Academia.eduAcademia.edu

İstanbul’da Sosyalleşme Mekânları

Antik Çağdan 21. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi Ansiklopedisi, 4. Cilt, İstanbul: İBB KÜLTÜR A.Ş.& İSAM, (2016), 324-351

İSTANBUL'DA SOSY�LLEŞME MEKANLARI -------------------ıl AIMET YAŞAR" G eçmişten günümüze İstanbul'da sosyalleşme mekanlarını incelemeyi amaçlayan bu çalışmada mekan kavramı, belli bir mimari forma sahip maddi yerin ötesinde, hem gündelik hayata ait bir ortak kullanım ve iletişim yeri hem de siyasi bir varoluş alanı olarak ele alınacaktır. Bu bağlamda İstanbul'un Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet geçmişinde şehir sakinlerinin -1-------------------- ortaklaşa kullandıkları, karşı etkileşim içerisinde bulundukları, halkın sesini duyurabildikleri kahvehane, hamam ve çarşı gibi sosyalleşme mekanları incelenecek ve bu meknlarda üretilen kamusallık ve toplumsallık temalarına yoğunlaşılacaktır. Bu bölüm çerçevesinde istanbul'daki ilgili tüm sosyalleşme mekanlarının ya da bu mekanlann ilgili tüm boyutlarının mevzu bahis edilınesi mümkün olamayacağından öne çıkan mekanlar ve temalar üzerinde durulacaktır. üç ana toplumsal pratik -içecek, temizlik ve ticaret- çevresinde oluşmuş olan, müdavimlerine sosyllik imkanı sunan mekanlar ele alınacaktır. Kahve etraında ortya çıkan kahvehane kamusallığı ise 1550'li yıllardan beri varlığını sürdürmektedir. Öte yandan temizlik etrafında ortaya çıkan hamam pratiği II. asırda inşa edilen Zeuksippos Hamamı'ndan, 2010 yılında restore edilerek yeniden açılan Haseki Hürrem Sultan Hamaım ile 1800 yıllık "kesintisiz" akan bir varoluş içerisindedir. Şehir hayatının vazgeçilmez unsurlarından ticaret etrafında şekillenmiş olan çarşı mekanları da mevcudiyetlerini devam ettirmektedirler. İÇECEK HRAFINDA SOSALLEŞME MEKAN(LAR)I: KAHVEHANELER VE KIRAATHANELER J. . - - 1· Kahveci esnafı (İnlizami) . . Gündelik hayatın vazgeçilmez içeceklerinden kahve ile ilgili meşhur özlü sözlerden birinde "Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane" denilir. Bu vecizede kahve yerine çay, şarap, boza, kahvehane yerine de çayhane, meyhane, bozahane konulabilir, ancak sohbetin yerine konulacak ikinci bir kelime bulmak mümkün olamayacaktır. Meyhane, kahvehane, bozahane ve çyhane; bir kadeh şarap, bir fincan kahve, bir bardak boza ya da bir bardak çay eşliğinde müdavimlerine keyifli sohbet, iletişim ve etkileşim ortamı, sosyalleşme imkanı sunar. -. .. . BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 3 24 SOSYALLEŞME VE ADAJH MUAŞERET taşmış ve özellikle Haliç'in öbür yakası, Galata, Karköy taralarına çok sayıda büro hanı, pasaj ve geçitler inşa edilmiştir. Bu mekansal örgütlenme bambaşka yeni ticaret ve sosyalleşme biçimleri sunmaya başlamıştır. Tiryaki Çarşısı Süleymaniye Külliyesi'ndeki 35 adet sıra dükkandan oluşan Tiryaki Çarşısı, İstanbul'un yaklaşık olarak son beş yüz yıllık tarihinde ilg inç çarşı mekanlarından birisidir. Zemin katı ticaret, üst kab ibadet ya da dini işlevlere tahsis edilmiş cami/külliye tip.in e bir örnek olan bu çarşı geçmişte tiryakilerin mekanıyken, günümüzde kuru fasulyeciler çarşısına dönüşmüştür. İstanbul külliyeleri içinde Fatih Külliyesi'nden sonra ikinci büyük külliye Süleymaniye Külliyesi'dir. Kamını Sultan Süleyman adına 1550-1557 yılları arasında Mimr Sinan taraından inşa edilen külliye, İstanbul yarımadasının Haliç, Marmara, Topkapı Sarayı ve Boğaziçi'ni gören ortadaki en yüksek tepesinde inşa edilmiştir. Cami, medreseler, darüşşifa, darülhadis, çeşme, darülkurra, imaret, hamam, tabhane, kütüphane ve dükkanlardan meydana gelen külliyede Tiryaki Çarşısı farklı bir hüviyet arz etmektedir. Bir tür ibadet alanı içerisine ticari mekan dahil olmakta ve organik bir mekan ilişkisi geliştirilmektedir. Süleymaniye Külliyesi'nde Tiryai Çarşısı özelinde cami alanında ibadethane ve ticarethane birlikteliğinden belli oranda söz etmek olanaklıdır. Ayrıca çarşı mekanının kahvehane sosyalliliği ile de bağlantı kurulması bu mekana ayrı bir hüviyet kazandırmaktadır. Gentille Arditty Puller, 1941 yılında yayınladığı Plaisir d'Istanbul (İstanbul Kfi) isimli eserinde Tiryaki Çarşısı'nı şöyle betimlemektedir. Mabedin giriş kısmına gelmeden önce karşılaşılan Tiryaki Çarşısı, uzun bir meydandır. Önlerinde çimler bulunan bir sıra küçük, kubbeli, alçak irtifalı dükkanlarla çevrilidir. Bu dükkanları kahveciler, berberler ve zanaatkarlar işgal etmiş. Bu küçük dükkanlarda çalışır, tıraş olunm, yemek yenir, konuşulm, ama hiç gürültü edilmez. Sanırsınız esnaf ve müşteriler, etı·afı kuşatan sessizliğe kapılmışlardır. Hatta şu çok köşeli, kara taşlı ve yosunlu çeşmeden akan su bile şarıldamıyor da usulca ve gizlice bir şeyler ısıldıyor. Yolların kavuştuğu noktaya inşa edilen bu çeşmenin görünüşü, Anadolu'daki kümbetleri andırıyor. Camii çevreleyen asimetrik avluda da aynı süknet hüküm sürüyor. Bazen, grup grup kadınlar çocukları ile birlikte bmaya gelir, sonbahar altını çınarların, BÜYÜK iSTANBUL TARiHİ ilkbahar gümüşü ıhlammların altında oturup, hayal kurarlar. Fakat bu kadınlar, sepetlerden yiyecek çıkarırken, bir meyveyi ısırırken yahut çocuklrın ı azarlarken ısıltı ile konuşmlar. 51 Bu çarşıda tiryak, kahve, çay, tütün, ayon ve esrar gibi keyif verici maddeler satıldığı için adı Tiryaki Çarşısı'na çııruşb. Çarşının başlıca ürünü olan tiryak macunu (elektuarim theriaca), 50-80 kadar bitkisel, hayvan sal ve madensel maddenin balla karıştırılmasıyla elde edilen keyif verici bir maddedir. Uzun bir zaman panzehir ve her derde deva bir ilaç olarak görülen tiryakın a na maddesi ayondu. Ancak XIX. yüzyılda birçok keyif verici madde gibi tiryak da yasaklanınca Tiryaki Çarşısı'mn mensupları da cami avlusun daki bu mekanı terk edip, başka yerlere geçtiler. Son yıllarda kuru asulye popüler hale gelince, bir zamanlar tiryakilerin mesken tuttuğu Tiryaki Çarşısı çevresi kuru fasulyecilerin mekanı oldu. Süleymaoiye'deki Erzincanlı Ali Baba'nın ve Kanaat Lokantası'nın nefis kuru asulyesinin ününü duyan, tadını tatmak için külliye avlusunda bir mola veriyor. Namazdan çıkan cemaatten bazıları cn vlusunda bulunan kuru faslyeciye uğrayıp karınlarını doyıruyorlar. Geçmişten günümüze değişen iktisadi ve sosyal hayata paralel olarak ticari mekanların içerik ve tarzlarında ciddi değişim ve dönüşümler söz konusudm. Ticaretin mekanları çok çeşitlenerek, dükkan, alışveriş merkezi, süpermarket, hipermarket vs. adları altında tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Ancak ticari mekanların hayatın akıp gittiği yerler olması özelliği hiç değişmeden devam etmektedir. Nitekim son zamanlarda istaobul'da sayısı gitgide artan AVM'ler alışveriş mekanı olmanın ötesinde yemek, sinema, kültürel eğlence gibi imkanlarıyla da birer yaşam merkezi konumundadırlar. Diğer bir ifadeyle, hayat ticari mekanlarda akıp gitmektedir ve şehir çarşıların içinden geçmektedir. 51 C. Ardiy Pıller, Plaisir d'Istanbul, Paris 1941. 3 5I SOSYALLEŞME VE ADAB·I MUAŞERET