YBS Ansiklopedi
www.YBSAnsiklopedi.com
Cilt 1, Sayı 2, Ekim 2014
Bilgi Yönetimi (Knowledge Management)
Sadi Evren SEKER
American University of Middle East, Kuwait,
[email protected]
1. Giriş
Kavram, temel olarak bir organizasyondaki bilginin doğru ve verimli şekilde alınması, paylaşılması ve
kullanılmasını ifade eder. Kavramın oluşmasında birden fazla disiplinin etkisi vardır. Örneğin iş idaresi, bilgi
sistemleri, yönetim, bilgi sistemleri ve arşiv gibi çeşitli alanların ortak çalışması ile bilgi yönetimi için gerekli
ihtiyaçlar karşılanabilir.
Günümüzde bu isimle açılan yüksek lisans programları bulunmaktadır ve programların bünyesinde bilgi
sistemlerinden (information science), iş stratejisine (business strategy) kadar çeşitli alanlarda çalışmalar
yapılmaktadır.
Bilgi yönetimini, sürekli bilgi akışını kontrol eden ve örgütsel öğrenmenin en önemli yapı taşı olarak
tanımlamak doğru olur. Şayet bir organizasyonda bilgi yönetimi bulunmuyorsa, organizasyonun bilgi seviyesi,
öğrenme durumu veya iletişim kontrolünden bahsetmek doğru olmaz.
Bilgi yönetiminin gelmiş olduğu son halde, bilginin bir ekonomik değer haline dönüştüğünü ve hatta bilgi
ekonomisinin doğduğunu söylemek yanlış olmaz (Seker, 2014).
2. Tarihsel süreç
Bilgi yönetiminin tarihsel gelişimine bakıldığında 1991 yılında, Nonaka tarafından yazılan ve Harvard
Business Review’da yayınlanan ‘Bilgi Üreten Şirket’ (The knowledge creating company) başlıklı yazısı dikkati
çeker (Nonako 1991). Bu makalenin açmış olduğu yoldan giden çok farklı disiplinler, bilgi tabanları, uzman
sistemler, bilgi ambarları, karar destek sistemleri ve grup çalışma yazılımları gibi çeşitli çalışma alanlarını
doğurmuştur.
1999 yılında, kişisel bilgi yönetimi (personal knowledge management) kavramı literatüre kazandırılmış ve
birey bazında bilgi yönetiminin nasıl yapılabileceğini literatürdeki çalışmalara eklemiştir (Frad ve Hison 1999)
Web 2.0’ın yaygınlaşması ile birlikte, literatüre Kurumsal 2.0 (Enterprise 2.0) kavramı girmiştir. Bu
kavramın yeni bir anlayış ve görüş getirmediğini savunan araştırmacılar olmasına karşılık, tanımsal olarak getirilen
farklılık, kurum seviyesinde yapılan blog, sosyal medya ve wiki gibi Web 2.0 faaliyetleri ifade ediyor olmasıdır.
Sadi Evren SEKER, Bilgi Yönetimi, YBSAnsiklopedi , v. 1, is. 2, Ekim, 2014
11
Bilgi yönetimi kavramı, ayrıca işletmelerde de yapısal bazı değişikliklere sebep olmuştur. Mesela CKO
(Chief Knowledge Officer, Bilgi Yönetim Sorumlusu) gibi kavramların işletme yönetimlerine girmesine sebep
olmuştur. Bu sorumlunun ana görevi, işletmelerdeki maddi olmayan duran varlıkların arttırılmasıdır. Kavram bu
yapısıyla, işletmelerde bulunan entelektüel sermaye (intellectual capital) olgusuna yakın bir anlam ifade etmektedir.
Bu alanda yapılan çalışmaları 3 ana başlık altında toplamak mümkündür:
• Tekno-Merkezli: Teknoloji merkezli yaklaşımdır, ideal olarak bilgi paylaşımı ve oluşturulması için
teknolojinin kullanılmasını hedefler.
• Organizasyonel: Organizasyona odaklanır ve bir organizasyonun bilgi sürecinin en iyi nasıl
yönetilebileceğini sorgular.
• Ekolojik: Çevresel yaklaşımdır ve organizasyonun ve bireylerin çevre faktörlerinin bilgi sürecine etkisini
inceler. Örneğin bireylerin ve organizasyonların kimlikleri, bilgileri, iletişim şekilleri, ve uyum süreçleri
gibi çevresel değerleri inceleyerek bunların bilgi üretimine etkisini tartışır.
Yukarıdaki üç ana yaklaşımdan bağımsız olarak bütün çalışmaların ortak noktalarını aşağıdaki değerler
üzerine inşa etmek mümkündür:
• İnsan
• Süreç
• Teknoloji ve Kültür
• Yapı
• Teknoloji
Yukarıdaki bu yaklaşımları farklı perspektiflerle bir araya getiren aşağıdaki ekolleri (okulları) sayabiliriz:
• Topluluk Pratiği (Community of Practice)
• Sosyal Ağ Analizi (Social Network Analysis)
• Entelektüel Sermaye (Intellectual Capital)
• Bilgi Teorisi (Information Theory)
• Karmaşıklık Bilimi (Complexity SciencE)
• Yapısalcılık (constructivism)
Yukarıdaki yaklaşımların başarısı ve uygulanabilirliği ve koşulları da ayrıca bir çalışma konusu olmuştur.
3. Boyutlar
Bilgi tek başına bir olgu olmakla birlikte, bu olgunun farklı perspektifleri ve farklı tipleri bulunmaktadır. Bu
konunun anlaşılması için en önemli kavram ‘Zımni Bilgi’ (tacit knowledge, sessiz bilgi, kapalı bilgi) ve ‘Dışsal
Bilgi’ (Explicit Knowledge, sesli bilgi, açık bilgi) kavramlarının anlaşılmasıdır.
Zımni Bilgi (sessiz, örtülü, kapalı bilgi, tacit knowldge): Bu bilgi, bireylerin veya organizasyonların bildiği
ama bildiğini bilmediği (farkında olmadığı) bilgidir. Örneğin her bireyin çevresindeki insanlara yaklaşımı farklılık
izleyebilir. Her bireyin çevresi ile olan geçmiş tecrübelerine dayanarak edindiği ve kişilerle iletişimini belirleyen bir
bilgisi vardır. Bu bilgi birey için açıkça yazılmamış, çalışılmamış öğrenilmemiş hatta bireyin kendisi tarafından fark
edilmemiş bile olabilir. Veya bir avcının, avını takip ederken ormanda takındığı tutum gibi, bir ahçının yemek
Sadi Evren SEKER, Bilgi Yönetimi, YBSAnsiklopedi , v. 1, is. 2, Ekim, 2014
12
yaparken hiç farkında olmadan yaptığı davranışlar gibi, açıklanmamış, yazılmamış ama zamanla yaşanan tecrübeler
ile edinilen bilgidir.
Dışsal Bilgi (sesli bilgi, açık bilgi, explicit knowledge): Bu bilgi türü ise, iletişim kanalları kullanılarak
iletilebilen, yazılabilen, ismi olan, konuşulan, kritik edilen bilgi türüdür. Örneğin, bir avcılık kitabında yazılı olan
bilgiyi her avcı okuyup öğrenebilir ama buna rağmen her avcının avlanma şekli farklı olabilir (yine zımni bilgiden
kaynaklanan farklardan). Veya yemek tarifi dışsal bilgidir, her ahçı bu bilgiyi okuyarak öğrenebilir ama yine de her
ahçının zımni bilgisi gereği farklı bir tutumu, ‘elinin lezzeti’ olabilir.
Yukarıda tanımı ve örnekleri verilen durum, aslında iş hayatında da yaşanmaktadır. Örneğin bir işletmedeki
çalışanın sahip olduğu zımni bilgiden veya bir organizasyonun sahip olduğu zımni bilgiden bahsedilebilir. Mesela
bir satış personelinin, bir avcı gibi, kendisine özel tutumları, davranışları veya bir üretim planlama personelinin bir
ahçı gibi kendisine özel ve kimse ile paylaşılmamış ve hatta kendisinin bile farkında olmadığı tutumları olabilir.
Aynı durum bir organizasyon için bile geçerli olabilir. Mesela organizasyonlarda yazılı olmayan deneyimler, güç
ilişkileri (power relations), farklı müşterilere farklı organizasyonel yaklaşımlar, bu tip zımni bilgilerdir.
Bilginin(knowledge) kullanılabilir hale gelmesi için enformasyona (information) dökülmesi gerekliliği çeşitli
çalışmalarla ortaya konulmuştur (Wright 2005). Bu süreç yine bu alandaki çalışmalarla, ‘bilgi yönetimi’ kavramını
literatüre kazandıran Nonaka tarafından SECI olarak tanımlanmıştır. Bu tanımın 4 adımı aşağıdaki şekilde
sıralanabilir:
1
Socialization (sosyalleşme)
2
Externilization (Dışsallaştırma)
3
Combination (Birleştirme)
4
Internalization ( İçselleştirme)
Bu aşamalar, zımni bilgi ve dışsal veri arasında gidip gelen bir spiral’in aşamaları olarak düşünülebilir.
Yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi, süreç bir spiral şeklinde ilerlemektedir. Buna göre SECI adımlarının
sırayla geçilmesi sonunda yeniden aynı adımlar başlar ve namütenahi bu daire devam eder.
Sadi Evren SEKER, Bilgi Yönetimi, YBSAnsiklopedi , v. 1, is. 2, Ekim, 2014
13
Geçişlerde yaşanan durumlar ise aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
Sosyalleşme -> Dışsallaşma :: Diyalog (kişinin etrafı ile ilişki kurması)
Dışsallaşma -> Birleştirme :: Dışsal bilginin bağlanması (kişinin mevcut dışsal bilgi ile yeni dışsallaştığı
bilginin bağlanması)
Birleştirme -> İçselleştirme :: Uygulama Tecrübesi (dışsallaşmış bilgi uygulanırken yaşanan yeni durumlar ve
edinilen yeni zımni bilgiler (tacit knowledge) )
İçselleşme -> Sosyalleşme :: Alan çalışması (içselleşen bilginin, yani kişiye özel ve zımni olan bilginin sosyal
bilgi haline gelmesi ve toplulukta yer ve anlam ifade etmesi)
Yukarıdaki SECI yaklaşımına ilave olarak sistem yaklaşımı da kullanılan diğer bir bilgi yönetim (knowledge
management) modelidir. Buna göre sistem ve dış çevre algısı üzerinden model inşa edilir. Yönetimdeki sistem
yaklaşımı ile aynı biyolojik temele dayalıdır. Buna göre kişinin biyolojik öğrenmesi model olarak kabul edilir ve
kendi nöron yapısı ile dış dünyadaki algının alınması, işlenmesi, değiştirilmesi (uygun hale getirilmesi, adaptasyon)
ve dış dünyaya etkisi aşamaları ele alınabilir.
Üçüncü ve son yaklaşım modeli ise, yeni bilgi (new knowledge) yaklaşımıdır ve innovation (yenilik) olarak
literatüre girmiştir. Buna göre kurulu bilgi (established knowledge) ve organizasyon arasındaki ilişki bir iletişim
modeli olarak ele alınır ve mevcut bilginin değersizleştirilmesi üzerinde durulur. Diğer bir deyişle, bilgi eskir, daha
doğrusu, bilginin önemi ve anlamı eskir. Mesela teknoloji sahasında bu durum sıkça yaşanmaktadır. Sürekli yeni
programlama dilleri, yeni tasarımlar ve daha başarılı uygulamalara geçiş yaşandığı kabul edilirse, bu teknolojileri
kullanan ve bu teknolojiler üzerine inşa edilen hem organizasyon hem de kişi bilgisi zamanla eskiyecek ve
anlamsızlaşacaktır (şu anda fortran dilinin veya clipper dilinin anlamının kalmaması gibi). Bu yaklaşıma göre,
organizasyonların (veya bireylerin) yaşamını devam ettirebilmesi için sürekli yeniliği takip etmesi ve
organizasyonlu yenilik uygulamalarına gitmesi gerekir. Bu anlamda, sosyal işleme (social computation) araçlarının
kullanılması ve bu araçlar üzerinden değişen bilginin yenilenmesi (innovation) tavsiye edilebilir. Örneğin blog, wiki,
e-postalar gibi çeşitli ortamlardan sosyal davranışların çıkarılması ve yenilenmesi yöntemi kullanılabilir.
4. Bilgi Yönetim Stratejileri
Temel olarak organizasyonlarda bilgi yönetimi (BY) 3 aşamada oluşur. BY-bağlı aktivitelerden önce,
sırasında ve sonra (Bontis ve Choo, 2002). Bu aktiviteler organizasyonlarda çeşitli şekillerde teşvik edilebilir
(Benbasat ve Zmud, 1999). Örneğin BY kaynağı oluşturan kişilere çeşitli ödüllerin verilmesi, bu kişilerin rekabete
dahil edilmesi gibi uygulamalar olabilir (Gupta ve Sharma 2004).
Zorlama stratejisi (push strategy) ismi verilen bir yöntemle organizasyondaki kişilerin bilgi yönetim
malzemeleri üretmesi sağlanabilir. Bu zorlama yaklaşımında, kişilerin bilgi yönetim depolarına veri girmeleri veya
girilen verileri takip etmeleri ve uygulamaları sağlanabilir. Bu yaklaşıma tedvin (kodlama, codification) yaklaşımı
ismi de verilmektedir. Bu şekilde adlandırılmasının sebebi ise kişilerin bilgi yönetimi ile olan ilişkilerinin belirli
düzenlerle sağlanıyor olmasıdır.
Talep stratejisi (pull strategy) ismi verilen diğer bir yöntemde ise, organizasyondaki kişilerin bilgi yönetim
depolarına kendi talepleri ile erişmeleri için talepler ve ihtiyaçlar oluşturulur. Bu yaklaşımda uzmanların ani ve
zamansız (ad hoc) uygulamaları ile organizasyondaki kişilerin ihtiyacı olan bilgileri (knowledge) bu kişilerin
erişeceği bilgi depolarına (knowledge repository) koyması sağlanır. Bu yaklaşıma da şahsileştirme (kişiselleştirme,
personalization) ismi verilmektedir. Buradaki temel fark, bilginin kişiye özel ve kişinin ihtiyacına cevap verecek
şekilde tasarlanarak sunulmasıdır (Hensen ve diğ. 1999).
Sadi Evren SEKER, Bilgi Yönetimi, YBSAnsiklopedi , v. 1, is. 2, Ekim, 2014
14
Tedvin ve şahsi yaklaşımın en temel farkı, tedvin yaklaşımında bilginin şablonlara oturtularak organizasyon
tarafından istenen şekillerde akışının sağlanmasına karşılık şahsi yaklaşımda kişinin özgür olarak istediği bilgiyi ve
istediği şekilde paylaşmasıdır. Yani tedvin yaklaşımında zımni ve dışsal bilginin (tacit and explicit knowledge)
tanımı organizasyon tarafından yapılırken, şahsi bilgi için bu tanım şahıs tarafından yapılmaktadır.
Bu konuda bilgi yönetimine (knowledge management) yapılan bir eleştiriyi dillendirmekte yarar vardır. Bilgi
yönetiminin sıkı uygulanması halinde, aslında üzeri örtülmüş olan bilginin tanımı yapılmaya çalışılacak ve
bilinmeyenin tanımlanması gibi bir hataya düşülecektir. Buna karşılık serbest bırakılması halinde de bilginin
değersizleşmesi veya organizasyon için anlamsızlaşmasına gidilecektir. Çünkü bireylerin öncelikleri ile
organizasyonların öncelikleri her zaman çakışmamaktadır. Bu noktada güzel bir örnek bireylerin sosyal ağlarda veya
blog’larda yazdıkları bilgiler (knowledge) ile şirketlerin zorunlu olarak yazdırdıkları raporlar arasındaki farktır.
Örneğin bir blog yazarı tamamen şahsi bilgi paylaşımı yaparken belki de üyesi olduğu organizasyonla hiç ilgisi
olmayan şeyleri paylaşırken buna karşılık işletmenin sert şablonları arasında bir form dolduran çalışan ise zımni
bilgisinin (tacit knowledge) neredeyse hiçbir kısmını açma fırsatı bulamayabilir.
Bu aşamada işletmelerde kullanılabilecek bazı bilgi yönetim stratejileri (knowledge management strategies)
aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
• Ödüllendirme: Kişileri ödül kullanarak teşvik etmeye dayanır.
• Hikaye anlatımı: Kişilerin serbest şekilde konu veya olayla ilgili anlattıkları hikayelerdir, yaşadıklarını
veya düşündüklerini serbestçe yazarlar.
• Çapraz proje öğrenimi: Kişilerin farklı proje ve çalışma alanlarına konulması ile edindikleri zımni
bilgiyi (tacit knowldge) transfer etmesi veya farkına varması sağlanır.
• Olay sonrası ödüllendirme (after action reward, AAR): Basitçe bir olaydan sonra Ne oldu, Neden
oldu, Nasıl daha iyi olabilirdi sorularının sorulmasını, yöntem olarak ortaya atar. Bu stratejide soruların
cevabı bilgi yönetiminin unsurlarını oluşturur.
• Bilgi haritalaması (Knowldge mapping): Bu yaklaşımda, bilgi (knowledge) ile bütün varlıklar arasında
ilişki kurulması hedeflenir. Örneğin kullanılan araçlar, bilgiyi belirleyen kavramlar, kişiler ve kişilerin
rolleri, görev ve yetkileri gibi bir organizasyonda var olan bütün varlıklar arasında bir harita oluşturulur
ve bu haritanın geliştirilmesi ile organizasyonun bilgi yönetimi yapılır.
• Uygulama Ortakları (Communities of Practice, CoP): Bu yaklaşımda bir uygulamanın (practice) ortak
paydaşları arasında gelişen ve birbirinden öğrenmeyi sağlayan süreçtir. Örneğin çok farklı projelerde aynı
rolde çalışan kişilerin aynı odaya konularak birbirinden bilgi almasını sağlamak şeklinde uygulanabilir.
• Uzman fihristleri (Expert directories): Bilgi yönetiminde bulunan uzmanlık alanlarının tanımlanması
ile bu kişilerin ilgili bilgi yönetiminin kaynakları haline getirilmesi sağlanır. Bilginin tipine göre duyulan
ihtiyaç, ilgili bilgi kaynağı olan uzmana yönlendirilir ve hem bilgiye erişim sağlanır hem de bilgini
gelişmesi sağlanır. Çoğu işletmede ilkel seviyede de olsa bu yaklaşım kullanılmaktadır. Örneğin depo ile
ilgili bir karar alınması aşamasında satın alma, satış, depo sorumlusu gibi farklı uzmanların bir araya
getirilerek görüşlerinin alınması veya ortak kararlara bu kişilerin dahil edilmesi aslında ‘depo’ bilgisi ile
bu uzmanların eşleştirilmesi prensibine dayanmaktadır. Alınan kararlar ve neden nasıl alındığı gibi
bilgiler ise bu uzmanların bilgisi dahilinde olacaktır ve daha sonraki aşamalarda organizasyonun işine
yarayabilecektir.
• En iyi uygulama transferi (best practice transfer): Sıkça kullanılan bir bilgi yönetim şeklidir. Aynı işi
yapan farklı ekip/birim/departmanlar arasında en iyi sonuca ulaşanların diğerlerine bilgiyi paylaşmasını
hedefler. Örneğin ay sonunda, en iyi satışı yapan satış ekibinin bir seminerle başarılarının sebebini diğer
satış ekiplerine anlatması şeklinde uygulanabilir.
Sadi Evren SEKER, Bilgi Yönetimi, YBSAnsiklopedi , v. 1, is. 2, Ekim, 2014
15
• Bilgi Fuarları (knowledge fairs): Bilgi yönetiminin eğlenceli bir şekilde yapılmasını hedefleyen
oyunlardan birsidir. Buna göre herhangi bir amaçla bilgi paylaşımı (knowldge share) yapmak isteyen
kişiler bir araya gelir. Hiç kimse diğerinden üstün tutulmaz (uzman, tecrübeli kişi veya yönetici gibi
özellikler bir kenara bırakılır) ve herkes bilgisini paylaşır veya diğerlerine sorarak bilgisini paylaşmasına
yardım eder. Buradaki slogan, ‘hepimizin öğrenecek ve paylaşacak bilgisi vardır’ şeklindedir.
• Rekabet Yönetimi (Competence Management): Sistematik olarak organizasyon üyelerinin rekabet
şartlarında gelişmesi hedeflenir. Organizasyon, bilgi yönetimi için rekabet şartlarını belirler ve kişileri bu
rekabet şartlarında bilgiyi paylaşmaya iter.
• Yakınlık ve Mimarlık (proximity and architecture): Bu yaklaşımda, işletmedeki kişilerin bilgi
paylaşımına yatkınlık veya dirençlerine göre işletmenin ihtiyacı olan ve önemli görülen (emerging)
konulara yakınlığın verildiği bir bilgi mimarisi oluşturulur.
• Usta-Çırak ilişkisi (master-apprantice relationship): Bu yaklaşımda, organizasyondaki bireyler
arasında tecrübe veya kıdeme göre usta çırak ilişkisi kurulur ve ustanın edindiği bilginin çırağa
geçirilmesi hedeflenir.
• Ortak Teknolojiler (Collaborative Technologies, groupware): İşletmelerdeki yazılım alt yapısı
kullanılarak projelerin veya işin yazılım üzerinden yürütülmesi bu sayede işin her aşamasının yazılı
kaynaklara dökülmesi ve zımni bilgiye bu sayede ulaşılması hedeflenir.
• Bilgi Depoları (Knowledge repositories): Bu depolar genelde yazılımla desteklenen ve alt yapısında
veri tabanı gibi veri seviyesinde değerlerin tutulduğu genelde herkese açık kaynaklardır. Örneğin
Kurumsal 2.0 (Enterprise 2.0) yaklaşımı ile bir işletmedeki kişilerin farklı bilgi kavramları için internet
veya herhangi bir yazılı kaynak (makale, kitap, teknik doküman vs.) üzerinde yer imleri (bookmark)
paylaşımı yapması sağlanır. Bu sayede diğer üyelerin ilgili bilgiye daha hızlı erişmesi hedeflenir. Ancak
genel olarak bilgi depoları, çoğu bilgi yönetim sisteminin temelini oluşturmakta ve hemen hemen diğer
bütün yöntemlerde kullanılmaktadır.
• Entelektüel Sermayenin ölçülmesi ve yönetilmesi: İşletmelerin, entelektüel sermaye parametrelerini
açık bir şekilde raporlaması ve bu raporlama sırasında ölçmesi hedeflenir.
• Bilgi Aracıları (Knowledge brokers): Bir kişi veya organizasyon tarafından organizasyonun bilgi
yönetim sisteminin belirlenmesidir. Basitçe bilgi kaynaklarının (knowledge sources) nasıl kullanılacağı ve
nasıl ilişkilendirileceğini düzenlerler.
• Sosyal yazılımlar (Social softwares): Bilgi yönetiminin önemli unsurlarından birisi de sosyal
yazılımlardır. Kişilerin yazdıkları blog, wiki, sosyal imler (social bookmarks) gibi kaynakların bilgi
yönetim sürecine dahil edilmesi hedeflenir.
5. Bilgi Yönetim Yazılımları
Bilgi yönetim yazılımları, esas itibariyle kurumsal içerik yönetimi (enterprise content management)
yazılımlarının bir parçası olarak görülebilir. Böyle büyük seviyedeki yazılımlara entegre olmalarının temel sebebi,
yazılımların çeşitli aşamalarında, bilgi yönetimi için kritik öneme sahip tablolar, bilgi paylaşımları, raporlar, veri
kümeleri gibi kaynaklara erişme veya depolama ihtiyacıdır.
Bilgi yönetim yazılımlarını basitçe tanımlamak gerekirse, ‘enformasyon yönetim yazılımlarının üretmiş
olduğu her türlü kaynağın alt yapısını oluşturduğu ve üzerine organizasyon veya kişiler tarafından bilginin inşa
edilebildiği ve saklanabildiği yazılımlardır’ denilebilir.
Bilgi yönetim yazılımları ayrıca bilginin görselleştirilmesi, daha kolay ulaşılabilir olması, aranabilir olması,
farklı aşamalarda diğer bilgilerle entegre olması gibi hedefleri de yerine getirmeye çalışır (Lehner ve Nicolas 2010).
Sadi Evren SEKER, Bilgi Yönetimi, YBSAnsiklopedi , v. 1, is. 2, Ekim, 2014
16
Bu hedef özelliklerden bazıları aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
• Farklı iç ve dış kaynaklardan toplanan içeriğin ilişkilendirilmesi
• İçeriklerin farklı etiket, kategori veya taksonomi bilgilerine göre sınıflandırılması
• Bilgi kaynakları üzerinde arama
• Uzmanların konumlandırılması
• Raporların, görüntülerin veya özet tabloların oluşturulması
Yukarıdaki özellikleri göz önüne alındığında, her ne kadar organize olmuş ‘veriler’ üzerinde çalışan bir
yazılım izlenimi sunsa da, bilgi yönetim yazılımları genel olarak yapılandırılmamış (unstructured data) veri üzerinde
çalışırlar. Bunun en temel sebebi bilginin, verinin üzerinde bir seviyede olması ve veri seviyesine geri indirilmesinin
güç olmasıdır. Örneğin serbest şekilde yazılmış metinler, çizimler veya ses kayıtları gibi çok sayıda yapılandırılması
güç veri kaynağı bulunabilir.
Bilgi yönetim yazılımlarının en kullanışlı özelliklerinden birisi de görselleştirme araçlarıdır. Bu araçların
temel özelliklerinden bazıları aşağıdaki şekilse sıralanabilir:
• Ağaç dolaşma (Tree Traversal): Bu özellik, bilgi yönetimi sırasında bir ağaç yapısına dönüşen verinin
üzerinde dolaşmayı hedefler.
• Taksonomi gezinimi (Taxonomy navigation): Taksonomi basitçe başlıklardan oluşan bir harita şeklinde
düşünülebilir (biyolojideki örneği, canlıların sınıflandırılmasıdır). Ağaç dolaşımına benzer bir şekilde,
bilgi yönetimi aşamasında çıkarılan taksonomiler bir grafik haline getirilerek yazılımlar bu grafik
üzerinde dolaşmaya imkan verir.
• Etiket bulutu arama (tag cloud search): Bilgi üzerinde etiketleme yaparak bilgi yönetiminde yer alan
bilgilerin bulut gösterimine sahip olması ve yazılımın bu bulut üzerinde aramaya izin vermesini ifade eder.
• Matris /Isı Haritası (Matrix / Heat Map): Bu gösterim, bilgi yönetimi sırasında depolanan bilgilerin bir
tablo (veya yüksek boyutlu (3, 4 boyutlu gibi) matris veya çeşitli kriterlere göre dağılmış ısı haritaları
şeklinde gösterilmesini hedefler. Örneğin bir metal plakanın ısıtılan noktasına yakın noktalar daha sıcak
uzak noktalar ise görece olarak daha soğuktur. İşte aranan bir konuya yakın kavramların bir matriste de
yakın yerlerde durması beklenir.
Kaynaklar:
Benbasat, Izak; Zmud, Robert (1999). "Empirical research in information systems: The practice of relevance".
MIS Quarterly 23 (1): 3–16. doi:10.2307/249403. JSTOR 249403.
Bontis, Nick; Choo, Chun Wei (2002). The Strategic Management of Intellectual Capital and Organizational
Knowledge. New York: Oxford University Press. ISBN 0-19-513866-X.
Frand, Jason; Hixon, Carol (1999), "Personal Knowledge Management : Who, What, Why, When, Where, How?",
Working paper, UCLA Anderson School of Management
Gupta, Jatinder; Sharma, Sushil (2004). Creating Knowledge Based Organizations. Boston: Idea Group
Publishing. ISBN 1-59140-163-1.
Hansen, M. T. Nohira, N. and Tierney T. (1999 What’s Your Strategy for Managing Knowledge?, Harward
Business Review, Vol. 77, No. 2, Pages 106-116, 1999.
Nonaka, Ikujiro (1991) "The knowledge creating company". Harvard Business Review69 (6): 96–104.
Lehner, Franz; Nicolas Haas (2010). "Knowledge Management Success Factors". Electronic Journal of
Knowledge Management 8 (1): 81
Seker, S. E. (2014), Bilgi Ekonomis (Knowledge Economy), YBS Ansiklopedi, v. 1, is. 2, pp. 14- 17
Sadi Evren SEKER, Bilgi Yönetimi, YBSAnsiklopedi , v. 1, is. 2, Ekim, 2014
17
Wright, Kirby (2005). "Personal knowledge management: supporting individual knowledge worker performance".
Knowledge Management Research and Practice 3 (3): 156–165. doi:10.1057/palgrave.kmrp.8500061.