2024, Millî Mecmûa
Bir düşünürün fikrî yapısını ve düşünce tarzını doğru tahlil edebilmek için şüphesiz yetiştiği ortam, etkilendiği tesirleri de değerlendirmek gerekmektedir. Çalışmaya konu olan Üç Tarz-ı Siyâset makalesi, Yusuf Akçura’nın özellikle makalesini yazdığı ortam göz önüne alındığında tam zamanı dediği bir zaman diliminde yayımlanmıştır. Üç Tarz-ı Siyâset günümüzde de, ulu bir metin yahut bir manifesto olarak kabul edilmektedir. Osmanlıcılık ve İslâmcılık da başlıklar arasında yer almasına rağmen Üç Tarz-ı Siyâset Türk milliyetçiliğinin ilk bildirgesidir. Pantürkizm’in fayda ve zararlarını değerlendirirken hareket noktası Türklük değil, devlet olmuştur. Bu durum diğer iki meslek-i siyâsî için de geçerlidir. Akçura, bu bildirgesiyle, bir Osmanlı milleti oluşturma hayalinin saçmalığını göstermiştir. İslâmî dayanışma bağları çok güçlü olsa da, İslâmcılıkla Türkçülük arasında bir tercihten kaçınmış, ancak Panislâmist bir siyâsetin sakıncalarının daha fazla olduğunu tahlil ederek, tavrını -daha önce anlattıklarını da göz önüne alırsak- Türklerin dayanışması üzerine kurulacak bir Türk devletinden yana almıştır. Bu düşüncesi Cumhuriyet ile birlikte hayat bulurken, Türk milliyetçiliği kurucu ideoloji olarak en azından bir süre devam edebilmiştir. Günümüzde, Osmanlıcılık yeni remizlerle yeniden gündeme getirilmiş, bu remizlerle popüler kültürün bir parçası olmuştur. Biraz unutulmuş olsa da, AB vatandaşlığı, küreselleşme, Türkiye mozaiktir söylemleri, alt-üst kimlik tartışmaları ve son zamanlarda da Türkiyelilik söylemi Osmanlıcılık düşüncesinin yansımalarıdır. İslâmcılık bir dönem ılımlı İslâm ve dinler arası diyalog gibi söylemlere bürünürken, içeride siyâseten belli bir yol almıştır. Dışarıdaki Müslüman âlemi göz önüne alındığında ise İslâm birliğinin imkansızlığı, bir hayal olduğunu yazmakta beis yoktur. Akçura’nın tarafı olduğu Türkçülük yahut Türk milliyetçiliği hem devletin kuruluşunda, hem de bugünlere gelinmesinde -bazen ulusalcılık adı verilmiş olsa da- inişli çıkışlı olarak varlığını gerek siyâseten gerekse ideolojik olarak devam ettirebilmiştir, devam ettirmek zorundadır.