T.C.
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANA BİLİM DALI
TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİNİN KAYNAKLARI
BİBLİOGRAPHY OF THE HİSTORY OF THE REPUBLİC OF
TURKEY
Hazırlayan
Mustafa ÜNLÜ
Ders Danışmanı
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Sait CANDAN
KARABÜK - 2015
ÖZET
Tarih Ana Bilim Dalı çerçevesinde araştırma yaparken, araştırdığımız konuları belirli
ana başlıklar halinde biçimlendirir ve belirlediğimiz ana başlıkların kapsadığı dönem
hakkında araştırmalarda bulunuruz. Nitekim bu süreçte bir olay ya da olgu üzerinde akademik
bir çalışma ortaya çıkarabilmek için belli bir sıralamayı takip etmemiz gerekmektedir. Bu
noktada en önemli olan ve ele alınması gereken konu ise kaynakça taraması yapmaktır.
Arşivler, Temel Başvuru Eserleri, Birinci ve İkinci Elden Kaynaklar, Ansiklopediler,
Külliyatlar, Kitabeler, Basın ve Yayın Organları vs. daha sayabileceğimiz birçok kaynak,
bizlere bu yolda pusula görevi görmektedir. Nitekim bizde bu çalışmada ‘’Türkiye
Cumhuriyeti Kaynakları’’ başlığı altında, bir araştırmacı Cumhuriyet Tarihi ile ilgili
akademik bir çalışma yapacak olursa hangi yolları izlemeli ve hangi kaynaklara başvurmalıdır
bunları ele aldık.
Anahtar Kelimeler: Cumhuriyet, Kaynakça, Arşiv, Basın, Belgesel.
i
ABSTRACT
History Home Science Department within the framework of doing research, we
investigate the issues we found in research on the period of the formats we determine if
certain headings and titles. Indeed, a certain sequence to reveal an academic study on an event
or phenomenon in this process we must follow. The most important issue and needs to be
addressed at this point is to make the reference scan. Archives, Basic Reference Works,
Primary and Secondary Sources, Encyclopedias, Digests, İnscription, Press and Journal, etc.
we can count many more resources, we are seeing a compass to task this way. Indeed, in this
study we ‘’Republic of Turkey Resources’’ under the title, if you do an academic researcher
working on a History of the Republic should monitor the way in which we have discussed and
which resources should refer to them.
Key Words: Republic, Reference, Archive, Media, Documentary.
ii
İÇİNDEKİLER
ÖZET ........................................................................................................................................................ i
ABSTRACT ............................................................................................................................................ ii
GİRİŞ ...................................................................................................................................................... 1
1.
Cumhuriyet Tarihi Nedir? ............................................................................................................... 2
2.
Bir Tarihçi Nasıl Konu Tespit Eder? ............................................................................................... 3
3.
Cumhuriyet Tarihi Alanının Sınırlarını Nasıl Çizeriz? ................................................................... 4
4.
Cumhuriyet Tarihi Alanına Has Ana Kaynaklar Nelerdir? ............................................................. 4
5.
Tarihçi ve Kaynak ........................................................................................................................... 5
6.
Cumhuriyet Tarihinin Ana Kaynakları ............................................................................................ 7
7.
8.
9.
6.1.
Temel Başvuru Eserleri ........................................................................................................... 7
6.2.
Osmanlı Belgeleri .................................................................................................................. 10
6.3.
Ansiklopediler ....................................................................................................................... 11
6.4.
Kronoloji ............................................................................................................................... 13
6.5.
Bibliyografya ......................................................................................................................... 15
Türkiye’de Devlet Arşivleri .......................................................................................................... 20
7.1.
Arşiv Nedir? .......................................................................................................................... 20
7.2.
Arşivlerin Değeri ................................................................................................................... 20
7.3.
Cumhuriyet Arşivi ................................................................................................................. 20
Kütüphaneler ................................................................................................................................. 21
8.1.
Kütüphane Türleri ................................................................................................................. 24
8.2.
Araştırma Kütüphaneleri ....................................................................................................... 25
8.3.
Kütüphanelerin Kullanımı ..................................................................................................... 25
Belgesel Yayınları ......................................................................................................................... 26
10. Atatürk’ün Demeçleri ve El Yazıları ............................................................................................. 27
11. Resmi Yayınlar .............................................................................................................................. 28
12. Basın .............................................................................................................................................. 30
12.1.
İstiklal Savaşı Gazetesi ......................................................................................................... 31
12.2.
Son Posta Gazetesi ............................................................................................................... 33
12.3.
Ulus Gazetesi........................................................................................................................ 35
SONUÇ ................................................................................................................................................. 37
KAYNAKÇA ........................................................................................................................................ 38
iii
GİRİŞ
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ile ilgili olarak yapacağımız araştırmalarda bize yardımcı
olup, yol gösterecek olan kaynaklara farklı başlıklar altında değinmeden önce, niçin tarih
öğreniriz ya da tarih öğrenme ihtiyacı duyarız bu bölümde kısaca ona değinelim. İnsanoğlu
sosyal bir varlık olduğu için hayatını çevresi ile olan münasebetleri doğrultusunda yaşarken,
kendi geçmişinin yaşadığı ana ve geleceğine ne denli etkili olacağını hep merak etmiş, bu
sebeple insanoğlunda tarih merakı oluşmuştur. Bu doğrultuda bakacak olursak tarih
araştırmacılığı bir nevi insanoğlunun merakından ortaya çıkmıştır. Lakin muhakkaktır ki tek
ve asıl sebep bu değildir. İnsanoğlu yaşadığı ana ve geleceğine sağlam şekil ve yön
verebilmesi için daima tarihine ihtiyaç duymuş ve tarihi kaynaklar, tarih araştırmacılığında
adeta pusula görevi üstlenmiştir. Bu doğrultuda dilerseniz bir de Tarih Nasıl Yazılır? sorusuna
bu bölümde değinelim.
Bu soruyu tartışmak için ilk önce tarih yazılmalı mıdır, yazılırsa neden yazılmalıdır?
sorusuyla başlamak gerekir. İnsanların geçmişte yapıp ettiklerini yazmak ne işe yarar?
İnsanlar geçmişte yapılıp edilenleri merak eder mi, ederse neden merak eder? İnsanların
geçmişte yapıp ettiklerini bilmek kime ne kazandırır ya da bir şey kazandırır mı? Bu ve
benzeri soruları çoğaltmak mümkündür. Ancak biz tüm bu konuları birbiriyle bağlantılı olarak
başka bir soruyla tartışmak niyetindeyiz1.
Yukarıdaki soruların daha önce binlerce kez sorulduğunu, binlerce kez cevaplandığını
hatırda tutarak konuya başlayacak olursak, tarih yazanlar, insanın yapıp ettiğini yazarken
bunu neden ve kim için yaptıklarına dair doğrudan veya dolaylı cevaplar vermişlerdir 2.
Meseleyi daha iyi müzakere edebilmek için de günümüz tarihçilerinin tarihsel bilgiye dair
ortaya koydukları temel kriterlerden başlamak gerekir. Buna göre Tarihin neden ve kimin için
yazıldığı sorununu aynı kriterlerle ele alıp tartışalım: Günümüz tarihçileri tarihin;
1
2
Bir bilim ya da soruları cevaplama durumunda olması;
Geçmişteki insan eylemleri ile ilgilenmesi;
Kanıtlara dayalı bilgi ve yorumlar ortaya koyması;
Yu us KOÇ, Tarih Niçi Yazılır? , Tarih İçi Metodoloji, Edit. Ah et ŞİMŞEK , ANKA‘A
KOÇ, a.g. ., s. .
, s. .
1
İnsanın kendine ilişkin bilgisi olması gibi dört temel kritere dayandığını belirtirler3.
Sorumuza dönecek olursak, tarih kimin için ve neden yazılır? Cevap açık ve nettir:
İnsana tanrıları ya da melekleri anlatmak için değil; insanın kendini açığa vurması amacıyla,
insanı insana anlatmak için yazılır, yazılmalıdır. İnsana insanı, insan eylemlerini anlatmak,
ama yine insan için anlatmak amacıyla yazılmış olmasıdır. Bu temel kriterin bugün hiç dile
getirilmeye gerek duyulmadan uygulanıyor olması başka bir durumdur. Ya da bazen yeniden
hatırlamak zorunda kalınır4. Zira modern zamanlarda dahi insan eylemlerini tanrısal iradenin
bir sonucu olarak görme, zafer veya yenilgileri Tanrı iradesiyle açıklama türündeki tarih
yazımı zaman zaman yaygın bir görünüm kazanabilmekte hatta geniş bir taraftar kitlesi bile
bulabilmektedir. Oysa tarih yazımının tarihine baktığımızda tarihçiliğin başından bu evreye
kadar, yani insan eylemlerini yine ve sadece insanın kendisi için ne çok zamanın geçtiği, tarih
öncesine ait ne çok anlatı türlerinin bulunduğu hatırlandığında bu kıstasın önemi daha net
anlaşılacaktır5.
1. Cumhuriyet Tarihi Nedir?
Cumhuriyet Tarihi anabilim dalı olarak 1990’lı yıllardan itibaren müstakil olarak
çalışma imkânı bulduğumuz bir sahadır. Daha önce Yakın Çağ ile birlikte yapılanma
içindeydi. Bu birliktelik dolayısıyla da iki alan arasında sınır çizilmesinde ciddi problemler
yaşanmaktadır. Her şeyden önce Cumhuriyet Tarihi halen içinde yaşadığımız dönemin,
dedelerimizin, babalarımızın yaşadığı dönemin tarihidir6. Yüzyıla yaklaşan zaman diliminde
altı asırlık bir dünya devletinden kalan olumlu ve olumsuz mirasın daima tartışıldığı,
tercihlerdeki katılığın doğadaki renkleri siyah ile beyazdan ibaret kıldığı bir toplum zemininde
akıl ve zevk dinginliğinde hükümler vermek zorunda kaldığımız bir dönemden bahsediyoruz.
Yarım asrı aşan bizlerin de hiç olmaz ise üniversite yıllarımıza kadar olan dönemi konu aldığı
için tarihin temel şartı olan objektiflik, tarafsızlık ilkesinin hayata geçirilmesi son derece güç
olmaktadır. İdeolojik tercihlerin, ferdi özelliklerin beğenilerin tamamen bir kenara
bırakılmadan kalem oynatmanın zorluğu ortadadır. Buna bir de arşiv belgelerinin açılmasında
ülkemizin 50 yıl kapalılık sınırı uyguladığını hatırladığımızda kişisel arşive ve anılara
‘. H. COLLİNWOOD, Tarih Tasarı ı, Çev. K. DİNÇE‘ , ANKA‘A
, s. .
KOÇ, a.g. ., s. .
5
KOÇ, a.g. ., s. .
6
Cez i E‘ASLAN, Cu huriyet Tarihi , Tarih İçi Metodoloji, Edit. Ah et ŞİMŞEK , ANKA‘A
3
4
, s.
.
2
dayanılarak kaleme alınan araştırmalara dayanan eserlere göre tanımlanan, tarif edilen bir
alandır Cumhuriyet tarihi7.
2. Bir Tarihçi Nasıl Konu Tespit Eder?
Bir tarihçi herhangi bir konu belirlemeden önce bir araştırmaya başlamak pek
mümkün değildir. Tarihçinin kendisine uygun ve doğru bir konu tespiti, yapacağı çalışma ile
ilgili atacağı ilk adım olması sebebiyle özenli ve dikkatli olmayı gerektirir. Çünkü iyi bir konu
tespiti, yapılacak olan çalışmada pek çok avantaj sağlar ve araştırmacıyı bir adım ileriye taşır.
Bir başka ifadeyle doğru konu seçmek tarihçinin işini oldukça kolaylaştırır8.
Öncelikle tarihçi çalıştığı, uzmanlaşmak istediği alan hakkında genel bir bilgi
birikimine sahip olmalıdır. Eğer bunu gereği gibi yapabilirse, alanın boşluklarını,
eksikliklerini ve ihtiyaçlarını kolaylıkla kavrayıp, çalışması gereken konuları daha isabetli bir
şekilde tespit edebilir. Tarihçi iyi bildiği, hâkim olduğu alanın dışında bir konuyu çalışmak
isterse ciddi problemlerle karşılaşılabilir. Bu sebeple mümkün olduğunca daha önce okuma
yaptığı ve belli bir bilgi birikimine sahip olduğu alan içerisinden çalışılacak bir konu tespit
etmesi daha isabetli olacaktır9.
Eğer araştırmacı ilmi çalışmalara yeni başlamış bir akademisyen adayı ise, o zaman
çalışmayı düşündüğü alan ile ilgili daha önceden yazılmış genel kapsamlı telif eserleri
öncelikle okumalıdır. Yapacağı bu okumalar ona alan hakkında genel bir bilgi birikimi
sağlayacağından daha tutarlı ve doğru kararlar alacaktır. Araştırmanın başlangıcında, henüz
konu seçimi yapmadan, öncelikle telif eserlerin ve alanında yetkin akademisyenler tarafından
yazılmış ansiklopedi maddelerinin okunması ve araştırmaya bu eserlerden başlanması,
tarihçiye çalışmayı düşündüğü konular ile ilgili fikir verecektir10. Bu ön çalışmadan sonra
kaynaklara yönelmek her zaman daha akıllıca olacaktır.
7
ERASLAN, a.g.m., s. 64.
Cü eyt KANAT, Tartış a: Bir Tarihçi Nasıl Ko u Tespit Eder? , Tarih İçi Metodoloji, Edit. Ah et ŞİMŞEK ,
ANKARA 2015, s. 225-226.
9
KANAT, a.g.m., s. 226.
10
KANAT, a.g.m., s. 226.
8
3
3. Cumhuriyet Tarihi Alanının Sınırlarını Nasıl Çizeriz?
Cumhuriyet Tarihini sadece siyasi tarih mantığıyla davranıp birinci dünya savaşından
ya da devlet şekline indirgeyerek 1923’ten başlamayı eksik buluyorum11. Bunun yerine
Cumhuriyet kavramının tartışılmaya başlandığı dönemden yani Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’ni kuran kadronun fikren çok etkilendiği Yeni Osmanlılardan başlatmakta fayda
görüyorum12. Diğer yandan Cumhuriyeti kuran neslin içine doğduğu, fikriyatının oluştuğu
birinci ve ikinci meşrutiyetin idrak edildiği süreç de bu dönemle örtüşmektedir. Bitiş sınırı
için ise birincil kaynaklara ulaşarak daha rahat karar verme imkânının olduğu 1980’li yıllara
kadar gelinebileceğini düşünüyorum13. Dönemin özelliği olarak da zikrettiğimiz üzere dönemi
yaşayan şahsiyetlerin anıları önemli olmakla beraber siyasi ve ideolojik çekişmelerin ve askeri
darbelerin birbirini izlediği bu dönemde objektifliği sağlamanın oldukça güç olduğunu
hatırdan çıkarmamak gereklidir14.
4. Cumhuriyet Tarihi Alanına Has Ana Kaynaklar Nelerdir?
Cumhuriyeti kuran nesli esas aldığımıza göre Osmanlı Arşivi kaynakları devletin
yıkılışı sürecinde yaşananlar ve Cumhuriyetin kuruluşu için ana kaynakların başında sayılır.
Dönemin süreli yayınları, asker ve devlet adamlarının anıları önem arz etmektedir. Mondros
mütarekesi süreci ve İstiklal harbi ile ilgili olarak yine Osmanlı Arşivindeki bilhassa Dâhiliye
Nezareti Kalem-i Mahsus Müdüriyeti evrakı zikredilmelidir15. Cumhuriyet dönemi için ise
Cumhuriyet Arşivi kaynakları yine devlet evrakı bakımından vazgeçilmezdir. İstiklal Harbi ve
sonrasında Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri yorumsuz olarak konuşmaları ihtiva ettiği için
hayati önemi haizdirler.
Atatürk’ün Büyük Nutuk’u da dönemin diğer devlet adamları ve komutanlarının anıları
ile kararlaştırılarak kullanılacak ana malzemeyi oluşturur. Meclis-i Mebus ve Ayan Zabıtları
ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıtları, Düstur, Ayın Tarihi resmi yayınların
vazgeçilmezlerindendir. Bakanlık arşivleri, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd
Dairesi (ATASE) Arşivi, Kızılay Arşivi büyük önemi haiz kaynaklardır. Yabancı kaynaklar
11
ERASLAN, a.g.m., s. 65.
ERASLAN, a.g.m., s. 65.
13
ERASLAN, a.g.m., s. 65.
14
ERASLAN, a.g.m., s. 65.
15
ERASLAN, a.g.m., s. 65.
12
4
açısından Osmanlı, Geçiş süreci ve Cumhuriyet dönemleri için dış muhataplar olma açısından
İngiliz ve Amerikan Devlet Arşivleri öncelikli olup, Almanya, Fransa ve Rusya arşivleri
ihmal edilmemesi gereken kaynakları barındırır16.
5. Tarihçi ve Kaynak
Bir kişiyi başarılı bir tarihçi kimliğine, başka vasıflarının yanında, yararlandığı
kaynaklar kavuşturacaktır. Bu noktada tarihçinin karşısına kaynaklarla ilgili olarak
başlangıçta iki büyük problem çıkmaktadır. Bunlardan birisi, tarihçi olarak her elimize geçeni
muteber kaynak olarak nitelememiz doğru olmayacaktır. Diğeri ise yeni bilginin
üretilebilmesine imkân tanır durumda olması gerektiğidir. Bunu da, haliyle öncelikle
kaynaklar sağlayacaktır17.
Cevaplandırılması gereken ilk soru kaynak nedir? Olacaktır. Öncelikle en geniş
anlamda ele almak gerekirse kaynak, ‘bize, bir konuda bilgi veren her şey’ olarak
tanımlanabilir. Bu durumda, ihtiyaç duyduğumuz veya kendiliğinde karşımıza çıkan, bilgi
veren her bir şey kaynak konumunu kazanmaktadır. Yaygın olarak her türlü kitap, kaynak
olduğu gibi yazılı olmayan bilgi veren unsurlar da kaynak özelliği taşımaktadır. Mesela bir
mimari yapı, o dönemin sanat anlayışı ve inşaat sistemleri konu hakkında bize bilgi
verecektir. Hititler döneminden kalan bir çanak-çömlek, hatta bunlardan geriye kalmış küçük
bir parça olan keramikler o dönemin yaşamı hakkında bilgiler sunacaktır. Keza binlerce yıl
önceden kalmış kayalar üzerine veya mağaralardaki duvarlara çizilmiş basit ölçekteki resimler
de araştırmalarımıza kaynaklık edecektir. Sadece yazılı olmayan sözlü bilgiler de kaynaklar
grubuna girmektedir. Bunlar çok eski devirlere ait olabileceği gibi yakın dönemlere ait olanlar
bile kaynak niteliğini taşıyabilirler18.
Kaynağın ‘uygun bir niteliği’ kazanması için öncelikle eskilerin tabiriyle, ölçüpbiçmeliyiz. Kaynakla ilgili ciddi bir ‘gözden’ geçirme sürecini başlatmalıyız. Başka bir
ifadeyle eleştiriden, tenkitten geçirmeliyiz. Bu tenkit, metot kitaplarında yaygın olarak iç
tenkit ve dış tenkit olarak ele alınarak açıklanmaya çalışılır. Aslında bu doğrudur; ancak,
tarihçiler bunu yaparken, iki farklı iş yapıyor değildirler. Hatta tarihçiler, çoğu zaman bunu
yaptığını veya yapıyor olduğunu bile fark etmezler. Başarılı bir tarihçi bunu bir ünsiyet
16
ERASLAN, a.g.m., s. 65.
Muhitti TUŞ, Tarihçi ve Kay ak , Tarih İçi Metodoloji, (Edit. Ah et ŞİMŞEK , ANKA‘A
18
TUŞ, a.g. ., s.
.
17
, s.
.
5
olarak, alışkanlık olarak kendisinin bile farkında olmadan yapa geldiği bir davranış olarak
tamamlarlar. Hatta bu tamamlama veya kaynakları tenkit yaptığı çalışmayı yazarken dahi
devam eder. İyi bir kaynak tenkidinden sonra kaynağın verdiği bilgi kullanılabilir hale ancak
gelebilecektir19. Böylece, araştırmamızda elde edeceğimiz sonuç, doğru olacaktır. Çoğu
kimsenin gözden kaçırdığı gibi, bu durum, araştırmamızın da niteliğini tayin eden önemli bir
unsurdur20.
Ne kadar eski veya yeni olduğuna bakmaksızın bize bilgi veren her kaynağı
sorgulamayız. Tenkide tabi tutmalıyız. Ne kadar sağlam bir tenkit yaparsak, yaptığımız
araştırmada elde edeceğimiz sonuç da o kadar isabetli olur21. Yazılan eserlerin, muhtelifleri ne
kadar doğru yazıp yazmadıkları konusunda belirli bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
Buradaki yaptıklarımızı, bu gibi değerlendirmeleri, anlaşılması kolay olsun diye dış tenkit
olarak tanımlarız.
Tarihçi adaylarının en çok sıkıntı çektiği hususlardan birisi de elindeki ‘kaynağın’
kaynaklık değerini takdir edemiyor olmasıdır. Bir kaynak, gerçekten olayın ya tam içinden
veya en azından, yakınından bilgi veriyorsa bu kaynak, ilk elden bir kaynaktır 22. Ancak bu
kaynağın yanında benzer başka kaynaklar olabilir. Böyle durumlarda bu gibi kaynaklara
birinci kaynak veya birinci el kaynak denilir. Burada esas olan kaynağın, olayın geçtiği
zaman, mekân ve şahıs olarak içinde yer alıyor veya en azından, yakınında bulunuyor
olmasıdır23.
Buna göre eserler, yeri gelince birinci el kaynak yeri gelince de ikinci el kaynak
olabiliyor. Yukarıda da söylendiği gibi, verdiği bilgiler kendi gözlemlerine dayanıyorsa,
olayın içindeyse bu birinci el kaynaktır. Ama Herodotos bile olsa, Atina’da otururken
Hindistan konusunda bilgi veriyorsa bu bilgi, güvenilir değildir 24. Birinci el kaynağın
bulunduğu yerde, haliyle ikinci el kaynak da bulunacaktır. İkinci el kaynak, yazarı ne kadar
tanınmış veya işinin ehli olsa da, yazdığı eser, birinci el veya diğer başka kaynaklara dayalı
olarak, onlardan yararlanarak yazılmış ise bu, her hâlükârda ikinci el bir kaynaktır.
TUŞ, a.g. ., s.
.
TUŞ, a.g. ., s.
.
21
TUŞ, a.g. ., s.
.
22
TUŞ, a.g. ., s.
.
23
TUŞ, a.g. ., s.
.
24
Herodotos, Herodot Tarihi, İSTANBUL
19
20
, s.
-55.
6
İkinci el kaynak grubundan sonra üçüncü el kaynak grubu gelmektedir. Üçüncü el
kaynak grubu, hemen herkesin çok sık karşılaştığı bir bilgi grubudur25. Birçok kişi, bu kaynak
grubunu kullanıyor olmasına rağmen bunların üçüncü el kaynak olduğunun farkında değildir.
Üçüncü el kaynaklar, temelde diğer kaynaklar hakkında bilgi vermektedir. Bu eserler, birinci
el kaynakların veya ikinci el kaynakların neler olduğunu ya da bunlara nasıl ulaşabileceğini
anlatmaktadır26.
6. Cumhuriyet Tarihinin Ana Kaynakları
6.1.
Temel Başvuru Eserleri
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ile ilgili olarak yapacağımız araştırmalarda bize yardımcı
olup, yol gösterecek olan kaynaklara farklı başlıklar altında değinmeden önce, niçin tarih
öğreniriz ya da tarih öğrenme ihtiyacı duyarız kısaca ona değinelim. İnsanoğlu sosyal bir
varlık olduğu için hayatını çevresi ile olan münasebetleri doğrultusunda yaşarken, kendi
geçmişinin yaşadığı ana ve geleceğine ne denli etkili olacağını hep merak etmiş, bu sebeple
insanoğlunda tarih merakı oluşmuştur. Bu doğrultuda bakacak olursak tarih araştırmacılığı bir
nevi insanoğlunun merakından ortaya çıkmıştır. Lakin muhakkaktır ki tek ve asıl sebep bu
değildir. İnsanoğlu yaşadığı ana ve geleceğine sağlam şekil ve yön verebilmesi için daima
tarihine ihtiyaç duymuş ve tarihi kaynaklar, tarih araştırmacılığında adeta pusula görevi
üstlenmiştir27.
Bizde tarih araştırmacılığı konusunda, tarihimizin daha çok yakın dönemi olan
‘’Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’’ bölümünü ele alarak, iyi bir tarihçi bu alanda sağlam bir
araştırma yapmaya kalktığında hangi kaynaklara başvurması gerektiğini araştırdık. Bu
beyanda ilk olarak ele almamız gereken başlık ‘’Temel Başvuru Eserleri’’dir. Bu eserler ele
almış olduğumuz dönemde yazılmış ve ortaya çıkmış kaynaklar olduğundan dolayı bize
araştırma konumuzda en temel bilgileri vereceği için son derece önemlidir.
Şimdi bu eserleri başlıklar halinde inceleyelim;
•
NUTUK (Söylev) – Bugünkü Dille,
Fra z BABİNGE‘, Os a lı Tarihi Yazarları ve Eserler, Çev. C. ÜÇOK , ANKA‘A
E. KORAY, Türkiye Tarihi Yayı ları Bi liyografyası, C. IV, İSTANBUL
, s. .
27
ERASLAN, a.g.m., s. 66.
25
26
, s. -7.
7
•
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I – III,
•
Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri IV,
•
Askeri Öğrenci Mustafa Kemal’in Notları (Arşiv Belgeleri Işığında),
•
Atatürk’ün Stratejik Plan ve Raporları.
Resim 1: Mustafa Kemal Atatürk Tarafından Kaleme Alınan ‘’NUTUK (Söylev)’’ Eserinin
Orijinal Basım Dış Kapağı
8
Resim 2: Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Anafartalar Muhaberat’ına Ait Tarihçe’’ Adlı Türk
Tarih Kurumu Tarafından Basılmış Anı Kitabı
Resim 3: Mustafa Kemal Atatürk Tarafından Kaleme Alınan ‘’NUTUK (Söylev)’’ Eserinin
Türk Tarih Kurumu Tarafından Basılmış III. Cildi – Vesikalar/Belgeler
9
Resim 4: Atatürk Araştırma Merkezi Tarafından Basımı Yapılan Mustafa Kemal
Atatürk’ün ‘’Tamim, Telgraf ve Beyannameleri’’ Adlı Eseri
6.2.
Osmanlı Belgeleri
Tarih araştırmalarında yeni eğilimler ve perspektifler, tarihsel kaynakların çeşitliliğini
artırsa da bir tarihçinin vazgeçemeyeceği en önemli kaynak, hiç şüphesiz kişisel ve kurumsal
arşivlerdeki belgelerdir. Belgelerin büyük kısmı tarihteki devletlerin bürokrasisi içinde
meydana çıkmış yazışmalardan oluşmaktadır. Bununla birlikte mektup tarzında kişisel
evraklar da mevcuttur. Dolayısıyla belgeleri siyasi, askeri, ekonomik, diplomasi tarihi gibi
daha kapsayıcı konulardan yerel tarih ve gündelik hayatın tarihi gibi konulara kadar hemen
her alana dair veri sağlar28.
Belgelerin tarih içinde ait olduğu devletin bürokratik yapısına bağlı olarak ortaya
çıktığı akıldan çıkarılmamalıdır. Dolayısıyla devletin yapısındaki değişiklikler, resmi daire ve
bürodaki yenilikler ister istemez belgenin içeriğine ve şekline de yansımıştır. Ayrıca
bürolardaki evrak kayıt sistemi de belgelerin niteliğini etkilemiştir29. Genç araştırmacıların
daha çalışmalarının başında önce arşiv belgelerine mi bakmalıyız yoksa literatürü mü
Meh et Yaşar E‘TAŞ, Os a lı Belgeleri , Tarih İçi Metodoloji, Edit. Ah et ŞİMŞEK , ANKA‘A
237-238-240.
29
E‘TAŞ, a.g. ., s.
.
28
, s.
10
incelemeliyiz ikilemeni yaşadıkları bilinmektedir. Doğrudan arşiv belgelerine ulaşmak,
yayınlanmış araştırmaların yönlendirilmesini hafifletip bizlere özgün kapılar açacağı
muhakkaktır. Ancak konuya ilişkin yeterli alt yapımızın olmaması durumunda bu yöntemle,
birçok önemli belgeyi gözden kaçırmamız mukadderdir.
Arşivdeki herhangi bir belgenin konumuz açısından nasıl bir değere sahip olduğunu
takdir etmek, çok sayıda belgeler arasından doğru seçimi yapabilmek ve aradığımız bilgilere
rahatlıkla ulaşabilmek zannedildiğinden daha fazla literatür bilgisine bağlıdır. Dolayısıyla her
türlü yönlendirme riskine rağmen belgeleri temin etmeden önce araştırdığımız konuyla ilgili
literatürü çok iyi bilmeliyiz. Bu durum arşiv belgelerini tespit ve ayıklama işlemlerinde
bizlere çok büyük kolaylık sağlayacaktır30.
Osmanlı belgelerinde ve defterlerinde divani, rika, siyakat, nesih adı verilen çeşitli
yazı tipleri kullanılmıştır. Sadrazam telhislerinde ve name suretlerinde hareketsiz nesih
kullanılmıştır. Tevki, ilk dönem ferman ve beratlarında genellikle kullanılmıştır. Ta’lik
ağırlıklı olarak ilmiye sınıfının tercih ettiği bir yazıdır ve fetva, hüccet, ilam ve kadı arzları
gibi ilmiye belgelerinde kullanılmıştır.
Konumuz gereği Cumhuriyet tarihi kaynaklarına baktığımızda ise Cumhuriyetin
ilanından sonra (1923), harf inkılabına (1928) kadar geçen süreçte de yine Osmanlıca rika
yazı çeşidi kullanılmıştır. Cumhuriyet tarihinin özellikle ilk dönemlerini araştıracak olan bir
tarihçi ağırlıklı olarak rika çeşidi ile yazılmış Osmanlıca belgelerden faydalanmak zorundadır.
Bu bağlamda Osmanlıca belgeler Cumhuriyet tarihi kaynakları araştırmasında da oldukça
önemli bir yere sahiptir31.
6.3.
Ansiklopediler
Tarih araştırmacılığında önemli pusulalarımızdan birisi de ‘’Ansiklopediler’’dir. Bu
beyanda öncelikle kısaca ansiklopedinin ne olduğuna değinerek söze başlayalım;
Ansiklopediler makaleler ve maddeler olarak ikiye ayrılır, bunlara çoğunlukla
başlığına göre düzenlenen alfabetik sırayla erişilir. Ansiklopedi maddeleri sözlüktekilerden
daha uzun ve daha detaylıdır. Ansiklopedilerin iki önemli özelliği, konuların yöntemli
düzenlenmesi ve her şeyi içine almasıdır. Ansiklopediler, sözlükler gibi yalnız bir kelimenin
30
31
E‘TAŞ, a.g. ., s.
E‘TAŞ, a.g. ., s.
.
.
11
çeşitli anlamlarını veren eserler değillerdir. Çok değişik konular hakkında oldukça geniş ve
olaylara dayanan bilgiler verirler. Günümüze kadar yazılı olarak hazırlanmış olsalar da,
internet sayesinde görsel olarak hazırlanan ansiklopediler de vardır. Ansiklopedilerin
mümkün olduğu kadar tarafsız hazırlanmaları gerekmekte ise de, bazılarında bu tarafsızlık ta-
Resim 5: Alanya Sancağına Rika Yazı Çeşidi İle Yazılmış Bir Ferman Örneği
-mamen sağlanamamaktadır. Ansiklopedilerin iki önemli özelliği, konuların yöntemli
düzenlenmesi ve her şeyi içine almasıdır. İlk Türk ansiklopedi yazarları İbn-i Sina ve Farabi
12
ile Farabi’nin çağdaşı Abdullah bin Muhammed bin Ahmed bin Yusuf el-Harezmî’dir ki
bunun eseri Mefatihul Ulum ayarında başka eser yoktur. Gazali’nin İhya-i Ulumiddin eseri
yalnız dini ilimlere aittir32. Osmanlı’da ilk Ansiklopedi yazarı Taşköprülüzade Ahmet’tir.
Eseri olan Mevziatül Ulum iki büyük cilttir. Birinci cilt akli ilimlere, ikinci cilt dini ilimlere
aittir. En meşhur ansiklopedi yazarı da Kâtip Çelebi’dir. Meşhur ‘’Mizan’ül Hakk-fi İhtiyari’l
el-Hakk’’ en önemli ansiklopedik eseridir.
Konumuza dönecek olursak, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi için bir tarihçinin
yararlanabileceği ansiklopedik eserleri ise özetle şöyle sıralayabiliriz;
•
Kronolojik Türkiye Tarihi Ansiklopedisi
•
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ansiklopedisi – 1919’dan Günümüze
•
Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi
•
Türkler Ansiklopedisi XV – XVIII
•
Modern Türkiye Ansiklopedisi - Cumhuriyete Devreden Düşünce Mirası; Tanzimat ve
Meşrutiyet Birikimi
•
Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi
•
Yeni Cumhuriyet Ansiklopedisi
6.4.
Kronoloji
Tarih
araştırmacılığında
yararlanabileceğimiz
pusulalardan
sıradaki
de
‘’Kronoloji’’lerdir. Kronoloji, bir konu hakkında araştırma yapan tarihçi açısından, olayların
geçtiği tarihler, dönemler ve devirler ve bunların bir düzen ve belli bir yöntemle sıralanması
anlamında son derece önemlidir. Kronoloji: olayların tarihsel sıralanması ile ilgili bilim dalı
olup, oluşum süreçlerinin tarihlenmesi ve raporlanması ile uğraşır.
Her hangi bir tarihi olay, dönem, devir ya da bir süreç üzerinde araştırma yapılırken
öncelikle araştırma konusunun geçtiği dönemler belirli bir tarih sıralamasına konulmalıdır ki,
olayların,
32
E. Se ih YALÇIN, Türkiye Cu huriyeti Tarihi i Kay akları, ANKARA 2008, s. 54-55.
13
Resim 6: 1919’den Günümüze Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ansiklopedisi
Resim 7: Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi
14
oluşum süreçleri hakkında daha sağlıklı bilgiye ulaşılabilsin. İşte bu nokta da devreye
Kronoloji bilim dalı girer. Olayları geçtiği zamana ve mekâna bağlı olarak belli bir tarihsel
süreçle sıralanması konusunda bir araştırmacının en büyük yardımcısıdır. Kronoloji bilimi
bizlere tarihi olayları düzenli bir süreçle inceleyerek daha sağlıklı fikir edinmemizi
sağlayacaktır. Tarihin tanımı yapılırken genellikle, ‘’birbirine bağlı zincir halkaları gibidir’’
tabiri çok sık karşımıza çıkmaktadır. İşte bu tabirin içinde gizli olan asıl ana fikir Kronolojik
bir sıra ile gelen bir süreci ifade ediyor oluşudur. Görüldüğü üzere tarihin tanımı yapılırken de
Kronoloji bilimi mutlaka geçmektedir. Bu anlamda bizim bu makale de ele aldığımız
Cumhuriyet Tarihinin Kaynakları başlıklı konumuz içinde olmazsa olmazımızdır33.
Konumuz dâhilinde bir araştırmacı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi alanında araştırma
yaparken hangi Kronolojik kaynaklardan yararlanabilir, bunları özetle başlıklar halinde
görelim;
•
Türkiye Kronolojisi 1938 – 1945
•
Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi 1918 – 1938
•
Kronolojik Türkiye Tarihi Ansiklopedisi
•
Kronolojik Türkiye Tarihi
•
1881 – 1938 Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronolojisi
•
Atatürk Dönemi Kronolojisi
•
Atatürk ve Türk Devrimi Kronolojisi
•
Geçmişe Bakmak – Cumhuriyet Dönemi İktisadi, Mali ve Siyasi Olaylar Kronolojisi
•
Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi
6.5.
Bibliyografya
Bibliyografya bir diğer adı ile Kaynakça, bir tarihçinin yapacağı araştırma adına büyük
bir öneme sahiptir. Bibliyografyada temel kuralların en başında, eserlerin dönemlere ve
yazarlarına göre sıralanış şeklidir. Belli bir konuda veya muhtelif konulardaki yayınların
(kitap, broşür, makale vb.) listesidir. Genellikle bu listede yazar (müellif) ile eserin; tercümesi
33
YALÇIN, a.g.e., s.
-68.
15
Resim 8: Türk Tarih Kurumu Yayınlarından Çıkan ve Gotthard Jaeschke’nin ‘’Türkiye
Kronolojisi 1938 – 1945’’ Adlı Eseri
Resim 9: Türk Tarih Kurumu Yayınlarından Çıkan ve Gotthard Jaeschke’nin ‘’Türk
Kurtuluş Savaşı Kronolojisi – Mondros’tan Mudanya’ya Kadar 30 Ekim 1918 - 11 Ekim
1922’’ Adlı Eseri
16
ise mütercimin adı, cilt ve baskı kaydı, basıldığı yer, yıl ve yayıncı ile sayfa adedi hakkında
bilgi verilir. Bir araştırmacı bir konu üzerinde araştırmasını yaparken kaynak sıkıntısı
çekmemesi adına bibliyografya taraması son derece önemlidir. Konusu itibari ile o alanda
yazılmış olan eserlerin şeceresi bir araştırmacı için pusula görevi üstlenir. Yararlandığımız
herhangi bir kaynağın dipnot ve kaynakça içermesi bize araştırmamızda yön vermesi
konusunda son derece önemlidir. Dipnotlarda yer alan ve elimizdeki eserin oluşmasında
yararlanışmış olan kaynakların künyesi bize birçok kaynağı hazır olarak sunar 34. Bu anlamda
Bibliyografya konumuz itibari ile bize geniş bir kaynak haznesi oluşturmaktadır.
Makalemizin içiriğine bakacak olursak, bir araştırmacı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi
konusunda eser ortaya çıkaracak olursa yararlanabileceği Bibliyografik eserleri başlıklar
halinde inceleyelim;
•
Rahmi Apak, Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları
•
Fahrettin Altay, 10 Yıl Savaş ve Sonrası 1912 – 1922
•
Kasım Özalp, Milli Mücadele
•
Zekeriya Türkmen, Mücadele Döneminde Ordunun Durumu ve Yeniden Yapılanması
1918 – 1920
34
•
Taha Akyol, Ama Hangi Atatürk?
•
Hamit Erdem, 1920 Yılı ve Sol Muhalefet
•
Şerif Güralp, Kurtuluş Savaşının İç Yüzü – Bir Albayın Anıları
•
Mustafa Budak, Misak-ı Milli’den Lozan’a
•
Mete Tuncay, Misak-ı Milli’nin Birinci Maddesi Üzerine
•
Taha Akyol, Bilinmeyen Lozan
YALÇIN, a.g.e., s.
-73.
17
Resim 10: Taha Akyol – Bilinmeyen Lozan
18
Resim 11: Şerif Güralp – Kurtuluş Savaşı’nın İç Yüzü – Bir Albayın Anıları
19
7. Türkiye’de Devlet Arşivleri
7.1.
Arşiv Nedir?
Arşivler; insanlar ve devletlere ait kişisel, idari, hukuksal ve kurumsal açıdan değerli
olan her türlü belgenin, daha sonra kullanılmak üzere; belirlenen kurallara göre düzenli
şekilde saklanması, muhafaza edilip tasnif edilmesi, korunması ve sürekli olacak şekilde
araştırmaya açık hale getirilmesini sağlayan, kamunun, hukukun ve araştırmacıların hizmetine
sunulduğu mekânlar ve kurumlardır35.
7.2.
Arşivlerin Değeri
Her millet tarihsel bir mirasa sahiptir. Bu mirasın bir bölümünü de geçmişi aydınlatan
belgelerin bulunduğu arşivler oluşturur. Arşivler vasıtasıyla geçmişten haber veren belgelerin
korunması ve araştırmacıların için tasnifi sağlanır36.
Arşivlerin ana unsurları belgelerdir. Arşiv belgeleri, gerçeği en zengin biçimde
yansıtan kaynaklardır. Belgelerin ortaya koyduğu gerçekler karşısında iddialar aydınlanır. Bu
açıdan belgeler olmaksızın detaylı ve kapsamlı bir tarih yazılamayacağı gibi olayların gerçek
yönleri de tam anlamıyla gün ışığına çıkarılamaz. Arşiv belgeleri zannedilenin aksine yalnızca
siyasi olaylara değil, devletlerin her türlü sosyo-kültürel hayatına, mali yapısına ve devlet
düzeninin işleyişine ışık tutar37.
7.3.
Cumhuriyet Arşivi
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü bünyesinde yer alan Cumhuriyet
Arşivi Ankara’da bulunmaktadır. Cumhuriyet Arşivi’nde genel olarak 1922 yılı sonrasına ait
belgeler bulunmakta olup Osmanlı Arşivi’nden farklı olarak, burada yer alan belgeleri bitiş
tarihi yani en son hangi yıllara ait olduğu söylenemez. Cari olan bu arşive kamu kurum ve
kuruluşlarından belge akışı devam etmektedir. Dolayısıyla kurumlarda oluşan belgeler,
Uğur ÜNAL, Türkiye de Devlet Arşivleri , Tarih İçi Metodoloji, Edit. Ah et ŞİMŞEK , ANKA‘A
307.
36
ÜNAL, a.g. ., s.
.
37
ÜNAL, a.g. ., s.
.
35
, s.
-
20
evrakın
türüne
göre
belli
süreleri
tamamladıktan
sonra
Cumhuriyet
Arşivi’ne
devredilmektedir38.
Cumhuriyet Arşivi Günümüz itibariyle yaklaşık 30 milyon belgeyi ve 63 bin defteri
muhafaza etmektedir. Cumhuriyet Arşivi’nde yer alan önemli belge grupları arasında
Bakanlar Kurulu Kararları, Yassıada Mahkemesi Kararları, Muamelat Genel Müdürlüğü,
Nafia Vekâleti ve Cumhuriyet Halk Fırkası belgeleri bulunmaktadır39.
Konumuz
Türkiye
Cumhuriyeti
Tarihinin
Kaynakları
itibariyle
bu
alanda
yararlanılabilecek arşivleri başlıklar halinde inceleyelim;
•
T.C. Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarihi Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma
Merkezi (ATAM) – Çankaya/ANKARA
•
T.C.
Başbakanlık
Osmanlı
Devlet
Arşivleri
Genel
Müdürlüğü
–
Kâğıthane/İSTANBUL
•
T.C. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivleri Genel Müdürlüğü – Yenimahalle/ANKARA
•
Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi (OBARŞİV) – Karaköy/İSTANBUL
•
Genelkurmaydık Askeri Tarih ve Strateji Etüt ve Denetleme Başkanlığı (ATASE) –
Bakanlıklar/ANKARA
8. Kütüphaneler
Genelde bütün bilim dalları açısından özel de ise tarih bilimi açısından kütüphaneler;
geçmişte, günümüzde ve de gelecekte bir araştırmacının, bir öğrencinin ya da sıradan bir
vatandaşın kaynaklara ulaşma noktasında müracaat edeceği en önemli kurumların başında
gelmektedir40.
Çakın, kütüphane kavramının tanımını şu şekilde yapmaktadır: ‘’Kütüphane, hizmet
verilen toplulukların bilgi gereksinimlerini karşılamak amacıyla başta kitap ve benzer diğer
bilgi kaynakları olmak üzere sağlandığı, düzenlendiği ve bunlardan maksimum düzeyde yara-
ÜNAL, a.g. ., s.
.
ÜNAL, a.g. ., s.
.
40
Ah et Sait CANDAN, Kütüpha eler , Tarih İçi Metodoloji, Edit. Ah et ŞİMŞEK , ANKA‘A
38
39
, s.
.
21
Resim 12: Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı – (ATAM)
22
Resim 13: T.C. Başbakanlık Osmanlı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü – (BOA)
Resim 14: Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi – (OBARŞİV)
23
-rın sağlanabilmesi için hizmetlerin verildiği toplumsal kuruluşlardır.’’ Tanımadan da
anlaşılacağı üzere kütüphaneler bilgi barındıran çok çeşitli türlerdeki kaynağın toplandığı,
saklandığı, doğrudan ya da dolaylı bilgiye erişim ihtiyacı duyan herkes için bilginin hizmete
sunulduğu, odağında bilgi bulunan kültürel ve toplumsal bir kurumdur. Bir tarihçinin de
bilgiye ulaşması, ulaştığı bilgilerin teyidini yapması ve dolayısıyla güvenilir ürünler ortaya
koyabilmesi için kütüphanelerden etkin bir biçimde yararlanması bilgi temelli bir toplum
olmanın ya da bilgi toplumu hedefine ulaşabilmenin önemli bir aracı olacaktır41.
Asurlu hükümdarı Asurbanipal tarafından M.Ö. 625’te kurulan Ninova Kütüphanesi
insanlık tarihinin bilinen en eski kütüphanesidir. Yine M.Ö. 3. yüzyılın ilk yarısında Mısır’da
kurulmuş olan İskenderiye Kütüphanesi devrinin en büyük kütüphanesidir. M.Ö. 165’te
kurulmuş olan Pergamon (Bergama) Kütüphanesi, Roma’daki Bibliotheca Ulphia de ilk
çağların önemli kütüphaneleri arasında yer almaktadır42. Abbasiler döneminde Bağdat’ta
içerisinde bir milyondan fazla kitabın bulunduğu ve döneminin dünyadaki en büyük
kütüphanesi olan Beytü’l-Hikme kurulmuştur. Türklerin ise ilk kez Orta Asya’da Uygurlar
döneminde büyük bir kütüphane oluşturdukları bilinmektedir.
Cumhuriyet döneminde 1924’te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla vakıf
kütüphanelerindeki koleksiyonlar, 1927’de çıkan kanunla tekke ve zaviyelerde bulunan
eserler Maarif Vekâletine (Milli Eğitim Bakanlığına) bağlı kütüphanelere devredildi. Maarif
Vekâletine bağlı olarak faaliyet gösteren Kütüphaneler Müdürlüğü 1960’da genel müdürlük
oldu. Kültür bakanlığının kurulmasından sonra bu bakanlığa bağlandı43.
8.1.
Kütüphane Türleri
Kütüphaneler sahip oldukları kitaplara ve diğer türdeki kaynaklara, ayrıca hizmet
şekillerine göre genel veya ihtisas kütüphaneleri olarak sınıflandırılırlar. Genel kütüphaneler,
hemen her bilim dalına ait ilk başvuru kitaplarının ve diğer kaynakların bulunduğu
ortamlardır. İhtisas kütüphaneleri ise belli bir alan ya da konuya ayrılmış, bir dile veya birkaç
dile ait kitapların toplandığı ve sadece uzmanların yararlanabildiği kütüphanelerdir44.
41
CANDAN, a.g.m., s. 302.
CANDAN, a.g.m., s. 302.
43
CANDAN, a.g.m., s. 303.
44
CANDAN, a.g.m., s. 303.
42
24
8.2.
Araştırma Kütüphaneleri
Milli
Kütüphane,
üniversite
kütüphaneleri
ve
özel
kütüphaneler
araştırma
kütüphaneleri başlığı altında incelenmesi gereken kütüphanelerdir. Kültür ve Turizm
Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet veren Milli Kütüphane, Türkiye’de basılı her türlü kaynağı
derleyen 6 kütüphaneden birisidir. Derleme hizmetlerinin yanı sıra, 1955 yılında çıkarılan
yasayla birlikte kurulan Milli Kütüphane Bibliyografya Enstitüsüyle 1952’den günümüze
kadar Türkiye Makale Bibliyografyası’nı yayınlamaktadır45.
Akademik personelin, öğrencilerin ve diğer elemanların eğitim, öğretim ve
araştırmalarında ihtiyaç duydukları çeşitli bilgi kaynaklarını sağlamak amacıyla kurulan
Üniversite Kütüphaneleri; kullanıcılarına ödünç verme, müracaat enformasyon gibi çeşitli
hizmetler sunmaktadır. Koleksiyonlarını satın alma, bağış veya değişim yollarıyla sağlayan
üniversite kütüphaneleri öğrencilerin ve akademik personelin aradıkları bilgilere eksiksiz
erişmelerine olanak sağlayacak kaynakları barındırır ve bu amaca uygun personelle hizmetler
verirler.
Araştırma kütüphanelerinin üçüncü türü olan özel kütüphaneler, diğer kütüphane
türlerine oranla daha az tanına, ancak sayı bakımından kalabalık bir grubu oluşturan ve
toplumsal açıdan oldukça önem arz eden kütüphanelerdir. Bu kütüphaneler özel konulara
yönelik kitap ve dokümanların bir araya getirilerek hizmetlerin sunulduğu kütüphanelerdir.
Genellikle bu kütüphanelerin sağlamış olduğu hizmetlerden belirli meslek sahiplerinden
kişiler ya da endüstriyel düzeydeki kuruluşlar faydalanmaktadır46.
8.3.
Kütüphanelerin Kullanımı
Bir araştırmacının kütüphane ortamında verimli bir şekilde çalışabilmesi için veri
tabanlarının ve katalogların etkin bir biçimde kullanımlarını bilmesi zorunludur. Matbu
eserler genellikle yazar soyadına, kitap adına ve konusuna göre tasnif edilmişlerdir. Yazma
eserler ise müellifin şöhretine göre veya kitap adına göre kataloglarda araştırılır. Bilgisayar
45
46
CANDAN, a.g.m., s. 304.
CANDAN, a.g.m., s. 305.
25
sistemini kullanan kütüphanelerde ise, yukarıdaki yöntemlerin dışında anahtar kelime
yöntemi ile araştırma yapılır47.
9. Belgesel Yayınları
Türkiye’de özellikle Cumhuriyet’in ilanından sonra belgesel çekimlerine olan ilgi ve
bu konuda yapılan çalışmalar oldukça yoğunlaşmaya başlamıştır. İlerleyen yıllarda kurulan
devlet kanalları ve özel kuruluşlar bu bağlamda önemli tarihçilerle belgesel çekimleri ortaya
çıkarmışlardır. Belgeseller topluma yaşanmış olayları dönemin içinden kesitlerle canlı olarak
vermesi ve izleyici kitlesinde o ortam ve dönemde yaşıyormuş hissiyatı vermesi bağlamında
son derece değerli ve önemli bir yere sahiptir48.
Belgesel yayınları, konusu itibari ile anlatılan olayların cereyan ettiği mekânlarda
birebir gezilerek ve çeşitli derin araştırmalar sonucunda bir nevi kısa film formatında yayın
haline getirilmesinden ötürü, bir araştırmacının – ki bu tarih araştırmacısı yani tarihçi ise daha
büyük önem arz etmekte – yararlanabileceği en önemli unsurlar yani kaynaklar haline
gelmektedir. Bugün günümüzde birçok tarihi mekânları turistik amaçlı yapacağımız gezilere,
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde çalışan kokartlı rehberler eşlik etmektedir ve biz
onların araştırmaları neticesinde edindikleri bilgilerden yola çıkarak, anlatılanları bizatihi
yerinde görmekteyiz. İşte bu bizlere o konun geçtiği yer ve mekânları görmemizi sağlamakta
ve bu muhtelif yerlerin kadim tarihini daha kalıcı ve etkileyici olarak hafızamıza yer
etmesinde önemli rol oynamaktadır. Peki, bu tür gezilerin bir araştırmacı yönünden yararı ne
olacaktır? O mekânların tarihini yerinde yani bugün temel başvuru eserleri ya da birinci el
kaynak olarak tasvir ettiğimiz kaynaklarda görmeyi sağlayacaktır. Kaldı ki en önemli temel
başvuru eserleri olayların geçtiği yer ve mekânlardır.
İşte belgesel yayınları da aynı rehber eşliğinde gezdiğimiz mekânları bizlere kısa film
formatında sunması ve olayları canlandırarak anlatması dolayısı ile tarih araştırmacılığında
önemli bir yeri teşkil etmektedir. Öyledir ki kimi belgesellerde bizatihi olayların içindeki
başrol oynayan tarihi simaları bile görmek mümkün olmaktadır. Bugün özellikle
‘’Çanakkale’’ üzerinden çekilen belgesellerin büyük çoğunluğu bizzat o dönemde yaşamış
47
48
CANDAN, a.g.m., s. 306.
Ke al Ö)TÜ‘K, İlk Me lis – Belgesel, ANKARA 1999, s. 10.
26
şahısların yayın halinde aktarılması ile sunulmaktadır. Nitekim buda bizlere ‘’Çanakkale
Savaşı’’nı birebir yaşayarak görmemizi ve öğrenmemizi sağlamaktadır.
Konumuz Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kaynakları itibari ile bir araştırmacının
yararlanabileceği başlıca belgesel yayınlarının yayınlandığı kuruluşlarla beraber inceleyelim;
•
İmparatorluktan Cumhuriyete Belgeseli – CINE5
•
Cumhuriyet Belgeseli – TRT
•
Cumhuriyetin İlk Yılları ve Mustafa Kemal Atatürk Belgeseli – TRT
•
Cumhuriyet Tarihi II. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Belgeseli – TRT
•
Atatürk’ün Hayatından Kesitler Belgeseli – NTV TARİH
•
Bilinmeyen Lozan Belgeseli – CNN
10. Atatürk’ün Demeçleri ve El Yazıları
Konumuzun başlığı ‘’Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kaynakları’’ olmasından dolayı,
yararlanacağımız başlıca kaynaklardan birisi de bizatihi Cumhuriyetin kurucusu ve Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi vermiş olduğu
demeçler ve el yazılarıdır. Dönemin içinden gelen ve bu dönemin başkahramanı olan ulu
önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, yaşadığı dönem içinde kaleme aldığı birçok eser bize, o
dönemlerde olan ve gizli kalmış birçok olayın aydınlığa kavuşmasında önderlik etmektedir49.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Onuncu Yıl Söylevinde yapmış olduğu Nutuk – Söylev
başta olmak üzere birçok devlet lideri ile yaptığı konuşmalar, söyleyişiler ve verdiği demeçler
bu dönemin tarih araştırıcılığı konusunda çok önemli bir yere sahiptir. Bunun yanı sıra
Mustafa Kemal Atatürk’ün Anafartalar’da kumandanlık yaptığı dönemde yazmış olduğu
anıları, Ankara’ya ve İstanbul Hükümetine göndermiş olduğu telgrafları, tamimleri ve
beyannameleri dönemin anlaşılması konusunda mutlak suretle yararlanılması gereken
eserlerdir. Bunların en başında yer alan, Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da
49
YALÇIN, a.g.e., s.
.
27
başlayan Anadolu turu ile kaleme aldığı büyük eseri ‘’NUTUK – SÖYLEV’’ bugün Türk
Tarih Kurumu tarafında 4 cilt halinde basılarak okurlarına sunulmuştur50.
Konumuz olan Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ile ilgili araştırma yapacak olan bir
araştırmacının bu alanda yararlanması gereken Atatürk’ün Demeçleri ve El Yazılarını
başlıklar halinde yazılı ve görsel olarak inceleyelim;
•
Hatay’ın Bağımsızlığı Hakkında
•
Balkan Antantı Hakkında Bir Konuşma
•
Türkiye Cumhuriyeti Ordularına Mesaj
•
Romanya Dışişleri Bakanı Antonescu İle Konuşma
•
Ankara Halkevi’nde Bir Konuşma
•
Yeni Hükûmet Programı Hakkında
•
Lozan Barışı
•
Amerika Büyük Elçisi’nin Söylevine Cevap
•
Japonya Büyük Elçisi’nin Söylevine Cevap
•
Onuncu Yıl Söylevi
•
İzmir’de Bir Konuşma
11. Resmi Yayınlar
Araştırma konusunun geçtiği, olayların incelendiği dönemlere ait resmi yayınlar
(dönemin teknolojisine bağlı olarak), irdelenen dönem hakkında biz araştırmacılara bazı
ipuçları verebilmekte, hatta o gün hakkında birçok gizli olayın gün yüzüne çıkmasına kimi
zaman tarihin seyrinde değişiklikler meydana gelmesine imkân verebilmektedir. İncelenen
dönemin devlet dairelerinden çıkmış birçok resmi – kimi zamanlarda gayr-i resmi – yayınlar
(tutanaklar, kararnameler, tüzükler) o günün şartları ve olayların seyri hakkında birçok bilgi
verebilmektedir.
50
YALÇIN, a.g.e., s.
.
28
Resim 15: Mustafa Kemal Atatürk’ün Medeni Hukuk Konusunda Kaleme Aldığı
Maddelerden 9. Madde – Din Birliği Üzerine
Resim 16: Mustafa Kemal Atatürk’ün Ülkenin Yüksek İstiklalinin, Birliğinin ve
Beraberliğinin Korunması Konusunda Türk Milletine Olan Mesajı – İmzalı
29
Söz konusu resmi yayınların ortaya çıkışı, içeriği, kapsamı ve kullanım şekilleri ilgili
açıklamalar, ülkemizde resmi olarak mevzuat kaynaklarının hangi düzeyde denetim altına
alındığı konusunda fikir verecektir.
Bu tür resmi yayınlara konumuz itibari ile Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kaynakları
açısından örnekler verecek olursak;
•
Resmi Gazete
•
Düstur
•
Kanunlar (Kavanin) Dergisi
•
T.B.M.M. Tutanak Dergisi
•
Yürürlükteki Kanunlar Külliyatı
•
Yürürlükteki Bazı Kanunların Mülga Hükümleri Külliyatı
•
Kanun Hükmünde Kararnameler Külliyatı
•
Yürürlükteki Tüzükler Külliyatı
•
Bakanlar Kurulu Kararıyla Yürürlüğe Konulan Yönetmelikler Külliyatı
şeklinde başlıklar halinde sıralayabiliriz.
12. Basın
Tarih araştırmacılığı konusunda bir tarihçinin en önemli yardımcılarından biriside
basın yayın organlarıdır. Nitekim bunun başından da araştırma konusu olan döneme ait
gazeteler gelmektedir. Öyle ki o dönemin mevcut siyasetinin hem basın hem de toplum
üzerindeki yansımalarını en güzel gösteren araçların başında gelmektedir. Haklın yaşanan
olaylar karşısında, söz konusu dönemde teknolojinin çok ileride olmadığı için kitle iletişim
araçlarının (Televizyon, Radyo vs.) yaygın olmamasından dolayı en yakın haber kaynağıdır.
Konumuz itibari ile Cumhuriyet dönemlerine yakın zamanlarda ve o dönemlerde çıkmış
gazeteleri aşağıda verilen görselleri ile inceleyelim;
30
12.1. İstiklal Savaşı Gazetesi
1969-1970 yıllarında gazeteci Ömer Sami Coşar (1919-1984) tarafından Kurtuluş
Savaşını belgelemek üzere hazırlanarak Yeni İstanbul gazetesine ek olarak dağıtılmış,
ansiklopedik bir gazete ekidir
İstiklal Harbi Gazetesi Kurtuluş Savaşının başlangıç dönemi olan 15 Mayıs-18 Ekim
1919 tarihleri arasındaki olayları bir günlük gazete formatında aktarmak amacıyla 1969-1970
yılları arasında 131 sayı olarak hazırlandı
Günlük bir gazete görünümünde olmasına ve üzerine atılan tarihler 1919 yılına ait
olmakla birlikte, baş sayfasının sol üst köşesinde Yeni İstanbul Yayını ibaresi yer almakta
olup, aslında 1969-1970 yıllarında hazırlanmış olan tarihsel ve ansiklopedik bir yayın
niteliğindedir.
Resim 17: 20 Mayıs 1919 Salı Gününe Ait Bir Nüsha
31
Resim 18: 29 Ağustos 1919 Gününe Ait Bir Nüsha
Resim 19: 18 Ağustos 1919 Gününe Ait Bir Nüsha
32
12.2. Son Posta Gazetesi
Türkiye’de 27 Temmuz 1930 tarihinden itibaren yayınlanmaya başlamış ve 1960
Darbesinden sonra kapanmış bir gazetedir. Kurucuları Zekeriya Sertel, Halil Lütfü Dördüncü,
Selim Ragıp Emeç ve Ekrem Uşaklıgil’di. Gazete ilk günlerinden itibaren İsmet Paşa
hükümetine muhalif bir duruşa sahip olmuştur.
Son Posta o dönemdeki diğer gazetelerin aksine bağımsız bir politika izleme
iddiasındaydı. Gazete sol çizgide bulunmasına karşın yayınlarında sağ bir programa sahip
olan Serbest Fırka’yı fazla eleştirmemesi ve İsmet Paşa hükümetine karşı muhalif tavrı
yüzünden Serbest Fırka taraftarı olarak tanındı.
Resim 20: 17 Haziran 1937 Perşembe Gününe Ait Bir Nüsha
33
Resim 21: 3 Mayıs 1947 Cumartesi Gününe Ait Bir Nüsha
Resim 22: 28 Aralık 1943 Perşembe Gününe Ait Bir Nüsha
34
12.3. Ulus Gazetesi
Heyet-i Temsiliye, Sivas’tan ayrılıp Ankara’ya geldikten sonra, mücadelenin durumu
hakkında halkı ve dış dünyayı bilgilendirmek, milli mücadele lehinde propaganda yapmak
için Ankara’da yeni bir gazetenin çıkarılmasına karar verdi. Gazetenin adı; Sivas’taki İrade-i
Milliye’yi çağrıştırdığı için ‘’Hâkimiyet-i Milliye’’ olarak belirlendi.
Haftada iki gün ve dört sayfalık olarak çıkarılmaya başlayan gazetenin ilk sayıları,
Ankara valiliğinin alt katındaki Vilayet Matbaası’nda basıldı.
10 Ocak 1920 Cumartesi günü gazetenin ilk sayısı yayınlandı. Gazete adının altında
‘’mesleği milletin iradesini hâkim kılmaktır’’ alt başlığı yer alıyordu.
Resim 23: 20 Eylül 1941 Cumartesi Gününe Ait Bir Nüsha
35
Resim 24: 8 Eylül 1943 Çarşamba Gününe Ait Bir Nüsha
Resim 25: 28 Eylül 1939 Perşembe Gününe Ait Bir Nüsha
36
SONUÇ
Sonuç olarak diyebiliriz ki; Bir araştırma üzerinde yoğunlaşmak akabinde onu tahlil
süzgecinden geçirmek, sınıflandırmak ve bunların devamı niteliğinde olup ince eleyip sık
dokuyarak konu başlığı veya içeriğine göre bizim için döneme ışık tutacak kaynaklara
yönelmek, yaptığımız akademik çalışmanın ya da çalışmaların daha profesyonel düzeylerde
ortaya çıkarak tarih sahnesinde bir konuya yön vermemizi, şekillendirmemizi, olanın üzerine
katkıda bulunmamızı yani daha ileriye taşımamızı veya ilk kez bir bilgi keşfi yaparak yeni
öğretiler getirmemizi sağlamaktadır. Konumuz ‘’Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin Kaynakları’’
ile ifade edecek olursak ‘’Kaynakça’’ diğer bir adı ile ‘’Bibliyografya’’ bizlere çok önemli
kapılar açtığı, açacağı gibi bulunduğumuz andan ileriye dönük geçmişin izlerini taşıyarak
daha iyi değerlendirmeler yapmamıza olanak vermektedir.
Kaynakça literatürlerinde belirli kurallar üzerinden konu içeriğine göre yapılacak
araştırmalar ve tarama yöntemleri incelenen ve üzerinde çalışılan konu hakkında daha sağlıklı
bilgiler edinilmesini sağlayacağı gibi, çıkarılacak olan eserle okur kitlesine de daha doğru ve
reel bilgilerin yansıtılması konusunda da son derece önemlidir. Bunun yanı sıra elde edilen
kaynaklar belli bir tahlil süzgecinden geçirilerek değerlendirme aşamasına getirildiğinde, bize
araştırmalarımızda sadece bilgi yönünden yardımcı olmayacağı gibi aynı zamanda bakış
açımızda da önemli değişiklikleri sağlayacaktır yani çoklu bakış açısı dediğimiz perspektif
bakış açımızı geliştirecektir. Bunların yanı sıra olaylara eleştirel düzeyde, sorgulayıcı
metotlarla yaklaşarak daha sağlıklı incelemelerde bulunmamıza yardımcı olacaktır.
Konumuza dönecek olursak, ‘’Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’’ 20. yüzyıldan (Kimi
kaynaklar 19. yüzyıldan başlayarak ele almaktadır. Lakin biz cumhuriyetin kurulduğu 29
Ekim 1923 tarihi itibari ile daha öncesindeki kuruluş sürecini de düşünerek 1900’li yılların
başı yani 20. yüzyıldan aldık) başlayarak günümüze kadar gelen süreci kapsamaktadır. Bunu
tarih olarak sınırlayacak olursak 1900’den günümüze demek sanırım yanlış bir yorum
olmayacaktır. Bu anlamda düşünülecek olursa, bu tarihten başlayarak günümüze kadar olan
dönemi ele alarak çalışan bir araştırmacının yararlanabileceği temel kaynaklara makalemizde
yer verdik. Bu konu daha yakın bir dönemi ifade etmesinden ötürü kaynak sıkıntısı
çekilmeden
birçok
dönem
eserlerine
ve
temel
kaynaklarına
ulaşılabilmekte
ve
başvurulabilmektedir.
37
KAYNAKÇA
BABİNGER, Franz (2000). Osmanlı Tarihi Yazarları ve Eserler, Çev: C. ÜÇOK,
ANKARA: Kültür Bakanlığı.
CANDAN, Ahmet Sait (2015). ‘’Kütüphaneler’’, Tarih İçin Metodoloji, Edit: Ahmet
ŞİMŞEK, ANKARA: Pegem Akademi Yayınları.
COLLİNWOOD, R. H. (1996). Tarih Tasarımı, Çev. K. DİNÇER, ANKARA: Doğu Batı
Yayınları.
ERASLAN, Cezmi (2015). ‘’Cumhuriyet Tarihi’’, Tarih İçin Metodoloji, Edit: Ahmet
ŞİMŞEK, ANKARA: Pegem Akademi Yayınları.
ERTAŞ, Mehmet Yaşar (2015). ‘’Osmanlı Belgeleri’’, Tarih İçin Metodoloji, Edit: Ahmet
ŞİMŞEK, ANKARA: Pegem Akademi Yayınları.
Herodotos (2004). Herodot Tarihi, İSTANBUL: Remzi Kitap Evi.
KANAT, Cüneyt (2015). ‘’Tartışma: Bir Tarihçi Nasıl Konu Tespit Eder?’’, Tarih İçin
Metodoloji, Edit: Ahmet ŞİMŞEK, ANKARA: Pegem Akademi Yayınları.
KOÇ, Yunus (2015). ‘’Tarih Niçin Yazılır?’’, Tarih İçin Metodoloji, Edit: Ahmet ŞİMŞEK,
ANKARA: Pegem Akademi Yayınları.
KORAY, E. (1987). Türkiye Tarihi Yayınları Bibliyografyası C. IV, İSTANBUL: Milli
Eğitim Basım Evi.
ÖZTÜRK, Kemal (1999). İlk Meclis – Belgesel, ANKARA: İnkılap Yayınları.
TUŞ, Muhittin (2015). ‘’Tarihçi ve Kaynak’’, Tarih İçin Metodoloji, Edit: Ahmet ŞİMŞEK,
ANKARA: Pegem Akademi Yayınları.
ÜNAL, Uğur (2015). ‘’Türkiye’de Devlet Arşivleri’’, Tarih İçin Metodoloji, Edit: Ahmet
ŞİMŞEK, ANKARA: Pegem Akademi Yayınları.
YALÇIN, E. Semih (2008). Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin Kaynakları, ANKARA:
Berikan Yayınevi.
38