Kitabın Adı: İnsan Hakları ve Diplomasi
Alt Başlık: İnsan Hakları ve Diplomasi Geçmişten Bugüne
Yazar: Numan Hazar
Yayınevi: Büyülüdağ Yayınları
Baskı Tarihi: İstanbul Şubat 2015
Sayfa Sayısı: 295
ISBN 978-605-851-086-9
Kitabın Türü: Araştırma & İnceleme, Politika & Siyaset
Dil: Türkçe
Fiyatı: 19,oo TL
Erkan TOSUN
Celal Bayar Üniversitesi, Kamu Yönetimi
[email protected]
Yazar Hakkında
Numan HAZAR,24 Eylül 1945'te Tarsus’ta doğmuştur. 1966 yılında Ankara Üniversitesi
siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Diplomasi ve Dış Münasebetler Bölümü'nden mezun olmuştur. 1967
yılında Dışişleri Bakanlığında çalışmaya başladıktan sonra yurt dışında çeşitli diplomatik
görevlerde bulunmuştur. Ottowa, Kanada'da İkinci Kâtip; Lefkoşa, Kıbrıs'ta Başkâtip; iki dönem
(yedi yıl) süresince Washington D.C. ABD'de Müsteşar ve Birinci Müsteşar; Yeni Delhi,
Hindistan'da Misyon Şefi Yardımcısı; Bonn; Federal Almanya'da Elçi-Müsteşar ve Ankara'da
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Özel Kalem’inde Özel Kalem Müdürü olarak görev almasının
yanı sıra, Dışişleri Bakanlığında Siyaset Planlama, Kültürel İlişkiler, Avrupa Konseyi Daireleri'nde
çalışmış, Afrika, Doğu Asya ve Pasifik/İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Müdürlüğü görevinde
bulunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'ni temsilen Lagos, Nijerya'da Büyük Elçi, Strasburg’daki Avrupa
Konseyi'nde Büyükelçi/Daimi Temsilci ve sonrasında da Paris’teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim
ve Kültür Teşkilatı UNESCO 'da Büyükelçi/Daimi temsilci olarak görev yapmıştır. 2010 yılında
emekli olmuştur. Şu an Merkezi Tahranda bulunan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (ECO) yeniden
yapılandırılması ile görevli Akil Adamlar Gurubu'nun Başkanı olarak çalışmaktadır.
Emekli Büyükelçi, Sayın Numan HAZAR, uzun meslek yaşamında yaptığı gözlemler ve
edindiği eşsiz deneyime dayanarak kaleme aldığı '' İnsan Hakları ve Diplomasi '' kitabı, uluslar ası
ilişkilerde insan hakları, temel hak ve özgürlük sorunlarına bir uzman inceliğiyle ışık tutmakla
kalmamış, aynı zamanda ona yakışır biçimde aydın ve etik dürüstlükle Uluslararası toplumun,
devletlerin ve Uluslararası örgütlerin genellikle göz ardı ettiği ya da görmezden geldiği bir
gerekliliğe, her alandaki uluslar ası ilişkilerin yürütülmesinde insan haklarının temel alma ve insan
haklarının öneminin vurgulanması gerekliliğine, başarılı bir şekilde dikkat çekmeye çalışıyor.
Yazar kitabındaki konuları anlatırken yalın bir dil kullanmış konulara ele alırken kelime
kalabalığına başvurmadan çeşitli kaynaklardan yaralanmış olayları tarihi gelişimi içerisinde
bölümlere ayırarak anlatmaya çalışmış okuyucunun anlayabileceği bir dille bu konuda Halil
İNALCIK, Şerafettin TURAN, Emre KONGAR, İlber ORTAYLI gibi konusunda uzman kişilerin
görüşlerinden de örneklere yer vermiştir.
Kitap ilk bölümünde geçmişte ve günümüzde geçerli olan demokrasi kavramına değinilmiş,
özellikle gelişen normlar ışığında demokrasinin ne olduğu veya olmadığı ele alınmış ve bu
çerçevede insan hakları ve temel özgürlüklerin nedenli önemli olduğu vurgulanmıştır.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde, tarihi süreç içerisinde insan haklarının gelişimi ele alınmış
ve özellikle bu alanda uluslararası planda kaydedilen gelişmelere ve kodifikasyon çalışmalarına ışık
tutulmaya çalışılmış ve insan hakları ve temel özgürlüklerin Uluslar arası hukukun önemli bir
unsuru olduğu konusuna değinilmiş ayrıca, insan haklarının devletler arasında ikili ilişkilerde
dikkate alınan veya gündeme getirilen bir konu olduğu hususuna değinilmiştir.
Kitabın temel hareket noktası, özellikle vurgulamak istediği, insan haklarının, insana değer
atfetmenin ve onu korumanın yüce ve kutsal bir kavram olduğu, insan haklarının, Uluslararası
düzeyde yüksek bir aşamaya erişmiş biçimde korunması, kuşkusuz uygarlık düzeyini de gösteren
ölçüt olduğudur. Bu sebeple yazar, Uluslararası düzeyde gözlemlenen çifte standartlara da eleştirel
bir gözle bakmaktadır.
Kitap da vurgulanmak istenen husus, insan hakları ve temel özgürlükler konusunun
Uluslararası ilişkilerde ve diplomaside önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olduğuna ve
ayrıca Uluslararası hukukun da ağırlıklı bir parçasını oluşturduğuna dikkati çekmektedir. Yazar bu
çerçevede, Doğu ile Batı arasındaki demokrasi anlayışındaki farklılıkları ve işleyiş biçimini
değerlendirirken insan haklarına etkisini geniş bir çerçevede irdelemiştir. İnsan haklarının tarihsel
gelişim süreci içerisinde, insan haklarının başlangıcını ve diğer ülkelere etkilerini ayrıntılı bir
şekilde anlatmıştır.
Yazar, toplumların sosyal ve ekonomik gelişimlerini, demokrasi ve insan hakları düzeyinde
gelişmiş normlara erişebilmesinin uzun bir süreci gerektirdiğini anlatmakta diğer kültürlerden
örnekler vermekte ve bu bağlamda, Türk kültürünün tarihsel süreç içerisinde çeşitli yönlerini ve
gelişmesini inceleyerek, özellikle Osmanlı Devleti ve Türkiye ile Türk kültüründen Türkiye
kültürüne ve evrenselliğe nasıl geçildiğini açıklamaktadır. Osmanlı Devleti'ndeki Tanzimat
Fermanı, Islahat Fermanı ve Meşrutiyet çalışmaları irdelenerek, özellikle Avrupa'daki insan hakları,
insani hukuk ve diplomasi ile ilgili gelişmeler ele alınmaya çalışılmaktadır. Özellikle II. Dünya
Savaşı’ndan günümüze değin yaşanan gelişmeler çerçevesinde insan hakları ve temel özgürlüklere
atfedilen önemin gittikçe artması, Uluslararası insani hukuk kavramının da sıkça vurgulandığı bir
çalışma olmuştur. Bununla birlikte, geriye dönerek, ilk aşamada, insani hukuk dışında I. Dünya
Savaşı'nın ertesinde insan haklarına ilişkin olarak gözlemlenen gelişmelere de değinilmiştir.
Kitap Birleşmiş Milletler Teşkilatı, UNESCO, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel
Bildirgesi, insan hakları alanında kabul edilen önemli sözleşmeler, insan haklarının geliştirilmesi ve
korunması ile ilgili mekanizmalar, Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve
Antlaşmaların Türkiye üzerindeki etkisi ve diğer hususlar tarihi sırayla göz önüne alınmaktadır.
Yazar, günümüzde insan haklarının ulaşmış olduğu normların, Uluslararası antlaşmalarda ve
sözleşmelerde yer almış olduğu biçimiyle, herhangi bir dinle ilgisinin olmadığını vurgulamış ve bu
normların, insan hakları ve temel özgürlükler kavramının Batı'da gelişmiş olması sebebiyle,
bunlarla Hristiyanlık dini arasında bir bağlantı kurmamak gerektiğini, bu bakımdan insan hakları ve
temel özgürlüklerin bugün dünyada genellikle benimsenmiş olan normların laik düşünce sistemiyle
oluşabileceğinin kabul edildiğini dile getirmiştir.
Kitap da İslam ve insan hakları bağlamında, İslam İşbirliği Teşkilatı ve icraatları, bölge
ülkeleri ve Türkiye'deki insan hakları ve buna paralel gelişmelerden bahsedilmiş, yazarın uzun süre
görev yaptığı Fransa, Almanya ve ABD gibi insan hakları ve özgürlükleri konusunda gelişmiş olan
ülkelerde, insan hakları ihlalleri ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin gözlem ve deneyimler detaylı
bir şekilde paylaşılmıştır.
Kitabın son bölümünde, insan hakları ile bağlantılı sorunlar, terörizm, azınlıklar, ırkçılık ve
yabancı düşmanlığı, sığınmacılar, insan kaçakçılığı, kültürel çeşitlilik konularından bahsedilmiş,
genel anlamda Batılı ülkelerin insan hakları ihlalleri konusunda, ilk olarak devlet ile birey
arasındaki sorunlarla ilgilendiği, başka bir deyişle sorunların devletin bireyin haklarını
çiğnemesinden kaynaklandığı hususuna odaklandıkları, yukarıda sayılan sorunların bir bölümünde
zaman zaman kayıtsız kalmalarına yol açtıklarını, ancak aynı sorunlar kendi başlarına geldiğinde
tutum değiştirebildikleri anlatılmaktadır.
Numan Hazar’ın bu eseri akademisyen ve öğrencilerin faydalanabileceği üniversitede
derslerde kullanılabilecek kaynak yelpazesi geniş anlaşılır bir dil ve üslupla kaleme alınmış ele
alınan konular yeterince açıklayıcı örneklerle anlatılmış ve konunun uzmanlarından da
faydalanılmıştır. Kitap daha çok ayrıntıya yer verip daha uzun tutulabilirmiş ancak anlatılan
konuların derinliği çok fazla olduğu için kitap sayfası ve sunuş şekli bakımından oldukça başarılı
olmuştur.