Academia.eduAcademia.edu

TERTELE: AĞITLARIN DILIYLE 38 DERSİM

Dersim; acıların yaşandığı, ağıtların yıllarca göğe sessizce yükseldiği, hafızalardan silinmeyen, çıkmayan, ulus-devletin en haşin ve sert uygulamalarından biri olan katliamın cisimleşmiş hali. Günümüze kadar süregelen dinmemiş acılar… Dersim'de yaşananlarla yüzleşilemediği için bitmemiş, sönümlenmemiş, toplumun kalbine ve vicdanına da hâlâ seslenebilmiş ve rahatlayabilmiş değil. Onca yüzleşme çalışmalarına rağmen, 'çoğunluğun' umursamadığı, hissetmediği, duyumsamadığı veya acı duymadığı bir yer Dersim, hatta acı bir hafıza merkezi. Ve birçok araştırmacı, akademisyen, üniversite ve enstitü Dersim'in sesini duyurmak ve daha çok tabana yaymak için hiç durmadan dağ dere tepe, kütüphane, tanık demeden çalışıyor ve üretiyorlar. Sadece bakın başımıza neler geldi diyebilmek ve acılarını ortaklaştırabilmek için. Geçen hafta Cumartesi günü Depo İstanbul, Dersim ile ilgili çok kıymetli bir kitabın tanıtımına tanıklık etti. Nilüfer Saltık ve Cemal Taş'ın uzun ve titizlikle süren alan ve arşiv çalışmasından sonra ortaya çıkardıkları '38 Tertele

TERTELE: AĞITLARIN DILIYLE 38 DERSİM EFE BEŞLEREKIM 18, 2016 KİTAP VS0 YORUM 1 Dersim; acıların yaşandığı, ağıtların yıllarca göğe sessizce yükseldiği, hafızalardan silinmeyen, çıkmayan, ulus-devletin en haşin ve sert uygulamalarından biri olan katliamın cisimleşmiş hali. Günümüze kadar süregelen dinmemiş acılar… Dersim’de yaşananlarla yüzleşilemediği için bitmemiş, sönümlenmemiş, toplumun kalbine ve vicdanına da hâlâ seslenebilmiş ve rahatlayabilmiş değil. Onca yüzleşme çalışmalarına rağmen, ‘çoğunluğun’ umursamadığı, hissetmediği, duyumsamadığı veya acı duymadığı bir yer Dersim, hatta acı bir hafıza merkezi. Ve birçok araştırmacı, akademisyen, üniversite ve enstitü Dersim’in sesini duyurmak ve daha çok tabana yaymak için hiç durmadan dağ dere tepe, kütüphane, tanık demeden çalışıyor ve üretiyorlar. Sadece bakın başımıza neler geldi diyebilmek ve acılarını ortaklaştırabilmek için. Geçen hafta Cumartesi günü Depo İstanbul, Dersim ile ilgili çok kıymetli bir kitabın tanıtımına tanıklık etti. Nilüfer Saltık ve Cemal Taş’ın uzun ve titizlikle süren alan ve arşiv çalışmasından sonra ortaya çıkardıkları ’38 Tertele Ağıtların Diliyle Dersim”, geçmişimizi çok detaylı bir şekilde irdeliyor, karanlık tarihimizi aydınlatmaya çalışıyor. 1937-38 yıllarında Dersim’de yaşananları ağıtlar, fotoğraflar ve belgelerle ortaya koyuyor. Tüm biriken bu değerli hazineyi 3 CD ve bir kitapta toplamış Saltık ve Taş. Dersim Tertelesi, dile getirilememiş konuları, fotoğrafları ve belgeleri en çarpıcı haliyle anlatılmış, belgelenmiş. Belgesel ve müzik yapımcısı Nilifer Saltık ve sözlü tarih araştırmacısı Cemal Taş, o dönemin hatıratını mağdurların dilinden ağıtlar aracılığıyla ulaştırıyorlar. 38’de Dersim’de yaşanan katliamı, 33 ağıtın sözleri, öyküleri ve otantik sesleriyle kalplerimize ve vicdanlarımıza dokunduruyorlar. Kırmançca/Zazaca, Türkçe ve İngilizce yazılan 500 sayfalık kitabın ön sözünü kısa bir süre önce kaybettiğimiz eşsiz yazar, edebiyatçı Vedat Türkali yazmış. 4 yılık bir çalışmanın ürünü olan bu çalışma, esasında 25 yıllık birikimin yansıması diyebiliriz. Kitap, onlarca fotoğraf, belge ve sözlü tarih çalışmasına dayanıyor. Fotoğraflar Hasan Saltık’ın geniş ve büyük arşivinden, ağıtlar ise sözlü tarih araştırmacısı Cemal Taş’ın çalışmalarından alınmış. Bugüne kadar Dersim ile ilgili olarak çok değerli çalışmaların yapıldığını söyleyen Saltık, Dersimli olmamasına rağmen, konuyu anlamaya çalışmak için çabaladığında yeterince kaynağın olmadığını, kimisinin masal gibi, kimisinin isyan, direniş gibi yansıtıldığını söyledi. Saltık, bu anlatının aksine merkezine insanı, tanıklıkları, onların çocuklarını ve torunlarını alarak halklar üzerinden Cemal Taş’a bu projeyi teklif etmiş ve kendisinden evet cevabı almış. Saltık, tüm siyasi anlayışların aksine, Dersim gerçeğine bakmak gerektiğini vurgulayarak, kitabın 38’in karanlığına ışık tutacağını düşünüyor. Kitabı beraber yazarlarken her iki anlayışa da mesafeli davranmış, hem resmi hem de muhalif tarihe karşı cesurca ve gerçekçi bir şekilde yaklaşmışlar. Cemal Taş ise, o yıllardaki gerçekliği anlatmak istediklerini, o haşin acıyı yaşayanları, kendi dillerinde, kendi resimlerinde, kendi seslerinde anlatmak istediklerini ve on yıllar önce yaşanan bu acıya sebep olan zihniyetin sürdüğünü, hâlâ Dersim’de yasak bölgelerin olduğunu söyledi. Tüm bu konuşmaların ve çalınan ağıtların ışığında, gördüğüm fotoğraf ve belgelere yansıyan manzara çok üzücüydü. Özellikle askerlerin sevinçlerini toplu fotoğraflarla gösterilirken, katliamın hangi derecede ve nasıl yaşandığını da apaçık gösteriyordu. Resmi belgelerde Dersimlilerin ‘haydut’ olarak bahsedilmesi de çok çarpıcıydı. Suratlardaki o derin izlerle karşılaşmak, katliamın yapıldığı bölgeleri fotoğraflardan görmek, mezarların yalnızlığına tanık olmak gibi çok çarpıcı karelerin bir araya getirilmesi başlıca başına değerli bir hizmet olmuş. Bu kitabı, Dersim Tertelesi’nin tarihini kapsamlı bir şekilde fotoğraflardan, belgelerden, özellikle de ağıtlardan hissedip öğrenmek isteyenler ve araştırma yapmak isteyenler için büyük bir kaynak ve hazine olarak tanımlamak gerekir. Konuyla ilgilenenler için önemli bir referans kitabı olacaktır. *Tertele: Bölgede Zazaca “katliam, yağma/talan, altüst edilme” anlamında kullanılmaktadır.