski Oğuz Türkçesinde zamirlerin çokluk Ģeklinde kullanılan zamir n‟sinin189 ortadan kalkmasıdır: bular (17–173); olar (18–85). Sadece ġehin ağızlarından Berende ağzında bir örnekte yardımcı n ünsüzünün kullanıldığı tespit edilmiĢtir: onlar (1–556) ĠĢaret zamirlerinin belirtme hâli, yaklaĢma hâli, bulunma hâli, ayrılma hâli, eĢitlik hâli, vasıta ve yön hâli Ģöyledir: 4.3.1. ĠĢaret Zamirlerinin Ġlgi Hâli: Halhal ağızlarında iĢaret zamirlerinin çekiminde birkaç ses ve anlam değiĢikliği görülmektedir. Eski Oğuz Türkçesinde ilgi ekinin ikinci n‟si daima nazal n‟lidir.190 Halhal ağızlarında kullanılan ilgi ekinin nazal n‟si diĢ n‟sine dönüĢmüĢtür: bunun (6–72); buların (27–46); bularun (1–38); munun (11– 50); onun (12–58); oların (17–440); olarun (26–14). Eski Oğuz Türkçesinde sadece yuvarlak ünlülü olan ilgi eki,191 Halhal ağızlarında genelde yuvarlaklık ünlülüdür: bunun (29–36); bularun (1–38); munun (1–48); onun (5–12); olarun (5–16). Ancak, +lar çokluk ekinin düz ünlüsünün etkisiyle söz konusu ekin ünlüsünde düzleĢmiĢ olanlara rastlamak da mümkündür: buların (6-87); oların (11-112). 189 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 273. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 272. 191 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 274. 190 149 4.3.2. ĠĢaret Zamirlerinin Belirtme Hâli: ĠĢaret zamirlerinde kullanılan belirtme eki, isimlere gelen belirtme ekinden farksızdır: bunu (11–133); munu (17–34); onu (17–59); buları (15– 20); oları (27–10). 4.3.3. ĠĢaret Zamirlerinin YaklaĢma Hâli: Eski Oğuz Türkçesinde iĢaret zamirlerinin yaklaĢma hâlinde kullanılan yardımcı ŋ ünsüzü,192 Halhal ağızlarında ŋ > n değiĢimine uğramıĢtır: buna (29–12); muna (30–1549); bulara (1–348); olara (3–22). 4.3.4. ĠĢaret Zamirlerinin Bulunma Hâli: Teklik ĠĢaret zamirlerinin bulunma hâli, zamir n‟si ve +da bulunma ekiyle yapılmaktadır: mında “bunda” (6–474); onda “onda” (30–349). Çokluk iĢaret zamiri olar‟ın bulunma hâli, zamir n‟si alınmaksızın yapılmaktadır: olarda (26–36). ĠĢaret zamirlerinde bulunma hâlinde görülen en önemli değiĢiklik o zamirinin bulunma hâlinin anlamıyla ilgilidir. o zamirinin bulunma hâli (onda) iki farklı anlam ifade etmektedir. Bunlardan bir tanesi nesnenin bulunduğu yeri bildirir: sözüm onda yo “onda sözüm yok” (30-349). o zamirinin bulunma hâlinde yaygın bir Ģekilde kullanılan ikinci görevi, o zaman, öyleyse zarfları gibi kullanılmasıdır: onda gördüm, direm direm qar gelér “o zaman parça parça karın yağdığını gördüm” (19-126); onda zor déyérdiler “o zaman zor diyordular” (9–58); onda senün tefligün necür olar? “öyleyse senin durumun nasıl olacak?” (15-41). 192 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 274. 150 4.3.5. ĠĢaret Zamirlerinin Çıkma Hâli: Tek iĢaret zamirlerinin çıkma hâli, Halhal ağızlarında +nan, +nen (> +dAn) Ģeklindedir: bunnan (17–323); onnan (17–404). Çokluk bildiren iĢaret zamirlerinin çıkma hâli +dan, +den Ģeklindedir. Ancak, Eski Oğuz Türkçesinden farklı olarak zamir n‟si almaksızın kullanılmaktadır: bulardan “bunlardan” (18–31); olardan “onlardan” (6–79). 4.3.6. ĠĢaret Zamirlerinin Edatlara Bağlanması: ĠĢaret zamirlerinden sadece olar‟ın kimin “gibi” edatıyla yalın Ģekilde kullanıldığı tespit edilmiĢtir: olar kimin “onlar gibi” (1-1159). ile edatı için artık –nan ( < ile) eki kullanılmaktadır: bunnan “bununla” (17–18); onnan men dostam “onla ben arkadaşım” (22-57-58). onnan “onunla” (22–67-68); olarnan “onlarla” (3–47). Halhal ağızlarında için edatının zamirlerle ekleĢme sürecine girdiği görülmektedir: bın ıçın “bunun için” (19-63); bun çun “bunun için” (18–294); on çin “onun için” (6–458). 4.4. Belirsizlik Zamirleri Nesneleri belirsiz bir Ģekilde temsil eden kelimelere belirsizlik zamirleri denilir. Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz belirsizlik zamirleri Ģöyledir: biri (22– 53); birüz “biriniz” (30– 345); hamu (7–5); hamısı (11–12); kimse (19–305); kimseler (19–305); özgeler (21–16). 4.5. Soru Zamirleri Nesneleri soru Ģeklinde temsil eden kelimelere soru zamirleri denilir. Halhal ağızlarında kimi, hansı ve ne soru zamirleri tespit edilmiĢtir: kim dirilt'se (30–54); kim yatıþtı (27–21); kim var (30–118); ne déyésen (15–44); ne middetdi “ne zamandır” (18-34). 151 bu zamirlerden kim zamiri sadece insanlar için kullanılan bir soru zamiridir: kim dirilt'se (30–54); kim yatıþtı (27–21); kim var (30–118). Halhal ağızlarında ne ve kim soru zamirlerinden baĢka neme ve nemene zamirleri kullanılmaktadır: neme vérersen “ne verirsin” (1-19); neme danışım “ne konuşayım” (4-43); neme déyim “ne söyleyim” (8-25); neme éléyim “ne yapayım” (1-197) nemene ekélle “ne ekiyorlar” (2-43); nemene désün “ne dersen” (6-192); nemene işlerdüz “ne iş yapardınız” (8-26). HiĢeyin ağzından kullanılan neme soru zamiri, ne soru zamiriyle me pekiĢtirme enklitiğinden oluĢmuĢtur: neme vérersen “ne verirsin” (1-19); neme danışım “ne konuşayım” (4-43); neme déyim “ne söyleyim” (8-25); neme éléyim “ne yapayım” (1-197)görülmektedir Bu soru zamirlerinden neme soru zamiri sadece ġehin ağızlarında kullanılırken nemene kelimesi bütün Halhal ağızlarında kullanılmaktadır. PekiĢtirme enklitiklerinin üst üste geleceğini193 göz önünde bulundurduğumuzda neme soru zamirinin bir baĢka pekiĢtirme enklitiği olan ne enklitiğiyle geniĢleyerek nemene Ģeklinde ortaya çıktığını söylemek mümkündür. nemene ekélle “ne ekiyorlar” (2-43); nemene désün (6-192); nemene işlerdüz (8-28). 4.6. Bağlama Zamirleri: Türkçede bağlama zamiri için kim kelimesi kullanılır. Halhal ağızlarından sadece Ilxıçı köyünde, bir yerde kim bağlama zamirinin kullanıldığı tespit edilmiĢtir: diyersen kim bura gelincek “söylersin kim buraya gelince” (29–251). 193 Ahmet Bican Ercilasun, La Enklitiği ve Türkçede Bir “Pekiştirme Enklitiği” Teorisi, Dil Araştırmaları Dergisi Sayı: 2, Ankara, Bahar 2008, s. 43. 152 5. FĠĠL 5.1. Fiil Yapım Ekleri 5.1.1. Ġsimden Fiil Yapma Ekleri 5.1.1.1. +a-, +e+ Halhal ağızlarında kullanılan iĢlek eklerden biridir: bezedile (< bediz+e) (1–934); benzér “benziyor” (11–248); dilesun (1–736); oynardıx (5–36); öceşdi “rahatsız etti” (< öc+e-ş-) (1-1190); sanadı “saydı” (15–70). 5.1.1.2. +al-, +elĠsimden fiil yapan +al-, +el- eki, Halhal ağızlarında iĢlekliğini koruyan eklerden bir tanesidir: azalıb (4–46); boşalır (27–40); boynalalla “yükselirler” (< boynalallar < boyun+al-ar-lar) (19-95); dinceldi “dinlendi” (30–731); düzelder (15–62); kökelsin “şişmanlasın” (< kök “şişman” +el-) (17–471); sağala'san “sağalırsın” (1–343). 5.1.1.3. +ar- (+al-) ĠĢlek olmayan bir ektir. Sadece kalın ünlülü Ģeklinden örnekler tespit edilmiĢtir: ağarar (19-132); suvarılla (1–177). +ar eki, bir kısım örneklerde r > l ünsüz değiĢmesine uğrayarak -al Ģeklinde kullanılmaktadır: qaraldı (15–79) saraldı (30–850). 5.1.1.4. +da-, +de-, +ta-, +te- (>+la-) ĠĢlek eklerden biridir: istedile (< ET. iz+de-) (1–29); toxtadı sakinleşmek” (< tox+ta) (6–279). l ünsüzüyle biten kelimelerde ld > ll ünsüz benzeĢtirmesine uğramaktadır: allattı “aldattı” (30–1152); fırıllır “dönüyor” (fırılda-) (30–903); xorullı'yar “horullar” (< xorulda-) (29–54). 153 5.1.1.5. +qaBir örnekte tespit edilmiĢtir: çulqéyíb “sarmış” (< çul+qa-) (6-520). 5.1.1.6. +qır-, +xırSadece +qır-, +xır- Ģekilleri bulunan bu ek, ses taklidi kelimelerde kullanılan bir ektir: fışqırıq “ıslık” (< fışqır- “ıslık çalmak” < fış “ses taklidi”) (30–1449); qışqırdı “bağırdı” (< qışqır- “bağır- < qış “ses taklidi”) (1–56); hayxırıb “seslenmiş” (hay+qır- < hay “ses taklidi” (30–713). Bu ek, tükür- kelimesinde k > p değiĢimine uğrayarak –pür Ģeklinde kullanılmaktadır: tüpürcek (30–718). 5.1.1.7. +x-, +kĠĢlek olmayan eklerden biridir. KalıplaĢmıĢ eklerden sayılır: darıxmışam “sıkılmışım” (17–503); gécikdün (17–410); acıx'dım (18–258). 5.1.1.8. +ı-, +i-, +u-, +ü ĠĢlekliğini yitirmiĢ bir ektir. Birkaç örnekte kalıplaĢarak korunmaktadır: berkitdim “kilitledim” (< berk+i-) (1–195), uzun (6–310) (< uz+u-); daşıl'la “taşırlar” (6–97); ağrıdım “ağrıdayım” (8–23). 5.1.1.9. +la-, +le-( +da-, +dé-) +la-, +le- eki, Halhal ağızlarında kullanılan iĢlek eklerden biridir: bağladı (17–205); başladı (29–174); gözle (6–235); gizlendi (< ET. kiz “kap”) (30-30); qışlaxdı “kışladır” (15–113); seslendi (17–204); sulanacāx (1–250); yaylağım (19–3). 154 +la-, +le- ekinin r, n ve t ünsüzleriyle biten kelimelerle kullanıldığında rl > rr, nl > nn ve tl > td ünsüz benzeĢtirmesine uğradığı görülmektedir: fırranır (30–1342); yoxunnaşdım (6–519); yumurtdéyip “yumurtlamış” (1-479). +la-, +le- ekiyle ilgili bir diğer değiĢiklik, ekin ünlüsüyle ilgilidir. Yardımcı y ünsüzünün etkisiyle ekin ünlüsünün bazen daraldığı tespit edilmiĢtir: bağlıyıŕlaŗ (27–12); başlıyalar (17–255); saxlıyannan (29–62). 5.1.1.10. +rĠĢlek olmayan eklerden biridir. Ses taklidi kelimelerde kullanıldığı görülmektedir: çağırér (15–51); anqırtdı (6-139). 5.1.2. Fiilden Fiil Yapma Ekleri 5.1.2.1. -ala, -eleĠĢlek olan eklerden biridir. Anlam olarak kuvvetlendirme ve hareketin ara vermeden tekrarlandığını bildiren bir ektir: qualadı (17–169); iteledi (17– 182); sepelendi “yayıldı, dağıldı” (< serp-ele-n-) (30–573); silkeleyende (1– 569). 5.1.2.2. -ar-, -erBir kısım kelimelerde kalıplaĢmıĢ bir yapım eki olarak yaĢamaktadır: çıxaréy'dım “çıkaraydım” (30–600); çıxartdı (1-21); qaytardıla “geri çevirdiler” (< qayıt-ar-) (4–23). Bu ekin bazen r ünsüzü düĢürülerek kullanılmaktadır: çıxattı “çıkarttı” (11-214); qopatdı “ koparttı” (1-532); qoparttı (30–680). 5.1.2.3. –derAz kullanılan eklerden biridir: gönderir (27–10). 155 5.1.2.4. -dır-, -dir-, -dur-, -dür-( -tır-, -tir-, -tur-, -tür) Eski Oğuz Türkçesinde bu ekin sadece yuvarlak ve d‟li Ģekilleri kullanılmıĢtır.194 Halhal ağızlarında bu ek, ünlü uyumuna girdiği hâlde genelde ünsüz uyumuna bağlı olmayıp d‟li Ģekilleriyle kullanılmaktadır: aĢtırdı (30–424); doldurardıx (3–32); géyindirdi (6–401); qeyitdirdi “yaptırdı” (11186); kesdir (30-214); oxutdurmuşam (11–56); öldürtdürer (6-113); öldürüm (17–19); yağdırsa (4–34). Ancak, Hımıs ve Kızıldere ağızlarında bu ekin ünsüz uyumu dahilinde t‟li Ģekillerine de rastlamak mümkündür: çektiripsen (19–174); getirttirib (1– 757); oxutturarsan (30–926); öldüttürrem (30–1205); tanıttırun (30-992); yapıştırér (18–268). 5.1.2.5. -ı- (-é-), -üĠĢlekliğini yitirmiĢ bir ektir: sürün'di (17–207); meni 'sarépsan!? “benimle dalga mı geçiyorsun?” (< sarı-(< sar-ı-) (6–358). 5.1.2.6. -kĠĢlek olmayan bir ektir. görük- kelimesinde kalıplaĢarak yaĢamaktadır: görükér “gözüküyor” (6–381). 5.1.2.7. -l-l- eki, pasiflik ve meçhul ifade eden bir ektir: açılıb (17–87); dirilecek (< tir-i-l-< ET. tir-“yaşamak”) (17–554); qoyulacax (1-250); töküldü (2–84); yumuldu (1–75). 194 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 213. 156 5.1.2.8. -ma-, -me-ma-, -me- eki, i- fiili dıĢında bütün fiillere getirilerek olumsuz fiiller yapar: aparmadıla (31–26); işlememişem (2–66); kesmedi (11-118); olmadı (17-17). -Ir, -Ur ağzında olumsuzluk ekiyle Ģimdiki zaman eki ünlüsünün yan yana gelmesiyle (-mA-Ir-/Ur-) bir ünlü birleĢmesi sonucu, Ģimdiki zamanın olumsuzunda –mır, -mir, -mur, -mür Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır: görmür (26– 80); olmuram (30–17); qoymur (30–121); sürmür (32–43). -ma-, -me- ekinde görülen bir diğer değiĢiklik, yardımcı y ünsüzünün etkisiyle ekin ünlüsünde bir daralmanın ortaya çıkmasıdır: yémiyek (1–545); qalmıyıp (5–22); olmıyan (5–55); olmuya'cax (1–374); olmuyun “olmayın” (31–24). 5.1.2.9. -n-n- ekinin kullanıldığı fiillerde fiilin hareketi, hareketi yapana veya olan nesneye yönelik olduğundan bu eke dönüĢlülük eki denilir. Halhal ağızlarında iĢlek bir Ģekilde kullanılan eklerden biridir: boşanıb (29–235); dolanardıx (1240); géçinir (8–47); görünesen (1-210); sürünüp (6–518). 5.1.2.10. -r-r- eki, Türkçede oldurma, yaptırma ifade eden ettirgen eklerden birdir. Halhal ağızlarında iĢlek olarak kullanılmaktadır: aşırdıla (6–122); géçirdileŗ (30–163); pişirmişdile (17–455); uçurdum (1-153). 5.1.2.11. -sa-, -seĠĢlekliğini yitirmiĢ eklerden biridir. Bu ek sadece görset- kelimesinde tespit edilmiĢtir: görsedim (18–144); görsetţi (18–145); görsetmesin (1–275). 157 görset- fiili, sadece Hımıs ağızlarından Varavart ağzında Türkiye Türkçesinde olduğu gibi yer değiĢtirmesi sonucu göster- Ģeklinde kullanılmaktadır: gösterecek (16–27). 5.1.2.12. -Ģ-Ģ- eki, ortaklaĢma ve oluĢ bildiren bir ektir. OrtaklaĢma görevinde bulunduğunda hareketin birkaç yapanı bulunduğunu ifade eder: ağlaşdıla (30–585); elleşér “uğraşıyor” (17–382); öceşdi “rahatsız etti” (< öc+e-ş-) (11190); yığşdırduq (11–140). -Ģ- eki, oluĢ görevinde kullanıldığında hareketin kendi kendine olma anlamını ifade eder: yaraşır “yakışıyor” (31–38); yétişip (1-242); qızışdım “ısındım” (30–885); sürüştự “kaydı” (30–1579). 5.1.2.13. -t-t- eki de iĢlek bir Ģekilde kullanılan ettirgen eklerden biridir: berkitdim “kilitledim” (< berki-t-) (1–195), düzeltdi “düzeltti, yaptı” (< düzel-t-) (30–186); örtér (18–444); sürtem (30–56); uzatdı (1–1110). 5.1.2.14. -yĠĢlek olmayan eklerden biridir. Eski Türkçede –d- Ģeklinde olan bu ek Batı Türkçesinde –y-„leĢmiĢtir: qoyarsan (17–394); doymuram (30–1240). 5.1.2.15. -zEttirgen bir ektir. Sadece bir örnekte kalıplaĢmıĢ bir Ģekilde korunmaktadır: doğuzdura “doğurtsun” (1–942). 158 5.2. Fiil Çekimi 5.2.1. ġahıs Ekleri ġahıs ekleri, fiillerde hareketi yapanı bildiren eklerdir. Bütün fiil çekimlerinde her Ģahıs için ayrı birer Ģahıs eki bulunmaktadır. Türkçede Ģahıs ekleri, her zaman için zaman eklerinden sonra gelir. Fiil çekimlerinde Ģahıs ekleri, har zaman için zaman eklerinden bağımsızdırlar. Ancak fiilin emir çekiminde emir kipleri Ģahıs eklerini de bünyelerinde taĢırlar. Türkçede zamir kaynaklı, iyelik ekli kaynaklı ve emir ekleri olmak üzere üç tip Ģahıs eki bulunmaktadır. Bu üç tip Ģahıs eklerinden emir kipinde kullanılan Ģahıs ekleri tasarlama kipleri dâhilinde incelenecektir. 5.2.1.1. Zamir Kaynaklı ġahıs Ekleri Zamir kaynaklı Ģahıs eklerinin kaynağı Ģahıs zamirleridir. Halhal ağızlarında zamir kaynaklı Ģahıs ekleri; Ģart, öğrenilen geçmiĢ zaman ve emir kipleri dıĢında kalan bütün zaman çekimleri için kullanılmaktadır. Yani geniĢ zaman, Ģimdiki zaman, gelecek zaman, duyulan geçmiĢ zaman ve istek çekimlerinde zamir kaynaklı Ģahıs ekleri kullanılmaktadır: Teklik 1. Ģahıs: Eski Oğuz Türkçesinde teklik 1. Ģahıs eki, –van, -ven; -vanın, -venin; -vam, -vem ve –am, –em Ģeklindedir. Eski Oğuz Türkçesinde bu eklerin en çok kullanılanı –am, -em‟dir.195 Halhal ağızlarının tamamında Eski Oğuz Türkçesinin –am, -em teklik birinci Ģahıs eki, kullanılmaya devam edilmektedir: alacağam (30–104); élerem (6–54); éliyem (6–375); qalmışam (8–39); istéyérem (1–288). 195 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 284. 159 Teklik 2. Ģahıs: Teklik 2. Ģahıs eki bütün Halhal ağızlarında -san, -sen Ģeklindedir. Bu ekin teklik 2. Ģahıs zamirinden geldiği büyük ünlü uyumu sonucunda –san, -sen Ģeklinde geliĢtiği bilinmektedir: aparırsan (30–1019); gédipsen (4–19); getireceksen (6–304); göréysen “görüyorsun” (6-523); vırasan (15–85). Teklik 3. Ģahıs: Teklik 3. Ģahıs, Eski Oğuz Türkçesinde her zaman için eksizdir.196 Halhal ağızlarında da fiillerin teklik 3. Ģahıs çekimlerinde Ģahıs eki kullanılmamaktadır: ekecek (19–41); gele (29-166); oturup (17-175); vérér (949); yazır (20-27). Çokluk 1. Ģahıs: Eski Oğuz Türkçesinde çokluk 1. Ģahıs eki olarak –vuz, -vüz; -uz, -üz Ģekilleri kullanılmıĢtır.197 Halhal ağızlarında Eski Oğuz Türkçesinden farklı olarak çokluk 1. Ģahıs eki için -ıq(-ıx), -uq(-ux); –ik(-ig), -ük(-üg) Ģekilleri kullanılmaktadır: biçérik (9-62); bölecik (30-577); almışıq (21-23); élerik (2522); görek (27-20). Çokluk 2. Ģahıs: Eski Oğuz Türkçesinde bu ekin sadece düz ünlülü Ģekilleri kullanılmıĢtır.198 Halhal ağızlarında Eski Oğuz Türkçesinin tam tersine düz ünlülü fiillerde de yuvarlak ünlülü eklerin kullanıldığı görülmektedir: çekibsüz (1-1005); çıxardasuz (1-135); ekersüz (8-9); gédésüz (18-98); olacaxsuz (301329); vırasuz (1-1162). 196 Muharrem Ergin, Türkiye Türkçesi Grameri, s. 285. Age, s. 284. 198 Age, s. 284. 197 160 Ancak HiĢeyin köylerinden Nüdü ağzında sınırlı sayıda -sız, -siz Ģekillerinin kullanıldığını görmek de mümkündür: aléysiz (6-42); bilesiz (6-43); éliyibsiz (6-429); getirersiz (22-35). Çokluk 3. Ģahıs: Çokluk 3. Ģahıs eki, Batı Türkçesinin baĢından beri –lar, -ler Ģeklindedir.199 Halhal ağızlarında da çokluk 3. Ģahıs eki, Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi devam etmektedir: basıplar (29-262); dédiler (3118); salacaxlar (18-189); véréller (9-67). Zamir Kaynaklı ġahıs Eklerli Teklik Çokluk I. Ģh. -am, -em -ıq(-ıx), -uq(-ux); –ik(-ig), -ük(-üg) II. Ģh. -san, -sen -suz, -süz III. Ģh. -Ø –lar, -ler 5.2.1.2. Ġyelik Kaynaklı ġahıs Ekleri Ġkinci tip Ģahıs eklerinin kaynağı iyelik ekleridir. Halhal ağızlarında görülen geçmiĢ zaman ve Ģart çekiminde iyelik kökenli Ģahıs ekleri kullanılmaktadır. Teklik 1. Ģahıs: BaĢlangıçtan beri hiç değiĢmeyen Teklik 1. Ģahıs eki,200 Halhal ağızlarında da hiçibir değiĢime uğramadan –m Ģeklinde kullanılmaya devam 199 200 Age, s. 286. Age, s. 287. 161 etmektedir: danışsam (1-889); dé'sem (17-438); dolandırdım (21-6); geldim (22-23). Teklik 2. Ģahıs: Eski Oğuz Türkçesinde nazal n‟li olan teklik 2. Ģahıs eki,201 Halhal ağızlarının tamamında ŋ > n değiĢimine uğramıĢ Ģekilde kullanılmaktadır: gétdün (30-1472); gés'sǖn “gitsen” (18-190); istésen “istiyorsan” (18-45); yandırdun (6-147). Teklik 3. Ģahıs: Zamir kaynaklı Ģahıs eklerinde olduğu gibi iyelik ekli Ģahıs eklerinde de teklik 3. Ģahıs, eksizdir: apardı (17-2); gelse (17-422); sanadi “saydı” (30-69); vırsa (6-190). Çokluk 1. Ģahıs: Eski Türkçede iyelik kaynaklı çokluk 1. Ģahıs eki, -mız, -miz Ģeklindedir. Batı Türkçesinde bu ekin yerine –ḳ, -k Ģekilleri kullanılmıĢtır. Kalın sırada bulunan –ḳ ekinin Eski Oğuz Türkçesinde x‟li örnekleri de kullanılmıĢtır.202 Halhal ağızlarında da Eski Oğuz Türkçesinin –q/-x, -k Ģekilleri kullanılmaktadır: adaxladıq (3-73); 'ayrıldıx (30-329); atdıx (1-380); durardıq (12-65); geldik (17-109); gördük (6-86); getirsek (22-86); qal'dıq (18288); qocaldıx (2-31); yatdıq (17-448); vırsax (30-1163). 201 202 A,ge, s. 287. A,g,e, s. 287. 162 Çokluk 2. Ģahıs: Eski Oğuz Türkçesinde çokluk 2. Ģahıs eki, -ŋuz, -ŋüz Ģeklindedir.203 Halhal ağızlarında iyelik kaynaklı çokluk 2. Ģahıs eki için –z Ģekli kullanılmaktadır: alduz (25-19); çağırmaduz (17-328); geldüz (30-815); getsüz “gitseniz” (1-1093); qoysuz “koysanız” (1-1093); işlerdüz (8-26); vérésüz “veriyorsanız” (30-36). Halhal ağızlarında bu ekle birilikte kullanılan görülen geçmiĢ zaman eki de her zaman için yuvarlak ünlülüdür: alduz (25-19); çağırmaduz (17328); geldüz (30-815); işlerdüz (8-26). Ayrıca, iyelikli çokluk 2. Ģahıs ekiyle kullanılan Ģart ekinin düz ünlüsünün de yuvarlaklaĢtığı görülmektedir: getsüz “gitseniz” (1-1093); qoysuz “koysanız” (1-1093); vérésüz “veriyorsanız” (30-36). Anadolu ağızlarından Doğu Grubu Ağızları‟nın da özelliklerinden biri, iyelik kaynaklı çokluk 2. Ģahıs ekinin –z Ģeklinde olmasıdır.204 Eski Oğuz Türkçesinde –ŋUz Ģeklinde kullanılan bu ekin –z Ģekline dönüĢmesi, 2. Ģahıs iyelik ekiyle paralel bir Ģekilde geliĢmiĢtir. Bugün Halhal ağızlarında çokluk 2. Ģahıs iyelik eki de –z Ģeklindedir: başuzdan (18-142); elüzdeki (1-646). Muharrem Ergin çokluk 2. Ģahıs iyelik ekindeki bu değiĢimi U-ŋUz > U-vUz > -Ūz > -Uz > -z 205 Ģeklinde açıklar. Bizim kanaatimizce aynı süreç iyelik kaynaklı çokluk 2. Ģahıs için de geçerlidir. Eski Oğuz Türkçesinde kullanılan –-ŋUz ilk aĢamada ŋ > v değiĢmesi sonucu *-vUz olmuĢtur. Bir ileriki aĢamada v‟nin düĢmesiyle ikiz ünlülü –*UUz Ģekli ortaya çıkmıĢtır. Bu aĢamadan sonraki süreci Halhal ağızlarının en arkaik ağzı olan ġehin ağzı(éyr)‟ndan takip etmek mümkündür. Ġkiz ünlülerin tekleĢmesi sonucu uzun ünlülü -Ūz Ģekli belirmiĢtir: doğuzdurdūz (1-1222); qutardūz (30-57). Sonunda ek, bugünkü -z hâline dönüĢerek kullanılmaya baĢlamıĢtır: alduz (25-19); çağırmaduz (17-328); geldüz (30-815); iĢlerdüz (8-26). 203 A,g,e, s. 287. Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, s. 57. 205 Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi, s. 97. 204 163 Çokluk 3. Ģahıs: Ġyelikli çokluk 3. Ģahıs eki Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi –lar, -ler Ģeklindedir: aldılar (29-158); yédiler(29-139). Ġyelik Kaynaklı ġahıs Ekleri Teklik Çokluk I. Ģh. –m –ḳ/-x, -k II. Ģh. -n –z III. Ģh. -Ø –lar, -ler 5.2.2. ġekil ve Zaman Ekleri 5.2.2.1. Bildirme Kipleri 5.2.2.1.1. Görülen GeçmiĢ Zaman Eski Oğuz Türkçesinde -d‟li Ģekilleri bulunan görülen geçmiĢ zaman eki, 1. ve 2. Ģahıslarda yuvarlak, 3. Ģahıslarda ise düz ünlülüdür.206 Halhal ağızlarında 2. Ģahıslardaki yuvarlaklık devam etmektedir: aldun (30-481); alduz (25-19); çağırdun (30-608); geldün (15–37); geldüz “geldiniz” (30-815); gördün (5-44); yandırdun (6-147). Ancak, 1. 3. Ģahıslarda bu ekin ünlüsü, genelde düzlük - yuvarlaklık uyumuna girmiĢ durumdadır: ayrıldıx (30-329); bilmedim (25-37); geldik (2– 31); gördüm (2-65); gétdi (28-64); gördü (29-57); sökdük (26-26). Yalnız, Halhal merkez ve Kivi merkez ağızlarında çokluk 1. Ģahıslarda düz ünlülü fiil tabanlarına yuvarlak ünlülü ekin getirildiği tespit edilmiĢtir: éledük (14-28); gelmedük (20-17); qaldux (20-17). -d‟li geçmiĢ zaman ekinde görülen bir diğer geliĢme, ünsüz benzeĢtirmesi sonucu bir kısım örneklerde –t‟li Ģekillerin de ortaya 206 Faruk Kadri Timurtaş, age. s. 138-139. 164 çıkmasıdır: çıxattı “çıkarttı” (30–102); getti “getirdi” (12-51); sürttü (30–226); uttu (1–623); yattıx (30-909). Halhal ağızlarında görülen geçmiĢ zaman ekinin t‟li Ģekilleri oluĢsa da Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi sedasız ünsüzlerle biten fiillerde hâlen d‟li Ģekillerinin kullanılmasına rastlamak mümkündür: berkitdim (1–196); gétdi (17–8); otdux “oturduk” (6–93); götdü “götürdü” (29–128). Teklik Çokluk I. Ģh. geldim (23–10) geldik (2–31) II. Ģh. geldün (15–37) geldüz (30–815) III. Ģh. geldi (6–64) geldiler (29–85) 5.2.2.1.2. Öğrenilen GeçmiĢ Zaman Halhal ağızlarında öğrenilen geçmiĢ zaman için birbirinden farklı iki ayrı ek kullanılmaktadır. Bu eklerden bir tanesi –mıĢ, -miĢ, -muĢ, -müĢ eki olup Eski Oğuz Türkçesindeki düz - dar ünlülü olan -mIĢ207 ekinden geliĢmiĢtir. Zamir kaynaklı Ģahıs ekleriyle çekime giren bu ek, sadece 1. Ģahıslarda kullanılmaktadır: Teklik 1. Ģahıs: gelmişem (4–6); görmüşem (6–40); tutmuşam (18–473). Çokluk 1. Ģahıs: gelmişik (1–345); gülmüşük (30–1255); olmuşux (1–245). Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer öğrenilen geçmiĢ zaman eki, 2. ve 3. Ģahıslarda kullanılmakta olan –Up zarf-fiil ekinden meydana gelen –ıp, -ip, -up, -üp ekidir. Eski Oğuz Türkçesinde de –Up zarf-fiil ekinin öğrenilen geçmiĢ zaman iĢlevinde kullanıldığı bilinmektedir.208 Teklik 2. Ģahıs: gédipsen (4–19); yatıpsan (6–382); olupsan (6–520). Teklik 3. Ģahıs: düzeldip (30–1462); yatıp (30–1363); oturup (17–174). Çokluk 2. Ģahıs: dağılıpsuz (12–32); gelipsüz (1–341); gédipsüz (14–5). 207 208 Gürer Gülseviv, age, s. 80. Gürer Gülsevin, age, s. 83. 165 Çokluk 3. Ģahıs: çekipler (9–56); köçüpler (25–7); oturupla (29–311). ġehin köylerinden Nüdü ağzında sadece bir örnekte öğrenilen geçmiĢ zaman eki olarak –k ekinin kullanıldığı tespit edilmiĢtir: Pātşāhınan vezir, ikisi bir dene mirvārid tesbéh gördüle, qabağa düşük. (6-2). Çokluk Teklik I. Ģh. gelmişem (4–6) gelmişik (1–345) II. Ģh. gelipsen (18-125) gelipsüz (1–341) III. Ģh. gelip (1-536) gelible (1-579) 5.2.2.1.3. GeniĢ Zaman 5.2.2.1.3.1.GeniĢ Zamanın Olumlusu Eski Oğuz Türkçesinde geniĢ zaman için –ur, -ür; -ar, -er; -r ekleri kullanılmıĢtır.209 Halhal ağızlarında Eski Oğuz Türkçesinin –ar, -er; -r geniĢ zaman ekleri olduğu gibi kullanılırken –ur, -ür geniĢ zaman eki, yerini tamamen –ar, -er ekine bırakmıĢtır: -ar Teklik -er -r Teklik Teklik I. Ģh. baxaram (6–232) diyerem (22–1) bağlaram (18–187) II. Ģh. baxarsan (20–5) diyersen (29–250) sallarsan (1-1132) III. Ģh. baxar (16–2) diyer (16–4) ağlar (1–1085) Çokluk Çokluk I. Ģh. apararıx (1–337) diyerik (3–20) bağlarıx (1–336) II. Ģh. baxarsuz (4–5) getirersüz (25–21) élersüz (28–7) III. Ģh. baxalla (28–29) diyeller (29–15) élelle (12–18) Çokluk 209 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 141. 166 Hımıs ağzında kullanılan bir diğer geniĢ zaman eki de –i Ģeklindedir. Bu ek, kesin olmayan gelecek zaman anlamı ifade etmektedir. Sadece teklik 3. ġahısta geçen bu ekle ilgili sınırlı sayıda örnek tespit edilmiĢtir: Gül, éşidi, bizim abrımızı götüri “Gül, duyar, bizi rezil eder” (17-477-78). Irak Türkmen Türkçesi çalıĢmasında Ģimdiki zaman veya geniĢ zaman eki olarak –i Ģeklinden bahsedilmese de söz konusu çalıĢmada geçen metinlerde –i geniĢ zaman ekinin sıkça kullanıldığı görülmektedir.210 5.2.2.1.3.2. GeniĢ Zamanın Olumsuzu Bütün zaman çekimlerinde Ģekil ve zaman eki, fiilin olumlu ve olumsuz Ģekillerine getirilerek yapılmaktadır. Ancak, geniĢ zaman eki, bu bakımdan bir farklılık arz etmektedir. Eski Türkçede geniĢ zamanın olumsuzu için –mAz, kullanılmıĢtır. Eski Oğuz Türkçesinde de bu çekim için –mAz + 1. tip Ģahıs ekleri kullanılmıĢtır.211 Ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde 1. Ģahıslarda –mAr, 2. ve 3. Ģahıslarda –mAz Ģekli kullanılmaktadır.212 Muharrem Ergin, -mAr ekinin -mA- olumsuzluk ekiyle -r geniĢ zaman ekinden yapıldığını düĢünmektedir.213 Elövset Zakiroğlu ise bunun umumî Türk dilindeki r ~ z denkliğinin bir tezahürü olduğu kanaatindedir.214 Halhal ağızlarında ölçünlü Azerbaycan Türkçesinden farklı olarak 1. Ģahısların yanı sıra 2. Ģahıslarda da –mAr Ģekli kullanılmaktadır: vérmerem (30-16); vérmersēn (19-215); vérmerik (17-405), vérmersüz (33-2). Ancak, 3. Ģahıslarda –maz, -mez Ģekli kullanılmaktadır: vérmez (18295); dermezler (17-47). Halhal ağızlarında geniĢ zamanın olumsuzu ile ilgili bir diğer farklılık teklik 1. Ģahıs ekiyle ilgilidir. ġehin ağızlarında teklik 1. Ģahıs için Türkiye 210 Hidayet Kemal Bayatlı, Irak Türkmen Türkçesi, TDK Yayınları / 664, Ankara, 1996, s. 61. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 295. 212 Yavuz Kartallıoğlu, Hüseyin Yıldırım, “Azerbaycan Türkçesi”, Türk Lehçeleri Grameri, (Editör: Ahmet B. Ercilasun), Akçağ Yayınları, Ankara 2007, s. 208. 213 Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi, s. 118. 214 Elövset Zakiroğlu Abdullayev, Türk Dillerinin Tarihsel Gelişme Sorunları, TDK. Yay. Ankara, 1996, s. 40-47. 211 167 Türkçesinde olduğu gibi215 –ma, -me Ģekilleri kullanılmaktadır: almam (1353); bilmem (1-1207); démem (2-54); élemem (1-867); vérmem (1-695). 5.2.2.1.4. ġimdiki Zaman Halhal ağızlarında –éyr; -ér; -ır, -ir, -ur, -ür olmak üzere üç farklı Ģimdiki zaman eki bulunmaktadır. HiĢeyin ilçe merkezle bu ilçeye bağlı Berende ve Nüdü köylerinde –éyr, Halhal merkez köylerinden Hımıs, Varavart –ér; Halhal merkez ağzıyla Halhal merkez köylerinden Buruç, Kızıldere ve Kivi köylerinin tamamında –ır, -ir, -ur, -ür eki kullanılmaktadır. Bu ağızların dıĢında kalan ağızlarda tek bir Ģekle bağlılık bulunmamaktadır. Örneğin; Kivi merkez ağzında –ér ekiyle birlikte ünlü uyumuna bağlanmıĢ –ır, -ir, -ur, -ür eki de kullanılmaktadır. Yine HiĢeyin köylerinden Ağkent, Kemer ve Susava ağızlarında –éyr Ģeklinin yanında –ér Ģeklinin de kullanıldığı tespit edilmiĢtir. Bütün Halhal ağızlarda Ģimdiki zaman eki için zamir kaynaklı Ģahıs ekleri kullanılmaktadır. 5.2.2.1.4.1. -éyr ġimdiki Zaman Eki Halhal ağızlarından HiĢeyin ağzında Ģimdiki zaman için –éyr eki kullanılmaktadır. Halhal ağızlarında kullanılan –éyr Ģimdiki zaman eki, Bernt Brendemeon‟un Trabzon ve Rize ağızlarında tespit ettiği –eyr216 ekiyle aynıdır. Trabzon ağızlarında217 olduğu gibi Halhal ağızlarında da 1. teklik ve çokluk çekiminde -éyr Ģimdiki zaman ekinin r ünsüzü her zaman için korunmaktadır: aléyram “alıyorum” (1–1210); bilméyrem “bilmiyorum” (4–39); gédéyrik “gidiyoruz” (6–436); qaléyrıx ”kalıyoruz” (5–9). 215 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi... s. 294. Bernt Brendemoen, Trabzon Ağızlarındaki Zaman Kipleri Üzerine Bir Not, 5. Milletlerarası Türkoloji Kongresi, İstanbul Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul 1985. s. 33-40. 217 Bernt Brendemoen, Trabzon Ağızlarındaki Zaman Kipleri Üzerine Bir Not, 5. Milletlerarası Türkoloji Kongresi, İstanbul Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul 1985. s. 34.. 216 168 Ancak, r ünsüzünün 2. ve 3. Ģahıslarda düĢmesiyle ek, –éy Ģekline ortaya çıkmaktadır: vıréysan “veriyorsun” (1–1534); atıléy “atılıyor” (1–683); baxéysuz “bakıyorsunuz” (1–588); gétméyle (2-15). 5.2.2.1.4.2. -ér ġimdiki Zaman Eki Halhal ağızlarında kullanılan ikinci Ģimdiki zaman eki, -ér ekidir: alérsan (9-53); baxéram (5-54); düşér (17–500); *gelérsüz; géléller (< gelérler) (15-7); görér (15-21); olér (17–517). Halhal ağızlarından Hımıs ağzında kullanılan –ér eki, “Anadolu ağızlarından Bitlis, MuĢ, Palu, Karakoçan ve kısmen Bingöl merkez ve Karlıova ağızlarında kullanılır.”218 Azerbaycan ağızlarından da Kazak ağzında –ér Ģimdiki zamanın kullanıldığı tespit edilmiĢtir.219 –éyr ekinde olduğu gibi – ér ekinde de kalınlık – incelik ve düzlük – yuvarlaklık uyumu bulunmamaktadır: düşér (17–518); görér (18-15); olér (17–517). -ér ekinde görülen bir diğer ses olayı, ünlüyle biten fiillerde yardımcı ünsüzün düĢmesi sonucu yan yana gelen fiil ünlüsüyle ek ünlüsü arasında ünlü birleĢmesinin ortaya çıkmasıdır: ağlérsan (< ağlaérsan < ağlayérsan) (11–244); bȫyér “büyüyor” (< böyü-y-ér); (17-517); payléram (< paylaéram < paylayéram) (15–43); tanéram (< tanıéram < tanıyéram) (22–64). Bazen soru cümlelerinde bu ünlü birleĢmesinin yanı sıra –ér ekindeki r‟nin de düĢmesiyle Ģimdiki zaman ekinin tamamen kaybolduğu görülmektedir: ne istésen? “ne istiyorsun?” (< istérsen < iste-y-ér-sen) (1845); niya satésan? “neden satıyorsun?” (19-5). 5.2.2.1.4.3. -ır, -ir, -ur, -ür ġimdiki Zaman Eki Halhal ağızlarında kullanılan üçüncü Ģimdiki zaman eki –Ir, -Ur, ekidir: alıram (26–89); déyirem (26–91); qorxuram (29–322); ölürem (30–704). 218 219 Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, s. 75. M. Şireliyev, Azerbaycan Diyalektolojisinin Esasları, 1962, s.223. 169 Halhal merkez ağzında kullanılan Ģimdiki zaman eki, ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde kullanılan –Ir, -Ur220 ekinin aynısıdır. Muharrem Ergin, Ahıska; Çinçavat ağzında görülen –yér ve Terekeme ağzındaki -ér, or, -ör Ģekillerinden hareketle ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde kullanılan –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekinin yéri- fiilinden geldiğini savunmaktadır. Muharrem Ergin, bu doğrultuda yéri- fiilinden ortaya çıkan –yér Ģeklinin hoplolji ile –ér, or, -ör “(geliyér > gelér)” Ģekillerine dönüĢtüğü, ardından –Ir, -Ur Ģekillerinde geliĢtiği sonucuna varmaktadır.221 Bizim kanaatimizce, Muharrem Ergin‟in –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekini kaynak bakımından yéri- “yürümek” fiiline bağlamasında herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Ancak, teknik bakımından –ér (> -Ir, -Ur) ekinin direk –yér Ģeklinden geldiğinin mümkün olmayacağı kanısındayız. Zira, -yér Ģeklinin hece düĢmesi sonucu –ér Ģekline dönüĢmesi mümkün değil. Bu görüĢte bir ara merhalenin göz ardı edildiği görülmektedir. Nedeni de *geliyér Ģeklinde olduğu gibi y ünsüzü hece baĢı vurgusu taĢıdığından düĢmesi imkânsızdır. y‟nin düĢmesiyle –yér ekinin –ér Ģekline dönüĢmesi için ilk önce hece baĢını terk etmesi ve vurgusuzlaĢtırılması gerekmektedir. ĠĢte HiĢeyin ağzında kullanılan –éyr (< yér) ekinde, y ünsüzü, bir göçüĢtürme sonucu hece baĢından çıkarılıp vurgusuz konumuna getirilerek –yér‟den –ér‟e geçiĢin ara merhalesini sağlamaktadır. Sonuçta Halhal ağızlarının tamamı göz önünde bulundurulduğunda –éyr ekinin arkaik Ģimdiki zaman eki olduğu ortaya çıkmaktadır. –éyr ekindeki y ünsüzünün düĢmesi sonucu ortaya çıkan –ér eki, -éyr ekiyle –ır, -ir, -ur, -ür ekinin ara merhalesini oluĢturmaktadır. –éyr ekinden geliĢen -ér Ģimdiki zaman ekindeki é ünlüsü, ünlü benzeĢtirmesine girerek kalın ve yuvarlak ünlülü eklerin doğmasına zemin hazırlamıĢtır (–éyr > -ér > -ır, -ir, -ur, -ür): gele yéri-r-em > geleyérrem > geleyérem > gelyérem > geléyrem > gelirem. 220 221 Yavuz Kartallıoğlu, Hüseyin Yıldırım, age. s. 206. Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi... s. 144-145. 170 Halhal ağızlarında kullanılan –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekinde kalınlık incelik ve düzlük - yuvarlaklık uyumu hâkimdir: alıram (26–89); déyirem (26– 91); qorxuram (29–322); ölürem (30–704). -ér Ģimdiki zaman ekinde olduğu gibi –Ir, –Ur Ģimdiki zaman ekli çekimlerde de yardımcı ünsüzün düĢmesi ve ekin direk fiile gelmesi sonucu bir ünlü birleĢmesi görülmektedir: bağlıram (30–217); élirem (26–89);oxuram (30–1099). Örnekleriyle ġimdiki Zaman Ekleri -éyr, Ağzı -ér Ağzı -ır, -ir, -ur, -ür Ağzı T. I. Ģh. aléyram (1–1210) aléram (17–234) alıram (2 –89) T. II.Ģh. vıréysan (1–1034) ağlérsan (11–244) aparırsan (30–1019) T. II. Ģh. aléy (5–36) alér (17–508) aparır (29–37) Ç. I. Ģh. qaléyrıx (5–9) danışérıx (15–43) inanırıx (31–38) Ç. II. Ģh. baxéysuz (1–588) *danışérsuz alısuz (32–20) Ç. III. Ģh. aparéllar (9–66) danışéllar (15–45) yatıllar (27–34) 171 Ağız Bölgelerine Göre ġimdiki Zaman Ekleri -éyr, Ağzı -ér Ağzı HiĢeyin merkez, HiĢeyin Kivi köylerinden: merkez Berende, Nüdü, Susava, Kemer -ır, -ir, -ur, -ür Ağzı merkez, Halhal Halhal merkez, Halhal merkez köylerinden: köylerinden: Buruç, Kızıldere, Kivi Hımıs, Varavart, köylerinden: Kumuk, Ilxıçı, Güllüce T. I. Ģh. -éyr-Am -ér-Am -Ir, -Ur-Am T. II. Ģh. -éy-sAn -ér-sAn -Ir, -Ur-sAn T. III. Ģh. -éy-Ø -ér-Ø -Ir, -Ur-Ø -éyr-Ix / Ux -ér-Ix -Ir, -Ur-Ix -éy-sIz /-sUz -ér-sIz /-sUs -Ir, -Ur-sIz /-sUz -él (< *éy)-lAr -ér-lAr -Ir, -Ur-lAr Ç. I. Ģh. Ç. II. Ģh. Ç.III. Ģh. 5.2.2.1.5. Gelecek Zaman Eski Oğuz Türkçesi metinlerinde sıfat-fiil eki olarak kullanılan –acaḳ, -ecek,222 Eski Oğuz Türkçesinin son dönemlerinde gelecek zaman eki olarak kullanılmaya baĢlamıĢtır.223 Halhal ağızlarında da gelecek zaman için –acaq/acax, -ecek eki kullanılmaktadır: aparacaq (30–1510); diyecek (1–889); gelecek (17–362); qalacaq (17–545); yandıracax (29–246). Gelecek zaman çekiminde görülen en önemli geliĢme, 1. Ģahıslarda ekin ikinci hecesinin düĢmesiyle ilgilidir: Teklik 1. Ģ. : gelecem (30–1033); gédecem (17–37); verecem (18–299). Çokluk 1. Ģ. : bölecik (30–577); vıracıx (27–56); yiyecik (30–866). 222 223 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 144. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 303. Kümük, 172 Bütün Halhal ağızlarında ünlüyle biten fiillerin gelecek zaman çekiminde yardımcı y ünsüzü türemektedir: diyecem (30–641); éliyecem (1– 833); oxuyacam (30–1034). Gelecek zaman ekinin teklik 2. Ģahıs ekinde tespit ettiğimiz bir farklılık Hımıs ağzında geçmektedir: vére'cen (19–8). Teklik (kalın sıra) I. şh. alacağam (30–104); olacam (30-1096) Teklik (ince sıra) véreceyem (6–182) vérecem (6-389) II. şh. olacaxsan (18–9) gédeceksen (18–190) III. şh. çıxacax (11–200) gelecek (18–192) Çokluk Çoklu I. Ģh. vıracıx (27–56) kesebilmiyeceyik (1–562) II. Ģh. olacaxsuz (1–1143) *ekeceksüz III. Ģh. salacaxlar (18–189) öldürecegler (19–383) 5.2.2.2. Tasarlama Kipleri 5.2.2.2.1. ġart Eski Türkçede Ģart çekimi için –sar, -ser ile Ģahıs zamirleri kullanılıyordu. Batı Türkçesine gelindiğinde bu tasarlama kipinin kullanımında birkaç ses ve Ģekil değiĢikliği olmuĢtur. Batı Türkçesinde Ģart çekimi, –sar, -ser ekindeki r ünsüzünü düĢmesiyle –sa, se Ģeklinde ortaya çıkarken zamir kaynaklı Ģahıs eklerinden de iyelikli Ģahıs eklerine geçiverilmiĢtir.224 Halhal ağızlarında 1. ve 3. Ģahıslarda sürekli –sa, -se Ģekilleri kullanılmaktadır: al'saq (30–1479); danışsa (1–867); danışsam (1-889); dursalaŗ (18-176); élese (30–962); élesem (30–182); getirsek (22–86); istésen (18-45). 224 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 309. 173 Ancak 2. Ģahıslarda Ģart eki –su, -sü Ģeklinde olup her zaman için yuvarlak ünlülüdür: açsun (17-393); désün (6-160); élesüz (27–50); gés'sǖn “gitsen” (18-190; sağalt'sun (29–69); vérsün (17–91); vérsüz, “verseniz” (27– 51); vırsun “vursan” (30–291). ġart ekindeki yuvarlaklaĢmanın nedenini açıklamak için bu ekin tarihî geliĢimini gözden geçirmek zorundayız. Eski Türkçenin ikinci Ģahıslardaki ser sen ve -ser siz Ģekilleri yerine Batı Türkçesinde –se-ŋ, -se-ŋiz Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır. Tabii Halhal ağızlarında iyelikli çokluk 2. Ģahıs eki –z olduğundan Halhal ağızlarındaki 2. Ģahıs çekimleri de –s-en, -se-z Ģeklinde kullanılmalıdır. Ancak, Halhal ağızlarında zamir kaynaklı teklik 2. Ģahıs eki, Türkiye Türkçesindeki gibi –sın, -sin, -sun, -sün Ģeklinde değil de –san, -sen Ģeklinde kullanılmaktadır.225 Bu durumda zamir kaynaklı teklik 2. Ģahıs eki (– sen)‟yle teklik 2. Ģahıs Ģart eki (< -se-n) eĢ sesli konuma geldiğinden aradaki farkın belirlenmesi noktasında Ģartın teklik 2. Ģahıs Ģekli, –sU-n Ģeklinde değiĢime uğramıĢ olabilir diye düĢünüyoruz: açsun “açsan” (17-393); désün “desen” (6-160); dilesun (1–736); gés'sǖn “gitsen” (18-190); vérsün (1–292); vırsun “vursan” (6–160). Çokluk 2. Ģahıs Ģart ekinin de teklik 2. Ģahıs Ģartın benzeĢtirmesiyle –sA-z > –sU-z değiĢimine uğradığı düĢünülebilir. élesüz “etseniz” (27–50); sağalt'sun (29–69); vérsüz “verseniz”(30–35). Halhal ağızlarında normalde 1. heceden sonra geniĢ - yuvarlak ünlü bulunmadığı hâlde Ilhıçı ve Kızıldere ağızlarında Ģartın olumsuzunun teklik 2. Ģahıs ekinde –sö Ģekli tespit edilmiĢtir: atabilme'sön (29–234); dé'sön (30866); démesön (30–866). ġart çekiminde karĢılaĢtığımız -se > -sö değiĢmesinin sebebi, ekler arası benzerlikten kaçınmaktan kaynaklanmaktadır. Örneğin, Kızıldere ağzında geniĢ zamanın olumsuzunda -mez-sen yerine ünsüz düĢmesi sonucu –me-sen Ģekli kullanılmaktadır: vérmesen “vermezsen” (30-15). 225 Bak: Teklik 2. şahıs eki 174 Teklik 2. Ģahsın geniĢ zaman olumsuzunda kullanılan -me-sen (< – mez-sen) Ģekliyle teklik 2. Ģahıs Ģart çekiminde kullanılan –me-sen Ģekli karıĢmasın diye –se > -sö yönünde bir değiĢmenin gerçekleĢtiği kanısındayız: atabilme'sön (29–234); démesön (30–866). ġart çekimi ile ilgili bir diğer nokta, ekin genelde vurgulu olmasıdır: al'saq (30–1479); atabilme'sön (29–234); dé'sem (17–438); dé'sön (30–866); gés'sǖn (18-190); géy'sem (11–219); sağalt'sun (29–69). Farklılıkların dıĢında olarak Halhal ağızlarında kullanılan Ģart çekimi, teklik, çokluk 1., 2., ve 3. Ģahıslarda Ģöyledir: Teklik (kalın sıra) Teklik (ince sıra) I. Ģh. danışsam (1-889) élesem (30–182) II. Ģh. açsun (17-393) örgetsün (1-175) III. Ģh. danışsa (1–867) élese (1–775) Çokluk Çokluk I. Ģh. al'saq (30–1479) getirsek (22–86) II. Ģh. vérsüz (27–51) élesüz (27–50) III. Ģh. dursalaŗ (18-176) *éleseler 5.2.2.2.2. Ġstek Eski Oğuz Türkçesinde Ġstek eki, –a, -e Ģeklinde kullanılmıĢtır. Eski Oğuz Türkçesinde istek eki için çokluk 1. Ģahıs dıĢında ikinci tip Ģahıs eki kullanılırken çokluk 1. Ģahısta birinci tip Ģahıs ekleri kullanılmıĢtır.226 Halhal ağızlarında istek eki –a, -e Ģeklindedir. Halhal ağızlarında teklik 1. Ģahısta Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi birinci tip Ģahıs eki kullanılmaktadır. Ancak Eski Oğuz Türkçesinde çokluk 1. Ģahıslarda kullanılan zamir kaynaklı –vUz Ģahıs ekinin Halhal ağızlarında –q / x, -k olduğu görülmektedir: 226 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s.310-311. 175 Teklik (kalın sıra) Teklik (ince sıra) I. Ģh. qoyam (2-76) gelem (30–125) II. Ģh. satasan (29–13) gelesen (6–437) III. Ģh. danışa (29–165) gele (29–165) Çokluk Çokluk I. Ģh. qalaq (30–388) gelek (6–127) II. Ģh. olasız (22–91) gelesiz (6–448) III. Ģh. başlıyalar (18–255) geleler (22–2) 5.2.2.2.3. Emir Bu ekler, emirle birlikte Ģahısları da ifade etmektedir. Her Ģahıs için ayrı bir emir eki kullanılan Türkçede sadece çokluk üçüncü Ģahıs emir eki, teklik üçüncü Ģahıs emir ekinin çokluk Ģeklidir.227 Halhal ağızlarında da her Ģahıs için ayrı emir eki kullanılmaktadır. Teklik 1. Ģahıs emir eki: Eski Oğuz Türkçesinin teklik 1. Ģahıs emir eki –ayın, -eyin‟dir.228 Halhal ağızlarında birinci hecesini düĢüren bu ek, n > m değiĢmesi ve ünlü benzeĢmesi sonucunda –ım, -im, -um, -üm Ģekillerini almaktadır: alım (30– 141); gelim (30–141); getirim (30–365); görüm (6–336); olum (19–146); tutum (6–298); uçurdum (1–153). Teklik 1. Ģahıs emir ekinin olumsuzunda yardımcı y ünsüzünün etkisiyle olumsuzluk ekinde bir incelme veya daralma söz konusudur: olméyım (22–24); olmıyım (30–872). 227 228 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 304. Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147. 176 Teklik 2. Ģahıs emir eki: Teklik 2. ġahıs emir eki, Eski Türkçede –gıl, -gil Ģeklinde kullanılmıĢtır.229 Halhal ağızlarında teklik 2. Ģahıs emir için genelde –gına, -gine; -gınan, -ginen Ģekilleri kullanılmaktadır: algına (18–256); gétgine (17– 119); olgına (18–314); otugınan (17–99); soruşgınan (19–12); tutgınan (18– 387); vérginen (1–64). Tarihî Türkçede bu ekin n‟li Ģekillerine Karahanlı230 ve Kıpçak Türkçelerinde231 rastlamaktayız. Günümüz Altay, Kırgız, Uygur lehçelerinde de teklik 2. Ģahıs emir ekinin –n‟li Ģekilleri kullanılmaktadır. Ekin geniĢlemiĢ – ğıla, -ğula Ģekilleri günümüz Kırgız Türkçesinde ve –kıla, -kele; -gıla, -gele Ģekilleri BaĢkurt Türkçesinde görülmektedir. Ancak ekin –gınan, -ginen Ģekilleri sadece Azerbaycan Türkçesiyle Doğu Anadolu ağızlarında tespit edilmiĢtir.232 Halhal ağızlarında bir taraftan –gın, -gin Ģekillerinin –a, (> -e) pekiĢtirme enklitiğiyle geliĢen233 –gına, -gine Ģelilleri kullanılırken [algına (18– 256); gétgine (17–119); olgına (18–314)] diğer taraftan –gın, -gin üzerine – An pekiĢtirme enkliıiğinin getirilmesiyle –gınan, -gine Ģekilleri kullanılmaktadır. Halhal ağızlarında kullanılan –gına, -gine; -gınan, -ginen ekinde ünlü - ünsüz uyumunun bulunmadığı, ince sıralı ünlülerin yanı sıra kalın ünlülü Ģekillerde de ön damak g ünsüzünün kullanıldığı görülmektedir: otugınan (17–99); soruşgınan (19–12); tutgınan (18–387). Halhal ağızlarında teklik 2. Ģahıs emir, bazen de fiilin yalın hâliyle kullanılmaktadır: gel (19–128); gör (18–747); silkin (17-97); tut (17–286). 229 Ahmet Caferoğlu, Türkçemizdeki –ğıl ve –gil Emir Eki, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı, Belleten / 1997, TDK Yayınları / 338, Ankara, 1989. s. 2. 230 Necmettin Hacıeminoğlu, Karahanlı Türkçesi Grameri, TDK Yayınları / 638, Anlara, 2003, s. 195. 231 Ahmet Caferoğlu, Türkçemizdeki –ğıl ve –gil Emir Eki, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı, Belleten / 1997, TDK Yayınları / 338, Ankara, 1989. s. 2-10. 232 Ahmet Caferoğlu, Türkçemizdeki –ğıl ve –gil Emir Eki, 1971. s. 2-10. 233 Ahat Üstüner, Türkçedeki +-A Pekiştirme Ekinin Türkiye Türkçesi Ağızlarında Kullanılışı, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 1, Elazığ, 2000, s. 189-206. 177 Teklik 3. Ģahıs emir eki: Eski Oğuz Türkçesinde sadece yuvarlak ünlülü olan bu ek,234 Halhal ağızlarında düzlük – yuvarlaklık uyumuna girerek –sın, -sin, -sun, -sün Ģeklinde kullanılmaktadır: aparsın (19–367); dağılsın (29–4); élesin (22–5); olsun (22–22); tökül'sün (1–1164). Sadece Kızıldere ağzında küçük ünlü uyumuna uymayan bir örnek tespit edilmiĢtir: özü sene désün “kendisi sana söylesin” (30–1293). Çokluk 1. Ģahıs emir eki: Eski Oğuz Türkçesinde çokluk 1. Ģahıs emir eki –alum, -elüm Ģeklindedir.235 Halhal ağızlarından sadece Hımıs ağzında –elim Ģeklinin bir tek örnekte hecesini düĢürerek kullanıldığı tespit edilmiĢtir: dilelim (17–369). Eski Oğuz Türkçesinin –alum, -elüm çokluk 1. Ģahıs emir eki, Halhal ağızlarında kullanımdan kalkarak yerini –-a, -e istek ekine bırakmaktadır: axtar'ax (29–87); görek (29–87); qalaq (30–388); qeyid'ek(19–128). Çokluk 2. Ģahıs emir eki: Çokluk 2. Ģahıs emir eki, Eski Oğuz Türkçesinde -uŋ, -üŋ, -uŋuz, -üŋüz‟dür.236 Halhal ağızlarında -uŋuz, -üŋüz Ģekillerinin ŋ > v değiĢmesi, bir sonraki aĢamada v‟lerin düĢmesi sonucu –uz, -üz Ģekilleriyle kullanıldığı görülmektedir: buyuruz (30-852); getirüz (15-73); tutuz “tutunuz” (15-20). Ekin Eski Oğuz Türkçesindeki -uŋ, -üŋ Ģekilleri de ŋ > n değiĢmesi sonucu –un, -ün Ģeklinde varlığını sürdürmektedir: aparun (31–18); bağléyun (17–470); ba'sun (1–790); durun (18–146); istiyün “isteyin” (301293); işmiyün “içmeyin” (18–145). 234 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147. Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147. 236 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147. 235 178 Çokluk 2. Ģahıs emir eki, EOT.‟de olduğu gibi her zaman için yuvarlak ünlülü olup -un, ün; –uz, -üz Ģeklindedir: aparun (31–18); bağléyun (17–470); buyuruz (30-857); durun (18–146); işmiyün “içmeyin” (18–145); gelün (29– 20); getirüz (15-73); götürün (30–476); tutuz “tutunuz” (15-20). Çokluk 3. Ģahıs emir eki: Eski Oğuz Türkçesinde bu ekin –sunlar, -sünler Ģekilleri kullanılmıĢtır.237 Halhal ağızlarında çokluk 3. Ģahıs emir eki, küçük ünlü uyumuna girerek genelde –sInnAr (< sInlAr), -sunnā (-sunlar) Ģeklinde kullanılmaktadır: aparsınnar (29–141); doğuzdursunnā “doğurtsunlar” (1– 646); élesinne (22–4); vérsinner (22–39); yetirsinne (22–3). Sadece Hımıs ağzında çokluk 3. Ģahıs emir çekimi için kullanılan bir diğer ek, –sıla(r) –sile(r), (-sula(r), -süle(r) Ģekilleridir: élesiler “yapsınlar” (17558); dursula “kalksınlar” (17–368); görsüler “görsünler” (17-558): goysular (17-558); oynasılar “oynasınlar” (17–368); yatsılar (17-558). –sıla(r) –sile(r), (-sula(r), -süle(r) ekinin EOT.deki –sunlar, -sünler ekinden geliĢebileceği gibi bu ekin kaynağını Eski Türkçenin çokluk 3. Ģahıs eklerinden biri olan –sular, -süler Ģekline238 bağlamak da mümkündür. Emir Kipinde Kullanılan ġahıs Ekleri Teklik Çoklu I.Ģh. -ım, im, -um, -üm -a-q / x, -e-k II.Ģh. -Ø; -gına, -gine; -gınan, –un, -ün; -uz, -üz -ginen III.Ģh. -sın, -sin, -sun, -sün –sınnar, -sinner, -sunnar; -sular, -süler, -sılar, -siler 237 238 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 307. 179 5.2.2.2.4. Gereklilik Eski Oğuz Türkçesinde gereklilik kipi, gerek kelimesiyle birlikte istek veya Ģart eklerinin kullanılmasıyla yapılmaktaydı.239 Halhal ağızlarında genelde gereklilik Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi gerek kelimesiyle yapılmaktadır. Ancak, Halhal ağızlarında gereklilik kipi için gerek ile birlikte sadece istek eki kullanılmaktadır. ġahıs eki olarak da zamir kaynaklı Ģahıs ekleri kullanılmaktadır: bilesiz gerek “bilmelisiniz” (6–43); gerek bi şéy eke “bir şey ekmeli” (11–30); gerek bi nefer ola “biri olmalı” (11–66); gerek şemşirim ağac ola “ağacım kılınç olmalı” (15–90); gerek 'istfade éliyek “kullanmalıyız” (21–17); gerek süzünen mudara éliyem “sizinle geçinmeliyim” (27–50); gerek bını paylıya “bunu paylamalı” (29–251); gerek sene youx gelmiyem “sana yaklaşmamalıyım” (30–913); gerek, biz için bölesen “bizim için bölmelisin” (1–645). HiĢeyin köylerinden Susava ağzında, bir örnekte –malı ekinin de Türkiye Türkçesinde olduğu gibi gereklilik kipi için kullanıldığı tespit edilmiĢtir: gezib dolanmalıdı 'bağları “bahçeleri gezip dolanmalıdır” (7-10). 5.2.2.3. Ġsim Fiili Batı Türkçesinde ismin fiilleĢtirilmesi için i- fiili kullanılmaktadır. Eski Oğuz Türkçesinde i- fiilinin geniĢ zaman, görülen, öğrenilen geçmiĢ zaman ve dilek-Ģart çekimleri kullanılmıĢtır.240 Halhal ağızlarında i- fiilinin Ģimdiki zaman, görülen geçmiĢ zaman ve öğrenilen geçmiĢ zaman çekimleri bütün Ģahıslarda kullanılırken Ģart çekiminden sadece teklik ikinci Ģahıstaki kullanımı tespit edilmiĢtir. 239 240 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 313. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 314-318. 180 5.2.2.3.1. Ġsim Fiilinin Görülen GeçmiĢ Zaman Çekimi Halhal ağızlarında isim fiilinin görülen geçmiĢ zaman çekimi, i- fiiline görülen geçmiĢ zaman eki getirilerek yapılmaktadır. Ġsim fiilinin görülen geçmiĢ zaman çekiminde ikinci tip Ģahıs ekleri kullanılmaktadır: Teklik (kalın sıra) Teklik (ince sıra) I. Ģh. uşağ ıdım (11–85) tek idim (22–30) II. Ģh. *uşağ ıdın sen idün (1–697) III. Ģh. ağac ıdı (15–91) év idi (26–25) Çoklu k Çokluk I. Ģh. uşağ ıdux (11– 82) kömey idik (8–33) II. Ģh. qardaş ıduz (13–10) *kömey idüz III. Ģh. heyvan ıdılar (1–651) müeeddeb idiler (14–25) Ġsim fiilin ünlü ile biten fiillerle çekime girdiği sırada ünlü uyumuna girerek ekleĢtiğine bütün Halhal ağızlarında rastlamak mümkündür: acıydı (1–380); qızıllığıydı (1–366); oğlıydı (19–364); qızıydım (18–57); sahıbıydı (6–481); sarıydı (1–122); bir övün uşağıydıla (6–223). 5.2.2.3.2. Ġsim Fiilinin Öğrenilen GeçmiĢ Zaman Çekimi Ġsim fiilinin öğrenilen geçmiĢ zaman çekimi için i- + mIĢ, -mUĢ + 1. tip Ģahıs ekleri kullanılmaktadır. Metnimizde isim fiilinin öğrenilen geçmiĢ zaman çekimi ile ilgili örnekler, 1. Ģahıs ve 3. Ģahıslarla sınırlıdır: uşağ ımışam (3– 38); oxuyan ımış; (18–24); derin imiş; (30–808); yoxluğ umuş (11–116). Ġsim fiilinin öğrenilen geçmiĢ zaman çekiminin, ünlü ile biten kelimelerde bazen ekleĢme sürecinin tamamlandığı görülmektedir: ayrıymış (17–230); oğurriymiş (22–70); varıymış (27-25); yoxıymış (27-26). 181 5.2.2.3.3. Ġsim Fiilinin ġimdiki Zaman Çekimi Eski Oğuz Türkçesinde i- fiilinin geniĢ zaman çekimi için 1. ve 2. Ģahıslarda Ģahıs zamirleri, 3. Ģahısta tur- fiili kullanılmıĢtır.241 Halhal ağızlarında da isim fiilinin Ģimdiki zamanı için 1. ve 2. Ģahıslarda zamir kaynaklı Ģahıs ekleri kullanılırken teklik 3. Ģahısta -dIr, -dI (< -dIr); –dUr, -dU (< -dUr); çokluk 3. Ģahısta –dIlA (< -dIrlAr), -dUlA (< -dUrlAr) Ģekilleri kullanılmaktadır: Teklik (kalın sıra) Teklik (ince sıra) I. Ģh. dostam (22–68) qeribeyem (12–83) II. Ģh. ucasan (16–7) şirinsen (15–104) III. Ģh. doludu (18–65) ezizdür (15–106) Çokluk Çokluk I. Ģh. *qardaşux bizik (1–1046) II. Ģh. uşağsuz (1–1014) Hişéyinni'süz (4–27) III. Ģh. daşçıdıla (26–78) zirengdile (26–38) 5.2.2.3.4. Ġsim Fiilinin ġart Çekimi Metinlerimizde isim fiilinin Ģart çekimi ile ilgili sadece teklik 2. Ģahıstan örnekler tespit edebildik. Ġsim fiilinin Ģartı, fiil + -sA + iyelikli Ģahıs ekleri kullanılmaktadır: sayaqsan (17–445); oyaqsan (17–460). 5.2.2.3.5. Ġsim Fiilinin Olumsuzu Batı Türkçesinde i- fiiline -me- olumsuzluk eki getirilmediğinden Eski Oğuz Türkçesinde isim fiilinin olumsuzu degül edatıyla yapılmıĢtır.242 “Değil kelimesine ilk olarak Divanü Lûgat‟it-Türk‟te rastlıyoruz. KaĢgarlı Mahmut, 241 242 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 128. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 319. 182 değil‟in Arguca dag/dhag “yok, değil” kelimesinden geldiğini, Oğuzların dag ol sözünü Argulardan aldıklarını ve bozarak tegül yaptıklarını söyler.”243 degül edatı, Halhal ağızlarından sadece Ilhıçı ağzında bir örnekte l > r değiĢimine uğrayarak, bir örnekte de l‟sini düĢürerek geçer: götümeli bi şey deyi (29-309); men bu memleketin adamı deyrem (29-220). Halhal ağızlarında ismin olumsuzunda kullanılan edat, döyr Ģeklinde olup kullanımı bakımından Ģahıs eklerinin yapısına göre farklılık göstermektedir. Ünlüyle baĢlayan Ģahıs eklerinde döyr Ģekli kullanılmaktadır. Dolayısıyla çokluk ve teklik 1. Ģahıs ekleri ünlü ile baĢladığından244 isim fiilinin olumsuzu, döyr Ģekliyle yapılmaktadır: düşman döyrem “düşman değilim” (30–559); çoxunan 'döyrük “çoktan yana değiliz” (4-30); ona qız véren döyrük “ona kız veren değiliz” (1–789); yiyen döyrük “yiyen değiliz” (30866). Ancak, çokluk ve teklik 2. Ģahıs ekleriyle çokluk 3. Ģahıs eki ünsüzle baĢladığından245 döy Ģekli kullanılmaktadır: ekinçi döyle “çiftçi değildirler” (28–29); sen menim xanım döysen be? “sen, benim hanımım değil misin?” (1–831); Rızaa’n dostu döysüz beye? “Rıza’nın dostu değil misiniz?” (22–65). ġahıs eki almayan teklik 3. Ģahıs için ise döy Ģeklinin yanı sıra dör Ģekli de kullanılmaktadır: béle döy “böyle değil” (6-473); bi şéy dör “bir şey değil” (11-39); bi şéy döy (17-392); razı dör “raz değil” (19-329). Halhal ağızlarında kullanılan döy “değil” Ģekli, ilk bakıĢta dag ol‟daki ol‟un düĢmesiyle dag‟dan gelme izlenimi uyandırmaktadır. Ancak, ġehin ağızlarından Nüdü ağzında geçen bir kısım örnekler, döyr‟ün Eski Oğuz Türkçesindeki degül edatından geliĢtiğini göstermektedir. degül edatı, Nüdü ağzında dȫyl Ģeklinde geçmektedir: oğurru dȫylük “hırsız değiliz” (6 – 432); men dȫylem “ben değilim” (6 – 505). 243 Mehmet Özmen, Türkçede Değil Kelimesi ve Kullanımları, Türk Dil Araştırmaları Yıllığı Belleten 1995, Ankara, 1997, s. 315. 244 Bak: 1. tip şahıs ekleri. 245 Bak: 1. tip şahıs ekleri. 183 Nüdü ağzında geçen dȫyl Ģeklini, Eski Oğuz Türkçesindeki degül edatıyla karĢılaĢtırdığımızda; degül kelimesinin önce gerileyici ünlü benzeĢtirmesi sonucu *dögül (< degül), ardından g > y ünsüz değiĢmesiyle *döyül *( <dögül < degül), daha sonra ikinci hece ünlüsünün düĢmesiyle uzun ünlülü dȫyl *(döyül <dögül < degül) Ģeklinde geliĢtiği ortaya çıkmaktadır. Nüdü ağzında kullanılan bu dȫyl edatının uzun ünlüsünün normal süreli ünlüye dönüĢmesi ve l > r değiĢmesiyle bütün Halhal ağızlarında 1. Ģahıslarda kullanılan döyr ve r ünsüzünün düĢmesi sonucu da 2. Ģahıslarla çokluk 3. Ģahısta döy veya y‟nin düĢmesi sonucu dör Ģekli geliĢmiĢtir. 2. ve 3. Ģahıslarda döy, dör, 1. Ģahıslarda döyr Ģeklinin kullanılması, Ģahıs eklerinin ses yapısı ve döyr‟deki r ünsüzünün hece yapıp yapmamasıyla ilgilidir. 2. ve 3. Ģahıslarda kullanılan Ģahıs ekleri, ünsüzle baĢladıklarından hece baĢına geçerek döyr kelimesindeki r ünsüzünü hece sonuna iterek vurgusuzlaĢtırmasına ve sonunda düĢmesine neden olmaktadırlar: düşman döyrem “düşman değilim” (30–570); ona qız véren döyrük “ona kız veren değiliz” (1–789). Ancak, çokluk ve teklik 1. Ģahıs ekleri ünlüyle baĢladığında döyr kelimesinin r ünsüzü, hece baĢı görevi üstlendiğinden düĢmekten kurtulmaktadır. Bu durumda döy ve dör‟ün bir önceki Ģeklinin döyr olduğu ortaya çıkmaktadır: bi şéy dör “bir şey değil” (11-39); ekinçi döyle “çiftçi değildirler” (28–29); sen menim xanım döysen be? “sen, benim hanımım değil misin?” (1–831); razı dör “raz değil” (19-329); Rızaa’n dostu döysüz “Rıza’nın dostu değilsiniz” (22–64). Çokluk Teklik I. Ģh. döyrem 2–70) döyrük (4–30) II. Ģh. döysen (18–396) döysüz (22–64) III. Ģh. döy (15–42) döyle (28–29) Ġsim fiilinin görülen geçmiĢ zamanla öğrenilen geçmiĢ zaman çekimi, döy kelimesinin üzerine söz konusu zaman eklerinin getirilmesiyle 184 yapılmaktadır: bücür 'döydüz (1-1003): ihtiyaç döydü (11–62); döymüşle (18– 196); döy'müş (18–301). 5.2.3. BirleĢik Çekim BirleĢik çekimde üç farklı kip söz konusudur. BirleĢik çekimde bildirme ve tasarlama kiplerinin, Ģekil ve zamanlarının görülen geçmiĢ zaman veya öğrenilen geçmiĢ zamanda meydana geldiği ya da Ģartlı olarak ortaya çıkacağı ifadesi bulunmaktadır. Eski Oğuz Türkçesinde birleĢik çekimlerin hikâye, rivayet ve Ģart Ģekilleri kullanılmıĢtır. Eski Oğuz Türkçesinde birleĢik çekimlerde hikâye için i- yardımcı fiili ile görülen geçmiĢ zaman eki, rivayet için i- yardımcı fiili ile öğrenilen geçmiĢ zaman eki ve Ģart çekimi için de iyardımcı fiili ile Ģart eki kullanılmıĢtır.246 Halhal ağızlarında de Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi birleĢik çekimlerin görülen ve öğrenilen geçmiĢ zamanla Ģart çekimi bulunmaktadır. Halhal ağızlarında birleĢik çekimlerde kullanılan i- yardımcı fiilinin düĢtüğü; sadece öğrenilen geçmiĢ zamanın rivayetiyle geleceğin hikâyesinde düĢmediği görülmektedir. 5.2.3.1. Hikâye Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde geniĢ zaman, Ģimdiki zaman, öğrenilen geçmiĢ zaman, gelecek zaman ve tasarlama kiplerinden istek, Ģart ve gereklilik kiplerinin hikâyesi bulunmaktadır. BirleĢik çekimlerde fiilin hikâyesi, asıl kipler üzerine i- fiilinin getirilmesiyle yapılmaktadır. 5.2.3.1.1. GeniĢ Zamanın Hikâyesi Halhal ağızlarında geniĢ zamanın hikâyesinde i- fiili tamamıyla düĢtüğünden bu birleĢik çekim –Ar + -dI, -dU + iyelik kaynaklı Ģahıs ekleri Ģeklinde yapılmaktadır: 246 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 151. 185 Teklik Teklik I. Ģh. tutardım (2-30) işlerdim (26–16) II. Ģh. *tutardun işlerdün (2–29) III. Ģh. durardı (27–38) élerdi (19-70) Çokluk Çokluk I. Ģh. durardıq (12–65) götürerdik (21–8) II. Ģh. qalarduz (8–26) ekerdüz (28–49) III. Ģh. çalardılar (11–88) içerdiler (15–27) 5.2.3.1.2. ġimdiki Zamanın Hikâyesi ġimdiki zamanın hikâyesinde de i- fiilinin tamamıyla düĢtüğü görülmektedir. Bu birleĢik çekimde de Ģimdiki zaman eki üzerine direk –dI, dU Ģekilleri getirilmektedir. ġimdiki zamanın hikâyesinde kullanılan Ģimdiki zaman eki, bütün ağızlarda –éy Ģeklindedir: Teklik (kalın sıra) Teklik (ince sıra) I. Ģh. qeyidéydim (5–46) görméydim (3–72) II.Ģh. qışqıréydun (1–60) getiréydün (30–597) III. Ģh. baxéydi (6–682) oléydi (3–73) Çokluk Çokluk I. Ģh. *qaléydıx *gédéydik II. Ģh. *aléyduz *gédeydüz III. Ģh. vıréydılar (9–34) gédéydile (6–1) ġimdiki zamanın hikâyesinde ünlüyle biten fiilin son ünlüsüyle –éy Ģimdiki zaman ekinin ünlüsü yan yana geldiklerinden bir ünlü birleĢmesinin ortaya çıktığı tespit edilmiĢtir: istéydi “istiyordu” (< isteyéydi) (1-81); oxéydığ (< oxuyéydığ) (7–16). 186 5.2.3.1.3. Öğrenilen GeçmiĢ Zamanın Hikâyesi Öğrenilen geçmiĢ zamanın hikâyesinde de i- yardımcı fiili düĢtüğünden öğrenilen geçmiĢ zaman eki direk –dI, -dU Ģekillerine bağlanmaktadır: Teklik (kalın sıra) Teklik (ince sıra) I. Ģh. élemişdim (19-320) görmişdim (11-76) II. Ģh. göndermişdün (1–443) *gelmişdin III. Ģh. qalmışdı (2–36) yémişdi (1–569) I.Ģh. Çoklu Çokluk baxmışdıx (2–54) girmişdik (2–54) II. Ģh. yatmışduz (30–1253) élemüşdüz (1–258) III. Ģh. olmışdıla (11–171) gétmişdile (11–106) Öğrenilen geçmiĢ zaman ekindeki Ģ ünsüzünün benzeĢtirmesiyle d‟li görülen geçmiĢ zaman ekinin t‟li (–tI, -tU) Ģekillerinin de kullandığına dair örnekler bulmak mümkündür: gezmişti (19-198); salmıştım (30–1267). 5.2.3.1.4. Gelecek Zamanın Hikâyesi Gelecek zamanın hikâyesinde kullanılan i- fiilinin genelde düĢmediği tespit edilmiĢtir. Bu düĢmemenin nedeni, iki heceden oluĢan gelecek zaman ekinin ikinci hecesindeki ünsüzünün, i- fiili ile hece kurmasından kaynaklanmaktadır. Halhal ağızlarında gelecek zamanın hikâyesi, -AcAq + i+ -DI + 1. tip Ģahıs ekleri Ģeklindedir: Teklik Çokluk I. Ģh. öldüreceyidim (30–602 éliyecey idig (7–21) II. Ģh. aparacağ udun (18–497) *saxlıyacağ ıdıx III. Ģh. qıracağ ıdı (1-431) saxlıyacağ ıdılar (2–50) 187 Gelecek zamanın hikâyesiyle ilgili kaydedilen tek farklılık, Halhal merkez köylerinden Buruç‟ta i- fiilinin düĢmesidir: yatacaxdı (1-608). 5.2.3.1.5. ġart ġeklinin Hikâyesi ġartın hikâyesi, -sé (< -sa, -se)+ y + –dI, -dU + 2. tip Ģahıs ekleriyle yapılmaktadır. ġartın hikâyesinde -sa, -se ekinin, A > é ünlü değiĢimine uğraması ve i- fiilinin de y‟leĢmesi sonucu, kalın ve ince ünlülü fiil tabanlarına sadece –séy Ģekli getirilmektedir: Teklik Çokluk I. Ģ. démeséydîm (1–721) *alséydıx II. Ģ. déséydün (11–61) *gelséydüz III. Ģ. olséydi (12-99) *olséydıla 5.2.3.1.6. Ġstek ġeklinin Hikâyesi Halhal ağızlarında istek Ģeklinin hikayesi, fiil + -é (< -a, -e) + -dI, -dU + iyelikli Ģahıs ekleriyle yapılmaktadır. Ġsteğin hikayesinde bir kaç değiĢiklik görülmektedir. Ġlk baĢta –a, -e istek ekiyle i- fiilinin yan yana gelmesi sonucu i-„nin y‟eleĢtiği ortaya çıkmıĢtır: *alaydı, göreydi. Bir sonraki aĢamada y‟nin inceltici etkisi sonucu –a ve –e Ģart ekleri –é ünlüsüne dönüĢerek tek Ģekilli hâlie gelmiĢtir: Teklik Çokluk I. Ģh. aléydîm (1–1228) *aléydıx II. Ģh. aléydun (30–1473) *aléyduz III. Ģh. oléydi (3-73) *aléydıla 188 5.2.3.1.7. Gereklilik ġeklinin Hikâyesi Gereklilik Ģeklinin hikâyesi için gerek kelimesiyle isteğin hikâyesi kullanılmaktadır. Gerekliliğin hikâyesinde gerek kelimesi, baĢta yer almaktadır: Gerek yirmi zad yaşım oléydi “yirmi falan yaşım olmalıydı” (28– 55). gerek kelimesinden sonra cümlenin öteki öğeleri yar alır: Gerek yirmi zad yaşım oléydi “yirmi falan yaşım olmalıydı” (28–55). Cümlenin sonunda yer alan fiil, isteğin hikâyesiyle çekime girmektedir: Gerek yirmi zad yaşım oléydi “yirmi falan yaşım olmalıydı” (28–55). Sonuç olarak gerekliliğin hikayesi, gerek + cümlenin öteki öğeleri + fiil + -é(y) + -dI, -dU + iyelikli Ģahıs ekleri Ģeklinde kullanılmaktadır: Gerek bıranınkı oléydi “buranınlı olmalıydı” (11–24); Gerek yirmi zad yaşım oléydi “yirmi falan yaşım olmalıydı” (28–55); Gerek bi nefer ola ki meselem bidem mını vı'ra, béyinnen apara. “örneğin, biri bunu vurup yok etmelidir” (11-6667); Gereg dayra zurna, tar balaban vırasuz “def, zurna, tar, balaban çalmalısınız” (1-1061-62); Gereg onu mēn çin alasuz. “Onun benim için almalısınız” (1-1065). 5.2.3.2. Rivayet BirleĢik çekimlerde fiilin rivayeti, asıl kipler üzerine öğrenilen geçmiĢ zaman eki getirilerek yapılmaktadır. BirleĢik çekimlerde kullanılan i- fiili, sadece öğrenilen geçmiĢ zamanın rivayetinde korunmaktadır. Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde geniĢ zamanın, Ģimdiki zamanın, öğrenilen geçmiĢ zamanın ve Ģart Ģekillerinin rivayetinden örnekler tespit edebildik. 5.2.3.2.1. GeniĢ Zamanın Rivayeti GeniĢ zamanın rivayeti, fiil + geniĢ zaman eki + öğrenilen geçmiĢ zaman eki + 1. tip Ģahıs ekleri Ģeklinde yapılmaktadır. GeniĢ zamanın rivayeti 189 ile ilgili örnekler sadece çokluk 3. Ģahısla sınırlıdır: déyermişle (6–62); yéyermiş (30–1617). 5.2.3.2.2. ġimdiki Zamanın Zivayeti ġimdiki zamanın rivayeti için Ģimdiki zaman ekleriyle öğrenilen geçmiĢ zaman eki kullanılmaktadır. Halhal ağızlarında üç ayrı Ģimdiki zaman eki bulunduğundan her ağız, kendi ağız bölgesine ait Ģimdiki zaman ekini kullanmaktadır. Derlediğimiz metinlerde geçen örnekler sadece 3. Ģahıslarla ilgilidir. alırmış (30–652); aparırmış (30–652); élérmişle (11–108); gédéymiş (1–120); gédérmiş (11–244) getiréymiş (1-120); qoyéymış (1-121). 5.2.3.2.3. Öğrenilen GeçmiĢ Zamanın Rivayeti Öğrenilen geçmiĢ zamanın rivayeti için üst üste iki öğrenilen geçmiĢ zaman eki kullanılmaktadır. Öğrenilen geçmiĢ zamanın rivayetinde iki kere kullanılan –mIĢ, -mUĢ Ģekillerinin yan yana gelmesini engellemek için aralarında kullanılan i- fiilinin korunduğu görülmektedir. Derlediğimiz metinlerde öğrenilen geçmiĢ zamanın rivayeti için sadece 3. Ģahıslardan örnekler bulunmaktadır: danışmış ımışlar (27–53); qoyarmışla (30–1617); öldürmüş ümüş (27–54); yémiş imiş (27–54); yazmış ımış (29–23). 5.2.3.2.4. ġart ġeklinin Rivayeti ġart Ģeklinin rivayetinde de sé (< -sa, -se) Ģart ekiyle öğrenilen geçmiĢ zaman eki kullanılmaktadır. Derlediğimiz metinlerde Ģart Ģeklinin rivayeti ile ilgili tespit ettiğimiz tek bir örnek, sadece teklik 3. Ģahısla sınırlıdır. Öteki birleĢik çekimlerden yola çıkarak Ģartın rivayetinde de zamir kaynaklı Ģahıs eklerinin kullanıldığı düĢüncesindeyiz: fiil + -sé + -miĢ + zamir kaynaklı Ģahıs ekleri. gétmeséymiş (29–260). 190 5.2.3.3. ġart BirleĢik çekimin Ģartlı Ģekilleriyle ilgili örneklerimiz sadece geniĢ zaman, Ģimdiki zaman ve gelecek zamanla sınırlıdır. ġahıs olarak da sadece teklik 2. Ģahıstan örnekler bulunmaktadır. 5.2.3.3.1. GeniĢ Zamanın ġartı GeniĢ zamanın Ģartı için sadece teklik 2. Ģahıstan örnek bulunmaktadır. Bu çekim de fiil + -ar + -sa + -san Ģeklindedir: açarsan (1638); baxarsan (2 –5). 5.2.3.3.2. ġimdiki Zamanın ġartı Bu çekimde fiil + -éy; -ır + -sA + zamir kaynaklı Ģahıs ekleri kullanılmaktadır. ġimdiki zamanın Ģartıyla ilgili örneklerimiz de teklik 2. Ģahıs ve çokluk 3. Ģahıslarla sınırlıdır: başarırsa'la (11-262); éléysen (15–95); istéysen (11–97); öldüréysen (1–772). 5.2.3.3.3. Gelecek Zamanın ġartı Gelecek zamanın Ģartıyla ilgili tek bir örnek bulunmaktadır. Bu örnek de teklik 2. Ģahısla ilgilidir. Bu çekim de fiil + -ecek + sen Ģeklindedir: yéeceksen “yiyeceksen” (6–259). Gelecek zamanın teklik 2. Ģahıs çekimiyle gelecek zamanın Ģartı, Ģekil olarak birbirine benzemektedir: gédeceksen “gideceksin” (18-199); yéeceksen “yiyeceksen” (6–259). Ġki çekim arasındaki farkın anlaĢılması; ancak bağlamdan hareketle mümkün olmaktadır: ne ğede yéeceksen, yé dā “ne kadar yiyeceksen, ye” (6259); yéddi métir de bunnan sora gédeceksen “yedi metre de bundan sonra gideceksin” (18-190). 191 5.3. BirleĢik Fiiller 5.3.1. Yeterlilik Fiili Yeterlilik fiili, fiilin karĢıladığı iĢin, hareketin mümkün veya muhtemel olup olmadığını göstermek için, kullanılan tasvir fiilidir. 247 Eski Türkçede yeterlilik için muktedir olmak anlamına gelen u- fiili kullanılmıĢtır.248 Batı Türkçesinde yeterliliğin olumlu ve olumsuz çekimleri birbirlerinde farklı olduğundan yeterlilik fiili, olumlu ve olumsuz olarak iki ayrı baĢlık altında incelenmiĢtir. 5.3.1.1. Yeterlilik Fiilinin Olumlusu Eski Oğuz Türkçesinde yeterlilik fiilinin olumlusu için bil- yardımcı fiili kullanılmıĢtır.249 Halhal ağızlarında da yeterlilik fiilinin olumlu Ģekli, fiil + zarffiil + bil- + zaman eki + Ģahıs ekleri Ģeklinde yapılmaktadır. Yani Halhal ağızlarının iktidarî fiili –Abil- Ģeklindedir: déyebilersen (18-281); oturabilerdi (22-14); vérebilecēk (30-1536). 5.3.1.2. Yeterlilik Fiilinin Olumsuzu Eski Oğuz Türkçesinde yeterlilik fiilinin olumsuzu, u- fiili ile yapılmıĢtır.250 Eski Oğuz Türkçesinin yazı geleneğini sürdüren ölçünlü Türkiye Türkçesi, yeterlilik fiilinin olumsuzunda Eski Oğuz Türkçesindeki yapıya devam ederken ölçünlü Azerbaycan Türkçesi, bu bağlamda bil- fiilini kullanmayı tercih etmiĢtir.251 Halhal ağızlarında yeterlilik fiilinin olumsuzu için birkaç Ģekil bulunmaktadır. Halhal ağızlarında yeterlilik fiilinin olumsuzu için kullanılan eklerden biri ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde kullanılan –Abil-me- 247 Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara, 1992, s. 172. Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesinde „İktidar‟ ve „İmkân‟ Gösteren Yardımcı Fiiller ve Gelişmeleri, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, 1959, s. 109-110. 249 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 161. 250 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 161. 251 Yavuz Kartallıoğlu, Hüseyin Yıldırım, age., s. 206. 248 192 ekidir: atabilmir (29-230); diyebilmez (1-335); tapabilmilleŗ (27-14); tutabilmirem (30-42); tüpürebilmez (30-716); vérebilmem (1-694). Halhal ağızlarında yeterliliğin olumsuzunda bir de –AmmA- eki kullanılmaktadır: éliyemmerik (9-47); éliyemmez (13-21); éşidemmezdüz (2665); göremmesen (17-390); olammasan (30-325); tapammasuz (26-100). Muharrem Ergin, –Amma- yeterlilik fiil ekinde bir ikizleĢme olduğu düĢüncesindedir.252 Ancak Halhal ağızlarından HiĢeyin ve Hımıs ağzında -eelme-, -eemme- Ģekillerinin kullanılması, bu ekin açıklanmasında baĢka bir izahata ihtiyaç duymaktadır: éliyeelméyrem “yapamıyorum” (1-694); getireelmérem “getiremiyorum” (1-485); getireemmersen “getiremezsin” (19330); gédeelmesüz “gidemezsiniz” (1-1014); götüreemmér “götüremiyor” (19339); véreelmesen “veremezsin” (1-695). -eelme- ve –eemme- Ģekillerinin ikiz ünlülü olması ve -eelme- Ģeklinde l ünsüzünün geçmesi, ilk baĢta bu ekin Kırgızca 253 ve Özbekçe254 gibi Türk lehçelerinde kullanılan al- yeterlilik fiilinden geldiği izlenimini uyandırabilir. Ancak, kalın ünlülü fiillerde de ince ünlülü Ģekillerin kullanılması, ikiz ünlülü kalın Ģekillerin bulunmaması, bu ekin baĢka bir kaynaktan gelme ihtimalini doğurmaktadır: alammedim (15-97); doğuzdu'relmérik (1-944); oxuyēlmerem (2-56). ġehin ağızlarından Berende ağzında geçen -eḇilme- Ģeklinin ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde ve Halhal ağızlarında kullanılan –ebilme- [(-e (zarffiil)– bil- (yardımcı fiil) -me (olumsuzluk eki)] Ģeklinden geldiği açıktır: éliyeḇilméb (1-759); gédeḇilmem (1-319). Dolayısıyla Halhal ağızlarında yeterlilik fiili için iki Ģekil kullanılmaktadır. Bunlardan bir tanesi ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde de kullanılan –Abil-me Ģeklidir. Yeterliliğin olumsuzu için kullanılan bir diğer Ģekil, -AmmA- ekidir. AmmA- eki, A zarf-fiil ekiyle bil- ana yardımcı fiil ve –mA- olumsuzluk ekinin 252 Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi, s. 119. Hülya Kasapoğlu Çengel, Kırgız Türkçesi Grameri, Akçağ Yayınları / 700, Ankara 2005, s.285. 254 Volkan Coşkun, Özbek Türkçesi Grameri, TDK Yayınları: 752, Ankara 2000, s. 178. 253 193 ekleĢmiĢ hâlidir.255 Bu ekleĢme süreci, bil- filindeki b ünsüzünün çift dudak ḇ ünsüzüne dönüĢmesiyle baĢlar: éliyeḇilméb “yapamamış” (< éliye bilmeyib” (1-759). Bir sonraki aĢamada iki ünlü arasında sıkıĢan ḇ ünsüzünün düĢmesiyle ikiz ünlülü Ģekiller ortaya çıkar: éliyeelméyrem “yapamam”(1-694); getireelmérem “getiremem” (1-485); éliyeelméyrem “yapamıyorum” (1-694). Ġkiz ünlülerden kaçınan Türkçe için bir sonraki adım ikiz ünlülerin tekleĢmesi olacaktır. Ġki ünlünün tek ünlüde seslendirilmesi doğal olarak uzun ünlünün doğmasına neden olacaktır: oxuyēlmerem “okuyamam” (2-56). Uzun ünlünün de normale dönüĢmesi sonucu -elme- Ģekli ortaya çıkar: doğuzdu'relmérik “doğurtamayız” (1-944). Sonra lm > mm ünsüz benzeĢtirmesi sonucu –emme- Ģekli ortaya çıkmıĢtır: éşidemmezdüz (26-65). Son aĢamaya gelindiğinde ise büyük ünlü uyumu sonucu –AmmAĢeklinin ortaya çıkmasıyla ekleĢme sürecinin tamamlandığını görmekteyiz: göremmesen (30-890); tapammasuz (26-100). Yine yeterlilik fiilinin bir baĢka kullanımı Berende ağzında tespit edilmiĢtir. –e-bil-me- Ģeklinin geniĢ zaman çekiminde Türkiye Türkçesinde olduğu gibi zaman eki getirilmeden –ebilme üzerine iyelik kaynaklı teklik birinci Ģahıs eki getirilmiĢtir: vérebilmem (1-694); gédebilmem (1-318). Yeterlilik fiilinin kullanımı ile ilgili bir diğer biçim, yine Türkiye Türkçesinde olduğu gibi –ama- Ģeklinin kullanımıyla ilgilidir: olamadı (25-16). 255 Jahangir Karini, Halhal Ağızlarında İktidaî Fiilin Olumsuzunda Kullanılan –AmmA- Eki, Turkish Studies, İnternational Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Türkiye Dışındaki Türkler Dosyası, Volume 3/7, Aralık, 2008, s. 437-441. 194 5.3.2. Yardımcı Fiiller “Türkçede yardımcı fiiller iki biçimde karĢımıza çıkar. Bunlardan birincisi bir isim ile fiilin birleĢtiği yapılar, ikincisi ise asıl fiille bir baĢka fiilin birleĢtiği yapılardır.”256 Halhal ağızlarında fiille kullanılan asıl yardımcı fiil, sadece yeterlilik bildiren bil- fiilidir. Halhal ağızlarında ét-, éle- (<éyle), ol-, qılyardımcı fiillerinin yanı sıra sal-, gel-, düĢ- / tüĢ- baĢla-, vér-, vur-, çat- gibi fiiller de ikinci sıradan yardımcı fiil olarak kullanılmaktadır. Halhal ağızlarında kullanılan ét-, éle- (<éyle), ol-, qıl- yardımcı fiillerinin Eski Oğuz Türkçesinde de eyle-, it-, kıl-, ol- Ģekillerinde kullanıldığı bilinmektedir. 257 5.3.2.1. Ana Yardımcı Fiiller 5.3.2.1.1. éle- (< éyle-) Yardımcı Fiili Kullanım sıklığı en yüksek olan yardımcı fiil, éle- fiilidir. Eski Oğuz Türkçesinde eyle- Ģeklinde kullanılan bu fiil,258 Halhal ağızlarının tamamında y ünsüzünü düĢürerek éle- Ģeklinde kullanılmaktadır: heyā éle “utan” (6-516); hambalığ élemişig (12-7); kira éledim “kiraladım” (15-38); zindegi éler “yaşar” (11-273). 5.3.2.1.2. ét- Yardımcı Fiili ét- yardımcı fiili, sadece bir Ģiir cümlesinde tespit edilmiĢtir. ét- fiilinin Ģiirde kullanılması, yazı geleneğinin devamı niteliğinde olup normal konuĢma esnasında ét- yardımcı fiili yerini tamamen éle- (eyle-) fiiline bırakmıĢtır: ehāte étti (6-530). 256 Hatice Şahin, Eski Anadolu Türkçesi, Akçağ Yayınları / 461, Ankara 2003, s. 65. Hatice Şahin, age. s. 66. 258 Hatice Şahin, age, s. 66. 257 195 5.3.2.1.3. qıl- Yardımcı Yiili Eski Oğuz Türkçesinde bol miktarda örneği bulunan kıl- yardımcı fiili,259 Halhal ağızlarında kullanım alanını daraltarak sadece namaz kılbirleĢik fiilinde kullanılmaktadır: namaz qılırdı (29-322); namaz qıldı (29-330). 5.3.2.1.4. ol- Yardımcı Yiili: Halhal ağızlarında kullanım sıklığı yüksek olan yardımcı fiillerden biri de ol- yardımcı fiilidir: başda olméllar “farkında olmuyorlar” (17-94); vāqi olub “gerçekleşmiş” (22-50); téşne olardı “susardu” (27-38). 5.3.2.2. Yardımcı Fiil Görevinde Bulunan BaĢka Fiiller 5.3.2.2.1. baĢlabaşla- fiili Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında yola çık- yerine kullanılmaktadır: yol başladı (30-753); yol başladı gétdi (6-370). 5.3.2.2.2. çalçal- fiilinin ses taklidi kelimelerde yardımcı fiil olarak kullanıldığı tespit edilmiĢtir: qahqa çaldı “yüksek sesle güldü” (30-1231); qaqqa çalar güler “yüksek sesle güler” (30-1620); toy çaldı “düğün yaptı” (1-301). 5.3.2.2.3 sal-; sallasal- fiili, yardımcı fiil görevinde kullanılan fiillerden biridir. Bu fiil, yardımcı fiil olarak kullanım alanını geniĢleterek yap- ve et- yardımcı fiillerinin yerine kullanılmaktadır: ha'mmam saldırıb “hamam yaptırmış” (17-331); yola saldım “yol yaptım” (22-25); rāzi saldı “ikna etti” (30-281); qabağuzu salléyıbsuz “surat asmışsınız” (1-1003) (< salla-). 259 Hatice Şahin, age, s. 66. 196 5.3.2.2.4. tüĢ- / düĢtüş- /düş- fiili, daha çok ol- yardımcı fiilinin yerine kullanılmaktadır: qardaş tüştün “kardeş oldun” (30-7-8); uruğa tüşdi “çocuğu olmayan kadının çocuk doğurması ve ardını getireceği” (30-633); mod tüşdi “moda oldu” (301627); deb düşdi “gelenek oldu” (30-1628). tüş- fiili, Farsça kökenli yad kelimesiyle birlikte bir de hatırlamaanlamında kullanılmaktadır: tüştü yadıma “hatırladım” (12-58). 5.3.2.2.5. vérvér- fiili, bir kısım yabancı kelimelerde et-, yap- yardımcı fiillerinin yerine kullanılmaktadır: buruza vérmiyesen “belli etmeyesin” (30-1132); nigehbançılığ vérér'di “bekçilik yaptı” (9-61-62). vér- fiili, bir kısım kelimelerde de Türkiye Türkçesinde olduğu gibi veryardımcı fiili olarak kullanılmaktadır: salam vérdi (30-200); qōl vérdi “söz verdi” (1-524); nicat véreceyem “kurtaracağım” (6-182); destür vérér (15-16). 5.3.2.2.6. vur- / vırYardımcı fiil olarak kullanılan fiillerden biri de vur- fiilidir: berqe berq vırır “parlıyor” (30-69); dürbünü vırdı gözüne “gözüne dürbün taktı” (30-119); çadır vıra “çadır kura” (30-443); vurağ kéfün demine “eylenelim” (30-694). 5.4. Sıfat-Fiiller 5.4.1. –acax, -ecek Eski Oğuz Türkçesinde –acaḳ, -ecek Ģeklinde kullanılan bu ek,260 Halhal ağızlarında -acax, -ecek Ģeklinde kullanılmaktadır: biçinecek (8–24); ekinecek (25–41); géçineceyi (13–34). 260 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 155. 197 -acax ekinin bir örnekte kalıplaĢarak alet ismi yaptığı görülmektedir: baxacaxdan “dürbünden” (1-332). 5.4.2. -an, -en Eski Oğuz Türkçesinde de –an, en Ģeklinde kullanılan bu sıfat-fiil eki,261 Halhal ağızlarında kullanılan iĢlek eklerden biridir: alan (17–216); çeken (18–82); gelen (6–452); tiken (15–20); vıran (15–20). 5.4.3. -ar, -er; -r Eski Oğuz Türkçesinde geniĢ ünlülü olan –ar, -er eki,262 Halhal ağızlarında da geniĢ ünlülü olup ünsüzlerden sonra –ar, -er Ģeklinde kullanılmaktadır: açar “anahtar” (1–86); ağlar - güler bağı (1–1084). Ünlüyle biten fiillerden sonra –r Ģekli kullanılmaktadır: ağlar - güler bağı (1–1084). açar “anahtar” kelimesinde –ar sıfat fiilin kalıplaĢtığı görülmektedir: açar “anahtar” (1–86). 5.4.4. -dıq, -dik, -duq, -dük Eski Oğuz Türkçesinde yuvarlak ünlülü olan bu ekin263 Halhal ağızlarında düz ünlülü Ģekilleri de kullanılmaktadır: bişdigimiz (9–59); buyurduğunnan (18–3); çağırdığım söyündügünneņ “sevincinden” (17–332). 261 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 154. Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 155. 263 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 155. 262 (17–446); ekdigimiz (9–59); 198 5.4.5. -malı, -meli Eski Oğuz Türkçesi‟nde sıfat-fiil olarak kullanılan -malı, -meli eki, Türkiye Türkçesinde gereklilik kipinde kullanılırken 264 ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde sıfat-fiil eki olarak kullanılmaya devam edilmektedir.265 Halhal ağızlarında da bu ek, bir sıfat-fiil eki olarak kullanılmaktadır. Ancak bu eki almıĢ sıfat-fiillerin genelde nitelendirdikleri isimi düĢürerek kullandıkları görülmektedir: qıblé ālem sağ ossun, danışmalı dȫy ki “padişah sağ olsun, konuşulacak durum değil ki veya anlatılacak durum değil ki” (30-346); uşaxlarmız zamanı eslen muqayise élemeli dör “çocukluğumuz zamanıyla karşılaştırılacak zaman değil (3-41); eslen baxmalı döy cavannıxda “gençlikte, bakılacak genç değil (19-96); béle cisler qoyup da eslen day danışmalı döy “öyle eşyalar koymuş ki anlatmak mümkün değil” (30-541). Bir kaç örnekte ise –mAlI sıfat-fiil ekini almıĢ sıfat-fiillerin nitelendirdikleri ismi düĢürmeden kullanıldığı tespit edilmiĢtir: gezmeli yérrerinnen “gezilecek yerlerinden” (21-13); gezmeli yérreri “gezilecek yerleri” (21-13); götümeli bi şéy deyi “kaldırılacak bir şey değil” (20-317). Bu ekle ilgili tespit ettiğimiz bir diğer önemli özellik, Türkiye Türkçesinde olduğu gibi gereklilik kipinde kullanılmasıdır.266 5.4.6. -mıĢ, -miĢ, -muĢ, -müĢ Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz ünlülü olan bu ek, Halhal ağızlarında dudak uyumuna girmiĢ durumdadır: örgenmiş tazım “eğitilmiş tazım” (6–120); yolu bağlanmış “yolu kapatılmış, uğursuz; beddua olarak kullanılır” (31–34); yumurulmuş “beli kullanılmaktadır” (31–34). 264 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 313. Yavuz Kartallıoğlu, Hüseyin Yıldırım, age., s. 212. 266 Bak: Gereklilik. 265 bükülmüş; beddua alarak 199 5.5. Zarf-Fiiller 5.5.1. -a, -e -a, -e zarf-fiil eki, fiilin tekrarlanmıĢ hâliyle kullanılmaktadır: ağlıya ağlıya (18–23); baxa baxa (30–1515); géde géde (15–57); geze geze (15– 32); vıra vıra (6–314). 5.5.2. –ana, -ene –ana, -ene- Halhal ağızlarında en çok kullanılan zarf-fiil eklerinden biridir. Bu zarf-fiil eki, -an, -en sıfat-fiil ekiyle –a, -e yaklaĢma ekinden oluĢmaktadır: çalana “çalar çalmaz” (19-216); qutarana, “bitirinceye kadar” (18-138); yéene “yiyene kadar” (18-215-); götürene “götürene kadar” yelene “gelinceye kadar” (1-576). –ana, -ene birleĢik zarf-fiil ekinin zarf-fiil eki olup olmadığı tartıĢma konusu olabilir. Dolayısıyla –ana, -ene ekinin bir zarf-fiil eki olup olmadığını gösterme bakımından ekin kullanıldığı cümleyi tamamıyla örneklere dâhil etmeyi uygun gördük. +ana, -ene edatı, bazen Türkiye Türkçesinde kullanılan –IncAyA, -UncAyA kadar görevini üstlenmektedir: arvad, kişi yelene ağladı kor oldu “kadın, adam gelinceye kadar ağlayıp kör oldu” (1-564); bu kişi gelene bunnan yér alér “bu adam gelinceye kadar bundan yer satın alıyor” (18-327); xanım yéene, bi loqma götürene, bu yééydi qutaréydi “hanım yiyinceye kadar, bir lokma götürünceye kadar bu, yiyip bitiriyordu” (1-676); qoca emi ta qutarana, bi dene qeméynen vırdı “yaşlı amca bitirinceye kadar kılıçla bir tane vurdu” (18-138); kişi gelene doğér iki dene uşax “adam gelinceye kadar iki tane çocuk doğuruyor” (18-3328); men gédip gelene bu qaraçınun qızı oxudí “ben gidip gelinceye kadar bu çingenenin kızı okudu” (18-73). -ana, -ene zarf-fiil eki, bir kısım örneklerde da tezlik bildirmektedir: bular kirpik çalana görelle, develer burda yox oldı “bunlar kirpik çalar çalmaz burada develerin yok olduğunu gördüler” (19-216); bi mựddet yol gelene elek boşalır “bir müddet yol gelir gelmez elek boşalıyor” (27-40). 200 -ana, -ene zarf-fiil ekiyle ilgili bir diğer husus da, ekin, kim, kimin edatıyla birlikte –IncAyA, -UncAyA kadar görevinde kullanılmakta olmasıdır: emoğlu da'yan diyene kimin Simüzer, atı mindi, bının dalénca qōdu “amcaoğlu der demez, Simüzer atı binip bunun peşinden kovdu” (6-345); men yaxçı olmadım tā bîārı qutarana kimin “ben, işi bitinceye kadar iyileşmedim” (2-86-87). 5.5.3. anda, -ende -anda, -ende, -an, -en sıfat-fiil ekiyle –da, -de bulunma ekinden türeyen bir zarf-fiil ekidir. –anda, -ende eki, anlam olarak daha çok –dığında, -diğinde ekinin yüklediği anlamları taĢımaktadır: dolananda “dolandığında” (19–347); géçende “geçtiğinde” (29–113); gelende “geldiğinde” (28–23); görükende “göründüğünde” (1-1031); olanda “olduğunda” (6–33); kesende “kestiğinde” (1–369); oynıyanda “oynadığında” (17–377). Bir örnekte de ek, -ınca anlamında kullanılmıĢtır: baxanda “bakınca” (16–14). 5.5.4. -cağın, -ceyin Halhal ağızlarında yaygın bir Ģekilde kullanılan zarf-fiil eklerinde biri, -cağın, -ceyin ekidir. -cağın, -ceyin eki, Eski Oğuz Türkçesinde kullanılan -ıçak, -içek zarf-fiil ekinin n pekiĢtirme enklitiğiyle geniĢlemesi ve ekin baĢında bulunan ünlülerin düĢmesi sonucu ortaya çıkmıĢtır. Bu ek, Türkiye Türkçesinde Kullanılan -IncA, -UncA zarf-fiil ekiyle aynı görevi paylaĢmaktadır: düşceyin (18-263); gelceyin (27-42); görceyin (29-137); olcağın (30-940); vurcağın (18-165). 201 5.5.5. -ı, -i, -u, -ü Eski Oğuz Türkçesinde yuvarlak ünlülü olan bu ek,267 sadece Hımıs ağzında geçen bir örnekte görülmektedir: götüri géder (17–222). 5.5.6. –ıncax, -incek Bu ekin üstlendiği iĢlev, ölçünlü Türkiye Türkçesindeki -IncA, -UncA zarf-fiil ekinin iĢlevinden farksızdır. Eski Türkçedeki q-, -g ünsüzlerini düĢürerek Batı Türkçesine –ınca, -ince (< -qınça, -ginçe) Ģeklinde geçen zarffiil eki, Halhal ağızlarının tamamında k, x (< ok) pekiĢtirme enklitiği ile geniĢleyerek –ıncax, -incek Ģeklinde geliĢmiĢtir. Leyla Karahan‟a göre bu ekin sonunda bulunan ünsüzler, ok kuvvetlendirme edatının kalıntısıdır.268 Halhal ağızlarında bol miktarda kullanılan bu ekin sadece c‟li Ģekilleri bulunmaktadır: batıncax (27–11); doyıncax (19-19); gelincek (29–251); yetişinceħ (30–1211). 5.5.7. -ıp, -ip, -up, -üp Eski Türkçede -p Ģeklinde kullanılan -Ip, -Up; -Ib, -Ub zarf-fiil eki, Batı Türkçesine gelindiğinde yardımcı ünlüsünü de yanına katarak –Up Ģeklinde ortaya çıkmıĢtır.269 Halhal ağızlarının bu ekin dudak ve damak uyumu dahilinde dört Ģekli bulunmaktadır: aparıp vérer (1–363); aparıp véredi (11– 96); çalıp gülelle (12–17); durup çıxıp gédecig (30-810); gelip tapıl'sun (6– 389); kesip atacaxlar (1–317); süzülüp geléy (1-277). -Ip, -Up zarf-fiil ekinde görülen bir diğer değiĢiklik ekin ünsüzüyle ilgilidir. Bir kısım örneklerde p ünsüzünün sedalılaĢması sonucu –Ib, -Ub Ģekillerinin de kullanımda olduğu görülmektedir: men gédib qızı 'görméydim 267 Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 156. Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarında Kullanılan Bazı Zarf-fiil Ekleri, Türk Kültürü Araştırmaları Dergisi, XXXII – 12, Ankara, 1994, s. 213. 269 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 340. 268 202 (3-72); bi nefer, götrüb cibine qoyma'dı (11-261); yalvarıb véreceħ (30-1005); toxuyub satasan (29-13). -Ip, -Up ekinin sadece Nüdü ağzında, bir örnekte –p‟li Ģeklinin kullanıldığı tespit edilmiĢtir: yép çıxıp gédér(6-455). 6. BAĞLAÇ Bağlaçlar kelimeleri, kelime gruplarını ve cümleleri birbirine bağlayan kelimelerdir. denkleĢtirme, Halhal ağızlarında karĢılaĢtırma, tespit cümle ettiğimiz baĢı bağlaçlar, bağlaçları ve sıralama, cümle sonu bağlaçlarından oluĢmaktadır. 6.1. Sıralama Bağlaçları 6.1.1. –nan, -nen “ile” Halhal ağızlarında -nan, -nen Ģeklinde ekleĢen ilen edatı, kullanım sıklığı en yüksek olan sıralama bağlacı konumundadır: qızılnan pul “altın ile para” (18–31); qorqaynan girdikanın “kavurga ile ceviz” (27–25); kepenegiminen ağacım “kepeneğim ile ağacım” (6-477); tüfenginen libas “tüfek ile elbise” (1-326-27). 6.1.2. ve, u, ü, o, ṿo “ve” Tespit ettiğimiz bir baĢka sıralama bağlacı, Farsça ve edatıyla ve edatından geliĢen u ile ü edatlardır: xurd u xurak “yemek ve erzak” (15–13); lēl ü cavahir “lal ve mücevher” (19–210); şāhid ve nāziri “şahıt ve tanık” (22– 99); bimaristan o ḳarxana ṿo hés zadı “hastane ve fabrika ve hiçbir şey” (1116); alma o héyva o albalı o “elma ve ayva ve vişne” (11-39). 203 6.2. KarĢılaĢtırma Bağlaçları KarĢılaĢtırma bağlaçları, birden fazla dil öğesini karĢılaĢtırarak birbirine bağlayan kelimelerdir. Halhal ağızlarında kullanılan karĢılaĢtırma bağlaçları Ģöyledir: 6.2.1. da ... da ...; da... de... da... da ...; de... de... bağlacı, kendisinden önce bulunan kelimenin ünlü durumuna göre kalınlık-incelik uyumu sergilemektedir: bacılarım da qardaşlarım da (5 – 10); sen de lal ol, o da “sen de sus, o da” (11-247); çoban da bırda, emisi de bırda, şahın oğlı da bırda, dedesi de bırda, vezir de bırda. (29-168-60). 6.2.2. çi... çi.... “...da ...da” çi... çi… Farsça kökenli bir bağlaçtır. Türkçe da... da... bağlacı yerine kullanılmaktadır: çi ketdisi, çi şehirrisi “köylüsü de şehirlisi de”(26-100). 6.2.3. hem ... hem... hem ... hem... Farsça kökenli bir bağlaçtır: hem istidi, hem şōr “hem sıcak, hem tuzlu” (18–209); hem men ona télfon vérdim, hem o mene télfon vérdi (22-85-86). 6.2.4. ne... ne... ne... ne... bağlacı da Farsça kökenli bir bağlaçtır: ne ayaqqabı varımız ıdı ayağımızda, ne eynimizde yaxçí libas var ıdı “ayağımızda ayakkabı, üzerimizde de iyi elbise yoktu” (3–41-42); ne danışır, ne déyir, ne bir terpenir. (30-221-222). 204 6.2.5. ya... ya... ya... ya... da Farsça kökenli bir bağlaçtır: ya sen ol ya her kim olsun (30–1021-22); ya nene bala ola, ya bacı qardaş ola (1–576); ya icāze vér; men bu qara qulunan déyim, gülüm, danışım; senün sirrün kanarda olmasın; ya da meni boşıyasan (30–929-930). 6.3. Cümle BaĢı Bağlaçları Cümle baĢı bağlaçları, cümle baĢında kullanılan kelimelerdir. Bu bağlaçlar bazen bulunduğu cümleyi kendisinden önce gelen cümle veya cümlelere bazen de kendisinde sonra gelen cümle veya cümlelere bağlamaktadırlar. Cümle baĢı bağlaçlarının anlamı, bağlı olduğu cümleyle öteki cümlelerin iliĢkisine bağlıdır. Aynı bağlaç farklı cümlelerde farklı anlamlar ifade edebilir. 6.3.1. axı axı edatı, ama, lakin anlamlarında kullanılmaktadır: dédi: Axı, men bilmem “dedi: ama, ben bilmem”(1-111); dédi: Axı bala, her düktür onun gözün yaxçı éliyebilméy, öldüréy “dedi: onun gözünü iyileştiremeyen doktorları öldürüyor” (1-766-67). 6.3.2. ama, amma Arapça kökenli bir cümle baĢı bağlacıdır: Ama bu qoca téz téz déyér ki, Ehmed üreyindekin at o yana (30–526); Amma hemen gé'ce iki nefer, küleye düşmüştü'ler “ama, iki kişi, aynı gece kar tipiye yakalanmıştılar" (14– 19). 6.3.3. artıx artıx bağlacı, ancak anlamında kullanılmıĢtır: Artıx da elan bilmérem nemene var “ancak, şimdi ne olduğunu bilmiyorum” (4-25-6). 205 6.3.4. bélebil bélebil bağlaçı, béle zarfıyla bil- fiilinden oluĢmaktadır. sanki, zannet, anlamlarında kullanılmaktadır: Bélebil bırda quduruşufla “sanki, burada hırpalanmışlar” (30-709); Bi dene éyvanda qız var ki, bélebil ki qan üzüne baxamğ olmér “balkonda öyle bir kız vardır ki, zannet ki, kan yüzünü bakmak mümkün değil (17-43-44). 6.3.5. déme, démeli déme ve démeli bağlaçları, yani, güya, demek ki anlamlarında kullanılmaktadır: déme arvad da hāmiledi “demek kadın da hamiledir” (18492); déme, ayı gelér arvadı yé'e “yani ayı, kadını yemeye geliyor” (17-50506); démeli ki şiḳarvan géçér ki gédér şiḳara “yanı avcı, ava gitmek için geçiyor” (18-302); bir ilin uçan yédi. Démeli qarqalar “bir yılınkini uçan yedi; yani kargalar” (19-53). 6.3.6. çün Farsça kökenli bir bağlaçtır: Çün libas mibası qızıllığıydı, görkemliydi “elbiseleri altından olduğundan görkemliydi” (6–355-56); Men özüm burda qeribeyem. Çün dedem bıralı dör (12-82-83). sene çox hesretle baxar Qarabax. Çünkü orda vırar Érmeni cöỷlan “sana Karabağ hasretle bakar. Çünkü, Ermeni, orada meydan okumaktadır” (16–2). 6.3.7. ege, eye, eger ege, eye, eger, Farsça eger bağlacının farklı kullanımlardır: Eye uyansa, diyerem (6–339); Eger bu sed birden ba'şa gele “bu baraj biterse” (11-47); Ege öldüm héş; qaldım, gellem. (30-410). 206 6.3.8. éle éle bağlacı, sadece ve fakat anlamlarında kullanılmıĢtır: Éle Kivi’de olmuşuğ. “Sadece Kivi’de olmuşuz” (12-5). 6.3.9. élebil élebil bağlaçı, éle zarfıyla bil- fiilinden oluĢmaktadır. büyük bir olasılıkla,sanki, düşünki anlamlarında kullanılmaktadır: mene bi béş min Tümen pul vér; élebil pulum qalıþ zatda “bana beş bin Tuman para ver; büyük bir olasılıkla param, şeyde kalmıştır” (22-48); oranı sat'dux, veli bıra menim élebil ejdādi mağāzemizdi “orayı sattık, ama burası, düşün ki dedelerden kalma mağazamızdır” (26-24-25). 6.3.10. éle ki éle zarfı, ki edatıyla birlikte kullanıldığında farz edelim, ola ki anlamları taĢımaktadır: bını qoyarsan çiynüve gédersen. Éle ki seni şah istedi “bunu, omzuna atıp gidersin; ola ki şah, seni, istedi” (29-309-310); merdüm éle ki béş Qıran tapabilér, çıxér gédér “halk beş Kıran bulur bulmaz çıkıp gidiyor”(11-54). 6.3.11. feqet Arapça kökenli bir bağlaçtır: Feqet evvelin merhele bizim bı yollarımıza yétişeler. “Fakat ilk önce bizim bu yollarımıza yetişeler” (7–25). 6.3.12. hatta Arapça kökenli bir bağlaçtır: Hatta Serab’da men géşdim bir yére bir loqme qeza yé'dim (22-18). 207 6.3.13. hele hele bağlacı, Halhal ağızlarında kullanım sıklığı en yüksek olan bağlaçlardan biridir. hele edatı, şimdilik, buraya kadar, en azından, hemen vb. anlamlar ifade etmektedir: baba, o kişini tuttuğ. Hele gédek görek, bi géce onun vezi necür oldı (15–31-2); Hele dürbünü götürüm, orda kim var ki, it qalıb or'da. (30–117-118). 6.3.14. xob Farsça kökenli bir bağlaçtır. Önce anlatılan cümlenin anlaĢıldığını hesaba katarak yeni cümlelerin baĢında kullanılır: Xob, menim évimdéydi de, vezirem, varım ıdı. (6-62-63); déyér: Xob, büyün néyledün? (15-38). 6.3.15. labud labod kelimesi Arapça kökenli olup gerekli anlamına gelir. Ancak, Halhal ağızlarında kesin anlamında kullanılmıĢtır: hele dürbünü götürüm, orda kim var ki, it qalıb or'da. Labud adam gelib. “dürbünü götürüp bakayım. Neden köpek orda duruyor. Kesin biri gelmiştir. (30-118). 6.3.16. meger, meye Yabancı kökenli bağlaçlardan bir tanesidir. Bu bağlaç, acaba ve tam tersine anlamları ifade etmektedir: Meger men xoşhal oldum mına ki elhemdülla, hādiséî men için üz 'vérmedi “ben, tam tersine sevindim ki Allah’a şükür benim için bir olay olmadı” (22–42-43); Meye 'qoymér? “koymuyor mu acaba)” (9–44). 6.3.17. neinki, bainki Farsça kökenli neinki “olmadığı hâlde” (< Far. ne-in-ki) ve bainki “olduğu hâlde, olmasına rağmen” (ba-in-ki) bağlaçları, daha çok Kivi merkez 208 ve Halhal merkez ağızlarında kullanılmaktadır. Bu da ilçe merkezlerinde Farsçanın Türkçe üzerindeki etkisi anlamına gelmektedir: bi dene néysan Gilan’a, Reş’de biz içün iki Ton yarım yük vırır; eylan bainki bénzin o yan, bı yandı; elli min Tümen; veli Téhran’a yüz elliye héş gétmir “bi araba, Gilan’a Reşt’e iki buçuk Ton yük için; şimdi benzinin fiyatında oynama olduğu hâlde; bizden elli bin Tuman alıyor; ama Tahran’a yüz elliye gitmiyor” (26–53-55); Bıranın neinki bimaristan o ḳarxana ṿo, hés zadı 'olmadı; bırdan köşdüle, çıxdıla, gétdile “burada hastane, fabrika ve hiçbir şey olmadığından buradan göçüp gittiler” (10–16-17). 6.3.18. néce ki Türkçe néce ile Farsça ki‟den oluĢan néce ki de birlikte bir cümle baĢı bağlacı görevinde kullanılmaktadır. nece ki bağlacı nasıl yani anlamında kullanılmıĢtır: Néce ki, bu menim atımdı. (30-1453-54). 6.3.19. onda onda bağlacı, o zamiriyle bulunma ekinden meydana gelen bir bağlaçtır. o zaman, öyle olsa, öyleyse, öyle olunca, o durumda gibi anlamlar ifade etmektedir: Şah Abbas destür vérdi; su palıyannarı tuttu'lār, saqqaları tuttu'lar. Onda senün tefligün necür olar? “Şah Abbas, su paylıyanlaı için tutuklama emri çıkartarsa, senin durumun ne olacak? (15-40-41); Onda şah geldi munu alnınnan öpdi. “o an şah gelip bunun yüzünden öptü. (17-441); sen onda mejlisi mürexes éle. “öyleyse oturanları serbest bırak” (6-72-73). 6.3.20. Ģayed şayed bağlacı da Farsça kökenli bağlaçlardan bir tanesidir: Şayed héyvanat zaţ ola “şayet hayvan falan ola” (30–668). 209 6.3.21. veli “ama” Farsça kökenli veli bağlacı, ama anlamında kullanılmaktadır: Veli xob day qocalmışux. “Ama, artık yaşlanmışız” (20–10). Veli bu oğlan, bir göyülden min göyüle menim üreyime yatıp “ama, ben, bu çocuğu sevdim” (30-512). 6.3.22. yoxsa yoxsa bağlacı, aksi takdirde anlamında kullanılmıĢtır: Yoxsa héş kim géçemmez. “Aksi takdirde kimse geçeemz. (30–110). 7. EDAT Edat, yalnız baĢına anlamı olmayan, geldiği kelimeyle cümledeki baĢka kelimeler arasında anlam iliĢkisi kuran gramer görevli bağımsız kelimedir.270 Halhal ağızlarında son çekim edatlarının büyük bir bölümü ekleĢmiĢ veya ekleĢme aĢamasındadır. Örneğin, ile edatının sadece ekleĢmiĢ –nan, -nen Ģekilleri kullanıldığından [aylarnan (13–23); derdinen (16–28)] bölge ağızlarında ile edatının aslî Ģekli tamamıyla ortadan kalkmıĢtır. 7.1. Son Çekim Edatları Halhal ağızlarında son çekim edatları, isimlerin yalın, yaklaĢma, ayrılma hâlleriyle kullanılırken zamirlerin belirtme, yaklaĢma ve ayrılma hâlleriyle çekime girmektedirler. 270 Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları: 575, Ankara 1992, s. 51. 210 7.1.1. çağ, cax Halhal ağızlarında gibi ve –a kadar anlamlarında kullanılan edat, ismin yalın hâliyle çekime girer: Arzılum’çağsan “Erzurum gibisin, Erzurum büyüklüktesin” (16–12). Bu edat, –a kadar iĢlevinde bulunduğunda isimlerin yaklaĢmalı hâliyle çekime girmektedir. Ancak, çekim esnasında yaklaĢma ekinin –a > é değiĢimine uğramasının yanı sıra edatla isim arasında da bir y ünsüzü türer: dırnaxlarınéycax “tırnaklarına kadar” (30–255); elli neferin pulıycax “elli kişinin parası kadar (29-20). cax edatının sadece o zamiriyle çekimi ise belirtme ekiyle meydana gelmiĢtir: onu cax “onun kadar” ( 29-297). 7.1.2. göre göre edatı, ismin yaklaĢma hâliyle çekime girer: bizim sinife göre (2648); dilimize göre (13-41); ekinçilige göre (10–7); qedimkine göre (3–40); Xalxal’a göre (26–111-112); min deneye göre (26-46); ona göre (30-61): özüne göre (13-38); senün qızuva göre (30-1291); süze göre (18-420). göre edatının birbirine yakın; ama birbirinden farklı iĢlevleri bulunmaktadır. Bu edat, bazen –den dolayı anlamını ifade etmektedir: ona göre “ondan dolayı” (26-44); süze göre “sizden dolayı” (18-426). göre edatı, bazen de için anlamında kullanılmaktadır: bizim sinife göre “bizim sınıf için” (26-48); qızuva göre “kızın için” (30-1291); min deneye göre “bin tane için” (26-46). göre edatının ifade ettiği bir diğer anlam, nazaran‟dır: qedimkine göre “eskiye nazaran” (3–40); Xalxal’a göre “Halhal’a nazaran” (26–111-112). göre edatı, bir de ilgili anlamında kullanılmaktadır: Kivi’de ekinçilige göre nemene var? “Kivi’de ziraatla ilgili neler var?” (10–7); xarbarfuruşuya göre “mağazacılıkla ilgili” (20-7). 211 göre edatıyla ilgili tespit ettiğimiz son iĢlev, bu edatın hakkında anlamıyla kullanılmasıdır: dilimize göre “dilimiz hakkında” (13-41). 7.1.3. için için edatı, Eski Oğuz Türkçesinde isimlerin yalın, zamirlerin ise ilgi hâli ekiyle kullanılmıĢtır:271 Bu edat, Halhal ağızlarında da isimlerin yalın hâliyle çekime girmektedir: çörey için “ekmek için” (15–23); qız için (19-249); mailk için “toprak sahibi için” (3-34); Ģıkar ıçın “av için” (1-351). için edatının zamirlerle çekimi de genelde zamirlerin yalın hâliyle gerçekleĢmektedir: biz için (5-15); bılar ıçın (6-125); men için (11-214); sen için (22-71); siz için (1–300). için edatının zamirlerle çekiminde sadece biz zamirinde ilgi hâliyle çekime girdiğini gösteren bir örnek tespit edilmiĢtir: bizim için (1-637). Ancak, zamirlerin için edatıyla çekimlerinde ilgi ekinin düĢme aĢamasını gösteren bir kısım örnekler bulunmaktadır. Bu örneklerde, bu ve o zamirlerinde ilgi ekinin ünlüsüyle son n‟sinin düĢtüğü görülmektedir: bun çun “bunun için”(18–294); on çun “onun için” (17–404). Bazen men ve sen zamirlerinde ilgi ekinin tamamen düĢtüğü görülmektedir. Ancak, düĢen ekin izleri söz konusu zamirlerde ünlü uzamasına sebep olmuĢtur: mēn için “benim için” (1-1065); sēn için “senin için” (30-951). Halhal ağızlarında kullanım sıklığı yüksek olan için edatının en önemli özelliği, bir kısım örneklerde küçük ve büyük ünlü uyumuna girerek ıçın, için, uçun, Ģeklinde geliĢmesidir: ağam ıçın (12–16); özleri için (18–44-45); ov uçun (1–443). için edatının küçük ve büyük ünlü uyumuna bağlandığını gösteren örnekler, bu edatın ekleĢme yönündeki ilk adımını göstermektedir. Nitekim bir kısım örneklerde bu edatın ilk ünlüsünün düĢmesi sonucu çın, çin, çun, çün 271 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi... s. 367-68 212 Ģekillerinin ortaya çıktığı tespit edilmiĢtir: oğlan çın “oğlan için” (1–803); on çun “onun için” (17–404); özü çün “kendisi için” (30–777); sen çin “senin için” (6–58). 7.1.4. kimi, kimin “gibi” < kibi272 Kimi, kimin edatı, iki farklı anlamda kullanılmaktadır. Bu anlamlardan biri, gibilik ve benzerliktir. Bu edat, benzerlik edatı olarak kullanıldığında ismin yalın hâliyle çekime girmektedir: alma kimin (1-796); laçın kimi (6–511); lemelifla kimin “lam, elif lam gibi” (30-555); yél kimin (6–99). Ancak, zamirlerle kullanıldığında zamirlerin belirtme hâliyle çekime girmektedir: meni kimin (6-209-210); meni kimin (11-54-55); seni kimi (11157-58); seni kiminner (30-205). Sadece Kızıldere ağzında geçen bir örnekte ilgi ekinin izleri bulunmaktadır: meen kimin “benim gibi” (30-975). kimi, kimin edatı, bir de sınırlama edatı olarak kullanılmaktadır. HiĢeyin ağzında sınırlama edatı olarak kullanıldığında ismin yaklaĢma hâliyle çekime girmektedir: doḳḳuza kimin “dokuza kadar” (11-177); Xımıs dağına kimin “Hımıs dağına kadar” (6-353); on ikiye kimin “on ikiye kadar” (11-56). Ancak Hımıs ve Halhal merkez ağızlarında çekim sırasında yaklaĢma hâli ekinin –a, -e > -é değiĢimine uğraması ve yaklaĢma ekinde sonra bir y ünsüzünün türemesi sonucu isimlere gelen –éy Ģekliyle çekime girmektedir: dizéy kimin “dize kadar” (19-317); girenéy kimin “girene kadar” (19-4); Kivi’yéy kimiņ “Kivi’ye kadar” (19-349); 'oréy kimin “oraya kadar” (22-45); yarısınéy kimin “yarısına kadar” (19-6); o yéréy kimin “o yere kadar” (22-88). Kimi, kimin edatının bir diğer kullanımı sıfat-fiilin yaklaĢmalı hâliyle zarf-fiil grubu oluĢturmasıdır: bırda géçinene kimin, géder Téhran’da géçiner “burada geçinmektense, gider Tahran’a geçinir” (11-272); emoğlu da'yan 272 Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar... s. 57. 213 diyene kimin; Simüzer, atı mindi “amcaoğlu diyinceye kadar Simüzer, atı bindi” (6-345); Xanım çıxana kimi “hanım çıkncaya kadar” (6-336); men yaxçı olmadım tā bîārı qutarana kimin “ben iş bitinceye kadar iyileşmedim” (2-87). 7.1.5. –nan, -nen (< ilen) ile edatıyla n vasıta ekinden oluĢan ilen edatı,273 bütün Halhal ağızlarında –nan, -nen Ģeklinde ekleĢmiĢ durumdadır: aylarnan (13–23); derdinen (16–28); mēmurunan (6–447); onnan (11–236); sennen (30- 2). 7.1.6. ötüri “-den dolayı” Pek iĢlek olmayan bir edattır. Sadece HiĢeyin merkez ağzında kullanıldığı tespit edilmiĢtir: sütden ötüri (2–52). 7.1.7. sarı “-a doğru” Eski Oğuz Türkçesinde sarı/saru “-a doğru” Ģeklinde kullanılan sarı edatı,274 Halhal ağızlarında da “-a doğru” anlamında kullanılmaktadır: bize sarı (1–411); Gilan’a sarı “Gilan’a doğru”” (6-370); mene sarı (22–63). sarı edatıyla ilgili tespit edilen tek değiĢiklik, edatın anlamıyla ilgilidir. sarı edatının bazen –dAn yana anlamında kullanıldığı tespit edilmiĢtir: Allah mene sarıydı “Allah benden yanaydaı” (1-122); Allah munnan sarıymış “Allah bundan yanaymış” (1-746). 7.1.8. sonra (> sora) Eski Oğuz Türkçesinde ŋ‟li olan bu edat,275 Halhal ağızlarında ŋ > n değiĢmesi sonucu sonra olmuĢtur. Sonra edatı, ismin ve zamirlerin çıkma 273 274 Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar... s. 46. Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar, s. 78-79.. 214 hâliyle çekime girer: altı ilden sonra (6–442-43); bi middetden sonra (18-104); onnan sonra (27-26); üş günnen sonra (17-242). sonra edatında görülen tek geliĢme, edatın genelde n‟sinin düĢürülerek sora Ģeklinde kullanılmasıdır: bi middetden sora (18-282); bir ilden sora (19-37); bizden sora (30-711). 7.1.9. soay, soa “baĢka” (< Ar. sevâ‟) Arapça kökenli bir edattır: sennen soa “senden başka” (18–166); bizden soay “bizden başka” (30–714). 7.1.10. tekin Eski Türkçedeki teg “gibi” edatıyla –n pekiĢtirme ekinden oluĢan tekin edatı,276 Halhal ağızlarında benzerlik edatı olarak kullanılmaktadır. Bu edat, isimlerin yalın hâliyle kullanılmaktadır: Hemşexala tekin “kale adı: Hemşexala gibi” (17-493); quş tekin (19-315); lamp tekin “lamba gibi” (19-73); saqqız tekin (17–159). Ġsimlere yalın Ģekilde bağlanan tekin edatı, zamirlere belirtme ekiyle bağlanmaktadır: meni tekin (17–356); seni tekin (19–320). 7.2. PekiĢtirme Edatları “Kelimelerin, kelime gruplarının, cümlelerin sonlarına gelerek onları önceki veya sonraki kelimeler, kelime gruplarına ve cümlelere bağlayan; bu bağlama görevleri yanında sonuna geldiği dil birliklerine dikkati çekme, kuvvetlendirme, belirtme iĢlevi de katan eklerdir.”277 275 Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar... s. 84. Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar, s. 95. 277 Zeynep Korkmaz, age, s. 122. 276 215 7.2.1. da, de Halhal ağızlarında kullanım sıklığı en yüksek olan pekiĢtirme edatı, da, de edatıdır. Bu edatının baĢlıca görevi kuvvetlendirmedir: al – vér élérüg da “alış veriş yaparız” (12–8); danışérıx da (15–43); qaldı da (17–245); özümüz ekib özümüz biçérik da (9–62); mene de vérdi (6-82); séyid de olsa gereg boynun vırasan (15-88); Türk ana dilimizdü, Farsi de milli dil; éle ikisi de qeşeħdü “Türkçe ana dilimizdir, Farsça da milli dil; ikisi de güzeldir” (13-42). Bu edatının bazen uyum dıĢında kullanlıdığı görülmektedir: al – vér élérüg da “alış veriş yaparız” (12–8); özümüz ekib özümüz biçérik da (9–62); 7.2.2. daxı daxı edatı ġehin ağızlarından Nüdü ağzında kuvvetlendirme edatı olarak geçmektedir: heyā éle, daxı utan qocalıx. (6–516). 7.2.3. day day edatı, da, de edatı gibi kuvvetlendirme görevi yapar: gédek day “gidelim artık” (30–1460); gétdi day (2–55); minmirem day (30–1460). Day men gédecem. (17-37). 7.2.4. ki Eski Türkçedeki ärki edatından geliĢen278 Türkiye Türkçesinde de ki Ģeklinde kullanılan279 ki pekiĢtirme edatı, Halhal ağızlarında kullanım sıklığı yüksek olan edatlardan biridir: da bize bi Qıran véren olmadı ki “bize bir Kıran kimse vermedi ki” (30–836); elen éliyebilmérem ki “şimdi yapamıyorum ki” (8– 4); men oynamax bilmem ki (1–109); Melik Memmed bu araya gelméyib ki!? yox umuş ki (17–418). 278 Saadet, Çağatay, Türkçede ki < erki, “Türk Dil Araştırmaları Yıllığı Belleten”, Ankara, 1963, s. 245-250. 279 Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi), TDK Yay: 827, Ankara, 2003, s. 1083. 216 8. ÜNLEM Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz ünlem edatları, duygu, yönlendirme, seslenme, gösterme, sorma ve cevap edatları olmak üzere altı gruba ayrılmaktadırlar. 8.1. Duygu Ünlemleri Duygu ünlemleri, ĢaĢkınlık, kızgınlık vb. duyguları ifade eden ünlemlerdendir. Sayıca çok fazla olan bu ünlemlerin bütün ağızlarda geçen örnekleri Ģöyledir: 8.1.1. ah Üzüntüyü ifade eden bir ünlemdir: Bu sirvetmend qaradaşın xanımı, bir pay ki bın çin apardı; bu bir ah çekdi. Zengin kardeşim hanımı, bunun için pay götürünce bu bir ah çekti” (6-21314); Ah çekmekten gül-i rengim saralıp. (6-523). 8.1.2. axı axı ünlemi, özlem ve ĢaĢkınlık gibi anlamlar ifade eder: öb öb biçe biçe axı ne 'oxurdux, ne 'oxurdux! (2-54-55); dédi: Axı, nedi bala can, gün be gün qezādan düşésen. (18-10-11). 8.1.3. ba ba, çok aĢırı bir Ģekilde ĢaĢırmayı ifade eder: ba dedüünen “vay anasını” (30-201) 217 8.1.4. be ġaĢkınlık bildiren bir ünlemdir. Genelde soru cümlelerinde kullanılır: 'Oğlum, be niye atmadun? (29-231); Ağa be siz, néçe zaman ıdı, héş bıra gelmez'düz. (30-393); Sen menim xanım döysen be ? “Sen benim hanımım değil misin” (1–831). 8.1.5. bes Farsça kökenli bes ünlemi, Halhal ağızlarında öyleyse, kısaca anlamlarında kullanılmıĢtır: bes cereyan bücür'di “kısaca olay böyledir”; (2974); bes men sennen yoldaş olmuram “öyleyse ben, seninle arkadaş olmuyorum” (30-17). 8.1.6. ē ġaĢkınlıkla birlikte üzüntü ifade eden bir ünlemdir: Kız görer ē, 'dedem vay, bu buna incidi “kız görer; ey vah, bu, bundan incindi” (19–181). 8.1.7. hē ġaĢkınlık ifade eden bir ünlemdir: Geldi hemun yére gördü hē, hemun adam géne bırda dayanıb (1-1104-05); Nefsün qet éledǖn, hē? (30-921). 8.1.8. hop ġaĢkınlık ifade eden bir ünlemdir: Bı Mehemmed ki üreği yémişdi nimtenesin silkeleyende gördü hop başının altında bi yüs tümen pul var. (1– 568-570); Qeyitdi, baxdı, gördü, hop, körpü mörpü hardéydi. (1-745). 218 8.2. Yönlendirme Ünlemleri “Hayvanları çağırma, yürütme, susturma ve kovma maksadıyla kullanılan ünlemlerdir:”280 düpşş, düpşş! “atı çağırmak için” (30-1470); ki'Ģe “horuzu kovmak için” (17-193). 8.3. Seslenme Ünlemleri Seslenme ünlemleri, çağırma, haber verme, cümledeki seslenmeyi kuvvetlendiren ünlemlerdir. 281 8.3.1. ay seslendi: Ay ağa, ağac almanı derdi. (1111); Seslenér: Ay kéçel, ay kéçel, yatıpsan diyesen (6-381-82); Eslan dédi: Ay yoldaşlar, düz déyésüz. (30-357); Ay şéy alan! (17–248). 8.3.2. éy éy pehlivan (6–521). 8.3.3. oy oy qardaş (17-358); oy nene (6 – 174); ōy nene (6-173). 8.4. Gösterme Ünlemleri Halhal ağızlarında gösterme ünlemi olarak da, de kullanılmaktadır. da, de ünleminin gösterme veya kuvvetlendirme ünlemi olduğu ancak cümledeki anlamından anlaĢılmaktadır: 280 281 Hülya Kasapoğlu Çengel, Kırgız Türkçesi Grameri, Akçağ Yayınları / 700, Ankara 2005, s.351. Zeynep Korkmaz, age, s. 130. 219 8.4.1. da, de “iĢte” İran’du da. “İrandır işte” (13-42); qarı nene, gelmişem de (18-208); Millet, géçinir de (8-47). 8.5. Soru Ünlemleri Sorma ünlemleri, hiçbir kelimeye bağlanmadan tek baĢına soru cümlesi yapan edatlardır.282 Metinlerimizde pek fazla örneğine rastlanmamaktadır. 8.5.1. neyçin Déér: Menim bu erimi de apa'run. Déér: Neyçin? (18-302-03); Qocanı, men vırdım. Neyçin? (17-29-30); Dédi: Niyä, 'neyçin? (30-38). 8.5.2. niya, niye ne soru zamiri de yaklaĢma hâliyle hiçbir kelimeye bağlanmadan tek baĢına kullanıldığı durumlarda soru ünlemi niteliğinde olabilir: Dédi: Niyä, 'neyçin? (30-38); Dédi: Niya? (1-513); Dédi: Niye? (695); Dédi: Xanım, niye? (6-213). 8.6. Cevap Ünlemleri Cevap Ünlemleri, bir sorunun cevabını ifade eden ünlemlerdir. Cevap ünlemlerinde kullanım sıklığı en yüksek olan Farsça kökenli belé “evet” ve xéyir “hayır” ünlemleridir. Türkçe onaylama ünlemi olarak ha, he ve reddetme ünlemi olarak da yox veya yo ünlemleri kullanılmaktadır: 282 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi... s. 351. 220 8.6.1. belé, beli “evet” Dédi: Allah’a şükür, necet tapdūn? Dédi: Belé! (30-230-31); Dédi: Bu yér senün'di? Dédi: Belé (30-271); Dédi: Bu yéri tanısān? Dédi: Beli! (30574-75). 8.6.2. he “evet” Dédi: Uşaxlarun yéyip? Dédi: He, uşaxlarım yéyip. (1-550-51); Dédim: Emi qızı geldün? sennen soa géne bacun vār? Déyér: He, biz üç bacıyığ (18166); Dédim: Emi qızı geldün? Dédi: Ha cānım, geldim (17-457-58). 8.6.3. xéyir, xéyr, xééy “hayır” Dédi: Évün dağılsın, meni tanımısān? Dédi: Xéyir! (30-316-17); Dédi: Gene İspahan’ın şehrinde cavan qalīp? Dédile: Xéyir, qalméyip (1-266-67); Diyer: Oğul evlatın yoxdí? Dédi: Xéyr. (19-66) Dédi: Xob, munu sene vérim, onu ona bitersǖz? Dédile: Xééy! (1-643). 8.6.4. yox, yo Melik Memmed bu araya gelméyib ki!? Dédi: Yo nene! (17–418); Dédi: Kişi, belke Melik Memmed gel'di, éhyana onu arvadın vérersen onā? Dédi: Yox. (17-424-25); Dedi: Xob, mını ona verim, onu ona vérim, mını sene, biteŗsǖz? Dédile: Yox! (1-643-44). 221 SONUÇ ÇalıĢmamızın bu bölümünde, ses ve Ģekil bilgisi incelemelerinden hareketle Halhal ağızlarının sınıflandırılması ve Halhal ağızlarının genel özellileri üzerinde durulacaktır. Artzamanlı ve eĢzamanlı bir yöntemle incelenen Halhal ağızları, kendi içinde üç farklı ağız bölgesinden oluĢmaktadır: 1. –éyr Ağzı. 2. –ér Ağzı. 3. –Ir, -Ur Ağzı. EĢzamanlı olarak bu ağızlardan –éyr ve –ér ağızları ses, Ģekil ve kelime kadrosu bakımından Azerbaycan ağızlarının yanı sıra Türkiye ağızlarıyla benzerlikler gösterirken –Ir, -Ur ağzı, tipik bir Azerbaycan ağzı konumundadır. Artzamanlı yönüyle bakıldığında Türkiye ağızlarıyla benzerlikler gösteren –éyr ve –ér ağızları ses, Ģekil ve kelime kadrosu bakımından Eski Türkçe ve Eski Oğuz Türkçesiyle benzerlikler taĢımaktadır. Bunun yanı sıra – éyr ve –ér ağızlarında yabancı kelime kullanım sıklığı da –Ir, -Ur ağzına oranla çok düĢüktür. Bu bilgiler ıĢığında eĢzamanlı olarak Halhal ağızlarının sınıflandırılmasını, söz konusu ağızların Azerbaycan ve Türkiye ağızlarıyla iliĢkilerini; artzamanlı olarak da Eski Türkçe ve Eski Oğuz Türkçesiyle olan konumunu belirlemeye çalıĢacağız. A. Halhal Ağızlarının Sınıflandırılması Halhal ağızlarının sınıflandırılması baĢlığı altında ağız bölgelerinin kendi özelliklerinin yanı sıra Batı Oğuz Türkçesi, Orta Oğuz Türkçesi ve Eski Oğuz Türkçesi ile olan iliĢkilerine değinilecektir. Halhal ağızları, ses ve Ģekil 222 bilgisi bakımından kendi içinde üç farklı ağız bölgesinden oluĢmaktadır. Halhal ağızların sınıflandırılmasındaki esas ölçüt Ģimdiki zaman ekidir: 1. HiĢeyin Ağzı veya –éyr Ağzı. 2. Hımıs veya –ér Ağzı. 3. Halhal Merkez veya –Ir, -Ur Ağzı. 1.-éyr Ağzı (HiĢeyin Ağzı) -éyr ağzı, HiĢeyin ilçe merkeziyle bu ilçeye bağlı köyler ve bu ilçenin sınır komĢusu olan Halhal merkez köylerinde konuĢulmaktadır. ġimdiki zaman eki olarak –éyr Ģeklinin kullanıldığı bu ağzın en önemli özelliklerinden biri, ses ve Ģekil bilgisi bakımından bazı yönleriyle Eski Oğuz Türkçesi ve Eski Türkçe ile benzerlikler göstermesidir. –éyr Ağzı‟nın bir diğer önemli özelliği, bir kısım ses ve Ģekil özelliklerinin Anadolu ağızlarıyla aynı olmasıdır. –éyr Ağzı‟nın temel özelliklerini Ģöyle sıralamak mümkündür: 1.1. Arkaik unsurlarının kullanılması 1.1.1. Bir kısım örneklerde p zarf-fiil ekinden geliĢen öğrenilen geçmiĢ zaman ekinin, Eski Türkçedeki gibi yardımcı ünsüz almaksızın ünlüyle biten fiillere getirilmesi: xarışlığ éléf “aldatmıştır” (6-76); evez éléþ “değiştirmiştir” (9-47); bu kişi élép “bu adam yapmıştır” (6-490-91). 1.1.2. o iĢaret zamirinin uzaklaĢmalı çekiminde EOT‟de olduğu gibi annan Ģeklinde telaffuz edilmesi: annan (6-501). 1.1.3. Teklik 3. Ģahıs zamirinin sınırlı sayıda ol Ģeklinde kullanılması: ol bağda “ o abağa” (1-1085); ol patışah(30-1383). 1.1.4. Eski Türkçedeki sub kelimesinde b > v değiĢiminin ara merhalesi olan çift dudak ḇ ünsüzünün bulunması: suḇa “suya” (1-702). 223 1.1. 5. Arkaik kelimelerin kullanımda olması: munun biligi “bunun bilgisi” (1-859); men dünyanun görküyem “ben dünya güzeliyim” (30-922). 1.2. Kök – ek arası kalınlık – incelik uyumunun bozulması: çiynuza “omuzunuza” (1-1024); gédūn “gidiniz” (1-1024); i'kuz “ikiniz” (1-1021); neyundū “ne yaptın” (1-1070); vérūn “verin” (1-932). 1.3. Duyulan geçmiĢ zaman kipi –müĢ yerine –k Ģeklinin kullanılması: bir dene mirvārid tesbéh gördüle qabağa düşük (6-2). Ayrıca, HiĢeyin Ağzı‟nda bir kısım kelimelerin farklı kullanımı dikkat çekmektedir: derga “derya” (30–1176), qayrılı “hazır” (6-68); uzalandım “uzandım” (6-143); kiprigimnen “kirpiğimle” (6-179). 1.4. Batı Oğuz Türkçesiyle (Türkiye Türkçesi) benzerlikler bulunması: BOT BOT ve OOT OOT Türkiye -éyr ağzı -ér ağzı bedbahtlık bedbahlığ bedbaht, bedbext bedbext bedbext düşman düşman düşmen düşmen düşmen fakat faqat faqat, feqet feqet feqet kirpik kiprik kirpik kirpik kirpik uyan- uyan- oyan- oyan oyan- yüzükoyun üzüqoylu üzüquylu üzüquylu üzüquylu yap- yap- “eyle-” ------------ -------------- ----------- yaprak yapraq yarpax yarpax yarpaq hanım hanım, hanım, ĥanım, xanım xanım xanım xanım -Ir, -Ur ağzı Azerbaycan 224 Ayrıca HiĢehin Ağzı‟nda geniĢ zamanın olumsuzunda teklik 1. Ģahıs Türkiye Türkçesinde olduğu gibi kimi zaman –ma, -me Ģekilleri kullanılmaktadır: almam; bilmem; démem; élemem; vérmem. 1.5. Kimi kelimelerde birincil uzunlukların bulunması: bālıq “balık” (301177); qāldı (1-302); qārı “karı” (1–296); qārnında (6–364); “karnında” 2. -ér Ağzı (Hımıs ağzı) Bu ağız esas olarak Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzıyla Varavart ağzında konuĢulmaktadır. Ancak, Kivi merkez ağzı da bu ağzın bazı özelliklerini taĢımaktadır. Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzında mutlak Ģimdiki zaman eki olan –ér‟in Kivi merkezde de kısmen varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Bu ağız, -éyr ağzıyla –Ir, -Ur ağzı arasında geçiĢ görevi yapmaktadır. Ağız özellikleri bakımından da bazı durumlarda –éyr ağzının özelliklerini taĢırken bazen de –Ir, -Ur ağzına yakın durmaktadır. Ancak, bu ağzı, bir ağız yapan temel özelliği, –éyr ekinden –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekine geçiĢteki ara merhaleyi oluĢturmasıdır. –ér ağzını, bir ağız olarak almamızın sebebi, -ér ve –Ir, -Ur ağızları arasında köprü görevi yapmasıdır. Bu ağzın en önemli özelliği, HiĢeyin ağızlarında kullanılan –éyr Ģimdiki zaman ekindeki – y- ünsüzünü düĢürerek ölçünlü Azerbaycan Türkçesinin –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekinin doğmasına zemin hazırlamasıdır. –éyr Ģimdiki zaman ekindeki –y- ünsüzünün düĢmesi sonucu ortaya çıkan –ér Ģimdiki zaman eki, ünlü benzeĢtirmesi sonucu –ır, -ir; -ur, -ür Ģekillerini alarak Orta Oğuz Türkçesinin Ģimdiki zaman ekinin temelini oluĢturmuĢtur. Oysa, ÇalıĢma sahamızın dıĢında tuttuğumuz Erdebil ağzı, -éyr ekindeki –r- ünsüzünü düĢürerek –éy ve bazen daha da ileriye giderek tek bir ünlüden oluĢan –é ve –i Ģekillerini almaktadır. Dolayısıyla, -éyr- Ģimdiki zaman ekinden geliĢen ve Erdebil ağzının Ģimdiki zaman ekini oluĢturan –éy-, -é-, -i-, Ģekilleri, yazı dili bakımından kısırlaĢmıĢtır. Oysa, –éyr Ģimdiki zaman ekindeki y ünsüzünün düĢmesiyle ortaya çıkan, Hımıs ağzının –ér Ģimdiki zaman eki, ünlü uyumuna girerek –Ir, -Ur Ģeklinde ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde kullanılan Ģimdiki zaman ekinin temelini oluĢturmaktadır. –ér Ağzı‟nın genel özellikleri Ģöyledir: 225 2.1. Arkaik unsurlarının kullanılması 2.1.1. Kelime kadrosuyla ilgili: pitik “muska” (17-559); dışqarı “dışarı” (17-556). 2.1.2. Fiil kipleriyle ilgili: 2.1.2.1. Çokluk 1. Ģahıs emir eki: dilelim “dileyelim” (17-369). 2.1.2.2. Çokluk 3. Ģahıs emir eki için –sılar –siler, -sular, -süler Ģekillerinin kullanılması: élesiler “yapsınlar” (17-558); dursula “kalksınlar” (17–368); görsüler “görsünler” (17-558): goysular (17-558); oynasılar “oynasınlar” (17–368); yatsılar (17-558). –sıla(r) –sile(r), -sula(r), -süle(r) ekinin EOT.deki –sunlar, -sünler ekinden geliĢebileceği gibi bu ekin kaynağını Eski Türkçenin çokluk 3. Ģahıs eklerinden biri olan –sular, -süler Ģekline bağlamak da mümkündür. Ayrıca Hımıs Ağzı‟nda deniz kelimesinin dehenz Ģeklinde kullanıldığı tespit edilmiĢtir: dehenz “deniz” (17-561). 2.2. -ér Ağzı‟nda teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin belirtmeli çekimlerde y ünsüzünün kullanılması: -ér veya Hımıs ağzının bir diğer özelliği, öteki ağızlarda teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin belirtmeli çekimlerinde kullanılan v ünsüzünün –y‟ye dönüĢmesidir: bağuyu “senin bağını” (19-266); başuyu “senin başını” (17-438); kesbüyü “kazancını” (15-9). 3. -Ir, -Ur Ağzı Halhal merkez ağzında konuĢulan bu ağız, ses ve Ģekil bakımından Türkiye Türkçesini Azerbaycan Türkçesinden ayıran bütün özelliklere sahiptir. –Ir –Ur Ağzı‟nda göze çarpan bir diğer özellik kelime kadrosu bakımından öteki ağızlara oranla Farsçanın etkisinde kalmasıdır. –Ir, -Ur Ağzı‟nın bir diğer özelliği, düz ünlülü isim ve fiil tabanlarına yuvarlak ünlülü eklerin getirilmesiyle ilgilidir: almışux (14-30); çıx'dux (14-15); élerdük (2528); gelmedük (20-17); gétdük “getirdik” (22-14); getirrük (20-28); qaldux (2017); qocalmışux (20-10); Türk ana dilimizdü (13-42). 226 Sonuç olarak –éyr Ģimdiki zaman ekinin en arkaik, -ér ekinin ise –éyr ekiyle –Ir, -Ur eki arasında geçiĢ aĢaması oluĢturduğunu Ģöyle açıklamak mümkündür. –éyr Ģimdiki zaman ekini kullanan HiĢeyin ağzında ara sıra –ér Ģimdiki zaman ekine rastlamak mümkündür. Ancak bu (–éyr) ağızda –Ir, -Ur Ģimdiki zaman eki, asla kullanılmaz. Öte yandan –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekini kullanan Halhal merkez ağzında –ér ekine rastlamak mümkündür. Ancak, – éyr eki, hiçbir Ģekilde kullanılmamaktadır. Orta aĢamada bulunan Hımıs ağzında ise Ģimdiki zaman için kesin bir Ģekilde –ér eki kullanılırken –éyr ekinin kalıntılarına rastlamak da mümkündür. Ayrıca bir kısım Halhal merkez köyleriyle Kivi merkezde –ér ve –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekleri yan yana kullanılmaktadır. Bu ağızlarda da –éyr ekiyle ile ilgili herhangi bir örnek bulunmamaktadır. Dolayısıyla Halhal ağızlarında Ģimdiki zaman ekinden hareketle tespit ettiğimiz üç ağız bölgesinden biri –éyr Ģimdiki zaman ekini kullanan HiĢeyin ağzıdır. Ġkincisi –éyr ekiyle –Ir, -ur eki arasındaki geçiĢ aĢamasını oluĢturan Hımıs ağzıdır. Üçüncü ağız da ölçünlü Azerbaycan Türkçesindeki –Ir, -Ur ekini kullanan Halhal merkez ağzıdır. B. Halhal Ağızlarının Genel Özellikleri Halhal ağızlarının genel özellikleri baĢlığı altında ise, eĢzamanlı açıdan Halhal ağızlarının Batı Oğuz Türkçesi ve Orta Oğuz Türkçesi‟nden ayrılan özellikleri ve artzamanlı yaklaĢımla Eski Oğuz Türkçesi ile olan iliĢkileri esas alınacaktır. Halhal ağızları; ses, biçim ve kelime kadrosu bakımından Orta Oğuz Türkçesi (Azerbaycan Türkçesi)‟nin ağızlarından biri niteliğindedir. Ancak, Halhal ağızlarının genelinde kullanılan bir kısım ses ve Ģekil özellikleri, Halhal ağızlarını öteki OOT. ağızlarından ayırmaktadır. Bu özellikler, OOT. ağızlarında bulunmayan veya kullanımına az rastlanan özelliklerdir. Halhal ağızlarının bu özelliklerini Ģöyle sıralamak mümkündür: 1.Teklik ve çokluk 2. Ģahıslarda Ģart ekinin yuvarlak ünlülü olması: Halhal ağızlarında tespit edilen en önemli özelliklerden biri, teklik ve çokluk 2. Ģahıslarda Ģart ekinin sadece yuvarlak ünlülü olmasıdır. 2. Ģahıslarda Ģart eki 227 –su, -sü Ģeklinde olup her zaman için yuvarlak ünlülüdür: açsun (17-393); désün (6-163); élesüz (27–50); gés'sǖn “gitsen” (18-191); sağalt'sun (29–68); vérsün (1–842); vérsüz, “verseniz” (30–35); vırsun “vursan” (30–294). ġart ekindeki yuvarlaklaĢmanın nedenini açıklamak için bu ekin tarihî geliĢimini gözden geçirmek zorundayız. Eski Türkçenin 2. Ģahıslardaki ser sen ve ser siz Ģekilleri yerine Batı Türkçesinde –se-n, -se-ŋiz Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır. Halhal ağızlarında iyelikli çokluk 2. Ģahıs eki –z olduğundan Halhal ağızlarındaki Ģartın 2. Ģahıs çekimleri de –se-n, -se-z Ģeklinde kullanılmalıdır. Ancak, Halhal ağızlarında zamir kaynaklı teklik 2. Ģahıs eki, Türkiye Türkçesindeki gibi –sın, -sin, -sun, -sün Ģeklinde değil de –san, -sen Ģeklinde kullanılmaktadır. Bu durumda zamir kaynaklı teklik 2. Ģahıs eki (–sen)‟yle teklik 2. Ģahıs Ģart eki (< -se-n) eĢ sesli konuma geldiğinden aradaki farkın belirlenmesi noktasında Ģartın teklik 2. Ģahıs Ģekli, –sU-n Ģeklinde değiĢime uğramıĢ olabilir diye düĢünüyoruz: açsun “açsan” (17-393); désün “desen” (30-1020); dilesun (1–736); gés'sǖn “gitsen” (18-190); vérsün (1–292); vırsun “vursan” (6–160). Çokluk 2. Ģahıs Ģart ekinin de teklik 2. Ģahıs Ģartın benzeĢtirmesiyle –sA-z > –sU-z değiĢimine uğradığı düĢünülebilir. élesüz “etseniz” (27–50); sağalt'sun (29–69); vérsüz “verseniz”(30–35). Halhal ağızlarında normalde 1. heceden sonra geniĢ - yuvarlak ünlü bulunmadığı hâlde Ilhıçı ve Kızılder ağızlarında Ģartın olumsuzunun teklik 2. Ģahıs ekinde –sö Ģekli tespit edilmiĢtir: atabilme'sön (29–234); dé'sön (30866); démesön (30–866). ġart çekiminde karĢılaĢtığımız -se > -sö değiĢmesinin sebebi, ekler arası benzerlikten kaçınmaktan kaynaklanmaktadır. Örneğin, Kızıldere ağzında geniĢ zamanın olumsuzunda -mez-sen yerine ünsüz düĢmesi sonucu –me-sen Ģekli kullanılmaktadır: vérmesen “vermezsen” (30-15). Teklik 2. Ģahsın geniĢ zaman olumsuzunda kullanılan -me-sen (< – mez-sen) Ģekliyle teklik 2. Ģahıs Ģart çekiminde kullanılan –me-sen Ģekli 228 karıĢmasın diye –se > -sö yönünde bir değiĢmenin gerçekleĢtiği kanısındayız: atabilme'sön (29–234); démesön (30–866). 2. –ıncax, -incek zarf-fiil eki: Halhal ağızlarında tespit edilen bir diğer farklı geliĢme –ınca, -ince zarf-fiil ekiyle ilgilidir. Eski Türkçedeki q-, -g ünsüzlerini düĢürerek Batı Türkçesine –ınce, -ince (< qınçq, -ginçeg) Ģeklinde geçen zarf-fiil eki, Halhal ağızlarının tamamında k, x (< ok) pekiĢtirme enklitiği ile geniĢleyerek –ıncax, -incek Ģeklinde geliĢmiĢtir: batıncax (27–11); doyıncax (19-19); gelincek (29–251); yetişinceħ (30–1211). 3 –cağın, -ceyin zarf-fiil eki: Halhal ağızlarında yaygın bir Ģekilde kullanılan zarf-fiil eklerinden biri, -cağın, -ceyin ekidir. -cağın, -ceyin eki, Eski Oğuz Türkçesinde kullanılan -ıçak, -içek zarf-fiil ekinin n pekiĢtirme enklitiğiyle geniĢlemesi ve ekin baĢında bulunan ünlülerin düĢmesi sonucu ortaya çıkmıĢtır: düşceyin (18-263); gelceyin (27-42); görceyin (29-137); olcağın (30-940); vurcağın (18-165). 4. –ana, -ene zarf-fiil eki: –ana, -ene Halhal ağızlarında en çok kullanılan zarf-fiil eklerinden biridir. Bu zarf-fiil eki, -an, -en sıfat-fiil ekiyle –a, e yaklaĢma ekinden oluĢmaktadır: çalana “çalar çalmaz” (19-216); qutarana, “bitirinceye kadar” (18-138); yéene “yiyene kadar” (18-215); götürene “götürene kadar” (1-676); yelene “gelinceye kadar” (1-564). –ana, -ene birleĢik zarf-fiil ekinin zarf-fiil eki olup olmadığı tartıĢma konusu olabilir. Dolayısıyla –ana, -ene ekinin bir zarf-fiil eki olup olmadığını gösterme bakımından ekin kullanıldığı cümleyi tamamıyla örneklere dâhil etmeyi uygun gördük. +ana, -ene edatı, bazen Türkiye Türkçesinde kullanılan –IncAyA, -UncAyA kadar görevini üstlenmektedir: arvad, kişi yelene ağladı kor oldu “kadın, adam gelinceye kadar ağlayıp kör oldu” (1-564); bu kişi gelene bunnan yér alér “bu adam gelinceye kadar bundan yer satın alıyor” (18-321-22); qoca emi ta qutarana, bi dene qeméynen vırdı “yaşlı amca bitirinceye kadar kılıçla bir tane vurdu” (18-138-39); kişi gelene doğér iki dene uşax “adam gelinceye kadar iki tane çocuk doğuruyor” (18-328); men 229 gédip gelene bu qaraçınun qızı oxudí “ben gidip gelinceye kadar bu çingenenin kızı okudu” (18-74). -ana, -ene zarf-fiil eki, bir kısım örneklerde de tezlik bildirmektedir: bular kirpik çalana görelle, develer burda yox oldı “bunlar kirpik çalar çalmaz burada develerin yok olduğunu gördüler” (19-216); bi mựddet yol gelene elek boşalır “bir müddet yol gelir gelmez elek boşalıyor” (27-40). -ana, -ene zarf-fiil ekiyle ilgili bir diğer husus da, ekin, kim, kimin edatıyla birlikte –IncAyA, -UncAyA kadar görevinde kullanılmakta olmasıdır: emoğlu da'yan diyene kimin; Simüzer, atı mindi, bının dalénca qōdu “amcaoğlu der demez, Simüzer atı binip bunun peşinden kovdu” (6-345); men yaxçı olmadım tā bîārı qutarana kimin “ben, işi bitinceye kadar iyileşmedim” (2-86-87). 5. vur- fiilinin genelde vır- Ģeklinde söylenmesi: Halhal ağızlarında tespit edilen bir diğer özellik, vur- fiilinin ünlüsüyle ilgilidir. Bir dudak ünsüzü olan v ile baĢlayan bu fiilin genelde vır- Ģeklinde söylenmesi dikkat çekicidir: berqe berq vırır “parlıyor” (30-69); bürbünü vırdı gözüne “gözüne dürbün taktı” (30-119); çadır vıra “çadır kura” (30-443); çadır vırıldı “çadır kuruldu” (30-564) 6. –AmmA- yeterlilik ekinin –e bil-„ten geldiğini gösteren ip uçları: Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer önemli husus, -AmmA- yeterlilik ekinin biliktidarî fiilinden geliĢtiğini gösteren ipuçlarının bulunmasıdır. Muharrem Ergin, –AmmA- yeterlilik fiil ekinde bir ikizleĢme olduğu düĢüncesindedir. Ancak, Halhal ağızlarından HiĢeyin ve Hımıs ağzında geçen -eelme-, -eemme- Ģekillerinin kullanılması, bu ekin açıklanmasında baĢka bir izahata ihtiyaç duymaktadır: éliyeelméyrem “yapamıyorum” (1-694); getireelmérem “getiremiyorum” (1-485); getireemmersen “getiremezsin” (19330); gédeelmesüz “gidemezsiniz” (1-1014). -eelme- ve –eemme- Ģekillerinin ikiz ünlülü olması ve -eelme- Ģeklinde l ünsüzünün geçmesi, ilk baĢta bu ekin Kırgızca ve Özbekçe gibi Türk lehçelerinde kullanılan al- yeterlilik fiilinden geldiği izlenimini uyandırabilir. 230 Ancak, kalın ünlülü fiillerde de ince ünlülü Ģekillerin kullanılması, ikiz ünlülü kalın Ģekillerin bulunmaması, bu ekin baĢka bir kaynaktan gelme ihtimalini doğurmaktadır: alammedim (15-97); doğuzdu'relmérik (1-944); oxuyēlmerem (2-56). ġehin ağızlarından Berende ağzında geçen -eḇilme- Ģeklinin ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde ve Halhal ağızlarında kullanılan –ebilme- [(-e (zarffiil)– bil- (yardımcı fiil) -me (olumsuzluk eki)] Ģeklinden geldiği açıktır: éliyeḇilméb (1-759); gédeḇilmem (1-319). Bu ekleĢme süreci, bil- filindeki b ünsüzünün çift dudak ḇ ünsüzüne dönüĢmesiyle baĢlar: éliyeḇilméb “yapamamış” (< éliye bilmeyib” (1-59). Bir sonraki aĢamada iki ünlü arasında sıkıĢan ḇ ünsüzünün düĢmesiyle ikiz ünlülü Ģekiller ortaya çıkar: éliyeelméyrem “yapamam”(1-694); getireelmérem “getiremem” (1-485). Ġkiz ünlülerden kaçınan Türkçe için bir sonraki adım ikiz ünlülerin tekleĢmesi olacaktır. Ġki ünlünün tek ünlüde seslendirilmesi doğal olarak uzun ünlünün doğmasına neden olacaktır: oxuyēlmerem “okuyamam” (2-56). Uzun ünlünün de normale dönüĢmesi sonucu -elme- Ģekli ortaya çıkar: doğuzdu'relmérik “doğurtamayız” (1-944). Sonra lm > mm ünsüz benzeĢtirmesi sonucu –emme- Ģekline ortaya çıkmıĢtır: éşidemmezdüz (26-65). Son aĢamaya gelindiğinde ise büyük ünlü uyumu sonucu –AmmAĢeklinin ortaya çıkmasıyla ekleĢme sürecinin tamamlandığını görmekteyiz: göremmesen (17-384); tapammasuz (26-100). 7. ġart hikâyesinde –séy Ģeklinin kullanılması: ġartın hikâyesinde - sa, -se ekinin, A > é ünlü değiĢimine uğraması ve i- fiilinin de y‟leĢmesi sonucu, kalın ve ince ünlülü fiil tabanlarına sadece –séy Ģekli getirilmektedir: démeséydîm (1-721); déséydün (11-61); olséydi (12-99). 231 8. Ġstek hikâyesinde –éy Ģeklinin kullanılması: Ġsteğn hikâyesinde de a, -e ekinin, a, e > é ünlü değiĢimine uğraması ve i- fiilinin de y‟leĢmesi sonucu, kalın ve ince ünlülü fiil tabanlarında sadece –éy Ģekli kullanılmaktadır: aléydîm (1–1228); aléydun (30–1473); oléydi (3-73). 9. Ġsim fiilinin olumsuzunda kullanım farklılığı: Halhal ağızlarında ismin olumsuzunda kullanılan edat, döyr Ģeklinde olup kullanımı bakımından Ģahıs eklerinin yapısına göre farklılık göstermektedir. Ünlüyle baĢlayan Ģahıs eklerinde döyr Ģekli kullanılırken ünsüzle baĢlayan Ģahıs eklerinden sonra döy ve dör Ģekilleri kullanılmaktadır. Dolayısıyla ünlüyle baĢlayan çokluk ve teklik 1. Ģahıs eklerinde döyr Ģekli kullanılmaktadır: düşman döyrem “değilim” (30–570); ona qız véren döyrük “ona kız veren değiliz” (1–789). Ancak, ünsüzle baĢlayan çokluk ve teklik 2. Ģahıs ve çokluk 3. Ģahıs eklerinde döy Ģekli kullanılmaktadır: ekinçi döyle “çiftçi değildirler” (28–29); Rızaa’n dostu döysüz “Rıza’nın dostu değilsiniz” (22–64). ġahıs eki almayan teklik 3. Ģahıs için ise döy Ģeklinin yanı sıra dör Ģekli de kullanılmaktadır: béle döy “böyle değil” (6-473); bi şéy dör “bir şey değil” (11-38-39); bi şéy döy (17-392); razı dör “raz değil” (19-329). Halhal ağızlarında kullanılan döy “değil” Ģekli, ilk bakıĢta dag ol‟daki ol‟un düĢmesiyle dag‟dan gelme izlenimi uyandırmaktadır. Ancak, ġehin ağızlarından Nüdü ağzında geçen bir kısım örnekler, döyr‟ün Eski Oğuz Türkçesindeki degül edatından geliĢtiğini göstermektedir: oğurru dȫylük “hırsız değiliz” (6–432); men dȫylem “ben değilim” (6– 505). Nüdü ağzında geçen dȫyl Ģeklini, Eski Oğuz Türkçesindeki degül edatıyla karĢılaĢtırdığımızda; degül kelimesinin önce gerileyici ünlü benzeĢtirmesiyle *dögül (< degül), ardından g > y ünsüz değiĢmesiyle *döyül *( <dögül < degül), daha sonra da ikinci hece ünlüsünün düĢmesiyle uzun ünlülü dȫyl *(döyül <dögül < degül) Ģeklinde geliĢtiği ortaya çıkmıĢtır. Nüdü ağzında kullanılan bu dȫyl edatının uzun ünlüsünün normal süreli ünlüye dönüĢmesi ve l > r değiĢmesiyle bütün Halhal ağızlarında 1. Ģahıslarda 232 kullanılan döyr Ģekli ortaya çıkmıĢtır. döyr Ģeklindeki r ünsüzünün düĢmesiyle döy ve bazen de y‟nin düĢmesiyle dör Ģekli oluĢmuĢtur. 2. ve 3. Ģahıslarda döy, dör, 1. Ģahıslarda döyr Ģeklinin kullanılması, Ģahıs eklerinin ses yapısı ve döyr‟deki r ünsüzünün hece yapıp yapmamasıyla ilgilidir. 2. ve 3. Ģahıslarda kullanılan Ģahıs ekleri, ünsüzle baĢladıklarından hece baĢına geçerek döyr kelimesindeki r ünsüzünü hece sonuna iterek vurgusuzlaĢtırmasına ve sonunda düĢmesine neden olmaktadırlar: düşman döyrem “değilim” (30–570); ona qız véren döyrük “ona kız veren değiliz” (1–789). Ancak, çokluk ve teklik 1. Ģahıs ekleri ünlüyle baĢladığında döyr kelimesinin r ünsüzü, hece baĢı görevi üstlendiğinden düĢmekten kurtulmaktadır. Bu durumda döy ve dör‟ün bir önceki Ģeklinin döyr olduğu ortaya çıkmaktadır: bi şéy dör “bir şey değil” (11-38-39); ekinçi döyle “çiftçi değildirler” (28–29); 2en menim xanım döysen be? “sen, banim hanımım değil misin?” (1–831); razı dör “razı değil” (19-329); Rızaa’n dostu döysüz “Rıza’nın dostu değilsiniz” (22–64). 10. Çokluk 2. Ģahız zamiri için süz Ģeklinin kullanılası: Bütün Halhal ağızlarında karĢılaĢtığımız i > ü değiĢmesi, en fazla çokluk 2. Ģahıs zamirinde (siz) görülmektedir. Halhal ilinin bütün ağızlarında siz‟in yanı sıra süz kelimesi de kullanılmaktadır: süz (17–328); süze (18–69); süzinen (31–8); cübünnen “cebinden” (17–30). 233 KAYNAKÇA ABDULLAYEV, Elövset Zakiroğlu; Türk Dillerinin Tarihsel GeliĢme Sorunları, Ankara, TDK. Yay. 1996. AHMEDÎ Kivi, Hasan; Destûr-e Tatbikî-ye Zeban-e Torkî ve Farsî (Türk ve Fars Dilinin KarĢılaĢtırmalı Grameri), Tahran, Katre Yay. 2003. ALTAYLI, Seyfettin; Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü, Ġstanbul, Milli Eğitim Bakanlığı Yay. / 2468, 1994. AMÎD, Hasan; Ferheng-e Fârsî (Amîd‟in Farsça Sözlüğü), Tahran, Emîr Kebîr Yay. 2004. BAYATLI, Hidayet Kemal; Irak Türkmen Türkçesi, Ankara,TDK Yay. / 664, 996. BOSNALI, Sonel; Ġran Azerbaycan Türkçesi, Ġstanbul, Dil ve Edebiyat Dizisi 7, 2007. BRENDEMOEN, Bernt; “Trabzon Ağızlarındaki Zaman Kipleri Üzerine Bir Not”, 5. Milletlerarası Türkoloji Kongresi, Ġstanbul, Ġstanbul Edebiyat Fakültesi Basımevi, 1985. s. 33-40. CAFEROĞLU, Ahmet; “Türkçemizdeki –ğıl ve –gil Emir Eki”, Türk Dili AraĢtırmaları Yıllığı Belleten 1971, Ankara, TDK Yay. / 338, 1971. s. 1-10. COġKUN, Volkan; Özbek Türkçesi Grameri, Ankara, TDK Yay. / 752, 2000. ÇAĞATAY, Saadet, Türkçede ki < erki, “Türk Dil AraĢtırmaları Yıllığı Belleten”, Ankara, 1963, s. 245-250. ÇELĠK, Muhittin; KaĢkay Türkçesi, Ġnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Malatya 1997. DÂVERNÎYÂ, Abbas; Zebân-é Torkhâ-yé Téhrân (Tahran Türklerinin Dili), Tahran, Axarsu Yay. 2007. DOERFER, Gerhard; “Eski Türkçe Ġle Halaçça Arasında ġaĢırtıcı Bir KoĢutluk”, Ankara, Türk Dili AraĢtırmaları Yıllığı Belleten 1973-1974, Ankara, TDK Yay. 1973-1974, s. 1-12. 234 DOERFER, Gerhard; “Ġran‟da Bir Dilbilim AraĢtırma Gezisi Üzerine Rapor”, Çev. Semih Tezcan, Türk Dili AraĢtırmaları Yıllığı Belleten 1973 – 1974, Ankara, TDK Yay. s. 195-198. DOERFER, Gerhard; “Ġran‟da Türkler”, Türk Dili, Ankara, TDK Yay. 431, 1987, s. 242-251. DOERFER, Gerhard; “Ġran‟daki Türk Dilleri”, Türk Dil AraĢtırmaları Yıllığı Belleten 1969, Ankara, TDK, 1969, s. 1-11. DOERFER, Gerhard; Khalaj Materials, Ġndiyana University Publications, Uralic And Altaic Series, Ġndiyana Univercity ,1971. ERCĠLASUN, Ahmet Bican; “Türkçede Benzerlik Bildiren +m Morfemi”, Dil AraĢtırmaları, Ankara, yıl: 1, Sayı: 1, 2007 s. 18. ERCĠLASUN, Ahmet Bican; “La Enklitiği ve Türkçede Bir “PekiĢtirme Enklitiği” Teorisi”, Dil AraĢtırmaları Dergisi, Ankara, Sayı: 2, Bahar 2008, s. 35-56. ERCĠLASUN, Ahmet Bican; Kars Ġli Ağızları, Gazi Üniversitesi Yay. / 29, Ankara, 1983. ERCĠLASUN, Ahmet Bican; Türk Dili Tarihi, Ankara, Akçağ Yay. / 603, 2004. ERGĠN, Muharrem; Azeri Türkçesi, Ġstanbul, Ebru Yay. 1982. ERGĠN, Muharrem; Türk Dil Bilgisi, Ġstanbul, Bayrak Yay. 1997. GABAĠN, A Von; Eski Türkçenin Grameri, Ankara, TDK Yay. / 332, 1988. GECE, K. Mehmet; Serap Ağzı, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1985. GEMALMAZ, Efrasiyap; Erzurum Ġli Ağızları (Ġnceleme, Metinler, Sözlük ve Dizin), Erzurum, Atatürk Üniversitesi Yay. 1. Cilt, 1978. GÖKDAĞ, Bilgehan A. Salmas Ağzı; Çorum, Karam Yay. / 16, 2006. GÜLSEVĠN, Gürer; Eski Anadolu Türkçesinde Ekler, Ankara, TDK Yay. 673, 2000. 235 GÜLSEVĠN, Gürer; UĢak Ġli Ağızları, Ankara,TDK. Yay. / 814, 2002. HACIEMĠNOĞLU, Necmettin; Türk Dilinde Edatlar, Ġstanbul, Milli Eğitim Bakanlığı Yay. 1992. Heyet, Javad, Azerbaycan Edebiyatına Bir BakıĢ, Tahran, cilt 1, 1980, s. 21. KARAHAN, Leyla; “Görülen GeçmiĢ Zaman Eki “-dI / -dĠ”nin Tarz ve Bağlama Fonksiyonuna Dair, “Türk Kültür AraĢtırmaları, Ankara,Yıl. XXV-III/1-2”, 1992, s. 335. KARAHAN, Leyla; Anadolu Ağızlarında Kullanılan Bazı Zarf-fiil Ekleri, “Türk Kültürü AraĢtırmaları Dergisi, XXXII – 12”, Ankara, 1994, s. 205-236. KARAHAN, Leyla; Türkçede Söz Dizimi, Ankara, 12. Baskı, Akçağ Yay. 2007. KARAHAN, Leyla; Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, Ankara, TDK Yay. / 630, 1996. KARĠNĠ, Jahangir; Halhal Ağızlarında Ġktidarî Fiilin Olumsuzunda Kullanılan –AmmA- Eki, “Turkish Studies, International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Türkiye DıĢındaki Türkler Dosyası, Volume 3/7”, Aralık, 2008 s. 437-441. KARTALLIOĞLU, Yavuz;, YILDIRIM, Hüseyin; “Azerbaycan Türkçesi”, Türk Lehçeleri Grameri, (editör: Ercilasun, Ahmet B.), Ankara, Akçağ Yay. 2007, s. 171-230. KASAPOĞLU Çengel, Hülya; Kırgız Türkçesi Grameri, Ankara, Akçağ Yay. 2005. KORKMAZ, Zeynep; Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara, TDK Yay. 1992. KORKMAZ, Zeynep; Türkiye Türkçesi Grameri (ġekil Bilgisi), Ankara, TDK Yay. 2003. MEġKÛR, Mohemmed J; Nezer-î be Târîx-é Âzerbâycân (Azerbaycan Tarihine Bir BakıĢ), Tahran, Encomen-e Âsâr-é Méll-î Yay. 1970. 236 Necmettin Hacıeminoğlu, Karahanlı Türkçesi Grameri, TDK Yay. / 638, Anlara, 2003. MUSTAFAYEV, E, TSERBĠNĠN, V. F.; Rusça Türkçe Sözlük, Ġstanbul, Multilingual Ybancı Dil Yayınevi, 1996. ORKUN, Hüseyin Namık; Eski Türk yazıtları, Ankara, TDK Yay. / 529, 1994. ÖZMEN, Mehmet; Türkçede Değil Kelimesi ve Kullanımları, “Türk Dil AraĢtırmaları Yıllığı Belleten 1995”, Ankara, 1997. RÂġEDĠ, Hasan; Torkan ve Berresî-yé Tarix, Zebân ve Hoviyyet-é Anha der Ġran (Türkler ve Onların Ġran‟daki Tarih, Dil ve Kimliklerinin Ġncelenmesi), Tahran, EndîĢé-yé No Yay. 2008. ROUX, Jean-Paul; Türklerin Tarihi (Pasifik‟ten Akdeniz‟e 2000 Yıl), Ġstanbul, Kabalcı Yayınevi, 2007. SARIKAYA, Mahmut; Güney Azerbaycan Türkçesi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Kyseri, 1998. SÖNMEZ, IĢık; Untersuchungen zu den aserbaidschanischen Dialekten von Qaradaġ, Muġan und, Zäncan, Göttingen, 1998. SPULER, Bertold; Ġran Moğolları, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yay. 1987. ġAHĠN, Hatice; Eski Anadolu Türkçesi, Ankara, Akçağ Yay. / 461, 2003. ġĠRELĠYEV, M. Azerbaycan Diyalektolojisinin Esasları, Baku, 1962. TEKĠN, Talat; Türk Dillerinde Birincil Uzun Ünlüler, Ankara, Türk Dilleri ve AraĢtırmaları Dizisi – 13, 1995. TĠMURTAġ, Faruk Kadri; Osmanlı Türkçesi Grameri, Ġstanbul, Ġstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay. 7. Baskı, 1995. TĠMURTAġ, Faruk Kadri; Eski Türkiye Türkçesi, Ankara, Akçağ Yay. / 749, 3. baskı, 2005. TOGAN, Zeki Veledî;, Azerbaycan Maddesi, “Ġslam Ansiklopedisi, Ġslam Âlemi, Tarih, Coğrafya, Etnografya ve Biyografiye Lugeti, 2. Cilt, EskiĢehir, Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fak. 1997. MEB Yay. s. 91-118. 237 TOGAN, Zeki Velidî; Umumî Türk Tarihine GiriĢ, Ġstanbul, Ġstanbul Edebiyat Fakültesi Yay. 1981. Türk Lehçeleri Grameri, editör: Ercilasun, Ahmet Bican, Ankara, Akçağ Yay. 2007. Türkçe Sözlük, Ankara, TDK Yay. 8. Baskı, 1998. XOġBÂTEN, Hoseyn; Motâle-ye Sâxtâr-e Nehvî-yé Zebân-é Torkî az Dîdegâh-é RedeĢenâsî (Türk Dilinin Söz dizim Bakımından Ġncelenmesi), Tahran, 2006. Yeni Tarama Sözlüğü, Ankara, TDK Yay. / 503, 1983. Yapısının Tipoloji 238 Halhal Ġlinin Konumu 239 Halhal Ġlnin Erdebil Eyaletindeki Konumu Halhal 240 1. Ağız Bölgesi : -éyr Ağzı SÖYLEYEN : Semed Behzadi / 70 DERLEME YERĠ : HiĢeyin, Berende Köyü DERLENEN : Masal 1 - Ġbrahim - Bi dene sȫbet‿éliyeg,‿ağaların huzurundä, ağaların sağlığı'na. Günnerün bir günü; bir var‿ıdı, biri yox‿udu; Allah‟dan qéyrez héĢ kes yox‿udu. Bi dene pātĢah var'dı; müselmen pātĢah. Müselmen pātĢahun iki dene arvadı vardı. O arvaţdardan héĢ birinnen‿öylaţı yox‿udu. Bir gün‿oldu, 5 bi dene derbiĢ geldi, buların qapısında qeside dédi. ġah dédi: Aparun derbiĢin vezifesin vér'ün. Munuņ xanımının biri, apardı munun vezifesin vé're. DerbiĢ qäyitdi ki xanım, mene bi yéce yer véresüz, menim vezife éhtiyacım döy. Feqet men gelmiĢem gezmege, dolanmağa; feqet bi yéce mene burda yér véresüz. Bu qäyitdi, gétdi, Ģaha dédi. ġah dédi: Helbet‿azdı vezifesi. 10 Bir‿az çox‿apar vér. Tezeden bir kasa qızıl yığdı apardı. Dédi: Gül-ü mōlā, Ģah munu gönderdi: - Bes, Ģayed‿az‿ımıĢ. Dédi: Xéyir‿ağa, men vezife istemérem. Mene bi yéce bi dene menzil vére'süz, saba burdan çıxam, bir yére gédem. DerbiĢ geldi, Ģah yér vérdi. 15 DerbiĢ geldi, Ģahınan‿otdu, hemsöhbet‿oldu. Hemsöhbet‿olannan soņra bu derbiĢ, bu yan‿o yana baxdı, gördü; munun‿iki dene xanımı var. Bulardan; déyesen héĢ birinnen‿öylat yoxtu. Dédi: Qıble ālem sa'ğ‿osun, déyesen senün bu xanımlarınnan héĢ birinnen‿öylat yoxtu. Dédi: Xéyir, gül-ü mōlā, öylatım‿olméy. Dédi: Xob, sen neme vérersen; men sene bi dene alma 20 kesem vé'rem, buların‿ikisinnen de öylat‿ola, ikisinnen de oğul‿ola? Dédi: Neme istesün, vérrem. Bu cifinnen bi dene alma çıxartdı, almanı aradan böl'dü; dédi: Parasın bu 'xanımunan yé, parasın‿o xanımunan; veli bu Ģerti hā, arada yazı qoyax, yéngi il bu mōqéye senün iki dene öylaţu ol'sa, ikisi de 241 oğul‿öyla'tı; birin véresen mene. Dédi: Gül-ü mōla, éybi yoxdū. Bu, almanı 25 böldü, parasın vérdi, bu xanımıynan yédile; parasın vérdi, o xanımıynan yé'di. Bu sefer derbiĢ, géce yatdı, qaldı burda, seher‿ol'du; pātĢahdan xudafislig‿éledi, gétdi. Gétdi. Ġl dolandı, ay dolandı, iller baĢa geldi; mōqéyé bu xanımların barihemli oldula. Mōqéyi istedile bular barihemlisin yére qoya'lar; derbiĢ dolandı geldi, 30 géne hemun memleke'te, hemun Ģehre. DerbiĢ géne geldi hemun qapıya, gördü belé, hemun Ģahın; déyesen xanımlarının‿ikisinin de uĢağı olup. Qeside dédi. ġah dédi: Gét xanım, derbiĢi geti éve. DerbiĢi getdile, apardılar‿éve. ġam - mam yédile, çay - may‿iĢdile, hemsöhbet‿oldulā. DerbiĢ gördü xanımlarınun‿ikisinin de oğlu o'lub. Bularụn‿uĢaqları dā heddi 35 teflig‿olubla, medreseye gédélleŗ. Dédi: Xob, qıble ālem sağ‿olsun; déyesen‿axı, xanımlarun‿ikisi de uĢağı olub,‿ikisi de oğlandı. Dédi: Belé, ikisi de oğlandı gül-ü mōla. Dédi: Xōb, indi bizim Ģertimiz nemenedi? Dédi: Xob Ģertimiz var dā. Ġndi her birin bularun‿isde'sün, apar da. Men, sennen Ģert kesmiĢem. Her birin‿isdesü apar. 40 Géce yatdı, qaldı bırda, seher‿ol'du; dédi: Xob, indi oğlannarun her birin vérésen, vér me'ne. ġah dédi: Qoy, gédim men, arvatdara meslehet‿éléyim, görüm 'hasí véréy. Bu durdu gétdi içeri, o yankı otaxda xanımnara dédi: Xob, sen‿oğlun véréysen, bu derbiĢ‿apa'ra, ya sen véréysen? Dédi: Qıble ālem sağ‿olsun, ne men vé'réyrem, ne o véréyr. Elan néçe illerdi, sinnimiz 45 sağlığımız géçifdi. Elan‿iki dene, adama bi dene öylat tapbıĢığ‿onu da vérek derbiĢ‿aparsın. ġah dédi xanımına: Olmaz, biz Ģert bağlamıĢığ; gereħ birin véreħ,‿apara. Munun xanımının biri Tür'k‿üdü, biri Gilek. Bu Gileg‟e zor‿éledile, Gilg,‿oğlanı vérdile derbiĢe. Adı da Mehemmed‿idi. Dédi: DerbiĢ, bu 50 Mehemmed‟i véréyrik, sen götü geţ. Dédi: Éybi yoxdu. DerbiĢ, Mehemmed‟i götdü, yapıĢdı elinnen; süb burdan xudafislig‿éledi, geldi çıxdı. Bir müddet yol geldi; geldi çıxdı bir cengel‿arasına. Dédi: Oğul Mehemmed! Dédi: He! 242 Dédi: YavaĢ yavaĢ yé'ri. Men bırda bi oturum, ayaqqabımın bağın bağléyim. Mehemmed, 55 meĢqul‿oldu yérime'ye. DerbiĢ, yalannan;‿ayaqqabısın bağlaméydi. DerbiĢ‿atdan döndü geldi; Mehemmed‟in qabağına bi dene Ģir Ģiklinde çıxdı. Mehemmed, qıĢqırdı; Mehemmed qıĢqırdı: Ay gül-ü mōlā, Ģir, meni dağıtdı. Gel‿ay gül-ü mōlā, Ģir, meni dağıtdı, ge. Mehemmed, gördü yō, gül-ü mōlā hardéydi. ġir, enqerib‿oldu, bu oğlanı dide. Gördü oğlanın bağrı çatdér, Ģir‿özü, qäyitdi. 60 ġir‿özü qäyitdi, derbiĢiydi da, vird‿oxumuĢdu. Vird‿oldu, oldu géne 'derbiĢ. Geldi, dédi: Mehemmed, niyä qıĢqıréydun? Dédi: Valla, bi dene burdan Ģir, çıxdı gül-ü mōla, enqerib‿idi meni yée; o udu qıĢqırérdím. YapıĢdı Mehemmed‟in qolunnan, qäyterdi, getdi, vérdi Ģaha, dédi: Qıble ālem sağ‿olsun; gel‿e bu oğlū. Bu, menim karıma gelmez. O birsin vérginen. 65 Bular, qaldıla sergerdan. Bu oğlanı, vérdiler‿ona. O oğlanı tezeden vérdile derbiĢe. O oğlan, qäyitdi: Dede! Dédi: He! Dédi: Meni véréysüz derbiĢ‿apa'ra; amma bi dene o eyrilerünnen,‿o qılıĢlarunnan menim‿atdan kemerlerime bağ'la; üsden men ḳot Ģalvarımı géyim. Munun‿adı, Ġbrahım‿ıdı. Bi dene eyri getdile, bağladıla atdan munun béline, üsten munun 70 ḳot Ģalvarın géydirdilē. YapıĢdıla munun qolunnan, vérdile derbiĢe. Vérdile derbiĢe, derbiĢ götdü geldi. DerbiĢ bi az geldi, çox geldi, géne hemun yérē gel'di. Ġstéydi géne, mını imtahan‿éliye. Dédi: Ġbarahım, yéri. Men de elän géléyrem. Ġbrahım, meĢqul‿oldu yérimeye. DerbiĢ, bu yannan döndü geldi, vird‿oxudu, 75 özün‿éledi Ģir, çıxdı Ġbrahım‟un qabağı'na. Yumuldu Ġbrahım‟u üstüne, yumulanda Ġbrahım‿eyirin çeħdi; qılınc‿ıdı da; yumuldu Ģirü üste: - Köpöyōun malı, men de Mehemmed‿oldum, gelésen, meni dağıdasān? ġiri qovdu, tepdi cengele. ġiri qovdu, tepdi cenge'le, qäyitdi yola. Yola qäyidende; derbiĢ géne vird‿oxudu oldu hemun derbiĢ, geldi, dédi: Ġbarahım! 80 Dédi: Belé! Dédi: Neméydi, sesün geléydi? Dédi: Valla, gül-ü mōla, buradan bi dene Ģir 'çıxdı, istéydi meni dağı'da. Men munu; tepmiĢem‿aĢĢaa. 243 - Xob,‿éybi yoxdu, nem‿olār? Day bu derbiĢ,‿oğlanı qäy'termedi. Bu derbiĢ,‿oğlanı apardı. Az gétdi, çox gétdi, bir qedir yol gétdi; gétdi çıxdı, bi dene dağın baĢında. Qelaçe 85 var‿ıdı; gétdi, çıxdı qelāçi'ye, gétdi, çıxdı qelaçi'ye. Bu oğlan, gördü; derbiĢ, cifinnen bi deste açar çıxartdı. Evvel bi dene qapını aĢdı, evvel bi dene qapını aĢdı, hoy bu qapını, hay‿o qapını, hay‿o qapını, hay‿o qapını, qīx dene qapı aĢdı. Qıx dene qapı aĢdı, géĢdi içeri. Bi dene qapı aĢdı qıŗx birinci qapını; baxdı gördü; ay‿oğlan, bu otağun dör'hadör hāmısında ĢüĢ qızıldı, 90 mücesseme. Qızıl çinnéyib vırıb bu duarrara. Dédi: Gül-ü mōla, bılar nemenedi? Dédi: Sene déyerem; bular nemenedi. Dédi: Xōb, qıŗx dene otağun var, bu da qıŗx bir de'ne. Bụları evvel dé, görüm, bular nemenedi. Dédi: Hele bıların sirrin sene démem, 'oul; hele sen‿uĢağxsan. 'Qeyitdi derbiĢ,‿oğlanı tutdu, qeyitdi, geldi aĢĢāda. Bi dene töylesi var‿ıdı; töylenin 95 qapısın‿aĢ'dı. Gördü, hoo, iki dene at var bır'da. Dédi: Gül-ü mōla, bular, nemenedi? Dédi: Bi dene qırmızı at var, bi dene qärä at. Dédi: Ġbrahım, bu atdarın tükünnen‿üĢ dene yandırasan, her birinin tükünnen‿üĢ dene yandırasan; her yérde olsūņ, dādua yétiĢer. Dédi: Éybi yoxdu. Bi sefer‿oğlanı getdi, çıxatdı, otağā. Getdi, çıxatdı otağa. GéĢdi, bi dene 100 aĢpazxanası vardı; gétdi aĢpazxanaya. Oğlan, baxdı gördü; 'e‿dedōnan, bu böyüg‿aĢpazxanadı; mının vesetinde bi dene böyüg qazan vār; doludu suunan, pıḳır pıḳır qeynéy; éle qeynéy coĢlaĢéy. Ġbrahım dédi: Gül-ü mōla, bu 'nemenedi? Dédi: Elan sene déyerem, némenedi. Dédi: Xōb! Dédi: O ḳot Ģalvar nemenedi? Dédi: O ḳot Ģalvar da menimdi, ḳot Ģalvarımdı; géyersen, 105 atdarun tükünnen qoyarsan cifüe, her yére géssün, girdaba düĢdün;‿atdarün tükünnen‿otdarsan, her birin‿istedün; geler dāduā. Dédi: Xōb! Geldile yétiĢdile bu menzile. Dédi: Ġbarahım! Dédi: He! Dédi: Oynamax bilersēn? Dédi: Yōx, gül-ü mōla, men Ģahzādeyem, men Ģah balasıyam, men‿oynamax bilmem ki. Men, dünenkü uĢa'ğam; men, necür‿oynéyim. 110 Sen,‿oynagı'nan, qoy men, baxım‿örgenim. Dédi: Yō, éle bu qazanın dȫresine fırranasan. Dédi: Axı, men bilmem gül-ü mōla. Sen‿oyna, görüm, 244 necür‿oynésen! Men de onnan sora men,‿oynaram. Gül-ü mōla durdu ayağa. Gül-ü mōla durdu ayağa, bu qazanı döyr‿éledi. Bi, iki yol fırrandı qazanın baĢına. Bu oğlan gördü hoo, bir de qeyidif gelende oğlan tepiginen 115 vırdı; gül-ü mōla ţüĢdü qazana. Gül-ü mōla, düĢdü; derbiĢ, tüĢdü qazanı içi'ne. Qazanın qeynemeyi yatdı, oldu sap sarı zēferan sū. DerbiĢi yapıĢdı, çeħdi éĢige; gördü. DerbiĢ,‿oldu xālıs ĢüĢ qızıl, ĢüĢ mücesseme qızıl. GéĢdi, o içerdeki qızıllara baxdı gördü, e‿olan, bular‿éle heresi bi dene adamdí; éyni derbiĢin Ģiħlinde'di. Der'biĢ ilde bir dene ya ayda biŗ dene bücür uĢaq 120 gédéymiĢ tapéymıĢ,‿aléy'mıĢ getiréymiĢ; bırda bıları qızıl‿éléymiĢ, qoyéymıĢ mücesseme éléymiĢ. Dédi: Xōb, Allah mene sarıydı. Allah yétirdi mēn çin. Bu ōlan, bu derbiĢi götdü, atdı bī hemun bu qızıllaru 'üsdüne, götdü, atdı bu qızıllaru üssü'ne. Oğlan, bir géce bırda zindigi éledi, dédi: Perverdigāra, men, hayana yédim, 125 hayana gétméyim. Bücür kü olmaz, men burda dāimi qalam. 'Oğlan, durdu geldi, atın her‿ikisinin de tükünnen bir‿az qopartdı ayrı ayrı. Geldi, bi tüfeħ 'vardı ḳoĢ Ģalvarın yaanda. Bu ḳoĢ Ģalvarın bi destin géy'di; tüfengin birin götdü, saldı çiyni'ne; bu tükleri de ayrı ayrı qoydu ciblerine. Bı qelaçeden çıxdı. Az geldi, çox geldi, bir müddet yol geldî, geldi, çıxdı bi dene biyābanā. 130 Gördü hō, bu biyābanda bi dene davar var, çoban var; çoban davar ‿otarér. Geldi, çıxdı çobannarın yaana. Çobannara dédi: Çoban qardaĢ‿acām, bir‿az mene çöreħ - möreħ véresüz. Çobannar, bir‿az süţ müţ sağ'dı, bir‿az çöreħ - möreħ zaţ vérdile, bu, yédî. Yédi, iĢdi, nēĢe oldu, dédi: Çoban! Dédi: Belé! Dédi: Bi dene bu géçilerüzden mēn çin kese'süz; pulun vérem size. Mının 135 qarnın mēn çin çıxardasuz,‿ütesüz, ovasuz, mēn çin burda deri éliyesüz. Bu çobannar, dédi: Éybi yoxdu, öz géçilerimizden bi dene vérrik. Gétdile, bi dene géçi getdile, kesdi'ler, qarın bağırsağın zadın sökdü'ler. Bu géçinin 'qarnın çıxartdıla. Ġbrahım, dédi: Bu géçinin 'qarnın mē‿çin burda oūn. Géçinin qarnın‿ovdula, ütdüle, ovdula, éledile ağ‿abbğ da'ğarçıx. Éledile ağ‿abbağ 140 dağar'çıx. Bını döyre biĢdi, börk‿endāzesinde biĢdi; elbehel bını tikdi, éledi bi dene bȫrk. Éledi bi dene börk, oğlan géçirtdi baĢına. Gördü, he, éle baĢına 245 qālıfdı. Çobannara dédi: Çoban qardaĢ! Dédi: Belé! Dédi: Ġndi siz bí'ruz, libāsuzu mennen‿evez‿éliyesuz. Dédile: Bizim libasımız ke'sifdi. Sen Ģahzādesēn, senün libasun héyifdi. Dédi: Éybi yoxdu, sizü‿iĢüz‿olmasın. 145 Men, bı libaslarımı véréyrem size, siz birün, libasuzu verün me'ne. Bu libasların, birin‿evez‿éledi buların birinen. Oların, çoban libasıydı, kesāfet‿idi, ço'ban. Öz libasların çıxartdı vérdi ola'ra; oların libaslarıņın bir destin‿aldı, géy'di. Bi sefer bu bör'kü, hemen bu börkü géçitdi baĢına. Börkü géçitdi baĢı'na, çobannardan xudafislig‿éledi; çobanın, géçinin pulun vérdi. 150 Bir müddet yol geldi. Bir müddet yol gelennen sora geldi, çıxdı bi dene arxın bendi'ne. Démeli bi dene ruxanın bendine geldi, çıxdı. Gördü bu ruxanınan xéyleħ su gédér‿eniĢē. Dédi: Xōb, men, bırdan gés'sem; Ģayad gédem‿az'am, kendi tapabilmiyem. Men, bu ruxanun suun burdan‿uçurdum bir yér'den; lābud bu suun dalısıcağ biŗ nefer gele'ceg. YetiĢdi, biŗ yérden 155 bir‿uçux yér var‿ıdı; bırdan vırdı, sındırdı, arxın suun qet‿éledi; soudu kenara. Arx qaldı quru. Sen déme de bu su, gé'déy bi dene ayrı memleketde ayrı pātĢahın bağı'na. Gédéy‿ayrı pātĢahın bağına hemun bu su. Munun da bağda nökeri var. Bi sefer bu gördü hō, söve söve bi nefer gé'lé: - Ay köpöy‿oğlu su salan! 160 Bu, qaĢdı gizlendi; bu, qaĢdı gizlendi. Bala bala, bala bala gördü, bi dene bél çiyninde bir nefer qoca kiĢi, geldi: - Köpöy‿oğlu, suu sen hardan salıfsan!? YétiĢdi bu suṿu bağlı'ya. Bu, gördü; bu, suṿu bağlıyelmér, qoca kiĢi. Dédi: Ay qardaĢ, meni vırma. Bu suṿu men soumuĢam. Qoy, men de gelim 165 sennen kömeħleĢim, bı su'u bağlı'yax. Belé, bu oğlan, yétiĢdi, bu hemun kiĢinen, bu suvu iki yannan baĢladıla. Su, gétdi arxa. Bu oğlan, qeyitdi ki ay qardaĢ,‿ay‿emi; bu, hara yédey bu su? Dédi: Gédér menim bağıma. Dédi: Meni aparısān? Dédi: Gel, gédeħ mennen. Bu, düĢdü bunun dalına, munnan geldi. Geldi, çıxdı bi dene bağa. Gördü, ay‿oğlan, bu bağ, bi dene béhiĢdi ki 170 day memleketde béle bağ yoxtu. Dédi: Ay berziyar qardaĢ, hacı, bu bağ 246 'kimin bağıdı? Dédi: Ġsfahan‟da Ġsfahan pātıĢahınun bağıdı. Onun, men, nökeriyem bırda; yétiĢirem; berziyarıyam. 'Bāğ, bu terefi gül, o terefi çimen, o terefi sebzi; béle 'bāğdı ki ne qeĢeħliħde. Dédi: Xōb, meni bụrda özvüe nöker saxlarsān, men burda sene kömég‿éliyem? Dédi: Niya saxlamam!? 175 Saxlaram;‿ama örgenesen‿ē. Dédi: Örgetsün,‿örgenerem. Bı kiĢi, néyne'di? Bı kiĢi, mına örgetdi. - Bax, béle suvarılla, éle suvarılla, éle bağlalla, éle éleller. Bi deņe de bırda dam 'vardı, çay çöreħ vardı. Bu oğlanı örgetdi bu suvarmağı, za'dı. Bu oğlana dédi: Géce sen bırda bağda 'qal, men, 180 gédéy'rem, seher géne gellem. Bu, çıxdı gétdi, Ģahın nökeri, çıxdı gétdi. Bu oğlan, géce qaldı bağ'da. Bir des ḳoĢ Ģalvar ki évde qalmıĢdı; atın tükünnen yandırdı; o ḳoĢ Ģalvarı'nan qärä at geldi. ḳoĢ Ģalvarınan qärä at, gel'di. ḳoĢ Ģalvarı asladı duardan, çıxdı qärä atın béline. Çıxdı qärä atın béline, düĢdü bu gül bağın bi terefine; suarmıĢ gül bağ. 'Bı, atınan düĢdü munun bi terefine, 185 eniĢe vırdı, yoqquĢa vırdı, sağa vırdı, sola vırdı. Bu gülleri tamam' béyinnen‿apardı. Gülleri tamam béyinnen‿apardí. Endi, atı yudu, temizledi; ata dédi: Gét, gét géne hemun yéruva. At, gétdi géne hemun töyliye. Bı, géce yatdı bu bağda, süb gördü berziyār ge'lḕy. Berziyār geléy. qaĢdı gizlen'di. Hemun deri börkü qoydu baĢına; ḳoĢ Ģalvarı da gizledib‿o yanda; deri börkü qoydu 190 baĢına. Olan bu berziyār, geldi, Ģahun nökeri, geldi gördü; ay dedem, nenem vay; bağı, gül bağın bir qısmetin béle éléyib, béle éléyib vé'raņ. - Ay Ġbrahım, bıra ne geldi, bu ne ōzahdı, bunı neme béle éledi, bu ne ahvalatdı? ġah gelse görse, menim dedemi yandırar. Dédi: Ay berziyar qardaĢ, bi yéce bi sürü doğuz geldi. Doğuz geldi, 195 qeyterebilmedim. Qorxumnan géĢdim, davar qapısın berkitdim yatdım ‿orda. Tamam, dōuz, buları bucür véran‿éléyip. Dédi: Évim yıxılıp da, Ģah, meem dedemi yandıracax. Dédi: Da hob, men, neme éléyim! Bi sefer yaman, müsibetinen bu güllerden bir qısmet qōzadıla, suardıla, düzeltdi'ler. Bilexire qaldı saba yéciye. Saba yéce de géne bi sefer bağban, gétdi. Bağban, gétdi. 200 Dédi: Ġbrahım, ba, day qoyma douz, gele bıraya. Dédi: Yox, qoymam. Géce 247 oldu, géne bi sefer o biri atın tükünnen yandırdı; o biri at, geldi. Mindi atı, düĢdü o terefe, düĢdü o terefe; o terefi béle éledi véran. Atı yudu, temizledi. At, géne gétdi. Bu sefer seher‿oldu, géne bağban, geldi. Bağban, gördü‿'e, olan, bu sefer bı yanı véran‿éléyip. Dédi: Évün dağılsın‿Ġbrahım, be bu néçe 205 vaxtı niye burda douz yox‿udu. Sen, niye béle éléysēn!? Dédi: Évun dağılmasın, menim dedemi yandırıfla‿ēy, öldüréydile meni. Men, qorxumnan çıxmıĢam damda yatmıĢam; day dé'me. Dédi: Xob, da géçib day. ġah, gelse bıra, dedemizi yanıdıracax. Bu sefer bıları da temizledile, düzeltdi'ler. Day bu bağban, dédi: Évün dağılsın, day men, gédéy'rem. Saba Ģahın qızları, 210 geleceħ bıra. Naba naba bırda Ģahın qızlarınun gözüne görünesen‿ē. Dédi: Éybi yoxtu. Dédi: Bax, sen, kéçelsen. BaĢunnan göréysen kéçellerünnen, bırdan yağ geléy süzülḕy? Géçinin derisinin piyi, e'réy, bılardan gélér töküléy. Dédi: Saba Ģahın qızları, geleceħ bıra; qıx dene kenizi var; kenizleriynen. Bu bağban, gétdi. 215 Ġbrahım çıxdı dama. Damnan bu libasların géydi, börkün qoydu baĢına. On dört‿aylıx gécesi ayı özünde tamam‿éledi. Xob da baĢının bir terefi qızıl, bir terefi gü'müĢ. Bu, bırda yavaĢ yavaĢ gerdiĢ‿éléydi o yan bu ya'na. ġahın qızları; üĢ dene Ģahun qızı var'dı; qıx dene kenizleriynen bala bala geldile bağa. Geldile bağa, bu qapılıxdan bular varıd‿olanda ba'ğa. ġahun 220 böyük qızı, dé'di: Gelün, bu terefden gédek, o yannan béle gelēk. Bu ortancıl qızı, dédi: Gelün bu terefden gédēk, o yannan béle gelēk. Bılar héĢ biri, héĢ biriin sözüne baxmadı. ġahun böyük qızı, o yannan düĢdü, kenizler, buların dalısıycax.‿Ortancıl qız, bı yannan düĢ'dü, bu terefden. Ortancıl qız, bu yannan geldi, gördü olan, bağın bu terefinde bi dene cavan vār; yéme, iĢme, 225 xetdi xalına, gül cemalına tamaĢa éle. Béle ca'van Ġsfahan‟da yoxtu. Téz qeyitdi, téz qeyitdi, qaĢdı qızların qabağına; kenizlernen qızları qeyterdi, qoymadı gelele muna sa'rı. O yannan béle geleceg‿idi ahı. Qeyterdi, o yannan çıxdıla, bağdan çıxdıla, gétdiler. Gétdiler‿éve. Gétdi'ler‿éve. Bunun böyüħ bacısı dédi: Ahı, biz, qeral‿ıdı; o yannan béle ge'leg; sen, bizi 248 230 niye qeyterdün!? Dédi: Da o yan xereb‿idi, o yannan qoymadım sizi gédesüz,‿o yannan sizi qeyterdim. Bular, geldiler, bular, geldiler‿é've; bağbanı çağırdılar. Bu qızlar, bağbanı çağır'dı. Bağban geldi bu qızların yanına. Dédiler: Bağban baĢı! Dédi: Belé! Dédi: Biz,‿üĢ dene qızıx, Ģahın qızları. Gét biz‿için‿üĢ dene 235 xırça al, geti. Biri maya vırmıĢ, biri çox yétiĢ'miĢ, biri kāl; o xırçaları biz‿için geti bıra. Bağban, gétdi, üĢ dene xırça yetdi. Qoydular‿üĢ dene boĢqa'ba, heresinin yanına bi dene pıçax qoydula, dédile: Bağban, bu xırçaları apar qoy dedemin qabağı'na. Bağban, bu xırçaları apardı qoydu Ģahun qabağına. ġah, bu xırçalara baxdı, pıçaxlara baxdı; dédi: Bağban, bu nemenedi, bu ne 240 hikāyetdi!? Dédi: Bıları qızlarun gönderip. ġah, qeyitdi vezire: Tēbir tök, görüm bu ne cereyāndı? Qızlar, munu gönderip. Vezir, götdü, baxdı gördü; üĢ dene xırçadı, biri kaldı, biri maya vırmıĢ'dı, biri çox yétiĢip. Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun; bu, senün, yétiĢen senün böyüħ qızundu; maya vırmıĢ, veset qızun'du; kāl, xırda qızundu. Bılar, sennen‿er teveqqi éléyip. Dérle: 245 Biz, hedd-i teflig olmuĢux, bizi ere vére'sen. ġah, muna baxdı; o, ona baxdı; o, ona bax'dı. Vezir, vüzera dédi: Xob, qıblı ālem sağ‿ossun, gereħ‿évlendiresen bıları, véresen‿ere bıla'rı. Dédi: Xob,‿éybi yoxtu. - Bağban! Dédi: Belé! Dédi: Gét, qızlara déy'nen: Saba zurna balaban vırılacax, 250 méydan sulanacāx, miz - sendel qoyulacax. Ġsfahan‟ın ne'mene cavanı var, gelip bu miz sendellerde eyleĢeceħ redif redif. Gelesüz, düĢesüz bu xıyabanna'ra, bu rediflere; her kes, her birin beyense, elin qoya onun‿üssüne. Belé, saba zurna balaban vırıldı, méydan sulandı, miz sendel qoyun'du. Ġsfahan‟ın Ģehrinde day neme cavan var ‿ıdı; vezir, vüzerā, 255 hāmı, geldi, miz - sendelün‿üstünde eyleĢ'di, yığıĢdılar, otdu'lar. Dédi: Bağban, gét, qızları çağır, gelsin. Bağban, gétdi, qızları çağırdı, gel'di. Qızlar, gel'di, o baĢda dayandı'lar‿üçü de. ġah qeyitdi, dédi: Qızlarım! Dédile: Belé! Dédi: Xob, siz mennen‿er teveqqi élemüĢdüz, sizi men‿ere vé'rem. Xıyaban xıyaban girün bu camahatu içine. Her birin pesend‿élesǖz, barmağun 249 260 qoyun‿üssüne, her birin pesend‿élesüz. Ağa, bu üĢ dene qız düĢdü redifinen, bu redifinen gétdiler,‿o redifinen. Qabax redifinen gédende böyüħ qız,‿elin qoydu vezirin‿oğlunun çiynine. Gétti o veset qız,‿elin qoydu vekilin‿oğlunun çiynine. Qaldı bu ortancıl qız. Ortancıl qız, bu xıyabanı souĢţu, o xıyabanı döndü, o xıyabanı döndü, o xıyabanı döndü; dörhedör bu 265 camahatın‿için dolandı, gétdi, durdu kenarda; dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun, men‿istiyen bırda döy. Dédi: Gene Ġspahan‟ın Ģehrinde cavan qalīp? Dédile: Xéyir, qalméyip. Dédiler: Āmāra baxun, görün, gene cavan, qalıf? Dédiler: Xéyir, qalméyip, hāmı gelip. Dédi: Qızım, bu boyda camahatu içinde, bu 270 boyda cavan‿içinde bi nefer sen‿istiyen‿olmādı? Dédi: Xéyir, men‿istiyen burda döy. Men‿istiyen hardéydı bırda. Men gören cavan bırda döy. Dédi: Bağban! Dédi: Belé! ġah, dédi: Bağban! Dédi: Belé! Dédi: Qabağa ye. Dédi: Bu qızlar, dünen bağa gétmiĢ'ţi. Bağda senün berziyarun yoxtu, nökerün yoxdu ki. Dédi: 'Xéyr‿ağa, yox! Dédi: Düzün dé. Dünen bılar, bağa gétmiĢdile. Bı qız, bağda cavan görüp; bu boyda cavanı beyenmedi; bu 275 qız bağda cavan görüp. Bu berziyar da Allah görsetmesin, qorxḕy,‿az qaléy‿ö'le Ģahın qorxusunnan. O da bağda ke'çeldi, cındır libas géyip, gaday libası géyip;‿özü keçel; derinin yağı bulardan [yanaklarınadan] süzülüp geléy. - Ahı, men gédim,‿onu necür getirim? 280 Ağa, bu 'bağban, qeyitdi bağa. Bağban, qeyitdi bağa', gétdi, gördü, o keçel, bağda girip lap‿o damın bucağında dayanıp. YétiĢdi, dédi: Senü Allah tıfağın dağıtsın. Sen, menim dedemi yandırıßsan. ġah, seni istéyip. 'Ölesen de Ģah, seni öldüreceħ. YétiĢdi mını qarpaladı, atdı çiyni'ne. Atdı çiynine, sürüye sürüye munu apardı camahatı içine. Bılardan [yanaklarından] da 285 derinin yağı töküléy; isdi de'yip. Getdi sürüye sürüye, getdi, mını saldı camaatı içine; salanda qız, o yannan dolandı, geldi, barmağın qoydu bunu üstüne: - Ağa, men, mını istéyérem. 250 E‿olan, camaat; bu, ona baxdı; o, ona baxdı; o, ona baxdı. ġah, qeyitdi 290 dédi: Qızım, sen menim baĢımı saldun‿aĢĢa'ğı. Sen, éle néledǖn? Bi dene gadaya, bi dene keçele, bi dene nifrine; gétdün barmağun qoydun onu üstüne. Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun, men, mını istéyrem. Vérsün, mını istéyrem; vérmesün de mını istéyrem; redd-i miras da élesün, mını istéyrem. Ağa, Ģah götdü, öz dest-i xettinen redd-i miras namesi yazdı, imzaladı 295 vérdi qıza. Dédi: O, sen; o, keçel; götü her yana gédésen gét, Ģeherden de çıxartacaam. Bağbana qeyitdi: Apar mını, kendin‿ayağında bi dene qārı var, qoy‿o qārını évinde. Belé, bu oğlanınan bu qı'zı sürüye sürüye bağban, getdi qoydu kendin‿ayağında bi dene qārı vardı; qārını évinde. Bılar qaldıla bırda. Siz‿için hardan xeber vérim; bu qızların birin, vezirin‿oğluna qırx gün, 300 qırx géce toy çaldı vérdi; birin vekilin‿oğluna. Vezirin‿oğluynan vekilin‿oğlu, oldu Ģahın dāmātderi. Bı sefer bu da qāldı bu qarının yanın'da. Gétti, günüzler gétti dolandı, géceler geldi qārnın yāına. Günnerin bir günü oldu, Ģah, meriz‿oldu. ġah, meriz‿oldu; gétdile 305 düktür getdile. Düktür, geldi baxdı, mayna éledi, baxdı; Ģaha qeyitdi dédi: Sen, gereg‿āhu eti yéesen. Diri āhu tutala, getirelē, sen,‿onu kesesen yéyesēn; senün merizligün yaxçı olā. Dédi: Hob, diri āhunu da tutmağ‿olmaz ki. Dédi: Da bilméyrem da; diri āhu gereg tutasan, yéesen. Bilexire bu Ģah, qeyitdi, dédi dāmātdarına: Saba gédeceħ'süz ōlağā, dağa. Gédesüz,‿orda 310 göresüz,‿āhudan zatdan;‿ölüsünnen dirisinnen; tafıp vırıp getirebiler'sǖz? Bılar, dürbün götdüle, at götdülē, tüfeħleri götdüle, çıxdıla gétdile ovlağa. Gétdile ovla'ğa. Bu qız, geldi, qeyitdi: Ġbarahım! Dédi: He! O kéçele‿yē; dürüs qulağ‿as, qārını évinde. Dédi: Ġbrahım! Dédi: He! Dédi: Dedem, meriz‿olup. Düktür, dedeme déyip: Gereħ‿āhu eti yéesēn, sen, sağalasan. 315 Kürekennerin gönderip‿āhu vırmağa. Gelesen, düĢesen‿olarun dalına gédesēn. Olar,‿o āhunu her yérde vırsa'lar, kelle paçasın kesip‿atacaxlar.‿Oları sen, getiresen, bedenin de olar,‿apa'ra. Bu, dédi: 251 Men, gédebilmem. Men, bi dene keçel‿oğlan, bi dene ölü vay‿oğlan; men, gédeḇilmem. Dédi: Yō, gereg gédesen; qéyr-i imkündü. Dédi: Xob,‿indi gét, 320 dedünnen bi dene at‿al getî. Dedesinen‿arası yox‿udu‿ya. - Gét, nenünnen bi dene at‿al getî; men, minim gédim. Bılar, gédif. Bi sefer bu, 'néynedi!? Bu qız, gétdi, nenesinnen bir dene ölü maydan‿at‿aldı, getdi; palannı at; vérdi Mehemmed‿Ġbarahım‟ā. Ġbrahım, min'di gétdi o üze. Bi dere var‿ıdı; derede atı yıxdı yére, atın qol - 325 qıĢın yığdı bi yére, möykem zencir tenefinen bağla'dı, atı qoydu derede. Qırmızı atın tükün yandır'dı; tüfenginen, libasınan geldi. Hemun tüfenginen libas, qırmızı at, geldi. Ġbrahım, libası géydi, tüfengi saldı çiyni'ne, qımızı atı mindi, gétdi ōlağā. Gétdi Ģikargaha. Gétdi, bi dene dağın qullesinde bi çimengah var‿ıdı. Gétdi atın mıxın vırdı, bağladı or'da. Bi dene vird ‿oxudu; 330 'neme Ģikarvan, neme ōvla var‿ıdı, neme céyran var‿ıdı; hāmısı yığıldı, geldi mının yaa'na. Geldi bının yaana, Ġbrahım‟ın yaana. Bu Ģahun dāmātdarı, geldi bu baxacaxdan,‿o baxacaxdan,‿o baxacaxdan dürbün saldıla, gördüle ay‿oğlan, héĢ yérde ō yoxtu; feqet bi dene çimengahda at 'görükéy, bi nefer de atın yaanda ya'tıp; ta'mam neme ō var,‿ordadı. Dédi: Xōb, gédek dā, 335 gédeg‿ora; bu ki bize, her kes‿olsa; bize nedehm [vérmem] diyebilmez. O ġikarı‟nın meseli kimi nedehem [vérmem] déyer; tutarığ, qol - qıçın bağlarıx, ovlardan bi dene apararıx. Bu iki dāmātdar, geldi'leŗ, geldile 'atdarnan yavaĢ yavaĢ geldile, çıxdılāŗ hemun bu oğlanın yanına. Gördüle ay‿oğlan, bu bir dene cavan'dı, bi dene 340 cavandı; yéme‿iĢme; xett-i xalına, gül camalına tamaĢa éle, éle 'oğlandı. Dédi: Xōb, bala, oğlannar, 'neme için gelipsüz? Bılara qeyitdi. Dédi: Valla, bi'zim qeynatamız meriz'di; özü de Ģahdı; meriz‿olup düktür getimiĢik. Düktür, déyip: Gereħ, sen, céyran‿eti yéyesen sağala'san. Ġndi biz de tamam Ģikargahları zadı dolanmıĢīx, cḕyran tapa'bilmemiĢik; feqet céyranı senün 345 yanunda görmü'Ģük, indi gelmiĢik bı'ra. Ġndi bu céyrannan bi dene bize pulunan véresēn, biz, aparāx. Déyip: Xōb,‿éybi yoxtū. Bi dene céyran size vérrem,‿aparun,‿éybüz yox. Bı, getirer bi dene, getirer bi dene cḕyran tutar, 252 vérer bu iki dāmāda. Bụlar, çıxardır bulara pul vérē. Bı, pulu almaz. Bu, pulu almaz. ġahın kürekenneri diyer: Siz, niye pul‿alméysuz? Diyer: Valla, men, 350 Ģıkarı pula satmam. Diyer: Xob, be nemiye vérersen? Diyer: Ġndi qeynatuz 'merizdi, ordan gelipsüz Ģıkar‿ıçın; menim bi dene möhrüm var, bu möhrü herüzün boynuna bir basām; annan size bi dene Ģıkar vérēm, day men, pul‿almam. Diyelle: Xob,‿éybi yoxtū. Buun böyük kürekeni, gelî; bu, cifinnen möhrü çıxardıŗ, basar bunun burası'na [boynuna]. Bı sefer‿o birsi, geliŗ, 355 möhrü géne basar‿onun burasına [boynuna]. Baxar, görer bırda qul yazı'lıb. Möhürde qul yazılıp: - Senün dāmātdarun menin qulumdū. Bı, bi dene Ģıkar vérer bılara. Bılar, Ģıkarun baĢın ke'ser, el‿ayağın keser; vérer hemin‿oğla'na. Bi sefer cendeyi götürülle, gédelle. Cendeyi 360 götürülle, gédelle. Bu hemin‿oğlan, baĢınan‿el‿ayağı salar bi dene qa'ba, miner atın, geler aĢĢāı. Geler, çıxar qārını évine. El ‿ayağınan baĢı vérer qı'za. Cendeyi olar,‿aparıp. Qız,‿el‿ayağı, baĢı üter, piĢiri, temiz'ler. Qazançada piĢiri temizliyennen sora… Bılar, cendeyi aparıp vérer‿aĢpaza, aĢpaz, piĢirî. Getirille mını etinnen bir‿az vérele Ģaha. ġah, barmağın vırar, 365 béle éler, görer; Allah görsetmesin; zehr mının yanında yaxçıdı. Bilebil Allah görsetmesin; 'zehr‿idi bı. Kürekennerine diyer: Bı 'nemenedi? Bı Ō etidî!? Bụ cendeg, dōuz etidi, nemenedi!? Bı niya ācıdı‟? Diyer: Qıblı ālem sağ‿ōsun, biz, bını éle diri getiréydik; müntahası kesmiĢig, baĢ‿el‿ayağın‿atmıĢīx. Özü de bu 'oğlan, kesmiĢdi; kesende tüpürmüĢ'dü: 370 - Dadı baĢuva, zehri cendeyu'va. Ovnun cendeyine... Apardılar cendegi piĢirdile Ģah ‿ıçın,‿ācı 'oldu. ġah, yéebilmedi. Qız, baĢı piĢirdi, temizle'di. Kelle - paçasıın suu, béle oldu ki day adam, barmaxların da yééydi. Bi sefer bu qız, 'néynedi!? Biléydi ki o cendek yémeli olmuya'cax; bir kese mının‿etinnen suunnan töħdü, apardı vérdi 375 nenesi'ne, dédi: Mını apar vér, dedem yé'sin. Senün dāmātdarun gédip bi dene ō vırıp, baĢ‿el‿ayağın kesip atıflā; keçel gédip getirip. Onu da men, 253 piĢirmiĢem. Mını apardı, qoydu Ģahın qabağına, dédi: Mını qız, gönderif, hemun‿o ovun kelle paçasıdı. ġah, götdü, dédi: Götü at‿o yana‿yā. Ōda neme dad vardı ki, kelle paça da neme dad ‿ola. Ōun cendegi zehr kimin‿idi, 380 yémeli dȫydü, acıydı; tamam‿atdıx. Dédi: Hele munu götü yē. Gör, bu yaxçıdı, o yaxçıdı? ġah, munnan bir qorxa qorxa bir‿az yédi, gördü olan, bu, yémelidî. Göttü hāmısın yédi. Hāmısın yé'di. Bu sefer çağırdı o dāmātdarın, dédi: Ay‿oğlan! Dédi: Belé! Dédi: Bī ō ki kesipsüz, baĢ‿el‿ayağın filāni apa'rıp, 385 cendeyi mē‿çin getiripsüz; niye cendek, yémeli olmadı; baĢ‿el‿ayax, yémeli oldū? Dédi: Qıblı ālem sağ‿ōsun, biz, ne bilek, biz, bilméydik ki o, kesti vérdi bize dā. Bilexirē, ne baĢuzu 'ağrıdım. Bu, baĢın, el‿ayağın, kelle paçanın suun,‿etin yédi, Ģah, sağal'dı. ġah, sağal'dı. Günnerün bir günü oldu, tuĢ‿ağarannan sōra nāma geldi; meselem Rum pātıĢahı yaz'dı, nāma gönderdi Ġsfahan‟un pātıĢahına: 390 - Sabā cengimizdi, filan dağa, sen de filan dağa, men de filan da'ğa, cengimizdi. Nāma getdile vérdile. ġah baxdı, gördü beli, nāma gönderiflē: - Saba sen de hemun Ģikargaha, men de hemun Ģikargaha; ceng‿éliyeceyig. 395 Beli, Ġsfahan‟un bı Ģahı, destur vérdi Ġsfahan‟un Ģehrine qoĢunnarı'na. Tamam atdandıla, tüfeg mü'fēg, çıxdıla da'ğa. Çıxdıla da'ğa. O yannan da o qoĢun geldi dağa. Bılar her iki terefden de qabax qabax geldile, ceng‿éliye'leŗ. Bu qız géne geldi, dédi: Ay‿oğlan,‿ay‿Ġbrahım! Dédi: 'Beli! Dédi: 400 Bā, amandı Ġbrahım, meni xıss‿éleme‿ye. Ġndiye kimi xıss‿olmamıĢam. Dedemnen filan Ģahun davasıdī, saba çıxacaxla filan dağa, davasıdı. Gelesen, gédesen bılara sarı. Dédi: Rehmetdiyin qızı, men keçel‿adam, men nifir‿adam; cenge gedenēm? Dédi: Eh bālāy-i qiyre Ġbrahım. Dédi: Xop,‿éybi yoxtu. Bı yannan bu Ģah hemle‿éledi, o yannan‿o Ģah hemle‿éledi. Bılar ki her‿iki terefden birbirine hemle‿éledilēr. Bu 405 Ġbrahım néynedi? Ġbrahım, gene qırmızı atın tükünnen yandırdı. At gel'di, 254 tüfek geldi. Atıldı, mindi atın béline, tüfengi saldı çiynine, ĢemĢiri aldı eline. ġemĢiri aldı eli'nē, yumuldu bu qoĢuna sarı. Yumuldu bu qoĢuna sarı. ġah gördü, ay‿oğlan, aĢĢağıdan bi dene tütün ge'léy, bi dene tütün geléy; day baĢa yelen tütün döy. Qeyitdi, qoĢuna dédi: Bilméyrem bu gelen tü'tün, bize 410 sarı gelḕy ya o yana gédéy? Eger‿o yana géssē, bizden qoymuyacağ bi dene Allah‿ekber diyen qala. Bize sarı gelsē, o yannan qoymuyacağ Allah‿ekber diyen qala. Baba, Güddüle, gördüle ay‿oğlan, bı 'geldî, qırmızı at geldi, gétdi, düĢdü o terefe, düĢmanu içine. A‿bu, biléy da, bu munun qeynatasıdı. Gétdi, düĢdü düĢmanu içine; üzüzden‿ırağ; sağdan vırdı, 415 soldan çıxdı; sağdan vırdı, soldan çıxdı; sağa vırdı, sola vırdı; sağa vırdı, sola vırdı. Bılar da, bı yannan baxéy‿ē. O terefden qoymadı bi dene 'cannı qala; qıranı qırdı, qırmayan, qaçan qeyitdi qaĢdı. Qaçan qeyitdi qaĢdı, bi nefer qalmadı. ġah qeyitdi: - Amandı, bālā-yi qiyret bunu tu'tūn. 420 Öz qoĢūna qeyitdi‿yē: Munu tutun göreħ bu kim'di? Amandı, munu tutun. Bı yan‿o yannan dayre vırdıla, zencir‿aĢdıla bu atdarnan zencir‿aĢdıla, bı yan‿o yannan qoymadıla, bu Ġbrahım qa'ça. Ġbrahım‟ı tutdula. Ġbrahım‟ı tutdu'lar, dédi'ler: Sen kimsen, geldün bize sarı, bize kömeg 425 geldün? Dédi: Hele men démem. ġah, bunu göt'dǖ, getdile yavaĢ yavaĢ, yavaĢ yavaĢ getdile, çıxdılā payıntexte. Getdile çıxartdıla payıntex'te. Payıntexte getirennen sora bu Ģah, gördü, olan, bu nemenedi, buun kürekenneri nemenedi, bu nemenedi; bının cavannığında Ġsfahan‟da adam yoxtu, cavan yoxţu. ġah qeyitdi mına: 430 - Cavan‿adun dé, görüm; sen kimsen? Sen hāsı Ģahzādesen? Sen bize geldün kömey‿éledün. Olar bizi qıracağ‿ıdı; sen,‿olardan bi nefer qoymadun qala. Sen, dé görüm, sen kimsen? 255 Dédi: Mennen xeber‿alma, kürekennerünnen xeber‿al. Dédi: Kürekennerim seni tanıméy. Dédi: Kürekennerün boynuna 'bāx. ġah çağırdı 435 kürekenneri: - Bı yana gelün görüm. Gétdile qabağa, Ģah bılarun boynuna baxdı gördü ‿ē, olan, bu, bir dene möhr vırıb bının boyūnā: - Bu menim qulumdū. 440 Bi dene möhr vırıb‿onun boyūna: - Bu menim qulumdu. Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun,‿olar menim qulumdu qulum, olar. Ō uçun göndermiĢdün‿ola'rī? Ov‿uçun göndermiĢdün. Olar mene pul vérdile, mennen céyran alalā. Men pul‿almadım, men‿oları özüme qul‿éledîm. 445 Hemun möhrü vırmıĢam‿oların bōyuna. Olar menim qulumdū. - Ē, bes sen... Gene men, seni bilméyrem kimsen? Sen kimsen, aa buları qul‿éledün‿özüe? Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun, gét qızun geti, qızunnan xeber‿al. Gétdile, hemun qarını évinde qızı yetdiler. Qız gel'di, dédi: Qızım dé görüm; bu 450 'kimdi? Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun, bu hemun‿oğlandı ki bırda, men, elimi qoydum‿üsdüne, dédim: Men muna gédéyrem, bu hemun ke'çeldi. Dédi: E, bu keçeldî? Dédi: Beli, bu hemun keçeldi. Meni, sen, redd-i miras‿éledün, sürdün‿aĢĢağıy‿ya. Bu hemun keçeldi. Hemi sene kömeħlig‿éle'di, senün terefuu qırdı qutar'dı, hemi sene kömeħlig‿éledi, Ģıkarqahdan sene Ģıkar 455 vér'di, kürekennerün‿özüne qul‿éle'di. Bu sefer senün terefün de qırdı; bu hemun keçeldi. Dédi: Yox‿odū? Dédi: Beli. Dédi: Meni istiyen mına enām… Bilexire meni istiyen muna enām… Muna çox‿enamnar vérdiler. Onnan sōra Ģah‿ö'zü, qırx gün, qırx géce toy çaldırdı, tezeden bu qızın vérdi bı'nā. Qırx gün, qırx géce toy çaldırdı, tezeden munu vérdi muna. Bı da oldu munun 460 küreke'ni. 256 Olar‿orda yédile, iĢdile, Ģad‿oldula; siz de Ģad‿ola'sūz. Qoca KiĢi 465 Biri var‿ıdı, biri yox‿udu; Allah‟dan qéyrez héĢ kes yox‿udu. Bi dene qoca kiĢi var‿ıdı, çox yoxsul‿udu. Mının héĢ zadı yox‿udu. Bu gétdi, bi dene nanavanın yanına nöker qal'dī. Nanava muna günde bi dene çörek vére. Nanava, munı gönderdi. 470 - Gét günde bir Ģele mē‿çin verek ge'ti; günde sene bi dene çörek verim,‿apar yégine. Bı kiĢi gétdi, günde bi Ģele verek qırdı, çıxatdı, getdi, vérdi nanavıya. Nanava muna meselem günde bi dene ya iki dene çörek vérdi. Bı apardı avrat‿uĢağın baĢın saxladı. Ay bir gün,‿iki gün,‿üĢ gün, dört gün, béĢ gǖn; 475 bir‿ay bı nanavaçıņın yanında qaldı. Bir‿aydan sorā bir gün gétdi bi Ģele gene verek qırdı, gétdi bi bulaq vardı, bulağın yanında qoy'du, géĢdi destemaz‿aldı. Geldi géĢdi gétdi namaz qıldı. Geldi Ģeleni götü're, gördi Ģeleden bi dene quĢ‿uĢdu. GéĢdi quĢun yérine baxdı. Baxdı gördi, quĢ bi dene yumurtdéyip. Bu yumurtanı göt'dǖ qoydu cifine. ġeleni 480 götdi getdi, apardı vérdi hemun nanavaçı'yā. Yumurtanı vérdi avra'da. Dédi: Avrat, mını saxlayı'nan. Allah vérip bize eger bi Ģéye gétse. Ay bir gün,‿iki gün,‿üĢ gün; béĢ dene yumurta yetdi, hemun quĢun yumurtasınnan. BéĢ dene yumurta yet'di. Vırdı bı kiĢi dédi: Avrat! Dédi: Ha! Dédi: Men çoxtandı, verekçilig‿élemiĢem, Ģele mele getimi'Ģēm, day qocalmıĢam. Bélim‿ağrér; 485 getireelmérem. Bu yumurtaları apar, gör bazarda satabilersēn? Bir gün‿oldu, bı avrat, yumurtaları götdü getdi, bazarı gezdi dolandı; geldi bi dene érmenin dükān qabağınnan géçende érmeniye dédi: Yumurta satéram dört dene; lazımdı, pul lazımdı. Érmeni baxdı yumurtalara, dédi: Xanım, geti, vér mene. 257 Xanım getdi yumurtaları vérdi érmeniye. Érmeni baxdı, gördü, bu yumurta 490 qéymetdi yumurtadı. Dédi: Döĥr yüs tümen bu yumurtalaruva véréyrem; biri yüs tümen. Dédi: Da vérginen de, baĢuṿa dönüm. Allah, bize vérip da. Döĥr yüs tümen vérdi, bu yumurtaların 'dördün de aldı getdi eve. AxĢam kiĢi geldi. Dédi: Ey kiĢi, Allah, vérip bize; dört dene yumurta döĥr yüs tümene gétti. Seher gétdi, gene biŗ dene yumurta getdi, vérdi avrada. Avrad‿apardı 495 hemun‿érmeniye vérdi; géne yüs tümen‿aldı. O érmeni qeyitdi, dédi ki, xanım! Dédi: Beli!. Dédi: Bu yumurtaları 'hardan getiréỵsen? Dédi: Menim‿erim bayırdan gédéy, çırpı getiréy, véréy nanavı'ya. O bayırda bu yumurtanı tapıp. Dédi: Erüṿe deynen, bu yumurtanı yumurtdayan quĢu tus'sūn, tussun getisin bıra. O qéymetdidi. Bu néynedi!? Eri geldi, erine dédi. 500 Eri, bi dene - qedim dozax qeyirerdiler‿at tükünden - bi dene at tükü taptı, bi dene dodax qeyirdi, gétdi; Ģeleni qırdı, getdi hemun yére qoydu. Bu dozağı qurdu hemun Ģelenin‿içinde. Gene géĢdi destemaz‿aldı, geldi bi sefer namazın qıldı. ġeleni götürende gördü hōb, quĢ düĢüp dozağa pıtırḕy; hem yumurtdéyıb hem pısıréy. Bu yumurtanı götdü, quĢu aĢdı. QuĢun‿el‿ayağın 505 bağladı, getdi. Bi dene qafes qeyirdi, saldı qafese. Bir gün,‿iki gün,‿üĢ gün bu qäfesde bu quĢ yumuŗtdadı; günde bi dene apardıla, vérdile érmeniye. Bir gün, günlerin bir günü oldu, bu kiĢi dédi: Avraţ! Dédi: Belé! Dédi: Da men, Xorasan‟a géden var, gédérem Xorasan‟a. Allah, mene vérip de gédérem Xorasan‟a. Avadannıxdan,‿uĢaxlardan, quĢdan yelig‿ōl. Munun da 510 iki oğlu vardı; biriin‿adı Mehemmed idi, birini adı Ġbrahım. Dédi: BaĢ‿üste. KiĢini yola saldıla, bı kiĢi gétdi MeĢed‟e. Bu érmeni, bildi kiĢi MeĢed‟e gédip. Bir gün gene bu quĢ yumurtdamıĢdı. Bu quĢun yumurtasın götdü apardı, vérdi érmeniye. Érmeni dédi: Bacı, day sikkesi gédip, alméyram. Dédi: Niya? Dédi: Alméyram da; sikkesi gédip. Dédi: Dünnen büyüne necür sikkesi 515 gédip? Dédi: Bu quĢu, yumurtdayan quĢu, tutup‿erün getirîb? Dédi: Getirib he. Dédi: Hob, ne boyda getiresen bu yumurtadan, men qabul‿éléỵrem,‿alam;‿ammā gerek mennen baĢun bir‿éliyesen. Bí sefer dédi: Eybi yoxdu. Bir gün geldi géne seher bu yumurtadan seher‿apardı. Bu 258 érmeni qeyitdi, dédi: Yoҳ, da alméyram. Dédi: Niya alméysan? Dédi: 520 Alméyram da; sen mene qōl vérmüĢdün... Dédi: Xob,‿éybi yoxtū; filan géce gelersen. Dédi: Amma, men gelecēm, sennen xahiĢt‿élérem; quĢu kesesen, mēņ çin piĢiresen, héĉ zadına el vırmayasan; baĢ‿el‿ayağın; feqet tükün reddéléyesen bedeninnen, piĢiresen. Men gelem Ģam yéem, annan day senen hemxab‿olam. Belé, bir gün bu avrat, qeyitdi geldi; qōl vérdi mına; 525 érmeniye qōl vérdi, geldi éve. Munın da uĢaxları Ġsfahan‟da oxéydi'leŗ, ikisi de, Ġsfahan‟un Ģehrinde. Bir gün;‿axĢam çağı; arvad geldi, quĢu kestirdi, piĢirdi; tükün zadın yoldu; piĢirdi, qoydu ténçede ora. Bu, gétdi sua arvad. Gétdi sua, sudan qeyidene mını uĢaxları mürexesiye geléydile. Geldi'ler. Biléydile dedeleri, quĢ tutup. Geldileŗ, bi avadanlığın bu 'yana qaĢtıla, bir‿o 530 'yana qaĢtıla; gördile, quĢ dozaxda dȫy, dozax boĢdū. Bı bi dene ténçe vardı, ağzı qoyuluxluydu. Bı Ġbrahım‿el‿atdı ténçenin ḳapağana, gördü ō, quĢu piĢirip nenesi; ténçededi. Mının baĢın qopatdı yédi, mının baĢın qopatdı yédi. Bi sefer‿o birsi néynedi, Mehemmed néynedi? Mehemmed de quĢu aradan cır'dī, ciyer, bağırsağın,‿üreğin yédi. Yédi. Ténçenin‿ağzın qoydulā, 535 ténçenin‿ağzın qoydulā. Bi seferi arvad geldi sudan. Arvad geldi sudan, gördü, uĢaqlar gelip. Arvad gétdi fikre: - Perverdigārā, men‿érmeniye qōl vérmiĢem, bıraya yele. UĢaqlar gelip, ne afvalatdı. Bi sefer‿axĢama yoxun‿uĢaxlar dédi: Nene biz‿istérik, yatax; yuxumuz gelér. Dédi: He bala yatun. Amma bilér de, quĢu kesifle piĢirifle. Bi 540 sefer‿uĢaqlar yatdı. BaĢların çeħdi'leŗ, bir mōqéy gördüle, qapı taḳḳıldadı. Qapı taḳḳılladı, érmeni geldi, qapını vırdı. Avrat gétdi qapını aĢdı. Avrat dedi: Ses‿éleme, oğlanlarım gelîb. Sesiz gel, géçeg‿o biri otağa. Érmeni geldi, geĢţi, gétţile o biri otağa. Bu baĢı yéen‿oğlan, Mehemmed, durdu bu qapının dalınan qulağ‿asdı, gördü bılar neme danıĢéllar. Bı arvat dédi: ġamı yéek, 545 hemxāb‿olax ya 'yémiyek hemxāb‿olax. KiĢi dédi: Xéyr gerek. ġamı yéek, Ģamı yéek hemhāb‿olax. ġamı yémeseg,‿olmaz. Dédi: Éybi yoxdu. Gétdi sırfa serdi, gétdi piloṿu tökdü, çöreği qoydu. Hanım, ténçenin‿esil vesailin qoydu boĢqaba, getdi, qoydu érmeni için. Érmeni çengel - qaĢığı götdü; 259 baĢıynan‿üreğin yéyecey‿idi; gördü bırada dȫy. Qeyitdi arvada dédi: Mının 550 baĢı hanı!? Dédi: Bilméyrem. Dédi: Üregi hanı!? Dédi: Bilméyrem. Dédi: UĢaxlarun yéyip? Dédi: He, uĢaxlarım yéyip. Bu oğlan qulax‿aséy. Dédi: Men senen hemxab‿olmaram; uĢaxların baĢın kesesen men, sennen hemxab‿olam. Dédi: Éybi yoxtu; ses‿éléme. Qoy‿uĢaxlar yassın, yuxuya géssinne, gédek‿uĢaxların baĢın kesek; onun‿üregiynen baĢın‿oların 555 qarnınnan çıxardasan. Érmeni déyér: Éybi yoxtu. Mehemmed qeyitdi, dédi: Ay‿Ġbrahım, béle qōl vérdile bize. Qoy‿onlar yassınlar biz, durax‿ekilek. Er – arvat, érmeninen xanım rextixaba girdiler, bılar durdular‿ikisi de bu qapıdan çıxdıla, davan‿aldıla. Medrese uĢağı, hay gét, hay gét, hay gét, gétdile çıxdıla Ġsfahan‟un Ģehrinnen xéyleg‿o yana. Géce gétdile bi yolun, 560 biyabanın‿altında qaldıla, yattıla qaldıla. Bu érmeni dedi: Ey‿évün dağılsın‿avrat, dur‿ayağa ıĢıxlanéy,‿uĢaqların baĢın kesebilmiyeceyik. Durdula gördüle, uĢaxlar yérde döy. UĢaxlar yérde döy; érmeni, aldı, bi tepik vırdı avrada, çıxdı gétti. Avradın‿iki eli oldu bi tepesi ağladı, ağladı, ağladı. Arvad, kiĢi yelene ağladı 565 kor‿oldu. - Perverdigara özüm‿özümne eledim, külü özümne eledim. 'Néynedi!? Bu uĢaxlar,‿Ġsfahan‟un yoluun‿altında kenara yatmıĢla. Sub durdula libasların géyele, gédeler, Ģeherden çıxala. Bı Mehemmed ki üreği yémiĢdi nimtenesin silkeleyende gördü hop baĢının‿altında bi yüs tümen pul 570 var. Yüs tümeni sessiz götdü qoydu cifine, qoydu cifine. Bi sefer gétdile, gétdile bi Ģeherde béĢ géce qaldıla. BéĢ géce, her géce yüs tümen baĢını altınnan götti. Bi sefer geldile gétdile. Bi dene caddéynen gédéydile, gördüle caddenin vesetinde bi tene täblo vrılıb, yazıfla bıra. Bi dene cade béle gédéy, bi dene cade éle. Tabloda yazıfla: 575 - Bırda her kes cüt gétse, gerey‿ayrıla; biri bu yolu géde, biri o yolu. Ya iki qardaĢ‿ola, ya nene bala ola, ya bacı qardaĢ‿ola; gerey‿ayrılala. 260 Beli, Memmed dédi: Ġbrahim can, xob‿éybi yoxdu, Allah‟ın zadıdı. Biz‿için béle gelib; serniviĢtidi. Orda érmeni, bizinen‿éledi; bırada da xob gelible, yazıbla. Ayrılax gédek; Allah kerimdi; görek biri birimizi nevağ‿oléy 580 göreceyig. Günnerin bir günü oldu bılar, bırada istedile aralanala, bu Mehemmed,‿üĢ yüs tümen bu puldan çıxatdı vérdi Ġbrahım‟a. Dédi: Gele sene xeĢlik vérim. Sen bu yolu gét; men, bu yolu; Allah kerimdi. O, o yolu getdi; bu, bu yolu. Bu üreyi yéyen‿oğlan Mehemmed ki bu yolunan gétmiĢti, caddéynen; bi sefer néynedi! Gétdi gördü bi dene 585 apartımanın qabağında millet béle dayanıp ki, béle dayanıp; day neme Ģehrin‿adamı var, hāmısı tamaĢa élé apartmana. Geldi yétiĢdi bu cemahatı içine, gördü külfirengide bi dene 'xanım dayanıp millet tamam tamaĢa éléy bunun camāĺına. Bu qeyitdi dédi: Ağa siz‿ona neme için baxéysuz. Dédi: Biz‿ilde bir yol 590 bu xanımın camāĺına gellik tamaĢa élerik. Bilit biri yüs tümendi. Bu boyda camaatı göréysen bırda? Ġlde bir‿yol gelelle, baĢa yüs tümen bilit pulu vérelle, tamaĢa élelle bu xanımın camāĺına. Dédi: Éybi yoxdu, mene de bi dene biĺit vérün. Muna da bi dene biĺit vérdile. Bu bi dene biĺid‿aldı, yüs tümeni vérdi. GéĢdi bu da, yol vérdile géĢdi xanıma tamaĢa éledi. Day vaxt géçennen sora dağıldı mil'lēt. Dédi: Siz navax gelersüz bura? 595 Dédile: Ġlde bi yol gellik. Dédi: Biri baĢa meselem imkanlı oldu, pullu oldu; her gün gelebilēr? Oğlan dédi‿yē. Dédile: Beli, gelebiler. Beli, bu oğlan géce gétdi, xābxanada yatdı; seher durdu yüs tümenin birin ‿aldı gétdi xanıma tamaĢa éledi. Géce gétdi xābxanada yatdı, seher durdu yüs tümenin getdi; baĢını altınéydi‿axi; xanıma tamaĢa éledi. Günnerün bir günü oldu, xanım 600 munu istedi yuxarı. Xanım munu istedi yoxarı, dédi: Ağa, sen ge bıra görüm. Sen neçikarasan? Bu boyda Ģehrin‿adamı; yoxsuldan‿erbaba, Ģahdan gedāye ilde bir yol menim camāĺıma tamaĢa élélle; ama sen‿éle her gün gelésyen. Ge bura görüm, sen neçikaresen? ḳāriger, ḳārimessen, nemenesen? Oğlan gétdi lap yuxarı. Çıxdı oğlan xanımun‿otağına. Xanım 605 munun bedenin‿axtardı, munun héĢ dadı yoxtu. Dedi: Saba gene gelebileŗsen menim tamaĢamā? Dédi ki éle elan yanundayam, saba da 261 gellem. Dédi: Éybi yox,‿elan mürexxes‿élérem gét. Saba da gel meem yanıma. Oğlan geldi, géne hemen géce yatacaxdı, yatdı. Yüs tümeni göttǖ, gétdi gene hemen xanımın yaana. Yüs tümeni vérdi xanıma, bi tamaĢa éledi. 610 Bi sefer xanım néynedi! Dédi: Oğlan! Dédi: Beli! Dédi: Bi yéce mene qonqxsan. Oğlanı xanım qonax saxladı. Xanımın da qıx dene kenizi var. Oğlanı xanım qonax saxladı. Bu sefer Ģam mamı yédile iĢdiler. Bu getdi, dedi: Ge mennen nertaxta oynıyax; xanım dédi. Getdile; taxtasiyadı, bilmérem nemenedi; qoydula arada munu, oğlannan ‿oynayalā. Xanım gétdi 615 bi dene ĢüĢe yetti. Bu ĢüĢede bir‿az Ģerbet var'dı. Dedi: Ağa, bu Ģerbeti qoyéram‿aralığa. Sen meni us'sūn, men bu Ģerbeti içeceem; men seni us'sām, sen bu Ģerbeti içeceħsen. Dédi: Hele dé görüm, bu Ģerbet‿insanı öldürēr? Mehemmed dédi. Dédi: Xééyr,‿öldürmez. Dédi: Éybi yoxdu. Bılar‿atdıla, tutdula; bu atdı, o tutdt; bu tutdu, o atdı; Xanım bu oğlanı utdu. 620 Oğlan göttü, ĢüĢeni çeħdi baĢına. Xanım durdu géĢdi. Bunun dalınan‿o yana géçende munun burasınnan bi tepik çaldı. Burasınnan bi tepik çalanda bu oğlan ō éledi; ō éleyende üreħ munun qarnınnan‿atıldı, gétdi düĢdü ora; quĢun‿üregi. Xanim gétdi, onu göttü apardı, orda sua çekdi getdi; uttu. Geldi muun yaana. Uttu geldi muun yaana. Dédi: Oğlan dur‿ayağa. XoĢ geldün. 625 Dedi: Baba, elan gédérem. Saba geleceem. Dédi: Gel, saba da gel. Oğlan durdu gétdi. Géce yatdı ḳāfede. Sub durdu gördü; ō, yüs tümen yoxdu. Xanım durdu gördü hō, yüs tümen baĢını altında. Xanım günde baĢını altından yüs tümen götdü. Bu oğlan qaldı avara. - Perverdigārā neme éléyim, neme éleméyim!? 630 Oğlan bu Ģeherden çıxdı, davan‿aldı. Çıxdı davan‿aldı. Az gétdi, çox gétdi; bir müddet yol gédennen sora, gétdi bi yére. Bi qalaçenin qabağınnan géçéydi, gördü, burada üĢ dene héyvan var. ÜĢ dene; sene déyim béle; o qedim döylerden var. Ġstedi gizlensin. Bılardan qoxdu istedi gizlensin, divzaddarın biri seslendi: 635 - Ay‿adamzad gizlenme, ge bura. Ge bura, sennen‿iĢimiz var. 262 Geldi géĢdi bıların yaana. Dédi: Xob, biz seni bıra çağırmaxda; bu üĢ dene Ģéhi bizim‿için bölesen. Dédi: Xob bıların‿addarın evvel mene dé'yǖn, qoy men bıları bölǖm. Dédi: Bu, Süléyman péygumberin sırfasıdī, açarsan, memleketin 640 qazası geli. Bu, süléyman péygemberün qalıçasıdī, oturusan‿üssünde, diyesen,‿apar, memleketin‿o baĢına aparı; apar bu baĢına, aparı. Bu béle. Bu, Süléyman péygemberựn, sürmedi, çekersen göze, memleketi 'dağıdısan, héĢ kes,‿adamı görmez. Dédi: Xob,‿éybi yoxdu. Dédi: Xob, munu sene vérim,‿onu ona bitersǖz? Dédile: Xééy! Dedi: Xob, mını ona verim,‿onu ona vérim, mını sene, biteŗsǖz? Dédile: Yox! 645 Dédile: Ġndi sen gerek, biz‿için bölesen, bılar biri birinnen qevidile. Dédi: Ġndi, 'xaiĢt‿élérem,‿o elüzdeki kamanı verün me'nē, üĢ dene de ox verün mene. Kamanı aldı bılardan, üĢ dene ox‿aldı. Oxun birin yazdı, bu döyün‿adına; birin yazdı, o döyün‿adına; birin yazdı bu döyün‿adına. Dédi: Men, bu oxları reddélérem, kamannan géde. Her birüz‿oxuzu téz getüsüz bı'ra, üçün de 650 vereceem‿ona. Dédiler: He, mına bite'riħ. Aa, bu oxların birin bı dağa atdı, birin‿o dağa atdı, birin‿ora. Bılar da göyinen géden héyvan ıdılar. Bu döyler gétdi. Bu sürmeni qoydu cifine, sırfanı bağladı beline, otdu qalıçanu üssünde, dédi: Meni 'yérnen göy‿arasında sax'la. Qalıça qōzadı munu yérinen göy‿arasında saxladı. Bilafasıla qırmızı döy geldi. Qırmızı döy geldi, gördü, 655 ha, adamzad bırda döy. Bir‿az géĢdi, o biri döy geldi, gördü ha, bu döy gelib;‿adamzad burda döy. Bilafasıla o birsi de geldi. Üçü yığıldıla bura. Qabax gelene dédile: Sen‿adamzadı öldürüfsen, Ģéyleri vérmésen bize. Dédi: Valla, billa, geldim, gördüm‿o burda döy. ġéylerin‿adın‿ona örgetdig.‿O çıxdı gétdi. Dédile: Xéér,‿onu öldürüfsen. Bılar birbirine 660 qoĢuldula. Bı mını, o onu, bı mını, o onu... Bı üĢ dene döy birbirine éle soxuldula ki ikisi öldü, biri qaldı. O da ordan tamaĢa éléydi. O bir dene de çıxdı gétdi. Bu néynedi? Bu, o yannan gene qalıçaya destur vérdi: - Meni apar hemun Ģeherde, hemun ḳāfaxanada qoy. Qalıça oğlanı getdi qoydu hemu misafirxanada. Géce misafirxanada 665 yatdı. Da baĢının‿altında pul‿olmıyacax‿ıdı. Géce misafirxanada yatdı. Bi 263 sefer seher durdu, sürmeni çekdi gözüne. Sürmeni çekdi gözüne, qalıçanı bağladı béline, sırfanı bağladı bélinē. Yaxçı yüngül‿üdüle. Gétdi xanımın darvazasına. Gördü, xanım, kenizleri bırda nigehvan qoyub. Qıx dene keniz, her pillede bi dene nigehvan qoyub. Darvazanı çanda éle evvel ki kenize...; 670 day görméydile da. SouĢdu gétdi. Bını çıxdı, onu çıxdı, onu çıxdı, onu çıxdı. Çıxdı gétdi girdi Munun‿aĢpazları, xanımın qaza yaana. yetiréydi. Gétdi xanımın Xanımın‿aĢpazları yaanda qaza otdu. getiréydi. Getiréydi qazanı, xanımın qabağına qoyéydıla. Çay getiréydile. Xanım bi dene içene bu ikisin‿içéydi. Xanım göréydi, issekannarın‿ikisi boĢdu. Bi 675 sefer xanım dééydi: Ağa, issekannarı boĢ getirbsüz. Dédile: BoĢ getimemiĢik. Qaza getiréydile. Hemun qazanı xanım yéene, bi loqma götürene, bu yééydi qutaréydi. Xanım görméydi axı. Xob néyniye bı! Xanım dééydi: Qazanı niye meen çin büyün‿az getirbsüz, Xanım? Kenizler, dééydi: Yanunda adam var. Yanunda adam var, görméysen. Dédi: Xob, men görmérem, siz gelün görün. 680 Bular da geléydile, baxéydıla, göréydile, heĢ kes yoxtu. Biĺāfasıla seriyennen sora véréydi xanımı dizini altına. Otaxda bu yana sürtéydi, o yana sürtéydi; xanımın nālası göye gédéydi. Kenizler de geléydi, baxéydi göréydi, xanım firarı olub. Otaxda atıléy bı yana, atıléy‿o yana. HéĢ kes yoxdu axı; veli görméydile mını, sürmeni çekib gözüne. Ġki gün,‿üĢ gün bu xanımı bücür 685 villemedi. Xanımı éle ökeledi otaxda, xanımı éldi ölü. Çıxdı gétdi; çıxdı gétdi. Ġki gün gelmedi bıra. Üçümcü güni geldi bıra. Day sürmeni çekmedi, geldi bıra. Xanım dédi: He āfvalı Mehemmed, diyesen gene geldün? Dédi: He, geldim. Dédi: Gel yuxarı görek. Geldi. Géç‿otu görek. Ottu. Dédi: Xob niye geldün‿elan? Xanım qeyitdi muna: 690 - Niye geldün? Dédi: Geldim,‿üse Allah,‿atda sen, Allah‟a xatır menim Ģéhimi véresen. Ġstiyesen menim Ģéhimi vérmiyesen, men‿öllem‿acınnan. Men ḳāriger döyrem. Men bi dene medreseden çıxmıĢam. Men‿oĢağam. Men gédib ḳārigerçilig‿éliyeelméyrem. Dédi: Çox fuzul danıĢma, vérebilmem. Dédi 695 véreelmesen? Dédi: Yox! Dédi: Niye? Dédi vérmem. Dédi: Dünen géce ki o 264 oyunu vérmiĢdim senün baĢuṿa, gene o oyunnan senün baĢuva vérrem‿ē. Dédi: O, sen‿idün beye? Dédi: He, men‿idim. - Xob, sen necür menim baĢıma o oyunu vérdün, men seni görmedim? Dédi: Vérdim de, bir cür vérdim de. Dédi: Yōx,‿eger mene düz 700 boyun‿al'sūn, men‿özüm geleceem sene. Göréysen ki bu boyda Ģehrin‿adamı ilde bi yol menim görüĢüme geléy, tamaĢama. Men‿özüm gelecem sene. Burda oğlan verganı suḇa vérdi, dédi: Belé xanım bax, bu sürmeni gözüme çeħmiĢdim, geldim senün baĢuva, bu oyunu vérdim, héĢ kes görmedi. Dédi: Bu nemenedi? Dédi: Bu, Süléyman péygumberün 705 sürmesidi, o sırfasıdı, bı qalıçası. Éyni o döylere diyen kimi mına da mını addarın dédi. Xanım dédi: Xob‿indi du, gédek qāzı yanına, kebinimi seen çün kestirim. Durdula gétdile. Qāzı var‿ıdı; qāzı yaanda, mehzer yaanda, mehzer kebinin kesdi bu oğlan çın. Geldile bu menzile. Geldile bu menzile, xanım dédi: Oğlan Mehemmed! Dédi: Belé! Dédi: Xob da elan çoxdandı, sen 710 bu aralarda gezibsen. Bı yan‿o yanda gezib'sen, bedenün çirk‿olar. Rextixaba girebilmerik. Oturax qalıçanu arasında gédek, Nil dergasının qırağında çimek gelēk. Dédi: Éybi yoxdu. Xanım sürmenin‿ixtiyarın‿aldı özüne, sırfanın‿ixtiyarın‿aldı özüne. Qalıçanın‿arasında otdu, destur vérdi: - Apar bizi Nil deryasının vesetinde qoy - ada vardı - orda qoy. 715 Qalıça, bıları göttü, getti Nil dergasının vesetinde; ada vardı; qoydu or'da. Bu oğlan soyundu, géĢdi sua gire; qalıçaya destur vérdi xanım: - Apar meni menzilime. Qalıça munu götdü getdi, qoydu xanımın‿öz menzilinde. Oğlan qaldı bırda, oğlan qaldı bur'da. Oğlan çimdi, çıxdı, geldi gördü; he, xanım gédib. 720 Xanım gédib, iki elli qärädi baĢına, dédi: Kül menim baĢıma olsun, men‿o Ģéhlerin‿adın‿ona démeséydîm, xanımı niye aparéydi o qalıça? Dédi: Allah‿özün yétiĢ. O dedemün vezi, o nenemin 'vezi; bizi ketden firāri éle'di. Bu da menim‿ozahım. Geldi bu; saqqız saqqız‿ağacının dibinde. Munu ‿ağacı vardı adada; geldi otdu huĢ‿apardı. Munu huĢ‿apardī. 265 725 Meleklerden‿iki dene geldi, göerçin cüldünde qondu o ağaca, dédi: Bacı bacıcan! Dédi: Cana bacıcan! Dédi: Biléysen ne vār? Dédi: 'Yox! Dédi: Bu hemun qoca kiĢinin‿oğludu‿ya, Mehemmed‟di ye. Qoca kiĢi vereçilig‿éledi, baĢın saxladī. Bi dene Allah‿ona dȫlet darıĢ vérdî. Arvadı gétdi, érmeniye āĢığ‿oldu. QuĢu kestir'di érmeni yée 'besab; vurdu uĢaqlar yédi. Érmeni 730 geldi, dédi: Gerey‿uĢaqlarun baĢın kesesēn, men‿olarun qarnınnan‿üreyinen baĢı çıxardım. UĢaqlar da gécéynen durdula, firāri oldula. Ġndi hemun Mehemmed‟di, bu sefer bırda cüda-yi veten‿olub. Hele o biri qardaĢdan xeberi yoxdu hara gédib‿o. Bí sefer göyerçinin bir dédi: Neme éliyek? Men bi dene söz danıĢacam; eyer‿oyaxdı, éĢitsin; oyax da 735 döy,‿oyansın. Dédi: Bu saqqızın‿ağacın görésen? Munun çubuğundan bi dene kesesen, yanunda saxlayasan, her kime vırsun, her niyet dilesun, ‿o olar. Yarpağınnan da siyiresen, aparasan tavada qızardasan, ‿ökeleyesen tütüre éliyesen, kor gözü sağaldar. Ġndi, men munu muna 'déyrem. Bılar‿uĢdular 740 gétdiler. Bılar‿uĢdular gétdiler, bu oğlan‿oyandı. Oğlan‿oyandı, dédi: Pervardigarā yétiĢ. Bu evvel bının yarpağınnan xeylek siyir'di; Ģotu vardı elinde; basdı qulağına. Basdı qulağına, bi dene yarpağın Ģüyünnen siyirdi qoydu cifine. Bi sefer qabuğunnan da; destur vérmiĢdile; qabuğunnan da cırdı, atdı bu çayu üstüne. Bu bi dene 'böyük körpu oldu. Elbehel körpunun‿üstünnen géĢdi çıxdı o 745 taya. géĢdi çıxdı o taya. Qeyitdi, baxdı, gördü, hop, körpü mörpü hardéydi. Allah munnan sarıymıĢ, qabuxdan munu körpü éléyib. GéĢdi Ġran‟a teref. GéĢdi iran‟a, qaldı lümbülü lüt, bi dene Ģot‿eyninde. Çubuğunan yarpaxlar bırasında yavaĢ yavaĢ geldi bi dene qārının menziline. Geldi bi dene qārının menziline, dédi: Qārı nene! Dédi: Belé! Dédi: Bi dene köhne, möhne véresen, 750 men géyem, üĢéyrem. Qarının bi dene oğlu vardı, onun bir‿az köyne, möyne paltar, maltarı var‿ıdı; getdile vérdile bu oğlan géydi. Dédi: Qārı nene, bi dene tava tap ge'ti, men‿asım‿ocağa. Bi dene saĢ tafdıla, getdile, bu asdı ocağa. Asdı ocağa, bu yarpağı, bu sacda qōurdu. Qourdu, éledi xalis tutiya, éledi, éledi tutiya, bağladı bi dene düyünnüge. Bi sefer dédi: Qārı nene! Dédi: 266 755 He! Dédi: O Ģehrin‿o baĢında camaat neme éléy, niye yığılıb‿ora? Dédi: Oğul, o camaat yığılıb‿ora, bizim bi dene Ģahımız 'var. ġahımızın qızı kordu, anadan gelme kor'du. Tamām nemene düktürrer var, Ģah getirttirib munun gözün yaxçı éliye, her düktür yaxçı élese, véré ona. Tamam düktürler gelib héĢ biri yaxçı éliyeḇilméb muun gözǖn. Odu, camaat méydanda dayanıb. 760 Dédi: Qārı nene, yavaĢ yavaĢ gédesen,‿orda Ģaha déyesēn: Menim bi dene oğlum var, senün bu qızınun gözün yaxçı éler. Men senün‿ağurun qızıl‿allam Ģahdan, sene vérrem. Oturduram terezide, Ģaha diyerem: Muna ağrı qızıl vḕr, véréyrem bı qārıya. Qarı qeyitdi muna dédi: Bala, senün ki éle libasun men vérmiĢem. Sen‿onun gözlerin necür yaxçı éliyesen!? Sen bi 765 dene kenardan gelensen lümbülü lüt. Dédi: Senü iĢün‿olmasın. Sen süpürge al‿elüve, süpürge süpür, gét‿ora. ĠĢü olmasın. Dédi: Axı bala, her düktür‿onun gözün yaxçı éliyebilméy, öldüréy. Dedi: Éle 'meni de öldürsün. Éliyebilmesem, meni de öldürsün. Belé, bu qārı bi dene süpürge götdü, süpüre süpüre gétdi camaatü içi'ne. Gördüler bi dene qārı ge'lḕy. ġah destur 770 verdi: Qoyun gelsin qabağa, görek na afvalat. Qārı geldi, géĢ'di, qozandı dédi: Qıblı alem sağ‿olsun. Dédi: Belé, emrün? Dédi: Bu düktürleri, bu boyda Allah yaradanı niye öldüréysen? Dédi: Aa men bularınan qarar kesmiĢem, her biri menim qızımun gözünü yaxçı élesē, vérem‿özüne; yaxçı éleme'se, öldürem. Dédi: Öldürme bıları, menim bi dene oğlum var, istéysen‿o gelsin 775 senün qızın gözün yaxçı élesin. Dédi: Qārı nene, gelse, élese, senün‿ağırruğunca sene qızıl vérrem. Oturduram terezide, qızıl çekerem, vérrem senün‿ağurruğunda. Dédi: Éybi yox. Qeyitdi, geldi, oğlana dédi: DémiĢem‿e, géd‿e, qiyret‿éle‿ye. Dédi: ĠĢü 'olmasın. Senü ağurruğunca onnan qızıl‿allam. Belé, geldile, çıxdıla camaatü içi'ne. ġah gördü, oğlan 780 lāyığ‿oğlandı; amma libas mibası xe'repti. Dédi: 'Oğlan, gel qabağa görek. Geldi. Dédi: Oğlum bu qızın gözün yaxçı éliyebilersēn? Dédi: Belé! Dédi: Ne alarsan mennen? Dédi: O düktürrernen neme qaral çekibsen? Dédi: O düktürrernen qaral kesmiĢem, her biri yaxçı élese, vérem‿ona qızı. Her biri 267 yaxçı élemese, öldürēm. Dédi: Men de oların tayı. Eger qızun gözün yaxçı 785 éledîm, qız menim;‿éliyebilmedim, bırda ḕdam. - Vay, men, qızımı sene vé'rim? Bı yan‿o yannan dédile, vekillerden dédi: Déynen,‿éle. Vérrem. Qoy gözün yaxçı élesin. Déynen: Vérrem. Biz‿imzalayax, sen‿imzala vérrem. Qızın gözleri yaxçı oldu, baĢın basa'rıx. Ona qız véren döyrük kü. Oğlanın 790 baĢın basarıx. Oğlan‿éĢitdi. Dédi: Éybi yoxdu, baĢımı ba'sun. Dédi: Dest-i xettünnen yaz,‿imzala, vér me'ne; Ģaha dédi; yaxçı éliyebilmesem‿öldür, éliyebilsem menimdi qız. Belé, oğlan géĢdi, qabağa. Tütiyanı, tesmalı aĢdi, qızı yatırtdı, gözlerin‿aĢdi. Çengel vırdı, gözlerin‿aĢdı. Her gözüne üĢ dene tütiyadan 795 tök'dü. Baxdı, tenzif qoydu üstüne, baxdı; on deyqe saxlıyannan sora dédi: Qız gözlerü aĢ. Qız gözlerin‿aĢdı. Gördü; eh, alma kimin gözleri. Çepik çaldıla. Bu yan‿o yannan bu oğlanı götdüle göye, qoydıla yére, götdüle göye; vezir, vekil, vüzera; bu oğlanı qoydula yére. Dédile: Qıblı alem sağ‿olsun, indi qızun menimdi. Gédek siqesin‿oxuttur. ġahun da zadı geldi, 800 dédi: Oğlum,‿éybi yoxtu, qız senün, haĺaĺ‿olsun sene. - Evvel nenemin, qārının‿ağrıyca mına qızıl vér. Qārını istettirdi. Qārınu 'ağrıyca Ģah muna qızıl vérdi. Qārı götdü gétdi. Oğlanı da Ģāh‿apardı menziline. Gétdi, bi des libas götdü oğlan‿ıçın. Gétdi, oğlanı gönderdi hamama. Oğlan gétdi hamamda hamamlandı, yuyundurdula 805 getdi'ler. Oğlan‿ıçın Ģah qıx gün, qıx géce toy çaldır'dı, qızın vérdi oğlanā, hemun bu oğlana. Qızın vérdi bu oğlana. Bu oğlan da hemun yarpağı ki ökelemiĢdi; o yarpaxdı, çu'buxdu; bıları saxladı yanında, qoydu cifine. Bir müddet bu Ģahun menzilinde, bırda Ģahun qızıynan bırda qaladılar. Bir müddetden sora dédi: Xanım! Dédi: Belé! Dedi: Mene de bir‿icaze véresen; 810 menim de bir qardaĢım var'dı; o qardaĢımı gédem tapam. Görem‿o neçikāre olub, o hara gédib. Dédi: Éybi yoxtu, yirmi gün, bir‿ay sene mürexessik vérrem. Her yana gédésen gét, xanımı dédi muna, Ģahun qızı. Bu oğlan 268 durdu, durdu geldi. Day qardaĢının yanına gétme'di, geldi hemun xanımun Ģehrine, munun ki vesayilin apa'rıb. Geldi hemun xanımun Ģehrine. Geldi, 815 géce qaldı kervansarada. Seher‿el‿üzün yudu. Yatdı, durdu, yavaĢ yavaĢ gétdi derbarın qapısın vırdı. Qapını açannan sora, aĢdıla gördüle hō; hemun‿oğlandı, geldi; am'ma qıx dene kenizi, hāmısın, bırda, pillelerde nigehvan qoyub. - Oğlan gelende mene xeber vérün. 820 Oğlan girdi içeri, çubuğu burdan çeħdi: - Xer Ģu, xer Ģu xer Ģu. Gétdi çıxdı baĢa. Döndü dalı, baxdı gördü, qıx dene éĢĢek var heyette. Her keniz, bi dene éĢĢek‿olub. Xanım dédi: E, āfaĺı Mehemmed? Geldǖn? Dédi: Belé, geldik. Dédi: Kenizler,‿ölübsüz, Mehemmed geldi. Dédi: 825 Xanım,‿ixtiyarun var, hardéydi. - Ay kenizler‿ölübsǖz. Dédi: Baba, çıx qapıya gör ne āfalat? Bi sefer néynedi? Bı, bı xanım çıxdı qapıya gördü, e‿dedünnen, bu heyetde qıx dene éĢĢek var, her pille de bi dene éĢĢek. Dédi: Mehemmed bu ne 'afalatdı? Dédi: Sen menin 830 xanımım'san, men bu éĢĢeħleri getimi'Ģem, tamam vesāiĺimi çatam bılara, götürem gédem. Sen menim xanım döysen be? Dédi: Belé! Dédi: Béledî? Dédi: Belé! Dédi: Geti menim vesāyilimi vérginen evvelde; vérmesün, seni de bıların tayı éliyecem. Dédi: Éybi yoxdu. Xanım gétdi, hemun ĢüĢeni getdi; ĢüĢeden bir‿az iĢdi. Mehemmed gétdi, munun küreyinnen bi tepik vırdī, 835 üreg‿atıldı gétdi, düĢdü yére. Mehemmed gétdi, üreyi göt'dü, apardı, temizledi, utdu, dédi: Qalıçéynan sürmeni vér. Qalıçéynan da sürmeni vérdi. Aldı qoydu cifinē. Xanıma da bi çubux vırdı, dédi: Xanım da xer Ģū. Xanım da oldu éĢĢek. Xanım da oldu éĢĢek. 'Bırdan çıxdı, bırdan çıxdı, bıları bırda qoydu. 840 Hardan sene xeber vé'rim. Bu geldi, çıxdı hemun vilayetine ki Ģahın kürekeniydi. Geldi, çıxdı bıra. Belé, bırada bi iki géce, üĢ géce qalannan sorā 269 géne xanımnan‿icaze aldı, dédi: Mene icaze vérsün, bi gédem, qardaĢm var, qardaĢımun yaana. Dédi: Géne bi on gün‿icaze vérrem. Bi sefer‿on gün muna icaze vérdi. Gétdi élesine. Gétdi, dolandı. Gétdi gördü, bi dene Ģeherde 845 munun xeberin vérdile; dédile: Bırda bi dene béle adam var, özü de Ģah‿olub, Ģah‿éliyible mụnı. Geldi, géĢdi mının yaana. Gördü, hoo, Bu burda taxda eyleĢib, Ģahdı. Dédi: QardaĢ, ne cereyandı, ne 'afaĺatdı? Sen bırda Ģah‿olubsan. Seni bırda Ģah‿éléyible. Dédi: Valla, Ġbraham,‿ordan ki sennen‿aralandım, geldim bu Ģehere; gördüm bular bi dene Ģeherde quĢ 850 villéyible göye; quĢ gelse, her kesin baĢına qonsa, mını Ģah‿éliyele. QuĢ da, bu milletin, héĢ birinin baĢına qonmadı, éle men‿ora vārıd‿olanda qondu menim baĢıma. Bu quĢu tutdula, meni apardıla saldıla bi dene xaraba hamama. QuĢu villedile; quĢ ĢüĢeni sındırdı, geldi, qondu menim baĢıma. ÜĢ feqere bu quĢu imtahan‿éledile, quĢ geldi, qondu menim baĢıma. Ġndi o oldu. 855 Dédile: Day siz‿ixtiyarı quĢa véribsüz; day bı Ģahlığ‿olar. Ġndi o olub, men,‿eylan bırda néçe aylardı Ģaham bırda. Dédi: Xōb. 'Dedemnen nenemnen ne xeber? Dédi: Qoy, dedennen nenennen sene déyim. Bı oğlan ki bı qızın gözün sağaltmıĢdı, Ģahın qızının gözün sağaltmıĢ'tı, bını adı olmuĢdu dük'tür. Munun Ģöhreti, munun biligi memlekete 'dağılmıĢdı. Bu 860 kiĢiynen de arvad‿ikisi kor‿olmuĢdula. Xeber gelib bılara çıxmıĢdı: - Filan Ģeherde béle düktür var, koru, necür kor‿olsa, sağaldéy. Buların fāmilleri bu er‿arvadı götürüp getirip çıxartmıĢtı bıra', hemun Ģehre. Bı bura gelennen sora görmüĢdü hoo, dedesiynen nenesi gétmiĢdi, hemun Ģah qardaĢına démiĢdi: Dedemnen nenem gelib‿ikisi de kordu, 865 gelible düktüre, menim yanıma. Men bılardan 'neme xeber‿alım? Dédi: Sen bılardan baĢlarınnan géĢdiyin xeber‿algı'nan. Déynen: Her kes sözü düz danıĢsa, men‿onun gözün yaxçı élerem; yalan danıĢsa, élemem. Dédi: Yaxçı déysen. Belé, bular geldile o düktürün metebbine. Düktür dédi: 'Emi! Dédi: Belé! Dédi: Gözün ağréy? Dédi: Belé, gözlerimiz‿ağrıyır. Dédi: Niye 870 'ağrér gözlerün? Dédi: Vallā, men bi dene yoxsul kiĢiydim, vereçiydim; géderdim, verek getirerdim, vérerdim nanavaya, pul‿alardım. Günnerin bir 270 günü; éyni men diyen kimin hemun; bir gün bi dene quĢ geldi yumutdadı. Men bu quĢun yumurtdasın‿apardım‿érmeniye vérdim. Bi sefer érmeni arvadı qısnamıĢdı: 875 - gét quĢu tut, getî. Bücür, bücür; bala, bala bir müddet biz pul yığannan sora, bu sefer men gétdim Xorasan‟a. Men xorasan‟a gédib gelennen sora, geldim gördüm quĢ da ölüb, uĢaxlar da ölüb. Arvada dédim: Be bu quĢ hanı, uĢaxlar hanı? Arvad qeyitdi: 880 - KiĢi, sen gédennen sora qızılca yeldi, oğlannarı, uĢaxları apardı. Azar da géldi, quĢu öldürdü. Day‿arvad mene bücür boyun‿alıb. Ġndi, ağa-yı düktür sen 'déysen, her kes düz danıĢsā, men, bu sözü düz danıĢéram. Day‿uĢaxlardan da xeberim yoxdu hara çıxıb gédible. Bu qeyitdi, dédi: Ağa, senün gözün yaxçı olar; sen, 885 düz danıĢdun. ÜĢ dene davadan töħdü bu kiĢi, dedesinin gözün yaxçı éledi. Dedesinin gözün yaxçı éledi, dédi: Xanım, sen danıĢ görek. Xanım da fikre gédib: - Men‿orda kiĢiye éle danıĢmıĢam. bụrda bu düktüre danıĢmasan gözüm kor‿olar; danıĢsam düzǖn, gözlerim sağalacaq. KiĢi mene diyecek, sen mennen niye yalan danıĢdun? 890 Bir‿az fikre yédennen sora, dédi: Yaxçısı bıdī, éle düz danıĢ'ım. Cereyanı düz danıĢım, menim gözlerim yaxçı olsun,‿axır talağım vérer dā. Bi sefer xanım da éyni cereyanı, sergüzeĢtesin; éyni men diyen kimi; danıĢdı: - Érmeninen béle oldu, éle oldu. Düktür dédi: Belé, senün de gözlerün yaxçı olar. Muun da gözlerin yaxçı 895 éledi. Bıların‿ikisin de götdü, dédi: Gédérik, yuxarıda bi dene düktür var, onun yanına. Bıları götdü geldi qardaĢıın yaana, hemun Ģahın yaana. Getdi, çıxatdı Ģahın yaana. Bı sefer Ģaha dédi: Valla cereyan bıdī. QardaĢına dédi: Cereyan bıdı. ġah qeyitdi, dédi: Ata can! Dédi: Belé! Dédi: Bizi tanıméysān? 900 Dédi: Yo! Dédi: Men senün Mehemmed‿oğluvam. o 271 senün‿Ġbaraham‿oğlundu. Biz ceva-yi veten‿olduq. Allah bizim derecemizi qōzadı. Men gelmiĢem bırda Ģah‿olmuĢām. O gédib bi dene Ģah kürekeni olub, hem düktür‿olub. Ġndi, nenem bizim cereyanımızda sençin bücür yalan danıĢīb, ozah éléyîb. Gét, indi bizi istéysen,‿uĢaxlaruu istéysen, biz sene 905 nökerik, qalacaqsan bizim derbarımızda; xéyir, nenemizi istéysēn, götü; yallah; her yana gédéysen gét. Biz sennen gelmerik. KiĢi qeyitdi, dédi: Qıbla alem sağ‿olsun, nenüzün‿ixtiyarın vérdim size; 'éydam‿éléysüz,‿éléyün; öldüréysüz‿öldürün. Bu düktür qeyitdi dédi: Ağa, biz‿éydam‿éliyelmerik, biz‿anamızun sütün‿emmiĢik, biz‿éydam‿éliyelmerik. XoĢ geldün, götü 910 nenemizi. Götü her yana gédésen, gét. Öldüréysen‿öldür, öldürméysen‿öldürme. Dédi: Eslen, men day nenüzi aparmam. Celladı āmāde élerem, bırda özüm vırdırram. KiĢi cellad āmāde éledi. Destur vérdi, cellad geldi, arvadın baĢın vırdılar. BaĢ bir yana gétdi, léĢ bir yana. Yédile, iĢdile, olar Ģad‿oldula, siz de Ģad‿olasuz‿inĢallā. 915 - Çobanın Qızı Günnerün bir günü bi dene pātĢa 'vardı, mının qıx dene xanımı 'vardı. Mının qıx dene xanımı 'vardı. Bu qıx dene xanımnan héç birinin‿ëylatı yox‿udu. ġah bir gün destür vérdi: 920 - Vezir, vekile: Gédün, dolanın bi dene mēņ çin xanım tapun. Ya çoban‿ola, ya kasıb‿ola; bilexire bıların qızlarınnan‿ola. Vezirnen vekil düĢţüle ketdere. Bı yana, o yana, o yana, bı yanā; geldile, dédile: Bi dene çoban 'var, çobanın bi dene qızı var; yaxçı esil qızdı. Geldile bu çobanın qapısı'na, gördüle; belé, çobanın bi dene qızı var. Dédile: 925 Çoban qardaĢ! Dédi: Belé! Dédi: ġah bizi gönderîb: - Qızuvu véresen mene. Dédi: Menim qızım Ģahın layağı döy. Siz mene mesḳere éléysüz. ġah menim qızımı almaz. ġahın qıx dene xanımı var. Dédile: Var, var da; qıx 272 dene 930 xanımnan qızunnan‿ëỷlat‿oldu. héĢ Dédi: birinnen‿ëylat‿olméy; Éybi yoxdu, gédün baĢa Ģaha déyün: senün Her mōqéy‿aparéy, gelsin‿aparsın. Günnerün bir günü oldu, geldile, Ģaha dédile. ġah dédi: Gédün, çobana neme véreceħsüz, neme alacax vérūn; alun qızı, getirün. Geldile, çobanın qarardadın, ämālın, filanın vérdiler, qızı bezedile, götdüle, gétdile; apardıla, tehvil vérdile Ģaha. ġah qıx dene xanımı 935 reddéledi o yan, bı ya'na. Bu bir müddet bu çobanın qızıynan zindigi éledi. Alalh bı çobanın qızınnan muna ëylat vérdi. Bu bārihemli oldu. Bala bala, bala bala bu istedi barihemlisin yére qoya. ġah dédi: Bes gédün; menim xanımım‿istér barihemlisin yére qoya; gédün; vezir, vekile. Dédi: ġeherreri dolanun, görün yaxçı mama, yaxçı qābile harda var; tapun getirün. Bılar 940 gétdiler. Bu Ģahın bi dene 'qeynenesi 'vardı, böyüg‿arvadınun nenesi duréydi. Dédi: Bes, gédéyrik biz; Ģah bizi gönderip bi dene maméyçin, getireħ, bu arvadı doğuzdura. Dédi: Gédün, Ģaha déyün; Ģahın qeynenesi dédi‿ye; Biz qıx nefer; qıx dene xanımundu, bi dene men; qıx bir nefer béle biĺä'yaqetik, bi dene arvadı doğuzdu'relmérik, gédesüz ketderē? ġaha munu 945 dédile. ġah dédi: Xob,‿éybi yoxdu; qelblerine geler; gédün tēvil vérün bını doğuzdursunnā. Getdile bu Ģahın hemun qeynenesinen munun ‿öz qızın. Bı arvadın‿öz qızı, özüynen gétdi, bu çobanın qızın beyseb doğuzdura. Gétdile çobanın qızının yaana, bala bala, bala bala; Ģah da külafirengide dolanéy, bolqunda. 950 - Na vax muĢtuluqçu gele, men muĢtulux vérem. 'Beli, bı arvat doğdu. Çobanın qızı doğdu bir‿oğlan, bir qız. O oğlanın da bir‿üzün de xal var, qızın da bir‿üzünde xal var. Bir‿oğlan, bir qız... Bu Ģahın qeynenesi, gördü ay‿oğlan, bu Ģah,‿oğlānan qızı göreceg; çoban qızı ki doğup bılarī; bu qıx dene arvadın hāmısın bıraxacax. 955 - Néyniyeħ!? Qızına dédi néyniyeħ? Qız dédi: Nene, men ne bilim. Men bilméyrem, sen gör néyniyeceħsen. GéĢdi, tabaxdan bir büküm çöreħ götdü, çıxdı xıyabana, tengeye, bir: 273 - Ala baĢ,‿ala baĢ, qara baĢ, qara baĢ, dédi. 960 Bi dene; bağıĢléyun; qancığ‿it geldî bı arvadın yaana. Bı çöreyi atdı bu qancığ‿ite. Bu qancığ‿it bu çöreyi götdü, qeyitdi. Bu arvat düĢdü munun dalına; gördü, hō bu it gétdi, girdi bi kalavıya. Gördü bırda balaléyip‿üĢ döt dene. Bu küçüklerinnen iki dene götdü; sözüm o hilededi ‿yē; munun küçüklerinnen iki dene götdǖ, getdi. Arvadın bırda uĢax muĢağın beledi, 965 apardı, gizletdi. Arvadı géçiŗtti ayrı menzile. Bu küçükleri beledi bu arvat doğan yérē, villedi bırā. ġah da ordan dolanéy, gözléy ki xeber géde munun neyi oldu. Vezir geldi, dédi: Ay xala, ay bacı, Ģahın neyi oldu? Dédi: Neyi olacağ, çoban qızınnan neme olar? Ġki dene it küçügü. Dédi: Yox, béle‿ye! Dédi: Öz canım‿için‿iki dene it küçügü. Dédi: Arvat da it küçügü doğār? 970 Dédi: Çoban qızınnan‿it küçügünnen sovay neme olar, hemiĢe géder bayıra çoban. 'Qeyitdi, gétdi, Ģaha dédi: Valla, hal-i qeziye bıdı. ġah dédi: Gédün, hämun‿arvadı aparun, filan yérde bi dene quyu var, tepesi üsde salun quuya, çobanın qızın. Ġt küçügü doğūp? Bi sefer bu çobaan qızının da xeberi yoxţu, bu gétdi, it küçügü getdi qoydu munu yérine, uĢaxların yérine. Geldiler, 975 bu çobanun qızın götdüler‿apardılaŗ; bi dene quyu var‿ıdı; tepesi üsde saldıla, gétdi quuya, güpbültinen. Quyunun‿elli metir derinliyi. Gétdi quuya. Bu arvat 'néynedi? Bu arvat, bu uĢaxları beledi, gétdi, iki dene gécéynen béĢig yondurdu, getdi, ikisin de qoydu bi dene cēbiye. Cēbeni muĢampaladı berkitdi; bu yan,‿o yanın berkitdi; düzetdi, gécéynen‿apardı, 980 körpüden tünnedi çaya. Tünnedi çayā, bu uĢaxları çay götdü, gétdi. UĢaxları çay götdü, gétdi. Günnerün bir günü oldu bi dene tācır gédéydi xeride, geldi çayın qırağında bēsab géçe géde xeride devéynen. Gördü, bi dene cēbe gelib‿adada dayanıp bi dene kötüge gétméy. Çırmandı, géĢdi gétdi, cēbeni 985 çekti, getdi quruluğā. Cēbeni çekti, gördü ho, cēbe ağurdū. Cēbeni getdi. Day xeride gétmedi. Cēbeni qoydu develerün‿üsdüne getdi cēbeni éve. Cēbeni getdi éve, dédi: Arvad! Dédi: He! Dédi: ġansımız durup. Dédi: Nemenedi? Dédi: Bi dene cēbe tapbıĢam. Bizim de öyletimiz yoxtu; açacıyx, Ģert ‿éliyek; 274 döylet‿olsa, bu cēbede, senün; arvada dédi; ëylat‿olsa, menim. Arvat dédi: 990 Hob, senün de ëylatun yoxtu, menim de ëylatum yox. Ëylat‿olsa, Ģerîk; döylet de olsa, Ģerik. Cēbeni aĢdıla, gördüle bir‿oğlan bir qız; bı barmağın salıb‿onu ağzına, o barmağın salıb‿onu ağzına; qeĢeħ sorélla birbirin. UĢaxları cēbeden çıxartdıla. UĢaxları getdile menzile. Menzilde hay bir gün,‿iki gün, hay bir‿ay,‿üç‿ay; il dolandı, ay baĢa geldi; ay dolandı il baĢa 995 geldi, uĢaxlar resîde oldu. UĢaxlara ad qoydulā. Oğlana qoydula Mehemmed, qıza da qoydula Zerintāc. Bi sefer néynedi? Bu uĢaxları qoydu medresiyē. UĢaxlar gétdi medresiye. Geldi gétdi medresiye; geldi gétdi medresiye. Geldi yékeldi'ler, hedd-i teflig‿oldula. 'Anladılā. Gördüleŗ, bu medresede bu uĢaxlar, bulara délle: Ay dede'siz, ay nene'siz! Siz dedesizsüz, siz 1000 nenesizsüz; siz 'tapbasuz. Sizün dede nenüz yoxt'u. Bu uĢaxları béle ayığ‿éledile, bu uĢaxları, medrese uĢağı. Bu uĢaxlar, geldi axĢam ‿é've, qaĢ - qabağın salladı'la. QaĢ qabaxların salladıla. Bunun dedesiynen nenesi geldi, dédi: Ba'la, niye qaĢ - 'qabağuzu salléyıbsuz, her gün bücür 'döydüz? Niya qaĢ - qabağuzu salléyıbsuz? Dédi: Nene! Dédi: 'Beli! Dédi: Size bir‿and 1005 vérecik. Biz‿eylen hedd-i teflig‿olmuĢuğ. Bizim zehmetimizi çekibsüz, bizi hedd-i teflig‿éléyibsüz, medresiye qoyubsuz. Bize 'axı medrese uĢağı öceĢéy, dééy: Sizün dedüz yoxtu, nenüz yoxtu, siz 'tapbasuz. Arvad qeyitdi, erine dédi: KiĢi dé'medim; özge öylat,‿adama öylat‿olmaz. Anladıla, göréysēn. Her yérden xeber geldi, éĢitdiler. Özge öylat‿adama öylat‿olmaz. 1010 Bu kiĢi qeyitti: Hob, Mehemmed! Dédi: Belé! Dédi: 'Düz, siz tapbasuz. Men, sizi men 'tapbıĢam. Siz bizim bélimizden gelméyibsüz. Sizi men tapbıĢam. Elan néçe illerdi, sizi böyütmüĢem, qoymuĢam.‿Eylan‿anléyıb'suz; eylan 'hééfdi, yékeltmiĢem, men sizi medresiye redd‿éliyem, gédesüz. UĢağsuz, gédeelmesüz. 1015 - Yox‿ata, sen çöreyün bize haĺaĺ‿é'le. Ville, qoy, biz gédek. Gédek; baĢa nene dedemizi tafdıx. Dédi: Xob,‿éybi yoxdu, qalsın 'sabıya. Bılar qaldı 'sabıya. Saba day bılar medresiye gétmedi. Dédile: Ata can, gelesen, çöreyün bize 275 haĺaĺ‿éliyesen, bizi villiyesen. Dédi: Xob,‿éybi yoxdu Mehemmed, gédéysǖz; 1020 amma men size vesiyet‿éléyim: - Bu qırmızı atı sen 'min,‿o qere atı bı minsin. Bacı – qardaĢ, i'kuz de merdāne libası géyün. Qız,‿atdan zenāne libası 'géysin,‿üsden merdāne libasī. Sen de merdāne libası gḕy. Bu tüfengi de salun çiynuza. Gédūn. Allah‟a tevekkül, baĢa dede - neezü tapduz; veli men 1025 size vesiyet‿éléyrem; bu at, her yérde elin vırdı yé'rē, orda enün, orda qalun, gétméyün. Atın sözüne baxu‿ā. Az gédesüz, çox gédesüz, her yérde bu at,‿elin vırdı yé'rē, orda qalūn. Bılar dede - nenelerinnen xudafislig‿éledileŗ, mindile atdarı, bala - bala geldile. Az geldile, çox geldilē, bir qedri yol geldile. Geldile, çıxdıla; meselem 1030 bizim Berende‟ye geleceg‿idile, yuxarda Girveser var, çimengah var, 'orda; bu ket görükende bu āt elin vırdı yé're. Elin yére vıranda, bu Mehemmed, bi qemçi vırdı ata: - Köpöyon malı, odéy ket, odéy Ģeher. At yatdı, at yatdı. Qız dédi: QardaĢ, niyä vıréysan? Dédemiz bize neme 1035 dédi? Dédi: At, her yérde elin vırdı yére, orda qalun. Dédi: Xob,‿éybi yoxţu. Çekildile, bi kenar qūĢede, burda qaldılar. Atdarın töyle mıxısın vırdıla yére, burda qaldılār. Bı oğlan, tüfengi saldı çiyne, gétdi, Ģıkar‿ōladı, getdi. Bu qız, bırda piĢirdi, bırda yédile, iĢdilēr. Qız da béléydi, béléydi, ne göyçeħligde! Bu Berende‟den meselem; cüççü gédéydi. AxĢam gédéydile cüte; süb 1040 gédéydile, göréydile, e 'olan bırda bi qız var. Qız béle qızdı kî, yéme, iĢme xetd-i xāline, gül cemaline tamaĢa éle. Qızın Ģōqunnan, göyçeħliginnen cüte gédebilméydile, qaléydıla, tamaĢa éléydile, axĢam qeyidéydileŗ kende. ġah, damda gezéydi; gördü olan, bu cüççü, süb gédey, beyseb cüte géde, axĢam geléy; gene toxumun getiréy. Seslen'di, ketxudaya dédi: Ay ketxuda, gét bu 1045 cüççülere déynen: Gédéy'süz, niye toxumuzu geyteréysüz, getiréysüz? Niye 'ekméysüz? Gétdile, bılara dédile. Bılar dédi: Gét, Ģaha déynen: Bizik, gédéyrik,‿axĢam qeydér geléyrik, sen géssün, görsün, héĢ gelmesen. ġah bir gün 'néynedi. Vezirin götdü, veki'lin; derbiĢ libası géy'di, mindile atdarı 276 gétdile, hemun yérde bu qızı gördülē. Hemun yérde bu qızı gördüle. Bi 1050 döyr‿éledile, geldile bu qızın yaana. ġah qeyitdi: - Qız! Dédi: 'Beli! Dédi: Sen neçikāresen bırda. Dédi: Valla, men, bırda düĢergahdı, geldim, düĢdüm burda. - Senün‿adamın var, neün var? 1055 Dédi: He, adamım var bir dene. - Hara gédip? Dédi: Gédip bāyra, axĢam gelecek. Xéylek qaldıla, qalannan sonra bular qeyitdilr, geldileŗ. ġehre gelende, Ģah‿özün vırdı yére, laĺ‿ol'du. ġah‿özün vırdı yére, laĺ‿oldu. Hay düktür getdile, hay vekil getdile, hay 1060 neme éledile; Ģah danıĢmadı. Bi dene düktür gétdile, taftıla, getdile. Düktür munu muayna éledi, dédi: Bu, 'éĢq vırıb munun baĢı'na. Gereg dayra zurna, tar balaban vırasuz, bu 'aynıya. Gétdile, aĢıq getdile, sāzendéynen zadınan mını ayıxdırdıla. Bu oyandı, dile geldi. Dédile: Qıblı ālem sağ‿olsun, niye bélesen? Dédi: Valla, filan yérde bir qız görmüĢem; eger eri ola, eger hēr 1065 neyi ola, onu mēn‿için‿almasuz, men‿öllem. Gereg‿onu mēn çin‿alasuz. Tamam hāmı éĢitdi bu hikāyeti, cereyanı. Bu mācaranı hāmı éĢitdi. Bının bı arvatdarı da éĢit'di. Mının bı qeynenesi de éĢit'di; Ģah gédib,‿orda bir qız görüb. Bir gün Ģah géne adam gönderdi, gördüle hō; bu qızın ‿adamı yanındadı. Salam vérdi, géĢdi, eyleĢdi, dédi: Valla, meni Ģah gönderib bura. 1070 Bilméyrem bu senün bacundu, arvadundu, neyundū. ġah gelip, bırda munu görüp 'qeyidib; indi dééy: Gereg‿onu mēn çin‿alasuz. Dédi: Gét, Ģaha déy'nen:‿ÜĢ gün, dört gün mene vax vérsin;‿onnan sonra cavab vér'rem. Bu hemun qasıd qeyitdi. Qasıd qeyitdi, gel'di. Mının bı 'qeynenesi éĢitdi bu sözü. Mının bı qeynenesi, bi des libas géydi, yavaĢ yavaĢ gétdi hemun bu qızın 1075 yaana. Gétdi bu qızın yaana. Oğlan bāyra gétmiĢdi. Qıza baxdı, gördü hō; bu hemun qızdı ki belege belemiĢdi, cēbeye qoyub‿atmıĢdı dergiya, bu hemun qızdı. Bu hemun qızdı, tapılıb ge'lib. 277 - Day bizi paymal éliyecek. Dédi: Qızım! Dédi. 'Beli! Dédi. Senün‿erün var, qardaĢın var, neün var? 1080 Dédi. Bi dene qardaĢım var. Bu barmağın diĢledi. Dédi: Onun da burasında xal vār? Dédi: Belé, onun da burasında xal var. Bala menzil düzeltmiĢdile, kelekden yığmıĢdıla. Bu, bu yan,‿o yana bax'tı, dédi: Qızım! Dédi: Belé! Dédi: Héyif sizün bu balaca menzilüze, düzeldifsüz, burda oturufsuz. Dédi: 'Nemenedi, 'nemesi héyif? Dédi: Bırda bi dene bağ var; Ağlar - Güler bağı 1085 déyelle. Ol bağda bi dene ağlar - güler‿ağaç var,‿alma ağacı; biri ağlar, biri güler. O almaları, dere qardaĢun, getire; birin bırda qoyasuz, birin ‿orda. Bu ağlıya, o güle; bu ağlıya o gü'le; sizün menzil yaxçı tekmil ‿ola. Dédi: Ağlar Güler bağıdī? Dédi: Belé! Sen déme; diblerin bağıdī. Ġstéy, mını ölüme gönderē. Bu arvaţ qeyitdi. Oğlan‿axĢam bayırdan geldi, gördü bacısı 1090 békéfdi. Dédi: Bacı niya békéfsen? Dédi: Valla, bi dene qārı geldi bura, menim yanıma bü'yün, mennen hemsöbet‿oldu; dédi: Filan yérde bi dene bağ var, orda iki ağac‿alma var, biri ağléy, biri güléy; biri ağléy, biri güléy. Onun‿almalarınnan iki dene getsüz, burda qoysuz; day mücehhes‿olarsuz. Dédi: Éybi yoxdu, géderem, getirrem. Géce yatdıla, seher durdū, atın mindi 1095 géde. Gétdi, yolda gördü hō, bi nefer Ģexs dayanıp yolda, dédi: Ġb'rahım! Dédi: Belé! Dédi: Gédésen Ağlar - Güler Bağı‟nā? Dédi: Belé ağa, gédéyrem Ağlar-Güler Bağı‟na. Dédi: Ġbarahım,‿axırundu‿ya, ölüme 'gédéysen‿ē. Dédi: Be ağa, neme 'éléyim? destür déyiple de. Dédi: Ölüme gédéysen, meem sözüme baxarsān? Dédi: 'Belé, niya baxmam. Dédi: Qeyit bazara, 1100 qeyit bazara, ağaĢdan bi dene izgilet‿al. AğaĢdan libas yap, gel, géd‿o bağā. Ağacına ey, derginen; ‿eger‿istiyesen,‿öcür gédesen, diblerin bağıdı, seni éle elbehel paymal‿élelle. Bu 'qeyitdi, geldi, gétdi bazara. Bi dene ağaĢdan libas yondurdu, libas géydi ayağına. Bi sefer bi dene izgile aldı eline. Geldi, mindi a'tı. Geldi hemun yére gördü hē, hemun‿adam géne bırda 1105 dayanıb. Dédi: Ġbrahım! Dédi: Hē! Dédi: He mücehhezsēn, gédéysēn? Gédersen,‿alma ağacının dibinde dayanısan. Bağa géçmesen‿ē; dibinde dayanısan, izgileni uzadısan‿almí'ya, eyersen, derersen; maba elün 278 görsedesen‿ē. O bağda adam vardı, hay salalla, qırxharamılar, seni daldan tu'tar. Ġbrahım néynedi. Ġbrahım geldi atınan, geldi, baxdı, gördü; ay‿oğlan, 1110 iki ağac‿alma var, biri béle ağléy, biri éle güléy. Bi sefer bu izgileni uzatdı, 'eydi, birin de're. Bi dene uĢax vardı, seslendi: Ay ağa, ağac‿almanı derdi. Dédi: E‿çeperin biri çeper, ağaç da almanı derēr? Dédi: Valla, ağac‿almanı derdi. Dédi: Çeperin biri çeper, fuzul danıĢma, ağac‿almanı dermez. Bu, oların behesine elin‿uzatdı bı sefer. Qolun çırmadı, elin‿uzatdı, almanı 1115 derdi. Dédi: Ay‿ağa, el,‿almanı derdi bi sefer. El‿almanı derdi, diyende atıldı atu üstüne, yumuldu. Qırxharamılar yumuldu munu üsdüne. O oğlan,‿almaları ki getdi, qoydu o évde; biri ağladı, biri güldü. Bi sefer hemun qārı géne geldi bıra. Qārı geldi bıra, gördü‿ē, Ağlar Güler Bağı‟n‿almaları gelib; biri ağléy, biri güléy. Bir‿az baxdı, onnan sonra 1120 dédi: Qızım! Dédi: 'Belé! Dédi: Hemun bağda ge'ne bi dene eldaĢı var. O eldaĢını da qardaĢun getse, o eldaĢı yérde iĢliyeceg, bir‿üzüne qızıl tökeceg, bir‿üzüne gümüĢ, bir‿üzüne qızıl tökeceg, bir‿üzüne gümüĢ. Dédi: Éybi yoxdu, onu da getirrik. Mını dédi, gétdi. Bi sefer Ģahın qāsıdı geldi oğlanın yaana: Bes, neme déysén, mene béĢ 1125 gün vax vérmiĢdün;‿elan day béĢ gün 'souĢub? Dédi: Gét, Ģaha déynen: ÜĢ gün de mene vax vér. ÜĢ dene de seferim qalıp, indi ya sene véren‿Allah‟dı, ya bize véren‿Allāh. Bi sefer‿oğlan néynedi? Oğlan, géne sǖb atı çıxartdı, mindi, sürdü. Sürdü, gétdi, gördü ağa, hemun Ģexsi géne durub‿orda, caddanın qırağında. 1130 Dédi: Mehemmed! Dédi: Belé! Dédi: Gédéysēn? Dédi: Belé, gédéyrem. Dédi: EldaĢıyçın? Dédi: Belé! Dédi: Gédersen, izgileni atu üsden; atdan‿enmesen‿ē; izgileni sallarsan. EldaĢı orda iĢléy; üsden izgileni sallarsan,‿eldaĢının baĢınnan géçer‿aĢağí; Allā, Mehemmed, ya Eli; çekersen, qonarsan atu üsdüne getirisen. Qorxma, tutabilmezle seni. 1135 Mehemmed gétdi, gördü belé, hemun bağda eldaĢı iĢléy. EldaĢı iĢléy, 279 bir‿üzüne qızıl tökéy, bir‿üzüne gü'müĢ. Ġzgileni salladı, gétdi eldaĢın boğazına. - Allāh, Mehemmed, ya Eli! Çekdi atın terkine, eldaĢın da getdi, qoydu o évin bucağında. Bi sefer 1140 eldaĢı iĢledi, bir‿üzüne qızıl, bir‿üzüne gümüĢ. Seher‿oldu, gene hemun qarı geldi, hemun qarı geldi, gördü‿ē, bını da getirib, dédi: Ēy qızım; déyesen mını da getirib qardaĢun? Dédi: He, mını da getirib. Dédi: Day bi dene de Ģéhüz qalıb, onu da getisüz; day müceh'hez‿olacaxsuz. Sen déme; bu qārının bedbaxlığı'dī. Bu iĢler hamısı qārının bedbaxlığıdı. AxĢam‿oğlan 1145 geldi, bacısı qeyitdi, dédi: Valla, qārı geldi, géne béle dédi. Dédi: Neme dédi? Dédi: Hemun bağda gene bi dene xoruz-u neqelxu var. O xoruz-u neqelxunu da getisüz,‿éyni redyol kimin danıĢacax, baĢuzdan géçeni, dünyadan geleni, géçeceyi, geleceyi danıĢacax; elan men necür danıĢéyram,‿öcür danıĢacax. Bi sefer oğlana dédi mını. 1150 Oğlan géne seher‿atı mindi, gétdi, gördü‿ē, hemun Ģexsi géne dayanıb‿orda. Sen déme; bu Ģexs, munu ağasıdı, mōlasıdı. Dédi: Mehemmed! Dédi: He! Dédi: Xoruz-u neqelxu için gédésēn? Dédi: Belé! Dédi: Qeyit, gét, tüfengün götǖ, sal çiynüe, gel, gét. Gétginen;‿amma serreflig‿éle‿ye. 1155 Sennen bir milyon‿adam gédib‿ora, hāmısı mücesseme‿olub. Houzun döresinde hāmısı muğabba olub. Gédersen, 'qorxma‿ya. Atı qoy houzun qırağında. Ō adamları; elün sal‿adamlarun‿ikisini arasına, bücür fiĢar vér,‿aralansın'nar. Olar da seni kimin gédib‿orda… Tilismdi, o tilismdi. Eger getirebildün, xoruzu getirbsen; getirelmedün, sende olar kimin tilisim‿olacaxsan. Dédi: 'Neme éléyim? Dédi: 1160 Gédersen, elün salarsan, camaatı béle [ellerinle ayırırsın] élersen. ÜĢ defe diyersen: Xoruz neqelxu, xoruz neqelxu, xoruz neqelxu; üçümcü defede bu houzdan qalxacax yuxarı. Gétdi yuxarı, qeydip täponnan bi dene dimdik vıracax,‿orda quruyacaxsan; amma cehd‿éle, o yuxarı gédende vır tüfenginen onun Ģāperreri tökül'sün. Day sene dinmē; amma vırmasun, 1165 qeyidip täponnan bi dene dimdik vıracax, orda muğabba olacaxsan. Belé 280 Mehemmed gétdi. Geldi, gétdi atın qoydu orda. Belé, adam béledi, éle bı qılıx; houzun dȫresi. B elin saldı, camaatu arasınnan bir‿az fiĢar vérdi, tüfengin‿āmāde tutdu: - Xoruz neqelxu, Xoruz neqelxu, 'Xoruz neqelxu! 1170 Gördü, houzdan xoruz Ģaḳḳılladı, qıyhadı yuxarı. Yuxarı qıyhadı, qeyidende tüfenginen vırdı Ģehperreri töküldü; tökülende xoruz geldi, munu elinü 'üsdünde otdū. Atıldı, mindi atı, bağdan çıxdı. Qırxharamılar mının dalıycax… fayda vérmedi. Geldi, heddisedden géĢdi. Getdi, xoruz neqelxunu qoydu orda. Dédi: Bacı! Dédi: He! Dédi: Biz, bi yéce bu xoruz neqelxunu 1175 danıĢdırax, görek, bizim māceramız nemenedi. Bizim dede nenemizi tapsa, bu tapacāx. Bu xoruz neqelxunun piĢi vardı, piĢin burdulā, bu xoruz neqelxu durdu sȫbet‿élemege. Dédi: Günnerün bir günü bi dene pātĢah vardı, onun qıx dene xanımı 'vardı, bi dene 'qeynenesi. ġah destür vérdi: - Menim qıx dene xanımımnan ȫlatım‿olméy, gédün, bi dene mēn‿için 1180 tezeden arvaţ tapun. Gétdile, dolandıla bı yanı, o yanı. Geldile bi dene çoban 'vardı, çobanın qızın‿aldıla. Bu uĢaxlar, qulağ‿aséller‿ē. Geldileŗ bi dene çobanın qızın‿aldılaŗ, apardılaŗ. ġah‿ıçun toy‿éledile. Ay dolandı, ay baĢa yeldi; il dolandı, ay baĢa yeldî; bının bir‿oğlu, bir qızı oldu. ġahun 'qeynenesi bu 1185 oğlanınan qızı gizlet'di. Gétdi, it küçüyü getdi, qoydu oğlānan qızın yérine. Bı qızınan‿oğla'nı beledi, apardı; bi dene cēbe qeyitdirdi; qoydu cēbeye, atdı dergiya; atdı degi'ya. Dergada günnerün bir günü bi dene tacır xeride gédéydi. Bi dene tacır munu tutdu, getdi. Getdi, bu, özüne övlat ‿éledi. Bir gün,‿iki gün,‿üĢ gün bu uĢaxlar‿emele yeldi, baĢa yeldile, medresiye 1190 yétdile, hedd-i tefliy‿odula, özlerin tanıdıla. UĢaxlar, bu uĢaxlara öceĢdi, dédile: Sizün dede - nenüz yoxdū. Siz 'tapbasuz. Bi sefer bılar geldile, néynedile? Hemun tacırdan xahiĢt‿éledile, dédile: Sen, bizi villiyesen, biz gédek; dede, nenemizi tapax. Tacır da qaldı sergerdan. Tacır da bu qızınan bu oğlana hersine bi dene at vérdi, mindileŗ. Bi sefer bılara vesiyet‿éledi, 281 1195 dédile: Gédün, hemun yérdeki at‿elin vıracax yére, men déyen yérde elin vıracax yére, orda qalun, géĢméyün. Day bı, xoruz neqelxunun piĢin qet‿éledi. Dédi: Day danıĢma, éyni bizik. Day māceranı uzatma, éyni bizik. Péyqam‿éledi, dédi: ġaha déynen gel, xanımu a'par. Geldileŗ, qefle, qoĢun, zad geldiler. Qızı bezediler; qızı bezediler, götdüler. 1200 - Ya Eli sennen meded. Xoruzu neqelxunu da götdüle. Hāmısı yığıĢdıla, gétdile. Desticem gétdile Ģah hüzürüne. Gétdile Ģah hüzürüne gédennen sonrā, day Ģam mam yéyildi, çay may‿içildi, sȫbet baĢlan'dı, sȫbet baĢlan'dı. ġahun vezir, vekili qeyitdi, oğlana dédi: Mehemmed! Dédi: Sen kimsen, sen neçikarasan, sen 1205 hardan gelib, hara gédensen. Senün bu bacun, siz‿iküz kimin qızısuz, kimin‿oğlusuz? Dédi: Valla, men bilméyrem, icāze vérsüz,‿odéy,‿o xoruz var‿orda. Xoruzun piĢin buram,‿o sȫbet‿élesîn. Men bilmem. Bi sefer xorozun piĢin burdula. Xoruz‿éyni men‿evvelden ki necür démiĢēm, öcür māceranı baĢladı, geldi, yétiĢdi yérine. ġah qeyitdi, dédi: Ē, 1210 olan bu menim qızımnan menim‿oğlumdu ki. Men‿öz qızımı aléyram. Qeyitdi, xoruza qeyitdi dédi: O arvat ki quuya salmıĢıx, o quyuda duréy ya 'ölüp? Dédi: Quyuda duréy, sağdı, evvelkinnen de yaxçıdı. Allah‿ona perestar‿olup, perestar vérip, nigehvan vérip. Destür vérdi, gétdile, tenef salladıla, quyudan‿arvadı çekdile, çıxdı éĢige. Gördüle, arvat ne arvat, evvel 1215 çoban qızıydı, elan lap Ģah balası olup. Arvadı getdiler‿éve. Mācera bırda hara çatdī? ġah, tamam vezir vekili yığdı bir yére. Tamām xanımların hāmısın yığdı getdi otağa. Hemun qeynenesin de getdi otağa; dédi: Xob, menim qeynenem! Dédi: 'Beli! - Menim xanımım! 1220 Dédi: 'Belé! - Bının qızısān? 282 Dédi: 'Belé! Dédi: Siz bu çobanın qızın doğuzdurdūz, niye gelip mennen muĢtuluğ‿almaduz. Men size bi dene ket bağıĢlıyam, bi dene Ģeher bağıĢlıyam. Gétdüz,‿it küçüyü getdüz, qoyduz bu çoban qızının yérine. 1225 Munu uĢaxların beledüz,‿aparduz, cēbiye qoyduz,‿atduz dergi'ya. Gétdi, tacıra qısmet‿oldu, tacırdan geldi, éyni mene qısmet‿oldu. BaĢa bu xoruz neqelxu olméydi, bu māceranı bu danıĢméydı; gereħ men‿öz qızımı aléydîm? Dédi: Cellatdar hāzır. Aa cellatdar hazır‿oldu. Dédi: Menim xanımlarım, hamı döyr‿éléyün meni. Bi dene, bi dene heresine, bi dene Ģehr 1230 yazdı, vérdi. Dédi: Filan Ģehir senün. Talağın dédi. - Kalan Ģehir senün. Talağın dédi. - Kalan Ģehir senün. Bıların hāmısının talağın dédi. Dédi: 'Qeynenemnen bu qızın, celatdar, 1235 baĢın vırsın. Bular baisdi mene. Elbehel celatdar‿āmada oldu. O qeynenéynen,‿öz qızının baĢın vırdıla. ġah bırda hemun çoban qızıynan hemun‿öz‿oğlu, öz qızı. Çobanun qızın‿özüne xanım‿éledi, oları évlat. Öz qızın qeyitdi, vérdi hemun vezirin‿oğluna. Vezirin qızın‿aldı öz‿oğluyçın. Bılar bırda yédile, iĢdile Ģad‿oldula. Siz de hāmuz Ģad‿olasuz‿inĢallā. 283 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 YANITLAYAN : ġemseli Menafi / 83 DERLEME YERĠ : HiĢeyin Merkez DERLENEN : Röportaj 2 - Emi can, evvel soruĢum; senün adun nedi? - Nökerü adı ġemseli Menāfi. - Ağayé menāfi néçe yaĢun vardı? - HeĢtad‿üç. 5 - Ne iĢe baxarsan? - Bi dene yérimiz var‿ıdı bizim. Tarix yad vérmezdi, bıra bağ‿olardı. Menim qururi cavannığım‿ı'dı, bi yol dedeme dédim ki dede, bu yér ki bizim‿elimize dü'Ģüb, biz bıranı bağ qoyaq. Bi den de çéĢme var baĢında, çox‿ālı suudu. Dédi: Oğ'lum, éliyebilersǖz? Bıra cengeldi, 10 bıra xerabedi axı. Dédim: Belé! Ağa, biz bıra'nı abaddadıx. Girbadınan, külüngünen‿abad‿éledik, éledig‿ābad. Bilexire bıra ad çıxatdıx, bağ qoy'dux. Elān hemün bağ, elli atmıĢ dene girdekanımız var, hele ayrı ağacı héç. Ġndi nağad diyennen sora elan men qocalmıĢam. HeĢtad‿üç sindim var, yétiĢdirebilméy'rem. Nevelerim de 15 olubla idāréyi, ranende manende; gétméyle bağa. Bu bağ, indi – elan qalıb āvāra. O dığ meni öldürér. - Néçe dene uĢağun var? - Menim bi dene oğlum var, bi dene qızım. ġéhén‟de olallar. Rānendediler. Oğlum idārede olar, idāréyé ferhengde olar. Annan bir 20 nevem Ģirketde olar. Bir nevem de, o böyügi éléktirikçisi var; Rıza Menāfi, télvizyon zad düzel'der. Biri de onnan xırdadı. O da 284 teraktor‿iĢleder. Bilexire men bi dene bırda, qocalmıĢam da, heĢtad‿üç sindimdi. Qādir be iĢ dȫrem elan, da bu iĢlere gédem baxam. O hemen bağ ki zehmet çħmi'Ģem, o bağ géce günüz menim 25 fikrimnen çıxméy. YétiĢen yoxtụ. Men de indi – elan bilexire efsus çekéyrem de. - Özüz néçe bacı qardaĢ‿ıduz? - Özümüz üç qardaĢ‿ıdıx. Ġki dene bacım var‿ıdı. - Cavannıxda bağdan sora harda iĢlerdün? 30 - Cavanıxda da sekgiz‿il de seyyaddığa, tora gétmiĢem. Balıx tutardım. Behr-i Xezer‟de iĢlerdim. Xılasa bücür day, day geldik annan qocaldıx. O da qudret-i beden istér‿orda iĢlemeg, o dergada iĢlemeg. Da geldim, men de orda isdéfa vérdim. Day gétmedim. Ġki il de Ģilatta qalmıĢam, Ģilatta iĢlemiĢem. Géderdik lötgéyne dergiya. Süb azaana 35 youx géderdik; meselem budéy bu qelyennahar vaxtt gelerdik, gün çıxannan sora gelerdik. Balıx da birden qalmıĢdı tora. Birden görerdün, heĢtad min, yétmiĢ min, elli min... Balığ‿onda ucuz ba'ba. Balığ‿alan kim‿idi. - HiĢéyin‟de nemene 'ekerdüz qedim zaman? 40 - HiĢéyen‟de, bırda; mexsusen HiĢéyin‟in buğdası adınan‿ıdı. Her yérde déyilerdi. HiĢéyin‟de öküzünen ekerdik, teraktor yox‿udu o dōre ki. Arpéydi, buğdéydi, merciydi, noxud‿udí, kürüĢnéydi, ha béle. - Eylen nemene ekélle? - Elān da gene éle hemen‿o zaddarı ekéller; münteha day öküzünen 45 döy, teraħtordu. Elan da öküz saxlıyan yoxtụ. Éle gene hemon Ģéyler eki'lér. Azalıb, çoxalméyıb. Öküzünen elli min xelver götürdük biz. Orağınan biĢdik. - Mal héyvan nemene saxlalla? 285 - Mal héyvan da saxlardıla o dōre; öküz, inek, qo'yun, bu héyvannardan. 50 Day nemene saxlıyacağ‿ıdılar. Day olar da behemdulla yığıĢılıb‿élān. Bi de mes'noi süt gélér bıra. Özümüzü, az qalér birbirimizi öldürek bırda mes'noi sütden‿ötüri ki gédey‿iki dene süt‿alax. Bu bizim xatıratımızdı. Vāqien‿o dōre üreymiz diriydi. Allah bilér, zemiye girmiĢdik, buğdíya baxmıĢdıx, söyüner'dik. Öb‿öb biçe biçe axı ne 55 'oxurdux, ne 'oxurdux! Ġndi o oxumax gétdi day. Elan qem‿içinde üzéyrem. Men, oxuyēlmerem. O xatirelerden ōdu ki, déyerdik ağa: - Men dédim: Lebünnen süzülen Ģekerdi. - Men 'dédim: Ģekerdi. Sen dédün: Baldí. - Ġndi 60 ağa o dōreler, géĢti, gétti. Elan da biz doğurdan da qemnak‿olmuĢux. - Xıtmetün senün hardéydı? - Xıtmetim Tḕran‟déydı. - Xıtmet xātireni dé! - 'Belé, gétţig‿annan, mürexeslig‿almıĢdım, gétmiĢdim Ģehere gezmege. 65 Geldim gördüm‿ağa bîqāri baĢlanıb. Dédim:‿ olan, men dedm‿için doyunca iĢlememiĢem. Bu neme bîqārısıdı. Ağa, dédim men: Fet bı dȫy. Bu ağanın da qeynatası ordéydı. Ağaxan‿ıdı rehmetdigün‿adı; Alla rēmetine gedip. Dédim: Ağaxan! Dédi: He, yavaccalı! - Men‿özümü vıracam Ģebkorruğa‿ya. Men bu bîqāri mîqāri iĢliyen 70 'döyrem. Dédi: Necür vıracaxsan? Dédim: Vırram da, görersen. Men baĢa 'yétirrem. Xulase, men birden‿ağa gördüm bîqārı baĢlanıb. AxĢam‿ol'dı, dédim: Men 'görméyrem‿axı. Meni bi nefer desĢūiye aparsın. Bu 'ağanın qeynatası menim‿elimnen tutdurdu apardı desĢūiye. 75 Gétdik. Yalannan gét'dim da istéyrem Ģebkorruğu sābit‿éliyem. Qeyıtdıx, dédim:‿Ağaxan, men Ģebkor dȫrem‿e; am'ma istéyrem bu Ģebkorruğu icraya qoyam, bîqāri iĢlemiyem. Bu seher didi: 286 Men de Ģebkoram. Dédim:‿Ağaxan, sen menim xeddimnen gelebilmesen‿e! Ġmtahan vérebilmersen. Bizden imtahan‿alacaxlar. Ağa, bizi geldi elimizden tutdu. Men de 'soyunmuĢam da. Qabağıca bu 80 Ağa Xan‟ı çeħdile houza. Bu qodux körpüden géçen kimi 'girmedi. Dédim:‿Oaln derin döy, boğulam; souğ döy, üĢüyem; eynimde paltarım yox, ıslanam. 'Vırdım; bir‿idde quruhban da āmuzéĢden çıxmıĢdı, Ģirni mirni almıĢdıla, qoymuĢdula, oturmuĢdula, bîqāri de iĢlenéydi; ağa, lām su qalxdı, töküldü bularun, Ģirni mirnisinü üsdüne. 85 Suun‿içine düĢdüm dā. DüĢdüm suun‿içi'ne, imtahanımı vérdim. Xulase yat'dım. Ağa, bir gün‿iki gün men yaxçı olmadım tā bîārı qutarana kimin. 287 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 SÖYLEYEN : Ehed Ağayi / 63 DERLEME YERĠ : HiĢeyin Merkez DERLENEN : Röportaj 3 - Adun nedi senün? - Ehed Ağayı - Ağayı, kéfün yaxçıdı da? - Sene qur'ban, yaĢıyasan. 5 - Haralısan? - ġéyin‟nen - ġéyin‟in‿özünēn, ya éle etrafdan gelmesen? - Özünnenem‿éle. - Ne iĢe baxarsan? 10 - Teğriben bağdarıx, keĢāverzik. Cüz'i de qessābi var‿ımız. - Bu géçi can hayında, qassab piy hayında: Bu nemenedi? - O da bi dene meseldi; qedimnen diyelle da. - Belençilik mesel nemene bilésen? - Élençilik, meselem bir nefer‿öz hayındadı; o birisi menfeetin‿axtarérı; 15 ona diyeŕle, menzurrarı odu, 'belé. - Néçe yaĢın var? - AtmıĢ‿üç. - HiĢéyin‟in danıĢığı necürdi? 288 - HiĢéyin‟in danıĢığı, teğriben bizim danıĢığımız, Erdebil terefine yémez 20 bizim danıĢığımız; Zengan‟a yéer. Zengan‟a yaxçı yéer, “neme” diyerik biz. Bizim lehcemiz Zengan‟a yéer. Çox ferq‿éler Hi'ro‟dan. Erdebil bizim‿ustanımızdı; amma lehcemiz‿olara yémez. Olar, “dayna” diyelle, olara yémez bizim lehcemiz. Ama biz‿o Zängan‟nan teğriben dilimiz Zängan‟nandı. Zangannar “neme” diyeller, “neme”; biz de 25 “neme” diyerik. - Qedim neğıl, dāstan,‿atasö'zi... - Qedim biz māliħler çin saman aparardıx dalımızda, mālikimiz‿için. 'He maliħler çin biz dalımızda saman aparardıx. Lap kendimizin baĢına Ģayed bi kilométr‿ola, orda dalımızda saman aparadıx gavaléyna o'ra. 30 Orda mālikün 'nökeri birden diyerdi ki munun samanı 'azdı. Munun baĢı yarımdı. Mını bir de qeyteredik xermene. Gene tezeden‿onun baĢın doldurardıx, getirerdig‿ora. 'Nökeri ki var‿ıdı, touğlaŗımızı tengeden zaddan vırardı aparardı. Öz touğ'laŗımızı tengeden 'nökeri tutardı aparardı. Aparadı mailk‿için. EbiĢ Xan, QluĢ Xan, MemiĢ Xan, 35 bılar 'hamısı Sencebetdile. O Derbed davası meem yadıma yelmez. Derbed davası, zadı éhtimalen xannarna dōletin davası géçib‿or'da. Olar, meem yadıma yelmez. Menim sindimde olub; ama menim yadıma yelmez, uĢağ‿ımıĢam. - Bu ġéhin‟de merdümün zindigisi ne 'sethdedi; yaxçıdı, pis'di? 40 - Bir‿az bahalıxdı; qedimkine göre çox yaxçıdı. Qedim zamannan, bizim zamanmız,‿uĢaxlarmız zamanı eslem muqayise élemeli dör‿eslen. Ne libas varımız‿ıdı, ne ayaqqabı varımız‿ıdı ayağımızda, ne eynimizde yaxçí libas var‿ıdı. Olaŗı uĢaxlar, héĢ bilmélle, ceryan ne'médi. Yaxçí çörey yoxumuz‿udu. Çox mōqé aj qalardıla merdümự 45 bıranun. Hele bez‿adam, Ģayed bi nōi çöreg tapḕdı. Bir‿iddesi de doğurdan‿aj qalardı. O zamannar géderdile; tut bırda téz yétiĢer, tut diyerüg biz; géder tut zat yéerdile ajlıxdan. 'Olarnan meselem‿elanı 289 mülāhize éliyende bir‿az bahalıx'dı, fiĢar gelér zinde'gi; mümtaha çox yaxĢı. 50 - Qedim toylar necür‿ümüĢ? - Toylarımız da baba 'géce olardı bizim toylarımız qedim. 'Géce olar'dı. Bi seferi géce sübhe yoxun bu beyi aparardığ; hamam var‿ıdı, hamama. Hamamnan süb getirerdile beyi teriflemege. Seher – süb ıĢıxlananda, süb azanın'da bu tengéynen, dayra zurnéy'nan, o vezde beyi 55 getirerdileŗ. Day gör, süb bırda yatmağ‿olar'dı? Süb azanında beyi hamamnan getirerdile; hamammız var‿ıdı, Bey Hamamı diyerdile. Süb béĢ‿altı dene ca'van, merdüm, o uĢax – muĢaxlar gelerdi, beyi hamamnan getirerdi, beyi teriflerdile. Cavannar baĢında olardı. Saat sekkiz doqquz'da beyi teriflerdig bırda. AĢıxlar çalardı, dōrede uĢaxlar 60 da eyleĢmiĢdile; ĢabaĢ zat vérerdile bına. ÜĢ gün toyumuz vardı. AĢıxlar qedim havalardan oxurdular. Elankılara çox yaxçıdı. Elen‿itirible, o havalarĭmızı, itirible. Qedimki havalarmız yoxtụ: - AğaĢta iyde, yarpağı girde. - Bu sözleri diyerdile. Çox yaxçíydı. 65 - Uca dağ baĢında céyran balalar. - Oları zadı diyerdile, çox yaxçıdı; ama elan bi dene bi Ģéy qoyélla ora, sesi adamın qulağın deléř, héĢ bilméř‿adam nemenedi. - Gelini bırda da atınan‿aparar‿ımıĢla, ya necür? - Gelini xéy, 'bırda atına aparmazdıla. Bırda yériye yériye yetirerdi'le; 70 çünkü yoxundu kendimiz. O ketden bu kende atnan getirerdile, qatırınan atınan. Öz toyumuz da éle o birsiler kimin. Qedim zaman meselem men gédib qızı 'görméydim ki be'yenméydim ki. Dede nene zat vasıtası oléydi, geléydi, dééydi: Filan kesin qızın adaxladıq sen‿için. 290 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 SÖYLEYEN : Mehebbet Qurbani / 59 DERLEME YERĠ : HiĢeyin Merkez DERLENEN : Röportaj 4 - Emi can, Aduz nedi? - Adım Hacı Mehebbet Qurbānî - Ağayé Qurbānî néçe yaĢuz var? - Teğribēn elli doqquz. 5 - Ne iĢe baxarsuz? - Qeblen ranendéydim. Onnan sora gelmiĢem, bi dene teqriben bu furuĢqahı qoymuĢam. Balaca tükandı da, bırda géçinérik, zindegimizi dolandırérıx. - Néçe uĢağun vardı? 10 - 'Dörd‿oğlum var, üĢ qızım. Elan biri Tḕran‟dadı. Biri gene KereĢ‟de'di. ÜĢ dördü de éle bı yan‿o yandadı gezélle de. Özleriyçin bi az çox kesb‿éléller. - Özüz néçe bacı qardaĢ‿ıduz? - Özümüz‿iki 15 qardaĢıx, bi bacı. Savadım, teğriben Quran‿oxumuĢam;‿ama elan yazaram, pozaram, oxuram ola'rı. - Néçe savaduz var? - Savadım teğriben Quran‿oxumuĢam; amma el'an teğriben yazaram, pozaram‿oxuram‿oları. Teğriben qedim savaddı. - Xıtmete haçan gédipsen? 291 20 - Xítmete qırx doqquzda gétmiĢem. Xídmet de odu ki bizi bırdan‿apardıla EcebĢir‟e. Bırdan gétdig‿EcebĢir‟e. Orda dōremizi qutardıx. O üç‿ay ki mınnan qabax déyerdile: Dōre görélle, aĢxordula bééstéla. Ordan bizi vérdile Qezvin‟e. Qezvinnen bizi qaytardıla vérdile Mencil‟e. Men Mencil‟de xídmet‿éledim. Mencil‟de xedematda, 25 furuĢqahda olardım. FuruĢqahé Ġttiḳa déyerdile mınnan qabağ; artıx da elan bilmérem nemene var. - siz‿éle HiĢéyinni'süz? - 'Esli HiĢéyinniyem. - HiĢéyin‟de deramed necürdü? 30 - ġükr, biz, indi o çoxunan 'döyrük. Da indi o ömrümüzün çoxu gédib. Éle az da olsa Alla bereket vér'sin. Allah taala neme vérér, gene Ģükr, gene Ģükr. Teğriben‿ekin çoxalıþ; héyvan zad bi zerre azalıb. Bırda éle didim ki arpadı, buğdadı, mercidi, noxuddu. KürüĢne kem bir‿az‿olar. Allah taala eger yağıĢ yağdırsa, yérimiz bir‿az yaxçı 35 ol'sa, pis döy, yaxçıdı. Mal héyvan da äylan qoyundu, géçidi, ineħdi. Öküz da yér – mér sürmélle, äylen terehtürnen sürélle. Qedim‿öküzünen‿olardı. - HiĢéyin‟in neğed cemiyeti vardı? - Valla, 'değiğen bilméyrem. 40 - Néçe parça kendi var. - AtmıĢ néçe parçadı. AtmıĢ ya altıdı ya dört. - UĢaxlıx xātirelerinnen bi dene danıĢ. - UĢaxlıx, neme danıĢım. Evvelinen‿éle bi zerre teğriben sofiyam. Men héĢ kesnen de iĢim‿olmaz. Éle bücür gellem, bücür géderem. Menim 45 vanétim var. ÜĢ dene maĢınımız var. Biri de menimdi néysandi. Yük‿aparram, yük getirrem; özüm‿için getirrem. Bıradaki göréy'sen, 292 bıra Alı Qapısı‟dı. Bıra meydan-i Alı Qapı‟dı. Qedimnen Alı Küllügü déyerdile; elan Alı Qapısı‟dı. 293 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 SÖYLEYEN : Kitabulla Ekberi / 71 DERLEME YERĠ : HiĢeyin Merkez DERLENEN : Röportaj 5 - Emi aduz nedi? - Adım kitabulla Ekberi. - Néçe yaĢuz var? - Menim‿elen yétmiĢ bir yaĢım var. 5 - Néçe uĢağuz var? - Menim‿altı dene, üĢ qız üç‿oğlan. 'Hamısı kanardadı, Téhran‟da, ReĢ‟de. Bırad bi dene yoxtu. Xanım da fōt‿éléyib‿özüm qalmıĢam lap tek. Özümüz de dört qardaĢıdıx, üĢ bacı. Bacımızın biri öl'üb. Ġki bacı, döĥr qardaĢ qaléyrıx. Olar da Téhran‟dadıla, mennen sora hamısı, bacılarım da qardaĢlarım da. 10 - ġéhin‟de milletün rābitesi birbiriynen necürdü? - Bırda hamı birbirin ta'nır. Müntası 'here öz fikrindedi. Men‿onun fikrinde, o menim fikrimde ola, bu yox. Her kes‿öz fikrindedi. Hamı da birbirini tanır bırda. Xéér de Ģer de hamımız... Hatta bıra nisf ‿idi; yarı ehl-i Tesennündü, yarı TeĢeyyü. Bırda biz‿için‿o ixtilaf filan 'eslen 15 'yoxdí. Éle olarun da xéyri, Ģerine biz géderik; olar da bizim xéyri Ģerimize gelelle. - Néçe parça kendi vardı HiĢéyin‟in? 20 ġéyin‟ün teğriben atmıĢ béĢ, atmıĢ‿altı dene vardı; veli 'elan köçüple, qalmıyıb. Çoxunda qalmıyıb ki. BéĢ‿altı dene ketde héç qalmıyıb‿eslen. Dosduli, Bilede, Borgéyim, Göhlever; bılarda eslen 294 qalmıyıp, 'hamısı köçüple; Ergili. Heresinde bir‿öỷ var. Bi dene öỷ qalıb. - Qedim toylarun resmi rusumatınnan... 25 - Toylar ki qedim bırda zurna balaban‿ıdı, dayréydi. Elan here bi dene bi Ģéy qoyér qabağına: güpbü güp, güpbü güp, güpbü güp, güpbü güp; héĢ bilmey‿olméy neme 'diyé. Özü de bağıĢla, arvat qız qarıĢéy birbirine; teke qoĢ qarıĢéy. HéĢ bilinméy oynıyan kimdi; oğlan kimdi, qız kimdi. Bı yannan da elli nefer filmberdari éléř. Bu onun nāmusun, o 30 onun zadına... Bu 'bername bi ġayi deymez; veli qedim toylarda tar‿ıdı, balaban‿ıdı, zurnéydi, dayréydi; qeĢek getirerdile. Dēvet‿élerdile; kiĢiler oturardı heyetde ya 'damda. O aĢıxlar, olar çın çalardı. Arvatdar kanardan damlarda oturardıla. HéĢ kimin haqqı yox‿udu, dama çıxa, kiĢi xalqı. Elan ki eslen bayram héĢ bilinméy; 35 feqet‿éle here bike portuxaldan, bi cebe purtuxaldan‿almadan aléy.‿Onda bir‿ay bayrama qalanda, yumurta oynardıx. Yumurtanı reħlerdig, yumurta oynardıx, tā sizdehe kimin. AxĢamlar, çerĢembe axĢamı ot yandırardıla damda. Cızıx çekerdile, düz tökerdile damlara. Çırağı 40 yandırardıla bacadan véredileŗ. Géce merdüm, ot xamuĢ‿olannan sora bi sefer uĢaxlar géderdi bınu onun bacasınnan qurĢax sallardı. Biri pul bağlardı, biri yumurta bağlardı, biri qorqa, girdekannan iydeden, bücür Ģéylerden bağlardı. Veli elhmdulla, eylen da tamam simkedi, qırqunidi damlar; ne baca var, qurĢax sallama, 'hés zat 'yoxti. Éle birinü öṿüne gédün, bi dene Ģirni gördün:‿Allah 45 mubārek‿élesin, qutardı. Menim‿öz nezerimde, kaĢ men tezeden qeyidéydim,‿o zamanım‿oléydı. Bu menim‿öz nezerimdi. Älan pul çoxdụ; veli be'lā on berāberi o pul izāfedi. Ġreli gün ağayé Xāliqi‟nün bi dene, ağayé ġerifiyān danıĢéydi, dédi: Adam var‿älan iki milyon cibinde pul var, déyér: Seher‿acınna 'ölecem. Onda baba, elli batman 50 arpa, buğda dartéydı, bi dene qoyunnan, çepiĢden keséydi 'qourmalıx, bir put da neft‿aléydi, dééydi: Bir‿il fikrim rāhetdi. On nefer‿adam bi 295 dene ȫde zindegi éléydi, bi dene qabda qaza yéydi. Älan, oğul dḕy: Menim‿otağım gerey‿ayrı ola, buxārım‿ayrı ola. O dééy: Men derse baxéram. Qız déy: Menim‿otağıma héĢ kim 'gelmesin. 'Heresi bi dene 55 zindegi istéy. Älan, olan‿için müĢkil döy; olmıyan‿için belādı. Qedim bayıra yédende qut görerdik, douz görerdik, ayı görerdik. El'an ayını qurdí, pelengi vırasan, muhitizist geléř, dādiqah geléy, menābé-é tebii geléř; veli on dene adam öldürsün, bir nefer tapılméy diye bunı kim‿öldü'rüp. Qurdun yēsi var; adamın yēsi yo. 296 SÖYLEYEN : Murtuz Muhemmedi / 80 DERLEME YERĠ : HiĢehin, Nüdü Köyü DERLENEN : Masal, ġiir 6 - PatıĢahla Vezirin NağılıYolunan, xıyabānan gédéydile; bizim‿öz dilimiz; tengéynen gédéydile. PātĢāhınan vezir,‿ikisi bir dene mirvārid tesbéh gördüle qabağa düĢük. Bu mirvārid tesbéhe, bu ağa da bı yannan‿elin‿at'dı, vezir de bı yannan‿elin‿atdı. Bu dédi: Menim'di. O dédi: Menim'di. Ağa, bılar 5 bēs‿éledile. Tesbéh de baha qiymetimiĢ. PātĢāh dédi: Vezir sağ‿olsun, sen‿indi zülm‿éleme. Sen mennen siddisen. Sen menim dedmin vezirisen. Ġndi ge, biz, dāstān-i serquzeĢtimizi danıĢağ, her kesinki çox‿ol'sa… Vezir qebul‿éledi, vezir qebul‿éledi; dédi: Xéyli xob, indi sen dāstānun déyésen dé; ya men déyérem déyim, icāze vérésen? PātĢah, icāze vérdi. Vezir, 10 dāstānı baĢladı. Vezir dāstānı, baĢladı. Vezir dédi: Qıbléyé ālem sağ‿olsun, sen Ģah döy‿üdün. Senün dedün rehmedik Ģah‿ı'dı. Men de xıyabānan gédéydim; gördüm, bir dene quru kelle atılér, déyér: Men qırx qan‿élemiĢem, qırx birin de éliyecēm. Bu mene yéke yeldi. 15 - Ölen köpöyonun quru sümüyự, héle béle oğlanasan, sen qırxın‿öldürübsen, qırx birin de éliyeceħsen? Men mını getdim, acığımnan tökdüm deste dibege; deste dibege döydüm. Mını tökdüm valadan‿eledim, tökdüm bi dene ĢüĢiye, qoydum refe. Ağa, bu qaldı bur'da. Bir gün menim bi dene qızım var ‿ıdı, övde bākire qızım 20 var‿ıdı, cavan qızım var‿ıdı. Bir gün bu qız dédi: Men sancılanmıĢam. - Baba, sancılanmıĢam‿öléyrem, öléyrem. 297 Da öcür‿oldu ki biz day bunı villedig‿övde, qap - bacanı berkitdik; o cür bize eziyet‿éledi munuņ nālesi. Bu qız, bura ora el‿atér,‿o ĢüĢede o davanı görér. Onnan götürér, bi ke tökér‿eline, atér‿ağzına; munıņ‿ağrısı toxtér, 25 sancısı toxtér; sancısı toxter. Ağa, biz geldik dédile: Qızın sesi kesilip. Biz xoĢhāl‿olduq. - Qızım, no‿oldu sene? Dédi: Hē, siz, davanı qoyubsuz‿orda, meni öldüréysiz. - Nemene davası? 30 Dédi: Odéy, ba, ĢüĢedeki ağ dava. - Men, bildim ähvalat nemenedi. Vezir déyér‿ē: Men bildim ki bırda bi iĢ vār. Ağa, béĢ gün,‿on gün, béĢ‿aylığ‿olanda, dörd‿aylığ‿olanda, qız, hāmile oldu. Qız‿oldu hāmile, Qız‿oldu hāmile. Biläxire indi ne vesiléynen 35 munu zāyiman‿éledi, néyledi bi dene oğlu oldu. Bu yannan bu 'oğlān, dedesi yoxdu, mene tōhin'di. O yannan da ki xob,‿olub da. Onu Allah yaradıb, men néynim. Veli, o meseleye men qūĢbezengem; görüm‿axı, bu necür qırx bir dene qan‿éliyecek. Ağa, béĢ gün‿on gün‿oğlan yékeldi; oldu on béĢ‿on‿altı sindin'de, oldu teqriben cavan. Cavan‿oldu. 40 PātĢah dédi ki bir dene yuxu 'görmüĢem. O yuxu, menim yadımnan çı'xıp ve onun tēbiri de menim yadımnan çıxıb. Eger‿istiyésüz vezir, vüzera, vekil; bu boyda ki mennen huquq‿aléysiz, yééy'siz; bunu tapasuz gereħ da. Xob men ki bir zad bilmérem. Siz ki vezirsiz, bilesiz gerek de. - KiĢi, biz ne bilek, yuxuda sen ne görübsen? 45 Ağa, bize otuz béĢ gün vēde élemiĢ'di, vex vérmiĢdi, qıŗx gün vex vérmiĢdi. Otuz béĢ günnükde men‿ağléydım. Dédim: Öldürecek dā. ġahdı, démezdi öldüreceyem. O oğlan dédi: Baba, niye ağléysan? Dédim: Eh baba, cehennem‿ol sen de, géç‿o yana ya. Dédi: Baba, dé da; dé mene da. Menim‿o söz yadıma yeldi; o quru kellenin déyi'Ģi. Dédim: Behiţ döř; bırda bi 298 50 hésab var. Dédim: 'Belé oğlum, baĢımıza belā gelib. ġah bir dene yuxu görüb; bizden‿istér‿onun hemi eslin, hemi tēbirin. Biz bilmérik. BéĢ gün qalıb‿ölmeyimize. Dédi: O bir zaţ döy ki, onu men biléyrem. - He, övün dağılsın bala, dé de. Dédi: Yō, elan démem. Men, senün baĢuu uca élerem. Narahaţ‿olma. 55 pātĢah ki sizi istiyecek ki meclis quracağ, sefir, kebir, qéyri yığılacağlā; o déyecek: 'Déyin. Sen diyersen: Qıblé ālem sağ‿olsun, men sen diyen sahatı bi'léydim; veli men, bu vezir, vüzeranun, vekillerün, gördüm hele; bularun da fehmi var, ya yox. Oğed évde démiĢem ki bu uĢağ‿örgenib, o gelsin, sen çin désin. Men géderem, senün baĢu uca élerem. Nārahaţ‿olme. 60 Men de arxéyin‿oldum munā. Gétdik pātĢahun menziline, éyni vāqäni men dédim. PātĢa dédi: Qaçın‿oğlanı getirün. Belé, ferraĢlar gétdile oğlanı getdi'le. Qedim memurlara ferraĢ déyermiĢle. Oğlanı getdile, çox izzet tamamınan. Munuņ libas mibası da merbutudu. Xob, menim‿ évimdéydi de, vezirem, varım‿ıdı. Geldi. Dédi: 'Oğlum, dé görüm, men nemene yuxu görmüĢem? 65 Dédi: Qıblé ālem sağ‿olsun, sen gördün, bi dene mejme getdile, qoydula senün qabağu'va. A, qedim süfre yox‿udu ki, mejméydi, tabaxçéydi meselem. - Bu mejmede qırx bir dene qayrılı loxma var. Bu qırx bir dene qayrılı loxmanın sen 'qırxın yéd'ün, birine gelende bir it‿atıldı, loxmanı götdü, senün qabağunnan qaĢdı. 70 Dédi: He, bärakalla, éle odu, odu. Sağ‿olsun veziri, eceb déyib, sen‿örgenibsen. Xob, bunun tēbiri nemenedi? Dédi ki qurban, sen, onda mejlisi mürexes‿éle. Qoy, babam qalsın, sen qal; men déyim. Mürexes‿éledi, gédenner gétdileŗ. Dédi: Xob, dé görek. 75 Dédi: Valla, menim démeyim ibāretdi ona ki, senin qırx bir dene aravadun var; qırxı sene helāldí; biri nāĢizedi, biri xarıĢlığ‿éléf. El'an zirzemide, ferĢün‿altınada qapısı var, ordan pille yééŗ, gédéŗ. Bırda qırx 299 hāramı saxléyıb, qoçu baĢı saxléyıb, cavan, saxléyıb. Bilexire olardan‿istifade éléy. Axırda seni öldürücek. 80 - Hē - Belé, Fōrî ĢemĢir, zad Ģah bağladı. Men vezir‿idim; mene de vérdi, bu oğlana da vér'di. Ağa, bu arvadı ki bırda oturub, bunun lap ‿o baĢ heremidi; sen déme, éle bücür‿oturan yérin‿altı qapıdı, qatdama qapı. Dédi: Dur‿o ya'na. 85 Dédi: E, no‿oluf? Bähanalarına qäil‿olmadıx. Bunu qōzadığ. Atdan qapını aĢdığ, endik gétdig‿aĢağı. Gördük belé, oğlan diyen düzdü, düzdü. ġah‿emr‿éledi ki 'oğlum, sen indi buların qırxıın da baĢın kes. Qırx nefer harāmi var‿ıdı bır'da. Bu qırx nefer harāminin ki baĢın kesdi, çıxanda dédi: Bu arvadun da baĢın kes, bu oldu qırx bir dene qan. Qıblé ālem sağ‿olsun, 90 menim serquzeĢtim, ecāib serquzeĢtim 'bıdı. Senin ki nemenedi? Dédi: Ay béynava vezir, men‿aparacağam tesbéhi. Menim serguzeĢtĢm çoxdu. Dédi: Xob, dé 'da, seninki çoğ‿olar, apararsan. - Belé, otdux bir‿ağacın dibinde, patĢah dédi: Vezir sağ‿olsun, bes, menim ōzahımı qoy, sene déyim. Men qara güne qalmıĢam. Meni tazı 95 élééble, it‿éléble. Men qara yüne qlmıĢam. Men, bir dene xanımım var‿ıdı ki, biléysen de elan da bi; dūreccanab; qara éĢĢekdi; onnan daĢ daĢıl'la; o menim‿arvadımdı. Bu kiĢinin qı'zı; sen déme éle meni yuxuya vérér, durér. Menim‿iki dene atım var‿ıdı, çox qevi héykel‿at, Türkmen‿atı, yél kimin; minéy, gédéy; belferz Lüléy dağa, ya baĢqa 100 tağa; gédér. Orda biŗ dene zağa var, zağada haramılar var; harambaĢıynan bu cürreĢib, menim tamahımnan da aparér yéélle. Özleri de tesmim tutélla ki bu Ģahı, könde sal, biz‿öldü'rek. Bir géce, béĢ géce, üĢ géce; men görerdim soux soux bu arvad girdi menim yanı'ma. 105 - Övün dağıssın, se hardéydün? Déyerdi: Men, éĢig yoluna yédéyrem. O da ki Türkü‟dü da, biléysen da; belé, yēni isala. 300 - Men, Ģekk‿éledim, Ģekk‿éle'dim. Men, bir géce barmağımnan bir‿az yaraladım, bike duz basdım‿ona, yatdım. Yuxum gelmedi, xırımı çekdim; gördüm belé, bir‿az ki bu arvad meni iteledi. Gördü her 110 géceki kimin yatmıĢam; durasan durdu ayağa. Durdu ayağa, men xırımı çekdim. Bu durdu, atı mindi. Méyter de gördüm qapıda déy ki axı xanım, sen her géce atdarı aparéysan; bu atdar‿arıx düĢelle; menim; Ģah; dedemi yandırar‿axı, öldürtdürer meni. Dédi: Yo, héĢ zad‿éliyemméy. ġah meņim yanımda sene néyliyebiler. Pox yiyer 115 Ģah‿öldürü seni. Néyler!? Arvad buna dér. - Éle bı ki hayatdan çıxdı; men dédim:‿Ay méyter‿o biri atı çek. Dédi: Ay qıblé ālem sağ‿olsun, qoy yeherrim. Dédim:‿Ay qurumsağ‿oğlu, éle bücür, çuléynan çek. Çuléynan çekdi. Alla terefi menim bi dene 120 örgenmiĢ 'tazım 'var‿ıdı. Bu tazı mennen geldi, gétdik. Bu at,‿o atun havasıynan, havasıynan, havasıynan…. Dağın bȫründe biz gördük belé, bir daĢ; çıxdıla; aĢırdıla, bi dene yéke daĢdı, qapı kimin; aĢırdıla. Bırda ıĢıḳ var; Ģem qoyubla, néyléple; bilexere burdan géĢdik. Men, bırda kéĢiħ çeħdim, gördüm‿arvad géĢdi içeri. 'Oğed qaldım qapıda ki 125 bu arvad menim gözümün qabağında bılar‿ıçın‿oynadı. Bılar‿ıçın‿oynadı da raxasslığ‿éledi. Annan‿o haram baĢı dédi: Men, 'démérem qoy gelek, bu köpéy‿oğlun‿öldürek, getirek sirvetin burda yé'yek. Dédi: He, Az qalıb‿éle, yåxunlaĢıb‿éle, bu günner‿öldürttürrem, nārahat‿olma. Bilexere, bı'lar qıx neferdile. Qıx 130 neferdile, sanéyram ıĢıqda; veli o harambaĢıynan bu teğriben, bu dostdu. Bular, otuz doqquzu, bu 'menzilde yatdıla, arvadınan harambaĢı géĢdi içeride yat'dı. Ġçeride qapılar var‿ımıĢ. Men, bụların redifin belle'dim, onunkun bilmedim hayandadı. Ağa, éle bular bi çurtdadıla; xob bular da mest‿adam‿ıdı da; çurtdadıla, men géĢdim, 135 buların otuz doqquzunun baĢın kesdim. GéĢdim içeri. Dolanéydım,‿ayağım deydi; bılar bildile, adamlar qōzandıla. Men, o 301 kiĢiye herif‿idim; veli arvat meni ehāte éledi. Arvad‿ona kömey‿éledi; meni o kiĢi yıxdı. Yıxanda Allah terefi dalıdan menim tazım, ağız‿atdı munun bu; bağıĢla; xayasına; bunu çekdi, anqırtdı saldı yére. Tazı 140 bunu öldürdü. Men, bının da baĢın kes'dim. Bının baĢın götdüm, fōrî çıxdım‿éĢige, arvada dinmedim. Fōri çıxdım‿éĢiye, min'dim‿atı, getdim géçirtdim‿içeri. Bir pulo qazanı var‿ıdı, yarımçılıq pulo var‿ıdı içinde. BaĢı qoydum pulo qazānna. GéĢdim‿uzalandım, yatdım. Gördüm belé, arvad geldi çox kehilliye kehilliye, çox titiriye titiriye. Béle 145 soğuqdu ku. Bu, esebāni halında gelér, nārahat; misliinki dede babası da ölüb‿éle. Belé, arvad yétiĢdi. Men dédim:‿Ay‿ëvün dağılsın, menim dedemi yandırdun, sen harda'san, niya béle élésen!? Dédi: Ay kiĢi, bilméysen, bi yéce oğed‿éĢik yoluna gétmiĢem‿ölérem. Dédim: Xob, lap yaxçı. GéĢdi éle bu, biraz uĢdu menim yanıma; 150 biraz‿istilen'di; dédim: Valla, men béle acıxmı'Ģam. Béle acıxmıĢam, gör‿eye qäzon var, bi tike vér mene. Ağa, bu géĢdi, qazanı götdü, gördü baĢ burda. Bu bildi, menem. YavaĢ yavaĢ bu, yanı yanı yéridi; bir yaxdan var‿ıdı, bir böyük sandıx var‿ıdı. AğaĢ sandıx, zad qedim‿olarmıĢ, Ģahlıxdı da, her ne var‿ımıĢ. 155 - Bının dalından bi dene çubux götdü, vırdı mene; dédi: Ol, tāzı köpéy‿oğlí. Men‿oldum bi dene tāzı. QeĢeħ bi dene ala göz tazı oldum. Sen déme, ona menter çubuğu diyermiĢle. Ona bir dua oxumuĢ ‿ımıĢ. Bunun neneséynen bir arvadın nenesi Ģāgird ‿imiĢ. Bu molla bu çubuğa dua 160 oxuyub, vérib bılar'a; her kese vırsun, ne désün,‿o olar. Vırasan, diyesen: DaĢ‿ol,‿olar. Vırasan; diyesen: Ġt‿ol,‿olar. - Ağa, men‿oldum bi dene… Çağırdı: Ay qulam, keniz, köpey‿uĢağı, it niye géçib Ģahun‿otağına. Ağa, meni çıxartdıla éĢige. Bu tazılar daraĢdı menim canı'ma. Su gülüfünnen çıxdım, burdan, ‿ordan‿ordan 165 gétdim; bir dene Allah terefi, bir hasarda bir su gülüfü var ‿ıdı, 302 hasardan su çıxardı éĢige; men soxuldum bura. Soxuldum bura. Gördüm yox‿da; da bırda da it mit yox'du. Da burda meni, boğan yoxdu. Bırda xırımı çekdim. Seher‿oldu, bırda bir dene xanım geldi, burda paltar zad yuma'ğa. Mının bir cavan da qızı var ‿ıdı. Veli 170 béĢ‿altı gün géçib‿ē, menim bıra gelib çıxmağım béĢ‿altı gün géçib; menim; bu it‿olannan sora. Day ses düĢüþ Ģah‿itip, memlekete ses dü'Ģüþ. Ağa, bınun bu qızı geldi, durdu menim gözümün qabağında. Men de düĢmüĢem bura. Bular da paltar yuélla, dédi: Ōy nene! Dédi: 'Belé! Dédi: Oy nene, bu tāzınun gözleri, bizim Ģahun gözlerine oxĢér. 175 Dédi: Kes qız, bi dene itdi, Ģaha ox'Ģar? Dédi: Nene, and‿ossun Allah‟a, 'dayım canı… Mını o arvad‿éléb‿ē. Ağa, arvad‿é'léb! Bu arvad geldi baxdı, dédi: Canın yansın bala., 'diyesen de bizim Ģahdı. - Seni o arvad éledi? - Kiprigimnen dedim: He! BaĢımnan dédim: He! 180 - Seni çubuğunan vır'dı? - Dédim: He! - Dédi: Xob, men sene nicat véreceyem. - Ağa, getdi mene bir dene dava yaxdı. Annan bu sefer bike istide, zadda yat'dım. Döndü bu sefer bi dene çubuq... Dédi qıza: Gét, o 185 yükün dalındakí çubuğu mene geti. Vırdı, dédi: Ol‿adam köpéyōn‿iti. - Oldum Ģah, durdum‿ayağa. Özüm çox xoĢhāl‿oldum.‿Ġstedim bu arvadun‿ayağınnan, zadınnan da öpem; torpağınnan da ö'pem. Dédi: nārahat‿olma, mene qaza zad vérdi, dédi: Elan gédeceħsen; bu 190 çubuğu vérérem sene, gédeceħsen; veli o arvad bu sefer seni vırsa day sene elac‿olmaz‿ā. Gözle, vırmasın seni. Sen qabaxla, onu vır. Ġndi her ne désün dé. Déne: Ol‿éĢĢek, ol‿ayı. Her nemene désün‿o olacax. 303 Dédi: Da bu sefer‿onun dedesin yandırram. 195 - Bil'exere, men, gétdim çıxdım öve. Ağa, ceĢn tutdula. - ġah geldi, Ģah geldi. - Çıxdım, bu arvad mene baxdı; héyretzede oldu. - Bu ne cür‿oluf 'gelib!? - Ġstedi yan yan géde sandığa sa'rı, o çubuğuna sarı; yüyürdüm, bına bir 200 çubuq vırdım; dédim:‿Ol‿éĢĢek; dürecenab; köpeyin qızı. Bir dene oldu éĢĢek; dürecenab, maça éĢĢek. Elān ki yük daĢıl'la, daĢ daĢılla, heman‿éĢĢek menim‿arvadımdı. Vezir dédi ki qıblé ālem sağ‿olsun, senin dāstanun çox‿oldu. Tesbéh seninkidi. 205 Olar yédile, iĢdile; medd-i murada yétiĢdile; inĢalla siz de yétiĢesüz. - Ġki QardaĢ Biri var‿ıdı, biri yox‿udu, Allah‟dan qéyrez héĢ kes yox‿udu, iki qardaĢ var‿ıdı. Ġki qardaĢın biri çox sirvetmend, çox dāréy'di, biri yoxsul‿udu; meni 210 kimin. Birinin bi zad yoxıydí; ammā buların her‿ikisinin de ëvlad yoxuydı, her ikisinin de ëvlad yoxuydı. Bir dene derviĢ; o mōqe resm‿imiĢ; geldi, éle elan da déyelle dua yaz, qoy‿öỷladı olsun, meselen; belé, o derviĢ geldi: Heq dus, ya mōlā. Bu sirvetmend qaradaĢın xanımı, bir pay ki bın çin apardı; bu bir‿ah çekdi. Dédi: Xanım, niye? Bacı, nene, niyā ah çekéysen? Dédi: Valla, 215 xob, qämnakıx da, biz qämnakıx; odu ah çekéyrem. Biz‿iki qayın xatınıyıx, bizim‿öỷlat yoxumuzdı. Dédi: Ağa, onda éle men bi yéce burda qa'lam. Belé, bulara iki dene alma getirttirdi. Ġki dene almaya dua yazdı, dédi: Birin o yésin sahıbıy'nan; desturu da var; qusl‿élesin, néylesin;‿olar hele héç; o yésin, parasın bu, parasın‿o; birin de sen yé. ĠņĢalla siz,‿öỷladuz‿olar; men gellem 220 sizden‿artıx da lüzüm‿allam. 304 Belé, vırdı, hemun doqquz‿ay géĢdi. Buların her‿ikisinin de; o erbab qardaĢın qızı oldu, onun‿adın qoydula Simüzer. Yoxsul qardaĢın‿oğlu oldu, onun‿adın qoydula Āyetulla. Ağa bılar her ‿ikisi; xob, bir‿övün‿uĢağıydıla da, yoxun‿udula. Bular yédile, iĢdile, yékeldile, mollaxanaya gétdi'le. 225 Mollaxanaya gétdile; o mōqeün mollası, bulara ders vérdi. Bılar, erseye gelennen so'ra molla geldi, munun dedesine Ģikayet ‿éledi; dédi: Valla, sora mennen‿incime. Elen day bılar āĢıq‿olupla, cavan‿olupla. Bılar da oxumağınan yoxdula. Men sene 'déyrem, sen de mene heq véréysen. Ağa day bu qızı qoymadıla, géde derse. Oğlan, qız kimin‿ayıx döymựĢ. Qız 230 çox‿ustad‿ıdı insāfen; çox da geĢeħ faaliyet xerce vérib‿o. Bu qız kötdedi, oğlana dédi: Övün dağılsın, day meni sene 'vérmiyeceħle. Ġndi ge sen, men déyene bax. Dédi: Yaxçı, nemene désün, baxaram. Dédi: Amma bax‿'a. Sen; pul vérim; gét, iki dene at‿al, iki des libas‿al, ox kaman‿al. O filan hasarımızda; mesele Eli‟gile sarıda; filan xıyabanın, küçenin ‿ağzında qāl. 235 Men, özümü yétirrem sene. Narahat‿olmıyasan, gözle villéyib gétmiyesen bed'bext, Āyet. Gözle, meni elden salma. O da qōl vérér, qōl vérér. Ağa, Bılar‿ikisi çıxélla, bırdan qaçél'la. Qaçélla, bir müddet de gédennen 'sora; xanım da merdāne libası géymiĢţi. Bu Āyet déyér ki baba, bu; men bilmérem ki; meni aparér‿öldürmeye, neye, filan. Bike istér‿atı 240 sustal'da, qala 'dalı. Bu qız qayıdér déyér: Āyet! Déyér: Öỷün dağılsın, menem‿ē. Gözle, pert‿olmıyasan, qayıtmıyasan‿ā. Menim‿abrım géder‿ē. Ge sal qabağa. Saldı qabağa, bırdan bılar géti'le. Allah görsetmesin; bir dene Yahudu Ģehri var‿ıdı, müselman da var‿ıdı or'da. Bir ġemūn-u yähudu var‿ıdı bırda, o Ģehrin böyügiydi. Gétdile bınnan‿icāze aldıla. 245 - Bes bizde qeribeyik, gelmiĢik; icāze vérésen, biz bırda dükan qoyax. Bir cür‿oldu ki bıların‿iksiin dükani bir yérde 'olmadı. Biri bu tayda oldu, biri o tayda oldu, xıyabānın; indiki lefz. Özleri de Al'lāh‟ın qudretinnen birbirine béle oxĢardıla ki ād da iĢséydün, héĢ birin xalq, qız bilmezdi, oğlan bilmezdi. Birbirine oxĢardıla bılar. A'ğa, bu millet gördü ki; bıların‿ëvü 250 dağılsın; bu iki dene qeribe de merdimin müĢterisin kesip. Day héĢ kes 305 bılardan‿alan yoxdu, éle, bı'lardan alella. Bu kiĢiler géti, ġemūn‟a Ģikāyet‿éledile. ġemūn‿özi geldi, bir berresi éledi, bılara bir bāzresi éledi, çox metin‿imiĢ lāmesseb, Ģekk‿éliyebilmedi. Bir dene qārı arvad tap'dı; qedim ki tükçe qārısı diyerdi'le. Belé bi qārı arvad tapdı, dédi: Senin 255 bir‿ağrun qızıl, bir‿ağrun gümüĢ sene verece'yem; bilésen ki menim varımdı. Dédi: He! - Sen, bıların oğlan - qızlığın bile'sen. Qız‿olsa, menim menzilime; bā, bu sederini açıx qoyéram; getiresen küpürnen. Ge mennen qızıl, gümüĢüü al‿apar. Ne ğede yéeceksen, yé dā. 260 Qārı néyledi!? Bir géce bu oğlan géderdi qızın menziline, bir géce o gelerdi mının menziline; xaq Ģekk‿elemezdi ki bılar, hası hasının menziline çox gédér. Ağa, qārı geldi néyledi! O gecesi bu qara yétmiĢ‿oğlan, gedecēydi; yıxıldı bının yoluna, nāle éledi: Ay millet, ay Müselmannar, men‿öléyrem, men kārĭvannan dalı qalmıĢam, mene bir réhm‿éléyin. Bu 265 oğlan geldi, durdu mının qabağında. Dédi: Ay‿Allah‟ın cavanı, Allah‟ın bendesi, menim de éle oğlum var‿ıdı, aradan gédib. Dedem‿aradan gédib, min dene qara yaxdı. Bes sen, meni apar, bi yéce hifs‿éle. Bu oğlanın rehmi gelér, götürér bını, gelér qapı'ya. Getirér qapıya. - Emi qızı! 270 - Belé! - Bir dene qarı arvatdı getimiĢem. Çox qara gündéydi. Emi qızısı, bına bi qaĢ qabax sattırdı, dédi: Évin dağılsın‿iĢtibāh‿éléyib'sen. ĠĢtibāh‿éléyibsen; amma da getiriþsen, senün xatirüve men‿istemérem,‿aparasan salasan xıyavana. Diyesen ki bizi 275 qoymuyacaxla, biz‿axır bi yérde baĢ çıxardax. Ağa, arvaţ geldi. - Éle men, bu küçede qallam, siz héle, géçün‿o otağuza. Qedim küçemiz de var‿ıdı. Bizim‿éle elan da var. Belé, bu qaldı éle bu küçede. Bir müddet‿ağladı, sıtqadı, néyledi, ahızar‿éle'di, onnan sora yavaĢ 306 yavaĢ toxtadı. YavaĢ yavaĢ toxtadı, bılar da, yéb‿içéydile; xoĢu geldi, bu 280 oğlan dédi: Qarı nene, éle sen de gel, bırda bizim yanımızda otu da; elan ki halun toxtéyib. Ağa, qārı geldi, bırda ot'du. Bu lehneti qarı néyledi! YavaĢ yavaĢ, yavaĢ yavaĢ bıların‿o yéb‿iĢmeyine... - Yox hele, men, çayı da men tökerem. Meselen‿o mōgé Ģāyed meĢrub da var‿ımıĢ. 285 - MeĢrubu da éle men tökerem. Nemene zehrmaruz‿ol'sa, men size xitmet‿éle'rem. Menim de éle oğlum 'vardı, menim de éle qardaĢım 'vardı. Sanér de bılar‿ıçın. Dürüs bıların reddin‿azdırdı. NuĢdāru, bu dārudan tökdü bı'na ki yuxu getirer. Bılarun her‿ikisin de diyiretti ora, éle iĢdile. Belé, 290 bının qoltuğuna bi elin soxdu, gördü yo, bının qultuğunda sine mine yoxtu, o birsi qızdı. Qızı sürütdedi, qapıdan çıxartdı, qoydu küpine; yanı küpi yoxundéydi, fōri el‿idile. O küpine qoydu, küpin piçin burdu, özü de otdu yanın'da. ġemūn‟ın sedersisinnen, çarderisinnen géçirtdi içeri, apardı ġemūn‿ıçın. Belé, xeber geldi süb çağı ġemūn‟a ki biléysen qārı qızı getirip, 295 qārı qızı getirib.‿Allah görsetmesin, Āyet, yuxudan‿uyandı, gördü; kül bının baĢına, bu annaméyib, qız heqdéymiĢ. Gétdi qız, gétdi. Bu Āyet, néyledi!? Durdu, bir dene cebede Ģéy Ģüy tökdü, bırdan‿ordan. Xob hara yédeceydi, bu ne bilér. Dédi: Xob, bi sorağ tutum dā. Bırda 300 orda véyvaĢ véyvaĢ; begōlé MeĢ Qurbaneli; gezéy'di: Ay xurdavat‿alan, fılan fes mekan... - Görüm ne xeberdi. Belke bu qızdan bi xeber bilem. Qız da külefirengiden baxéydi gördü; hele, bı tézlikde yox‿ā. Gördü. Ağa ġemūn dédi: Gelim mının menziline? Dédi: yox, qīx desd‿aĢıq getireceksen, qīx gün mene toy çaldıracaxsan, bir deste zerbaft libas men çin 305 tiktireceħsen, getiresen bırda véresen me'nē, men gé'yem, annan menim toyum sennen baĢa gele. Éle me, sen çin gelmiĢem, nārahat‿olma. Men, da seni kimi Ģexsi hardan tapacām. ġemūn da yumuĢandı, bu diyennere 307 emel‿éledi. Qırx dest‿aĢıx tapbıĢdı, getirib doldurmıĢdı. AĢıqlardan biri éle dayra çalandı, biri zırna çalan; hemereqem var. Ağa bir middetden sora; o 310 Āyetullah; külefirengiden göréydi, gördü, diyesen bir dene, bı Āyet‟di, uzun pelto géyip, bi dene de cebe, qabağında bücür tutub, dolanér. Dédi: Éle bu odu. Bir kenizi var‿ıdı, çox qolu çolmaq. Kenizine dédi: Kenizim, du ge bıra. Dédi: Belé! Dédi: ba, o çerçini göréy'sen? 'Onu day getiresen bıra‿ya, gözle, gelmez, vıra vıra yeti. Getiresen bıra, 'nemene istesün, sen çin‿alacām. Ağa, 315 dé bayax keniz, qopdu gétdi, yapıĢdı mının xırtdeyinnen. - KiĢi, sen, mene ne déy'sen? Dédi: ġahun‿arvadı, seni istéy, yéke qelet‿éleme. Ağa, keniz, bını sürütdedi getdi çıxartdı, çıxartdı yuxarı. Gördü, belé; Simüzer xanım da qızıl libasları géyip, özinin,‿aynanı qoyuß qabağına; beqōli uĢaxlar, bedennümā 320 aynası déyerdile o mōqéy. Bedennümā aynasın qoyuf qabağına, eksin çekiþ, bir dene ecayib bir zāt. Bu Āyet, gi'rér, mını tanıméř. - Qıblé Ālem sağ‿olsun, xanım ne déysen mene!? Dééy: Külüm senün baĢuva, men sene démedim; qārını niye getdün! Gédersen, iki dene at; pulun da ki var; dükannarı berkit; veli birine hibbe 325 éleme. Beid döy, sen bedbext‿olacaxsan, qayıdacaxsan. Sen de Ģuur yoxdu. Sen, hibbe éleme birine, iki at, iki des libās-i merdāne cürrersen, gelersen‿ağcada üsdünde qalarsan. Bı qızı yollér sua‿yā, yollér kanara; day bı mıncığı, o mıncığı yığér, tökér‿ora, déyér qıza; Sen çin‿almıĢam da. - Ve amma gözle pert‿olma ya, men, özümü yétireceyem sene‿ye, o 330 cadanın kanarında. Sen, meni, gözle villersen‿ē. Men‿özümü yétirecem. Ağa, bu kiĢi geldi orda atdarı saxladı. Haçannan haçana, mını bedbahlığ yuxusu tutdu. Bedbexlıx yuxusu tutdu bını, bu, bi çurtdadı, çurtdıyanda atın biri bının‿elinnen sürüĢdü, çıxdí. Bu aralandı o yana. 335 Aralandı o yana, Āyet de bı yana yıxılıp, yatıp da. Bu xanım geldi, çıxdı bıra. Xanım çıxana kimi, sen déme aĢıxların birinin tiryeyi, zērmarı pulu yoxdu. 308 Dédi: Görüm, bir‿ëy möy çababillēm, bir zad‿oğurruğ‿éliyebillēm? Çıxdı, bı yanda gördü, bi dene at, üstünde xurcunu, biri de o yandadı, biri yatıþ. Dédi: El vıréyram. Eye uyansa, diyerem: Yeherin düzeldéy'dim. Uyanmasa da ki 340 mindim, qutardı, menimdi da. Ağa, Allah görsetmesin, bu āĢığ‿éle bu atun‿üstüne aĢan'da, Simüzer‿özün yétirdi bı atın yanına; veli o düĢen düĢüb, qaranquluq gécedi da, o yana. Āyet, uzalanıb yatıb, qara yatıĢ. A, dé bayax... - Ay em‿oğlu dayan! 345 Em‿oğlu da'yan diyene kimin; Simüzer, atı mindi, bının dalénca qōdu. - Em‿oğlu dayan, em‿oğlu dayan. Béle bildi, bına naz‿élér. ĀĢıq, qayıtdı, dédi: Rehmetdiyin qızı nemene déésen; em‿oğlu, em‿oğlu. Pox yédi em‿oğlu dedesiynen. BoĢla o yana da, nemene em‿oğlusu! Dédi: Gét, anun süti kimin sene helal. Da men‿oldum 350 biçāre. Ağa, bı vırdı özün; veli Āyet‟e tapĢırıp: - Dukan mukanın hibbe éleme. Beid döy qayıdasan, qoy xeĢligü olsun. Ağa, bı özün vırdı bir dene dağa; meselem béle bil, belferz Mecere, Xımıs dağına kimin. Élat var‿ıdı, bırda çoban var‿ıdı, qoyun saxléydi. Sübhi çağı, gün çıxan zaman bı çıxdı gördü, belé bi dene çoban bırda bir bölük 355 qoyun‿otarér. Çoban, éle izaxdan mına salam vérdi. Çün libas mibası qızıllığıydı, görkemliydi teğriben. Ġzaxdan salam vérdi. Bu dédi: Ay çoban yoxuna ge, yoxuna ye. Ëyün dağılsın çoban, men, sen çin gelmiĢem. Dédi: KiĢi, meni 'sarépsan!? Dédi: Yo, men sen çin gelmiĢem. Fōri bir dene men çin qoyun kes. Belé, bi dene qara qoyun mına kestirdi. Dédi: Ġndi bi kere 360 mene çörek mörek vér. Bu bir des merdāne libası ki terkinde var‿ıdı, bını vérdi çobana, dédi: Bu at, bu sen, bu da ox kaman, gét kendüze, déynen; men çin bir hanım gelip. Gelin,‿onu getirin. Men, bırda qoyunnarun gözlerem, nārahat‿olma. Nééyledi!? Bu çobanın libasın géydi, qoyunun‿o qatqatınnan géçitţi baĢına. Qatqatı, bilersen da? Belé, qārnında bir kepir 365 yér‿olar; o hezmidandı, qoyunun hezmidanı; qatqat diyeriħ biz‿ona 309 qedimnen. Qarnındadı, qatqat diyelle, kepir‿olar, onu qaĢılla, annan yualla, qarnın, her kes yése; men héĢ yémerem‿ömrümde. Belé, qoyunun qatqatınnan géçirtdi baĢına, oldu bi dene qeĢeħ kéçel. Çobanın libasların géydi, oldu bir dene kéçel, bir dene cavan. 'Döndi 370 Gilan‟a sarı meselem. Ağa, döndü Gilan‟a sarı yol baĢladı gétdi. Yol baĢladı gétdi, çıxdı deryā qırağına. Deryā qırağında keĢtibān var‿ıdı. Bılar géderdile, gelerdile. Bının da otuz qırx dene adamı var ‿ıdı, kārigeri var‿ıdı. Ġndi balıx tutan‿ımıĢ neymiĢ, onda hele iĢim yox. Bu keĢtibān da yaxçı bir adam ‿ıdı. Dédi: Valla, men kéçelem, bîçāreyem. Mene bırda yér véresiz, men, bırda 375 siz‿için aĢpazlıx‿éliyem. Dédile: Ëyün dağılsın, senin ki kifir kāfir tökülér sifetünnen. Özün pis saxléydi, bénevā. Gördüle yō, bir gün,‿iki gün saxladıla gördüle, çox qābil‿aĢpazlıx‿éler. Çox merbut cavandı bı. Bırad bir,‿otuz qırx gün qaldı. Bu cür leng‿olér ki o erinnen bir sorağ tapıla‿yā, emisi oğlunnan, Āyet‟den. Ağa, sorağ ki tapılmadı. Bir gün mını qem tutmuĢdí; xob, çiħrli 380 paltarda qalmıĢdı. Bu keĢtibān qabağıcax çıxan'da görér ki mının bı araxçını redd‿olub, bının qızıl görükér. Ġndi, o ne möhterem‿adam‿ımıĢ. Seslenér: Ay kéçel,‿ay kéçel, yatıpsan diyesen? Bu, durér, özün düzel'dér; veli görér, bını görüple. Görér, bını biliple ki bının qızılı var. Dééy: Xob da, meen ki bıra kimin‿idi. Bının nuĢdāru, davāyı bihūĢi varıy'dı. Éle hemun feqeredeki bılar 385 geldile ki, o yéeceydile, axırında bir‿içeceydile; o içeceħlerine bıların; çay ki yox‿umuĢ‿o mōqéy, bilexire meĢrub‿udụ ne zeher‿idi, ya su‿udu; bına dārū tökdü. Bıların hāmısın‿éledi bihūĢ. Durdu, néyledi! Bının kārigerrerinin hāmısının baĢın kesţi; veli bu kiĢini, 'öldürmedi. Bir zat yazdı qoydu ki her mōgéy gelip tapıl'sun, men senin keĢtü apardım; veli seen pulun vérecem. 390 Ağa, atıldı; özü de çıxmıĢtı, enmiĢti, keĢtini rōĢen‿éliyebiléydi. Ağa, çıxtı, deryānun‿üzü; ıhı diyesen, gétti, Enzeli‟ni géĢti béle bil, géĢţi. Bırda bi dene Ģāhzāde gelib Ģikar‿éléydi, Ġbrahım‿addı. Bu Ģāhzade dédi: Ay gemiçinin qızı, gemiçinin 'xanımı'san, 'neyisen, filansan! Bu dédi ki sen kimsen? Dédi: Men Ģahzāde Ġbrahim‟em; hası Ģahın ‿oğluyam. Dedi: Ëỷün 395 dağılsın, men, sen çin gelmiĢem da. Dédi: Xob, ge yédek da. Dédi: Külüm 310 seün baĢua, niya, men sennen gelim, gédim Ģeh're. Gét, qırx dene men çin qız getiresen, vekil, vüzera qızlarınnan cavan qız, temiz libasınan, qıŗx dene qız getiresen, men sen çin gelmiĢem‿éle. Ağa, bı da gétdi, hū saldı. Ağa, Kabla Emi‟nin qızın, Ağa Zekerya‟nın qızın, o birsinin qızın, cenabun qızın, 400 vekilin, vezirin qızların; o nemene o Ģeherde cavan qız var‿ıdı, gȫçek qız var‿ıdı; hamısın yığdı, géyindirdi, getdi. Bı, keĢtini getdi yoxuna; indi qayığı var‿ıdı, neyi var‿ıdı; bıların hāmısın mindirttirdi, Ġbrahım‟a dédi: Bilḕsen nemene'di!? Gözle, hepetteme, gét dört tene āğ birçek‿arvat 'geti, annan mennen gédek da. Men sen çin gelmiĢem da özün kü biléysen. Ağa, Ġbrahım 405 da gétti, dört béĢ dene qārı arvat taptı. BéĢ‿altı dene de qārı arvat getti, geldi. Gördüle; keĢti hardéydı, qız hardéydı. Bı qızlara dedi: Ġstéysiz bir dolanāx? Dédile: Xanım,‿özün bilersen! Ağa, özün bilersen ki, keĢtini sürdü deryanın ‿o tayına. Ġndi, bu derya yékéydi, xırdéydi; bırda vasailleri de var‿ıdı. O keĢtibānun yémelisi, iĢmelisi 410 var‿ıdı. Bu, sürdü keĢtini o tayına. O yére çıxtıla; gécéynen géttile, sübhi çağı çıxtıla; sen déme bılar çıxélla bi dene qırx 'haramının porusuna. Belé, qırx 'haramının porusuna ki elan da poru diyelle da. Bıra çıx'dı. Éle duran, durdu, gördü; keĢti sahab,‿éle bir keĢti xanım getirip. Bu, endi, dédi: O harambaĢına déyin: Bıra yelsin. HarambaĢı geldi qabağa. Dédi: Ağa, men 415 sen çin gelmiĢem. Bu qızlar da seün neferatun çun gelip. Bılar da menim‿adamlaımdı. Biz,‿éle siz‿için gelmi'Ģik. Ağa, bıların da havasları nacam‿oldu. GéĢtile içe'ri. Ağa, bir qız, bir‿oğlan; bir qız, bir‿oğlan‿oturttu. Özü de ottu reis-i haramının yanında. Dédi: Xob, men, elan bırda ceĢn tutéyram. Men bir ceĢn tutacağam, qızlar, Ģarab tökeceħsiz. Ġkisin qızların 420 tuttu aĢpaz, desteferman, dédi: Biléysen, bir tuluğa béyhūĢu tökeceħsiz, bir tuluğa yox. BihūĢu tökülennen sen véreceħsen kiĢilerē, sen véreceħsen bu saĺamatınnan qızlara. Ağa, o fendi éledi, bılar qırx biri de diyirrendile. Dédi: Qızlar! Dédi: Belé! Dédi: kül baĢıza, siz, héĢ qassablıx 'bilmesiz? Dédile: Xanım, nééyliyek. Dédi: Öldürün de, héĢ zat. Ağa, dé bayax; hamısın ĢemĢiri 425 var‿ıdı; haramıların ĢemĢirinen bıların qırxının baĢın kesdirdi. HarāmbaĢının 311 burun qulağın kesdi. Bıların‿atdarın çıxarttıla, mindile. Day keĢtini villedi bırda. KeĢti qaldı bırda. Bırda sürdüle. Hara!? Meselen day‿indi Zangan‟a gedeceħle, hara yédeceħle özleri bilér da. Bi dene Ģehre gédeceħle. Géttile. Bırda; qedim dōlet quĢu uçurdardımıĢla, hetmen, éĢidibsiz, tevecih‿éliyibsiz. 430 Sen déme bırda dōlet quĢu uçurdélla. - Ay haramı geldi, haramı geldi. Bu dééy: Baba, biz oğurru dȫylük. Veli da qızlara déyib: Paltaruzu evez‿éléyün‿ē, harāmı paltarı giyeceħsiz siz‿ē. Bir nefer biline, qızdı, dedesin yandırram. Hele görek, baĢımıza ne geléy. ĠnĢalla axırda çıxacāğ 435 dede nenemizin yaana. Ağa, bılar,‿o fendi éledile. Evvel, merdim, dédi: Harāmi geldi, harāmi geldi. Dédi: Baba, biz qonağıx, géçib gédéyrik da. O quĢ bilevarıs, gelesen‿ottu, mının baĢında. Ağa, gelesen‿ottu mının baĢında. Geldile: KiĢi, bu quĢ, iĢtibah‿éléyib. Dédi: Xob,‿iĢtiba éléyib, tutun‿aparun. Apardıla, gene villedile, gene yeldi, qondu mının baĢında. Axır 440 apardıla, bını bi dama saldıla, quĢ gétti, bacadan géĢti yétti, ottu mının baĢında. Ağ seqqelleri, bıların, Ģehrin böyüħleri dédile: Yo, bını, biz, Ģah‿élerik. BaĢarıxlı adam‿olar Ģahımızdı, bi-baĢarı olar, béĢ‿altı ilden sonra déyerik, çıx gét da; davası yoxtı bizinen. Dédi: Belé, men de ocür‿élerem. 445 GéĢdi, bırda oldu Ģāh, oldu derbāri. Dédi: Menim içe'ri péĢxitmetim, nökerim özümün var; éĢigi, siz, muhafizet‿éliyeceħsiz. Sizden bir nefer menim hasarıma giren yoxtu, tā menim icāzem‿ola. Meselem mēmurunan filanınan gelesiz, sözüz‿ola. Nééledi!? Ġki dene mēmur qoydu. Bu libasınnan eks saldı, vırdırdı dervazanın‿içeri üzü'ne. Özüne de iki dene mēmur qoydu, 450 meselen de, bizim‿aĢağı yolda. Dédi: Her qonax bıra gel'se; dilençi ola, séyid‿ola, gezenti ola, çolağ‿ola; onu getirersiz bıra. Ağa, mēmurrar, her gelen qonağı getirmeħde ol'sun. Sizin de canız sağ‿olsun. Geléydile, 'yéydile. Özlerine de, bu iki nefere tapĢırdı ki her kes bu ekse baxıp tüpirse, tutun; baĢın bulasa, tutun; öpse, tutun; söyse de, tutun; xéyér, 312 455 saĺamatça adam yép çıxıp gédér, iĢüz‿olmasın. Ağa, ocur‿éledile. Tike tike, bılar, bir dene bir dene geldilē; hetta ġemūn da geldi. ġemūn gelib qızın libasları için. ġemūn gelib. - Men, qızıl libaslarımı getirib, on çin gelmiĢem. KeĢtibān gelib. 460 - Men, 'keĢtim‿için gelmiĢem. Hāmısın sōra muhakimeye yığér‿a. Emisi oğlu gelennen sōra olér bı‿yā. Axırında, bı emisi oğlu geldi; bırda bir bélençil baĢın buladı, durdu ağlamağa. Bına üĢ dört geldi, nökerrerden. - KiĢi, sen niya ona ağladū, eksi niya biqurb‿élé'sen? Gettile, gördü, belé bu emisi oğludu. Bir gün dédi: ġah, tājquzārı élér; 465 bilin, hāmı gelsin. Ağa, yığdı tamam saran-ı o mahalı, o memleketi ya Ģehri, yığdı ora. Bir bir bılardan tuzihat soruĢdu. O kiĢiye dédi, dédi: KiĢi, sen niya ona tüpürdün. ġemūn tüpürmüĢdü axı. Dédi: Valla, éyni meseleni danıĢdı bın çın. 470 - Bucur oldu, bucur men gettim. Bucur‿o nāmerttiyin zadın sābit‿éledi. Men, gettim, bilexire özüme xanım éli'yem, bu mene kelek geldi. Menim libaslarımı da götürüp çıxıb. Men, gelmiĢem libaslarım‿ıçın. - Hāmı da éĢidér ki, xob, sen zülm éléyibsen dā. Béle döy beye!? Xob, seen ne iĢüv‿üdü mında!? 475 Onnan sōra üzün tuttu çobana. - Xōb, sen niya gelifsen? Dédi: Valla, men de gelmiĢem, o kepenegiminen ağacım‿ıçın. Dédi: Ëvün dağılsın, sen, bir dene at‿aparıpsan, bir xurcun‿aparıpsan. Diberdün dağılsın, senün be kepeneyün yanı béle baha deyerdi. Kepenek bi 480 kéçedi‿ḕy. Bedbext‿oğlu sen, ne 'déysen? Bıların hāmısın‿o yanda da oturdér tā axırında gelér hemun‿Ġbrahım‟a, ki qızların sahıbıydı. Dédi: Xob, sen, niya o qıza baĢın buladun, ya söydün, ya tüpürdün? Dédi: Baba, o mene 313 dede yandırıp. Day‿elan men memlekete gédeelmérem. Men, tamam‿ağ seqqellerin, vezir – vekilin qızların gédip, getirip vérmiĢem‿ona, bu bēsab 485 gele, mennen Ģehre toy‿éliyek; qızlarımı götürüp gelib. Meni de kende qoymélla, Ģehre qoymélla. Qıblé ālem sağ‿ossun, bilméysen, mene ne zülm‿olub. Dédi: Xéyli xob, sen ki o qıza el‿atmadun, necür‿élemedün, o xanımı ki dééysen. Dédi: Xéyir baba, biz héc‿ona yoxun gétmemiĢik. O harambaĢı da bücür déyér. Tike tike axırında emisi oğluna dééy: Sen, niya 490 ağladun, onu gördün? Dédi: O menim‿emim qızıdı. Mene, o zülmi ki élép, bu kiĢi élép. Evvel bize yér vérdi. Éyni cereyanı danıĢdı. Bücür‿oldu; men bir qārını gettim. O qārının vesilesiynen menim xanımmı göttü gétti. O menim xanımımdı, emim qızıdı. Ağa, bını diyende, bu dééy ki xōb, géssinne, evez‿olup gelsinnē. Veli o qızların libasların; çoxdandı ya, yéddi sekkiz‿il 495 géçip, bu qızın‿ayrı düĢmegi, bırdan‿aralanıp dedesinnen gétme'gi on dörd‿il zad çekip elan. Dédi: Qızlar, géssinne, gelsinle. Bılar géttile, öz libasların géydile geldile. GéĢti içeri, Ģahın‿oğluna dédi: Xōb, bını tanéy'san? Dédi: He, bı ānın kızıdı. O birsi cenabun qızıdı, o birsi filan vekilin qızıdı, addarıynan. Dédi: Xéyli xōb, sen bi yanda qal hele, senne iĢimiz var. 500 ġemūn‟u vérdi, doğrattır'dı. Dédi: Lāmesseb, adamın mahalına bi nefer penāhende geler. Sen‿evvel penāhendegi véripsen, annan bu oyunu getiripsēn. Bir‿iddeni salıpsan zelālete, néçe neferreri öldürttürüpsēn? Axırında hemun‿o emisi oğlunun‿elinnen tuttu, dédi: Hāmı bilsin, bu Ģehrin‿ehli de bilsin, bu qonaxlar da bilsin ki men qızam. Simüzer menem. 505 Bu da menim emim‿oğlu Āyet‟ţi. ġāh-ı memleket bıdı, men dȫylem. Tacı qoydu āsının baĢına, toy‿éledile, murada yétiĢdile. Allah, sizi de yétirsin. - ġiir Géce gündüz sene nifrin çekerem, insanlar canına düĢman qocalıx. 510 Cavannıx çağının qenimi sensen, qāmetderi éden käman qocalıx. Laçın kimi dağı dāĢı gezenner, ovlaxlarda, oṿ yan yane düzenner. 314 Sengere gédende feth‿éyliyenner, çekéller elünnen ämān qacalıx. Qoca yériyende axsax diyelle. Çox danıĢsa ona sarsax diyelle. Eğlin‿elden vérmiĢ axmax diyelle. Bına bāis sensen, inan qocalıx. 515 Āqilli kiĢinin‿eğlin‿azdıran, esā elde kǖçeleri gezdiren. HäĢtada doxsanda qebrin qazdıran, heyā éle daxı, utan qocalıx. GétmiĢdim Ģikara cengelistana. Gözüm düĢdü bir köhnelmiĢ äslana. Sürünüp dönéydi o yan bi yana, zikri bu elünnen: Äman qocalıx. YoxunnaĢdım, dédim:‿Ey, Ģîr-i jäyan, vehĢiler‿içnde tekce qehreman. 520 Eyilib,‿olupsan misāl-i kaman. Seni de çulqéyíb yaman qocalıx. Dédi: Éy pehlivan, Ģîri ner‿idim. Serkerde-yé peleng‿idim, bebr‿idim. Qocalığ ehāte étti, eridim. Salıp meni yaman hāle qocalıx. Göréysen dōrämi tülkiler‿alıp. Ah çekmekten gül-i rengim saralıp. Üstüme çäqqeller menim yol‿alıb. ġîri éyléyib mūĢ-i zaman qacalıx. 525 Murteza, sözüvü qutar bes‿éyle. Cavannıx günnere az heves‿éyle. ġéyrüvü yaz, qıĢı géçirt yaz‿éyle. Payız gelse, dōrum‿alar qocalıx. 315 SÖYLEYEN : Seccad Kerimi / 32 DERLEME YERĠ : HiĢeyin, Susava Köyü DERLENEN : Bayram, Anı 7 Bayram AkĢamı Töreni ÇarĢamba axĢamı merdüm yığı'Ģar; kendin resmi rusuminen; her kesen‿öz damına çıxar‿ot yandıralla. UĢaxları otdan‿atdandıralla, özleri atdanalla. 'Onnan géĢdi, ersinnen damnarun dōresine cızıx çekel'ler. Onu valla, héĢ‿özüm de bilmérem, éle déyélle 'resmidi. Bayramda ki oldu, béle il 5 bayramda 'hamu evvel kiçikler géder böyüklerün yaana. Merdüm bir biriynen gét geli 'oléy. Bu onun évine, o bının‿évi'ne. Sîzdebederde bücürdü ki merdüm çıxéy tebietden istifade élemeye. Çıxélla gezmeye, dolanmağa; qäza, nahar filan 'çölde. Bilexire bélençilik. ġéhin‟in āb-i havası yay yazı yaxçıdí; veli qıĢı yo. QıĢı, souğu çox‿olér. Yay yazda temizdi āb - havası, 10 gezib dolanmalıdı 'bağları. Qızılözen terefleri zadı çay qırağıdı, gédélle, temizdi havası. Qızılözen‟de de balıx tutélla, getirélle. Yaxçıdı, balıxları yaxçıdı; tebîi balıxdı. Anı 15 Menim xātirem bıdı ki mehessilçilik zamanı Xalxal‟da oxéydığ‿uĢaxlarnan, tētilat‿ıdı, çıxdıx geldik Susavı‟ya. Geldik, yol 'bağlıydí. 'Qarda, külekde piyada çıxdıx gétdik kende. Ġki üĢ gün ketde qaldıx. Dubāre onnan sora qayıtdıx geldik qēfiye, Vérge qēfesine; nisf-i rahdı ta asfalténcax. 'Orda bi séri maĢın‿olmadı gelek. Geldik zeng vırdıx Vérge‟den 'medresiye. 20 Aa Héyderi‟ynen danıĢdıx, dédik: Valla, ketden çıxıb gelmiĢik; maĢın yoxtu gelek. Dubāre o güni ki qéybet‿éliyecey‿idig‿onu Aa-yé Héyderi‟den‿icāze 'aldıx. AxĢam gétdik çıxdıx Xalxal‟a. 316 Xas sözüm‿odu ki mesūl'lardan, bizim menteqe mehrum mentqeqdi. Bu yol veziyeti, bu bizim yol veziyetimiz 'hammısınnan mo'homdi. 25 Feqet‿evvelin merhele bizim bı yollarımıza yétiĢeler. Kendin‿ābādisi yēni yolunandí. Yol‿olmasa, ketde abadçılıq 'yoxdı. 317 Röportajı Yapan : Mehdi Xımıslu SÖYLEYEN : Veli Bahari / 62 DERLEME YERĠ : HiĢeyin, Ağkend Köyü DERLENEN : Röportaj 8 - Emi, 'adun nedi? - Adım Veli Bahāri. - Ne iĢe baxarsan? - Teleke keĢaverzem. Gözüm béyinnen gédip de; elen‿éliyebilmérem ki. 5 - Néçe yaĢın vardı Ağa-yé Bahāri? - atmıĢ‿iki. - Néçe il iĢléyipsen, néçe il‿ekinçilig‿éléyipsen? - Néçe il!? Çōx, teğriben‿elli iki il. - Nemene ekersüz, nemene biçersüz? 10 - Buğ'da; erzibehuzur; arpa, meci, noxud. - Mal héyvan nemene saxlar'suz? - Qeblen davar saxlardım; elan saxlıyabilmérem. - Kendüzde nemene mal héyvan saxlalla? - Elan qonuĢular saxlır da; qoyun géçi, inek. Öküz elen bi cüt var bi nefer 15 çin. - Ekinçiligi necür ekelle, neyinen ekelle? - Tä'raħtornan. - Ağken‟dün ne ğede cemiyeti var? - BéĢ yüz‿övlüdü. 318 20 - Néçe parça kendi var? - On‿iki parça. - Ketderinnen néçe dene ad‿apar? - Küncü, Qarabılax, ReĢtava, Perçem; xılasa ne baĢuu ağrıdım çox. - Emi, qedim‿o ekinecek, biçinecek; cavannığunnan bi dene xātire tērifle. 25 - Neme déyim. Géderdük ġumal terefine, bicara. Bicara qalardım da. - Néynerdüz, néçiye qalarduz, necür‿iĢlerdüz, nemene iĢlerdüz? - O za'man tağriben yirmi min tümene. - Nemene iĢlerdüz? - Bicar iĢlerdim öküzünen özü de. 30 - Öz zemilerüzde necür‿iĢlerdün? - Öküzünen. - Nemene yéerdüz, néçe neferi iĢlerdüz? - Néçe neferi!? Onda kömey‿idik de. E'la oğlannar çıxıþ gédiþ. - Néçe uĢağun var senün? 35 - Üç‿oğlum var. - Harda olélla? - Téhran‟da. Biri xıdmetdedi. - Özüz néçe bacı qardaĢ‿ıduz? - QardaĢım ölüp. Ġki qardaĢ‿ıdıx, biri ölüp men qalmıĢam. 40 - Néçe tike zemi varun? - Zemi! BéĢ tike. - Ekésen génē? - Yo, eħmérem. E'kemmérem. 319 - Zemilerüz sulu'di? 45 - Xééy, démidi. YağıĢ yoxdu ki hele fḕlen. Qalıb‿Allah‿a da. - Millet necür géçinér? - Millet, géçinir de, bicür de. Bahalıxdı da, bike bahalıxdı. 320 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 YANITLAYAN : Celal Babayi / 55 DERLEME YERĠ : HiĢeyin, Kemer Köyü DERLENEN : Röportaj 9 - Senün‿adun nemenedi emi? - Men Kemerriyem, Calal Bābāi. Kendimizü adı Kemer‟di. - Senün iĢün nedi? - Terektürçüyem, keĢāverzam. 5 - Néçe yaĢın var? - Elli béĢ. - Sen ki indi ekésen, Kemer‟de nemeneler‿ekélle? - Biz, nar, héyva, encil, üzüm, soğan, pemedor xıyar; mehsulumuz bağdı. 10 - Kendüz néçe évdi? - Otuz béĢ‿év. - Vezleri yaxçıdı? - Teğri'ben, vezi dalı éle menem. - Néçe uĢağun var? 15 - Menim yéddi dene uĢağım var. Biri Tḕran‟da müḳennikdi. Ġkisi medresiye yédelle. - Bi dene xātire tērifle. - 'Xātirem 'çoxdu; müntehası démek veqt‿istér. Men bi defe cüt süréydim, terektürün tormuzu tutmadı, iki bu ucalıxda yérden düĢdüm. 321 20 Bu piĢden gétdim‿o piĢe. Etekde iki yüz dene meyallaq yéri var‿ıdı; qaldım. Onu mōcize görmüĢem. Bir defede démiĢem. GétmiĢdim, piĢden‿uçmuĢdum. DüĢüp gétmiĢdim‿aĢağaya. Didim: Ya E'belfez! Ya Ebelfez didim. Qabax teyerimin yéri yox‿udu; baĢ gétdi dayandı kendiye. Dünenneri bi dene qurt düçarıma geldi, üĢ dene. Necür diyim; 25 cuft‿olmuĢţular. Men gördüm da. 'Günüz‿üdü gördüm. - Kendüze nemenéynem gét - gel‿élersüz? - Terekturunan. MaĢın varımızdı, gétmir maĢın. Bu hacıya dinen, gétse, gédebilmez. Eylan éle yaydı, qurudu yol'larmız da. Bu Qızılüzēn qırağındéyıx. 30 - Serbazçılıxdan bir xātire... - Serbazçılıxdan, Bāruzanı‟ya kömek gétmiĢem, kürdi libasınan, Ģah zamanıydı. Kürdi libasınan gétmiĢem‿orda üç‿ay qalmıĢam. Ġran terefinnen gédib‿olara kömeg‿élemiĢig. O'lar, Hesenülbek zamanıydı, olarun‿ertéĢin vıréydılar da. Saddam‟nan qabağ‿ıdı da. Biz ḳurdi 35 libasınan serbazçılığa gétmiĢdig‿ora. Üç‿ay qaldım‿orda. - Day danıĢ görek! - Ne 'danıĢım!? Sen soruĢ, man danıĢım da. - Sen‿özün ekinçilig‿éler'sen? - Belé, men‿elan soğan‿eħmiĢem, 'yonca eħmiĢem. Narım var. Nar bağı 40 varım. Soğan‿eħmiĢem, arpa eħmiĢem, buğda eħmiĢem. Gene de ekeceem. O yérreri biçennen sora dubāre bi de ekeceem. - Rāzısuz ketde qalmağuz'dan? - Helbette bu dōlet qoysa, belé. - Meye 'qoymér? 45 - Xéér! - Niya? 322 - Da o barnamaları evez‿éléþ de, da siyasetin biz zad éliyemmerik ki. Meselem biz‿elen getirérik bu hacıya vérérik narı iki yüs tüme'ne. Bu vérér sekgiz yüs tümene, bu hacı. Tḕran‟da olér iki min tümen. Bunun 50 günahı kimnen‿olér. Da bizim yük‿olmér ki meselen birden néçe ton bar vırax gédek. Tike tike yığıĢılér‿oléŗ, yük de. Meselen bını kim‿élér, bāisi 'kimdi. Men soğanı vérmiĢem yüs tümene; elan bu hacıdan‿al, görek soğanı néçiye alérsan!? - Hacı, atunnan, anunnan bi dene xātire nemene zéhnünde vardı? 55 - Olarun xātiresi 'çoxdu. 'Necür déyim! Olar qedimi bi sözlerdi. Olar bahalıxdan biléŕler. Çox qere günner çekipler. Meselen bu günneri rōĢan biléller. He 'baba, bu günneri xoĢ biléller. Çox ajlıx çekipler, çox korruxlar çekipler. Onda zor déyérdiler, zor var‿ıdı. Elan zor hākim dör. 60 Déyéŗ: Ġcāze vérmezdileŗ, ekdigimiz, biĢdigimiz zatdarı, xermenneri yığağ‿aparağ‿öṿümüze. Ġcāze vérmirdile, ekdigimiz,‿öz kesbimizi özümüz götü'rek. Gécede ki gereg‿ona nigehbançılığ vérér'di. Elan‿özümüz‿ekib‿özümüz biçérik da. Öz‿ağamız, öz xanımız, öz beyimizik da; feqet budu ki furuĢa véremmérik. Bi dene xātire di'yim; ama xulase éle onu. Bi kiĢi var‿ı'dı. Bi kiĢi var‿ıdı. 65 Xannar gelerdi oturardı or'da. Bi dene kiĢiin héĢ ne yoxuydu; bi dene yumuŗtda touğu var‿ı'dı. Bu yumutda touğu keséller‿aparéllar‿o xa'na. Sarı yağınan zadınan piĢiréller, véréller bu xana, Ģam véréller. Annan mınun sür – sümüyü qayıdér gelér 'da. O düyünün yér dibi, sür – sümük, filan, olar qayıdér gelér bılarun‿övleri'ne. Tezeden bu uĢağ 70 götürér, yéér. Onda da Ģalvar – malvar yox‿udu axı, tumançağ gezéřmiĢler. Bu yünden zaddan Ģalvar tikerdiler, paltar yox‿umuĢ ki. Atılér düĢér, déyér ki ay‿aman, her gün bize qonaxlıx diye'ler. Nenesi de déyér: Bizim‿öz touğumuz bi denéydi, yumutdéydı da, da yox‿udu ki her gün sene qonaxlıx diyeler. 323 2. Ağız Bölgesi: -ér Ağzı 75 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 YANITLAYAN : Mehdi Kivilu / 35 DERLEME YERĠ : Kivi, Merkez DERLENEN : Röportaj 10 - Aduz nemenedi? - Men Mehdi‟yem. - Néçe yaĢuz var? - Otuz béĢ. 5 - ĠĢüz nemenedi Ağa Mehdi? - Men 'félen tesisati iĢlerdeyem. - Kivi‟de ekinçilige göre nemene var? - Kivi‟nin özünde ekinçilik çox sorağım yoxdu, ekseren bagıbanıdı; veli etraf ketderde ekinçiliyi çoxter var. 10 - Éle bāğbaniye göre, bi dene bāğbanın derāmedi ne ğeder‿olabiler? Ya miyveleri nemenedi, mehsulları nemenedi? - Miyvelerinnen de memulen çoxter göze deyen héyvadu ki Farslar beh tanıyır. Bed gilas var, albalı var, müteeddid miyveler var‿ıdı. Xiyar filan da ki memulen xob‿il be il ekilér. 15 - Kivi‟nin havası necürdü? - Kivi, nisbet Xalxal‟a; neinki derede vaqé olunér, nisbeten‿isti olar. - Üzümü de yétiĢḕr? 324 - Üzümü de vardı. Üzümü de çoxtu nisbeten. Nisbet ‿obirsi mivelere diyebillem ki evvelde héyvadu, üzümdü, éle gilasdu, albalıdu, bılar 20 vardu. Hala aĢağı dersedde armut var onnan so'ra obirsi miyveler ki elen menim zéhnimde yoxdu. - Kvi‟nin cemiyeti ne ğederdi? - On béĢ min nefer. Hetmen‿on béĢ min nefer etrafınan‿olar da? - Siz derāmedüzden rāzısuz? 25 - Men deramedimnen razı dȫrem; veli istérem nārazı de olmıyam. - Ekinçilik Kivi‟de meselen nemene istifāde élélle? - Ruyéhemrefte Ģāyed, yüze doqsan béĢ é'le tıraktordan filannan, çox aĢağa zat'da öküzden filannan istifāde élélle. Men özüm Ģāyed indiyeceg héĢ Kivi‟de görmemiĢem öküzünen istifāde éliyele. Olsa 30 ketderde olar. Men‿özüm uĢağılığmnan yadımda ki Kivi‟de çoxter tıraktor gelerdi ketderden. Elan da ki xob‿elhemdülla day çoxalıbdı. 325 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 YANITLAYAN : Hebib Talebi / 57 DERLEME YERĠ : Kivi Merkez DERLENEN : Röportaj, Anı 11 - Aduz nemenedi? - Hebib Tālébi. - Néçe yaĢuz vardı? - Elli yeddi. 5 - Ne iĢe baxarsuz? - Men qabax terebarfuruĢ‿udum. El‟an pilastikfuruĢam. - Siz‿éle Kivilisǖz? - Éle menim‿esli nesebim Kivilidi. - Néçe dene uĢağuz vardı? 10 - Menim üĢ qızım var, bi oğulum. - Kivi‟den köçübler? - 'Hamısı Kivi‟dedi. - Kivi‟de menbe-é derāmed ne hāletdedi, necürdi? - Menbé‟é deramed, qabax yaxĢíydí; veli el‟an faydası yox. Necür faydası 15 yox'tu!? Etraf ketder, yüz heĢtad‿iki parça ketden, elan béle çoxları köçüp, çıxıp gédip. Bıranın neinki bimaristan‿o ḳarxana ṿo, hés zadı 'olmadı; bırdan köĢdüle, çıxdıla, gétdile. Elan etraf ketder, meselem béle ketder var ki teqriben‿iki év qalıp; yüz heĢtad‿évden iki év. Men niĢan da vérebillem. O hisaþlarnan meselem, birden xob, menbeé 20 deramed veqti ki bıra on min nefer ya xéyir günde gelse yaxĢı'du; ya 326 xéyir birden meselem biden elli nefer gelse? Onu sen ‿éle özün nezerde al. MüĢteri neḳḳede çox gelse, derāmedi öbile çoxtu. Bıranın ne karxanası yoxtu, ne... Bıranın meselem birden ḳarxanéye çubbori, meselem gerek bıranınkı oléydi; geldi, gétti Xalxal‟a. Elan nemene olup!? Gédip Xalxal‟a. Bırdan meselem tamam‿ağaĢları kesélle, 25 aparélla ora. Bağları tamam vîran qaldı. Tamam‿ağaĢlar bırdan gédér, hezîne olér, gédér, çıxér Xalxal‟a. Sen bi dene onu nezerde ol; birden Xalxal‟da üĢ dene bimarista. Yox doxsan dene kendün var ‿ıdı, neḳḳed? HéĢ bi dene bimaristan yoxţu bu qedde menteqede. Ve gédennerün de teqsiri yoxtu. O keĢaverz ki meselem gerek bi Ģéy eke, 30 biçe tōlid éli'ye; gelér meselem birden gédiple Téhran‟a ya alahı yérrere. Gelélle bırda ekélle. Onu da 'hamısı yox, bi 'tédat ekélle. Onnan sora bu sefer néylélle? Villélle, bıları bırda satélla qeĢeg, pulların qoyélla ciblerine, çıxélla, gédélle. Da oranı ādet‿éledi de. Orda menzil tutupla; menzil, āĢiyane, her ne cürréyiple özlerine. Da 35 bıranın béle bir menbéé deramed yoxudu. - Kivi‟nin öz bağlarının mehsulları nemenedi? - Mehsulları da elen day ağaĢ quréyib, tezeden ekélle; ektikleri de béle bi Ģéy dör. Mehsulu alma o héyva o albalı o; dünyada 'ne miyve désün; üzüm o. 40 - Havası da Xalxal‟dan istidi? - Bıra xéyr, bıraın havasí, Xalxal‟ınkı souğ‿olar, bıraankı bi zerre isti olar. - Kendlerün mehsulları, ekinecekleri nemenedi? 45 Ekseren buğdadu, arpadu, kürüĢnedü, mercidü, lepedü, her 'nesi var. Allah bıra her neni vérib. Müntehayé meratibde neinki suṿu yoxdu. Suyu olsa meselem bi dene eger bu seddî ki vırılér; eger bu sed baĢa gel'se, her nesi var. Eger bu sed birden ba'Ģa gele; Xälxal sēl‿idi, héĢ güman‿élemirem béle yér tapı'la. Elan meselem birden veqtin ola, gédesen kȫĢe'ne, néçe min hiktarrar meselem yérrer var, bayır qalıp, 327 vîrāneye tebdil‿olup; ni'ya!? Munun suyu yoxtu. Elan bıranın béhterin 50 menzereli yérreri var, béhterin meselem birden bıranın DaĢ Hamamı var. Gédesen meselem birden‿ora, oranın menzeresinde; Paris‟de élençik yérrer yoxtu da, bırda var. Veli müntehayé meratéb nemene, merdüm‿éle ki béĢ Qıran tapabilér, çıxér gédér; tapabilmeyen meni kimin ölü qalıþ bırda. Ya xéyr birden uĢaqlarımızdu oxuyép; 55 qudretimiz‿on ikiye kimin çattı. On ikiye kimin oxutdurmuĢam; on ikiden‿o yana ne iĢ var, ne güç; néynesün. 'Hamısın bıların adam hésab‿éliyende, görér ki belé o köçüp gédenner berendedi. Elan köçüb gédenner maĢalla vezi tuptu; veli bıra yox, bıra dala qalıp. Bır'an‿eger birden keĢeverzisi, qabağ‿eger birden hésab‿élesün; 60 soğan, kertop, dünyada 'nemene déséydün. Bırda meselem bi Ģéy‿ihtiyaç döydü ki meselem birden Ģehrden ya alahı yérden vārid‿éliye'le. Bır'an‿özünün varıydı. Elen meselen bizde bağ var; doğuz‿emele gelip. Menim‿elen héĢ‿özümün bağ, meselen bi tikedü, azdu. Bi dene o tike bağda meselem birden görésen doğuz da qoymér 65 bi Ģéy qala. Veli xob kim, kim gelip yétiĢecek. Gerek bi nefer‿ola ki meselem bidem mını vı'ra, béyinnen‿apara. O doğuzlar meselem birden gelir, vîran‿élér. Her kes nemene ekér vîrān qoyér. - Qedimki xātirelerden nemene zéhnüzde vardı; uĢax vaxtınnan, xıtmetden, toy‿élemekden? 70 - Qedim zaman bıra, ekseren meselem toy qısmetinde gelerdile, o mōqé aĢıq zat gelerdi. O mōqé aĢıq diyerdük. Gelerdile bırda üĢ gün,‿üĢ géce çalardıla, oynardıla; dilxoĢlux da vardı da. Bağların da de'rāmed varıydı. Yanı her kesenin bi dene tike bağı olséy'di, day 75 besiydi. Ve bu bağlarda bi dene xanım var‿ıdı. O xanımun‿adı yadımnan çıxıptı; Aabeyim Xala. Men‿onu özüm görmiĢdim. O Aabeyim Xala, her mōgé, her‿il'de héyva vaxtı, héyvanı deren zamani o aĢığı aparardı, bağların da çaldırardí. O ağaĢlar, Alalh‟ın qudretiynen; bilmirem,‿indi o ne hisab‿idi. O vafat‿éléyib dünyadan 328 80 gédennen so'ra day‿o miyveler 'olmaz. Elenda ki meselem hemen yérrer vîrāneye tebdil‿olub. Niye!? XoĢsāli oldu. Veli biz qabağ‿uĢağ‿ıdux, diyerdük: Bıra bax, bıra; arvadun‿ağlına bax; getirér‿ağaĢların dibinde aĢıx çaldırér. Éle vijdanen düzün déyérem‿ē; veli el'an xéyir. Elan da day‿indi bilmérem, indi hemen 85 zamana yétiĢiple ya yo!? Meslem biden men‿uĢağ‿ıdım, Ģāyed birden elli il bınnan qabağın sȫbetidi. Elli il bunnan qabağ‿o bi dene qoca arvad‿ıdı, béle de bi Ģéyi yox‿udu, bi dene bağı var‿ıdı. O bi dene bağda néyner'di, getirerdi; Allah Ģāhitti; çalardılar,‿oynardılar, fi'lan, xılase o ağaĢlar da mehsul vérerdi. Ve bırdan meselem biden 90 Erdebil‟e ya xéyir sāir yérre're... Birden turĢ héyvanın‿etri; biz‿özümüz bi dene saxlıyanda; bi dene xéyir; bi cēbe saxlardıx, onun‿iyi évadanığı götürerdi, etri vırardı; veli el'an xéyir. El'an çox yaxĢı dȫredi: amma pulu olan‿ıçın, day bizler‿için xéyir. Qedim zaman menim yadıma gel'er; ağam bîçāre; bi dene divarın‿içinde bi 95 dene yér var‿ıdı, ona diyerdik dolap. Getirerdi or'a bı qedde, bı qedde xırça qoyardı. Her kes meriz‿olséydı, bi dene aparıp véredi. Veli el'an birden qıĢ, yay, yaz, her fesl‿istéysen, her miyve var. Veli xob kim‿içün!? Pulu olan‿içün. O dōréynen bu dōrenün ferqi mabitefavutu var. Bu dōre ki el'an birden cenabuz göré'süz... O moqéy bîçāre ağam 100 danıĢardí, meselem biden bıların var‿o sirvetderi, o endāzéymiĢ, qutaran döymüĢ. Evezine no ol'ér? Bıların‿ağaları merhum‿olér. O gün géçér, iki gün onnan sora gelélle bıların darı nedarrarın götürüp gédélle. Meselem biden yüz dene héyvannarın, yüz dene qara malların, ‟hamısın çapoçular gelér; at, qatır, inek. DanıĢérdi, déyirdi ki 105 géce yattux, süb durdux; déyér; gördük hés zat qalméyıp. Géce yatmıĢtı, seher, süb bıları ki götürüp gétmiĢdile; bu néynemiĢti!? Bu uĢağ‿ımıĢ. Munun böyüg qardaĢı da uĢağ‿ımıĢ. Xılase bılar bücür zindegi élérmiĢle. Bi dene ineħleri qalmıĢ‿ımıĢ, bi dene feĢleri qalmıĢ‿ımıĢ, iki dene quzuları. Veli bu kendi déyermiĢle; 329 110 yérün‿altında buğdaları çox‿umuĢ. Vırér bahalığ zamanı gelér. Bahalığ zamanı gelende bılar; bi familimiz vardı bırda; bılar gelélle o'ra. Gelennen sora oların da hés zatları yox‿umuĢ. Gelélle, götürélle onu çörey‿élélle, çörey‿élélle satélla. Bir müddeti bırda qalannan sora Yuxarı Kivi‟de, vırér Allah görsetmesin bahalığ‿olér. Bılar, o 115 kendilerin unnarın, buğdaların zadın götürélle mesref‿élélle. Buların ineħleri gédér‿éĢige. Gédende Allah görsetmesin yoxluğ‿umuĢ; ağam bîçāre söhbet‿élirdi, déyirdi: Bi nefer geldi, pıçağı vırdı onun qaar'na da baĢın kesmedi. Déyér: Merdüm töküldi. Déyér: Tökülende men; uĢağ‿ıdım; qoydum qaĢdım, dédim:‿Ay nene, ineyi kestile. Ġneyi 120 kestile! Déyér: Geldi béçara gördü baba, eti quta'rıb, munun qanın da götürüp aparélla, hés zat yoxtu. Bu qeyidér, teğriben; fikr‿élérem; yirmi sekkizden de bike qabağa, min‿üĢ yüz yirmi sekkizden qabağa, o evvel bahalıxda. Veli yirmi sekkizde ki men‿oldum; o mō'qé bi dene qar yağmıĢ‿ımıĢ, day virudî yox‿umuĢ, kiselerin‿içinde tünülinen 125 gédermiĢle, gelermiĢle. Ġndi el'an da o qarrar yoxtu. Sora danıĢérdı, déyérdi: Bi dene attı gel'di. Déyér: Dédi: O quzunu qōza menim qucağıma. Déyér: Quzunu qōzadım; göttü, gétti. Obirsi quzunu da obirsi atdíya vérdim; göttü, gétti. Bu sefer geldim éve. Nenem dédi: Hani quzi? Déyér: Dédim: Ġki dene attı geldi; birin birine vérdim, birin 130 de birine. - Lap yaxçí! - Déyér: geldim, gördüm, qardaĢımı tepesi üsde asléyıbla. - Be bunu niye asléyıpsuz? - Évüzde bi dene feĢ qalıp alıĢqa qabağında. O bi dene ferĢi get ge vér. 135 Bi de iki Tümen pul var, o iki Tümen pulu da get ge vér onnan sora āzād‿éliyek. - Déyér: Belé, onu da vérdi, āzād‿éledile; çıxtı, gétti. Déyér: Belé, bı sefer men götdüm, nemene var‿ıdı, vérdim mına. Onnan sora 330 qardaĢımı aĢdım, getdig‿éve; éve getirenne sora; déyér: da biz 140 yığĢdırduq. Qoyduq qaĢduq, gétdik; déyér; Gilan‟a. Gilan‟a gétdüg,‿orda tükan tuttuq; vez ōza, teĢkilat; iki dene cavan ‿ıduq, iki dene xanım alduq; zindegini orda baĢladuq. Orda da bi yirmi il qalannan so'ra o emim qalmıĢţı orda, bu ağam gelmiĢţi bıra; neinki bırda yérreri zaddarı çoxţu. O da gelip bıra yetiĢene kimin yérrer‿o 145 qabale filan da ellerinde döydü, olar da ĢeĢ deng‿elden çıxıp bi dene bağ qalmıĢdı. O bi dene bağı da o menim böyük qardaĢım vérdi bılara, men hés zat götümedim. Belé, zindegi, ōza, teĢkilat birden... Elan çox yaxĢı dȫredi, ucuzluğu o'la. Geldi géĢti, uĢaxdu, zehmet çekér on iki‿il; bılara bi iĢ tapıla. Da elan biden menim veqtim géçib; veli o 150 uĢaxlar ki oxélle on‿iki il; neticéyé bi iĢ‿ola. Bi de ucuzluğ‿ola; neinki meselem biden bücür bahalıx. Rōqen nabati elan on‿iki min. Allah rızası hésab‿éliyende gereg bücür Ģéylere 'yétiĢele. - Kivi‟ye medrese ne zaman gelipti? - Medrese bıra evvel gelen'de bi dene bırda Malla Esed var‿ımıĢ. Malla 155 Esed bırda o elif, bé, té, sé zamanı; gelmiĢdile bırda bu medrese ki açılér; bu kiĢi glér‿orda, Malla Esed gelér des vérér. Des vérende bu sefer bu; gelélle dȫlet terefinnen ki bırda medrese qoyax. Aa bılar yığıĢélla, tezahurat‿élélle; ki bırda iĢḳulla qoyélla, béname iĢḳulla. ĠĢḳulla indi o zamanın pis mēnası neyimiĢ bilmérem‿e; o menim 160 xatirimdedi. Qedimkiler mene sȫbet‿éléyip, menim öz yadıma gelmér. Xılase gelélle bırda tezahurat zad‿élélle; medrese olmasun. Bırdan götürélle medreseni vérélle Xalxal‟a. Evvel bıra gel'ér. Meclisdeki var‿ımıĢ meselem biden‿o adam; adı yadımda qalméyib; o evvel medreseni bıra vérér, Kivi‟ye. Kivi qebul‿élemér; bu malla tezahurat 165 élér ber-eléyhé medrese; xılasa medreseni götürélle vérélle Xalxa'l‟a, bıra qalér medresesiz. Tezeden bırda bénamé bi dene Hacı Yedullah; Allah rehmet‿élesün, Xalxalı‟nın dedsi, o bi dene iĢi düz çıxdı; o gelér bır'da merdümnen ve özünnen bi miqdar pul qo'yér, gelélle gédélle, 331 Erdebil‟den bi dene muellim getirélle, bırda des vérér. Belé, o zaman getirélle bırda medrese qoyélla. Onnan sora bu sefer bi miqdar yér 170 aldıla, néynedile! O yérreri olmıĢdıla, néynemiĢdile, medrese düzeltmiĢdi'le. Soralığı menim yadıma geler ki da biz‿özümüz géttük. Men sévüme kimi oxudum. O mōgéy medrese teze gelmiĢti. Medreseyé Hafiz bırda ki evvelcek var‿ıdı, oydu; onnan sora da çoğaldı. O mōqé bi dene müellim var‿ıdı, Ağa Mir‿Abdullah. Ağa Mir‿Abdullah 175 bi dene séyid‿idi. O geldi benanı qoydu. Onnan qabax da qoymuĢtula, iki dene müellim gelmiĢti. Sora da bizim zamanımızda doḳḳuza kimin var‿ıdı. Doḳḳuzdan sora çoxaldı. Elan da ki xob daniĢsarası yox. DaniĢqah meselem bi dene istélle getirele, daniĢqah meselem biden getiremmélle. Bi mōqéy déyérdile, meselem biden bıranın yéri yox'tu, 180 yurdu yox'tu; der-sureti ki yér var, çoxtu yér. Anı 185 - Aa-yé Tālébî bi dene de eger xātire tērif ēlesüz, bi dene xātire istérik. - Bi dene xātire serbazçılıxdan da diyebillem. O mōqé biz Duab‟déydük. Duab‟dan bizi verdile, geldük Téhran‟a. Téhran‟a geldük, padiqan-i ĠĢretabad‟a geldük. O mōqé ceĢn, ceĢné du-hizaro-punsed sale zamanı zad‿idi. Gelende dédile: Cengi Ġran‿o Erağ Ģuru olér, ki hemen‿o cezirelerün‿üsdünde, üĢ dene cezirenün; Ceziréye Xak‿o 190 Tonb‿o Ebumūsa. Bu üĢ dene cezirenü üsdünde ceng‿olacax. Ağa geldiler, bizi yığdılar. Bi dene rūhāni 'vardı, geldi soxerrannığ‿éle'di. Mennen‿ölü serbaz yox‿udu; éle evvelde erz‿éledim; mennen‿ölü serbaz yox‿udu. O meni çağır'dı: Senün göylün var, gédesen cengē? Evvelde 195 de bu soxerrannığında dédi, dédi ki nene bacuza xıtmet‿éliyeceħsüz, méyhene. Dédim: Belé, mennen zirengi yoxtu. Sen menim meselem biden qeddimi xırda gördün! Dédi: Haralısan? Dédim: Men Azerbaycan‟nıyam ve men Kiviliyem. Sora bu sefer bu timsarın xoĢu geldi. Döndü bu sefer‿uĢaxlara. Bi tēdad meselem 332 neferat: Nenemiz var, bacımız var, onnan sora namzedim var. Dédi: 200 Hob, her kes çıxacax çıxsın kena'ra. O adamlar ki éle qalacax qalsın sefde. Belé, bi on nefer ya yirmi nefer çıxdı, qalannarımız qaldux sefde. Aa, āmādabaĢ vırıldı. ĀmādabaĢ baĢlandí, süb saat sekkizde. O mōqé télivizyon da yoxtu. Süb saat sekkizde āmādabaĢ vırıldı. Dédile: Ağa, enün maĢınnar'dan, iki saata ya gédecük, ya qalacux 205 cenge. Vırdı belé, iki saatın‿erzinde o ağa rūhāni; kimidi o zaman; geldi soxerrannığ‿éledi. Dédi: Belé, biz bu cezireleri alacux. Ağa, iki saat çekmedi, bizim‿iki dene qurupbanımız or'da, bi dene qurupban, iki serbaz Ģehid‿oldu o zaman. ġehid‿olannan sora ağa, cezireleri EfÇahardehlernen bılar géttile yēlig‿éledile. Hemen mōqé cezireler 210 yēlig‿oldu. Ġran yēlig‿éledi, o veqt, Ģah zamanı onda yēlig‿éledi. Yēliy‿éliyennen sora bı sefer géce saat on bire kimin çekti. On birde gettile bize Ģirni vérdile. Cezîré-ye Xak‿o Tonb‿o Emūmūsa; bu üĢ dene cezîre indi Ġran‟u elindedi. O mōqéénin menim feqet‿o bi dene xatirimdedi. O men çin bi xtiréyé xoĢ, men‿için odu. Çox béle 215 dilxoĢluğ‿el vérdi. Cengiden qaldux, biduni ceng, biduni ōza; indi dōlet ne ōza çıxattı, bilmedim ki. Der-arzé altı saat meselem biz,‿endük, mindük, néynedük; onnan sora da ki day ceĢn‿oldu. CeĢnide de teqriben iki ay bizim‿ayağımızdan baĢmax 'çıxmadı. Elan da men baĢmax yanı biden géy'sem, bu dal terefi ki var'du; éle düzün dḕrem; 220 dalı vırar. - Aa-yé Tālébi, tükannara baxéydım, tükannarda Türki ad çoxtu; Élséven, Senistiyen, Solmaz... Bu millet, öz diline qeyitmek, yavaĢ yavaĢ‿özüne erziĢ vermek; sizün nezerüz nemenedi? Dilimiz necürdü? 225 - Biri meselen biden göréysen meselen‿adın filan kes qoyér. Baba bu ana dili, qedimki dil, éle hemenner yaxĢıdı. Biri meselem biŗden göréysen Türk‟tü, baĢléyér meselem birden Farsi sȫbet‿élér. Baba, bi Ģéy ki héĢ menim lehcem 'dönméy, nemenesine uĢağua nemene 333 örgedésen!? Men Ekseren meselem birden fāmilde görrem. HéĢ bi 230 Ģéy ki men Türki‟ni danıĢabilmérem, neye durum men baĢléyim filan dilli sennen danıĢım. Elan ekseren bizim‿uĢağlar, meselem biden, bi dene qızım var balaca, gédér zebana. Meselem biden gédér zeba'na, gédér meselem biden bu dilleri örgenér de. Durér meselem biden déyir almaya “apıl”. Bēzi bēzi Ģéyleri meselem biden‿o örgedip, mene 235 de örgedip, men de éle onun diliycek déyérem; veli xob bu “apıl” démeginen menim‿iĢim; onnan‿iĢler; yola gétmez ki. Ni'ya, idāme vére da. Her nesini örgene'sen, lap... Veli o bucce, o sermāye yox'du. Meselem biden biz müellim tutéydux, meselen biden uĢağa gelip ders véréydü, pul vérérdük; veli sermāyequzāri istér meselem biden 240 getiresen kilas qoyasan evvelden tā meselem biden bi on ‿il sekkiz‿il. UĢax da meselem géde tamam hamısın‿örgene. Hamısı neye bestedi? Sermāyequzarrığa. Biduni sermāye hés zat. Biri bi deste çöreyi vırmıĢdı qoltuğu'na gédérmiĢ. Görér biri orda oturub‿ağlér. Déyér: Niya ağlérsan? Déyér ki acam. Sora bu da oturér ōn yaanda 245 ağlér. Obirsi gelér déyér: Niya ağléysız? Déyér: Valla, bu dédi ki men ac'am, men de baĢladım mınnan‿ağladım. Dédi: Évin 'dağısın, götü o çörekden‿iki dene vér o'na; sen de lal‿ol, o da. Ġndi qardaĢ, bizim de iĢimiz‿éle tamam‿ona benzér. Baba, bu çöreħdi, béĢ dene; eger birden vijdannı adam‿ol'sa, béĢ dene qonĢu her nefere bi dene vé're; 250 géçiner büyünün seher‿élesin. 'Hamı géçiner; neinki o yāru kimin meselem bi deste çöreyi vırıb qoltuğuna, o da baĢléyib‿onnan‿ağlér. - Kivi‟nin mehsulları hayannara sādir‿olunér? - Bıranın mehsulu ki birden déyirem; meselem biden bağ var‿ıdı, biden yüz ton,‿iki yüz ton héyva vérirdi. Veli elan 'nemene, teĢrif‿aparsun 255 yirmi dene ağaĢ qalıb. Hamısı xoĢksālide qurudu. Sen dénen: Dōlet, bi 'Qıran vérdün? Bu biçāre keĢaverzi ki birden, ekér, biçér; bu neyinen géçinsin. Géssin kime désin: Mene béĢ milyon vér. Menim‿özümün xatirimdedü gettile, bi miqdar bize pul vérdi'le. Yanı her bağa bilmérem 334 béĢ yüs Tümen, ya üĢ yüs Tümen... O mōqéy de nemene var‿ıdı, öz 260 sermāyequzarıynan Ģirket taavoni qoymuĢdula; getti, onu da töħtü onu üsdüne. Yanı bi dene Qı'ran bi nefer, götrüb cibine qoyma'dı. Eger sermāyequzari éliye'le, eger bu seddi baĢarırsa'la, gine bu menteqe... Sen‿onu déne, Miyana‟dan tutér ta gédér ta Xelefi‟ye kimi; bu yérrer, meselem biden abad‿olar. Ya xéyr birden‿eger seddi olma'sa, éle 265 bına dahı bimaristan zad kimin‿eye birden onu da vérmiyele, sermayequzarısı 'olunmıya, 'hamısı mehv‿olar. 'Hamı gerek qoyar qaçar. - Kivi‟nin cemiyeti héĢ çoxalmér!? - Kivi‟nin cemiye'ti, ekseren köĢtü gétti. Veqti ki meselem birden bi 270 Ģéy‿istéŗ'sen, bi defe, on defe, yüz defe; veqti ki dōlet baxma'di; 'neye qalıb bırda. Elan men‿özüm qalmıĢam, erziĢi 'nemenedi! Tenha, bi dene insan géçinmeg‿ol'sa, bırda géçinene kimin, géder Téhran‟da géçiner, béhterin zindegi éler. Orda rifah var. Hefteden hefteye, aydan aya bi dene touğun vérér. Ayda filan qeder sehmiye yağın vérér. Bırda 275 nemene var!? Hes zat! Bes, bu bedbext néynesün!? 'Bırda ki nemene qalıb‿el'an‿etraf ketterde, filanda; onu da müstezefin déyélle, nemene déyélle, olardandı. Komitéyé émdad vérér. Olar, o béĢ,‿altı nefer qalıb ve illa olar da qoyub qaçardí. Belé, bu menteqe bîçāre olub. Bu menteqeden yazıx yér yoxtu. Milleti, bi béhterin milletti; veli ne fayda! 335 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 YANITLAYAN : Yequb Qurbani / 62 DERLEME YERĠ : Kivi Merkez DERLENEN : Hatıra 12 - Salam Hacı can. - Hacı can, aduz nemenedi? - Adım yēqub Qurbani‟dür. - Éle siz Kivili'süz? 5 - Éle Kivi‟de olmuĢuğ. Anadan Kivi‟den gelmiĢem dün'yaye. Dedem etrafdan gelme'dür. AtmıĢ‿iki sinnimiz var. Der-müddeti ömrümüz bırda ḳarigerçi élemiĢig, hambalığ‿élemiĢig, baqqalığ‿élemiĢig, çaqqallığ‿élemiĢig. Ġndi teleke al – vérimiz var. Al - vér‿élérüg da. UĢax mōgéyi qaçardux bı yan‿o yana gezmege. Bırda qeĢeħ DaĢ 10 hamammız var. Géderdik qızlarnan, beqōli axır payızda, payızın‿axır‿aylarında götürerdüle hamı xānevāde géderdi ora. Ere yétmeye qızlar‿orda nenni asardıla. QeĢeħ‿oların beqōli diyerdik bexti açılardu. O zamanda ki déyélle: Qedim zaman, zamani Zer'düĢlarda gelin‿aparırdıla, orda eĢrarrar gelip hemle éléyi‿ola'ra. 15 Adamları dağılıĢıþ gédip, gelin‿orda qéyb‿olup. Elan ziyaretgah'du. Xanımnar‿aparar‿orda çepüĢ ke'ser, héyvan ke'ser. Ağam‿ıçın erz‿élé'yim; Qurbannıx paylalla, çalıp gülelle, oynalla, nenni bezel'le; erus - damad‿élelle, çıxıp gelelle. - Haca‿ağa néçe uĢağuz var? 20 - Meem doqquz dene uĢağımız var. - UĢaxlarun gédiple ya éle burdadıla? 336 - Bi ikisi gédib, bi ikisi bırda'dur. Biri meellimdü. Biri Téhran‟da bimaristanda ol'ar. Bir‿ikisi bırda meem yanımda iĢler. Ġki dene qız var, biri meellimdi, biri gédib‿ere. 25 - Néçe qardaĢ bacıyduz? - Biz, bi dene bacımız var Téhran‟'da. BéĢ qardaĢ‿ıdıx. - Olar köçüplē, qardaĢlarūn? - Köçüple 'belé. - Téhean‟ā? 30 - Biri Téhran‟da olar. Biri Meçid Süléyman‟da olar. Biri Kerman‟da olar, biri MeĢed‟de. - Hammuz dağılıpsuz! - Hammız dağılıĢmıĢığ. - Senin‿iĢin ne? 35 - Menim‿iĢim de mesāléhfuruĢi varımdur bi teleke'ne. Onu da bı inqılabdan bı yana da gördüm, bala bala beden gédér, qocalır‿onu saldım‿eli'me. Fḕlen pis dör, yaxĢıdur. - Onnan qabağ‿iĢüz...? - Onnan qabağ‿iĢimiz‿éle valla ḳārigerçilig‿élerdik, hambalığ‿élerdik, 40 baqqallığ‿élerdik. Éle gezip dolanardıx. Onnan da qabağ‿uĢağ‿ıdıx. Éle dağda daĢda qaçardıx. Bırda bi Deliħli daĢımız var, ora ziyārete yéderdik, orda oynardı. Onnan sora DaĢ hamamımız var, ābigērmiz var; o arada oynardığ‿élerdik. - Néçe yaĢuz var? 45 - AtmıĢ‿üç sinnimiz var. - Xıtmete haçan gédipsen? 337 - Xıtmete min üĢ yüz qırx béĢde gémiĢem, min üĢ yüz qırx yéddi'de gelmiĢem. Elā hezret humayun Ģa'henĢah zamanı. - ġah zamānnan nemene xātire varuz? 50 - Tacquzarıda biz Mehraba‟déydik. Min‿üĢ yüz‿elli altı da tacquzariydi. Ela hezret humayun ĢahenĢah‿özü teĢrif getti o'ra. Evvel‿istirdi gelmi'ye. ErtéĢbud dédi: Geleħ gelesen. Gelmesün, eslen bu ad seen adua'du, geleħ gelesen. Veqti ki geldi, biz de durmuĢduğ‿éle onnan rūberūdéydik. Saat sekkiz yarımda Ģah, teĢrif fermude oldi. Geldi bi 55 dene qara 'Bénzinen. - UĢax vaxtınnan ne xātirez vardı? - O zaman géderdik çö'le. Meselem bayram‿olanda qalardıx damlar'da. Bi qonĢu var‿el'an yazığ‿olub, onun xātiresi tüĢtü yadıma. Men teze dedemnen‿ayrılmıĢ'dım. O zaman mesele bi dene ersin, ĢiĢ 60 götürerdile damların cızığın cızardıla. Sora bu mene yādbud oldu ki dedem'nen. Men de bir gün‿otumuĢtum damların cızığın cızırdım. O Hacı Rızazade mene dédi; mennen hemtaydı, bi yil bırda öldü yazığ; mee dédi: Yağub‿o nemenedi? Dédim: Valla bilmirem. Dédi: Damın lecimin niyen zad‿élésen, ḳoparısan? Dédim: Valla, qedimden 65 bücürdü. Axır çerĢembede o sehneni élerdik. Süb‿olardı, durardıq géderdik; atı olan‿atınan, ulağı olan‿ulağınan, qatırı olan qatırnan, o zaman vesile bılardı da; minerdile géderdile su attamıye. Xanımlar bi sipirge alardı eline, bi pıçağ‿alardı eline bi qeyçi, géderdile 'sui sipirerdile, qeyçilerdile meselem‿ilimiz xoĢ gelsin. Axır çarĢembede 70 de bılar varımız‿ıdı. - Kivi‟nin néçe parça kendi var? - Allah, kettiye, etrafa berekete vérsin. Ketti olmasa Kivi acın'na öler. Qedim üĢ yüz‿atmıĢ béĢ parçéydi; münteha elan dağılıĢıb da. O ketder ki var‿ıdı birden yüz elli xānevāde köçüþle gédible. On sekkiz 75 parça kendimiz ‿ayrılıb gédib Xalxal‟a. Ġkisi üçü ayrılıb gédib 338 QurtulmuĢ üsdü'ne. Meselem‿o ket ki yüz‿elli xānévadeydi, onnan qalıb bi 'qıx xānevāde. O kent ki qıx xānevādéydi, onnan qalıb dört xānevāde. Bez kendimiz var bırda; Zend, Zineb; Zinab yo, Zend ‿eslen ḳulli aradan gédiþ. Qoçaqlı kendimiz var‿ıdı, ḳulli aradan gédib. 80 - Milletin burda biribiriynen rābitesi necürdür? - Bu Kivi çox qeĢeħdir. Kivi‟de vāqien‿eslen qızılı tök qalsın xıyabanda, biri götürüb‿élemez. Buranın‿ehli qeribperestü. Men‿özüm burda qeribeyem, çün dedem bıralı dör. KaĢ‿o nenem de bıralı olméy'di; bılar meni çox dos tutardí. Münteha indi – elan bi dene vardur ki 85 nenem bıralı'duŗ, bi qedri menim bırda éhtiramım kem'dü. Bıraan‿ehli vaqien çox qeĢeħdü, çoğ‿utanan, çox muğeyyed. Xuda nekerde, Xuda nekerde eger biriin bi dene çeki bergeĢ yé'se, razı olar ki darı nädarın sata, o çeki qoymıya axĢa'ma. Vaqien ‿éle, Allah‟a‿ndosun,‿öcürdü; veli ama etrafı öcür dör. Ġnqilabdan sora çox 90 piĢreft‿éliyip. Vāqien çox piĢreft‿éliyip. Ġnqilabdan qabax bırda, adam, xānevāde vardı, berqi yox‿i'di. Héç‿eslen, héç‿ala dä mezdi; veli inqilabdan bi yene bēzne éle; bé kömeyé Komite Émdad; pul vérdi, berq çekdi. Vamınan derxastınan vér'di, hamı oldu berqkéĢ. Ne bıra et'rafi; etrafında da hamısı berqidü sudu. Erdebil‟den biz‿o zaman 95 çıxardıx, süb çıxardıx, saat bire bir yarıma yétiĢerdik bı'ra. Géce de olanda bi dene ıĢığı Erdebil‟de görerdük, bi dene bır'da. Elan géce çıxsan saat‿on‿ikide ta bırénca éle ıĢıxdı. Nemene tamam ketter berq, su 'hamısı mücehhezdür. Bıra da hakeza öcür. Bıraan da Ģāyed biden bi iki min xānevāde olséydi; olar‿é, bu üz‿o üz, bu cürrüyüne 100 baxma; bu iki min xānevādenin Ģāyed bi yüz‿ellisinin berqi vardı, qalaanın berqi yox‿udụ, suu yox‿udụ. Ġnqilabdan bı yana hammısı berq sāhib‿olub, su sāhib‿olub, télévizyon sāhib‿olub, yaxçal sāhib‿olub, sermāye sāhib‿olub; éle vāqi'en. Ġnqilabdan qabax béle bi meseleler yoxudu bırda. 339 105 - Nemene sözün var? Mene dé. - Seni Allah‟a tapĢırram. Allah, her yandasan; menim‿ağam‿özü mene déyerdi: Savalan‟nan qar eskig‿olmasın, senün cibünnen pul eskig‿olmasın. Suyun souğ‿olsun, çöreyin is'ti. Allah ras getisin. - Qurban sene emi can, yaĢa seni. Alla sene ömür vér'sin. 110 - DaĢ var qızıldan qiymet'di, qız var‿oğuldan qéyret'di. 340 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 YANITLAYAN : Hidayetulla Yezdanpenah / 47 DERLEME YERĠ : Kivi Merkez DERLENEN : Röportaj 13 - Emi can‿aduz nedi? - Meem‿adım Hidāyetullah Yezdanpenah. - Kivilisǖz? - 'Belé. biz‿esliyetimiz Kivilidi. 5 - Néçe yaĢuz var? - Menim qırx yéddi yaĢım var. Bazarda meĢqul bé-ḳaram. Bizim iĢimiz, Ģuqlumuz bestenidi. - Néçe uĢağuz var? - Meem iki dene oğlum var; biri diplum'du, biri de sévvomé rāhnimāi. 10 - Siz‿özüz néçe bacı qardaĢ‿ıduz? - Biz, üĢ dene qardaĢux, bacımız yox. - Olar köçüple ya olar bırdadıla? - Olar da bırda. Biri Tebriz‟be olardı, köçüp gelip Kivi‟ye. Biri de éle uĢaxlıxdan géne Kivi‟de. 15 - Kivi néçe parça ket'di? - Bıra yüz yirmi parça ket'dü, onun bi mıqdar camāeti köçüp gédip; veli xob géne bi qısmeti qalıp'du. Kivi‟nün de bazari, heĢtad dersed derāmedi ketderdendü. - Bıra aznezeré méhman doslux...? 341 20 - Çox‿ālî, méhmannavaz, éle qedimnen yanı méhmannavaz; neinki alan. Qonağı çox‿istelle, qonağa erziĢ qāildile. Bırda héĢ kes‿éliyemmez ki bi dene meselem; bir kes, bir kesün bi vesāiline el vır'a. Hatta bırda görersen ki aylarnan meselem maĢını qoyuþsan qapı'de; gédiþsen, gezmeye, dolanmağa, gelmeye; geliþ görürsen ‿éle hemincür yérin'de, 25 héĢ kes‿el vırmıyıb. - Kivi‟nin cemiyeti etrafınan ne qederdi? - Kivi‟nün cemiyeti alan fikr‿élérem, ketdernen qıĥr min nefer zad ola; veli Kivi‟nün‿özi meselem sekgiz min yarım, doqquz min qeder cemiyet. 30 - Kendin deramedi çox'di ya bıranın deramedi çox'dı? - Bıraan bāzārı erz‿éledim ki pis dör, Allah‟a Ģükür yaxĢıdu. Ketder de neinki mehsulat çox pula gé'dér, olarun da meselem derāmedderi qeĢeħdü. Sütderi pula gé'dér, mal héyvannarı pula gé'der; arpa, buğdaları pula gé'dér. Odu ki olarun da géçineceyi 'yaxĢıdı. 35 - 'Hansı Ģehirleri indiyéyken gezipsüz? - Azerbaycan‟da Tebriz‟e gétmi'Ģem. Çox gétmiĢem Tebriz‟e, bed Sarab, Erdebil, bu Ģehrleri. Tebriz‟ün béhterin‿ācil ve qennadi vari. Erdebil‟ün béhterin qäzasi vari. Heresünün‿özüne göre... Meselem Erdebil‟ün süt qatığí, keresi, peniri çox mērufdu. Balı çox mērufdu. Tebriz‟ün 40 meselem üzümi çox mērufdu. Badamı, girdikani de hemçinin mērufdu. - Dilimize göre nezerüz nemenedi? - Dilimiz de çox yaxĢı'du. Ġran‟du da. Bilexire Türk ana dilimizdü, Farsi de milli dil; éle ikisi de qeĢeħdü. Ġllet berinki Ġran bizim. 342 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 YANITLAYAN : ReĢid Mohsenzade / 56 DERLEME YERĠ : Kivi Merkez DERLENEN :Röportaj 14 - Aduz nemenedi? - Menim‿a'dım, ReĢid Mohsénzade. - Néçe yaĢuz vardı? - Me'nim el'li altı yaĢım var. 5 - Ne zaman xıtmete gédipsüz? - Men xıdmete yétmemiĢem. Maaf‿oldum. Maaf‿oldum, sora qeyitdim gétdim Téhran‟da näqqaĢlığa. Bir middem näqqaĢi saxtımannığ‿éle'dim. Bırda geldim müellim‿oldum. Bırdan piyada çıxdux yavaĢ yavaĢ yoldaĢlarımnan bāhem. QıĢ‿ıdí, Behmen mahda, 10 yoldaĢımızın biri ağayé Mezlūmidi; Allah‟ın rehmetine gédiptü; onu Kümük‟de qoy'duq. Ağayé Nebevî‟di, géttik çıxtıx Qozlu‟ya. Qozlu‟da qoy'duq. Ordan da men gédérem Ehmedabad‟a. Ağa, çıxtım Ehmedabad‟a; Allah görsetmesün; bi de küleye düĢtük ne külek! Ne kü'leyidi! Ağa, az qaldı yoldaĢlarım‿öle. Saat dörtden ki biz ketten 15 çıx'dux, o birsi kende yarım saatdıx yoldu. On saat biz géttük. On saattan so'ra Ģansa kendün aĢağı terefinde bi dere var, dereen ‿o tayındéy'dük; ağa ket‿itteri, éĢittile bizi. Ağa hürdüler, ket bildi. Çırağınan geldile bizi apardıla, el‿ayağımızı yúdüler. Xılāse bize bi zat vérdiler. Amma hemen gé'ce iki nefer, küleye düĢmüĢtü'ler. Olar 20 Zéyeveliydiler. Olar yazıxlar öldi; ama biri ölmemiĢdi. Ehmedabad‟dan da bi middet qalannan, orda ras gelmedi, géttim Ecnebabad‟a. Ecnebabad‟da bir il müellim‿oldum. So'ra, bir‿ilden sora vérdile 343 Kağazḳonan‟a. Kağazḳonan‟da bi dene ket var‿ıdı, adı Baranqar‿ıdı, bi middet‿orda qaldım. Ġki il‿orda qalannan sora geldim Maman‟a. 25 Maman yaxĢı yér‿idi, ehli yaxĢıydı, çox müeeddeb‿idiler, éhtiramlı, bāferheng‿adamdiler. Sālé pencā hefte qaldım‿or'da. Pencā hefte Ġntiqal‿aldım, geldim Sencebed‟e, Pirağac‟a. Bi il de PirağaĢ‟da qaldım. Sora vérdile Gencqah‟a. Gencqah‟da xıtmet‿éledük. Ordan da bizi vérdile DüĢ Küü‟ye. DüĢ Küü‟de de qaldım qaldım, 30 bāzniĢest‿oldux. Alan bazniĢes'tem. Bi dene maĢın‿almıĢux. MaĢınnan baĢımızı qal‿élérük. Evvel éle geldim ajansda iĢleme'ye bi dene malla ras geldi. Bı mallanı mindir'dim, géde Zerezu‟ye. Ağa, özüm naĢí, maĢın teze-nō, qaz vérérem, géderik. Ağa, yériĢdük bi dene piçe. Ağa, piĢ dön'di; maĢın dönmedi. Kelle vırdım‿az qaldım 35 mallanı ölü'rem. Ağa, bırda baĢımızı qal‿élemiĢük de. Évün xercin çıxadérük. UĢaxkarımızun xercin çıxadérük. 344 SÖYLEYEN : Murad Heyderi / 60 DERLENEN YER : Xalxal, Varavat Köyü DERLENEN : Halk Hikayesi, ġiir 15 - ġah Abbas Hikayesi ġah‿Abbas‟a erz‿éledim,‿éle ona göre cennet-mekan déyélle ki o zaman déyér: Géderdi, vezirin götürerdi, géceler dolanardı, merdümün hal‿ahvalın soruĢardı; görüm merdümün vezi necürdi, necür géçinélle, néynéller. Bi zaman, déyér: Géce bu gédér, vezirin görürér gédér, görér géce 5 sahat on‿iki zat géçip'di. Bi dene ḳūçeden çox béle aĢıx sesi gelér, çaléllar, oynélla bır'da. Bılar géléller; elbette derviĢ paltarında; géléller derviĢ paltarında déyélle: Baba, bırda ne xeberdi, ne hay küydü? Ya Eli meded, mōla Eli meded. Év yēsi déyér: Ağa buyuruz, buyuruz. Bular gelélle içeri'ye. - Ağa seün Ģuğlun nedi, neçiḳāresen, néylersen, bu kesbüyü hardan 10 getiréysen? Bu aĢıqları neyçin ça'lésan? Déyér: Valla, men pinēçiyem. Ayaqqabıya zada vaks vır'ram, ayaqqabı mayaqqabı tikerem. Günde iki Qıran qazannam;‿o zamanın pulụ; onun bi Qırān‟na xurdu xurak; düyüden, etden, çöregden, bücür Ģéylerden‿al'lam; bi Qırān da vérrem, günde aĢığ getirrem‿éle çaldırram bırda sübéy kimin. 15 ġah‿Abbas mına déyér: Baba, seher birden, Ģayad bu ayaqqabı tikenneri, zaddarı ġah‿Abbas destür vérdi, yığıĢtırdılar; xo, seen teflikün néc‿olar? Déyér: Baba, ġah Abbas‟un‿ayaqqabı tikende ne iĢi var? Déyér: Baba, xob,‿iĢdi de; démey‿olmaz ki. Éle bücür‿oturélla danıĢélla. Xılase, bu aĢığlar çalér, bular durélla gédél'ler. Saba ġah‿Abbas, destür vérér: 20 - Her ne pineçi var‿ayaqqabı tiken var, vaks vıran var; tutuz buları. Tutélla bıları. Hay tuta‿tut‿olér. Bu görér‿éle tutéllaŗ bıları vaqéen; villér bu qaçér. Qaçér, gédér: 345 - Alla, néyléyim!? Men çörey‿için néynéyim‿axĢama, zindegimi néynéyim!? Her gün‿aĢıx çaldırmıĢam; néylemiĢem. 25 Gédér,‿o zamanda hala cunub menteqesiymiĢ,‿isti menteqéymiĢ, haréymiĢ; gédér déyér: Géderem su paylar'am. Bi dene cam götürér‿öz dilimiz;‿o zaman da ki camınan su içerdiler, déyér: Ya saqqa, ya saqqa-yi herem, ya saqqa-yi Ebelfez. Bırda orda merdüme su véréymiĢ. Hala, bi ġayi aléymıĢ; iki ġayi aléymıĢ;‿o gün vırér, bu üĢ Qıran, dört Qıran qazanér. 30 Géce gelér; gine o bi Qırān‟na xurd u xurak, zad‿öziyçin‿alér getirér. Bi sefer‿iki deste aĢığ getirér. ġah‿Abbas déyér vezirine: Baba, o kiĢini tuttuğ, hele gédek görek, bi géce onun vezi necür‿oldı. Durélla gédélle geze geze; görélle; baba, bu aĢıxların sesi, bi deste, iki deste iĢi döy; götürüb ḳūçeni. Gine gelér. 35 - Ya Eli medem! Déyér: Ay azar‿Eli meded, baba, ge içeri görek. Dünen senün dilün fal‿oldụ. Geldün, danıĢdun bırda; geldile büyün pineçileri tuttular. Déyér: Xob, büyün néyledün? Déyér: Büyün géttim, bi dene meĢk kira éledim, géttim, su payladım. Büyünneri üĢ Qıran qazanmıĢam. Odu, iki dest ‿aĢığ 40 getimiĢem büyün. Dédi: Xob, seher ġah‿Abbas destür vérdi; su palıyannarı tuttu'lār, saqqaları tuttu'lar;‿onda senün tefligün necür‿olar? Dédi: Baba, ġah‿Abba, Yezid döy ki. Su paylıyanda ġah‿Abbas‟un ne iĢi. Men xilaf‿iĢ görmérem ki su payléram da. Déyér: Baba, sözdi; danıĢérıx da. Déyer: Baba, sen ne déyésen fal‿olér. BoĢla, su paylıyannarı tutmaz. Xıläse iĢim yo, gine 45 bılar danıĢéllar‿éléller. Seher gédér, destür vérér, déyér:‿Ağa, su paylıyannarı tutuz. Tutélla. Bu görér, tuta tuttu, éle her terefden gelélle. Bu da meĢgin zadın‿atér, bı yan‿o yanda qaçér, gizlenér. - Perverdigārā, néynim, néceléyim!? Qerib gire géĢdim men. Gédér, bi dene pāsıban paltarı kiray‿élér. Pasıban paltarı kiraye élér; bi 50 dene getirér yanınnan‿ağaĢdan ĢemĢir‿aslér. Gédér durér bi qūĢede, görér 346 bi nefer‿et‿alıb‿évine aparér. Bını çağırér:‿Ağa 'nemne aparéysen? Déyér:‿Etti. Déyér: Kimnen‿alıbsan? Déyér:‿O filan qässabdan. - Néçiye alıpsan? Déyér: Meselem, bi béle. Déyer:‿O bi kilo döy. Bi kilodan‿az vérible 55 sene. Déyér: Yō baba, menim yaamda çekib, bi kilodí. Déyér:‿Azdı. Eti alér,‿elinde ağurrér, déyér:‿Az vérib mını sene. Bu kiĢini götürér‿aparér qessabun tü'kanna. Géde géde bu etten bi zerre götürér salér cibine. Aparér‿orda çekér, görér yüz girem kemdi. - Ağa mına 'eti niye kem véribsen? Qessab da bénava, béle bilér, bu pasıbandı 'da. 60 - Dedün yaxçí, nenün yaxçí... BéĢ Qıran qessabdan‿alér. O etün de kemin düzelder vérér‿o tere'fe. Gelér. Gelér, büyün gédér,‿üĢ des‿aĢığ getirér. ġah‿Abbas déyér vezirine: Du, gédek, görek, kiĢi néc‿oldi. Gelélle göréller, kiĢi üĢ des‿aĢığ getirib. 65 Gine bu gelér. - Ya mōla Eli meded. Déyér: Baba, ge içeri. Évün dağılsın, sen her ne déyésen, seen dilün fal‿olér. Bular geléller‿içeri. Mācéranı bular‿için danıĢér, déyér: Valla, büyün bücür‿éledim. Géttim, pāsıban libası kirāye éledim. Bücür bi 70 neferün‿etin, filan… Déyér: Seher pasıbannarı ġah Abbas yığdı sanadı; senün tefligün necür‿olā? Dédi: Baba, yığıb sanamaz, kim kimedi rehmetdig‿oğlí. ġah‿Abbas durér gédér; seher déyér ki ağa, her ne pāsıban var, yığuz getirüz Ģeherde; pasıbannarnan menim ‿iĢim var. Yığélla pasıbannarı, getirélle. Bu da bını géce görmüĢdü, tanééydı 'da. Bu, qaçér 75 gédér, bi xarabada gizlenér. Hay bı yan, o yan; déyér: Pasıbannardan bi nefer qalıþ. Gedéller, mını bi dene xarāba yérden tapélla getireller‿o xilāse. Bu da mına tērif‿élemiĢti; menim ĢemĢirim‿ağaĢdandı, yanımnan‿aslamıĢam. Xılase iĢim yox. Gelér, déyér: Ağa, bi dene bırda 347 mucrim var; qaraldı, bi nefer pasıbannardan gele, bu mucrimin boynun vıra. 80 Déyélle: Kim gelsin, kim gelsin? ġah‿Abbas destür vérér, déér:‿O pāsıban gelsin. Getirélle bu bénevanı, muun da ĢemĢiri ağaĢdandı, yanınnan‿asléyıp. ġah‿Abbas déyér ki pasıban, vır‿onun boynun, bu mücrimdi. Déyér: Qıblé ālem sağ‿ossun; bu séyitti. Misliinki ġah‿Abbas da o zaman séyiddere éhtiram‿élermiĢ. Dééy: Éle, seyit de olsa, gereg boynun 85 vırasan. Bu bunun héy‿elinnen‿itelér; déyér: Bedbaxt‿oğlu, déynen: Séyidem. Bu déyér: Baba, men séyit döyrem! Néce déyim‿axı: Séyidem! Bu héy tikrar‿élér; bu démér. Sora déyér: Qıblé ālem sağ‿ossun, bu mucrim déyér: Men séyidem. Déyér: Séyid de olsa gereg boynun vırasan; desturdu da. Bu déyér: ġah‿Abbas da istér séyitteri de öldüre, edaletten zaddan 90 çıxıp'tí; indi menim gerek ĢemĢirim ağac‿ola da. Yanınnan çekér ĢemĢiri. Görér... ġemĢir‿ağac‿ıdı da. - Allah‟um-me selli ela Mehemmed. ġah Abbas‟ı gülmek tutér; desmalı qoyér‿ağzına; mını çağırér, déyer:‿Évün dağılsın, ge bıra. Day senin rūzin qabağın héĢ kes kesemmez. 95 Men, sene günde béĢ Qıran vérecēm. Ġndi özün pineçilig‿éléysen, su payléysan, pasıbannığ‿éléysen, her nemene éléysen, seen rūzun qabağın, men her necür‿éledim‿alammedim. Sora da mına günde béĢ Qıran, ġah‿Abbas vérermiĢ mına. Bu da gédermiĢ‿o aĢıxları getirermiĢ, xurd u xureyin de alarmıĢ;‿indi özü de ki ne kesb‿éléymiĢ; kesbin‿élermiĢ. 100 - ġiir Méhden qeyittim, görükdi gine de cenāne Xalxal. Méh tutupdı derelerin, düzlerin, benzéyiri deryā-yi Ummān‟e Xalxal. Mene çox Ģirinsen Ģekerden baldan, toprağın lē‟lidi, daĢlarun mercan. 105 Otdarun dürridi, güllerün derman, dolannam baĢua pervāne Xalxal. ġehrimiz Xalxal‟dur‿ezizdür bize. Héyif‿olsun, isfalt yoxtı kendimize. 348 Bilméyrem, neyçin baxméllar bize. Günahımız nedür Subhan‟a Xalxal. Dȫremiz‿Ġslam‟dı Xamenéyi rehber, babası piyember, nebi-yü ekrem. Meçitder dāirdi géce gündüzler, çeng vırrıx, biz de Qurān‟a Xalxal. 110 ḳıĢ‿olanda sōuğua déyinnem, yaz‿olanda çiçegüve söyünnem. Yay yazda béhiĢsen, qıĢ da cehennem, payız bereōtsan‿insāne Xalxal. Demāvend‿inen Sabalan‟ı qoy qırağ,‿Ġran dağlarınnan‿ucadı Ağdağ. Eteyi qıĢlaxdı, döĢleri yaylax, éller çadırrarı niĢāne Xalxal. Ġran‟da 'meĢurdı Tarım‟un narı, onnan da meĢhurdı Ağdağ‟un qarı. 115 Qızılözen çayınun‿üzüm bağları, benzéyiri rōzé-yi rızvana Xalxal. Berende mülkünün 'ali, erigi, düyüsự, pambuğụ, kehlig ferigi. HeĢticin kendünün lavaĢ çöregi, yeqin gelmez dahí Ġran‟ä Xalxal. Sanadığ‿illeri, hefteni ayı, tā bıra yétirdik günnerün sayí. Burcun‿ōnbiridi, Ferverdin‿ayı, min‿üĢ yüz heĢtad‿altı elāne Xalxal. 120 ġȫretim Heyderi, adımdır Mırad; Allah‟ı éylerem tekliginen yad. Kendimiz Behrācerd, hem de Vahravart; amma Ģehrim sensen safalı Xalxal. 349 SÖYLEYEN : Löhrasib Heyderi / 45 DERLEME YERĠ : Xalxal, Varavart Köyü DERLENEN : ġiir 16 - ġiir Dāim yaĢa Savalan, etegünde qorub éllerün dȫran. Sene çox hesretle baxar Qarabax. Çünkü orda vırar Érmeni cöỷlan. Etegünde otdar, keller, gamıĢlar, yamacında otdar qoyunnar, qoĢlar. Gözel neğme oxur keħlikler, quĢlar; çobannarun diyer: Sağ‿ol Savalan. 5 BaĢunda, yanunda boran var, qar var; etegünde çimen, çiçek var, bal var. Düzleründe otdar emlik quzular. AĢıxlarun çalar‿oxur Sabalan. Bir‿üzün‿Erdebil, bir‿üzün MéĢkin. Dağlar arasında ucasan séĢkin. Xälqımun qelbinde yaĢasın‿éĢgün. Tarixler, söyliyer‿adun Sabalan. Xalxal‟dan baxanda görüner baĢun, Tebriz dağlarında Sehend yoldaĢun. 10 Sene fexr‿éyliyer qoum qardaĢun. Esiller boyicax yaĢa Sabalan. Muğan‟nan baxanda uca bir dağsan. MéĢkin‟nen baxanda Arzılum‟çağsan. Türk xelqine böyüg dayaxsan. Seni görüm dāim yaĢa Saṿalan. Löhrasib fexr‿éler baxanda sene. Senün bu vıqarun‿oxdu düĢmene. 15 Göylüm‿istér Azerbaycan bir‿olsun. QarıĢsın bir bire böyüg‿él‿olsun. Erdebil, Tebriz‟de Maḳu, Gence‟de, çalsın‿aĢıxları, Ģannıx toy‿olsun. Azerbaycan, menim‿ana vetenim. Sen‿olmasun‿olmaz vicūdim tenim. Sende Bābek, Settar, Bağır Xan‿olsun. Fizūli, Xağani, ġehriyar‿olsun. 350 Azerbaycan‿iftixarsan‿éllere. Adun düĢüþ dastannara dillere. 20 Gerçi yaralanıp, paralanıpsan; veli her yerdesen, baĢun sağ‿ossun. Azerbaycan, Savalan‟ı atıpsan. Néce rāhet, sözsüz, söz – sualsız yatıpsan. Qorxmagınan, Savalan‟ı yad‿olsun. DüĢmennerün bir birine Ģad‿olsun. Men démérem‿ölke ustan‿omasın; olsun‿adın‿usāletin‿atmasın. Merdüm déyér: Ustan‿olsa, éybi yox; her ne olér‿Azerbaycan‿olmasın. 25 QardaĢlar savaĢdı, ebleh‿inandi. Bir bire diyeller: Savalan‿o yandı, Sehen bi yandi. Tarix gösterecek, tülki inanma, qardaĢun qardaĢa ürek yanandı. Azerbaycan çox sözüm vardur sene.; démérem, dönüpti derdinen qeme. Bābek Xurrem, birde yād‿olsun. QızılbaĢ qoĢunnan bir de ad‿olsun. 30 Azerbaycan, senün gülün solanda, Löhrasib‟ün gözü qan – yaĢ dolanda. Men‿éybi yox, sene héĢ zad‿olmasın. ġumālun cunūbun‿Ġran yaĢasın. 351 SÖYLEYEN : Fatma Tesellizade / 70 DERLEME YERĠ : Xalxal, Xımıs Köyü DERLENEN : Masal, Efsane 17 - PatıĢahın Oğluyla Qarısı Biri var‿ıdı, bir yox‿udı, Allah‟dan sora héĢ kes yox‿udı. Cenni cennete qatıĢdı, piyāle gözleri ağlım‿apardı, qelem qaĢları zehlem‿apardı. Hardan‿erz‿éléyim, ağalarun qulluğunna, xanımlarun buyurduğunna. Bir dene Ģah var‿ıdı, Ģahun bi dene de oğlu 'vardı. Bu, 'qıĥr dene 5 arvad‿almıĢdı, qır'xun da baĢın kesmiĢdi. Vırdı munun axır‿arvadı dédi ki oğluna ki biz qalsağ, bizi de öldürer. Dédi: 'Néynim nene? Dédi: Biz burdan durax çıxax gédek. Oğlan gétdi, vezniden yüngül, qiymetden‿ağur xurcunnarı doldrdu, mindiler‿ata, nene, bala ketden çıxdılar. Çıxdılar, az gétdile, çox gétdile, bir 10 qedréyi yol gétdile; bi dene saxtımana tuĢ geldileŗ. Saxtımana tuĢ geldile, iteledile, gördüle bu kilitdidi. Oğlan atı qoydı qapıda, neneni qoydı qapıda; duvarun‿üstünnen‿aĢdı, gétdi qapını aĢdı. Girdi, gördi év qurulu'di; ama évün yesi yoxdụ. Bular burda béĢ gün,‿üĢ gün qaldıla, gördüle évün yesi yoxdụ. Oğlan dédi: Nene, men gédér'em ō vırmağa. Bu gétdi ō vırmağa. Nene otumıĢdı, gördi bi dene dib girdi içeri. Dib 15 girdi, dédi: Görek sen mennen‿ola'san. Dédi: Dedün yaxçi, nenün yaxçi. Dédi: Olmasun, men seni yéỵerem. Arvadu elaci olmadı, arvad bunnan‿ol'dụ. Arvad bunnan‿oldı, bir gün, iki gün‿oğlana démedi. Oğlana démedi. Bu div dédi ki: Xob, men necür‿éliyim senü oğluyu öldürüm. Dédi ki: 20 Men bilmérem. Dédi: Sen, bu oğlun yol'la; Günbaran qarpuzu var; sen, oğlun yolla, ora gésse, orda menim qardaĢım var; Sarı Döy‟di, men Qara Döy‟em; Qara Dib‟em, Sarı Dib‟di; ora gésse, qoymazla bu gele. 352 Bu durdu ayağa géde. Gétdi, az gétdi, çox gétdi, bi qedréyi yol gétdi, gétdi gördi bi dene qoca kiĢi su suarér. Oğlanu adı Mehemmed‿Ġbrahim‿idi. 25 Dédi: Mehemmed‿Ġbrahim, 'hara gédérsen? Dédi: Valla, gédérem, filan yérden qarpuz getirem; nenem merizdi. Dedi: Nenün meriz döy; nenün dibinēn var, seni ölüme yollér. Bu qeyitdi, bi dene, qocaya silli vırdı. Dédi: Çepbelin biri çepbel, menim nenem gelér,‿oynaĢı var, meni atér!? Bu xéylek yol gédér, xéylek gédennen sora üreyi yanér. Déyér: Qocanı, men vırdım. 30 Neyçin? Qeyidér gelér, cübünnen desmali götürér, qocanu üzün silér; géne çıxér gédér. Géne hay gédér, gédér, gédér gédér bi dene bağa yétiĢér. Burda bi yéke ağaĢ var, qapı çimennik, bostannıx. Gédér, görér bi dene géçi burda béle sızıl'lér. Déyér: Nedi? Déyér: Ayağıma tikan batıp, néçe ildi, elleĢérem onu çığa'dammérem. Bu el‿élér,‿ayağın qoyér munu ayağınu 35 üsdüne; tikanı çekér, çığadér, çığadér. Munnan çirki, cerahat‿açılér hengame. Bu déyér: Hara gédésen? Senün nenün, seni ölüme yollér. Déyér: Day men gédecem. Bu götürér, muna bi cüt‿öz balasınnan vérér muna, balasınnan vérér. Géne, bu balalarıyna az gédér, çox gédér, gédér çimennikde yatér. Bunu yuxu aparér. Bu dib,‿istér‿üsden gelende qollarında 40 değirman daĢın‿ata munu üsdüne. Bular ki çığırér, Mehemmem‿Ġbrahim‿oyanér. Oyanér, bi dene bulara silli vırér. Baxér, görér yō; dib munuņ baĢunu üsdündedi. Géne burdan durélla ayağa, gédeller. Géder, görér, bi dene éyavandı, éyvanın qabağı bostandı. Bi dene éyvanda qız var ki, bélebil ki qan‿üzüne baxamğ‿olmér. Bu géçi muna déyér: Sen 45 qarpuzu elünnen 'derme. Qarpuzu elünnen dersün, barmaqlarun tökü'ler. Bu gédér, qarpuzu ağacınan derende qız‿üsden déyér ki: Derdiler‿ay derdiler. Dédi: ġiĢ yat, 'dermezler. Dédi: Derdiler. Dédi: Neynen? Dédi: Ağacınan. Dédi: ġiĢ yat,‿ağacınan da qarpuz derel'ler!? Bu derér, xurcunnarı doldurér, tökér‿atu üstüne, qeyidér, gelér. Qeyidér, gelér; bu at, bilevarıs, qapıya 50 gelende, at, kiĢnér. At kiĢnér, bu arvad déyér ki Mehemmed‿Ġbtahim geldi. Déyér: Men ki onu ölüme yolladım, néce geldi? Bu géne gédér, girér quuya, üstüne değirman daĢın qoyér, qalér‿orda. Bu qalér‿or'da. 353 Bu gelér: Nene, necesen? Déyér: Bala, indi bike yaxçıyam. Kesélle, yéélle, içél'le. Bu sefer, dib, munnan soruĢér ki sen‿oğlunnan soruĢ, gör; 55 senü oğlun qudreti nede betti? Bir gün‿oturélla. Déyér: Bala, nenen sene qurban, sen 'maĢaĺĺa, maĢaĺĺa, çox güjlüsen; senün qudretün neye betdi? Dédi: Nene, her yere yollasun, men gellem. Dédi: Be senün qudretün…? Dédi: Menim qudretim‿ona betti: menim baĢımun tükünnen bi dene çekesen, menim barmaqlarımı daldan bağlıya'san, men ‿onu géne çekerem, qırram. 60 Déyér: Olamz. Déyér:‿Olar. Bu durér‿ayağa. Buna bi dene démiĢdi; bu nāmerdün qızı, beccins‿üĢ dene tükden kesér, munu barmaqların bağlér. Bu bağlér. Bu nene - bala beseb Ģuxluğ‿élélle. O yannan da; tükü qırammér; bu dib āmede gelér, yétiĢér munun gözün çığadér. Gözün çığardér, munun gözün‿atér‿o iki dene héyvana. O héyvannar mını ağzında saxlér, saxlér. 65 Götürér bu Mehemmed‿Ġbrahim‟i aparér, salér bi dene quuya. Quyu da ġarı yolu te'kin karvan yolụymıĢ. Karvan gelib géçer, gédér. Gédér, qeyidér, gelér, görér bu héyvannar‿éle quyunun dibinde qalıb. Déyér: Tēbir tökün, görün; bu quyuda 'nemne var? Axı bu héyvannar, burda qalér, her kes bike çörek vérér, çöreği 70 tökélle quuya. Bi nefer salélla quuya, ip bağlélla salélla. Bu, gédér‿aĢağı'da öz‿ipi bélinnen‿açér. Déyér:‿Ġpi çekün yuxarı. Çekélle, görélle bi dene cavandı ki da ne déyim? Sora ipi salélla, o birsi de çıxér. Munu qoyéllar karvanu üsdüne, qefle munu götürér, gédér; démeli bu mal. Bunu götürér gédér. ġah görér, bi nefer getirélle; béledi, béledi; Ģekil kimin‿oğlandı. Munu 75 endirélle. Munu qoyélla, bu iki gün,‿üĢ gün munu çığadélla, baxçada otuzdurélla günde. Bir gün görér göyden bi dene göerçin geldi. Göerçin geldi, çehçeh vırdı, iki dene, otdula bırda. Dédi: Bacıya bacı, munu tanıyésān? Dédi: 'Niye tanıméram. 80 Dédi: Kimidi? Dédi: Bu, Mehemmed‿Ġbrahimd‟i ki dibinen‿oynéyib nenesi, gözün çığadıb, atıb‿ora. Ne oléydi bunun gözü yanında oléydi, biz uçan'da bizim qenetimizden düĢéydi, bu çekéydi gözüne, gözün qoyéydi; evvelkinnen yaxçı oléydi. Bu da bilmir ki, bu güzü, bu 354 héyvannaru ağzında. Bu héyvannar getirér, bu gözün qoyér munu eline. Bu gédér,‿elin çıp çıb‿élér, bi dene qenet tapér. Qeneti çekér, gözün qoyér, 85 görér, göz béle oldu ki evvelkinnen yaxçí. Bu Ģahun, bi dene qızı çıxér, görér, bu; üĢ dört gündü, bu oğlan burda korudı; elan namaz qılér. Gédér dedesine déyér: De'de, o oğlan, gözleri açılıb‿oturub namaz qılér. Déyér: Yox baba? Déyér: Valla! Gelér, déyér: Valla, menim cereyanım bücür‿oldụ. Men‿istérem gédem. Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun, men qoymaram gédesen. 90 Men qızımı vérim sene. Kömek vérim sene, gét. Dédi: Men kömeg‿istemérem, qızun da vérsün, sora vérersen. Men, görek gédem,‿o meni tek‿öldürüb; men gédem,‿onu görek tek‿öldürem. Bu gelér. At da héyvan içerdéydi dā; bunu heriltisi geleceğin‿at kiĢnér; da. Bılar, baĢda olméllar. Bu girér‿içeri, görér; sen de menim‿öz balam; 95 bılar‿éle meselem bir yérdediler. Bılar bir yérdediler, bu yétiĢér‿éle; duardan‿eyrini götürér vırér dibe. Dib, qeyidér muna déyér: Sen mene 'néynedün!? Déyér: 'Silkin çepbelin biri çepbel. Birin de vırér. Birin vıran da bu dib Ģaqqalanér, atér‿o héyvannaru ağzına. Nenesine déyér: Dik‿otugınan. Déyér:‿A qadalarun mene deysin, baĢuva dolanım; men 100 néynim, girdim burda giriftar‿oldum. Dédi: Giriftar‿olmadun. Birinde mene démedün,‿ikisinde démedün,‿üçünde démedün; oturasan, seni, görek doğrıyam‿atam qapıya. Oğlan, Ģaqqalér. Durér‿ayağa, burda nemine var‿ıdı; yığér, yığıĢdırér, götürér, gédér hemin Ģahu évine. Gétdi, Ģah öz‿için, bu qızın toyun‿éledi, vérdi mına. Dédi: 105 Qal bırda. Dédi: Qalmaram. Bu cür gelmiĢem, bu cür gédecem dedemün yanı'na. Geldi. Dedesi dédi: Hax mennen‿idi, ya sennen‿idi? Men biléydim bu arvaddarı öldürdüm. Menim baĢıma ne geléydi, sen gétdün, nenün, senün baĢuṿa o oyunu getdi. Olar gétdi o yana, biz de geldik bu yana. 110 355 - Fatma Xanım’ın Nağılı Biri var‿ıdı, biri yox‿udu, Allah‟dan soay héĢ kes yox‿udụ. Cenni cennete qatıĢdı, piyale gözleri ağlım‿apardı, qelem qaĢları zehlem‿apardi. Hardan déyim sene, ağalarun buyurduğun'na, xanımların qulluğunnaņ. 115 Bir dene kiĢi var‿ıdı, bi dene arvad. Vırdı, bu arvad öldự. Buların bi dene de ineyi var‿ıdı. Bu arvad‿öldü, bu arvaddan bi dene qız qaldí. Qızın ‿adın qoydulla Fatma. Bu, bir car, bu uĢağ‿ıdı; bu kiĢi gétdi bi dene arvad‿aldı. KiĢi gétdi, arvad‿aldı. Bu döndü, bu ineyi; ögéy nene; dédi: Görey‿aparasan süb, 120 Fatma, munu utarasan, axĢam getire'sen. Bir gün‿iki gün; bu sefer gétdi, bi bat'man pambuğ‿aldí. Günde muna dédi: Bi kelef‿apar‿éĢikde e'yir, hemi ineyi utar, axĢam gelginen. Bunu, indi öz qızı da bi dene var. Bu ineyi apardı utara, pambuğu apardı eyire; bi dene pambux gétti, yél‿apardı, bi dene qarınuņ bacasınnan saldí. Bu dédi: Meni, neneligim, 125 meni öldürer. Ağlaya ağlaya gétdi, ineyi apardı, gétdi; damnan çağırdı: 'Qarı nene, menim pambuğum düĢdi, menim pambuğumu 'vérgine. Dédi: Qızım,‿en, gel‿aĢa'ğī, men senün pambuğun vérim. Endi, gétdi aĢaği. Dédi: Bike menim baĢıma 'bax. Munun baĢına baxdı, gördü; éle gurbağadan, pıspısadan, her nemene munun baĢına var. Dédi: Bax, gör, menim baĢım 130 yaxçıdı, nenün baĢı? Dédi: Zehlem nenemün baĢınnan gédér, seneün baĢun yaxçıdı. Dédi: Ġndi, vérer'sen? Dédi: Gét, menim sırfama bax, gör, menim sırfam yaxçıdı, nenün sırfasí? Gétdi, gördü, munun sırfasında her nemene var. Dédi: Menim sırfam yaxçıdı, nenün sırfası? Dedi: Yo, nenemün sırfası héĢdi, senün sırfun. Çunkün ki qorxéydi nenelik'den, nenelig‿onu vıra. Dédi: 135 Xob, gele, bu pambuğun, gét. Qabaxda bi ağ su gel'ér, onnan‿üz - elün yuarsan; o yana géçersen bi qırmızı su gelér, onnan buxaxlara çekersen; üzüve démeli; onnan bir dene o yana géçersen qara su gelér, qaĢlarua çekersen, çıxarsan, gédersen évüze. Bu geldi, bularu üçün de éledi. AxĢam‿oldu, bayırdan gelende gördüler, bi Ģapax tüĢér; bu ne Ģapaxdı, ne 140 Ģapaxdı, ne Ģapaxdı? Gördüle, Fatma Xanım‟di; béle oluþ, béle 356 olub,‿éynen‿ayna kimin bı Ģapax salér. Bı Ģapax salér, bu nenelik téz höyle qaldı: Qız, sen 'nemene éléyibsen,‿o cür cavan‿olubsan!? Bu dédi: Valla, menim pambuğım gétdi, bi dene qarınun bacası'na. Men gétdim, qarı mene dédi: Ağ suyunan‿üzün yu, qara suyu qaĢlarua çek, temiz‿olgı'na. 145 Men‿odu, bücür‿oldum. Seher süb hökm‿éledi qızına, bi deste pambuq vérdi, ineyi vérdi, dédi: Sen de gét, senün pambuğuyu yél‿aparsın; sen de cavan‿ol. Bu géti, yél‿esdi, munun bi dene pambuğunnan gétdi, düĢdü qarınun bacasına. Gétdi, dédi: Qarı nene, menim pambuğumı vér. Dédi: En, gel aĢa'ğī, men 150 senün pambuğuyu vérim. Bu gétdi. Dédi: Bike menim baĢıma bax. Baxdı, gördü, munun baĢı béledi kî her nemne var. Dédi: Menim baĢım yaxçıdı, nenün baĢı? Dédi: MerdeĢüre senün baĢun vérim, nenemün baĢı. Dédi: Gét, gör, menim sırfam yaxçıdı, nenün sırfası? Gétdi, gördü, sırfası da éle aĢqaldı. Dédi: Menim sırfam yaxçıdı, nenün sırfası? Dédi: MerdeĢüre senün sırfoyı 155 vérim, menim nenemün sırfası. Dédi: Gel‿e pambuğun, çıx, gét. Qabaxda bi qara su gelér, onnan‿üzün yuarsan; onun dalıyca ağ su gelér, onnan yuarsan, axırda qırmızı suyunan. Bu buları yudu, üçü inen yudụ; bi dene biedem mesel; bırdan hevek tekin düydöyen‿aslandı. Düydöyen‿aslandı burdan, bi çéynim saqqız tekin munu ağzında çéynendi. AxĢam‿oldu, 160 gördüle; munu adı Nergiz‟di; Nergiz gelér, ağzında saqqız çéynér. Bi dene de bi Ģéy munu ağzınnan‿aslanıb. Nenesi dédi: Lu'a qalasan bala, o nedi!? Dédi: Valla, gétţim, mene qarı dédi; men‿üzümü yudum, bücür‿oldum. Bu Fatma Xanım ki çox cavan‿ı'dí, mın çın élçi geldi. Élçi geldi, munu nenelig‿apardí, saldı tendire, baĢın qoydu, bi den de köynek vérdi, dédi: Mıı 165 tikgine. Bu otdu orda, élçiler geldi. Bunu öz qızı ağzında saqqızı çéyniye çéyniye bu qonaxlar‿ıçın çaydan, Ģirniden getdi. Xoruz geldi, qapıda dédi: - Quqqu'lu qu, Fatma Xanım tendirde, ayaxları küvlede, öz Ģōqıynan naqqıĢ tikér. 357 Bu arvad çıxdı, xoruzu qualadı. Dédi: Seni bilevaris qalasan xoruz,‿o 170 'nedi oxéyésan. Xoruz géne gétdi, geldi: - Quqqu'lu qu, quqqu'lu qu, Fatma xanım tendirde, ayaqları küvlede, öz Ģoỵqıynan naqqıĢ tikér. Bu arvad munu üĢ yol qualadı. Qualadı, bular‿éĢige gédenda, bu qonaxlar baxdı, gördü; doğur déyér, Fatma Xaam‿oturup tendirde, bi den de 175 köynek tikér, baĢın da qoyuþ tendirün. Bu qonaxlar gétdi. Qonaxlar gétdi, xileser da döndü, bu qızı geldiler,‿aldıla, Fatma xanımı apardılar. Munu qonağ‿apardılar. Bu arvad, bı sefer‿öz qızına dédi ki, sen gét bacun yaanna, gelin gelib da. Bu durdu, gétdi, bacınun yaanna. Bacı da indi, bilmérem, beĢ‿aydı, altı aydı; bacı 180 hāmiledi; yō, doqquz‿ay; hāmiledi, bu hāmiledi. Dédi: Bacı du gédek hamama. Bular durdula, gétdile hamama. Bu ögey bacı, bu Fatma xanımı iteledi, saldı houzu içine. Munun paltarın géyindi, çıxdı, geldi, geldi. Belé, Géce durdula, Ģam - mam yédile, évde iĢledi, yudu, arıtdı, geldi yata; éle ağzında saqqız çéyne'di. KiĢi dédi: Bu 'nemenedi çéynésen? Dédi: Valla, 185 bacım çıxdı, gétdi évlerine, mene bi çéynim saqqız vérdi. Dédi: Munu eqellen géce çağat. Dédi: Yox‿a, bacım mene vérib, çı'ğatmaram. Hay iki gün,‿üĢ gün, bir gün, bu Ģahu oğlu çıxdı; munu eri ola; éĢikde destemaz‿ala; gördü, xoruz geldi, dédi: Quqqu'lu qu, quqqu'lu qu 190 Fatma Xanım yatıpdı Hamamda Laqqa balığ‿utupdụ Ģah‿oğlu, ġah‿Ġbrahim‿onun qucağında yatıpdí. KiĢi dédi: Xoruz,‿o nedi, ki'Ģe? Dédi: Quqqu'lu qu, quqqu'lu qu 195 Fatma Xanım hamamda yatıpdí Laqqa balığ‿utupdụ 358 Ģah‿oğlu ġah‿Ġbrahim qucağında yatıpdı saĢ gelibdi gerdenini tutpdụ. 200 Bu geldi, bu arvada dürüs baxdı, gördü; doğur déér; bu Fatma Xaam dȫy. Gétdile hamama, hamamun suyun çekdi'le, gördüle; Fatma xanım hamamda xılast‿olub, qucağında oğlí. SaĢ gelib‿uĢağın gerdenine boğazına dolaĢıb su gétmi'ye, su gétmiye munun qārna. Munun suyun çığatdıla, munun paltarın géydirdile, geldiler éve. Geldiler éve, kiĢi gétdi, bi 205 dene töyleden qatır çekdi, bi dene qatır çekdi. Bi dene çellek bağladı, bi dene it küçügü bağladı, qızı mindirdi qatıra. Çellek seslendi, küçük hürdi, at hürtdi, qız da buların dalıycağ sürün'di. Olar gétdi o yana, biz de geldik bu yana. ÉĢidenneri sağ‿ossun. Qutardí. - Derzi Qızı’nın Nağılı - 210 Biri var‿ıdı, biri yox‿udu, Allah‟dan qéyrez héĢ kes yox‿udu. Bi dene Ģah var‿ıdı, bi dene oğlu var‿ı'dí. Bi dene de paltar tiken var‿ıdı, bi dene qızı var‿ıdı. Bular bir gün‿olar birbirine tuĢ geleller. Bu oğlan, bu qıza aĢığ‿olar. Géder bike, sancaqdan,‿iyneden, düymeden, sabunnan‿alar, 215 boynına cēbe aslar: - Hay‿alan, hay‿alan, hay‿alan. Geler bu paltar tikenün qapısına. Qız çıxar, diyer: QardaĢ, néçiye véré'sen? Diyer: Valla, men, bacı, pula 'vérmérem. Diyer: Neye vérésen bes? Diyer: ÖpüĢe. Diyer: Çıx, gétgine. Bu géder. Xéylekden sora bu qız diyer: 220 Qara yére, héĢ kes yoxdu, men bi dene öpüĢ vér'îm; munnan Ģey‿alım. Bir de çağırı: Ay‿oğlan, gel, gel. Oğlan geler, buna bi dene öpüĢ vérer, bike iyneden, düymeden, sancağdan‿alar; qeĢek götüri géder. Seher gelmez, birsün geler. Diyer géne: 'Ay‿iyne alan, düyme alan, sancağ‿alan? Diyer:‿Ay qardaĢ, néçiye? Diyer: Valla, bir‿öpüĢe, bir géçiye. Diyer: Bu 359 225 nécedi? Diyer: ÖpüĢe dā, men‿üsüren néce sennen öpüĢ‿aldım. Bu qız qeyider, qeyider diyer: Men néynim, néceléyim, bu meni rüsvay‿éler? Qız géder, bi dene qoyun‿alar, qoyunu vérer kesdir'er, munun derisine qınqıro vırar, zenk. Qınqıro vırannan sorasına axĢam‿olar, bu Ģahun davarıynan géder Ģahgile. Kançı gétirer, évinde kan vırardırar Ģahu évine. Qoyunnan 230 géder‿ora. Géce orda qalar. Oğlanun menzili ayrıymıĢ. Oğlan yatéymıĢ. Oğlan‿ayrı yatér, gécenin yarısı görér ki, bi nefer munun döĢünü üstün‿aldí. Déyér: Kimsen? Déyér: Men Erzail‟em, gelmiĢem seün canu alam. Déyér: Dedün yaxçı, nenün yaxçı, néce menim canımı alasan!? Déyér: Vaxtun baĢa gelib, seün canuu aléram. Diyer: Sen‿Allah, bi yéce menim canımı alma. 235 Saba géce alar'sān, gédim dedemnen, nenemnen xudāfis‿éléém. Men bi dene oğulam. Diyer: Éybi yoxdı, bi yéce almaram, saba géce gi allam; bu desmaldakın yéesen, aftafadakın‿içesēn. Oğlan canıın höylünnen bi desmal‿atun péyinin yédi, bir‿aftafa atun südigin de iĢdi. ĠĢdi oğlan. Bu; xob;‿Erzail döydü ki, seher gelmedi. Bu, süb‿oldụ, dedesi gördi, bu durmadı, 240 namaz qılmadı. Hay‿otdí, hay‿otdí; béle niya? Gétdi gördü, oğlan; béledi béledi; burnuun‿ucunéycağ saraléyıb. - Nedi? Dédi: Nolcaq, géce Erzail gelmiĢdi canımı ala, almadı, qaldı bi yéciye. Néce qaldı bi yéciye? Qaldı da. Vırdı, seher‿oldu. Bu él - famil geldile, otdula 245 Erzail‟den xāĢ‿éliyele. Erzail hardéydi? Bi yéce saba yéce oldụ, saba yéce bürsün géce oldụ; üĢ géce bu oğlan meriz‿oldụ. ÜĢ günnen sonra durdu ayağa, géne boynun sardı, gétdi bu derzinün qapısına, paltar tikenün. Dédi kî Ay Ģéy‿alan, Ģéy‿alan. Dédi : Néçiye? Dédi: Valla, bir‿öpüĢe, bir géçiye. Dédi: Men, Erzail‿oldum, senün canu aldım;‿o néçi'ye? Oğlan, barmağın 250 diĢledi. Dédi: Xob, éybi yoxdụ. Geldi éve, dédi: Nene, görey‿o derzinin qızın men çin‿alasan. Dédi: Néce alasan! Sen Ģah‿oğlụ, o bi paltar tiken qızı! Dédi: Aléysan‿al, almésan; men sennen‿arvad‿istemérem. Bu da, bi denéydi 'da, nāçār qaldí, gétdi munun dalıycaq. Gétdi munun dalıycaq. Bu gédennen sorasına mını aldılar. Bu qız xeberdarıdı ki mını vıracağ ‿ıdí, ya 360 255 öldüreceydi. Bir gün‿oldu; belé; toy baĢlıyalar. Toyu baĢladıla, istedile mını getireler, getdiler‿éve. Éve getdile, géce oldu, Ģam - mam yéyildi, merdüm dağıldí, qız yox‿oldụ. Qız, hemin kan vırmıĢdı évden‿éve axı. Qız kanı qōzadı, kannan gétdi évine. Qız gétdi éve. Geldiler. - Dedün yaxçí, nenün yaxçí; qız néc‿oldu? 260 Qız gétdi Çini Çelebi‟ye. Qız gétdi, oğlan da durdu ayağa: - Ya Ali sennen meded! Oğlan da qızun dalıycağ gétdi Çini Çelebi‟ye. Qız burda bir hoqqeynan, bir fırqéynan gezdi; oğlan mını tanımadí. Bırda bir hefte béle qaldı, indi bir‿ay, béĢ‿ay. Qaldı bırda, mını tanımadı. Bu durdu ayağa, bu istedi géde 265 Marçın Çelebi‟ye; qız mınnan qabax gétdi Marçin Çelebi‟ye. Qız gétdi Marçın Çelebi‟ye. Oğlan gezdi, dolandı, dédi: Xob, men hele Marçın Çelebin‟e de gédim. Ama bu, burdan düĢende dédi: Oğlan, gédé'sen, belke Allah sennen mene évlad vérdi; bi niĢané mene vér gét. Bu döndü, bazbendin vérdi mına. Gétdi Marçın Çelebi‟ye. Marçın Çelebi‟de; oğlan da gétdi; géne bu 270 qız,‿oğlanı tanıdı; oğlan, qızı tanımadı. Burda géne güldüle, danıĢdıla; durdu géde, dédi: Oğlan gédésen; indi uĢağı olub‿a; belke Allah sennen mene bir‿évlat keramet‿éledi; mene bir yādıgar vér, gét. Bu döndü, sahatın vérdi mına. Bırdan; belé; géne geldile. Bi dȫre dolandı. Dédi: Xob, durum, gédim; Çini Çelebi‟ye gétmiĢem, Marçın Çelebin‟e; gédim‿Ġsmi Bağdat‟a. 275 Bu durdu, gétdi Ġsmi‿Bağdat‟a. Bu qız géne burda bi fırqéynan gezdi, bu oğlan mını tanımadí. Bir cardan sora dédi: Gédésēn? Belke Allah sennen mene évlad vérdi; men bi yādıgar vér gét. Baxdı gördü sahatın vérib, bazbendin vérib; heĢ zatı yoxdu, bi, dene desmalı qalıb; bu döndü, desmalı de vérdi mına. Geldi, bir middet otdụ. Arvad Çini Çelebi‟de doğdu bi dene 280 oğlan. Marçın Çelebin‟de doğdu bi dene oğ'lan. Ġsmi‿Bağdat‟da doğdu bi dene qız. Day üĢ dene uĢağı doğdu. Bi middetden sora uĢaqları götdü, geldi dedesi évine. Geldi, indi ne bılar bilér bu kimdi, ne bu bilér. Vırdı, oğlan‿arvad‿aldı, döndü arvadın getire. 361 Arvad durdu, bazbendi bağladı oğlanun bir qoluna, sahatı bağladı bir qoluna, 285 desmalı bağladı qızun baĢına; dédi: Gédersüz, o filan yérde durarsuz;‿utağa baxar, sen diyersen: Çini Çelebi. O diyer: Marçın Çelebi. Déyér: Tut Ġsmi‿Bağdat‿elinnen, gédek xan dadaĢun toyuna. Bular gelelle, üçü bırda duralla. Bu çağırér: Çini Çelebi! Diyer: Nedi Marçin Çelebi? Diyer: Tutağ‿Ġsmi‿Bağdat‿elinnen, gédek xan dadaĢun toyuna. Oğlan‿üste diyer 290 ki aĢıqlara çalméyun, görüm, bu ne déyér, çalméyun, görüm, bu ne déyér. UĢaqları aparı yanna. Baxdı, gördü sahat‿özünün, bazbend‿özünün, desmal da özü'nün. Dédi: Ne déydüz? Dédi: HéĢ zad‿ağa, biz déyérik Çini Çelebi. Nedi Marçi Çelebi? Déér: Tut‿Ġsmi‿Bağdat‿elinnen, gédek xan dadaĢun toyuna. Gelin de qapıda, 'atü üsdünde. Gelin de atü üsdünde ki 295 gelinün‿üzünde rübéyt; qeyterdi dedesi évine. Gétdi, bu arvadı götdü geldi. - Melik Memmed’in Nağılı Biri var‿ıdı, biri yox‿udụ; Allah‟tan soay héç kes yox‿udụ. Bi dene Ģah var‿ıdı, Ģahun üĢ dene oğlu var‿ıdı. Bular évlenmemiĢdile. Dedeleri bulara 300 dédi: Évlengineņ. Bular néynedile! Durdula ayağa, gétdiler,‿oxu qoydula, çilliye, 'atdılar. Atdılar, biri düĢdü vezirün qapısına, biri düĢdü vekilün qapısına, biri gétdi düĢdü köyne 'qebristana. Bu Melik Memmed‟inki gétdi düĢdü ora. Bu otdu ağladı ağladı, qabirisandıq minĢeqq‿olundı. Dédi: Nedi Melik Memmed? Bir dene muna götdü 'méymun vér'di. Bu geldi otdu évde, 305 dédi: Men bu méymunu 'néynim, néceliyim!? Apardı bağladı évin yuxarı baĢında, benā éyledi ki mın çın yémiĢden, lebillebiden‿aldı töktü axura. Bir‿il, iki il, béĢ‿ay géĢdi; vırdı o birsiler‿arvad‿aldí. Arvad‿aldı; suariĢ‿éledile ki biz qäynatamız çin köynek tikérik yollérıx, Melik Memmed‟ün de avradı köynek tiksin yollasın. Bu dédi ki me'nim‿avradım var; men köynek 310 tikem yollıyām? O günnen bi dene méymundu bağlamıĢam‿orda, baĢında noqta, qazası leblebi yémiĢ'di. Bular qaytdı gétdi. Bu dédi: Melik Memmed 362 niye dédün‿öcür? Dénen, baĢ‿üste, olar hāzır, men de hāzır. Bu bi dene köynek tikti ki, köyneg‿özü özüne otdí. Bu apardı vérdi dedesine. Bu sefer bir car géĢdi, dédiler ki biz qaynatamız çın hamam 315 saldırérığ;‿o da göre xamam saldı'ra. Bu géne geldi, muna dédi. Dédi: Menim‿avradım var, hamam saldı'rā? Bular gédennen sora dédi: Melik Memmed niya o cür dédün? Sen qemçini götự, gét vır qebirsannığa; déyinen: Herzed Xanım, Hürzed Xanım dédi: Menim babamın köyne hamamın men çin yollasın. Bu götdü gétdi, qemçini apardı, vırdı qabirsannığa. Qabirsandığ 320 Ģaqqalandi. Dédi: Nedi Melik Memmed? Dédi: Valla, Herzed Ĥanım dédi: Hürzed Xanım‟a déy'nen ki menim babamun köyne hamamın men çin yollasın. Bu döndü, bi para mına kerpiĢ yolladı. Bu kerpiçi getdi. Özü özüne gele gele dédi: Bunnan hamam çıxacāğ? Getdi vérdi ora. Dédi: Melik Memmed, süzün qıbla terefin'dē, 'hayanda çimennik varuz'di? QardaĢlıxdı, 325 qardaĢ - xatınlığdı; béle olsun ki; olar bilmesin. Dédi: Filan yérde. Dédi: Mụnı apar quyla or'da. Yéri qaz, quyla. Bunụ apardı, yéri qazdı quyladı orda. ġah yatmıĢdı; Ģah gécenin yarısı gördü; ey dedeli; munu évi ıĢığlanıb. Durdu, nökeri, néyvi taptadı, avradı, uĢağı ki, süz meni çağırmaduz, menim namazım qäzıya gétdi. Béle baxţıla, éle baxţıla, gördüle yō, gécenin yarısıdí. 330 Bu qıble terefinnen bu Ģafax tüĢüb. Dédile: Bilésen nemine vār!? Melik Memmed‟ü avradı, sen çin ha'mmam saldırıb,‿onun Ģafağıdí. Bu Ģah durdu, éle söyündügünneņ éle lüt gétdi girdi hamama. Gétdi, bir gün yo, iki gün yo, üĢ gün yo; bir‿efte qaldı orda. Bu vezir, vekil gétdi dédi: Baba, olar hemzatdıla, sen gel‿iĢüve, emelüve; senin nökerin, néyvün… Bını götdüle 335 geldiler; geldile. Bu sefer dédile ki Melik Memmed, bizi qeynenemiz qonağ‿élér; Mekik Memmed‟ün de görey‿avradın qonağ‿éliye. Bu dédi ki çepbelin biri çepel, menim‿avradım var beyem, meni qonağ‿éliyesüz? O günnen bi dene méymundi, bağlamıĢam,‿orda qalıb. Bular gétdi. Dédi: Melik Memmed, niyä 340 olara öcür dédün? Dénen, baĢ‿üste, olar hāzır men de hāzır. Gét qemçini götự, vır qebrisannığa, déne: Herzed Xanım, Hürzed Xaam dédi ki bi deste 363 men çin paltar yollasın. Bu géne qemçini götdü gétdi, vırdı qabrisannığa. Qebir Ģaqqalandı, dédi: Nedi Melik Memmed? Dédi: Valla, Herzed Ĥanım, Hürzed Hanım dédi: Men çin bi deste paltar yollasın. Bu döndü, muna bi 345 dene girdi'kan vér'dî. Bi dene girdikan vérdi. Bu gele gele özü özüne déyindi, dédi: Bu gelib‿arvad‿olacağ, bu libas‿olacāğ? Getdi vérdi mını Hürzed Hanım‟a. Dédi ki: Gel‿e. Bu dédi ki: Éybi yoxţí. mıní aldı, munun el‿éledi, baĢın götdự. Bu bi dene girdikan‿oldu, qıĥr dene keniz, bi dene xa'nım. Bu kenizlerün de elinde qıĥr dene cam, bu xanımun hörükleri onu içindedi. Bu 350 Melik Memmed, söyündügünnen‿üreyi xarab‿oldı. Melik Memmed‟i arvad‿ayıqdırdı, avradu üreyi xarab‿oldu. Bu sefer dédi: Meliħ Memed, bulardan köçüb; indi nahar géçér, olar géder, men qallam. Ama, men gédérem, can senün, can menim bu 'derimü amanetí. QardaĢlıqdı, men gédennen sora bular gelelle, sennen soruĢallar, diyelle: Bu necür ‿idi, 355 méymun‿indi bücür xanım‿oldụ? Menim bu derimi béle yérde gizledesen, qardaĢlarun bilmi'ye. Bu da apardı; meni tekin;‿o bere - merede 'soxdı. KiĢi de; bücür; buxarıya ot qalamıĢdı. QardaĢları geldi: - Oy qardaĢ, Melik Memmed,‿üĢéyérik, néynérik. Sen, bu méymunnan néynésen, néynemésen? 360 Béle, baxdıla, gördüle, munun derisi yükün dalında'dı. Melik Memmed‿éĢikdéydi, bunun derisin soxdula zada, otu içine. Ġndi hardan déyim sene; xanım gétdi. Olar dééydi: Méymun gelecek. Ġndi, bu sefer dédile: Qırt dene sendeli qoyun, xanım gelér. Xanım gelér, xanım gelér… Xanım géĢdi, sendellerü üstünde otdı; kenizler, munun 365 hörükleri, munu elinde. Çay geldi, bı çay‿içen döydi; ferĢi qōzadı, çayı töktự ora, çayı töktü ora. Bu sefer Ģam geldi; bu Ģam yéyen döydi; Ģamı götdü, düyüsün‿üĢ dene bu cübüne tökdi, üĢ dene o cübüne tökdự; iĺā Ģükür‿éledi. Dédile ki xanımlar dursula, oynasılar. Bu dédi: O dursun. O dédi: O dursun. - Dilelim Melik Memmed‟ün xanımı qabağıcax dursun. 364 370 Melik Memmed‟ün xanımı durdu; bu cübündeki düyi, 'eĢrefi oldu, sepildi bularun baĢına. O cübündeki de géne pul oldu, töküldü buların baĢına. Bu oldu bücür. Dédiler… Bu otdu yére. Dédiler: Melik CemĢid‟ün‿arvadı dursun. Melik CemĢid‟ün‿arvadı durdu; éle bu pulō; bu da déme munu cübüne töküb; bununki éle yağlı pulō oldu, sepildi. Dédi: Otu, kül baĢuva, pulou cübüve 375 niye tökübsen? Belé, dédiler: Meliħ XurĢud‟un‿arvadı dursun. Meliħ XurĢüd‟ün da avradı; déme ona baxıb cübüne pulō töküb; bu durub‿oynıyanda kül‿oldu sepildi bu milletün baĢına. Dédiler: Kül baĢuva ossun, külü niye cibüe tökübsen? Xalx, pul tökér, bular külü töküble. Da bılar bücür‿oldu. 380 Bı deri ki burda yandı, bunun‿iyi gétdi, deydi bu Herzet Xanım‟un bırnına. Herzet Xanım bi dene göerçin oldu, uĢdí. Göerçin oldu uĢdu, geldi gördü; éle Melik Memmed‟cığaz‿odunnan‿elleĢér. Dédi: Melik Memmed, sene démedim; can senün, can menim derimü emane'ti? Menim derimi yandırdun, da meni göremmesen. Üç‿il görek gezesen, axtarasan, meni 385 tapasan; ama göremmesen; demir çarığ géyesen; demir äsā götüresen, her vede çarığun dağıldı, äsōn eyildi, meni taparsan. Melik Memmed, iki eli oldu, bir baĢı; hay tapdadı, hay tapdadı. O göerçin ‿oldu, çıxdı, gétdi. Gétdi Melik Memmed, bi dene çarığ qeyitditdi, bi dene asa; bu da munun dalıycaq gétdi. Az gétdi, çox gétdi, gördü üĢ de'ne div gelér. Dédi: Aho, adam adamzad‿iyi 390 gelér, noqulu badamzad‿iyi gelér; Melik Memed‟i haçan‿olub biz yéecik? Biri dédi: Yémi'yek; bizim‿üĢ dene Ģéyimiz var; egem munu töreli bölse, yémerik, bölmese yéerik; yémek bi Ģéy döy ki. Dédi: Xob, nemenedi? Dedi: Bi dene sırfadı, Süléyman péyqemberin‿ıĢqına, her yanda açsun qaza geler. Bi dene tajdi, qoyarsan baĢuva, yérnen göy‿arasına çekersen. Bi denesi de çarıxdı. 395 Yérnen göy‿arasına özün çekersen. Bu baxdı, gördü, üçü de mına lazım'dı. Dédi: Ġndi, men oxu qoyaram çilliye ataram. Her birüz téz gelsüz, vérrem birine. Bu dédi: Adamzad yaxçi danıĢér. Buları yola saldı. Bu oxu qoydu çilliye, atdı olar çın. Tacı qoydu baĢına, sırfanı bağladı bélle, zadı géydi ayağına. 365 400 - Ya Allah! Özün çekdi yérnen göy‿arasına. Gétdi, gétdi, gétdi, bir qedréyi gédennen sora mına susuzluğ‿eser‿éledi. Geldi bi gözenin qabağında, bena éledi çörek yemeye. Çörek yéer, gördü, bir dene qız iki dene sekçe get'di, su doldura. Dédi: Xanım, onnan bi damcı vér, men‿içim. Dédi: Biz‿adamzada 405 su vérmerik. Dédi: Niya? Dédi: Adamzad bizim xānımızı yéddi ildi, yandırıb; suyu aparéram yaralarına sepem. Bu göerçen olanda bi den de mına üzük vérdi; meni, egem tapsun, menim üzügümü mene vérersen. Bu dédi: É men, munu tapmıĢam. Bu, çox bu xanımı anda vérdi. Xanımı anda vérennen sorasına bu muna su vér'di; ama üzügü saldı munu içine. Bu apardı, suyu 410 yaralara tökende üzük düĢtü onun döĢüne. Dédi: Qız, niye gécikdün? Dédi: Valla, bi dene adamzad vardı, mennen su aldı iĢdi. Dédi: Néc‿oldu? Dédi: Ordéydi. Dédi: Gédib‿onu getirebilersēn? Dédi: Niya getiremmerem! Geldi mıni apara, mıni bi dene alma éledi, qoydu cübüne, götdü, gétdi. Götdü gétdi. Orda gétdi, oxudu munu géne éledi Melik Memmed. Melik Memmed dédi, 415 arvad‿ağladı; arvad dédi Melik Memmed‿ağladı. Gördü, Ģıqqıltı gelér, géne mını élediler‿alma, qoydula ora. Mının nenesi éĢikden geldi, dédi ki qızına: Hürzet Xanım, Adam adamzad‿iyi gelér, noqulu badamzad‿iyi gelér; olma, Melik Memmed bu araya gelméyib ki!? Dédi: Yo nene! Melik Memmed hayannan bu yana geler. Bular‿otdu, danıĢannan sora. Dédi: Ha nene, Melik 420 Memmed budéy, bi dene alma éledim, qoydum cǖbme. Géne mını éledi adam. Bular danıĢdıla, éledile. Qız dédi ki Nene‿ye! Dédi: He! Dédi: Nene, dedeme déyebilersen: Melik Memmed gelse, onu arvadın vére'sen? Dédi: Men déyemmerem. Dédi: Men démirem,‿éle 'sözdi da; belke, Ģāyed vérdi. Bular otdula, bu yannan, o yannan danıĢdılar. Dédi: KiĢi, belke Melik 425 Memmed gel'di, éhyana onu arvadın vérersen‿onā? Dédi: Yox. Ha, vérrem, bücür vérrem ki Gül‟ünen Simaver‟ün nağılın men çin getire. Bu geldi muna dédi: Valla, dédim dedüe. Dedün dédi: Gül‟ünen Simaver‟ün nağılın men çin getse, men, onu arvadın vérrem. 366 Bu géne durdu ayağa, Melik Memmed; sırfanı bağladı béline, tacı 430 qoydu baĢına, çarığı…, özün yérnen göy‿arasına çekdi. Gétdi, az gétsi, çox gétdi; dervüĢliginen gétdi, bir qedréyi yol gétdi. Bi dene darvazanı çaldí; darvazanı çaldı, bi dene xanım geldi, qapını aĢdı, bir boĢqab muna getdi, pul vérdi. Baxdı, gördü; munun‿evinün yuxarı baĢında éĢĢek var. Dedi: Xanım, sen bu évün, bu zindeganlığun, senü évün yuxarı baĢında éĢĢek niye var? 435 Dédi: Güli mōlā, senü elündü, häqqü alasan, çıxasan, gédésen. Sen, niye mennen soruĢésan? Dédi: Çağırdığım Eli‟ye and‿osun gétmerem; ta mene sözün démiyesen. Mene dé görüm, éĢeyi, niye bağléyıbsaņ or'da? Dédi: Gülimōlā, qırt dene baĢ kesmiĢem; sene de sırrımı dé'sem, baĢuyu keseceem. Qoza o zadu altın; orda elan qırt dene baĢ var; quyunu altın. 440 Dédi: Éybi yoxdu, menim baĢım‿oların baĢınnan‿artıq döy ki; néyniek. Bu géce qaldı burda. Géce qaldı. Dédi ki: bi yannan, o yannan? Dédi: Gülimōlā, günnerün bir güniydi, bu qızıdı, men‿oğlan. Men emi qızıyam, bu emi oğlí. Bir gün‿oldu; bu gördüm ki gécenin yarısı bu oyandí; atdan géyindi, üsden kilitdendi, üsden géyindi, atdan kilitdendi; duvardan eyrini çekdi. Dédi: Emi 445 oğlụ, oyaqsan, vırdım; sayaqsan vırdım. Gülimōlā baĢuyu kesecem. Béle xırpımı çekdim ki düremmeciz éĢek sikmiĢ qoduğa döndüm. Bu gétdi, gétdi bi qedréyi, geldi. Geldi paltarın soyundu, girdi yére. Dédi: Emoğlụ, oyaqsān? Dédim: Belé! Girdik, yatdıq. Géne saba oldu, durdu géne atdan géyindi, üsden kilitdendi, bu durdu gétdi. Bu atı mindi gétdi. Men de durdum, 450 töyleden‿atı çekdim, atın nalın dalı çekdim. Men de munun dalıycaq gétdim. Gétdim, gördüm, bu, bi dene qapını çaldı; çaldı, olar dédi: Canım geldün? Dédi: Cen canım geldim. Dédi: Niye gecikdün? Dédi: Emim‿oğlu yatmamıĢdı. Bın çın qapını aĢdıla. Bu gétdi, men de atı bağladım éĢikde. Duardan aĢdım, gétdim, gördüm; burda qıĥr nefer var. Emim qızıynan ‿oldu 455 qıĥr bir ne'fer. Qazanda qäzā piĢirmiĢdile, qäzālar qalmıĢdı. Bu gétdi, qıĥr neferinen de söybet‿éle'di. Men qeyitdim dalí. Qeyitdim, geldim, girdim‿éve. Girdim, da muna héĢ zat démedim. Gördüm geldi. Dédim: Emi qızı geldün? Dédi: Ha cānım, geldim. Geldi, géne yatdı. Seher, süb oldụ, durdum gétdim bazara, bir ĢüĢe behiĢdari aldım, getdim. Emim qızı géne géyindi, dédi: Emi 367 460 oğlu, oyaqsan vırdım, sayaqsan vırdım. Béle xırpımı çekdim, éĢek sikmiĢ qoduğa döndüm. Bu gétdi. Men de géne durdum,‿atı çekdim, atun nalın dalı çekdim; munun dalıycaq gétdim. Bu qapını çaldı, aĢdıla. Dédi: Cānım, geldün? Dédi: Cen cānım geldim. Dédi: Niye gécikdün? Dédi: Ēm‿oğli yatmamıĢdı. Bular gétdi içeri. Men gétdim içeri; qazanun baĢın‿aĢdım, bir 465 ĢüĢe behiĢdarını tökdüm qazana, qeyitdim dalı. Qeyitdim dalı, geldim. Geldim, bular yédiler, iĢdiler, hammısı tirrendi; géne gétdim‿içeri. Gétdim gördüm, bullar tirrenible. Qırxınun da bırnın kesdim, qoydum‿eline, emim qızınkın kesmedim. Xéylekden sora gördüm, emim qızı geldi. Dédim: Emi qı'zı, geldün? Dédi: Ne emi qızı, Zeher‿emi qızı, derd‿emi qızí! Onda, emi 470 qızı, meni éledi bi dene qoç. Meni éledi qoç. Dédi: Aparun munu, bağléyun bağda. Bu kökelsin, men munu yéecem. Meni apardıla. Men de bu yana döndüm‿alma yédim, o yana döndüm‿erik yédim, o yana döndüm‿armut yédim; oldum geĢti - gemi. Oldum geĢti - gemi. Meni; dédile ki; munu aparun, gédün, getirün munu kesek, yéek. Geldile meni aparala, men yolda vırdım 475 buları yıxdım, gétdim bi dene qaruu évine girdim. Qarınu évine girdim, qarınun bi dene qızı var‿ıdı; dédi: Nene! Dédi: He! Dédi: Munun gözü éle Simāver‟ün gözüne oxĢér. Dédi: Lua qalasan bala, éle déme, Gül‿éĢidi, bizim‿abrımızı götüri. Bu qarı, meni oxudu, géne éledi Simāver. Simāver‿éledi, geldim‿éle içeri girdim; meni éledi éĢĢek. ÉĢĢek de; bağıĢla; 480 oldum qancığ‿éĢĢek. Çıxdım‿éĢige, çıxdım‿éĢige, éle bu éĢĢek meni tutdu, o éĢĢek meni tutdụ. Géne gétdim qarınu évine. Girdim, géne bu qız dédi: Nene, Simāverdi geldi‿ye. Onun avradı, géne onu o cür‿éléyib. Bu döndü, géne meni éledi bu se'fer it. Ġt, meni, éledi, bu yana döndüm, o yana döndüm;‿olmadı. Dédi: Évi dağılan, sen‿ölüp'sen? Sen de gédende ona bi 485 dene ağaĢ vır da. Bı sefer, bu, meni adam‿éledi. Geldim, girdim‿içeri; éle dédim: Seni éledim‿éĢĢek. ÉĢĢek de oldu qancığ‿éĢĢek. Menim baĢım götümér ki menim emim qızi, menim‿arvadım géde tengi'ye. - Cellad hazır, gülimōlānın baĢın kes. 368 Güli mōlā, elin béle éledi, yérinen göy‿arasına özün çekdi. Götdi, hemin 490 nağılı getdi, qoydu qeynatanın qabağı'na. Qeynata dédi: Bu, ne cüretin sahibiydi ki men, munu ölüme yolladım; bu çıxdı geldi. Munu arvadın vérdi mına. Déme arvad da hāmiledi. Arvad da gelér, az gelélle, çox gelélle; bu HemĢexala tekin dolayı yérde arvadun sancısı tutér. Ne av var, ne avadanlıx var, héĢ‿avadçılıx yoxtu. Göréller dağın tepesinde bir zerre ıĢığ gelér. Bu, 495 arvadı qoyér burada, déyér: Sen qal burda, men gédim,‿orda bike sen çin qäza alım, getirim. Bu gédér,‿ordan bike yağ‿alér, bike un‿alér, bidene kirpit‿alér, getirér,‿arvad çın qaza pi'Ģe. Bu gédib gelene arvad doğér bi dene oğlan. Bu oğlanun da sağ çiyninde xalı var. Tımanın çağadér, onu buruyér‿ona. Melik Memmed, yağı getirér, unu getirér, ot getirér. Yolda 500 yél‿esér, ot düĢér yağa, yağ yanér, un yanér, Melik Memmed de onu içinde yandí. Ġndi, hardan déyim; bunu dedesinnen. Dedesi bu néçe ildi ki Ģah gédib. Déyér: Vezir, vekil, men; ne zamandı Melik Memmed gédip; çox darıxmıĢam on çun. Gelesüz, bike çıxağ‿éĢige. Deyélle: Néének. Gelélle, xéylek yol 505 gelennen sorasına görélle ki biŗ dene ayı bi dene uĢağ‿oynadér. Déme, ayı gelér‿arvadı yé'e, arvad dönér uĢağı atér ayınu ağzına. Atér ayınu ağzına. Haçannan haçana, bu vezirnen vekil, munu dedesi gelér, görér, bi dene ayı uĢağı oynadér. Bu uĢağı ayınu ağzınnan alér. Alér, getirér, görér, munun sağ çiyninde xal var. Déyér: Arvad, gétdim, Melik Memmed‟den sen çin xeber 510 getimedim; ama bi dene uĢağ tapmıĢam. Bu munu döĢünnen salér, özüne élér‿évlad. Bu bir sindinde, iki sindinde; gelér, yétiĢér medresiye. Bu arvad da ū terefe gédemmér. Éle bücür tike tike gelér hemin ken'de. Hemin kende gelér bi dene gelér değirmançınu qapısına, déyér: QardaĢ, mene yér vérginen. Déyer: Xanım, menim sene layağ‿evim yoxdi. Déyér: Oqqedir 515 menim varımdí, éle sen de mennen yégine; ama év mene vérgine. Déyér: Éybi yoxdi. Bu durér‿ayağa, munu bir car saxlér. Oğlan bȫyér, olér medrese uĢağı. Bu gédér medresiye. Gédér‿oğlanün gözü düĢér, bu, öz nenesine. Bilmér ki nenedi. Munun gözü düĢér muna. Bu 369 pātĢah déyer ki arvadına: Nola ki biz, mın çın‿arvad‿alağ. Melik Memmed 520 çin‿almadıq, didergin‿oldí. Bilmedik hara gétdi, harda qaldí. Déyér: KiĢi, éybi yoxdu, déyerem. Déyér: Oğul, dedün déyér ki bi dene on çın arvad‿alax. Dédi: Nene, men ki arvatdıx dȫrem. Men çin arvad‿alsa, değirmançınun qızın‿alsın. Déér: Bala, baĢuva dönüm, sen hara, o hara; sen bi Ģah ‿oğlụ olasan, 525 gédesen değirmançınun qızın‿alasan. Dédi: Men, süzden arvad‿istemérem ki. Süz dédüz, men de onu dédim. Bı dédi: KiĢi, bu déyér: Men çin görek sen zadı alasan, değirmançınun qızın. Dédi: Arvad,‿onun qelbine deyme. Çünkün dedesi çin‿almamıĢığ, mın çın görey‿alax. Mını, gédélle mın çın alélla, getirélle, gelélle. Géce oturéllar; bağıĢléyun; er - arvad bir yérde. Görér,‿arvad béle 530 ağlér, béle ağlér. Déyér ki mene rayun yoxıdı, niya ağlésan? Men, seni gücüne almadım, zoruna almadım, tapta - qaraméyna almamıĢam. Dédi: Men, bir moqéyi bura gelin gelmiĢdim. Menim, bu gelinliy‿utağımdí; indi men bura gelmiĢem. Dédi: Xob, bes, necür‿olub,‿ora gédibsen? Bu durdu, baĢınnan géĢdiğin mın çın näql‿éledi. Dédi: Valla, menim de dedem meni 535 ayınu ağzınnan‿alıb. Dédi: Sen souynasan baxam; egem sağ çiynünde xalun‿olsa; menim‿oğlumsan. Bu oğlan soyndu, gördü‿e, munun sağ çiyninde xalı var. Sağ çiyninde xalı var, xeber vérdile Ģaha: Valla, olar‿ağlaĢéllar. Geldi: Xob, nene, bacım; oğlum sene elin vırméyıb,‿ayağın vırméyıb; rayunda yoxudu, niya geldün? Dédi: Valla, ağa can, menim 540 rayımda ki; feqet men, bu éve gelin gelmiĢem, men Melik Memmed‟ün xanımıyam. Onda Ģah geldi munu alnınnan‿öpdi. Évi, hamısın bağıĢladı ona. Olar gétdi o yana, biz de geldik bı yana. - Efsane 545 - Bizde déyerler: Filan qadın qurdunan qıyamete qalacaq. Qurdunan qıyamete qalmak ne démektir? 370 - O 'qarı çox‿ömer‿éléé. Déyélle ki bu qarı, niye ölmedi? Déyélle: O qarı qalacaq qurdunan qıyamete. Bu qurdunan qıyamete qalacağı niye déyirler? 550 Qurduna qıyamete; meselem, Allah yaradan 'hamısı ölér, bu tek qalér. Odu ki, onu déyélle: o niye ölmedi? Déyélle: Qalıb qurdunan qıyamete. Vırér meselem 'hamısı ölennen sorasına; bir qurt, bir 'qarı, bular güleĢélle. Da heĢ kes yoxdu ki, bu iki neferdi. Bular güleĢélle, egem qarı qurdu yıxsā, géne éle hemin‿olér, 'hamısı dirilecek; xéyir, qurt qarını yıxsa, heĢ zad olmıyacaq. 555 - Din dıĢqarı éliyebilmedi; ne demek? - Din dıĢqarı éliyelmedi; yanı ürēynin sözün gizletdi, üreyindekin déyebilmedi. Élesiler, görsüler, yatsılar, goysular, yatsılar Hille hille hillebaz, girse deliye da çıxmaz. Malla muna pitik yaz; ya 560 elac‿olar ya olmaz. Çöreyi at dehenze. Balıx bilmese, Xalıx biler. 371 SÖYLEYEN : Gülistan Tesellizade / 56 DERLEME YERĠ : Xalxal, Xımıs Köyü DERLENEN : Masal 18 - SabırtaĢı Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, Allah‟dan qéyret héĢ kes yoxţu. Cenni cenni celālete qarıĢdı, iki héy'va gördüm bir nārā qarıĢdı. Haralardan erz‿ éléyim,‿ağanun qulluğuna, xanımun buyurduğunnan… Bi dene kiĢi var ‿ıdı; kiĢnün deri dünyada évlatı olardı, qalmazdı; olardı qalmaz'dı. Deri dünyada bi 5 dene qızí oldụ. Qız, vırdı bir sindinnen,‿iki sindinnen,‿oldu béĢ sindin'de. BéĢ sindinnen sorasına gétdi heyete. Gétdi heyette el‿üzün yua; bi dene quĢ geldi otdu onū qolunu üstünde, dédi: Sengisebir, men de sebir, sen de sebir. Dédi: Nedi? Dédi: Valla, günnerün bir günü olacax, sen ölüye qısmet‿olacaxsan. Bu qız geldi, qezadan düĢdi. Qız qezādan düĢdi. Nenesi 10 dédi: Nene, nedi? Dédi: Hés sad. Dédi: Axı, nedi bala can, gün be gün qezādan düĢésen. Dédi: Valla, bi dene quĢ gelér,‿üĢ gündü oturér menim‿elimü üsdünde. Déyér: Qız, gét, seni ölüye qısmet‿olasan. Dedesi, nenesi; varın, yoxun, mülkün, maaĢın sa'tér, bunu götürér gédér. Az gédér çox gédér, dere tepe düz gédér; iki kel qarpuz birbirinnen téz 15 gédér; gédér bi dene qelāçiye. Qelaçiye baxér görér, nene qapını çalér,‿açılmér. Dede qapını çalér,‿açılmér. Qız‿elin vırér qapı açılanér, kilitdenér. Qız qalér‿o üzde, nene qalér, dede qalér bu üzde. Déde ağlér, nene ağlér; déde ağlér, nene ağlér, qız da o üzde ağlér. Qız gelér gédér‿éve, baxér, görér dünyanun‿abınarı var‿évde, évin yuxarı baĢında bi 20 dene ölü yatıp. Geléŗ déyér ki bes, nene dede! Déyér: He! Déyér: Bes, menim‿éle, quĢ ki mene démiĢdi: Sen géd‿ölüye qısmet‿ol. Éle men ölüye qısmet‿olmuĢam. Bes, süz, çıxun gédün. 372 Dede, nene ağlıya ağlıya çıxér ge'lér, qız qalér. Qız, Quran‿oxuyan‿ımıĢ. Qız Quran‟a baxér, bi dene bunu üstünnen‿iyne çekér. 25 Quran‟a baxér bi dene sancax çekér. Quran‟a baxér bi dene iyne çekér; vaxdı vaxtında da namazın qılér. Günnerün bir günü olér, görér qefle géçér, ses gelér‿éĢikden. Durér gédér,‿iki dene ağacı bağlér birbirine nerduan‿evezine. Çıxér baxér görér, qaraçı géçér. Qaraçıları çağrér, déyér: Xanım! Déyer: Belé! Déyér: Xanım, bu 30 qızlaruzdan bi dene mene vérersǖz? Déyér: Xééy! Déyer: Onu ağrı qızıl‿o pul vérrem,‿olardan bi dene mene vér. Qızılnan pul onū ağrı vérér, bulardan bi dene, bu qızdan‿alér. Gelér oqqede géne oxéyér, Quran oxéyér bi dene sancax çekér. Quran oxéyér bi dene iyne çe'ker. Bu qız da örgenér bunnan, qaraçının qızı. Günnerün bir günü olér; qız, indi ne middetdi gelip bura, 35 günnerün bir günü olér, bu meselem bura geleli baĢın yuméép; qaraçınun qızına déyér ki indi bi dene iyne qalıp, sen, oxuma Quran‟ı. Men gédim, bike baĢımı yuum, gelim, Quran‟ı bāhem‿oxuyax. Bu qız bunu ötürér. Gédér bu baĢın yua. Qaraçının qızı oxu'yéŗ, bu ölü dürér. Ölü dürér, tutér bunun yaxasınnaņ. Déyér: Bes, sen menimsen, men 40 senün. Bu xanım, bu qabağıcax gelen xanım, gélér görér, bu bunun yaxasınnan tutupdí, déyér:‿O senün neyün? Déyér:‿O menim kenizimdi. Bu qaraçınun‿özüne keniz‿élér. Bu qabax geleni özüne keniz‿élér. Bunu keniz‿élér. Déyér: Xob! Günnerün bir günü olér, bular; beyseb‿er - arvaţ gédélle bazara; özleri 45 için libas‿alalar. Déyer: Keniz, sen ne istésen? Déyér:‿Ağa, men hés sad‿istemérem. Déyér: Yō, sen‿bir Allah, ne istésen? Déyér: Men bi dene sengsebir‿istérem. Gédér, béĢ‿on dene tükannan soru'Ģer. Biri déyér vardı, biri déyér yoxdí; biri déyér ki niya mende var,‿onu üregi dığılı adam, üreyi veremli adam‿onu ister. Alér getirér. Déyér: Amma bunu her kese vérsün; o 50 gétdigicek sen gédersen; veli sen,‿onun gözüne görsenmeŗ'sen. O diyecek, diyeceg;‿indi her derdi var,‿axırda diyecek: Ya sen partda ya men çatdéyım. 373 Xob demir ki partdamıya'cax, o adam partdıyacax. Sen onda tutarsan‿o adamı. Déyér: Xob! Belé, bu gédér sengisebiri alér, getirér vérér bu xanıma. Bu xanım 55 gédér, bir‿iki dene menzil géçér, gédér oturér‿orda, özü özüne danıĢér, déyér: Sengisebir, sen de sebir, men de sebir; günnerün bir güniydi, nenemün dedemün bi dene qızıydım. Sengisebir sen de sebir, men de sebir; bi dene quĢ geldi otdu qolumu üsdünde, dédi: Qız gét, seni ölüye qısmet‿olasan; gét, seni ölüye qısmet‿olasan. Sengisebir sen de sebir, men 60 de sebir; dedem nenem meni göt'di, diyarbediyar gétdi. Sengisebir sen de sebir, men de sebir; geldik bi dene qelāçiye. Qelaçiye dedem ‿el vırdı açılmadı, nenem‿el vırdı açılmadı, men‿el vırdım qapı açıldı. Men qaldım‿o üzde, dede nenem qaldı bu üzde, qapı 'kiltdendi. Qapı kilitdendi, men gétdim baxdım gördüm‿évde her nemene istésen 'var; veli meselem 65 ‿évün yuxarı baĢına bi dene méyit yatıp, üstü doludu, iynedi sancax. Günde bi süre Quran‿oxudum, bi dene iyne çekdim; bi süre Quran ‿oxudum bi dene sancax çek'dim. Gördüm, qapıdan qefle géçér; ağacı ağaca bağladım; çıxdım baxdım gördüm qaraçıdı géçér. Dédim: Xanım,‿olardan bi dene mene satarsūz? Dédi: Yō, satmarıx. Dédim: Baba, onu ağırı süze pul vérrem, qızıl 70 vérrem, bi dene mene verün. Onu ağırı pulunan qızıl vérdim, bi dene olardan‿aldım. Getdim‿ oxede oxudum, buna da örgetdim. Dédim:‿Ġndi, sen burda 'qal. Men gédim; bura geleli baĢımı yumamıĢam; baĢımı yuum gelim, bāhem‿o bi deneni de oxuyax, çekek; ya diriler, ya ölü diriler ya da ki 'ölüdü de. Men gédip gelene bu qaraçınun qızı oxudí. Bu ölü durdu ayağí, tuttu 75 bunun yaxasınnan, dédi: Éle avrat, sen menimsen, men se'nün. Men de geldim gördüm valla, bu bunu tutup yaxé-yi girmanınnan déyér: Sen menimsen, men se'nün. - O senün neyündi? - O menim kenizimdi. 80 Ġndi sengisebir, ya sen partda ya men çatdéyım; sengisebir, ya sen partda ya men çatdéyım.‿Oğlan geldi, bunun, tuttu, yaxé-yi girmanın'nan, 374 dédi: Bes‿éle, sen, zehmetimi çeken sensen. Qaraçınun qızın‿özüne keniz‿éledi. Bunu özüne xanım‿éledi. Bu sefer döndü gétdi, mın çın libas‿aldı. 85 Olar yédi, iĢdi, mekanına géĢdi, biz de bırda qaldıx. - Rehim, Ġbrahim, Birehim Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, Allah‟dan qéyret héĢ kes yox‿udı. Cenni cenni 90 celālete qarıĢér, iki héy'va görér bir nārā qarıĢér. Haralardan erz‿éléyim,‿ağanun qulluğunnaņ, xanımın buyurduğunan. Bi den Ġbarahım var‿ıdı, Ġbarahım var‿ıdı. Günnerün bir günü olér, Ġbrahım durér‿ayağı, gédér Ģiḳara. Görér bi dene o yannan cavan gelér. Déyér: Hara yédésen‿Ġbrahım? Déyér: Men gédérem Ģiḳara. Déyér: Meni de özüe 95 yoldaĢ‿éle. Déyér: Sen adun nedi? Déyér: Menim‿adım‿Ġbrehim. Déyér: Menim‿adım Bérehim. Déyer: Yaxçı! 'Belé, bılar gédélle, az gédélle, çox gédélle, dere tepe düz gédélle, iki kel qarpuz birbirinnen téz gédélle; görélle bi den de o yannan cavan geldi. Déyér: QardaĢ, hara gédésüz? Déyér: Biz gédérik Ģiḳara. Déyér: Meni de özüze yoldaĢ‿éléyün. Déyér:‿Adun nedi? 100 Déyér: Menim‿adım‿Ġberhim, onu adı Bérehim. Déyér: Menim‿adım Rehim. Rehim, Ġbrehim Bérehim, üĢ qardaĢ‿oldular. Belé, bular gétdile, gétdile bi dene bir qelāçiye. Gétdiler gördüler qälaçede béle her nemene istésen vār. Belé, bular bir middet burda qalıdla. Bi middetden sonra Ġbrehim dédi: Re'him! Dédi: Ha! Dédi: Bérhim! Dédi: Ha! 105 Dédi: Süz qalun, men gédérem Ģiḳra büyün. Süz qezā piĢirün. Belé, bular‿ikisi qalmadılar, biri qaldı. Bu Rehim‟nen Ġbrehim gétdi. Bérehim qaldı, qezā piĢirdi. Gördü belé, tarap turpbunan bi dene qarı qoca geldi; özü bi qarıĢ, seqqeli qırx qarıĢ qoca gel'di, dédi: Āfeli Birehim, qardaĢ? Sen hara, bura hara, quĢ qenet salmaz, qatır dırnax salmaz, sen 375 110 bura gelip'san! Dédi: Xob, qoca emi için bi kefgir tök‿o qezādan, yésin. Belé, bi kefgir töktü, qoca emi yédi. Dédi: Bi 'kefgir de tökginen. Bi kefgir de tökende gördü yō, bu qoca emi çox yée'ceg, qardaĢlara bu gelip cavap véremmiye'ceg. Dédi: Day yoxdu. Day yoxdu diyende bu bi dene seqqelinnen çekdi, bunun qolun qıçın bağladı, qezānın hamısın yédi. Belé, 115 bu dédi: Xob néynim,‿indi QardaĢlar geler, mennen dāvā éler. Durdu azcıx xeĢilden xuĢuldan çıqqıra piĢrdi, qardaĢlar geldi. QardaĢlar geldi. Bu Ġbrahım‿ustād‿ıdı; baxdı gördü bu qeza o qezadan döř. Dédi: Bücür niya piĢiripsen? Dédi: SancılanmıĢdım. Dédi: Éybi yox. Da bilmér ki o qoca gelip; meselem; bunu el - ayağın bağléyıb. Belé, saba oldí, Bérehim dédi: Men 120 qaléram. Belé, saba Bérehim qaldı. Ġbrehim‟inen Rehim gétdi. Ġbrehim‟inen Rehim gétdi. Saba dédi: Gör, ne qeĢeg qezā piĢirdim. PiĢirdi, üĢüdü, hazır qoydı yığdı o'ra. Gördü géne belé tıp tıpınan bi nefer geldi: Ay Rehim qardaĢ; sen hara, bura hara; quĢ qenet salmaz, qatır dırnax salmaz, sen bura 125 gelipsen! Bi kefgir tök‿o qazādan, qoca emi yésin. Belé, birin tökti, bunun yadına düĢdi “Ay dedelli, bes,‿o qardaĢun da dünenneŗi gelip, bu baĢına oyun vérip.” Bi dene seqqelinnen 'çekdi, qoca emi, géne bunun‿elin‿ayağın bağladı. Ta bu vurana o bunu el‿ayağın bağla'dı. Bağladı; yéyeni yédi, yémiyeni dağıtdi. Xilese qaret‿éle'di. Bu qaret‿éledi. 'Belé, bu géne bir 130 cürnen bu sapı aĢdı. Teleke peser piĢirdi. Géne qardaĢlar geldi. O qardaĢ ki biléydi; meselem bunun baĢına oyun gelib, o qardaĢ da bildi bunun baĢına 'oyun gelip. Ġbrehim dédi: Seher süz‿iküz gédün, men qäza piĢire'cem. Ġbrehim, seher Béyrehim‟inen Rehim‟i yolladı. Ġbrehim qaldı. Ġbrehim qeĢeg piĢirdi, getdi bi dene qemeni ititdi qoydı taxtu altına; ititdi qoydı 135 taxtun‿altına Ġbrahim. Belé, piĢirdi, éledi, gördü qapí açıldí; bi dene qoca emi geldi, özü bi qarıĢ, seqqeli qırx qarıĢ. Qoca emi geldi: Ay Ġbrahim qardaĢ, sen hara, bura hara; quĢ qenet salmaz, qatır dırna xsalmaz; sen bura gelipsen! Bi kefkir tök, qoca emi yésin. Éle bi kefkir tökdü, qoca emi ta qutarana, bi dene qeméynen vırdı, bunun baĢın Ģaqqaladı. Bunun‿özü qaldı burda, bedeni 376 140 qaldu burda; bunun kellesi gétdi tıp tıpbınan. Kelle gétdi tıp tıpbınan. Belé, Béyrehim geldi; qeza; gördü yō, geĢeg qäzādı. Dédi: Süzi Alla, indi, mennen ki yoldaĢ düĢüp'süz; süz, baĢuzdan géĢdigüzü danıĢ, görüm baĢuza ne gelmiĢ'di. Dédi: Hés zad. Dédi: Yalan déméyün. Dédi: Valla! Dédi: And‿iĢmiyün, gelün, süze cendegi görsedim. Kelle ki gédip, cendek qalıp. 145 Belé, görsetţi. Dédi: Hā, bizim baĢımıza bu oyun gelip. Dédi: Ġndi durun, qapını kilitdi'yēħ. Biz gédek görek, bu évün mēdeninde nemene vār? Ġndiyencek gelmiĢik bu évün mēdenine el‿aparma'Ģıx. Belé, gédélle bir qedri, meselem gédéŕle indi, béĢ métir‿on métir gédélle. Gédennen sorasına görélle bi dene buŗda quyu var. Ġbrehim déyér ki 150 Birehim‟e: Ge seni sa'lım, sen gétgine. Bu bir métir‿enér, déyér: Men yandım, meni çekün. Birehim‟i çekér. Rehim déyér: Meni sal. Rehim‟i salér. Rehim de éle bir métir ya métir yarım gédér, déyéŗ: Men yandım, meni çıxat. Bu da çıxér. Ġbrehim déyér: Meni salun, men neqqede dédim: Men yan'dım; meni salléyun gédim. Belé, éle bu déyéŗ: Yanéram, bunu sallélla, yandım, 155 salla; yandım, salla. Xilese bunu sallél'la, yédi métir bunu sallélla quuya. Yeddi métiri salélla, bu gédér görér; bi dene nāzenin senem xanım‿oturup, bunun dizinü üsdünde bi dene dib yatıp; déyér: Ay‿Ġbrahim, sen hara, bura hara; quĢ qenet salmaz, qatır dırnax salmaz, sen bura gelipsen! Ġndi dib bilse, senün 160 her tiköyi min tike éler. Déyé: Ses‿éleme, onun nefes yérisin mene déginen. Déyer ki bes, indi, sen ses‿éleme, sen‿onun nefes yérisin mene dé. Hayanda onun nefesi var? Déyér: ġıḳafda qoymuĢam, ĢüĢededi onun nefesi. Bu gédér, bu Ģıḳafdan bu ĢüĢeni götürende bu bi lezge 'vérér, dib. Lezge vérende bi dene bu arvadun‿üzüne Ģapalax vırér. Arvadü üzüne Ģapalax 165 vurcağın bu ĢüĢeni yére vırér; meselem kiĢini öldürér. KiĢini öldü'réŗ, déér: Xob, dé görüm, sennen soa géne bacun vār? Déyér: He, biz‿üç bacıyığ; üçümüzde bücür giriftarıx; üçümüzde bücür giriftarıx. Déyér: Xob,‿o harda? Déyér: Mesem,‿o da o menzildedi. Gédér görér, belé bu da baĢın qoyub‿arvadun dizinü üsdünde yatıp. Déyér: Ay‿Ġbrahim, sen hara, bura 377 170 hara; quĢ qenet salmaz, qatır dırnax salmaz! Bu kiĢi bi lezgelenéř; lezgelende déér: Onun nefesin mene dé. Déér: Odé, qoymyĢam, taxçadadı. Gédér munu taxçadan götürér. Bu, taxçadan götürende, bu terpe'nér. Terpenende bi dene Ģapalax vırér bu arvadu üzüne. ġapalağı vırcağın bu ĢüĢeni vurér, géne bunu öldü'rér. Bu da ölér. Bu da ölér, qalér bi nefer. Belé, 175 bu géne gédér. Géne gédér, géne görér burda bi nefer bunun diznü üsdünde yatıp. Déyer: Sen hara Ġbarahim, bura hara! Ġndi dursalaŗ; senün her tiköyi bin tike élélle. Déyér: Ses‿éleme; sen,‿ōn nefes yérisin mene déginen. Déyér:‿Onun nefesi qoymuĢam taxtu altında ĢüĢededi. Bu sefer géne bu taxtun‿altında, ĢüĢeden munu götürende, bu géne Ģapalağınan vırér bu 180 arvadu üzüne, déér: Çepbelin biri çepbel, sene démérem; menim nefesime el vırmagı'na. Éle nefesime el vırma... Bu da bunu vurér‿öldürér. Déyér: Xob, indi, biz‿üĢ bacıyıx, üçümüz de malımız çoxdı. 'Hammısın yığér bu qoyunun baĢına. Bu da déér: Men de üĢ qarda'Ģam. Ġndi üĢ qardaĢlar néyniyeck. QardaĢ qardaĢnan dost‿olmér‿axı. Bu hamısın yığér, getirér quyunun 185 baĢına. Bu arvatdarı da getirér quyunun baĢına. Déyér ki bura ba Ġbrahim! Déyér: He! Déyér: 'Sen‿ikimizi bağla çıxağ, qalsın birimiz, sen çıx. Sen çıx, biz‿özümüz, men‿ipi bağlaram‿özüm‿öz bélime, sen meni çekersen. QardaĢlar, bizi cavan görel'le, seni salalla quyuya géne. Seni quuya salacaxlar; amma eylen bu yéddi métirdi, yéddi métir de bunnan sora 190 gédeceksen. Arvatdar buna dér: Ġndi yéddi métir de bunnan sora gés'sǖn, Ģāyed ki qardaĢlar‿eger seni çıxartdı, géne çığardıpla, çıxartmadıla; yéddi métrün‿içinde üĢ dene goĢ gelecek, ikisi ağdı, biri qara. Sen hiner‿éleŗsen,‿özüü atasan‿ağ qoçu üssüne. Qara qoçu üssüne assun, yéddi métir de qara qoĢ seni géne véreceg‿aĢağı gédesen. Xob, belé, bular 195 getirér, Ģéy méyi yığér. Belé Béyrehim qardaĢ Ģéy méyi çekér. Hay çek, hay çek, hay çek; qalér bu sefer‿arvat'daŗ. Arvatdarın‿ikisin de çekéller, qalér biri. Déyer: Yox, sen yalannan déyésen, sen gelmeŗsen. Bunu da bağlér. Üçü de gétdi, quyudan çıxdı, qaldı Ġbrāhim. Ġpi bağlélla, Ġbrahim de özün bağlér, çıxanda yarı bélde ipi qırélla, Ġbrahim de gédér yéddi métir de yuuya. Yéddi 200 métir gédér quuya, görér‿üĢ dene qoĢ geldi; ikisi ağ, biri qara. Ġstér‿özün ata 378 ağ qoçu üsdüne, atér qara qoçu üsdüne. Qara qoĢ, bunu yéddi métir de vérér, gédér. Yéddi métir de gédér, gédennen sorasına buna; üzünnen‿ırax; susuzlux eser‿é'lé. Bi dene bi qarandurux yére, bi dene bere tapéŗ gédér. Gédér görér bi dene qarı arvad‿oturub‿orda, cehre eyirér. Salam 205 melék‿élér. - Qarı ne'ne! Dér: Belé! Dér: Qarı nene, mene bir qurtum su vér‿içim. Déyér:‿A Ġbrahim, sen bura niye gelip'sen!? Déyér: Valla, qarı nene, gelmiĢem de. Buna bir qurtum su getirér. Gédér; bağıĢléyun, zēreb‿élér; getirér buna su 210 vérér. Da su yoxmuĢ. Bu içennen sora déyér: Qarı ne'ne! Déyér: Belé! Déyér: Süzün suyuz hem‿istidi, hem Ģōr. Déyér:‿Ġndi Ġbrahim, sen ki öcür dédün; meni bağıĢlayun; suyumuz yoxtu bizim. Bi dene Ģirdi yatıpdí; indi néçe métir çaydı, o çayı tutup bu tay,‿o tay. Ejdehadı‿ya Türküsü. - Ejdehadı yatıpdı; veli biz günde üĢ mejme taām vérrik; qeza démeli; bi 215 dene qız. O, tā onu yéene biz géderig,‿onu altınu irin, çirkinün suyun götürrüg‿içerik. Meselem da biz bücür su götüremmerik. Bēlé, bu gédér; déyér: Ġndi qarı ne'ne! Déyér: He! Déyér: Seher kimün nōbasıdı? Déyér: Deri dünyada bi dene Ģah var, Ģahun deri dünyada da bi dene qızı vār. Ġndi saba, o bi dene qızun nōbasıdı. Déyér: Sen gédip 220 déyébilersen ki o qezanı vérele men yé'em. Men‿o Ģirü ağzına gédem, ejdehanu. Déyér: Yaxçí. Amma, oqqede bücür meselem‿adamlar gelib‿öldüremméyib‿e. Bu gédér, bi dene iki baĢlı özüyçün qılıncı qeyitdirér,‿iki baĢ. Gelér durér yolu ağzında, görér; meselem bu qeddeki cemiyet, bu qedde kendün cemiyeti, bi dene qızı alıpla arı'ya, ona gelinnik 225 paltarı géyindirip'le, üĢ dene de taām bularun baĢında. Bu qarı nene gédér qabağa, déyér ki sen, bu qezanı vérün bu cavan yé'sin, qızuzu da saxlé'yun. Qızuzu saxléyun ki bu ağa déyér: Men, meselem bunu öldürrem. ÜĢ dördü dér: Yalannan déyéŗ. ÜĢ dördü dér: Yō, yalannan démér. 'Belé, buları yééŗ, qezānı yééŗ. Bu kiĢi, bücür [kılıcı iki eliyle yatay bir Ģekilde tutarak] tutéŗ‿iki 379 230 baĢ, gédér bu ejdehanu ağzıne. Éle bu baĢdan gidéy‿ejdehanu ağzına; bağıĢléyun; bunun götünnen çıxér. Sorasına ki bu çıxér;‿üzünnen‿ırağ; bu xob‿ölü olér da oğedde ejdeha; élebil ki hacı Meybi qapısınnan meselem buréncā ne qedde yoldí. Bu durér‿orda. Bu qız gélér, bu qana elin vurér, vurér bunun köyneginün dalına. Sen gédésen déyésen: Men‿öldürdüm. O 235 gédéŗ, déér: Men‿öldürdüm. Dééŗle: Kimün nōbasıydi? Dééŗ: Büyünneri Ģahun qızının nōbasıydí. ġahın qızına déélle: Kim‿öldürdü? Dééŗ: Valla, o uĢağ, ‿o oğlan ki öldürüp, cavan‿öldürüp, onun men köyneginün dalına qan vırmıĢam. Gelélle, baxélla, görélle, o oğlan ki öldürüp bunu, héĢ bu; üzünnen‿ırağ; çayın qırağınnan gétméyip, qalıp bırda. Belé, gelélle, bunu 240 aparélla. Bir middet bu burda qaléŗ. Déyér: Xob, sen ne istésen? Dünyanın malınnan seni silāb‿éliyek. Déyér: Men hés zad, men, dünyada faqad‿ıĢıxlı dünyanı istérem. - IĢığlı dünyanı istésēn? Deyér: He! Déyér: Xob! Bu durér‿äyağı, déyér: Men‿ıĢıxlı dünyanı 245 sene verrem. Bu qızınan da yéddi dene deve yük sene vérecem, qı'zıl. Déyér: Hele üĢ dene özüm‿éle almıĢam, sergerdan qalmıĢam. Öz‿özüne déyér. Belé, bu durér‿ayağ. Déyér: Éybi yō. 'Qarı nene gelér, déyér: Valla, bi dene sumuruq gelip, éle; üzünnen‿ıŗax; doğér, qarnı doludu, yanı boĢ. Bilmeg‿olmér,‿onun balasın nemene yéér. Bi dene sumuruq gelip, qarnı 250 doludu, yanı boĢ. HemiĢe doğér,‿onun balasın bilméem nemene yé'ér. Bu gédér,‿onu güdér, görér bi dene héyvandı; iki baĢlıdí; dimdigi uzun; géléŗ dimdigin vırér vırér, bunun; meselem; baĢların delélle, bunu yééller. Ġndi her héyvandı; onu bilmérem. Belé, bunu da vurér‿öldürér. Bu héyvanı da öldürér. Sumuruğ déyér: Sen ne istésen; men seni dünya malınnan 255 silāb‿éléyim. Dér: Men sennen‿ıĢıxlı dünyanı istérem. Déér: Onda gét, yéddi putdux su algına, yéddi put su, yéddi put et. Men seni aparram‿ıĢıxlı dünyaya. Her vede dédim: Yan'dım, mene su vérgine; her vede dédim acıx'dım, mene et vérgine. 'Belé, bu gédér yéddi put su getirér; yéddi pud‿et getirér, bunun bi terefine bağlér. Suyu bunun bi terefine bağlér;‿özü de minér 380 260 sumuruğun boynuna. Sumuruğ bunu éle her çığaŗdanda, déyér: Yandım. Muna su vérér. Her çığaŗdanda, déyér: Acıxdım, muna et vérér. Bi dene bud‿et qalanda; meseem da istér çıxa lap yuxa'rí; bu et düĢér bunu ağzınnan. Bu ağzınnan düĢceyin, budunnan kesér vérér buna. Da qoymér ki meselem bu zad‿ola. Bunu yémér. Yémér, çıxadér bunu, ıĢıxlı dünyada 265 déyér‿oğlana: Ġndi, sen du yéri, men gédim. Déyér: Sen gét, men géderem. Déyér: Yō, sen dur‿ayağı yéri. Déyér: Valla, senü etün düĢ'di. Men budumnan kesdim, senü ağzua at'dım. Bu ağzınnan tipircegin götürér, vırér bunun meselem qıçına, bu eti yapıĢtırér bunun qıçına. Bu durér yériyér. Yériyér, gelér, görér qardaĢlar‿éle hemun quyunun baĢındadı. QardaĢlar héĢ 270 bı yan‿o yana dönméyip, éle qalıpla quyunun baĢında. Bike bularınan dāvā é'ler. Bu, meselem‿arvadun géne birin, öziyçin götürér,‿ikisin géne olara vér'ér. Ġkisin‿olara vérér. Bu malı bölér, bike olara vérér, bike öziyçin götürér. Éle bu bölende gördü, belé yéddi dene devenün yükü geldi. Bi den de xanım onu üsdünde geldi. Belé, buları da götürér. Bunu olér‿iki dene arvadí, 275 olarun‿olér bi dene avradı. Malın mülkün yığér, götürér gelér. Gelér görér bi dene kiĢi cüh sürér; bunun cütü qara, öküzü qara, zemi de qara. Déyér: QardaĢ, senü öküzlerün qara, özün qara libas géyip'sen; bu nemenedi? Déyér: Valla, bi dene Ģahımızu oğlu deri dünyada var‿ıdı. O baĢ götürüp, çıxıp gédip; indi onnan bu yana biz ne ağ libas géyebillik, ne 280 meselem‿öküzlerimizi ağ‿éliyebillik. Déyér: Menim‿oğlum baĢ götürüp gédip, süz de görek qara géye'süz. Déyér: Sen‿ona gédip déyebilersen ki senü oğlun gelḕr? Déyér: Yoğ, men gedip diyemmem. Déyér: Gét, dene: Senü oğlun gelér. Déyér:‿O gözünnen kor‿olup. O tüpürcekden ki indi bunun qıçında qalıp, neyinde qalıb;‿onu Allah bilér; o tüpürcekden dıqqıla 285 bücür‿eline sürtér, elin vurér bi dene kağaza, vérér buna. Déyér: Sen‿apar bunụ, sürt‿onun gözü'ne, qoỵ‿onun gözü ıĢığ‿ol'sun. Getirér‿o tüpürcegi, vırér‿onun gözüne, munun gözü ıĢıxla'nér. Görér belé, bunun‿oğludu, geldi. O yédi iĢdi mekana géĢdi, biz de burda qal'dıq. 381 - ġahın Qızı - 290 Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, Allah‟dan qéyret héĢ kes yox‿udı. Cenni cenni celalete qarıĢdı, iki héyva görér bir nāra qarıĢdı. Haralardan‿erz‿éléyim, ağanın qulluğunna, xanımın buyurduğunan… Bi dene qız var‿ıdı, qız da pātıĢahun qızıydí. Günnerün bir günü olar, bun çun‿éle herkes geler, dedesi 295 vérmez. Günnerün bir günü olar; dedesi vérmez, bu çıxar géder. Bi dene atdarı var‿ımıĢ; atun‿üstüne bir dene xurcun sa'lar, bir qedre pulu, qızılı götürer, géder bi dene bir yolçu'ya; démeli ki meselem pulsu'za. KiĢi diyer ki seni, bi oğula verecem ki eslen ne Ģamı o'la, ne civinde pulu ola. Diyer: Éybi yo. Bu 300 da qabağıcax pulun götürüb‿axí. Bu qız çıxér gédér. Bu çıxér gédér, gedennen sorasına, bu kiĢini ağlı huĢu özünde döy'müĢ. Bu qız görér qefle géçer. Démeli ki Ģiḳarvan géçér ki gédér Ģiḳara. Déér: Menim bu erimi de apa'run. Déér: Neyçin? - Ne; déér; pul‿istérem, ne élérem; fağad bunu aparasuz,‿ağıl‿örgedesüz. 305 Déér: Biz‿onu aparammerik. Déyér: Xob, aparméyun. Bu qız néynér? Gelér, buna bir qedre pul vérér bu oğlana. Ġstér‿ağıl‿örgede‿axí; ağlı yoxdu bike. Buna pul vérér, déyér: Gét filan bazardan, filan parçadan men 'çin al getigine. Déyér: Xob, ne déyim? Déyér: Dénen‿éle, alım, alım, alım, alım. 310 Ġçeri girdün, se'lam vérgine. Selamı da bilmér‿axí, hes zad bilmér. Éle: - Alım‿alım‿alım. Ġçeri girende déyér: Süze sa'lım. Bunı vırélla, bu pulu bunnan alélla; pulu bunnan alélla. Qeyidéŗ geléŗ ağlıya ağlıya. Déyér: Nedi? Déyér: Mennen pulu 315 aldıla. Déyér: Évün dağılsın, sen‿ağıllı olgına. Sen, déne: Selāmün‿eléyk, selāmün‿eléyküm. Géne buna bir qedre pul vérér. Bu géne gédér. Gédér, éle içeri girende déyér: Selāmün‿eléyk. Déyér: Eléykümen selam Mehemmed, xob bunu bäyaxdan bize déydün, köteyi de yéméydün. Ne istisen? Déyér:‿O filan top parçadan mene bi top vérgine. Bi top parçanı 382 aléy, götürér gelér. Da arvad 'söyünér. Görér belé, qapıdan da qefle géçér. 320 Déyér: QardaĢ! Déyér: He! Déyér: Qefle, hara gédésüz inĢalla? Déyér: Meselem, filan yére gédérik Ģiḳara. Déér: Men, süze bu uĢağı qoĢuram, bunu da aparun. Belé, bunu da özüne qoĢér, götürér gédér. Götürér gédér, bir middet qalér. Bir middetden sorasına; bir middet qalér; bir middetden so'ra déyér: Néynim? Déyér: Hés zad. Bu arvad néynér? Bu da bi dene indi qarınu 325 évinde oturup, qarı da bi deyirmançı adamdí. Bunnan bu yéri 'alér. Meselem, évinde otuméyip ki, özgenü évinde oturup, hemikerqan. Bu évi alér, bu kiĢi gelene bunnan yér‿alér, saxtıman qeyirér‿iki üĢ merte'be. BağıĢléyun; hāmile de o'leŗ, kiĢi gelene doğér‿iki dene uĢax, ikisin de oğ'lan. Belé, bu oğlan gelér, gelennen sorasına déyér: Xob, Alla, men bi dene 330 yolçunu évinde otumuĢdum. Menim‿arvadım néc‿olub!? Özü özüne fikr‿éléř. Görér belé, hemin bu qoca kiĢini. QeĢeg bi dest libas géyib‿eline esā vérip bu qoca kiĢi, oturup qapıda. Déér: Néynim, hayana gédim,‿o yana gédim, bu yana gédim. Xob, évim‿yoxdí, arvadım burda yoxdı; men hayana gé'dim? Baxér görér, bu qoca kiĢi oturup qapıda. Déér ki nedi Mehemmed, 335 neyçin gezésen? Déyér: Valla, men gédende bura bir 'deyirman‿ıdı. Menim de bi dene arvadım 'vardı; indi bilmérem‿arvadım hara çıxıp gédib,‿özüm de sergerdan dolanéram. Déyér: Éle, bura senü arvadun‿évidi. Bunu arvadun düzeldifdi. Déé: Yalan déésen! Déyér: Valla! 'Belé, girér heyete, görér qeĢeng heyetde gül baxçalar, bülbüller‿oxu'yéŗ. Arvad da iki mertebe év 340 qeyirip, necür'nen! Girér‿içeri, görér belé arvaţ yatıb, bu qolunu üsţünde bi dene uĢax, bu qolunu üsţünde bi dene uĢ'ax. Déyér: A‿köpeyin qızı, men gédennen sora nem hayannan getirib bu uĢaxları. - Hı, vuracam bunu‿ya, hı vuracam Géne özü özüne zada geléŗ, déyér: Xob, men gédende bu mene pul 345 véripdi, meni ağıla getiripdi. Men néce bu arvadı vı'rım? Oyanér, oyanér‿arvaţ déyér: Mehemmed! Déyér: He! Déyér: Bu év senündi, bu uĢaxlar da senündi. Sen niye narahat‿olé'san? Déyér: Yalan déyésen? Déyér: Valla! Déyér: Hele xeberün yoxdu, men bi den de arvaţ getirérem. 383 Déyér: Xob, néyniyek, gét; özüve de qurban,‿arvaduva da qurban; gét, geti. 350 Gédér bi dene de arvadı getirér. Bunnan‿olér iki de'ne. Olar yédi, iĢdi, o yana géĢdi; biz de burda... - Derzi Qızı Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, Allah‟dan qéyret héĢ kes yoxdı. Cenni cenni 355 celālete qarıĢdı, iki héy'va görér bir nāra qarıĢdı. Haralardan‿erz‿éléyim,‿ağanun qulluğun'naņ, xanımun buyurduğun'naņ. Bi dene derzi qızı var‿ıdı, bi dene patĢah‿oğlụ. Günnerün bir günü olér pātıĢah‿oğli, derzinün qızına āĢığ‿olér. Gelér bu qapıdan géçér, déyér: - Canım derzi qızi, gözüm derzi qızi, göyde ulduz néçedi? 360 Déyér: - Canım pātıĢah‿oğlu, gözüm patıĢah‿oğlu toxmi réyhan néçedi? Gédér. Géne saba olér gelér, déyér: - Canım derzi qızi, gözüm derzi qızi, göyde ulduz néçedi? Déyér: 365 - Canım patıĢah‿oğlu, gözüm patıĢah‿oğlu 'toxmi réyhan néçedi? Oğlan gédér. Oğlan gédér bike sabunnan, saptan, sancaxdan, mırdan mıncıx'dan aléŗ, tökér bi dene cēbiye, aslér çiynınnen gelér, déyér: Ay saf‿alan, sancağ‿alan, mır‿alan, mıncığ‿a'lan. Geléŗ bu qapıdan géçér. Qız çıxér‿éĢige, dér: Néççiye véresen? Oğlan bı yana o yana baxér,‿o yana 370 baxér, déyér: Valla, hés zada vérmé'rem bu qedeŗ vervesaili bi cüt‿öpüĢe vérérem. Qız déyér: Éybi yox, géĢ gétgineņ. Géçer. Onnan déyér: Qara yére, héĢ kes yoxdu, bu geldi gédergidi de, xob. Qız çağırér muna; bağıĢla; iki dene öpüĢ vé'rér; bu xede vervesayili munnan‿aléŗ. Bir gün‿iki gün bu 'oğlan munun gözüne dolanmér. Bi iki günnen soņra oğlan gelér, géne qapıdan 375 géçér, déyér: 384 - Canım derzi qızı, gözüm derzi qızı, göyde ulduz néçedi? Déyér: - Canım pātıĢah‿oğlu, gözüm pātıĢah‿oğlu, misli réyhan néçedi? Déyér: 380 - Canım derzi qızı, gözüm derzi qızí, güzgü, sabun vérib,‿öpüĢ‿almax néce'di. Déér: 'A, seni nenün‿oğlu olasan. Bes sen meni alladıpsan! Nenün‿oğlu olasan, sen meni alladıp'san! Qız gédér. Qız gédér bi dene qässaba déyér: Ağa! Déyer: He! Déyer: Bi dene men çin qoyunu 385 deri - boğaz‿éle, vér mene. Belé, munu déri - boğaz‿élér, vérér buna. Qeyidér gelér. Gédér bi nefer déyér ki ağa! Déyér: Ha. Déyér: Onun götünü üsdünde men çin qıngıro tutgınan. Gelér gédér, öz‿évinnen‿onu évine kan vırdırér; démeli yér‿altí. Kan vırdır'ér, bi dene qapı öz‿évinnen qoyér‿onu évine gétmege, bi dene de onu évinnen… ki yol‿açér, gédér. 390 Günnerün bir günü olér, géne bu oğlan gelér qapıdan géçér, déyér: - Canım derzi qızi, gözüm derzi qızi; göyde ulduz néçe'di? Déyér: Canım patıĢah‿oğlu, gözüm patıĢah‿oğlu misli réyhan néçedi? Qız gétdi, qız gétdi, axĢam‿olér, belé bunun, patĢahun davarı gelér. Qız,‿axĢam eli üsde eli üsde gédér bula'ra. PātĢah déyér ki ço'ban! Déyér: 395 Belé! Déyér: Çoban qardaĢ, bizde bi dene yad var. Déyér: Éybi yo, sen yad yéyen döysen ki, saba çığadarsan qatarsan sürüye. Belé, bu géce qalér burda. Oğlan da deri dünyada bi denéymiĢ,‿özü de azan çekermiĢ. Gécenin bir yarı'si oğlan yatér, çırağı nimxot‿élér. Qız gelér girér bunun yérine. Atılér minér munun sinesinün taxtasına. Déyér: BaĢuṿa dönüm, qa'dō alım, sen 400 nemenesen, bir qıllı canavarsan, sen meem; bağıĢla; döĢümü üsdüne çıxıpsan. Déyér: Men no‿olcam, men Erzail‿eléyksalamam, gelmiĢem senün canuyı alam. Hay bu oğlan buna yalvarér, bu baj vérmér. Déyér: Faqat, men Erzail‟em, gelmiĢem senün canuyụ alam. Déyér: Sen bil‿Alla, 385 Atamu anamun bi denesiyem,‿élimün tayafamun bi denesi'yem. Sen, menim 405 bi géce canımı 'alma; saba géce geļ, menim canımı al. Men bu géce, saba élimnen tayfamnan xudafislig‿élé'yim. Saba géce ge, menim canımı al. 'Olméŗ. Bu çox déyéŗ, bu az‿éĢidér. Déyér: Éybi yoxdi. Bi desmal‿atun péyinin bir‿atdafa atun südügün de qız‿özüynen götürér, déyér: Bu desmaldakın yégi'ne, aftadakın‿iĢginen, saba géce gellem, senün canuṿu 410 al'lam. Belé, bu oğlan, Ģērinnen bi desmal‿atun péyinin yé'éŗ, bir‿atdafa atun südügün‿içér. Qız durér‿ayağa, gédér. Belé, durér‿ayağa, gédér. Süb‿olér, patĭĢahun‿gözü yoldadı, bu dura azan vére axı. Görér durmadı. Hay qalér qalér durmadı. Arvadına déyér: Bes‿avraţ! Déyér: He! Déyér: Gét, gör kü bu oğlan niye durub‿azan vérmedi? Gelér görér‿oxa, oğlan béledi béledi 415 eslen‿éle ölüm halındadı! Dééŗ: Nedi? Dér: No‿olacaq, Ezrail gelmiĢdi menim canımı a'la. Bi géce yalvarmıĢam yaxarmıĢam menim canımı alméyıp, saba gelecek canımı a'la. Bes gelün, xudafislig‿éliyün men'neņ. YığıĢél'la, ağlıyan‿ağlér, gülen gülḕŗ, gécenün bir yarısınéycax bunna ağléllar. Gécenün bir yarısı oléŗ, déyér: Nene. Dede! Déyér: Belé! Déyér: 420 Nene dede, Ezrail; belke süze göre menim gelip canımı almér. Süz durun, gédün. Belé, bular, çırağı nimxot‿élélle, gédél'le. Oğlanun gözü qalér‿o qapıda, göreg,‿Erzail ne vede gelér. Erzail hardéydi! Süb‿olér. Dede nene gelér bunnan géne xeber tutér. Görér, yō, oğlan yatıpdı. Ġki gün‿üĢ gün,‿éle bu cür‿oğlanun gözü yolda qaléŗ. Ġki gün‿üĢ günnen sora durér, boynuna bi 425 dene Ģerif‿at'éŗ, gédér buların géne qapısına, déyér: - Canım derzi qızi, gözüm derzi qızi, öpüĢün biri néçedi? Déyér: - Canım patĭĢah‿oğlu, gözüm patĭĢah‿oğlụ; Erzail‿olub, sinün taxtasın‿almax 'nécedi? Bir‿atdafa at südügü, bir desmal‿at péyini 430 yédirtmek nécedi? Dér: Eh, seün nenün sen çin meler qalsın. Bes sen‿üdün meni meriz‿éliyipsen. Bes sen‿üdün meni meriz‿éliyip'sen! Oğlan gédér. Oğlan 386 gédér, dedesine nenesine déyér:‿Ölme var, dönme yoxdí; süz‿o qızı men çin göreg‿alasuz. 435 - Baba can, sen patĭĢah‿oğlusan. Sen bi denesen. Sen onu niye alasan! Déyér: Yox, görek men çin‿alasuz. Bu qız da ki biléy bunu aléy; meselem bir buna niĢ vra'caq. Qız biléy bunu aléy niĢ vırcaq. Belé yéddi gün, yéddi géce toy‿élél'leŗ. Bunu gelin‿aparél'laŗ. Gelin‿aparéllaŗ, yiyen yéér, içen‿iç'eŗ; durér dağı'léŗ‿adam'nā. Belé, 440 oğlan‿içeri girér. Oğlan ta gire'ne, qız néynér? Bu yana baxér,‿o yana baxér; görér bi dene qemeni itidib oğlan, asléyıp mıx'dan. Bu yana baxér géne, o yana baxér; görér bi dene doĢabun derisi taxça'da. Gédér, doĢabun derisin getirér. DoĢabun derisin gédér getirér, doĢabun derisin getirennen sora qoyér döĢegü üsdüne. Üzünnen yaylığı çekér bunu‿üzüne, çadıranı örtér bunun 445 baĢına. Qız çıxér gédér. Qız çıxér gédér dedesi évine. Oğlan‿éle ordan gelér, qemeni götürér, vırér ki doĢabun derisi part‿éléŗ. Qarannıxda üç‿oṿuç bu doĢabun derisinnen‿içér, déyér: Köpeyin qızı derzinin qızı, qanun béle Ģirindi; özün néce Ģirin‿idün!? Çırağı qozér, görér; derzinin qızı hardéydi. Bu 450 doĢabın derisidi partdéyıb; doĢabın derisidi partdéyıb. Oğlan durér‿ayağí, baĢ götürér, gédér. Oğlan gédér çıxéŗ Çîni Çelebi‟ye. Qız da bunnan gédér çıxér Çîni Çelebi‟ye. Burda yééller‿ içéller, gülélleŗ, danıĢél'la. Oğlan bunu tanıméŗ. Déyér: Oğlan! Déyér: Belé! Déyé: Belke, sen gédésen,‿Allah sennen mene évlat vérdi. Mene bi niĢāne vér, 455 gét. Oğlan götüréŗ, muna kemerin vérér. Belé, oğlan gelér çıxér Mārçın Çelebi‟ye. Qız da géler çıxér Mārçın Çelebi‟ye. Burda géne yéélleŗ‿içélleŗ. Déyér:‿Oğlan, sen gédésen; belke Allah sennen mene bi dene év'lat vérdi. Oğlan burda bazbendin vérér. Ġndi, Çini Çelebi‟de doğacağ‿oğlan. Ġsmi Bağdat‟ţa doğacağ qız. 387 460 Bu sefer gélélle Ġsmi Bağdat‟a. Burda da géne yéyélle, içélle, gülélle, danıĢélla. Déér:‿Oğlan, sen gédésen, Allah, sennen belke mene évlat vérdi, mene bi niĢāne vér gét. Oğlan, sahatın‿açéŗ, vérér bına. Oğlan dér: Bunun nenesi béle, dedesi béle; meselem da men bunu tapabilmedim. Oğlan çıxér gelér kendine. Nenesi, dedesi déér: Sene démedik: derzinin 465 qızın‿al'ma. Onnan sene arvatdıx 'çıxmaz. Sen géd‿al vezirün qızın, vekilün qızın. Sen gétdün, bi dene derzinün qızın‿aldun. Ġynéynen sapdan ne çıxacağ‿ıdı? Belé, gelér; qız da çıxér gelér, qız da gelér. Bu gédér, bu sefer vezirün qızın‿alér. Yéddi gün, yéddi géce bun çun toy‿élél'le. Qazannarda pilō, xuruĢ qey'nér. Durér‿ayağı néynér!? Durér‿ayağı néynér! ÜĢ dene 470 evlatı oldu axı. Qız, desmalı bağlér qızınun baĢına, bazubendi bağlér bir‿oğlunun qolunā, sahatı da vurér bir‿oğlunun qoluna; déyér sen gédersen déyersen: Çįni Çelebi! O déyer: Nedi Mārçın Çelebi! Déyersen: Hara gédésen? Déyersen: TutmuĢam Ġsmi Bağdat‿elinnen, gédérem xan babamun toyuna. Belé, bu bacını alélla arıya. Oğlanun biri bu yanda, biri o 475 yanda; bacınu elinnen tutupla gelélle. Déyer: Çîn-i Çelebi! Déyer: Nedi Mārçın Çelebi? Déyer: Hara gédésen? Déyer: Ġsmi Bağdat‿elinnen tutmuĢam, gédérem xan babamun toyuna, bey 480 babamun toyuna. Bu oğlan da aluĢqadan baxéymıĢ; beyseb gelin gelér‿axı. Oğlan, baxér, gözü sataĢér bu uĢaxlara. Déyér: Ay‿uĢaxlar, nemene déyésüz? Déyér: Hés zad! Déyér: Oxuyun, görüm ne déyésüz. Déyér: Men déyerem: - Çîni Çelebi! 485 O déyér: - Nedi Mārçın Çelebi? 388 - Tutağ‿Ġsmi Bağdat‿elinnen gédérik, xan babanun toyuna, bey babanun toyuna. Déyér: Xob, yuxarı gelün görüm. Kimün‿uĢağısuz. Yuxarı çıxélla. 490 Görér, sahad,‿öz sahatı; kemer,‿öz kemeri, bazbend‿öz bazubendi. Déyér: Kimü uĢağı'suz? O qız qeyidér, dééŗ: Kimün‿olacıx, se'nün. Déér: Menim ki uĢağım yoxdu! Déyér: Senün. Déyér: Kimün nevesi'süz? Déyér: Men, derzinün nevesiyem, senü uĢa'ğu. So'ra gelini üzü rübéytdi qeyterér atınan. Gelini üzü rübéytdi qeyterér. 495 Qazannar qeynér, pilo, xuruĢ …, Gelini üzü rübéytdi qeyterér. Gédér,‿öz derzinün qızın getirér. Gelini qeyterélleŗ. Gédér hemin derzinün qızın géne getirér. Déyér: Sen ki meni belke alméydun. Menim‿abrımı aparacağ‿u'dun. Xob, men éĢĢegün; dürecenab; südügüynen,‿atun péyinin sene yédirtdim ki sen meni qeytermiye'sen. 500 Qutardı gétdi. O yédi, iĢdi, mekanına géĢdi, bizde burda... 389 SÖYLEYEN : Meherrem Eli Kerini / 78 DERLEME YERĠ : Xalxal, Xımıs Köyü DERLENEN : Masal, Halk Hikāyesi 19 - Qoçan 1 Bi dene var‿ıdı, adı Qoçan‟‿ıdı. Qoçan gédér, bi dene xan'nan elli dene at‿alér. Déyér: Xan, elli dene mene at vér, iki yüz dene qo'yun. Dédi: Balam, ot‿alax varundī? Dédi: Yaxçı otum var, yaylağım var, qeĢēn. Qoçan néylér, atdarı getirér, bi dene, bi dene ta qıĢ girenéy kimin hamısın satér. Arvadı 5 déyér: Qoçan, sen, bu xanu atdarın niya satésan? Dédi: Ses‿éleme. Bu qoyunnarun da hammısın satér, ta qıĢın yarısınéy kimin‿iki yüz dene qoynu 'hammısın satér. Xanımı déyér: Baba, Qoçan, ā bu xanuņ qoyunun...; seher ne cavab vére'cen. Dédi: Baba, senün ne iĢüe axı. Aparér‿o pulları qoyer bakda. Yaz‿olér. Yaz‿olér, adam yollér xan Qoçan‟ın yānna: 10 - Qoçqn‟a dénen: Gelsin, görek bu atdar, naxada doğubla? Qoyunnarın balasınnan, zadınnan, sütünnen, penirinnen... Ġndi, sen mennen soruĢgınan ki qıĢ necür geĢdi. Sene hardan danıĢım, bi yilki qıĢdan. 'Ezel baĢdan Duxar Xan‟a söyléyim. 15 Bi yil Azerbaycan xarap qalıßti. UĢaxlar qırılıf qar suyu iĢmekden. Dereler tepeler mismar‿olußti Ot‿alax bitib yaylax boyíycax. Héyvan yoxdu, onu yée doyıncax. 20 Elim qabuxdan gédib‿o héyvanı soyéncax. 390 Bir köpek yéddi léĢe sahib‿olußtı. Xan déyér: Bala, oğul, qoyunnan bi dene 'qalmadı? - Xan, bi dene, senün sağlığuva, baĢuva‿nd‿osun qalmadı. - Xob, balam, bu atdardan dé. Atdar nec‿oldí? 25 Déyér: Xan, inanmé'san, dur gédek qazıya. Atdar‿arıxléyıb dönüþ tazıya. Çulun götdük buraxdıx yazı'ya. Yazı buran‿oldu, héĢ biri gelmedi. Bu gédende de; qedim saxsıydı axı, bu bardaxlar saxsıydı; bi bardax 30 qatıx‿aparmıĢ'dı, qatıx. Xan qezebnag‿olér, götürér bu; saxsıydı da; bu qatığı vırér bu Qoçan‟un baĢına. Bu qatıx tökülér Qoçan‟ın baĢına. Qoçan déyer: Allah çox Ģükür, elhemdulla çox Ģükür, xanın yanında üzüm ‿ağ‿oldu. - Qoçan 2- Xan, men, yaxçı ekin... Menim elimnen bi ekin geler. Bi dene zemi, elli 35 xelver buğda getirer, min kilo, iki min kilo, beĢ min. Déyér: Ne istéysen bala? Déyér: Mene yaxçı yér vér, toxum vérgi'ne, buğda vérgi'ne; ekim. Üç‿il‿ekim, üç‿ilden sora, yüz xelver‿olar, on min xelver‿olar; getirim, ikisi senün, biri menim xan. Men kifletdaram. Çox köpöy‿oğluymuĢ bu Qoçan. Xan götürér, muna; meselem min ki'lo buğda 40 vérér, merci vérér, noxud vérér; bu ekecek. QeĢek yérrerinnen vérér Qoçan‟a. Qoçan‿ekér, üç‿il baĢa gelér. Hem mının toxumun, hem mının yérrerin yéyib‿axı. Géne bu arvada déyér: Ġstérem, gédem xanun yānna, üç‿il baĢa gelib. BéĢ‿altı kilo qatıx cürreginen; onda debbe döymüĢ ‿axı, elan debbedi; gédim xanun yānna. Géne bi dene béĢ‿altı kilolux saxsı 45 doldurér, gédér xanun yānna. Xan déyér: Qoçan! Salam vérér: Xan, sa'lameléyküm! Déyér: Qoçan xoĢ gelibsen. Xan da söyünér bın çın nemne... Géne yétiĢér xanun yānna, bardağı qoyér, qatıx bardağın. Déyér: Qoçan dé, 391 görüm bala, bu üç‿ili sen çin necür géĢdi? Déyér: Xan! Durér,‿ağlér. Déyér: Qoçan, niya ağléysan bala? 50 Déyér: Xan, bir‿ilinkin sıçan yédi. Bir ilin‿ekdim, bir‿ilinkin sıçan yédi. Déyér: Dé, görüm bala, o birisi ili nec‿oldi? Déyér: Xan, bir‿ilin uçan yédi. Démeli qarqalar... Déyér: Dé, görüm bala, o bir‿ilin kim yédi? 55 - Bir‿ilin nökerün Qoçan yédi. Qezebnak‿olér,‿o xan da ki, vırér, bu saxsı sınér munun baĢına. Déyér: Elhemdulilla, 'çox Ģükür, xanun yānda menim‿üzüm‿ağ‿oldụ. - Esli Ġle Kerm 60 Sene hardan xeber vérim; Ziyat Xan‟nan. Ziyat Xan‟ụn oğul‿évlatı 'yox. Bir günneri axĢam‿ıdı, axĢama yoxun‿udı; bi dene gül-i mōla, derviĢ gelér Ziyad Xan‟ın qapısına, oxér. Görér munun xanımı, éle ağlér. Ziyat Xan‟ın xanımı ağlér. Bın‿için dügü getdi, almadı, pul getdi almadı, derbiĢ. Nemene getdi almadı. Dédi: Xanım, sen 'derdün mene dḕ. Men pay‿istemérem 65 sennen. Sen niye 'ağlésan? Dédi: Gül-i mōla, menim‿oğul‿évlatım yoxtı; Ziyat Xanın xanımı. Diyer: Oğul‿evlatın yoxdí? Dédi: Xéyr. Çıxadar bi dene alma vérer Ziyat Xan‟ın xanımına. Sene hardan xever vérim Qara Melik‟den. Qara Melik de bını ılxısının nökeriydi, bının nökeriydi qapısında. Qara Melik kāferdi; amma Ziyat Xan 70 müselmandı. Qara Melig‟ü arvadı geler, Ziyad Xan‟gilde sil - sipir‿élerdi, meselem‿orda qaza yéerdi, özlleriyçün‿aparardıla. Bir günneri geldi éve. Bu almanı aparér, qoyér bi dene taxçada, Ziyat Xan‟ın xanımı. Qara Melig‟ün xanımı gelér, görér,‿eh; bi dene alma, bi dene éve éle bu lamp tekin‿ıĢığ salıb. Götürér pıçağı, bu almanı yarıdan böler, 'yarsın yéer. Qara Melig‟ün de 392 75 qızı yox‿umuĢ; évlat, qızı yox‿umuĢ. Ziyat Xan‟ın évlat, oğlu yox‿umuĢ. Ziyat Xan‟un xanımı géder‿utağa, görer‿e; namerdün qızı; bu almanı aradan bölüb yarısın yéyib. Déyér: Xa'nım! Qara Melig‟ün xanımına: - Sen bu almanı niye böl'dün? Diyer: Valla, tamağım düĢdü, onun yarısın yédim, xanım. Ziyat Xan‟un 80 xanımına déyer. Ziyat Xan geler. Durar, cereyānı mın‿ıçın danıĢar. Diyer: Baba, sen‿o paranı eğlen yégine. O avrat, geler,‿o paranı da yéer. Ziyat Xan‟un xanımı, o para almanı yéer. Da burda zidd düĢelle. Ziyad Xan, Qara Melig‟i darxanasınnan çıxadar, çıxadar bu darxanası... On yéddi il‿aradan géçer. Bu Qara Melik de burdan çıxar, kāfer‿idi. Vır'ar, bi dene Qara Meliy‟ün 85 qızı olar. Éle hemin saatda, yémiĢdile, hemin meselem günnerde Ziyat Xan‟ın da bi dene oğlụ olar. On yéddi, on sekkiz sindi olar, bunun bi dene lele varıydí, qedim lele diyerdile. Kerem‟ü adı, Kerem 'dȫy‿üdi; Yağup‟ţí; sora qoydula Kerem. Diyerem sene. Kerem, lelesine diyer, nenesine diyer: Men ‿istérem bi Ģikara 90 çıxam, lele mennen gelsin. Gédérem Ģikara. Diyer: Gédé'sen, leleni de özünnen‿apar. Yağub‟un bi dene Tellan varıydı, Ģuxu tellan, elinde. Bu tellanın götürélle, tiri kamannan gédélle. Çox gédélle, az gédélle, oṿa gédeller. Çox gédelle, az gédelle, gédelle, bi dene bağa düçar‿olalla. Görelle, bağ döyre qeĢek duvardı; amma bağa yol yoxtı. Bu tellan, Ziyat 95 Xan‟ın‿oğlu, Yağub‟un‿elinnen‿uçar, géder bu bağu içine. Bular boynalalla, baxalla, görelle, bu bağın‿ortasında bi dene cavan qız var,‿eslen baxmalı döy cavannıxda; tellan da mının qucağında. Yağub durar ‿oxuyar. Görer pulo asıptı, ténçe yanér: Éy nāzeni, yandı senün täskababı birincün. 100 Bırax bu tellanuņ, esli var,‿esli. Esli‟nü adı Nergiz‿idi, Qara Meliy‟ün gızınu adı Nergiz‿idi. Bırax tellanı, esli, var‿esli. Orda qaldı adı Esli. Bu. Durér, déyér: Gel, bu tellanı 393 kerem‿éyle mene. Yağub‟un‿adı oldu Kerem, burda Kerem‿oldu. Sözüm yō, bıra'xar, onun tellanın bıraxar, gelelle éve. 105 Bular gelelle éve, gün be yün bu Kerem‟ün rengi saralar, gün be yün mının rengi saralar. Bir‿ay‿olar,‿iki ay‿olar, Kerem‿eslen‿olar sap 'sarí. Bu Ziyat Xan‟un xanımı diyer ki leliye: Lele, o günnen siz‿oa gétdüz Kerem‟inen, Kerem‿adın da çöürüb; Yağubıdı; eylen déyésüz Ke'rem. Dééy: dāstanı sen çin diyerem. 110 - Bu ne görüfdi? O günnen mının rengi gün be yün saralér. Ziyad Xan‟ın xanımına diyer: Valla, biz géttik, bi dene bağa düçar geldik. Kerem‟ü elinnen tellan‿uĢtí. QuĢ‿uĢtı gétti bi dene bağa. Orda bi dene qız var‿ıdí. Kerem‿oxudu, déér: Bırax tellanı, esli var,‿esli. O qızın‿adı Esli‟ydi. Qız da dédi: Gel, kerem‿éyle, bu tellanı 'alma mennen. 115 Senü oğlun‿adın qoydu Kerem, Yağub‟un‿adı oldu Kerem. O günnen,‿o qızı görüßti, mının rengi saralér. Bu Ziyat Xan,‿adam yollar, adam yollar Qara Melig‟e, diyer: Sen ge, qızun vér menim‿oğluma. Diyer:‿On yéddi il bunnan qabax yadundadı, senün‿öz derxanunnan meni çıxatūn? Mennen senün familligün tutmaz. Dédi: tutmāz? Elan‿orda bağ düzeldifsen, zad 120 düzeldifsen, menim yérimnen çıxgına. Diyer: Xob, çıxaram. Bu, burdan köçer, bu burdan köçer. Kerem, o günnen leleni götürer düĢer bu qızun dalıyca, Esli‟nin dalıyca. Bular gédelle, Arzırım‟ın dağında qıĢ‿ıdı. Bular‿Arzırım‟ın dağında, qar geler, qar geler. Lele diyer: 125 - Çıxtım‿Arzırım‟ın dağına. - Onda gördüm, direm direm qar gelér. Dédim: - Ağa Kerem, gel buradan qeyid'ek. - Dédi: 130 - Ziyad Xan‿oğluyam, mene ar gelér. 394 Bular, dörd‿ay qaru içinde qalalla. Bu lele öler. Lele öler; ama Kerem‿ölmez, haqq‿aĢığı. Lele öler, diĢleri ağarar, barmaqların bücürü çatar. Kerem diyer: Da'nıĢ lele, dil'leĢ lele, din lele. 135 Lelem bu dağda yatıptı. Barmaqların birbirine çatıptı. Da'nıĢ lele, dil'leĢ lele, din lele. Ġndi çıxar‿üstümüze gün lele. Lele, mennen niye zarafat‿élésen? Niye gülé'sen? 140 Baba, lele, elan néçe aydı ölüb. Vırar, yazın qırx béĢinde kārvannar, burdan géçéymiĢle at, qatırına. Görelle, bu qedde orda baca; Ģepedi; baca açılıb. Baxalla, görelle, bu qaru çinde éle bi nefer‿oxéér, oxéér burda. Bular gelelle, Kerem‟i bırdan çığadalla. Kerem‟i bırdan çığadalla, aparalla avatdığa. Lele da öldü da, qaldı Kerem tek. Kerem ‿éle görér; Siriquyruğ; day yazın 145 qırx béĢidi, zadı; qeĢek gügeyim gül‿açıb. Déyér: Sene qurban‿olum Siriquyruğun kolları. Ne baĢuvu örtüfsen Esli örten Ģalları. Mene görset Esli géden yolları. Görüm, Esli hansı diyāre gétti. 150 Bilexire géçér, görér bi dene çoban burda var. Çobana déyér: Çoban‿āli, çoban‿āli! Çoban néynér dünya malı. Burdan bir dik daban geĢti. Sarı baĢmaq, gümüĢ nalı. 155 Çoban durér, buna déyér: Qara Melig‟in köçün gördüm. 395 Üsdünde bir laçın gördüm. Döĥr‿bir yana, béĢ bir yana Esli xanımın saçın gördüm. 160 Bular, burdan redd‿olér, gédér bi dene kende düçar‿olér. AxĢam‿olér, bi dene qarıya qonağ‿olér, bi dene qrıya. Déér: Qarı nene, bi yece mene yér vérersēn? Ġndi, zatta bırdadı; sorağın tutub; Qara Melik bırda. Qalér bırda. déyér: Qarı nene, menim diĢim‿ağrér. Vezirganam yüküm gelér dalıdan. 165 Tamam yükü, héldi, mixek, dermandı. Qarı nene, sen qarısan, senün gözün‿iĢlemez. Qoy, Esli gelsin, ağ‿elleri fermandı. Qarı, 'dört dene munun diĢin çekmiĢdi. Gördü olan, qarı, bunun diĢin qutardı. ÉĢq, ... éĢqdi, bilmirdi, saf diĢin tamam... Bu diyer: Bu hardan, bu 170 Esli‟ni tanéér!? Diyer: Cereyan bu cür. Géder, Esli‟ni çağırar, getirer. Esli geler, Kerem‟i görer. Esli, muna diyer: Ne terg‿édibsen... Kerem‟e diyer Esli: Ne terg‿édibsen bédovları, quĢlarí. Ne olufsan‿Érmeni‟ye müĢteri. Çektiripsen sedef kimin diĢleri. 175 Sen qocalıþsan, dahi sene qız gelmez. Kerem durar, bunun cavabın diyer: Getiriþsen qerib yérde gül mene. Burda yaraĢmaz tirme mene, Ģal mene. Men qocalmıĢam, dahı gelmez qız menē? 180 Helbet geler qarı qoca, dul mene. Kız görer‿ē, 'dedem vay, bu buna incidi. Kerem narahat oldụ. Durar, diyer: 396 Ġdāreden gelér menim yaylığım. Anam qoymér ki men yaylığımı bağléyım. 185 Haçan haçan déyim, yar yar déyim‿ağléyım. Görer, Kerem gene baĢını qōzamadı. Diyer: Ġdāreden gelér menim yélçegim. Anam qoymér yélçegime gül çekim. Haçan haçan déyim, yar yar déyim‿ah çekim. 190 Ağa Kerem, mennen incime. Gel, vérim senün‿altı aylığun. Altı ayıdı, munu görmemiĢti. Yanı vérim,‿öpüĢ vérim sene. Burda, bu qarınu évinde yéddi gün qalalla. O yannan bi dene qonĢu görer ‿olan; bu Esli, bu qarınu évinde, éle, altı yéddi gündü... Géder, Qara Melig‟e xeber vérer. Xeber vérelle. Qara Melik, burdan da Köçer. Burdan da köçer, géder bi 195 ayrı diyara, Ģehere. ġeher, tamam,‿olar böyüg‿adamun ĢehriymiĢle. O zaman Ģeher, bu qedde döymüĢle ki, otuz‿évli, qırx‿évli, ona diyelle Ģeher. Kerem géder bura, Kerem géder bura. Qara Melik görer; oxede ki bu Qara Melig‟in dalıyca gezmiĢti; sürü, ìlxı, 'hamısı gétti. Qaldı bi dene éĢĢek, bi dene Esli, bi dene xanımı; üĢ nefer; bi özi, bi xanımı, bi Esli; bi dene éĢĢek. 200 Da bını béçara éler. Géder, bı yannan,‿o yannan Ģikayet‿éler: - Baba, bu cavan, day meni béçara éléyipti, mennen‿el çekmér. Gelelle, diyelle: Cavan, sen bınnan ne istésen? Diyer: Men, bu qızı istérem; bu qız da meni istér. Qara Melig‟e diyelle: Qızı niya vérmésen mına? Diyer: Qızı, muna vérrem. Qırt dene deve, dizi qara, gözü qara, yükü lēl ve 205 cavahir‿ola; men qızı mına vérrem, men qızı buna vérrem. Durar, géder, iki rüket namaz qılar, diyér: Éy, menim dalıma, küregime el çeken‿Alla! Éy, meni yéddi ay qar‿içinde saxlıyan‿Alla! 397 Bu Qara Melik, menden 'qırt dene deve, dizi qara, gözü qara istér; yükü 210 lēl ü cavahir‿ola. Bu görer qıble semtinnen qıĥr dene deve cüloları yoxtı. Axı devenün cülodarı olar; cülodarı yoxtı. Qırt dene deve, dizi qara, gözü qara gelelle. Tamam, bu Ģehrün sultannarı, zatdarı yığıĢıb bıra. Develer geler, dizin qoyalla yére. Bu xannar, sultannar diyer: Qara Melik, day ne 'désen? Diyer: yō, bu cādugerdi, bu cavan. Men qızımı buna vérmerem. Kerem diyer: 215 Vérmersēn? Diyer: Xér. Diyer: Duru ayağa héyvannar, éle, béle geliþsüz, béle gédün. Bular kirpik çalana görelle, develer burda yox‿oldı. Bilexire, hes zad, çox bının dalıyca... Bu, olér yétmiĢ yaĢında; Esli olér yétmiĢ yaĢında. Érmeniler déyér: yétiĢméyib. Müselmannar déyér: YétiĢib. Buları quyléyıf'la, ikisin, birin sağda, birin solda; Qara Melig‟i bularu 220 ortasında. Esli‟den qızıl gül‿emele gelér. Kerem‟ü üsdünnen bu qızıl gül, éle gelér bular‿istélle; bu qara tikan, qara Melig‟ü üstünnen bi dene qara tikan gelér;‿ortada qoymér, bular baĢ baĢa deye. - ġah Ġsmail 225 ġah‿Ġsmayıl gédér Gülzar‟un dalıyca. Gülzar harda olar? Duxarxan‟da, Çemlibél‟de, Duxarxan‟da, Gülzar. Gülzar‟ı yuxuda görüb, bunu adaxlısıdı. Bi dene emisi oğlu var‿ıdı Gülzar‟ün, gücünen‿istélle, vérele bunu emisi oğluna; Çemlibél‟de. Durér‿ayağa, atı minér. ġah‿Ġsmayıl da çox qutretdiydi. Durér, bi dene qeĢeng‿atı var‿ıdı, atı minér, gédér Gülzar dalıycax; gédér 230 Gülzar dalıyca. Bi dene qesr gelér ġah‿Ġsmayıl‟un qabağına, qesir. Qedim‿imarata qesir diyerdile. Bu üĢ defe bu qesri dolanér, görér bunun qapısı yoxtı, qesirin qapısı yoxtı. Dédi: Perverdigārā, adam hayannan girér bura, bu nemenedi! Éle bi günbez tekin ĢiĢe gédib baĢı yuxarı. ġah‿Ġsmayıl déyér, oxér burda: 235 Ne yolu var, ne yolağı. ErĢe çekiliþti tağı. Burda yazılıb qala adı. 398 Qesir, sennen yol‿isterem. Mōlamnan‿umdād‿isterem. 240 Görér, yox, héĢ xeber yoxtı. Déyér: ġah‿Ġsmayıl. Öz‿adın déyér: ġah‿Ġsmayıl, bu ne 'hindi? Dürüs messeb, yaxçı dindi. Çek qılıncın, qesri sındır. 245 Qesir sennen yol‿isterem. mōlamnan‿umdad‿isterem. Qız, bu qız, ġah‿Ġsmayıl‟ı yuxuda görmüĢti. Diyer: E, bu öz‿adın dédi. Bu, éle ġah‿Ġsmayıl‟dı. Qıble terefinnen bi dene qapı açılar. Girer‿içeri, görer bi dene qız; héĢ kes yoktı. HéĢ kes burda yoxtı, adam yoxtı. Bı qız‿için 250 oxuyar. Bu qızun yéddi qardaĢı var‿ıdı, bular gédible cenge. Qızın da adı Peri‟di, Peri Xanım. Bunnan géce bırda qalar. Seher géder görer; qız démiĢti; görer,‿iki dene yoldı. Diyer: Perverdigārā, men, bu sağınan gédim, solunan gédim, hansıynan gédim!? Qeyidim, Peri Xanım‟nan soruĢum. Qeyider Peri‟ye diyer: Men‿istéydim sağcéyınan gédem. Solunan gédim, hansı 255 yolunan gédim? Peri görer yō, bunun göylünde bi Ģıltax var. Peri Xanım diyer: Oğlan, istésen metlebüe gédesen, sağ cādéynan géder, xeternāk sol cādadı. Ne vardı göylünde senün. Bu durar diyer: Men,‿istérem sağ cādéynan gédem. Bu bardı göylüm; bir cüt busa al, lütf‿éyle. 260 Bu bardı göylümde menim. Peri, durar, buna diyer: Oğlan, danıĢma nāberbut. Būsa yérine zernebut. 399 Ne var‿ıdı göylünde senün. 265 Bu durar, diyer Peri Xanım‟a: Girrem, bağuyu gezerem. ġah memeni budaxdan‿üzerem. Qorux Ģāhun‿olsa, pozaram. Bu 'vardı göylümde menim. 270 Bu Peri Xanım da pehlivan‿ıdı‿ya. Görer, yo, bu beter‿oğlandı. - Eger, men muna ecelin, zadın‿éĢsem, cēlin‿ éĢsem, bu burda meni öldürer. Bu durar, buna diyer: Men bi quĢ‿udum, döyr‿éylerdim havada. 275 ġah Ġsmayıl‟a déyér: Men bir quĢ‿udum, döyr‿éylerdim havada. Tellan kimin yatmaz‿ıdım yuvada. Yéddi qardaĢım yéddi ildi davada. Ne 'vardı göylünde senün? 280 Durér, déyér: Özümi qardaĢalaruva yétirrem. Ya öllem, qutullam ya xeberin getirrem. Durér, sağ cadéynen gé'dér; démiĢdi da; sağ cadéynen gédér. DüĢér bi dene cengele. Görér, bi dene bırda imarat var, bi dene bırda imarat var. 285 Gédér, görér bi dene imarat var. Atın çekér bi dene töyliye. Görér, kiĢmiĢ, noxud, bu axurrar doludí, atın véllér bırda. Bu töylenin yēsi de bi dene qızdí, onu adı Ereb-i Zengi‟di. Bu, günde gédér Helep Ģehrinde dava élér, axĢamlar gelér, bu qız. Gelér‿atı nerilliye nerilliye; gelér töyleni çeke; ġah Ġsmayıl‟un‿atı qoymér bu at gire içeri. Ereb-i Zengi dééy ki bu necür‿adamdı 400 290 ki hele, bu bunu atıdı, 'özü nemenedi. Gédér, görér, oturub qesride qaza yéér. Bunun da sindi nemenedi, on sekkiz, bu zamandadı ġah ‿Ġsmayıl. Ereb-i Zengi de niqab vırıb, niqab. QeĢeg, bırda nahar yéér, Ģam yéér; seheri yola düĢér. Ġstér géde, Ereb-i Zengi; bi dene kesme yol var‿ıdı; gédér, bunun qabağın kesér, déér: 295 'Oğlan, seni, bu yollara kimler salıþţí. Pehlivan nehresinnen‿at Ģihesinnen niye rengin saralıþdí, soluþţí. ġah‿Ġsmayıl‟a déyér. Diyer: Meni, bu yollara mōlam salıþtí. 300 Görérém‿ağzuva 'qāra salıþtí. At nıqabun görüm‿arvatsan, kiĢi. Erb-i Zengi diyer: Menim, bu dağda oxum meler. Dağlar‿ingiller, daĢı deler. 305 Sennen böyük, böyük kimse kimseler Adımı bilméyib héyran qalıþtı. Onnan ġah‿Ġsmayıl‿özüne geler. - Olan, bu necür pehlivandı; mene déyér: Rengün saralıptı, soluptí. Bular güleĢelle. GüleĢelle, Ereb-i Zengi, götürer qoyar dizinü altına. Bını 310 yıxar. Bu, bi dene ah çeker. Diyer: 'Nedi? Diyer: Valla, meni öldür;‿ama iki kelme, menin namazım; bilmérem, sen Müselmansan, kāfersen; iki kelme namaz qılam, sora meni öldür. Durar,‿iki kelme namaz qılar. Dééy: Éy menim 'dalıma el çeken‿Alla. Meni, bu yollara salan‿Alla. 401 315 - Mene kömeg‿olgına. Bu bilmérem‿aravattı, kiĢidi. Éle, quĢ tekin meni qoydu dizinü altı'na. Ereb-i Zengi, görer‿olan, bu cavan gelér; dizéy kimin torpağa batér. Allah, bına güj vérdi. YétiĢér‿éle, Ereb-i Zengi‟ni yıxér, bunun niābı atılér. Görér, bi dene ar'vad,‿éle bu lam tek. Déyér: Menim‿adım 'Ereb-i Zengi‟di. 320 Men, min dene seni tekin pehlivanı öldürmüĢem. Ehd ‿élemiĢdim, herkes meni yıxa, me ona gédem. Götürér‿aparér qesrine, qırt dene ambarun‿açarın vérér; bi dene, bi dene açér. Déér: Ge bıra. Her‿ambara gédér, görér, yüz dene pehlivanun baĢı bi terefde, zadı bi terefde. Déyér: Bücür‿oğlullar, görésēn? Min deneden çoxtu, tamam bılar geliþle, bıları 325 öldürmüĢem; amma men, sene geleceyem. Sen 'hardan gelib, 'hara gédersen, neyçin gelibsen? Diyer: men gédérem Gülzar‟ı getirem. Diyer:‿Eh, Gülzar‟un seher toyudí. - Néce toyudí? - Onu vérible emisi oğluna. Gülzar ağlıya ağlıya; Gülzar razı dör. Gülzar, seni yuxuda görißtí. Sen Gülzar‟ı getireemmersen, Gülzar‟ı gere men 330 getirem. Bular, seher durélla ayağa. Atı minér. Ereb-i Zengi‟nün de bi dene atı var; atıın adı Ejdehaxār‟dı, atın‿adı. Atı minélle, gédélle Heleþ Ģehrine. Heleb Ģehrine, Gülzar‿éllerine, Çemlibél‟e. Görelle, seher nahar vaxtıdı; on 335 min dene at çapélla bırda. Qızı da mindirißle, istélle dolandırélla, o zaman aparala. Muun toyu... Bılar da qeribedile, atı çapélla. Diyeŗ: Sen, götürebiler'sen qızí, Gülzar‟í!? Odéy,‿o Gülzar‟dı‿ya. Göti, men senün daluyca gelim. ġah‿Ġsmail, géder bunun qolunnan tuta ki; necür‿olér götüreemmér, Gülzar yıxılér. Bi yennen,‿o yannan istér dāvā‿ola, bını vırala. 340 Ereb-i Zengi déér: Bala, at çapan'da bu'nu atı deydi ona, yıxıldı da. Bilexire, ram‿élér. Gülzar‟ı mindirélle. Atı çapan'da Ereb-i Zengi, ġah‿Ġsmayıl‟a déyér: ġah‿Ġsmayıl, men, qızı götürecem‿e. Sen menim dalımca 402 gelebilersēn!? Diyer: senün qadoo allam. Se éle qızı götü. Bu bilevās‿at senün dalunca geleemmér! 345 - Gözle, seni yétirelle‿ye, on min bırda at var. Men qızı göttüm, géttim; amma meņim dalımca ge. Bir de dolananda, oynadélla atdarı ki Ereb-i Zengi elin‿atar;‿élebil bu istikan; atar‿atun terkine ki ġah‿Ġsmayıl da bının dalıyca. Bılar, bırdan meselem géderler Kivi‟yéy kimiņ. Bılar‿éle uçalla. Aradan‿uçar. Götürelle 350 qızı aparalla, bilaxire. Ordan da gédelle zadın cengine, Peri Xanım‟un yéddi qaradaĢıın cengine. Görelle belé, yéddi qardaĢ; birin‿öldürüble; amma altı nefer bi terefedi, min nefer bi terefe, bırda ceng‿élélle. Ereb-i Zengi diyer: Sen bırda qal, qızdan yelig‿ol, qızın yanında otu. Elen men bıları tārımār‿élerem. 355 ġah‿Ġsmayıl‟a diyer: Sen‿otu bu Gülzar‟un yanında. Gülzar‟un yanında oturar‿éle, meselem tamaĢa élér de. QardaĢ, Ereb-i Zengi, girer, bılarun‿içinden min dene qoĢunu, éle, on dēğe çekmez töker yére 'hamısınun baĢın. Sora géder, bu yéddi nefere sarı. ġah‿Ġsmayıl da yavaĢ yavaĢ géder. Bularun bi dene xırda qardaĢı var‿ıdı, Qember‟‿idi adı. 360 QardaĢına diyer: Da'daĢ, menin bacmı iyi gelér bu cavannan. Dédi: KiĢi, ağıllı... Dédi: Valla, bacımu iyi gelér. Bılar götürelle bu altı qardaĢı gédelle. Bilaxire, orda Peri Xanım‟ı alar, burda Gülzar‟ı almıĢdı, burda Ereb-i Zengi. Götürer géder. ġah‿Ġsmayıl, Ģah‿oğlıydı da, ġah‿Ġsmayıl, Ģah‿oğlıydı. Géder. Ereb-i 365 Zengi, diyer: ġehere girme. Yéksere Ģahun‿ évine gétme, dedö‿évine. Diyer: neynim? - Kanarda çadır qurax. Xeber vérsinne. 'Toy‿élesin gelsin bizi aparsın. Çadır quralla. Gédelle Ģah‿oğluna diyelle: ġah‿Ġsmayıl‿üĢ dene xanım getirib, qız getirib. ġah geler bu çadıra, üĢ dene qızları görer, bulara 370 aĢığ‿olar. AĢığ‿olar bulara. Diyer: Vezirine, vekiline néyniyek? Diyer: Sen, bu qızlarun birin‿algı'na. ÜĢ dene qızı ġah‿Ġsmayıl 'néynér. Biri, onu olar da. 403 Diyer: Xob, necür‿alam!? Diyer:‿o nemenedi, üĢ dene qızdı, bi dene oğlun; gücünen. Vérse, sadaqatınan, vérmez, gücünen. Adam yollar, ġah‿Ġsmayıl‟ın yaanna, qızlarun yaanna: 375 - O qızlardan birin vérsin mene. Ereb-i Zengi güler, diyer: Doğurdan déyésēn? Diyer: Valla! Diyer: Gét, dénen gelsin. Yüz min dene qoĢun yığsın gelsin. Bücür gelmesin. Men géderem‿onun dedesine, Ģaha. Ağa, sene hayannan xeber vérim, Ereb-i Zengi, ġah‿Ġsmayıl, Peri 380 Xanım; Peri Xanım da éle pehlivan‿ımıĢ; görelle éle qoĢunnan gelélle. Bular geleni éle yıxalla, geleni doğralla. On min qoĢunụ Ereb-i Zengi vırar birbirine. 'Hamısın doğralla. Görer ki ġah‿Ġsmayıl‟un dedesi, bu qoĢun 'hammısı zad‿oldu; gelib bını da öldürecegler.‿O da sekte éler, öler. Sora bu qızlara yelig‿olar. Üçü de bunun xanımıydı da. Sözüm‿onu o dedesindéydi. 404 3. Ağız Bölgesi: -Ir, -Ur Ağzı RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 SÖYLEYEN : Hürmüz Nemeti / 71 DERLEME YERĠ : Xalxal Merkez DERLENEN : Röportaj 20 - Hacı aduz nemenedi? - Hacı Hümüz Németi. - Neçe yaĢuz vardı? - YétmiĢ bir. 5 - Ne iĢe baxarsan? - ġuğlum xarbarfuruĢıdı. - XarbarfuruĢuya göre bi dene xātire ya cavannuğuzdan ya xıdmetden bi istérem dört béĢ deyğe sesüzi zebt‿éliyem. - Éle evellinen, qedim tükanımzdan xarbarfuruĢi varımızdı. Elen de ki 10 men, onu idāmesin... Veli xob day qocalmıĢux. - Siz‿éle esil Hirōlusuz da. - Lab‿esli esl Hirōliyam, Xalxalıyam. - Bi dene xātire danıĢ. Bi dene xātire nemene danıĢım. Qedim Rasta‟da tükanımız var ‿ıdı. 15 Soradanan ayrılduq. Özüm, ayağ‿üstü al - vér‿éledim; dūbāredennen geldim gine bi dene xarbarfurūĢi özüm‿aĢdım. Dörd‿il gétdük Téhran‟da qaldux. Narmek‟de tükan‿aĢdux. YoldaĢım nāmuvafığ‿ıdı, cür 'gelmedük. Men‿ordan; tükanı satdux; özüm gine geldim, Xalxal‟da xarbarfurūĢi aĢţım. - Néçe uĢağuz vardı? 405 20 - Yéddi dene. Bir zencan‟da o'lar. Sebiyeler biri Tebriz‟de olur, biri Erdebil‟de olur, biri Téhran‟da olur. Oğlannar da biri serbazdı el'an; biri de burda maĢını var, tükanda da mennen‿olar. - Özüz néçe bacı qardaĢ‿uduz? - Özüm, bi bacı bi qardaĢux, elbet'de dede neneden. Bi dene neneligim 25 'vardi. Neneligden‿ayrí qardaĢım var, o da Téhran‟da olar. - Xalxal‟ın bazarı, ekseren Erdebil‟den xerid‿élér ya Téhran‟nan? - Téhran‟nan da getiri'rük, Erdebil de Ģirketder yazır, getirir vérir. Özümüz‿Erdebil‟den getirürựk. Tebriz Ģéyin Tebriz‟den getirrük, Erdebil Ģéyin‿Erdebil‟den getiriŗük, Téhran Ģéyin Téhran‟nan getirürik. 30 - Xalxal‟ın kéĢāverzi mehsulları nemenedi, nemene ekelle? - KéĢāverzi de buğdadi, mercidi, arpadi; miyvecat ki bağlarda var'di. Miyvelerin‿içinde de alma, armutdi, bırda, Xalxal‟da mēmulen ‿olar, bağlarda olar. Etraf ketderde de ki bostan filan ekeller. Ketderde ekeller; xır'ça, qouun, qar'puz, xı'yar. 35 - Xalxal‟ın neğed cemiyeti vardı? - Teğri'ben Xalxal Ģehri atmıĢ, yétmiĢ min zad‿olar, teğri'ben yétmiĢ. Yo da indi, qabax ki o mesem Téhran‟a, zada gédéydile ketden, etraf ketderden; indi day gétmille el'an. Gétmese de selahdi. 'Elan mercinin kilou sekgiz yüs Tümen, doqquz yüs Tümen. Ketde özü keĢaverziye 40 baxsa éle her nemenedi elan. Allah rızası, 'alan buğda meselen iki yüz‿elli Tümen, iki yüz yétmiĢ, iki yüz heĢtad Tümen buğ'da. Ketde keĢāverziye baxsa, béhter‿ez Téhran‟a gétmekdi. Nésbet qabaxkı'na 'alan keĢāverz yaxçıdi; eger meselen iĢliye, eke, éli'ye. 406 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 SÖYLEYEN : ġehram Hesenzade / 35 DERLEME YERĠ : Xalxal Merkez DERLENEN : Sohbet, Anı 21 Men ġehram Hesenzade. Hirō‟da zindigi élé'rem, Ģuğum da ārāyéĢgeri. Men‿elan, yétmiĢ birden bu 'Ģuğldayam. Teğriben‿on béĢ‿on‿altı ildi, bu Ģuğlda'yam. Bi defe Téhran‟da Yusufabad‟da iĢlirdim. Bi dene xanım, bi dene uĢax 5 getdi, baĢın vırdı. BaĢın vıranda men, bu uĢağın qulağın qéyçiynen 'kesdim. Day gördüm munu istir qanı çı'xa, téz maĢını götdüm dȫründe dolandırdım. Gördüm qanı çı'xıb. Dédim: Xanım, valla maĢın kesdi. Ağa bizim bu qedimnen resmdi, diyelle. Bu ketderde birinin bi yéri qanı'yardi, fōri götürerdik bi dene parça yandırıp basardığ‿onun qulağına. Men qaĢdım téz 10 abdarxanadan bi dene parça yandırdım getdim, yapıĢdırdım mının qulağına. Ağa, bi defe gördüm‿arvad ne qıĢqırır. O menim‿éle bi dene éle gözel xātirelerimnendi. - Hiro‟un gezmeli yérrerinnen dé ġehram. - Hiro‟un gezmeli yérreri; Ġsti Su‟umuz var, Ezno‟umuz var, Endebil 15 kendinin zatdarınnan var. Bizim Ģehrün gözel yérreri var; veli bizim fürsetimiz yoxdu, o cür gezmeyine. Özgeler gelir, 'istfade élir; biz‿özümüz, mütesfane öz Ģehrimizde o cür ki gerek 'istfade éliyek, éliyebilmirik. - Rāzısan iĢünnen ya yo? 20 - Tebiyeten herkesden soruĢsan‿öz Ģuğlunnan razı dör; veli men, Ģuğlumnan; Ģükür‿Allaha‟a zindegimi mınnan qa'zanmıĢam. Zindegim, uĢağım, arvad, u'Ģaq, bi dene zehmet çekdiyimiz; bi dene 407 év‿almıĢıq balaca. Bi den de köyne elli altı maĢınımız var. Görek, qısmet‿olsa, onu da véreg‿inĢalla ḳarxanıya, bi dene sıfrın götürek. 25 Allah Ģahiddi, eger fürset‿o'la, 'arızumdu, bi gün feqet Türkiye‟e ayaq qoyam. 408 SÖYLEYEN : Letif Qurbani / 60 DERLEME YERĠ : Xalxal - Merkez DERLENEN : Anı 22 Anı Menim‿eqîdem, selîqem, 'çoxter diyerem ki bu uĢaxlar, cavannar sālim bare geleler, sālim yaĢıyalar. O 'arzular ki varrarıdı, bıların mesem‿üreħlerinde; bını yaxĢı mēqul sūretde éliyebilelle ele yetirsinne ve onnan‿istifāde élesinne; veli mütēssifāne 'elan qomrah yollarınan. Helbetde 5 fezā ve moqéîyet de müsteiddi oların fikrin münherif ‿élesin. Men bi dene xırdaca xātire ki éliyebillem zad‿éliyem. Men‿için hemmeĢe; bu sädāqetimi, ātifemi éliyebilirem niĢan vérem ki bi dene 'oğurrunu men getirdim ‿év'de erziĢ vérdim. UĢaxlarıma dédim: Emu'a éhtirām‿éléyün, qonaxdı bize filan. Onun da tuli tefsiri çoxdu. 10 Men gédirdim Tebri'z‟e. Men durmurĢdum pādıqanın qabağında. Bi dene cavan, uca, bi héykelli bir‿oğlan‿ıdı. Men maĢını danıĢdım. Biz otu'randa, bu da oturdí bizinen. Oturdu qabaxda menim ortancıl‿oğlumunan men dédim:‿Ağa, bu maĢın der'besdi. UĢaqlar dédiler: Oturub da. Onda da iki nefer qabağa oturabilerdi. Biz gétdük. YaxĢı ki men,‿oní, o yére ki 15 gédecey‿idik, merāsim var‿ıdı; ora dēvet‿élemedim. Orda: - Xudāfis! - Xudāfis! Hatta Serab‟da men géĢdim bir yére bir loqme qeza yé'dim. Men géĢdim‿o gîĢenin qabağına pulu hésab‿éliyem; bu Ģitāb‿éledi, gbeldi mene: 20 - Ağa; tārıf hāletinde; icāze buyur, ağa-yé Qurbānî... 409 Dédim üreyimde: Men ki bunnan 'lehzéi bi saat 'yolu gelmiĢem. Bu navaxtın tārıfıdı mene élér! Erz‿olsun, virdi. Der her sūret muqeyyed‿oldum. Veli o orda hésab‿éliyenéyken men geldim maĢınınkinan hésab‿éledim mının kiraesin ki bu sora démesin... Men mına bédéhḳar olméyım, medyun 25 olméyım mına. Men çin ne münāsibetinen nahar vérdi bu. Mını yola saldım. Ordan gétdi Tebriz‟e. Tebriz‟de yaxĢı 'gelmedi bizim ‿o fāmillerei filana. Qeyidennen sora munu üstünnen bi yirmi gün souĢmuĢdi. Men gördüm bi dene zeħ vırdılar: Aa-yé Qurbānî, qonağ‿istemisen? Dédim: Mesele döy, teĢrif getirebilersüz. Kimsiz siz? Dédi: Men Rızā-ye, fāmilin de bi Ģéy dédi. 30 Men, çün‿évde tek‿idim, dédim: Valla, xānevādem bırda dȫr, her vax xānevādem gel'se... Vesetde mınnan soruĢdum: Suvay'sız, ya évlisüz? Qaldı, menim ‿o sözüme cavap vérmedi. Men tezeden tikrar‿éledim, soruĢdum. Dédi: Xḕr, mücerredem. Dédim: Bes teĢrif getirersiz; montaha xanım validéynen ve hemĢîréynen iĢalla, uĢaxlar sizi göreller. 35 Mütessifāne bu adam déme 'oğurrudi, nācur‿adam, nāpak‿adamdı. Bēdez bi on gün, axĢam‿üstüydü, durmuĢdum tükan qabağında, gördüm bu 'geldi. MaĢın dayandı orda, bu geldi içeriye. MaĢınnan ‿endi. Men uĢaxlara tezeden tükanda dédim ki bes, éve zeħ vırın‿o filan. - Tēğirāti o Ģamda vérsinner. Qonağım var. 40 Zimni inki uĢaxlara tapĢırdım teħ be teħ meseļem bına xıdmet ‿élediler. Erz‿olsun, muvazibet‿élediler bēzi bernāmesinnen. Muntaha buî ki men mınnan bir netice ele getirem, öcür‿olabilmedi. Meger men xoĢhal‿oldum mına ki elhemdülla, hādiséî men‿için üz 'vérmedi. Seher mını uĢaxlarınan yola salanda, bırdan menim‿elime zat geldi, riĢte yeldi; bırda men mütevcci 45 oldum. Ta 'oréy kimin bilmirdim bu necür‿adamdı, kimdi bu. Gettüg mụnı, uĢaxlara dédim: Mını yola salın‿o filan. Bılar geldiler yola salalar. Bu, yolu, fāsile bi teğriben‿elli mét gédib; qeyitdi mene dédi ki ağa-yé Qurbānî; elin vırdı bééslah ciblerine; mene bi béĢ min Tümen pul vér; élebil pulum qalıþ zatda. Ter basdı me'ni. Dédim: Vay, bu bi dene rind‿imiĢ, oğuurıymıĢ, 410 50 nāpāk‿adam‿ımıĢ. Meseletün bu bücür vāqi olub. Elan, veqti sen misāfirete çıxısan, cibinde pulun‿olsun da. Men vérdim; veli Allah‟ıma Ģükr‿éledim: Perverdiyāra çox Ģükür, hādise ya'ranmadı, bi dene hādise yaranmadı. Gétdi. Bu adamı yola saldıx. Hatta oğlumun biri de mının dalıycax gétdi, qarajdan yola salsın. Dilvāpes‿oldum, qaldım caddede ki görüm; mabada 55 bunı taarif‿éliye. Mını, diye meseletün ge gédek qonağ‿o félan. Zéhnimde 'entiqe Ģéyler xutur‿éledi ki bu adami olar; adam örgeder; savāri geler qabağa ya qéyri éler. PézéĢkinen filannan irtibatı olar. Bi dozdāni xassi olabilelle bılar. Bücür zéhnime Ģéyler... Üreyim vırdı tā otobus gelib redd‿olunca. Oğlum da çerxinen geldi. Meņim‿üreyim düzeldi. 60 Bu çıxdı gétdi. Erz‿osun, bunu üstünnen bi on béĢ gün géçmiĢdi, bi 'ağéyi gördüm, hemen maĢınnan ki mını getimiĢdi meņim tükanımın qabağına, gördüm hemen maĢınnan geldi dayandı xıyabaan ‿o elinde. YavaĢ yavaĢ geldi içeri, mene sarı. Mene dédi ki ağa, meni tanéésan, ağa-yé Qurbānî? Dédim: 'Belé, kāmilen tanéram. Siz, ağa Rızaa‟n dostu döysüz 65 beye? Bu döndự, béésla béhāleti Ģōkzede mene dédi: Ne ağa Rıza‟nın dosti. Mene géç‿içerde, tükanda tērif‿éle, görüm. Erz‿osun; mōzu nemene, ne ağa Rıza! Dédim: Valla, qeziye bıdı. O dédi: O qeyidecek Erdebil‟e. Onnan men dostam xānevādegi filan. Men de onı tanımırdım. Bi defe bücür yolda söhbet, ras gelmiĢdi mene. Dédi: Vay, vay, vay, vay, vay, menim‿öz baĢıma 70 da o börk qoydı. menim‿oğlum qāziydi, dédi mene: Bu adam‿oğurriymiĢ. Men bu söhbeti élérem sen‿için; tecrübe ola cavannar‿ıçın. ÉĢitse herkes bu sözi, mın‿ıçın bi dene ayıxlıx yarana. Erz‿osun, dé'yédi: Erdebil‟de saxlamıĢdım términalın qabağın'da. Men misāfir mindirem ki béĢ Tümen axĢama pul çıxardam‿özüme. Bu geldi: Ağa, 75 qabax sendeller menim. Qabax sendelde ki kimler‿oturub, men‿oturam. Men de söyündüm. Veqti onu mindirdim, geldim Xalxal‟ın virūdisinde, qen'nādide saxladı meni. GéĢdi, endi aĢaği; elin vırdı hōlinen cibine, qeyitdi ki menim pulum yaddan çıxıp qalıb‿Erdebil‟de, zatda. ĠĢtibahi minmiĢem felan. 411 Men de dédim:‿Olsun. ġexsiyetinnen, ḳarxanasınnan, ōzāsınnan danıĢıþ. 80 Men‿eslen mına démiĢem: Hetmen,‿entiqe adamdi. Ġmḳanatdı bir‿adamdi, Ģuurru bir‿adamdi, cavandi. Héykeli adama oxĢıyır. Day çekdim keĢōdan, iki min Tümen, ne ğede; dexilde, maĢında pulum vardı; vérdim mına. Pulu vérdim. Bu gétdi qennādi aldı. Dédim: He, getirdi qennādini de bi'ze. Xanımım da hemen qennādini atdi 'éĢige. Dédi: Men de nāziridim‿ona. 85 Bēs bu 'adam; erzi bé xédmet; bi dene rind‿imiĢ. Hem men‿ona télfon vérdim, hem‿o mene télfon vérdi ki her‿an bunnan bir serinexi ele getirsek, birbirimizi cereyanda qoyax ki bunun hésābın mütevecci ola. Bu idi ki menim‿o yéréy kimin yadımda qalan. Bına ağa, biz peziralıx, évde qonaxdı da. Biz Türkük. Men bu uĢaxlara 90 meselen hemmeĢe neğl‿éliye'rem ve özleri de Ģāhid ve nāziri cere'yandıla. Déyerem: Bé-énvāni tecrübe 'huĢyar‿olasız zindiyannıxda. Bilesiz‿o ziĢt‿adamlar, nāpesend‿adamlar ya dedesi fāsiddi, ya nenesinde bir müĢkili var‿ımıĢ. Bucür bir; béésla; qedem götürüb. Her‿insan, éliyebiler, rézqin te'bietden‿alsın. Mānendé bi dene telebkar, bédéhkardan pulun‿alan tekin 95 insan‿éliyebiler, tebietden‿öz rizqin‿alsın. 412 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 SÖYLEYEN : Erjeng Xudaperest / 65 DERLEME YERĠ : Xalxal - Merkez DERLENEN : Eöportaj 23 - Haluz yaxçıdı da? - Qurbanam, çox memnun. - Aduz nemenedi cenab? - Men Erjeng Xudāperest‟em. 5 - Néçe yaĢuz vardı? - Men teğrî'bēn qıx béĢ sinnim vardı. - ĠĢüzde éle eḳḳāsıdı da? - Belé iĢimiz‿éle evvelden... Evvel bî, Tebriz‟de olanı zatda iĢliyerdim, bücür cülubendsāzde filanda. Sora tēğiré Ģoql vérdim. Teğriben 10 geldim Ģuqli eḳḳāsiye. ġuqli eḳḳāsiden sora idāme vérdim, tōsie vérdim. Fé‟len eḳḳāsi, amatorem‿elen, félen. - Siz‿éle Hirōlusuz? - Belé, eslimiz‿Ele Xälxallidi. - Xalxal‟ın cemiyeti ne ğederdi, Hiro‟un? 15 - Cemiyeti atmıĢ min nefer‿olar. - Bi dene xātire tērifle. - Xātire, valla nemene danıĢım‿axı. Béle yadıma xātire yelmir danıĢam. - Kivi‟nün, ġeyin‟ün, Ezno‟un gezmeklerinnen dé. 413 - Endebil‟in 'gezmeyi vardi. Eylen meselen biz; qedim zaman géder, 20 piyāde éléép gelerdig.‿Elān fḕlen maĢın vardı eylan. Miledir Bılağı‟na yéderig‿ora. Xanandebil‟di o'ra. Orda istille pisti iski vıra'la. Fé‟len hele derdesti iqdamdi. Téléḳabin vıracaĥla he., derdesti iqdamdi. Hele mēlim döy vırala, vırmayala. Téléḳabinin Ģéyin getiriple, tablosun vırıþla hele fé‟len. Ez'no yo, teleke éle bi zerre fezāyi sebz zad 25 cürriyiþle. Béle xas bi Ģéy 'yoxdi. Qeraŕdi hele bi abĢar zat vırala. Suyu çekele apara yuxari'ya. Fé‟len héĢ Ģad vırméyıbla hele. Ele bi az fezāyi sebzin zadın, cubkéĢ zad, filan‿éléyib'le. Béle xas bi Ģéy yox. 414 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 SÖYLEYEN : Kamran Refii / DERLEME YERĠ : Xalxal Merkez DERLENEN : Röportaj 24 - Aduz nemenedi qardaĢ? - Men ḳāmran Refii. - Néçe yaĢuz vardır? - Otuz. 5 - Ne iĢe baxarsan? - Tükanda olurux. - Ne tükanı? - Levāzim berqidi, mo'bayldi, bucür bi Ģéylerdi de. - Xalxal, néçe cemiyeti vardı? 10 - Değiq bilmérem. Éhtimālen yétmiĢ beĢ, heĢtad‿olar, Ģehrün‿içi. - Néçe parça kendi vardı? - Néçe par'ça!? Yadda dör bāver‿éle. 415 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 SÖYLEYEN : ġaban Kazimi DERLEME YERĠ : Xalxal – Merkez DERLENEN :Röportaj 25 - Aduz nemenedi? - ġe'ban Kazimi. - Néçe YaĢuz var? - YétmiĢ yéddi. 5 - Néçe uĢağuz vardı? - Altı dene. - Köçüpler ya Xalxal‟da olallar? - Hammısı gédib, bi dene mehessilimiz var, Zencan‟da oxuyur. - UĢaxlarun néçesi toy‿éléyip? 10 - Hammısı toy‿éléyib, bi denesi qalıb‿éle. Hemid qalıb. - Hansının toyu sen için yaxĢıydı? - Evvel toy, böyüg‿oğlandı ki yaxĢıydı da. - Necür‿oldu? - YaxĢıdı da, öz baldızımı aldım. Özümnen bacanaxdı. Öz baldızımı 15 aldım. Özümnen bacanaxdı. Toyu da tüĢdi, inqilabın evvelleriydi, aĢıx, filan‿olamadı; éle béle sāde. - Siz xıdmete gétméyibsüz? - Xééy. - Necür‿oldu, siz maafi alduz? 416 20 - Düħtür Müseddiq‟ün döyresinde yüs Tümenniħlerden maaf ‿oldux. - Siz tükanın cinslerin hardan getirersüz? - Bırdan xerid‿élerik. Erdebil‟den getirel'le. - Hansı serf‿éler, Erdebil‟den ya burdan? - Çox pul‿olsa Erdebil serf‿éler. Çox puli olan Téhran‟a de gédir. 25 - Néçe ildi, tükan varuzdu? - El'an elli béĢ‿ildi. - Necür‿oldu, bu iĢe baxduz? - Day kesbi evvel tarabarçılığ‿élerdük. Miyve satardım. Miyveden yavaĢ yavaĢ... 30 - Siz esil Hirolusuz? - 'Eslimiz Hiroludu. - Hiro‟un etrafında ketderden néçe dene ad‿apar. - Fiyin, Endebil, Alvar, Goransara, Mizin, Mecere, Zéyve, AlıĢma, Xeneye, Xımıs. 35 - Bi dene cavannıx xātirelerüzden biz‿için danıĢ. - Cavannıx necür!? Men cavannığ‿élememiĢem. 'Eslen cavannıx bilmedim nemenedi. ĠĢe meĢquludum. Sādeydim. - Ġnqılabın zamanınnan nemene yadua gelir? - Ġnqılab‿oldu. ġah gétdi. Aa-yé Xuméyni teĢrif get'di. Bırda rāhpéymāi 40 élirdük. - Xalxal‟ın ketdilerinin ekinecek mehsulları nemenedi? - Mercidi, buğdaí, arpadí, kürüĢnedi, noxutdí. Bağda, 'almadí, armutdí, gilasdí, albalídí, aluçedi. Gilası gönderélle, albalını gönderélle 417 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 SÖYLEYEN : Qulamrıza Hammami / DERLEME YERĠ : Xalxal - Merkez DERLENEN : Röportaj 26 - Aduz nemenedi? - Menim‿adım Qulam Rıza Hammāmî. - Néçe yaĢuz var? - Qırx sekgiz. 5 - Néçe uĢağuz var? - ÜĢ dene uĢağım var. - Xıtmete ne zaman gédipsüz? - Xıtmete de elli doqquzda gétmiĢem. Bir‿ay xıtmet‿élemiĢem, sora maafiyet‿almıĢam. Māfiyet-e pézéĢki 'gözüme. Onda da ustan 10 Tebriz‿idi. Tebriz‿üsţeydi, Xal'xal Tebriz‟ün‿üstündeydi. Merkez-i ustan Tebriz‿idi. Azerbaycan-é ġerqi, merkeziyeti ustan, Tebriz‿idi. Gédib‿orda maafiyet‿almıĢam. izdivac‿élemiĢ'em. Ağam menim Onnan da ḳārmendiydi. gelmiĢem, Nenem de ḳārmend‿idi; bimaristan ḳārmendiydi. Bırda olarun‿elinü altında... 15 Héyn-i inki ağam ḳārmendiydi, éĢikde de tükanı var‿ıdı, dāruxanası var‿ıdı. Tā olarnan, men bāhem nenemgilnen‿iĢlerdim. Bi müddet zamannan sora bilexire olar merhum‿oldu'la. Biz dört qardaĢıx, üĢ dene de hemĢîrem var. Da bu Ģehride o ağam merhum ‿olannan bı yana, biz, çün‿o özi dāruxāndan sora mesālihfuruĢî élemiĢ'di; 20 fikr‿élem, Ģehirde ikimci mesāléhfuruĢ‿udux. Yani evvel bi Ģexs, bi nefer var‿ıdı, ikimci biz‿udux, bénam-é Hämmāmi. Xalxal‟da 418 tanıyalla. Onnan‿o yana da biz mesāléhfurĢluğ‿élemiĢük ta bı sahatakan ki xıtmetündeyük. Qeblen de bırda dȫrdük. Biz xıyābān-i eslide olurdük. Tükanımız oraydı. Oranı sat'dux, veli bıra menim ‿élebil 25 ejdādi mağāzemizdi. Tükan, év‿idi. Bıranı yeldux sāl-é heĢtād-i yéħde sökdük, düzelt'dük mesāléhfuruĢi aĢdux. Bı da menim‿oğlumdi. Ders‿oxụyíb, debîr-yé riyāzi oxuyíb. Bi qızım da var, o da géne li'sansdı, teze izdivāc‿éléb. Bi dene balaca oğlum var, rāhnimayı oxur. Özüm de bınnan bırda meĢqulux mesālihfuruĢiye, Xalxal‟da. 30 - Cinsleri, mesālihi hardan alarsuz? - Biz‿ümdeten evail'de bu teverrüm döydi, ḳarxanalardan‿alardux. Meseem nümāyendé-yé ḳāĢi Ġrana, mexsusen Xalxal‿ayrıldı, merkezé ustan‿oldı Erdebil; Erdebil‿oldı, mesem birden ḳāĢi-yé Ġrana‟nın‿inhisarı numayendesi seth-i ustan-i Erdebil‟de iki neferdi. 35 Biri Erdebil‟de ağa-yı Pursüléyman‟dı, ikimci de Xalxal‟da biz‿idük. Mesem hatta MéĢkin, dōreber nemene ustanın Ģeherleri var,‿olarda yoxudí. Ve 'ayrı cinslerde mute'qābilen Ģehristan ‿ıçun serf‿élérdi, Tehran‟nan‿ala. Ümde Téhran‟nan‿alardux. Hala olar ki zirengdile, fikr-i 40 iqtisādileri vardı, Téhran‟ın‿istemirdile tapılla, sermayeleri vardı, bazarçısınnan‿alala. ḳarxanacatdan‿alılla. Biz,‿ekser olar Gédirdile, da mesem ḳarxanacatı ḳarxanacatnan‿iĢlerük. Mesem ḳāĢidi, lūledi, elan bı vereqdi; tācir‿eliynen‿alluq. Ya mesem furqunu ḳarxanasınnan‿allux. Lūle poliḳanı musteqimen ḳarxanadan‿alluq; veli bi séri xorde, rîze Ģéyler var ki ona göre 45 ḳarxanaya gétmey‿olmaz. Biden ittisālat saturux. Eqlamın yuxarı alax, tḕdadın. Min deneye göre ḳarxana héĢ 'vérmez. Ocür eqlama göre gédib bāzar Téhra‟nan xerid‿élerük; veli exir'en kirāye çün yuxarı'di, Téhran‟nan yuxarı tüĢ'ür, ümdeten; neinki bizim sinife göre ḳollu haĺde Erdebil yaxçıdi. Biz gé'dux, meseem Erdebil‟ün ümdefuruĢunnan o 50 Ģéyi alurux, Téhran‟nan aĢağı tüĢür biz‿içün. Ya mesem Gilan‟nan, 419 ReĢ‟den xerid‿élérux. Verği mexsusen‿elen çün iskiliye gelir, bendere gel'ir; vereğ‿orda tācirin‿elindedi. Düz'dü Téhrannıın‿elindedi; veli 'orda, tehvilin‿orda rāhet‿alurux, hezînesi aĢağıdı. Bi dene néysan Gilan‟a, ReĢ‟de biz‿içün iki Ton yarım yük vırır; eylan bainki bénzin‿o 55 yan, bı‿yandı elli min Tümen; veli Téhran‟a yüz‿elliye héĢ gétmir. - Xalxal‟da umumiyette necür géçiniller? - Biz qeblen bi yirmi il sābiqé-yé kārımız, ḳāsıbmız xıyabandaydı. Xıyābanın müĢterileri ferq‿idi bıraynan. Bi dene bazarı var, o da bıradı. Bıra da ki evvel-i bāzardı. Bı sinne yelmiĢem,‿ittilatım‿ez 60 bābet-é ḳāsıbi-yé mer'dom heĺĢode dȫrdi; çün xıyabandaydux. Ümdeten ḳārmend‿iĢlirdi, rifahdaydı teğriben. Gelirdi xıyāban menteğesine, xerid zadın‿éliyib géderdile. ĠĢleri kārimetçilig. Yanı Ģoql-i dovvom Xalxal‟da yoxudi. Sora ki tōsée taptı, dāniĢqah geldi. o dāniĢqah‿özü 65 böyüg‿āmildi. Mesem Xalxal‟da siz qeblen éĢidemmezdüz ki biri évin kirāye vérib. Mesem gülerdile, déyerdile: Biri yanı var ki hele biriin‿évin tuta kirā'ye? Elan‿év tapbağ‿olmaz. Çün bıra bazar‿ağzıdı, bırdayux. Ümdeten men‿élen bı dȫreber ketţer ki vardı... Meselem TōlaĢ, Zéy've, Xımıs, ḳoĺĺen Xalxal‟ın mahalında Mécere, Fiyin, Varavat, Xeneye, āléhāĢém, ekser‿obirsi, 70 HeĢcin‟in ketderinnen; imdeten‿oların iĢleri bi séri kiĢāverz‿idi; onnan géçinille hemen 'yanı. Veli bi séri xob, izdivac‿éliyib, cavandi, 'kenttedi, teze ayrılıb, teklif‿ağurdi. Kendin o veziyeti yétirmir, cavabqu döř bu xānevāde dolana. 'Ümdeten gelille bıra. Ekser cunuba ya Téhran‟da 75 görüsen péyman'ḳarlığa... Ekser de bıların‿iĢinnen ḳārigeridi. Mesem butunarmeye 'görsen müdam geliller, biden otuz ketterden yığılla aparıllla, saxtĭmansāzi iĢlerine ya neccāriye. Mesem Zéyve‟den‿ezcümle mexsus nec'cardi. Ya mesem Pirik, Xalxal‟ın ketderinnen biridi, ümdeten daĢçıdıla olar. Çün mēden-i seng de orada var, daĢ. Biŗ séri vāqien giriftardıla. Görüsen teref teze izdivac‿éliyib, 420 80 bırdan durur çıxır gédir, biden‿üç‿ay xānevādesin görmür; çün mesāfet‿izāfedi. Gédir, biden‿üç‿ay, dörd‿ay iĢlir. üç‿ay, dörd‿aydan sora; hele arada elan‿eznezer-é banki xob müĢkilat heĺĺ‿olub, hatta kette de olsa tökür bi Ģomare hésaba, xānevādesi alır, māhāne dolanır. Na'hayeten‿özi istiye xānevādesinin yaana gele, 85 bayramdadi. 'Ümde de xalxallının giriftarçılığı caddedi; çün cadde yoxdi. Her neyi de cadde getirer. Her Ģehrin‿ābādisiin pāyesi caddedi, yol. Bi de müĢkilat ki bırda var, bilisüz nedir? Eznezer-e iqtisādi merdüm birbirine 'bedbindile; çün bîkāri çox'di, derāmed‿az'di. Meselen‿erz‿élirem, men bi dene maĢın‿alıram, rūberu qonĢum‿o 90 baĢdan... Haĺa var da, bi séri merdüm var; çéĢm-i hesādet var. Müteqābilen men‿özümi déyirem. Biden bi nefer gelir bırda, men göürem meselem‿a; älan teverrüm de bicürdi ki bi dene Ģāyed tācir yirmi il zehmet çekiþ bi sermaye getirib‿ele. Mütessifāne görüsen bir‿adam gelib; misal 'dérem, éle bu Xalxal‟unda biden zerf-i bir‿il 95 Ģansi iki dene yér‿alıb‿olub tiryardér. Odu ki çéĢm-i hesādet var. Delili de bîḳāridi. Bîḳārí de Xalxal‟ınkı... HéĢ Ģehr bıra kimin dȫ. Men‿ümde Ģehrleri gezmiĢem. Misālen‿erz‿éliŗem, Binab meselen‿ezcümle Azerbaycan ġerqi‟ņin Ģeherlernen'di. Ora meseem Ģāed héĢ‿on béĢ‿il dör, fermāndāri olub. Siz bi nefer 'Binapli Binap‟da 100 tapammasuz ki béōnvāné Ģexs-é Binapli ola; çi ketdisi, çi Ģehirrisi; bîḳār‿ola. Oğed teŗha-yé sen‟eti var ki 'orda, 'özleŗinnen sora dȫrever, biden Merāğe, Melāyir tamam ketderi gelir‿orda iĢlille. Müteissifāne Xalxal‟ın ḳollu haĺda, seddersed o camaat ki ḳārîkeri iĢlille; ferq‿élemez, haĺa fennisi ola, texessüsi ola; müteissifāne bırda iĢ 105 yoxdi. Éliyemmille, çıxılla gédille, xānevādelerin; derbéder‿olulla, müĢkiĺāt-i xānevādigi îcad‿olur. Çıxılla gédille iĢlille, üç‿ay qalılla gelille xānevāde tēmin‿élemir. ĠĢlemil'le 'olmur. 'Elan xānevāde var ki bırda izdivac‿éliyib, görüþ tavānaisi yoxti, xanımına, xānevādesine cavabqu dör; çıxıb gédib‿iĢe. Xob birden gédir Ģehristana, Téhran‟da 421 110 éliyemmir, xānevādesin‿apara ora. Hezîné-yé menzil ba'hadi. Mexsusen derāmed, oların derāmedderi ki nisbet vardı, nisbet Xalxal‟a göre; Xalxal‟da Ģāyed bi dene xānevādé-yé çaar neferi éliyebile bi iki yüz‿elli minne géçine; veli Téhran‟da héĢ éliyemmez, héĢ altı yüz min Tümen. Alır‿a; veli héĢ géçi'nemmez. Odu ki bénāçar xānevādesin 115 bıraxır bırda. Bı sefeŗ xānevādeni bırda bıraxannan sora ayri müĢkiĺāt gelir. Bilexire xanımi, eznezer-é ātifi, eznezer-é maddi, eznezer-é me‟nevî; oğed müĢkiĺat gelir ki. Bi séri bāesé 'elan xob pervendelerde var dādqahda; men teğriben‿ittilāt-i iĢtimāî, ittilāatım var; ựmdeten meseļem sekgiz dene, on dene talağ‿olsa, Ģayed sekgizi éle bu 120 sözlerün üsdündedi. Xānevādeler birbirlerin tehemmül‿éliyemmille, qebil‿éliyemmille. Veli xob bi az qiĢŗ; teğriben bu Ģehirde fikr‿élirem bis dersed; 'ḳārmendidi kéçinir. Gine olar da hamısı istir, uĢaqları oxu'ya. Mexsusen 'ḳārmeņd qiĢri, çün‿özi tehsil‿éliyib gelib‿istixdam‿olub, istir‿uĢağı da oxu'ya. Hazırdı, ferĢin sata oxuya. 422 SÖYLEYEN : ġirmohemmed Eynullahzade / 55 DERLEME YERĠ : Xalxal, Buruç Köyü DERLENEN : Bir Masal 27 - ġibicik Biri var‿ıdı, biri yox‿udı. Men ġibicik‟in nağılın xıdmetüe erz‿éliyirem ki qedim biz‿için, dede baba nağılıydı diyerdi'le. Bi dene ġibicik var ‿ıdí, bının bi idde yoldaĢları var‿ıdı. Axı qedim büyünki kimin 'döydi, merdüm qazdan, nefden‿istifade 5 élir‿älan. Qedim‿odun‿olardı. Géderdile, dağlardan, çöllerden‿odunnarı qırıb getirerdile. Hetta men‿özümde her penĢembeler medreseden gelerdik, géderdik bu kendimizin qabağında o tikannarı, boğanaxları; boğanax çöpü bilisen de nemenedi; hette quzu çöpleri qırıp getirerdik.‿Odun élerdiler. Nenelerimiz,‿atardıla tendirde yanardı, çörey yapardıla, qaza piĢirerdile. 10 Neneleri gönderir‿oları odu'na. Bılar gédille, geven qazılla; oğed qazılla, qazılla, tā gün batıncax. Bılar Ģelelerin gün batanda yığılla, Ģele bağlıyıŕlaŗ‿özleriyçin. ġelelerin götürürleŗ, gelilleŗ kende. Béle qaranquluğ‿olur day, tapabilmiŕleŗ kendi. Neğed geziŕler,‿öz kendlerin tapabilmilleŗ. Bılar görürler ki bi yérden, bi dene yérden‿ıĢığ gelir. Bular‿o 15 ıĢığın semtine gédiller. Qapını döydüler, gördüler, bi nefer qapının dalınnan çıxtı. Bu insana oxĢur;‿amma bının baĢında Ģaxı var, qulaxları bir cürdü. Bının quyruğu da var. Biliŕleŗ bu divdi. Bu div de ki insannan zidd ‿idi, bıları dēvet‿élir‿içeriye. Geliller‿içeriye. Bılara Ģam zad vérir. Bılar qorxularınnan yatmıllaŗ. Déyir: Yatun. Yér salır heresi için, bıları yatırdır. Yatırdannan sora 20 déyir ki déyün görek: - kim yatıþtı, kim‿oyax? 423 Bılar déyir: Hamısı yatıþ, ġibicik‿oyax. Déyir: ġibicik niye oyaxtı? Déyir: ġibicik géceler çün nenesinin‿ezizgiramisidi, nenesi durardı, Ģamnan so'ra bın‿ıçın qorqa qourardı, qorqa yiyerdi girdikan‿içiynen;‿odu ki bu yémiyipti o 25 qorqaynan girdikanın, bu oyax qalıp. Durur döy, bırdan ‿ordan varıymıĢ, indi yoxıymıĢ; qorqa qourur,‿onnan sora girdekan‿içi sındırır, bılar hamısı yéyille, yatılla. Bi middetten sora div déyir gine: Kim yatıptı, kim‿oyaxtı? Déyiller: Hamı yatıþ; ġibicik‿oyaxtı. Déylle: ġibicik niya oayaxdı axı? Déyélle: ġibicik niye oyağ‿olacağ! Bu yatannan sora nenesi bın‿ıçın yarma köpbesi, 30 yarma pilo piĢirerdi; qedim düyü bu surette olmazdı; yarma köpbesi piĢirerdi, bi dene onun baĢına toyuğ keserdi, qoyardı, sarı yağ tökerdi, ġibicik yiyerdi, onnan sora yatardı. Bu div durur, gine bılar‿ıçın‿o qäzanı müheyya élir. 'Touğ getirir kesir. Yarma köpbesi piĢirir, sarı yağ tökür. Bular yéyiller, yatıllar. Bir müddetten sonra div déyir: Déyin görek, kim yatıptı, kim‿oyaxtı? Bular, 35 yoldaĢları hamısı oyağ‿ıdı da, qorxularınnan yatabilmirdile. Déyirdile: Div, bizi yéyer,‿öldürer. Déyiller ki hamı yatıp, ġibicik‿oyax. Déyir: ġibicik niye oyaxdı? Déyir: ġibicik niya oyağ‿olacax; ġibicik ki bu qezāleri yédi, äl'an téĢne olardı; nenesi durardı géderdi, eleyi götürer'di, eleyinen su getirerdi, ġibicik‿içerdi, yatardı. Div durur gédir, eleyi götürür; neğedŗ‿aparır, bılaxdan 40 héy doldurur ta bi mựddet yol gelene elek boĢalır. Bılar da, uĢaxlar da durulla; ġibicik, yoldaĢları axtarıĢılla, divin ĢiĢé-yi canın tapılla. Div gédir, doldurur gelir; béĢ‿on qedem gelceyin su eleħden gédir, qalmır. Gédir doldurur, héy bu iĢi tikrar‿élir. Bu oğed esebāni olur ki déyir: Bu ādemizadlarun 45 'hamısın yiyeceem; öldüreceyem, yiyem; etderin kabab‿éliyem, yiyem. Gelir çox esebāni hālette déyir: Qapını açun. Bılar qapını açılla. Görür‿ē, ġibicik ki buların böyügiydi; bu bunuņ ĢiĢé-yi canın‿alıb‿eline, durub bi dene daĢın‿üstüne; déyir: Eger hereket‿élesün, menim‿icāzemsiz, men ĢiĢé-yi canuu vuracam daĢa, ölesen. Div görür; yōx, day bu héĢ zad‿éliyebilmiyeceħ insan-zaddarın elinnen; mecbur olur, déyir: 50 Süz her ne emr‿élesüz, menim çarem yoxtu, gerek süzünen mudara éliyem, her ne destür vérsüz, men‿o iĢi encam vérem. Déyiller: Yat‿aĢağı. Bu div 424 de, qeblezinki bular bu oduna geleler, bu uĢaxlar, divi göreller, néyliyeler; bının cereyanını danıĢmıĢ‿ımıĢlar, buların dedeleri, babaları. Bu div, bıların, kendinin‿ehalisinnen‿üĢ, dört yüz nefer yémiĢ‿imiĢ ya öldürmüĢ‿ümüĢ. 55 Bılar dive déyéller: Sen yat. Div yatır dalı üste. Déyir: Eger hereket‿éliyesen, ĢiĢe-yi canuvı vıracıx bu daĢa, sındırax. Bu yatır, ta bụlar güdülle, héy çağırılla bına: Yatıpsan,‿oyaxsan; yatıpsan,‿oyaxsan. Oğed bu sözü tikrar‿élilleŗ, bu divi yuxu tutur. Yuxu tutmağ hemun, bụlar yavaccalı iki dene mil götürüŕleŗ, milleri soxuŕla divin gözlerine. Divin gözleri ikisi de kór‿olur. 60 Bılar dururla, heresi qaçılla bi terefe. Div de kór‿oldu dā. Héy durur bu yana, o yana; bu ādemizaddarı ta'pa, bıları öldüre, gine yiye. Bının muradı oyumuĢ ki bu uĢaxların hamısın‿orda öldüre, özlerin de yéye; muntaha Ģansları orda getti; bılar zireħlig‿éledile, onun ĢiĢé-yi camın‿ellerine gettile, saxladıla, bını yuxlattıla. Allah‟ın kömeħligiynen bılar diri…, gözlerin kór‿éledile, ĢiĢé-yi 65 camın vırmadıla. Dédiler: Qoyun, seher ahali-yi kende xeber‿élerik, gelelleŗ, göreller. 425 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 YANITLAYAN : Ġbrahim Abbasi / 71 DERLEME YERĠ : Kivi, Güllüce Köyü DERLENEN : Röportaj 28 - Emi can‿adun nedi? - Ġbarahım‿abbasî. - Néçe yaĢun var? - Min üĢ yüz on altıyam men. 5 - Emi ne iĢe bxarsan? - KeĢaverzçilig‿élérem. - Neyinen keĢaverzlig‿élersüz? - Täräktürünen zadınan sürürük. Täräktür baha sü'rür. Yétirebilmirik. - Qedim neyinen sürerdüz? 10 - Qedim‿öküzünen zadınan‿ekerdik, cüt‿élerdik. Elen yox da, elen täräktürnen sürrük. Täräktür de saatı üĢ min, dört min... yétirebilmirik. - Nemene ekersüz? - Buğda ekirik, merci ekirik, noxud ekirik, arpa ekirik. - Kendüzün‿adı nedi? 15 - Gülüca. - Gülüca néçe évlidi? - Teğriben doqsan év‿zad‿olar. - Éle hamı ekinçilig‿élēr? 426 - Yō, bēzi xoĢniĢindi, ama çoxu ekinçilig‿élir. 20 - Zemilerüz ne qede ne qededi, böyükdi, kiçikdi? - Zemimlerimiz böyükdü. - Néçe kile ekersüz, néçe kile götürersüz? - Gelende yaxçı, qalıb‿o yağıĢa da; yağıĢa‿ol'sa, vezimiz sazdı. YağıĢ‿olmasa... Démidi de bizim yérrer, yalvarırığ‿ Allah‟a ki yağa da. 25 - Néçe uĢağun var? - Menim altı dene qızım var, üĢ dene oğlum. Oğlannarım da ikisi Téhran‟da biri de mennen‿olur. - Olar Téhran‟da olulla. Ġkisi Téhran‟da o'lur. Biri de mennen olur da. - Olar ne iĢe baxalla, olar ekinçi döyle ki? 30 - Yō, olar Téhran‟da olulla. Ġkisi Téhran‟da ol'ur, biri de mennen‿olur da. - Sen‿elen necür géçinésen, zindigün rahatdí, çetindi, necürdi? - Téz ölmeyime de raziyem‿éle. Ölmeyime çox rāziyem. Menim damımı bırda yél götdi, tufan götdi. Déhdar, Ģura geldi, baxdı. Erz‿éléyim, damımı atdı da, taxtaları qaldı. Qaldım çölde. Gétdig‿oğlumun bi dene 35 kömesi 'vardı; orda ottux. ġura möhr vérdi, déhdar yazdı; getdim vérdim fermandarıya, baxĢdarıya. Gédirem, gelirem, gédirem, gelirem; kömey‿éliyeceħle, nem bi Ģéy véreceħle. Dört béĢ dene géçim var;‿oları da satmıĢam, xeĢlemiĢem, héĢ netice almamıĢam. Kira maĢın bı yan‿o yana... Bi defe de mene démir ki ağa, sene 40 vérmiyeceħle. HéĢ 'gelme. On defe gedip gelmiĢem, ēy bayramnan da qabax. Özüm de nemene övüm de uĢdu. Tezeden getdim suadım, neylön meylön çekib‿orda otumuĢam. - Ġndi souxda dam mamız damér? - Damır he, qab düzülüp qazança düzülüp ki yağıĢ yağanda. Menim 45 derdim budu. 427 - Sizin bağuz vardí? - Bağımız var‿ıdı; qurudu da. Day‿elen bi Ģéyi yoxdu, xoĢksalıda qururdu he. - Bağuzda nemene ekerdüz, ne miyveler olardı? 50 - Erik var‿ıdı, alma var‿ıdı, fılan var‿ıdı; elen da yoxdu. Quruyub da elen héĢ. - Sen hansı il toy‿éléyipsen? - Menim yadıma yelmir. - Neçe yaĢun var‿ıdı toy‿éledün? 55 - Gerek yirmi zad yaĢım‿oléydi. Özümü bedbexd‿éledim de. - O zamankı toylar necür‿idi emi? - Çox yaxçıydı. Erusu çıxadardıla mindirerdile ata, biz de damnan ‿alma atardıx, o zaman. Beyler‿öcür çıxardı. sağduĢ‿olardı, yénge olardı. Men bi kéçele de sağduĢ‿oldum. Dédim:‿ede téz‿ol. Dédi: Hele 60 telesme. - Emi o zamannan bi dene yaxçı Ģirin xātire nemene var, mesele aton cavannığınnan, anon cavannığın'nan? - Nenemi görmüĢem,‿atamı görmemiĢem. Nenem‿éle men sağ‿ıdım Alla rehmetine gétdi. 65 - Meriz‿oldu, ya nemene oldu? - Meriz‿oldu da. - Merizçiligi nemenéydi, bilmedüz? - QocalmıĢdı da. 70 428 SÖYLEYEN : Nizam Rüstemzade / 68 DERLEME YERĠ : Kivi, Ilxıçı Köyü DERLENEN : Masal 29 - ġah Abbas Qedim diyel'ler, Ģah‿Abbas bi dene çobanın qızına müĢteri oldu, istedi onnan izdivac‿éliye. Veziri, vekili gönderdi; dédi: Gédün, çobanın qızına élçilig‿éléyün, Türki; xastäqarı éléyün. Bular gétdile, çobanın qızı dédi: Men‿ona 'gétmerem. Men Ģaha 'gétmerem. Dédile: Baba, övün dağılsın, sen 5 bi çobanın qızí, sen bi dene Ģaha gétmisēn? Dédi: Çün onun kesbi yox‿udụ. Birden Ģahlığı qoydula yé're, day o éliyebilmez meseletün bi ayrı kesb‿éliye, acınnan‿öler. Gelsin, men‿ona bi dene senet‿örge'dim, onnan sora men géderem‿ona. Geldile ġah‿Abbas‟a dédile. ġah‿Abbas dédi: Baba, bu necür‿iĢdi axı, bi dene çobanın qızı mene gelmir, Ģah'a. Geldi, bu qızı istedi, 10 dédi: Sen, niye mene izdivac‿élemisen? Dédi: Çün senün kesbün yoxdu. Bizim dile gelen, getdi mına bu cür feĢ toxumağ‿örgetdi bu ġah‿Abbas‟a; beli de, Türki dilin'de. Hē, buna bi dene feĢ toxumağ‿örget'di. Dédi: Elan bax, Ģahlığı yére qoysa'lar, éliyebilersen, feĢ toxuyub satasan, özüve kesb‿éliyesen. 15 Diyeller bu ġah‿Abas da qedim gezermiĢ géce. Gelir, bu bir‿idde mesel qırx haramıya ras gelir. Bunu tutulla, bu ġah‿Abbas‟ı. Bunu tutulla, getirille; görür baba, bular getirirler bu adamları, yédirdille, kökeldille, etin kesille, satılla. Nōba gelir yétiĢir bu ġah‿Abbas‟a. Dééy ki baba, mesel menim‿etimnen süz nağada istifāde élersüz? Déyélle: Mesele bi béle, bir 20 mığdarı. Déyir: Gelün, men süze bi dene ferĢ toxu'yum, elli neferin pulıycax süz‿istifāde éliyün. Getirir, bi dene bizim dile gelen bücür ferĢ toxu'yur; vérir bının birinin‿eline déyir: Bına derbarada müĢteri olallar. Ayrı yérde bının 429 müĢterisi olmaz. Sora, bırda da yazmıĢ‿ımıĢ feĢde: Men bücür giriftaram, bu menteqede, bu mehelde men bücür giriftartam. FeŗĢün‿üstünde yzmıĢ ımıĢ. Getirille derbarın qapısında bını salılla yére. Bu ġah Abbas‟ın arvadı 25 gelir, hemin bu çobanın qızı ferĢe baxır, görür belé, ġah‿Abbas giriftardí, tutpla bını. Getirir bu feŗĢe béĢ yüz; mesele on tümem puluymıĢ; béĢ yüz bına pul vérir. Gelille görülle baba, déyille: Baba, da bu eslen‿ōza bi Ģéydi; béĢ yüz tümen büyün biz kesb‿élemiĢik. Géce arvad; mehellin yazmıĢ ımıĢ 30 ferĢün‿üstünde; mēmurrarı gönderir, gelille dȫr‿éliyille, buları tutullā, ġah‿Abbas‟ı da 'ordan azad‿éliyil'le. - Ġki QardaĢ Diyeller: Ġki qardaĢ var‿ımıĢ; bıların biri çox sirvetmend‿imiĢ, biri 35 eciz‿imiĢ; yanı bizim dile gelen gédaylıx falan‿élermiĢ. Bu qardaĢı ki sirvetmend‿idi; görür baba; buna déyélle, bunun qardaĢıdı; bının abrına bāis‿olur. Aparır bını; bi dene derbet'de, meselen bi dene cengelistan yérde bi dene köhül var‿ımıĢ; aparır bu qardaĢın ötürür‿ora; déyir: Men bu sirve'ti, bırdan‿emele getimiĢem, bu köhülden. Bu géce qalır‿orda, qalannan sonra, géceni müddet géçennen so'ra 40 görür; bizim dile gelen; bi dene ayı geldi bu köhüle, bi dene canavar geldi, bi dene tülki. Bu da bi mehelde özün mesel‿ayın‿oyunnan çekib‿üstüne, yatıb‿orda; mesel‿otdan‿elefden o köhülde vérib; ki bular görmüyele. Sora bular 45 birbirine déyér ki: QardaĢ, sergüzeĢtüzi danıĢun, görek, ne kesb‿élésüz? Bının biri, bu tülki déyér: Valla, bu ketde ki var, bu kendin mal héyvanı ora çıx'ar; orda bi dene xezāne vardí. Men, mal héyvan gédennen sora; mal héyvan‿onu dırnaxlar, üsdün‿a'çar; mal héyvan gédennen sora men géderem‿onun‿üsdün örterem. Bu canavar da déyér: Valla, bu ketde bi dene ki sürü var; onu içinde qara 'qoyun var, onun meğzi her derde 50 dermandı. Men de o qoyunu güderem ki ele getirem; gir vérmez. Bu yāru da éĢidir. Bu ayı da dédi ki valla, bırda kı, bu elan mesel Ģahlıq vardí, buların su 430 yoxları'dı. O Ģahın bağının‿içinde bi dene çéĢme var; olar bilmiller. Bu ayı, pelek de; Türküsü; suyun Ģırıltısına yatar. Su ki Ģırıllar, üsden töküler; qorxusunnan géder‿orda yatar ki xorullı'yar, xorullıyanda mesel Ģikarvan, 55 zad‿éĢider ki burda bu Ģir var, geler vırar. Bılar diyélle, durulla, dağılılla. Bụ yāru, durur gelir‿ordan; güdür, görür, belé, mal héyvan ki ora çıxardı; orda bi tülki geldi, bücür‿eliynen, bücür torpağı yığdı. Geldi gördü, bırda bi dene xezāne var. Bını çığatdı, apardı évine, bını satdı. Bi qedri geldi bu çobanın yanna, dédi: Bu qara qoyun kimin'di? Dédi: Mesel filanınındı. 60 Dédi: Bını satsala, néçiye véreller? Dédi: Mesel satsala, vérelle elli mine. Dédi: Men yüz min vérrem bu qoyuna. Bu qoyunu getdi, kesdi; bının meğzın qurutdı, yığdı bi dene desmala, saxladı. Saxlıyannan sora, bir gün bu Ģahın da bi dene qızı var‿ıdı; bu lal‿ıdı; Türküsü; danıĢmırdı. Néçe dene düktür gelmiĢdi, bına béhésab mualıcä éliye, éliye'bilmemiĢdi. O düktürreri yığıb 65 zindāni élemiĢdile. Bu yāru, hemin‿o qoyunun meğzinen; yığdı bi dene ĢüĢüye; geldi. - Men düktü'rem. Derbarın qabağında bı yan,‿o yana gédir. Xilese, bını tuttula apardıla Ģahın yanna. Dédi: Bax, eger sağalt'sun, bu qızımı vereceem sene, 70 sağaltmasun; seni öldüreceem. Dédi: Éybi yoxtu. Kağaz vérdileŗ, kağaz‿aldı'lar. Qızı getdile bi dene bücür menzile [masalın anlatıldığı odaya benzetiyor]. Dédi: Gereħ xudubani ola, héĢ kes‿olmıya. Bu meğziden; Türk‟ün meseli; qoydu bi dene bi Ģéyin baĢına, piledi bu qızın burnuna. Bu qız‿ayıxdı, danıĢdí. Xeber vérdile ki Ģaha, bes cereyan bücür'di; senin qızun 75 day danıĢır. Geldile, gördüle. Dédi: Meni istiyen, bu zada enām. Bına doyuncax pul vérdileŗ. Pul vérdiler, bu da sirvetmend‿oldı; bu qardaĢ ki ecizidi; sirvetmend‿oldí. Yanı dünya evez‿evezidi. Sora bu böyük qardaĢ ki vardı, bu vırdı eciz‿oldí. Bi gün geldi, bu qardaĢı gördü, baba, Ģahlıxda Ģah‿olub. Bu eciz qardaĢ ki, bunu aparmıĢdı 80 orda héyvanat béyinnen‿apa'ra, bu gelip Ģah‿olub. Bir gün geldi, bu 431 qardaĢına qonağ‿oldı; dédi ki qar'daĢ, sen bu Ģahlığı hayannan ‿elüe getdün? Dédi: Hemin yérde ki sen meni apardun, qoydun‿o köhül'de, men bu Ģahlığı ordan‿emele getdim. Çün bu aparmıĢdı, ola, onu qoymuĢdu orda, o héyvanat‿onu béyinnen‿apara. Bu qardaĢı ki ecizlemiĢdi, bının déyiĢinen 85 gétdi ora, gene géce gördü, hemin héyvanat'dar geldiler hemin köhüle; gelennen sora, dédi: QardaĢ,‿o sefer bırda adamzat var‿ımıĢ; nemene démiĢik, emel‿éliyiple. Durun bıranı axtar'ax; görek, adamzad‿olsa, tutağ,‿öldürek. Bizim sirrimizi bu açıpdı. Durdular, hemin yérde bu adamı… Çün bu onu aparmıĢdı, orda héyvanat béyinnen‿apa'ra. He, odu ki bular 90 ayıxdıla, mını tapţılar. Bını, bu adamı bırda béyinnen‿apardı'la. - QardaĢ Qızı Qedim zaman, diyeŕler: Ġsbahan‟da iki qardaĢ var‿ıdı, biriin adı Ġsmayıl‿ıdı. Bu Ġsmayıl qardaĢının bi oğlu var‿ıdı, bi qızı. Bu gédirdi; Allah 95 süze rūzi élesin; Mekki‟ye. Bu qızın, taßĢırdı qardaĢına, öz qardaĢına. Er‿arvad‿oldı, oğul, bılar gétdileŗ Mekki‟ye. Bılar Mekki‟ye gédennen sora, bu Ġsmayıl‟in qardaĢı ki qızın tapĢırmıĢdı bına; bu öz qardaĢı qızına müĢteri oldı. Dédi: Gereħ mennen; bağıĢlıyun, süz menne uĢağ; baĢuu bir‿éliyesen. Xılese bu dédi: Baba, bücür, béle bi 100 Ģéy‿olmaz. Çox déyennen sora, xılese bu qız bına baj 'vérmedi. Gün‿o gün‿oldu ki bılar Mekke‟den qäyıtdıla geldile. Geldile, mesel bizim dile gelen, geldile Terbiz‟e. Nāma yazdı qardaĢına ki biz 'gelirik. Nāmäni bi nefer qasıd getdi, vérdi bına; vérennen sora bu qardaĢına; qardaĢı götţü, munun muqabilinde yazdı: QardaĢ, sen ki Mekki‟ye gédipsen, senin bu qı'zun bu 105 cür‿iĢderden çıxıp. Oğlun gönderdi qabağıcax, dédi: Gédersen, bacıu apararsan, cezirede baĢın kesersen, libasını qanına bular, sürersen, getirersen mene. Mının qardaĢı geldi, bını mindirdi ata; bizim dile gelen; da bacıdı, qardaĢdı, üreyinen 'gelmedi bını öldüre. Bını göttü apardı, cezirede bıraxdı bacısın. 432 110 Bacısı qaldı cezirede, néçe müddet qalannan sora bının libası, zadı eyninnen, béyinnen gétdi. Cengelde, mesel cengel miyvesinnen zaddan yéyirdi, bücür. Bir gün bi dene Ģahın‿oğlıynan, vezir, güzārı tüĢdi bu cengele. Bu Ģahın‿oğlu gelip géçende gördi bi dene zenen, mesel sıxılıp bi dene ağacın 115 dibine, bının libası eyninde yoxdı. Eyninde paltou vardı, çağatdı atdı bının‿üstüne. Bu qız götdi géydi eynine. Bu Ģahın‿oğlu baxdı gördu, bu éle 'doğurdan da bi dene gözel bi zenendi, qızdı; mindirdi atına. Dédi; vezir, men Ģikarımı vırdım, gel qäyıdax, gédek. Bılar qayıtdılaŗ, geldileŗ, getdi bu Ģah‿oğlí, bu qızı ötürdi öz heremlerinin‿içine. Müddet qalannan sora adam 120 gönderdi dedesini üstüne ki o qızı ki men getimiĢem, gereg izdivāc ‿éliyesen men çin. Dédi: Baba, o bi dene çölden tutulmadı; mene Ģahların qızın, her kimin Ģahının qızın‿isti'sen; men sene 'alım. Dédi: Yox, men‿éle onı istirem. Getdi hemen bu qızı, izdivac‿éledi oğluna. Bıların iki dene öylatdarı oldí. Öỷlatdarı olannan sora bir gün bu Ģah‿oğlun çağırdı, dédi ki axı, héĢ bilmirik, 125 bu Ģah qızıdı, géday qızıdı; mının dedesi var, nenesi var; vardı ya yoxdí. Bir gün bu qızı qoĢdı vezire, dédi ki apararsan mını Ġsvahan‟a. Bının görek āyā dedsi var, nenesi var, fāmili var, neyi var. Bu ve'zir, bir ‿idde léĢger götdü, bu qızı da oğlannarıynan götü, tüĢtüle yola. Müddet gédennan sora bi mehelde bılar‿eyleĢdile; çadır fılan vırdıla, eyleĢdiler‿or'da. Bu vezir, xılese 130 bu arvada müĢteri oldí. Geldi bının yanına, dédi: Gereg, sen, mennen bir‿olasan. Bu qız qäbul‿élemedi; élemedi. Durdı, uĢaxların da qoydí; qaĢ dé qaçasan; gécéynen üz qoydı biyābana. Bu vezir, hay güddü, bu gelmedi; çağırdı, gördü, sesi uzaxdan gelir; dédi: Bax, qäyıtmasun, uĢağuṿun birin baĢın keseceem. Bu qäyıtmadı, uĢağının birin baĢın kesdi. O birisini de 135 kesdi, bu arvaţ qäyıtmadı. Bu arvaţ qäyıtmadı. Bu arvaţ geldi, gördü; bizim dile gelen; bi dene çoban bılağın baĢında héyvanın yatırdıb‿eyleĢip. Bının da arvat yoxudı, bunı görceyin durdı. Xılese, bu Ģahın gelinidi da, bına: - Allah seni yétirib mene, arvadım da yoxudı. 433 Getdi bi dene qoyun kesdi, kabab‿éledi, yédiler. Xılese, yéennen sora 140 dédi ki ağıllı ol, sen mene yoxun 'gelme. Gét, bacunnan nenünnen, ketden; men, héyvannan yelig‿ollam; geti. Meni qoĢ, aparsınnar‿évüve. Onnan seher géderik molla yanına, resmiyetinen mene kebin kesersen. Çoban durdı qaĢdı kende. Bu qız getdi bu qoyunun derisin; Türk‟ün meseli; kéçiŗtdi baĢına, oldı bi dene kéçeļ. Çobanın libasın géydi, ağacı eline…, héyvanı 145 bıraxdı; üz qoydu qaçağa. Üz qoydu qaçağa, geldi çıxdı Ġsvahan‟ın Ģehrine. Geldi çıxdı Ġsvahan‟ın Ģehrine, o mehelli ki var‿ıdı, özlerinin mehelli, geldi, olarda dolanırdı. Bının nenesi çıxdı gördi, bi dene kéçel bıların qapısında dolanır; ama bının gözderi, éyni qızının gözi. Qızın‿éle bil baĢın kesifsen, qoyupsan mının baĢına. Bını geldi erine dédi. Dédi: Valla, bücür, bi dene 150 kéçel xıyabanda'dı, onun gözleri éle bizim qızın gözüne oxĢuyéŗ. Ge, sen‿onu éle xıdmetkar saxla, atdara baxsın. Menim béle xoĢuma geldi. Geldile, bu kéçeli apardıla, özlerine xıdmetkar; öz dede nenesidi; xıdmetkar qaral véŗdi. Çoban geldi héyvanın yaanna, gördi baba, ne arvaţ var, ne bi Ģéy; tüĢti bu da arvadın dalına, geldi çıxdı Ġsvahan‟ın Ģehrine; 155 bésab‿arvadı axtarır. Bu Ģah, hay güddü, gördü, xeber‿olmadı; vezire dédi: Be sen apardun, bu geline… Dédi: Valla, apardım qoydum öylerinde, yalannan. Tezeden‿oğlun qoĢdu vezire, bir‿idde de léĢger göttüle; bir gün, hay bir gün; geldile çıxdıla Ġsvahan‟ın Ģehri'ne. Xeber‿aldılar ki bes Hacı Ġsmayıl‟ın mesel‿évi; bizim dile gelen; harda? Xeber vérdile, geldile. Geldile 160 çıxdıla Ġsmayıl‟ın‿évi'ne. Bu getdi bıları qeĢeg bi dene apartımanda qäral vérdi, eyleĢdile. Bu Ģahın‿oğlı hay baxdı gördü, mesel‿arvadınnan, uĢaxlarınnan béle bi xeber yoxdí. Bılar bi dene mecliĢ teĢkil védiler. Bu Ģahın‿oğlı, gördü arvadınnan,‿uĢaxlarınnan xeber yoxţı, bu çox narahat‿oldí. Dédi: Baba, sen... Ġsmayıl‟a dédi: Bi nefer getire'sen; bizim dile 165 gelen; gele bırda dāstan danıĢa; menim biy‿az fikrim ārām tapa. Dédi: Valla, béle bi adam yéri bilmirem. Bizde bi dene bücür kéçel var, o Ģāyed; bilmirem ki bile ya bilmiye. 434 Bu qız geldi. Geldile bını getdile. Bu qız geldi gördü, çoban da bırda, emisi de bırda, Ģahın‿oğlı da bırda, dedesi de bırda, vezir de bırda. Dédi ki 170 men bi dene dāstan 'danıĢacaam; bu kéçel; herkes çöle gedecek, gés'sin; xılese men danıĢannan sora héĢ kesin heqqi olmasın çöle çıxa. Çobana dédi: Arvaduu véreceem sene, duŗ qapıda, héĢ kesi qoyma çöle çıxa. Çoban da Allah‟dan‿istiyéŗ. Déyir: Arvaduu vereceem sene, arvaduun yérin bilirem. Bu baĢladı kéçel, dédi: Menim bi dene babam var‿ıdı; bựcür danıĢardı. 175 Qedim; men uĢağ‿ıdım; babam danıĢardı: - Ġsbahan‟da bi dene Hacı Ġsamayıl var‿ıdı, Mekki‟ye gédirdi, qızın taßĢırdı qardaĢına. Gétdi Mekki‟ye. Mekki‟ye gédennen sora; babam bựcür danıĢardí: Bu qardaĢ, qardaĢın qızına müĢteri oldí. Béle diyende, bu, bırdadı da; bu Ġsmayıl‟ın qardaĢı ki öz qardaĢı qızına 180 müĢteri olurdu, bu sancılandı. Çobana dédi: Sen‿icaze vér. Dédi: Yō, héĢ kesin heqqi… Dédi: Çoban, qoymıyacağsan, héĢ kes çıxa çöle. Men‿arvaduu véreceem‿özüm. Bu sancılandı, qardaĢı. Bu Ġsmayıl gördü, baba, bu éle 'özüdi. Dédi: Belé, bir gün Mekke‟den Hacı Ġsmayıl gelir, bi nāmä yazér qardaĢına: Biz gelirik, mene qurban fılan teĢkil ver. QardaĢın, 185 nāmänin cavabında yazér ki sen gédennen sora senin qızun bu cür, Ġsvahan‟ın lotularıynan mesel baĢ bir‿éliyirdile. Ġsmayıl gördi baba, bu éle öz sözüdi. - Oğlun gönderir Hacı Ġsmayıl, dér: Géder'sen, bacuu apararsan fılan cezirede baĢın kesersen, qanlı köyneyin getirersen men ‿için. QardaĢı 190 aparér,‿üreyinnen gelmir baĢın kesē. Babam, bu cür danıĢardı. Ġndi bu kéçel déyir. - Gün‿o gün‿olur, bi dene Ģahın‿oğlí, vezirinen ras gelir cezirede bu qıza. ġahın‿oğlı bu qızı götürür, gédir, özüne eyal‿ixtiyar‿élir. Eyal‿ixtiyar éliyennen sora bir günneri bının iki dene oğlụ olur. 195 Bu Ģahın‿oğlı görür, baba, bu éle özüdi, öz sözüdi bınıņ. Bılar değiğ qulax vérille. Bu da déyér: Menim babam mene danıĢardı, uĢağ‿ıdım. 435 Xılese, bir gün; mesel; vezir götürür Ģahın‿oğlunın‿arvadın; bésab, aparır‿Ġsbahan‟a dede nenesinin yaana; yolda dééy ki gereħ…Özün, Türküsü, bu qız, safa çığadır. Déyir ki gereħ, bu vezir déyir: Mennen baĢuu 200 bir‿éliesen, bu da élemir. Babam bücür danıĢardí. Élemiyennen sora bu ve'zir, uĢaxların‿ikisinin de baĢın ke'sir. Bu Ģahın‿oğlı görür; ba dedüünen, vezir de görür‿ē, éle bıların‿öz sözleridi. Onnan sorā, xılese o qız‿ordan qaçır gelir, bi dene çobana ras gelir. Çoban déyir: Ay kéçel, dedem qurban sene, éle 'odụ. Çobana ras gelir. Çoban da … Xılese, çobanın da 205 baĢın‿alladır. Çobanı yollééy kende. Baba bu cür danıĢardí. Yollééy kende, yollıyannan so'ra… Bı sefer gelir görür, arvaţ yoxţı. Arvaţ da qoyunun derisin kéçirdir baĢına, olur bi dene ké'çel. Éle o meclisde börkü götürür qoyur yére, tükleri tökülür. Xılese, Hacı Ġsmayıl da görür‿öz qızıdı. Erz-i be hüzür, Ģahın‿oğlı da görür‿öz‿arvadıdı ki baĢına bı qezo qeder gelip. Orda bi sefer 210 hemin‿o Ġsmayıl‟ın qardaĢın da öldürülle, veziri de öldürül'ler. Çoban görür dede vay, vez xaraptı, çoban qoyur qaçır. Yédim,‿iĢ'dim; senün geldim xıdmetüṿe yétiĢdim. - Ġbrahim 215 Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, Allah‟dan qéyrez héĢ kes yox‿udụ. Qedim zaman bi nefer, éle bücür cavan, Ġbrahım‿adınní gédir mesel bir‿ayrı kiĢvere. Gidir‿orda bi neferin yanında xıdmetḳar qalır. At – matı, zadı var‿ımıĢ, ona baxırmıĢ, mesel‿ay-ba-ay bına huquq qaral vérirmiĢ. Bının da üĢ dene qızı var‿ımıĢ. Bir gün mına déyir ki 'oğ'lum, sen niye öylenmisen? 220 Déyir: Baba, men bu memleketin‿adamı 'deyrem. Men‿ayrı memlektden gelmiĢem bıra. Déér ki: Bizim Ģehrimizin resmi bı'dı; ilden‿ile qızlar géder hamama, hamamnan çıxannan sora oğlannar géder,‿o hamamın qabağında o tay bu tay durallar; her kes, her kese xoĢu gel'se, onun ‿üsdüne desmal‿atar, onnan izdivac‿éler. 436 Ġl baĢa gelir, bına bi dene desmal vérir, déyir ki sen de gét dur, 225 cavannarın sefin'de, her kesi xoĢun gelse; qızın; at ‿onu üsdüne. Bu da gédir qalır. Bu da Allah‟dan‿istiyir ki bının‿öz qızlarınnan, mesel, bu birin‿intixab‿éliye. Xilese gédir. - Hay bına atım,‿ona atīm 230 Ağa, souĢur qutarır,‿atabilmir. Qeyidir, koru péĢman gelir; gelennen sora bu hacı bına déyir: 'Oğlum, be niye atmadun? Déyir: Valla, cereyan bu cür. Qalır yéngi ile. Géne yéngi baĢa gelir, il dönür baĢa gelir; bu gédir. Déyir ki eger qızların‿üstüne atabilme'sön; qızlardan sora dullar geleller, yanı o adamlar ki 235 eri ölüp ya xéyir boĢanıb, olar gelelleŗ; oları da intixab‿élesün; xilese atıpsan‿atıpsan. Be gene gédir,‿oğlannarın destesinde durur; hay qızlar gelir, souĢur; bu atabilmir. Qalır, görür, belé, bı sefe dullar destesi geldi. Bının birin intixab‿él'ér, atır bının biriin‿üsdüne. Atır bının birinin‿üsdüne; déme bu da, bu Ģeherin mālikinin‿arvadıymıĢ. Qedim, bu Ģehre, bının‿eri 240 mālik‿imiĢ. Déyir: Sen kimin‿oğlusan? Déyir: Mesel, Ġsmail‟in. Déyir: Filan filanĢüde, yanı béle ağız bu yére yétiripsen; meem‿üsdüme desmaluu atı'san? Gédir xilese. Oğlan gelir‿öylerine, görür bu hacı, onun‿elinde desmal yoxdí. Déyir ki hop néyledün? Déyir: Valla, qızdarın‿üsdüne a'tammedim; bücür, bi dene arvadın‿üsdüne atdım;‿o da mene béle dédi. 245 Dédi: Allah‿övüyi yıxsın; sen meni ki xarab‿éliyipsen. Menim dedemi yandıracax, filān. Qaldı, qalannan sora bir gün bu arvat sermayedar‿ımıĢ; bi des mına ḳot Ģalvar tikdirir, qoyur buxçuya, vérir bi dene nökerrerinin‿eline, béĢ‿on dene de atınan gönderir bésab bu oğlanın dalıyca. Bu ḳot Ģalvar ki tikdirip 250 bının da cibin doldurup mesel lēl-i cavahıratnan. Déyér ki oğlana diyersen kim bura gelincek gerek bını paylıya fağır, béçarıya. Gelille, belé, nökerrer gelir; bını dep tereqqéynen mindirirler‿ata. Bu libası géyir qeĢeg, cavandı da, baĢın zadın darıyır,‿olur bi dene Ģux cavan. Minir‿ata, elin salır cibine, 437 görür, xālı cavahıratdı. Bu nökerin biri déyir ki; xanım buyurdu ki bunu 255 gelincek paylıyasan. Bu da derrākeliydi, déyir: BaĢa meni imtahan‿éléyir. Men pul qazanmamıĢam ki, bu pulu paylıyam, baĢa meni bı imtahan ‿éléy. Xılasa mını dep tereqqéynen getiriller bu xanımın yanna. Getiriller bu xanımın yānna, getirennen sora bılar izdivac‿eléyélle, izdivac‿eléyélle. Bıların da Ģehrin qäydäsi o umuĢ ki camaat namazı qılarmıĢlar, her kes 260 camaat namazına gétmeséymiĢ, onu öldürermiĢleŗ. Bu arvaţ, çox sirvetmend‿idi; getiri bına bi dene tükan niĢan vérir. Görür tamam‿etlazdan, dibadan basıplar bıra. Bi dene qızıl yarım‿erĢin vérir bu oğlanın‿eline, déyir: Bıra menimdi. Bırda al - vér‿élegineņ; ne vede ki Allahü ekber çekildi, gédesen, 265 éle qapını bücür‿açıx qoyŗasan, gédersen namaza, gétmesün,‿öldürelle seni. Bax, yadunda qalsın; çün menim ‿erim; o üĢ dört nefer ki dul var‿ıdı, olardan sora ölüp, men ere gétmiĢem; olar küdüret‿éléyiple. Gelelle, senün burda baĢuu alladalar, namazdan qalarsān, seni öldürelle. 'Ayığ‿olgına. Bu gelir belé, qalır tükanda, al - vérin‿éliyir, géceden géciye neğdin nisiyesin‿aparır xanıma tehvil vérir. 270 Bir gün olur, hemin‿o arvatdar gelir bının baĢın qal‿éliyir. Bının baĢın qal‿éliyir; bu namaza gédebilmir, namaza gédebilmir. AxĢam gelir, déyir: Valla; xanımına; cereyan bựcür‿oldu, men gédemmedim. Dédi: E, öyün yıxılsın, men sene déme'dim, seni öldüreceħle. AxĢam‿olur, belé gelille bını, mēmmurrar gelir dōlet tefefinnen, bını çeke çeke aparılla. Déyéŗ ki indi 275 gédi'sen; bular da, o Ģah da, qäral qoyup, üĢ dene her kes nemene iste'se, onu vérecek, onnan‿öldüreceħle. Déyér ki sene diyecek ki ne istiyésen qanuṿa? Déyérsen ki men xezāneni istiyérem. Ağa bını çeke çeke mēmurrar‿aparıl'lar. Belé, Ģahdı, vezirdi, onnan bi dene de; bizim dile gelen; imam cümedi. 280 - Oğlan be niye 'gelmedün namaza? Déyir: Xob, xilese bu cür‿odu. Déyir: Xob, büyünkü qanua ne istiyésen? Déyir: Qıble ālem sağ‿ossun xezānoỵi istiyérem. Désdur desdurdu; vériller 438 xezāneni, çekille bu yārunun‿övüne, çekiller bu yārunun‿övü'ne. ÜĢ gün qaraldı bını aparıp bésab danıĢdırala. Géne seher‿olur, bını aparıllar. Déyir: 285 Xob, xanım, büyün ne istéyim? Dééy ki büyün de dése: Qanuva ne istiyésen? Déyersen ki Ģaha: Qızuu istiyérem. Géne mını mēmurrar getirille. Belé, mını danıĢdırılla: Büyünkü qanuva ne istiyésen? Déyir ki: Qızuṿu istiyérem. Déyir: Ede fılan fılanĢüde, bir gün‿ömrün qalıp, seher seni öldüreceħle, menim qızımı néynisen sen? Söz sözdi. Belé, vérilleŗ, qızın da 290 vérir. Qızın da vérir. Bu gelir, bını ötürülle, bu Ģahın qızının yanna. Bu qalır bırda, bu qız görür, bu çox nayrahtdí. Çün bu arvadı bına söz‿örgedir; bu qızın gözünü oğur'rér, durur gelir géne bu xanımın yanına; déyir: Bēs, bu cür‿oldı cereyan. He da Türküsü day qız bilmir ki bu hara gédir. Déyir ki day men diyebilmerem sene. Büyünkü cında, éle sen‿alıpsan; éle o söz‿örgeder 295 sene. Bu qäyídır gelir, mecbur qäyídır gelir Ģahın qızının yanına. ġahın qızı déyir: Sen hara gétdün? Déyir: Valla, cereyan bü'cür. Déyir:‿Öỷün dağılsın,‿o bi dene reyyet qızıdı; men bi dene Ģah qızı. Yanı men onu cax bilmirēm? Xob, qız da cereyanı bilir da, bu Ģahın qızı. Xilese, bu Ģahın qızı, gönderir bi dene näccar getiŗtdirir, näccar 300 getiŗtdirir. Getirir bi ağaĢ qoyur bının qabağına, déyir ki bının‿için yonacax'san, için xāli éliyeceħsen bu ağacın; 'nemene dünyada héyvanat vār, eksin vıracaxsan bu ağaca. Bu Ģahın qızı bu näccara desdur vérir. Déyir ki çeĢb. Déyir: Néçe gü'ne? Déyir: Mesel, biŗ hefte mene väx vér. Déyir: Baba, men‿istirem, büyün‿ola. Déyir: Men‿éliyemmerem. Gönderir, bi ayrısı 305 getirir; xilese, bına doyuncağ pul vérir. Bu getirir; bizim dile gelen; bi dene bu yoğunnuğa ağacın‿için ō'ur, yanı boĢaldır, qurquĢum doldurur bının yérine; ağur‿olsun. Eŗz-i behüzür, nemene de dünyada héyvanat var, bının‿eksin vırır bu ağaca. Déér: Mını götü elüṿe, görüm. Götürür, görür baba, bu götümeli bi Ģéy deyi; ama gözel bi Ģéydi bu. Déyér: Bını qoyarsan çiynüve 310 gédersen. Éle ki seni Ģah‿istedi; qoyarsan mını çinüve; mēmurrarınan gédersen. Olar ki oturupla, vezirdi, tamam ruesalar da, böyüħ baĢlar; Ģah diyecek ki büyünkü qanuva sen ne istiyésen? Déyeceħsen ki: Büyünkü 439 qanıma; birin bu mollanın tepesine vıracam mınnan, birin Ģa'hın, birin vezirin; büyünkü qanıma da bını istiyérem. Bını qoydu çiynine, geldile mēmurrar bını 315 getdile. Getdi, bucür mecilsde atdı yére. Bu molla, bını götdü, gördü, bu götümeli bi Ģéy deyi; amma çox gözel bi Ģéydi. ġah verendazladı, gördü, yo, götümeli bi Ģey deyi. Vezir götdü, gördü, yox, götümeli bi Ģey deyi. ġah dédi: Xob, bular kéçibleŗ, büyünkü qanuva ne istiyésen? Dédi: Birin bınnan senin 320 baĢuva vıracam, birin mollanın, birin vezirin; büyünkü qanıma da bını istiyérem. Molla dédi: Qıbla ālem sağ‿ossun, men diyebilmirdim; bu éle menim yanımda namaz qılırdı. ġah dédi: Valla, men süzden qorxuram; éle bu menim yanımda durmuĢdı, namaz qılırdı. Vezir dédi: Qıble ālem sağ‿ossun,‿éle mennen yan-ba-yanaĢ durmuĢdı. Qōzadı, mının birin vezirin 325 tepesine, birin mollanın tepesine; ikisi de öldi or'da. Ġstedi Ģahın tepesine vıra, Ģahın qızı qaĢdı qucaxladı, dédi: Ede, zalım‿oğlı, dedemi niye öldürüsen? He, xıläsä qoymadı. Da 'ordan yığıĢdı. Dédi: Bu ne qānundı; baĢa menim héç‿elim yétiĢmedi, köyĢendeyem, namaza gelemmedim; gerey‿éle meni ödüresǖz? Bu ne qānundı? Ordan hemi qanunı sındırdılar. Day herkes ‿éle 330 her yérde namaz qıldı qıldı. Day‿o qānını ordan hesb‿élediler, qanunı yığıĢdırdılar. 440 SÖYLEYEN : Vahab Esgeri / 65 DERLEME YERĠ : Xalxal, Qızıl Dere Köyü DERLENEN : Masal 30 - Mertle Namert Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, qéyrez‿Allah… Bi merdinen nāmerţ birbirine 'darıĢ geliŗ. Mert dédi nāmerde: Ağa, sen nāmerssen, men 'merdem, sennen menim yoldaĢlığım tutmaz. Dédi: Niye tutmaz? Dédi: Tutmaz. Dédi: Tutar. Men 5 sennen‿el çeħmerem. Dédi: El çeħmesün, gereħ mennen 'qardaĢ‿olasan sen. QardaĢ‿ola'san, xéyire 'xéyr, Ģere 'Ģer. Ġndi her birimizü ōumuza ne gelse, senü oṿua gelse, mennen qardaĢ, menim‿ovuma gelse, sennen qar'daĢ. Dédi: BaĢ‿üste. Dédi: Xob, indi, sen mennen day qardaĢ tüĢtün ki, bu mert dédi nāmerde; day bi dene bérah yoludı, bılar gédirdile; dédi: Ġndi, nāmerţ qardaĢ, ne déysen; evvel senin çöreyin yée'cik ya menim? 10 Nāmert dédi: Yox, evvel seņin çöreyin yéek,‿annan meninkin yéek. Dédi: BaĢ‿üste. Gétdileŗ, bi yérde; bılar; 'ajlıx qelebe vérdi bılara. 'Ajlıx qelebe vérdi. Dédi: Ġndi qardaĢ, yéek çöreyi. Dédi yéek. Merdün çöreyin yédileŗ, qutardıla. Gine bir middet yol gétţile, gétţile. Day merdün çöreyi qutarıþ, nāmerdün çöreyi qalıb. Dédi: Ġndi, nāmerţ qardaĢ, ge seen çöreyin yé'ek. 15 Dédi: Men çöreħ vérme'rem. Dédi: Néce vérmesen? Sen menne yoldaĢ‿oldun, xéyre xéyr, Ģere Ģer. Dédi: Yō, men çöreħ vérmerem. Dédi: Vérmesēn? Dédi: Yoğ. Dédi: Bes men sennen yoldaĢ‿olmuram. Ge bırda ayrılaq. Dédi: Ayrılaq. Çün bunun çöreyi vari‿di; bu, çöreyine arxéyin‿idi. Merdün çöreyi yoxudụ. Dédi: Dāy men senne yoldaĢ‿olmu'ram. Dédi: 'Olma. 20 Merţ dédi: Nāmerţ qardaĢ, ge, ayrılax. Dédi: Ayrılax. Dédi: Xob, dé görüm, sen, birahe yol gédisen, rahe yolnan gédisēn? Dédi: Xéyŗ, men rahe yolnan gédirem, namerţ dédi. Dédi: Éybi yoxdu. 441 Bu mērţ bérahe yoluna tüĢţi, nāmerţ rah yoluna tüĢţi. Bu, bérahe yoluna tüĢţü biabanarnaņ. Merd gétdi, bunun qabağı bi dene cengele darıĢ geldi. 25 Gördü bu cengelün vesetinde bi dene xaraba dam var. Bu dam xaraba qalıþ, köçüfle, gédifle, héĢ kim yoxdi; ama bır'da bi dene qedim buxāri yéri var. Élebil puĢ yéri var; amma bıra éle xäl xäĢel tökülüf ki héyvanat geliþ qalıþ bırda; xäl, xäĢeļ. Baxdı bu yana, gördü bırda bi dene buxärı yéri var. Dédi: Çox geĢeg, Men girim, buxarı yérinde qalım, görüm bıra nemene gele'ceħ? 30 GéĢdi çıxdı, buxarı yérinde qaldı, gizlendi. Oldu axĢam. QaĢ qaraldı, gördü üĢ dene héyvanat geldi bıra; bi dene Ģir, bi dene qurt; qurt yani bizim dilimiz; bi dene de tülki. Bılar yétiĢdileŗ, otdulaŗ; belé, bi yan‿o yannan söz tüĢti; Ģir de bu héyvanatun böyügüdi. Bu äslan dédi: Ġndi qardaĢ. Dédi: 'Belé. Dédi: Xob, indi biz biŗ sȫbet‿éliyek, menim baĢım‿ağrır; belke baĢ‿ağrım toxda'dı. 35 Dédi: Éliyek. Dédi: Hansuz‿icāze vérsüz qabaxca danıĢa. Tülki dédi: Valla, icāze vérésüz qabax men danıĢım. Dédi: Buyur. Tülki danıĢdı, dédi: Aslan qardaĢ, men,‿alan bir‿aydı, bırda giriftaram; héĢ yana gédebilmirem. Dédi: Niyä, 'neyçin? Dédi: Bırda ki yığıĢmıĢığ, bunuņ dalında bi dene solax var, yanı sıçan solağı; delik. Bırda bi dene sıçan var. Bı sıçanun; men 40 pulunan‿iĢim yoxdi; bunun yüz dene pulu var. Pulu getirir, qeĢeħ bi dene bi dene düzür; gün deyir, Ģafax düĢür; bu sıçan ‿oynur, oynur. Menim pulunan‿iĢim yoxdu, istirem‿o siçanı tutam yéem; tutabilmirem; qaçır, girir deligi'ne. Ġndi onun giriftyarı'yam. Bı bını 'danıĢdı. Mert de, o, ordadı, buxārı yérinde éĢidir. Dédi: Valla, menim giriftarçılığım bırdadı. Qurt dédi: Ġndi icāze 45 véresüz, men de bi söz danıĢam. Dédi: Buyur. Dédi: Valla, bu Ģehrün kenarında bi alacıx var; orda bi dene yaylaxniĢin var; bunū béĢ yüz qoyunu var. Men gédirem,‿o qoyunu içinde bi dene qara qoĢ var, bi dene; üzüden‿ırağ; qara it. Men hay‿istirem‿oları yé'em, yéebilmi'rem. Biŗ‿aydi oların serger'danıyam. Äslan dédi: Xob,‿olarda ne 'hökmet var, sen‿oların 50 giriftarısan? Dédi: Oların hökmeti çoxtí. Dédi: O ki qara qoĢ; 'üzden‿ırağ; qara it bırda'di; bu memleketin bi dene Ģahı var. Bu Ģahın bi dene qızı var. Qız felec‿olub, bi parça etti. Ġndi ona elaĢ tapılmır. Her düħtür gelir, elac‿éliyebilmir; Ģah bunu öldütdürüŗ. Bu Ģah Allah‟ına péyman bağlıyíb; bu 442 qızı her kim dirilt'se, bu Ģah‿olacağ. Yérinde Ģah‿éliyecek. O qara qoçunan, 55 qara itün béynin vırala birbirine, sürtele o qıza; qız yaxçı ol'ur. Ġstirem‿onu sürtem, o qızı men‿alam. Odı men girifta'ram. Dédi: Lap qeĢeħ. ġir dédi: Xob,‿indi qutardūz; hemen‿äslan? Dédi: Beli! Dédi: Men de, bu Ģehrün kenarında bi dene teppe var. O teppede bi dene sebz‿ağaĢ var, köyüldi altí. Men gédirem‿orda yatıram. Dédi: 'Neyçin? Dédi: Bir‿aydi, orda qalıram. 60 Dédi: 'Neyçin? Dédi: Orda bi dene xäzanä var; béle nä xäda désün xäzana qutulan dȫy. Men déérem: Onı her kim geler çıxa'dar; ona göre qalıram‿orda, o xäzanäni gözlü'rem. Men de ona göre giriftaram. Da bu söz‿oldí. Seher‿oldụ, bılar çıxtılar géttile. Géttile. Mert dédi: Xōb, hele, men‿enim; görüm bu tülki düz‿ol'sa, bu sözleŗ 65 hāmısı düzdi; yalan‿olsa, bil ki yalandı. Tülki géĢdi, hemen xäraba damun dalında 'otdi. Gördự gün çıxţi; bi dene hemen delikţen sıçan çıxţi, bi baxdi bı yan‿o yana, gördi héĢ kim yoxdi; qeyitdi. Qeyitdi, bu puldan bi dene getdi qoydụ ora. Gétdi birin getdi. Getireni de bu 'sanır. Gördi belé düz yüz dene sanadi. Merţ gördi, sıçan düzdỉ. Gün düĢdi, berqe berq vırır; bunun‿üste bina 70 éledi oynamağa. Bu geldi ki sıçanı tu'ta, bu sıçan qaĢdi. Merd ‿o yannan çıxdi, tülki qaĢdi. Tülki qaĢdi bu pulları yığdí. Yığdı bu mert, pulları qoydu cibine. Bına da çox‿'ajlığ qelebe éledi. Gétdi yavaĢ yavaĢ, yétiĢdi gördi bi dene qoca kiĢi, az çox tükan‿açıb vesail qoyub‿or'da. YétiĢdi: - Selmm‿eléykim‿ağa, 75 - Eléyk‟üs selam, Dédi: Qoca emi. Dédi: Belé. Dédi: Bırda yémeħden‿iĢmeħden bi Ģéy‿ol'ar men yé'em? Dédi: Niye 'olmaz, Bıra Ģehr‿idi. Bırda her nemene olar. Hotél var, tükan var, bazar var, qehve var. Dédi: Lütfen, mene bike yéib‿iĢmeħ vé'resen. Bes, gédey‿orda bir nahar yéek. Senün nahar pulun 80 da menim‿öhteme. Dédi: ÇeĢb. Bılar durdula, gétdile, yétiĢdileŗ bi dene hotéle. Dédi: Ağa, iki dene biz çin nahar get ge. Hotélçi naharı getdi, bılar yé'di. Durdu, bu puldan bi dene apardı, o hotélçiye, dédi: Ağa, bizim 443 hésabĭmızı éle. Hotélçi baxdı bına, dédi: QardaĢ, bu pula menim boccäm yétirmez. Bes bırda bi dene hücre var. Aparasan lütfen,‿orda xırdalayasan. 85 Menim‿éle xırdam yoxtụ, puluun‿artığın vérem. Dédi: Çox geĢeg. Dédi: Ġndi, qoca emi, du, sen mennen gédeħ. Bu pulu apar; sen, xırdala getge de. Da men gétmirem. Qoca durdu, apardı hücreye bu pulí, dédi: Ağa, bını biz çin xırdala. Bu adam, bu hücre sahab bını xırdaladı, gördü; 'e dedöyneņ; bunun; bi dene siyezi xırda pul‿oldu o dȫre. Dédi: Ağa, bu senün pulun. Bu aldı. 90 Mert de oturub hemen qehvexanada, gördi; e dedȫnen; bu, bi tay pul getti bıra. Dédi: Ağa, senün pulun bi bélene çıxaŗtdí. Dédi: Lap geĢeħ, Bınnan bir oṿuç göttü, vérdi qehveçiye. Dédi: Ağa, menim pulum bi bélem‿élemir. Dédi: Ağa, men 'merdem. Men vérirem, seen ne iĢüe. Menim pulum çoxtu. Bir‿ovuç da bınnan vérdi hemen bu qociya. Qoca dédi: Baba men …. Dédi: 95 Yox‿ağa, men merdem. Men vérirem, senün ne iĢüe, vérdi bına. Dédi: Xōb,‿Ġndi day, sen mennen ki evvel süfte yoldaĢ‿oldun; bırda men çin‿éliyebilersen bi dene menzil bırda danıĢa'san, men qa'lam. Dédi: Niye éliyemmerem. Dédi: Éle bu hotélü üsti menzildi, misafirxanadı. Çıxdıla. Dédi: Ağa, bi dene bu ağaya derbes tükan véreceħsan, menzil. Bu, bırda bıní 100 derbes tutur. Qıfılın véresen bına, ser-qıfıl. Dédi: ÇeĢb! - Ağa, qiymetin? Dédi: Bi bilene. Bu çıxattı 'doblı qiymetin vérdi. Gördü, baba, bu éle bir déyir, yüz bağıĢlır. Menzili tutti. Dédi: Xob,‿ağa-yi sahabxana! Dédi: Belé! Dédi: Bırda, sennen bi söz xeber‿alacağam. Bırda déyille: Bi alacıx var, onu 105 mene niĢan vére'sen. Men gédem,‿orda héyvan‿alacağam, çodaram men. Dédi: Valla, men seni … Özüm gédemmerem, sene yoldaĢ qoĢaram; ama o alaçığun bi dene; üzüzden‿ırağ, iti var. Ġt, o hudutda ki géttün, it geler qalar hudutda. Eger hududu géĢdün,‿it senü orda qarnuyi söker. Gereħ qalasan; heĢ kim‿ite youx gédemmez; alacığ sahab‿özü ge'le, seni redd‿éliye apara, 110 héyvan‿alasan; yoxsa héĢ kim géçemmez. O yérceg seni aparar, day onnan‿o yana men, sene qōl véremmerem. Dédi: Éybi yoxdı, bi dene adam vér mene, men senüņ 'doblu puluu vérim. Gine hemen qocanı qoĢdula bunu 444 apardı. Dédi: Belé ağa, ba, bıra alaçığ, hududu da bıradı. Bınnan o yana men‿éli'yemmerem géçem. Bına da çıxatdı 'doblu pul vérdi, qeyitdi. Bu qaldı 115 orda. Gördü, it geldi, durdu hudutda. Tekan da bı yéemmedi. Ġt hudutda qaldí, sedde; hemen‿adam qaldı bu terefde. Alaçığ sahab otumuĢţụ xaņımıynan, dédi: 'Xanım! Dédi: Belé! Dédi: Bi dene… Ġt gétdi bizim hududa. Hele dürbünü götürüm,‿orda kim var ki, it qalıb‿or'da; labud‿adam gelib. Dürbünü vırdı gözüne, gördü a'ho, bi nefer gelib Ģexs durub ‿orda. Dédi: Bi 120 nefer‿orda var, gelib durub. Gédim görüm 'neyçin gelib. Alaçığ sahab geldi yavaĢ yavaĢ, gördü bi nefer durub‿orda, it de durub bu terefde; qoymur tekan yée. - Ağa, emrūn? Dédi: Erbab, vallah, xan; men bi dene çōdaram. ÉĢitmiĢem sende 125 héyvan var, gelem sennen héyvan‿alam. Dédi: Buyur, ge içeri. Bını apardí, da it dillenmedi, apardí. Héyvan geldi axĢam. GéĢdi gördü, béle, hemen qara qoĢ da bu héyvanu içindedi. - 'Yarısın! Dédi: Ağa, men, héyvanın 'hamısın satıram. Pulun vār? Satsam, 130 'hamısın satıram. Dédi: Qimetin dé. Dédi: Meselem; doblu qiymet dédi. Bu bire yüz çıxaŗttı pulun vérdi. Gördü baba, bu, bi dene puldar‿adamdí. Dédi: Ağa, meem pulum çoxţu. Men hele bi dene pulumu xeĢlirem, hele doxsan doqquzu qalıb. Bu héyvanı aldı, hemen ki qara qoĢ da bunu içindedi. Gördü, it qaldı, dédi: Lütfen‿erbab, bu iti de véresen me'ne. Dédi: Ağa, o it menim… 135 Yanı dolanıĢığım‿itinendi. Men‿iti sataram … Dédi: Qimetin dé. Dédi: Qiymeti, bu héyvan näxadadı, i‿bélem de itimün puli. Dédi: Bu da senü itün puli. Gördü, ede bu qoçça oğlụ, éle bu ne déyir; dobli pulu vérir, iki qat pulu vérir. Dédi: Xōb, er'bab! Dédi: Belé! Dédi: Erbab, xob, bu iti ki men‿apardım; bu itünnen qorxuram. Sen bu çobanun da mene véresen, meni bi yana 140 yéti're. Hax danıĢağ, itden qorxuram. Çobana dédi: Ağa, gédersēn? Dédi: Géderem. Gédim‿arvadımnan‿icāze alım gelim. Dédi: Géd‿al. Gétdi icāze aldı. Dédi: Ay‿arvad, bi dene gözü qıfıllı oğlan darıĢ gelib ‿ärbaba; 'dobli 445 héyvanın‿aldı, bire iki; iti de alıb. Ġndi qorxur‿itden, mene de déyir: Sene 'dobli vérrem pul, bire iki vérrem; meni bi yana çıxada'san. Ġcāze vérisēn? 145 Arvad çox bilmiĢ‿idi. Arvad dédi: KiĢi, onu Allah bize yétirib. Bes,‿el çeħme, gédeŗ. Gét, déne: Gédérem. Geldi, dédi: Belé ağa! Bu dédi: Yaxçi, ge getirim bıları. Dédi: Belé ağa, menim xanımım‿icāze vérdi. Dédi: Bu géce icāze vére'sen, biz bırda istirahet‿éliyek; veli gécenin bi zamanı gelesen, meni çıxadasan bi terefe. Téz durasan gelesen, meni çıxadasan. Dédi: BaĢ‿üste. 150 Géce gétdi çoban, yatdı. Gécenün bi zamani geldi arvad, dédi: KiĢi! Dédi: He! Dédi: Sen gédende men de, oĢaxlarmız‿ özümüz gédek. Dédi: Baba, men seni … Men‿özümü danıĢdım. Dédi: Bedbax,‿onu Allah biz‿için yétirib. Biz gédek‿ona yalvar yaxar‿éliyek. Men yıxıllam‿onu ayaxlarına. Déyerem: Ağa seni at vérrem‿o inanduğuṿa, bu erim‿oxede bu dağlarda héyvan‿otarıb, 155 tamam‿ayaxları qabar‿olub. Men‿özüm o xede bın‿ıçın qazan götürüb qazan qoymuĢam, tamam menim qarnım… narahatam rūdelerim partdıyıb. Bizden sene, sennen Allah‟a, sen bize bi necat vére'sen; bizi de apara. Dédi. Xob, gédek da. Bu, heman‿adam da qorxurdu ki bu erbab debbeleye. Geldi, belé, héyvnı çıxaŗtdı'la. Dédi: Ço'ban! Dédi: He! Élebil dédi: 160 Meselem buréynan gédecem. Erbaba déyib, béle aparacam; amma çobana dédi: Ağa sen meni béle sür. Erbab debbelese, gel'se, meni tapbasın. Dédi: BaĢ‿üste! Sürdüle, sürdüle. Üzüzden‿ırağ, itinen de bu qara qoĢ héyvanu içinde. Bılar gétdile, bereden géçirdileŗ. Dédi: Géç, héyvanın qabağın kes. Dédi: Bu arvaduņ hara gédir? Arvat dédi: Ay‿erbab, seni at vérrem Allah‟a, 165 biz bücür giriftar… Bunun zulmunan bizi qutar, bu erbabın. Bu oxede héyvan‿otarıb, day qara gün çekib, men oqqede burda qazan götürüb qazan qoymuĢam,‿özümde ölürem. Bizi bunun zulmunnan qutar. Dédi: Bes, sürün héyvanı. Gétdileŗ, bi bereden, géçirdile, dédi: Géç, héyvanın qabağın saxla. Bu géĢdi, héyvanun qabağın saxladı. Dédi: Bu itü evvel baĢın kes. Bu 170 çoban‿itün baĢın kesdi. Dédi: O qara qoçun da baĢın kes. Qara qoçun da baĢın kesdi. Dédi: Men bılarí isti'rem. Bu héyvan, süz. Géţ;‿ama évün dağılsın, géţ. Özün yétir bi yana; erbab gelib bilse, sennen tutub‿alacağ. Bu 446 bırda qaldí, bu giriftar‿oldụ bır'da; héyvanı sürmedi. Dédi: Ağa, sür da. Bu da axı inanmır bu héyvanın hamısın, beĢ yüz héyvanı müft vére. Dédi: Qal‿orda 175 görüm; hetmen pulun yoxdụ, bu héyvanı apara'san. Gel‿a, sene pul da vérim. Héyvan senün. Men‿éle bıları istirdim. Götü, aradan çıx. Bılar söyüne söyüne pulu da aldı, héyvani sürdi. Arvaţ dédi: Gördün kiĢi, bınu Allah biz‿için yétirib bed'baxt. Men sene déyirdim: Gédek. Déyirdin: Yo. Bılar sözün sonu; héyvanı sürdü, apardí. 180 Bu itün kellesiynen, qoçun kellesin götdü geldi hemen menzili'ne. Gétdi, bi dene heveħ deste aldı. Getdi qeĢegce; bıları da danıĢmıĢdı: Ağa, men bırda nemene élesem, sen mene muzahim‿olmıyasan, hotél sahaba dédi. Dédi: Xéyir‿ağa! Menim;‿eslen serqıfıl vérmiĢem sene; eslen senne iĢim yoxdu. Dédi: Lap yaxçí! Gétdi, heveħ deste aldı, getdi. Bu itün derisin, 185 kellelerin soydu; bıları töħdi, biribirine 'döydi. Néçe dene bütri ĢiĢe aldı, getdi, töħdi bütri ĢiĢelerine. Töħdi, düzeltdi. Endi hotél sahaba: - Ağā! - Belé, Gétdi, bi de düħtür libası aldı. Libası aldı, getdi. GéĢdi, hotél sahaba 190 dédi: Ağa! Dédi: Belé! Dédi: Ağa, men düħtürem. Déyille: Bırda bi dene Ģahun qızı feleĢ'di. Mene rähnımalğ‿ele sen, gédérem,‿ona tababettig‿éliyem. Men düħtürem. Dédi: Ağa, sen bayağdan çōdarıdnu, indi olubsan düktür. Dédi: Men her Ģuğlu billem. Dédi: Belé, bi dene bu memleketün Ģahı var;‿onun bi qızı var. Bi nefer; dédi; mene qoĢ, derbarí 195 mene niĢan vérsin. Gine bi nefer danıĢdı, qoĢdu buna. 'Doblu bunun pulun vérdi. Gétdi, durdu bu zadun qabağında, derbarun. Ağa, serbazdan, nigehbannan dédi: Ağa em'rün? Dédi: Ağa, men düħtürem. Bes,‿icāze véresüz;‿éĢitmiĢem Ģahun qızı merizdi; gelmiĢem tababetdig‿éliyem. Dédi: Xob, qal bırda, géçeg‿icāze alağ. Bılar géĢdi, gördü; belé, Ģah, vezir, vekil, 200 vüzera oturuþlar. Salam vérdi. Bedez salam, Ģaha edebin yétirdi. Dédi: Bes, qıble ālem sağ‿olsun, bi dene düħtür gelib; déyir: Men‿éĢitmiĢem, gelem, 447 bırda Ģahun qızı merizdi; tebabetdig‿éliyem‿ona. Dédi: Gédün, çağırun, gelsin. Dédi: Gédün, çağırun, gelsin göreħ. Girdi, gördü bi dene düħtür. Dédi: Ağa, callad‿āmade olsun, dühtürün baĢın vırsın. Dédi: Qıble ālem sağ‿olsun 205 düħtürün baĢın niya vıra'san. Dédi: Baba, oxede seni kiminner gelib menim qızıma tababetdig‿éliyemmiyib da incimiĢik. Qıza elaĢ yoxtí. Dédi: Men, sennen Ģert‿éliyecem; eger menim Ģertimi qabul‿élesün, qanım sene hazır, halal‿olsun. BaĢım 'sehldi, lap qanıma saman tep. Dédi: Ne Ģertidi. Dédi: Men bu Ģertinen… ġert‿élerem qızua. Dédi: 'Necür Ģert‿élersen? Dédi: Men 210 qızun ki görmemiĢem, çiḳāredi, necürdi, merizdi, göyçeħdi, pisdi, nemenedi. Evvel qızun‿aqdın‿oxuyasan mene, ola haĺalım. Onnan sora géçesen bi dene hamam qeĢeg xelvet‿éliyesen, qızu aparıþ qoyasan‿o hamada. Men gédem, qızua tababetdig‿éliyem. Qızun dirildi, öz haĺalımdı, öz nāmısımdı; dir'ilmedi; ağa, menim baĢımı da kesdir, 'derime de saman tep. Vezir, vüzara 215 dédi: Gıble ālem sağ‿olsun, bu sözü héĢ kim démemiĢdi. Bu bi dene qānun-i Ģer‟-i péygumberin sözün sene dédi. Da bu söze zad yoxdu ki. Dédi: Adaletüe zor‿éleme ki, men sennen 'Ģert bağlıram. Dédi: Ağa bi dene gédün qāzı getürün, kebini kesün. Gétdileŗ, bi qāzı getdileŗ. Qızun kebinin kesdirdi, vérdi bına. Vérdi, belé, bi dene hamamı xelvet‿éledi, qızı apardıla qoydula 220 hamama. Dédi: Ġndi géĢ, gét. GéĢti gétti gördü, belé, qız da éle bi dene qızdı; amma éle bi parça 'etdi. Éle mat mat baxır, ne danıĢır, ne déyir, ne bir terpenir. Éle bi parça et düĢüb‿ora. Bu qeĢeħligceg bütün ĢiĢeleri de doldurub, qeĢeg qoyub bi dene ki'fe; kif de yanındadı. Qızı loxt ‿éledi, üryan, anadan‿olma, soyundurdí. Getdi bu bütri ĢiĢesinnen bi dene bunun bedenine 225 māliĢ vérdi tā dırnaxlarınéycax. MāliĢ vérdi, gördü qız terpendi. Birin sürtti, qız danıĢdı. Sürttü bunun bedenine. Gördü qız gözün‿aĢdı. Bi 'dene de getdi, sürttü, gördü, qız danıĢdı. Birin sürttü, gördü, qız durdu otdi. - Ağa sen 'kimsen? Dédi: Narahat‿olma xanım, men senün sahibüem. Ağa, birin de sürttự, 230 qız durdu, oldu öz hālinde bi dene hemen‿adam. Dédi: Allah‟a Ģükür, necet tapdūn? Dédi: Belé! Bi nefer de qapı da var idi, çıxdı dédi: Ağa, gédün,‿indi 448 Ģaha müjde vérün; qızun dirilttim. Xeber gétdi, qıble ālem sağ‿olsun, hemen düħtür qızua necat... - Néce necat vérdi? 235 Dédi: Vérib da. Ağa, bu Ģah, xanımı, éli, famili töküldü geldi; gördü baba, qız‿éle hemen, élebil dünyaya büyün gelib, 'sapa sağ; ne feleç, ne qéyri. Dédi: Ağa, meni istiyen, düħtüre en'am… Dédi: Ağa, men, enam‿istemirem. Men hele bi dene pulumu xeĢlirem. Menim pulumun doxsan doqquzu qalıb. Menim pulum qutulan döy ki. Dédi: Hés zad‿istemisen? Dédi: Eslen‿enam 240 menam mene lazım dȫy. Bılar çox Ģad‿oldula, çox bılar Ģād. Dédi: Ġndi day sen ki sen menim damaţım‿oldun, qızımı da ki necat vérdün; seni éliyecem bes fermandéh-é léĢger. Dédi: Xeyir‿ağa, men fermandéh-é léĢger‿olmaram. Dédi: Ağa néce, ixtiyar mendedi, seni fermandéh-é léĢger,‿özüm‿élérem. Eslen birine 245 merbut döy ki. Bını éledi fermandéh-é léĢger. Qızí, toyun‿éledi, vérdi bına. Bi dene qeĢeg bına apartuman, saxtuman vérdi, ottular. Biŗ gün bi dene nāma yazdı ki: Qıble ālem sağ‿olsun, bi léĢger mene servaz vére'sen. Men‿istirem bi gédem, Ģikara gédem. Dédi: Baba, sen‿emr‿éle, iki léĢger servaz. Servaz senü ixti'yarundadı da, fermandéh-é léĢgersen. Ağa, bi léĢger bına servaz 250 vérdi. Dürbünü qoydu, gördü, belé bi dene hemen ki bu Ģehrün kenarında teppe var. Orda bi dene köyül‿ağaĢ var, yoğun bi ağaĢdı, köyüldi. Gétdi, destur vérdi, dédi: Bu ağacı dörhedör muasire éliyeceħsüz, etden qala çekeceħsüz. Bırdan bi dene äslan çıxacax; eger her kimün terefinnen ki 255 gét'di, mesul‿odi. Qoymıyacaxsuz tekan yéye. Bılar dörhedör zencir çeħdiler, hemen‿ağaci muasire éledile. ġir yatmıĢdi, bi zaman‿oyandı gördü; dedem vay, bi léĢger servaz, etden duṿar çekilib. Day burda tekan yéye… Xob, bunun birin‿öldürer, beĢin‿öldürer, onun‿öldürer; axır bını öldüreceħler. Gördü bi nefer de fermandéh-é léĢger destur vérér bılara. Dédi: 260 'Elaci bıdí; bu eslan dédi; men gédim; déyelle: Böyüg‿adamın hemmeĢe 449 eteyi gén‿olar. Gédim tē‟zime, onu el‿ayağına yıxılım, mene necat vérsin. Pul cehendem, men bırdan saf çıxım. Éle ordan çıxdı, éle dizin dizin dik gétdi, yıxıldi fermandéh-é léĢger‟ün, hemen ki merdidi, merdü el‿ayağına; dédi: Servaz! Dédi: Belé! Dédi: Servaz, da 'eslen bında iĢüz‿olmasın. Yol 265 vérün, qoyun bu gétsin. Ağa, aĢdılar, Ģir‿aradan çıxdı. Dédi: Baba, men‿özüm‿ölméyim. Cehendem, men sirveti néynirem. Xob, men bunun béĢin, onun‿öldürerdim; hāmısın‿öldüremmerem ki. Qeyitdi, dédi: Xob,‿ağa, bu yér kimündi? Bu yérün sahibin getiresüz meņim yanıma. Dédiler: Valla, bu yér… Bi dene qoca kiĢi, bına zāréhdi. Dédi: Gédüņ,‿onu 270 getirün. Gétdiler, qoca kiĢni getdiler. Bu da fermandéh-é léĢ'ger. Dédi: A'ğa! Dédi: Belé! Dédi: Bu yér senün'di? Dédi: Belé, men zāréhem‿o yére. Dédi: Xob, sen‿o yérün qiymetin déyesen mene. Eslan da démiĢdi: Bu, hemen‿ağacun qabağı xezanedi. Néçe dene bırda xezane-ye qedim, meselem‿o dȫrenün pulu var. Dédi: Fermandéh-é léĢger, bu ne fermayiĢdi. 275 Men çikāreyem sennen pul‿alam. Yérde ne erziĢ var. Dédi: Men‿istirem bırda saxtuman düzeldem. Sen bunu pulun dé. Dédi: 'Olmaz. Dédi: Dé. Men merdem, nāmert döyrem. 'Naxada désün, sene vérecem. Özün de bırda bîme éliyecem. Bına bir miqdar pul vérdi ki 'naqqede yéye. Dédi: Özün de bırda bîme éliyecem. 280 - Allah sene ömür vérsin. Belé, bını da rāzi saldı. Bu yére geĢeħ dörhedör getdi, cızığ çekdi. Geldi, dédi: Xob, qoca, ge mennen. Geldi. dédi: Xob, sen bu Ģehride mühennisden, méhmardan‿éliyebilersen tutasan, ḳārigerden? Men bırda bi saxtuman düzeldirem. Dédi: 'Belé, pulun vār? Dédi: Pulum 'çoxdi. Men hele 285 bi dene pulumu xeĢlirem, doğsan doqquza qalıf. Puldan qorxma, hele pulum qalıfdı menim. Bi dene pul xeĢlirem; doğsan doqquzu sabit qalıf yérinde. Dédi: Çox 'qeĢeg. Dédi: Amma derecé yék mühennis, derecé yék méhmar, dercé yék ḳāriger tutasan. Bu gétdi, derecé yék méhmar, mühennis, tuttu getţi. ḳāriger tuttu. Dédi: Ağa-ye mühennis! Dédi: Belé! Bu Ģinasayi éledi. 290 Gördü ki o yéri ki mizān déyifle xezane orda; dédi: Ağa, ba bu yére sen, 450 külüħ vırdırmıyacaxsan. Mene saxtuman düzeldeceħsen, bırda néçe tabağa, bını salacaxsan ve'setde qalacax. Bıra istesen bi dene külüħ vırsun, dedün yandırram. Dédi: BaĢ‿üste. Bılar da bilmille ki onun vesetde nemene var. Ağa, bını saxtuman néçe täbağa düzeltdi, hemen xäzāneni saldı saxtumanın 295 vesetine. Gördü ede, bu da düzdi. Hemen Ģir diyen de düzdi, tülki diyen de düzdü, qurt diyen de ki düz‿oldu hemen kelleleri taftı. Ağa, bırda bi dene geĢeħ saxtuman düzelt'di. Day, xob, fermandéh-é léĢgerdi; servaz, teĢkilat, bına servaz qoydu'la. Xanımın getdi, ottula orda. Sene hardan xeber vérim, hemen nāmert'den. Nāmerţ gétdi, dolandí, 300 çün nāmerd‿idi; iĢi düz gelmedi, üz qoydu gedaylığa. Day bu yolçuluğ‿éliyir. Ağa, yolçuluğ‿éledi, éledi; geldi Ģehri dolandı; gördü o teppede bi dene böyüħ saxtuman var, dédi: Éle ora da bi gédim, Allah‟a tevekkül, béĢ‿on tümen de orda allam. Bu yavaĢ yavaĢ gelirdi, bu da xanımíynän, mert, oturfla qeĢeħ saxtuman'da, Ģahun qızıynan. Dürbünü saldı, gördü ‿e, bının yoldaĢı 305 nāmerţ yolçuluğ‿éli'yir, çiyninde xurcunu gelir. Fōrî adam yolladı aĢağı: Ağa, pasivan, nigehvan! Dédile: Belé! - O adam ki gelir, geldi, onu el‿el‿üsţe getireceħsüz fermendéhün, men fermandéh-é léĢgerem, menim‿otağı'ma. Dédile: BaĢ‿üste. Éle bu yétiĢti, yolçi, bu qapıya, tutdula bını. 310 - Ağa, meni hara aparısuz? Xob, nemene vérésüz vérün, vérmésüz… Dédi: Hara… Seni fermandéh-é léĢger‿istir. Dédi: Baba, menim fermandéh-é léĢgerinen‿iĢim yoxdu ki. Men yolçuluğ‿élirem. Mene kömeħlig‿élisüz, éli'yün; élemésüz, baba villiyün. Dédi: 'Olmaz, gereħ seni aparağ‿üste. El‿el‿üste bını getdile. Çıxdı üste. Éle qapını aĢţı, içeri girende 315 bu durdu: Ē, āfel-i qardaĢ? Senün köfün,‿āfelün; néylisen, ne qeyirisen? Dédi: Baba, yolçíynan fermandéh-é léĢgerün ne qardaĢlığı. Dédi: Évün dağılsın, meni tanımısān? Dédi: Xéyir! Dédi: Men hemen merdem; çöreyi ki vérmedün yéyem, hemen‿adam menem. Éybi yoxdu, senü iĢün tutmıyıb, menim‿iĢim tutub. Narahat‿olama, naxada yéek varımız. Dédi: 451 320 Men‿istemirem. Éle Allah vérse, menim‿özüme vérer da. 'Senün pulun néynirem. Dédi: Bedbax,‿adama Allah hemmeĢe vérmez. Sen nāmertsen, sene vérmez. Mene vérib, xéyre xéyr - Ģerem senneņ. Sirveti sennen yarı bölecem. Dédi: Ağa, men‿istemirem. Sen, feqed‿onu mene dénen, hardan bını barın'dun? Men de yédim‿ordan barınım, pul-dar‿olum. Dédi: Évün 325 dağılsın, sen hemmeĢe puldar‿olammasan. Dédi: Ollam. Nağada dédi, pul vérdi; nāmert qabul‿élemedi. Dédi: Gereħ gédem ‿o yérde men de gelem, puldar‿olam. Dédi: Xob, indi pul‿istemisēn? Dédi: Xéyir‿ağa, héĢ birin‿istemirem. Dédi: Éybi yoxdu, istemi'sen, çox geĢeng. Dédi: Mennen ki o yérde ki sen çöreħ vérmedün mene, 'ayrıldıx; o yéri tanısān? Dédi: Belé, 330 - Men ki ordan döndüm; sen rāhe yol, men bérāhe yol gétdim; tanısān? Dédi: Belé! Dédi: Gédersen,‿ordan gédersen cengel-i biyabanın‿içinde bi dene xaraba dam var; men‿orda barınmıĢam. Gédersen‿orda bi buxarı yéri var, orda gizlenersen, orda bi elāmet görersen, sen de sirvetmend‿olarsan. Dédi: Xob, bını dé mene de, men seen sirvetün 335 'néynirem. Dédi: Ay bedbax, gét, sen nāmerssen. Senü iĢün düz gelmez. Gétdi, hemen yérden döndü, gétdi; gördü hemen bi dene biyavanda, cengelü içinde bi dene xaraba dam… Baxdı gördü, bi dene buxarı yéri var. Dédi: Bına bax‿a, filan filan Ģüde, gelib bırda… Bunan,‿onnan kemem‿be, Men de qallam bırda puldar‿ol'lam da. Bu da çıxdı, qaldı buxarı yérinde. 340 Qaldı, oldu géce. Gördü, aho, üĢ dene héyvanat geldi; bir‿äslan, bi qurt, b, tülki; geldile, belé, ottular. Nāmert de bırda gizlenip. Äslan dédi: Xob yoldaĢlār! Dédi: Belé! Dédi: YoldaĢlar, bes menim diĢim‿ağrır, bi sȫbet‿éliyesüz; menim Ģāyed diĢim toxtu'ya. Tülki dédi: Qıblé ālem sağ‿ossun, bizde ne icāze var danıĢaq. Dédi: Yox,‿éle danıĢun nobéynan. 345 Ġndi her birüz‿icāze vérsüz danı'Ģağ. Tülki dédi: Xob,‿icāze vérsüz, men danıĢım. Tülki dédi: Qıblé ālem sağ‿ossun, danıĢmalı dȫy ki. Dédi: Néce? Dédi: Baba, yér qulaxlıdí. O tārixde ki biz danıĢmıĢdıx, süb men durdum gördüm‿e, bi dene adamzad‿o yannan geldi, oturb‿orda. Démirem, sıçaní, 452 özün de yédim, sözüm‿onda yo; amma pulları, o sıçan ki düzdü pulları ora, 350 gün deydi, berqe berq vırdı. O yannan bi dene adamzaţ çıxdı; sıçan gétdi girdi hemen deligine, yuvasına; pulları götdü apardı. Démirem sıçanı men yédim. Qurt dédi: Qıblé ālem sağ‿olsun, bu déyen haqdí, yér qulaxlıdı. Men de géttim, hemen‿o alacığa ki géttim, bi dene yérden géçirdim gédem‿alacı'ğa; gördüm derede o qoçu da, kesib baĢın‿atıflaŗ‿ora, o itün 355 de baĢın baĢın‿atıflaŗ‿ora. Dédmirem‿oları da yédim;‿amma meem nezerimdi, o kelleleri aparam qızı alam. O aparıp, qızı yaxçı éliyib, indi olub fermandéh-é léĢ'ger. DanıĢmalı dȫy. Eslan dédi: Ay yoldaĢlar, düz déyésüz. O tarix ki biz danıĢ'dıq, men bi zaman yatmıĢdım hemen ‿aqacun köylünde, bi zaman‿oyandım gördüm. Dedem vāy, etden duvar çekiliþ, etden duvar 360 çekilib. Dédim: Xudāyā, xudābende, xob, men bunun birin‿ödürrem, béĢin‿öldürrem; hāmısın ki öldüremmerem. Gördüm, bi dene fermandéh-é léĢger bılarun qabağında destur vér'ir. Bılar dörhedör…. Duvar çekilib. Dédim: Xob, men bunun néçesin‿öldürüm. Elac éle odu ki, böyüg‿adamın‿etegi gén‿olar. Men gédim,‿éle yıxılım, penah getirim‿o 365 fermandéh-é léĢger, Ģāyed meni azad‿éli'ye. Éle öcür de éledim. Gétdim yıxıldım‿onu el‿äyağın. O meni azad‿éledi. O adam indi oranı saxtuman, néçe tabağa éliyib, o pulu da salıp saxtumanun vesetine. Tülki dédi: Qıblé ālem sağ‿olsun. Dédi: Belé. Dédi: Bırda adamzad var. Sen‿icāze véresen, biz bıranı 370 gezek, görek, bırda kim var; bizim sirrimizi apardı. Ağa, bi yannan,‿o yanan; tülki de çox bilmiĢ‿olar‿axı; atdan baxdı gördü, ahō, bi nefer‿oturub. Dédi: Qıblé ālem sağ‿olsun, tafdım‿oğrumuzi, ba, ba, ba; bu adam bizim sirrimizi beyan. Ağ‿éliyib a, tuttula bını, çeħdile, cırdıla, öldürdüle. Nāmerd‿orda aradan gét'di. Mert gétdi, sirvetmend‿ol'dí. 375 453 - Qırxharami Biri var‿ıdí, biri yox‿udí, qéyrez‿Allah… Bi dene hacı var‿ıdı. Bu hacı 380 da çox‿Allah bendesiydi, sirvetmend‿idi. 'Hacıya, Allah,‿évlat vérmezdi. Bir gün vırdı, Allah bına bi dene évlat, oğul vérdi. Bi dene oğlan vérdi. Bu oğlan dünyaya geldi, gelennen sōra, hay bi yaĢınnan ‿iki yaĢına, üĢ yaĢına; dört, béĢ yaĢına géĢdi; haci bafat‿éledi, dünyadan gétdi. O zaman da Ģehride qırxharamı 385 olardı. Her Ģehrün qırxharamıları olar'dı, Ģehrün qoçubaĢılarıydı'la. Bılar‿éĢitdilĢe ki filen yérde bi dene hacı ölüb, qırxharamınun baĢı, böyüħleri dédi: Gelün, gédeg; bes birimiz déyeg: Hacı bizim‿ēmimiz‿oğluydı. Birimiz déyeg: Dayımız‿oğluydı. Birimiz: Xalamız… Ağlıyaq yalannan, qalaq‿orda. Onun sirvetin yi'yek, köfüm kök, damağımız çağ. Bılar töküldüle, geldile, gördüle; belé, bının bi dene xanımı qalıp, bi dene 390 de 'oğli. Ağa bu yétiĢdi baĢına vırdı, o yétiĢdi kellesine vırdı: - Ay menim xalam‿oğlıydı, hacı niye öldi. O dédi: Emim‿oğlıydı, niye öldi? Bu dédi: Bibim‿oğlıydı, niye öldi? 'Ağlılla. Xanım dédi: Ağa be siz, néçe zaman‿ıdı, héĢ bıra gelmez'düz. Dédi: Baba, biz bilmirdik ki; bının sirveti, dȫleti vardı, özünnen géçinirdi; veli 395 biz‿onun havasın saxlırdıx da. ġe'herde biz‿onu görerdik. Day‿évine gelib zehmet vérmezdik. 'Qıŗx gün bırda mesken‿éledile bu qırxharamı. Béle yédile, bunun sirveti hés zat qalmadı. Hés zaţ qalmadı. Bunun bi dene o dȫre atı qaldı, bi des libāsi, yüs tümen pulı bu hacınıņ. Day bıları da arvaţ boyun‿almadı. Dédi: Xob, day biz gédek. Day bunun bi Ģéyi qalmadı ki yéek. 400 Qıŗxharamılar gétdile, gétdile. Belé, bu arvaţ qaldı bu oğlannan. O oğlaın da adı 'Ehmet‟di. Ehmed bi géce 'yatdí. Bi géce yattı, yuxuda gördi… Bu bi dene yuxu gördi. Yuxuda gördi bu bālıxdí, aydı, uldus. Bıları yuxusunda, üçün de yuxuda gördi. Yuxuda da qedim‿adamlar déyerdi: Aydı, bālıxdı, ildus; her kim bını yuxusunda gör'se, bu böyüg‿adam‿ol'ar. Bunun meqāmı yuxarı 405 gé'der. Bu durdu: - Ne'ne! 454 Dédi: Belé! Dédi: Nene, men bi dene yuxu görmüĢem. Men bu yuxunun dalıyca gide'cem. Dédi: O'ğul, sen gédisen, meni villisen, qoca ar'vad, bes men 'néyliyem? Dédi: Gédeceem‿onun dalıyca; veli bi zaman geleceem 410 senün dalunca. Ege öldüm héĢ; qaldım, gellem. Dédi: Oğul, gédisēn? Dédi: He! Dédi: Xob, senün dedünnen bi servet qalmıyıb hazırda; bi dene atı qalıb, bi des libasí, yüs tümen puli. Ġndi o libası getirim, géy, yüs tümen de puli sene vérim xeĢlig, atı da min gét, piyada gétme. Dédi: Gét, geti. Ağa, getdi; libas‿éle bil‿oğlanu eynine biçilib. Oğlan libası géydi. Yüs tümen pulu vérdi. 415 Atun yeherin, qéyrisin qoydí, mindi. Xudafis‿éledi: - Nene, xudafis. Bi zaman gellem. - Xob. Bala, gét da. Bu gétdi. Bi dene yérden géçirdi, gördü, ede, bırda bir‿iddeler, bi dene qoca kiĢiyi; bélin bağlıyıb kendiri'nen. Qoca kiĢidi, libasın çekesen hāmısı 420 töküker yére. Aslıyıbla kellesi üsde, bını tafdılla. 'Néce nerillir bu, qıĢqırır. Dédi: Ağa, onu niye öldürüsüz? Dédi: Oğlan,‿üreyün yanīr? Dédi: Baba, béçaradı, onu niye…? Dédi: Ağa, o bize yüs tümen boĢludu. Üreyin yanır, vér yüs tümeni açaq. Dédi: Gel‿a bu yüs tümen. Yüs tümeni vérdi, bu qocanı aĢtırdı. Qocanı aĢtırdı. Da bılar géttile, qoca qaldí. Bu mindi atın, gördü qoca 425 geldi. - Xob, qoca emi, seni ki aĢtırdım. Gét. Dédi: Oğul, 'hara gédim? Sennen‿el çeħmerem. Sennen yaxçı yoldaĢ hardan tapacaam. Dédi: Mennen senin ki tutmaz ki, men‿atsavar, sen piyada, qoca kiĢi. Dédi: Olmaz, men, sennen‿el çeken döyrem. Sennen 430 gédeceem. Dédi: 'Xob, bes‿indi...Dédi: Mennen‿el çeħmisēn? Dédi: Xḕyr! Dédi: Xob, indi mennen‿el çeħmi'sen, ge min‿atí, yoldaĢ‿olaq. Dédi: Xéyr‿ağa, sen‿atun min. 'Naxada illac‿éledi; qoca atı minmedi. Dédi: Sür, men gelirem. Bu necür‿atı sürdü, gördü, qoca bınnan yüz qedem de qabaxdı. 435 - Xudāyā, bu qocadı, bu necür mennen gelir, 455 Dédi: Oğul, üreyindekin‿at‿o yana. O sözleri danıĢma. Sen‿iĢün gör. Gördü ‿e, bunun‿üreyinin sirrinde qoca bilir. - Xudāyā, bu necür, necür, ne sirridi? Gétdile. Qedim de meselem Erdebil bir payıntaxt‿ıdı, Ġsfahan bir…, 440 Téhran bir..., her Ģehir‿özü bir payıntaxt. YétiĢdile meselem Erdebil Ģehrine, az qalmıĢdıla; dédi: Oğlan‿Ehmed! Dédi: Belé! Dédi: Sen yavaĢ yavaĢ gel, men gédim, çadırımızı vı'rım, menzilimizi cürriyim gē. Bu bi güldi, dédi: Baba, xob, bunun ki, bi Ģéyi yoxtu, çadır vıra; bu necür, necürdi. Dédi: 'Oğlan, üreyindekin‿at géssin kenara. Qocq qéyb‿oldu. Hay sürdü, qocayı 445 yétiremmedi. Gétti gördü, Ģehrün yétiĢen kenarında, ede, bu qoca, bi dene bırda çadır vırıb; her nemene müretteb, qaza meretteb. Bu yétiĢdi. - Geldǖn Ehmed? Dédi: Belé, - Ehmed,‿en. Atun qeĢeħ bağla orda. Atun yémin tök, ge, naharımız 450 hazırdı. - Xudāya, bu ne sirridi? Dédi: Oğlum, üreyindekin‿at kanara, o sözleri danıĢma. Gördü‿ē, géne bunu üreyiin sirrin bildi bu. Geldi, nahar yédile. Dédi: Ehmed can! Dédi: Belé! Dédi: Ehmed, bu Ģehrün pātĢahına bi dene xonça bezesem,‿aparabilersēn? 455 Dédi: Niye aparammerem. - Xonça? Dédi: 'Beli. Ağa, bi dene xonça bağladı, qeĢeħ bi dene béhterin parça üzüne çeħdi. Dédi: Apararsan, derbara yétiĢdün, qoyarsan Ģahun qabağına; Ģahun‿edebin yérine yétirersen, déyersen: Qıble ālem sağ‿olsun,‿ağam 460 dédi: Bizi bağıĢlasın, gédirik tacırrı'ğa. Teze bineyig, qeyidende onun yolun görrük. Dé, qeyit ge. Dédi: BaĢ‿üsde. Ağa, xonçanı apardı, yétiĢdi derbara. Nigehvan dédi: Ağa, ne'me? Dédi; ağa, bi dene ağam menim xonça yolluyub, töyfe aparıram Ģah‿ıçın. Yol vérdile, géĢdi, gördü vezir vüzera hamısı 456 otutrub. Qoydu; Ģahın‿edebin yérine yétirdi. QeĢeg salamın vérdi, dédi: 465 Qıble ālem sağ‿olsun, bes‿ağam dér: Bizi bağıĢlasın. Biz gédirik tacırlığa, qeyidende onun yolun…, Teze binéyik. Ağa, xonçanu ağzın aĢdı gördü, xudāyā, béle cisler qoyub,‿eselen bunu xezānesinde bi dene bu cisden yoxtụ. Oğlan dédi, qeyitdi. - Vezir, vekil! 470 - Dédi: Bē! Dédi: Baba, bu ne cereyandı? Hele bunun xonçası… Hele bu déyir teze bineyem. Bu bunun vesailün puli. Bunun bi dene cinsin satsun, menim héĢ xānavadam, memleketim çıxatmır. Hele o, o yanda qalsın, ‿eslen bu oğlana menim béle üreyim yatdı, éle aĢıq‿oldum. Bes götürün, bi dene qasıda nāma 475 yazun vérün, aparsın. Déne: Bes‿ağa, qıble ālem déyér: Eger mennen qoum‿olsa, olub; olmasa, cenge āmade‿olsun. Vérün qeyidün, gelün. Bi dene nāma yazdıla, vérdile qasıda. Qasıd geldi. Ehmed de teze yétiĢmiĢdi. - 'Oğlum 'vérdün? Dédi: Beli! Gördü, hob, bi dene qasıd, bi dene nāma getţi. Nāmanı aldı, 480 gördü, yazıb: Bes‿ağa, sen her çiḳāresen, her kimsen; mennen qoum‿oldun,‿eger qızımı oğluva aldun,‿alıfsan; almadun, cenge āmade ol. Göttü altın‿imza éledi; dédi: Qıble ālem sağ‿ossun, sen qızı vérdün‿oğluma, niye 'almıram. Allam, çeĢb. Gettile vérdile Ģaha. Ağa, Ģah bını istedi. Qızın bına Ģirni iĢti, hemen Ehmed‟e. Dédi: Amma men gédirem 485 tacırlığa, qeyidende gelinimi aparacam;‿amma aparacam. Dédi: Her yana apar; bilexire bu oğlan menim dāmādım‿olsun. Bırdan da géne, belé, geldile, gördü, baba, na çadır, ne qéyri, hés zad yoq. Dédi: Xudāyā, bu ne sirridi. Bunun bu qedde sirveti var‿ıdı, yüs tümen pulu vé'remmirdi. Bını tafdırdıla, men bını aĢtırdım. Dédi: Oğlum, bu sözü danıĢma. Üreyündekin‿at kanara. 490 Gördü‿e, géne bunu üreyin sirrin bildi. Dédi: Xob qoca emi, indi ge min‿atı. Dédi: Senü iĢün yoxţu. Sen, atun sür. 457 Géne bu mindi atí. Bu gördü baba, bunnan yüz qedem qabaxtı. Géttile bi dene ayrı Ģehre çıxtı'la. Dédi: Ehmed can! Dédi: Belé! Dédi: Sen yavaĢ yavaĢ ge, men gédim çadırı vırım, naharımızı āmāde éliyim. Géne bu gétdi, 495 hay‿atı sürdü bını yétiremmedi. Gétdi, yétiĢdi. Gördü géne Ģehrün kanarında çadır vırıb, onnan da müretteb. - Ehmed can gel'dün? - Belé! - En. Atun yémin tök, ge nahar yéek. 500 GéĢtile, belé, naharı yédile, atun yémin tökdi qabağına. - Ehmed can? Dédi: Belé. Dédi: Éliye bileŗsen bi dene de xonça düzeldem, bu Ģehrün patĢahına aparasān? Dédi: Beli! Bi dene de xonça düzetti onnan da müretteb. Apardı géne oğlan, yétiĢdi, ağa, derbara: 505 - Selam! Bedez salam, ağa, Ģahu edebin yérine yétirdi, qoydu derbarda Ģahun qabağına. ġah dédi: Oğlan,‿o nemenedi? Dédi: Valla, meni, ağam yollıyıp bunı. Déyér: Qıble ālem sağ‿olsun, déne: Bizi bağıĢlasın, gédirik tacırlığa, qeyidende yollun görrük. Teze bineyik. AĢtı bunun baĢın, gördü, xudāyā, éle 510 cisler qoyup ki bunun birin sata, héç memleketi çıxmaz. Oğlan dédi, qeyitdi. Géne bu Ģah dédi: Vezir, vüzera baxun görün, hele bu teĢkilat! Déyér: Biz teze bineyik. Veli bu oğlan, bir göyülden min göyüle menim ‿üreyime yatıp. Bes götürün bi dene yazun, vérün qasıda. Yazun ki Ģah buyurur: Mennen‿eger qoum‿olsa, olub; olmasa, cenge hazır‿olsun. Yazdıla. Géne 515 oğlan yétiĢdi. Qoca gördü belé oğlan geldi. - Ehmed gel'dün? - Belé! Gördü ho, bi dene de qasıd yétiĢdi elinde nāma, çıxartdı. Ehmed baxdı, vérdi qocıya. Dédi: Valla, qoca emi, bücür yazıp. Gördü yazıp ki 458 520 mennen‿eger qoum‿oldun,‿olufsan; olma'dun; cenge hazır‿olsun. Göttü altın‿imza éledi: Qıble ālem sağ‿olsun, sen mennen qoum‿oldun, men niye ceng‿élirem, āmadeyem. Belé, gétţi, dédi: Qızı allam bu Ģertinen; toyun‿élemerem. Gédirem tacırlığa, qeyidende toyun‿éliyecem‿aparam. Dédi: Her yana aparsun‿apar; bilexire bu oğlan dāmatım‿olsun. Bını da 525 bırda, ağa, adaxladıla, köç‿éledile. Géne gördü hés zad yox, éle hemen lüt qoca, lüt qoca. Ama bu qoca téz téz déyér ki, Ehmed‿üreyindekin‿at‿o yana. Gördü yox da, bunun ki bu sirrin, üreyün sirrin bilir; da ses‿élemir. Gétdile géne, bir 'middet gétdile; géne bi Ģehre yétiĢdile; az qaldıla. Dédi: Ehmed! Dédi: 'Beli! 530 - Ehmed can ge. YavaĢ yavaĢ gel, men gédim çadırı vırım, naharí āmade éliyim. Géne qéyb‿oldu, gétdi. Bu oğlan gétdi gördü 'beli, çadır onnan da müretteb vırı'lıb, her ne āmade. - Ehmed can geldǖn? 535 - Beli, - YétiĢ,‿atun bağla orda, yémin tök, ge nahar yéyek. GéĢdile nahar yédile. Dédi: Bi dene de xonça āmade élesem,‿aparabilesen bu Ģehrün pātĢahına? Dédi: Beli! Vérdi, cürredi, bu géne götti apardi, yétiĢdi géne Ģahun‿edebin yérine yétirdi. Dédi: Bes qıble 540 ālem sağ‿olsun, ağam déyér: Biz teze bineyik, bağıĢlasın bi'zi. Baxtı, gördü; xudāyā, hele bu teze binedi, béle cisler qoyup da eslen day danıĢmalı döy. Vérdi qeyitdi. Qeyitdi bu Ģah: - Vezir, vekil! - Beli! 545 - Tēbir tökün görek… Hele bu cins‿o yanda qalsın, bu oğlan ki bu edeb bında, bu cavannıx bında var, menim bını eslen…, éĢqim, 459 çox‿üreyime tüĢţi. Yazun ki: Eger bu adam mennen qoum ‿olsa, olsun; olmasa, cenge āmade olsun. Géne vérdile qasıda. Qasıd‿oğlanın dalıca yétiĢdi çadı'ra, vérdi. Dédi: 550 Beli, niye 'olmaram. Dédi: Ollam bu Ģertinen; toy‿élerem, gelinimi aparram. Dédi: Éybi yoxţụ. Ağa, bırda qaldıla, bırda bu qızı aldí. Bına çox qefle, qatır, teĢkilat, néçe servaz léĢger qoĢ'dí. Köç‿éledile geldile, hemen ve'setdeki Ģehre yétiĢdile, kenarında çadır vırdıla. Bu Ģah qısmeti de süb duranda dürbün salar Ģehrün dȫresine. Dürbün 555 saldı gördü; dedem vay, Ģehrün kenarı çadır vırılıf ki day lemelifla kimin yatıp. Dédi: 'Vézir! Dédi: He! Dédi: Évün dağılsın vezir, bi dene qasıd yolla Ģehri düĢman‿alıf; göreħ 'dostu, düĢmandí? ġehrün kenarın‿alıfla, Ģehrün dȫresin. Ağa, qasıd, yazdıla bi dene nāme vérdile, geldi. Dédi: Ağa sen dossān. DüĢ'man? Dédi: Ağa, men dostam, düĢman dȫyrem, gelmiĢem 560 toyumu éliyem. Qeyitdi dédi: Ağa senün qoumun gelib. Ağa, bırda da toyun benasın götdi, qızı aldí, aldí. O nexada qoĢmuĢdi; 'dobli bilen de bu Ģah qoĢdu bu qızına. Bırdan da köç‿éledile. Geldile o evvelki Ģahun memleketine. Géne yétiĢdile Ģehrün kenarında, bi zaman yétiĢdile, géce çadır vırıldı. Géne bu Ģehrün Ģahı süb durdi, dürbünü saldı, gördü 565 ē‿'dedünen, Ģehrün dȫresin qoĢun léĢger‿alıb. - Vezir, évün dağılsın vezir, tēbir tök, Ģehri düĢman‿alıb. Bi qasıd yolla, görek dostu. DüĢ'mandı? Ağa, bi qasıd yolladıla. - Ağa dos'san? 570 Dédi: Ağa, men dosdam, düĢman döyrem, gelmiĢem toyumu éliyem. Qeyitdi: Qıble ālem sağ‿olsun, senǖn qoumun, familün gelib. Ağa, bırda da toy‿élediler. Ne ğede bılar qoĢmuĢdi; bu da 'dobli qoĢun léĢger, sirvet qoĢdi. Bırdan da köç‿éledile. Geldile çıxdıla hemen ki o yérde bu qocanı taftırdı, yüs tümen vérdi o yére. Dédi: Ehmed! Dédi: Beli! Dédi: Bu yéri 575 tanısān? Dédi: Beli! Dédi: Hemen yérdi ki seni aslamıĢdıla bırda vırırdıla, 460 hemen yérdi. Dédi: Berekenna oğlum, tanıdun. Dédi: Bırda ayrılacıyıx, sirveti bölecik, qoĢun léĢgeri böleceyem. Dédi: Ağa sene qurban‿olum, menim ne sirvetim var. Sirvet senün, qoĢun léĢger senün, qızlar senün. Dédi: Yōx, biz qardaĢıq, bölecik. Ağa, qoĢunu léĢgeri, nemene sirveti var‿ıdı yarı böldü, 580 qaldı qızlar. Qızun birin qoydi bı yana, birin qoydi o yana. Dédi: O senün, bu menim. Dédi: Qoca emi, bu ne fermayiĢdi. Dédi: DanıĢma, sene merbut döy. Qaldı o axır ki gédifle, o qız. Getdi bını çarmıxa çeħdi. Dédi: Bını da aradan qılıncınan böleceyim, yarı senün, yarı menim. Dédi: Qoca, qoca emi, sen‿öldürme, hāmısı senün. Men‿istemirem. Dédi: Olmaz, gerey‿aradan 585 bölem, yarıyıx. QoĢun, léĢger‿ağlaĢdıla, ne oldu elac‿olmadı. Ağa, qılıncın götdü, qeĢek müretteb‿itiltdi. GéĢdi qızun baĢınu üsde; qızı çarmıxa çekib; qılıncı getdi vesetden böle. Bılar déér: Ay qoca emi öldürme. Dédi: Öldürceem. Ağa bi yol qılıncın getdi, vırmadı; bi yolda qozadı ki vıra, gördü qızun‿ağzınnan bi dene bu yoğun da ejdeha atıldı, tüĢti yére. TüĢti yére, 590 tüĢceyin; vırdı ejdehani öldürdü, doğradı töħtü tazı tulıya. Dédi: Qızım dur‿ayağı. Qız durdi. Dédi: Qızım, bu kāferdi girmiĢdi seün qarnua, elaĢ yoxudu sene. Men‿istirdim bını öldürem. - Ehmed can, éle qoĢun léĢger de senün, qızlar da senün. Meni tanısān? Dédi: Xéyir. Dédi: Men süléyman péyqumberem. O yuxu ki sene 595 gelmiĢdi, o yuxu menim vesiléynen sene gelmiĢdi, yuxua. Bılar sene qısmetidi. Bıların yazısı sene yazılıb. Gerey bi cür‿oléydi; men qoca culdunda geléydim. Öcür meni aslééydıla, sen‿o yüs tümeni getiréydün, véréydün, meni aĢdıréydun; men gelib sene necat véréydim. Bu mod bu qızları sen çin‿aléydım. Bu qızı da getiréydim, ejdehanı qarnınnan bu mod 600 çıxaréy'dım. Men Süléyman méyqumberem, tāmām bu ilannar menim‿ixtiyarımdadı. Bu kāferidi, héĢ cürünen mına elaĢ yoxudi. Eger qızı da öldürséydim‿öldüreceyidim. Bu ejdeha menim xōfumnan çıxtı bunuņ qarnınnan. Öldürdi. Dédi: Senün nenün de ağlıyıb gözleri kor‿olup, tüĢüp bi dene bayat tendirdedi. Menim‿ayağımun‿altınun torpağınan; vérdi dédi; 605 apararsan, vırarsan nenün gözlerine açılar. QeĢeg‿asasın vırdı. Bırda bi 461 dene çeĢme çıxdı. ÇeĢme çıxnnan sonra dédi: Bıra qeĢeg yérdi. Özün de Allah‟a Ģükür,‿üĢ dene Ģahınan fāmil‿éledim. Bu senün qoĢunun, bu léĢgerün; bırda saxtımansāzi dü'zelt. Her mōqé iĢün müĢgil‿oldi, çağırdun, senün dadua yétiĢeceem. Senü ağun müselmandi, nenün de çox 610 müselmandi. Qırx lotular da senü ağun sirvetin dünyadan ‿apardı. Men gerey sene necat véréydim. Bi cür‿oléydi, bu qızlarun hamısınun yazısı sene yazılıb, gereħ sene qısmet‿oléydi. Qemçisin saldı yére, dédi: Ehmed can, eyil qemçimi… Eyildi götüre, gördü qéyb‿oldu. Qéyb‿oldu, ağlaĢdıla. - Ay menim gözüm kor‿olsun. Men seni tanımamıĢam, sen Süléyman 615 péyqumbersen. Menim gözüm kor‿oléydi, dilim lal‿oléydi, men sene qeĢeħ xidmet‿éliyemmedim. Bilexire qaldı bırda, ağladı, üreyi xarab‿oldí. Ağa, üĢ dene pātĢahun qızı bunuņ xanımı, qoĢun léĢger… Bını oyatdıla. Dédi: Ehmed niye ağlısan? Allah‟a Ģükür, senün puĢtubanun Süléyman péyqumber‿oldí. Özümüz de üĢ 620 dene Ģahun qızı senün xanımuux. Day sen‿özün, bi dene day dünya oldun. Sen niye narahassan? QeĢeh gétti, nenesin de orda, o Süléyman Péqumberün torpağınnan‿apardı vırdı, gözlerin‿aĢtí, getdi. Olar‿orda qaldılā. Men xeber getdim sene. - Ehmedi Béyqem - 625 Qedim zaman bi nefer derbüĢ var‿ıdı. Bu derbüĢ, Ģuğlu derbüĢlüg‿élerdi. Der'büĢlüg‿élerdi. Bu geldi bi dene kende, yétiĢdi kende, kende yétiĢen yérde gördi, bi dene kiĢi qapıda nigehban durub. Haqq‿El dus‿éledi. Bu év sahab dédi ki: Gül-ü mōla, sennen xahiĢt‿élérem; 630 menim‿uĢağım‿olmaz. Elan‿istir‿arvadım barıheml,‿istir‿uĢağı‿ola; qeyit gét. O dāğā da xeber‿içerde geldi ki ağa bes‿uĢağu oldı. Bi dene qızu oldı, bi dene qızu oldí. Bu derbüĢ dédi: Xob‿ağa qızu oldı; Allah‟a çox Ģükür. Day zenenün da uruğa tüĢdi. Day bunnan sora uĢağu olacax da. Ġndi sene bi dene söz diyem qabul‿élersēn? Dédi: 'Buyur. Dédi: Onun bi ağri qoyasan 462 635 qızıl sene vérem, tereziye, bi ağri sene gümüĢ vérem; o qundağı sat mene. Dédi: Qo, gédim hele, arvada déyim, görüm. GeĢdi. Bu zenenün de qız‿uĢağı‿olanda gözü bike éle kölgeli olar. GéĢdi: - Xob‿arvad, Allah‟a çox Ģükür, 'neyü oldı? Dédi: Qızım‿oldı. 640 - Xob, çox Ģükür, Allah‟a çox Ģükür. Dédi: 'Aravd! Dédi: Beeļ! Dédi: Seņe bi dene söz diyecem, qabul‿élersēn? Dédi: Buyur da. Dédi: Valla, bi dene derbüĢ qapıda, gelib; onun bi ağrına ona qızıl, bi ağırı gümüĢ vérir. Ġcāze véresen‿onu sat'ax. QeĢeg qunadağın satax. Özümüze qeĢeg sirvetmend ‿olax. Géne Allah 645 qoysa, men‿ekerem, sen doğarsan da. Arvaţ dédi: He, bes‿özge kiĢinün mehebbeti olmaz. Bi dene qızım‿oldu, o da, qızı istisen satasān!? Dédi: E, narahat‿oldun ki. Hay bu yana o yana géĢdi, arvadı yumuĢatdı bila'xire. Arvadı yumuĢatdı. Arvaţ dédi: Éybi yoxdi. GéĢdi, dédi: Gül-ü Mōla ge içeri. GéĢdi, belé, qundağı qoydula qeĢeg bi dene tereziye; bir‿ağrı bına qızıl, 650 bir‿ağrı gümüĢ vérdi. Bu qızı derbüĢ qoydu cumxuruna, yol baĢdadı, çıxdı gétdi. Gétdi, bu derbüĢün de güyā, giriftaçığı 'ordéymiĢ ki her kimi alırmıĢ,‿aparırmıĢ; bunun‿arvadı xarab çıxırmıĢ, saxlıyabilmirdi. Da bu terg-i veten‿élemiĢdi. Da te'lağ vérmiĢdi ki zenen‿adı tutmụya. Dédi: Éybi yoxdu, bu qızı qundağında 655 al'dım. Bu ki hele 'felen dünyada héĢ zad görméyib, bilmir de. Bını aparacam; bi dene cengel-i biyabanda özüm‿içün bi saxtıman düzeldem, perveriĢ vérem, böyüdüm,‿özüme zenen‿éliyem. Bu ki da birin görmedi, géde biyine danıĢa, diye, güle. Bını götdü apardı, gétdi. Bi dene cengel biyabanda, bi dene çaarpaya ağaĢdan dam düzeltdi. GeĢeg qızı qoydu orda. Ağa hay bala 660 bala qıza perveriĢi vérdi. Hay bala bala qıza 'böyüdi, oldu reside. Qızı özüne zenen‿éledi. Zenen‿éledi. Day bu géderdi, ovlardı, quĢlardı, derbülĢlig‿élerdi, getirerdi; bu qızınan yéerdile, bırda qalardıla. Qıza diyerdi: Valla, bi dene dünyada menem, bi dene sen. Day 'héĢ zat yoxtụ. Dünyada 463 insi cins héĢ zaţ yoxtı. Qız da bāver‿élir de; héĢ zadı görmiyib qız. Bi dene 665 gözün‿açıb bını görüb, bir de özün. Bi dene de neverduan düzeltmiĢdi; indi néçe tabeğéydi; axĢam ki gelerdi, qız nerduanın sallardı, bu derbüĢ géderdi yuxarı. GeĢeg seher gédende géne nerduannan‿enerdi. Qız bu nerduanı çekerdi, qoyardı orda. Diyerdi: 'ġayed héyvanat zaţ‿ola. Sene hardan déyim; bir gün bi dene yaylaxniĢin çobanı gédirdi yaylağa, 670 küleye tüĢdi; mesem yazun qıĥr béĢinde; küleye tüĢdi çoban, qeyitdi, yolun‿itirdi; hemen bu derbüĢün kora yolıynan tüĢdi. Geldi çıxdı bu saxtumanun qabağına. DerbüĢ de gédib, derbüĢlig‿élir, Ģeherdedi. Qız külehfirengide otumuĢţı, gördi, aho, béle bir cür héyvannar geldi sepelendi, meleĢille, balaları yanında; qoyun, géçi, quzi, çepiĢ; geĢeg‿otdulla, évün 675 qabağı sebzegah. Dédi: Xudaya, bılar ne héyvanatdı, geldi? Qız‿ordan baxdı, gördü aho, bi nefer de kiĢi, çiyninde kürk, baĢında papax, ayağında Ģatırı çarıx, elinde çommax durub dayanıb‿ağaca, tamaĢa‿élir bı qıza. Çoban gördü, xudaya, bi dene bırda qız var; yéme, iĢme, éle mına tamaĢa éle. Ağa bu atdan qıza baxdı, qız‿üsden bına baxdí. Qız, bi dene 680 qum‿ordan qoparttı, tünnedi hemen çobana. Çoban da bi dene bu qedde ağaĢ göttü, tünnedi ona. Qız dédi; geļ yuxarı. Dédi: Yol yoxdı ki. Dédi: Men sene yol vérrem. Ağa, bala bala nerduvanı salladı. Çoban çıxtı, gétdi yuxarı. Dédi: Qız, be sen bırda néylisen? Dédi: Olar 'nemenedi? Dédi: Olar qoyun, quzụ, géçi, çepiĢ. Dédi: Olar néynelle? Dédi: Oları yiyelle, etin. Sütün yiyelle. 685 Etin yiyelle. Yününnen‿issifāde élelle. Dédi: Sen bu…? Dédi: Valla, menim bi dene qoca derbüĢ‿erim var, dééy: Bizden sovay insi, cinsi, héyvanat, hés zat yoxtu dünyada. 'Ma alan seni bırda gördüm. O héyvanat... Dédi: Baba, o yalan déyér, gét 'Ģehri var, day tükan, bazar,‿adam, millet, mäğäzä, 'qefe, hēr nemene var. Ne désün qutulan döy. Dédi: Be, bu köpöy‿oğlu, men, 690 getirib zindāni éliyib bırda. Ağa bılar yédile, iĢtile, qeĢeg vırdıla köfün demine; da héyvan dağıl'dı. Dédi: Xanım! Dédi: He! Dédi: Ġcaze véresen, men bi dene yaylağniĢinün,‿erbabun çobanıyam; héyvan‿iter; dedemi yandıralla, gédim. Dédi: Ay bedbax, hara gédisēn? Qal bırda, seni bi dene polat sandığa 464 qoyaram, kiltderem. Günüz qeĢeg vurağ kéfün demine. Géce derbüĢ gelir, 695 seher géne çıxıb gédecek; vurağ‿éĢqün demine. Süb géne derbüĢ çıxıb gédeceg. Seni erbab hardan gelib menim polaţ sandığımnan tapa'cağ. Dédi: Olār? Dédi: 'Beli! Ağa, çoban qaldı bırda, héyvan çıxdı gétdi. Géne bi dene duman geldi, hava qar yağıĢ bağladı; héyvanın dırnağı reddi itdi. DerbüĢ géce gele göre, héyvan gelip bıra. Héyvan da çıxdı gétdi. Bılar qeĢeg‿orda 700 éĢq u nuquĢ‿āleminde vırmıĢdıla éĢqun demine. Gördü he, ösküre ösküre bu qoca derbüĢ gelir. Dédi: Bā, erim‿odi. Dédi: Odi? Dédi: He! Durdụ yavaĢcali, polaţ sandığı aĢdı, bını qoydu ora, kitdedi, açarı gizletdi. DebüĢ geldi: 'Xanım! Dédi: 'Belé! Dédi: Nerduanı salla, gessin; men gelim yuxarı. Dédi: Qara yola gelesen, baba, ma ala ölürem, merizem. Dédi: 705 Xudaya, bu necür‿oldu, bu günde bu sözi démirdi. Bıra adam geldi ya bıra kim geldi? Dédi: Xanım, salla, gessin. Dédi: Baba, men gücüm çatmaz. Men‿ölürem, merizem. Dédi: Seni at vérirem‿Allah‟a; baba salla, gessin. Bircür da bını salladi. Bu qeĢeg nerduannan çıxdı. Çıxdı otağa, gördü; äy dedem 710 vay, otağun, vez‿oza qatıĢıb. Bélebil bırda quduruĢufla, Ģuxlux‿éliyifle, bırda tefrih‿éliyifle. Dédi: Xanım, bıra kim geldi? Dédi: Be kim var? Bizden sora géne adam vār? Da ses‿éliyemmedi. Déyib axı, héĢ kim yoxdı. Fikr vérdi axirete. Üzüqoylu yatdi. Béle baxdi duara; gördü, aho, bi nefer hayxırıb tupurub,‿élebil bi métir‿ucalığ duara. Dédi: Xanım, bıra kim…? Dédi: Baba, adam yoxdu ki. Bizden soay kim var bırda? Dédi: Be 715 ora kim tüpürüp? Dédi: Hara? Dédi: Ora. Dédi: Men. Dédi: Tüpür, görem. Dédi: Zenenin hulqumu olmaz,‿ora tüpürebilmez. KiĢi gelib bıra; kiĢinin hulqumu bi métir, iki métir tüpürceyi tün'ner. Arvad ha tü éledi, ha tü éledi; gördü, xḕyr, baba; tüpürcek gétmedi. Dédi: He, bıra adam gelib. Bu mene boyun‿almır, bu arvad. Bu yatdı üzü qoyu; ne yédi, ne iĢti; süb durdi: 720 - 'Xanım! Dédi: 'Beli. Dédi: Xob, sen ki boyun‿almadun; mene xudafiz. Dédi: Gét, xoĢ geldün. Ağa, derbüĢ gétdi. DerbüĢ gétdi, yaxdanı aĢdı, polat sandığı; 465 dédi: Ge bıra. Çoban geldi, vırdıla géne bılar éĢqi nuĢqun demine; 'köfleri köf, damağları çağ. 725 DerbüĢ gétdi çıxdı, yétiĢdi bi dene çéĢmenun baĢına. Cengelden çıxdi, çeĢmenun baĢında otumuĢdi, bike su iĢdi, bike üzüne su vırdi; gördi, bi dene derbüĢ néce gelir, néce gelir;‿amma biden de sebz‿ağaç çéĢmenun baĢında var. Dédi: Hele men çıxım‿ağaĢda gizlenim, görüm, bu dérbüĢ gelip bırda 'néyliyecek. Bu derbüĢ, bu yavaçcalı çıxdi. Ağa, bu çıxdi ağaĢda otdí; 730 görd, bu derbiĢ yétiĢdi. YaţiĢdi, ağa, cumxurun qoydı yére, bike su qoydı, üz‿elin yudi, bike qeĢeħligce dinceldi. Gördü, bu cumxurunnan bi dene qırmızı alma çıxattı, oxudu, éledi bi dene nāzenin senem‿arvaţ. Bınnan vırdıla mırtın demine, danıĢdıla, dédile. Dédi: Xanım! Dédi: Bē! Dédi: Ġcāze véresen; men, baĢımı senün bazularu üsdüne qoyam, bike istrahat ‿éliyem, 735 gédek. Dédi: 'Buyuŗ. BaĢın qoydu bının dizinü üsdüne 'yatţı. Éle bike xorulladı; o da ağaĢdan baxır, bılar néylir; gördi, ede, bu alma ki qız‿olub; bu qız da bi dene sancax yaxasınnan çıxatdı, oxudu bi dene buğu burma oğlan… Bi dene buğu burma oğlan‿oldı. Bılar vırdıla mırtın demine; yavaçcıļ bu derbüĢün baĢın götţü atavţ, qoydu o yana, bi dene qara daĢun üsdüne; 740 orda xorullur. Bılar vırdıla mırtın demine. Dédile, güldüle, danıĢdıla, köflerin çeħdi'ler. DémiĢţi: Bi sahata meni oyadarsan. Bi sahat düzeldi, bını oxudi, sancağı oxudu, vırdı yaxasına; bını oyatţı. DaĢı ötürdü o yana, baĢın qoydu dizinü üsdüne; çağırdı: - Gül-ü mōlā! 745 Dédi: Belé! Dédi: Duŗ‿ayağı, gédek; vaxţı. Durdu, gördü; bını ter bürüyüb, ağa. DaĢu üsde axı baĢın qoyub. Dédi: Xanım, meni bağıĢla; indi gör, men bücür terremiĢem; gör senüņ dizün necür…. Dédi: Ağa, menim vezifemdi; bu ne fermayiĢdi; menim vezifemdi. Sen menim sahibimsen, serverimsen. AğaĢţakı da bını görür, dédi: Vāy, kül bının baĢına; cehendem, 750 men géne oynaĢınan‿arvadı özümnen dolandırmıram. Bu bedbaxţ, éle oynaĢı da özüynen dolandırır, arvadı özüynen dolandırır. Bının qara günü mennen çoxdı. Durdu belé, bu derbiĢ de bu qızı oxudu, éledi alma, qoydu 466 cumxuruna; durdu: Ya Eli, Allah sene tevekkül. Yol baĢladı. Yol baĢladı. Bu erbüĢ‿ağaĢţdan‿endi. Endi, bının dalıyca gétdi. Yétirdi: 755 - Gül-ü mōla, salam‿eléküm! Dédi: Eléyke salam! - Hara? Dédi: Bala, men de béle yédirem. Dédi: Xob, géĢ, gét. Dédi: Hara gédim? Dédi: Baba, géĢ, gét dā. Dédi: Yō, sen qoca derbüĢ, men de qoca 760 derbüĢ; yoldaĢ‿olax dā. Dédi; ağa, mennen senün yoldaĢlığun tutmaz, géĢ, gét. Dédi: Gétmerem, - Néce gétmesen? Dédi: Gétmerem‿ağa. Bu çox dédi, bu az‿éĢitţi, bu ağaĢţakı. Dédi: Gétmerem. Ya qeyit bı géce mene qonağ‿ol, senne ayrılırım; qeyitmesün 765 senne ayrılan döyrem. Dédi: Évü harda? Dédi: Meņ‿évim bu terefdedi. Dédi: Elacım yoxdu, bu köpöy‿oğlu, mennen‿el çekmedi. Qeyitdi, qeyitdi. Dédi: Xob, bınnan yoldaĢ‿olsam; bu mēn sirrimi biler. Day bilmir ki bu bilir,‿orda görüb bını. Qeyitţile, hay bırdan,‿ordan... Gördü, ede, bını saldı bi dene cengel-i biyabana yétiĢdile. 770 - Ağa, harda? - Budu, bu cengelin vesetinde évim. Geldile, axĢam‿otdi; dédi: Belé, be év menimd. Arvad gördü, ahō; bu derbüĢ bi den de salıb götüne, iki dene derbüĢ‿oldula gelille. Dédi: Köpöy‿oğlu getţi, bi den de doğdu, özüynen getirir. Géne durdu, çobanı 775 qoydu hemen polaţ sandığa, kitţedi, açarın gizletţi. Geldi: - Xanım, bes, nerduanı salla gessin. Gelek yuxarı. Dédi: Senün qıçun sınsın; sen gétdün, bi den de özü çün nuzul getţün. Men‿éliyemmerem, men sallıyammerem nerduanı. Dédi: Xanım, nerduanı salladu aĢağı, héç; sallamadun, saxtumanı uçurdacıyx. Gereħ gelek yuxarı. 780 Menim qonağımdı, getimiĢem. Merbüt sene döy; yémeħ menen,‿iĢmeħ 467 mennen. Gördü, yō; bılar iki neferdile; ağaĢdandı da, sındırıb saxtımanı salacaxlar yé're. Mejbur‿oldu nerduanı salladı. Salladı, belé. Bılar çıxdıla üsde. Gördü, belé, bu otax deyib birbirine géne; dédi: Xanım! Dédi: Bēļ! Dédi: üĢ dene Ģam düzeļdeceħsen. ÜĢ dene mej'meyi düzeldeceħsen, qeĢeg 785 getireceħsen. Dédi: Niya, üĢ dene niya? Xobi, iki nefer sizsüz, bi nefer men. Size merbut döy ki men yéyem, ténçede yéyem, qazançada yéyem, héĢ 'yémiyem. Dédi: Sene merbüt döy; qäza menim, xārbar menim, yémeħ menim,‿iĢmeħ menim. Sen gereħ mēn çin‿icra éliyesen,‿élemesün; dedün yandırram. Belé, arvat getdi, üĢ dene mejmeni düzeltţi, getdi qoydụ meclise. 790 Bu derbüĢ dédi: Xob, gül-ü mōla, üĢ dene mejmeni; bının‿adamı yoxdu ki; sen bıları niya…. Dédi: Var, sene mebüt döy. Ġndi adamnarı çıxaŗdacaam. Dédi: 'Hardan? Dédi: Vardı da men bilirem. Dédi: Gül-i mōla! Dédi: Belé! Dédi: Sen de o xanımuu çıxadasan,‿aĢ saxlama, qo Ģam yésin. Dédi: ē, çepbel-i haramzade sen mene töhin‿élisēn, menim xanım vār? Dédi: 795 Çıxatmasun da men çıxadacam. Çıxat xanımuņ. Gördü baba, bının sirri bından da derindi. - Baba, men cadufél bilirem. Bu köpöyoğlu mennen derindi. Menim sözümü 'hamısın bildi, néyliyim? Olmadı, mejbur‿oldụ, gétdi cumxurdan‿almanı çıxatdı, oxudu, oldu biŗ 800 dene nāzenin senem; Ģōq vérdi bu saxtuman. Bu qız dédi: Ē‿dedüe lehnet derbüĢ; baba, bu cādufél de bilir, öz‿eri için. Dédi: Xōb, 'xanım! Dédi: Belé! Dédi: Sen de o adamun çıxadasan Ģam yiye; onu Ģamsız saxlama. DerbüĢ dédi: Ē, sen, menim‿arvadıma töhin‿élisēn? Dédi: Sene merbüt dõy. Sen 'oti. Men çıxaţacaam‿adamı. Dédi: Du çıxāţ, çıxaţmasun da adamun 805 çıxadacaam. Arvaţ gördü, bu da hāmısın bilir. GéĢdi, yaxasınnan bi dene sancağı çıxatţı, oxudu oldu, ē, bi dene buğu bur'ma; géĢdi eyleĢdi. Dédi: Gülü mōla, gördǖn? Men sene déyirem: ÜĢ dene Ģam düzeļt, adamı var. Gördün vār? Dédi: Xudāyā, xudābendā, bu mennen derin ‿imiĢ. Dédi: Ġndi, gül-ü mōla! Dédi: Bēļ! Dédi: Senü xanumun‿öz‿oynaĢıynan yéyeceg, meem ki de 810 öz‿oynaĢıynan. Biz de ikimiz Ģaamızı yéyeciħ, sessiz seher durup çıxıp 468 gédecig. Day dillenemmerik, dillendig; bılar bizi öldürer. Dédi: Yaxçı! Olar, her kes öz‿oynaĢıynan vırdıla köfün demine, yédile, iĢdile. Bılar da sesiz bu yanda yédile, yatdıla; seher durdula. - Xanım xudāfiz. Dédi: XoĢ geldüz. Dédi: Biz‿ikimiz gédek. Eli Ģenine déyip baĢımızı 815 saxlıyağ, bu év de sizün. Dédi: XoĢ geldüz. Ağa, bu derbüĢler gétţileŗ, çıxţılaŗ bi dene Ģeh're. Dédi: Ġndi Eli Ģenine déyek; qeĢeg köfümüz kök, damağımız çağ. Day‿onnan bize; olmazdı o arvttardan. Sen cumxurunda dolandırdun‿elaci‿olmadı, oynaĢ taftı. Men‿onun qundağın‿aldım getdim, 820 bırda böyüttüm, géne 'tafti. Day‿elaĢ yoxdụ bize. Ağa bılar bi dene mecliĢ‿aĢţıla; biri géĢţi,, bu yana “Haqq‿Eli dus”. Biri géĢţi o yana “Haqq‿Eli dus”. Gördüle ama, bi dene cavan bırda mecliĢ‿açıb,‿Eli Ģenine déyir. Allah bilir yékţi bu 'cavannıxţa, 'sōtta, 'nefesţe, 'sesde. Ağa, bılar “Haq Eli dus”. HéĢ kim bılara baxmadı; éle o cavana baxdılar. On‿uçun‿éle pul tökţile ki éle bi 825 desmal. O pulun yığıdı bılara bi qıran da véren‿olmadı. Bılar dédi: Ağa, o kimdi, o çiḳāredi. Onu mecliĢine baxdıla; bize baxmadıla; bu necür necürdi? Dédile: O Ehmed-i Biqemdi; onuņ qemi yoxdu dünyada. Onuņ cavannığı da yékţi, sōtı da yékdi; bi xanımı var, xanım‿özünnen de cavan; sirvet'mendi. Dédi: Çox qeĢeg. Dédi: Éybi yoxdi gül-ü mōla nahardan sora gédeg; 830 nahardan qabağıdi, o biri xıyuabanda mecliĢ‿açağ. Ağa, bılar gétţile çıxţıla o biri xıyabna. Gine mecliĢ‿aĢdıla gördüle; ē, hemen Ehmed-i Biqem‿orda bu sefer mecliĢ‿açıb. Ağa gine: - Haq Eli dus. Bılara héĢ kim baxmadı; gine nemene vereceg‿idile; tökdile Ehmed-i 835 Biqem‿için. Yığdı, bi desmal bağladı; yol baĢladı. Dédi: Du bının qabağın keseg. Gereħ bı géce bizi apara. Da bize bi qıran véren‿olmadı ki; xonaxamız da ki yoxdụ. GéĢdile, bının qabağın kesdile: - Gül-ü mōlā, 'Ehmed-i Biqem! 469 Dédi: 'Belé! Dédi: Ağa, biz qeribe, iki dene biçāre gelmiĢiħ bırda, haq Eli 840 dus, Eli Ģenine déyek; bi nefer seni qoyup bize baxmadı. Bizi gereħ bu géce aparasan, saxlıyasan. Dédi: Xob, naxada iĢlerdüz? Dédi: Meselem,‿o dȫre, béĢ tümen,‿üĢ tümen. Dédi: Ağa, baĢa béĢ tümen; mennen‿el çekün. Dédi: El çehmeriħ. AğaĢdaki déyir‿ē. Dédi: Ni'ye? Dédi: Gereg géce bizi qonağ‿éliyesen. El çeħmerem sennen. Dédi: Baba, mennen‿el çek, çix gét; 845 xob,‿évün dağılsın; béĢ tümene on tümen verérem. Dédi: Alla vara; yüs tümen véresen;‿el çekmerem. Dédi: Xob, cehendem. TüĢtü, bıları götdü apardı. YétiĢdile bi dene saxtumana, qapını çaldıla, bi dene xanım geldi, qapını aĢdı; gördüle, xuāyā, éle cavandı, éle cavandı; doğurdan‿éle cavandı. Ehmed-i Biqem‟nen de cavan odu. Sirvet de dünyadan çıxıb. GéĢdile, beli, 850 éle bu xanımı gördü; gördü; Ehmed-i Biqem‿éle saraldı, oldu sap sarı zerdecu'a. - Gül-ü mōla buyuruz. GéĢţile, belé, bi dene otaxda ottu'lar. Otaxlarda éle bücür, tūderdudu, qabax birine baxırdı. Ehmed-i Biqem de géĢţi, otdu o biri otaxda. Oldu Ģam 855 vaxtí. Gördü bi dene qara qul; héĢ‿adama oxĢamır; ağa, bu Ģamı getţi. Getţi qoydu bıların qabağına. Bi dene de Ģam ‿apardı orda öz qabağıynan‿arvadun qabağına, bi den de Ehmed-i Biqem‟ün qabağına. Ehmed-i Biqem baĢın saldı aĢağı, her dem mınnan yavaĢ yavaĢ yédi. O qulunan, qara qulunan xanım, bu qaĢığı soxur 860 ‿onun‿ağzına, o soxur bının‿ağzına; vırıfla bılar éĢq-i nuĢq‿élille. Dédi: Yéme. AğaĢdaki yérdekine déyir. DerbüĢ dédi: Évün dağılsın yéme. Dédi: Niye? Dédi: Hele bax, gör, onun qara günü bizden çoxţụ. Onun sirri bizden çoxtu. Yéme, gere men bınnan bi Ģéy‿ele getirem. Bılar yémedile. Qara qul geldi gördü, bılar Ģama el vırmıyıp. Dédi: Ağa? Dédi: Yémerik, biz,‿Ehmed-i Biqem‟i istirik. Ehmed-i 865 Biqem geldi: Ağa, gül-ü mōla niya Ģamuzu yémedüz? Dédi: Yémerik. Dédi: Niye? Dédi: Sen sirrün bize dé'sön, Ģam yiyecik; démesön, yiyen döyrük. Dédi: Menim sirrim? Dédi: Senün sirrün çoxtu. Senün qara gün lāp çoxtu. Dédi: Ağa Ģamuzu yéyựn. Dédi: Yémerik. Dédi: Évüz dağılsın; men her kime 470 sirrimi dé'sem;‿evvelce onun baĢın keserem; démiĢem; oları öldürrem. Dédi: 870 Ağa biz razıyığ, razıyığ, sirrin dé, bizim baĢımızı kes. Ağa, dédi: Götürün desxetţüznen yazun; mesuļkar‿olmıyım, da sizi men‿öldürsem; mēsuļ‿özüzsüz; Allah günahkar‿olmıyım Allah yanında yaanda. Göttüle yazdıla: Ağa bizim qanımız halal; sen sirrün dé bize, baĢımızı kes. Dédi: EyleĢün, indi, Ģamuzu yéyün, déyim. Bılar Ģamların yédile. 875 Ehmed-i Biqem danıĢdı. Dédi: Valla, menim sirrim‿odu ki, görüsen,‿o xanım menim, menim emim qızıdı. Biz‿emi qızı, emi oğluyığ; ne menim dedemün; mennen sovay‿uĢağı yoxtu, ne onun dedesinün‿onnan sovay‿uĢağı yoxtu. Biz béĢik kesméydik birbirimize. Dedemiz ki öldi, bizi toy‿éledile. Dedemiz de öldü; onun da dedesi öldü; sirveti bize toxtadı, 880 menim de dedem‿öldü; sirveti mene toxtadı. Görüsen, xanımım‿özümnen cavan,‿özüm xanımnan cavan; sirvet de dünyadan çıxıþ, cavannığımız da yékţi. Biz and - qessem‿éledik ki her birimiz qabaxca ölseg; ere gétmiye; men‿ölsem;‿o ere gétmiye, o ölse, men arvad‿almıyam; and - qessem‿élemiĢţik. Men de Eli Ģēnine déyerdim. Menim de adım‿Ehmed-i 885 Biqem; yanı bu dünyada 'qemim yoxtụ. Ağa, bir gün gétdim, qızıĢdım; hay bırdan,‿ordan; gétţim çox‿uzāx yére géttim; éle bil‿üç‿ay yol géttim. Géttim; belé, Eli Ģēnine déyirem. Men gédim,‿arvadım meriz‿olsun. Arvad meriz‿olsun; götüsün bi dene qasıda yazsın, vérsin, désin: Gét,‿Ehmed-i Biqem‟i tap, dénen: ÜĢ güne özün yétitdün, yétiripsen; yétirmedün, day 890 xanımun göremmesen. Men bi yérde mecliĢ‿aĢmıĢdım, gördüm bi nefer geldi; üç‿ay yol gétmiĢem men; gördüm bi dene nāme getţi. - Ağa, bu nāme sene yétiĢeceħ. Aldım,‿aĢdım baxdım, gördüm‿ē; emim qızı yazıp: Emi oğli, egeŗ‿üĢ güne özün yétirdün, yétiripsen; yétirmedün, day meni göremmesen, men 895 dünyadan gédirem. Dédim: Xob, men‿üç‿ay yolu üĢ güne necür gédim; vesile yox, bi Ģéy yox. Day, mecliĢi öcür baham vırdım. - Ağa, ne geldi sene? 471 Dédim: HéĢ, day men‿oxumuram. Geldim; dédim: Xōb, men and qessem‿élemiĢem‿emim 900 naxıs‿éleme'sem, günahkar‿ollam. qızıynan. men‿ereĢet-i Géttim, Men me‟Ģerde qeĢeg‿özümi, gétdim‿eger‿özümü emim qet‿éledim qızınun yaanda nefsimi, mualice élettirdim. Onnan sonra yol baĢladım;‿üç‿ay çeħdi geldim‿évime. Geldim gördüm‿ē; emim qızı ölmiyib. Hemen‿emi qızı éle bırda fır fır fırıllır, Bu qara qul da bizim nökerimizdi. 905 - Ede, men,‿eceb bedbaxlığ tuttu meni. Men‿özümü, nefsimi qet‿éledîm. Xob, men ne déyim. - Emi oğli can geldǖn? - Belé, geldim. Belé, yédik,‿iĢdik, géce ottux; belé, durdux yattıx. Dédim: Emi qızı! 910 Dédi: He! Dédim: Emi qızı, bes, men géttim‿Ġmam-i Rızı‟ya, ziyāret‿élemiĢem; ehd‿élemiĢem, qıŗx gün sene youx gétmiyem. Dédi: Niye, mēlim, men meriz‿olum, piselmiĢēm? Dédi: Yox,‿axı, and - qessem‿élemiĢem‿Ġmam Rıza‟yna, qıŗx gün gerek sene youx gelmiyem. Dédi: BāĢe, Ağa qırx gün baĢa geldi, géne xeber‿olmadı. 915 - Em oğlı, be sen mene youx gelmisen? Gereħ sirrün mene diyesen. Dédi: Valla, sirrim ki; ayrı sirrim yoxtu; sen ki mene nāmeni yolladun, nāme geldi, mene çıxdı; dédim: Xo, men‿üç‿ay yolu üĢ günde necür gédim? Getţim gördüm,‿emim qızı tamahlandım‿arvad‿aldım;‿ereĢet-i 920 ölüb, mēĢerde men; senün Ģayäd yanunda günahkar‿ollam. - Nefsün qet‿éledǖn, hē? Köpöy‿oğlu; dür-e-canab; pox yédün Ģeriħli emmiznen, dedemiznen, néce…? Be, men dünyanun görküyem. Sennen belke Ģir‿emele geléydi, molla emele geléydi, qāzi emele geléydi. Dādqāh‿oléydi. Sen, néce ki…, çox da öldüm; sen nefsün 472 niye qet‿élirdün köpöy‿oğlu; dürecanab. Durarsan meni apararsan, 925 kebinimi dalı oxutturarsan. - Emi qızı, seni ät vérrem Allah‟a… Men‿Ehmed-i Biqem‟em. Dünyada hāmı meni Ehmed-i Biqem çağırır. Menim sirrimi baxĢ‿élemē. Dédi: Olmaz. Ya icāze vér; men bu qara qulunan déyim, gülüm, danıĢım; senün sirrün kanarda olmasın; ya da meni boĢıyasan. Elacım ‿olmadı, 930 dédim: Éybi yoxdi, éle bu qara qulunan dé, yat, dur, köfün çek; amma menim sirrimi bayan‿éleme millete. Dédi: BāĢed. Ġndi, Odi, gellem, adım‿Ehmed-i Biqem‟di; hāmıdan qemim çoxţi. Olar diyelle, gülelle, yatalla, duralla; men sessiz bırda Ģamı 935 yiyerem, seher durram, géderem,‿Eli Ģēnine diyerem. Ġndi, icāze vérün; baĢüzü kesim. Dédi: BāĢē; sen de icāze véresen; biz de sirrimizi diyek; baĢımızı kes. Déyer: BaĢ‿üsde. Bu diyer: Valla, menim cereyanım bu cür; her kimi adım; bu 940 cür giriftar‿oldum. Axırında qundağın‿aldım,‿olcağın‿apardım bi bi dene dene qızı biyabanda géttim, saxtuman düzeltţim;‿orda perveriĢ vérdim, böyüttüm,‿özüme zenen‿éledim; axırında baĢıma bu oyun geldi. Bücür, bu derbüĢ mene daraĢ geldi. Bu derbüĢ de bedbax, arvadın bi dene alma élemiĢdi, cumxurda dolandırırdi; fılan çéĢmede bücür yattı, bücür‿éledi, bücür‿ottu. Bu sefer bu yatannan sonra bu xanımı, 945 bi dene bırdan sancax çıxattı, éledi bi dene buğu burma oğlan. Bu da öcür‿oldu. Bizim de sirrimiz bücürdi. Dédi: Bes, indi, éle üçümüz de…, Biz de o saxtumanı vérdig‿olar qaldıla orda. Dédi: Day men de sizi öldürmürem. Éle men de vérim, qara qulunan, xanımım saxtumanı saxlasın; gédek, men‿Eli Ģēnine déyim, süzün 950 baĢüzü saxlıyım. Seher durdula bılar, o Eli Ģēnine dédi; bıların baĢın saxladı; men xeber gettim sēn‿için. 473 - Çoban 955 Bi dene çoban var‿ıdı. Bu çobanın bi dene oğlu vardı; derse géder'di; bi dene de o dȫre patıĢahun qızıynan ders‿oxurdula bılar‿ikisi. Bılar hemqılasdıla birbirleriyle. Hemqılas‿ıdıla. Éle oğlan da cavan‿ıdı, qız da cavan‿ıdı. Günnerün bir günü gız dédi ki Ay‿oğlan! Dédi: He! Dédi: Menim sene éle älağam var ki; düz sözü, seni görmiyende bağrım çattır. Hemi 960 hemqılasıx, hemi senün suyun mene çox xoĢ gelir. Dédi: Xob, senün mene älağon var. Sen bi dene Ģah qızısan, men bi dene çoban ‿oğli. Allah, seni mene qısmet‿élese, gelersēn? Dédi: Niye gelmerem! Seni de Allah yaradıb, meni de Allah yaradıb. Çox da Ģah qızıyam, sen çoban‿oğlusan; senün dersün mennen de yaxçı, cavannığun mennen de yaxçı. Da, bu biŗ ‿iki kelme 965 sözü bırda danıĢdıla. Bu oğlan bir gün gétţi, nenesi için danıĢdı, dédi: Valla, nene, Ģahın qızıynan bi dene bücür söz danıĢdım; o qız, mene bu sözü dédi. Dédi: Ē, o sene aĢığ‿olub. Qoy déyim, dedün seher géssin xasteqarlığa. Dédi: Évün dağıssın, néce géssin? O bi dene Ģahın qızı, men bi dene çoban‿oğli. Dédi: Baba, o yalvarır gele; baĢuṿa da döner. Geler, men keniz, 970 dedün nöker; iĢlerig‿o yeer dā. Dédi: Baba, ge, el çek. Dédi: 'Olmaz. Géce arvad kiĢiye dédi: KiĢi! Dédi: He! Dédi: KiĢi évün dağıssın, Ģahun qızı aĢığ‿olub‿oğlana; seher gét xastqarlığa. Dédi: Arvad, 'béle iĢ‿olmaz. Dédi: Olar, yalvarır. Dédi: Gel… Dédi: Geler, seni iĢün yoxdu. Oğlan, o gün gétţi medresiye. Seher gétmedi, qoyunu aparmır çöle. Belé, bu durdụ, kiĢi durdu; 975 bi dene meen kimin ḳārger, biçare; ağa, paltar culuz, bi den de dağarçığa çörek qoyub dalına aslıyıb; gétdi. Belé, yétiĢdi derbara. YétiĢdi gördü; baba; nigehvan, pasıban, durub. - Qo'ca, ne zülm‿oluf? Dédi: Zülm size olsun; mene ne zülm‿olub? Dédi: Be hara gédisen? 980 Dédi: Menim xéyirri iĢim var. Ġcāze vérün, gédim, Ģahınan sözüm var. Dédi: Évün dağılsın, bücür qoy... Dédi: Ağa, qoyalla, menim xéyirri iĢim var. Zülm‿üzüze olsun; ne zülm‿olacax mene. Men xéyirri iĢe gédirem. GéĢdile, dédi: Ġcāze alax. GéĢţile: Qıble ālem sağ‿olsun, valla, bi dene çoban, dalında 474 bi dene bir Ģéy‿aslanıb; déyir: Menim xéyirri iĢim var. Dédi: Zülm‿özüze 985 olsun, ne zülm, men xéyirri iĢe gédirem. Bes, icāze vérün gédim Ģahun yanına. Dédi: Xo, yol vérün, goyun gelsin. Dédi: Ge géç. GéĢţi, gördü; hō; vezir, vüzera, vekil, Ģah hamısı oturufla. Bılar baxdıla. - Selamm‿eléyküm, - Eléyke selam, 990 - Ağa, sene ne zülm‿oldụ? Dédi: Ağa, zülm meni istemiyennere olsun, ne zülm, men xéyirrige gelmiĢem. Bu Ģahı mene tanıttırun. Bılar gördü xaxol bir ‿adam gelib. Dédi: Néynisen? Dédi: Ağa, meem Ģahınan sözüm var dā. Siz bu Ģahı… Men görüm, hansuz Ģahsuz? Dédi: Ağa, Ģah, qıblé ālem,‿odéy,‿odu. Dédi: Da 995 qutardı, qıblé ālem! Dédi: Belé! Dédi: Valla, çox danıĢmağun karı yoxţı; senün qızunan menim‿oğlum hemqılasdı, hemdersdile. Bes qızun menim‿oğluma aĢığ‿olub; icāze véresen, toyu éliyek. Bu Ģah bi güldi, vezire baxtı, vezir vekile baxtı, bu ona baxtı. Dédi: Baba, götürün bının‿engin basun. Vezir dédi: Qıble ālem sağ‿olsun; o bi dene biçāre, bi dene xaxol bi 1000 adamdi; 'neyin‿öldüresen,‿onu Allah‿öldürüf de. Ona bi dene söz dé, qo géssin. Onun neyin‿öldürüsen, o bi dene biçāre adamdı, o annamır ki danıĢmağı. Dédi: Xob, senün‿oğlun Ģuğli…? Dédi: Menim‿oğlun Ģuğli héĢ zad; ders‿oxur senün qızuunan. Dédi: O Ģuğul döy; apar‿oğlun Ģuqula qoy, Ģuğul‿örgensin‿öziyçin; 1005 gelsin qızı vérim. Dédi: Allah size ömür vérsin;‿arvad déyir ki yalvarıb véreceħ. Qeyitţi. - Xudāfis! - Xudāfis! Ağa, bu geldi, dédi: Arvaţ! Dédi: He! Dédi: 'Arvad, éle sen déyen düz‿oldı. Vérir; dédi: ġuğla qoy. 1010 - Oğlan seher gétme medresiye. 475 Dédi: Évün dağılsın dede, sen‿iĢden çıxdūn? Seün çırağun géĢsin, néce Ģuğla... Baba, men…. Dédi: Baba, yalvarıŗ, bedbax, bizden yaxçısına véreceg? Men keniz, dedün de çoban; géder qeĢeg, iĢler getirir. Yéyün,‿içün köfüzü çekün. Dédi: Oğlanı seher‿aparacam Ģuğla qoyam. Belé, seher‿oğlanı göttü. Day medresiye qoymadı; göttü bını apardı. 1015 Aparır bını qoya Ģuğul‿örgene. Gétţi, bi nisbi rayda bi dene derbüĢ-i cādu'fél darıĢ geldi bına. Gördü bi dene qoca, bi dene cavan ‿oğlan‿aparır; ne 'oğul! Adam‿oğlanun cavannığına, boy buxuna baxır,‿adam doyur. Dédi: Qoca, hayana aparırsan bu oğlanı? Dédi: Valla, bını aparıram Ģuğla qoyam. Dédi: 1020 Qoy menim yanımda. Dédi: Sen Ģuğul…? Dédi: Belé, her Ģuğul désün bına örgederem. Dédi: Çoq geĢeg. Men bını qoyacam da, ya sen ‿ol ya her kim‿olsun. Ġndi ya bilmedim‿eline vére ya ala; bını qoydu bının yanında Ģuğulu, géde Ģuqul örgene. Vérdi oğlanı qeyitti. Oğlanı vérdi derbüĢe. DerbüĢ de cādu'fél. DerbüĢ göttü oğlanı. Qoca qeyitti geldi évine. Bu 1025 derbüĢ bını apardı, yétirdi bi dene meqqāriye. Ağa, bi dene dua oxudu, meqqāre gétţi göye, bi dene tünél‿açıldı; dédi: Oğlan géç. Oğlan géĢdi, dédi: Xudāyā, dedemü évi dağıssın; bırda ne Ģuql‿örgenecem men; meni getţi bıra. GéĢdi, hay gétţile, géttile, yétiĢtile; gördü yérü altında bi dene qız, cavan, çox vecéh‿oturub. Vecéh, yanı çox gözel, göyçek. Dédi: Qız! Qız da 1030 derbüĢün qızıydí. Dédi: He! Dédi: Oğlan‿adun ne? Dédi: Meem‿adım Mehemmd‟di. Dédi: Qız! Dédi: He! Dédi: Qız, bu Mehemmed‟i getimiĢem; bına qeĢeg‿örgedesen cādu'féli. Qırĥ gün sene vax vérrem. Müretteb‿örgedersen; örgedennen sora; men gédirem. Gelecem men, bını oxuyacam, bi dene bına qeĢeg çumux vıracam ‿ola mücesseme, vıram 1035 xezāniye. Bunun mücessemesi, xezānede day qıymeti yoxtu; amma yaxçı örged‿e. Yémeyin de yaxçı vér. Dédi: BaĢ‿üsde! Dédi: Xob! Oğlana tafĢırdı, bu qeyitti. Qeyitti, qız dédi: Oğlan! Dédi: Bēl! - Adun ne? 476 Dédi: Adım Mehemmd. Dédi: Évün dağılsın Mehemmed, sen hayannan 1040 geldün darıĢ bu dedemün çengine? Bu dedem kāferdi, müselman 'döyr. Seni beye qoyar bırdan diri çıxasān? Dédi: Vallam, menim dedem, besab getţi mene Ģuğul‿örgede. Dédi: Xōb! Qız da bu oğlana bir göyülden min göyüle aĢığ‿oldi. AĢıq‿oldi bu oğlana; dédi: Mehemmed! Dédi: He! Dédi: Mehemmed, menim sözüme baxarsan, seni baladan redd ‿éliyēm? Dédi: 1045 Baxaram. Dédi: Men, veli, seni bırdan çıxaŗttım, géttün; menim dalımca gelesen‿e. Dédi: Gellem. Dédi: And‿iç. And‿içelle, and - qessem‿élelle; bu gésse, gele bının dalıyca. Dédi: Oğlan! Dédi: He! Dédi: Mehemmed,‿évün dağılsın, müretteb ders‿örgen. Qırĥ gün bını yédirtti. Mehemmed bi dene pehlivan‿oldu qevi héykel. Dersin qutardı örgendi. Qırĥ gün baĢa geldi, baĢa 1050 geldi. Dédi: Qırĥ gün ki baĢa geldi, dedem geldi; sene diyeceħ: Mehmmed, get ge kitabı aĢ‿oxi. Açacax, oxumuyasan‿a. Dése: Bu nedi? Déne: bilmirem. O nedi? Bilmirem. O nedi? Seni vıracax, diyeceħ: Bes çepbel-i haramzade, be sene, eĢĢeye Yasin‿oxurdux; sen gırĥ gün menim bu qedde ağuzamı, qéyrimi yéyibsen bırda. Sen bırda néyliyibsen be? Sen bi dene 1055 dersi örgene bilmiyibsen. Seni vıracaq. Men de déyecem ki ağa, bu hambal-i bimuzdi; hés zad‿annamır, hés zad bının Ģuuru yoxdu hés zad örgene. Seni atacax çöle. Attı çöle, ge dalımaca yā. Dédi: BaĢ‿üsde, gellem. Gırĥ gün baĢa geldi, derbüĢ geldi. - Qızım! 1060 - Belé! - Mehemmed‟e örgettǖn? Gördü, ede, Mehemmed yéyib péyser‿ēh, bi dene qevi héykel pehlivan‿olub. Dédi: Kitabı get ge görüm,‿örgenipsen? Getti. - AĢ görüm. 1065 AĢtı. - Bu nemenedi? 477 Dédi: Bilmirem. - O nemenedi? - Bilmirem. 1070 - O nemenedi? - Bilmirem. Bına bi silli. Çepbel-i haramzāde, be sen qırĥ günü bırda néyliyifsen? Bu qedde yéyifsen, olufsan bi dene pehlivan. Qız geldi: Déde, vırma, elac‿olmaz‿ona, hēs zād halı döy bına. Hambal-i bi'müzdi, hés zad dünyada 1075 bilmir bu bedbax. Dédi: Dur‿ayağı. Ağa, durdu; bi dene daldan bına tepik vırdí: - XoĢ geldün. Be sen bırda hés zad‿annamıyıfsān, hés zad bilmisēn? Oğlan da evvelimci caduféli örgenib. Day her‿emeli bilir. Oğlan bırdan çıxtı. Çıx'dí gétti, oxudu oldu bi dene göerçin qenet qenete vırdı, gétti tüĢtü öz 1080 'qaplarında. TüĢtü géne oldu hemen Mehemmed, géĢţi; gördü, dedesi éle çobançılığ‿élér; nenesi de oturup. Girdi içeri; nenesi dédi: Oğlan sen kimsen? Dédi: Nene, meni, tanımısan? Dédi: Sen kimsen? Dédi: Men Mehemmed‟em. Dédi: Néce Mehemmes‟sen? Sen bu qırĥ günde necür bu qedde oldun? Dédi: Men hemen Mehemmed‟em, narahat‿olma. Éle senü 1085 oğlun Mehemmed‟em. Dédi: ē, sene qurban‿olum; Ģuğlu örgen…? Dédi: ġuğul‿örgenmiĢem, senet‿örgenmiĢem; da qutulan döy. Géce oldu; dedesi geldi, gördü; ede, bi dene qevi héykel pehlivan bılarda oturub. - Arvad bu kimdi? Dédi: Mehemmed! 1090 - Néce Mehemmed? Dédi: Évün dağılsın,‿oğlumuzdu da. Dédi: Ağa, meni tanımısān? Hemen Mehemmed‟em. Dédi: Sene qurban‿olum; sen qırĥ günde 'necür bu qedde oldun? Dédi: Meni bi dene senete qoyufsan;‿evvelim senet‿örgenmiĢem; narahat‿olma. Ağa, seher gétmesen, ville davarı. 478 1095 Davara gétme; déne: Ağa, da men gétmirem. Seher meni aparacağsan; bi dene olacam at-i qırmız; qeĢeħligce aparacağsan bazara. Mennen qorxma‿yā, men seni öldürmerem, sene esļen‿eziyet‿élemerem. Bazara apardun; mene hāmı aĢığ‿olacax. Ne désün meni alacaxla, néçe désün meni alacaxla; ama noxtamı vérmiyesen. Men cādunu oxuram noxtama. 1100 Déne: Ağa, men noxta vémerem. Noxtanı ki vérmedün; men her yanda olsam; geleceem. Noxtanı vérsün; day gelemmerem. Dédi: Vérmerem. Dédi: Qorxma‿yā, men seni vırıb,‿éliyen dõrem;‿eslen mennen qorxma. Ağa, géttile, Ģehere youxlaĢırdı, bi dene elinde elinde; dédi: Vır baĢıma. Vırdı, bu oxudu, oldu bi dene at-ı Semet. At béle ki baxır, ağzınnan‿alō çıxır,‿eller 1105 gédir göye. Bu kiĢi xōf‿éledi; dédi: ē‿dedem vay, bu meni öldürecek. Déyib: Day menki at‿oldum; danıĢammerem‿ē; qorxma mennen. Beli, bını apardı, yétiĢţi bazara. Ağa, millet gördü bi dene qoca kiĢi, bi dene at getiriþ‿eslen memlekette bu at yoxtu. - Qoca emi, néçiye? 1110 Dédi: Ağa, müĢteri her kim‿olsa ona diyerem. Ağa bu: Néçe? Dédi. O: Néçiye? Bu dédi: Meselem birden yüs tümeni; dédi; iki yüs tümen, iki yüs tümeni béĢ yüs tümen; o dȫre. Bi dene cavan‿oğlan gözü qıfıllı; dédi: Ağa, bu atun qıymetin dé. Dédi: Ağa, meselem;‿o dȫre; iki yüs tümen. Dédi: Buyur senün‿iki yüs tümenün. Dédi: Men bu atun‿üsdüne ki çıxdım; dünyanı 1115 dağıdacaam. Dédi: Ağa, men, sene at vérirem; noxta vémirem‿ē, Gét noxta al gel, vır‿atun baĢına. Men, sene at satıram. Menim bücür‿atım çoxtu; o noxtalar‿atun baĢına gelmez. Dédi: Éybi yox. Saxla, gédim noxta getirim. Gétdi, bi dene noxta aldı getti. Bu noxtanı sıyırdı, vırdı bının baĢına, bu çeħdi apardı. YétiĢri: Ay‿arvaţ! Dédi: Belé! 1120 - Arvaţ‿ersin get ge, atu ayağunu altına. Gör ne, at‿almamıĢam, qardaĢ‿almıĢa. Bınu üsdüne çıxsam; memleketi dağıdacaam. Arvaţ geldi gördü, doğurdan da éle attı. Dédi: Évün dağılsın kiĢi, bu bizim qapılardan‿olmaz. Dédi: Olar. Ağa, çeħdi, bu at sığıĢmadı. Tamam çerçüanı, qéyré, hamısın sındırdı, bastı géĢti içeri. Dédi: Arvaţ, gét, 479 1125 bike yoncadan,‿arpadan geti, tökek bının qabağına, görek yaxçı yéye bilîr? Géttile yoncadan‿arpadan gettile, töktüle qabağına, bağladıla axura. Er‿arvad baxırdı. Éle bike géĢti, gördü; o'ho, at‿oldu bi dene milçek, üĢţü gétti. - Eh,‿olan bu at bi dene milçey‿oldi. Arvad‿évün dağılısın. 1130 - KiĢi, bu ne cereyan? Dédi: Bilmirem, bu necür, necürdi; o qedde at‿oldu, bi dene milçeħ. Dédi: Amma, héĢ kime buruza vérmiyesen; éle, merdüm qoy xōf‿içinde qalsın. Dédi: HéĢ kime déme‿yē; kiĢi arvada déyir. Qoy‿éle, millet xōf‿için désin: Bu bi dene at‿alıb bücür. Sirrimizi déme. Bılar‿elleri 'qoyunda ottular. 1135 Dedesi otumuĢţı, gördü Mehemmed geldi. - Mehemmed can, geldǖn? - Dédi: Qorĥma, näğadä menim bu qıymetimi yuxarı desün; ‿alacaxla; faqaţ noxtanı vérme. Ağa, bir gün‿oldu qara at, bir gün oldu ağ‿at, bir gün göy‿at. Da bücür, 1140 bücür; day kiĢi sirvetten sirab‿oldu. Dédi: Amma éle günde culda düĢecem; noxtanı vérme. Bir gün gine bını aparırdı, gédirdi bi dene bérahe yolunan, hemen derbüĢ geldi bınnan qabax qabax; gördü‿ē, bu Mehemmed bi dene olub;‿élebil‿o dȫre; göy demir‿at. Gözlerinnen tanıdı derbüĢ bını. Dédi: Ey 1145 nenün māteminde oturasan Mehemmed; be sen cādufé‟li örgenibsen, sen bize boyun‿alméyibsan. Senün nenün māteminde oturdacaam. DerbüĢ bu atı hayana aparısan? Dédi: Aparıram satam. Dédi: Sat mene. Dédi: Alısān? Dédi: Belé! Da bu qoca da bedbax tanımadı; bu hemen derbüĢdi. - Qıymed? 1150 Dédi: Ağa, béĢ yüz. Dédi: Be senün béĢ. Dédi: Ama, derbüĢ, men noxta vérmerem‿e. Dédi: KiĢi, bu noxtasız‿atı hayana aparım? Dédi: Xob, men noxta… Dédi: Ağa, noxtanun; dé; pulun vérim dā, KiĢini allattı, tamahın 480 çox‿éledi. Dédi: BéĢ yüz de bının noxtası meselem. Dédi: Bu da béĢ yüz, noxta… Noxtanı da aldı. KiĢi qeyitti. Qeyitti, Mehemmed gördü; xudāyā, 1155 xudābende. Day bını aldı düĢman. Bıın düĢmanıdı, āb-i léysan kimin bının gözünen yaĢ tökülüŗ. - Dede, sen meni sattun düĢmanı'ma. Dédi: Seni, nenün māteminde oturasan Mehemmed. Sen ‿örgenibsen; démisēn? Ağa, apardı, yétiĢdi; meqqāreni oxudu, meqqāre gétti göye. Gétti, 1160 bını çeħdi içeri. GéĢti, yétiĢti qıza: Qız! Dédi: Ha! Dédi: Qız, hele ge gör, Mehemmed ne moda tüĢüb. Bu örgenib, bize boyun‿almır. Éybi yoxdı éle; o çumuğu get ge, men cādu oxuyum,‿éle bını bu mod mücessime éliyim. Bu mücesseme o biri mücessemeden yaxçı, vırsax xezāniye onnan da yaxçı furuĢu olar. Qız gördü‿ē oğlan gelib. Dédi: Dede! Dédi: He! Dédi: Onu bağla 1165 orda, ge, nahar‿āmādedi, naharun yé. Dédi: Évün dağılsın, bu cādufe‟li örgeniþ géder. Dédi: Gédemmez. Ġndi sen be qorĥmusan, noxtasın vér mene. Alan naharı çeħdim,‿otu yé. Munun dedesin yandırram, bes‿o, bize boyun‿alméyib. Dede yanıdıracağam‿ona. Noxtanı aldı, dédi: GéĢ naharun yé. Ağa, bu géĢţi naharın yéye. YavaĢça dédi: Évün dağılsın Mehemmed, 1170 noxtanı sıyırdı qaç. Ağa, bu Mehemmed qaĢţı, éle meqqāreden çıxanda; qız dédi: Ay dede, at qaĢtı, vırdı menim de az qaldı qarnım cırıla. - Vay‿öldüm. Dédi: Ey, senün boynun sınsın qız, 'démedim 'saxliyemmesen. Mehemmed‿aradan çıxtı. Mehemmed 'çıxdí. Bu derbüĢ de villedi qazasın, 1175 bının dalıyca çıxtı. Mehemmed gördü; yoq; derbüĢ gelir. YétiĢdileŗ bılar bi dene derga var‿ıdı, dergaça, yétiĢti dergiya. YétiĢti, oxudu, bi dene oldu bālıq, tüĢdü dergiya, hemen Mehemmed. Bu ki gördi Mehemmed ‿oldu bālıx; bu oxudu, özün‿éledi bi dene naqqa. Naqqanın qäneti yéke, bālığın qäneti xırda. Ağa, bu gédir qabaxca, daldan da bu naqqa onun dalıyca gédir. Döndü 1180 gördü; yo; derbüĢ‿az qaldı, bını yétire. 481 Bu oxudu, özün‿éledi bi dene göerçin qalxdı göye. Bu gördü ki bu oldu göerçin, bu oldu bi dene qırqı, tüĢtü bının dalıyca. Qırqı da axı bu quĢları yéy'er. Ağa göerçin qabaxca, qırqı bının dalıyca; geldile, hemen Ģeherde dȫr vırıllar; bını qualır. Mehemmed baxdı gördü, bi dene üsdü açıx yéred bu 1185 patıĢahdı, vezir, vüzera hamısı oturuþ miz sendel‿üstünde. Fōri geldi, éle bu Ģahun baĢınun‿üstünde oldu bi dene qul-i Mehemmedî, geldi dik tüĢtü Ģahu eline. Oldu bi dene qızıl gül, dik geldi tüĢtü patĭĢahu eline. Bu gördự, göyden bi dene gül tüĢti. Dédi: Vezir, vekil, bes bu gül hardan geldi? Bizim bağda bu gül vār? Dédi: Valla, bilmirem. Dédi: 1190 Bağmanı çağırun gelsin. Bağmanı çağırdıla. Dédi: Bağman, bu gülden vār? Dédi: Xéyir‿ağa, o gülden bağda yoxtı. Dédi: Bu göyden…ama; çox‿'etri gül. Bu güle baxır, xoĢi gelir,‿etrin‿iylir,‿elinde oynadır. O gördü ki o oldu gül; endi geldi, oxudı hemen derbüĢ‿oldụ, geldi: - Heq Eli dus. 1195 Derbarun qapısında, Eli Ģēni déyir. Eli Ģēni déyir, bına bi pay… Dédi: Ağa, men pay‿istemirem. Dédi: Nemene istisen be? Dédi: Ağa, o gül menimdi, gelib tüĢüb size. Men‿o gülümü istirem. Dédi: DerbüĢ, Ģerm‿éle, xıcalat çek, gülde ne ehemiyet… Menim bına xoĢum gelir; gülde ne ehemiyet... Qızıl déyésen, gümüĢ déyésen, pul déyésen…. Dédi: Yo, éle 1200 men gülü istirem. Gülü istirem. Bu Ģah qezebnak‿oldụ; istedi bu gülü vére bına; bu fōri oxudu, özün‿éledi enar. Bu gine oxudu. Dédi: Ne istisen? Dédi: Enar. Dédi: Bayaxdan gülü…, indi enar‿istisen. Dédi: Éle hemen gül enar‿oldu. O menimdi. Ädaletüe zor‿éleme, menim narımı vér. Dédi: Baba, Ģerm‿éle, çıx 1205 gét‿iĢüe, mene eziyet‿éleme; seni öldüttürrem. Dedün… Dédi: Xéyir‿ağa, héĢ vaxt‿edalete zor yoxtı. Sen menim enarımı… O enar menimdi, geldi tüĢtü ora. Ağa, istedi ki bu ata derbüĢün‿eline; bu parttadı, töküldü yére. DerbüĢ ki gördü, bu oldu enar, töküldü yére; oxudu, özün‿éledi bi dene cüceli toux. Cüceli toux‿oldi. Ağa, bi baĢdan qıqqıllır, qıqqıllır, bu narun 482 1210 dennerin döĢürülle, yéyille. Hay yéyille; biri gétţi, patĭĢahun‿élebil mizinü altına. Ta ora yetiĢinceħ, bu oxudu, özün‿éledi bi dene tülki, hemen bu Mehemmed. Oldu tülki, mizü altınnan çıxdı, daraĢdı, cüceni, touğu, hāmısın yédi. DérbüĢi 'yédi, aradan‿apardi. Bılar da baxılla. Oldu bi dene göerçin, 1215 qaxltı göye. Dédi: Vezir, vekil; bu ege sirr idi…; bu éle äĢkara oldi. Bu ne iĢ‿idi, qabğa geldi? Bılāŗ hāmısı mat qaldı. Vezir, vekil, vüzera, dédi: Da bu äĢkar bi Ģéy‿oldu. Evveli oldu gül, oldu enar. DerbüĢ‿old bi dene cüceli touq; 'aļtdan bi dene tülki çıxtı, oları yédi. Ordan, bi sefer bu oldu bi dene göerçin, qalxdı göye. Bu ne qäzo qederdi? Dédi: Bilmirem? DérbüĢi yédi, yédi. Bu 1220 gine qent qenete vırdı, dolandı, gétti. Gördü, belé, bının qızı dersin‿oxuyub, bi dene qeĢeg qırxıca qız, qırd dene qız keniz vérib bına. Bi dene bağda bın‿ıçın qeĢeg külefirengi saxtuman düzeldib, qız‿orda. Qırĥ dene de bına keniz vériflē. Desrin de qutarıb, hemen qız ki bınnan ‿oxur‿udi. Évinün, saxtumanun‿orda biŗ serm‿ağacı varĭdı. Hemen Mehemmed, hemen 1225 göṿerçindi; géĢti ottu serm‿ağacın'da; gördü, aluĢqa açıxdı. AluĢqa açıxdı. Qız da naharı yéyif, yatıp. Bu yavaccalı, éle, qenet qenete vırdı géĢti; oldu hemen gül, qızıl gül, qaldı taxçada, qaldı taxçada. O qız durdu gördü, baba, bi dene iy büriyib bu otağı. Baxdı gördü; e ‿dedem vay; bi dene de gül var bu otax'da; amma béledi, béledi, bınu etrinnen‿adam mest‿olur. Eslen bu 1230 gülden héĢ 'memlekette yoxtu. Bu güle baxatı bir. Döndü, aldı eline iyledi. Bu gül bi qahqa çaldı güldi; güldi. Téz gülü attı yuére, attı yére, dédi: Baba, gül de gülēr? Çağırdı; ay qızlar, gelün bıra. Qızlar geldi. Dédi: Qızlar, gét, bağmanı çağır, görüm bu gülden varımīz? Bağmanı geldi dédi: Valla, bu gülden bizim‿eslen yoxtı. Bağda bu gül yoxumuzdı. Dédi: Qızlar, dedüzi 1235 yandırram, bu gül‿istiye sola, öldürecem sizi. Bi gülü bi mod saxlıyacağsuz, gelib solmıya. Gettile bi dene qeĢeg güldan düzeltţile, gülü qoydula ora, qoydula bının taxçasına. Büriyib,‿iy büriyib, eslen Ģōq büriyib‿otağı. Géce oldı. Belé, Ģam geldi; bu oxudı, qızın gözüne görükmür; endi geldi, ottu surfanın baĢında. Bılar nemene gettile; bu yédi; qıza aman vérmedi. Qız 483 1240 dédi: Xudāyā, be, büyün doymuram. Dédi: Qız, Ģam getirün. Éle bu qızlar getireni Mehemmed yédi. Qızlar getireni Mehemmed yédi. Qıĥr dene qızun, bi dene xanımun; qıĥr bir dene; hāmısıın qazasın yédi. Bu qızlar güldü. Dédi: Xanım, büyün seüņ qarnua ilan giriþ? Bu qedde qazanı… Dédi: Valla, men de teecüb‿élirem. HéĢ‿özüm doymadım. Bu necür, ne cereyandı? Vırdı, 1245 géne bu qız géce yatţı. Qızlar da gétti öz otaxlarında, éle dédile, güldüle: - Olan xanımun; qıĥr dene, qıĥr bir de qazaynaņ biz aj qaldıx. Bınun qarnına ne bala gelib? Bu qız yatţı, yuxuya gétti, gédennen sonra bu yavaĢcılı endi, géĢti, otţı qızın baĢınu üsdün'de. Ottu baĢınu üsdünde; oturannan soņra bu qızun bu 1250 üzünnen,‿o üzünnen‿öfti; gine hemen gül‿oldi ottu güldanda. Seher qız durdu; ē, bınu üzüne leke tüĢüb; çağırdı: - Qızlar, gelün bıra, görüm. Geldi, dédi: YatmıĢduz? Dédi: Xéyir! Dédi: Köpeyin qızları, be yatmamıĢ'duz; menim bu üzüme hardan leke tüĢüb. Dédi: Xanım, valla, billa, 1255 biz‿éle bı géce senün qaza yémeyün, Ģam yémeyün déyiþ gülmüĢük. Dédi: Yō, yatıþsuz. Ağa, birbebir bıları getti Ģallax vırdırdı. Bu qızları béle vırdırdı, béle vırdırdı; da bedbaxları day kül‿éledi. Bılar‿ağlaĢılla: - Xanım, valla, yatmamıĢığ. Gine oldu géce. Dédi: Qazanı çox‿éliyün. Géce oldu, gine qazanı 1260 gettileŗ, endi yédi. Gécenin bi zamanı gine qız yatmıĢtı; endi geldi aĢağı. Geldi, gine géĢti, qızun baĢı üsde ottu; bu qızun bu üzünneņ, ‿o üzünneņ‿öftự, qızı oyattı. Qız durdu gördü; ē‿dedem va; bi dene qevi héykel pehlivan‿oturuþ bınun baĢu üstünde. - Ağa, sen kimsen, bıra gelipsen, sen çiḳāresen? 1265 Dédi: Qız, meni tanımısan? Dédi: Yō! Dédi: Men‿éle hemen Mehemmed‟em, sennen ders‿oxurdum. Sen qızları niye vırdırdun? Senü üzün leke, men salmıĢtım. Gül menem. Götürüsen, men gülürem sen ‿atısan yére. Ağam geldi, senü ağua xasteqarlığa. Dédi: Apar senet... Men bücür 484 senet‿örgenmiĢem. Ġndi, mene gelisen ya yo? Dédi: Senün baĢuva da 1270 dönnem;‿onda gelirdim‿alān sehlidi hele. Dédi: Buruza vérme; qıĥr gün bılar yédile, iĢtile, köflerin cırdıla, bırda köfe baxtılaŗ. Bir gün dédi: Qız, men gédirem‿émmize; dedemi yolluyacām‿élçilige, senün toyun baĢlıya. Görem dedün vérir ya yo? Dédi: BaĢ‿üsţe. Bu gétti. - Mehemmed can hardasan? 1275 Dédi: Alla seni mehv‿élesin dede; Sen, meni düĢmana sattūn? Ceng‿éledim; démirem, yédim;‿ama dedem yandı da. Seni mehv‿olasan, Sene démedim: Noxtamı satma? Dédi: Démirem, onu da yédim. Dedesin yandırdım; amma..., Bu nenesi dédi: Ay seni mehv‿olasan kiĢi, dünya malı gözün tutmuĢtu? Sen, noxtanı, niye sat…? Dédi: Éybi yoxdu, da 1280 ses‿élemiyün. Ġndi. Seher‿ağa gét élçilige, gör Ģah ne déyir. Seher durdu gétţi. Day libas saz, evez‿olub, vez cürrenib; hemen çoban. Gétţi gine, bu pasıvannan, servazdan; derbardı da. - Qoca hara yédesen? Ne zülm‿olub? Dédi: Zülm‿özüze olsun. Ne zülm‿olub; menim xéyirrig‿iĢim var; 1285 gédirem Ģahun yanına; ne zülm. Bılar güldü. Dédi: Yol vérün, géçim Ģahun yaına. Dédi: Qoy,‿icāze alax. GéĢti dédi: Valla, bi nefer gelib, bize bu sözü dédi. Dédi: Yol vérün, geļsin. Yol vérdi, géĢti. - Selam, - Eléyke selam, 1290 Dédi: Qıble ālem sağ‿olsun. Dédi: Belé! Dédi: Filen tarix men gelmiĢtim bıra, senün qızuva göre gelmiĢtim‿élçilige; ne 'déysen? Dédi: Be, oğlun Ģuğla qoyufsān? Oğlan da örgetti dedesine. Dédi: Sene dése: Ne Ģüğl‿örgenib? Déyersen: Özün‿istiyün, özü sene désün. Bını dé, qeyit. Dédi: Oğlun ne senet‿örgenib? Dédi: Onu mennen xeber‿alma ki; qıble ālem 1295 sağ‿olsun; oğlanı özün‿iste bı'ra; qoy sene desin: Ne senet örgenmiĢem. Dédi: Gét, oğlanı yolla görüm; bu çiḳāredi? Bu bizden‿el çeħmir, be bınu 485 oğlu necür‿oğuldí? Ġki dene mamur vérdi bına. Geldile, gördü ede, bi dene qevi héykel pehlivan‿oturup bılarda; éle, yéme, iĢme, bınun gül camalına tamaĢa éle; cavannığına, boyuna, buxuna. 1300 - Oğlan 'sensen Ģahun qızın‿isti'yen? Dédi: Belé, menem. Dédi seni istille, gédek. Geldi: - Salam! - Eléyke salam YétiĢti derbara, ağa, salam vérdi, Ģahuņ‿edebin yérine yétirdi. Dédi: 1305 Oğlan,‿o qocanun‿oğlu sensēn? Dédi: Belé qurban, menem. Dédi: Sen ne senet‿örgenibsen? Dédi: Ne seneti istisēn? Dédi: Senetün‿adı? Dédi: Men öcür senet‿örgenmiĢem; bi dene gül tüĢtü, senün geldi elüe. Bi dene derbiĢ geldi, onu istedi. Gül oldu enar. Enarı attun, parttadı töküldü yére. Onnan sora derbüĢ‿oldu cüceli toux. Bir baĢdan döĢürürdự; enarın bi terefin ‿o 1310 yéyirdi, bi terefi oldu bi dene tülki, qalxdı, daraĢdı o cüceli touğun hāmısın yédi; onnan sonra oldu bi dene göerçin, üĢtü qalxdı göye; men bücür senet‿örgenmiĢem. menidim‿o. - Sen‿idǖn? Dédi: Belé, menem. Vezir, vekil dédi: Qıble ālem sağ‿olsun, 1315 bücür‿adam cādufé‟l bilir. Bücür‿adam derbara lazımdı dā. Dédi: Qızı mene vérisen ya yox? Dédi: Vérirem, lap minnet‿élirem; néce da; bınnan yaxçı senet nemenedi. Ağa, qızı vérdi bına, toyun‿éledi. Bir gün qıza dédi: Qız! Dédi: He! Dédi: Bu seneti bi meqqārede örgenmiĢem. Bes, gédeceem‿onun dalıyca. Dédi: 1320 Oğlan, meni de apar. Dédi: Aparram. Dédi: Meni de apar. Gédek, görek mennen cavandı ya yō? Dédi: Dört dene senün cavanuğundadı. Bu seneti o mene örgedib. Ağa, bılar durdular;‿o dȫre indi ne vesiléynen géttile. Hemen meqqāreni oxudu, qaxdı göye; qızınan‿oğlan gétti, çıxdı meqqāriye. gördü qız‿oturub. YétiĢidi, qız bını gördü tanıdı: Mehemmed can geldǖn? Dédi: 486 1325 Belé! Dédi: Dédün yédim, aradan‿apardım. Dédi: Allah‿ona le‟net‿élesin. O kāfer idi. Dédi: Bu kim? Dédi: Bu da Ģahun qızıdı; men bını almıĢam. Mene gelisen ya yo? Dédi: Baba, néce; senün baĢuṿa dönnem. Qız dédi: Böyüħ senesen. O dédi: Xéyir, sen Ģah qızısan, sen böyüg… Bılar dava éledi. Dédi: Baba, niye dava élisüz? Ġküz de menim xanımım‿olacaxsuz da. Qızı da orda 1330 aldı. Bının nemene xazāne, qéyri, sirveti, hāmısın göttü, ö dȫre getti Ģahlığa. Olar qaldı orda, men xeber gettim sēn‿için. - Qara Çuxa Biri var‿ıdı, bir yox‿udı, qéyrez‿Allah bi nefer var‿ıdı, bu çox 1335 kasıb‿ıdı. Héç cür yétirebilmirdi. Nağada iĢlirdi; hés zad‿artıra bilmirdi. Bu bir gün dédi: Menim qaraçuxam hetmen yatıb. Gédecem qara çuxamı tapam; görem bu harda yatıþ ki menim iĢim qabağa gétmir. Hés zad da yétirebilmirem. Hes zadı da yox‿udı, bi dene arpa çöreyi qoydu, bi dene qeĢeg cemtayısına; dédi: Arvad, mene xudafis. Dédi: KiĢi hara gédisen? 1340 Dédi: Men gédirem, qaraçuxamı tapam. Heŗ yanda olsa, gereg tapam ‿onu. Bu durdı, yol baĢladı gétţi. Az gétţi, çox gétţi, bi qedir yol gétţi. Gétţi, bir yéri géçirdi; qaranquluğıdı. Gördü, bi dene qurt yolda fırranır, yolun ‿içinde fırranır. Dédi: Ağa, hara gédisen sen; qurt bu adama dédi? Dédi: Valla, menim qaraçuxam bilmirem harda yatıb; gédirem qaraçuxamı tapam. Bu 1345 durdu, dédi: Ağa, be Ģensün tapsun; qurt dédi; menim de orda bi erzimi élersen. Men qurdam; bir‿aydı éle bu yolda fırranıram. Bi dene hés zad tapammıräm yiyem. Acınnan da helak‿olmuĢam. Ne bi dene; üzüzden‿ırağ; it yiyemmirem, ne bi dene héyvan yiyebilmirem; éle gicelmiĢem qalmıĢam bırda. Dédi: BaĢ‿üsde. Dédi, géĢti, gétti. Gétţi, bir yére yétiĢţi, gördü, bi dene 1350 qoca cüt sürür bırda; bına salam vérdi, Alla quat vérdi qocaya. Dédi: Oğlum, hayana inĢalla gédisen? Dédi: Gédirem, qaraçuxamı tapam. Dédi: Kiŗpitün var; bi dene men…? Çumux çekerdi qoca. Dédi: Belé! Dédi: Onu get ge, bi dene çumux çekim. Getti, kirpiti vérdi; bi dene çumux çeħdi bırda, tütün 487 çeħdi. Dédi: Sen‿Allah; gédibsen, qara çuxun taftūn; menim de erzemi éle. 1355 Dédi: Senü erzün nemenedi? Dédi: Menim‿erzem;‿odu ki bu zemi bi xelver buğdanun yéridi. Ġndi bırda men‿ilde bu zemini ekirem,‿özüm de külfetdaram, hés zadım yoxtı. Ekirem, bu zemim dörhadör qällä getirir; veset getimir. Bınun cereyanı nemenedi? Buğda ekirem bu zemiye; bu zemim dörhadör buğda getirir; veseti getimir, bu da bir xelver buğdanun yéridi; gör 1360 bınun cereyanı nemenedi? Dédi: BaĢ‿üsde. Bıŗdan da xudafis‿éldi, gétti. Gétti, bi dene yétiĢti cengele. Gördü, cengelün bi dene ağaĢ var, köyüldü onun‿altı, boĢdı. AğaĢ çürüyựb, vesti qalıþ köyül; bi nefer‿orda yatıþ; dédi: Éle Ģensim bu köpöy‿oğludı yatıp bırda. Bına bi dene ağaĢ vırdı, dédi: Bırda niye yatıfsan? Menim…. Da ölmüĢem, hés zad yétirebilmirem; 1365 day 'oxqede gezirem,‿iĢlirem;‿elaĢ yoxtu mene. Dédi: Vırma meni; men senün Ģensüem; tafdun me'ni. Day durdum, Ģensün day getţi; gét. Qaraçuxa yatıþ bırda. Dédi: Sen menim qaraçuxamsan; bırda niye yatıfsan? Dédi: Men yuxuya yétmiĢem; day durdum, vırma meni. Day senün bınnan sonra Ģensün getirecħ. Her yére géttün,‿iĢün düz geleceħ. Dédi: Het'men? Dédi: Hetmen! - Day yatma ya. 1370 Dédi: Yo, yatmaram. Qeyitti. Qeyitti geldi; bi Ģehri géçirdi, gördü, Ģehrün kanarında bi dene iki mertebe saxtumān; bu saxtumanda bi dene qız gezir. Bu uzaxdan salam vérdi bu qıza. Bu eléyk‿aldı. Dédi: Xanım, men‿acam;‿éliyebileŗsen mene bi nahar véresēn? Dédi: Buyur ge yuxarı; 1375 niye vérmerem. Bu géĢti çıxtı otağa. Gördü héĢ kim yoxtu, bi dene qızdı bırda. Getti, bına nahar vérdi; dédi: 'Hardan gelisen? Dédi: Valla, menim qaraçuxam yatmıĢţı. Gétţim men, qaraçuxamı bi dene cengelde, bi dene köyül‿ağacu altınnan taftım, bi den de ağaĢ vırdım; durdi. Dédi: Day durdum, Ģensüm men, durdum; da meni vırma. Odu qeyitmiĢem. Dédi: Sene bi çöreħ 1380 vérsem; yiyebilersēn? Dédi: Niye yiyemmerem. Nemenedi çöreyün? Dédi: Çün Ģensün durub; Ģens hemmeĢe durmaz qaraçuxa. Men bi dene Ģahun qızıyam. Menim‿ağam dünyadan gédib; héĢ kimsemiz de yoxụ. Ġndi, ge meni al; bu Ģehrun patĭĢahın‿éliyim seni, ol patıĢah. Men de senün 488 xanumun‿olum. Dédi: Gelersēn? Dédi: Men‿özüm sene déérem; Ģensün 1385 duruf da. Dédi: Lap qeĢeg. Qızı bırda aldı. Qız getti, bını Ģah‿éledi bırda. ġah‿oldụ. Hay bir‿ay, hay bir‿il, hay‿iki il, hay‿üç‿il; Allah, bına bi dene de oğlan vérdi; bı qızdan. Çün bınun‿ağlı yétirmirdi, paxma adam‿ıdı, xoludı, hés zad annamırdı; bının‿éle hemen‿o qabax ki fikri geldi baĢına; dédi: Baba, menim kül baĢıma, bırda niye qalmıĢam. Gédirem. Men Ģahlığı 1390 néylirem. OtumuĢam bırda zindan kimi, mat mat baxıram. Gédirem dağlarda kasıblığ‿élirem. Dağlarda héyvan‿otarıram, mal‿otarıram, annan soğuq sular‿içirem. - Qız, men gédirem. Dédi: Hara yédisen? Dédi: Men bırda qalmıram. Dédi: Bedbax, Ģens 1395 hemmeĢe durmaz. Gétme. Dédi: Yox, gédirem, uĢağı da istemirem. Qız çox dédi; o az‿éĢitti. - Gédisēn? Dédi: Belé, Gétti, bının hemen o yolçı libasın getti, dédi: Ġndi soyun. Géydirdi o libası, dédi: XoĢ geldün. Sen yémeyin bilmedün bedbax. Dédi: 1400 Néylek, Ģensim duruf da. Geldi yétiĢdi; gördü néçe qerine dönüb; hemen qoca gine orda cüh sürür. Veli qocanı da orda dédi ona. Dédi: Be Ģens, bi dene qoca bicür mene bu sözü dédi. Dédi: Gédersen ona déyersen ki sen‿o zemini ekisen; dörhadör buğda yetirir, veset buğdanı getimir, o veset xezānedi. Bi dene keleħ var, onun da qapısı o keleħdendi. Keleħ yığılıþ, daĢ; 1405 onu söker, xezānenin qapısı ordandı; o xezaneni çıxadar yéer. Ora xezānedi, odu getimir. Geldi, hemen qocaya darıĢ geldi. Qoca gördü, hō bu adamdı, hemen‿adamdı gelir; amma bınun vez‿ōzası evez‿olub, bedeni qabağa gédib. - Dostum bıra ge görüm. 1410 Geldi. Dédi: Ağa, sen hemen‿adam döysēn; bi zaman gédirdün bırdan? Dédi: Belé, - ġensün tafdūn? 489 Dédi: Belé, dede yandırdım, bi dene de ağaĢ vırdım. Dédi: Meem‿erzemi éledǖn? Dédi: Belé! Dédi: Ne dédi o? Dédi valla: Gédib‿o 1415 qocıya déyersen ki o zemi dörhadör buğda getirir, veset getimir; ora xezānedi, pul var‿orda. Onun vesetine daĢ yığılıþ; qedim keleħ déyerdile daĢa; onu söksün, qapısı ordandı; xazananı çıxatsın yésin. Dédi: ġensün getiriþ ki; ge, sökek, cem yéek, sennen qaradaĢ‿olağ. Dédi: KiĢi, menim Ģansım durub; men xazananı néynirem, men Ģah‿oldum, Ģahun qızın‿aldım, 1420 bıraxţım‿onu. ġensim duruf da, men‿istemirem. Dédi: Bedbax, Ģens hemmeĢe durmaz; ge bıra. Dédi: Ġstemirem. Dédi: Men Ģahlığı bıraxdım; men xazananı néynirem. Dédi: Ay biçara ağlun yoxtu. KiĢi söħţü; gördü, ede, xezānedi; daraĢdı, yédi, köfün cırdı. Bırdan da redd‿oldu. Geldi yétiĢţi; hemen gördü qurd‿éle orda gicelenir. Gördü, qurd dédi: QardaĢ, 1425 - Belé, - Sen hemün‿adam 'döydün; bi zamanı gédirdün? Dédi: Belé. Dédi: Menim‿erzemi éledün; taftun Ģensün? Dédi. Belé, bi dene de ağaĢ vırdım. Dédi. Xob, tafdūn, menim‿erzemi éledǖn? Dédi: Belé! Dédi: Xob, ne dédi Ģensün? Dédi: Valla, qurda déyersen ki senün baxtun 1430 bağlanıftı; héĢ cür senün‿ovua hés zad gelmez yéesen. Sen bi dene paxma adamı tap‿onu daraĢ ye, baxtu açılsın. Dédi: Alla kömeyü ossun; da oldux sennen qardaĢ. Bu qurt fikr‿éledi, dédi: Men naxada axtarım, bınnan paxmasın tapım. Éle bını yéyim Ģensim‿açılsın da. Da bınnan paxma hardan tapacaam. Dédi: Men Ģah‿oldum, Ģahlığı bıraxtım, bi den de oğlumu 1435 bıraxtım; geldim. Bi dene bücür xezāne darıĢ geldi, onu da bıraxtım. Dédi: Da men bınnan paxmasın hardan tapacaam. Éle bını yéyim, baxtım‿açılsın. Endile bi deriye, géĢti qurt bının qabağın kesti, dédi: QardaĢ qabağım...? Dédi: Valla, yoldaĢ, hay fikr‿élirem, sennen paxma tapa bilmerem. Éle seni yéyim, baxtım‿açılsın. DaraĢdı kiĢini yédi, baxtı açıldı. 1440 490 - Qarqu Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, qéyrez‿Allah bi dene yoxsul‿adam var‿ıdı. Yoxsul‿udu, hés zadı yox‿udı. 'Naxada iĢlirdi, héĢ zad yétirebilmirdi. Dédi 1445 arvad‿uĢağına: Baba, men gédirem, gédirem‿özüme bi dene… Bu gétţi, day terg-i veten‿oldu évinnen. Gétti çıxtı bi çéĢmenun baĢı'na; ottu bırda, bike su iĢti. Bi dene de arpa çöreyi var‿ıdı, bını yédi. Gördü, bi nefer de bi dene qarqunu minib, özüne at‿éliyib. Geldi, qarqunu aĢtı bağladı orda bi dene otun kökü'ne. Evvel qarqunu tuttu, fıĢqırıq vérdi, su içe. Bu bi güldü, dédi: 1450 QardaĢ, neye gülüsen? Dédi: Valla, ona gülürem ki sen,‿o qarqunu at‿éliyifsen; onu minifsen sürüsen; da özün yérisen da; bu bir. Bir de sen bağlıyıfsan su içsin. Qarqu da su içēr? Dédi: KiĢi, déyesen sende iman yoxţı. Sen kāfer memleketinnen gelifsen; senün hés zada qayıllığun yoxdụ. Néce ki, bu menim‿atımdı. Men bunnan her yana gédirem, bu olmasa; men 1455 gé'demmerem. Su iĢti, bike ottu. Bu durdu mine géde; dédi: QardaĢ, men sennen‿el çeken döyrem. Dédi: Mennen gédisēn; qarqu minene dédi? Dédi: He! Dédi: Ge, min qarqunu gédek. Dédi: Yox baba, onun neyin… Bücür gédirem da; onu da minsem; yériyecem da. Dédi: Gördün, sende iman yoxţụ. Sen kāfer memleketinnen gelifsen. Dédi: Seün ne iĢüe; men qarqunu 1460 minmirem day. Gédek day. Dédi: Xob, ge, gédek. Bu qarqunun minib tozlur; bu da piyada bınnan. Géttile yétiĢtile, Ģehrun kanarında bi denen cengele yéţiĢtile. Gördü, qarqudan‿özüne bi dene dam düzeldip, hemen o qarqunu minen. Bi dene qarqudan‿öziyçin poru düzeldib. Géne o qarqunu bağladı géĢti; éle bi neferün yéridi. Dédi: Bıra menim saxtumanımdı. Dédi: Lap yaxçı. 1465 Hés zadda yoxtu. Oldu axĢam. - YoldaĢ! Dédi: Beļ! Dédi: Ġndi sen qal bır'da. Men fōren minim ‿atımı gédim, Ģehrimizden Ģam‿alım getirim, yéy'ek. Dédi: Gét da. Ağa, géĢti, gine qarqusun mindi: 1470 - DüpĢĢ, düpĢĢ! 491 Gétţi. Bi sahat çekmedi, gördü, bu iki neferün Ģamun ‿aldı getţi. Getţi, dédi: YoldaĢ,‿aldım 'Ģammızı. Dédi: Lap qeĢeg. Dédi. YoldaĢ, gétdün Ģehere çıxdǖn; qelennaharun da aléydun bi diblice. Dédi: E, indi gör, sende iman yoxtu kiĢi. Néceki, qelennaharun‿aléydun? Be, sen kāfer memleketinnen 1475 gelifsen. Sen Müselman döysen. KiĢi, gereħ her vaxtun, her vaxda qazasın‿alam. Bizim Ģehrimiz‿Ġmam Zaman memleketidi, salavatadı her ne. Dédi: Néce salavata? Dédi: Bizim yéyib,‿iĢmeyi, hāmısı salavat. - Néce salavat!? Dédi: Belé, salavattı. Biz‿eger çox‿al'saq; salavatımız qutarar; 1480 acınnan‿öllük. Dédi: Béle iĢ‿olār? Dédi: Belé! Dédi: Seher men bınnan gédim Ģehere; görüm, bu Ģeher néce salavattı. Seher bınnan géttile, dédi: Ge, min‿atı. Dédi: Yox, éle men bücür… Dédi: Ay bedbax, sende iman yoxtu. Bu qarqunu mindi, bu da bınnan piyada; géttile, yétiĢtile Ģehere. Géttile, 1485 bınun gözün‿oğurradı; dédi: Xob, hele men gédim, çöreħxanäya ya bi qehvexanäya, görüm bu salavatadı; 'necür salavatadı bu. Bu bınụn gözün‿oğurradı; gétti bi dene qehvexanäya, bi dene çay‿iĢdi; çıxartı pul vérdi. Dédi: Ağa, o nemenedi; diyesen, sen kāfer memleketinnen gelifsen? Bıra salavatadı, Ġmam Za'man‟u öz memleketidi. Bırda pulu döy ki; éle bi yol 1490 salavat çöyür; qutarsın. Gördü, bu diyen düzdü. Gétti çörħxanaya, bi dene çörey‿aldı; çıxrttı pul vére; dédile: KiĢi, o nemenedi, iman yoxtu sende, sen hardan gelifsen? Sen bu memleketün‿adamına oxĢamısan, sa'lavatadı bıra? Çöreyi de salavata yédi. Gördü, baba, bu diyen düzdự. Hāmısı, ne yéyib‿iĢme salavat. Dédi: Éle, menim yérim bıradı. Geldi: QardaĢ! Dédi: 1495 Belé! Dédi: Day mennen narahat‿olma, men éle bırda qalacağam. Sen gét. Dédi: Lap qeĢeg. Bu mindi qarqunu gétti. Gétti, bu gezirdi xıyabanda bı yannan‿o yana. Bi dene culfacı Ģal toxurdu orda; gördü, bi nefer‿éle gezir bı yan‿o yana, séylan véylan gezir. Dédi: Ağa, bıra ge, görüm. Geldi. dédi: Sen bu 'memleketün‿adamına oxĢamısan; hardan gelmelisen sen? Dédi: Valla, 1500 men qeribeyem; men de bıra nabeletem gelmiĢem; bilmirem bıranun vezi 492 'necürdi. Dédi: Bıranun héĢ qemi yoxtu; yemeħ salavat, iĢmeħ salavat, otumax salavat, durmax salavat, hāmısı salavaţ. Dédi: Ağa, men qeribeyem; bi neferün‿damı yoxtu...? Dédi: Salavata vérelle. - Bi neferüņ‿arvadı yoxtu...? 1505 Dédi: O da salavatadı, hāmısı salavat. Dédi: Ne mod‿o arvadı alım? Dédi: Bilmisēn? Dédi: 'Xéyiŗ! Dédi: Gédersen,‿o xıyabanun baĢında oturarsan; orda bi debristan var, qızlar hamısı orda ders‿oxur; olar ki sahat bir de azad‿olulla, hāmısı gelif gédeceħ nahara; daldan yafıĢarsan‿onu eteyinnen. Olar da hāmısı subaydı. Her birinü eteyinnen yapıĢdun, qız seni 1510 aparacaq; salavata, sene onun dedesi qızı véreceg, dam véreceg, her ne véreceg mifti meccāni. Dédi: Yox? Dédi: Valla! Dédi: Allah‟ım düzeltti ki. Gétti, ottu xıyabanun baĢında. Ottu, ottu; sahat‿oldu bir. Gördü, bu qızlar debiristannan hāmısı azad‿oldu, nahara yédille. Bu qız geldi, géĢti; ürey‿éliyemmedi, o qız geldi, géĢti; ürey‿éliyemmedi. Hāmısı géĢţi, bi dene 1515 qız qalıþ, daldan‿elinde kitab, baxa baxa gelir; dédi: Allah‟a tevekkül, durum hele bınun yapıĢım‿eteyinnen. Qorxa qorxa, éle qız souĢanda; durdu, yavaĢça daldan yapıĢtı bınun dāmeninnen. Baxtı, gördü bi nefer; héĢ‿o memleketün‿adamınnan dȫy; yapıĢtı bınun‿eteyinnen, dédi: ē‿évün dağılsın; sen meni bedbaxt‿éledün ki. Sen kimsen menim dāmenimnen 1520 yapıĢţun? Bıra Ġmam Za'man Ģehridi; yapıĢtun gereħ seni aparam; éli'yemmerem ki onun qanunun‿ayaxlıyam. Dédi: Valla, men qeribeyem, gelmiĢem bıra. Dédi: Yazığ‿oldum, ge, gédek. Göttü bını geldi, yétiĢdile, bi dene qapını çaldı. Gördü, bi dene hacı çıxtı. Qızun dedesi çıxttí, gördü, qız, bi den de oğlan bınan gelib; héĢ‿o 1525 memleketün‿adamına oxĢamır. Dédi: Qız, bu kimdi? Dédi: Valla, hacı, héĢ men de tanımıram; déyir: Qeribeyem. Men geldim géçende bu qafıldan durdu menim dāmenimnen yapıĢtı. Dédi: Çox qeĢeg, ağa géç‿içeri. GéĢti ottu. Dédi: Oğlum! Dédi: Be! - Hardan geldün? 493 1530 Dédi: Valla, men bi dene ayrı memleketten gelmiĢem. Dédi: Sen menim qızımun dāmeninnen yapıĢtūn, sen bının salavatın vérebileceħsen; bu qızı vérem senē? Dédi: 'Beli! Dédi: Çox qeĢeng, bes du gét qomĢularımızı dēvet‿éle, gel. Dédi: Men héĢ kimi tanımıram ki dēvet‿éliyem. Öz‿oğlun yolladı; filen‿ağa, filen‿ağa déne gelsin; bu qızı vérirem bı'na. Ağa néçe 1535 dene ağ säqqaldan geldile ottula. Dédi: Bu menim qızımun dāmeninnen yapıĢıb; bınnan sual‿éliyün, görün, bu salavatı vérebilecēk ya vé'remmiyecek? Dédile: Ağa, sen bınun salavatın vérebileceksen; bu qızı sene ağd‿éliyēk? Dédi: Belé, salavatun hemiyeti yoxtu ki. Dédi: E, évün dağılsın, néce hemiyeti yoxtu. Salavatı vé'remmedün; qutardı; néce hemiyeti 1540 yoxtu; salavattı? Dédi: Vérrem. - Hetmen? Dédi: Hetmen. Qız dédi: Ağa, men‿üĢ dene Ģert bağlıyacam, eger o Ģerti yérine yétirse…, Ağa, meselem yüz dene bının Ģirbahası salavat. Dédi: Ġki yüz yazun. Dédi: Évün dağılsın véremmesen. Dédi: Vérrem. 1545 - Saxtumanun 'var? - Xéyir! Ağa, bi den de saxtuman yazdırun bına, hacı vérer. O da salavata; qızı salavata vérdile; ama qız dédi: üĢ dene Ģert‿éliyecem mınna; eger qabul‿élese, meni vérün muna, élemese, vérmiyün‿e. 1550 - Nemenedi qız Ģertün? Dédi: ġertim odu ki bu yalan danıĢmıya; bu bi 'Ģertim. Dédile: Lap qeĢeg. ġertimun de biri odu ki bu günde géde, éle; naharı nahar‿ala getire yéyeg; Ģamı, Ģam‿ala; qälanaharı, qälanahar. Da iki vaxtı bi yol‿ala getise, men bınnan 1555 yo'xam; yanı salavatımız qutarar. Bıra memleketidi. Dédi: BaĢ‿üsde, onu da élerem. Yazdılar. - Üçümci nemenedi senün Ģertün? Ġmam Zaman 494 Dédi: Üçümcisi de bu kifir démiye. Kifir dése, men bınnan yoxam; salavatımız qutarar. Dédi: Yo, démerem. Qızı vérdile bına. Hacı, bına qeĢeg saxtuman vérdi, feŗĢ vérdi, yéyib‿iĢmeħ vérdi; yéyib‿iĢmeyi de ki 1560 salavataydı. Qaldı, hay bir‿il,‿iki il; Allah, bına bi den de évlat vérdi, oğ'lan. Bının Ģuğlu, faqat bir‿az géderdi, qälannahar‿alıf getirerdi, yéyerdile; nahar‿alıf getirerdi, yéyerdile; Ģam‿alıf getirerdi, yéyerdi'le. PiĢ düĢü de bu qız‿élerdi, nezafeti qız‿élerdî. Bir gün geldi hağlı subutlu yalan danıĢdı, bi dene haxlı 1565 subutlu, böyüħ yalan danıĢdı. Qız dédi: Bā, salavatun biri qutardı; sen yalan danıĢdun. Bırda gerey yalan danıĢmıyasan,‿Ġmam Zaman memleketidi bıra. Dédi: Day danıĢmaram. Dédi: Ġki dene salavatun qaldı ya, iki dene Ģertimiz qaldı; olar da qutardı, day men sennen yoxam ‿a. Dédi: Yox, day danıĢmaram. Bir gün bu dédi: Olan, pox yéyir hacı qızı hacıynan; dürecenab; 1570 men‿éle bıra éĢĢeg döyrem ki éle herden gédem qälannahar… Éle géderem,‿iki günün xercin bi yol‿alım‿aparım, oturax, yéyek da. Baba, éle günde gel‿al, her vaxda al, her vaxda al. Gétti ağa, iki günün,‿üĢ günün xercin bi yol‿aldı getti. Qız dédi: O nemenedi; évün dağılsın salavatun, Ģertün‿ikisi qutardı, qaldı biri. O bi dene de qutarsa, sen da ot tutuf 1575 yanacaxsan‿a; day men seni atacam çöle‿ye. Dédi: Yo, iĢtiba élemiĢem; da élemerem. Bi dene bılarun Ģerti qaldı. Vırdı, bir gün hava bir ‿az çilelirdi, yağırdı, yağıĢ yağırdı, dédi: Évün dağılsın,‿éle oturufsan bırda; Ģah tembeli döysen ki; bu uĢağı al qucağuva, bi çıx çöle; men bıranı nezafet ‿éliyim, qız dédi kiĢiye. Bu uĢağı aldı qucağına, éle pilekene enende bını ayağı sürüĢtự, 1580 yıxıldı, uĢağı yıxdı, dédi: E xaraba qalasan bi bélen de hava yağār? Dédi: E évün dağılsın salavat qutardı; ot 'tuttuņ. - Yéri, yéri, yéri, yéri; yéri, senün‿otun; sen kāfer memleketinnen gelifsen; bizi de yandırar. Ya Allah, çıx, çıx, çıx. Dédi: Çıx, çıx da baba; géderm, sennen yaxçısın salavat allam. Néce 1585 çıx! 495 - Çıx, çıx da, UĢağı da aldı, dédi: Ya Allah, xoĢ geldün. Senü al'an‿otun erĢiēlaya gédib; sene halı döy. Bırda gerey kifir‿olmıya, yalan‿olmıya; dört, beĢ vaxtun 1590 qazasın bi yol‿almıyasan. Sen ne bilisen ki dört, béĢ gün‿ömür‿éliyeceħsen; gédifsen dört, béĢ günün qazasın‿alıf getiribsen; ya Allah. Ağa, vırdı bını tepiginen, bını attı çö'le. Dédi: Baba, néyney‿axı, géderem salavatadı her ne, géderem‿allam. Gétti bi dene çöreħxanaya: Ağa, bi dene mene çöreħ vér, Çöreħxana baxdı, dédi: KiĢi, rehmettig‿oğlu senün salavatun qutarıb. Senü älan aloun‿erĢiälaya gédir. Sen kāfer 1595 memleketinen gelifsen. Ne çörey, kiĢi uzağ‿ol; bizi de senün‿otun yandırar. Ağa, vérmedile. Qehviye gétti, hemen söz. Her hana gétti, hemen söz. ġeherden çıxattıla bını. Dédi: Éybi yoxtı, géderem,‿o yoldaĢım ki ordadı, o cengelde, géderem‿onnan nahar‿allam yéyerem. Can bastı onun yaana. Gétti gördü, o nahar yéyir. 1600 - Ay qardaĢ yéme geldim. Dédi: KiĢi, bu yana youx gelme. Dédi: Niye? Dédi: Évün dağılsın salavatı qutarıfsan. Bedbax, senü älan aloun‿erĢiäladedi. Gelersen, menim de évimi, özümü yandırarsan; qeyit, qeyit. Men‿éli'yemmerem sene çöreħ vérem. 1605 - Baba, bu ne bildi, menim salavatım qutqrıb? Dédi: Sen‿ät vérirem‿Allah‟a, acınnan‿ölürem. Bi para çörey‿attı uzağa, dédi: Götü yé, çıx, çıx; ya Allah. Sen bu yérün‿adamı döysen. Sende iman‿axıret yoxtu; iman‿axıretün yoxtu, salavatı da qutarıfsan. Ağa, ordan da çıxtı, geldi, gine hemen culda tüĢtự. Geldi gine; ärvat gördü, kiĢi gine 1610 geldi; dédi: Ay külü senün baĢuṿa töküm, sen gédifsen,‿Allah‟un yétirib; ordan çıxıb gelibsen. Ġndi Allah‿adamın salavatın qutarmasın. QardaĢ, géce, günüz yalan döy. Qadu alım müselmançılığ yalan döy. Da salavatı qutardı da; hāmısınnan‿eli çıxtı, gine geldi hemen kasıblığa. 496 - Qoca KiĢi - 1615 O qedim, beĢere ölüm yox‿umuĢ. BeĢer qocalarmıĢ,‿aparıb qoyarmıĢla bi dene dağda daĢın dibinde qurt quĢ yéyermiĢ. Bir gün bi neferün dedesi qocalar, day çox‿epriler, day béle olar ki eslen day lap qocéy-yé qoca. Bını aparar qoyar bi dene daĢın dibinde. Bını 1620 qoyar qurt quĢ yé'ye. Qoyar, qeyidende bu dedesi qaqqa çalar güler. Diyer: Dede, neye 'güldün? Diyer:‿Ağa, éle men de dedemi getdim bırda qoy'dum, qurt yédi; sen de meni getdün bırda qoydun. Orda qeyider dedesin götürer geler. Dedesin getirer, diyer: Bes men de bücür‿ola'cam. Sora bu ölüm yox‿umuĢ qedim. Bi nefer görer; iki dene qecele, bılar 1625 birbiriynen ceng‿éledile, biri vırdı, biri öldi. Biri öldi, ölennen sonra o qecele yéri déĢ'di, getdi onu qoydu torpağın‿atda, torpağı vérdi üstüne. Onnan sora; déyir; bu yére defn‿élemeyi mod tüĢdi. Millet ölende defn‿élirdile day bu dünyada qurt quĢ yémirdi. Onnan sora déyir bu deb düĢdi. Ġndi péyqember zamanıymıĢ, ne zamanımıĢ. He, bu defn ‿élemeg; déér;‿o qeceleden qaldı. 1630 Belé, onnan qaldı. 497 SÖYLEYEN : Sexavet Qulami / 75 DERLEME YERĠ : Kivi, Kumuk Köyü DERLENEN : Bir Masal 31 - Melik Memmed Biri var‿ıdí, biri yox‿ụdı, Allah‟dan qéyrez bendeden xälās üĢ dene qardaĢ var‿ıdí; biriin‿adı Melik Mehemmed‟idi, biriin‿adı Melik CümĢüd‟idi, birini adı Meliħ XurĢud‟udı. Bir günneri Ģah‿oğlunun toyıydí. Dēvet‿éledile bılarí. Bılar‿iki qardaĢ, atdarın mindiler. Erz‿éléyim; Meliħ Mehemmed dédi: 5 Men de süzinen gédim. Çün bu uĢağıdı, bını vırdılar, bu qayıtdı ağladí. Bılar gétdi. Bılar gédennen sora bı dubāre bir qara at mindi, qara libas géyindi, bılarun dalıycax gét'di. Gelin geldi, méydanda tamaĢa élemeye, gelini götdự, aradan çıxdı. Daldan‿atdılar töküldự bının dalıycan. Çox mını qoannan sora 10 mını tuta'bilmediler. Gelini götdự geldi, apardı qoydụ bi otaxda. Bir qedir kéçennen sora qardaĢları geldi, dédi: QardaĢ, heméĢe toydan gele'süz. Dédi: Baba, ne toy, gétdik Ģer Ģebehe qaldıx. Bir nefer, nem kimidi, geldi, gelini götdü gétdi. ġah‿oğlí qaldí avāre. Dubāre, sabasí géne bılar gétdiler, o biri oğlunun toyụy'dí. Géne bılar, dēvet‿élediler, bılar gétdi. Meliħ Mehemmed 15 dédi: Meni de aparun. Dédiler ki sen‿uĢaxsan, sen, gédebilmesen. Bını vırdılar. Bu qayıtdı; bi ağ‿atı mindi, bi ağ libas géyindi, bılarụn dalıycax gétdi. Gédenden sonra, méydān‿āmāde oldụ. Atdılar geldi atdarın çapanda bı da bı yannan geldi qoĢuldu olara, gelini göt'dí, aradan çıxdı. Daldan hay ‿at 20 saldıla mının dalıycax, tuta'bilmedi. Bu aradan çıxdı. Qızı getdi qoudu bacısının yanında, dédi: Ġndi narahat‿olmuyun, sabah‿o biri bacuzu da getirecem sizün yanuza. Géne sabahlarí oldí, bılar gétdi, Melih Mehemmed‟i aparmadıla. 498 Melik Mehemmed, bi göy libas géydirdi, göy‿at mindi, bılarún dalıycax 25 gétdi. Gétdi, méydān‿āmāde oldụ, atdılar geldiler,‿atdarn çapdılar, Ģinnik‿élediler. Melik Mehemmed, bı yannan göy‿atı mindi, méydan vérdi, aralıxda dolandı, geldi, gelini vırdı çengine, götdü aradan çıxdı, apardı. Mının dalıycax çox‿elleĢdile, tutabilmedi'leŗ. Bu aradan çıxdı, apardı qızı qoydu bacılarının yanında. QardaĢları geldi, qardaĢları gelennen sonra dédi: 30 QardaĢlar, hemméĢe toyda olasuz, toydan gelesüz. Dédi: Baba, ne toy, qara toy, göy toy; toy‿'olmadı ki. Bir nefer yolu yumurulmuĢ, yanı yolu bağlanmıĢ, nem kimidi, geldi, gelini götdü, çıxdı gétdi. Sora géceni qaldıla, bu dédi ki qardaĢlar, indi o gelini ki aparıfdı olar;‿o gelini aparan men‿idim. Gelinneri men getirmiĢem. 35 - Éle seni, yaraĢır‿éle séstüme zadua. Ġmkanı vardı, inanırıx ki sen‿olasan! Dédi ki qardaĢlar o gelini ki aparıfdı, o menem. Gelinneri men getirmiĢem. QardaĢları, mını teħsib‿éledi. Dédi ki imkanı vardı, yaraĢır senün héykelüe! Senün ki iĢün dȫyi; veli bu sözü sen‿özüve démeginen. 40 Dédi: Yo men getirmiĢem. Bıları getirir, ağ atı, böyüħ qızı, ağ libası vérir böyüħ qardaĢlarına, Meliħ CümĢüd‟e. Göy libası, göy‿atı, ortancılı qızı vérir Meliħ XurĢud‟a. Qara atı, qara libası, xırda qızı da özü götürür. 499 RÖPORTAJI YAPAN : Mehdi Xımıslı / 31 YANITLAYAN : Evez Letifi / 65 DERLEME YERĠ : Kivi Kümük Köyü DERLENEN : Röportaj 32 - Emi can,‿adun nedi? - Adım‿Evez Letîfî. - Haralısan? - Kümükli, kümük, kümük. 5 - Néçe yaĢın var? - Teğrîben min‿üĢ yüz yirmi iki. - ĠĢin nedi senin? - KeĢaverziyem. Buğdadan, arpadan, merciden yoncadan; bücür iĢlerden ekerik. 10 - Néçe dene zemi varun? - Zemi de derhududu olar da; yirmi dene. - Hammısın‿ekersēn? - Yo. Yarısın‿ekerik, yarısın‿imarat‿élerik. - Néçe uĢağun var senün? 15 - Doqquz dene. ÜĢ dene 'oğlum var, altı dene qızım. - Ekinçilikde yérrerüz démdi, suludu? - Démi de var, sulu da var. Suumuz yoxdu, dȫlet de bize baxmır yaxçı. Derxast da vérmiĢem. Bi dene kanal düzeldiple bize 'elan; yarısın düzeldible, yarısı qalıb. Bi kere de Cahad‟da démiĢem, démiĢem: Ağa, 500 20 bunu düzeldüsüz, töreli düzeldün. Boccanı dȫletden‿alısuz; ama yéésüz,‿arada düzeltmüsüz. Bücür bernameler‿olub. El'an, büyün de Cahad‟déydım, dédim: Ağa, o ḳanallar kara gelmir. Lüle qoyubsuz, lülenin suyu qayıdıb dalı. Bücür bernamalar gelir qabağa. - Qedimnen nemene yadunda vardı? 25 - Qedimnen yadıma o gelir ki qedim xan dȫresiydi. Biçirdik, getirirdik; onnan gelirdile vırırdıla, aparırdıla, elimizden alırdıla. Ġndi de Allah‟ın‿olub Cumhuri Ġslami‟nin dȫresi; Ģäyed déyemérem, onnan 'béter oluptu. Elen reis cumhuriye men kağaz vermiĢ'dim, dédim:‿Ağa, menim‿atmıĢ béĢ sinnin var; kaĢa'verzlerin hammısı; atmıĢ béĢ 30 sindinde, bax ne dȫlet baxır, ne millet baxır, ne oğul baxır. - Emi, sen néçe kile ekersen? - Vallah, Allah yağıĢ yağdır'sā, az çox olar; bire on geler; yağdırma'sa sergerdanıx da. - Mal héyvan nemene saxlarsan? 35 - Mal héyvan da béĢ‿on dene kéçim 'vardı; onu da boccem yétirmedi saxlıyammedim, satdım. - Kendüzde nemene saxlalla? - Kendimizde qoyun saxlılla, onnan kéçi saxlılla. - Öküz, inek? 40 - Öküz yoxdu elen, ineħ saxlıyılla. Qedim cütünen sürerdik. He cütünen sürerdik qedim, öküzünen. Özümüz sürerdik, ekerdik; o mınnan yaxçı olardı. Ġndi taraxturunan süller. Täraxtur da béĢ mine sürür, döĥr mine sürür. Özü de yaxçı 'sürmür,‿éle üzden yalannan qarıĢdırır, ekin de öcür‿olmur. Bi nefer de, déyirik, qebul élemille. 501 SÖZLÜK alahı: baĢka aa: ağa albalı: viĢne Aabeyim: özel ad alo: alev abad: yerleĢim yeri < Far. âbâd abadda-: yaĢanılacak konuma getirmek < Far. Tür. âbâd+laabdarxana: çay odası < âbdârxâne ābi hava: su ve hava < Far. Ar. u âb havâ abrı: itibar, hürmet < Far. âb-rû abĢar: Ģelale < Far. âbĢâr acığ: nefret adamzad: insan oğlu < Ar. Far. Âdem-zâd adaxla-: niĢanlamak adaxlı: niĢanlı āfalat: durum, vaziyet < Ar. ehvâlât āğbirçek: ak saçlı Ağken: dağ adı ve kasaba adı ağuzamı: erzakımı < Far. âzûğe ahı zar éle-: inlemek āhu, ahō: meral, ceylan < Far. âhû alaçığ, alacıx: alaçık alağ: ot, yem aluçe: erik < Far. âlûçe aluĢqa: pencere āmāde: hazır < Far. âmâde āmār: istatistik < Far. âmâr āmuzéĢ: eğitim < Far. âmûzéĢ ārām: yavaĢ < Far. ârâm araxçın: atlet < Ar. Far. „arak+çîn ārāyéĢgeri: kuaförlük < Far. ârâyéĢgerî arıx: zayıf arıxla-: zayıflamak arxéyin: emin āĢiyane: yuva < Far. âĢîyâne aĢpaz: aĢçı aĢpazxana: mutfak < âĢpezxâné aĢxor: acemi < âĢxôr atdafa: maĢrapa < Far. âftâbé ātife: sevgi < Ar. „âtife Far. 502 avadanlığ: yaĢanılacak yer < Far. baĢmaq: ayakkabı Tür. âvâdânî+lığ batman: ağırlık ölçüsü axtar-: aramak bāver éle-: inanmak < Far. bâver āyā: soru edatı < Far. âyâ “inanç” ay-ba-ay: aydan aya baxacax: dürbün äylan, äylen: Ģimdi < Ar. el‟ân baxĢ éle-: yaymak, dağıtmak < Far. azdır-: kaybettirmek pexĢ “dağıtma” bābet: hakkında < Ar. bâbet baxĢdarı: bāes: sebep < Ar. bâ‟is bağdar: bahçıvan < Far. bâğdâr bağman: bahçıvan < Far. bâğbân bāhem, baham: birlikte < Far. bâ- kaymakamlık < Far. bexĢdârî bayat: eski bayır: kır bazbend: bilezik < Far. bâzbend hem bāzresi: inceleme < Far. bâzresi ba-in-ki: -dığı hâlde < Far. bâ în ké bazu: kas < Far. bâzû baj : haraç < Far. bâc bebr: aslan < Far. “kaplan “ bakda: bankta béçara: yazık, çaresiz < Far. bîçâre balaban: düdük bédéhḳar: borçlu < Far. bédéhkâr balaca: ufak bedennümā: vücudu gösteren < balala-: yavrulamak bare: hak < Far. bâre bari heml ol-: doğurmak < bar-i heml < Far. Ar. bâr-é haml barnama: program < Far. bernâme baĢa: ola < bâĢed baĢda ol-: farkında olmak Far. beden-nomâ bedez, bēdez: +den sonra < Ar. Far. ba‟d+ez bédov: bedevi < Ar. bedevî bé-énvāni tecrübe: tecrübe olarak < Far. Ar. bé “-A” +„unvân “adres” bé-éstéla: güya < Far. Ar. iṣtilâh bé 503 bé-hāleti: -mıĢ Ģekilde “Far. Ar. bérah: tâlî < Far. bî râh Far. bé hâlet bere: sokak bé-hésab: hesabınca berq: elektrik < Ar. berḳ behiĢdari: bayıltıcı < Far. bîhûĢ dâru berresi: inceleme < Far. berresî berziyar: çiftçi < Far. berzéger behiţ, beid: uzak < Ar. ba‟îd bēs éle-: tartıĢmak < Ar. bahs béhterin: en iyisi < Far. béhtrîn bes: yeter < Far. bes be-hüzür: huzuruna < Far. Ar. bé+huḍur besteni: dondurma < Far. bestenî beye: meğer békéf: halsiz, keyifsiz < Far. Ar. bîkeyf béyinnen apar-: mahvetmek, ortadan kaldırmak < Ar. Tür. beyn belé, beli: evet < Far. belé, beli “ara”, apar- “götürmek” bélebil: sanki béyinnen gét-: mahvolmak < Ar. bélençil: bu Ģekilde Tür. beyn “ara”, gét- gitmek bé-nāçar: çaresiz < bé nâçâr béynava: yazık < Far. bînevâ “çaresiz olarak beyseb, bēsab: hesabınca < Far. bénam-é: adında < Far. bé+nâmé Ar. bé+hesâb benasın: temelin < Ar. benâ bi cür: bir Ģekilde < Tür. Far. bir, bend: iki nesnenin birleĢtiği nokta < cûr “biçim, Ģekil” Far. bend bibi: hala bender: liman < Far. bender bicar: pirinç tarlası bénevā: yazık < Far. bî nevâ biçāre: çaresiz < Far. bî+çâre bé-ōnvāné: vesilelerle, yöntemlerle biçinecek: ziraat < Far, Ar. bé+ „unvān “adres” bi-edem: edepsiz < Far. Ar. bî beqōli: dediğine göre < Far. Ar. “+sIz, +sUz”, edeb bé+kavl “söz” bîkāri: iĢsizlik < Far. bîkârî 504 bike: bir az < Tür. Far. bir, kem boyun al-: kabul etmek biĺāfasıla: aniden, ansızın < Ar. börk qoy-: kazıklamak belâ‟ börk: Ģapka “+sIz, +sUz, fâṣile “ara, mesafe” bȫr: kenar bi-läyaqet: liyakatsiz < Far. Ar. bucağ: köĢe bî+leyâḳat buîki: bu ki < Tür. Far. bu î ké bilebil: sanki buran: boran Bilede: köy adı bi-le-varıs: sahipsiz buruza vér-: belli etmek < Ar. Tür. < Ar. belâ‟vâeis buxārı: soba < Far. boxârî bilig: bilgi bimaristan: burûz “görünmek” vermek buxax: yanak hastane < Far. bîmâréstân bîme: sigorta < Far. bîme bi-muzd: maaĢsız < Far. bîmozd Binab: Ģehir adı bine: temel < Far. bon bîqāri: zorla yaptırılan iĢ < Far. bücür: böyle < Tür. Far. bu cûr “Ģekil, biçim” bürsün: önceki gün cādufé‟l: cadı iĢi < Far. câdû fi‟l cāduger: cadı < Far. câdûger Cahad: devlet organı < Far. Cehâd car: süre bîgârî bi-qem: gamsız < Far. Ar. bî ġam biyāban: çöl < Far. bîâbân boccäm: bütçe < Far. bûdce < Fr. budget boğanax: bitki türü boĢqab: tabak boynal-: yükselip bakmak cavab-qu: muhatap < Ar. Far. cevâb gû cēbe, cebe: kutu < Ar. ce‟be cehd: uğraĢ < Ar. cehd cehre: yünü iplik yapan alet, bir çeĢit öreke cemtayı: çanta < Far. câmédân 505 cendeg, cendek: gövde cüz'i: küçük miktar < Ar. cuz‟î cengel: orman < Far. cengel çaarpaya: sehpa < Far. çehârpâye ceĢn: toy, Ģenlik < Far. ceĢn çadıra: çarĢaf < Far. çâdor ceva: ayrı < Far. codâ çağ: zaman, vakit çakal cında: fahiĢe çarderi: dört kanatlı kapı < Far. cındır: yırtık çehârderî cır-: yırtmak çat-: yüklemek cif, civ: cep < Ar. ceyb çengel: çatal coĢlaĢ-: kaynamak < Far. cûĢ çepbel: “kaynama” aĢağılayıcı bir söz cubkéĢ: kanalizasyon < Far. masallarda kullanılan çepik: alkıĢ cûybkéĢî çepiĢ: çepiç culd, cüld: kılık < cild “cilt” çırağ: çıra culfacı: dokumacı çırma-: sıvamak culuz: yıpranmıĢ çırpı: odun cumxurda: çanta çiħrli: kirli < Far. Tür. çérk+li cüceli: civcivli çikāre: neci < Far. çékâre cüççü: çiftçi çimengah: çimenlik < Tür. Far. cülubendsāz: araba tamircisi < Far. çemen+gâh célôbendsâz Çîni Çelebi: masalda yer adı CümĢüd: masal kahramanı çinné-: üst üste koymak < çinle- cür: tür, biçim < Far. cûr çirk: kir < Far. çérk cürre-: yapmak < Far. Tür. cûe +le- çöreħxana: Fırın < Tür. Far. çörek cürreĢ-: birleĢmek < Far. Tür. xâne cûr+le-Ģ- çubbori: kağıt fabrikası cüt; çift < Far. coft çulqa-: çullanmak, çökmek 506 çumux: çubuk démi: sulama yapılmadan ürün çurtda-: uyuklamak < Far. Tür. veren toprak < Ar. dîm “aralıksız çort+la- yağan yağmur” dadaĢ: abi derāmed: gelir < Far. derâmed dādiqah, dādqah: mahkeme < Far. derbar: saray < Far. derbâr dédgâh derbes: taksi kiralama dal: arka derdest-i daraĢ-: konmak, hücum etmek aĢamasında < Far. Ar. der-dest darıĢ gel-: karĢı karĢıya gelmek büyük kapı yapılma iḳdâm derga: deniz < Far.deryâ dāru: ilaç < Far. dârû darvaza: iqdamdi: < Far. dervâze darxana: kapı < Far. der-é xâne deri boğaz éle: hayvanın derisini bir bütün hâlinde yüzmek dersed: yüzde < Far. derṣed “evin kapısı” derxast: davan al-: koĢmak derxâst daxı: daha Derzi Qızı: masal kahramanı day: daha des: takım < Far. dest dayna: seslenme ünlemi desmal: mendil < Far. destmâl dayra: def < Ar. dâ‟ire “daire” desĢūi: tuvalet < Far. destĢûyî dé bayax: ansızın, hemen desteferman: ev iĢlerinde yardımcı dedōnan, dedünnen: vay anasına ifadesi kullanılan dilekçe < Far. olan kız debbe: kova < Ar. debbe anlamında istek, ĢaĢkınlık destemaz: abdest < Far. dest nemâz dest-i cem: hep birlikte < Far. Ar. dest-é cem‟î 507 desxet: el yazısı < Far. Ar. dest döy: deyil xatt dubāre: yeniden < Far. dobâre dexilde : kumbara dūreccanab: déyesen: güya dıĢınızda < Far. Ar. dûr-ez cenâb deyğe, deyqe: < Ar. daḳîḳa Duxarxan: masalda mekan adı dığ: bunalım < Ar. dıḳ düçar gel-: karĢılaĢmak < Far. sizin dügü: pirinç did-: parçalamak düktür: doktor < Fr. docteur dil'leĢ: konuĢmak stres, dıĢı, dôçâr gelmek diba: ipek kumaĢ < Far. dîbâ dilvāpes: meclis kaygı < Far. délvâpes din-: yapmak, karıĢmak direm direm: parça parça divzad: dev < Far. dîvzâd diyiret-: yuvarlatmak doğuz: domuz doğuzdur-: doğurtmak Dosduli: köy adı doĢab: pekmez < Far. dîĢâb douz: domuz dozax: tuzak dozdān: hırsızlar < Far. dozdân döĥr: dört dünen: dün düĢergah: verilecek dinlenecek, mekan < mola Tür. Far. düĢer+gâh düydöyen: havaneli düz: doğru EbiĢ Xan: özel ad EcebĢir: Ģehir adı ecelin éĢ-: canına kastetmek < Ar. Tür. ecel eĢmek eciz: zayıf < Ar. „acz ede: ulan efsus: yazık < Far. efsûs eğlen: en azından < eḳallen ehāte éle-: etrafını sarma < Ar. Tür. dör, döy: değil ihâte eylemek dör'hadör: etraf < Ar. devr ha devr ehli Tesennün: Sünni topluluğu 508 éhyana: belki, ola ki < Ar. iḥyânen “rastlantı olarak” erseye gel-: olgunlaĢmak < Ar. Tür. „arṣa “arsa, bina” ejdād: dedeler < Ar. ecdâd ertéĢ: ordu < Far. ertéĢ ekinçilig: ziraat erziĢ: dğer < Far. erzéĢ ekinecek: ekilecek esebāni: sinirli < Ar. „asebânî eḳḳāsı: fotoğrafçı < Ar. „aḳḳâs eslen: asla < aslen “fotoğrafçı” esl-i neseb: soy kütüğü < Ar. eal-i elan: Ģimdi < el‟ân naṣeb elbehel: anında < Ar. ilbehâl élebil: sanki élençik: o Ģekilde Élséven: özel isim emel éle-: yerine getirmek < Ar. Tür. „amel eylemek Esli: Aslı, masal kahramanı éĢig yoluna yéd-: isal olmak éĢig, éĢik: dıĢarı evez élé-: değiĢtirmek < Ar. Tür. „avez eylemek evez ol-: değiĢmek < Ar. „avez en'am: bahĢıĢ < Ar. en‟âm olmak enar: nar < Far. enâr eylan, eylen: Ģimdi < Ar. el‟ân encam vérem: sona erdirmek < ëylat: evlat < evlâd Far. Tür. encâm “son” vermek endāze: ölçü < Far. endâze Enzeli: Ģehir adı eqellen: en azından < Ar. „eḳâllen eqlam: çeĢit < Ar. eḳlâm erbab: efendi < Ar. erbâb “sahipler” Ergili: köy adı eyleĢ-: oturmak ez: Far. +dAn ez-nezer-é: -e bakımından Ez'no: dağ adı fāmil: akraba < Fr. famille fehm: anlayıĢ < Ar. fehm félen: Ģimdi < fi‟len 509 feqere: Ģekil, yöntem < Ar. feḳare Girveser: köy adı “seçilmiĢ cümle” gîĢe: büfe < Fr. guichet “küçük fermandeh: komutan < Far. pencere” fermândeh göçek, göyçek: güzel feŗĢ: halı Far. ferĢ Göhlever: köy adı fezā: ortam < Ar. fezâ‟ “uzay” görek, görey: gerek fırılla: dönmek görk: güzel fırran-: dönmek görük-: görünmek fiĢar: baskı Far. féĢâr götü-: götürmek fōrî: ani < Ar. fevrî göyerçin: güvercin fōt: fevt, ölüm < Ar. fevt gözü sataĢ-: görmek, karĢılaĢmak furuĢ: satıĢ < Far. furûĢ gügeyim: bitki türü furuĢqah: mağaza < Far. furûĢgâh güleĢ-: güreĢmek fuzul: terbiyesiz, geveze < Ar. fuḍûl gül-i mōla: derviĢ < Far. Ar. gol-é “fazlalık mevlâ gaday: dilenci < Far. ged^^a gülüf: kanal gerdiĢ élé-: dolaĢmak < Far. Tür. güman: zan < Far. gomân gerdéĢ eylemek günbez: minare < Far. gonbed geĢti: gemi < Far. keĢtî güpbülti: patırtı gilas: kiraz < Far. gîlâs hara: nere Gilek: Ġranî bir etnik harda: nerde Girdab: sıkıntı < Far. “girdap” gérdâb hası: hangisi havas: dikkat < Ar. ḥavâs “hisler” girde: yuvarlak < Far. gérd girdekan: ceviz heddised: sınır < Ar. ḥadd-é sedd 510 hemders: ders arkadaĢı < Far. Ar. héykel: vücut < Ar. heykel “iri hem ders cüsseli ve güçlü insan veya hayvan heme reqem: her türlü < Far. hemé héyretzede: ĢaĢırmıĢ < Ar. Far. raḳam “adet” ḥayret zedeh hem-hāb: aynı yatağı paylaĢma < Far. hemxâb hemikerqan: ev arkadaĢı hemiĢe, hemmeĢe: sürekli < Far. hemîĢe hemiyet: önem < Ar. ehemmiyyed hezmidan: mide < Ar. Far. haḍm +dân hibbe: bağıĢlama < Ar. ḥibve hindi: zaman < Ar. ḥîn hemqılas: sınıf arkadaĢı < Far. Fr. Hi'ro: Ģehir adı, Halhal merkez hem classe hob: tamam, evet, iĢte < Far. xûb hemĢîre: kız kardeĢ < hemĢîre “iyi” hepette-: çuvallamak hōl: korku < Ar. havl heq dus: derviĢlerin kullandığı bir hökmet: hikmet, bilgi < Ar. ḥikmet ibare, hak dostu < Ar. ḥaḳḳ dûst höyle qal-: korkuya kapılmak < Ar. here: herkes < Far. her Tür. havl “korku” kalmak herüz: herhangi biriniz hulqum: boğaz < Ar. ḥulḳûm Hés zad: hiçbir Ģey < Far. Ar. hîç huĢ apar-: bayılmak, uyumak < zât “her Ģeyin özü” Far. Tür. hûĢ “akıl, bilinç” götürmek HeĢcin: Ģehir adı huĢ: akıl, bilinç < Far. hûĢ HeĢtad: seksen < Far. heĢtâd huĢyar: uyanık < Far. hûĢyâr “ heveħ, hevek: havan hücre: dükkan < Ar. ḥucre “oda, heyā: utanç < Ar. ḥeyâ ev” heyet: bahçe < Ar. ḥeyâṭ idāré-yé ferheng: milli eğitim < Ar. FAr. idâre-yé ferheng 511 imarat: < bina Ar. îmâret “yaĢanılacak konuma getirmek” ingille: inlemek kasıb: esnaf < kâsib ḳāĢi: fayans < FAr. kâĢî kebin: damat tarafından nikah Ġsmi Bağdat: masalda yer adı esnasında geline vaad edilen para, issekan: bardak < Rus. стакан nikah isti: sıcak keçel: kel < Far. keçel istilen-: ısınmak kefkir: kevgir < Far. kefgîr iĢtibah: yanlıĢ < iĢtibâh kehille: solumak iy: koku < ET. yıd “koku” kelef: ip, tel vb. yumağı < Far. kelâf iyle-: koklamak keleħ: taĢ yığıntısı izgile: sopa kem: az < Far. kem kağaz: kağıt < Far. kâġez Kemer: köy adı kāl: olgunlaĢmamıĢ < Far. kâl Kend: köy kalavıya: dere kendi: silo kan: tünel < Far. kân “maden, keniz: kadın hizmetçi < Far. kenîz yeraltı deposu” Kerem: masal kahramanı kançı: tünel kazan kiĢi < Far. Tür. KereĢ: Ģehir adı < Kerec kân+çı Kertop: patates < Rus. картофель ḳārger, ḳāriger: iĢçi < Far. kârger Kervansara: han < Far. kârvânserâ ḳārigerçilig: kesāfet: iĢçilik < Far. Tür. kirlilik < Ar. kesâfet kârger+çi+lik “çoğalma, yoğunluk” kārĭvan: kafile < Far. kârvân ke'sif: kirli < Ar. kesîf “yoğun, ḳārmeņd: memur < Far. kârmend keĢāverz: çiftçi < Far. keĢâverz ḳarxana: fabrika < Far. kârxâne ḳarxanacat: kârxânecât fabrikalar < kalabalık” Far. kéĢāverzi: çiftçilik < Far. keĢâverzî kéĢiħ çeħ-: nöbet tutmak 512 keĢō: çekmece < Far. keĢô küçüg: köpek yavrusu keĢti: gemi < Far. keĢtî külafirengi: balkon < Far. kolâh keĢtibān: gemi kaptanı < Far. “Ģapka” ferank “Avrupa” keĢtîbân küley: kar fırtınası < külek ket: köy < Soğ. kanth külfetdar: aile sahibi <Far. kolfet ketxuda: köy ağası < Soğ. Far. “hizmetçi kadın” +dâr kanth Xodâ “Tanrı” külüħ, külüng: kazma kif: çanta < Far. kîf küreken: damat kifir: küfür < Ar. kufr kürüĢne: mercimek türü kile: ölçü miktarı, he kile altı kilodur küy: ses, gürültü kiĢi: adam lābud: kesin < Ar. lâbud Kivi: Ģehir adı laçın: kuĢ türü korrux: eziyet laĺ: dilsiz < Far. lâl ḳot: ceket < Fr. cotte lā-messeb: köf: eğlence < Ar. keyf “zevk” lâmeẕheb köhnel-: eskimek < kohne+lköhül: mağara Far. Tür. mezhepsiz < Ar. lamp: ampul < Fr. lampe lap: tam, en lēl-ve-cavahir: mücevher < Ar. la‟l köme: ahır ve cevâhir kömeg: yardım lem elif la: lam elif la könde sal-: ele geçirmek leng ol-: aksamak < Far. Tür. Leng köpbe: pilav olmak kötde-: ele geçirmek lepe: baklagillerden biri köyĢen: kır léĢger: ordu < Far. leĢger kǖçe, küçe: sokak léysan: nisan 513 lezgelen-: titremek < Far. Tür. lerze mejme: “titreme” +ge+le-n- “toplanan yer” libas: elbise < Ar. libâs Melāyir: Ģehir adı lotu: kabadayı, serseri MemiĢ Xan: özel ad loxt éle-: soyundurmak < Far. Tür. Mēmulen: genelde < Ar. me‟mûlen loxt “çıplak” eylemek menbé‟-é deramed: gelir kaynağı < lötgé: kayık < Rus. лодка Ar. Far. menbe'-é derâmed lūle: boru < Far. lûle Mencil: Ģehir adı Lüléy: dağ adı menter: lümbülü lüt: çıplak menter maba, mabada: olmaya < Far. menzil: ev < Ar menzil Mebâdâ meqqāre: mağara < Ar. meġâre maça: diĢi < Far. mâçe Merāğe: Ģehir adı māliħ: toprak sahibi < Ar. Mâlik merci: mercimek “sahip” merdeĢür: ölü māliĢ: masaj < Far. MâléĢ mordeĢûr mama: ebe merdim: halk < Far. merdom mānend: gibi < Far. mânennd meretteb: düzgün < Ar. muretteb Mārçın Çele: masa Ģehri meriz: hasta < Ar. merîḍ mat mat bax-: ĢaĢkınca bakmak mayna: tedavi < Ar. Mu‟âyne “gözle görme” tepsi sihirli < Ar. değnek yıkayan mecme‟ < Far. < Far. mesāléhfurĢluğ: nalburculuk < Ar. Far. Tür. meṣâlih furûĢ+luġ Mecere: köy adı meseletün: mesela mehessil: öğrenci < Ar. muḥaṣṣil mes'noi: yapay, suni < Ar. meṣnû‟î mehzer: noter < Ar. haḥḍer messeb: mezhep < R. meẕheb 514 MeĢed: Ģehir adı muvazibet éle-: ilgilenmek < Ar. MéĢkin: Ģehir adı Tür. muvâẓebet “bir iĢle ilgilenmek” meĢrub; içki < Ar. meĢrûb muzahim: rahatsız eden < Ar. meyallaq: asılı < Ar. mu‟allaḳ muzâhim méyter: at bakıcısı < Far. méhter mücesseme: mırt: maskara mil: ĢiĢ < Far. mîl milçek: sinek mirvārid: < mervârîd misl-i in-ki: güya < Ar. Far. misl-i în ké mismar: mıh < Ar. mismâr mixek: kokulu bitki < Far. mîxek miz: masa < Far. mîz mizān: ölçü < Ar. mîzân mod: biçim < Fr. mode mōgéy: zaman < Ar. mevḳi‟ “olay yeri” heykel < Ar. mucasseme müft: bedava < Far. moft müḳennik: araba tamircisi < Fr. mécanique “mekanik” müntehayé meratib: sonuç itibarıyla < Ar. muntehâ-yé merâtib mürexes: izin < Ar. muraxxaṣ “izin verilmiĢ, serbest bırakılmıĢ” mürexessik: izin < Ar. Tür. < Ar. < Ar. muraxxaṣ+kil müteeddid: defalarca muta‟addid “çok, sayısız” mütesfane: maalesef muta‟assefâne möykem: sağlam < Ar. muḥkem naba: asla < Far. mebâdâ muğabba: oyuncak nāberbut: ilgisiz < Far. Ar. nâ muhitizist: çevre < Ar. Far. muḥît-é merbûṭ zîzt näccar: marangoz < Ar. neccâr muĢtuluqçu: müjdeci nācur: düzgün olmayan < nâcûr muĢulux: müjde 515 nağad, neğed, neğede, neḳḳede: nedehem: ne kadar < Tür. Ar. ne ḳadar nedehem nāla: inleme < Far. nâle nefer: kiĢi < Ar. nefer “halk, insan vermem < Far. topluluğu” nāma: mektup < Far. nâme nāmuvafığ: muvafık olmayan < neferat: kiĢiler < Ar. neferât Far. Ar. muvâfiḳ neft: petrol < Fr. naphte nanava: fırıncı < Tür. nânevâ neğıl: masal < Ar. naḳl “birinden nanavaçı: fırıncı < Far. Tür. nânevâ+çı nāpak: temiz olmayan < Far. nâpâk duyulmuĢ bir sözün baĢkasına anlatılması” neinki: öyle değil < Far. ne în ki nāpesend: yanlıĢ, hoĢ olmayan < neme: ne Far. nâpesend nemene: ne nārahat: rahatsız < Far. Ar. nâ nenelik: üvey anne râḥat neqelxu: masal anlatan < Ar. Far. Narmek: mahalle adı nāĢize: ahlaksız < Far. nâĢéze navax: ne zaman < Tür. Ar. ne vaḳt nāzeni: nazenin < Far. nâzenîn naḳl xû nerduan: merdiven < Far. nerdebân nerille: bağırmak nertaxta: tavla < Far. texte nede nāzir: Ģahit < Ar. nâẓir nevağ: ne vakit < Tür. Ar. ne vaḳt ne vede: ne zaman < Tür. Ar. ne neve: torun < Far. neve ve‟de nifir: çirkin, uygun olmayan < Far. néce: nasıl nifîr “inleme, ağlama” necür: nasıl nifrin: kargıĢ < Far. nefrîn néçe: kaç nigehbançılığ: bekçilik < Far. Tür. neçikāre: neci < Tür. Far. neci kâre négehbân+çı+lıġ 516 nigehvan: bekçi < Far. bekçi öylat: evlat < Ar. evlâd nimtene: ceket < Far. nîm “yarım” pādıqan: karakol < Far. pâdgân tene “beden” paltar: elbise nimxot: yarı ayar < Far. nîm yarım” para: yarı < Far. pâre +Rus. ход “hız, hamle” niqab: peçe < Ar. niḳâb nisiye: veresiye < Ar. nisye niĢ vıra-: zarar vermek < Far. Tür. nîĢ “ucu keskin olan her Ģey” vurmak nōba: sıra < Ar. nevbet noxta: yular nöker: erkek hizmetçi nuĢdāru: uyku ilacı < Far. nûĢdârû Ģifalı ilaç oğurru: hırsız parça: kumaĢ, bez < Far. pârçe pāsıban: polis < Far. pâsbân pasivan: polis < Far. pâsbân paxma: beceriksiz < Far. pexme “akılsız, abtal” pāye: teme < Far. pâye payıntexte: baĢkent < Far. pâytext payız: sonbahar < Far. pâyîz paymal éle-: yok etmek < Far. Tür. pâmâl “çiğnenmiĢ, eylemek peleng: leopar oğurruğ: hırsızlık “kedigillerden” oyax: uyanık pemedor: ozah: durum < Ar. evḍâ‟ “durumlar” помидор öceĢ- incitmek öcür: öyle < Tür. Far. o cûr ezilmiĢ” < Far. domates penāhende: peleng < Rus. sığınmacı < Far. sığınma < Far. penâhende penāhendegi: ögéy: üvey penâhendegî ökele: ovalamak pencā heft: elli yedi < Far. pencâ örgenmiĢ: eğitilmiĢ heft öỷ: ev perçem: bayrak 517 perestar: hemĢire < Far. perestâr pilastikfuruĢ: plastik satıcısı < Fr. pert ol-: ĢaĢırmak < Far. Tür. pert Far. plastique furûĢ “sapma” olmak pile-: üflemek pervende: dosya < Far. pervende pileken: basamak Perverdigar: pille: basamak Tanrı < Far. perverdgâr perveriĢ: Pirik: köy adı eğitim, besleme < perveréĢ piĢ: viraj piy: yağ pesend éle-: beğenmek < Far. Tür. pesend “kabul, seçme” eylemek péĢxitmet: hizmetçi < Far. Ar. pîĢ piyada: yaya polat: çelik xidmet poru: bahçede küçük ev péyin: gübre, hayvan pisliği pulo: oilav péyman: antlaĢma < Far. peymân puĢ: soba péyqam éle-: mesaj göndermek < put: sıvılara kullanılan ölçü miktarı Far. Tür. peyġam “mesaj, ileti” qabağıca, qabağıcax: önce eylemek péyser: ense < Far. péy-é ser pézéĢk: doktor < Far. pézéĢk pézéĢki: tıbbi < Far. pézéĢkî peziralıx: karĢılama < Far. Tür. pezîre “kabul” +lıx pısır: çırpınmak pıspısa: karafatma böceği pıtır: çırpınmak piç: soba < Rus. qabax: ön qa'dō, qadu: kaza, dert qafıldan: aniden, habersiz qälannahar: kahvaltı qalıça: halı qämnak: hüzünlü qancığ: diĢi qaraçuxa: Ģans, baht QaraMelik: masal kahramanı qaranquluq: karanlık 518 qarardad: anlaĢma qen'nādi: pastane < Ar. ḳannâd qarqu: kamıĢ türü “pastacı” qasıd: haberci qerine: yüz yıl < Ar. ḳarn qaĢ qabax sat-: surat asmak qeside: kaside < Ar. ḳasîde qatıx: yoğurt qesir, qesr: saray < Ar. ḳaṣr qayın xatını: yenge qessem: ant < Ar. ḳassem qäyit-: ger dönmek qeĢeg, qeĢeħ, qeĢek, qeĢeng: qayrılı: hazır güzel < Far. geĢeng qaza: yemek < Ar. ġıẓâ‟ qéyrez: +den baĢka < Ar. Far. ġayr “baĢka” +ez “+dAn” qāzı: kadı < Ar. ḳâḍî qezebnag: sinirli qeblen: önceden < Ar. ḳablen ġazeb+nâk qed: miktar < Ar. ḳadd qılıx: biçim, Ģekil qedem: adım < Ar. ḳadem qıngıro: zil qelaçe: küçük kale < Ar. Far. ḳal‟e+çe Qelyennahar: kahvaltı < Ar. ġelyân “öğlen” Halhal qırquni: zift < Ar. Far. ḳîr “zift” gûni “torba” qıĢqır-: bağırmak Qızılüzēn: nehir adı ağızlarında nahar: “öğlen yemeği” qiĢŗ: kısım < Ar. ḳıĢr Qember: masal kahramanı qiyre: gayret < Ar. ġayret qemnak: hüzünlü < Ar. Far. ġamm+nâk qenim: düĢman “ġanîmet” QluĢ Xan: özel adı qoca: yaĢlı < Far. Qıran: para birimi qefle: kafile < Ar. ḳâfile nehâr Ar. qırağ: kenar, kıyı qedir, qedri: miktar < Ar. ḳadr “nargile” < Ar. ġanîm Qoçan: masal kahramanı 519 qoçubaĢı: kabadayıların baĢı rextixab: yatak < Far. rext-é xâb qodux: sıpa “yatak elbisesi” qolu çolmaq:kabadayı reyyet: maraba < Ar. ra‟iyyet “halk” qomrah: azmıĢ < Far. gomrâh riĢte: ip < réĢte qorqa: kavurga rîze: ufak < Far. rîze qorux: koruma altına alınmıĢ alan rōĢen éle: yakmak < Far. Tür. qoĢun: ordu qoum: akraba < Ar. ḳavm qōza-: kaldırmak qurĢax: Ģal qurulu: oturulmaya hazır ev qurumsağ: pezevenk qūĢbezen: tetik, bekleme < Far. gûĢ-bé-zeng qūĢe: köĢe < Far. gûĢe rôĢen eylemek rūberu: karĢı < Far. rûberû rūde: bağırsak < Far. rûde ruesalar: reisler < Ar. ruesâ ruxan: nehir < Far. rûdxâne ruyéhemrefte: üstelik, aĢağı yukarı < Far. rûy-é hem-refte rūzi: kısmet < Far. rûzî rübéyt: çarĢaf sahab xana: ev sahibi < Ar. Far. rābite: iliĢki < Ar. râbiṭe rah, ray: yol < Far. râh ranendé: Ģöfer < Far. rânende Rasta: cadde adı ref: raf < Far. râf resîde: olgunlaĢmıĢ < Far. resîde ṣehâb xâne sana-: saymak saran: büyükler < Far. serân sarı-: dalga geçmek savad: yazıp okuma < Far. sevâd savāri: taksi, özel araba < Far. resm: gelenek < Ar. resm sevârî ReĢ: Ģehir adı < ReĢt saxsı: çömlek ReĢtava: köy adı saxtıman, saxtuman: bina < Far. sâxtmân 520 saxtımansāzi: bina yapma iĢi < serqıfıl: kiralama < Far. Ar. ser Far. sâxtmânsâzî “baĢ” ḳufl “kilit” sebz: yeĢil < Far. sebz serreflig: sedef: < Ar. ṣedef ṣarrâf+lig sederi: üçlü kapı < sé-derî servaz: asker < Far. serbâz sekçe: su kabı seyyaddığ: sarraflık avcılık < < Ar. Ar. Tür. Tür. ṣayyâd+lığ sekte: kalp krizi < Ar. sekte Sencebet: ilçe adı sındır-: kırmak sendel: sandalye < Ar. ṣandâliyye sırfa: sofra < Ar. sufre sifet: surat, yüz < Ar. ṣıfat “sıfat” senet: meslek < Ar. ṣan‟at senger: çukur, sığınak < Far. silāb: doyum < Far. sîrâb senger silli: tokat < Far. sîlî Senistiyen: özel ad simke: < Far. Tür. sîm+ke sepelen-: serpilmek sinn: yaĢ < Ar. sinn Serab: Ģehir adı siqe: muta nikahı < Ar. ṣîġa serbazçılıx: askerlik < Far. Tür. siriquyruğ: bitki adı serbâz+çı-lıx sirvetmend: zengin < Ar. Far. sergerdan: derbeder < Far. sergerdân servet+mend soay, sovay: baĢka < Ar. sevâ‟ seri nex: ipucu < Far. ser-é nex solax: delik < Far. sûrâx seri-: dalga geçmek Solmaz: özel ad séri: grup, defa < Fr. série sorağ tut-: soruĢturmak serkerde: komutan < Far. serkerde sermayedar: sermâye zengin < Far. sub, sǖb süb: sabah < Ar. ṣubḥ 521 subay: bekar Ģerif: atkı subutlu: kanıtlı < Ar. Tür. subût+lu Ģerm: utanç < Far. Ģerm sumuruq: kuĢ türü < Far. sîmorġ Ģıḳaf: raf < Far. Ģékâf sustal-: yavaĢlamak < Far. sost Ģıkar: av < Far. Ģékâr “güçsüz, tembel” Ģıltax: yaramazlık sübh, süb: sabah < Ar. ṣubh ġibicik: masal kahramanı südg: sidik Ģihe: at kiĢnemesi < Far. Ģîhe sümük: kemik Ģikargaha: av yapılan yer < Far. süz: siz ĢabaĢ: bahĢiĢ < Far. ĢâbâĢ Ģad: mutlu < Far. Ģâd Ģaḳḳılla-: Ģak sesi çıkarmak Ģékârgâh Ģiḳarvan: avcı < Far. Ģékârban Ģilat: devlete ait su ürünleri iĢletmeciliği < Ar. Ģîlât “koy” Ģinasayi: öncü araĢtırma < Ģallax: kırbaç < Ar. Ģellâḳ Ģénâsâyî Ģam: akĢam yemeği < Far. Ģâm Ģîr: aslan < Far. Ģîr Ģapalax: tokat Ģitāb: hız, acele < Far. Ģétâb Ģapax: Ģafak, ıĢık < Ar. Ģefaḳ Ģōkzede: Ģāper: ana kanat < Far. Ģâhper choque “darbe” zade “vurmuĢ” ġayi: para birimi < Far. Ģâhî Ģōq: ıĢık < Ar. Ģevḳ “Ģevk” Ģebkorruğ: gece körlüğü < Far. Ģoql: meslek < Ar. Ģuġl Tür. Ģebkûr+luğ Ģōr: tuzlu < Far. Ģûr ġéhén: Ģehir adı Ģot: fırça Ģele: yük Ģu, Ģū: ol < Far. Ģô Ģem: mum < Ar. Ģem‟ Ģux: Ģuh, hoĢ < Far. Ģûx ĢemĢir: kılıç < Far. ĢemĢîr Ģuxlux: Ģaka < Far. Tür. Ģûx+lux Ģēn: ün, san < Ar. Ģân ĢaĢırmıĢ < Fr. Far. 522 Ģüde: olmuĢ < Far. Ģode tekan: hareket < Far. tekân ĢüĢ: külçe < Far. ĢûĢe tekin: gibi tāj quzārı: taç takma töreni < Ar. telebkar: borç veren kiĢi < Ar. Far. Far. taç gozârî ṭaleb+kâr taḳḳılda-: tak sesi çıkartmak teleke peser: yarım yamalak talağ, te'lağ: boĢanma < Ar. ṭelâḳ teles-: acele etmek tamağı düĢ-: canı çekmek ténçe: tencere tapĢır-: sipariĢ etmek tenef: ip < Ar. ṭenâb tar: saz tenge: sokak tārıf éle-, taarif éle-: buyur etmek < Ar. Tür. te‟aruf “tanıĢma” eylemek tavānai: yeterlilik < Far. tevânâî tepik: tekme teqsir: kusur < Ar. taḳsîr taxça: raf taxtasiya: tenzif: çaput < Far. tenzîb yazı tahtası < textésîyâh Far. terebarfuruĢ: manav < Far. terebârfurûĢ tay: taraf, yön teŗh: proje < Ar. tarḥ “atmak, taya: ot balyası salmak, önermek” tayı: benzeri, gibi tērif éle-: anlatmak < Ar. Tür. ta‟rîf tēbir: tabir < Ar. ta‟bîr tédat: adetler < Ar. ti‟dâd teflig: teklif < Ar. teklîf tēğirāt: değiĢiklik < Ar. taġîrât teħ-be-teħ: teke tek eylemek terifle-: övmek < Ar. Tür. ta‟rîf+leterpen-: deprenmek, sallamak tesmal: mendil < Far. destmâl tesmim tut-: karar almak < Ar. Tür. teṣmîm tutmak teħsib: tekzip < Ar. tekẓîb TeĢeyyü: ġii < Ar. teĢeyyu‟ 523 teveqqi: beklenti < Ar. tevaḳḳu‟ tuli tefsir: yorumunun uzunluğu < teverrüm: enflasyon < Ar. ĢiĢme Ar. ṭul-i tefsîr tēvil: teslim < Ar. teḥvîl tumançağ: çıplak teyer: tekerlek tuĢ gel-: karĢılaĢmak tıfağı dağıt-: mahvetmek tuzihat: açıklama < Ar. tevḍîḥ tike: parça tüfeg: tüfek < Far. tofeng tiryey: tiryak Tümen: para birimi tōhin: hakaret < Ar. tehîn tünne-: fırlatmak TōlaĢ: köy adı tüpürcek: tükürük tōlid éle-: üretmek < Ar. tevlîd Türki, Türkü: Türkçe eylemek tora gét-: balık avlamak tormuz: fren < Rus. тормоз tōsée, tōsie: geliĢme < Ar. tevsî‟a “açılma” toxda: sakinleĢmek toxm: çekirdek < Far. toxme toy: düğün uruğa tüĢ-: doğurmak uzalan-: uzanmak ümdeten: genelde < Ar. „umdeten üryan: çıplak < Ar. „uryân valadan: elek vanétim: araba markası < Far. vânét vāqi ol-: meydana gelmek < Ar. töreli: mükemmel, sağlam Tür. vâḳi‟ olmak töyfe: hediye < Ar. tuhfe vāqien: gerçekten < Ar. vâḳi‟an töyle: ahır < Ar. ṭevîle “hayvanların veli: ama < Far. velî bacağına bağlanan uzun ip” véran: harap < Far. vîrân tūderdu: iç içe < Far. tû der tû vereçilig: oduncu tula: köpek türü vergan: suyun kaynağı 524 vesail: eĢya < Ar. vesâ‟il xéér, xééy, xééyr, xér: hayır < Ar. xeyr vez: durum < Ar. veḍ‟ xelver: yirmi adet ot bağı < Far. ville-: boĢlamak < Far. Tür. vél+le- eĢeğin taĢıyacağı miktar virūdi: giriĢ < Ar. vurûd Xeneye: köy adı xābxana: yatak evi, yurt < Far. xâb Xer: eĢek < Far. xer xâne xerid: satın alma < Far. xerîd xahiĢt : rica < Far. xâhéĢ xeĢle-: harcamak < Ar. Tür. xal: ben < Far. xâl xarc+le- xamuĢ: sönük < Far. xâmûĢ xeĢlig, xeĢlik: harçlık < Ar. Tür. Xanandebil: ilçe adı xarc+lig Xānevāde: aile < Far. xânevâde xeternāk: Ar. Far. xaṭer+nâk Xānevādegi: ailece < Far. xânevâdegî xéyleg, xéyleħ, xeylek: çok, fazla, bol < Ar. Tür. xayl+ek xaq: halk < Ar. xalḳ xıdmetkar: hizmetçi < Ar. Far. xarbarfuruĢ: yiyecek içecek satan < xidmet+kâr Far. xârbârfurûĢ xarıĢlığ: xılast ol-: doğurmak < Ar. Tür. aldatma < Ar. Tür. < Far. xalâṣ “kurtuluĢ” olmak xâric+lığ xastäqarı: kız isteme Xımıs: köy adı xâstegârî Xırça: kavun xäĢel: çöp xırda: ufak, bozuk para < Far. xaxol: manyak xäzana: hazine < Ar. xazâne xorde xırdala-: para bozmak < Far. Tür. xorde+la- xed: el yazması < Ar. xaṭ xede: kader < Ar. ḳadr xırımı, kestim xırpımı çekdim: sesimi 525 xırtdey: gırtlak yaxdan: elbise dolabı < Far. rext- xıss éle-: utandırmak < Far. Tür. dan xîs “ıslak” eylemek yaylaxniĢin: yaylada yaĢayan < xıyaban: cadde < Far. xîyâbân Tür. Far. yaylax+néĢîn xonaxa: ahbap, müĢteri < Far. yaylığ: baĢörtüsü xânexâh yéce: gece xonça: hediye paketi yeherre-: eyerlemek xoĢhāl: mutlu < Far. Ar. xoĢ hâl yék, yéħ: bir < Far. yek xoĢksalı: kuraklık < xoĢksâlî yékel-: büyümek Xudābende: Tanrı < Far. yélçeg: baĢörtüsü Xodâbende yelig ol-: sahip çıkmak, dikkat Xudafislig: vedalaĢma < Far. Ar. etmek Tür. Xodâ ḥâfiẓ+lig yēsi: sahibi Xudāperest: Tanrı‟ya tapan < Far. yolağı: yolu Xodâperest yolçu: dilenci xudubani: samimi < Far. xodémânî yolçuluğ éle-: dilenmek xuruĢ: yemek türü yolun gör-: ikramda bulunmak xutur éle-: akla gelmek < Ar. Tür. youx: yakın xuṭûr eylemek Yusufabad: yer adı yad: yabancı Yüngül: hafif yaddan çıx-: unutmak Zangan: Ģehir adı yan-ba-yanaĢ: yan yana zāréh: çiftçi < Ar. zâri‟ yarımçılıq: yarım yamalak zāyiman: doğurma < Far. zâymân yāru: herif < far. yârû zeħ vır-: telefon açmak < Far. Tür. yavaccalı: yavaĢçana zeng “zil” vurmak 526 zehrmar, zērmar: zıkkım, zehir, zindigi: yaĢam < Far. zéndegî yılan zehri < Far. zehr-é mâr zindiyannıx: yaĢam < Far. Tür. zemi: tarla zéndegânî+lıx zenen: kadın < Far. zenân zireħlig: uyanıklık, beceri < Far. “kadınlar” Tür. zereng+lig zerbaft: altından dikilmiĢ < Far. zer zirzemide: bodrum < Far. zîrzemîn bâft zēreb: sidik < Far. zerd “sarı” âb ziĢt: çirkin < Far. zéĢt Ziyat Xan: masal kahramanı “su” zurna: Zéyve: köy adı zimni inki: -dığı hâlde < Ar. Far. ḍımn în ké düdük 527 ÖZET [Karini Jahangir], [Erdebil Ġli Ağızları], [Doktora], [Ankara-2009] Erdebil Ġli Ağızları‟ Erdebil iline bağlı Halhal Türk ağızlarını konu edinmektedir. Tezin çalıĢma alanı sadece Halhal ağızlarıyla sınırlı olup Erdebil eyaletinin öteki ağızları, çalıĢma alanının dıĢında bırakılmıĢtır. Halhal, Hazar Denizi‟nin güney batısında, Ġran‟ın ise kuzey batısında yer almaktadır. Halhal ağızlarının ses ve Ģekil yapısını incelemeyi amaçlayan bu çalıĢmada, Halhal ağızlarının ses ve Ģekil bilgisi, Eski Oğuz Türkçesiyle karĢılaĢtırılarak incelenmiĢtir. Halhal ağızları, kendi içinde üç ayrı ağız bölgesine ayrılmaktadır. Halhal ağızlarının sınıflandırılmasında aldığımız temel ölçüt, Ģimdiki zaman ekidir. Bu bağlamda üç farklı ağız bölgesi tespit edilmiĢtir: –éyr Ağzı, –ér Ağzı, –Ir, -Ur Ağzı. Bu ağızlardan –éyr Ağzı, ses ve Ģekil bakımından arkaik özellikler taĢımanın yanı sıra bir kısım kelimelerde birincil uzun ünlüleri korumaktadır. Bu ağzın en önemli özelliği, ölçünlü Türkiye Türkçesiyle de bir takım ses ve Ģekil benzerliklerine sahip olmasıdır. –ér Ağzı, Ģekil ve ses özellikleri itibariyle –éyr ağzıyla –ér ağzı arasındaki geçiĢ aĢamayı oluĢturmaktadır. Bu anlamda ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde kullanılan –Ir, -Ur Ģimdiki zamanın ekinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıĢtır. –Ir, -Ur Ağzı ise ses ve Ģekil bilgisi bakımından ölçünlü Azerbaycan Türkçesinin tipik bir ağzı niteliğindedir. Genel olarak değerlendirdiğimizde Halhal ağızları; ses, Ģekil ve anlam bilgisi itibarıyla Orta Oğuz Türkçesinin genel özelliklerini yansıtmaktadır. Ancak, bir takım ses ve Ģekil özellikleri bakımından da Halhal ağızlarının kendine özgü özellikleri bulunmaktadır. Halhal ağızlarının genel özelliklerini Ģöyle sıralamak mümkündür: teklik ve çokluk 2. Ģahıslarda kullanılan Ģart ekinin her zaman için yuvarlak ünlülü olup –su, -sü Ģeklinde olması; isim fiilinin olumsuzunda kullanılan edatın döyr Ģeklinde olması; siz Ģahıs zamiri için siz Ģeklinin yanı sıra süz Ģeklinin de bulunması, bu iĢaret zamiriyle vur- fiili için düz ünlülü bı ve vır- Ģekillerinin de kullanılması. Anahtar Sözcükler 1. Orta Oğuzca 2. Ġran Türk Ağızları 528 3. Azerbaycan Türk Ağızları 4. Erdebil-Halhal Ġli Ağızları 5. Halhal Türk Ağızları 529 ABSTRACT [Karini Jahangir], [Dialect of the Province of Ardabil], [Ph.D.], [Ankara-2009] The Dialects of the Province of Ardabil deal with the Khalkhal Turkish dialects pertaining to the province of Ardabil. The scope of thesis is only restricted with the Khalkhal dialects and other dialects in the province of Ardabil are excluded from the study. Khalkhal is located at southwest of Caspian Sea and northwestern of Iran. In this study which aims to examine the fonology and morphology of Khalkhal dialects, the data on phonology and morphology of Khalkhal dialects has been examined by comparing with the Turkish language of Old Oghuz. Khalkhal dialects are categorized under three different dialect regions. The fundamental criterion, which we used as categorizing the Khalkhal dialects, is the present tense‟s suffix. In this context, three different dialect regions are determined: –éyr Dialect, –ér Dialect, –Ir, -Ur Dialect. When we evaluate it in general, Khalkhal dialects reflect the general characteristics of Central Oghuz Turkish as of the data on phonetic, morphological and semantic. However, Khalkhal dialects have some characteristics specific to itself with regard to some characteristics of phonetic and morphology. It is possible to list the general characteristics of Khalkhal dialects as follows: singularity and plurality 2. the pronoun suffix, used in the individuals, is always round vowel and becomes as –su, -sü; the preposition, used in the negative form of verbal noun is döyr; for the personal pronoun of siz, süz form is available as well as being available of siz form, the demonstrative pronoun bu and vur- forms with plain vowels are also used with this for the bı and vır- words. Keywords 1. Central Oghuz language 2. Iran Turkish Dialects 3. Azerbaijani Turkish Dialects 4. Dialects of the provinces of Ardabil-Khalkhal 5. Khalkhal Turkish Dialects