T.C.
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
TÜRK DĠLĠ VE EDEBĠYATI ANABĠLĠM DALI
TÜRK DĠLĠ BĠLĠM DALI
ERDEBĠL ĠLĠ AĞIZLARI
DOKTORA TEZĠ
HAZIRLAYAN
Jahangir KARĠNĠ
DANIġMANI
Prof. Dr. Ahmet Bican ERCĠLASUN
ANKARA - 2009
T.C.
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
TÜRK DĠLĠ VE EDEBĠYATI ANABĠLĠM DALI
TÜRK DĠLĠ BĠLĠM DALI
ERDEBĠL ĠLĠ AĞIZLARI
DOKTORA TEZĠ
HAZIRLAYAN
Jahangir KARĠNĠ
DANIġMANI
Prof. Dr. Ahmet Bican ERCĠLASUN
ANKARA - 2009
ONAY
Jahangir Karini tarafından hazırlanan “Erdebil İli Ağızları” başlıklı bu çalışma, 26.03.2009
tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oyçokluğu ile başarılı bulunarak jürimiz
tarafından Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı/Türk Dili Bilim Dalında doktora tezi olarak
kabul edilmiştir.
Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun
Prof. Dr. Leyla Karahan
Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel
Prof. Dr. Fatih Kirişçioğlu
Prof. Dr. Nureddin Demir
ÖN SÖZ
Türklerin Ġslam öncesi Batı‟ya yerleĢmeleri bir kenara bırakılırsa, bütün
tarihî kaynaklar, Selçuklulardan Kaçarlara (1043‟ten 1925‟e) kadar Ġran‟ın
Türkler tarafından yönetildiğini göstermektedir. Türklerin Ġran‟daki dokuz yüz
yıllık hakimiyetleri, bütün Ġran coğrafyasına Türklerin yayılmalarını da
beraberinde getirmiĢtir. Günümüz Ġran‟ında yaĢayan Türklerin tamamı,
Halaçlar
dıĢında
Oğuz
Türklerinden
oluĢmaktadır.
Hazar
Denizi‟nin
doğusundan Afganistan sınırına kadar uzanan bölgede Doğu Oğuzlar
(Türkmenler, Horasan Türkleri), Orta Ġran‟da Güney Oğuzlar (KaĢkay
Türkleri), Tahran‟dan baĢlayarak Türkiye sınırına ve Azerbaycan cumhuriyeti
sınırlarından orta Ġran‟a kadar uzanan bölgede de Orta Oğuzlar (Azerbaycan
Türkleri) yer almaktadır. Bu gruplardan en çok bilineni ve kalabalık olanı
Ġran‟ın kuzey batısından orta Ġran‟a kadar uzanan Orta Oğuzlardır. Halhal
bölgesi, Hazar Denizi‟nin güney batı Ģeridinde bulunduğundan Orta Oğuz
(Azerbaycan Türkçesi) grubu içinde yer almaktadır.
2000 yılından itibaren Halhal ilinden ayrılarak il statüsü kazanan ve
Halhal iline sınır komĢusu olan Kivi ili de Halhal ağızları içinde
incelenmektedir. Halhal iline bağlı üç ilçeden ġahrud ilçesi, Ġranî bir etnisite
olan Tatlardan oluĢtuğundan çalıĢmamızın dıĢında bırakılmıĢtır.
ÇalıĢma planı olarak Ahmet Bican Ercilasun‟un Kars Ġli Ağızları ve
Hülya Kasapoğlu‟nun Kırgız Türkçesi Grameri esas alınmıĢtır. Yöntem olarak
da artzamanlı çalıĢma yöntemi takip edilmiĢtir. Dolayısıyla Halhal ağızları,
Eski Oğuz Türkçesiyle, yeri geldiğinde ise Eski Türkçe ile ses ve Ģekil
bakımından
karĢılaĢtırılarak
incelenmiĢtir.
Ayrıca,
gerekli
durumlarda
Anadolu ağızları, Azerbaycan ağızları ve Ġran‟daki öteki Türk ağızlarıyla da
karĢılaĢtırmalar yapılmıĢtır.
ÇalıĢmamız, Giriş, İnceleme, Metin ve Sözlük olmak üzere dört ana
bölümden oluĢmaktadır.
ii
GiriĢ bölümünde Ġran‟daki Türk varlığı, Ġran‟daki Türk ağızları üzerine
yapılan sınıflandırmalar sunulduktan sonra Halhal ilinde konuĢulan Türk
ağızlarının tasnifine geçilmiĢtir.
Ġnceleme bölümü, ses ve Ģekil bilgisinden oluĢmaktadır. Ses bilgisi
bölümünde Halhal ili ağızlarının ünlü ve ünsüzleri örnekleriyle tanıtıldıktan
sonra
Eski
Oğuz
Türkçesinin
ünlü
ve
ünsüz
yapısı
göz
önünde
bulundurularak incelenmiĢtir. ġekil bilgisi bölümü, isim ve fiil olarak ikiye
ayrılmıĢtır. Ġsim bölümünde isim yapım ve isim çekim ekleri incelendikten
sonra sıfat, zarf ve zamirler ele alınmıĢtır. Fiil bölümünde fiil yapım ve çekim
eklerinin incelenmesinin ardından bağlaçlar, edatlar, ünlemlerin incelenmesi
konu edilmiĢtir. Ses ve Ģekil bilgisi incelemesinde metinden alınan örneklerin
metin ve satır sayısı hemen karĢısında kaydedilmiĢtir. Ġnceleme bölümünde
Türkiye‟de yapılmıĢ gramer çalıĢmaları ve ağız çalıĢmaları göz önünde
bulundurularak gramer kavramlarının Türkçe olmasına özen gösterilmiĢtir.
Ġncelemeden sonra metin bölümü yer almaktadır. 261 sayfadan oluĢan
metinler, 2006-2007 yılları arasında derlenmiĢtir. Bölgenin dağlık olması,
derlemelerin üç ayrı aĢamada gerçekleĢmesini zorunlu kılmıĢtır. Ġlk aĢamada
arabayla ulaĢımın mümkün olmadığı, Ģehir merkezinden üç, dört saat
uzaktaki köylerden, ikinci aĢamada ise ilçe merkezleri ve ilçe merkezlerine
yakın
köylerden
derlemeler
yapılmıĢtır.
Üçüncü
aĢama,
metinlerin
incelenmesi ve ağız bölgelerinin netleĢmesinden sonra gerçekleĢmiĢtir. Bu
aĢamada ağızları aynı olan bölgelerin metinleri azaltılmıĢ, sınırlı sayıda
metinleri bulunan, fakat farklılık gösteren bölge ağızları için yeniden söz
konusu bölgeye gidilerek derlemeler yapılmıĢ ve farklılık gösteren ağızla ilgili
geniĢ çapta malzeme elde edilmiĢtir.
Son bölümde sözlük bölümü yer almaktadır. Sözlük bölümüne alınan
kelimeler, Türkiye Türkçesinde anlamları bilinmeyen Halhal ağızlarında
kullanılan Türkçe kelimelerle yine Türkiye Türkçesinde kullanılmayan alıntı
kelimelerden oluĢmaktadır.
iii
ĠÇĠNDEKĠLER
ÖN SÖZ
i
ĠÇĠNDEKĠLER
iii
SĠMGELER
xxv
KISALTMALAR
xxvii
GĠRĠġ
1
I. BÖLÜM
SES BĠLGĠSĠ
1. ÜNLÜLER
20
1.1. Normal Süreli Ünlüler
20
1.1.1. Fonemik Değeri Bulunan Ünlüler
20
1.1.1.1. a ünlüsü
20
1.1.1.2. e ünlüsü
21
1.1.1.3. é ünlüsü
21
1.1.1.4. ı ünlüsü
22
1.1.1.5. i ünlüsü
23
1.1.1.6. o ünlüsü
23
1.1.1.7. ö ünlüsü
25
1.1.1.8. u ünlüsü
25
1.1.1.9. ü ünlüsü
25
1.1.2. Fonemik Değeri Bulunmayan Ünlüler
25
1.1.2.1. ä ünlüsü
26
1.1.2.2. å ünlüsü
26
1.1.2.3. ë ünlüsü
26
1.1.2.4. í ünlüsü
26
iv
1.1.2.5. ó ünlüsü
26
1.1.2.6. ú ünlüsü
27
1.1.2.7. ụ ünlüsü
27
1.1.2.8. ự ünlüsü
27
1.2. Uzun Ünlüler
28
1.2.1. Alıntı Kelimelerde Uzun Ünlüler
29
1.2.2. Türkçe Kelimelerde Uzun Ünlüler
29
1.2.2.1. Ses Hadiselerinden Kaynaklanan Uzun Ünlüler
30
1.2.2.1.1. Ünsüz DüĢmesinden Kaynaklanan Uzun Ünlüler
30
1.2.2.1.2. Ünlü DüĢmesinden Kaynaklanan Uzun Ünlüler
31
1.2.2.1.3. Hece KaynaĢmasından Kaynaklanan Uzun ünlüler
31
1.2.2.2. Vurgudan Kaynaklanan Uzun Ünlüler
31
1.2.2.3. Soru Edatlarının Bulunmamasından Kaynaklanan Uzun Ünlüler
31
1.2.2.4. Aslî Uzunluklar
31
1.3. Kısa Ünlüler
32
1.4. Ġkiz Ünlüler
33
1.4.1. EĢit Ġkiz Ünlüler
33
1.4.2. Yükselen Ġkiz Ünlüler
35
1.4.3. Alçalan Ġkiz Ünlüler
35
2. ÜNSÜZLER
36
2.1. Fonemik Değeri Bulunan Ünsüzler
36
2.1.1. Sürekli Ünsüzler
36
2.1.1.1. Sızıcı Ünsüzler
37
2.1.1.1.1. Sedalı Sızıcı Ünsüzler
37
2.1.1.1.1.1. ğ ünsüzü
37
v
2.1.1.1.1.2. j ünsüzü
37
2.1.1.1.1.3. v ünsüzü
37
2.1.1.1.1.4. z ünsüzü
38
2.1.1.1.2. Sedasız Sızıcı Ünsüzler
39
2.1.1.1.2.1. f ünsüzü
39
2.1.1.1.2.2. h ünsüzü
39
2.1.1.1.2.3. x ünsüzü
39
2.1.1.1.2.4. s ünsüzü
40
2.1.1.1.2.5. Ģ ünsüzü
40
2.1.1.2. Akıcı Ünsüzler
41
2.1.1.2.1. Burun Akıcıları
41
2.1.1.2.1.1. m ünsüzü
41
2.1.1.2.1.2. n ünsüzü
41
2.1.1.2.2. Ağız Akıcıları
42
2.1.1.2.2.1. l ünsüzü
42
2.1.1.2.2.2. r ünsüzü
42
2.1.1.2.2.3. y ünsüzü
42
2.1.2. Süreksiz Ünsüzler
43
2.1.2.1. Sedalı Süreksiz Ünsüzler
43
2.1.2.1.1. b ünsüzü
43
2.1.2.1.2. c ünsüzü
43
2.1.2.1.3. d ünsüzü
44
2.1.2.1.4. g ünsüzü
44
2.1.2.1.5. q ünsüzü
45
2.1.2.2. Sedasız Süreksiz Ünsüzler
45
vi
2.1.2.2.1. ç ünsüzü
45
2.1.2.2.2. p ünsüzü
46
2.1.2.2.3. t ünsüzü
46
2.1.2.2.4. k ünsüzü
46
2.2. Fonemik Değeri Bulunmayan Ünsüzler
47
2.2.1. ß ünsüzü
47
2.2.2. ḇ ünsüzü
48
2.2.3. þ ünsüzü
48
2.2.4. ĉ ünsüzü
48
2.2.5. ḳ ünsüzü
48
2.2.6. ĥ ünsüzü
49
2.2.7. ҳ ünsüzü
49
2.2.8. ħ ünsüzü
49
2.2.9. ļ ünsüzü
49
2.2.10. ĺ ünsüzü
50
2.2.11. ņ ünsüzü
50
2.2.12. ŕ ünsüzü
50
2.2.13. ř ünsüzü
50
2.2.14. ŗ ünsüzü
50
2.2.15. ţ ünsüzü
50
2.2.16. ṿ ünsüzü
51
2.2.17. ỷ ünsüzü
51
2.2.18. ỵ ünsüzü
51
3. HALHAL ĠLĠ AĞIZLARINDA FONOLOJĠK SÜREÇLER
53
3.1. Ünlü Uyumu
53
vii
3.1.1. Kalınlık - Ġncelik Uyumu
3.1.1.1. Türkçe Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumu
53
53
3.1.1.2. Türkçe Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumunun Bozulması 54
3.1.1.3. Alıntı Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumu
55
3.1.1.3.1. Gerileyici BenzeĢtirme Yoluyla
56
3.1.1.3.2. Ġlerleyici BenzeĢtirme Yoluyla
56
3.1.1.3.3. Alıntı Kelimelerde Ünlü Uyumunun Yarım Kalması
57
3.1.2. Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu
3.1.2.1. Düzlük-Yuvarlaklık Uyumunun Bozulması
57
62
3.1.3. Darlık – GeniĢlik Uyumu
64
3.2. BenzeĢtirme
64
3.2.1. Ünlü BenzeĢtirmeleri
64
3.2.1.1. Ġlerleyici BenzeĢtirme
64
3.2.1.1.1. –a > -ı, -u değiĢmesi yoluyla
64
3.2.1.1.2. -e > -i, -ü değiĢmesi yoluyla
64
3.2.1.1.3. i > ü benzeĢtirmesi
65
3.2.1.2. Gerileyici BenzeĢtirme
65
3.2.1.2.1. a > o değiĢmesi yoluyla
65
3.2.1.2.2. e > a değiĢmesi yoluyla
65
3.2.1.2.3. e > o değiĢmesi yoluyla
66
3.2.1.2.4. ı > a değiĢmesi yoluyla
66
3.2.1.2.5. o > ö değiĢmesi yoluyla
66
3.2.1.2.6. u > ı değiĢmesi yoluyla
66
3.2.1.2.7. u > ü değiĢmesi yoluyla
67
3.2.1.3. Gerileyici ve Ġlerleyici BenzeĢtirme
67
viii
3.2.2. Ünsüz BenzeĢtirmeleri
67
3.2.2.1. Ġlerleyici BenzeĢtirme
68
3.2.2.3.1. -dl- > -dd- benzeĢtirmesi
68
3.2.2.1.2. -md- > -mn- benzeĢtirmesi
68
3.2.2.1.3. -ml- > -mn- benzeĢtirmesi
69
3 .2.2.1.4. - nd - > - nn – değiĢmesi yoluyla
69
3.2.2.1.5. -nl- > -nn- benzeĢtirmesi
69
3.2.2.1.6. -pm- > -pb- benzeĢtirmesi
70
3.2.2.1.7. -rl- >- rr- benzeĢtirmesi
70
3.2.2.1.8. -sl- > -ss- benzeĢtirmesi
71
3.2.2.1.9. -st- > -ss- benzeĢtirmesi
71
3.2.2.1.10. -Ģl- > -Ģd- benzeĢtirmesi
71
3.2.2.1.11. -tl-, -dl- > -td-, -tt- benzeĢtirmesi
71
3.2.2.1.12. -zl- > -zd- benzeĢtirmesi
72
3.2.2.2. Gerileyici BenzeĢtirme
72
3.2.2.2.1. -dc- > -cc- benzeĢtirmesi
72
3.2.2.2.2. -ds- > -ss- benzeĢtirmesi
72
3.2.2.2.3. -hv- > -fv- benzeĢtirmesi
72
3.2.2.2.4. -ls- > -ss- benzeĢtirmesi
72
3.2.2.2.5. -nr- > -rr- benzeĢtirmesi
72
3.2.2.2.6. -rl- > -ll- benzeĢtirmesi
73
3.2.2.2.7. -Ģc- > -cc- benzeĢtirmesi
73
3.2.2.2.8. -tç- > -çç- benzeĢtirmesi
73
3.2.2.2.9. -ts- > -ss- benzeĢtirmesi
73
3.2.2.2.10. -zc- > -cc- benzeĢtirmesi
73
ix
3.2.2.2.11. -zh- > -ss- benzeĢtirmesi
74
3.3. DeğiĢme
74
3.3.1. Ünlü DeğiĢmeleri
74
3.3.1.1. Kalın Ünlülerin Ġncelmesi
74
3.3.1.1.1. a > ä değiĢmesi
74
3.3.1.1.2. a > e değiĢmesi
75
3.3.1.1.3. ı > í, i değiĢmesi
76
3.3.1.1.4. u > i değiĢmesi
76
3.3.1.1.5. u > ú, ü değiĢmesi
77
3.3.1.2. Ġnce Ünlülerin KalınlaĢması
77
3.3.1.2.1. e > a değiĢmesi
77
3.3.1.2.2. e > o değiĢmesi
78
3.3.1.2.3. ü > u, ū değiĢmesi
78
3.3.1.3. Düz Ünlülerin YuvarlaklaĢması
78
3.3.1.3.1. a < å, o değiĢmesi
78
3.3.1.3.2. e > ȫ, ö değiĢmesi
79
3.3.1.3.3. é > ë, ö değiĢmesi
79
3.3.1.3.4. ı > ụ, u değiĢmesi
80
3.3.1.3.5. i > ự, ü değiĢmesi
80
3.3.1.4. Yuvarlak Ünlülerin DüzleĢmesi
81
3.3.1.4.1. o > a değiĢmesi
81
3.3.1.4.2. u > ı değiĢmesi
81
3.3.1.4.3. ü > ự, i değiĢmesi
82
3.3.1.5. GeniĢ Ünlülerin Daralması
3.3.1.5.1. a > ı, í, i değiĢmesi
82
82
x
3.3.1.5.2. é > i değiĢmesi
83
3.3.1.5.3. o > u değiĢmesi
84
3.3.1.6. Dar Ünlülerin GeniĢlemesi
3.3.1.6.1. ı > a değiĢmesi
84
84
3.3.2. Ünsüz DeğiĢmeleri
84
3.3.2.1. SedalılaĢma
84
3.3.2.1.1. ç > c değiĢmesi
85
3.3.2.1.2. k > g değiĢmesi
85
3.3.2.1.3. ḳ > q değiĢmesi
86
3.3.2.1.4. p > b değiĢmesi
86
3.3.2.1.5. t > d değiĢmesi
86
3.3.2.2. SedasızlaĢma
86
3.3.2.2.1. b > p değiĢmesi
87
3.3.2.2.2. d > t değiĢmesi
87
3.3.2.2.3. z > s değiĢmesi
88
3.3.2.3. SüreklileĢme
88
3.3.2.3.1. SızıcılaĢma
88
3.3.2.3.1.1. b < v değiĢmesi
89
3.3.2.3.1.2. c > j değiĢmesi
89
3.3.2.3.1.3. c > Ģ değiĢmesi
89
3.3.2.3.1.4. ç > c > j değiĢmesi
89
3.3.2.3.1.5. ç > Ģ değiĢmesi
89
3.3.2.3.1.6. q > x değiĢmesi
90
3.3.2.3.1.7. q > ğ değiĢmesi
90
3.3.2.3.1.8. k > ħ değiĢmesi
91
xi
3.3.2.3.1.9. -ng, -nk > ħ değiĢmesi
91
3.3.2.3.1.10. p > f değiĢmesi
91
3.3.2.3.1.11. t > h, ĥ değiĢmesi
92
3.3.2.3.2. AkıcılaĢma
92
3.3.2.3.2.1. b > m değiĢmesi
92
3.3.2.3.2.2. g > y değiĢmesi
92
3.3.2.3.2.3. k > y değiĢmesi
93
3.3.2.4. SüreksizleĢme
93
3.3.2.4.1. f > b değiĢmesi
93
3.3.2.4.2. m > b değiĢmesi
94
3.3.2.4.3. Ģ > ç değiĢmesi
94
3.3.2.4.4. v > b değiĢmesi
94
3.3.2.4.5. y > g değiĢmesi
94
3.3.2.5. Sürekli Ünsüzler Arasındaki DeğiĢmeler
94
3.3.2.5.1. h > y değiĢmesi
95
3.3.2.5.2. x > ğ değiĢmesi
95
3.3.2.5.3. x > ĥ, h değiĢmesi
95
3.3.2.5.4. l > n değiĢmesi
96
3.3.2.5.5. l > r değiĢmesi
96
3.3.2.5.6. n > l değiĢmesi
96
3.3.2.5.7. n > m değiĢmesi
96
3.3.2.5.8. ŋ > ğ değiĢmesi
97
3.3.2.5.9. ŋ > m değiĢmesi
97
3.3.2.5.10. ŋ > n değiĢmesi
97
3.3.2.5.11. ŋ > ng değiĢmesi
98
xii
3.3.2.5.12. ŋ > nq değiĢmesi
98
3.3.2.5.13. ŋ > v değiĢmesi
98
3.3.2.5.14. ŋ > y değiĢmesi
98
3.3.2.5.15. r > l değiĢmesi
100
3.3.2.5.16. v > m değiĢmesi
100
3.3.2.5.17. v > ỷ, y değiĢmesi
100
3.3.2.5.18. y > h değiĢmesi
100
3.3.2.5.19. > ﻉy değiĢmesi
101
3.3.2.5.20. > ﻉh değiĢmesi
101
3.3.3. AykırılaĢma
101
3.3.4. Ünsüz ĠkizleĢmesi
102
3.3.5. Ġkiz Ünlülerin TekleĢmesi
102
3.3.6.GöçüĢme
103
3.4. DüĢme
103
3.4.1. Ünlü DüĢmesi
104
3.4.2. Ünsüz DüĢmesi
104
3.4.2.1. d düĢmesi
105
3.4.2.2. f düĢmesi
105
3.4.2.3. ğ (< ET. q) düĢmesi
105
3.4.2.4. h düĢmesi
106
3.4.2.5. x / q düĢmesi
106
3.4.2.6. k düĢmesi
107
3.4.2.7. l düĢmesi
107
3.4.2.8. m düĢmesi
107
3.4.2.9. n düĢmesi
107
xiii
3.4.2.10. r düĢmesi
109
3.4.2.11. s düĢmesi
110
3.4.2.12. t düĢmesi
110
3.4.2.13. v düĢmesi
110
3.4.2.14. y düĢmesi
111
3.4.3. Hece DüĢmesi
111
3.5.Ünlü BirleĢmesi
112
3.6. Türeme
113
3.6.1. Ünlü Türemesi
114
3.6.2. Ünsüz Türemesi
114
3.6.2.1. h türemesi
114
3.6.2.2. k, x türemesi
114
3.6.2.3. l türemesi
114
3.6.2.4. m türemesi
115
3.6.2.5. n türemesi
115
3.6.2.6. t türemesi
115
3.6.2.7. y türemesi
115
4. VURGU
116
4.1. Kelime Vurgusu
116
4.2. Cümle Vurgusu
117
xiv
II. BÖLÜM
ġEKĠL BĠLGĠSĠ
1. ĠSĠM
118
1.1. Ġsim Yapım Ekleri
118
1.1.1. Ġsimden Ġsim Yapma Ekleri
118
1.1.1.1. -aq, -ek
118
1.1.1.2. -an, -en
118
1.1.1.3. –cığaz
118
1.1.1.4. -cıq, -cıx, -cik, -cig
118
1.1.1.5. -ça, -çe, -ca, -ce
119
1.1.1.6. -çaq, -çek
119
1.1.1.7. -çı, -çi, -çu, -çü
119
1.1.1.8. -daĢ
120
1.1.1.9. -gıl, -gil
120
1.1.1.10.-q (>-ğ)
120
1.1.1. 11. -qa, -ge
120
1.1.1. 12. -ki, -kı, -ku, -kü
121
1.1.1. 13. -lı, -li, -lu, -lü (>-dı, -di;-rı, -ri)
121
1.1.1.14.–lIq, (-lıx) -lUq, (-lUx) (>-dIx, -dUx, -rIx, -rUx)
122
1.1.1.15. +mci, +mcü; +nci
122
1.1.1. 16. -sız, -siz, -suz, -süz
123
1.1.1. 17. –sul
123
1.1.1. 18. –tı
123
1.1.1. 19. –gah
124
1.1.1. 20. –ter
124
xv
1.1. 2. Fiilden Ġsim Yapma Ekleri
124
1.1. 2.1. -a, -e
124
1.1. 2.2. -aq, -ek
124
1.1. 2.3. -anax, -enek
124
1.1. 2.4. -caq, -cek
124
1.1. 2.5. -q, -k (>-x, -g)
125
1.1. 2.6. -qa, -ge
125
1.1. 2.7. -qı, -gi, -qu, -gü
125
1.1. 2.8. -ı, -i, -u, -ü
125
1.1. 2.9. -ıĢ, -iĢ, -uĢ, -üĢ; -Ģ
126
1.1. 2.10. –m
126
1.1. 2.11. -ma, -me
126
1.1. 2.12. -maq, -mek
126
1.1. 2.13. –man
126
1.1. 2.14. -maz, -mez
127
1.1. 2.15. –n
127
1.2. Ġsim Çekim Ekleri
127
1.2.1. Çokluk Eki
127
1.2.2. Ġyelik Ekleri
128
1.2.3. Aitlik Eki
132
1.2.4. Hâl Ekleri
133
1.2.4.1. Ġlgi Eki
133
1.2.4.2. Belirtme Ekleri
133
1.2.4.3. Yönelme Eki
134
1.2.4.4. Bulunma Eki
134
xvi
1.2.4.5. Çıkma Eki
135
1.2.4.6. Vasıta Eki
135
1.2.4.7. EĢitlik Ekleri
136
1.2.4.8. Yön Ekleri
137
1.2.4.9. Soru Eki
138
2. SIFAT
139
2.1. Niteleme Sıfatları
139
2.2. Belirtme Sıfatları
139
2.2.1. ĠĢaret Sıfatları
139
2.2.2. Sayı Sıfatları
140
2.2.2.1. Asıl Sayı Sıfatları
140
2.2.2.2. Sıra Sayı Sıfatları
140
2.2.3. Soru Sıfatları
141
2.2.4. Belirsizlik sıfatları
141
3. ZARF
142
3.1. Zaman Zarfları
142
3.2. Yer ve Yön Zarfları
142
3.3. Hâl (Nasıllık-Nicelik) Zarfları
143
3.4. Miktar (Azlık-Çokluk) Zarfları
143
3.5. Soru Zarfları
144
4. ZAMĠR
144
4.1. ġahıs Zamirleri
144
4.2. DönüĢlülük Zamiri
147
4.3. ĠĢaret Zamirleri
148
4.3.1. ĠĢaret Zamirlerinin Ġlgi Hâli
148
xvii
4.3.2. ĠĢaret Zamirlerinin Belirtme Hâli
149
4.3.3. ĠĢaret Zamirlerinin YaklaĢma Hâli
149
4.3.4. ĠĢaret Zamirlerinin Bulunma Hâli
149
4.3.5. ĠĢaret Zamirlerinin Çıkma Hâli
150
4.3.6. ĠĢaret Zamirlerinin Edatlara Bağlanması
150
4.4. Belirsizlik Zamirleri
150
4.5. Soru Zamirleri
150
4.6. Bağlama Zamirleri
151
5. FĠĠL
152
5.1. Fiil Yapım Ekleri
152
5.1.1. Ġsimden Fiil Yapma Ekleri
152
5.1.1.1. +a-, +e-
152
5.1.1.2. +al-, +el-
152
5.1.1.3. +ar-
152
5.1.1.4. +da-, +de-, +ta-, +te- (> +la-)
152
5.1.1.5. +qa-
153
5.1.1.6. +qır-, +xır-
153
5.1.1.7. +x-, +k-
153
5.1.1.8. +ı-, +i-, +u-, +ü-
153
5.1.1.9. +la-, +le-(> +da- <+-dé-)
153
5.1.1.10. +r-
154
5.1.2. Fiilden Fiil Yapma Ekleri
154
5.1.2.1. –ala-, -ele-
154
5.1.2.2. -ar-, -er-
154
5.1.2.3. -der-
154
xviii
5.1.2.4. -dır-, -dir-, -dur-, -dür-, -tır-, -tir-, -tur-, -tür
155
5.1.2.5. -ı-, ( -é-), -ü-
155
5.1.2.6. -k-
155
5.1.2.7. -l-
155
5.1.2.8. -ma-, -me-
156
5.1.2.9. -n-
156
5.1.2.10. -r-
156
5.1.2.11. -sa-, -se-
156
5.1.2.12. -Ģ-
157
5.1.2.13. -t-
157
5.1.2.14. -y-
157
5.1.2.15. -z-
157
5.2. Fiil Çekimi
158
5.2.1. ġahıs Ekleri
158
5.2.1.1. Zamir Kaynaklı ġahıs Ekleri
158
5.2.1.2. Ġyelik Kaynaklı ġahıs Ekleri
160
5.2.2. ġekil ve Zaman Ekleri
163
5.2.2.1. Bildirme Kipleri
163
5.2.2.1.1. Görülen GeçmiĢ Zaman
163
5.2.2.1.2. Öğrenilen GeçmiĢ Zaman
164
5.2.2.1.3. GeniĢ Zaman
165
5.2.2.1.3.1. GeniĢ Zamanın Olumlusu
165
5.2.2.1.3.2. GeniĢ Zamanın Olumsuzu
166
5.2.2.1.4. ġimdiki Zaman
5.2.2.1.4.1. -éyr ġimdiki Zaman Eki
167
167
xix
5.2.2.1.4.2. -ér ġimdiki Zaman Eki
168
5.2.2.1.4.3. -ır, -ir, -ur, -ür ġimdiki Zaman Eki
168
5.2.2.1.5. Gelecek Zaman
171
5.2.2.2. Tasarlama Kipleri
172
5.2.2.2.1. ġart
172
5.2.2.2.2. Ġstek
174
5.2.2.2.3. Emir
175
5.2.2.2.4. Gereklilik
179
5.2.2.3. Ġsim Fiili
179
5.2.2.3.1. Ġsim Fiilinin Görülen GeçmiĢ Zaman Çekimi
180
5.2.2.3.2. Ġsim Fiilinin Öğrenilen GeçmiĢ Zaman Çekimi
180
5.2.2.3.3. Ġsim Fiilinin ġimdiki Zaman Çekimi
181
5.2.2.3.4. Ġsim Fiilinin ġart Çekimi
181
5.2.2.3.5. Ġsim Fiilinin Olumsuzu
181
5.2.3. BirleĢik Çekim
184
5.2.3.1. Hikâye
184
5.2.3.1.1. GeniĢ Zamanın Hikâyesi
184
5.2.3.1.2. ġimdiki Zamanın Hikâyesi
185
5.2.3.1.3. Öğrenilen GeçmiĢ Zamanın Hikâyesi
186
5.2.3.1.4. Gelecek Zamanın Hikâyesi
186
5.2.3.1.5. ġart ġeklinin Hikâyesi
187
5.2.3.1.6. Ġstek ġeklinin Hikâyesi
187
5.2.3.1.7. Gereklilik ġeklinin Hikâyesi
188
5.2.3.2. Rivayet
5.2.3.2.1. GeniĢ Zamanın Rivayeti
188
188
xx
5.2.3.2.2. ġimdiki Zamanın Rivayeti
189
5.2.3.2.3. Öğrenilen GeçmiĢ Zamanın Rivayeti
189
5.2.3.2.4. ġart ġeklinin Rivayeti
189
5.2.3.3. ġart
190
5.2.3.3.1. GeniĢ Zamanın ġartı
190
5.2.3.3.2. ġimdiki Zamanın ġartı
190
5.2.3.3.3. Gelecek Zamanın ġartı
190
5.3. BirleĢik Fiiller
191
5.3.1. Yeterlilik Fiili
191
5.3.1.1. Yeterlilik Fiilinin Olumlusu
191
5.3.1.2. Yeterlilik Fiilinin Olumsuzu
191
5.3.2. Yardımcı Fiiller
194
5.3.2.1. Ana Yardımcı Fiiller
194
5.3.2.1.1. Éle- (< éyle-) Yardımcı Fiili
194
5.3.2.1.2. Ét- Yardımcı Fiili
194
5.3.2.1.3. Qıl- Yardımcı Fiili
195
5.3.2.1.4. Ol- Yardımcı Fiili
195
5.3.2.2. Yardımcı Fiil Görevinde Bulunan BaĢka Fiiller
195
5.3.2.2.1. baĢla-
195
5.3.2.2.2. çal-
195
5.3.2.2.3. sal-; salla-
195
5.3.2.2.4. tüĢ- / düĢ-
196
5.3.2.2.5. vér-
196
5.3.2.2.6. vur- / vır-
196
5.4. Sıfat-Fiiller
196
xxi
5.4.1. -acaq, -ecek
196
5.4.2. -an, -en
197
5.4.3. -ar, -er; -r
197
5.4.4. -dıq, -dik, -duq, -dük
197
5.4.5. -malı, -meli
198
5.4.6. -mıĢ, -miĢ, -muĢ, -müĢ
198
5.5. Zarf-Fiiller
199
5.5.1. -a, -e
199
5.5.2. -ana, -ene
199
5.5.3. -anda, -ende
200
5.5.4. -cağın, -ceğin
200
5.5.5. -ı, -i, -u, -ü
201
5.5.6. –ıncax, -incex
201
5.5.7. -ıp, -ip, -up, -üp
201
6. BAĞLAÇ
202
6.1. Sıralama Bağlaçları
202
6.1.1. –nan, -nen “ile”
202
6.1.2. ve, u, ü, o, ṿo “ve”
202
6.2. KarĢılaĢtırma Bağlaçları
203
6.2.1. da ... da ...; da... de...
203
6.2.2. çi... çi.... “...da ...da”
203
6.2.3. hem ... hem...
203
6.2.4. ne... ne...
203
6.2.5. ya... ya...
204
6.3. Cümle BaĢı Bağlaçları
204
xxii
6.3.1. axı
204
6.3.2. ama, amma
204
6.3.3. artıx
204
6.3.4. bélebil “sanki”
205
6.3.5. déme, démeli
205
6.3.6. çün, çünkü “çünkü”
205
6.3.7. ege, eye, eger “eğer”
205
6.3.8. éle “sadece”
206
6.3.9. élebil “sanki”
206
6.3.10. éle ki “fakat”
206
6.3.11. feqet “fakat”
206
6.3.12. hatta
206
6.3.13. hele “Ģimdilik, en azından, hemen”
207
6.3.14. xob
207
6.3.15. labud “kesinlikle” (< Ar. lâbod)
207
6.3.16. meger, meye “meğer”
207
6.3.17. neinki “olmadığından”; bainki “olduğu hâlde”
207
6.3.18. néce ki “ne yani”
208
6.3.19. onda “öyle olsa”
208
6.3.20. Ģayed “Ģayet”
208
6.3.21. veli “ama”
209
6.3.22. yoxsa
209
7. Edat
209
7.1. Son Çekim Edatları
209
7.1.1. cax (< caq)
210
xxiii
7.1.2. göre
210
7.1.3. için
211
7.1.4. kimi, kimin “gibi” < kibi
212
7.1.5. –nan, -nen (< ilen)
213
7.1.6. ötüri “-den dolayı”
213
7.1.7. sarı “-a doğru”
213
7.1.8. sonra (< soŋra)
213
7.1.9. soay, soa “baĢka”
214
7.1.10. tekin
214
7.2. PekiĢtirme Edatları
214
7.2.1. -da, -de
215
7.2.2. daxı
215
7.2.3. day “artık”
215
7.2.4. ki
215
8. ÜNLEM
216
8.1. Duygu Ünlemleri
216
8.1.1. ah
216
8.1.2. axı
216
8.1.3. ba
216
8.1.4. be
217
8.1.5. bes
217
8.1.6. ē
217
8.1.7. hē
217
8.1.8. hop
217
8.2. Yönlendirme Ünlemleri
218
xxiv
8.3. Seslenme Ünlemleri
218
8.3.1. ay
218
8.3.2. éy
218
8.3.3. oy
218
8.4. Gösterme Ünlemleri
8.4.1. da, de “iĢte”
8.5. Soru Ünlemleri
218
219
219
8.5.1. neyçin
219
8.5.2. niya, niye
219
8.6. Cevap Ünlemleri
219
8.6.1. belé, beli “evet”
220
8.6.2. he “evet”
220
8.6.3. xéyir, xéyr, xééy “hayır”
220
8.6.4. yox, yo
220
SONUÇ
221
KAYNAKÇA
233
EKLER
238
METĠN
240
1. Ağız Bölgesi: –éyr Ağzı
240
2. Ağız Bölgesi: -ér Ağzı
323
3. Ağız Bölgesi: -Ur, -Ür Ağzı
404
SÖZLÜK
501
ÖZET
527
ABSTRACT
529
xxv
Kullanılan Transkripsiyon ĠĢaretleri ve Simgeler
ß
p - f arası ünsüz
þ
b - p arası ünsüz
ḇ
b - v arası ünsüz
ċ
ç – c arası ünsüz
ĉ
ç - Ģ arası ünsüz
ĥ
x – h arası bir ünsüz
q
kalın sırada sedalı k ünsüzü
ḳ
kalın sırada sedasız k ünsüzü
ħ
ince sırada k - h arası bir ünsüz
ĺ
ince l ünsüzü
ŕ
r - l arası ünsüz
ř
r - y aradı ünsüz
ţ
t - d arası bir ünsüz
ỷ
y - v arası ünsüz
ҳ
düĢmek üzere olan x ünsüzü
ļ
düĢmek üzere olan l ünsüzü
ņ
düĢmek üzere olan n ünsüzü
ŗ
düĢmek üzere olan r ünsüzü
ṿ
düĢmek üzere olan v ünsüzü
ỵ
düĢmek üzere olan y ünsüzü
ä
a – e arası ünlü
å
a – o arası ünlü
xxvi
é
kapalı e
ë
é - ö arası bir ünlü
í
ı - i arası ünlü
ó
o – ö arası ünlü
ụ
u - ı arası ünlü
ú
u – ü arası ünlü
ự
ü - i arası ünlü
ā
uzun a
ā
uzun a – o arası
ē
uzun açık e
ḕ
uzun kapalı e
ī
uzun ı ünlüsü
î
uzun i ünlüsü
ō
uzun o ünlüsü
ȫ
üzün ö ünlüsü
ū
uzun u ünlüsü
ǖ
uzun ü ünlüsü
ĭ
kaybolmak üzere olan ı ünlüsü
‿
ulama iĢareti
'
norma tonlama
alçalan tonlama
yükselen tonlama
„
hamze ve ayın yerine kullanılmıĢtır
xxvii
Kısaltmalar
Ar.
: Arapça
Age. : adı geçen eser
AZT. : Azerbaycan Türkçesi
Bak. : bakınız
BOT. : Batı Oğuz Türkçesi
BT.
: Batı Türkçesi
EOT. : Eski Oğuz Türkçesi
ET.
: Eski Türkçe
Far.
: Farsça
Fr.
: Fransızca
HA.
: Halhal Ağızları
OOT. : Orta Oğuz Türkçesi
Rus. : Rusça
Soğ. : Soğdca
TT.
: Türkiye Türkçesi
Tür.
: Türkçe
GĠRĠġ
I. Ġran Türklüğünün Tarihi Meselesi
Ġran Türklerinin Ġran‟ı ne zaman yurt edindikleri meselesi, Batı
Türklüğünün ortak meselesidir. Türklerin Anadolu, Azerbaycan ve Ġran‟ın batı
bölgelerinde adlarından söz ettirmeleri, ĠÖ. VI. yüzyıla kadar uzanmaktadır.
Heredot ve Menander Feonan gibi müellifler, Sakaların hâkim zümresinin
Türk olduğunu yazarlar. Herodot, Türklerin ĠÖ. VI. - VII. yüzyıllarda doğudan
batıya geldiğini, batı Sakalarıyla karıĢarak onların hâkim zümresini
oluĢturduklarını
ve
hakanlarının
Efrasyap
olduğunu
kaydetmektedir.1
Azerbaycan‟da Efrasyab‟a nispet verilen özel yer adlarının bulunması
Sakaların bir hatırasıdır. Tebriz‟in kapılarının birine Dervâze-i Sar “BaĢ
Kapısı”
denilmesi,
Efrasyab‟ın
baĢının
orada
defnedilmesinden
kaynaklanmaktadır. Azerbaycan ve Anadolu‟da Sakalardan sonra kayıtlara
geçen bir diğer Türk zümresi, Bulgar Türkleridir. Ermeni yazarı Abbâs Katina,
Bulgarların ĠÖ. 120 yılında Güney Kafkasya‟yı geçip Kars‟a yerleĢtiklerinden
haber verir. Bulgarların 460 yılında orada yaĢadıklarını, baĢka bir Ermeni
tarihçisi Mûsâ Horen‟den öğrenmekteyiz. Mûsâ Horen, ayrıca Hazar ve
Barsuların
197-216
2
kaydetmektedir.
yılları
arasında
Kür
ırmağını
geçtiklerini
de
ĠĢte bu Hazarlar, VI. yüzyıla gelindiğinde Türk dilli
kavimlerden oluĢan konfederasyon (Hazar Ġmparatarluğu)‟un bir parçası
olarak kayıtlara geçmektedirler.3 Türklerin Kafkasya ve Azerbaycan göçleri,
V. yüzyılda da Ağaçeri ve Saragurların (Sarı Uygur) Kafkasya‟ya gelmeleriyle
devam eder. 460‟ta Ağaçerilerin, 468‟de de Saragurların Kafkasya‟nın
güneyine geçerek 488‟de Sâsânîlerle çarpıĢtıkları bilinmektedir. Hamdallâh
Kazvinî, 1195 yılında Elbistan ve MaraĢ‟ta eĢkıyalıkla geçinen bu Ağaçerilerin
doğu kanadının Miscin (MiĢgin) ve Halhal (Eski Firûzâbâd)‟da hâkim zümreyi
oluĢturduklarından bahseder. Batıya göç eden bir baĢka Türk unsuru,
Sabirlerdir. 508‟de Sâsânîlerle, 515/516‟da Bizans‟la savaĢan Sabirler, bütün
1
Javat Heyet, Azerbaycan Edebiyatına Bir Baxış, 1. Cilt, Tahran 1980, s. 21.
Zeki Velidî Togan, Azerbaycan Maddesi, İslam Ansiklopedisi, s. 97-101.
3
"Khazar." Encyclopædia Britannica. Ultimate Reference Suite. Chicago: Encyclopædia Britannica,
2008.
2
2
Ermeniye‟yi alıp Anadolu‟ya geçtiler. Nihayetinde Sâsânî Ģahlarından Kubad
devrinin sonlarında Arran, Gürcistan, Vaspurakan ve Sisecan Hazarların ve
onlara bağlı kavimlerin eline geçti. ĠÖ. VI. yüzyıldan beri Azerbaycan ve Doğu
Anadolu‟da varlıklarından söz edilen Türkler, Sâsânî Ģahlarından NuĢirevan‟a
yenilince
bir
nevi
otoritelerini
kaybetmiĢ
oldular.
NuĢirevan,
bütün
Azerbaycan‟ı ve Güney Kafkasya‟yı istila ederek Türkleri azınlık durumuna
düĢürmek amacıyla eline düĢen Türkleri daha içerilere, Halhal‟ın bir fersah
ötesindeki Fîrûzâbâd‟a yerleĢtirirken onların yerine Farsları iskân ettirir.
Böylece Araplar geldiğinde ġamhur, Kabala, Muğan ve Halhal taraflarında
yaĢayan Türklerin dıĢındaki Türkler, yerli ahaliye karıĢarak milliyetlerini
yitirmiĢ bulunuyorlardı. Bu nedenle Mu‟âviye‟nin “Azerbaycan nedir?”
sorusuna, „Ubayd B. Sariya: - “Burası, eskiden Türklerin memleketi idi.”
yanıtını vermiĢtir.4
Böylelikle Selçuklulardan önce Azerbaycan‟a yerleĢen Türklerin büyük
çoğunluğunun yerli ahaliye karıĢarak Türkçeyi unuttukları ve Azerbaycan‟ın
asıl TürkleĢmesinin Selçuklular ve XIII. yüzyılda Ġlhanlılarla baĢladığı görüĢü
öne sürülmektedir.5
Azerbaycan‟ın asıl TürkleĢmesinin Selçuklular ve XIII. yüzyılda
Ġlhanlılarla baĢladığı iddiaları, Azerbaycan‟da önceden mevcut olan Türk
varlığının tamamen silindiği anlamına gelmemektedir. Nitekim Muğan ve
Halhal‟da Türkçenin konuĢulduğu inkâr edilmemektedir.6 Bu bağlamda
Selçuklulardan önce Halhal‟a yerleĢen Türklerin Arap hâkimiyeti devrinde de
dillerini korudukları ve Selçuklular döneminde Zencan‟la Halhal arasında
oturan ahalinin Türklerden oluĢtuğu ve Bülek adında Türkçe isimli bir
Ģehirlerinin bulunduğu bilinmektedir.7 Yine, Ġran Moğollarının yazarı Bertold
Spuler, Ġlhanlılardan daha önceleri Tebriz‟de
kaydetmektedir.8
Ayrıca,
Ermeni
tarihçisi
Türkçe konuĢulduğunu
Çamçıyan,
1021
yılında
Azerbaycan‟daki Türkleri anlatırken onların kadınlar gibi uzun saçlı
4
Zeki Velidî Togan, age, s. 97-101.
Zeki Velidî Togan, age s. 97-101.
6
Zeki Velidî Togan, age s. 97-101.
7
Zeki Velidî Togan, age, s. 99-100.
8
Bertold Spuler, age, s. 498.
5
3
olduklarını, yaylarının pek sağlam ve katı olduğunu, uzaktan savaĢ taktiğini
kullandıklarını belirterek9 Türklerin dıĢ görünüĢü ve savaĢ taktikleriyle ilgili
bilgi vermekle, 11. yüzyılın baĢlarında Azerbaycan‟daki Türk varlığını ortaya
koymaktadır.
Türklerin Ġran‟ın doğu bölgesindeki varlıkları da elimizdeki kayıtlara
göre 10. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Oğuz Türkleri, 1040 yılında Horasan‟a
geldiklerinde 962‟den beri hâkimiyeti elinde tutan Gazneliler, Türk idi. Ayrıca,
Halaçların XI. yüzyıldan beri Horasan civarlarında yaĢadıkları bilinmektedir.10
1040 yılında Selçukluların Gaznelileri yenmesiyle11 Ġran‟da Gaznelilerden
sonra kurulacak 2. Türk devletinin resmen temelleri atılmıĢ oldu. Nihayet
Tuğrul Bey, 1043 yılında Rey‟e yerleĢerek 12 (yaklaĢık Tahran‟ın 30. km.
güneyinde) bütün Ġran‟ı, Azerbaycan‟ı, Anadolu‟yu ve Irak‟ı içine alacak olan
büyük Selçuklu devletinin baĢkentini de seçmiĢ oluyordu.
Böylelikle Ġran coğrafyası, Gaznelilerden Kaçarlara kadar çeĢitli Türk
hanedanlarınca yönetilmiĢtir. Selçuklu, Ġlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu,
Safevi, AfĢar ve Kaçar Türk devletlerinin baĢkentleri olan Rey, Sultaniye,
Marağa, Erdebil, Tebriz, Ġsfahan, ġiraz ve Tahran Ģehirleri günümüzde Ġran
sınırları içinde yer almaktadır. “AĢağı yukarı bin yıl Ġran Türk hanedanlarının
(ve Türk ordularının) egemenliği altında kalmıĢtır.”13 Türkler, bu bin yılda
dillerini de en azından kendi fizikî varlıkları kadar Ġran coğrafyasında
yaĢatmıĢlar ve yaĢatmaktadırlar. Horasan‟dan Türkiye sınırına kadar uzanan
Türk mimarisi, Türk dili, Türk kültürü, Ġran coğrafyasının Türkler için bir geçiĢ
koridoru olmadığının, bu bölgenin en azından bin yıllık bir Türk yurdu
olduğunun canlı kanıtıdır.
9
Mohemmed J. Meşkûr, Nezer-î be Târîx-é Âzerbâycân “Azerbaycan Tarihine Bir Bakış” Encomen-e
Âsâr-é Méllî Yayınları, Tahran, 1970, s. 154.
10
Sonel Bosnalı, İran Azerbaycan Türkçesi, Dil ve Edebiyat Dizisi 7, İstanbul, 2007, s. 22-23.
11
Jean-Paul Roux, Türklerin Tarihi (Pasifik‟ten Akdeniz‟e 2000 Yıl), Kabalcı Yayınevi, 3. Basım,
İstanbul 2007, s. 208.
12
Zeki Velidî Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş, İstanbul Üniversitesi Yay., İstanbul 1981, s. 191.
13
Gerhard Doerfer, İran‟daki Türk Dilleri, Türk Dil Araştırmaları Yıllığı Belleten, 1969, s. 1-11.
4
II. Türklerin Ġran’daki Nüfusu
Ġran‟da yapılan nüfus sayımlarında farklı millet ve etnisitelerin hesaba
katılmamasından Ġran‟daki Türk nüfusuyla ilgili kesin bir bilgiye ulaĢmak
mümkün değildir. Ġran‟daki Türk nüfusuyla ilgili bilgi edineceğimiz ilk resmî
veriler, 1949 yılında Ġran ordusunca yayımlanan 10 ciltlik Ferheng-e
Coğrâfîyây-e Ġran (Ġran Coğrafya Anseklopedisi) adlı kitapta yer almaktadır.
Bu kitapta nüfusu 500‟ü aĢan Ġran‟daki bütün köylerin adları, nüfusları ve
dilleri kaydedilmiĢtir. Bu çalıĢmada yer alan Türk köylerinin adlarını ve
nüfuslarını ayrı bir kitap hâline getiren M. Penahiyan, 1972 „de Ġran dıĢında,
Ferheng-é Coğrâfîya-ye Melli-é Torkân-é Ġran Zemîn (Ġran Türklerinin Milli
Coğrafyası Ansiklopedisi) adında bir kitap yayımlamıĢtır.14 Hasan RâĢidî,
2008 yılında yayımladığı Torkan ve Berresî-yé Tarix, Zebân ve Hoviyyet-é
Anha der Ġran (Türkler ve Onların Ġran‟daki Tarihlerinin, Dillerinin ve
Kimliklerinin Ġncelenmesi) adlı çalıĢmasına adı geçen ansiklopedide yer alan
Türk yerleĢim yerlerinin listesini de eklemiĢtir. Hasan RâĢidî, söz konusu
ansiklopediden hareketle 1949 yılı hesaplarına göre 10.119 köyle 59 ilçe
merkezinde yaĢayan Türk nüfusunun sayısını, 5.184.846 kiĢi olarak
vermektedir.15 Ayrıca RâĢidî, bu sayımda konar – göçer Türklerle baĢka
Ģehirlerde dağınık Ģekilde yaĢayan Türklerin hesaba katılmadığını da
belirtmektedir. Günümüzde Ġran‟daki Türk nüfusuyla ilgili tahminlere dayalı
çeliĢkili rakamlar bulunmaktadır. Jean-Paul Roux, Türklerin Tarihi adlı
eserinde Ġran nüfusunun 20%‟sinin Azerbaycan Türkleri, 10%‟un ise Türkçe
konuĢan baĢka halklardan oluĢtuğunu söylemektedir.16 Bu durumda 78
milyon nüfusu olan Ġran‟ın 23.4 milyonunun Türk olduğu görülmektedir. B.
Atsız Gökdağ, Salmaz Ağzı‟nda Ġran‟daki Türk nüfusuyla ilgili çeĢitli görüĢleri
karĢılaĢtırarak en az 25 ve en çok 35 milyon Türkün Ġran‟da yaĢadığı
kanısına varmaktadır.17
14
Hesen Raşedi, Torkan ve Berresî-yé Tarix, Zebân ve Hoviyyet-é Anha der İran “Türkler ve Onların
İran‟daki Tarih, Dil ve Kimliklerinin İncelenmesi” Endîşé-yé No Yayınları, Tahran 2008, s. 119-121.
15
Hesen Raşedi, age, s. 118-124.
16
Jean-Paul Roux, age, s. 462-463.
17
Bilgehan A. Gökdağ, Salmas Ağzı, Karam Yay. Çorum 2006, s.1.
5
1949‟da Yayınlanan Ġran Coğrafya Ansiklopedisi‟nde kaydedilmiĢ Türk
Köylerinin Sayısı ve Nüfusu18
Ġl
ġehir
Köy
Sayısı
Nüfus
Tahran
209
Kazvin
Demâvend
ġehir
Köy
Saysı
Nüfus
68643
Bicar
135
46736
441
289478
Tuserkan
9
9729
28
9156
Senendec
83
39586
17
7155
ġahabad
2
295
Sâve
224
123754
KirmanĢah
8
3183
Mehellât
12
5046
Melayer
65
39266
Erâk
334
203322
Hemedan
452
389965
Enzeli
10
9096
Ehvaz
5
1260
ReĢt
29
33534
Xorremabad
3
1400
Zencan
1032
433291
Abade
65
33612
TevâleĢ
68
40788
BuĢehr
57
23972
Fûmen
4
6231
ġiraz
29
24461
Lâhîcân
4
5164
Fesa
47
121343
Âmol
2
1025
Firuzabad
(Fars)
12
3997
Sârî
7
2715
Kazerun
53
29827
ġâhrûd
15
6230
Lar
10
111921
Qorqân
107
43615
Sircan
4
580
Bocnurd
193
62355
Merkez Kum
1. il
5.
il
6.
il
7.
il
8.
il
2. il
Qonbed
Kâbûs
18
Ġl
221
Hesen Raşedi, age, s. 122-124.
47290
6
3. il
4. il
NôĢehr19
1
180
Dergez
99
77673
Tebriz
668
662809
Sebzevar
109
80849
Erdebil
732
Kuçan
330
110925
Eher
868
371536 9.
il
262624
MeĢhed
25
9890
Xalxal
323
114425
NeyĢapur
46
13970
Miyana
289
124057
Ġsfahan
7
3287
Sarab
178
10
123832 il
ġehr-e Reza
19
48395
Merend
141
122026
ġehr-e Kord
30
42498
Xıyav
327
64589
Feriden
82
72090
Urumiye
361
136061
Xoy
252
149232
Marağa
881
347270
Mehabad
10
7169
Maku
291
64167
III. Ġran’daki Türk Ağızları Üzerine Yapılan ÇalıĢmalar
Ġran Türk ağızlarıyla ilgili çalıĢmaları; Batı, Türkiye ve Ġran‟da olmak
üzere üç grupta inceleyebiliriz. Bunlardan Türkiye ve Batı‟daki çalıĢmalar
sınırlıdır. Türkiye ve Batı‟daki çalıĢmalar, Türklük bilimince bilindiğinden bu
çalıĢmalara kısaca değinmekle yetineceğiz. Ancak, Türklük bilimince
bilinmeyen Ġran‟daki Türk dili üzerine yapılan çalıĢmaların detaylıca
incelenmesinin uygun düĢeceği kanısındayız.
Ġran‟daki Türkçe üzerine yapılan ilk bilimsel çalıĢma, 1903-1904
yıllarında Tebriz ve Urumiye ağızları üzerine inceleme yapan Karl Foy‟a aittir.
Karl Foy‟un ardından 1921-35 yıllarında H. Ritter ve 1935 yılında H. S.
19
Burada Çalus ilçesine bağlı köyler zikredilmemektedir. Bu ilçeye bağlı köyler özellikle de
Kelardeş‟in etrafındaki 1500 nüfuslu Bazarser köyünde Türkçe konuşulmaktadır.
7
Szapszal, Ġran Azerbaycan Türkçesi üzerine çalıĢmalar yapmıĢlardır.
Ġran‟daki Türk ağızları üzerine çalıĢma yapan bir diğer batılı araĢtırmacı,
Zencan ağzı üzerine yaptığı incelemesini 1956 yılında yayımlayan V.
Monteil‟dir.20 Ancak, Ġran‟daki Türk ağızları üzerinde en kapsamlı çalıĢma
yürüten, Gerhard Doerfer olmuĢtur. Gerhard Doerfer ve öğrencilerinin 196873 yılları arasında Ġran‟a düzenledikleri bilimsel araĢtırma gezileri sonucunda
Horasan, KaĢkay ve Halaç ağızlarıyla ilgili birçok mesele gün ıĢığına
çıkartılmıĢtır.21 G. Doerfer‟in Türk dil bilimine yaptığı en önemli katkı, Halaç
Türkçesi üzerindeki çalıĢmadır.22 Ġran‟daki Türk ağızları üzerine hâlen
yürümekte olan bir diğer çalıĢma, Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi
tarafından yapılmaktadır.23 Ayrıca IĢık Sönmez‟in Karadağ, Muğan ve
Zencan
ağızları
yayımlanmıĢtır.
üzerine
yaptığı
çalıĢma,
1998
yılında
Almanya‟da
24
Türkiye‟de Ġran‟daki Türk ağızlarıyla ilgili geniĢ kapsamlı bir çalıĢma
henüz ortaya çıkmıĢ değildir. Bilgehan A. Gökdağ‟ın Salmas Ağzı, 25 Muhittin
Çelik‟in KaĢkay Türkçesi,26 K. Mehmet Gece‟nin Serap Ağzı,27 Mahmut
Sarıkaya‟nın Güney Azerbaycan Türkçesi28 ve Sonel Bosnalı‟nın Ġran
Azerbaycan Türkçesi (Toplum Bilimsel Bir Ġnceleme)29 adlı çalıĢması dıĢında
Türkiye‟de
Ġran‟daki
Türk
ağızlarıyla
ilgili
herhangi
bir
çalıĢma
bulunmamaktadır.
1993 yılından 2000 yılına kadar Ġran üniversitelerinde Türk dili ve
Ġran‟daki Türk ağızları üzerine bir kısım yüksek lisans tezleri yapılmıĢtır. Bu
20
Sonel Bosnalı, İran Azerbaycan Türkçesi, Dil ve Edebiyat Dizisi 7, İstanbul 2007, s. 31.
Gerhard Doerfer, İran‟da Türkler, Türk Dili, TDK Yay., Ankara 1987, s. 243.
22
Gerhard Doerfer, Halaj Materials, İndiyana University Publications, Uralic And Altaic Series,
İndiyana Univercity 1971.
23
Bilgehan A. Gökdağ, Salmas Ağzı, Karam Yayınları 16, Çorum 2006, s. 35-36.
24 24
Işık Sönmez, Untersuchungen zu den aserbaidschanischen Dialekten von Qaradaġ, Muġan und,
Zäncan Göttingen 1998, s. 224.
25
Bilgehan A. Gökdağ, Salmas Ağzı, Karam Yayınları 16, Çorum 2006.
26
Muhittin Çelik, Kaşkay Türkçesi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış
Doktora Tezi, Malatya, 1997.
27
K. Mehmet Gece, Serap Ağzı, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ankara, 1985.
28
Mahmut Sarıkaya, Güney Azerbaycan Türkçesi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Kayseri 1998.
29
Sonel Bosnalı, İran Azerbaycan Türkçesi, Dil ve Edebiyat Dizisi 7, İstanbul 2007.
21
8
çalıĢmaların büyük bir bölümü, Genel Dil Bilimi ana bilim dalında yüksek
lisans yapan öğrenciler tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir:
Bu çalıĢmalardan biri, Bon ağzıyla ilgili olup 2000 yılında Ġsfahan
Üniversitesi, yüksek lisans öğrencisi Rıza HaĢemi tarafından yapılmıĢtır. Söz
konusu tez, Çahar-mahal Mextiyarı ilinin merkezi, ġehr-i Kürd‟ün 27 kilometre
kuzeybatısında yer alan Bon Ģehrinin ağzı üzerine yapılan bir çalıĢmadır. Bu
çalıĢmada Bon Türkçesinin ses, biçim bilgisi ve anlam bilimi özellikleri
incelenerek söz konusu ağız Ġstanbul Türkçesiyle karĢılaĢtırılmıĢtır.
Bir diğer çalıĢma Bocnurd ağzıyla ilgilidir. Yine bir yüksek lisans tezi
olan bu çalıĢma, 1996 yılında ġiraz Üniversitesi‟nde Neda Hidayet tarafından
yapılmıĢtır. ÇalıĢmanın konusu, Kuzey Horasan‟da yer alan ve 130.000
nüfusa sahip olan Bocnurt Ģehrinin ağzı üzerindedir. Söz konusu tez,
Bocnurd ağzının ses, biçim, sözcük ve söz dizimi özelliklerini ele almaktadır.
Tezin sonunda Latin harfleriyle Bocnurt Türkçesine özgü sözcüklerin listesi
verilmiĢtir.
Bir diğer çalıĢma da Nadir AfĢar‟ın Ģehri olan Kelat-i Nadir ağzıyla
ilgilidir.
Bu
çalıĢma,
1996
yılında
ġiraz
Üniversitesi‟nde
Ebdolreza
Hesenzade Kebud-i Qonbedi tarafından yapılan bir yüksek lisans tezi
çalıĢmasıdır. Kuzey Horasan‟da yer alan Kelat-i Nadir Türkçesinin incelendiği
bu çalıĢmada söz konusu ağzın ses özellikleri, söz dizimi ve biçim bilgisi
üzerinde durulmuĢtur.
Yine ġiraz Üniversitesi‟nde bir yüksek lisans tezi olan Karabulaq ağzı,
Eli Feyyazi tarafından 1995 yılında yapılmıĢtır. Söz konusu tezde Fars Ġlinin
Fesa Ġlçesine bağlı Karabulaq Bucağında konuĢulan KaĢkay Türkçenin ses,
biçim ve söz diziminin yanı sıra zaman kipleri de ele alınmıĢtır.
KaĢkay Türkçesiyle ilgili bir diğer çalıĢma, Hemidreza Cahandide
tarafından 1998 yılında ġiraz Üniversitesinde bir yüksek lisans tezi olarak
yapılmıĢtır. ÇalıĢmada KaĢkayların tarih, coğrafya, ekonomik ve yaĢam
tarzlarına kısaca değinildikten sonra KaĢkay Türkçesinin ses bilimi, biçim
9
bilimi ve söz dizimi araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢmanın sonunda KaĢkay Türkçesine
özgü sözcüklerin, alfabetik sıraya göre listesi verilmektedir.
KaĢkay Türkçesini konu eden bir diğer çalıĢma Eli Kazemî‟ye ait olup
Tahran Üniversitesinde 1996 yılında bir yüksek lisans tezi olarak yapılmıĢtır.
Bu çalıĢmanın amacı, sosyolojik olguların konuĢma ortamlarında KaĢkay
Türkçesi üzerindeki etkilerini araĢtırmaktadır. Bu doğrultuda, erkeklerle
kadınlardan oluĢan farklı yaĢ ve eğitim düzeylerinden 72 denek seçilmiĢtir.
Söz konusu denekler 4 farklı bağlamda konuĢturulmuĢtur. AraĢtırmanın
amacı, cinsiyet, yaĢ ve eğitim gibi sosyal olguların KaĢkay Türkçesi
üzerindeki etkilerini saptamaktır.
Ġran‟da yapılan ağız çalıĢmalarından biri de Orta Oğuz Türkçesi
(Azerbaycan Türkçesi)‟yle ilgilidir. Bu ağız çalıĢması, Halhal –Tebriz
ağızlarının karĢılaĢtırılmasıdır. Bir yüksek lisans tezi olan bu çalıĢma, 1996
yılında Tahran‟da bulunan Allame Tababai Üniversitesi‟nde ErĢed Fettahi
tarafında yapılmıĢtır. Dört bölümden oluĢan bu çalıĢmanın 1. bölümünde
Halhal bölgesinin coğrafi ve etnik konumu ile Azerbaycan Türkçesi ve genel
Türk dili ile ilgili konular yer almaktadır. 2. bölümde dil bilimi ve
karĢılaĢtırılmalı dil bilimine değinilmiĢtir. 3. bölümde Türk dilinin ses yapısı
özellikle de Halhal bölgesinin ses yapısı üzerinde durulmuĢtur. 4. bölümde
ise Halhal ağzıyla Tebriz ağzının ses özellikleri karĢılaĢtırılmıĢtır.
Ġran‟da yapılan bir diğer çalıĢma, Türkçeden Farsçaya geçmiĢ
kelimeler üzerinde durmaktadır. “Türk Dilinden Farsçaya GirmiĢ Sözcüklerin
AraĢtırılması ve Dil Bilimcilik Açısından Etkinliği” adı altında yapılan bu
çalıĢma, Mujtaba ġuai‟ye ait olup 1998 yılında Ġsfahan Üniversitesinde
yapılmıĢtır. Söz konusu çalıĢma için Farsça Dhekhoda ve Moin sözlükleri
esas alınmıĢtır. Türkçeden Farsçaya geçen sözcükler 3 ayrı kategoride ele
alınmıĢtır.
1. Birinci kategoride yer alan Türkçe kelimeler, günümüz Farsçasında yaygın
bir Ģekilde kullanılan, Farsça karĢılığı bulunmayan Türkçe menĢeli olduğu
bilinen kelimelerdir. AraĢtırmacı, ayrıca bu sözcüklerin günümüz Türkçesinde
10
de
kullanıldığını
kaydetmektedir.
AraĢtırmacıya
göre,
bu
kelimelerin
FarsçalaĢtırılması için herhangi bir giriĢimde bulunulmamıĢtır.
2. AraĢtırmacının konu edindiği bir diğer Türkçe kelime grubu ise, Farsça
karĢılıklarıyla birilikte kullanılan Türkçe kelimelerdir. Bu kelimeler için ikili
kullanım söz konusudur. Ancak yazı dilinde ve kimi konuĢma bağlamlarında
artık bu sözcüklerin
yerine Farsça karĢılığının kullanılmasına özen
gösterilmektedir.
3. AraĢtırmada üzerinde durulan diğer Türkçe kökenli kelimeler, eskiden
Farsçada kullanılan ve yazılı metinlerde geçen Türkçe kelimelerdir. Bu
Türkçe kelimeler, günümüz Farsçasında kullanılmamaktadır.
Yine Türkçeden Farsçaya geçmiĢ kelimeleri esas alan bir diğer
çalıĢma, M. Eli Çöhregani‟nin 1993 yılında Tahran, Terbiyet Müderris
Üniversitesi‟nde yaptığı yüksek lisans tezi çalıĢmasıdır. Bu çalıĢmada
Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi; Kazakça, Kırgızca, Türkmence,
Özbekçe ve tarihî Türk Ģivelerinden Farsçaya geçen sözcükler üzerinde
durulmuĢtur. Bu çalıĢmada Türkçeden Farsçaya geçmiĢ 4,200 sözcük
saptanmıĢtır.
Farsçadaki Türkçe kökenli kelimelerle ilgili yapılan bir diğer çalıĢma
Zencan Üniversitesi bünyesinde, 1997 yılında gerçekleĢen Farsçada Türkçe
Sözcük ve Terimler projesidir.
Tahran Allame Tabatabai Üniversitesi‟nde Azerbaycan Türkçesiyle
ilgili yapılan bir diğer çalıĢma, Azerbaycan Türkçesinin ses yapısını
incelemektedir. Bir yüksek lisans tezi olan bu çalıĢma, 1992 yılında Hasan
Hesabger tarafından yapılmıĢtır. ÇalıĢmada kısaca Türk dil sınıflandırmaları,
genel Türk dili ve Azerbaycan Türkçesi tarihine değinildikten sonra
Azerbaycan Türkçesinin Türk Ģiveleri içerisindeki konumu araĢtırılmıĢtır.
Ġkinci bölümde de Türk dili araĢtırılmaları ıĢığında Azerbaycan Türkçesinin
ses yapısı incelenmiĢtir.
Yine Tahran Terbiyet Müderris Üniversitesi‟nde, 1995 yılında Ali
Mohemmedi‟nin Azerbaycan Türkçesi üzerine yaptığı bir yüksek lisans tezi
11
bulunmaktadır. Azerbaycan Türkçesindeki kip ve zaman üzerine yapılan bu
çalıĢmada zaman ve kip kavramları birbirinden farklı dilbilgisel morfem olarak
ele alınmaktadır. Söz konusu tezin iddiasınca Azerbaycan Türkçesinde
geçmiĢ zaman ve geçmiĢ olmayan zaman olarak iki zaman bulunmaktadır.
Yazar, dil verilerinden hareketle savını kanıtlamağa çalıĢmıĢtır. Ayrıca kip
konusu, zaman konusundan bağımsız bir biçimde ele alınarak kiplerin
çeĢitliliği ve özellikleri üzerinde durulmuĢtur.
Ġran‟da
Türkçe
üzerine
yapılan
bir
diğer
akademik
çalıĢma,
Azerbaycan Türkçesinin Farsçayla KarĢılaĢtırılmalı Ses yapısını inceleyen bir
yüksek lisans tezidir. Bu çalıĢma, Terbiyet Müderris Üniversitesi‟nde, 1996
yılında Mohemmed Ġbrahim Meryemi tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. Söz
konusu tezde Azerbaycan Türkçesiyle Farsçanın ses değerleri karĢılıklı
incelenmiĢtir.
Azerbaycan
Türklerinin
Farsça
öğrenmelerinde
ve
telaffuzlarındaki sorunun her iki dilde bulunan aynı ses değerlerinden değil de
Türkçede
bulunmayıp
da
Farsçada
kullanılan
ses
değerlerinin
kullanılmasından kaynaklandığı sonucuna varılmıĢtır.
Ayrıca Ġran‟da Türk diliyle ilgili yapılan çalıĢmaların bir kısmının kitap
olarak yayınladığı görülmektedir. Bunlardan bir tanesi, Hoseyn XoĢbâten‟in
Tahran Üniversitesi‟nde Dil bilimi anabilim dalından yaptığı yüksek lisans
tezidir. Bu çalıĢma, 2006 yılında Motâle-ye Sâxtâr-e Nehvî-ye Zebân-e Torkî
az Dîdegâh-e RedeĢenâsî (Türk Dilinin Söz Dizimi Yapısının Tipoloji
Bakımından Ġncelenmesi) adıyla yayımlanmıĢtır.30 Yazar, dil bilimiyle ilgili
kısaca bilgi verdikten sonra dil bilimindeki tipolojik çalıĢmalara da değinerek
Türkçeyle Farsça arasında bir tipolojik karĢılaĢtırma yapmıĢtır.
Ġran‟da Türk dili üzerindeki bir diğer çalıĢma, Hasan Ahmedî Kivi‟nin
2003 yılında yayımlanan Destûr-e Tatbikî-ye Zeban-e Torkî ve Farsî “Türk ve
30
Hoseyn Xoşbâten, Motâle-ye Sâxtâe-e Nehvî-ye Zebân-e Torkî ez Dîdegâh-e Redeşenâsî “Türk
Dilinin Söz Dizimi Yapısının Tipoloji Bakımından İncelenmesi”, Tahran 2006.
12
Fars Dilinin KarĢılaĢtırmalı Grameri” adlı eseridir.31 Bu çalıĢmada Fars
gramerciliğinden hareketle Azerbaycan Türkçesinin grameri incelenmektedir.
Yine bir yüksek lisans tezi çalıĢması olup 2006 yılında kitap olarak
basılan Abbas Daverniya‟nın Zebân-é Torkhâ-yé Téhran “Tahran Türklerinin
dili” adlı çalıĢmasıdır.32 Toplum bilimsel bir Ġnceleme olan bu çalıĢmada,
Tahran Türklerinin iki dillilik ortamda Türkçeye karĢı tutumları, Tahran‟da
dünyaya gelen yeni Türk kuĢağının Türkçeyle iliĢkileri incelenmiĢtir.
IV. Ġran Türk Ağızlarının Sınıflandırılması:
Gerhard Doerfer‟in son bildirisinden 20 yıl geçmesine rağmen ne yazık
ki Ġran‟daki Türk ağızları ve lehçeleriyle ilgili geniĢ çaplı bir çalıĢma
bulunmamaktadır. Türkçe konuĢulan bölgeler arasında en az bilinenin Ġran
olduğunu söyleyen Gerhard Doerfer,33 “Zamanımızda Ġran, Türkoloji için en
önemli ülkedir. Burada, yeryüzünün bütün öteki ülkelerinden daha çok
buluĢlar yapılması beklenebilir”34 iddiasında da bulunmaktadır. Ġran‟daki Türk
ağızlarının bilinmemesi, sınıflandırmalarındaki yanlıĢ adlandırmaları da
beraberinde
getirmektedir.
Ġlmî
literatürde
Ġran‟daki
Türk
ağızlarının
sınıflandırılmasında geçen Azerî, Azerî Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi gibi
adlandırmaların yanlıĢ ve eksik olduğu kanısındayız. Ġlmî literatürde ağız
sınıflandırmalarındaki keyfî veya kasıtlı adlandırmalar ne yazık ki bir süre
sonra o dili konuĢanların adı hâline gelmekte ve onu ait olduğu tarihî ve
kültürel bağlarından koparmaktadır. Marcellesi‟nin dediği gibi “Aynı sisteme
değiĢik adlar vermek, onu parçalamak; değiĢik sistemleri aynı adla
adlandırmak, onların birliğini korumak veya birliğini sağlamak içindir.”35
Bugün Azerî, Azerî Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi gibi sunî adlandırmaların
31
Hasan Ahmedî Kivi, Destûr-e Tatbikî-ye Zeban-e Torkî ve Farsî “Türk ve Fars Dilinin
Karşılaştırmalı Grameri”, Katre Yay. Tahran 2003.
32
Abbâs Dâvernîyâ, Zabân-é Torkha-yé Téhréan “Tahran Türklerinin Dili”, Akar Su Yay., Tahran
2006.
33
Gerhard Doerfer, İran‟daki Türk Dilleri, Türk Dili Araştırmaları Belleten, TDK. 1969, s. 1-11.
34
Gerhard Doerfer, İran‟da Bir Dilbilim Araştırma Gezisi Üzerine Rapor, Çev. Semih Tezcan, Türk
Dili Araştırmaları Belleten, TDK., 1973 – 1974, s. 198.
35
Sonel Bosnalı, age. s. 39.
13
hiçbiri, Ġran‟da yaĢayan Türk ağızlarının karĢılığı değildir. Her Ģeyden önce
Türkmenler
hariç
Ġran‟da
yaĢayan
bütün
Türkler,
kendilerine
Türk
demektedirler. ÇalıĢma sahamız olan Halhal bölgesinde deneklerin tamamı,
kendilerini Türk, dillerini de Türkü veya Türki olarak adlandırmaktadırlar.
Örneğin, çalıĢma sahamızdan derlediğimiz metinlerde on sekiz kere Türk,
Türki, Türkü; kelimeleri geçerken Azerî kelimesiyle hiç karĢılaĢmadık.
Ġran‟daki Türklerin yanı sıra Ġran‟daki resmî kaynaklar ve Türk olmayan öteki
halklar da Ġran‟daki Türkçeyi, Torkî; Ġran‟da yaĢayan Türkleri de Tork olarak
adlandırmaktadırlar. Ġran‟da yayınlanmıĢ olan Ferheng-i Cugrāfiyā-yi Îrān,
Horasan‟ın kuzeyi ve Azerbaycan‟da konuĢulan Türkçeyi, Turkî diye
göstermektedir.36 Bu adlandırmalardan özellikle Azerî kelimesi, eski bir Ġranî
dil olan Azerî diliyle bir bağ oluĢturarak ideolojik bir iĢlev de taĢımaktadır. 37
Azerbaycan Türkçesi ise Ġran‟daki Türk ağızlarının sınıflandırılmasında
yetersiz kalmaktadır. Nedeni de Azerbaycan‟ın bir coğrafya adı olup
Azerbaycan Türkçesi tanımının, Azerbaycan coğrafyasını aĢan; fakat aynı
ağzı konuĢan Sungur, Horasan ve KaĢkay ağızlarını kapsamı alanı dıĢında
tutmasıdır.
Ġran Türk ağızlarının sınıflandırılmasını yapan ilk Türk dil bilimci
Vambery olmuĢtur. Vambery 1867 yılında Ġran‟da konuĢulan Oğuzcayı,
Kafkas Ötesi Dili=Asıl Azerbaycan Türkçesi ve Hemedan yöresinde ve Fars
eyaletinde göçebe halkın konuĢtuğu Türkçe olarak ikiye ayırmaktadır.38 Ġran
Türk ağızları üzerine en çok emek veren Gerhard Doerfer olmuĢtur. Gerhard
Doerfer, Türk lehçelerini genel olarak Ģöyle sıralamaktadır:39
1. ÇuvaĢça
2. Güneybatı Türkçesi veya Oğuzca (Türkiye Türkçesi vb.)
3. Kuzeybatı Türkçesi veya Kıpçakça (Kazan Tatarcası vb.)
4. Güneydoğu Türkçesi veya Uygurca (Özbekçe vb.)
36
İran‟da Bir Dilbilim Araştırma Gezisi Üzerine Rapor, Gerhard Doerfer, s. 196.
Sonel Bosnalı, age. s. 39.
38
Gerhard Doerfer, İran‟da Türkler, ... s. 249.
39
Gerhard Doerfer, İran‟daki Türk Dilleri, ... s. 4-5.
37
14
5. Kuzeydoğu Türkçesi veya Güney Sibirya Türkçesi (Tuvince vb.)
6. Yakutça.
7. Halaçça.
1969 yılında “Ġran‟daki Türk Dilleri” adlı makalesinde Oğuz Türkçesini;
Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Türkmence ve Horasan Türkçesi
olarak
dörde
ayıran
Doerfer,40 1987
yılında
“Ġran‟da
Türkler”
adlı
çalıĢmasında Güney Oğuzca‟yı de bu sınıflandırmaya ekleyerek beĢ gruba
ayırmaktadır: Batı Oğuzca=Türkiye Türkçesi, Orta Oğuzca=Azerbaycan
Türkçesi, Güney Oğuzca=Kazvin‟e kadar uzanan lehçeler, Kuzeydoğu
Oğuzca=Horasan
Türkçesi
(Özbek
Oğuzcası
da
dahil),
Kuzeybatı
Oğuzca=Türkmence.41
G.
Doerfer‟in
Ġran‟da
konuĢulan
sınıflandırılmalarını Ģöyle özetlemek mümkündür:
Türk
ağızlarıyla
ilgili
42
1. Ġran’daki Oğuz Türkçesi
1.1. Orta Oğuz Türkçesi (Azerbaycan Türkçesi): Orta Oğuz Türkçesi,
Ġran‟ın
kuzeybatısında
konuĢulmakta
olup
Ġran‟da
konuĢulan
Türk
ağızlarından en fazla tanınanıdır. Ayrıca, Ġran‟ın batısında KirmanĢah
eyaletinin idarî sınırları içinde yaĢayan Sungur Türkçesi de bu gruba aittir.
1.2. Güney Oğuz Türkçesi: Güney Oğuz Türkçesi, Ġran‟ın ortasında
Fars bölgesinde konuĢulmaktadır. Doerfer, bu ağızların Orta Oğuz
Türkçesine çok yakın olduğunu; hatta Orta Oğuz Türkçesinin ağızları olarak
da gösterilebileceğini savunmaktadır. Menges‟e göre bu ağızlar, Azerbaycan
40
Gerhard Doerfer, İran‟da Bir Dilbilim Araştırma Gezisi Üzerine Rapor, s. 196.
Gerhard Doerfer, İran‟daki Türkler, ... s. 247.
42
İran‟da konuşulan Türk ağızlaı için bakınız: Gerhard Doerfer, İran‟da Türkler, Türk Dili, TDK,
Ankara 1987; İran‟da Bir Dilbilim Araştırma Gezisi Üzerine Rapor, Belleten, 1973-1974; İran‟daki
Türk Dilleri, Belleten, 1969; Eski Türkçe İle Halaçça Arasında Şaşırtıcı Bir Koşutluk, Belleten, 19731974.
41
15
Türkçesinden çok Türkiye Türkçesine yakındırlar. Doerfer, Güney Oğuz
Türkçesini kendi içinde iki gruba ayırmaktadır:
1.2.1.
Eynallu
Ağzı:
Eynallu
ağzı,
ġiraz‟ın
güneybatısında
konuĢulmaktadır.
1.2.2. KaĢkay ağızları: ġiraz‟ın kuzeybatısında konuĢulmaktadır.
1.3. Türkmence: Kuzeyde Türkmenistan cumhuriyeti, güneydoğuda
Hazar denizi ve doğuda Horasan Türkçesiyle sınırlanan Türkmence, C.
Schönig‟in tespitine göre iki ayrı ağızdan oluĢmaktadır:
1.3.1. Birinci grupta Teke, Yomud, Göklen, Salur ve Sarık ağızları yer
almaktadır.
1.3.2. Ġkinci grup ise Kepet Dağı ve Amu Derya ağızlarından
oluĢmaktadır.43
1.4. Horasan Türkçesi: Güneybatı veya Oğuz Türkçesinin bir diğer
kolu Horasan Türkçesidir. Horasan Türkçesi kendi içinde üç ayrı ağızdan
oluĢmaktadır. G. Doerfer, bu ağızların sınıflandırılmasını ev kelimesinden
hareketle Ģöyle sıralamaktadır:44
1.4.1. év
kuzeybatı ve batıda: ġeyx Teymūe, Bucnūrd, Kelāt
(Ġsferāyin yakınında), Esadli;
öv
1.4.2. öy
kuzeyde: Der-gez, Lutf-ābād
kuzeydoğuda geniĢ bir alanda: Ziyāret, ġîrvān, Kūçān,
ġūrek, Dovġāl‟î, MāriĢk, Kelat (MeĢhed yakınında), Gucgî;
oy
1.4.3. eu
ayrıksal olarak Lenger‟de
güneyde: NeyĢābūr dolaylarında (Rūh-ābād, Herv-i
„Ulyā, Pîr-Kumāc), Kara-bāg, Sultān-ābād, Hukm-ābād;
43
44
Sonel Bosnalı, age, s. 32.
Gerhard Doerfer, İran‟daki Bir Dilbilim Araştırma Gezisi Üzerine Rapor, s. 196-197.
16
Ev ayrıksal olarak Çerem‟de.
2. Halaç Türkçesi:
Halaç Türkçesi, Tahran‟ın 300 km. kadar güneyinde Arak ve Kom‟da
30000 kiĢi tarafından konuĢulmaktadır.45 Birçok ağzı bulunan Halaç
Türkçesinin Telxab ağzı, ötekilerden kesin bir Ģekilde ayrılmaktadır. Hatta,
Halaçlar, bu ağzın farklı bir dil olduğunu bile düĢünmektedirler. Türklük
biliminin Halaç Türkçesinden haberdar olması, ilk olarak Minorski‟nin 1940
yılında yayınladığı Türkçenin Halaç diyalekti “The Turkish Dialect of The
Khalaj, BSOAS 10: 2. 417-437” adlı makalesiyle baĢlar. Aynı yıl Halaç
Türkçesinden kelime derlemesi yapan Ġranlı bilgin M. Mugaddem olmuĢtur.
Ancak, Halaç Türkçesiyle ilgili en fazla uğraĢan bilim adamı Gerhard
Doerfer‟dir. G. Doerfer‟in Halaççayla ilgili en önemli eseri, 1971 yılında
yayınladığı Halaj Materials‟tır.46
1. Ġran’da Bilinmeyen Türk Lehçe veya Dilleri:
Ġran
Türk
ağızları
sınıflandırılmasında
yer
almayan;
ancak
kimi
araĢtırmacıların adlarından ve konuĢulduğu bölgelerinden söz ettiği birkaç
kayıp Türk dili söz konusudur. Bu bağlamda K. H. Menges, Reserch in the
Turkic dialects Of Iran (Preliminary report on a trip to Persia), Oriens 4
(1951), s. 279‟da Kirman‟ın güney ve güneybatısında Selçuk Türkçesinden
bahsetmektedir. Yine, aynı araĢtırmacı, Belucistan‟da yani Ġran‟ın tam
güneydoğusunda (Pakistan‟a yakın bölgede) adları bile belli olmayan Türk
boylarının yaĢadığını bildirmektedir. Ayrıca, G. Doerfer, 1965 yılında Làszló
Szimonisz‟ın kendisine yazdığı bir mektupta Tahran‟ın güneyinde Çağatayca
(Doğu Türkçesi) ve Kıpçakça konuĢan köylerin bulunduğunu yazdığını
bildirmektedir. Làszló Szimonisz, bu mektubunda Tahran‟ın 90 km.
güneyinde, Ġsfahan yolu üzerinde iki köyden bahseder. Bunlardan biri doğu,
45
Sonel Bosnalı, age, s. 31.
Gerhard Doerfer, Halaj Materials, İndiyana University Publications, Uralic And Altaic Series,
İndiyana Univercity 1971.
46
17
diğeri batı Türk lehçelerini konuĢuyorlarmıĢ. Làszló Szimonisz‟e bilgiyi veren
kiĢi, Semerkant boyundan olduğunu ve Çağatayca konuĢtuğunu söylemiĢtir.
Ayrıca, Làszló Szimonisz, söz konusu kiĢinin kullandığı sayı sisteminin Orhun
yazıtlarında kullanılanlarla büyük bir benzerlik gösterdiğini de Doerfer‟e
yazdığı mektupta ilave etmektedir.47
V. Halhal Ġlinin Tarihi:
Zeki Velidi Togan, Halhal kelimesinin Türk ve Moğollarda “kale”
anlamına gelen kalgan kelimesinden geldiği düĢüncesindedir.48 Halhal
bölgesi, Türklerin Batı‟ya yerleĢtiği ilk bölgelerin baĢında gelir. Yazılı kayıtlara
göre 460‟ta Kafkasya‟nın güneyine geçen Ağaçerilerin Halhal‟da hâkim
zümreyi oluĢturdukları bilinmektedir. “Ġslam tarihlerinde “deylemi” kelimesi
birçok yerde “türk” kelimesi ile birlikte görülür: bu hâle daha Emevîler
zamanında bile rastgelinmektedir. Bu al-turk va‟ l‟daylam tabirlerindeki turk
kelimesi ile her hâlde Halhal‟da Deylemîlere komĢu olan Ağaçeriler
kastedilmiĢ olmalıdır.”49 1748-1925 arası Ġran‟a hâkim olan Kaçarların da
Ağaçerilerden geldiği düĢünülmektedir. Nitekim bir Kaçar rivayeti de bu
görüĢü doğrular niteliktedir. Kaçarlara ait bir halk rivayetine göre Oğuz Han‟ın
akınları sırasında Kaçarlar, Deylem ve Halhal‟da oturuyorlarmıĢ.50 Halhal‟a
yerleĢen diğer Türk zümreleri, Bazr ve Sol Türkleridir. Tarihî kaynaklar,
Sasanîler döneminde Bazr ve Sol Türklerinin NuĢirevan tarafından Halhal‟ın
eski merkezi olan Fîrûzâbâd‟a yerleĢtirildiğini kaydeder. Selçuklulardan önce
Halhal‟a yerleĢen Türkler, Arap hâkimiyeti devrinde de dillerini korumuĢlardır.
Selçuklular döneminde Zencan‟la Halhal arasında oturan ahalinin Türklerden
oluĢtuğu ve Bülek adında Türkçe isimli bir Ģehirleri olduğu da bilgilerimiz
dahilindedir.51 Selçuklulardan itibaren Ġran‟ın kuzey doğusu ve batısı,
Anadolu ve Azerbaycan gibi Oğuz Türklerinin vatanı hâline gelen Halhal
47
Gerhard Doerfer, İran‟daki Türk Dilleri, s. 3-4.
Zeki Velidî Togan, İslam Ansiklopedisi, Azerbaycan Maddesi, s. 97.
49
Zeki Velidî Togan, İslam Ansiklopedisi, Azerbaycan Maddesi, s.98-100.
50
Ahmet B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, 1983, s. 12.
51
Zeki Velidî Togan, İslam Ansiklopedisi, Azerbaycan Maddesi, s. 99-100.
48
18
bölgesi, günümüzde de Türk varlığını kendi içinde muhafaza etmektedir.
Tâbii ki Selçuklulardan önce bölgeyi vatan edinen Ağaçeri, Yazar ve Sol
Türklerinin dili günümüzde tamamen OğuzlaĢmıĢtır. Günümüzde Halhal
ilinde bulunan Ağ Dağ, Arpa Çayı, AlıĢma, DüĢ Küyü, Xan Endebil (Xan
Endebil), Kızıl Özen, Koçaqlı, Kozlu, Ġstisu, Kumuk, Kümük, Pirağac,
KurtulmuĢ, Susava (susuz ova), Tarım, Vérge, gibi birçok ırmak, köy ve dağ
adları, 5. yüzyıldan itibaren bölgeyi vatan edinen bütün Türk zümrelerinin izini
taĢımaktadır.
VI. Halhal Ġlinin Coğrafi Konumu, Hava ve Ġklimi:
Halhal ili, kuzeybatıdan Kivi ili, kuzeydoğudan Gilan (eski Deylem),
güneydoğudan
Zencan
eyaleti,
ve
güneybatıdan
Miyana
iliyle
sınırlanmaktadır.
Halhal ili, dağlık bir bölge olup yüksekliği doğudan batıya doğru
alçalmaktadır. KıĢ mevsimi çok soğuk olup yazları mutedildir. Kızıl Özen çayı
ve ona bağlı ġahrud ve Arpa Çayı Halhal‟dan geçerek Hazar denizine
dökülmektedir. Halhal‟da doğal sıcak su kaynakları bulunmaktadır. Bu sıcak
su kaynaklarının en önemlisi Halhal Suyu veya Ġstisu‟dur.52
Günümüzde il statüsü kazanan Kivi 2000‟de Halhal‟dan ayrılmıĢtır. Kivi
ilinin, Halhal‟la olan coğrafî, tarihî ve kültürel yakınlıkları sebebiyle Halhal ili
ağızları dahilinde incelenmesi uygun görülmüĢtür. Halhal merkeziyle Kivi
merkezi arasında sadece 15 km. mesafe bulunmaktadır. Ayrıca ağız
incelemesinde de görüldüğü gibi Kivi ağzıyla Halhal merkez ağzı arasında
herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. Hatta, Halhal‟ın kendi ilçeleriyle olan
ağız farklılığı Kivi‟yle olan ağız farklılığından daha fazladır. BaĢka bir ifadeyle;
Halhal merkez ilçesiyle Halhal‟a bağlı HiĢeyin arasında birçok bakımdan ağız
farklılığı bulunurken Halhal‟la Kivi ağzı hemen hemen aynı konumdadırlar.
Dolayısıyla çalıĢmamızın malzemesi, Halhal ve Kivi illerinden derlediğimiz
metinlerden oluĢmaktadır.
52
http://fa.wikipedia.org/wiki/ ( شهر س تان_خ لخال21:56, 29-01-08).
19
Halhal ili üç ilçeye sekiz bucağa ayrılmaktadır: 53
1. Halhal Merkez Ġlçesi
Doğu Hanendebil Bucağı
Batı Hanendebil Bucağı
Doğu Sencebed Bucağı
2. HoĢrüstem (HiĢeyin)
Güney HoĢrüstem Bucağı
Kuzey HoĢrüstem Bucağı
3. ġahrud Ġlçesi
Pelenka Bucağı
ġal Bucağı
ġahrud Bucağı
53
http://fa.wikipedia.org/wiki/ ( شهر س تان_خ لخال21:56, 29-01-08).
20
I. BÖLÜM
SES BĠLGĠSĠ
1. ÜNLÜLER
Halhal ağızlarında fonemik değere sahip a, e, é, ı, i, o, ö, u, ü ünlüleri
bulunmaktadır. Bu ünlülerin dıĢında kullanılan ünlüler, anlam ayırt edici
özelliği bulunmayan, ünlü değiĢmelerinin ara merhalesini oluĢturan ä, å, ë, í,
ó, ú, ụ, ự ünlülerinden ibarettir.
1.1. Normal Süreli Ünlüler
Normal süreli ünlüler, fonemik değere sahip olan ünlülerle fonemik
değeri bulunmayan ünlüler baĢlığı altında incelenecektir.
1.1.1. Fonemik Değeri Olan Ünlüler
Halhal ağızlarında fonemik değeri olan dokuz ünlü bulunmaktadır: a, e,
é, ı, i, o, ö, u, ü. Bu ünlülerden kapalı e ünlüsünün Eski Türkçe ve Eski Oğuz
Türkçesindeki varlığıyla ilgili kesin kabul edilen bir görüĢ bulunmadığından art
zamanlı çalıĢmanın dıĢında tutulması uygun görülmüĢtür. Geri kalan sekiz
ünlü, Eski Oğuz Türkçesi veya Eski Türkçe metinlerindeki örnekleriyle
karĢılaĢtırılmaya çalıĢılmıĢtır.
1.1.1.1. a ünlüsü:
a ünlüsü: a ünlüsü, kalın, düz - geniĢ ünlüdür. Tarihî Türkçe metinlerde
olduğu gibi Halhal ağızlarında da kelime baĢında, ortasında ve sonunda
bulunabilir: asardıla (12–12); qara (15–79); başına (17–128).
21
Ancak bu ünlü, Halhal ağızlarında özellikle HiĢeyin ağızlarında biraz
incelmiĢtir. Bu nedenle de tarihî Türkçe metinlerde geçen a ünlüsü, bir kısım
kelimelerde a – e arası bir ünlü olan ä ünlüsüne çevrilmiĢ ya da tamamen
yerini ince sırada bulunan; ancak normalden daha geniĢ olan e ünlüsüne
bırakmıĢtır: qäyitdi (1–7); qäneti (30–1178); qeynatasıdı (1–414); qere (9-56).
HiĢeyin ağızlarından Nüdü ile Halhal merkez köylerinden Kızıldere
ağızlarında aslan kelimesinin ilk ünlüsü kısa telaffuz edilmektedir. aslan
kelimesinin ilk ünlüsünün Eski Türkçede de ä ünlüsüyle 54 kayda geçmesi
dikkat çekicidir: äslan “aslan” (< Et. ärslan) (30-33).
Halhal ağızlarında a ünlüsü ile ilgili karĢılaĢtığımız bir diğer mesele,
Eski Oğuz Türkçesinde ve günümüz ölçünlü Azerbaycan ve Türkiye
Türkçelerindeki normal a ünlüsü taĢıyan bazı kelimelerin HiĢeyin ağızlarında
uzun a ünlüsüyle telaffuz edilmesidir: hāmısı (30–65); qārı (1–296); qāldı (1302); qārnında (6–364).
1.1.1.2. e ünlüsü:
e ünlüsü, geniĢ – düz – ince bir ünlüdür. Tarihî Türkçe metinlerde
geçen e ünlüsüyle aynı konumdadır. Kelime baĢında, sonunda ve ortasında
bulunabilir: el (13-22); sen (15-44); éve (17-204).
Bu ünlünün en önemli özelliği ölçünlü Türkiye Türkçesindeki açık e
ünlüsünden biraz daha açık olmasıdır. Eski Oğuz Türkçesinde ve Eski
Türkçede a ünlüsü bulunduran bazı kelimelerde, a > e değiĢimi olmuĢtur:
seqqeli (18-108); qeynéy (1–102); qeyterebilmedim (1–195).
1.1.1.3. é ünlüsü:
é ünlüsü, yarı geniĢ – düz – ince sırada bulunan bir ünlüdür. Tarihî
Türkçe metinlerde é ünlüsünün bulunup bulunmadığı, tartıĢmalı bir konu
54
A Von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, TDK Yayınları / 532, Ankara, 1988, s. 33.
22
olduğundan bu çalıĢmada eĢ zamanlı olarak incelenmesi uygun görülmüĢtür.
Meseleye eĢ zamanlı olarak baktığımızda Halhal ağızlarının tamamında bu
ünlünün bir anlam ayırt edici özelliği bulunmaktadır. Yani, Halhal ağızlarında
kapalı e ile söylenen bir kelime, açık e ile söylendiğinde anlam değiĢikliğine
uğruyorsa, é ünlüsü fonemik değere sahip demektir. Örneğin Eski Oğuz
Türkçesindeki getir- kelimesinin r ünsüzü hece sonunda bulunduğu takdirde
düĢerek geti- Ģeklinde telaffuz edilmektedir. Bu fiil, görülen geçmiĢ zaman
ekiyle çekime girdiği zaman i ünlüsünü de düĢürerek getti (< getirdi) Ģeklini
almaktadır. Diğer taraftan gét- “git-” fiilinin de görülen geçmiĢ zamanı gétti
biçimindedir. Bu durumda gétti biçimini anlam bakımından getti biçiminden
farklı kılan kapalı e (é) ünlüsüdür. Dolayısıyla é ünlüsü, anlam ayırt edici
özelliğe sahip bir fonemdir. Halhal ağızlarında birçok kelimede kapalı e‟nin
yerine açık e‟nin yazılması, anlam değiĢikliği doğuracağından kapalı e
ünlüsünü fonemik değeri bulunan bir ünlü olarak değerlendirmek zorunluluğu
bulunmaktadır:
getti “getirdi” (1–715)
gétti “gitti” (30–220).
el – ayağın (18–119)
él – famil (17–244).
etti “ettir” (30–52)
étti “etti” (6–522).
é ünlüsü, Halhal ağızlarında Türkçe kelimelerde birinci heceden sonra
bulunmaz. Ancak bir kısım eklerde özellikle Ģimdiki zaman ekiyle Ģart ekinde
birinci heceden sonra da é ünlüsünün kullanıldığı görülmektedir: istemérem
(17–91); hardéydi “nerede idi” (17–245); déyér (18–20) démeséydîm (1–721);
déséydün (11–61); işséydün (6–248); olséydi (12-99); öldürséydim (30–602).
1.1.1.4. ı ünlüsü:
ı ünlüsü, kalın - düz – dar ve normalden kısa bir ünlüdür. Eski Oğuz
Türkçesiyle Eski Türkçe metinlerde geçen ı ünlüsüne karĢılık gelir. Sadece
Türkçe kelimelerde bulunan bu ünlü kelime baĢında, ortasında ve sonunda
bulunabilir: ışığı (12–96); qızıldan (12–110); olardı (13–13).
23
ı ünlüsü, vurgusu son hecede bulunan bir kelimenin sonunda
bulunuyorsa,
kısa
olduğu
için
hece
vurgusunu
taĢıyamadığından;
kendisinden daha uzun konumda olan i veya ı – i arasında bulunan í
ünlüsüne dönüĢebilir: atdi (22–84); qatığí “yoğurdu” (13–39); qaldí (17–116);
yatdi (30-712).
1.1.1.5. i ünlüsü:
Ġnce – düz ve dar sırada bulunan i ünlüsü, Halhal ağızlarında fonemik
değeri olan dokuz ünlüden biridir. Kelime baĢında, ortasında ve sonunda
görülebilir: içeri (1–42); işimiz (6–499); iki (8–8).
Eski Oğuz Türkçesinde i ünlüsü ile yazılan bir kısım kelimeler, Halhal
ağızlarında kapalı e ile telaffuz edilmektedir. Eski Oğuz Türkçesinde i‟li olup
da günümüz Halhal ağızlarında kapalı e ile telaffuz edilen kelimelerde bir i >
é değiĢmesi mi var, yoksa kapalı é ünlüsünün Arap harfli metinlerde i ile
yazılması mı söz konusudur; sorusunun yanıtı Eski Oğuz Türkçesindeki
kapalı e ve i meselesinin aydınlığa kavuĢmasıyla ilgilidir. Dolayısıyla Halhal
ağızlarındaki i ve e meselesinin Ģimdilik eĢ zamanlı bir yaklaĢımla, ölçünlü
Türkiye ve Azerbaycan Türkçeleriyle karĢılaĢtırarak incelenmesi gerektiğini
düĢünüyoruz.
Ölçünlü Türkiye Türkçesinde e‟li ve Azerbaycan Türkçesinde é‟li olan
bir kısım kelimelerde bir e / é ≈ i denkliği görülmektedir. Bütün ağızlarda
karĢılaĢtığımız e / é ≈ i denkliği, bir kural teĢkil etmez. Bir kelimenin aynı kiĢi
tarafından söylenen é‟li ve i‟li biçimleri bulunmaktadır: didim (9–22);
yiyebilmirem (30–1348); virdi (22–22); giyeceħsiz (6–433).
1.1.1.6. o ünlüsü:
o ünlüsü, kalın – yuvarlak ve geniĢ bir ünlüdür. Türkçe kelimelerde
yalnız ilk hecede bulunan bu ünlü,55 Halhal ağızlarında da Türkçe
55
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları, İstanbul 1997, s. 56.
24
kelimelerde birinci heceden sonra görülmemektedir: olur (20–20); qoşun (1–
397).
Ancak birkaç kelimede ses hadiselerinden dolayı hece sonunda da
örneklerine rastlamak mümkündür. Halhal merkez köylerinden Hımıs ve
Kızıldere ağızlarıyla HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında a ve e ünlüsü ile
biten birkaç kelimenin teklik 2. Ģahıs iyelikli çekimlerinde a > o değiĢimi
görülmektedir. Birinci heceden sonra ortaya çıkan o ünsüzünün geliĢiminde
birden fazla ses hadisesinin etkili olduğu görülmektedir:
1. Eski Oğuz Türkçesinde daima yuvarlak ünlülü olan teklik 2. Ģahıs
iyelik ekinin yardımcı ünlüsü,56 Halhal ağızlarında da daima yuvarlak (-U-n)
ünlülüdür. Ünsüzle biten isimlerden sonra gelen söz konusu yardımcı ünlü,
sonunda ünlü bulunduran isimlerin de teklik 2. Ģahıs iyelikli çekiminde
sondaki ünlüyü etkileyerek yuvarlaklaĢtırmaktadır: anun (< anan) (6–349);
ağun (< ağan) (30–609); dedün (< deden) (6-12); nenün (< nenen) (15–61).
2. Ancak, a ve e ünlüleriyle biten birkaç kelimenin teklik 2. Ģahıs iyelikli
çekimlerinde a > o değiĢiminin son hecede görülmesi baĢka bir fonetik izaha
ihtiyaç duymaktadır. Kanaatimizce bu ünlü değiĢiminde söz konusu
kelimelerde bulunan öteki ünlülerin etkisi bulunmaktadır. Ünsüzlerle biten
kelimelere gelen teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin yardımcı ünlüsü, ünlülerle biten
kelimelerin kök ünlüsünü etkileyerek yuvarlaklaĢmasını sağlamaktadır (*anan
> anun). Bir sonraki aĢamada ünlüsü değiĢmeye maruz kalan kelimenin öteki
geniĢ ünlüsü dar – yuvarlak ünlüyü geniĢleterek u > o ünlü değiĢmesini
doğurmaktadır *anan > anun > anon). Örneğin ana kelimesinde bir taraftan
teklik 2. Ģahıs iyelik ekindeki yardımcı ünlünün (ünsüzle biten isimlerdeki
yardımcı ünlü) benzeĢtirici baskısı, diğer taraftan değiĢme konusu olan geniĢ
ünlü (ana) ile kelime kökünde bulunan öteki geniĢ ünlünün (ana) geniĢletici
direniĢi, yuvarlak ve geniĢ özelliği bulunan o ünüsünün doğmasına sebep
olmaktadır: anon (28–62); älağon “ilgin” (30–961); aton (28–61); qadoo allam
(19–343); qäzon (6–151).
56
Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, 3. baskı, Akçağ Yayınları / 749, Ankara, 2005, s. 81.
25
1.1.1.7. ö ünlüsü:
ö ünlüsü, o ünlüsünün ince karĢılığıdır. Türkçe kelimelerde yalnız ilk
hecede bulunur.57 Halhal ağızlarında da Türkçe kelimelerde birinci heceden
sonra bulunmaz: göz (17-85); özge (30-645); özüm (7-4).
Ancak, a > o ünlü değiĢmesinde açıkladığımız nedenlerden dolayı ö
ünlüsünün istisnaî durumlarda hece sonunda ortaya çıktığı görülmektedir:
dedö évine “babanın evine” (19–365).
1.1.1.8. u ünlüsü:
u ünlüsü, kalın – yuvarlak ve dar bir ünlüdür. Kalın sırada bulunan u
ünlüsü, Eski Oğuz Türkçesi metinlerde geçen u ünlüsünün aynısıdır. Kelime
baĢında, sonunda ve içinde bulunabilir. Eski Oğuz Türkçesinde u ünlüsü
taĢıyan kelimelerin tamamı, eski Ģekillerini muhafaza etmektedirler: uşaq (1 –
119); uzun (18 – 251).
Yalnız, Eski Oğuz Türkçesinde yu- olarak kaydedilen ve Halhal
ağızlarının tamamında da yu- olarak geçen kelime, Kivi merkez ağzında; y
ünsüzünün inceltici etkisiyle; ince sıraya geçmiĢtir: yúdüler (14–18).
1.1.1.9. ü ünlüsü:
Ü ünlüsü, u ünlüsünün ince karĢılığıdır. Kelime baĢında, sonunda,
ortasında bulunabilir: üzüm (15–115); sürü (29-49); yüz (30– 40).
1.1.2. Fonemik Değeri Bulunmayan Ünlüler
Fonemik değeri bulunmayan ünlüler, anlam ayırt edici özellik
taĢımayan ünlülerdir. Tarihî Türkçe metinlerde bulunmayan bu ünlüler, bir
ünlünün baĢka bir ünlüye dönüĢmesinin ara merhalesini oluĢturan ünlülerdir.
57
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları, İstanbul 1997, s. 56.
26
Dolayısıyla fonemik değeri olmayan ünlüler, fonemik değere sahip ünlülerin
alafonlarından oluĢan ünlülerden ibarettir.
1.1.2.1. ä ünlüsü:
a – e arası bir ünlüdür. Seyrek de olsa bütün Halhal ağızlarında
rastladığımız bu ünlü a > e değiĢmesinin ara merhalesidir: äyağı (16-244);
käman “yay” (6–510).
1.1.2.2. å ünlüsü:
a – o arası bir ünlüdür. a > o değiĢiminin ara merhalesidir: yåxunlaşıb
“yakınlaşıp” (6–128).
1.1.2.3. ë ünlüsü:
é – ö arası bir ünlüdür. ë ünlüsü, kapalı e ünlüsüyle ö ünlü değiĢiminin
orta merhalesidir: ëvün “evin” (6-146); ëylat “evlat” (1–636).
1.1.2.4. í ünlüsü:
ı > i ünlü değiĢiminin ara merhalesi olan í ünlüsü, telaffuzu esnasında
bir sahte diftong niteliğindedir. BaĢka bir ifadeyle ı ünlüsüyle birlikte sanki bir
y ünsüzü de telaffuz edilmektedir. Bu ünlü değiĢimi sadece kelime sonunda
görülmektedir: oturdí “oturdu” (22-12); qaldí ( 30-115).
1.1.2.5. ó ünlüsü:
o > ö değiĢiminin ara merhalesidir. Ön-damak k ünsüzüyle söylenen kör
kelimesi, bütün Halhal ağızlarında kalın ünlülüdür. Halhal merkez köylerinden
Buruç ağzında ön-damak k‟nin etkisiyle o ünlüsünün o – ö arası bir ünlüye
dönüĢtüğü görülmektedir: kór (27–59).
27
1.1.2.6. ú ünlüsü:
Bu ünlü, u > ü ünlü değiĢiminin ara merhalesini oluĢmaktadır: yúdüler
“yudular” (14–18).
1.1.2.7. ụ ünlüsü:
u > ı ve ı > u ünlü değiĢiminin ara merhalesi olan bu ünlü, yarı yuvarlak
bir ünlüdür: yoxtụ (30-85); bụları (1–92).
1.1.2.8. ự ünlüsü:
ü > i, i > ü değiĢiminin ara merhalesidir: götdự “götürdü” (17-348);
düyüsự “düyüsü” (15–116).
ı
a
å
ä
ụ
o
u
ó
ú
ö
ü
ë
e
í
ự
é
Halhal Ġli Ağzının Ünlü ġeması
i
28
ġemada da görüldüğü gibi Halhal ağızlarında geçen ünlülerde incelme
ve yuvarlaklaĢma eğilimi vardır. YuvarlaklaĢmanın sebebi, Eski Oğuz
Türkçesinde daima düz ünlülü olan –nI, -I belirtme, -sI teklik 3. Ģahıs iyelik,
-dI görülen geçmiĢ zaman ve -mIĢ öğrenilen geçmiĢ zaman eklerinin düzlük –
yuvarlaklık uyumu dahilinde ünlü uyumuna bağlanmasıdır. Ġncelmenin de
baĢlıca nedeni, inceltici özelliği bulunan y ünsüzüdür. Ġncelmenin bir diğer
nedeni de ı ünlüsünün normalden kısa olmasından dolayı kelime sonundaki
vurguyu taĢıyamamasından kaynaklanmaktadır. Eski Oğuz Türkçesiyle
Halhal ağızları arasındaki en önemli fonetik farklılığı da doğuran bir diğer
incelme, a ünlüsünün kısa olmasından ve yerini Türkiye Türkçesindeki e
ünsüzünden daha geniĢ olan e ünlüsüne bırakmasından kaynaklanmaktadır.
1.2. Uzun Ünlüler
Halhal ağızlarının hemen hemen hepsinde kapalı e ile birlikte dokuz
ünlüye karĢılık dokuz uzun ünlü bulunmaktadır. Halhal ağızlarında yabancı
kökenli
kelimelerin
yanı
sıra
Türkçe
kelimelerde
de
uzun
ünlüler
bulunmaktadır. Yabancı dillerden alıntı kelimelerde kimi aslî uzunluklar
korunurken kimi zaman da yabancı kelimelerdeki ünsüz düĢmesi, normal
düzeydeki ünlülerin uzamasına sebep olmuĢtur. Türkçe kelimelerde ünlü
uzamasının baĢlıca nedenlerinden biri ünsüz düĢmesidir. Ancak Nüdü ve
Berende ağızlarında hāmı, qārının, qārı, qāl kelimeleri; ünsüz düĢmesi
bulunmadan ve vurgu ile tonlanmadan da kaynaklanmadan normal düzeyden
daha uzun söylenmektedir. Halhal ağızlarında kullanılan uzun ünlüler
Ģöyledir:
ā ünlüsü: uzun a ünlüsü: dağıdasān (1–77); qārının (2-748) .
ē ünlüsü: uzun açık e ünlüsü: gördülē (1–1049); oxuyēlmerem ( 2 - 56).
ḕ ünlüsü: uzun kapalı e ünlüsü: bilḕsen (6–402); ge'lḕy (1–188).
ī ünlüsü: uzun ı ünlüsü: qalıçasıdī (1–639); qīx ( 6–303).
î ünlüsü: uzun i ünlüsü: gelî ( 1–353); getî “getir” ( 1–375).
29
ō ünlüsü: uzun o ünlüsü: qōza “kaldır” (11-126) (< qavza); dōlet (6–429).
ȫ ünlüsü: uzun ö ünlüsü: sȫbet “sohbet” (3–288); dȫy “değil” (4–68).
ū ünlüsü: uzun u ünlüsü: lūle “boru” (26–43); tapdūn? (30–231).
ǖ ünlüsü: uzun ü ünlüsü: éledǖn? (30–921); geldǖn? (1–823).
1.2.1. Alıntı Kelimelerde Uzun Ünlüler
Halhal ağızlarında yabancı kökenli kelimelerle ilgili iki türlü uzunluk
bulunmaktadır. Kimi kelimelerde aslî uzunluklar korunmaktadır: icāze (6-9);
ālem (15– 83); bîqāri “hamallık” (Far. bîqârî )( 2–65); dārū “ilaç” (6-387).
Alıntı
kelimelerde
tespit
ettiğimiz ikinci
ünlü
uzunlukları,
ses
hadiseleriyle ilgilidir. Türkçede bulunmayan Arapça duraklamalı ayın ( ) ﻉve
hemze ünsüzlerinin yanı sıra h ünsüzü Halhal ağızlarında düĢerken ünlü
uzunluğuna yol açmaktadır: nāra “nara” (18 -292); vēde “vade” (6–45);
mēdenine “madenine” (18–147); nēşe “neşe” (1-133); tēbir “tabir” (1– 240);
cēbe “kutu” (< Ar. ca’be) (91-11).
ÇalıĢma sahamızda alıntı kelimelerin birinci hecesinde bulunan h
ünsüzü düĢerek kendisinden önceki ünlünün uzamasına sebep olur: tēvil
“tahvil” (1–945); bēsab “hesabınca” (< Far. Ar. bé-hesāb) (3-77); rēmetine
“rahmetine” (2-69); sȫbet “sohbet” (11–160).
1.2.2. Türkçe Kelimelerde Uzun Ünlüler
Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde farklı sebeplerden dolayı
uzun
ünlülerin
ortaya
çıktığı
görülmektedir.
Normal
süreli
ünlülerin
uzamasında ses hadiseleri, soru eklerinin bulunmaması ve vurgu etkili
olmaktadır. Türkçe kelimelerde bulunan bir baĢka ünlü uzunluğu ise aslî
uzunluklardır.
30
1.2.2.1. Ses Hadiselerinden Kaynaklanan Uzun Ünlüler
Tespit ettiğimiz uzun ünlülerin büyük bir bölümü ses hadiselerinden
kaynaklanmaktadır. Ses hadiselerinden kaynaklanan ünlü uzamalarına
Halhal‟ın bütün ağızlarında rastlamak mümkündür. Ses hadiselerinden
kaynaklanan ünlü uzunlukları da kendi içinde bölümlenmektedir.
1.2.2.1.1. Ünsüz DüĢmesinden Kaynaklanan Ünlü Uzunlukları:
Yarı ünsüz niteliği olan v ünsüzü, hece sonunda veya iki ünlü arasında
genelde düĢer. Bu ünsüz düĢmesi, kendisinden önceki ünlünün uzamasına
sebep olur: qōza “kaldır” (11-126) (< qavza)
ō'ur “ovar” (29–304); qōdu
“kovdu” (6–345); ō “av” (17-14).
and / ant kelimesinde n ünsüzünün düĢerek ünlü uzamasına sebep
olması HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında tespit edilmiĢtir. Buradaki n
ünsüzünün düĢmesi, birleĢik fiilin “and içseydin” yerine “and da içseydin”
Ģeklindeki farklı kullanımından kaynaklanmıĢ olabilir: ād “ant” (6–248).
Kelime sonunda bulunan r ünsüzünün düĢmesi, bazen ünlü uzamasına
sebep omaktadır. Özellikle çokluk 3. Ģahıs ekinin sonundaki r ünsüzü, Halhal
ağızlarının hepsinde çoğu kez düĢer. Ancak bu ünsüzün düĢmesinden
kaynaklanan ünlü uzamalarıyla ilgili örneklerin sayısı sınırlı olup genelde
bütün Halhal ağızlarında r ünsüzünü düĢüren çokluk 3. Ģahıs ekinin ünlüsü
normal düzeydedir: tutullā “tutarlar” (29–30); oldulā (1–33); géydirdilē
“giydirdiler” (1–70); atıflā “atmışlar” (1-376); qalıçasıdī (1–320).
ÇalıĢma sahamızın tamamında ünlü ile baĢlayan isimlerle tamlama
kuran ilgi ekinin ikinci n‟sinde düĢmeler tespit edilmiĢtir. Ġlgi ekinin ikinci
n‟sinin düĢmesi, bazen ünlü uzunluklarına neden olmaktadır: onū qolunu
“onun kolunu” (18-7); onū ağrı “onun ağırlığı” (18-31).
HiĢeyin ağzında yeterlilik fiilinin olumsuz Ģeklinde de bir ünlü uzunluğu
tespit edilmiĢtir: oxuyēlmerem (2-56).
31
HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında Ģimdiki zaman ekinde bir uzunluk
bulunmaktadır. Bu ünlü uzamasının sebebi, teklik 2. Ģahıslarda kullanılan –éy
Ģimdiki zaman ekinindeki –y ünsüzünün düĢmesidir: bilḕsen (6–402).
1.2.2.1.2. Ünlü DüĢmesinden Kaynaklanan Uzun Ünlüler: yēsi “sahibi” <
ET. iyä (15–8); yānna “yanına” (19–9).
1.2.2.1.3. Hece KaynaĢmasından Kaynaklanan Uzun ünlüler: sēn için
“senin için” ( 53-327); ānın “ağanın” (9–296).
1.2.2.2. Vurgudan Kaynaklanan Uzun Ünlüler: alar'sān “alırsın” (17235); yıxsā “yıksa” (17 - 553); géssē “gitse” (1–410).
1.2.2.3. Soru Edatlarının Bulunmamasından Kaynaklanan Uzun Ünlüler:
éledǖn? (30–1414); geldǖn? (1–823); tanıyésān? (17–78); sattūn? (30–
1275); olacāğ? (17-346); getirebilersēn? (17-412).
1.2.2.4. Aslî Uzunluklar
Halhal ağızlarından HiĢeyin ilçe merkez ve köylerinde herhangi bir ses
olayı bulunmadan bir kısım kelimelerde a ünlüsünün normalden daha uzun
telaffuz edildiği görülmektedir. Söz konusu kelimelerin ortak özellikleri, artdamak (q) ünsüzüyle baĢlamalarıdır. Uzun ünlülü telaffuz edilen kelimelerden
sadece hāmı kelimesi gırtlak ünsüzlüdür. Eski Oğuz Türkçesinde hāmı
kelimesinin de art-damak ünsüzlü (ḳamu) olduğunu hesaba katarsak Halhal
ağızlarında sadece q ünsüzüyle baĢlayan bir kısım kelimelerde a ünlüsünün
uzun telaffuz edildiğini söyleyebiliriz: qāl (6– 234); qāldı (1-302); qārı (1–749);
qārını (1–298); qārnında (6-364); hāmı (6–464); hāmısı (30–65).
HiĢeyin ağızlarında q ünsüzüyle baĢlamayan, ancak a ünlüsünün
telaffuz edildiği tespit edilen bir diğer kelime balık kelimesidir: bālıxdí “balıktır”
(30–402); bālıq “balık” (30-1177).
32
HiĢeyin ağzında tespit edilen bir kısım uzun ünlülü kelimeler, UĢak Ġli
Ağızları‟nda, Eski Türkçede ve bir kısım Azerbaycan Türkçesi ağızlarında da
tespit edilmiĢtir:
Halhal Ġli Ağızları
UĢak
Ġli Eski
Ağızları58
Azerbaycan
Türkçe59
bālıq “balık” (30-1177).
qāl- “kalmak” (6– 234)
Türkçesi60
bālık
gāl-
qārı “karı” (1–749)
qāl-
kāl-
qāri-
gārı
“yaĢlanmak”
qārnında “karın” (6-364)
gār(ı)nı
hāmı “herkes” (6–464)
Kāmug
1.3. Kısa Ünlüler
Halhal ili ağızlarında tespit ettiğimiz kısa ünlülü örneklerin sayısı fazla
değildir. Söz konusu ünlünün genelde yabancı kelimelerde ve üç heceden
fazla
hecesi
bulunan
kelimelerin
orta
hecesinde
bulunması
dikkat
çekmektedir: patĭşahın (30-1383); kārĭvannan (6–294); hésabĭmız (30–83);
havalarĭmızı (3-62); saxtĭmansāzi (26-76).
58
Gürer Gülsevin, age, s. 16.
Talat Tekin, Türk Dillerinde Birincil Uzun Ünlüler, Türk Dilleri ve Araştırmaları Dizisi – 13,
Ankara, 1995, s. 90-95
60
Talat Tekin, age... s. 58.
59
33
1.4. Ġkiz Üünlüler
Aynı hecede yan yana bulunan iki ünlüye, “ikiz ünlü” denilir. Halhal
ağızlarında EĢit Ġkiz Ünlüler, Yükselen Ġkiz Ünlüler ve Alçalan Ġkiz Ünlülerden
oluĢan üç türlü ikiz ünlü bulunmaktadır.
1.4.1. EĢit Ġkiz Ünlüler
Bir hecede yan yana bulunan aynı türden iki ünlüye “eĢit ikiz ünlüler”
denilmektedir.61 Halhal ağızlarında bazen ilgi ekinin, ilk n‟sinin ( -nın > -ın)
düĢmesi iki ünlünün yan yana gelmesine sebep olmaktadır. Bu durumda
oğlaın (< oğlanın) örneğinde olduğu gibi Alçalan Ġkiz Ünlü oluĢmaktadır.
Ancak ilgi ekinin dar ünlüsü (oğlaın), eklendiği kelimenin geniĢ ünlüsünün
etkisinde kalarak benzeĢme yoluyla geniĢleyerek (oğlaan), eĢit ikiz ünlülerin
doğmasına neden olmaktadır: canıın “canının” (17–237); xaam “hanım” (17–
174); meem “benim” (18-400); muun “bunun” (19-336); seen “senin” (30–14);
üreyiin “yüreğinin” (30-453); yaanda “yanında” (1–127).
EĢit ikiz ünlülerin ortaya çıkmasındaki bir baĢka etken de gelecek
zaman ekindeki –k, x / ğ (< q) ünsüzlerinin çekim esnasında düĢmesiyle
ilgilidir: danışacaam (29–170); gédeceem (30-409); tapacaam (30–428);
öldürceem (30-609); yétişeceem (30–588).
Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz EĢit Ġkiz Ünlülerin bir diğer kaynağı
ğ, y, r ünsüzlerinin düĢmesidir: aşşaa “aşağı” (1–81); dééy “diyor” (1-1007) (<
déyéy < déyér); 'hééfdi “hayıftır” (1–1013); xééy “hayır” (8–45); quuya
“kuyuya” (17–51); (3–91); yééydi “yiyordu” (< yéyéydi < yéyérdi) (1-373).
ÇalıĢma sahamızın en önemli ağız özelliklerinden biri, teklik 2. Ģahıs
iyelik ekinin belirtme hâli çekimlerinde ŋ > v ünsüz değiĢimine uğramasıdır.
Bir ileriki aĢamada da yarı ünsüz konumunda olan v ünsüzünün düĢmesi, eĢit
ikiz ünlülerin oluĢmasını sağlamaktadır: başuu “başını”(6–54); canuu “canını”
(17–234); xanımuu (30–620); özüü “özünü” (18-193).
61
Ahmet B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, s. 61.
34
Bir örnekte de teklik 2. Ģahıs iyelik eki almıĢ ismin, çokluk 3. Ģahıs
bildirmeli çekiminde iyelik eki v‟nin düĢmesi sonucu eĢit ikiz ünlünün oluĢtuğu
görülmektedir: xanımuux “hanımınız” (30–620);
Bilindiği üzere Türk dilinde kalın – geniĢ - yuvarlak bir ünlü olan “o”
ünlüsü, birinci heceden sonra bulunmamaktadır. Ancak, Halhal ağızlarından
Hımıs ağzında “eĢit ikiz ünlüler” dâhilinde inceleyeceğimiz qadoo “derdini,
belanı” kelimesinde birinci heceden sonra o ünlüsü bulunmaktadır.
Arapçadan alıntı olan bu kelimenin aslî Ģekli, qażā Ģeklinde olup birinci
heceden sonra o ünlüsü bulundurmamaktadır. Derlediğimiz metinlerden yine
Hımıs ağzında da bu kelimenin ż > d ünsüz değiĢmesi sonucu qada
[qadalarun (115-109)] Ģeklinde Türkçeye geçtiği görülmektedir. Bu durumda
söz konusu kelimede birinci heceden sonra o ünlüsünün bulunmasını, birkaç
ses hadisesinden hareketle izah etmek mümkün olacaktır. qadoo kelimesi,
metindeki cümlede
senün qadoo allam “senin qadanı alırım” Ģeklinde
kullanılmıĢtır. qadoo (qada-n-ı) kelimesinin ölçünlü Azerbaycan ve Türkiye
Türkçesindeki çekimi qada-n-ı (isim + T.2.ġ.Ġ.E + ı belirtme eki) Ģeklinde
olmalıdır. Ancak, Halhal ağızlarının tipik bir özelliği, Eski Türkçedeki teklik 2.
Ģahıs iyelik eki ŋ ünsüzünü v‟ye dönüĢtürmesidir. Bu durumda kelime (qada +
teklik 2. Ģahıs iyelik eki (-v) + belirtme eki -ı ) *qadavı Ģekline girer.
Ancak, Halhal ağızlarında ünsüzle biten isimlere gelen teklik 2. Ģahıs
iyelik ekinin yardımcı ünlüsü dâima yuvarlak olduğundan (baĢun) ve v
ünsüzünün de yuvarlaklaĢtırıcı özelliğinden dolayı ilk aĢamada *qadavı >
*qadavu değiĢmesi olmalıdır. Daha sonra -v-u fonemlerinin yuvarlaklaĢtırıcı
özelliğini ve ilk hecedeki a ünlüsüyle (qada-v-u) değiĢmeye maruz kalan a‟nın
(qada-v-u) geniĢliğini içinde bulunduran o ünlüsü ortaya çıkmıĢtır: qadavı >
*qadavu > qadovu. Bir sonraki aĢamada v ünsüzünün düĢmesiyle *qadou
kelimesinde
bir
ilerleyici
ünlü
benzeĢtirmesi
sonucu
qadoo
biçimi
belirlenmiĢtir: qadoo (19–343) *( < qadou < qadovu< qadavu < qadavı <
qadanı).
35
HiĢeyin ağızlarından Berende ve Nüdü ağızlarında yeterlilik fiilinin
olumsuz Ģekillerinde de “eĢit ikiz ünlü” tespit edilmiĢtir: getireelmérem (1485); véreelmesen (1-695); éliyeelméyrem (1-694); gédeelmérem (6–483).
Tespit ettiğimiz bir diğer eĢit ikiz ünlü, belirtme hali ekinin düĢmesi
sonucunda oluĢmuĢtur: mıı “bunu” (17–164).
Alıntı kelimelerde ünsüz düĢmesi sonucu ortaya çıkan eĢit ikiz ünlüler:
meseem (18-262); şuuru (30-1056).
1.4.2. Yükselen Ġkiz Ünlüler
Yan yana gelen ikiz ünlüden ikincisinin birincisine nazaran geniĢ
olması “yükselen ikiz ünlü” olarak tanımlanmaktadır.62 Türkçe kelimelerde
yükselen ikiz ünlülerin oluĢumundaki en önemli etken ünsüz düĢmeleridir:
göerçin (17-77); qualadı (17–169); néyniek (17-440); oa “ava” (19–197);
suadım “sıvadım” (28-41); suarmış “suvarmış”(1–184); uşağua (11–258); (<
uşağuva); başua (15–105) (< başuva).
Türkçe kelimelerin yanı sıra bir kısım yabancı kelimelerde de yükselen
ikiz ünlü görülmektedir. Yabancı kelimelerde görülen yükselen ikiz ünlülerin
baĢlıca nedeni, Türkçede bulunmayan ayın ( )ﻉile hemzelerin yanı sıra v
ünsüzünün düĢmesidir: dua (30–1025); duardan “duvardan” (1–183);
ruesalar (29-311) (< Ar. ru’esâ); muellim (11-169); tebietden (19-7).
1.4.3. Alçalan Ġkiz Ünlüler
Ġkinci ünlüsü birinciye göre dar olan ikiz ünlülere “alçalan ikiz ünlüler”
denilmektedir.63 Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz alçalan ikiz ünlülerin en
önemli kaynaklarından biri ünsüz düĢmesidir.
62
Ahmet B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, s. 63.
63
Ahmet B. Ercilasun, age, s. 64.
36
Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde alçalan ikiz ünlülerin
ortaya çıkmasındaki en önemli etken n, ğ, v, y ünsüzlerinin düĢmesidir: aloun
“alevin” (30-1594); bıraın “buranın” (11-42); çöürüb “çevirip” (19–108); douz
“domuz” (1–200); houzun “havuzun” (1-1155); oğlaın “oğlanın” (30-400); 'oul
“oğul” (1-93); souğ “soğuk” (2–81); souşur “sıvışır” (29-230); toux “tavuk” (301209); yaına “yanına” (30-1284); yéib “yéyip” (30–79); youx “yakın” (1-35).
HiĢeyin köylerinden Nüdü ağzında r ünsüzünün düĢmesinden de
kaynaklanan bir alçalan ikiz ünlü tespit edilmiĢtir: adamlaımdı (9-205).
Halhal ağızlarında alıntı kelimelerle ilgili alçalan ikiz ünlü örneklerinin
bir kısmı da Türkçede bulunmayan ayın ( )ﻉünsüzünün düĢmesiyle ilgilidir:
müsteiddi (22-5); beid (6-325).
2. ÜNSÜZLER
Halhal ağızlarında Türkiye Türkçesinde kullanılan yirmi bir ünsüzün
yanı sıra bir de fonemik değeri olan q ve x (b, c, ç, d, f, g, q, ğ, h, x, j, k, l, m,
n, p, r, s, Ģ, t, v, y, z)
ünsüzleri bulunmaktadır. Bu ünsüzlerin dıĢında tespit
ettiğimiz ünsüzler, fonemik değere sahip olmayan (ḇ, ß, ĉ, ħ, ĥ, ҳ, ḳ, í, ļ, ņ, þ,
ŕ, ŗ, ř, ţ, ṿ, ỵ, ỷ) ünsüz değiĢmelerinin ara merhalesini oluĢturan veya düĢme
aĢamasında olan ünsüzlerden ibarettir.
2.1. Fonemik Değeri Bulunan Ünsüzler
2.1.1.Sürekli Ünsüzler
Patlamalı ünsüzlerin dıĢında kalan bütün ünsüzler sürekli ünsüzler
olarak nitelendirilmektedir. Sürekli ünsüzler kendi aralarında sızıcı ve akıcı
ünsüzler olmak üzere iki ayrı gruba ayrılırlar.
37
2.1.1.1.Sızıcı Ünsüzler
Havanın,
boğumlanma
noktasındaki
organlara
sürtünerek
çıkmasından sürekli ünsüzler ortaya çıkar. Sızıcı ünsüzler, sedalı ve sedasız
ünsüzler olarak ikiye ayrılırlar.
2.1.1.1.1. Sedalı Sızıcı Ünsüzler
2.1.1.1.1.1. ğ ünsüzü:
ğ ünsüzü, sedalı art - damak ünsüzüdür. Halhal ağızlarında kelime
baĢında bulunmayan bir ünsüzdür. Eski Türkçedeki ḳ ünsüzünden geliĢen bu
ünsüz, kelime içinde ve sonunda görülmektedir. Eski Türkçede kelime
sonunda bulunan bazı ḳ ünsüzlerinin ğ‟leĢmesi Eski Oğuz Türkçesinde
baĢlamıĢtır.64 Eski Oğuz Türkçesinde oluĢan ğ ünsüzü, Halhal ağızlarında bir
kısım kelimelerde olduğu gibi devam etmektedir: ağ “ak” (6–411); sağ (15–
83); yağ (17–500).
2.1.1.1.1.2. j ünsüzü:
Halhal ağızlarında j ünsüzü taĢıyan Türkçe kelime bulunmamaktadır.
Sadece aç ve güç kelimelerinin Halhal merkez köylerinden Hımıs, Kızıldere
ağızlarında ç > j değiĢimine uğramıĢ biçimleri görülmektedir: aj (30–244);
ajlıx (9–57); güj (19–318); güjlüsen (17–56).
2.1.1.1.1.3. v ünsüzü:
v ünsüzü sedalı, diĢ - dudak ünsüzüdür. Eski Türkçede kelime baĢında
v ünsüzü yoktur. Batı Türkçesinde kelime baĢında görülen v ünsüzü, Eski
Türkçedeki b ünsüzünden geliĢmiĢtir.65 Kelime içi ve sonundaki v de yine
b‟den; fakat Eski Türkçe içinde ortaya çıkmıĢtır. Eski Türkçede ve Eski Oğuz
64
65
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları, İstanbul 1997, s. 89.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 84.
38
Türkçesinde görülen b > v değiĢikliği Halhal ağızlarında olduğu gibi devam
etmektedir: var (26–44); vér (18–385); év (26–66).
Halhal ağızlarında v ünsüzüyle ilgili en önemli değiĢme, kelime içindeki
v > y değiĢmesidir. Bir kısım kelimelerde v ünsüzü ya y‟leĢmiĢ ya da v – y
arası
olan
ỷ
ünsüzüne
dönüĢmüĢtür:
çöyür
“çevir”
(30–1490);
söyündügünneņ “sevindiğinden” (17–332).
HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzıyla Halhal merkez köylerinden
Kızıldere ağzında ev kelimesindeki v ünsüzünün de bazen v – y arası bir ỷ
ünsüzüne bazen tamamen y‟ye dönüĢtüğü görülmektedir: öỷ “ev” (5–22);
öylerinde “evlerinde” (29–156); öyün “evin” (29-272).
Halhal ağızlarında geçen ğ ünsüzünün bir diğer kaynağı, q ünsüzünün
iki
ünlü
arasında
sızıcılaĢmasının
sonucudur:
alacağam
(30–104);
aparacağam (6–91); bulağın (1-476); çağırdığım (17-436).
Kivi merkez ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende ağzında tespit
ettiğimiz bir de Eski Türkçedeki nazal n‟den geliĢen ğ ünsüzü bulunmaktadır:
doğuz (1–194); doğuz (11-64).
2.1.1.1.1.4. z ünsüzü:
Sedalı bir diĢ ünsüzü olan z, Halhal ağızlarında tarihi Türkçe
metinlerde geçen z ünsüzünün devamı niteliğindedir. ÇalıĢma sahamızda z
ünsüzüyle baĢlayan Türkçe kelime bulunmamaktadır: biz (11–81); qazan
(30–155); yazı (1–23).
z ünsüzüyle ilgili tespit ettiğimiz tek değiĢiklik Halhal merkez
köylerinden Kızıldere ağzında kelime sonunda görülen z > s değiĢmesidir:
ildus (30–403); uldus (30–402).
39
2.1.1.1.2. Sedasız Sızıcı Ünsüzler
2.1.1.1.2.1. f ünsüzü:
Sedasız, diĢ - dudak ünsüzü olan f, Türkçede ancak tabiat taklidi bazı
kelimelerde bulunabilir.66 Halhal ağızlarında da f ünsüzünün bulunduğu
herhangi bir kelimeyle karĢılaĢmadık. Halhal merkez köylerinden Kızıldere
ağzıyla HiĢeyin köylerinden Nüdü ve Berende ağızlarında p‟li öğrenilen
geçmiĢ zaman ekinde p > f değiĢmesi yaygın bir Ģekilde bulunmaktadır: alıf
(30–557); qalıf (1–267); oluf (6–85); yafışarsan (30–1508).
2.1.1.1.2.2. h ünsüzü:
Sedasız, gırtlak ünsüz olan h, Halhal ağızlarında birkaç kelime dıĢında
Türkçe kelimelerde bulunmamaktadır. Türkçe Kelime baĢında geçen h
ünsüzü, Eski Oğuz Türkçesindeki ḳ ünsüzünden geliĢmiĢtir: hanı (1–550);
hansı “hangisi” (13–35); hası “hangisi” (6–261).
Halhal ağızlarında kelime baĢında görülen bir diğer h ünsüzünün
kaynağı yine de x ünsüzüdür. Ancak söz konusu ünsüz değiĢmesi, ölçünlü
Azerbaycan Türkçesinde değil de ölçünlü Türkiye Türkçesinde görülen bir
ünsüz değiĢmesidir. Eski Oğuz Türkçesinde x‟li olan ve günümüz ölçünlü
Azerbaycan Türkçesinde de x‟li olan hanım kelimesi, Halhal merkez
köylerinden Hımıs ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende ve Nüdü ağızlarında
bir kısım örneklerde ya h‟leĢmiĢ ya da x > h değiĢiminin ara merhalesi olan ħ
ünsüzüne dönüĢmüĢtür: ĥanım (17–320); hanım (17–344).
2.1.1.1.2.3. x ünsüzü:
x ünsüzü; sedasız, gırtlak ünsüzüdür. Halhal ağızlarındaki Türkçe
kelimelerde görülen x ünsüzünün kaynağı Eski Türkçedeki ḳ ünsüzüdür.
Metinlerimizde geçen bir kısım x‟li kelimeler, Eski Oğuz Türkçesinde ḳ > x
66
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 58.
40
değiĢimine uğramıĢ kelimelerdir: çox (18–14); yoxsul (30–1443); yuxu “uyku”
(< EOT. uyxu (6–40).
Ancak bir kısım kelime kök ve gövdelerinde gördüğümüz q > x
değiĢmesi, EOT‟den sonra meydana gelmiĢtir: 'bāx (1-434); çıx (6-443)İ
da'ğarçıx (1-139); uşax (3-57).
Halhal ağızlarında ḳ > x değiĢiminin meydana geldiği bir diğer örnek de
Batı Türkçesinin bir ürünü olan –acak ekinde ortaya çıkmıĢtır: qoyulacax (1–
250); olacax (30–633); yanacaxsan (30–1575).
q > x değiĢmesini tespit ettiğimiz bir diğer ek, çokluk 1. Ģahıs ekinde
görülmektedir: alax (17-521); apararıx (1-336); atmışīx (1-369); qaldıx (7-17);
yarıyıx (30-585).
2.1.1.1.2.4. s ünsüzü:
s ünsüzü, sedasız diĢ ünsüzüdür. Türkçe kelimelerde baĢta, ortada ve
sonda bulunan bir ünsüzdür. Eski Oğuz Türkçesiyle ilgili metinlerde geçen s
ünsüzü, Halhal ağızlarında da olduğu gibi devam etmektedir. Sadece Halhal
merkez köylerinden Kızıldere ağzında uldus kelimesindeki s‟nin kaynağı z
ünsüzüdür: asıptı (19–98); basdı (22–49); saldı (6–139).
2.1.1.1.2.5. Ģ ünsüzü:
Ģ ünsüzü; sedasız, diĢ ön-damak ünsüzüdür. Halhal ağızlarında
Türkçe
kelimelerde
geçen
Ģ
ünsüzünün
ana
kaynağı
Eski
Oğuz
Türkçesindeki Ģ ünsüzüdür: yaşın (8-5); daşda (12-41).
Bir de Halhal ağızlarının tamamında kelime veya hece sonunda
görülen ç ünsüzünden geliĢen bir Ģ ünsüzü bulunmaktadır: ağaşdandı (15–
77); qaşdım (21–9).
41
2.1.1.2. Akıcı Ünsüzler
2.1.1.2.1. Burun Akıcıları
2.1.1.2.1.1. m ünsüzü:
m ünsüzü, bir çift dudak ünsüzüdür. Türkiye Türkçesinde kelime
baĢında m ünsüzü bulunmaz.67 m ünsüzünün Halhal ağızlarında ise kelime
baĢında birçok örneği bulunmaktadır. Halhal ağızlarında kelime baĢında
görülen m ünsüzleri, Eski Türkçedeki b ünsüzünden geliĢmiĢtir. Bu ünsüz
değiĢmesinin sebebi, söz konusu kelimelerin çoğunda bulunan n ünsüzünün
nazallaĢtırıcı özelliğe sahip olmasındandır: men “ben” (22–5); min “bin” (12–
47); munun (17–5).
Halhal ağızlarında bir de Eski Türkçedeki ŋ ünsüzünün yuvarlak
ünlülerin etkisiyle m‟leĢtiği görülmektedir: sümük “kemik” (9–69); sümüyự (615); qomşularımızı (30–1531).
2.1.1.2.1.2. n ünsüzü:
n ünsüzü, diĢ nazalıdır. Halhal ağızlarında bu ünsüzün birbirinden
farklı iki kaynağı bulunmaktadır. Kaynaklardan biri, Eski Oğuz Türkçesindeki
n ünsüzüdür. Bir diğer önemli kaynağı da Eski Oğuz Türkçesindeki art damak ŋ ünsüzüne dayanmaktadır. Eski Oğuz Türkçesinde daima nazal n‟li
olan ilgi ekleri (-uŋ, -üŋ, -nuŋ, -nüŋ)68 ve teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin69 yalın
hali, Halhal ağızlarının tamamında diĢ (ŋ > n) n‟sine dönüĢmüĢtür: bunun (6–
83); évün (17–13); senün (15–35); adun (18–95); kendün “köyün” (18–22).
67
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 61.
Gürer Gülsevin, age, s. 25.
69
Gürer Gülsevin, age, s. 12.
68
42
2.1.1.2.2. Ağız Akıcıları
2.1.1.2.2.1. l ünsüzü:
l ünsüzü, akıcı ön damak ünsüzüdür. Türkçede kelime baĢında
bulunmaz.70 Halhal ağızlarında da Türkçe kelime baĢında l ünsüzüne
rastlamadık. Eski Oğuz Türkçesinde geçen l ünsüzünün herhangi bir fonetik
değiĢikliğe uğramadan devam ettiği görülmektedir: al (18–308); dilimiz (30–
31); oğul (29–96).
Ayrıca, Türkçe l ünsüzünün yanı sıra Türkçede bulunmayan ince l (ĺ)
ünsüzü de bulunmaktadır: camāĺına (1-588); haĺde; (26-48); haĺa (26-90).
2.1.1.2.2.2. r ünsüzü:
Türkçe kelimelerde kelime baĢında r ünsüzü yoktur.71 Halhal
ağızlarında da r ünsüzüyle baĢlayan herhangi bir Türkçe kelimeye
rastlamadık. Tarihî Türkçe metinlerde geçen r ünsüzü Halhal ağızlarında
aynen devam etmektedir: bir (19 – 153); deri (1–135); yarım (14–15).
2.1.1.2.2.3. y ünsüzü:
y ünsüzü, akıcı ön - damak ünsüzüdür. Halhal ağızlarında Eski Oğuz
Türkçesinden devam eden y‟lerin yanı sıra bir de ses hadiselerinden geliĢen
y ünsüzü bulunmaktadır. Kelime ortasında iki ünlü arasında kalan k ve q
ünsüzlerinin Halhal ağızlarında k, q > y değiĢimine uğradığı görülmektedir:
almaya “elmaya” (6–217); böleceyim (30–583); geleceyem (19–325);
qırmayan (1–419).
Halhal ağızlarında Türkçe kelimelerde görülen bir kısım y‟ler de v
ünsüzünden geliĢmiĢtir: çöyür “çevir” (30–1490); öyün “evin” (29–272);
söyündügünneņ “sevindiğinden” (17–332).
70
71
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 61.
Age. s. 61.
43
2.1.2. Süreksiz Ünsüzler
Patlayıcı olarak da nitelendirilen süreksiz ünsüzler, boğumlanma
noktasındaki
uzuvlarla
tam
temasta
bulunan
ünsüzlerdir.
Süreksiz
ünsüzlerden hafif patlamalı olanlara sedalı, patlamaları kuvvetli olanlara da
sedasız ünsüzler denilmektedir. 72
2.1.2.1. Sedalı Süreksiz Ünsüzler
2.1.2.1.1. b ünsüzü:
b ünsüzü, sedalı çift dudak ünsüzüdür. Eski Oğuzca metinlerindeki b
ünsüzünün aynısıdır: börk (22–70); bağrım (30–959); batıncax (27–11).
Türkiye Türkçesinde kelimelerin sonunda bulunmayan bir ünsüzdür.73
Ancak, Halhal ili ağızlarının tamamında p ünsüzünün sedalılaĢmasından
geliĢen bir b ünsüzü kelime sonunda ortaya çıkmıĢtır: gelib (17–67); getirib
(18–342); köçüb (17–352).
b ünsüzüyle ilgili bir diğer geliĢme de kelime ortasında görülen b > ḇ
değiĢimidir. HiĢeyin köylerinden Berende ağzında kelime ortasında iki ünlü
arasında bulunan b ünsüzünün sızıcılaĢtığı tespit edilmiĢtir: éliyeḇilméb (1–
759); gédeḇilmem (1–319); suḇa “suya” (1–702).
2.1.2.1.2. c ünsüzü:
c ünsüzü sedalı, diĢ - damak ünsüzüdür. Türkçede kelime baĢında ve
sonunda bulunmayan c ünsüzü, Eski Türkçede tabiat taklidi birkaç kelime
dıĢında da bulunmamaktadır.74 Halhal ağızlarında da Türkçe kelimelerde
kelime baĢında ve sonunda c ünsüzüne rastlamadık. Ancak, Türkçe
kelimelerde
kelime
ortasında
ç
ünsüzünden
geliĢen
bir
c
bulunmaktadır: ağırruğuca (1–776); ağaca (18–67); géce (19–251).
72
Age., s. 47-48.
Age., s. 62.
74
Age., s. 59, 62.
73
ünsüzü
44
2.1.2.1.3. d ünsüzü:
d ünsüzü, sedalı bir diĢ ünsüzüdür. “Eski Türkçede kelime baĢında d
sesi yoktu. Batı Türkçesinde görülen d‟ler Eski Türkçede hep t Ģeklinde idi.
Eski Türkçede kelime baĢında bazı t‟ler sonradan Batı Türkçesinde d
olmuĢtur”.75 Eski Oğuz Türkçesinde t > d değiĢimine uğrayan bir kısım
örnekleri, Halhal ağızlarında da görmek mümkündür: dağılsın (29–4); diyesen
(30–915); deyirmançı (18–325).
Eski
Türkçenin
sonlarına
doğru
peltekleĢen
d
ünsüzü,
Batı
Türkçesinde y olarak ortaya çıkmıĢtır. Halhal ağızları da bu istisnanın dıĢında
değildir.
Eski Oğuz Türkçesinde görülen geçmiĢ zaman eki,
-dı,
-di
Ģeklindedir.76 Halhal ağızlarında sedalı ünsüzlerle biten fiillerde -d‟li Ģekillerin
kullanılmasına devam edilmektedir: çoxalıbdı (10-31); qaldım (14-24);
yandım (18-151).
Ancak, sedasız ünsüzlerle biten bir kısım fiillerde –t‟li Ģekillerin de
kullanılmaya baĢladığı görülmektedir: getti “getirdi” (27–63); taptı (1–500);
tutmuştu (30–1279).
2.1.2.1.4. g ünsüzü:
Eski Türkçede kelime baĢında bulunmayan g ünsüzü,77 sedalı ön damak ünsüzüdür. Batı Türkçesinde Türkçe kelimelerin baĢında görülen günsüzü, Eski Türkçedeki k ünsünden geliĢen bir ünsüzdür. Halhal ağızlarında
Türkçe kelime baĢında görülen g ünsüzü, Eski Oğuz Türkçesindeki k > g
değiĢiminin devamıdır: görküyem (30–922); göylüm (16–15); gün (17– 13).
Halhal ağızlarında g ünsüzüyle ilgili önemli bir geliĢme de g > > ğ > y
değiĢmesidir. Eski Oğuz Türkçesinde kelime ortasında bulunan bir kısım g‟ler
75
Age., s. 91.
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 138.
77
Age., s. 85.
76
45
akıcılaĢarak y ünsüzüne dönüĢmüĢtür: düyünnüge (1–754); düyme (17–214);
düyü “pieinç” (27–30); döydüm (6–18).
2.1.2.1.5. q ünsüzü:
Eski Türkçede kelime baĢında bulunan tonsuz ḳ ünsüzü, Halhal
ağızlarında tamamen tonlulaĢarak q ünsüzüyle yer değiĢtirmiĢtir. Bu değiĢim
yalnız kelime baĢında değildir; tonsuz konumda bulunan ḳ ünsüzü bütünüyle
yerini tonlu q ünsüzüne bırakmıĢtır: qapısı (6-77); qara (12-55).
Ancak, çok sınırlı sayıda Türkçe kelimelerde, özellikle tabiat taklidi
bazı
kelimelerde
tonsuz
ḳ
ünsüzünü
duymak
mümkündür.
HiĢeyin
ağızlarında tonsuz ḳ ünsüzünün geçtiği kelimeler Ģunlardır: ışıḳ (6–123);
ḳapağana “kapağına” (1–531); şaḳḳılladı (1–1170); taḳḳıldadı (1–540).
HiĢeyin ağızlarından baĢka Kivi merkez ağzıyla Halhal merkez
köylerinden Varavart ağızlarında da aĢağıdaki kelimelerde tonsuz ḳ ünsüz
geçmektedir: doḳḳuza (11–173); ḳış (15–110); ḳoparısan (12–64).
Halhal ağızlarında q ünsüzüyle ilgili bir diğer önemli değiĢme de kelime
sonunda bulunan bu ünsüzün q > x değiĢimine uğramasıdır: ayax (1–385);
çox (6–7); qabax (9–23).
2.1.2.2. Sedasız Süreksiz Ünsüzler
2.1.2.2.1. ç ünsüzü:
ç ünsüzü; sedasız diĢ - damak ünsüzüdür. Eski Oğuz Türkçesindeki
ç‟ler Halhal ağızlarında da devam eder. Kelime baĢında, ortasında ve
sonunda bulunabilir: ağaç (30–727); çölden (29–121); qaçır (29–203).
ç ünsüzünün bazen hece ve kelime sonlarında Ģ ünsüzüne dönüĢtüğü
görülmektedir: saş (1–752); üş (6–103); qoş (18–194).
Ancak ç ünsüzü hece baĢında bulunduğu zaman bu dönüĢüm olmaz:
açar (1–86); qaçar (11–267).
46
2.1.2.2.2. p ünsüzü:
Sedasız bir çift dudak ünsüzü olan p, Halhal ağızlarında kelime
baĢında, ortasında ve sonunda bulunabilir. Kelime baĢında bulunan pünsüzleri Eski Türkçedeki b- ünsüzünün sedasızlaĢmasından meydana
gelmiĢtir: pıçax (1–237); pişirdi (18–107).
Halhal ağızlarında kelime sonunda görülen p > b değiĢiminin ne
zaman ortaya çıktığı bilinmemektedir. Eski Türkçedeki –p zarf-fiil ekinden
geliĢen p‟li öğrenilen geçmiĢ zaman ekinin p‟li Ģekillerinin yanı sıra, Halhal
ağızlarında bazen –b‟li örnekleri de ortaya çıkmıĢtır. Bu ünsüz değiĢiminin
kesinleĢmiĢ olduğunu söylemek mümkün değil. Aynı kiĢi tarafından her iki
biçiminin de söylenmesi mümkündür: çıxıp (18–279); gelip (29–80).
2.1.2.2.3. t ünsüzü:
Sedasız bir diĢ ünsüzü olan t, tarihî Türkçe metinlerde geçen
kelimelerde bulunur. Eski Oğuz Türkçesinin ses özelliklerinden biri, Eski
Türkçedeki kelime baĢı t ünsüzlerinin bir kısmının tonlulaĢmasıdır. 78 Halhal
ağızları, kelime baĢı t, d bakımından Eski Oğuz Türkçesi kadar ilerlemiĢ
değildir. Eski Oğuz Türkçesinde d‟leĢen kelimelerin bir kısmı Halhal
ağızlarında tam d‟leĢmemiĢtir. Halhal ağızlarının tamamında dök-, dikkelimeleri t‟lidir. Ancak, düĢ- kelimesi sadece Halhal merkez ağızlarında t‟li
olup kurala bağlanmamakla birlikte t‟li örnekler daha ağır basmaktadır:
tikerdiler (9–71); töküldü (17–371); tüştü (30–846).
2.1.2.2.4. k ünsüzü:
k ünsüzü, sedasız bir ön damak ünsüzüdür. Halhal ağızlarında Türkçe
kelimelerde geçen k ünsüzü, Eski Oğuz Türkçesi metinlerinde geçen k
ünsüzünün devamıdır: kim (18–236); körpü (1–745); kişi (6–138).
78
Ahmet B. Ercilasun, Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları / 603, 1. Baskı, Ankara, 2004, s. 457.
47
“Eski Türkçedeki k-„lerin Batı Türkçesinde g- olarak inkiĢaf ettikleri
görülmektedir.”79 Eski Oğuz Türkçesinde k -> g- değiĢimine uğrayan bir kısım
kelimeler, Halhal ağızlarında eski Ģekillerini korumaktadırlar: köçüp (11–16);
kölgeli (30–637); köylünde “mağarasında” (30–358).
Halhal ağızlarında k ünsüzüyle ilgili bir diğer değiĢme, bu ünsüzün
kelime ve hece sonunda bulunduğu zaman sızıcılaĢarak ħ ünsüzüne
dönüĢmesidir. Ancak k ünsüzü, hece baĢına geçtiği zaman eski fonetik
değerini yeniden kazanır: çeħdi (30–582); gereħ (30–612); göyçeħligde (1–
1038); töħdü (1-374).
Bütün Halhal ağızlarında hece veya kelime sonunda görülen k> ħ
değiĢmesi, Halhal merkez köylerinden Hımıs ve Varavart ağızlarında
görülmez. Söz konusu ağızlarda k ünsüzü daima fonetik
değerini
korumaktadır: geldik (6–25); görek (6–74); köynek (17–164).
2.2. Fonemik Değeri Bulunmayan Ünsüzler
Halhal ağızlarında fonemik değeri bulunan b, c, ç, d, f, g, ğ, h, x, j, k, l,
m, n, p, r, s, Ģ, t, v, y, z ünsüzlerinin yanı sıra fonemik değeri bulunmayan
aĢağıdaki ünsüzler tespit edilmiĢtir. Bu ünsüzlerin tamamı, fonemik değer arz
eden ünsüzlerin değiĢme veya düĢme aĢamasında ortaya çıkan ünsüzlerdir.
Bu ünsüzler kelimeye yeni bir anlam katmazlar.
2.2.1. ß ünsüzü:
p - f arası veya yarı sızıcılaĢmıĢ p ünsüzüdür. –Ip, -Up zarf-fiil ekinden
geliĢen p‟li öğrenilen geçmiĢ zaman ekiyle p ünsüzüyle biten hece ve
kelimelerde görülmektedir: qalıßti (19–115); taßşırdı (29-95); yandırıßsan (1–
282).
79
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 66.
48
2.2.2. ḇ ünsüzü:
b - v arası yarı sızıcı bir sestir. ġehin ağızlarından Berende ağzında
geçen bu ünsüz, b ünsüzünün düĢmeden önceki aĢamasını göstermektedir:
éliyeḇilméb (1-759); gédeḇilmem (1-319); suḇa “suya” (1-702).
2.2.3. þ ünsüzü:
b - p arası ünsüz. Bu ünsüz, -p‟li geçmiĢ zaman ekinde görülmektedir.
Halhal ağızlarında p‟li geçmiĢ zamanın b‟li ve p‟li Ģekillerinin yanı sıra þ‟li
Ģekilleri de kullanılmaktadır. þ ünsüzü, bu noktada p‟den b‟ye geçiĢ
aĢamasını temsil eder: düşüþ (6-171); çoxalıþ ( 4–32); getiriþsen (6–273).
2.2.4. ĉ ünsüzü:
ç - Ģ arası bir ünsüzdür. Sadece Berende ağzında yabancı kökenli bir
kelimede geçer. hiç kelimesi, Halhal ağızlarının tamamında héş Ģeklinde
söylenmektedir. Az sayıda ç‟li örnekleri de tespit edilmiĢtir. ĉ ünsüzü, ç‟den
Ģ‟ye geçiĢ aĢamasını yansıtmaktadır: héĉ (1–522).
2.2.5. ḳ ünsüzü:
ḳ ünsüzü, kalın sırada bulunan sedasız ḳ ünsüzüdür. Halhal ağızlarında
art damak ḳ‟si Türkçe kelimelerde her zaman için sedalıdır. Bu ünsüz
normalde yabancı kökenli kelimelerde bulunur: mesḳere “maskara” (1-927);
ḳarxana “fabrika” (11-16); şiḳara “ava” (Far. şéḳar “av”) (18-93).
Ancak, tabiat taklidi bir kelime ile birkaç Türkçe kelimede art damak
ḳ‟sinin telaffuz edildiği tespit edilmiĢtir: doḳḳuza ( 11–177); ışıḳ (6-123); ḳış
(15 – 110); pıḳır pıḳır (1-102).
49
2.2.6. ĥ ünsüzü:
Türkçe kelimelerde geçen x - h arası bir ünsüzdür. Art damak ḳ
ünsüzünün sızıcılaĢmasından ortaya çıkan x ünsüzünün h‟leĢme yönündeki
ara merhalesidir. Halhal ağızlarında h < ĥ < x değiĢimini tamamlamıĢ
örneklerin yanı sıra geçiĢ (< ĥ < x) aĢamasında bulunan birçok örnek
bulunmaktadır: ĥanım (17-320); qıĥr “kırk” (17-348); vıracaĥla (23-22).
2.2.7. ҳ ünsüzü:
Fazla örneği bulunmayan bir sestir. x ünsüzünün düĢmeden önceki
merhalesini oluĢturmaktadır: yoҳ “yok” (1–519).
2.2.8. ħ ünsüzü:
ħ ünsüzü, k - h arası bir ön damak ünsüzüdür. Muharrem Ergin,
Azerbaycan Türkçesinde ön damak k > ħ değiĢmesi ile art-damak ḳ > x
değiĢmesinin aynı yönde geliĢtiğini iddia ederek bu paralel ses değiĢmesini
teorik olarak Ģöyle çizer:
ḳ – ġ – ğ(ğı) – x
k – g - y(ğ) – yh 80
k > h değiĢmesinin ara merhalesini oluĢturan ħ ünsüzüyle ilgili bol
miktarda örnek bulunmaktadır: keħlikler “keklikler” (16–4) éliyebilmiyeceħ
“eleyemeyecek” (27–49); töħdi (30-185).
2.2.9. ļ ünsüzü:
DüĢmek üzere olan l ünsüzüdür. Kelime ve hece sonunda bulunan l
ünsüzünün kimi zaman düĢtüğü kimi zaman da düĢme aĢamasına geldiği
görülmektedir: düzeļdeceħsen (30-784); düzeļt ( 30–587); geļ ( 18–405).
80
Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi, Ebru Yayınları, İstanbul 1982, s. 100.
50
2.2.10. ĺ ünsüzü:
Kalın ünlülerin yanında bulunan ince l ünsüzüdür. Sadece yabancı
kökenli kelimelerde görülmektedir: camāĺına ( 1-588); 'maşaĺĺa (17–56).
2.2.11. ņ ünsüzü:
DüĢmek üzere olan n ünsüzüdür: bağléyıbsaņ “bağlamışsın” (17–437);
qarınuņ “karının” (17–124); onuņ (30-827).
2.2.12. ŕ ünsüzü:
r - l arası bir ünsüzdür. r ünsüzü, yanındaki l ünsüzüne tam
benzeĢmeden veya kendi ses değerine sahip baĢka bir ünsüzün yanında tam
aykırılaĢmadan ŕ ünsüzüne dönüĢür: gédéŕle “gidiyorlar” (18-148); qeraŕdi
“karardır” (23-25).
2.2.13. ř ünsüzü:
r - y arası bir ünsüzdür. Kelime sonunda bulunan r ünsüzü bazen
kendi ses değerinden uzaklaĢarak y ünsüzüne doğru eğilim gösterir. Bu
aĢamada r ünsüzü, r ile y arası telaffuz edilir: döř “değil” (26-73); deléř
“deliyor” ( 3-67).
2.2.14. ŗ ünsüzü:
DüĢmek üzere olan r ünsüzüdür: kéçiŗtdi (29–143); dursalaŗ (18-176).
2.2.15. ţ ünsüzü:
Bu ünsüz, t - d arası bir ünsüzdür. –di‟li geçmiĢ zaman ekinde görülen
d > t değiĢmesinin ara merhalesini oluĢturmaktadır. Görülen geçmiĢ zaman
eki –dI, -dU, sedasız ünsüzlerle biten fiillerle çekime girdiğinde –tI, -tU
51
Ģeklinde ünsüz benzeĢtirmesine uğramaktadır. Ancak, bir kısım örneklerden
de anlaĢılacağı üzere bu süreç henüz tamamlanmamıĢtır. ţ ünsüzü, bu geçiĢ
aĢamasının bir ürünüdür: géymişţi (6-238); géşţi (6-391); gétţile (30-13).
2.2.16. ṿ ünsüzü:
ṿ ünsüzü, v ünsüzünün düĢmeden önceki aĢamasıdır: suṿu “suyu” (1–
163); başuṿa “başına” (1–491).
2.2.17. ỷ ünsüzü:
ỷ ünsüzü, y - v arası bir ünsüzdür. Bu ünsüz, evlat ve ev kelimelerinde
geçmektedir: ëỷlat “evlat” (1-930); öỷlatdarı (29–124); öỷün “evin” ( 29–296).
2.2.18. ỵ ünsüzü:
ỵ ünsüzü, düĢmek üzere olan y ünsüzüdür: getiréỵsen “getiriyorsun” (1496); yéỵerem “yerim” (17–17).
52
Halhal Ġli Ağızlarındaki Ünsüzler
Süreksizler
Sürekliler
Kaybolmak
Üzere
Sızıcı
Geniz
+
+
-
+
Olanlar
Akıcı
+-
Ağız Akıcıları
Yanaklı
-
Titrek
Nefesli
-
Dudak
b, ḇ
þ
p
m
v
f, ß
t
z
s
j
Ģ
DiĢ-
ṿ
Dudak
ţ
DiĢ
d
DiĢ-
c
ç, ĉ
g
k
q
ḳ
ņ
n
Damak
Ön
ħ
l, ĺ
r, ŕ, ř
y, ỷ
ŗ, ļ, ỵ
Damak
Art
ğ
x
Damak
Gırtlak
+ Sedalı
- Sedasız
+ - Yarı Sedalı
h
ĥ
ҳ
53
3. HALHAL ĠLĠ AĞIZLARINDA FONOLOJĠK SÜREÇLER
3.1. Ünlü Uyumu
3.1.1. Kalınlık - Ġncelik Uyumu
3.1.1.1. Türkçe Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumu
Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerin tamamında bazı ekler hariç,
büyük ünlü uyumu hâkimdir. Hatta bazen ölçünlü Azerbaycan ve Türkiye
Türkçesiyle Eski Oğuz Türkçesindeki tek ünlülü bazı eklerin ve edatların
benzeĢtirme etkisiyle büyük ünlü uyumuna bağlandığı görülmektedir. Türkiye
yazı dilinde sadece ince ünlülü olan –ki aitlik eki, Halhal ağızlarından
derlediğimiz metinlerin tamamında büyük ünlü uyumuna bağlanmıĢtır: yankı
(1–42); bıranınkı (11–24); desmaldakın “mendildekini” (17-237); qabaxkı'na
(20–42); onunkun (6–133); elüzdeki (1–646).
Aitlik ekinin yanı sıra Farsça kökenli “ki” edatının da Nüdü ağzında
büyük ünlü uyumuna uyduğu görülmektedir: béle soğuqdu ku “öylesine soğuk
idi ki” (6–145); özün kü biléysen (6–404).
Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde için edatının da kalın
ünlülü isimlerle yan yana gelindiğinde ilerleyici benzeĢtirme etkisiyle kalınlık –
incelik uyumuna bağlandığı tespit edilmiĢtir: ağam ıçın (12–16); libaslarım
ıçın (6–472); on uçun “onun için” (30–824); ō uçun “av için” (1–442).
Halhal merkez köy ağızlarından Hımıs ağzında için edatı, birlikte
kullanıldığı kelimenin etkisiyle yalnız kalınlık – incelik uyumuna bağlanmakla
kalmamıĢ birinci hecedeki ünlüsünü de düĢürerek ekleĢme yönündeki ilk
adımını atmıĢ durumdadır: olar çın “onlar için” ( 5-32); mın çın “bunun için”
(17–163); qaynatamız çın “kaynatamız için” (17–314).
Halhal ağızlarında kalınlık – incelik uyumuyla ilgili bir diğer geliĢme de
fiillerin birleĢik zaman çekimleriyle ilgilidir. Eski Oğuz Türkçesinde sadece
ince – düz – dar (-idi-, imiĢ) Ģekilleri bulunan81 duyulan ve öğrenilen geçmiĢ
zaman hikâyeleri, Halhal ağızlarında kalınlık – incelik uyumuna girmiĢ
81
Faruk Kadri Timurtaş, s. 130.
54
durumdadır: aşmışdım (30-890); almışdım (2–64); qalmışdı (6–380); qılınc ıdı
(1–76); sağ ıdım (28–63); uçmuşdum (9–22); uşağ ıdım ( 11–85).
Farsçada gibi, tür anlamlarına gelen cūr kelimesiyle Türkçe bu, o
iĢaret zamirleri ve ne soru zamirinden oluĢan niteleme zarflarında da kalınlık
– incelik uyumu oluĢmuĢ durumdadır: bücür “böyle” < bu-cūr (11-107); öcür
“öyle” (12–89); necür “nasıl” (15–3).
3.1.1.2. Türkçe Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumunun Bozulması
Halhal ağızlarında bir kısım kelimelerin kök ünlüsüyle bir kısım çekim ve
yapım eklerinde kalınlık – incelik uyumunun bozulduğu görülmektedir
nedenlerinden.
Halhal ağızlarında Ģimdiki zaman eki için
üç Ģekil
bulunmaktadır. Birincisi Halhal‟ın HiĢeyin ilçesinde geçen –éyr ekidir. Bir
diğeri de –ér eki olup Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzında ve bu ağza
bağlı bölgelerde geçer. Üçüncü Ģimdiki zaman eki –ır, -ir, -ur, -ür Ģeklinde
olup Halhal merkez ve bir kısım köylerde kullanılmaktadır. ġimdiki zaman
eklerinden sadece –Ir, -Ur Ģekillerinde kalınlık – incelik uyumu görülmektedir.
Öteki ağızlarda kalın ve ince ünlülü bütün fiillerde –ér veya –éyr Ģekilleri
kullanılmaktadır:
HiĢeyin ağzı ( –éyr): aléyram 1(–1210); alméyram (1-513); alméysan (1-519).
Hımıs ağzı (-ér): ağlérsan (11-244); alér (15-30); tanıméram (17-79).
Sonunda ı ünlüsü bulunan bütün eklerle ı ünlüsüyle biten bütün
isimlerin büyük ünlü uyumu dıĢına çıkma ihtimali vardır. Bu eklerin baĢında
da kalın – düz – dar ı ünlüsü barındıran görülen geçmiĢ zaman eki
gelmektedir. Halhal ağızlarının tamamında kalın sıradaki –dı ekinin ünlüsü,
birçok yerde ı > i değiĢiminin ara merhalesini oluĢturan í ünlüsüne dönüĢerek
kalınlık – incelik uyumunun bozulmasına neden olmaktadır. Bu ünlü
değiĢiminin sebebi, ı ünlüsünün normalden kısa olmasıdır. Özellikle Halhal
ağızlarında vurgu kelime sonunda bulunduğu takdirde normalden kısa olan ı
ünlüsü kelime vurgusunu taĢıyamadığından, y ünsüzüne yakın olan yarı
55
incelmiĢ í ünlüsüne dönüĢerek kalınlık – incelik uyumsuzluğuna sebebiyet
vermektedir: apardí (17–164); ağladí (31–8); çıxdí (6–334); qaldí (17–5116
Birkaç örnekte kelime sonundaki vurgu, normalden daha yüksek
olduğundan ı ünlüsünün tam i ünlüsüne dönüĢtüğü görülmektedir: apardi (30539); yatdi (30–712).
Ancak ı > í > ünlü değiĢimi kesin değildir. Bir dil kullanıcısı bir kelimeyi
bazen –dı‟lı, bazen –dí‟li, bazen –di‟li söyleyebiliyor.
Kalınlık – incelik uyumunun bozulduğu bir diğer ek de teklik 3. Ģahıs
iyelik eki(–ı)‟dir: qatığí (13–38); ayağí (18-74); qızí (18–380).
Kalınlık – incelik uyumunun bozulmasıyla ilgili bir diğer mesele de –dır
(> -dı) bildirme ekinde r ünsüzünün düĢmesiyle yine ekin son ünlüsü
konumuna gelen ı ünlüsüyle ilgilidir: baldí (2–58); şafağıdí (17–131); yarısıdí
(17–329).
Bir de ı ünsüzüyle biten isimlerin yalın halinde ı > í değiĢmesinden
kaynaklanan kalınlık – incelik uyumsuzluğu ortaya çıkmıĢtır: aşağí (1–1133);
yaxçí (3–43); dahí (15–117); qapí (18–135); ayrí (20–25).
3.1.1.3. Alıntı Kelimelerde Kalınlık – Ġncelik Uyumu
Halhal ağızlarında yabancı kelimelerle ilgili kalınlık - incelik uyumu, söz
konusu kelimelerin Halhal ağızlarına girdiği tarih ile kullanım bölgesi
açısından doğrudan bağlantılıdır. Söz konusu kelimeler, çok eskiden Halhal
ağızlarına girdiyse mutlak Ģekilde kalınlık – incelik uyumuna tâbi kılınmıĢtır.
Ancak, alıntı kelimelerin Halhal ağızlarına girdiği tarih çok eskiye gitmiyorsa,
“büyük ünlü uyumu” dıĢında kalmıĢtır. Yine alıntı kelimelerin sıklığı ve ünlü
uyumuna bağlanması Ģehir ağızlarıyla köy ağızları arasında, okur – yazar
kesimle yazma okuması olmayan kiĢiler arasında da farklılık göstermektedir.
Köy ağızlarındaki alıntı kelimelerin kullanım sıklığı Ģehir ağızlarına göre daha
düĢüktür. Ünlü uyumu bakımından da köy ağızları Ģehir ağızlarından daha
ileri düzeydedir. Okuma yazması olmayan kiĢilerin de yabancı kökenli kelime
56
kullanımı okur –yazar kiĢilere göre daha düĢük düzeyde olup alıntı
kelimelerdeki ünlü uyumuna uymaları da okur – yazar kesimden daha
geliĢmiĢtir. Halhal ağızlarındaki yabancı kelimelerin büyük çoğunluğu Arapça
ve Farsça kökenlidir. Ancak Arapça kökenli kelimelerle çok eskiden alınmıĢ
Farsça kelimeler, ünlü uyumuna bağlanırken Farsçada son zamanlarda
üretilen ve Halhal ağızlarına yeni yeni girmeye baĢlayan kelimeler ünlü
uyumu dıĢında kalmıĢtır.
3.1.1.3.1. Gerileyici BenzeĢtirme Yoluyla
Alıntı kelimelerin gerileyici ünlü benzeĢtirmesiyle büyük ünlü uyumuna
bağlanması, Anadolu ağızlarından Doğu Grubu Ağızlarının özelliğidir.82
Halhal
ağızlarında
da
bir
kısım
alıntı
kelimelerin
gerileyici
ünlü
benzeĢtirmesiyle büyük ünlü uyumuna bağlandığı görülmektedir: eciz (< Ar.
āciz) (29–35); çarşamba (< Far. çehār-şenbe) (7–1); qefle (< Ar. qāfile) (17–
73); hiner (< Far. honer) (18–193); middet (< Ar. muddet) (18–240); rübéyt
“çarşaf” (< Far. rūbend) (17-295); söhbet “sohbet” (22–69); yaxçal
“buzdolabı” (< Far. yexçāl) (12–102).
3.1.1.3.2. Ġlerleyici BenzeĢtirme Yoluyla
Halhal ağızlarında yabancı kelimelerin büyük ünlü uyumuna bağlanması
ağız bölgelerine göre farklılık göstermektedir. Arapçadan alıntı el‟ān kelimesi
Kivi ağzında gerileyici benzeĢtirmeyi (alan) gösterirken HiĢeyin ağzında
ilerleyici ünlü benzeĢtirmesine girerek elen biçimini almıĢtır. Ancak Halhal
ağızlarının tamamında ilerleyici ünlü benzeĢtirmesi, Batı Grubu Anadolu
Ağızları‟nda olduğu gibi83 gerileyici ünlü benzeĢtirmesinden daha güçlüdür.
Özellikle HiĢeyin ağızlarında yabancı kelimelerin büyük bir bölümü ilerleyici
benzeĢtirme yoluyla büyük ünlü uyumuna bağlanmaktadır: elen (< Ar. el’ān)
(8-4); xereb (< Ar. xerāb) (1–230); merdüm (< Far. merdom) (7–2); bilexere
82
83
Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, TDK Yayınları / 630, Ankara, 1996, s. 56.
Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, 115.
57
(< Ar. bilāxire) (6–123); xastäqarı “kız isteme” (< Far. xāstéqārî) (29–3);
müselmen (1-3) qānını “kanunu” (Ar. qānūn) (29-330).
3.1.1.3.3. Alıntı Kelimelerde Ünlü Uyumunun Yarım Kalması
Alıntı kelimelerin bir kısmında kalınlık – incelik uyumunu halen
tamamlanmıĢ değildir:
ähvalat
(6-31) (< Ar. ehvālāt); bähanalarına
“bahanelerine” (6–85) (< Far. behāne);
saxtĭmansāzi “inşaat işleri” (26–76)
(< Far. sāxtomān-sāzî).
3.1.2. Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu
Elimizde bulunan Eski Türkçe ve Eski Oğuz Türkçesi metinlerinde
düzlük – yuvarlaklık uyumunun bulunmadığı görülmektedir. “Yuvarlaklık –
düzlük bakımından vokal uyumunun Türkçenin ilk devirlerinden beri
umumîleĢip sağlam kaideler olarak ortaya çıkmadığı malûmdur.”84 Eski Oğuz
Türkçesinde de bu düzlük – yuvarlaklık uyumsuzluğunun devam ettiği
bilinmektedir.85 Halhal ağızları düzlük – yuvarlaklık bakımından Eski Oğuz
Türkçesiyle Eski Türkçeden çok ileri bir aĢamadadır. Hatta kimi durumlarda
kök – ek arasındaki düzlük – yuvarlaklık uyumunun, Türkiye Türkçesinden
bile ileri aĢamaya geçtiği görülmektedir. Ancak aynı kelimede ilerleyici ve
gerileyici ünlü benzeĢtirmesinin [bını (28–63); bunu (29–16)] birlikte oluĢması
tek Ģekilliliğin ortadan kalkmasını, bir kelimenin birden fazla
Ģekle sahip
olmasını da beraberinde getirmiĢtir. Örneğin Kivi köylerinden Ilhıçı ağzında
bu iĢaret zamirinin ilerleyici benzeĢtirmeden meydan gelen “bunu” (29–137)
Ģeklinin yanında, gerileyici benzeĢtirmeye uğramıĢ “bını” (29–149) biçiminin
de aynı kiĢi tarafından söylendiği tespit edilmiĢtir: bını (29–149) (< EOT.
bunı); bunu (29–137) (< EOT. bunı); bının “bunun” (< EOT. bunuŋ (29–147);
bunun (< EOT. bunuŋ) (29–36).
84
85
Faruk Kadri Timurtaş, s. 43.
Age., s. 43.
58
AĢağıdaki çizelgede Halhal ilinden derlediğimiz metinlerde kullanılan
bu iĢaret zamirinin düzlük – yuvarlaklık uyumuyla ilgili yüzdelik diliminin
incelenmesi, düzlük - yuvarlaklık bakımından Halhal ağızlarının genel
durumuyla ilgili bir örneklemeyi yansıtmaktadır:
Düzlük – Yuvarlaklık Uyumu
Gerileyici BenzeĢtirme
Düzlük – Yuvarlaklık Uyumsuzluğu
Ġlerleyici BenzeĢtirme
belirtme ekiyle
ilgi ekiyle
belirtme ekiyle
ilgi ekiyle
belirtme ekiyle
ilgi ekiyle
bını
bının
bunu
bunun
bunı
bınun
112
78
64
70
7
11
190 (%56)
134 (%39)
324 (%95)
18 (%5)
18 (%5)
342
bu ĠĢaret Zamirinin b’li ġekillerinde Düzlük – Yuvarlaklık Oranı
EOT. bunı, bunuŋ > HA. bını, bının; bunu, bunun
59
bu ĠĢaret Zamirinin m’li ġekillerinde Düzlük – Yuvarlaklık Oranı
EOT. bunı, bunuŋ > HA. Mını, mının, munu, munun
Düzlük – Yuvarlaklık Uyumu
Gerileyici BenzeĢtirme
Düzlük – Yuvarlaklık Uyumsuzluğu
Ġlerleyici BenzeĢtirme
belirtme ekiyle
ilgi ekiyle
belirtme ekiyle
ilgi ekiyle
belirtme ekiyle
ilgi ekiyle
mını
mının
munu
munun
munı
munun munın
61
41
66
71
3
102 (%42)
137 (%56)
1
1
5 (%2)
239 (%98)
5 (%2)
243
bu ĠĢaret Zamirinin b’li ve m’li ġekillerinde Düzlük – Yuvarlaklık Oranı
Düzlük – Yuvarlaklık Uyumu
Düzlük – Yuvarlaklık Uyumsuzluğu
b‟li Ģekiller
m‟li Ģekiller
b‟li Ģekiller
m‟li Ģekiller
342 (%58)
243 (42)
18 (%78)
5 (%22)
585 (%96)
23 (%4)
608
Yukarıdaki örneklemede de görüldüğü gibi Halhal ağızlarında bunu,
bunun kelimelerinde yüzde doksan altılık düzlük – yuvarlaklık uyumu
hâkimdir. Ancak, aynı kelimenin aynı ekle ilerleyici ve gerileyici ünlü
benzeĢtirmesine maruz kalması birkaç Ģekilliliğe neden olmaktadır. Eski
60
Oğuz Türkçesinde düzlük – yuvarlaklık uyumu bulunmayan birçok ekin
Halhal ağızlarında dudak uyumuna girdiği görülmektedir.
Eski Oğuz Türkçesinde isim fiilinin duyulan geçmiĢ zaman eklerinin
sadece ince – düz - dar (-imiĢ) Ģekilleri mevcuttur.86 Halhal ağızlarında
yuvarlak ünlülü isimlerin etkisiyle isim fiilinin düz ünlülü duyulan geçmiĢ
zaman eki, ilerleyici benzeĢtirme sonucunda yuvarlaklaĢıp düzlük –
yuvarlaklık uyumuna girerek -ımıĢ, -imiĢ; -umuĢ, -ümüĢ (< EOT. – imiĢ)
Ģekilleri oluĢmuĢtur: uşağ ımışam (3–38); var ımış (6-132); resm imiş (6–
211); yox umuş (6–386).
Eski Oğuz Türkçesinde sadece ince – düz – dar ( -idi-) Ģekli bulunan87
isim fiilinin görülen geçmiĢ zaman ekinin, Halhal ağızlarında düzlük –
yuvarlaklık uyumuna girerek düz ünlülü Ģekillerinin yanında –udu-, -üdüyuvarlak Ģekilleri de ortaya çıkmıĢtır. HiĢeyin köy ağızlarından Berende,
Nüdü, Kemer ağızlarında isim fiilinin görülen geçmiĢ zaman ekinin ince –
yuvarlak (-üdü) Ģeklinin yanı sıra bütün Halhal ağızlarında kalın – yuvarlak (udu) Ģekli tespit edilmiĢtir: yox udu (9–23); yoxsul udu (30–1444); yoxumuz
udu (3–44); Tür'k üdü (1–48); 'günüz üdü (9-25).
Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz - geniĢ Ģekilleri bulunan –ma-,
-me- olumsuzluk ekinin88 Halhal ağızlarında düzlük – yuvarlaklık uyumu
bağlamında –mu-, -mü- yuvarlak Ģekilleri de ortaya çıkmıĢtır. –mA- > -mUdeğiĢiminin ortaya çıkmasındaki birinci koĢul fiilin yuvarlak ünlülü olmasıdır:
görmüyele “görmeyeler” (29–43); qoymuyacağ (1-410); sürmür “sürmüyor”
(32–43); olmur “omuyor” (26-107).
Ġkinci koĢul, zaman ekinin ünlüyle baĢlamıĢ olmasıdır: görmüyele
“görmeyeler” (29–43); qoymuyacağ (1-410); sürmür “sürmüyor” (< sür-me-yir) (32–43).
86
Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 130.
Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 130.
88
Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 128.
87
61
Ancak, Halhal ağızlarından HiĢeyin ağzı(-éyr ağzı)‟yla Hımıs ağzı(-ér
ağzı)‟ında Ģimdiki zaman eki, ünlüyle baĢladığı hâlde –mA- > -mU- değiĢimi
görülmemektedir. Nedeni de –Ir, -Ur ağızlarında Ģimdiki zaman eki, düzlük –
yuvarlaklık ve kalınlık – incelik uyumuna girdiği hâlde –éyr ve –ér ağızlarında
Ģimdiki zaman ekinin tek Ģekilli olmasıdır: alméyram (1-513); aparér (6-99);
görér (6-380); üşéyrem “üşüyorum” (1-750); (< üşü-y-éyr-em).
Düzlük - yuvarlaklık uyumuyla ilgili bir diğer geliĢme de son çekim
edatlarından için edatında görülmektedir. Eski Oğuzca metinlerde için edatı
içün Ģeklinde kaydedilmiĢtir89. Bu edat, Halhal ağızlarında bazen çekime
girdiği kelimenin ünlüsünün etkisinde kalarak düzlük – yuvarlaklık ve kalınlık incelik ünlü uyumuna girmektedir: on uçun “onun için” (30-824); biz için “bizim
için” (1-234); bılar ıçın (6-125).
Hatta bazen birinci ünlüsünü de düĢürerek –çın, -çin, -çun, -çün
Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır: bun çun “bunun içün” (18-294); men çin “benim için”
(18-384); on çun “onun için” (17-504); özü çün “özü için” (30–777).
Eski Oğuz Türkçesinde ilgi ekinin “ünlüsü dâimâ dar - yuvarlaktır,
“dudak uyumu”na uymaz”.90 Halhal ağızlarında da Eski Oğuz Türkçesinde
olduğu gibi düz ünlülü isimlerle birlikte yuvarlak ünlülü ilgi ekleri [senün (30867); qızınun (30–900)] kullanılmaktadır. Ancak, ilgi ekinin eski Ģekillerinin
yanında düzlük – yuvarlaklık uyumuna bağlanmıĢ örneklerini de görmek
mümkündür: arxın (1–151); ağanın(2–67); senin (6–75); qarnın (6–368).
Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz – dar (“+ (y) I”)91 Ģekilleri bulunan
belirtme ekleri, Halhal ağızlarında tamamıyla düzlük – yuvarlaklık uyumuna
girmiĢ durumdadır: dürbünü götürüm “dürbünü götürdüm” (30–118); quzunu
qōza “kuzunu kaldır” (11–126); onu Allah bize yétirib (30-145).
Halhal ağızlarında 1. Ģahıs iyelik ekleriyle teklik 3. Ģahıs iyelik eklerinin
düzlük – yuvarlaklık uyumuna girdiği görülmektedir. Eski Oğuz Türkçesinde
dâima yuvarlak ünlülü olan teklik 1. Ģahıs ekinin yardımcı ünlüsüyle çokluk
89
Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 122.
Gürer Gülsevin, age, s. 25.
91
Age., s. 31.
90
62
birinci Ģahıs iyelik ekinin ünlüsü,92 Halhal ağızlarında düzlük-yuvarlaklık
uyumuna girmiĢ vaziyettedir: adım (30-1030); başım (17–129); elimizden (279); qızım (4-10); işimiz (6-499); uşağımız (12-20); bacımız (12-26).
Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz ünlülü olan teklik 3. Ģahıs iyelik 93
eklerinin de düzlük –yuvarlaklık uyumu bağlamında yuvarlak Ģekillerinin
ortaya çıktığı görülmektedir: kürekennerün boynuna “damatlarının boynuna”
(1-434); gözü (1–738); Türküsü (18–213); yuxusu “uykusu” (6-333).
Eski Oğuz Türkçesindeki –ayın, -eyin teklik 1. Ģahıs emir eki,94 bütün
Halhal ağızlarında birinci hecesini düĢürerek –ım, -im; -um;, -üm Ģeklinde
düzlük yuvarlaklık uyumuna girmiĢ durumdadır: déyim (8–25); durum(11230); görüm (15–3); olmıyım (30-872).
3.1.2.1. Düzlük-Yuvarlaklık Uyumunun Bozulması
Eski Oğuz Türkçesinde teklik 3. Ģahıs emir ekleriyle çokluk 2. Ģahıs
emir eklerinin sadece yuvarlak ünlülü Ģekilleri (-sun, -sün; -uŋ, -üŋ, -uŋuz, üŋüz) bulunmaktadır.95 Halhal ağızlarında söz konusu eklerin düzlük –
yuvarlaklık uyumu dahilinde düz ünlülü ( –sın, -sin; -ın, in) Ģekilleri oluĢsa da
Eski Oğuz Türkçesinin hatırası olarak HiĢeyin köylerinden Berende, ağzıyla
Halhal merkez köylerinden Hımıs, Kızıldere ağızlarında düz ünlülü fiillerde
yuvarlak ünlülü eklere rastlamak mümkündür: aparun (30–18); ba'sun (1–
790); dilesun (1–736); vérsün (1–842).
Halhal ağızlarında düzlük – yuvarlaklık uyumunun bozulduğu bir diğer
durum da görülen geçmiĢ zaman ekleriyle ilgilidir. Eski Oğuz Türkçesinde
görülen geçmiĢ zaman eki, teklik ve çokluk 1. ve 2. Ģahıslarda daima
yuvarlak ünlülüdür.96 Halhal ağızlarında da görülen geçmiĢ zaman çekiminde
teklik ve çokluk 2. Ģahıs ekleri daima yuvarlak ünlülü olup dudak uyumuna
92
Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 81-82.
Faruk Kadri Timurtaş, age. s. 81-82.
94
Age., s. 147.
95
Age., s. 147.
96
Age., s. 138.
93
63
uymamaktadır: danışdun (1-885); yapışdun (30 –1509); bilmedüz (28– 67);
gétdüz (1–1224).
Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer dudak uyumsuzluğu Ģart
ekleriyle ilgilidir. Eski Oğuz Türkçesinde Ģart eki –sa, -se Ģeklindedir.97 Halhal
ağızlarında teklik ve çokluk 2. Ģahıslara getirilen Ģart eki dâima yuvarlaktır.
Düz ünlülü fiil tabanlarına getirilen –su, -sü; -sö (< -sa, -se) yuvarlak ünlülü
Ģart ekleri, düzlük – yuvarlaklık uyumunun bozulmasına neden olmaktadır:
açsun qaza geler “açsan gıda gelir” (17-393); barmağun qoyun üssüne, her
birin pesend élesǖz “hangisini beğenseniz, parmağınızı üstüne koyun” (1–
259); dersün, barmaqlarun tökü'ler “toplasan parmakların dökülür” (17-45);
eger sağalt'sun, bu qızımı vereceem sene “kızımı sağaltsan, sana
vereceğim” (29-69); her ne destür vérsüz, men o işi encam vérem “her ne
destur verseniz, ben onu yapayım” (27–51); her yana aparsun apar “nereye
götürürsen götür” (30–524); mene icaze vérsün, bi gédem “bana izin versen
gideyim” (1–842); qızların üstüne atabilme'sön; qızlardan sora dullar
geleller, yanı o adamlar ki eri ölüp ya xéyir boşanıb, olar gelelleŗ; oları da
intixab élesün; xilese atıpsan (29-234-236); sen sirrün bize dé'sön, şam
yiyecik; démesön, yiyen döyrük “sen, sırrın bize desen, akşam yemeği
yiyeceğiz; demesen yiyen değiliz” (30-866).
Eski Oğuz Türkçesinde zamir kaynaklı çokluk 2. Ģahıs ekleri ( -sız, -siz)
düz ünlülüdür98. Halhal ağızlarının tamamında zamir kaynaklı çokluk 2. Ģahıs
ekleri, yuvarlak olduğundan düzlük – yuvarlaklık uyumuna uymamaktadır:
éliyesüz (1–135); göresüz (1–319); getiripsüz (1–384); bitersǖz (1–643).
Eski oğuz Türkçesinde görülen geçmiĢ zaman eki, teklik ve çokluk 3.
Ģahıslarda daima düz ünlülüdür. Bu ekin, Halhal ağızlarında düzlük –
yuvarlaklık uyumu dahilinde yuvarlak Ģekilleri ortaya çıkmıĢ durumdadır.
Ancak az da olsa Berende, Hımıs, Ilxıçı, Kızıldere ağızlarında Eski Oğuz
97
98
Age., s. 149.
Age., s. 140.
64
Türkçesinde olduğu gibi yuvarlak ünlülü fiillerde düz ünlülü eklerin kullanıldığı
görülmektedir: gördi (17–12); qoydı (1–730); oldı (19–216); öldi (29–325).
3.1.3. Darlık – GeniĢlik Uyumu
ÇalıĢma sahamızda birkaç kelimede ünlü benzeĢtirmesi sonucu
meydana gelen darlık – geniĢlik uyumu dıĢında herhangi bir darlık – geniĢlik
uyumuna rastlamadık: çağat “çıkart” (17–186); çağatdı “çıkarttı” (29–115);
şeherden (1-295).
3.2. BenzeĢtirme
3.2.1. Ünlü BenzeĢtirmeleri
3.2.1.1. Ġlerleyici BenzeĢtirme
Ġlerleyici ünlü benzeĢtirmesi, kelimedeki bir ünlünün kendisinden sonra
gelen ünlüleri kendisine benzeĢtirmesi hadisesidir. Ünlü benzeĢtirmeleri, aynı
zamanda kalınlık – incelik, düzlük – yuvarlaklık, geniĢlik – darlık ünlü
uyumlarına da neden olmaktadır.
3.2.1.1.1. –a > -ı, -u değiĢmesi yoluyla
Halhal ağızlarından Halhal merkez ağzı(-Ir, -Ur)‟nda Eski Oğuz
Türkçesinde sadece düz Ģekilleri bulunan –ma-, olumsuz ekinin Ģimdiki
zaman çekimlerinde ilerleyici benzeĢtirme sonucu –mı-, -mu- Ģekilleri ortaya
çıkmıĢtır: doymuram “doymuyorum” (30-1240); qoymur “koymuyor” (30-121);
oxumuram “okumuyorum”(30–298); olmur “olmuyor” (26–107); olmuram
“olmuyorum” (30-17).
3.2.1.1.2. e > -i, -ü değiĢmesi yoluyla
Halhal ağızlarından Halhal merkez ağzı(-Ir, -Ur)‟nda –me-, olumsuz
ekinin de Ģimdiki zaman çekimlerinde ilerleyici benzeĢtirme sonucu -mi-; -mü-
65
Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır: görükmür “gözükmüyor” (30-1238); öldürmürem
“öldürmüyorum” (30-948); 'sürmür “sürmüyor” (32–43).
3.2.1.1.3. i > ü değiĢmesi yoluyla
Halhal ağızlarında ilerleyici ünlü benzeĢtirmesi sonucu ortaya çıkan bir
diğer ünlü değiĢmesi de i > ü değiĢmesidir. Türkçede isimden isim yapan –
ça, -çe ekinin Arapça karĢılığı olan –î eki, Türk kelimesinde ilerleyici
benzeĢtirme sonucu –ü ( < î ) ünlüsüne dönüĢmüĢtür: Türkü’dü “Türkçedir”
(6–106); Türküsü “Türkçesi” (18-213).
Halhal merkez ağzında ken zarf-fiil eki, ünlü birleĢtirmesinin yanı sıra
ilerleyici ünlü benzeĢtirmesine de uğramıĢtır: sahatakan “saate iken”(26–23).
3.2.1.2. Gerileyici BenzeĢtirme
Gerileyici ünlü benzeĢtirmesi, bir ünlünün kendisinden önce gelen
ünlüleri kendisine benzetmesi demektir. Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz
gerileyici ünlü benzeĢmesiyle ilgili örneklerin bir kısmı Türkçe kelimelerin kök
ünlüleriyle ilgilidir.
3.2.1.2.1. a > o değiĢmesi yoluyla
Fransızca balkon (< balcon) kelimesi, HiĢeyin ilçesine bağlı Berende
ağzında gerileyici ses benzeĢtirmesine uğrayarak bolqunda Ģeklinde düzlük –
yuvarlaklık ünlü uyumuna girmiĢtir: bolqunda (1–949).
3.2.1.1.2. e > a
Halhal ağızlarında ne soru sıfatı, vakit ve kadar kelimeleriyle
kullanıldığında ilerleyici benzeĢtirmeye uğramaktadır: naxada “ne kadar” (30–
1432); navax “ne vakit” (1-594).
66
3.2.1.2.3 e > o değiĢmesi yoluyla
e > o ünlü benzeĢtirmesi ne soru edatının oldu kelimesiyle birlikte
kullanıldığında tespit edilmiĢtir: no oldu “ne oldu” (6–27); no oluf “ne olmuş”
(6–85).
3.2.1.2.4. ı > a değiĢmesi yoluyla
Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzıyla Kivi köylerinden Ilxıçı
ağzında çıkartmak kelimesinin ilk ünlüsü gerileyici ünlü benzeĢtirmesi sonucu
geniĢlemiĢtir. Tabii ki bu ünlü geliĢmesinde geniĢletici özelliği olan ğ
ünsüzünün de etkisi vardır: çağat “çıkart” (17–186); çağatdı “çıkarttı” (29–
115); çağadér “çıkartıyor” (17-498).
3.2.1.2.5. o > ö değiĢmesi yoluyla
o > ö değiĢmesi, o iĢaret zamirinin bile “böyle” zarfıyla cür “gibi, tür”
kelimesiyle yana yana geldiğinde görülmektedir: öbile “o kadar” (< o bile)
(11–22); öcür “öyle” (< o cür ) (12-89).
3.2.1.2.6. u > ı değiĢmesi yoluyla
u ünlüsünün ı ünlüsünden etkilenerek gerileyici benzeĢtirme sonucu
düzleĢmesi, en fazla bu zamiriyle alakalıdır. bu zamirinin –dan, -den ayrılma,
-da, -de bulunma ve –a, -e yaklaĢma eklerinin gerileyici benzeĢtirmesi
sonucu düzleĢtiğini, bütün Halhal ağızlarında görmek mümkündür: bıra “bura”
(12–93); bırda “burada” (12–104); bırdan “buradan” (14–8).
bu zamirinde meydana gelen gerileyici ünlü benzeĢtirmesindeki bir
baĢka etken de arkaik Ģeklini muhafaza eden –nı belirtme ekidir: bını “bunu”
(15–51).
Xalxal merkezle merkez köylerinden Hımıs, Kızıldere ağızlarıyla Kivi
köylerinden Ilıxıçı ağzında burak- kelimesi, Halhal merkez köylerinden Buruç
67
ağzında da bulaq kelimesinin kök ünlüsü gerileyici ünlü benzeĢtirmesi sonucu
düzleĢerek bırak- ve bılax olmuĢtur: bılaxdan (27-39); bırax (19 – 100);
bıraxır (27 – 115); bıraxtım (30 – 1434); bıraxacax ( 1 – 954).
3.2.1.2.7. u > ü değiĢmesi yoluyla
u > ü benzeĢtirmesi, bir zaman zarfı olan bugün kelimesinde
görülmektedir: büyün (15-37); büyünün (11–250).
Türkçe bu zamiriyle Farsça cür (< cūr99 “biçim, tür”) zarfından meydana
gelen bücür “böyle” kelimesinde de u > ü ünlü benzeĢtirmesi meydana
gelmiĢtir: bücür “böyle” (15–13); bücürü “böylesi” (19–132).
3.2.1.3. Gerileyici ve Ġlerleyici BenzeĢtirme Yoluyla
Ġlerleyici ve gerileyici ünlü benzeĢtirmesine uğrayan kelimeler, genelde
üçten fazla hecesi olan yabancı kökenli kelimelerdir: bilexere (6–123) (<Ar.
bilāxire; çarĢamba (< çehārĢenbe) (7–1); çerşembe “çarşamba” (< Far.
çehârşenbe) (5-37).
Erzurum kelimesi de Hımıs ağzında gerileyici – ilerleyici ünlü
benzeĢtirmesi sonucu kalınlık – incelik ve düzlük – yuvarlaklık ünlü uyumuna
girerek Arzırım (19–123) olmuĢtur.
3.2.2. Ünsüz BenzeĢtirmeleri
Ünsüz benzeĢtirmesi; bir ünsüzün, bulunduğu kelimenin öteki
ünsüzlerinden etkilenerek değiĢime uğramasıdır. Özellikle bir dilin yazı dili
olarak kullanılmadığı, sadece konuĢma düzeyinde yaĢadığı ortamlarda ünsüz
benzeĢtirmelerinin epeyce ilerlediğini görmek mümkündür. Bunun nedeni,
99
Hesen Emid, Ferheng-e Farsî-ye Emid “Emid‟in Farsça Sözlüğü”, Emir Kebir Yayınları, Tahran,
2004.
68
kendi alt ağızları için bir uyarıcı ve denetleyici nitelikte olan muhafazakar yazı
dilinin bulunmamasıdır.
Türkçenin yazı dili olarak kullanılmadığı Ġran‟da, Türkçe konuĢanlar
için dilin kullanımında bir ölçüt bulunmamaktadır. Bu durum da Ġran‟daki
Türkçenin bütün ses hadiselerine kucak açtığına, Batı Türkçesinin yazı
geleneğinden epeyce uzaklaĢmasına neden olmaktadır. Halhal ağızlarında
ünsüz benzeĢtirmeleri, çok ileri bir aĢamadadır. l ünsüzü ile baĢlayan bütün
ekler (-la-, -le-; -lı, -li, -lıq, -lik; -lar, -ler), çekime girdikleri kelimenin son
ünsüzünün ilerleyici benzeĢtirmesine uğramaktadırlar. Örneğin n ünsüzü ile
biten isimlere gelen çokluk ekleri dâima n‟li (-nar, -ner), d ünsüzüyle biten
isimlere gelen çokluk ekleri de her zaman için d‟li (-dar, -der)‟dir.
3.2.2.1. Ġlerleyici BenzeĢtirme
3.2.2.1.1. -dl- > -dd-dl- > -dd- benzeĢtirmesi, l ünsüzüyle baĢlayan eklerle (–lar, -ler; –lı, -li;
–la-, -le-) d ünsüzüyle biten isimler arasında görülen bir ünsüz
benzeĢtirmesidir: abaddadıx “yaşanılabilir hâle getirdik” (< Far. Tür.
âbâd+la-dıx) (2–10); addarın (1–637); addı “adlı” (6–392); arvaddarı
(17–107); derāmedderi “gelirleri” (< Far.Tür. derâmed “gelir” +leri) (26–
111); divzaddarın “devden olanların” (1–634); séyiddere (15–84);
seyyaddığa “balıkçılığa” (2–30); zaddarı “eşyaları” (2–44).
3.2.2.1.2. -md- > -mn-md- > -mn- ünsüz benzeĢtirmesi; -dan, -den çıkma eklerinde
görülmektedir. –dan, -den çıkma ekleri, m ünsüzüyle biten isimlerle çekime
girdiklerinde –md > -mn ünsüz benzeĢtirmesi ortaya çıkmaktadır: acığımnan
(6–17); barmağımnan (6–107); damnan (17–125); dedemnen (17–235);
elimnen (19–34); fikrimnen (2–25); hamamnan (3–53); xanımnan (30–881);
69
qızımnan (1–1210); qorxumnan (1–206); kiprigimnen (6–179); nenemnen
(17–235); yadımnan (6–40); yoldaşlarımnan (14–9).
3.2.2.1.3. -ml- > -mnÖrneklerine az rastladığımız bu ünsüz benzeĢtirmesi de –la vasıta
ekiyle –lar, -ler çokluk eklerinin, m ünsüzü ile biten isimlerle çekime girdiği
sırada meydana gelmektedir: enamnar “bahşişler” (1–457); damnarun
“çatıların” (7–3); özümne “kendimle” (1–566).
3.2.2.1.4. - nd- > -nn–
Halhal ağızlarında en çok görülen ilerleyici ünsüz benzeĢtirmesi, n
ünsüzüyle biten kelimelere gelen –dan, -den çıkma ekiyle ilgilidir. Çıkma
ekinin ilk ünsüzü, n ünsüzü ile biten kelimenin etkisiyle her zaman için n
ünsüzüne dönüĢür: bacasınnan (5–40); balasınnan (17–37); başınnan (17–
130); bunnan (17–323); dağlarınnan (15–112); dedesinnen (17-502); günnen
(18–374); işinnen (26–74); qolunnan (1–62); onnan (2–21); özünnen (11–
168); sennen (17–252); üstünnen (18–24); yalannan (18–197).
3.2.2.1.5. -nl- > -nnBütün Halhal ağızlarında rastladığımız ünsüz benzeĢtirmelerinden biri
de –nl-, -nn- ünsüz benzeĢtirmesidir. Ġsimden isim yapan –lı, -li; -lıq, -lik (-lıx,
-lig) ekleri, –lar, -ler çokluk ekleri ile isimden fiil yapan –la, -le eklerinin ilk
ünsüzü, n ünsüzüyle biten bir kelime ile çekime girdiklerinde l ünsüzü,
ilerleyici benzeĢtirme yoluyla n ünsüzüne dönüĢmektedir: cavannığ (25–36);
çimennik (17–32); çinnéyib “üst üste koymuş” (1–90); éşidenneri (17-208);
qarannıxda (18–447); xurcunnarı (17-8); palannı “eğerli” (1-323); paylıyannarı
(15–44); şannıx “şenlik” (16–16); Téhrannıın “Tahranlının” (26–52); tünnedi
“fırlattı” (30–680); vijdannı (11-249); yoğunnuğa (29–306).
70
–nl-, -nn- ünsüz benzeĢtirmesini, bir de –la, -le vasıta ekinden geliĢen
–lan, -len eklerinde görmekteyiz: bizinen “bizimle” (1–578); gavaléyna “büyük
sepetle” (3–29); odunnan “odunla” (17-382).
Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında mühendis kelimesi de
–nd- > -nn- ünsüz benzeĢtirmesine uğramıĢtır: mühennisden “mühendisten”
(30–283).
3.2.2.1.6. -pm- > -pbHalhal merkez (Hiro) ağzıyla, merkez köylerinden Kızıldere, HiĢeyin
köylerinden Berende ve Nüdü ağızlarında karĢılaĢtığımız –pm- > -pb- ünsüz
benzeĢtirmesi, sadece tap- fiilinin m ünsüzüyle baĢlayan eklerle (-mıĢ, -ma, maq) çekime girdiği sırada meydana gelmektedir: tapbağ (26–66); tapbasuz
(1–1000); tapbışam (1–1011); tapbışdı (6–308).
Bu ünsüz değiĢimiyle ilgili tespit ettiğimiz bir baĢka örnek, köp- fiili ile
ilgili olup sadece Halhal merkez köylerinden Buruç ağzında geçer. pilav
anlamında kullanılan köpbe kelimesinin köp- fiili ile fiilden isim yapan –ma
ekinden türediğini tahmin ediyoruz: köpbesi (27–29).
3.2.2.1.7. -rl- >- rrHalhal ağızlarında bol miktarda örneği bulunan bir diğer ünsüz
benzeĢtirmesi, de –rl- > -rr- benzeĢtirmesidir. Bu benzeĢtirmede de l
ünsüzüyle baĢlayan ekler (-lar, -ler; -lı, -li; -la-, -le), çekime girdikleri kelimenin
son ünsüzüne benzemektedirler: ağurruğunca “ağırlığınca” (1–778); cürreşib
“birlikte olmuş” (6-101); düktürrer (1–757); fırrandı “dolandı” (1–113);
korruxlar “sıkıntılar” (9–58); mēmurrar (29–278); menzurrarı “amaçları” (3–
15); neferreri “kişileri” (6–502); oğurruğ (6–337); oğurru (6–432); şeherreri
(1–938); şehperreri “ana kanatları” (1–1171); yérrer (11–49).
71
3.2.2.1.8. -sl- > -ssHiĢeyin köylerinden Berende ağzında görülen –sl- > -ss- ünsüz
benzeĢtirmesi, isimden isim yapan -lik ekiyle s ünsüzüyle biten bir kelimede
tespit edilmiĢtir: mürexessik (1–811).
3.2.2.1.9. -st- > -ssYaygın olmayan -st- > -ss- ünsüz benzeĢtirmesi, birkaç kelimenin kök
ünlüsünde tespit edilmiĢtir. Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzıyla HiĢeyin
köylerinden Berende ağzında üst kelimesinde tespit ettiğimiz –st- > -ssünsüz benzeĢtirmesinin bir diğer örneği de yine Berende ağzında geçen
istekan kelimesiyle ilgilidir: issekannarı “bardakları” (< Rus. istakan) (1–675);
üssüne “üstüne” (18–193); üssünde “üstünde” (1-640).
-st- > -ss- ünsüz benzeĢtirmesinin meydana geldiği bir baĢka örnek de
sadece Kızıldere ağzında geçen istifade kelimesiyle ilgilidir: issifāde (< Ar.
(istifâde) (30–685).
3.2.2.1.10. -Ģl- > -ĢdTek bir örneğini tespit ettiğimiz –Ģl- > -Ģd- benzeĢtirmesi, Kivi
köylerinden Ilhıçı ağızlarında tespit edilmiĢtir: işderden “işlerden” (29-105).
3.2.2.1.11. -tl-, -dl- > -td-, -ttBu ünsüz benzeĢtirmesi de –lar, -ler çokluk ekinin t ile biten isimlerle
çekime girdiği sırada meydana gelmektedir: atdarı (1- 1028); itteri (14–17);
ketterde (11–276); kilitdidi (17–11); meçitder (15–109); otdar (16–3);
rehmetdig (15–72); sütderi (13–33).
72
3.2.2.1.12. -zl- > -zd-zl- > -zd- benzeĢtirmesi; Kivi köylerinden Ilhıçı ağzında geçen bir ünsüz
benzeĢtirmesidir: qızdarın “kızların” (29–243).
3.2.2.2. Gerileyici BenzeĢtirme
3.2.2.2.1. -dc- > -ccBu ünsüz benzeĢtirmesi, iki alıntı kelimede tespit edilmiĢtir: beccins
“soyu bozuk” (< Far. Ar. bed + cins) (17–61); bucce “bütçe” (11–237);
boccäm “bütçem” (30–83).
3.2.2.2.2. -ds- > -ssSadece
Berende
ağzında
geçen
bir
ünsüz
benzeĢtirmesidir:
ḳārimessen “memursun” (< Far. ḳār-mend “memur”) (1–603).
3.2.2.2.3. -hv- > -fvBerende ağzında geçen bir ünsüz benzeĢtirmesidir: afvalatdı “durum” (<
Ar. Ehvālāt) (1–538).
3.2.2.2.4. -ls- > -ssBütün Halhal ağızlarında rastladığımız bir diğer ünsüz benzeĢtirmesi,
–ls- > -ss- benzeĢtirmesidir. Bu ünsüz benzeĢtirmesi, l ünsüzüyle biten
fiillerin teklik 3. Ģahıs emir çekimlerinde tespit edilmiĢtir: dağıssın “dağılsın”
(6–105); gessin “gelsin” (30–703); ossun (30–1431).
3.2.2.2.5. -nr- > -rrBu benzeĢtirme, Kivi merkez ağzında geçen bir ünsüz benzeĢtirmesidir:
soxerrannığ “nutuk söylemek” (< Far. Tür. soxenrânî “nutuk” +lığ) (11– 191).
73
3.2.2.2.6. -rl- > -llBu ünsüz benzeĢtirmesinde r geniĢ zaman eki, kendisinden sonra gelen
çokluk 3. Ģahıs ekinin (-lar, -ler) l ünsüzüne dönüĢmektedir: alılla (26 – 41);
aparıllar (29–284); géçinélle (15–3); qazılla (27–10); otuzdurélla (17–76);
oturélla (15–18); tapılla (26–41); yatmıllaŗ (27–19).
3.2.2.2.7. -Ģc- > -cc–Ģc- > -cc- benzeĢtirmesi, HiĢeyin merkez, Kivi köylerinden Kümük ve
Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında geçer: yavaccalı “yavaşça” (<
yavaş-ça-lı) (2–68).
3.2.2.2.8. -tç- > -ççSadece HiĢeyin köylerinden Berende ağzında tespit edilmiĢtir: cüççü,
“çiftçi” (< Far. Tür. coft+çı) (1–1039).
3.2.2.2.9. -ts- > -ssBu benzeĢtirme, t ile biten fiillerle ilk ünsüzü s olan ekler arasında
meydana gelmektedir. Bu benzeĢtirmede fiillerin sonundaki t ünsüzü, teklik 3.
Ģahıs emir (-sIn; -sUn), Ģart (-sA) ve teklik 2. Ģahıs bildirme (-sIn) eklerinin s
ünsüzüne dönüĢmektedir: assun “atsan” (18–193); géssin “gitsin” (30–444);
gésse (30–1047); géssinne “gitsinler” (1–554); nāmerssen “namertsin” (30–
2); narahassan “rahatsızsın” (30–621); tussun (1–499); yassın (1–553);
yassınlar (1–556).
3.2.2.2.10. -zc- > -ccHiĢeyin köylerinden Nüdü ağzında tespit edilmiĢtir: dūreccanab “zat-i
âlinizin dışında” (< Far. Ar. dūr-ez- cenāb) (6–96).
74
3.2.2.2.11. -zh- > -ssHiĢeyin köylerinden Nüdü ve Hımıs ağzında geçen bir ünsüz
benzeĢtirmesidir: lāmesseb (6–253); messeb (* mesheb > messeb) (19-243).
3.3. DeğiĢme
3.3.1. Ünlü DeğiĢmeleri
3.3.1.1. Kalın Ünlülerin Ġncelmesi
3.3.1.1.1. a > ä değiĢmesi:
Bu ünlü değiĢimi, a > e ünlü değiĢiminin ara merhalesidir. Bir kısım
kelimelerde a >ä ünlü değiĢiminin ortaya çıkmasında y, n, r, s, ünsüzlerinin
inceltici özelliği bulunmaktadır: äyağın (30–366); äyağı (18–244); bäyaxdan
“deminden” (18– 317); qäneti (30–1178); qärä ”kara, siyah” (1–96); qärädi
“karadı, iki elle başına vurdu” (1–720); qäyıtdıla “geri döndüler” (29–101);
qäyıdax (29–118); qäyıtmasun (29–133); qäyídır (29-295); qäynatamız (17–
308); säqqaldan (30–1535).
a > ä, e ünlü değiĢiminin art damak q ünsüzüyle baĢlayan kelimelerde
oluĢması, Türkçe ünlü – ünsüz uyumuna aykırı bir durum teĢkil etmektedir.
Halhal ağızlarında, q ünsüzü bulunan kelimelerde görülen a > ä, e değiĢmesi,
Ġran‟daki Türk ağızlarından Karadağ, Muğan ve Zencan ağızlarıyla 100 Salmas
ağızlarında101 da tespit edilmiĢtir.
Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında ant kelimesinde de bir a
> ä ünsüz değiĢmesi görülmektedir. Bu ünlü değiĢiminde ant kelimesinin,
ince ünlülü iki kelime ortasında ilerleyici – gerileyici ünlü benzeĢtirmesine
uğradığı tahmin edilebilir: sen ät vérirem “sana ant veriyorum” (30–1606).
HiĢeyin köylerinden Nüdü köyüyle Halhal merkez köylerinden Kızıldere
köyünde aslan kelimesinde de a > ä ünlü değiĢmesi görülmektedir. Eski
100
Işıq Sönmez, Untersuchungen Zu den aserbaidschanischen Dialekten von Qaradaġ, Muġan und
Zäncan, Pontus Verlag, Götting, 1998, s. 154 ve 212.
101
Bilgehan A. Gökdağ, age, s. 94-95.
75
Türkçede de aslan kelimesinin ilk ünlüsünün inceldiğine dair kayıtlar
bulunmaktadır ( ärslan):102 äslan (30–33); äslana (6–517).
3.3.1.1.2. a > e değiĢmesi:
a > e değiĢmesi, Azerbaycan cumhuriyeti Türkçesi ağızlarında da
görülen bir ses olayıdır. Ancak, bu ses olayı, Azerbaycanın Doğu ve Güney
Grubu ağızlarında daha yaygındır.103 Halhal ilinin ise bütün ağızlarında a > e
değiĢmesi, yaygın bir Ģekilde kullanılmaktadır: qeyitdi (17–27); qeynér (18–
495);
qeyterdim
(1–231);
qeynatamız
(1-342);
qeyirerdiler
(1–500);
'qeynenesi (1–940); qere (1–1021); qemçi (1–1032); qefle “kafile” (1–1198);
qeyçi “makas” (12–68); qenet (17–84); qemçini (17–317); qemeni (18–134);
seqqeli (18–136).
Yukarıda zikredilen kelimeler, Hımıs ağzında, a > e değiĢimine
uğramamıĢtır: qala “kale” (19-237); qara (29-49); qaynatamız (17-314);
saqqaları (15-41).
kara kelimesi de sadece HiĢeyin köylerinden Berende, Kemer
ağızlarında a > e ünlü değiĢimine uğramıĢtır: qere “kara, siyah” (1–1021).
Kalınlık – incelik uyumunun bozulmasına da neden olan a > e
değiĢiminin bir baĢka örneği ayva kelimesinin kök ünlüsüyle ilgilidir. Bütün
Halhal ağızlarında ayva kelimesinin ilk ünlüsü ince telaffuz edilmektedir:
héyva (9–8).
a > e ünlü değiĢiminin bir baĢka örneği de Kivi köylerinden Ilhıçı
ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında geçen iki kelimede
tespit
edilmiĢtir.
Bu
kelimelerin
incelmesinde
Ģ
ünsüzünün
etkisi
bulunmaktadır: erşin (29-262); şens (30–1381).
a > e ünlü değiĢiminin bir diğer örneği, -da bulunma hāli ekinde
meydana gelip Kivi merkez ağzından tespit edilmiĢtir: qapı'de (13–23).
102
103
A Von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, TDK Yayınları / 332, Ankara, 1988, s. 32.
M. Şireliyev, Azerbaycan Diyalektolojisinin Esasları, Baku, 1962, s.39-40.
76
3.3.1.1.3. ı > í, i değiĢmesi:
ı > í değiĢimi, ı > i ünlü değiĢiminin ara merhalesini oluĢturmaktadır.
Bu ünlü değiĢmesi, Azerbaycan‟ın Doğu Grubu Ağızları‟yla 104 Türkiye‟nin
Kuzey Doğu Grubu ağızları,105 Karsı ili ağızları106 Ġran‟daki Türk ağızlarından
Salmas ağzında107 da kelime sonunda tespit edilmiĢtir. Halhal ağızlarında
görülen ı > í değiĢmesi, genellikle kelime sonunda oluĢmuĢtur. Bunun
sebeplerinden biri, ı ünlüsünün, kelime sonunda bulunan hece vurgusunu
taĢıyamamasındandır. Bu bağlamda görülen geçmiĢ zaman -dı ekinde
meydana gelen ı > í, i ünlü değiĢimini, bütün Halhal ağızlarında görmek
mümkündür: aldí (17–121); apardí (17–164); çıxdí (30–1174); qalıßti (19–15);
yolunandí (7–26); oldi (12–54); qoydi (30– 580); uşdí (17–381).
Bir kısım eklerde de c, s ve r gibi inceltici özelliği bulunan ünsüzlerin
etkisinden dolayı ı > í, i değiĢimi görülmektedir: bılarí (30–171); desmali (17–
30); elaci (30–260); havasí (11–42); libasí (30–412).
ı > í, i ünlü değiĢmesinin kaydedildiği bir diğer durum da kelimelerin
kök ünlüleriyle ilgilidir. Bu ünlü değiĢimindeki etken de yine inceltici özelliği
bulunan c, ç, s, Ģ, y ünsüzleridir: ayrí (20–25); bağlıyíb (30–53); dahí (15–
117); qäyídır (29–295); 'hasí (1–42); sarí (19–106); sayí (15–118); yaxçí (17–
85); yuxa'rí (18–262); siyirdi (1–742).
3.3.1.1.4. u > i değiĢmesi:
Kelime baĢında görülen bu ünlü değiĢimi, HiĢeyin ağzı(-éyr)nda tespit
edilmiĢtir: izaxdan “uzaktan” (6–355); ildus “yıldız” (30–403).
104
Şireliyev, Azerbaycan Diyalektolojisinin Esasları, Baku, 1962, s.40.
Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması… s, 11.
106
Ahmet B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, s. 84.
107
Bilgehan A. Gökdağ, Salmas Ağzı, s. 97.
105
77
3.3.1.1.5. u > ú, ü değiĢmesi:
u > ü değiĢiminin ara merhalesini oluĢturan ú ünlüsü, yu- kelimesinde
tespit edilmiĢtir: yúdüler (14–18).
G. Azerbaycan ağızlarından Salmas ağzında 108 da tespit edilen u > ü
değiĢmesi, yine Kivi ağzında, yu- fiilinin görülen geçmiĢ zaman ekinde ortaya
çıkmıĢtır: yúdüler (14–18).
3.3.1.2. Ġnce Ünlülerin KalınlaĢması
3.3.1.2.1. e > a değiĢmesi:
Bu ünlü değiĢimi HiĢeyin köylerinden Berende, Nüdü ağızlarıyla Halhal
merkez köylerinden Kızıldere ağzında geçer. Pehlevîcede duşmen, yeni
Farsçada doşmen olarak geçen düşman kelimesinin ikinci ünlüsü, Farsçada
dâima incedir.109 Ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde de düşman kelimesinin
ikinci ünlüsü incedir.110 Söz konusu ağızlarda on iki kere geçen düĢman
kelimesinin ikinci ünlüsü, dâima kalın telaffuz edilmektedir: düşman (30–557);
düşmana
(30–1275);
düşmanıdı
(30–1155);
düşmanı'ma
(30–1157);
düşmanu içine “düşmanın içine” (1–413).
Aslî Ģekilleri kısa ünlülü olan, ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde de kısa
ünlülü telaffuz edilen; ancak ölçünlü Türkiye Türkçesinde a > e değiĢimine
uğramıĢ birkaç alıntı kelimenin, Halhal ağızlarında da kalın sıraya geçtiği
görülmektedir.
HiĢeyin
köylerinden
Berende
ağzıyla
Halhal
merkez
köylerinden Kızıldere ağzı ve Hımıs ağzında tespit ettiğimiz örnekler
Ģunlardır: faqad (18-241); faqat (18–403); qafes (1–505).
Halhal merkez köylerinden Varavart ağzında şen kelimesinin kök
ünlüsünde de e > a ünlü değiĢimi görülmektedir: şannıx “şenlik” (16–16).
108
Bilgehan A. Gökdağ, Salmas Ağzı, s. 97.
Hesen Emid, Ferheng-e Farsî-ye Emid “Emid‟in Farsça Sözlüğü”, Emir Kebir Yayınları, Tahran,
2004.
110
Seyfettin Altaylı, Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları / 2468, İstanbul,
1994.
109
78
3.3.1.2.2. e > o değiĢmesi:
Bu ünlü değiĢimi, sadece Berende ağzında tepe kelimesiyle çekime
giren -nan (-dan) çıkma ekinde görülmüĢtür: täponnan “tependen” (1–1162).
3.3.1.2.3. ü > u, ū değiĢmesi:
Sebebi belli olmayan ü > u, ū değiĢimi, kalınlık – incelik uyumunun
bozulması yönünde bir ünlü değiĢimi olup HiĢeyin köylerinden Berende
ağzında tespit edilmiĢtir: gédūn “gidin” (1–1024); i'kuz “ikiniz” (1–1021);
çiynuza “omuzunuza” (1–1024); neyundū “neyindir” (1–1070); vérūn (1-932);
yéruva “yerine” (1-188).
3.3.1.3. Düz Ünlülerin YuvarlaklaĢması
3.3.1.3.1. a < å, o değiĢmesi:
Azerbaycan ağızlarından Baku ağzına ait olan bu ünlü değiĢmesine
Azerbaycan‟ın öteki ağızlarında da rastlamak mümkündür.111 Halhal
ağızlarında görülen a < o değiĢiminin sebebi, yuvarlaklaĢtırıcı özelliği olan v
ünsüzünün etkisidir: oṿ “av” (6–511); senün ovua “senin avına” (30–1430);
ovuç “avuç” (30- 94).
Halhal ağızlarında a > o değiĢimi ile ilgili bol miktarda örnek
bulunmaktadır. Ancak, bu örneklerin çoğunda a > o değiĢmesine neden olan
v ünsüzünün düĢtüğü görülmektedir: qourardı “kavur-” (27-26); qōzadı
“kavzadı” (29-324); 'souşub “savuşmuş” (1-1125); touğun “tavuğun” (11-274);
youx “yakın” (< yavuk < ET. yaġuḳ “yakın”) (30-109).
Halhal ağızlarında a > o ünlü değiĢimiyle ile ilgili bol miktarda örnek
bulunsa da yarı yuvarlaklaĢmıĢ å ünlüsü, sadece Berende ağzında
geçmektedir: yåxunlaşıb (6–128).
111
M. Şireliyev, Azerbaycan Diyalektolojisinin Esasları, Baku, 1962, s.46-47.
79
3.3.1.3.2. e > ȫ, ö değiĢmesi:
BaĢlıca e > ȫ, ö değiĢimi, Oğuz Türkçesinde isim fiilinin olumsuzunda
kullanılan degül112 edatında görülmektedir. HiĢeyin köylerinden Nüdü
ağzında degül‟ edatı, dȫyl Ģeklinde geliĢmiĢtir: dȫylük “değiliz” (6 – 432);
dȫylem “değilim” (6 – 505).
Daha sonra dȫyl edatındaki uzun ünlünün normal süreli ünlüye
dönüĢmesi ve l > r değiĢiminin de ortaya çıkmasıyla döyr Ģekli, Halhal
ağızlarının tamamında isim fiilinin olumsuzunda kullanılmaya baĢlamıĢtır:
düşman döyrem “düşman değilim” (30 – 570); ona qız véren döyrük “ona kız
veren değiliz” (1–789).
e > ö değiĢmesiyle ilgili bir diğer örnek de gerek kelimesiyle ilgili olup
Hımıs ağzında görülmektedir: göreg “gerek” (18–422).
Bir diğer e > ö ünlü değiĢimi, Halhal merkez köylerinden Kızıldere
ağzıyla ġehin köylerinden Nüdü ağzında –se Ģart ekinin yuvarlaklaĢmasıyla
ilgilidir: atabilme'sön (29 – 234); dé'sön (30 – 866); démesön (30 – 866).
3.3.1.3.3. é > ë, ö değiĢmesi:
é > ë değiĢimi, é > ö değiĢiminin orta merhalesini oluĢturmaktadır. Bu
ünlü değiĢimine sadece HiĢeyin ağızlarından Berende ve Nüdü köylerinde
rastlamaktayız. Bu ünsüz değiĢiminde de dudak ünlüsü v‟nin yuvarlaklaĢtırıcı
etkisi bulunmaktadır: ëvlad (6–210); ëylat “evlat” (1–929); ëvü dağılsın (6–
249); ëy “ev” (6–337).
é > ë değiĢimini takip eden ë > ö değiĢmesi, é > ö değiĢiminin son
aĢamasını oluĢturmaktadır. Bu bağlamda év kelimesinin ünlüsü, HiĢeyin
ağzıyla Kivi köylerinden Ilhıçı, Güllüce ağızlarında ya é > ë değiĢimine
uğramıĢ ya da tamamıyla yuvarlaklaĢmıĢtır: övde (6–19); övün (6–53); öỷladı
“evladı” (6–212); övlüdü “evlidir” (8–19); övlat (1–1188).
112
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 319.
80
Ayrıca, é ve v‟nin yan yana bulunduğu sévin- kelimesi de bütün Halhal
ağızlarında é > ö değiĢimine uğramaktadır: söyündüm “sevindim” (22-76);
söyüne
söyüne
“sevinerek” (30-177); söyüner'dik “sevinirdik” (2-54);
söyünnem “sevinirim” (15-110).
Kızıldere ağzında geçen alıntı kéyf kelimesinin de é > ö değiĢimine
uğradığı tespit edilmiĢtir: köf (30–723); köfün (30–812).
3.3.1.3.4. ı > ụ, u değiĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesinde kalın sırada bulunan görülen geçmiĢ zamanın
teklik 3. Ģahıs çekimleri, dâima düz ünlülüdür.113 Halhal ağızlarında yuvarlak
ünlülü fiillerin bir kısmında küçük ünlü uyumunun iĢareti olarak ı > u ünlü
değiĢiminin
ara
merhalesinin
oluĢturan
ụ
ünlüsünün
ortaya
çıktığı
görülmektedir: durdụ (30–974); oldụ (30–990) qoydụ (31–13).
Bir kısım örneklerde de ı > u ünlü değiĢiminin tamamlandığı tespit
edilmiĢtir: durdu (1–42); oldu (1–54); qoydu (1–128).
Ancak, Eski Oğuz Türkçesi özelliklerini koruyan örnekler bulmak da
mümkündür: durdı (29–131); oldı (29–144); qoydı (30–730).
3.3.1.3.5. i > ự, ü değiĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesinde 3. Ģahıslarda daima düz ünlüsü bulunan ince
sıradaki görülen geçmiĢ zaman eki,114 Halhal ağızlarında yuvarlak ünlülü bir
kısım fiillerde yuvarlaklaĢma aĢamasına girmiĢtir: döndự (22–65); götdự
“götürdü” (31–11); öldự (17–115); sürttự (30–229); sürüştự (31–1579).
Bir kısım yuvarlak ünlülü fiillerde de –di ekinin tam olarak i > ü
değiĢimine uğrayıp küçük ünlü uyumuna girdiği tespit edilmiĢtir: böldü (1–25);
döndü (1–55); gördü (1–57); sürdü (1–1128).
113
114
Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 138.
Faruk Kadri Timurtaş, s. 138-9.
81
Ancak, bir kısım örneklerde Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi
yuvarlak ünlülü fiillerde hâlen düz ünlülü Ģekillerin kullanıldığı görülmektedir:
öldi (14-20); ötürdi (29-119); sürdi (30-177);
i > ü değiĢimine uğrayan eklerden biri de teklik 3. Ģahıs iyelik ekleridir.
Teklik 3. Ģahıs iyelik ekleri Eski Oğuz Türkçesinde düz (-I -sI) ünlülüdür.115
Halhal ağızlarında yuvarlak ünlülü isimlerin teklik 3. Ģahıs iyelik ekleri,
yuvarlaklaĢmıĢ ya da yuvarlaklaĢma aĢamasındadır: düyüsự (15–116);
küçüyü (1–1185); sümüyự (6–15); sümüyü (9–68).
Bütün Halhal ağızlarında karĢılaĢtığımız i > ü değiĢmesi, en fazla
çokluk 2. Ģahıs zamirinde (siz) görülmektedir. Halhal ilinin bütün ağızlarında
siz‟in yanı sıra süz kelimesi de kullanılmaktadır: süz (17–328); süze (18–69);
süzinen (31–8); cübünnen “cebinden” (17–30).
3.3.1.4. Yuvarlak Ünlülerin DüzleĢmesi
3.3.1.4.1. o > a değiĢmesi:
o > a değiĢmesi, çokluk 3. Ģahıs zamiri onlar‟la ilgilidir. olar zamirinin
çıkma hâli, EOT‟de olduğu gibi bazen annan Ģeklinde söylenmektedir: annan
“ondan” (30- 1391).
Eski Oğuz Türkçesinde teklik 3. Ģahıs zamiri ol‟dur. Ancak çekim ekleri
aldığı zaman kök ünlüsü değiĢmektedir.116 Halhal ağızlarında görülen bu ses
hadisesi, Eski Oğuz Türkçesinin devamı olarak değerlendirileceği gibi ünlü
benzeĢtirmesi sonucu bir ses olayı olarak da değerlendirilebilir.
3.3.1.4.2. u > ı değiĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesinde p‟li öğrenilen geçmiĢ zaman ekinin ünlüsü
yuvarlaktır. Halhal ağızlarında düz ünlülü fiillerde bu ekin düzleĢtiği
görülmektedir: alıpla (18–224); çıxıp (18–336); qalıp (27–25); yatıp (27–36).
115
116
Faruk Kadri Timurtaş, s. 81.
Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 100.
82
Ayrıca kök ünlüsü yuvarlak olan birçok kelimenin de Halhal ağızlarının
genelinde u > ı değiĢimine uğradığı görülmektedir: bılaxdan (27–39); bılağın
(29–136); bırnına “burnuna” (17–381); vırdı (18–5); vıracıx (27–56); vırram
(2– 70); vırmağa (17–14).
Bu kelimelerden vur-, burun kelimeleri, sadece Hımıs ağzı(-ér)‟nda,
aslî Ģekillerini muhafaza etmektedir: vurana (18-128); burnuun (17-241).
3.3.1.4.3. ü > ự, i değiĢmesi:
ü > ự değiĢimi, ü > i ünlü değiĢiminin ara merhalesidir. Eski Oğuz
Türkçesinde çokluk 2. Ģahıs emir ekleri dâima yuvarlak (-uŋ, -üŋ, -uŋuz, üŋüz) ünlülüdür. Halhal ağızlarında da çokluk 2. Ģahıs emir ekleri, her zaman
için yuvarlak ünlülüdür. Halhal merkez ağızlarından Kızıldere ağzında bir tek
örnekte çokluk 2. Ģahıs emir ekinin yarı düzleĢmiĢ örneği bulunmaktadır:
yéyựn (30–868).
Eski Oğuz Türkçesinde ü ünlüsü taĢıyan bazı kelimelerin Halhal
ağızlarında düzleĢtiği görülmektedir. Kivi ağzında süpür-, Hımıs ağzında
tüpür- kelimeleri, ü > i ünlü değiĢimine uğramıĢtır: sipirge (12–68); sipirerdile
(12–69); tipircegin (18–267); tüpirse “tükürse” (6–454) (< tüpür- < tükür-).
Eski Oğuz Türkçesinde daima yuvarlak ünlülü olan p‟li (< -p) öğrenilen
geçmiĢ zaman eki de düz ünlülü fiil tabanlarına geldiğinde ü > i değiĢimine
uğramaktadır: déyip (30–815); gédip (1–375); gelip (1–534); pişiripsen (18–
118).
3.3.1.5. GeniĢ Ünlülerin Daralması
3.3.1.5.1. a > ı, í, i değiĢmesi:
Tespit ettiğimiz örneklerde a ünlüsünün daralması, birinci heceden
sonra oluĢmakta olup y‟nin daraltıcı özelliğinden kaynaklanmaktadır:
doğrıyam (17–102); başlıyalar (17–255); oynıyanda (17–377); olmıya (29–
72).
83
Kızıldere ağzında a > ı değiĢmesinden ortaya çıkan ı ünlüsü, yine y
ünsüzünün inceltici etkisinde kalarak ı – i ünlüsünün ara merhalesini
oluĢturan í ünlüsüne ve nihayetinde i ünlüsüne dönüĢmektedir: almí'ya (1–
1107); boyíycax (19–18).
3.3.1.5.2. é > i değiĢmesi:
Halhal ağızlarının tamamında ye-, de- fiilleri, daima kapalı e ile
söylenmektedir. Ancak, söz konusu fiiller ünlü ile baĢlayan eklerle çekime
girdiğinde, iki ünlü arasına getirilen yardımcı y ünsüzünün etkisiyle é > i
değiĢimi ortaya çıkmaktadır: diyélle “diyorlar” (29–55); diyen (30–295); diyer
(17–223); yiyen (18–439); yiyeceem (27–44); yiyer (6-114); yiyerdi (27–24).
Bir baĢka é > i değiĢmesi, HiĢeyin ağızlarından Berende, Nüdü
ağızlarıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında Farsça vél “serbest”
kelimesinde tespit edilmiĢtir. vél kelimesiyle –le- isimden fiil yapma ekinden
türeyen vélle- kelimesi, söz konusu ağızlarda ville- olarak söylenmektedir:
villemedi “bırakmadı” (1-685); villiyesen “bırakasın” (1–1021).
Halhal merkez (Hiro) ağzında bir yerde vér- fiili ile Kivi köylerinden
Kumuk ağzında Ģenlik kelimesi é > i değiĢimine uğramıĢtır: virdi (22–21);
şinnik (31–24).
3.3.1.5.3. o > u değiĢmesi:
Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerin tamamında geniĢ ünlülü
olan oyan- [oyandí (17-443); oyansın (1-735)] kelimesi, Nüdü ağzında uyanĢeklinde kullanılmaktadır: uyandı (6–295); uyanmasa (6–341); uyansa (6–
339).
Eski Türkçede bu kelimenin ilk ünlüsü geniĢ (odqur- “uyandır-“, oduq
“uyanık”)117 olarak kaydedilmiĢtir. Ayrıca bu fiilin, ölçünlü Azerbaycan
117
A Von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, s. 288.
84
Türkçesinde kullanılan biçimi de geniĢ ünlülüdür. Bu ünlü değiĢimi, ölçünlü
Türkiye Türkçesiyle paralellik göstermesi bakımından önemlidir.
o > u değiĢimine uğramıĢ bir diğer kelime de Hımıs ağzında v
ünsüzünü düĢüren kovala- kelimesidir: qualadı “kovaladı” (17–169).
3.3.1.6. Dar Ünlülerin GeniĢlemesi
3.3.1.6.1. ı > a değiĢmesi:
Bir tek örneğine rastladığımız ı > a değiĢimi, geniĢletici özelliği bulunan
ğ ünsüzünden kaynaklanmaktadır. Sadece çığat- (< çıkart-) kelimesinde
görülen bu ünlü değiĢimi, Hımıs ağzıyla Kivi köylerinden Ilhıçı ağzında tespit
edilmiĢtir: çağadér (17–498); çağat (17–186); çağatdı (29–115).
3.3.2. Ünsüz DeğiĢmeleri
3.3.2.1. SedalılaĢma
Sedasız ünsüzlerin sedalı karĢılıklarına dönüĢmesi, sedalılaĢma olarak
nitelendirilmektedir. Batı Türkçesiyle Doğu Türkçesi arasındaki farklardan
birisi, Batı Türkçesinin sürekli sedalılaĢma yönünde inkiĢaf etmesidir. Batı
Türkçesindeki bu süreç Eski Oğuz Türkçesinden itibaren baĢlar. Ancak, Eski
Oğuz Türkçesi metinlerinde bir kısım ünsüzlerin sedalı ve sedasız karĢılıkları
için aynı iĢaretlerin kullanılması, (b, p = ;بc, ç = ;جg, k = )کBatı
Türkçesinde söz konusu ünsüzlerle ilgili sedalılaĢmanın tarihî sınırlarını
belirlemek açısından sorun teĢkil etmektedir. Bu sebepten dolayı söz konusu
ünsüzlerle (p, ç, k) ilgili sedalılaĢmayı incelerken, Eski Oğuz Türkçesinin yanı
sıra Türkiye Türkçesiyle Eski Türkçeyi de göz önünde bulundurmayı uygun
bulduk.
85
3.3.2.1.1. ç > c değiĢmesi:
Halhal ağızlarında karĢılaĢtığımız bir diğer sedalılaĢma örneği ç
ünsüzüyle ilgilidir. HiĢeyin ağızlarıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere
ağzında kelime sonunda ve baĢında bulunan bir kısım ç ünsüzlerinin ç > c
değiĢimine uğradığı tespit edilmiĢtir: ağaca (1–725); cızıx “çizik” (5–38);
öceşéy “incitmek, rahatsız etmek” (< ET. öç) (1–1007); sacda “saçta” (1–
753).
Eski Türkçede ç ünsüzüyle baĢlayan bir kısım eklerin de Halhal
ağızlarında sedalılaĢarak c‟leĢtiği görülmektedir. Eski Türkçede isimden sıfat
yapan –çıq eki,118Kızıldere ağzında –cıx, -cığ Ģeklinde sedalılaĢmıĢtır: alacıx
“çardak” (30–46); qancığ “dişi hayvan” (1–960).
Eski Oğuz Türkçesinin –ça, -çe eĢitlik eki119 bir kısım örneklerde ç > c
değiĢimine uğrayan eklerden biridir: balaca (1–1083); ); tekce (6–519).
Yine Eski Oğuz Türkçesinde ç‟li olan -çaḳ, -çek eĢitlik de Halhal
ağızlarında ç > c değiĢimine uğramıĢtır: dalıycağ “arkasınca” (17–207);
qabağıcax “önce” (17–369); qeşeħligceg “güzelce” (51-224).
Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer ç > c değiĢmesi, –ıncax,
incek zarf-fiil ekinde meydana gelmiĢtir: batıncax (27–11); doyıncax (19-19);
gelincek (29–251); yetişinceħ (54–257).
3.3.2.1.2. k > g değiĢmesi:
HiĢeyin ağzında kelime sonunda bulunan k ünsüzünün birçok örnekte
g‟leĢtiği tespit edilmiĢtir: béşig (1–978); böyüg (2–20); çöreg (3-45); éşig (6–
105); éşşeg (30–1570); gereg (1–106).
Yine HiĢeyin ağzında k ünsüzüyle biten çokluk 1. Ģahıs ekinin de k > g
değiĢimine uğradığı görülmektedir: dillendig (30–811); diyerüg (3–47); élérüg
(12–8); gettüg (22-45); teriflerdig (3–59).
118
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 240.
119
A. Von Gabaın, age, s. 43.
86
ġehin ağzında k > g değiĢiminin görüldüğü bir diğer ek de ince sırada
bulunan gelecek zaman ekidir: gele'ceg (1-154); göreceg (1-953); véreceg
(30–113).
3.3.2.1.3. ḳ > q değiĢmesi:
Eski Türkçede kelime baĢında bulunan tonsuz ḳ ünsüzü, Halhal
ağızlarında tamamen tonlulaĢarak q ünsüzüne dönüĢmüĢtür: qan (16–30);
qalıb (17–551); qapını (18–15); qızı (18–30); qucağuva (30–1578); quşlar
(16–4); quzunu (11–126).
3.3.2.1.4. p > b değiĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesinde sadece sedasız Ģekilleri bulunan p‟li öğrenilen
geçmiĢ zaman eklerinin120 Halhal ağızlarının tamamında bir kısım örneklerde
sedalı Ģekilleri de görülmektedir: alıb (30–143); gédib (30–672); köçübler
(11–1); olub (12–58).
Farsça kökenli bir kelime de p > b değiĢmesi kaydedilmiĢtir: baxş élemē
“yayma, dağıtma” (< Far. pexş), (53–304).
3.3.2.1.5. t > d değiĢmesi:
t > d değiĢmesi, Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzında geçen bir
yabancı kelimeyle ilgilidir: faqad (18–241); fağad (18–304).
3.3.2.2. SedasızlaĢma
Sedalı
ünlülerin
kendi
sedasız
karĢılıklarına
dönüĢmesine
sedasızlaĢma denilmektedir. Batı Türkçesi, geliĢim seyri içinde sürekli
sedalılaĢmaya doğru ilerlemektedir. Eski Türkçede sedasız konumunda
120
Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, s. 140.
87
bulunan birçok fonemin Batı Türkçesinde sedalılaĢtığı, bu sedalılaĢmanın da
bazen sızıcılaĢmaya kadar ilerlediği malumdur. Batı Türkçesinin ağız
özelliklerini
yansıtan
Halhal
ağızları
da
sürekli
sedalılaĢmaya
ve
sızıcılaĢmaya doğru bir fonetik geliĢim sergilemektedir. Ancak, Eski Oğuz
Türkçesinde sedalılaĢmıĢ bir kısım ünsüzlerin Halhal ağızlarında Eski
Türkçede olduğu gibi sedasız telaffuz edildikleri görülmektedir. Dolayısıyla bu
ünsüzlerden sedasızlaĢmıĢ ünsüzler olarak bahsedemeyiz. Eski Oğuz
Türkçesinde kelime baĢında sedalılaĢan t-, k- ünsüzlerinin bir kısmı, Halhal
ağızlarında Eski Türkçede olduğu gibi sedasız olarak telaffuz edilmektedirler.
Bütün Halhal ağızlarında göç-, dök- kelimelerinin ilk ünsüzü Eski Türkçede
olduğu gibi sedasızdır: köçer (19–121); köçübler (11–11); köçüp (11–16);
köçüfle (30–26); tökér (17–49); tökerem (6–283); töküldü (17–371); tökün
(30–545).
Halhal merkez ağzıyla Kivi köylerinden Kumuk ve Ilhıçı ağızlarında
keçi, geç-, geçin-, geçir-, geçirt- kelimelerinin ilk ünsüzü sedasız konumdadır:
kéçim (32–35); kéçinir (26–122); kéçiŗtdi (29–143);
kéçirdir (29–207);
kéçibleŗ (29–310); kéçennen (31–14).
düş- kelimesi de Kivi merkez, Kivi Ilhıçı köyü, Halhal merkez ve Halhal
köylerinden Hımıs ile Kızıldere ağızlarında tüĢ- Ģeklindedir: tökér (6–24);
tüşţü (30–24); tüştün (30–8); tüş'ür (26–48).
3.3.2.2.1. b > p değiĢmesi:
b > p değiĢmesi sadece bir yabancı kelimede kaydedilmiĢtir: xop “iyi”
(< Far. xûb) (1–403).
3.3.2.2.2. d > t, ţ değiĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesinde sadece sedalı Ģekilleri bulunan görülen geçmiĢ
zaman (-dı, -di), bulunma (-da, -de) ve çıkma eklerinin (-dan, -den) Halhal
ağızlarında sedasız ünsüzlerin etkisiyle bir kısım örneklerde sedasızlaĢtıkları
88
veya sedasızlaĢma aĢamasına girdikleri görülmektedir: ağaşta (4–63);
ağaĢţakı (30-749); çattı “vardı” (11–56); çıxmıştı (6–390); delikţen (30-66);
géşti (30–220); gétţile (1-543); gétti (2–59); qaştıla (1–529); yattux (11–105).
Eklerin dıĢında birkaç yabancı kökenli kelimede, kelime baĢında d > t
değiĢmesi görülmektedir: tesmalı “mendil” (< far. destmāl) (1–793); tükan
(Ar. dukkān) (11-141).
3.3.2.2.3. z > s değiĢmesi
Birkaç kelimenin son ünsüzünde meydana gelen z > s değiĢmesi,
Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında tespit edilmiĢtir: ildus (30–403);
uldus (1–402).
Kivi köylerinden Ilhıçı ağzıyla, Kızıldere ağzında birkaç yabancı
kelimeyle ilgili de z > s ünsüz değiĢmesi bulunmaktadır: hesb élediler “hazf
ettiler” (< Ar. heẓf) (29–330); mücehhes olarsuz “teçhizatlı olursunuz,
kuşanırsınız (< Ar. mucehhez “kuşatılmış”) (1–1093).
3.3.2.3. SüreklileĢme:
SüreklileĢme, süreksiz ünsüzlerin süreklileĢme hadisesidir. SüreklileĢen
ünsüzler, sızıcı ve akıcı ünsüzler olarak ikiye ayrılmaktadırlar.
3.3.2.3.1. SızıcılaĢma:
Halhal
ağızlardan
derlediğimiz
metinlerde
görülen
sızıcılaĢma
örneklerinin büyük bir bölümü kelime veya hece sonunda bulunan ünsüzleri
kapsamaktadır.
89
3.3.2.3.1.1. b > v değiĢmesi:
b > v ünsüz değiĢimi sadece yabancı kökenli kelimelerle ilgili olup
Halhal mekez (hiro), Halhal merkez köylerinden Kızıldere ve Hımıs
ağızlarında görülmektedir: civinde “cebinde” (18–299); xever “haber” (19–
68); servaz “asker” (Far. serbâz” (30–247); suvay'sız “bekarsınız” (22–31);
pasivan “polis” (Far. pâsébân” (30–306); nigehvan “bekçi” (Fra. Négehbân”
(30–306); biyavanda “çölde” (Far. bîâbân) (30-336); vezirganam “bezirganım”
(19–164).
3.3.2.3.1.2. c > j değiĢmesi:
Alıntı kelimelerde görülen bir ünsüz değiĢmesidir: baj “haraç” (29–100);
ejdādi “dedeleri” (26–25); mejbur (30–782); mejlisi (6–73); tajdi “taçtır” (Far.
tâc) (17–394).
3.3.2.3.1.3. c > Ģ değiĢmesi:
HiĢeyin merkez ağzında geçen bu ünsüz değiĢmesi, bir yabancı
kelimede tespit edilmiĢtir: Kereş’de'di “Kerec’dedi” (4 –10).
3.3.2.3.1.4. ç > c > j değiĢmesi:
Örneğine az rastlanan bir ünsüz değiĢimidir. Eski Oğuz Türkçesinde
kelime sonunda bulunan ç ünsüzünün HiĢeyin ağzıyla Hımıs ağızlarında
bazen sızıcılaĢtığı görülmektedir: aj (30–1246); ajlığ (30–72); güj (19–318);
güjlüsen (17–56).
3.3.2.3.1.5. ç > Ģ değiĢmesi:
Bol miktarda örneği bulunan bu ünsüz değiĢimini, bütün Halhal
ağızlarında görmek mümkündür. Eski Oğuz Türkçesinde kelime sonunda
bulunan ç ünsüzü, bütün Halhal ağızlarında hece sonunda bulunduğu
90
takdirde Ģ ünsüzüne dönüĢür: ağaşdan (30–659); géşdi (30-805); işdile (30–
812); kerpiş (17-322); qaşdı (29–143); goş (18–192); uşdu (28–41); üş (6–
463); saş (17–199); séşkin (16–7).
ç > Ģ ünsüz değiĢiminin görüldüğü bir diğer kelime de yabancı kökenli
héç ( < far. hîç) kelimesidir. hiç kelimesinin de ç ünsüzü bütün Halhal
ağızlarında genelde Ģ ünsüzüne dönüĢmektedir: héş (16–31).
3.3.2.3.1.6. q > x değiĢmesi:
q > x değiĢmesi, sedalı, süreksiz art damak q ünsüzünün sızıcılaĢarak
art damak x ünsüne dönüĢmesidir. q > x değiĢmesi, aslında Eski Oğuz
Türkçesinden itibaren baĢlayan bir ünsüz değiĢmesidir. Halhal ağızlarında x‟li
olan birçok kelime, Eski Oğuz Türkçesinde de x ünsüzüyle (yoxsul, yox, arxa,
ox, çox, bırax, yanax)121 kaydedilmiĢtir. Halhal ağızlarında kalın sırada
bulunan gelecek zaman ekinin son ünsüzü, genelde q > x değiĢimine
uğramaktadır: olacax (18–8); olmıyacax (1–665); salacaxlar (30–782);
yatacaxdı (1–608).
HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında bir yabancı kelimede de q > x ünsüz
değiĢmesi görülmektedir: loxma “lokma” (6–68).
3.3.2.3.1.7. q > ğ değiĢmesi:
Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzıyla HiĢeyin köy ağızlarından
Nüdü ağzında soğuq kelimesinde q > ğ değiĢmesi tespit edilmiĢtir: soğuqdu
(6–145); soğuq (30–1391).
Alıntı kelimelerden fakat kelimesinin ḳ ünsüzü de Hımıs ağzında ğ‟ye
dönüĢmüĢtür: fağad (18 –304)
Halhal ağızlarında kalın sırada bulunan –acax gelecek zaman ekinde
de bir x > ğ ünsüz değiĢmesi görülmektedir. Bu ünsüz değiĢmesi sadece
121
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 65-66.
91
HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere
ağzında görülmektedir: alacağam (30–104); aparacağam (6–91); tutacağam
(6–421); yanıdıracağam (30–168).
3.3.2.3.1.8. k > ħ değiĢmesi:
k > ħ ünsüz değiĢimi, kelime ve hece sonunda bulunan sedasız –
süreksiz ön damak k ünsüzünün sızıcılaĢarak sedasız ön damak ħ ünsüzüne
dönüĢmesidir. Türkiye ağızlarından Kars ili ağızlarında da tespit edilen bu
ünsüz
değiĢmesi,122
Hımıs
ağzı
dıĢında,
bütün
Halhal
ağızlarında
görülmektedir: çeħdiler (30–255); eleħden (27–42); éliyebilmiyeceħ (27–49);
öldüreceħ (1–283); töħdü (1–374); zireħlig (27–63); böyüħ (29-311); çöreħ
(30–15); düħtür (30–52); gereħ (30–108).
4.3.2.3.1.9. -ng, -nk > ħ değiĢmesi:
ng > ħ ünsüz değiĢimi, alıntı kelimelerin sonunda bulunan ng
ünsüzünün ħ ünsüzüne dönüĢmesidir. ng > ħ ünsüz değiĢiminde geçen ħ
ünsüzünün fonetik değeri, k > ħ ünsüz değiĢmesinde meydan gelen ħ
ünsüzüyle aynıdır: heveħ “havan” (30–181); külüħ “külünk” (30–291); zeħ “zil”
(22–28); qeşeħ “güzel” (30–40).
3.3.2.3.1.10. p > f değiĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesinde sedasız - süreksiz p‟li öğrenilen geçmiĢ zaman
eki, HiĢeyin ağzında bazen sızıcılaĢarak f ünsüzüne dönüĢmektedir: éléf
“eleymiş” (6–76); düzeldifdi (18–338); düzeldifsen (19–119); olufsan (19–
173); örtüfsen (19–147).
Yine HiĢeyin ağzında p ünsüzüyle biten fiillerde de p > f ünsüz
değiĢmesi görülmektedir: tafıp (1–310); öftự (30–1262).
122
Ahmet B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, s. 112.
92
3.3.2.3.1.11. t > h, ĥ değiĢmesi:
Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer ilginç ünsüz değiĢmesi t > h
değiĢmesidir. Ġki kelimede karĢılaĢtığımız bu ünsüz değiĢmesi, HiĢeyin
köylerinden Berende ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ve Hımıs
ağızlarında geçer. Bu ünsüz değiĢmesinde görülen bir diğer özellik, dört
kelimesinde r ünsüzünün göçüĢmesiyle birlikte oluĢmasıdır: cüh < cüt < Fars.
Coft (55–69); döĥr (30–1401).
3.3.2.3.2. AkıcılaĢma
3.3.2.3.2.1. b > m değiĢmesi:
b > m ünlü değiĢimi, süreksiz – dudak ünsüzü olan b ünsüzünün
nazallaĢarak süreklileĢmesi hadisesidir. b > m ünsüz değiĢmesinin nedeni bir
n ünsüzünün etkisidir. Eski Oğuz Türkçesinde b ünlülü olan teklik 1. Ģahıs
zamirinin Halhal ağızlarının tamamında b > m ünsüz değiĢimine uğradığı
görülmektedir: men (17–218); mene (18-21); meni (18–60); menim (19–38).
n ünsüzünün etkisiyle bu iĢaret zamirinin de birçok yerde m‟leĢtiği
görülmektedir: muna (19–39); munnan (1–168); munun (6–226).
Bir diğer b > m değiĢimi çubuk kelimesiyle ilgilidir. Eski Türkçede çöbik
olarak geçen çubuk kelimesi, Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında
çumux Ģeklinde geçer: çumuğu (30–1162); çumux (30–1352).
3.3.2.3.2.2. g > y değiĢmesi:
g > y değiĢimi, süreksiz - sedalı ön damak g ünsüzünün süreklileĢerek
akıcılaĢması demektir. g > y ünsüz değiĢiminin, birbirlerinden farklı birkaç
Ģekilde
tezahürü
bulunmaktadır.
Bunlardan
bir
tanesi
Eski
Oğuz
Türkçesinden Yeni Oğuz ağızlarına geçiĢteki g > y değiĢimidir. Bu fonetik
hadise, fonemler arası etkileĢimden ziyade dilin zaman içindeki değiĢimiyle
ilgilidir. Tarihi sebeplerden kaynaklanan değiĢimlerin en önemli özelliği, söz
konusu değiĢimin kesin olması, herhangi bir bağlamdan etkilenerek (vurgu,
93
tonlama, fonetik etkileĢim) geri dönüĢüm göstermemesidir: deydi (6–136);
döydüler (27–15); döydüm (6–18); çiynine (29–314); eyninde (1–747); söyse
(6–454).
g > y değiĢiminin ortaya çıktığı bir baĢka durum da söz dizimiyle
ilgilidir. Bazı durumlarda g ünsüzü, kendisinden önce gelen kelimenin
ünlüsünden etkilenerek y olarak telaffuz edilmektedir. Örneğin gel- kelimesi,
bütün ağızlarda gel- [bu sefer geldim] olarak geçer. Ancak kendisinden önce
gelen kelime ünlü ile bitiyorsa [bıra yelsin] g > y değiĢimine uğraması
muhtemeldir. Bu değiĢiklik her zaman için geçerli değildir. Anlatıcının
konuĢma hızına, kelimeler arasındaki duraklamasına bağlıdır: bi yéce (17–
234); ge yédek “gel gidelim” (6–395); gene yeldi (22–44); vıra vıra yeti
“vurarak getir” (6–314); ele yetirsinne (22-3).
3.3.2.3.2.3. k > y değiĢmesi:
k > y değiĢimi, k ünsüzüyle biten bir kelimenin ünlü ile baĢlayan bir ek
almasıyla ilgilidir: ekinçiliyi “ziraatı” (10–9); köteyi “dayağı” (18–317); ineyi
(11–119); Alla kömeyü ossun “Allah yardımcın olsun” (30–1431) (< kömek
“yardım”).
3.3.2.4. SüreksizleĢme:
Sürekli ünsüzlerin süreksizleĢmesi, alıntı kelimelerle ilgili olup daha çok
Halhal merkez köylerinden Ilhıçı ile HiĢeyin ağızlarında tespit edilmiĢtir.
3.3.2.4.1. f > b değiĢmesi:
Sadece yabancı kelimelerde karĢılaĢtığımız f > b ünsüz değiĢmesi,
Kivi köylerinden Ilhıçı ağzıyla Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında
tespit edilmiĢtir: hesb “hazf” (29–330); İsbahan’a (29–108); İsbahan’da (29–
93); nisbi rayda “yarı yolda” (30–1016) (< Ar.Far. nisf “yarı” râh “yol”).
94
3.3.2.4.2. m > b değiĢmesi:
Kivi köylerinden Ilhıçı ağzında geçen Farsça kökenli xudubani
kelimesinde m > b ünsüz değiĢmesi görülmektedir: xudubani “samimi” (< Far.
xodémānî) (29-72).
3.3.2.4.3. Ģ > ç değiĢmesi:
Ģ > ç değiĢimiyle ilgili tespit ettiğimiz tek örnek yaxçı (< yaxĢı)
kelimesidir. yaxşı kelimesindeki Ģ ünsüzü, HiĢeyin ağzıyla bütün Halhal ve
Kivi köy ağızlarında ç ünsüzüne dönüĢmektedir: yaxçı (30–55); yaxçıdı (1–
365); yaxçısına (30–1012); yaxçıyam (17–53).
3.3.2.4.4. v > b değiĢmesi:
Hımıs ağzında var kelimesi, kendisinden önce gelen bu kelimesinin
etkisiyle v > b değiĢimine uğramıĢtır: bu bardı “vardır” (19–259); bu bardı (19260).
v > b değiĢimiyle ilgili birkaç örnek de Kızıldere ağzında ve yabancı
kökenli kelimelerde tespit edilmiĢtir: derbüş (30–626); Xudābende “Tanrı” (<
Far. Xodâvend “Tanrı”) (30–1155).
3.3.2.4.5. y > g değiĢmesi:
y > g ünsüz değiĢmesi, sadece alıntı kelime olan derya kelimesinde
tespit edilmiĢtir. HiĢeyin ağızlarından Berende ağzıyla Halhal merkez
köylerinden
Kızıldere
ağzında
derya
kelimesi,
sürekli
derga
olarak
söylenmektedir: derga (30–1176); dergaça (30–1176); dergiya (30–1176).
3.3.2.5. Sürekli Ünsüzler Arasındaki DeğiĢmeler:
Sürekli
ünsüzlerin
kendi
aralarında
yer
değiĢtirmeleri,
Halhal
ağızlarının Eski Oğuz Türkçesiyle münasebeti bakımından çok önemli bir
95
yere sahiptir. Eski Oğuz Türkçesinde önemli bir fonemik değere sahip olan
nazal n ünsüzü, Halhal ağızlarının tamamında ortadan kalkarak görevini
baĢka sürekli ünsüzlere devretmiĢtir. Halhal ağızlarında nazal n‟nin
parçalanarak
baĢka
ünsüzlere
dönüĢmesini,
sürekli
ünsüzler
arası
değiĢmelerde bütün detaylarıyla incelemeye çalıĢacağız.
3.3.2.5.1. h > y değiĢmesi:
h > y değiĢmesi, yabancı kelimelerde görülen bir ünsüz değiĢmesidir.
Yabancı kelimelerde görülen h > y değiĢmesine bütün Halhal ağızlarında
rastlamak mümkündür: beyseb “nazaran” (< Far. Ar. bé-hisāb) (1–947);
köyne (17–302); méyter (6–111); möykem (1–325); söybet (17–456); töyfe
(30–463); Şayi (Far. Şâhî “Kaçar dönemi para birimi”) (5–30); rayda “yolda”
(Far. râh “yol”) (30–1016).
3.3.2.5.2. x > ğ değiĢmesi:
x > ğ değiĢimi, Kızıldere, Hımıs ve Buruç ağızlarında geçmektedir: yoğ
(18–282); oyağ “uyanık” (27–29); olacağ (27–29).
3.3.2.5.3. x > ĥ, h değiĢmesi:
x >ĥ, h değiĢimi, hırıltılı, sedasız ve sızıcı art damak x ünsüzünün
sızıcı, sedalı gırtlak h ünsüzüne dönüĢmesidir. Bu ünlü değiĢimi, bütün
Halhal ağızlarında tespit edilmiĢtir. Bir kısım örneklerde art damak x‟sinin x >
h değiĢiminin ara merhalesini oluĢturan yarı sedalı ĥ ünsüzüne dönüĢtüğü
görülmektedir: ĥanım (17–320); qırĥ (30–1032); qorĥma “korkma” (30–1137);
vıracaĥla (23–22).
Bir ileriki aĢamada ĥ ünsüzünün tamamen sızıcılaĢarak h ünsüzüne
dönüĢmesi, Doğu Oğuzcası için yeni bir fonetik geliĢimin habercisidir:
bedbahlığ (6–333); dahı (11–265); hanım (17–344); Hanım’a (17–347).
96
3.3.2.5.4. l > n değiĢmesi:
Bütün Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz l > n değiĢmesine uğrayan
örneklerden biri, teklik 2. Ģahıs emir ekleriyle ilgilidir. Eski Oğuz Türkçesi
metinlerinde –qıl, -gil Ģeklinde geçen123 teklik 2. Ģahıs emir ekindeki l ünsüzü,
l > n değiĢimine uğramıĢtır: çıxgına (19–120); getigine (18–309); olgına (18–
314); vérgine (18–318).
l > n değiĢiminin görüldüğü bir diğer örnek ilen edatıyla ilgilidir. ilen edatı
l > n değiĢmesine uğrayarak Halhal ağızlarında –(x)nan, -(x)nen Ģeklinde
vasıta eki olarak kullanılmaya devam etmektedir: ağacınan “ağaçla” (17–46);
aylarnan “aylarla” (13–23); atnan “atla” (3–70); qurdunan “kurtla” (17–545);
yolunan “yolla” (19–255).
3.3.2.5.5. l > r değiĢmesi:
l > r ünsüz değiĢiminin bulunduğu tek örnek değil kelimesindedir. Eski
Oğuz Türkçesinde bu kelime degül Ģeklinde geçer. Bütün Halhal ağızlarında
degül kelimesinin l ünsüzü l > r değiĢimine uğramıĢtır: deyrem “değilim” (22–
220); dör “değil” (42–12); döyrük “değiliz”(30–866).
3.3.2.5.6. n > l değiĢmesi
n > l değiĢmesi, kelime baĢında Halhal merkez köylerinden Kızıldere
ağzıyla Hımıs ağzında tespit edilmiĢtir: léysan (30–1155); laqqa “balık türü”
(17–191).
3.3.2.5.7. n > m değiĢmesi:
Birinci hecesini düĢüren Eski Oğuz Türkçesinin –ayın, -eyin teklik 1.
Ģahıs emir eki,124 bütün Halhal ağızlarında n > m değiĢimine uğramıĢtır:
123
124
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 149.
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147.
97
déyim (17–362); durum “kalkayım” (30-1515); görüm (1–42); olmıyım (30872).
Kızıldere ağzında karĢılaĢtığımız bu ünsüz değiĢimi, yabancı kökenli bir
kelimede de görülür: cemtayısına “çantasında” (30–1339).
3.3.2.5.8. ŋ > ğ değiĢmesi:
ŋ > ğ değiĢmesi, akıcı damak n‟sinin sızıcı – sedalı damak ğ ünsüzüne
dönüĢmesidir. Eski Oğuz Türkçesinde nazal n‟li olan domuz (< doŋuz)
kelimesinin, nazal n‟si Kivi ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende ağzında ğ
ünsüzüne dönüĢmüĢtür: doğuz (1–194); doğuzlar (11–67).
3.3.2.5.9. ŋ > m değiĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesinde kemik anlamına gelen süŋük kelimesi Halhal
ağızlarının tamamında
ŋ > m değiĢmesi sonucu sümük Ģeklinde ortaya
çıkmıĢtır: sümük “kemik” (9–79); sümüyự (6–15); sümüyü (9–68).
3.3.2.5.10. ŋ > n değiĢmesi:
ŋ > n değiĢmesi, damak n ünsüzünün diĢ n‟sine dönüĢmesidir. Eski
Oğuz Türkçesinde damak n‟li eklerin bir kısmıyla damak n‟si bulunan
kelimelerin bir
kısmı, ŋ > n ünsüz değiĢmesine uğramıĢtır. Eski Oğuz
Türkçesinde daima damak n‟li olan ilgi ekleri (-uŋ, -üŋ, -nuŋ, -nüŋ)125, Halhal
ağızlarının tamamında diĢ (ŋ > n) n‟sine dönüĢmüĢtür: bunun (15–85);
çobanın (29–1); senün (12–197); derbüşün (30–652); évün (14–35); şehrün
(19–212).
Eski Oğuz Türkçesinde sadece damak n‟li olan teklik 2. Ģahıs iyelik
ekinin126 yalın hâli, Halhal ağızlarının tamamında ŋ > n değiĢtimine
125
126
Gürer Gülsevin, age, s. 25.
Gürer Gülsevin, age, s. 12.
98
uğramıĢtır: adun (28–1); kendün “köyün” (11–28); dedün (15–61); özün (6–
350).
Kelimelerin kök ünsüzleriyle ilgili ŋ > n değiĢmesi, sonra ve son
kelimelerinde tespit edilmiĢtir: sonra (17 –246); sonu (30–179).
3.3.2.5.11. ŋ > ng değiĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesinde kelime içinde bulunan bir kısım ŋ ünsüzleri
Halhal ağızlarında ng ünsüzüne dönüĢmüĢtür: engin “çenesini, avurdunu” (<
eŋek) (30–998); ingiller “inler” (19–304); yéngi (29–232); yénge (28–57);
yüngül “hafif” (1–667).
3.3.2.5.12. ŋ > nq değiĢmesi:
ŋ > nq değiĢmesi, kalın ünlülü kelimelerde meydana gelen bir nazal
parçalanmasıdır: anqırtdı “anırttı” (6–139); qaranquluq (6–342); qınqıro “zil”
(< YTS. kıŋran- “mırıldanmak”) (17–227).
3.3.2.5.13. ŋ > v değiĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesinde sadece damak n‟li olan teklik 2. Ģahıs iyelik
eki, ünlü ile baĢlayan eklerle (yaklaĢma, belirtme) çekime girdiği sırada
Halhal ağızlarının tamamında v ünsüzüyle yer değiĢtirmektedir: başuva (17–
374); elüve (1–766); évüve (29–141); özüve (31–42).
3.3.2.5.14. ŋ > y değiĢmesi:
ŋ > y değiĢmesi, Hımıs ağzında tespit edilmiĢtir. Eski Oğuz Türkçesinde
ŋ‟li olan teklik 2. Ģahıs eki, Hımıs Ağz‟ında isimle tek baĢına çekime
girdiğinde ŋ > n değiĢimine uğramaktadır.127 Aynı ek, ismin yaklaĢma ve
127
Bak: ŋ > n değişmesi.
99
belirtmeli hâliyle çekildiğinde büyük bir oranda v olarak tezahür etmektedir.128
Ancak, bir kısım örneklerde belirtme eki almıĢ teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin,
y‟leĢtiği görülmektedir: bağuyu “bağını” (19–266); başuyu (17–438); canuyụ
(18–403); kesbüyü “kazancını” (15–9); oğluyu (17–19); pambuğuyu (17–147).
Yine Hımıs ağzı(-ér)ında üzerine eĢitlik eki almıĢ teklik 2. Ģahıs iyelik
ekinin bir örnekte y olarak kullanıldığı tespit edilmiĢtir: senün daluyca “senin
arkandan” (19-357-58).
Hımıs ağızlarında görülen bu ŋ > v > y değiĢmesi, Ġlk baĢta ŋ > y
değiĢmesi olarak telakki edilebilir. Ancak, Hımıs ağzında teklik 2. Ģahıs iyelik
ekinin isimle tek baĢına çekildiğinde n‟li olması, yine aynı ekin yaklaĢma ve
belirtme ekleriyle birlikte çekime girdiğinde v‟li Ģekillerin ağırlıkta olması, hatta
v‟sini düĢürmüĢ örneklerin bolca kullanılması,129 Hımıs ağzında teklik 2. Ģahıs
iyelik ekinin isimin yalın hâlinde iken kesinlikle n olduğunu, belirtme ve
yaklaĢma
ekleriyle
çekildiğinde
v‟li
Ģekillerinin
çoğunlukta
olduğunu
göstermektedir. Ayrıca teklik 2. Ģahıs ekiyle ilgili görülen bu y‟leĢme, sadece
ince sırada kullanılan isimlerde meydana gelmektedir. Bütün bunlar, Hımıs
ağzında teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin belirtme ve yaklaĢma ekleriyle birlikte
çekildiğinde bir v > y değiĢmesine maruz kaldığını göstermektedir. Bu ünsüz
değiĢmesi, v‟nin düĢeceğinden kaynaklanan ikiz ünlüleĢmeyi engellemek,
yine v‟nin düĢeceğinden doğacak ek boĢluğunu doldurmak için meydana
gelebileceği gibi v‟nin düĢmesinden sonra bir ses türemesi olarak da
değerlendirilebilir. Bu Ģekilde y, teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin görevini
üstlenmekle birlikte ünsüz düĢmesinden kaynaklanacak olan ikiz ünlü
oluĢumunu da engellemektedir.
Ayrıca Eski Oğuz Türkçesinde damak n‟li olan göŋül (< köŋül)
kelimesinde de ŋ > y değiĢmesi görülmektedir: göylüm (16–15); göylün (11–
193); göylünde (19–255).
128
129
Bak: ŋ > v değişmesi.
Bak: v düşmesi.
100
3.3.2.5.15. r > l değiĢmesi:
Alıntı kelimelerde görülen bir ünsüz değiĢimidir. Halhal merkez
köylerinden Kızıldere ağzıyla Hımıs ağzında görülmüĢtür: silāb “tok” (< Far.
sîrâb “tok”) (18–241); solax “delik” (< Far. sûrâx “delik”) (30–38).
3.3.2.5.16. v > m değiĢmesi:
Alıntı bir kelimede geçen bu ünsüz değiĢimi Halhal merkez köylerinden
Kızıldere ağzında tespit edilmiĢtir: serm (< Far. serv “servi ağacı”) (30–1224).
3.3.2.5.17. v > ỷ, y değiĢmesi
v > ỷ değiĢmesi, v > y ünsüz değiĢmesinin ara merhalesidir. ġehin
ağzında karĢılaĢtığımız bu ünsüz değiĢmesi, az sayıda kelimede tespit
edilmiĢtir: öỷ “ev” (< ëỷ < ëv < év) (5–22); öỷladı “evladı” (6–212); ëỷün “evin”
(6-394).
v > y değiĢmesi ise HiĢeyin ağızlarıyla Halhal merkez köylerinden
Ilhıçı ağzında görülmektedir: ëy (6–337); ëylatı (1–918); döy “dev” (< Far. dîv)
(17-21); öylat “evlat” (1–17); öyün “evin” (29-272).
Ayrıca sevin- kelimesinin de Hımıs, Kızıldere ve Varavart ağızlarında
v > y değiĢimine uğradığı tespit edilmiĢtir: söyündügünneņ “sevindiğinden”
(17–332); söyünnem (15–110); 'söyünér (18–319).
3.3.2.5.18. y > h değiĢmesi:
y > h değiĢimi, alıntı kelime olan şey kelimesiyle ilgili olup HiĢeyin
ağızlarından Berende ağzında tespit edilmiĢtir: şéhi “şeyi” (1–637); şéhimi
“şeyimi” (1–691).
101
3.3.2.5.19. > ﻉy değiĢmesi:
Arapça ayın ( )ﻉünsüzü, Halhal ağızlarında ya düĢer ya da baĢka bir
ünsüzle yer değiĢtirir. HiĢeyin ağızlarından Berende ağzıyla Halhal merkez
köylerinden Kızıldere ağzında Arapça ayın ( )ﻉünsüzü, y ünsüzüne
dönüĢmektedir: éydam “idam” (1–907); mōqéy “vakit, zaman” (< Ar. mevḳi’
(1–931); reyyet “raiyet” (< Ar. ra’iyyet) (29–297).
3.3.2.5.20. > ﻉh değiĢmesi:
Bu ünsüz değiĢmesi de yine Halhal merkez köylerinden Kızıldere
ağzında tespit edilmiĢtir: behiţ “uzak” (< Ar. ba’îd “uzak”) (6–49); camahatu
“cemaatı” (< Ar. cemâ’at” (1–259); lehnet “lanet” (< Ar. la’net) (6–281);
méhmar “mimar” (< Ar. mi’mâr) (30–287); ozahım “durumum” (< Ar. evzâ’)
(1–723); tamahımnan “yemek” (< Ar. ta’âm) (6–101); sahat “saat” (< Ar.
sâ’at)(15–5).
3.3.3. AykırılaĢma
Fonetik değerleri aynı veya birbirine yakın olan iki ünsüzden herhangi
birinin fonetik değerini değiĢtirerek farklılaĢmasına aykırılaĢma denilmektedir.
AykırılaĢma hadisesi, yan yana gelen iki ünsüzde meydana geleceği gibi
aralarında baĢka fonemlerin bulunduğu durumlarda da ortaya çıkabilir.
130
ÇalıĢma sahamızdan derlediğimiz metinlerdeki aykırılaĢma örnekleri
l‟den n‟ye
m‟den b‟ye, n‟den d‟ye, r‟den l‟ye, r‟den n‟ye, v‟den b‟ye,
dönüĢmektedir. Arzılum’çağsan “Erzurum büyüklüğündesin” (16–12); bafat
“vefat” (30–383); bağman “bahçivan” (< Far. bāğbān) (30–1190); balalarıyna
“balalarıyla” (17–38); biedem “edepsiz” (< Far. bî-edeb) (17–158); cehendem
“cehennem” (30–262); geleħ gelesen “gelmelidir” (< gerek gelesen) (12–52);
qaraldı “karardır” (15–79); qaral “karar” (29–153); sindim “yaşım” (< Ar. sinn)
(2–14); nāberbut “alakasız, saçma sapan” (< Far. Ar. nā–merbūt) (19–262).
130
Ahmet. B. Ercilasun, Kars İli Ağızları, s. 130.
102
Bir diğer farklı aykırılaĢma örneği, Hımıs ağzında görülen iki art
adamak ünsüzü olan nq ünsüzlerinden q ünsüzünün aykırılaĢarak diĢ ünsüzü
d‟ye dönüĢmesidir: qarandurux “karanlık” (< qaranquluḳ) (18–203).
3.3.4. Ünsüz ĠkizleĢmesi
Halhal ağızlarında ünsüz ikizleĢmesi çok yaygın bir ses hadisesidir.
Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde geçen ünsüz ikizleĢmesini ikiye
ayırmak mümkündür. Bir kısım kelimeler, bütün ağızlarda sürekli ikiz
ünsüzlüdür: doqquz (20–39); sekkiz (3–59); éşşek (6–192); seqqeli (18–108);
yéddi (19–21).
Bir kısım ünsüz ikizleĢmeleri sürekli olmayıp kelimenin vurgusuyla
bağlantılıdır. Aynı kiĢi tarafından aynı kelime tek veya ikiz ünsüzlü olarak da
söylenebilir. Bu bağlamda m, q, s, Ģ, ç, p ünsüzlerinde ikizleĢme
görülmektedir: aşşāda (1–94); aşşa'ğı (1–291); aşşāı (1–361); 'hammısı (19–
382); hemmeşe (22–6); qessem “ant” (< Ar. ḳasem) (30–882); meqqāriye
“mağara” (< Ar. meqāré) (30–1025); néççiye “kaça” (18–369); neqqede “ne
kadar” (18–153); oğedde “o büyüklükte, o kadar” (18–232) oqqede (30–166);
teppe (30–252).
3.3.5. Ġkiz Ünsüzlerin TekleĢmesi
Ġkiz ünsüzlerin tekleĢmesi, yan yana gelen aynı fonetik değere sahip iki
ünsüzden birinin düĢmesi demektir. Halhal ağızlarında ikiz ünsüzlerin
tekleĢmesi sınırlı olup sadece alıntı kelimelerde görülmektedir: cade “cadde”
(1-573); emi “amca” (< Ar. emmi) (12-109); mürexes “serbest” (< Ar.
muraxxas) (6-73); mütesfane (< mute’ssifāne) (21–17); tükan (< Ar. dukkân)
(22-36); séyid (< Ar. seyyid) (6–451).
103
3.3.6. GöçüĢme
ÇalıĢma sahamızda görülen göçüĢmeler r, l, ğ y ve s, k ünsüzlerinde
tespit edilmiĢtir. GöçüĢmeye en çok uğrayan ünsüz r ünsüzüdür. r ünsüzüyle
yer değiĢtiren ünsüzler ise f, g, ħ (< k), l, p ünsüzleridir: doğur “doğru” (17–
174); çiħrli “kirli” (< çirkli) (3–379); Erzail (17-239); Kiprigimnen (6-179); kirpit
(30-1353);
örgenim
“öğreneyim”
(1-110);
sırfası
(17-133);
terpe'nér
“depreniyor” (18-172); torpağı (29-56).
Bu kelimelerden kirpik Hımıs ağzında ve toprak Hımıs ağzına bağlı
Varavart ağzında göçüĢme olayı yaĢamamıĢtır: kirpik (19-216); toprağın (15104).
Bir baĢka göçüĢme örneği, l ünsüzüyle f, x, g, m ünsüzleri arasında
tespit edilmiĢtir: külfetdaram “aile sahibiyim” (< Far. kolfet “hizmetçi kadın”
+dār) (30–1357); qaxltı “kalktı” (30-1215); teflig “teklif” (1–35).
Sadece HiĢeyin ağzında aĢağıdaki alıntı kelimelerde d ile y, ğ ile z
arasında göçüĢme olayı meydana gelmektedir: maydan “dişi at” (< Far.
mādîyān) (1–323); ağuzamı “erzakımı” (< Far. āzūğé) (30–1054).
Bir diğer göçüĢme s ve k ünsüzlerinde meydana gelmiĢtir. Sadece bir
örneğine rastladığımız bu göçüĢme Kivi ağzında tespit edilmiĢtir: eskig
“eksik” (12-107).
3.4. DüĢme
3.4.1. Ünlü DüĢmesi
Bütün Halhal ağızlarında çeĢitli fonetik sebeplerden dolayı ünlü
düĢmesine tanık olmaktayız. DüĢen ünlülerin tamamına yakını orta hece
ünlüleridir. Kelime baĢında ve sonunda ünlü düĢmesiyle ilgili pek fazla örnek
bulunmamaktadır. Sadece iye (< idi) ve uyku kelimelerinin kelime baĢı
ünlülerinin bütün Halhal ağızlarında düĢtüğü tespit edilmiĢtir: yuxu “uyku” (<
yuḳu < uyuḳu < udıḳu) (6–49); yēsi “sahibi” (yē < iye < idi(15-8); yēlig “sahip”
(11-209).
104
Halhal ağızlarında ünlü düĢmesinin baĢlıca sebeplerinden biri, orta
hecenin vurgusuz olmasıdır. Çekim esnasında orta hece ünlüsü, vurgusunu
bir sonraki veya kendinden önce gelen hecenin üzerine atarak düĢme
noktasına gelir: bāyra “dışarıya” (1-1057); dȫylem “değilim” (6-505); dȫylük
“değiliz” (6-432); dāruxāndan “eczane” (< Ar. Far. dārū-xāne). (29-19);
Qırān’na “para birimi” (15-13); yānna “yanına” (19-9); yérceg “yere kadar” (<
yerecek) (30-110).
Bir diğer ünlü düĢmesi –ar, -er geniĢ zaman eklerinin ünlüsünde
görülmektedir. r, l ünsüzleriyle biten fiillerin geniĢ zaman çekimlerinin teklik ve
çokluk 1. Ģahıslarında geniĢ zaman ekinin ünlüsü istisnasız bütün ağızlarda
düĢer: aparram (30-550); durram (30-935); çaldırram (15-14); getirrem (19282); girrem (19-266); getirrük (20-28); qırram (17-59); öldürrem (18-227);
sürrük (28-11).
Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer ünlü düĢmesi, -cağın, -ceyin
zarf-fiil ekiyle ilgilidir. Eski Oğuz Türkçesi metinlerindeki –ıçaḳ, -içek
Ģeklinden geliĢen –cağın, -ceyin zarf-fiil ekinin ilk ünlüsünün bütün Halhal
ağızlarında düĢtüğü tespit edilmiĢtir: düşceyin (18-263); gelceyin (27-42);
görceyin (29-137); olcağın (30-940); vurcağın (18-165).
3.4.2. Ünsüz DüĢmesi
ÇalıĢma sahamızda ünsüz düĢmesi, çok yaygın bir ses hadisesi
konumundadır. Ġncelediğimiz metinlerde ünsüz düĢmelerini, kesin ve geçici
düĢme olarak ikiye ayırmak mümkündür. Geçici düĢmeler, daha çok eklerle
ilgili olup konuĢma hızı ve vurguyla ilgilidir. Kesin düĢmeler ise kelime kökünü
ilgilendiren bir ses hadisesi olup bağlamdan asılı olmadan bütün zamanlar
için geçerlidir. Halhal ağızlarında ünsüz düĢmesiyle ilgili tespit ettiğimiz bir
diğer husus, Türkçe kelimelerde düĢen ünsüzlerle alıntı kelimelerde düĢen
ünsüzlerin farklılık göstermesidir. Türkçe kelimelerde en çok r, l, n, ğ, v, y
ünsüzleri düĢerken alıntı kelimelerde f, s, t, m ünsüzlerinde düĢme
görülmektedir.
105
3.4.2.1. d düĢmesi:
Halhal merkez ağzında gündüz kelimesinin d ünsüzünün düĢtüğü
görülmektedir: günüz (30–694); günüzler (1-303).
Ayrıca, Farsça kökenli bir kelimede de d düĢmesi tepit edilmiĢtir: zēreb
“sidik” (< Far. zerd-āb) (18–209).
3.4.2.2. f düĢmesi:
f düĢmesi, yabancı kelimelerle ilgili bir ünsüz düĢmesi olup HiĢeyin ve
Hımıs ağızlarında geçer: suariş “sipariş” (<Far. sépâréş) (17-308); cüt “çift”
(18–370).
3.4.2.3. ğ (< ET. q) düĢmesi:
Eski Türkçedeki q ve ŋ ünsüzlerinden geliĢen ğ ünsüzünün bazı Halhal
ağızlarında tamamıyla düĢtüğü halde bazı ağızlarda halen korunduğu dikkat
çekmektedir. soğuk kelimesinin ğ ünsüzü, Eski Oğuz Türkçesinde v (sovuk)‟li
kaydedilmiĢtir.131
HiĢeyin
köylerinden
Nüdü
ağzıyla
Halhal
merkez
köylerinden Kızıldere‟de soğuk kelimesinin soğuqdu (6–145) ve soğuq (30–
1391) Ģekillerinin bulunması bu kelimenin Eski Türkçedeki soqık132
biçiminden geldiğini göstermektedir. Dolayısıyla artzamanlı ve eĢzamanlı bir
yaklaĢımla Halhal ağızlarında görülen soux ve youx kelimelerinde v ünsüzü
değil de ğ (< q) ünsüzünün düĢtüğünü tahmin ediyoruz: souğ (2-81); souğu
(7-9); soux (6-103); youxlaşırdı (30–1103); youx “yakın” (1–35).
ğ ünsüzünün düĢüren bir diğer kelime domuz kelimesidir. domuz
kelimesi, HiĢeyin merkez ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende ağzında douz
Ģeklinde söylenmektedir. Bu ses hadisesinde düĢen ünsüzün, Eski Oğuz
Türkçesindeki ŋ (doŋuz)133 ünsüzünden geliĢen ğ ünsüzü olduğunu
düĢünüyoruz. Nedeni de Kivi merkez ağzıyla HiĢeyin köylerinden Berende
131
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 71.
A Von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, s. 294.
133
Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yayınları / 503, Ankara, 1983.
132
106
ağzında doğuz (11–64) Ģeklinin kayda geçmesi, donuz veya domuz
biçimlerinin bulunmamasıdır: douz “domuz” (1–200).
ğ ünsüzünün düĢtüğü bir diğer örnek de sadece HiĢeyin merkez
köylerinden
Berende
ağzında
geçen
oğlan
ve
oğul
kelimelerinde
görülmektedir: ōlan (1–122); olan (1–190); 'oul (1–93).
ğ (< x < q) düĢmesi, bir de kalın sıradaki gelecek zaman ekinin teklik 1.
Ģahıs çekimlerinde meydana gelmektedir. Halhal merkez ağzıyla Hımıs
ağzında, teklik 1. Ģahıs çekimlerinde kalın sıradaki gelecek zaman ekinin ğ
ünsüzü, tamamen düĢmüĢ durumdadır: çıxartacaam (1–296); 'danışacaam
(29–170); tapacaam (30–428); dağıdacaam (30–1115).
3.4.2.4. h düĢmesi:
Bütün Halhal ağızlarında alıntı kelimelerde bulunan h ünsüzünün
birçok yerde düĢtüğü görülmektedir: çaarpaya “sehpa” (< Far. çehār-pāye)
(30–659); efte “hafta” (17–333); iştiba “yanlış” (< Ar. iştibâh) (30–1575);
Xudafis “Allaha emanet” (< Far. Ar. Xodā–hāfiz) (30–415); meşurdı “meşhur”
(15–114); mütevecci “müteveccih” (22-87); saba “sabah” (1–14); şȫretim
“şöhretim” (15–120); tēvil “tahvil” (1–945); zērmarı “zıkkım” (< Far. zehrmār)
(6-336); xaişt “rica” (< Far. xāhéş) (1–646).
3.4.2.5. x / q düĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesindeki q ünsüzünden geliĢen kelime sonundaki x
ünsüzünün Halhal ağızlarında bir kısım kelimelerde bazen düĢtüğü
görülmektedir. bā “bak” (6–257); ba “bak” (18–185); yō “yok” (18–228); yo
“yok” (20–36).
Bu ses olayının bir özelliği de düĢen ünsüzden önceki ünlünün bazen
uzamasıdır: bā “bak” (6–257); yō “yok” (18–228).
107
3.4.2.6. k düĢmesi:
Ġnce sırada bulunan gelecek zaman ekinin teklik 1. Ģahıs çekimlerinde k
ünsüzünün akıcılaĢarak düĢtüğü görülmektedir. Halhal merkez köylerinden
Kızıldere, Hımıs, Buruç ağızlarıyla HiĢeyin köylerinden Nüdü ağzında k > y
değiĢimini gösteren örnekler [böleceyem öldüreceyem] k ünsüzünün
düĢmeden önce y‟leĢtiğine dair ipucu vermektedir: ekeceem (9–41);
geleceem (30–409); vereceem (1–650); yiyeceem (27–44).
Bir baĢka k düĢmesi de Hımıs ve Kızıldere ağızlarında gerek
kelimesinde tespit edilmiĢtir: gere “gerek” (30–862); gere (19–330).
3.4.2.7. l düĢmesi:
Bütün Halhal ağızlarında aĢağıdaki örneklerde bazen l ünsüzünün
düĢtüğü görülmektedir: atdan “altdan” (6–85); Ebelfez (< Ar. Ebulfezl) (9–23);
ge “gel” (15–36); mesem “meselen” (18–168).
Bu örneklerin dıĢında Kivi köylerinden Ilıxıçı ağzıyla HiĢeyin
köylerinden Nüdü ağzında l ünsüzünü düĢüren kelimeler Ģunlardır: deyi
“değil” (29–309); xaq “halk” (6-261).
3.4.2.8. m düĢmesi:
Bütün Halhal ağızlarında birazcık anlamına gelen ve Türkçe bir + Far.
kem “az” kelimesinden meydana gelen bikem (<bir+kem) kelimesinde m
ünsüzünün düĢtüğü tespit edilmiĢtir: bike “birazcık” (< Far. bir–kem) (8–47).
3.4.2.9. n düĢmesi:
En çok düĢen ünsüzlerden biri de n ünsüzüdür. Akıcı konumda
bulunan n ünsüzü, süreksiz d, t, k, ç ve sızıcı s, Ģ ünsüzleriyle aralarında ünlü
olmaksızın tek hecede bulunduğu takdirde düĢme temayülü göstermektedir:
bakda “bankta” (19-9); Derbed “Derbent” (3-35); fet “fent” < Far. fend (2-66);
108
geşeg “güzel” < Far. qeşeng (18-141); külüħ “külünk” (30-291); ket “kent” (11031); pelek “leopar” < Far. pelenk (29-53); tüfek (1-406); zirzemide
“bodrum” (< Far. zîr-zemîn) (6-77); ād “ant” (6-248).
Halhal ağızlarında en çok görülen n düĢmesi, ilgi eklerinin ikinci n‟sinde
ortaya çıkar. Eski Oğuz Türkçesinde damak n‟li olan ilgi eklerinin Halhal
ağızlarının tamamında ŋ > n değiĢimine uğradığı görülmektedir. Ġsim
tamlamalarında tamlanan unsur ünlü ile baĢlıyorsa, ilgi ekinin ikinci n‟sinin
genelde düĢtüğü görülmektedir: xanu atdarın (19–5); gızınu adı (19-101);
bınu oğlu (30-1296); bunu üreyiin sirrin (30-453); birinü eteyinnen (30-1509);
senü itün (30-136); senü évün (17-434).
Yine bütün ağızlarda örneklerine rastladığımız ünsüz düĢmesi, ilgi
ekinin birinci n‟siyle ilgilidir. Halhal ağızlarında ikiz ünlülerin ortaya
çıkmasındaki nedenlerden biri de ilgi ekinin birinci n‟sinin düĢmesidir: atıın
adı “atının adı” (19-333); biriin évin “birinin evini” (26-66); iksiin dükani
“ikisinin dükkanı” (6-246); qārnın yāına “karının yanına”(1-303).
Ġlgi ekinin birinci n‟sinin düĢmesinden kaynaklanan ikiz ünlüler, alçalan
veya yükselen ikiz ünlüler konumundaysa, bir sonraki aĢamada ünlü
benzeĢtirmesi sonucu eĢit ikiz ünlülere dönüĢebilirler: meem “benim” (1–
196); neezü “nenenizi” (1–1024); seen “senin” (6–389); yaana “yanına” (26–
84).
Ġlgi ekinin ikinci ünsüzünde olduğu gibi kelime sonunda bulunan bütün
n‟ler, ister kelimenin kök ünsüzü olsun, ister herhangi bir eke ait olsun,
bulunduğu kelimeden sonra gelen kelime ünlü ile baĢlıyorsa düĢebilir: baxtu
açılsın “bahtın açılsın” (30-1431); duru ayağa “durun ayağa” (19-215); se éle
qızı götü “sen kızı götür” (19-343); ma ala ölürem “ben şimdi ölüyorum” (< Ar.
el’ân “şimdi”) (30–704).
Hımıs ağzında xanım kelimesinin n‟si de düĢerek xaam olarak birkaç
kere söylendiği kaydedilmiĢtir: xaam (17–174).
109
3.4.2.10. r düĢmesi:
Bütün Halhal ağızlarında düĢme oranı en yüksek olan ünsüz, r
ünsüzüdür. r ünsüzüyle biten bütün ekler, çekime girdikleri kelimenin son
hecesi konumunda bulundukları takdirde düĢmeye eğilimlidirler.
a) Çokluk 3. Ģahıs eklerinde r düĢmesi: geldile (6-385); iteledile (17-11);
otuzdurélla (17-76); yatılla (27-27).
b) -dır, -dir bildirme ekinde r düĢmesi: necürdü? “nasıldır?” (4-29);
çoxdu (6-91); néçe ildi “kaç yıldır” (17-502); odu (26-95); kilitdidi (17-11).
c) ġimdiki zaman ekinde r düĢmesi: alméysan (1-519); baxéysuz (1588); gédésen (1-512); öldüréysen (1-910); tanıyésān (17-78); tanımısan (301082).
r ünsüzünün düĢmeye maruz kaldığı bir diğer durum, kelimenin
kökünde bulunan r ünsüzüyle alakalıdır. r ünsüzüyle biten bütün fiillerin r
ünsüzü, söz konusu fiiller emir 2. Ģahısta iken bazen düĢer: du “dur” (6-312);
getî ”getir” ( 1– 320); götü “götür” (29-308); otu “otur” (17–361).
Ancak, söz konusu fiiller, ünlü ile baĢlayan bir ekle çekime giriyorlarsa
hece baĢına geçen r ünsüzü, vurguyu üzerine aldığından varlığını sürdürmek
zorunda kalır: durardı (27–24); getirir (29–21); götürün (30–474); oturup (7–
174).
Bütün Halhal ağızlarında kelime kök veya gövdesinde aralarında ünlü
olmaksızın yan yana bulunan r ve t ünsüzlerinden r ünsüzünün birçok yerde
düĢtüğü görülmektedir: çığadér (17-35); çıxat (30-795); döt (1-962); géçitţi (6364).
Birkaç yabancı kelimede de r ünsüzünün düĢtüğü tespit edilmiĢtir: feş
“halı” (< Far. ferş) (11–134); eye “eğer” (6–339).
110
3.4.2.11. s düĢmesi:
s düĢmesi, yabancı kaynaklı kelimelerle ilgili olup Kivi merkez ağzıyla
Varavart ağzında geçmektedir: meçid “mescit” (12–30); meçitder (15-109).
3.4.2.12. t düĢmesi:
t düĢmesi, sadece yabancı kaynaklı kelimelerde görülen bir ünsüz
düĢmesidir: des “takım” (< Far. dest) (29–247); desmal “mendil” (18–410) (<
Far. destmāl); dürüs “dürüst” (19-243); navax “ne vakit” (1–594); xuruş
“yemek türü” (18-469) (< Far. xuréşt); Reş’de “Şehir adı: Reşt’ten” (26–54).
3.4.2.13. v düĢmesi:
Eski Oğuz Türkçesinde bünyesinde v ünsüzünü barındıran bir kısım
kelimelerin v‟si Halhal ağızlarında düĢmüĢtür: çöürüb “çevirip” (19-108);
göerçin “güvercin” (30-1079); qōdu “kovdu” (6-345); qourardı “kavururdu” (2724); qozadı “qavzadı” (30-588); qualadı “kuvaladı” (17–169); oa “ova” (19107); souşdu “savuştu” (1-670); touğun “tavuğun” (11274-357).
Birkaç alıntı kekimede de v düĢmesi görülmektedir: aloun “alevin” (30–
1594); houzun “havuzun” (1-1155); soay “başka” < Ar. sevā (17–112).
Sadece HiĢeyin ağzı(-éyr)‟na bağlı Berende ve Kızıldere ağızlarında v
ünsüzünü koruyan örnek kelimeler bulmak mümkündür: qovdu (1–78); ovun
“avın” (1–378); ovuç “avuç” (30–94); suvarılla (1-177).
Yine HiĢeyin köylerinden Berende ağzıyla Kivi merkez ağzında suv (<
ET. sub)134 kelimesindeki v ünsüzü, Eski Türkçenin b‟sinden geliĢen bir
ünsüz olarak varlığını sürdürmektedir: suvu (1–166); suṿu (11–45).
134
Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, 3. baskı, TDK Yayınları / 529, Ankara, 1994.
111
3.4.2.14. y düĢmesi:
Bütün Halhal ağızlarında yardımcı y ünsüzünün bazen düĢtüğü
görülmektedir: déér “diyor” (< déyér) (15–80); neün “neyin” (1–1054); yéer
“yer” (17–403) (< yéyer); yéeceksen (6–259); yollééy “yolluyor” (29–205).
Bazen de kelime kök ve gövdelerinde y ünsüzünün düĢtüğü
görülmektedir: bȫründe “böğründe” < böyründe < bögründe (6–121); quuya
“kuyuya” (17-51); 'hééfdi “hayıftır” (1–1013); köfüm “keyfim” (30–388); şāed
“şayet” (26–99).
Eski Oğuz Türkçesinde son ünsüzü k olan gökçek135 kelimesi Halhal
ağızlarında k > y değiĢimine uğrayarak göyçek (30–1029) Ģeklinde telaffuz
edilmektedir. HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında göyçek kelimesinde de y
düĢmesi görülmektedir: gȫçek “güzel” (6–400).
Bir kısım örneklerin de kelime baĢındaki y‟lerinin düĢtüğü görülmektedir:
ılxısının “yılkısının” (19–68); il “yıl” (19–117); ildus (30–403); iy “koku” (30–
1230) (< Et. yıd); ulduz (18–359); ürek (16–27).
3.4.3. Hece DüĢmesi
Hece düĢmesi, bir kelimede hece oluĢturan bir ünlü veya bir ünlü ile bir
ünsüzün tamamen kaybolması demektir. Halhal ağızlarının karĢılaĢtığımız
hece düĢmelerinin bir kısmı kelimelerin ana heceleriyle ilgili olanıdır. r
ünsüzüyle biten fiillerin yalın konumundayken sonda bulunan r ünsüzlerini
düĢürdükleri, ünsüz düĢmesi bölümünde incelenmiĢtir: geti “getir” (1–320);
götü “götür” (29-308); otu “otur” (17–361).
Halhal ağızlarının tamamında yalın konumundayken r ünsüzünü
düĢüren fiiller,136 görülen geçmiĢ zaman ekiyle çekime girdikleri sırada sonda
bulunan
135
136
vurgusuz
ünlülerini
de
düĢürerek
Yeni Taram Sözlüğü, TDK Yayınları / 503, Ankara, 1983.
Bak: r düşmesi.
hece
düĢmesine
neden
112
olmaktadırlar: getdi “getirdi” (17–108); göttü “götürdü” (29–109); götdüm
“götürdüm” (21–6); otdu “oturdu” (1–15).
Halhal ağızlarında görülen bir diğer hece düĢmesi, isim tamlamalarında
meydana gelmektedir. Ġsim tamlamalarında bazen ilgi ekinin bazen de iyelik
eklerinin düĢtüğü tespit edilmiĢtir: bın ıçın “bunun için” (27–24); hamısın
şemşiri “hamısının şemşiri” (30–174).
ġimdiki Zaman, geniĢ zaman ve gelecek zaman çekimlerinde bazen
zaman eklerinin bazen de yardımcı unsurlarının düĢmesi hece düĢmesini
doğurmaktadır: déy'sen “diyorsun” (< déyirsen) (6–316); démér “demiyor” (<
démeyir) (15–87); gédecem (17–37); vuracam (18–343).
Eski Oğuz Türkçesindeki teklik 1. Ģahıs emir ekinin (–ayın, -eyin) birinci
hecesi düĢerek bütün Halhal ağızlarında –ım, -im; -um, -üm Ģeklinde ortaya
çıkmıĢtır: déyim (19–189); durum (30-1515); görüm (1–42); olmıyım (30-872).
Halhal ağızlarında en fazla görülen hece düĢmesi yabancı kelimelerle
ilgilidir. özellikle ikiden fazla hecesi bulunan alıntı kelimelerde bir hece
azalması görülmektedir: eğlen “en azından, hiç olmazsa” (< Ar. eḳallen) (1981); dēğe “dakika” (19-357); xāş “rica” (< Far. xāhéş) (17–245); mēlim
“muallim” (23–23); mesem “meselen” (26–33); müntası “münteha” (5–12);
mütesfane “maalesef” (21–17) (< Ar. mute’essifâne).
3.5. Ünlü BirleĢmesi
Ünlüyle biten bir kelimenin ünlü ile baĢlayan bir kelime ile yan yana
gelmesi durumunda iki ünlünün kaynaĢarak tek ünlü haline gelmesine ünlü
birleĢmesi
denilmektedir.
Daha
çok
Halhal
merkez
ağzında
ünlü
birleĢmelerinin kalıp kuruluĢlarda meydana gelmesi dikkat çekmektedir:
başuva nd osun “başına and olsun” (19–23); ēmoğli “emi oğlu” (17–463); néc
olub “nasıl olmuş” (18–330); néceliyim “nece eleyim” (17–305); öz için “özü
için” (17–104).
113
Bir
diğer
ünlü
birleĢmesi
–ér
Ģimdiki
zamanın
çekimlerinde
görülmektedir. Ünlü ile biten fiillerin –ér Ģimdiki zaman ekli çekimlerinde
yardımcı y‟nın düĢmesiyle –ér ekinin direk fiile gelmesi sonucu bir ünlü
birleĢmesi görülmektedir: ağlérsan “ağlıyorsun” (11–244) (< ağlayérsan);
payléram (15–43); tanéram (22–64).
-ér Ģimdiki zaman ekinde olduğu gibi –Ir, –Ur Ģimdiki zaman ekli
çekimlerde de yardımcı ünsüzün düĢmesi ve ekin direk fiile gelmesi sonucu
bir ünlü birleĢmesi görülmektedir: bağlıram (< bağlayıram) (30–217); élirem
(26–89); oxuram (30–1099).
Ayrıca Ir, -Ur, Ģimdiki zaman ekinin kullanıldığı Halhal merkez ağzında
olumsuzluk ekiyle Ģimdiki zaman ekinin ünlüsü yan yana gelmektedir.
Yardımcı ünsüzün düĢmesi sonucu yan yana gelen iki ekin, ünlü
birleĢmesine uğrayarak –mIr, -mUr, Ģeklinde kullanıldığı tespit edilmiĢtir:
görmür (26–80); olmuram (30–17); qoymur (30–121); sürmür (32–43).
Bir diğer ünlü birleĢmesi, Ģimdiki zamanın hikâyesinde görülmektedir:
istéydi “istiyordu” (1-81) (< isteyéydi); oxéydığ “okuyor idik” (< oxuyéydıx) (7–
16).
3.6. Türeme
3.6.1. Ünlü Türemesi
Bütün Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz ünlü türemesi teklik 2. Ģahıs
emir ekinde meydana gelmiĢtir. Eski Oğuz Türkçesi metinlerinde –qıl, -gil
Ģeklinde geçen137 teklik 2. Ģahıs emir eki, Halhal ağızlarında A(y) pekiĢtirme
enklitiği138 ile geniĢleyerek -gına, –gine Ģeklinde kullanılmaktadır: çıxgına
“çık” (19-120); getigine “getir” (18–309); olgına “ol” (18–314); vérgine “ver”
(17–126).
137
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 149.
Pekiştirme Enklitiği için bk: Ahmet Bican Ercilasun, La Enklitiği ve Türkçede Bir “Pekiştirme
Enklitiği” Teorisi, Dil Araştırmaları Dergisi Sayı: 2, Ankara, Bahar 2008, s. 35-56.
138
114
KarĢılaĢtığımız bir diğer ünlü türemesi alıntı kelimelerle ilgilidir: sübhi
çağı “sabah vakti” (< Ar. subh) (6–353); sumuruq < Far. sî-morq (18–248).
3.6.2. Ünsüz Türemesi
3.6.2.1. h türemesi:
Kelime baĢında türeyen h ünsüzü, Halhal ili ağızlarında ağızdan ağza
farklılık göstermektedir. HiĢeyin ağızlarından Nüdü ağzında éle “öyle”
zarfında, h türemesi görülürken öteki ağızların tamamında éle Ģeklindedir:
héle (6–15).
Kelime baĢında h ünsüzünün türediği bir diğer kelime helbet “elbet”
kelimesi olup HiĢeyin ağızlarından Berende, Kemer ağızlarıyla Hımıs
ağızlarında geçer: helbet (19–180, 1-9); helbetde (22-4),
3.6.2.2. k, x türemesi:
Eski Türkçedeki q-, -g ünsüzlerini düĢürerek Batı Türkçesine –ınca,
-ince (< -qınça, -ginçe) Ģeklinde geçen zarf-fiil eki, Halhal ağızlarının
tamamında k, x (< ok) pekiĢtirme enklitiği139 ile geniĢleyerek –ıncax, -incek
Ģeklinde geliĢmiĢtir: batıncax (27–11); doyıncax (19-19); gelincek (29–251);
yetişinceħ (30–1211).
3.6.2.3. l türemesi:
l türemesi HiĢeyin köylerinden Berende ağzında geçen bir yabancı
kökenli kelimede tespit edilmiĢtir: redyol “radyo” (1 – 1147).
139
Ahmet Bican Ercilasun, La Enklitiği ve Türkçede Bir “Pekiştirme Enklitiği” Teorisi, … s. 35-56.
115
3.6.2.4. m türemesi:
m türemesi, Hımıs ağzında, egem (< eger) kelimesinde tespit edilmiĢtir.
Bu ünsüz, mA, mU enklitiğinde geçen m pekiĢtiricisidir: 140 “eğer” (17–391) (<
*egerim > eger)
3.6.2.5. n (-An) türemesi:
Halhal ağızlarında tespit edilen bir diğer n enklitiği -cağın, -ceyin zarffiil ekinde görülmektedir. –n enklitiğini alan –IncA zarf-fiil (> -IncAn) eki, ilk
ünlüsünü düĢürerek, -cAğIn (> -IncAn) Ģeklinde ortaya çıkmĢtır: düşceyin
(18-263); gelceyin (27-42); görceyin (29-137); olcağın (30-940); vurcağın (18165).
3.6.2.6. t türemesi:
t türemesi, sadece bir alıntı kelimede geçer: xaişt “rica” (1-646)(< Far.
xāhéş).
3.6.2.7. y türemesi:
Halhal ağızlarında y türemesi en çok ek – kök iliĢkisinden
kaynaklanmaktadır. Ünlüyle biten isimlerin ünlüyle baĢlayan eklerle çekime
girdiği sırada y ünsüzünün türediği görülmektedir: ağaya (30-99); bıraya
“buraya” (1-200); qocayı (30-444); quyuya (18-188); ölüye (18-8).
Bütün Halhal ağızlarında ünlüyle biten fiillerin gelecek zaman ve geniĢ
zaman çekimlerinde de yardımcı y ünsüzü türemektedir: diyecek (29-276);
diyecem (30–641); éliyecem (1–833); oxuyacam (30–1934); yiyerdi (27-24).
Hımıs ve Halhal merkez ağızlarında kimin (< gibi) son çekim edatıın
yaklaĢma ekiyle çekime girdiği sırada da bir y türemesi tespit edilmiĢtir: dizéy
kimin “dize kadar” (19–317); girenéy kimin “girinceye kadar” (19–4); Kivi’yéy
140
Ahmet Bican Ercilasun, La Enklitiği ve Türkçede Bir “Pekiştirme Enklitiği” Teorisi… s. 35-56.
116
kimiņ “Kivi’ye dek” (19–349); 'oréy kimin “oraya kadar” (22–45); sübéy kimin
“sabaha dek” (15–14).
Halhal ağızlarının tamamında bir kısım yabancı kelimelerde de y ünsüz
türemesi görülmektedir: eylan “şimdi” (23–20) (< Ar. el’ān); gaday “dilenci”
(1-276) (< Far. gedā); nayrahtdí “rahatsız” (29–291) (< Far. Ar. nā-rāhet).
4. VURGU
Halhal ili ağızlarında vurgu meselesi, derlediğimiz kayıtları yazıya
geçirirken karĢımıza çıkan en önemli sorunlardan biriydi. Fiil çekimlerinde
soru iĢaretlerinin asla bulunmamasından kaynaklanan vurgu, Türkçe
kelimelerle
yabancı kökenli kelimeler arasındaki farklı
vurgulamalar,
ünsüzlerin düĢmesinden ortaya çıkan ünlü uzunlukları, Halhal ili ağızlarında
zengin bir vurgu sisteminin geliĢmesini sağlamaktadır.
4.1. Kelime Vurgusu
Halhal ili ağızlarında kelime vurgusu, Türkçe kelimelerle yabancı
kökenli
kelimeler
arasında
farklılık
göstermektedir.
Yabancı
kökenli
kelimelerde özellikle Türkçeye yeni girmiĢ yabancı kelimelerde vurgunun
bulunduğu yer kesinlikle orta hecedir: bila'xire (30–64722); der'besdi
“kiralanmıştı” (22–13) (< Far. derbest); mej'meyi (30–784); mute'qābilen
“karşılıklı olarak” (26-37) (< Ar. muteḳâbelen); péyman'ḳarlığa “inşaat işine”
(26–74) (< Far.Tür. péymânkâr+lığ+a); sirvet'mendi “zengindir” (53–205)..
Halhal ağızlarında Türkçe kelimelerin vurgusu, konuĢmanın doğal
akıĢında kelime sonunda bulunur. Ancak bir kelimenin özellikle üzerinde
durulmak istenildiğinde vurgu kelime baĢına geçer: 'geti (6–403); 'çoxdu (9–
18); 'xanımunan (1–22).
Halhal ağızlarında soru ekleri bulunmadığından sorulan unsur ne ise,
daima vurguludur. Normal cümleyle soru cümlesinin birbirinden ayırt edilmesi
de vurgudan hareketle mümkün olabilir: geldǖn Ehmed? “Ahmet geldin mi?”
117
(30-447); gözün ağréy? “gözün mü ağrıyor?” (1-869); vérer'sen? “verir
misin?” (17–131).
Bazen soru cümlelerinde kullanılan vurgu, ünlü uzamasına da yol
açmaktadır: tanıyésān? (17–78); necür olā? (15–71); saldı'rā? (17–316).
Halhal ağızlarının tamamında fiillerin Ģart çekimi genelde vurguyla
söylenmektedir: isde'sün (1–38); çeħmi'sen (30–431); sağalt'sun (29–69).
Bazen de normal vurgunun kuvvetli olması, ünlü uzunluklarını da
beraberinde getirmektedir: geldî
(1–129); gülḕŗ (18–418); yoldaşlār (30–
342); yōx (30–578).
Bazen de vurgunun normalden uzun olması bir sonraki hecenin
ünlüsünün düĢmesine neden olmaktadır: 'yarsın yéer “yarısını yer” (19–74).
Bazı kelimelerde de –ma, -me olumsuzluk ekinden önceki hecelerin
normalden daha vurgulu olduğu görülmektedir: 'démedim (30–1173); 'olmadı
(31–34); 'çıxmadı (11–218).
4.2. Cümle Vurgusu
Halhal
ağızlarında
cümle
vurgusu,
fiilden
önceki
bulunmaktadır. Bir cümlede vurgu fiile yakın unsurun üzerindedir.
kelimede
118
II. BÖLÜM
ġEKĠL BĠLGĠSĠ
Ġkinci bölüm fiil, isim ve edattan oluĢan üç ayrı alt bölümden
oluĢmaktadır. Ġsim baĢlığı altında isim yapımı, çekimi ve isim türleri
incelenirken fiil bölümünde fiil yapımı, fiil çekimi, sıfat-fiiller, zarf-fiiller ve edat
baĢlığı altında da edatlar, bağlaçlar ve ünlemler incelenecektir.
1. ĠSĠM
1.1. Ġsim Yapım Ekleri
1.1.1. Ġsimden Ġsim Yapma Ekleri
1.1.1.1. +aq, +ek
+aq, +ek eki, Eski Türkçede küçültme ve kuvvetlendirme eki olarak
kullanılmıĢtır.141 ĠĢlek olmayan bu ekin metnimizde sadece ince ünlülü örneği
bulunmaktadır: dibege “dibeğe” (6–17).
1.1.1.2. +an
Eski Oğuz Türkçesinde de +an, +en Ģeklinde kullanılan bu ekin
sadece kalın ünlülü örneği tespit edilmiĢtir: oğlan (17–8).
1.1.1.3. +cığaz
Sadece Hımıs ağzında bir örneğine rastladığımız bu ek, zavallılık
anlamında kullanılmaktadır: Memmed’cığaz (17–382).
1.1.1.4. +cıq, (+cıx)
Eski Oğuz Türkçesinden itibaren görülmeğe baĢlayan bu ekin ilk
Ģekilleri ç‟li olmuĢtur.142 Halhal ağızlarında küçültme anlamı taĢıyan bu ekin
141
142
A. Von Gabain, age, s. 45.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 164.
119
sadece c‟li Ģekilleri tespit edilmiĢtir: alacıx “çardak” (30–46); azcıx (18–115);
qancığ “hayvanın dişisi” (1–960).
1.1.1.5. +ça, +çe, +ca, +ce
Eski Oğuz Türkçesinde bu ekin sadece ç‟li Ģekilleri kullanılmıĢtır. 143
Halhal ağızlarında kullanılan iĢlek eklerden biridir. Bu ek, eĢitlik ekinin
kalıplaĢmasından meydan gelmiĢtir. Ekin kullanıldığı isimlerin bir kısmında
benzerlik ve küçültme anlamlarını sezmek mümkündür. Ancak, sıklıkla
kalıplaĢmıĢ bir yapım eki olarak kullanılmaktadır: qabaxca “önce” (30–35);
néçe “kaç” (9–5); néce “nasıl” (15–87); tekce (6–519); evvelce (30–869);
xırdaca “küçücük” (22–6).
1.1.1.6. +çaq, +çek
Eski Oğuz Türkçesinde iĢlek bir eĢitlik eki olan -çaḳ, –çek ekinin bir
kısım kelimelerde kalıplaĢarak bir yapım eki hâline geldiği görülmektedir. Bu
ekin çekim eki özelliğini yitirmesi, ekleĢtiği kelimenin anlam değiĢikliğini de
beraberinde getirmiĢtir. Örneğin, göyçek (gökçek) kelimesinin ilk anlamı “gök
gibi” olmalıdır. Bir nesneyi veya bir kiĢiyi göğe benzetmek aslında bir güzellik
anlayıĢıdır. Bu anlayıĢtan hareketle de “gök gibi” anlamını taĢıyan göyçek
kelimesinin günümüz Halhal ağızlarında ve ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde
artık gökle hiçbir ilgisi kalmadığını, tamamıyla güzel anlamına geldiğini
görmekteyiz: göyçek “güzel” (< gökçek) (30–1029); tumançağ “çıplak” (9–70);
yélçegim “başörtüm”(19–187).
1.1.1.7. +çı, +çi, +çu, +çü
Bu ek, meslek isimleri yapan bir ektir. Eski Oğuz Türkçesinde –çı, -çi
Ģeklinde kullanılan ek144 Halhal ağızlarında düzlük – yuvarlaklık uyumuna
143
144
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 167.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 158.
120
girerek –çı, -çi, -çu, -çü Ģeklinde geliĢmiĢtir: deyirmançı (18–325); cüççü
“çiftçi” (< Far.Tür. coft-çi) (1–1039); ekinçi “çiftçi” (28–39); élçi (17–163);
muştuluqçu (1–950).
Yine +çı, +çi, +çu, +çü eki üzerine gelen +lıq, +lik eklerinden soyut
isimler yapılmaktadır: çobançılığ (30–1081); ekinçilikde “ziraatta” (32–16);
müselmançılığ
(30–1613);
serbazçılığa
“askerliğe”
(9–35);
yarımçılıq
“tamamlanmamış” (6–142); yolçuluğ “dilencilik” (30–300).
1.1.1.8. +daĢ
Anlam olarak eĢlik ve ortaklık bildirmektedir. Eski Oğuz Türkçesinde
bu ekin ünlü uyumu bağlamında +daĢ, +deĢ Ģekilleri kullanılırken145 Halhal
ağızlarında bu ekin sadece +daĢ Ģekli yaĢamaktadır: qardaş (4–13); yoldaş
(14-9).
1.1.1.9. +gil
Topluluk ve akrabalık bildiren bir ektir. Halhal ağızlarında çok yaygın
bir Ģekilde kullanılan bu ekin sadece –gil Ģekli bulunmaktadır: nenemgilnen
“annemlerle” (26–16); Eli’gile “Alilere” (6–234); Ziyad Xan’gilde (19-70);
şahgile “şahlara” (17–229).
1.1.1.10.+q (> +ğ)
ĠĢlek olmayan bir ektir. Sadece q‟lı örneği tespit edilmiĢtir: qabuğunnan
“kabuğundan” (1–742).
1.1.1.11. +qa, +ge
ĠĢlek olmayan bu ekle ilgili iki örnek tespit edilmiĢtir: başqa (6–99);
özge (30–645).
145
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 94.
121
1.1.1.12. +ki, +kı, +ku, +kü
+ki, +kı, +ku, +kü eki, isimden sıfat yapan bir ektir. Eski Türkçede +ḳı,
+ki Ģekilleri bulunan bu ek, Eski Oğuz Türkçesinin ilk devrelerinde +ḳı, +ki
Ģeklinde kullanılsa da yine Eski Oğuz Türkçesinde Farsça kökenli ki edatının
etkisinde kalarak sadece +ki Ģekli ile kullanılagelmiĢtir.146 Halhal ağızlarında
bu ekin kalınlık – incelik ve düzlük - yuvarlaklık ünlü uyumu dâhilinde dört
Ģekli bulunmaktadır. Ancak kalın ve ince ünlülü Ģekillerde sadece ön-damak k
ünsüzü kullanılmaktadır. Bu ekin ünlü uyumu bulunduğu hâlde ünlü – ünsüz
uyumuna bağlanmaması, ekin Eski Türkçedeki +ḳı, +ki ekinden değil de; Eski
Oğuz Türkçesindeki -ki ekinden geldiğini göstermektedir. Eski Türkçeden
gelmiĢ olsaydı kalınlık – incelik ünlü uyumunun yanı sıra ünlü – ünsüz
uyumunun da bulunması gerekmekteydi: büyünkü (29–281); dünenkü (1–
109); içerdeki (1–118); onunkun “onunkini” (6–133); yankı “yandaki” (1-42).
1.1.1.13. +lı, +li, +lu, +lü (>+dı, +di; +rı, +ri)
+lI, +lU sıfat yapan eklerden biridir. Eski Oğuz Türkçesinde sadece
+lu, +lü Ģekilleri bulunan bu ek,147 Halhal ağızlarında küçük ünlü uyumuna
girerek +lı, +li, +lu, +lü Ģekilleriyle kullanılmaktadır: başarıxlı “başarılı” (başar-ı-x-lı) (6–442); bıralı “buralı” (12–83); dilli (11–231); qayrılı “hazır” (qayır-ı(q)-lı )(6-68); qoyuluxluydu “başı kapalıydı” (< qoy-u-(q)-lux-lu) (1-531);
subutlu (30–1564); sulu(32–17); töreli “düzgün, sağlam” (17–391); üzüqoylu
“yüzkoyun” (< qoylu < *qoyulu < *ḳoyılı < *ḳodı+lıġ< KB. ḳodı “aĢağı,
aĢağıya”) (30-712).
+lı, +li ekinin d, t ünsüzlerden sonra geldiğinde –dı, +di ve r
ünsüzünden sonra geldiğinde –rı, +ri Ģekillerinde ünsüz benzeĢtirmesine
uğradığı görülmektedir: addı “adlı” (6–392); imḳanatdı (22–80); ketdisi
“köylüsü” (26–100); şehirrisi (26–100); xéyirri “hahırlı” (30–980); Kemerriyem
(9–2) oğurriymiş “hırsızmış” (< oğurlu)(22–70).
146
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 163.
147
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 95.
122
1.1.1.14. +lIq (+lIx), +lUq (lUx), (> +dIx, +dUx, +rIx, +rUx)
+lıq, +lik eki Halhal ağızlarında isimlerden isim ve sıfat yapan bir ektir.
Kullanım sıklığı en yüksek olan eklerden biridir. Eski Oğuz Türkçesinde ünlü
uyumuna girmekle birlikte, yuvarlak ünlülü tabanlara düz ünlü ile geldiği
örnekler de bulunur”148 Ancak, Halhal ağızlarında tamamıyla küçük ünlü
uyumuna girmiĢ vaziyettedir : ajlıx “açlık” (9–57); aylıx (1–216); qonaxlıx (9–
72); uşaxlıx “çocukluk” (4–42); ucalığ “yükseklik” (30-713); bedbahlığ (6–
333); bahalığ “enflasyon” (11–110); doslux “dostluk” (13–19); küllügü (4–47);
susuzlux (18–203); yelig “sahip” (19–354).
+lIq, +lUk (lUx, +lUg)
eki, r ve d, t ünsüzleriyle biten isimlere
geldiğinde rl > rr ve tl, dl > tt, dt ünsüz benzeĢtirmesine uğramaktadır:
arvatdıx “avratlık” (17–522); xéyirrig “hayırlık” (30–1284); saatdıx (14–15);
seyyaddığa “balıkçılığa” (2–30).
1.1.1.15. +mci, +mcü; +nci
Sayı isimlerinden sıra ve derece ifade eden isimler yapar. Eski
Türkçede bu ek, iki sayısında +nti (ikinti), geri kalan tek rakamlı sayılarda +nç
(altınç) Ģeklinde kullanılmıĢtır.149 Eski Türkçeden sonra ekin +nç Ģekli, iki
sayısında da ikinç Ģeklinde kullanılmaya baĢlamıĢtır. Sonuna -i iyelik ekini
alan +nç eki, ikinti’deki +nti ekinin sonundaki i‟nin de etkisiyle Eski Oğuz
Türkçesine +nçI Ģeklinde geçmiĢtir.150 Halhal ağızlarında bu ek, genelde m‟li
Ģekilleriyle kullanılmaktadır: üçümci (30-1556); üçümcü (1–686); ikimci (26–
20); evvelimci (30–1078).
Mahmut Sarıkaya, Güney Azerbaycan Türkçesi Grameri‟nde bu sıra
sayı ekinde görülen m‟li Ģekillerin Farsça sıra sayısı yapan +m ekinin etkisiyle
ortaya çıktığı kanısındadır.151 Yine araĢtırmacılardan Benzing +m ekinin
148
Gürer Gülsevin, age., s. 117.
A. Von Gabain, age, s. 75.
150
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 168-69.
151
Mahmut Sarıkaya, age, s. 184.
149
123
Farsçadan, Erdal ise Toharcadan geldiğini düĢünmektedirler.152 Ancak,
Ahmet B. Ercilasun sayı eki +m‟nin +nç‟den daha eski olacağını
savunmaktadır:153
Sıra sayı ekinin sadece Berende ağzında bir örnekte n‟li Ģekli tespit
edilmiĢtir: birinci qapını (1–88).
Bütün halhal ağızlarında bol miktarda örneği bulunan ortanca
kelimesinin de n‟li Ģekliyle kullanıldığı tespit edilmiĢtir: ortancıl oğlumunan
“ortanca oğlumla” (22-12); ortancıl qız (1-223); ortancılı (31-44).
1.1.1.16. +sız, +siz, +suz, +süz
+lI, +lU ekinin olumsuzudur. Eski Oğuz Türkçesinde devamlı yuvarlak
ünlüyle kullanılmıĢtır.154 Halhal ağızlarında büyük ve küçük ünlü uyumu
bağlamında dört Ģekli bulunmaktadır:
dedesizsüz “dedesizsiniz” (1–999);
sözsüz (16 –21); sualsız (16–21); susuzluğ (17-402).
1.1.1.17. +sul
Sıfat yapan bir ektir. Eski Oğuz Türkçesinde sadece yoḳsul155
kelimesinde geçen bu ek, Halhal ağızlarında da aynı örnekte tespit edilmiĢtir:
yoxsul (6–209); yoxsuldan (1-601).
1.1.1.18. –tı
Bu ek de iĢlek olmayan bir ektir. Tabiat taklidi isimlerden isim yapar:
şırıltısına (29–53); şıqqıltı (17–415).
152
Ahmet B. Ercilasun, Türkçede Benzerlik Bildiren +m Morfemi, Dil Araştırmaları yıl: 1, Sayı: 1,
2007 Ankara, s. 18.
153
Ahmet B. Ercilasun, Türkçede Benzerlik Bildiren +m Morfemi, Dil Araştırmaları, yıl: 1, Sayı: 1,
2007 Ankara, s. 17.
154
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 95.
155
Gürer Gülsevin, age, s. 119.
124
1.1.1.19. +gah
Farsçada isimden isim yapan –gâh eki, Farsçada yer, mekân ismi
yapar. Bu ek, Türkçe bir tek örnekte tespit edilmiĢtir: düşergahdı “durulacak,
inilecek, dinlenecek yer” (< Tür. Far. düş+er+gah) (1–1053).
1.1.1.20. +ter
Farsçada mübalağa bildiren bu ek, sadece çok kelimesinde isimden
isim yapan –raḳ eki yerine kullanılmıştır: çoxter “daha çok” (10-9).
1.1.2. Fiilden Ġsim Yapma Ekleri
1.1.2.1. -a, -e
ĠĢlek olmayan bir ektir. Sadece yara kelimesinde geçer: yaraladım (<
yar-a+la-) (6-108); yaralarına (17-406).
1.1.2.2. –aq (-ax), -ek
Fiilin hareketinden doğan soyut ve somut isimler yapar. Bu ekin Halhal
ağızlarında daha çok kalın Ģekilleri, tespit edilmiĢtir: qonaxlar (17–166); pıçax
(1–237); sancağı (30–742); sancax (18–25); sarsax (6-513); sorağ “haber”
(6–298); sorağım “haberim” (10-8).
1.1.2.3. -anax, -enek
ĠĢlek olmayan eklerden birdir. Bir örnekte tespit edilmiĢtir: boğanax
“bitki türü” (27–7).
1.1.2.4. -caq, -cek
ĠĢlek olmayan bir ektir: tüpürcek “tükürük” (30-718).
125
1.1.2.5. –q (-x), -k (-g)
Fiilin hareketinden doğan ismi, fiilin hareketi sonucunda ortaya çıkan
nesnenin adını yapan bir ektir. Halhal ağızlarında kullanım sıklığı yüksek olan
eklerden biridir: axsax (6-513); belege “kundağa” (1-1076); biligi “bilgisi” (1–
859); döşegü üsdüne “döşeğin” (18–444); elek (27-40); fışqırıq “ıslık” (30–
1449); qılıx “şekil, biçim” (1–1167); qorux “koruma altına alınmış alan” (19268); tepik “tekme” (1–563).
1.1.2.6. -qa, -ge
Bu ek, hareketi yapan aracı ve hareket sonucu ortaya çıkan nesneyi
adlandırır: qorqa (< qavur-qa) (5-41); süpürge (1-765).
1.1.2.7. –qI (-xu)
Fiilin hareketi sonucu ortaya çıkan durumu ve fiilin hareketini yapanı
ifade eder. Bu ekin sadece kalın ünlülü örnekleri kullanılmaktadır: qırqı
“şahin” (30–1182); yuxu “uyku” (< yuḳu < uyuḳu < udıḳu) (6–49).
1.1.2.8. -ı, -i, -u, -ü
Hareketin sonucunda ortaya çıkan soyut ve somut isimler yapan bir
ektir. Bu ek, Eski Türkçede fiilden isim yapma -ġ, -g ekinin Batı Türkçesinde
düĢmesiyle düĢen ekin görevini üstlenen yardımcı ünlülerden ortaya
çıkmıĢtır.156 Halhal ağızlarında kullanım sıklığı yüksek olan eklerden bir
tanesidir: doludu “doludur” (18 – 65); qayrılı “hazır” (qayır-ı-lı ) (6–68);
qorxumnan “korkumdan” (1-195); ağzı qoyuluxluydu “başı kapalıydı” (< qoyu-lux-lu) (1-531); ölü (18-20); sayí (15-118); sürü (29-49); üzüqoylu “yüz
koyun” (< qoyulu < qoy-u-(q)-lu) (30-712); yaxşı (< yaḳış-ı) (3–49).
156
Muharrem Ergin, s. 192.
126
1.1.2.9. -ıĢ, -iĢ, -uĢ, -üĢ; -Ģ
Bu ek, fiillerin hareket ismini yapan eklerden biridir: görüşüme (1–701);
oynaş (30–819); öpüş (17–220); yağış (28–44).
1.1.2.10. -m
ĠĢlek olmayan eklerden biridir: bir büküm çöreħ “bir parça ekmek”(1957); ölüm (18–415).
1.1.2.11. -ma, -me
Halhal ağızlarında kullanılan iĢlek eklerden biridir: anadan gelme
“anadan doğma, doğuştan” (1-757); düyme (17–223); qatdama (< qatla-ma)
(6–84); déme “güya” (17–373); işme “içme” (30–1494); yarma “pirinç
kırıntılarından yapılan pilav” ( 27-29).
Bu ekle ilgili tek değiĢiklik, ünsüz benzeĢtirmeleri sonucu –be Ģeklinin
ortaya çıkmasıdır: yarma köpbesi “yarma pilavı” (< köpme (27–29).
1.1.2.12. –maq (-max), -mek
Fiillerin hareket ismini yapar. Halhal ağızlarında geçen iĢlek eklerden
biridir: almax (18-380); démek (9-18); gülmek (15–93); yuma'ğa “yıkamağa”
(6-169).
Bir örnekte –pm- > -pb- benzeĢtirmesi sonucu –bağ Ģeklinin
kullanıldığı tespit edilmiĢtir: tapbağ (< tapmağ) (26–66).
1.1.2.13. -man
Sadece deyirman kelimesinde geçen bu ek, tek Ģekilli olup büyük ünlü
uyumuna tâbi değildir: deyirman “değirmen” (< tegir- *”çevirmek” > EUTS.
tegrä “daire”) (18–358); deyirmançı “değirmenci” (18–325).
127
1.1.2.14. -maz
Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz Ģekilleri bulunan bu ek,157 Halhal
ağızlarında sadece bir özel adda tespit edilmiĢtir: Solmaz “özel ad” (11–222).
1.1.2.15. -n
-n eki, fiilin hareketini yapanı, fiilin hareketi sonucunda beliren nesneyi
ifade eden bir ektir: gelin (12-14); qoşun (19-377); tütün (30-1353).
1.2. Ġsim Çekim Ekleri
Ġsim çekim ekleri, isim kök ve gövdelerine getirilerek onların gramatikal
açıdan iĢlekliğini sağlayan eklerdir. Ġsimler, isim çekim ekleri vasıtasıyla kendi
aralarında ve öteki dil öğeleri arasında bağlantı kurarlar. Kelime gruplarında
ve cümlede isimlerin iĢlekliğini sağladıklarından isim çekim eklerine, isim
iĢletme ekleri de denilmektedir.
1.2.1. Çokluk Eki
Çokluk eki, Ġsimlerde ve zamirlerde aynı türden birden çok varlığı
anlatmak için kullanılır.158 Eski Oğuz Türkçesinin çokluk eki +lar, +ler‟dir.159
Halhal ağızlarında da çokluk eki, EOT‟de olduğu gibi +lar, +ler Ģeklindedir:
bardaxlar (19–29); qızlar (29–221); qonaxlar (6–504); yazıxlar “garibanlar”
(14–20).
Halhal
ağızlarında
çokluk
ekiyle
ilgili
görülen
tek
değiĢiklik,
kendisinden önce gelen ünsüzlerin etkisiyle +nAr, +rAr, +dAr, +tAr Ģekillerini
almasıdır. Ek, n, r, d ve t ünsüzleriyle biten isimler çekime girdiğinde nl > nn,
rl > rr, dl > dd, tl > td, tl > tt ünsüz benzeĢmesine uğramaktadır: atdarı (18–
296); addarın (1-637); arvaddarı (17–107); arvttardan (30-818); düktürrer (1–
157
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 155.
Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları: 575, Ankara 1992, s. 39.
159
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 81.
158
128
757); qazannar (18–495); xannar (19–213); öylatdarı “evlatları” (29-123);
yérreri (9–41).
Nüdü ağzında sadece bir örnekte çokluk ekinin r ünsüzü düĢmesine
uğradığı tespit edilmiĢtir: menim adamlaımdı “benim adamlarımdı” (6-416).
1.2.2. Ġyelik Ekleri
Teklik 1. Ģahıs:
Teklik 1. Ģahıs iyelik eki, Eski Oğuz Türkçesinde +m olup yardımcı
ünlüsü dâima yuvarlaktır.160 Halhal ağızlarında da teklik 1. Ģahıs iyelik eki
+m‟dir. Ancak, ekin yardımcı ünlüsü, düzlük – yuvarlaklık uyumuna bağlıdır:
ağam (11–94); qızım (1–927); nenem (12–83); oğlum (32–15); özüm (4–46).
Teklik 2. Ģahıs:
Eski Oğuz Türkçesinde teklik 2. Ģahıs iyelik eki, +ŋ Ģeklinde olup
yardımcı ünlüsü de yuvarlaktır.161 Halhal ağızlarında teklik 2. Ģahıs iyelik
ekinin ŋ > n değiĢimine uğradığı görülmektedir. Ancak, söz konusu ek,
ünsüzle biten isimlerle çekime girdiğinde yardımcı ünlüsündeki yuvarlaklılık
hâlen devam etmektedir: barmaqlarun (17–45); daşlarun (15-104); göylün
“gönlün” (11–193); senün (15–36).
Hatta ek, ünlü ile biten bir kısım isimlerle çekildiğinde bile kendisinden
önce gelen kelimenin son ünlüsünü yuvarlaklaĢtırmaktadır: ağun “ağan” (<
ağa-n): ağun (30–609); dedün “baban” (< dede-n) (6-12); nenün “annen” (<
nene-n)(15-61).
Ancak, bu yuvarlaklaĢmayı kesin bir kurala bağlamak mümkün
değildir; sonu ünlüyle bitip de teklik 2. Ģahıs iyelik eki alan bir kısım
örneklerde bu yuvarlaklaĢma görülmemektedir: nenen “annen” (17-55);
dedennen “babandan” (< dede-n-den) (1–857).
160
161
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 81.
Gürer Gülsevin, age, s. 8
129
Teklik 2. Ģahıs iyelik ekiyle ilgili bir diğer değiĢiklik, bu ekin belirtme ve
yaklaĢma ekleri aldığı durumlarda ŋ > v değiĢimine uğramasıdır:
Teklik 2. Ģahıs iyelik eki + yaklaĢma: başuva “başına” (6–323); évüve
“evine” (29–141); elüve “eline” (1–766); sağlığuva “sağilığına” (19–23).
Teklik 2. Ģahıs iyelik eki + belirtme eki: başuvu “başını” (19–147);
qızuvu “kızını” (1–926); sözüvü “sözünü” (6–525); şéyrüvü “şiirini” (6–526).
Ġsmin yaklaĢmalı ve belirtmeli hâlinde ŋ > v değiĢimine uğrayan ek, bir
kısım örneklerde v ünsüzünü düĢürerek ikiz ünlülerin doğmasına sebep
olmaktadır:
Teklik 2. Ģahıs iyelik eki almıĢ ismin yaklaĢma hâli: başua “başına” (6–
405); dedüe “babana” (< dedene)(17–427); elüe “eline” (29–81); uşağua
“çocuğuna” (11–228).
Teklik 2. Ģahıs iyelik eki almıĢ ismin belirtme hâli: başuu “başını” (29–
99); canuu “canını” (17–234); gümüşüü “gümüşünü” (6–259); özüü “kendini”
(< öz-ü-n-ü) (18–193).
Teklik 2. Ģahıs iyelik ekiyle ilgili saptadığımız bir diğer geliĢme, Hımıs
ağzında ŋ > v değiĢmesinin ardından ekin v > y değiĢimine uğramasıdır: 162
bağuyu (19–266); başuyu (17–338); canuyụ (18–403); kesbüyü “kazancını”
(15–9); oğluyu (17–19); pambuğuyu (17–150).
Teklik 3. Ģahıs:
Eski Oğuz Türkçesinde teklik 3. Ģahıs iyelik eki için sadece düz ünlülü
Ģekiller kullanılmıĢtır.163 Halhal ağızlarında teklik 3. Ģahıs iyelik eki ünsüzle
biten isimlerden sonra +ı, +i, +u, +ü Ģeklindedir: onun qulağına (21–9); onun
kesbi (29–5); onun yolun (30–460).
162
163
Bak: v > y değişmesi
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 81.
130
Ünlüyle biten isimler üzerine gelen teklik 3. Ģahıs iyelik eki +sı, +si,
+su, +sü Ģeklindedir: arası (1–320); babası (6–146); dedesi (17-106);
Türküsü “Türkçesi” (18-213).
Sadece su ile ne kelimeleri için +u, +i Ģekilleri kullanılmaktadır: onun
neyin öldürüsen (30–1001); munun suyu (11–50).
Ancak Kivi ağzında ne kelimesi için de teklik 3. Ģahıs iyelik eki olarak
+si Ģeklinin kullanıldığı tespit edilmiĢtir: her nesi var (11–47); her 'nesi var
(11–44).
Teklik 3. Ģahıs iyeliğinde görülen tek ses olayı, ek yığılmasıdır.
biri+i+si kelimesinde aynı cinsten iki ekin üst üste kullanıldığı görülmektedir:
birisi (19-52); birisini (29-134).
Çokluk 1. Ģahıs:
Eski Oğuz Türkçesinde devamlı yuvarlak Ģekilleri bulunan çokluk 1.
Ģahıs iyelik eki,164 Halhal ağızlarının tamamında küçük ünlü uyumuna girerek
+mız, +miz, +muz, +müz Ģeklinde geliĢmiĢtir: qanımız (30–873); işimiz (1–
635); toyumuz (3–60); üçümüz (18–182).
Çokluk 2. Ģahıs:
Eski Oğuz Türkçesinde +ŋuz, +ŋüz Ģeklinde kullanılan çokluk 2. Ģahıs
iyelik eki,165 Halhal ağızlarında bir kısım değiĢikliğe uğramıĢtır. Ekin ünsüzle
biten isimlerden sonra gelen Ģekli, +uz, +üz Ģeklinde olup devamlı yuvarlak
ünlülüdür: aduz “adınız” (20-1); sesüzi “sesinizi” (20–8); yaşuz “yaşınız” (5-3);
zemilerüz “tarlalarınız” (28–20).
Ekin ünlüyle biten isimlerden sonra gelen Ģekli ise +z olup kendisinden
önce gelen kelimenin düz ünlüsünü de sürekli yuvarlaklaĢtırmaktadır: bacuza
164
165
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 82.
Gürer Gülsevin, age, s. 12.
131
“bacınıza” (11-194); dedüzi “babanızı” (< dede-z-i) (30-1234); qeynatuz
“kaynatanız” (1-350): nenüzi “annenizi” (< nene-z-i) (1-911).
Sadece Hımıs ağzında, su kelimesinde çokluk 2. Ģahıs iyelik ekinin
+uz Ģeklinde kullanıldığı tespit edilmiĢtir: suyuz (18–211).
Muharrem Ergin +z, +uz, +üz çokluk 2. Ģahıs iyelik ekinin geliĢim
sürecini Ģöyle açıklar: élüze “ilinize” < él+ü+z+e < elǖze < élüvüze <
élüŋüze.166 Bizce de çokluk 2. Ģahıs iyelik eki, +ŋUz > +Uz, +z değiĢimine
uğramadan önce *+(U) vUz ara merhalesini geçirmiĢtir. Ancak, bütün Halhal
ağızlarında +Uz Ģeklinde kullanılan çokluk 2. Ģahıs iyelik ekinde ŋ düĢmesine
öncülük eden ŋ > v değiĢmesiyle ilgili herhangi bir iz bulunmamaktadır. Bu
nedenle +Uz [< +(U) ŋUz] ekindeki ŋ düĢmesinin açıklanması, teklik 2. Ģahıs
iyelik ekinde tespit edilen süreçten hareketle mümkün olacaktır. Teklik 2.
Ģahıs iyelik ekininin yaklaĢma ve belirtmeli hâlinde görülen v‟li Ģekiller, çokluk
2. Ģahıs iyelik ekinin geliĢim sürecini takip etme açısından bir ipucu
sunmaktadır.167 Eski Oğuz Türkçesinin çokluk 2. Ģahıs iyelik ekindeki [+(U)
ŋUz] ŋ ünsüzü, ilk önce ŋ > v değiĢmesine uğramıĢtır: *+(U)vUz. Ek bir süre
*+(U)vUz Ģeklinde kullanıldıktan sonra v ünsüzünü de düĢürerek bir
süreliğine uzun ünlülü hâliyle kullanılsa gerek: *+Ūz. Nihayet, uzun ünlünün
normal süreli ünlüye dönüĢmesiyle ekin +uz ve +üz Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır.
Halhal ağızlarında ekin tamamıyla yuvarlak ünlülü olması, bir önceki
aĢamada kullanılan uzunluğun devamı niteliğindedir: iküz “ikiniz” (1-1205);
özüz kendiniz” (2-27); yérrerüz “yerlerininz” (32-16); kendüz “köyünüz” (9-10).
Çokluk 3. Ģahıs:
Eski Oğuz Türkçesinde +lArI Ģeklinde kaydedilen çokluk 3. Ģahıs iyelik
eki,168 Halhal ağızlarında hiçbir değiĢime uğramadan kullanılmaktadır:
ayaxları (17-167); dişleri (19-132); gözleri (27-59); uşaxları (29-131).
166
Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi, s. 97.
Bak: Teklik 2. şahıs iyelik eki.
168
Gürer Gülsevin, age, s. 12.
167
132
Çokluk 3. Ģahıs iyelik ekinde görülen tek değiĢiklik; n, d ve t
ünsüzleriyle yan yana geldiğinde ekin +nArI, +dArI ve +tArI Ģekillerinin ortaya
çıkmasıdır: dennerin “tanelerini” (30-1210); derāmedderi “gelirleri” (< Far.
derāmed” (13-32); etderin “etlerini” (27-44); itteri (14-17).
Halhal Ağızlarında Ġyelik Eklerinin ġeması
Teklik
Çokluk
I.Ģh.
–m
-mız, -miz, -muz, -müz
II. Ģh.
-n
-uz, -üz; –z
III. Ģh. -ı, -i, -u, -ü; -sı, -si, su, sü -ları, -leri
1.2.3. Aitlik Eki
Eski Türkçede +ḳı, +ki Ģeklinde kullanılan bu ek, Batı Türkçesinin
baĢından beri Farsça kökenli ki edatının etkisinde kalarak çok Ģekilliliğini
yitirip tek Ģekilli bir ek hâlini almıĢtır.169 Halhal ağızlarında da bu ekin
ünsüzündeki tek Ģekillilik, bu ekin Batı Türkçesinde gösterdiği değiĢimin
devamı olsa gerek: bıranınkı (11-24); yankı “yandaki” (1-42).
Ancak +ki aitlik eki Halhal ağızlarında büyük ve küçük ünlü uyumuna
girerek +kı, +ki, +ku, +kü Ģeklinde geliĢmiĢtir: ağaşţakı (30-749); büyünkü
(29–281); dünenkü (1–109); içerdeki (1–118); onunkun “onunkini” (6–133);
yankı “yandaki” (1-42).
169
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 163.
133
1.2.4 Hâl Ekleri
1.2.4.1. Ġlgi Eki
Ġlgi eki bir ismin baĢka bir isme bağlılığını bildirir. Eski Oğuz
Türkçesinde ilgi eki için sadece dar - yuvarlak ünlülü Ģekiller kullanılmıĢtır.170
Halhal ağızlarında ilgi ekinin küçük ünlü uyumuna girmesi sonucu yuvarlak
Ģekilleri de geliĢerek ekin, +ın, +in, +un, +ün; +nın, +nin, +nun, +nün Ģekilleri
kullanılmaktadır: şahun qızının (18–236); senin qızun (29–74); onun évine
(7–6); düktürün metebbine (1–868); oğlanın rehmi (1-951); gécenin yarısı
(17–231); senün işün (9–3).
Halhal ağızlarında ilgi ekiyle ilgili tespit ettiğimiz en önemli değiĢiklik,
ekin tamlanan unsurla iliĢkisinden kaynaklanmaktadır. Tamlama grubunda
tamlanan kelime ünlü ile baĢlıyorsa ilgi ekinin son ünsüzünün genelde
düĢtüğü görülmektedir: birinü eteyinnen (30–1509); birini adı (31–3); kişini
ağlı (18–301); oğlanu adı (17–24).
1.2.4.2. Belirtme Ekleri
Belirtme ekleri, isimleri fiilin nesnesi hâline getiren eklerdir. Kök
Türkçede ismin yalın hâli için +ġ, +g; iyelik eki almıĢ hâli için +n; zamirler için
de +nı, +ni Ģekilleri kullanılmaktadır. Batı Türkçesine geçerken ismin yalın
hâlinde kullanılan +ġ, +g ekleri düĢünce ekin yardımcı ünlüleri ekin görevini
üstlenerek Batı Türkçesinin genel belirtme eki hâline gelmiĢtir.171 Halhal
ağızlarında ünsüzle biten isimlere gelen belirtme eki +ı, +i, +u, +ü Ģeklindedir:
aşıxları (15–98); şéyi (26–50); pambuğu (17-123); üzümü (17–162).
Ünlüyle biten isimlere ve zamirlere gelen iyelik eki ise +nı, +ni, +nu,
+nü Ģeklindedir: bını “bunu” (19–68); gözünü (29–292); qapını (30–314);
qemeni (18–134); quzunu (11–126); onı “onu” (29–122); onu (1–623).
170
171
Gürer Gülsevin, age, s. 25.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi... s. 232.
134
Sadece Kızıldere ağzında ünlüyle biten isimden sonra yardımcı y
ünsüzü getirilerek +ı belirtme ekinin kullanıldığı tespit edilmiĢtir: qocayı
“yaşlıyı” (30–444).
Eski Türkçede iyelikli isimlerden sonra gelen +n belirtme ekinin de
Halhal ağızlarında 3. Ģahıs iyeliklerde olduğu gibi kullanılmaya devam edildiği
görülmektedir: barmaqların bağlér (17-61); başın kes'dim (6–140); qapısın
berkitdim (1–95); köyneyin getirersen (29–189); yarısın yéyib (30–128).
1.2.4.3. Yönelme Eki
Yönelme eki, fiilin hareket yönünü belirleyen bir ektir. Eski Türkçede
+ġa, +ge Ģeklinde kullanılan yönelme eki, Batı Türkçesine geçerken ġ ve g
ünsüzlerinin
düĢmesi sonucu
+a,
+e
Ģeklinde
geliĢmiĢtir.172
Halhal
ağızlarında da Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi ismin yönelme hâli eki, +a,
+e Ģeklindedir: ağaca (1–725); dağa (6–99); dedesine (17–86); éve (19–71);
ölüye (18–8); néçiye (29–60).
1.2.4.4. Bulunma Eki
Bulunma eki, fiilin bildirdiği eylemin yerini ve içinde bulunduğu durumu
gösterir.173 Eski Oğuz Türkçesinde bulunma eki için +da, +de Ģekilleri
kullanılmıĢtır.174 Halhal ağızlarında da ismin bulunma hâli için +da, +de
Ģekilleri kullanılmaktadır: ağzında (6–234); atda “altda” (1-691); burda (6–
127); hudutda (30-207).
Halhal ağızlarında bir kısım kelimelerde ünsüz benzeĢtirmeleri sonucu,
sedasız ünsüzlerle biten isimlerde +ta, +te Ģekilleri görülse de ağırlıkta olan
Ģekiller +da, +de‟dir: ağaşta (3–63); kette (26–83).
Ancak sedasız ünsüzlerle biten isimlere +ta, +te Ģekillerinin getirilmesi
henüz bir kurala tâbi değildir. Sedasız ünsüzle biten isimlerde Eski Oğuz
172
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 85.
Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, s. 29.
174
Gürer Gülsevin, age, s. 48.
173
135
Türkçesinde
olduğu
gibi
sedalı
Ģekillerin
kullanılmasını
görmek
de
mümkündür: atda “altda” (1-691); hudutda “sınırda” (30-115).
1.2.4.5. Çıkma Eki
Çıkma eki, uzaklaĢma ve çıkma ifade eden bir ektir. Eski Oğuz
Türkçesinde sadece +dan, +den Ģekilleri kullanılmıĢtır.175 Halhal ağızlarında
da çıkma eki, genel olarak +dan, +den Ģekilleriyle kullanılmaktadır: atdan
“alttan” (1-1022); ilden “yıldan” (6-442); qızlardan (19–375); ketden “köyden”
(20-37).
Ancak, sedasız ünsüzlerle biten bir kısım örneklerde +tan, +ten
Ģekilleri kullanılmaktadır: etten (15-57); ketten (14-14); saattan (14–16);
saptan 1ipten” (18-366).
Halhal ağızlarında ismin çıkma hâlinde görülen en önemli değiĢiklik, n
ve m ünsüzü ile biten kelimeler için her zaman +nan, +nen Ģekillerinin
kullanılmasıdır:
acığımnan
“nefretimden”
(6–17);
bacasınnan
(5–40);
balasınnan (17–37); dağlarınnan (15–112); dedesinnen (6–495); elimnen
(19–34); yalannan (29–157).
+éyr ve +Ir, +Ur ağızlarında n ve m ile biten isimlerden sonra +nan,
+nen Ģekillerinin kullanılması kesinleĢmiĢken Hımıs ağzı(-ér)‟nda n ve m
ünsüzleriyle biten bir kısım kelimelerden sonra +dan, +den Ģekillerinin
kullanıldığı tespit edilmiĢtir: qedimden (12-64); içinden (19-357); menden
(19–209).
1.2.4.6. Vasıta Eki
Vasıta eki, fiilin nasıl yapıldığını ifade eder. Eski Türkçenin vasıta eki
+n‟dir. Batı Türkçesinde iĢlekliğini kaybeden bu ek, ilen, yazın, kışın gibi bir
kısım kelimelerde kliĢeleĢerek görevini ile edatına devretmiĢtir.176 Halhal
175
176
Gürer Gülsevin, age, s. 55.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 237-8.
136
ağızlarında kullanılan vasıta eki, genelde +(X)nAn Ģeklindedir: ağacınan
“ağaçla” (17–46); aylarnan “aylarla” (13–23); atnan “atla” (3–70); qurdunan
“kurtla” (17–545); yolunan “yolla” (19–255).
Batı Türkçesinde vasıta eki yerine kullanılan ile edatı, Türkçenin n
vasıta ekiyle kalıplaĢarak ilen Ģeklinde ortaya çıkmıĢtır.177 Halhal ağızlarında
kullanılan +(X)nAn vasıta ekinin de bu ilen edatından geliĢtiğini düĢünüyoruz.
Batı Türkçesinde kullanılan ilen edatı, Halhal ağızlarında kalınlık - incelik
uyumuna girerek ve l > n değiĢmesine de uğrayarak +(X)nAn Ģeklinde Halhal
ağızlarının vasıta eki konumuna gelmiĢtir.
Halhal ağızlarında +(X)nAn vasıta ekinin yanında bir de +na, +ne
vasıta eki görülmektedir. Ġlk baĢta bu ekin +le, +le vasıta ekinden geldiği
düĢünülebilir. Ancak Halhal ağızlarında, kelime sonunda bulunan n ünsüzleri,
ünlü ile baĢlayan bir kelimeyle yan yana geldiklerinde düĢme eğilimi
gösterdiklerinden +nan, +nen vasıta ekinde de bu türden bir ünsüz düĢmesi
sonucu –na, -ne Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır: ağacına ey “ağaçla ey” (1–1101);
balalarıyna az gédér “yavrularıyla azca gidiyor” (17-38); atına aparmazdıla
“atla götürmezdiler” (3-69).
Vasıta ekiyle ilgili bir diğer mesele de Eski Oğuz Türkçesinin ile
edatından geliĢen +la, +le vasıta ekinin Halhal ağızlarındaki yaĢamasıyla
ilgilidir. +la, +le (-ne) eki, bir kısım kelimelerde özellikle de iĢaret zamirlerinde
kalıplaĢarak sınırlı sayıda bütün Halhal ağızlarında hâlen kullanılmaktadır:
béle “böyle” (6–15); éle “öyle” (6–71); géderdik lötgéyne dergiya “denize
kayıkla giderdik” (2–34).
1.2.4.7. EĢitlik Ekleri
EĢitlik ekleri, fiilin ne Ģekilde yapıldığını gösteren eklerdir. Ġsmin eĢitlik
hâlinde fiilin yapılıĢ tarzı, bir duruma veya nesneye benzetilir. Eski Türkçe ile
Eski Oğuz Türkçesinin ilk devresinde eĢitlik eki +ça, +çe Ģeklindedir.178
177
178
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 237.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 239.
137
Halhal ağızlarında sedalı Ģekilleri bulunan bu ekin sadece kalın ünlülü
Ģekilleri kaydedilmiĢtir: ağırruğunca “ağırlığınca” (1-776); dalımca “arkamca”
(19–342); bının dalıyca “bunun peşinden” (19–348); saĺamatça (6–455);
yavaşça (30–1169).
Sedasız ünsüzlerle biten isimlerde ekin ç‟li Ģekli kullanılmaktadır:
saĺamatça (6–455); yavaşça (30–1169).
Sedalı ünsüzlerle biten isimlerde ise +ca Ģeklinin kullanıldığı
görülmektedir: ağırruğunca (1-776); dalımca (19–342); qızun dalıyca “kızın
peşinden” (19–122).
Ancak, HiĢeyin ağızlarından Kızıldere ağzında ekin ünsüz uyumuna
bağlanmayan bir örneği tespit edilmiĢtir: qabaxca “önce” (30–35).
Eski Oğuz Türkçesinin bir diğer eĢitlik eki olan +çaḳ, +çek eki,179
Halhal ağızlarında +cax (+çaq), +cek Ģekilleriyle kullanım sıklığı en yüksek
olan eĢitlik eki konumundadır: bılarun dalıycax “bunların ardınca” (31–11);
onun diliycek “onun dilince” (11–235); qeşeħligceg “güzelce” (30–222);
yarısınéycax “yarısına kadar” (18–418).
EĢitlik ekinin bir kısım kelimelerde çekim eki özelliğini yitirerek
kalıplaĢmıĢ yapım eki hâline geldiği görülmektedir: néçe “kaç” (20–23); néce
“nasıl” (15–86).
1.2.4.8. Yön Ekleri
Yön ekleri fiilin cereyan ettiği yönü belirler. Eski Türkçede yön eki
olarak +ġaru, +gerü ve nadiren de +ḳaru, +kerü Ģekilleri kullanılmıĢtır.180
Hımıs ağzında Eski Türkçenin bir hatırası olarak –qarı (< -ġaru) Ģeklinin bir
kelimede kalıplaĢmıĢ hâliyle yaĢadığı tespit edilmiĢtir: din dışqarı éliyemmedi
“yüreğindekini söyleyemedi, korkusundan konuşamadı” (17-555).
179
180
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 241.
A. Von Gabain, age, s. 65.
138
Eski Türkçedeki +ġArU yön eki, ünsüz düĢmesi sonucu Eski Oğuz
Türkçesinde +ArU Ģeklinde ortaya çıkmıĢtır.181 Halhal ağızlarında çekim eki
özelliğini yitiren bu +arı, +eri Ģekilleri, birkaç kelimede kalıplaĢmıĢ yapım eki
olarak yaĢamaktadır: içeri (17–15); yuxarı (18–19); ireli (5–47) (< ileri).
Yine Eski Türkçede geçen +ra yön eki,182 sadece sonra kelimesinde
tespit edilmiĢtir: sonra (6–443); sonra (17-246).
1.3. Soru Eki
Halhal ağızlarında soru eki bulunmamaktadır. Cümlenin soru cümlesi
olduğu; ancak sorulacak öğenin üzerinde bulunan vurgudan anlaĢılmaktadır.
Çokluk
+lar, +ler
Ġlgi
+ın, +in, +un, +ün, +nın, +nin, +nun, +nün
Belirtme
+ı, +i, +u, +ü; +nı, +ni, +nu, +nü; +n
Yönelme
+a, +e
Bulunma
+da, +de
Ayrılma
+dan, +den
Vasıta
+nan, +nen
EĢitlik
+ça, +ca, +ce; +caq (+cax), +cek
Yön
+arı, +eri
Halhal Ağızlarında Kullanılan Hâl Eklerinin ġeması
181
182
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 242.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 242.
139
2. SIFAT
Sıfatlar,
isimlerin
özelliklerini,
konumlarını,
miktarlarını
belirten
kelimelerdirler. Türkçede her zaman için vasıflandırdıkları ismin önünde
bulunan sıfatlar, çokluk eki almadan kullanılırlar. Nesnelerin içinde
bulundurdukları
denilmektedir.
bir
özelliği
Nesnelerin
vasıflandıran
durumunu,
sıfatlara
konumunu
niteleme
kısacası
sıfatları
nesnelerin
dıĢındaki bir özelliği iĢaret eden sıfatlara ise belirtme sıfatları denilmektedir.
Dolayısıyla sıfatlar, isimleri farklı yönleriyle değerlendiklerinden kendi
aralarında niteleme ve belirtme sıfatları olarak ikiye ayrılırlar.
2.1. Niteleme Sıfatları
Niteleme sıfatları, isimlerin vasıflarını, ismin içinde bulundurduğu
herhangi bir özelliğini belirten sıfatlardır: gözel neğme (16–4); göy libas (31–
27); sarı yağınan (9–67); qırmızı su (17–136); ağ su (17–144); böyük qardaş
(29–78); uzun pelto (9–311); qızıl gül (19–220); yaxçı yoldaş (30–427).
2.2. Belirtme Sıfatları
Belirtme
sıfatları,
nesneleri
bulundukları
konumlarına
göre
değerlendiren sıfatlardır. Belirtme sıfatlarında nesnelerin özelliği değil de
sayıları, durumları belirtilir. Belirtme sıfatları da kendi içinde iĢaret sıfatları,
sayı sıfatları, soru sıfatları ve belirsizlik sıfatları olarak dörde ayrılmaktadırlar:
2.2.1. ĠĢaret Sıfatları
Ġsimlerin konumunu belirleyen sıfatlardır. ĠĢaret sıfatları, tek baĢlarına
kullanıldıklarında zamir niteliğindeyken isimlerle birlikte kullanıldıklarında
belirtme sıfatı görevi yaparlar. Halhal ağızlarında iĢaret sıfatı olarak o ve bu
kelimeleri kullanılmaktadır: bu oğlan (1–58); bu qatıx (19–31); o qızı (29–
120); o yuxu (30–594).
140
ĠĢaret sıfatlarıyla ilgili tek husus, ġehin ağzı(-éyr)ında o sıfatının ol
Ģekliyle de kullanılmıĢ olmasıdır: ol bağda (1-1085); ol patışah (30-1383).
2.2.2. Sayı Sıfatları
Sayı sıfatları isimlerin sayılarını, miktarlarını belirleyen kelimelerden
oluĢmaktadırlar. Sayı sıfatları, tek baĢlarına sayıların isminden baĢka bir Ģey
değildirler. Ancak bir ismin önüne geçerek onun sayısını belirttiklerinde bir
sıfat görevi üstlenirler. Sayı sıfatları; asıl sayı sıfatları, sıra sayı sıfatları,
üleĢtirme sayı sıfatları, kesir sayı sıfatları ve topluluk sayı sıfatları adı altında
incelenecektir.
2.2.2.1. Asıl Sayı Sıfatları
Asıl sayı sıfatları, nesnelerin sayısını belirleyen sıfatlardır. Asıl sayı
sıfatlarının özelliği hiçbir ek almadan yalın bir Ģekilde kullanılmalarıdır.
Türkçenin bir özelliği olarak sayı sıfatlarından sonra gelen isim, çokluk eki
almaz. Halhal ağızlarında da sayı sıfatlarıyla kullanılan isimlerin çokluk eki
almadığı görülmektedir: iki il (8–8); dört gün (1–474); béş géce (6–103); yéddi
métir (18-189).
2.2.2.2. Sıra Sayı Sıfatları
Sıra sayı sıfatları, isimlerin derecelerini ve sıralarını belirten sıfatlardır.
Halhal ağızlarında sıra sayı sıfatları, asıl sayılar üzerine gelen +mci, +mcü;
+nci ekleriyle yapılmaktadır: birinci qapını (1–88); evvelimci caduféli “birinci
cadı” (30–1078); ikimci mesāléhfuruş “ikinci nalbur” (26–20); üçümcü güni
“üçüncü günü” (1-686).
Sadece ortancıl’da +ncıl eki kullanılmıĢtır: ortancıl oğlumunan “ortanca
oğlumla” (22-12); ortancıl qız (1-223).
141
2.3. Soru Sıfatları
Soru sıfatları, nesneleri soru hâlinde belirten sıfatlara denilir. Halhal
ağızlarında hansı (< hangisi >) hası, néçe, néce, ne, neme, nemene soru
sıfatları kullanılmaktadır: hansı il “hangi yıl” (28–52); hası şahın “hangi şah”
(6–394); néçe bacı (8–38); néçe yaşun (28–3); néçe parça (4–40); néce şirin
(18–449); neme qaral (1–782); neme xeber (1–865); nemene mal héyvan “ne
mal, hayvan” (8–13); nemene yuxu “ne rüya” (6–64); ne zaman (14–5); ne
qederdi (13–26).
Bu soru sıfatları, Halhal ağızlarının tamamında kullanılan soru
sıfatlarıdır. Bunların dıĢında ne anlamı taĢıyan neme ve nemene zamirleri de
soru sıfatı olarak kullanılmaktadır. neme ve nemene soru sıfatlarından neme
kelimesi sadece HiĢeyin ağzında kullanılırken nemene, bütün halhal
ağızlarında kullanılmaktadır: neme qaral “ne karar” (1–782); neme xeber “ne
haber” (1–865); nemene mal héyvan “ne mal, hayvan” (8–13); nemene yuxu
“ne rüya” (6–64).
2.4. Belirsizlik sıfatları
Belirsizlik sıfatları, nesnenin herhangi bir özelliğini, konumunu değil de
nesnenin belirsizliğini gösterirler. Bu tür sıfatlar, nesnelerin özellikle
miktarlarını, sayılarını belirsiz bir Ģekilde bildirirler. Halhal ağızlarında bir,
bütün, başqa, bēzi, her kelimeleri nesnenin belirsizliğini ifade eden sıfatlar
olarak kullanılmaktadır: bir gün (17–18); bir kes (13–22); bütün şişeleri (30–
222); başqa tağa “başka dağa” (6–99); bēzi şéyleri (11–234); çox pul (25-24);
her vax “her vakit” (22–30); her kes (5–13); her ne (11–35).
Bu sıfatların dıĢında zamir kökenli olan neme ve nemene kelimeleri de
belirsizlik sıfatları olarak kullanılmaktadır: neme ō “ne av varsa, bütün avı”
(1–334); neme cavan “ne kadar genç varsa, bütün gençleri” (1–254);
nemene övüm “bütün évim” (28–41); nemene düktürrer (1-757).
142
3. ZARF
“Zarf, fiillerin, sıfatların, sıfat-fiillerin ve görev bakımından zarf
niteliğindeki kelimelerin anlamlarını zaman, ölçü, niteleme, yer, yön gibi çeĢitli
bakımlardan etkileyerek daha belirgin duruma getiren veya sınırlayan kelime
türü”183 olarak nitelendirilmektedir. Zarflar, zaman zarfları; yer ve yön zarfları;
nasıllık - nicelik zarfları ve azlık - çokluk zarfları olarak dörde ayrılmaktadırlar:
3.1. Zaman Zarfları
Cümlede zarf görevi yapan zaman isimleri, zaman zarfı olarak
nitelendirilmektedir. Halhal ağızlarında tespit edebildiğimiz zaman zarfları
Ģöyledir: axşam (7–22); artıx (4–25); bayağdan “deminden” (30–192); dünen
“dün” (15–36); evvelce (11–174); géce (1–26); gine (15–30); günüz (2–24);
indi (2-25); qabağıcax “daha önce” (18–40); haçan “ne zaman” (4–19); seher
“sabah” (5–49); sabah “yarın” (30–24); sora (30–35); téz (1–225).
Halhal ağızlarında o zamiriyle +da bulunma ekinden oluĢan onda (o
zaman, o an) kelimesi de bir zaman zarfı olarak sıkça kullanılmaktadır: onda
gelirdim “o zaman geliyordum” (30-1270); onda da şalvar – malvar yox udu
“o zaman pantolon falan yoktu” (9-70); onda şah geldi “şah o an geldi” (17541).
3.2. Yer ve Yön Zarfları
Yer ve yön zarfları, cümlede fiilin yönünü ve yerini belirten isimlerdir.
Yön ve yer anlamı taĢıyan bütün isimler, cümlenin zarfı konumunda
bulunabilirler: aşağı tüşür (29-50); bura gelmişem (17-533); dalı qalmışam
“geri kalmışım” (6-264); içeri girér (18–440); ora gésse “oraya gitse” (17-21);
youx gelme “yakın gelme” (30–1601); gel yuxarı (1-688).
183
Zeynep Korkmaz, age, s. 178.
143
3.3. Hâl (Nasıllık-Nicelik) Zarfları
Hâl zarfları, fiilin nasıl cereyan ettiğini bildiren kelimelerdir. Hâl ve tavır
bildiren bütün isimler nasıllık - nicelik zarfı olma özelliği taĢırlar. Ayrıca, eĢitlik
ve vasıta eki almıĢ isimler de cümlede nasıllık - nicelik zarfı görevinde
bulunabilirler. Dolayısıyla yalın biçimde kullanılanlar sıfatlarla vasıta ve eĢitlik
eki almıĢ ismiler cümlenin nasıllık - nicelik zarfı olarak kullanılmaktadırlar:
1. Cümlede yalın hâlleriyle zarf görevi yapan sıfatlar: doğur déyér (17-174);
qeşeg qoyub “güzel koymuş” (30–223); lüt gétdi “çıplak gitti” (17-332); yaxçı
ol'ur (30–55); yaxşı 'gelmedi (22–26); yavaş yavaş geldi (22–63).
2. Vasıta eki almıĢ isimlerden oluĢan zarflar: béle oldu “böyle oldu” (17–85);
éle baxţıla “öyle baktılar”(17–329).
3. EĢitlik eki almıĢ isimlerden oluĢan zarflar: bırénca “buraya kadar” (12–97);
dalénca “arkasınca” (6–345); dalımca “arkamca” (19–342); senün daluyca
“arkanca” (19–357-58); qeşeħligce “güzelce” (30–731); qeşegce “güzelce”
(30–181); qeşeħligceg “güzelce” (30–222); saĺamatça (6–455).
Bu zarfların dıĢında yavaşçalı ve öb öb zarfları nasıllık zarfları olarak
kullanılmaktadırlar: yavaşcali “yavaşça” (30–702); öb öb biçe biçe axı ne
'oxurdux “yavaşa yavaş biçerek ne okurduk” (2–54).
3.4. Miktar (Azlık-Çokluk) Zarfları
Miktar zarfları, isimlerin azlık-çokluk derecesini bildiren zarflardır.
Halhal ağızlarında lap “en” zarfı, tek baĢına kullanılmayan, sadece sıfatların
ve zarfların önün gelen bir zarftır: lap yaxçí “çok güzel” (11-131); lap yuxarı
“en yukarıya” (1-604); lap tek “çok yalnız” (5-7); lap minnet “çok minnet” (301316).
lap zarfının dıĢında aĢağıdaki kelimeler miktar zarfları olarak tespit
edilmiĢtir: artıx (4–25); az gétdile (17–9); biraz (6–149); çox geldi (1–72);
eskig (12–107).
144
3.5. Soru Zarfları
Fiilin anlamını soru bakımından etkileyen zarflara soru zarfları denilir.
Halhal ağızlarında neyçin, hara (nere), niye, haçan (ne zaman), ne zaman,
ne ğede (ne kadar); necür (nasıl) soru zarflarının kullanıldığı tespit edilmiĢtir:
gédim görüm 'neyçin gelib “Niçin geldiğini öğrenmek için geldim.” (30-120); o
hara gédib “o nereye gitmiş” (1-811); sen qızı vérdün oğluma, niye 'almıram.
“sen kızını oğluma verdikten sonra neden almayım” (30-483); xıtmete haçan
gédipsen? “askerliğe ne zaman gittin? (4-19); Kivi’ye medrese ne zaman
gelipti? (11-153); ne ğede yéeceksen, yé dā. “ne kadar yiye bileceksen ye”
(6-259); sen bu qırĥ günde necür bu qedde oldun? “sen kırk ünün içinde
nasıl bu kadar büyüdün?” (30-1084).
4. ZAMĠR
Zamirler, nesne ve Ģahıs isimlerini temsil etme amacıyla kullanılan
kelimelerdir. Zamirlerin en önemli görevi, Ģahıs ve nesnelerin yerine geçerek
onların tekrarlanmasına engel olmakdır. Zamirler kendi aralarında Ģahıs
zamirleri, dönüĢlülük zamirleri, iĢaret zamirleri, bağlama zamirleri, soru
zamirleri ve belirsizlik zamirleri olarak altıya ayrılmaktadırlar.
4.1. ġahıs Zamirleri
KiĢi ve nesnelerin yerine kullanılan kelimelere Ģahıs zamirleri denilir.
ġahıs zamirleri, 1. 2. ve 3. Ģahıs olarak üçe ayrılırken çokluk - teklik
bakımından de ikiye bölünmektedirler.
Teklik 1. Ģahıs:
Eski Türkçede teklik 1. Ģahıs zamiri için ben Ģekli kullanılmıĢtır. Ancak,
Eski Türkçenin baĢlarında men ve min Ģekilleri de kullanılmaya baĢlar. Batı
Türkçesine gelindiğinde min Ģeklinin ortadan kalkmasıyla ben, men Ģekilleri
145
teklik 1. Ģahıs zamiri olarak kullanılmaya devam eder.184 Halhal ağızlarında
da Eski Oğuz Türkçesinin ben, men Ģekillerinden ben Ģekli ortadan silinerek
yerini tamamen men Ģekline bırakmıĢtır: men dünyanun görküyem “ben,
dünya güzeliyim” (30-922); men bir quş udum “ben, bir kuş udum” (19-276);
men gédim “ben gideyim” (1-279).
Teklik 1. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi:
a. Hâl ekleriyle: menim xanımmı “benim hanımımı” (6–492); meni tutdu
(17–480); mene (18–270); mende (18–30); menden (19–209); mennen
gédisēn? “benimle gidiyor musun?” (< men-len) (30–1456).
b. Edatlarla: meni kimin “benim gibi” (11–54, 55); men çin “benim için”
(11–214); meni tekin “benim gibi” (17–356).
Teklik 2. Ģahıs:
Eski Türkçede sen Ģeklinde kullanılan teklik 2. Ģahıs zamiri,185 Halhal
ağızlarında hiçbir değiĢikliğe uğramadan devam etmektedir: sen meni
alladıpsan “sen, beni aldatmışsın” (18-382); sen, derdün mene dḕ “sen,
derdini bana söyle” (19-64).
Teklik 2. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi:
a. Hâl ekleriyle: senin qızun (29–74); seni aparar (30–110); sene (12–
109); sende (16–18); sennen “senden” (30–157); sennen menim yoldaşlığım
tutmaz “senle benim arakadaşlığımız olmaz” (< sen-len) (30–2-3).
b. Edatlarla: sen çin (30–599); seni kimi (6–307); seni tekin (19–320).
Teklik 3. Ģahıs:
Eski Türkçe ve Eski Oğuz Türkçesinde ol Ģeklinde kullanılan teklik 3.
Ģahıs zamirinin Halhal ağızlarından sadece ġehin ağzı(-éyr)‟nda iĢaret sıfatı
olarak iki yerde ol Ģeklinde iĢaret sıfatı olarak kullanıldığı tespit edilmiĢtir: ol
bağda (1-1085); ol patışah (30-1383).
184
185
Muharrem Ergin, Tük Dil Bilgisi, s. 265.
Muharrem Ergin, Tük Dil Bilgisi, s. 266.
146
Geri kalan örneklerin tamamı o Ģeklinde geçer: o ne möhterem adam
ımış “o ne kadar saygın adamıymış” (6-381).
Teklik 3. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi:
a. Hâl ekleriyle: onun qucağında (17–192); onu güdér “onu takip eder”
(18–251); ona (18–281); onda (6–373); onnan “ondan” (7–3); onnan daş
daşıl'la “onunla taş taşıyorlar” (6–96).
b. Edatlarla: on çun “onun için” (17–504).
Çokluk 1. Ģahıs:
Eski Türkçede biz Ģeklinde kullanılan çokluk 1. Ģahıs zamiri,186 Halhal
ağızlarında da biz Ģeklinde kullanılmaktadır: biz gördük (6-121); biz ketten
çıx'dux “biz köyden çıktık” (14-15).
Çokluk 1. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi:
a. Hâl ekleriyle: bizim başımıza (18–145); bizi apardıla (14–18); bize (14–
18); bizde (17–545); bizden (30–157); davası yoxtı bizinen “bizimle kavgası
yoktur” (6–443).
b. Edatlarla: biz için “bizim için” (25–35); biz çin “bizim için” (30–81).
Çokluk 2. Ģahıs:
Eski Türkçede siz Ģeklinde kullanılan çokluk 2. Ģahıs zamiri,187 Halhal
ağızlarında, da bir kısım örneklerde eski Ģekliyle muhafaza etmektedir: siz,
niye pul alméysuz? “siz, neden para almıyorsunuz? (1-349); siz qeblen
éşidemmezdüz “siz, önceden duyamazdınız” (26-65).
Ancak, bir kısım örneklerde çokluk 2. Ģahıs zamirinin süz Ģeklinde
kullanıldığı tespit edilmiĢtir: süz meni çağırmaduz (17-328); süz, her ne
emr‿élesüz, menim çarem yoxtu (27-50).
Çokluk 2. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi:
186
187
A. Von Gabain, age, s. 66.
Muharrem Ergin, Tük Dil Bilgisi, s. 266.
147
a. Hâl ekleriyle: sizin bağuz “sizin bahçeniz” (28–46); sizi göreller (22–34);
size (30–786); sizden (6–220).
b. Edatlarla: siz için “siz için" (1–300).
Çokluk 3. Ģahıs:
Eski Türkçede olar Ģeklinde geçen çokluk 3. Ģahıs zamiri, Eski Oğuz
Türkçesinin
ilk devresinde
de
olar
Ģeklinde
kullanılmıĢtır.188 Halhal
ağızlarında da çokluk 3. Ģahıs zamiri sadece olar Ģeklindedir: olar bilmiller
“onlar bilmiyorlar” (29-52); olar qaldıla orda “onlar, orda kaldılar” (32-946).
Çokluk 3. Ģahıs zamirinin hâl ekleri ve edatlarla çekimi:
a. Hâl ekleriyle: oların başınnan (17–440); oları yiyelle (30–684); olara
(30–22); olarda (30–49); olardan (1–431); olarnan, men bāhem nenemgilnen
işlerdim “ben, onlarla annemlerle beraber çalışırdım” (26–16).
b. Edatlarla: olar çın “onlar için” (5–32); olar kimin “onlar gibi” (1–1159).
4.2. DönüĢlülük Zamiri
Eski Oğuz Türkçesinde dönüĢlülük zamiri için kendü, öz ve kendü ile
öz dönüĢlülük zamirlerinin birleĢmesinden meydan gelen kendüz kelimeleri
kullanılmıĢtır. Halhal ağızlarında bu üç dönüĢlülük zamirinden sadece öz
kelimesi, dönüĢlülük zamiri olarak kullanılmaktadır: öz qardaşına (29-94); öz
ağamız (9-63).
öz dönüĢlülük zamiri, iyelik ekleriyle çekime girerek teklik ve çokluk 1.,
2., 3. Ģahısları temsil eder: özüm “kendim” (5–7); özün “kendin” (9–38); özi
“kendi” (13–28); özümüz “kendimiz” (20–28); özüz “kendiniz” (2–27); özleri
“kendileri” (7–2).
188
Muharrem Ergin, Tük Dil Bilgisi, s. 267.
148
4.3. ĠĢaret Zamirleri
ĠĢaret zamirleri, nesneleri iĢaret ederek gösteren zamirlerdir. Halhal
ağızlarında iĢaret zamirleri olarak bu ve o Ģekilleri kullanılmaktadır: bu qaldı
“bu kaldı” (6-277); bu mene yādbud oldu “bu, bana hatıra oldu” (12-60); o
yaxçıdı? “o mu iyidir?” (1-381); o nedi!? (17-161).
Halhal ağızlarında zamirlerin çekimiyle ilgili en önemli değiĢiklik Eski
Oğuz Türkçesinde zamirlerin çokluk Ģeklinde kullanılan zamir n‟sinin189
ortadan kalkmasıdır: bular (17–173); olar (18–85).
Sadece ġehin ağızlarından Berende ağzında bir örnekte yardımcı n
ünsüzünün kullanıldığı tespit edilmiĢtir: onlar (1–556)
ĠĢaret zamirlerinin belirtme hâli, yaklaĢma hâli, bulunma hâli, ayrılma
hâli, eĢitlik hâli, vasıta ve yön hâli Ģöyledir:
4.3.1. ĠĢaret Zamirlerinin Ġlgi Hâli:
Halhal ağızlarında iĢaret zamirlerinin çekiminde birkaç ses ve anlam
değiĢikliği görülmektedir. Eski Oğuz Türkçesinde ilgi ekinin ikinci n‟si daima
nazal n‟lidir.190 Halhal ağızlarında kullanılan ilgi ekinin nazal n‟si diĢ n‟sine
dönüĢmüĢtür: bunun (6–72); buların (27–46); bularun (1–38); munun (11–
50); onun (12–58); oların (17–440); olarun (26–14).
Eski Oğuz Türkçesinde sadece yuvarlak ünlülü olan ilgi eki,191 Halhal
ağızlarında genelde yuvarlaklık ünlülüdür: bunun (29–36); bularun (1–38);
munun (1–48); onun (5–12); olarun (5–16).
Ancak, +lar çokluk ekinin düz ünlüsünün etkisiyle söz konusu ekin
ünlüsünde düzleĢmiĢ olanlara rastlamak da mümkündür: buların (6-87);
oların (11-112).
189
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 273.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 272.
191
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 274.
190
149
4.3.2. ĠĢaret Zamirlerinin Belirtme Hâli:
ĠĢaret zamirlerinde kullanılan belirtme eki, isimlere gelen belirtme
ekinden farksızdır: bunu (11–133); munu (17–34); onu (17–59); buları (15–
20); oları (27–10).
4.3.3. ĠĢaret Zamirlerinin YaklaĢma Hâli:
Eski Oğuz Türkçesinde iĢaret zamirlerinin yaklaĢma hâlinde kullanılan
yardımcı ŋ ünsüzü,192 Halhal ağızlarında ŋ > n değiĢimine uğramıĢtır: buna
(29–12); muna (30–1549); bulara (1–348); olara (3–22).
4.3.4. ĠĢaret Zamirlerinin Bulunma Hâli:
Teklik ĠĢaret zamirlerinin bulunma hâli, zamir n‟si ve +da bulunma
ekiyle yapılmaktadır: mında “bunda” (6–474); onda “onda” (30–349).
Çokluk iĢaret zamiri olar‟ın bulunma hâli, zamir n‟si alınmaksızın
yapılmaktadır: olarda (26–36).
ĠĢaret zamirlerinde bulunma hâlinde görülen en önemli değiĢiklik o
zamirinin bulunma hâlinin anlamıyla ilgilidir. o zamirinin bulunma hâli (onda)
iki farklı anlam ifade etmektedir. Bunlardan bir tanesi nesnenin bulunduğu
yeri bildirir: sözüm onda yo “onda sözüm yok” (30-349).
o zamirinin bulunma hâlinde yaygın bir Ģekilde kullanılan ikinci görevi,
o zaman, öyleyse zarfları gibi kullanılmasıdır: onda gördüm, direm direm qar
gelér “o zaman parça parça karın yağdığını gördüm” (19-126); onda zor
déyérdiler “o zaman zor diyordular” (9–58); onda senün tefligün necür olar?
“öyleyse senin durumun nasıl olacak?” (15-41).
192
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 274.
150
4.3.5. ĠĢaret Zamirlerinin Çıkma Hâli:
Tek iĢaret zamirlerinin çıkma hâli, Halhal ağızlarında +nan, +nen (>
+dAn) Ģeklindedir: bunnan (17–323); onnan (17–404).
Çokluk bildiren iĢaret zamirlerinin çıkma hâli +dan, +den Ģeklindedir.
Ancak, Eski Oğuz Türkçesinden farklı olarak zamir n‟si almaksızın
kullanılmaktadır: bulardan “bunlardan” (18–31); olardan “onlardan” (6–79).
4.3.6. ĠĢaret Zamirlerinin Edatlara Bağlanması:
ĠĢaret zamirlerinden sadece olar‟ın kimin “gibi” edatıyla yalın Ģekilde
kullanıldığı tespit edilmiĢtir: olar kimin “onlar gibi” (1-1159).
ile edatı için artık –nan ( < ile) eki kullanılmaktadır: bunnan “bununla”
(17–18); onnan men dostam “onla ben arkadaşım” (22-57-58).
onnan “onunla” (22–67-68); olarnan “onlarla” (3–47).
Halhal ağızlarında için edatının zamirlerle ekleĢme sürecine girdiği
görülmektedir: bın ıçın “bunun için” (19-63); bun çun “bunun için” (18–294);
on çin “onun için” (6–458).
4.4. Belirsizlik Zamirleri
Nesneleri belirsiz bir Ģekilde temsil eden kelimelere belirsizlik zamirleri
denilir. Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz belirsizlik zamirleri Ģöyledir: biri (22–
53); birüz “biriniz” (30– 345); hamu (7–5); hamısı (11–12); kimse (19–305);
kimseler (19–305); özgeler (21–16).
4.5. Soru Zamirleri
Nesneleri soru Ģeklinde temsil eden kelimelere soru zamirleri denilir.
Halhal ağızlarında kimi, hansı ve ne soru zamirleri tespit edilmiĢtir: kim
dirilt'se (30–54); kim yatıþtı (27–21); kim var (30–118); ne déyésen (15–44);
ne middetdi “ne zamandır” (18-34).
151
bu zamirlerden kim zamiri sadece insanlar için kullanılan bir soru
zamiridir: kim dirilt'se (30–54); kim yatıþtı (27–21); kim var (30–118).
Halhal ağızlarında ne ve kim soru zamirlerinden baĢka neme ve
nemene zamirleri kullanılmaktadır: neme vérersen “ne verirsin” (1-19); neme
danışım “ne konuşayım” (4-43); neme déyim “ne söyleyim” (8-25); neme
éléyim “ne yapayım” (1-197) nemene ekélle “ne ekiyorlar” (2-43); nemene
désün “ne dersen” (6-192); nemene işlerdüz “ne iş yapardınız” (8-26).
HiĢeyin ağzından kullanılan neme soru zamiri, ne soru zamiriyle me
pekiĢtirme enklitiğinden oluĢmuĢtur: neme vérersen “ne verirsin” (1-19);
neme danışım “ne konuşayım” (4-43); neme déyim “ne söyleyim” (8-25);
neme éléyim “ne yapayım” (1-197)görülmektedir
Bu soru zamirlerinden neme soru zamiri sadece ġehin ağızlarında
kullanılırken nemene kelimesi bütün Halhal ağızlarında kullanılmaktadır.
PekiĢtirme
enklitiklerinin
üst
üste
geleceğini193
göz
önünde
bulundurduğumuzda neme soru zamirinin bir baĢka pekiĢtirme enklitiği olan
ne enklitiğiyle geniĢleyerek nemene Ģeklinde ortaya çıktığını söylemek
mümkündür. nemene ekélle “ne ekiyorlar” (2-43); nemene désün (6-192);
nemene işlerdüz (8-28).
4.6. Bağlama Zamirleri:
Türkçede
bağlama
zamiri
için
kim
kelimesi
kullanılır.
Halhal
ağızlarından sadece Ilxıçı köyünde, bir yerde kim bağlama zamirinin
kullanıldığı tespit edilmiĢtir: diyersen kim bura gelincek “söylersin kim buraya
gelince” (29–251).
193
Ahmet Bican Ercilasun, La Enklitiği ve Türkçede Bir “Pekiştirme Enklitiği” Teorisi, Dil
Araştırmaları Dergisi Sayı: 2, Ankara, Bahar 2008, s. 43.
152
5. FĠĠL
5.1. Fiil Yapım Ekleri
5.1.1. Ġsimden Fiil Yapma Ekleri
5.1.1.1. +a-, +e+
Halhal ağızlarında kullanılan iĢlek eklerden biridir: bezedile (< bediz+e) (1–934); benzér “benziyor” (11–248); dilesun (1–736); oynardıx (5–36);
öceşdi “rahatsız etti” (< öc+e-ş-) (1-1190); sanadı “saydı” (15–70).
5.1.1.2. +al-, +elĠsimden fiil yapan +al-, +el- eki, Halhal ağızlarında iĢlekliğini koruyan
eklerden bir tanesidir: azalıb (4–46); boşalır (27–40); boynalalla “yükselirler”
(< boynalallar < boyun+al-ar-lar) (19-95); dinceldi “dinlendi” (30–731);
düzelder (15–62); kökelsin “şişmanlasın” (< kök “şişman” +el-) (17–471);
sağala'san “sağalırsın” (1–343).
5.1.1.3. +ar- (+al-)
ĠĢlek olmayan bir ektir. Sadece kalın ünlülü Ģeklinden örnekler tespit
edilmiĢtir: ağarar (19-132); suvarılla (1–177).
+ar eki, bir kısım örneklerde r > l ünsüz değiĢmesine uğrayarak -al
Ģeklinde kullanılmaktadır: qaraldı (15–79) saraldı (30–850).
5.1.1.4. +da-, +de-, +ta-, +te- (>+la-)
ĠĢlek eklerden biridir: istedile (< ET. iz+de-) (1–29); toxtadı
sakinleşmek” (< tox+ta) (6–279).
l ünsüzüyle biten kelimelerde ld > ll ünsüz benzeĢtirmesine
uğramaktadır: allattı “aldattı” (30–1152); fırıllır “dönüyor” (fırılda-) (30–903);
xorullı'yar “horullar” (< xorulda-) (29–54).
153
5.1.1.5. +qaBir örnekte tespit edilmiĢtir: çulqéyíb “sarmış” (< çul+qa-) (6-520).
5.1.1.6. +qır-, +xırSadece +qır-, +xır- Ģekilleri bulunan bu ek, ses taklidi kelimelerde
kullanılan bir ektir: fışqırıq “ıslık” (< fışqır- “ıslık çalmak” < fış “ses taklidi”)
(30–1449); qışqırdı “bağırdı” (< qışqır- “bağır- < qış “ses taklidi”) (1–56);
hayxırıb “seslenmiş” (hay+qır- < hay “ses taklidi” (30–713).
Bu ek, tükür- kelimesinde k > p değiĢimine uğrayarak –pür Ģeklinde
kullanılmaktadır: tüpürcek (30–718).
5.1.1.7. +x-, +kĠĢlek
olmayan
eklerden
biridir.
KalıplaĢmıĢ
eklerden
sayılır:
darıxmışam “sıkılmışım” (17–503); gécikdün (17–410); acıx'dım (18–258).
5.1.1.8. +ı-, +i-, +u-, +ü
ĠĢlekliğini yitirmiĢ bir ektir. Birkaç örnekte kalıplaĢarak korunmaktadır:
berkitdim “kilitledim” (< berk+i-) (1–195), uzun (6–310) (< uz+u-); daşıl'la
“taşırlar” (6–97); ağrıdım “ağrıdayım” (8–23).
5.1.1.9. +la-, +le-( +da-, +dé-)
+la-, +le- eki, Halhal ağızlarında kullanılan iĢlek eklerden biridir:
bağladı (17–205); başladı (29–174); gözle (6–235); gizlendi (< ET. kiz “kap”)
(30-30); qışlaxdı “kışladır” (15–113); seslendi (17–204); sulanacāx (1–250);
yaylağım (19–3).
154
+la-, +le- ekinin r, n ve t ünsüzleriyle biten kelimelerle kullanıldığında rl
> rr, nl > nn ve tl > td ünsüz benzeĢtirmesine uğradığı görülmektedir: fırranır
(30–1342); yoxunnaşdım (6–519); yumurtdéyip “yumurtlamış” (1-479).
+la-, +le- ekiyle ilgili bir diğer değiĢiklik, ekin ünlüsüyle ilgilidir.
Yardımcı y ünsüzünün etkisiyle ekin ünlüsünün bazen daraldığı tespit
edilmiĢtir: bağlıyıŕlaŗ (27–12); başlıyalar (17–255); saxlıyannan (29–62).
5.1.1.10. +rĠĢlek olmayan eklerden biridir. Ses taklidi kelimelerde kullanıldığı
görülmektedir: çağırér (15–51); anqırtdı (6-139).
5.1.2. Fiilden Fiil Yapma Ekleri
5.1.2.1. -ala, -eleĠĢlek olan eklerden biridir. Anlam olarak kuvvetlendirme ve hareketin
ara vermeden tekrarlandığını bildiren bir ektir: qualadı (17–169); iteledi (17–
182); sepelendi “yayıldı, dağıldı” (< serp-ele-n-) (30–573); silkeleyende (1–
569).
5.1.2.2. -ar-, -erBir kısım kelimelerde kalıplaĢmıĢ bir yapım eki olarak yaĢamaktadır:
çıxaréy'dım “çıkaraydım” (30–600); çıxartdı (1-21); qaytardıla “geri çevirdiler”
(< qayıt-ar-) (4–23).
Bu ekin bazen r ünsüzü düĢürülerek kullanılmaktadır: çıxattı “çıkarttı”
(11-214); qopatdı “ koparttı” (1-532); qoparttı (30–680).
5.1.2.3. –derAz kullanılan eklerden biridir: gönderir (27–10).
155
5.1.2.4. -dır-, -dir-, -dur-, -dür-( -tır-, -tir-, -tur-, -tür)
Eski Oğuz Türkçesinde bu ekin sadece yuvarlak ve d‟li Ģekilleri
kullanılmıĢtır.194 Halhal ağızlarında bu ek, ünlü uyumuna girdiği hâlde
genelde ünsüz uyumuna bağlı olmayıp d‟li Ģekilleriyle kullanılmaktadır: aĢtırdı
(30–424); doldurardıx (3–32); géyindirdi (6–401); qeyitdirdi “yaptırdı” (11186); kesdir (30-214); oxutdurmuşam (11–56); öldürtdürer (6-113); öldürüm
(17–19); yağdırsa (4–34).
Ancak, Hımıs ve Kızıldere ağızlarında bu ekin ünsüz uyumu dahilinde
t‟li Ģekillerine de rastlamak mümkündür: çektiripsen (19–174); getirttirib (1–
757); oxutturarsan (30–926); öldüttürrem (30–1205); tanıttırun (30-992);
yapıştırér (18–268).
5.1.2.5. -ı- (-é-), -üĠĢlekliğini yitirmiĢ bir ektir: sürün'di (17–207); meni 'sarépsan!?
“benimle dalga mı geçiyorsun?” (< sarı-(< sar-ı-) (6–358).
5.1.2.6. -kĠĢlek olmayan bir ektir. görük- kelimesinde kalıplaĢarak yaĢamaktadır:
görükér “gözüküyor” (6–381).
5.1.2.7. -l-l- eki, pasiflik ve meçhul ifade eden bir ektir: açılıb (17–87); dirilecek
(< tir-i-l-< ET. tir-“yaşamak”) (17–554); qoyulacax (1-250); töküldü (2–84);
yumuldu (1–75).
194
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 213.
156
5.1.2.8. -ma-, -me-ma-, -me- eki, i- fiili dıĢında bütün fiillere getirilerek olumsuz fiiller
yapar: aparmadıla (31–26); işlememişem (2–66); kesmedi (11-118); olmadı
(17-17).
-Ir, -Ur ağzında olumsuzluk ekiyle Ģimdiki zaman eki ünlüsünün yan
yana gelmesiyle (-mA-Ir-/Ur-) bir ünlü birleĢmesi sonucu, Ģimdiki zamanın
olumsuzunda
–mır, -mir, -mur, -mür Ģekilleri ortaya çıkmıĢtır: görmür (26–
80); olmuram (30–17); qoymur (30–121); sürmür (32–43).
-ma-, -me- ekinde görülen bir diğer değiĢiklik, yardımcı y ünsüzünün
etkisiyle ekin ünlüsünde bir daralmanın ortaya çıkmasıdır: yémiyek (1–545);
qalmıyıp (5–22); olmıyan (5–55); olmuya'cax (1–374); olmuyun “olmayın”
(31–24).
5.1.2.9. -n-n- ekinin kullanıldığı fiillerde fiilin hareketi, hareketi yapana veya olan
nesneye yönelik olduğundan bu eke dönüĢlülük eki denilir. Halhal ağızlarında
iĢlek bir Ģekilde kullanılan eklerden biridir: boşanıb (29–235); dolanardıx (1240); géçinir (8–47); görünesen (1-210); sürünüp (6–518).
5.1.2.10. -r-r- eki, Türkçede oldurma, yaptırma ifade eden ettirgen eklerden birdir.
Halhal ağızlarında iĢlek olarak kullanılmaktadır: aşırdıla (6–122); géçirdileŗ
(30–163); pişirmişdile (17–455); uçurdum (1-153).
5.1.2.11. -sa-, -seĠĢlekliğini yitirmiĢ eklerden biridir. Bu ek sadece görset- kelimesinde
tespit edilmiĢtir: görsedim (18–144); görsetţi (18–145); görsetmesin (1–275).
157
görset- fiili, sadece Hımıs ağızlarından Varavart ağzında Türkiye
Türkçesinde
olduğu
gibi
yer
değiĢtirmesi
sonucu
göster-
Ģeklinde
kullanılmaktadır: gösterecek (16–27).
5.1.2.12. -Ģ-Ģ- eki, ortaklaĢma ve oluĢ bildiren bir ektir. OrtaklaĢma görevinde
bulunduğunda hareketin birkaç yapanı bulunduğunu ifade eder: ağlaşdıla
(30–585); elleşér “uğraşıyor” (17–382); öceşdi “rahatsız etti” (< öc+e-ş-) (11190); yığşdırduq (11–140).
-Ģ- eki, oluĢ görevinde kullanıldığında hareketin kendi kendine olma
anlamını ifade eder: yaraşır “yakışıyor” (31–38); yétişip (1-242); qızışdım
“ısındım” (30–885); sürüştự “kaydı” (30–1579).
5.1.2.13. -t-t- eki de iĢlek bir Ģekilde kullanılan ettirgen eklerden biridir: berkitdim
“kilitledim” (< berki-t-) (1–195), düzeltdi “düzeltti, yaptı” (< düzel-t-) (30–186);
örtér (18–444); sürtem (30–56); uzatdı (1–1110).
5.1.2.14. -yĠĢlek olmayan eklerden biridir. Eski Türkçede –d- Ģeklinde olan bu ek
Batı Türkçesinde –y-„leĢmiĢtir: qoyarsan (17–394); doymuram (30–1240).
5.1.2.15. -zEttirgen bir ektir. Sadece bir örnekte kalıplaĢmıĢ bir Ģekilde
korunmaktadır: doğuzdura “doğurtsun” (1–942).
158
5.2. Fiil Çekimi
5.2.1. ġahıs Ekleri
ġahıs ekleri, fiillerde hareketi yapanı bildiren eklerdir. Bütün fiil
çekimlerinde her Ģahıs için ayrı birer Ģahıs eki bulunmaktadır. Türkçede Ģahıs
ekleri, her zaman için zaman eklerinden sonra gelir. Fiil çekimlerinde Ģahıs
ekleri, har zaman için zaman eklerinden bağımsızdırlar. Ancak fiilin emir
çekiminde emir kipleri Ģahıs eklerini de bünyelerinde taĢırlar. Türkçede zamir
kaynaklı, iyelik ekli kaynaklı ve emir ekleri olmak üzere üç tip Ģahıs eki
bulunmaktadır. Bu üç tip Ģahıs eklerinden emir kipinde kullanılan Ģahıs ekleri
tasarlama kipleri dâhilinde incelenecektir.
5.2.1.1. Zamir Kaynaklı ġahıs Ekleri
Zamir kaynaklı Ģahıs eklerinin kaynağı Ģahıs zamirleridir. Halhal
ağızlarında zamir kaynaklı Ģahıs ekleri; Ģart, öğrenilen geçmiĢ zaman ve emir
kipleri dıĢında kalan bütün zaman çekimleri için kullanılmaktadır. Yani geniĢ
zaman, Ģimdiki zaman, gelecek zaman, duyulan geçmiĢ zaman ve istek
çekimlerinde zamir kaynaklı Ģahıs ekleri kullanılmaktadır:
Teklik 1. Ģahıs:
Eski Oğuz Türkçesinde teklik 1. Ģahıs eki, –van, -ven; -vanın, -venin;
-vam, -vem ve –am, –em Ģeklindedir. Eski Oğuz Türkçesinde bu eklerin en
çok kullanılanı –am, -em‟dir.195 Halhal ağızlarının tamamında Eski Oğuz
Türkçesinin –am, -em teklik birinci Ģahıs eki, kullanılmaya devam
edilmektedir: alacağam (30–104); élerem (6–54); éliyem (6–375); qalmışam
(8–39); istéyérem (1–288).
195
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 284.
159
Teklik 2. Ģahıs:
Teklik 2. Ģahıs eki bütün Halhal ağızlarında -san, -sen Ģeklindedir. Bu
ekin teklik 2. Ģahıs zamirinden geldiği büyük ünlü uyumu sonucunda –san,
-sen Ģeklinde geliĢtiği bilinmektedir: aparırsan (30–1019); gédipsen (4–19);
getireceksen (6–304); göréysen “görüyorsun” (6-523); vırasan (15–85).
Teklik 3. Ģahıs:
Teklik 3. Ģahıs, Eski Oğuz Türkçesinde her zaman için eksizdir.196
Halhal ağızlarında da fiillerin teklik 3. Ģahıs çekimlerinde Ģahıs eki
kullanılmamaktadır: ekecek (19–41); gele (29-166); oturup (17-175); vérér (949); yazır (20-27).
Çokluk 1. Ģahıs:
Eski Oğuz Türkçesinde çokluk 1. Ģahıs eki olarak –vuz, -vüz; -uz, -üz
Ģekilleri kullanılmıĢtır.197 Halhal ağızlarında Eski Oğuz Türkçesinden farklı
olarak çokluk 1. Ģahıs eki için -ıq(-ıx), -uq(-ux); –ik(-ig), -ük(-üg) Ģekilleri
kullanılmaktadır: biçérik (9-62); bölecik (30-577); almışıq (21-23); élerik (2522); görek (27-20).
Çokluk 2. Ģahıs:
Eski Oğuz Türkçesinde bu ekin sadece düz ünlülü Ģekilleri
kullanılmıĢtır.198 Halhal ağızlarında Eski Oğuz Türkçesinin tam tersine düz
ünlülü fiillerde de yuvarlak ünlülü eklerin kullanıldığı görülmektedir: çekibsüz
(1-1005); çıxardasuz (1-135); ekersüz (8-9); gédésüz (18-98); olacaxsuz (301329); vırasuz (1-1162).
196
Muharrem Ergin, Türkiye Türkçesi Grameri, s. 285.
Age, s. 284.
198
Age, s. 284.
197
160
Ancak HiĢeyin köylerinden Nüdü ağzında sınırlı sayıda -sız, -siz
Ģekillerinin kullanıldığını görmek de mümkündür: aléysiz (6-42); bilesiz (6-43);
éliyibsiz (6-429); getirersiz (22-35).
Çokluk 3. Ģahıs:
Çokluk 3. Ģahıs eki, Batı Türkçesinin baĢından beri –lar, -ler
Ģeklindedir.199 Halhal ağızlarında da çokluk 3. Ģahıs eki, Eski Oğuz
Türkçesinde olduğu gibi devam etmektedir: basıplar (29-262); dédiler (3118); salacaxlar (18-189); véréller (9-67).
Zamir Kaynaklı ġahıs Eklerli
Teklik
Çokluk
I. Ģh.
-am, -em
-ıq(-ıx), -uq(-ux); –ik(-ig), -ük(-üg)
II. Ģh.
-san, -sen
-suz, -süz
III. Ģh.
-Ø
–lar, -ler
5.2.1.2. Ġyelik Kaynaklı ġahıs Ekleri
Ġkinci tip Ģahıs eklerinin kaynağı iyelik ekleridir. Halhal ağızlarında
görülen geçmiĢ zaman ve Ģart çekiminde iyelik kökenli Ģahıs ekleri
kullanılmaktadır.
Teklik 1. Ģahıs:
BaĢlangıçtan beri hiç değiĢmeyen Teklik 1. Ģahıs eki,200 Halhal
ağızlarında da hiçibir değiĢime uğramadan –m Ģeklinde kullanılmaya devam
199
200
Age, s. 286.
Age, s. 287.
161
etmektedir: danışsam (1-889); dé'sem (17-438); dolandırdım (21-6); geldim
(22-23).
Teklik 2. Ģahıs:
Eski Oğuz Türkçesinde nazal n‟li olan teklik 2. Ģahıs eki,201 Halhal
ağızlarının tamamında ŋ > n değiĢimine uğramıĢ Ģekilde kullanılmaktadır:
gétdün (30-1472); gés'sǖn “gitsen” (18-190); istésen “istiyorsan” (18-45);
yandırdun (6-147).
Teklik 3. Ģahıs:
Zamir kaynaklı Ģahıs eklerinde olduğu gibi iyelik ekli Ģahıs eklerinde de
teklik 3. Ģahıs, eksizdir: apardı (17-2); gelse (17-422); sanadi “saydı” (30-69);
vırsa (6-190).
Çokluk 1. Ģahıs:
Eski Türkçede iyelik kaynaklı çokluk 1. Ģahıs eki, -mız, -miz
Ģeklindedir. Batı Türkçesinde bu ekin yerine –ḳ, -k Ģekilleri kullanılmıĢtır.
Kalın sırada bulunan –ḳ ekinin Eski Oğuz Türkçesinde x‟li örnekleri de
kullanılmıĢtır.202 Halhal ağızlarında da Eski Oğuz Türkçesinin –q/-x, -k
Ģekilleri kullanılmaktadır: adaxladıq (3-73); 'ayrıldıx (30-329); atdıx (1-380);
durardıq (12-65); geldik (17-109); gördük (6-86); getirsek (22-86); qal'dıq (18288); qocaldıx (2-31); yatdıq (17-448); vırsax (30-1163).
201
202
A,ge, s. 287.
A,g,e, s. 287.
162
Çokluk 2. Ģahıs:
Eski Oğuz Türkçesinde çokluk 2. Ģahıs eki, -ŋuz, -ŋüz Ģeklindedir.203
Halhal ağızlarında iyelik kaynaklı çokluk 2. Ģahıs eki için –z Ģekli
kullanılmaktadır: alduz (25-19); çağırmaduz (17-328); geldüz (30-815);
getsüz “gitseniz” (1-1093); qoysuz “koysanız” (1-1093); işlerdüz (8-26);
vérésüz “veriyorsanız” (30-36).
Halhal ağızlarında bu ekle birilikte kullanılan görülen geçmiĢ zaman
eki de her zaman için yuvarlak ünlülüdür: alduz (25-19); çağırmaduz (17328); geldüz (30-815); işlerdüz (8-26).
Ayrıca, iyelikli çokluk 2. Ģahıs ekiyle kullanılan Ģart ekinin düz
ünlüsünün de yuvarlaklaĢtığı görülmektedir: getsüz “gitseniz” (1-1093);
qoysuz “koysanız” (1-1093); vérésüz “veriyorsanız” (30-36).
Anadolu ağızlarından Doğu Grubu Ağızları‟nın da özelliklerinden biri,
iyelik kaynaklı çokluk 2. Ģahıs ekinin –z Ģeklinde olmasıdır.204 Eski Oğuz
Türkçesinde –ŋUz Ģeklinde kullanılan bu ekin –z Ģekline dönüĢmesi, 2. Ģahıs
iyelik ekiyle paralel bir Ģekilde geliĢmiĢtir. Bugün Halhal ağızlarında çokluk 2.
Ģahıs iyelik eki de –z Ģeklindedir: başuzdan (18-142); elüzdeki (1-646).
Muharrem Ergin çokluk 2. Ģahıs iyelik ekindeki bu değiĢimi U-ŋUz >
U-vUz > -Ūz > -Uz > -z
205
Ģeklinde açıklar. Bizim kanaatimizce aynı süreç
iyelik kaynaklı çokluk 2. Ģahıs için de geçerlidir. Eski Oğuz Türkçesinde
kullanılan –-ŋUz ilk aĢamada ŋ > v değiĢmesi sonucu *-vUz olmuĢtur. Bir
ileriki aĢamada v‟nin düĢmesiyle ikiz ünlülü –*UUz Ģekli ortaya çıkmıĢtır. Bu
aĢamadan sonraki süreci Halhal ağızlarının en arkaik ağzı olan ġehin ağzı(éyr)‟ndan takip etmek mümkündür. Ġkiz ünlülerin tekleĢmesi sonucu uzun
ünlülü -Ūz Ģekli belirmiĢtir: doğuzdurdūz (1-1222); qutardūz (30-57).
Sonunda ek, bugünkü -z hâline dönüĢerek kullanılmaya baĢlamıĢtır:
alduz (25-19); çağırmaduz (17-328); geldüz (30-815); iĢlerdüz (8-26).
203
A,g,e, s. 287.
Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, s. 57.
205
Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi, s. 97.
204
163
Çokluk 3. Ģahıs:
Ġyelikli çokluk 3. Ģahıs eki Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi –lar, -ler
Ģeklindedir: aldılar (29-158); yédiler(29-139).
Ġyelik Kaynaklı ġahıs Ekleri
Teklik
Çokluk
I. Ģh.
–m
–ḳ/-x, -k
II. Ģh.
-n
–z
III. Ģh.
-Ø
–lar, -ler
5.2.2. ġekil ve Zaman Ekleri
5.2.2.1. Bildirme Kipleri
5.2.2.1.1. Görülen GeçmiĢ Zaman
Eski Oğuz Türkçesinde -d‟li Ģekilleri bulunan görülen geçmiĢ zaman
eki, 1. ve 2. Ģahıslarda yuvarlak, 3. Ģahıslarda ise düz ünlülüdür.206 Halhal
ağızlarında 2. Ģahıslardaki yuvarlaklık devam etmektedir: aldun (30-481);
alduz (25-19); çağırdun (30-608); geldün (15–37); geldüz “geldiniz” (30-815);
gördün (5-44); yandırdun (6-147).
Ancak, 1. 3. Ģahıslarda bu ekin ünlüsü, genelde düzlük - yuvarlaklık
uyumuna girmiĢ durumdadır: ayrıldıx (30-329); bilmedim (25-37); geldik (2–
31); gördüm (2-65); gétdi (28-64); gördü (29-57); sökdük (26-26).
Yalnız, Halhal merkez ve Kivi merkez ağızlarında çokluk 1. Ģahıslarda
düz ünlülü fiil tabanlarına yuvarlak ünlülü ekin getirildiği tespit edilmiĢtir:
éledük (14-28); gelmedük (20-17); qaldux (20-17).
-d‟li geçmiĢ zaman ekinde görülen bir diğer geliĢme, ünsüz
benzeĢtirmesi sonucu bir kısım örneklerde –t‟li Ģekillerin de ortaya
206
Faruk Kadri Timurtaş, age. s. 138-139.
164
çıkmasıdır: çıxattı “çıkarttı” (30–102); getti “getirdi” (12-51); sürttü (30–226);
uttu (1–623); yattıx (30-909).
Halhal ağızlarında görülen geçmiĢ zaman ekinin t‟li Ģekilleri oluĢsa da
Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi sedasız ünsüzlerle biten fiillerde hâlen d‟li
Ģekillerinin kullanılmasına rastlamak mümkündür: berkitdim (1–196); gétdi
(17–8); otdux “oturduk” (6–93); götdü “götürdü” (29–128).
Teklik
Çokluk
I. Ģh. geldim (23–10)
geldik (2–31)
II. Ģh. geldün (15–37)
geldüz (30–815)
III. Ģh. geldi (6–64)
geldiler (29–85)
5.2.2.1.2. Öğrenilen GeçmiĢ Zaman
Halhal ağızlarında öğrenilen geçmiĢ zaman için birbirinden farklı iki
ayrı ek kullanılmaktadır. Bu eklerden bir tanesi –mıĢ, -miĢ, -muĢ, -müĢ eki
olup Eski Oğuz Türkçesindeki düz - dar ünlülü olan -mIĢ207 ekinden
geliĢmiĢtir. Zamir kaynaklı Ģahıs ekleriyle çekime giren bu ek, sadece 1.
Ģahıslarda kullanılmaktadır:
Teklik 1. Ģahıs: gelmişem (4–6); görmüşem (6–40); tutmuşam (18–473).
Çokluk 1. Ģahıs: gelmişik (1–345); gülmüşük (30–1255); olmuşux (1–245).
Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer öğrenilen geçmiĢ zaman
eki, 2. ve 3. Ģahıslarda kullanılmakta olan –Up zarf-fiil ekinden meydana
gelen –ıp, -ip, -up, -üp ekidir. Eski Oğuz Türkçesinde de –Up zarf-fiil ekinin
öğrenilen geçmiĢ zaman iĢlevinde kullanıldığı bilinmektedir.208
Teklik 2. Ģahıs: gédipsen (4–19); yatıpsan (6–382); olupsan (6–520).
Teklik 3. Ģahıs: düzeldip (30–1462); yatıp (30–1363); oturup (17–174).
Çokluk 2. Ģahıs: dağılıpsuz (12–32); gelipsüz (1–341); gédipsüz (14–5).
207
208
Gürer Gülseviv, age, s. 80.
Gürer Gülsevin, age, s. 83.
165
Çokluk 3. Ģahıs: çekipler (9–56); köçüpler (25–7); oturupla (29–311).
ġehin köylerinden Nüdü ağzında sadece bir örnekte öğrenilen geçmiĢ
zaman eki olarak –k ekinin kullanıldığı tespit edilmiĢtir: Pātşāhınan vezir, ikisi
bir dene mirvārid tesbéh gördüle, qabağa düşük. (6-2).
Çokluk
Teklik
I. Ģh. gelmişem (4–6)
gelmişik (1–345)
II. Ģh. gelipsen (18-125)
gelipsüz (1–341)
III. Ģh. gelip (1-536)
gelible (1-579)
5.2.2.1.3. GeniĢ Zaman
5.2.2.1.3.1.GeniĢ Zamanın Olumlusu
Eski Oğuz Türkçesinde geniĢ zaman için –ur, -ür; -ar, -er; -r ekleri
kullanılmıĢtır.209 Halhal ağızlarında Eski Oğuz Türkçesinin –ar, -er; -r geniĢ
zaman ekleri olduğu gibi kullanılırken –ur, -ür geniĢ zaman eki, yerini
tamamen –ar, -er ekine bırakmıĢtır:
-ar
Teklik
-er
-r
Teklik
Teklik
I. Ģh. baxaram (6–232)
diyerem (22–1)
bağlaram (18–187)
II. Ģh. baxarsan (20–5)
diyersen (29–250)
sallarsan (1-1132)
III. Ģh. baxar (16–2)
diyer (16–4)
ağlar (1–1085)
Çokluk
Çokluk
I. Ģh. apararıx (1–337)
diyerik (3–20)
bağlarıx (1–336)
II. Ģh. baxarsuz (4–5)
getirersüz (25–21)
élersüz (28–7)
III. Ģh. baxalla (28–29)
diyeller (29–15)
élelle (12–18)
Çokluk
209
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 141.
166
Hımıs ağzında kullanılan bir diğer geniĢ zaman eki de –i Ģeklindedir.
Bu ek, kesin olmayan gelecek zaman anlamı ifade etmektedir. Sadece teklik
3. ġahısta geçen bu ekle ilgili sınırlı sayıda örnek tespit edilmiĢtir: Gül, éşidi,
bizim abrımızı götüri “Gül, duyar, bizi rezil eder” (17-477-78).
Irak Türkmen Türkçesi çalıĢmasında Ģimdiki zaman veya geniĢ zaman
eki olarak –i Ģeklinden bahsedilmese de söz konusu çalıĢmada geçen
metinlerde –i geniĢ zaman ekinin sıkça kullanıldığı görülmektedir.210
5.2.2.1.3.2. GeniĢ Zamanın Olumsuzu
Bütün zaman çekimlerinde Ģekil ve zaman eki, fiilin olumlu ve olumsuz
Ģekillerine getirilerek yapılmaktadır. Ancak, geniĢ zaman eki, bu bakımdan bir
farklılık arz etmektedir. Eski Türkçede geniĢ zamanın olumsuzu için –mAz,
kullanılmıĢtır. Eski Oğuz Türkçesinde de bu çekim için –mAz + 1. tip Ģahıs
ekleri kullanılmıĢtır.211 Ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde 1. Ģahıslarda –mAr,
2. ve 3. Ģahıslarda –mAz Ģekli kullanılmaktadır.212 Muharrem Ergin, -mAr
ekinin -mA- olumsuzluk ekiyle -r geniĢ zaman ekinden yapıldığını
düĢünmektedir.213 Elövset Zakiroğlu ise bunun umumî Türk dilindeki r ~ z
denkliğinin bir tezahürü olduğu kanaatindedir.214 Halhal ağızlarında ölçünlü
Azerbaycan Türkçesinden farklı olarak 1. Ģahısların yanı sıra 2. Ģahıslarda da
–mAr Ģekli kullanılmaktadır: vérmerem (30-16); vérmersēn (19-215); vérmerik
(17-405), vérmersüz (33-2).
Ancak, 3. Ģahıslarda –maz, -mez Ģekli kullanılmaktadır: vérmez (18295); dermezler (17-47).
Halhal ağızlarında geniĢ zamanın olumsuzu ile ilgili bir diğer farklılık
teklik 1. Ģahıs ekiyle ilgilidir. ġehin ağızlarında teklik 1. Ģahıs için Türkiye
210
Hidayet Kemal Bayatlı, Irak Türkmen Türkçesi, TDK Yayınları / 664, Ankara, 1996, s. 61.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 295.
212
Yavuz Kartallıoğlu, Hüseyin Yıldırım, “Azerbaycan Türkçesi”, Türk Lehçeleri Grameri, (Editör:
Ahmet B. Ercilasun), Akçağ Yayınları, Ankara 2007, s. 208.
213
Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi, s. 118.
214
Elövset Zakiroğlu Abdullayev, Türk Dillerinin Tarihsel Gelişme Sorunları, TDK. Yay. Ankara,
1996, s. 40-47.
211
167
Türkçesinde olduğu gibi215 –ma, -me Ģekilleri kullanılmaktadır: almam (1353); bilmem (1-1207); démem (2-54); élemem (1-867); vérmem (1-695).
5.2.2.1.4. ġimdiki Zaman
Halhal ağızlarında –éyr; -ér; -ır, -ir, -ur, -ür olmak üzere üç farklı
Ģimdiki zaman eki bulunmaktadır. HiĢeyin ilçe merkezle bu ilçeye bağlı
Berende ve Nüdü köylerinde –éyr, Halhal merkez köylerinden Hımıs,
Varavart –ér; Halhal merkez ağzıyla Halhal merkez köylerinden Buruç,
Kızıldere ve Kivi köylerinin tamamında –ır, -ir, -ur, -ür eki kullanılmaktadır. Bu
ağızların dıĢında kalan ağızlarda tek bir Ģekle bağlılık bulunmamaktadır.
Örneğin; Kivi merkez ağzında –ér ekiyle birlikte ünlü uyumuna bağlanmıĢ –ır,
-ir, -ur, -ür eki de kullanılmaktadır. Yine HiĢeyin köylerinden Ağkent, Kemer
ve Susava ağızlarında –éyr Ģeklinin yanında –ér Ģeklinin de kullanıldığı tespit
edilmiĢtir. Bütün Halhal ağızlarda Ģimdiki zaman eki için zamir kaynaklı Ģahıs
ekleri kullanılmaktadır.
5.2.2.1.4.1. -éyr ġimdiki Zaman Eki
Halhal ağızlarından HiĢeyin ağzında Ģimdiki zaman için –éyr eki
kullanılmaktadır. Halhal ağızlarında kullanılan –éyr Ģimdiki zaman eki, Bernt
Brendemeon‟un Trabzon ve Rize ağızlarında tespit ettiği –eyr216 ekiyle
aynıdır. Trabzon ağızlarında217 olduğu gibi Halhal ağızlarında da 1. teklik ve
çokluk çekiminde -éyr Ģimdiki zaman ekinin r ünsüzü her zaman için
korunmaktadır: aléyram “alıyorum” (1–1210); bilméyrem “bilmiyorum” (4–39);
gédéyrik “gidiyoruz” (6–436); qaléyrıx ”kalıyoruz” (5–9).
215
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi... s. 294.
Bernt Brendemoen, Trabzon Ağızlarındaki Zaman Kipleri Üzerine Bir Not, 5. Milletlerarası
Türkoloji Kongresi, İstanbul Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul 1985. s. 33-40.
217
Bernt Brendemoen, Trabzon Ağızlarındaki Zaman Kipleri Üzerine Bir Not, 5. Milletlerarası
Türkoloji Kongresi, İstanbul Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul 1985. s. 34..
216
168
Ancak, r ünsüzünün 2. ve 3. Ģahıslarda düĢmesiyle ek, –éy Ģekline
ortaya çıkmaktadır: vıréysan “veriyorsun” (1–1534); atıléy “atılıyor” (1–683);
baxéysuz “bakıyorsunuz” (1–588); gétméyle (2-15).
5.2.2.1.4.2. -ér ġimdiki Zaman Eki
Halhal ağızlarında kullanılan ikinci Ģimdiki zaman eki, -ér ekidir:
alérsan (9-53); baxéram (5-54); düşér (17–500); *gelérsüz; géléller (<
gelérler) (15-7); görér (15-21); olér (17–517).
Halhal ağızlarından Hımıs ağzında kullanılan –ér eki, “Anadolu
ağızlarından Bitlis, MuĢ, Palu, Karakoçan ve kısmen Bingöl merkez ve
Karlıova ağızlarında kullanılır.”218 Azerbaycan ağızlarından da Kazak ağzında
–ér Ģimdiki zamanın kullanıldığı tespit edilmiĢtir.219 –éyr ekinde olduğu gibi –
ér
ekinde
de
kalınlık
–
incelik
ve
düzlük
–
yuvarlaklık
uyumu
bulunmamaktadır: düşér (17–518); görér (18-15); olér (17–517).
-ér ekinde görülen bir diğer ses olayı, ünlüyle biten fiillerde yardımcı
ünsüzün düĢmesi sonucu yan yana gelen fiil ünlüsüyle ek ünlüsü arasında
ünlü birleĢmesinin ortaya çıkmasıdır: ağlérsan (< ağlaérsan < ağlayérsan)
(11–244); bȫyér “büyüyor” (< böyü-y-ér); (17-517); payléram (< paylaéram <
paylayéram) (15–43); tanéram (< tanıéram < tanıyéram) (22–64).
Bazen soru cümlelerinde bu ünlü birleĢmesinin yanı sıra –ér ekindeki
r‟nin
de
düĢmesiyle
Ģimdiki
zaman
ekinin
tamamen
kaybolduğu
görülmektedir: ne istésen? “ne istiyorsun?” (< istérsen < iste-y-ér-sen) (1845); niya satésan? “neden satıyorsun?” (19-5).
5.2.2.1.4.3. -ır, -ir, -ur, -ür ġimdiki Zaman Eki
Halhal ağızlarında kullanılan üçüncü Ģimdiki zaman eki –Ir, -Ur, ekidir:
alıram (26–89); déyirem (26–91); qorxuram (29–322); ölürem (30–704).
218
219
Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, s. 75.
M. Şireliyev, Azerbaycan Diyalektolojisinin Esasları, 1962, s.223.
169
Halhal merkez ağzında kullanılan Ģimdiki zaman eki, ölçünlü
Azerbaycan Türkçesinde kullanılan –Ir, -Ur220 ekinin aynısıdır. Muharrem
Ergin, Ahıska; Çinçavat ağzında görülen –yér ve Terekeme ağzındaki -ér, or, -ör Ģekillerinden hareketle ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde kullanılan –Ir,
-Ur Ģimdiki zaman ekinin yéri- fiilinden geldiğini savunmaktadır. Muharrem
Ergin, bu doğrultuda yéri- fiilinden ortaya çıkan –yér Ģeklinin hoplolji ile –ér,
or, -ör “(geliyér > gelér)” Ģekillerine dönüĢtüğü, ardından –Ir, -Ur Ģekillerinde
geliĢtiği sonucuna varmaktadır.221 Bizim kanaatimizce, Muharrem Ergin‟in –Ir,
-Ur Ģimdiki zaman ekini kaynak bakımından yéri- “yürümek” fiiline
bağlamasında
herhangi
bir
sorun
bulunmamaktadır.
Ancak,
teknik
bakımından –ér (> -Ir, -Ur) ekinin direk –yér Ģeklinden geldiğinin mümkün
olmayacağı kanısındayız. Zira, -yér Ģeklinin hece düĢmesi sonucu –ér Ģekline
dönüĢmesi mümkün değil. Bu görüĢte bir ara merhalenin göz ardı edildiği
görülmektedir. Nedeni de *geliyér Ģeklinde olduğu gibi y ünsüzü hece baĢı
vurgusu taĢıdığından düĢmesi imkânsızdır. y‟nin düĢmesiyle –yér ekinin –ér
Ģekline
dönüĢmesi
için
ilk
önce
hece
baĢını
terk
etmesi
ve
vurgusuzlaĢtırılması gerekmektedir. ĠĢte HiĢeyin ağzında kullanılan –éyr (< yér) ekinde, y ünsüzü, bir göçüĢtürme sonucu hece baĢından çıkarılıp
vurgusuz konumuna getirilerek –yér‟den –ér‟e geçiĢin ara merhalesini
sağlamaktadır.
Sonuçta Halhal ağızlarının tamamı göz önünde bulundurulduğunda
–éyr ekinin arkaik Ģimdiki zaman eki olduğu ortaya çıkmaktadır. –éyr ekindeki
y ünsüzünün düĢmesi sonucu ortaya çıkan –ér eki, -éyr ekiyle –ır, -ir, -ur, -ür
ekinin ara merhalesini oluĢturmaktadır. –éyr ekinden geliĢen -ér Ģimdiki
zaman ekindeki é ünlüsü, ünlü benzeĢtirmesine girerek kalın ve yuvarlak
ünlülü eklerin doğmasına zemin hazırlamıĢtır (–éyr > -ér > -ır, -ir, -ur, -ür):
gele yéri-r-em > geleyérrem > geleyérem > gelyérem > geléyrem > gelirem.
220
221
Yavuz Kartallıoğlu, Hüseyin Yıldırım, age. s. 206.
Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi... s. 144-145.
170
Halhal ağızlarında kullanılan –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekinde kalınlık incelik ve düzlük - yuvarlaklık uyumu hâkimdir: alıram (26–89); déyirem (26–
91); qorxuram (29–322); ölürem (30–704).
-ér Ģimdiki zaman ekinde olduğu gibi –Ir, –Ur Ģimdiki zaman ekli
çekimlerde de yardımcı ünsüzün düĢmesi ve ekin direk fiile gelmesi sonucu
bir ünlü birleĢmesi görülmektedir: bağlıram (30–217); élirem (26–89);oxuram
(30–1099).
Örnekleriyle ġimdiki Zaman Ekleri
-éyr, Ağzı
-ér Ağzı
-ır, -ir, -ur, -ür Ağzı
T. I. Ģh.
aléyram (1–1210)
aléram (17–234)
alıram (2 –89)
T. II.Ģh.
vıréysan (1–1034)
ağlérsan (11–244)
aparırsan (30–1019)
T. II. Ģh.
aléy (5–36)
alér (17–508)
aparır (29–37)
Ç. I. Ģh.
qaléyrıx (5–9)
danışérıx (15–43)
inanırıx (31–38)
Ç. II. Ģh.
baxéysuz (1–588)
*danışérsuz
alısuz (32–20)
Ç. III. Ģh.
aparéllar (9–66)
danışéllar (15–45)
yatıllar (27–34)
171
Ağız Bölgelerine Göre ġimdiki Zaman Ekleri
-éyr, Ağzı
-ér Ağzı
HiĢeyin merkez, HiĢeyin
Kivi
köylerinden:
merkez
Berende,
Nüdü, Susava, Kemer
-ır, -ir, -ur, -ür Ağzı
merkez,
Halhal
Halhal merkez, Halhal merkez
köylerinden:
köylerinden: Buruç, Kızıldere, Kivi
Hımıs, Varavart,
köylerinden:
Kumuk,
Ilxıçı, Güllüce
T. I. Ģh.
-éyr-Am
-ér-Am
-Ir, -Ur-Am
T. II. Ģh.
-éy-sAn
-ér-sAn
-Ir, -Ur-sAn
T. III. Ģh.
-éy-Ø
-ér-Ø
-Ir, -Ur-Ø
-éyr-Ix / Ux
-ér-Ix
-Ir, -Ur-Ix
-éy-sIz /-sUz
-ér-sIz /-sUs
-Ir, -Ur-sIz /-sUz
-él (< *éy)-lAr
-ér-lAr
-Ir, -Ur-lAr
Ç. I. Ģh.
Ç. II. Ģh.
Ç.III. Ģh.
5.2.2.1.5. Gelecek Zaman
Eski Oğuz Türkçesi metinlerinde sıfat-fiil eki olarak kullanılan –acaḳ,
-ecek,222 Eski Oğuz Türkçesinin son dönemlerinde gelecek zaman eki olarak
kullanılmaya baĢlamıĢtır.223 Halhal ağızlarında da gelecek zaman için –acaq/acax, -ecek eki kullanılmaktadır: aparacaq (30–1510); diyecek (1–889);
gelecek (17–362); qalacaq (17–545); yandıracax (29–246).
Gelecek zaman çekiminde görülen en önemli geliĢme, 1. Ģahıslarda
ekin ikinci hecesinin düĢmesiyle ilgilidir:
Teklik 1. Ģ. : gelecem (30–1033); gédecem (17–37); verecem (18–299).
Çokluk 1. Ģ. : bölecik (30–577); vıracıx (27–56); yiyecik (30–866).
222
223
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 144.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 303.
Kümük,
172
Bütün Halhal ağızlarında ünlüyle biten fiillerin gelecek zaman
çekiminde yardımcı y ünsüzü türemektedir: diyecem (30–641); éliyecem (1–
833); oxuyacam (30–1034).
Gelecek zaman ekinin teklik 2. Ģahıs ekinde tespit ettiğimiz bir farklılık
Hımıs ağzında geçmektedir: vére'cen (19–8).
Teklik (kalın sıra)
I. şh. alacağam (30–104);
olacam (30-1096)
Teklik (ince sıra)
véreceyem (6–182)
vérecem (6-389)
II. şh. olacaxsan (18–9)
gédeceksen (18–190)
III. şh. çıxacax (11–200)
gelecek (18–192)
Çokluk
Çoklu
I. Ģh. vıracıx (27–56)
kesebilmiyeceyik (1–562)
II. Ģh. olacaxsuz (1–1143)
*ekeceksüz
III. Ģh. salacaxlar (18–189)
öldürecegler (19–383)
5.2.2.2. Tasarlama Kipleri
5.2.2.2.1. ġart
Eski Türkçede Ģart çekimi için –sar, -ser ile Ģahıs zamirleri
kullanılıyordu. Batı Türkçesine gelindiğinde bu tasarlama kipinin kullanımında
birkaç ses ve Ģekil değiĢikliği olmuĢtur. Batı Türkçesinde Ģart çekimi, –sar,
-ser ekindeki r ünsüzünü düĢmesiyle –sa, se Ģeklinde ortaya çıkarken zamir
kaynaklı Ģahıs eklerinden de iyelikli Ģahıs eklerine geçiverilmiĢtir.224 Halhal
ağızlarında 1. ve 3. Ģahıslarda sürekli –sa, -se Ģekilleri kullanılmaktadır:
al'saq (30–1479); danışsa (1–867); danışsam (1-889); dursalaŗ (18-176);
élese (30–962); élesem (30–182); getirsek (22–86); istésen (18-45).
224
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 309.
173
Ancak 2. Ģahıslarda Ģart eki –su, -sü Ģeklinde olup her zaman için
yuvarlak ünlülüdür: açsun (17-393); désün (6-160); élesüz (27–50); gés'sǖn
“gitsen” (18-190; sağalt'sun (29–69); vérsün (17–91); vérsüz, “verseniz” (27–
51); vırsun “vursan” (30–291).
ġart ekindeki yuvarlaklaĢmanın nedenini açıklamak için bu ekin tarihî
geliĢimini gözden geçirmek zorundayız. Eski Türkçenin ikinci Ģahıslardaki ser sen ve -ser siz Ģekilleri yerine Batı Türkçesinde –se-ŋ, -se-ŋiz Ģekilleri
ortaya çıkmıĢtır. Tabii Halhal ağızlarında iyelikli çokluk 2. Ģahıs eki –z
olduğundan Halhal ağızlarındaki 2. Ģahıs çekimleri de –s-en, -se-z Ģeklinde
kullanılmalıdır. Ancak, Halhal ağızlarında zamir kaynaklı teklik 2. Ģahıs eki,
Türkiye Türkçesindeki gibi –sın, -sin, -sun, -sün Ģeklinde değil de –san, -sen
Ģeklinde kullanılmaktadır.225 Bu durumda zamir kaynaklı teklik 2. Ģahıs eki (–
sen)‟yle teklik 2. Ģahıs Ģart eki (< -se-n) eĢ sesli konuma geldiğinden aradaki
farkın belirlenmesi noktasında Ģartın teklik 2. Ģahıs Ģekli, –sU-n Ģeklinde
değiĢime uğramıĢ olabilir diye düĢünüyoruz: açsun “açsan” (17-393); désün
“desen” (6-160); dilesun (1–736); gés'sǖn “gitsen” (18-190); vérsün (1–292);
vırsun “vursan” (6–160).
Çokluk 2. Ģahıs Ģart ekinin de teklik 2. Ģahıs Ģartın benzeĢtirmesiyle
–sA-z > –sU-z değiĢimine uğradığı düĢünülebilir. élesüz “etseniz” (27–50);
sağalt'sun (29–69); vérsüz “verseniz”(30–35).
Halhal ağızlarında normalde 1. heceden sonra geniĢ - yuvarlak ünlü
bulunmadığı hâlde Ilhıçı ve Kızıldere ağızlarında Ģartın olumsuzunun teklik
2. Ģahıs ekinde –sö Ģekli tespit edilmiĢtir: atabilme'sön (29–234); dé'sön (30866); démesön (30–866).
ġart çekiminde karĢılaĢtığımız -se > -sö değiĢmesinin sebebi, ekler
arası benzerlikten kaçınmaktan kaynaklanmaktadır. Örneğin, Kızıldere
ağzında geniĢ zamanın olumsuzunda -mez-sen yerine ünsüz düĢmesi
sonucu –me-sen Ģekli kullanılmaktadır: vérmesen “vermezsen” (30-15).
225
Bak: Teklik 2. şahıs eki
174
Teklik 2. Ģahsın geniĢ zaman olumsuzunda kullanılan -me-sen (< –
mez-sen) Ģekliyle teklik 2. Ģahıs Ģart çekiminde kullanılan –me-sen Ģekli
karıĢmasın
diye
–se
>
-sö
yönünde
bir
değiĢmenin
gerçekleĢtiği
kanısındayız: atabilme'sön (29–234); démesön (30–866).
ġart çekimi ile ilgili bir diğer nokta, ekin genelde vurgulu olmasıdır:
al'saq (30–1479); atabilme'sön (29–234); dé'sem (17–438); dé'sön (30–866);
gés'sǖn (18-190); géy'sem (11–219); sağalt'sun (29–69).
Farklılıkların dıĢında olarak Halhal ağızlarında kullanılan Ģart çekimi,
teklik, çokluk 1., 2., ve 3. Ģahıslarda Ģöyledir:
Teklik (kalın sıra)
Teklik (ince sıra)
I. Ģh. danışsam (1-889)
élesem (30–182)
II. Ģh. açsun (17-393)
örgetsün (1-175)
III. Ģh. danışsa (1–867)
élese (1–775)
Çokluk
Çokluk
I. Ģh. al'saq (30–1479)
getirsek (22–86)
II. Ģh. vérsüz (27–51)
élesüz (27–50)
III. Ģh. dursalaŗ (18-176)
*éleseler
5.2.2.2.2. Ġstek
Eski Oğuz Türkçesinde Ġstek eki, –a, -e Ģeklinde kullanılmıĢtır. Eski
Oğuz Türkçesinde istek eki için çokluk 1. Ģahıs dıĢında ikinci tip Ģahıs eki
kullanılırken çokluk 1. Ģahısta birinci tip Ģahıs ekleri kullanılmıĢtır.226 Halhal
ağızlarında istek eki –a, -e Ģeklindedir. Halhal ağızlarında teklik 1. Ģahısta
Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi birinci tip Ģahıs eki kullanılmaktadır.
Ancak Eski Oğuz Türkçesinde çokluk 1. Ģahıslarda kullanılan zamir kaynaklı
–vUz Ģahıs ekinin Halhal ağızlarında –q / x, -k olduğu görülmektedir:
226
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s.310-311.
175
Teklik (kalın sıra)
Teklik (ince sıra)
I. Ģh. qoyam (2-76)
gelem (30–125)
II. Ģh. satasan (29–13)
gelesen (6–437)
III. Ģh. danışa (29–165)
gele (29–165)
Çokluk
Çokluk
I. Ģh. qalaq (30–388)
gelek (6–127)
II. Ģh. olasız (22–91)
gelesiz (6–448)
III. Ģh. başlıyalar (18–255)
geleler (22–2)
5.2.2.2.3. Emir
Bu ekler, emirle birlikte Ģahısları da ifade etmektedir. Her Ģahıs için
ayrı bir emir eki kullanılan Türkçede sadece çokluk üçüncü Ģahıs emir eki,
teklik üçüncü Ģahıs emir ekinin çokluk Ģeklidir.227 Halhal ağızlarında da her
Ģahıs için ayrı emir eki kullanılmaktadır.
Teklik 1. Ģahıs emir eki:
Eski Oğuz Türkçesinin teklik 1. Ģahıs emir eki –ayın, -eyin‟dir.228
Halhal ağızlarında birinci hecesini düĢüren bu ek, n > m değiĢmesi ve ünlü
benzeĢmesi sonucunda –ım, -im, -um, -üm Ģekillerini almaktadır: alım (30–
141); gelim (30–141); getirim (30–365); görüm (6–336); olum (19–146); tutum
(6–298); uçurdum (1–153).
Teklik 1. Ģahıs emir ekinin olumsuzunda yardımcı y ünsüzünün
etkisiyle olumsuzluk ekinde bir incelme veya daralma söz konusudur:
olméyım (22–24); olmıyım (30–872).
227
228
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 304.
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147.
176
Teklik 2. Ģahıs emir eki:
Teklik 2. ġahıs emir eki, Eski Türkçede
–gıl, -gil Ģeklinde
kullanılmıĢtır.229 Halhal ağızlarında teklik 2. Ģahıs emir için genelde –gına,
-gine; -gınan, -ginen Ģekilleri kullanılmaktadır: algına (18–256); gétgine (17–
119); olgına (18–314); otugınan (17–99); soruşgınan (19–12); tutgınan (18–
387); vérginen (1–64).
Tarihî Türkçede bu ekin n‟li Ģekillerine Karahanlı230 ve Kıpçak
Türkçelerinde231 rastlamaktayız. Günümüz Altay, Kırgız, Uygur lehçelerinde
de teklik 2. Ģahıs emir ekinin –n‟li Ģekilleri kullanılmaktadır. Ekin geniĢlemiĢ –
ğıla, -ğula Ģekilleri günümüz Kırgız Türkçesinde ve –kıla, -kele; -gıla, -gele
Ģekilleri BaĢkurt Türkçesinde görülmektedir. Ancak ekin –gınan, -ginen
Ģekilleri sadece Azerbaycan Türkçesiyle Doğu Anadolu ağızlarında tespit
edilmiĢtir.232 Halhal ağızlarında bir taraftan –gın, -gin Ģekillerinin –a, (> -e)
pekiĢtirme enklitiğiyle geliĢen233 –gına, -gine Ģelilleri kullanılırken [algına (18–
256); gétgine (17–119); olgına (18–314)] diğer taraftan –gın, -gin üzerine –
An
pekiĢtirme
enkliıiğinin
getirilmesiyle
–gınan,
-gine
Ģekilleri
kullanılmaktadır. Halhal ağızlarında kullanılan –gına, -gine; -gınan, -ginen
ekinde ünlü - ünsüz uyumunun bulunmadığı, ince sıralı ünlülerin yanı sıra
kalın ünlülü Ģekillerde de ön damak g ünsüzünün kullanıldığı görülmektedir:
otugınan (17–99); soruşgınan (19–12); tutgınan (18–387).
Halhal ağızlarında teklik 2. Ģahıs emir, bazen de fiilin yalın hâliyle
kullanılmaktadır: gel (19–128); gör (18–747); silkin (17-97); tut (17–286).
229
Ahmet Caferoğlu, Türkçemizdeki –ğıl ve –gil Emir Eki, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı, Belleten /
1997, TDK Yayınları / 338, Ankara, 1989. s. 2.
230
Necmettin Hacıeminoğlu, Karahanlı Türkçesi Grameri, TDK Yayınları / 638, Anlara, 2003, s. 195.
231
Ahmet Caferoğlu, Türkçemizdeki –ğıl ve –gil Emir Eki, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı, Belleten /
1997, TDK Yayınları / 338, Ankara, 1989. s. 2-10.
232
Ahmet Caferoğlu, Türkçemizdeki –ğıl ve –gil Emir Eki, 1971. s. 2-10.
233
Ahat Üstüner, Türkçedeki +-A Pekiştirme Ekinin Türkiye Türkçesi Ağızlarında Kullanılışı, Fırat
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 1, Elazığ, 2000, s. 189-206.
177
Teklik 3. Ģahıs emir eki:
Eski Oğuz Türkçesinde sadece yuvarlak ünlülü olan bu ek,234 Halhal
ağızlarında düzlük – yuvarlaklık uyumuna girerek –sın, -sin, -sun, -sün
Ģeklinde kullanılmaktadır: aparsın (19–367); dağılsın (29–4); élesin (22–5);
olsun (22–22); tökül'sün (1–1164).
Sadece Kızıldere ağzında küçük ünlü uyumuna uymayan bir örnek
tespit edilmiĢtir: özü sene désün “kendisi sana söylesin” (30–1293).
Çokluk 1. Ģahıs emir eki:
Eski Oğuz Türkçesinde çokluk 1. Ģahıs emir eki –alum, -elüm
Ģeklindedir.235 Halhal ağızlarından sadece Hımıs ağzında –elim Ģeklinin bir
tek örnekte hecesini düĢürerek kullanıldığı tespit edilmiĢtir: dilelim (17–369).
Eski Oğuz Türkçesinin –alum, -elüm çokluk 1. Ģahıs emir eki, Halhal
ağızlarında kullanımdan kalkarak yerini –-a, -e istek ekine bırakmaktadır:
axtar'ax (29–87); görek (29–87); qalaq (30–388); qeyid'ek(19–128).
Çokluk 2. Ģahıs emir eki:
Çokluk 2. Ģahıs emir eki, Eski Oğuz Türkçesinde -uŋ, -üŋ, -uŋuz,
-üŋüz‟dür.236 Halhal ağızlarında -uŋuz, -üŋüz Ģekillerinin ŋ > v değiĢmesi, bir
sonraki aĢamada v‟lerin düĢmesi sonucu –uz, -üz Ģekilleriyle kullanıldığı
görülmektedir: buyuruz (30-852); getirüz (15-73); tutuz “tutunuz” (15-20).
Ekin Eski Oğuz Türkçesindeki -uŋ, -üŋ Ģekilleri de ŋ > n değiĢmesi
sonucu –un, -ün Ģeklinde varlığını sürdürmektedir: aparun (31–18); bağléyun
(17–470); ba'sun (1–790); durun (18–146); istiyün “isteyin” (301293); işmiyün
“içmeyin” (18–145).
234
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147.
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147.
236
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147.
235
178
Çokluk 2. Ģahıs emir eki, EOT.‟de olduğu gibi her zaman için yuvarlak
ünlülü olup -un, ün; –uz, -üz Ģeklindedir: aparun (31–18); bağléyun (17–470);
buyuruz (30-857); durun (18–146); işmiyün “içmeyin” (18–145); gelün (29–
20); getirüz (15-73); götürün (30–476); tutuz “tutunuz” (15-20).
Çokluk 3. Ģahıs emir eki:
Eski
Oğuz
Türkçesinde
bu
ekin
–sunlar,
-sünler
Ģekilleri
kullanılmıĢtır.237 Halhal ağızlarında çokluk 3. Ģahıs emir eki, küçük ünlü
uyumuna girerek genelde –sInnAr (< sInlAr), -sunnā (-sunlar) Ģeklinde
kullanılmaktadır: aparsınnar (29–141); doğuzdursunnā “doğurtsunlar” (1–
646); élesinne (22–4); vérsinner (22–39); yetirsinne (22–3).
Sadece Hımıs ağzında çokluk 3. Ģahıs emir çekimi için kullanılan bir
diğer ek, –sıla(r) –sile(r), (-sula(r), -süle(r) Ģekilleridir: élesiler “yapsınlar” (17558); dursula “kalksınlar” (17–368); görsüler “görsünler” (17-558): goysular
(17-558); oynasılar “oynasınlar” (17–368); yatsılar (17-558).
–sıla(r) –sile(r), (-sula(r), -süle(r) ekinin EOT.deki –sunlar, -sünler
ekinden geliĢebileceği gibi bu ekin kaynağını Eski Türkçenin çokluk 3. Ģahıs
eklerinden biri olan –sular, -süler Ģekline238 bağlamak da mümkündür.
Emir Kipinde Kullanılan ġahıs Ekleri
Teklik
Çoklu
I.Ģh.
-ım, im, -um, -üm
-a-q / x, -e-k
II.Ģh.
-Ø; -gına, -gine; -gınan, –un, -ün; -uz, -üz
-ginen
III.Ģh. -sın, -sin, -sun, -sün
–sınnar, -sinner, -sunnar; -sular, -süler,
-sılar, -siler
237
238
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 147.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 307.
179
5.2.2.2.4. Gereklilik
Eski Oğuz Türkçesinde gereklilik kipi, gerek kelimesiyle birlikte istek
veya Ģart eklerinin kullanılmasıyla yapılmaktaydı.239 Halhal ağızlarında
genelde gereklilik Eski Oğuz Türkçesinde olduğu gibi gerek kelimesiyle
yapılmaktadır. Ancak, Halhal ağızlarında gereklilik kipi için gerek ile birlikte
sadece istek eki kullanılmaktadır. ġahıs eki olarak da zamir kaynaklı Ģahıs
ekleri kullanılmaktadır: bilesiz gerek “bilmelisiniz” (6–43); gerek bi şéy eke
“bir şey ekmeli” (11–30); gerek bi nefer ola “biri olmalı” (11–66); gerek
şemşirim ağac ola “ağacım kılınç olmalı” (15–90); gerek 'istfade éliyek
“kullanmalıyız” (21–17); gerek süzünen mudara éliyem “sizinle geçinmeliyim”
(27–50); gerek bını paylıya “bunu paylamalı” (29–251); gerek sene youx
gelmiyem “sana yaklaşmamalıyım” (30–913); gerek, biz için bölesen “bizim
için bölmelisin” (1–645).
HiĢeyin köylerinden Susava ağzında, bir örnekte –malı ekinin de
Türkiye Türkçesinde olduğu gibi gereklilik kipi için kullanıldığı tespit edilmiĢtir:
gezib dolanmalıdı 'bağları “bahçeleri gezip dolanmalıdır” (7-10).
5.2.2.3. Ġsim Fiili
Batı Türkçesinde ismin fiilleĢtirilmesi için i- fiili kullanılmaktadır. Eski
Oğuz Türkçesinde i- fiilinin geniĢ zaman, görülen, öğrenilen geçmiĢ zaman
ve dilek-Ģart çekimleri kullanılmıĢtır.240 Halhal ağızlarında i- fiilinin Ģimdiki
zaman, görülen geçmiĢ zaman ve öğrenilen geçmiĢ zaman çekimleri bütün
Ģahıslarda kullanılırken Ģart çekiminden sadece teklik ikinci Ģahıstaki
kullanımı tespit edilmiĢtir.
239
240
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 313.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 314-318.
180
5.2.2.3.1. Ġsim Fiilinin Görülen GeçmiĢ Zaman Çekimi
Halhal ağızlarında isim fiilinin görülen geçmiĢ zaman çekimi, i- fiiline
görülen geçmiĢ zaman eki getirilerek yapılmaktadır. Ġsim fiilinin görülen
geçmiĢ zaman çekiminde ikinci tip Ģahıs ekleri kullanılmaktadır:
Teklik (kalın sıra)
Teklik (ince sıra)
I. Ģh. uşağ ıdım (11–85)
tek idim (22–30)
II. Ģh. *uşağ ıdın
sen idün (1–697)
III. Ģh. ağac ıdı (15–91)
év idi (26–25)
Çoklu k
Çokluk
I. Ģh. uşağ ıdux (11– 82)
kömey idik (8–33)
II. Ģh. qardaş ıduz (13–10)
*kömey idüz
III. Ģh. heyvan ıdılar (1–651)
müeeddeb idiler (14–25)
Ġsim fiilin ünlü ile biten fiillerle çekime girdiği sırada ünlü uyumuna
girerek ekleĢtiğine bütün Halhal ağızlarında rastlamak mümkündür: acıydı
(1–380); qızıllığıydı (1–366); oğlıydı (19–364); qızıydım (18–57); sahıbıydı
(6–481); sarıydı (1–122); bir övün uşağıydıla (6–223).
5.2.2.3.2. Ġsim Fiilinin Öğrenilen GeçmiĢ Zaman Çekimi
Ġsim fiilinin öğrenilen geçmiĢ zaman çekimi için i- + mIĢ, -mUĢ + 1. tip
Ģahıs ekleri kullanılmaktadır. Metnimizde isim fiilinin öğrenilen geçmiĢ zaman
çekimi ile ilgili örnekler, 1. Ģahıs ve 3. Ģahıslarla sınırlıdır: uşağ ımışam (3–
38); oxuyan ımış; (18–24); derin imiş; (30–808); yoxluğ umuş (11–116).
Ġsim fiilinin öğrenilen geçmiĢ zaman çekiminin, ünlü ile biten
kelimelerde bazen ekleĢme sürecinin tamamlandığı görülmektedir: ayrıymış
(17–230); oğurriymiş (22–70); varıymış (27-25); yoxıymış (27-26).
181
5.2.2.3.3. Ġsim Fiilinin ġimdiki Zaman Çekimi
Eski Oğuz Türkçesinde i- fiilinin geniĢ zaman çekimi için 1. ve 2.
Ģahıslarda Ģahıs zamirleri, 3. Ģahısta tur- fiili kullanılmıĢtır.241 Halhal
ağızlarında da isim fiilinin Ģimdiki zamanı için 1. ve 2. Ģahıslarda zamir
kaynaklı Ģahıs ekleri kullanılırken teklik 3. Ģahısta -dIr, -dI (< -dIr); –dUr, -dU
(< -dUr); çokluk 3. Ģahısta –dIlA (< -dIrlAr), -dUlA (< -dUrlAr) Ģekilleri
kullanılmaktadır:
Teklik (kalın sıra)
Teklik (ince sıra)
I. Ģh. dostam (22–68)
qeribeyem (12–83)
II. Ģh. ucasan (16–7)
şirinsen (15–104)
III. Ģh. doludu (18–65)
ezizdür (15–106)
Çokluk
Çokluk
I. Ģh. *qardaşux
bizik (1–1046)
II. Ģh. uşağsuz (1–1014)
Hişéyinni'süz (4–27)
III. Ģh. daşçıdıla (26–78)
zirengdile (26–38)
5.2.2.3.4. Ġsim Fiilinin ġart Çekimi
Metinlerimizde isim fiilinin Ģart çekimi ile ilgili sadece teklik 2. Ģahıstan
örnekler tespit edebildik. Ġsim fiilinin Ģartı, fiil + -sA + iyelikli Ģahıs ekleri
kullanılmaktadır: sayaqsan (17–445); oyaqsan (17–460).
5.2.2.3.5. Ġsim Fiilinin Olumsuzu
Batı Türkçesinde i- fiiline -me- olumsuzluk eki getirilmediğinden Eski
Oğuz Türkçesinde isim fiilinin olumsuzu degül edatıyla yapılmıĢtır.242 “Değil
kelimesine ilk olarak Divanü Lûgat‟it-Türk‟te rastlıyoruz. KaĢgarlı Mahmut,
241
242
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 128.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 319.
182
değil‟in Arguca dag/dhag “yok, değil” kelimesinden geldiğini, Oğuzların dag ol
sözünü Argulardan aldıklarını ve bozarak tegül yaptıklarını söyler.”243
degül edatı, Halhal ağızlarından sadece Ilhıçı ağzında bir örnekte l > r
değiĢimine uğrayarak, bir örnekte de l‟sini düĢürerek geçer: götümeli bi şey
deyi (29-309); men bu memleketin adamı deyrem (29-220).
Halhal ağızlarında ismin olumsuzunda kullanılan edat, döyr Ģeklinde
olup
kullanımı
bakımından
Ģahıs
eklerinin
yapısına
göre
farklılık
göstermektedir. Ünlüyle baĢlayan Ģahıs eklerinde döyr Ģekli kullanılmaktadır.
Dolayısıyla çokluk ve teklik 1. Ģahıs ekleri ünlü ile baĢladığından244 isim
fiilinin olumsuzu, döyr Ģekliyle yapılmaktadır: düşman döyrem “düşman
değilim” (30–559); çoxunan 'döyrük “çoktan yana değiliz” (4-30); ona qız
véren döyrük “ona kız veren değiliz” (1–789); yiyen döyrük “yiyen değiliz” (30866).
Ancak, çokluk ve teklik 2. Ģahıs ekleriyle çokluk 3. Ģahıs eki ünsüzle
baĢladığından245 döy Ģekli kullanılmaktadır: ekinçi döyle “çiftçi değildirler”
(28–29); sen menim xanım döysen be? “sen, benim hanımım değil misin?”
(1–831); Rızaa’n dostu döysüz beye? “Rıza’nın dostu değil misiniz?” (22–65).
ġahıs eki almayan teklik 3. Ģahıs için ise döy Ģeklinin yanı sıra dör
Ģekli de kullanılmaktadır: béle döy “böyle değil” (6-473); bi şéy dör “bir şey
değil” (11-39); bi şéy döy (17-392); razı dör “raz değil” (19-329).
Halhal ağızlarında kullanılan döy “değil” Ģekli, ilk bakıĢta dag ol‟daki
ol‟un düĢmesiyle dag‟dan gelme izlenimi uyandırmaktadır. Ancak, ġehin
ağızlarından Nüdü ağzında geçen bir kısım örnekler, döyr‟ün Eski Oğuz
Türkçesindeki degül edatından geliĢtiğini göstermektedir. degül edatı, Nüdü
ağzında dȫyl Ģeklinde geçmektedir: oğurru dȫylük “hırsız değiliz” (6 – 432);
men dȫylem “ben değilim” (6 – 505).
243
Mehmet Özmen, Türkçede Değil Kelimesi ve Kullanımları, Türk Dil Araştırmaları Yıllığı Belleten
1995, Ankara, 1997, s. 315.
244
Bak: 1. tip şahıs ekleri.
245
Bak: 1. tip şahıs ekleri.
183
Nüdü ağzında geçen dȫyl Ģeklini, Eski Oğuz Türkçesindeki degül
edatıyla
karĢılaĢtırdığımızda;
degül
kelimesinin
önce
gerileyici
ünlü
benzeĢtirmesi sonucu *dögül (< degül), ardından g > y ünsüz değiĢmesiyle
*döyül *( <dögül < degül), daha sonra ikinci hece ünlüsünün düĢmesiyle
uzun ünlülü dȫyl *(döyül <dögül < degül) Ģeklinde geliĢtiği ortaya çıkmaktadır.
Nüdü ağzında kullanılan bu dȫyl edatının uzun ünlüsünün normal süreli
ünlüye dönüĢmesi ve l > r değiĢmesiyle bütün Halhal ağızlarında 1.
Ģahıslarda kullanılan döyr ve r ünsüzünün düĢmesi sonucu da 2. Ģahıslarla
çokluk 3. Ģahısta döy veya y‟nin düĢmesi sonucu dör Ģekli geliĢmiĢtir.
2. ve 3. Ģahıslarda döy, dör, 1. Ģahıslarda döyr Ģeklinin kullanılması,
Ģahıs eklerinin
ses yapısı
ve
döyr‟deki r ünsüzünün
hece
yapıp
yapmamasıyla ilgilidir. 2. ve 3. Ģahıslarda kullanılan Ģahıs ekleri, ünsüzle
baĢladıklarından hece baĢına geçerek döyr kelimesindeki r ünsüzünü hece
sonuna
iterek
vurgusuzlaĢtırmasına
ve
sonunda
düĢmesine
neden
olmaktadırlar: düşman döyrem “düşman değilim” (30–570); ona qız véren
döyrük “ona kız veren değiliz” (1–789).
Ancak, çokluk ve teklik 1. Ģahıs ekleri ünlüyle baĢladığında döyr
kelimesinin
r
ünsüzü,
hece
baĢı
görevi
üstlendiğinden
düĢmekten
kurtulmaktadır. Bu durumda döy ve dör‟ün bir önceki Ģeklinin döyr olduğu
ortaya çıkmaktadır: bi şéy dör “bir şey değil” (11-39); ekinçi döyle “çiftçi
değildirler” (28–29); sen menim xanım döysen be? “sen, benim hanımım
değil misin?” (1–831); razı dör “raz değil” (19-329); Rızaa’n dostu döysüz
“Rıza’nın dostu değilsiniz” (22–64).
Çokluk
Teklik
I. Ģh. döyrem 2–70)
döyrük (4–30)
II. Ģh. döysen (18–396)
döysüz (22–64)
III. Ģh. döy (15–42)
döyle (28–29)
Ġsim fiilinin görülen geçmiĢ zamanla öğrenilen geçmiĢ zaman çekimi,
döy
kelimesinin
üzerine
söz
konusu
zaman
eklerinin
getirilmesiyle
184
yapılmaktadır: bücür 'döydüz (1-1003): ihtiyaç döydü (11–62); döymüşle (18–
196); döy'müş (18–301).
5.2.3. BirleĢik Çekim
BirleĢik çekimde üç farklı kip söz konusudur. BirleĢik çekimde bildirme
ve tasarlama kiplerinin, Ģekil ve zamanlarının görülen geçmiĢ zaman veya
öğrenilen geçmiĢ zamanda meydana geldiği ya da Ģartlı olarak ortaya
çıkacağı ifadesi bulunmaktadır. Eski Oğuz Türkçesinde birleĢik çekimlerin
hikâye, rivayet ve Ģart Ģekilleri kullanılmıĢtır. Eski Oğuz Türkçesinde birleĢik
çekimlerde hikâye için i- yardımcı fiili ile görülen geçmiĢ zaman eki, rivayet
için i- yardımcı fiili ile öğrenilen geçmiĢ zaman eki ve Ģart çekimi için de iyardımcı fiili ile Ģart eki kullanılmıĢtır.246 Halhal ağızlarında de Eski Oğuz
Türkçesinde olduğu gibi birleĢik çekimlerin görülen ve öğrenilen geçmiĢ
zamanla Ģart çekimi bulunmaktadır. Halhal ağızlarında birleĢik çekimlerde
kullanılan i- yardımcı fiilinin düĢtüğü; sadece öğrenilen geçmiĢ zamanın
rivayetiyle geleceğin hikâyesinde düĢmediği görülmektedir.
5.2.3.1. Hikâye
Halhal ağızlarından derlediğimiz metinlerde geniĢ zaman, Ģimdiki
zaman, öğrenilen geçmiĢ zaman, gelecek zaman ve tasarlama kiplerinden
istek, Ģart ve gereklilik kiplerinin hikâyesi bulunmaktadır. BirleĢik çekimlerde
fiilin hikâyesi, asıl kipler üzerine i- fiilinin getirilmesiyle yapılmaktadır.
5.2.3.1.1. GeniĢ Zamanın Hikâyesi
Halhal ağızlarında geniĢ zamanın hikâyesinde i- fiili tamamıyla
düĢtüğünden bu birleĢik çekim –Ar + -dI, -dU + iyelik kaynaklı Ģahıs ekleri
Ģeklinde yapılmaktadır:
246
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 151.
185
Teklik
Teklik
I. Ģh. tutardım (2-30)
işlerdim (26–16)
II. Ģh. *tutardun
işlerdün (2–29)
III. Ģh. durardı (27–38)
élerdi (19-70)
Çokluk
Çokluk
I. Ģh. durardıq (12–65)
götürerdik (21–8)
II. Ģh. qalarduz (8–26)
ekerdüz (28–49)
III. Ģh. çalardılar (11–88)
içerdiler (15–27)
5.2.3.1.2. ġimdiki Zamanın Hikâyesi
ġimdiki zamanın hikâyesinde de i- fiilinin tamamıyla düĢtüğü
görülmektedir. Bu birleĢik çekimde de Ģimdiki zaman eki üzerine direk –dI, dU Ģekilleri getirilmektedir. ġimdiki zamanın hikâyesinde kullanılan Ģimdiki
zaman eki, bütün ağızlarda –éy Ģeklindedir:
Teklik (kalın sıra)
Teklik (ince sıra)
I. Ģh. qeyidéydim (5–46)
görméydim (3–72)
II.Ģh. qışqıréydun (1–60)
getiréydün (30–597)
III. Ģh. baxéydi (6–682)
oléydi (3–73)
Çokluk
Çokluk
I. Ģh. *qaléydıx
*gédéydik
II. Ģh. *aléyduz
*gédeydüz
III. Ģh. vıréydılar (9–34)
gédéydile (6–1)
ġimdiki zamanın hikâyesinde ünlüyle biten fiilin son ünlüsüyle –éy
Ģimdiki zaman ekinin ünlüsü yan yana geldiklerinden bir ünlü birleĢmesinin
ortaya çıktığı tespit edilmiĢtir: istéydi “istiyordu” (< isteyéydi) (1-81); oxéydığ
(< oxuyéydığ) (7–16).
186
5.2.3.1.3. Öğrenilen GeçmiĢ Zamanın Hikâyesi
Öğrenilen geçmiĢ zamanın hikâyesinde de i- yardımcı fiili düĢtüğünden
öğrenilen geçmiĢ zaman eki direk –dI, -dU Ģekillerine bağlanmaktadır:
Teklik (kalın sıra)
Teklik (ince sıra)
I. Ģh. élemişdim (19-320)
görmişdim (11-76)
II. Ģh. göndermişdün (1–443)
*gelmişdin
III. Ģh. qalmışdı (2–36)
yémişdi (1–569)
I.Ģh.
Çoklu
Çokluk
baxmışdıx (2–54)
girmişdik (2–54)
II. Ģh. yatmışduz (30–1253)
élemüşdüz (1–258)
III. Ģh. olmışdıla (11–171)
gétmişdile (11–106)
Öğrenilen geçmiĢ zaman ekindeki Ģ ünsüzünün benzeĢtirmesiyle d‟li
görülen geçmiĢ zaman ekinin t‟li (–tI, -tU) Ģekillerinin de kullandığına dair
örnekler bulmak mümkündür: gezmişti (19-198); salmıştım (30–1267).
5.2.3.1.4. Gelecek Zamanın Hikâyesi
Gelecek zamanın hikâyesinde kullanılan i- fiilinin genelde düĢmediği
tespit edilmiĢtir. Bu düĢmemenin nedeni, iki heceden oluĢan gelecek zaman
ekinin
ikinci
hecesindeki
ünsüzünün,
i-
fiili
ile
hece
kurmasından
kaynaklanmaktadır. Halhal ağızlarında gelecek zamanın hikâyesi, -AcAq + i+ -DI + 1. tip Ģahıs ekleri Ģeklindedir:
Teklik
Çokluk
I. Ģh. öldüreceyidim (30–602
éliyecey idig (7–21)
II. Ģh. aparacağ udun (18–497)
*saxlıyacağ ıdıx
III. Ģh. qıracağ ıdı (1-431)
saxlıyacağ ıdılar (2–50)
187
Gelecek zamanın hikâyesiyle ilgili kaydedilen tek farklılık, Halhal
merkez köylerinden Buruç‟ta i- fiilinin düĢmesidir: yatacaxdı (1-608).
5.2.3.1.5. ġart ġeklinin Hikâyesi
ġartın hikâyesi, -sé (< -sa, -se)+ y + –dI, -dU + 2. tip Ģahıs ekleriyle
yapılmaktadır. ġartın hikâyesinde -sa, -se ekinin, A > é ünlü değiĢimine
uğraması ve i- fiilinin de y‟leĢmesi sonucu, kalın ve ince ünlülü fiil tabanlarına
sadece –séy Ģekli getirilmektedir:
Teklik
Çokluk
I. Ģ.
démeséydîm (1–721)
*alséydıx
II. Ģ.
déséydün (11–61)
*gelséydüz
III. Ģ. olséydi (12-99)
*olséydıla
5.2.3.1.6. Ġstek ġeklinin Hikâyesi
Halhal ağızlarında istek Ģeklinin hikayesi, fiil + -é (< -a, -e) + -dI, -dU +
iyelikli Ģahıs ekleriyle yapılmaktadır. Ġsteğin hikayesinde bir kaç değiĢiklik
görülmektedir. Ġlk baĢta –a, -e istek ekiyle i- fiilinin yan yana gelmesi sonucu
i-„nin y‟eleĢtiği ortaya çıkmıĢtır: *alaydı, göreydi. Bir sonraki aĢamada y‟nin
inceltici etkisi sonucu –a ve –e Ģart ekleri –é ünlüsüne dönüĢerek tek Ģekilli
hâlie gelmiĢtir:
Teklik
Çokluk
I. Ģh. aléydîm (1–1228)
*aléydıx
II. Ģh. aléydun (30–1473)
*aléyduz
III. Ģh. oléydi (3-73)
*aléydıla
188
5.2.3.1.7. Gereklilik ġeklinin Hikâyesi
Gereklilik Ģeklinin hikâyesi için gerek kelimesiyle isteğin hikâyesi
kullanılmaktadır.
Gerekliliğin
hikâyesinde
gerek
kelimesi,
baĢta
yer
almaktadır: Gerek yirmi zad yaşım oléydi “yirmi falan yaşım olmalıydı” (28–
55).
gerek kelimesinden sonra cümlenin öteki öğeleri yar alır: Gerek yirmi
zad yaşım oléydi “yirmi falan yaşım olmalıydı” (28–55).
Cümlenin sonunda yer alan fiil, isteğin hikâyesiyle çekime girmektedir:
Gerek yirmi zad yaşım oléydi “yirmi falan yaşım olmalıydı” (28–55).
Sonuç olarak gerekliliğin hikayesi, gerek + cümlenin öteki öğeleri + fiil +
-é(y) + -dI, -dU + iyelikli Ģahıs ekleri Ģeklinde kullanılmaktadır: Gerek
bıranınkı oléydi “buranınlı olmalıydı” (11–24); Gerek yirmi zad yaşım oléydi
“yirmi falan yaşım olmalıydı” (28–55); Gerek bi nefer ola ki meselem bidem
mını vı'ra, béyinnen apara. “örneğin, biri bunu vurup yok etmelidir” (11-6667); Gereg dayra zurna, tar balaban vırasuz “def, zurna, tar, balaban
çalmalısınız” (1-1061-62); Gereg onu mēn çin alasuz. “Onun benim için
almalısınız” (1-1065).
5.2.3.2. Rivayet
BirleĢik çekimlerde fiilin rivayeti, asıl kipler üzerine öğrenilen geçmiĢ
zaman eki getirilerek yapılmaktadır. BirleĢik çekimlerde kullanılan i- fiili,
sadece öğrenilen geçmiĢ zamanın rivayetinde korunmaktadır. Halhal
ağızlarından derlediğimiz metinlerde geniĢ zamanın, Ģimdiki zamanın,
öğrenilen geçmiĢ zamanın ve Ģart Ģekillerinin rivayetinden örnekler tespit
edebildik.
5.2.3.2.1. GeniĢ Zamanın Rivayeti
GeniĢ zamanın rivayeti, fiil + geniĢ zaman eki + öğrenilen geçmiĢ
zaman eki + 1. tip Ģahıs ekleri Ģeklinde yapılmaktadır. GeniĢ zamanın rivayeti
189
ile ilgili örnekler sadece çokluk 3. Ģahısla sınırlıdır: déyermişle (6–62);
yéyermiş (30–1617).
5.2.3.2.2. ġimdiki Zamanın Zivayeti
ġimdiki zamanın rivayeti için Ģimdiki zaman ekleriyle öğrenilen geçmiĢ
zaman eki kullanılmaktadır. Halhal ağızlarında üç ayrı Ģimdiki zaman eki
bulunduğundan her ağız, kendi ağız bölgesine ait Ģimdiki zaman ekini
kullanmaktadır. Derlediğimiz metinlerde geçen örnekler sadece 3. Ģahıslarla
ilgilidir. alırmış (30–652); aparırmış (30–652); élérmişle (11–108); gédéymiş
(1–120); gédérmiş (11–244) getiréymiş (1-120); qoyéymış (1-121).
5.2.3.2.3. Öğrenilen GeçmiĢ Zamanın Rivayeti
Öğrenilen geçmiĢ zamanın rivayeti için üst üste iki öğrenilen geçmiĢ
zaman eki kullanılmaktadır. Öğrenilen geçmiĢ zamanın rivayetinde iki kere
kullanılan –mIĢ, -mUĢ Ģekillerinin yan yana gelmesini engellemek için
aralarında kullanılan i- fiilinin korunduğu görülmektedir. Derlediğimiz
metinlerde öğrenilen geçmiĢ zamanın rivayeti için sadece 3. Ģahıslardan
örnekler bulunmaktadır: danışmış ımışlar (27–53); qoyarmışla (30–1617);
öldürmüş ümüş (27–54); yémiş imiş (27–54); yazmış ımış (29–23).
5.2.3.2.4. ġart ġeklinin Rivayeti
ġart Ģeklinin rivayetinde de sé (< -sa, -se) Ģart ekiyle öğrenilen geçmiĢ
zaman eki kullanılmaktadır. Derlediğimiz metinlerde Ģart Ģeklinin rivayeti ile
ilgili tespit ettiğimiz tek bir örnek, sadece teklik 3. Ģahısla sınırlıdır. Öteki
birleĢik çekimlerden yola çıkarak Ģartın rivayetinde de zamir kaynaklı Ģahıs
eklerinin kullanıldığı düĢüncesindeyiz: fiil + -sé + -miĢ + zamir kaynaklı Ģahıs
ekleri. gétmeséymiş (29–260).
190
5.2.3.3. ġart
BirleĢik çekimin Ģartlı Ģekilleriyle ilgili örneklerimiz sadece geniĢ
zaman, Ģimdiki zaman ve gelecek zamanla sınırlıdır. ġahıs olarak da sadece
teklik 2. Ģahıstan örnekler bulunmaktadır.
5.2.3.3.1. GeniĢ Zamanın ġartı
GeniĢ
zamanın
Ģartı
için
sadece
teklik
2.
Ģahıstan
örnek
bulunmaktadır. Bu çekim de fiil + -ar + -sa + -san Ģeklindedir: açarsan (1638); baxarsan (2 –5).
5.2.3.3.2. ġimdiki Zamanın ġartı
Bu çekimde fiil + -éy; -ır + -sA + zamir kaynaklı Ģahıs ekleri
kullanılmaktadır. ġimdiki zamanın Ģartıyla ilgili örneklerimiz de teklik 2. Ģahıs
ve çokluk 3. Ģahıslarla sınırlıdır: başarırsa'la (11-262); éléysen (15–95);
istéysen (11–97); öldüréysen (1–772).
5.2.3.3.3. Gelecek Zamanın ġartı
Gelecek zamanın Ģartıyla ilgili tek bir örnek bulunmaktadır. Bu örnek
de teklik 2. Ģahısla ilgilidir. Bu çekim de fiil + -ecek + sen Ģeklindedir:
yéeceksen “yiyeceksen” (6–259).
Gelecek zamanın teklik 2. Ģahıs çekimiyle gelecek zamanın Ģartı, Ģekil
olarak
birbirine
benzemektedir:
gédeceksen
“gideceksin”
(18-199);
yéeceksen “yiyeceksen” (6–259).
Ġki çekim arasındaki farkın anlaĢılması; ancak bağlamdan hareketle
mümkün olmaktadır: ne ğede yéeceksen, yé dā “ne kadar yiyeceksen, ye” (6259); yéddi métir de bunnan sora gédeceksen “yedi metre de bundan sonra
gideceksin” (18-190).
191
5.3. BirleĢik Fiiller
5.3.1. Yeterlilik Fiili
Yeterlilik fiili, fiilin karĢıladığı iĢin, hareketin mümkün veya muhtemel
olup olmadığını göstermek için, kullanılan tasvir fiilidir. 247 Eski Türkçede
yeterlilik için muktedir olmak anlamına gelen u- fiili kullanılmıĢtır.248 Batı
Türkçesinde yeterliliğin olumlu ve olumsuz çekimleri birbirlerinde farklı
olduğundan yeterlilik fiili, olumlu ve olumsuz olarak iki ayrı baĢlık altında
incelenmiĢtir.
5.3.1.1. Yeterlilik Fiilinin Olumlusu
Eski Oğuz Türkçesinde yeterlilik fiilinin olumlusu için bil- yardımcı fiili
kullanılmıĢtır.249 Halhal ağızlarında da yeterlilik fiilinin olumlu Ģekli, fiil + zarffiil + bil- + zaman eki + Ģahıs ekleri Ģeklinde yapılmaktadır. Yani Halhal
ağızlarının iktidarî fiili –Abil- Ģeklindedir: déyebilersen (18-281); oturabilerdi
(22-14); vérebilecēk (30-1536).
5.3.1.2. Yeterlilik Fiilinin Olumsuzu
Eski Oğuz Türkçesinde yeterlilik fiilinin olumsuzu, u- fiili ile
yapılmıĢtır.250 Eski Oğuz Türkçesinin yazı geleneğini sürdüren ölçünlü
Türkiye Türkçesi, yeterlilik fiilinin olumsuzunda Eski Oğuz Türkçesindeki
yapıya devam ederken ölçünlü Azerbaycan Türkçesi, bu bağlamda bil- fiilini
kullanmayı tercih etmiĢtir.251 Halhal ağızlarında yeterlilik fiilinin olumsuzu için
birkaç Ģekil bulunmaktadır. Halhal ağızlarında yeterlilik fiilinin olumsuzu için
kullanılan eklerden biri ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde kullanılan –Abil-me-
247
Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara, 1992, s. 172.
Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesinde „İktidar‟ ve „İmkân‟ Gösteren Yardımcı Fiiller ve
Gelişmeleri, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, 1959, s. 109-110.
249
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 161.
250
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 161.
251
Yavuz Kartallıoğlu, Hüseyin Yıldırım, age., s. 206.
248
192
ekidir:
atabilmir
(29-230);
diyebilmez
(1-335);
tapabilmilleŗ
(27-14);
tutabilmirem (30-42); tüpürebilmez (30-716); vérebilmem (1-694).
Halhal ağızlarında yeterliliğin olumsuzunda bir de –AmmA- eki
kullanılmaktadır: éliyemmerik (9-47); éliyemmez (13-21); éşidemmezdüz (2665); göremmesen (17-390); olammasan (30-325); tapammasuz (26-100).
Muharrem Ergin, –Amma- yeterlilik fiil ekinde bir ikizleĢme olduğu
düĢüncesindedir.252 Ancak Halhal ağızlarından HiĢeyin ve Hımıs ağzında
-eelme-, -eemme- Ģekillerinin kullanılması, bu ekin açıklanmasında baĢka bir
izahata
ihtiyaç
duymaktadır:
éliyeelméyrem
“yapamıyorum”
(1-694);
getireelmérem “getiremiyorum” (1-485); getireemmersen “getiremezsin” (19330); gédeelmesüz “gidemezsiniz” (1-1014); götüreemmér “götüremiyor” (19339); véreelmesen “veremezsin” (1-695).
-eelme- ve –eemme- Ģekillerinin ikiz ünlülü olması ve -eelme- Ģeklinde l
ünsüzünün geçmesi, ilk baĢta bu ekin Kırgızca 253 ve Özbekçe254 gibi Türk
lehçelerinde kullanılan al- yeterlilik fiilinden geldiği izlenimini uyandırabilir.
Ancak, kalın ünlülü fiillerde de ince ünlülü Ģekillerin kullanılması, ikiz ünlülü
kalın Ģekillerin bulunmaması, bu ekin baĢka bir kaynaktan gelme ihtimalini
doğurmaktadır: alammedim (15-97); doğuzdu'relmérik (1-944); oxuyēlmerem
(2-56).
ġehin ağızlarından Berende ağzında geçen -eḇilme- Ģeklinin ölçünlü
Azerbaycan Türkçesinde ve Halhal ağızlarında kullanılan –ebilme- [(-e (zarffiil)– bil- (yardımcı fiil) -me (olumsuzluk eki)] Ģeklinden geldiği açıktır:
éliyeḇilméb (1-759); gédeḇilmem (1-319).
Dolayısıyla Halhal ağızlarında yeterlilik fiili için iki Ģekil kullanılmaktadır.
Bunlardan bir tanesi ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde de kullanılan –Abil-me
Ģeklidir. Yeterliliğin olumsuzu için kullanılan bir diğer Ģekil, -AmmA- ekidir. AmmA- eki, A zarf-fiil ekiyle bil- ana yardımcı fiil ve –mA- olumsuzluk ekinin
252
Muharrem Ergin, Azeri Türkçesi, s. 119.
Hülya Kasapoğlu Çengel, Kırgız Türkçesi Grameri, Akçağ Yayınları / 700, Ankara 2005, s.285.
254
Volkan Coşkun, Özbek Türkçesi Grameri, TDK Yayınları: 752, Ankara 2000, s. 178.
253
193
ekleĢmiĢ hâlidir.255 Bu ekleĢme süreci, bil- filindeki b ünsüzünün çift dudak ḇ
ünsüzüne dönüĢmesiyle baĢlar: éliyeḇilméb “yapamamış” (< éliye bilmeyib”
(1-759).
Bir sonraki aĢamada iki ünlü arasında sıkıĢan ḇ ünsüzünün düĢmesiyle
ikiz
ünlülü
Ģekiller
ortaya
çıkar:
éliyeelméyrem
“yapamam”(1-694);
getireelmérem “getiremem” (1-485); éliyeelméyrem “yapamıyorum” (1-694).
Ġkiz ünlülerden kaçınan Türkçe için bir sonraki adım ikiz ünlülerin
tekleĢmesi olacaktır. Ġki ünlünün tek ünlüde seslendirilmesi doğal olarak uzun
ünlünün doğmasına neden olacaktır: oxuyēlmerem “okuyamam” (2-56).
Uzun ünlünün de normale dönüĢmesi sonucu -elme- Ģekli ortaya çıkar:
doğuzdu'relmérik “doğurtamayız” (1-944).
Sonra lm > mm ünsüz benzeĢtirmesi sonucu –emme- Ģekli ortaya
çıkmıĢtır: éşidemmezdüz (26-65).
Son aĢamaya gelindiğinde ise büyük ünlü uyumu sonucu –AmmAĢeklinin ortaya çıkmasıyla ekleĢme sürecinin tamamlandığını görmekteyiz:
göremmesen (30-890); tapammasuz (26-100).
Yine yeterlilik fiilinin bir baĢka kullanımı Berende ağzında tespit
edilmiĢtir. –e-bil-me- Ģeklinin geniĢ zaman çekiminde Türkiye Türkçesinde
olduğu gibi zaman eki getirilmeden –ebilme üzerine iyelik kaynaklı teklik
birinci Ģahıs eki getirilmiĢtir: vérebilmem (1-694); gédebilmem (1-318).
Yeterlilik fiilinin kullanımı ile ilgili bir diğer biçim, yine Türkiye
Türkçesinde olduğu gibi –ama- Ģeklinin kullanımıyla ilgilidir: olamadı (25-16).
255
Jahangir Karini, Halhal Ağızlarında İktidaî Fiilin Olumsuzunda Kullanılan –AmmA- Eki, Turkish
Studies, İnternational Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic,
Türkiye Dışındaki Türkler Dosyası, Volume 3/7, Aralık, 2008, s. 437-441.
194
5.3.2. Yardımcı Fiiller
“Türkçede yardımcı fiiller iki biçimde karĢımıza çıkar. Bunlardan
birincisi bir isim ile fiilin birleĢtiği yapılar, ikincisi ise asıl fiille bir baĢka fiilin
birleĢtiği yapılardır.”256 Halhal ağızlarında fiille kullanılan asıl yardımcı fiil,
sadece yeterlilik bildiren bil- fiilidir. Halhal ağızlarında ét-, éle- (<éyle), ol-, qılyardımcı fiillerinin yanı sıra sal-, gel-, düĢ- / tüĢ- baĢla-, vér-, vur-, çat- gibi
fiiller de ikinci sıradan yardımcı fiil olarak kullanılmaktadır. Halhal ağızlarında
kullanılan ét-, éle- (<éyle), ol-, qıl- yardımcı fiillerinin Eski Oğuz Türkçesinde
de eyle-, it-, kıl-, ol- Ģekillerinde kullanıldığı bilinmektedir. 257
5.3.2.1. Ana Yardımcı Fiiller
5.3.2.1.1. éle- (< éyle-) Yardımcı Fiili
Kullanım sıklığı en yüksek olan yardımcı fiil, éle- fiilidir. Eski Oğuz
Türkçesinde eyle- Ģeklinde kullanılan bu fiil,258 Halhal ağızlarının tamamında
y ünsüzünü düĢürerek éle- Ģeklinde kullanılmaktadır: heyā éle “utan” (6-516);
hambalığ élemişig (12-7); kira éledim “kiraladım” (15-38); zindegi éler “yaşar”
(11-273).
5.3.2.1.2. ét- Yardımcı Fiili
ét- yardımcı fiili, sadece bir Ģiir cümlesinde tespit edilmiĢtir. ét- fiilinin
Ģiirde kullanılması, yazı geleneğinin devamı niteliğinde olup normal konuĢma
esnasında ét- yardımcı fiili yerini tamamen éle- (eyle-) fiiline bırakmıĢtır:
ehāte étti (6-530).
256
Hatice Şahin, Eski Anadolu Türkçesi, Akçağ Yayınları / 461, Ankara 2003, s. 65.
Hatice Şahin, age. s. 66.
258
Hatice Şahin, age, s. 66.
257
195
5.3.2.1.3. qıl- Yardımcı Yiili
Eski Oğuz Türkçesinde bol miktarda örneği bulunan kıl- yardımcı
fiili,259 Halhal ağızlarında kullanım alanını daraltarak sadece namaz kılbirleĢik fiilinde kullanılmaktadır: namaz qılırdı (29-322); namaz qıldı (29-330).
5.3.2.1.4. ol- Yardımcı Yiili:
Halhal ağızlarında kullanım sıklığı yüksek olan yardımcı fiillerden biri
de ol- yardımcı fiilidir: başda olméllar “farkında olmuyorlar” (17-94); vāqi olub
“gerçekleşmiş” (22-50); téşne olardı “susardu” (27-38).
5.3.2.2. Yardımcı Fiil Görevinde Bulunan BaĢka Fiiller
5.3.2.2.1. baĢlabaşla- fiili Halhal merkez köylerinden Kızıldere ağzında yola çık- yerine
kullanılmaktadır: yol başladı (30-753); yol başladı gétdi (6-370).
5.3.2.2.2. çalçal- fiilinin ses taklidi kelimelerde yardımcı fiil olarak kullanıldığı tespit
edilmiĢtir: qahqa çaldı “yüksek sesle güldü” (30-1231); qaqqa çalar güler
“yüksek sesle güler” (30-1620); toy çaldı “düğün yaptı” (1-301).
5.3.2.2.3 sal-; sallasal- fiili, yardımcı fiil görevinde kullanılan fiillerden biridir. Bu fiil,
yardımcı fiil olarak kullanım alanını geniĢleterek yap- ve et- yardımcı fiillerinin
yerine kullanılmaktadır: ha'mmam saldırıb “hamam yaptırmış” (17-331); yola
saldım “yol yaptım” (22-25); rāzi saldı “ikna etti” (30-281); qabağuzu
salléyıbsuz “surat asmışsınız” (1-1003) (< salla-).
259
Hatice Şahin, age, s. 66.
196
5.3.2.2.4. tüĢ- / düĢtüş- /düş- fiili, daha çok ol- yardımcı fiilinin yerine kullanılmaktadır:
qardaş tüştün “kardeş oldun” (30-7-8); uruğa tüşdi “çocuğu olmayan kadının
çocuk doğurması ve ardını getireceği” (30-633); mod tüşdi “moda oldu” (301627); deb düşdi “gelenek oldu” (30-1628).
tüş- fiili, Farsça kökenli yad kelimesiyle birlikte bir de hatırlamaanlamında kullanılmaktadır: tüştü yadıma “hatırladım” (12-58).
5.3.2.2.5. vérvér- fiili, bir kısım yabancı kelimelerde et-, yap- yardımcı fiillerinin
yerine kullanılmaktadır: buruza vérmiyesen “belli etmeyesin” (30-1132);
nigehbançılığ vérér'di “bekçilik yaptı” (9-61-62).
vér- fiili, bir kısım kelimelerde de Türkiye Türkçesinde olduğu gibi veryardımcı fiili olarak kullanılmaktadır: salam vérdi (30-200); qōl vérdi “söz
verdi” (1-524); nicat véreceyem “kurtaracağım” (6-182); destür vérér (15-16).
5.3.2.2.6. vur- / vırYardımcı fiil olarak kullanılan fiillerden biri de vur- fiilidir: berqe berq
vırır “parlıyor” (30-69); dürbünü vırdı gözüne “gözüne dürbün taktı” (30-119);
çadır vıra “çadır kura” (30-443); vurağ kéfün demine “eylenelim” (30-694).
5.4. Sıfat-Fiiller
5.4.1. –acax, -ecek
Eski Oğuz Türkçesinde –acaḳ, -ecek Ģeklinde kullanılan bu ek,260
Halhal ağızlarında -acax, -ecek Ģeklinde kullanılmaktadır: biçinecek (8–24);
ekinecek (25–41); géçineceyi (13–34).
260
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 155.
197
-acax ekinin bir örnekte kalıplaĢarak alet ismi yaptığı görülmektedir:
baxacaxdan “dürbünden” (1-332).
5.4.2. -an, -en
Eski Oğuz Türkçesinde de –an, en Ģeklinde kullanılan bu sıfat-fiil
eki,261 Halhal ağızlarında kullanılan iĢlek eklerden biridir: alan (17–216);
çeken (18–82); gelen (6–452); tiken (15–20); vıran (15–20).
5.4.3. -ar, -er; -r
Eski Oğuz Türkçesinde geniĢ ünlülü olan –ar, -er eki,262 Halhal
ağızlarında da geniĢ ünlülü olup ünsüzlerden sonra –ar, -er Ģeklinde
kullanılmaktadır: açar “anahtar” (1–86); ağlar - güler bağı (1–1084).
Ünlüyle biten fiillerden sonra –r Ģekli kullanılmaktadır: ağlar - güler
bağı (1–1084).
açar “anahtar” kelimesinde –ar sıfat fiilin kalıplaĢtığı görülmektedir:
açar “anahtar” (1–86).
5.4.4. -dıq, -dik, -duq, -dük
Eski Oğuz Türkçesinde yuvarlak ünlülü olan bu ekin263 Halhal
ağızlarında düz ünlülü Ģekilleri de kullanılmaktadır: bişdigimiz (9–59);
buyurduğunnan
(18–3);
çağırdığım
söyündügünneņ “sevincinden” (17–332).
261
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 154.
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 155.
263
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 155.
262
(17–446);
ekdigimiz
(9–59);
198
5.4.5. -malı, -meli
Eski Oğuz Türkçesi‟nde sıfat-fiil olarak kullanılan -malı, -meli eki,
Türkiye Türkçesinde gereklilik kipinde kullanılırken 264 ölçünlü Azerbaycan
Türkçesinde sıfat-fiil eki olarak kullanılmaya devam edilmektedir.265 Halhal
ağızlarında da bu ek, bir sıfat-fiil eki olarak kullanılmaktadır. Ancak bu eki
almıĢ sıfat-fiillerin genelde nitelendirdikleri isimi düĢürerek kullandıkları
görülmektedir: qıblé ālem sağ ossun, danışmalı dȫy ki “padişah sağ olsun,
konuşulacak durum değil ki veya anlatılacak durum değil ki” (30-346);
uşaxlarmız zamanı eslen muqayise élemeli dör “çocukluğumuz zamanıyla
karşılaştırılacak zaman değil (3-41); eslen baxmalı döy cavannıxda
“gençlikte, bakılacak genç değil (19-96); béle cisler qoyup da eslen day
danışmalı döy “öyle eşyalar koymuş ki anlatmak mümkün değil” (30-541).
Bir
kaç
örnekte
ise
–mAlI
sıfat-fiil
ekini
almıĢ
sıfat-fiillerin
nitelendirdikleri ismi düĢürmeden kullanıldığı tespit edilmiĢtir: gezmeli
yérrerinnen “gezilecek yerlerinden” (21-13); gezmeli yérreri “gezilecek yerleri”
(21-13); götümeli bi şéy deyi “kaldırılacak bir şey değil” (20-317).
Bu ekle ilgili tespit ettiğimiz bir diğer önemli özellik, Türkiye
Türkçesinde olduğu gibi gereklilik kipinde kullanılmasıdır.266
5.4.6. -mıĢ, -miĢ, -muĢ, -müĢ
Eski Oğuz Türkçesinde sadece düz ünlülü olan bu ek, Halhal
ağızlarında dudak uyumuna girmiĢ durumdadır: örgenmiş tazım “eğitilmiş
tazım” (6–120); yolu bağlanmış “yolu kapatılmış, uğursuz; beddua olarak
kullanılır”
(31–34);
yumurulmuş
“beli
kullanılmaktadır” (31–34).
264
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 313.
Yavuz Kartallıoğlu, Hüseyin Yıldırım, age., s. 212.
266
Bak: Gereklilik.
265
bükülmüş;
beddua
alarak
199
5.5. Zarf-Fiiller
5.5.1. -a, -e
-a, -e zarf-fiil eki, fiilin tekrarlanmıĢ hâliyle kullanılmaktadır: ağlıya
ağlıya (18–23); baxa baxa (30–1515); géde géde (15–57); geze geze (15–
32); vıra vıra (6–314).
5.5.2. –ana, -ene
–ana, -ene- Halhal ağızlarında en çok kullanılan zarf-fiil eklerinden
biridir. Bu zarf-fiil eki, -an, -en sıfat-fiil ekiyle –a, -e yaklaĢma ekinden
oluĢmaktadır: çalana “çalar çalmaz” (19-216); qutarana, “bitirinceye kadar”
(18-138); yéene “yiyene kadar” (18-215-); götürene “götürene kadar” yelene
“gelinceye kadar” (1-576).
–ana, -ene birleĢik zarf-fiil ekinin zarf-fiil eki olup olmadığı tartıĢma
konusu olabilir. Dolayısıyla –ana, -ene ekinin bir zarf-fiil eki olup olmadığını
gösterme bakımından ekin kullanıldığı cümleyi tamamıyla örneklere dâhil
etmeyi uygun gördük. +ana, -ene edatı, bazen Türkiye Türkçesinde kullanılan
–IncAyA, -UncAyA kadar görevini üstlenmektedir: arvad, kişi yelene ağladı
kor oldu “kadın, adam gelinceye kadar ağlayıp kör oldu” (1-564); bu kişi
gelene bunnan yér alér “bu adam gelinceye kadar bundan yer satın alıyor”
(18-327); xanım yéene, bi loqma götürene, bu yééydi qutaréydi “hanım
yiyinceye kadar, bir lokma götürünceye kadar bu, yiyip bitiriyordu” (1-676);
qoca emi ta qutarana, bi dene qeméynen vırdı “yaşlı amca bitirinceye kadar
kılıçla bir tane vurdu” (18-138); kişi gelene doğér iki dene uşax “adam
gelinceye kadar iki tane çocuk doğuruyor” (18-3328); men gédip gelene bu
qaraçınun qızı oxudí “ben gidip gelinceye kadar bu çingenenin kızı okudu”
(18-73).
-ana, -ene zarf-fiil eki, bir kısım örneklerde da tezlik bildirmektedir:
bular kirpik çalana görelle, develer burda yox oldı “bunlar kirpik çalar çalmaz
burada develerin yok olduğunu gördüler” (19-216); bi mựddet yol gelene elek
boşalır “bir müddet yol gelir gelmez elek boşalıyor” (27-40).
200
-ana, -ene zarf-fiil ekiyle ilgili bir diğer husus da, ekin, kim, kimin
edatıyla birlikte –IncAyA, -UncAyA kadar görevinde kullanılmakta olmasıdır:
emoğlu da'yan diyene kimin Simüzer, atı mindi, bının dalénca qōdu
“amcaoğlu der demez, Simüzer atı binip bunun peşinden kovdu” (6-345);
men yaxçı olmadım tā bîārı qutarana kimin “ben, işi bitinceye kadar
iyileşmedim” (2-86-87).
5.5.3. anda, -ende
-anda, -ende, -an, -en sıfat-fiil ekiyle –da, -de bulunma ekinden
türeyen bir zarf-fiil ekidir. –anda, -ende eki, anlam olarak daha çok –dığında,
-diğinde ekinin yüklediği anlamları taĢımaktadır: dolananda “dolandığında”
(19–347); géçende “geçtiğinde” (29–113); gelende “geldiğinde” (28–23);
görükende “göründüğünde” (1-1031); olanda “olduğunda” (6–33); kesende
“kestiğinde” (1–369); oynıyanda “oynadığında” (17–377).
Bir örnekte de ek, -ınca anlamında kullanılmıĢtır: baxanda “bakınca”
(16–14).
5.5.4. -cağın, -ceyin
Halhal ağızlarında yaygın bir Ģekilde kullanılan zarf-fiil eklerinde biri,
-cağın, -ceyin ekidir. -cağın, -ceyin eki, Eski Oğuz Türkçesinde kullanılan
-ıçak, -içek zarf-fiil ekinin n pekiĢtirme enklitiğiyle geniĢlemesi ve ekin
baĢında bulunan ünlülerin düĢmesi sonucu ortaya çıkmıĢtır. Bu ek, Türkiye
Türkçesinde
Kullanılan
-IncA,
-UncA
zarf-fiil
ekiyle
aynı
görevi
paylaĢmaktadır: düşceyin (18-263); gelceyin (27-42); görceyin (29-137);
olcağın (30-940); vurcağın (18-165).
201
5.5.5. -ı, -i, -u, -ü
Eski Oğuz Türkçesinde yuvarlak ünlülü olan bu ek,267 sadece Hımıs
ağzında geçen bir örnekte görülmektedir: götüri géder (17–222).
5.5.6. –ıncax, -incek
Bu ekin üstlendiği iĢlev, ölçünlü Türkiye Türkçesindeki -IncA, -UncA
zarf-fiil ekinin iĢlevinden farksızdır. Eski Türkçedeki q-, -g ünsüzlerini
düĢürerek Batı Türkçesine –ınca, -ince (< -qınça, -ginçe) Ģeklinde geçen zarffiil eki, Halhal ağızlarının tamamında k, x (< ok) pekiĢtirme enklitiği ile
geniĢleyerek –ıncax, -incek Ģeklinde geliĢmiĢtir. Leyla Karahan‟a göre bu
ekin sonunda bulunan ünsüzler, ok kuvvetlendirme edatının kalıntısıdır.268
Halhal ağızlarında bol miktarda kullanılan bu ekin sadece c‟li Ģekilleri
bulunmaktadır: batıncax (27–11); doyıncax (19-19); gelincek (29–251);
yetişinceħ (30–1211).
5.5.7. -ıp, -ip, -up, -üp
Eski Türkçede -p Ģeklinde kullanılan -Ip, -Up; -Ib, -Ub zarf-fiil eki, Batı
Türkçesine gelindiğinde yardımcı ünlüsünü de yanına katarak –Up Ģeklinde
ortaya çıkmıĢtır.269 Halhal ağızlarının bu ekin dudak ve damak uyumu
dahilinde dört Ģekli bulunmaktadır: aparıp vérer (1–363); aparıp véredi (11–
96); çalıp gülelle (12–17); durup çıxıp gédecig (30-810); gelip tapıl'sun (6–
389); kesip atacaxlar (1–317); süzülüp geléy (1-277).
-Ip, -Up zarf-fiil ekinde görülen bir diğer değiĢiklik ekin ünsüzüyle
ilgilidir. Bir kısım örneklerde p ünsüzünün sedalılaĢması sonucu –Ib, -Ub
Ģekillerinin de kullanımda olduğu görülmektedir: men gédib qızı 'görméydim
267
Faruk Kadri Timurtaş, age, s. 156.
Leyla Karahan, Anadolu Ağızlarında Kullanılan Bazı Zarf-fiil Ekleri, Türk Kültürü Araştırmaları
Dergisi, XXXII – 12, Ankara, 1994, s. 213.
269
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s. 340.
268
202
(3-72); bi nefer, götrüb cibine qoyma'dı (11-261); yalvarıb véreceħ (30-1005);
toxuyub satasan (29-13).
-Ip, -Up ekinin sadece Nüdü ağzında, bir örnekte –p‟li Ģeklinin
kullanıldığı tespit edilmiĢtir: yép çıxıp gédér(6-455).
6. BAĞLAÇ
Bağlaçlar kelimeleri, kelime gruplarını ve cümleleri birbirine bağlayan
kelimelerdir.
denkleĢtirme,
Halhal
ağızlarında
karĢılaĢtırma,
tespit
cümle
ettiğimiz
baĢı
bağlaçlar,
bağlaçları
ve
sıralama,
cümle
sonu
bağlaçlarından oluĢmaktadır.
6.1. Sıralama Bağlaçları
6.1.1. –nan, -nen “ile”
Halhal ağızlarında -nan, -nen Ģeklinde ekleĢen ilen edatı, kullanım
sıklığı en yüksek olan sıralama bağlacı konumundadır: qızılnan pul “altın ile
para”
(18–31);
qorqaynan
girdikanın
“kavurga
ile
ceviz”
(27–25);
kepenegiminen ağacım “kepeneğim ile ağacım” (6-477); tüfenginen libas
“tüfek ile elbise” (1-326-27).
6.1.2. ve, u, ü, o, ṿo “ve”
Tespit ettiğimiz bir baĢka sıralama bağlacı, Farsça ve edatıyla ve
edatından geliĢen u ile ü edatlardır: xurd u xurak “yemek ve erzak” (15–13);
lēl ü cavahir “lal ve mücevher” (19–210); şāhid ve nāziri “şahıt ve tanık” (22–
99); bimaristan o ḳarxana ṿo hés zadı “hastane ve fabrika ve hiçbir şey” (1116); alma o héyva o albalı o “elma ve ayva ve vişne” (11-39).
203
6.2. KarĢılaĢtırma Bağlaçları
KarĢılaĢtırma bağlaçları, birden fazla dil öğesini karĢılaĢtırarak
birbirine bağlayan kelimelerdir. Halhal ağızlarında kullanılan karĢılaĢtırma
bağlaçları Ģöyledir:
6.2.1. da ... da ...; da... de...
da... da ...; de... de... bağlacı, kendisinden önce bulunan kelimenin
ünlü durumuna göre kalınlık-incelik uyumu sergilemektedir: bacılarım da
qardaşlarım da (5 – 10); sen de lal ol, o da “sen de sus, o da” (11-247);
çoban da bırda, emisi de bırda, şahın oğlı da bırda, dedesi de bırda, vezir de
bırda. (29-168-60).
6.2.2. çi... çi.... “...da ...da”
çi... çi… Farsça kökenli bir bağlaçtır. Türkçe da... da... bağlacı yerine
kullanılmaktadır: çi ketdisi, çi şehirrisi “köylüsü de şehirlisi de”(26-100).
6.2.3. hem ... hem...
hem ... hem... Farsça kökenli bir bağlaçtır: hem istidi, hem şōr “hem
sıcak, hem tuzlu” (18–209); hem men ona télfon vérdim, hem o mene télfon
vérdi (22-85-86).
6.2.4. ne... ne...
ne... ne... bağlacı da Farsça kökenli bir bağlaçtır: ne ayaqqabı varımız
ıdı ayağımızda, ne eynimizde yaxçí libas var ıdı “ayağımızda ayakkabı,
üzerimizde de iyi elbise yoktu” (3–41-42); ne danışır, ne déyir, ne bir terpenir.
(30-221-222).
204
6.2.5. ya... ya...
ya... ya... da Farsça kökenli bir bağlaçtır: ya sen ol ya her kim olsun
(30–1021-22); ya nene bala ola, ya bacı qardaş ola (1–576); ya icāze vér;
men bu qara qulunan déyim, gülüm, danışım; senün sirrün kanarda olmasın;
ya da meni boşıyasan (30–929-930).
6.3. Cümle BaĢı Bağlaçları
Cümle baĢı bağlaçları, cümle baĢında kullanılan kelimelerdir. Bu
bağlaçlar bazen bulunduğu cümleyi kendisinden önce gelen cümle veya
cümlelere bazen de kendisinde sonra gelen cümle veya cümlelere
bağlamaktadırlar. Cümle baĢı bağlaçlarının anlamı, bağlı olduğu cümleyle
öteki cümlelerin iliĢkisine bağlıdır. Aynı bağlaç farklı cümlelerde farklı
anlamlar ifade edebilir.
6.3.1. axı
axı edatı, ama, lakin anlamlarında kullanılmaktadır: dédi: Axı, men
bilmem “dedi: ama, ben bilmem”(1-111); dédi: Axı bala, her düktür onun
gözün yaxçı éliyebilméy, öldüréy “dedi: onun gözünü iyileştiremeyen
doktorları öldürüyor” (1-766-67).
6.3.2. ama, amma
Arapça kökenli bir cümle baĢı bağlacıdır: Ama bu qoca téz téz déyér
ki, Ehmed üreyindekin at o yana (30–526); Amma hemen gé'ce iki nefer,
küleye düşmüştü'ler “ama, iki kişi, aynı gece kar tipiye yakalanmıştılar" (14–
19).
6.3.3. artıx
artıx bağlacı, ancak anlamında kullanılmıĢtır: Artıx da elan bilmérem
nemene var “ancak, şimdi ne olduğunu bilmiyorum” (4-25-6).
205
6.3.4. bélebil
bélebil bağlaçı, béle zarfıyla bil- fiilinden oluĢmaktadır. sanki, zannet,
anlamlarında kullanılmaktadır: Bélebil bırda quduruşufla “sanki, burada
hırpalanmışlar” (30-709); Bi dene éyvanda qız var ki, bélebil ki qan üzüne
baxamğ olmér “balkonda öyle bir kız vardır ki, zannet ki, kan yüzünü bakmak
mümkün değil (17-43-44).
6.3.5. déme, démeli
déme ve démeli bağlaçları, yani, güya, demek ki anlamlarında
kullanılmaktadır: déme arvad da hāmiledi “demek kadın da hamiledir” (18492); déme, ayı gelér arvadı yé'e “yani ayı, kadını yemeye geliyor” (17-50506); démeli ki şiḳarvan géçér ki gédér şiḳara “yanı avcı, ava gitmek için
geçiyor” (18-302); bir ilin uçan yédi. Démeli qarqalar “bir yılınkini uçan yedi;
yani kargalar” (19-53).
6.3.6. çün
Farsça kökenli bir bağlaçtır: Çün libas mibası qızıllığıydı, görkemliydi
“elbiseleri altından olduğundan görkemliydi” (6–355-56); Men özüm burda
qeribeyem. Çün dedem bıralı dör (12-82-83). sene çox hesretle baxar
Qarabax. Çünkü orda vırar Érmeni cöỷlan “sana Karabağ hasretle bakar.
Çünkü, Ermeni, orada meydan okumaktadır” (16–2).
6.3.7. ege, eye, eger
ege, eye, eger, Farsça eger bağlacının farklı kullanımlardır: Eye
uyansa, diyerem (6–339); Eger bu sed birden ba'şa gele “bu baraj biterse”
(11-47); Ege öldüm héş; qaldım, gellem. (30-410).
206
6.3.8. éle
éle bağlacı, sadece ve fakat anlamlarında kullanılmıĢtır: Éle Kivi’de
olmuşuğ. “Sadece Kivi’de olmuşuz” (12-5).
6.3.9. élebil
élebil bağlaçı, éle zarfıyla bil- fiilinden oluĢmaktadır. büyük bir
olasılıkla,sanki, düşünki anlamlarında kullanılmaktadır: mene bi béş min
Tümen pul vér; élebil pulum qalıþ zatda “bana beş bin Tuman para ver;
büyük bir olasılıkla param, şeyde kalmıştır” (22-48); oranı sat'dux, veli bıra
menim élebil ejdādi mağāzemizdi “orayı sattık, ama burası, düşün ki
dedelerden kalma mağazamızdır” (26-24-25).
6.3.10. éle ki
éle zarfı, ki edatıyla birlikte kullanıldığında farz edelim, ola ki anlamları
taĢımaktadır: bını qoyarsan çiynüve gédersen. Éle ki seni şah istedi “bunu,
omzuna atıp gidersin; ola ki şah, seni, istedi” (29-309-310); merdüm éle ki
béş Qıran tapabilér, çıxér gédér “halk beş Kıran bulur bulmaz çıkıp
gidiyor”(11-54).
6.3.11. feqet
Arapça kökenli bir bağlaçtır: Feqet evvelin merhele bizim bı
yollarımıza yétişeler. “Fakat ilk önce bizim bu yollarımıza yetişeler” (7–25).
6.3.12. hatta
Arapça kökenli bir bağlaçtır: Hatta Serab’da men géşdim bir yére bir
loqme qeza yé'dim (22-18).
207
6.3.13. hele
hele bağlacı, Halhal ağızlarında kullanım sıklığı en yüksek olan
bağlaçlardan biridir. hele edatı, şimdilik, buraya kadar, en azından, hemen
vb. anlamlar ifade etmektedir: baba, o kişini tuttuğ. Hele gédek görek, bi géce
onun vezi necür oldı (15–31-2); Hele dürbünü götürüm, orda kim var ki, it
qalıb or'da. (30–117-118).
6.3.14. xob
Farsça kökenli bir bağlaçtır. Önce anlatılan cümlenin anlaĢıldığını
hesaba katarak yeni cümlelerin baĢında kullanılır: Xob, menim évimdéydi de,
vezirem, varım ıdı. (6-62-63); déyér: Xob, büyün néyledün? (15-38).
6.3.15. labud
labod kelimesi Arapça kökenli olup gerekli anlamına gelir. Ancak,
Halhal ağızlarında kesin anlamında kullanılmıĢtır: hele dürbünü götürüm,
orda kim var ki, it qalıb or'da. Labud adam gelib. “dürbünü götürüp bakayım.
Neden köpek orda duruyor. Kesin biri gelmiştir. (30-118).
6.3.16. meger, meye
Yabancı kökenli bağlaçlardan bir tanesidir. Bu bağlaç, acaba ve tam
tersine anlamları ifade etmektedir: Meger men xoşhal oldum mına ki
elhemdülla, hādiséî men için üz 'vérmedi “ben, tam tersine sevindim ki
Allah’a şükür benim için bir olay olmadı” (22–42-43);
Meye 'qoymér?
“koymuyor mu acaba)” (9–44).
6.3.17. neinki, bainki
Farsça kökenli neinki “olmadığı hâlde” (< Far. ne-in-ki) ve bainki
“olduğu hâlde, olmasına rağmen” (ba-in-ki) bağlaçları, daha çok Kivi merkez
208
ve Halhal merkez ağızlarında kullanılmaktadır. Bu da ilçe merkezlerinde
Farsçanın Türkçe üzerindeki etkisi anlamına gelmektedir: bi dene néysan
Gilan’a, Reş’de biz içün iki Ton yarım yük vırır; eylan bainki bénzin o yan, bı
yandı; elli min Tümen; veli Téhran’a yüz elliye héş gétmir “bi araba, Gilan’a
Reşt’e iki buçuk Ton yük için; şimdi benzinin fiyatında oynama olduğu hâlde;
bizden elli bin Tuman alıyor; ama Tahran’a yüz elliye gitmiyor” (26–53-55);
Bıranın neinki bimaristan o ḳarxana ṿo, hés zadı 'olmadı; bırdan köşdüle,
çıxdıla, gétdile “burada hastane, fabrika ve hiçbir şey olmadığından buradan
göçüp gittiler” (10–16-17).
6.3.18. néce ki
Türkçe néce ile Farsça ki‟den oluĢan néce ki de birlikte bir cümle baĢı
bağlacı görevinde kullanılmaktadır. nece ki bağlacı nasıl yani anlamında
kullanılmıĢtır: Néce ki, bu menim atımdı. (30-1453-54).
6.3.19. onda
onda bağlacı, o zamiriyle bulunma ekinden meydana gelen bir
bağlaçtır. o zaman, öyle olsa, öyleyse, öyle olunca, o durumda gibi anlamlar
ifade etmektedir: Şah Abbas destür vérdi; su palıyannarı tuttu'lār, saqqaları
tuttu'lar. Onda senün tefligün necür olar? “Şah Abbas, su paylıyanlaı için
tutuklama emri çıkartarsa, senin durumun ne olacak? (15-40-41); Onda şah
geldi munu alnınnan öpdi. “o an şah gelip bunun yüzünden öptü. (17-441);
sen onda mejlisi mürexes éle. “öyleyse oturanları serbest bırak” (6-72-73).
6.3.20. Ģayed
şayed bağlacı da Farsça kökenli bağlaçlardan bir tanesidir: Şayed
héyvanat zaţ ola “şayet hayvan falan ola” (30–668).
209
6.3.21. veli “ama”
Farsça kökenli veli bağlacı, ama anlamında kullanılmaktadır: Veli xob
day qocalmışux. “Ama, artık yaşlanmışız” (20–10). Veli bu oğlan, bir
göyülden min göyüle menim üreyime yatıp “ama, ben, bu çocuğu sevdim”
(30-512).
6.3.22. yoxsa
yoxsa bağlacı, aksi takdirde anlamında kullanılmıĢtır: Yoxsa héş kim
géçemmez. “Aksi takdirde kimse geçeemz. (30–110).
7. EDAT
Edat, yalnız baĢına anlamı olmayan, geldiği kelimeyle cümledeki
baĢka kelimeler arasında anlam iliĢkisi kuran gramer görevli bağımsız
kelimedir.270 Halhal ağızlarında son çekim edatlarının büyük bir bölümü
ekleĢmiĢ veya ekleĢme aĢamasındadır. Örneğin, ile edatının sadece
ekleĢmiĢ –nan, -nen Ģekilleri kullanıldığından [aylarnan (13–23); derdinen
(16–28)] bölge ağızlarında ile edatının aslî Ģekli tamamıyla ortadan
kalkmıĢtır.
7.1. Son Çekim Edatları
Halhal ağızlarında son çekim edatları, isimlerin yalın, yaklaĢma,
ayrılma hâlleriyle kullanılırken zamirlerin belirtme, yaklaĢma ve ayrılma
hâlleriyle çekime girmektedirler.
270
Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları: 575, Ankara 1992, s. 51.
210
7.1.1. çağ, cax
Halhal ağızlarında gibi ve –a kadar anlamlarında kullanılan edat, ismin
yalın hâliyle çekime girer: Arzılum’çağsan “Erzurum gibisin, Erzurum
büyüklüktesin” (16–12).
Bu edat, –a kadar iĢlevinde bulunduğunda isimlerin yaklaĢmalı hâliyle
çekime girmektedir. Ancak, çekim esnasında yaklaĢma ekinin –a > é
değiĢimine uğramasının yanı sıra edatla isim arasında da bir y ünsüzü türer:
dırnaxlarınéycax “tırnaklarına kadar” (30–255); elli neferin pulıycax “elli
kişinin parası kadar (29-20).
cax edatının sadece o zamiriyle çekimi ise belirtme ekiyle meydana
gelmiĢtir: onu cax “onun kadar” ( 29-297).
7.1.2. göre
göre edatı, ismin yaklaĢma hâliyle çekime girer: bizim sinife göre (2648); dilimize göre (13-41); ekinçilige göre (10–7); qedimkine göre (3–40);
Xalxal’a göre (26–111-112); min deneye göre (26-46); ona göre (30-61):
özüne göre (13-38); senün qızuva göre (30-1291); süze göre (18-420).
göre
edatının
birbirine
yakın;
ama
birbirinden
farklı
iĢlevleri
bulunmaktadır. Bu edat, bazen –den dolayı anlamını ifade etmektedir: ona
göre “ondan dolayı” (26-44); süze göre “sizden dolayı” (18-426).
göre edatı, bazen de için anlamında kullanılmaktadır: bizim sinife göre
“bizim sınıf için” (26-48); qızuva göre “kızın için” (30-1291); min deneye göre
“bin tane için” (26-46).
göre edatının ifade ettiği bir diğer anlam, nazaran‟dır: qedimkine göre
“eskiye nazaran” (3–40); Xalxal’a göre “Halhal’a nazaran” (26–111-112).
göre edatı, bir de ilgili anlamında kullanılmaktadır: Kivi’de ekinçilige
göre nemene var? “Kivi’de ziraatla ilgili neler var?” (10–7); xarbarfuruşuya
göre “mağazacılıkla ilgili” (20-7).
211
göre edatıyla ilgili tespit ettiğimiz son iĢlev, bu edatın hakkında
anlamıyla kullanılmasıdır: dilimize göre “dilimiz hakkında” (13-41).
7.1.3. için
için edatı, Eski Oğuz Türkçesinde isimlerin yalın, zamirlerin ise ilgi hâli
ekiyle kullanılmıĢtır:271 Bu edat, Halhal ağızlarında da isimlerin yalın hâliyle
çekime girmektedir: çörey için “ekmek için” (15–23); qız için (19-249); mailk
için “toprak sahibi için” (3-34); Ģıkar ıçın “av için” (1-351).
için edatının zamirlerle çekimi de genelde zamirlerin yalın hâliyle
gerçekleĢmektedir: biz için (5-15); bılar ıçın (6-125); men için (11-214); sen
için (22-71); siz için (1–300).
için edatının zamirlerle çekiminde sadece biz zamirinde ilgi hâliyle
çekime girdiğini gösteren bir örnek tespit edilmiĢtir: bizim için (1-637).
Ancak, zamirlerin için edatıyla çekimlerinde ilgi ekinin düĢme
aĢamasını gösteren bir kısım örnekler bulunmaktadır. Bu örneklerde, bu ve o
zamirlerinde ilgi ekinin ünlüsüyle son n‟sinin düĢtüğü görülmektedir: bun çun
“bunun için”(18–294); on çun “onun için” (17–404).
Bazen men ve sen zamirlerinde ilgi ekinin tamamen düĢtüğü
görülmektedir. Ancak, düĢen ekin izleri söz konusu zamirlerde ünlü
uzamasına sebep olmuĢtur: mēn için “benim için” (1-1065); sēn için “senin
için” (30-951).
Halhal ağızlarında kullanım sıklığı yüksek olan için edatının en önemli
özelliği, bir kısım örneklerde küçük ve büyük ünlü uyumuna girerek ıçın, için,
uçun, Ģeklinde geliĢmesidir: ağam ıçın (12–16); özleri için (18–44-45); ov
uçun (1–443).
için edatının küçük ve büyük ünlü uyumuna bağlandığını gösteren
örnekler, bu edatın ekleĢme yönündeki ilk adımını göstermektedir. Nitekim bir
kısım örneklerde bu edatın ilk ünlüsünün düĢmesi sonucu çın, çin, çun, çün
271
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi... s. 367-68
212
Ģekillerinin ortaya çıktığı tespit edilmiĢtir: oğlan çın “oğlan için” (1–803); on
çun “onun için” (17–404); özü çün “kendisi için” (30–777); sen çin “senin için”
(6–58).
7.1.4. kimi, kimin “gibi” < kibi272
Kimi, kimin edatı, iki farklı anlamda kullanılmaktadır. Bu anlamlardan
biri, gibilik ve benzerliktir. Bu edat, benzerlik edatı olarak kullanıldığında ismin
yalın hâliyle çekime girmektedir: alma kimin (1-796); laçın kimi (6–511);
lemelifla kimin “lam, elif lam gibi” (30-555); yél kimin (6–99).
Ancak, zamirlerle kullanıldığında zamirlerin belirtme hâliyle çekime
girmektedir: meni kimin (6-209-210); meni kimin (11-54-55); seni kimi (11157-58); seni kiminner (30-205).
Sadece Kızıldere ağzında geçen bir örnekte ilgi ekinin izleri
bulunmaktadır: meen kimin “benim gibi” (30-975).
kimi, kimin edatı, bir de sınırlama edatı olarak kullanılmaktadır. HiĢeyin
ağzında sınırlama edatı olarak kullanıldığında ismin yaklaĢma hâliyle çekime
girmektedir: doḳḳuza kimin “dokuza kadar” (11-177); Xımıs dağına kimin
“Hımıs dağına kadar” (6-353); on ikiye kimin “on ikiye kadar” (11-56).
Ancak Hımıs ve Halhal merkez ağızlarında çekim sırasında yaklaĢma
hâli ekinin –a, -e > -é değiĢimine uğraması ve yaklaĢma ekinde sonra bir y
ünsüzünün türemesi sonucu isimlere gelen –éy Ģekliyle çekime girmektedir:
dizéy kimin “dize kadar” (19-317); girenéy kimin “girene kadar” (19-4);
Kivi’yéy kimiņ “Kivi’ye kadar” (19-349); 'oréy kimin “oraya kadar” (22-45);
yarısınéy kimin “yarısına kadar” (19-6); o yéréy kimin “o yere kadar” (22-88).
Kimi, kimin edatının bir diğer kullanımı sıfat-fiilin yaklaĢmalı hâliyle
zarf-fiil grubu oluĢturmasıdır: bırda géçinene kimin, géder Téhran’da géçiner
“burada geçinmektense, gider Tahran’a geçinir” (11-272); emoğlu da'yan
272
Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar... s. 57.
213
diyene kimin; Simüzer, atı mindi “amcaoğlu diyinceye kadar Simüzer, atı
bindi” (6-345); Xanım çıxana kimi “hanım çıkncaya kadar” (6-336); men
yaxçı olmadım tā bîārı qutarana kimin “ben iş bitinceye kadar iyileşmedim”
(2-87).
7.1.5. –nan, -nen (< ilen)
ile edatıyla n vasıta ekinden oluĢan ilen edatı,273 bütün Halhal
ağızlarında –nan, -nen Ģeklinde ekleĢmiĢ durumdadır: aylarnan (13–23);
derdinen (16–28); mēmurunan (6–447); onnan (11–236); sennen (30- 2).
7.1.6. ötüri “-den dolayı”
Pek iĢlek olmayan bir edattır. Sadece HiĢeyin merkez ağzında
kullanıldığı tespit edilmiĢtir: sütden ötüri (2–52).
7.1.7. sarı “-a doğru”
Eski Oğuz Türkçesinde sarı/saru “-a doğru” Ģeklinde kullanılan sarı
edatı,274 Halhal ağızlarında da “-a doğru” anlamında kullanılmaktadır: bize
sarı (1–411); Gilan’a sarı “Gilan’a doğru”” (6-370); mene sarı (22–63).
sarı edatıyla ilgili tespit edilen tek değiĢiklik, edatın anlamıyla ilgilidir.
sarı edatının bazen –dAn yana anlamında kullanıldığı tespit edilmiĢtir: Allah
mene sarıydı “Allah benden yanaydaı” (1-122); Allah munnan sarıymış “Allah
bundan yanaymış” (1-746).
7.1.8. sonra (> sora)
Eski Oğuz Türkçesinde ŋ‟li olan bu edat,275 Halhal ağızlarında ŋ > n
değiĢmesi sonucu sonra olmuĢtur. Sonra edatı, ismin ve zamirlerin çıkma
273
274
Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar... s. 46.
Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar, s. 78-79..
214
hâliyle çekime girer: altı ilden sonra (6–442-43); bi middetden sonra (18-104);
onnan sonra (27-26); üş günnen sonra (17-242).
sonra
edatında
görülen
tek
geliĢme,
edatın
genelde
n‟sinin
düĢürülerek sora Ģeklinde kullanılmasıdır: bi middetden sora (18-282); bir
ilden sora (19-37); bizden sora (30-711).
7.1.9. soay, soa “baĢka” (< Ar. sevâ‟)
Arapça kökenli bir edattır: sennen soa “senden başka” (18–166);
bizden soay “bizden başka” (30–714).
7.1.10. tekin
Eski Türkçedeki teg “gibi” edatıyla –n pekiĢtirme ekinden oluĢan tekin
edatı,276 Halhal ağızlarında benzerlik edatı olarak kullanılmaktadır. Bu edat,
isimlerin yalın hâliyle kullanılmaktadır: Hemşexala tekin “kale adı: Hemşexala
gibi” (17-493); quş tekin (19-315); lamp tekin “lamba gibi” (19-73); saqqız
tekin (17–159).
Ġsimlere yalın Ģekilde bağlanan tekin edatı, zamirlere belirtme ekiyle
bağlanmaktadır: meni tekin (17–356); seni tekin (19–320).
7.2. PekiĢtirme Edatları
“Kelimelerin, kelime gruplarının, cümlelerin sonlarına gelerek onları
önceki veya sonraki kelimeler, kelime gruplarına ve cümlelere bağlayan; bu
bağlama görevleri yanında sonuna geldiği dil birliklerine dikkati çekme,
kuvvetlendirme, belirtme iĢlevi de katan eklerdir.”277
275
Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar... s. 84.
Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar, s. 95.
277
Zeynep Korkmaz, age, s. 122.
276
215
7.2.1. da, de
Halhal ağızlarında kullanım sıklığı en yüksek olan pekiĢtirme edatı, da,
de edatıdır. Bu edatının baĢlıca görevi kuvvetlendirmedir: al – vér élérüg da
“alış veriş yaparız” (12–8); danışérıx da (15–43); qaldı da (17–245); özümüz
ekib özümüz biçérik da (9–62); mene de vérdi (6-82); séyid de olsa gereg
boynun vırasan (15-88); Türk ana dilimizdü, Farsi de milli dil; éle ikisi de
qeşeħdü “Türkçe ana dilimizdir, Farsça da milli dil; ikisi de güzeldir” (13-42).
Bu edatının bazen uyum dıĢında kullanlıdığı görülmektedir: al – vér
élérüg da “alış veriş yaparız” (12–8); özümüz ekib özümüz biçérik da (9–62);
7.2.2. daxı
daxı edatı ġehin ağızlarından Nüdü ağzında kuvvetlendirme edatı
olarak geçmektedir: heyā éle, daxı utan qocalıx. (6–516).
7.2.3. day
day edatı, da, de edatı gibi kuvvetlendirme görevi yapar: gédek day
“gidelim artık” (30–1460); gétdi day (2–55); minmirem day (30–1460). Day
men gédecem. (17-37).
7.2.4. ki
Eski Türkçedeki ärki edatından geliĢen278 Türkiye Türkçesinde de ki
Ģeklinde kullanılan279 ki pekiĢtirme edatı, Halhal ağızlarında kullanım sıklığı
yüksek olan edatlardan biridir: da bize bi Qıran véren olmadı ki “bize bir Kıran
kimse vermedi ki” (30–836); elen éliyebilmérem ki “şimdi yapamıyorum ki” (8–
4); men oynamax bilmem ki (1–109); Melik Memmed bu araya gelméyib ki!?
yox umuş ki (17–418).
278
Saadet, Çağatay, Türkçede ki < erki, “Türk Dil Araştırmaları Yıllığı Belleten”, Ankara, 1963, s.
245-250.
279
Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi), TDK Yay: 827, Ankara, 2003, s.
1083.
216
8. ÜNLEM
Halhal ağızlarında tespit ettiğimiz ünlem edatları, duygu, yönlendirme,
seslenme, gösterme, sorma ve cevap edatları olmak üzere altı gruba
ayrılmaktadırlar.
8.1. Duygu Ünlemleri
Duygu ünlemleri, ĢaĢkınlık, kızgınlık vb. duyguları ifade eden
ünlemlerdendir. Sayıca çok fazla olan bu ünlemlerin bütün ağızlarda geçen
örnekleri Ģöyledir:
8.1.1. ah
Üzüntüyü ifade eden bir ünlemdir: Bu sirvetmend qaradaşın xanımı, bir
pay ki bın çin apardı; bu bir ah çekdi. Zengin kardeşim hanımı, bunun için
pay götürünce bu bir ah çekti” (6-21314); Ah çekmekten gül-i rengim saralıp.
(6-523).
8.1.2. axı
axı ünlemi, özlem ve ĢaĢkınlık gibi anlamlar ifade eder: öb öb biçe biçe
axı ne 'oxurdux, ne 'oxurdux! (2-54-55); dédi: Axı, nedi bala can, gün be gün
qezādan düşésen. (18-10-11).
8.1.3. ba
ba, çok aĢırı bir Ģekilde ĢaĢırmayı ifade eder: ba dedüünen “vay
anasını” (30-201)
217
8.1.4. be
ġaĢkınlık bildiren bir ünlemdir. Genelde soru cümlelerinde kullanılır:
'Oğlum, be niye atmadun? (29-231); Ağa be siz, néçe zaman ıdı, héş bıra
gelmez'düz. (30-393); Sen menim xanım döysen be ? “Sen benim hanımım
değil misin” (1–831).
8.1.5. bes
Farsça kökenli bes ünlemi, Halhal ağızlarında öyleyse, kısaca
anlamlarında kullanılmıĢtır: bes cereyan bücür'di “kısaca olay böyledir”; (2974); bes men sennen yoldaş olmuram “öyleyse
ben, seninle arkadaş
olmuyorum” (30-17).
8.1.6. ē
ġaĢkınlıkla birlikte üzüntü ifade eden bir ünlemdir: Kız görer ē, 'dedem
vay, bu buna incidi “kız görer; ey vah, bu, bundan incindi” (19–181).
8.1.7. hē
ġaĢkınlık ifade eden bir ünlemdir: Geldi hemun yére gördü hē, hemun
adam géne bırda dayanıb (1-1104-05); Nefsün qet éledǖn, hē? (30-921).
8.1.8. hop
ġaĢkınlık ifade eden bir ünlemdir: Bı Mehemmed ki üreği yémişdi
nimtenesin silkeleyende gördü hop başının altında bi yüs tümen pul var. (1–
568-570); Qeyitdi, baxdı, gördü, hop, körpü mörpü hardéydi. (1-745).
218
8.2. Yönlendirme Ünlemleri
“Hayvanları çağırma, yürütme, susturma ve kovma maksadıyla
kullanılan ünlemlerdir:”280 düpşş, düpşş! “atı çağırmak için” (30-1470); ki'Ģe
“horuzu kovmak için” (17-193).
8.3. Seslenme Ünlemleri
Seslenme ünlemleri, çağırma, haber verme, cümledeki seslenmeyi
kuvvetlendiren ünlemlerdir. 281
8.3.1. ay
seslendi: Ay ağa, ağac almanı derdi. (1111); Seslenér: Ay kéçel, ay
kéçel, yatıpsan diyesen (6-381-82); Eslan dédi: Ay yoldaşlar, düz déyésüz.
(30-357); Ay şéy alan! (17–248).
8.3.2. éy
éy pehlivan (6–521).
8.3.3. oy
oy qardaş (17-358); oy nene (6 – 174); ōy nene (6-173).
8.4. Gösterme Ünlemleri
Halhal ağızlarında gösterme ünlemi olarak da, de kullanılmaktadır. da,
de ünleminin gösterme veya kuvvetlendirme ünlemi olduğu ancak cümledeki
anlamından anlaĢılmaktadır:
280
281
Hülya Kasapoğlu Çengel, Kırgız Türkçesi Grameri, Akçağ Yayınları / 700, Ankara 2005, s.351.
Zeynep Korkmaz, age, s. 130.
219
8.4.1. da, de “iĢte”
İran’du da. “İrandır işte” (13-42); qarı nene, gelmişem de (18-208);
Millet, géçinir de (8-47).
8.5. Soru Ünlemleri
Sorma ünlemleri, hiçbir kelimeye bağlanmadan tek baĢına soru
cümlesi
yapan
edatlardır.282
Metinlerimizde
pek
fazla
örneğine
rastlanmamaktadır.
8.5.1. neyçin
Déér: Menim bu erimi de apa'run. Déér: Neyçin? (18-302-03); Qocanı,
men vırdım. Neyçin? (17-29-30); Dédi: Niyä, 'neyçin? (30-38).
8.5.2. niya, niye
ne soru zamiri de yaklaĢma hâliyle hiçbir kelimeye bağlanmadan tek
baĢına kullanıldığı durumlarda soru ünlemi niteliğinde olabilir: Dédi: Niyä,
'neyçin? (30-38); Dédi: Niya? (1-513); Dédi: Niye? (695); Dédi: Xanım, niye?
(6-213).
8.6. Cevap Ünlemleri
Cevap Ünlemleri, bir sorunun cevabını ifade eden ünlemlerdir. Cevap
ünlemlerinde kullanım sıklığı en yüksek olan Farsça kökenli belé “evet” ve
xéyir “hayır” ünlemleridir. Türkçe onaylama ünlemi olarak ha, he ve reddetme
ünlemi olarak da yox veya yo ünlemleri kullanılmaktadır:
282
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi... s. 351.
220
8.6.1. belé, beli “evet”
Dédi: Allah’a şükür, necet tapdūn? Dédi: Belé! (30-230-31); Dédi: Bu
yér senün'di? Dédi: Belé (30-271); Dédi: Bu yéri tanısān? Dédi: Beli! (30574-75).
8.6.2. he “evet”
Dédi: Uşaxlarun yéyip? Dédi: He, uşaxlarım yéyip. (1-550-51); Dédim:
Emi qızı geldün? sennen soa géne bacun vār? Déyér: He, biz üç bacıyığ (18166); Dédim: Emi qızı geldün? Dédi: Ha cānım, geldim (17-457-58).
8.6.3. xéyir, xéyr, xééy “hayır”
Dédi: Évün dağılsın, meni tanımısān? Dédi: Xéyir! (30-316-17); Dédi:
Gene İspahan’ın şehrinde cavan qalīp? Dédile: Xéyir, qalméyip (1-266-67);
Diyer: Oğul evlatın yoxdí? Dédi: Xéyr. (19-66) Dédi: Xob, munu sene vérim,
onu ona bitersǖz? Dédile: Xééy! (1-643).
8.6.4. yox, yo
Melik Memmed bu araya gelméyib ki!? Dédi: Yo nene! (17–418);
Dédi: Kişi, belke Melik Memmed gel'di, éhyana onu arvadın vérersen onā?
Dédi: Yox. (17-424-25); Dedi: Xob, mını ona verim, onu ona vérim, mını
sene, biteŗsǖz? Dédile: Yox! (1-643-44).
221
SONUÇ
ÇalıĢmamızın bu bölümünde, ses ve Ģekil bilgisi incelemelerinden
hareketle Halhal ağızlarının sınıflandırılması ve Halhal ağızlarının genel
özellileri üzerinde durulacaktır. Artzamanlı ve eĢzamanlı bir yöntemle
incelenen
Halhal
ağızları,
kendi
içinde
üç farklı
ağız
bölgesinden
oluĢmaktadır:
1. –éyr Ağzı.
2. –ér Ağzı.
3. –Ir, -Ur Ağzı.
EĢzamanlı olarak bu ağızlardan –éyr ve –ér ağızları ses, Ģekil ve
kelime kadrosu bakımından Azerbaycan ağızlarının yanı sıra Türkiye
ağızlarıyla benzerlikler gösterirken –Ir, -Ur ağzı, tipik bir Azerbaycan ağzı
konumundadır.
Artzamanlı yönüyle bakıldığında Türkiye ağızlarıyla benzerlikler
gösteren –éyr ve –ér ağızları ses, Ģekil ve kelime kadrosu bakımından Eski
Türkçe ve Eski Oğuz Türkçesiyle benzerlikler taĢımaktadır. Bunun yanı sıra –
éyr ve –ér ağızlarında yabancı kelime kullanım sıklığı da –Ir, -Ur ağzına
oranla çok düĢüktür.
Bu
bilgiler
ıĢığında
eĢzamanlı
olarak
Halhal
ağızlarının
sınıflandırılmasını, söz konusu ağızların Azerbaycan ve Türkiye ağızlarıyla
iliĢkilerini; artzamanlı olarak da Eski Türkçe ve Eski Oğuz Türkçesiyle olan
konumunu belirlemeye çalıĢacağız.
A. Halhal Ağızlarının Sınıflandırılması
Halhal ağızlarının sınıflandırılması baĢlığı altında ağız bölgelerinin
kendi özelliklerinin yanı sıra Batı Oğuz Türkçesi, Orta Oğuz Türkçesi ve Eski
Oğuz Türkçesi ile olan iliĢkilerine değinilecektir. Halhal ağızları, ses ve Ģekil
222
bilgisi bakımından kendi içinde üç farklı ağız bölgesinden oluĢmaktadır.
Halhal ağızların sınıflandırılmasındaki esas ölçüt Ģimdiki zaman ekidir:
1. HiĢeyin Ağzı veya –éyr Ağzı.
2. Hımıs veya –ér Ağzı.
3. Halhal Merkez veya –Ir, -Ur Ağzı.
1.-éyr Ağzı (HiĢeyin Ağzı)
-éyr ağzı, HiĢeyin ilçe merkeziyle bu ilçeye bağlı köyler ve bu ilçenin
sınır komĢusu olan Halhal merkez köylerinde konuĢulmaktadır. ġimdiki
zaman eki olarak –éyr Ģeklinin kullanıldığı bu ağzın en önemli özelliklerinden
biri, ses ve Ģekil bilgisi bakımından bazı yönleriyle Eski Oğuz Türkçesi ve
Eski Türkçe ile benzerlikler göstermesidir. –éyr Ağzı‟nın bir diğer önemli
özelliği, bir kısım ses ve Ģekil özelliklerinin Anadolu ağızlarıyla aynı olmasıdır.
–éyr Ağzı‟nın temel özelliklerini Ģöyle sıralamak mümkündür:
1.1. Arkaik unsurlarının kullanılması
1.1.1. Bir kısım örneklerde p zarf-fiil ekinden geliĢen öğrenilen geçmiĢ
zaman ekinin, Eski Türkçedeki gibi yardımcı ünsüz almaksızın ünlüyle biten
fiillere getirilmesi: xarışlığ éléf “aldatmıştır” (6-76); evez éléþ “değiştirmiştir”
(9-47); bu kişi élép “bu adam yapmıştır” (6-490-91).
1.1.2. o iĢaret zamirinin uzaklaĢmalı çekiminde EOT‟de olduğu gibi
annan Ģeklinde telaffuz edilmesi: annan (6-501).
1.1.3. Teklik 3. Ģahıs zamirinin sınırlı sayıda ol Ģeklinde kullanılması:
ol bağda “ o abağa” (1-1085); ol patışah(30-1383).
1.1.4. Eski Türkçedeki sub kelimesinde b > v değiĢiminin ara
merhalesi olan çift dudak ḇ ünsüzünün bulunması: suḇa “suya” (1-702).
223
1.1. 5. Arkaik kelimelerin kullanımda olması: munun biligi “bunun
bilgisi” (1-859); men dünyanun görküyem “ben dünya güzeliyim” (30-922).
1.2. Kök – ek arası kalınlık – incelik uyumunun bozulması: çiynuza
“omuzunuza” (1-1024); gédūn “gidiniz” (1-1024); i'kuz “ikiniz” (1-1021);
neyundū “ne yaptın” (1-1070); vérūn “verin” (1-932).
1.3. Duyulan geçmiĢ zaman kipi –müĢ yerine –k Ģeklinin kullanılması:
bir dene mirvārid tesbéh gördüle qabağa düşük (6-2).
Ayrıca, HiĢeyin Ağzı‟nda bir kısım kelimelerin farklı kullanımı dikkat
çekmektedir: derga “derya” (30–1176), qayrılı “hazır” (6-68); uzalandım
“uzandım” (6-143); kiprigimnen “kirpiğimle” (6-179).
1.4. Batı Oğuz Türkçesiyle (Türkiye Türkçesi) benzerlikler bulunması:
BOT
BOT ve OOT
OOT
Türkiye
-éyr ağzı
-ér ağzı
bedbahtlık
bedbahlığ
bedbaht, bedbext
bedbext
bedbext
düşman
düşman
düşmen
düşmen
düşmen
fakat
faqat
faqat, feqet
feqet
feqet
kirpik
kiprik
kirpik
kirpik
kirpik
uyan-
uyan-
oyan-
oyan
oyan-
yüzükoyun
üzüqoylu
üzüquylu
üzüquylu
üzüquylu
yap-
yap- “eyle-”
------------
--------------
-----------
yaprak
yapraq
yarpax
yarpax
yarpaq
hanım
hanım,
hanım, ĥanım,
xanım
xanım
xanım
xanım
-Ir, -Ur
ağzı
Azerbaycan
224
Ayrıca HiĢehin Ağzı‟nda geniĢ zamanın olumsuzunda teklik 1. Ģahıs
Türkiye
Türkçesinde
olduğu
gibi
kimi
zaman
–ma,
-me
Ģekilleri
kullanılmaktadır: almam; bilmem; démem; élemem; vérmem.
1.5. Kimi kelimelerde birincil uzunlukların bulunması: bālıq “balık” (301177); qāldı (1-302); qārı “karı” (1–296); qārnında (6–364); “karnında”
2. -ér Ağzı (Hımıs ağzı)
Bu ağız esas olarak Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzıyla Varavart
ağzında konuĢulmaktadır. Ancak, Kivi merkez ağzı da bu ağzın bazı
özelliklerini taĢımaktadır. Halhal merkez köylerinden Hımıs ağzında mutlak
Ģimdiki zaman eki olan –ér‟in Kivi merkezde de kısmen varlığını sürdürdüğü
görülmektedir. Bu ağız, -éyr ağzıyla –Ir, -Ur ağzı arasında geçiĢ görevi
yapmaktadır. Ağız özellikleri bakımından da bazı durumlarda –éyr ağzının
özelliklerini taĢırken bazen de –Ir, -Ur ağzına yakın durmaktadır. Ancak, bu
ağzı, bir ağız yapan temel özelliği, –éyr ekinden –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekine
geçiĢteki ara merhaleyi oluĢturmasıdır. –ér ağzını, bir ağız olarak almamızın
sebebi, -ér ve –Ir, -Ur ağızları arasında köprü görevi yapmasıdır. Bu ağzın en
önemli özelliği, HiĢeyin ağızlarında kullanılan –éyr Ģimdiki zaman ekindeki –
y- ünsüzünü düĢürerek ölçünlü Azerbaycan Türkçesinin –Ir, -Ur Ģimdiki
zaman ekinin doğmasına zemin hazırlamasıdır. –éyr Ģimdiki zaman ekindeki
–y- ünsüzünün düĢmesi sonucu ortaya çıkan –ér Ģimdiki zaman eki, ünlü
benzeĢtirmesi sonucu –ır, -ir; -ur, -ür Ģekillerini alarak Orta Oğuz Türkçesinin
Ģimdiki zaman ekinin temelini oluĢturmuĢtur. Oysa, ÇalıĢma sahamızın
dıĢında tuttuğumuz Erdebil ağzı, -éyr ekindeki –r- ünsüzünü düĢürerek –éy
ve bazen daha da ileriye giderek tek bir ünlüden oluĢan –é ve –i Ģekillerini
almaktadır. Dolayısıyla, -éyr- Ģimdiki zaman ekinden geliĢen ve Erdebil
ağzının Ģimdiki zaman ekini oluĢturan –éy-, -é-, -i-, Ģekilleri, yazı dili
bakımından kısırlaĢmıĢtır. Oysa, –éyr Ģimdiki zaman ekindeki y ünsüzünün
düĢmesiyle ortaya çıkan, Hımıs ağzının –ér Ģimdiki zaman eki, ünlü uyumuna
girerek –Ir, -Ur Ģeklinde ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde kullanılan Ģimdiki
zaman ekinin temelini oluĢturmaktadır. –ér Ağzı‟nın genel özellikleri Ģöyledir:
225
2.1. Arkaik unsurlarının kullanılması
2.1.1. Kelime kadrosuyla ilgili: pitik “muska” (17-559); dışqarı “dışarı”
(17-556).
2.1.2. Fiil kipleriyle ilgili:
2.1.2.1. Çokluk 1. Ģahıs emir eki: dilelim “dileyelim” (17-369).
2.1.2.2. Çokluk 3. Ģahıs emir eki için –sılar –siler, -sular, -süler
Ģekillerinin kullanılması: élesiler “yapsınlar”
(17-558); dursula “kalksınlar”
(17–368); görsüler “görsünler” (17-558): goysular (17-558); oynasılar
“oynasınlar” (17–368); yatsılar (17-558).
–sıla(r) –sile(r), -sula(r), -süle(r) ekinin EOT.deki –sunlar, -sünler
ekinden geliĢebileceği gibi bu ekin kaynağını Eski Türkçenin çokluk 3. Ģahıs
eklerinden biri olan –sular, -süler Ģekline bağlamak da mümkündür.
Ayrıca Hımıs Ağzı‟nda deniz kelimesinin dehenz Ģeklinde kullanıldığı
tespit edilmiĢtir: dehenz “deniz” (17-561).
2.2. -ér Ağzı‟nda teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin belirtmeli çekimlerde y
ünsüzünün kullanılması: -ér veya Hımıs ağzının bir diğer özelliği, öteki
ağızlarda teklik 2. Ģahıs iyelik ekinin belirtmeli çekimlerinde kullanılan v
ünsüzünün –y‟ye dönüĢmesidir: bağuyu “senin bağını” (19-266); başuyu
“senin başını” (17-438); kesbüyü “kazancını” (15-9).
3. -Ir, -Ur Ağzı
Halhal merkez ağzında konuĢulan bu ağız, ses ve Ģekil bakımından
Türkiye Türkçesini Azerbaycan Türkçesinden ayıran bütün özelliklere
sahiptir. –Ir –Ur Ağzı‟nda göze çarpan bir diğer özellik kelime kadrosu
bakımından öteki ağızlara oranla Farsçanın etkisinde kalmasıdır. –Ir, -Ur
Ağzı‟nın bir diğer özelliği, düz ünlülü isim ve fiil tabanlarına yuvarlak ünlülü
eklerin getirilmesiyle ilgilidir: almışux (14-30); çıx'dux (14-15); élerdük (2528); gelmedük (20-17); gétdük “getirdik” (22-14); getirrük (20-28); qaldux (2017); qocalmışux (20-10); Türk ana dilimizdü (13-42).
226
Sonuç olarak –éyr Ģimdiki zaman ekinin en arkaik, -ér ekinin ise –éyr
ekiyle –Ir, -Ur eki arasında geçiĢ aĢaması oluĢturduğunu Ģöyle açıklamak
mümkündür. –éyr Ģimdiki zaman ekini kullanan HiĢeyin ağzında ara sıra –ér
Ģimdiki zaman ekine rastlamak mümkündür. Ancak bu (–éyr) ağızda –Ir, -Ur
Ģimdiki zaman eki, asla kullanılmaz. Öte yandan –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekini
kullanan Halhal merkez ağzında –ér ekine rastlamak mümkündür. Ancak, –
éyr eki, hiçbir Ģekilde kullanılmamaktadır. Orta aĢamada bulunan Hımıs
ağzında ise Ģimdiki zaman için kesin bir Ģekilde –ér eki kullanılırken –éyr
ekinin kalıntılarına rastlamak da mümkündür. Ayrıca bir kısım Halhal merkez
köyleriyle Kivi merkezde –ér ve –Ir, -Ur Ģimdiki zaman ekleri yan yana
kullanılmaktadır. Bu ağızlarda da –éyr ekiyle ile ilgili herhangi bir örnek
bulunmamaktadır. Dolayısıyla Halhal ağızlarında Ģimdiki zaman ekinden
hareketle tespit ettiğimiz üç ağız bölgesinden biri –éyr Ģimdiki zaman ekini
kullanan HiĢeyin ağzıdır. Ġkincisi –éyr ekiyle –Ir, -ur eki arasındaki geçiĢ
aĢamasını oluĢturan Hımıs ağzıdır. Üçüncü ağız da ölçünlü Azerbaycan
Türkçesindeki –Ir, -Ur ekini kullanan Halhal merkez ağzıdır.
B. Halhal Ağızlarının Genel Özellikleri
Halhal ağızlarının genel özellikleri baĢlığı altında ise, eĢzamanlı açıdan
Halhal ağızlarının Batı Oğuz Türkçesi ve Orta Oğuz Türkçesi‟nden ayrılan
özellikleri ve artzamanlı yaklaĢımla Eski Oğuz Türkçesi ile olan iliĢkileri esas
alınacaktır. Halhal ağızları; ses, biçim ve kelime kadrosu bakımından Orta
Oğuz Türkçesi (Azerbaycan Türkçesi)‟nin ağızlarından biri niteliğindedir.
Ancak, Halhal ağızlarının genelinde kullanılan bir kısım ses ve Ģekil
özellikleri, Halhal ağızlarını öteki OOT. ağızlarından ayırmaktadır. Bu
özellikler, OOT. ağızlarında bulunmayan veya kullanımına az rastlanan
özelliklerdir. Halhal ağızlarının bu özelliklerini Ģöyle sıralamak mümkündür:
1.Teklik ve çokluk
2. Ģahıslarda Ģart ekinin yuvarlak ünlülü olması:
Halhal ağızlarında tespit edilen en önemli özelliklerden biri, teklik ve çokluk 2.
Ģahıslarda Ģart ekinin sadece yuvarlak ünlülü olmasıdır. 2. Ģahıslarda Ģart eki
227
–su, -sü Ģeklinde olup her zaman için yuvarlak ünlülüdür: açsun (17-393);
désün (6-163); élesüz (27–50); gés'sǖn “gitsen” (18-191); sağalt'sun (29–68);
vérsün (1–842); vérsüz, “verseniz” (30–35); vırsun “vursan” (30–294).
ġart ekindeki yuvarlaklaĢmanın nedenini açıklamak için bu ekin tarihî
geliĢimini gözden geçirmek zorundayız. Eski Türkçenin 2. Ģahıslardaki ser
sen ve ser siz Ģekilleri yerine Batı Türkçesinde –se-n, -se-ŋiz Ģekilleri ortaya
çıkmıĢtır. Halhal ağızlarında iyelikli çokluk 2. Ģahıs eki –z olduğundan Halhal
ağızlarındaki Ģartın 2. Ģahıs çekimleri de –se-n, -se-z Ģeklinde kullanılmalıdır.
Ancak, Halhal ağızlarında zamir kaynaklı teklik 2. Ģahıs eki, Türkiye
Türkçesindeki gibi –sın, -sin, -sun, -sün Ģeklinde değil de –san, -sen Ģeklinde
kullanılmaktadır. Bu durumda zamir kaynaklı teklik 2. Ģahıs eki (–sen)‟yle
teklik 2. Ģahıs Ģart eki (< -se-n) eĢ sesli konuma geldiğinden aradaki farkın
belirlenmesi noktasında Ģartın teklik 2. Ģahıs Ģekli, –sU-n Ģeklinde değiĢime
uğramıĢ olabilir diye düĢünüyoruz: açsun “açsan” (17-393); désün “desen”
(30-1020); dilesun (1–736); gés'sǖn “gitsen” (18-190); vérsün (1–292); vırsun
“vursan” (6–160).
Çokluk 2. Ģahıs Ģart ekinin de teklik 2. Ģahıs Ģartın benzeĢtirmesiyle
–sA-z > –sU-z değiĢimine uğradığı düĢünülebilir. élesüz “etseniz” (27–50);
sağalt'sun (29–69); vérsüz “verseniz”(30–35).
Halhal ağızlarında normalde 1. heceden sonra geniĢ - yuvarlak ünlü
bulunmadığı hâlde Ilhıçı ve Kızılder ağızlarında Ģartın olumsuzunun teklik 2.
Ģahıs ekinde –sö Ģekli tespit edilmiĢtir: atabilme'sön (29–234); dé'sön (30866); démesön (30–866).
ġart çekiminde karĢılaĢtığımız -se > -sö değiĢmesinin sebebi, ekler
arası benzerlikten kaçınmaktan kaynaklanmaktadır. Örneğin, Kızıldere
ağzında geniĢ zamanın olumsuzunda -mez-sen yerine ünsüz düĢmesi
sonucu –me-sen Ģekli kullanılmaktadır: vérmesen “vermezsen” (30-15).
Teklik 2. Ģahsın geniĢ zaman olumsuzunda kullanılan -me-sen (< –
mez-sen) Ģekliyle teklik 2. Ģahıs Ģart çekiminde kullanılan –me-sen Ģekli
228
karıĢmasın
diye
–se
>
-sö
yönünde
bir
değiĢmenin
gerçekleĢtiği
kanısındayız: atabilme'sön (29–234); démesön (30–866).
2. –ıncax, -incek zarf-fiil eki: Halhal ağızlarında tespit edilen bir diğer
farklı geliĢme –ınca, -ince zarf-fiil ekiyle ilgilidir. Eski Türkçedeki q-, -g
ünsüzlerini düĢürerek Batı Türkçesine –ınce, -ince (< qınçq, -ginçeg) Ģeklinde
geçen zarf-fiil eki, Halhal ağızlarının tamamında k, x (< ok) pekiĢtirme
enklitiği ile geniĢleyerek –ıncax, -incek Ģeklinde geliĢmiĢtir: batıncax (27–11);
doyıncax (19-19); gelincek (29–251); yetişinceħ (30–1211).
3 –cağın, -ceyin zarf-fiil eki: Halhal ağızlarında yaygın bir Ģekilde
kullanılan zarf-fiil eklerinden biri, -cağın, -ceyin ekidir. -cağın, -ceyin eki, Eski
Oğuz Türkçesinde kullanılan -ıçak, -içek zarf-fiil ekinin n pekiĢtirme
enklitiğiyle geniĢlemesi ve ekin baĢında bulunan ünlülerin düĢmesi sonucu
ortaya çıkmıĢtır: düşceyin (18-263); gelceyin (27-42); görceyin (29-137);
olcağın (30-940); vurcağın (18-165).
4. –ana, -ene zarf-fiil eki: –ana, -ene Halhal ağızlarında en çok
kullanılan zarf-fiil eklerinden biridir. Bu zarf-fiil eki, -an, -en sıfat-fiil ekiyle –a, e yaklaĢma ekinden oluĢmaktadır: çalana “çalar çalmaz” (19-216); qutarana,
“bitirinceye kadar” (18-138); yéene “yiyene kadar” (18-215); götürene
“götürene kadar” (1-676); yelene “gelinceye kadar” (1-564).
–ana, -ene birleĢik zarf-fiil ekinin zarf-fiil eki olup olmadığı tartıĢma
konusu olabilir. Dolayısıyla –ana, -ene ekinin bir zarf-fiil eki olup olmadığını
gösterme bakımından ekin kullanıldığı cümleyi tamamıyla örneklere dâhil
etmeyi uygun gördük. +ana, -ene edatı, bazen Türkiye Türkçesinde kullanılan
–IncAyA, -UncAyA kadar görevini üstlenmektedir: arvad, kişi yelene ağladı
kor oldu “kadın, adam gelinceye kadar ağlayıp kör oldu” (1-564); bu kişi
gelene bunnan yér alér “bu adam gelinceye kadar bundan yer satın alıyor”
(18-321-22); qoca emi ta qutarana, bi dene qeméynen vırdı “yaşlı amca
bitirinceye kadar kılıçla bir tane vurdu” (18-138-39); kişi gelene doğér iki
dene uşax “adam gelinceye kadar iki tane çocuk doğuruyor” (18-328); men
229
gédip gelene bu qaraçınun qızı oxudí “ben gidip gelinceye kadar bu
çingenenin kızı okudu” (18-74).
-ana, -ene zarf-fiil eki, bir kısım örneklerde de tezlik bildirmektedir:
bular kirpik çalana görelle, develer burda yox oldı “bunlar kirpik çalar çalmaz
burada develerin yok olduğunu gördüler” (19-216); bi mựddet yol gelene elek
boşalır “bir müddet yol gelir gelmez elek boşalıyor” (27-40).
-ana, -ene zarf-fiil ekiyle ilgili bir diğer husus da, ekin, kim, kimin
edatıyla birlikte –IncAyA, -UncAyA kadar görevinde kullanılmakta olmasıdır:
emoğlu da'yan diyene kimin; Simüzer, atı mindi, bının dalénca qōdu
“amcaoğlu der demez, Simüzer atı binip bunun peşinden kovdu” (6-345);
men yaxçı olmadım tā bîārı qutarana kimin “ben, işi bitinceye kadar
iyileşmedim” (2-86-87).
5. vur- fiilinin genelde vır- Ģeklinde söylenmesi: Halhal ağızlarında
tespit edilen bir diğer özellik, vur- fiilinin ünlüsüyle ilgilidir. Bir dudak ünsüzü
olan v ile baĢlayan bu fiilin genelde vır- Ģeklinde söylenmesi dikkat çekicidir:
berqe berq vırır “parlıyor” (30-69); bürbünü vırdı gözüne “gözüne dürbün
taktı” (30-119); çadır vıra “çadır kura” (30-443); çadır vırıldı “çadır kuruldu”
(30-564)
6. –AmmA- yeterlilik ekinin –e bil-„ten geldiğini gösteren ip uçları: Halhal
ağızlarında tespit ettiğimiz bir diğer önemli husus, -AmmA- yeterlilik ekinin biliktidarî fiilinden geliĢtiğini gösteren ipuçlarının bulunmasıdır.
Muharrem Ergin, –AmmA- yeterlilik fiil ekinde bir ikizleĢme olduğu
düĢüncesindedir. Ancak, Halhal ağızlarından HiĢeyin ve Hımıs ağzında
geçen -eelme-, -eemme- Ģekillerinin kullanılması, bu ekin açıklanmasında
baĢka bir izahata ihtiyaç duymaktadır: éliyeelméyrem “yapamıyorum” (1-694);
getireelmérem “getiremiyorum” (1-485); getireemmersen “getiremezsin” (19330); gédeelmesüz “gidemezsiniz” (1-1014).
-eelme- ve –eemme- Ģekillerinin ikiz ünlülü olması ve -eelme- Ģeklinde l
ünsüzünün geçmesi, ilk baĢta bu ekin Kırgızca ve Özbekçe gibi Türk
lehçelerinde kullanılan al- yeterlilik fiilinden geldiği izlenimini uyandırabilir.
230
Ancak, kalın ünlülü fiillerde de ince ünlülü Ģekillerin kullanılması, ikiz ünlülü
kalın Ģekillerin bulunmaması, bu ekin baĢka bir kaynaktan gelme ihtimalini
doğurmaktadır: alammedim (15-97); doğuzdu'relmérik (1-944); oxuyēlmerem
(2-56).
ġehin ağızlarından Berende ağzında geçen -eḇilme- Ģeklinin ölçünlü
Azerbaycan Türkçesinde ve Halhal ağızlarında kullanılan –ebilme- [(-e (zarffiil)– bil- (yardımcı fiil) -me (olumsuzluk eki)] Ģeklinden geldiği açıktır:
éliyeḇilméb (1-759); gédeḇilmem (1-319).
Bu ekleĢme süreci, bil- filindeki b ünsüzünün çift dudak ḇ ünsüzüne
dönüĢmesiyle baĢlar: éliyeḇilméb “yapamamış” (< éliye bilmeyib” (1-59).
Bir sonraki aĢamada iki ünlü arasında sıkıĢan ḇ ünsüzünün düĢmesiyle
ikiz
ünlülü
Ģekiller
ortaya
çıkar:
éliyeelméyrem
“yapamam”(1-694);
getireelmérem “getiremem” (1-485).
Ġkiz ünlülerden kaçınan Türkçe için bir sonraki adım ikiz ünlülerin
tekleĢmesi olacaktır. Ġki ünlünün tek ünlüde seslendirilmesi doğal olarak uzun
ünlünün doğmasına neden olacaktır: oxuyēlmerem “okuyamam” (2-56).
Uzun ünlünün de normale dönüĢmesi sonucu -elme- Ģekli ortaya çıkar:
doğuzdu'relmérik “doğurtamayız” (1-944).
Sonra lm > mm ünsüz benzeĢtirmesi sonucu –emme- Ģekline ortaya
çıkmıĢtır: éşidemmezdüz (26-65).
Son aĢamaya gelindiğinde ise büyük ünlü uyumu sonucu –AmmAĢeklinin ortaya çıkmasıyla ekleĢme sürecinin tamamlandığını görmekteyiz:
göremmesen (17-384); tapammasuz (26-100).
7. ġart hikâyesinde –séy Ģeklinin kullanılması: ġartın hikâyesinde
-
sa, -se ekinin, A > é ünlü değiĢimine uğraması ve i- fiilinin de y‟leĢmesi
sonucu, kalın ve ince ünlülü fiil tabanlarına sadece –séy Ģekli getirilmektedir:
démeséydîm (1-721); déséydün (11-61); olséydi (12-99).
231
8. Ġstek hikâyesinde –éy Ģeklinin kullanılması: Ġsteğn hikâyesinde de a, -e ekinin, a, e > é ünlü değiĢimine uğraması ve i- fiilinin de y‟leĢmesi
sonucu,
kalın
ve
ince
ünlülü
fiil
tabanlarında
sadece
–éy
Ģekli
kullanılmaktadır: aléydîm (1–1228); aléydun (30–1473); oléydi (3-73).
9. Ġsim fiilinin olumsuzunda kullanım farklılığı: Halhal ağızlarında ismin
olumsuzunda kullanılan edat, döyr Ģeklinde olup kullanımı bakımından Ģahıs
eklerinin yapısına göre farklılık göstermektedir. Ünlüyle baĢlayan Ģahıs
eklerinde döyr Ģekli kullanılırken ünsüzle baĢlayan Ģahıs eklerinden sonra
döy ve dör Ģekilleri kullanılmaktadır. Dolayısıyla ünlüyle baĢlayan çokluk ve
teklik 1. Ģahıs eklerinde döyr Ģekli kullanılmaktadır: düşman döyrem “değilim”
(30–570); ona qız véren döyrük “ona kız veren değiliz” (1–789).
Ancak, ünsüzle baĢlayan çokluk ve teklik 2. Ģahıs ve çokluk 3. Ģahıs
eklerinde döy Ģekli kullanılmaktadır: ekinçi döyle “çiftçi değildirler” (28–29);
Rızaa’n dostu döysüz “Rıza’nın dostu değilsiniz” (22–64).
ġahıs eki almayan teklik 3. Ģahıs için ise döy Ģeklinin yanı sıra dör
Ģekli de kullanılmaktadır: béle döy “böyle değil” (6-473); bi şéy dör “bir şey
değil” (11-38-39); bi şéy döy (17-392); razı dör “raz değil” (19-329).
Halhal ağızlarında kullanılan döy “değil” Ģekli, ilk bakıĢta dag ol‟daki
ol‟un düĢmesiyle dag‟dan gelme izlenimi uyandırmaktadır. Ancak, ġehin
ağızlarından Nüdü ağzında geçen bir kısım örnekler, döyr‟ün Eski Oğuz
Türkçesindeki degül edatından geliĢtiğini göstermektedir: oğurru dȫylük
“hırsız değiliz” (6–432); men dȫylem “ben değilim” (6– 505).
Nüdü ağzında geçen dȫyl Ģeklini, Eski Oğuz Türkçesindeki degül
edatıyla
karĢılaĢtırdığımızda;
degül
kelimesinin
önce
gerileyici
ünlü
benzeĢtirmesiyle *dögül (< degül), ardından g > y ünsüz değiĢmesiyle *döyül
*( <dögül < degül), daha sonra da ikinci hece ünlüsünün düĢmesiyle uzun
ünlülü dȫyl *(döyül <dögül < degül) Ģeklinde geliĢtiği ortaya çıkmıĢtır. Nüdü
ağzında kullanılan bu dȫyl edatının uzun ünlüsünün normal süreli ünlüye
dönüĢmesi ve l > r değiĢmesiyle bütün Halhal ağızlarında 1. Ģahıslarda
232
kullanılan döyr Ģekli ortaya çıkmıĢtır. döyr Ģeklindeki r ünsüzünün düĢmesiyle
döy ve bazen de y‟nin düĢmesiyle dör Ģekli oluĢmuĢtur.
2. ve 3. Ģahıslarda döy, dör, 1. Ģahıslarda döyr Ģeklinin kullanılması,
Ģahıs eklerinin
ses yapısı
ve
döyr‟deki r ünsüzünün
hece
yapıp
yapmamasıyla ilgilidir. 2. ve 3. Ģahıslarda kullanılan Ģahıs ekleri, ünsüzle
baĢladıklarından hece baĢına geçerek döyr kelimesindeki r ünsüzünü hece
sonuna
iterek
vurgusuzlaĢtırmasına
ve
sonunda
düĢmesine
neden
olmaktadırlar: düşman döyrem “değilim” (30–570); ona qız véren döyrük “ona
kız veren değiliz” (1–789).
Ancak, çokluk ve teklik 1. Ģahıs ekleri ünlüyle baĢladığında döyr
kelimesinin
r
ünsüzü,
hece
baĢı
görevi
üstlendiğinden
düĢmekten
kurtulmaktadır. Bu durumda döy ve dör‟ün bir önceki Ģeklinin döyr olduğu
ortaya çıkmaktadır: bi şéy dör “bir şey değil” (11-38-39); ekinçi döyle “çiftçi
değildirler” (28–29); 2en menim xanım döysen be? “sen, banim hanımım
değil misin?” (1–831); razı dör “razı değil” (19-329); Rızaa’n dostu döysüz
“Rıza’nın dostu değilsiniz” (22–64).
10. Çokluk 2. Ģahız zamiri için süz Ģeklinin kullanılası: Bütün Halhal
ağızlarında karĢılaĢtığımız i > ü değiĢmesi, en fazla çokluk 2. Ģahıs zamirinde
(siz) görülmektedir. Halhal ilinin bütün ağızlarında siz‟in yanı sıra süz kelimesi
de kullanılmaktadır: süz (17–328); süze (18–69); süzinen (31–8); cübünnen
“cebinden” (17–30).
233
KAYNAKÇA
ABDULLAYEV, Elövset Zakiroğlu; Türk Dillerinin Tarihsel GeliĢme
Sorunları, Ankara, TDK. Yay. 1996.
AHMEDÎ Kivi, Hasan; Destûr-e Tatbikî-ye Zeban-e Torkî ve Farsî (Türk ve
Fars Dilinin KarĢılaĢtırmalı Grameri), Tahran, Katre Yay. 2003.
ALTAYLI, Seyfettin; Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü, Ġstanbul, Milli Eğitim
Bakanlığı Yay. / 2468, 1994.
AMÎD, Hasan; Ferheng-e Fârsî (Amîd‟in Farsça Sözlüğü), Tahran, Emîr
Kebîr Yay. 2004.
BAYATLI, Hidayet Kemal; Irak Türkmen Türkçesi, Ankara,TDK Yay. / 664,
996.
BOSNALI, Sonel; Ġran Azerbaycan Türkçesi, Ġstanbul, Dil ve Edebiyat Dizisi
7, 2007.
BRENDEMOEN, Bernt; “Trabzon Ağızlarındaki Zaman Kipleri Üzerine Bir
Not”, 5. Milletlerarası Türkoloji Kongresi, Ġstanbul, Ġstanbul Edebiyat
Fakültesi Basımevi, 1985. s. 33-40.
CAFEROĞLU, Ahmet; “Türkçemizdeki –ğıl ve –gil Emir Eki”, Türk Dili
AraĢtırmaları Yıllığı Belleten 1971, Ankara, TDK Yay. / 338, 1971. s. 1-10.
COġKUN, Volkan; Özbek Türkçesi Grameri, Ankara, TDK Yay. / 752, 2000.
ÇAĞATAY, Saadet, Türkçede ki < erki, “Türk Dil AraĢtırmaları Yıllığı
Belleten”, Ankara, 1963, s. 245-250.
ÇELĠK, Muhittin; KaĢkay Türkçesi, Ġnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Malatya 1997.
DÂVERNÎYÂ, Abbas; Zebân-é Torkhâ-yé Téhrân (Tahran Türklerinin Dili),
Tahran, Axarsu Yay. 2007.
DOERFER, Gerhard;
“Eski Türkçe Ġle Halaçça Arasında ġaĢırtıcı Bir
KoĢutluk”, Ankara, Türk Dili AraĢtırmaları Yıllığı Belleten 1973-1974,
Ankara, TDK Yay. 1973-1974, s. 1-12.
234
DOERFER, Gerhard; “Ġran‟da Bir Dilbilim AraĢtırma Gezisi Üzerine Rapor”,
Çev. Semih Tezcan, Türk Dili AraĢtırmaları Yıllığı Belleten 1973 – 1974,
Ankara, TDK Yay. s. 195-198.
DOERFER, Gerhard; “Ġran‟da Türkler”, Türk Dili, Ankara, TDK Yay. 431,
1987, s. 242-251.
DOERFER, Gerhard; “Ġran‟daki Türk Dilleri”, Türk Dil AraĢtırmaları Yıllığı
Belleten 1969, Ankara, TDK, 1969, s. 1-11.
DOERFER, Gerhard; Khalaj Materials, Ġndiyana University Publications,
Uralic And Altaic Series, Ġndiyana Univercity ,1971.
ERCĠLASUN, Ahmet Bican; “Türkçede Benzerlik Bildiren +m Morfemi”, Dil
AraĢtırmaları, Ankara, yıl: 1, Sayı: 1, 2007 s. 18.
ERCĠLASUN, Ahmet Bican; “La Enklitiği ve Türkçede Bir “PekiĢtirme
Enklitiği” Teorisi”, Dil AraĢtırmaları Dergisi, Ankara, Sayı: 2, Bahar 2008, s.
35-56.
ERCĠLASUN, Ahmet Bican; Kars Ġli Ağızları, Gazi Üniversitesi Yay. / 29,
Ankara, 1983.
ERCĠLASUN, Ahmet Bican; Türk Dili Tarihi, Ankara, Akçağ Yay. / 603,
2004.
ERGĠN, Muharrem; Azeri Türkçesi, Ġstanbul, Ebru Yay. 1982.
ERGĠN, Muharrem; Türk Dil Bilgisi, Ġstanbul, Bayrak Yay. 1997.
GABAĠN, A Von; Eski Türkçenin Grameri, Ankara, TDK Yay. / 332, 1988.
GECE, K. Mehmet; Serap Ağzı, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1985.
GEMALMAZ, Efrasiyap; Erzurum Ġli Ağızları (Ġnceleme, Metinler, Sözlük ve
Dizin), Erzurum, Atatürk Üniversitesi Yay. 1. Cilt, 1978.
GÖKDAĞ, Bilgehan A. Salmas Ağzı; Çorum, Karam Yay. / 16, 2006.
GÜLSEVĠN, Gürer; Eski Anadolu Türkçesinde Ekler, Ankara, TDK Yay.
673, 2000.
235
GÜLSEVĠN, Gürer; UĢak Ġli Ağızları, Ankara,TDK. Yay. / 814, 2002.
HACIEMĠNOĞLU, Necmettin; Türk Dilinde Edatlar, Ġstanbul, Milli Eğitim
Bakanlığı Yay. 1992.
Heyet, Javad, Azerbaycan Edebiyatına Bir BakıĢ, Tahran, cilt 1, 1980, s. 21.
KARAHAN, Leyla; “Görülen GeçmiĢ Zaman Eki “-dI / -dĠ”nin Tarz ve Bağlama
Fonksiyonuna Dair, “Türk Kültür AraĢtırmaları, Ankara,Yıl. XXV-III/1-2”,
1992, s. 335.
KARAHAN, Leyla; Anadolu Ağızlarında Kullanılan Bazı Zarf-fiil Ekleri,
“Türk Kültürü AraĢtırmaları Dergisi, XXXII – 12”, Ankara, 1994, s. 205-236.
KARAHAN, Leyla; Türkçede Söz Dizimi, Ankara, 12. Baskı, Akçağ Yay.
2007.
KARAHAN, Leyla; Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması, Ankara, TDK
Yay. / 630, 1996.
KARĠNĠ, Jahangir; Halhal
Ağızlarında
Ġktidarî Fiilin Olumsuzunda
Kullanılan –AmmA- Eki, “Turkish Studies, International Periodical for the
Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Türkiye DıĢındaki
Türkler Dosyası, Volume 3/7”, Aralık, 2008 s. 437-441.
KARTALLIOĞLU, Yavuz;, YILDIRIM, Hüseyin; “Azerbaycan Türkçesi”, Türk
Lehçeleri Grameri, (editör: Ercilasun, Ahmet B.), Ankara, Akçağ Yay. 2007,
s. 171-230.
KASAPOĞLU Çengel, Hülya; Kırgız Türkçesi Grameri, Ankara, Akçağ Yay.
2005.
KORKMAZ, Zeynep; Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara, TDK Yay. 1992.
KORKMAZ, Zeynep; Türkiye Türkçesi Grameri (ġekil Bilgisi), Ankara,
TDK Yay. 2003.
MEġKÛR, Mohemmed J; Nezer-î be Târîx-é Âzerbâycân (Azerbaycan
Tarihine Bir BakıĢ), Tahran, Encomen-e Âsâr-é Méll-î Yay. 1970.
236
Necmettin Hacıeminoğlu, Karahanlı Türkçesi Grameri, TDK Yay. / 638,
Anlara, 2003.
MUSTAFAYEV, E, TSERBĠNĠN, V. F.; Rusça Türkçe Sözlük, Ġstanbul,
Multilingual Ybancı Dil Yayınevi, 1996.
ORKUN, Hüseyin Namık; Eski Türk yazıtları, Ankara, TDK Yay. / 529, 1994.
ÖZMEN, Mehmet; Türkçede Değil Kelimesi ve Kullanımları, “Türk Dil
AraĢtırmaları Yıllığı Belleten 1995”, Ankara, 1997.
RÂġEDĠ, Hasan; Torkan ve Berresî-yé Tarix, Zebân ve Hoviyyet-é Anha
der Ġran (Türkler ve Onların Ġran‟daki Tarih, Dil ve Kimliklerinin Ġncelenmesi),
Tahran, EndîĢé-yé No Yay. 2008.
ROUX, Jean-Paul; Türklerin Tarihi (Pasifik‟ten Akdeniz‟e 2000 Yıl), Ġstanbul,
Kabalcı Yayınevi, 2007.
SARIKAYA, Mahmut; Güney Azerbaycan Türkçesi, Erciyes Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Kyseri, 1998.
SÖNMEZ, IĢık; Untersuchungen zu den aserbaidschanischen Dialekten
von Qaradaġ, Muġan und, Zäncan, Göttingen, 1998.
SPULER, Bertold; Ġran Moğolları, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yay. 1987.
ġAHĠN, Hatice; Eski Anadolu Türkçesi, Ankara, Akçağ Yay. / 461, 2003.
ġĠRELĠYEV, M. Azerbaycan Diyalektolojisinin Esasları, Baku, 1962.
TEKĠN, Talat; Türk Dillerinde Birincil Uzun Ünlüler, Ankara, Türk Dilleri ve
AraĢtırmaları Dizisi – 13, 1995.
TĠMURTAġ, Faruk Kadri; Osmanlı Türkçesi Grameri, Ġstanbul, Ġstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay. 7. Baskı, 1995.
TĠMURTAġ, Faruk Kadri; Eski Türkiye Türkçesi, Ankara, Akçağ Yay. / 749,
3. baskı, 2005.
TOGAN, Zeki Veledî;, Azerbaycan Maddesi, “Ġslam Ansiklopedisi, Ġslam
Âlemi, Tarih, Coğrafya, Etnografya ve Biyografiye Lugeti, 2. Cilt, EskiĢehir,
Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fak. 1997. MEB Yay. s. 91-118.
237
TOGAN, Zeki Velidî; Umumî Türk Tarihine GiriĢ, Ġstanbul, Ġstanbul Edebiyat
Fakültesi Yay. 1981.
Türk Lehçeleri Grameri, editör: Ercilasun, Ahmet Bican, Ankara, Akçağ Yay.
2007.
Türkçe Sözlük, Ankara, TDK Yay. 8. Baskı, 1998.
XOġBÂTEN, Hoseyn; Motâle-ye Sâxtâr-e Nehvî-yé Zebân-é Torkî az
Dîdegâh-é
RedeĢenâsî
(Türk
Dilinin
Söz
dizim
Bakımından Ġncelenmesi), Tahran, 2006.
Yeni Tarama Sözlüğü, Ankara, TDK Yay. / 503, 1983.
Yapısının
Tipoloji
238
Halhal Ġlinin Konumu
239
Halhal Ġlnin Erdebil Eyaletindeki Konumu
Halhal
240
1. Ağız Bölgesi : -éyr Ağzı
SÖYLEYEN
: Semed Behzadi / 70
DERLEME YERĠ
: HiĢeyin, Berende Köyü
DERLENEN
: Masal
1
- Ġbrahim -
Bi
dene
sȫbet‿éliyeg,‿ağaların
huzurundä,
ağaların
sağlığı'na.
Günnerün bir günü; bir var‿ıdı, biri yox‿udu; Allah‟dan qéyrez héĢ kes
yox‿udu. Bi dene pātĢah var'dı; müselmen pātĢah. Müselmen pātĢahun iki
dene arvadı vardı. O arvaţdardan héĢ birinnen‿öylaţı yox‿udu. Bir gün‿oldu,
5
bi dene derbiĢ geldi, buların qapısında qeside dédi. ġah dédi: Aparun
derbiĢin vezifesin vér'ün. Munuņ xanımının biri, apardı munun vezifesin vé're.
DerbiĢ qäyitdi ki xanım, mene bi yéce yer véresüz, menim vezife éhtiyacım
döy. Feqet men gelmiĢem gezmege, dolanmağa; feqet bi yéce mene burda
yér véresüz. Bu qäyitdi, gétdi, Ģaha dédi. ġah dédi: Helbet‿azdı vezifesi.
10
Bir‿az çox‿apar vér. Tezeden bir kasa qızıl yığdı apardı. Dédi: Gül-ü mōlā,
Ģah munu gönderdi:
- Bes, Ģayed‿az‿ımıĢ.
Dédi: Xéyir‿ağa, men vezife istemérem. Mene bi yéce bi dene menzil
vére'süz, saba burdan çıxam, bir yére gédem. DerbiĢ geldi, Ģah yér vérdi.
15
DerbiĢ geldi, Ģahınan‿otdu, hemsöhbet‿oldu. Hemsöhbet‿olannan soņra bu
derbiĢ, bu yan‿o yana baxdı, gördü; munun‿iki dene xanımı var. Bulardan;
déyesen héĢ birinnen‿öylat yoxtu. Dédi: Qıble ālem sa'ğ‿osun, déyesen
senün bu xanımlarınnan héĢ birinnen‿öylat yoxtu. Dédi: Xéyir, gül-ü mōlā,
öylatım‿olméy. Dédi: Xob, sen neme vérersen; men sene bi dene alma
20
kesem vé'rem, buların‿ikisinnen de öylat‿ola, ikisinnen de oğul‿ola? Dédi:
Neme istesün, vérrem. Bu cifinnen bi dene alma çıxartdı, almanı aradan
böl'dü; dédi: Parasın bu 'xanımunan yé, parasın‿o xanımunan; veli bu Ģerti
hā, arada yazı qoyax, yéngi il bu mōqéye senün iki dene öylaţu ol'sa, ikisi de
241
oğul‿öyla'tı; birin véresen mene. Dédi: Gül-ü mōla, éybi yoxdū. Bu, almanı
25
böldü, parasın vérdi, bu xanımıynan yédile; parasın vérdi, o xanımıynan
yé'di. Bu sefer derbiĢ, géce yatdı, qaldı burda, seher‿ol'du; pātĢahdan
xudafislig‿éledi, gétdi. Gétdi.
Ġl dolandı, ay dolandı, iller baĢa geldi; mōqéyé bu xanımların barihemli
oldula. Mōqéyi istedile bular barihemlisin yére qoya'lar; derbiĢ dolandı geldi,
30
géne hemun memleke'te, hemun Ģehre. DerbiĢ géne geldi hemun qapıya,
gördü belé, hemun Ģahın; déyesen xanımlarının‿ikisinin de uĢağı olup.
Qeside dédi. ġah dédi: Gét xanım, derbiĢi geti éve. DerbiĢi getdile,
apardılar‿éve. ġam - mam yédile, çay - may‿iĢdile, hemsöhbet‿oldulā.
DerbiĢ gördü xanımlarınun‿ikisinin de oğlu o'lub. Bularụn‿uĢaqları dā heddi
35
teflig‿olubla, medreseye gédélleŗ. Dédi: Xob, qıble ālem sağ‿olsun;
déyesen‿axı, xanımlarun‿ikisi de uĢağı olub,‿ikisi de oğlandı. Dédi: Belé,
ikisi de oğlandı gül-ü mōla. Dédi: Xōb, indi bizim Ģertimiz nemenedi? Dédi:
Xob Ģertimiz var dā. Ġndi her birin bularun‿isde'sün, apar da. Men, sennen
Ģert kesmiĢem. Her birin‿isdesü apar.
40
Géce yatdı, qaldı bırda, seher‿ol'du; dédi: Xob, indi oğlannarun her birin
vérésen, vér me'ne. ġah dédi: Qoy, gédim men, arvatdara meslehet‿éléyim,
görüm 'hasí véréy. Bu durdu gétdi içeri, o yankı otaxda xanımnara dédi: Xob,
sen‿oğlun véréysen, bu derbiĢ‿apa'ra, ya sen véréysen? Dédi: Qıble ālem
sağ‿olsun, ne men vé'réyrem, ne o véréyr. Elan néçe illerdi, sinnimiz
45
sağlığımız géçifdi. Elan‿iki dene, adama bi dene öylat tapbıĢığ‿onu da vérek
derbiĢ‿aparsın. ġah dédi xanımına: Olmaz, biz Ģert bağlamıĢığ; gereħ birin
véreħ,‿apara.
Munun xanımının biri Tür'k‿üdü, biri Gilek. Bu Gileg‟e zor‿éledile,
Gilg,‿oğlanı vérdile derbiĢe. Adı da Mehemmed‿idi. Dédi: DerbiĢ, bu
50
Mehemmed‟i véréyrik, sen götü geţ. Dédi: Éybi yoxdu. DerbiĢ, Mehemmed‟i
götdü, yapıĢdı elinnen; süb burdan xudafislig‿éledi, geldi çıxdı. Bir müddet
yol geldi; geldi çıxdı bir cengel‿arasına. Dédi: Oğul Mehemmed! Dédi: He!
242
Dédi: YavaĢ yavaĢ yé'ri. Men bırda bi oturum, ayaqqabımın bağın bağléyim.
Mehemmed,
55
meĢqul‿oldu
yérime'ye.
DerbiĢ,
yalannan;‿ayaqqabısın
bağlaméydi. DerbiĢ‿atdan döndü geldi; Mehemmed‟in qabağına bi dene Ģir
Ģiklinde çıxdı. Mehemmed, qıĢqırdı; Mehemmed qıĢqırdı: Ay gül-ü mōlā, Ģir,
meni dağıtdı. Gel‿ay gül-ü mōlā, Ģir, meni dağıtdı, ge. Mehemmed, gördü yō,
gül-ü mōlā hardéydi. ġir, enqerib‿oldu, bu oğlanı dide. Gördü oğlanın bağrı
çatdér, Ģir‿özü, qäyitdi.
60
ġir‿özü qäyitdi, derbiĢiydi da, vird‿oxumuĢdu.
Vird‿oldu, oldu géne 'derbiĢ. Geldi, dédi: Mehemmed, niyä qıĢqıréydun?
Dédi: Valla, bi dene burdan Ģir, çıxdı gül-ü mōla, enqerib‿idi meni yée; o udu
qıĢqırérdím. YapıĢdı Mehemmed‟in qolunnan, qäyterdi, getdi, vérdi Ģaha,
dédi: Qıble ālem sağ‿olsun; gel‿e bu oğlū. Bu, menim karıma gelmez. O
birsin vérginen.
65
Bular, qaldıla sergerdan. Bu oğlanı, vérdiler‿ona. O oğlanı tezeden
vérdile derbiĢe. O oğlan, qäyitdi: Dede! Dédi: He! Dédi: Meni véréysüz
derbiĢ‿apa'ra; amma bi dene o eyrilerünnen,‿o qılıĢlarunnan menim‿atdan
kemerlerime
bağ'la;
üsden
men
ḳot
Ģalvarımı
géyim.
Munun‿adı,
Ġbrahım‿ıdı. Bi dene eyri getdile, bağladıla atdan munun béline, üsten munun
70
ḳot Ģalvarın géydirdilē. YapıĢdıla munun qolunnan, vérdile derbiĢe. Vérdile
derbiĢe, derbiĢ götdü geldi.
DerbiĢ bi az geldi, çox geldi, géne hemun yérē gel'di. Ġstéydi géne, mını
imtahan‿éliye. Dédi: Ġbarahım, yéri. Men de elän géléyrem. Ġbrahım,
meĢqul‿oldu yérimeye. DerbiĢ, bu yannan döndü geldi, vird‿oxudu,
75
özün‿éledi Ģir, çıxdı Ġbrahım‟un qabağı'na. Yumuldu Ġbrahım‟u üstüne,
yumulanda Ġbrahım‿eyirin çeħdi; qılınc‿ıdı da; yumuldu Ģirü üste:
- Köpöyōun malı, men de Mehemmed‿oldum, gelésen, meni dağıdasān?
ġiri qovdu, tepdi cengele. ġiri qovdu, tepdi cenge'le, qäyitdi yola. Yola
qäyidende; derbiĢ géne vird‿oxudu oldu hemun derbiĢ, geldi, dédi: Ġbarahım!
80
Dédi: Belé! Dédi: Neméydi, sesün geléydi? Dédi: Valla, gül-ü mōla, buradan
bi dene Ģir 'çıxdı, istéydi meni dağı'da. Men munu; tepmiĢem‿aĢĢaa.
243
- Xob,‿éybi yoxdu, nem‿olār?
Day bu derbiĢ,‿oğlanı qäy'termedi. Bu derbiĢ,‿oğlanı apardı. Az gétdi,
çox gétdi, bir qedir yol gétdi; gétdi çıxdı, bi dene dağın baĢında. Qelaçe
85
var‿ıdı; gétdi, çıxdı qelāçi'ye, gétdi, çıxdı qelaçi'ye. Bu oğlan, gördü; derbiĢ,
cifinnen bi deste açar çıxartdı. Evvel bi dene qapını aĢdı, evvel bi dene
qapını aĢdı, hoy bu qapını, hay‿o qapını, hay‿o qapını, hay‿o qapını, qīx
dene qapı aĢdı. Qıx dene qapı aĢdı, géĢdi içeri. Bi dene qapı aĢdı qıŗx birinci
qapını; baxdı gördü; ay‿oğlan, bu otağun dör'hadör hāmısında ĢüĢ qızıldı,
90
mücesseme. Qızıl çinnéyib vırıb bu duarrara. Dédi: Gül-ü mōla, bılar
nemenedi? Dédi: Sene déyerem; bular nemenedi. Dédi: Xōb, qıŗx dene
otağun var, bu da qıŗx bir de'ne. Bụları evvel dé, görüm, bular nemenedi.
Dédi: Hele bıların sirrin sene démem, 'oul; hele sen‿uĢağxsan. 'Qeyitdi
derbiĢ,‿oğlanı tutdu, qeyitdi, geldi aĢĢāda. Bi dene töylesi var‿ıdı; töylenin
95
qapısın‿aĢ'dı. Gördü, hoo, iki dene at var bır'da. Dédi: Gül-ü mōla, bular,
nemenedi? Dédi: Bi dene qırmızı at var, bi dene qärä at. Dédi: Ġbrahım, bu
atdarın tükünnen‿üĢ dene yandırasan, her birinin tükünnen‿üĢ dene
yandırasan; her yérde olsūņ, dādua yétiĢer. Dédi: Éybi yoxdu. Bi
sefer‿oğlanı getdi, çıxatdı, otağā. Getdi, çıxatdı otağa. GéĢdi, bi dene
100
aĢpazxanası vardı; gétdi aĢpazxanaya. Oğlan, baxdı gördü; 'e‿dedōnan, bu
böyüg‿aĢpazxanadı; mının vesetinde bi dene böyüg qazan vār; doludu
suunan, pıḳır pıḳır qeynéy; éle qeynéy coĢlaĢéy. Ġbrahım dédi: Gül-ü mōla,
bu 'nemenedi? Dédi: Elan sene déyerem, némenedi. Dédi: Xōb! Dédi: O ḳot
Ģalvar nemenedi? Dédi: O ḳot Ģalvar da menimdi, ḳot Ģalvarımdı; géyersen,
105
atdarun tükünnen qoyarsan cifüe, her yére géssün, girdaba düĢdün;‿atdarün
tükünnen‿otdarsan, her birin‿istedün; geler dāduā. Dédi: Xōb! Geldile
yétiĢdile bu menzile. Dédi: Ġbarahım! Dédi: He! Dédi: Oynamax bilersēn?
Dédi:
Yōx,
gül-ü
mōla,
men
Ģahzādeyem,
men
Ģah
balasıyam,
men‿oynamax bilmem ki. Men, dünenkü uĢa'ğam; men, necür‿oynéyim.
110
Sen,‿oynagı'nan, qoy men, baxım‿örgenim. Dédi: Yō, éle bu qazanın
dȫresine fırranasan. Dédi: Axı, men bilmem gül-ü mōla. Sen‿oyna, görüm,
244
necür‿oynésen! Men de onnan sora men,‿oynaram. Gül-ü mōla durdu
ayağa. Gül-ü mōla durdu ayağa, bu qazanı döyr‿éledi. Bi, iki yol fırrandı
qazanın baĢına. Bu oğlan gördü hoo, bir de qeyidif gelende oğlan tepiginen
115
vırdı; gül-ü mōla ţüĢdü qazana. Gül-ü mōla, düĢdü; derbiĢ, tüĢdü qazanı
içi'ne. Qazanın qeynemeyi yatdı, oldu sap sarı zēferan sū. DerbiĢi yapıĢdı,
çeħdi éĢige; gördü. DerbiĢ,‿oldu xālıs ĢüĢ qızıl, ĢüĢ mücesseme qızıl. GéĢdi,
o içerdeki qızıllara baxdı gördü, e‿olan, bular‿éle heresi bi dene adamdí;
éyni derbiĢin Ģiħlinde'di. Der'biĢ ilde bir dene ya ayda biŗ dene bücür uĢaq
120
gédéymiĢ
tapéymıĢ,‿aléy'mıĢ
getiréymiĢ;
bırda
bıları
qızıl‿éléymiĢ,
qoyéymıĢ mücesseme éléymiĢ.
Dédi: Xōb, Allah mene sarıydı. Allah yétirdi mēn çin. Bu ōlan, bu derbiĢi
götdü, atdı bī hemun bu qızıllaru 'üsdüne, götdü, atdı bu qızıllaru üssü'ne.
Oğlan, bir géce bırda zindigi éledi, dédi: Perverdigāra, men, hayana yédim,
125
hayana gétméyim. Bücür kü olmaz, men burda dāimi qalam. 'Oğlan, durdu
geldi, atın her‿ikisinin de tükünnen bir‿az qopartdı ayrı ayrı. Geldi, bi tüfeħ
'vardı ḳoĢ Ģalvarın yaanda. Bu ḳoĢ Ģalvarın bi destin géy'di; tüfengin birin
götdü, saldı çiyni'ne; bu tükleri de ayrı ayrı qoydu ciblerine. Bı qelaçeden
çıxdı. Az geldi, çox geldi, bir müddet yol geldî, geldi, çıxdı bi dene biyābanā.
130
Gördü hō, bu biyābanda bi dene davar var, çoban var; çoban davar ‿otarér.
Geldi, çıxdı çobannarın yaana. Çobannara dédi: Çoban qardaĢ‿acām, bir‿az
mene çöreħ - möreħ véresüz. Çobannar, bir‿az süţ müţ sağ'dı, bir‿az çöreħ
- möreħ zaţ vérdile, bu, yédî. Yédi, iĢdi, nēĢe oldu, dédi: Çoban! Dédi: Belé!
Dédi: Bi dene bu géçilerüzden mēn çin kese'süz; pulun vérem size. Mının
135
qarnın mēn çin çıxardasuz,‿ütesüz, ovasuz, mēn çin burda deri éliyesüz. Bu
çobannar, dédi: Éybi yoxdu, öz géçilerimizden bi dene vérrik. Gétdile, bi dene
géçi getdile, kesdi'ler, qarın bağırsağın zadın sökdü'ler. Bu géçinin 'qarnın
çıxartdıla. Ġbrahım, dédi: Bu géçinin 'qarnın mē‿çin burda oūn. Géçinin
qarnın‿ovdula, ütdüle, ovdula, éledile ağ‿abbğ da'ğarçıx. Éledile ağ‿abbağ
140
dağar'çıx. Bını döyre biĢdi, börk‿endāzesinde biĢdi; elbehel bını tikdi, éledi bi
dene bȫrk. Éledi bi dene börk, oğlan géçirtdi baĢına. Gördü, he, éle baĢına
245
qālıfdı. Çobannara dédi: Çoban qardaĢ! Dédi: Belé! Dédi: Ġndi siz bí'ruz,
libāsuzu mennen‿evez‿éliyesuz. Dédile: Bizim libasımız ke'sifdi. Sen
Ģahzādesēn, senün libasun héyifdi. Dédi: Éybi yoxdu, sizü‿iĢüz‿olmasın.
145
Men, bı libaslarımı véréyrem size, siz birün, libasuzu verün me'ne. Bu
libasların,
birin‿evez‿éledi
buların
birinen.
Oların,
çoban
libasıydı,
kesāfet‿idi, ço'ban. Öz libasların çıxartdı vérdi ola'ra; oların libaslarıņın bir
destin‿aldı, géy'di. Bi sefer bu bör'kü, hemen bu börkü géçitdi baĢına. Börkü
géçitdi baĢı'na, çobannardan xudafislig‿éledi; çobanın, géçinin pulun vérdi.
150
Bir müddet yol geldi. Bir müddet yol gelennen sora geldi, çıxdı bi dene
arxın bendi'ne. Démeli bi dene ruxanın bendine geldi, çıxdı. Gördü bu
ruxanınan xéyleħ su gédér‿eniĢē. Dédi: Xōb, men, bırdan gés'sem; Ģayad
gédem‿az'am, kendi tapabilmiyem. Men, bu ruxanun suun burdan‿uçurdum
bir yér'den; lābud bu suun dalısıcağ biŗ nefer gele'ceg. YetiĢdi, biŗ yérden
155
bir‿uçux yér var‿ıdı; bırdan vırdı, sındırdı, arxın suun qet‿éledi; soudu
kenara. Arx qaldı quru. Sen déme de bu su, gé'déy bi dene ayrı memleketde
ayrı pātĢahın bağı'na. Gédéy‿ayrı pātĢahın bağına hemun bu su. Munun da
bağda nökeri var. Bi sefer bu gördü hō, söve söve bi nefer gé'lé:
- Ay köpöy‿oğlu su salan!
160
Bu, qaĢdı gizlendi; bu, qaĢdı gizlendi. Bala bala, bala bala gördü, bi
dene bél çiyninde bir nefer qoca kiĢi, geldi:
- Köpöy‿oğlu, suu sen hardan salıfsan!?
YétiĢdi bu suṿu bağlı'ya. Bu, gördü; bu, suṿu bağlıyelmér, qoca kiĢi.
Dédi: Ay qardaĢ, meni vırma. Bu suṿu men soumuĢam. Qoy, men de gelim
165
sennen kömeħleĢim, bı su'u bağlı'yax. Belé, bu oğlan, yétiĢdi, bu hemun
kiĢinen, bu suvu iki yannan baĢladıla. Su, gétdi arxa. Bu oğlan, qeyitdi ki ay
qardaĢ,‿ay‿emi; bu, hara yédey bu su? Dédi: Gédér menim bağıma. Dédi:
Meni aparısān? Dédi: Gel, gédeħ mennen. Bu, düĢdü bunun dalına, munnan
geldi. Geldi, çıxdı bi dene bağa. Gördü, ay‿oğlan, bu bağ, bi dene béhiĢdi ki
170
day memleketde béle bağ yoxtu. Dédi: Ay berziyar qardaĢ, hacı, bu bağ
246
'kimin bağıdı? Dédi: Ġsfahan‟da Ġsfahan pātıĢahınun bağıdı. Onun, men,
nökeriyem bırda; yétiĢirem; berziyarıyam. 'Bāğ, bu terefi gül, o terefi çimen, o
terefi sebzi; béle 'bāğdı ki ne qeĢeħliħde. Dédi: Xōb, meni bụrda özvüe nöker
saxlarsān, men burda sene kömég‿éliyem? Dédi: Niya saxlamam!?
175
Saxlaram;‿ama
örgenesen‿ē.
Dédi:
Örgetsün,‿örgenerem.
Bı
kiĢi,
néyne'di? Bı kiĢi, mına örgetdi.
- Bax, béle suvarılla, éle suvarılla, éle bağlalla, éle éleller.
Bi deņe de bırda dam 'vardı, çay çöreħ vardı. Bu oğlanı örgetdi bu
suvarmağı, za'dı. Bu oğlana dédi: Géce sen bırda bağda 'qal, men,
180
gédéy'rem, seher géne gellem. Bu, çıxdı gétdi, Ģahın nökeri, çıxdı gétdi. Bu
oğlan, géce qaldı bağ'da. Bir des ḳoĢ Ģalvar ki évde qalmıĢdı; atın tükünnen
yandırdı; o ḳoĢ Ģalvarı'nan qärä at geldi. ḳoĢ Ģalvarınan qärä at, gel'di. ḳoĢ
Ģalvarı asladı duardan, çıxdı qärä atın béline. Çıxdı qärä atın béline, düĢdü
bu gül bağın bi terefine; suarmıĢ gül bağ. 'Bı, atınan düĢdü munun bi terefine,
185
eniĢe vırdı, yoqquĢa vırdı, sağa vırdı, sola vırdı. Bu gülleri tamam' béyinnen‿apardı.
Gülleri tamam béyinnen‿apardí. Endi, atı yudu, temizledi; ata dédi:
Gét, gét géne hemun yéruva. At, gétdi géne hemun töyliye. Bı, géce yatdı bu
bağda, süb gördü berziyār ge'lḕy. Berziyār geléy. qaĢdı gizlen'di. Hemun deri
börkü qoydu baĢına; ḳoĢ Ģalvarı da gizledib‿o yanda; deri börkü qoydu
190
baĢına. Olan bu berziyār, geldi, Ģahun nökeri, geldi gördü; ay dedem, nenem
vay; bağı, gül bağın bir qısmetin béle éléyib, béle éléyib vé'raņ.
- Ay Ġbrahım, bıra ne geldi, bu ne ōzahdı, bunı neme béle éledi, bu ne
ahvalatdı? ġah gelse görse, menim dedemi yandırar.
Dédi: Ay berziyar qardaĢ, bi yéce bi sürü doğuz geldi. Doğuz geldi,
195
qeyterebilmedim. Qorxumnan géĢdim, davar qapısın berkitdim yatdım ‿orda.
Tamam, dōuz, buları bucür véran‿éléyip. Dédi: Évim yıxılıp da, Ģah, meem
dedemi yandıracax. Dédi: Da hob, men, neme éléyim! Bi sefer yaman,
müsibetinen bu güllerden bir qısmet qōzadıla, suardıla, düzeltdi'ler. Bilexire
qaldı saba yéciye. Saba yéce de géne bi sefer bağban, gétdi. Bağban, gétdi.
200
Dédi: Ġbrahım, ba, day qoyma douz, gele bıraya. Dédi: Yox, qoymam. Géce
247
oldu, géne bi sefer o biri atın tükünnen yandırdı; o biri at, geldi. Mindi atı,
düĢdü o terefe, düĢdü o terefe; o terefi béle éledi véran. Atı yudu, temizledi.
At, géne gétdi. Bu sefer seher‿oldu, géne bağban, geldi. Bağban, gördü‿'e,
olan, bu sefer bı yanı véran‿éléyip. Dédi: Évün dağılsın‿Ġbrahım, be bu néçe
205
vaxtı niye burda douz yox‿udu. Sen, niye béle éléysēn!? Dédi: Évun
dağılmasın, menim dedemi yandırıfla‿ēy, öldüréydile meni. Men, qorxumnan
çıxmıĢam damda yatmıĢam; day dé'me. Dédi: Xob, da géçib day. ġah, gelse
bıra, dedemizi yanıdıracax. Bu sefer bıları da temizledile, düzeltdi'ler. Day bu
bağban, dédi: Évün dağılsın, day men, gédéy'rem. Saba Ģahın qızları,
210
geleceħ bıra. Naba naba bırda Ģahın qızlarınun gözüne görünesen‿ē. Dédi:
Éybi yoxtu. Dédi: Bax, sen, kéçelsen. BaĢunnan göréysen kéçellerünnen,
bırdan yağ geléy süzülḕy? Géçinin derisinin piyi, e'réy, bılardan gélér töküléy.
Dédi: Saba Ģahın qızları, geleceħ bıra; qıx dene kenizi var; kenizleriynen. Bu
bağban, gétdi.
215
Ġbrahım çıxdı dama. Damnan bu libasların géydi, börkün qoydu baĢına.
On dört‿aylıx gécesi ayı özünde tamam‿éledi. Xob da baĢının bir terefi qızıl,
bir terefi gü'müĢ. Bu, bırda yavaĢ yavaĢ gerdiĢ‿éléydi o yan bu ya'na.
ġahın qızları; üĢ dene Ģahun qızı var'dı; qıx dene kenizleriynen bala bala
geldile bağa. Geldile bağa, bu qapılıxdan bular varıd‿olanda ba'ğa. ġahun
220
böyük qızı, dé'di: Gelün, bu terefden gédek, o yannan béle gelēk. Bu ortancıl
qızı, dédi: Gelün bu terefden gédēk, o yannan béle gelēk. Bılar héĢ biri, héĢ
biriin sözüne baxmadı. ġahun böyük qızı, o yannan düĢdü, kenizler, buların
dalısıycax.‿Ortancıl qız, bı yannan düĢ'dü, bu terefden. Ortancıl qız, bu
yannan geldi, gördü olan, bağın bu terefinde bi dene cavan vār; yéme, iĢme,
225
xetdi xalına, gül cemalına tamaĢa éle. Béle ca'van Ġsfahan‟da yoxtu. Téz
qeyitdi, téz qeyitdi, qaĢdı qızların qabağına; kenizlernen qızları qeyterdi,
qoymadı gelele muna sa'rı. O yannan béle geleceg‿idi ahı. Qeyterdi, o
yannan çıxdıla, bağdan çıxdıla, gétdiler. Gétdiler‿éve. Gétdi'ler‿éve.
Bunun böyüħ bacısı dédi: Ahı, biz, qeral‿ıdı; o yannan béle ge'leg; sen, bizi
248
230
niye qeyterdün!? Dédi: Da o yan xereb‿idi, o yannan qoymadım sizi
gédesüz,‿o yannan sizi qeyterdim.
Bular, geldiler, bular, geldiler‿é've; bağbanı çağırdılar. Bu qızlar,
bağbanı çağır'dı. Bağban geldi bu qızların yanına. Dédiler: Bağban baĢı!
Dédi: Belé! Dédi: Biz,‿üĢ dene qızıx, Ģahın qızları. Gét biz‿için‿üĢ dene
235
xırça al, geti. Biri maya vırmıĢ, biri çox yétiĢ'miĢ, biri kāl; o xırçaları biz‿için
geti bıra. Bağban, gétdi, üĢ dene xırça yetdi. Qoydular‿üĢ dene boĢqa'ba,
heresinin yanına bi dene pıçax qoydula, dédile: Bağban, bu xırçaları apar qoy
dedemin qabağı'na. Bağban, bu xırçaları apardı qoydu Ģahun qabağına. ġah,
bu xırçalara baxdı, pıçaxlara baxdı; dédi: Bağban, bu nemenedi, bu ne
240
hikāyetdi!? Dédi: Bıları qızlarun gönderip. ġah, qeyitdi vezire: Tēbir tök,
görüm bu ne cereyāndı? Qızlar, munu gönderip. Vezir, götdü, baxdı gördü;
üĢ dene xırçadı, biri kaldı, biri maya vırmıĢ'dı, biri çox yétiĢip. Dédi: Qıblı
ālem sağ‿olsun; bu, senün, yétiĢen senün böyüħ qızundu; maya vırmıĢ,
veset qızun'du; kāl, xırda qızundu. Bılar, sennen‿er teveqqi éléyip. Dérle:
245
Biz, hedd-i teflig olmuĢux, bizi ere vére'sen. ġah, muna baxdı; o, ona baxdı;
o,
ona
bax'dı.
Vezir,
vüzera
dédi:
Xob,
qıblı
ālem
sağ‿ossun,
gereħ‿évlendiresen bıları, véresen‿ere bıla'rı. Dédi: Xob,‿éybi yoxtu.
- Bağban!
Dédi: Belé! Dédi: Gét, qızlara déy'nen: Saba zurna balaban vırılacax,
250
méydan sulanacāx, miz - sendel qoyulacax. Ġsfahan‟ın ne'mene cavanı var,
gelip bu miz sendellerde eyleĢeceħ redif redif. Gelesüz, düĢesüz bu
xıyabanna'ra, bu rediflere; her kes, her birin beyense, elin qoya
onun‿üssüne. Belé, saba zurna balaban vırıldı, méydan sulandı, miz sendel qoyun'du. Ġsfahan‟ın Ģehrinde day neme cavan var ‿ıdı; vezir, vüzerā,
255
hāmı, geldi, miz - sendelün‿üstünde eyleĢ'di, yığıĢdılar, otdu'lar. Dédi:
Bağban, gét, qızları çağır, gelsin. Bağban, gétdi, qızları çağırdı, gel'di. Qızlar,
gel'di, o baĢda dayandı'lar‿üçü de. ġah qeyitdi, dédi: Qızlarım! Dédile: Belé!
Dédi: Xob, siz mennen‿er teveqqi élemüĢdüz, sizi men‿ere vé'rem. Xıyaban
xıyaban girün bu camahatu içine. Her birin pesend‿élesǖz, barmağun
249
260
qoyun‿üssüne, her birin pesend‿élesüz. Ağa, bu üĢ dene qız düĢdü
redifinen, bu redifinen gétdiler,‿o redifinen. Qabax redifinen gédende böyüħ
qız,‿elin qoydu vezirin‿oğlunun çiynine. Gétti o veset qız,‿elin qoydu
vekilin‿oğlunun çiynine. Qaldı bu ortancıl qız. Ortancıl qız, bu xıyabanı
souĢţu, o xıyabanı döndü, o xıyabanı döndü, o xıyabanı döndü; dörhedör bu
265
camahatın‿için dolandı, gétdi, durdu kenarda; dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun,
men‿istiyen bırda döy. Dédi: Gene Ġspahan‟ın Ģehrinde cavan qalīp?
Dédile: Xéyir, qalméyip. Dédiler: Āmāra baxun, görün, gene cavan, qalıf?
Dédiler: Xéyir, qalméyip, hāmı gelip. Dédi: Qızım, bu boyda camahatu içinde,
bu
270
boyda
cavan‿içinde
bi
nefer
sen‿istiyen‿olmādı?
Dédi:
Xéyir,
men‿istiyen burda döy. Men‿istiyen hardéydı bırda. Men gören cavan
bırda döy. Dédi: Bağban! Dédi: Belé! ġah, dédi: Bağban! Dédi: Belé! Dédi:
Qabağa ye. Dédi: Bu qızlar, dünen bağa gétmiĢ'ţi. Bağda senün berziyarun
yoxtu, nökerün yoxdu ki. Dédi: 'Xéyr‿ağa, yox! Dédi: Düzün dé. Dünen bılar,
bağa gétmiĢdile. Bı qız, bağda cavan görüp; bu boyda cavanı beyenmedi; bu
275
qız bağda cavan görüp. Bu berziyar da Allah görsetmesin, qorxḕy,‿az
qaléy‿ö'le Ģahın qorxusunnan. O da bağda ke'çeldi, cındır libas géyip, gaday
libası géyip;‿özü keçel; derinin yağı bulardan [yanaklarınadan] süzülüp
geléy.
- Ahı, men gédim,‿onu necür getirim?
280
Ağa, bu 'bağban, qeyitdi bağa. Bağban, qeyitdi bağa', gétdi, gördü, o
keçel, bağda girip lap‿o damın bucağında dayanıp. YétiĢdi, dédi: Senü Allah
tıfağın dağıtsın. Sen, menim dedemi yandırıßsan. ġah, seni istéyip. 'Ölesen
de Ģah, seni öldüreceħ. YétiĢdi mını qarpaladı, atdı çiyni'ne. Atdı çiynine,
sürüye sürüye munu apardı camahatı içine. Bılardan [yanaklarından] da
285
derinin yağı töküléy; isdi de'yip. Getdi sürüye sürüye, getdi, mını saldı
camaatı içine; salanda qız, o yannan dolandı, geldi, barmağın qoydu bunu
üstüne:
- Ağa, men, mını istéyérem.
250
E‿olan, camaat; bu, ona baxdı; o, ona baxdı; o, ona baxdı. ġah, qeyitdi
290
dédi: Qızım, sen menim baĢımı saldun‿aĢĢa'ğı. Sen, éle néledǖn? Bi dene
gadaya, bi dene keçele, bi dene nifrine; gétdün barmağun qoydun onu
üstüne. Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun, men, mını istéyrem. Vérsün, mını
istéyrem; vérmesün de mını istéyrem; redd-i miras da élesün, mını istéyrem.
Ağa, Ģah götdü, öz dest-i xettinen redd-i miras namesi yazdı, imzaladı
295
vérdi qıza. Dédi: O, sen; o, keçel; götü her yana gédésen gét, Ģeherden de
çıxartacaam. Bağbana qeyitdi: Apar mını, kendin‿ayağında bi dene qārı var,
qoy‿o qārını évinde. Belé, bu oğlanınan bu qı'zı sürüye sürüye bağban, getdi
qoydu kendin‿ayağında bi dene qārı vardı; qārını évinde. Bılar qaldıla
bırda.
Siz‿için hardan xeber vérim; bu qızların birin, vezirin‿oğluna qırx gün,
300
qırx
géce
toy
çaldı
vérdi;
birin
vekilin‿oğluna.
Vezirin‿oğluynan
vekilin‿oğlu, oldu Ģahın dāmātderi. Bı sefer bu da qāldı bu qarının yanın'da.
Gétti, günüzler gétti dolandı, géceler geldi qārnın yāına.
Günnerin bir günü oldu, Ģah, meriz‿oldu. ġah, meriz‿oldu; gétdile
305
düktür getdile. Düktür, geldi baxdı, mayna éledi, baxdı; Ģaha qeyitdi dédi:
Sen, gereg‿āhu eti yéesen. Diri āhu tutala, getirelē, sen,‿onu kesesen
yéyesēn; senün merizligün yaxçı olā. Dédi: Hob, diri āhunu da tutmağ‿olmaz
ki. Dédi: Da bilméyrem da; diri āhu gereg tutasan, yéesen. Bilexire bu Ģah,
qeyitdi, dédi dāmātdarına: Saba gédeceħ'süz ōlağā, dağa. Gédesüz,‿orda
310
göresüz,‿āhudan zatdan;‿ölüsünnen dirisinnen; tafıp vırıp getirebiler'sǖz?
Bılar, dürbün götdüle, at götdülē, tüfeħleri götdüle, çıxdıla gétdile ovlağa.
Gétdile ovla'ğa. Bu qız, geldi, qeyitdi: Ġbarahım! Dédi: He! O kéçele‿yē;
dürüs qulağ‿as, qārını évinde. Dédi: Ġbrahım! Dédi: He! Dédi: Dedem,
meriz‿olup. Düktür, dedeme déyip: Gereħ‿āhu eti yéesēn, sen, sağalasan.
315
Kürekennerin gönderip‿āhu vırmağa. Gelesen, düĢesen‿olarun dalına
gédesēn.
Olar,‿o
āhunu
her
yérde
vırsa'lar,
kelle
paçasın
kesip‿atacaxlar.‿Oları sen, getiresen, bedenin de olar,‿apa'ra. Bu, dédi:
251
Men, gédebilmem. Men, bi dene keçel‿oğlan, bi dene ölü vay‿oğlan; men,
gédeḇilmem. Dédi: Yō, gereg gédesen; qéyr-i imkündü. Dédi: Xob,‿indi gét,
320
dedünnen bi dene at‿al getî. Dedesinen‿arası yox‿udu‿ya.
- Gét, nenünnen bi dene at‿al getî; men, minim gédim.
Bılar, gédif. Bi sefer bu, 'néynedi!? Bu qız, gétdi, nenesinnen bir dene
ölü maydan‿at‿aldı, getdi; palannı at; vérdi Mehemmed‿Ġbarahım‟ā.
Ġbrahım, min'di gétdi o üze. Bi dere var‿ıdı; derede atı yıxdı yére, atın qol -
325
qıĢın yığdı bi yére, möykem zencir tenefinen bağla'dı, atı qoydu derede.
Qırmızı atın tükün yandır'dı; tüfenginen, libasınan geldi. Hemun tüfenginen
libas, qırmızı at, geldi. Ġbrahım, libası géydi, tüfengi saldı çiyni'ne, qımızı atı
mindi, gétdi ōlağā. Gétdi Ģikargaha. Gétdi, bi dene dağın qullesinde bi
çimengah var‿ıdı. Gétdi atın mıxın vırdı, bağladı or'da. Bi dene vird ‿oxudu;
330
'neme Ģikarvan, neme ōvla var‿ıdı, neme céyran var‿ıdı; hāmısı yığıldı, geldi
mının yaa'na. Geldi bının yaana, Ġbrahım‟ın yaana. Bu Ģahun dāmātdarı,
geldi bu baxacaxdan,‿o baxacaxdan,‿o baxacaxdan dürbün saldıla, gördüle
ay‿oğlan, héĢ yérde ō yoxtu; feqet bi dene çimengahda at 'görükéy, bi nefer
de atın yaanda ya'tıp; ta'mam neme ō var,‿ordadı. Dédi: Xōb, gédek dā,
335
gédeg‿ora; bu ki bize, her kes‿olsa; bize nedehm [vérmem] diyebilmez. O
ġikarı‟nın meseli kimi nedehem [vérmem] déyer; tutarığ, qol - qıçın bağlarıx,
ovlardan bi dene apararıx.
Bu iki dāmātdar, geldi'leŗ, geldile 'atdarnan yavaĢ yavaĢ geldile, çıxdılāŗ
hemun bu oğlanın yanına. Gördüle ay‿oğlan, bu bir dene cavan'dı, bi dene
340
cavandı; yéme‿iĢme; xett-i xalına, gül camalına tamaĢa éle, éle 'oğlandı.
Dédi: Xōb, bala, oğlannar, 'neme için gelipsüz? Bılara qeyitdi. Dédi: Valla,
bi'zim qeynatamız meriz'di; özü de Ģahdı; meriz‿olup düktür getimiĢik.
Düktür, déyip: Gereħ, sen, céyran‿eti yéyesen sağala'san. Ġndi biz de tamam
Ģikargahları zadı dolanmıĢīx, cḕyran tapa'bilmemiĢik; feqet céyranı senün
345
yanunda görmü'Ģük, indi gelmiĢik bı'ra. Ġndi bu céyrannan bi dene bize
pulunan véresēn, biz, aparāx. Déyip: Xōb,‿éybi yoxtū. Bi dene céyran size
vérrem,‿aparun,‿éybüz yox. Bı, getirer bi dene, getirer bi dene cḕyran tutar,
252
vérer bu iki dāmāda. Bụlar, çıxardır bulara pul vérē. Bı, pulu almaz. Bu, pulu
almaz. ġahın kürekenneri diyer: Siz, niye pul‿alméysuz? Diyer: Valla, men,
350
Ģıkarı pula satmam. Diyer: Xob, be nemiye vérersen? Diyer: Ġndi qeynatuz
'merizdi, ordan gelipsüz Ģıkar‿ıçın; menim bi dene möhrüm var, bu möhrü
herüzün boynuna bir basām; annan size bi dene Ģıkar vérēm, day men,
pul‿almam. Diyelle: Xob,‿éybi yoxtū. Buun böyük kürekeni, gelî; bu, cifinnen
möhrü çıxardıŗ, basar bunun burası'na [boynuna]. Bı sefer‿o birsi, geliŗ,
355
möhrü géne basar‿onun burasına [boynuna]. Baxar, görer bırda qul yazı'lıb.
Möhürde qul yazılıp:
- Senün dāmātdarun menin qulumdū.
Bı, bi dene Ģıkar vérer bılara. Bılar, Ģıkarun baĢın ke'ser, el‿ayağın
keser; vérer hemin‿oğla'na. Bi sefer cendeyi götürülle, gédelle. Cendeyi
360
götürülle, gédelle. Bu hemin‿oğlan, baĢınan‿el‿ayağı salar bi dene qa'ba,
miner atın, geler aĢĢāı. Geler, çıxar qārını évine. El
‿ayağınan
baĢı vérer
qı'za. Cendeyi olar,‿aparıp. Qız,‿el‿ayağı, baĢı üter, piĢiri, temiz'ler.
Qazançada piĢiri temizliyennen sora… Bılar, cendeyi aparıp vérer‿aĢpaza,
aĢpaz, piĢirî. Getirille mını etinnen bir‿az vérele Ģaha. ġah, barmağın vırar,
365
béle éler, görer; Allah görsetmesin; zehr mının yanında yaxçıdı. Bilebil Allah
görsetmesin; 'zehr‿idi bı. Kürekennerine diyer: Bı 'nemenedi? Bı Ō etidî!?
Bụ cendeg, dōuz etidi, nemenedi!? Bı niya ācıdı‟? Diyer: Qıblı ālem
sağ‿ōsun,
biz,
bını
éle
diri
getiréydik;
müntahası
kesmiĢig,
baĢ‿el‿ayağın‿atmıĢīx. Özü de bu 'oğlan, kesmiĢdi; kesende tüpürmüĢ'dü:
370
- Dadı baĢuva, zehri cendeyu'va.
Ovnun cendeyine... Apardılar cendegi piĢirdile Ģah ‿ıçın,‿ācı 'oldu. ġah,
yéebilmedi. Qız, baĢı piĢirdi, temizle'di. Kelle - paçasıın suu, béle oldu ki day
adam, barmaxların da yééydi. Bi sefer bu qız, 'néynedi!? Biléydi ki o cendek
yémeli olmuya'cax; bir kese mının‿etinnen suunnan töħdü, apardı vérdi
375
nenesi'ne, dédi: Mını apar vér, dedem yé'sin. Senün dāmātdarun gédip bi
dene ō vırıp, baĢ‿el‿ayağın kesip atıflā; keçel gédip getirip. Onu da men,
253
piĢirmiĢem. Mını apardı, qoydu Ģahın qabağına, dédi: Mını qız, gönderif,
hemun‿o ovun kelle paçasıdı. ġah, götdü, dédi: Götü at‿o yana‿yā. Ōda
neme dad vardı ki, kelle paça da neme dad ‿ola. Ōun cendegi zehr kimin‿idi,
380
yémeli dȫydü, acıydı; tamam‿atdıx. Dédi: Hele munu götü yē. Gör, bu
yaxçıdı, o yaxçıdı? ġah, munnan bir qorxa qorxa bir‿az yédi, gördü olan, bu,
yémelidî. Göttü hāmısın yédi. Hāmısın yé'di. Bu sefer çağırdı o dāmātdarın,
dédi: Ay‿oğlan! Dédi: Belé! Dédi: Bī ō ki kesipsüz, baĢ‿el‿ayağın filāni
apa'rıp,
385
cendeyi
mē‿çin
getiripsüz;
niye
cendek,
yémeli
olmadı;
baĢ‿el‿ayax, yémeli oldū? Dédi: Qıblı ālem sağ‿ōsun, biz, ne bilek, biz,
bilméydik ki o, kesti vérdi bize dā. Bilexirē, ne baĢuzu 'ağrıdım. Bu, baĢın,
el‿ayağın, kelle paçanın suun,‿etin yédi, Ģah, sağal'dı. ġah, sağal'dı.
Günnerün bir günü oldu, tuĢ‿ağarannan sōra nāma geldi; meselem
Rum pātıĢahı yaz'dı, nāma gönderdi Ġsfahan‟un pātıĢahına:
390
- Sabā cengimizdi, filan dağa, sen de filan dağa, men de filan da'ğa,
cengimizdi.
Nāma getdile vérdile. ġah baxdı, gördü beli, nāma gönderiflē:
- Saba
sen
de
hemun
Ģikargaha,
men
de
hemun
Ģikargaha;
ceng‿éliyeceyig.
395
Beli, Ġsfahan‟un bı Ģahı, destur vérdi Ġsfahan‟un Ģehrine qoĢunnarı'na.
Tamam atdandıla, tüfeg mü'fēg, çıxdıla da'ğa. Çıxdıla da'ğa. O yannan da o
qoĢun geldi dağa. Bılar her iki terefden de qabax qabax geldile,
ceng‿éliye'leŗ. Bu qız géne geldi, dédi: Ay‿oğlan,‿ay‿Ġbrahım! Dédi: 'Beli!
Dédi:
400
Bā,
amandı
Ġbrahım,
meni
xıss‿éleme‿ye.
Ġndiye
kimi
xıss‿olmamıĢam. Dedemnen filan Ģahun davasıdī, saba çıxacaxla filan
dağa, davasıdı. Gelesen, gédesen bılara sarı. Dédi: Rehmetdiyin qızı, men
keçel‿adam, men nifir‿adam; cenge gedenēm? Dédi: Eh bālāy-i qiyre
Ġbrahım. Dédi: Xop,‿éybi yoxtu. Bı yannan bu Ģah hemle‿éledi, o yannan‿o
Ģah hemle‿éledi. Bılar ki her‿iki terefden birbirine hemle‿éledilēr. Bu
405
Ġbrahım néynedi? Ġbrahım, gene qırmızı atın tükünnen yandırdı. At gel'di,
254
tüfek geldi. Atıldı, mindi atın béline, tüfengi saldı çiynine, ĢemĢiri aldı eline.
ġemĢiri aldı eli'nē, yumuldu bu qoĢuna sarı. Yumuldu bu qoĢuna sarı. ġah
gördü, ay‿oğlan, aĢĢağıdan bi dene tütün ge'léy, bi dene tütün geléy; day
baĢa yelen tütün döy. Qeyitdi, qoĢuna dédi: Bilméyrem bu gelen tü'tün, bize
410
sarı gelḕy ya o yana gédéy? Eger‿o yana géssē, bizden qoymuyacağ bi
dene Allah‿ekber diyen qala. Bize sarı gelsē, o yannan qoymuyacağ
Allah‿ekber diyen qala. Baba, Güddüle, gördüle ay‿oğlan, bı 'geldî, qırmızı
at geldi, gétdi, düĢdü o terefe, düĢmanu içine. A‿bu, biléy da, bu munun
qeynatasıdı. Gétdi, düĢdü düĢmanu içine; üzüzden‿ırağ; sağdan vırdı,
415
soldan çıxdı; sağdan vırdı, soldan çıxdı; sağa vırdı, sola vırdı; sağa vırdı, sola
vırdı. Bılar da, bı yannan baxéy‿ē. O terefden qoymadı bi dene 'cannı qala;
qıranı qırdı, qırmayan, qaçan qeyitdi qaĢdı. Qaçan qeyitdi qaĢdı, bi nefer
qalmadı. ġah qeyitdi:
- Amandı, bālā-yi qiyret bunu tu'tūn.
420
Öz qoĢūna qeyitdi‿yē: Munu tutun göreħ bu kim'di? Amandı, munu
tutun.
Bı
yan‿o
yannan
dayre
vırdıla,
zencir‿aĢdıla
bu
atdarnan
zencir‿aĢdıla, bı yan‿o yannan qoymadıla, bu Ġbrahım qa'ça. Ġbrahım‟ı
tutdula. Ġbrahım‟ı tutdu'lar, dédi'ler: Sen kimsen, geldün bize sarı, bize kömeg
425
geldün? Dédi: Hele men démem. ġah, bunu göt'dǖ, getdile yavaĢ yavaĢ,
yavaĢ yavaĢ getdile, çıxdılā payıntexte. Getdile çıxartdıla payıntex'te.
Payıntexte getirennen sora bu Ģah, gördü, olan, bu nemenedi, buun
kürekenneri nemenedi, bu nemenedi; bının cavannığında Ġsfahan‟da adam
yoxtu, cavan yoxţu. ġah qeyitdi mına:
430
- Cavan‿adun dé, görüm; sen kimsen? Sen hāsı Ģahzādesen? Sen bize
geldün kömey‿éledün. Olar bizi qıracağ‿ıdı; sen,‿olardan bi nefer
qoymadun qala. Sen, dé görüm, sen kimsen?
255
Dédi:
Mennen
xeber‿alma,
kürekennerünnen
xeber‿al.
Dédi:
Kürekennerim seni tanıméy. Dédi: Kürekennerün boynuna 'bāx. ġah çağırdı
435
kürekenneri:
- Bı yana gelün görüm.
Gétdile qabağa, Ģah bılarun boynuna baxdı gördü ‿ē, olan, bu, bir dene
möhr vırıb bının boyūnā:
- Bu menim qulumdū.
440
Bi dene möhr vırıb‿onun boyūna:
- Bu menim qulumdu.
Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun,‿olar menim qulumdu qulum, olar. Ō uçun
göndermiĢdün‿ola'rī? Ov‿uçun göndermiĢdün. Olar mene pul vérdile,
mennen céyran alalā. Men pul‿almadım, men‿oları özüme qul‿éledîm.
445
Hemun möhrü vırmıĢam‿oların bōyuna. Olar menim qulumdū.
- Ē, bes sen... Gene men, seni bilméyrem kimsen? Sen kimsen, aa buları
qul‿éledün‿özüe?
Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun, gét qızun geti, qızunnan xeber‿al. Gétdile,
hemun qarını évinde qızı yetdiler. Qız gel'di, dédi: Qızım dé görüm; bu
450
'kimdi? Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun, bu hemun‿oğlandı ki bırda, men, elimi
qoydum‿üsdüne, dédim: Men muna gédéyrem, bu hemun ke'çeldi. Dédi: E,
bu keçeldî? Dédi: Beli, bu hemun keçeldi. Meni, sen, redd-i miras‿éledün,
sürdün‿aĢĢağıy‿ya. Bu hemun keçeldi. Hemi sene kömeħlig‿éle'di, senün
terefuu qırdı qutar'dı, hemi sene kömeħlig‿éledi, Ģıkarqahdan sene Ģıkar
455
vér'di, kürekennerün‿özüne qul‿éle'di. Bu sefer senün terefün de qırdı; bu
hemun keçeldi. Dédi: Yox‿odū? Dédi: Beli. Dédi: Meni istiyen mına enām…
Bilexire meni istiyen muna enām… Muna çox‿enamnar vérdiler. Onnan sōra
Ģah‿ö'zü, qırx gün, qırx géce toy çaldırdı, tezeden bu qızın vérdi bı'nā. Qırx
gün, qırx géce toy çaldırdı, tezeden munu vérdi muna. Bı da oldu munun
460
küreke'ni.
256
Olar‿orda yédile, iĢdile, Ģad‿oldula; siz de Ģad‿ola'sūz.
Qoca KiĢi
465
Biri var‿ıdı, biri yox‿udu; Allah‟dan qéyrez héĢ kes yox‿udu. Bi dene
qoca kiĢi var‿ıdı, çox yoxsul‿udu. Mının héĢ zadı yox‿udu. Bu gétdi, bi dene
nanavanın yanına nöker qal'dī. Nanava muna günde bi dene çörek vére.
Nanava, munı gönderdi.
470
- Gét günde bir Ģele mē‿çin verek ge'ti; günde sene bi dene çörek
verim,‿apar yégine.
Bı kiĢi gétdi, günde bi Ģele verek qırdı, çıxatdı, getdi, vérdi nanavıya.
Nanava muna meselem günde bi dene ya iki dene çörek vérdi. Bı apardı
avrat‿uĢağın baĢın saxladı. Ay bir gün,‿iki gün,‿üĢ gün, dört gün, béĢ gǖn;
475
bir‿ay
bı
nanavaçıņın
yanında
qaldı.
Bir‿aydan
sorā
bir gün gétdi bi Ģele gene verek qırdı, gétdi bi bulaq vardı, bulağın yanında
qoy'du, géĢdi destemaz‿aldı. Geldi géĢdi gétdi namaz qıldı. Geldi Ģeleni
götü're, gördi Ģeleden bi dene quĢ‿uĢdu. GéĢdi quĢun yérine baxdı. Baxdı
gördi, quĢ bi dene yumurtdéyip. Bu yumurtanı göt'dǖ qoydu cifine. ġeleni
480
götdi getdi, apardı vérdi hemun nanavaçı'yā. Yumurtanı vérdi avra'da. Dédi:
Avrat, mını saxlayı'nan. Allah vérip bize eger bi Ģéye gétse. Ay bir gün,‿iki
gün,‿üĢ gün; béĢ dene yumurta yetdi, hemun quĢun yumurtasınnan. BéĢ
dene yumurta yet'di. Vırdı bı kiĢi dédi: Avrat! Dédi: Ha! Dédi: Men çoxtandı,
verekçilig‿élemiĢem, Ģele mele getimi'Ģēm, day qocalmıĢam. Bélim‿ağrér;
485
getireelmérem. Bu yumurtaları apar, gör bazarda satabilersēn? Bir gün‿oldu,
bı avrat, yumurtaları götdü getdi, bazarı gezdi dolandı; geldi bi dene érmenin
dükān qabağınnan géçende érmeniye dédi: Yumurta satéram dört dene;
lazımdı, pul lazımdı. Érmeni baxdı yumurtalara, dédi: Xanım, geti, vér mene.
257
Xanım getdi yumurtaları vérdi érmeniye. Érmeni baxdı, gördü, bu yumurta
490
qéymetdi yumurtadı. Dédi: Döĥr yüs tümen bu yumurtalaruva véréyrem; biri
yüs tümen. Dédi: Da vérginen de, baĢuṿa dönüm. Allah, bize vérip da. Döĥr
yüs tümen vérdi, bu yumurtaların 'dördün de aldı getdi eve. AxĢam kiĢi geldi.
Dédi: Ey kiĢi, Allah, vérip bize; dört dene yumurta döĥr yüs tümene gétti.
Seher gétdi, gene biŗ dene yumurta getdi, vérdi avrada. Avrad‿apardı
495
hemun‿érmeniye vérdi; géne yüs tümen‿aldı. O érmeni qeyitdi, dédi ki,
xanım! Dédi: Beli!. Dédi: Bu yumurtaları 'hardan getiréỵsen? Dédi:
Menim‿erim bayırdan gédéy, çırpı getiréy, véréy nanavı'ya. O bayırda bu
yumurtanı tapıp. Dédi: Erüṿe deynen, bu yumurtanı yumurtdayan quĢu
tus'sūn, tussun getisin bıra. O qéymetdidi. Bu néynedi!? Eri geldi, erine dédi.
500
Eri, bi dene - qedim dozax qeyirerdiler‿at tükünden - bi dene at tükü taptı, bi
dene dodax qeyirdi, gétdi; Ģeleni qırdı, getdi hemun yére qoydu. Bu dozağı
qurdu hemun Ģelenin‿içinde. Gene géĢdi destemaz‿aldı, geldi bi sefer
namazın qıldı. ġeleni götürende gördü hōb, quĢ düĢüp dozağa pıtırḕy; hem
yumurtdéyıb hem pısıréy. Bu yumurtanı götdü, quĢu aĢdı. QuĢun‿el‿ayağın
505
bağladı, getdi. Bi dene qafes qeyirdi, saldı qafese. Bir gün,‿iki gün,‿üĢ gün
bu qäfesde bu quĢ yumuŗtdadı; günde bi dene apardıla, vérdile érmeniye.
Bir gün, günlerin bir günü oldu, bu kiĢi dédi: Avraţ! Dédi: Belé! Dédi: Da
men, Xorasan‟a géden var, gédérem Xorasan‟a. Allah, mene vérip de
gédérem Xorasan‟a. Avadannıxdan,‿uĢaxlardan, quĢdan yelig‿ōl. Munun da
510
iki oğlu vardı; biriin‿adı Mehemmed idi, birini adı Ġbrahım. Dédi: BaĢ‿üste.
KiĢini yola saldıla, bı kiĢi gétdi MeĢed‟e. Bu érmeni, bildi kiĢi MeĢed‟e gédip.
Bir gün gene bu quĢ yumurtdamıĢdı. Bu quĢun yumurtasın götdü apardı,
vérdi érmeniye. Érmeni dédi: Bacı, day sikkesi gédip, alméyram. Dédi: Niya?
Dédi: Alméyram da; sikkesi gédip. Dédi: Dünnen büyüne necür sikkesi
515
gédip? Dédi: Bu quĢu, yumurtdayan quĢu, tutup‿erün getirîb? Dédi: Getirib
he.
Dédi:
Hob,
ne
boyda
getiresen
bu
yumurtadan,
men
qabul‿éléỵrem,‿alam;‿ammā gerek mennen baĢun bir‿éliyesen. Bí sefer
dédi: Eybi yoxdu. Bir gün geldi géne seher bu yumurtadan seher‿apardı. Bu
258
érmeni qeyitdi, dédi: Yoҳ, da alméyram. Dédi: Niya alméysan? Dédi:
520
Alméyram da; sen mene qōl vérmüĢdün... Dédi: Xob,‿éybi yoxtū; filan géce
gelersen. Dédi: Amma, men gelecēm, sennen xahiĢt‿élérem; quĢu kesesen,
mēņ çin piĢiresen, héĉ zadına el vırmayasan; baĢ‿el‿ayağın; feqet tükün
reddéléyesen bedeninnen, piĢiresen. Men gelem Ģam yéem, annan day
senen hemxab‿olam. Belé, bir gün bu avrat, qeyitdi geldi; qōl vérdi mına;
525
érmeniye qōl vérdi, geldi éve. Munın da uĢaxları Ġsfahan‟da oxéydi'leŗ, ikisi
de, Ġsfahan‟un Ģehrinde. Bir gün;‿axĢam çağı; arvad geldi, quĢu kestirdi,
piĢirdi; tükün zadın yoldu; piĢirdi, qoydu ténçede ora. Bu, gétdi sua arvad.
Gétdi sua, sudan qeyidene mını uĢaxları mürexesiye geléydile. Geldi'ler.
Biléydile dedeleri, quĢ tutup. Geldileŗ, bi avadanlığın bu 'yana qaĢtıla, bir‿o
530
'yana qaĢtıla; gördile, quĢ dozaxda dȫy, dozax boĢdū. Bı bi dene ténçe vardı,
ağzı qoyuluxluydu. Bı Ġbrahım‿el‿atdı ténçenin ḳapağana, gördü ō, quĢu
piĢirip nenesi; ténçededi. Mının baĢın qopatdı yédi, mının baĢın qopatdı yédi.
Bi sefer‿o birsi néynedi, Mehemmed néynedi? Mehemmed de quĢu aradan
cır'dī, ciyer, bağırsağın,‿üreğin yédi. Yédi. Ténçenin‿ağzın qoydulā,
535
ténçenin‿ağzın qoydulā. Bi seferi arvad geldi sudan. Arvad geldi sudan,
gördü, uĢaqlar gelip. Arvad gétdi fikre:
- Perverdigārā, men‿érmeniye qōl vérmiĢem, bıraya yele. UĢaqlar gelip,
ne afvalatdı. Bi sefer‿axĢama yoxun‿uĢaxlar dédi: Nene biz‿istérik, yatax;
yuxumuz gelér. Dédi: He bala yatun. Amma bilér de, quĢu kesifle piĢirifle. Bi
540
sefer‿uĢaqlar yatdı. BaĢların çeħdi'leŗ, bir mōqéy gördüle, qapı taḳḳıldadı.
Qapı taḳḳılladı, érmeni geldi, qapını vırdı. Avrat gétdi qapını aĢdı. Avrat dedi:
Ses‿éleme, oğlanlarım gelîb. Sesiz gel, géçeg‿o biri otağa. Érmeni geldi,
geĢţi, gétţile o biri otağa. Bu baĢı yéen‿oğlan, Mehemmed, durdu bu qapının
dalınan qulağ‿asdı, gördü bılar neme danıĢéllar. Bı arvat dédi: ġamı yéek,
545
hemxāb‿olax ya 'yémiyek hemxāb‿olax. KiĢi dédi: Xéyr gerek. ġamı yéek,
Ģamı yéek hemhāb‿olax. ġamı yémeseg,‿olmaz. Dédi: Éybi yoxdu. Gétdi
sırfa serdi, gétdi piloṿu tökdü, çöreği qoydu. Hanım, ténçenin‿esil vesailin
qoydu boĢqaba, getdi, qoydu érmeni için. Érmeni çengel - qaĢığı götdü;
259
baĢıynan‿üreğin yéyecey‿idi; gördü bırada dȫy. Qeyitdi arvada dédi: Mının
550
baĢı hanı!? Dédi: Bilméyrem. Dédi: Üregi hanı!? Dédi: Bilméyrem. Dédi:
UĢaxlarun yéyip? Dédi: He, uĢaxlarım yéyip. Bu oğlan qulax‿aséy. Dédi:
Men senen hemxab‿olmaram; uĢaxların baĢın kesesen men, sennen
hemxab‿olam. Dédi: Éybi yoxtu; ses‿éléme. Qoy‿uĢaxlar yassın, yuxuya
géssinne, gédek‿uĢaxların baĢın kesek; onun‿üregiynen baĢın‿oların
555
qarnınnan çıxardasan. Érmeni déyér: Éybi yoxtu. Mehemmed qeyitdi, dédi:
Ay‿Ġbrahım, béle qōl vérdile bize. Qoy‿onlar yassınlar biz, durax‿ekilek.
Er – arvat, érmeninen xanım rextixaba girdiler, bılar durdular‿ikisi de bu
qapıdan çıxdıla, davan‿aldıla. Medrese uĢağı, hay gét, hay gét, hay gét,
gétdile çıxdıla Ġsfahan‟un Ģehrinnen xéyleg‿o yana. Géce gétdile bi yolun,
560
biyabanın‿altında qaldıla, yattıla qaldıla.
Bu
érmeni
dedi:
Ey‿évün
dağılsın‿avrat,
dur‿ayağa
ıĢıxlanéy,‿uĢaqların baĢın kesebilmiyeceyik. Durdula gördüle, uĢaxlar yérde
döy. UĢaxlar yérde döy; érmeni, aldı, bi tepik vırdı avrada, çıxdı gétti.
Avradın‿iki eli oldu bi tepesi ağladı, ağladı, ağladı. Arvad, kiĢi yelene ağladı
565
kor‿oldu.
- Perverdigara özüm‿özümne eledim, külü özümne eledim.
'Néynedi!? Bu uĢaxlar,‿Ġsfahan‟un yoluun‿altında kenara yatmıĢla. Sub
durdula libasların géyele, gédeler, Ģeherden çıxala. Bı Mehemmed ki üreği
yémiĢdi nimtenesin silkeleyende gördü hop baĢının‿altında bi yüs tümen pul
570
var. Yüs tümeni sessiz götdü qoydu cifine, qoydu cifine. Bi sefer gétdile,
gétdile bi Ģeherde béĢ géce qaldıla. BéĢ géce, her géce yüs tümen baĢını
altınnan götti. Bi sefer geldile gétdile. Bi dene caddéynen gédéydile, gördüle
caddenin vesetinde bi tene täblo vrılıb, yazıfla bıra. Bi dene cade béle gédéy,
bi dene cade éle. Tabloda yazıfla:
575
- Bırda her kes cüt gétse, gerey‿ayrıla; biri bu yolu géde, biri o yolu. Ya
iki qardaĢ‿ola, ya nene bala ola, ya bacı qardaĢ‿ola; gerey‿ayrılala.
260
Beli, Memmed dédi: Ġbrahim can, xob‿éybi yoxdu, Allah‟ın zadıdı.
Biz‿için béle gelib; serniviĢtidi. Orda érmeni, bizinen‿éledi; bırada da xob
gelible, yazıbla. Ayrılax gédek; Allah kerimdi; görek biri birimizi nevağ‿oléy
580
göreceyig. Günnerin bir günü oldu bılar, bırada istedile aralanala, bu
Mehemmed,‿üĢ yüs tümen bu puldan çıxatdı vérdi Ġbrahım‟a. Dédi: Gele
sene xeĢlik vérim. Sen bu yolu gét; men, bu yolu; Allah kerimdi.
O, o yolu getdi; bu, bu yolu. Bu üreyi yéyen‿oğlan Mehemmed ki bu
yolunan gétmiĢti, caddéynen; bi sefer néynedi! Gétdi gördü bi dene
585
apartımanın qabağında millet béle dayanıp ki, béle dayanıp; day neme
Ģehrin‿adamı var, hāmısı tamaĢa élé apartmana. Geldi yétiĢdi bu cemahatı
içine, gördü külfirengide bi dene 'xanım dayanıp millet tamam tamaĢa éléy
bunun camāĺına. Bu qeyitdi dédi: Ağa siz‿ona neme için baxéysuz. Dédi:
Biz‿ilde bir yol
590
bu xanımın camāĺına gellik tamaĢa élerik. Bilit biri yüs
tümendi. Bu boyda camaatı göréysen bırda? Ġlde bir‿yol gelelle, baĢa yüs
tümen bilit pulu vérelle, tamaĢa élelle bu xanımın camāĺına. Dédi: Éybi
yoxdu, mene de bi dene biĺit vérün. Muna da bi dene biĺit vérdile. Bu bi dene
biĺid‿aldı, yüs tümeni vérdi. GéĢdi bu da, yol vérdile géĢdi xanıma tamaĢa
éledi. Day vaxt géçennen sora dağıldı mil'lēt. Dédi: Siz navax gelersüz bura?
595
Dédile: Ġlde bi yol gellik. Dédi: Biri baĢa meselem imkanlı oldu, pullu oldu; her
gün gelebilēr? Oğlan dédi‿yē. Dédile: Beli, gelebiler. Beli, bu oğlan géce
gétdi, xābxanada yatdı; seher durdu yüs tümenin birin ‿aldı gétdi xanıma
tamaĢa éledi. Géce gétdi xābxanada yatdı, seher durdu yüs tümenin getdi;
baĢını altınéydi‿axi; xanıma tamaĢa éledi. Günnerün bir günü oldu, xanım
600
munu istedi yuxarı. Xanım munu istedi yoxarı, dédi: Ağa, sen ge bıra görüm.
Sen neçikarasan? Bu boyda Ģehrin‿adamı; yoxsuldan‿erbaba, Ģahdan
gedāye ilde bir yol menim camāĺıma tamaĢa élélle; ama sen‿éle her gün
gelésyen.
Ge
bura
görüm,
sen
neçikaresen?
ḳāriger,
ḳārimessen,
nemenesen? Oğlan gétdi lap yuxarı. Çıxdı oğlan xanımun‿otağına. Xanım
605
munun bedenin‿axtardı, munun héĢ dadı yoxtu. Dedi: Saba gene
gelebileŗsen menim tamaĢamā? Dédi ki éle elan yanundayam, saba da
261
gellem. Dédi: Éybi yox,‿elan mürexxes‿élérem gét. Saba da gel meem
yanıma. Oğlan geldi, géne hemen géce yatacaxdı, yatdı. Yüs tümeni göttǖ,
gétdi gene hemen xanımın yaana. Yüs tümeni vérdi xanıma, bi tamaĢa éledi.
610
Bi sefer xanım néynedi! Dédi: Oğlan! Dédi: Beli! Dédi: Bi yéce mene
qonqxsan. Oğlanı xanım qonax saxladı. Xanımın da qıx dene kenizi var.
Oğlanı xanım qonax saxladı. Bu sefer Ģam mamı yédile iĢdiler. Bu getdi,
dedi: Ge mennen nertaxta oynıyax; xanım dédi. Getdile; taxtasiyadı,
bilmérem nemenedi; qoydula arada munu, oğlannan ‿oynayalā. Xanım gétdi
615
bi dene ĢüĢe yetti. Bu ĢüĢede bir‿az Ģerbet var'dı. Dedi: Ağa, bu Ģerbeti
qoyéram‿aralığa. Sen meni us'sūn, men bu Ģerbeti içeceem; men seni
us'sām, sen bu Ģerbeti içeceħsen. Dédi: Hele dé görüm, bu Ģerbet‿insanı
öldürēr? Mehemmed dédi. Dédi: Xééyr,‿öldürmez. Dédi: Éybi yoxdu.
Bılar‿atdıla, tutdula; bu atdı, o tutdt; bu tutdu, o atdı; Xanım bu oğlanı utdu.
620
Oğlan göttü, ĢüĢeni çeħdi baĢına. Xanım durdu géĢdi. Bunun dalınan‿o yana
géçende munun burasınnan bi tepik çaldı. Burasınnan bi tepik çalanda bu
oğlan ō éledi; ō éleyende üreħ munun qarnınnan‿atıldı, gétdi düĢdü ora;
quĢun‿üregi. Xanim gétdi, onu göttü apardı, orda sua çekdi getdi; uttu. Geldi
muun yaana. Uttu geldi muun yaana. Dédi: Oğlan dur‿ayağa. XoĢ geldün.
625
Dedi: Baba, elan gédérem. Saba geleceem. Dédi: Gel, saba da gel. Oğlan
durdu gétdi. Géce yatdı ḳāfede. Sub durdu gördü; ō, yüs tümen yoxdu.
Xanım durdu gördü hō, yüs tümen baĢını altında. Xanım günde baĢını
altından yüs tümen götdü. Bu oğlan qaldı avara.
- Perverdigārā neme éléyim, neme éleméyim!?
630
Oğlan bu Ģeherden çıxdı, davan‿aldı. Çıxdı davan‿aldı. Az gétdi, çox
gétdi; bir müddet yol gédennen sora, gétdi bi yére. Bi qalaçenin qabağınnan
géçéydi, gördü, burada üĢ dene héyvan var. ÜĢ dene; sene déyim béle; o
qedim döylerden var. Ġstedi gizlensin. Bılardan qoxdu istedi gizlensin,
divzaddarın biri seslendi:
635
- Ay‿adamzad gizlenme, ge bura. Ge bura, sennen‿iĢimiz var.
262
Geldi géĢdi bıların yaana. Dédi: Xob, biz seni bıra çağırmaxda; bu üĢ dene
Ģéhi bizim‿için bölesen. Dédi: Xob bıların‿addarın evvel mene dé'yǖn, qoy
men bıları bölǖm. Dédi: Bu, Süléyman péygumberin sırfasıdī, açarsan,
memleketin
640
qazası
geli.
Bu,
süléyman
péygemberün
qalıçasıdī,
oturusan‿üssünde, diyesen,‿apar, memleketin‿o baĢına aparı; apar bu
baĢına, aparı. Bu béle. Bu, Süléyman péygemberựn, sürmedi, çekersen
göze, memleketi 'dağıdısan, héĢ kes,‿adamı görmez. Dédi: Xob,‿éybi
yoxdu. Dédi: Xob, munu sene vérim,‿onu ona bitersǖz? Dédile: Xééy! Dedi:
Xob, mını ona verim,‿onu ona vérim, mını sene, biteŗsǖz? Dédile: Yox!
645
Dédile: Ġndi sen gerek, biz‿için bölesen, bılar biri birinnen qevidile. Dédi: Ġndi,
'xaiĢt‿élérem,‿o elüzdeki kamanı verün me'nē, üĢ dene de ox verün mene.
Kamanı aldı bılardan, üĢ dene ox‿aldı. Oxun birin yazdı, bu döyün‿adına;
birin yazdı, o döyün‿adına; birin yazdı bu döyün‿adına. Dédi: Men, bu oxları
reddélérem, kamannan géde. Her birüz‿oxuzu téz getüsüz bı'ra, üçün de
650
vereceem‿ona. Dédiler: He, mına bite'riħ. Aa, bu oxların birin bı dağa atdı,
birin‿o dağa atdı, birin‿ora. Bılar da göyinen géden héyvan ıdılar. Bu döyler
gétdi. Bu sürmeni qoydu cifine, sırfanı bağladı beline, otdu qalıçanu üssünde,
dédi: Meni 'yérnen göy‿arasında sax'la. Qalıça qōzadı munu yérinen
göy‿arasında saxladı. Bilafasıla qırmızı döy geldi. Qırmızı döy geldi, gördü,
655
ha, adamzad bırda döy. Bir‿az géĢdi, o biri döy geldi, gördü ha, bu döy
gelib;‿adamzad burda döy. Bilafasıla o birsi de geldi. Üçü yığıldıla bura.
Qabax gelene dédile: Sen‿adamzadı öldürüfsen, Ģéyleri vérmésen bize.
Dédi: Valla, billa, geldim, gördüm‿o burda döy. ġéylerin‿adın‿ona
örgetdig.‿O çıxdı gétdi. Dédile: Xéér,‿onu öldürüfsen. Bılar birbirine
660
qoĢuldula. Bı mını, o onu, bı mını, o onu... Bı üĢ dene döy birbirine éle
soxuldula ki ikisi öldü, biri qaldı. O da ordan tamaĢa éléydi. O bir dene de
çıxdı gétdi. Bu néynedi? Bu, o yannan gene qalıçaya destur vérdi:
- Meni apar hemun Ģeherde, hemun ḳāfaxanada qoy.
Qalıça oğlanı getdi qoydu hemu misafirxanada. Géce misafirxanada
665
yatdı. Da baĢının‿altında pul‿olmıyacax‿ıdı. Géce misafirxanada yatdı. Bi
263
sefer seher durdu, sürmeni çekdi gözüne. Sürmeni çekdi gözüne, qalıçanı
bağladı béline, sırfanı bağladı bélinē. Yaxçı yüngül‿üdüle. Gétdi xanımın
darvazasına. Gördü, xanım, kenizleri bırda nigehvan qoyub. Qıx dene keniz,
her pillede bi dene nigehvan qoyub. Darvazanı çanda éle evvel ki kenize...;
670
day görméydile da. SouĢdu gétdi. Bını çıxdı, onu çıxdı, onu çıxdı, onu çıxdı.
Çıxdı
gétdi
girdi
Munun‿aĢpazları,
xanımın
qaza
yaana.
yetiréydi.
Gétdi
xanımın
Xanımın‿aĢpazları
yaanda
qaza
otdu.
getiréydi.
Getiréydi qazanı, xanımın qabağına qoyéydıla. Çay getiréydile. Xanım bi
dene içene bu ikisin‿içéydi. Xanım göréydi, issekannarın‿ikisi boĢdu. Bi
675
sefer xanım dééydi: Ağa, issekannarı boĢ getirbsüz. Dédile: BoĢ getimemiĢik.
Qaza getiréydile. Hemun qazanı xanım yéene, bi loqma götürene, bu yééydi
qutaréydi. Xanım görméydi axı. Xob néyniye bı! Xanım dééydi: Qazanı niye
meen çin büyün‿az getirbsüz, Xanım? Kenizler, dééydi: Yanunda adam var.
Yanunda adam var, görméysen. Dédi: Xob, men görmérem, siz gelün görün.
680
Bular da geléydile, baxéydıla, göréydile, heĢ kes yoxtu. Biĺāfasıla seriyennen
sora véréydi xanımı dizini altına. Otaxda bu yana sürtéydi, o yana sürtéydi;
xanımın nālası göye gédéydi. Kenizler de geléydi, baxéydi göréydi, xanım
firarı olub. Otaxda atıléy bı yana, atıléy‿o yana. HéĢ kes yoxdu axı; veli
görméydile mını, sürmeni çekib gözüne. Ġki gün,‿üĢ gün bu xanımı bücür
685
villemedi. Xanımı éle ökeledi otaxda, xanımı éldi ölü. Çıxdı gétdi; çıxdı gétdi.
Ġki gün gelmedi bıra. Üçümcü güni geldi bıra. Day sürmeni çekmedi, geldi
bıra. Xanım dédi: He āfvalı Mehemmed, diyesen gene geldün? Dédi: He,
geldim. Dédi: Gel yuxarı görek. Geldi. Géç‿otu görek. Ottu. Dédi: Xob niye
geldün‿elan? Xanım qeyitdi muna:
690
- Niye geldün?
Dédi: Geldim,‿üse Allah,‿atda sen, Allah‟a xatır menim Ģéhimi véresen.
Ġstiyesen menim Ģéhimi vérmiyesen, men‿öllem‿acınnan. Men ḳāriger
döyrem. Men bi dene medreseden çıxmıĢam. Men‿oĢağam. Men gédib
ḳārigerçilig‿éliyeelméyrem. Dédi: Çox fuzul danıĢma, vérebilmem. Dédi
695
véreelmesen? Dédi: Yox! Dédi: Niye? Dédi vérmem. Dédi: Dünen géce ki o
264
oyunu vérmiĢdim senün baĢuṿa, gene o oyunnan senün baĢuva vérrem‿ē.
Dédi: O, sen‿idün beye? Dédi: He, men‿idim.
- Xob, sen necür menim baĢıma o oyunu vérdün, men seni görmedim?
Dédi: Vérdim de, bir cür vérdim de. Dédi: Yōx,‿eger mene düz
700
boyun‿al'sūn,
men‿özüm
geleceem
sene.
Göréysen
ki
bu
boyda
Ģehrin‿adamı ilde bi yol menim görüĢüme geléy, tamaĢama. Men‿özüm
gelecem sene. Burda oğlan verganı suḇa vérdi, dédi: Belé xanım bax, bu
sürmeni gözüme çeħmiĢdim, geldim senün baĢuva, bu oyunu vérdim, héĢ
kes görmedi. Dédi: Bu nemenedi? Dédi: Bu, Süléyman péygumberün
705
sürmesidi, o sırfasıdı, bı qalıçası. Éyni o döylere diyen kimi mına da mını
addarın dédi. Xanım dédi: Xob‿indi du, gédek qāzı yanına, kebinimi seen
çün kestirim. Durdula gétdile. Qāzı var‿ıdı; qāzı yaanda, mehzer yaanda,
mehzer kebinin kesdi bu oğlan çın. Geldile bu menzile. Geldile bu menzile,
xanım dédi: Oğlan Mehemmed! Dédi: Belé! Dédi: Xob da elan çoxdandı, sen
710
bu aralarda gezibsen. Bı yan‿o yanda gezib'sen, bedenün çirk‿olar.
Rextixaba girebilmerik. Oturax qalıçanu arasında gédek, Nil dergasının
qırağında çimek gelēk. Dédi: Éybi yoxdu. Xanım sürmenin‿ixtiyarın‿aldı
özüne, sırfanın‿ixtiyarın‿aldı özüne. Qalıçanın‿arasında otdu, destur vérdi:
- Apar bizi Nil deryasının vesetinde qoy - ada vardı - orda qoy.
715
Qalıça, bıları göttü, getti Nil dergasının vesetinde; ada vardı; qoydu
or'da. Bu oğlan soyundu, géĢdi sua gire; qalıçaya destur vérdi xanım:
- Apar meni menzilime.
Qalıça munu götdü getdi, qoydu xanımın‿öz menzilinde. Oğlan qaldı
bırda, oğlan qaldı bur'da. Oğlan çimdi, çıxdı, geldi gördü; he, xanım gédib.
720
Xanım gédib, iki elli qärädi baĢına, dédi: Kül menim baĢıma olsun, men‿o
Ģéhlerin‿adın‿ona démeséydîm, xanımı niye aparéydi o qalıça? Dédi:
Allah‿özün yétiĢ. O dedemün vezi, o nenemin 'vezi; bizi ketden firāri éle'di.
Bu da menim‿ozahım. Geldi bu; saqqız
saqqız‿ağacının
dibinde.
Munu
‿ağacı
vardı adada; geldi otdu
huĢ‿apardı.
Munu
huĢ‿apardī.
265
725
Meleklerden‿iki dene geldi, göerçin cüldünde qondu o ağaca, dédi: Bacı
bacıcan! Dédi: Cana bacıcan! Dédi: Biléysen ne vār? Dédi: 'Yox! Dédi: Bu
hemun qoca kiĢinin‿oğludu‿ya, Mehemmed‟di ye. Qoca kiĢi vereçilig‿éledi,
baĢın saxladī. Bi dene Allah‿ona dȫlet darıĢ vérdî. Arvadı gétdi, érmeniye
āĢığ‿oldu. QuĢu kestir'di érmeni yée 'besab; vurdu uĢaqlar yédi. Érmeni
730
geldi,
dédi:
Gerey‿uĢaqlarun
baĢın
kesesēn,
men‿olarun
qarnınnan‿üreyinen baĢı çıxardım. UĢaqlar da gécéynen durdula, firāri
oldula. Ġndi hemun Mehemmed‟di, bu sefer bırda cüda-yi veten‿olub. Hele o
biri qardaĢdan xeberi yoxdu hara gédib‿o. Bí sefer göyerçinin bir dédi: Neme
éliyek? Men bi dene söz danıĢacam; eyer‿oyaxdı, éĢitsin; oyax da
735
döy,‿oyansın. Dédi: Bu saqqızın‿ağacın görésen? Munun çubuğundan bi
dene kesesen, yanunda saxlayasan, her kime vırsun, her niyet dilesun, ‿o
olar. Yarpağınnan da siyiresen, aparasan tavada qızardasan, ‿ökeleyesen
tütüre éliyesen, kor gözü sağaldar. Ġndi, men munu muna 'déyrem.
Bılar‿uĢdular
740
gétdiler.
Bılar‿uĢdular
gétdiler,
bu
oğlan‿oyandı.
Oğlan‿oyandı, dédi: Pervardigarā yétiĢ. Bu evvel bının yarpağınnan xeylek
siyir'di; Ģotu vardı elinde; basdı qulağına. Basdı qulağına, bi dene yarpağın
Ģüyünnen siyirdi qoydu cifine. Bi sefer qabuğunnan da; destur vérmiĢdile;
qabuğunnan da cırdı, atdı bu çayu üstüne.
Bu bi dene 'böyük körpu oldu. Elbehel körpunun‿üstünnen géĢdi çıxdı o
745
taya. géĢdi çıxdı o taya. Qeyitdi, baxdı, gördü, hop, körpü mörpü hardéydi.
Allah munnan sarıymıĢ, qabuxdan munu körpü éléyib. GéĢdi Ġran‟a teref.
GéĢdi iran‟a, qaldı lümbülü lüt, bi dene Ģot‿eyninde. Çubuğunan yarpaxlar
bırasında yavaĢ yavaĢ geldi bi dene qārının menziline. Geldi bi dene qārının
menziline, dédi: Qārı nene! Dédi: Belé! Dédi: Bi dene köhne, möhne véresen,
750
men géyem, üĢéyrem. Qarının bi dene oğlu vardı, onun bir‿az köyne, möyne
paltar, maltarı var‿ıdı; getdile vérdile bu oğlan géydi. Dédi: Qārı nene, bi
dene tava tap ge'ti, men‿asım‿ocağa. Bi dene saĢ tafdıla, getdile, bu asdı
ocağa. Asdı ocağa, bu yarpağı, bu sacda qōurdu. Qourdu, éledi xalis tutiya,
éledi, éledi tutiya, bağladı bi dene düyünnüge. Bi sefer dédi: Qārı nene! Dédi:
266
755
He! Dédi: O Ģehrin‿o baĢında camaat neme éléy, niye yığılıb‿ora? Dédi:
Oğul, o camaat yığılıb‿ora, bizim bi dene Ģahımız 'var. ġahımızın qızı kordu,
anadan gelme kor'du. Tamām nemene düktürrer var, Ģah getirttirib munun
gözün yaxçı éliye, her düktür yaxçı élese, véré ona. Tamam düktürler gelib
héĢ biri yaxçı éliyeḇilméb muun gözǖn. Odu, camaat méydanda dayanıb.
760
Dédi: Qārı nene, yavaĢ yavaĢ gédesen,‿orda Ģaha déyesēn: Menim bi dene
oğlum var, senün bu qızınun gözün yaxçı éler. Men senün‿ağurun
qızıl‿allam Ģahdan, sene vérrem. Oturduram terezide, Ģaha diyerem: Muna
ağrı qızıl vḕr, véréyrem bı qārıya. Qarı qeyitdi muna dédi: Bala, senün ki éle
libasun men vérmiĢem. Sen‿onun gözlerin necür yaxçı éliyesen!? Sen bi
765
dene kenardan gelensen lümbülü lüt. Dédi: Senü iĢün‿olmasın. Sen süpürge
al‿elüve, süpürge süpür, gét‿ora. ĠĢü olmasın. Dédi: Axı bala, her
düktür‿onun gözün yaxçı éliyebilméy, öldüréy. Dedi: Éle 'meni de öldürsün.
Éliyebilmesem, meni de öldürsün. Belé, bu qārı bi dene süpürge götdü,
süpüre süpüre gétdi camaatü içi'ne. Gördüler bi dene qārı ge'lḕy. ġah destur
770
verdi: Qoyun gelsin qabağa, görek na afvalat. Qārı geldi, géĢ'di, qozandı
dédi: Qıblı alem sağ‿olsun. Dédi: Belé, emrün? Dédi: Bu düktürleri, bu boyda
Allah yaradanı niye öldüréysen? Dédi: Aa men bularınan qarar kesmiĢem,
her biri menim qızımun gözünü yaxçı élesē, vérem‿özüne; yaxçı éleme'se,
öldürem. Dédi: Öldürme bıları, menim bi dene oğlum var, istéysen‿o gelsin
775
senün
qızın
gözün
yaxçı
élesin.
Dédi:
Qārı
nene,
gelse,
élese,
senün‿ağırruğunca sene qızıl vérrem. Oturduram terezide, qızıl çekerem,
vérrem senün‿ağurruğunda. Dédi: Éybi yox. Qeyitdi, geldi, oğlana dédi:
DémiĢem‿e, géd‿e, qiyret‿éle‿ye. Dédi: ĠĢü 'olmasın. Senü ağurruğunca
onnan qızıl‿allam. Belé, geldile, çıxdıla camaatü içi'ne. ġah gördü, oğlan
780
lāyığ‿oğlandı; amma libas mibası xe'repti. Dédi: 'Oğlan, gel qabağa görek.
Geldi. Dédi: Oğlum bu qızın gözün yaxçı éliyebilersēn? Dédi: Belé! Dédi: Ne
alarsan mennen? Dédi: O düktürrernen neme qaral çekibsen? Dédi: O
düktürrernen qaral kesmiĢem, her biri yaxçı élese, vérem‿ona qızı. Her biri
267
yaxçı élemese, öldürēm. Dédi: Men de oların tayı. Eger qızun gözün yaxçı
785
éledîm, qız menim;‿éliyebilmedim, bırda ḕdam.
- Vay, men, qızımı sene vé'rim?
Bı yan‿o yannan dédile, vekillerden dédi: Déynen,‿éle. Vérrem. Qoy
gözün yaxçı élesin. Déynen: Vérrem. Biz‿imzalayax, sen‿imzala vérrem.
Qızın gözleri yaxçı oldu, baĢın basa'rıx. Ona qız véren döyrük kü. Oğlanın
790
baĢın basarıx. Oğlan‿éĢitdi. Dédi: Éybi yoxdu, baĢımı ba'sun. Dédi: Dest-i
xettünnen yaz,‿imzala, vér me'ne; Ģaha dédi; yaxçı éliyebilmesem‿öldür,
éliyebilsem menimdi qız.
Belé, oğlan géĢdi, qabağa. Tütiyanı, tesmalı aĢdi, qızı yatırtdı,
gözlerin‿aĢdi. Çengel vırdı, gözlerin‿aĢdı. Her gözüne üĢ dene tütiyadan
795
tök'dü. Baxdı, tenzif qoydu üstüne, baxdı; on deyqe saxlıyannan sora dédi:
Qız gözlerü aĢ. Qız gözlerin‿aĢdı. Gördü; eh, alma kimin gözleri. Çepik
çaldıla. Bu yan‿o yannan bu oğlanı götdüle göye, qoydıla yére, götdüle
göye; vezir, vekil, vüzera; bu oğlanı qoydula yére. Dédile: Qıblı alem
sağ‿olsun, indi qızun menimdi. Gédek siqesin‿oxuttur. ġahun da zadı geldi,
800
dédi: Oğlum,‿éybi yoxtu, qız senün, haĺaĺ‿olsun sene.
- Evvel nenemin, qārının‿ağrıyca mına qızıl vér.
Qārını istettirdi. Qārınu 'ağrıyca Ģah muna qızıl vérdi. Qārı götdü gétdi.
Oğlanı da Ģāh‿apardı menziline. Gétdi, bi des libas götdü oğlan‿ıçın. Gétdi,
oğlanı gönderdi hamama. Oğlan gétdi hamamda hamamlandı, yuyundurdula
805
getdi'ler. Oğlan‿ıçın Ģah qıx gün, qıx géce toy çaldır'dı, qızın vérdi oğlanā,
hemun bu oğlana. Qızın vérdi bu oğlana. Bu oğlan da hemun yarpağı ki
ökelemiĢdi; o yarpaxdı, çu'buxdu; bıları saxladı yanında, qoydu cifine. Bir
müddet bu Ģahun menzilinde, bırda Ģahun qızıynan bırda qaladılar. Bir
müddetden sora dédi: Xanım! Dédi: Belé! Dedi: Mene de bir‿icaze véresen;
810
menim de bir qardaĢım var'dı; o qardaĢımı gédem tapam. Görem‿o neçikāre
olub, o hara gédib. Dédi: Éybi yoxtu, yirmi gün, bir‿ay sene mürexessik
vérrem. Her yana gédésen gét, xanımı dédi muna, Ģahun qızı. Bu oğlan
268
durdu, durdu geldi. Day qardaĢının yanına gétme'di, geldi hemun xanımun
Ģehrine, munun ki vesayilin apa'rıb. Geldi hemun xanımun Ģehrine. Geldi,
815
géce qaldı kervansarada. Seher‿el‿üzün yudu. Yatdı, durdu, yavaĢ yavaĢ
gétdi derbarın qapısın vırdı. Qapını açannan sora, aĢdıla gördüle hō;
hemun‿oğlandı, geldi; am'ma qıx dene kenizi, hāmısın, bırda, pillelerde
nigehvan qoyub.
- Oğlan gelende mene xeber vérün.
820
Oğlan girdi içeri, çubuğu burdan çeħdi:
- Xer Ģu, xer Ģu xer Ģu.
Gétdi çıxdı baĢa. Döndü dalı, baxdı gördü, qıx dene éĢĢek var heyette.
Her keniz, bi dene éĢĢek‿olub. Xanım dédi: E, āfaĺı Mehemmed? Geldǖn?
Dédi: Belé, geldik. Dédi: Kenizler,‿ölübsüz, Mehemmed geldi. Dédi:
825
Xanım,‿ixtiyarun var, hardéydi.
- Ay kenizler‿ölübsǖz.
Dédi: Baba, çıx qapıya gör ne āfalat? Bi sefer néynedi? Bı, bı xanım
çıxdı qapıya gördü, e‿dedünnen, bu heyetde qıx dene éĢĢek var, her pille de
bi dene éĢĢek. Dédi: Mehemmed bu ne 'afalatdı? Dédi: Sen menin
830
xanımım'san, men bu éĢĢeħleri getimi'Ģem, tamam vesāiĺimi çatam bılara,
götürem gédem. Sen menim xanım döysen be? Dédi: Belé! Dédi: Béledî?
Dédi: Belé! Dédi: Geti menim vesāyilimi vérginen evvelde; vérmesün, seni de
bıların tayı éliyecem. Dédi: Éybi yoxdu. Xanım gétdi, hemun ĢüĢeni getdi;
ĢüĢeden bir‿az iĢdi. Mehemmed gétdi, munun küreyinnen bi tepik vırdī,
835
üreg‿atıldı gétdi, düĢdü yére. Mehemmed gétdi, üreyi göt'dü, apardı,
temizledi, utdu, dédi: Qalıçéynan sürmeni vér. Qalıçéynan da sürmeni vérdi.
Aldı qoydu cifinē. Xanıma da bi çubux vırdı, dédi: Xanım da xer Ģū. Xanım da
oldu éĢĢek. Xanım da oldu éĢĢek. 'Bırdan çıxdı, bırdan çıxdı, bıları bırda
qoydu.
840
Hardan sene xeber vé'rim. Bu geldi, çıxdı hemun vilayetine ki Ģahın
kürekeniydi. Geldi, çıxdı bıra. Belé, bırada bi iki géce, üĢ géce qalannan sorā
269
géne xanımnan‿icaze aldı, dédi: Mene icaze vérsün, bi gédem, qardaĢm var,
qardaĢımun yaana. Dédi: Géne bi on gün‿icaze vérrem. Bi sefer‿on gün
muna icaze vérdi. Gétdi élesine. Gétdi, dolandı. Gétdi gördü, bi dene Ģeherde
845
munun xeberin vérdile; dédile: Bırda bi dene béle adam var, özü de
Ģah‿olub, Ģah‿éliyible mụnı. Geldi, géĢdi mının yaana. Gördü, hoo, Bu
burda taxda eyleĢib, Ģahdı. Dédi: QardaĢ, ne cereyandı, ne 'afaĺatdı? Sen
bırda Ģah‿olubsan. Seni bırda Ģah‿éléyible. Dédi: Valla, Ġbraham,‿ordan ki
sennen‿aralandım, geldim bu Ģehere; gördüm bular bi dene Ģeherde quĢ
850
villéyible göye; quĢ gelse, her kesin baĢına qonsa, mını Ģah‿éliyele. QuĢ da,
bu milletin, héĢ birinin baĢına qonmadı, éle men‿ora vārıd‿olanda qondu
menim baĢıma. Bu quĢu tutdula, meni apardıla saldıla bi dene xaraba
hamama. QuĢu villedile; quĢ ĢüĢeni sındırdı, geldi, qondu menim baĢıma. ÜĢ
feqere bu quĢu imtahan‿éledile, quĢ geldi, qondu menim baĢıma. Ġndi o oldu.
855
Dédile: Day siz‿ixtiyarı quĢa véribsüz; day bı Ģahlığ‿olar. Ġndi o olub,
men,‿eylan bırda néçe aylardı Ģaham bırda. Dédi: Xōb. 'Dedemnen
nenemnen ne xeber? Dédi: Qoy, dedennen nenennen sene déyim. Bı oğlan
ki bı qızın gözün sağaltmıĢdı, Ģahın qızının gözün sağaltmıĢ'tı, bını adı
olmuĢdu dük'tür. Munun Ģöhreti, munun biligi memlekete 'dağılmıĢdı. Bu
860
kiĢiynen de arvad‿ikisi kor‿olmuĢdula. Xeber gelib bılara çıxmıĢdı:
- Filan Ģeherde béle düktür var, koru, necür kor‿olsa, sağaldéy.
Buların fāmilleri bu er‿arvadı götürüp getirip çıxartmıĢtı bıra', hemun
Ģehre. Bı bura gelennen sora görmüĢdü hoo, dedesiynen nenesi gétmiĢdi,
hemun Ģah qardaĢına démiĢdi: Dedemnen nenem gelib‿ikisi de kordu,
865
gelible düktüre, menim yanıma. Men bılardan 'neme xeber‿alım? Dédi: Sen
bılardan baĢlarınnan géĢdiyin xeber‿algı'nan. Déynen: Her kes sözü düz
danıĢsa, men‿onun gözün yaxçı élerem; yalan danıĢsa, élemem. Dédi:
Yaxçı déysen. Belé, bular geldile o düktürün metebbine. Düktür dédi: 'Emi!
Dédi: Belé! Dédi: Gözün ağréy? Dédi: Belé, gözlerimiz‿ağrıyır. Dédi: Niye
870
'ağrér gözlerün? Dédi: Vallā, men bi dene yoxsul kiĢiydim, vereçiydim;
géderdim, verek getirerdim, vérerdim nanavaya, pul‿alardım. Günnerin bir
270
günü; éyni men diyen kimin hemun; bir gün bi dene quĢ geldi yumutdadı.
Men bu quĢun yumurtdasın‿apardım‿érmeniye vérdim. Bi sefer érmeni
arvadı qısnamıĢdı:
875
- gét quĢu tut, getî.
Bücür, bücür; bala, bala bir müddet biz pul yığannan sora, bu sefer men
gétdim Xorasan‟a. Men xorasan‟a gédib gelennen sora, geldim gördüm quĢ
da ölüb, uĢaxlar da ölüb. Arvada dédim: Be bu quĢ hanı, uĢaxlar hanı? Arvad
qeyitdi:
880
- KiĢi, sen gédennen sora qızılca yeldi, oğlannarı, uĢaxları apardı. Azar
da géldi, quĢu öldürdü.
Day‿arvad mene bücür boyun‿alıb. Ġndi, ağa-yı düktür sen 'déysen, her
kes düz danıĢsā, men, bu sözü düz danıĢéram. Day‿uĢaxlardan da xeberim
yoxdu hara çıxıb gédible. Bu qeyitdi, dédi: Ağa, senün gözün yaxçı olar; sen,
885
düz danıĢdun. ÜĢ dene davadan töħdü bu kiĢi, dedesinin gözün yaxçı éledi.
Dedesinin gözün yaxçı éledi, dédi: Xanım, sen danıĢ görek. Xanım da fikre
gédib:
- Men‿orda kiĢiye éle danıĢmıĢam. bụrda bu düktüre danıĢmasan gözüm
kor‿olar; danıĢsam düzǖn, gözlerim sağalacaq. KiĢi mene diyecek,
sen mennen niye yalan danıĢdun?
890
Bir‿az fikre yédennen sora, dédi: Yaxçısı bıdī, éle düz danıĢ'ım.
Cereyanı düz danıĢım, menim gözlerim yaxçı olsun,‿axır talağım vérer dā. Bi
sefer xanım da éyni cereyanı, sergüzeĢtesin; éyni men diyen kimi; danıĢdı:
- Érmeninen béle oldu, éle oldu.
Düktür dédi: Belé, senün de gözlerün yaxçı olar. Muun da gözlerin yaxçı
895
éledi. Bıların‿ikisin de götdü, dédi: Gédérik, yuxarıda bi dene düktür var,
onun yanına. Bıları götdü geldi qardaĢıın yaana, hemun Ģahın yaana. Getdi,
çıxatdı Ģahın yaana. Bı sefer Ģaha dédi: Valla cereyan bıdī. QardaĢına dédi:
Cereyan bıdı. ġah qeyitdi, dédi: Ata can! Dédi: Belé! Dédi: Bizi tanıméysān?
900
Dédi:
Yo!
Dédi:
Men
senün
Mehemmed‿oğluvam.
o
271
senün‿Ġbaraham‿oğlundu. Biz ceva-yi veten‿olduq. Allah bizim derecemizi
qōzadı. Men gelmiĢem bırda Ģah‿olmuĢām. O gédib bi dene Ģah kürekeni
olub, hem düktür‿olub. Ġndi, nenem bizim cereyanımızda sençin bücür yalan
danıĢīb, ozah éléyîb. Gét, indi bizi istéysen,‿uĢaxlaruu istéysen, biz sene
905
nökerik, qalacaqsan bizim derbarımızda; xéyir, nenemizi istéysēn, götü;
yallah; her yana gédéysen gét. Biz sennen gelmerik. KiĢi qeyitdi, dédi: Qıbla
alem sağ‿olsun, nenüzün‿ixtiyarın vérdim size; 'éydam‿éléysüz,‿éléyün;
öldüréysüz‿öldürün. Bu düktür qeyitdi dédi: Ağa, biz‿éydam‿éliyelmerik,
biz‿anamızun sütün‿emmiĢik, biz‿éydam‿éliyelmerik. XoĢ geldün, götü
910
nenemizi.
Götü
her
yana
gédésen,
gét.
Öldüréysen‿öldür,
öldürméysen‿öldürme. Dédi: Eslen, men day nenüzi aparmam. Celladı
āmāde élerem, bırda özüm vırdırram. KiĢi cellad āmāde éledi. Destur vérdi,
cellad geldi, arvadın baĢın vırdılar. BaĢ bir yana gétdi, léĢ bir yana.
Yédile, iĢdile, olar Ģad‿oldula, siz de Ģad‿olasuz‿inĢallā.
915
- Çobanın Qızı Günnerün bir günü bi dene pātĢa 'vardı, mının qıx dene xanımı 'vardı.
Mının qıx dene xanımı 'vardı. Bu qıx dene xanımnan héç birinin‿ëylatı
yox‿udu. ġah bir gün destür vérdi:
920
- Vezir, vekile: Gédün, dolanın bi dene mēņ çin xanım tapun. Ya
çoban‿ola, ya kasıb‿ola; bilexire bıların qızlarınnan‿ola.
Vezirnen vekil düĢţüle ketdere. Bı yana, o yana, o yana, bı yanā;
geldile, dédile: Bi dene çoban 'var, çobanın bi dene qızı var; yaxçı esil qızdı.
Geldile bu çobanın qapısı'na, gördüle; belé, çobanın bi dene qızı var. Dédile:
925
Çoban qardaĢ! Dédi: Belé! Dédi: ġah bizi gönderîb:
- Qızuvu véresen mene.
Dédi: Menim qızım Ģahın layağı döy. Siz mene mesḳere éléysüz. ġah
menim qızımı almaz. ġahın qıx dene xanımı var. Dédile: Var, var da; qıx
272
dene
930
xanımnan
qızunnan‿ëỷlat‿oldu.
héĢ
Dédi:
birinnen‿ëylat‿olméy;
Éybi
yoxdu,
gédün
baĢa
Ģaha
déyün:
senün
Her
mōqéy‿aparéy, gelsin‿aparsın. Günnerün bir günü oldu, geldile, Ģaha
dédile. ġah dédi: Gédün, çobana neme véreceħsüz, neme alacax vérūn; alun
qızı, getirün. Geldile, çobanın qarardadın, ämālın, filanın vérdiler, qızı
bezedile, götdüle, gétdile; apardıla, tehvil vérdile Ģaha. ġah qıx dene xanımı
935
reddéledi o yan, bı ya'na. Bu bir müddet bu çobanın qızıynan zindigi éledi.
Alalh bı çobanın qızınnan muna ëylat vérdi. Bu bārihemli oldu. Bala bala,
bala bala bu istedi barihemlisin yére qoya. ġah dédi: Bes gédün; menim
xanımım‿istér barihemlisin yére qoya; gédün; vezir, vekile. Dédi: ġeherreri
dolanun, görün yaxçı mama, yaxçı qābile harda var; tapun getirün. Bılar
940
gétdiler. Bu Ģahın bi dene 'qeynenesi 'vardı, böyüg‿arvadınun nenesi
duréydi. Dédi: Bes, gédéyrik biz; Ģah bizi gönderip bi dene maméyçin,
getireħ, bu arvadı doğuzdura. Dédi: Gédün, Ģaha déyün; Ģahın qeynenesi
dédi‿ye; Biz qıx nefer; qıx dene xanımundu, bi dene men; qıx bir nefer béle
biĺä'yaqetik, bi dene arvadı doğuzdu'relmérik, gédesüz ketderē? ġaha munu
945
dédile. ġah dédi: Xob,‿éybi yoxdu; qelblerine geler; gédün tēvil vérün bını
doğuzdursunnā. Getdile bu Ģahın hemun qeynenesinen munun ‿öz qızın. Bı
arvadın‿öz qızı, özüynen gétdi, bu çobanın qızın beyseb doğuzdura. Gétdile
çobanın qızının yaana, bala bala, bala bala; Ģah da külafirengide dolanéy,
bolqunda.
950
- Na vax muĢtuluqçu gele, men muĢtulux vérem.
'Beli, bı arvat doğdu. Çobanın qızı doğdu bir‿oğlan, bir qız. O oğlanın
da bir‿üzün de xal var, qızın da bir‿üzünde xal var. Bir‿oğlan, bir qız... Bu
Ģahın qeynenesi, gördü ay‿oğlan, bu Ģah,‿oğlānan qızı göreceg; çoban qızı
ki doğup bılarī; bu qıx dene arvadın hāmısın bıraxacax.
955
- Néyniyeħ!?
Qızına dédi néyniyeħ? Qız dédi: Nene, men ne bilim. Men bilméyrem, sen
gör néyniyeceħsen. GéĢdi, tabaxdan bir büküm çöreħ götdü, çıxdı xıyabana,
tengeye, bir:
273
- Ala baĢ,‿ala baĢ, qara baĢ, qara baĢ, dédi.
960
Bi dene; bağıĢléyun; qancığ‿it geldî bı arvadın yaana. Bı çöreyi atdı bu
qancığ‿ite. Bu qancığ‿it bu çöreyi götdü, qeyitdi. Bu arvat düĢdü munun
dalına; gördü, hō bu it gétdi, girdi bi kalavıya. Gördü bırda balaléyip‿üĢ döt
dene. Bu küçüklerinnen iki dene götdü; sözüm o hilededi ‿yē; munun
küçüklerinnen iki dene götdǖ, getdi. Arvadın bırda uĢax muĢağın beledi,
965
apardı, gizletdi. Arvadı géçiŗtti ayrı menzile. Bu küçükleri beledi bu arvat
doğan yérē, villedi bırā. ġah da ordan dolanéy, gözléy ki xeber géde munun
neyi oldu. Vezir geldi, dédi: Ay xala, ay bacı, Ģahın neyi oldu? Dédi: Neyi
olacağ, çoban qızınnan neme olar? Ġki dene it küçügü. Dédi: Yox, béle‿ye!
Dédi: Öz canım‿için‿iki dene it küçügü. Dédi: Arvat da it küçügü doğār?
970
Dédi: Çoban qızınnan‿it küçügünnen sovay neme olar, hemiĢe géder bayıra
çoban. 'Qeyitdi, gétdi, Ģaha dédi: Valla, hal-i qeziye bıdı. ġah dédi: Gédün,
hämun‿arvadı aparun, filan yérde bi dene quyu var, tepesi üsde salun
quuya, çobanın qızın. Ġt küçügü doğūp? Bi sefer bu çobaan qızının da xeberi
yoxţu, bu gétdi, it küçügü getdi qoydu munu yérine, uĢaxların yérine. Geldiler,
975
bu çobanun qızın götdüler‿apardılaŗ; bi dene quyu var‿ıdı; tepesi üsde
saldıla, gétdi quuya, güpbültinen. Quyunun‿elli metir derinliyi. Gétdi quuya.
Bu arvat 'néynedi? Bu arvat, bu uĢaxları beledi, gétdi, iki dene
gécéynen béĢig yondurdu, getdi, ikisin de qoydu bi dene cēbiye. Cēbeni
muĢampaladı berkitdi; bu yan,‿o yanın berkitdi; düzetdi, gécéynen‿apardı,
980
körpüden tünnedi çaya. Tünnedi çayā, bu uĢaxları çay götdü, gétdi. UĢaxları
çay götdü, gétdi.
Günnerün bir günü oldu bi dene tācır gédéydi xeride, geldi çayın
qırağında bēsab géçe géde xeride devéynen. Gördü, bi dene cēbe
gelib‿adada dayanıp bi dene kötüge gétméy. Çırmandı, géĢdi gétdi, cēbeni
985
çekti, getdi quruluğā. Cēbeni çekti, gördü ho, cēbe ağurdū. Cēbeni getdi. Day
xeride gétmedi. Cēbeni qoydu develerün‿üsdüne getdi cēbeni éve. Cēbeni
getdi éve, dédi: Arvad! Dédi: He! Dédi: ġansımız durup. Dédi: Nemenedi?
Dédi: Bi dene cēbe tapbıĢam. Bizim de öyletimiz yoxtu; açacıyx, Ģert ‿éliyek;
274
döylet‿olsa, bu cēbede, senün; arvada dédi; ëylat‿olsa, menim. Arvat dédi:
990
Hob, senün de ëylatun yoxtu, menim de ëylatum yox. Ëylat‿olsa, Ģerîk;
döylet de olsa, Ģerik. Cēbeni aĢdıla, gördüle bir‿oğlan bir qız; bı barmağın
salıb‿onu ağzına, o barmağın salıb‿onu ağzına; qeĢeħ sorélla birbirin.
UĢaxları cēbeden çıxartdıla. UĢaxları getdile menzile. Menzilde hay bir
gün,‿iki gün, hay bir‿ay,‿üç‿ay; il dolandı, ay baĢa geldi; ay dolandı il baĢa
995
geldi, uĢaxlar resîde oldu. UĢaxlara ad qoydulā. Oğlana qoydula Mehemmed,
qıza da qoydula Zerintāc. Bi sefer néynedi? Bu uĢaxları qoydu medresiyē.
UĢaxlar gétdi medresiye. Geldi gétdi medresiye; geldi gétdi medresiye. Geldi
yékeldi'ler, hedd-i teflig‿oldula. 'Anladılā. Gördüleŗ, bu medresede bu
uĢaxlar, bulara délle: Ay dede'siz, ay nene'siz! Siz dedesizsüz, siz
1000
nenesizsüz; siz 'tapbasuz. Sizün dede nenüz yoxt'u. Bu uĢaxları béle
ayığ‿éledile, bu uĢaxları, medrese uĢağı. Bu uĢaxlar, geldi axĢam ‿é've, qaĢ
- qabağın salladı'la. QaĢ qabaxların salladıla. Bunun dedesiynen nenesi
geldi, dédi: Ba'la, niye qaĢ - 'qabağuzu salléyıbsuz, her gün bücür 'döydüz?
Niya qaĢ - qabağuzu salléyıbsuz? Dédi: Nene! Dédi: 'Beli! Dédi: Size bir‿and
1005
vérecik. Biz‿eylen hedd-i teflig‿olmuĢuğ. Bizim zehmetimizi çekibsüz, bizi
hedd-i teflig‿éléyibsüz, medresiye qoyubsuz. Bize 'axı medrese uĢağı
öceĢéy, dééy: Sizün dedüz yoxtu, nenüz yoxtu, siz 'tapbasuz. Arvad qeyitdi,
erine dédi: KiĢi dé'medim; özge öylat,‿adama öylat‿olmaz. Anladıla,
göréysēn. Her yérden xeber geldi, éĢitdiler. Özge öylat‿adama öylat‿olmaz.
1010
Bu kiĢi qeyitti: Hob, Mehemmed! Dédi: Belé! Dédi: 'Düz, siz tapbasuz. Men,
sizi men 'tapbıĢam. Siz bizim bélimizden gelméyibsüz. Sizi men tapbıĢam.
Elan
néçe
illerdi,
sizi
böyütmüĢem,
qoymuĢam.‿Eylan‿anléyıb'suz;
eylan
'hééfdi,
yékeltmiĢem,
men
sizi
medresiye
redd‿éliyem,
gédesüz. UĢağsuz, gédeelmesüz.
1015
- Yox‿ata, sen çöreyün bize haĺaĺ‿é'le. Ville, qoy, biz gédek. Gédek;
baĢa nene dedemizi tafdıx.
Dédi: Xob,‿éybi yoxdu, qalsın 'sabıya. Bılar qaldı 'sabıya. Saba day
bılar
medresiye
gétmedi.
Dédile:
Ata
can,
gelesen,
çöreyün
bize
275
haĺaĺ‿éliyesen, bizi villiyesen. Dédi: Xob,‿éybi yoxdu Mehemmed, gédéysǖz;
1020
amma men size vesiyet‿éléyim:
- Bu qırmızı atı sen 'min,‿o qere atı bı minsin. Bacı – qardaĢ, i'kuz de
merdāne libası géyün. Qız,‿atdan zenāne libası 'géysin,‿üsden
merdāne libasī. Sen de merdāne libası gḕy. Bu tüfengi de salun
çiynuza. Gédūn. Allah‟a tevekkül, baĢa dede - neezü tapduz; veli men
1025
size vesiyet‿éléyrem; bu at, her yérde elin vırdı yé'rē, orda enün, orda
qalun, gétméyün. Atın sözüne baxu‿ā. Az gédesüz, çox gédesüz, her
yérde bu at,‿elin vırdı yé'rē, orda qalūn.
Bılar dede - nenelerinnen xudafislig‿éledileŗ, mindile atdarı, bala - bala
geldile. Az geldile, çox geldilē, bir qedri yol geldile. Geldile, çıxdıla; meselem
1030
bizim Berende‟ye geleceg‿idile, yuxarda Girveser var, çimengah var, 'orda;
bu ket görükende bu āt elin vırdı yé're. Elin yére vıranda, bu Mehemmed, bi
qemçi vırdı ata:
- Köpöyon malı, odéy ket, odéy Ģeher.
At yatdı, at yatdı. Qız dédi: QardaĢ, niyä vıréysan? Dédemiz bize neme
1035
dédi? Dédi: At, her yérde elin vırdı yére, orda qalun. Dédi: Xob,‿éybi yoxţu.
Çekildile, bi kenar qūĢede, burda qaldılar. Atdarın töyle mıxısın vırdıla yére,
burda qaldılār. Bı oğlan, tüfengi saldı çiyne, gétdi, Ģıkar‿ōladı, getdi. Bu qız,
bırda piĢirdi, bırda yédile, iĢdilēr. Qız da béléydi, béléydi, ne göyçeħligde! Bu
Berende‟den meselem; cüççü gédéydi. AxĢam gédéydile cüte; süb
1040
gédéydile, göréydile, e 'olan bırda bi qız var. Qız béle qızdı kî, yéme, iĢme
xetd-i xāline, gül cemaline tamaĢa éle. Qızın Ģōqunnan, göyçeħliginnen cüte
gédebilméydile, qaléydıla, tamaĢa éléydile, axĢam qeyidéydileŗ kende. ġah,
damda gezéydi; gördü olan, bu cüççü, süb gédey, beyseb cüte géde, axĢam
geléy; gene toxumun getiréy. Seslen'di, ketxudaya dédi: Ay ketxuda, gét bu
1045
cüççülere déynen: Gédéy'süz, niye toxumuzu geyteréysüz, getiréysüz? Niye
'ekméysüz? Gétdile, bılara dédile. Bılar dédi: Gét, Ģaha déynen: Bizik,
gédéyrik,‿axĢam qeydér geléyrik, sen géssün, görsün, héĢ gelmesen. ġah
bir gün 'néynedi. Vezirin götdü, veki'lin; derbiĢ libası géy'di, mindile atdarı
276
gétdile, hemun yérde bu qızı gördülē. Hemun yérde bu qızı gördüle. Bi
1050
döyr‿éledile, geldile bu qızın yaana. ġah qeyitdi:
- Qız!
Dédi: 'Beli! Dédi: Sen neçikāresen bırda. Dédi: Valla, men, bırda
düĢergahdı, geldim, düĢdüm burda.
- Senün‿adamın var, neün var?
1055
Dédi: He, adamım var bir dene.
- Hara gédip?
Dédi: Gédip bāyra, axĢam gelecek. Xéylek qaldıla, qalannan sonra
bular qeyitdilr, geldileŗ. ġehre gelende, Ģah‿özün vırdı yére, laĺ‿ol'du.
ġah‿özün vırdı yére, laĺ‿oldu. Hay düktür getdile, hay vekil getdile, hay
1060
neme éledile; Ģah danıĢmadı. Bi dene düktür gétdile, taftıla, getdile. Düktür
munu muayna éledi, dédi: Bu, 'éĢq vırıb munun baĢı'na. Gereg dayra zurna,
tar balaban vırasuz, bu 'aynıya. Gétdile, aĢıq getdile, sāzendéynen zadınan
mını ayıxdırdıla. Bu oyandı, dile geldi. Dédile: Qıblı ālem sağ‿olsun, niye
bélesen? Dédi: Valla, filan yérde bir qız görmüĢem; eger eri ola, eger hēr
1065
neyi ola, onu mēn‿için‿almasuz, men‿öllem. Gereg‿onu mēn çin‿alasuz.
Tamam hāmı éĢitdi bu hikāyeti, cereyanı. Bu mācaranı hāmı éĢitdi. Bının bı
arvatdarı da éĢit'di. Mının bı qeynenesi de éĢit'di; Ģah gédib,‿orda bir qız
görüb. Bir gün Ģah géne adam gönderdi, gördüle hō; bu qızın ‿adamı
yanındadı. Salam vérdi, géĢdi, eyleĢdi, dédi: Valla, meni Ģah gönderib bura.
1070
Bilméyrem bu senün bacundu, arvadundu, neyundū. ġah gelip, bırda munu
görüp 'qeyidib; indi dééy: Gereg‿onu mēn çin‿alasuz. Dédi: Gét, Ģaha
déy'nen:‿ÜĢ gün, dört gün mene vax vérsin;‿onnan sonra cavab vér'rem. Bu
hemun qasıd qeyitdi. Qasıd qeyitdi, gel'di. Mının bı 'qeynenesi éĢitdi bu sözü.
Mının bı qeynenesi, bi des libas géydi, yavaĢ yavaĢ gétdi hemun bu qızın
1075
yaana. Gétdi bu qızın yaana. Oğlan bāyra gétmiĢdi. Qıza baxdı, gördü hō; bu
hemun qızdı ki belege belemiĢdi, cēbeye qoyub‿atmıĢdı dergiya, bu hemun
qızdı. Bu hemun qızdı, tapılıb ge'lib.
277
- Day bizi paymal éliyecek.
Dédi: Qızım! Dédi. 'Beli! Dédi. Senün‿erün var, qardaĢın var, neün var?
1080
Dédi. Bi dene qardaĢım var. Bu barmağın diĢledi. Dédi: Onun da burasında
xal vār? Dédi: Belé, onun da burasında xal var. Bala menzil düzeltmiĢdile,
kelekden yığmıĢdıla. Bu, bu yan,‿o yana bax'tı, dédi: Qızım! Dédi: Belé!
Dédi: Héyif sizün bu balaca menzilüze, düzeldifsüz, burda oturufsuz. Dédi:
'Nemenedi, 'nemesi héyif? Dédi: Bırda bi dene bağ var; Ağlar - Güler bağı
1085
déyelle. Ol bağda bi dene ağlar - güler‿ağaç var,‿alma ağacı; biri ağlar, biri
güler. O almaları, dere qardaĢun, getire; birin bırda qoyasuz, birin ‿orda. Bu
ağlıya, o güle; bu ağlıya o gü'le; sizün menzil yaxçı tekmil ‿ola. Dédi: Ağlar Güler bağıdī? Dédi: Belé! Sen déme; diblerin bağıdī. Ġstéy, mını ölüme
gönderē. Bu arvaţ qeyitdi. Oğlan‿axĢam bayırdan geldi, gördü bacısı
1090
békéfdi. Dédi: Bacı niya békéfsen? Dédi: Valla, bi dene qārı geldi bura,
menim yanıma bü'yün, mennen hemsöbet‿oldu; dédi: Filan yérde bi dene
bağ var, orda iki ağac‿alma var, biri ağléy, biri güléy; biri ağléy, biri güléy.
Onun‿almalarınnan iki dene getsüz, burda qoysuz; day mücehhes‿olarsuz.
Dédi: Éybi yoxdu, géderem, getirrem. Géce yatdıla, seher durdū, atın mindi
1095
géde. Gétdi, yolda gördü hō, bi nefer Ģexs dayanıp yolda, dédi: Ġb'rahım!
Dédi: Belé! Dédi: Gédésen Ağlar - Güler Bağı‟nā? Dédi: Belé ağa, gédéyrem
Ağlar-Güler Bağı‟na. Dédi: Ġbarahım,‿axırundu‿ya, ölüme 'gédéysen‿ē.
Dédi: Be ağa, neme 'éléyim? destür déyiple de. Dédi: Ölüme gédéysen,
meem sözüme baxarsān? Dédi: 'Belé, niya baxmam. Dédi: Qeyit bazara,
1100
qeyit bazara, ağaĢdan bi dene izgilet‿al. AğaĢdan libas yap, gel, géd‿o
bağā. Ağacına ey, derginen; ‿eger‿istiyesen,‿öcür gédesen, diblerin bağıdı,
seni éle elbehel paymal‿élelle. Bu 'qeyitdi, geldi, gétdi bazara. Bi dene
ağaĢdan libas yondurdu, libas géydi ayağına. Bi sefer bi dene izgile aldı
eline. Geldi, mindi a'tı. Geldi hemun yére gördü hē, hemun‿adam géne bırda
1105
dayanıb. Dédi: Ġbrahım! Dédi: Hē! Dédi: He mücehhezsēn, gédéysēn?
Gédersen,‿alma ağacının dibinde dayanısan. Bağa géçmesen‿ē; dibinde
dayanısan, izgileni uzadısan‿almí'ya, eyersen, derersen; maba elün
278
görsedesen‿ē. O bağda adam vardı, hay salalla, qırxharamılar, seni daldan
tu'tar. Ġbrahım néynedi. Ġbrahım geldi atınan, geldi, baxdı, gördü; ay‿oğlan,
1110
iki ağac‿alma var, biri béle ağléy, biri éle güléy. Bi sefer bu izgileni uzatdı,
'eydi, birin de're. Bi dene uĢax vardı, seslendi: Ay ağa, ağac‿almanı derdi.
Dédi: E‿çeperin biri çeper, ağaç da almanı derēr? Dédi: Valla, ağac‿almanı
derdi. Dédi: Çeperin biri çeper, fuzul danıĢma, ağac‿almanı dermez. Bu,
oların behesine elin‿uzatdı bı sefer. Qolun çırmadı, elin‿uzatdı, almanı
1115
derdi. Dédi: Ay‿ağa, el,‿almanı derdi bi sefer. El‿almanı derdi, diyende atıldı
atu
üstüne,
yumuldu.
Qırxharamılar
yumuldu
munu
üsdüne.
O
oğlan,‿almaları ki getdi, qoydu o évde; biri ağladı, biri güldü.
Bi sefer hemun qārı géne geldi bıra. Qārı geldi bıra, gördü‿ē, Ağlar Güler Bağı‟n‿almaları gelib; biri ağléy, biri güléy. Bir‿az baxdı, onnan sonra
1120
dédi: Qızım! Dédi: 'Belé! Dédi: Hemun bağda ge'ne bi dene eldaĢı var. O
eldaĢını da qardaĢun getse, o eldaĢı yérde iĢliyeceg, bir‿üzüne qızıl tökeceg,
bir‿üzüne gümüĢ, bir‿üzüne qızıl tökeceg, bir‿üzüne gümüĢ. Dédi: Éybi
yoxdu, onu da getirrik. Mını dédi, gétdi.
Bi sefer Ģahın qāsıdı geldi oğlanın yaana: Bes, neme déysén, mene béĢ
1125
gün vax vérmiĢdün;‿elan day béĢ gün 'souĢub? Dédi: Gét, Ģaha déynen: ÜĢ
gün de mene vax vér. ÜĢ dene de seferim qalıp, indi ya sene véren‿Allah‟dı,
ya bize véren‿Allāh.
Bi sefer‿oğlan néynedi? Oğlan, géne sǖb atı çıxartdı, mindi, sürdü.
Sürdü, gétdi, gördü ağa, hemun Ģexsi géne durub‿orda, caddanın qırağında.
1130
Dédi: Mehemmed! Dédi: Belé! Dédi: Gédéysēn? Dédi: Belé, gédéyrem. Dédi:
EldaĢıyçın?
Dédi:
Belé!
Dédi:
Gédersen,
izgileni
atu
üsden;
atdan‿enmesen‿ē; izgileni sallarsan. EldaĢı orda iĢléy; üsden izgileni
sallarsan,‿eldaĢının baĢınnan géçer‿aĢağí; Allā, Mehemmed, ya Eli;
çekersen, qonarsan atu üsdüne getirisen. Qorxma, tutabilmezle seni.
1135
Mehemmed gétdi, gördü belé, hemun bağda eldaĢı iĢléy. EldaĢı iĢléy,
279
bir‿üzüne qızıl tökéy, bir‿üzüne gü'müĢ. Ġzgileni salladı, gétdi eldaĢın
boğazına.
- Allāh, Mehemmed, ya Eli!
Çekdi atın terkine, eldaĢın da getdi, qoydu o évin bucağında. Bi sefer
1140
eldaĢı iĢledi, bir‿üzüne qızıl, bir‿üzüne gümüĢ. Seher‿oldu, gene hemun
qarı geldi, hemun qarı geldi, gördü‿ē, bını da getirib, dédi: Ēy qızım;
déyesen mını da getirib qardaĢun? Dédi: He, mını da getirib. Dédi: Day bi
dene de Ģéhüz qalıb, onu da getisüz; day müceh'hez‿olacaxsuz. Sen déme;
bu qārının bedbaxlığı'dī. Bu iĢler hamısı qārının bedbaxlığıdı. AxĢam‿oğlan
1145
geldi, bacısı qeyitdi, dédi: Valla, qārı geldi, géne béle dédi. Dédi: Neme dédi?
Dédi: Hemun bağda gene bi dene xoruz-u neqelxu var. O xoruz-u neqelxunu
da getisüz,‿éyni redyol kimin danıĢacax, baĢuzdan géçeni, dünyadan geleni,
géçeceyi, geleceyi danıĢacax; elan men necür danıĢéyram,‿öcür danıĢacax.
Bi sefer oğlana dédi mını.
1150
Oğlan géne seher‿atı mindi, gétdi, gördü‿ē, hemun Ģexsi géne
dayanıb‿orda. Sen déme; bu Ģexs, munu ağasıdı, mōlasıdı. Dédi:
Mehemmed! Dédi: He! Dédi: Xoruz-u neqelxu için gédésēn? Dédi: Belé!
Dédi: Qeyit, gét, tüfengün götǖ, sal çiynüe, gel, gét. Gétginen;‿amma
serreflig‿éle‿ye.
1155
Sennen
bir
milyon‿adam
gédib‿ora,
hāmısı
mücesseme‿olub. Houzun döresinde hāmısı muğabba olub. Gédersen,
'qorxma‿ya.
Atı
qoy
houzun
qırağında.
Ō
adamları;
elün
sal‿adamlarun‿ikisini arasına, bücür fiĢar vér,‿aralansın'nar. Olar da seni
kimin gédib‿orda… Tilismdi, o tilismdi. Eger getirebildün, xoruzu getirbsen;
getirelmedün, sende olar kimin tilisim‿olacaxsan. Dédi: 'Neme éléyim? Dédi:
1160
Gédersen, elün salarsan, camaatı béle [ellerinle ayırırsın] élersen. ÜĢ defe
diyersen: Xoruz neqelxu, xoruz neqelxu, xoruz neqelxu; üçümcü defede bu
houzdan qalxacax yuxarı. Gétdi yuxarı, qeydip täponnan bi dene dimdik
vıracax,‿orda quruyacaxsan; amma cehd‿éle, o yuxarı gédende vır
tüfenginen onun Ģāperreri tökül'sün. Day sene dinmē; amma vırmasun,
1165
qeyidip täponnan bi dene dimdik vıracax, orda muğabba olacaxsan. Belé
280
Mehemmed gétdi. Geldi, gétdi atın qoydu orda. Belé, adam béledi, éle bı
qılıx; houzun dȫresi. B elin saldı, camaatu arasınnan bir‿az fiĢar vérdi,
tüfengin‿āmāde tutdu:
- Xoruz neqelxu, Xoruz neqelxu, 'Xoruz neqelxu!
1170
Gördü, houzdan xoruz Ģaḳḳılladı, qıyhadı yuxarı. Yuxarı qıyhadı,
qeyidende tüfenginen vırdı Ģehperreri töküldü; tökülende xoruz geldi, munu
elinü 'üsdünde otdū. Atıldı, mindi atı, bağdan çıxdı. Qırxharamılar mının
dalıycax… fayda vérmedi. Geldi, heddisedden géĢdi. Getdi, xoruz neqelxunu
qoydu orda. Dédi: Bacı! Dédi: He! Dédi: Biz, bi yéce bu xoruz neqelxunu
1175
danıĢdırax, görek, bizim māceramız nemenedi. Bizim dede nenemizi tapsa,
bu tapacāx. Bu xoruz neqelxunun piĢi vardı, piĢin burdulā, bu xoruz neqelxu
durdu sȫbet‿élemege. Dédi: Günnerün bir günü bi dene pātĢah vardı, onun
qıx dene xanımı 'vardı, bi dene 'qeynenesi. ġah destür vérdi:
- Menim qıx dene xanımımnan ȫlatım‿olméy, gédün, bi dene mēn‿için
1180
tezeden arvaţ tapun.
Gétdile, dolandıla bı yanı, o yanı. Geldile bi dene çoban 'vardı, çobanın
qızın‿aldıla. Bu uĢaxlar, qulağ‿aséller‿ē. Geldileŗ bi dene çobanın
qızın‿aldılaŗ, apardılaŗ. ġah‿ıçun toy‿éledile. Ay dolandı, ay baĢa yeldi; il
dolandı, ay baĢa yeldî; bının bir‿oğlu, bir qızı oldu. ġahun 'qeynenesi bu
1185
oğlanınan qızı gizlet'di. Gétdi, it küçüyü getdi, qoydu oğlānan qızın yérine. Bı
qızınan‿oğla'nı beledi, apardı; bi dene cēbe qeyitdirdi; qoydu cēbeye, atdı
dergiya; atdı degi'ya. Dergada günnerün bir günü bi dene tacır xeride
gédéydi. Bi dene tacır munu tutdu, getdi. Getdi, bu, özüne övlat ‿éledi. Bir
gün,‿iki gün,‿üĢ gün bu uĢaxlar‿emele yeldi, baĢa yeldile, medresiye
1190
yétdile, hedd-i tefliy‿odula, özlerin tanıdıla. UĢaxlar, bu uĢaxlara öceĢdi,
dédile: Sizün dede - nenüz yoxdū. Siz 'tapbasuz. Bi sefer bılar geldile,
néynedile? Hemun tacırdan xahiĢt‿éledile, dédile: Sen, bizi villiyesen, biz
gédek; dede, nenemizi tapax. Tacır da qaldı sergerdan. Tacır da bu qızınan
bu oğlana hersine bi dene at vérdi, mindileŗ. Bi sefer bılara vesiyet‿éledi,
281
1195
dédile: Gédün, hemun yérdeki at‿elin vıracax yére, men déyen yérde elin
vıracax yére, orda qalun, géĢméyün. Day bı, xoruz neqelxunun piĢin
qet‿éledi. Dédi: Day danıĢma, éyni bizik. Day māceranı uzatma, éyni bizik.
Péyqam‿éledi, dédi: ġaha déynen gel, xanımu a'par. Geldileŗ, qefle, qoĢun,
zad geldiler. Qızı bezediler; qızı bezediler, götdüler.
1200
- Ya Eli sennen meded.
Xoruzu neqelxunu da götdüle. Hāmısı yığıĢdıla, gétdile. Desticem
gétdile Ģah hüzürüne. Gétdile Ģah hüzürüne gédennen sonrā, day Ģam mam
yéyildi, çay may‿içildi, sȫbet baĢlan'dı, sȫbet baĢlan'dı. ġahun vezir, vekili
qeyitdi, oğlana dédi: Mehemmed! Dédi: Sen kimsen, sen neçikarasan, sen
1205
hardan gelib, hara gédensen. Senün bu bacun, siz‿iküz kimin qızısuz,
kimin‿oğlusuz? Dédi: Valla, men bilméyrem, icāze vérsüz,‿odéy,‿o xoruz
var‿orda. Xoruzun piĢin buram,‿o sȫbet‿élesîn. Men bilmem.
Bi sefer xorozun piĢin burdula. Xoruz‿éyni men‿evvelden ki necür
démiĢēm, öcür māceranı baĢladı, geldi, yétiĢdi yérine. ġah qeyitdi, dédi: Ē,
1210
olan bu menim qızımnan menim‿oğlumdu ki. Men‿öz qızımı aléyram.
Qeyitdi, xoruza qeyitdi dédi: O arvat ki quuya salmıĢıx, o quyuda duréy ya
'ölüp? Dédi: Quyuda duréy, sağdı, evvelkinnen de yaxçıdı. Allah‿ona
perestar‿olup, perestar vérip, nigehvan vérip. Destür vérdi, gétdile, tenef
salladıla, quyudan‿arvadı çekdile, çıxdı éĢige. Gördüle, arvat ne arvat, evvel
1215
çoban qızıydı, elan lap Ģah balası olup. Arvadı getdiler‿éve.
Mācera bırda hara çatdī? ġah, tamam vezir vekili yığdı bir yére. Tamām
xanımların hāmısın yığdı getdi otağa. Hemun qeynenesin de getdi otağa;
dédi: Xob, menim qeynenem! Dédi: 'Beli!
- Menim xanımım!
1220
Dédi: 'Belé!
- Bının qızısān?
282
Dédi: 'Belé! Dédi: Siz bu çobanın qızın doğuzdurdūz, niye gelip mennen
muĢtuluğ‿almaduz. Men size bi dene ket bağıĢlıyam, bi dene Ģeher
bağıĢlıyam. Gétdüz,‿it küçüyü getdüz, qoyduz bu çoban qızının yérine.
1225
Munu uĢaxların beledüz,‿aparduz, cēbiye qoyduz,‿atduz dergi'ya. Gétdi,
tacıra qısmet‿oldu, tacırdan geldi, éyni mene qısmet‿oldu. BaĢa bu xoruz
neqelxu olméydi, bu māceranı bu danıĢméydı; gereħ men‿öz qızımı
aléydîm? Dédi: Cellatdar hāzır. Aa cellatdar hazır‿oldu. Dédi: Menim
xanımlarım, hamı döyr‿éléyün meni. Bi dene, bi dene heresine, bi dene Ģehr
1230
yazdı, vérdi. Dédi: Filan Ģehir senün. Talağın dédi.
- Kalan Ģehir senün.
Talağın dédi.
- Kalan Ģehir senün.
Bıların hāmısının talağın dédi. Dédi: 'Qeynenemnen bu qızın, celatdar,
1235
baĢın vırsın. Bular baisdi mene. Elbehel celatdar‿āmada oldu. O
qeynenéynen,‿öz qızının baĢın vırdıla. ġah bırda hemun çoban qızıynan
hemun‿öz‿oğlu, öz qızı. Çobanun qızın‿özüne xanım‿éledi, oları évlat. Öz
qızın qeyitdi, vérdi hemun vezirin‿oğluna. Vezirin qızın‿aldı öz‿oğluyçın.
Bılar bırda yédile, iĢdile Ģad‿oldula. Siz de hāmuz Ģad‿olasuz‿inĢallā.
283
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
YANITLAYAN
: ġemseli Menafi / 83
DERLEME YERĠ
: HiĢeyin Merkez
DERLENEN
: Röportaj
2
- Emi can, evvel soruĢum; senün adun nedi?
- Nökerü adı ġemseli Menāfi.
- Ağayé menāfi néçe yaĢun vardı?
- HeĢtad‿üç.
5
- Ne iĢe baxarsan?
- Bi dene yérimiz var‿ıdı bizim. Tarix yad vérmezdi, bıra bağ‿olardı.
Menim qururi cavannığım‿ı'dı, bi yol dedeme dédim ki dede, bu yér ki
bizim‿elimize dü'Ģüb, biz bıranı bağ qoyaq. Bi den de çéĢme var
baĢında, çox‿ālı suudu. Dédi: Oğ'lum, éliyebilersǖz? Bıra cengeldi,
10
bıra xerabedi axı. Dédim: Belé! Ağa, biz bıra'nı abaddadıx.
Girbadınan, külüngünen‿abad‿éledik, éledig‿ābad. Bilexire bıra ad
çıxatdıx, bağ qoy'dux. Elān hemün bağ, elli atmıĢ dene girdekanımız
var, hele ayrı ağacı héç. Ġndi nağad diyennen sora elan men
qocalmıĢam. HeĢtad‿üç sindim var, yétiĢdirebilméy'rem. Nevelerim de
15
olubla idāréyi, ranende manende; gétméyle bağa. Bu bağ, indi – elan
qalıb āvāra. O dığ meni öldürér.
- Néçe dene uĢağun var?
- Menim bi dene oğlum var, bi dene qızım. ġéhén‟de olallar.
Rānendediler. Oğlum idārede olar, idāréyé ferhengde olar. Annan bir
20
nevem Ģirketde olar. Bir nevem de, o böyügi éléktirikçisi var; Rıza
Menāfi, télvizyon zad düzel'der. Biri de onnan xırdadı. O da
284
teraktor‿iĢleder. Bilexire men bi dene bırda, qocalmıĢam da,
heĢtad‿üç sindimdi. Qādir be iĢ dȫrem elan, da bu iĢlere gédem
baxam. O hemen bağ ki zehmet çħmi'Ģem, o bağ géce günüz menim
25
fikrimnen çıxméy. YétiĢen yoxtụ. Men de indi – elan bilexire efsus
çekéyrem de.
- Özüz néçe bacı qardaĢ‿ıduz?
- Özümüz üç qardaĢ‿ıdıx. Ġki dene bacım var‿ıdı.
- Cavannıxda bağdan sora harda iĢlerdün?
30
- Cavanıxda da sekgiz‿il de seyyaddığa, tora gétmiĢem. Balıx tutardım.
Behr-i Xezer‟de iĢlerdim. Xılasa bücür day, day geldik annan qocaldıx.
O da qudret-i beden istér‿orda iĢlemeg, o dergada iĢlemeg. Da
geldim, men de orda isdéfa vérdim. Day gétmedim. Ġki il de Ģilatta
qalmıĢam, Ģilatta iĢlemiĢem. Géderdik lötgéyne dergiya. Süb azaana
35
youx géderdik; meselem budéy bu qelyennahar vaxtt gelerdik, gün
çıxannan sora gelerdik. Balıx da birden qalmıĢdı tora. Birden
görerdün, heĢtad min, yétmiĢ min, elli min... Balığ‿onda ucuz ba'ba.
Balığ‿alan kim‿idi.
- HiĢéyin‟de nemene 'ekerdüz qedim zaman?
40
- HiĢéyen‟de, bırda; mexsusen HiĢéyin‟in buğdası adınan‿ıdı. Her yérde
déyilerdi. HiĢéyin‟de öküzünen ekerdik, teraktor yox‿udu o dōre ki.
Arpéydi, buğdéydi, merciydi, noxud‿udí, kürüĢnéydi, ha béle.
- Eylen nemene ekélle?
- Elān da gene éle hemen‿o zaddarı ekéller; münteha day öküzünen
45
döy, teraħtordu. Elan da öküz saxlıyan yoxtụ. Éle gene hemon Ģéyler
eki'lér. Azalıb, çoxalméyıb. Öküzünen elli min xelver götürdük biz.
Orağınan biĢdik.
- Mal héyvan nemene saxlalla?
285
- Mal héyvan da saxlardıla o dōre; öküz, inek, qo'yun, bu héyvannardan.
50
Day nemene saxlıyacağ‿ıdılar. Day olar da behemdulla yığıĢılıb‿élān.
Bi de mes'noi süt gélér bıra. Özümüzü, az qalér birbirimizi öldürek
bırda mes'noi sütden‿ötüri ki gédey‿iki dene süt‿alax. Bu bizim
xatıratımızdı. Vāqien‿o dōre üreymiz diriydi. Allah bilér, zemiye
girmiĢdik, buğdíya baxmıĢdıx, söyüner'dik. Öb‿öb biçe biçe axı ne
55
'oxurdux, ne 'oxurdux! Ġndi o oxumax gétdi day. Elan qem‿içinde
üzéyrem. Men, oxuyēlmerem. O xatirelerden ōdu ki, déyerdik ağa:
- Men dédim: Lebünnen süzülen Ģekerdi.
- Men 'dédim: Ģekerdi. Sen dédün: Baldí.
- Ġndi
60
ağa
o
dōreler,
géĢti,
gétti.
Elan
da
biz
doğurdan
da
qemnak‿olmuĢux.
- Xıtmetün senün hardéydı?
- Xıtmetim Tḕran‟déydı.
- Xıtmet xātireni dé!
- 'Belé, gétţig‿annan, mürexeslig‿almıĢdım, gétmiĢdim Ģehere gezmege.
65
Geldim gördüm‿ağa bîqāri baĢlanıb. Dédim:‿ olan, men dedm‿için
doyunca iĢlememiĢem. Bu neme bîqārısıdı. Ağa, dédim men: Fet bı
dȫy. Bu ağanın da qeynatası ordéydı. Ağaxan‿ıdı rehmetdigün‿adı;
Alla rēmetine gedip. Dédim: Ağaxan! Dédi: He, yavaccalı!
- Men‿özümü vıracam Ģebkorruğa‿ya. Men bu bîqāri mîqāri iĢliyen
70
'döyrem. Dédi: Necür vıracaxsan? Dédim: Vırram da, görersen. Men
baĢa 'yétirrem. Xulase, men birden‿ağa gördüm bîqārı baĢlanıb.
AxĢam‿ol'dı, dédim: Men 'görméyrem‿axı. Meni bi nefer desĢūiye
aparsın. Bu 'ağanın qeynatası menim‿elimnen tutdurdu apardı
desĢūiye.
75
Gétdik.
Yalannan
gét'dim
da
istéyrem
Ģebkorruğu
sābit‿éliyem. Qeyıtdıx, dédim:‿Ağaxan, men Ģebkor dȫrem‿e; am'ma
istéyrem bu Ģebkorruğu icraya qoyam, bîqāri iĢlemiyem. Bu seher didi:
286
Men
de
Ģebkoram.
Dédim:‿Ağaxan,
sen
menim
xeddimnen
gelebilmesen‿e! Ġmtahan vérebilmersen. Bizden imtahan‿alacaxlar.
Ağa, bizi geldi elimizden tutdu. Men de 'soyunmuĢam da. Qabağıca bu
80
Ağa Xan‟ı çeħdile houza. Bu qodux körpüden géçen kimi 'girmedi.
Dédim:‿Oaln derin döy, boğulam; souğ döy,
üĢüyem; eynimde
paltarım yox, ıslanam. 'Vırdım; bir‿idde quruhban da āmuzéĢden
çıxmıĢdı, Ģirni mirni almıĢdıla, qoymuĢdula, oturmuĢdula, bîqāri de
iĢlenéydi; ağa, lām su qalxdı, töküldü bularun, Ģirni mirnisinü üsdüne.
85
Suun‿içine düĢdüm dā. DüĢdüm suun‿içi'ne, imtahanımı vérdim.
Xulase yat'dım. Ağa, bir gün‿iki gün men yaxçı olmadım tā bîārı
qutarana kimin.
287
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
SÖYLEYEN
: Ehed Ağayi / 63
DERLEME YERĠ
: HiĢeyin Merkez
DERLENEN
: Röportaj
3
- Adun nedi senün?
- Ehed Ağayı
- Ağayı, kéfün yaxçıdı da?
- Sene qur'ban, yaĢıyasan.
5
- Haralısan?
- ġéyin‟nen
- ġéyin‟in‿özünēn, ya éle etrafdan gelmesen?
- Özünnenem‿éle.
- Ne iĢe baxarsan?
10
- Teğriben bağdarıx, keĢāverzik. Cüz'i de qessābi var‿ımız.
- Bu géçi can hayında, qassab piy hayında: Bu nemenedi?
- O da bi dene meseldi; qedimnen diyelle da.
- Belençilik mesel nemene bilésen?
- Élençilik, meselem bir nefer‿öz hayındadı; o birisi menfeetin‿axtarérı;
15
ona diyeŕle, menzurrarı odu, 'belé.
- Néçe yaĢın var?
- AtmıĢ‿üç.
- HiĢéyin‟in danıĢığı necürdi?
288
- HiĢéyin‟in danıĢığı, teğriben bizim danıĢığımız, Erdebil terefine yémez
20
bizim danıĢığımız; Zengan‟a yéer. Zengan‟a yaxçı yéer, “neme” diyerik
biz. Bizim lehcemiz Zengan‟a yéer. Çox ferq‿éler Hi'ro‟dan. Erdebil
bizim‿ustanımızdı; amma lehcemiz‿olara yémez. Olar, “dayna”
diyelle, olara yémez bizim lehcemiz. Ama biz‿o Zängan‟nan teğriben
dilimiz Zängan‟nandı. Zangannar “neme” diyeller, “neme”; biz de
25
“neme” diyerik.
- Qedim neğıl, dāstan,‿atasö'zi...
- Qedim biz māliħler çin saman aparardıx dalımızda, mālikimiz‿için. 'He
maliħler çin biz dalımızda saman aparardıx. Lap kendimizin baĢına
Ģayed bi kilométr‿ola, orda dalımızda saman aparadıx gavaléyna o'ra.
30
Orda mālikün 'nökeri birden diyerdi ki munun samanı 'azdı. Munun
baĢı yarımdı. Mını bir de qeyteredik xermene. Gene tezeden‿onun
baĢın doldurardıx, getirerdig‿ora. 'Nökeri ki var‿ıdı, touğlaŗımızı
tengeden zaddan vırardı aparardı. Öz touğ'laŗımızı tengeden 'nökeri
tutardı aparardı. Aparadı mailk‿için. EbiĢ Xan, QluĢ Xan, MemiĢ Xan,
35
bılar 'hamısı Sencebetdile. O Derbed davası meem yadıma yelmez.
Derbed davası, zadı éhtimalen xannarna dōletin davası géçib‿or'da.
Olar, meem yadıma yelmez. Menim sindimde olub; ama menim
yadıma yelmez, uĢağ‿ımıĢam.
- Bu ġéhin‟de merdümün zindigisi ne 'sethdedi; yaxçıdı, pis'di?
40
- Bir‿az bahalıxdı; qedimkine göre çox yaxçıdı. Qedim zamannan, bizim
zamanmız,‿uĢaxlarmız zamanı eslem muqayise élemeli dör‿eslen.
Ne libas varımız‿ıdı, ne ayaqqabı varımız‿ıdı ayağımızda, ne
eynimizde yaxçí libas var‿ıdı. Olaŗı uĢaxlar, héĢ bilmélle, ceryan
ne'médi. Yaxçí çörey yoxumuz‿udu. Çox mōqé aj qalardıla merdümự
45
bıranun. Hele bez‿adam, Ģayed bi nōi çöreg tapḕdı. Bir‿iddesi de
doğurdan‿aj qalardı. O zamannar géderdile; tut bırda téz yétiĢer, tut
diyerüg biz; géder tut zat yéerdile ajlıxdan. 'Olarnan meselem‿elanı
289
mülāhize éliyende bir‿az bahalıx'dı, fiĢar gelér zinde'gi; mümtaha çox
yaxĢı.
50
- Qedim toylar necür‿ümüĢ?
- Toylarımız da baba 'géce olardı bizim toylarımız qedim. 'Géce olar'dı. Bi
seferi géce sübhe yoxun bu beyi aparardığ; hamam var‿ıdı, hamama.
Hamamnan süb getirerdile beyi teriflemege. Seher – süb ıĢıxlananda,
süb azanın'da bu tengéynen, dayra zurnéy'nan, o vezde beyi
55
getirerdileŗ. Day gör, süb bırda yatmağ‿olar'dı? Süb azanında beyi
hamamnan getirerdile; hamammız var‿ıdı, Bey Hamamı diyerdile.
Süb béĢ‿altı dene ca'van, merdüm, o uĢax – muĢaxlar gelerdi, beyi
hamamnan getirerdi, beyi teriflerdile. Cavannar baĢında olardı. Saat
sekkiz doqquz'da beyi teriflerdig bırda. AĢıxlar çalardı, dōrede uĢaxlar
60
da eyleĢmiĢdile; ĢabaĢ zat vérerdile bına. ÜĢ gün toyumuz vardı.
AĢıxlar
qedim
havalardan
oxurdular.
Elankılara
çox
yaxçıdı.
Elen‿itirible, o havalarĭmızı, itirible. Qedimki havalarmız yoxtụ:
- AğaĢta iyde, yarpağı girde.
- Bu sözleri diyerdile. Çox yaxçíydı.
65
- Uca dağ baĢında céyran balalar.
- Oları zadı diyerdile, çox yaxçıdı; ama elan bi dene bi Ģéy qoyélla ora,
sesi adamın qulağın deléř, héĢ bilméř‿adam nemenedi.
- Gelini bırda da atınan‿aparar‿ımıĢla, ya necür?
- Gelini xéy, 'bırda atına aparmazdıla. Bırda yériye yériye yetirerdi'le;
70
çünkü yoxundu kendimiz. O ketden bu kende atnan getirerdile,
qatırınan atınan. Öz toyumuz da éle o birsiler kimin. Qedim zaman
meselem men gédib qızı 'görméydim ki be'yenméydim ki. Dede nene
zat vasıtası oléydi, geléydi, dééydi: Filan kesin qızın adaxladıq
sen‿için.
290
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
SÖYLEYEN
: Mehebbet Qurbani / 59
DERLEME YERĠ
: HiĢeyin Merkez
DERLENEN
: Röportaj
4
- Emi can, Aduz nedi?
- Adım Hacı Mehebbet Qurbānî
- Ağayé Qurbānî néçe yaĢuz var?
- Teğribēn elli doqquz.
5
- Ne iĢe baxarsuz?
- Qeblen ranendéydim. Onnan sora gelmiĢem, bi dene teqriben bu
furuĢqahı qoymuĢam. Balaca tükandı da, bırda géçinérik, zindegimizi
dolandırérıx.
- Néçe uĢağun vardı?
10
- 'Dörd‿oğlum var, üĢ qızım. Elan biri Tḕran‟dadı. Biri gene KereĢ‟de'di.
ÜĢ dördü de éle bı yan‿o yandadı gezélle de. Özleriyçin bi az çox
kesb‿éléller.
- Özüz néçe bacı qardaĢ‿ıduz?
- Özümüz‿iki
15
qardaĢıx,
bi
bacı.
Savadım,
teğriben
Quran‿oxumuĢam;‿ama elan yazaram, pozaram, oxuram ola'rı.
- Néçe savaduz var?
- Savadım teğriben Quran‿oxumuĢam; amma el'an teğriben yazaram,
pozaram‿oxuram‿oları. Teğriben qedim savaddı.
- Xıtmete haçan gédipsen?
291
20
- Xítmete
qırx
doqquzda
gétmiĢem.
Xídmet
de
odu
ki
bizi
bırdan‿apardıla EcebĢir‟e. Bırdan gétdig‿EcebĢir‟e. Orda dōremizi
qutardıx. O üç‿ay ki mınnan qabax déyerdile: Dōre görélle, aĢxordula
bééstéla. Ordan bizi vérdile Qezvin‟e. Qezvinnen bizi qaytardıla
vérdile Mencil‟e. Men Mencil‟de xídmet‿éledim. Mencil‟de xedematda,
25
furuĢqahda olardım. FuruĢqahé Ġttiḳa déyerdile mınnan qabağ; artıx da
elan bilmérem nemene var.
- siz‿éle HiĢéyinni'süz?
- 'Esli HiĢéyinniyem.
- HiĢéyin‟de deramed necürdü?
30
- ġükr, biz, indi o çoxunan 'döyrük. Da indi o ömrümüzün çoxu gédib. Éle
az da olsa Alla bereket vér'sin. Allah taala neme vérér, gene Ģükr,
gene Ģükr. Teğriben‿ekin çoxalıþ; héyvan zad bi zerre azalıb. Bırda
éle didim ki arpadı, buğdadı, mercidi, noxuddu. KürüĢne kem
bir‿az‿olar. Allah taala eger yağıĢ yağdırsa, yérimiz bir‿az yaxçı
35
ol'sa, pis döy, yaxçıdı. Mal héyvan da äylan qoyundu, géçidi, ineħdi.
Öküz
da
yér
–
mér
sürmélle,
äylen
terehtürnen
sürélle.
Qedim‿öküzünen‿olardı.
- HiĢéyin‟in neğed cemiyeti vardı?
- Valla, 'değiğen bilméyrem.
40
- Néçe parça kendi var.
- AtmıĢ néçe parçadı. AtmıĢ ya altıdı ya dört.
- UĢaxlıx xātirelerinnen bi dene danıĢ.
- UĢaxlıx, neme danıĢım. Evvelinen‿éle bi zerre teğriben sofiyam. Men
héĢ kesnen de iĢim‿olmaz. Éle bücür gellem, bücür géderem. Menim
45
vanétim var. ÜĢ dene maĢınımız var. Biri de menimdi néysandi.
Yük‿aparram, yük getirrem; özüm‿için getirrem. Bıradaki göréy'sen,
292
bıra Alı Qapısı‟dı. Bıra meydan-i Alı Qapı‟dı. Qedimnen Alı Küllügü
déyerdile; elan Alı Qapısı‟dı.
293
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
SÖYLEYEN
: Kitabulla Ekberi / 71
DERLEME YERĠ
: HiĢeyin Merkez
DERLENEN
: Röportaj
5
- Emi aduz nedi?
- Adım kitabulla Ekberi.
- Néçe yaĢuz var?
- Menim‿elen yétmiĢ bir yaĢım var.
5
- Néçe uĢağuz var?
- Menim‿altı dene, üĢ qız üç‿oğlan. 'Hamısı kanardadı, Téhran‟da,
ReĢ‟de. Bırad bi dene yoxtu. Xanım da fōt‿éléyib‿özüm qalmıĢam lap
tek. Özümüz de dört qardaĢıdıx, üĢ bacı. Bacımızın biri öl'üb. Ġki bacı,
döĥr qardaĢ qaléyrıx. Olar da Téhran‟dadıla, mennen sora hamısı,
bacılarım da qardaĢlarım da.
10
- ġéhin‟de milletün rābitesi birbiriynen necürdü?
- Bırda hamı birbirin ta'nır. Müntası 'here öz fikrindedi. Men‿onun
fikrinde, o menim fikrimde ola, bu yox. Her kes‿öz fikrindedi. Hamı da
birbirini tanır bırda. Xéér de Ģer de hamımız... Hatta bıra nisf ‿idi; yarı
ehl-i Tesennündü, yarı TeĢeyyü. Bırda biz‿için‿o ixtilaf filan 'eslen
15
'yoxdí. Éle olarun da xéyri, Ģerine biz géderik; olar da bizim xéyri
Ģerimize gelelle.
- Néçe parça kendi vardı HiĢéyin‟in?
20
ġéyin‟ün teğriben atmıĢ béĢ, atmıĢ‿altı dene vardı; veli 'elan köçüple,
qalmıyıb.
Çoxunda
qalmıyıb
ki.
BéĢ‿altı
dene
ketde
héç
qalmıyıb‿eslen. Dosduli, Bilede, Borgéyim, Göhlever; bılarda eslen
294
qalmıyıp, 'hamısı köçüple; Ergili. Heresinde bir‿öỷ var. Bi dene öỷ
qalıb.
- Qedim toylarun resmi rusumatınnan...
25
-
Toylar ki qedim bırda zurna balaban‿ıdı, dayréydi. Elan here bi dene
bi Ģéy qoyér qabağına: güpbü güp, güpbü güp, güpbü güp, güpbü güp;
héĢ bilmey‿olméy neme 'diyé. Özü de bağıĢla, arvat qız qarıĢéy
birbirine; teke qoĢ qarıĢéy. HéĢ bilinméy oynıyan kimdi; oğlan kimdi,
qız kimdi. Bı yannan da elli nefer filmberdari éléř. Bu onun nāmusun, o
30
onun zadına... Bu 'bername bi ġayi deymez; veli qedim toylarda
tar‿ıdı,
balaban‿ıdı,
zurnéydi,
dayréydi;
qeĢek
getirerdile.
Dēvet‿élerdile; kiĢiler oturardı heyetde ya 'damda. O aĢıxlar, olar çın
çalardı. Arvatdar kanardan damlarda oturardıla. HéĢ kimin haqqı
yox‿udu, dama çıxa, kiĢi xalqı. Elan ki eslen bayram héĢ bilinméy;
35
feqet‿éle here bike portuxaldan, bi cebe purtuxaldan‿almadan
aléy.‿Onda bir‿ay bayrama qalanda, yumurta oynardıx. Yumurtanı
reħlerdig, yumurta oynardıx, tā sizdehe kimin. AxĢamlar, çerĢembe
axĢamı ot yandırardıla damda. Cızıx çekerdile, düz tökerdile damlara.
Çırağı
40
yandırardıla
bacadan
véredileŗ.
Géce
merdüm,
ot
xamuĢ‿olannan sora bi sefer uĢaxlar géderdi bınu onun bacasınnan
qurĢax sallardı. Biri pul bağlardı, biri yumurta bağlardı, biri qorqa,
girdekannan iydeden, bücür Ģéylerden bağlardı. Veli elhmdulla, eylen
da tamam simkedi, qırqunidi damlar; ne baca var, qurĢax sallama,
'hés zat 'yoxti. Éle birinü öṿüne gédün, bi dene Ģirni gördün:‿Allah
45
mubārek‿élesin, qutardı. Menim‿öz nezerimde, kaĢ men tezeden
qeyidéydim,‿o zamanım‿oléydı. Bu menim‿öz nezerimdi. Älan pul
çoxdụ; veli be'lā on berāberi o pul izāfedi. Ġreli gün ağayé Xāliqi‟nün bi
dene, ağayé ġerifiyān danıĢéydi, dédi: Adam var‿älan iki milyon
cibinde pul var, déyér: Seher‿acınna 'ölecem. Onda baba, elli batman
50
arpa, buğda dartéydı, bi dene qoyunnan, çepiĢden keséydi 'qourmalıx,
bir put da neft‿aléydi, dééydi: Bir‿il fikrim rāhetdi. On nefer‿adam bi
295
dene ȫde zindegi éléydi, bi dene qabda qaza yéydi. Älan, oğul dḕy:
Menim‿otağım gerey‿ayrı ola, buxārım‿ayrı ola. O dééy: Men derse
baxéram. Qız déy: Menim‿otağıma héĢ kim 'gelmesin. 'Heresi bi dene
55
zindegi istéy. Älan, olan‿için müĢkil döy; olmıyan‿için belādı. Qedim
bayıra yédende qut görerdik, douz görerdik, ayı görerdik. El'an ayını
qurdí, pelengi vırasan, muhitizist geléř, dādiqah geléy, menābé-é tebii
geléř; veli on dene adam öldürsün, bir nefer tapılméy diye bunı
kim‿öldü'rüp. Qurdun yēsi var; adamın yēsi yo.
296
SÖYLEYEN
: Murtuz Muhemmedi / 80
DERLEME YERĠ
: HiĢehin, Nüdü Köyü
DERLENEN
: Masal, ġiir
6
- PatıĢahla Vezirin NağılıYolunan, xıyabānan gédéydile; bizim‿öz dilimiz; tengéynen gédéydile.
PātĢāhınan vezir,‿ikisi bir dene mirvārid tesbéh gördüle qabağa düĢük. Bu
mirvārid
tesbéhe,
bu
ağa
da
bı
yannan‿elin‿at'dı,
vezir
de
bı
yannan‿elin‿atdı. Bu dédi: Menim'di. O dédi: Menim'di. Ağa, bılar
5
bēs‿éledile. Tesbéh de baha qiymetimiĢ. PātĢāh dédi: Vezir sağ‿olsun,
sen‿indi zülm‿éleme. Sen mennen siddisen. Sen menim dedmin vezirisen.
Ġndi ge, biz, dāstān-i serquzeĢtimizi danıĢağ, her kesinki çox‿ol'sa… Vezir
qebul‿éledi, vezir qebul‿éledi; dédi: Xéyli xob, indi sen dāstānun déyésen
dé; ya men déyérem déyim, icāze vérésen? PātĢah, icāze vérdi. Vezir,
10
dāstānı baĢladı.
Vezir dāstānı, baĢladı. Vezir dédi: Qıbléyé ālem sağ‿olsun, sen Ģah
döy‿üdün. Senün dedün rehmedik Ģah‿ı'dı. Men de xıyabānan gédéydim;
gördüm, bir dene quru kelle atılér, déyér: Men qırx qan‿élemiĢem, qırx birin
de éliyecēm. Bu mene yéke yeldi.
15
- Ölen
köpöyonun
quru
sümüyự,
héle
béle
oğlanasan,
sen
qırxın‿öldürübsen, qırx birin de éliyeceħsen?
Men mını getdim, acığımnan tökdüm deste dibege; deste dibege
döydüm. Mını tökdüm valadan‿eledim, tökdüm bi dene ĢüĢiye, qoydum refe.
Ağa, bu qaldı bur'da. Bir gün menim bi dene qızım var ‿ıdı, övde bākire qızım
20
var‿ıdı, cavan qızım var‿ıdı. Bir gün bu qız dédi: Men sancılanmıĢam.
- Baba, sancılanmıĢam‿öléyrem, öléyrem.
297
Da öcür‿oldu ki biz day bunı villedig‿övde, qap - bacanı berkitdik; o cür
bize eziyet‿éledi munuņ nālesi. Bu qız, bura ora el‿atér,‿o ĢüĢede o davanı
görér. Onnan götürér, bi ke tökér‿eline, atér‿ağzına; munıņ‿ağrısı toxtér,
25
sancısı toxtér; sancısı toxter. Ağa, biz geldik dédile: Qızın sesi kesilip. Biz
xoĢhāl‿olduq.
- Qızım, no‿oldu sene?
Dédi: Hē, siz, davanı qoyubsuz‿orda, meni öldüréysiz.
- Nemene davası?
30
Dédi: Odéy, ba, ĢüĢedeki ağ dava.
- Men, bildim ähvalat nemenedi.
Vezir déyér‿ē: Men bildim ki bırda bi iĢ vār.
Ağa, béĢ gün,‿on gün, béĢ‿aylığ‿olanda, dörd‿aylığ‿olanda, qız,
hāmile oldu. Qız‿oldu hāmile, Qız‿oldu hāmile. Biläxire indi ne vesiléynen
35
munu zāyiman‿éledi, néyledi bi dene oğlu oldu. Bu yannan bu 'oğlān, dedesi
yoxdu, mene tōhin'di. O yannan da ki xob,‿olub da. Onu Allah yaradıb, men
néynim. Veli, o meseleye men qūĢbezengem; görüm‿axı, bu necür qırx bir
dene qan‿éliyecek. Ağa, béĢ gün‿on gün‿oğlan yékeldi; oldu on
béĢ‿on‿altı sindin'de, oldu teqriben cavan. Cavan‿oldu.
40
PātĢah dédi ki bir dene yuxu 'görmüĢem. O yuxu, menim yadımnan
çı'xıp ve onun tēbiri de menim yadımnan çıxıb. Eger‿istiyésüz vezir, vüzera,
vekil; bu boyda ki mennen huquq‿aléysiz, yééy'siz; bunu tapasuz gereħ da.
Xob men ki bir zad bilmérem. Siz ki vezirsiz, bilesiz gerek de.
- KiĢi, biz ne bilek, yuxuda sen ne görübsen?
45
Ağa, bize otuz béĢ gün vēde élemiĢ'di, vex vérmiĢdi, qıŗx gün vex
vérmiĢdi. Otuz béĢ günnükde men‿ağléydım. Dédim: Öldürecek dā. ġahdı,
démezdi öldüreceyem. O oğlan dédi: Baba, niye ağléysan? Dédim: Eh baba,
cehennem‿ol sen de, géç‿o yana ya. Dédi: Baba, dé da; dé mene da.
Menim‿o söz yadıma yeldi; o quru kellenin déyi'Ģi. Dédim: Behiţ döř; bırda bi
298
50
hésab var. Dédim: 'Belé oğlum, baĢımıza belā gelib. ġah bir dene yuxu
görüb; bizden‿istér‿onun hemi eslin, hemi tēbirin. Biz bilmérik. BéĢ gün
qalıb‿ölmeyimize. Dédi: O bir zaţ döy ki, onu men biléyrem.
- He, övün dağılsın bala, dé de.
Dédi: Yō, elan démem. Men, senün baĢuu uca élerem. Narahaţ‿olma.
55
pātĢah ki sizi istiyecek ki meclis quracağ, sefir, kebir, qéyri yığılacağlā; o
déyecek: 'Déyin. Sen diyersen: Qıblé ālem sağ‿olsun, men sen diyen sahatı
bi'léydim; veli men, bu vezir, vüzeranun, vekillerün, gördüm hele; bularun da
fehmi var, ya yox. Oğed évde démiĢem ki bu uĢağ‿örgenib, o gelsin, sen çin
désin. Men géderem, senün baĢu uca élerem. Nārahaţ‿olme.
60
Men de
arxéyin‿oldum munā. Gétdik pātĢahun menziline, éyni vāqäni men dédim.
PātĢa dédi: Qaçın‿oğlanı getirün. Belé, ferraĢlar gétdile oğlanı getdi'le.
Qedim memurlara ferraĢ déyermiĢle. Oğlanı getdile, çox izzet tamamınan.
Munuņ libas mibası da merbutudu. Xob, menim‿ évimdéydi de, vezirem,
varım‿ıdı. Geldi. Dédi: 'Oğlum, dé görüm, men nemene yuxu görmüĢem?
65
Dédi: Qıblé ālem sağ‿olsun, sen gördün, bi dene mejme getdile, qoydula
senün qabağu'va. A, qedim süfre yox‿udu ki, mejméydi, tabaxçéydi
meselem.
- Bu mejmede qırx bir dene qayrılı loxma var. Bu qırx bir dene qayrılı
loxmanın sen 'qırxın yéd'ün, birine gelende bir it‿atıldı, loxmanı götdü,
senün qabağunnan qaĢdı.
70
Dédi: He, bärakalla, éle odu, odu. Sağ‿olsun veziri, eceb déyib,
sen‿örgenibsen. Xob, bunun tēbiri nemenedi? Dédi ki qurban, sen, onda
mejlisi
mürexes‿éle.
Qoy,
babam
qalsın,
sen
qal;
men
déyim.
Mürexes‿éledi, gédenner gétdileŗ. Dédi: Xob, dé görek.
75
Dédi: Valla, menim démeyim ibāretdi ona ki, senin qırx bir dene
aravadun var; qırxı sene helāldí; biri nāĢizedi, biri xarıĢlığ‿éléf. El'an
zirzemide, ferĢün‿altınada qapısı var, ordan pille yééŗ, gédéŗ. Bırda qırx
299
hāramı
saxléyıb,
qoçu
baĢı
saxléyıb,
cavan,
saxléyıb.
Bilexire
olardan‿istifade éléy. Axırda seni öldürücek.
80
- Hē
- Belé,
Fōrî ĢemĢir, zad Ģah bağladı. Men vezir‿idim; mene de vérdi, bu oğlana
da vér'di. Ağa, bu arvadı ki bırda oturub, bunun lap ‿o baĢ heremidi; sen
déme, éle bücür‿oturan yérin‿altı qapıdı, qatdama qapı. Dédi: Dur‿o ya'na.
85
Dédi: E, no‿oluf? Bähanalarına qäil‿olmadıx. Bunu qōzadığ. Atdan qapını
aĢdığ, endik gétdig‿aĢağı. Gördük belé, oğlan diyen düzdü, düzdü.
ġah‿emr‿éledi ki 'oğlum, sen indi buların qırxıın da baĢın kes. Qırx nefer
harāmi var‿ıdı bır'da. Bu qırx nefer harāminin ki baĢın kesdi, çıxanda dédi:
Bu arvadun da baĢın kes, bu oldu qırx bir dene qan. Qıblé ālem sağ‿olsun,
90
menim serquzeĢtim, ecāib serquzeĢtim 'bıdı. Senin ki nemenedi? Dédi: Ay
béynava vezir, men‿aparacağam tesbéhi. Menim serguzeĢtĢm çoxdu. Dédi:
Xob, dé 'da, seninki çoğ‿olar, apararsan.
- Belé, otdux bir‿ağacın dibinde, patĢah dédi: Vezir sağ‿olsun, bes,
menim ōzahımı qoy, sene déyim. Men qara güne qalmıĢam. Meni tazı
95
élééble, it‿éléble. Men qara yüne qlmıĢam. Men, bir dene xanımım
var‿ıdı ki, biléysen de elan da bi; dūreccanab; qara éĢĢekdi; onnan
daĢ daĢıl'la; o menim‿arvadımdı. Bu kiĢinin qı'zı; sen déme éle meni
yuxuya vérér, durér. Menim‿iki dene atım var‿ıdı, çox qevi héykel‿at,
Türkmen‿atı, yél kimin; minéy, gédéy; belferz Lüléy dağa, ya baĢqa
100
tağa; gédér. Orda biŗ dene zağa var, zağada haramılar var;
harambaĢıynan bu cürreĢib, menim tamahımnan da aparér yéélle.
Özleri de tesmim tutélla ki bu Ģahı, könde sal, biz‿öldü'rek. Bir géce,
béĢ géce, üĢ géce; men görerdim soux soux bu arvad girdi menim
yanı'ma.
105
- Övün dağıssın, se hardéydün? Déyerdi: Men, éĢig yoluna yédéyrem.
O da ki Türkü‟dü da, biléysen da; belé, yēni isala.
300
- Men, Ģekk‿éledim, Ģekk‿éle'dim. Men, bir géce barmağımnan bir‿az
yaraladım, bike duz basdım‿ona, yatdım. Yuxum gelmedi, xırımı
çekdim; gördüm belé, bir‿az ki bu arvad meni iteledi. Gördü her
110
géceki kimin yatmıĢam; durasan durdu ayağa. Durdu ayağa, men
xırımı çekdim. Bu durdu, atı mindi. Méyter de gördüm qapıda déy ki
axı xanım, sen her géce atdarı aparéysan; bu atdar‿arıx düĢelle;
menim; Ģah; dedemi yandırar‿axı, öldürtdürer meni. Dédi: Yo, héĢ
zad‿éliyemméy. ġah meņim yanımda sene néyliyebiler. Pox yiyer
115
Ģah‿öldürü seni. Néyler!?
Arvad buna dér.
- Éle bı ki hayatdan çıxdı; men dédim:‿Ay méyter‿o biri atı çek. Dédi: Ay
qıblé ālem sağ‿olsun, qoy yeherrim. Dédim:‿Ay qurumsağ‿oğlu, éle
bücür, çuléynan çek. Çuléynan çekdi. Alla terefi menim bi dene
120
örgenmiĢ 'tazım 'var‿ıdı. Bu tazı mennen geldi, gétdik. Bu at,‿o atun
havasıynan, havasıynan, havasıynan…. Dağın bȫründe biz gördük
belé, bir daĢ; çıxdıla; aĢırdıla, bi dene yéke daĢdı, qapı kimin; aĢırdıla.
Bırda ıĢıḳ var; Ģem qoyubla, néyléple; bilexere burdan géĢdik. Men,
bırda kéĢiħ çeħdim, gördüm‿arvad géĢdi içeri. 'Oğed qaldım qapıda ki
125
bu
arvad
menim
gözümün
qabağında
bılar‿ıçın‿oynadı.
Bılar‿ıçın‿oynadı da raxasslığ‿éledi. Annan‿o haram baĢı dédi: Men,
'démérem qoy gelek, bu köpéy‿oğlun‿öldürek, getirek sirvetin burda
yé'yek.
Dédi:
He,
Az
qalıb‿éle,
yåxunlaĢıb‿éle,
bu
günner‿öldürttürrem, nārahat‿olma. Bilexere, bı'lar qıx neferdile. Qıx
130
neferdile, sanéyram ıĢıqda; veli o harambaĢıynan bu teğriben, bu
dostdu. Bular, otuz doqquzu, bu 'menzilde yatdıla, arvadınan
harambaĢı géĢdi içeride yat'dı. Ġçeride qapılar var‿ımıĢ. Men, bụların
redifin belle'dim, onunkun bilmedim hayandadı. Ağa, éle bular bi
çurtdadıla; xob bular da mest‿adam‿ıdı da; çurtdadıla, men géĢdim,
135
buların
otuz
doqquzunun
baĢın
kesdim.
GéĢdim
içeri.
Dolanéydım,‿ayağım deydi; bılar bildile, adamlar qōzandıla. Men, o
301
kiĢiye herif‿idim; veli arvat meni ehāte éledi. Arvad‿ona kömey‿éledi;
meni o kiĢi yıxdı. Yıxanda Allah terefi dalıdan menim tazım, ağız‿atdı
munun bu; bağıĢla; xayasına; bunu çekdi, anqırtdı saldı yére. Tazı
140
bunu öldürdü. Men, bının da baĢın kes'dim. Bının baĢın götdüm, fōrî
çıxdım‿éĢige, arvada dinmedim. Fōri çıxdım‿éĢiye, min'dim‿atı,
getdim géçirtdim‿içeri. Bir pulo qazanı var‿ıdı, yarımçılıq pulo var‿ıdı
içinde. BaĢı qoydum pulo qazānna. GéĢdim‿uzalandım, yatdım.
Gördüm belé, arvad geldi çox kehilliye kehilliye, çox titiriye titiriye. Béle
145
soğuqdu ku. Bu, esebāni halında gelér, nārahat; misliinki dede babası da ölüb‿éle. Belé, arvad yétiĢdi. Men dédim:‿Ay‿ëvün
dağılsın, menim dedemi yandırdun, sen harda'san, niya béle élésen!?
Dédi: Ay kiĢi, bilméysen, bi yéce oğed‿éĢik yoluna gétmiĢem‿ölérem.
Dédim: Xob, lap yaxçı. GéĢdi éle bu, biraz uĢdu menim yanıma;
150
biraz‿istilen'di; dédim: Valla, men béle acıxmı'Ģam. Béle acıxmıĢam,
gör‿eye qäzon var, bi tike vér mene. Ağa, bu géĢdi, qazanı götdü,
gördü baĢ burda. Bu bildi, menem. YavaĢ yavaĢ bu, yanı yanı yéridi;
bir yaxdan var‿ıdı, bir böyük sandıx var‿ıdı.
AğaĢ sandıx, zad qedim‿olarmıĢ, Ģahlıxdı da, her ne var‿ımıĢ.
155
- Bının dalından bi dene çubux götdü, vırdı mene; dédi: Ol, tāzı
köpéy‿oğlí. Men‿oldum bi dene tāzı. QeĢeħ bi dene ala göz tazı
oldum.
Sen déme, ona menter çubuğu diyermiĢle. Ona bir dua oxumuĢ ‿ımıĢ.
Bunun neneséynen bir arvadın nenesi Ģāgird ‿imiĢ. Bu molla bu çubuğa dua
160
oxuyub, vérib bılar'a; her kese vırsun, ne désün,‿o olar. Vırasan, diyesen:
DaĢ‿ol,‿olar. Vırasan; diyesen: Ġt‿ol,‿olar.
- Ağa, men‿oldum bi dene… Çağırdı: Ay qulam, keniz, köpey‿uĢağı, it
niye géçib Ģahun‿otağına. Ağa, meni çıxartdıla éĢige. Bu tazılar
daraĢdı menim canı'ma. Su gülüfünnen çıxdım, burdan, ‿ordan‿ordan
165
gétdim; bir dene Allah terefi, bir hasarda bir su gülüfü var ‿ıdı,
302
hasardan su çıxardı éĢige; men soxuldum bura. Soxuldum bura.
Gördüm yox‿da; da bırda da it mit yox'du. Da burda meni, boğan
yoxdu. Bırda xırımı çekdim. Seher‿oldu, bırda bir dene xanım geldi,
burda paltar zad yuma'ğa. Mının bir cavan da qızı var ‿ıdı. Veli
170
béĢ‿altı gün géçib‿ē, menim bıra gelib çıxmağım béĢ‿altı gün géçib;
menim; bu it‿olannan sora. Day ses düĢüþ Ģah‿itip, memlekete ses
dü'Ģüþ. Ağa, bınun bu qızı geldi, durdu menim gözümün qabağında.
Men de düĢmüĢem bura. Bular da paltar yuélla, dédi: Ōy nene! Dédi:
'Belé! Dédi: Oy nene, bu tāzınun gözleri, bizim Ģahun gözlerine oxĢér.
175
Dédi: Kes qız, bi dene itdi, Ģaha ox'Ģar? Dédi: Nene, and‿ossun
Allah‟a, 'dayım canı… Mını o arvad‿éléb‿ē. Ağa, arvad‿é'léb! Bu
arvad geldi baxdı, dédi: Canın yansın bala., 'diyesen de bizim Ģahdı.
- Seni o arvad éledi?
- Kiprigimnen dedim: He! BaĢımnan dédim: He!
180
- Seni çubuğunan vır'dı?
- Dédim: He!
- Dédi: Xob, men sene nicat véreceyem.
- Ağa, getdi mene bir dene dava yaxdı. Annan bu sefer bike istide,
zadda yat'dım. Döndü bu sefer bi dene çubuq... Dédi qıza: Gét, o
185
yükün
dalındakí
çubuğu
mene
geti.
Vırdı,
dédi:
Ol‿adam
köpéyōn‿iti.
- Oldum Ģah, durdum‿ayağa. Özüm çox xoĢhāl‿oldum.‿Ġstedim bu
arvadun‿ayağınnan, zadınnan da öpem; torpağınnan da ö'pem. Dédi:
nārahat‿olma, mene qaza zad vérdi, dédi: Elan gédeceħsen; bu
190
çubuğu vérérem sene, gédeceħsen; veli o arvad bu sefer seni vırsa
day sene elac‿olmaz‿ā. Gözle, vırmasın seni. Sen qabaxla, onu vır.
Ġndi her ne désün dé. Déne: Ol‿éĢĢek, ol‿ayı. Her nemene désün‿o
olacax.
303
Dédi: Da bu sefer‿onun dedesin yandırram.
195
- Bil'exere, men, gétdim çıxdım öve. Ağa, ceĢn tutdula.
- ġah geldi, Ģah geldi.
- Çıxdım, bu arvad mene baxdı; héyretzede oldu.
- Bu ne cür‿oluf 'gelib!?
- Ġstedi yan yan géde sandığa sa'rı, o çubuğuna sarı; yüyürdüm, bına bir
200
çubuq vırdım; dédim:‿Ol‿éĢĢek; dürecenab; köpeyin qızı. Bir dene
oldu éĢĢek; dürecenab, maça éĢĢek. Elān ki yük daĢıl'la, daĢ daĢılla,
heman‿éĢĢek menim‿arvadımdı.
Vezir dédi ki qıblé ālem sağ‿olsun, senin dāstanun çox‿oldu. Tesbéh
seninkidi.
205
Olar yédile, iĢdile; medd-i murada yétiĢdile; inĢalla siz de yétiĢesüz.
- Ġki QardaĢ Biri var‿ıdı, biri yox‿udu, Allah‟dan qéyrez héĢ kes yox‿udu, iki qardaĢ
var‿ıdı. Ġki qardaĢın biri çox sirvetmend, çox dāréy'di, biri yoxsul‿udu; meni
210
kimin. Birinin bi zad yoxıydí; ammā buların her‿ikisinin de ëvlad yoxuydı, her
ikisinin de ëvlad yoxuydı. Bir dene derviĢ; o mōqe resm‿imiĢ; geldi, éle elan
da déyelle dua yaz, qoy‿öỷladı olsun, meselen; belé, o derviĢ geldi: Heq
dus, ya mōlā. Bu sirvetmend qaradaĢın xanımı, bir pay ki bın çin apardı; bu
bir‿ah çekdi. Dédi: Xanım, niye? Bacı, nene, niyā ah çekéysen? Dédi: Valla,
215
xob, qämnakıx da, biz qämnakıx; odu ah çekéyrem. Biz‿iki qayın xatınıyıx,
bizim‿öỷlat yoxumuzdı. Dédi: Ağa, onda éle men bi yéce burda qa'lam. Belé,
bulara iki dene alma getirttirdi. Ġki dene almaya dua yazdı, dédi: Birin o yésin
sahıbıy'nan; desturu da var; qusl‿élesin, néylesin;‿olar hele héç; o yésin,
parasın bu, parasın‿o; birin de sen yé. ĠņĢalla siz,‿öỷladuz‿olar; men gellem
220
sizden‿artıx da lüzüm‿allam.
304
Belé, vırdı, hemun doqquz‿ay géĢdi. Buların her‿ikisinin de; o erbab
qardaĢın qızı oldu, onun‿adın qoydula Simüzer. Yoxsul qardaĢın‿oğlu oldu,
onun‿adın qoydula Āyetulla. Ağa bılar her ‿ikisi; xob, bir‿övün‿uĢağıydıla
da, yoxun‿udula. Bular yédile, iĢdile, yékeldile, mollaxanaya gétdi'le.
225
Mollaxanaya gétdile; o mōqeün mollası, bulara ders vérdi. Bılar, erseye
gelennen so'ra molla geldi, munun dedesine Ģikayet ‿éledi; dédi: Valla, sora
mennen‿incime. Elen day bılar āĢıq‿olupla, cavan‿olupla. Bılar da
oxumağınan yoxdula. Men sene 'déyrem, sen de mene heq véréysen. Ağa
day bu qızı qoymadıla, géde derse. Oğlan, qız kimin‿ayıx döymựĢ. Qız
230
çox‿ustad‿ıdı insāfen; çox da geĢeħ faaliyet xerce vérib‿o. Bu qız kötdedi,
oğlana dédi: Övün dağılsın, day meni sene 'vérmiyeceħle. Ġndi ge sen, men
déyene bax. Dédi: Yaxçı, nemene désün, baxaram. Dédi: Amma bax‿'a.
Sen; pul vérim; gét, iki dene at‿al, iki des libas‿al, ox kaman‿al. O filan
hasarımızda; mesele Eli‟gile sarıda; filan xıyabanın, küçenin ‿ağzında qāl.
235
Men, özümü yétirrem sene. Narahat‿olmıyasan, gözle villéyib gétmiyesen
bed'bext, Āyet. Gözle, meni elden salma. O da qōl vérér, qōl vérér.
Ağa, Bılar‿ikisi çıxélla, bırdan qaçél'la. Qaçélla, bir müddet de
gédennen 'sora; xanım da merdāne libası géymiĢţi. Bu Āyet déyér ki baba,
bu; men bilmérem ki; meni aparér‿öldürmeye, neye, filan. Bike istér‿atı
240
sustal'da, qala 'dalı. Bu qız qayıdér déyér: Āyet! Déyér: Öỷün dağılsın,
menem‿ē. Gözle, pert‿olmıyasan, qayıtmıyasan‿ā. Menim‿abrım géder‿ē.
Ge sal qabağa. Saldı qabağa, bırdan bılar géti'le. Allah görsetmesin; bir dene
Yahudu Ģehri var‿ıdı, müselman da var‿ıdı or'da. Bir ġemūn-u yähudu
var‿ıdı bırda, o Ģehrin böyügiydi. Gétdile bınnan‿icāze aldıla.
245
- Bes bizde qeribeyik, gelmiĢik; icāze vérésen, biz bırda dükan qoyax.
Bir cür‿oldu ki bıların‿iksiin dükani bir yérde 'olmadı. Biri bu tayda oldu,
biri o tayda oldu, xıyabānın; indiki lefz. Özleri de Al'lāh‟ın qudretinnen
birbirine béle oxĢardıla ki ād da iĢséydün, héĢ birin xalq, qız bilmezdi, oğlan
bilmezdi. Birbirine oxĢardıla bılar. A'ğa, bu millet gördü ki; bıların‿ëvü
250
dağılsın; bu iki dene qeribe de merdimin müĢterisin kesip. Day héĢ kes
305
bılardan‿alan yoxdu, éle, bı'lardan alella. Bu kiĢiler géti, ġemūn‟a
Ģikāyet‿éledile. ġemūn‿özi geldi, bir berresi éledi, bılara bir bāzresi éledi,
çox metin‿imiĢ lāmesseb, Ģekk‿éliyebilmedi. Bir dene qārı arvad tap'dı;
qedim ki tükçe qārısı diyerdi'le. Belé bi qārı arvad tapdı, dédi: Senin
255
bir‿ağrun qızıl, bir‿ağrun gümüĢ sene verece'yem; bilésen ki menim varımdı.
Dédi: He!
- Sen, bıların oğlan - qızlığın bile'sen. Qız‿olsa, menim menzilime; bā, bu
sederini açıx qoyéram; getiresen küpürnen. Ge mennen qızıl,
gümüĢüü al‿apar. Ne ğede yéeceksen, yé dā.
260
Qārı néyledi!? Bir géce bu oğlan géderdi qızın menziline, bir géce o
gelerdi mının menziline; xaq Ģekk‿elemezdi ki bılar, hası hasının menziline
çox gédér. Ağa, qārı geldi néyledi! O gecesi bu qara yétmiĢ‿oğlan,
gedecēydi; yıxıldı bının yoluna, nāle éledi: Ay millet, ay Müselmannar,
men‿öléyrem, men kārĭvannan dalı qalmıĢam, mene bir réhm‿éléyin. Bu
265
oğlan geldi, durdu mının qabağında. Dédi: Ay‿Allah‟ın cavanı, Allah‟ın
bendesi, menim de éle oğlum var‿ıdı, aradan gédib. Dedem‿aradan gédib,
min dene qara yaxdı. Bes sen, meni apar, bi yéce hifs‿éle. Bu oğlanın rehmi
gelér, götürér bını, gelér qapı'ya. Getirér qapıya.
- Emi qızı!
270
- Belé!
- Bir dene qarı arvatdı getimiĢem. Çox qara gündéydi.
Emi
qızısı,
bına
bi
qaĢ
qabax
sattırdı,
dédi:
Évin
dağılsın‿iĢtibāh‿éléyib'sen. ĠĢtibāh‿éléyibsen; amma da getiriþsen, senün
xatirüve men‿istemérem,‿aparasan salasan xıyavana. Diyesen ki bizi
275
qoymuyacaxla, biz‿axır bi yérde baĢ çıxardax. Ağa, arvaţ geldi.
- Éle men, bu küçede qallam, siz héle, géçün‿o otağuza.
Qedim küçemiz de var‿ıdı. Bizim‿éle elan da var. Belé, bu qaldı éle bu
küçede. Bir müddet‿ağladı, sıtqadı, néyledi, ahızar‿éle'di, onnan sora yavaĢ
306
yavaĢ toxtadı. YavaĢ yavaĢ toxtadı, bılar da, yéb‿içéydile; xoĢu geldi, bu
280
oğlan dédi: Qarı nene, éle sen de gel, bırda bizim yanımızda otu da; elan ki
halun toxtéyib. Ağa, qārı geldi, bırda ot'du. Bu lehneti qarı néyledi! YavaĢ
yavaĢ, yavaĢ yavaĢ bıların‿o yéb‿iĢmeyine...
- Yox hele, men, çayı da men tökerem.
Meselen‿o mōgé Ģāyed meĢrub da var‿ımıĢ.
285
- MeĢrubu da éle men tökerem. Nemene zehrmaruz‿ol'sa, men size
xitmet‿éle'rem. Menim de éle oğlum 'vardı, menim de éle qardaĢım
'vardı.
Sanér de bılar‿ıçın. Dürüs bıların reddin‿azdırdı. NuĢdāru, bu dārudan
tökdü bı'na ki yuxu getirer. Bılarun her‿ikisin de diyiretti ora, éle iĢdile. Belé,
290
bının qoltuğuna bi elin soxdu, gördü yo, bının qultuğunda sine mine yoxtu, o
birsi qızdı. Qızı sürütdedi, qapıdan çıxartdı, qoydu küpine; yanı küpi
yoxundéydi, fōri el‿idile. O küpine qoydu, küpin piçin burdu, özü de otdu
yanın'da. ġemūn‟ın sedersisinnen, çarderisinnen géçirtdi içeri, apardı
ġemūn‿ıçın. Belé, xeber geldi süb çağı ġemūn‟a ki biléysen qārı qızı getirip,
295
qārı qızı getirib.‿Allah görsetmesin, Āyet, yuxudan‿uyandı, gördü; kül bının
baĢına, bu annaméyib, qız heqdéymiĢ. Gétdi qız, gétdi.
Bu Āyet, néyledi!? Durdu, bir dene cebede Ģéy Ģüy tökdü,
bırdan‿ordan. Xob hara yédeceydi, bu ne bilér. Dédi: Xob, bi sorağ tutum dā.
Bırda
300
orda
véyvaĢ
véyvaĢ;
begōlé
MeĢ
Qurbaneli;
gezéy'di:
Ay
xurdavat‿alan, fılan fes mekan...
- Görüm ne xeberdi. Belke bu qızdan bi xeber bilem.
Qız da külefirengiden baxéydi gördü; hele, bı tézlikde yox‿ā. Gördü.
Ağa ġemūn dédi: Gelim mının menziline? Dédi: yox, qīx desd‿aĢıq
getireceksen, qīx gün mene toy çaldıracaxsan, bir deste zerbaft libas men çin
305
tiktireceħsen, getiresen bırda véresen me'nē, men gé'yem, annan menim
toyum sennen baĢa gele. Éle me, sen çin gelmiĢem, nārahat‿olma. Men, da
seni kimi Ģexsi hardan tapacām. ġemūn da yumuĢandı, bu diyennere
307
emel‿éledi. Qırx dest‿aĢıx tapbıĢdı, getirib doldurmıĢdı. AĢıqlardan biri éle
dayra çalandı, biri zırna çalan; hemereqem var. Ağa bir middetden sora; o
310
Āyetullah; külefirengiden göréydi, gördü, diyesen bir dene, bı Āyet‟di, uzun
pelto géyip, bi dene de cebe, qabağında bücür tutub, dolanér. Dédi: Éle bu
odu. Bir kenizi var‿ıdı, çox qolu çolmaq. Kenizine dédi: Kenizim, du ge bıra.
Dédi: Belé! Dédi: ba, o çerçini göréy'sen? 'Onu day getiresen bıra‿ya, gözle,
gelmez, vıra vıra yeti. Getiresen bıra, 'nemene istesün, sen çin‿alacām. Ağa,
315
dé bayax keniz, qopdu gétdi, yapıĢdı mının xırtdeyinnen.
- KiĢi, sen, mene ne déy'sen?
Dédi: ġahun‿arvadı, seni istéy, yéke qelet‿éleme. Ağa, keniz, bını
sürütdedi getdi çıxartdı, çıxartdı yuxarı. Gördü, belé; Simüzer xanım da qızıl
libasları géyip, özinin,‿aynanı qoyuß qabağına; beqōli uĢaxlar, bedennümā
320
aynası déyerdile o mōqéy. Bedennümā aynasın qoyuf qabağına, eksin çekiþ,
bir dene ecayib bir zāt. Bu Āyet, gi'rér, mını tanıméř.
- Qıblé Ālem sağ‿olsun, xanım ne déysen mene!?
Dééy: Külüm senün baĢuva, men sene démedim; qārını niye getdün!
Gédersen, iki dene at; pulun da ki var; dükannarı berkit; veli birine hibbe
325
éleme. Beid döy, sen bedbext‿olacaxsan, qayıdacaxsan. Sen de Ģuur yoxdu.
Sen, hibbe éleme birine, iki at, iki des libās-i merdāne cürrersen,
gelersen‿ağcada üsdünde qalarsan. Bı qızı yollér sua‿yā, yollér kanara; day
bı mıncığı, o mıncığı yığér, tökér‿ora, déyér qıza; Sen çin‿almıĢam da.
- Ve amma gözle pert‿olma ya, men, özümü yétireceyem sene‿ye, o
330
cadanın kanarında. Sen, meni, gözle villersen‿ē. Men‿özümü
yétirecem.
Ağa, bu kiĢi geldi orda atdarı saxladı. Haçannan haçana, mını
bedbahlığ yuxusu tutdu. Bedbexlıx yuxusu tutdu bını, bu, bi çurtdadı,
çurtdıyanda atın biri bının‿elinnen sürüĢdü, çıxdí. Bu aralandı o yana.
335
Aralandı o yana, Āyet de bı yana yıxılıp, yatıp da. Bu xanım geldi, çıxdı bıra.
Xanım çıxana kimi, sen déme aĢıxların birinin tiryeyi, zērmarı pulu yoxdu.
308
Dédi: Görüm, bir‿ëy möy çababillēm, bir zad‿oğurruğ‿éliyebillēm? Çıxdı, bı
yanda gördü, bi dene at, üstünde xurcunu, biri de o yandadı, biri yatıþ. Dédi:
El vıréyram. Eye uyansa, diyerem: Yeherin düzeldéy'dim. Uyanmasa da ki
340
mindim, qutardı, menimdi da. Ağa, Allah görsetmesin, bu āĢığ‿éle bu
atun‿üstüne aĢan'da, Simüzer‿özün yétirdi bı atın yanına; veli o düĢen
düĢüb, qaranquluq gécedi da, o yana. Āyet, uzalanıb yatıb, qara yatıĢ. A, dé
bayax...
- Ay em‿oğlu dayan!
345
Em‿oğlu da'yan diyene kimin; Simüzer, atı mindi, bının dalénca qōdu.
- Em‿oğlu dayan, em‿oğlu dayan.
Béle bildi, bına naz‿élér. ĀĢıq, qayıtdı, dédi: Rehmetdiyin qızı nemene
déésen; em‿oğlu, em‿oğlu. Pox yédi em‿oğlu dedesiynen. BoĢla o yana da,
nemene em‿oğlusu! Dédi: Gét, anun süti kimin sene helal. Da men‿oldum
350
biçāre. Ağa, bı vırdı özün; veli Āyet‟e tapĢırıp:
- Dukan mukanın hibbe éleme. Beid döy qayıdasan, qoy xeĢligü olsun.
Ağa, bı özün vırdı bir dene dağa; meselem béle bil, belferz Mecere,
Xımıs dağına kimin. Élat var‿ıdı, bırda çoban var‿ıdı, qoyun saxléydi. Sübhi
çağı, gün çıxan zaman bı çıxdı gördü, belé bi dene çoban bırda bir bölük
355
qoyun‿otarér. Çoban, éle izaxdan mına salam vérdi. Çün libas mibası
qızıllığıydı, görkemliydi teğriben. Ġzaxdan salam vérdi. Bu dédi: Ay çoban
yoxuna ge, yoxuna ye. Ëyün dağılsın çoban, men, sen çin gelmiĢem. Dédi:
KiĢi, meni 'sarépsan!? Dédi: Yo, men sen çin gelmiĢem. Fōri bir dene men
çin qoyun kes. Belé, bi dene qara qoyun mına kestirdi. Dédi: Ġndi bi kere
360
mene çörek mörek vér. Bu bir des merdāne libası ki terkinde var‿ıdı, bını
vérdi çobana, dédi: Bu at, bu sen, bu da ox kaman, gét kendüze, déynen;
men çin bir hanım gelip. Gelin,‿onu getirin. Men, bırda qoyunnarun
gözlerem, nārahat‿olma. Nééyledi!? Bu çobanın libasın géydi, qoyunun‿o
qatqatınnan géçitţi baĢına. Qatqatı, bilersen da? Belé, qārnında bir kepir
365
yér‿olar; o hezmidandı, qoyunun hezmidanı; qatqat diyeriħ biz‿ona
309
qedimnen. Qarnındadı, qatqat diyelle, kepir‿olar, onu qaĢılla, annan yualla,
qarnın, her kes yése; men héĢ yémerem‿ömrümde. Belé, qoyunun
qatqatınnan géçirtdi baĢına, oldu bi dene qeĢeħ kéçel.
Çobanın libasların géydi, oldu bir dene kéçel, bir dene cavan. 'Döndi
370
Gilan‟a sarı meselem. Ağa, döndü Gilan‟a sarı yol baĢladı gétdi. Yol baĢladı
gétdi, çıxdı deryā qırağına. Deryā qırağında keĢtibān var‿ıdı. Bılar géderdile,
gelerdile. Bının da otuz qırx dene adamı var ‿ıdı, kārigeri var‿ıdı. Ġndi balıx
tutan‿ımıĢ neymiĢ, onda hele iĢim yox. Bu keĢtibān da yaxçı bir adam ‿ıdı.
Dédi: Valla, men kéçelem, bîçāreyem. Mene bırda yér véresiz, men, bırda
375
siz‿için aĢpazlıx‿éliyem. Dédile: Ëyün dağılsın, senin ki kifir kāfir tökülér
sifetünnen. Özün pis saxléydi, bénevā. Gördüle yō, bir gün,‿iki gün saxladıla
gördüle, çox qābil‿aĢpazlıx‿éler. Çox merbut cavandı bı. Bırad bir,‿otuz qırx
gün qaldı. Bu cür leng‿olér ki o erinnen bir sorağ tapıla‿yā, emisi oğlunnan,
Āyet‟den. Ağa, sorağ ki tapılmadı. Bir gün mını qem tutmuĢdí; xob, çiħrli
380
paltarda qalmıĢdı. Bu keĢtibān qabağıcax çıxan'da görér ki mının bı araxçını
redd‿olub, bının qızıl görükér. Ġndi, o ne möhterem‿adam‿ımıĢ. Seslenér:
Ay kéçel,‿ay kéçel, yatıpsan diyesen? Bu, durér, özün düzel'dér; veli görér,
bını görüple. Görér, bını biliple ki bının qızılı var. Dééy: Xob da, meen ki bıra
kimin‿idi. Bının nuĢdāru, davāyı bihūĢi varıy'dı. Éle hemun feqeredeki bılar
385
geldile ki, o yéeceydile, axırında bir‿içeceydile; o içeceħlerine bıların; çay ki
yox‿umuĢ‿o mōqéy, bilexire meĢrub‿udụ ne zeher‿idi, ya su‿udu; bına
dārū tökdü. Bıların hāmısın‿éledi bihūĢ. Durdu, néyledi! Bının kārigerrerinin
hāmısının baĢın kesţi; veli bu kiĢini, 'öldürmedi. Bir zat yazdı qoydu ki her
mōgéy gelip tapıl'sun, men senin keĢtü apardım; veli seen pulun vérecem.
390
Ağa, atıldı; özü de çıxmıĢtı, enmiĢti, keĢtini rōĢen‿éliyebiléydi. Ağa,
çıxtı, deryānun‿üzü; ıhı diyesen, gétti, Enzeli‟ni géĢti béle bil, géĢţi. Bırda bi
dene Ģāhzāde gelib Ģikar‿éléydi, Ġbrahım‿addı. Bu Ģāhzade dédi: Ay
gemiçinin qızı, gemiçinin 'xanımı'san, 'neyisen, filansan! Bu dédi ki sen
kimsen? Dédi: Men Ģahzāde Ġbrahim‟em; hası Ģahın ‿oğluyam. Dedi: Ëỷün
395
dağılsın, men, sen çin gelmiĢem da. Dédi: Xob, ge yédek da. Dédi: Külüm
310
seün baĢua, niya, men sennen gelim, gédim Ģeh're. Gét, qırx dene men çin
qız getiresen, vekil, vüzera qızlarınnan cavan qız, temiz libasınan, qıŗx dene
qız getiresen, men sen çin gelmiĢem‿éle. Ağa, bı da gétdi, hū saldı. Ağa,
Kabla Emi‟nin qızın, Ağa Zekerya‟nın qızın, o birsinin qızın, cenabun qızın,
400
vekilin, vezirin qızların; o nemene o Ģeherde cavan qız var‿ıdı, gȫçek qız
var‿ıdı; hamısın yığdı, géyindirdi, getdi. Bı, keĢtini getdi yoxuna; indi qayığı
var‿ıdı, neyi var‿ıdı; bıların hāmısın mindirttirdi, Ġbrahım‟a dédi: Bilḕsen
nemene'di!? Gözle, hepetteme, gét dört tene āğ birçek‿arvat 'geti, annan
mennen gédek da. Men sen çin gelmiĢem da özün kü biléysen. Ağa, Ġbrahım
405
da gétti, dört béĢ dene qārı arvat taptı. BéĢ‿altı dene de qārı arvat getti,
geldi. Gördüle; keĢti hardéydı, qız hardéydı.
Bı qızlara dedi: Ġstéysiz bir dolanāx? Dédile: Xanım,‿özün bilersen!
Ağa, özün bilersen ki, keĢtini sürdü deryanın ‿o tayına. Ġndi, bu derya
yékéydi, xırdéydi; bırda vasailleri de var‿ıdı. O keĢtibānun yémelisi, iĢmelisi
410
var‿ıdı. Bu, sürdü keĢtini o tayına. O yére çıxtıla; gécéynen géttile, sübhi
çağı çıxtıla; sen déme bılar çıxélla bi dene qırx 'haramının porusuna. Belé,
qırx 'haramının porusuna ki elan da poru diyelle da. Bıra çıx'dı. Éle duran,
durdu, gördü; keĢti sahab,‿éle bir keĢti xanım getirip. Bu, endi, dédi: O
harambaĢına déyin: Bıra yelsin. HarambaĢı geldi qabağa. Dédi: Ağa, men
415
sen çin gelmiĢem. Bu qızlar da seün neferatun çun gelip. Bılar da
menim‿adamlaımdı. Biz,‿éle siz‿için gelmi'Ģik. Ağa, bıların da havasları
nacam‿oldu. GéĢtile içe'ri. Ağa, bir qız, bir‿oğlan; bir qız, bir‿oğlan‿oturttu.
Özü de ottu reis-i haramının yanında. Dédi: Xob, men, elan bırda ceĢn
tutéyram. Men bir ceĢn tutacağam, qızlar, Ģarab tökeceħsiz. Ġkisin qızların
420
tuttu aĢpaz, desteferman, dédi: Biléysen, bir tuluğa béyhūĢu tökeceħsiz, bir
tuluğa yox. BihūĢu tökülennen sen véreceħsen kiĢilerē, sen véreceħsen bu
saĺamatınnan qızlara. Ağa, o fendi éledi, bılar qırx biri de diyirrendile. Dédi:
Qızlar! Dédi: Belé! Dédi: kül baĢıza, siz, héĢ qassablıx 'bilmesiz? Dédile:
Xanım, nééyliyek. Dédi: Öldürün de, héĢ zat. Ağa, dé bayax; hamısın ĢemĢiri
425
var‿ıdı; haramıların ĢemĢirinen bıların qırxının baĢın kesdirdi. HarāmbaĢının
311
burun qulağın kesdi. Bıların‿atdarın çıxarttıla, mindile. Day keĢtini villedi
bırda. KeĢti qaldı bırda. Bırda sürdüle. Hara!? Meselen day‿indi Zangan‟a
gedeceħle, hara yédeceħle özleri bilér da. Bi dene Ģehre gédeceħle. Géttile.
Bırda; qedim dōlet quĢu uçurdardımıĢla, hetmen, éĢidibsiz, tevecih‿éliyibsiz.
430
Sen déme bırda dōlet quĢu uçurdélla.
- Ay haramı geldi, haramı geldi.
Bu dééy: Baba, biz oğurru dȫylük. Veli da qızlara déyib: Paltaruzu
evez‿éléyün‿ē, harāmı paltarı giyeceħsiz siz‿ē. Bir nefer biline, qızdı,
dedesin yandırram. Hele görek, baĢımıza ne geléy. ĠnĢalla axırda çıxacāğ
435
dede nenemizin yaana. Ağa, bılar,‿o fendi éledile. Evvel, merdim, dédi:
Harāmi geldi, harāmi geldi. Dédi: Baba, biz qonağıx, géçib gédéyrik da. O
quĢ bilevarıs, gelesen‿ottu, mının baĢında. Ağa, gelesen‿ottu mının
baĢında. Geldile: KiĢi, bu quĢ, iĢtibah‿éléyib. Dédi: Xob,‿iĢtiba éléyib,
tutun‿aparun. Apardıla, gene villedile, gene yeldi, qondu mının baĢında. Axır
440
apardıla, bını bi dama saldıla, quĢ gétti, bacadan géĢti yétti, ottu mının
baĢında. Ağ seqqelleri, bıların, Ģehrin böyüħleri dédile: Yo, bını, biz,
Ģah‿élerik. BaĢarıxlı adam‿olar Ģahımızdı, bi-baĢarı olar, béĢ‿altı ilden
sonra déyerik, çıx gét da; davası yoxtı bizinen. Dédi: Belé, men de
ocür‿élerem.
445
GéĢdi, bırda oldu Ģāh, oldu derbāri. Dédi: Menim içe'ri péĢxitmetim,
nökerim özümün var; éĢigi, siz, muhafizet‿éliyeceħsiz. Sizden bir nefer
menim hasarıma giren yoxtu, tā menim icāzem‿ola. Meselem mēmurunan
filanınan gelesiz, sözüz‿ola. Nééledi!? Ġki dene mēmur qoydu. Bu libasınnan
eks saldı, vırdırdı dervazanın‿içeri üzü'ne. Özüne de iki dene mēmur qoydu,
450
meselen de, bizim‿aĢağı yolda. Dédi: Her qonax bıra gel'se; dilençi ola,
séyid‿ola, gezenti ola, çolağ‿ola; onu getirersiz bıra. Ağa, mēmurrar, her
gelen qonağı getirmeħde ol'sun. Sizin de canız sağ‿olsun.
Geléydile, 'yéydile. Özlerine de, bu iki nefere tapĢırdı ki her kes bu ekse
baxıp tüpirse, tutun; baĢın bulasa, tutun; öpse, tutun; söyse de, tutun; xéyér,
312
455
saĺamatça adam yép çıxıp gédér, iĢüz‿olmasın. Ağa, ocur‿éledile. Tike tike,
bılar, bir dene bir dene geldilē; hetta ġemūn da geldi. ġemūn gelib qızın
libasları için. ġemūn gelib.
- Men, qızıl libaslarımı getirib, on çin gelmiĢem.
KeĢtibān gelib.
460
- Men, 'keĢtim‿için gelmiĢem.
Hāmısın sōra muhakimeye yığér‿a. Emisi oğlu gelennen sōra olér
bı‿yā. Axırında, bı emisi oğlu geldi; bırda bir bélençil baĢın buladı, durdu
ağlamağa. Bına üĢ dört geldi, nökerrerden.
- KiĢi, sen niya ona ağladū, eksi niya biqurb‿élé'sen?
Gettile, gördü, belé bu emisi oğludu. Bir gün dédi: ġah, tājquzārı élér;
465
bilin, hāmı gelsin. Ağa, yığdı tamam saran-ı o mahalı, o memleketi ya Ģehri,
yığdı ora. Bir bir bılardan tuzihat soruĢdu. O kiĢiye dédi, dédi: KiĢi, sen niya
ona tüpürdün. ġemūn tüpürmüĢdü axı. Dédi: Valla, éyni meseleni danıĢdı bın
çın.
470
- Bucur oldu, bucur men gettim. Bucur‿o nāmerttiyin zadın sābit‿éledi.
Men, gettim, bilexire özüme xanım éli'yem, bu mene kelek geldi.
Menim libaslarımı da götürüp çıxıb. Men, gelmiĢem libaslarım‿ıçın.
- Hāmı da éĢidér ki, xob, sen zülm éléyibsen dā. Béle döy beye!? Xob,
seen ne iĢüv‿üdü mında!?
475
Onnan sōra üzün tuttu çobana.
- Xōb, sen niya gelifsen?
Dédi: Valla, men de gelmiĢem, o kepenegiminen ağacım‿ıçın. Dédi:
Ëvün dağılsın, sen, bir dene at‿aparıpsan, bir xurcun‿aparıpsan. Diberdün
dağılsın, senün be kepeneyün yanı béle baha deyerdi. Kepenek bi
480
kéçedi‿ḕy. Bedbext‿oğlu sen, ne 'déysen? Bıların hāmısın‿o yanda da
oturdér tā axırında gelér hemun‿Ġbrahım‟a, ki qızların sahıbıydı. Dédi: Xob,
sen, niya o qıza baĢın buladun, ya söydün, ya tüpürdün? Dédi: Baba, o mene
313
dede yandırıp. Day‿elan men memlekete gédeelmérem. Men, tamam‿ağ
seqqellerin, vezir – vekilin qızların gédip, getirip vérmiĢem‿ona, bu bēsab
485
gele, mennen Ģehre toy‿éliyek; qızlarımı götürüp gelib. Meni de kende
qoymélla, Ģehre qoymélla. Qıblé ālem sağ‿ossun, bilméysen, mene ne
zülm‿olub. Dédi: Xéyli xob, sen ki o qıza el‿atmadun, necür‿élemedün, o
xanımı ki dééysen. Dédi: Xéyir baba, biz héc‿ona yoxun gétmemiĢik. O
harambaĢı da bücür déyér. Tike tike axırında emisi oğluna dééy: Sen, niya
490
ağladun, onu gördün? Dédi: O menim‿emim qızıdı. Mene, o zülmi ki élép, bu
kiĢi élép. Evvel bize yér vérdi. Éyni cereyanı danıĢdı. Bücür‿oldu; men bir
qārını gettim. O qārının vesilesiynen menim xanımmı göttü gétti. O menim
xanımımdı, emim qızıdı. Ağa, bını diyende, bu dééy ki xōb, géssinne,
evez‿olup gelsinnē. Veli o qızların libasların; çoxdandı ya, yéddi sekkiz‿il
495
géçip, bu qızın‿ayrı düĢmegi, bırdan‿aralanıp dedesinnen gétme'gi on
dörd‿il zad çekip elan. Dédi: Qızlar, géssinne, gelsinle. Bılar géttile, öz
libasların géydile geldile. GéĢti içeri, Ģahın‿oğluna dédi: Xōb, bını tanéy'san?
Dédi: He, bı ānın kızıdı. O birsi cenabun qızıdı, o birsi filan vekilin qızıdı,
addarıynan. Dédi: Xéyli xōb, sen bi yanda qal hele, senne iĢimiz var.
500
ġemūn‟u vérdi, doğrattır'dı. Dédi: Lāmesseb, adamın mahalına bi nefer
penāhende geler. Sen‿evvel penāhendegi véripsen, annan bu oyunu
getiripsēn. Bir‿iddeni salıpsan zelālete, néçe neferreri öldürttürüpsēn?
Axırında hemun‿o emisi oğlunun‿elinnen tuttu, dédi: Hāmı bilsin, bu
Ģehrin‿ehli de bilsin, bu qonaxlar da bilsin ki men qızam. Simüzer menem.
505
Bu da menim emim‿oğlu Āyet‟ţi. ġāh-ı memleket bıdı, men dȫylem. Tacı
qoydu āsının baĢına, toy‿éledile, murada yétiĢdile. Allah, sizi de yétirsin.
- ġiir Géce gündüz sene nifrin çekerem, insanlar canına düĢman qocalıx.
510
Cavannıx çağının qenimi sensen, qāmetderi éden käman qocalıx.
Laçın kimi dağı dāĢı gezenner, ovlaxlarda, oṿ yan yane düzenner.
314
Sengere gédende feth‿éyliyenner, çekéller elünnen ämān qacalıx.
Qoca yériyende axsax diyelle. Çox danıĢsa ona sarsax diyelle.
Eğlin‿elden vérmiĢ axmax diyelle. Bına bāis sensen, inan qocalıx.
515
Āqilli kiĢinin‿eğlin‿azdıran, esā elde kǖçeleri gezdiren.
HäĢtada doxsanda qebrin qazdıran, heyā éle daxı, utan qocalıx.
GétmiĢdim Ģikara cengelistana. Gözüm düĢdü bir köhnelmiĢ äslana.
Sürünüp dönéydi o yan bi yana, zikri bu elünnen: Äman qocalıx.
YoxunnaĢdım, dédim:‿Ey, Ģîr-i jäyan, vehĢiler‿içnde tekce qehreman.
520
Eyilib,‿olupsan misāl-i kaman. Seni de çulqéyíb yaman qocalıx.
Dédi: Éy pehlivan, Ģîri ner‿idim. Serkerde-yé peleng‿idim, bebr‿idim.
Qocalığ ehāte étti, eridim. Salıp meni yaman hāle qocalıx.
Göréysen dōrämi tülkiler‿alıp. Ah çekmekten gül-i rengim saralıp.
Üstüme çäqqeller menim yol‿alıb. ġîri éyléyib mūĢ-i zaman qacalıx.
525
Murteza, sözüvü qutar bes‿éyle. Cavannıx günnere az heves‿éyle.
ġéyrüvü yaz, qıĢı géçirt yaz‿éyle. Payız gelse, dōrum‿alar qocalıx.
315
SÖYLEYEN
: Seccad Kerimi / 32
DERLEME YERĠ
: HiĢeyin, Susava Köyü
DERLENEN
: Bayram, Anı
7
Bayram AkĢamı Töreni
ÇarĢamba axĢamı merdüm yığı'Ģar; kendin resmi rusuminen; her
kesen‿öz damına çıxar‿ot yandıralla. UĢaxları otdan‿atdandıralla, özleri
atdanalla. 'Onnan géĢdi, ersinnen damnarun dōresine cızıx çekel'ler. Onu
valla, héĢ‿özüm de bilmérem, éle déyélle 'resmidi. Bayramda ki oldu, béle il
5
bayramda 'hamu evvel kiçikler géder böyüklerün yaana. Merdüm bir biriynen
gét geli 'oléy. Bu onun évine, o bının‿évi'ne. Sîzdebederde bücürdü ki
merdüm çıxéy tebietden istifade élemeye. Çıxélla gezmeye, dolanmağa;
qäza, nahar filan 'çölde. Bilexire bélençilik. ġéhin‟in āb-i havası yay yazı
yaxçıdí; veli qıĢı yo. QıĢı, souğu çox‿olér. Yay yazda temizdi āb - havası,
10
gezib dolanmalıdı 'bağları. Qızılözen terefleri zadı çay qırağıdı, gédélle,
temizdi havası. Qızılözen‟de de balıx tutélla, getirélle. Yaxçıdı, balıxları
yaxçıdı; tebîi balıxdı.
Anı
15
Menim
xātirem
bıdı
ki
mehessilçilik
zamanı
Xalxal‟da
oxéydığ‿uĢaxlarnan, tētilat‿ıdı, çıxdıx geldik Susavı‟ya. Geldik, yol 'bağlıydí.
'Qarda, külekde piyada çıxdıx gétdik kende. Ġki üĢ gün ketde qaldıx. Dubāre
onnan sora qayıtdıx geldik qēfiye, Vérge qēfesine; nisf-i rahdı ta asfalténcax.
'Orda bi séri maĢın‿olmadı gelek. Geldik zeng vırdıx Vérge‟den 'medresiye.
20
Aa Héyderi‟ynen danıĢdıx, dédik: Valla, ketden çıxıb gelmiĢik; maĢın yoxtu
gelek. Dubāre o güni ki qéybet‿éliyecey‿idig‿onu Aa-yé Héyderi‟den‿icāze
'aldıx. AxĢam gétdik çıxdıx Xalxal‟a.
316
Xas sözüm‿odu ki mesūl'lardan, bizim menteqe mehrum mentqeqdi.
Bu yol veziyeti, bu bizim yol veziyetimiz 'hammısınnan mo'homdi.
25
Feqet‿evvelin merhele bizim bı yollarımıza yétiĢeler. Kendin‿ābādisi yēni
yolunandí. Yol‿olmasa, ketde abadçılıq 'yoxdı.
317
Röportajı Yapan
: Mehdi Xımıslu
SÖYLEYEN
: Veli Bahari / 62
DERLEME YERĠ
: HiĢeyin, Ağkend Köyü
DERLENEN
: Röportaj
8
- Emi, 'adun nedi?
- Adım Veli Bahāri.
- Ne iĢe baxarsan?
- Teleke keĢaverzem. Gözüm béyinnen gédip de; elen‿éliyebilmérem ki.
5
- Néçe yaĢın vardı Ağa-yé Bahāri?
- atmıĢ‿iki.
- Néçe il iĢléyipsen, néçe il‿ekinçilig‿éléyipsen?
- Néçe il!? Çōx, teğriben‿elli iki il.
- Nemene ekersüz, nemene biçersüz?
10
- Buğ'da; erzibehuzur; arpa, meci, noxud.
- Mal héyvan nemene saxlar'suz?
- Qeblen davar saxlardım; elan saxlıyabilmérem.
- Kendüzde nemene mal héyvan saxlalla?
- Elan qonuĢular saxlır da; qoyun géçi, inek. Öküz elen bi cüt var bi nefer
15
çin.
- Ekinçiligi necür ekelle, neyinen ekelle?
- Tä'raħtornan.
- Ağken‟dün ne ğede cemiyeti var?
- BéĢ yüz‿övlüdü.
318
20
- Néçe parça kendi var?
- On‿iki parça.
- Ketderinnen néçe dene ad‿apar?
- Küncü, Qarabılax, ReĢtava, Perçem; xılasa ne baĢuu ağrıdım çox.
- Emi, qedim‿o ekinecek, biçinecek; cavannığunnan bi dene xātire tērifle.
25
- Neme déyim. Géderdük ġumal terefine, bicara. Bicara qalardım da.
- Néynerdüz, néçiye qalarduz, necür‿iĢlerdüz, nemene iĢlerdüz?
- O za'man tağriben yirmi min tümene.
- Nemene iĢlerdüz?
- Bicar iĢlerdim öküzünen özü de.
30
- Öz zemilerüzde necür‿iĢlerdün?
- Öküzünen.
- Nemene yéerdüz, néçe neferi iĢlerdüz?
- Néçe neferi!? Onda kömey‿idik de. E'la oğlannar çıxıþ gédiþ.
- Néçe uĢağun var senün?
35
- Üç‿oğlum var.
- Harda olélla?
- Téhran‟da. Biri xıdmetdedi.
- Özüz néçe bacı qardaĢ‿ıduz?
- QardaĢım ölüp. Ġki qardaĢ‿ıdıx, biri ölüp men qalmıĢam.
40
- Néçe tike zemi varun?
- Zemi! BéĢ tike.
- Ekésen génē?
- Yo, eħmérem. E'kemmérem.
319
- Zemilerüz sulu'di?
45
- Xééy, démidi. YağıĢ yoxdu ki hele fḕlen. Qalıb‿Allah‿a da.
- Millet necür géçinér?
- Millet, géçinir de, bicür de. Bahalıxdı da, bike bahalıxdı.
320
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
YANITLAYAN
: Celal Babayi / 55
DERLEME YERĠ
: HiĢeyin, Kemer Köyü
DERLENEN
: Röportaj
9
- Senün‿adun nemenedi emi?
- Men Kemerriyem, Calal Bābāi. Kendimizü adı Kemer‟di.
- Senün iĢün nedi?
- Terektürçüyem, keĢāverzam.
5
- Néçe yaĢın var?
- Elli béĢ.
- Sen ki indi ekésen, Kemer‟de nemeneler‿ekélle?
- Biz, nar, héyva, encil, üzüm, soğan, pemedor xıyar; mehsulumuz
bağdı.
10
- Kendüz néçe évdi?
- Otuz béĢ‿év.
- Vezleri yaxçıdı?
- Teğri'ben, vezi dalı éle menem.
- Néçe uĢağun var?
15
- Menim yéddi dene uĢağım var. Biri Tḕran‟da müḳennikdi. Ġkisi
medresiye yédelle.
- Bi dene xātire tērifle.
- 'Xātirem 'çoxdu; müntehası démek veqt‿istér. Men bi defe cüt
süréydim, terektürün tormuzu tutmadı, iki bu ucalıxda yérden düĢdüm.
321
20
Bu piĢden gétdim‿o piĢe. Etekde iki yüz dene meyallaq yéri var‿ıdı;
qaldım. Onu mōcize görmüĢem. Bir defede démiĢem. GétmiĢdim,
piĢden‿uçmuĢdum. DüĢüp gétmiĢdim‿aĢağaya. Didim: Ya E'belfez!
Ya Ebelfez didim. Qabax teyerimin yéri yox‿udu; baĢ gétdi dayandı
kendiye. Dünenneri bi dene qurt düçarıma geldi, üĢ dene. Necür diyim;
25
cuft‿olmuĢţular. Men gördüm da. 'Günüz‿üdü gördüm.
- Kendüze nemenéynem gét - gel‿élersüz?
- Terekturunan. MaĢın varımızdı, gétmir maĢın. Bu hacıya dinen, gétse,
gédebilmez. Eylan éle yaydı, qurudu yol'larmız da. Bu Qızılüzēn
qırağındéyıx.
30
- Serbazçılıxdan bir xātire...
- Serbazçılıxdan, Bāruzanı‟ya kömek gétmiĢem, kürdi libasınan, Ģah
zamanıydı. Kürdi libasınan gétmiĢem‿orda üç‿ay qalmıĢam. Ġran
terefinnen gédib‿olara kömeg‿élemiĢig. O'lar, Hesenülbek zamanıydı,
olarun‿ertéĢin vıréydılar da. Saddam‟nan qabağ‿ıdı da. Biz ḳurdi
35
libasınan serbazçılığa gétmiĢdig‿ora. Üç‿ay qaldım‿orda.
- Day danıĢ görek!
- Ne 'danıĢım!? Sen soruĢ, man danıĢım da.
- Sen‿özün ekinçilig‿éler'sen?
- Belé, men‿elan soğan‿eħmiĢem, 'yonca eħmiĢem. Narım var. Nar bağı
40
varım. Soğan‿eħmiĢem, arpa eħmiĢem, buğda eħmiĢem. Gene de
ekeceem. O yérreri biçennen sora dubāre bi de ekeceem.
- Rāzısuz ketde qalmağuz'dan?
- Helbette bu dōlet qoysa, belé.
- Meye 'qoymér?
45
- Xéér!
- Niya?
322
- Da o barnamaları evez‿éléþ de, da siyasetin biz zad éliyemmerik ki.
Meselem biz‿elen getirérik bu hacıya vérérik narı iki yüs tüme'ne. Bu
vérér sekgiz yüs tümene, bu hacı. Tḕran‟da olér iki min tümen. Bunun
50
günahı kimnen‿olér. Da bizim yük‿olmér ki meselen birden néçe ton
bar vırax gédek. Tike tike yığıĢılér‿oléŗ, yük de. Meselen bını
kim‿élér, bāisi 'kimdi. Men soğanı vérmiĢem yüs tümene; elan bu
hacıdan‿al, görek soğanı néçiye alérsan!?
- Hacı, atunnan, anunnan bi dene xātire nemene zéhnünde vardı?
55
- Olarun xātiresi 'çoxdu. 'Necür déyim! Olar qedimi bi sözlerdi. Olar
bahalıxdan biléŕler. Çox qere günner çekipler. Meselen bu günneri
rōĢan biléller. He 'baba, bu günneri xoĢ biléller. Çox ajlıx çekipler, çox
korruxlar çekipler. Onda zor déyérdiler, zor var‿ıdı. Elan zor hākim
dör.
60
Déyéŗ:
Ġcāze
vérmezdileŗ,
ekdigimiz,
biĢdigimiz
zatdarı,
xermenneri yığağ‿aparağ‿öṿümüze. Ġcāze vérmirdile, ekdigimiz,‿öz
kesbimizi özümüz götü'rek. Gécede ki gereg‿ona nigehbançılığ
vérér'di. Elan‿özümüz‿ekib‿özümüz biçérik da. Öz‿ağamız, öz
xanımız, öz beyimizik da; feqet budu ki furuĢa véremmérik. Bi dene
xātire di'yim; ama xulase éle onu. Bi kiĢi var‿ı'dı. Bi kiĢi var‿ıdı.
65
Xannar gelerdi oturardı or'da. Bi dene kiĢiin héĢ ne yoxuydu; bi dene
yumuŗtda touğu var‿ı'dı. Bu yumutda touğu keséller‿aparéllar‿o
xa'na. Sarı yağınan zadınan piĢiréller, véréller bu xana, Ģam véréller.
Annan mınun sür – sümüyü qayıdér gelér 'da. O düyünün yér dibi, sür
– sümük, filan, olar qayıdér gelér bılarun‿övleri'ne. Tezeden bu uĢağ
70
götürér, yéér. Onda da Ģalvar – malvar yox‿udu axı, tumançağ
gezéřmiĢler. Bu yünden zaddan Ģalvar tikerdiler, paltar yox‿umuĢ ki.
Atılér düĢér, déyér ki ay‿aman, her gün bize qonaxlıx diye'ler. Nenesi
de déyér: Bizim‿öz touğumuz bi denéydi, yumutdéydı da, da yox‿udu
ki her gün sene qonaxlıx diyeler.
323
2. Ağız Bölgesi: -ér Ağzı
75
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
YANITLAYAN
: Mehdi Kivilu / 35
DERLEME YERĠ
: Kivi, Merkez
DERLENEN
: Röportaj
10
- Aduz nemenedi?
- Men Mehdi‟yem.
- Néçe yaĢuz var?
- Otuz béĢ.
5
- ĠĢüz nemenedi Ağa Mehdi?
- Men 'félen tesisati iĢlerdeyem.
- Kivi‟de ekinçilige göre nemene var?
- Kivi‟nin özünde ekinçilik çox sorağım yoxdu, ekseren bagıbanıdı; veli
etraf ketderde ekinçiliyi çoxter var.
10
- Éle bāğbaniye göre, bi dene bāğbanın derāmedi ne ğeder‿olabiler? Ya
miyveleri nemenedi, mehsulları nemenedi?
- Miyvelerinnen de memulen çoxter göze deyen héyvadu ki Farslar beh
tanıyır. Bed gilas var, albalı var, müteeddid miyveler var‿ıdı. Xiyar
filan da ki memulen xob‿il be il ekilér.
15
- Kivi‟nin havası necürdü?
- Kivi, nisbet Xalxal‟a; neinki derede vaqé olunér, nisbeten‿isti olar.
- Üzümü de yétiĢḕr?
324
- Üzümü de vardı. Üzümü de çoxtu nisbeten. Nisbet ‿obirsi mivelere
diyebillem ki evvelde héyvadu, üzümdü, éle gilasdu, albalıdu, bılar
20
vardu. Hala aĢağı dersedde armut var onnan so'ra obirsi miyveler ki
elen menim zéhnimde yoxdu.
- Kvi‟nin cemiyeti ne ğederdi?
- On béĢ min nefer. Hetmen‿on béĢ min nefer etrafınan‿olar da?
- Siz derāmedüzden rāzısuz?
25
- Men deramedimnen razı dȫrem; veli istérem nārazı de olmıyam.
- Ekinçilik Kivi‟de meselen nemene istifāde élélle?
- Ruyéhemrefte Ģāyed, yüze doqsan béĢ é'le tıraktordan filannan, çox
aĢağa zat'da öküzden filannan istifāde élélle. Men özüm Ģāyed
indiyeceg héĢ Kivi‟de görmemiĢem öküzünen istifāde éliyele. Olsa
30
ketderde olar. Men‿özüm uĢağılığmnan yadımda ki Kivi‟de çoxter
tıraktor gelerdi ketderden. Elan da ki xob‿elhemdülla day çoxalıbdı.
325
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
YANITLAYAN
: Hebib Talebi / 57
DERLEME YERĠ
: Kivi Merkez
DERLENEN
: Röportaj, Anı
11
- Aduz nemenedi?
- Hebib Tālébi.
- Néçe yaĢuz vardı?
- Elli yeddi.
5
- Ne iĢe baxarsuz?
- Men qabax terebarfuruĢ‿udum. El‟an pilastikfuruĢam.
- Siz‿éle Kivilisǖz?
- Éle menim‿esli nesebim Kivilidi.
- Néçe dene uĢağuz vardı?
10
- Menim üĢ qızım var, bi oğulum.
- Kivi‟den köçübler?
- 'Hamısı Kivi‟dedi.
- Kivi‟de menbe-é derāmed ne hāletdedi, necürdi?
- Menbé‟é deramed, qabax yaxĢíydí; veli el‟an faydası yox. Necür faydası
15
yox'tu!? Etraf ketder, yüz heĢtad‿iki parça ketden, elan béle çoxları
köçüp, çıxıp gédip. Bıranın neinki bimaristan‿o ḳarxana ṿo, hés zadı
'olmadı; bırdan köĢdüle, çıxdıla, gétdile. Elan etraf ketder, meselem
béle ketder var ki teqriben‿iki év qalıp; yüz heĢtad‿évden iki év. Men
niĢan da vérebillem. O hisaþlarnan meselem, birden xob, menbeé
20
deramed veqti ki bıra on min nefer ya xéyir günde gelse yaxĢı'du; ya
326
xéyir birden meselem biden elli nefer gelse? Onu sen ‿éle özün
nezerde al. MüĢteri neḳḳede çox gelse, derāmedi öbile çoxtu. Bıranın
ne karxanası yoxtu, ne... Bıranın meselem birden ḳarxanéye çubbori,
meselem gerek bıranınkı oléydi; geldi, gétti Xalxal‟a. Elan nemene
olup!? Gédip Xalxal‟a. Bırdan meselem tamam‿ağaĢları kesélle,
25
aparélla ora. Bağları tamam vîran qaldı. Tamam‿ağaĢlar bırdan
gédér, hezîne olér, gédér, çıxér Xalxal‟a. Sen bi dene onu nezerde ol;
birden Xalxal‟da üĢ dene bimarista. Yox doxsan dene kendün var ‿ıdı,
neḳḳed? HéĢ bi dene bimaristan yoxţu bu qedde menteqede. Ve
gédennerün de teqsiri yoxtu. O keĢaverz ki meselem gerek bi Ģéy eke,
30
biçe tōlid éli'ye; gelér meselem birden gédiple Téhran‟a ya alahı
yérrere. Gelélle bırda ekélle. Onu da 'hamısı yox, bi 'tédat ekélle.
Onnan sora bu sefer néylélle? Villélle, bıları bırda satélla qeĢeg,
pulların qoyélla ciblerine, çıxélla, gédélle. Da oranı ādet‿éledi de.
Orda menzil tutupla; menzil, āĢiyane, her ne cürréyiple özlerine. Da
35
bıranın béle bir menbéé deramed yoxudu.
- Kivi‟nin öz bağlarının mehsulları nemenedi?
- Mehsulları da elen day ağaĢ quréyib, tezeden ekélle; ektikleri de béle bi
Ģéy dör. Mehsulu alma o héyva o albalı o; dünyada 'ne miyve désün;
üzüm o.
40
- Havası da Xalxal‟dan istidi?
- Bıra xéyr, bıraın havasí, Xalxal‟ınkı souğ‿olar, bıraankı bi zerre isti olar.
- Kendlerün mehsulları, ekinecekleri nemenedi?
45
Ekseren buğdadu, arpadu, kürüĢnedü, mercidü, lepedü, her 'nesi var.
Allah bıra her neni vérib. Müntehayé meratibde neinki suṿu yoxdu.
Suyu olsa meselem bi dene eger bu seddî ki vırılér; eger bu sed baĢa
gel'se, her nesi var. Eger bu sed birden ba'Ģa gele; Xälxal sēl‿idi, héĢ
güman‿élemirem béle yér tapı'la. Elan meselem birden veqtin ola,
gédesen kȫĢe'ne, néçe min hiktarrar meselem yérrer var, bayır qalıp,
327
vîrāneye tebdil‿olup; ni'ya!? Munun suyu yoxtu. Elan bıranın béhterin
50
menzereli yérreri var, béhterin meselem birden bıranın DaĢ Hamamı
var. Gédesen meselem birden‿ora, oranın menzeresinde; Paris‟de
élençik yérrer yoxtu da, bırda var. Veli müntehayé meratéb nemene,
merdüm‿éle ki béĢ Qıran tapabilér, çıxér gédér; tapabilmeyen meni
kimin ölü qalıþ bırda. Ya xéyr birden uĢaqlarımızdu oxuyép;
55
qudretimiz‿on ikiye kimin çattı. On ikiye kimin oxutdurmuĢam; on
ikiden‿o yana ne iĢ var, ne güç; néynesün. 'Hamısın bıların adam
hésab‿éliyende, görér ki belé o köçüp gédenner berendedi. Elan
köçüb gédenner maĢalla vezi tuptu; veli bıra yox, bıra dala qalıp.
Bır'an‿eger birden keĢeverzisi, qabağ‿eger birden hésab‿élesün;
60
soğan, kertop, dünyada 'nemene déséydün. Bırda meselem bi
Ģéy‿ihtiyaç döydü ki meselem birden Ģehrden ya alahı yérden
vārid‿éliye'le. Bır'an‿özünün varıydı. Elen meselen bizde bağ var;
doğuz‿emele gelip. Menim‿elen héĢ‿özümün bağ, meselen bi tikedü,
azdu. Bi dene o tike bağda meselem birden görésen doğuz da qoymér
65
bi Ģéy qala. Veli xob kim, kim gelip yétiĢecek. Gerek bi nefer‿ola ki
meselem bidem mını vı'ra, béyinnen‿apara. O doğuzlar meselem
birden gelir, vîran‿élér. Her kes nemene ekér vîrān qoyér.
-
Qedimki xātirelerden nemene zéhnüzde vardı; uĢax vaxtınnan,
xıtmetden, toy‿élemekden?
70
-
Qedim zaman bıra, ekseren meselem toy qısmetinde gelerdile, o
mōqé aĢıq zat gelerdi. O mōqé aĢıq diyerdük. Gelerdile bırda üĢ
gün,‿üĢ géce çalardıla, oynardıla; dilxoĢlux da vardı da. Bağların da
de'rāmed varıydı. Yanı her kesenin bi dene tike bağı olséy'di, day
75
besiydi. Ve bu bağlarda bi dene xanım var‿ıdı. O xanımun‿adı
yadımnan çıxıptı; Aabeyim Xala. Men‿onu özüm görmiĢdim. O
Aabeyim Xala, her mōgé, her‿il'de héyva vaxtı, héyvanı deren zamani
o aĢığı aparardı, bağların da çaldırardí. O ağaĢlar, Alalh‟ın
qudretiynen; bilmirem,‿indi o ne hisab‿idi. O vafat‿éléyib dünyadan
328
80
gédennen so'ra day‿o miyveler 'olmaz. Elenda ki meselem hemen
yérrer
vîrāneye
tebdil‿olub.
Niye!?
XoĢsāli
oldu.
Veli
biz
qabağ‿uĢağ‿ıdux, diyerdük: Bıra bax, bıra; arvadun‿ağlına bax;
getirér‿ağaĢların
dibinde
aĢıx
çaldırér.
Éle
vijdanen
düzün
déyérem‿ē; veli el'an xéyir. Elan da day‿indi bilmérem, indi hemen
85
zamana yétiĢiple ya yo!? Meslem biden men‿uĢağ‿ıdım, Ģāyed
birden elli il bınnan qabağın sȫbetidi. Elli il bunnan qabağ‿o bi dene
qoca arvad‿ıdı, béle de bi Ģéyi yox‿udu, bi dene bağı var‿ıdı. O bi
dene bağda néyner'di, getirerdi; Allah Ģāhitti; çalardılar,‿oynardılar,
fi'lan, xılase o ağaĢlar da mehsul vérerdi. Ve bırdan meselem biden
90
Erdebil‟e
ya
xéyir
sāir
yérre're...
Birden
turĢ
héyvanın‿etri;
biz‿özümüz bi dene saxlıyanda; bi dene xéyir; bi cēbe saxlardıx,
onun‿iyi évadanığı götürerdi, etri vırardı; veli el'an xéyir. El'an çox
yaxĢı dȫredi: amma pulu olan‿ıçın, day bizler‿için xéyir. Qedim
zaman menim yadıma gel'er; ağam bîçāre; bi dene divarın‿içinde bi
95
dene yér var‿ıdı, ona diyerdik dolap. Getirerdi or'a bı qedde, bı qedde
xırça qoyardı. Her kes meriz‿olséydı, bi dene aparıp véredi. Veli el'an
birden qıĢ, yay, yaz, her fesl‿istéysen, her miyve var. Veli xob
kim‿içün!? Pulu olan‿içün. O dōréynen bu dōrenün ferqi mabitefavutu
var. Bu dōre ki el'an birden cenabuz göré'süz... O moqéy bîçāre ağam
100
danıĢardí, meselem biden bıların var‿o sirvetderi, o endāzéymiĢ,
qutaran döymüĢ. Evezine no ol'ér? Bıların‿ağaları merhum‿olér. O
gün géçér, iki gün onnan sora gelélle bıların darı nedarrarın götürüp
gédélle. Meselem biden yüz dene héyvannarın, yüz dene qara
malların, ‟hamısın çapoçular gelér; at, qatır, inek. DanıĢérdi, déyirdi ki
105
géce yattux, süb durdux; déyér; gördük hés zat qalméyıp. Géce
yatmıĢtı, seher, süb bıları ki götürüp gétmiĢdile; bu néynemiĢti!? Bu
uĢağ‿ımıĢ. Munun böyüg qardaĢı da uĢağ‿ımıĢ. Xılase bılar bücür
zindegi élérmiĢle. Bi dene ineħleri qalmıĢ‿ımıĢ, bi dene feĢleri
qalmıĢ‿ımıĢ,
iki
dene
quzuları.
Veli
bu
kendi
déyermiĢle;
329
110
yérün‿altında buğdaları çox‿umuĢ. Vırér bahalığ zamanı gelér.
Bahalığ zamanı gelende bılar; bi familimiz vardı bırda; bılar gelélle
o'ra. Gelennen sora oların da hés zatları yox‿umuĢ. Gelélle, götürélle
onu çörey‿élélle, çörey‿élélle satélla. Bir müddeti bırda qalannan
sora Yuxarı Kivi‟de, vırér Allah görsetmesin bahalığ‿olér. Bılar, o
115
kendilerin unnarın, buğdaların zadın götürélle mesref‿élélle. Buların
ineħleri gédér‿éĢige. Gédende Allah görsetmesin yoxluğ‿umuĢ;
ağam bîçāre söhbet‿élirdi, déyirdi: Bi nefer geldi, pıçağı vırdı onun
qaar'na da baĢın kesmedi. Déyér: Merdüm töküldi. Déyér: Tökülende
men; uĢağ‿ıdım; qoydum qaĢdım, dédim:‿Ay nene, ineyi kestile. Ġneyi
120
kestile! Déyér: Geldi béçara gördü baba, eti quta'rıb, munun qanın da
götürüp aparélla, hés zat yoxtu. Bu qeyidér, teğriben; fikr‿élérem;
yirmi sekkizden de bike qabağa, min‿üĢ yüz yirmi sekkizden qabağa,
o evvel bahalıxda. Veli yirmi sekkizde ki men‿oldum; o mō'qé bi dene
qar yağmıĢ‿ımıĢ, day virudî yox‿umuĢ, kiselerin‿içinde tünülinen
125
gédermiĢle, gelermiĢle. Ġndi el'an da o qarrar yoxtu. Sora danıĢérdı,
déyérdi: Bi dene attı gel'di. Déyér: Dédi: O quzunu qōza menim
qucağıma. Déyér: Quzunu qōzadım; göttü, gétti. Obirsi quzunu da
obirsi atdíya vérdim; göttü, gétti. Bu sefer geldim éve. Nenem dédi:
Hani quzi? Déyér: Dédim: Ġki dene attı geldi; birin birine vérdim, birin
130
de birine.
- Lap yaxçí!
- Déyér: geldim, gördüm, qardaĢımı tepesi üsde asléyıbla.
- Be bunu niye asléyıpsuz?
- Évüzde bi dene feĢ qalıp alıĢqa qabağında. O bi dene ferĢi get ge vér.
135
Bi de iki Tümen pul var, o iki Tümen pulu da get ge vér onnan sora
āzād‿éliyek.
- Déyér: Belé, onu da vérdi, āzād‿éledile; çıxtı, gétti. Déyér: Belé, bı
sefer men götdüm, nemene var‿ıdı, vérdim mına. Onnan sora
330
qardaĢımı aĢdım, getdig‿éve; éve getirenne sora; déyér: da biz
140
yığĢdırduq.
Qoyduq
qaĢduq,
gétdik;
déyér;
Gilan‟a.
Gilan‟a
gétdüg,‿orda tükan tuttuq; vez ōza, teĢkilat; iki dene cavan ‿ıduq, iki
dene xanım alduq; zindegini orda baĢladuq. Orda da bi yirmi il
qalannan so'ra o emim qalmıĢţı orda, bu ağam gelmiĢţi bıra; neinki
bırda yérreri zaddarı çoxţu. O da gelip bıra yetiĢene kimin yérrer‿o
145
qabale filan da ellerinde döydü, olar da ĢeĢ deng‿elden çıxıp bi dene
bağ qalmıĢdı. O bi dene bağı da o menim böyük qardaĢım vérdi bılara,
men hés zat götümedim. Belé, zindegi, ōza, teĢkilat birden... Elan çox
yaxĢı dȫredi, ucuzluğu o'la. Geldi géĢti, uĢaxdu, zehmet çekér on
iki‿il; bılara bi iĢ tapıla. Da elan biden menim veqtim géçib; veli o
150
uĢaxlar ki oxélle on‿iki il; neticéyé bi iĢ‿ola. Bi de ucuzluğ‿ola; neinki
meselem biden bücür bahalıx. Rōqen nabati elan on‿iki min. Allah
rızası hésab‿éliyende gereg bücür Ģéylere 'yétiĢele.
- Kivi‟ye medrese ne zaman gelipti?
- Medrese bıra evvel gelen'de bi dene bırda Malla Esed var‿ımıĢ. Malla
155
Esed bırda o elif, bé, té, sé zamanı; gelmiĢdile bırda bu medrese ki
açılér; bu kiĢi glér‿orda, Malla Esed gelér des vérér. Des vérende bu
sefer bu; gelélle dȫlet terefinnen ki bırda medrese qoyax. Aa bılar
yığıĢélla, tezahurat‿élélle; ki bırda iĢḳulla qoyélla, béname iĢḳulla.
ĠĢḳulla indi o zamanın pis mēnası neyimiĢ bilmérem‿e; o menim
160
xatirimdedi. Qedimkiler mene sȫbet‿éléyip, menim öz yadıma gelmér.
Xılase gelélle bırda tezahurat zad‿élélle; medrese olmasun. Bırdan
götürélle medreseni vérélle Xalxal‟a. Evvel bıra gel'ér. Meclisdeki
var‿ımıĢ meselem biden‿o adam; adı yadımda qalméyib; o evvel
medreseni bıra vérér, Kivi‟ye. Kivi qebul‿élemér; bu malla tezahurat
165
élér ber-eléyhé medrese; xılasa medreseni götürélle vérélle Xalxa'l‟a,
bıra qalér medresesiz. Tezeden bırda bénamé bi dene Hacı Yedullah;
Allah rehmet‿élesün, Xalxalı‟nın dedsi, o bi dene iĢi düz çıxdı; o gelér
bır'da merdümnen ve özünnen bi miqdar pul qo'yér, gelélle gédélle,
331
Erdebil‟den bi dene muellim getirélle, bırda des vérér. Belé, o zaman
getirélle bırda medrese qoyélla. Onnan sora bu sefer bi miqdar yér
170
aldıla,
néynedile!
O
yérreri
olmıĢdıla,
néynemiĢdile,
medrese
düzeltmiĢdi'le. Soralığı menim yadıma geler ki da biz‿özümüz géttük.
Men sévüme kimi oxudum. O mōgéy medrese teze gelmiĢti. Medreseyé Hafiz bırda ki evvelcek var‿ıdı, oydu; onnan sora da çoğaldı. O
mōqé bi dene müellim var‿ıdı, Ağa Mir‿Abdullah. Ağa Mir‿Abdullah
175
bi dene séyid‿idi. O geldi benanı qoydu. Onnan qabax da qoymuĢtula,
iki dene müellim gelmiĢti. Sora da bizim zamanımızda doḳḳuza kimin
var‿ıdı. Doḳḳuzdan sora çoxaldı. Elan da ki xob daniĢsarası yox.
DaniĢqah meselem bi dene istélle getirele, daniĢqah meselem biden
getiremmélle. Bi mōqéy déyérdile, meselem biden bıranın yéri yox'tu,
180
yurdu yox'tu; der-sureti ki yér var, çoxtu yér.
Anı
185
-
Aa-yé Tālébî bi dene de eger xātire tērif ēlesüz, bi dene xātire istérik.
-
Bi dene xātire serbazçılıxdan da diyebillem. O mōqé biz Duab‟déydük.
Duab‟dan bizi verdile, geldük Téhran‟a. Téhran‟a geldük, padiqan-i
ĠĢretabad‟a geldük. O mōqé ceĢn, ceĢné du-hizaro-punsed sale
zamanı zad‿idi. Gelende dédile: Cengi Ġran‿o Erağ Ģuru olér, ki
hemen‿o cezirelerün‿üsdünde, üĢ dene cezirenün; Ceziréye Xak‿o
190
Tonb‿o Ebumūsa. Bu üĢ dene cezirenü üsdünde ceng‿olacax. Ağa
geldiler, bizi yığdılar. Bi dene rūhāni 'vardı, geldi soxerrannığ‿éle'di.
Mennen‿ölü serbaz yox‿udu; éle evvelde erz‿éledim; mennen‿ölü
serbaz yox‿udu. O meni çağır'dı: Senün göylün var, gédesen cengē?
Evvelde
195
de
bu
soxerrannığında
dédi, dédi ki
nene
bacuza
xıtmet‿éliyeceħsüz, méyhene. Dédim: Belé, mennen zirengi yoxtu.
Sen menim meselem biden qeddimi xırda gördün! Dédi: Haralısan?
Dédim: Men Azerbaycan‟nıyam ve men Kiviliyem. Sora bu sefer bu
timsarın xoĢu geldi. Döndü bu sefer‿uĢaxlara. Bi tēdad meselem
332
neferat: Nenemiz var, bacımız var, onnan sora namzedim var. Dédi:
200
Hob, her kes çıxacax çıxsın kena'ra. O adamlar ki éle qalacax qalsın
sefde. Belé, bi on nefer ya yirmi nefer çıxdı, qalannarımız qaldux
sefde. Aa, āmādabaĢ vırıldı. ĀmādabaĢ baĢlandí, süb saat sekkizde.
O mōqé télivizyon da yoxtu. Süb saat sekkizde āmādabaĢ vırıldı.
Dédile: Ağa, enün maĢınnar'dan, iki saata ya gédecük, ya qalacux
205
cenge. Vırdı belé, iki saatın‿erzinde o ağa rūhāni; kimidi o zaman;
geldi soxerrannığ‿éledi. Dédi: Belé, biz bu cezireleri alacux. Ağa, iki
saat çekmedi, bizim‿iki dene qurupbanımız or'da, bi dene qurupban,
iki serbaz Ģehid‿oldu o zaman. ġehid‿olannan sora ağa, cezireleri EfÇahardehlernen bılar géttile yēlig‿éledile. Hemen mōqé cezireler
210
yēlig‿oldu. Ġran yēlig‿éledi, o veqt, Ģah zamanı onda yēlig‿éledi.
Yēliy‿éliyennen sora bı sefer géce saat on bire kimin çekti. On birde
gettile bize Ģirni vérdile. Cezîré-ye Xak‿o Tonb‿o Emūmūsa; bu üĢ
dene cezîre indi Ġran‟u elindedi. O mōqéénin menim feqet‿o bi dene
xatirimdedi. O men çin bi xtiréyé xoĢ, men‿için odu. Çox béle
215
dilxoĢluğ‿el vérdi. Cengiden qaldux, biduni ceng, biduni ōza; indi dōlet
ne ōza çıxattı, bilmedim ki. Der-arzé altı saat meselem biz,‿endük,
mindük, néynedük; onnan sora da ki day ceĢn‿oldu. CeĢnide de
teqriben iki ay bizim‿ayağımızdan baĢmax 'çıxmadı. Elan da men
baĢmax yanı biden géy'sem, bu dal terefi ki var'du; éle düzün dḕrem;
220
dalı vırar.
- Aa-yé Tālébi, tükannara baxéydım, tükannarda Türki ad çoxtu; Élséven,
Senistiyen,
Solmaz...
Bu
millet,
öz
diline
qeyitmek,
yavaĢ
yavaĢ‿özüne erziĢ vermek; sizün nezerüz nemenedi? Dilimiz
necürdü?
225
- Biri meselen biden göréysen meselen‿adın filan kes qoyér. Baba bu
ana dili, qedimki dil, éle hemenner yaxĢıdı. Biri meselem biŗden
göréysen Türk‟tü, baĢléyér meselem birden Farsi sȫbet‿élér. Baba, bi
Ģéy ki héĢ menim lehcem 'dönméy, nemenesine uĢağua nemene
333
örgedésen!? Men Ekseren meselem birden fāmilde görrem. HéĢ bi
230
Ģéy ki men Türki‟ni danıĢabilmérem, neye durum men baĢléyim filan
dilli sennen danıĢım. Elan ekseren bizim‿uĢağlar, meselem biden, bi
dene qızım var balaca, gédér zebana. Meselem biden gédér zeba'na,
gédér meselem biden bu dilleri örgenér de. Durér meselem biden
déyir almaya “apıl”. Bēzi bēzi Ģéyleri meselem biden‿o örgedip, mene
235
de örgedip, men de éle onun diliycek déyérem; veli xob bu “apıl”
démeginen menim‿iĢim; onnan‿iĢler; yola gétmez ki. Ni'ya, idāme
vére da. Her nesini örgene'sen, lap... Veli o bucce, o sermāye yox'du.
Meselem biden biz müellim tutéydux, meselen biden uĢağa gelip ders
véréydü, pul vérérdük; veli sermāyequzāri istér meselem biden
240
getiresen kilas qoyasan evvelden tā meselem biden bi on ‿il sekkiz‿il.
UĢax da meselem géde tamam hamısın‿örgene. Hamısı neye
bestedi? Sermāyequzarrığa. Biduni sermāye hés zat. Biri bi deste
çöreyi vırmıĢdı qoltuğu'na gédérmiĢ. Görér biri orda oturub‿ağlér.
Déyér: Niya ağlérsan? Déyér ki acam. Sora bu da oturér ōn yaanda
245
ağlér. Obirsi gelér déyér: Niya ağléysız? Déyér: Valla, bu dédi ki men
ac'am, men de baĢladım mınnan‿ağladım. Dédi: Évin 'dağısın, götü o
çörekden‿iki dene vér o'na; sen de lal‿ol, o da. Ġndi qardaĢ, bizim de
iĢimiz‿éle tamam‿ona benzér. Baba, bu çöreħdi, béĢ dene; eger
birden vijdannı adam‿ol'sa, béĢ dene qonĢu her nefere bi dene vé're;
250
géçiner büyünün seher‿élesin. 'Hamı géçiner; neinki o yāru kimin
meselem bi deste çöreyi vırıb qoltuğuna, o da baĢléyib‿onnan‿ağlér.
- Kivi‟nin mehsulları hayannara sādir‿olunér?
- Bıranın mehsulu ki birden déyirem; meselem biden bağ var‿ıdı, biden
yüz ton,‿iki yüz ton héyva vérirdi. Veli elan 'nemene, teĢrif‿aparsun
255
yirmi dene ağaĢ qalıb. Hamısı xoĢksālide qurudu. Sen dénen: Dōlet, bi
'Qıran vérdün? Bu biçāre keĢaverzi ki birden, ekér, biçér; bu neyinen
géçinsin. Géssin kime désin: Mene béĢ milyon vér. Menim‿özümün
xatirimdedü gettile, bi miqdar bize pul vérdi'le. Yanı her bağa bilmérem
334
béĢ yüs Tümen, ya üĢ yüs Tümen... O mōqéy de nemene var‿ıdı, öz
260
sermāyequzarıynan Ģirket taavoni qoymuĢdula; getti, onu da töħtü onu
üsdüne. Yanı bi dene Qı'ran bi nefer, götrüb cibine qoyma'dı. Eger
sermāyequzari éliye'le, eger bu seddi baĢarırsa'la, gine bu menteqe...
Sen‿onu déne, Miyana‟dan tutér ta gédér ta Xelefi‟ye kimi; bu yérrer,
meselem biden abad‿olar. Ya xéyr birden‿eger seddi olma'sa, éle
265
bına dahı bimaristan zad kimin‿eye birden onu da vérmiyele,
sermayequzarısı 'olunmıya, 'hamısı mehv‿olar. 'Hamı gerek qoyar
qaçar.
- Kivi‟nin cemiyeti héĢ çoxalmér!?
- Kivi‟nin cemiye'ti, ekseren köĢtü gétti. Veqti ki meselem birden bi
270
Ģéy‿istéŗ'sen, bi defe, on defe, yüz defe; veqti ki dōlet baxma'di; 'neye
qalıb bırda. Elan men‿özüm qalmıĢam, erziĢi 'nemenedi! Tenha, bi
dene insan géçinmeg‿ol'sa, bırda géçinene kimin, géder Téhran‟da
géçiner, béhterin zindegi éler. Orda rifah var. Hefteden hefteye, aydan
aya bi dene touğun vérér. Ayda filan qeder sehmiye yağın vérér. Bırda
275
nemene var!? Hes zat! Bes, bu bedbext néynesün!? 'Bırda ki nemene
qalıb‿el'an‿etraf ketterde, filanda; onu da müstezefin déyélle, nemene
déyélle, olardandı. Komitéyé émdad vérér. Olar, o béĢ,‿altı nefer qalıb
ve illa olar da qoyub qaçardí. Belé, bu menteqe bîçāre olub. Bu
menteqeden yazıx yér yoxtu. Milleti, bi béhterin milletti; veli ne fayda!
335
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
YANITLAYAN
: Yequb Qurbani / 62
DERLEME YERĠ
: Kivi Merkez
DERLENEN
: Hatıra
12
- Salam Hacı can.
- Hacı can, aduz nemenedi?
- Adım yēqub Qurbani‟dür.
- Éle siz Kivili'süz?
5
- Éle Kivi‟de olmuĢuğ. Anadan Kivi‟den gelmiĢem dün'yaye. Dedem
etrafdan gelme'dür. AtmıĢ‿iki sinnimiz var. Der-müddeti ömrümüz
bırda
ḳarigerçi
élemiĢig,
hambalığ‿élemiĢig,
baqqalığ‿élemiĢig,
çaqqallığ‿élemiĢig. Ġndi teleke al – vérimiz var. Al - vér‿élérüg da.
UĢax mōgéyi qaçardux bı yan‿o yana gezmege. Bırda qeĢeħ DaĢ
10
hamammız
var.
Géderdik
qızlarnan,
beqōli
axır
payızda,
payızın‿axır‿aylarında götürerdüle hamı xānevāde géderdi ora. Ere
yétmeye qızlar‿orda nenni asardıla. QeĢeħ‿oların beqōli diyerdik
bexti açılardu. O zamanda ki déyélle: Qedim zaman, zamani
Zer'düĢlarda gelin‿aparırdıla, orda eĢrarrar gelip hemle éléyi‿ola'ra.
15
Adamları dağılıĢıþ gédip, gelin‿orda qéyb‿olup. Elan ziyaretgah'du.
Xanımnar‿aparar‿orda çepüĢ ke'ser, héyvan ke'ser. Ağam‿ıçın
erz‿élé'yim; Qurbannıx paylalla, çalıp gülelle, oynalla, nenni bezel'le;
erus - damad‿élelle, çıxıp gelelle.
- Haca‿ağa néçe uĢağuz var?
20
- Meem doqquz dene uĢağımız var.
- UĢaxlarun gédiple ya éle burdadıla?
336
- Bi ikisi gédib, bi ikisi bırda'dur. Biri meellimdü. Biri Téhran‟da
bimaristanda ol'ar. Bir‿ikisi bırda meem yanımda iĢler. Ġki dene qız
var, biri meellimdi, biri gédib‿ere.
25
- Néçe qardaĢ bacıyduz?
- Biz, bi dene bacımız var Téhran‟'da. BéĢ qardaĢ‿ıdıx.
- Olar köçüplē, qardaĢlarūn?
- Köçüple 'belé.
- Téhean‟ā?
30
- Biri Téhran‟da olar. Biri Meçid Süléyman‟da olar. Biri Kerman‟da olar,
biri MeĢed‟de.
- Hammuz dağılıpsuz!
- Hammız dağılıĢmıĢığ.
- Senin‿iĢin ne?
35
- Menim‿iĢim de mesāléhfuruĢi varımdur bi teleke'ne. Onu da bı
inqılabdan bı yana da gördüm, bala bala beden gédér, qocalır‿onu
saldım‿eli'me. Fḕlen pis dör, yaxĢıdur.
- Onnan qabağ‿iĢüz...?
- Onnan qabağ‿iĢimiz‿éle valla ḳārigerçilig‿élerdik, hambalığ‿élerdik,
40
baqqallığ‿élerdik. Éle gezip dolanardıx. Onnan da qabağ‿uĢağ‿ıdıx.
Éle dağda daĢda qaçardıx. Bırda bi Deliħli daĢımız var, ora ziyārete
yéderdik, orda oynardı. Onnan sora DaĢ hamamımız var, ābigērmiz
var; o arada oynardığ‿élerdik.
- Néçe yaĢuz var?
45
- AtmıĢ‿üç sinnimiz var.
- Xıtmete haçan gédipsen?
337
- Xıtmete min üĢ yüz qırx béĢde gémiĢem, min üĢ yüz qırx yéddi'de
gelmiĢem. Elā hezret humayun Ģa'henĢah zamanı.
- ġah zamānnan nemene xātire varuz?
50
- Tacquzarıda biz Mehraba‟déydik. Min‿üĢ yüz‿elli altı da tacquzariydi.
Ela hezret humayun ĢahenĢah‿özü teĢrif getti o'ra. Evvel‿istirdi
gelmi'ye. ErtéĢbud dédi: Geleħ gelesen. Gelmesün, eslen bu ad seen
adua'du, geleħ gelesen. Veqti ki geldi, biz de durmuĢduğ‿éle onnan
rūberūdéydik. Saat sekkiz yarımda Ģah, teĢrif fermude oldi. Geldi bi
55
dene qara 'Bénzinen.
- UĢax vaxtınnan ne xātirez vardı?
- O zaman géderdik çö'le. Meselem bayram‿olanda qalardıx damlar'da.
Bi qonĢu var‿el'an yazığ‿olub, onun xātiresi tüĢtü yadıma. Men teze
dedemnen‿ayrılmıĢ'dım. O zaman mesele bi dene ersin, ĢiĢ
60
götürerdile damların cızığın cızardıla. Sora bu mene yādbud oldu ki
dedem'nen. Men de bir gün‿otumuĢtum damların cızığın cızırdım. O
Hacı Rızazade mene dédi; mennen hemtaydı, bi yil bırda öldü yazığ;
mee dédi: Yağub‿o nemenedi? Dédim: Valla bilmirem. Dédi: Damın
lecimin niyen zad‿élésen, ḳoparısan? Dédim: Valla, qedimden
65
bücürdü. Axır çerĢembede o sehneni élerdik. Süb‿olardı, durardıq
géderdik; atı olan‿atınan, ulağı olan‿ulağınan, qatırı olan qatırnan, o
zaman vesile bılardı da; minerdile géderdile su attamıye. Xanımlar bi
sipirge alardı eline, bi pıçağ‿alardı eline bi qeyçi, géderdile 'sui
sipirerdile, qeyçilerdile meselem‿ilimiz xoĢ gelsin. Axır çarĢembede
70
de bılar varımız‿ıdı.
- Kivi‟nin néçe parça kendi var?
- Allah, kettiye, etrafa berekete vérsin. Ketti olmasa Kivi acın'na öler.
Qedim üĢ yüz‿atmıĢ béĢ parçéydi; münteha elan dağılıĢıb da. O
ketder ki var‿ıdı birden yüz elli xānevāde köçüþle gédible. On sekkiz
75
parça kendimiz
‿ayrılıb
gédib Xalxal‟a. Ġkisi üçü ayrılıb gédib
338
QurtulmuĢ üsdü'ne. Meselem‿o ket ki yüz‿elli xānévadeydi, onnan
qalıb bi 'qıx xānevāde. O kent ki qıx xānevādéydi, onnan qalıb dört
xānevāde. Bez kendimiz var bırda; Zend, Zineb; Zinab yo, Zend ‿eslen
ḳulli aradan gédiþ. Qoçaqlı kendimiz var‿ıdı, ḳulli aradan gédib.
80
- Milletin burda biribiriynen rābitesi necürdür?
- Bu Kivi çox qeĢeħdir. Kivi‟de vāqien‿eslen qızılı tök qalsın xıyabanda,
biri götürüb‿élemez. Buranın‿ehli qeribperestü. Men‿özüm burda
qeribeyem, çün dedem bıralı dör. KaĢ‿o nenem de bıralı olméy'di;
bılar meni çox dos tutardí. Münteha indi – elan bi dene vardur ki
85
nenem bıralı'duŗ, bi qedri menim bırda éhtiramım kem'dü. Bıraan‿ehli
vaqien çox qeĢeħdü, çoğ‿utanan, çox muğeyyed. Xuda nekerde,
Xuda nekerde eger biriin bi dene çeki bergeĢ yé'se, razı olar ki darı
nädarın
sata,
o
çeki
qoymıya
axĢa'ma.
Vaqien ‿éle,
Allah‟a‿ndosun,‿öcürdü; veli ama etrafı öcür dör. Ġnqilabdan sora çox
90
piĢreft‿éliyip. Vāqien çox piĢreft‿éliyip. Ġnqilabdan qabax bırda, adam,
xānevāde vardı, berqi yox‿i'di. Héç‿eslen, héç‿ala dä mezdi; veli
inqilabdan bi yene bēzne éle; bé kömeyé Komite Émdad; pul vérdi,
berq çekdi. Vamınan derxastınan vér'di, hamı oldu berqkéĢ. Ne bıra
et'rafi; etrafında da hamısı berqidü sudu. Erdebil‟den biz‿o zaman
95
çıxardıx, süb çıxardıx, saat bire bir yarıma yétiĢerdik bı'ra. Géce de
olanda bi dene ıĢığı Erdebil‟de görerdük, bi dene bır'da. Elan géce
çıxsan saat‿on‿ikide ta bırénca éle ıĢıxdı. Nemene tamam ketter
berq, su 'hamısı mücehhezdür. Bıra da hakeza öcür. Bıraan da Ģāyed
biden bi iki min xānevāde olséydi; olar‿é, bu üz‿o üz, bu cürrüyüne
100
baxma; bu iki min xānevādenin Ģāyed bi yüz‿ellisinin berqi vardı,
qalaanın berqi yox‿udụ, suu yox‿udụ. Ġnqilabdan bı yana hammısı
berq sāhib‿olub, su sāhib‿olub, télévizyon sāhib‿olub, yaxçal
sāhib‿olub, sermāye sāhib‿olub; éle vāqi'en. Ġnqilabdan qabax béle bi
meseleler yoxudu bırda.
339
105
- Nemene sözün var? Mene dé.
- Seni Allah‟a tapĢırram. Allah, her yandasan; menim‿ağam‿özü mene
déyerdi: Savalan‟nan qar eskig‿olmasın, senün cibünnen pul
eskig‿olmasın. Suyun souğ‿olsun, çöreyin is'ti. Allah ras getisin.
- Qurban sene emi can, yaĢa seni. Alla sene ömür vér'sin.
110
- DaĢ var qızıldan qiymet'di, qız var‿oğuldan qéyret'di.
340
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
YANITLAYAN
: Hidayetulla Yezdanpenah / 47
DERLEME YERĠ
: Kivi Merkez
DERLENEN
: Röportaj
13
- Emi can‿aduz nedi?
- Meem‿adım Hidāyetullah Yezdanpenah.
- Kivilisǖz?
- 'Belé. biz‿esliyetimiz Kivilidi.
5
- Néçe yaĢuz var?
- Menim qırx yéddi yaĢım var. Bazarda meĢqul bé-ḳaram. Bizim iĢimiz,
Ģuqlumuz bestenidi.
- Néçe uĢağuz var?
- Meem iki dene oğlum var; biri diplum'du, biri de sévvomé rāhnimāi.
10
- Siz‿özüz néçe bacı qardaĢ‿ıduz?
- Biz, üĢ dene qardaĢux, bacımız yox.
- Olar köçüple ya olar bırdadıla?
- Olar da bırda. Biri Tebriz‟be olardı, köçüp gelip Kivi‟ye. Biri de éle
uĢaxlıxdan géne Kivi‟de.
15
- Kivi néçe parça ket'di?
- Bıra yüz yirmi parça ket'dü, onun bi mıqdar camāeti köçüp gédip; veli
xob géne bi qısmeti qalıp'du. Kivi‟nün de bazari, heĢtad dersed
derāmedi ketderdendü.
- Bıra aznezeré méhman doslux...?
341
20
- Çox‿ālî, méhmannavaz, éle qedimnen yanı méhmannavaz; neinki alan.
Qonağı çox‿istelle, qonağa erziĢ qāildile. Bırda héĢ kes‿éliyemmez ki
bi dene meselem; bir kes, bir kesün bi vesāiline el vır'a. Hatta bırda
görersen ki aylarnan meselem maĢını qoyuþsan qapı'de; gédiþsen,
gezmeye, dolanmağa, gelmeye; geliþ görürsen ‿éle hemincür yérin'de,
25
héĢ kes‿el vırmıyıb.
- Kivi‟nin cemiyeti etrafınan ne qederdi?
- Kivi‟nün cemiyeti alan fikr‿élérem, ketdernen qıĥr min nefer zad ola;
veli Kivi‟nün‿özi meselem sekgiz min yarım, doqquz min qeder
cemiyet.
30
- Kendin deramedi çox'di ya bıranın deramedi çox'dı?
- Bıraan bāzārı erz‿éledim ki pis dör, Allah‟a Ģükür yaxĢıdu. Ketder de
neinki mehsulat çox pula gé'dér, olarun da meselem derāmedderi
qeĢeħdü. Sütderi pula gé'dér, mal héyvannarı pula gé'der; arpa,
buğdaları pula gé'dér. Odu ki olarun da géçineceyi 'yaxĢıdı.
35
- 'Hansı Ģehirleri indiyéyken gezipsüz?
- Azerbaycan‟da Tebriz‟e gétmi'Ģem. Çox gétmiĢem Tebriz‟e, bed Sarab,
Erdebil, bu Ģehrleri. Tebriz‟ün béhterin‿ācil ve qennadi vari. Erdebil‟ün
béhterin qäzasi vari. Heresünün‿özüne göre... Meselem Erdebil‟ün
süt qatığí, keresi, peniri çox mērufdu. Balı çox mērufdu. Tebriz‟ün
40
meselem üzümi çox mērufdu. Badamı, girdikani de hemçinin mērufdu.
- Dilimize göre nezerüz nemenedi?
- Dilimiz de çox yaxĢı'du. Ġran‟du da. Bilexire Türk ana dilimizdü, Farsi de
milli
dil;
éle
ikisi
de
qeĢeħdü.
Ġllet
berinki
Ġran
bizim.
342
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
YANITLAYAN
: ReĢid Mohsenzade / 56
DERLEME YERĠ
: Kivi Merkez
DERLENEN
:Röportaj
14
- Aduz nemenedi?
- Menim‿a'dım, ReĢid Mohsénzade.
- Néçe yaĢuz vardı?
- Me'nim el'li altı yaĢım var.
5
- Ne zaman xıtmete gédipsüz?
- Men xıdmete yétmemiĢem. Maaf‿oldum. Maaf‿oldum, sora qeyitdim
gétdim
Téhran‟da
näqqaĢlığa.
Bir
middem
näqqaĢi
saxtımannığ‿éle'dim. Bırda geldim müellim‿oldum. Bırdan piyada
çıxdux yavaĢ yavaĢ yoldaĢlarımnan bāhem. QıĢ‿ıdí, Behmen mahda,
10
yoldaĢımızın biri ağayé Mezlūmidi; Allah‟ın rehmetine gédiptü; onu
Kümük‟de qoy'duq. Ağayé Nebevî‟di, géttik çıxtıx Qozlu‟ya. Qozlu‟da
qoy'duq. Ordan da men gédérem Ehmedabad‟a. Ağa, çıxtım
Ehmedabad‟a; Allah görsetmesün; bi de küleye düĢtük ne külek! Ne
kü'leyidi! Ağa, az qaldı yoldaĢlarım‿öle. Saat dörtden ki biz ketten
15
çıx'dux, o birsi kende yarım saatdıx yoldu. On saat biz géttük. On
saattan so'ra Ģansa kendün aĢağı terefinde bi dere var, dereen ‿o
tayındéy'dük; ağa ket‿itteri, éĢittile bizi. Ağa hürdüler, ket bildi.
Çırağınan geldile bizi apardıla, el‿ayağımızı yúdüler. Xılāse bize bi zat
vérdiler. Amma hemen gé'ce iki nefer, küleye düĢmüĢtü'ler. Olar
20
Zéyeveliydiler. Olar yazıxlar öldi; ama biri ölmemiĢdi. Ehmedabad‟dan
da bi middet qalannan, orda ras gelmedi, géttim Ecnebabad‟a.
Ecnebabad‟da bir il müellim‿oldum. So'ra, bir‿ilden sora vérdile
343
Kağazḳonan‟a. Kağazḳonan‟da bi dene ket var‿ıdı, adı Baranqar‿ıdı,
bi middet‿orda qaldım. Ġki il‿orda qalannan sora geldim Maman‟a.
25
Maman yaxĢı yér‿idi, ehli yaxĢıydı, çox müeeddeb‿idiler, éhtiramlı,
bāferheng‿adamdiler. Sālé pencā hefte qaldım‿or'da. Pencā hefte
Ġntiqal‿aldım, geldim Sencebed‟e, Pirağac‟a. Bi il de PirağaĢ‟da
qaldım. Sora vérdile Gencqah‟a. Gencqah‟da xıtmet‿éledük. Ordan
da bizi vérdile DüĢ Küü‟ye. DüĢ Küü‟de de qaldım qaldım,
30
bāzniĢest‿oldux.
Alan
bazniĢes'tem.
Bi
dene
maĢın‿almıĢux.
MaĢınnan baĢımızı qal‿élérük. Evvel éle geldim ajansda iĢleme'ye bi
dene malla ras geldi. Bı mallanı mindir'dim, géde Zerezu‟ye. Ağa,
özüm naĢí, maĢın teze-nō, qaz vérérem, géderik. Ağa, yériĢdük bi
dene piçe. Ağa, piĢ dön'di; maĢın dönmedi. Kelle vırdım‿az qaldım
35
mallanı ölü'rem. Ağa, bırda baĢımızı qal‿élemiĢük de. Évün xercin
çıxadérük.
UĢaxkarımızun
xercin
çıxadérük.
344
SÖYLEYEN
: Murad Heyderi / 60
DERLENEN YER
: Xalxal, Varavat Köyü
DERLENEN
: Halk Hikayesi, ġiir
15
- ġah Abbas Hikayesi ġah‿Abbas‟a erz‿éledim,‿éle ona göre cennet-mekan déyélle ki o
zaman déyér: Géderdi, vezirin götürerdi, géceler dolanardı, merdümün
hal‿ahvalın soruĢardı; görüm merdümün vezi necürdi, necür géçinélle,
néynéller. Bi zaman, déyér: Géce bu gédér, vezirin görürér gédér, görér géce
5
sahat on‿iki zat géçip'di. Bi dene ḳūçeden çox béle aĢıx sesi gelér, çaléllar,
oynélla bır'da. Bılar géléller; elbette derviĢ paltarında; géléller derviĢ
paltarında déyélle: Baba, bırda ne xeberdi, ne hay küydü? Ya Eli meded,
mōla Eli meded. Év yēsi déyér: Ağa buyuruz, buyuruz. Bular gelélle içeri'ye.
- Ağa seün Ģuğlun nedi, neçiḳāresen, néylersen, bu kesbüyü hardan
10
getiréysen? Bu aĢıqları neyçin ça'lésan?
Déyér: Valla, men pinēçiyem. Ayaqqabıya zada vaks vır'ram, ayaqqabı
mayaqqabı tikerem. Günde iki Qıran qazannam;‿o zamanın pulụ; onun bi
Qırān‟na xurdu xurak; düyüden, etden, çöregden, bücür Ģéylerden‿al'lam; bi
Qırān da vérrem, günde aĢığ getirrem‿éle çaldırram bırda sübéy kimin.
15
ġah‿Abbas mına déyér: Baba, seher birden, Ģayad bu ayaqqabı tikenneri,
zaddarı ġah‿Abbas destür vérdi, yığıĢtırdılar; xo, seen teflikün néc‿olar?
Déyér: Baba, ġah Abbas‟un‿ayaqqabı tikende ne iĢi var? Déyér: Baba,
xob,‿iĢdi de; démey‿olmaz ki. Éle bücür‿oturélla danıĢélla. Xılase, bu
aĢığlar çalér, bular durélla gédél'ler. Saba ġah‿Abbas, destür vérér:
20
- Her ne pineçi var‿ayaqqabı tiken var, vaks vıran var; tutuz buları.
Tutélla bıları. Hay tuta‿tut‿olér. Bu görér‿éle tutéllaŗ bıları vaqéen;
villér bu qaçér. Qaçér, gédér:
345
- Alla,
néyléyim!?
Men
çörey‿için
néynéyim‿axĢama,
zindegimi
néynéyim!? Her gün‿aĢıx çaldırmıĢam; néylemiĢem.
25
Gédér,‿o zamanda hala cunub menteqesiymiĢ,‿isti menteqéymiĢ,
haréymiĢ; gédér déyér: Géderem su paylar'am. Bi dene cam götürér‿öz
dilimiz;‿o zaman da ki camınan su içerdiler, déyér: Ya saqqa, ya saqqa-yi
herem, ya saqqa-yi Ebelfez. Bırda orda merdüme su véréymiĢ. Hala, bi ġayi
aléymıĢ; iki ġayi aléymıĢ;‿o gün vırér, bu üĢ Qıran, dört Qıran qazanér.
30
Géce gelér; gine o bi Qırān‟na xurd u xurak, zad‿öziyçin‿alér getirér. Bi
sefer‿iki deste aĢığ getirér. ġah‿Abbas déyér vezirine: Baba, o kiĢini tuttuğ,
hele gédek görek, bi géce onun vezi necür‿oldı. Durélla gédélle geze geze;
görélle; baba, bu aĢıxların sesi, bi deste, iki deste iĢi döy; götürüb ḳūçeni.
Gine gelér.
35
- Ya Eli medem!
Déyér: Ay azar‿Eli meded, baba, ge içeri görek. Dünen senün dilün
fal‿oldụ. Geldün, danıĢdun bırda; geldile büyün pineçileri tuttular. Déyér:
Xob, büyün néyledün? Déyér: Büyün géttim, bi dene meĢk kira éledim,
géttim, su payladım. Büyünneri üĢ Qıran qazanmıĢam. Odu, iki dest ‿aĢığ
40
getimiĢem büyün. Dédi: Xob, seher ġah‿Abbas destür vérdi; su palıyannarı
tuttu'lār, saqqaları tuttu'lar;‿onda senün tefligün necür‿olar? Dédi: Baba,
ġah‿Abba, Yezid döy ki. Su paylıyanda ġah‿Abbas‟un ne iĢi. Men xilaf‿iĢ
görmérem ki su payléram da. Déyér: Baba, sözdi; danıĢérıx da. Déyer: Baba,
sen ne déyésen fal‿olér. BoĢla, su paylıyannarı tutmaz. Xıläse iĢim yo, gine
45
bılar danıĢéllar‿éléller. Seher gédér, destür vérér, déyér:‿Ağa,
su
paylıyannarı tutuz. Tutélla. Bu görér, tuta tuttu, éle her terefden gelélle. Bu da
meĢgin zadın‿atér, bı yan‿o yanda qaçér, gizlenér.
- Perverdigārā, néynim, néceléyim!? Qerib gire géĢdim men.
Gédér, bi dene pāsıban paltarı kiray‿élér. Pasıban paltarı kiraye élér; bi
50
dene getirér yanınnan‿ağaĢdan ĢemĢir‿aslér. Gédér durér bi qūĢede, görér
346
bi nefer‿et‿alıb‿évine aparér. Bını çağırér:‿Ağa 'nemne aparéysen?
Déyér:‿Etti. Déyér: Kimnen‿alıbsan? Déyér:‿O filan qässabdan.
- Néçiye alıpsan?
Déyér: Meselem, bi béle. Déyer:‿O bi kilo döy. Bi kilodan‿az vérible
55
sene. Déyér: Yō baba, menim yaamda çekib, bi kilodí. Déyér:‿Azdı. Eti
alér,‿elinde ağurrér, déyér:‿Az vérib mını sene. Bu kiĢini götürér‿aparér
qessabun tü'kanna. Géde géde bu etten bi zerre götürér salér cibine.
Aparér‿orda çekér, görér yüz girem kemdi.
- Ağa mına 'eti niye kem véribsen?
Qessab da bénava, béle bilér, bu pasıbandı 'da.
60
- Dedün yaxçí, nenün yaxçí...
BéĢ Qıran qessabdan‿alér. O etün de kemin düzelder vérér‿o tere'fe.
Gelér. Gelér, büyün gédér,‿üĢ des‿aĢığ getirér. ġah‿Abbas déyér vezirine:
Du, gédek, görek, kiĢi néc‿oldi. Gelélle göréller, kiĢi üĢ des‿aĢığ getirib.
65
Gine bu gelér.
- Ya mōla Eli meded.
Déyér: Baba, ge içeri. Évün dağılsın, sen her ne déyésen, seen dilün
fal‿olér. Bular geléller‿içeri. Mācéranı bular‿için danıĢér, déyér: Valla,
büyün bücür‿éledim. Géttim, pāsıban libası kirāye éledim. Bücür bi
70
neferün‿etin, filan… Déyér: Seher pasıbannarı ġah Abbas yığdı sanadı;
senün tefligün necür‿olā? Dédi: Baba, yığıb sanamaz, kim kimedi
rehmetdig‿oğlí. ġah‿Abbas durér gédér; seher déyér ki ağa, her ne pāsıban
var, yığuz getirüz Ģeherde; pasıbannarnan menim ‿iĢim var. Yığélla
pasıbannarı, getirélle. Bu da bını géce görmüĢdü, tanééydı 'da. Bu, qaçér
75
gédér, bi xarabada gizlenér. Hay bı yan, o yan; déyér: Pasıbannardan bi
nefer qalıþ. Gedéller, mını bi dene xarāba yérden tapélla getireller‿o xilāse.
Bu
da
mına
tērif‿élemiĢti;
menim
ĢemĢirim‿ağaĢdandı,
yanımnan‿aslamıĢam. Xılase iĢim yox. Gelér, déyér: Ağa, bi dene bırda
347
mucrim var; qaraldı, bi nefer pasıbannardan gele, bu mucrimin boynun vıra.
80
Déyélle: Kim gelsin, kim gelsin? ġah‿Abbas destür vérér, déér:‿O pāsıban
gelsin.
Getirélle
bu
bénevanı,
muun
da
ĢemĢiri
ağaĢdandı,
yanınnan‿asléyıp. ġah‿Abbas déyér ki pasıban, vır‿onun boynun, bu
mücrimdi. Déyér: Qıblé ālem sağ‿ossun; bu séyitti. Misliinki ġah‿Abbas da o
zaman séyiddere éhtiram‿élermiĢ. Dééy: Éle, seyit de olsa, gereg boynun
85
vırasan. Bu bunun héy‿elinnen‿itelér; déyér: Bedbaxt‿oğlu, déynen:
Séyidem. Bu déyér: Baba, men séyit döyrem! Néce déyim‿axı: Séyidem! Bu
héy tikrar‿élér; bu démér. Sora déyér: Qıblé ālem sağ‿ossun, bu mucrim
déyér: Men séyidem. Déyér: Séyid de olsa gereg boynun vırasan; desturdu
da. Bu déyér: ġah‿Abbas da istér séyitteri de öldüre, edaletten zaddan
90
çıxıp'tí; indi menim gerek ĢemĢirim ağac‿ola da. Yanınnan çekér ĢemĢiri.
Görér... ġemĢir‿ağac‿ıdı da.
- Allah‟um-me selli ela Mehemmed.
ġah Abbas‟ı gülmek tutér; desmalı qoyér‿ağzına; mını çağırér,
déyer:‿Évün dağılsın, ge bıra. Day senin rūzin qabağın héĢ kes kesemmez.
95
Men, sene günde béĢ Qıran vérecēm. Ġndi özün pineçilig‿éléysen, su
payléysan, pasıbannığ‿éléysen, her nemene éléysen, seen rūzun qabağın,
men her necür‿éledim‿alammedim. Sora da mına günde béĢ Qıran,
ġah‿Abbas vérermiĢ mına. Bu da gédermiĢ‿o aĢıxları getirermiĢ, xurd u
xureyin de alarmıĢ;‿indi özü de ki ne kesb‿éléymiĢ; kesbin‿élermiĢ.
100
- ġiir Méhden qeyittim, görükdi gine de cenāne Xalxal.
Méh tutupdı derelerin, düzlerin, benzéyiri deryā-yi Ummān‟e Xalxal.
Mene çox Ģirinsen Ģekerden baldan, toprağın lē‟lidi, daĢlarun mercan.
105
Otdarun dürridi, güllerün derman, dolannam baĢua pervāne Xalxal.
ġehrimiz Xalxal‟dur‿ezizdür bize. Héyif‿olsun, isfalt yoxtı kendimize.
348
Bilméyrem, neyçin baxméllar bize. Günahımız nedür Subhan‟a Xalxal.
Dȫremiz‿Ġslam‟dı Xamenéyi rehber, babası piyember, nebi-yü ekrem.
Meçitder dāirdi géce gündüzler, çeng vırrıx, biz de Qurān‟a Xalxal.
110
ḳıĢ‿olanda sōuğua déyinnem, yaz‿olanda çiçegüve söyünnem.
Yay yazda béhiĢsen, qıĢ da cehennem, payız bereōtsan‿insāne Xalxal.
Demāvend‿inen Sabalan‟ı qoy qırağ,‿Ġran dağlarınnan‿ucadı Ağdağ.
Eteyi qıĢlaxdı, döĢleri yaylax, éller çadırrarı niĢāne Xalxal.
Ġran‟da 'meĢurdı Tarım‟un narı, onnan da meĢhurdı Ağdağ‟un qarı.
115
Qızılözen çayınun‿üzüm bağları, benzéyiri rōzé-yi rızvana Xalxal.
Berende mülkünün 'ali, erigi, düyüsự, pambuğụ, kehlig ferigi.
HeĢticin kendünün lavaĢ çöregi, yeqin gelmez dahí Ġran‟ä Xalxal.
Sanadığ‿illeri, hefteni ayı, tā bıra yétirdik günnerün sayí.
Burcun‿ōnbiridi, Ferverdin‿ayı, min‿üĢ yüz heĢtad‿altı elāne Xalxal.
120
ġȫretim Heyderi, adımdır Mırad; Allah‟ı éylerem tekliginen yad.
Kendimiz Behrācerd, hem de Vahravart; amma Ģehrim sensen safalı Xalxal.
349
SÖYLEYEN
: Löhrasib Heyderi / 45
DERLEME YERĠ
: Xalxal, Varavart Köyü
DERLENEN
: ġiir
16
- ġiir Dāim yaĢa Savalan, etegünde qorub éllerün dȫran.
Sene çox hesretle baxar Qarabax. Çünkü orda vırar Érmeni cöỷlan.
Etegünde otdar, keller, gamıĢlar, yamacında otdar qoyunnar, qoĢlar.
Gözel neğme oxur keħlikler, quĢlar; çobannarun diyer: Sağ‿ol Savalan.
5
BaĢunda, yanunda boran var, qar var; etegünde çimen, çiçek var, bal var.
Düzleründe otdar emlik quzular. AĢıxlarun çalar‿oxur Sabalan.
Bir‿üzün‿Erdebil, bir‿üzün MéĢkin. Dağlar arasında ucasan séĢkin.
Xälqımun qelbinde yaĢasın‿éĢgün. Tarixler, söyliyer‿adun Sabalan.
Xalxal‟dan baxanda görüner baĢun, Tebriz dağlarında Sehend yoldaĢun.
10
Sene fexr‿éyliyer qoum qardaĢun. Esiller boyicax yaĢa Sabalan.
Muğan‟nan baxanda uca bir dağsan.
MéĢkin‟nen baxanda Arzılum‟çağsan.
Türk xelqine böyüg dayaxsan. Seni görüm dāim yaĢa Saṿalan.
Löhrasib fexr‿éler baxanda sene. Senün bu vıqarun‿oxdu düĢmene.
15
Göylüm‿istér Azerbaycan bir‿olsun. QarıĢsın bir bire böyüg‿él‿olsun.
Erdebil, Tebriz‟de Maḳu, Gence‟de, çalsın‿aĢıxları, Ģannıx toy‿olsun.
Azerbaycan, menim‿ana vetenim. Sen‿olmasun‿olmaz vicūdim tenim.
Sende Bābek, Settar, Bağır Xan‿olsun. Fizūli, Xağani, ġehriyar‿olsun.
350
Azerbaycan‿iftixarsan‿éllere. Adun düĢüþ dastannara dillere.
20
Gerçi yaralanıp, paralanıpsan; veli her yerdesen, baĢun sağ‿ossun.
Azerbaycan, Savalan‟ı atıpsan. Néce rāhet, sözsüz, söz – sualsız yatıpsan.
Qorxmagınan, Savalan‟ı yad‿olsun. DüĢmennerün bir birine Ģad‿olsun.
Men démérem‿ölke ustan‿omasın; olsun‿adın‿usāletin‿atmasın.
Merdüm déyér: Ustan‿olsa, éybi yox; her ne olér‿Azerbaycan‿olmasın.
25
QardaĢlar savaĢdı, ebleh‿inandi. Bir bire diyeller: Savalan‿o yandı, Sehen bi
yandi.
Tarix gösterecek, tülki inanma, qardaĢun qardaĢa ürek yanandı.
Azerbaycan çox sözüm vardur sene.; démérem, dönüpti derdinen qeme.
Bābek Xurrem, birde yād‿olsun. QızılbaĢ qoĢunnan bir de ad‿olsun.
30
Azerbaycan, senün gülün solanda, Löhrasib‟ün gözü qan – yaĢ dolanda.
Men‿éybi yox, sene héĢ zad‿olmasın. ġumālun cunūbun‿Ġran yaĢasın.
351
SÖYLEYEN
: Fatma Tesellizade / 70
DERLEME YERĠ
: Xalxal, Xımıs Köyü
DERLENEN
: Masal, Efsane
17
- PatıĢahın Oğluyla Qarısı Biri var‿ıdı, bir yox‿udı, Allah‟dan sora héĢ kes yox‿udı. Cenni cennete
qatıĢdı,
piyāle
gözleri
ağlım‿apardı,
qelem
qaĢları
zehlem‿apardı.
Hardan‿erz‿éléyim, ağalarun qulluğunna, xanımlarun buyurduğunna. Bir
dene Ģah var‿ıdı, Ģahun bi dene de oğlu 'vardı. Bu, 'qıĥr dene
5
arvad‿almıĢdı, qır'xun da baĢın kesmiĢdi. Vırdı munun axır‿arvadı dédi ki
oğluna ki biz qalsağ, bizi de öldürer. Dédi: 'Néynim nene? Dédi: Biz burdan
durax çıxax gédek.
Oğlan gétdi, vezniden yüngül, qiymetden‿ağur xurcunnarı doldrdu,
mindiler‿ata, nene, bala ketden çıxdılar. Çıxdılar, az gétdile, çox gétdile, bir
10
qedréyi yol gétdile; bi dene saxtımana tuĢ geldileŗ. Saxtımana tuĢ geldile,
iteledile, gördüle bu kilitdidi. Oğlan atı qoydı qapıda, neneni qoydı qapıda;
duvarun‿üstünnen‿aĢdı, gétdi qapını aĢdı. Girdi, gördi év qurulu'di; ama
évün yesi yoxdụ. Bular burda béĢ gün,‿üĢ gün qaldıla, gördüle évün yesi
yoxdụ. Oğlan dédi: Nene, men gédér'em ō vırmağa.
Bu gétdi ō vırmağa. Nene otumıĢdı, gördi bi dene dib girdi içeri. Dib
15
girdi, dédi: Görek sen mennen‿ola'san. Dédi: Dedün yaxçi, nenün yaxçi.
Dédi:
Olmasun,
men
seni
yéỵerem.
Arvadu
elaci
olmadı,
arvad
bunnan‿ol'dụ. Arvad bunnan‿oldı, bir gün, iki gün‿oğlana démedi. Oğlana
démedi. Bu div dédi ki: Xob, men necür‿éliyim senü oğluyu öldürüm. Dédi ki:
20
Men bilmérem. Dédi: Sen, bu oğlun yol'la; Günbaran qarpuzu var; sen, oğlun
yolla, ora gésse, orda menim qardaĢım var; Sarı Döy‟di, men Qara Döy‟em;
Qara Dib‟em, Sarı Dib‟di; ora gésse, qoymazla bu gele.
352
Bu durdu ayağa géde. Gétdi, az gétdi, çox gétdi, bi qedréyi yol gétdi,
gétdi gördi bi dene qoca kiĢi su suarér. Oğlanu adı Mehemmed‿Ġbrahim‿idi.
25
Dédi: Mehemmed‿Ġbrahim, 'hara gédérsen? Dédi: Valla, gédérem, filan
yérden qarpuz getirem; nenem merizdi. Dedi: Nenün meriz döy; nenün
dibinēn var, seni ölüme yollér. Bu qeyitdi, bi dene, qocaya silli vırdı. Dédi:
Çepbelin biri çepbel, menim nenem gelér,‿oynaĢı var, meni atér!? Bu xéylek
yol gédér, xéylek gédennen sora üreyi yanér. Déyér: Qocanı, men vırdım.
30
Neyçin? Qeyidér gelér, cübünnen desmali götürér, qocanu üzün silér; géne
çıxér gédér. Géne hay gédér, gédér, gédér gédér bi dene bağa yétiĢér.
Burda bi yéke ağaĢ var, qapı çimennik, bostannıx. Gédér, görér bi dene géçi
burda béle sızıl'lér. Déyér: Nedi? Déyér: Ayağıma tikan batıp, néçe ildi,
elleĢérem onu çığa'dammérem. Bu el‿élér,‿ayağın qoyér munu ayağınu
35
üsdüne; tikanı çekér, çığadér, çığadér. Munnan çirki, cerahat‿açılér
hengame. Bu déyér: Hara gédésen? Senün nenün, seni ölüme yollér. Déyér:
Day men gédecem. Bu götürér, muna bi cüt‿öz balasınnan vérér muna,
balasınnan vérér. Géne, bu balalarıyna az gédér, çox gédér, gédér
çimennikde yatér. Bunu yuxu aparér. Bu dib,‿istér‿üsden gelende qollarında
40
değirman
daĢın‿ata
munu
üsdüne.
Bular
ki
çığırér,
Mehemmem‿Ġbrahim‿oyanér. Oyanér, bi dene bulara silli vırér. Baxér, görér
yō; dib munuņ baĢunu üsdündedi. Géne burdan durélla ayağa, gédeller.
Géder, görér, bi dene éyavandı, éyvanın qabağı bostandı. Bi dene éyvanda
qız var ki, bélebil ki qan‿üzüne baxamğ‿olmér. Bu géçi muna déyér: Sen
45
qarpuzu elünnen 'derme. Qarpuzu elünnen dersün, barmaqlarun tökü'ler. Bu
gédér, qarpuzu ağacınan derende qız‿üsden déyér ki: Derdiler‿ay derdiler.
Dédi: ġiĢ yat, 'dermezler. Dédi: Derdiler. Dédi: Neynen? Dédi: Ağacınan.
Dédi: ġiĢ yat,‿ağacınan da qarpuz derel'ler!? Bu derér, xurcunnarı doldurér,
tökér‿atu üstüne, qeyidér, gelér. Qeyidér, gelér; bu at, bilevarıs, qapıya
50
gelende, at, kiĢnér. At kiĢnér, bu arvad déyér ki Mehemmed‿Ġbtahim geldi.
Déyér: Men ki onu ölüme yolladım, néce geldi? Bu géne gédér, girér quuya,
üstüne değirman daĢın qoyér, qalér‿orda. Bu qalér‿or'da.
353
Bu gelér: Nene, necesen? Déyér: Bala, indi bike yaxçıyam. Kesélle,
yéélle, içél'le. Bu sefer, dib, munnan soruĢér ki sen‿oğlunnan soruĢ, gör;
55
senü oğlun qudreti nede betti? Bir gün‿oturélla. Déyér: Bala, nenen sene
qurban, sen 'maĢaĺĺa, maĢaĺĺa, çox güjlüsen; senün qudretün neye betdi?
Dédi: Nene, her yere yollasun, men gellem. Dédi: Be senün qudretün…?
Dédi: Menim qudretim‿ona betti: menim baĢımun tükünnen bi dene çekesen,
menim barmaqlarımı daldan bağlıya'san, men ‿onu géne çekerem, qırram.
60
Déyér: Olamz. Déyér:‿Olar. Bu durér‿ayağa. Buna bi dene démiĢdi; bu
nāmerdün qızı, beccins‿üĢ dene tükden kesér, munu barmaqların bağlér. Bu
bağlér. Bu nene - bala beseb Ģuxluğ‿élélle. O yannan da; tükü qırammér; bu
dib āmede gelér, yétiĢér munun gözün çığadér. Gözün çığardér, munun
gözün‿atér‿o iki dene héyvana. O héyvannar mını ağzında saxlér, saxlér.
65
Götürér bu Mehemmed‿Ġbrahim‟i aparér, salér bi dene quuya. Quyu da ġarı
yolu te'kin karvan yolụymıĢ.
Karvan
gelib
géçer,
gédér.
Gédér,
qeyidér,
gelér,
görér
bu
héyvannar‿éle quyunun dibinde qalıb. Déyér: Tēbir tökün, görün; bu quyuda
'nemne var? Axı bu héyvannar, burda qalér, her kes bike çörek vérér, çöreği
70
tökélle quuya. Bi nefer salélla quuya, ip bağlélla salélla. Bu, gédér‿aĢağı'da
öz‿ipi bélinnen‿açér. Déyér:‿Ġpi çekün yuxarı. Çekélle, görélle bi dene
cavandı ki da ne déyim? Sora ipi salélla, o birsi de çıxér. Munu qoyéllar
karvanu üsdüne, qefle munu götürér, gédér; démeli bu mal. Bunu götürér
gédér. ġah görér, bi nefer getirélle; béledi, béledi; Ģekil kimin‿oğlandı. Munu
75
endirélle. Munu qoyélla, bu iki gün,‿üĢ gün munu çığadélla, baxçada
otuzdurélla günde.
Bir gün görér göyden bi dene göerçin geldi. Göerçin geldi, çehçeh vırdı,
iki dene, otdula bırda. Dédi: Bacıya bacı, munu tanıyésān? Dédi: 'Niye
tanıméram.
80
Dédi:
Kimidi?
Dédi:
Bu,
Mehemmed‿Ġbrahimd‟i
ki
dibinen‿oynéyib nenesi, gözün çığadıb, atıb‿ora. Ne oléydi bunun gözü
yanında oléydi, biz uçan'da bizim qenetimizden düĢéydi, bu çekéydi gözüne,
gözün qoyéydi; evvelkinnen yaxçı oléydi. Bu da bilmir ki, bu güzü, bu
354
héyvannaru ağzında. Bu héyvannar getirér, bu gözün qoyér munu eline. Bu
gédér,‿elin çıp çıb‿élér, bi dene qenet tapér. Qeneti çekér, gözün qoyér,
85
görér, göz béle oldu ki evvelkinnen yaxçí. Bu Ģahun, bi dene qızı çıxér, görér,
bu; üĢ dört gündü, bu oğlan burda korudı; elan namaz qılér. Gédér dedesine
déyér: De'de, o oğlan, gözleri açılıb‿oturub namaz qılér. Déyér: Yox baba?
Déyér:
Valla!
Gelér,
déyér:
Valla,
menim
cereyanım
bücür‿oldụ.
Men‿istérem gédem. Dédi: Qıblı ālem sağ‿olsun, men qoymaram gédesen.
90
Men
qızımı
vérim
sene.
Kömek
vérim
sene,
gét.
Dédi:
Men
kömeg‿istemérem, qızun da vérsün, sora vérersen. Men, görek gédem,‿o
meni tek‿öldürüb; men gédem,‿onu görek tek‿öldürem.
Bu gelér. At da héyvan içerdéydi dā; bunu heriltisi geleceğin‿at kiĢnér;
da. Bılar, baĢda olméllar. Bu girér‿içeri, görér; sen de menim‿öz balam;
95
bılar‿éle meselem bir yérdediler. Bılar bir yérdediler, bu yétiĢér‿éle;
duardan‿eyrini götürér vırér dibe. Dib, qeyidér muna déyér: Sen mene
'néynedün!? Déyér: 'Silkin çepbelin biri çepbel. Birin de vırér. Birin vıran da
bu
dib
Ģaqqalanér,
atér‿o
héyvannaru
ağzına.
Nenesine
déyér:
Dik‿otugınan. Déyér:‿A qadalarun mene deysin, baĢuva dolanım; men
100
néynim, girdim burda giriftar‿oldum. Dédi: Giriftar‿olmadun. Birinde mene
démedün,‿ikisinde démedün,‿üçünde démedün; oturasan, seni, görek
doğrıyam‿atam qapıya. Oğlan, Ģaqqalér.
Durér‿ayağa, burda nemine var‿ıdı; yığér, yığıĢdırér, götürér, gédér
hemin Ģahu évine. Gétdi, Ģah öz‿için, bu qızın toyun‿éledi, vérdi mına. Dédi:
105
Qal bırda. Dédi: Qalmaram. Bu cür gelmiĢem, bu cür gédecem dedemün
yanı'na. Geldi. Dedesi dédi: Hax mennen‿idi, ya sennen‿idi? Men biléydim
bu arvaddarı öldürdüm. Menim baĢıma ne geléydi, sen gétdün, nenün, senün
baĢuṿa o oyunu getdi.
Olar gétdi o yana, biz de geldik bu yana.
110
355
- Fatma Xanım’ın Nağılı Biri var‿ıdı, biri yox‿udu, Allah‟dan soay héĢ kes yox‿udụ. Cenni
cennete qatıĢdı, piyale gözleri ağlım‿apardı, qelem qaĢları zehlem‿apardi.
Hardan déyim sene, ağalarun buyurduğun'na, xanımların qulluğunnaņ.
115
Bir dene kiĢi var‿ıdı, bi dene arvad. Vırdı, bu arvad öldự. Buların bi dene de
ineyi var‿ıdı. Bu arvad‿öldü, bu arvaddan bi dene qız qaldí. Qızın ‿adın
qoydulla Fatma.
Bu, bir car, bu uĢağ‿ıdı; bu kiĢi gétdi bi dene arvad‿aldı. KiĢi gétdi,
arvad‿aldı. Bu döndü, bu ineyi; ögéy nene; dédi: Görey‿aparasan süb,
120
Fatma, munu utarasan, axĢam getire'sen. Bir gün‿iki gün; bu sefer gétdi, bi
bat'man pambuğ‿aldí. Günde muna dédi: Bi kelef‿apar‿éĢikde e'yir, hemi
ineyi utar, axĢam gelginen. Bunu, indi öz qızı da bi dene var.
Bu ineyi apardı utara, pambuğu apardı eyire; bi dene pambux gétti,
yél‿apardı, bi dene qarınuņ bacasınnan saldí. Bu dédi: Meni, neneligim,
125
meni öldürer. Ağlaya ağlaya gétdi, ineyi apardı, gétdi; damnan çağırdı: 'Qarı
nene, menim pambuğum düĢdi, menim pambuğumu 'vérgine. Dédi:
Qızım,‿en, gel‿aĢa'ğī, men senün pambuğun vérim. Endi, gétdi aĢaği. Dédi:
Bike menim baĢıma 'bax. Munun baĢına baxdı, gördü; éle gurbağadan,
pıspısadan, her nemene munun baĢına var. Dédi: Bax, gör, menim baĢım
130
yaxçıdı, nenün baĢı? Dédi: Zehlem nenemün baĢınnan gédér, seneün baĢun
yaxçıdı. Dédi: Ġndi, vérer'sen? Dédi: Gét, menim sırfama bax, gör, menim
sırfam yaxçıdı, nenün sırfasí? Gétdi, gördü, munun sırfasında her nemene
var. Dédi: Menim sırfam yaxçıdı, nenün sırfası? Dedi: Yo, nenemün sırfası
héĢdi, senün sırfun. Çunkün ki qorxéydi nenelik'den, nenelig‿onu vıra. Dédi:
135
Xob, gele, bu pambuğun, gét. Qabaxda bi ağ su gel'ér, onnan‿üz - elün
yuarsan; o yana géçersen bi qırmızı su gelér, onnan buxaxlara çekersen;
üzüve démeli; onnan bir dene o yana géçersen qara su gelér, qaĢlarua
çekersen, çıxarsan, gédersen évüze. Bu geldi, bularu üçün de éledi.
AxĢam‿oldu, bayırdan gelende gördüler, bi Ģapax tüĢér; bu ne Ģapaxdı, ne
140
Ģapaxdı,
ne
Ģapaxdı?
Gördüle,
Fatma
Xanım‟di;
béle
oluþ,
béle
356
olub,‿éynen‿ayna kimin bı Ģapax salér. Bı Ģapax salér, bu nenelik téz höyle
qaldı: Qız, sen 'nemene éléyibsen,‿o cür cavan‿olubsan!? Bu dédi: Valla,
menim pambuğım gétdi, bi dene qarınun bacası'na. Men gétdim, qarı mene
dédi: Ağ suyunan‿üzün yu, qara suyu qaĢlarua çek, temiz‿olgı'na.
145
Men‿odu, bücür‿oldum.
Seher süb hökm‿éledi qızına, bi deste pambuq vérdi, ineyi vérdi, dédi:
Sen de gét, senün pambuğuyu yél‿aparsın; sen de cavan‿ol. Bu géti,
yél‿esdi, munun bi dene pambuğunnan gétdi, düĢdü qarınun bacasına.
Gétdi, dédi: Qarı nene, menim pambuğumı vér. Dédi: En, gel aĢa'ğī, men
150
senün pambuğuyu vérim. Bu gétdi. Dédi: Bike menim baĢıma bax. Baxdı,
gördü, munun baĢı béledi kî her nemne var. Dédi: Menim baĢım yaxçıdı,
nenün baĢı? Dédi: MerdeĢüre senün baĢun vérim, nenemün baĢı. Dédi: Gét,
gör, menim sırfam yaxçıdı, nenün sırfası? Gétdi, gördü, sırfası da éle aĢqaldı.
Dédi: Menim sırfam yaxçıdı, nenün sırfası? Dédi: MerdeĢüre senün sırfoyı
155
vérim, menim nenemün sırfası. Dédi: Gel‿e pambuğun, çıx, gét. Qabaxda bi
qara su gelér, onnan‿üzün yuarsan; onun dalıyca ağ su gelér, onnan
yuarsan, axırda qırmızı suyunan. Bu buları yudu, üçü inen yudụ; bi dene
biedem mesel; bırdan hevek tekin düydöyen‿aslandı. Düydöyen‿aslandı
burdan, bi çéynim saqqız tekin munu ağzında çéynendi. AxĢam‿oldu,
160
gördüle; munu adı Nergiz‟di; Nergiz gelér, ağzında saqqız çéynér. Bi dene de
bi Ģéy munu ağzınnan‿aslanıb. Nenesi dédi: Lu'a qalasan bala, o nedi!?
Dédi: Valla, gétţim, mene qarı dédi; men‿üzümü yudum, bücür‿oldum.
Bu Fatma Xanım ki çox cavan‿ı'dí, mın çın élçi geldi. Élçi geldi, munu
nenelig‿apardí, saldı tendire, baĢın qoydu, bi den de köynek vérdi, dédi: Mıı
165
tikgine. Bu otdu orda, élçiler geldi. Bunu öz qızı ağzında saqqızı çéyniye
çéyniye bu qonaxlar‿ıçın çaydan, Ģirniden getdi. Xoruz geldi, qapıda dédi:
- Quqqu'lu qu, Fatma Xanım tendirde, ayaxları küvlede, öz Ģōqıynan
naqqıĢ tikér.
357
Bu arvad çıxdı, xoruzu qualadı. Dédi: Seni bilevaris qalasan xoruz,‿o
170
'nedi oxéyésan. Xoruz géne gétdi, geldi:
- Quqqu'lu qu, quqqu'lu qu, Fatma xanım tendirde, ayaqları küvlede, öz
Ģoỵqıynan naqqıĢ tikér.
Bu arvad munu üĢ yol qualadı. Qualadı, bular‿éĢige gédenda, bu
qonaxlar baxdı, gördü; doğur déyér, Fatma Xaam‿oturup tendirde, bi den de
175
köynek tikér, baĢın da qoyuþ tendirün.
Bu qonaxlar gétdi. Qonaxlar gétdi, xileser da döndü, bu qızı
geldiler,‿aldıla, Fatma xanımı apardılar. Munu qonağ‿apardılar. Bu arvad, bı
sefer‿öz qızına dédi ki, sen gét bacun yaanna, gelin gelib da. Bu durdu,
gétdi, bacınun yaanna. Bacı da indi, bilmérem, beĢ‿aydı, altı aydı; bacı
180
hāmiledi; yō, doqquz‿ay; hāmiledi, bu hāmiledi. Dédi: Bacı du gédek
hamama. Bular durdula, gétdile hamama. Bu ögey bacı, bu Fatma xanımı
iteledi, saldı houzu içine. Munun paltarın géyindi, çıxdı, geldi, geldi. Belé,
Géce durdula, Ģam - mam yédile, évde iĢledi, yudu, arıtdı, geldi yata; éle
ağzında saqqız çéyne'di. KiĢi dédi: Bu 'nemenedi çéynésen? Dédi: Valla,
185
bacım çıxdı, gétdi évlerine, mene bi çéynim saqqız vérdi. Dédi: Munu eqellen
géce çağat. Dédi: Yox‿a, bacım mene vérib, çı'ğatmaram. Hay iki gün,‿üĢ
gün, bir gün, bu Ģahu oğlu çıxdı; munu eri ola; éĢikde destemaz‿ala; gördü,
xoruz geldi, dédi:
Quqqu'lu qu, quqqu'lu qu
190
Fatma Xanım yatıpdı
Hamamda Laqqa balığ‿utupdụ
Ģah‿oğlu, ġah‿Ġbrahim‿onun qucağında yatıpdí.
KiĢi dédi: Xoruz,‿o nedi, ki'Ģe? Dédi:
Quqqu'lu qu, quqqu'lu qu
195
Fatma Xanım hamamda yatıpdí
Laqqa balığ‿utupdụ
358
Ģah‿oğlu ġah‿Ġbrahim
qucağında yatıpdı
saĢ gelibdi gerdenini tutpdụ.
200
Bu geldi, bu arvada dürüs baxdı, gördü; doğur déér; bu Fatma Xaam
dȫy. Gétdile hamama, hamamun suyun çekdi'le, gördüle; Fatma xanım
hamamda xılast‿olub, qucağında oğlí. SaĢ gelib‿uĢağın gerdenine boğazına dolaĢıb su gétmi'ye, su gétmiye munun qārna. Munun suyun
çığatdıla, munun paltarın géydirdile, geldiler éve. Geldiler éve, kiĢi gétdi, bi
205
dene töyleden qatır çekdi, bi dene qatır çekdi. Bi dene çellek bağladı, bi dene
it küçügü bağladı, qızı mindirdi qatıra. Çellek seslendi, küçük hürdi, at hürtdi,
qız da buların dalıycağ sürün'di.
Olar gétdi o yana, biz de geldik bu yana. ÉĢidenneri sağ‿ossun. Qutardí.
- Derzi Qızı’nın Nağılı -
210
Biri var‿ıdı, biri yox‿udu, Allah‟dan qéyrez héĢ kes yox‿udu. Bi dene
Ģah var‿ıdı, bi dene oğlu var‿ı'dí. Bi dene de paltar tiken var‿ıdı, bi dene
qızı var‿ıdı. Bular bir gün‿olar birbirine tuĢ geleller. Bu oğlan, bu qıza
aĢığ‿olar. Géder bike, sancaqdan,‿iyneden, düymeden, sabunnan‿alar,
215
boynına cēbe aslar:
- Hay‿alan, hay‿alan, hay‿alan.
Geler bu paltar tikenün qapısına. Qız çıxar, diyer: QardaĢ, néçiye
véré'sen? Diyer: Valla, men, bacı, pula 'vérmérem. Diyer: Neye vérésen bes?
Diyer: ÖpüĢe. Diyer: Çıx, gétgine. Bu géder. Xéylekden sora bu qız diyer:
220
Qara yére, héĢ kes yoxdu, men bi dene öpüĢ vér'îm; munnan Ģey‿alım. Bir
de çağırı: Ay‿oğlan, gel, gel. Oğlan geler, buna bi dene öpüĢ vérer, bike
iyneden, düymeden, sancağdan‿alar; qeĢek götüri géder. Seher gelmez,
birsün geler. Diyer géne: 'Ay‿iyne alan, düyme alan, sancağ‿alan?
Diyer:‿Ay qardaĢ, néçiye? Diyer: Valla, bir‿öpüĢe, bir géçiye.
Diyer: Bu
359
225
nécedi? Diyer: ÖpüĢe dā, men‿üsüren néce sennen öpüĢ‿aldım. Bu qız
qeyider, qeyider diyer: Men néynim, néceléyim, bu meni rüsvay‿éler? Qız
géder, bi dene qoyun‿alar, qoyunu vérer kesdir'er, munun derisine qınqıro
vırar, zenk. Qınqıro vırannan sorasına axĢam‿olar, bu Ģahun davarıynan
géder Ģahgile. Kançı gétirer, évinde kan vırardırar Ģahu évine. Qoyunnan
230
géder‿ora. Géce orda qalar. Oğlanun menzili ayrıymıĢ. Oğlan yatéymıĢ.
Oğlan‿ayrı yatér, gécenin yarısı görér ki, bi nefer munun döĢünü üstün‿aldí.
Déyér: Kimsen? Déyér: Men Erzail‟em, gelmiĢem seün canu alam. Déyér:
Dedün yaxçı, nenün yaxçı, néce menim canımı alasan!? Déyér: Vaxtun baĢa
gelib, seün canuu aléram. Diyer: Sen‿Allah, bi yéce menim canımı alma.
235
Saba géce alar'sān, gédim dedemnen, nenemnen xudāfis‿éléém. Men bi
dene oğulam. Diyer: Éybi yoxdı, bi yéce almaram, saba géce gi allam; bu
desmaldakın yéesen, aftafadakın‿içesēn. Oğlan canıın höylünnen bi
desmal‿atun péyinin yédi, bir‿aftafa atun südigin de iĢdi. ĠĢdi oğlan. Bu;
xob;‿Erzail döydü ki, seher gelmedi. Bu, süb‿oldụ, dedesi gördi, bu durmadı,
240
namaz qılmadı. Hay‿otdí, hay‿otdí; béle niya? Gétdi gördü, oğlan; béledi
béledi; burnuun‿ucunéycağ saraléyıb.
- Nedi?
Dédi: Nolcaq, géce Erzail gelmiĢdi canımı ala, almadı, qaldı bi yéciye.
Néce qaldı bi yéciye? Qaldı da. Vırdı, seher‿oldu. Bu él - famil geldile, otdula
245
Erzail‟den xāĢ‿éliyele. Erzail hardéydi? Bi yéce saba yéce oldụ, saba yéce
bürsün géce oldụ; üĢ géce bu oğlan meriz‿oldụ. ÜĢ günnen sonra durdu
ayağa, géne boynun sardı, gétdi bu derzinün qapısına, paltar tikenün. Dédi kî
Ay Ģéy‿alan, Ģéy‿alan. Dédi : Néçiye? Dédi: Valla, bir‿öpüĢe, bir géçiye.
Dédi: Men, Erzail‿oldum, senün canu aldım;‿o néçi'ye? Oğlan, barmağın
250
diĢledi. Dédi: Xob, éybi yoxdụ. Geldi éve, dédi: Nene, görey‿o derzinin qızın
men çin‿alasan. Dédi: Néce alasan! Sen Ģah‿oğlụ, o bi paltar tiken qızı!
Dédi: Aléysan‿al, almésan; men sennen‿arvad‿istemérem. Bu da, bi
denéydi 'da, nāçār qaldí, gétdi munun dalıycaq. Gétdi munun dalıycaq. Bu
gédennen sorasına mını aldılar. Bu qız xeberdarıdı ki mını vıracağ ‿ıdí, ya
360
255
öldüreceydi. Bir gün‿oldu; belé; toy baĢlıyalar. Toyu baĢladıla, istedile mını
getireler, getdiler‿éve. Éve getdile, géce oldu, Ģam - mam yéyildi, merdüm
dağıldí, qız yox‿oldụ. Qız, hemin kan vırmıĢdı évden‿éve axı. Qız kanı
qōzadı, kannan gétdi évine. Qız gétdi éve. Geldiler.
- Dedün yaxçí, nenün yaxçí; qız néc‿oldu?
260
Qız gétdi Çini Çelebi‟ye. Qız gétdi, oğlan da durdu ayağa:
- Ya Ali sennen meded!
Oğlan da qızun dalıycağ gétdi Çini Çelebi‟ye. Qız burda bir hoqqeynan,
bir fırqéynan gezdi; oğlan mını tanımadí. Bırda bir hefte béle qaldı, indi
bir‿ay, béĢ‿ay. Qaldı bırda, mını tanımadı. Bu durdu ayağa, bu istedi géde
265
Marçın Çelebi‟ye; qız mınnan qabax gétdi Marçin Çelebi‟ye. Qız gétdi Marçın
Çelebi‟ye. Oğlan gezdi, dolandı, dédi: Xob, men hele Marçın Çelebin‟e de
gédim. Ama bu, burdan düĢende dédi: Oğlan, gédé'sen, belke Allah sennen
mene évlad vérdi; bi niĢané mene vér gét. Bu döndü, bazbendin vérdi mına.
Gétdi Marçın Çelebi‟ye. Marçın Çelebi‟de; oğlan da gétdi; géne bu
270
qız,‿oğlanı tanıdı; oğlan, qızı tanımadı. Burda géne güldüle, danıĢdıla; durdu
géde, dédi: Oğlan gédésen; indi uĢağı olub‿a; belke Allah sennen mene
bir‿évlat keramet‿éledi; mene bir yādıgar vér, gét. Bu döndü, sahatın vérdi
mına. Bırdan; belé; géne geldile. Bi dȫre dolandı. Dédi: Xob, durum, gédim;
Çini Çelebi‟ye gétmiĢem, Marçın Çelebin‟e; gédim‿Ġsmi Bağdat‟a.
275
Bu durdu, gétdi Ġsmi‿Bağdat‟a. Bu qız géne burda bi fırqéynan gezdi,
bu oğlan mını tanımadí. Bir cardan sora dédi: Gédésēn? Belke Allah sennen
mene évlad vérdi; men bi yādıgar vér gét. Baxdı gördü sahatın vérib,
bazbendin vérib; heĢ zatı yoxdu, bi, dene desmalı qalıb; bu döndü, desmalı
de vérdi mına. Geldi, bir middet otdụ. Arvad Çini Çelebi‟de doğdu bi dene
280
oğlan. Marçın Çelebin‟de doğdu bi dene oğ'lan. Ġsmi‿Bağdat‟da doğdu bi
dene qız. Day üĢ dene uĢağı doğdu.
Bi middetden sora uĢaqları götdü, geldi dedesi évine. Geldi, indi ne bılar
bilér bu kimdi, ne bu bilér. Vırdı, oğlan‿arvad‿aldı, döndü arvadın getire.
361
Arvad durdu, bazbendi bağladı oğlanun bir qoluna, sahatı bağladı bir qoluna,
285
desmalı bağladı qızun baĢına; dédi: Gédersüz, o filan yérde durarsuz;‿utağa
baxar, sen diyersen: Çini Çelebi. O diyer: Marçın Çelebi. Déyér: Tut
Ġsmi‿Bağdat‿elinnen, gédek xan dadaĢun toyuna. Bular gelelle, üçü bırda
duralla. Bu çağırér: Çini Çelebi! Diyer: Nedi Marçin Çelebi? Diyer:
Tutağ‿Ġsmi‿Bağdat‿elinnen, gédek xan dadaĢun toyuna. Oğlan‿üste diyer
290
ki aĢıqlara çalméyun, görüm, bu ne déyér, çalméyun, görüm, bu ne déyér.
UĢaqları aparı yanna. Baxdı, gördü sahat‿özünün, bazbend‿özünün, desmal
da özü'nün. Dédi: Ne déydüz? Dédi: HéĢ zad‿ağa, biz déyérik Çini Çelebi.
Nedi Marçi Çelebi? Déér: Tut‿Ġsmi‿Bağdat‿elinnen, gédek xan dadaĢun
toyuna. Gelin de qapıda, 'atü üsdünde. Gelin de atü üsdünde ki
295
gelinün‿üzünde rübéyt; qeyterdi dedesi évine. Gétdi, bu arvadı götdü geldi.
- Melik Memmed’in Nağılı Biri var‿ıdı, biri yox‿udụ; Allah‟tan soay héç kes yox‿udụ. Bi dene Ģah
var‿ıdı, Ģahun üĢ dene oğlu var‿ıdı. Bular évlenmemiĢdile. Dedeleri bulara
300
dédi: Évlengineņ. Bular néynedile! Durdula ayağa, gétdiler,‿oxu qoydula,
çilliye, 'atdılar. Atdılar, biri düĢdü vezirün qapısına, biri düĢdü vekilün
qapısına, biri gétdi düĢdü köyne 'qebristana. Bu Melik Memmed‟inki gétdi
düĢdü ora. Bu otdu ağladı ağladı, qabirisandıq minĢeqq‿olundı. Dédi: Nedi
Melik Memmed? Bir dene muna götdü 'méymun vér'di. Bu geldi otdu évde,
305
dédi: Men bu méymunu 'néynim, néceliyim!? Apardı bağladı évin yuxarı
baĢında, benā éyledi ki mın çın yémiĢden, lebillebiden‿aldı töktü axura.
Bir‿il, iki il, béĢ‿ay géĢdi; vırdı o birsiler‿arvad‿aldí. Arvad‿aldı;
suariĢ‿éledile ki biz qäynatamız çin köynek tikérik yollérıx, Melik Memmed‟ün
de avradı köynek tiksin yollasın. Bu dédi ki me'nim‿avradım var; men köynek
310
tikem yollıyām? O günnen bi dene méymundu bağlamıĢam‿orda, baĢında
noqta, qazası leblebi yémiĢ'di. Bular qaytdı gétdi. Bu dédi: Melik Memmed
362
niye dédün‿öcür? Dénen, baĢ‿üste, olar hāzır, men de hāzır. Bu bi dene
köynek tikti ki, köyneg‿özü özüne otdí. Bu apardı vérdi dedesine.
Bu sefer bir car géĢdi, dédiler ki biz qaynatamız çın hamam
315
saldırérığ;‿o da göre xamam saldı'ra. Bu géne geldi, muna dédi. Dédi:
Menim‿avradım var, hamam saldı'rā? Bular gédennen sora dédi: Melik
Memmed niya o cür dédün? Sen qemçini götự, gét vır qebirsannığa; déyinen:
Herzed Xanım, Hürzed Xanım dédi: Menim babamın köyne hamamın men
çin yollasın. Bu götdü gétdi, qemçini apardı, vırdı qabirsannığa. Qabirsandığ
320
Ģaqqalandi. Dédi: Nedi Melik Memmed? Dédi: Valla, Herzed Ĥanım dédi:
Hürzed Xanım‟a déy'nen ki menim babamun köyne hamamın men çin
yollasın. Bu döndü, bi para mına kerpiĢ yolladı. Bu kerpiçi getdi. Özü özüne
gele gele dédi: Bunnan hamam çıxacāğ? Getdi vérdi ora. Dédi: Melik
Memmed, süzün qıbla terefin'dē, 'hayanda çimennik varuz'di? QardaĢlıxdı,
325
qardaĢ - xatınlığdı; béle olsun ki; olar bilmesin. Dédi: Filan yérde. Dédi: Mụnı
apar quyla or'da. Yéri qaz, quyla. Bunụ apardı, yéri qazdı quyladı orda. ġah
yatmıĢdı; Ģah gécenin yarısı gördü; ey dedeli; munu évi ıĢığlanıb. Durdu,
nökeri, néyvi taptadı, avradı, uĢağı ki, süz meni çağırmaduz, menim
namazım qäzıya gétdi. Béle baxţıla, éle baxţıla, gördüle yō, gécenin yarısıdí.
330
Bu qıble terefinnen bu Ģafax tüĢüb. Dédile: Bilésen nemine vār!? Melik
Memmed‟ü avradı, sen çin ha'mmam saldırıb,‿onun Ģafağıdí. Bu Ģah durdu,
éle söyündügünneņ éle lüt gétdi girdi hamama. Gétdi, bir gün yo, iki gün yo,
üĢ gün yo; bir‿efte qaldı orda. Bu vezir, vekil gétdi dédi: Baba, olar
hemzatdıla, sen gel‿iĢüve, emelüve; senin nökerin, néyvün… Bını götdüle
335
geldiler; geldile.
Bu sefer dédile ki Melik Memmed, bizi qeynenemiz qonağ‿élér; Mekik
Memmed‟ün de görey‿avradın qonağ‿éliye. Bu dédi ki çepbelin biri çepel,
menim‿avradım var beyem, meni qonağ‿éliyesüz? O günnen bi dene
méymundi, bağlamıĢam,‿orda qalıb. Bular gétdi. Dédi: Melik Memmed, niyä
340
olara öcür dédün? Dénen, baĢ‿üste, olar hāzır men de hāzır. Gét qemçini
götự, vır qebrisannığa, déne: Herzed Xanım, Hürzed Xaam dédi ki bi deste
363
men çin paltar yollasın. Bu géne qemçini götdü gétdi, vırdı qabrisannığa.
Qebir Ģaqqalandı, dédi: Nedi Melik Memmed? Dédi: Valla, Herzed Ĥanım,
Hürzed Hanım dédi: Men çin bi deste paltar yollasın. Bu döndü, muna bi
345
dene girdi'kan vér'dî. Bi dene girdikan vérdi. Bu gele gele özü özüne déyindi,
dédi: Bu gelib‿arvad‿olacağ, bu libas‿olacāğ? Getdi vérdi mını Hürzed
Hanım‟a. Dédi ki: Gel‿e. Bu dédi ki: Éybi yoxţí. mıní aldı, munun el‿éledi,
baĢın götdự. Bu bi dene girdikan‿oldu, qıĥr dene keniz, bi dene xa'nım. Bu
kenizlerün de elinde qıĥr dene cam, bu xanımun hörükleri onu içindedi. Bu
350
Melik
Memmed,
söyündügünnen‿üreyi
xarab‿oldı.
Melik
Memmed‟i
arvad‿ayıqdırdı, avradu üreyi xarab‿oldu. Bu sefer dédi: Meliħ Memed,
bulardan köçüb; indi nahar géçér, olar géder, men qallam. Ama, men
gédérem, can senün, can menim bu 'derimü amanetí. QardaĢlıqdı, men
gédennen sora bular gelelle, sennen soruĢallar, diyelle: Bu necür ‿idi,
355
méymun‿indi bücür xanım‿oldụ? Menim bu derimi béle yérde gizledesen,
qardaĢlarun bilmi'ye. Bu da apardı; meni tekin;‿o bere - merede 'soxdı.
KiĢi de; bücür; buxarıya ot qalamıĢdı. QardaĢları geldi:
- Oy qardaĢ, Melik Memmed,‿üĢéyérik, néynérik. Sen, bu méymunnan
néynésen, néynemésen?
360
Béle,
baxdıla,
gördüle,
munun
derisi
yükün
dalında'dı.
Melik
Memmed‿éĢikdéydi, bunun derisin soxdula zada, otu içine.
Ġndi hardan déyim sene; xanım gétdi. Olar dééydi: Méymun gelecek.
Ġndi, bu sefer dédile: Qırt dene sendeli qoyun, xanım gelér. Xanım gelér,
xanım gelér… Xanım géĢdi, sendellerü üstünde otdı; kenizler, munun
365
hörükleri, munu elinde. Çay geldi, bı çay‿içen döydi; ferĢi qōzadı, çayı töktự
ora, çayı töktü ora. Bu sefer Ģam geldi; bu Ģam yéyen döydi; Ģamı götdü,
düyüsün‿üĢ dene bu cübüne tökdi, üĢ dene o cübüne tökdự; iĺā Ģükür‿éledi.
Dédile ki xanımlar dursula, oynasılar. Bu dédi: O dursun. O dédi: O dursun.
- Dilelim Melik Memmed‟ün xanımı qabağıcax dursun.
364
370
Melik Memmed‟ün xanımı durdu; bu cübündeki düyi, 'eĢrefi oldu, sepildi
bularun baĢına. O cübündeki de géne pul oldu, töküldü buların baĢına. Bu
oldu bücür. Dédiler… Bu otdu yére. Dédiler: Melik CemĢid‟ün‿arvadı dursun.
Melik CemĢid‟ün‿arvadı durdu; éle bu pulō; bu da déme munu cübüne töküb;
bununki éle yağlı pulō oldu, sepildi. Dédi: Otu, kül baĢuva, pulou cübüve
375
niye tökübsen? Belé, dédiler: Meliħ XurĢud‟un‿arvadı dursun. Meliħ
XurĢüd‟ün
da
avradı;
déme
ona
baxıb
cübüne
pulō
töküb;
bu
durub‿oynıyanda kül‿oldu sepildi bu milletün baĢına. Dédiler: Kül baĢuva
ossun, külü niye cibüe tökübsen? Xalx, pul tökér, bular külü töküble. Da
bılar bücür‿oldu.
380
Bı deri ki burda yandı, bunun‿iyi gétdi, deydi bu Herzet Xanım‟un
bırnına. Herzet Xanım bi dene göerçin oldu, uĢdí. Göerçin oldu uĢdu, geldi
gördü; éle Melik Memmed‟cığaz‿odunnan‿elleĢér. Dédi: Melik Memmed,
sene démedim; can senün, can menim derimü emane'ti? Menim derimi
yandırdun, da meni göremmesen. Üç‿il görek gezesen, axtarasan, meni
385
tapasan; ama göremmesen; demir çarığ géyesen; demir äsā götüresen, her
vede çarığun dağıldı, äsōn eyildi, meni taparsan. Melik Memmed, iki eli oldu,
bir baĢı; hay tapdadı, hay tapdadı. O göerçin ‿oldu, çıxdı, gétdi. Gétdi Melik
Memmed, bi dene çarığ qeyitditdi, bi dene asa; bu da munun dalıycaq gétdi.
Az gétdi, çox gétdi, gördü üĢ de'ne div gelér. Dédi: Aho, adam adamzad‿iyi
390
gelér, noqulu badamzad‿iyi gelér; Melik Memed‟i haçan‿olub biz yéecik? Biri
dédi: Yémi'yek; bizim‿üĢ dene Ģéyimiz var; egem munu töreli bölse, yémerik,
bölmese yéerik; yémek bi Ģéy döy ki. Dédi: Xob, nemenedi? Dedi: Bi dene
sırfadı, Süléyman péyqemberin‿ıĢqına, her yanda açsun qaza geler. Bi dene
tajdi, qoyarsan baĢuva, yérnen göy‿arasına çekersen. Bi denesi de çarıxdı.
395
Yérnen göy‿arasına özün çekersen. Bu baxdı, gördü, üçü de mına lazım'dı.
Dédi: Ġndi, men oxu qoyaram çilliye ataram. Her birüz téz gelsüz, vérrem
birine. Bu dédi: Adamzad yaxçi danıĢér. Buları yola saldı. Bu oxu qoydu
çilliye, atdı olar çın. Tacı qoydu baĢına, sırfanı bağladı bélle, zadı géydi
ayağına.
365
400
- Ya Allah!
Özün çekdi yérnen göy‿arasına. Gétdi, gétdi, gétdi, bir qedréyi
gédennen sora mına susuzluğ‿eser‿éledi. Geldi bi gözenin qabağında, bena
éledi çörek yemeye. Çörek yéer, gördü, bir dene qız iki dene sekçe get'di, su
doldura. Dédi: Xanım, onnan bi damcı vér, men‿içim. Dédi: Biz‿adamzada
405
su vérmerik. Dédi: Niya? Dédi: Adamzad bizim xānımızı yéddi ildi, yandırıb;
suyu aparéram yaralarına sepem. Bu göerçen olanda bi den de mına üzük
vérdi; meni, egem tapsun, menim üzügümü mene vérersen. Bu dédi: É men,
munu tapmıĢam. Bu, çox bu xanımı anda vérdi. Xanımı anda vérennen
sorasına bu muna su vér'di; ama üzügü saldı munu içine. Bu apardı, suyu
410
yaralara tökende üzük düĢtü onun döĢüne. Dédi: Qız, niye gécikdün? Dédi:
Valla, bi dene adamzad vardı, mennen su aldı iĢdi. Dédi: Néc‿oldu? Dédi:
Ordéydi. Dédi: Gédib‿onu getirebilersēn? Dédi: Niya getiremmerem! Geldi
mıni apara, mıni bi dene alma éledi, qoydu cübüne, götdü, gétdi. Götdü gétdi.
Orda gétdi, oxudu munu géne éledi Melik Memmed. Melik Memmed dédi,
415
arvad‿ağladı; arvad dédi Melik Memmed‿ağladı. Gördü, Ģıqqıltı gelér, géne
mını élediler‿alma, qoydula ora. Mının nenesi éĢikden geldi, dédi ki qızına:
Hürzet Xanım, Adam adamzad‿iyi gelér, noqulu badamzad‿iyi gelér; olma,
Melik Memmed bu araya gelméyib ki!? Dédi: Yo nene! Melik Memmed
hayannan bu yana geler. Bular‿otdu, danıĢannan sora. Dédi: Ha nene, Melik
420
Memmed budéy, bi dene alma éledim, qoydum cǖbme. Géne mını éledi
adam. Bular danıĢdıla, éledile. Qız dédi ki Nene‿ye! Dédi: He! Dédi: Nene,
dedeme déyebilersen: Melik Memmed gelse, onu arvadın vére'sen? Dédi:
Men déyemmerem. Dédi: Men démirem,‿éle 'sözdi da; belke, Ģāyed vérdi.
Bular otdula, bu yannan, o yannan danıĢdılar. Dédi: KiĢi, belke Melik
425
Memmed gel'di, éhyana onu arvadın vérersen‿onā? Dédi: Yox. Ha, vérrem,
bücür vérrem ki Gül‟ünen Simaver‟ün nağılın men çin getire. Bu geldi muna
dédi: Valla, dédim dedüe. Dedün dédi: Gül‟ünen Simaver‟ün nağılın men çin
getse, men, onu arvadın vérrem.
366
Bu géne durdu ayağa, Melik Memmed; sırfanı bağladı béline, tacı
430
qoydu baĢına, çarığı…, özün yérnen göy‿arasına çekdi. Gétdi, az gétsi, çox
gétdi; dervüĢliginen gétdi, bir qedréyi yol gétdi. Bi dene darvazanı çaldí;
darvazanı çaldı, bi dene xanım geldi, qapını aĢdı, bir boĢqab muna getdi, pul
vérdi. Baxdı, gördü; munun‿evinün yuxarı baĢında éĢĢek var. Dedi: Xanım,
sen bu évün, bu zindeganlığun, senü évün yuxarı baĢında éĢĢek niye var?
435
Dédi: Güli mōlā, senü elündü, häqqü alasan, çıxasan, gédésen. Sen, niye
mennen soruĢésan? Dédi: Çağırdığım Eli‟ye and‿osun gétmerem; ta mene
sözün démiyesen. Mene dé görüm, éĢeyi, niye bağléyıbsaņ or'da? Dédi:
Gülimōlā, qırt dene baĢ kesmiĢem; sene de sırrımı dé'sem, baĢuyu
keseceem. Qoza o zadu altın; orda elan qırt dene baĢ var; quyunu altın.
440
Dédi: Éybi yoxdu, menim baĢım‿oların baĢınnan‿artıq döy ki; néyniek. Bu
géce qaldı burda. Géce qaldı. Dédi ki: bi yannan, o yannan? Dédi: Gülimōlā,
günnerün bir güniydi, bu qızıdı, men‿oğlan. Men emi qızıyam, bu emi oğlí.
Bir gün‿oldu; bu gördüm ki gécenin yarısı bu oyandí; atdan géyindi, üsden
kilitdendi, üsden géyindi, atdan kilitdendi; duvardan eyrini çekdi. Dédi: Emi
445
oğlụ, oyaqsan, vırdım; sayaqsan vırdım. Gülimōlā baĢuyu kesecem. Béle
xırpımı çekdim ki düremmeciz éĢek sikmiĢ qoduğa döndüm. Bu gétdi, gétdi bi
qedréyi, geldi. Geldi paltarın soyundu, girdi yére. Dédi: Emoğlụ, oyaqsān?
Dédim: Belé! Girdik, yatdıq. Géne saba oldu, durdu géne atdan géyindi,
üsden kilitdendi, bu durdu gétdi. Bu atı mindi gétdi. Men de durdum,
450
töyleden‿atı çekdim, atın nalın dalı çekdim. Men de munun dalıycaq gétdim.
Gétdim, gördüm, bu, bi dene qapını çaldı; çaldı, olar dédi: Canım geldün?
Dédi: Cen canım geldim. Dédi: Niye gecikdün? Dédi: Emim‿oğlu
yatmamıĢdı. Bın çın qapını aĢdıla. Bu gétdi, men de atı bağladım éĢikde.
Duardan aĢdım, gétdim, gördüm; burda qıĥr nefer var. Emim qızıynan ‿oldu
455
qıĥr bir ne'fer. Qazanda qäzā piĢirmiĢdile, qäzālar qalmıĢdı. Bu gétdi, qıĥr
neferinen de söybet‿éle'di. Men qeyitdim dalí. Qeyitdim, geldim, girdim‿éve.
Girdim, da muna héĢ zat démedim. Gördüm geldi. Dédim: Emi qızı geldün?
Dédi: Ha cānım, geldim. Geldi, géne yatdı. Seher, süb oldụ, durdum gétdim
bazara, bir ĢüĢe behiĢdari aldım, getdim. Emim qızı géne géyindi, dédi: Emi
367
460
oğlu, oyaqsan vırdım, sayaqsan vırdım. Béle xırpımı çekdim, éĢek sikmiĢ
qoduğa döndüm. Bu gétdi. Men de géne durdum,‿atı çekdim, atun nalın dalı
çekdim; munun dalıycaq gétdim. Bu qapını çaldı, aĢdıla. Dédi: Cānım,
geldün? Dédi: Cen cānım geldim. Dédi: Niye gécikdün? Dédi: Ēm‿oğli
yatmamıĢdı. Bular gétdi içeri. Men gétdim içeri; qazanun baĢın‿aĢdım, bir
465
ĢüĢe behiĢdarını tökdüm qazana, qeyitdim dalı. Qeyitdim dalı, geldim.
Geldim, bular yédiler, iĢdiler, hammısı tirrendi; géne gétdim‿içeri. Gétdim
gördüm, bullar tirrenible. Qırxınun da bırnın kesdim, qoydum‿eline, emim
qızınkın kesmedim. Xéylekden sora gördüm, emim qızı geldi. Dédim: Emi
qı'zı, geldün? Dédi: Ne emi qızı, Zeher‿emi qızı, derd‿emi qızí! Onda, emi
470
qızı, meni éledi bi dene qoç. Meni éledi qoç. Dédi: Aparun munu, bağléyun
bağda. Bu kökelsin, men munu yéecem. Meni apardıla. Men de bu yana
döndüm‿alma yédim, o yana döndüm‿erik yédim, o yana döndüm‿armut
yédim; oldum geĢti - gemi. Oldum geĢti - gemi. Meni; dédile ki; munu aparun,
gédün, getirün munu kesek, yéek. Geldile meni aparala, men yolda vırdım
475
buları yıxdım, gétdim bi dene qaruu évine girdim. Qarınu évine girdim,
qarınun bi dene qızı var‿ıdı; dédi: Nene! Dédi: He! Dédi: Munun gözü éle
Simāver‟ün gözüne oxĢér. Dédi: Lua qalasan bala, éle déme, Gül‿éĢidi,
bizim‿abrımızı
götüri.
Bu
qarı,
meni
oxudu,
géne
éledi
Simāver.
Simāver‿éledi, geldim‿éle içeri girdim; meni éledi éĢĢek. ÉĢĢek de; bağıĢla;
480
oldum qancığ‿éĢĢek. Çıxdım‿éĢige, çıxdım‿éĢige, éle bu éĢĢek meni tutdu,
o éĢĢek meni tutdụ. Géne gétdim qarınu évine. Girdim, géne bu qız dédi:
Nene, Simāverdi geldi‿ye. Onun avradı, géne onu o cür‿éléyib. Bu döndü,
géne meni éledi bu se'fer it. Ġt, meni, éledi, bu yana döndüm, o yana
döndüm;‿olmadı. Dédi: Évi dağılan, sen‿ölüp'sen? Sen de gédende ona bi
485
dene ağaĢ vır da. Bı sefer, bu, meni adam‿éledi. Geldim, girdim‿içeri; éle
dédim:
Seni éledim‿éĢĢek. ÉĢĢek de oldu qancığ‿éĢĢek. Menim baĢım
götümér ki menim emim qızi, menim‿arvadım géde tengi'ye.
- Cellad hazır, gülimōlānın baĢın kes.
368
Güli mōlā, elin béle éledi, yérinen göy‿arasına özün çekdi. Götdi, hemin
490
nağılı getdi, qoydu qeynatanın qabağı'na. Qeynata dédi: Bu, ne cüretin
sahibiydi ki men, munu ölüme yolladım; bu çıxdı geldi. Munu arvadın vérdi
mına. Déme arvad da hāmiledi. Arvad da gelér, az gelélle, çox gelélle; bu
HemĢexala tekin dolayı yérde arvadun sancısı tutér. Ne av var, ne avadanlıx
var, héĢ‿avadçılıx yoxtu. Göréller dağın tepesinde bir zerre ıĢığ gelér. Bu,
495
arvadı qoyér burada, déyér: Sen qal burda, men gédim,‿orda bike sen çin
qäza alım, getirim. Bu gédér,‿ordan bike yağ‿alér, bike un‿alér, bidene
kirpit‿alér, getirér,‿arvad çın qaza pi'Ģe. Bu gédib gelene arvad doğér bi
dene oğlan. Bu oğlanun da sağ çiyninde xalı var. Tımanın çağadér, onu
buruyér‿ona. Melik Memmed, yağı getirér, unu getirér, ot getirér. Yolda
500
yél‿esér, ot düĢér yağa, yağ yanér, un yanér, Melik Memmed de onu içinde
yandí.
Ġndi, hardan déyim; bunu dedesinnen. Dedesi bu néçe ildi ki Ģah gédib.
Déyér: Vezir, vekil, men; ne zamandı Melik Memmed gédip; çox darıxmıĢam
on çun. Gelesüz, bike çıxağ‿éĢige. Deyélle: Néének. Gelélle, xéylek yol
505
gelennen sorasına görélle ki biŗ dene ayı bi dene uĢağ‿oynadér. Déme, ayı
gelér‿arvadı yé'e, arvad dönér uĢağı atér ayınu ağzına. Atér ayınu ağzına.
Haçannan haçana, bu vezirnen vekil, munu dedesi gelér, görér, bi dene ayı
uĢağı oynadér. Bu uĢağı ayınu ağzınnan alér. Alér, getirér, görér, munun sağ
çiyninde xal var. Déyér: Arvad, gétdim, Melik Memmed‟den sen çin xeber
510
getimedim; ama bi dene uĢağ tapmıĢam. Bu munu döĢünnen salér, özüne
élér‿évlad. Bu bir sindinde, iki sindinde; gelér, yétiĢér medresiye. Bu arvad
da ū terefe gédemmér. Éle bücür tike tike gelér hemin ken'de. Hemin kende
gelér bi dene gelér değirmançınu qapısına, déyér: QardaĢ, mene yér
vérginen. Déyer: Xanım, menim sene layağ‿evim yoxdi. Déyér: Oqqedir
515
menim varımdí, éle sen de mennen yégine; ama év mene vérgine. Déyér:
Éybi yoxdi. Bu durér‿ayağa, munu bir car saxlér.
Oğlan bȫyér, olér medrese uĢağı. Bu gédér medresiye. Gédér‿oğlanün
gözü düĢér, bu, öz nenesine. Bilmér ki nenedi. Munun gözü düĢér muna. Bu
369
pātĢah déyer ki arvadına: Nola ki biz, mın çın‿arvad‿alağ. Melik Memmed
520
çin‿almadıq, didergin‿oldí. Bilmedik hara gétdi, harda qaldí. Déyér: KiĢi, éybi
yoxdu, déyerem. Déyér: Oğul, dedün déyér ki bi dene on çın arvad‿alax.
Dédi: Nene, men ki arvatdıx dȫrem. Men çin arvad‿alsa, değirmançınun
qızın‿alsın. Déér: Bala, baĢuva dönüm, sen hara, o hara; sen bi Ģah ‿oğlụ
olasan,
525
gédesen
değirmançınun
qızın‿alasan.
Dédi:
Men,
süzden
arvad‿istemérem ki. Süz dédüz, men de onu dédim. Bı dédi: KiĢi, bu déyér:
Men çin görek sen zadı alasan, değirmançınun qızın. Dédi: Arvad,‿onun
qelbine deyme. Çünkün dedesi çin‿almamıĢığ, mın çın görey‿alax. Mını,
gédélle mın çın alélla, getirélle, gelélle.
Géce oturéllar; bağıĢléyun; er - arvad bir yérde. Görér,‿arvad béle
530
ağlér, béle ağlér. Déyér ki mene rayun yoxıdı, niya ağlésan? Men, seni
gücüne almadım, zoruna almadım, tapta - qaraméyna almamıĢam. Dédi:
Men, bir moqéyi bura gelin gelmiĢdim. Menim, bu gelinliy‿utağımdí; indi men
bura gelmiĢem. Dédi: Xob, bes, necür‿olub,‿ora gédibsen? Bu durdu,
baĢınnan géĢdiğin mın çın näql‿éledi. Dédi: Valla, menim de dedem meni
535
ayınu ağzınnan‿alıb. Dédi: Sen souynasan baxam; egem sağ çiynünde
xalun‿olsa; menim‿oğlumsan. Bu oğlan soyndu, gördü‿e, munun sağ
çiyninde xalı var. Sağ çiyninde xalı var, xeber vérdile Ģaha: Valla,
olar‿ağlaĢéllar. Geldi: Xob, nene, bacım; oğlum sene elin vırméyıb,‿ayağın
vırméyıb; rayunda yoxudu, niya geldün? Dédi: Valla, ağa can, menim
540
rayımda ki; feqet men, bu éve gelin gelmiĢem, men Melik Memmed‟ün
xanımıyam. Onda Ģah geldi munu alnınnan‿öpdi. Évi, hamısın bağıĢladı ona.
Olar gétdi o yana, biz de geldik bı yana.
- Efsane 545
- Bizde déyerler: Filan qadın qurdunan qıyamete qalacaq. Qurdunan
qıyamete qalmak ne démektir?
370
- O 'qarı çox‿ömer‿éléé. Déyélle ki bu qarı, niye ölmedi? Déyélle: O
qarı qalacaq qurdunan qıyamete.
Bu qurdunan qıyamete qalacağı niye déyirler?
550
Qurduna qıyamete; meselem, Allah yaradan 'hamısı ölér, bu tek qalér.
Odu ki, onu déyélle: o niye ölmedi? Déyélle: Qalıb qurdunan qıyamete. Vırér
meselem 'hamısı ölennen sorasına; bir qurt, bir 'qarı, bular güleĢélle. Da heĢ
kes yoxdu ki, bu iki neferdi. Bular güleĢélle, egem qarı qurdu yıxsā, géne éle
hemin‿olér, 'hamısı dirilecek; xéyir, qurt qarını yıxsa, heĢ zad olmıyacaq.
555
-
Din dıĢqarı éliyebilmedi; ne demek?
- Din dıĢqarı éliyelmedi; yanı ürēynin sözün gizletdi, üreyindekin
déyebilmedi.
Élesiler, görsüler, yatsılar, goysular, yatsılar
Hille hille hillebaz, girse deliye da çıxmaz. Malla muna pitik yaz; ya
560
elac‿olar ya olmaz.
Çöreyi at dehenze. Balıx bilmese, Xalıx biler.
371
SÖYLEYEN
: Gülistan Tesellizade / 56
DERLEME YERĠ
: Xalxal, Xımıs Köyü
DERLENEN
: Masal
18
- SabırtaĢı Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, Allah‟dan qéyret héĢ kes yoxţu. Cenni cenni
celālete qarıĢdı, iki héy'va gördüm bir nārā qarıĢdı. Haralardan erz‿
éléyim,‿ağanun qulluğuna, xanımun buyurduğunnan… Bi dene kiĢi var ‿ıdı;
kiĢnün deri dünyada évlatı olardı, qalmazdı; olardı qalmaz'dı. Deri dünyada bi
5
dene qızí oldụ. Qız, vırdı bir sindinnen,‿iki sindinnen,‿oldu béĢ sindin'de.
BéĢ sindinnen sorasına gétdi heyete. Gétdi heyette el‿üzün yua; bi dene quĢ
geldi otdu onū qolunu üstünde, dédi: Sengisebir, men de sebir, sen de sebir.
Dédi:
Nedi?
Dédi:
Valla,
günnerün
bir
günü
olacax,
sen
ölüye
qısmet‿olacaxsan. Bu qız geldi, qezadan düĢdi. Qız qezādan düĢdi. Nenesi
10
dédi: Nene, nedi? Dédi: Hés sad. Dédi: Axı, nedi bala can, gün be gün
qezādan düĢésen. Dédi: Valla, bi dene quĢ gelér,‿üĢ gündü oturér
menim‿elimü üsdünde. Déyér: Qız, gét, seni ölüye qısmet‿olasan. Dedesi,
nenesi; varın, yoxun, mülkün, maaĢın sa'tér, bunu götürér gédér.
Az gédér çox gédér, dere tepe düz gédér; iki kel qarpuz birbirinnen téz
15
gédér; gédér bi dene qelāçiye. Qelaçiye baxér görér, nene qapını
çalér,‿açılmér. Dede qapını çalér,‿açılmér. Qız‿elin vırér qapı açılanér,
kilitdenér. Qız qalér‿o üzde, nene qalér, dede qalér bu üzde. Déde ağlér,
nene ağlér; déde ağlér, nene ağlér, qız da o üzde ağlér. Qız gelér
gédér‿éve, baxér, görér dünyanun‿abınarı var‿évde, évin yuxarı baĢında bi
20
dene ölü yatıp. Geléŗ déyér ki bes, nene dede! Déyér: He! Déyér: Bes,
menim‿éle, quĢ ki mene démiĢdi: Sen géd‿ölüye qısmet‿ol. Éle men ölüye
qısmet‿olmuĢam. Bes, süz, çıxun gédün.
372
Dede,
nene
ağlıya
ağlıya
çıxér
ge'lér,
qız
qalér.
Qız,
Quran‿oxuyan‿ımıĢ. Qız Quran‟a baxér, bi dene bunu üstünnen‿iyne çekér.
25
Quran‟a baxér bi dene sancax çekér. Quran‟a baxér bi dene iyne çekér;
vaxdı vaxtında da namazın qılér.
Günnerün bir günü olér, görér qefle géçér, ses gelér‿éĢikden. Durér
gédér,‿iki dene ağacı bağlér birbirine nerduan‿evezine. Çıxér baxér görér,
qaraçı géçér. Qaraçıları çağrér, déyér: Xanım! Déyer: Belé! Déyér: Xanım, bu
30
qızlaruzdan bi dene mene vérersǖz? Déyér: Xééy! Déyer: Onu ağrı qızıl‿o
pul vérrem,‿olardan bi dene mene vér. Qızılnan pul onū ağrı vérér, bulardan
bi dene, bu qızdan‿alér. Gelér oqqede géne oxéyér, Quran oxéyér bi dene
sancax çekér. Quran oxéyér bi dene iyne çe'ker. Bu qız da örgenér bunnan,
qaraçının qızı. Günnerün bir günü olér; qız, indi ne middetdi gelip bura,
35
günnerün bir günü olér, bu meselem bura geleli baĢın yuméép; qaraçınun
qızına déyér ki indi bi dene iyne qalıp, sen, oxuma Quran‟ı. Men gédim, bike
baĢımı yuum, gelim, Quran‟ı bāhem‿oxuyax.
Bu qız bunu ötürér. Gédér bu baĢın yua. Qaraçının qızı oxu'yéŗ, bu ölü
dürér. Ölü dürér, tutér bunun yaxasınnaņ. Déyér: Bes, sen menimsen, men
40
senün. Bu xanım, bu qabağıcax gelen xanım, gélér görér, bu bunun
yaxasınnan tutupdí, déyér:‿O senün neyün? Déyér:‿O menim kenizimdi. Bu
qaraçınun‿özüne keniz‿élér. Bu qabax geleni özüne keniz‿élér. Bunu
keniz‿élér. Déyér: Xob!
Günnerün bir günü olér, bular; beyseb‿er - arvaţ gédélle bazara; özleri
45
için libas‿alalar. Déyer: Keniz, sen ne istésen? Déyér:‿Ağa, men hés
sad‿istemérem. Déyér: Yō, sen‿bir Allah, ne istésen? Déyér: Men bi dene
sengsebir‿istérem. Gédér, béĢ‿on dene tükannan soru'Ģer. Biri déyér vardı,
biri déyér yoxdí; biri déyér ki niya mende var,‿onu üregi dığılı adam, üreyi
veremli adam‿onu ister. Alér getirér. Déyér: Amma bunu her kese vérsün; o
50
gétdigicek sen gédersen; veli sen,‿onun gözüne görsenmeŗ'sen. O diyecek,
diyeceg;‿indi her derdi var,‿axırda diyecek: Ya sen partda ya men çatdéyım.
373
Xob demir ki partdamıya'cax, o adam partdıyacax. Sen onda tutarsan‿o
adamı. Déyér: Xob!
Belé, bu gédér sengisebiri alér, getirér vérér bu xanıma. Bu xanım
55
gédér, bir‿iki dene menzil géçér, gédér oturér‿orda, özü özüne danıĢér,
déyér: Sengisebir, sen de sebir, men de sebir; günnerün bir güniydi,
nenemün dedemün bi dene qızıydım. Sengisebir sen de sebir, men de sebir;
bi dene quĢ geldi otdu qolumu üsdünde, dédi: Qız gét, seni ölüye
qısmet‿olasan; gét, seni ölüye qısmet‿olasan. Sengisebir sen de sebir, men
60
de sebir; dedem nenem meni göt'di, diyarbediyar gétdi. Sengisebir sen de
sebir, men de sebir; geldik bi dene qelāçiye. Qelaçiye dedem ‿el vırdı
açılmadı, nenem‿el vırdı açılmadı, men‿el vırdım qapı açıldı. Men qaldım‿o
üzde, dede nenem qaldı bu üzde, qapı 'kiltdendi. Qapı kilitdendi, men gétdim
baxdım gördüm‿évde her nemene istésen 'var; veli meselem
65
‿évün
yuxarı
baĢına bi dene méyit yatıp, üstü doludu, iynedi sancax. Günde bi süre
Quran‿oxudum, bi dene iyne çekdim; bi süre Quran ‿oxudum bi dene sancax
çek'dim. Gördüm, qapıdan qefle géçér; ağacı ağaca bağladım; çıxdım
baxdım gördüm qaraçıdı géçér. Dédim: Xanım,‿olardan bi dene mene
satarsūz? Dédi: Yō, satmarıx. Dédim: Baba, onu ağırı süze pul vérrem, qızıl
70
vérrem, bi dene mene verün. Onu ağırı pulunan qızıl vérdim, bi dene
olardan‿aldım. Getdim‿ oxede oxudum, buna da örgetdim. Dédim:‿Ġndi, sen
burda 'qal. Men gédim; bura geleli baĢımı yumamıĢam; baĢımı yuum gelim,
bāhem‿o bi deneni de oxuyax, çekek; ya diriler, ya ölü diriler ya da ki 'ölüdü
de. Men gédip gelene bu qaraçınun qızı oxudí. Bu ölü durdu ayağí, tuttu
75
bunun yaxasınnan, dédi: Éle avrat, sen menimsen, men se'nün. Men de
geldim gördüm valla, bu bunu tutup yaxé-yi girmanınnan déyér: Sen
menimsen, men se'nün.
- O senün neyündi?
- O menim kenizimdi.
80
Ġndi sengisebir, ya sen partda ya men çatdéyım; sengisebir, ya sen
partda ya men çatdéyım.‿Oğlan geldi, bunun, tuttu, yaxé-yi girmanın'nan,
374
dédi: Bes‿éle, sen, zehmetimi çeken sensen. Qaraçınun qızın‿özüne
keniz‿éledi. Bunu özüne xanım‿éledi. Bu sefer döndü gétdi, mın çın
libas‿aldı.
85
Olar yédi, iĢdi, mekanına géĢdi, biz de bırda qaldıx.
- Rehim, Ġbrahim, Birehim Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, Allah‟dan qéyret héĢ kes yox‿udı. Cenni cenni
90
celālete
qarıĢér,
iki
héy'va
görér
bir
nārā
qarıĢér.
Haralardan
erz‿éléyim,‿ağanun qulluğunnaņ, xanımın buyurduğunan. Bi den Ġbarahım
var‿ıdı, Ġbarahım var‿ıdı. Günnerün bir günü olér, Ġbrahım durér‿ayağı,
gédér Ģiḳara. Görér bi dene o yannan cavan gelér. Déyér: Hara
yédésen‿Ġbrahım? Déyér: Men gédérem Ģiḳara. Déyér: Meni de özüe
95
yoldaĢ‿éle. Déyér: Sen adun nedi? Déyér: Menim‿adım‿Ġbrehim. Déyér:
Menim‿adım Bérehim. Déyer: Yaxçı! 'Belé, bılar gédélle, az gédélle, çox
gédélle, dere tepe düz gédélle, iki kel qarpuz birbirinnen téz gédélle; görélle
bi den de o yannan cavan geldi. Déyér: QardaĢ, hara gédésüz? Déyér: Biz
gédérik Ģiḳara. Déyér: Meni de özüze yoldaĢ‿éléyün. Déyér:‿Adun nedi?
100
Déyér: Menim‿adım‿Ġberhim, onu adı Bérehim. Déyér: Menim‿adım Rehim.
Rehim, Ġbrehim Bérehim, üĢ qardaĢ‿oldular.
Belé, bular gétdile, gétdile bi dene bir qelāçiye. Gétdiler gördüler
qälaçede béle her nemene istésen vār. Belé, bular bir middet burda qalıdla.
Bi middetden sonra Ġbrehim dédi: Re'him! Dédi: Ha! Dédi: Bérhim! Dédi: Ha!
105
Dédi: Süz qalun, men gédérem Ģiḳra büyün. Süz qezā piĢirün. Belé,
bular‿ikisi qalmadılar, biri qaldı. Bu Rehim‟nen Ġbrehim gétdi.
Bérehim qaldı, qezā piĢirdi. Gördü belé, tarap turpbunan bi dene qarı
qoca geldi; özü bi qarıĢ, seqqeli qırx qarıĢ qoca gel'di, dédi: Āfeli Birehim,
qardaĢ? Sen hara, bura hara, quĢ qenet salmaz, qatır dırnax salmaz, sen
375
110
bura gelip'san! Dédi: Xob, qoca emi için bi kefgir tök‿o qezādan, yésin. Belé,
bi kefgir töktü, qoca emi yédi. Dédi: Bi 'kefgir de tökginen. Bi kefgir de
tökende gördü yō, bu qoca emi çox yée'ceg, qardaĢlara bu gelip cavap
véremmiye'ceg. Dédi: Day yoxdu. Day yoxdu diyende bu bi dene
seqqelinnen çekdi, bunun qolun qıçın bağladı, qezānın hamısın yédi. Belé,
115
bu dédi: Xob néynim,‿indi QardaĢlar geler, mennen dāvā éler. Durdu azcıx
xeĢilden xuĢuldan çıqqıra piĢrdi, qardaĢlar geldi. QardaĢlar geldi. Bu
Ġbrahım‿ustād‿ıdı; baxdı gördü bu qeza o qezadan döř. Dédi: Bücür niya
piĢiripsen? Dédi: SancılanmıĢdım. Dédi: Éybi yox. Da bilmér ki o qoca gelip;
meselem; bunu el - ayağın bağléyıb. Belé, saba oldí, Bérehim dédi: Men
120
qaléram.
Belé, saba Bérehim qaldı. Ġbrehim‟inen Rehim gétdi. Ġbrehim‟inen
Rehim gétdi. Saba dédi: Gör, ne qeĢeg qezā piĢirdim. PiĢirdi, üĢüdü, hazır
qoydı yığdı o'ra. Gördü géne belé tıp tıpınan bi nefer geldi: Ay Rehim qardaĢ;
sen hara, bura hara; quĢ qenet salmaz, qatır dırnax salmaz, sen bura
125
gelipsen! Bi kefgir tök‿o qazādan, qoca emi yésin. Belé, birin tökti, bunun
yadına düĢdi “Ay dedelli, bes,‿o qardaĢun da dünenneŗi gelip, bu baĢına
oyun vérip.” Bi dene seqqelinnen 'çekdi, qoca emi, géne bunun‿elin‿ayağın
bağladı. Ta bu vurana o bunu el‿ayağın bağla'dı. Bağladı; yéyeni yédi,
yémiyeni dağıtdi. Xilese qaret‿éle'di. Bu qaret‿éledi. 'Belé, bu géne bir
130
cürnen bu sapı aĢdı. Teleke peser piĢirdi. Géne qardaĢlar geldi. O qardaĢ ki
biléydi; meselem bunun baĢına oyun gelib, o qardaĢ da bildi bunun baĢına
'oyun gelip. Ġbrehim dédi: Seher süz‿iküz gédün, men qäza piĢire'cem.
Ġbrehim, seher Béyrehim‟inen Rehim‟i yolladı. Ġbrehim qaldı. Ġbrehim
qeĢeg piĢirdi, getdi bi dene qemeni ititdi qoydı taxtu altına; ititdi qoydı
135
taxtun‿altına Ġbrahim. Belé, piĢirdi, éledi, gördü qapí açıldí; bi dene qoca emi
geldi, özü bi qarıĢ, seqqeli qırx qarıĢ. Qoca emi geldi: Ay Ġbrahim qardaĢ, sen
hara, bura hara; quĢ qenet salmaz, qatır dırna xsalmaz; sen bura gelipsen! Bi
kefkir tök, qoca emi yésin. Éle bi kefkir tökdü, qoca emi ta qutarana, bi dene
qeméynen vırdı, bunun baĢın Ģaqqaladı. Bunun‿özü qaldı burda, bedeni
376
140
qaldu burda; bunun kellesi gétdi tıp tıpbınan. Kelle gétdi tıp tıpbınan. Belé,
Béyrehim geldi; qeza; gördü yō, geĢeg qäzādı. Dédi: Süzi Alla, indi, mennen
ki yoldaĢ düĢüp'süz; süz, baĢuzdan géĢdigüzü danıĢ, görüm baĢuza ne
gelmiĢ'di. Dédi: Hés zad. Dédi: Yalan déméyün. Dédi: Valla! Dédi:
And‿iĢmiyün, gelün, süze cendegi görsedim. Kelle ki gédip, cendek qalıp.
145
Belé, görsetţi. Dédi: Hā, bizim baĢımıza bu oyun gelip.
Dédi: Ġndi durun, qapını kilitdi'yēħ. Biz gédek görek, bu évün mēdeninde
nemene vār? Ġndiyencek gelmiĢik bu évün mēdenine el‿aparma'Ģıx. Belé,
gédélle bir qedri, meselem gédéŕle indi, béĢ métir‿on métir gédélle.
Gédennen sorasına görélle bi dene buŗda quyu var. Ġbrehim déyér ki
150
Birehim‟e: Ge seni sa'lım, sen gétgine. Bu bir métir‿enér, déyér: Men
yandım, meni çekün. Birehim‟i çekér. Rehim déyér: Meni sal. Rehim‟i salér.
Rehim de éle bir métir ya métir yarım gédér, déyéŗ: Men yandım, meni çıxat.
Bu da çıxér. Ġbrehim déyér: Meni salun, men neqqede dédim: Men yan'dım;
meni salléyun gédim. Belé, éle bu déyéŗ: Yanéram, bunu sallélla, yandım,
155
salla; yandım, salla.
Xilese bunu sallél'la, yédi métir bunu sallélla quuya. Yeddi métiri salélla,
bu gédér görér; bi dene nāzenin senem xanım‿oturup, bunun dizinü
üsdünde bi dene dib yatıp; déyér: Ay‿Ġbrahim, sen hara, bura hara; quĢ
qenet salmaz, qatır dırnax salmaz, sen bura gelipsen! Ġndi dib bilse, senün
160
her tiköyi min tike éler. Déyé: Ses‿éleme, onun nefes yérisin mene déginen.
Déyer ki bes, indi, sen ses‿éleme, sen‿onun nefes yérisin mene dé.
Hayanda onun nefesi var? Déyér: ġıḳafda qoymuĢam, ĢüĢededi onun nefesi.
Bu gédér, bu Ģıḳafdan bu ĢüĢeni götürende bu bi lezge 'vérér, dib. Lezge
vérende bi dene bu arvadun‿üzüne Ģapalax vırér. Arvadü üzüne Ģapalax
165
vurcağın bu ĢüĢeni yére vırér; meselem kiĢini öldürér. KiĢini öldü'réŗ, déér:
Xob, dé görüm, sennen soa géne bacun vār? Déyér: He, biz‿üç bacıyığ;
üçümüzde bücür giriftarıx; üçümüzde bücür giriftarıx. Déyér: Xob,‿o harda?
Déyér: Mesem,‿o da o menzildedi. Gédér görér, belé bu da baĢın
qoyub‿arvadun dizinü üsdünde yatıp. Déyér: Ay‿Ġbrahim, sen hara, bura
377
170
hara; quĢ qenet salmaz, qatır dırnax salmaz! Bu kiĢi bi lezgelenéř;
lezgelende déér: Onun nefesin mene dé. Déér: Odé, qoymyĢam, taxçadadı.
Gédér munu taxçadan götürér. Bu, taxçadan götürende, bu terpe'nér.
Terpenende bi dene Ģapalax vırér bu arvadu üzüne. ġapalağı vırcağın bu
ĢüĢeni vurér, géne bunu öldü'rér. Bu da ölér. Bu da ölér, qalér bi nefer. Belé,
175
bu géne gédér. Géne gédér, géne görér burda bi nefer bunun diznü üsdünde
yatıp. Déyer: Sen hara Ġbarahim, bura hara! Ġndi dursalaŗ; senün her tiköyi bin
tike élélle. Déyér: Ses‿éleme; sen,‿ōn nefes yérisin mene déginen.
Déyér:‿Onun nefesi qoymuĢam taxtu altında ĢüĢededi. Bu sefer géne bu
taxtun‿altında, ĢüĢeden munu götürende, bu géne Ģapalağınan vırér bu
180
arvadu üzüne, déér: Çepbelin biri çepbel, sene démérem; menim nefesime el
vırmagı'na. Éle nefesime el vırma... Bu da bunu vurér‿öldürér. Déyér: Xob,
indi, biz‿üĢ bacıyıx, üçümüz de malımız çoxdı. 'Hammısın yığér bu qoyunun
baĢına. Bu da déér: Men de üĢ qarda'Ģam. Ġndi üĢ qardaĢlar néyniyeck.
QardaĢ qardaĢnan dost‿olmér‿axı. Bu hamısın yığér, getirér quyunun
185
baĢına. Bu arvatdarı da getirér quyunun baĢına. Déyér ki bura ba Ġbrahim!
Déyér: He! Déyér: 'Sen‿ikimizi bağla çıxağ, qalsın birimiz, sen çıx. Sen çıx,
biz‿özümüz, men‿ipi bağlaram‿özüm‿öz bélime, sen meni çekersen.
QardaĢlar, bizi cavan görel'le, seni salalla quyuya géne. Seni quuya
salacaxlar; amma eylen bu yéddi métirdi, yéddi métir de bunnan sora
190
gédeceksen. Arvatdar buna dér: Ġndi yéddi métir de bunnan sora gés'sǖn,
Ģāyed ki qardaĢlar‿eger seni çıxartdı, géne çığardıpla, çıxartmadıla; yéddi
métrün‿içinde
üĢ
dene
goĢ
gelecek,
ikisi
ağdı,
biri
qara.
Sen
hiner‿éleŗsen,‿özüü atasan‿ağ qoçu üssüne. Qara qoçu üssüne assun,
yéddi métir de qara qoĢ seni géne véreceg‿aĢağı gédesen. Xob, belé, bular
195
getirér, Ģéy méyi yığér. Belé Béyrehim qardaĢ Ģéy méyi çekér. Hay çek, hay
çek, hay çek; qalér bu sefer‿arvat'daŗ. Arvatdarın‿ikisin de çekéller, qalér
biri. Déyer: Yox, sen yalannan déyésen, sen gelmeŗsen. Bunu da bağlér. Üçü
de gétdi, quyudan çıxdı, qaldı Ġbrāhim. Ġpi bağlélla, Ġbrahim de özün bağlér,
çıxanda yarı bélde ipi qırélla, Ġbrahim de gédér yéddi métir de yuuya. Yéddi
200
métir gédér quuya, görér‿üĢ dene qoĢ geldi; ikisi ağ, biri qara. Ġstér‿özün ata
378
ağ qoçu üsdüne, atér qara qoçu üsdüne. Qara qoĢ, bunu yéddi métir de
vérér, gédér. Yéddi métir de gédér, gédennen sorasına buna; üzünnen‿ırax;
susuzlux eser‿é'lé. Bi dene bi qarandurux yére, bi dene bere tapéŗ gédér.
Gédér görér bi dene qarı arvad‿oturub‿orda, cehre eyirér. Salam
205
melék‿élér.
- Qarı ne'ne!
Dér: Belé! Dér: Qarı nene, mene bir qurtum su vér‿içim. Déyér:‿A
Ġbrahim, sen bura niye gelip'sen!? Déyér: Valla, qarı nene, gelmiĢem de.
Buna bir qurtum su getirér. Gédér; bağıĢléyun, zēreb‿élér; getirér buna su
210
vérér. Da su yoxmuĢ. Bu içennen sora déyér: Qarı ne'ne! Déyér: Belé! Déyér:
Süzün suyuz hem‿istidi, hem Ģōr. Déyér:‿Ġndi Ġbrahim, sen ki öcür dédün;
meni bağıĢlayun; suyumuz yoxtu bizim. Bi dene Ģirdi yatıpdí; indi néçe métir
çaydı, o çayı tutup bu tay,‿o tay. Ejdehadı‿ya Türküsü.
- Ejdehadı yatıpdı; veli biz günde üĢ mejme taām vérrik; qeza démeli; bi
215
dene qız. O, tā onu yéene biz géderig,‿onu altınu irin, çirkinün suyun
götürrüg‿içerik. Meselem da biz bücür su götüremmerik.
Bēlé, bu gédér; déyér: Ġndi qarı ne'ne! Déyér: He! Déyér: Seher kimün
nōbasıdı? Déyér: Deri dünyada bi dene Ģah var, Ģahun deri dünyada da bi
dene qızı vār. Ġndi saba, o bi dene qızun nōbasıdı. Déyér: Sen gédip
220
déyébilersen ki o qezanı vérele men yé'em. Men‿o Ģirü ağzına gédem,
ejdehanu.
Déyér:
Yaxçí.
Amma,
oqqede
bücür
meselem‿adamlar
gelib‿öldüremméyib‿e. Bu gédér, bi dene iki baĢlı özüyçün qılıncı
qeyitdirér,‿iki baĢ. Gelér durér yolu ağzında, görér; meselem bu qeddeki
cemiyet, bu qedde kendün cemiyeti, bi dene qızı alıpla arı'ya, ona gelinnik
225
paltarı géyindirip'le, üĢ dene de taām bularun baĢında. Bu qarı nene gédér
qabağa, déyér ki sen, bu qezanı vérün bu cavan yé'sin, qızuzu da saxlé'yun.
Qızuzu saxléyun ki bu ağa déyér: Men, meselem bunu öldürrem. ÜĢ dördü
dér: Yalannan déyéŗ. ÜĢ dördü dér: Yō, yalannan démér. 'Belé, buları yééŗ,
qezānı yééŗ. Bu kiĢi, bücür [kılıcı iki eliyle yatay bir Ģekilde tutarak] tutéŗ‿iki
379
230
baĢ, gédér bu ejdehanu ağzıne. Éle bu baĢdan gidéy‿ejdehanu ağzına;
bağıĢléyun; bunun götünnen çıxér. Sorasına ki bu çıxér;‿üzünnen‿ırağ; bu
xob‿ölü olér da oğedde ejdeha; élebil ki hacı Meybi qapısınnan meselem
buréncā ne qedde yoldí. Bu durér‿orda. Bu qız gélér, bu qana elin vurér,
vurér bunun köyneginün dalına. Sen gédésen déyésen: Men‿öldürdüm. O
235
gédéŗ, déér: Men‿öldürdüm. Dééŗle: Kimün nōbasıydi? Dééŗ: Büyünneri
Ģahun qızının nōbasıydí. ġahın qızına déélle: Kim‿öldürdü? Dééŗ: Valla, o
uĢağ, ‿o oğlan ki öldürüp, cavan‿öldürüp, onun men köyneginün dalına qan
vırmıĢam. Gelélle, baxélla, görélle, o oğlan ki öldürüp bunu, héĢ bu;
üzünnen‿ırağ; çayın qırağınnan gétméyip, qalıp bırda. Belé, gelélle, bunu
240
aparélla. Bir middet bu burda qaléŗ. Déyér: Xob, sen ne istésen? Dünyanın
malınnan seni silāb‿éliyek. Déyér: Men hés zad, men, dünyada faqad‿ıĢıxlı
dünyanı istérem.
- IĢığlı dünyanı istésēn?
Deyér: He! Déyér: Xob! Bu durér‿äyağı, déyér: Men‿ıĢıxlı dünyanı
245
sene verrem. Bu qızınan da yéddi dene deve yük sene vérecem, qı'zıl.
Déyér: Hele üĢ dene özüm‿éle almıĢam, sergerdan qalmıĢam. Öz‿özüne
déyér. Belé, bu durér‿ayağ. Déyér: Éybi yō. 'Qarı nene gelér, déyér: Valla, bi
dene sumuruq gelip, éle; üzünnen‿ıŗax; doğér, qarnı doludu, yanı boĢ.
Bilmeg‿olmér,‿onun balasın nemene yéér. Bi dene sumuruq gelip, qarnı
250
doludu, yanı boĢ. HemiĢe doğér,‿onun balasın bilméem nemene yé'ér. Bu
gédér,‿onu güdér, görér bi dene héyvandı; iki baĢlıdí; dimdigi uzun; géléŗ
dimdigin vırér vırér, bunun; meselem; baĢların delélle, bunu yééller. Ġndi her
héyvandı; onu bilmérem. Belé, bunu da vurér‿öldürér. Bu héyvanı da
öldürér. Sumuruğ déyér: Sen ne istésen; men seni dünya malınnan
255
silāb‿éléyim. Dér: Men sennen‿ıĢıxlı dünyanı istérem. Déér: Onda gét, yéddi
putdux su algına, yéddi put su, yéddi put et. Men seni aparram‿ıĢıxlı
dünyaya. Her vede dédim: Yan'dım, mene su vérgine; her vede dédim
acıx'dım, mene et vérgine. 'Belé, bu gédér yéddi put su getirér; yéddi pud‿et
getirér, bunun bi terefine bağlér. Suyu bunun bi terefine bağlér;‿özü de minér
380
260
sumuruğun boynuna. Sumuruğ bunu éle her çığaŗdanda, déyér: Yandım.
Muna su vérér. Her çığaŗdanda, déyér: Acıxdım, muna et vérér. Bi dene
bud‿et qalanda; meseem da istér çıxa lap yuxa'rí; bu et düĢér bunu
ağzınnan. Bu ağzınnan düĢceyin, budunnan kesér vérér buna. Da qoymér ki
meselem bu zad‿ola. Bunu yémér. Yémér, çıxadér bunu, ıĢıxlı dünyada
265
déyér‿oğlana: Ġndi, sen du yéri, men gédim. Déyér: Sen gét, men géderem.
Déyér: Yō, sen dur‿ayağı yéri. Déyér: Valla, senü etün düĢ'di. Men
budumnan kesdim, senü ağzua at'dım. Bu ağzınnan tipircegin götürér, vırér
bunun meselem qıçına, bu eti yapıĢtırér bunun qıçına. Bu durér yériyér.
Yériyér, gelér, görér qardaĢlar‿éle hemun quyunun baĢındadı. QardaĢlar héĢ
270
bı yan‿o yana dönméyip, éle qalıpla quyunun baĢında. Bike bularınan dāvā
é'ler. Bu, meselem‿arvadun géne birin, öziyçin götürér,‿ikisin géne olara
vér'ér. Ġkisin‿olara vérér. Bu malı bölér, bike olara vérér, bike öziyçin götürér.
Éle bu bölende gördü, belé yéddi dene devenün yükü geldi. Bi den de xanım
onu üsdünde geldi. Belé, buları da götürér. Bunu olér‿iki dene arvadí,
275
olarun‿olér bi dene avradı. Malın mülkün yığér, götürér gelér. Gelér görér bi
dene kiĢi cüh sürér; bunun cütü qara, öküzü qara, zemi de qara. Déyér:
QardaĢ, senü öküzlerün qara, özün qara libas géyip'sen; bu nemenedi?
Déyér: Valla, bi dene Ģahımızu oğlu deri dünyada var‿ıdı. O baĢ götürüp,
çıxıp gédip; indi onnan bu yana biz ne ağ libas géyebillik, ne
280
meselem‿öküzlerimizi ağ‿éliyebillik. Déyér: Menim‿oğlum baĢ götürüp
gédip, süz de görek qara géye'süz. Déyér: Sen‿ona gédip déyebilersen ki
senü oğlun gelḕr? Déyér: Yoğ, men gedip diyemmem. Déyér: Gét, dene:
Senü oğlun gelér. Déyér:‿O gözünnen kor‿olup. O tüpürcekden ki indi
bunun qıçında qalıp, neyinde qalıb;‿onu Allah bilér; o tüpürcekden dıqqıla
285
bücür‿eline sürtér, elin vurér bi dene kağaza, vérér buna. Déyér: Sen‿apar
bunụ, sürt‿onun gözü'ne, qoỵ‿onun gözü ıĢığ‿ol'sun. Getirér‿o tüpürcegi,
vırér‿onun gözüne, munun gözü ıĢıxla'nér. Görér belé, bunun‿oğludu, geldi.
O yédi iĢdi mekana géĢdi, biz de burda qal'dıq.
381
- ġahın Qızı -
290
Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, Allah‟dan qéyret héĢ kes yox‿udı. Cenni cenni
celalete qarıĢdı, iki héyva görér bir nāra qarıĢdı. Haralardan‿erz‿éléyim,
ağanın qulluğunna, xanımın buyurduğunan… Bi dene qız var‿ıdı, qız da
pātıĢahun qızıydí. Günnerün bir günü olar, bun çun‿éle herkes geler, dedesi
295
vérmez.
Günnerün bir günü olar; dedesi vérmez, bu çıxar géder. Bi dene atdarı
var‿ımıĢ; atun‿üstüne bir dene xurcun sa'lar, bir qedre pulu, qızılı götürer,
géder bi dene bir yolçu'ya; démeli ki meselem pulsu'za. KiĢi diyer ki seni, bi
oğula verecem ki eslen ne Ģamı o'la, ne civinde pulu ola. Diyer: Éybi yo. Bu
300
da qabağıcax pulun götürüb‿axí. Bu qız çıxér gédér. Bu çıxér gédér,
gedennen sorasına, bu kiĢini ağlı huĢu özünde döy'müĢ. Bu qız görér qefle
géçer. Démeli ki Ģiḳarvan géçér ki gédér Ģiḳara. Déér: Menim bu erimi de
apa'run. Déér: Neyçin?
- Ne;
déér;
pul‿istérem,
ne
élérem;
fağad
bunu
aparasuz,‿ağıl‿örgedesüz.
305
Déér: Biz‿onu aparammerik. Déyér: Xob, aparméyun. Bu qız néynér?
Gelér, buna bir qedre pul vérér bu oğlana. Ġstér‿ağıl‿örgede‿axí; ağlı yoxdu
bike. Buna pul vérér, déyér: Gét filan bazardan, filan parçadan men 'çin al
getigine. Déyér: Xob, ne déyim? Déyér: Dénen‿éle, alım, alım, alım, alım.
310
Ġçeri girdün, se'lam vérgine. Selamı da bilmér‿axí, hes zad bilmér. Éle:
- Alım‿alım‿alım.
Ġçeri girende déyér: Süze sa'lım. Bunı vırélla, bu pulu bunnan alélla;
pulu bunnan alélla. Qeyidéŗ geléŗ ağlıya ağlıya. Déyér: Nedi? Déyér: Mennen
pulu
315
aldıla.
Déyér:
Évün
dağılsın,
sen‿ağıllı
olgına.
Sen,
déne:
Selāmün‿eléyk, selāmün‿eléyküm. Géne buna bir qedre pul vérér. Bu géne
gédér. Gédér, éle içeri girende déyér: Selāmün‿eléyk. Déyér: Eléykümen
selam Mehemmed, xob bunu bäyaxdan bize déydün, köteyi de yéméydün.
Ne istisen? Déyér:‿O filan top parçadan mene bi top vérgine. Bi top parçanı
382
aléy, götürér gelér. Da arvad 'söyünér. Görér belé, qapıdan da qefle géçér.
320
Déyér: QardaĢ! Déyér: He! Déyér: Qefle, hara gédésüz inĢalla? Déyér:
Meselem, filan yére gédérik Ģiḳara. Déér: Men, süze bu uĢağı qoĢuram, bunu
da aparun. Belé, bunu da özüne qoĢér, götürér gédér. Götürér gédér, bir
middet qalér. Bir middetden sorasına; bir middet qalér; bir middetden so'ra
déyér: Néynim? Déyér: Hés zad. Bu arvad néynér? Bu da bi dene indi qarınu
325
évinde oturup, qarı da bi deyirmançı adamdí. Bunnan bu yéri 'alér. Meselem,
évinde otuméyip ki, özgenü évinde oturup, hemikerqan. Bu évi alér, bu kiĢi
gelene bunnan yér‿alér, saxtıman qeyirér‿iki üĢ merte'be. BağıĢléyun;
hāmile de o'leŗ, kiĢi gelene doğér‿iki dene uĢax, ikisin de oğ'lan.
Belé, bu oğlan gelér, gelennen sorasına déyér: Xob, Alla, men bi dene
330
yolçunu évinde otumuĢdum. Menim‿arvadım néc‿olub!? Özü özüne
fikr‿éléř. Görér belé, hemin bu qoca kiĢini. QeĢeg bi dest libas géyib‿eline
esā vérip bu qoca kiĢi, oturup qapıda. Déér: Néynim, hayana gédim,‿o yana
gédim, bu yana gédim. Xob, évim‿yoxdí, arvadım burda yoxdı; men hayana
gé'dim? Baxér görér, bu qoca kiĢi oturup qapıda. Déér ki nedi Mehemmed,
335
neyçin gezésen? Déyér: Valla, men gédende bura bir 'deyirman‿ıdı. Menim
de bi dene arvadım 'vardı; indi bilmérem‿arvadım hara çıxıp gédib,‿özüm de
sergerdan dolanéram. Déyér: Éle, bura senü arvadun‿évidi. Bunu arvadun
düzeldifdi. Déé: Yalan déésen! Déyér: Valla! 'Belé, girér heyete, görér
qeĢeng heyetde gül baxçalar, bülbüller‿oxu'yéŗ. Arvad da iki mertebe év
340
qeyirip, necür'nen! Girér‿içeri, görér belé arvaţ yatıb, bu qolunu üsţünde bi
dene uĢax, bu qolunu üsţünde bi dene uĢ'ax. Déyér: A‿köpeyin qızı, men
gédennen sora nem hayannan getirib bu uĢaxları.
- Hı, vuracam bunu‿ya, hı vuracam
Géne özü özüne zada geléŗ, déyér: Xob, men gédende bu mene pul
345
véripdi, meni ağıla getiripdi. Men néce bu arvadı vı'rım? Oyanér,
oyanér‿arvaţ déyér: Mehemmed! Déyér: He! Déyér: Bu év senündi, bu
uĢaxlar da senündi. Sen niye narahat‿olé'san? Déyér: Yalan déyésen?
Déyér: Valla! Déyér: Hele xeberün yoxdu, men bi den de arvaţ getirérem.
383
Déyér: Xob, néyniyek, gét; özüve de qurban,‿arvaduva da qurban; gét, geti.
350
Gédér bi dene de arvadı getirér. Bunnan‿olér iki de'ne.
Olar yédi, iĢdi, o yana géĢdi; biz de burda...
- Derzi Qızı Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, Allah‟dan qéyret héĢ kes yoxdı. Cenni cenni
355
celālete
qarıĢdı,
iki
héy'va
görér
bir
nāra
qarıĢdı.
Haralardan‿erz‿éléyim,‿ağanun qulluğun'naņ, xanımun buyurduğun'naņ. Bi
dene derzi qızı var‿ıdı, bi dene patĢah‿oğlụ. Günnerün bir günü olér
pātıĢah‿oğli, derzinün qızına āĢığ‿olér. Gelér bu qapıdan géçér, déyér:
- Canım derzi qızi, gözüm derzi qızi, göyde ulduz néçedi?
360
Déyér:
- Canım pātıĢah‿oğlu, gözüm patıĢah‿oğlu toxmi réyhan néçedi?
Gédér. Géne saba olér gelér, déyér:
- Canım derzi qızi, gözüm derzi qızi, göyde ulduz néçedi?
Déyér:
365
- Canım patıĢah‿oğlu, gözüm patıĢah‿oğlu 'toxmi réyhan néçedi?
Oğlan gédér. Oğlan gédér bike sabunnan, saptan, sancaxdan, mırdan
mıncıx'dan aléŗ, tökér bi dene cēbiye, aslér çiynınnen gelér, déyér: Ay
saf‿alan, sancağ‿alan, mır‿alan, mıncığ‿a'lan. Geléŗ bu qapıdan géçér. Qız
çıxér‿éĢige, dér: Néççiye véresen? Oğlan bı yana o yana baxér,‿o yana
370
baxér, déyér: Valla, hés zada vérmé'rem bu qedeŗ vervesaili bi cüt‿öpüĢe
vérérem. Qız déyér: Éybi yox, géĢ gétgineņ. Géçer. Onnan déyér: Qara yére,
héĢ kes yoxdu, bu geldi gédergidi de, xob. Qız çağırér muna; bağıĢla; iki
dene öpüĢ vé'rér; bu xede vervesayili munnan‿aléŗ. Bir gün‿iki gün bu 'oğlan
munun gözüne dolanmér. Bi iki günnen soņra oğlan gelér, géne qapıdan
375
géçér, déyér:
384
- Canım derzi qızı, gözüm derzi qızı, göyde ulduz néçedi?
Déyér:
- Canım pātıĢah‿oğlu, gözüm pātıĢah‿oğlu, misli réyhan néçedi?
Déyér:
380
- Canım derzi qızı, gözüm derzi qızí, güzgü, sabun vérib,‿öpüĢ‿almax
néce'di.
Déér: 'A, seni nenün‿oğlu olasan. Bes sen meni alladıpsan!
Nenün‿oğlu olasan, sen meni alladıp'san! Qız gédér. Qız gédér bi
dene qässaba déyér: Ağa! Déyer: He! Déyer: Bi dene men çin qoyunu
385
deri - boğaz‿éle, vér mene. Belé, munu déri - boğaz‿élér, vérér buna.
Qeyidér gelér. Gédér bi nefer déyér ki ağa! Déyér: Ha. Déyér: Onun
götünü üsdünde men çin qıngıro tutgınan. Gelér gédér, öz‿évinnen‿onu
évine kan vırdırér; démeli yér‿altí. Kan vırdır'ér, bi dene qapı öz‿évinnen
qoyér‿onu évine gétmege, bi dene de onu évinnen… ki yol‿açér, gédér.
390
Günnerün bir günü olér, géne bu oğlan gelér qapıdan géçér, déyér:
- Canım derzi qızi, gözüm derzi qızi; göyde ulduz néçe'di?
Déyér: Canım patıĢah‿oğlu, gözüm patıĢah‿oğlu misli réyhan néçedi?
Qız gétdi, qız gétdi, axĢam‿olér, belé bunun, patĢahun davarı gelér.
Qız,‿axĢam eli üsde eli üsde gédér bula'ra. PātĢah déyér ki ço'ban! Déyér:
395
Belé! Déyér: Çoban qardaĢ, bizde bi dene yad var. Déyér: Éybi yo, sen yad
yéyen döysen ki, saba çığadarsan qatarsan sürüye. Belé, bu géce qalér
burda. Oğlan da deri dünyada bi denéymiĢ,‿özü de azan çekermiĢ. Gécenin
bir yarı'si oğlan yatér, çırağı nimxot‿élér. Qız gelér girér bunun yérine. Atılér
minér munun sinesinün taxtasına. Déyér: BaĢuṿa dönüm, qa'dō alım, sen
400
nemenesen, bir qıllı canavarsan, sen meem; bağıĢla; döĢümü üsdüne
çıxıpsan. Déyér: Men no‿olcam, men Erzail‿eléyksalamam, gelmiĢem
senün canuyı alam. Hay bu oğlan buna yalvarér, bu baj vérmér. Déyér:
Faqat, men Erzail‟em, gelmiĢem senün canuyụ alam. Déyér: Sen bil‿Alla,
385
Atamu anamun bi denesiyem,‿élimün tayafamun bi denesi'yem. Sen, menim
405
bi géce canımı 'alma; saba géce geļ, menim canımı al. Men bu géce, saba
élimnen tayfamnan xudafislig‿élé'yim. Saba géce ge, menim canımı al.
'Olméŗ. Bu çox déyéŗ, bu az‿éĢidér. Déyér: Éybi yoxdi. Bi desmal‿atun
péyinin bir‿atdafa atun südügün de qız‿özüynen götürér, déyér: Bu
desmaldakın yégi'ne, aftadakın‿iĢginen, saba géce gellem, senün canuṿu
410
al'lam. Belé, bu oğlan, Ģērinnen bi desmal‿atun péyinin yé'éŗ, bir‿atdafa atun
südügün‿içér. Qız durér‿ayağa, gédér. Belé, durér‿ayağa, gédér. Süb‿olér,
patĭĢahun‿gözü yoldadı, bu dura azan vére axı. Görér durmadı. Hay qalér
qalér durmadı. Arvadına déyér: Bes‿avraţ! Déyér: He! Déyér: Gét, gör kü bu
oğlan niye durub‿azan vérmedi? Gelér görér‿oxa, oğlan béledi béledi
415
eslen‿éle ölüm halındadı! Dééŗ: Nedi? Dér: No‿olacaq, Ezrail gelmiĢdi
menim canımı a'la. Bi géce yalvarmıĢam yaxarmıĢam menim canımı
alméyıp, saba gelecek canımı a'la. Bes gelün, xudafislig‿éliyün men'neņ.
YığıĢél'la, ağlıyan‿ağlér, gülen gülḕŗ, gécenün bir yarısınéycax bunna
ağléllar. Gécenün bir yarısı oléŗ, déyér: Nene. Dede! Déyér: Belé! Déyér:
420
Nene dede, Ezrail; belke süze göre menim gelip canımı almér. Süz durun,
gédün. Belé, bular, çırağı nimxot‿élélle, gédél'le. Oğlanun gözü qalér‿o
qapıda, göreg,‿Erzail ne vede gelér. Erzail hardéydi! Süb‿olér. Dede nene
gelér bunnan géne xeber tutér. Görér, yō, oğlan yatıpdı. Ġki gün‿üĢ gün,‿éle
bu cür‿oğlanun gözü yolda qaléŗ. Ġki gün‿üĢ günnen sora durér, boynuna bi
425
dene Ģerif‿at'éŗ, gédér buların géne qapısına, déyér:
- Canım derzi qızi, gözüm derzi qızi, öpüĢün biri néçedi?
Déyér:
- Canım
patĭĢah‿oğlu,
gözüm
patĭĢah‿oğlụ;
Erzail‿olub,
sinün
taxtasın‿almax 'nécedi? Bir‿atdafa at südügü, bir desmal‿at péyini
430
yédirtmek nécedi?
Dér: Eh, seün nenün sen çin meler qalsın. Bes sen‿üdün meni
meriz‿éliyipsen. Bes sen‿üdün meni meriz‿éliyip'sen! Oğlan gédér. Oğlan
386
gédér, dedesine nenesine déyér:‿Ölme var, dönme yoxdí; süz‿o qızı men
çin göreg‿alasuz.
435
- Baba can, sen patĭĢah‿oğlusan. Sen bi denesen. Sen onu niye alasan!
Déyér: Yox, görek men çin‿alasuz. Bu qız da ki biléy bunu aléy; meselem bir
buna niĢ vra'caq. Qız biléy bunu aléy niĢ vırcaq.
Belé yéddi gün, yéddi géce toy‿élél'leŗ. Bunu gelin‿aparél'laŗ.
Gelin‿aparéllaŗ, yiyen yéér, içen‿iç'eŗ; durér dağı'léŗ‿adam'nā. Belé,
440
oğlan‿içeri girér. Oğlan ta gire'ne, qız néynér? Bu yana baxér,‿o yana baxér;
görér bi dene qemeni itidib oğlan, asléyıp mıx'dan. Bu yana baxér géne, o
yana baxér; görér bi dene doĢabun derisi taxça'da. Gédér, doĢabun derisin
getirér. DoĢabun derisin gédér getirér, doĢabun derisin getirennen sora qoyér
döĢegü üsdüne. Üzünnen yaylığı çekér bunu‿üzüne, çadıranı örtér bunun
445
baĢına.
Qız çıxér gédér. Qız çıxér gédér dedesi évine. Oğlan‿éle ordan gelér,
qemeni götürér, vırér ki doĢabun derisi part‿éléŗ. Qarannıxda üç‿oṿuç bu
doĢabun derisinnen‿içér, déyér: Köpeyin qızı derzinin qızı, qanun béle
Ģirindi; özün néce Ģirin‿idün!? Çırağı qozér, görér; derzinin qızı hardéydi. Bu
450
doĢabın derisidi partdéyıb; doĢabın derisidi partdéyıb.
Oğlan durér‿ayağí, baĢ götürér, gédér. Oğlan gédér çıxéŗ Çîni
Çelebi‟ye. Qız da bunnan gédér çıxér Çîni Çelebi‟ye. Burda yééller‿ içéller,
gülélleŗ, danıĢél'la. Oğlan bunu tanıméŗ. Déyér: Oğlan! Déyér: Belé! Déyé:
Belke, sen gédésen,‿Allah sennen mene évlat vérdi. Mene bi niĢāne vér,
455
gét. Oğlan götüréŗ, muna kemerin vérér.
Belé, oğlan gelér çıxér Mārçın Çelebi‟ye. Qız da géler çıxér Mārçın
Çelebi‟ye. Burda géne yéélleŗ‿içélleŗ. Déyér:‿Oğlan, sen gédésen; belke
Allah sennen mene bi dene év'lat vérdi. Oğlan burda bazbendin vérér. Ġndi,
Çini Çelebi‟de doğacağ‿oğlan. Ġsmi Bağdat‟ţa doğacağ qız.
387
460
Bu sefer gélélle Ġsmi Bağdat‟a. Burda da géne yéyélle, içélle, gülélle,
danıĢélla. Déér:‿Oğlan, sen gédésen, Allah, sennen belke mene évlat vérdi,
mene bi niĢāne vér gét. Oğlan, sahatın‿açéŗ, vérér bına. Oğlan dér: Bunun
nenesi béle, dedesi béle; meselem da men bunu tapabilmedim.
Oğlan çıxér gelér kendine. Nenesi, dedesi déér: Sene démedik: derzinin
465
qızın‿al'ma. Onnan sene arvatdıx 'çıxmaz. Sen géd‿al vezirün qızın, vekilün
qızın. Sen gétdün, bi dene derzinün qızın‿aldun. Ġynéynen sapdan ne
çıxacağ‿ıdı? Belé, gelér; qız da çıxér gelér, qız da gelér. Bu gédér, bu sefer
vezirün qızın‿alér. Yéddi gün, yéddi géce bun çun toy‿élél'le. Qazannarda
pilō, xuruĢ qey'nér. Durér‿ayağı néynér!? Durér‿ayağı néynér! ÜĢ dene
470
evlatı oldu axı. Qız, desmalı bağlér qızınun baĢına, bazubendi bağlér
bir‿oğlunun qolunā, sahatı da vurér bir‿oğlunun qoluna; déyér sen gédersen
déyersen: Çįni Çelebi! O déyer: Nedi Mārçın Çelebi! Déyersen: Hara
gédésen? Déyersen: TutmuĢam Ġsmi Bağdat‿elinnen, gédérem xan
babamun toyuna. Belé, bu bacını alélla arıya. Oğlanun biri bu yanda, biri o
475
yanda; bacınu elinnen tutupla gelélle.
Déyer: Çîn-i Çelebi!
Déyer: Nedi Mārçın Çelebi?
Déyer: Hara gédésen?
Déyer: Ġsmi Bağdat‿elinnen tutmuĢam, gédérem xan babamun toyuna, bey
480
babamun toyuna.
Bu oğlan da aluĢqadan baxéymıĢ; beyseb gelin gelér‿axı. Oğlan,
baxér, gözü sataĢér bu uĢaxlara. Déyér: Ay‿uĢaxlar, nemene déyésüz?
Déyér: Hés zad! Déyér: Oxuyun, görüm ne déyésüz. Déyér: Men déyerem:
- Çîni Çelebi!
485
O déyér:
- Nedi Mārçın Çelebi?
388
- Tutağ‿Ġsmi Bağdat‿elinnen gédérik, xan babanun toyuna, bey babanun
toyuna.
Déyér: Xob, yuxarı gelün görüm. Kimün‿uĢağısuz. Yuxarı çıxélla.
490
Görér, sahad,‿öz sahatı; kemer,‿öz kemeri, bazbend‿öz bazubendi. Déyér:
Kimü uĢağı'suz? O qız qeyidér, dééŗ: Kimün‿olacıx, se'nün. Déér: Menim ki
uĢağım yoxdu! Déyér: Senün. Déyér: Kimün nevesi'süz? Déyér: Men,
derzinün nevesiyem, senü uĢa'ğu.
So'ra gelini üzü rübéytdi qeyterér atınan. Gelini üzü rübéytdi qeyterér.
495
Qazannar qeynér, pilo, xuruĢ …, Gelini üzü rübéytdi qeyterér. Gédér,‿öz
derzinün qızın getirér. Gelini qeyterélleŗ. Gédér hemin derzinün qızın géne
getirér. Déyér: Sen ki meni belke alméydun. Menim‿abrımı aparacağ‿u'dun.
Xob, men éĢĢegün; dürecenab; südügüynen,‿atun péyinin sene yédirtdim ki
sen meni qeytermiye'sen.
500
Qutardı
gétdi.
O
yédi,
iĢdi,
mekanına
géĢdi,
bizde
burda...
389
SÖYLEYEN
: Meherrem Eli Kerini / 78
DERLEME YERĠ
: Xalxal, Xımıs Köyü
DERLENEN
: Masal, Halk Hikāyesi
19
- Qoçan 1 Bi dene var‿ıdı, adı Qoçan‟‿ıdı. Qoçan gédér, bi dene xan'nan elli dene
at‿alér. Déyér: Xan, elli dene mene at vér, iki yüz dene qo'yun. Dédi: Balam,
ot‿alax varundī? Dédi: Yaxçı otum var, yaylağım var, qeĢēn. Qoçan néylér,
atdarı getirér, bi dene, bi dene ta qıĢ girenéy kimin hamısın satér. Arvadı
5
déyér: Qoçan, sen, bu xanu atdarın niya satésan? Dédi: Ses‿éleme. Bu
qoyunnarun da hammısın satér, ta qıĢın yarısınéy kimin‿iki yüz dene qoynu
'hammısın satér. Xanımı déyér: Baba, Qoçan, ā bu xanuņ qoyunun...; seher
ne cavab vére'cen. Dédi: Baba, senün ne iĢüe axı. Aparér‿o pulları qoyer
bakda. Yaz‿olér. Yaz‿olér, adam yollér xan Qoçan‟ın yānna:
10
- Qoçqn‟a dénen: Gelsin, görek bu atdar, naxada doğubla? Qoyunnarın
balasınnan, zadınnan, sütünnen, penirinnen...
Ġndi, sen mennen soruĢgınan ki qıĢ necür geĢdi. Sene hardan danıĢım,
bi yilki qıĢdan.
'Ezel baĢdan Duxar Xan‟a söyléyim.
15
Bi yil Azerbaycan xarap qalıßti.
UĢaxlar qırılıf qar suyu iĢmekden.
Dereler tepeler mismar‿olußti
Ot‿alax bitib yaylax boyíycax.
Héyvan yoxdu, onu yée doyıncax.
20
Elim qabuxdan gédib‿o héyvanı soyéncax.
390
Bir köpek yéddi léĢe sahib‿olußtı.
Xan déyér: Bala, oğul, qoyunnan bi dene 'qalmadı?
- Xan, bi dene, senün sağlığuva, baĢuva‿nd‿osun qalmadı.
- Xob, balam, bu atdardan dé. Atdar nec‿oldí?
25
Déyér: Xan, inanmé'san, dur gédek qazıya.
Atdar‿arıxléyıb dönüþ tazıya.
Çulun götdük buraxdıx yazı'ya.
Yazı buran‿oldu, héĢ biri gelmedi.
Bu gédende de; qedim saxsıydı axı, bu bardaxlar saxsıydı; bi bardax
30
qatıx‿aparmıĢ'dı, qatıx. Xan qezebnag‿olér, götürér bu; saxsıydı da; bu
qatığı vırér bu Qoçan‟un baĢına. Bu qatıx tökülér Qoçan‟ın baĢına. Qoçan
déyer: Allah çox Ģükür, elhemdulla çox Ģükür, xanın yanında üzüm ‿ağ‿oldu.
- Qoçan 2- Xan, men, yaxçı ekin... Menim elimnen bi ekin geler. Bi dene zemi, elli
35
xelver buğda getirer, min kilo, iki min kilo, beĢ min.
Déyér: Ne istéysen bala? Déyér: Mene yaxçı yér vér, toxum vérgi'ne,
buğda vérgi'ne; ekim. Üç‿il‿ekim, üç‿ilden sora, yüz xelver‿olar, on min
xelver‿olar; getirim, ikisi senün, biri menim xan. Men kifletdaram. Çox
köpöy‿oğluymuĢ bu Qoçan. Xan götürér, muna; meselem min ki'lo buğda
40
vérér, merci vérér, noxud vérér; bu ekecek. QeĢek yérrerinnen vérér
Qoçan‟a. Qoçan‿ekér, üç‿il baĢa gelér. Hem mının toxumun, hem mının
yérrerin yéyib‿axı. Géne bu arvada déyér: Ġstérem, gédem xanun yānna,
üç‿il baĢa gelib. BéĢ‿altı kilo qatıx cürreginen; onda debbe döymüĢ ‿axı,
elan debbedi; gédim xanun yānna. Géne bi dene béĢ‿altı kilolux saxsı
45
doldurér, gédér xanun yānna. Xan déyér: Qoçan! Salam vérér: Xan,
sa'lameléyküm! Déyér: Qoçan xoĢ gelibsen. Xan da söyünér bın çın nemne...
Géne yétiĢér xanun yānna, bardağı qoyér, qatıx bardağın. Déyér: Qoçan dé,
391
görüm bala, bu üç‿ili sen çin necür géĢdi? Déyér: Xan! Durér,‿ağlér. Déyér:
Qoçan, niya ağléysan bala?
50
Déyér: Xan, bir‿ilinkin sıçan yédi.
Bir ilin‿ekdim, bir‿ilinkin sıçan yédi.
Déyér: Dé, görüm bala, o birisi ili nec‿oldi?
Déyér: Xan, bir‿ilin uçan yédi. Démeli qarqalar...
Déyér: Dé, görüm bala, o bir‿ilin kim yédi?
55
- Bir‿ilin nökerün Qoçan yédi.
Qezebnak‿olér,‿o xan da ki, vırér, bu saxsı sınér munun baĢına.
Déyér: Elhemdulilla, 'çox Ģükür, xanun yānda menim‿üzüm‿ağ‿oldụ.
- Esli Ġle Kerm 60
Sene hardan xeber vérim; Ziyat Xan‟nan. Ziyat Xan‟ụn oğul‿évlatı 'yox.
Bir günneri axĢam‿ıdı, axĢama yoxun‿udı; bi dene gül-i mōla, derviĢ gelér
Ziyad Xan‟ın qapısına, oxér. Görér munun xanımı, éle ağlér. Ziyat Xan‟ın
xanımı ağlér. Bın‿için dügü getdi, almadı, pul getdi almadı, derbiĢ. Nemene
getdi almadı. Dédi: Xanım, sen 'derdün mene dḕ. Men pay‿istemérem
65
sennen. Sen niye 'ağlésan? Dédi: Gül-i mōla, menim‿oğul‿évlatım yoxtı;
Ziyat Xanın xanımı. Diyer: Oğul‿evlatın yoxdí? Dédi: Xéyr. Çıxadar bi dene
alma vérer Ziyat Xan‟ın xanımına.
Sene hardan xever vérim Qara Melik‟den. Qara Melik de bını ılxısının
nökeriydi, bının nökeriydi qapısında. Qara Melik kāferdi; amma Ziyat Xan
70
müselmandı. Qara Melig‟ü arvadı geler, Ziyad Xan‟gilde sil - sipir‿élerdi,
meselem‿orda qaza yéerdi, özlleriyçün‿aparardıla. Bir günneri geldi éve. Bu
almanı aparér, qoyér bi dene taxçada, Ziyat Xan‟ın xanımı. Qara Melig‟ün
xanımı gelér, görér,‿eh; bi dene alma, bi dene éve éle bu lamp tekin‿ıĢığ
salıb. Götürér pıçağı, bu almanı yarıdan böler, 'yarsın yéer. Qara Melig‟ün de
392
75
qızı yox‿umuĢ; évlat, qızı yox‿umuĢ. Ziyat Xan‟ın évlat, oğlu yox‿umuĢ.
Ziyat Xan‟un xanımı géder‿utağa, görer‿e; namerdün qızı; bu almanı aradan
bölüb yarısın yéyib. Déyér: Xa'nım! Qara Melig‟ün xanımına:
- Sen bu almanı niye böl'dün?
Diyer: Valla, tamağım düĢdü, onun yarısın yédim, xanım. Ziyat Xan‟un
80
xanımına déyer. Ziyat Xan geler. Durar, cereyānı mın‿ıçın danıĢar. Diyer:
Baba, sen‿o paranı eğlen yégine. O avrat, geler,‿o paranı da yéer. Ziyat
Xan‟un xanımı, o para almanı yéer. Da burda zidd düĢelle. Ziyad Xan, Qara
Melig‟i darxanasınnan çıxadar, çıxadar bu darxanası... On yéddi il‿aradan
géçer. Bu Qara Melik de burdan çıxar, kāfer‿idi. Vır'ar, bi dene Qara Meliy‟ün
85
qızı olar. Éle hemin saatda, yémiĢdile, hemin meselem günnerde Ziyat Xan‟ın
da bi dene oğlụ olar.
On yéddi, on sekkiz sindi olar, bunun bi dene lele varıydí, qedim lele
diyerdile. Kerem‟ü adı, Kerem 'dȫy‿üdi; Yağup‟ţí; sora qoydula Kerem.
Diyerem sene. Kerem, lelesine diyer, nenesine diyer: Men ‿istérem bi Ģikara
90
çıxam, lele mennen gelsin. Gédérem Ģikara. Diyer: Gédé'sen, leleni de
özünnen‿apar. Yağub‟un bi dene Tellan varıydı, Ģuxu tellan, elinde. Bu
tellanın götürélle, tiri kamannan gédélle. Çox gédélle, az gédélle, oṿa
gédeller. Çox gédelle, az gédelle, gédelle, bi dene bağa düçar‿olalla.
Görelle, bağ döyre qeĢek duvardı; amma bağa yol yoxtı. Bu tellan, Ziyat
95
Xan‟ın‿oğlu, Yağub‟un‿elinnen‿uçar, géder bu bağu içine. Bular boynalalla,
baxalla, görelle, bu bağın‿ortasında bi dene cavan qız var,‿eslen baxmalı
döy cavannıxda; tellan da mının qucağında. Yağub durar ‿oxuyar. Görer pulo
asıptı, ténçe yanér:
Éy nāzeni, yandı senün täskababı birincün.
100
Bırax bu tellanuņ, esli var,‿esli.
Esli‟nü adı Nergiz‿idi, Qara Meliy‟ün gızınu adı Nergiz‿idi. Bırax tellanı,
esli, var‿esli. Orda qaldı adı Esli. Bu. Durér, déyér: Gel, bu tellanı
393
kerem‿éyle mene. Yağub‟un‿adı oldu Kerem, burda Kerem‿oldu. Sözüm
yō, bıra'xar, onun tellanın bıraxar, gelelle éve.
105
Bular gelelle éve, gün be yün bu Kerem‟ün rengi saralar, gün be yün
mının rengi saralar. Bir‿ay‿olar,‿iki ay‿olar, Kerem‿eslen‿olar sap 'sarí. Bu
Ziyat Xan‟un xanımı diyer ki leliye: Lele, o günnen siz‿oa gétdüz Kerem‟inen,
Kerem‿adın da çöürüb; Yağubıdı; eylen déyésüz Ke'rem. Dééy: dāstanı sen
çin diyerem.
110
- Bu ne görüfdi? O günnen mının rengi gün be yün saralér.
Ziyad Xan‟ın xanımına diyer: Valla, biz géttik, bi dene bağa düçar
geldik. Kerem‟ü elinnen tellan‿uĢtí. QuĢ‿uĢtı gétti bi dene bağa. Orda bi
dene qız var‿ıdí. Kerem‿oxudu, déér: Bırax tellanı, esli var,‿esli. O
qızın‿adı Esli‟ydi. Qız da dédi: Gel, kerem‿éyle, bu tellanı 'alma mennen.
115
Senü oğlun‿adın qoydu Kerem, Yağub‟un‿adı oldu Kerem. O günnen,‿o
qızı görüßti, mının rengi saralér. Bu Ziyat Xan,‿adam yollar, adam yollar
Qara Melig‟e, diyer: Sen ge, qızun vér menim‿oğluma. Diyer:‿On yéddi il
bunnan qabax yadundadı, senün‿öz derxanunnan meni çıxatūn? Mennen
senün familligün tutmaz. Dédi: tutmāz? Elan‿orda bağ düzeldifsen, zad
120
düzeldifsen, menim yérimnen çıxgına. Diyer: Xob, çıxaram. Bu, burdan
köçer, bu burdan köçer.
Kerem, o günnen leleni götürer düĢer bu qızun dalıyca, Esli‟nin dalıyca.
Bular gédelle, Arzırım‟ın dağında qıĢ‿ıdı. Bular‿Arzırım‟ın dağında, qar
geler, qar geler. Lele diyer:
125
- Çıxtım‿Arzırım‟ın dağına.
- Onda gördüm, direm direm qar gelér.
Dédim:
- Ağa Kerem, gel buradan qeyid'ek.
- Dédi:
130
- Ziyad Xan‿oğluyam, mene ar gelér.
394
Bular, dörd‿ay qaru içinde qalalla. Bu lele öler. Lele öler; ama
Kerem‿ölmez, haqq‿aĢığı. Lele öler, diĢleri ağarar, barmaqların bücürü
çatar. Kerem diyer:
Da'nıĢ lele, dil'leĢ lele, din lele.
135
Lelem bu dağda yatıptı.
Barmaqların birbirine çatıptı.
Da'nıĢ lele, dil'leĢ lele, din lele.
Ġndi çıxar‿üstümüze gün lele.
Lele, mennen niye zarafat‿élésen? Niye gülé'sen?
140
Baba, lele, elan néçe aydı ölüb. Vırar, yazın qırx béĢinde kārvannar,
burdan géçéymiĢle at, qatırına. Görelle, bu qedde orda baca; Ģepedi; baca
açılıb. Baxalla, görelle, bu qaru çinde éle bi nefer‿oxéér, oxéér burda. Bular
gelelle, Kerem‟i bırdan çığadalla. Kerem‟i bırdan çığadalla, aparalla avatdığa.
Lele da öldü da, qaldı Kerem tek. Kerem ‿éle görér; Siriquyruğ; day yazın
145
qırx béĢidi, zadı; qeĢek gügeyim gül‿açıb. Déyér:
Sene qurban‿olum Siriquyruğun kolları.
Ne baĢuvu örtüfsen Esli örten Ģalları.
Mene görset Esli géden yolları.
Görüm, Esli hansı diyāre gétti.
150
Bilexire géçér, görér bi dene çoban burda var. Çobana déyér:
Çoban‿āli, çoban‿āli!
Çoban néynér dünya malı.
Burdan bir dik daban geĢti.
Sarı baĢmaq, gümüĢ nalı.
155
Çoban durér, buna déyér:
Qara Melig‟in köçün gördüm.
395
Üsdünde bir laçın gördüm.
Döĥr‿bir yana, béĢ bir yana
Esli xanımın saçın gördüm.
160
Bular, burdan redd‿olér, gédér bi dene kende düçar‿olér. AxĢam‿olér,
bi dene qarıya qonağ‿olér, bi dene qrıya. Déér: Qarı nene, bi yece mene yér
vérersēn? Ġndi, zatta bırdadı; sorağın tutub; Qara Melik bırda. Qalér bırda.
déyér: Qarı nene, menim diĢim‿ağrér.
Vezirganam yüküm gelér dalıdan.
165
Tamam yükü, héldi, mixek, dermandı.
Qarı nene, sen qarısan, senün gözün‿iĢlemez.
Qoy, Esli gelsin, ağ‿elleri fermandı.
Qarı, 'dört dene munun diĢin çekmiĢdi. Gördü olan, qarı, bunun diĢin
qutardı. ÉĢq, ... éĢqdi, bilmirdi, saf diĢin tamam... Bu diyer: Bu hardan, bu
170
Esli‟ni tanéér!? Diyer: Cereyan bu cür. Géder, Esli‟ni çağırar, getirer. Esli
geler, Kerem‟i görer. Esli, muna diyer: Ne terg‿édibsen... Kerem‟e diyer Esli:
Ne terg‿édibsen bédovları, quĢlarí.
Ne olufsan‿Érmeni‟ye müĢteri.
Çektiripsen sedef kimin diĢleri.
175
Sen qocalıþsan, dahi sene qız gelmez.
Kerem durar, bunun cavabın diyer:
Getiriþsen qerib yérde gül mene.
Burda yaraĢmaz tirme mene, Ģal mene.
Men qocalmıĢam, dahı gelmez qız menē?
180
Helbet geler qarı qoca, dul mene.
Kız görer‿ē, 'dedem vay, bu buna incidi. Kerem narahat oldụ. Durar,
diyer:
396
Ġdāreden gelér menim yaylığım.
Anam qoymér ki men yaylığımı bağléyım.
185
Haçan haçan déyim, yar yar déyim‿ağléyım.
Görer, Kerem gene baĢını qōzamadı. Diyer:
Ġdāreden gelér menim yélçegim.
Anam qoymér yélçegime gül çekim.
Haçan haçan déyim, yar yar déyim‿ah çekim.
190
Ağa Kerem, mennen incime. Gel, vérim senün‿altı aylığun.
Altı ayıdı, munu görmemiĢti. Yanı vérim,‿öpüĢ vérim sene. Burda, bu
qarınu évinde yéddi gün qalalla. O yannan bi dene qonĢu görer ‿olan; bu
Esli, bu qarınu évinde, éle, altı yéddi gündü... Géder, Qara Melig‟e xeber
vérer. Xeber vérelle. Qara Melik, burdan da Köçer. Burdan da köçer, géder bi
195
ayrı diyara, Ģehere. ġeher, tamam,‿olar böyüg‿adamun ĢehriymiĢle. O
zaman Ģeher, bu qedde döymüĢle ki, otuz‿évli, qırx‿évli, ona diyelle Ģeher.
Kerem géder bura, Kerem géder bura. Qara Melik görer; oxede ki bu Qara
Melig‟in dalıyca gezmiĢti; sürü, ìlxı, 'hamısı gétti. Qaldı bi dene éĢĢek, bi
dene Esli, bi dene xanımı; üĢ nefer; bi özi, bi xanımı, bi Esli; bi dene éĢĢek.
200
Da bını béçara éler. Géder, bı yannan,‿o yannan Ģikayet‿éler:
- Baba, bu cavan, day meni béçara éléyipti, mennen‿el çekmér.
Gelelle, diyelle: Cavan, sen bınnan ne istésen? Diyer: Men, bu qızı
istérem; bu qız da meni istér. Qara Melig‟e diyelle: Qızı niya vérmésen mına?
Diyer: Qızı, muna vérrem. Qırt dene deve, dizi qara, gözü qara, yükü lēl ve
205
cavahir‿ola; men qızı mına vérrem, men qızı buna vérrem. Durar, géder, iki
rüket namaz qılar, diyér:
Éy, menim dalıma, küregime el çeken‿Alla!
Éy, meni yéddi ay qar‿içinde saxlıyan‿Alla!
397
Bu Qara Melik, menden 'qırt dene deve, dizi qara, gözü qara istér; yükü
210
lēl ü cavahir‿ola. Bu görer qıble semtinnen qıĥr dene deve cüloları yoxtı. Axı
devenün cülodarı olar; cülodarı yoxtı. Qırt dene deve, dizi qara, gözü qara
gelelle. Tamam, bu Ģehrün sultannarı, zatdarı yığıĢıb bıra. Develer geler,
dizin qoyalla yére. Bu xannar, sultannar diyer: Qara Melik, day ne 'désen?
Diyer: yō, bu cādugerdi, bu cavan. Men qızımı buna vérmerem. Kerem diyer:
215
Vérmersēn? Diyer: Xér. Diyer: Duru ayağa héyvannar, éle, béle geliþsüz,
béle gédün. Bular kirpik çalana görelle, develer burda yox‿oldı.
Bilexire, hes zad, çox bının dalıyca... Bu, olér yétmiĢ yaĢında; Esli olér
yétmiĢ yaĢında. Érmeniler déyér: yétiĢméyib. Müselmannar déyér: YétiĢib.
Buları quyléyıf'la, ikisin, birin sağda, birin solda; Qara Melig‟i bularu
220
ortasında. Esli‟den qızıl gül‿emele gelér. Kerem‟ü üsdünnen bu qızıl gül, éle
gelér bular‿istélle; bu qara tikan, qara Melig‟ü üstünnen bi dene qara tikan
gelér;‿ortada qoymér, bular baĢ baĢa deye.
- ġah Ġsmail 225
ġah‿Ġsmayıl gédér Gülzar‟un dalıyca. Gülzar harda olar? Duxarxan‟da,
Çemlibél‟de, Duxarxan‟da, Gülzar. Gülzar‟ı yuxuda görüb, bunu adaxlısıdı. Bi
dene emisi oğlu var‿ıdı Gülzar‟ün, gücünen‿istélle, vérele bunu emisi
oğluna; Çemlibél‟de. Durér‿ayağa, atı minér. ġah‿Ġsmayıl da çox qutretdiydi.
Durér, bi dene qeĢeng‿atı var‿ıdı, atı minér, gédér Gülzar dalıycax; gédér
230
Gülzar dalıyca. Bi dene qesr gelér ġah‿Ġsmayıl‟un qabağına, qesir.
Qedim‿imarata qesir diyerdile. Bu üĢ defe bu qesri dolanér, görér bunun
qapısı yoxtı, qesirin qapısı yoxtı. Dédi: Perverdigārā, adam hayannan girér
bura, bu nemenedi! Éle bi günbez tekin ĢiĢe gédib baĢı yuxarı. ġah‿Ġsmayıl
déyér, oxér burda:
235
Ne yolu var, ne yolağı.
ErĢe çekiliþti tağı.
Burda yazılıb qala adı.
398
Qesir, sennen yol‿isterem.
Mōlamnan‿umdād‿isterem.
240
Görér, yox, héĢ xeber yoxtı.
Déyér: ġah‿Ġsmayıl. Öz‿adın déyér:
ġah‿Ġsmayıl, bu ne 'hindi?
Dürüs messeb, yaxçı dindi.
Çek qılıncın, qesri sındır.
245
Qesir sennen yol‿isterem.
mōlamnan‿umdad‿isterem.
Qız, bu qız, ġah‿Ġsmayıl‟ı yuxuda görmüĢti. Diyer: E, bu öz‿adın dédi.
Bu, éle ġah‿Ġsmayıl‟dı. Qıble terefinnen bi dene qapı açılar. Girer‿içeri,
görer bi dene qız; héĢ kes yoktı. HéĢ kes burda yoxtı, adam yoxtı. Bı qız‿için
250
oxuyar. Bu qızun yéddi qardaĢı var‿ıdı, bular gédible cenge. Qızın da adı
Peri‟di, Peri Xanım. Bunnan géce bırda qalar. Seher géder görer; qız démiĢti;
görer,‿iki dene yoldı. Diyer: Perverdigārā, men, bu sağınan gédim, solunan
gédim, hansıynan gédim!? Qeyidim, Peri Xanım‟nan soruĢum. Qeyider
Peri‟ye diyer: Men‿istéydim sağcéyınan gédem. Solunan gédim, hansı
255
yolunan gédim? Peri görer yō, bunun göylünde bi Ģıltax var. Peri Xanım
diyer: Oğlan, istésen metlebüe gédesen, sağ cādéynan géder, xeternāk sol
cādadı. Ne vardı göylünde senün. Bu durar diyer:
Men,‿istérem sağ cādéynan gédem.
Bu bardı göylüm; bir cüt busa al, lütf‿éyle.
260
Bu bardı göylümde menim.
Peri, durar, buna diyer:
Oğlan, danıĢma nāberbut.
Būsa yérine zernebut.
399
Ne var‿ıdı göylünde senün.
265
Bu durar, diyer Peri Xanım‟a:
Girrem, bağuyu gezerem.
ġah memeni budaxdan‿üzerem.
Qorux Ģāhun‿olsa, pozaram.
Bu 'vardı göylümde menim.
270
Bu Peri Xanım da pehlivan‿ıdı‿ya. Görer, yo, bu beter‿oğlandı.
- Eger, men muna ecelin, zadın‿éĢsem, cēlin‿ éĢsem, bu burda meni
öldürer.
Bu durar, buna diyer:
Men bi quĢ‿udum, döyr‿éylerdim havada.
275
ġah Ġsmayıl‟a déyér:
Men bir quĢ‿udum, döyr‿éylerdim havada.
Tellan kimin yatmaz‿ıdım yuvada.
Yéddi qardaĢım yéddi ildi davada.
Ne 'vardı göylünde senün?
280
Durér, déyér:
Özümi qardaĢalaruva yétirrem.
Ya öllem, qutullam ya xeberin getirrem.
Durér, sağ cadéynen gé'dér; démiĢdi da; sağ cadéynen gédér. DüĢér bi
dene cengele. Görér, bi dene bırda imarat var, bi dene bırda imarat var.
285
Gédér, görér bi dene imarat var. Atın çekér bi dene töyliye. Görér, kiĢmiĢ,
noxud, bu axurrar doludí, atın véllér bırda. Bu töylenin yēsi de bi dene qızdí,
onu adı Ereb-i Zengi‟di. Bu, günde gédér Helep Ģehrinde dava élér, axĢamlar
gelér, bu qız. Gelér‿atı nerilliye nerilliye; gelér töyleni çeke; ġah
Ġsmayıl‟un‿atı qoymér bu at gire içeri. Ereb-i Zengi dééy ki bu necür‿adamdı
400
290
ki hele, bu bunu atıdı, 'özü nemenedi. Gédér, görér, oturub qesride qaza
yéér. Bunun da sindi nemenedi, on sekkiz, bu zamandadı ġah ‿Ġsmayıl.
Ereb-i Zengi de niqab vırıb, niqab. QeĢeg, bırda nahar yéér, Ģam yéér; seheri
yola düĢér. Ġstér géde, Ereb-i Zengi; bi dene kesme yol var‿ıdı; gédér, bunun
qabağın kesér, déér:
295
'Oğlan, seni, bu yollara kimler salıþţí.
Pehlivan nehresinnen‿at Ģihesinnen
niye rengin saralıþdí, soluþţí.
ġah‿Ġsmayıl‟a déyér. Diyer:
Meni, bu yollara mōlam salıþtí.
300
Görérém‿ağzuva 'qāra salıþtí.
At nıqabun görüm‿arvatsan, kiĢi.
Erb-i Zengi diyer:
Menim, bu dağda oxum meler.
Dağlar‿ingiller, daĢı deler.
305
Sennen böyük, böyük kimse kimseler
Adımı bilméyib héyran qalıþtı.
Onnan ġah‿Ġsmayıl‿özüne geler.
- Olan, bu necür pehlivandı; mene déyér: Rengün saralıptı, soluptí.
Bular güleĢelle. GüleĢelle, Ereb-i Zengi, götürer qoyar dizinü altına. Bını
310
yıxar. Bu, bi dene ah çeker. Diyer: 'Nedi? Diyer: Valla, meni öldür;‿ama iki
kelme, menin namazım; bilmérem, sen Müselmansan, kāfersen; iki kelme
namaz qılam, sora meni öldür. Durar,‿iki kelme namaz qılar. Dééy:
Éy menim 'dalıma el çeken‿Alla.
Meni, bu yollara salan‿Alla.
401
315
- Mene kömeg‿olgına. Bu bilmérem‿aravattı, kiĢidi. Éle, quĢ tekin meni
qoydu dizinü altı'na.
Ereb-i Zengi, görer‿olan, bu cavan gelér; dizéy kimin torpağa batér.
Allah, bına güj vérdi. YétiĢér‿éle, Ereb-i Zengi‟ni yıxér, bunun niābı atılér.
Görér, bi dene ar'vad,‿éle bu lam tek. Déyér: Menim‿adım 'Ereb-i Zengi‟di.
320
Men, min dene seni tekin pehlivanı öldürmüĢem. Ehd ‿élemiĢdim, herkes
meni
yıxa,
me
ona
gédem.
Götürér‿aparér
qesrine,
qırt
dene
ambarun‿açarın vérér; bi dene, bi dene açér. Déér: Ge bıra. Her‿ambara
gédér, görér, yüz dene pehlivanun baĢı bi terefde, zadı bi terefde. Déyér:
Bücür‿oğlullar, görésēn? Min deneden çoxtu, tamam bılar geliþle, bıları
325
öldürmüĢem; amma men, sene geleceyem. Sen 'hardan gelib, 'hara
gédersen, neyçin gelibsen? Diyer: men gédérem Gülzar‟ı getirem. Diyer:‿Eh,
Gülzar‟un seher toyudí.
- Néce toyudí?
- Onu vérible emisi oğluna. Gülzar ağlıya ağlıya; Gülzar razı dör. Gülzar,
seni yuxuda görißtí. Sen Gülzar‟ı getireemmersen, Gülzar‟ı gere men
330
getirem.
Bular, seher durélla ayağa. Atı minér. Ereb-i Zengi‟nün de bi dene atı
var; atıın adı Ejdehaxār‟dı, atın‿adı. Atı minélle, gédélle Heleþ Ģehrine.
Heleb Ģehrine, Gülzar‿éllerine, Çemlibél‟e. Görelle, seher nahar vaxtıdı; on
335
min dene at çapélla bırda. Qızı da mindirißle, istélle dolandırélla, o zaman
aparala. Muun toyu... Bılar da qeribedile, atı çapélla. Diyeŗ: Sen,
götürebiler'sen qızí, Gülzar‟í!? Odéy,‿o Gülzar‟dı‿ya. Göti, men senün
daluyca gelim. ġah‿Ġsmail, géder bunun qolunnan tuta ki; necür‿olér
götüreemmér, Gülzar yıxılér. Bi yennen,‿o yannan istér dāvā‿ola, bını vırala.
340
Ereb-i Zengi déér: Bala, at çapan'da bu'nu atı deydi ona, yıxıldı da. Bilexire,
ram‿élér. Gülzar‟ı mindirélle. Atı çapan'da Ereb-i Zengi, ġah‿Ġsmayıl‟a
déyér:
ġah‿Ġsmayıl,
men,
qızı
götürecem‿e.
Sen
menim
dalımca
402
gelebilersēn!? Diyer: senün qadoo allam. Se éle qızı götü. Bu bilevās‿at
senün dalunca geleemmér!
345
- Gözle, seni yétirelle‿ye, on min bırda at var. Men qızı göttüm, géttim;
amma meņim dalımca ge.
Bir de dolananda, oynadélla atdarı ki Ereb-i Zengi elin‿atar;‿élebil bu
istikan; atar‿atun terkine ki ġah‿Ġsmayıl da bının dalıyca. Bılar, bırdan
meselem géderler Kivi‟yéy kimiņ. Bılar‿éle uçalla. Aradan‿uçar. Götürelle
350
qızı aparalla, bilaxire.
Ordan da gédelle zadın cengine, Peri Xanım‟un yéddi qaradaĢıın
cengine. Görelle belé, yéddi qardaĢ; birin‿öldürüble; amma altı nefer bi
terefedi, min nefer bi terefe, bırda ceng‿élélle. Ereb-i Zengi diyer: Sen bırda
qal, qızdan yelig‿ol, qızın yanında otu. Elen men bıları tārımār‿élerem.
355
ġah‿Ġsmayıl‟a diyer: Sen‿otu bu Gülzar‟un yanında. Gülzar‟un yanında
oturar‿éle, meselem tamaĢa élér de. QardaĢ, Ereb-i Zengi, girer,
bılarun‿içinden min dene qoĢunu, éle, on dēğe çekmez töker yére
'hamısınun baĢın. Sora géder, bu yéddi nefere sarı. ġah‿Ġsmayıl da yavaĢ
yavaĢ géder. Bularun bi dene xırda qardaĢı var‿ıdı, Qember‟‿idi adı.
360
QardaĢına diyer: Da'daĢ, menin bacmı iyi gelér bu cavannan. Dédi: KiĢi,
ağıllı... Dédi: Valla, bacımu iyi gelér. Bılar götürelle bu altı qardaĢı gédelle.
Bilaxire, orda Peri Xanım‟ı alar, burda Gülzar‟ı almıĢdı, burda Ereb-i Zengi.
Götürer géder.
ġah‿Ġsmayıl, Ģah‿oğlıydı da, ġah‿Ġsmayıl, Ģah‿oğlıydı. Géder. Ereb-i
365
Zengi, diyer: ġehere girme. Yéksere Ģahun‿ évine gétme, dedö‿évine.
Diyer: neynim?
- Kanarda çadır qurax. Xeber vérsinne. 'Toy‿élesin gelsin bizi aparsın.
Çadır quralla. Gédelle Ģah‿oğluna diyelle: ġah‿Ġsmayıl‿üĢ dene xanım
getirib, qız getirib. ġah geler bu çadıra, üĢ dene qızları görer, bulara
370
aĢığ‿olar. AĢığ‿olar bulara. Diyer: Vezirine, vekiline néyniyek? Diyer: Sen,
bu qızlarun birin‿algı'na. ÜĢ dene qızı ġah‿Ġsmayıl 'néynér. Biri, onu olar da.
403
Diyer: Xob, necür‿alam!? Diyer:‿o nemenedi, üĢ dene qızdı, bi dene oğlun;
gücünen.
Vérse,
sadaqatınan,
vérmez,
gücünen.
Adam
yollar,
ġah‿Ġsmayıl‟ın yaanna, qızlarun yaanna:
375
- O qızlardan birin vérsin mene.
Ereb-i Zengi güler, diyer: Doğurdan déyésēn? Diyer: Valla! Diyer: Gét,
dénen gelsin. Yüz min dene qoĢun yığsın gelsin. Bücür gelmesin. Men
géderem‿onun dedesine, Ģaha.
Ağa, sene hayannan xeber vérim, Ereb-i Zengi, ġah‿Ġsmayıl, Peri
380
Xanım; Peri Xanım da éle pehlivan‿ımıĢ; görelle éle qoĢunnan gelélle. Bular
geleni éle yıxalla, geleni doğralla. On min qoĢunụ Ereb-i Zengi vırar birbirine.
'Hamısın doğralla. Görer ki ġah‿Ġsmayıl‟un dedesi, bu qoĢun 'hammısı
zad‿oldu; gelib bını da öldürecegler.‿O da sekte éler, öler. Sora bu qızlara
yelig‿olar. Üçü de bunun xanımıydı da. Sözüm‿onu o dedesindéydi.
404
3. Ağız Bölgesi: -Ir, -Ur Ağzı
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
SÖYLEYEN
: Hürmüz Nemeti / 71
DERLEME YERĠ
: Xalxal Merkez
DERLENEN
: Röportaj
20
- Hacı aduz nemenedi?
- Hacı Hümüz Németi.
- Neçe yaĢuz vardı?
- YétmiĢ bir.
5
- Ne iĢe baxarsan?
- ġuğlum xarbarfuruĢıdı.
- XarbarfuruĢuya göre bi dene xātire ya cavannuğuzdan ya xıdmetden bi
istérem dört béĢ deyğe sesüzi zebt‿éliyem.
- Éle evellinen, qedim tükanımzdan xarbarfuruĢi varımızdı. Elen de ki
10
men, onu idāmesin... Veli xob day qocalmıĢux.
- Siz‿éle esil Hirōlusuz da.
- Lab‿esli esl Hirōliyam, Xalxalıyam.
- Bi dene xātire danıĢ.
Bi dene xātire nemene danıĢım. Qedim Rasta‟da tükanımız var ‿ıdı.
15
Soradanan ayrılduq. Özüm, ayağ‿üstü al - vér‿éledim; dūbāredennen
geldim gine bi dene xarbarfurūĢi özüm‿aĢdım. Dörd‿il gétdük Téhran‟da
qaldux. Narmek‟de tükan‿aĢdux. YoldaĢım nāmuvafığ‿ıdı, cür 'gelmedük.
Men‿ordan; tükanı satdux; özüm gine geldim, Xalxal‟da xarbarfurūĢi aĢţım.
- Néçe uĢağuz vardı?
405
20
- Yéddi dene. Bir zencan‟da o'lar. Sebiyeler biri Tebriz‟de olur, biri
Erdebil‟de olur, biri Téhran‟da olur. Oğlannar da biri serbazdı el'an; biri
de burda maĢını var, tükanda da mennen‿olar.
- Özüz néçe bacı qardaĢ‿uduz?
- Özüm, bi bacı bi qardaĢux, elbet'de dede neneden. Bi dene neneligim
25
'vardi. Neneligden‿ayrí qardaĢım var, o da Téhran‟da olar.
- Xalxal‟ın bazarı, ekseren Erdebil‟den xerid‿élér ya Téhran‟nan?
- Téhran‟nan da getiri'rük, Erdebil de Ģirketder yazır, getirir vérir.
Özümüz‿Erdebil‟den getirürựk. Tebriz Ģéyin Tebriz‟den getirrük,
Erdebil Ģéyin‿Erdebil‟den getiriŗük, Téhran Ģéyin Téhran‟nan getirürik.
30
- Xalxal‟ın kéĢāverzi mehsulları nemenedi, nemene ekelle?
- KéĢāverzi de buğdadi, mercidi, arpadi; miyvecat ki bağlarda var'di.
Miyvelerin‿içinde de alma, armutdi, bırda, Xalxal‟da mēmulen ‿olar,
bağlarda olar. Etraf ketderde de ki bostan filan ekeller. Ketderde
ekeller; xır'ça, qouun, qar'puz, xı'yar.
35
- Xalxal‟ın neğed cemiyeti vardı?
- Teğri'ben Xalxal Ģehri atmıĢ, yétmiĢ min zad‿olar, teğri'ben yétmiĢ. Yo
da indi, qabax ki o mesem Téhran‟a, zada gédéydile ketden, etraf
ketderden; indi day gétmille el'an. Gétmese de selahdi. 'Elan mercinin
kilou sekgiz yüs Tümen, doqquz yüs Tümen. Ketde özü keĢaverziye
40
baxsa éle her nemenedi elan. Allah rızası, 'alan buğda meselen iki
yüz‿elli Tümen, iki yüz yétmiĢ, iki yüz heĢtad Tümen buğ'da. Ketde
keĢāverziye baxsa, béhter‿ez Téhran‟a gétmekdi. Nésbet qabaxkı'na
'alan keĢāverz yaxçıdi; eger meselen iĢliye, eke, éli'ye.
406
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
SÖYLEYEN
: ġehram Hesenzade / 35
DERLEME YERĠ
: Xalxal Merkez
DERLENEN
: Sohbet, Anı
21
Men ġehram Hesenzade. Hirō‟da zindigi élé'rem, Ģuğum da ārāyéĢgeri.
Men‿elan, yétmiĢ birden bu 'Ģuğldayam. Teğriben‿on béĢ‿on‿altı ildi, bu
Ģuğlda'yam.
Bi defe Téhran‟da Yusufabad‟da iĢlirdim. Bi dene xanım, bi dene uĢax
5
getdi, baĢın vırdı. BaĢın vıranda men, bu uĢağın qulağın qéyçiynen 'kesdim.
Day gördüm munu istir qanı çı'xa, téz maĢını götdüm dȫründe dolandırdım.
Gördüm qanı çı'xıb. Dédim: Xanım, valla maĢın kesdi. Ağa bizim bu
qedimnen resmdi, diyelle. Bu ketderde birinin bi yéri qanı'yardi, fōri götürerdik
bi dene parça yandırıp basardığ‿onun qulağına. Men qaĢdım téz
10
abdarxanadan bi dene parça yandırdım getdim, yapıĢdırdım mının qulağına.
Ağa, bi defe gördüm‿arvad ne qıĢqırır. O menim‿éle bi dene éle gözel
xātirelerimnendi.
- Hiro‟un gezmeli yérrerinnen dé ġehram.
- Hiro‟un gezmeli yérreri; Ġsti Su‟umuz var, Ezno‟umuz var, Endebil
15
kendinin zatdarınnan var. Bizim Ģehrün gözel yérreri var; veli bizim
fürsetimiz yoxdu, o cür gezmeyine. Özgeler gelir, 'istfade élir;
biz‿özümüz, mütesfane öz Ģehrimizde o cür ki gerek 'istfade éliyek,
éliyebilmirik.
- Rāzısan iĢünnen ya yo?
20
- Tebiyeten herkesden soruĢsan‿öz Ģuğlunnan razı dör; veli men,
Ģuğlumnan;
Ģükür‿Allaha‟a
zindegimi
mınnan
qa'zanmıĢam.
Zindegim, uĢağım, arvad, u'Ģaq, bi dene zehmet çekdiyimiz; bi dene
407
év‿almıĢıq balaca. Bi den de köyne elli altı maĢınımız var. Görek,
qısmet‿olsa, onu da véreg‿inĢalla ḳarxanıya, bi dene sıfrın götürek.
25
Allah Ģahiddi, eger fürset‿o'la, 'arızumdu, bi gün feqet Türkiye‟e ayaq
qoyam.
408
SÖYLEYEN
: Letif Qurbani / 60
DERLEME YERĠ
: Xalxal - Merkez
DERLENEN
: Anı
22
Anı
Menim‿eqîdem, selîqem, 'çoxter diyerem ki bu uĢaxlar, cavannar sālim
bare
geleler,
sālim
yaĢıyalar.
O
'arzular
ki
varrarıdı,
bıların
mesem‿üreħlerinde; bını yaxĢı mēqul sūretde éliyebilelle ele yetirsinne ve
onnan‿istifāde élesinne; veli mütēssifāne 'elan qomrah yollarınan. Helbetde
5
fezā ve moqéîyet de müsteiddi oların fikrin münherif ‿élesin. Men bi dene
xırdaca xātire ki éliyebillem zad‿éliyem. Men‿için hemmeĢe; bu sädāqetimi,
ātifemi éliyebilirem niĢan vérem ki bi dene 'oğurrunu men getirdim ‿év'de
erziĢ vérdim. UĢaxlarıma dédim: Emu'a éhtirām‿éléyün, qonaxdı bize filan.
Onun da tuli tefsiri çoxdu.
10
Men gédirdim Tebri'z‟e. Men durmurĢdum pādıqanın qabağında. Bi dene
cavan, uca, bi héykelli bir‿oğlan‿ıdı. Men maĢını danıĢdım. Biz otu'randa, bu
da oturdí bizinen. Oturdu qabaxda menim ortancıl‿oğlumunan men
dédim:‿Ağa, bu maĢın der'besdi. UĢaqlar dédiler: Oturub da. Onda da iki
nefer qabağa oturabilerdi. Biz gétdük. YaxĢı ki men,‿oní, o yére ki
15
gédecey‿idik, merāsim var‿ıdı; ora dēvet‿élemedim. Orda:
- Xudāfis!
- Xudāfis!
Hatta Serab‟da men géĢdim bir yére bir loqme qeza yé'dim. Men
géĢdim‿o gîĢenin qabağına pulu hésab‿éliyem; bu Ģitāb‿éledi, gbeldi mene:
20
- Ağa; tārıf hāletinde; icāze buyur, ağa-yé Qurbānî...
409
Dédim üreyimde: Men ki bunnan 'lehzéi bi saat 'yolu gelmiĢem. Bu
navaxtın tārıfıdı mene élér! Erz‿olsun, virdi. Der her sūret muqeyyed‿oldum.
Veli o orda hésab‿éliyenéyken men geldim maĢınınkinan hésab‿éledim
mının kiraesin ki bu sora démesin... Men mına bédéhḳar olméyım, medyun
25
olméyım mına. Men çin ne münāsibetinen nahar vérdi bu. Mını yola saldım.
Ordan gétdi Tebriz‟e. Tebriz‟de yaxĢı 'gelmedi bizim ‿o fāmillerei filana.
Qeyidennen sora munu üstünnen bi yirmi gün souĢmuĢdi. Men gördüm bi
dene zeħ vırdılar: Aa-yé Qurbānî, qonağ‿istemisen? Dédim: Mesele döy,
teĢrif getirebilersüz. Kimsiz siz? Dédi: Men Rızā-ye, fāmilin de bi Ģéy dédi.
30
Men, çün‿évde tek‿idim, dédim: Valla, xānevādem bırda dȫr, her vax
xānevādem gel'se... Vesetde mınnan soruĢdum: Suvay'sız, ya évlisüz?
Qaldı, menim
‿o
sözüme cavap vérmedi. Men tezeden tikrar‿éledim,
soruĢdum. Dédi: Xḕr, mücerredem. Dédim: Bes teĢrif getirersiz; montaha
xanım validéynen ve hemĢîréynen iĢalla, uĢaxlar sizi göreller.
35
Mütessifāne bu adam déme 'oğurrudi, nācur‿adam, nāpak‿adamdı.
Bēdez bi on gün, axĢam‿üstüydü, durmuĢdum tükan qabağında, gördüm bu
'geldi. MaĢın dayandı orda, bu geldi içeriye. MaĢınnan
‿endi.
Men uĢaxlara
tezeden tükanda dédim ki bes, éve zeħ vırın‿o filan.
- Tēğirāti o Ģamda vérsinner. Qonağım var.
40
Zimni inki uĢaxlara tapĢırdım teħ be teħ meseļem bına xıdmet ‿élediler.
Erz‿olsun, muvazibet‿élediler bēzi bernāmesinnen. Muntaha buî ki men
mınnan bir netice ele getirem, öcür‿olabilmedi. Meger men xoĢhal‿oldum
mına ki elhemdülla, hādiséî men‿için üz 'vérmedi. Seher mını uĢaxlarınan
yola salanda, bırdan menim‿elime zat geldi, riĢte yeldi; bırda men mütevcci
45
oldum. Ta 'oréy kimin bilmirdim bu necür‿adamdı, kimdi bu. Gettüg mụnı,
uĢaxlara dédim: Mını yola salın‿o filan. Bılar geldiler yola salalar. Bu, yolu,
fāsile bi teğriben‿elli mét gédib; qeyitdi mene dédi ki ağa-yé Qurbānî; elin
vırdı bééslah ciblerine; mene bi béĢ min Tümen pul vér; élebil pulum qalıþ
zatda. Ter basdı me'ni. Dédim: Vay, bu bi dene rind‿imiĢ, oğuurıymıĢ,
410
50
nāpāk‿adam‿ımıĢ. Meseletün bu bücür vāqi olub. Elan, veqti sen misāfirete
çıxısan, cibinde pulun‿olsun da. Men vérdim; veli Allah‟ıma Ģükr‿éledim:
Perverdiyāra çox Ģükür, hādise ya'ranmadı, bi dene hādise yaranmadı.
Gétdi. Bu adamı yola saldıx. Hatta oğlumun biri de mının dalıycax gétdi,
qarajdan yola salsın. Dilvāpes‿oldum, qaldım caddede ki görüm; mabada
55
bunı taarif‿éliye. Mını, diye meseletün ge gédek qonağ‿o félan. Zéhnimde
'entiqe Ģéyler xutur‿éledi ki bu adami olar; adam örgeder; savāri geler
qabağa ya qéyri éler. PézéĢkinen filannan irtibatı olar. Bi dozdāni xassi
olabilelle bılar. Bücür zéhnime Ģéyler... Üreyim vırdı tā otobus gelib
redd‿olunca. Oğlum da çerxinen geldi. Meņim‿üreyim düzeldi.
60
Bu çıxdı gétdi. Erz‿osun, bunu üstünnen bi on béĢ gün géçmiĢdi, bi
'ağéyi gördüm, hemen maĢınnan ki mını getimiĢdi meņim tükanımın
qabağına, gördüm hemen maĢınnan geldi dayandı xıyabaan ‿o elinde. YavaĢ
yavaĢ geldi içeri, mene sarı. Mene dédi ki ağa, meni tanéésan, ağa-yé
Qurbānî? Dédim: 'Belé, kāmilen tanéram. Siz, ağa Rızaa‟n dostu döysüz
65
beye? Bu döndự, béésla béhāleti Ģōkzede mene dédi: Ne ağa Rıza‟nın dosti.
Mene géç‿içerde, tükanda tērif‿éle, görüm. Erz‿osun; mōzu nemene, ne
ağa Rıza! Dédim: Valla, qeziye bıdı. O dédi: O qeyidecek Erdebil‟e. Onnan
men dostam xānevādegi filan. Men de onı tanımırdım. Bi defe bücür yolda
söhbet, ras gelmiĢdi mene. Dédi: Vay, vay, vay, vay, vay, menim‿öz baĢıma
70
da o börk qoydı. menim‿oğlum qāziydi, dédi mene: Bu adam‿oğurriymiĢ.
Men bu söhbeti élérem sen‿için; tecrübe ola cavannar‿ıçın. ÉĢitse herkes
bu sözi, mın‿ıçın bi dene ayıxlıx yarana.
Erz‿osun, dé'yédi: Erdebil‟de saxlamıĢdım términalın qabağın'da. Men
misāfir mindirem ki béĢ Tümen axĢama pul çıxardam‿özüme. Bu geldi: Ağa,
75
qabax sendeller menim. Qabax sendelde ki kimler‿oturub, men‿oturam.
Men de söyündüm. Veqti onu mindirdim, geldim Xalxal‟ın virūdisinde,
qen'nādide saxladı meni. GéĢdi, endi aĢaği; elin vırdı hōlinen cibine, qeyitdi ki
menim pulum yaddan çıxıp qalıb‿Erdebil‟de, zatda. ĠĢtibahi minmiĢem felan.
411
Men de dédim:‿Olsun. ġexsiyetinnen, ḳarxanasınnan, ōzāsınnan danıĢıþ.
80
Men‿eslen mına démiĢem: Hetmen,‿entiqe adamdi. Ġmḳanatdı bir‿adamdi,
Ģuurru bir‿adamdi, cavandi. Héykeli adama oxĢıyır. Day çekdim keĢōdan, iki
min Tümen, ne ğede; dexilde, maĢında pulum vardı; vérdim mına. Pulu
vérdim. Bu gétdi qennādi aldı. Dédim: He, getirdi qennādini de bi'ze.
Xanımım da hemen qennādini atdi 'éĢige. Dédi: Men de nāziridim‿ona.
85
Bēs bu 'adam; erzi bé xédmet; bi dene rind‿imiĢ. Hem men‿ona télfon
vérdim, hem‿o mene télfon vérdi ki her‿an bunnan bir serinexi ele getirsek,
birbirimizi cereyanda qoyax ki bunun hésābın mütevecci ola. Bu idi ki
menim‿o yéréy kimin yadımda qalan.
Bına ağa, biz peziralıx, évde qonaxdı da. Biz Türkük. Men bu uĢaxlara
90
meselen hemmeĢe neğl‿éliye'rem ve özleri de Ģāhid ve nāziri cere'yandıla.
Déyerem:
Bé-énvāni
tecrübe
'huĢyar‿olasız
zindiyannıxda.
Bilesiz‿o
ziĢt‿adamlar, nāpesend‿adamlar ya dedesi fāsiddi, ya nenesinde bir müĢkili
var‿ımıĢ. Bucür bir; béésla; qedem götürüb. Her‿insan, éliyebiler, rézqin
te'bietden‿alsın. Mānendé bi dene telebkar, bédéhkardan pulun‿alan tekin
95
insan‿éliyebiler, tebietden‿öz rizqin‿alsın.
412
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
SÖYLEYEN
: Erjeng Xudaperest / 65
DERLEME YERĠ
: Xalxal - Merkez
DERLENEN
: Eöportaj
23
- Haluz yaxçıdı da?
- Qurbanam, çox memnun.
- Aduz nemenedi cenab?
- Men Erjeng Xudāperest‟em.
5
- Néçe yaĢuz vardı?
- Men teğrî'bēn qıx béĢ sinnim vardı.
- ĠĢüzde éle eḳḳāsıdı da?
- Belé iĢimiz‿éle evvelden... Evvel bî, Tebriz‟de olanı zatda iĢliyerdim,
bücür cülubendsāzde filanda. Sora tēğiré Ģoql vérdim. Teğriben
10
geldim Ģuqli eḳḳāsiye. ġuqli eḳḳāsiden sora idāme vérdim, tōsie
vérdim. Fé‟len eḳḳāsi, amatorem‿elen, félen.
- Siz‿éle Hirōlusuz?
- Belé, eslimiz‿Ele Xälxallidi.
- Xalxal‟ın cemiyeti ne ğederdi, Hiro‟un?
15
- Cemiyeti atmıĢ min nefer‿olar.
- Bi dene xātire tērifle.
- Xātire, valla nemene danıĢım‿axı. Béle yadıma xātire yelmir danıĢam.
- Kivi‟nün, ġeyin‟ün, Ezno‟un gezmeklerinnen dé.
413
- Endebil‟in 'gezmeyi vardi. Eylen meselen biz; qedim zaman géder,
20
piyāde éléép gelerdig.‿Elān fḕlen maĢın vardı eylan. Miledir Bılağı‟na
yéderig‿ora. Xanandebil‟di o'ra. Orda istille pisti iski vıra'la. Fé‟len hele
derdesti iqdamdi. Téléḳabin vıracaĥla he., derdesti iqdamdi. Hele
mēlim döy vırala, vırmayala. Téléḳabinin Ģéyin getiriple, tablosun
vırıþla hele fé‟len. Ez'no yo, teleke éle bi zerre fezāyi sebz zad
25
cürriyiþle. Béle xas bi Ģéy 'yoxdi. Qeraŕdi hele bi abĢar zat vırala. Suyu
çekele apara yuxari'ya. Fé‟len héĢ Ģad vırméyıbla hele. Ele bi az
fezāyi sebzin zadın, cubkéĢ zad, filan‿éléyib'le. Béle xas bi Ģéy yox.
414
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
SÖYLEYEN
: Kamran Refii /
DERLEME YERĠ
: Xalxal Merkez
DERLENEN
: Röportaj
24
- Aduz nemenedi qardaĢ?
- Men ḳāmran Refii.
- Néçe yaĢuz vardır?
- Otuz.
5
- Ne iĢe baxarsan?
- Tükanda olurux.
- Ne tükanı?
- Levāzim berqidi, mo'bayldi, bucür bi Ģéylerdi de.
- Xalxal, néçe cemiyeti vardı?
10
- Değiq bilmérem. Éhtimālen yétmiĢ beĢ, heĢtad‿olar, Ģehrün‿içi.
- Néçe parça kendi vardı?
- Néçe par'ça!? Yadda dör bāver‿éle.
415
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
SÖYLEYEN
: ġaban Kazimi
DERLEME YERĠ
: Xalxal – Merkez
DERLENEN
:Röportaj
25
- Aduz nemenedi?
- ġe'ban Kazimi.
- Néçe YaĢuz var?
- YétmiĢ yéddi.
5
- Néçe uĢağuz vardı?
- Altı dene.
- Köçüpler ya Xalxal‟da olallar?
- Hammısı gédib, bi dene mehessilimiz var, Zencan‟da oxuyur.
- UĢaxlarun néçesi toy‿éléyip?
10
- Hammısı toy‿éléyib, bi denesi qalıb‿éle. Hemid qalıb.
- Hansının toyu sen için yaxĢıydı?
- Evvel toy, böyüg‿oğlandı ki yaxĢıydı da.
- Necür‿oldu?
- YaxĢıdı da, öz baldızımı aldım. Özümnen bacanaxdı. Öz baldızımı
15
aldım. Özümnen bacanaxdı. Toyu da tüĢdi, inqilabın evvelleriydi, aĢıx,
filan‿olamadı; éle béle sāde.
- Siz xıdmete gétméyibsüz?
- Xééy.
- Necür‿oldu, siz maafi alduz?
416
20
- Düħtür Müseddiq‟ün döyresinde yüs Tümenniħlerden maaf ‿oldux.
- Siz tükanın cinslerin hardan getirersüz?
- Bırdan xerid‿élerik. Erdebil‟den getirel'le.
- Hansı serf‿éler, Erdebil‟den ya burdan?
- Çox pul‿olsa Erdebil serf‿éler. Çox puli olan Téhran‟a de gédir.
25
- Néçe ildi, tükan varuzdu?
- El'an elli béĢ‿ildi.
- Necür‿oldu, bu iĢe baxduz?
- Day kesbi evvel tarabarçılığ‿élerdük. Miyve satardım. Miyveden yavaĢ
yavaĢ...
30
- Siz esil Hirolusuz?
- 'Eslimiz Hiroludu.
- Hiro‟un etrafında ketderden néçe dene ad‿apar.
- Fiyin, Endebil, Alvar, Goransara, Mizin, Mecere, Zéyve, AlıĢma,
Xeneye, Xımıs.
35
- Bi dene cavannıx xātirelerüzden biz‿için danıĢ.
- Cavannıx
necür!?
Men
cavannığ‿élememiĢem.
'Eslen
cavannıx
bilmedim nemenedi. ĠĢe meĢquludum. Sādeydim.
- Ġnqılabın zamanınnan nemene yadua gelir?
- Ġnqılab‿oldu. ġah gétdi. Aa-yé Xuméyni teĢrif get'di. Bırda rāhpéymāi
40
élirdük.
- Xalxal‟ın ketdilerinin ekinecek mehsulları nemenedi?
- Mercidi, buğdaí, arpadí, kürüĢnedi, noxutdí. Bağda, 'almadí, armutdí,
gilasdí, albalídí, aluçedi. Gilası gönderélle, albalını gönderélle
417
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
SÖYLEYEN
: Qulamrıza Hammami /
DERLEME YERĠ
: Xalxal - Merkez
DERLENEN
: Röportaj
26
- Aduz nemenedi?
- Menim‿adım Qulam Rıza Hammāmî.
- Néçe yaĢuz var?
- Qırx sekgiz.
5
- Néçe uĢağuz var?
- ÜĢ dene uĢağım var.
- Xıtmete ne zaman gédipsüz?
- Xıtmete de elli doqquzda gétmiĢem. Bir‿ay xıtmet‿élemiĢem, sora
maafiyet‿almıĢam. Māfiyet-e pézéĢki 'gözüme. Onda da ustan
10
Tebriz‿idi. Tebriz‿üsţeydi, Xal'xal Tebriz‟ün‿üstündeydi. Merkez-i
ustan Tebriz‿idi. Azerbaycan-é ġerqi, merkeziyeti ustan, Tebriz‿idi.
Gédib‿orda
maafiyet‿almıĢam.
izdivac‿élemiĢ'em.
Ağam
menim
Onnan
da
ḳārmendiydi.
gelmiĢem,
Nenem
de
ḳārmend‿idi; bimaristan ḳārmendiydi. Bırda olarun‿elinü altında...
15
Héyn-i inki ağam ḳārmendiydi, éĢikde de tükanı var‿ıdı, dāruxanası
var‿ıdı. Tā olarnan, men bāhem nenemgilnen‿iĢlerdim. Bi müddet
zamannan sora bilexire olar merhum‿oldu'la. Biz dört qardaĢıx, üĢ
dene de hemĢîrem var. Da bu Ģehride o ağam merhum ‿olannan bı
yana, biz, çün‿o özi dāruxāndan sora mesālihfuruĢî élemiĢ'di;
20
fikr‿élem, Ģehirde ikimci mesāléhfuruĢ‿udux. Yani evvel bi Ģexs, bi
nefer var‿ıdı, ikimci biz‿udux, bénam-é Hämmāmi. Xalxal‟da
418
tanıyalla. Onnan‿o yana da biz mesāléhfurĢluğ‿élemiĢük ta bı
sahatakan ki xıtmetündeyük. Qeblen de bırda dȫrdük. Biz xıyābān-i
eslide olurdük. Tükanımız oraydı. Oranı sat'dux, veli bıra menim ‿élebil
25
ejdādi mağāzemizdi. Tükan, év‿idi. Bıranı yeldux sāl-é heĢtād-i yéħde
sökdük, düzelt'dük mesāléhfuruĢi aĢdux. Bı da menim‿oğlumdi.
Ders‿oxụyíb, debîr-yé riyāzi oxuyíb. Bi qızım da var, o da géne
li'sansdı, teze izdivāc‿éléb. Bi dene balaca oğlum var, rāhnimayı oxur.
Özüm de bınnan bırda meĢqulux mesālihfuruĢiye, Xalxal‟da.
30
- Cinsleri, mesālihi hardan alarsuz?
- Biz‿ümdeten evail'de bu teverrüm döydi, ḳarxanalardan‿alardux.
Meseem nümāyendé-yé ḳāĢi Ġrana, mexsusen Xalxal‿ayrıldı, merkezé
ustan‿oldı
Erdebil;
Erdebil‿oldı,
mesem
birden
ḳāĢi-yé
Ġrana‟nın‿inhisarı numayendesi seth-i ustan-i Erdebil‟de iki neferdi.
35
Biri Erdebil‟de ağa-yı Pursüléyman‟dı, ikimci de Xalxal‟da biz‿idük.
Mesem hatta MéĢkin, dōreber nemene ustanın Ģeherleri var,‿olarda
yoxudí. Ve 'ayrı cinslerde mute'qābilen Ģehristan ‿ıçun serf‿élérdi,
Tehran‟nan‿ala. Ümde Téhran‟nan‿alardux. Hala olar ki zirengdile,
fikr-i
40
iqtisādileri
vardı,
Téhran‟ın‿istemirdile
tapılla,
sermayeleri
vardı,
bazarçısınnan‿alala.
ḳarxanacatdan‿alılla.
Biz,‿ekser
olar
Gédirdile,
da
mesem
ḳarxanacatı
ḳarxanacatnan‿iĢlerük.
Mesem ḳāĢidi, lūledi, elan bı vereqdi; tācir‿eliynen‿alluq. Ya mesem
furqunu
ḳarxanasınnan‿allux.
Lūle
poliḳanı
musteqimen
ḳarxanadan‿alluq; veli bi séri xorde, rîze Ģéyler var ki ona göre
45
ḳarxanaya gétmey‿olmaz. Biden ittisālat saturux. Eqlamın yuxarı alax,
tḕdadın. Min deneye göre ḳarxana héĢ 'vérmez. Ocür eqlama göre
gédib bāzar Téhra‟nan xerid‿élerük; veli exir'en kirāye çün yuxarı'di,
Téhran‟nan yuxarı tüĢ'ür, ümdeten; neinki bizim sinife göre ḳollu haĺde
Erdebil yaxçıdi. Biz gé'dux, meseem Erdebil‟ün ümdefuruĢunnan o
50
Ģéyi alurux, Téhran‟nan aĢağı tüĢür biz‿içün. Ya mesem Gilan‟nan,
419
ReĢ‟den xerid‿élérux. Verği mexsusen‿elen çün iskiliye gelir, bendere
gel'ir; vereğ‿orda tācirin‿elindedi. Düz'dü Téhrannıın‿elindedi; veli
'orda, tehvilin‿orda rāhet‿alurux, hezînesi aĢağıdı. Bi dene néysan
Gilan‟a, ReĢ‟de biz‿içün iki Ton yarım yük vırır; eylan bainki bénzin‿o
55
yan, bı‿yandı elli min Tümen; veli Téhran‟a yüz‿elliye héĢ gétmir.
- Xalxal‟da umumiyette necür géçiniller?
- Biz qeblen bi yirmi il sābiqé-yé kārımız, ḳāsıbmız xıyabandaydı.
Xıyābanın müĢterileri ferq‿idi bıraynan. Bi dene bazarı var, o da
bıradı. Bıra da ki evvel-i bāzardı. Bı sinne yelmiĢem,‿ittilatım‿ez
60
bābet-é ḳāsıbi-yé mer'dom heĺĢode dȫrdi; çün xıyabandaydux.
Ümdeten
ḳārmend‿iĢlirdi,
rifahdaydı
teğriben.
Gelirdi
xıyāban
menteğesine, xerid zadın‿éliyib géderdile. ĠĢleri kārimetçilig. Yanı
Ģoql-i dovvom Xalxal‟da yoxudi. Sora ki tōsée taptı, dāniĢqah geldi. o
dāniĢqah‿özü
65
böyüg‿āmildi.
Mesem
Xalxal‟da
siz
qeblen
éĢidemmezdüz ki biri évin kirāye vérib. Mesem gülerdile, déyerdile:
Biri yanı var ki hele biriin‿évin tuta kirā'ye? Elan‿év tapbağ‿olmaz.
Çün bıra bazar‿ağzıdı, bırdayux. Ümdeten men‿élen bı dȫreber
ketţer ki vardı... Meselem TōlaĢ, Zéy've, Xımıs, ḳoĺĺen Xalxal‟ın
mahalında Mécere, Fiyin, Varavat, Xeneye, āléhāĢém, ekser‿obirsi,
70
HeĢcin‟in ketderinnen; imdeten‿oların iĢleri bi séri kiĢāverz‿idi; onnan
géçinille hemen 'yanı. Veli bi séri xob, izdivac‿éliyib, cavandi,
'kenttedi, teze ayrılıb, teklif‿ağurdi. Kendin o veziyeti yétirmir, cavabqu
döř bu xānevāde dolana. 'Ümdeten gelille bıra. Ekser cunuba ya
Téhran‟da
75
görüsen
péyman'ḳarlığa...
Ekser
de
bıların‿iĢinnen
ḳārigeridi. Mesem butunarmeye 'görsen müdam geliller, biden otuz
ketterden yığılla aparıllla, saxtĭmansāzi iĢlerine ya neccāriye. Mesem
Zéyve‟den‿ezcümle mexsus nec'cardi. Ya mesem Pirik, Xalxal‟ın
ketderinnen biridi, ümdeten daĢçıdıla olar. Çün mēden-i seng de orada
var, daĢ. Biŗ séri vāqien giriftardıla. Görüsen teref teze izdivac‿éliyib,
420
80
bırdan durur çıxır gédir, biden‿üç‿ay xānevādesin görmür; çün
mesāfet‿izāfedi.
Gédir,
biden‿üç‿ay,
dörd‿ay
iĢlir.
üç‿ay,
dörd‿aydan sora; hele arada elan‿eznezer-é banki xob müĢkilat
heĺĺ‿olub, hatta kette de olsa tökür bi Ģomare hésaba, xānevādesi alır,
māhāne dolanır. Na'hayeten‿özi istiye xānevādesinin yaana gele,
85
bayramdadi. 'Ümde de xalxallının giriftarçılığı caddedi; çün cadde
yoxdi. Her neyi de cadde getirer. Her Ģehrin‿ābādisiin pāyesi caddedi,
yol. Bi de müĢkilat ki bırda var, bilisüz nedir? Eznezer-e iqtisādi
merdüm birbirine 'bedbindile; çün bîkāri çox'di, derāmed‿az'di.
Meselen‿erz‿élirem, men bi dene maĢın‿alıram, rūberu qonĢum‿o
90
baĢdan... Haĺa var da, bi séri merdüm var; çéĢm-i hesādet var.
Müteqābilen men‿özümi déyirem. Biden bi nefer gelir bırda, men
göürem meselem‿a; älan teverrüm de bicürdi ki bi dene Ģāyed tācir
yirmi il zehmet çekiþ bi sermaye getirib‿ele. Mütessifāne görüsen
bir‿adam gelib; misal 'dérem, éle bu Xalxal‟unda biden zerf-i bir‿il
95
Ģansi iki dene yér‿alıb‿olub tiryardér. Odu ki çéĢm-i hesādet var.
Delili de bîḳāridi. Bîḳārí de Xalxal‟ınkı... HéĢ Ģehr bıra kimin dȫ.
Men‿ümde
Ģehrleri
gezmiĢem.
Misālen‿erz‿éliŗem,
Binab
meselen‿ezcümle Azerbaycan ġerqi‟ņin Ģeherlernen'di. Ora meseem
Ģāed héĢ‿on béĢ‿il dör, fermāndāri olub. Siz bi nefer 'Binapli Binap‟da
100
tapammasuz ki béōnvāné Ģexs-é Binapli ola; çi ketdisi, çi Ģehirrisi;
bîḳār‿ola. Oğed teŗha-yé sen‟eti var ki 'orda, 'özleŗinnen sora dȫrever,
biden Merāğe, Melāyir tamam ketderi gelir‿orda iĢlille. Müteissifāne
Xalxal‟ın ḳollu haĺda, seddersed o camaat ki ḳārîkeri iĢlille;
ferq‿élemez, haĺa fennisi ola, texessüsi ola; müteissifāne bırda iĢ
105
yoxdi. Éliyemmille, çıxılla gédille, xānevādelerin; derbéder‿olulla,
müĢkiĺāt-i xānevādigi îcad‿olur. Çıxılla gédille iĢlille, üç‿ay qalılla
gelille xānevāde tēmin‿élemir. ĠĢlemil'le 'olmur. 'Elan xānevāde var ki
bırda izdivac‿éliyib, görüþ tavānaisi yoxti, xanımına, xānevādesine
cavabqu dör; çıxıb gédib‿iĢe. Xob birden gédir Ģehristana, Téhran‟da
421
110
éliyemmir,
xānevādesin‿apara
ora.
Hezîné-yé
menzil
ba'hadi.
Mexsusen derāmed, oların derāmedderi ki nisbet vardı, nisbet Xalxal‟a
göre; Xalxal‟da Ģāyed bi dene xānevādé-yé çaar neferi éliyebile bi iki
yüz‿elli minne géçine; veli Téhran‟da héĢ éliyemmez, héĢ altı yüz min
Tümen. Alır‿a; veli héĢ géçi'nemmez. Odu ki bénāçar xānevādesin
115
bıraxır bırda. Bı sefeŗ xānevādeni bırda bıraxannan sora ayri müĢkiĺāt
gelir. Bilexire xanımi, eznezer-é ātifi, eznezer-é maddi, eznezer-é
me‟nevî; oğed müĢkiĺat gelir ki. Bi séri bāesé 'elan xob pervendelerde
var dādqahda; men teğriben‿ittilāt-i iĢtimāî, ittilāatım var; ựmdeten
meseļem sekgiz dene, on dene talağ‿olsa, Ģayed sekgizi éle bu
120
sözlerün üsdündedi. Xānevādeler birbirlerin tehemmül‿éliyemmille,
qebil‿éliyemmille. Veli xob bi az qiĢŗ; teğriben bu Ģehirde fikr‿élirem
bis dersed; 'ḳārmendidi kéçinir. Gine olar da hamısı istir, uĢaqları
oxu'ya.
Mexsusen
'ḳārmeņd
qiĢri,
çün‿özi
tehsil‿éliyib
gelib‿istixdam‿olub, istir‿uĢağı da oxu'ya. Hazırdı, ferĢin sata oxuya.
422
SÖYLEYEN
: ġirmohemmed Eynullahzade / 55
DERLEME YERĠ
: Xalxal, Buruç Köyü
DERLENEN
: Bir Masal
27
- ġibicik Biri var‿ıdı, biri yox‿udı. Men ġibicik‟in nağılın xıdmetüe erz‿éliyirem ki
qedim biz‿için, dede baba nağılıydı diyerdi'le. Bi dene ġibicik var ‿ıdí, bının
bi idde yoldaĢları var‿ıdı. Axı qedim büyünki kimin 'döydi, merdüm qazdan,
nefden‿istifade
5
élir‿älan.
Qedim‿odun‿olardı.
Géderdile,
dağlardan,
çöllerden‿odunnarı qırıb getirerdile. Hetta men‿özümde her penĢembeler
medreseden gelerdik, géderdik bu kendimizin qabağında o tikannarı,
boğanaxları; boğanax çöpü bilisen de nemenedi; hette quzu çöpleri qırıp
getirerdik.‿Odun élerdiler. Nenelerimiz,‿atardıla tendirde yanardı, çörey
yapardıla, qaza piĢirerdile.
10
Neneleri gönderir‿oları odu'na. Bılar gédille, geven qazılla; oğed
qazılla, qazılla, tā gün batıncax. Bılar Ģelelerin gün batanda yığılla, Ģele
bağlıyıŕlaŗ‿özleriyçin.
ġelelerin
götürürleŗ,
gelilleŗ
kende.
Béle
qaranquluğ‿olur day, tapabilmiŕleŗ kendi. Neğed geziŕler,‿öz kendlerin
tapabilmilleŗ. Bılar görürler ki bi yérden, bi dene yérden‿ıĢığ gelir. Bular‿o
15
ıĢığın semtine gédiller. Qapını döydüler, gördüler, bi nefer qapının dalınnan
çıxtı. Bu insana oxĢur;‿amma bının baĢında Ģaxı var, qulaxları bir cürdü.
Bının quyruğu da var. Biliŕleŗ bu divdi. Bu div de ki insannan zidd ‿idi, bıları
dēvet‿élir‿içeriye. Geliller‿içeriye. Bılara Ģam zad vérir. Bılar qorxularınnan
yatmıllaŗ. Déyir: Yatun. Yér salır heresi için, bıları yatırdır. Yatırdannan sora
20
déyir ki déyün görek:
- kim yatıþtı, kim‿oyax?
423
Bılar déyir: Hamısı yatıþ, ġibicik‿oyax. Déyir: ġibicik niye oyaxtı? Déyir:
ġibicik géceler çün nenesinin‿ezizgiramisidi, nenesi durardı, Ģamnan so'ra
bın‿ıçın qorqa qourardı, qorqa yiyerdi girdikan‿içiynen;‿odu ki bu yémiyipti o
25
qorqaynan girdikanın, bu oyax qalıp. Durur döy, bırdan ‿ordan varıymıĢ, indi
yoxıymıĢ; qorqa qourur,‿onnan sora girdekan‿içi sındırır, bılar hamısı
yéyille, yatılla. Bi middetten sora div déyir gine: Kim yatıptı, kim‿oyaxtı?
Déyiller: Hamı yatıþ; ġibicik‿oyaxtı. Déylle: ġibicik niya oayaxdı axı? Déyélle:
ġibicik niye oyağ‿olacağ! Bu yatannan sora nenesi bın‿ıçın yarma köpbesi,
30
yarma pilo piĢirerdi; qedim düyü bu surette olmazdı; yarma köpbesi piĢirerdi,
bi dene onun baĢına toyuğ keserdi, qoyardı, sarı yağ tökerdi, ġibicik yiyerdi,
onnan sora yatardı. Bu div durur, gine bılar‿ıçın‿o qäzanı müheyya élir.
'Touğ getirir kesir. Yarma köpbesi piĢirir, sarı yağ tökür. Bular yéyiller, yatıllar.
Bir müddetten sonra div déyir: Déyin görek, kim yatıptı, kim‿oyaxtı? Bular,
35
yoldaĢları hamısı oyağ‿ıdı da, qorxularınnan yatabilmirdile. Déyirdile: Div,
bizi yéyer,‿öldürer. Déyiller ki hamı yatıp, ġibicik‿oyax. Déyir: ġibicik niye
oyaxdı? Déyir: ġibicik niya oyağ‿olacax; ġibicik ki bu qezāleri yédi, äl'an
téĢne olardı; nenesi durardı géderdi, eleyi götürer'di, eleyinen su getirerdi,
ġibicik‿içerdi, yatardı. Div durur gédir, eleyi götürür; neğedŗ‿aparır, bılaxdan
40
héy doldurur ta bi mựddet yol gelene elek boĢalır. Bılar da, uĢaxlar da
durulla; ġibicik, yoldaĢları axtarıĢılla, divin ĢiĢé-yi canın tapılla. Div gédir,
doldurur gelir; béĢ‿on qedem gelceyin su eleħden gédir, qalmır.
Gédir
doldurur, héy bu iĢi tikrar‿élir. Bu oğed esebāni olur ki déyir: Bu
ādemizadlarun
45
'hamısın
yiyeceem;
öldüreceyem,
yiyem;
etderin
kabab‿éliyem, yiyem. Gelir çox esebāni hālette déyir: Qapını açun. Bılar
qapını açılla. Görür‿ē, ġibicik ki buların böyügiydi; bu bunuņ ĢiĢé-yi
canın‿alıb‿eline, durub bi dene daĢın‿üstüne; déyir: Eger hereket‿élesün,
menim‿icāzemsiz, men ĢiĢé-yi canuu vuracam daĢa, ölesen. Div görür; yōx,
day bu héĢ zad‿éliyebilmiyeceħ insan-zaddarın elinnen; mecbur olur, déyir:
50
Süz her ne emr‿élesüz, menim çarem yoxtu, gerek süzünen mudara éliyem,
her ne destür vérsüz, men‿o iĢi encam vérem. Déyiller: Yat‿aĢağı. Bu div
424
de, qeblezinki bular bu oduna geleler, bu uĢaxlar, divi göreller, néyliyeler;
bının cereyanını danıĢmıĢ‿ımıĢlar, buların dedeleri, babaları. Bu div, bıların,
kendinin‿ehalisinnen‿üĢ, dört yüz nefer yémiĢ‿imiĢ ya öldürmüĢ‿ümüĢ.
55
Bılar dive déyéller: Sen yat. Div yatır dalı üste. Déyir: Eger hereket‿éliyesen,
ĢiĢe-yi canuvı vıracıx bu daĢa, sındırax. Bu yatır, ta bụlar güdülle, héy
çağırılla bına: Yatıpsan,‿oyaxsan; yatıpsan,‿oyaxsan. Oğed bu sözü
tikrar‿élilleŗ, bu divi yuxu tutur. Yuxu tutmağ hemun, bụlar yavaccalı iki dene
mil götürüŕleŗ, milleri soxuŕla divin gözlerine. Divin gözleri ikisi de kór‿olur.
60
Bılar dururla, heresi qaçılla bi terefe. Div de kór‿oldu dā. Héy durur bu yana,
o yana; bu ādemizaddarı ta'pa, bıları öldüre, gine yiye. Bının muradı oyumuĢ
ki bu uĢaxların hamısın‿orda öldüre, özlerin de yéye; muntaha Ģansları orda
getti; bılar zireħlig‿éledile, onun ĢiĢé-yi camın‿ellerine gettile, saxladıla, bını
yuxlattıla. Allah‟ın kömeħligiynen bılar diri…, gözlerin kór‿éledile, ĢiĢé-yi
65
camın vırmadıla. Dédiler: Qoyun, seher ahali-yi kende xeber‿élerik, gelelleŗ,
göreller.
425
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
YANITLAYAN
: Ġbrahim Abbasi / 71
DERLEME YERĠ
: Kivi, Güllüce Köyü
DERLENEN
: Röportaj
28
- Emi can‿adun nedi?
- Ġbarahım‿abbasî.
- Néçe yaĢun var?
- Min üĢ yüz on altıyam men.
5
- Emi ne iĢe bxarsan?
- KeĢaverzçilig‿élérem.
- Neyinen keĢaverzlig‿élersüz?
- Täräktürünen zadınan sürürük. Täräktür baha sü'rür. Yétirebilmirik.
- Qedim neyinen sürerdüz?
10
- Qedim‿öküzünen zadınan‿ekerdik, cüt‿élerdik. Elen yox da, elen
täräktürnen sürrük. Täräktür de saatı üĢ min, dört min... yétirebilmirik.
- Nemene ekersüz?
- Buğda ekirik, merci ekirik, noxud ekirik, arpa ekirik.
- Kendüzün‿adı nedi?
15
- Gülüca.
- Gülüca néçe évlidi?
- Teğriben doqsan év‿zad‿olar.
- Éle hamı ekinçilig‿élēr?
426
- Yō, bēzi xoĢniĢindi, ama çoxu ekinçilig‿élir.
20
- Zemilerüz ne qede ne qededi, böyükdi, kiçikdi?
- Zemimlerimiz böyükdü.
- Néçe kile ekersüz, néçe kile götürersüz?
- Gelende yaxçı, qalıb‿o yağıĢa da; yağıĢa‿ol'sa, vezimiz sazdı.
YağıĢ‿olmasa... Démidi de bizim yérrer, yalvarırığ‿ Allah‟a ki yağa da.
25
- Néçe uĢağun var?
- Menim altı dene qızım var, üĢ dene oğlum. Oğlannarım da ikisi
Téhran‟da biri de mennen‿olur.
- Olar Téhran‟da olulla. Ġkisi Téhran‟da o'lur. Biri de mennen olur da.
- Olar ne iĢe baxalla, olar ekinçi döyle ki?
30
- Yō, olar Téhran‟da olulla. Ġkisi Téhran‟da ol'ur, biri de mennen‿olur da.
- Sen‿elen necür géçinésen, zindigün rahatdí, çetindi, necürdi?
- Téz ölmeyime de raziyem‿éle. Ölmeyime çox rāziyem. Menim damımı
bırda yél götdi, tufan götdi. Déhdar, Ģura geldi, baxdı. Erz‿éléyim,
damımı atdı da, taxtaları qaldı. Qaldım çölde. Gétdig‿oğlumun bi dene
35
kömesi 'vardı; orda ottux. ġura möhr vérdi, déhdar yazdı; getdim
vérdim fermandarıya, baxĢdarıya. Gédirem, gelirem, gédirem, gelirem;
kömey‿éliyeceħle, nem bi Ģéy véreceħle. Dört béĢ dene géçim
var;‿oları da satmıĢam, xeĢlemiĢem, héĢ netice almamıĢam. Kira
maĢın bı yan‿o yana... Bi defe de mene démir ki ağa, sene
40
vérmiyeceħle. HéĢ 'gelme. On defe gedip gelmiĢem, ēy bayramnan da
qabax. Özüm de nemene övüm de uĢdu. Tezeden getdim suadım,
neylön meylön çekib‿orda otumuĢam.
- Ġndi souxda dam mamız damér?
- Damır he, qab düzülüp qazança düzülüp ki yağıĢ yağanda. Menim
45
derdim budu.
427
- Sizin bağuz vardí?
- Bağımız var‿ıdı; qurudu da. Day‿elen bi Ģéyi yoxdu, xoĢksalıda
qururdu he.
- Bağuzda nemene ekerdüz, ne miyveler olardı?
50
- Erik var‿ıdı, alma var‿ıdı, fılan var‿ıdı; elen da yoxdu. Quruyub da elen
héĢ.
- Sen hansı il toy‿éléyipsen?
- Menim yadıma yelmir.
- Neçe yaĢun var‿ıdı toy‿éledün?
55
- Gerek yirmi zad yaĢım‿oléydi. Özümü bedbexd‿éledim de.
- O zamankı toylar necür‿idi emi?
- Çox yaxçıydı. Erusu çıxadardıla mindirerdile ata, biz de damnan ‿alma
atardıx, o zaman. Beyler‿öcür çıxardı. sağduĢ‿olardı, yénge olardı.
Men bi kéçele de sağduĢ‿oldum. Dédim:‿ede téz‿ol. Dédi: Hele
60
telesme.
- Emi o zamannan bi dene yaxçı Ģirin xātire nemene var, mesele aton
cavannığınnan, anon cavannığın'nan?
- Nenemi görmüĢem,‿atamı görmemiĢem. Nenem‿éle men sağ‿ıdım
Alla rehmetine gétdi.
65
- Meriz‿oldu, ya nemene oldu?
- Meriz‿oldu da.
- Merizçiligi nemenéydi, bilmedüz?
- QocalmıĢdı da.
70
428
SÖYLEYEN
: Nizam Rüstemzade / 68
DERLEME YERĠ
: Kivi, Ilxıçı Köyü
DERLENEN
: Masal
29
- ġah Abbas Qedim diyel'ler, Ģah‿Abbas bi dene çobanın qızına müĢteri oldu, istedi
onnan izdivac‿éliye. Veziri, vekili gönderdi; dédi: Gédün, çobanın qızına
élçilig‿éléyün, Türki; xastäqarı éléyün. Bular gétdile, çobanın qızı dédi:
Men‿ona 'gétmerem. Men Ģaha 'gétmerem. Dédile: Baba, övün dağılsın, sen
5
bi çobanın qızí, sen bi dene Ģaha gétmisēn? Dédi: Çün onun kesbi yox‿udụ.
Birden Ģahlığı qoydula yé're, day o éliyebilmez meseletün bi ayrı kesb‿éliye,
acınnan‿öler. Gelsin, men‿ona bi dene senet‿örge'dim, onnan sora men
géderem‿ona. Geldile ġah‿Abbas‟a dédile. ġah‿Abbas dédi: Baba, bu
necür‿iĢdi axı, bi dene çobanın qızı mene gelmir, Ģah'a. Geldi, bu qızı istedi,
10
dédi: Sen, niye mene izdivac‿élemisen? Dédi: Çün senün kesbün yoxdu.
Bizim dile gelen, getdi mına bu cür feĢ toxumağ‿örgetdi bu ġah‿Abbas‟a;
beli de, Türki dilin'de. Hē, buna bi dene feĢ toxumağ‿örget'di. Dédi: Elan
bax, Ģahlığı yére qoysa'lar, éliyebilersen, feĢ toxuyub satasan, özüve
kesb‿éliyesen.
15
Diyeller bu ġah‿Abas da qedim gezermiĢ géce. Gelir, bu bir‿idde
mesel qırx haramıya ras gelir. Bunu tutulla, bu ġah‿Abbas‟ı. Bunu tutulla,
getirille; görür baba, bular getirirler bu adamları, yédirdille, kökeldille, etin
kesille, satılla. Nōba gelir yétiĢir bu ġah‿Abbas‟a. Dééy ki baba, mesel
menim‿etimnen süz nağada istifāde élersüz? Déyélle: Mesele bi béle, bir
20
mığdarı. Déyir: Gelün, men süze bi dene ferĢ toxu'yum, elli neferin pulıycax
süz‿istifāde éliyün. Getirir, bi dene bizim dile gelen bücür ferĢ toxu'yur; vérir
bının birinin‿eline déyir: Bına derbarada müĢteri olallar. Ayrı yérde bının
429
müĢterisi olmaz. Sora, bırda da yazmıĢ‿ımıĢ feĢde: Men bücür giriftaram, bu
menteqede, bu mehelde men bücür giriftartam. FeŗĢün‿üstünde yzmıĢ ımıĢ.
Getirille derbarın qapısında bını salılla yére. Bu ġah Abbas‟ın arvadı
25
gelir, hemin bu çobanın qızı ferĢe baxır, görür belé, ġah‿Abbas giriftardí,
tutpla bını. Getirir bu feŗĢe béĢ yüz; mesele on tümem puluymıĢ; béĢ yüz
bına pul vérir. Gelille görülle baba, déyille: Baba, da bu eslen‿ōza bi Ģéydi;
béĢ yüz tümen büyün biz kesb‿élemiĢik. Géce arvad; mehellin yazmıĢ ımıĢ
30
ferĢün‿üstünde; mēmurrarı gönderir, gelille dȫr‿éliyille, buları tutullā,
ġah‿Abbas‟ı da 'ordan azad‿éliyil'le.
- Ġki QardaĢ Diyeller: Ġki qardaĢ var‿ımıĢ; bıların biri çox sirvetmend‿imiĢ, biri
35
eciz‿imiĢ; yanı bizim dile gelen gédaylıx falan‿élermiĢ. Bu qardaĢı ki
sirvetmend‿idi; görür baba; buna déyélle, bunun qardaĢıdı; bının abrına
bāis‿olur. Aparır bını; bi dene derbet'de, meselen bi dene cengelistan yérde
bi dene köhül var‿ımıĢ; aparır bu qardaĢın ötürür‿ora; déyir: Men bu sirve'ti,
bırdan‿emele getimiĢem, bu köhülden.
Bu géce qalır‿orda, qalannan sonra, géceni müddet géçennen so'ra
40
görür; bizim dile gelen; bi dene ayı geldi bu köhüle, bi dene canavar geldi, bi
dene tülki. Bu da bi mehelde özün mesel‿ayın‿oyunnan çekib‿üstüne,
yatıb‿orda; mesel‿otdan‿elefden o köhülde vérib; ki bular görmüyele. Sora
bular
45
birbirine
déyér
ki:
QardaĢ,
sergüzeĢtüzi
danıĢun,
görek,
ne
kesb‿élésüz? Bının biri, bu tülki déyér: Valla, bu ketde ki var, bu kendin mal
héyvanı ora çıx'ar; orda bi dene xezāne vardí. Men, mal héyvan gédennen
sora; mal héyvan‿onu dırnaxlar, üsdün‿a'çar; mal héyvan gédennen sora
men géderem‿onun‿üsdün örterem. Bu canavar da déyér: Valla, bu ketde bi
dene ki sürü var; onu içinde qara 'qoyun var, onun meğzi her derde
50
dermandı. Men de o qoyunu güderem ki ele getirem; gir vérmez. Bu yāru da
éĢidir. Bu ayı da dédi ki valla, bırda kı, bu elan mesel Ģahlıq vardí, buların su
430
yoxları'dı. O Ģahın bağının‿içinde bi dene çéĢme var; olar bilmiller. Bu ayı,
pelek de; Türküsü; suyun Ģırıltısına yatar. Su ki Ģırıllar, üsden töküler;
qorxusunnan géder‿orda yatar ki xorullı'yar, xorullıyanda mesel Ģikarvan,
55
zad‿éĢider ki burda bu Ģir var, geler vırar. Bılar diyélle, durulla, dağılılla.
Bụ yāru, durur gelir‿ordan; güdür, görür, belé, mal héyvan ki ora
çıxardı; orda bi tülki geldi, bücür‿eliynen, bücür torpağı yığdı. Geldi gördü,
bırda bi dene xezāne var. Bını çığatdı, apardı évine, bını satdı. Bi qedri geldi
bu çobanın yanna, dédi: Bu qara qoyun kimin'di? Dédi: Mesel filanınındı.
60
Dédi: Bını satsala, néçiye véreller? Dédi: Mesel satsala, vérelle elli mine.
Dédi: Men yüz min vérrem bu qoyuna. Bu qoyunu getdi, kesdi; bının meğzın
qurutdı, yığdı bi dene desmala, saxladı. Saxlıyannan sora, bir gün bu Ģahın
da bi dene qızı var‿ıdı; bu lal‿ıdı; Türküsü; danıĢmırdı. Néçe dene düktür
gelmiĢdi, bına béhésab mualıcä éliye, éliye'bilmemiĢdi. O düktürreri yığıb
65
zindāni élemiĢdile. Bu yāru, hemin‿o qoyunun meğzinen; yığdı bi dene
ĢüĢüye; geldi.
- Men düktü'rem.
Derbarın qabağında bı yan,‿o yana gédir. Xilese, bını tuttula apardıla
Ģahın yanna. Dédi: Bax, eger sağalt'sun, bu qızımı vereceem sene,
70
sağaltmasun;
seni
öldüreceem.
Dédi:
Éybi
yoxtu.
Kağaz
vérdileŗ,
kağaz‿aldı'lar. Qızı getdile bi dene bücür menzile [masalın anlatıldığı odaya
benzetiyor]. Dédi: Gereħ xudubani ola, héĢ kes‿olmıya. Bu meğziden;
Türk‟ün meseli; qoydu bi dene bi Ģéyin baĢına, piledi bu qızın burnuna. Bu
qız‿ayıxdı, danıĢdí. Xeber vérdile ki Ģaha, bes cereyan bücür'di; senin qızun
75
day danıĢır. Geldile, gördüle. Dédi: Meni istiyen, bu zada enām. Bına
doyuncax pul vérdileŗ. Pul vérdiler, bu da sirvetmend‿oldı; bu qardaĢ ki
ecizidi; sirvetmend‿oldí. Yanı dünya evez‿evezidi.
Sora bu böyük qardaĢ ki vardı, bu vırdı eciz‿oldí. Bi gün geldi, bu
qardaĢı gördü, baba, Ģahlıxda Ģah‿olub. Bu eciz qardaĢ ki, bunu aparmıĢdı
80
orda héyvanat béyinnen‿apa'ra, bu gelip Ģah‿olub. Bir gün geldi, bu
431
qardaĢına qonağ‿oldı; dédi ki qar'daĢ, sen bu Ģahlığı hayannan ‿elüe
getdün? Dédi: Hemin yérde ki sen meni apardun, qoydun‿o köhül'de, men
bu Ģahlığı ordan‿emele getdim. Çün bu aparmıĢdı, ola, onu qoymuĢdu orda,
o héyvanat‿onu béyinnen‿apara. Bu qardaĢı ki ecizlemiĢdi, bının déyiĢinen
85
gétdi ora, gene géce gördü, hemin héyvanat'dar geldiler hemin köhüle;
gelennen sora, dédi: QardaĢ,‿o sefer bırda adamzat var‿ımıĢ; nemene
démiĢik, emel‿éliyiple. Durun bıranı axtar'ax; görek, adamzad‿olsa,
tutağ,‿öldürek. Bizim sirrimizi bu açıpdı. Durdular, hemin yérde bu adamı…
Çün bu onu aparmıĢdı, orda héyvanat béyinnen‿apa'ra. He, odu ki bular
90
ayıxdıla, mını tapţılar. Bını, bu adamı bırda béyinnen‿apardı'la.
- QardaĢ Qızı Qedim zaman, diyeŕler: Ġsbahan‟da iki qardaĢ var‿ıdı, biriin adı
Ġsmayıl‿ıdı. Bu Ġsmayıl qardaĢının bi oğlu var‿ıdı, bi qızı. Bu gédirdi; Allah
95
süze rūzi élesin; Mekki‟ye. Bu qızın, taßĢırdı qardaĢına, öz qardaĢına.
Er‿arvad‿oldı, oğul, bılar gétdileŗ Mekki‟ye.
Bılar Mekki‟ye gédennen sora, bu Ġsmayıl‟in qardaĢı ki qızın tapĢırmıĢdı
bına; bu öz qardaĢı qızına müĢteri oldı. Dédi: Gereħ mennen; bağıĢlıyun, süz
menne uĢağ; baĢuu bir‿éliyesen. Xılese bu dédi: Baba, bücür, béle bi
100
Ģéy‿olmaz. Çox déyennen sora, xılese bu qız bına baj 'vérmedi. Gün‿o
gün‿oldu ki bılar Mekke‟den qäyıtdıla geldile. Geldile, mesel bizim dile gelen,
geldile Terbiz‟e. Nāma yazdı qardaĢına ki biz 'gelirik. Nāmäni bi nefer qasıd
getdi, vérdi bına; vérennen sora bu qardaĢına; qardaĢı götţü, munun
muqabilinde yazdı: QardaĢ, sen ki Mekki‟ye gédipsen, senin bu qı'zun bu
105
cür‿iĢderden çıxıp.
Oğlun gönderdi qabağıcax, dédi: Gédersen, bacıu apararsan, cezirede
baĢın kesersen, libasını qanına bular, sürersen, getirersen mene. Mının
qardaĢı geldi, bını mindirdi ata; bizim dile gelen; da bacıdı, qardaĢdı,
üreyinen 'gelmedi bını öldüre. Bını göttü apardı, cezirede bıraxdı bacısın.
432
110
Bacısı qaldı cezirede, néçe müddet qalannan sora bının libası, zadı
eyninnen, béyinnen gétdi. Cengelde, mesel cengel miyvesinnen zaddan
yéyirdi, bücür.
Bir gün bi dene Ģahın‿oğlıynan, vezir, güzārı tüĢdi bu cengele. Bu
Ģahın‿oğlu gelip géçende gördi bi dene zenen, mesel sıxılıp bi dene ağacın
115
dibine, bının libası eyninde yoxdı. Eyninde paltou vardı, çağatdı atdı
bının‿üstüne. Bu qız götdi géydi eynine. Bu Ģahın‿oğlu baxdı gördu, bu éle
'doğurdan da bi dene gözel bi zenendi, qızdı; mindirdi atına. Dédi; vezir, men
Ģikarımı vırdım, gel qäyıdax, gédek. Bılar qayıtdılaŗ, geldileŗ, getdi bu
Ģah‿oğlí, bu qızı ötürdi öz heremlerinin‿içine. Müddet qalannan sora adam
120
gönderdi dedesini üstüne ki o qızı ki men getimiĢem, gereg izdivāc ‿éliyesen
men çin. Dédi: Baba, o bi dene çölden tutulmadı; mene Ģahların qızın, her
kimin Ģahının qızın‿isti'sen; men sene 'alım. Dédi: Yox, men‿éle onı istirem.
Getdi hemen bu qızı, izdivac‿éledi oğluna. Bıların iki dene öylatdarı oldí.
Öỷlatdarı olannan sora bir gün bu Ģah‿oğlun çağırdı, dédi ki axı, héĢ bilmirik,
125
bu Ģah qızıdı, géday qızıdı; mının dedesi var, nenesi var; vardı ya yoxdí.
Bir gün bu qızı qoĢdı vezire, dédi ki apararsan mını Ġsvahan‟a. Bının
görek āyā dedsi var, nenesi var, fāmili var, neyi var. Bu ve'zir, bir ‿idde léĢger
götdü, bu qızı da oğlannarıynan götü, tüĢtüle yola. Müddet gédennan sora bi
mehelde bılar‿eyleĢdile; çadır fılan vırdıla, eyleĢdiler‿or'da. Bu vezir, xılese
130
bu arvada müĢteri oldí. Geldi bının yanına, dédi: Gereg, sen, mennen
bir‿olasan. Bu qız qäbul‿élemedi; élemedi. Durdı, uĢaxların da qoydí; qaĢ
dé qaçasan; gécéynen üz qoydı biyābana. Bu vezir, hay güddü, bu gelmedi;
çağırdı, gördü, sesi uzaxdan gelir; dédi: Bax, qäyıtmasun, uĢağuṿun birin
baĢın keseceem. Bu qäyıtmadı, uĢağının birin baĢın kesdi. O birisini de
135
kesdi, bu arvaţ qäyıtmadı. Bu arvaţ qäyıtmadı. Bu arvaţ geldi, gördü; bizim
dile gelen; bi dene çoban bılağın baĢında héyvanın yatırdıb‿eyleĢip. Bının da
arvat yoxudı, bunı görceyin durdı. Xılese, bu Ģahın gelinidi da, bına:
- Allah seni yétirib mene, arvadım da yoxudı.
433
Getdi bi dene qoyun kesdi, kabab‿éledi, yédiler. Xılese, yéennen sora
140
dédi ki ağıllı ol, sen mene yoxun 'gelme. Gét, bacunnan nenünnen, ketden;
men, héyvannan yelig‿ollam; geti. Meni qoĢ, aparsınnar‿évüve. Onnan
seher géderik molla yanına, resmiyetinen mene kebin kesersen. Çoban durdı
qaĢdı kende. Bu qız getdi bu qoyunun derisin; Türk‟ün meseli; kéçiŗtdi
baĢına, oldı bi dene kéçeļ. Çobanın libasın géydi, ağacı eline…, héyvanı
145
bıraxdı; üz qoydu qaçağa. Üz qoydu qaçağa, geldi çıxdı Ġsvahan‟ın Ģehrine.
Geldi çıxdı Ġsvahan‟ın Ģehrine, o mehelli ki var‿ıdı, özlerinin mehelli, geldi,
olarda dolanırdı. Bının nenesi çıxdı gördi, bi dene kéçel bıların qapısında
dolanır; ama bının gözderi, éyni qızının gözi. Qızın‿éle bil baĢın kesifsen,
qoyupsan mının baĢına. Bını geldi erine dédi. Dédi: Valla, bücür, bi dene
150
kéçel xıyabanda'dı, onun gözleri éle bizim qızın gözüne oxĢuyéŗ. Ge,
sen‿onu éle xıdmetkar saxla, atdara baxsın. Menim béle xoĢuma geldi.
Geldile, bu kéçeli apardıla, özlerine xıdmetkar; öz dede nenesidi;
xıdmetkar qaral véŗdi. Çoban geldi héyvanın yaanna, gördi baba, ne arvaţ
var, ne bi Ģéy; tüĢti bu da arvadın dalına, geldi çıxdı Ġsvahan‟ın Ģehrine;
155
bésab‿arvadı axtarır. Bu Ģah, hay güddü, gördü, xeber‿olmadı; vezire dédi:
Be sen apardun, bu geline… Dédi: Valla, apardım qoydum öylerinde,
yalannan. Tezeden‿oğlun qoĢdu vezire, bir‿idde de léĢger göttüle; bir gün,
hay bir gün; geldile çıxdıla Ġsvahan‟ın Ģehri'ne. Xeber‿aldılar ki bes Hacı
Ġsmayıl‟ın mesel‿évi; bizim dile gelen; harda? Xeber vérdile, geldile. Geldile
160
çıxdıla Ġsmayıl‟ın‿évi'ne. Bu getdi bıları qeĢeg bi dene apartımanda qäral
vérdi, eyleĢdile. Bu Ģahın‿oğlı hay baxdı gördü, mesel‿arvadınnan,
uĢaxlarınnan béle bi xeber yoxdí. Bılar bi dene mecliĢ teĢkil védiler. Bu
Ģahın‿oğlı,
gördü
arvadınnan,‿uĢaxlarınnan
xeber
yoxţı,
bu
çox
narahat‿oldí. Dédi: Baba, sen... Ġsmayıl‟a dédi: Bi nefer getire'sen; bizim dile
165
gelen; gele bırda dāstan danıĢa; menim biy‿az fikrim ārām tapa. Dédi: Valla,
béle bi adam yéri bilmirem. Bizde bi dene bücür kéçel var, o Ģāyed; bilmirem
ki bile ya bilmiye.
434
Bu qız geldi. Geldile bını getdile. Bu qız geldi gördü, çoban da bırda,
emisi de bırda, Ģahın‿oğlı da bırda, dedesi de bırda, vezir de bırda. Dédi ki
170
men bi dene dāstan 'danıĢacaam; bu kéçel; herkes çöle gedecek, gés'sin;
xılese men danıĢannan sora héĢ kesin heqqi olmasın çöle çıxa. Çobana
dédi: Arvaduu véreceem sene, duŗ qapıda, héĢ kesi qoyma çöle çıxa. Çoban
da Allah‟dan‿istiyéŗ. Déyir: Arvaduu vereceem sene, arvaduun yérin bilirem.
Bu baĢladı kéçel, dédi: Menim bi dene babam var‿ıdı; bựcür danıĢardı.
175
Qedim; men uĢağ‿ıdım; babam danıĢardı:
-
Ġsbahan‟da bi dene Hacı Ġsamayıl var‿ıdı, Mekki‟ye gédirdi, qızın
taßĢırdı qardaĢına. Gétdi Mekki‟ye. Mekki‟ye gédennen sora; babam
bựcür danıĢardí: Bu qardaĢ, qardaĢın qızına müĢteri oldí.
Béle diyende, bu, bırdadı da; bu Ġsmayıl‟ın qardaĢı ki öz qardaĢı qızına
180
müĢteri olurdu, bu sancılandı. Çobana dédi: Sen‿icaze vér. Dédi: Yō, héĢ
kesin
heqqi…
Dédi:
Çoban,
qoymıyacağsan,
héĢ
kes
çıxa
çöle.
Men‿arvaduu véreceem‿özüm. Bu sancılandı, qardaĢı. Bu Ġsmayıl gördü,
baba, bu éle 'özüdi. Dédi: Belé, bir gün Mekke‟den Hacı Ġsmayıl gelir, bi
nāmä yazér qardaĢına: Biz gelirik, mene qurban fılan teĢkil ver. QardaĢın,
185
nāmänin cavabında yazér ki sen gédennen sora senin qızun bu cür,
Ġsvahan‟ın lotularıynan mesel baĢ bir‿éliyirdile. Ġsmayıl gördi baba, bu éle öz
sözüdi.
- Oğlun gönderir Hacı Ġsmayıl, dér: Géder'sen, bacuu apararsan fılan
cezirede baĢın kesersen, qanlı köyneyin getirersen men ‿için. QardaĢı
190
aparér,‿üreyinnen gelmir baĢın kesē. Babam, bu cür danıĢardı.
Ġndi bu kéçel déyir.
- Gün‿o gün‿olur, bi dene Ģahın‿oğlí, vezirinen ras gelir cezirede bu
qıza. ġahın‿oğlı bu qızı götürür, gédir, özüne eyal‿ixtiyar‿élir.
Eyal‿ixtiyar éliyennen sora bir günneri bının iki dene oğlụ olur.
195
Bu Ģahın‿oğlı görür, baba, bu éle özüdi, öz sözüdi bınıņ. Bılar değiğ
qulax vérille. Bu da déyér: Menim babam mene danıĢardı, uĢağ‿ıdım.
435
Xılese, bir gün; mesel; vezir götürür Ģahın‿oğlunın‿arvadın; bésab,
aparır‿Ġsbahan‟a dede nenesinin yaana; yolda dééy ki gereħ…Özün,
Türküsü, bu qız, safa çığadır. Déyir ki gereħ, bu vezir déyir: Mennen baĢuu
200
bir‿éliesen, bu da élemir. Babam bücür danıĢardí. Élemiyennen sora bu
ve'zir, uĢaxların‿ikisinin de baĢın ke'sir. Bu Ģahın‿oğlı görür; ba dedüünen,
vezir de görür‿ē, éle bıların‿öz sözleridi. Onnan sorā, xılese o qız‿ordan
qaçır gelir, bi dene çobana ras gelir. Çoban déyir: Ay kéçel, dedem qurban
sene, éle 'odụ. Çobana ras gelir. Çoban da … Xılese, çobanın da
205
baĢın‿alladır. Çobanı yollééy kende. Baba bu cür danıĢardí. Yollééy kende,
yollıyannan so'ra… Bı sefer gelir görür, arvaţ yoxţı. Arvaţ da qoyunun derisin
kéçirdir baĢına, olur bi dene ké'çel. Éle o meclisde börkü götürür qoyur yére,
tükleri tökülür. Xılese, Hacı Ġsmayıl da görür‿öz qızıdı. Erz-i be hüzür,
Ģahın‿oğlı da görür‿öz‿arvadıdı ki baĢına bı qezo qeder gelip. Orda bi sefer
210
hemin‿o Ġsmayıl‟ın qardaĢın da öldürülle, veziri de öldürül'ler. Çoban görür
dede vay, vez xaraptı, çoban qoyur qaçır.
Yédim,‿iĢ'dim; senün geldim xıdmetüṿe yétiĢdim.
- Ġbrahim 215
Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, Allah‟dan qéyrez héĢ kes yox‿udụ. Qedim
zaman bi nefer, éle bücür cavan, Ġbrahım‿adınní gédir mesel bir‿ayrı
kiĢvere. Gidir‿orda bi neferin yanında xıdmetḳar qalır. At – matı, zadı
var‿ımıĢ, ona baxırmıĢ, mesel‿ay-ba-ay bına huquq qaral vérirmiĢ. Bının da
üĢ dene qızı var‿ımıĢ. Bir gün mına déyir ki 'oğ'lum, sen niye öylenmisen?
220
Déyir: Baba, men bu memleketin‿adamı 'deyrem. Men‿ayrı memlektden
gelmiĢem bıra. Déér ki: Bizim Ģehrimizin resmi bı'dı; ilden‿ile qızlar géder
hamama, hamamnan çıxannan sora oğlannar géder,‿o hamamın qabağında
o tay bu tay durallar; her kes, her kese xoĢu gel'se, onun ‿üsdüne
desmal‿atar, onnan izdivac‿éler.
436
Ġl baĢa gelir, bına bi dene desmal vérir, déyir ki sen de gét dur,
225
cavannarın sefin'de, her kesi xoĢun gelse; qızın; at ‿onu üsdüne. Bu da gédir
qalır.
Bu
da
Allah‟dan‿istiyir
ki
bının‿öz
qızlarınnan,
mesel,
bu
birin‿intixab‿éliye. Xilese gédir.
- Hay bına atım,‿ona atīm
230
Ağa, souĢur qutarır,‿atabilmir. Qeyidir, koru péĢman gelir; gelennen
sora bu hacı bına déyir: 'Oğlum, be niye atmadun? Déyir: Valla, cereyan bu
cür. Qalır yéngi ile.
Géne yéngi baĢa gelir, il dönür baĢa gelir; bu gédir. Déyir ki eger
qızların‿üstüne atabilme'sön; qızlardan sora dullar geleller, yanı o adamlar ki
235
eri ölüp ya xéyir boĢanıb, olar gelelleŗ; oları da intixab‿élesün; xilese
atıpsan‿atıpsan. Be gene gédir,‿oğlannarın destesinde durur; hay qızlar
gelir, souĢur; bu atabilmir. Qalır, görür, belé, bı sefe dullar destesi geldi. Bının
birin intixab‿él'ér, atır bının biriin‿üsdüne. Atır bının birinin‿üsdüne; déme
bu da, bu Ģeherin mālikinin‿arvadıymıĢ. Qedim, bu Ģehre, bının‿eri
240
mālik‿imiĢ. Déyir: Sen kimin‿oğlusan? Déyir: Mesel, Ġsmail‟in. Déyir: Filan
filanĢüde, yanı béle ağız bu yére yétiripsen; meem‿üsdüme desmaluu
atı'san? Gédir xilese. Oğlan gelir‿öylerine, görür bu hacı, onun‿elinde
desmal yoxdí. Déyir ki hop néyledün? Déyir: Valla, qızdarın‿üsdüne
a'tammedim; bücür, bi dene arvadın‿üsdüne atdım;‿o da mene béle dédi.
245
Dédi: Allah‿övüyi yıxsın; sen meni ki xarab‿éliyipsen. Menim dedemi
yandıracax, filān.
Qaldı, qalannan sora bir gün bu arvat sermayedar‿ımıĢ; bi des mına
ḳot Ģalvar tikdirir, qoyur buxçuya, vérir bi dene nökerrerinin‿eline, béĢ‿on
dene de atınan gönderir bésab bu oğlanın dalıyca. Bu ḳot Ģalvar ki tikdirip
250
bının da cibin doldurup mesel lēl-i cavahıratnan. Déyér ki oğlana diyersen
kim bura gelincek gerek bını paylıya fağır, béçarıya. Gelille, belé, nökerrer
gelir; bını dep tereqqéynen mindirirler‿ata. Bu libası géyir qeĢeg, cavandı da,
baĢın zadın darıyır,‿olur bi dene Ģux cavan. Minir‿ata, elin salır cibine,
437
görür, xālı cavahıratdı. Bu nökerin biri déyir ki; xanım buyurdu ki bunu
255
gelincek paylıyasan. Bu da derrākeliydi, déyir: BaĢa meni imtahan‿éléyir.
Men pul qazanmamıĢam ki, bu pulu paylıyam, baĢa meni bı imtahan ‿éléy.
Xılasa mını dep tereqqéynen getiriller bu xanımın yanna. Getiriller bu
xanımın yānna, getirennen sora bılar izdivac‿eléyélle, izdivac‿eléyélle.
Bıların da Ģehrin qäydäsi o umuĢ ki camaat namazı qılarmıĢlar, her kes
260
camaat
namazına
gétmeséymiĢ,
onu
öldürermiĢleŗ.
Bu
arvaţ,
çox
sirvetmend‿idi; getiri bına bi dene tükan niĢan vérir. Görür tamam‿etlazdan,
dibadan basıplar bıra. Bi dene qızıl yarım‿erĢin vérir bu oğlanın‿eline, déyir:
Bıra menimdi. Bırda al - vér‿élegineņ; ne vede ki Allahü ekber çekildi,
gédesen,
265
éle
qapını
bücür‿açıx
qoyŗasan,
gédersen
namaza,
gétmesün,‿öldürelle seni. Bax, yadunda qalsın; çün menim ‿erim; o üĢ dört
nefer ki dul var‿ıdı, olardan sora ölüp, men ere gétmiĢem; olar
küdüret‿éléyiple. Gelelle, senün burda baĢuu alladalar, namazdan qalarsān,
seni öldürelle. 'Ayığ‿olgına. Bu gelir belé, qalır tükanda, al - vérin‿éliyir,
géceden géciye neğdin nisiyesin‿aparır xanıma tehvil vérir.
270
Bir gün olur, hemin‿o arvatdar gelir bının baĢın qal‿éliyir. Bının baĢın
qal‿éliyir; bu namaza gédebilmir, namaza gédebilmir. AxĢam gelir, déyir:
Valla; xanımına; cereyan bựcür‿oldu, men gédemmedim. Dédi: E, öyün
yıxılsın, men sene déme'dim, seni öldüreceħle. AxĢam‿olur, belé gelille bını,
mēmmurrar gelir dōlet tefefinnen, bını çeke çeke aparılla. Déyéŗ ki indi
275
gédi'sen; bular da, o Ģah da, qäral qoyup, üĢ dene her kes nemene iste'se,
onu vérecek, onnan‿öldüreceħle. Déyér ki sene diyecek ki ne istiyésen
qanuṿa? Déyérsen ki men xezāneni istiyérem. Ağa bını çeke çeke
mēmurrar‿aparıl'lar. Belé, Ģahdı, vezirdi, onnan bi dene de; bizim dile gelen;
imam cümedi.
280
- Oğlan be niye 'gelmedün namaza?
Déyir: Xob, xilese bu cür‿odu. Déyir: Xob, büyünkü qanua ne istiyésen?
Déyir: Qıble ālem sağ‿ossun xezānoỵi istiyérem. Désdur desdurdu; vériller
438
xezāneni, çekille bu yārunun‿övüne, çekiller bu yārunun‿övü'ne. ÜĢ gün
qaraldı bını aparıp bésab danıĢdırala. Géne seher‿olur, bını aparıllar. Déyir:
285
Xob, xanım, büyün ne istéyim? Dééy ki büyün de dése: Qanuva ne
istiyésen? Déyersen ki Ģaha: Qızuu istiyérem. Géne mını mēmurrar getirille.
Belé, mını danıĢdırılla: Büyünkü qanuva ne istiyésen? Déyir ki: Qızuṿu
istiyérem. Déyir: Ede fılan fılanĢüde, bir gün‿ömrün qalıp, seher seni
öldüreceħle, menim qızımı néynisen sen? Söz sözdi. Belé, vérilleŗ, qızın da
290
vérir. Qızın da vérir. Bu gelir, bını ötürülle, bu Ģahın qızının yanna. Bu qalır
bırda, bu qız görür, bu çox nayrahtdí. Çün bu arvadı bına söz‿örgedir; bu
qızın gözünü oğur'rér, durur gelir géne bu xanımın yanına; déyir: Bēs, bu
cür‿oldı cereyan. He da Türküsü day qız bilmir ki bu hara gédir. Déyir ki day
men diyebilmerem sene. Büyünkü cında, éle sen‿alıpsan; éle o söz‿örgeder
295
sene. Bu qäyídır gelir, mecbur qäyídır gelir Ģahın qızının yanına. ġahın qızı
déyir: Sen hara gétdün? Déyir: Valla, cereyan bü'cür. Déyir:‿Öỷün
dağılsın,‿o bi dene reyyet qızıdı; men bi dene Ģah qızı. Yanı men onu cax
bilmirēm? Xob, qız da cereyanı bilir da, bu Ģahın qızı.
Xilese, bu Ģahın qızı, gönderir bi dene näccar getiŗtdirir, näccar
300
getiŗtdirir. Getirir bi ağaĢ qoyur bının qabağına, déyir ki bının‿için
yonacax'san, için xāli éliyeceħsen bu ağacın; 'nemene dünyada héyvanat
vār, eksin vıracaxsan bu ağaca. Bu Ģahın qızı bu näccara desdur vérir. Déyir
ki çeĢb. Déyir: Néçe gü'ne? Déyir: Mesel, biŗ hefte mene väx vér. Déyir:
Baba, men‿istirem, büyün‿ola. Déyir: Men‿éliyemmerem. Gönderir, bi ayrısı
305
getirir; xilese, bına doyuncağ pul vérir. Bu getirir; bizim dile gelen; bi dene bu
yoğunnuğa ağacın‿için ō'ur, yanı boĢaldır, qurquĢum doldurur bının yérine;
ağur‿olsun. Eŗz-i behüzür, nemene de dünyada héyvanat var, bının‿eksin
vırır bu ağaca. Déér: Mını götü elüṿe, görüm. Götürür, görür baba, bu
götümeli bi Ģéy deyi; ama gözel bi Ģéydi bu. Déyér: Bını qoyarsan çiynüve
310
gédersen. Éle ki seni Ģah‿istedi; qoyarsan mını çinüve; mēmurrarınan
gédersen. Olar ki oturupla, vezirdi, tamam ruesalar da, böyüħ baĢlar; Ģah
diyecek ki büyünkü qanuva sen ne istiyésen? Déyeceħsen ki: Büyünkü
439
qanıma; birin bu mollanın tepesine vıracam mınnan, birin Ģa'hın, birin vezirin;
büyünkü qanıma da bını istiyérem. Bını qoydu çiynine, geldile mēmurrar bını
315
getdile.
Getdi, bucür mecilsde atdı yére. Bu molla, bını götdü, gördü, bu
götümeli bi Ģéy deyi; amma çox gözel bi Ģéydi. ġah verendazladı, gördü, yo,
götümeli bi Ģey deyi. Vezir götdü, gördü, yox, götümeli bi Ģey deyi. ġah dédi:
Xob, bular kéçibleŗ, büyünkü qanuva ne istiyésen? Dédi: Birin bınnan senin
320
baĢuva vıracam, birin mollanın, birin vezirin; büyünkü qanıma da bını
istiyérem. Molla dédi: Qıbla ālem sağ‿ossun, men diyebilmirdim; bu éle
menim yanımda namaz qılırdı. ġah dédi: Valla, men süzden qorxuram; éle bu
menim
yanımda
durmuĢdı,
namaz
qılırdı.
Vezir
dédi:
Qıble
ālem
sağ‿ossun,‿éle mennen yan-ba-yanaĢ durmuĢdı. Qōzadı, mının birin vezirin
325
tepesine, birin mollanın tepesine; ikisi de öldi or'da. Ġstedi Ģahın tepesine vıra,
Ģahın qızı qaĢdı qucaxladı, dédi: Ede, zalım‿oğlı, dedemi niye öldürüsen?
He, xıläsä qoymadı. Da 'ordan yığıĢdı. Dédi: Bu ne qānundı; baĢa menim
héç‿elim yétiĢmedi, köyĢendeyem, namaza gelemmedim; gerey‿éle meni
ödüresǖz? Bu ne qānundı? Ordan hemi qanunı sındırdılar. Day herkes ‿éle
330
her yérde namaz qıldı qıldı. Day‿o qānını ordan hesb‿élediler, qanunı
yığıĢdırdılar.
440
SÖYLEYEN
: Vahab Esgeri / 65
DERLEME YERĠ
: Xalxal, Qızıl Dere Köyü
DERLENEN
: Masal
30
- Mertle Namert Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, qéyrez‿Allah… Bi merdinen nāmerţ birbirine
'darıĢ geliŗ. Mert dédi nāmerde: Ağa, sen nāmerssen, men 'merdem, sennen
menim yoldaĢlığım tutmaz. Dédi: Niye tutmaz? Dédi: Tutmaz. Dédi: Tutar.
Men
5
sennen‿el
çeħmerem.
Dédi:
El
çeħmesün,
gereħ
mennen
'qardaĢ‿olasan sen. QardaĢ‿ola'san, xéyire 'xéyr, Ģere 'Ģer. Ġndi her birimizü
ōumuza ne gelse, senü oṿua gelse, mennen qardaĢ, menim‿ovuma gelse,
sennen qar'daĢ. Dédi: BaĢ‿üste. Dédi: Xob, indi, sen mennen day qardaĢ
tüĢtün ki, bu mert dédi nāmerde; day bi dene bérah yoludı, bılar gédirdile;
dédi: Ġndi, nāmerţ qardaĢ, ne déysen; evvel senin çöreyin yée'cik ya menim?
10
Nāmert dédi: Yox, evvel seņin çöreyin yéek,‿annan meninkin yéek. Dédi:
BaĢ‿üste. Gétdileŗ, bi yérde; bılar; 'ajlıx qelebe vérdi bılara. 'Ajlıx qelebe
vérdi. Dédi: Ġndi qardaĢ, yéek çöreyi. Dédi yéek. Merdün çöreyin yédileŗ,
qutardıla. Gine bir middet yol gétţile, gétţile. Day merdün çöreyi qutarıþ,
nāmerdün çöreyi qalıb. Dédi: Ġndi, nāmerţ qardaĢ, ge seen çöreyin yé'ek.
15
Dédi:
Men
çöreħ
vérme'rem.
Dédi:
Néce
vérmesen?
Sen
menne
yoldaĢ‿oldun, xéyre xéyr, Ģere Ģer. Dédi: Yō, men çöreħ vérmerem. Dédi:
Vérmesēn? Dédi: Yoğ. Dédi: Bes men sennen yoldaĢ‿olmuram. Ge bırda
ayrılaq. Dédi: Ayrılaq. Çün bunun çöreyi vari‿di; bu, çöreyine arxéyin‿idi.
Merdün çöreyi yoxudụ. Dédi: Dāy men senne yoldaĢ‿olmu'ram. Dédi: 'Olma.
20
Merţ dédi: Nāmerţ qardaĢ, ge, ayrılax. Dédi: Ayrılax. Dédi: Xob, dé görüm,
sen, birahe yol gédisen, rahe yolnan gédisēn? Dédi: Xéyŗ, men rahe yolnan
gédirem, namerţ dédi. Dédi: Éybi yoxdu.
441
Bu mērţ bérahe yoluna tüĢţi, nāmerţ rah yoluna tüĢţi. Bu, bérahe yoluna
tüĢţü biabanarnaņ. Merd gétdi, bunun qabağı bi dene cengele darıĢ geldi.
25
Gördü bu cengelün vesetinde bi dene xaraba dam var. Bu dam xaraba qalıþ,
köçüfle, gédifle, héĢ kim yoxdi; ama bır'da bi dene qedim buxāri yéri var.
Élebil puĢ yéri var; amma bıra éle xäl xäĢel tökülüf ki héyvanat geliþ qalıþ
bırda; xäl, xäĢeļ. Baxdı bu yana, gördü bırda bi dene buxärı yéri var. Dédi:
Çox geĢeg, Men girim, buxarı yérinde qalım, görüm bıra nemene gele'ceħ?
30
GéĢdi çıxdı, buxarı yérinde qaldı, gizlendi. Oldu axĢam. QaĢ qaraldı, gördü
üĢ dene héyvanat geldi bıra; bi dene Ģir, bi dene qurt; qurt yani bizim dilimiz;
bi dene de tülki. Bılar yétiĢdileŗ, otdulaŗ; belé, bi yan‿o yannan söz tüĢti; Ģir
de bu héyvanatun böyügüdi. Bu äslan dédi: Ġndi qardaĢ. Dédi: 'Belé. Dédi:
Xob, indi biz biŗ sȫbet‿éliyek, menim baĢım‿ağrır; belke baĢ‿ağrım toxda'dı.
35
Dédi: Éliyek. Dédi: Hansuz‿icāze vérsüz qabaxca danıĢa. Tülki dédi: Valla,
icāze vérésüz qabax men danıĢım. Dédi: Buyur. Tülki danıĢdı, dédi: Aslan
qardaĢ, men,‿alan bir‿aydı, bırda giriftaram; héĢ yana gédebilmirem. Dédi:
Niyä, 'neyçin? Dédi: Bırda ki yığıĢmıĢığ, bunuņ dalında bi dene solax var,
yanı sıçan solağı; delik. Bırda bi dene sıçan var. Bı sıçanun; men
40
pulunan‿iĢim yoxdi; bunun yüz dene pulu var. Pulu getirir, qeĢeħ bi dene bi
dene düzür; gün deyir, Ģafax düĢür; bu sıçan ‿oynur, oynur. Menim
pulunan‿iĢim yoxdu, istirem‿o siçanı tutam yéem; tutabilmirem; qaçır, girir
deligi'ne. Ġndi onun giriftyarı'yam. Bı bını 'danıĢdı. Mert de, o, ordadı, buxārı
yérinde éĢidir. Dédi: Valla, menim giriftarçılığım bırdadı. Qurt dédi: Ġndi icāze
45
véresüz, men de bi söz danıĢam. Dédi: Buyur. Dédi: Valla, bu Ģehrün
kenarında bi alacıx var; orda bi dene yaylaxniĢin var; bunū béĢ yüz qoyunu
var. Men gédirem,‿o qoyunu içinde bi dene qara qoĢ var, bi dene;
üzüden‿ırağ; qara it. Men hay‿istirem‿oları yé'em, yéebilmi'rem. Biŗ‿aydi
oların serger'danıyam. Äslan dédi: Xob,‿olarda ne 'hökmet var, sen‿oların
50
giriftarısan? Dédi: Oların hökmeti çoxtí. Dédi: O ki qara qoĢ; 'üzden‿ırağ;
qara it bırda'di; bu memleketin bi dene Ģahı var. Bu Ģahın bi dene qızı var.
Qız felec‿olub, bi parça etti. Ġndi ona elaĢ tapılmır. Her düħtür gelir,
elac‿éliyebilmir; Ģah bunu öldütdürüŗ. Bu Ģah Allah‟ına péyman bağlıyíb; bu
442
qızı her kim dirilt'se, bu Ģah‿olacağ. Yérinde Ģah‿éliyecek. O qara qoçunan,
55
qara itün béynin vırala birbirine, sürtele o qıza; qız yaxçı ol'ur. Ġstirem‿onu
sürtem, o qızı men‿alam. Odı men girifta'ram. Dédi: Lap qeĢeħ. ġir dédi:
Xob,‿indi qutardūz; hemen‿äslan? Dédi: Beli! Dédi: Men de, bu Ģehrün
kenarında bi dene teppe var. O teppede bi dene sebz‿ağaĢ var, köyüldi altí.
Men gédirem‿orda yatıram. Dédi: 'Neyçin? Dédi: Bir‿aydi, orda qalıram.
60
Dédi: 'Neyçin? Dédi: Orda bi dene xäzanä var; béle nä xäda désün xäzana
qutulan dȫy. Men déérem: Onı her kim geler çıxa'dar; ona göre
qalıram‿orda, o xäzanäni gözlü'rem. Men de ona göre giriftaram. Da bu
söz‿oldí. Seher‿oldụ, bılar çıxtılar géttile. Géttile.
Mert dédi: Xōb, hele, men‿enim; görüm bu tülki düz‿ol'sa, bu sözleŗ
65
hāmısı düzdi; yalan‿olsa, bil ki yalandı. Tülki géĢdi, hemen xäraba damun
dalında 'otdi. Gördự gün çıxţi; bi dene hemen delikţen sıçan çıxţi, bi baxdi bı
yan‿o yana, gördi héĢ kim yoxdi; qeyitdi. Qeyitdi, bu puldan bi dene getdi
qoydụ ora. Gétdi birin getdi. Getireni de bu 'sanır. Gördi belé düz yüz dene
sanadi. Merţ gördi, sıçan düzdỉ. Gün düĢdi, berqe berq vırır; bunun‿üste bina
70
éledi oynamağa. Bu geldi ki sıçanı tu'ta, bu sıçan qaĢdi. Merd ‿o yannan
çıxdi, tülki qaĢdi. Tülki qaĢdi bu pulları yığdí. Yığdı bu mert, pulları qoydu
cibine. Bına da çox‿'ajlığ qelebe éledi. Gétdi yavaĢ yavaĢ, yétiĢdi gördi bi
dene qoca kiĢi, az çox tükan‿açıb vesail qoyub‿or'da. YétiĢdi:
- Selmm‿eléykim‿ağa,
75
- Eléyk‟üs selam,
Dédi: Qoca emi. Dédi: Belé. Dédi: Bırda yémeħden‿iĢmeħden bi
Ģéy‿ol'ar men yé'em? Dédi: Niye 'olmaz, Bıra Ģehr‿idi. Bırda her nemene
olar. Hotél var, tükan var, bazar var, qehve var. Dédi: Lütfen, mene bike
yéib‿iĢmeħ vé'resen. Bes, gédey‿orda bir nahar yéek. Senün nahar pulun
80
da menim‿öhteme. Dédi: ÇeĢb. Bılar durdula, gétdile, yétiĢdileŗ bi dene
hotéle. Dédi: Ağa, iki dene biz çin nahar get ge. Hotélçi naharı getdi, bılar
yé'di. Durdu, bu puldan bi dene apardı, o hotélçiye, dédi: Ağa, bizim
443
hésabĭmızı éle. Hotélçi baxdı bına, dédi: QardaĢ, bu pula menim boccäm
yétirmez. Bes bırda bi dene hücre var. Aparasan lütfen,‿orda xırdalayasan.
85
Menim‿éle xırdam yoxtụ, puluun‿artığın vérem. Dédi: Çox geĢeg. Dédi: Ġndi,
qoca emi, du, sen mennen gédeħ. Bu pulu apar; sen, xırdala getge de. Da
men gétmirem. Qoca durdu, apardı hücreye bu pulí, dédi: Ağa, bını biz çin
xırdala. Bu adam, bu hücre sahab bını xırdaladı, gördü; 'e dedöyneņ; bunun;
bi dene siyezi xırda pul‿oldu o dȫre. Dédi: Ağa, bu senün pulun. Bu aldı.
90
Mert de oturub hemen qehvexanada, gördi; e dedȫnen; bu, bi tay pul getti
bıra. Dédi: Ağa, senün pulun bi bélene çıxaŗtdí. Dédi: Lap geĢeħ, Bınnan bir
oṿuç göttü, vérdi qehveçiye. Dédi: Ağa, menim pulum bi bélem‿élemir. Dédi:
Ağa, men 'merdem. Men vérirem, seen ne iĢüe. Menim pulum çoxtu.
Bir‿ovuç da bınnan vérdi hemen bu qociya. Qoca dédi: Baba men …. Dédi:
95
Yox‿ağa, men merdem. Men vérirem, senün ne iĢüe, vérdi bına. Dédi:
Xōb,‿Ġndi day, sen mennen ki evvel süfte yoldaĢ‿oldun; bırda men
çin‿éliyebilersen bi dene menzil bırda danıĢa'san, men qa'lam. Dédi: Niye
éliyemmerem. Dédi: Éle bu hotélü üsti menzildi, misafirxanadı. Çıxdıla. Dédi:
Ağa, bi dene bu ağaya derbes tükan véreceħsan, menzil. Bu, bırda bıní
100
derbes tutur. Qıfılın véresen bına, ser-qıfıl. Dédi: ÇeĢb!
- Ağa, qiymetin?
Dédi: Bi bilene. Bu çıxattı 'doblı qiymetin vérdi. Gördü, baba, bu éle bir
déyir, yüz bağıĢlır. Menzili tutti. Dédi: Xob,‿ağa-yi sahabxana! Dédi: Belé!
Dédi: Bırda, sennen bi söz xeber‿alacağam. Bırda déyille: Bi alacıx var, onu
105
mene niĢan vére'sen. Men gédem,‿orda héyvan‿alacağam, çodaram men.
Dédi: Valla, men seni … Özüm gédemmerem, sene yoldaĢ qoĢaram; ama o
alaçığun bi dene; üzüzden‿ırağ, iti var. Ġt, o hudutda ki géttün, it geler qalar
hudutda. Eger hududu géĢdün,‿it senü orda qarnuyi söker. Gereħ qalasan;
heĢ kim‿ite youx gédemmez; alacığ sahab‿özü ge'le, seni redd‿éliye apara,
110
héyvan‿alasan; yoxsa héĢ kim géçemmez. O yérceg seni aparar, day
onnan‿o yana men, sene qōl véremmerem. Dédi: Éybi yoxdı, bi dene adam
vér mene, men senüņ 'doblu puluu vérim. Gine hemen qocanı qoĢdula bunu
444
apardı. Dédi: Belé ağa, ba, bıra alaçığ, hududu da bıradı. Bınnan o yana
men‿éli'yemmerem géçem. Bına da çıxatdı 'doblu pul vérdi, qeyitdi. Bu qaldı
115
orda. Gördü, it geldi, durdu hudutda. Tekan da bı yéemmedi. Ġt hudutda qaldí,
sedde; hemen‿adam qaldı bu terefde. Alaçığ sahab otumuĢţụ xaņımıynan,
dédi: 'Xanım! Dédi: Belé! Dédi: Bi dene… Ġt gétdi bizim hududa. Hele
dürbünü götürüm,‿orda kim var ki, it qalıb‿or'da; labud‿adam gelib.
Dürbünü vırdı gözüne, gördü a'ho, bi nefer gelib Ģexs durub ‿orda. Dédi: Bi
120
nefer‿orda var, gelib durub. Gédim görüm 'neyçin gelib. Alaçığ sahab geldi
yavaĢ yavaĢ, gördü bi nefer durub‿orda, it de durub bu terefde; qoymur
tekan yée.
- Ağa, emrūn?
Dédi: Erbab, vallah, xan; men bi dene çōdaram. ÉĢitmiĢem sende
125
héyvan var, gelem sennen héyvan‿alam. Dédi: Buyur, ge içeri. Bını apardí,
da it dillenmedi, apardí. Héyvan geldi axĢam. GéĢdi gördü, béle, hemen qara
qoĢ da bu héyvanu içindedi.
- 'Yarısın!
Dédi: Ağa, men, héyvanın 'hamısın satıram. Pulun vār? Satsam,
130
'hamısın satıram. Dédi: Qimetin dé. Dédi: Meselem; doblu qiymet dédi. Bu
bire yüz çıxaŗttı pulun vérdi. Gördü baba, bu, bi dene puldar‿adamdí. Dédi:
Ağa, meem pulum çoxţu. Men hele bi dene pulumu xeĢlirem, hele doxsan
doqquzu qalıb. Bu héyvanı aldı, hemen ki qara qoĢ da bunu içindedi. Gördü,
it qaldı, dédi: Lütfen‿erbab, bu iti de véresen me'ne. Dédi: Ağa, o it menim…
135
Yanı dolanıĢığım‿itinendi. Men‿iti sataram … Dédi: Qimetin dé. Dédi:
Qiymeti, bu héyvan näxadadı, i‿bélem de itimün puli. Dédi: Bu da senü itün
puli. Gördü, ede bu qoçça oğlụ, éle bu ne déyir; dobli pulu vérir, iki qat pulu
vérir. Dédi: Xōb, er'bab! Dédi: Belé! Dédi: Erbab, xob, bu iti ki men‿apardım;
bu itünnen qorxuram. Sen bu çobanun da mene véresen, meni bi yana
140
yéti're. Hax danıĢağ, itden qorxuram. Çobana dédi: Ağa, gédersēn? Dédi:
Géderem. Gédim‿arvadımnan‿icāze alım gelim. Dédi: Géd‿al. Gétdi icāze
aldı. Dédi: Ay‿arvad, bi dene gözü qıfıllı oğlan darıĢ gelib ‿ärbaba; 'dobli
445
héyvanın‿aldı, bire iki; iti de alıb. Ġndi qorxur‿itden, mene de déyir: Sene
'dobli vérrem pul, bire iki vérrem; meni bi yana çıxada'san. Ġcāze vérisēn?
145
Arvad çox bilmiĢ‿idi. Arvad dédi: KiĢi, onu Allah bize yétirib. Bes,‿el çeħme,
gédeŗ. Gét, déne: Gédérem. Geldi, dédi: Belé ağa! Bu dédi: Yaxçi, ge getirim
bıları. Dédi: Belé ağa, menim xanımım‿icāze vérdi. Dédi: Bu géce icāze
vére'sen, biz bırda istirahet‿éliyek; veli gécenin bi zamanı gelesen, meni
çıxadasan bi terefe. Téz durasan gelesen, meni çıxadasan. Dédi: BaĢ‿üste.
150
Géce gétdi çoban, yatdı. Gécenün bi zamani geldi arvad, dédi: KiĢi! Dédi: He!
Dédi: Sen gédende men de, oĢaxlarmız‿ özümüz gédek. Dédi: Baba, men
seni … Men‿özümü danıĢdım. Dédi: Bedbax,‿onu Allah biz‿için yétirib. Biz
gédek‿ona yalvar yaxar‿éliyek. Men yıxıllam‿onu ayaxlarına. Déyerem: Ağa
seni at vérrem‿o inanduğuṿa, bu erim‿oxede bu dağlarda héyvan‿otarıb,
155
tamam‿ayaxları qabar‿olub. Men‿özüm o xede bın‿ıçın qazan götürüb
qazan qoymuĢam, tamam menim qarnım… narahatam rūdelerim partdıyıb.
Bizden sene, sennen Allah‟a, sen bize bi necat vére'sen; bizi de apara. Dédi.
Xob, gédek da. Bu, heman‿adam da qorxurdu ki bu erbab debbeleye.
Geldi, belé, héyvnı çıxaŗtdı'la. Dédi: Ço'ban! Dédi: He! Élebil dédi:
160
Meselem buréynan gédecem. Erbaba déyib, béle aparacam; amma çobana
dédi: Ağa sen meni béle sür. Erbab debbelese, gel'se, meni tapbasın. Dédi:
BaĢ‿üste! Sürdüle, sürdüle. Üzüzden‿ırağ, itinen de bu qara qoĢ héyvanu
içinde. Bılar gétdile, bereden géçirdileŗ. Dédi: Géç, héyvanın qabağın kes.
Dédi: Bu arvaduņ hara gédir? Arvat dédi: Ay‿erbab, seni at vérrem Allah‟a,
165
biz bücür giriftar… Bunun zulmunan bizi qutar, bu erbabın. Bu oxede
héyvan‿otarıb, day qara gün çekib, men oqqede burda qazan götürüb qazan
qoymuĢam,‿özümde ölürem. Bizi bunun zulmunnan qutar. Dédi: Bes, sürün
héyvanı. Gétdileŗ, bi bereden, géçirdile, dédi: Géç, héyvanın qabağın saxla.
Bu géĢdi, héyvanun qabağın saxladı. Dédi: Bu itü evvel baĢın kes. Bu
170
çoban‿itün baĢın kesdi. Dédi: O qara qoçun da baĢın kes. Qara qoçun da
baĢın kesdi. Dédi: Men bılarí isti'rem. Bu héyvan, süz. Géţ;‿ama évün
dağılsın, géţ. Özün yétir bi yana; erbab gelib bilse, sennen tutub‿alacağ. Bu
446
bırda qaldí, bu giriftar‿oldụ bır'da; héyvanı sürmedi. Dédi: Ağa, sür da. Bu da
axı inanmır bu héyvanın hamısın, beĢ yüz héyvanı müft vére. Dédi: Qal‿orda
175
görüm; hetmen pulun yoxdụ, bu héyvanı apara'san. Gel‿a, sene pul da
vérim. Héyvan senün. Men‿éle bıları istirdim. Götü, aradan çıx.
Bılar söyüne söyüne pulu da aldı, héyvani sürdi. Arvaţ dédi: Gördün
kiĢi, bınu Allah biz‿için yétirib bed'baxt. Men sene déyirdim: Gédek. Déyirdin:
Yo. Bılar sözün sonu; héyvanı sürdü, apardí.
180
Bu itün kellesiynen, qoçun kellesin götdü geldi hemen menzili'ne. Gétdi,
bi dene heveħ deste aldı. Getdi qeĢegce; bıları da danıĢmıĢdı: Ağa, men
bırda nemene élesem, sen mene muzahim‿olmıyasan, hotél sahaba dédi.
Dédi: Xéyir‿ağa! Menim;‿eslen serqıfıl vérmiĢem sene; eslen senne iĢim
yoxdu. Dédi: Lap yaxçí! Gétdi, heveħ deste aldı, getdi. Bu itün derisin,
185
kellelerin soydu; bıları töħdi, biribirine 'döydi. Néçe dene bütri ĢiĢe aldı, getdi,
töħdi bütri ĢiĢelerine. Töħdi, düzeltdi. Endi hotél sahaba:
- Ağā!
- Belé,
Gétdi, bi de düħtür libası aldı. Libası aldı, getdi. GéĢdi, hotél sahaba
190
dédi: Ağa! Dédi: Belé! Dédi: Ağa, men düħtürem. Déyille: Bırda bi dene
Ģahun
qızı
feleĢ'di.
Mene
rähnımalğ‿ele
sen,
gédérem,‿ona
tababettig‿éliyem. Men düħtürem. Dédi: Ağa, sen bayağdan çōdarıdnu, indi
olubsan düktür. Dédi: Men her Ģuğlu billem. Dédi: Belé, bi dene bu
memleketün Ģahı var;‿onun bi qızı var. Bi nefer; dédi; mene qoĢ, derbarí
195
mene niĢan vérsin. Gine bi nefer danıĢdı, qoĢdu buna. 'Doblu bunun pulun
vérdi. Gétdi, durdu bu zadun qabağında, derbarun. Ağa, serbazdan,
nigehbannan dédi: Ağa em'rün? Dédi: Ağa, men düħtürem. Bes,‿icāze
véresüz;‿éĢitmiĢem Ģahun qızı merizdi; gelmiĢem tababetdig‿éliyem. Dédi:
Xob, qal bırda, géçeg‿icāze alağ. Bılar géĢdi, gördü; belé, Ģah, vezir, vekil,
200
vüzera oturuþlar. Salam vérdi. Bedez salam, Ģaha edebin yétirdi. Dédi: Bes,
qıble ālem sağ‿olsun, bi dene düħtür gelib; déyir: Men‿éĢitmiĢem, gelem,
447
bırda Ģahun qızı merizdi; tebabetdig‿éliyem‿ona. Dédi: Gédün, çağırun,
gelsin. Dédi: Gédün, çağırun, gelsin göreħ. Girdi, gördü bi dene düħtür. Dédi:
Ağa, callad‿āmade olsun, dühtürün baĢın vırsın. Dédi: Qıble ālem sağ‿olsun
205
düħtürün baĢın niya vıra'san. Dédi: Baba, oxede seni kiminner gelib menim
qızıma tababetdig‿éliyemmiyib da incimiĢik. Qıza elaĢ yoxtí. Dédi: Men,
sennen Ģert‿éliyecem; eger menim Ģertimi qabul‿élesün, qanım sene hazır,
halal‿olsun. BaĢım 'sehldi, lap qanıma saman tep. Dédi: Ne Ģertidi. Dédi:
Men bu Ģertinen… ġert‿élerem qızua. Dédi: 'Necür Ģert‿élersen? Dédi: Men
210
qızun ki görmemiĢem, çiḳāredi, necürdi, merizdi, göyçeħdi, pisdi, nemenedi.
Evvel qızun‿aqdın‿oxuyasan mene, ola haĺalım. Onnan sora géçesen bi
dene hamam qeĢeg xelvet‿éliyesen, qızu aparıþ qoyasan‿o hamada. Men
gédem, qızua tababetdig‿éliyem. Qızun dirildi, öz haĺalımdı, öz nāmısımdı;
dir'ilmedi; ağa, menim baĢımı da kesdir, 'derime de saman tep. Vezir, vüzara
215
dédi: Gıble ālem sağ‿olsun, bu sözü héĢ kim démemiĢdi. Bu bi dene qānun-i
Ģer‟-i péygumberin sözün sene dédi. Da bu söze zad yoxdu ki. Dédi:
Adaletüe zor‿éleme ki, men sennen 'Ģert bağlıram. Dédi: Ağa bi dene gédün
qāzı getürün, kebini kesün. Gétdileŗ, bi qāzı getdileŗ. Qızun kebinin kesdirdi,
vérdi bına. Vérdi, belé, bi dene hamamı xelvet‿éledi, qızı apardıla qoydula
220
hamama. Dédi: Ġndi géĢ, gét. GéĢti gétti gördü, belé, qız da éle bi dene qızdı;
amma éle bi parça 'etdi. Éle mat mat baxır, ne danıĢır, ne déyir, ne bir
terpenir. Éle bi parça et düĢüb‿ora. Bu qeĢeħligceg bütün ĢiĢeleri de
doldurub, qeĢeg qoyub bi dene ki'fe; kif de yanındadı. Qızı loxt ‿éledi, üryan,
anadan‿olma, soyundurdí. Getdi bu bütri ĢiĢesinnen bi dene bunun bedenine
225
māliĢ vérdi tā dırnaxlarınéycax. MāliĢ vérdi, gördü qız terpendi. Birin sürtti,
qız danıĢdı. Sürttü bunun bedenine. Gördü qız gözün‿aĢdı. Bi 'dene de
getdi, sürttü, gördü, qız danıĢdı. Birin sürttü, gördü, qız durdu otdi.
- Ağa sen 'kimsen?
Dédi: Narahat‿olma xanım, men senün sahibüem. Ağa, birin de sürttự,
230
qız durdu, oldu öz hālinde bi dene hemen‿adam. Dédi: Allah‟a Ģükür, necet
tapdūn? Dédi: Belé! Bi nefer de qapı da var idi, çıxdı dédi: Ağa, gédün,‿indi
448
Ģaha müjde vérün; qızun dirilttim. Xeber gétdi, qıble ālem sağ‿olsun, hemen
düħtür qızua necat...
- Néce necat vérdi?
235
Dédi: Vérib da. Ağa, bu Ģah, xanımı, éli, famili töküldü geldi; gördü baba,
qız‿éle hemen, élebil dünyaya büyün gelib, 'sapa sağ; ne feleç, ne qéyri.
Dédi: Ağa, meni istiyen, düħtüre en'am… Dédi: Ağa, men, enam‿istemirem.
Men hele bi dene pulumu xeĢlirem. Menim pulumun doxsan doqquzu qalıb.
Menim pulum qutulan döy ki. Dédi: Hés zad‿istemisen? Dédi: Eslen‿enam
240
menam mene lazım dȫy.
Bılar çox Ģad‿oldula, çox bılar Ģād. Dédi: Ġndi day sen ki sen menim
damaţım‿oldun, qızımı da ki necat vérdün; seni éliyecem bes fermandéh-é
léĢger. Dédi: Xeyir‿ağa, men fermandéh-é léĢger‿olmaram. Dédi: Ağa néce,
ixtiyar mendedi, seni fermandéh-é léĢger,‿özüm‿élérem. Eslen birine
245
merbut döy ki. Bını éledi fermandéh-é léĢger. Qızí, toyun‿éledi, vérdi bına. Bi
dene qeĢeg bına apartuman, saxtuman vérdi, ottular. Biŗ gün bi dene nāma
yazdı ki: Qıble ālem sağ‿olsun, bi léĢger mene servaz vére'sen. Men‿istirem
bi gédem, Ģikara gédem. Dédi: Baba, sen‿emr‿éle, iki léĢger servaz. Servaz
senü ixti'yarundadı da, fermandéh-é léĢgersen. Ağa, bi léĢger bına servaz
250
vérdi.
Dürbünü qoydu, gördü, belé bi dene hemen ki bu Ģehrün kenarında
teppe var. Orda bi dene köyül‿ağaĢ var, yoğun bi ağaĢdı, köyüldi. Gétdi,
destur vérdi, dédi: Bu ağacı dörhedör muasire éliyeceħsüz, etden qala
çekeceħsüz. Bırdan bi dene äslan çıxacax; eger her kimün terefinnen ki
255
gét'di, mesul‿odi. Qoymıyacaxsuz tekan yéye. Bılar dörhedör zencir çeħdiler,
hemen‿ağaci muasire éledile. ġir yatmıĢdi, bi zaman‿oyandı gördü;
dedem vay, bi léĢger servaz, etden duṿar çekilib. Day burda tekan yéye…
Xob,
bunun
birin‿öldürer,
beĢin‿öldürer,
onun‿öldürer;
axır
bını
öldüreceħler. Gördü bi nefer de fermandéh-é léĢger destur vérér bılara. Dédi:
260
'Elaci bıdí; bu eslan dédi; men gédim; déyelle: Böyüg‿adamın hemmeĢe
449
eteyi gén‿olar. Gédim tē‟zime, onu el‿ayağına yıxılım, mene necat vérsin.
Pul cehendem, men bırdan saf çıxım. Éle ordan çıxdı, éle dizin dizin dik
gétdi, yıxıldi fermandéh-é léĢger‟ün, hemen ki merdidi, merdü el‿ayağına;
dédi: Servaz! Dédi: Belé! Dédi: Servaz, da 'eslen bında iĢüz‿olmasın. Yol
265
vérün, qoyun bu gétsin. Ağa, aĢdılar, Ģir‿aradan çıxdı. Dédi: Baba,
men‿özüm‿ölméyim. Cehendem, men sirveti néynirem. Xob, men bunun
béĢin,
onun‿öldürerdim;
hāmısın‿öldüremmerem
ki.
Qeyitdi,
dédi:
Xob,‿ağa, bu yér kimündi? Bu yérün sahibin getiresüz meņim yanıma.
Dédiler: Valla, bu yér… Bi dene qoca kiĢi, bına zāréhdi. Dédi: Gédüņ,‿onu
270
getirün. Gétdiler, qoca kiĢni getdiler. Bu da fermandéh-é léĢ'ger. Dédi: A'ğa!
Dédi: Belé! Dédi: Bu yér senün'di? Dédi: Belé, men zāréhem‿o yére. Dédi:
Xob, sen‿o yérün qiymetin déyesen mene. Eslan da démiĢdi: Bu,
hemen‿ağacun qabağı xezanedi. Néçe dene bırda xezane-ye qedim,
meselem‿o dȫrenün pulu var. Dédi: Fermandéh-é léĢger, bu ne fermayiĢdi.
275
Men çikāreyem sennen pul‿alam. Yérde ne erziĢ var. Dédi: Men‿istirem
bırda saxtuman düzeldem. Sen bunu pulun dé. Dédi: 'Olmaz. Dédi: Dé. Men
merdem, nāmert döyrem. 'Naxada désün, sene vérecem. Özün de bırda
bîme éliyecem. Bına bir miqdar pul vérdi ki 'naqqede yéye. Dédi: Özün de
bırda bîme éliyecem.
280
- Allah sene ömür vérsin.
Belé, bını da rāzi saldı. Bu yére geĢeħ dörhedör getdi, cızığ çekdi.
Geldi, dédi: Xob, qoca, ge mennen. Geldi. dédi: Xob, sen bu Ģehride
mühennisden, méhmardan‿éliyebilersen tutasan, ḳārigerden? Men bırda bi
saxtuman düzeldirem. Dédi: 'Belé, pulun vār? Dédi: Pulum 'çoxdi. Men hele
285
bi dene pulumu xeĢlirem, doğsan doqquza qalıf. Puldan qorxma, hele pulum
qalıfdı menim. Bi dene pul xeĢlirem; doğsan doqquzu sabit qalıf yérinde.
Dédi: Çox 'qeĢeg. Dédi: Amma derecé yék mühennis, derecé yék méhmar,
dercé yék ḳāriger tutasan. Bu gétdi, derecé yék méhmar, mühennis, tuttu
getţi. ḳāriger tuttu. Dédi: Ağa-ye mühennis! Dédi: Belé! Bu Ģinasayi éledi.
290
Gördü ki o yéri ki mizān déyifle xezane orda; dédi: Ağa, ba bu yére sen,
450
külüħ vırdırmıyacaxsan. Mene saxtuman düzeldeceħsen, bırda néçe tabağa,
bını salacaxsan ve'setde qalacax. Bıra istesen bi dene külüħ vırsun, dedün
yandırram. Dédi: BaĢ‿üste. Bılar da bilmille ki onun vesetde nemene var.
Ağa, bını saxtuman néçe täbağa düzeltdi, hemen xäzāneni saldı saxtumanın
295
vesetine. Gördü ede, bu da düzdi. Hemen Ģir diyen de düzdi, tülki diyen de
düzdü, qurt diyen de ki düz‿oldu hemen kelleleri taftı. Ağa, bırda bi dene
geĢeħ saxtuman düzelt'di. Day, xob, fermandéh-é léĢgerdi; servaz, teĢkilat,
bına servaz qoydu'la. Xanımın getdi, ottula orda.
Sene hardan xeber vérim, hemen nāmert'den. Nāmerţ gétdi, dolandí,
300
çün nāmerd‿idi; iĢi düz gelmedi, üz qoydu gedaylığa. Day bu yolçuluğ‿éliyir.
Ağa, yolçuluğ‿éledi, éledi; geldi Ģehri dolandı; gördü o teppede bi dene
böyüħ saxtuman var, dédi: Éle ora da bi gédim, Allah‟a tevekkül, béĢ‿on
tümen de orda allam. Bu yavaĢ yavaĢ gelirdi, bu da xanımíynän, mert, oturfla
qeĢeħ saxtuman'da, Ģahun qızıynan. Dürbünü saldı, gördü ‿e, bının yoldaĢı
305
nāmerţ yolçuluğ‿éli'yir, çiyninde xurcunu gelir. Fōrî adam yolladı aĢağı: Ağa,
pasivan, nigehvan! Dédile: Belé!
- O adam ki gelir, geldi, onu el‿el‿üsţe getireceħsüz fermendéhün, men
fermandéh-é léĢgerem, menim‿otağı'ma.
Dédile: BaĢ‿üste. Éle bu yétiĢti, yolçi, bu qapıya, tutdula bını.
310
- Ağa, meni hara aparısuz? Xob, nemene vérésüz vérün, vérmésüz…
Dédi: Hara… Seni fermandéh-é léĢger‿istir. Dédi: Baba, menim
fermandéh-é
léĢgerinen‿iĢim
yoxdu
ki.
Men
yolçuluğ‿élirem.
Mene
kömeħlig‿élisüz, éli'yün; élemésüz, baba villiyün. Dédi: 'Olmaz, gereħ seni
aparağ‿üste. El‿el‿üste bını getdile. Çıxdı üste. Éle qapını aĢţı, içeri girende
315
bu durdu: Ē, āfel-i qardaĢ? Senün köfün,‿āfelün; néylisen, ne qeyirisen?
Dédi: Baba, yolçíynan fermandéh-é léĢgerün ne qardaĢlığı. Dédi: Évün
dağılsın, meni tanımısān? Dédi: Xéyir! Dédi: Men hemen merdem; çöreyi ki
vérmedün yéyem, hemen‿adam menem. Éybi yoxdu, senü iĢün tutmıyıb,
menim‿iĢim
tutub.
Narahat‿olama,
naxada
yéek
varımız.
Dédi:
451
320
Men‿istemirem. Éle Allah vérse, menim‿özüme vérer da. 'Senün pulun
néynirem. Dédi: Bedbax,‿adama Allah hemmeĢe vérmez. Sen nāmertsen,
sene vérmez. Mene vérib, xéyre xéyr - Ģerem senneņ. Sirveti sennen yarı
bölecem. Dédi: Ağa, men‿istemirem. Sen, feqed‿onu mene dénen, hardan
bını barın'dun? Men de yédim‿ordan barınım, pul-dar‿olum. Dédi: Évün
325
dağılsın, sen hemmeĢe puldar‿olammasan. Dédi: Ollam. Nağada dédi, pul
vérdi; nāmert qabul‿élemedi. Dédi: Gereħ gédem
‿o
yérde men de gelem,
puldar‿olam. Dédi: Xob, indi pul‿istemisēn? Dédi: Xéyir‿ağa, héĢ
birin‿istemirem. Dédi: Éybi yoxdu, istemi'sen, çox geĢeng. Dédi: Mennen ki o
yérde ki sen çöreħ vérmedün mene, 'ayrıldıx; o yéri tanısān? Dédi: Belé,
330
- Men ki ordan döndüm; sen rāhe yol, men bérāhe yol gétdim; tanısān?
Dédi: Belé! Dédi: Gédersen,‿ordan gédersen cengel-i biyabanın‿içinde
bi dene xaraba dam var; men‿orda barınmıĢam. Gédersen‿orda bi buxarı
yéri
var,
orda
gizlenersen,
orda
bi
elāmet
görersen,
sen
de
sirvetmend‿olarsan. Dédi: Xob, bını dé mene de, men seen sirvetün
335
'néynirem. Dédi: Ay bedbax, gét, sen nāmerssen. Senü iĢün düz gelmez.
Gétdi, hemen yérden döndü, gétdi; gördü hemen bi dene biyavanda,
cengelü içinde bi dene xaraba dam… Baxdı gördü, bi dene buxarı yéri var.
Dédi: Bına bax‿a, filan filan Ģüde, gelib bırda… Bunan,‿onnan kemem‿be,
Men de qallam bırda puldar‿ol'lam da. Bu da çıxdı, qaldı buxarı yérinde.
340
Qaldı, oldu géce. Gördü, aho, üĢ dene héyvanat geldi; bir‿äslan, bi qurt, b,
tülki; geldile, belé, ottular. Nāmert de bırda gizlenip. Äslan dédi: Xob
yoldaĢlār! Dédi: Belé! Dédi: YoldaĢlar, bes menim diĢim‿ağrır, bi
sȫbet‿éliyesüz; menim Ģāyed diĢim toxtu'ya. Tülki dédi: Qıblé ālem
sağ‿ossun, bizde ne icāze var danıĢaq. Dédi: Yox,‿éle danıĢun nobéynan.
345
Ġndi her birüz‿icāze vérsüz danı'Ģağ. Tülki dédi: Xob,‿icāze vérsüz, men
danıĢım. Tülki dédi: Qıblé ālem sağ‿ossun, danıĢmalı dȫy ki. Dédi: Néce?
Dédi: Baba, yér qulaxlıdí. O tārixde ki biz danıĢmıĢdıx, süb men durdum
gördüm‿e, bi dene adamzad‿o yannan geldi, oturb‿orda. Démirem, sıçaní,
452
özün de yédim, sözüm‿onda yo; amma pulları, o sıçan ki düzdü pulları ora,
350
gün deydi, berqe berq vırdı. O yannan bi dene adamzaţ çıxdı; sıçan gétdi
girdi hemen deligine, yuvasına; pulları götdü apardı. Démirem sıçanı men
yédim. Qurt dédi: Qıblé ālem sağ‿olsun, bu déyen haqdí, yér qulaxlıdı. Men
de
géttim,
hemen‿o
alacığa
ki
géttim,
bi
dene
yérden
géçirdim
gédem‿alacı'ğa; gördüm derede o qoçu da, kesib baĢın‿atıflaŗ‿ora, o itün
355
de baĢın baĢın‿atıflaŗ‿ora. Dédmirem‿oları da yédim;‿amma meem
nezerimdi, o kelleleri aparam qızı alam. O aparıp, qızı yaxçı éliyib, indi olub
fermandéh-é léĢ'ger. DanıĢmalı dȫy. Eslan dédi: Ay yoldaĢlar, düz déyésüz.
O tarix ki biz danıĢ'dıq, men bi zaman yatmıĢdım hemen ‿aqacun köylünde,
bi zaman‿oyandım gördüm. Dedem vāy, etden duvar çekiliþ, etden duvar
360
çekilib. Dédim: Xudāyā, xudābende, xob, men bunun birin‿ödürrem,
béĢin‿öldürrem; hāmısın ki öldüremmerem. Gördüm, bi dene fermandéh-é
léĢger bılarun qabağında destur vér'ir. Bılar dörhedör…. Duvar çekilib.
Dédim:
Xob,
men
bunun
néçesin‿öldürüm.
Elac
éle
odu
ki,
böyüg‿adamın‿etegi gén‿olar. Men gédim,‿éle yıxılım, penah getirim‿o
365
fermandéh-é léĢger, Ģāyed meni azad‿éli'ye. Éle öcür de éledim. Gétdim
yıxıldım‿onu el‿äyağın. O meni azad‿éledi. O adam indi oranı saxtuman,
néçe tabağa éliyib, o pulu da salıp saxtumanun vesetine. Tülki dédi: Qıblé
ālem sağ‿olsun.
Dédi: Belé. Dédi: Bırda adamzad var. Sen‿icāze véresen, biz bıranı
370
gezek, görek, bırda kim var; bizim sirrimizi apardı. Ağa, bi yannan,‿o yanan;
tülki de çox bilmiĢ‿olar‿axı; atdan baxdı gördü, ahō, bi nefer‿oturub. Dédi:
Qıblé ālem sağ‿olsun, tafdım‿oğrumuzi, ba, ba, ba; bu adam bizim sirrimizi
beyan. Ağ‿éliyib a, tuttula bını, çeħdile, cırdıla, öldürdüle. Nāmerd‿orda
aradan gét'di. Mert gétdi, sirvetmend‿ol'dí.
375
453
- Qırxharami Biri var‿ıdí, biri yox‿udí, qéyrez‿Allah… Bi dene hacı var‿ıdı. Bu hacı
380
da çox‿Allah bendesiydi, sirvetmend‿idi. 'Hacıya, Allah,‿évlat vérmezdi. Bir
gün vırdı, Allah bına bi dene évlat, oğul vérdi. Bi dene oğlan vérdi. Bu oğlan
dünyaya geldi, gelennen sōra, hay bi yaĢınnan ‿iki yaĢına, üĢ yaĢına; dört,
béĢ yaĢına géĢdi; haci bafat‿éledi, dünyadan gétdi. O zaman da Ģehride
qırxharamı
385
olardı.
Her
Ģehrün
qırxharamıları
olar'dı,
Ģehrün
qoçubaĢılarıydı'la. Bılar‿éĢitdilĢe ki filen yérde bi dene hacı ölüb,
qırxharamınun baĢı, böyüħleri dédi: Gelün, gédeg; bes birimiz déyeg: Hacı
bizim‿ēmimiz‿oğluydı. Birimiz déyeg: Dayımız‿oğluydı. Birimiz: Xalamız…
Ağlıyaq yalannan, qalaq‿orda. Onun sirvetin yi'yek, köfüm kök, damağımız
çağ. Bılar töküldüle, geldile, gördüle; belé, bının bi dene xanımı qalıp, bi dene
390
de 'oğli. Ağa bu yétiĢdi baĢına vırdı, o yétiĢdi kellesine vırdı:
- Ay menim xalam‿oğlıydı, hacı niye öldi.
O dédi: Emim‿oğlıydı, niye öldi? Bu dédi: Bibim‿oğlıydı, niye öldi?
'Ağlılla. Xanım dédi: Ağa be siz, néçe zaman‿ıdı, héĢ bıra gelmez'düz. Dédi:
Baba, biz bilmirdik ki; bının sirveti, dȫleti vardı, özünnen géçinirdi; veli
395
biz‿onun havasın saxlırdıx da. ġe'herde biz‿onu görerdik. Day‿évine gelib
zehmet vérmezdik. 'Qıŗx gün bırda mesken‿éledile bu qırxharamı. Béle
yédile, bunun sirveti hés zat qalmadı. Hés zaţ qalmadı. Bunun bi dene o dȫre
atı qaldı, bi des libāsi, yüs tümen pulı bu hacınıņ. Day bıları da arvaţ
boyun‿almadı. Dédi: Xob, day biz gédek. Day bunun bi Ģéyi qalmadı ki yéek.
400
Qıŗxharamılar gétdile, gétdile. Belé, bu arvaţ qaldı bu oğlannan. O oğlaın da
adı 'Ehmet‟di. Ehmed bi géce 'yatdí. Bi géce yattı, yuxuda gördi… Bu bi dene
yuxu gördi. Yuxuda gördi bu bālıxdí, aydı, uldus. Bıları yuxusunda, üçün de
yuxuda gördi. Yuxuda da qedim‿adamlar déyerdi: Aydı, bālıxdı, ildus; her
kim bını yuxusunda gör'se, bu böyüg‿adam‿ol'ar. Bunun meqāmı yuxarı
405
gé'der. Bu durdu:
- Ne'ne!
454
Dédi: Belé! Dédi: Nene, men bi dene yuxu görmüĢem. Men bu yuxunun
dalıyca gide'cem. Dédi: O'ğul, sen gédisen, meni villisen, qoca ar'vad, bes
men 'néyliyem? Dédi: Gédeceem‿onun dalıyca; veli bi zaman geleceem
410
senün dalunca. Ege öldüm héĢ; qaldım, gellem. Dédi: Oğul, gédisēn? Dédi:
He! Dédi: Xob, senün dedünnen bi servet qalmıyıb hazırda; bi dene atı qalıb,
bi des libasí, yüs tümen puli. Ġndi o libası getirim, géy, yüs tümen de puli sene
vérim xeĢlig, atı da min gét, piyada gétme. Dédi: Gét, geti. Ağa, getdi;
libas‿éle bil‿oğlanu eynine biçilib. Oğlan libası géydi. Yüs tümen pulu vérdi.
415
Atun yeherin, qéyrisin qoydí, mindi. Xudafis‿éledi:
- Nene, xudafis. Bi zaman gellem.
- Xob. Bala, gét da.
Bu gétdi. Bi dene yérden géçirdi, gördü, ede, bırda bir‿iddeler, bi dene
qoca kiĢiyi; bélin bağlıyıb kendiri'nen. Qoca kiĢidi, libasın çekesen hāmısı
420
töküker yére. Aslıyıbla kellesi üsde, bını tafdılla. 'Néce nerillir bu, qıĢqırır.
Dédi: Ağa, onu niye öldürüsüz? Dédi: Oğlan,‿üreyün yanīr? Dédi: Baba,
béçaradı, onu niye…? Dédi: Ağa, o bize yüs tümen boĢludu. Üreyin yanır, vér
yüs tümeni açaq. Dédi: Gel‿a bu yüs tümen. Yüs tümeni vérdi, bu qocanı
aĢtırdı. Qocanı aĢtırdı. Da bılar géttile, qoca qaldí. Bu mindi atın, gördü qoca
425
geldi.
- Xob, qoca emi, seni ki aĢtırdım. Gét.
Dédi: Oğul, 'hara gédim? Sennen‿el çeħmerem. Sennen yaxçı yoldaĢ
hardan tapacaam. Dédi: Mennen senin ki tutmaz ki, men‿atsavar, sen
piyada, qoca kiĢi. Dédi: Olmaz, men, sennen‿el çeken döyrem. Sennen
430
gédeceem. Dédi: 'Xob, bes‿indi...Dédi: Mennen‿el çeħmisēn? Dédi: Xḕyr!
Dédi: Xob, indi mennen‿el çeħmi'sen, ge min‿atí, yoldaĢ‿olaq. Dédi:
Xéyr‿ağa, sen‿atun min. 'Naxada illac‿éledi; qoca atı minmedi. Dédi: Sür,
men gelirem. Bu necür‿atı sürdü, gördü, qoca bınnan yüz qedem de
qabaxdı.
435
- Xudāyā, bu qocadı, bu necür mennen gelir,
455
Dédi: Oğul, üreyindekin‿at‿o yana. O sözleri danıĢma. Sen‿iĢün gör.
Gördü ‿e, bunun‿üreyinin sirrinde qoca bilir.
- Xudāyā, bu necür, necür, ne sirridi?
Gétdile. Qedim de meselem Erdebil bir payıntaxt‿ıdı, Ġsfahan bir…,
440
Téhran bir..., her Ģehir‿özü bir payıntaxt. YétiĢdile meselem Erdebil Ģehrine,
az qalmıĢdıla; dédi: Oğlan‿Ehmed! Dédi: Belé! Dédi: Sen yavaĢ yavaĢ gel,
men gédim, çadırımızı vı'rım, menzilimizi cürriyim gē. Bu bi güldi, dédi: Baba,
xob, bunun ki, bi Ģéyi yoxtu, çadır vıra; bu necür, necürdi. Dédi: 'Oğlan,
üreyindekin‿at géssin kenara. Qocq qéyb‿oldu. Hay sürdü, qocayı
445
yétiremmedi. Gétti gördü, Ģehrün yétiĢen kenarında, ede, bu qoca, bi dene
bırda çadır vırıb; her nemene müretteb, qaza meretteb. Bu yétiĢdi.
- Geldǖn Ehmed?
Dédi: Belé,
- Ehmed,‿en. Atun qeĢeħ bağla orda. Atun yémin tök, ge, naharımız
450
hazırdı.
- Xudāya, bu ne sirridi?
Dédi: Oğlum, üreyindekin‿at kanara, o sözleri danıĢma. Gördü‿ē, géne
bunu üreyiin sirrin bildi bu. Geldi, nahar yédile. Dédi: Ehmed can! Dédi: Belé!
Dédi: Ehmed, bu Ģehrün pātĢahına bi dene xonça bezesem,‿aparabilersēn?
455
Dédi: Niye aparammerem.
- Xonça?
Dédi: 'Beli. Ağa, bi dene xonça bağladı, qeĢeħ bi dene béhterin parça
üzüne çeħdi. Dédi: Apararsan, derbara yétiĢdün, qoyarsan Ģahun qabağına;
Ģahun‿edebin yérine yétirersen, déyersen: Qıble ālem sağ‿olsun,‿ağam
460
dédi: Bizi bağıĢlasın, gédirik tacırrı'ğa. Teze bineyig, qeyidende onun yolun
görrük. Dé, qeyit ge. Dédi: BaĢ‿üsde. Ağa, xonçanı apardı, yétiĢdi derbara.
Nigehvan dédi: Ağa, ne'me? Dédi; ağa, bi dene ağam menim xonça yolluyub,
töyfe aparıram Ģah‿ıçın. Yol vérdile, géĢdi, gördü vezir vüzera hamısı
456
otutrub. Qoydu; Ģahın‿edebin yérine yétirdi. QeĢeg salamın vérdi, dédi:
465
Qıble ālem sağ‿olsun, bes‿ağam dér: Bizi bağıĢlasın. Biz gédirik tacırlığa,
qeyidende onun yolun…, Teze binéyik. Ağa, xonçanu ağzın aĢdı gördü,
xudāyā, béle cisler qoyub,‿eselen bunu xezānesinde bi dene bu cisden
yoxtụ. Oğlan dédi, qeyitdi.
- Vezir, vekil!
470
- Dédi: Bē!
Dédi: Baba, bu ne cereyandı? Hele bunun xonçası… Hele bu déyir teze
bineyem. Bu bunun vesailün puli. Bunun bi dene cinsin satsun, menim héĢ
xānavadam, memleketim çıxatmır. Hele o, o yanda qalsın, ‿eslen bu oğlana
menim béle üreyim yatdı, éle aĢıq‿oldum. Bes götürün, bi dene qasıda nāma
475
yazun vérün, aparsın. Déne: Bes‿ağa, qıble ālem déyér: Eger mennen
qoum‿olsa, olub; olmasa, cenge āmade‿olsun. Vérün qeyidün, gelün. Bi
dene nāma yazdıla, vérdile qasıda. Qasıd geldi. Ehmed de teze yétiĢmiĢdi.
- 'Oğlum 'vérdün?
Dédi: Beli! Gördü, hob, bi dene qasıd, bi dene nāma getţi. Nāmanı aldı,
480
gördü,
yazıb:
Bes‿ağa,
sen
her
çiḳāresen,
her
kimsen;
mennen
qoum‿oldun,‿eger qızımı oğluva aldun,‿alıfsan; almadun, cenge āmade ol.
Göttü
altın‿imza
éledi;
dédi:
Qıble
ālem
sağ‿ossun,
sen
qızı
vérdün‿oğluma, niye 'almıram. Allam, çeĢb. Gettile vérdile Ģaha. Ağa, Ģah
bını istedi. Qızın bına Ģirni iĢti, hemen Ehmed‟e. Dédi: Amma men gédirem
485
tacırlığa, qeyidende gelinimi aparacam;‿amma aparacam. Dédi: Her yana
apar; bilexire bu oğlan menim dāmādım‿olsun. Bırdan da géne, belé, geldile,
gördü, baba, na çadır, ne qéyri, hés zad yoq. Dédi: Xudāyā, bu ne sirridi.
Bunun bu qedde sirveti var‿ıdı, yüs tümen pulu vé'remmirdi. Bını tafdırdıla,
men bını aĢtırdım. Dédi: Oğlum, bu sözü danıĢma. Üreyündekin‿at kanara.
490
Gördü‿e, géne bunu üreyin sirrin bildi. Dédi: Xob qoca emi, indi ge min‿atı.
Dédi: Senü iĢün yoxţu. Sen, atun sür.
457
Géne bu mindi atí. Bu gördü baba, bunnan yüz qedem qabaxtı. Géttile
bi dene ayrı Ģehre çıxtı'la. Dédi: Ehmed can! Dédi: Belé! Dédi: Sen yavaĢ
yavaĢ ge, men gédim çadırı vırım, naharımızı āmāde éliyim. Géne bu gétdi,
495
hay‿atı sürdü bını yétiremmedi. Gétdi, yétiĢdi. Gördü géne Ģehrün kanarında
çadır vırıb, onnan da müretteb.
- Ehmed can gel'dün?
- Belé!
- En. Atun yémin tök, ge nahar yéek.
500
GéĢtile, belé, naharı yédile, atun yémin tökdi qabağına.
- Ehmed can?
Dédi: Belé. Dédi: Éliye bileŗsen bi dene de xonça düzeldem, bu Ģehrün
patĢahına aparasān? Dédi: Beli! Bi dene de xonça düzetti onnan da
müretteb. Apardı géne oğlan, yétiĢdi, ağa, derbara:
505
- Selam!
Bedez salam, ağa, Ģahu edebin yérine yétirdi, qoydu derbarda Ģahun
qabağına. ġah dédi: Oğlan,‿o nemenedi? Dédi: Valla, meni, ağam yollıyıp
bunı. Déyér: Qıble ālem sağ‿olsun, déne: Bizi bağıĢlasın, gédirik tacırlığa,
qeyidende yollun görrük. Teze bineyik. AĢtı bunun baĢın, gördü, xudāyā, éle
510
cisler qoyup ki bunun birin sata, héç memleketi çıxmaz. Oğlan dédi, qeyitdi.
Géne bu Ģah dédi: Vezir, vüzera baxun görün, hele bu teĢkilat! Déyér: Biz
teze bineyik. Veli bu oğlan, bir göyülden min göyüle menim ‿üreyime yatıp.
Bes götürün bi dene yazun, vérün qasıda. Yazun ki Ģah buyurur:
Mennen‿eger qoum‿olsa, olub; olmasa, cenge hazır‿olsun. Yazdıla. Géne
515
oğlan yétiĢdi. Qoca gördü belé oğlan geldi.
- Ehmed gel'dün?
- Belé!
Gördü ho, bi dene de qasıd yétiĢdi elinde nāma, çıxartdı. Ehmed baxdı,
vérdi qocıya. Dédi: Valla, qoca emi, bücür yazıp. Gördü yazıp ki
458
520
mennen‿eger qoum‿oldun,‿olufsan; olma'dun; cenge hazır‿olsun. Göttü
altın‿imza éledi: Qıble ālem sağ‿olsun, sen mennen qoum‿oldun, men niye
ceng‿élirem, āmadeyem. Belé, gétţi, dédi: Qızı allam bu Ģertinen;
toyun‿élemerem. Gédirem tacırlığa, qeyidende toyun‿éliyecem‿aparam.
Dédi: Her yana aparsun‿apar; bilexire bu oğlan dāmatım‿olsun. Bını da
525
bırda, ağa, adaxladıla, köç‿éledile. Géne gördü hés zad yox, éle hemen lüt
qoca, lüt qoca. Ama bu qoca téz téz déyér ki, Ehmed‿üreyindekin‿at‿o
yana. Gördü yox da, bunun ki bu sirrin, üreyün sirrin bilir; da ses‿élemir.
Gétdile géne, bir 'middet gétdile; géne bi Ģehre yétiĢdile; az qaldıla. Dédi:
Ehmed! Dédi: 'Beli!
530
- Ehmed can ge. YavaĢ yavaĢ gel, men gédim çadırı vırım, naharí āmade
éliyim.
Géne qéyb‿oldu, gétdi. Bu oğlan gétdi gördü 'beli, çadır onnan da
müretteb vırı'lıb, her ne āmade.
- Ehmed can geldǖn?
535
- Beli,
- YétiĢ,‿atun bağla orda, yémin tök, ge nahar yéyek.
GéĢdile
nahar
yédile.
Dédi:
Bi
dene
de
xonça
āmade
élesem,‿aparabilesen bu Ģehrün pātĢahına? Dédi: Beli! Vérdi, cürredi, bu
géne götti apardi, yétiĢdi géne Ģahun‿edebin yérine yétirdi. Dédi: Bes qıble
540
ālem sağ‿olsun, ağam déyér: Biz teze bineyik, bağıĢlasın bi'zi. Baxtı, gördü;
xudāyā, hele bu teze binedi, béle cisler qoyup da eslen day danıĢmalı döy.
Vérdi qeyitdi. Qeyitdi bu Ģah:
- Vezir, vekil!
- Beli!
545
- Tēbir tökün görek… Hele bu cins‿o yanda qalsın, bu oğlan ki bu edeb
bında, bu cavannıx bında var, menim bını eslen…,
éĢqim,
459
çox‿üreyime tüĢţi. Yazun ki: Eger bu adam mennen qoum ‿olsa,
olsun; olmasa, cenge āmade olsun.
Géne vérdile qasıda. Qasıd‿oğlanın dalıca yétiĢdi çadı'ra, vérdi. Dédi:
550
Beli, niye 'olmaram. Dédi: Ollam bu Ģertinen; toy‿élerem, gelinimi aparram.
Dédi: Éybi yoxţụ. Ağa, bırda qaldıla, bırda bu qızı aldí. Bına çox qefle, qatır,
teĢkilat, néçe servaz léĢger qoĢ'dí.
Köç‿éledile geldile, hemen ve'setdeki Ģehre yétiĢdile, kenarında çadır
vırdıla. Bu Ģah qısmeti de süb duranda dürbün salar Ģehrün dȫresine. Dürbün
555
saldı gördü; dedem vay, Ģehrün kenarı çadır vırılıf ki day lemelifla kimin yatıp.
Dédi: 'Vézir! Dédi: He! Dédi: Évün dağılsın vezir, bi dene qasıd yolla Ģehri
düĢman‿alıf; göreħ 'dostu, düĢmandí? ġehrün kenarın‿alıfla, Ģehrün
dȫresin. Ağa, qasıd, yazdıla bi dene nāme vérdile, geldi. Dédi: Ağa sen
dossān. DüĢ'man? Dédi: Ağa, men dostam, düĢman dȫyrem, gelmiĢem
560
toyumu éliyem. Qeyitdi dédi: Ağa senün qoumun gelib. Ağa, bırda da toyun
benasın götdi, qızı aldí, aldí. O nexada qoĢmuĢdi; 'dobli bilen de bu Ģah
qoĢdu bu qızına. Bırdan da köç‿éledile. Geldile o evvelki Ģahun
memleketine. Géne yétiĢdile Ģehrün kenarında, bi zaman yétiĢdile, géce
çadır vırıldı. Géne bu Ģehrün Ģahı süb durdi, dürbünü saldı, gördü
565
ē‿'dedünen, Ģehrün dȫresin qoĢun léĢger‿alıb.
- Vezir, évün dağılsın vezir, tēbir tök, Ģehri düĢman‿alıb. Bi qasıd yolla,
görek dostu. DüĢ'mandı?
Ağa, bi qasıd yolladıla.
- Ağa dos'san?
570
Dédi: Ağa, men dosdam, düĢman döyrem, gelmiĢem toyumu éliyem.
Qeyitdi: Qıble ālem sağ‿olsun, senǖn qoumun, familün gelib. Ağa, bırda da
toy‿élediler. Ne ğede bılar qoĢmuĢdi; bu da 'dobli qoĢun léĢger, sirvet qoĢdi.
Bırdan da köç‿éledile. Geldile çıxdıla hemen ki o yérde bu qocanı
taftırdı, yüs tümen vérdi o yére. Dédi: Ehmed! Dédi: Beli! Dédi: Bu yéri
575
tanısān? Dédi: Beli! Dédi: Hemen yérdi ki seni aslamıĢdıla bırda vırırdıla,
460
hemen yérdi. Dédi: Berekenna oğlum, tanıdun. Dédi: Bırda ayrılacıyıx, sirveti
bölecik, qoĢun léĢgeri böleceyem. Dédi: Ağa sene qurban‿olum, menim ne
sirvetim var. Sirvet senün, qoĢun léĢger senün, qızlar senün. Dédi: Yōx, biz
qardaĢıq, bölecik. Ağa, qoĢunu léĢgeri, nemene sirveti var‿ıdı yarı böldü,
580
qaldı qızlar. Qızun birin qoydi bı yana, birin qoydi o yana. Dédi: O senün, bu
menim. Dédi: Qoca emi, bu ne fermayiĢdi. Dédi: DanıĢma, sene merbut döy.
Qaldı o axır ki gédifle, o qız. Getdi bını çarmıxa çeħdi. Dédi: Bını da aradan
qılıncınan böleceyim, yarı senün, yarı menim. Dédi: Qoca, qoca emi,
sen‿öldürme, hāmısı senün. Men‿istemirem. Dédi: Olmaz, gerey‿aradan
585
bölem, yarıyıx. QoĢun, léĢger‿ağlaĢdıla, ne oldu elac‿olmadı. Ağa, qılıncın
götdü, qeĢek müretteb‿itiltdi. GéĢdi qızun baĢınu üsde; qızı çarmıxa çekib;
qılıncı getdi vesetden böle. Bılar déér: Ay qoca emi öldürme. Dédi:
Öldürceem. Ağa bi yol qılıncın getdi, vırmadı; bi yolda qozadı ki vıra, gördü
qızun‿ağzınnan bi dene bu yoğun da ejdeha atıldı, tüĢti yére. TüĢti yére,
590
tüĢceyin; vırdı ejdehani öldürdü, doğradı töħtü tazı tulıya. Dédi: Qızım
dur‿ayağı. Qız durdi. Dédi: Qızım, bu kāferdi girmiĢdi seün qarnua, elaĢ
yoxudu sene. Men‿istirdim bını öldürem.
- Ehmed can, éle qoĢun léĢger de senün, qızlar da senün. Meni tanısān?
Dédi: Xéyir. Dédi: Men süléyman péyqumberem. O yuxu ki sene
595
gelmiĢdi, o yuxu menim vesiléynen sene gelmiĢdi, yuxua. Bılar sene
qısmetidi. Bıların yazısı sene yazılıb. Gerey bi cür‿oléydi; men qoca
culdunda geléydim. Öcür meni aslééydıla, sen‿o yüs tümeni getiréydün,
véréydün, meni aĢdıréydun; men gelib sene necat véréydim. Bu mod bu
qızları sen çin‿aléydım. Bu qızı da getiréydim, ejdehanı qarnınnan bu mod
600
çıxaréy'dım.
Men
Süléyman
méyqumberem,
tāmām
bu
ilannar
menim‿ixtiyarımdadı. Bu kāferidi, héĢ cürünen mına elaĢ yoxudi. Eger qızı
da öldürséydim‿öldüreceyidim. Bu ejdeha menim xōfumnan çıxtı bunuņ
qarnınnan. Öldürdi. Dédi: Senün nenün de ağlıyıb gözleri kor‿olup, tüĢüp bi
dene bayat tendirdedi. Menim‿ayağımun‿altınun torpağınan; vérdi dédi;
605
apararsan, vırarsan nenün gözlerine açılar. QeĢeg‿asasın vırdı. Bırda bi
461
dene çeĢme çıxdı. ÇeĢme çıxnnan sonra dédi: Bıra qeĢeg yérdi. Özün de
Allah‟a Ģükür,‿üĢ dene Ģahınan fāmil‿éledim. Bu senün qoĢunun, bu
léĢgerün; bırda saxtımansāzi dü'zelt. Her mōqé iĢün müĢgil‿oldi, çağırdun,
senün dadua yétiĢeceem. Senü ağun müselmandi, nenün de çox
610
müselmandi. Qırx lotular da senü ağun sirvetin dünyadan ‿apardı. Men gerey
sene necat véréydim. Bi cür‿oléydi, bu qızlarun hamısınun yazısı sene
yazılıb, gereħ sene qısmet‿oléydi. Qemçisin saldı yére, dédi: Ehmed can,
eyil qemçimi… Eyildi götüre, gördü qéyb‿oldu. Qéyb‿oldu, ağlaĢdıla.
- Ay menim gözüm kor‿olsun. Men seni tanımamıĢam, sen Süléyman
615
péyqumbersen. Menim gözüm kor‿oléydi, dilim lal‿oléydi, men sene
qeĢeħ xidmet‿éliyemmedim.
Bilexire qaldı bırda, ağladı, üreyi xarab‿oldí. Ağa, üĢ dene pātĢahun
qızı bunuņ xanımı, qoĢun léĢger… Bını oyatdıla. Dédi: Ehmed niye ağlısan?
Allah‟a Ģükür, senün puĢtubanun Süléyman péyqumber‿oldí. Özümüz de üĢ
620
dene Ģahun qızı senün xanımuux. Day sen‿özün, bi dene day dünya oldun.
Sen niye narahassan? QeĢeh gétti, nenesin de orda, o Süléyman
Péqumberün torpağınnan‿apardı vırdı, gözlerin‿aĢtí, getdi. Olar‿orda
qaldılā. Men xeber getdim sene.
- Ehmedi Béyqem -
625
Qedim
zaman
bi
nefer
derbüĢ
var‿ıdı.
Bu
derbüĢ,
Ģuğlu
derbüĢlüg‿élerdi. Der'büĢlüg‿élerdi. Bu geldi bi dene kende, yétiĢdi kende,
kende yétiĢen yérde gördi, bi dene kiĢi qapıda nigehban durub. Haqq‿El
dus‿éledi. Bu év sahab dédi ki: Gül-ü mōla, sennen xahiĢt‿élérem;
630
menim‿uĢağım‿olmaz. Elan‿istir‿arvadım barıheml,‿istir‿uĢağı‿ola; qeyit
gét. O dāğā da xeber‿içerde geldi ki ağa bes‿uĢağu oldı. Bi dene qızu oldı,
bi dene qızu oldí. Bu derbüĢ dédi: Xob‿ağa qızu oldı; Allah‟a çox Ģükür. Day
zenenün da uruğa tüĢdi. Day bunnan sora uĢağu olacax da. Ġndi sene bi
dene söz diyem qabul‿élersēn? Dédi: 'Buyur. Dédi: Onun bi ağri qoyasan
462
635
qızıl sene vérem, tereziye, bi ağri sene gümüĢ vérem; o qundağı sat mene.
Dédi: Qo, gédim hele, arvada déyim, görüm. GeĢdi. Bu zenenün de
qız‿uĢağı‿olanda gözü bike éle kölgeli olar. GéĢdi:
- Xob‿arvad, Allah‟a çox Ģükür, 'neyü oldı?
Dédi: Qızım‿oldı.
640
- Xob, çox Ģükür, Allah‟a çox Ģükür.
Dédi: 'Aravd! Dédi: Beeļ! Dédi: Seņe bi dene söz diyecem,
qabul‿élersēn? Dédi: Buyur da. Dédi: Valla, bi dene derbüĢ qapıda, gelib;
onun bi ağrına ona qızıl, bi ağırı gümüĢ vérir. Ġcāze véresen‿onu sat'ax.
QeĢeg qunadağın satax. Özümüze qeĢeg sirvetmend ‿olax. Géne Allah
645
qoysa, men‿ekerem, sen doğarsan da. Arvaţ dédi: He, bes‿özge kiĢinün
mehebbeti olmaz. Bi dene qızım‿oldu, o da, qızı istisen satasān!? Dédi: E,
narahat‿oldun ki. Hay bu yana o yana géĢdi, arvadı yumuĢatdı bila'xire.
Arvadı yumuĢatdı. Arvaţ dédi: Éybi yoxdi. GéĢdi, dédi: Gül-ü Mōla ge içeri.
GéĢdi, belé, qundağı qoydula qeĢeg bi dene tereziye; bir‿ağrı bına qızıl,
650
bir‿ağrı gümüĢ vérdi.
Bu qızı derbüĢ qoydu cumxuruna, yol baĢdadı, çıxdı gétdi. Gétdi, bu
derbüĢün de güyā, giriftaçığı 'ordéymiĢ ki her kimi alırmıĢ,‿aparırmıĢ;
bunun‿arvadı xarab çıxırmıĢ, saxlıyabilmirdi. Da bu terg-i veten‿élemiĢdi. Da
te'lağ vérmiĢdi ki zenen‿adı tutmụya. Dédi: Éybi yoxdu, bu qızı qundağında
655
al'dım. Bu ki hele 'felen dünyada héĢ zad görméyib, bilmir de. Bını aparacam;
bi dene cengel-i biyabanda özüm‿içün bi saxtıman düzeldem, perveriĢ
vérem, böyüdüm,‿özüme zenen‿éliyem. Bu ki da birin görmedi, géde biyine
danıĢa, diye, güle. Bını götdü apardı, gétdi. Bi dene cengel biyabanda, bi
dene çaarpaya ağaĢdan dam düzeltdi. GeĢeg qızı qoydu orda. Ağa hay bala
660
bala qıza perveriĢi vérdi. Hay bala bala qıza 'böyüdi, oldu reside. Qızı özüne
zenen‿éledi.
Zenen‿éledi.
Day
bu
géderdi,
ovlardı,
quĢlardı,
derbülĢlig‿élerdi, getirerdi; bu qızınan yéerdile, bırda qalardıla. Qıza diyerdi:
Valla, bi dene dünyada menem, bi dene sen. Day 'héĢ zat yoxtụ. Dünyada
463
insi cins héĢ zaţ yoxtı. Qız da bāver‿élir de; héĢ zadı görmiyib qız. Bi dene
665
gözün‿açıb bını görüb, bir de özün. Bi dene de neverduan düzeltmiĢdi; indi
néçe tabeğéydi; axĢam ki gelerdi, qız nerduanın sallardı, bu derbüĢ géderdi
yuxarı. GeĢeg seher gédende géne nerduannan‿enerdi. Qız bu nerduanı
çekerdi, qoyardı orda. Diyerdi: 'ġayed héyvanat zaţ‿ola.
Sene hardan déyim; bir gün bi dene yaylaxniĢin çobanı gédirdi yaylağa,
670
küleye tüĢdi; mesem yazun qıĥr béĢinde; küleye tüĢdi çoban, qeyitdi,
yolun‿itirdi; hemen bu derbüĢün kora yolıynan tüĢdi. Geldi çıxdı bu
saxtumanun qabağına. DerbüĢ de gédib, derbüĢlig‿élir, Ģeherdedi. Qız
külehfirengide otumuĢţı, gördi, aho, béle bir cür héyvannar geldi sepelendi,
meleĢille, balaları yanında; qoyun, géçi, quzi, çepiĢ; geĢeg‿otdulla, évün
675
qabağı sebzegah. Dédi: Xudaya, bılar ne héyvanatdı, geldi? Qız‿ordan
baxdı, gördü aho, bi nefer de kiĢi, çiyninde kürk, baĢında papax, ayağında
Ģatırı çarıx, elinde çommax durub dayanıb‿ağaca, tamaĢa‿élir bı qıza.
Çoban gördü, xudaya, bi dene bırda qız var; yéme, iĢme, éle mına tamaĢa
éle. Ağa bu atdan qıza baxdı, qız‿üsden bına baxdí. Qız, bi dene
680
qum‿ordan qoparttı, tünnedi hemen çobana. Çoban da bi dene bu qedde
ağaĢ göttü, tünnedi ona. Qız dédi; geļ yuxarı. Dédi: Yol yoxdı ki. Dédi: Men
sene yol vérrem. Ağa, bala bala nerduvanı salladı. Çoban çıxtı, gétdi yuxarı.
Dédi: Qız, be sen bırda néylisen? Dédi: Olar 'nemenedi? Dédi: Olar qoyun,
quzụ, géçi, çepiĢ. Dédi: Olar néynelle? Dédi: Oları yiyelle, etin. Sütün yiyelle.
685
Etin yiyelle. Yününnen‿issifāde élelle. Dédi: Sen bu…? Dédi: Valla, menim bi
dene qoca derbüĢ‿erim var, dééy: Bizden sovay insi, cinsi, héyvanat, hés zat
yoxtu dünyada. 'Ma alan seni bırda gördüm. O héyvanat... Dédi: Baba, o
yalan déyér, gét 'Ģehri var, day tükan, bazar,‿adam, millet, mäğäzä, 'qefe,
hēr nemene var. Ne désün qutulan döy. Dédi: Be, bu köpöy‿oğlu, men,
690
getirib zindāni éliyib bırda. Ağa bılar yédile, iĢtile, qeĢeg vırdıla köfün demine;
da héyvan dağıl'dı. Dédi: Xanım! Dédi: He! Dédi: Ġcaze véresen, men bi dene
yaylağniĢinün,‿erbabun çobanıyam; héyvan‿iter; dedemi yandıralla, gédim.
Dédi: Ay bedbax, hara gédisēn? Qal bırda, seni bi dene polat sandığa
464
qoyaram, kiltderem. Günüz qeĢeg vurağ kéfün demine. Géce derbüĢ gelir,
695
seher géne çıxıb gédecek; vurağ‿éĢqün demine. Süb géne derbüĢ çıxıb
gédeceg. Seni erbab hardan gelib menim polaţ sandığımnan tapa'cağ. Dédi:
Olār? Dédi: 'Beli! Ağa, çoban qaldı bırda, héyvan çıxdı gétdi. Géne bi dene
duman geldi, hava qar yağıĢ bağladı; héyvanın dırnağı reddi itdi. DerbüĢ
géce gele göre, héyvan gelip bıra. Héyvan da çıxdı gétdi. Bılar qeĢeg‿orda
700
éĢq u nuquĢ‿āleminde vırmıĢdıla éĢqun demine. Gördü he, ösküre ösküre
bu qoca derbüĢ gelir. Dédi: Bā, erim‿odi. Dédi: Odi? Dédi: He! Durdụ
yavaĢcali, polaţ sandığı aĢdı, bını qoydu ora, kitdedi, açarı gizletdi.
DebüĢ geldi: 'Xanım! Dédi: 'Belé! Dédi: Nerduanı salla, gessin; men
gelim yuxarı. Dédi: Qara yola gelesen, baba, ma ala ölürem, merizem. Dédi:
705
Xudaya, bu necür‿oldu, bu günde bu sözi démirdi. Bıra adam geldi ya bıra
kim geldi? Dédi: Xanım, salla, gessin. Dédi: Baba, men gücüm çatmaz.
Men‿ölürem, merizem. Dédi: Seni at vérirem‿Allah‟a; baba salla, gessin.
Bircür da bını salladi. Bu qeĢeg nerduannan çıxdı. Çıxdı otağa, gördü; äy
dedem
710
vay,
otağun,
vez‿oza
qatıĢıb.
Bélebil
bırda
quduruĢufla,
Ģuxlux‿éliyifle, bırda tefrih‿éliyifle. Dédi: Xanım, bıra kim geldi? Dédi: Be kim
var? Bizden sora géne adam vār? Da ses‿éliyemmedi. Déyib axı, héĢ kim
yoxdı. Fikr vérdi axirete. Üzüqoylu yatdi. Béle baxdi duara; gördü, aho, bi
nefer hayxırıb tupurub,‿élebil bi métir‿ucalığ duara. Dédi: Xanım, bıra
kim…? Dédi: Baba, adam yoxdu ki. Bizden soay kim var bırda? Dédi: Be
715
ora kim tüpürüp? Dédi: Hara? Dédi: Ora. Dédi: Men. Dédi: Tüpür, görem.
Dédi: Zenenin hulqumu olmaz,‿ora tüpürebilmez. KiĢi gelib bıra; kiĢinin
hulqumu bi métir, iki métir tüpürceyi tün'ner. Arvad ha tü éledi, ha tü éledi;
gördü, xḕyr, baba; tüpürcek gétmedi. Dédi: He, bıra adam gelib. Bu mene
boyun‿almır, bu arvad. Bu yatdı üzü qoyu; ne yédi, ne iĢti; süb durdi:
720
- 'Xanım!
Dédi: 'Beli. Dédi: Xob, sen ki boyun‿almadun; mene xudafiz. Dédi: Gét,
xoĢ geldün. Ağa, derbüĢ gétdi. DerbüĢ gétdi, yaxdanı aĢdı, polat sandığı;
465
dédi: Ge bıra. Çoban geldi, vırdıla géne bılar éĢqi nuĢqun demine; 'köfleri köf,
damağları çağ.
725
DerbüĢ gétdi çıxdı, yétiĢdi bi dene çéĢmenun baĢına. Cengelden çıxdi,
çeĢmenun baĢında otumuĢdi, bike su iĢdi, bike üzüne su vırdi; gördi, bi dene
derbüĢ néce gelir, néce gelir;‿amma biden de sebz‿ağaç çéĢmenun
baĢında var. Dédi: Hele men çıxım‿ağaĢda gizlenim, görüm, bu dérbüĢ gelip
bırda 'néyliyecek. Bu derbüĢ, bu yavaçcalı çıxdi. Ağa, bu çıxdi ağaĢda otdí;
730
görd, bu derbiĢ yétiĢdi. YaţiĢdi, ağa, cumxurun qoydı yére, bike su qoydı,
üz‿elin yudi, bike qeĢeħligce dinceldi. Gördü, bu cumxurunnan bi dene
qırmızı alma çıxattı, oxudu, éledi bi dene nāzenin senem‿arvaţ. Bınnan
vırdıla mırtın demine, danıĢdıla, dédile. Dédi: Xanım! Dédi: Bē! Dédi: Ġcāze
véresen; men, baĢımı senün bazularu üsdüne qoyam, bike istrahat ‿éliyem,
735
gédek. Dédi: 'Buyuŗ. BaĢın qoydu bının dizinü üsdüne 'yatţı. Éle bike
xorulladı; o da ağaĢdan baxır, bılar néylir; gördi, ede, bu alma ki qız‿olub; bu
qız da bi dene sancax yaxasınnan çıxatdı, oxudu bi dene buğu burma
oğlan… Bi dene buğu burma oğlan‿oldı. Bılar vırdıla mırtın demine; yavaçcıļ
bu derbüĢün baĢın götţü atavţ, qoydu o yana, bi dene qara daĢun üsdüne;
740
orda xorullur. Bılar vırdıla mırtın demine. Dédile, güldüle, danıĢdıla, köflerin
çeħdi'ler. DémiĢţi: Bi sahata meni oyadarsan. Bi sahat düzeldi, bını oxudi,
sancağı oxudu, vırdı yaxasına; bını oyatţı. DaĢı ötürdü o yana, baĢın qoydu
dizinü üsdüne; çağırdı:
- Gül-ü mōlā!
745
Dédi: Belé! Dédi: Duŗ‿ayağı, gédek; vaxţı. Durdu, gördü; bını ter
bürüyüb, ağa. DaĢu üsde axı baĢın qoyub. Dédi: Xanım, meni bağıĢla; indi
gör, men bücür terremiĢem; gör senüņ dizün necür…. Dédi: Ağa, menim
vezifemdi; bu ne fermayiĢdi; menim vezifemdi. Sen menim sahibimsen,
serverimsen. AğaĢţakı da bını görür, dédi: Vāy, kül bının baĢına; cehendem,
750
men géne oynaĢınan‿arvadı özümnen dolandırmıram. Bu bedbaxţ, éle
oynaĢı da özüynen dolandırır, arvadı özüynen dolandırır. Bının qara günü
mennen çoxdı. Durdu belé, bu derbiĢ de bu qızı oxudu, éledi alma, qoydu
466
cumxuruna; durdu: Ya Eli, Allah sene tevekkül. Yol baĢladı. Yol baĢladı. Bu
erbüĢ‿ağaĢţdan‿endi. Endi, bının dalıyca gétdi. Yétirdi:
755
- Gül-ü mōla, salam‿eléküm!
Dédi: Eléyke salam!
- Hara?
Dédi: Bala, men de béle yédirem. Dédi: Xob, géĢ, gét. Dédi: Hara
gédim? Dédi: Baba, géĢ, gét dā. Dédi: Yō, sen qoca derbüĢ, men de qoca
760
derbüĢ; yoldaĢ‿olax dā. Dédi; ağa, mennen senün yoldaĢlığun tutmaz, géĢ,
gét. Dédi: Gétmerem,
- Néce gétmesen?
Dédi: Gétmerem‿ağa. Bu çox dédi, bu az‿éĢitţi, bu ağaĢţakı. Dédi:
Gétmerem. Ya qeyit bı géce mene qonağ‿ol, senne ayrılırım; qeyitmesün
765
senne ayrılan döyrem. Dédi: Évü harda? Dédi: Meņ‿évim bu terefdedi. Dédi:
Elacım yoxdu, bu köpöy‿oğlu, mennen‿el çekmedi. Qeyitdi, qeyitdi. Dédi:
Xob, bınnan yoldaĢ‿olsam; bu mēn sirrimi biler. Day bilmir ki bu bilir,‿orda
görüb bını. Qeyitţile, hay bırdan,‿ordan... Gördü, ede, bını saldı bi dene
cengel-i biyabana yétiĢdile.
770
- Ağa, harda?
- Budu, bu cengelin vesetinde évim.
Geldile, axĢam‿otdi; dédi: Belé, be év menimd. Arvad gördü, ahō; bu
derbüĢ bi den de salıb götüne, iki dene derbüĢ‿oldula gelille. Dédi:
Köpöy‿oğlu getţi, bi den de doğdu, özüynen getirir. Géne durdu, çobanı
775
qoydu hemen polaţ sandığa, kitţedi, açarın gizletţi. Geldi:
- Xanım, bes, nerduanı salla gessin. Gelek yuxarı.
Dédi: Senün qıçun sınsın; sen gétdün, bi den de özü çün nuzul getţün.
Men‿éliyemmerem, men sallıyammerem nerduanı. Dédi: Xanım, nerduanı
salladu aĢağı, héç; sallamadun, saxtumanı uçurdacıyx. Gereħ gelek yuxarı.
780
Menim qonağımdı, getimiĢem. Merbüt sene döy; yémeħ menen,‿iĢmeħ
467
mennen. Gördü, yō; bılar iki neferdile; ağaĢdandı da, sındırıb saxtımanı
salacaxlar yé're. Mejbur‿oldu nerduanı salladı. Salladı, belé. Bılar çıxdıla
üsde. Gördü, belé, bu otax deyib birbirine géne; dédi: Xanım! Dédi: Bēļ! Dédi:
üĢ dene Ģam düzeļdeceħsen. ÜĢ dene mej'meyi düzeldeceħsen, qeĢeg
785
getireceħsen. Dédi: Niya, üĢ dene niya? Xobi, iki nefer sizsüz, bi nefer men.
Size merbut döy ki men yéyem, ténçede yéyem, qazançada yéyem, héĢ
'yémiyem. Dédi: Sene merbüt döy; qäza menim, xārbar menim, yémeħ
menim,‿iĢmeħ menim. Sen gereħ mēn çin‿icra éliyesen,‿élemesün; dedün
yandırram. Belé, arvat getdi, üĢ dene mejmeni düzeltţi, getdi qoydụ meclise.
790
Bu derbüĢ dédi: Xob, gül-ü mōla, üĢ dene mejmeni; bının‿adamı yoxdu ki;
sen bıları niya…. Dédi: Var, sene mebüt döy. Ġndi adamnarı çıxaŗdacaam.
Dédi: 'Hardan? Dédi: Vardı da men bilirem. Dédi: Gül-i mōla! Dédi: Belé!
Dédi: Sen de o xanımuu çıxadasan,‿aĢ saxlama, qo Ģam yésin. Dédi: ē,
çepbel-i haramzade sen mene töhin‿élisēn, menim xanım vār? Dédi:
795
Çıxatmasun da men çıxadacam. Çıxat xanımuņ. Gördü baba, bının sirri
bından da derindi.
- Baba, men cadufél bilirem. Bu köpöyoğlu mennen derindi. Menim
sözümü 'hamısın bildi, néyliyim?
Olmadı, mejbur‿oldụ, gétdi cumxurdan‿almanı çıxatdı, oxudu, oldu biŗ
800
dene nāzenin senem; Ģōq vérdi bu saxtuman. Bu qız dédi: Ē‿dedüe lehnet
derbüĢ; baba, bu cādufél de bilir, öz‿eri için. Dédi: Xōb, 'xanım! Dédi: Belé!
Dédi: Sen de o adamun çıxadasan Ģam yiye; onu Ģamsız saxlama. DerbüĢ
dédi: Ē, sen, menim‿arvadıma töhin‿élisēn? Dédi: Sene merbüt dõy. Sen
'oti. Men çıxaţacaam‿adamı. Dédi: Du çıxāţ, çıxaţmasun da adamun
805
çıxadacaam. Arvaţ gördü, bu da hāmısın bilir. GéĢdi, yaxasınnan bi dene
sancağı çıxatţı, oxudu oldu, ē, bi dene buğu bur'ma; géĢdi eyleĢdi. Dédi: Gülü mōla, gördǖn? Men sene déyirem: ÜĢ dene Ģam düzeļt, adamı var. Gördün
vār? Dédi: Xudāyā, xudābendā, bu mennen derin ‿imiĢ. Dédi: Ġndi, gül-ü
mōla! Dédi: Bēļ! Dédi: Senü xanumun‿öz‿oynaĢıynan yéyeceg, meem ki de
810
öz‿oynaĢıynan. Biz de ikimiz Ģaamızı yéyeciħ, sessiz seher durup çıxıp
468
gédecig. Day dillenemmerik, dillendig; bılar bizi öldürer. Dédi: Yaxçı! Olar,
her kes öz‿oynaĢıynan vırdıla köfün demine, yédile, iĢdile. Bılar da sesiz bu
yanda yédile, yatdıla; seher durdula.
- Xanım xudāfiz.
Dédi: XoĢ geldüz. Dédi: Biz‿ikimiz gédek. Eli Ģenine déyip baĢımızı
815
saxlıyağ, bu év de sizün. Dédi: XoĢ geldüz. Ağa, bu derbüĢler gétţileŗ, çıxţılaŗ
bi dene Ģeh're. Dédi: Ġndi Eli Ģenine déyek; qeĢeg köfümüz kök, damağımız
çağ.
Day‿onnan
bize;
olmazdı
o
arvttardan.
Sen
cumxurunda
dolandırdun‿elaci‿olmadı, oynaĢ taftı. Men‿onun qundağın‿aldım getdim,
820
bırda böyüttüm, géne 'tafti. Day‿elaĢ yoxdụ bize. Ağa bılar bi dene
mecliĢ‿aĢţıla; biri géĢţi,, bu yana “Haqq‿Eli dus”. Biri géĢţi o yana “Haqq‿Eli
dus”. Gördüle ama, bi dene cavan bırda mecliĢ‿açıb,‿Eli Ģenine déyir. Allah
bilir yékţi bu 'cavannıxţa, 'sōtta, 'nefesţe, 'sesde. Ağa, bılar “Haq Eli dus”. HéĢ
kim bılara baxmadı; éle o cavana baxdılar. On‿uçun‿éle pul tökţile ki éle bi
825
desmal. O pulun yığıdı bılara bi qıran da véren‿olmadı. Bılar dédi: Ağa, o
kimdi, o çiḳāredi. Onu mecliĢine baxdıla; bize baxmadıla; bu necür necürdi?
Dédile: O Ehmed-i Biqemdi; onuņ qemi yoxdu dünyada. Onuņ cavannığı da
yékţi, sōtı da yékdi; bi xanımı var, xanım‿özünnen de cavan; sirvet'mendi.
Dédi: Çox qeĢeg. Dédi: Éybi yoxdi gül-ü mōla nahardan sora gédeg;
830
nahardan qabağıdi, o biri xıyuabanda mecliĢ‿açağ. Ağa, bılar gétţile çıxţıla o
biri xıyabna. Gine mecliĢ‿aĢdıla gördüle; ē, hemen Ehmed-i Biqem‿orda bu
sefer mecliĢ‿açıb. Ağa gine:
- Haq Eli dus.
Bılara héĢ kim baxmadı; gine nemene vereceg‿idile; tökdile Ehmed-i
835
Biqem‿için. Yığdı, bi desmal bağladı; yol baĢladı. Dédi: Du bının qabağın
keseg. Gereħ bı géce bizi apara. Da bize bi qıran véren‿olmadı ki;
xonaxamız da ki yoxdụ. GéĢdile, bının qabağın kesdile:
- Gül-ü mōlā, 'Ehmed-i Biqem!
469
Dédi: 'Belé! Dédi: Ağa, biz qeribe, iki dene biçāre gelmiĢiħ bırda, haq Eli
840
dus, Eli Ģenine déyek; bi nefer seni qoyup bize baxmadı. Bizi gereħ bu géce
aparasan, saxlıyasan. Dédi: Xob, naxada iĢlerdüz? Dédi: Meselem,‿o dȫre,
béĢ tümen,‿üĢ tümen. Dédi: Ağa, baĢa béĢ tümen; mennen‿el çekün. Dédi:
El çehmeriħ. AğaĢdaki déyir‿ē. Dédi: Ni'ye? Dédi: Gereg géce bizi
qonağ‿éliyesen. El çeħmerem sennen. Dédi: Baba, mennen‿el çek, çix gét;
845
xob,‿évün dağılsın; béĢ tümene on tümen verérem. Dédi: Alla vara; yüs
tümen véresen;‿el çekmerem. Dédi: Xob, cehendem. TüĢtü, bıları götdü
apardı. YétiĢdile bi dene saxtumana, qapını çaldıla, bi dene xanım geldi,
qapını aĢdı; gördüle, xuāyā, éle cavandı, éle cavandı; doğurdan‿éle cavandı.
Ehmed-i Biqem‟nen de cavan odu. Sirvet de dünyadan çıxıb. GéĢdile, beli,
850
éle bu xanımı gördü; gördü; Ehmed-i Biqem‿éle saraldı, oldu sap sarı
zerdecu'a.
- Gül-ü mōla buyuruz.
GéĢţile, belé, bi dene otaxda ottu'lar. Otaxlarda éle bücür, tūderdudu,
qabax birine baxırdı. Ehmed-i Biqem de géĢţi, otdu o biri otaxda. Oldu Ģam
855
vaxtí. Gördü bi dene qara qul; héĢ‿adama oxĢamır; ağa, bu Ģamı getţi. Getţi
qoydu
bıların
qabağına.
Bi
dene
de
Ģam ‿apardı
orda
öz
qabağıynan‿arvadun qabağına, bi den de Ehmed-i Biqem‟ün qabağına.
Ehmed-i Biqem baĢın saldı aĢağı, her dem mınnan yavaĢ yavaĢ yédi. O
qulunan, qara qulunan xanım, bu qaĢığı soxur
860
‿onun‿ağzına,
o soxur
bının‿ağzına; vırıfla bılar éĢq-i nuĢq‿élille. Dédi: Yéme. AğaĢdaki yérdekine
déyir. DerbüĢ dédi: Évün dağılsın yéme. Dédi: Niye? Dédi: Hele bax, gör,
onun qara günü bizden çoxţụ. Onun sirri bizden çoxtu. Yéme, gere men
bınnan bi Ģéy‿ele getirem. Bılar yémedile. Qara qul geldi gördü, bılar Ģama
el vırmıyıp. Dédi: Ağa? Dédi: Yémerik, biz,‿Ehmed-i Biqem‟i istirik. Ehmed-i
865
Biqem geldi: Ağa, gül-ü mōla niya Ģamuzu yémedüz? Dédi: Yémerik. Dédi:
Niye? Dédi: Sen sirrün bize dé'sön, Ģam yiyecik; démesön, yiyen döyrük.
Dédi: Menim sirrim? Dédi: Senün sirrün çoxtu. Senün qara gün lāp çoxtu.
Dédi: Ağa Ģamuzu yéyựn. Dédi: Yémerik. Dédi: Évüz dağılsın; men her kime
470
sirrimi dé'sem;‿evvelce onun baĢın keserem; démiĢem; oları öldürrem. Dédi:
870
Ağa biz razıyığ, razıyığ, sirrin dé, bizim baĢımızı kes. Ağa, dédi: Götürün
desxetţüznen
yazun;
mesuļkar‿olmıyım,
da
sizi
men‿öldürsem;
mēsuļ‿özüzsüz;
Allah
günahkar‿olmıyım
Allah
yanında
yaanda.
Göttüle yazdıla: Ağa bizim qanımız halal; sen sirrün dé bize, baĢımızı kes.
Dédi: EyleĢün, indi, Ģamuzu yéyün, déyim. Bılar Ģamların yédile.
875
Ehmed-i Biqem danıĢdı. Dédi: Valla, menim sirrim‿odu ki, görüsen,‿o
xanım menim, menim emim qızıdı. Biz‿emi qızı, emi oğluyığ; ne menim
dedemün;
mennen
sovay‿uĢağı
yoxtu,
ne
onun
dedesinün‿onnan
sovay‿uĢağı yoxtu. Biz béĢik kesméydik birbirimize. Dedemiz ki öldi, bizi
toy‿éledile. Dedemiz de öldü; onun da dedesi öldü; sirveti bize toxtadı,
880
menim de dedem‿öldü; sirveti mene toxtadı. Görüsen, xanımım‿özümnen
cavan,‿özüm xanımnan cavan; sirvet de dünyadan çıxıþ, cavannığımız da
yékţi. Biz and - qessem‿éledik ki her birimiz qabaxca ölseg; ere gétmiye;
men‿ölsem;‿o
ere
gétmiye,
o
ölse,
men
arvad‿almıyam;
and
-
qessem‿élemiĢţik. Men de Eli Ģēnine déyerdim. Menim de adım‿Ehmed-i
885
Biqem; yanı bu dünyada 'qemim yoxtụ. Ağa, bir gün gétdim, qızıĢdım; hay
bırdan,‿ordan; gétţim çox‿uzāx yére géttim; éle bil‿üç‿ay yol géttim.
Géttim; belé, Eli Ģēnine déyirem. Men gédim,‿arvadım meriz‿olsun. Arvad
meriz‿olsun; götüsün bi dene qasıda yazsın, vérsin, désin: Gét,‿Ehmed-i
Biqem‟i tap, dénen: ÜĢ güne özün yétitdün, yétiripsen; yétirmedün, day
890
xanımun göremmesen. Men bi yérde mecliĢ‿aĢmıĢdım, gördüm bi nefer
geldi; üç‿ay yol gétmiĢem men; gördüm bi dene nāme getţi.
- Ağa, bu nāme sene yétiĢeceħ.
Aldım,‿aĢdım baxdım, gördüm‿ē; emim qızı yazıp: Emi oğli, egeŗ‿üĢ
güne özün yétirdün, yétiripsen; yétirmedün, day meni göremmesen, men
895
dünyadan gédirem. Dédim: Xob, men‿üç‿ay yolu üĢ güne necür gédim;
vesile yox, bi Ģéy yox. Day, mecliĢi öcür baham vırdım.
- Ağa, ne geldi sene?
471
Dédim: HéĢ, day men‿oxumuram. Geldim; dédim: Xōb, men and qessem‿élemiĢem‿emim
900
naxıs‿éleme'sem,
günahkar‿ollam.
qızıynan.
men‿ereĢet-i
Géttim,
Men
me‟Ģerde
qeĢeg‿özümi,
gétdim‿eger‿özümü
emim
qet‿éledim
qızınun
yaanda
nefsimi,
mualice
élettirdim. Onnan sonra yol baĢladım;‿üç‿ay çeħdi geldim‿évime. Geldim
gördüm‿ē; emim qızı ölmiyib. Hemen‿emi qızı éle bırda fır fır fırıllır, Bu qara
qul da bizim nökerimizdi.
905
- Ede, men,‿eceb bedbaxlığ tuttu meni. Men‿özümü, nefsimi qet‿éledîm.
Xob, men ne déyim.
- Emi oğli can geldǖn?
- Belé, geldim.
Belé, yédik,‿iĢdik, géce ottux; belé, durdux yattıx. Dédim: Emi qızı!
910
Dédi:
He!
Dédim:
Emi
qızı,
bes,
men
géttim‿Ġmam-i
Rızı‟ya,
ziyāret‿élemiĢem; ehd‿élemiĢem, qıŗx gün sene youx gétmiyem. Dédi: Niye,
mēlim,
men
meriz‿olum,
piselmiĢēm?
Dédi:
Yox,‿axı,
and
-
qessem‿élemiĢem‿Ġmam Rıza‟yna, qıŗx gün gerek sene youx gelmiyem.
Dédi: BāĢe, Ağa qırx gün baĢa geldi, géne xeber‿olmadı.
915
- Em oğlı, be sen mene youx gelmisen? Gereħ sirrün mene diyesen.
Dédi: Valla, sirrim ki; ayrı sirrim yoxtu; sen ki mene nāmeni yolladun,
nāme geldi, mene çıxdı; dédim: Xo, men‿üç‿ay yolu üĢ günde necür gédim?
Getţim
gördüm,‿emim
qızı
tamahlandım‿arvad‿aldım;‿ereĢet-i
920
ölüb,
mēĢerde
men;
senün
Ģayäd
yanunda
günahkar‿ollam.
- Nefsün qet‿éledǖn, hē? Köpöy‿oğlu; dür-e-canab; pox yédün Ģeriħli
emmiznen, dedemiznen, néce…? Be, men dünyanun görküyem.
Sennen belke Ģir‿emele geléydi, molla emele geléydi, qāzi emele
geléydi. Dādqāh‿oléydi. Sen, néce ki…, çox da öldüm; sen nefsün
472
niye qet‿élirdün köpöy‿oğlu; dürecanab. Durarsan meni apararsan,
925
kebinimi dalı oxutturarsan.
- Emi qızı, seni ät vérrem Allah‟a… Men‿Ehmed-i Biqem‟em. Dünyada
hāmı meni Ehmed-i Biqem çağırır. Menim sirrimi baxĢ‿élemē. Dédi:
Olmaz. Ya icāze vér; men bu qara qulunan déyim, gülüm, danıĢım;
senün sirrün kanarda olmasın; ya da meni boĢıyasan. Elacım ‿olmadı,
930
dédim: Éybi yoxdi, éle bu qara qulunan dé, yat, dur, köfün çek; amma
menim sirrimi bayan‿éleme millete.
Dédi: BāĢed. Ġndi, Odi, gellem, adım‿Ehmed-i Biqem‟di; hāmıdan
qemim çoxţi. Olar diyelle, gülelle, yatalla, duralla; men sessiz bırda Ģamı
935
yiyerem, seher durram, géderem,‿Eli Ģēnine diyerem. Ġndi, icāze vérün;
baĢüzü kesim.
Dédi: BāĢē; sen de icāze véresen; biz de sirrimizi diyek; baĢımızı kes.
Déyer: BaĢ‿üsde. Bu diyer: Valla, menim cereyanım bu cür; her kimi adım;
bu
940
cür
giriftar‿oldum.
Axırında
qundağın‿aldım,‿olcağın‿apardım
bi
bi
dene
dene
qızı
biyabanda
géttim,
saxtuman
düzeltţim;‿orda perveriĢ vérdim, böyüttüm,‿özüme zenen‿éledim; axırında
baĢıma bu oyun geldi. Bücür, bu derbüĢ mene daraĢ geldi. Bu derbüĢ de
bedbax, arvadın bi dene alma élemiĢdi, cumxurda dolandırırdi; fılan çéĢmede
bücür yattı, bücür‿éledi, bücür‿ottu. Bu sefer bu yatannan sonra bu xanımı,
945
bi dene bırdan sancax çıxattı, éledi bi dene buğu burma oğlan. Bu da
öcür‿oldu. Bizim de sirrimiz bücürdi.
Dédi: Bes, indi, éle üçümüz de…, Biz de o saxtumanı vérdig‿olar
qaldıla orda. Dédi: Day men de sizi öldürmürem. Éle men de vérim, qara
qulunan, xanımım saxtumanı saxlasın; gédek, men‿Eli Ģēnine déyim, süzün
950
baĢüzü saxlıyım. Seher durdula bılar, o Eli Ģēnine dédi; bıların baĢın saxladı;
men xeber gettim sēn‿için.
473
- Çoban 955
Bi dene çoban var‿ıdı. Bu çobanın bi dene oğlu vardı; derse géder'di; bi
dene de o dȫre patıĢahun qızıynan ders‿oxurdula bılar‿ikisi. Bılar
hemqılasdıla birbirleriyle. Hemqılas‿ıdıla. Éle oğlan da cavan‿ıdı, qız da
cavan‿ıdı. Günnerün bir günü gız dédi ki Ay‿oğlan! Dédi: He! Dédi: Menim
sene éle älağam var ki; düz sözü, seni görmiyende bağrım çattır. Hemi
960
hemqılasıx, hemi senün suyun mene çox xoĢ gelir. Dédi: Xob, senün mene
älağon var. Sen bi dene Ģah qızısan, men bi dene çoban ‿oğli. Allah, seni
mene qısmet‿élese, gelersēn? Dédi: Niye gelmerem! Seni de Allah yaradıb,
meni de Allah yaradıb. Çox da Ģah qızıyam, sen çoban‿oğlusan; senün
dersün mennen de yaxçı, cavannığun mennen de yaxçı. Da, bu biŗ ‿iki kelme
965
sözü bırda danıĢdıla. Bu oğlan bir gün gétţi, nenesi için danıĢdı, dédi: Valla,
nene, Ģahın qızıynan bi dene bücür söz danıĢdım; o qız, mene bu sözü dédi.
Dédi: Ē, o sene aĢığ‿olub. Qoy déyim, dedün seher géssin xasteqarlığa.
Dédi: Évün dağıssın, néce géssin? O bi dene Ģahın qızı, men bi dene
çoban‿oğli. Dédi: Baba, o yalvarır gele; baĢuṿa da döner. Geler, men keniz,
970
dedün nöker; iĢlerig‿o yeer dā. Dédi: Baba, ge, el çek. Dédi: 'Olmaz. Géce
arvad kiĢiye dédi: KiĢi! Dédi: He! Dédi: KiĢi évün dağıssın, Ģahun qızı
aĢığ‿olub‿oğlana; seher gét xastqarlığa. Dédi: Arvad, 'béle iĢ‿olmaz. Dédi:
Olar, yalvarır. Dédi: Gel… Dédi: Geler, seni iĢün yoxdu. Oğlan, o gün gétţi
medresiye. Seher gétmedi, qoyunu aparmır çöle. Belé, bu durdụ, kiĢi durdu;
975
bi dene meen kimin ḳārger, biçare; ağa, paltar culuz, bi den de dağarçığa
çörek qoyub dalına aslıyıb; gétdi. Belé, yétiĢdi derbara. YétiĢdi gördü; baba;
nigehvan, pasıban, durub.
- Qo'ca, ne zülm‿oluf?
Dédi: Zülm size olsun; mene ne zülm‿olub? Dédi: Be hara gédisen?
980
Dédi: Menim xéyirri iĢim var. Ġcāze vérün, gédim, Ģahınan sözüm var. Dédi:
Évün dağılsın, bücür qoy... Dédi: Ağa, qoyalla, menim xéyirri iĢim var.
Zülm‿üzüze olsun; ne zülm‿olacax mene. Men xéyirri iĢe gédirem. GéĢdile,
dédi: Ġcāze alax. GéĢţile: Qıble ālem sağ‿olsun, valla, bi dene çoban, dalında
474
bi dene bir Ģéy‿aslanıb; déyir: Menim xéyirri iĢim var. Dédi: Zülm‿özüze
985
olsun, ne zülm, men xéyirri iĢe gédirem. Bes, icāze vérün gédim Ģahun
yanına. Dédi: Xo, yol vérün, goyun gelsin. Dédi: Ge géç. GéĢţi, gördü; hō;
vezir, vüzera, vekil, Ģah hamısı oturufla. Bılar baxdıla.
- Selamm‿eléyküm,
- Eléyke selam,
990
- Ağa, sene ne zülm‿oldụ?
Dédi: Ağa, zülm meni istemiyennere olsun, ne zülm, men xéyirrige
gelmiĢem. Bu Ģahı mene tanıttırun. Bılar gördü xaxol bir ‿adam gelib. Dédi:
Néynisen? Dédi: Ağa, meem Ģahınan sözüm var dā. Siz bu Ģahı… Men
görüm, hansuz Ģahsuz? Dédi: Ağa, Ģah, qıblé ālem,‿odéy,‿odu. Dédi: Da
995
qutardı, qıblé ālem! Dédi: Belé! Dédi: Valla, çox danıĢmağun karı yoxţı;
senün
qızunan
menim‿oğlum
hemqılasdı,
hemdersdile.
Bes
qızun
menim‿oğluma aĢığ‿olub; icāze véresen, toyu éliyek. Bu Ģah bi güldi, vezire
baxtı, vezir vekile baxtı, bu ona baxtı. Dédi: Baba, götürün bının‿engin
basun. Vezir dédi: Qıble ālem sağ‿olsun; o bi dene biçāre, bi dene xaxol bi
1000
adamdi; 'neyin‿öldüresen,‿onu Allah‿öldürüf de. Ona bi dene söz dé, qo
géssin. Onun neyin‿öldürüsen, o bi dene biçāre adamdı, o annamır ki
danıĢmağı. Dédi: Xob, senün‿oğlun Ģuğli…? Dédi: Menim‿oğlun Ģuğli héĢ
zad; ders‿oxur senün qızuunan. Dédi: O Ģuğul döy; apar‿oğlun Ģuqula qoy,
Ģuğul‿örgensin‿öziyçin;
1005
gelsin
qızı
vérim.
Dédi:
Allah
size
ömür
vérsin;‿arvad déyir ki yalvarıb véreceħ. Qeyitţi.
- Xudāfis!
- Xudāfis!
Ağa, bu geldi, dédi: Arvaţ! Dédi: He! Dédi: 'Arvad, éle sen déyen
düz‿oldı. Vérir; dédi: ġuğla qoy.
1010
- Oğlan seher gétme medresiye.
475
Dédi: Évün dağılsın dede, sen‿iĢden çıxdūn? Seün çırağun géĢsin,
néce Ģuğla... Baba, men…. Dédi: Baba, yalvarıŗ, bedbax, bizden yaxçısına
véreceg? Men keniz, dedün de çoban; géder qeĢeg, iĢler getirir. Yéyün,‿içün
köfüzü çekün. Dédi: Oğlanı seher‿aparacam Ģuğla qoyam.
Belé, seher‿oğlanı göttü. Day medresiye qoymadı; göttü bını apardı.
1015
Aparır bını qoya Ģuğul‿örgene. Gétţi, bi nisbi rayda bi dene derbüĢ-i cādu'fél
darıĢ geldi bına. Gördü bi dene qoca, bi dene cavan ‿oğlan‿aparır; ne 'oğul!
Adam‿oğlanun cavannığına, boy buxuna baxır,‿adam doyur. Dédi: Qoca,
hayana aparırsan bu oğlanı? Dédi: Valla, bını aparıram Ģuğla qoyam. Dédi:
1020
Qoy menim yanımda. Dédi: Sen Ģuğul…? Dédi: Belé, her Ģuğul désün bına
örgederem. Dédi: Çoq geĢeg. Men bını qoyacam da, ya sen ‿ol ya her
kim‿olsun. Ġndi ya bilmedim‿eline vére ya ala; bını qoydu bının yanında
Ģuğulu, géde Ģuqul örgene. Vérdi oğlanı qeyitti. Oğlanı vérdi derbüĢe.
DerbüĢ de cādu'fél. DerbüĢ göttü oğlanı. Qoca qeyitti geldi évine. Bu
1025
derbüĢ bını apardı, yétirdi bi dene meqqāriye. Ağa, bi dene dua oxudu,
meqqāre gétţi göye, bi dene tünél‿açıldı; dédi: Oğlan géç. Oğlan géĢdi, dédi:
Xudāyā, dedemü évi dağıssın; bırda ne Ģuql‿örgenecem men; meni getţi
bıra. GéĢdi, hay gétţile, géttile, yétiĢtile; gördü yérü altında bi dene qız,
cavan, çox vecéh‿oturub. Vecéh, yanı çox gözel, göyçek. Dédi: Qız! Qız da
1030
derbüĢün qızıydí. Dédi: He! Dédi: Oğlan‿adun ne? Dédi: Meem‿adım
Mehemmd‟di. Dédi: Qız! Dédi: He! Dédi: Qız, bu Mehemmed‟i getimiĢem;
bına
qeĢeg‿örgedesen
cādu'féli.
Qırĥ
gün
sene
vax
vérrem.
Müretteb‿örgedersen; örgedennen sora; men gédirem. Gelecem men, bını
oxuyacam, bi dene bına qeĢeg çumux vıracam ‿ola mücesseme, vıram
1035
xezāniye. Bunun mücessemesi, xezānede day qıymeti yoxtu; amma yaxçı
örged‿e. Yémeyin de yaxçı vér. Dédi: BaĢ‿üsde! Dédi: Xob! Oğlana tafĢırdı,
bu qeyitti. Qeyitti, qız dédi: Oğlan! Dédi: Bēl!
- Adun ne?
476
Dédi: Adım Mehemmd. Dédi: Évün dağılsın Mehemmed, sen hayannan
1040
geldün darıĢ bu dedemün çengine? Bu dedem kāferdi, müselman 'döyr. Seni
beye qoyar bırdan diri çıxasān? Dédi: Vallam, menim dedem, besab getţi
mene Ģuğul‿örgede. Dédi: Xōb! Qız da bu oğlana bir göyülden min göyüle
aĢığ‿oldi. AĢıq‿oldi bu oğlana; dédi: Mehemmed! Dédi: He! Dédi:
Mehemmed, menim sözüme baxarsan, seni baladan redd ‿éliyēm? Dédi:
1045
Baxaram. Dédi: Men, veli, seni bırdan çıxaŗttım, géttün; menim dalımca
gelesen‿e. Dédi: Gellem. Dédi: And‿iç. And‿içelle, and - qessem‿élelle; bu
gésse, gele bının dalıyca. Dédi: Oğlan! Dédi: He! Dédi: Mehemmed,‿évün
dağılsın, müretteb ders‿örgen. Qırĥ gün bını yédirtti. Mehemmed bi dene
pehlivan‿oldu qevi héykel. Dersin qutardı örgendi. Qırĥ gün baĢa geldi, baĢa
1050
geldi. Dédi: Qırĥ gün ki baĢa geldi, dedem geldi; sene diyeceħ: Mehmmed,
get ge kitabı aĢ‿oxi. Açacax, oxumuyasan‿a. Dése: Bu nedi? Déne:
bilmirem. O nedi? Bilmirem. O nedi? Seni vıracax, diyeceħ: Bes çepbel-i
haramzade, be sene, eĢĢeye Yasin‿oxurdux; sen gırĥ gün menim bu qedde
ağuzamı, qéyrimi yéyibsen bırda. Sen bırda néyliyibsen be? Sen bi dene
1055
dersi örgene bilmiyibsen. Seni vıracaq. Men de déyecem ki ağa, bu hambal-i
bimuzdi; hés zad‿annamır, hés zad bının Ģuuru yoxdu hés zad örgene. Seni
atacax çöle. Attı çöle, ge dalımaca yā. Dédi: BaĢ‿üsde, gellem. Gırĥ gün
baĢa geldi, derbüĢ geldi.
- Qızım!
1060
- Belé!
- Mehemmed‟e örgettǖn?
Gördü, ede, Mehemmed yéyib péyser‿ēh, bi dene qevi héykel
pehlivan‿olub. Dédi: Kitabı get ge görüm,‿örgenipsen? Getti.
- AĢ görüm.
1065
AĢtı.
- Bu nemenedi?
477
Dédi: Bilmirem.
- O nemenedi?
- Bilmirem.
1070
- O nemenedi?
- Bilmirem.
Bına bi silli. Çepbel-i haramzāde, be sen qırĥ günü bırda néyliyifsen?
Bu qedde yéyifsen, olufsan bi dene pehlivan. Qız geldi: Déde, vırma,
elac‿olmaz‿ona, hēs zād halı döy bına. Hambal-i bi'müzdi, hés zad dünyada
1075
bilmir bu bedbax. Dédi: Dur‿ayağı. Ağa, durdu; bi dene daldan bına tepik
vırdí:
- XoĢ geldün. Be sen bırda hés zad‿annamıyıfsān, hés zad bilmisēn?
Oğlan da evvelimci caduféli örgenib. Day her‿emeli bilir. Oğlan bırdan
çıxtı. Çıx'dí gétti, oxudu oldu bi dene göerçin qenet qenete vırdı, gétti tüĢtü öz
1080
'qaplarında. TüĢtü géne oldu hemen Mehemmed, géĢţi; gördü, dedesi éle
çobançılığ‿élér; nenesi de oturup. Girdi içeri; nenesi dédi: Oğlan sen
kimsen? Dédi: Nene, meni, tanımısan? Dédi: Sen kimsen? Dédi: Men
Mehemmed‟em. Dédi: Néce Mehemmes‟sen? Sen bu qırĥ günde necür bu
qedde oldun? Dédi: Men hemen Mehemmed‟em, narahat‿olma. Éle senü
1085
oğlun Mehemmed‟em. Dédi: ē, sene qurban‿olum; Ģuğlu örgen…? Dédi:
ġuğul‿örgenmiĢem, senet‿örgenmiĢem; da qutulan döy. Géce oldu; dedesi
geldi, gördü; ede, bi dene qevi héykel pehlivan bılarda oturub.
- Arvad bu kimdi?
Dédi: Mehemmed!
1090
- Néce Mehemmed?
Dédi: Évün dağılsın,‿oğlumuzdu da. Dédi: Ağa, meni tanımısān?
Hemen Mehemmed‟em. Dédi: Sene qurban‿olum; sen qırĥ günde 'necür bu
qedde
oldun?
Dédi:
Meni
bi
dene
senete
qoyufsan;‿evvelim
senet‿örgenmiĢem; narahat‿olma. Ağa, seher gétmesen, ville davarı.
478
1095
Davara gétme; déne: Ağa, da men gétmirem. Seher meni aparacağsan; bi
dene olacam at-i qırmız; qeĢeħligce aparacağsan bazara. Mennen
qorxma‿yā, men seni öldürmerem, sene esļen‿eziyet‿élemerem. Bazara
apardun; mene hāmı aĢığ‿olacax. Ne désün meni alacaxla, néçe désün
meni alacaxla; ama noxtamı vérmiyesen. Men cādunu oxuram noxtama.
1100
Déne: Ağa, men noxta vémerem. Noxtanı ki vérmedün; men her yanda
olsam; geleceem. Noxtanı vérsün; day gelemmerem. Dédi: Vérmerem. Dédi:
Qorxma‿yā, men seni vırıb,‿éliyen dõrem;‿eslen mennen qorxma. Ağa,
géttile, Ģehere youxlaĢırdı, bi dene elinde elinde; dédi: Vır baĢıma. Vırdı, bu
oxudu, oldu bi dene at-ı Semet. At béle ki baxır, ağzınnan‿alō çıxır,‿eller
1105
gédir göye. Bu kiĢi xōf‿éledi; dédi: ē‿dedem vay, bu meni öldürecek. Déyib:
Day menki at‿oldum; danıĢammerem‿ē; qorxma mennen. Beli, bını apardı,
yétiĢţi bazara. Ağa, millet gördü bi dene qoca kiĢi, bi dene at getiriþ‿eslen
memlekette bu at yoxtu.
- Qoca emi, néçiye?
1110
Dédi: Ağa, müĢteri her kim‿olsa ona diyerem. Ağa bu: Néçe? Dédi. O:
Néçiye? Bu dédi: Meselem birden yüs tümeni; dédi; iki yüs tümen, iki yüs
tümeni béĢ yüs tümen; o dȫre. Bi dene cavan‿oğlan gözü qıfıllı; dédi: Ağa,
bu atun qıymetin dé. Dédi: Ağa, meselem;‿o dȫre; iki yüs tümen. Dédi: Buyur
senün‿iki yüs tümenün. Dédi: Men bu atun‿üsdüne ki çıxdım; dünyanı
1115
dağıdacaam. Dédi: Ağa, men, sene at vérirem; noxta vémirem‿ē, Gét noxta
al gel, vır‿atun baĢına. Men, sene at satıram. Menim bücür‿atım çoxtu; o
noxtalar‿atun baĢına gelmez. Dédi: Éybi yox. Saxla, gédim noxta getirim.
Gétdi, bi dene noxta aldı getti. Bu noxtanı sıyırdı, vırdı bının baĢına, bu çeħdi
apardı. YétiĢri: Ay‿arvaţ! Dédi: Belé!
1120
- Arvaţ‿ersin get ge, atu ayağunu altına. Gör ne, at‿almamıĢam,
qardaĢ‿almıĢa. Bınu üsdüne çıxsam; memleketi dağıdacaam. Arvaţ
geldi gördü, doğurdan da éle attı. Dédi: Évün dağılsın kiĢi, bu bizim
qapılardan‿olmaz. Dédi: Olar. Ağa, çeħdi, bu at sığıĢmadı. Tamam
çerçüanı, qéyré, hamısın sındırdı, bastı géĢti içeri. Dédi: Arvaţ, gét,
479
1125
bike yoncadan,‿arpadan geti, tökek bının qabağına, görek yaxçı yéye
bilîr? Géttile yoncadan‿arpadan gettile, töktüle qabağına, bağladıla
axura. Er‿arvad baxırdı. Éle bike géĢti, gördü; o'ho, at‿oldu bi dene
milçek, üĢţü gétti.
- Eh,‿olan bu at bi dene milçey‿oldi. Arvad‿évün dağılısın.
1130
- KiĢi, bu ne cereyan?
Dédi: Bilmirem, bu necür, necürdi; o qedde at‿oldu, bi dene milçeħ.
Dédi: Amma, héĢ kime buruza vérmiyesen; éle, merdüm qoy xōf‿içinde
qalsın. Dédi: HéĢ kime déme‿yē; kiĢi arvada déyir. Qoy‿éle, millet xōf‿için
désin: Bu bi dene at‿alıb bücür. Sirrimizi déme. Bılar‿elleri 'qoyunda ottular.
1135
Dedesi otumuĢţı, gördü Mehemmed geldi.
- Mehemmed can, geldǖn?
- Dédi: Qorĥma, näğadä menim bu qıymetimi yuxarı desün; ‿alacaxla;
faqaţ noxtanı vérme.
Ağa, bir gün‿oldu qara at, bir gün oldu ağ‿at, bir gün göy‿at. Da bücür,
1140
bücür; day kiĢi sirvetten sirab‿oldu. Dédi: Amma éle günde culda düĢecem;
noxtanı vérme.
Bir gün gine bını aparırdı, gédirdi bi dene bérahe yolunan, hemen
derbüĢ geldi bınnan qabax qabax; gördü‿ē, bu Mehemmed bi dene
olub;‿élebil‿o dȫre; göy demir‿at. Gözlerinnen tanıdı derbüĢ bını. Dédi: Ey
1145
nenün māteminde oturasan Mehemmed; be sen cādufé‟li örgenibsen, sen
bize boyun‿alméyibsan. Senün nenün māteminde oturdacaam. DerbüĢ bu
atı hayana aparısan? Dédi: Aparıram satam. Dédi: Sat mene. Dédi: Alısān?
Dédi: Belé! Da bu qoca da bedbax tanımadı; bu hemen derbüĢdi.
- Qıymed?
1150
Dédi: Ağa, béĢ yüz. Dédi: Be senün béĢ. Dédi: Ama, derbüĢ, men noxta
vérmerem‿e. Dédi: KiĢi, bu noxtasız‿atı hayana aparım? Dédi: Xob, men
noxta… Dédi: Ağa, noxtanun; dé; pulun vérim dā, KiĢini allattı, tamahın
480
çox‿éledi. Dédi: BéĢ yüz de bının noxtası meselem. Dédi: Bu da béĢ yüz,
noxta… Noxtanı da aldı. KiĢi qeyitti. Qeyitti, Mehemmed gördü; xudāyā,
1155
xudābende. Day bını aldı düĢman. Bıın düĢmanıdı, āb-i léysan kimin bının
gözünen yaĢ tökülüŗ.
- Dede, sen meni sattun düĢmanı'ma.
Dédi: Seni, nenün māteminde oturasan Mehemmed. Sen ‿örgenibsen;
démisēn? Ağa, apardı, yétiĢdi; meqqāreni oxudu, meqqāre gétti göye. Gétti,
1160
bını çeħdi içeri. GéĢti, yétiĢti qıza: Qız! Dédi: Ha! Dédi: Qız, hele ge gör,
Mehemmed ne moda tüĢüb. Bu örgenib, bize boyun‿almır. Éybi yoxdı éle; o
çumuğu get ge, men cādu oxuyum,‿éle bını bu mod mücessime éliyim. Bu
mücesseme o biri mücessemeden yaxçı, vırsax xezāniye onnan da yaxçı
furuĢu olar. Qız gördü‿ē oğlan gelib. Dédi: Dede! Dédi: He! Dédi: Onu bağla
1165
orda, ge, nahar‿āmādedi, naharun yé. Dédi: Évün dağılsın, bu cādufe‟li
örgeniþ géder. Dédi: Gédemmez. Ġndi sen be qorĥmusan, noxtasın vér
mene. Alan naharı çeħdim,‿otu yé. Munun dedesin yandırram, bes‿o, bize
boyun‿alméyib. Dede yanıdıracağam‿ona. Noxtanı aldı, dédi: GéĢ naharun
yé. Ağa, bu géĢţi naharın yéye. YavaĢça dédi: Évün dağılsın Mehemmed,
1170
noxtanı sıyırdı qaç. Ağa, bu Mehemmed qaĢţı, éle meqqāreden çıxanda; qız
dédi: Ay dede, at qaĢtı, vırdı menim de az qaldı qarnım cırıla.
- Vay‿öldüm.
Dédi: Ey, senün boynun sınsın qız, 'démedim 'saxliyemmesen.
Mehemmed‿aradan çıxtı. Mehemmed 'çıxdí. Bu derbüĢ de villedi qazasın,
1175
bının dalıyca çıxtı. Mehemmed gördü; yoq; derbüĢ gelir. YétiĢdileŗ bılar bi
dene derga var‿ıdı, dergaça, yétiĢti dergiya. YétiĢti, oxudu, bi dene oldu
bālıq, tüĢdü dergiya, hemen Mehemmed. Bu ki gördi Mehemmed ‿oldu bālıx;
bu oxudu, özün‿éledi bi dene naqqa. Naqqanın qäneti yéke, bālığın qäneti
xırda. Ağa, bu gédir qabaxca, daldan da bu naqqa onun dalıyca gédir. Döndü
1180
gördü; yo; derbüĢ‿az qaldı, bını yétire.
481
Bu oxudu, özün‿éledi bi dene göerçin qalxdı göye. Bu gördü ki bu oldu
göerçin, bu oldu bi dene qırqı, tüĢtü bının dalıyca. Qırqı da axı bu quĢları
yéy'er. Ağa göerçin qabaxca, qırqı bının dalıyca; geldile, hemen Ģeherde dȫr
vırıllar; bını qualır. Mehemmed baxdı gördü, bi dene üsdü açıx yéred bu
1185
patıĢahdı, vezir, vüzera hamısı oturuþ miz sendel‿üstünde.
Fōri geldi, éle bu Ģahun baĢınun‿üstünde oldu bi dene qul-i
Mehemmedî, geldi dik tüĢtü Ģahu eline. Oldu bi dene qızıl gül, dik geldi tüĢtü
patĭĢahu eline. Bu gördự, göyden bi dene gül tüĢti. Dédi: Vezir, vekil, bes bu
gül hardan geldi? Bizim bağda bu gül vār? Dédi: Valla, bilmirem. Dédi:
1190
Bağmanı çağırun gelsin. Bağmanı çağırdıla. Dédi: Bağman, bu gülden vār?
Dédi: Xéyir‿ağa, o gülden bağda yoxtı. Dédi: Bu göyden…ama; çox‿'etri gül.
Bu güle baxır, xoĢi gelir,‿etrin‿iylir,‿elinde oynadır. O gördü ki o oldu gül;
endi geldi, oxudı hemen derbüĢ‿oldụ, geldi:
- Heq Eli dus.
1195
Derbarun qapısında, Eli Ģēni déyir. Eli Ģēni déyir, bına bi pay… Dédi:
Ağa, men pay‿istemirem. Dédi: Nemene istisen be? Dédi: Ağa, o gül
menimdi, gelib tüĢüb size. Men‿o gülümü istirem. Dédi: DerbüĢ, Ģerm‿éle,
xıcalat çek, gülde ne ehemiyet… Menim bına xoĢum gelir; gülde ne
ehemiyet... Qızıl déyésen, gümüĢ déyésen, pul déyésen…. Dédi: Yo, éle
1200
men gülü istirem. Gülü istirem.
Bu Ģah qezebnak‿oldụ; istedi bu gülü vére bına; bu fōri oxudu,
özün‿éledi enar. Bu gine oxudu. Dédi: Ne istisen? Dédi: Enar. Dédi:
Bayaxdan gülü…, indi enar‿istisen. Dédi: Éle hemen gül enar‿oldu. O
menimdi. Ädaletüe zor‿éleme, menim narımı vér. Dédi: Baba, Ģerm‿éle, çıx
1205
gét‿iĢüe, mene eziyet‿éleme; seni öldüttürrem. Dedün… Dédi: Xéyir‿ağa,
héĢ vaxt‿edalete zor yoxtı. Sen menim enarımı… O enar menimdi, geldi
tüĢtü ora. Ağa, istedi ki bu ata derbüĢün‿eline; bu parttadı, töküldü yére.
DerbüĢ ki gördü, bu oldu enar, töküldü yére; oxudu, özün‿éledi bi dene
cüceli toux. Cüceli toux‿oldi. Ağa, bi baĢdan qıqqıllır, qıqqıllır, bu narun
482
1210
dennerin döĢürülle, yéyille. Hay yéyille; biri gétţi, patĭĢahun‿élebil mizinü
altına. Ta ora yetiĢinceħ, bu oxudu, özün‿éledi bi dene tülki, hemen bu
Mehemmed. Oldu tülki, mizü altınnan çıxdı, daraĢdı, cüceni, touğu, hāmısın
yédi.
DérbüĢi 'yédi, aradan‿apardi. Bılar da baxılla. Oldu bi dene göerçin,
1215
qaxltı göye. Dédi: Vezir, vekil; bu ege sirr idi…; bu éle äĢkara oldi. Bu ne
iĢ‿idi, qabğa geldi? Bılāŗ hāmısı mat qaldı. Vezir, vekil, vüzera, dédi: Da bu
äĢkar bi Ģéy‿oldu. Evveli oldu gül, oldu enar. DerbüĢ‿old bi dene cüceli touq;
'aļtdan bi dene tülki çıxtı, oları yédi. Ordan, bi sefer bu oldu bi dene göerçin,
qalxdı göye. Bu ne qäzo qederdi? Dédi: Bilmirem? DérbüĢi yédi, yédi. Bu
1220
gine qent qenete vırdı, dolandı, gétti. Gördü, belé, bının qızı dersin‿oxuyub,
bi dene qeĢeg qırxıca qız, qırd dene qız keniz vérib bına. Bi dene bağda
bın‿ıçın qeĢeg külefirengi saxtuman düzeldib, qız‿orda. Qırĥ dene de bına
keniz vériflē. Desrin de qutarıb, hemen qız ki bınnan ‿oxur‿udi. Évinün,
saxtumanun‿orda biŗ serm‿ağacı varĭdı. Hemen Mehemmed, hemen
1225
göṿerçindi; géĢti ottu serm‿ağacın'da; gördü, aluĢqa açıxdı. AluĢqa açıxdı.
Qız da naharı yéyif, yatıp. Bu yavaccalı, éle, qenet qenete vırdı géĢti; oldu
hemen gül, qızıl gül, qaldı taxçada, qaldı taxçada. O qız durdu gördü, baba,
bi dene iy büriyib bu otağı. Baxdı gördü; e ‿dedem vay; bi dene de gül var bu
otax'da; amma béledi, béledi, bınu etrinnen‿adam mest‿olur. Eslen bu
1230
gülden héĢ 'memlekette yoxtu. Bu güle baxatı bir. Döndü, aldı eline iyledi. Bu
gül bi qahqa çaldı güldi; güldi. Téz gülü attı yuére, attı yére, dédi: Baba, gül
de gülēr? Çağırdı; ay qızlar, gelün bıra. Qızlar geldi. Dédi: Qızlar, gét,
bağmanı çağır, görüm bu gülden varımīz? Bağmanı geldi dédi: Valla, bu
gülden bizim‿eslen yoxtı. Bağda bu gül yoxumuzdı. Dédi: Qızlar, dedüzi
1235
yandırram, bu gül‿istiye sola, öldürecem sizi. Bi gülü bi mod saxlıyacağsuz,
gelib solmıya. Gettile bi dene qeĢeg güldan düzeltţile, gülü qoydula ora,
qoydula bının taxçasına. Büriyib,‿iy büriyib, eslen Ģōq büriyib‿otağı. Géce
oldı. Belé, Ģam geldi; bu oxudı, qızın gözüne görükmür; endi geldi, ottu
surfanın baĢında. Bılar nemene gettile; bu yédi; qıza aman vérmedi. Qız
483
1240
dédi: Xudāyā, be, büyün doymuram. Dédi: Qız, Ģam getirün. Éle bu qızlar
getireni Mehemmed yédi. Qızlar getireni Mehemmed yédi. Qıĥr dene qızun,
bi dene xanımun; qıĥr bir dene; hāmısıın qazasın yédi. Bu qızlar güldü. Dédi:
Xanım, büyün seüņ qarnua ilan giriþ? Bu qedde qazanı… Dédi: Valla, men
de teecüb‿élirem. HéĢ‿özüm doymadım. Bu necür, ne cereyandı? Vırdı,
1245
géne bu qız géce yatţı. Qızlar da gétti öz otaxlarında, éle dédile, güldüle:
- Olan xanımun; qıĥr dene, qıĥr bir de qazaynaņ biz aj qaldıx. Bınun
qarnına ne bala gelib?
Bu qız yatţı, yuxuya gétti, gédennen sonra bu yavaĢcılı endi, géĢti, otţı
qızın baĢınu üsdün'de. Ottu baĢınu üsdünde; oturannan soņra bu qızun bu
1250
üzünnen,‿o üzünnen‿öfti; gine hemen gül‿oldi ottu güldanda. Seher qız
durdu; ē, bınu üzüne leke tüĢüb; çağırdı:
- Qızlar, gelün bıra, görüm.
Geldi, dédi: YatmıĢduz? Dédi: Xéyir! Dédi: Köpeyin qızları, be
yatmamıĢ'duz; menim bu üzüme hardan leke tüĢüb. Dédi: Xanım, valla, billa,
1255
biz‿éle bı géce senün qaza yémeyün, Ģam yémeyün déyiþ gülmüĢük. Dédi:
Yō, yatıþsuz. Ağa, birbebir bıları getti Ģallax vırdırdı. Bu qızları béle vırdırdı,
béle vırdırdı; da bedbaxları day kül‿éledi. Bılar‿ağlaĢılla:
- Xanım, valla, yatmamıĢığ.
Gine oldu géce. Dédi: Qazanı çox‿éliyün. Géce oldu, gine qazanı
1260
gettileŗ, endi yédi. Gécenin bi zamanı gine qız yatmıĢtı; endi geldi aĢağı.
Geldi, gine géĢti, qızun baĢı üsde ottu; bu qızun bu üzünneņ, ‿o
üzünneņ‿öftự, qızı oyattı. Qız durdu gördü; ē‿dedem va; bi dene qevi héykel
pehlivan‿oturuþ bınun baĢu üstünde.
- Ağa, sen kimsen, bıra gelipsen, sen çiḳāresen?
1265
Dédi: Qız, meni tanımısan? Dédi: Yō! Dédi: Men‿éle hemen
Mehemmed‟em, sennen ders‿oxurdum. Sen qızları niye vırdırdun? Senü
üzün leke, men salmıĢtım. Gül menem. Götürüsen, men gülürem sen ‿atısan
yére. Ağam geldi, senü ağua xasteqarlığa. Dédi: Apar senet... Men bücür
484
senet‿örgenmiĢem. Ġndi, mene gelisen ya yo? Dédi: Senün baĢuva da
1270
dönnem;‿onda gelirdim‿alān sehlidi hele. Dédi: Buruza vérme; qıĥr gün bılar
yédile, iĢtile, köflerin cırdıla, bırda köfe baxtılaŗ. Bir gün dédi: Qız, men
gédirem‿émmize; dedemi yolluyacām‿élçilige, senün toyun baĢlıya. Görem
dedün vérir ya yo? Dédi: BaĢ‿üsţe. Bu gétti.
- Mehemmed can hardasan?
1275
Dédi: Alla seni mehv‿élesin dede; Sen, meni düĢmana sattūn?
Ceng‿éledim; démirem, yédim;‿ama dedem yandı da. Seni mehv‿olasan,
Sene démedim: Noxtamı satma? Dédi: Démirem, onu da yédim. Dedesin
yandırdım; amma..., Bu nenesi dédi: Ay seni mehv‿olasan kiĢi, dünya malı
gözün tutmuĢtu? Sen, noxtanı, niye sat…? Dédi: Éybi yoxdu, da
1280
ses‿élemiyün. Ġndi. Seher‿ağa gét élçilige, gör Ģah ne déyir. Seher durdu
gétţi. Day libas saz, evez‿olub, vez cürrenib; hemen çoban. Gétţi gine, bu
pasıvannan, servazdan; derbardı da.
- Qoca hara yédesen? Ne zülm‿olub?
Dédi: Zülm‿özüze olsun. Ne zülm‿olub; menim xéyirrig‿iĢim var;
1285
gédirem Ģahun yanına; ne zülm. Bılar güldü. Dédi: Yol vérün, géçim Ģahun
yaına. Dédi: Qoy,‿icāze alax. GéĢti dédi: Valla, bi nefer gelib, bize bu sözü
dédi. Dédi: Yol vérün, geļsin. Yol vérdi, géĢti.
- Selam,
- Eléyke selam,
1290
Dédi: Qıble ālem sağ‿olsun. Dédi: Belé! Dédi: Filen tarix men gelmiĢtim
bıra, senün qızuva göre gelmiĢtim‿élçilige; ne 'déysen? Dédi: Be, oğlun
Ģuğla qoyufsān? Oğlan da örgetti dedesine. Dédi: Sene dése: Ne
Ģüğl‿örgenib? Déyersen: Özün‿istiyün, özü sene désün. Bını dé, qeyit. Dédi:
Oğlun ne senet‿örgenib? Dédi: Onu mennen xeber‿alma ki; qıble ālem
1295
sağ‿olsun; oğlanı özün‿iste bı'ra; qoy sene desin: Ne senet örgenmiĢem.
Dédi: Gét, oğlanı yolla görüm; bu çiḳāredi? Bu bizden‿el çeħmir, be bınu
485
oğlu necür‿oğuldí? Ġki dene mamur vérdi bına. Geldile, gördü ede, bi dene
qevi héykel pehlivan‿oturup bılarda; éle, yéme, iĢme, bınun gül camalına
tamaĢa éle; cavannığına, boyuna, buxuna.
1300
- Oğlan 'sensen Ģahun qızın‿isti'yen?
Dédi: Belé, menem. Dédi seni istille, gédek. Geldi:
- Salam!
- Eléyke salam
YétiĢti derbara, ağa, salam vérdi, Ģahuņ‿edebin yérine yétirdi. Dédi:
1305
Oğlan,‿o qocanun‿oğlu sensēn? Dédi: Belé qurban, menem. Dédi: Sen ne
senet‿örgenibsen? Dédi: Ne seneti istisēn? Dédi: Senetün‿adı? Dédi: Men
öcür senet‿örgenmiĢem; bi dene gül tüĢtü, senün geldi elüe. Bi dene derbiĢ
geldi, onu istedi. Gül oldu enar. Enarı attun, parttadı töküldü yére. Onnan
sora derbüĢ‿oldu cüceli toux. Bir baĢdan döĢürürdự; enarın bi terefin ‿o
1310
yéyirdi, bi terefi oldu bi dene tülki, qalxdı, daraĢdı o cüceli touğun hāmısın
yédi; onnan sonra oldu bi dene göerçin, üĢtü qalxdı göye; men bücür
senet‿örgenmiĢem. menidim‿o.
- Sen‿idǖn?
Dédi: Belé, menem. Vezir, vekil dédi: Qıble ālem sağ‿olsun,
1315
bücür‿adam cādufé‟l bilir. Bücür‿adam derbara lazımdı dā. Dédi: Qızı mene
vérisen ya yox? Dédi: Vérirem, lap minnet‿élirem; néce da; bınnan yaxçı
senet nemenedi.
Ağa, qızı vérdi bına, toyun‿éledi. Bir gün qıza dédi: Qız! Dédi: He! Dédi:
Bu seneti bi meqqārede örgenmiĢem. Bes, gédeceem‿onun dalıyca. Dédi:
1320
Oğlan, meni de apar. Dédi: Aparram. Dédi: Meni de apar. Gédek, görek
mennen cavandı ya yō? Dédi: Dört dene senün cavanuğundadı. Bu seneti o
mene örgedib. Ağa, bılar durdular;‿o dȫre indi ne vesiléynen géttile. Hemen
meqqāreni oxudu, qaxdı göye; qızınan‿oğlan gétti, çıxdı meqqāriye. gördü
qız‿oturub. YétiĢidi, qız bını gördü tanıdı: Mehemmed can geldǖn? Dédi:
486
1325
Belé! Dédi: Dédün yédim, aradan‿apardım. Dédi: Allah‿ona le‟net‿élesin. O
kāfer idi. Dédi: Bu kim? Dédi: Bu da Ģahun qızıdı; men bını almıĢam. Mene
gelisen ya yo? Dédi: Baba, néce; senün baĢuṿa dönnem. Qız dédi: Böyüħ
senesen. O dédi: Xéyir, sen Ģah qızısan, sen böyüg… Bılar dava éledi. Dédi:
Baba, niye dava élisüz? Ġküz de menim xanımım‿olacaxsuz da. Qızı da orda
1330
aldı. Bının nemene xazāne, qéyri, sirveti, hāmısın göttü, ö dȫre getti Ģahlığa.
Olar qaldı orda, men xeber gettim sēn‿için.
- Qara Çuxa Biri var‿ıdı, bir yox‿udı, qéyrez‿Allah bi nefer var‿ıdı, bu çox
1335
kasıb‿ıdı. Héç cür yétirebilmirdi. Nağada iĢlirdi; hés zad‿artıra bilmirdi. Bu
bir gün dédi: Menim qaraçuxam hetmen yatıb. Gédecem qara çuxamı tapam;
görem bu harda yatıþ ki menim iĢim qabağa gétmir. Hés zad da
yétirebilmirem. Hes zadı da yox‿udı, bi dene arpa çöreyi qoydu, bi dene
qeĢeg cemtayısına; dédi: Arvad, mene xudafis. Dédi: KiĢi hara gédisen?
1340
Dédi: Men gédirem, qaraçuxamı tapam. Heŗ yanda olsa, gereg tapam ‿onu.
Bu durdı, yol baĢladı gétţi. Az gétţi, çox gétţi, bi qedir yol gétţi. Gétţi, bir
yéri géçirdi; qaranquluğıdı. Gördü, bi dene qurt yolda fırranır, yolun ‿içinde
fırranır. Dédi: Ağa, hara gédisen sen; qurt bu adama dédi? Dédi: Valla,
menim qaraçuxam bilmirem harda yatıb; gédirem qaraçuxamı tapam. Bu
1345
durdu, dédi: Ağa, be Ģensün tapsun; qurt dédi; menim de orda bi erzimi
élersen. Men qurdam; bir‿aydı éle bu yolda fırranıram. Bi dene hés zad
tapammıräm yiyem. Acınnan da helak‿olmuĢam. Ne bi dene; üzüzden‿ırağ;
it yiyemmirem, ne bi dene héyvan yiyebilmirem; éle gicelmiĢem qalmıĢam
bırda. Dédi: BaĢ‿üsde. Dédi, géĢti, gétti. Gétţi, bir yére yétiĢţi, gördü, bi dene
1350
qoca cüt sürür bırda; bına salam vérdi, Alla quat vérdi qocaya. Dédi: Oğlum,
hayana inĢalla gédisen? Dédi: Gédirem, qaraçuxamı tapam. Dédi: Kiŗpitün
var; bi dene men…? Çumux çekerdi qoca. Dédi: Belé! Dédi: Onu get ge, bi
dene çumux çekim. Getti, kirpiti vérdi; bi dene çumux çeħdi bırda, tütün
487
çeħdi. Dédi: Sen‿Allah; gédibsen, qara çuxun taftūn; menim de erzemi éle.
1355
Dédi: Senü erzün nemenedi? Dédi: Menim‿erzem;‿odu ki bu zemi bi xelver
buğdanun yéridi. Ġndi bırda men‿ilde bu zemini ekirem,‿özüm de
külfetdaram, hés zadım yoxtı. Ekirem, bu zemim dörhadör qällä getirir; veset
getimir. Bınun cereyanı nemenedi? Buğda ekirem bu zemiye; bu zemim
dörhadör buğda getirir; veseti getimir, bu da bir xelver buğdanun yéridi; gör
1360
bınun cereyanı nemenedi? Dédi: BaĢ‿üsde. Bıŗdan da xudafis‿éldi, gétti.
Gétti, bi dene yétiĢti cengele. Gördü, cengelün bi dene ağaĢ var,
köyüldü onun‿altı, boĢdı. AğaĢ çürüyựb, vesti qalıþ köyül; bi nefer‿orda
yatıþ; dédi: Éle Ģensim bu köpöy‿oğludı yatıp bırda. Bına bi dene ağaĢ vırdı,
dédi: Bırda niye yatıfsan? Menim…. Da ölmüĢem, hés zad yétirebilmirem;
1365
day 'oxqede gezirem,‿iĢlirem;‿elaĢ yoxtu mene. Dédi: Vırma meni; men
senün Ģensüem; tafdun me'ni. Day durdum, Ģensün day getţi; gét. Qaraçuxa
yatıþ bırda. Dédi: Sen menim qaraçuxamsan; bırda niye yatıfsan? Dédi: Men
yuxuya yétmiĢem; day durdum, vırma meni. Day senün bınnan sonra Ģensün
getirecħ. Her yére géttün,‿iĢün düz geleceħ. Dédi: Het'men? Dédi: Hetmen!
- Day yatma ya.
1370
Dédi: Yo, yatmaram. Qeyitti. Qeyitti geldi; bi Ģehri géçirdi, gördü, Ģehrün
kanarında bi dene iki mertebe saxtumān; bu saxtumanda bi dene qız gezir.
Bu
uzaxdan
salam
vérdi
bu
qıza.
Bu
eléyk‿aldı.
Dédi:
Xanım,
men‿acam;‿éliyebileŗsen mene bi nahar véresēn? Dédi: Buyur ge yuxarı;
1375
niye vérmerem. Bu géĢti çıxtı otağa. Gördü héĢ kim yoxtu, bi dene qızdı
bırda. Getti, bına nahar vérdi; dédi: 'Hardan gelisen? Dédi: Valla, menim
qaraçuxam yatmıĢţı. Gétţim men, qaraçuxamı bi dene cengelde, bi dene
köyül‿ağacu altınnan taftım, bi den de ağaĢ vırdım; durdi. Dédi: Day durdum,
Ģensüm men, durdum; da meni vırma. Odu qeyitmiĢem. Dédi: Sene bi çöreħ
1380
vérsem; yiyebilersēn? Dédi: Niye yiyemmerem. Nemenedi çöreyün? Dédi:
Çün Ģensün durub; Ģens hemmeĢe durmaz qaraçuxa. Men bi dene Ģahun
qızıyam. Menim‿ağam dünyadan gédib; héĢ kimsemiz de yoxụ. Ġndi, ge
meni al; bu Ģehrun patĭĢahın‿éliyim seni, ol patıĢah. Men de senün
488
xanumun‿olum. Dédi: Gelersēn? Dédi: Men‿özüm sene déérem; Ģensün
1385
duruf da. Dédi: Lap qeĢeg. Qızı bırda aldı. Qız getti, bını Ģah‿éledi bırda.
ġah‿oldụ. Hay bir‿ay, hay bir‿il, hay‿iki il, hay‿üç‿il; Allah, bına bi dene de
oğlan vérdi; bı qızdan. Çün bınun‿ağlı yétirmirdi, paxma adam‿ıdı, xoludı,
hés zad annamırdı; bının‿éle hemen‿o qabax ki fikri geldi baĢına; dédi:
Baba, menim kül baĢıma, bırda niye qalmıĢam. Gédirem. Men Ģahlığı
1390
néylirem. OtumuĢam bırda zindan kimi, mat mat baxıram. Gédirem dağlarda
kasıblığ‿élirem. Dağlarda héyvan‿otarıram, mal‿otarıram, annan soğuq
sular‿içirem.
- Qız, men gédirem.
Dédi: Hara yédisen? Dédi: Men bırda qalmıram. Dédi: Bedbax, Ģens
1395
hemmeĢe durmaz. Gétme. Dédi: Yox, gédirem, uĢağı da istemirem. Qız çox
dédi; o az‿éĢitti.
- Gédisēn?
Dédi: Belé, Gétti, bının hemen o yolçı libasın getti, dédi: Ġndi soyun.
Géydirdi o libası, dédi: XoĢ geldün. Sen yémeyin bilmedün bedbax. Dédi:
1400
Néylek, Ģensim duruf da. Geldi yétiĢdi; gördü néçe qerine dönüb; hemen
qoca gine orda cüh sürür. Veli qocanı da orda dédi ona. Dédi: Be Ģens, bi
dene qoca bicür mene bu sözü dédi. Dédi: Gédersen ona déyersen ki sen‿o
zemini ekisen; dörhadör buğda yetirir, veset buğdanı getimir, o veset
xezānedi. Bi dene keleħ var, onun da qapısı o keleħdendi. Keleħ yığılıþ, daĢ;
1405
onu söker, xezānenin qapısı ordandı; o xezaneni çıxadar yéer. Ora xezānedi,
odu getimir. Geldi, hemen qocaya darıĢ geldi. Qoca gördü, hō bu adamdı,
hemen‿adamdı gelir; amma bınun vez‿ōzası evez‿olub, bedeni qabağa
gédib.
- Dostum bıra ge görüm.
1410
Geldi. Dédi: Ağa, sen hemen‿adam döysēn; bi zaman gédirdün bırdan?
Dédi: Belé,
- ġensün tafdūn?
489
Dédi: Belé, dede yandırdım, bi dene de ağaĢ vırdım. Dédi:
Meem‿erzemi éledǖn? Dédi: Belé! Dédi: Ne dédi o? Dédi valla: Gédib‿o
1415
qocıya déyersen ki o zemi dörhadör buğda getirir, veset getimir; ora
xezānedi, pul var‿orda. Onun vesetine daĢ yığılıþ; qedim keleħ déyerdile
daĢa; onu söksün, qapısı ordandı; xazananı çıxatsın yésin. Dédi: ġensün
getiriþ ki; ge, sökek, cem yéek, sennen qaradaĢ‿olağ. Dédi: KiĢi, menim
Ģansım durub; men xazananı néynirem, men Ģah‿oldum, Ģahun qızın‿aldım,
1420
bıraxţım‿onu. ġensim duruf da, men‿istemirem. Dédi: Bedbax, Ģens
hemmeĢe durmaz; ge bıra. Dédi: Ġstemirem. Dédi: Men Ģahlığı bıraxdım; men
xazananı néynirem. Dédi: Ay biçara ağlun yoxtu. KiĢi söħţü; gördü, ede,
xezānedi; daraĢdı, yédi, köfün cırdı. Bırdan da redd‿oldu. Geldi yétiĢţi;
hemen gördü qurd‿éle orda gicelenir. Gördü, qurd dédi: QardaĢ,
1425
- Belé,
- Sen hemün‿adam 'döydün; bi zamanı gédirdün?
Dédi: Belé. Dédi: Menim‿erzemi éledün; taftun Ģensün? Dédi. Belé, bi
dene de ağaĢ vırdım. Dédi. Xob, tafdūn, menim‿erzemi éledǖn? Dédi: Belé!
Dédi: Xob, ne dédi Ģensün? Dédi: Valla, qurda déyersen ki senün baxtun
1430
bağlanıftı; héĢ cür senün‿ovua hés zad gelmez yéesen. Sen bi dene paxma
adamı tap‿onu daraĢ ye, baxtu açılsın. Dédi: Alla kömeyü ossun; da oldux
sennen qardaĢ. Bu qurt fikr‿éledi, dédi: Men naxada axtarım, bınnan
paxmasın tapım. Éle bını yéyim Ģensim‿açılsın da. Da bınnan paxma hardan
tapacaam. Dédi: Men Ģah‿oldum, Ģahlığı bıraxtım, bi den de oğlumu
1435
bıraxtım; geldim. Bi dene bücür xezāne darıĢ geldi, onu da bıraxtım. Dédi: Da
men bınnan paxmasın hardan tapacaam. Éle bını yéyim, baxtım‿açılsın.
Endile bi deriye, géĢti qurt bının qabağın kesti, dédi: QardaĢ qabağım...?
Dédi: Valla, yoldaĢ, hay fikr‿élirem, sennen paxma tapa bilmerem. Éle seni
yéyim, baxtım‿açılsın. DaraĢdı kiĢini yédi, baxtı açıldı.
1440
490
- Qarqu Biri var‿ıdı, biri yox‿udı, qéyrez‿Allah bi dene yoxsul‿adam var‿ıdı.
Yoxsul‿udu, hés zadı yox‿udı. 'Naxada iĢlirdi, héĢ zad yétirebilmirdi. Dédi
1445
arvad‿uĢağına: Baba, men gédirem, gédirem‿özüme bi dene… Bu gétţi, day
terg-i veten‿oldu évinnen. Gétti çıxtı bi çéĢmenun baĢı'na; ottu bırda, bike su
iĢti. Bi dene de arpa çöreyi var‿ıdı, bını yédi. Gördü, bi nefer de bi dene
qarqunu minib, özüne at‿éliyib. Geldi, qarqunu aĢtı bağladı orda bi dene
otun kökü'ne. Evvel qarqunu tuttu, fıĢqırıq vérdi, su içe. Bu bi güldü, dédi:
1450
QardaĢ, neye gülüsen? Dédi: Valla, ona gülürem ki sen,‿o qarqunu
at‿éliyifsen; onu minifsen sürüsen; da özün yérisen da; bu bir. Bir de sen
bağlıyıfsan su içsin. Qarqu da su içēr? Dédi: KiĢi, déyesen sende iman yoxţı.
Sen kāfer memleketinnen gelifsen; senün hés zada qayıllığun yoxdụ. Néce
ki, bu menim‿atımdı. Men bunnan her yana gédirem, bu olmasa; men
1455
gé'demmerem. Su iĢti, bike ottu. Bu durdu mine géde; dédi: QardaĢ, men
sennen‿el çeken döyrem. Dédi: Mennen gédisēn; qarqu minene dédi? Dédi:
He! Dédi: Ge, min qarqunu gédek. Dédi: Yox baba, onun neyin… Bücür
gédirem da; onu da minsem; yériyecem da. Dédi: Gördün, sende iman yoxţụ.
Sen kāfer memleketinnen gelifsen. Dédi: Seün ne iĢüe; men qarqunu
1460
minmirem day. Gédek day. Dédi: Xob, ge, gédek. Bu qarqunun minib tozlur;
bu da piyada bınnan. Géttile yétiĢtile, Ģehrun kanarında bi denen cengele
yéţiĢtile. Gördü, qarqudan‿özüne bi dene dam düzeldip, hemen o qarqunu
minen. Bi dene qarqudan‿öziyçin poru düzeldib. Géne o qarqunu bağladı
géĢti; éle bi neferün yéridi. Dédi: Bıra menim saxtumanımdı. Dédi: Lap yaxçı.
1465
Hés zadda yoxtu. Oldu axĢam.
- YoldaĢ!
Dédi: Beļ! Dédi: Ġndi sen qal bır'da. Men fōren minim ‿atımı gédim,
Ģehrimizden Ģam‿alım getirim, yéy'ek. Dédi: Gét da. Ağa, géĢti, gine
qarqusun mindi:
1470
- DüpĢĢ, düpĢĢ!
491
Gétţi. Bi sahat çekmedi, gördü, bu iki neferün Ģamun ‿aldı getţi. Getţi,
dédi: YoldaĢ,‿aldım 'Ģammızı. Dédi: Lap qeĢeg. Dédi. YoldaĢ, gétdün Ģehere
çıxdǖn; qelennaharun da aléydun bi diblice. Dédi: E, indi gör, sende iman
yoxtu kiĢi. Néceki, qelennaharun‿aléydun? Be, sen kāfer memleketinnen
1475
gelifsen. Sen Müselman döysen. KiĢi, gereħ her vaxtun, her vaxda
qazasın‿alam. Bizim Ģehrimiz‿Ġmam Zaman memleketidi, salavatadı her ne.
Dédi: Néce salavata? Dédi: Bizim yéyib,‿iĢmeyi, hāmısı salavat.
- Néce salavat!?
Dédi: Belé, salavattı. Biz‿eger çox‿al'saq; salavatımız qutarar;
1480
acınnan‿öllük. Dédi: Béle iĢ‿olār? Dédi: Belé! Dédi: Seher men bınnan
gédim Ģehere; görüm, bu Ģeher néce salavattı. Seher bınnan géttile, dédi:
Ge, min‿atı. Dédi: Yox, éle men bücür… Dédi: Ay bedbax, sende iman
yoxtu.
Bu qarqunu mindi, bu da bınnan piyada; géttile, yétiĢtile Ģehere. Géttile,
1485
bınun gözün‿oğurradı; dédi: Xob, hele men gédim, çöreħxanäya ya bi
qehvexanäya, görüm bu salavatadı; 'necür salavatadı bu. Bu bınụn
gözün‿oğurradı; gétti bi dene qehvexanäya, bi dene çay‿iĢdi; çıxartı pul
vérdi. Dédi: Ağa, o nemenedi; diyesen, sen kāfer memleketinnen gelifsen?
Bıra salavatadı, Ġmam Za'man‟u öz memleketidi. Bırda pulu döy ki; éle bi yol
1490
salavat çöyür; qutarsın. Gördü, bu diyen düzdü. Gétti çörħxanaya, bi dene
çörey‿aldı; çıxrttı pul vére; dédile: KiĢi, o nemenedi, iman yoxtu sende, sen
hardan gelifsen? Sen bu memleketün‿adamına oxĢamısan, sa'lavatadı bıra?
Çöreyi de salavata yédi. Gördü, baba, bu diyen düzdự. Hāmısı, ne
yéyib‿iĢme salavat. Dédi: Éle, menim yérim bıradı. Geldi: QardaĢ! Dédi:
1495
Belé! Dédi: Day mennen narahat‿olma, men éle bırda qalacağam. Sen gét.
Dédi: Lap qeĢeg. Bu mindi qarqunu gétti. Gétti, bu gezirdi xıyabanda bı
yannan‿o yana. Bi dene culfacı Ģal toxurdu orda; gördü, bi nefer‿éle gezir bı
yan‿o yana, séylan véylan gezir. Dédi: Ağa, bıra ge, görüm. Geldi. dédi: Sen
bu 'memleketün‿adamına oxĢamısan; hardan gelmelisen sen? Dédi: Valla,
1500
men qeribeyem; men de bıra nabeletem gelmiĢem; bilmirem bıranun vezi
492
'necürdi. Dédi: Bıranun héĢ qemi yoxtu; yemeħ salavat, iĢmeħ salavat,
otumax salavat, durmax salavat, hāmısı salavaţ. Dédi: Ağa, men qeribeyem;
bi neferün‿damı yoxtu...? Dédi: Salavata vérelle.
- Bi neferüņ‿arvadı yoxtu...?
1505
Dédi: O da salavatadı, hāmısı salavat. Dédi: Ne mod‿o arvadı alım?
Dédi: Bilmisēn? Dédi: 'Xéyiŗ! Dédi: Gédersen,‿o xıyabanun baĢında
oturarsan; orda bi debristan var, qızlar hamısı orda ders‿oxur; olar ki sahat
bir de azad‿olulla, hāmısı gelif gédeceħ nahara; daldan yafıĢarsan‿onu
eteyinnen. Olar da hāmısı subaydı. Her birinü eteyinnen yapıĢdun, qız seni
1510
aparacaq; salavata, sene onun dedesi qızı véreceg, dam véreceg, her ne
véreceg mifti meccāni. Dédi: Yox? Dédi: Valla! Dédi: Allah‟ım düzeltti ki.
Gétti, ottu xıyabanun baĢında. Ottu, ottu; sahat‿oldu bir. Gördü, bu
qızlar debiristannan hāmısı azad‿oldu, nahara yédille. Bu qız geldi, géĢti;
ürey‿éliyemmedi, o qız geldi, géĢti; ürey‿éliyemmedi. Hāmısı géĢţi, bi dene
1515
qız qalıþ, daldan‿elinde kitab, baxa baxa gelir; dédi: Allah‟a tevekkül, durum
hele bınun yapıĢım‿eteyinnen. Qorxa qorxa, éle qız souĢanda; durdu,
yavaĢça daldan yapıĢtı bınun dāmeninnen. Baxtı, gördü bi nefer; héĢ‿o
memleketün‿adamınnan
dȫy;
yapıĢtı
bınun‿eteyinnen,
dédi:
ē‿évün
dağılsın; sen meni bedbaxt‿éledün ki. Sen kimsen menim dāmenimnen
1520
yapıĢţun? Bıra Ġmam Za'man Ģehridi; yapıĢtun gereħ seni aparam;
éli'yemmerem ki onun qanunun‿ayaxlıyam. Dédi: Valla, men qeribeyem,
gelmiĢem bıra. Dédi: Yazığ‿oldum, ge, gédek.
Göttü bını geldi, yétiĢdile, bi dene qapını çaldı. Gördü, bi dene hacı
çıxtı. Qızun dedesi çıxttí, gördü, qız, bi den de oğlan bınan gelib; héĢ‿o
1525
memleketün‿adamına oxĢamır. Dédi: Qız, bu kimdi? Dédi: Valla, hacı, héĢ
men de tanımıram; déyir: Qeribeyem. Men geldim géçende bu qafıldan durdu
menim dāmenimnen yapıĢtı. Dédi: Çox qeĢeg, ağa géç‿içeri. GéĢti ottu.
Dédi: Oğlum! Dédi: Be!
- Hardan geldün?
493
1530
Dédi: Valla, men bi dene ayrı memleketten gelmiĢem. Dédi: Sen menim
qızımun dāmeninnen yapıĢtūn, sen bının salavatın vérebileceħsen; bu qızı
vérem senē? Dédi: 'Beli! Dédi: Çox qeĢeng, bes du gét qomĢularımızı
dēvet‿éle, gel. Dédi: Men héĢ kimi tanımıram ki dēvet‿éliyem. Öz‿oğlun
yolladı; filen‿ağa, filen‿ağa déne gelsin; bu qızı vérirem bı'na. Ağa néçe
1535
dene ağ säqqaldan geldile ottula. Dédi: Bu menim qızımun dāmeninnen
yapıĢıb;
bınnan
sual‿éliyün,
görün,
bu
salavatı
vérebilecēk
ya
vé'remmiyecek? Dédile: Ağa, sen bınun salavatın vérebileceksen; bu qızı
sene ağd‿éliyēk? Dédi: Belé, salavatun hemiyeti yoxtu ki. Dédi: E, évün
dağılsın, néce hemiyeti yoxtu. Salavatı vé'remmedün; qutardı; néce hemiyeti
1540
yoxtu; salavattı? Dédi: Vérrem.
- Hetmen?
Dédi: Hetmen. Qız dédi: Ağa, men‿üĢ dene Ģert bağlıyacam, eger o
Ģerti yérine yétirse…, Ağa, meselem yüz dene bının Ģirbahası salavat. Dédi:
Ġki yüz yazun. Dédi: Évün dağılsın véremmesen. Dédi: Vérrem.
1545
- Saxtumanun 'var?
- Xéyir!
Ağa, bi den de saxtuman yazdırun bına, hacı vérer. O da salavata; qızı
salavata vérdile; ama qız dédi: üĢ dene Ģert‿éliyecem mınna; eger
qabul‿élese, meni vérün muna, élemese, vérmiyün‿e.
1550
- Nemenedi qız Ģertün?
Dédi: ġertim odu ki bu yalan danıĢmıya; bu bi 'Ģertim. Dédile: Lap
qeĢeg. ġertimun de biri odu ki bu günde géde, éle; naharı nahar‿ala getire
yéyeg; Ģamı, Ģam‿ala; qälanaharı, qälanahar. Da iki vaxtı bi yol‿ala getise,
men bınnan
1555
yo'xam;
yanı salavatımız
qutarar. Bıra
memleketidi. Dédi: BaĢ‿üsde, onu da élerem. Yazdılar.
- Üçümci nemenedi senün Ģertün?
Ġmam Zaman
494
Dédi: Üçümcisi de bu kifir démiye. Kifir dése, men bınnan yoxam;
salavatımız qutarar. Dédi: Yo, démerem. Qızı vérdile bına. Hacı, bına qeĢeg
saxtuman vérdi, feŗĢ vérdi, yéyib‿iĢmeħ vérdi; yéyib‿iĢmeyi de ki
1560
salavataydı.
Qaldı, hay bir‿il,‿iki il; Allah, bına bi den de évlat vérdi, oğ'lan. Bının
Ģuğlu, faqat bir‿az géderdi, qälannahar‿alıf getirerdi, yéyerdile; nahar‿alıf
getirerdi, yéyerdile; Ģam‿alıf getirerdi, yéyerdi'le. PiĢ düĢü de bu qız‿élerdi,
nezafeti qız‿élerdî. Bir gün geldi hağlı subutlu yalan danıĢdı, bi dene haxlı
1565
subutlu, böyüħ yalan danıĢdı. Qız dédi: Bā, salavatun biri qutardı; sen yalan
danıĢdun. Bırda gerey yalan danıĢmıyasan,‿Ġmam Zaman memleketidi bıra.
Dédi: Day danıĢmaram. Dédi: Ġki dene salavatun qaldı ya, iki dene Ģertimiz
qaldı; olar da qutardı, day men sennen yoxam ‿a. Dédi: Yox, day
danıĢmaram. Bir gün bu dédi: Olan, pox yéyir hacı qızı hacıynan; dürecenab;
1570
men‿éle bıra éĢĢeg döyrem ki éle herden gédem qälannahar… Éle
géderem,‿iki günün xercin bi yol‿alım‿aparım, oturax, yéyek da. Baba, éle
günde gel‿al, her vaxda al, her vaxda al. Gétti ağa, iki günün,‿üĢ günün
xercin bi yol‿aldı getti. Qız dédi: O nemenedi; évün dağılsın salavatun,
Ģertün‿ikisi qutardı, qaldı biri. O bi dene de qutarsa, sen da ot tutuf
1575
yanacaxsan‿a; day men seni atacam çöle‿ye. Dédi: Yo, iĢtiba élemiĢem; da
élemerem. Bi dene bılarun Ģerti qaldı. Vırdı, bir gün hava bir ‿az çilelirdi,
yağırdı, yağıĢ yağırdı, dédi: Évün dağılsın,‿éle oturufsan bırda; Ģah tembeli
döysen ki; bu uĢağı al qucağuva, bi çıx çöle; men bıranı nezafet ‿éliyim, qız
dédi kiĢiye. Bu uĢağı aldı qucağına, éle pilekene enende bını ayağı sürüĢtự,
1580
yıxıldı, uĢağı yıxdı, dédi: E xaraba qalasan bi bélen de hava yağār? Dédi: E
évün dağılsın salavat qutardı; ot 'tuttuņ.
- Yéri, yéri, yéri, yéri; yéri, senün‿otun; sen kāfer memleketinnen
gelifsen; bizi de yandırar. Ya Allah, çıx, çıx, çıx.
Dédi: Çıx, çıx da baba; géderm, sennen yaxçısın salavat allam. Néce
1585
çıx!
495
- Çıx, çıx da,
UĢağı da aldı, dédi: Ya Allah, xoĢ geldün. Senü al'an‿otun erĢiēlaya
gédib; sene halı döy. Bırda gerey kifir‿olmıya, yalan‿olmıya; dört, beĢ
vaxtun
1590
qazasın
bi
yol‿almıyasan.
Sen
ne
bilisen
ki
dört,
béĢ
gün‿ömür‿éliyeceħsen; gédifsen dört, béĢ günün qazasın‿alıf getiribsen; ya
Allah. Ağa, vırdı bını tepiginen, bını attı çö'le. Dédi: Baba, néyney‿axı,
géderem salavatadı her ne, géderem‿allam. Gétti bi dene çöreħxanaya:
Ağa, bi dene mene çöreħ vér, Çöreħxana baxdı, dédi: KiĢi, rehmettig‿oğlu
senün salavatun qutarıb. Senü älan aloun‿erĢiälaya gédir. Sen kāfer
1595
memleketinen gelifsen. Ne çörey, kiĢi uzağ‿ol; bizi de senün‿otun yandırar.
Ağa, vérmedile. Qehviye gétti, hemen söz. Her hana gétti, hemen söz.
ġeherden çıxattıla bını. Dédi: Éybi yoxtı, géderem,‿o yoldaĢım ki ordadı, o
cengelde, géderem‿onnan nahar‿allam yéyerem. Can bastı onun yaana.
Gétti gördü, o nahar yéyir.
1600
- Ay qardaĢ yéme geldim.
Dédi: KiĢi, bu yana youx gelme. Dédi: Niye? Dédi: Évün dağılsın
salavatı qutarıfsan. Bedbax, senü älan aloun‿erĢiäladedi. Gelersen, menim
de évimi, özümü yandırarsan; qeyit, qeyit. Men‿éli'yemmerem sene çöreħ
vérem.
1605
- Baba, bu ne bildi, menim salavatım qutqrıb?
Dédi: Sen‿ät vérirem‿Allah‟a, acınnan‿ölürem. Bi para çörey‿attı
uzağa, dédi: Götü yé, çıx, çıx; ya Allah. Sen bu yérün‿adamı döysen. Sende
iman‿axıret yoxtu; iman‿axıretün yoxtu, salavatı da qutarıfsan. Ağa, ordan
da çıxtı, geldi, gine hemen culda tüĢtự. Geldi gine; ärvat gördü, kiĢi gine
1610
geldi; dédi: Ay külü senün baĢuṿa töküm, sen gédifsen,‿Allah‟un yétirib;
ordan çıxıb gelibsen.
Ġndi Allah‿adamın salavatın qutarmasın. QardaĢ, géce, günüz yalan
döy. Qadu alım müselmançılığ yalan döy. Da salavatı qutardı da;
hāmısınnan‿eli çıxtı, gine geldi hemen kasıblığa.
496
- Qoca KiĢi -
1615
O
qedim,
beĢere
ölüm
yox‿umuĢ.
BeĢer
qocalarmıĢ,‿aparıb
qoyarmıĢla bi dene dağda daĢın dibinde qurt quĢ yéyermiĢ.
Bir gün bi neferün dedesi qocalar, day çox‿epriler, day béle olar ki
eslen day lap qocéy-yé qoca. Bını aparar qoyar bi dene daĢın dibinde. Bını
1620
qoyar qurt quĢ yé'ye. Qoyar, qeyidende bu dedesi qaqqa çalar güler. Diyer:
Dede, neye 'güldün? Diyer:‿Ağa, éle men de dedemi getdim bırda qoy'dum,
qurt yédi; sen de meni getdün bırda qoydun. Orda qeyider dedesin götürer
geler. Dedesin getirer, diyer: Bes men de bücür‿ola'cam.
Sora bu ölüm yox‿umuĢ qedim. Bi nefer görer; iki dene qecele, bılar
1625
birbiriynen ceng‿éledile, biri vırdı, biri öldi. Biri öldi, ölennen sonra o qecele
yéri déĢ'di, getdi onu qoydu torpağın‿atda, torpağı vérdi üstüne. Onnan sora;
déyir; bu yére defn‿élemeyi mod tüĢdi. Millet ölende defn‿élirdile day bu
dünyada qurt quĢ yémirdi. Onnan sora déyir bu deb düĢdi. Ġndi péyqember
zamanıymıĢ, ne zamanımıĢ. He, bu defn ‿élemeg; déér;‿o qeceleden qaldı.
1630
Belé, onnan qaldı.
497
SÖYLEYEN
: Sexavet Qulami / 75
DERLEME YERĠ
: Kivi, Kumuk Köyü
DERLENEN
: Bir Masal
31
- Melik Memmed Biri var‿ıdí, biri yox‿ụdı, Allah‟dan qéyrez bendeden xälās üĢ dene
qardaĢ var‿ıdí; biriin‿adı Melik Mehemmed‟idi, biriin‿adı Melik CümĢüd‟idi,
birini adı Meliħ XurĢud‟udı. Bir günneri Ģah‿oğlunun toyıydí. Dēvet‿éledile
bılarí. Bılar‿iki qardaĢ, atdarın mindiler. Erz‿éléyim; Meliħ Mehemmed dédi:
5
Men de süzinen gédim. Çün bu uĢağıdı, bını vırdılar, bu qayıtdı ağladí. Bılar
gétdi.
Bılar gédennen sora bı dubāre bir qara at mindi, qara libas géyindi,
bılarun dalıycax gét'di. Gelin geldi, méydanda tamaĢa élemeye, gelini götdự,
aradan çıxdı. Daldan‿atdılar töküldự bının dalıycan. Çox mını qoannan sora
10
mını tuta'bilmediler. Gelini götdự geldi, apardı qoydụ bi otaxda. Bir qedir
kéçennen sora qardaĢları geldi, dédi: QardaĢ, heméĢe toydan gele'süz. Dédi:
Baba, ne toy, gétdik Ģer Ģebehe qaldıx. Bir nefer, nem kimidi, geldi, gelini
götdü gétdi. ġah‿oğlí qaldí avāre. Dubāre, sabasí géne bılar gétdiler, o biri
oğlunun toyụy'dí. Géne bılar, dēvet‿élediler, bılar gétdi. Meliħ Mehemmed
15
dédi: Meni de aparun. Dédiler ki sen‿uĢaxsan, sen, gédebilmesen. Bını
vırdılar.
Bu qayıtdı; bi ağ‿atı mindi, bi ağ libas géyindi, bılarụn dalıycax gétdi.
Gédenden sonra, méydān‿āmāde oldụ. Atdılar geldi atdarın çapanda bı da
bı yannan geldi qoĢuldu olara, gelini göt'dí, aradan çıxdı. Daldan hay ‿at
20
saldıla mının dalıycax, tuta'bilmedi. Bu aradan çıxdı. Qızı getdi qoudu
bacısının yanında, dédi: Ġndi narahat‿olmuyun, sabah‿o biri bacuzu da
getirecem sizün yanuza. Géne sabahlarí oldí, bılar gétdi, Melih Mehemmed‟i
aparmadıla.
498
Melik Mehemmed, bi göy libas géydirdi, göy‿at mindi, bılarún dalıycax
25
gétdi.
Gétdi,
méydān‿āmāde
oldụ,
atdılar
geldiler,‿atdarn
çapdılar,
Ģinnik‿élediler. Melik Mehemmed, bı yannan göy‿atı mindi, méydan vérdi,
aralıxda dolandı, geldi, gelini vırdı çengine, götdü aradan çıxdı, apardı. Mının
dalıycax çox‿elleĢdile, tutabilmedi'leŗ. Bu aradan çıxdı, apardı qızı qoydu
bacılarının yanında. QardaĢları geldi, qardaĢları gelennen sonra dédi:
30
QardaĢlar, hemméĢe toyda olasuz, toydan gelesüz. Dédi: Baba, ne toy, qara
toy, göy toy; toy‿'olmadı ki. Bir nefer yolu yumurulmuĢ, yanı yolu bağlanmıĢ,
nem kimidi, geldi, gelini götdü, çıxdı gétdi. Sora géceni qaldıla, bu dédi ki
qardaĢlar, indi o gelini ki aparıfdı olar;‿o gelini aparan men‿idim. Gelinneri
men getirmiĢem.
35
- Éle seni, yaraĢır‿éle séstüme zadua. Ġmkanı vardı, inanırıx ki
sen‿olasan!
Dédi ki qardaĢlar o gelini ki aparıfdı, o menem. Gelinneri men
getirmiĢem. QardaĢları, mını teħsib‿éledi. Dédi ki imkanı vardı, yaraĢır
senün héykelüe! Senün ki iĢün dȫyi; veli bu sözü sen‿özüve démeginen.
40
Dédi: Yo men getirmiĢem. Bıları getirir, ağ atı, böyüħ qızı, ağ libası vérir
böyüħ qardaĢlarına, Meliħ CümĢüd‟e. Göy libası, göy‿atı, ortancılı qızı vérir
Meliħ XurĢud‟a. Qara atı, qara libası, xırda qızı da özü götürür.
499
RÖPORTAJI YAPAN
: Mehdi Xımıslı / 31
YANITLAYAN
: Evez Letifi / 65
DERLEME YERĠ
: Kivi Kümük Köyü
DERLENEN
: Röportaj
32
- Emi can,‿adun nedi?
- Adım‿Evez Letîfî.
- Haralısan?
- Kümükli, kümük, kümük.
5
- Néçe yaĢın var?
- Teğrîben min‿üĢ yüz yirmi iki.
- ĠĢin nedi senin?
- KeĢaverziyem. Buğdadan, arpadan, merciden yoncadan; bücür iĢlerden
ekerik.
10
- Néçe dene zemi varun?
- Zemi de derhududu olar da; yirmi dene.
- Hammısın‿ekersēn?
- Yo. Yarısın‿ekerik, yarısın‿imarat‿élerik.
- Néçe uĢağun var senün?
15
- Doqquz dene. ÜĢ dene 'oğlum var, altı dene qızım.
- Ekinçilikde yérrerüz démdi, suludu?
- Démi de var, sulu da var. Suumuz yoxdu, dȫlet de bize baxmır yaxçı.
Derxast da vérmiĢem. Bi dene kanal düzeldiple bize 'elan; yarısın
düzeldible, yarısı qalıb. Bi kere de Cahad‟da démiĢem, démiĢem: Ağa,
500
20
bunu düzeldüsüz, töreli düzeldün. Boccanı dȫletden‿alısuz; ama
yéésüz,‿arada düzeltmüsüz. Bücür bernameler‿olub. El'an, büyün de
Cahad‟déydım, dédim: Ağa, o ḳanallar kara gelmir. Lüle qoyubsuz,
lülenin suyu qayıdıb dalı. Bücür bernamalar gelir qabağa.
- Qedimnen nemene yadunda vardı?
25
- Qedimnen yadıma o gelir ki qedim xan dȫresiydi. Biçirdik, getirirdik;
onnan gelirdile vırırdıla, aparırdıla, elimizden alırdıla. Ġndi de
Allah‟ın‿olub Cumhuri Ġslami‟nin dȫresi; Ģäyed déyemérem, onnan
'béter oluptu. Elen reis cumhuriye men kağaz vermiĢ'dim, dédim:‿Ağa,
menim‿atmıĢ béĢ sinnin var; kaĢa'verzlerin hammısı; atmıĢ béĢ
30
sindinde, bax ne dȫlet baxır, ne millet baxır, ne oğul baxır.
- Emi, sen néçe kile ekersen?
- Vallah, Allah yağıĢ yağdır'sā, az çox olar; bire on geler; yağdırma'sa
sergerdanıx da.
- Mal héyvan nemene saxlarsan?
35
- Mal héyvan da béĢ‿on dene kéçim 'vardı; onu da boccem yétirmedi
saxlıyammedim, satdım.
- Kendüzde nemene saxlalla?
- Kendimizde qoyun saxlılla, onnan kéçi saxlılla.
- Öküz, inek?
40
- Öküz yoxdu elen, ineħ saxlıyılla. Qedim cütünen sürerdik. He cütünen
sürerdik qedim, öküzünen. Özümüz sürerdik, ekerdik; o mınnan yaxçı
olardı. Ġndi taraxturunan süller. Täraxtur da béĢ mine sürür, döĥr mine
sürür. Özü de yaxçı 'sürmür,‿éle üzden yalannan qarıĢdırır, ekin de
öcür‿olmur. Bi nefer de, déyirik, qebul élemille.
501
SÖZLÜK
alahı: baĢka
aa: ağa
albalı: viĢne
Aabeyim: özel ad
alo: alev
abad: yerleĢim yeri < Far. âbâd
abadda-:
yaĢanılacak
konuma
getirmek < Far. Tür. âbâd+laabdarxana: çay odası < âbdârxâne
ābi hava: su ve hava < Far. Ar. u
âb havâ
abrı: itibar, hürmet < Far. âb-rû
abĢar: Ģelale < Far. âbĢâr
acığ: nefret
adamzad: insan oğlu < Ar. Far.
Âdem-zâd
adaxla-: niĢanlamak
adaxlı: niĢanlı
āfalat: durum, vaziyet < Ar. ehvâlât
āğbirçek: ak saçlı
Ağken: dağ adı ve kasaba adı
ağuzamı: erzakımı < Far. âzûğe
ahı zar éle-: inlemek
āhu, ahō: meral, ceylan < Far. âhû
alaçığ, alacıx: alaçık
alağ: ot, yem
aluçe: erik < Far. âlûçe
aluĢqa: pencere
āmāde: hazır < Far. âmâde
āmār: istatistik < Far. âmâr
āmuzéĢ: eğitim < Far. âmûzéĢ
ārām: yavaĢ < Far. ârâm
araxçın: atlet < Ar. Far. „arak+çîn
ārāyéĢgeri:
kuaförlük
<
Far.
ârâyéĢgerî
arıx: zayıf
arıxla-: zayıflamak
arxéyin: emin
āĢiyane: yuva < Far. âĢîyâne
aĢpaz: aĢçı
aĢpazxana:
mutfak
<
âĢpezxâné
aĢxor: acemi < âĢxôr
atdafa: maĢrapa < Far. âftâbé
ātife: sevgi < Ar. „âtife
Far.
502
avadanlığ: yaĢanılacak yer < Far.
baĢmaq: ayakkabı
Tür. âvâdânî+lığ
batman: ağırlık ölçüsü
axtar-: aramak
bāver éle-: inanmak < Far. bâver
āyā: soru edatı < Far. âyâ
“inanç”
ay-ba-ay: aydan aya
baxacax: dürbün
äylan, äylen: Ģimdi < Ar. el‟ân
baxĢ éle-: yaymak, dağıtmak < Far.
azdır-: kaybettirmek
pexĢ “dağıtma”
bābet: hakkında < Ar. bâbet
baxĢdarı:
bāes: sebep < Ar. bâ‟is
bağdar: bahçıvan < Far. bâğdâr
bağman: bahçıvan < Far. bâğbân
bāhem, baham: birlikte < Far. bâ-
kaymakamlık
<
Far.
bexĢdârî
bayat: eski
bayır: kır
bazbend: bilezik < Far. bâzbend
hem
bāzresi: inceleme < Far. bâzresi
ba-in-ki: -dığı hâlde < Far. bâ în ké
bazu: kas < Far. bâzû
baj : haraç < Far. bâc
bebr: aslan < Far. “kaplan “
bakda: bankta
béçara: yazık, çaresiz < Far. bîçâre
balaban: düdük
bédéhḳar: borçlu < Far. bédéhkâr
balaca: ufak
bedennümā: vücudu gösteren <
balala-: yavrulamak
bare: hak < Far. bâre
bari heml ol-: doğurmak < bar-i
heml < Far. Ar. bâr-é haml
barnama: program < Far. bernâme
baĢa: ola < bâĢed
baĢda ol-: farkında olmak
Far. beden-nomâ
bedez, bēdez: +den sonra < Ar.
Far. ba‟d+ez
bédov: bedevi < Ar. bedevî
bé-énvāni tecrübe: tecrübe olarak
< Far. Ar. bé “-A” +„unvân “adres”
bé-éstéla: güya < Far. Ar.
iṣtilâh
bé
503
bé-hāleti: -mıĢ Ģekilde “Far. Ar.
bérah: tâlî < Far. bî râh
Far. bé hâlet
bere: sokak
bé-hésab: hesabınca
berq: elektrik < Ar. berḳ
behiĢdari: bayıltıcı < Far. bîhûĢ
dâru
berresi: inceleme < Far. berresî
berziyar: çiftçi < Far. berzéger
behiţ, beid: uzak < Ar. ba‟îd
bēs éle-: tartıĢmak < Ar. bahs
béhterin: en iyisi < Far. béhtrîn
bes: yeter < Far. bes
be-hüzür: huzuruna < Far. Ar.
bé+huḍur
besteni: dondurma < Far. bestenî
beye: meğer
békéf: halsiz, keyifsiz < Far. Ar. bîkeyf
béyinnen
apar-:
mahvetmek,
ortadan kaldırmak < Ar. Tür. beyn
belé, beli: evet < Far. belé, beli
“ara”, apar- “götürmek”
bélebil: sanki
béyinnen gét-: mahvolmak < Ar.
bélençil: bu Ģekilde
Tür. beyn “ara”, gét- gitmek
bé-nāçar:
çaresiz
<
bé
nâçâr
béynava: yazık < Far. bînevâ
“çaresiz olarak
beyseb, bēsab: hesabınca < Far.
bénam-é: adında < Far. bé+nâmé
Ar. bé+hesâb
benasın: temelin < Ar. benâ
bi cür: bir Ģekilde < Tür. Far. bir,
bend: iki nesnenin birleĢtiği nokta <
cûr “biçim, Ģekil”
Far. bend
bibi: hala
bender: liman < Far. bender
bicar: pirinç tarlası
bénevā: yazık < Far. bî nevâ
biçāre: çaresiz < Far. bî+çâre
bé-ōnvāné: vesilelerle, yöntemlerle
biçinecek: ziraat
< Far, Ar. bé+ „unvān “adres”
bi-edem: edepsiz < Far. Ar. bî
beqōli: dediğine göre < Far. Ar.
“+sIz, +sUz”, edeb
bé+kavl “söz”
bîkāri: iĢsizlik < Far. bîkârî
504
bike: bir az < Tür. Far. bir, kem
boyun al-: kabul etmek
biĺāfasıla: aniden, ansızın < Ar.
börk qoy-: kazıklamak
belâ‟
börk: Ģapka
“+sIz,
+sUz,
fâṣile
“ara,
mesafe”
bȫr: kenar
bi-läyaqet: liyakatsiz < Far. Ar.
bucağ: köĢe
bî+leyâḳat
buîki: bu ki < Tür. Far. bu î ké
bilebil: sanki
buran: boran
Bilede: köy adı
bi-le-varıs:
sahipsiz
buruza vér-: belli etmek < Ar. Tür.
<
Ar.
belâ‟vâeis
buxārı: soba < Far. boxârî
bilig: bilgi
bimaristan:
burûz “görünmek” vermek
buxax: yanak
hastane
<
Far.
bîmâréstân
bîme: sigorta < Far. bîme
bi-muzd: maaĢsız < Far. bîmozd
Binab: Ģehir adı
bine: temel < Far. bon
bîqāri: zorla yaptırılan iĢ < Far.
bücür: böyle < Tür. Far. bu cûr
“Ģekil, biçim”
bürsün: önceki gün
cādufé‟l: cadı iĢi < Far. câdû fi‟l
cāduger: cadı < Far. câdûger
Cahad: devlet organı < Far. Cehâd
car: süre
bîgârî
bi-qem: gamsız < Far. Ar. bî ġam
biyāban: çöl < Far. bîâbân
boccäm: bütçe < Far. bûdce < Fr.
budget
boğanax: bitki türü
boĢqab: tabak
boynal-: yükselip bakmak
cavab-qu: muhatap < Ar. Far.
cevâb gû
cēbe, cebe: kutu < Ar. ce‟be
cehd: uğraĢ < Ar. cehd
cehre: yünü iplik yapan alet, bir
çeĢit öreke
cemtayı: çanta < Far. câmédân
505
cendeg, cendek: gövde
cüz'i: küçük miktar < Ar. cuz‟î
cengel: orman < Far. cengel
çaarpaya: sehpa < Far. çehârpâye
ceĢn: toy, Ģenlik < Far. ceĢn
çadıra: çarĢaf < Far. çâdor
ceva: ayrı < Far. codâ
çağ: zaman, vakit çakal
cında: fahiĢe
çarderi: dört kanatlı kapı < Far.
cındır: yırtık
çehârderî
cır-: yırtmak
çat-: yüklemek
cif, civ: cep < Ar. ceyb
çengel: çatal
coĢlaĢ-: kaynamak < Far. cûĢ
çepbel:
“kaynama”
aĢağılayıcı bir söz
cubkéĢ:
kanalizasyon
<
Far.
masallarda
kullanılan
çepik: alkıĢ
cûybkéĢî
çepiĢ: çepiç
culd, cüld: kılık < cild “cilt”
çırağ: çıra
culfacı: dokumacı
çırma-: sıvamak
culuz: yıpranmıĢ
çırpı: odun
cumxurda: çanta
çiħrli: kirli < Far. Tür. çérk+li
cüceli: civcivli
çikāre: neci < Far. çékâre
cüççü: çiftçi
çimengah: çimenlik < Tür. Far.
cülubendsāz: araba tamircisi < Far.
çemen+gâh
célôbendsâz
Çîni Çelebi: masalda yer adı
CümĢüd: masal kahramanı
çinné-: üst üste koymak < çinle-
cür: tür, biçim < Far. cûr
çirk: kir < Far. çérk
cürre-: yapmak < Far. Tür. cûe +le-
çöreħxana: Fırın < Tür. Far. çörek
cürreĢ-: birleĢmek < Far. Tür.
xâne
cûr+le-Ģ-
çubbori: kağıt fabrikası
cüt; çift < Far. coft
çulqa-: çullanmak, çökmek
506
çumux: çubuk
démi: sulama yapılmadan ürün
çurtda-: uyuklamak < Far. Tür.
veren toprak < Ar. dîm “aralıksız
çort+la-
yağan yağmur”
dadaĢ: abi
derāmed: gelir < Far. derâmed
dādiqah, dādqah: mahkeme < Far.
derbar: saray < Far. derbâr
dédgâh
derbes: taksi kiralama
dal: arka
derdest-i
daraĢ-: konmak, hücum etmek
aĢamasında < Far. Ar. der-dest
darıĢ gel-: karĢı karĢıya gelmek
büyük
kapı
yapılma
iḳdâm
derga: deniz < Far.deryâ
dāru: ilaç < Far. dârû
darvaza:
iqdamdi:
<
Far.
dervâze
darxana: kapı < Far. der-é xâne
deri boğaz éle: hayvanın derisini
bir bütün hâlinde yüzmek
dersed: yüzde < Far. derṣed
“evin kapısı”
derxast:
davan al-: koĢmak
derxâst
daxı: daha
Derzi Qızı: masal kahramanı
day: daha
des: takım < Far. dest
dayna: seslenme ünlemi
desmal: mendil < Far. destmâl
dayra: def < Ar. dâ‟ire “daire”
desĢūi: tuvalet < Far. destĢûyî
dé bayax: ansızın, hemen
desteferman: ev iĢlerinde yardımcı
dedōnan, dedünnen: vay anasına
ifadesi
kullanılan
dilekçe
<
Far.
olan kız
debbe: kova < Ar. debbe
anlamında
istek,
ĢaĢkınlık
destemaz: abdest < Far. dest
nemâz
dest-i cem: hep birlikte < Far. Ar.
dest-é cem‟î
507
desxet: el yazısı < Far. Ar. dest
döy: deyil
xatt
dubāre: yeniden < Far. dobâre
dexilde : kumbara
dūreccanab:
déyesen: güya
dıĢınızda < Far. Ar. dûr-ez cenâb
deyğe, deyqe: < Ar. daḳîḳa
Duxarxan: masalda mekan adı
dığ: bunalım < Ar. dıḳ
düçar gel-: karĢılaĢmak < Far.
sizin
dügü: pirinç
did-: parçalamak
düktür: doktor < Fr. docteur
dil'leĢ: konuĢmak
stres,
dıĢı,
dôçâr gelmek
diba: ipek kumaĢ < Far. dîbâ
dilvāpes:
meclis
kaygı
<
Far.
délvâpes
din-: yapmak, karıĢmak
direm direm: parça parça
divzad: dev < Far. dîvzâd
diyiret-: yuvarlatmak
doğuz: domuz
doğuzdur-: doğurtmak
Dosduli: köy adı
doĢab: pekmez < Far. dîĢâb
douz: domuz
dozax: tuzak
dozdān: hırsızlar < Far. dozdân
döĥr: dört
dünen: dün
düĢergah:
verilecek
dinlenecek,
mekan
<
mola
Tür.
Far.
düĢer+gâh
düydöyen: havaneli
düz: doğru
EbiĢ Xan: özel ad
EcebĢir: Ģehir adı
ecelin éĢ-: canına kastetmek < Ar.
Tür. ecel eĢmek
eciz: zayıf < Ar. „acz
ede: ulan
efsus: yazık < Far. efsûs
eğlen: en azından < eḳallen
ehāte éle-: etrafını sarma < Ar. Tür.
dör, döy: değil
ihâte eylemek
dör'hadör: etraf < Ar. devr ha devr
ehli Tesennün: Sünni topluluğu
508
éhyana: belki, ola ki < Ar. iḥyânen
“rastlantı olarak”
erseye gel-: olgunlaĢmak < Ar. Tür.
„arṣa “arsa, bina”
ejdād: dedeler < Ar. ecdâd
ertéĢ: ordu < Far. ertéĢ
ekinçilig: ziraat
erziĢ: dğer < Far. erzéĢ
ekinecek: ekilecek
esebāni: sinirli < Ar. „asebânî
eḳḳāsı: fotoğrafçı < Ar. „aḳḳâs
eslen: asla < aslen
“fotoğrafçı”
esl-i neseb: soy kütüğü < Ar. eal-i
elan: Ģimdi < el‟ân
naṣeb
elbehel: anında < Ar. ilbehâl
élebil: sanki
élençik: o Ģekilde
Élséven: özel isim
emel éle-: yerine getirmek < Ar.
Tür. „amel eylemek
Esli: Aslı, masal kahramanı
éĢig yoluna yéd-: isal olmak
éĢig, éĢik: dıĢarı
evez élé-: değiĢtirmek < Ar. Tür.
„avez eylemek
evez ol-: değiĢmek < Ar. „avez
en'am: bahĢıĢ < Ar. en‟âm
olmak
enar: nar < Far. enâr
eylan, eylen: Ģimdi < Ar. el‟ân
encam vérem: sona erdirmek <
ëylat: evlat < evlâd
Far. Tür. encâm “son” vermek
endāze: ölçü < Far. endâze
Enzeli: Ģehir adı
eqellen: en azından < Ar. „eḳâllen
eqlam: çeĢit < Ar. eḳlâm
erbab: efendi < Ar. erbâb “sahipler”
Ergili: köy adı
eyleĢ-: oturmak
ez: Far. +dAn
ez-nezer-é: -e bakımından
Ez'no: dağ adı
fāmil: akraba < Fr. famille
fehm: anlayıĢ < Ar. fehm
félen: Ģimdi < fi‟len
509
feqere: Ģekil, yöntem < Ar. feḳare
Girveser: köy adı
“seçilmiĢ cümle”
gîĢe: büfe < Fr. guichet “küçük
fermandeh:
komutan
<
Far.
pencere”
fermândeh
göçek, göyçek: güzel
feŗĢ: halı Far. ferĢ
Göhlever: köy adı
fezā: ortam < Ar. fezâ‟ “uzay”
görek, görey: gerek
fırılla: dönmek
görk: güzel
fırran-: dönmek
görük-: görünmek
fiĢar: baskı Far. féĢâr
götü-: götürmek
fōrî: ani < Ar. fevrî
göyerçin: güvercin
fōt: fevt, ölüm < Ar. fevt
gözü sataĢ-: görmek, karĢılaĢmak
furuĢ: satıĢ < Far. furûĢ
gügeyim: bitki türü
furuĢqah: mağaza < Far. furûĢgâh
güleĢ-: güreĢmek
fuzul: terbiyesiz, geveze < Ar. fuḍûl
gül-i mōla: derviĢ < Far. Ar. gol-é
“fazlalık
mevlâ
gaday: dilenci < Far. ged^^a
gülüf: kanal
gerdiĢ élé-: dolaĢmak < Far. Tür.
güman: zan < Far. gomân
gerdéĢ eylemek
günbez: minare < Far. gonbed
geĢti: gemi < Far. keĢtî
güpbülti: patırtı
gilas: kiraz < Far. gîlâs
hara: nere
Gilek: Ġranî bir etnik
harda: nerde
Girdab:
sıkıntı
<
Far.
“girdap”
gérdâb
hası: hangisi
havas: dikkat < Ar. ḥavâs “hisler”
girde: yuvarlak < Far. gérd
girdekan: ceviz
heddised: sınır < Ar. ḥadd-é sedd
510
hemders: ders arkadaĢı < Far. Ar.
héykel: vücut < Ar. heykel “iri
hem ders
cüsseli ve güçlü insan veya hayvan
heme reqem: her türlü < Far. hemé
héyretzede: ĢaĢırmıĢ < Ar. Far.
raḳam “adet”
ḥayret zedeh
hem-hāb: aynı yatağı paylaĢma <
Far. hemxâb
hemikerqan: ev arkadaĢı
hemiĢe, hemmeĢe: sürekli < Far.
hemîĢe
hemiyet: önem < Ar. ehemmiyyed
hezmidan: mide < Ar. Far. haḍm
+dân
hibbe: bağıĢlama < Ar. ḥibve
hindi: zaman < Ar. ḥîn
hemqılas: sınıf arkadaĢı < Far. Fr.
Hi'ro: Ģehir adı, Halhal merkez
hem classe
hob: tamam, evet, iĢte < Far. xûb
hemĢîre: kız kardeĢ < hemĢîre
“iyi”
hepette-: çuvallamak
hōl: korku < Ar. havl
heq dus: derviĢlerin kullandığı bir
hökmet: hikmet, bilgi < Ar. ḥikmet
ibare, hak dostu < Ar. ḥaḳḳ dûst
höyle qal-: korkuya kapılmak < Ar.
here: herkes < Far. her
Tür. havl “korku” kalmak
herüz: herhangi biriniz
hulqum: boğaz < Ar. ḥulḳûm
Hés zad: hiçbir Ģey < Far. Ar. hîç
huĢ apar-: bayılmak, uyumak <
zât “her Ģeyin özü”
Far. Tür. hûĢ “akıl, bilinç” götürmek
HeĢcin: Ģehir adı
huĢ: akıl, bilinç < Far. hûĢ
HeĢtad: seksen < Far. heĢtâd
huĢyar: uyanık < Far. hûĢyâr “
heveħ, hevek: havan
hücre: dükkan < Ar. ḥucre “oda,
heyā: utanç < Ar. ḥeyâ
ev”
heyet: bahçe < Ar. ḥeyâṭ
idāré-yé ferheng: milli eğitim < Ar.
FAr. idâre-yé ferheng
511
imarat:
<
bina
Ar.
îmâret
“yaĢanılacak konuma getirmek”
ingille: inlemek
kasıb: esnaf < kâsib
ḳāĢi: fayans < FAr. kâĢî
kebin:
damat
tarafından
nikah
Ġsmi Bağdat: masalda yer adı
esnasında geline vaad edilen para,
issekan: bardak < Rus. стакан
nikah
isti: sıcak
keçel: kel < Far. keçel
istilen-: ısınmak
kefkir: kevgir < Far. kefgîr
iĢtibah: yanlıĢ < iĢtibâh
kehille: solumak
iy: koku < ET. yıd “koku”
kelef: ip, tel vb. yumağı < Far. kelâf
iyle-: koklamak
keleħ: taĢ yığıntısı
izgile: sopa
kem: az < Far. kem
kağaz: kağıt < Far. kâġez
Kemer: köy adı
kāl: olgunlaĢmamıĢ < Far. kâl
Kend: köy
kalavıya: dere
kendi: silo
kan: tünel < Far. kân “maden,
keniz: kadın hizmetçi < Far. kenîz
yeraltı deposu”
Kerem: masal kahramanı
kançı: tünel kazan kiĢi < Far. Tür.
KereĢ: Ģehir adı < Kerec
kân+çı
Kertop: patates < Rus. картофель
ḳārger, ḳāriger: iĢçi < Far. kârger
Kervansara: han < Far. kârvânserâ
ḳārigerçilig:
kesāfet:
iĢçilik
<
Far.
Tür.
kirlilik
<
Ar.
kesâfet
kârger+çi+lik
“çoğalma, yoğunluk”
kārĭvan: kafile < Far. kârvân
ke'sif: kirli < Ar. kesîf “yoğun,
ḳārmeņd: memur < Far. kârmend
keĢāverz: çiftçi < Far. keĢâverz
ḳarxana: fabrika < Far. kârxâne
ḳarxanacat:
kârxânecât
fabrikalar
<
kalabalık”
Far.
kéĢāverzi: çiftçilik < Far. keĢâverzî
kéĢiħ çeħ-: nöbet tutmak
512
keĢō: çekmece < Far. keĢô
küçüg: köpek yavrusu
keĢti: gemi < Far. keĢtî
külafirengi: balkon < Far. kolâh
keĢtibān: gemi kaptanı < Far.
“Ģapka” ferank “Avrupa”
keĢtîbân
küley: kar fırtınası < külek
ket: köy < Soğ. kanth
külfetdar: aile sahibi <Far. kolfet
ketxuda: köy ağası < Soğ. Far.
“hizmetçi kadın” +dâr
kanth Xodâ “Tanrı”
külüħ, külüng: kazma
kif: çanta < Far. kîf
küreken: damat
kifir: küfür < Ar. kufr
kürüĢne: mercimek türü
kile: ölçü miktarı, he kile altı kilodur
küy: ses, gürültü
kiĢi: adam
lābud: kesin < Ar. lâbud
Kivi: Ģehir adı
laçın: kuĢ türü
korrux: eziyet
laĺ: dilsiz < Far. lâl
ḳot: ceket < Fr. cotte
lā-messeb:
köf: eğlence < Ar. keyf “zevk”
lâmeẕheb
köhnel-:
eskimek
<
kohne+lköhül: mağara
Far.
Tür.
mezhepsiz
<
Ar.
lamp: ampul < Fr. lampe
lap: tam, en
lēl-ve-cavahir: mücevher < Ar. la‟l
köme: ahır
ve cevâhir
kömeg: yardım
lem elif la: lam elif la
könde sal-: ele geçirmek
leng ol-: aksamak < Far. Tür. Leng
köpbe: pilav
olmak
kötde-: ele geçirmek
lepe: baklagillerden biri
köyĢen: kır
léĢger: ordu < Far. leĢger
kǖçe, küçe: sokak
léysan: nisan
513
lezgelen-: titremek < Far. Tür. lerze
mejme:
“titreme” +ge+le-n-
“toplanan yer”
libas: elbise < Ar. libâs
Melāyir: Ģehir adı
lotu: kabadayı, serseri
MemiĢ Xan: özel ad
loxt éle-: soyundurmak < Far. Tür.
Mēmulen: genelde < Ar. me‟mûlen
loxt “çıplak” eylemek
menbé‟-é deramed: gelir kaynağı <
lötgé: kayık < Rus. лодка
Ar. Far. menbe'-é derâmed
lūle: boru < Far. lûle
Mencil: Ģehir adı
Lüléy: dağ adı
menter:
lümbülü lüt: çıplak
menter
maba, mabada: olmaya < Far.
menzil: ev < Ar menzil
Mebâdâ
meqqāre: mağara < Ar. meġâre
maça: diĢi < Far. mâçe
Merāğe: Ģehir adı
māliħ: toprak sahibi < Ar. Mâlik
merci: mercimek
“sahip”
merdeĢür: ölü
māliĢ: masaj < Far. MâléĢ
mordeĢûr
mama: ebe
merdim: halk < Far. merdom
mānend: gibi < Far. mânennd
meretteb: düzgün < Ar. muretteb
Mārçın Çele: masa Ģehri
meriz: hasta < Ar. merîḍ
mat mat bax-: ĢaĢkınca bakmak
mayna:
tedavi
<
Ar.
Mu‟âyne
“gözle görme”
tepsi
sihirli
<
Ar.
değnek
yıkayan
mecme‟
<
Far.
< Far.
mesāléhfurĢluğ: nalburculuk < Ar.
Far. Tür. meṣâlih furûĢ+luġ
Mecere: köy adı
meseletün: mesela
mehessil: öğrenci < Ar. muḥaṣṣil
mes'noi: yapay, suni < Ar. meṣnû‟î
mehzer: noter < Ar. haḥḍer
messeb: mezhep < R. meẕheb
514
MeĢed: Ģehir adı
muvazibet éle-: ilgilenmek < Ar.
MéĢkin: Ģehir adı
Tür. muvâẓebet “bir iĢle ilgilenmek”
meĢrub; içki < Ar. meĢrûb
muzahim: rahatsız eden < Ar.
meyallaq: asılı < Ar. mu‟allaḳ
muzâhim
méyter: at bakıcısı < Far. méhter
mücesseme:
mırt: maskara
mil: ĢiĢ < Far. mîl
milçek: sinek
mirvārid: < mervârîd
misl-i in-ki: güya < Ar. Far. misl-i în
ké
mismar: mıh < Ar. mismâr
mixek: kokulu bitki < Far. mîxek
miz: masa < Far. mîz
mizān: ölçü < Ar. mîzân
mod: biçim < Fr. mode
mōgéy: zaman < Ar. mevḳi‟ “olay
yeri”
heykel
<
Ar.
mucasseme
müft: bedava < Far. moft
müḳennik: araba tamircisi < Fr.
mécanique “mekanik”
müntehayé
meratib:
sonuç
itibarıyla < Ar. muntehâ-yé merâtib
mürexes: izin < Ar. muraxxaṣ “izin
verilmiĢ, serbest bırakılmıĢ”
mürexessik:
izin
<
Ar.
Tür.
<
Ar.
<
Ar.
muraxxaṣ+kil
müteeddid:
defalarca
muta‟addid “çok, sayısız”
mütesfane:
maalesef
muta‟assefâne
möykem: sağlam < Ar. muḥkem
naba: asla < Far. mebâdâ
muğabba: oyuncak
nāberbut: ilgisiz < Far. Ar. nâ
muhitizist: çevre < Ar. Far. muḥît-é
merbûṭ
zîzt
näccar: marangoz < Ar. neccâr
muĢtuluqçu: müjdeci
nācur: düzgün olmayan < nâcûr
muĢulux: müjde
515
nağad, neğed, neğede, neḳḳede:
nedehem:
ne kadar < Tür. Ar. ne ḳadar
nedehem
nāla: inleme < Far. nâle
nefer: kiĢi < Ar. nefer “halk, insan
vermem
<
Far.
topluluğu”
nāma: mektup < Far. nâme
nāmuvafığ: muvafık olmayan <
neferat: kiĢiler < Ar. neferât
Far. Ar. muvâfiḳ
neft: petrol < Fr. naphte
nanava: fırıncı < Tür. nânevâ
neğıl: masal < Ar. naḳl “birinden
nanavaçı:
fırıncı
<
Far.
Tür.
nânevâ+çı
nāpak: temiz olmayan < Far. nâpâk
duyulmuĢ
bir
sözün
baĢkasına
anlatılması”
neinki: öyle değil < Far. ne în ki
nāpesend: yanlıĢ, hoĢ olmayan <
neme: ne
Far. nâpesend
nemene: ne
nārahat: rahatsız < Far. Ar. nâ
nenelik: üvey anne
râḥat
neqelxu: masal anlatan < Ar. Far.
Narmek: mahalle adı
nāĢize: ahlaksız < Far. nâĢéze
navax: ne zaman < Tür. Ar. ne vaḳt
nāzeni: nazenin < Far. nâzenîn
naḳl xû
nerduan:
merdiven
<
Far.
nerdebân
nerille: bağırmak
nertaxta: tavla < Far. texte nede
nāzir: Ģahit < Ar. nâẓir
nevağ: ne vakit < Tür. Ar. ne vaḳt
ne vede: ne zaman < Tür. Ar. ne
neve: torun < Far. neve
ve‟de
nifir: çirkin, uygun olmayan < Far.
néce: nasıl
nifîr “inleme, ağlama”
necür: nasıl
nifrin: kargıĢ < Far. nefrîn
néçe: kaç
nigehbançılığ: bekçilik < Far. Tür.
neçikāre: neci < Tür. Far. neci kâre
négehbân+çı+lıġ
516
nigehvan: bekçi < Far. bekçi
öylat: evlat < Ar. evlâd
nimtene: ceket < Far. nîm “yarım”
pādıqan: karakol < Far. pâdgân
tene “beden”
paltar: elbise
nimxot: yarı ayar < Far. nîm yarım”
para: yarı < Far. pâre
+Rus. ход “hız, hamle”
niqab: peçe < Ar. niḳâb
nisiye: veresiye < Ar. nisye
niĢ vıra-: zarar vermek < Far. Tür.
nîĢ “ucu keskin olan her Ģey”
vurmak
nōba: sıra < Ar. nevbet
noxta: yular
nöker: erkek hizmetçi
nuĢdāru: uyku ilacı < Far. nûĢdârû
Ģifalı ilaç
oğurru: hırsız
parça: kumaĢ, bez < Far. pârçe
pāsıban: polis < Far. pâsbân
pasivan: polis < Far. pâsbân
paxma: beceriksiz < Far. pexme
“akılsız, abtal”
pāye: teme < Far. pâye
payıntexte: baĢkent < Far. pâytext
payız: sonbahar < Far. pâyîz
paymal éle-: yok etmek < Far. Tür.
pâmâl
“çiğnenmiĢ,
eylemek
peleng:
leopar
oğurruğ: hırsızlık
“kedigillerden”
oyax: uyanık
pemedor:
ozah: durum < Ar. evḍâ‟ “durumlar”
помидор
öceĢ- incitmek
öcür: öyle < Tür. Far. o cûr
ezilmiĢ”
<
Far.
domates
penāhende:
peleng
<
Rus.
sığınmacı
<
Far.
sığınma
<
Far.
penâhende
penāhendegi:
ögéy: üvey
penâhendegî
ökele: ovalamak
pencā heft: elli yedi < Far. pencâ
örgenmiĢ: eğitilmiĢ
heft
öỷ: ev
perçem: bayrak
517
perestar: hemĢire < Far. perestâr
pilastikfuruĢ: plastik satıcısı < Fr.
pert ol-: ĢaĢırmak < Far. Tür. pert
Far. plastique furûĢ
“sapma” olmak
pile-: üflemek
pervende: dosya < Far. pervende
pileken: basamak
Perverdigar:
pille: basamak
Tanrı
<
Far.
perverdgâr
perveriĢ:
Pirik: köy adı
eğitim,
besleme
<
perveréĢ
piĢ: viraj
piy: yağ
pesend éle-: beğenmek < Far. Tür.
pesend “kabul, seçme” eylemek
péĢxitmet: hizmetçi < Far. Ar. pîĢ
piyada: yaya
polat: çelik
xidmet
poru: bahçede küçük ev
péyin: gübre, hayvan pisliği
pulo: oilav
péyman: antlaĢma < Far. peymân
puĢ: soba
péyqam éle-: mesaj göndermek <
put: sıvılara kullanılan ölçü miktarı
Far. Tür. peyġam “mesaj, ileti”
qabağıca, qabağıcax: önce
eylemek
péyser: ense < Far. péy-é ser
pézéĢk: doktor < Far. pézéĢk
pézéĢki: tıbbi < Far. pézéĢkî
peziralıx: karĢılama < Far. Tür.
pezîre “kabul” +lıx
pısır: çırpınmak
pıspısa: karafatma böceği
pıtır: çırpınmak
piç: soba < Rus.
qabax: ön
qa'dō, qadu: kaza, dert
qafıldan: aniden, habersiz
qälannahar: kahvaltı
qalıça: halı
qämnak: hüzünlü
qancığ: diĢi
qaraçuxa: Ģans, baht
QaraMelik: masal kahramanı
qaranquluq: karanlık
518
qarardad: anlaĢma
qen'nādi: pastane < Ar. ḳannâd
qarqu: kamıĢ türü
“pastacı”
qasıd: haberci
qerine: yüz yıl < Ar. ḳarn
qaĢ qabax sat-: surat asmak
qeside: kaside < Ar. ḳasîde
qatıx: yoğurt
qesir, qesr: saray < Ar. ḳaṣr
qayın xatını: yenge
qessem: ant < Ar. ḳassem
qäyit-: ger dönmek
qeĢeg,
qeĢeħ,
qeĢek,
qeĢeng:
qayrılı: hazır
güzel < Far. geĢeng
qaza: yemek < Ar. ġıẓâ‟
qéyrez: +den baĢka < Ar. Far. ġayr
“baĢka” +ez “+dAn”
qāzı: kadı < Ar. ḳâḍî
qezebnag:
sinirli
qeblen: önceden < Ar. ḳablen
ġazeb+nâk
qed: miktar < Ar. ḳadd
qılıx: biçim, Ģekil
qedem: adım < Ar. ḳadem
qıngıro: zil
qelaçe: küçük kale < Ar. Far.
ḳal‟e+çe
Qelyennahar: kahvaltı < Ar. ġelyân
“öğlen”
Halhal
qırquni: zift < Ar. Far. ḳîr “zift” gûni
“torba”
qıĢqır-: bağırmak
Qızılüzēn: nehir adı
ağızlarında nahar: “öğlen yemeği”
qiĢŗ: kısım < Ar. ḳıĢr
Qember: masal kahramanı
qiyre: gayret < Ar. ġayret
qemnak:
hüzünlü
<
Ar.
Far.
ġamm+nâk
qenim:
düĢman
“ġanîmet”
QluĢ Xan: özel adı
qoca: yaĢlı
<
Far.
Qıran: para birimi
qefle: kafile < Ar. ḳâfile
nehâr
Ar.
qırağ: kenar, kıyı
qedir, qedri: miktar < Ar. ḳadr
“nargile”
<
Ar.
ġanîm
Qoçan: masal kahramanı
519
qoçubaĢı: kabadayıların baĢı
rextixab: yatak < Far. rext-é xâb
qodux: sıpa
“yatak elbisesi”
qolu çolmaq:kabadayı
reyyet: maraba < Ar. ra‟iyyet “halk”
qomrah: azmıĢ < Far. gomrâh
riĢte: ip < réĢte
qorqa: kavurga
rîze: ufak < Far. rîze
qorux: koruma altına alınmıĢ alan
rōĢen éle: yakmak < Far. Tür.
qoĢun: ordu
qoum: akraba < Ar. ḳavm
qōza-: kaldırmak
qurĢax: Ģal
qurulu: oturulmaya hazır ev
qurumsağ: pezevenk
qūĢbezen: tetik, bekleme < Far.
gûĢ-bé-zeng
qūĢe: köĢe < Far. gûĢe
rôĢen eylemek
rūberu: karĢı < Far. rûberû
rūde: bağırsak < Far. rûde
ruesalar: reisler < Ar. ruesâ
ruxan: nehir < Far. rûdxâne
ruyéhemrefte: üstelik, aĢağı yukarı
< Far. rûy-é hem-refte
rūzi: kısmet < Far. rûzî
rübéyt: çarĢaf
sahab xana: ev sahibi < Ar. Far.
rābite: iliĢki < Ar. râbiṭe
rah, ray: yol < Far. râh
ranendé: Ģöfer < Far. rânende
Rasta: cadde adı
ref: raf < Far. râf
resîde: olgunlaĢmıĢ < Far. resîde
ṣehâb xâne
sana-: saymak
saran: büyükler < Far. serân
sarı-: dalga geçmek
savad: yazıp okuma < Far. sevâd
savāri: taksi, özel araba < Far.
resm: gelenek < Ar. resm
sevârî
ReĢ: Ģehir adı < ReĢt
saxsı: çömlek
ReĢtava: köy adı
saxtıman, saxtuman: bina < Far.
sâxtmân
520
saxtımansāzi: bina yapma iĢi <
serqıfıl: kiralama < Far. Ar. ser
Far. sâxtmânsâzî
“baĢ” ḳufl “kilit”
sebz: yeĢil < Far. sebz
serreflig:
sedef: < Ar. ṣedef
ṣarrâf+lig
sederi: üçlü kapı < sé-derî
servaz: asker < Far. serbâz
sekçe: su kabı
seyyaddığ:
sarraflık
avcılık
<
<
Ar.
Ar.
Tür.
Tür.
ṣayyâd+lığ
sekte: kalp krizi < Ar. sekte
Sencebet: ilçe adı
sındır-: kırmak
sendel: sandalye < Ar. ṣandâliyye
sırfa: sofra < Ar. sufre
sifet: surat, yüz < Ar. ṣıfat “sıfat”
senet: meslek < Ar. ṣan‟at
senger: çukur, sığınak < Far.
silāb: doyum < Far. sîrâb
senger
silli: tokat < Far. sîlî
Senistiyen: özel ad
simke: < Far. Tür. sîm+ke
sepelen-: serpilmek
sinn: yaĢ < Ar. sinn
Serab: Ģehir adı
siqe: muta nikahı < Ar. ṣîġa
serbazçılıx: askerlik < Far. Tür.
siriquyruğ: bitki adı
serbâz+çı-lıx
sirvetmend: zengin < Ar. Far.
sergerdan:
derbeder
<
Far.
sergerdân
servet+mend
soay, sovay: baĢka < Ar. sevâ‟
seri nex: ipucu < Far. ser-é nex
solax: delik < Far. sûrâx
seri-: dalga geçmek
Solmaz: özel ad
séri: grup, defa < Fr. série
sorağ tut-: soruĢturmak
serkerde: komutan < Far. serkerde
sermayedar:
sermâye
zengin
<
Far.
sub, sǖb süb: sabah < Ar. ṣubḥ
521
subay: bekar
Ģerif: atkı
subutlu: kanıtlı < Ar. Tür. subût+lu
Ģerm: utanç < Far. Ģerm
sumuruq: kuĢ türü < Far. sîmorġ
Ģıḳaf: raf < Far. Ģékâf
sustal-: yavaĢlamak < Far. sost
Ģıkar: av < Far. Ģékâr
“güçsüz, tembel”
Ģıltax: yaramazlık
sübh, süb: sabah < Ar. ṣubh
ġibicik: masal kahramanı
südg: sidik
Ģihe: at kiĢnemesi < Far. Ģîhe
sümük: kemik
Ģikargaha: av yapılan yer < Far.
süz: siz
ĢabaĢ: bahĢiĢ < Far. ĢâbâĢ
Ģad: mutlu < Far. Ģâd
Ģaḳḳılla-: Ģak sesi çıkarmak
Ģékârgâh
Ģiḳarvan: avcı < Far. Ģékârban
Ģilat:
devlete
ait
su
ürünleri
iĢletmeciliği < Ar. Ģîlât “koy”
Ģinasayi:
öncü
araĢtırma
<
Ģallax: kırbaç < Ar. Ģellâḳ
Ģénâsâyî
Ģam: akĢam yemeği < Far. Ģâm
Ģîr: aslan < Far. Ģîr
Ģapalax: tokat
Ģitāb: hız, acele < Far. Ģétâb
Ģapax: Ģafak, ıĢık < Ar. Ģefaḳ
Ģōkzede:
Ģāper: ana kanat < Far. Ģâhper
choque “darbe” zade “vurmuĢ”
ġayi: para birimi < Far. Ģâhî
Ģōq: ıĢık < Ar. Ģevḳ “Ģevk”
Ģebkorruğ: gece körlüğü < Far.
Ģoql: meslek < Ar. Ģuġl
Tür. Ģebkûr+luğ
Ģōr: tuzlu < Far. Ģûr
ġéhén: Ģehir adı
Ģot: fırça
Ģele: yük
Ģu, Ģū: ol < Far. Ģô
Ģem: mum < Ar. Ģem‟
Ģux: Ģuh, hoĢ < Far. Ģûx
ĢemĢir: kılıç < Far. ĢemĢîr
Ģuxlux: Ģaka < Far. Tür. Ģûx+lux
Ģēn: ün, san < Ar. Ģân
ĢaĢırmıĢ
<
Fr.
Far.
522
Ģüde: olmuĢ < Far. Ģode
tekan: hareket < Far. tekân
ĢüĢ: külçe < Far. ĢûĢe
tekin: gibi
tāj quzārı: taç takma töreni < Ar.
telebkar: borç veren kiĢi < Ar. Far.
Far. taç gozârî
ṭaleb+kâr
taḳḳılda-: tak sesi çıkartmak
teleke peser: yarım yamalak
talağ, te'lağ: boĢanma < Ar. ṭelâḳ
teles-: acele etmek
tamağı düĢ-: canı çekmek
ténçe: tencere
tapĢır-: sipariĢ etmek
tenef: ip < Ar. ṭenâb
tar: saz
tenge: sokak
tārıf éle-, taarif éle-: buyur etmek <
Ar. Tür. te‟aruf “tanıĢma” eylemek
tavānai: yeterlilik < Far. tevânâî
tepik: tekme
teqsir: kusur < Ar. taḳsîr
taxça: raf
taxtasiya:
tenzif: çaput < Far. tenzîb
yazı
tahtası
<
textésîyâh
Far.
terebarfuruĢ:
manav
<
Far.
terebârfurûĢ
tay: taraf, yön
teŗh: proje < Ar. tarḥ “atmak,
taya: ot balyası
salmak, önermek”
tayı: benzeri, gibi
tērif éle-: anlatmak < Ar. Tür. ta‟rîf
tēbir: tabir < Ar. ta‟bîr
tédat: adetler < Ar. ti‟dâd
teflig: teklif < Ar. teklîf
tēğirāt: değiĢiklik < Ar. taġîrât
teħ-be-teħ: teke tek
eylemek
terifle-: övmek < Ar. Tür. ta‟rîf+leterpen-: deprenmek, sallamak
tesmal: mendil < Far. destmâl
tesmim tut-: karar almak < Ar. Tür.
teṣmîm tutmak
teħsib: tekzip < Ar. tekẓîb
TeĢeyyü: ġii < Ar. teĢeyyu‟
523
teveqqi: beklenti < Ar. tevaḳḳu‟
tuli tefsir: yorumunun uzunluğu <
teverrüm: enflasyon < Ar. ĢiĢme
Ar. ṭul-i tefsîr
tēvil: teslim < Ar. teḥvîl
tumançağ: çıplak
teyer: tekerlek
tuĢ gel-: karĢılaĢmak
tıfağı dağıt-: mahvetmek
tuzihat: açıklama < Ar. tevḍîḥ
tike: parça
tüfeg: tüfek < Far. tofeng
tiryey: tiryak
Tümen: para birimi
tōhin: hakaret < Ar. tehîn
tünne-: fırlatmak
TōlaĢ: köy adı
tüpürcek: tükürük
tōlid éle-: üretmek < Ar. tevlîd
Türki, Türkü: Türkçe
eylemek
tora gét-: balık avlamak
tormuz: fren < Rus. тормоз
tōsée, tōsie: geliĢme < Ar. tevsî‟a
“açılma”
toxda: sakinleĢmek
toxm: çekirdek < Far. toxme
toy: düğün
uruğa tüĢ-: doğurmak
uzalan-: uzanmak
ümdeten: genelde < Ar. „umdeten
üryan: çıplak < Ar. „uryân
valadan: elek
vanétim: araba markası < Far.
vânét
vāqi ol-: meydana gelmek < Ar.
töreli: mükemmel, sağlam
Tür. vâḳi‟ olmak
töyfe: hediye < Ar. tuhfe
vāqien: gerçekten < Ar. vâḳi‟an
töyle: ahır < Ar. ṭevîle “hayvanların
veli: ama < Far. velî
bacağına bağlanan uzun ip”
véran: harap < Far. vîrân
tūderdu: iç içe < Far. tû der tû
vereçilig: oduncu
tula: köpek türü
vergan: suyun kaynağı
524
vesail: eĢya < Ar. vesâ‟il
xéér, xééy, xééyr, xér: hayır < Ar.
xeyr
vez: durum < Ar. veḍ‟
xelver: yirmi adet ot bağı < Far.
ville-: boĢlamak < Far. Tür. vél+le-
eĢeğin taĢıyacağı miktar
virūdi: giriĢ < Ar. vurûd
Xeneye: köy adı
xābxana: yatak evi, yurt < Far. xâb
Xer: eĢek < Far. xer
xâne
xerid: satın alma < Far. xerîd
xahiĢt : rica < Far. xâhéĢ
xeĢle-:
harcamak
<
Ar.
Tür.
xal: ben < Far. xâl
xarc+le-
xamuĢ: sönük < Far. xâmûĢ
xeĢlig, xeĢlik: harçlık < Ar. Tür.
Xanandebil: ilçe adı
xarc+lig
Xānevāde: aile < Far. xânevâde
xeternāk: Ar. Far. xaṭer+nâk
Xānevādegi:
ailece
<
Far.
xânevâdegî
xéyleg, xéyleħ, xeylek: çok, fazla,
bol < Ar. Tür. xayl+ek
xaq: halk < Ar. xalḳ
xıdmetkar: hizmetçi < Ar. Far.
xarbarfuruĢ: yiyecek içecek satan <
xidmet+kâr
Far. xârbârfurûĢ
xarıĢlığ:
xılast ol-: doğurmak < Ar. Tür.
aldatma
<
Ar.
Tür.
<
Far.
xalâṣ “kurtuluĢ” olmak
xâric+lığ
xastäqarı:
kız
isteme
Xımıs: köy adı
xâstegârî
Xırça: kavun
xäĢel: çöp
xırda: ufak, bozuk para < Far.
xaxol: manyak
xäzana: hazine < Ar. xazâne
xorde
xırdala-: para bozmak < Far. Tür.
xorde+la-
xed: el yazması < Ar. xaṭ
xede: kader < Ar. ḳadr
xırımı,
kestim
xırpımı
çekdim:
sesimi
525
xırtdey: gırtlak
yaxdan: elbise dolabı < Far. rext-
xıss éle-: utandırmak < Far. Tür.
dan
xîs “ıslak” eylemek
yaylaxniĢin: yaylada yaĢayan <
xıyaban: cadde < Far. xîyâbân
Tür. Far. yaylax+néĢîn
xonaxa: ahbap, müĢteri < Far.
yaylığ: baĢörtüsü
xânexâh
yéce: gece
xonça: hediye paketi
yeherre-: eyerlemek
xoĢhāl: mutlu < Far. Ar. xoĢ hâl
yék, yéħ: bir < Far. yek
xoĢksalı: kuraklık < xoĢksâlî
yékel-: büyümek
Xudābende:
Tanrı
<
Far.
yélçeg: baĢörtüsü
Xodâbende
yelig ol-: sahip çıkmak, dikkat
Xudafislig: vedalaĢma < Far. Ar.
etmek
Tür. Xodâ ḥâfiẓ+lig
yēsi: sahibi
Xudāperest: Tanrı‟ya tapan < Far.
yolağı: yolu
Xodâperest
yolçu: dilenci
xudubani: samimi < Far. xodémânî
yolçuluğ éle-: dilenmek
xuruĢ: yemek türü
yolun gör-: ikramda bulunmak
xutur éle-: akla gelmek < Ar. Tür.
youx: yakın
xuṭûr eylemek
Yusufabad: yer adı
yad: yabancı
Yüngül: hafif
yaddan çıx-: unutmak
Zangan: Ģehir adı
yan-ba-yanaĢ: yan yana
zāréh: çiftçi < Ar. zâri‟
yarımçılıq: yarım yamalak
zāyiman: doğurma < Far. zâymân
yāru: herif < far. yârû
zeħ vır-: telefon açmak < Far. Tür.
yavaccalı: yavaĢçana
zeng “zil” vurmak
526
zehrmar, zērmar: zıkkım, zehir,
zindigi: yaĢam < Far. zéndegî
yılan zehri < Far. zehr-é mâr
zindiyannıx: yaĢam < Far. Tür.
zemi: tarla
zéndegânî+lıx
zenen:
kadın
<
Far.
zenân
zireħlig: uyanıklık, beceri < Far.
“kadınlar”
Tür. zereng+lig
zerbaft: altından dikilmiĢ < Far. zer
zirzemide: bodrum < Far. zîrzemîn
bâft
zēreb: sidik < Far. zerd “sarı” âb
ziĢt: çirkin < Far. zéĢt
Ziyat Xan: masal kahramanı
“su”
zurna:
Zéyve: köy adı
zimni inki: -dığı hâlde < Ar. Far.
ḍımn în ké
düdük
527
ÖZET
[Karini Jahangir], [Erdebil Ġli Ağızları], [Doktora], [Ankara-2009]
Erdebil Ġli Ağızları‟ Erdebil iline bağlı Halhal Türk ağızlarını konu
edinmektedir. Tezin çalıĢma alanı sadece Halhal ağızlarıyla sınırlı olup
Erdebil eyaletinin öteki ağızları, çalıĢma alanının dıĢında bırakılmıĢtır. Halhal,
Hazar Denizi‟nin güney batısında, Ġran‟ın ise kuzey batısında yer almaktadır.
Halhal ağızlarının ses ve Ģekil yapısını incelemeyi amaçlayan bu çalıĢmada,
Halhal ağızlarının ses ve Ģekil bilgisi, Eski Oğuz Türkçesiyle karĢılaĢtırılarak
incelenmiĢtir.
Halhal
ağızları,
kendi
içinde
üç
ayrı
ağız
bölgesine
ayrılmaktadır. Halhal ağızlarının sınıflandırılmasında aldığımız temel ölçüt,
Ģimdiki zaman ekidir. Bu bağlamda üç farklı ağız bölgesi tespit edilmiĢtir: –éyr
Ağzı, –ér Ağzı, –Ir, -Ur Ağzı. Bu ağızlardan –éyr Ağzı, ses ve Ģekil
bakımından arkaik özellikler taĢımanın yanı sıra bir kısım kelimelerde birincil
uzun ünlüleri korumaktadır. Bu ağzın en önemli özelliği, ölçünlü Türkiye
Türkçesiyle de bir takım ses ve Ģekil benzerliklerine sahip olmasıdır. –ér
Ağzı, Ģekil ve ses özellikleri itibariyle –éyr ağzıyla –ér ağzı arasındaki geçiĢ
aĢamayı oluĢturmaktadır. Bu anlamda ölçünlü Azerbaycan Türkçesinde
kullanılan –Ir, -Ur Ģimdiki zamanın ekinin ortaya çıkmasına zemin
hazırlamıĢtır. –Ir, -Ur Ağzı ise ses ve Ģekil bilgisi bakımından ölçünlü
Azerbaycan
Türkçesinin
tipik
bir
ağzı
niteliğindedir.
Genel
olarak
değerlendirdiğimizde Halhal ağızları; ses, Ģekil ve anlam bilgisi itibarıyla Orta
Oğuz Türkçesinin genel özelliklerini yansıtmaktadır. Ancak, bir takım ses ve
Ģekil özellikleri bakımından da Halhal ağızlarının kendine özgü özellikleri
bulunmaktadır.
Halhal
ağızlarının
genel
özelliklerini
Ģöyle
sıralamak
mümkündür: teklik ve çokluk 2. Ģahıslarda kullanılan Ģart ekinin her zaman
için yuvarlak ünlülü olup –su, -sü Ģeklinde olması; isim fiilinin olumsuzunda
kullanılan edatın döyr Ģeklinde olması; siz Ģahıs zamiri için siz Ģeklinin yanı
sıra süz Ģeklinin de bulunması, bu iĢaret zamiriyle vur- fiili için düz ünlülü bı
ve vır- Ģekillerinin de kullanılması.
Anahtar Sözcükler
1. Orta Oğuzca
2. Ġran Türk Ağızları
528
3. Azerbaycan Türk Ağızları
4. Erdebil-Halhal Ġli Ağızları
5. Halhal Türk Ağızları
529
ABSTRACT
[Karini Jahangir], [Dialect of the Province of Ardabil], [Ph.D.], [Ankara-2009]
The Dialects of the Province of Ardabil deal with the Khalkhal Turkish
dialects pertaining to the province of Ardabil. The scope of thesis is only
restricted with the Khalkhal dialects and other dialects in the province of
Ardabil are excluded from the study. Khalkhal is located at southwest of
Caspian Sea and northwestern of Iran. In this study which aims to examine
the fonology and morphology of Khalkhal dialects, the data on phonology and
morphology of Khalkhal dialects has been examined by comparing with the
Turkish language of Old Oghuz. Khalkhal dialects are categorized under
three different dialect regions. The fundamental criterion, which we used as
categorizing the Khalkhal dialects, is the present tense‟s suffix. In this
context, three different dialect regions are determined: –éyr Dialect, –ér
Dialect, –Ir, -Ur Dialect. When we evaluate it in general, Khalkhal dialects
reflect the general characteristics of Central Oghuz Turkish as of the data on
phonetic, morphological and semantic. However, Khalkhal dialects have
some characteristics specific to itself with regard to some characteristics of
phonetic and morphology. It is possible to list the general characteristics of
Khalkhal dialects as follows: singularity and plurality 2. the pronoun suffix,
used in the individuals, is always round vowel and becomes as –su, -sü; the
preposition, used in the negative form of verbal noun is döyr; for the personal
pronoun of siz, süz form is available as well as being available of siz form,
the demonstrative pronoun bu and vur- forms with plain vowels are also used
with this for the bı and vır- words.
Keywords
1. Central Oghuz language
2. Iran Turkish Dialects
3. Azerbaijani Turkish Dialects
4. Dialects of the provinces of Ardabil-Khalkhal
5. Khalkhal Turkish Dialects