Academia.eduAcademia.edu

Smith College years of Sylvia Plath: The labyrinth of loneliness

Sylvia Plath yirminci yüzyılın en başarılı kadın şair, romancı ve kısa öykü yazarlarından biridir. Yazarın 13 Şubat 1963 yılındaki intiharının ardından çok sayıda biyografik çalışmaya ilham veren efsanevi bir konuma geldiği görülmektedir. Plath yazmaya çok küçük yaşta başlamış ve otuz yaşındaki ölümüne kadar devam etmiştir. Eserlerinin çoğu kendi hayatından kesitler yansıtmaktadır. Yazarın yaşamının en verimli yazım dönemi ise ölümünden önceki son yıllar olmuştur.

The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS3382 Number: 44 , p. 377-383, Spring II 2016 Yayın Süreci Yayın Geli< Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date 27.02.2016 31.03.2016 SYLVIA PLATH’IN SMITH COLLEGE YILLARI: YALNIZLIK DOLAMBACI1 SMITH COLLEGE YEARS OF SYLVIA PLATH: THE LABYRINTH OF LONELINESS Arş. Gör. Duygu DİNÇER Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öz Sylvia Plath yirminci y(zyılın en ba<arılı kadın <air, romancı ve kısa öyk( yazarlarından biridir. Yazarın Şubat yılındaki intiharının ardından çok sayıda biyografik çalı<maya ilham veren efsanevi bir konuma geldiği gör(lmektedir. Plath yazmaya çok k(ç(k ya<ta ba<lamı< ve otuz ya<ındaki öl(m(ne kadar devam etmi<tir. Eserlerinin çoğu kendi hayatından kesitler yansıtmaktadır. Yazarın ya<amının en verimli yazım dönemi ise öl(m(nden önceki son yıllar olmu<tur. Plath erken ya<taki öl(m(n(n ardından arkasında yalnızca The Colossus adlı <iir kitabını, Sırça Fanus isimli romanını, yayımlanmı< çok sayıda <iirini, kısa hikayesini ve yayımlanmamı< ‚riel <iirlerini değil g(nce ve mektuplarını mektup da bırakmı<tır. Plath ın bu g(nce ve mektupları Smith College yılları esnasında ba<lamı< ve yılındaki intiharına kadar devam etmi<tir. ‛u çalı<mada Plath ın g(nce ve mektupları psikolojik bir bakı< açısıyla incelenmi<tir. 5zellikle Smith College yıllarında kar<ı kar<ıya kaldığı yalnızlık duygusu detaylı olarak tartı<ılmı<tır. Yapılan analizlere göre Plath yalnızlık ve yalıtım hissiyle ilk kez (niversite birinci sınıfta iken kar<ıla<mı< ve bu dönemde aynı zamanda sıla hasreti ya<amı<tır. Yapılan incelemeler rekabetçi eğitim ortamının, ba<arısızlık korkusunun, ki<ilik özelliklerinin sosyotropik, otonomik eğilimler, duygusal dengesizlik ve içedön(kl(k , beğenilme arzusunun, sosyal beceri eksikliğinin arkada<lık ili<kisini ve konu<mayı ba<latma ve s(rd(rme becerilerinin), bir gruba aidiyet eksikliğinin ve narsistik eğilimlerinin Plath ın yalnızlık duygusunu beslediğini ortaya koymu<tur. Anahtar Kelimeler: Sylvia Plath, Smith College, yalnızlık, sıla hasreti, yaratıcılık Abstract Sylvia Plath is one of the best women poets, novelists and short story writers of the twentieth century. It s shown that the author had acquired a mythical status inspiring of dozens of biographical studies after her suicide on 11 February 1963. Plath began writing at an early age and continued to write until her suicide at thirty years old. Many of the studies of her writing were reflected episodes in her own life. The most productive writing period of her life was the last years before her death. After her early death, not only poetry book titled The Colossus, a novel titled The Bell Jar, 1 ‛u çalı<ma Nisan tarihinde Kadın Hayatlarını Yazmak Oto/‛iyografi, Ya<am ‚nlatıları, Mitler ve Tarih Yazımı adlı sempozyumda aynı adla sunulan bildirinin geni<letilmi< metnidir. 378 Duygu DİNÇER many published poems, short stories and unpublished Ariel poems remained, but also her diaries and (696) letters. The author started to write these diaries and letters during Smith College years and continued writing until her suicide in 1963. In this study Plath s journals and letters were examined from a psychological viewpoint. Especially feeling of loneliness that she experienced in Smith College years was discussed in detail. According to analyses, Plath confronted to loneliness and isolation for the first time in freshman year of college, and also she felt homesickness. Analyses revealed that the competitive educational atmosphere, fear of failure, personality traits (sociotropic, autonomic tendencies, neuroticism, introversion), desire for admiration, lack of social skills (initiating and maintaining a friendship relationship or a conversation) and sense of belongingness, narcissistic tendencies of Plath have fostered her loneliness. Keywords: Sylvia Plath, Smith College, loneliness, homesickness, creativity Giriş Yirminci y(zyılın en yetenekli kadın <air ve yazarlarından biri olan Sylvia Plath, Şubat yılındaki intiharının ardından gerek modern <iir d(nyasında b(y(k yankı uyandıran ‚riel <iirleri ve sanatsal (slubu gerekse dikkatleri (st(ne çeken trajik ya<am öyk(s( ile etkilerini g(n(m(ze kadar s(rd(rm(< ve pek çok çalı<maya esin kaynağı olmu<tur ‛erktay, . Yazar, erken ya<taki öl(m(n(n ardından, geride The Colossus isimli <iir kitabını, Victoria Lucas takma adıyla yayımlattığı Sırça Fanus isimli romanını ve çe<itli dergilerde yayımlanmı< kısa öyk( ve <iirlerini bırakmı<tır Steinberg, . Kendisine asıl <öhretini kazandıran ‚riel <iirleri ise öl(m(nden sonra e<i Ted Hughes tarafından kitapla<tırılmı<tır. T(m bu eserlerinin yanı sıra Plath ın ardında, Eyl(l (nde Smith College taki eğitim hayatıyla ba<layıp Şubat yılındaki intiharına kadar devam eden g(nce kayıtları2 ve mektup kalmı<tır Plath, , s. . Yazarın g(nce ve mektupları, yazın d(nyasında en az profesyonel olarak kaleme aldığı eserler kadar ilgi uyandırmı<, böylece g(ncesine yazdığı el yazmalarını bastırarak kendisini gerçekle<tireceği d(<(ncesi Plath, , s. hayalden hakikate dön(<m(<t(r. Mayıs de ‚merika ‛irle<ik Devletleri nin en prestijli kadın y(ksekokullarından biri olan Smith College tan kabul alan Plath, dönemin ba<arılı romancılarından biri sayılan ve Smith mezunu olan Olive Higgens Prouty den burs alarak öğrenimine ba<lamı<tır. ‛u ba<langıçla birlikte ilk kez evinden ve ailesinden uzun soluklu olarak ayrı kalan yazar, Northampton daki Haven House a yerle<erek Steinberg, 2004 kendi yalnızlık labirentinin dolambaçlı 2 Sylvia Plath esasında den çok daha önce, k(ç(k bir kız çocuğu olduğu ya<lardan itibaren g(nce tutmaya ba<lamı<tır. ‚ncak basılmı< g(nceleri arasında bunlar yer almamaktadır. yollarında ilerlemeye ba<lamı<tır. Plath ın ya<amının bu dönemini, neredeyse her g(n annesine yazmı< olduğu mektuplar ve iç d(nyasında ya<adığı sorgulamaları aktardığı g(nce kayıtları aracılığıyla takip etmek m(mk(nd(r. ‛u kayıtlarda yazarın ya<adığı yalnızlık duygusunun kurduğu arkada<lıklar, ailesiyle arasında olan kuvvetli bağlar, okulda kazandığı ba<arılar ve sanatsal çalı<malar aracılığıyla zaman zaman hafiflediği gözlense de ya<amının ilerleyen dönemlerinde de benliğinin yalnızlığın deği<en y(zleriyle bulu<maya devam ettiği gör(lmektedir. Sıla Hasreti ve Yalnızlık Duygusuyla Tanışma yılının Eyl(l ayında Smith College a burslu olarak kabul edilmi< olmanın Steinberg, ve bir Smith kızı Plath, , s. , olmanın gururunu ya<ayan Plath, her ne kadar mutlu ve heyecanlı bir ba<langıç yapmı< olsa da kısa bir s(re sonra pek çok (niversite öğrencisiyle ortak kaderi payla<arak sıla hasretiyle tanı<mı<tır. Sıla hasreti, bireylerin g(çl( bir sosyal ağı arkalarında bırakarak yeni bir çevreye uyum sağlamaya çalı<tıkları dönemlerde ya<adıkları gerginlik, yalnızlık, rahatsızlık, sıkıntı, s(rekli ev hakkında d(<(nme ya da keder gibi psikolojik tepkilere verilen genel addır. Üniversite yılları pek çok öğrenci için evden ilk kez uzun s(reli olarak ayrı kalınan dönemdir. 5ğrenim nedeniyle ortaya çıkan bu doğal ayrılık s(reci, rutin d(zenden ve a<ina olunan <eylerden ani bir uzakla<maya yol açtığı için bireyselliği y(ksek olan gençler açısından bile zorlayıcı olabilmektedir Longo, . Gençler evlerinden ve özellikle de ba<ta ebeveynleri olmak (zere kendileri için önem ta<ıyan bağlanma fig(rlerinden uzak kaldıklarında Thurber ve Walton, yoğun bir sıla hasreti ya<ayabilmektedirler. Plath ın g(ncelerinde sıla hasreti ile ilgili ilk kayıtların Ş(kran G(n( tatilinin hemen Sylvıa Plath’ın Smıth College Yılları: Yalnızlık Dolambacı ardından yazıldığı gör(lmektedir: Sanırım, yalnızlığın ne demek olduğunu biliyorum <imdi. En azından anlık yalnızlığın. İnsanın kendisinin belli belirsiz öz(nden geliyor –kan hastalığı gibi bedenin her yanına yayılıyor, öyle ki insan matrisi, bula<ma noktasının yerini belirleyemiyor. Ş(kran G(n( tatilinden sonra Haven House a, odama dönd(m gene. Sıla özlemi, <u anda bana egemen olan hastalıklı duyguya verdikleri ad. Odamda, iki d(nya arasında yalnızım Plath, , s. . ‛u g(nce kayıtları Plath ın hissettiği sıla hasretine yalnızlık duygusunun e<lik ettiğine i<aret etmektedir. Yazarın Kasım de Ş(kran G(n( n(n hemen ardından annesine gönderdiği mektupta yazmı< olduğu yalnızlık dalgalarının ne zaman vurduğunu anlayamadım ama sanıyorum ki odama girdiğimde oldu –bombo< ve anlamsızdı. Evde yalnızca (ç dört kız vardı Tanrım, kendimi yalnız hissettim! Plath, , s. satırlarının da bu tespiti desteklediği gözlenmektedir. Plath ın Haziran tarihinde annesine yazmı< olduğu mektuptaki ...t(m insanlıkla bağlarımın koptuğunu hissediyorum. Son bir haftanın nasıl geçtiğini bile bilmiyorum. Canım ba<ımı omzuna koymak ve sıla hasreti içinde ağlamak istiyor. Plath, , s. satırlarının da yalnızlık duygusuyla iç içe geçmi< bir sıla hasretine i<aret ettiği söylenebilir. Yazları farklı i<lerde çalı<an Plath, bu mektubunun tarihinden ve içeriğinden anla<ılacağı (zere, (niversitedeki ilk yılının bitiminde evde ailesiyle özlem gideremeden bir i<e ba<lamı<tır. ‛u durumun, yazarın hissettiği sıla hasreti ve yalnızlık duygusunu derinle<tirdiği gözlenmektedir. ‛ahsi geçen mektup satırlarının ayrıca Plath ın hem bağlanma fig(r( olan annesinin varlığını fiziksel olarak yakınında hissetmeye duyduğu ihtiyaca hem de diğer insanlarla kurduğu ili<kilerden kendini çekecek yoğunlukta bir yalnızlık duygusu ya<adığına dair ipuçları verdiği söylenebilir. Sıla hasreti yalnızca sevilen kimselere değil bireyin önceki çevresinde a<ina olduğu ve o anda eksikliğini hissettiği öğelere duyduğu özlem duygusunu da içermektedir. 5zellikle ev, ki<inin kendi mahrem alanı olarak, bu özlemin yöneltildiği ilk yerlerden biridir. Yapılan ara<- 379 tırmalar sıla hasretinin eve bağlılık hissiyle yakından ili<kili olduğunu göstermi<tir Longo, . ‛u bulgularla paralel <ekilde yazarın g(ncelerinde yer alan ama gene de, evde benim varlığımla dolu bir odam var, biliyorum Plath, , s. satırlarının yalnızca aileye değil eve, alı<ılan ve ait olunan çevreye duyulan özleme de i<aret ettiği söylenebilir. ‚yrıca g(ncenin bu kısmında Froust tan yapılan Ev gittiğin zaman seni içeri almak zorunda oldukları yerdir! Plath, , s. alıntısı, yazarın ailesiyle birlikte ya<adığı evine, koşulsuz kabul edildiği yer atfında bulunduğunu d(<(nd(rmektedir. Yukarıdaki g(nce ve mektup kayıtlarından hareketle evden ilk uzun s(reli uzak kalı<ın ve bunun yol açtığı sıla hasretinin, Plath ın yalnızlık duygusu geli<tirmesine zemin hazırlamı< olduğu söylenebilir. Çalı<manın sonraki kısmında yazarın ya<adığı bu yalnızlık duygusu mercek altına alınarak hem yalnızlığın deği<kenlik gösteren doğası hem de ki<iler arası ili<kilerdeki yansımaları ortaya konulmaya çalı<ılmı<tır. Yalnızlık Duygusunu Besleyen Diğer Kaynaklar Smith College yılları Plath a yalnızca iyi bir eğitimin, (st(n ba<arı ve bursların değil, t(m(yle kızların ya<adığı ve daha önce hiç deneyimlemediği bir arkada<lık d(nyasının da kapılarını açmı<tır. Yazar, Eyl(l tarihinde, yani okulun ilk g(nlerinden birinde, annesine gönderdiği mektupta Kızlar benim için yepyeni bir d(nya. Onlar hakkında bilgi edinmek ilginç olmalı. Şu i<e bak, benim ya<larımdaki kızla aynı evde ya<ıyorum – Amma da g(zel! Sınıfımda da 600 kız var Plath, , s. ve hemen ertesi g(nk( Eyl(l tarihli mektubunda b(t(n ev hayal edebilecek en sıcak insanlardan olu<uyor (Plath, 1999, s. 46) satırlarını yazarken bu yeni d(nyayla tanı<manın kendisi için ne kadar ilgi çekici, farklı ve heyecan verici bir deneyim olduğunu dile getirmi<tir. ‛ununla beraber Plath ın yalnızlık duygusunun beslendiği en temel kaynaklardan birinin de yine bu yeni d(nyada kurması gereken ki<iler arası ili<kiler olduğu d(<(n(lmektedir. Zira yazarın Ş(kran G(n( n(n ardından yalnızlık dalgalarının benliğini <iddetli bir biçimde sarstığını belirttiği satırların devamına bakıldığında hissettiği yalnızlık duygusunun derinlikli olmayan ki<iler arası ili<kilerden kay- 380 Duygu DİNÇER naklanan bir tatminsizlikle ilgili olduğu gözlenmektedir: en çok da, odamda, bu evdeki kızların hiçbirini tanımadığım gerçeğinin bilincine varıyorum her zamankinden çok. Evet, onları y(zeyde gör(yorum, ara sıra dedikodu ediyorum onlarla, (stelik dostça davranıyorum , ama gene de hiçbirini gerçek anlamda tanımıyorum –onları hangi d(<(ncelerinin devinime geçirdiğini, yönettiğini de bilmiyorum. Sınıfımdaki kızlardan olabildiğince uzağım. Yakınla<mak istediğimi duyumsadıklarım, alı<kanlığın zoruyla, nerdeyse hiç konu<muyorlar benimle (Plath, 1998, s. 94). İnsanın kendisini yekdiğeri ile kurduğu ili<kiler bağlamında in<a ettiği 5zdemir‚kg(nd(z, d(<(n(ld(ğ(nde, Plath ın ki<iler arası ili<kilerinde deneyimlediği yalıtım hissi (zerinde durmanın önemli olduğu d(<(n(lmektedir. Yalom tarafından belirtildiği (zere bireyin deneyimleyebileceği yalıtım t(rlerinden biri, ki<iler arası yalıtımdır. Ki<iler arası yalıtım, bireyin kendisini ba<kalarından soyutlayarak yalnızlığa yöneli<i olarak karakterize olmakta; coğrafi nedenlerden sosyal beceri eksikliğine, k(lt(rel faktörlerden doyurucu ki<iler arası ili<kiler kurmaya engel olan ki<ilik özelliklerine kadar pek çok sebepten öt(r( ortaya çıkabilmektedir (Yalom, 2001, s. 556. ‛u yalıtım, zaman zaman ki<inin kendisine, ötekilere ve içinde ya<anılan sosyal ortama yabancıla<masının da bir belirtisi Tanrıtanır ve T(tak, olarak değerlendirilebilmektedir. Üniversitedeki ilk aylarda, öğrenim görd(kleri okulda daha önceden tanıdıkları arkada<ları bulunmaması halinde öğrencilerin derinlikli ili<kiler kurmaları zaman alabilmektedir. G(nce ve mektuplarından takip edildiği (zere Plath ın da Smith College yıllarında benzer bir s(reçten geçtiği ve ya<adığı yalnızlık duygusunun birçok farklı kaynaktan beslendiği söylenebilir. 5zellikle Smith College ın ba<arı odaklı ve rekabete dayalı okul k(lt(r(n(n, yazarın ki<ilik özelliklerinin, narsistik eğilimlerinin, sosyal beceri ve bir gruba aidiyet eksikliğinin yalnızlık duygusunu tetikleyen etmenler arasında yer aldığı gözlenmektedir. ‚<ağıda bu etmenlere biraz daha detaylı olarak değinilmeye çalı<ılmı<tır. Plath ın yalnızlık duygusunu kapsamlı bir <ekilde ortaya koyabilmek için (zerinde önemle durulması gereken hususlardan biri, Smith College ın rekabete dayalı okul k(lt(r( ve yazarın bu ortamda ya<adığı ba<arısızlık korkusudur. Plath, Smith College ın bir parçası olmaktan gurur duymu<, (niversite yılları boyunca okulunun g(zide öğrencilerinden biri olmu<tur. Bununla beraber okulda uygulanan ağır müfredat nedeniyle Smith College yılları onun için oldukça stresli geçmi<tir. Yazarın ko<ullama merkezi Plath, , s. olarak adlandırdığı okul, onu, (lkenin dört bir yanından gelen kızlarla yarı<mak durumunda Plath, 1998, s. 43) bırakmı<tır. Yoğun ve disiplinli Eradam, , s. bir çalı<ma d(zenine sahip olan Plath, okul ya<amı boyunca sosyal hayatını ikinci sıraya koymu<tur. Hafta sonu gezilerine ya da partilere katılmayı çok istese de sıkı çalı<ma temposu onu sosyal aktivitelere arzu ettiği oranda katılmaktan alıkoymu<tur Plath, . Yazarın böylesine sıkı bir çalı<ma disiplinini takip etmesinde bursunu kaybetmekten duyduğu korku kadar ba<arıya duyduğu tutku da etkili olmu<tur. Ya<adığı ba<arısızlık korkusu nda Plath, , s. babasının öl(m(n(n ardından ya<adıkları maddi sıkıntılar da etkili olmu<tur. Zira yayımlanan eserlerinden kazandığı öd(ller Plath için yalnızca kendi ba<arısının bir göstergesi olmakla sınırlı değil aynı zamanda annesinin (stlendiği masrafları hafifletmenin bir yolu dur Plath, 1999, s. 65, 87). Yazarın doyurucu ki<iler arası ili<kiler kurmasını engelleyen, dolayısıyla yalnızlık duygusunu kuvvetlendiren etkenlerden bir diğerinin kişilik özellikleri olduğu söylenebilir. G(nce ve mektupları incelendiğinde Plath ın ya<amında sosyotropik ve otonomik ki<ilik eğilimlerinin etkilerini gözlemlemek m(mk(nd(r. Psikoloji literat(r(nde sosyotropik bireylerin ya<amlarında yakınlık, bağlılık ve aidiyet ihtiyacını otonomik bireylerin ise hedeflerin ba<arılmasını ve bireysel otonomiyi ön planda tuttuğu yön(nde bulgular yer almaktadır. Sosyotropik eğilimleri y(ksek bireyler ki<iler arası ili<kilerde ya<adıkları kayıp ya da aksaklıklar kar<ısında otonomik eğilimleri y(ksek bireyler ise ula<mak istedikleri hedeflere yönelik ba<arısızlıklar ya da ba<armak istedikleri konularda ya<adıkları aksilikler kar<ısında daha fazla yara almakta ve depresif belirtiler sergilemektedirler (Beck, Taylor ve Robins, . Plath ın da akademik ba<arıları önceleyen, ba<arısızlıklar kar<ısında depresif belirtiler sergileyen bir yapıda olduğunu, Sylvıa Plath’ın Smıth College Yılları: Yalnızlık Dolambacı dolayısıyla (niversite yıllarında otonomik yönlerinin varlığını hissettirdiğini söylemek m(mk(nd(r. Yazarın Harvard daki yaratıcı yazarlık dersine kabul edilmediğini öğrenmesinin ardından ya<adığı yoğun depresyon da bunun göstergelerinden biridir. ‛enzer <ekilde Plath ın okul ba<arısından öd(n vermemek için davet edildiği partileri ya da çıkma tekliflerini reddedi<i de otonomik eğilimlerinin ön planda olduğunu desteklemektedir. ‚ncak g(nce ve mektuplarında yazarın diğer insanlarla yakınlık kurma, bağlanma ve bir gruba ait olma ihtiyacının da zaman zaman su y(z(ne çıkarak benliğini sardığı, dolayısıyla sosyotropik eğilimlerinin de ya<amında varlığını g(çl( bir <ekilde hissettirdiği gözlenmektedir. Plath ın ki<iler arası doyurucu ili<kiler kurmasını engelleyen bir diğer ki<ilik özelliğinin içedönüklüğü olduğu söylenebilir. G(nce kayıtları incelendiğinde yazarın ki<iliğinin içedön(k bir yapı sergilediği, bu özelliğinin bir yandan yaratıcılığına zemin hazırlarken diğer yandan akranlarıyla olan ili<kilerinde zorluk ya<amasına neden olduğu gözlenmektedir yazma isteğim de, k(ç(kken, Mary Poppins le Winnie-the-Pooh ın peri masalı d(nyasında yeti<tirilmi< olmamdan kaynaklanan bir içedön(kl(k eğiliminden gelmiyor muydu? Bu beni okul arkada<larımın çoğundan ayrı d(<(rmemi< miydi? Ve hep ‚ alı<ım, hayhuy içindekilerden farklı olu<um – nasıl olduğundan pek emin değilim, ama, s(r(ye dönd(ğ(nde orasında burasında insan eli değmi<liği olan hayvan gibi, farklı Plath, , s. . Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta Plath ın duygusal dengesidir zira g(nce ve mektupları incelendiğinde yazarın duygusal dengesinin son derece kırılgan olduğu ve sık sık deği<kenlik gösterdiği gözlenmektedir. Her ne kadar dergilere gönderdiği çalı<malarının reddedilmesini tolere etmekte görece ba<arılı olsa da Harvard daki yaratıcı yazarlık dersinden kabul alamaması neticesinde ya<adığı b(y(k hayal kırıklığı ve buhran dolu g(nlerin Plath ın intihara te<ebb(s(n(n zeminini olu<turan etkenler arasında ön sıralarda yer aldığı d(<(n(lmektedir. Zira yazar böyle zamanlarda, iç d(nyasının kapılarını adeta t(m d(nyaya kapatmaktadır Plath, . 381 Plath ın yakın ve doyum sağlayan sosyal ili<kiler kurmasının ön(ndeki engellerden bir diğerinin kimseyi beğenmemesine, kendisini farklı görmesine ve etrafındaki insanlara s(rekli ele<tirel bir gözle bakmasına neden olan narsistik eğilimleri olduğu söylenebilir. ‛u özelliğin yazarı arkada< ili<kilerinde çok seçici davranmaya, y(ksek kriterler belirlemeye sevk ettiği ve yalnızlık duygusunu peki<tirdiği gözlenmektedir: Onları derinden sevebilmem –arkada< olarak değerlendirebilmem- için birini beğenmem gerekir. ‚nn* ile böyleydi zekâsına, araba kullanı<ına, canlı imgelemine - onu, o yapan her <eye - değer veriyordum. Onun bana dayandığı gibi dayanabiliyordum ona. İkimiz birlikte her <eyi göğ(sleyebilirdik –ancak tam da her <eyi değil, öyle olsaydı geri gelirdi Plath, , s. . ‛u g(nce kayıtlarının bir yandan Plath ın narsistik eğilimlerine diğer yandan sevdiği ve arkada< olmaya değer bulduğu bir ki<iyle ili<kisinin kopması kar<ısında ya<adığı terk edilmi<lik duygusuna i<aret ettiği söylenebilir. Fakat burada bahsi geçen arkada<ı, ailevi nedenlerden dolayı okuldan ayrılmı<tır, ba<ka bir deyi<le yazar ile uzak kalmalarının nedeni kendisinin ki<isel seçimi değildir Plath, . G(nce kayıtlarından hareketle Plath ın ergenlik dönemindeki ilgi çekme ve beğenilme ihtiyacının da arkada< ili<kilerini sekteye uğratacak nitelikte ve d(zeyde olduğu söylenebilir. ‛u ihtiyacın aynı zamanda ba<kaları tarafından anla<ılmama hissi yaratarak yalnızlığını derinle<tirici 5zer, bir rol oynadığı da d(<(n(lebilir: bendeki o eski, insanların benden kaçtıkları, beni bıraktıkları, beni yalnızlığa zorladıkları korkusunun izi değil mi? ‛ilinçaltımda hesaplanmı< bir d(zenek, arkada<ımın, erkek olsun, kadın olsun, ilgisini çekme, onu tutma, alıkoyma d(zeneği değil mi? Nancy Calson un Winthrop ta ba<ka bir kızla birlikte beni Scouts dan eve kadar geçiri<ini anımsıyorum. Onlara bir öyk( anlatmaya ba<ladığım zaman kıkırda<arak kaçarlardı hep. ‚nlamazdım bunu. Şa<kın soluk soluğa arkalarından ko<ardım. Sonra, benim uzun, donuk abuk sabukluklarımı dinlemek zorunda 382 Duygu DİNÇER kalmamak için kaçmayı tasarladıklarını öğrendim. 5lç(l(l(ğ( geli<tireceğim. İlgi çekmek için insanların (st(ne atılan geveze bir z(ppe olmayacağım artık. Umarsızca beğenilmek istiyorum (Plath, 1998, s. 80). ‛u g(nce kayıtlarının Plath ın yalnızca ilgi çekme ihtiyacına değil sosyal beceri eksikliğine de i<aret ettiği d(<(n(lmektedir. ‛u kayıtlar yazarın, ergenlikten yeti<kinliğe geçmekte olduğu evrede bir gruba ya da bir konu<maya uygun <ekilde dâhil olma ve arkada<lık ili<kisini s(rd(rme vb. sosyal beceriler ‛acanlı, konusunda zaman zaman zorlandığı izlenimi vermektedir. Yazarın yakın ve doyum sağlayan sosyal ili<kiler kurmasının ön(ndeki engellerden bir diğerinin aidiyet eksikliği olduğu gözlenmektedir. ‛u yön(n(n onun sosyal beceri eksikliği ile iç içe olduğu söylenebilir. Zira a<ağıdaki satırlardan anla<ılacağı (zere Plath bireysel farklılıkları nedeniyle ki<iler arası ili<kilerinde zaman zaman ayrı olduğu hissi ya<amakta ve kendini bir grubun parçası olarak görememektedir. ‛u farklı olma hissinin bir çe<it yabancıla<ma hissi yaratarak Tanrıtanır ve T(tak, ben-ötekiler arasında kapatılmaz bir uçurum olduğu d(<(ncesi yarattığı söylenebilir: Kısıtlanmı<lıklarımın somut bir simgesi olarak bir kıyıya atıldığım, ba<kalarından ayrıldığım d(<(ncesi bir saplantı bende. İstemini öne s(rmeye, ba<kalarıyla ileti<im kurmaya yana<mayan, ama her zaman kabul edilmediğine, bir yana itildiğine inanan bir kimse hakkında simgesel bir alegori yazmak isterdim. Umutsuzca belli bir grubun bir parçası olma çabasıyla kayak yaparken bacağını kırıyor Plath, , s. 95). Yukarıda bahsedilen t(m etmenlerin Plath ın yalnızlık duygusunun olu<umuna zemin hazırladığı d(<(n(lmektedir. ‛ununla beraber yazarın deneyimlediği yalnızlığın, varoluşsal yalnızlığa dön(k bir y(z( olduğu da gözlenmektedir. Varolu<sal yalnızlık, ba<kalarıyla kurulan doyurucu ili<kilerin sağladığı b(t(nl(k hissine rağmen bireylerin kendileriyle ba<kaları arasında kapatılamayan bir uçurum olduğunu hissetmesi halinde ya<adığı yalnızlık duygusudur Yalom, 2001, s. 559. ‛u varolu<sal yalnızlık kimi zaman yabancıla<ma hissi ile iç içe geçmi<tir. Plath ın g(ncelerinde de bu hislerin izlerini s(rmek m(mk(nd(r Tanrım, ama ya<am yalnızlıktan ba<ka nedir ki, t(m uyu<turuculara, hiçbir amacı olmayan partilerin yaygaracı ne<esine kar<ın. Sonunda, içinizi açabileceğinizi duyumsadığınız birini bulunca da, ağzınızdan çıkan sözleri i<itince donakalacaksınız –içinizdeki k(ç(k, kasılmı< karanlıkta öylesine uzun zaman kapalı kalmaktan öylesine paslı, öylesine çirkin, öylesine anlamsız, g(çs(z ki. Evet, sevinç var, gerçekle<tirmeler var, arkada<lık var –ama ruhun, kendi kendinin yıldırıcı bilincindeki ruhun yalnızlığı korkunç egemen (Plath, 1998, s. 36). Yukarıdaki alıntılardan hareketle Plath ın, etrafını çevreleyen insanlara rağmen bilinçli bir yalnızlık duygusu ya<adığı ve çevresindeki insanlarla arasında derin bir uçurum duyumsadığı söylenebilir. Çalı<manın ilk kısmında yapılan alıntıda yazarın yalnızlığı bir kan hastalığı Plath, , s. metaforu ile açıklaması da varolu<sal yalnızlık sorgulamalarının bir yansıması olarak gör(lebilir. Zira hatırlanacağı (zere, bu kan hastalığı Plath a göre ki<inin kendi öz(nden gelmekte ve b(t(n benliğini sarmaktadır. 5te yandan Plath gibi ba<arılı ve yeni deneyimlere açıklığı y(ksek olan bir yazarın çoğu zaman, yalnızlığın yıkıcı taraflarını yaratıcılığı ve (retkenliğiyle tolere etmeye çalı<tığı gözlenmektedir (Teppers, Klimstra, Damme, Luyckx, Vanhalst, Goossens, . Zira yalnızlığının ve tek ba<ınalığının yazarın birçok <iir ve öyk( yazmasına imkân verdiği ve bu yolla sanatsal ba<arılara imza atması için zemin hazırladığı d(<(n(lmektedir. SONUÇ ‛u çalı<mada Sylvia Plath ın Smith College yıllarında deneyimlediği yalnızlık duygusu, öl(m(n(n ardından basılan g(nce ve mektupları ı<ığında incelenmi<tir. Yapılan incelemeler sonucunda yazarın evden ilk uzun s(reli uzak kalı<ı ile -(niversite eğitimine ba<layı<ıyla- birlikte yalnızlık duygusu deneyimlediği gör(lm(<t(r. ‚ilesini ve alı<tığı çevreyi geride bırakmak Plath a depresyon, yalnızlık ve sıla hasretinin kapılarını aralamı<tır. Ya<adığı yalnızlık duygusunda ki<ilik özelliklerinin, narsistik eği- Sylvıa Plath’ın Smıth College Yılları: Yalnızlık Dolambacı limlerinin, sosyal beceri eksikliğinin, bir gruba ait hissetmeyi<inin, ilgi çekme ve beğenilme ihtiyacının, Smith College ın rekabete ve ağır m(fredata dayalı okul ortamının da etkili olduğu d(<(n(lmektedir. ‛abasını kaybettikten sonra annesinin kazandığı gelir ile geçinen, öğrenimini tıpkı karde<i Warren gibi burslu s(rd(ren, tatillerde kendi ihtiyaçlarını kar<ılamak ve aile b(tçesine katkıda bulunmak aynı zamanda yazacağı <iir ve öyk(ler için malzeme toplamak amacıyla çalı<an Plath için ba<arılı olmak ve disiplinli bir çalı<ma alı<kanlığına dayalı hareket etmek kendisini gerçekle<tirmesi için bir bakıma bir çıkı< yoludur. ‛u nedenle öğrenim hayatı boyunca yazarın önceliği akademik ba<arıları ve kendini gerçekle<tirmesini sağlayacağına inandığı yaratıcı yazarlığı olmu<tur ve bu bağlamda hem ba<arılı olma hem de yazma arzusu yalnızlık duygusunu etkin bir <ekilde beslemi<tir. Dolayısıyla Plath ın Smith College yıllarının ve bu yıllarda ya<adığı t(m deneyim ve duygusal çalkantıların aslında d(nyaca (nl( bir yazarın kendini in<a etme s(recine hizmet ettiği söylenebilir. KAYNAKÇA ‛acanlı, H. . Sosyal beceri eğitimi. Ankara: Asal Yayınları. Beck, R., Taylor, C. ve Robbins, M. (2003). Missing home: Sociotropy and autonomy and their relationship to psychological distress and homesickness in college freshmen. Anxiety, Stress, & Coping, 16(2), 155-167. Berktay, F. (1998). Kadın olmak yaşamak yazmak, İstanbul Pencere Yayınları. Eradam, Y. (1997). Benden önce tufan: Sylvia Plath ve şiiri, ‚nkara İmge Yayınevi. Longo, G. S. (2010). Homesickness in college students: The moderating effect of 383 religiousness on the relationships between homesickness and maladjustment. Yayımlanmamı< Y(ksek Lisans Tezi, Virginia Polytechnic Institute and State University, Blacksburg, Virginia. 5zdemir-‚kg(nd(z, G. . Sartre da benliğin olu<um ser(veni Mekanın çağrısı. Journal of Academic Social Science Studies, 6 (8): 19-30. 5zer, H., . Cevdet ‛ey ve Oğulları nda (ç neslin ortak dramı Yalnızlık ve yabancılık. Journal of Academic Social Science Studies, 6 (7): 915-934. Plath, S. (1999). Letters home (Ed. Aurelia Plath), London: Faber & Faber Limited. Plath, S. (1998). Bütün günceleri (Yay. Haz. Ted Hughes ve Frances McCullough Çev. Şadan Karadeniz , İstanbul Oğlak Yayıncılık. Steinberg, P. K. (2004). Great writers: Sylvia Plath. USA: Chelsea House Publisher. Tanrıtanır, ‛. C., T(tak , ‛. 5). J. D. Salinger in Çavdar Tarlasında Çocuklar ve Cemil Kavukçu nun Gamba adlı romanlarının yabancıla<ma kavramı ekseninde incelenmesi. Journal of Academic Social Science Studies, 38: 19-35. Teppers, E., Klimstra, T. A., Damme, C., Luyckx, K., Vanhalst, J. ve Goossens, L. (2013). Personality traits, loneliness, and attitudes toward aloneness in adolescence, Journal of Social and Personal Relationships, 30, 1045-1063. Thurber, C. A., ve Walton, E. A. (2012). Homesickness and adjustment in university students, Journal of American College Health, 60(5), 1-5. Yalom, I. (2001). Varoluşçu Psikoterapi Çev. Zeliha İyidoğan ‛abayiğit . İstanbul Kabalcı Yayınları. 384 Duygu DİNÇER