Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
III. Milli Kültür Şurası- Çocuk ve Kültür Komisyonu Ara Raporu-
…
2 pages
1 file
III. Milli Kültür Şuarası- Çocuk ve Kültür Komisyonu Ara Raporu- Çocukluğun kültürel mekanları
Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 2019
Öz: Permakültür ''permanent culture'', 'kalıcı kültür' ve ''permanent agriculture'' 'kalıcı tarım' kavramlarından oluşmuştur. Genel olarak permakültür, doğaya göre modellenen bir tasarım sistemi olarak tanımlanmıştır. Permakültür aynı zamanda doğayı, doğal değerleri korumayı, onarmayı, bu değerlerde planlamayı, tasarımı ve yönetimi destekleyen bir felsefedir. Bu felsefe peyzaj mimarlığı çalışma alanlarına da yansımaktadır. Permakültür, açık ve yeşil alanların daha sağlıklı, yaratıcı ve sürdürülebilir olmalarına yardımcı olacak teknikler ve ilkeler ortaya koymaktadır. Bu çalışmanın amacı çocuk oyun alanlarında permakültürün yansımasını değerlendirmektir. Dış mekânda oyun oynamanın çocuklar üzerinde fiziksel, sosyal ve bilişsel birçok faydası bulunmaktadır. Çalışmada doğa, çocuk ve oyun kavramlarına odaklanılarak, çocuk oyun alanları permakültür felsefesiyle bütünleştirilmiştir. Oyun oynadığı doğal ortamı keşfeden ve farkında olan bir çocuğun, daha sonra peyzajın doğal ve kültürel elemanlarına değer vermeye başlayacağı önemsenmiştir. Yapılan araştırmalar sonucu elde edilen veriler, dünya genelinde çocuk oyun alanlarında peyzajın doğal elemanlarının baskın olduğu oyun alanlarının tasarlandığını ve bu tasarımların uygulandığını göstermektedir. Çalışmada Türkiye' de de çocuk oyun alanlarında doğal oyun elemanlarının ve sanatsal aktivitelerle oyun senaryolarının kullanılacağı çocuk oyun alanları tasarımları ile ilgili öneriler sunulmuştur.
İDEALKENT, 2018
Space is not an entity that exists on its own, but something that is produced as a result of given social relations, especially in the capitalist mode of production. For this reason, space should not be seen as an independent form of construction, but as a product determined by social structures and relations. Children play a role in the production of urban space as well as affecting family's the preference of the living space and consumption practices. In this study, the dynamics affecting the process of shaping and reproduction of urban space with respect to children will be analyzed through themed children's entertainment centers. The nature of the changes and transformations in urban space will be examined through the children's city themed amusement centers, which we have seen in recent years in the world with increasing populations and also in Istanbul city in Turkey. Children's cities in Istanbul such as Kidzania, Kidzmondo and Minopolis Istanbul constitute a sampling of our research as spatial representations in Turkey of global consumption and entertainment culture in the theme of "children". The children's city-themed amusement centers, which are the main focus of this study, incorporate both global and local elements. Disneyland's spreading all over the world and finding spatial reflections in Turkey, which is also called Disneyfication, is observed easily in Istanbul city especially. Children's cities are children's amusement centers that emerge as a special entertainment venue only for children and offer children a simulation of the real world. These places, which are the scene for a combination of consumption, learning, and fun, are also seen as "learning places". These amusement centers create new spaces of child-centered consumption in the cities and they show that space has become a consumption object in new contexts.
uluslararası liderlik eğitimi dergisi, 2017
Özet Araştırmanın temel amacı, çocukların nasıl bir okul hayal ettiklerini, tanımladıklarını ortaya çıkarmak, çocukların okudukları okulu daha etkili bir düzeye çıkarılabilmektir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yönteminin seçilmesinin nedeni, "çocukların hayalindeki okul" algılarının belirlenmesi üzerine odaklanılarak incelenmek istenmesidir. Bu çalışma 9-10 yaş grubunu kapsayan toplam 170 öğrenci ile .... İlkokulunda yapılmıştır. Bu yaş grubunu içine alan 3. ve 4. Sınıflar ile sınırlı olmasının nedeni, bu süreçteki öğrencilerin henüz sınavlardan oluşan akademik başarı yarışına girmemiş olmaları ve böylece "başarılı olmak" dışında kalan diğer hayallerinin de gölgelenmiş olmamasıdır. Araştırmada "Hayalinizdeki okul nasıl olmalıdır?" sorusuna yönelik kompozisyon tekniği ile toplanan veriler, içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan çocukların eğitim sistemi içerisindeki isteklerine genel olarak bakıldığında aslında talep edilenlerin, yapılması zor şeyler olmadığı görülmektedir. Bu çalışmada öğrenciler bu alanlarda eksikliğini hissettikleri kendilerine ait sanatsal ve spor gelişim alanları, oyun alanları ve sinema salonları gibi talepleri dile getirmişlerdir. Abstract The main purpose of this study is to determine how children identify the school in their imagination. According to the degree of their developments, it is provided to let them discover their own imagination and support them being closely involved within the decisions about their school in order to raise the level of the schools' effectiveness. This research is done with the method of quantitive study. The reason why quantitive research is choosen is to analyse the content and cognitive perception of the students' dreams. This resarch was done at ... Primary School during the first semester of 2016-2017 education year with 170 students. Students from 3th and 4th classes are choosen because of the reason they still have not entered the competitions for academical success, full with exams, so that other dreams out of being successful are not under shadow. The data which is collected according to the question: "How is the school in your imagination?" is obtained with the composition technique and assessed via content analysis. An overview to the children's answers shows us that the required items are not difficult to achieve. The data obtained from this study allows us to reach the following conclusion; schools have to be organised in such a way that they can contribute to children's cognitive, affective, physical and personal progress. Students mentioned about these deficiency through fields for themselves to improve these progress period with cinema salons, game centers, art and music workshops demanded. .
RELATIONSHIPS WITH RUINS AND MUSEUMS IN TURKEY (Evaluation on the Example of Ephesos and Pergamon), 2017
ABSTRACT Although there are officially 138 ruins and land in Turkey on unofficial underground 400 it is located near the ruins. relationship between archaeological sites and museums in Turkey were formed spontaneously in terms of the relationship as well as laws and regulations designed to work. Within the scope of the study, Efes Ruin and Museum, Bergama Museum and Pergamon Ruins were examined. Apart from the legislation between the museum and the Ruins Place, the relations between the excavation president and his team, the museum managers' views of the excavations play an important role in these relations. World public watches how parts of the monuments which are worked with a fast tempo after 1870 and carried by train or by sea are tried to be uncovered and exhibited with a new understanding in the 21st century. The value that the old man can buy has not yet been discovered, so it is the old work and the original. The ancient artefacts are the indescribable cultural accumulation and richness of a country, and how they have created myths since the Renaissance of Europe in order to have them. History has always shown us that those who can not know the old way and who cannot have the culture that is formed in the living lands are destined to be defeated in the face of science and technology. Apart from Ephesus and Pergemon, Xanten from Germany and Carnuntum from Austria were taken to this work, and how these archaeological parks were brought into existence and operated as stone quarries in the 19th century. Local people, CSO’s and stable cultural policies have always been seen to work.
2009 yılında Çanakkale Kent Konseyi çatısı altında bir grup gönüllü kadın Çanakkale'deki çocuk parkları üzerine bir çalışma yürüttü. Ben de bu çalışmaya bir akademisyen ve bir anne olarak destek verdim. Bu çalışma sürecinde elde ettiğimiz verilerden yola çıkarak " 2010-2014 Çanakkale'deki Oyun Alanlarının Geliştirilmesi Eylem Planı " nı hazırladık. Bu çalışmanın sonuçları ve eylem planı, 2010 yılında Kent Konseyi tarafından yayınlandı [1]. Ben bu süreçte elde ettiğimiz verileri, kendi deneyimlerimi ve gözlemlerimi üç bölümden oluşan bir yazı dizisi ile paylaşmak istiyorum. Ama öncesinde tartışmak istediğim iki soru var. Birincisi " Çocuk parkları neden önemlidir? " , diğeri ise " Bir çocuk parkında bulunması gereken özellikler nelerdir? ". Çocukların kendi sokaklarında ve doğada oynamaları giderek zorlaşıyor ! Açık havada koşmak, oynamak bir çocuğun yalnızca fiziksel gelişimi için değil aynı zamanda kişisel gelişimi için de son derece önemlidir. Oyun, çocuğun psikolojik gelişimine, sosyalleşmesine katkı sağlar. Çocuklar oyun oynayarak problem çözme yeteneklerini ve yaratıcılıklarını geliştirirler, kısaca hayata hazırlanırlar [2] [3]. 1989 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi oyunu ve rahatlamayı çocuklar için bir hak olarak tanımlamaktadır [4]. Aslında çocuğun oynayabildiği her alan bir oyun alanıdır. Çocuklar evlerinin bahçelerinde, sokaklarında ya da mahallelerindeki boş bir arsada arkadaşları ile birlikte üstelik yaratıcı bir biçimde oynayabilirler. Bugün, özellikle küçük kentlerde büyümüş yetişkinlerin çocuklukları muhtemelen bu şekilde geçmiştir. Kardeşler, kuzenler, komşu çocukları hep birlikte tüm mahalleyi oyun alanına çevirebilmişlerdir. Ancak, ne yazık ki yaşadığımız yerler değişiyor. Artan nüfus, yapılaşma, taşıt trafiği nedeniyle çocukların kendi sokaklarında oynama şansları azalıyor. Hele büyük kentler için artık bu imkansız. Üstelik giderek daha fazla anne çalışma hayatına katılmakta, büyük aileler yerini küçük ailelere bırakmaktadır. Bu durum, çocuğun dışarıda geçirdiği zamanın daha kısıtlı olması anlamına gelmektedir. Kentleşme süreci ve değişen toplumsal yapıya paralel olarak çocukların oyun oynamaları için düzenlenmiş güvenli mekanlara olan ihtiyaç da giderek artmaktadır. Çocuk parkları, küçük çocuğu olan ailelerin (ya da annelerin) en fazla zaman geçirdiği kamusal mekanların başında gelmektedir. Bununla birlikte çocuklar ve aileleri için son derece önemli bu mekanlar genellikle bizim kentlerimizin en ihmal edilen alanları olmaya devam etmektedir. Bunda çocukların ve kadınların kent yöneticilerine taleplerini iletememelerinin ve çocukların kentte hiçbir temsiliyetleri olmamasının payı büyüktür. Çocuklar seçimlerde oy kullanamazlar. Çocuk parklarının ihmal edilmesindeki bir diğer neden, acaba 40 yaşın üstünde ve çoğunluğu erkek olan yöneticilerin çocukluklarında oyun oynamak için bir oyun parkına ihtiyaç duymamış olmaları ya da kendi çocukları ile parka gitmemiş olmaları olabilir mi? İyimser bir tahminle yöneticiler henüz bu ihtiyacın farkında değiller ya da iki salıncak ve bir kaydırağın yeterli olduğunu sanmaktadırlar. Çocuk dostu kentler… Oyun alanlarının niteliği ve niceliği tüm dünyada önemli bir yaşam kalitesi göstergesi olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte son yıllarda yaygınlaşan " çocuk dostu kentler " yaklaşımı çocukların yalnızca kendileri için ayrılan alanlarda değil tüm kentte güvenli bir biçimde hareket edebilmelerine vurgu yapmaktadır. Hatta bu yaklaşım çocukların kendileri için ayrılmış alanlara hapsedilmelerinin bir tür kentsel ayrışmaya neden olduğunu ve çocukları görünmez kıldığını savunmaktadır [5]. Çocuk dostu bir kentte tüm kamusal mekanlar çocuklar da düşünülerek tasarlanmalıdır. Aşağıda (Fotoğraf 1) bir semt müzesi olarak tanımlayabileceğimiz Berlin Kreuzberg Müzesi'nin bahçesinden bir fotoğraf görülmektedir. Bir müzenin bahçesini çocuklar için çekici hale getirmek, hem bir annenin müzedeki sürekli değişen 1 Bu metin aynı başlıkla, 29 Temmuz 2013, 01 Şubat 2014 ve 5 Haziran 2014 tarihlerinde, üç bölüm olarak " Çanakkale İçinde " isimli yerel gazetede yayımlanmıştır.
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi eğitim bilimleri dergisi, 1996
PROBLEM Çevre, doğal ve yapılandırılmıĢ olarak ayrılabilir. Doğal çevre insan eli değmemiĢ olan ve tabiatta bulunan öğeler tarafından oluĢturulmuĢ ortamlardır. YapılandırılmıĢ çevre, insanlar tarafından amaçlı veya amaçsız olarak değiĢtirilmiĢ fiziksel mekanlardır. Ġnsanlar, çevrelerin zihinsel olgunluklarına, eğitim ve kültürlerine, yaĢlarına ve ihtiyaçlarına göre biçimlendirirler. Bireyle yaĢadığı evi ve çevresi arasında karĢılıklı iki yönlü bir iliĢki vardır. Her insan biyolojik ve psikolojik özelliklerine uygun bir ortamda yaĢama hakkına sahiptir. YaĢama ortamının taĢıdığı nitelikler bireyin eğitimine, kültürüne, kiĢiliğine ve ihtiyacına göre farklılık gösterir. Az geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerdeki insanlar uygun yaĢama ortamına sahip olma bakımından geliĢmiĢ ülke insanları kadar Ģanslı değildir. AzgeliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerde nüfus artıĢının yüksekliği, toprakların bölünmesi ve mevcut üretim biçiminin ihtiyaca cevap vermemesi ve Ģehirlerin daha iyi yaĢam koĢulları sunması gibi nedenler yüzünden kırlardan kentlere iç göç hızlanmıĢtır. Ülkemizde 1950'li yıllardan itibaren artan iç göç, kentlerin kalabalıklaĢmasına, gecekondulaĢmaya, yeĢil alanların azalmasına, trafik sıkıĢıklığına, suyun ve havanın kirlenmesine ve nihayet "uygun yaĢama ortamlarının" bozulmasına yol açmıĢtır, (Yerasimos, 1979: 12-13). Kırsal yörelerden Ģehre yeni gelenler ilk ağızda barınma ihtiyaçlarını karĢılamak için derme-çatma konutlar yapmıĢlar, daha sonra artan gelirlerine, eğitimlerine ve kültür seviyelerine paralel olarak konutları ve yaĢadıkları çevre ile ilgili yeni ihtiyaç ve istekler belirtmeye baĢlamıĢlardır. Bu yeni yapılaĢan gecekondu bölgelerindeki mekanların yeniden düzenlenmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıĢtır. Kent mekanlarının insanın doğasına uygun yapılandırılmaması sonucunda duyu organlarına ulaĢan duyumların bastırılması veya aĢırı uyarılması ile bireyler daha gergin hale gelmiĢtir. Aynı Ģekilde Ģehirdeki yapılaĢmanın bireyler arası yakın sosyal iliĢki kuracak biçimde olmasını engellemesi ve daha çok bireyci yaĢamı teĢvik etmesi kırsal yöreden gelmiĢ insanların yalnızlık duygusu taĢımalarına neden olmuĢtur, (Kulaksızoğlu, 1995: 170). Bozuk yapılaĢma ve çarpık kentleĢme sonucu yaĢam ortamlarının bozulması, çocukları da kaçınılmaz olarak etkilenmektedir. Çocuklar yaĢadığı ailenin bir parçası olarak, kendisine sağlanan koĢullarda yaĢamak zorundadır. * 3-14 Haziran 1996 tarihlerinde düzenlenen BirleĢmiĢ Milletler YerleĢimleri Konferansı (Habitat ID'nda bildiri olarak sunulmuĢtur.
Engineering sciences, 2017
Nature contains many opportunities that can meet physical and psychological needs of the child within it. Children need to play, move and receive plenty of oxygen for their healthy development. This provides increase of sensibility and awareness of recognizing species other than him/herself and of interacting with them. Children meet concept of kindergarten within period when they start to recognize themselves and their environment. Disciplines that they will learn in these places where they take the first step for corporate training have an important place in formation of their life styles and social relations. Since they maintain their physical, social and psychological developments in these places, spatial opportunities provided by the kindergartens for children should be satisfactory. This research is about examination of the kindergartens, where children establish relation with the nature, in terms of place quality and material by being supported with examples belonging to different countries. In this research in which importance of child-nature interaction in child development is defended, contribution of the kindergartens where children spend majority of their days to this effect and development is explained with examples.
7-14 yaş aralığında nerede bulunduysanız çocukluk mekanlarınızı yazmanızı istesem sizler de katılır mısınız buna dedim ve tam 47 yazar olduk. Çok hoş, çok güzel hikayeler çıktı. Çocukken oynadığımız oyun mekanları, sokakla ilişkilerimizi, ev, bahçe, şehir gezilerimizi, parklarla ilişkilerimizi yazdık.
Rather than by any personal or mental features, a child's behaviour is shaped by the spaces he/she occupies, namely his/her physical environment. In this context, urban open spaces such as the immediate surroundings of the home, the school garden and playground, all of which constitute the child's physical environment and the spaces the child interacts in, are of great importance in the formation of the child as a member of society, and his/her socialization and development. In light of the role it plays in child development, making the physical environment more livable for children has become crucial, particularly in northern European countries, and various studies, projects and practices are being realised in these countries. Foremost among these studies are Child Friendly City initiatives. Other studies and practices may be analysed under headings such as street, school garden, playgrounds and the child's transportation between school and home. In this study, the aim is to highlight the importance of physical environment for children, and, in this context, to put together a literature study related to applied and on-going studies and practices around the world in the effort to make the physical environment more livable for children. m garonjournal.com Çocuğun davranışları, kişilik, zeka gibi özelliklerinden çok içinde bulunduğu mekânlar/fiziksel çevresi tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle toplumun bir bireyi olmasında, sosyalleşmesinde ve gelişiminde çocuğun etkileşim içinde olduğu ve fiziksel çevresini oluşturan konut yakın çevresi, okul ve çocuk oyun alanları gibi kentsel mekanlar büyük öneme sahiptir. Çocuğun gelişimindeki önemi doğrultusunda fiziksel çevrenin çocuk için daha yaşanılır hale getirilmesi başta Kuzey Avrupa ülkelerinde önem kazanmıştır ve bu ülkelerde çeşitli çalışmalar, projeler ve uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmalardan en önde geleni Çocuk Dostu kent girişimleridir. Diğer çalışma ve uygulamalar sokak, okul bahçesi, çocuk oyun alanları ve çocuğun okul ve ev arasındaki ulaşımı başlıkları altında incelenebilir. Bu çalışmada fiziksel çevrenin çocuk için önemini ortaya koymak ve bu doğrultuda fiziksel çevrenin çocuk için daha yaşanılır kılınması için dünyada yapılmış/yapılmakta olan çalışmalar ve uygulamalar ile ilgili bir literatür çalışması oluşturmak amaçlanmıştır.
International Medical Journal, 2017
Praxis Educativa 26 1, 2022
Archivo Agustiniano 107 (2003) 569-574., 2023
Jurnal Kejuruteraan, 2021
Journal of Tourism Futures, 2020
IAEME PUBLICATION, 2021
Reis Revista Espanola De Investigaciones Sociologicas, 2002
Glasnik Rudarsko-geološko-građevinskog fakulteta, 2023
https://www.ijrrjournal.com/IJRR_Vol.7_Issue.6_June2020/Abstract_IJRR0025.html, 2020
Angreni Koroy , 2024
6th International Conference on Higher Education Advances (HEAd'20)
КУЛЬТУРНО-ОБРАЗОВАТЕЛЬНАЯ ДЕЯТЕЛЬНОСТЬ БИБЛИОТЕК И МУЗЕЕВ В РЕГИОНАЛЬНЫХ ИЗМЕРЕНИЯХ. Материалы международной научно-практической конференции. 2015 Издательство: Областное государственное образовательное бюджетное учреждение высшего профессионального образования Смоленский государственный инстит..., 2015
IEEE Access, 2020
Indian Journal of Hematology and Blood Transfusion, 2012