Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, Mağrib Diplomasisi: Kuzey Afrika Devletlerinin Dış İlişkiler Tarihi
…
9 pages
1 file
Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları III. ULUSLARARASI DİL, DÜŞÜNCE VE DİN BİLİMLERİ KONGRESİ "EKOLLER VE KURUMLAR" KONGRE ÖZET KİTAPÇIĞI Editörler M. Nesim Doru, Kamuran Gökdağ, 2022
Ilımlı (moderate) İslam özellikle son yıllarda radikal İslam’a karşı sıklıkla dillendirilen ve teşvik edilen bir söylem hatta proje haline gelmiştir. Modern müslüman-çoğunluklu devletlerin bir bakıma uluslararası alanda kendilerini konumlandırdıkları sosyo-politik düzlemi de gösteren söylemleri dini ve hukuki alandaki tavırlarını ve reformlara yaklaşımlarını da şekillendirmektedir. Bu bağlamda ılımlı İslam söylemini resmi olarak benimseyen ve bölgesel hatta uluslararası bir proje haline dönüştüren Fas, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batılı ülkelerce desteklenmekte ve dahası bu söylem ve tutumları Müslüman dünyaya model olarak gösterilmektedir. Kral 6. Muhammed Emir el-Müminin sıfatıyla dini ve siyasi otoritenin başı olarak Fas’ın benimsediği ılımlı İslam anlayışının Sünni-Maliki usulüne ve Eş’ari doktrinine bağlı olduğunu ifade ederek yapılacak reformların “süreklilik içinde değişim” prensibiyle çerçevesini belirtmiştir. Bu doğrultuda tahta çıktığı 1999 yılı itibariyle dini ve hukuki alanda birbirini takip eden pek çok değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Bu çalışmada Fas’ta ılımlı İslam anlayışını yerleştirmek ve yaygınlaştırmak için yapılan dini kurumların yeniden düzenlenmesi, 2004 yılında aile hukukuna dair yapılan kapsamlı reformlar, özellikle kadın din görevlileri dahil edilerek düzenlenen yaygın eğitimler, medya tanıtımları, sufizmin canlandırılması ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere Müslümanların Batıda azınlık olarak yaşadığı ülkelerde görev yapan imam ve din görevlilerinin eğitimleri için düzenlenen programlar gibi uygulamalar ele alınarak sosyo-politik bağlam çerçevesinde değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: İslam aile hukuku, ılımlı İslam, reform, Fas, emir el-müminin.
M. Nesim Doru, Kamuran Gökdağ (ed.), Ekoller ve Kurumlar Din Bilimleri (Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, 2022) 205-214. ISBN: 978-605-4202-94-2
Mavi Atlas, 2015
Özet 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşları esnasında, Osmanlı Devleti, Karadeniz'in kuzeyinde Kırım başta olmak üzere büyük topraklar kaybetmiştir. Diğer yandan, İngilizlerin yardımıyla Akdeniz'e giren Rus donanması, Çeşme'de Osmanlı donanmasını yakarak hem karada hem de denizlerde Osmanlıları büyük zararlara uğratmıştı. Sonrasında, Rusya ile Avusturya'nın, Osmanlı Devleti'ni paylaşmak için yaptıkları gizli ittifak karşısında Babıâli, Kırım'ı tekrar alabilmek umuduyla, 1787'de Rusya ve Avusturya ile gireceği yeni bir savaşın arifesinde, savaştan başarıyla çıkabilmek için birtakım tedbirler almak zorunda kalmıştır. Bu tedbirlerden biri de Müslüman bir ülke olan Fas'tan maddi yardım sağlamak ve Akdeniz'de Çeşme Faciası'na benzer bir felaketle karşılaşmamak için, Cebelitarık Boğazı'ndan Rus gemilerinin geçirilmemesi konusunda destek sözü almaktı. Öte yandan Osmanlı Devleti'ne tabi olan Cezayir ile Fas arasındaki anlaşmazlıkları gidermek amacıyla, 1785-1786 yıllarında Seyyid İsmail Efendi ve Fas'ın Cebelitarık Boğazı'nı kontrol etmesi ve Osmanlı Devleti'ne askerî yardımda bulunması amacıyla da 1787-1788 yıllarında Ahmed Azmi Efendi Fas'a elçi olarak gönderilmişlerdi. Bu çalışmada Ahmed Azmi Efendi'nin Fas yolculuğu, Fas şerifine gönderilen hediyeler, Fas'ın genel durumu ve Fas şerifi hakkında edindikleri izlenimler ile Fas şerifinin Cezayirlilerden şikâyeti ve Osmanlı Devleti'nin Fas'tan talep ettiği yardımlara dair bilgiler yer almaktadır.
2022
“Tarih yazıcılığı”, vakıaları, bu vakıalara şahit olmayan zihinlere aktarma eyleminin adıdır. Bu eylem insan tabiatının bir göstergesi olarak toplumsal ve bilimsel alanların tümünde var olmuştur. Vakıaların şifahî olarak aktarılması tarih yazıcılığının toplumsal alandaki varlığını temsil ederken, kitabî olarak aktarılması bilimsel alandaki varlığını göstermektedir. Müstakil olarak bir bilim dalının tarihî sürecini ele almak ise kitabî aktarımın ötesinde sınıflandırma ve analiz aşamalarını gerektirmektedir. Zira bilim dalı, konusu, ilkeleri, meseleleri ve amacının yanı sıra ortamı, bağlamı ve araştırmacısı olan bir bütündür. Bu bütünün herhangi bir tasnife tabi tutulmadan ve analiz edilmeden sadece kitabî olarak aktarılması zihin karmaşasına sebep olmaktadır. Bir bilim dalı olarak tefsirin tarihi üzerine yazılmış eserler incelendiğinde bahsedilen problemleri görmek mümkündür. Tefsir tarihi üzerine yazılan eserlerde bahsi geçen tasnifin net olmadığı ve bununla irtibatlı bir karmaşanın olduğu söylenebilmektedir. Bu eserlerin bir kısmı tefsir alimlerini, bir kısmı tefsir eserlerini ve bir diğer kısmı ise alim-eser birlikteliğini esas alarak telif edilmiştir. Bu yöntemlerden ilk ikisi tabakat mantığını temsil ederken sonuncusu daha çok muasır tefsir tarihi eserlerinde işlenmiştir. Bu çalışma, Tefsir Tarihi yazımında küçük ölçekli bölgelerin detaylı ölçekte konu edinildiği birden fazla çalışmanın bir araya gelmesi ile oluşturulması mümkün olacak bir Tefsir Tarihi atlasının denemesidir. Bu örneklemde, küçük bölgelerin detaylı bir şekilde incelenmesi neticesinde, o bölgelerin Tefsir Tarihi açısından ifade ettiği anlamın, sahip olduğu konumun ve o bölgelerde hâkim olan Tefsir anlayışının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu amaca binaen çalışmada Fas bölgesi örnek olarak incelemiştir. Fas’ın tefsir tarihi açısından ne ifade ettiğini tespit etmek amacıyla yapılan araştırmada, Fas’ın demografik yapısının ve İslam’ın yayılışında aktif rolü olan tasavvufun etkisiyle işârî tefsir ekolünün bölgenin yaygın anlayışını temsil ettiği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Tefsir Tarih Yazıcılığı, Tefsir Atlası, Bölgesel Tefsir Tarihi Yazımı, Fas, İşârî Tefsir Ekolü
İtiraf etmeliyim ki, Bidlisi'nin geriye bıraktığı külliyatın 580 sayfalık hacimli bir kitap dolduracak kadar malzeme içerdiğini bilmiyordum. Vural Genç Acem'den Rum'a Bir Bürokrat ve Tarihçi İdris-i Bitlisi (1457- 1520) adlı çalışmasında yalnızca onun arşivini tümüyle okumakla kalmamış, İdris-i Bidlisi'nin çevresini de sıkı bir şekilde işlemeyi başarmış. Ortaya çıkan kitap, bir Bidlisi biyografisi olmanın ötesinde, onun yaşamında önemli yer edinen kişiler, gruplar, tarikatlar, saraylar ve şehirleri de birer birer tanıtmaktadır.
Journal of Turkish Research Institute, 2009
ÖZ dris-i Bitlisî, XV. yüzyılın ortalarında dünyaya gelmi ve 1520'de vefat etmi ünlü bir Osmanlı bilginidir. Çok yönlü olan dris-i Bitlisî daha çok tarihçili i ve siyasî ki ili i ile ön plana çıkmı tır. XVI. yüzyılın ba larında Do u Anadolu'da bulunan beyliklerin Osmanlı Devleti'ne ba lanmasında önemli roller üstlenmi tir. Farsça manzum olarak kaleme aldı ı He t Behi t adlı eseri onun tarihçi ki ili ine i aret etmektedir. dris-i Bitlisî, memleketi Bitlis'te drisiyye adında bir medrese yaptırmı tır ve bu medreseye bir çok gayr-ı menkûl vakıfların ba lanmasını sa lamı tır. Bu çalı mada; dris-i Bitlisî'nin hayatı, diplomatik faaliyetleri ve yaptırmı oldu u drisîyye Medresesi vakfiyesinin tanıtım ve tahlili üzerinde durulacaktır.
14. miladi yüzyılın büyük bilgini İbn Kayyım'ın, Hz. Peygamber'den yedi yüz yıl sonra, zamanımızdan da yedi yüz yıl önce, Haçlı seferleri ve Moğol istilası gibi üst üste gelen iki büyük travmadan sonra/bu iki büyük travmaya rağmen, Hz. Peygamber dönemini temel alarak, islami uluslar arası ilişkileri değerlendirmesi.
Asia Pacific Journal of Management, 2024
International journal of technology, knowledge and society, 2009
Nature and Culture, 2012
2000
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
Journal of Urology
Journal of Computers, 2013
Chemistry & Biodiversity, 2018
Physical Review Letters, 1996
Journal of Organometallic Chemistry, 2007
International journal of scientific research, 2021