T.C.
İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
FELSEFE ANABİLİM DALI
FEMİNİST FENOMENOLOJİDE BEDENLENME
(YÜKSEK LİSANS TEZİ)
Sümeyye YILMAZ EMIN
Danışman:
Prof. Dr. Emre ŞAN
İSTANBUL
2024
T.C.
İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
FELSEFE ANABİLİM DALI
FEMİNİST FENOMENOLOJİDE BEDENLENME
(YÜKSEK LİSANS TEZİ)
Sümeyye YILMAZ EMIN
Danışman:
Prof. Dr. Emre ŞAN
İSTANBUL
2024
TEZ ONAY SAYFASI
T. C.
İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE
Felsefe Anab+l+m Dalı’nda 200221YL07 numaralı Sümeyye YILMAZ EMIN’+n
hazırladığı “Fem%n%st Fenomenoloj%de Bedenlenme” konulu yüksek l+sans tez+ +le +lg+l+
tez savunma sınavı 05/04/ 2024 günü (11.00 – 12.00) saatler+ arasında yapılmış, sorulan
sorulara alınan cevaplar sonunda adayın tez+n+n başarılı olduğuna oy b+rl+ğ+ +le karar
ver+lm+şt+r.
Prof. Dr. Emre ŞAN
İstanbul 29 Mayıs Ün+vers+tes+
(Tez Danışmanı ve Sınav Kom+syonu Başkanı)
Prof. Dr. Ahmet Ayhan ÇİTİL
İstanbul 29 Mayıs Ün+vers+tes+
Prof. Dr. Ç+ğdem YAZICI
Üsküdar Ün+vers+tes+
BEYAN
Bu tez+n yazılmasında b+l+msel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserler+nden
yararlanılması durumunda b+l+msel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, kullanılan
ver+lerde herhang+ b+r tahr+fat yapılmadığını, tez+n herhang+ b+r kısmının bu ün+vers+te veya
başka b+r ün+vers+tedek+ başka b+r tez çalışması olarak sunulmadığını beyan eder+m.
Sümeyye YILMAZ EMIN
05.04.2024
ÖZ
Bedene yönel+k doğalcı yaklaşımlar beden+ ruhun ep+fenomen+ olarak +k+nc+l b+r konumda
görürler. Bu yaklaşıma göre ruh da beden de doğaları gereğ+ bel+rl+ ayrı özell+klere sah+p
+k+ unsurdur. Ancak beden+n bel+rl+ b+r doğası olduğunu söylemek bedene sah+p b+reyler+
bel+rl+ toplumsal prat+kler, roller ve normlar çerçeves+ne hapsederek onların varoluşsal
olasılıklarını görmezden gel+r. Bununla beraber 20. yüzyılın başlarında fenomenoloj+ ve
fem+n+st kuramın bedenlenme deney+m+n+ doğalcı bel+rlen+mlerden bağımsız b+r oluş
olarak ele alması doğalcı yaklaşımın varsayımlarını sorunsallaştırır. Bedenlenmey+
d+nam+k ve özcü olmayan kavramlarla anlayan bu yen+ yaklaşımda, bel+rlenmem+ş ve
olanaklara sah+p olarak beden+n b+r üslup şekl+nde nasıl b+r öznen+n bel+rl+ b+r bedensel
+fades+ hal+ne geld+ğ+ ve bu üslubun c+nsell+k, c+nsel farklılık ve c+ns+yetle nasıl b+r bağı
olduğu b+r sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bedenlenme sürec+n+n bu karmaşık yapısı
fem+n+st kuram ve fenomenoloj+n+n argümanlarından beslenen ve bu +k+ geleneğ+n ortak
kaygılarını tek b+r projede b+rleşt+ren fem+n+st fenomenoloj+n+n bedenlenmeye yönel+k
özgün katkılarıyla anlaşılır hale gel+r.
Anahtar KelOmeler: Fem+n+st Fenomenoloj+, Bedenlenme, Doğalcı Yaklaşım, İfade
Ed+c+l+k, C+nsell+k, C+nsel Farklılık, C+ns+yetlend+r+lm+ş Beden
+v
ABSTRACT
EMBODIMENT IN FEMINIST PHENOMENOLOGY
Naturalistic approaches to the body regard the body in a secondary position as an
epiphenomenon of the soul. According to this approach, both the soul and the body are
two elements that have certain distinct characteristics by nature. However, to state that
the body has a nature ignores the existential possibilities of individuals who have bodies
by confining them within the framework of certain social practices, roles, and norms.
However, phenomenology and feminist theory in the early 20th century problematized
the assumptions of the naturalist approach by treating the experience of embodiment as a
becoming independent of naturalistic determinations. In this new approach, which
understands embodiment in dynamic and non-essentialist terms, the problem arises as to
how the body, as undetermined and possessed of possibilities, becomes a particular bodily
expression of a subject in the form of a style and how this style is related to sexuality,
sexual difference, and sex. This complexity of the process of embodiment becomes
comprehensible through the original contributions of feminist phenomenology to
embodiment, which draws on the arguments of feminist theory and phenomenology and
combines the common concerns of these two traditions into a single project.
Keywords: Feminist Phenomenology, Embodiment, Naturalistic Approach, Expressivity,
Sexuality, Sexual Difference, Sexed Body
v
ÖNSÖZ
Ben+ +lk danıştığım zamandan ber+ sabırla d+nleyen, f+k+rler+m+ üzer+nde çalışılab+l+r
n+tel+kte bulan, düşünceler+m+ tarafsızca felsef+ olarak değerl+ hale get+rmeye çalışan ve
tez süres+ boyunca her türlü deney+m ve yardımını es+rgemeyen sevg+l+ danışmanım Prof.
Dr. Emre Şan’a bu ver+ml+ ve öğret+c+ +ş b+rl+ğ+ +ç+n çok teşekkür eder+m. Ben+ yıllar önce
felsefeyle tanıştıran ve sormaktan korktuğum sorularla ben+ yüzleşt+rmekle kalmayıp
onların üzer+ne g+tmem+ ve b+r sınırı olduğunu zannett+ğ+m düşüncen+n sınırsız ufuklarını
keşfetmem+ sağlayan Prof. Dr. Ahmet Ayhan Ç+t+l’e bütün bu emekler+ ve jür+l+ğ+ kabul
etmes+nden dolayı m+nnet+m+ borç b+l+r+m. Tez savunma jür+s+nde olmayı kabul eden Prof.
Dr. Ç+ğdem Yazıcı’ya +lg+s+ ve katılımı +ç+n çok teşekkür eder+m. Tez+n konusunun
bel+rlenmes+nde kend+s+yle yaptığım müzakereler ben+m +ç+n çok ver+ml+ olmuştur.
Kend+s+ne danıştığımda her zaman vak+t ayırdığı ve ne zaman +stersem soru sorab+lme
şansını bana tanıdığı +ç+n Ç+ğdem Hoca’ya m+nnettarım.
Tez dönem+ boyunca ben+mle düzenl+ olarak toplantı yapan, b+rb+r+m+z+ mot+ve
ett+ğ+m+z b+r +l+şk+ ortamı sağlayan, hedefler+m+z+ ve hayaller+m+z+ paylaşarak
dostluğumuzu pek+şt+rd+ğ+m+z sevg+l+ sınıf arkadaşım ve dostum İlknur El+ş’e ben+ sabırla
d+nled+ğ+, yazdıklarıma ger+ b+ld+r+m verd+ğ+ ve her durumda bana destek olduğu +ç+n çok
teşekkür eder+m. Yüksek l+sansa başladığımdan bu yana bana hep yardımcı olan, bana
tez+m hakkında çok faydalı ger+ b+ld+r+mler veren, kend+ tecrübeler+n+ hesapsızca paylaşan
sevg+l+ arkadaşım Faz+let Fatıma Alçık’a da teşekkürler+m+ borç b+l+r+m.
Bu süreçte varlıklarını hep arkamda h+ssett+ğ+m bana madd+ ve manev+ anlamda
her zaman destek olan annec+ğ+m+ ve babacığımı unutamam. Son olarak sevg+l+ eş+m ve
hayat arkadaşım Burak Em+n’+n bana çalışab+leceğ+m alanı sağlama noktasındak+
hassas+yet+, akadem+syen olma hayal+me ortak olması ve bu yolda gereken bütün
fedakarlıklar yapması devam etmek ve vazgeçmemek adına ben+m +ç+n b+r+c+k
mot+vasyondur. Bu sebeple bu aşk ve emek dolu yol arkadaşlığı +ç+n ona ne kadar
m+nnettar olsam az gel+r. Tez sürec+me katkılarından dolayı saydığım +s+mler kadar
sayamadıklarım elbette vardır. Bu süreçte bana katkılarını es+rgemeyen herkese
müteşekk+r+m.
İÇİNDEKİLER
TEZ ONAY SAYFASI ...................................................................................................... ++
BEYAN ............................................................................................................................ +++
ÖZ .................................................................................................................................... +v
ABSTRACT ..................................................................................................................... v
ÖNSÖZ ............................................................................................................................ v+
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... v++
KISALTMALAR ........................................................................................................... v+++
GİRİŞ ............................................................................................................................... 1
1.
BÖLÜM: FEMİNİST KURAMIN BAŞLANGICINDA BEDEN ANLAYIŞI ... 7
1.1.
Beauvo+r’da Kadın Deney+m+ Üzer+nden Beden+ Yen+den Düşünmek............. 7
1.2.
Beauvo+r’ın Beden Kavrayışındak+ Fenomenoloj+ Etk+s+ ............................... 15
2. BÖLÜM: FEMİNİST DÜŞÜNCEDEKİ BEDEN ANLAYIŞININ
FENOMENOLOJİK KAYNAKLARI: HUSSERL VE MERLEAU-PONTY ........ 23
3.
2.1.
Husserl’de Yaşayan Beden.............................................................................. 23
2.2.
Dokunan ve Dokunulan Beden ....................................................................... 32
2.3.
Husserl’den Merleau-Ponty’ye Geç+şte Beden ............................................... 37
2.4.
Merleau-Ponty’de Yaşayan Beden .................................................................. 48
2.4.1.
Beden Şeması.......................................................................................... 53
2.4.2.
C+nsel İfadey+ Koşullandıran Şema ve Schne+der Vakası ....................... 61
BÖLÜM: FEMİNİST FENOMENOLOJİ VE BEDENLENME ..................... 80
3.1.
Fem+n+st Fenomenoloj+n+n Tar+hçes+ ve Fem+n+st Kuram +le Fenomenoloj+n+n
Ayrıştığı ve Uzlaştığı Noktalar ................................................................................... 80
3.2.
Sara He+nämaa’nın Fem+n+st Fenomenoloj+s+ ................................................. 98
SONUÇ ......................................................................................................................... 110
KAYNAKLAR ............................................................................................................. 121
ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................. 128
KISALTMALAR
Kısaltma
çev.
BOblOyografOk BOlgO
Çev+ren
bkz.
bs.
dp.
ed.
haz.
Bakınız
Basım
D+pnot
Ed+tör
Hazırlayan
s.
sy.
Sayfa
Sayı
vb./vs.
yy.
Ideas I
Ve benzer+ / vesa+re
Yüzyıl
Ideas Perta%n%ng to a Pure
Phenomenology and to a
Phenomenolog%cal Ph%losophy F%rst
Book: General Introduct%on to Pure
Phenomenology
Ideas Perta%n%ng to a Pure
Phenomenology and to a
Phenomenolog%cal Ph%losophy: Second
Book Stud%es %n the Phenomenology of
Const%tut%on
Cartes%an Med%tat%ons: An Introduct%on
to Phenomenology
Ideas II
Cartes%an Med%tat%ons
GİRİŞ
“Beden+n doğalcı ve özcü b+r bel+rlen+m+ var mıdır?” sorusu araştırmamız +ç+n temel b+r
soru olarak ortaya çıkmıştır. Bu soruyu cevaplayab+lmek +ç+n beden hakkında felsefe
tar+h+ndek+ çeş+tl+ yaklaşımlara bakılması gerekmekted+r. Felsefe tar+h+nde ruh ve beden
arasındak+ h+yerarş+k ayrımın ve bedene yönel+k olumsuz tutumun sonucunda beden+n b+r
ep+fenomen olarak görülmes+n+n köken+n+n esk+lere dayandığını düşünen f+lozoflar
vardır. Örneğ+n Sara He+nämaa, “Embod+ment and Fem+n+st Ph+losophy” adlı
makales+nde ruhu bedene göre ayrıcalıklı gören bu tutumun Platon’un benzetmeler+ ve
metaforlarında görüleb+lecek kadar esk+ olduğunu bel+rt+r.1 N+tek+m Platon Pha%don’da
doğanın ruha efend+l+ğ+ bedene +se kölel+ğ+ verd+ğ+n+ +fade eder. Buna göre ruh; tanrısal
olan ve doğası gereğ+ +dare eden +ken, beden; ölümlü olan ve doğası gereğ+ köle olandır.
Dolayısıyla beden ruha boyun eğmel+d+r.2 Platon beden ve ruhtan bahsederken aynı
zamanda bu unsurları bel+rleyen doğa kavramını da +ş+n +ç+ne dah+l ederek beden+n ve
ruhun doğaları gereğ+ değ+şmez bel+rlen+mler+ olduğu f+kr+n+ ortaya koyar. Bu anlayış +se
beden+n ruha göre +k+nc+l ve alçaltılmış b+r konumda görülmes+ne yol açar.
He+nämaa, felsefe tar+h+nde akıl ve beden+n b+rb+r+ne karşıt unsurlar olarak ele
alınmasına ek olarak aklın er+l olanla beden+n +se d+ş+l olanla özdeşleşt+r+ld+ğ+n+ kaydeder.
Buna göre kadınsı olan madd+, bedensel ve duyumsanır olarak +şaretlenm+şken; er+l olan
ruh, z+h+n, t+n veya akıl +le b+rl+kte düşünülmüştür.3 L+nda Martín Alcoff, akıl ve beden
arasındak+ bu derece farkının L+nda Bell’+n Visions of Women adlı k+tabına referans
vererek felsefe tar+h+nde Ar+stoteles, August+nus, Aqu+nas, Bacon, Descartes, Rousseau,
Hume ve Kant g+b+ f+lozoflar tarafından y+nelend+ğ+ne d+kkat çeker. Bu bakış açısında
kadınlar gündel+k t+kel mevzularla hemhâl olurlar; evrensel ve tümel konularda +se söz
1
Sara He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”, İç'nde The Routledge Compan1on to Fem1n1st
Ph1losophy, ed. Ann Garry, Routledge Ph'losophy Compan'ons (New York; London: Routledge, Taylor &
Franc's Group, 2017), 181.
2
Eflatun, Pha1don, çev. Suut K. Yetk'n ve Hamd' R. Atadem'r (İstanbul: M'llî Eğ't'm Bakanlığı Yayınları,
1989), 52-53, 80a-b.
3
Sara He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”, İç'nde The Routledge Compan1on to Fem1n1st
Ph1losophy, ed. Ann Garry, Routledge Ph'losophy Compan'ons (New York; London: Routledge, Taylor &
Franc's Group, 2017), 180.
sah+b+ değ+llerd+r.4 L+nda Bell Visions of Women’da kadınların bedenle +l+şk+lend+r+l+p
erkeğe göre aşağıda görülmes+n+n ve aklı +lg+lend+ren konulardan dışlanmasının b+r
örneğ+n+ Rousseau’nun Em%le adlı k+tabındak+ “kadınların görüşler+ne [sadece] bedensel
konularda, duyuları +lg+lend+ren her şeyde başvurun. Ahlak konularında ve anlayışı
+lg+lend+ren her şeyde erkeklere danışın” sözüne referans vererek göster+r.5 Elbette bunun
g+b+ örnekler çoğaltılab+l+r. Örneğ+n Pol%t%ka adlı eser+nde “erkek d+ş+ye kıyasla
yönetmeye doğa gereğ+ daha yatkındır”6 d+yen Ar+stoteles’e göre erkeğ+n ruhunda doğası
gereğ+ yöneten ve kadının ruhunda +se doğası gereğ+ yönet+len unsurlar bulunur.7 Erkek
doğası gereğ+ yöneten ve aklı sayes+nde bas+ret becer+s+ne sah+p olan +ken, doğası gereğ+
yönet+len kadın ve köle bu becer+y+ ancak beden+yle yer+ne get+reb+l+r.8
Bu örnekler b+ze göstermekted+r k+, felsefe tar+h+nde ortaya konan akıl ve beden
karşıtlığı düal+st b+r söylem +çer+s+nde erkek ve kadının karşıtlığı +le özdeşleşt+r+l+p bu
karşıtlığa doğal b+r sebep atfed+lm+şt+r. Bu +k+ unsur arasında ortaya konan doğal karşıtlık
c+ns+yetler arası varsayılan doğal karşıtlık +ç+n geçerl+ b+r arka plan oluşturmuştur. Kadın
ve erkek arasında doğal olarak varsayılan farklılıklar +se c+ns+yetler arası toplumsal
prat+kler+n farklılaşmasının doğal b+r temel+ sayılmıştır. Bu f+k+r; kadın ve erkek arasında
toplumsal anlamda h+yerarş+k b+r yapılanmaya sebep olmakla beraber bu +k+ c+ns+yet+n
bedensel varoluşundak+ farklılıkların da doğallaşmasına yol açmıştır. Böylece kadın ve
erkek varoluşu bedenler+n+n doğası gereğ+nce hareket etmek, arzulamak ve toplumsal
hayatta rol almak durumunda kalmışlardır.
Görüldüğü g+b+ beden hakkındak+ +nd+rgemec+ ve doğalcı varsayımlar b+reyler+n
toplumsal hayattak+ davranış prat+kler+n+, bedenlenme algılarını ve arzularının hedef+n+
bel+rleyerek c+ns+yet ayrımcılığına, h+yerarş+k b+r toplumsal yapının oluşmasına ve
heteronormat+v+teye9 katkıda bulunmuştur. Pek+ doğalcı yaklaşımın bedene da+r
4
L'nda Martín Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of
Exper'ence”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to
Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), 40, https://do'.org/10.1007/978-94-015-94882_3.
5
L'nda A. Bell, ed., V1s1ons of Women: Be1ng a Fasc1nat1ng Anthology w1th Analys1s of Ph1losophers’
V1ews of Women from Anc1ent to Modern T1mes (Totowa, NJ: Humana Press, 1983), 197,
https://do'.org/10.1007/978-1-4612-5304-4.
6
Ar'stoteles, Pol1t1ka, çev. Özgüç Orhan, 2. bs (İstanbul: P'nhan Yayıncılık, 2020), 1259a37, 187.
7
Ar'stoteles, 1260a2, 189.
8
Ar'stoteles, 1252a24, 157.
9
Heteronormat'v'te, heteroseksüell'ğ'n doğal ve toplumsal anlamda b'r norm olarak görülmes' durumudur.
2
açıklamaları b+rtakım sorunlar meydana get+r+yorsa beden nasıl b+r perspekt+fle ele
alınmalıdır? Beden kavramının uzandığı felsef+ tartışmalar b+r hayl+ gen+ş olduğundan bu
soruya tatm+n ed+c+ b+r cevap vermek adına bu çalışma 20. yüzyıl ve sonrası +le
sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla olası alternat+f b+r açıklamanın fenomenoloj+de Edmund
Husserl ve sonrasında, fem+n+st teor+de +se S+mone de Beauvo+r ve sonrasındak+ dönem
aralığında bulunab+leceğ+ düşünülmüştür. Bu dönem aralığındak+ +k+ felsef+ geleneğ+n
bedenlenme anal+zler+ne ve onların fem+n+st fenomenoloj+ l+teratürüne yansıyan
tartışmalarına odaklanıldığında +k+ felsef+ geleneğ+n beden hakkındak+ görüşler+
çalışmanın temel sorusunu cevaplama kapas+tes+ bakımından d+kkate değer b+r b+ç+mde
zeng+n olanaklara sah+p görülmüştür. N+tek+m fenomenoloj+ geleneğ+n+n ve fem+n+st
kuramın bedene da+r bakış açıları +ncelend+ğ+nde -tez+n +lerleyen kısımlarında
göster+leceğ+ üzere- b+rçok bakımdan doğalcı perspekt+ften ayrıldığı söyleneb+l+r. Bu
sebeple söz konusu “beden+n doğalcı ve özcü b+r bel+rlen+m+ var mıdır?” sorusu adına bu
+k+ geleneğ+n hem ayrı ayrı hem de etk+leş+m+nden doğan +mkânların doğalcı yaklaşımın
yukarıda bahs+ geçen problemler+ne karşı yol göster+c+ argümanlara sah+p olduğu
düşünülmekted+r.10 Ancak bu noktada beden+ doğalcı bel+rlen+mlerden özgür b+r şek+lde
düşündüğümüzde b+rtakım kategor+ler altında +şaretlenmem+ş/bel+rlenmem+ş beden ve
bedenle +l+şk+l+ c+ns+yet ve c+nsell+ğ+n deney+mde nasıl b+r özne +ç+n bel+rl+ b+r +fade ed+c+
bütün hal+ne geld+ğ+ söz konusu çalışmanın cevaplamaya çalıştığı öneml+ b+r sorun olarak
ortaya çıkmaktadır. Bedenlenme sürec+n+n nasıllığı noktasında ortaya çıkan bu sorun
çalışma +çer+s+nde çözümlen+rken sah+p olunan çerçeve özell+kle +k+ geleneğ+ b+r araya
get+ren fem+n+st fenomenoloj+n+n bedenlenme perspekt+f+ olacaktır. Dolayısıyla
bedenlenmeye da+r alternat+f argümanlar fem+n+st teor+ ve fenomenoloj+ geleneğ+n+n
felsef+ projeler+nde +ş b+rl+ğ+ +mkânı gören, +k+ geleneğ+ b+rb+r+yle sıkı b+r etk+leş+me
sokarak yen+ bakış açıları kazandıran ve fenomenoloj+ yapmanın yen+ b+r b+ç+m+n+ +lan
eden fem+n+st fenomenoloj+n+n gündem+, soruları, eleşt+r+ler+ ve bedenlenmeye katkıları
göz önünde bulundurularak +şlenecekt+r. Çalışmanın b+r+nc+ ve +k+nc+ bölümler+nde
fem+n+st fenomenoloj+de bedenlenme konusunu yeter+ kadar ortaya koyab+lmek +ç+n
öncel+kle fem+n+st fenomenoloj+n+n +mkânının ne şek+lde ve hang+ +s+mler üzer+nden
10
Beden hakkındak' tartışmalar fenomenoloj'de bedenlenme (embod1ment) kavramsallaştırması altında ele
alındığı 'ç'n çalışmada bundan sonra bedene da'r tartışmalarda bedenlenme 'fades'ne de yer ver'lecekt'r.
3
ortaya çıktığı tar+hsel süreç gözet+lerek argümantat+f olarak göster+lmeye çalışılmış
ardından üçüncü ve son bölümde fem+n+st fenomenoloj+de bedenlenmeye da+r
tartışmalara ve b+r fem+n+st fenomenoloj+ örneğ+ne yer ver+lm+şt+r.
İlk bölümün +lk alt başlığında fem+n+st fenomenologların atıflarına dayanarak
fem+n+zm ve fenomenoloj+n+n kes+ş+m+n+n +lk nüveler+n+ bulduğumuz S+mone de
Beauvo+r’ın kadınların özgül deney+m+ üzer+nden beden+ bel+rlen+mlerle +şaretlenm+ş
sab+t b+r öz olarak değ+l; b+r proje, b+r durum ve b+r oluş olarak yen+den düşünmes+ ele
alınmıştır. S+mone de Beauvo+r +le beraber felsefe tar+h+nde duyumsanır ve bedensel
olanla özdeşleşt+r+len kadının; kurucu olan ve aklı tems+l eden erkeğ+n tahakkümü
karşısında yaşadığı +k+nc+ c+ns+yet deney+m+n+n b+r kader olmadığı f+kr+, b+z+ felsefe
tar+h+ndek+ beden anlayışıyla hesaplaşma gerekl+l+ğ+yle yüzleşt+rm+şt+r. Buna göre bu
bölümde temel problemat+k, “ruh ve beden +l+şk+s+ ned+r? Beden+n akıl karşısında konumu
ned+r? Kadın ve erkeğ+n beden deney+m+ndek+ farklılığın kaynağı ned+r?” g+b+ felsef+
zorluklarla +l+şk+lenerek cevaplanmıştır. B+r+nc+ bölümün d+ğer yarısında +se S+mone de
Beauvo+r +le Maur+ce Merleau-Ponty etk+leş+m+ne yer ver+lerek fem+n+st kuramın
başlangıcından +t+baren b+r fenomenoloj+ etk+s+nde olduğu göster+lmeye çalışılmıştır. Aynı
zamanda bölüm +çer+s+nde bedenlenme konusunda +k+ f+lozofun +tt+fak ett+kler+ ve
ayrıştığı noktalara değ+n+lm+şt+r.
Çalışmanın +k+nc+ bölümünde bedenlenmen+n fenomenoloj+k kaynaklarına
dönülerek Merleau-Ponty’n+n bedenlenme fenomenoloj+s+ne değ+nmeden önce f+lozofun
bedenlenme açıklamalarında oldukça etk+l+ olan Husserl’+n beden anlayışına yer
ver+lm+şt+r. Bu uğrağın Merleau-Ponty’n+n bedenlenme anal+z+n+n anlaşılmasına ve
fem+n+st fenomenoloj+n+n klas+k fenomenoloj+yle sürdürdüğü +l+şk+n+n güçlü ancak
+ht+yatlı olduğunun fark ed+lmes+ne katkıda bulunması amaçlanmıştır. Z+ra bazı fem+n+st
fenomenologlar, Husserl’+n fenomenoloj+s+n+n bedenden z+yade transandantal egoya
öncel+k verd+ğ+n+ düşünerek f+lozofun bedenlenme fenomenoloj+s+ne çek+mser
yaklaşmışlardır.11 Ancak çalışmada bu +ht+yata rağmen Al+a Al-Saj+ ve Sara He+nämaa
g+b+ yazarların özell+kle Husserl’+n yaşayan beden deney+m+n+n anal+z+nde12 ve dokunma
11
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”;
Taylor Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”: Ph1losoph1cal Top1cs 27, sy 2 (1999): 205-26,
https://do'.org/10.5840/ph'ltop'cs199927210; Oksala, “The Method of Cr't'cal Phenomenology”.
12
Sara He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo1r
(Lanham, Md: Rowman & L'ttlef'eld Publ'shers, 2003), 26.
4
fenomenoloj+s+nde13 kullandığı fenomenoloj+k kavram set+n+ fem+n+st fenomenoloj+ +ç+n
ver+ml+ bulan görüşler+ esas alınmıştır. Ardından “Husserl’den Merleau-Ponty’ye Geç+şte
Beden” bölümünde +k+ f+lozofun beden anlayışındak+ farklılıklar Taylor Carman’ın
yorumları çerçeves+nde değerlend+r+lm+şt+r.14
İk+nc+ bölümün +k+nc+ yarısında “Merleau-Ponty’de Yaşayan Beden” konusu ele
alınmıştır. Tıpkı “Husserl’de Yaşayan Beden” bölümünde olduğu g+b+ bu bölümde de bazı
fem+n+st fenomenologlar ve fem+n+st teor+syenler+n Merleau-Ponty’n+n bedenlenme ve
buna bağlı olarak bahsett+ğ+ c+nsell+k açıklamalarına yönel+k eleşt+r+ler+ anons ed+lerek bu
eleşt+r+lere +l+şk+n l+teratürdek+ tartışmalar +k+nc+ bölümün sonlarında detaylıca
tartışılmıştır. Bölüm +çer+s+nde Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s%’nde “Beden”
adını verd+ğ+ +lk bölümün özell+kle +k+ alt başlığı olan “C+nsel Varlık Olarak Beden” ve
“İfade Olarak Beden ve Söz” bölümler+ +ncelenm+ş, Merleau-Ponty’n+n “Beden”
bölümünde bahsett+ğ+ beden şeması kavramı ele alınmıştır. Sonrak+ bölümde +se
Schne+der vakası üzer+nden k+ş+n+n varoluşunu anlamlandıran ön b+l+şsel b+r kapas+te
olarak beden şemasına15 bağlı c+nsel şemanın c+nsel +fadey+ ne şek+lde koşullandırdığına
değ+n+lm+şt+r.
Üçüncü bölüme kadar çalışmanın başından ber+ bedenlenme noktasında t+t+zl+kle
kurulmaya çalışılan fem+n+zm ve fenomenoloj+ +l+şk+s+n+n ne denl+ güçlü olduğu
tartışmalara fem+n+st fenomenologların katkıları ve eleşt+r+ler+ dah+l ed+lerek
göster+lm+şt+r. Bu sebeple üçüncü bölümde güncel b+r alan olarak fem+n+st
fenomenoloj+n+n tam anlamıyla tanıtılması ve fem+n+st fenomenoloj+de bedenlenme
konusunda alanın +ç+ndek+ daha der+n tartışmalara yer ver+lmes+ +ç+n gerekl+ zem+n
sağlanmıştır. Son bölümün +lk yarısında fem+n+st fenomenoloj+n+n tar+hçes+ne,
fenomenoloj+ ve fem+n+st kuramla ayrıştığı ve uzlaştığı noktalara değ+n+lm+şt+r. Ardından
bedenlenme ve deney+m+n görünür kılınması noktasında ortaya çıkab+lecek olası
doğallaştırma r+skler+ hususunda fem+n+st fenomenologların end+şeler+ d+le get+r+lm+şt+r.
Çalışmada araştırmaya “beden doğalcı b+r bel+rlen+me sah+p m+d+r?” sorusuyla başlayıp
doğalcı varsayımların redd+ sonucunda “+şaretlenmem+ş/bel+rlenmem+ş beden ve bedenle
13
Al'a Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs: On the Uses of Husserl'an Phenomenology for Fem'n'st Theory”,
Cont1nental Ph1losophy Rev1ew 43, sy 1 (N'san 2010): 13, https://do'.org/10.1007/s11007-010-9135-8.
14
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”.
15
Carman, 221.
5
+l+şk+l+ c+ns+yet ve c+nsell+k deney+mde nasıl varoluşun bel+rl+ b+r +fades+ hal+ne gel+r?”
problemat+ğ+ne varılmıştır. Bu problemat+k çerçeves+nde fem+n+st ve fenomenoloj+k
açıklamaları ele almakla başlayıp fem+n+st fenomenologların katkıları sayes+nde
tartışmaya c+nsel farklılık, c+ns+yetlenme sürec+, tar+hsel-kültürel bağlam, normat+f
yapılar, tahakküm +l+şk+ler+ g+b+ unsurların dah+l ed+lmes+yle devam ed+lm+ş ve
bedenlenme tartışmasının çapı bu konularla gen+şlet+lerek oldukça kapsamlı b+r
değerlend+rme yapılmaya çalışılmıştır. Son bölümün son yarısında +se b+r fem+n+st
fenomenolog olarak Sara He+nämaa’nın c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımından hareketle
bedenlenmey+ anlayan teor+ler+ eleşt+rel b+r perspekt+fte ele alıp Husserl’+n bedenlenme
anal+z+nden hareketle sunduğu fenomenoloj+k alternat+ften bahsed+lerek çalışmanın
problemat+ğ+ne katkıda bulunan b+r yol göster+c+ argüman olarak “b+r fem+n+st
fenomenoloj+ nasıl yapılır?” sorusunun cevabı uygulamalı b+r şek+lde örneklend+r+lmeye
çalışılmıştır.
6
1. BÖLÜM: FEMİNİST KURAMIN BAŞLANGICINDA BEDEN
ANLAYIŞI
1.1. BeauvoOr’da Kadın DeneyOmO ÜzerOnden BedenO YenOden Düşünmek
Bu bölümde S+mone de Beauvo+r’ın beden anlayışı +ncelen+rken fem+n+st fenomenoloj+
alanında Sara He+nämaa, Beata Stawarska, L+nda Martín Alcoff, L+nda F+sher, Johanna
Oksala, Debra B. Bergoffen, Stella Sandford g+b+ öne çıkan +s+mler+n makaleler+ne
başvurulacaktır. Fem+n+st fenomenoloj+ alanında yazmayı hal+hazırda sürdüren bu
f+lozofların met+nler+ne tez boyunca referans ver+lecekt+r. Bu bölümde argümanlara sıkça
kaynaklık eden yazılar özell+kle Sara He+nämaa’nın “Embod+ment and Fem+n+st
Ph+losophy”, “What Is a Woman? Butler and Beauvoir on the Foundations of the Sexual
Difference” ve “The Soul-Body Union and Sexual Difference from Descartes to MerleauPonty and Beauvoir” adlı makaleler+ +le Toward a Phenomenology of Sexual D%fference:
Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r adlı k+tabıdır. Beata Stawarska’nın “Subject and
Structure +n Fem+n+st Phenomenology: Re-Read+ng Beauvo+r w+th Butler” adlı makales+
de sıkça atıfta bulunulan makalelerdend+r.16
He+nämaa, “Embod+ment and Fem+n+st Ph+losophy” adlı makales+nde bedene
yönel+k olumsuz tutumun esk+lere dayandığının altını ç+zer. He+nämaa’ya göre felsefe
tar+h+nde akıl ve beden b+rb+r+ne karşıt unsurlar olarak ele alınmış; akıl er+l olanla beden
+se d+ş+l olanla özdeşleşt+r+lm+şt+r. Kadınsı olan madd+, bedensel ve duyumsanır olarak
+şaretlenm+şken er+l olan ruh, z+h+n, t+n veya akıl +le b+rl+kte düşünülmüştür.17
He+nämaa’ya göre beden+ +nd+rgeyen bu tutum Platon’un benzetmeler+ ve metaforlarında
görüleb+l+r. Örneğ+n Platon’un Pha%dros’ta ruhun beden+ ve onun daha düşük +ştahsal ve
duyusal +şlevler+n+ tıpkı b+r arabacı ya da arabacının atlarını sürmes+ ve b+r dümenc+n+n
16
He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”; Sara He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and
Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, Hypat1a 12, sy 1 (1997): 20-39; Sara He'nämaa,
“The Soul-Body Un'on and Sexual D'fference From Descartes to Merleau-Ponty and Beauvo'r”, 'ç'nde
Fem1n1st Reflect1ons on the H1story of Ph1losophy, ed. L'll' Alanen ve Charlotte W'tt (Dordrecht: Spr'nger
Sc'ence + Bus'ness Med'a, Inc., 2005), 137-51; He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference;
Beata Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”,
'ç'nde Reth1nk1ng Fem1n1st Phenomenology: Theoret1cal and Appl1ed Perspect1ves, ed. Sara Cohen Shabot
ve Chr'st'n'a Landry (Lanham: Rowman & L'ttlef'eld Internat'onal, 2018), 13-32.
17
He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”, 181.
7
gem+s+n+ +dare etmes+ g+b+ yönett+ğ+n+ +fade eder.18 L+nda Martín Alcoff, Genev+eve
Lloyd’un The Man of Reason “Male” and “Female” %n Western Ph%losophy adlı k+tabına
dayanarak düşünce tar+h+nde aklın yapısal olarak erkek olduğunu +mleyen er+l
formülasyonda en öneml+ etken+n z+h+n-beden düal+zm+ olduğunu söyler.19 Lloyd
Platon’un Pha%don’da aklı ruhun ebed+, saf ve değ+şmez b+r aleme ulaşmasını sağlayan
olarak duyuları +se ruhu değ+şeb+l+r olanın dünyasında tutan olarak gördüğünü söyler.20
Platon’a göre doğa ruha efend+l+ğ+ bedene +se kölel+ğ+ ver+r. Ruh tanrısal olandır ve doğası
gereğ+ +dare edend+r. Beden +se ölümlü olandır ve doğası gereğ+ köled+r dolayısıyla ruha
boyun eğmel+d+r.21 Platon Pha%don’da şöyle söyler:
Ten b+z+ her nev+den +stekler, tutkular, korkular, kuruntularla, b+n türlü
saçmalıklarla doldurur, öyle k+ haklı olarak den+ld+ğ+ g+b+, b+r an olsun
gerçekten düşünmek mümkün olmaz. Kavgalar, geç+ms+zl+kler,
çabalamalar yalnız tenden ve onun +stekler+nden değ+l de nereden gel+yor?
Bütün bunlar, mal ve para hırsından çıkıyor. B+z+ mal ve para b+r+kt+rmeye
zorlayan sebep +se, +ht+yaçlarının köles+ bulunduğumuz tend+r. İşte bunun
+ç+n felsefeye ayıracak boş zamanımız kalmıyor. Fakat +ş+n asıl kötüsü, ten
b+ze b+raz zaman bıraksa da b+r şey+ +ncelemeye koyulsak, araştırmamıza
durmadan karışır, b+z+ yanıltır, şaşırtır ve hak+kat+ görmem+ze engel olacak
şek+lde b+z+ felce uğratır. Bundan ötürü b+r şey+ gerçek olarak b+lmek
+st+yorsak, tenden ayrılmamız, yalnız ruhla, nesneler+ kend+l+kler+nde
temaşa etmem+z gerek+r.22
Alcoff, akıl ve beden arasındak+ bu h+yerarş+k yapının L+nda Bell’+n Visions of
Women adlı k+tabına referans vererek değ+ş+k varyasyonlarda düşünce tar+h+ boyunca
Ar+stoteles, August+nus, Aqu+nas, Bacon, Descartes, Rousseau, Hume ve hatta Kant
aracılığıyla tekrarlandığını bel+rt+r. Bu düşünüş tarzına göre kadınlar t+kel olanın
kaygılarına gömülü oldukları +ç+n evrensel olana yükselemezler. 23 L+nda Bell Visions of
Women’da Rousseau’nun Em%le adlı k+tabından alıntı yapar. Buna göre Rousseau şöyle
der: “Kadınların görüşler+ne [sadece] bedensel konularda, duyuları +lg+lend+ren her şeyde
18
Platon, Pha1dros, çev. Furkan Akder'n, 1. Baskı (İstanbul: Say Yayınları, 2017), 53, 246a, 254e.
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 40.
20
Genev'eve Lloyd, The Man of Reason: “Male” and “Female” 1n Western Ph1losophy (M'nneapol's:
Un'vers'ty of M'nnesota Press, 1984), 6.
21
Eflatun, Pha1don, 52-53, 80a-b.
22
Eflatun, Pha1don, 19-20, 66c-e.
23
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 40.
19
8
başvurun. Ahlak konularında ve anlayışı +lg+lend+ren her şeyde erkeklere danışın”.24
Beden z+h+nden ayrı tutularak yalnızca algısal +mgeler+n kayded+c+s+ statüsüne
hapsed+lm+şt+r. Bu düşünce s+stem+nde bedensel farklılıkların +nsan varoluşunda kurucu
b+r rol oynadığı söylenemez b+r hal almıştır. Beden yalnızca ver+ler+ değerlend+rmeden
alan b+r mak+ne olarak n+telend+r+lm+ş veya hak+kate ve b+lg+ye er+şmey+ engelleyen
duygular, arzular, +ht+yaçlar üreten b+r unsur olarak görülmüştür.25
1949’a geld+ğ+m+zde S+mone de Beauvo+r İk%nc% C%ns%yet adlı eser+yle kadına ve
bedene yönel+k olumsuz tutumu eleşt+rel b+r şek+lde almış ve kadınların özgül deney+m
alanını görünür kılma projes+yle ön plana çıkmıştır. Beauvo+r İk%nc% C%ns%yet’+n I. c+ld+nde
kadın ve d+ş+l+ğe yönel+k felsef+, b+l+msel, edeb+ ve m+toloj+k söylemler+n eleşt+rel b+r
anal+z+n+ sunar.26 Beauvo+r bu bölümde kadınlara da+r nesneleşt+r+c+ +fadeler+ tartışmaya
açar.27 Beauvo+r k+tabın g+r+ş bölümünün sonlarında açığa kavuşturmak +sted+ğ+ temel
sorunları şöyle sıralar: “B+r +nsan varlığı kadınlık durumunda kend+n+ nasıl
gerçekleşt+reb+l+r? Ona açık olan yollar hang+ler+d+r? Bu yollardan hang+ler+ onu çıkmaza
sokar? Bağımlılık +ç+nde bağımsızlığa nasıl ulaşılab+l+r? Kadının özgürlüğünü
sınırlandıran koşullar nelerd+r ve onların ötes+ne geçeb+l+r m+?”. Ardından k+tabı yazma
amacını ve k+tabın tartıştığı konuları bel+rten şu satırlara yer ver+r:
Şurası açıktır k+ kadının f+zyoloj+k, ps+koloj+k ya da ekonom+k b+r yazgıya
mahkûm olduğunu varsaysaydık, bu sorunun h+çb+r anlamı olmazdı. Bu
yüzden, kadın konusunda b+yoloj+n+n, ps+kanal+z+n, tar+hsel maddec+l+ğ+n
ben+msed+ğ+ bakış açılarını tartışarak başlayacağız. Bundan sonra,
“kadınlık gerçeğ+”n+n nasıl oluştuğunu, kadının neden Başka olarak
tanımlanmış olduğunu ve erkekler+n bakış açısından bunun nasıl sonuçlara
yol açtığını olgulara dayanarak göstermeye çalışacağız. Ardından,
kadınlara sunulan dünyayı kadınların bakış açısından bet+mleyeceğ+z (bu
II. c+ld+n konusunu oluşturacak). Böylece, ş+md+ye kadar kend+ler+ne
ayrılmış olan alandan kaçmaya çabalarken ve +nsanlığın m%tse%n'ına
katılmak +sterken karşılarına hang+ güçlükler+n çıktığını anlayab+l+r+z.28
24
Bell, V1s1ons of Women, 197.
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 41.
26
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 23.
27
Stella Sandford, “Fem'n'st Phenomenology, Pregnancy and Transcendental Subject'v'ty”, İç'nde
Phenomenology of Pregnancy, ed. Jonna Bornemark ve N'cholas Sm'th (Hudd'nge: Södertörn, 2016), 54.
28
S'mone de Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, çev. Gülnur Savran, 1. bs, c. 1
(İstanbul: Koç Ün'vers'tes', 2019), 36-37.
25
9
Stawarska’ya göre Beauvo+r bu eserde kadınların toplumsal anlamda katlanmak
zorunda oldukları ve “+k+nc+ c+ns” olarak yaşadıkları deney+me ışık tutmuştur.29
Beauvo+r’a göre kadınların “+k+nc+ c+ns” olarak görülmeler+nde hâk+m toplumsal normlar
ve kl+şeler devreded+r. Bu unsurlar kadını erkeğe karşı h+zmetkar rolünde konumlandırma
eğ+l+m+nde etk+l+d+r. Bu tür c+ns+yetç+ sınıflandırmalar kadını doğası gereğ+ rasyonel
anlamda kavranamayacak b+r g+zem olarak sab+tlerler.30 Kadının g+zem olarak görülmes+
er+l b+l+nc+n kend+ +zaf+ dünya anlayışını mutlak b+r anlayış olarak dayatmasının b+r
sonucudur. Beauvo+r şöyle der: “Erkek +ç+n b+r g+zem olan kadın, özünde g+zeml+ olarak
kabul ed+l+r”.31 Kadının g+zeml+ olarak +şaretlenmes+ onun hem kavrayışta b+l+şsel b+r
engel oluşturması hem de erkeğe boyun eğd+r+lm+ş b+r toplumsal konumda olduğunun b+r
gösterges+d+r. Beauvo+r erkeğ+n başka b+r m+ll+yetten erkekle karşılaştığında b+r şaşkınlık
yaşamadığını ve onu g+zeml+ olarak görmed+ğ+n+n altını ç+zer. G+zem daha alt konumda
olanlar +ç+n örneğ+n köleler ve kadınlar +ç+n geçerl+yken erkekler+n kend+ aralarında böyle
b+r yaklaşım yoktur. Çünkü kend+ler+ toplumun üst ve zeng+n kes+m+n+ yansıtmaktadırlar.
Ancak Beauvo+r’a göre kadının bu esrareng+z m+tsel karakter+ kadının madd+ koşulları
+y+ye g+tt+ğ+nde değ+şmekted+r. Ekonom+k özgürlüğüne ve sosyal ayrıcalıklarına sah+p
kadında g+zem ters+ne döner. Dolayısıyla bu da kadına atfed+len g+zem+n c+ns+yete özgü
değ+l de durumla +lg+l+ b+r +şaretleme olduğunu ve değ+şeb+leceğ+n+ göster+r.32
Kadınsı g+zem kadının c+ns+yet+ne yönel+k sab+t b+r özün +mlemes+nden z+yade
sahte b+r nesnell+k olarak görülmel+d+r. B+r k+ml+ğ+n c+ns+yetlend+r+lmes+nde sab+t, nesnel
tanımlardan z+yade özne tarafından faal olarak üstlen+len ve yaşam süres+nce tekrarlanan
eylemler+n k+ş+n+n c+ns+yet+n+ var etmes+ söz konusudur.33 Beauvo+r şöyle der: “Varolan,
yaptığından başka b+r şey değ+ld+r; mümkün olan gerçek olanın ötes+ne uzanmaz, öz
varoluştan önce gelmez; saf öznell+ğ+ +ç+nde +nsan h+çb+r şey değ+ld+r. O, eylemler+yle
ölçülmel+d+r”.34 Bu alıntıdan da anlaşılacağı üzere c+ns+yetlend+r+lm+ş k+ml+k değ+şmez
temel b+r özell+ğe referansta bulunmaktan z+yade zaman +ç+nde art arda tekrarlanan b+r
29
Beata Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th
Butler”, İç'nde Reth1nk1ng Fem1n1st Phenomenology: Theoret1cal and Appl1ed Perspect1ves, ed. Sara Cohen
Shabot ve Chr'st'n'a Landry (Lanham: Rowman & L'ttlef'eld Internat'onal, 2018), 13.
30
Stawarska, 22.
31
S'mone de Beauvo'r, The Second Sex, çev. H. M. Parshley, 2. bs (Londra: Jonathan Cape, 1989), 263;
Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 278.
32
Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 23.
33
Stawarska, 23.
34
Beauvo'r, The Second Sex, 264; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 279.
10
eylemler d+z+s+ sonucunda oluşmakta ve toplumsal olarak tanınan b+r k+ml+k hal+ne
gelmekted+r.35
Beauvo+r kadın beden+n+n s+stemat+k olarak nasıl küçük görüldüğü hakkında
b+rçok örnek vererek ve tesp+tler yaparak okuyucuya yen+ farkındalıklar kazandırır.
Beauvo+r’e göre er+l bakış, +nsan deney+m+n+ teor+ze ederken kadınların bedenler+n+n de
erkekler+nk+ g+b+ deney+mlend+ğ+n+ ya da d+ş+l deney+m+n er+l olanın b+r sapması olarak
tanımlanab+leceğ+n+ varsayar.36 Kadın bu yaklaşımda “kend+ne göründüğü g+b+ olumlu
olarak değ+l, erkeğe göründüğü g+b+ olumsuz olarak görülür”.37 Er+l tutumun erkek ve
kadın bedenlenmes+ne bakışındak+ farklılığı Beauvo+r şöyle bet+mler: “Erkek kend+
beden+n+, nesnell+ğ+ +ç+nde kavradığını sandığı dünya +le kend+ arasında kurulmuş
doğrudan ve olağan b+r +l+şk+ olarak görür, kadının beden+n+yse tüm özgüllükler+yle
ağırlaşmış b+r engel, b+r hap+shane sayar”. Ardından felsefe tar+h+nde ve d+n+ anlatılarda
kadını haf+fseyen pasajlara yer ver+r: “Ar+stoteles ‘d+ş+, bel+rl+ n+tel+kler+n yokluğundan
ötürü d+ş+d+r’ d+yordu. ‘Kadınların k+ş+l+ğ+n+ doğal b+r kusurla malul olarak kabul
etmel+y+z’. Onun +z+nde, Az+z Thomas da kadının b+r ‘eks+k erkek’, ‘rastlantısal’ b+r varlık
olduğunu buyurur. Havva'nın, Bossuet’n+n kullandığı sözcükle, Adem'+n ‘fazla kaburga
kem+ğ+’nden38 çıkarıldığını anlatan Yaratılış öyküsü de zaten bunu s+mgeleşt+r+r”.39
Beauvo+r kadın bedenlenmes+ne yönel+k bu olumsuz tutumdan örnekler verd+kten
sonra Beauvo+r’ın bedene da+r +fade ett+ğ+ şu sözler b+ze bedenlenmen+n ne olduğuna da+r
ufuk açıcı b+r bakış sunar. Beauvo+r İk%nc% C%ns%yet’te beden “b+r şey olmamakla b+rl+kte
b+r durumdur. Dünyaya tutunuşumuz ve tasarılarımızın taslağı”dır der.40 Bu söylemle
beraber +nsan deney+m+n+n en öneml+ nesneler+nden b+r+ olan beden hem deney+mleyen
özne hem de deney+mlenen nesne olarak +k+ ayrı konumu kend+ bünyes+nde taşıyan olarak
karşımıza çıkar. Nesnelerle, olaylarla, şeylerle +l+şk+m+z+ beden+m+z aracılığıyla kurarız.41
Böylece Beauvo+r beden+n düşünce tar+h+ boyunca akla göre +k+nc+l konumunu
reddederek bedene dünyayı anlamlandırmada asl+ b+r rol atfetmekte ve beden+ oldub+tt+
35
Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 23.
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 73.
37
Beauvo'r, The Second Sex, 163; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 178.
38
Bkz. Tevrat, Yaratılış 2/21-22
39
Beauvo'r, The Second Sex, 15; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 25-26.
40
Beauvo'r, The Second Sex, 61; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 64.
41
He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”, 185.
36
11
hal+nde tamamlanmış ve bel+rlenm+ş b+r yapı olarak değ+l kend+n+ süreç +ç+nde oluşturan
b+r durum olarak görmekted+r.
Felsefe tar+h+nde ger+ye doğru g+d+ld+ğ+nde Platon’un beden+ hor gören tutumu +lk
örneklerden b+r+n+ teşk+l eder. Platon çağlar boyunca beden algısında etk+l+ olan hâk+m
parad+gmayı şek+llend+rmes+ bakımından öneml+ b+r f+gürdür. Beauvo+r’e geld+ğ+m+zde
görüldüğü üzere beden Platon’da olduğu g+b+ “ruhun mezarı” veya b+r “hap+shane” olarak
zevkler+n, duyumsanır olanın alanına +nd+rgenmez;42 beden artık varoluşumuzdak+ en
temel anlam kaynağı ve aracı olarak karşımıza çıkar. Fem+n+st teor+n+n felsef+ tartışmalara
yaptığı en öneml+ katkı c+ns+yetl+ beden+ b+lg+y+ ed+nmede b+r vasıta, aklın kurucu b+r
unsuru ve b+lmen+n b+r koşulu olarak ortaya koymasıdır. Akıl düşünce tar+h+nde yapısal
olarak er+l +le özdeşleşt+r+len b+r unsurdur. Buna göre beden aklın karşıtı b+r konumda
görülerek d+ş+l olana a+t kılınmıştır. D+ş+le özgü beden akıl tarafından dışlanmak, aşılmak
ve tahakküm altına alınmak durumundadır.43 Fakat fem+n+st teor+yle beraber bedene
ver+len +k+nc+l konumun altı oyulmuştur.
Fem+n+st düşüncen+n kurucusu +sm+ olan Beauvo+r +le beraber eylemler+n k+ml+ğ+
oluşturmadak+ başat rolü ve varoluştan önce gelen b+r özün varsayılmaması fem+n+st
düşüncedek+ k+ml+k, c+ns+yet ve c+nsell+ğ+n ortaya çıkma koşullarında özcü yaklaşımın b+r
eleşt+r+s+n+ barındırır. Beauvo+r bedenlenmey+ c+ns+yet ve toplumsal c+ns+yet
kavramlarından ayrı düşünmez.44 Butler’a göre Beauvo+r’ın “kadın doğulmaz, kadın
olunur”45 +fades+ Beauvo+r’da c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımına b+r +şarett+r. Bu ayrım
toplumsal c+ns+yet kategor+s+n+n k+ml+ğ+n zaman +ç+nde ed+n+len b+r yönü olduğunu öne
sürer. C+ns+yet ve toplumsal c+ns+yet arasındak+ ayrım, c+ns+yetl+ beden+n anatom+s+n+n b+r
yazgı olduğunu +dd+a eden argümanlara karşı fem+n+st düşüncede ortaya çıkan b+r
hamled+r. C+ns+yet (sex), b+yoloj+k olarak değ+şmez ve anatom+k olarak farklı b+r beden
anlamına gönder+mde bulunurken, toplumsal c+ns+yet (gender) kültürel b+r şek+lde
42
Platon, Pha1dros, 59; Eflatun, Pha1don, 82e, 58; Platon, Kratylos, çev. Furkan Akder'n (İstanbul: Say
Yayınları, 2015), 49; Platon, Gorg1as, çev. Furkan Akder'n (İstanbul: Say Yayınları, 2016), 493a, 116.
43
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 40.
44
Debra B. Bergoffen, “From Husserl to Beauvo'r: Gender'ng the Perce'v'ng Subject”, İç'nde Fem1n1st
Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht:
Spr'nger Netherlands, 2000), 62, https://do'.org/10.1007/978-94-015-9488-2.
45
Beauvo'r, The Second Sex, 273; S'mone de Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, çev.
Gülnur Savran, 1. bs (Koç Ün'vers'tes', 2019), 13.
12
ed+n+len davranışları ve toplum +ç+ndek+ roller+ +fade eder. Bu ayrım sayes+nde kadınların
değerler+n+ ve toplumsal +şlevler+n+ b+yoloj+ye atfetmek artık mümkün değ+ld+r.46
Beauvo+r’da c+ns+yetl+ k+ml+ğ+n oluş hal+ndek+ eylem alanında zamansal olarak
ortaya çıkmasına vurgu ve dolayısıyla k+ml+k oluşumunda eylem+n meydana geld+ğ+
deney+me başvuru düşünürün fenomenoloj+k tutumunun b+r gösterges+d+r. Beauvo+r’a
göre kadın olma deney+m+n+n fenomenoloj+k bet+mlemes+ şu şek+lded+r: Kadın olma
özgürce üstlen+len b+r projed+r ve b+z+m +ç+n bu projen+n varoluşsal anlamı öneml+d+r.
Kadın olma sürec+nde bu varoluşsal anlam, halen geçerl+ olan hâk+m sosyal düzenlemeler
ve güç yapıları d+kkate alınmalı ve kadın bu “toplam durum” üzer+nden
değerlend+r+lmel+d+r.47 Beauvo+r şöyle der: “B+z+m +ç+n kadın, ekonom+k ve sosyal
yapısını b+lmen+n kaçınılmaz olduğu b+r değerler dünyasında değer arayışında olan b+r
+nsan olarak tanımlanmaktadır. Kadını varoluşsal b+r perspekt+fle, toplam durumunu göz
önünde bulundurarak +nceleyeceğ+z”.48 Beauvo+r bu açıklamalarıyla Stawarska’ya göre
c+ns+yetl+ k+ml+ğ+n oluşmasında yaşanmış deney+m+ esas alması +t+bar+yle fenomenoloj+k
ve varoluşsal b+r perspekt+f+; toplumsal yapıyı göz önünde bulunmasıyla da yapısalcı
yaklaşımı aynı potada düşünür.49 Stawarska’ya göre Beauvo+r anlamın oluşmasında
kadının toplam durumuna vurgusunda hem öznel durumları hem de toplumsal ve tar+hsel
koşulları +çeren nesnel durumu d+kkate alarak fenomenoloj+k bet+mlemes+n+n alanını
gen+şlet+r. Beauvo+r böyle yaparak fenomenoloj+dek+ transandantal ve varoluşsal
kategor+lere karmaşık kadın kategor+s+n+ ekler ve fenomenoloj+ geleneğ+nde metodoloj+k
b+r dönüşüme yol açar.50
C+ns+yetlend+r+lm+ş k+ml+ktek+ toplumsal unsurların etk+s+ toplumsal c+ns+yet
kategor+s+n+n açığa çıkmasını sağlar. Toplumsal c+ns+yetl+ k+ml+ğ+n fenomenoloj+k
bet+mlen+ş+nde özne b+r noktaya kadar anlamın kurucu unsurudur. Öznen+n bağlı olduğu
sosyal durum, güç dağılımı ve hâk+m c+ns+yet normları da kadının toplam durumuna
dah+ld+r. Artık bu karmaşık özne kategor+s+ anlam oluşturduğu kadar çevres+nde ortaya
çıkan ve onu yapısal ve sosyal olarak konumlandıran anlamlara da maruz kalandır.
46
Jud'th Butler, “Sex and Gender 'n S'mone de Beauvo'r’s Second Sex”, Yale French Stud1es, sy 72 (1986):
35, https://do'.org/10.2307/2930225.
47
Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 23.
48
İng'l'zceden d'rekt çevr'lm'şt'r. Beauvo'r, The Second Sex, 78; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular
ve Efsaneler, 78.
49
Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 23.
50
Stawarska, 25.
13
Stawarska transandantal fenomenoloj+de anlamın ortaya çıkmasından önce anlamı kuran
öznen+n varsayıldığını dolayısıyla öznen+n bu anlamları kuran yegâne kutup olarak
görüldüğünü böylel+kle bu yaklaşımda öznen+n kamusal anlamda tanınma sürec+nde rol
oynayan ve davranış normlarını düzenleyen toplumsal sözleşmeler+n etk+s+n+n göz ardı
ed+ld+ğ+n+ düşünür. Ancak Stawarska, Beauvo+r +le beraber anlamın oluşumunda b+rb+r+n+
karşılıklı olarak gerekt+ren +k+ kutbun yan+ öznell+ğ+n kurucu eylemler+n hem öznes+ hem
de nesnes+ olab+leceğ+ anlayışının göz önünde bulundurulduğunu +dd+a eder.51 Bu noktada
He+nämaa Stawarska’nın düşünces+ne paralel b+r şek+lde, Beauvo+r’ın b+yoloj+k
determ+n+zm yanında sosyal determ+n+zm+ de reddett+ğ+ argümanıyla, Beauvo+r’ın
yapısalcı b+r noktada değ+l, öznen+n bedensel, z+h+nsel ve sosyal yaşantısının
anlamlandırıcı d+nam+kler+n+ ortaya çıkartmaya çalışan fenomenoloj+k b+r çerçevede
kaldığını bel+rt+r.52
19. yüzyılın +k+nc+ yarısında Beauvo+r, düşünce tar+h+ boyunca yok sayılmış ve
“mutlak ötek+” olarak +nşa ed+lm+ş kadınların deney+m+n+ görünür kılma projes+yle kült
hal+ne gelm+ş ve hala b+r başvuru merc++ olan k+tabı İk%nc% C%ns%yet’+ kalem almıştır. Bu
eserle beraber kadının özgül deney+m+ daha önce yapılmış çeş+tl+ yargılar askıya alınarak
bet+mlenm+şt+r. Bu bet+mlemeler sonucu gündeme gelen en öneml+ unsurlardan b+r+s+
kuşkusuz bedene yönel+k düşüncedek+ değ+ş+md+r. Beauvo+r, beden hakkındak+
doğallaştırıcı sınıflandırmalara, tanımlamalara c+dd+ b+r meydan okumuş, beden+ b+r
ep+fenomen olarak gören gelenekle hesaplaşmıştır. Fem+n+st düşüncen+n başlangıcında
Beauvo+r’ın felsefe tar+h+nde kadın ve erkek varoluşuna yönel+k h+yerarş+k ve er+l tutumu
eleşt+rm+ş ve bedene layık olduğu statüyü fenomenoloj+den beslenerek verm+şt+r. B+r
sonrak+ bölümde Beauvo+r’ın beden+ b+r olanaklar bütünü ve varoluşumuzdak+ yegâne
anlam kaynağı olarak görmes+nde fenomenoloj+k gelenekten ve özell+kle Maur+ce
Merleau-Ponty’n+n bedene yönel+k tutumundan etk+lend+ğ+ göster+lecekt+r. Ardından
Merleau-Ponty’n+n beden hakkındak+ görüşler+ ele alınırken Merleau-Ponty’n+n selef+
fenomenoloj+n+n kurucu +sm+ olan Edmund Husserl’+n beden+ nasıl düşündüğüne da+r
ger+ye dönük b+r kavram kazısı yapılacaktır. Böylece fem+n+st fenomenoloj+n+n oluşma
koşullarını anlamak daha mümkün hale gelecekt+r.
51
Stawarska, 25.
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 2122.
52
14
1.2. BeauvoOr’ın Beden KavrayışındakO FenomenolojO EtkOsO
İk%nc% C%ns%yet’+n II. c+ld+ “L'experience vécue” yan+ “yaşanmış deney+m” başlığını taşır.
Bu başlıktan anlaşılacağı üzere Beauvo+r yaşanmış deney+m+ de hesaba katarak beden+ ve
c+nsell+ğ+ ele almaya çalışmaktadır. F+sher’a göre S+mone de Beauvo+r’dan ber+ fem+n+st
gelenekte b+r fenomenoloj+k yönel+m ve etk+ vardır. Beauvo+r’dak+ “kadın doğulmaz
kadın olunur”53 +fades+ yaşanmış deney+me vurgu yapması ve bu mottonun tam da
“L'experience vécue”, “yaşanmış deney+m” adlı +k+nc+ k+tapta geçmes+ F+sher’a göre bu
etk+y+ bar+z kılar. Bu yaklaşım Husserl’den ber+ gelenekselleşen fenomenoloj+dek+
“deney+m”e kadının özgül deney+m+n+ de +ç+ne alacak şek+lde gen+ş b+r perspekt+ften
bakmayı b+ze önermekted+r.54 Almanca Erlebn%s anlamına gelen ve Fransız
fenomenologlar tarafından kullanılan yaşanmış deney+m; deney+m+ çoğulluğu +ç+nde
bütün teor+k ve sağduyusal peş+n hükümlerden arındırılmış şek+lde tanımlamak +ç+n
ortaya konmuştur. Beauvo+r’ın fem+n+st felsefes+ bu saf deney+m+ tüm çeş+tl+l+ğ+ ve
çoğulluğu +ç+nde tanımlamayı kend+ne hedef ed+nm+şt+r. Beauvo+r dönem+n+n çağdaş
fenomenologları tarafından ıskalanan kadın deney+m+ne felsef+ b+r açıklama get+rmek +ç+n
yaşanmış deney+m ter+m+n+ seçm+şt+r. İk%nc% C%ns%yet’+n +k+nc+ c+ld+nde kadınların erot+k
yaşamı, ev +ç+ +dares+, s+yas+ tutumları, evl+l+kler+, sanatsal yaklaşımları g+b+ b+rçok
bet+mleme kend+ne yer bulmuştur.55
Beauvo+r +nsan beden+n+ kadın ve erkek olmak üzere +k+ varyasyonda +ncelerken
He+nämaa’ya göre Husserl’+n ortaya koyduğu bedenlenme fenomenoloj+s+ne müracaat
etm+şt+r.56 Beauvo+r şöyle der: “Gerçekte var olan, b+yolog tarafından tanımlanan beden
nesnes+ değ+l, öznen+n yaşayan beden+d+r”.57 Böylece Beauvo+r, deney+mleyen ve
deney+mlenen beden+ doğa b+l+mler+n+n beden+ b+r nesne olarak temalaştırmasından farklı
olarak öznen+n yaşadığı beden perspekt+f+nden +nceler.58 Bu perspekt+fte beden nedensel
53
Beauvo'r, The Second Sex, 273; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13.
L'nda F'sher, “Fem'n'st Phenomenology”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester
Embree, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), 4,
https://do'.org/10.1007/978-94-015-9488-2.
55
Sara He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and Sexual D'fference From Descartes to Merleau-Ponty and
Beauvo'r”, İç'nde Fem1n1st Reflect1ons on the H1story of Ph1losophy, ed. L'll' Alanen ve Charlotte W'tt
(Dordrecht: Spr'nger Sc'ence + Bus'ness Med'a, Inc., 2005), 146.
56
He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”, 186.
57
Beauvo'r, The Second Sex, 65; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 67.
58
Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 21.
54
15
+l+şk+lerle değ+l, b+ç+msel ve mot+vasyonel +l+şk+lerle bel+rlen+r.59 Beauvo+r, beden
hakkındak+ bu yaklaşımını k+tabın sonunda b+ze tekrar hatırlatır ve şöyle der: “Beden
nesnel b+ç+m+ altında öznen+n kend+s+ olduğuna göre, h+çb+r zaman deney+mler+n+n neden+
değ+ld+r. Özne davranışlarını, varoluşunun b+rl+ğ+ +ç+nde deney+mler”.60
Beauvo+r, İk%nc% C%ns%yet’te şöyle der: “İnsanlar yer+ne get+rd+kler+ tüm +şlevler+n
anlamını ve değer+n+ yaratırlar, aynı şek+lde c+ns+yetler+ ve aralarındak+ +l+şk+ler+ de c+nsel
faal+yete g+r+şerek tanımlarlar, ama +nsan varlığının doğası c+nsel faal+yet+ zorunlu olarak
+çermez”.61 Ardından Beauvo+r, Merleau-Ponty’ye atıf yaparak Merleau-Ponty’n+n +nsan
varoluşundak+ olumsallık ve zorunluluk f+k+rler+n+n d+kkate alınması gerekt+ğ+ bel+rt+r.62
Beauvo+r şöyle der:
Merleau-Ponty Phénoménologie de Ia percept%on’da +nsan varoluşunun
zorunluluk ve olumsallık f+k+rler+m+z+ gözden geç+rmem+z+ gerekt+rd+ğ+n+
bel+rt+r. “Varoluş” der, “rastlantısal, tesadüf+ n+tel+klere, görünüşünün
oluşumuna katkıda bulunmayan h+çb+r +çer+ğe sah+p değ+ld+r; salt olgu
kavramını kabul etmez, çünkü olgular yalnızca varoluş aracılığıyla ortaya
çıkar”. Yeter+nce doğru. Ama aynı zamanda, varoluş olgusunun kend+s+n+n
onsuz +mkânsız görüneceğ+ koşullar olduğu da doğrudur. Dünyada mevcut
olmak, kes+nl+kle, aynı anda hem dünyada madd+ b+r şey hem de bu
dünyaya yönel+k b+r bakış açısı olan b+r beden+n var olduğu anlamına gel+r;
ancak h+çb+r şey bu beden+n şu ya da bu özel yapıya sah+p olmasını
gerekt+rmez.63
Görüldüğü g+b+ Beauvo+r Merleau-Ponty’n+n “olgular yalnızca varoluş
aracılığıyla ortaya çıkar” 64 sözler+n+ tasd+kler buna ek olarak varoluşu olgusal koşulların
da bel+rled+ğ+n+n altını ç+zer. Zeynep D+rek de İk%nc% C%ns%yet’e yazdığı g+r+ş yazısında
“varoluş dışarıdan olgular ve değerler tarafından bel+rlenen b+r şey değ+l, değerler+
üstlenme ve olguları temel b+r tasarıya göre anlamlandırma dev+n+m+d+r” der ve c+ns+yetl+
olmanın beden+n dünyaya bakış açısını değ+şt+ren koşullar ve tar+hsel durum olmadan
anlaşılamayacağını öne sürer.65 Bu açıklamadan da Beauvo+r’ın hem öznen+n ve hem de
59
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 25.
Beauvo'r, The Second Sex, 636; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 398.
61
Beauvo'r, The Second Sex, 36; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler,3.
62
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 31.
63
Bu pasaj İng'l'zceden d'rekt çevr'lm'şt'r. Beauvo'r, The Second Sex, 36; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt:
Olgular ve Efsaneler, 3.
64
Beauvo'r, The Second Sex, 36; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 3.
65
Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 19.
60
16
nesnel koşulların deney+mde kuruculuğunu eş düzeyde gördüğünü tesp+t etmek
mümkündür. Alıntının son cümles+nde beden+ bel+rlen+mler altında düşünmey+ reddeden
Beauvo+r’ın “kadın doğulmaz, kadın olunur”66 +fades+n+n arka planındak+ düşünce daha
anlaşılır hale gel+r. Beauvo+r, bu söylemlerle beden+n özcü bel+rlen+mler+ altında
doğallaştırılmış olarak ele alınmasına b+r meydan okumakta ve c+ns+yetlend+r+lm+ş beden+
b+r tar+hsel durum olarak görmeye b+z+ davet etmekted+r.67 Ancak bu noktada
He+nämaa’nın Beauvo+r’ın b+yoloj+k determ+n+zm yanında sosyal determ+n+zm+ de
reddett+ğ+ vurgusu öneml+d+r. He+nämaa, Anglo-Amer+kan fem+n+stler+n Beauvo+r’da
kadın olma sürec+n+n b+r tür sosyalleşme sürec+ olarak yorumlamalarını ve c+nsel
farklılaşmanın sosyo-kültürel güçler+n b+r etk+s+ olarak okumalarını eleşt+r+r.
He+nämaa’ya göre Beauvo+r c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımına dayalı b+r c+nsel
farklılık teor+s+ gel+şt+rmek yer+ne c+nsel farklılıktak+ z+h+nsel, bedensel ve anlamlandırıcı
d+nam+kler+ gözler önüne sermeye çalışır.68 Bu eleşt+r+ler tez+n +lerleyen bölümler+nde
etraflıca ele alınıp tartışılacaktır.
Beauvo+r kadınla erkek arasındak+ +l+şk+y+ +ncelerken ve kadını b+r oluş olarak
tanımlarken Merleau-Ponty’n+n fenomenoloj+s+ndek+ c+nsell+k ve aşkınlık bah+sler+ne
atıfta bulunmuştur.69 Beauvo+r şöyle der:
İnsan türü +ç+nde erkekle d+ş+ ancak +nsan+ bakış açısından
karşılaştırılab+l+r. İnsanı tanımlayan +se ver+l+ olmayan, kend+n+ ne +se o
yapan b+r varlık olmasıdır. Merleau-Ponty'n+n çok haklı olarak söyled+ğ+
g+b+, +nsan doğal b+r tür değ+l, tar+hsel b+r +ded+r. Kadın, değ+şmez b+r
gerçekl+k değ+l, b+r oluştur; onu erkeğ+n karşısına oluşu +ç+nde koymak,
yan+ +mkânlarını tanımlamak gerekecekt+r.70
Görüldüğü üzere Beauvo+r’ın c+ns+yetlenm+ş bedene bakışı doğallaştırma
tutumundan uzak, özcü olmayan, tar+hsel b+r perspekt+fle karakter+zed+r. Beauvo+r’ın bu
konumlanmasında Merleau-Ponty’n+n üslup ve tarz kavramları etk+l+ olmuş ve
Beauvo+r’ın kadının varoluşu hakkında onun “ne olduğu” değ+l “nasıl olduğu” sorusuyla
66
Beauvo'r, The Second Sex, 273; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13.
Stawarska, “Subject and Structure in Feminist Phenomenology: Re-Reading Beauvoir with Butler”, 22.
68
Heinämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvoir on the Foundations of the Sexual Difference”, 2122.
69
Heinämaa, “The Soul-Body Union and Sexual Difference from Descartes to Merleau-Ponty and
Beauvoir”, 144.
70
Beauvo'r, The Second Sex, 61; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 64.
67
17
+lg+lenmes+ne neden olmuştur.71 Beauvo+r, Merleau-Ponty'n+n fenomenoloj+s+ndek+
beden-özne tanımını d+kkate değer görmekted+r. Algının Fenomenoloj%s%’nde MerleauPonty72 bedenler+m+z+n bu dünyadak+ “dem+r atma yer+m+z” olduğunu söyleyerek
bedenler+m+z+n b+z+m +ç+n sadece algı nesneler+nden müteşekk+l olmadığını +fade eder.73
Buna göre bedenler+m+z aynı zamanda dünyadak+ varoluş tarzımız, ya da şeylere da+r
sah+p olduğumuz kavrayışların bütünüdür. Beauvo+r, Merleau-Ponty'n+n felsefes+n+n
b+l+nc+ varlıkla karşı karşıya get+rmed+ğ+ne, ancak onları b+r bağ +ç+nde tanımladığına
d+kkat çeker.74 Bu alıntılardan da anlaşıldığı üzere Merleau-Ponty’n+n bedenlenme
fenomenoloj+s+ Beauvo+r’ın düşünceler+nde b+r hayl+ etk+l+ olmuş ve Beauvo+r k+tabında
Merleau-Ponty’ye sık sık başvurmuştur.
Beauvo+r erkek ve kadın +ç+n “bedene dönüşmüş varoluşun tuhaf bel+rs+zl+ğ+n+
çeş+tl+ b+ç+mlerde yaşarlar” der.75 Beauvo+r beden+ bel+rlen+mler altında değ+l b+r çeş+tl+
+mkânlar ve bel+rs+zl+kler +ç+nde düşünmeye çalışır. Fem+n+st düşünüre göre +nsan
varoluşunun kadın ve erkek olmak üzere +k+ ayrı bedenlenmes+ vardır. Her tek+l +nsan
yaşantısı bunlardan b+r+n+n özel b+r çeş+d+d+r veya her +k+s+nden de özell+kler+ bünyes+nde
barındırır. Fem+n+st perspekt+f bu +k+ beden arasındak+ deney+msel farklılıkları konu
ed+n+r. Beauvo+r bu +k+ bedenlenme arasındak+ +l+şk+y+ ps+kof+z+ksel faktörlere
+nd+rgeyerek açıklama g+r+ş+m+nde bulunmaz, Beauvo+r’ın +l+şk+y+ +nceleme b+ç+m+
b+l+msel değ+l, deney+msel ve +l+şk+sel unsurlara dayanır. K+ml+ğ+n c+ns+yetlenmes+nde ve
c+nsel farklılığın oluşmasında ps+ş+k ve z+h+nsel unsurların yanında kes+nl+kle bedensel
b+r taraf da vardır. He+nämaa’nın yorumuna göre Beauvo+r’da kadın olma +k+ ayrı n+tel+k
g+b+ algılanan b+yoloj+k c+ns+yet +le toplumsal c+ns+yet+n eklemlend+ğ+ b+r toplumsallaşma
sürec+ olarak anlaşılamaz. He+nämaa’ya göre Beauvo+r b+r beden+n d+ğer bedenlerle b+r
+let+ş+m +ç+nde yen+ anlamlar ve +st+kametler ed+nd+ğ+ yönel+msel sürec+ temalaştırır.76
71
Heinämaa, “The Soul-Body Union and Sexual Difference from Descartes to Merleau-Ponty and
Beauvoir”, 144.
72
Merleau-Ponty’n'n Türkçe çev'r's'nden faydalanılan eserler'n'n adları Türkçe, İng'l'zce çev'r'ler'nden
faydalanılan eserler'n'n adları İng'l'zce ver'lecekt'r.
73
Maur'ce Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, çev. Em'ne Sarıkartal ve Eylem Hacımuratoğlu
(İstanbul: İthak' Yayınları, 2016), 209.
74
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 56.
75
Beauvo'r, The Second Sex, 683; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 445.
76
He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and Sexual D'fference from Descartes to Merleau-Ponty and
Beauvo'r”, 145.
18
Pek+ bedenlenmen+n +k+ varyasyonda düşünülmes+ hang+ deney+m türler+n+ dışlar?
Elbette günümüz çerçeves+nde düşündüğümüzde kadın ve erkek tanımlamalarına ve
çeş+tler+ne sığmayan farklı bedenlenme sah+b+ b+reyler+n deney+m+ bu bet+mlemeden
dışlanır. Bu durum Beauvo+r yorumcularının farkında olduğu b+r kısıtlamadır.
He+nämaa’ya göre Beauvo+r’da bedenlenmen+n kadın ve erkek olmak üzere +k+
varyasyona +nd+rgenmes+ +k+l+ğ+ güçlend+r+r ve gel+şt+r+r.77 Oksala’ya göre İk%nc% C%ns%yet’+
günümüz gözüyle okuduğumuzda k+tabın ırk, ku+r (queer), c+nsell+k ve annel+k g+b+
unsurlara yaklaşımı sorunlu gözükmekted+r. Buna rağmen Beauvo+r deney+m+n anlamını
araştırırken el+nde sınırlı b+r b+lg+ kaynağının bulunduğunun farkındadır. Oksala’ya göre
Beauvo+r deney+mde şeyler+n aslen nasıl ortaya çıktığını +ncelerken b+reyler+n
varoluşunun arkasında onları bel+rleyen herhang+ b+r nesnell+k durumunu kabul etmemes+
bakımından fenomenoloj+k b+r yöntem+ ben+msem+şt+r. Oksala’ya göre Beauvo+r
fenomenoloj+n+n metodoloj+k araçlarından b+r+ olan fenomenoloj+k +nd+rgemey+ ünlü
“kadın doğulmaz, kadın olunur”78 formülasyonunda uygulayarak kadınlığa da+r tüm
bel+rlen+mler+ olumsal ve tar+hsel hale get+rm+şt+r.79
Beauvo+r’da bütünsel ve tutarlı b+r k+ml+k oluşumu artık kalıtımsal özell+klerle
değ+l takl+t, tekrar g+b+ kavramlarla anlaşılan d+nam+k b+r sürec+n ürünüdür. Beauvo+r
kadının gerçekl+ğ+nden bahsederken bahsett+ğ+ kadın kümes+ b+yoloj+k özell+kler+n
benzerl+ğ+nden oluşmaz. Bu benzerl+k kadınların ne olduklarından hareketle değ+l
kadınların d+ğer nesnelerle nasıl +l+şk+ kurduklarından hareketle oluşturulur. Her b+r kadın
b+rey kadınsı varoluş tarzının tek+l b+r çeş+d+ olarak ele alınır. Erkekler de aynı şek+lde er+l
varoluşun b+r varyasyonudurlar. Böylece kadın ve erkek varoluşlarının benzer b+ç+mler+
genel b+r t+p+n oluşumuna etk+ ederler. Fakat kadınsı varoluşun bu genell+ğ+ kes+n ve sab+t
kavramlar altında düşünülemez. Çünkü bu varoluşlar d+nam+k ve tamamlanmamış yapılar
olarak karşımızda dururlar. Öncek+ eylemler+ gelecektek+ olası eylemler+n+ bel+rlemez.
Varoluşları olası eylemler+n ufkuna açıktır.80
Beauvo+r The Eth%cs of Amb%gu%ty’de şöyle der: “Kuşkusuz herkes kend+ f+zyoloj+k
olanakları temel+nde kend+n+ beden+n +ç+ne atar, ama beden+n kend+s+ kaba b+r olgu
77
He'nämaa, 145.
Beauvo'r, The Second Sex, 273; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13.
79
Oksala, “The Method of Cr't'cal Phenomenology”, 144.
80
He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and Sexual D'fference from Descartes to Merleau-Ponty and
Beauvo'r”, 145.
78
19
değ+ld+r. Dünyayla olan +l+şk+m+z+ +fade eder”.81 Burada Beauvo+r beden+n +fade ed+c+l+ğ+n+
onaylamaktadır. İk%nc% C%ns%yet’te +se bu düşünces+n+ c+nsell+ğ+ de +ç+ne alacak şek+lde ele
alır.82 Beauvo+r beden ve c+nsell+k hakkında şöyle der: “Ancak beden ve c+nsell+k
varoluşun somut +fadeler+ olsa da bunların +mlemeler+ ancak varoluştan hareketle
keşfed+leb+l+r”.83 Bu +k+ pasajda Beauvo+r bedene asl+ b+r rol vermekte ve beden+ dünyayla
olan +l+şk+m+z+ +fade ed+c+ b+r anlam kaynağı olarak görmekted+r. Ayrıca Beauvo+r İk%nc%
C%ns%yet’te beden+n araçsal olarak görülmes+ne yönel+k karşıt b+r tavır +çer+s+nded+r.
Düşünüre göre araçsallık kadının deney+m+n+ bet+mlemede yeters+zd+r. Bu noktada
Beauvo+r He+degger’+n dünyayı amaçlara aracı olan b+r “aletler bütünü” olarak görmes+n+
eleşt+r+r. Çünkü kadının deney+m+nde dünya; kadına d+renen b+r engeld+r, yaşanılan b+r
kaderd+r ve kapr+slerle doludur.84 D+ş+l beden ves+les+yle açığa çıkan dünya prat+k, el
altından bulunan b+r dünya olarak deney+mlenmez. Kadına beden+ ham+lel+k, emz+rme,
regl olma g+b+ çeş+tl+ deney+mler yaşatır. Bu noktada beden; kadın +ç+n b+r araç, b+r engel
değ+l ancak b+r yabancılaşma deney+m+ yaşatır. Beden kend+s+n+ “yabancı b+r canlılıkla”
sunar.85
Beauvo+r He+nämaa’ya göre d+ğer b+rçok yorumcunun +dd+a ett+ğ+n+n h+lafına
burada d+ş+l beden+ geçers+z kılmaya çalışmaz.86 Ancak d+ş+l beden+n deney+mde
erkekler+nk+nden farklı ve olumsuz türde b+r bedenlenme duygusu yaşadıklarını
bet+mlemeye çalışır ve şöyle der: “Kadın da erkek g+b+ beden+d+r, ama beden+ kend+s+nden
başka b+r şeyd+r”.87 Bu pasaj He+nämaa’ya göre Beauvo+r’ın Merleau-Ponty’de beden+n
algının doğal öznes+ olarak görülmes+ne karşı b+r +t+razıdır. Merleau-Ponty doğal özne
f+kr+n+ şu şek+lde +fade eder: “En azından deney+me sah+p olduğum ölçüde beden+m+m ve
y+ne de beden+m aynı zamanda 'doğal' b+r özne, toplam varlığımın geç+c+ b+r taslağıdır”.88
Beauvo+r +se “doğal özne” f+kr+ne karşı çıkarak beden+n h+çb+r zaman anon+m ya da k+ş+sel
b+r benl+kle büsbütün örtüşmed+ğ+n+n altını ç+zer. Beden b+ze hem k+ş+sel hem anon+m
81
S'mone de Beauvo'r, The Eth1cs of Amb1gu1ty, çev. Bernard Frechtman (Pr'nceton, N.J.: Record'ng for
the Bl'nd & Dyslex'c, 2006), 28.
82
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 64.
83
Beauvo'r, The Second Sex, 72; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 73.
84
Beauvo'r, The Second Sex, 568; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 330.
85
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 70.
86
He'nämaa, 71.
87
Beauvo'r, The Second Sex, 57; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 60.
88
Maur'ce Merleau-Ponty, Phenomenology of Percept1on: An Introduct1on (London: Routledge, 2002),
231.
20
fakat bununla b+rl+kte yabancı unsurları da +çeren çeş+tl+ katmanlara bölünmüş olarak
ver+l+r. Kadın beden+ kend+s+ne a+t olmayan b+r canlılığı da beden+nde deney+mler.
Dolasıyla beden+m hem dünyadak+ zorunluluk dayanağım olarak bana a+tt+r hem de bana
yabancıdır. Beauvo+r’e göre kadınlar bu yabancılık h+ss+n+ erkelere nazaran çok daha
yakından deney+mlerler.89 Ham+lel+k deney+m+ buna b+r örnekt+r. Beauvo+r’e göre kadın
bu deney+m+ hem b+r zeng+nleşme hem de b+r tür yaralanma olarak h+sseder. İç+nde
büyüyen canlı hem kadının b+r parçasıdır hem de beden+n+ kullanan b+r tür paraz+tt+r.90
Beauvo+r kadının beden+ndek+ bu yabancı canlılık deney+m+n+n erkekten farklı olarak
sürekl+ ve döngüsel b+r şek+lde devam ett+ğ+n+ +ler+ sürer. Ancak kadın bedenlenmes+n+n
bu özgül karakter+ b+l+m ve felsefe tarafından tanınmamıştır.91
Beauvo+r ham+lel+ğ+n kadın +ç+n b+r “dram” olarak deney+mlend+ğ+n+ söyler.92
Ancak gerçekten ham+lel+k bu kadar olumsuz tonlarda deney+mlenmek zorunda mıdır?
Kadın bu deney+m+ yaratıcı ve yen+l+kç+ b+r süreç olarak deney+mleyemez m+? Ham+lel+k
deney+m+n tüm kadınlar +ç+n dram olduğu tesp+t+ +nd+rgemec+ ve genelley+c+ b+r bet+mleme
g+b+ gözükmekted+r. Kadın beden+n+ ham+lel+kte hem özne hem de nesne olarak
deney+mler. Bu bakımdan beden +k+l+ konumun arasında dev+n+p durur. Beauvo+r’ın doğal
özne kavramına karşı ham+lel+k deney+m+ üzer+nden beden+n benl+kle her zaman yüzde
yüz örtüşmed+ğ+ +fade ederken belk+ doğru b+r noktaya parmak basmaktadır. Ancak bu
deney+m+n kadın +ç+n yabancılığını onda dram ve bunalmışlık oluşturacak kadar negat+f
olduğu yönündek+ vurgusu tartışmaya açıktır. He+nämaa da Beauvo+r’ın ham+lel+k ve
doğum bet+mlemeler+nde oldukça negat+f b+r ton olduğunu kabul eder. Ancak
Beauvo+r’da bedenlenme tartışmasının özünü b+ze tekrar hatırlatarak şöyle der:
“Beauvo+r’ın bedenlenme tartışmasının özü bu alt ya da üst tonlarda değ+l, yaşayan
beden+n tarafsız b+r felsefes+nden hala yoksun olduğumuz argümanındadır”.93
Bu bölümde S+mone de Beauvo+r’ın kadınların özgül deney+m+ üzer+nden ele
aldığı beden anlayışı doğalcı varsayımlara karşı b+r hamle olarak okunab+l+r. C+ns+yetler
arası eş+ts+zl+ğ+n doğal olmaktan z+yade tar+hsel ve olumsal koşulların b+r ürünü olduğunu
gösteren Beauvo+r bedenlenme tartışmasını c+ns+yetlenme sürec+ +le beraber okur.
89
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 71.
Beauvo'r, The Second Sex, 476; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 239.
91
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 72.
92
Beauvo'r, The Second Sex, 476; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 239.
93
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 75.
90
21
Böylece Beauvo+r’da bedenlenme; c+ns+yet farklılığı ve c+ns+yete bağlı tahakküm
+l+şk+ler+yle beraber okunarak bu varoluş deney+mler+ tartışmaya eklenen öneml+ unsurlar
hal+ne gel+r. F+lozof beden ve c+nsell+ğ+n varoluştan +t+baren b+r +fade kazandığını
düşünerek bedenlenmede deney+m alanının kuruculuğuna vurgu yapar. Bu vurgu doğalcı
varsayımlarla çerçevelenmem+ş b+r beden+n yalnızca yaşanan deney+m zem+n+nde bel+rl+
b+r +fade hal+ne geleb+leceğ+ argümanını da +çer+r. Bölüm +çer+s+nde göster+ld+ğ+ üzere
Beauvo+r’ın
bedene
da+r
f+k+rler+n+n
ne
ölçüde
Merleau-Ponty’n+n
beden
fenomenoloj+s+nden etk+lend+ğ+n+ görüleb+l+r. Beauvo+r’dak+ fenomenoloj+ etk+s+ b+z+
fenomenoloj+ geleneğ+n+n başlangıcından Beauvo+r’a değ+n beden+n ne şek+lde ele
alındığı sorusuna götürür. Beauvo+r’da Merleau-Ponty etk+s+n+n arkasında beden
hakkında ufuk açıcı b+r +s+m olarak fenomenoloj+n+n kurucu f+gürü ve Merleau-Ponty’n+n
selef+ Edmund Husserl vardır. B+r sonrak+ bölümde Husserl ve Merleau-Ponty hattı
üzer+nden beden+n fenomenoloj+de nasıl +şlend+ğ+n+n +z+ sürülecekt+r. Böylece fem+n+st
düşünce +le fenomenoloj+n+n etk+leş+me g+rd+ğ+ ve kes+şt+ğ+ noktalar daha net
görüleb+lecekt+r.
22
2. BÖLÜM: FEMİNİST DÜŞÜNCEDEKİ BEDEN ANLAYIŞININ
FENOMENOLOJİK KAYNAKLARI: HUSSERL VE
MERLEAU-PONTY
2.1. Husserl’de Yaşayan Beden
Husserl, fem+n+st teor+ +ç+n bedenlenme fenomenoloj+s+nde kaynak olarak başvurulan b+r
+s+m olsa da94 onun bedenden z+yade transandantal egoya öncel+k verd+ğ+n+ düşünenler
fem+n+st düşünürler ve yorumcular da vardır.95 Örneğ+n Husserl’+n bedenlenme
fenomenoloj+s+nde hala faydalanılab+lecek unsurlar gören Al-Saj+, +lk bakışta Husserl’+n
fenomenoloj+s+n+n “bedens+z b+r b+l+nç yapısını” öne çıkarıyor g+b+ gözüktüğünü kabul
eder. Özell+kle Husserl’+n erken dönem felsefes+nde transandantal +deal+zm ve
mantıkçılığa da+r eğ+l+mler b+l+nc+ yönel+msel etk+nl+kte soyut b+r kutup olarak ortaya
çıkarır. Böylece Husserl’+n fenomenoloj+s+ d+ğer felsefeler g+b+ bedenlenmey+ bastıran b+r
n+tel+ğe sah+p olur. Al-Saj+’ye göre Husserl’de bedens+z b+l+nç teor+s+ ortaya koyan
fenomenoloj+k
+nd+rgeme
metodu
da
fem+n+stler+n
fenomenoloj+ye
şüpheyle
yaklaşmasına sebeb+yet verm+şt+r. Z+ra fenomenoloj+k redüks+yon sadece nesney+ değ+l
öznel alandak+ amp+r+k egoyu ve onunla +l+şk+l+ olarak beden+, toplumsal c+ns+yete dayalı
farklılığı vb. parantez +ç+ne almayı +çer+r. Al-Saj+’ye göre ortaya çıkan b+l+nç; c+nsel
farklılığı örtülü b+r şek+lde dışlayan, d+ş+l beden+n yok sayılmasıyla var ed+lm+ş
evrenselleşt+r+lm+ş er+l b+r b+l+nç olarak +şaretlen+r. Fenomenoloj+k +nd+rgeme öznell+ğ+
yapılandıran ve +nd+rgeme etk+nl+ğ+n+ de koşullayan bedenlenm+ş ayrık durumları (ırk,
c+ns+yet, sınıf, kültür vb.) unutturur.96 Ayrıca Al-Saj+ +ç+n fenomenoloj+k redüks+yon,
94
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference; Sara He'nämaa, “Sex, Gender, and
Embod'ment”, İç'nde The Oxford Handbook of Contemporary Phenomenology, ed. Dan Zahav', 1st ed,
Oxford Handbooks (Oxford: Oxford Un'vers'ty Press, 2012), 216-42; He'nämaa, “Embod'ment and
Fem'n'st Ph'losophy”; Sara He'nämaa ve Lanei Rodemeyer, “Introduction”, Continental Philosophy
Review 43, sy 1 (N'san 2010): 1-11, https://do'.org/10.1007/s11007-010-9130-0; Bergoffen, “From Husserl
to Beauvo'r: Gendering the Perceiving Subject”; Al'a Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs: On the Uses of
Husserl'an Phenomenology for Fem'n'st Theory”, Continental Philosophy Review 43, sy 1 (N'san 2010):
13-37, https://do'.org/10.1007/s11007-010-9135-8; Al'a Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, İç'nde The
Routledge Compan1on to Fem1n1st Ph1losophy, ed. Ann Garry, Routledge Ph'losophy Compan'ons (New
York ; London: Routledge, Taylor & Franc's Group, 2017).
95
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”;
Taylor Carman,“The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”:, Ph1losoph1cal Top1cs 27, sy 2 (1999): 205-26,
https://do'.org/10.5840/ph'ltop'cs199927210; Oksala, “The Method of Cr't'cal Phenomenology”.
96
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 15.
23
deney+mde amp+r+k olanı transandantal olandan ayırt edeb+leceğ+m+z+ kabul ederek hem
çok +ler+ g+tmekte hem de amp+r+k ve olumsal kabul ed+len unsurların deney+mde
yapılandırıcı etk+s+n+ görmezden gelerek gereğ+nce +ler+ g+tmemekted+r.97 Al-Saj+,
+nd+rgeme faal+yet+ne daha +ler+ götürmey+ tekl+f ederek “gerçek” +nd+rgemen+n bu tür
durumların (onları evrensel ya da tar+hdışı varsaymadan) deney+mde kurucu koşullar
olduğunu ortaya çıkaracağını savunur.98
Al-Saj+, fem+n+stler+n Husserl fenomenoloj+s+n+n bazı noktaları hususunda
çek+mser kalmakta haklı olduklarını, ancak Husserl'de zamansallık, bedenlenme,
duyumsama ve duygulanıma yönel+k dak+k anal+zler+n ver+ml+ b+r +y+leşme +mkânı ortaya
koyduğunu +dd+a eder.99 Beata Stawarska da fenomenoloj+ ve fem+n+st teor+ arasında
ver+ml+ b+r alışver+ş potans+yel+ görse de fenomenoloj+n+n araştırma alanının sözde
tarafsız ve tar+h dışı varoluş kategor+s+ olmasını ve olumsal amp+r+k +çer+kten arındırılmış
aşkın b+l+nçtek+ anlamlara odaklanmasını fem+n+st proje açısından probleml+ addeder.
Ayrıca Husserl’+n eserler+nde d+ş+l beden+n özgüllüğünden ve deney+m+nden
bahsed+lmed+ğ+n+ söyler. Stawarska bu öneml+ eks+kl+ğ+n altını ç+zse de Husserl’+n beden+
ve toplumsal +l+şk+ler+ öznell+ğ+n aktarılamaz özell+kler+ ve fenomenoloj+n+n merkez+
sorunları olarak gördüğünü de bel+rt+r.100 He+nämaa +le Rodemeyer +se aşkın egonun
amp+r+k egoyu dışladığı argümanına karşı Husserl'+n101 yayınlanmamış el yazmalarında
geçen: “Ben, dünyadak+ +nsan, doğal olarak yalnızca bu +nsan olarak yaşıyorum ve
kend+m+ bu +nsan olarak k+ş+sel tutumda buluyorum, dolayısıyla aşkın tutumda bulduğum
g+b+ başka b+r ego değ+l+m”102 +fadeler+ne yer vererek, bu ve benzer+ pasajlarda, aşkın ego
+le amp+r+k ego arasındak+ ayrımın herhang+ b+r ontoloj+k +ma olmaksızın metodoloj+k
olduğu ve aşkın egonun ayrı b+r varlık değ+l, dünyev+ benl+ğ+n düşünümsel b+r
mod+f+kasyonu veya olasılığı olduğu +dd+alarının varlığına d+kkat çekerler.103
Beauvo+r’ı Husserl +le beraber okumayı tekl+f eden Debra B. Bergoffen +se
Husserl’+n sadece bedens+z ve mekânız b+l+nçle +lg+lenmed+ğ+n+ aynı zamanda beden+
97
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 146.
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 16.
99
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 146.
100
Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 14.
101
Husserl’'n İng'l'zce çev'r's'nden faydalanılan eserler' İng'l'zce, Almanca aslından faydalanılan eserler'
'se Almanca adıyla yazılacaktır.
102
Edmund Husserl, Zur Phänomenolog1schen Redukt1on, ed. Sebast'an Luft, c. 34, Husserl'ana
(Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2002), 200, https://do'.org/10.1007/978-94-010-0574-6.
103
He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”, 5.
98
24
Ideas II ve Cartes%an Med%tat%ons: An Introduct%on to Phenomenology (V. Med+tasyon)
g+b+ eserler+nde öneml+ b+r fenomenoloj+k tema hal+ne get+rd+ğ+n+ savunur. Bergoffen’a
göre Husserl, Descartes’ın beden+ ve algıyı aşağılamasına karşı çıkarak felsef+ +ncelemey+
bedenlenm+ş algısal deney+m+n fenomenoloj+k ver+l+ oluşu üzer+nden temellend+rmeye
çalışır.104 Ancak Bergoffen, Husserl’+n fenomenoloj+s+n+n c+ns+yetlend+r+lm+ş beden+
hesaba
katmadığını
çoğu
fem+n+st
teor+syen
g+b+
kabul
eder.105
Fem+n+st
fenomenologlardan L+nda Martín Alcoff, Husserl’+n ep+stemoloj+s+n+n +nd+rgeme
vasıtasıyla kes+n b+r hak+kat temel+ne er+şmeye çalışma hedef+ne fazla bağlı kaldığını ve
onun
transandantal
ego
kavramının
öneml+
bakımlardan
bedens+z
kaldığını
düşünmekted+r.106 Stella Sandford; fem+n+stler+n toplumsal değ+ş+m+ sağlamak +ç+n pol+t+k
ajandaya sah+p olması, bundan ötürü bağlılıklarının ve konumlarının paranteze alınması
değ+l ortaya konmasının gerekmes+ ve aşkın, bedens+z ve yalıtılmış özney+
eleşt+rmeler+nden
dolayı
kend+ler+n+
Husserl’+n
başlangıçtak+
transandantal
fenomenoloj+s+yle uyumlu görmed+kler+n+ bel+rt+r.107 Sandford bununla beraber stat+k
aşkın fenomenoloj+den genet+k, varoluşsal, üretken ve hermeneüt+k fenomenoloj+ye
geç+ş+n ve örneğ+n Husserl’+n öznelerarasılığa yönel+k yazdıklarının fem+n+st teor+n+n
gel+ş+m+ adına yöntem ve kavramsal çerçeve sağladığını kabul eder.108
Fenomenoloj+ ve fem+n+st teor+ arasındak+ sıkı b+r etk+leş+m gören Sara He+nämaa
bu etk+leş+m+n fem+n+st teor+n+n kurucu +sm+ Beauvo+r’dan bu yana sürdüğünü bel+rt+r.
He+nämaa, Beauvo+r’ın İk%nc% C%ns%yet k+tabında Merleau-Ponty’ye tekrar tekrar atıf
yapmasına rağmen Beauvo+r’ın eser+n+n Husserl +le gündeme get+r+len ve Merleau-Ponty
+le beraber yen+den sorunsallaştırılan fenomenoloj+k sorular ve temalarla bağlantılı b+r
şek+lde anal+z ed+lmed+ğ+n+ +fade eder.109 Düşünür İk%nc% C%ns%yet’+ değerlend+rmek +ç+n
meşru zem+n+n Descartes'ın veya Sartre'ın b+l+nç felsefes+nde ya da Anglo-Amer+kan
fem+n+zm+n+n c+ns+yet/toplumsal c+ns+yet ayrımından hareketle değ+l, +lk defa Husserl
tarafından gündeme get+r+len fenomenoloj+k sorulardan hareketle oluşacağını savunur.110
He+nämaa, yazdığı makalelerde ve k+tabında fem+n+st teor+dek+ fenomenoloj+k arka planın
104
Bergoffen, “From Husserl to Beauvo'r: Gender'ng the Perce'v'ng Subject”, 58.
Bergoffen, 66.
106
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 48.
107
Sandford, “Fem'n'st Phenomenology, Pregnancy and Transcendental Subject'v'ty”, 51.
108
Sandford, 52.
109
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 24.
110
He'nämaa, 32.
105
25
ne kadar köklü olduğuna sık sık değ+n+r.111 He+nämaa, Toward a Phenomenology of
Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r k+tabında Beauvo+r’dak+ MerleauPonty etk+s+n+ Husserl kaynağına g+derek b+rl+kte okumayı tekl+f eder. Beauvo+r’ın
Merleau-Ponty +le g+rd+ğ+ etk+leş+m İk%nc% C%ns%yet’te bar+zd+r. Beauvo+r’ın beden ve
c+nsell+k hakkındak+ f+k+rler+n+ anlamak +ç+n +se He+nämaa’ya göre “yaşayan beden”
kavramının köken+ne g+tmek gerekl+d+r. Sartre, He+degger ve Merleau-Ponty’n+n
kullandığı yaşayan beden, bedenlenme tartışmasında bu düşünürler+n f+k+rler+n+
dayandırdığı Husserl’+n ortaya koyduğu b+r kavramdır.112
He+nämaa’nın verd+ğ+ b+lg+lere göre Husserl yaşayan beden (Le%b) kavramını +lk
defa 1907’de nesnell+k ve uzamsallık üzer+ne verd+ğ+ derslerde kullanmıştır. Daha sonra
Ideas II’de bu kavramı der+nlemes+ne +ncelem+şt+r. He+nämaa, Toward a Phenomenology
of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r adlı k+tabının +k+nc+ bölümü olan
“The L+v+ng Body” bölümünde Husserl’+n bedene yönel+k +k+ farklı türde deney+m+m+z
olduğu yönündek+ ayrımına d+kkat çeker. Buna göre Husserl’de madd+ bedenlerle +k+
farklı şek+lde +l+şk+ kurar ve onları deney+mler+z. Yalnızca f+z+ksel şeyler (Körper) +le canlı
bedenler+ (Le%b) farklı şek+llerde deney+mler+z. B+tk+, hayvan ve +nsan bedenler+ olan canlı
bedenlerle +se +k+ farklı şek+lde +l+şk+ kurarız. İlk+ doğa b+l+mc+n+n tutumudur d+ğer+ +se
Husserl’+n k+ş+selc+ tutum ded+ğ+ +l+şk+ kurma b+ç+m+d+r. Doğa b+l+msel tutum beden+
anlam, amaç ve değerden sıyırarak ele alır. Beden+n hareket+ ve konumu +ç ve dış
nedenler+n etk+ler+ olarak ele alınır. Bu etk+ler göz önünde bulundurularak bedene da+r
düzenl+ olaylar b+r araya get+r+l+r ve bundan hareketle k+ş+n+n davranışları açıklanır ve
gelecektek+ eylemler+ tahm+n ed+lmeye çalışılır. D+ğer yandan yaşayan canlı bedenlerle
+se amaçlı ve anlam taşıyan k+ş+ler (Person) olarak +l+şk+ kurulab+l+r. Bu +l+şk+de artık
k+ş+n+n eylemler+ tahm+n ed+l+p açıklanmaya çalışılmaz, k+ş+n+n hareketler+ ve jestler+ne
karşılık ver+l+r. Fenomenoloj+k yöntem b+ze canlı bedenler+ bet+mleme olanağı tanır. Bu
bet+mleme sayes+nde madd+ şeyler +le k+ş+ olarak bedenler arasındak+ fark +nceleneb+l+r.113
111
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference; He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and
Sexual D'fference From Descartes to Merleau-Ponty and Beauvo'r”; He'nämaa ve Rodemeyer,
“Introduct'on”; Sara He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, İç'nde The Oxford Handbook of
Contemporary Phenomenology, ed. Dan Zahav', 1st ed, Oxford Handbooks (Oxford: Oxford Un'vers'ty
Press, 2012), 216-42; He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”; He'nämaa, “What Is a Woman?
Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”.
112
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 26.
113
He'nämaa, 26.
26
He+nämaa, Husserl’dek+ Le%b kavramını yaşayan veya canlı beden anlamına gelen
l%v%ng body olarak çev+r+r. Ideen II’n+n İng+l+zce çev+r+s+nde +se Le%b baş harf+ büyük
olarak Body şekl+nde çevr+l+r. Bu sebeple Husserlc+ anlamda b+r bedenden bahsederken
b+z de alıntılarda baş harf+ büyük beden şekl+nde yazacağız. He+nämaa’nın Husserl’de
madd+ bedenlere yönel+k gördüğü +k+ farklı türde deney+m olarak salt f+z+ksel şeyler
(Körper) +le canlı bedenler+n (Le%b) deney+m+ Husserl’+n metn+ne yaptığı referansta
görüleb+lecek net b+r ayrım değ+ld+r. He+nämaa, canlı bedenlerle kurulan +k+ tür +l+şk+
olduğunu Ideas II §11 paragraf 25. kısım ve §48-49 paragraflarının 172-175. kısımlarına
başvurarak +dd+a eder. Ancak paragraflar +ncelend+ğ+nde madd+ şeyler ve k+ş+ olarak
bedenler arasındak+ ayrım net olarak konmamıştır. §48-49 paragraflarda Husserl doğa
b+l+msel ruh teor+s+ ve k+ş+ teor+s+ (Egoloj%) farkından ve k+ş+selc+ tutumdan bahsetse de
k+ş+ olarak “bedenlerden” bahsetmez. Husserl açıkça doğa b+l+mler+n+n ele aldığı şekl+yle
Ego +le sosyal b+r dünyanın üyes+ olarak Ego arasındak+ ayrımla +lg+lend+ğ+n+ bel+rt+r. Y+ne
aynı şek+lde He+nämaa’nın referans gösterd+ğ+ aralıklarda (Ideas II §11, 25; s, 27 ve Ideas
II §48-49; 172-175, 179-180; s, 181-184, 189-19) Husserl canlı bedenden
bahsetmemekted+r. Husserl ancak § 49’un 176 numaralı bölümünden başlayarak canlı
beden +le +lg+l+ görüşler+n+ açıklar. Görünen o k+, He+nämaa Husserl okumasında canlı
beden deney+m+n+n fenomenoloj+k bet+mlemes+ne odaklanmakta ve metn+ bu proje
kapsamında yorumlamaktadır. He+nämaa, Husserl’+n bedenlenme anal+z+n+n ve yaptığı
ayrımların c+nsell+k üzer+ne fenomenoloj+ ve varoluşçu felsefedek+ tartışmaları
etk+led+ğ+n+ ve bu hat üzer+nden Beauvo+r’ın bu tartışmalara katkısını göstermek
+stemekted+r.114
Husserl madd+ beden (Körper) ve yaşayan beden (Le%b) arasındak+ ayrımı
Cartes%an Med%tat%ons: An Introduct%on to Phenomenology adlı eser+nde açıkça +fade eder
ve şöyle yazar:
Bu doğanın kend+ne özgü b+r şek+lde tasarlanmış bedenler+ arasında,
beden+m+ benzers+z b+r ayrım +ç+nde, yan+ salt b+r beden (Körper) olmayan
tek beden olarak, ama tam olarak b+r beden (Le%b) olarak buluyorum: Soyut
dünya katmanım +ç+nde, deney+me uygun olarak duyum alanları atfett+ğ+m
114
He'nämaa, 27.
27
… “+ç+nde” hemen “yönett+ğ+m ve yönlend+rd+ğ+m”, özell+kle de
“organlarının” her b+r+n+ yönett+ğ+m tek Nesne olarak buluyorum.115
Husserl Ideas II § 49’da ruh-beden +l+şk+s+n+n natüral+st tutumda nasıl ele
alındığından bahseder. Şöyle der: “Ruh +le başlayalım. Doğa b+l+m+ +ç+n o kend+ başına
b+r şey değ+ld+r; sadece Beden'dek+ gerçek olayların b+r tabakasıdır”.116 Ancak Husserl’e
göre beden ruhla beraber ortaya çıkan, “madd+ doğadak+ +k+nc+ b+r gerçekl+k türüdür”. 117
Husserl Ideas II §45’te şöyle der: “Ps+ş+k olan deney+m +ç+nde Bedenle b+rd+r, yan+
gerçekte Bedenle b+rd+r; bu ölçüde Bedende ya da Beden+n +ç+nde b+r şeyd+r, ayırt
ed+leb+l+r tek ayrı konumu yoktur. Kuşkusuz yanıltıcı olan +ntrojeks+yon +fades+
kullanılab+l+r”. Ps+ş+k n+tel+kler “salt f+z+ksel şey+n ötes+ndek+ gerçekl+k fazlası, kend+
başına ayrıştırılab+lecek b+r şey değ+l, yan yana konmuş b+r şey değ+l, f+z+ksel şey+n
+ç+ndek+ b+r şeyd+r; dolayısıyla şeyle ‘b+rl+kte’ hareket eder ve uzamsal bel+rlen+m+n+
kend+s+ de uzamsal olan b+r şey+n +ç+nde bulunmasıyla kazanır”.118 Husserl, ps+ş+k
unsurların beden g+b+ uzamsal düşünülemeyeceğ+n+ §14’te açıkça bel+rt+r. Ps+ş+k olan
bedende olması sebeb+yle uzamsal düzen+n b+r parçasıdır.119 Dolayısıyla ondan ayrı
düşünülemez. Böylece Husserl, He+nämaa’nın d+kkat çekt+ğ+ üzere ruh-beden +l+şk+s+n+
+k+ ayrı uzamsal varoluşa dayandırmaz. Ruh bedende yayılan uzamsal b+r şey değ+ld+r.
Ancak Husserl’+n de farkında olduğu g+b+ ruhun bedenle +l+şk+s+n+ karakter+ze ederken
kullandığı “yanıltıcı” +ntrojeks+yon ter+m+ burada ruhun bedene yerleşt+r+lm+ş olması
anlamına gel+r. Bu tab+r de uzamsal çağrışımlarla yüklüdür.120 Ancak Husserl’de bu
kullanım bet+mlemey+ daha açık +fade etmek +ç+n kullanılmış g+b+ gözükmekted+r. Husserl
beden+ duyumların taşıyıcısı ve ruh +le somut b+r bütünlükte olan b+r yapı olarak görür.
Beden b+r yandan madd+ b+r gerçekl+kken d+ğer yandan madd+ olan +le öznel alan arasına
“yerleşt+r+lm+ş” b+r şey ve dış dünya +le nedensel +l+şk+ +ç+nde olan b+r merkezd+r. Beden
115
Edmund Husserl, Cartes1an Med1tat1ons: An Introduct1on to Phenomenology, çev. Dor'on Ca'rns, 7. bs
(Dordrecht: Mart'nus N'jhoff Publ'shers, 1982), 97.Edmund Husserl, Cartes1an1sche Med1tat1onen und
Par1ser Vorträge, ed. S. Strasser, c. 1, Husserl'ana (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 1991), §44, 128,
https://do'.org/10.1007/978-94-011-3029-5.
116
Edmund Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy /
Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, çev. R'chard Rojcew'cz ve André Schuwer,
[Herdruk] (Dordrecht: Kluwer Academ'c Publ'shers, 1989), § 49, 184.
117
Husserl, Ideas II, § 33, 146.
118
Husserl, § 45,186.
119
Husserl, § 14, 36.
120
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 28.
28
dış dünya +le bedensel-ps+ş+k özne arasındak+ +l+şk+de b+r “dönüm noktasıdır”.121 Beden
madd+ olan +le öznel olan arasındak+ bağlantı noktası olarak +ş görür. Kend+s+ de b+r
yönüyle madd+ b+r yönüyle ps+ş+k n+tel+klere sah+p olduğu +ç+n b+r buluşma noktası olarak
anlaşılab+lmekted+r.
Husserl Ideas II §41’de üç ayrı başlık altında beden+n salt f+z+ksel unsurlardan
farkını açıklar. Husserl d+ğer madd+ şeyler+n aks+ne beden+ daha farklı b+r madd+ özell+kte
olduğunu söyler122 ve beden+ “duyu alanlarının taşıyıcısı olarak, özgür hareketler+n organı
olarak ve dolayısıyla +raden+n organı olarak, merkez+n taşıyıcısı olarak ve uzamsal
yönel+m+n temel yönler+n+n yer+ olarak” görür.123 Bu üç özell+k beden+ salt madd+ ve
f+z+ksel şeylerden ayırmaktadır. Beden +lk olarak “duyumların duyumlar olarak
yerelleşmes+yle beden hal+ne gel+r”.124 İk+nc+ olarak beden +rad+ ve özgür hareket+n
kaynağıdır. İnsan ve hayvanlar b+r şey+ hareket ett+rmek +sted+kler+nde önce kend+
bedenler+n+ hareket ett+rmek zorundadırlar. Son olarak beden uzamsal yönel+mde her
şey+n ona göre şek+llend+ğ+ b+r referans noktasıdır. Beden b+r yönel+m merkez+d+r ve tüm
yönel+mler+n sıfır noktası olarak eşs+z b+r konuma sah+pt+r. Beden+n “her zaman n+ha+
merkez+ burası modunda karakter+ze ed+l+r”. O, “kend+ dışında başka b+r burası
olmayandır”.125 Madd+ şeyler bedene göre b+r konumdadır, örneğ+n beden+n sağında veya
solunda, arkasında veya önünded+rler.126
Bedenler+n d+ğer madd+ nesnelerle benzerl+ğ+n+n bulunduğu nokta +se beden+n de
nedensel +l+şk+lerde rol oynamasıdır. Husserl bunu şu şek+lde örneklend+rerek açıklar:
Beden+m+n hareketler+ dışsal şeyler+n hareketler+ g+b+ mekan+k süreçler
olarak kavranır ve Beden+n kend+s+ de d+ğerler+n+ etk+leyen ve d+ğerler+n+n
üzer+nde etk+ler+ olan b+r şey olarak kavranır. Şeyler ve Beden arasındak+
koşullu +l+şk+lere da+r daha önce bahsed+len tüm durumlar, söz konusu
süreçler+n yalnızca f+z+ksel süreçler olarak görünmes+ sayes+nde,
kavrayıştak+ değ+ş+kl+kler+ de kabul eder. Eğer ağır b+r c+s+m el+m+n
üzer+nde duruyorsa (ya da belk+ b+r el+m d+ğer+n+n üzer+nde duruyorsa), o
zaman ortaya çıkan basınç ya da acı h+ss+nden soyutlayarak, b+r c+sm+n
d+ğer+ne baskı yapması, belk+ de baskısıyla onu deforme etmes+ g+b+
f+z+ksel b+r olguya sah+p olurum. Eğer parmağımı b+r bıçakla kesersem, o
121
Husserl, Ideas II, § 42, 168-169.
Husserl, § 41, 165.
123
Husserl, §54, 224.
124
Husserl, § 37, 159.
125
Husserl, §41, 166.
126
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 29.
122
29
zaman f+z+ksel b+r beden, +ç+ne b+r kama sokulmasıyla bölünür, +ç+ndek+
sıvı dışarı akar, vs.127
Beden+ nedensel +l+şk+ler+ +çer+s+nde ele alan tutum doğa b+l+msel tutumdur.
Husserl Ideas II’de doğa b+l+msel tutumu ve onun +nceleme nesnes+ olan beden+n nasıl ele
alındığını anlatır. Doğa b+l+mc+ tüm unsurları karmaşık f+z+ksel +l+şk+ler+n b+r sonucu
olarak açıklama eğ+l+m+nded+r. Ancak Husserl’e göre doğa b+l+msel tutumunun dayandığı
daha temel b+r tutum vardır bu da k+ş+selc+ tutumdur (personal%st%sche E%nstellung).
Natüral+st tutum aslında k+ş+selc+ tutuma tab+d+r ve ancak k+ş+selc+ tutumdan b+r soyutlama
yoluyla ya da k+ş+selc+ tutumun kend+n+ unutmasıyla ortaya çıkar.128 K+ş+selc+ tutumda
beden+n davranışının b+r açıklaması veya tahm+n+ değ+l beden+n +fade ed+c+l+ğ+, hareketler+
ve jestler+ öneml+d+r.129 Husserl’e göre k+ş+selc+ tutum yaşamın +ç+nde olan eylemler+,
duyguları, eğ+l+mler+ ve söylemler+ d+kkate alır. Aynı zamanda “b+z+ çevreleyen şeyler+,
doğa b+l+mler+nde olduğu g+b+ ‘Nesnel’ doğa olarak değ+l de tam olarak çevrem+z olarak
ele aldığımızda bu tutum +ç+nde oluruz”.130 B+r b+l+m +nsanı örneğ+n natüral+st b+r ps+kolog
b+l+m yaparken b+l+msel tutum +çer+s+nde doğayı nesneleşt+r+r. Ancak b+l+m gözlükler+n+
çıkardığında d+ğer bütün +nsanlar g+b+ çevreleyen dünyanın öznes+ olduğunun farkındadır
ve bu “çevreleyen dünya” (Umwelt) +le b+l+nçl+ +l+şk+ler kurar. 131
Husserl beden ve ruhu kapsamlı b+r b+rl+k olarak görür. B+z b+r k+ş+yle muhatap
olduğumuzda kend+n+ gösteren bu sezg+sel b+rl+ğ+ b+r +fade +le +fade ed+len b+rl+ğ+ +ç+nde
kavrarız. Husserl bu +l+şk+y+ b+r k+tap analoj+s+yle anlatmaya çalışır. Buna göre k+taba +lk
baktığımızda kel+meler, cümleler, sayfalar ve satırlar g+b+ f+z+ksel özell+kler+ görürüz.
Ancak onu okuyup “kavradığımızda” cümlelerdek+ t+nsel b+rl+ğ+, k+tabın kend+ karakter+n+
ve onu d+ğerler+nden ayıran b+r üslubu fark eder+z.132 Dolayısıyla beden ve ruh b+r b+rl+k
hal+nde b+r üslubu +fade eder. Burada muhatap olunan beden nedensel +l+şk+ler+ +ç+nde
değ+l +fade ed+c+ b+r üslup +ç+nde anlaşılır. Husserl’e göre k+ş+ yaşamının öznes+ olarak
sezg+sel b+r yaşam ufkuna sah+pt+r. Bu yaşam ufkunda k+ş+ salt madd+ şeylerle değ+l
127
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, §41, 168.
128
Husserl, § 49, 193.
129
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 31.
130
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 49, 192.
131
Husserl, § 49, 193.
132
Husserl, § 56, 248.
30
değerlerle de karşı karşıyadır. Böylece yaşam dünyasında (Lebenswelt) ortaya çıkan
“temel +l+şk+ nedensell+k değ+l mot+vasyondur”.133
Husserl’e göre b+r +nsan +le karşılaştığımızda kavrayışımız onun beden+n+ veya bedenle
b+rleşm+ş ruhunu ayrı ayrı +drak etmez, onu tam anlamıyla +nsan olarak +drak eder. K+ş+
bütün f+z+ksel n+tel+kler+ ve yaşanmışlıklarıyla beraber karşısındak+ bedene tamamen
nüfuz eder. Burada ruh beden+n b+r bağıntısı olarak anlaşılmaz. “Beden, Beden olarak,
baştan sona ruhla doludur”.134
He+nämaa’ya göre Husserl'+n bedenlenme fenomenoloj+s+, +nsan beden+ndek+
ps+ş+k ve f+z+ksel unsurları b+raradalık +ç+nde ele alarak anal+z ed+lmes+n+ sağlar. Aynı
zamanda, Husserl’+n beden bet+mlemes+ndek+ +fade ve mot+vasyon kavramları c+nsell+ğ+n
ve c+nsel farklılaşmanın çözümlemes+ +ç+n b+r alternat+f olarak karşımıza çıkar.135
He+nämaa +ç+n Husserl’de ruh ve beden+n karşıt değ+l +ç +çe anlaşılmasının fem+n+st bakış
açısından öneml+ çıktıları vardır. Örneğ+n, +nsan yaşamında spes+f+k olarak z+h+nsel
faal+yetler yoktur, tüm faal+yetler z+h+nsel olana dah+ld+r. K+ş+selc+ tutum perspekt+f+nde,
bedenler+m+zle eyled+ğ+m+z her şey “ruhla doludur”. Yalnızca entelektüel faal+yetler+
+çeren meslekler değ+l prat+k amaçlara h+zmet eden meslekler de eş+t derecede z+h+nseld+r.
Bu noktada He+nämaa, erot+k ve c+nsel prat+kler+n de Husserlc+ anlamda ruhu +fade eden
prat+kler olarak görür. He+nämaa, Husserl’de ruh ve beden +l+şk+s+n+n kadın ve erkekl+k
+le eşlenerek h+yerarş+k düşünülmed+ğ+n+ ve Husserl'+n kavramlarıyla düşünüldüğünde,
“d+ş+l b+r ruh er+l olandan madd+ ya da manev+ herhang+ b+r tözle ayırt ed+lemed+ğ+n+”
söyler. D+ş+l ruhun özgüllüğü farklı tezahürler+ arasında rol oynayan +l+şk+lerde ortaya
çıkmaktadır. He+nämaa, Husserl'+n sözel analoj+s+n+ daha da gel+şt+rerek, d+ş+l ve er+l
k+ş+ler arasındak+ farkın bedenler+ndek+ b+yoloj+k farklılıktan değ+l, b+r tarz farklılığından
kaynaklandığını söyler.136
Husserl şöyle yazar: “B+reysell+kten öznen+n tüm davranış b+ç+mler+n+, tüm
etk+nl+kler+n+ ve pas+fl+kler+n+ uyumlu b+r bütünlük olarak kapsayan ve tüm ps+ş+k temel+n
sürekl+ katkıda bulunduğu toplam tarzı ve hab+tusu olarak bahsetmek mantıklıdır”.137
133
Husserl, XIII, 384.
Husserl, § 56, 252.
135
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 232.
136
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 34.
137
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, $61, 290.
134
31
Husserl’+n bahsett+ğ+ bu toplam tarz Beauvo+r’ın İk%nc% C%ns%yet’te d+le get+rd+ğ+ kadının
“toplam durumu”nu138 d+kkate almak bahs+yle benzerl+k taşır. İk+ düşünürdek+ toplam tarz
vurgusu öznen+n varoluşu söz konusu olduğunda onu herhang+ b+r mevz+ye +nd+rgemeden
anlamaya yönel+k b+r vurgudur. Ayrıca tarz; farklılığa olan +masıyla tek t+pleşmeyen
sürekl+ değ+ş+m +ç+nde olan b+r özne varsayımını beraber+nde get+r+r.
2.2. Dokunan ve Dokunulan Beden
Al+a Al-Saj+ “Bodies and Sensings: On the Uses of Husserlian Phenomenology for
Feminist Theory” adlı makales+nde Husserl’+n yaşayan beden kavramsallaştırmasında
olan özne-nesne, etkenl+k-ed+lgenl+k g+b+ klas+k d+kotom+ler+ aşmanın b+r +mkânını
aramaktadır. Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+nde sol+ps+st açmazların farkında olarak
dokunmayı bu çerçeven+n ötes+nde taşımaya gayret eden Al-Saj+ dokunma
fenomenoloj+s+nde b+r toplumsallık ve öznelerarasılık +mkânı görür.139 Al-Saj+ Husserl’+n
met+nler+n+ met+nle b+rl+kte ve metne karşı seç+c+ b+r şek+lde okuyarak yorumladığını
bel+rt+r. Husserl’+n bedenlenmeye yönel+k özgünlüğünün dokunma fenomenoloj+s+nde
açığa çıktığını bel+rt+r. Buna göre Husserl’+n bedenlenme fenomenoloj+s+ beden+ akıcı ve
d+nam+k b+r unsur olarak görmem+ze olanak sağlar.140
Husserl Ideas II’de bedenlenme noktasında duyumlar (Empfindnisse) adını
verd+ğ+ b+r deney+mden bahsetmekted+r. Duyumlar hem yaşayan beden+n dünyaya yönel+k
yönel+msel deney+mler+n+n zem+n+n+ hem de beden+n kend+s+ +le yönel+msel olmayan
deney+mler+n+ +fade eder.141 Beden madd+ şeylerle f+z+ksel +l+şk+ye g+rd+ğ+nde sadece
f+z+ksel olayların deney+m+ne sah+p olmaz aynı zamanda duyumlar den+len özel b+r
bedensel deney+m yaşar. B+r masaya dokunduğumda masanın f+z+ksel özell+kler+n+
h+sseder+m ama aynı zamanda ona dokunan el+mde dokunma duyumları, pürüzsüzlük ve
soğukluk duyumları vs. h+sseder+m. Dokunma eylem+nde beden+n kend+s+n+ ve dünyayı
algılama b+ç+m+ ve duyumsanan şey+n görünümü arasında mot+ve ed+c+ b+r +l+şk+ vardır.
Örneğ+n masaya dokunurken el+mde b+r yara varsa masanın soğuk yüzey+n+ h+ssetme
138
Beauvo'r, The Second Sex, 78.
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 13.
140
Al-Saj', 17.
141
Al-Saj', 18.
139
32
deney+m+mde değ+ş+kl+k meydana gel+r.142 Husserl’de hareket ve dokunma nedensell+kle
değ+l eğer-o zaman şekl+nde +lerleyen fenomenal koşullulukla b+rb+r+ne bağlanmıştır.143
Dokunma yoluyla beden ve dünya zorunlu b+r yakınlık ve karşılıklılık +ç+nde
ver+l+r. Dokunmanın bu yakınlığı ve tüm beden+n kend+s+yle ve çevres+yle sürekl+ temas
hal+nde olan b+r dokunma yüzey+ olması neden+yle, Husserl +ç+n dokunmanın öncel+ğ+
vardır.144 Burada beden dünya +le temas hal+nded+r ve dünyayla +l+şk+s+ne göre gen+şleyen
ve daralan b+r yüzeyd+r. Al-Saj+ beden+n dokunma yoluyla duyumsamasının beden söz
konusu olduğunda ortaya çıkan özne-nesne ve etkenl+k-ed+lgenl+k +k+l+kler+n+n altını
oyab+leceğ+n+ göstermeye çalışmaktadır. Ona göre duyumsama fem+n+zme yaşayan,
d+rençl+, d+nam+k ve aynı zamanda nesneleşt+r+len b+r bedenlenmey+ kavramsallaştırma
+mkânı sunar.145
Husserl’de +k+ el+n b+rb+r+ne dokunmasını n+teleyen ç+fte duyum fenomen+
duyumların yerelleşmes+ne ve beden+n yaşayan b+r beden hal+ne gelmes+n+ sağlayan b+r
fenomend+r.146 İk+ el b+rb+r+ne dokunduğunda her +k+ el de dokunma ve dokunulma
duyumlarını dönüşümlü olarak bel+rs+z b+r şek+lde üstlen+r. Ç+fte duyum dokunan el+n b+r
anda dokunulan el olarak tanımlanab+lme +mkânını bel+rt+r.147 Husserl’de beden+n b+r
kısmı d+ğer+ne dokunduğunda duyumlar bedende +k+ye katlanır. İk+ el de +ster dokunsun
+ster dokunulsun h+ssetmeye devam eder.148 Al-Saj+ Husserl’+n dokunmaya da+r ç+fte
duyum teor+s+nde dokunan el+n özneleşerek dokunulan d+ğer el+ nesneleşt+rmed+ğ+n+
savunur. Al-Saj+’n+n yorumuna göre Husserl’de dokunulmak b+r nesneleşt+rme sürec+
olarak beden+n şeyleşt+r+lmes+ ve öznell+ğ+n+n askıya alınması değ+ld+r. Husserl’de
yaşayan beden duyumsayan ve duyumsanan b+r konumda olması +t+bar+yle hem özne hem
nesned+r hatta bu +k+l+kler+n duyum kavramı vasıtasıyla bel+rs+zleşt+ğ+ b+r alandır.149
Al-Saj+’n+n temel +dd+ası dokunma yoluyla oluşan beden+n b+r özne olarak b+r
nesneye karşıtlık +ç+nde tanımlanamayacağıdır. Dokunmanın kend+ne özgü yapısı beden+
142
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 36, 153.
143
Husserl, § 18, 62.
144
Husserl, 148.
145
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 19.
146
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 19-20.
147
Al-Saj', 21.
148
Al-Saj', 22.
149
Al-Saj', 23.
33
etkenl+ğ+ ed+lgenl+ğ+ne bağlı b+r özne kılar.150 Al-Saj+ Husserl’den yola çıkarak dokunmadokunulma +l+şk+s+nde b+r h+yerarş+ değ+l karşılılık bulur. Dolayısıyla b+r el d+ğer+ne
dokuduğunda ortaya çıkan as+metr+k b+r hak+m+yet +l+şk+s+ değ+l s+metr+k b+r karşılılıktır.
Bu dokunmada her el ne tam akt+f ne de tam pas+f olarak kend+ tarzınca karşılıklı olarak
algılar.151 Al-Saj+’ye göre Husserl’dek+ dokunma fenomenoloj+s+ onu Luce Ir+garay’ın
dokunma deney+m+ne yakınlaştırır. Ir+garay’da +k+ ç+ft dudağın dokunuşunda “etkenl+ğ+
ed+lgenl+kten, ‘dokunan şey+ dokunulan şeyden’ ayırt etmen+n b+r yolu yoktur. Dudaklar
b+r okşamayı, eylems+z olmaksızın duygusal, mahrem olmaksızın görünmez ve h+yerarş+
ya da nesneleşt+rme olmaksızın ç+ft olan b+r dokunuşu bedenlend+r+r”.152 Al-Saj+’ye göre
Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+nde dokunulan özne hal+ne gel+r. Dokunulma
ed+lgenl+k ve duygulanımdan ayrılamaz b+r öznell+k oluşturur. Dolayısıyla dokunmadak+
nesneleşt+rme dokunulanı özneleşt+ren b+r süreç hal+ne gel+r.153
Al-Saj+ Husserl’+n dokunma yoluyla yaşayan beden+n oluşmasına da+r
açıklamasının başlangıçta sol+ps+st b+r çerçevede olduğunu (Ideas II, 144. kısımda) ancak
Ideas II dördüncü bölümde Husserl’+n k+ş+de beden algısının oluşumunda d+ğer
bedenler+n algısı vasıtasıyla dolayımlanmanın etk+l+ olduğuna değ+nd+ğ+n+ söyler.154
Ancak Al-Saj+ Husserl’+n sol+ps+zm+n+ geç+c+ olarak görse de y+ne de beden+n oluşumunda
üç şey+n göz ardı ed+ld+ğ+n+ savunur. İlk olarak Husserl k+ş+n+n çocukluk deney+m+nde
bakıcısının k+ş+n+n bedensel oluşumundak+ rolünü yan+ ötek+ dokunuşun yapılandırıcı
rolünü göz ardı eder. İk+nc+s+ Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+ b+r el+n d+ğer ele
dokunmasıyla karakter+ze olduğundan buradak+ dokunulma duygulanımı b+r başka
beden+n dokunmasından farklıdır. Başkasıyla yaşanan dokunma deney+m+nde as+metr+k
b+r yön vardır. Beden+n kend+ne dokunmasında öz hareket ve k+nestez+ tarafından
koşullanma vardır ancak başkasıyla dokunma deney+m+nde dokunma başkasının
hareket+ne bağlıdır. Al-Saj+’ye göre dokunmanın bedenlenmey+ oluşturmasında Husserl
bu oluşumdak+ merkezs+z ve bedenler arası boyutların kend+ne dokunmaya +nd+rgenemez
taraflarını atlamıştır. Son olarak sol+ps+st+k soyutlamanın yaşayan beden+n oluşumundak+
150
Al-Saj', 24.
Al-Saj', 28.
152
Al-Saj', 29.
153
Al-Saj', 29.
154
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 46, 175.
151
34
rolünün ne olduğu bel+rs+zd+r. Ancak Al-Saj+ Husserl’dek+ dokunma fenomenoloj+s+n+n
bedenlerarasılığı ve toplumsallığı dah+l ederek düşünülmes+n+ ve bu faktörler+n beden+
yapılandırmasındak+ oynadığı rolü göstermey+ faydalı bulur. Al-Saj+ Husserl’+n dokunma
fenomenoloj+s+n+ h+ssed+len beden +le toplumsal-tar+hsel bağlam arasındak+ +l+şk+ yen+den
düşünmek +ç+n b+r zem+n olarak kullanması f+kr+n+ öner+r.155
Al-Saj+ Husserl’+n dokunma bet+mlemes+n+n +k+l+kler+ aşan özcü olmayan d+nam+k
b+r bedenlenmeye +mkân tanıdığını savunur. Beden+n nötr b+r unsur olarak toplumsal
c+ns+yet, sınıf, ırk ve c+nsel farklılıklar tarafından +şaretlend+ğ+ düşünces+ne karşı
Husserl’+n duyumsama ve dokunmanın yerelleşmes+ bet+mlemes+ bu +şaretlenmen+n yanı
sıra beden+n de kend+s+n+ toplumsal, s+yasal ve kültürel alanda bedenlerarası b+r dolayımla
b+ç+mlend+rme +mkânı sunar. Bu bet+mleme beden+n ne dışsal faktörler tarafından
damgalandığı ne de b+yoloj+s+n neden olduğu b+r tems+l+ yansıttığı anlamına gel+r. Bu
anal+z bedenler+n deney+mde duygusal olarak farklılaşmış ve öznelerarası oluşturulmuş
olduğu yorumunun yapılmasını sağlamaktadır.156 Bu yorum aynı zamanda fenomenoloj+k
poz+syon alma bakımından öneml+d+r. Çünkü fenomenoloj+ beden noktasında ne b+yoloj+k
determ+n+zm+ ne de toplumsal determ+n+zm+ b+r referans merkez+ olarak almaz. Bu
anlamda fenomenoloj+ yapısalcılık ve doğalcılık kutuplarına düşmeden beden+n
deney+mde farklılaşan oluşumunu bet+mlemeye çalışır. Bu noktada He+nämaa’nın da
savunduğu bu poz+syon Husserlc+ fenomenoloj+n+n +nsan beden+ kavrayışından +ler+
gel+r.157
Bu anlayışla beden dış etk+ler+n b+r ep+fenomen+ veya +nşası g+b+ değ+l
tar+hsell+ğ+n, maddesell+ğ+n, toplumsallığın +çe +çe geçt+ğ+ b+r anlam bağı olarak
görülmekted+r. Husserlc+ duygulanım anal+z+ öz ve karşıt duygulanımın bağımlılığını
göster+r ve Al-Saj+’ye göre dokunmanın toplumsallığını düşünmek +ç+n b+r kapı aralar.158
Beden+n alıcılığı, bağlamsal b+r karşıtlık barındırır. Al-Saj+ tar+hsell+k, toplumsallık ve
kültürün bu karşıtlığı +k+ şek+lde etk+led+ğ+n+ bel+rt+r: B+r+nc+s+, dünya tortulaşmış b+r
sosyal alan olarak anlaşılab+l+r. Bu alan, çoğu kez bedenler+n tekrarlayan hareketler+ ve
d+ğer etk+leş+mler+ tarafından şek+llend+r+l+rken, tems+ller, söylemler ve +kt+dar yapıları
155
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 31-32.
Al-Saj', 32.
157
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 228.
158
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 33.
156
35
tarafından da etk+len+r. İk+nc+s+, beden kend+s+n+ özneler arası ve tar+hsel olarak
oluşturulmuş b+r duygusal rahatlama +ç+nde konumlandırır ve bu dünyaya bel+rl+ yollarla
yanıt vermes+ beklen+r. Beden+n sosyal konumu, bedene alışkanlık yoluyla yazılır ve bu
alışkanlık beden+n farklı baskı s+stemler+ndek+ konumunu ve duyarlılığını etk+ler. Beden+n
dokunma b+ç+m+ +se, dokunmaya müsa+t olduğunu h+ssett+ğ+ şeyler ve aldığı dokunuşlara
nasıl tepk+ verd+ğ+ şekl+nde yapılandırılır. Bu sosyal konumda kadının beden+ erkeğe göre
daha dokunulab+l+rd+r ve er+l tutum tarafından kadının beden+ şeyleşt+r+l+r ve
c+nselleşt+r+l+r.159 Bel+rl+ b+r dokunma b+ç+m+ normalleşt+r+lm+şt+r ve dokunmanın normu
hal+ne get+r+lm+şt+r. Bu dokunma b+ç+m+ tek b+r öznell+k ve etkenl+k alanı varsayar ve d+ğer
dokunma ve dokunulma tarzlarını yok sayar; dolayısıyla eks+k ya da marj+nal olarak +nşa
ed+l+r. Bu norm dokunmayı nesneleşt+rerek dokunmanın heterojenl+ğ+n+, bel+rs+zl+ğ+n+
çarpıtır.160 Al-Saj+’ye göre “+ster bedenler arası +ster beden +ç+ olsun, dokunma ve
dokunulma +l+şk+s+ zaten toplumsal olarak kavranmalıdır. O halde dokunma, sol+ps+st+k
b+r ‘duyu’ değ+ld+r. Önce kend+nden ver+l+ değ+ld+r, ancak daha sonra toplumsal +l+şk+ler
tarafından şek+llend+r+l+r”.161
Bu bölümde Husserl’+n bedene yönel+k anal+zler+ olumlayıcı karakterde ancak
Husserl’e yönel+k çek+mser ve eleşt+rel yorumlar da dah+l ed+lerek +ncelenmeye çalışıldı.
Özell+kle Sara He+nämaa’nın Husserl yorumunda beden+n ruhla kapsamlı b+r b+rl+k +ç+nde
deney+mde nedensel +l+şk+lerle değ+l mot+vasyonel +l+şk+ler çerçeves+nde +fade ed+c+ b+r
üslup olarak ele alınması ve Al-Saj+’n+n yorumu ışığında Husserl’+n dokunma
fenomenoloj+s+n+n özcü olmayan ve +k+l+kler+ aşan b+r bedenlenmeye yönel+k açtığı +mkân
çalışmamızın bedenlenmeye da+r çıktıları +ç+n öneml+ felsef+ argümanları +çer+r.
Bedenlenmeye yönel+k düal+st, doğalcı ve özcü yaklaşımların eleşt+r+lmes+nde Husserlc+
beden anal+z+n+n b+r kaynak olarak faydalanılacak unsurlar barındırdığı aş+kardır.
Husserl’+n bedenlenme fenomenoloj+s+n+n olumlu yönde okunması bedene da+r
kavrayışımızda üretken b+r kavramsal malzeme set+ sunmakla beraber Husserl’+n beden
fenomenoloj+s+ne da+r eleşt+r+ler+n de hesaba katılması gerekl+d+r. Bu bağlamda Taylor
Carman Husserl’+n fenomenoloj+s+nde beden+n algıdak+ payının tam olarak takd+r
ed+lemed+ğ+n+ ve Husserl’+n projes+n+n esasen kavramsal b+r düal+zme dayandığını
159
Al-Saj', 33.
Al-Saj', 34-35.
161
Al-Saj', 35.
160
36
düşünür. Bu bakımdan Carman beden+n yönel+msel oluşumu ve deney+mdek+ rolüne da+r
Husserl’+n kavrayışı +le onun ardılı olan Merleau-Ponty’n+n kavrayışı arasında rad+kal ve
+ht+yatlı b+r ayrım olduğunu bel+rt+r.162 Merleau-Ponty’n+n beden fenomenoloj+s+nde
Husserl’den etk+lend+ğ+ muhakkak olsa da Husserl’den farklılaştığı hususlar fem+n+st
l+teratürün yaşayan beden+ ele alış şekl+ne etk+ etm+şt+r. B+r sonrak+ bölümde beden
konusunda Husserl’den Merleau-Ponty’ye geç+şte ortaya çıkan farklılaşmayı ele alınacak
ve ardından Merleau-Ponty’n+n özgün beden yorumuna değ+n+lecekt+r.
2.3. Husserl’den Merleau-Ponty’ye GeçOşte Beden
Bu bölümde Husserl’den Merleau-Ponty’ye geç+şte beden konusunda ortaya çıkan farklı
ele alışları ortaya koyan Taylor Carman’ın “The Body +n Husserl and Merleau-Ponty”
adlı makales+ b+ze yol gösterecekt+r. Carman, Husserl’de beden+n “gerçek şeyler” ve
“+deal özler” arasında kalan b+r tür fenomenoloj+k anomal+ olduğunu bel+rt+r. Bu şekl+yle
beden Husserl’+n hala daha +t+bar ett+ğ+ metaf+z+k ve ep+stemoloj+k ayrımlar +ç+n enteresan
sorular gündeme get+r+r. Bunlardan b+r tanes+ beden+n ne b+l+nc+n +ç+nde ne de onun
çevres+nde dışarıda olmasıdır.163 Husserl beden+n bu farklı konumunu bet+mlerken onu
madd+ olan +le öznel alan arasına “yerleşt+r+lm+ş” b+r şey olarak tanımlar.164 Ancak
Carman Husserl’+n bu açıklamasını beden+n merkez+ rolünü ıskalaması bakımından
eleşt+r+r. Bedenl+ olmak sadece hakkında soyut düşüncelere sah+p olmak ya da
Husserl’dek+ g+b+ onda lokal+ze ed+leb+len somut duyumların hâk+m+ olmaktan müteşekk+l
b+r şey değ+ld+r. Z+ra beden k+ş+y+ yönlend+ren, “öznelere düşünce ve duyumların
atfed+lmes+n+ mümkün kılan”dır. Carman’a göre Husserl’+n ölümünden sonra yayımlanan
eserler+nde beden+n algıdak+ payından söz konusu ed+lse de z+h+n-dünya arasındak+
yönel+msel boşluğu bedensel yet+ler+n değ+l b+l+şsel yet+ler+n doldurması gerekt+ğ+ kabul
ed+l+r. Bu sebeple Husserl bedene da+r farkındalığı daha temel b+r yönel+msell+k b+ç+m+
olarak gördüğü dokunma duyusuna dayandırır. Buna göre öznel dokunsal duyumlar
bedende yarı-nesnel b+r şek+lde lokal+ze olurlar. Carman’a göre +se beden+n
yönel+msell+ğ+n+
bu
şek+lde
dokunma
162
duyumuyla
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 205,208.
Carman, 206.
164
Husserl, Ideas II, § 42, 168-169.
163
37
+l+şk+lend+rmek
beden+n
fenomenoloj+dek+ ehemm+yet+n+n ıskalanmasına ve yanlış değerlend+r+lmes+ne neden
olur.165
Carman Husserl’+ z+h+nselc+ yönel+msell+k kuramcısı olarak sayar. Carman;
z+h+nselc+ yönel+msell+ğ+n algısal deney+m+n dünyasal yapılarını ver+l+ kabul ett+ğ+n+ ve
transandantal refleks+yon ve saf bet+mleme yapma projes+ kapsamında bu deney+m+
paranteze aldığını bel+rt+r. Merleau-Ponty’ye geld+ğ+m+zde +se düşünür dünyasal
deney+m+n somut yapıları hususunda selef+ Husserl’den farklılaşarak özne-nesne
+k+l+ğ+n+n ötes+ne g+tmeye çalışır. Merleau-Ponty bedenlenme problem+n+ felsef+
programının temel sorunsalı hal+ne get+r+r ve bütün fenomenoloj+ projes+n+ bedensel
yönel+msell+k üzer+ne kurarak yetk+n z+h+n kavrayışına meydan okur. Carman’a göre
Merleau-Ponty’n+n merkeze aldığı bedenlenme problem+ Husserl’dek+ kavramsal
ayrımların köklü b+r şek+lde yen+den ele alınmasını gerekt+r+r. Örneğ+n yönel+msell+kte
rolü olan fenomenal b+r bölge olarak z+h+nsel olanın bedenlenme +le +l+şk+s+ tekrar
problemat+ze ed+l+r. Merleau-Ponty +ç+n duyum g+b+ düşünce de bedensel ter+mlerle
anlaşılan algısal etk+nl+ğ+n arka planında bedensel olanla +l+şk+l+ olarak ortaya çıkar.166
Merleau-Ponty S%gns adlı k+tabında “özne ve nesne arasındak+ ayrımın bedende
bulanıklaştığını”167 +fade ederken b+l+nç ve gerçekl+k +k+l+ğ+n+n altını oyar.
Husserl de Merleau-Ponty de beden+n algılama anında kend+n+ algılama alanından
dışladığını öne sürer. Merleau-Ponty Algının Fenomenoloj%s%’nde Husserl’+n Ideas II’de
beden+n ayrı b+r algı nesnes+ olarak ortaya çıkmadığı f+kr+ne referans vererek Husserl’+
tasd+k eder. Husserl bu f+kr+ şu şek+lde +fade eder: “Kend+m+ Beden+mden ya da Beden+m+
benden uzaklaştırma olanağına sah+p değ+l+m … Tüm algılarım +ç+n bana araç olarak
h+zmet eden aynı Beden, kend+s+n+ algılamamı engeller ve d+kkate değer ölçüde kusurlu
b+r şek+lde oluşturulmuş b+r şeyd+r”.168 Merleau-Ponty +se şöyle der: “Dışarıdak+ nesneler+
beden+mle gözlemler+m, onları el+me alırım, +nceler+m, etraflarında döner+m; beden+me
gel+nce, onun kend+s+n+ gözlemlemem: Bunu yapab+lmek +ç+n, kend+s+ gözlemleneb+l+r
olmayacak +k+nc+ b+r bedene sah+p olmak gerek+rd+”.169 Ardından d+ğer sayfada beden+n
merkez+ rolünü de kabul eden şu +fadelere yer ver+r:
165
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 206.
Carman, 206.
167
Maur'ce Merleau-Ponty, S1gns, 6. bs (Ill'no's: Northwestern Un'vers'ty Press, 1978), 167.
168
Husserl, Ideas II, § 41, 167.
169
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 138.
166
38
O halde dünyayı gördüğü veya ona dokunduğu hal+yle beden+m+ görmek
veya ona dokunmak mümkün değ+ld+r. Onun b+r nesne olmasını,
“bütünüyle kurulmuş” olmasını kes+nl+kle engelleyen şey, nesneler+n onun
sayes+nde var oluyor olmasıdır. Beden+m gören veya dokunan olduğu
ölçüde ne görüleb+l+r ne de dokunulab+l+r.170
Burada Carman’a göre bahsed+len beden+n kend+n+ algılayamayacağı değ+l
beden+n kend+n+ d+ğer varolanlar g+b+ görüp dokunamayacağıdır. Beden+n kend+ne has
algısal ulaşılamazlığı b+ze algının bedensel yapısına da+r +puçları ver+r. Carman’a göre
Merleau-Ponty Husserl’+n aks+ne algının b+rleş+k karakter+ne vurgu yapar. Beden
Merleau-Ponty +ç+n algısal kavrayışın ufuklarını mümkün kılar ve deney+mde kurucu b+r
rol oynar. Merleau-Ponty şöyle yazar: “Beden, uçsuz bucaksız b+r keşf+n sınırlarında
değ+ld+r, keşfed+lmey+ reddeder ve kend+n+ bana hep aynı açıdan sunar”. Beden “tüm
algılarımın marjında kalır”.171 Beden +ç+n “keşfed+lmey+ reddeder” d+yen Merleau-Ponty
beden+n d+ğer nesneler g+b+ nesneleşt+r+lemeyen b+r şey olduğunu bel+rtmekted+r. Beden
ne tam anlamıyla +çsel b+r özne ne de dışsal b+r deney+m nesnes+d+r. Algısal deney+mde
kend+m+z+ bedene sah+p olarak değ+l b+zzat bedenler olarak algılarız.172
Carman Husserl’+n beden+n algıdak+ rolünü hakkıyla tesl+m edememes+n+n ve
beden+n yönel+msell+ğ+n+ yerelleşt+r+lm+ş dokunsal duyum alanına +nd+rgemes+n+n
sebeb+n+n Husserl’+n fenomenoloj+s+n+n dayandığı kavramsal düal+zm ruhu olduğunu
+dd+a eder. Ancak Carman Husserl’+n z+h+n-beden problem+nde özel b+r konum
almadığından f+lozofun metaf+z+ksel b+r düal+st olmadığının altını ç+zer. Husserl’+n amacı
açıklayıcı b+r teor+ ortaya koymak değ+l “şeyler+n kend+ler+n+” bet+mlemekt+r. Husserl The
Cr%s%s of European Sciences and Transcendental Phenomenology: An Introduct%on to
Phenomenolog%cal Ph%losophy adlı eser+nde ps+koloj+ b+l+m+n+n Kartezyen düal+zmden
kaynaklanan b+r ruh kavramına sah+p olduğunu ancak bu düal+zm+n “yüzyıllık b+r
önyargının” sonucunda ed+n+ld+ğ+nden ve “saçmalık” olduğundan bahseder.173 Husserl
Kartezyen düal+zm+ eleşt+r+rken kend+s+n+ f+z+kal+st b+r poz+syonda da konumlandırmaz.
170
Merleau-Ponty, 139.
Merleau-Ponty, 137.
172
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 208.
173
Edmund Husserl, The Cr1s1s of European Sc1ences and Transcendental Phenomenology: An
Introduct1on to Phenomenolog1cal Ph1losophy, çev. Dav'd Carr (Evanston: Northwestern Un'vers'ty Press,
1970), §60, 212.
171
39
Z+ra yukarıda bahs+ geçen eserde paragraf §11’de Hobbes ve Locke’un f+z+kal+st b+r
natüral+zm+ savunduklarını ve ps+ş+k olanı doğallaştırdıklarını bel+rt+r.174 Carman’a göre
Husserl’+n düal+st ve mon+st tandanslı felsefelerde eleşt+rd+ğ+ şey bu düşünce b+ç+mler+n+n
transandantal düşünce mertebes+ne ulaşamamaları ve bundan dolayı saf b+l+nc+ kend+
kend+ne yeten fenomenler+n otonom b+r alanı olarak görmemeler+d+r.175
Husserl Ideas I paragraf §49’da şöyle yazar: “‘Saflığı’ +ç+nde ele alınan b+l+nç,
kend+ kend+ne yeten b+r varlık kompleks+, +ç+ne h+çb+r şey+n nüfuz edemeyeceğ+ ve h+çb+r
şey+n dışına çıkamayacağı b+r mutlak varlık kompleks+ olarak kabul ed+lmel+d+r”.176 Bu
+fadeler Husserl’+n yaşayan bedenden z+yade saf b+l+nç alanına öncel+k veren b+r felsefe
yapma eğ+l+m+ olduğunu göster+r n+tel+kted+r. N+tek+m Carman da bu eğ+l+m+ onaylar ve
Husserl’+n fenomenoloj+s+nde f+lozofun ontoloj+k nötrlüğüne rağmen yadsınamaz b+r
kavramsal düal+zm olduğunu +dd+a eder. Carman’a göre Husserl’+n fenomenoloj+s+nde
b+l+nç +le gerçekl+k arasında katı b+r kategor+k ayrım vardır. Fenomenoloj+k redüks+yon
b+l+nce aşkın olan her şey+n parantez +ç+ne alınmasını +fade eder böylece b+l+nce +çk+n
özler alanına er+ş+l+r.177
Husserl b+l+nç +le gerçekl+k arasında ortaya koyduğu ayrımdan Ideas I’de
bahseder. F+lozof şöyle yazar: “Tam da varoluş b+ç+mler+ arasındak+ esasen zorunlu olan
farklılık, bunların en temel olanı, b+l+nç ve gerçekl+k arasındak+ farklılığı ortaya
çıkarır”.178 Husserl +lerleyen bölümlerde “tüm doğal dünyanın b+l+nç alanlarından,
z+h+nsel süreçlere a+t varlık alanından özsel olarak ayrılab+l+rl+ğ+ne +l+şk+n çıkarımlarda”
bulunab+leceğ+m+ze değ+n+r.179 Kısacası Husserl Ideas I §49’da “kend+ duyuları söz
konusu olduğunda, b+l+nç +le gerçekl+k arasında gerçek b+r uçurum uzanır” d+yerek bu
ayrımı b+r uçurum olarak n+telend+r+r.180 Carman bu +fadelere dayanarak Husserl’+n
bet+mley+c+ düzeyde de olsa düal+zm ruhuna yakın olduğunu düşünür. Ayrıyeten
Husserl’+n b+l+nç ve gerçekl+k arasında gördüğü bu anlam “uçurumu” onun beden+ algısal
174
Husserl, §11, 61.
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 208.
176
Edmund Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy.
F1rst Book: General Introduct1on to a Pure Phenomenology, çev. F. Kersten (The Hague: M. N'jhoff
Publ'shers, 1980), §49, 112.
177
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 208.
178
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy. F1rst Book:
General Introduct1on to a Pure Phenomenology, §42, 90.
179
Husserl, §46, 104.
180
Husserl, §49, 111.
175
40
deney+mde yönel+msel olguların başlıca referans noktası olarak görmes+ne de mân+ olur.
Carman’ın yorumuna göre Husserl kend+m+z+ bedenl+ olarak fark etmem+z+ öznel
duyumlara sah+p transandantal egonun +lkel yönel+msell+ğ+ne dayandırırken MerleauPonty, beden+ z+h+n-beden düal+zm+n+n ötes+nde düşünerek, onu b+l+nç ve gerçekl+ğ+n aynı
kavramsal alanda yer aldığı b+r mekân olarak bet+mler.181
Husserl’+n beden açıklaması yalnızca madd+ bedenler+ değ+l yaşanmış ve k+ş+sel
bedenler+ +çerse de ve Husserl Ideas II’de “madd+ doğanın karşısına +k+nc+ b+r gerçekl+k
türü olarak koymamız gereken şey 'ruh' değ+l, beden ve ruhun somut b+rl+ğ+, +nsan (ya da
hayvan) öznes+d+r” dese de Carman’a göre beden ve ruhun somut b+rl+ğ+ne müracaat
etmek dah+ Husserl’de beden ve ruh arasındak+ ayrımda ortaya çıkan kavramsal
düal+zmden kaçınmayı engellemez. Husserl ruh ve beden+n somut b+rl+ğ+nden bahsetse de
Ideas I §53’te şöyle der: “B+l+nc+n kend+s+, bu algısal katılımlarda veya c+sman+ b+r şeyle
olan bu ps+kof+z+ksel +l+şk+de, kend+ özünden h+çb+r şey kaybetmez ve özüne yabancı
h+çb+r şey+ +ç+ne alamaz; aslında bu b+r mantıksızlık olurdu”.182 Görünen o k+ Husserl hala
daha b+l+nc+ ve beden+ +k+ ayrı varlık olarak tanımlamakta ve b+l+nc+ bedenle +l+şk+ye g+rse
b+le bedenden etk+lenmeyen b+r şey olarak n+telend+rmekted+r. Sonuç olarak Carman’a
göre f+lozof kavramsal düal+zm+ aşamamaktadır.183 Alcoff da Husserl’+n “kartezyen
ep+stemoloj+k temele” oldukça fazla yatırım yaptığına d+kkat çeker ardından şöyle der:
“Husserl'+n ep+stemoloj+s+, sank+ b+r +nd+rgeme yoluyla şüphe götürmez b+r hak+kat temel+
oluşturulab+l+rm+ş g+b+, kes+nl+k tes+s etme hedef+ne fazla bağlı kalır. Ve onun
transandantal ego kavramı, dolaysız deney+m+n mantıklı b+r değerlend+rmes+ne g+den yol
olarak eleşt+rel kopuşa verd+ğ+ değerle, öneml+ açılardan bedens+z kalmıştır”.184 Yazara
göre Merleau-Ponty’n+n fenomenoloj+s+ Husserlc+ fenomenoloj+y+ öneml+ ölçüde
gel+şt+rm+ş ve z+h+n-beden düal+zm+ aşma noktasında çok daha başarılı olmuştur. MerleauPonty’n+n fenomenoloj+s+ dünya +le b+l+nç arasında bulunan öznen+n yaşayan beden+n+n
deney+m+n+n bet+mlenmes+ne yönel+kt+r. Bu deney+m alanı soyutlanmış aşkın b+r
perspekt+ften çok ete kem+ğe bürünmüş bedende somutlaşan b+r sentezd+r.185
181
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 209.
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy. F1rst Book:
General Introduct1on to a Pure Phenomenology, §53, 125.
183
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 210.
184
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 48.
185
Alcoff, 48.
182
41
Husserl k+ş+n+n kend+s+n+ bedenl+ b+r varlık olarak algılamasında dokunma
duyumlarının d+ğer duyumlara göre ayrıcalıklı olduğunu +fade eder. Örneğ+n görsel
duyumlar gözde yerelleşemez, “aynı durum +ş+tme +ç+n de geçerl+d+r. Kulak ‘+ş+n
+ç+nded+r’, ancak algılanan ton kulakta lokal+ze değ+ld+r”.186 Ancak Husserl’e göre
dokunma duyusunda durum farklıdır. El b+r şeye dokunduğunda yalnızca dokunduğu
nesnen+n f+z+ksel n+tel+kler+n+ h+ssetmez ayrıca el kend+s+nde yerelleşen dokunsal h+sler+
de h+sseder. Gözün kend+ gördüğü görsel duyumlar gözde veya kulağın duyduğu +ş+tsel
duyumlar kulakta lokal+ze olamazken dokunsal duyumlar beden b+r nesneye dokunduğun
dokunulan bölgede konumlanır.187 Dolayısıyla Husserl’e göre bedensel yönel+msell+k
“dokunma duyumlarının lokal+zasyonunun ayrıcalığı”188 olarak gördüğü şeye, yan+
bedensel yönel+msell+ğ+ temellend+rd+ğ+n+ düşündüğü dokunma duyumunun ç+fte yönüne
dayanır. Carman burada “bedensel yönel+msell+k” +fades+n+ kullanırken kastının k+ş+n+n
b+r nesneyle kend+n+ özdeş kılmasına dayanan reflekt+f düşünce değ+l k+ş+n+n farkında
olduğu “bedensel eyleml+l+ğ+n dolaysız h+ss+” olduğunu söyler.189
Carman’a göre Husserl özgür bedensel hareket+n algıdak+ kurucu rolünü
Cartes%an Med%tat%ons: An Introduct%on to Phenomenology’de şu sözlerle takd+r eder:
Bu doğanın kend+ne özgü b+r şek+lde tasarlanmış bedenler+ arasında,
beden+m+ benzers+z b+r ayrım +ç+nde, yan+ salt b+r beden (Körper) olmayan
tek beden olarak, ama tam olarak b+r beden (Le%b) olarak buluyorum…
+ç+nde hemen özgürce hareket ett+ğ+m [schalte und walte] ve özell+kle her
b+r organını yönett+ğ+m tek beden.190
Ancak y+ne de Carman Husserl’de bedensel eylemler+n beden+ asla bedenlenm+ş
b+r özne +ç+n b+r beden olarak oluşturamadığını +dd+a eder.191 Z+ra Husserl metn+n
devamında “beden+n kend+s+ ancak organlarından b+r+n+ b+r d+ğer+ aracılığıyla
algıladığında kend+s+yle kurduğu reflekt+f +l+şk+de yönel+msel olarak oluştuğunu” +fade
eder. Ayrıca Husserl’e göre beden+n yönel+msel +l+şk+de refleks+yonu algının her yerde
186
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 37, 156.
187
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 211.
188
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 37, 158.
189
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 211.
190
Husserl, Cartes1an Med1tat1ons: An Introduct1on to Phenomenology, 97.
191
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 211.
42
bulunan b+r özell+ğ+yle değ+l ayrıcalıklı olan dokunma duyusuna has ç+ft yönlülükle
+l+şk+l+ olarak ortaya çıkar.192 Husserl Ideas II paragraf § 37’de dokunma duyumlarının
beden+ oluşturmasını şu şek+lde açıklar:
Tüm duyumlar ruhuma a+tt+r; her şey madd+ şeye uzanır. El+m+n bu
yüzey+nde dokunma vs. duyumlarını h+ssed+yorum. Ve +şte tam da bu
nedenle bu yüzey kend+s+n+ derhal Beden+m olarak göster+r. Burada şunu
da ekleyeb+l+r+z: eğer kend+m+ algılanan b+r şey+n var olmadığına, b+r
yanılsamaya maruz kaldığıma +kna edersem, o zaman şeyle b+rl+kte onun
uzantısında uzanan her şey de ortadan kalkar. Ancak duyumlar yok
olmaz… Bu hal+yle Beden, köken olarak yalnızca dokunsallıkta ve
dokunma duyumlarıyla lokal+ze olan her şeyde oluşturulab+l+r: örneğ+n,
sıcaklık, soğukluk, acı, vs.193
Kısacası
beden
Husserl’de
“dokunsal
duyumların
duyum
olarak
yerelleşmes+yle”194 meydana gelmekted+r. Ancak Carman Husserl’de yönel+msel
bedenlenme farkındalığının oluşmasında sadece duyumların b+r araya gelmes+n+n yeterl+
olmadığı düşünces+nded+r. Z+ra Carman’a göre duyumlar k+ş+n+n deney+mde ortaya çıkan
öznel ve ps+koloj+k malzemes+d+r ve duyumlar +deal b+r yönel+msell+ğe sah+p değ+llerd+r.
Dolayısıyla k+nestet+k ve har+c+ duyumlar arasındak+ +l+şk+ler bedene yönel+k k+ş+ye a+t b+r
yönel+msell+k ortaya koyamaz. Husserl bedenlenme farkındalığının dokunsal duyumun
ç+fte yönü aracılığıyla bazı organların öznel b+l+nc+n ayrıcalıklı nesnes+ durumuna
geld+ğ+nde deney+mde ortaya çıktığını +dd+a eder. Husserl’de beden+n ortaya çıkışı
beden+n kend+ kend+n+ duyumsamasının k+ş+ tarafından duyumsanması net+ces+nded+r.
Görme duyusunun beden+n farkındalığı noktasında yeters+z kalması görmen+n kend+
görsel alanına er+şememes+nden kaynaklanır.195
Carman’a göre Husserl’de dokunsal duyumun bedenlenme duygusunun
oluşumunda öncel+ğ+ +k+ bakımdan probleml+d+r. Öncel+kle beden+n eylemdek+
karakter+st+k “saydam rolü”nün dokunsal duyumların taşıyıcısı olarak pas+f rolünden
neden daha az yönel+msel olduğu Carman +ç+n yeter+nce bar+z değ+ld+r.196 Carman bu
192
Carman, 212.
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 37, 157-158.
194
Husserl, § 37, 159.
195
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 213.
196
Carman, 213.
193
43
noktada şöyle b+r soru sorar: “Eylemler+m+ ve algılarımı bedenlenm+ş olarak
deney+mleyeb+lmem +ç+n beden+m+n bana neden yerelleşt+r+lm+ş duyumların alanı olarak
görünmes+ gerek+yor”? Daha sonra b+r varsayım çerçeves+nde bu problem+ düşünmeye
çalışır: Varsayılsın k+ özne beden+n kend+s+ne a+t olduğuna yönel+k b+r h+sse sah+p değ+l.
Ancak k+ş+ duyumları bu bedende konumlandırıyor. Carman’a göre duyumların
konumlandırıldığı bu beden+n k+me a+t olduğu +lkesel bakımdan hala sorulmaya değer
kalmaktadır. Z+ra Carman’ın argümanına göre böyle düşünüldüğünde k+ş+ duyumlarını
başka b+r bedende, cansız b+r nesnede ya da uzayda konumlandırab+lme +mkânına sah+pt+r
ve bu kavramsal olarak çel+ş+k değ+ld+r. K+ş+ bedensel özdeşleşme h+ss+ne sah+p değ+lse
duyumları bu bedende konumlandırmasının nasıl b+r değ+ş+kl+k ortaya koyacağı bell+
değ+ld+r. K+ş+ duyumları kend+ beden+nde yerelleşt+rmes+ Carman’a göre esasen k+ş+n+n
beden+n+ kend+ne a+t olarak fark etmes+ anlamına gel+r. Bu noktada +se duyumların
yerelleşt+rmes+n+n merkez+ rolü sorgulamaya açık hale gel+r. Z+ra k+ş+ zaten duyumlarını
yerelleşt+rd+ğ+ beden+ kend+ beden+ olarak tanıyordur. Bu tanımada yerelleşt+rmen+n
payının ne olduğu açık değ+ld+r.197
Carman’ın Husserl’+n bedenlenme teor+s+nde gördüğü b+r d+ğer eks+kl+k +se
bedenlenme noktasında benl+kte b+rtakım ön-b+l+nçler+n olma +ht+mal+n+n Husserl
tarafından saptanmamasıdır. Carman şöyle der:
Eğer Husserl'+n öne sürdüğü g+b+ kend+m+ b+r bedene sah+p olarak
anlamam, özgür bedensel hareket+mle b+rl+kte dokunma duyum sayes+nde
oluyorsa, bu ancak öznel olarak h+ssett+ğ+m duyumları yarı-nesnel olarak
serg+leyen bedenle ep+stem+k +l+şk+mden ayrı olarak, benl+ğ+me da+r bazı
ön b+l+nçlere, bazı farklı öz-tanımlama araçlarına sah+p olduğum +ç+n
olab+l+r.198
Carman aslında Husserl’+n b+l+nc+n dışında beden de dah+l her şeyden önce gelen
bütün yönel+msel faal+yetler+n odağında bulunan transandantal ben algısına k+ş+n+n sah+p
olduğunu savunduğunu199 ancak aşkın öz-b+l+nc+n deney+m +ç+n neden gerekl+ olduğuna
ve her yerde bulunduğuna yönel+k tatm+n ed+c+ b+r açıklamasının olmadığını bel+rt+r.
197
Carman, 214.
Carman, 214.
199
Carman’ın verd'ğ' hal'yle bkz. Ideas I, 86, 109-10, 150, 160-61, 192, 253; Ideas II, §22-29; Cartes1an
Med1tat1ons, §8, 11, 16
198
44
Carman k+ş+n+n kend+l+ğ+n+n farkındalığına sah+p olmasında algıdak+ dolaysız bedensel
yönel+m+n kurucu b+r rol oynadığını Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s% eser+ne
referansla söyler. Z+ra “Merleau-Ponty'ye göre beden, yalnızca duyumlarımın taşıyıcısı
olarak tanıyarak kend+m+ özdeşleşt+rd+ğ+m b+r şey değ+ld+r; tüm deney+m+m+n kalıcı b+r
+lksel ufkudur”:200 “Beden b+r dünyaya sah+p olmamızın genel yoludur”.201
Carman Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s% +le beraber Husserlc+ ç+zg+den
ne kadar farklılaştığını k+taptak+ b+rkaç pasaja yer vererek göstermeye çalışır. Carman
örneğ+n Merleau-Ponty’n+n “+nd+rgemen+n en bel+rg+n öğret+s+, eks+ks+z b+r +nd+rgemen+n
+mkânsızlığıdır”202 sözünü Husserl’+n d+le get+remeyeceğ+ b+r açıklama olarak görür.203
Devamında f+lozof şöyle der:
Özlere başvurma zorunluluğu, felsefen+n onları nesne olarak ele alması
anlamına gelmez, aks+ne varoluşumuz, dünyaya atıldığı andak+ hal+yle
kend+n+ b+leb+lmek +ç+n, dünyanın +ç+ne fazla sıkı sıkıya hapsolmuştur,
kend+ olgusallığını kazanmak ve tanımak +ç+n +deall+k alanına gerek
duyar.204
Carman’a göre Merleau-Ponty’n+n e+det+k +nd+rgemeye referans vererek yaptığı
bu açıklama He+deggerc+ b+r eğ+l+me sah+pt+r.205 N+tek+m Merleau-Ponty’n+n y+ne aynı
sayfalarda d+le get+rd+ğ+ “fenomenoloj+k +nd+rgeme sanıldığı g+b+ +deal+st b+r felsefen+n
+fades+ olmaktan z+yade, varoluşçu b+r felsefen+n +fades+d+r: He+degger'+n sözünü ett+ğ+
‘In-der-Welt-Se%n’, ‘dünya-+ç+nde-varlık’ da ancak fenomenoloj+k +nd+rgeme zem+n+nde
bel+r+r”206 sözü Carman’a göre f+lozofun Husserlc+ transandantal öznell+k anlayışıyla
He+deggerc+ Dase%n anal+t+ğ+n+ uzlaştırma gayret+n+n açık b+r örneğ+n+ teşk+l eder.207
Carman Merleau-Ponty’n+n Husserl’+n fenomenoloj+s+ne yönel+k meydan
okumasını s+stemat+k olarak g+zled+ğ+n+ düşünmekted+r. Z+ra Merleau-Ponty Husserl’+n
Ideas I’de hala daha “olgu ve özü karşıt olarak gördüğünü”208 ancak Husserl’+n
200
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 214.
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 211.
202
Merleau-Ponty, 18.
203
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 214.
204
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 20.
205
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 215.
206
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 19.
207
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 215.
208
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 91 dp.
201
45
“fenomenlere ger+ dönüşün tam anlamını son dönem+nde anladığını ve üstü kapalı şek+lde
özler felsefes+nden koptuğunu”209 bel+rtme +ht+yacı duyar. F+lozofa göre Husserl “baştak+
e+det+k yöntem veya mantıkçılıktan son dönemdek+ varoluşçuluğa”210 geç+ş yapmıştır.
Carman’a göre +se Merleau-Ponty’n+n bu Husserl’+n fenomenoloj+s+n+n gel+ş+m
aşamalarına yönel+k bu yorumu ona meydan okumayı örtmes+n+n yanı sıra aynı zamanda
mantıksızdır. Yazara göre Husserl’+n varoluşçuluğu tartışmalıdır. Ancak y+ne de MerleauPonty’n+n meydan okumasının yeter+nce açık olduğu pasajlar da mevcuttur. Örneğ+n
Merleau-Ponty Husserl’+n +lk dönem+nde bedenlenm+ş b+l+nç açıklamasının entelektüal+st
olduğunu düşünür. Merleau-Ponty’ye göre “entelektüal+zm b+l+nc+ tüm opaklığından
tem+zleyerek saflaştırır, hyle'y+ hak+k+ b+r şey hal+ne get+r+r” ve böylece “somut +çer+kler+n
tutup kavranması, bu şey +le z+h+n arasındak+ karşılaşma, düşünülemez hale gel+r”.211
Merleau-Ponty Husserl’+n ayrıca “dünyanın deney+m+n+ kurucu b+l+nc+n b+r saf ed+m+
olarak düşünen klas+k kavrayış”a212 sah+p olmakla suçlar.
Merleau-Ponty Husserl’+n transandantal b+l+nc+n saflığı +le duyumun opaklığı
arasındak+ b+r ayrım gözett+ğ+n+ ve bu ayrımın Husserl’+n orta dönem eserler+nde ve Ideas
I’de
olduğunu
düşünür.213
Bu
Carman’a
göre
Merleau-Ponty’n+n
Algının
Fenomenoloj%s%’nde eleşt+rd+ğ+ rasyonal+st ve emp+r+st geleneğ+n Husserl’dek+
kalıntılarıdır.214 Husserl Ideas I §85’te şöyle der: “Duyusal olan, kend+ +ç+nde
yönel+msell+kle +lg+l+ h+çb+r şey barındırmaz”.215 Bu düşünces+nden dolayı Husserl’de
dışsal ve k+nestet+k duyumlar +deal yönel+msel b+ç+mden soyutlandığından ve deney+m+n
salt gerçek maddes+ olarak tasarladığından kend+ başlarına yönel+msel b+r bedenlenme
duygusu oluşturamaz. Merleau-Ponty duyumun salt öznel maddes+nden nesnel
farkındalığı +nşa etme f+kr+n+ reddeder. Ayrıca Carman’a göre Merleau-Ponty’n+n b+l+nc+n
saflığı ve duyumların opaklığına da+r eleşt+r+ler+ aslında Husserl’dek+ +deal-gerçek
ayrımına yönel+kt+r. Yazara göre Husserl bedensel hareket+n algısal deney+mle
örtüşmes+n+ sadece duyumların b+r araya gelmes+yle bağlantılandırırken fenomen+n
209
Merleau-Ponty, 86 dp.
Merleau-Ponty, 372 dp.
211
Merleau-Ponty, 328-29.
212
Merleau-Ponty, 331.
213
Merleau-Ponty, 331 dp.
214
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 216.
215
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy. F1rst Book:
General Introduct1on to a Pure Phenomenology, §85, 203.
210
46
yönel+msel karakter+n+ örten b+r amp+r+zme düşmekted+r.216 Ancak Merleau-Ponty +deal
ve gerçek arasındak+ ayrımın altını oyar ve deney+m+n kend+s+nde “ne nesne ne de özne
konmuştur” der.217
Farkındalık aşkın nesnelere karşı +çk+n b+r alanda değ+ld+r. Gündel+k algısal
deney+m transandantal öznell+k alanında +deal özler ortaya koymaz218 bunun yer+ne:
“k+ş+ye has beden algısı ve dış algı b+ze tez koymayan b+r b+l+nç örneğ+ sunar”. Bu b+l+nç
örneğ+ “kend+ kend+n+n hesabını vermeyen b+r yaşanan mantığa ve kend+ +ç+n açık
olmayan, kend+s+n+ sadece bazı doğal +mler+n deney+m+ +le b+len b+r +çk+n +mlemeye”
sah+pt+r.219 Carman’a göre alıntıda geçen “doğal +mler” Husserl’+n mot+vasyon kavramına
b+r atıf olarak anlaşılmalıdır. Fakat Merleau-Ponty bu kavramı kend+ projes+ kapsamında
dönüştürür ve şöyle der:
Fenomenlere dönmek +st+yorsak, fenomenoloj+k mot+vasyon mefhumu,
oluşturulması gereken en “akıcı” kavramlardan b+r+d+r. B+r fenomen+n
d+ğer fenomen+ tet+klemes+, doğa olaylarını b+rb+r+ne bağlayan türden b+r
nesnel etk+l+l+ğ+n sonucu olarak değ+l, fenomen+n sunduğu anlam
dolayısıyla olur -fenomenler+n h+çb+r+nde açıkça ortaya konmadığı halde
onların akışını yönlend+ren b+r varlık sebeb+ [raison d'être], b+r tür +şleyen
akıl [raison opérante] vardır.220
Carman’ın yorumuna göre Merleau-Ponty, mot+vasyon kavramını Husserl g+b+
varsayımsal b+r çıkarım ya da duyumların +l+şk+lend+r+lmes+ olarak değ+l, daha z+yade
dünyadak+ bedensel yönel+m+m+zde b+r denge ya da gestaltın süregelen b+l+nçdışı
korunması olarak kavrar. Çünkü bedenler+m+z, deney+mler+m+z+ bütünleşt+rmek ve
nesneler üzer+ndek+ etk+n kavrayışımızı sürdürmek +ç+n kend+ler+n+ sürekl+ olarak zımnen
ayarlar:221
Algım bana mümkün olduğunca çeş+tl+ ve açık şek+lde eklemlenm+ş b+r
manzara sunduğunda ve motor yönel+mler+m kend+ler+n+ açarken
dünyadan bekled+kler+ cevapları aldığında, beden+m dünya üzer+nde
tutunmuş olur. Algıda ve eylemde bu en yüksek derecedek+ netl+k b+r algı
216
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 216.
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 329.
218
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 216.
219
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 89.
220
Merleau-Ponty, 89.
221
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 217.
217
47
zem+n+ tanımlar, bu ben+m yaşamımın fonudur, beden+m+n ve dünyanın
b+rl+kte- varoluşu +ç+n genel b+r ortamdır.222
Merleau-Ponty +ç+n beden+n algıdak+ konumlanışı, temelde b+r yargılama, çıkarım
ya da hatta b+l+nçl+ farkındalık nesnes+ değ+ld+r. Bunun yer+ne, yönel+msell+ğ+n
kend+l+ğ+nden, kend+ kend+n+ düzelten, ön b+l+şsel arka planıdır: “Beden+m+z b+r
'düşünüyorum'un nesnes+ değ+ld+r: Kend+ denges+n+ örgütlemeye doğru g+den, yaşanmış
b+r +mlemeler bütünüdür”.223 O halde, bedenlenm+ş algısal deney+m+m+ze aracılık eden
“doğal +mler” ne b+l+nc+n +ç+ndek+ şeffaf z+h+nsel +çer+kler ne de nesnel dışsal olaylardır,
bunun yer+ne dünyayla olan ön b+l+şsel bedensel +l+şk+m+zde yatar.224
Bu bölümde Taylor Carman’ın “The Body +n Husserl and Merleau-Ponty”
makales+ temel alınarak Husserl’den Merleau-Ponty’ye geç+şte Merleau-Ponty’n+n
Husserlc+ ç+zg+den ne bakımdan farklılaştığı ve f+lozofun Algının Fenomenoloj%s% eser+yle
b+rl+kte temelde bedenlenme fenomenoloj+s+ne yönel+k anlayışta ne g+b+ değ+ş+kl+kler ve
yen+l+kler meydana get+rd+ğ+ açıklanmaya çalışıldı. Devam eden bölümde MerleauPonty’n+n bedene yönel+k görüşler+ fem+n+st kuram tarafından alımlanması ve tartışılması
bağlamında daha detaylı b+r şek+lde ele alınacaktır.
2.4. Merleau-Ponty’de Yaşayan Beden
Merleau-Ponty, özell+kle beden hakkındak+ görüşler+ bakımından fem+n+st düşünürler+n
etk+lend+ğ+ ve l+teratürde sıkça başvurulan b+r f+lozoftur. Öyle k+ neredeyse fem+n+st
fenomenoloj+ l+teratüründek+ makaleler+n heps+nde Merleau-Ponty’ye atıfta bulunulur. İlk
1942’de eser veren f+lozofun görüşler+ hala daha 21.yüzyılda tartışılmaya ve
yorumlanmaya devam etmekted+r. Bu bölümde Merleau-Ponty’n+n beden hakkındak+
görüşler+ f+lozofla eleşt+rel b+r +l+şk+ye g+ren çağdaş fem+n+st düşünürler+n ve fem+n+st
fenomenologların yorumları çerçeves+nde ele alınacaktır. Bölümde başlıca faydalanılacak
makaleler: Gav+n Rae’ın, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”225 makales+, Al+a Al-
222
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 340.
Merleau-Ponty, 219-20.
224
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 218.
225
Gav'n Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, Journal of Phenomenolog1cal Psychology 51, sy 2 (20
Kasım 2020): 162-83, https://do'.org/10.1163/15691624-12341376.
223
48
Saj+’n+n, “Bodies and Sensings: On the Uses of Husserlian Phenomenology for Feminist
Theory”226 makales+, S+lv+a Stoller’ın, “Expressivity and Performativity: Merleau-Ponty
and Butler”227 ve “Reflections on Feminist Merleau-Ponty Skepticism”228 adlı makaleler+,
Jud+th Butler’ın, “Sexual Ideology and Phenomenological Description: A Feminist
Critique of Merleau-Ponty’s Phenomenology of Perception”229 ve “Performative Acts and
Gender Constitution: An Essay in Phenomenology and Feminist Theory’’230 adlı
makaleler+, Anna Petronella Foult+er’ın, “Language and the Gendered Body: Butler’s
Early Reading of Merleau-Ponty”231 makales+, Sara He+nämaa’nın, “What is a Woman?
Butler and Beauvoir on the Foundations of the Sexual Difference”,232 “Sex, Gender and
Embod+ment”233 makales+, Shannon Sull+van’ın, “Dom+nat+on and D+alogue +n MerleauPonty’s Phenomenology of Percept+on”234 adlı makales+ ve Taylor Carman’ın, “The Body
+n Husserl and Merleau-Ponty” makales+d+r. Ayrıca Sara He+nämaa’nın, Toward a
Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r235 adlı eser+ de
sıkça başvurulan kaynaklar arasındadır.
Merleau-Ponty’n+n
fenomenoloj+s+
b+rçok
fem+n+st
teor+syen+n
gözünde
geleneksel +k+l+kler+ aşan ve fem+n+st teor+n+n projes+yle uyumlu b+r bedenlenme
açıklaması sunsa da ve her ne kadar fem+n+st teor+ +ç+n zeng+n b+r kaynak olarak görülse
de236 c+nsell+k anal+z+nde toplumsal c+ns+yet ve c+ns+yet+n özgüllükler+n+ keşfetmekte
226
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”.
S'lv'a Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty: Merleau-Ponty and Butler”, Cont1nental Ph1losophy
Rev1ew 43, sy 1 (N'san 2010): 97-110, https://do'.org/10.1007/s11007-010-9133-x.
228
S'lv'a Stoller, “Reflect'ons on Fem'n'st Merleau-Ponty Skept'c'sm”, Hypat1a 15, sy 1 (2000): 175-82.
229
Jud'th Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, İç'nde The Th1nk1ng Muse
Fem1n1sm and Modern French Ph1losophy, ed. Jeffner Allen ve Ir's Mar'on Young (Bloom'ngton: Ind'ana
Un'vers'ty Press, 1989), 85-100.
230
Jud'th Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on: An Essay 'n Phenomenology and Fem'n'st
Theory”, Theatre Journal 40, sy 4 (Aralık 1988): 519, https://do'.org/10.2307/3207893.
231
Anna Petronella Foult'er, “Language and the Gendered Body: Butler’s Early Read'ng of Merleau‐
Ponty”, Hypat1a 28, sy 4 (2013): 767-83, https://do'.org/10.1111/hypa.12040.
232
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”.
233
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”.
234
Shannon Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”,
Hypat1a 12, sy 1 (1997): 1-19, https://do'.org/10.1111/j.1527-2001.1997.tb00168.x.
235
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference.
236
He'nämaa; He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual
D'fference”; He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”; He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and Sexual
D'fference From Descartes to Merleau-Ponty and Beauvo'r”; He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st
Ph'losophy”; He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”; El'zabeth Grosz, “Merleau-Ponty and Ir'garay
'n the Flesh”, Thes1s Eleven 36, sy 1 (Ağustos 1993): 37-59, https://do'.org/10.1177/072551369303600103;
El'zabeth Grosz, Uçucu Bedenler: Bedensel B1r Fem1n1zme Doğru, çev. Kevser Güler, 1. bs (İstanbul:
Notabene, 2020); Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”; Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm,
227
49
başarısız olduğu, c+ns+yets+zleşt+r+lm+ş b+r beden düzey+nde kaldığı ve özelleşm+ş
yaşanmış deney+m anal+z+nde yeter+nce +ler+ g+tmed+ğ+ +ç+n eleşt+r+l+r.237 Fem+n+st
düşünürlerden bazıları Merleau-Ponty’n+n beden fenomenoloj+s+n+ c+ns+yet ve ırk
farklılıklarını göz ardı ett+ğ+ +dd+asıyla eleşt+r+rler.238 Örneğ+n fem+n+zm ve fenomenoloj+
ortaklığına sıkça değ+nen ve +k+ geleneğ+n beden anlayışını yakın bulan Sara He+nämaa
da Toward a Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r
k+tabında Merleau-Ponty’n+n çalışmasının “d+ş+l ve er+l c+nsell+kler ya da kadınların ve
erkekler+n dünyayı deney+mleme b+ç+mler+ arasındak+ olası farka +l+şk+n herhang+ b+r
sorunsallaştırma +çermed+ğ+n+” kabul eder.239 Fakat He+nämaa, “Sex, Gender, and
Embod+ment” adlı makales+nde Merleau-Ponty’de c+nsel farklılık sorusundan
başlamamasının fenomenoloj+n+n b+r eks+kl+ğ+ değ+l metodoloj+k b+r hamles+ olarak
okuyacaktır.240
Merleau-Ponty’n+n beden anal+z+n+n özcü b+r arka planı olduğunu düşünen
fem+n+stler de vardır.241 Örneğ+n Shannon Sull+van Merleau-Ponty’n+n anon+m beden
tanımlamasının farklılıkları görmezden geld+ğ+ ve farklılıkların arkasında yatan temel b+r
çek+rdek varsaydığı +dd+asında bulunur.242 Zeynep D+rek +se C%nsel Farkın İnşası
k+tabında Merleau-Ponty’n+n doğa kavramını b+r şeyler toplamı olarak değ+l de hareket
eden, yaşayan, salınan b+r yapı olarak gördüğünü +fade eder. Dolayısıyla D+rek’e göre
Merleau-Ponty’den mülhem b+r c+ns+yet farklılığı görüşü bel+rlen+mc+, özcü ve erekselc+
olmayan b+r yapıdadır ve heteronormat+fl+ğ+ aşma potans+yel+ne sah+pt+r. Ancak D+rek
düşünürde tahakküm çözümlemes+ adına adeta b+r şey olmamasını da b+r eks+kl+k olarak
and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”; L'nda F'sher ve Lester Embree, ed., Fem1n1st
Phenomenology, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000),
https://do'.org/10.1007/978-94-015-9488-2.
237
L'nda F'sher, “Phenomenology and Fem'n'sm”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve
Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), 22,
https://do'.org/10.1007/978-94-015-9488-2.
238
Ga'l We'ss, Body Images Embod1ment as Intercorporeal1ty (Londra: Routledge, 1999); Foult'er,
“Language and the Gendered Body”, 779; Ir's Mar'on Young, On Female Body Exper1ence: “Throw1ng
L1ke a G1rl” and Other Essays, 1. bs (New York: Oxford Un'vers'ty Press, 2005),
https://do'.org/10.1093/0195161920.001.0001.
239
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 22.
240
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 216.
241
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 98; Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue
'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 8.
242
Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 7.
50
kaydeder.243 Y+ne bazı fem+n+stler Merleau-Ponty’n+n erkekler+n deney+mler+n+ +nsan
deney+mler+ yer+ne koyma eğ+l+m+nde olduğunu düşünürler.244 Örneğ+n Butler MerleauPonty’n+n c+nsel tarafsızlığı olumlamasının maskülen ve normat+f bakış açısını g+zled+ğ+n+
+dd+a eder.245 L+nda Martín Alcoff da Ir+s Mar+on Young, Jud+th Butler ve El+zabeth
Grosz'un “Merleau-Ponty'n+n varoluşsal öznes+n+n er+l olduğu, c+nsell+ğe +l+şk+n
açıklamasının ataerk+l heteroseksüell+ğ+ baz aldığı ve mevcut toplumsal c+ns+yet
+l+şk+ler+n+ doğallaştırdığı yönündek+ yorumlarına katılır”.246 Beata Stawarska +se
Merleau-Ponty'n+n felsefes+nde beden+n öznelerarası deney+m+n+n s+l+nd+ğ+n+ +dd+a
eder.247 Özell+kle Butler’ın eleşt+r+ler+n+n l+teratürdek+ tartışmaların f+t+l+n+ ateşled+ğ+ bu
+dd+alar +lerleyen bölümlerde etraflıca tartışılacaktır.
Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s%’n+ yazma mot+vasyonunun öncell+kle
Husserl’+n ruh-beden ayrımında ortaya çıkan kavramsal düal+zme b+r hamle olarak
beden+n algısal deney+mdek+ merkez+ rolüne yönel+k olduğunu Carman’ın makales+ b+ze
söylem+şt+. Ş+md+ Gav+n Rae bu eser+n ayrıca Husserl’den de önce Batı düşünces+n+
etk+leyen Descartes’ın II. Med+tasyon’dak+ cog%to argümanının ayrıcalıklı hale
gelmes+nden ortaya çıkan +deal+zm+ne karşı b+r hamle olduğunu +dd+a etmekted+r. Rae’ın
“Merleau-Ponty on the Sexed Body” makales+nde verd+ğ+ b+lg+lere göre Descartes I.
Med+tasyon’da duyulardan elde ed+len b+lg+n+n aldatıcı olduğunu bu sebeple ep+stem+k
kes+nl+ğ+ tes+s edemeyeceğ+n+ düşünür. Ardından II. Med+tasyon’da kes+n olarak
b+l+neb+lecek b+r şey olup olmadığını sorgulamaya devam eder. Şüphe etmeye devam
ederken şüphe eden sorgulayıcının kend+s+n+n var olduğunun kes+n olduğunu sonucuna
varır. Rae’ın yorumuna göre II. Med+tasyon’un çıktısı “ayrıcalıklı b+r z+h+n +le aşağılanmış
b+r beden arasında, sonrak+ felsefen+n çoğunu koşullandıracak +k+l+ b+r karşıtlık”
kurmasıdır.248 Yazara göre Merleau-Ponty +se Algının Fenomenoloj%s% +le b+rl+kte
243
Zeynep D'rek, C1nsel Farkın İnşası: Felsef1 B1r Problem Olarak C1ns1yet, 3. (İstanbul: Met's Yayınları,
2021), 230-31.
244
Jeffner Allen, “Through the W'ld Reg'on: An Essay 'n Phenomenolog'cal Fem'n'sm”, Rev1ew of
Ex1stent1al Psychology & Psych1atry 18, sy 1-3 (1983 1982): 241; Butler, “Sexual Ideology and
Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 86; Grosz, Uçucu Bedenler: Bedensel B1r Fem1n1zme Doğru, 167-68.
245
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 86.
246
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 50.
247
Beata Stawarska, “From the Body Proper to Flesh: Merleau-Ponty on Intersubject'v'ty”, İç'nde Fem1n1st
Interpretat1ons of Maur1ce Merleau-Ponty, ed. Dorothea Olkowsk' ve Ga'l We'ss, Re-Read'ng the Canon
(Un'vers'ty Park, Pa: Pennsylvan'a State Un'vers'ty Press, 2006), 92.
248
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 165.
51
Descartes’dak+ z+hn+n beden üzer+nde +mt+yazlı statüsüne ve Descartes’ın felsefes+ne
+çk+n düal+zm mantığına meydan okumaktadır. Rae Merleau-Ponty’n+n S%gns eser+nden
b+r alıntı yaparak bu meydan okumanın nasıl çağdaş felsefen+n genel eğ+l+m+ olduğunu
f+lozof tarafından +lan ed+ld+ğ+n+ göster+r:249
Yüzyılımız “beden” ve “z+h+n” arasındak+ ayrım ç+zg+s+n+ ortadan
kaldırmış ve +nsan hayatını baştan sona z+h+nsel ve bedensel olarak, her
zaman bedene dayalı ve her zaman (en bedensel haller+nde b+le) k+ş+ler
arasındak+ +l+şk+lerle +lg+l+ olarak görmekted+r. On dokuzuncu yüzyılın
sonlarında pek çok düşünür +ç+n beden b+r parça madde, b+r mekan+zmalar
ağıydı. Y+rm+nc+ yüzyıl ten kavramını, yan+ canlı beden kavramını yen+den
canlandırmış ve der+nleşt+rm+şt+r.250
Rae bu alıntı üzer+ne Merleau-Ponty’n+n bu eğ+l+me en öneml+ katkısının b+lg+y+
bedens+z b+r z+hn+n ürünü kabul etmekten z+yade b+lg+n+n sosyal olana gömülü yaşayan
beden+n b+r çıktısı olarak görmek olduğunun altını ç+zer.251 Fenomenolog, yaşayan beden+
deney+mden +t+baren anlamaya çalışır. Bu deney+m alanında fenomenolog, varsayımları
paranteze alarak dünyayı özneye tezahür ett+ğ+ şekl+yle bet+mler, o “anlamların
deney+mde nasıl oluştuğunu anlamayı amaçlar, bu nedenle çalışmalarını deney+m+n
arkasında olduğu +dd+a ed+len, varsayılan veya b+l+nen gerçekl+klere dayandıramaz”.252
He+nämaa’ya göre Husserl fenomenoloj+k paranteze almayı b+l+nc+n temel yapılarına
ulaşmak +ç+n b+r yol olarak görürken Merleau-Ponty özler+n fenomenoloj+k araştırmanın
n+ha+ noktası olamayacağını +dd+a etm+şt+r. Z+ra fenomenolog özler+n de köken+n+ ortaya
çıkarmak adına özgül ve t+kel deney+me dönmel+d+r. Bu sebeple Merleau-Ponty’de
“deney+m+n öznes+ dünyadan kopuk b+r b+l+nç değ+l, dünyada d+ğer bedenlerle b+rl+kte
yaşayan canlı b+r bedend+r”.253
Merleau-Ponty +ç+n deney+mde yaşayan beden b+r +fade olarak ortaya çıkar. Ancak
bu, “beden+n ruh ya da b+l+nç g+b+ ayrı b+r varlığın durumlarını +fade ett+ğ+” anlamına
gelmez.254 Merleau-Ponty bu f+kr+ şu sözlerle +fade eder:
249
Rae, 166.
Merleau-Ponty, S1gns, 226-27.
251
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 166.
252
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 25.
253
He'nämaa, 25.
254
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 37-38.
250
52
Bedensel veya tensel yaşam +le ps+ş+zm+n karşılıklı b+r +fade +l+şk+s+ +ç+nde
olduğunu veya bedensel olayın da+ma ps+ş+k b+r +mlemes+ olduğunu
söyled+ğ+m+zde, bu formüller+n açıklanması gerek+r. Nedensel düşüncey+
dışarıda bırakmak +ç+n geçerl+ olsalar da beden+n, Z+hn+n [Esprit] saydam
örtüsü olduğunu kastetmezler. Beden +le z+h+n arasındak+ +l+şk+n+n
anlaşıldığı ortam olarak varoluşa ger+ dönmek, B+l+nce veya Z+hne ger+
dönmek değ+ld+r.255
Merleau-Ponty'de yaşayan beden, dünyayla +l+şk+ kurmanın b+r “tarzını”256 ya da
dünyaya yönel+k b+r “duruşu”257 +fade eder. “Beden+n anlamı, görünür, +ş+t+leb+l+r veya
dokunulab+l+r unsurlarının arkasında veya üstünde yer almaz; bunlar arasındak+ +l+şk+lerde
ortaya çıkar”.258 Beden b+yoloj+k b+l+mlerde ele alındığı şekl+yle b+r organ+zma olarak
düşünülmemel+d+r. Anatom+ ve f+zyoloj+n+n varsayımları, beşerî b+l+mler ve sosyal
b+l+mlerle beraber paranteze alınmalıdır. Beden b+reye kend+n+ +lk olarak b+r çalışma
nesnes+ olarak değ+l b+r başlangıç noktası olarak sunar. Merleau-Ponty, Husserl tarafından
kullanılan yaşayan beden (Le%b) kavramını temel alarak, yaşayan beden+n deney+m
yelpazes+n+ bet+mlemek +ç+n neden, sonuç, +şlev g+b+ kavramların yeters+z olduğunu
düşünür. “Beden ve çevres+ arasındak+ +l+şk+ler dışsal, nedensel değ+l, +çsel +fade
+l+şk+ler+d+r”.259 Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s% eser+yle beraber tasarladığı
projen+n temel kaygısını aktardıktan sonra k+tabın fem+n+st +lg+ler+n de odağında olan
beden+n özneleşme sürec+ndek+ rolü, dokunma fenomenoloj+s+, bedenlenme, c+ns+yet ve
c+nsell+k +l+şk+s+ g+b+ konuları gündem+ne aldığı “Beden” başlıklı +k+nc+ bölüme daha
yakından bakılması gerekmekted+r.
2.4.1. Beden Şeması
Merleau-Ponty 1945’te kaleme aldığı Algının Fenomenoloj%s% adlı eser+n+n b+r+nc+
bölümünde yer alan “C+nsel Varlık Olarak Beden” ve “İfade Olarak Beden ve Söz”
başlıklı alt bölümler+ fem+n+st l+teratürde sıkça alıntılanmış ve yorumlanmıştır.
Düşünürün bedene da+r görüşler+ çağdaşı olan S+mone de Beauvo+r’ı etk+lem+ş ve böylece
255
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 228.
Merleau-Ponty, 95.
257
Merleau-Ponty, 149.
258
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 38.
259
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 26.
256
53
Merleau-Ponty’n+n düşünceler+ fem+n+st l+teratürdek+ beden ve c+nsell+k tartışmalarına
dah+l ed+lm+şt+r. Merleau-Ponty’n+n l+teratüre etk+s+ yadsınamaz olsa da görüşler+ fem+n+st
düşünürler tarafından tartışılmış ve eleşt+r+lm+şt+r.260 El+zabeth Grosz, Merleau-Ponty’n+n
fenomenoloj+s+ne yönel+k “nötral+zasyon yoluyla kadın düşmanı olarak görmek ... ya da
fem+n+st amaçlar +ç+n son derece ve alışılmadık derecede yararlı olarak görmek” g+b+ +k+
zıt görüşün oluşması +ç+n “bakış açısında ufak b+r kayma”nın yeterl+ olduğunu bel+rterek
f+lozofu değerlend+r+rkenk+ hassas teraz+ye d+kkat çekm+şt+r.261 Bu bölümde MerleauPonty’n+n bedenlenme fenomenoloj+s+n+n genel hatları özell+kle yukarıda bahsed+len
“C+nsel Varlık Olarak Beden” ve “İfade Olarak Beden ve Söz” başlıklı alt bölümler
d+kkate alınarak l+teratürdek+ çağdaş yorumlar ve eleşt+r+lerle beraber +ncelenecekt+r.
Merleau-Ponty Algının Fenomenoloj%s%’n+n +lk bölümünü “Beden” olarak
başlıklandırmıştır. Merleau-Ponty bu bölümün üçüncü alt başlığı olan “K+ş+n+n Kend+
Beden+n+n Mekansallığı ve Motor Becer+” adlı bölümde +lk defa “beden şeması”,
“schéma corporel” kavramından bahsetmekted+r. Merleau-Ponty “beden şeması”
kavramını
Paul
Sch+lder
ve
Henry
Head’+n
çalışmalarına
referans
vererek
kullanmaktadır.262 Beden şeması her zaman algıyı b+lg+lend+ren ne salt z+h+nsel tutuma ne
de salt f+zyoloj+k duruma +nd+rgeneb+len b+r şemayı +fade eder.263 Şema kavramı bütün
tems+ller+n arkasındak+ a pr+or+ koşulu, k+ş+n+n nesnelere yönel+k farkındalığını önceden
yapılandıran b+r eğ+l+m+ ya da kapas+tey+ +fade eder. Carman’a göre Merleau-Ponty’n+n
şema kavramını anlamak Kantçı şemat+zm anlayışını da kavramayı gerekt+r+r. Z+ra Kantçı
şemat+zm; kavramların uygulanmasını eyleme ve zaman +ç+nde meydana gelen b+r
prosedüre dayandırır. Pek tab++ Merleau-Ponty Kantçı entelektüal+st şemayı b+ç+msel
kurallar olarak gördüğü +ç+n reddedecekt+r, çünkü Merleau-Ponty’ye göre bu kuralların
anlaşılab+l+rl+ğ+ somutlaşmış algısal deney+m türüne bağlıdır.264
Carman’ın bel+rtt+ğ+ üzere f+lozofun beden şeması kavramında Kant +le ortak
olduğu yegâne nokta +se bedensel şema kavramının yargı ve düşünceler+n ortaya
konmasından önce b+r dünyayı öngörmeye hazır olan “motor becer+”265 kavramına atıfta
260
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 163.
Grosz, “Merleau-Ponty and Ir'garay 'n the Flesh”, 37.
262
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 147.
263
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 218.
264
Carman, 219.
265
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 208.
261
54
bulunuyor olmasıdır.266 Merleau-Ponty bu becer+y+ “alışkanlık” olarak n+telend+r+r.267
Alışkanlık bedenlenm+ş b+r duruştur ve b+l+şsel olmayan, ön düşünümsel b+r “motor
yönel+msell+k”ten268 meydana gel+r.269 Alışkanlık Merleau-Ponty’n+n bet+mled+ğ+ üzere
“ne b+lg+ ne de otomat+zmd+r… bedensel gayretle kend+n+ ele ver+r ve nesnel b+r
adlandırmayla tercüme ed+lemez”.270 Alışkanlık algısal bedende ortaya çıkar. MerleauPonty “alışkanlığın ed+n+lmes+nde ‘anlayan’ beden”d+r der. Devamında buradak+
anlamanın “duyulur b+r ver+y+ b+r +den+n altına koymak ve beden+n b+r nesne” olması
olmadığını, anlamanın “hedefled+ğ+m+z şey +le ver+l+ olan şey arasındak+, yönel+m +le
gerçekleşt+rme arasındak+ uyumu h+ssetmek” olduğunu bel+rt+r.271
Merleau-Ponty’de bedene yönel+k +lkel anlayış, k+ş+n+n kend+ne yönel+k bedensel
anlayışı tarafından yapılandırılır.272 Düşünür şöyle der: “Yaşayan beden+n +şlev+n+ ancak
bu +şlev+ kend+m yer+ne get+rerek (canlandırarak) … anlayab+l+r+m.”273 D+ğer k+ş+ler+n
bedenler+ de düşüncede kurulan b+r analoj+ yoluyla değ+l kend+l+ğ+nden oluşan bedensel
becer+ler yoluyla anlaşılab+l+r hale gel+r. K+ş+ uzamdak+ konumunu düşünmeks+z+n
başkasının jestler+n+ takl+t edeb+l+r. Bu k+ş+n+n kend+ hareketler+n+ d+ğer+yle eşdeğer olarak
algılamasıyla mümkün olur. Özne beden+ne “başka yönlerdek+ sonsuz eşdeğer
konumların açık s+stem+ olarak da sah+pt+r. Bedensel şema adını verd+ğ+m+z şey, bu
eşdeğerl+kler s+stem+d+r tam da farklı motor görevler+n anında aktarılab+l+r olmasını
sağlayan şey, dolaysızca ver+l+ olan bu değ+şmezd+r”.274 K+ş+ b+r başkasının jestler+n+ takl+t
ederken beden+n+ d+ğer+ne ve duruma göre ayarlar, bu çevredek+ hareketlere yanıt veren,
+st+krarlı b+r algısal arka plan oluşturan ve b+rey+ başkasının dünyasına açan beden
şemasının b+r özell+ğ+d+r.275
Merleau-Ponty’n+n
bedensel
şema
kavramsallaştırması
hayalet
organ
fenomen+n+n anlaşılmasına da öncülük eder.276 Hayalet uzuv g+b+ patoloj+ler yanlış
266
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 219.
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 207.
268
Merleau-Ponty, 163.
269
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 219.
270
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 207.
271
Merleau-Ponty, 208-9.
272
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 220.
273
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 119.
274
Merleau-Ponty, 204.
275
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 220.
276
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 148.
267
55
+nançlar veya anlamsız duyumlardan z+yade k+ş+n+n yönel+m ve bedensel olasılık
duygusundak+ çarpıtmalara dayanmaktadır.277 Merleau-Ponty bu durumu şöyle açıklar:
Kes+lm+ş kolun mevcut olarak deney+mlenmes+ veya hasta kolun mevcut
olmaması, “düşünüyorum k+...” türünden b+r şey değ+ld+r. F+zyoloj+k
açıklamanın ve ps+koloj+k açıklamanın eş+t derecede çarpıttığı bu fenomen
ters+ne, dünyada-var-olmanın perspekt+f+nden anlaşılır. Eks+kl+ğ+n redd+
sadece b+r dünyayla +ç +çe oluşumuzun d+ğer yüzüdür, b+z+ +şler+m+ze,
kaygılarımıza, durumumuza, tanıdık ufuklarımıza doğru fırlatan doğal
hareketle çel+şen şey+n üstü kapalı b+ç+mde yadsınmasıdır. Hayalet b+r kola
sah+p olmak, sadece kolun becereb+leceğ+ tüm eylemlere açık kalmak
demekt+r, sakatlanmadan önce sah+p olduğumuz prat+k alanı korumak
demekt+r.278
Merleau-Ponty’ye göre hayalet organ fenomen+ndek+ muğlaklık beden+n +k+
katmanı olan alışılmış beden +le aktüel beden katmanı arasındak+ +l+şk+n+n anlaşılmasıyla
çözüleb+l+r.279 Bu tür patoloj+ler+n düzelmes+ uzun vadel+ bedensel algı +le kısa vadel+
bedensel algının tekrar ayarlanması yoluyla gerçekleşeb+l+r.280 Merleau-Ponty +ç+n beden
şeması ön b+l+şsel b+r kapas+ted+r. Dünyada özne olmanın koşulu +se ancak bedenlenerek
mümkün olur. Merleau-Ponty’de “beden+m+n b+l+nc+ne dünyadan geçerek” varırım, tıpkı
“dünyanın b+l+nc+ne beden+m sayes+nde vardığım” g+b+.281 Beden Merleau-Ponty’de
yalnızca öznell+ğ+n b+r aracı değ+ld+r, aynı zamanda b+l+şsel olmayan, kend+ mantığına
göre +şleyen b+r şeyd+r.282 Merleau-Ponty “bedensel şema, deney+m+m+z sırasında
gerçekleşen çağrışımların bas+t sonucu değ+l, duyulararası dünyadak+ duruşuma da+r
toptan b+r b+l+nçlenme, Gestalt ps+koloj+s+ anlamında b+r ‘b+ç+m’d+r” der ve devamında
bedensel şemanın “beden+m+n bana, aktüel veya mümkün b+r göreve yönel+k duruş olarak
bel+rmes+” bakımından “d+nam+k” olduğunu bel+rt+r.283
Bedensel şema k+ş+n+n beden+yle olan yönel+msel tanışıklığını b+lg+lend+ren
dünyaya yönel+k arka plan tanışıklığıdır.284 Merleau-Ponty +ç+n beden, +çsel b+r +mges+ne
277
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 220.
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 126-27.
279
Merleau-Ponty, 128.
280
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 220.
281
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 127.
282
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 221.
283
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 148-49.
284
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 221.
278
56
veya tems+l+ne sah+p olunan b+r nesne olmaktan z+yade “dünyaya bakış açımdır”.285 Beden
beş duyunun b+r toplamı ya da yerelleşme alanı değ+l “kalıcı b+r algı yapısıdır”.286
Merleau-Ponty’de “dış algı ve k+ş+ye has beden algısı…b+r eylem+n +k+ yüzü” g+b+ b+r ve
ayrılmazdır. Husserl’dek+ saf aşkın b+l+nc+n aks+ne287 beden “saydam b+r nesne” değ+ld+r,
“ancak üstlenerek tanımayı öğreneb+ld+ğ+m+z b+r +fade b+r+m+”d+r. “Bedensel şema teor+s+
örtük olarak b+r algı teor+s+d+r”.288 Carman, Merleau-Ponty’n+n “ç+fte duyum”
bet+mlemes+n+n görünüşte Husserl’+n bet+mlemes+ne yakın gözüktüğünü ancak d+kkatle
+ncelend+ğ+nde Merleau-Ponty’n+n bu anlatı üzer+nden deney+me yönel+k tanımlaması ve
çıkardığı sonucun d+kkate değer b+ç+mde farklı olduğunun altını ç+zer. Merleau-Ponty
şöyle yazar:
İk+ el asla aynı anda b+rb+rler+ +ç+n dokunan ve dokunulan olamazlar. İk+
el+m+ b+rb+r+ne bastırdığımda, söz konusu olan şey, yan yana konmuş +k+
nesney+ algılar g+b+ b+rl+kte h+ssedeceğ+m +k+ duyum değ+l, +k+ el+n sırayla
“dokunan” ve “dokunulan” +şlevler+n+ yer+ne get+rd+ğ+ muğlak b+r
düzend+r. “İk+l+ duyumlar”dan bahsederken kasted+lm+ş olan şey, b+r
+şlevden d+ğer+ne geçerken, dokunulan el+n b+razdan dokunacak olan aynı
el olduğunu tesp+t edeb+lmemd+r.289
Bu alıntı üzer+ne Carman burada akt+f ve pas+f rollere bürünen eller+n anlatımının
“Husserl'de pas+f duyumun lokal+zasyonunun k+nestet+k b+r +rad+ hareket duygusuyla
b+rl+kte beden+m+ kend+me a+t kılan şey olduğu argümanının b+r tekrarı değ+l m+d+r?
Beden+n yönel+msel oluşumunun gerçekleşt+ğ+ yer burası değ+l m+d+r?” g+b+ +t+razların
geleb+leceğ+n+ söyler. Ancak Carman bu argümana Merleau-Ponty’de böyle b+r deney+m+n
Husserl’dek+ kadar kurucu b+r değer+ olmadığını söyleyerek karşı çıkar.290 Z+ra Carman’ın
yorumuna göre Merleau-Ponty’de beden+n öz algısı beden+n b+r duyum taşıyıcısı
olmasından önce gelmekted+r. Beden+n duyumların merkez+ olması onun bedensel
yönel+msell+kte b+r temel hal+ne get+remez. Z+ra el, pas+f halde +ken b+rey+n onu kend+ne
a+t kılması +lk önce b+rey+n onunla önceden özdeşleşmes+n+ gerekt+r+r. Böylece
285
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 113.
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 221.
287
Carman, 222.
288
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 283.
289
Merleau-Ponty, 140-41.
290
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 222.
286
57
duyumların Merleau-Ponty’de özneye a+t kılınması öncel+kle öznen+n beden+yle
özdeşlemes+yle mümkün olur.291
Bu noktada Al+a Al-Saj+ “Bodies and Sensings: On the Uses of Husserlian
Phenomenology for Feminist Theory” adlı makales+nde Merleau-Ponty’n+n “ç+fte
duyum” olgusunu Husserl’+n yorumuyla kıyaslar. Daha önce Al-Saj+’n+n “Dokunan ve
Dokunulan Beden” bölümünde Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+ne yönel+k
yorumlarına değ+n+lm+şt+. Bu kısımda +se yazarın Merleau-Ponty’n+n “ç+fte duyum”
fenomen+n+ Husserl +le kıyaslayarak yorumlaması ele alınacaktır. Al-Saj+ eleşt+rmenler+n
+k+ f+lozofun ç+fte duyuma da+r açıklamalarını benzer bulmaları ve Merleau-Ponty’n+n
anlatımını bedene verd+ğ+ merkez+ rol ve dokunma üzer+ne çalışmalarının çokluğu
bakımından daha üstün addetmeler+ f+kr+ne katılmaz. Hatta yazar, Merleau-Ponty’n+n
Husserl’+n açıklamasını alımlayarak bet+mled+ğ+ ç+fte duyum fenomen+n+n bazı +k+l+kler+
besled+ğ+n+ bel+rt+r.292 Merleau-Ponty Algının Fenomenoloj%s%’nde şöyle der:
Sağ elim bir nesneye dokunurken sol elimle sağ elimi tutabilsem de nesne
olan sağ el dokunan sağ el değildir: Birincisi, mekânın bir noktasında ezilip
büzülmüş bir kemik, kas ve et yığınıdır, ikincisi ise dışarıdaki nesneyi
gidip kendi yerinde açığa çıkarmak için bir füze gibi mekânı kateder. O
halde dünyayı gördüğü veya ona dokunduğu haliyle bedenimi görmek
veya ona dokunmak mümkün değildir.293
Bu açıklamada +k+ el aynı anda b+rb+r+ne dokunma deney+m+ne sah+p
olamamaktadır. İk+ el b+rb+r+ne dokunduğunda +k+ duyum beraber h+ssed+lmez, burada +k+
el+n dokunma ve dokunulma roller+n+ dönüşümlü olarak yüklend+ğ+ bel+rs+z b+r durum
yaşanmaktadır. Al-Saj+’ye göre Merleau-Ponty’dek+ dokunma-dokunulma fenomen+
karşılıklı olarak b+rb+r+n+ dışlayan özne-nesne +l+şk+s+ne dayanır. Dokunan el keşfed+c+ b+r
etk+nl+ğ+ üstlen+rken dokunulan el b+r ed+lgenl+ğe mahkumdur. Dokunulan el b+r
duygulanıma sah+p değ+ld+r, o “kem+k, kas ve et yığınıdır”.294 Dokunulan el, dokunma
gücünü sadece hafızasında tutar ve d+ğer ele dokunarak onu nesneleşt+receğ+ zamanı
bekler.295 Al-Saj+ Husserl’de dokunma-dokunulma +l+şk+s+n+n farklı olduğunu, +k+ el
291
Carman, 223.
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 20.
293
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 139.
294
Merleau-Ponty, 139.
295
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 21.
292
58
b+rb+r+ne dokunduğunda duyumların bedende +k+ye katlandığını296 ve +k+ el+n de
h+ssetmeye devam ett+ğ+n+ ancak Merleau-Ponty’de dokunma ve dokunulma
duyumlarının çakışmadığını söyleyerek +k+ f+lozoftak+ farklılığa d+kkat çeker. Yazarın
yorumuna göre Merleau-Ponty’n+n bu çakışmama sonucunda öded+ğ+ bedel duyumların
+k+ye katlanması olarak deney+m+n ortadan kalkması ve bunun sonucunda elde kalanın
bel+rs+zce özne-nesne ve etkenl+k-ed+lgenl+k roller+n+ dönüşümlü b+r şek+lde üstlenen “+k+
el+n arasında g+d+p gelen tek b+r duyum” olmasıdır. Merleau-Ponty’n+n ç+fte duyum
açıklamasındak+ bu çakışmama Al-Saj+’ye göre “dokunma ve dokunulmanın tek b+r
duyuma çökmeden b+r arada var olmasını sağlayacak heterojen ve karşıt olmayan
farklılığın ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanır”.297
Al-Saj+’n+n bel+rtt+ğ+ üzere Merleau-Ponty’de dokunma akt+f ve mukted+r b+r
poz+syona gönder+r. Dokunan el şeyler+ ve nesneler+ şeyleşt+r+rken bu el+n kend+s+ne
dokunulmadığı görülür; n+tek+m Merleau-Ponty “beden+m gören veya dokunan olduğu
ölçüde ne görüleb+l+r ne de dokunulab+l+r”d+r298 d+yerek Al-Saj+’ye göre bu durumu
doğrular. Dokunmada b+r karşılıklılıktan z+yade dokunulanın ed+lgenl+ğ+ne +nd+rgend+ğ+
b+r h+yerarş+ vardır.299 Husserl’de +se dokunma-dokunulma deney+m+ dokunulduğu zaman
özneleşen dokunulan el+n perspekt+f+nden ele alınır.300 Merleau-Ponty’de dokunulma, el+n
öznell+ğ+n+ akamete uğratırken, Husserl’de dokunulma “nesneleşt+r+r” ama aynı zamanda
da “özneleşt+r+r”. Yazara göre Husserl’dek+ dokunma teor+s+ “keşfed+c+ olmaktan çok alıcı
b+r dokunuşa ve karşılıklı olarak, salt b+r nesne hal+ne get+r+lmeden dokunulma
olasılığına” +şaret eder.301
Al-Saj+
Merleau-Ponty’n+n
Algının
Fenomenoloj%s%’ndek+
ç+fte
duyum
örneğ+ndek+ çakışmama durumunu bu fenomen+n arkasındak+ b+l+nç model+n+n
nesneleşt+r+c+ yönel+msell+k olarak anlaşılmasına bağlar. Bu tür b+r yönel+msell+k yaşanan
anda kend+ne yönelemeyen fakat kend+n+ kavrayan ve kend+n+ ötek+ olarak
nesneleşt+reb+len b+r yönel+msell+kt+r. Yazar Merleau-Ponty’n+n “beden, b+r b+lg+ +şlev+n+
296
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 36,153.
297
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 22.
298
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 139.
299
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 27-28.
300
Al-Saj'’n'n verd'ğ' şekl'yle bkz. Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a
Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, 145, 146,
154.
301
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 29-30.
59
uygulamaktayken kend+ kend+n+ dışarıdan yakalar, dokunurken kend+ne dokunmaya
çalışır, ‘b+r tür refleks+yona’ g+r+ş+r”302 sözüne referans vererek bu tür b+r düşünümün
Husserl’dek+ duyumların bedendek+ b+r aradalığı ve ters+ne çevr+leb+l+rl+ğ+ olmadığını
+fade eder. Ş+md+de mutlak özne olarak kalan ve b+l+nç tarafından yürütülen bu düşünce
kend+n+ nesneleşt+r+rken b+r paradoks hal+nded+r.303 Dolayısıyla Al-Saj+ MerleauPonty’dek+ dokunulma fenomen+n+ beden+n şeyleşmes+ ve öznell+ğ+n askıya alınması
olarak okur. Husserl’de +se yaşayan beden duyumsayan ve duyumsanan olmaklığı
sebeb+yle hem özne hem de nesned+r veya bu +k+l+kler+n duyum kavramı vasıtasıyla
muğlak kılındığı b+r alandır.304 Al-Saj+ Merleau-Ponty’n+n dokunma bet+mlemes+nde bell+
b+r dokunma b+ç+m+n+n normalleşt+r+lmes+ r+sk+n+ görür. Dokunulanın nesneleşt+ğ+,
dokunanın keşfed+c+ ve şeyleşt+ren olduğu b+r dokunma türü böylece dokunmanın normu
hal+ne gel+r. Bu dokunma b+ç+m+ nötr olduğu varsayılsa da özünde erkek, beyaz,
heteroseksüel ve güç sah+b+ bedenler+n b+r kab+l+yet+ olarak doğallaştırılır.305
Görüldüğü üzere Carman Merleau-Ponty’dek+ ç+fte duyum fenomen+n+
dokunmadan önce gelen bedensel öz farkındalığa dayandırarak Husserl’+n ç+fte duyum
bet+mlemes+nden ayırırken Al-Saj+ bu fenomen+ -pek tab++ fem+n+st kaygıları bel+rg+n b+r
b+ç+mde h+ssett+rerek- kend+ +ç+nde ele alarak dokunma b+ç+m+n+ genel b+r dokunma
ekonom+s+ne gen+şleterek okur. Bu okuma dokunmanın bedenlenme sürec+ndek+ rolüne
değ+l dokunmanın başkalığı +çerecek şek+lde nasıl örtük b+r şek+lde h+yerarş+k
yapılanab+leceğ+ne ve bell+ b+r örgütlenme b+ç+m+n+ (örneğ+n beyaz, erkek ve
heteroseksüel b+r örgütlenme b+ç+m+n+) doğallaştırab+leceğ+ne odaklanmıştır. Al-Saj+’n+n
dokunma fenomenoloj+s+ bağlamında Merleau-Ponty’dek+ heteronormat+v+te ve er+l
normat+f perspekt+f eleşt+r+s+ elbette k+ düşünüre başka konseptler üzer+nden yapılan
eleşt+r+lerle ortaklık taşır. Bu eleşt+r+ler özell+kle Merleau-Ponty’n+n “C+nsel Varlık Olarak
Beden” bölümünde bahsett+ğ+ Schne+der vakası üzer+nden c+nsel şema bet+mlemes+ne
yoğunlaşmış ve düşünürün bu vaka örneğ+ Butler tarafından c+nsel nötral+zasyonu
olumlaması sebeb+yle kadını aşağılayan er+l b+r normat+fl+ğ+ maskeled+ğ+ +dd+asıyla karşı
karşıya gelm+şt+r.306 Y+ne Schne+der vakası üzer+nden bazı fem+n+st teor+syenler f+lozofun
302
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 141.
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 22.
304
Al-Saj', 23.
305
Al-Saj', 34.
306
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 86.
303
60
c+nsel farklılığa değ+nmemes+ eleşt+rm+şlerd+r.307 Dolayısıyla Merleau-Ponty’n+n beden
şeması ve dokunma fenomenoloj+s+n+n ele alındığı bu bölümün ardından c+nsell+k ve
bedensel varoluş arasındak+ +l+şk+y+ ele aldığı ve üzer+nden fem+n+stlerce çeş+tl+
tartışmaların yürütüldüğü “C+nsel Varlık Olarak Beden” bölümündek+ Schne+der Vakası
d+ğer bölümün ana +çer+ğ+n+ oluşturmaktadır.
2.4.2. COnsel İfadeyO Koşullandıran Şema ve SchneOder Vakası
Merleau-Ponty, algının duygusal zem+n+n+ göstermek adına c+nsell+k üzer+ne “C+nsel
Varlık Olarak Beden” adlı b+r bölüm kaleme almıştır. He+nämaa’nın bel+rtt+ğ+ üzere
Merleau-Ponty, dünyadak+ varoluşun esasen duygulanımsallığa dayandığının ayırdında
olunmazsa Schne+der vakasındak+ g+b+ deney+m b+ç+mler+n+ anlamlandırılamayacağını
düşünür. Bu sebepten dolayı, c+nsell+k f+lozofun bu savı +ç+n oldukça müh+md+r.308
Merleau-Ponty “C+nsel Varlık Olarak Beden” bölümüne asl+ tasarısının “mekânı, nesney+
veya alet+ kend+m+z +ç+n var etmem+z+, onları sah+plenmem+z+ sağlayan +lksel +şlev+ apaçık
ortaya koymak ve bu kend+ne mal etmen+n yer+ olarak beden+ bet+mlemek” olduğunu
bel+rterek başlar.309 Rae’ın yorumuna göre beden+ merkeze koymak duyumları merkeze
alan amp+r+zm +le z+hn+n nesney+ kurduğunu vazeden entelektüal+zme karşı b+r hamled+r.
Z+ra her +k+ düşünüş b+ç+m+ de bell+ b+r tarafı önceleyerek atom+zme dayanır ve bu bakış
açıları her +k+ tarafın da dah+l olduğu organ+k bütünü takd+r edemezler. Algı, fenomenal
alan tarafından tanımlanır ve bu alan algının nesnel bölünmeler+ne +mkân veren
bel+rs+zl+klerle dolu, değ+ş+m hal+nde olan organ+k b+r bütündür.310 Amp+r+zm ve
entelektüal+zm bu bütünün gerçek yapısını ıskalar. Bu +k+ eğ+l+mden uzaklaşılacaksa
beden münfer+t b+r varlık olarak değ+l fenomenal alan vasıtasıyla düşünülmek
durumundadır.311
Merleau-Ponty fenomenal alanda “varlığın doğuşunu açıklamak +st+yorsak, son
olarak, deney+m+m+z+n sadece b+z+m +ç+n b+r anlamı ve gerçekl+ğ+ olan kısmını, yan+
afekt+f ortamımızı ele almamız gerek+r” der ve böylece c+nsell+k bahs+n+ açmak +ç+n
307
Foult'er, “Language and the Gendered Body”, 779.
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 22.
309
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 220.
310
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 166.
311
Rae, 167.
308
61
ortamı hazırlar.312 Afekt+f olmayı f+lozof şöyle tanımlar: “Afekt+f olmak dend+ğ+nde,
kend+l+ğ+nden anlaşılmayan ve ancak b+z+m bedensel düzen+m+z +le açıklanab+len, kend+
üzer+ne kapalı afekt+f haller+n, zevkler+n ve acıların oluşturduğu b+r moza+k anlaşılır”.313
Afekt+f olma hal+ duygulanımın “+drakle dolu olduğu” kabulüne dayanır.314 Bu anlayışta
z+h+nsel tems+l +le doğal uyaranlar (haz, acı vs.) arasında tekabül+yet olduğu varsayılır.
Böylece afekt+f olan z+h+nsel olarak tems+l ed+leb+l+r hale get+r+lerek z+h+nsel tems+le
+nd+rgen+r315 ve “afekt+f olmak özgün b+r b+l+nç k+p+ olarak tanınmaz”.316 Ardından
Merleau-Ponty “bu anlayış doğru olsaydı, c+nsell+ktek+ her tür bozukluğun k+m+
tems+ller+n kaybolmasıyla veya zevk almanın zayıflamasıyla açıklanab+lmes+ gerek+rd+”
der ve “böyle olmadığını göreceğ+z” d+ye ekleyerek ünlü Schne+der vakasını anlatmaya
başlar.317
Nörolog Kurt Goldste+n ve Gestalt ps+koloğu Adhémar Gelb’+n318 savaşta
kafasının arkasına denk gelen b+r merm+ parçası sonucunda benzers+z b+r bey+n lezyonuna
sah+p319 ve afaz+ teşh+s+ alan ünlü vakası Schne+der; El+zabeth Grosz’un verd+ğ+ b+lg+lere
göre f+lozofun +lk olarak Davranışın Yapısı adlı eser+nde ve son olarak Algının
Fenomenoloj%s% k+tabında geçer.320 Merleau-Ponty’n+n Davranışın Yapısı’nda bel+rtt+ğ+
üzere Schne+der’de doktorlar “aynı anda algılama, görsel tanıma ve hafıza, dokunsal
ver+lenler+n uzamsallığı ve dokunsal tanıma, motor reaks+yonlar (hasta gözler+ kapalıyken
b+r hareket+ başlatamaz veya gerçekleşt+remez) ve son olarak hafıza, zeka ve d+l+ +çeren
bozukluklar bulurlar”.321 Doktorlar Schne+der’+n beyn+n+n farklı bölgeler+nde çoklu
lezyon tesp+t etm+şlerd+r. Ancak Merleau-Ponty vakadak+ “duyguların ve temel motor
tepk+ler+n bütünlüğü ve prat+k yaşamda bedensel ve z+h+nsel davranışların normal
görünümünden” ötürü çoklu lezyon h+potez+ne kuşkulu yaklaşır. Ardından f+lozof
bozuklukların s+stemat+k karakter+ne d+kkat çeker ve “bu farklı eks+kl+kler+ bunlardan
312
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 220.
Merleau-Ponty, 221.
314
Merleau-Ponty, 221.
315
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 167.
316
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 221.
317
Merleau-Ponty, 221.
318
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 167.
319
Maur'ce Merleau-Ponty, The Structure of Behav1our, çev. Alden L. F'sher (Boston: Beacon Press, 1963),
65.
320
Grosz, Uçucu Bedenler: Bedensel B1r Fem1n1zme Doğru, 137-38.
321
Merleau-Ponty, The Structure of Behav1our, 65.
313
62
b+r+nden, örneğ+n +lk olarak gözlemlenen ve sonuç olarak yers+z b+r ağırlık ver+len görsel
algılama bozukluğundan” türetmen+n +mkânsız olduğunu +dd+a eder.322 Görüldüğü üzere
Merleau-Ponty Schne+der’dek+ hasarın tems+ller+n kaybolmasına ya da lokal b+r bölgen+n
algılama yeters+zl+ğ+ne +nd+rgenmes+ne karşıdır.
Algının
Fenomenoloj%s%’nde
f+lozof,
Schne+der’+n
hasar
sonrası
c+nsel
eylemler+ndek+ değ+ş+mle +lg+len+r. Hasta hakkında şu b+lg+lere yer ver+r:
Hasta asla kend+l+ğ+nden c+nsel ed+m+n peş+nde olmaz artık. Açık saçık
res+mler, c+nsel konularla +lg+l+ konuşmalar veya b+r beden+n algısı onda
h+çb+r arzu doğurmaz. Hasta k+mseye sarılmaz ve öpüşmen+n onun +ç+n
c+nsel st+mulasyon değer+ yoktur. Tepk+ler+ kes+n şek+lde lokald+r ve temas
olmadan başlamaz. Hazırlık aşaması o anda kes+nt+ye uğrarsa, c+nsel
döngü devam etmeye çalışmaz. C+nsel ed+m +ç+nde %ntrom%ss%o asla
spontane değ+ld+r. Hastanın partner+ ondan önce orgazma ulaşır ve ondan
uzaklaşırsa, başlangıç aşamasındak+ arzu ortadan kalkar. Özne sank+ ne
yapılması gerekt+ğ+n+ b+lm+yor g+b+d+r. Çok kısa süren orgazmdan öncek+
b+rkaç san+ye har+ç, akt+f hareketlerde bulunmaz. Nad+ren uykuda boşalma
olur ve bunlara rüyalar asla eşl+k etmez.323
Merleau-Ponty, doktorların hastada sadece görsel algılamanın bozulduğu
teşh+s+ne karşı Schne+der’de sadece görsel duyumların değ+l, dokunma duyumlarının da
c+nsel anlamını kaybett+ğ+n+ ve bu durumun görsel tems+ller+n kaybolmasıyla
açıklanmasının olanaksızlığına d+kkat çeker. Hem görsel hem dokunsal duyumların
tems+l+nde b+r bozukluk olduğunu söylemek fazlasıyla geneld+r ve “b+ç+msel b+r
bozukluğun c+nsel alanda kazandığı somut özell+ğ+n bet+mlenmes+” gerekl+l+ğ+n+ taşır.
Schne+der’dek+ c+nsel bozukluk b+r neden değ+l sonuçtur ve c+nsel hayatın karakter+nde
meydana gelen b+r değ+ş+kl+ğe +şaret eder.324 Dolayısıyla mesele; Schne+der’+n tems+l
edemed+ğ+ +ç+n uyarılmamasından z+yade uyarılmadığından c+nsel nesney+ tems+l
edememes+d+r. Artık problem+n odağı Schne+der’+n tems+l etmes+ndek+ b+r yeters+zl+k
değ+l, uyarılma kab+l+yet+ne sah+p olmamasıdır. Artkafada meydana gelen b+r yaralanma
Merleau-Ponty’ye göre mutlak surette c+nsel +şlev bozukluğuna yol açmak durumunda
değ+ld+r.325 F+lozofa göre “+nsanda c+nsell+k, otonom b+r refleks aygıt olsaydı, c+nsel nesne
322
Merleau-Ponty, 65.
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 221.
324
Merleau-Ponty, 222.
325
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 168.
323
63
anatom+k olarak bel+rl+ b+r zevk organına ulaşıyor olsaydı, kafadak+ yaralanmanın etk+s+
bu otomat+k süreçler+ serbest bırakmak olmalı ve daha da vurgulanmış b+r c+nsel davranış
olarak kend+n+ göstermel+”d+r.326 Bu demek oluyor k+ refleks+n hasar görmes+ onun yok
olmasını gerekt+rmez, yalnızca +şley+ş+n+ değ+şt+rmel+d+r. F+z+ksel ve tems+le dayalı
açıklamalar burada yeters+z kalmaktadır z+ra “patoloj+n+n apaçık ortaya çıkardığı şey,
otomat+zm ve tems+l arasında, hastanın c+nsel +mkânlarının hazırlandığı yaşamsal b+r
bölge olduğudur”.327 Merleau-Ponty +mkânların hazırlandığı bu anlamla yüklü yaşamsal
alanı b+raz daha açar:
C+nsel yaşama +çk+n olan ve onun açılıp yayılmasını sağlayan b+r +şlev
olmalıdır ve c+nsell+ğ+n normal kapsamı, organ+k öznen+n +çsel
kuvvetler+ne dayanmalıdır. Özgün b+r dünyayı canlandıran b+r Eros veya
L+b+do olmalıdır ve bunlar, dışarıdan gelen st+muluslara c+nsel değer+n+
veya +mlemes+n+ vermel+ ve her öznen+n kend+ nesnel beden+n+ nasıl
kullanacağını resmetmel+d+r.328
Rae, Shannon Sull+van’ın burada Merleau-Ponty’n+n nötral+ze b+r beden+ kültürel
açıdan bel+rlenm+ş b+r c+nsell+kle örtüştürdüğü ve öz-kültür ayrımını yen+den ortaya
koyduğu329 eleşt+r+s+ne karşı çıkar. Rae Merleau-Ponty’n+n c+nsell+ğ+n yaşamsal ve +çk+n
b+r açıklamasını gel+şt+rmeye çalıştığını +fade eder. Merleau-Ponty, yazara göre c+nsell+ğ+
kültürel olarak kodlanmış “tar+h dışı ve boş b+r özde” değ+l, k+ş+n+n yaşayan beden+ne
+çk+n b+r şek+lde bu beden+n doğasında bulunan oluşta temellend+r+r. Rae’a göre MerleauPonty Schne+der vakasını doğal b+r uyaranla ya da z+h+nsel tems+lle açıklamak yer+ne
yaşayan beden+n kend+s+n+ kend+l+ğ+nden “+fade ett+ğ+” b+r +fade ed+c+l+k sürec+n+
bet+mler.330 Bölümün +lerleyen kısımlarında +fade ed+c+ beden tanımlamasının l+teratürde
yol açtığı tartışmalara ve fem+n+zm ve fenomenoloj+ ortaklığını nasıl sorunsallaştırdığına
Butler, He+nämaa ve Stoller arasındak+ tartışma bağlamında değ+n+lecekt+r. Rae MerleauPonty’dek+ +fadeler+n varoluşun nesnel olmayan koşullarına referans verd+ğ+n+ ve +ç +çe
geçm+ş bedensel şemalara bağlı olduklarını bel+rt+r.331 N+tek+m Merleau-Ponty de beden+n
326
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 222.
Merleau-Ponty, 222.
328
Merleau-Ponty, 222.
329
Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 8.
330
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 169.
331
Rae, 169.
327
64
nesnel algısında +kamet eden ve görünen+n altında g+z+l olan bu şemaya “c+nsel şema”
d+yecekt+r. C+nsel şema “tam anlamıyla b+reyseld+r, erojen bölgelere vurgu yapar, c+nsel
b+r f+zyonom+y+ resmeder ve kend+s+ de bu afekt+f bütünlüğe katılmış olan erkek beden+n
jestler+n+ çağırır”.332 C+nsel şema beden+n c+nsel yönel+m+n+ tanımlayan ve k+ş+n+n c+nsel
+fades+n+ koşullandıran +çk+n b+r şeyd+r. T+kel b+r c+nsel beden üslubunu +fade eden c+nsel
şema başka b+r bedene yönel+k f+z+ksel uyaranlarda kend+n+ gösteren bel+rl+ b+r duygusal
“bütünlük” +le tanımlanır”.333
Schne+der +ç+n kadın beden+n+n bel+rl+ b+r özü yoktur. Kadını çek+c+ kılan
karakter+d+r. Beden+ +se f+z+ksel açıdan d+ğer bütün bedenler g+b+d+r. B+r kadınla
yakınlaşma Schne+der’de yalnızca “müphem b+r duygu”ya yol açar. Ancak bu, c+nsell+ğ+n+
harekete geç+rmeye asla katkı yapmaz. Hasta kend+n+ erot+k b+r duruma dah+l edemez,
böyle b+r duruma rastladığında onu sürdürecek ve tatm+n olmasını sağlayacak gücü
kend+nde bulamaz. Merleau-Ponty’ye göre hastanın kend+n+ yaptığı eyleme verememes+
b+r neden değ+l, sonuçtur ve burada nesnel algılamadan daha farklı b+r algı tarzı,
entelektüel anlamadan farklı b+r anlamlandırma k+p+ vardır.334 Merleau-Ponty bu noktada
erot+k algı ve nesnel algı arasında ayrım yapar ve erot+k algının “b+r cog%tatumu
hedefleyen b+r cog%tat%o” olmadığını “b+r bedenden geçerek başka b+r beden+
hedefled+ğ+n+” ve b+l+nçte değ+l “dünyada olup b+tt+ğ+n+” söyler. Erot+k algı “anlama
yet+s+n+n düzen+ne a+t olmayan” b+r anlamadır. N+tek+m “anlama yet+s+, b+r deney+m+
+den+n altında fark ederek anlar, arzu +se körces+ne, beden+ bedene bağlayarak anlar”.
C+nsell+kte nesnel b+r yönel+msell+kten z+yade “varoluşun genel hareket+n+ tak+p eden ve
onunla b+rl+kte eğ+l+p bükülen b+r yönel+msell+k” vardır.335 Erot+k algısını kaybeden ve
afekt+f nötrlüğe düşen Schne+der’+n c+nsell+ğ+336 “spontane b+r hareketle değ+l, soyut b+r
kararla kurulur”.337 Merleau-Ponty Schne+der vakası üzer+nden c+nsell+k hakkında
keş+fler+n+ şöyle +fade eder:
Hem c+nsel yaşamın özgün b+r yönel+msell+k olduğunu hem de algının,
motor becer+n+n ve tems+l+n yaşamsal kökler+ olduğunu yen+den
332
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 223.
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 169.
334
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 223.
335
Merleau-Ponty, 224.
336
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 170.
337
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 224.
333
65
keşfed+yoruz çünkü tüm bu “süreçler+”, hastada eğ+l+p bükülen, normal
k+ş+de +se deney+m+n yaşamsallık ve ver+ml+l+k dereces+n+ veren b+r
“yönel+msel yaya” [arc intentionnel] dayandırıyoruz. Demek k+ c+nsell+k,
otonom b+r döngü değ+ld+r. Bütün b+len ve eyleyen varlığa +çsel olarak
bağlıdır, davranışın bu üç kes+m+ tek b+r t+p+k yapı göster+r, heps+ karşılıklı
b+r +fade +l+şk+s+ +ç+nded+r.338
Rae, Merleau-Ponty’n+n Schne+der vakası üzer+nden c+nsell+ğe yönel+k çıkardığı
sonuçları üç maddede özetler. İlk olarak c+nsell+k k+ş+n+n c+nsel varoluşunun +fades+n+
b+zat+h+ koşullandıran b+r c+nsel şema tarafından oluşturulur. İk+nc+s+ c+nsel şema yalnızca
c+nsell+kle +lg+l+ olmaktan z+yade k+ş+sel varoluşu tümüyle kapsayan beden+n b+r
n+tel+ğ+d+r. K+ş+n+n b+reysel anlamda ed+nd+ğ+ bu üslup bedensel davranışlar yoluyla +fade
ed+l+r. Son olarak +fade ed+c+ bu davranışlar +rade, nesnel algı ve düşünümden önce ortaya
çıkarlar.339
Merleau-Ponty’n+n “C+nsel Varlık Olarak Beden” bölümündek+ Schne+der
vakasını Gav+n Rae’ın yorumları ışığında ele aldıktan sonra bu bölüme ve özel+nde
Schne+der vakasındak+ Merleau-Ponty’n+n anal+zler+ne karşı yoğun ve detaylı eleşt+r+ler
yapan Jud+th Butler’ın 1989 tar+hl+ “Sexual Ideology and Phenomenological Description
A Feminist Critique of Merleau-Ponty's Phenomenology” adlı makales+ndek+
argümanlara bakmak konunun fem+n+st l+teratüre etk+s+n+ görmek açısından faydalı
olacaktır. Butler’ın bu met+nde temel argümanlarından b+r+ Merleau-Ponty’n+n c+nsell+k
teor+s+n+n görünürde baskılayıcı normat+f ve doğalcı görüşler+ reddetse de aslında bu
+deoloj+ler+ yen+den ürett+ğ+d+r.340 Butler’a göre Merleau-Ponty’n+n c+nsell+ğe da+r
açıklamalarının net görünmes+ aldatıcıdır, z+ra arkasında örtük b+r şek+lde heteronormat+f
varsayımlara sah+pt+r. F+lozofun c+nsell+k bet+mlemes+ c+nsell+ğ+n yalnızca heteroseksüel
+l+şk+ b+ç+m+nde olduğunu varsaymaz, ayrıca er+l c+nsell+ğ+ bedens+z b+r bakışla
resmederek karşısındak+n+ nesneleşt+r+r ve yalnızca bedene +nd+rger. Butler’a göre
Merleau-Ponty böyle yaparak köle-efend+ model+n+ kadın-erkek arasındak+ c+nsell+k
üzer+nden kavramsallaştırır ve c+ns+yetler arasındak+ kültürel +l+şk+ler+ özsel ve
metaf+z+ksel b+r zem+nde tekrar +nşa eder.341
338
Merleau-Ponty, 225.
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 172.
340
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenological Description”, 85-86.
341
Butler, 86.
339
66
Butler, Merleau-Ponty’de c+nsell+ğ+n varoluşsal projeler+n b+r aracı olduğunu ve
varoluşta bulanan bu doğal akımın bedenlenm+ş b+reyler+n eylemler+ ve jestler+ ves+les+yle
tar+hsel b+r bağlam +çer+s+nde +fade ed+ld+ğ+n+ bel+rt+r.342 Ancak özne doğal b+r c+nsell+ğ+
+fade ederken c+nsell+ğ+n tar+h+n+, geleneğ+n+ veya tabularını m+ras almamaktadır. Butler
tar+hsel b+r tortulaşma tarafından dolayımlanmamış b+r “doğal” c+nsell+ğ+n olanaksızlığını
hesaba katarak karşılaşacağımız c+nsell+ğ+n her zaman kısmen oluşturulmuş olduğunu
düşünür. Bundan dolayı Butler, Merleau-Ponty’de “c+nsell+ğ+ aşan b+r şey yoktur”
+dd+asına karşın anal+zler+nde aslında “kültürel olarak +nşa ed+lm+ş c+nsell+ğ+n bel+rl+ b+r
b+ç+m+n+n” doğallaştırıldığını +dd+a eder.343 Z+ra Merleau-Ponty’n+n kend+s+ de “tar+h
ancak onu yaşayan b+r özne +ç+n vardır ve b+r özne, ancak tar+hsel olarak konumlandığı
ölçüde vardır”344 derken doğal c+nsell+kle muhatap olan özne +ht+mal+n+ göz ardı eder ve
“tar+h+, öznen+n oluşumunun b+r koşulu olarak konumlandırır”.345 C+nsell+ğ+n kend+s+ de
c+nsell+k tar+h+n+n tortulaşmasıyla kurulur ve burada bedenlenm+ş özne b+r referans
noktası değ+ld+r, tortulaşma tarafından kısm+ olarak oluşturulur. Bu sebepten dolayı
Butler’a göre Merleau-Ponty antropoloj+k na+fl+ğe düşerek varoluş +le tar+hsel-kültürel
anlamlandırma arasında +sabets+z b+r ayrım yapmıştır. Ayrıca Merleau-Ponty c+nsel
arzunun meydana gel+ş+n+ organ+k b+r fonks+yonla +l+şk+lend+rerek346 kend+ fenomenoloj+
projes+yle çel+şecek b+ç+mde natüral+st b+r açıklama yapar. Butler’a göre bu MerleauPonty’n+n c+nsell+ğ+n bazı “doğal” yapılarını korumak +stemes+nden +ler+ gel+r.347
C+nsell+ğ+n bu doğal +fadeler+ c+ns+yetler arasındak+ bel+rl+ tahakküm +l+şk+ler+n+ bazı
temalar üzer+nden dramat+ze eder. Dahası Merleau-Ponty sadece c+nsell+kte kültürel
faktörler+n etk+s+n+ görmezden gelmekle kalmaz, ayrıca bell+ b+r c+nsell+k b+ç+m+n+ normal
kabul eder. Bu noktada Butler Schne+der vakasını eleşt+rel b+r gözle okumaya başlar.
İlk olarak Butler, Schne+der’e göster+len müstehcen res+mler+n onda arzu
uyandırmaması durumunun anormal kabul ed+lmes+ne karşılık hang+ bağlamlarda
uyarılmanın normal olarak varsayıldığı sorusunu yönelt+r. Butler açısından res+mler+n
kend+s+ne sunulduğu Schne+der, burada er+l özne olarak “+zley+c+” b+r konumdayken d+ş+l
342
Butler, 89-90.
Butler, 90.
344
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 245; Merleau-Ponty, Phenomenology of Percept1on, 200.
345
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 90.
346
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 222.
347
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 91.
343
67
öznen+n beden+ “+zlenecek” b+r nesne konumunda f+gürleşt+r+l+r. Sonrasında Schne+der
kend+ rızasıyla c+nsel +l+şk+ yaşamadığı +ç+n anormal kabul ed+l+r ve c+nsell+ğ+n doğası
gereğ+ özünde arzu ed+l+rl+k olduğu beklent+s+ +fşa olur. “Hastanın partner+ ondan önce
orgazma ulaşır ve ondan uzaklaşırsa, başlangıç aşamasındak+ arzu ortadan kalkar”.348 Bu
örnekte kadın beden+ bağlamından koparılmıştır ve konuşmada referans ver+len sokaktan
geçen anon+m beden+n doğal b+r caz+be yaydığı varsayılmıştır. Butler’a göre buradak+
beden gerçek dışı, yaşamayan b+r bedend+r ve er+l arzuya karşı tepk+ vermeyen olarak
erkeğ+n sol+ps+st b+r fantez+s+n+n ürünüdür.349
Butler’ın
doğallaştırıldığı
Schne+der
vakasında
+dd+asına Anna
Foult+er,
c+nsell+ğ+n
heteroseksüel
“Schne+der'+n
heteroseksüel
b+ç+m+n+n
olduğu
varsayımının, Butler'ın +nandığı g+b+ c+nsell+kle +lg+l+ genel b+r normun değ+l, hastayla
+lg+l+ b+l+nen bazı gerçekler+n sonucu olduğunu” söyleyerek karşı çıkar.350 Ayrıca Foult+er
buradak+ normall+k vurgusunun c+nsell+kte b+r normall+k standardı varsaymadığını
yalnızca Schne+der’+n yaralanmadan öncek+ sağlıklı hal+ne atıfta bulunduğunu ekler.351
Rae da bu f+kre katılarak Merleau-Ponty’n+n, “Schne+der vakasına heteronormat+f b+r
şema dayatmak yer+ne, Schne+der'+n yaralanmadan öncek+ heteroseksüel arzusunu,
yaralanma sonrası c+nsel arzusunun değerlend+r+leceğ+ standart olarak kullandığını”
bel+rt+r. Anormall+k olarak adlandırılan hastanın sağlıklı haldek+ c+nsel arzusunun
normall+ğ+nden hareketle değ+şen c+nsel davranışındak+ anormall+kt+r. Burada MerleauPonty, hastaya heteronormat+f b+r şema veya kültürel norm dayatmaz, yalnızca vakanın
c+nsel şemasındak+ değ+ş+m+ bet+mler.352
Butler’a göre Merleau-Ponty Algının Fenomenoloj%s%’nde er+l öznen+n bedens+z
b+r röntgenc+ye ve görene +nd+rgend+ğ+ b+r c+nsel +deoloj+ ortaya koyar. Merleau-Ponty’de
erot+k olan; dokunsal ve tutkulu olarak tanımlanmaz ve bakışın erot+zm+ne bağlanır.
Görünür beden c+nsel şema tarafından koşullandırılır ve erojen bölgeler+ vurgular.353
Butler’a göre burada erojen bölgeler+n algılayan özne +ç+n m+ yoksa algılanan özne +ç+n
m+ erot+k olduğu bel+rs+z bırakılmıştır. Bu ayrımın yapılmaması Butler’a göre deney+m+n
348
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 221.
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 92.
350
Foult'er, “Language and the Gendered Body”, 774.
351
Foult'er, 774.
352
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 172.
353
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 223.
349
68
algılanan özne açısından paylaşılmasına önem ver+lmemes+nden kaynaklanır. Burada
erojen bölgelere odaklanılması algılanan öznen+n beden+n+ b+r dünyaya ve bağlama sah+p
değ+lm+şçes+ne beden+n+ erojen parçalarına ayırır ve +nd+rger. Algılayan özne normal
erkek +ken algılanan beden +se kadındır ve kadının f+zyoloj+s+ “erkek beden+n+n jestler+n+
çağırır”.354 Butler’a göre burada er+l özne kend+ arzusunu kadın beden+ne yansıtmıştır ve
kadın beden+n yapısı zorunlu olarak erkeğ+n c+nsell+ğ+n+ tahr+k etmek durumundadır.355
Anormal b+r erkek olarak Schne+der +ç+n “kadın beden+n t+kel b+r özü yoktur”.356
Butler’a göre Merleau-Ponty’n+n bu cümles+ kadın beden+n+n her koşulda erkeğ+n c+nsel
arzusunun +fadeler+n+ gösteren c+nsel şemada bulunacak b+r öze sah+p olduğunu
söyleyerek onun genel argümanı olan beden+n b+r “öz”ü olmasındansa “her an varoluşu
+fade ett+ğ+”357 cümles+yle çel+ş+r. Kadın özne olamaz, o nesne olarak kurucu er+l bakış
kontrolünde b+ç+mlend+r+l+r.358 Butler’a göre Merleau-Ponty aslında kültürel olarak
kodlanmış b+r c+nsell+ğ+ anlatırken bunu evrensell+k +dd+asıyla yapmıştır. F+lozof
c+nsell+ğ+n somut varoluşu +fade ett+ğ+n+ söylerken somut çeş+tl+l+ğ+ d+kkate almayan
soyutlanmış b+r bedensel deney+m alanını bet+mlemeye çalışır.359 Son olarak Butler’ın
eleşt+r+ler+ Merleau-Ponty’dek+ anon+m ve soyut özne anlayışına karşıdır. Bu anon+m
öznen+n beden+, c+ns+yetten yoksun olarak bütün c+ns+yetler+ karakter+ze eder ve özneler+
evrensel olarak yapılandırıyormuş g+b+ görünür. Butler’a göre Merleau-Ponty’n+n anon+m
öznes+ toplumsal c+ns+yete bağlı farklılıkların değer+n+ görmezden gel+r.360 Butler
makales+n+n sonlarına doğru fenomenoloj+k b+r fem+n+zm+n +mkânını sorgular ve
fem+n+zm+n fenomenoloj+y+ eleşt+rel b+r şek+lde temellük etmes+ gerekl+l+ğ+n+n altını
ç+zer.361
He+nämaa, “What is a Woman? Butler and Beauvoir on the Foundations of the
Sexual Difference” adlı makales+nde Butler’ın Merleau-Ponty’n+n algı fenomenoloj+s+n+n
b+r görme rej+m+n+n üstünlüğüne dayandığı ve bunun da m+soj+n+st ve heteroseks+st b+r
c+nsel anlayışa sebep olduğu argümanına karşı çıkar.362 He+nämaa; Butler’ın eleşt+r+s+n+
354
Merleau-Ponty, 223.
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 93.
356
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 223.
357
Merleau-Ponty, 236.
358
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 94.
359
Butler, 95.
360
Butler, 98.
361
Butler, 99.
362
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 28.
355
69
Merleau-Ponty’n+n eserler+n+n der+n b+r anal+z+ne dayanmamasından dolayı üstünkörü
bulur. Merleau-Ponty görmeden, “görmey+ algıdak+ Gestalt fenomen+n+n b+r+nc+l örneğ+
olarak kullanan Gestalt teor+syenler+n+n f+k+rler+n+ tartıştığı bölümler+nde” bahseder.
Butler, Merleau-Ponty’n+n dokunma ve h+ssetmeden bahsett+ğ+ d+ğer bölümler+ es geçer
ve f+lozofun Gestaltçılara karşı eleşt+r+ler+ne değ+nmez.363 Butler, bu sebeple “MerleauPonty'n+n ölümünden sonra yayımlanan eser+ Görünür ve Görünmez'de c+nsell+k
tartışması dokunsal deney+me odaklanır ve Algının Fenomenoloj%s%'n+n görsel
ekonom+s+nden öneml+ b+r ayrılışı +şaret eder”364 d+yerek Merleau-Ponty’n+n felsef+
tasarısının rad+kal b+r şek+lde değ+şt+ğ+ yargısına ulaşmak durumunda kalır. He+nämaa’nın
verd+ğ+ b+lg+lere göre Mart+n C. D+llon365 ve Samuel B. Mall+n366 g+b+ yazarlar MerleauPonty’n+n felsefes+nde köklü b+r değ+ş+m olmadığını düşünürler, ancak Butler bu
okumaları önemsemez.367
Anna Foult+er, “Language and the Gendered Body” adlı makales+nde MerleauPonty’y+ Butler’ın heteronormat+f olduğu +dd+asına karşı savunsa da Merleau-Ponty’de
c+nsel şemanın c+nsel anlamda b+reyleşmeden öncek+ soyut boyuta +şaret ett+ğ+n+ ve bu
anal+z+n
“c+nsel
farklılık
sorunundan
neredeyse
h+ç
bahsetmemes+
ya
da
c+ns+yetlend+r+lm+ş beden+ kend+ +ç+nde öneml+ b+r fenomenoloj+k örnek olarak görmemes+
bakımından şaşırtıcı derecede +lkel” olduğunu düşünerek Butler’a katılır.368 Ir+s Mar+on
Young benzer b+r şek+lde f+lozofun açıklamalarının “d+ş+l varoluşa özgü bedensel davranış
tarzını” d+kkate alamayacak kadar genel olduğunu d+le get+r+r.369 Shannon Sull+van da
“Domination and Dialogue in Merleau-Ponty’s Phenomenology of Perception” adlı
makales+nde Merleau-Ponty’n+n beden+ ve onun davranış örüntüler+n+ anon+m olarak
bet+mlemes+n+ probleml+ görür. Z+ra bu tanımlama f+lozofun kend+n+ ayrıştırdığı felsef+
geleneğ+n temel argümanı olan “+nsanlarda tüm kültürel (ve d+ğer) farklılıklarının altında
yatan temel b+r ‘çek+rdek’ olduğunu +dd+asına” h+zmet eder. Bu temel çek+rdeğe “akıl”,
363
He'nämaa, 29.
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 99-100.
365
M. C. D'llon, “Merleau-Ponty and the Revers'b'l'ty Thes's”, Man and World 16, sy 4 (Aralık 1983):
365-88, https://do'.org/10.1007/BF01252651.
366
Samuel B. Mall'n, Merleau-Ponty’s Ph1losophy, c. 86 (Yale Un'vers'ty Press, 1979).
367
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 29.
368
Foult'er, “Language and the Gendered Body”, 779.
369
Ir's Mar'on Young, “Throw'ng l'ke a G'rl: A Phenomenology of Fem'n'ne Body Comportment Mot'l'ty
and Spat'al'ty”, Human Stud1es 3, sy 2 (1980): 141.
364
70
“transandantal ego” g+b+ +s+mlend+rmeler bazı f+lozoflarca konulmuştur.370 Sull+van’a
göre Merleau-Ponty de bu çek+rdeğ+ bedende konumlandırarak bu anlayışı tekrar eder.
Merleau-Ponty’de tüm bedenler evrensel olarak paylaşılan b+r tür ortaklığa sah+pt+r. Bu
açıklama Sull+van’a göre topluluğun ortaya çıkmasının +mkânını açarken bunu
farklılıkları yok saymak pahasına yapar ve bu farklılıklar tarafından +şaretlenmem+ş temel
b+r öz varsayar. Son olarak Sull+van’a göre “Merleau-Ponty'n+n anon+m b+r beden
varsayımıyla yalnızca öznen+n kend+ dünyasını anlama ve ele alma b+ç+m+n+ b+r başkasına
dayatır ve böylece başkalarının dünyalarını farklı şek+lde ele alab+lecekler+n+ fark
etmez”.371
Rae Merleau-Ponty’ye yönel+k c+nsell+k anal+z+nde; anon+m b+r bedene başvurarak
bedenlenmede c+nsel farklılıkları görmezden gelmes+ ve anal+z+n+ er+l b+r normat+fl+ğe
dayandırması eleşt+r+ler+ne karşı Merleau-Ponty’y+ savunur. Savunusunu S+lv+a Stoller’ın
“Reflections on Feminist Merleau-Ponty Skepticism” adlı makales+ne referans vererek
güçlend+r+r.372 S+lv+a Stoller’ın bu makales+ temel olarak Shannon Sull+van’ın yukarıda
bahs+ geçen “Domination and Dialogue in Merleau-Ponty’s Phenomenology of
Perception” +s+ml+ makales+ndek+ +dd+alara b+r cevap olarak yazılmıştır. Stoller bu
met+nde “Merleau-Ponty'n+n ‘anon+m beden’+n+n aslında Sull+van'ın öne sürdüğü g+b+
‘nötr’ olmadığını, dahası farklılıkları görmezden gelmed+ğ+n+, aks+ne b+ze b+r farklılaşma
sürec+ olarak farklılık f+kr+n+ sunduğunu” +dd+a eder.373 Ayrıca Stoller, Sull+van’ın anon+m
kavramını “b+l+nmeyen” anlamında et+moloj+k olarak yanlış kullandığını, öte yandan
Merleau-Ponty’n+n +se anon+m kel+mes+n+ Yunanca aslına uygun olarak “adı olmayan”
anlamında kullandığını bel+rt+r. Ardından Stoller, “Merleau-Ponty'n+n ‘anon+m’ +le
b+l+nmeyen b+r şeye değ+l, daha gerçek anlamda b+r düşünme eylem+nde adlandırılmamış
b+r şeye atıfta bulunduğuna +nanıyorum. Henüz adlandırılmamış olanın mutlaka
b+l+nmeyen olması gerekmez” d+ye de ekler.374 Stoller Sull+van’ın eleşt+r+s+ örneğ+nde
“farklılık f+kr+nden başlamanın farklılıkların varoluş koşulları üzer+ne felsef+ olarak
düşünmeden, farklılıkları ver+l+ kabul etmeye” yol açtığını düşünür. Farklıkların ver+l+
kabul ed+lmes+ onları sorgulanmadan azade kılar. Buna karşın Stoller’a göre “Merleau370
Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 7.
Sull'van, 8.
372
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 172.
373
Stoller, “Reflect'ons on Fem'n'st Merleau-Ponty Skept'c'sm”, 175.
374
Stoller, 182.
371
71
Ponty, farklılıkların mümkün olma koşullarını sorgular. Dolayısıyla, bas+tçe farklılıkların
(varlığını) varsaymaz. Daha z+yade, b+r farklılaşma sürec+ olarak farklılıklara odaklanır;
onu +lg+lend+ren şey ‘ortaya çıkma’375dır”.376 Rae bu eleşt+r+y+ bütün farklılık eleşt+r+ler+ne
b+r cevap olarak geneller.
Stoller Merleau-Ponty’n+n Husserl’dek+ “yargılarımıza ve +rad+ konum
alışlarımıza a+t olan” ed+m yönel+msell+ğ+ +le “dünyanın ve yaşamımızın yüklem-önces+
doğal b+rl+ğ+n+ kuran” +şleyen yönel+msell+k (fungierende Intentionalität)377 arasında
yaptığı ayrıma d+kkat çekerek bu ayrımın “Merleau-Ponty’n+n yüklem önces+ ve
yüklemsel düzeydek+, yaşanmış deney+m ve düşünümsel tutum arasındak+ farkı ortaya
çıkarmaya yönel+k +lg+s+yle uyumlu” olduğuna +şaret eder.378 Rae bu argümanlardan yola
çıkarak Merleau-Ponty’n+n anal+z+n+n c+nsel ve bedensel şemanın düşünüm önces+,
kavramsallaştırılmamış saf oluş hal+nde olan deney+m boyutunu hedefled+ğ+n+ +dd+a eder.
Bu sebepten dolayı Merleau-Ponty c+nsell+ğ+ nesnel algı +le değ+l, beden+n düşünüm
önces+ erot+k algısıyla tanımlamıştır. Erot+k algı düzey+nde “kadın” ve “erkek” g+b+
c+ns+yet kategor+ler+ ve kavramlar olmadığından erot+k algı bu kategor+ler tarafından
oluşturulamaz. Erot+k algı nesnel algıya dönüştüğünde nesnel algının düşünümsel
olguları tarafından c+nsel nesne yaratılır. Rae, Merleau-Ponty açısından farklıkla
başlamanın, nesnel algı +le erot+k algı farkını d+kkate almayarak nesnel algının +k+nc+l
konumunu b+r+nc+l b+r düzey olarak kabul etmeye neden olacağını bel+rt+r. Rae’a göre bu
metodoloj+k hata “düşünümsel yargının ön kabuller+n+ düşünüm önces+ erot+k algının
anal+z+ne taşıyarak c+nsell+ğ+n çağdaş anlayışlarını +nsan beden+n+n temel yapılarına
dönüştürme r+sk+ taşır”. Bu r+ske engel olmak adına c+nsel şemanın başta anon+m olarak
ele alınması ve böylel+kle öznell+ğ+n tab+atına yönel+k ön varsayımların paranteze
alınması gerekl+d+r.379 Sonuç olarak farklılıklarla c+nsell+k anal+z+ne başlamak +steyenler
Rae’a göre düşünüm düzey+ndek+ kavramsal ayrımlarla hareket ederek kavramsal şemayı
kavramsal olmayan yaşanan bedene atfederler. Kavramsal şemaları askıya alan c+nsel
375
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 585.
Stoller, “Reflect'ons on Fem'n'st Merleau-Ponty Skept'c'sm”, 178.
377
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 24.
378
Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 178.
379
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 173.
376
72
şemanın anon+ml+ğ+ +se düşünüm önces+ yaşayan beden+ olması +stenen şekl+yle değ+l,
olduğu şekl+yle ele alınmasına +z+n ver+r.380
Merleau-Ponty’de c+nsell+k ve varoluş +l+şk+s+, +çk+n olan c+nsel şemanın varoluş
aracılığıyla +fade ed+ld+ğ+ b+r +fade teor+s+ne dayanır. Merleau-Ponty’de c+nsell+k, her
b+rey+n olduğu şey hal+ne gelmes+n+ sağlayan varoluşu bel+rlemekten çok onunla eşdeğer
olan onu şek+llend+ren ve +fade eden temel b+r yoldur. C+nsell+k, bedensel varoluşun b+r
parçası değ+ld+r o varoluşa yönel+k381 “bütün b+r tavrı … s+mgeler”.382 Bu noktada Butler
aslen 1981’de yazılmış ancak 1989’da yayımlanmış “Sexual Ideology and
Phenomenological Description” adlı makales+nde Merleau-Ponty’n+n beden+ +fade ed+c+
ve dramat+k b+r araç olarak tanımlama eğ+l+m+n+n “somut, tar+hsel ve kültürel gerçekl+kler
yer+ne varsayımsal, doğal ve metaf+z+k yapılara öncel+k veren b+r 'varoluş' anlayışına”383
ön ayak olduğunu +dd+a etm+ş daha sonra 1988 tar+hl+ “Performative Acts and Gender
Constitution” adlı makales+nde Merleau-Ponty’dek+ +fade teor+s+n+ özcülük tehl+kes+
altında olduğunu düşünerek reddetm+şt+r. Z+ra Butler’a göre fenomenoloj+ “bazen d+lden
önce gelen b+r kurucu fa+l+ varsayıyor” görünmekted+r.384
Butler’a göre fenomenoloj+k bedenlenme teor+s+ anlamın gerçekleşt+r+ld+ğ+ veya
canlandırıldığı eylemlere gönderme yaparak geleneksel ve teatral ed+mlerle benzeş+r.
Merleau-Ponty beden+n doğal b+r tür değ+l, sürekl+ gerçekleşt+r+lecek olasılıklar bütünü
olarak tar+hsel b+r f+k+r olduğunu söylerken beden+n anlamını dünyada tar+hsel olarak
dolayımlanmış +fade yoluyla kazandığını bel+rt+r. Butler’a göre bu tür fenomenoloj+,
olasılıkları bel+rleyen b+r fa+l+ varsayar. Beden anlam taşıyan b+r maddesell+k olarak
dramat+k b+r b+ç+mde onu yapan fa+le gönderme yapar. K+ş+ yalnızca beden değ+ld+r, aynı
zamanda beden+n+ de yapandır. Butler “beden+n+ yapan b+r 'b+z' ya da 'ben' olduğunu +dd+a
etmek, sank+ bedens+z b+r fa+l bedenl+ b+r dışsallığı öncelem+ş ve yönlend+rm+ş g+b+, açıkça
tal+hs+z b+r d+lb+lg+s+d+r” d+yerek bu formülayonun özcü olduğunu +ma eder. Sonuç olarak
Butler’a göre olasılıklar bedenlenme sürec+n+n önces+nde veya dışında değ+ld+r.385
380
Rae, 174.
Rae, 175.
382
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 226.
383
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 98.
384
Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on”, 519.
385
Butler, 521.
381
73
Rae’a göre “Merleau-Ponty, b+r temeller mantığından z+yade, c+nsell+k-varoluş
+l+şk+s+n+ b+r +ç +çe geçme mantığı açısından yen+den düşünmem+z+ +stemekted+r”.386
C+nsell+k, sab+t b+r özü +fade etmez veya beden+n b+r parçasıyla tems+l ed+lmez, o b+rey+n
beden+ne özgü ve bedenle +fade ed+len b+r varoluş tarzıdır. Dolayısıyla “her b+rey+n tüm
varoluşuyla eş kapsamlıdır”.387 Rae’a göre Merleau-Ponty, c+nsell+k anal+z+nde düşünüm
önces+ fenomenal alana dönerek ve gündel+k varsayımları “paranteze alarak” her b+rey+n
c+nsel varoluşunun “olduğu g+b+” açığa çıkmasını bet+mler. C+nsell+ğ+n b+reysel ve açıkça
+fade ed+leb+l+r olduğunu kabul eden bu hamle Merleau-Ponty’n+n c+nsell+ğ+ önceden
bel+rlenm+ş b+r şema +ç+ne hapsetmekten kaçınmasını sağlayarak onu özcülük +dd+alarına
karşı savunur. Rae’a göre c+nsell+k ve varoluşun +ç +çe geçmes+ anal+z+yle Merleau-Ponty
c+nsell+ğ+n:
Doğrudan b+r c+nsel farklılık/karşıtlık yoluyla +fade ed+lmek zorunda
olmadığını,
aslında
b+reysel,
şek+llend+r+leb+l+r,
akışkan
ve
değ+şeb+l+r/değ+şt+r+leb+l+r olduğunu göster+r. Gerçekten de c+nsell+ğ+n
tamamen b+reysel, dışavurumcu ve varoluşun bel+rs+zl+kler+ne yakından
bağlı olduğunda ısrar ederek, c+nsell+ğ+n çel+şk+ler+ne ve muğlaklığına da
+şaret eder. Merleau-Ponty, kes+n anal+t+k tanımlar ve kategor+ler dayatarak
bu tür b+r kaosu görmezden gelmek veya açıklığa kavuşturmaya çalışmak
yer+ne, b+z+ bu bel+rs+zl+ğ+ kabul etmeye ve c+nsell+ğ+ bedenlenm+ş ve
akışkan b+r şek+lde +fade ed+c+ olarak yen+den düşünmeye zorlar.388
Stoller da “Express+v+ty and Performat+v+ty: Merleau-Ponty and Butler”
makales+nde Butler’ın fenomenoloj+k +fade teor+ler+n+n özcülük tehl+kes+ taşıdığı bu
nedenle özcü olmayan performat+fl+k kavramının +fade kavramı yer+ne +kame ed+lmes+
gerekt+ğ+ +dd+asına karşı tıpkı Rae g+b+ Merleau-Ponty’n+n +fade kavramının “kes+nl+kle
özcülük karşıtı ter+mlerle anlaşılması gerekt+ğ+n+” düşünür. Hatta yazar +fade ve
performat+fl+k kavramlarını karşıt görmemekte ve post-yapısalcılık +le fenomenoloj+
gelenekler+n+ “özcülük karşıtı b+r toplumsal c+ns+yet arayışı” noktasında benzer
hassas+yetlere sah+p +k+ gelenek olarak okumaktadır.389 Stoller Butler’ın +fade kavramını
“önceden var olan ve eylemlerle +fade ed+len b+r toplumsal c+ns+yete gönderme yapması”
386
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 176.
Rae, 179.
388
Rae, 180.
389
Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 97.
387
74
sebeb+yle reddetmes+ne ve toplumsal c+ns+yet+n yalnızca gerçekleşt+r+len performat+f
eylemler tarafından oluşturulduğunu öne sürmes+ne karşın Merleau-Ponty’dek+ +fade
kavramının da “tanımı gereğ+ ‘+fade’ eylem+nde anlamın gerçekleşmes+” olduğunu +dd+a
ederek +k+ kavramın da özcülük karşıtı b+r kaygıyla ortaya konduğunu savunur.390 Yazar
özell+kle Butler’ın “Performative Acts and Gender Constitution” makales+ne odaklanır.
Butler bu makalede “toplumsal c+ns+yet gerçekl+ğ+ ed+mseld+r, bu da oldukça bas+t b+r
şek+lde, sadece +cra ed+ld+ğ+ ölçüde gerçek olduğu anlamına gel+r”391 d+yerek performat+f
ed+m+n tam da +cra ed+l+rken oluştuğu ve böylece eylemden önce gelen “h+çb+r şey
olmadığı” f+kr+n+ metn+n+n temel argümanı olarak ortaya koyar.392
Butler, performat+fl+ğ+ performanstan +t+nayla ayırır; z+ra +lk+ b+r özne varsayarken
d+ğer+ b+r özne f+kr+ne karşıdır.393 Performans teatral b+r çağrışıma sah+pt+r, fenomenoloj+
de bedenlenmede anlamın gerçekleşt+ğ+ eylemlere gönderme yaparak bu teatral
ed+msell+kle benzeş+r.394 F+lozof y+ne aynı şek+lde +fade ed+c+l+k ve performat+fl+k arasında
ayrım yapmaya çok önem vererek C%ns%yet Belası’nda şöyle der: “Toplumsal c+ns+yet
n+tel+kler+n+n dışavurumsal değ+l de performat+f olmaları, bu n+tel+kler+n +fade ett+kler+,
dışavurdukları veya ortaya koydukları söylenen k+ml+ğ+ aslında f++len oluşturdukları
anlamına gel+r. Dışavurum +le performat+fl+k arasındak+ fark hayat+ önemded+r”.395 Z+ra
+fade ed+c+l+k kend+s+n+ eylemler, alışkanlıklar veya jestler yoluyla +fade eden b+r kurucu
fa+l+ farz eder.396 Oysa eylemler ya da beden “h+çb+r şey +fade etmez”.397 Butler’ın böylece
Bod%es that Matter'da ded+ğ+ g+b+ “bazı +çsel hak+katler+n performansta dışsallaştırıldığını
savunan dışavurumcu sürüklenme model+n+” redded+lmel+d+r.398 Stoller’ın yorumuna göre
Butler, Husserl ve Merleau-Ponty'n+n fenomenoloj+k eylemler teor+s+n+ ben+msed+kler+n+
ve d+lden önce gelen b+r fa+l+ varsaydıklarını bel+rterek +k+ düşünürün yaklaşımlarını
probleml+ görür ve bu yaklaşımları Beauvo+r’ın yaklaşımından ayırır. Stoller’a göre
390
Stoller, 98.
Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on”, 527.
392
Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 99.
393
Jud'th Butler, “Gender as Performance: An Interv'ew w'th Jud'th Butler”, Rad1cal Ph1losophy 67 (1994):
33.
394
Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on”, 521.
395
Jud'th Butler, C1ns1yet Belası: Fem1n1zm ve K1ml1ğ1n Altüst Ed1lmes1, 6. bs (İstanbul: Met's Yayınları,
2018), 231.
396
Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 101.
397
Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on”, 530.
398
Jud'th Butler, Bod1es that Matter: On the Discursive Limits of ‘“Sex”’ (New York: Routledge, 1993),
234.
391
75
Butler Beauvo+r’ın “fenomenoloj+k felsefes+n+ dışlar”399 ve f+lozofun reformcu b+r
hareketle “fenomenoloj+k gelenekten bu kurucu ed+mler doktr+n+n+ kend+ne mal ett+ğ+n+
ve yen+den yorumladığını” +dd+a eder.400
Stoller, Merleau-Ponty’n+n c+nsel farklılıklara ya da c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet
ayrımına değ+nmeden genel olarak c+nsell+kten bahsett+ğ+n+ ve fem+n+st kuramcılar
tarafından bu sebeple öneml+ eleşt+r+ler aldığını kabul eder. Stoller, Merleau-Ponty’de
c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet g+b+ b+r ayrım olmamasının Fransızcada bu +k+ ter+me
eşanlamlı olarak “c+nsel k+ml+k” ter+m+n kullanılmasından kaynaklanab+leceğ+n+ ekler.401
Ancak Stoller’a göre +lg+nç b+r şek+lde Butler da toplumsal c+ns+yetten bahsederken bu
kavramdan genel b+r şek+lde bahseder.402 Ayrıca Butler, normların toplumsal c+ns+yete
etk+s+n+ oldukça fazla vurgularken; Merleau-Ponty, c+nsell+k ve varoluş +l+şk+s+ne
odaklanır. Ancak Butler’da c+nsell+k ve varoluş konusu pek gel+şmem+şt+r.403
Beden+n c+nsel varoluşu +fade etmes+ meseles+ne dönülecek olursa Stoller, bu +fade
ed+c+l+ğ+n özcü olmadığı ve Butler +le benzer kaygıları paylaştığı +dd+asını MerleauPonty’n+n şu cümles+ne referans vererek güçlend+r+r: “Beden+n her an varoluşun
k+pl+kler+n+ +fade etmes+, apoletler+n rütbey+ +mlemes+ veya b+r numaranın b+r ev+
bel+rtmes+ g+b+ değ+ld+r: Burada +m, kend+ +mlemes+n+ +şaret etmekle kalmaz, +mleme onda
+kamet de eder, bell+ b+r şek+lde +m, +mled+ğ+ şeyd+r”.404 Stoller bu alıntı üzer+ne şöyle b+r
akıl yürütmeye başvurarak +fade ed+c+l+ğ+n b+r tems+l olmadığını kanıtlar:
Eğer beden+n +fades+ onun +şaret ett+ğ+ şeyse, o zaman Merleau-Ponty zaten
salt geleneksel +şaret kavramını yen+den kavramsallaştırıyor demekt+r.
Bununla b+rl+kte, eğer gösterge b+r bakıma gösterd+ğ+ şeyse, o zaman
gösterge ve anlamlandırma b+rb+r+nden ayrılamaz. Gösterge ve
anlamlandırma arasındak+ +l+şk+ artık dışsal b+r +l+şk+ değ+ld+r. Sonuç
olarak, eğer +şaret ve anlamlandırma arasındak+ +l+şk+ artık dışsal değ+lse,
+fade ed+len şey+n de artık +fadeden ayrı olmadığını kabul etmek gerek+r.
Merleau-Ponty'n+n +fade kavramının, “b+l+nç felsefes+” olarak adlandırılan
kavramdan ve tems+l modeller+nden farklı olduğu artık oldukça açıktır.405
399
Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 100.
Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on”, 519.
401
Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 104.
402
Stoller, 103.
403
Stoller, 105.
404
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 229-30.
405
Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 106.
400
76
Sonuç olarak Stoller, Butler’ın Merleau-Ponty’de +fade ed+len şey+n +fadeden önce
olduğu +dd+asının kes+nl+kle yanlış olduğunu ve bu +dd+anın felsef+ l+teratürdek+ tüm +fade
teor+ler+n+ tek b+r çatı altında genelleyerek çarpıttığını öne sürer. Stoller’ın b+r d+ğer
eleşt+r+s+ +se Butler’ın +fade nosyonunun İng+l+zcedek+ l+teral anlamını baz almasından
dolayı yanıltıcı b+r sonuca varmasına yönel+kt+r. Z+ra İng+l+zcedek+ “express%on” +ç+m+zde
olan b+r şey+n +fade ed+lmes+ olarak düz anlamıyla kullanılab+lmekted+r. Ancak Stoller’a
göre problem kel+men+n kend+s+nde değ+l kullanımındadır.406 Merleau-Ponty açıkça +fade
teor+ler+ne karşı eleşt+reld+r, ancak +fade kavramını Butler g+b+ toptan reddetmez onu
muhafaza ederek yen+den tanımlar. Özetle +k+ kuramcı da “eleşt+rel b+r +fade kavramına
karşı aynı +lg+y+ paylaşırlar ve anlamın +fadeden önce gelen b+r şey değ+l de +faden+n
sonucu olduğunun söylend+ğ+ b+r kavramı desteklerler”. Aralarındak+ en bel+rg+n fark +se
Butler’ın söylemlerle Merleau-Ponty’n+n +se yaşayan bedenle +lg+lenmes+d+r.407
Sara He+nämaa da “What +s a Woman? Butler and Beauvo+r on the Foundat+ons
of the Sexual D+fference” adlı makales+nde Merleau-Ponty’dek+ c+nsel k+ml+ğ+n b+r st+l
b+rl+ğ+ olduğunu “onun tezahürler+ olarak düşünülen somut eylemler+n altında veya
arkasında bulunmadığına” +şaret eder ve ardından devam eder: “K+ş+sel b+r tarzın +fadeler+
f+z+ksel veya z+h+nsel herhang+ b+r ortak neden tarafından b+r arada tutulmaz. Ortak b+r
b+ç+m+ de somutlaştırmazlar”.408 Bunun yer+ne, b+rl+kler+ +l+şk+lerden meydana gelen b+r
doku (tissue)409 g+b+d+r. St+l veya varoluş tarzları tamamlanmamış d+nam+k b+r yapı
olduğundan b+r b+ç+me sab+tlenemez, onlar ancak somut görünümler+ ve görünümler
arasındak+ b+rtakım +l+şk+ler gözlemlenerek anlaşılab+l+r.410 Dolayısıyla Stoller ve Rae g+b+
He+nämaa’ya göre de +fade ed+len c+nsell+k +fadeden önce sab+t b+r b+ç+m+
varsaymamaktadır.
Stoller Merleau-Ponty’n+n +fade teor+s+ +le Butler’ın özcülük karşıtı b+r toplumsal
c+ns+yet adına ortaya koyduğu performat+fl+k teor+s+n+n benzer kaygıları taşıdığını ve
dolayısıyla fenomenoloj+ ve post-yapısalcılık arasında b+r yakınlaşma olduğunu düşünse
de He+nämaa “Sex, Gender, and Embod+ment” adlı makales+nde böyle b+r yakınlaşma
+mkânını reddeden açıklamalarda bulunur. He+nämaa’ya göre fenomenoloj+ c+nsel
406
Stoller, 107.
Stoller, 109.
408
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 27.
409
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 473.
410
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 27.
407
77
farklılığın +ncelenmes+ hususunda c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımı g+b+ b+r hareket
noktasına başvurmaz. Örneğ+n toplumsal c+ns+yet teor+ler+ “gözlemlenen farklılıkları
sosyal, kültürel ve b+yoloj+k güçler+n etk+leş+m+yle açıklamayı amaçlarken, fenomenoloj+,
c+nsel farklılık duygusunun +lk etapta k+ş+sel ve k+ş+lerarası deney+mlerde nasıl
kurulduğunu +nceler”. Fenomenoloj+ “+nsan gel+ş+m+ne da+r herhang+ b+r amp+r+k teor+ ya
da tar+hsel +nşa teor+s+ sunmaktan” z+yade kadınlık ve erkekl+ğe da+r üret+len tüm
söylemler+n anlam temeller+n+ soruşturur. He+nämaa ayrıca toplumsal c+ns+yet teor+ler+n+n
na+f b+r şek+lde c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet olarak +k+ karşıt nesnell+ğ+ varsaydığını ve bu
karşıtlığının deney+msel dayanaklarını açıklamadıklarını +dd+a eder. Fenomenoloj+k bakış
açısı +se c+ns+yetlend+r+lm+ş bedenlere yönel+k düal+st b+r açıklamaya başvurmaksızın
beden+ +fade ed+c+ bütünler olarak görür.411 İnşacı teor+ler beden+n c+ns+yetlenmes+
sürec+nde toplumsal c+ns+yet+n sosyokültürel koşulların sonucu olması f+kr+n+ +fade
ederken +nşa ve üret+m metaforlarını kullanır ancak He+nämaa’ya göre bu açıklama
b+ç+m+n+n arkasında hala daha “b+yoloj+k-organ+k b+r alt tabaka f+kr+ ve nedensel açıklama
parad+gması” vardır.412 Bu eleşt+r+ler temelde Butler’a ve post-yapısalcı +nşa teor+ler+ne
yönel+kt+r. Dolayısıyla He+nämaa’nın post-yapısalcılık ve fenomenoloj+ arasında b+r
yakınlaşma öngörmed+ğ+ bu açıklamalardan çıkarsanab+l+r. He+nämaa’nın b+r fem+n+st
fenomenolog olarak fem+n+st fenomenoloj+ yapma b+ç+m+n+n somut örnekler+ olan ve tez
boyunca bahs+ geçen makaleler+ndek+ +dd+alara d+ğer bölümde detaylıca yer ver+lecekt+r.
Bu bölümde Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s% adlı eser+ temel alınarak
f+lozofun yaşayan bedene ve beden üzer+nden c+nsell+k-varoluş +l+şk+s+ne da+r anal+zler+
net+ces+nde l+teratürde ortaya çıkan tartışmalar çağdaş fenomenologlar, fem+n+st
teor+syenler ve fem+n+st fenomenologların görüşler+ne yer ver+lerek göster+lmeye
çalışıldı. Ayrıca bu bölümde Beauvo+r’da bedenlenme tartışmasına eklenen c+ns+yet
farklılığının yanında Merleau-Ponty +le beraber c+nsell+ğ+n de bedenlenme +le +lg+s+
kurulmuş oldu. Merleau-Ponty’n+n Schne+der vakası üzer+nden c+nsell+ğe da+r
açıklamaları çerçeves+nde bedenlenme ve c+nsell+k arasındak+ +l+şk+n+n otomat+k
süreçlerle anlaşılamayacağını k+ş+n+n c+nsell+ğ+n+n deney+mde yaşayan bedene +çk+n
olarak onu +fade ed+c+ b+r üslup şekl+nde ortaya çıktığı ortaya konmuştur. N+tek+m
411
412
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 216.
He'nämaa, 227.
78
yukarıda d+le get+r+ld+ğ+ üzere c+nsell+k beden+n b+r parçasıyla tems+l ed+len veya bedene
deney+mden önce yüklenen b+r öz olarak değ+l varlığını bedenle bütüncül b+r şek+lde +fade
eden b+r kapas+te olarak anlaşılır. Beden ve onun olanaklarına +çk+n c+nsel şema
deney+mde kend+ anlamını başka nesnelerle kurduğu +l+şk+sel ve mot+vasyonel süreçler
net+ces+nde bel+rl+ b+r +fade eylem+yle açığa çıkartır. Bu çıktı bedenlenme ve c+nsel
varoluşun hem deney+m +t+barıyla anlaşılmasına hem de otomat+k süreçlerle değ+l,
anlamlandırma süreçler+n+n b+r net+ces+ olarak görülmes+ne yol açması bakımından
öneml+d+r. Bununla beraber bölüm +çer+s+nde l+teratür tartışmalarına detaylıca yer
ver+lmes+ fenomenoloj+ ve fem+n+zm etk+leş+m+n+n ne kadar güçlü olduğunu göstermek
amacını taşımakta ve fem+n+st fenomenoloj+n+n +cra ed+lme +mkânını b+ze açmakta ve
kanıtlamaktadır. B+r sonrak+ bölüm bu +mkânın peş+ne düşen fenomenologların güncel b+r
alan olarak fem+n+st fenomenoloj+ tanımlarını ve onu yapma tarzlarını göstermeye
çalışacaktır.
79
3. BÖLÜM: FEMİNİST FENOMENOLOJİ VE BEDENLENME
3.1. FemOnOst FenomenolojOnOn TarOhçesO ve FemOnOst Kuram Ole
FenomenolojOnOn Ayrıştığı ve Uzlaştığı Noktalar
B+r+nc+ ve +k+nc+ bölümler+n b+ze gösterd+ğ+ yegâne +mkân yen+ b+r fenomenoloj+ b+ç+m+
olarak fem+n+st fenomenoloj+d+r. Tez boyunca bel+rl+ f+lozoflar, fem+n+st fenomenologların
güncel yorumları ve l+teratür tartışmalarıyla d+nam+k b+r şek+lde ele alınarak fem+n+st
fenomenoloj+n+n ortaya çıkma serüven+ anlatılmaya çalışıldı. Her ne kadar fem+n+st teor+
ve fenomenoloj+ +ş b+rl+ğ+ne yönel+k kuşkular olsa da gel+nen noktada bu kuşkuları
bertaraf eden ve bu +ş b+rl+ğ+n+n kuvvet+nden doğan b+rçok argüman d+le get+r+lmeye
çalışıldı. Fenomenoloj+y+ fem+n+st teor+ +ç+n ver+ml+ b+r kaynak olarak okuyan fem+n+st
fenomenologların argümanları fem+n+st fenomenoloj+n+n geçerl+l+ğ+ ve yetk+nl+ğ+
hususunda b+ze yol göster+c+ oldu. Ş+md+ bahs+ geçen bu güncel alanın tanıtılması
gerekl+d+r. N+tek+m fem+n+st fenomenologların b+rçoğu fem+n+st fenomenoloj+y+ tanıtma
görev+n+ de üstlenerek gel+şmekte olan alanın ele aldığı meseleler+, +k+ geleneğ+n
uzlaşımlarını ve ayrılıklarını bel+rtm+şlerd+r. Özell+kle 2000’lerden sonra fem+n+st
fenomenoloj+yle ve fem+n+st fenomenoloj+n+n ne olduğuyla +lg+l+ b+rçok k+tap ve makale
kaleme alınmıştır.413 Bu durum; Emre Şan’ın “Ned+r Şu Fenomenoloj+” adlı söyleş+s+nde
bel+rtt+ğ+ üzere fenomenoloj+n+n eleşt+rel b+r felsefe olmasının yanı sıra otokr+t+k b+r
felsefe olmasından ötürü kend+ kend+n+ yen+den tanımlamasından da kaynaklanıyor
olab+l+r. Z+ra fenomenoloj+ de onu +cra eden fenomenologlar tarafından tekrar tekrar metot
413
F'sher, “Fem'n'st Phenomenology”; Allen, “Through the W'ld Reg'on: An Essay 'n Phenomenolog'cal
Fem'n'sm”; F'sher ve Embree, Fem1n1st Phenomenology; F'sher, “Phenomenology and Fem'n'sm”; Sara
Cohen Shabot ve Chr'st'n'a Landry, “The Water We Sw'm In: Why Fem'n'st Phenomenology Today?”,
İç'nde Reth1nk1ng Fem1n1st Phenomenology: Theoret1cal and Appl1ed Perspect1ves, ed. Sara Cohen Shabot
ve Chr'st'n'a Landry (Lanham: Rowman & L'ttlef'eld Internat'onal, 2018), 1-10; Al-Saj', “Fem'n'st
Phenomenology”; Johanna Oksala, “What Is Fem'n'st Phenomenology?”, Rad1cal Ph1losophy 126 (2004):
16-22; Sandford, “Fem'n'st Phenomenology, Pregnancy and Transcendental Subject'v'ty”; Stawarska,
“Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”; Helen F'eld'ng,
ed., Fem1n1st Phenomenology Futures (Bloom'ngton, Ind'ana: Ind'ana Un'vers'ty Press, 2017); Sara
He'nämaa ve Lane' Rodemeyer, ed., “Spec'al Issue: Fem'n'st Phenomenolog'es”, Cont1nental Ph1losophy
Rev1ew 43, sy 1 (2010): 1-140; Chr'st'na Schües, Dorothea Olkowsk', ve Helen F'eld'ng, ed., T1me 1n
Fem1n1st Phenomenology (Bloom'ngton, Ind.: Ind'ana Un'vers'ty Press, 2011); S'lv'a Stoller, “What Is
Fem'n'st Phenomenology?”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology Futures, ed. Helen F'eld'ng ve Dorothea E.
Olkowsk' (Bloom'ngton, Ind'ana: Ind'ana Un'vers'ty Press, 2017), 328-54; Helen F'eld'ng, “A Fem'n'st
Phenomenology Man'festo”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology Futures, ed. Helen F'eld'ng ve Dorothea E.
Olkowsk' (Bloom'ngton, Ind'ana: Ind'ana Un'vers'ty Press, 2017), v''-xx''.
80
ve +çer+k bakımından tanımlana gelm+şt+r. Fenomenoloj+n+n ne olduğu ve nasıl yapılacağı
g+b+ bel+rlemeler bu sebeple d+nam+k b+r sürece tab+ kılınmıştır. Böylece fenomenoloj+
kend+n+ de eleşt+ren b+r felsefe olmasıyla karakter+ze olmuştur.414 Merleau-Ponty Algının
Fenomenoloj%s%’n+n önsözünde fenomenoloj+ hakkında şu sözler+ sarf eder:
Fenomenoloj+, dünyanın +fşası olarak, kend+ kend+ne dayanır ya da dahası,
kend+ kend+n+ temellend+r+r... Öyleyse bütün b+lg+lere yöneltt+ğ+
sorgulamayı kend+s+ne de yöneltmes+ gerekecekt+r, böylece kend+n+
durmadan +k+ye katlayacak, Husserl'+n ded+ğ+ g+b+ sonsuz b+r d+yalog ya da
med+tasyon olacaktır ve tam da yönel+m+ne sadık kaldığı ölçüde, nereye
g+deceğ+n+ asla b+lmeyecekt+r. Fenomenoloj+n+n tamamlanmamışlığı ve
hep başlangıca dönmes+ b+r başarısızlık bel+rt+s+ değ+ld+r; fenomenoloj+,
dünyanın ve aklın g+zem+n+ +fşa etme görev+n+ üstlend+ğ+nden, bunlar
kaçınılmazdır.415
Dolayısıyla “Fem+n+st fenomenoloj+ ned+r?” başlıklı makaleler+n de bu kadar fazla
olması bahs+ geçen yen+den tanımlama, alanın sınırlarını bel+rleme ve durmadan kend+n+
de eleşt+r+ konusu etme refleks+nden +ler+ gel+yor g+b+ gözükmekted+r.
L+nda F+sher Fem%n%st Phenomenology adlı fem+n+st fenomenoloj+yle +lg+l+
makaleler+ +ht+va eden k+tabının g+r+ş kısmında fem+n+st kuram ve fenomenoloj+
kes+ş+m+n+n nasıllığını ortaya koymaktadır. Fem+n+st fenomenoloj+; fem+n+st kuram +le
fenomenoloj+n+n kes+şt+ğ+ ve örtüştüğü oranda ortaya çıkan b+r akımdır. F+sher’a göre
S+mone de Beauvo+r’dan ber+ fem+n+st gelenekte b+r fenomenoloj+k yönel+m ve etk+
vardır. Beauvo+r’dak+ “kadın doğulmaz kadın olunur” +fades+416 yaşanmış deney+me
vurgu yapması ve bu mottonun tam da “L'experience vécue” yan+ “yaşanmış deney+m”
adlı +k+nc+ k+tapta geçmes+ F+sher’a göre bu etk+y+ bar+z kılar. Bu yaklaşım Husserl’den
ber+ gelenekselleşen fenomenoloj+dek+ “deney+m”e kadın beden+n+n özgül deney+m+n+ de
+ç+ne alacak şek+lde gen+ş b+r perspekt+ften bakmayı b+ze önermekted+r. Fem+n+st kuramın
fenomenoloj+yle örtüştüğü noktalar “yaşanmış madd+ deney+m, bedenlenme ve c+nsell+k”
g+b+ ortak vurgularda görünür hale gel+r.417
414
Emre Şan, “Ned'r Şu Fenomenoloj'?” (Youtube: Akadem'FR, 21 Ek'm 2022).
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 28.
416
Beauvo'r, The Second Sex, 273; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13.
417
F'sher, “Fem'n'st Phenomenology”, 4.
415
81
F+sher’a benzer şek+lde He+nämaa ve Rodemeyer de “Introduct+on” adlı
makaleler+nde fem+n+st fenomenoloj+n+n başlangıcını 1930’lu ve 1940’lı yıllara
dayandırmaktadır. Yazarlar bu yıllarda özell+kle S+mone de Beauvo+r ve Ed+th Ste+n
üzer+nden fem+n+st kaygıların fenomenoloj+k anal+zlerle buluştuğuna +şaret ederler. İk+
f+lozof da yaşanmış deney+mde c+nsel farklılık deney+m+ne da+r fenomenoloj+k
sorgulamalarda bulunmuşlardır.418 Herhang+ b+r fem+n+st tavır almayı reddeden bazı
fenomenologlar da fem+n+st fenomenoloj+n+n ele aldığı temaların zeng+nleşmes+ne
katkıda bulunmuşlardır. Örneğ+n Hannah Arendt’+n yaratıcı doğallık, doğumsallık g+b+
kavramsallaştırmaları fem+n+st fenomenoloj+ +ç+n kavramsal yen+l+kler sunmuştur.
Yazarların verd+ğ+ b+lg+lere göre 70’ler ve 80’lere gel+nd+ğ+nde bedenlenme ve c+nsell+ğe
yönel+k fenomenoloj+k sorgulamalar d+ğer teor+k yaklaşımlarla beraber okunmuştur. Luce
Ir+garay ve Jul+a Kr+steva g+b+ fem+n+stler S+gmund Freud ve Jacques Lacan’ın b+l+nçdışı
açıklamalarını temel alarak varoluşsal fenomenoloj+ ve ps+kanal+z+ aynı çerçevede ele
almışlardır. Dorothea Sm+th, Lorra+ne Code ve Genev+eve Lloyd g+b+ fem+n+stler
ep+stemoloj+k evrensell+ğe +l+şk+n fem+n+st eleşt+r+lerde bulunmuş ve bu eleşt+r+ler
fenomenoloj+den yoğun b+r şek+lde etk+lenm+şt+r. Amer+kalı fem+n+st teor+syenler
Amer+ka’ya göç etm+ş; Arendt, Schutz ve Aron Gurw+tsch g+b+ fenomenologlar sayes+nde
fenomenoloj+den haberdar olmuş böylece kıta Avrupa kaynaklı varoluşçu akım Amer+kan
pragmat+st akımlarla b+r etk+leş+me g+rerek yen+ kadın deney+m+ teor+ler+ gel+şt+r+lm+şt+r.419
He+nämaa ve Rodemeyer’+n bel+rtt+ğ+ üzere fem+n+st fenomenolog Ir+s Mar+on
Young, varoluşçu-fenomenoloj+k +çgörüler+ eleşt+rel teor+ ve pragmat+st sosyal felsefe +le
b+rleşt+ren b+rçok etk+l+ makale yayımlamıştır. Young, varoluşsal ve fenomenoloj+k
kavramları öncel+kle kadın bedenlenmes+n+, mekânsallığını ve zamansallığını anal+z
ederken kullanır.420 Yazarın en öneml+ makaleler+nden b+r+ kadın bedenlenmes+n+n spor
faal+yetler+ndek+ sınırlılığına değ+nen “Throwing Like a Girl”421 adlı makales+d+r. Young
418
He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”, 2.
He'nämaa ve Rodemeyer, 3.
420
He'nämaa ve Rodemeyer, 4.
421
Ir's Mar'on Young, “Throw'ng L'ke a G'rl: A Phenomenology of Fem'n'ne Body Comportment, Mot'l'ty,
and Spat'al'ty”, İç'nde On Female Body Exper1ence: “Throw1ng L1ke a G1rl” and Other Essays, k'tap
ed'törü Ir's Mar'on Young, 1. bs (New York: Oxford Un'vers'ty Press, 2005), 27-45,
https://do'.org/10.1093/0195161920.001.0001.
419
82
ayrıca “Pregnant Embodiment”422 makales+nde ham+lel+k, “Breasted Experience”
423
makales+nde kadının memeye sah+p b+r özne olarak deney+m+ ve “Menstrual
Meditations”424 makales+nde kadınların regl deney+mler+ g+b+ temaları da ele alarak
kadının özgül deney+mler+ne yönel+k fem+n+st fenomenoloj+s+n+n başarılı örnekler+n+
sunmuştur.
L+nda F+sher ve b+r grup fem+n+st kuramcı fem+n+zm ve fenomenoloj+ kes+ş+m+n+
olumlar b+r poz+syondadırlar. Ancak fem+n+stler+n b+r kısmı bu +k+ alandak+ örtüşmeye
olumlu baksalar da fenomenoloj+ye bel+rg+n b+r kuşkuyla bakan fem+n+st düşünürler de
olmuştur. Daha önce Husserl ve Merleau-Ponty’n+n beden fenomenoloj+ler+nden
bahsederken bu eleşt+r+lere detaylıca yer ver+lm+şt+. Ancak y+ne de özetlemek gerek+rse,
fem+n+st teor+syenlerce ortaya çıkan bu kuşkuların sebeb+ fenomenoloj+ yapma ed+m+n+n
c+ns+yet+, c+ns+yet farklılığını, kadınların deney+m+n+ ve bu toplumsal c+ns+yete dayalı
deney+m+n özgüllüğünü ele almaktan kaçınması olarak görüleb+l+r. Ayrıca F+sher’a göre
fem+n+st düşünürlerde genel +t+bar+yle fenomenoloj+n+n özcü b+r felsefe olduğu ve sosyopol+t+k bağlamdan z+yade fazlasıyla teor+k ve soyut meselelerle +lg+lend+ğ+ kanısı yaygın
olduğundan fem+n+zm ve fenomenoloj+ etk+leş+m+ noktasında kuşkular ortaya çıkmıştır.425
Ancak L+nda F+sher “Phenomenology and Feminism: Perspectives on Their Relation”
adlı makales+nde daha da +ler+ g+derek klas+k fenomenoloj+n+n bet+mlemey+ öznel kend+l+k
perspekt+f+nden yapması, e+det+k ve özsel bet+mlemeye başvurması g+b+ metotlarını
fem+n+st teor+n+n projes+yle çatışma +ç+nde değ+l, uyum +ç+nde görür.426
El+zabeth Grosz, Uçucu Bedenler: Bedensel b%r Fem%n%zme Doğru adlı eser+nde
fem+n+stler+n Merleau-Ponty’den çeş+tl+ fem+n+st yorumlarda b+r destek bulurken aynı
zamanda özell+kle Merleau-Ponty’n+n c+nsel farklılık ve özgüllük meseles+ne çok fazla
422
Ir's Mar'on Young, “Pregnant Embod'ment: Subject'v'ty and Al'enat'on”, İç'nde On Female Body
Exper1ence: “Throw1ng L1ke a G1rl” and Other Essays, k'tap ed'törü Ir's Mar'on Young, 1. bs (New York:
Oxford Un'vers'ty Press, 2005), 46-61, https://do'.org/10.1093/0195161920.001.0001.
423
Ir's Mar'on Young, “Breasted Exper'ence: The Look and the Feel'ng”, İç'nde On Female Body
Exper1ence: “Throw1ng L1ke a G1rl” and Other Essays, k'tap ed'törü Ir's Mar'on Young, 1. bs (New York:
Oxford Un'vers'ty Press, 2005), 75-96, https://do'.org/10.1093/0195161920.001.0001.
424
Ir's Mar'on Young, “Menstrual Med'tat'ons”, İç'nde On Female Body Exper1ence: “Throw1ng L1ke a
G1rl” and Other Essays, k'tap ed'törü Ir's Mar'on Young, 1. bs (New York: Oxford Un'vers'ty Press, 2005),
97-122, https://do'.org/10.1093/0195161920.001.0001.
425
F'sher, “Fem'n'st Phenomenology”, 3.
426
L'nda F'sher, “Phenomenology and Fem'n'sm: Perspect'ves on The'r Relat'on”, İç'nde Fem1n1st
Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht:
Spr'nger Netherlands, 2000), 29, https://do'.org/10.1007/978-94-015-9488-2.
83
eğ+lmed+ğ+n+n de altını ç+zd+kler+n+ bel+rt+r. Bazı fem+n+st düşünürler+n fenomenoloj+ye
karşı temk+nl+ davranması aynı zamanda Merleau-Ponty’de “erkekler+n deney+mler+n+
+nsan+ deney+mler olarak kabul etme eğ+l+m+”nden dolayı öznell+ğe da+r genellemelerden
de kaynaklanmaktadır. Bu +t+barla da bu düşünürler Merleau-Ponty fenomenoloj+s+yle
daha temk+nl+ b+r +l+şk+ +çer+s+nded+rler.427 Fem+n+zm ve fenomenoloj+n+n b+rb+r+ler+yle
yukarıda bahsed+len sebeplerden dolayı temelde uyumsuz olduğunu düşünenler olsa da
fenomenoloj+ ve fem+n+st kuram arasında +l+şk+ kurmak +steyen fem+n+st adımlar da vardır.
F+sher’ın verd+ğ+ b+lg+lere göre Özell+kle Luce Ir+garay’ın An Eth%cs of Sexual D%fference
adlı eser+nde Merleau-Ponty’dek+ bedenlenme (embod%ment) ve c+nsell+k çalışması
fem+n+st düşünürler+n odağını fenomenoloj+ye yöneltmede b+r etk+ oluşturmuştur. Böylece
yukarıda da bel+rt+ld+ğ+ g+b+ Merleau-Ponty’n+n fenomenoloj+s+nde yaşanmış deney+m,
bedenlenme ve c+nsell+k vurgusu fem+n+st kuramda da benzer yankılar bulduğundan b+r
örtüşme saptanmış ve fenomenoloj+dek+ bu kavramlar da düşünülmeye ve alımlanmaya
başlanmıştır.428 F+sher’ın Fem%n%st Phenomenology k+tabının g+r+ş bölümünde ded+ğ+ g+b+
fem+n+st fenomenoloj+ +s+mlend+rmes+ “oldub+tt+ye get+r+lm+ş b+r sonuçtan z+yade,
paylaşılan temat+k b+r odak ve keş+f; araştırılacak b+r yönel+m veya model, konuların,
anal+zler+n, +çgörüler+n, yaklaşımların ve stratej+ler+n b+r b+rleş+m+ anlamına gel+r”.429
Fem+n+st fenomenoloj+y+ fem+n+zm+n pol+t+k kültürel açıklamalarından farklı kılan
bedenlenmey+ sosyo-kültürel faktörler+n b+r ürünü olarak gören sosyal determ+n+zm +le
onu b+yoloj+k unsurların b+r sonucu olarak b+yoloj+k determ+n+zme +nd+rgemeden
bedenlenmen+n deney+mde ortaya çıkan anlam yapılarını bet+mlemek ve bu çerçevede
bütüncül b+r açıklama sunmaktır. Fem+n+st fenomenoloj+ öznen+n yaşayan beden+n+n
b+r+nc+ tek+l şahıs deney+m+nde ortaya çıkan anlam temeller+n+ b+razdan Oksala’nın da
d+kkat çekeceğ+ üzere amp+r+k ver+lerden beslenerek ve normat+f tar+hsel koşulların öznel
deney+mdek+ zımn+ varsayımlara etk+s+n+ hesaba katarak yapılmasını tekl+f eder.430 Oksala
bu dah+l etmen+n fenomenoloj+y+ kültürel +nşacılıkla yaklaştırdığını kabul etse de
kend+s+n+n toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+ +ç+n ded+ğ+ ancak fem+n+st fenomenoloj+n+n
genel amacına genelleneb+l+r olan +fades+ burada tekrar ed+leb+l+r. Böylece fem+n+st
427
Grosz, Uçucu Bedenler: Bedensel B1r Fem1n1zme Doğru, 158.
F'sher, “Fem'n'st Phenomenology”, 4.
429
F'sher, 8.
430
Johanna Oksala, “A Phenomenology of Gender”, Cont1nental Ph1losophy Rev1ew 39, sy 3 (15 Ocak
2007): 240, https://do'.org/10.1007/s11007-006-9025-2.
428
84
fenomenoloj+n+n tıpkı toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+ g+b+ hedef+n+n bedenlenmen+n
nedensel süreçler+n+n b+r açıklamasını vermek değ+l bedenlenmen+n deney+mde oluşum
sürec+n+ bet+mlemek olduğu söyleneb+l+r.
Helen F+eld+ng “A Fem+n+st Phenomenology Man+festo” adlı makales+nde fem+n+st
fenomenoloj+n+n yen+ araştırma olanakları sağlayan b+r alan olarak yaklaşımındak+ özgün
+dd+aları sıralar. Buna göre fem+n+st fenomenoloj+ aktüel olanı +l+şk+sel, ontoloj+k,
eylemsel, deney+msel ve bedensel varlığında düşünmen+n zor ve öneml+ görev+yle meşgul
olur. Fem+n+st fenomenoloj+ yaşanmış deney+m+ anlamanın b+rden fazla yolu olduğunu
kabul eder, ancak bu kabul; deney+m+ anlamaya +l+şk+n bütün yaklaşımları doğru ve yeterl+
sayan b+r görecel+l+k anlamına gelmez. Onun yer+ne bu yaklaşım bedenlenm+ş özneler+
dünya +ç+nde b+rb+rler+yle +l+şk+l+ olarak anlamaya çalışır.431 Helen F+eld+ng’e göre
fem+n+st fenomenoloj+ y+rm+ ve y+rm+ b+r+nc+ yüzyılda rasyonel özneye karşı kaybolan
+nancı hesaba katarak +nsanı merkeze koymayan ancak özneye +l+şk+n tek+l değ+l çoğul b+r
perspekt+fe sah+p b+r yaklaşım olarak ortaya çıkar. Buna göre fem+n+st fenomenoloj+
“merkezs+z özney+, düşünce ve duygunun +çsel alanı +le s+yas+, sosyal ve et+k güçler ve
eylemler+n deney+msel ve dışsal dünyası arasındak+ sınırda yen+den konumlandırmak +ç+n
tek+l b+r öznen+n +çsel perspekt+f+nden uzaklaşan b+r bakış açısını yen+den formüle eder”.
Fem+n+st fenomenoloj+ bedenlenme deney+m+ne yönel+k +l+şk+sel ontoloj+ye sah+pt+r432 ve
bu karşılıklı +l+şk+sell+k +nsanın dünya üzer+nde h+çb+r hakkı bulunmadığını düşünürken
aynı zamanda bütün varlıkların karşılıklı +l+şk+sell+ğ+n+ göz önünde bulunduracak şek+lde
alanı gen+şletmey+ öner+r.433 Fem+n+st fenomenoloj+de fa+ll+k yalnızca “düşünüyorum” +le
sınırlı değ+ld+r. Fa+ll+k bedenlenm+ş eylem, düşünce ve dünyanın konumlandırılmış
örtüşmes+ sonucu oluşan b+r şeyd+r. D+ğer b+r dey+şle, fem+n+st fenomenoloj+; “toplumsal,
tar+hsel ve somut b+r alanda çoklu bakış açılarıyla başladığı +ç+n kend+n+ zamansal ve
mekânsal olarak bağımlı ve +lg+l+ olarak kurar”.434
Al-Saj+ “Fem+n+st Phenomenology” adlı makales+nde fem+n+st fenomenoloj+n+n b+r
tanımlamasını yapmanın ve f+lozofların fenomenoloj+n+n metotlarını ne şek+lde
ben+msed+kler+ hakkında konuşmanın çoğul konuşmak olacağını dolayısıyla kend+
431
F'eld'ng, “A Fem'n'st Phenomenology Man'festo”, v''.
F'eld'ng, 'x.
433
F'eld'ng, v''.
434
F'eld'ng, 'x.
432
85
amacının “fenomenoloj+n+n fem+n+zm +ç+n nasıl faydalı olduğu hem de fem+n+st
fenomenoloj+ler+n fenomenoloj+ye nasıl b+r düzelt+c+ -daha doğrusu eleşt+rel b+r yen+den
yapılandırma- sunduğu üzer+ne” olduğunu açıkça bel+rt+r. Yazara göre fem+n+st
fenomenoloj+n+n bu yen+den düzenlemes+ sadece bet+mleme yapmakla karakter+ze ed+len
geleneğ+n sosyo-pol+t+k +mkânlarını açığa çıkarır. Al-Saj+ fenomenologların büyük
olasılıkla en başından ber+ fem+n+st soruları alâkalandıklarına +şaret eder. Al-Saj+, fem+n+st
hassas+yetlerle fenomenoloj+k yaklaşımı ben+mseyenler+n yalnızca varolan fenomenolog
nesl+yle -Edmund Husserl, Emmanuel Lev+nas, Jean-Paul Sartre, Frantz Fanon ve
Maur+ce Merleau-Ponty- sınırlı olmadığını tıpkı Sara He+nämaa ve Lane+ Rodemeyer’+n
de yukarıda bel+rtt+ğ+ g+b+ Ed+th Se+n435 ve S+mone de Beauvo+r’ı436 örnek vererek
göstermekted+r. 437
Al-Saj+, fenomenoloj+n+n temat+k konularını bedenlenme, duygulanım, algı,
zamansallık, öznell+k ve öznelerarasılık olarak sıralar. Fem+n+st fenomenoloj+ler+n bu
temalara dah+l ett+ğ+ şeyler+ +se baskı, güç ve ayrıcalıktır.438 Zeynep D+rek’+n +şaret ett+ğ+
g+b+ bu l+steye tahakküm +l+şk+ler+ de ekleneb+l+r.439 Bu ek temalar öznen+n bedenlenme
deney+m+nde doğallaşan normat+f yapıların açığa çıkması +ç+n anahtar rol oynayab+l+r.
Fem+n+st
fenomenologlar
bu
boyutları
“deney+m+n
konumlandırıldığı
ve
tar+hselleşt+r+ld+ğ+ toplumsal-tar+hsel bağlama” duyarlı b+r ufuk +çer+s+nde ele almaya
çalışırlar. Dolayısıyla fem+n+st fenomenoloj+ düşünüm önces+, k+ş+sel ve toplumsal
düzeyde yaşanan deney+m+ pol+t+k olanın ne şek+lde düzenled+ğ+n+ ortaya koymaya çalışır.
Dahası bu tür b+r fenomenoloj+ toplumsal olanın algılanmasının yanı sıra b+rey+n ne
yapab+leceğ+ne ve k+m olduğuna nasıl aracılık ett+ğ+n+ göster+r.440 Al-Saj+, yukarıda
bahsed+ld+ğ+ g+b+ fenomenoloj+k yöntem+n d+nam+k olduğuna ve metodunun zaman +ç+nde
değ+şt+ğ+ne +şaret eder. Örneğ+n fenomenoloj+k yöntem+n ırksallaştırılmış bedenlenme,
ku+r (queer) g+b+ kuramlar tarafından sah+plen+ld+ğ+ne ve yen+den yapılandırıldığına
435
Ed'th Ste'n’ın fem'n'zm'n'n fenomenoloj'k b'r okuması 'ç'n bkz. Kathleen Haney, “Ed'th Ste'n: Woman
and Essence”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to
Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), 213-35, https://do'.org/10.1007/978-94-0159488-2.
436
Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış
Deney1m.
437
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 143.
438
Al-Saj', 143.
439
D'rek, C1nsel Farkın İnşası: Felsef1 B1r Problem Olarak C1ns1yet, 230-31.
440
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 143.
86
d+kkat çeker. N+tek+m Al-Saj+ bu değ+ş+m +mkânını fenomenoloj+n+n stat+k, ver+l+ veya
önceden tanımlanmış b+r formül uyarınca yapılmamasına bağlamaktadır. Yazar,
fenomenoloj+n+n d+nam+k süreç +ç+nde yen+lenmes+ ve yapılanması şu cümleler +le özetler:
Fenomenoloj+k yöntem, aynı zamanda eğ+l+m ve değ+ş+m olan b+r hareket,
dünyaya yönelmen+n b+r yolu, b+r düşünme tarzı veya algılama b+ç+m+d+r.
Bu tarz d+nam+k olarak anlaşılmalıdır hem geçm+ş+yle ağırlık kazanır hem
de geçm+ş+ tarafından dönüştürülür, tar+hsel ve sosyal durumuna yanıt
olarak gel+ş+r. Burada met+nsel yorumlamayı “uygulama”dan ayırmak
değ+l, fenomenoloj+n+n sürekl+ b+r ele alma ve yen+den +cat etme b+ç+m+
olduğuna +şaret etmek +st+yorum.441
Bu açıklama yukarıda Emre Şan’ın bel+rtt+ğ+ üzere fenomenoloj+n+n otokr+t+k özell+kte
olduğunu destekleyen b+r argümandır. Al-Saj+ fenomenoloj+n+n sadece anlamı değ+l
anlamı yapılandıran boyutları da ortaya çıkarma gayes+nde olan ve deney+me katılmanın
yolunu sunan b+r düşünce olduğunu +fade eder. Ancak fenomenoloj+ yaparken kullanılan
fenomenoloj+k +nd+rgeme yöntem+n+n kapsamı ve der+nl+ğ+ fenomenologlara göre
değ+şkenl+k arz eder. Özell+kle fem+n+st fenomenologlar ney+n paranteze alındığı bu
paranteze almanın hang+ doğallaştırıcı eğ+l+mler+ sorguladığı ve ney+ ortaya çıkarmaya
yönel+k olduğuyla fazlaca +lg+len+rler.442
Al-Saj+
fenomenoloj+de
her
temalaştırmanın
b+rey+n
yaşayan
beden+n+n
alışkanlıklarını ve şeyler+n tüket+lemez +ç ve dış ufuklarını barındıran bel+rs+z b+r ufkun
arka planına sah+p olduğunu bel+rt+r. Bet+mlenen algısal alanının unsurları açık hale
gel+rken alanın kend+s+ b+r bütün olarak tüket+lemez ve ver+l+ kabul ed+lemez. Bu bel+rs+z
ufuk algısal dünyanın gerçek ve zaten hep orada olduğu h+ss+ne sah+p olmamızı sağlar.
Algı teleoloj+k b+r b+ç+mde eks+kl+k olarak deney+mlenen şey+n +fade ed+leb+leceğ+ne
yönel+k zımn+ b+r güven barındırır. Algının bu teoloj+s+ “b+r yandan dünyanın prat+k ve
algısal anlamlarının daha +y+ kavranmasını sağlayan hareket ve algılama yolları olan
opt+mal bedensel tutumlara” başvurularak anlaşılab+l+r. D+ğer yandan Al Saj+’ye göre “bu
teleoloj+ hem duyumsama hem de duyulur olanın -beden ve dünya- d+nam+k b+r b+ç+m
aldığı ve aralarındak+ +l+şk+n+n önceden var olmadığı açık uçlu b+r doğaçlama ya da
441
442
Al-Saj', 144.
Al-Saj', 146.
87
senkron+zasyon olarak da anlaşılab+l+r”.443 Yazara göre +lk anlaşılma tarzı bell+
alışkanlıklara karşılık gelen ve uygun olarak n+telend+r+len algılama b+ç+mler+n+n
“yen+den doğallaştırılması r+sk+n+” taşır. Buna göre normlara uygun olan bell+ bedenlenme
tarzları ayrıcalıklı hale get+r+l+r. Fakat Al-Saj+’ye göre d+ğer anlaşılma b+ç+m+n+n de
tehl+keler+ mevcuttur. Beden ve dünyanın ver+l+ olmayan d+nam+k +l+şk+s+ de sosyal
dünyanın normat+fl+ğ+nden uzak değ+ld+r. Beden ve dünya “farklı tar+hsel ve toplumsal
varoluş b+ç+mler+yle yüklüdür”. Yazara göre buradak+ yen+den doğallaştırma tehl+kes+
altında olan şey yaşam tarzların mutlak farklılığıdır. Farklılık sank+ normat+f dışlamanın
b+r ürünü değ+lm+ş g+b+ bağlamından kopartılıp doğallaştırılır.444 Özetle deney+mde var
olanı bet+mlerken bu deney+mde örtük olarak doğallaştırılan faktörler+n farkında olarak
ve bet+mlemey+ deney+m+ yapılandırılan boyutları açığa çıkarana dek sürdürerek sözü
ed+len tehl+kelerden kaçınılab+l+r.
Fenomenoloj+y+ fem+n+st perspekt+fle uyumlu okuyan, ortak b+r proje çerçeves+nde
b+rleşt+ren ama aynı zamanda bell+ konularda bu +k+ gelenek arasındak+ +l+şk+y+
sorunsallaştıran fem+n+st fenomenologlar öznen+n bedenlenme deney+m+n+n farklı
boyutlarını bet+mlemeye +mkân bulmuşlardır. Örneğ+n Al-Saj+’ye göre yukarıda
bahsed+len doğallaştırma r+sk+n+n farkında olarak Ir+s Mar+on Young, “Throwing Like a
Girl” adlı meşhur makales+nde d+ş+l bedensel varoluşun tarzlarına +l+şk+n açıklamalar
yapar.445 Kadınsı hareket+n “muğlak b+r aşkınlık, engellenm+ş yönel+msell+k ve çevres+yle
süreks+z b+r bütünlük” olmak üzere üç tarzı vardır.446 Young’a göre “t+p+k olarak d+ş+l
beden, hem f+z+ksel boyutunun ve gücünün potans+yel+n+ hem de kullanab+leceğ+ gerçek
becer+ler+n+ ve koord+nasyon olarak gerçek kapas+tes+n+ yeters+z kullanır”.447 Ayrıca “d+ş+l
bedensel varoluş, kadının kend+s+n+ hareket+n yaratıcısı değ+l de nesnes+ olarak görmes+
bakımından kend+ne atıfta bulunur”.448 Al-Saj+ +ç+n anal+z+ burada yarıda kesmek kadını
toplumsal dünyada ötek+ olarak doğallaşmasını sağlar.449 Ancak Young anal+ze devam
ederek
kadın
beden+n
konumsallığını,
443
f+z+ksel
açıdan
engellenm+şl+ğ+n+
ve
Al-Saj', 147.
Al-Saj', 147.
445
Young, “Throw'ng L'ke a G'rl: A Phenomenology of Fem'n'ne Body Comportment, Mot'l'ty, and
Spat'al'ty”, 31.
446
Young, 35.
447
Young, 36.
448
Young, 38.
449
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 147.
444
88
nesneleşt+r+lmes+n+ b+r kader olarak okumaya karşı çıkar. D+ş+l bedensel varoluşun bu
tarzları ne f+zyoloj+den ne anatom+den ne de b+r özden kaynaklanır. Bu ataerk+l düzen+n
kadın tanımına uygun b+r bedensel varoluşun sonucudur.450 Dolayısıyla Young kadının
bedensel kapas+tes+ noktasında yaşadığı yeters+zl+ğ+n kurucu koşullarını bel+rterek onu b+r
bağlama oturtur ve doğallaştırma tehl+kes+n+ bertaraf eder. Young bu makaley+ yazarken
Merleau-Ponty’n+n beden fenomenoloj+s+yle fem+n+st teor+n+n kaygılarını b+r araya
get+rm+ş ve fem+n+st fenomenoloj+n+n yapılma b+ç+m+n+ uygulamalı olarak gösterm+şt+r.
Fem+n+st fenomenoloj+ye örnekl+k eden b+r başka makale olan “Bod+es and Sens+ngs:
On the Uses of Husserlian Phenomenology for Feminist Theory” adlı makales+nde AlSaj+, fem+n+st fenomenoloj+n+n bedenler+ d+kotom+k b+r çerçeven+n ötes+nde düşünme
+mkânını Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+nden hareketle düşünür. Böyle b+r
fenomenoloj+ yapmanın toplumsal konum ve bedenlenmen+n karmaşık etk+leş+m+n+
anlamak adına yol göster+c+ olduğunu bel+rt+r.451 Al-Saj+ bu makalede ayrıca Joan Wallach
Scott’ın “Exper+ence” makales+nde d+le get+rd+ğ+ “deney+m+ görünür kılma projes+
[+deoloj+k] s+stem+n +şley+ş+n+n ve tar+hsell+ğ+n+n anal+z+n+ engeller; bunun yer+ne onun
ter+mler+n+ yen+den üret+r”452 +dd+asına yer ver+r.453 Scott bu makalede “deney+me
tartışılmaz b+r kanıt ve açıklamanın başlangıç noktası (ya da) anal+z+n dayandığı b+r temel
olarak başvuran”454 görüşlere karşı eleşt+rel b+r tutum +çer+s+nded+r. Alcoff’un bel+rtt+ğ+
üzere Scott’ın deney+m eleşt+r+s+ pol+t+k sınırlılıklara odaklanır. Scott “deney+m+ görünür
kılma” projeler+n+n özgürleşt+r+c+ teor+ler ortaya koyma potans+yel+n+ kabul etse de bu tarz
projeler+n aynı zamanda +deoloj+k s+stemler+n k+ml+kler+, deney+mler+ ve farklılıkları nasıl
+nşa ett+ğ+ne yönel+k anal+z +mkânını engelled+ğ+n+ öne sürer. Bundan dolayı Scott
deney+m+ görünür kılma projes+n+n; deney+m+n tar+hsell+ğ+n+ görünmez kıldığını, bu
deney+m+n üzer+ne kurulduğu koşulları yen+den ürett+ğ+n+ ve bu nedenle deney+m+n
dönüşümüne katkıda bulunamayacağını +fade eder.455
450
Young, “Throw'ng L'ke a G'rl: A Phenomenology of Fem'n'ne Body Comportment, Mot'l'ty, and
Spat'al'ty”, 42.
451
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 18.
452
Joan W. Scott, “Exper'ence”, İç'nde Fem1n1sts Theor1ze the Pol1t1cal, ed. Jud'th Butler ve Joan W. Scott
(New York: Routledge, 1992), 25.
453
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 149.
454
Scott, “Exper'ence”, 24.
455
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 44.
89
Al-Saj+ de bu r+sk+ kabul ederek456 bedenlenmey+ anlamanın problemat+ze ed+lmem+ş
b+r deney+m alanını olumlamadığını bunun yer+ne yapılan fem+n+st fenomenoloj+n+n
“yaşanmış deney+m ve onun konumlandırılmış doğasını b+rl+kte düşünerek yaşanmış
deney+m ve söylem, beden ve toplumsal yapı arasındak+ b+r başka +k+l+ğ+ aşma g+r+ş+m+”
oluğunun altını ç+zer. Yazar fem+n+st fenomenoloj+n+n açtığı +mkânı şu şek+lde özetler:
Fem+n+st fenomenoloj+, parçası olduğumuz toplumsal ve tar+hsel yapılar
göz önünde bulundurulduğunda nasıl bedensel deney+mler yaşadığımızı ve
bedenler+m+z+n +deoloj+k s+stemler+n salt kurguları, ep+fenomenler+ değ+l,
toplumsallık, tar+hsell+k, maddesell+k ve öznell+ğ+n +ç +çe geçt+ğ+
(genell+kle örtük olan) +potekl+ ve kalın anlam bağları olduğunu
göstereb+l+r.457
Scott “Exper+ence” adlı makales+nde deney+m+ görünür kılma projes+ yer+ne alternat+f
b+r açıklama ortaya koyarak şöyle der: “Deney+m sah+b+ olan b+reyler değ+l, deney+m
yoluyla oluşan öznelerd+r. Bu tanımda deney+m, açıklamamızın kaynağı, b+l+nen+
temellend+ren otor+ter (çünkü görülen ya da h+ssed+len) kanıt değ+l, daha z+yade
açıklamaya çalıştığımız, hakkında b+lg+ üret+len şey hal+ne gel+r”.458 Scott daha sonra
deney+m+n “d+lsel” olduğunu ve meselen+n d+l+n anal+z+yle +lg+l+ olduğunu d+le get+r+r.459
Alcoff, “Phenomenology, Post-structural+sm, and Fem+n+st Theory on the Concept of
Exper+ence” adlı makales+nde post-yapısalcılık +le fenomenoloj+y+ aslında tamamen karşıt
görmese de +k+ düşünüş b+ç+m+ arasında deney+m noktasındak+ temel farklılıkları
göstermek n+yet+n+ taşır.460 Alcoff, bu makalede Scott'ın “Exper+ence” adlı makales+nde
sunduğu deney+m açıklamasının büyük oranda fem+n+st düşüncede etk+l+ olduğunu ve
fem+n+st düşüncede fenomenoloj+n+n gölgede kalmasına kısmen sebep olduğunu
bel+rt+r.461 Daha sonra Alcoff, Scott’ın +dd+alarına cevap ver+r. Yazara göre Scott, deney+m+
d+l dolayımıyla ortaya çıkan b+r ep+fenomen olarak b+reyden bağımsız düşünür. Scott
deney+m+n b+r kaynak ve otor+te olarak kabul ed+ld+ğ+ b+r “deney+m ep+stemoloj+s+ +le
teor+n+n deney+m+ sorguladığı b+r teor+ ep+stemoloj+s+” arasında terc+h yapılmasını
456
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 149.
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 33.
458
Scott, “Exper'ence”, 26.
459
Scott, 34.
460
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 43.
461
Alcoff, 45.
457
90
+stemekted+r. Alcoff’a göre bu yanlış b+r +k+lemd+r. Scott b+len+n b+lg+ üretmedek+ rolüne
önem ver+r ve “özneler+n ürett+kler+ b+lg+ye konumlanışlarının”462 +ncelenmes+ gerekt+ğ+n+
savunur. Alcoff’a göre bunu +ncelemek +ç+n zaten y+ne deney+me dönmem+z
gerekecekt+r.463
Alcoff’a göre Scott, deney+m+n teor+y+ yapılandırdığı b+r açıklama +le teor+n+n
deney+m+ koşullandırdığı b+r açıklama arasında b+r +k+l+k ortaya koyar. Ancak teor+n+n
deney+m+ açıkladığı görüşte “teor+; bedens+z, konumlandırılmamış ve deney+mle
bağlantısı koparılmış saf b+r düşünce sürec+” olarak görülmekted+r. Alcoff’un +şaret ett+ğ+
üzere deney+m+n görünür kılınması bazı örneklerde egemen söylem+n etk+s+n+ kırab+l+r.464
Alcoff, deney+m+n bazen d+l+ aştığını ve anlaşılamaz ufukları olduğunu +dd+a eder.465 AlSaj+ de bu açıklamaya katılarak deney+m+n bel+rs+z, yoğun, dolaşık ve doğrusal olmayan
b+r akış olduğunu ve fenomenoloj+ +ç+n yöntemsel olarak düşünmey+ gerekt+ren b+r yapıda
olduğunu ekler.466 Örneğ+n fem+n+zm c+ns+yetç+l+ğ+ kavramsallaştırırken bu kavramı esk+
deney+mler+ anlamlandırarak ortaya çıkarmıştır, dolayısıyla yoktan var etmem+şt+r.
Alcoff, söylem+n deney+me etk+s+n+ kabul ederek Scott’ın deney+m d+lsel b+r olaydır
+fades+n+n +ç+n şöyle der:
Söylem tüm deney+mler +ç+n anlaşılab+l+rl+k koşuludur demek, d+lsel
+fadeye açık olmayan tüm bu tür deney+msel b+lg+ler+ s+lmek demekt+r.
Eğer anlamlı b+r deney+m söylemsel formülasyon test+nden geçmek
zorundaysa, anlaşılmaz olanı b+lg+ alanından dışlamış oluruz k+ bu eğ+l+m,
egemen söylem rej+mler+ altında +fade ed+lemeyen baskı b+ç+mler+n+
görmezden gelmes+ne +z+n vererek Batılı erkekl+ğ+n çıkarlarına güzelce
h+zmet etm+şt+r. Daha +y+ b+r bakış açısı, deney+m ve söylem+, kopuş
noktalarıyla b+rl+kte kusurlu b+r şek+lde h+zalanmış olarak anlayan b+r bakış
açısı olacaktır.467
Beata Stawarska, “Subject and Structure +n Fem+n+st Phenomenology: Re-read+ng
Beauvo+r w+th Butler” adlı makales+nde Alcoff g+b+ Scott’ın deney+m+ b+r ep+fenomen
olarak görmes+ne karşı çıkar. Yazar, öznel deney+m+n eylemsel boyutuna d+kkat çekerek
462
Scott, “Exper'ence”, 28.
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 45.
464
Alcoff, 46.
465
Alcoff, 47.
466
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 148.
467
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 47.
463
91
onun özneler+ harekete geç+ren b+r düşünüm, d+ren+ş ve +syan alanı olarak anlaşılması
gerekt+ğ+n+ savunur. Stawarska fem+n+st fenomenoloj+n+n saf fenomenoloj+den pol+t+k
olana ve baskı yapılarına duyarlı olmak bakımından ayrıştığını ve fem+n+st
fenomenoloj+n+n görev+n+n sadece deney+m+ +fade etmek değ+l, deney+m+ eylem
vasıtasıyla dönüştürmek olduğunu +dd+a eder. Bu bakımdan yazar Beauvo+r’ın “yerleş+k
kurumsal yapılarla çağdaş yaşanmış deney+m+n kes+şt+ğ+” çalışmasını Butler’ın
deney+m+n performansa dayalı olduğu +dd+asının merceğ+nde okuyarak fenomenoloj+ ve
post-yapısalcılığın projeler+n+ uyumuna d+kkat çeker.468
Al-Saj+ de tıpkı Alcoff’un yukarıda değ+nd+ğ+ g+b+ yaşanmış deney+mde b+r
anlamlandırma fazlalığı olacağına +şaret eder.469 Ancak fenomenoloj+ yöntem olarak hem
deney+m+ açığa çıkartmalı hem de deney+m+ koşullayan yapıları da göstermel+d+r. Sadece
deney+m+n anlamı değ+l anlamı meydana get+ren görünmez normlar da d+kkate
alınmalıdır.470 Fenomenoloj+ bet+mlemeler+n+ b+r bağlam +çer+s+ne koyup normat+f ön
kabuller+ tar+hselleşt+rmel+ ve dışlamaları görünür kılmalıdır. Al-Saj+ fenomenoloj+n+n
daha rad+kal b+r b+ç+mde eleşt+rel olması gerekt+ğ+n+n altını ç+zer. Yazarın “eleşt+rel
fenomenoloj+”
adını
verd+ğ+
şey
epoché’y%
deney+mdek+
toplumsal
baskının
doğallaştırılmasını +ç+ne alacak şek+lde gen+şletmekt+r. Al-Saj+, “toplumsalın patoloj+ler+”
ded+ğ+ +k+ dışlama b+ç+m+n+ tanımlar. İlk dışlamada unutulan b+rey+n “yalnızca toplumsaltar+hsel b+r ufka, kültürel ve d+lsel b+r ortama değ+l, aynı zamanda maddesell+ğe, zamana
ve başkalarının bedenler+ne olan bağımlılığıdır”. D+ğer dışlama +se anlam alanı +çer+s+nde
anlam +fade etmeyen farklı olan ötek+n+n varoluşunun ve algısal tarzının yapısal olarak
dışlanmasına dayanır. İlk+ başkasının beden+n+n görünmez kılındığı algı düzey+n+
kurumsallaştırır. D+ğer+ +se ötek+n+ algısal alanın “kurucu dışı” +lan eder; onlar tahammül
ed+lemeyenler ve tanınmayanlar olarak dışlanırlar ama aynı zamanda algının +şley+ş+ +ç+n
varsayılırlar. Al-Saj+’ye göre bu +k+ dışlama b+ç+m+ kol koladır.471
Fenomenoloj+ +lk dışlama b+ç+m+n+ Al-Saj+’ye göre gerekl+ b+r b+ç+mde ele almıştır.
Fenomenoloj+k +nd+rgemen+n tamamlanmamışlığı bu konuda fenomenoloj+ye yardım
eder. İnd+rgeme durmadan yen+lenen, algıyı dönüştüren ve farklı açılardan bakmanın b+ze
468
Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 20.
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 148.
470
Al-Saj', 149.
471
Al-Saj', 150.
469
92
b+r yolunu sunar. Dolayısıyla fenomenoloj+k +nd+rgemen+n tamamlanmamışlığı MerleauPonty’n+n gördüğü g+b+ “onun erdem+ de olab+l+r”.472 Al-Saj+’ye göre fenomenoloj+k
+nd+rgemedek+ bu yen+leme +ht+yacı yalnızca sosyal +l+şk+sell+ğ+ değ+l aynı zamanda
deney+m+ yapılandıran ve dışlamaları +fşa eden b+r eleşt+rel fenomenoloj+ye öncülük eder.
Fakat +k+nc+ dışlama yazara göre fenomenoloj+de farklı b+r eleşt+rel eğ+l+m gerekt+r+r: Bu
da
kes+ş+msel
yaklaşımdır.473 Al-Saj+,
bu
yaklaşımda
c+ns+yetlend+r+lm+ş
ve
ırksallaştırılmış k+ml+k eksenler+n+n saf olarak anlaşılmaması gerekt+ğ+n+ bu k+ml+kler+n
bazen b+rb+r+n+ araçsallaştırdığını +dd+a etmekted+r. Bu +t+barla yazar Johanna Oksala’ya
karşı çıkarak fem+n+st fenomenoloj+n+n b+r toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+ olmaması
gerekt+ğ+n+ savunur. Al-Saj+’ye göre fem+n+st fenomenoloj+ saf kabul ed+len k+ml+kler+
bağlamsallaştırmalıdır. Z+ra fem+n+st fenomenoloj+ deney+mden önce gelen b+r toplumsal
c+ns+yet kategor+s+ ortaya koyarsa toplumsal c+ns+yetlenmen+n gerçekleşt+ğ+ deney+m+n
karmaşık +l+şk+s+n+ görmezden gelme tehl+kes+yle karşı karşıya gel+r.474 Al-Saj+’ye göre
fem+n+st fenomenoloj+n+n yapması gereken yalnızca yapısal anal+z+n yanında sorgulayan
ve dönüştürücü etk+s+ olan b+r bet+mlemed+r.475
Ancak Oksala, “Phenomenology of Gender” adlı makales+nde fenomenoloj+de
yalnızca bedene odaklanmanın toplumsal c+ns+yet+n ortaya çıkma koşullarını göstermede
yeterl+ olmayacağını savunur.476 Oksala, aşkın +nd+rgemen+n toplumsal c+ns+yet+ ele
almadak+ sorunlu doğası sebeb+yle Young ve He+nämaa g+b+ fem+n+st fenomenologların
aşkın b+l+nç yer+ne yaşanmış deney+me odaklandıklarına d+kkat çeker. Bu yaklaşım tarzı
toplumsal c+ns+yet+n fenomenoloj+k anal+z+nde d+ş+l bedene özgü yapıları +nceler. Böylece
d+ş+l beden+n varoluşsal olarak bel+rg+n b+r modal+tes+ vardır ve amaç d+ş+l varoluş tarzını
karakter+ze eden yaşayan beden+n e+det+k yapılarını göstermekt+r. Oksala, bu yaklaşımda
b+r kadının b+r+nc+ şahıs bet+mlemes+n+n fenomenoloj+k anal+z +ç+n kaynak sayılmasının
anal+z+n e+det+k d+ş+l bedenlenmen+n genelleşm+ş ve özselleşt+r+lm+ş b+r bet+mlemes+ne
dönüştürülmes+ r+sk+n+ taşımasına sebep olduğunu bel+rt+r. Dolayısıyla Oksala’ya göre
“fem+n+st fenomenoloj+n+n bedensel okumaları b+z+, kadınların durumundak+ pol+t+k
472
Al-Saj', 151.
Al-Saj', 151.
474
Benzer b'r 'dd'a Sara He'nämaa’nın “Sex, Gender, and Embod'ment” adlı makales'nde de d'le
get'r'lm'şt'. B'r sonrak' bölümde Sara He'nämaa’nın fem'n'st fenomenoloj's' kapsamında bu makale
detaylıca ele alınacaktır.
475
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 152.
476
Oksala, “A Phenomenology of Gender”, 233.
473
93
değ+ş+mler+ potans+yel olarak engelleyen b+r tür bedensel özcülüğü savunmaya ger+ +tme
tehd+d+nde bulunur”.477 Oksala, toplumsal c+ns+yet+ özcü olmayan ve +k+ c+ns+yet
eksen+nde düşünülmek zorunda olmayan b+r kategor+ olarak görür. Yazara göre toplumsal
c+ns+yet şemasını anlamak, d+l dolayımıyla +ç +çe olan kültürel öğrenme ve toplumsal
normat+f beklent+ler+ hesaba katarak mümkündür.478 Dolayısıyla toplumsal c+ns+yet
fenomenoloj+s+nden bahsederken Oksala, Al-Saj+’n+n +dd+a ett+ğ+ g+b+ ver+l+ saf k+ml+kler+
varsaymamaktadır. Bunun yer+ne bu toplumsal c+ns+yet+ ortaya çıkan d+lsel, kültürel ve
normat+f bağlamların göz önünde bulundurulmasına d+kkat çek+yor g+b+ gözükmekted+r.
Oksala, klas+k fenomenoloj+dek+ saf aşkın öznell+ğ+n öznelerarası doğasını da
eleşt+r+r. Öznelerarasılık öznell+ğ+n kurucu temel+ olarak evrensel b+r apr+or+ olarak
anlaşılırsa bu varsayım öznell+ğ+n c+ns+yetl+ düşünülmes+n+ engeller. Özne ancak
öznelerarası tar+hsel b+r bağlamda konumlanmış olarak anlaşılırsa ve öznelerarasılığın saf
ve evrensel olarak değ+l, tar+h ve kültür tarafından koşullandırıldığı kabul ed+l+rse b+r
toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+ +mkânı ortaya koyulur. Oksala’ya göre fenomenoloj+
ancak aşkın b+l+nce yönel+k fenomenoloj+k +nd+rgemeden vazgeçmek pahasına “d+l+n ve
kültürel normall+ğ+n kurucu önem+ne” değ+neb+l+r.479 Eğer fenomenoloj+ öznel olmayan
“öz”e veya yapıya ulaşmak +ç+n bu fenomenler+ askıya almıyorsa, Stella Sandford bu tarz
b+r fenomenoloj+y+ “toplumsal c+ns+yet+n +nşasını anlamanın d+ğer yollarından (örneğ+n
Foucaultcu yollarından) ya da fenomenoloj+k yöntemler+ kullanan toplumsal c+ns+yetl+
varoluş deney+m+n+n amp+r+k çalışmalarından ayıranın” ne olduğunu sorar.480 Oksala,
toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+n+n “hala d+l+n kavramsal b+r anal+z+ ya da beden+n
b+yoloj+k b+r +ncelemes+ olarak değ+l, toplumsal c+ns+yet deney+m+n+n oluşumunun b+r
araştırması olarak anlaşıldığı”nın altını ç+zerek bu soruya cevap vermekted+r.481 Ancak
Oksala, c+ns+yetlend+r+lm+ş beden+n deney+m+n+ anlamak +ç+n aşkın b+l+nce yönel+k
fenomenoloj+k redüks+yondan vazgeçmek dışında fenomenoloj+k anal+ze, normat+f sınırlı
b+r+nc+ şahıs açısından başlamak yer+ne antropoloj+k, sosyoloj+k, ps+koloj+k araştırmalar
veya tıbb+ raporlar g+b+ amp+r+k ver+lerden başlanması gerekt+ğ+n+ düşünür.482
477
Oksala, 232.
Oksala, 233.
479
Oksala, 237.
480
Sandford, “Fem'n'st Phenomenology, Pregnancy and Transcendental Subject'v'ty”, 63.
481
Oksala, “A Phenomenology of Gender”, 298.
482
Oksala, 238.
478
94
Oksala’nın post-fenomenoloj+k yöntem adını verd+ğ+ şey, +lk olarak özneye uzak
olan amp+r+k ver+lerden başlar. Daha sonra bu b+lg+ler öznen+n dünyasındak+ örtük
varsayımları açığa çıkaracak şek+lde sah+plen+l+r. Bu tür b+r fenomenoloj+ klas+k
fenomenoloj+den farklı olarak kurucu şemaların d+le, tar+he ve kültürel normat+fl+ğe bağlı
olduğunu göz önünde bulunduracaktır. Post-fenomenoloj+de normal ve dolayısıyla doğal
kabul ed+len sadece dünyamızın olumsal değ+şkenler+ olarak ortaya çıkarlar. Oksala, bu
sorgulama b+ç+m+n+n kültürel +nşacılıkla benzeşt+ğ+n+ kabul etse de “kültürel +nşanın
nesnel ve nedensel süreçler+n+n amp+r+k b+r çalışmasını savunmadığını” vurgular. Yazar
kend+ fenomenoloj+ anal+z+n+n deney+m+n öznel ve perspekt+fsel karakter+n+ yok
saymadığını bel+rt+r. Z+ra Oksala’ya göre toplumsal c+ns+yet+ düşünmek n+hayet+nde
b+reysel b+r vaz+fed+r. K+ş+ kend+ deney+m+n+, o deney+me eşl+k eden d+l+, prat+kler+ ve
+nançları b+r toplumsallık +ç+nde oluşturulduğunu hesaba katarak ve onlara mesafe
koyarak anal+z etmel+d+r. Bu sebeple mesafe koyab+lmek +ç+n b+r+nc+ şahıs perspekt+f+
gerekl+d+r. K+ş+ kend+ deney+m+n+n yapısının rad+kal b+r anal+z+ne g+r+şmel+d+r. Sonuç
olarak Oksala’ya göre toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+ toplumsal c+ns+yet deney+m+n+n
oluşumunda yalnızca bedenlenmeye değ+l, normat+f, kültürel prat+klere ve anlam
yapılarına odaklanmalıdır.483 Beata Stawarska, Oksala’nın vurguladığı üzere toplumsal
c+ns+yet+n fenomenoloj+k araştırmasının normat+f yapılara ve üçüncü şahıs ver+lere doğru
gen+şlet+lmes+ gerekl+l+ğ+ne büyük ölçüde katılmakla beraber b+r fem+n+st fenomenolog
olarak484 Beauvo+r’ın çalışmalarının “c+ns+yetlend+r+lm+ş deney+mler+n normat+f ve
kültürel olarak etk+lenm+ş” b+r anlayışın kaygılarına sah+p b+r şek+lde okunab+leceğ+n+
+fade eder. Dolayısıyla yazar Oksala’nın post-fenomenoloj+k yaklaşım ded+ğ+ şey+n zaten
hal+hazırda gelenekte varolan ve devam eden b+r fenomenoloj+ prat+ğ+ olduğunu +dd+a
eder. Stawarska’ya göre Oksala fenomenoloj+n+n dar b+r yorumuna başvurarak onun
geleneğe +çk+n bu +mkânını ele almaz.485
Sara He+nämaa ve Lane+ Rodemeyer’+n “Introduct+on” adlı makaleler+,
Oksala’nın fenomenoloj+dek+ öznelerarasılığın, saf aşkın öznell+ğ+n evrensel a pr+or+ b+r
kurucu temel+ olarak alınmasının öznell+ğ+n c+ns+yetl+ düşünülmes+ne engel olduğundan
aşkın b+l+nce yönel+k fenomenoloj+k redüks+yondan vazgeçmek noktasındak+ öner+s+ne
483
Oksala, 240.
Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 19.
485
Stawarska, 17.
484
95
karşı b+r cevap olarak okunab+l+r. Yazarlar toplumsal c+ns+yet fenomen+n+n ps+koloj+,
b+yoloj+ veya antropoloj+ye mahsus b+r amp+r+k olgu ve sorun olarak ele alınıp onun
transandantal fenomenoloj+ ve ontoloj+den uzak anlaşılmasını eleşt+rmekted+r.486 Hatta
yazarların +şaret ett+ğ+ üzere Husserl The Cr%s%s of European Sc%ences and Transcendental
Phenomenology: An Introduct%on to Phenomenolog%cal Ph%losophy’de “c+ns+yetler
sorununun” genet+k fenomenoloj+ +ç+ndek+ transandantal sorunlardan b+r+ olarak
added+lmes+ ve b+r “dünya oluşumları olarak” anlamlarının +ncelenmes+ gerekl+l+ğ+ne
+şaret etmes+ne rağmen487 c+nsel farklılık amp+r+k alanda çözümlenmeye çalışılmıştır.488
Yazarlar c+nsel farklılığın fenomenoloj+de aşkın benl+k alanına değ+l, dünyev+ benl+k
alanına dah+l ed+lmes+n+ ve c+nsel farklılığın deney+m+n kurucu temel+ olan transandantal
anal+zlerde yer+n+n olmadığı anlayışını sorunlu bularak bu anlayışın Husserl’+n
yayımlanmamış el yazmaları ışığında tekrar sorgulandığını bel+rt+rler.489 N+tek+m Husserl
el yazmalarından b+r+nde aşkın tutum +le k+ş+sel tutum arasında uçurum olmadığını şu
cümle +le açıkça +fade etmekted+r: “Ben, dünyadak+ +nsan, doğal olarak sadece bu +nsan
olarak +nsanca yaşayan ve kend+m+ bu +nsan olarak k+ş+sel b+r tutum +ç+nde bulan ben, o
halde kend+m+ aşkın b+r tutum +ç+nde bulduğum başka b+r ben değ+l+m”.490
He+nämaa ve Rodemeyer Husserl yorumcularının Husserl’dek+ bu ve benzer+
pasajlara dayanarak aşkın ego +le amp+r+k ego arasındak+ ayrımın ontoloj+k olmaktan
z+yade metodoloj+k olduğunu, transandantal egonun amp+r+k egodan ayrı b+r varlık değ+l,
amp+r+k egonun yalnızca düşünümsel b+r değ+şkes+ veya olasılığı olduğunu +ler+
sürdükler+n+ bel+rterek bu ayrımın ontoloj+k olduğu +dd+asına klas+k fenomenoloj+den
+t+baren karşı çıkıldığını göstermey+ amaçlamışlardır. Yazarlar c+nsel farklılığı yalnızca
f+zyoloj+k özell+klerle tanımlamaya karşı çıkarak onu düşünümsel faal+yet+n b+r parçası
olarak görürler. Artık soru dünyev+ yaşamın ve dolayısıyla buna bağlı olarak c+nsel
özgüllüğün hang+ boyutlarının aşkın ve e+det+k b+r sürece dayandığıdır. Aşkın benl+k ve
amp+r+k benl+ğe da+r stat+k ve genet+k sorgulamalar yen+ soruları gündeme get+rmekted+r.
Örneğ+n genet+k bakış açısından aşkın benl+k boş b+r kutup değ+l, b+r yerleş+m sürec+
486
He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”, 1.
Husserl, The Cr1s1s of European Sc1ences and Transcendental Phenomenology: An Introduct1on to
Phenomenolog1cal Ph1losophy, 188.
488
He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”, 1.
489
He'nämaa ve Rodemeyer, 4-5.
490
Husserl, Zur Phänomenolog1schen Redukt1on, 200.
487
96
olarak zamansal b+r der+nl+ğe sah+pt+r. Aşkın ego deney+mler+n üzer+ne +nşa ed+ld+ğ+ bu
deney+mler+n tortulaştığı b+r ego olarak anlaşılır. Bu süreçte araştırma gerçek ve olası
farklılıkların +ncelenmes+n+ de kapsar. Sözü ed+len yaklaşımda daha önce transandantal
fenomenoloj+den dışlanan ölüm, doğum, b+l+nçdışı ve c+ns+yet g+b+ olgular bu
fenomenoloj+ye dah+l ed+lerek tekrar değerlend+r+lmeye başlanmıştır.491 Dolaysıyla
He+nämaa ve Rodemeyer’e göre fem+n+st fenomenoloj+ veya c+ns+yet farklılığına duyarlı
b+r fenomenoloj+ yapmak +ç+n aşkın ego f+kr+nden vazgeç+lmes+ gerekl+ değ+ld+r. Aşkın
ego +le amp+r+k ego arasındak+ ayrımın metodoloj+k olduğu anlaşıldığında transandantal
fenomenoloj+ c+ns+yet farklılığını konuşmak +ç+n ver+ml+ b+r alan hal+ne gelmekted+r.
Bu bölümde çeş+tl+ fem+n+st fenomenologların fem+n+st fenomenoloj+n+n ne olduğuna,
tar+hçes+ne, araştırma konularına, problemler+ne da+r görüşler+ yazdıkları makaleler
vasıtasıyla ele alındı. Bölüm boyunca beden+n yapılarının fem+n+st fenomenoloj+de hang+
faktörler dah+l ed+lerek ele alındığını ve bu perspekt+f+n klas+k fenomenoloj+den hang+
bakımlardan farklı olduğu göster+lmeye çalışıldı. Fem+n+st fenomenologlar bedenlenme
noktasında tar+hsel-kültürel bağlam, normat+f yapılar, tahakküm +l+şk+ler+ g+b+ unsurların
sorgulamaya dah+l ed+lmes+ gerekl+l+ğ+nde büyük oradan +tt+fak etseler de deney+mde
doğallaştırma r+sk+ taşıyan unsurlar ve bedenlenmeyle +l+şk+l+ olan c+ns+yet farklılığı ve
toplumsal c+ns+yet+n fenomenoloj+s+n+n nasıl yapılacağı hakkında görüş ayrılıkları
yaşamışlardır. Oksala g+b+ bazı fenomenologlar, toplumsal c+ns+yet ve c+nsel farklılık
fenomenoloj+s+ yapmak +ç+n yalnızca bedene odaklanmaktan ve transandantal
fenomenoloj+den vazgeç+lmes+ gerekt+ğ+n+ vurgulamış, ancak Al-Saj+, He+nämaa ve
Rodemeyer
g+b+
fem+n+st
fenomenologlar
öncel+kle
bedene
odaklamanın
ve
farklılıklardan başlamanın sebeb+n+n farklılıkları kategor+k olarak kabul ed+p onları
doğallaştırmamak adına olduğunu bel+rtm+şlerd+r. He+nämaa ve Rodemeyer ek olarak
aşkın ego +le amp+r+k ego arasındak+ ayrımın metodoloj+k olduğunu +dd+a ederek
transandantal fenomenoloj+y+ fem+n+st fenomenoloj+ye dah+l etm+şlerd+r. B+r fem+n+st
fenomenolog olarak Sara He+nämaa, “Sex, Gender and Embod+ment” adlı makales+nde
c+ns+yetlend+r+lm+ş bedenlere +l+şk+n c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet söylem+n+n düal+st ve
na+f olduğunu +dd+a ederek bu söyleme karşı klas+k fenomenoloj+ temel+nde b+r alternat+f
491
He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”, 5.
97
açıklama gel+şt+rm+şt+r.492 Son bölümde He+nämaa’nın bahs+ geçen makales+ +ncelenecek
ve ele alınan meseleler+n nasıl problemat+ze ed+l+p fem+n+st fenomenoloj+ perspekt+f+nde
yol göster+c+ argümanlara ulaşıldığı göster+lecekt+r. Böylece b+r fem+n+st fenomenoloj+
+crasının güncel b+r örneğ+ göster+lm+ş olacaktır.
3.2. Sara HeOnämaa’nın FemOnOst FenomenolojOsO
Bu bölümde Sara He+nämaa’nın “Sex, Gender and Embod+ment” adlı makales+
+ncelenerek yazarın fem+n+st fenomenoloj+s+n+n b+r örneğ+ sunulacaktır. Yazar bu
makalede toplumsal c+ns+yet söylem+n+n köken+ne +nerek bu söylem+n b+r teor+k
parametre olarak +nsanlar arasındak+ +l+şk+lere yönel+k b+l+msel, felsef+ ve toplumsal
araştırmaları nasıl yapılandırdığı göstermeye çalışır. Yazar kend+ amacının bu hâk+m
söyleme karşı klas+k fenomenoloj+ önderl+ğ+nde alternat+f b+r açıklama sunmak olacağını
+fade eder. Z+ra yazara göre toplumsal c+ns+yet ve c+ns+yet ayrımı ve bu ayrıma dayanan
teor+ler c+nsel farklılıkta gözlemlenen farklılıkları sosyal, kültürel ve b+yoloj+k unsurların
etk+leş+m+yle açıklamayı hedeflerken fenomenoloj+ çok daha farklı b+r başlangıç
noktasına +şaret ederek c+nsel farklılığın +lk aşamada b+reysel ve k+ş+lerarası deney+mde
nasıl kurulduğunu +nceler. Fenomenoloj+ +nsana ve onun bedenlenmes+ne yönel+k amp+r+k
b+r teor+ veya tar+hsel +nşa teor+s+ ortaya koymaz. Bundan farklı olarak fenomenoloj+;
kadın, kadınlık, erkek ve erkekl+k hakkında ortaya çıkan sosyoloj+k, tar+hsel, b+yoloj+k,
antropoloj+k ve ps+koloj+k açıklamaların anlam kökenler+n+ sorgular ve +nceler. He+nämaa,
bu makalede c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımının +k+ karşıt nesnell+ğ+ varsaydığını ancak
bu ayrımda varsayılan nesnell+kler+n deney+msel kökenler+n+ tam açıklamadığı +ç+n bu
ayrımın na+f olduğunu +dd+a eder. Bu makalede yazar amacının c+ns+yetlend+r+lm+ş
bedenlere da+r düal+st söylem+n ters+ne Husserlc+ bedenlenme anal+z+ rehberl+ğ+nde
bedensel-+fade ed+c+ b+r bütün olarak +nsana yönel+k fenomenoloj+k kavrayışın sorgulayıcı
ve felsef+ gücüne +şaret etmek olduğunu bel+rt+r. 493
Yazar c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımında +k+ farklı kullanım tesp+t eder. İlk+ne
“tözsel”, +k+nc+s+ne +se “ölçütsel” kullanım adını vererek bu +k+ kullanımı sınıflandırır. Bu
492
493
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 216.
He'nämaa, 216.
98
kullanımlar bazen +ç +çe geçm+ş şek+lde kullanılsa da aralarında kavramsal ayrım vardır,
fakat aynı zamanda da tar+hsel olarak çakışan +k+ f+kr+ b+r araya get+r+rler. Buna göre tözsel
kullanıma dayanan ayrım, c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımını bedensel özell+kler +le
z+h+nsel özell+kler arasındak+ ayrımla örtüştürür. Dolayısıyla c+ns+yet; kadın ve erkeğ+n
somat+k ve f+zyoloj+k özell+klere bağlı olarak hormonal, gonadal ve s+n+rsel taraflarına
referansla
tanımlarken
toplumsal
c+ns+yet;
+k+
c+ns+yet+n
z+h+nsel-davranışsal
özell+kler+ne, b+l+şsel, entelektüel ve duygusal kapas+teler+ne +şaret eder.494
Yazarın ölçütsel kullanım ded+ğ+ kullanımda +se c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımı
doğa tarafından ver+len n+tel+kler +le sosyokültürel unsurlar tarafından yapılandırılan
n+tel+kler arasındak+ ayrıma göre tanımlanır. Bu kullanımda erkek ve kadının özell+kler+
z+h+nsel-bedensel b+r karşıtlık açısından değ+l, özell+kler+n nedensel kökenler+ ve
oluşumları bakımından farklılaşır ve tasn+f ed+l+r. Bu kullanımda toplumsal c+ns+yet
z+h+nsel, bedensel ve davranışsal olması fark etmeks+z+n erkekler ve kadınlar arasındak+
farklılıkların köken+n+ sosyokültürel prat+klerde ve normat+f uygulamalarda bulur. Bu
kavrayışla tutarlı b+r b+ç+mde c+ns+yet +se sosyokültürel koşullanmanın etk+ etmed+ğ+
yalnızca b+yoloj+k bel+rleme net+ces+nde var olan özell+klere atıfta bulunur. Ölçütsel
kullanımda ney+n c+ns+yet özell+ğ+ ney+n +se toplumsal c+ns+yet özell+ğ+ olarak tasn+f
ed+leceğ+n+ tay+n eden şey özell+ğ+n nedensel temel+d+r.495 Bu ayrımının bel+rlenmes+ +ç+n
teor+ze ed+len farklı nedensel köken açıklamaları mevcuttur.496
He+nämaa’nın verd+ğ+ b+lg+lere göre fem+n+st teor+de +se genell+kle c+ns+yet+n
toplumsal
c+ns+yete
evr+ld+ğ+
süreçler+
açıklamak
+ç+n
madde-b+ç+m
kavramsallaştırmasına başvurulur. C+ns+yetl+ beden sosyokültürel düzenek tarafından
yapılandırılan ve toplumsal c+ns+yetl+ hale get+r+len b+r madd+ töz olarak anlaşılır.
He+nämaa fem+n+st teor+de oldukça etk+l+ olan Gayle Rub+n’+n c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet
tanımlamasını örnek ver+r.497 Toplumsal c+ns+yet Rub+n +ç+n “+nsan c+ns+yet+ ve
üremes+n+n b+yoloj+k hammaddes+n+n +nsan+, toplumsal müdahalelerle şek+llend+r+ld+ğ+ b+r
d+z+ düzenlemed+r”.498 He+nämaa, bu +k+ kullanımı b+rleşt+ren açıklamalar olduğunu
494
He'nämaa, 217.
He'nämaa, 218.
496
Bkz. C'ns'yet-toplumsal c'ns'yet ayrımına da'r farklı nedensel köken açıklamaları 'ç'n öğrenme teor's'
ve ps'kanal't'k kuramın açıklamalarına bakılab'l'r.
497
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 219.
498
Gayle Rub'n, “The Traff'c 'n Women: Notes on the ‘Pol't'cal Economy’ of Sex”, İç'nde Toward an
Anthropology of Women, ed. Rayna R. Re'ter (Monthly Rev'ew Press, 1975), 165.
495
99
bel+rtse de +k+ kullanımın temelde farklı ancak bazı ortak noktaları da paylaşıyor olduğuna
d+kkat çeker. Tözsel kullanımda c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet kategor+ler+n+n +çer+ğ+
bell+d+r. Ancak ölçütsel tanımda kategor+ler+n muhtevası eleşt+rel ve amp+r+k araştırmalara
göre bel+rlen+r. Özetle +k+ kullanım c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet n+tel+kler+n+ farklı
kökenlere göre tanımladığından her zaman sınıflandırmaları kes+şmeyeb+l+r.499
He+nämaa, c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet+n +k+ kullanımını tanımladıktan sonra bu
ayrımın tar+hsel arka planına değ+n+r. İk+ kavramın 1950’lerden önce term+noloj+k olarak
akıcı b+r düzlemde b+rb+r+n+n yer+ne kullanıldığına +şaret eden He+nämaa; toplumsal
c+ns+yet kavramının 50’lerde kadın ve erkeğ+n davranışsal farklılıklarını bel+rlemek +ç+n
Anglofon ps+komed+kal söylemde ortaya çıktığını +fade eder. Daha sonra bu yen+ kavram
19. yüzyılın sonlarına doğru pol+morf+k anlayışın yer+ne +kame ed+len d+morf+k (kadın ve
erkek) c+ns+yet anlayışının üzer+ne +nşa ed+lm+şt+r. He+nämaa’nın +fade ett+ğ+ üzere,
d+morf+k c+ns+yet anlayışının üç yen+ çıktısı vardır. İlk olarak +nsan beden+n görülen
c+ns+yet özell+kler+ +le -örneğ+n vaj+na, pen+s vb.- +lerleyen b+yob+l+mler sayes+nde ortaya
çıkan gözlemlenemeyen b+rtakım unsurlar –örneğ+n hormonlar, kromozomal yapılar vb.arasında örtüşme olduğu varsayılmıştır. Devamında keşfed+len gözlemlenemeyen
unsurlar gözlemleneb+l+r farklıklardan nedensel olarak mesul sayılmışlardır. Sonrasında
+se c+ns+yet özell+kler+n+n b+rb+r+n+ dışladığını f+kr+ ortaya çıkmıştır.500 Böylece kadın ve
erkek vücut özell+kler+n+ b+rl+kte barındıranlar tıbb+ anlamda anormal sayılmıştır. D+ğer
taraftan He+nämaa, c+ns+yet kavramının oluşum sürec+ne +l+şk+n b+rçok çalışmaya göre 20.
yüzyıldan önce erkek ve kadın c+ns+yet+n b+rb+r+n+ dışlayan özell+kler olarak
kavramsallaştırılmadığını +fade eder.501 Her +k+ c+nsel organı da bulunduran b+reyler
tıbben +st+sna olarak kabul ed+lm+ş ancak f+z+ken anormal olarak n+telend+r+lmem+şt+r.502
D+morf+k c+ns+yet anlayışı üzer+ne +nşa ed+len toplumsal c+ns+yet kavramı +le
c+ns+yet arasındak+ +lk ayrım 1950’lerde “prematüre ve +nterseks çocukların z+h+nsel
gel+ş+m+n+ ve davranış kalıplarını +nceleyen” ps+kolog John Money ve meslektaşları
tarafından ortaya atılmıştır. He+nämaa, Money'n+n asıl gayes+n+n, bu k+ş+ler+n duygusal ve
z+h+nsel gel+ş+m+nde gözlemlenen ayrımları sosyokültürel etkenlere gönder+mde
499
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 220.
He'nämaa, 222.
501
He'nämaa, 223.
502
Bkz. Al'ce Domurat Dreger, Hermaphrod1tes and the Med1cal Invent1on of Sex (Harvard Un'vers'ty
Press, 1998), https://do'.org/10.2307/j.ctvjsf700.
500
100
bulunarak +zah etmek olduğunu bel+rt+r.503 Ps+kanal+st ve ps+k+yatr+st Robert Stoller,
Money'n+n davranışsal c+ns+yet roller+ düşünces+n+n kend+ne mal etm+şt+r. Stoller Sex and
Gender: The Development of Masculinity and Femininity adlı eser+nde kadın ve erkek
c+ns+yetler+n+ b+rb+r+n+ dışlayan ama kend+ +çler+nde anatom+k ve b+yoloj+k yönden
b+rb+r+yle +l+şk+l+ +k+ küme olarak tanımlamıştır. Buna göre d+ş+l ve er+l c+ns+yet +k+ farklı
z+h+nsel-davranışsal n+tel+kler+ barındıran gruplar olarak bel+rlenm+şt+r.504 He+nämaa,
başlangıçta Money ve Stoller’ın c+ns+yet ve toplumsal c+ns+yet kavramlarını kullanma
b+ç+mler+n+n tözsel kullanıma dayandığını düşünür. Z+ra yazara göre +lk ayrım k+ş+lerdek+
f+z+ksel-bedensel ve z+h+nsel arasındak+ ayrıma denk gelmekted+r. Daha sonra toplumsal
c+ns+yet ter+m+n+n ortaya çıkmasıyla beraber toplumsal c+ns+yet sosyokültürel köken ve
koşullanma temel+nde anlaşılarak ölçütsel kullanıma geç+lm+şt+r. He+nämaa, 70’lerde
Kate M+llett, Germa+ne Greer, Ann Oakley ve Nancy Chodorow g+b+ b+rçok Anglofon
fem+n+st+n Money ve Stoller’ın c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet h+potez+n+ kadınlar ve erkekler
arasındak+ +l+şk+lere yönel+k çözümlemeler+ne uygulayarak onun açıklama parametres+n+
kullandıklarına d+kkat çeker.505 Bahs+ geçen fem+n+stler Stoller’a doğrudan referans
vererek506 ve Stoller’ın kavramsal ayrımlarına başvurarak er+l tahakkümün ve kadınların
+k+nc+l statüsünün +nsan b+yoloj+s+n+n doğal b+r sonucu olmadığını +dd+a etm+şlerd+r.
Böylece fem+n+st teor+syenler tıpkı Money ve Stoller g+b+, davranış örüntüler+n+n
b+yoloj+k ve sosyal etmenler arasındak+ kompleks nedensel etk+leş+me dayandığını öne
sürmüşlerd+r. Dolayısıyla toplumsal c+ns+yet kavramı başta z+h+nsel ve davranışsal
unsurlara gönder+mde bulunarak anlaşırken daha sonra sosyal ve kültürel faktörler+n b+r
eser+ olduğu argümante ed+lm+şt+r. 507
He+nämaa, bu kavramsal ayrım ve açıklama parad+gmasının arkasında +k+ öneml+
f+k+r olduğunu +fade eder. İlk+ c+nsel farklılığın b+yoloj+k b+r köken+ olduğu f+kr+d+r. B+r
d+ğer+ +se nedensel açıklama yöntem+d+r. H+potezlerden +lk+ erkek ve d+ş+ varoluşlarını
doğal +k+ bedensel varlık kategor+s+ olarak +şaretlemekted+r. Bu varsayımdan hareketle
503
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 223.
Robert Stoller, Sex and Gender: The Development of Fem1n1n1ty and Mascul1n1ty (Londra: Karnac
Books, 1984), 9.
505
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 224.
506
Germa'ne Greer, The Female Eunuch (New York: Harper Coll'ns, 2002), 33; Ann Oakley, Sex, Gender
and Soc1ety (Gower: Maur'ceTemple Sm'th, 1985), 158; Nancy Chodorow, The Reproduct1on of
Mother1ng: Psychoanalys1s and the Soc1ology of Gender (Berkeley and Londra: Un'vers'ty of Cal'forn'a
Press, 1978), 151; Kate M'llet, Sexual Pol1t1cs (Urbana ve Ch'cago: Un'vers'ty of Ill'no's Press, 2000), 29.
507
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 225.
504
101
sorunsallaştırılan “neden ve nasıl erkekler+n er+l, kadınların +se d+ş+l varlıklara
dönüştüğüdür”. Ancak He+nämaa’ya göre kategor+k anlamda erkek ve kadın c+ns+yet+n+n
+k+ doğal tür olması varsayımının kend+s+ sorgulanmamıştır. Ek olarak bahs+ geçen +lk
fem+n+st anal+zlerde beden+n c+ns+yetlenme sürec+ nedensel olarak yan+ erkekl+k ve
kadınlık sosyokültürel ve b+yoloj+k nedenler+n b+rleş+m+ olarak anlaşılmıştır. Bu nedenle,
Money, Stoller ve +lk fem+n+st kuşak z+h+nsel ve davranışsal farklılıkların b+yoloj+k
farklılıklar tarafından bel+rlend+ğ+ varsayımını sorgularken nedenselc+ perspekt+f+n
yeterl+l+ğ+n+
sorgulamamışlar,
“toplumsal
c+ns+yet+n
oluşumuna
da+r
kend+
açıklamalarında bu çerçevey+ yen+den kurmuşlardır”. He+nämaa nedensell+k teor+s+nde
Hume’un eleşt+r+s+n+n geçerl+ olduğunu bel+rterek bu anal+zlerde nedenler+n etk+lerden
bağımsız olarak tanımlanab+leceğ+n+ +fade eder. Toplumsal c+ns+yet doğal c+ns+yet+n
üzer+ne üret+len ya da +nşa ed+len ve ataerk+ll+ğ+ koruyan b+r ürün olarak ele alınarak güçlü
argümanlar üret+lm+şt+r.508 He+nämaa bu söyleme örnek olarak Beauvo+r'ın “kadın
doğulmaz kadın olunur” 509 mottosunu örnek ver+r.
He+nämaa, doğal +k+l+ c+ns+yete +l+şk+n 1970’ler ve 1980’lerde üç öneml+ eleşt+r+
ortaya atıldığını bel+rt+r. Öncel+kle +lk eleşt+r+ kadın ve erkeğ+n entelektüel ve davranışsal
olarak b+rb+r+nden ayrı fakat kend+ +çler+nde benzer +k+ küme olmadıklarına yönel+kt+r.
Teor+syenler davranış b+ç+mler+n+n kültüre, eğ+t+m sev+yes+ne, d+nsel +nanışa, yaşanılan
döneme, c+nsel yönel+me göre değ+şt+ğ+n+ +dd+a etm+şlerd+r. Ayrıca c+ns+yetler de kend+
+çler+nde oldukça farklı ps+koloj+k ve davranışsal özell+kler göstermekted+rler. İk+nc+
eleşt+r+ +se d+morf+k c+ns+yet kavramsallaştırmasına yönel+k gel+şt+r+lm+şt+r. He+nämaa’nın
verd+ğ+ b+lg+lere göre fem+n+st b+yologlar +k+l+ c+ns+yet algısının temel+n+ sorgulamışlar ve
c+ns+yet+n d+morf+k olarak anlaşılmasının davranış b+l+m+n+n -büyük ölçekl+ nüfus
araştırmalarını daha düzenl+ olması adına- çıkarları doğrultusunda olduğunu +dd+a
etm+şlerd+r. Görünen n+tel+klerle görünmeyenler arasında b+r mütekab+l+yet olduğu f+kr+ne
karşı çıkmışlardır.510 Anne Fausto-Sterl+ng, bu argüman ç+zg+s+n+ şöyle özetlemekted+r:
“Ya/ya da yoktur. Daha z+yade farklılıkların tonları vardır”.511
508
He'nämaa, 225.
Beauvo'r, The Second Sex, 273; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13.
510
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 226.
511
Anne Fausto-Sterl'ng, Sex1ng the Body: Gender Pol1t1cs and the Construct1on of Sexual1ty (New York:
Bas'c Books, 2000), 3.
509
102
Son olarak Butler tarafından C%ns%yet Belası’nda daha rad+kal b+r eleşt+r+ d+le
get+r+lm+şt+r. Butler k+ml+ğ+n ontoloj+k +dd+alarının d+l ve s+yaset alanının dışında herhang+
b+r konumunu olmadığına d+kkat çeker.512 Bu çıkarım c+ns+yet ve toplumsal c+ns+yet+n
kültürel b+r üret+m olduğu f+kr+ne yol açar.513 Butler, c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımının
altını oyarak “toplumsal c+ns+yet+n aynı zamanda, c+ns+yetler+ tes+s eden üret+m
mekan+zmasının ta kend+s+” olduğunu +dd+a eder. Buna göre:
Toplumsal c+ns+yet b+r yandan da “c+ns+yetl+ doğa”nın ya da “doğal b+r
c+ns+yet”+n üret+lmes+nde ve bunların “söylemsell+k önces+”, kültür önces+
b+r şeym+ş g+b+, s+yas+ olarak tarafsızken kültürün gel+p üzer+nde etk+ ett+ğ+
b+r yüzeym+ş g+b+ tes+s ed+lmes+nde kullanılan söylemsel/kültürel
araçtır.514
Butler’ın öne sürdüğü bu f+k+rlerle beraber c+ns+yetl+ beden de tıpkı toplumsal
c+ns+yet g+b+ doğal olarak ver+l+ sayılmamakta sosyokültürel faktörler+n b+r ürünü olarak
kuramsallaştırılmaktadır. Öte yandan He+nämaa, c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet kavramlarını
+nşa ve üret+m metaforlarıyla açıklamanın kend+ başına masum b+r f+k+r olmadığını bu
f+kr+n beraber+nde +nsan bedenlenmes+n+n doğasına da+r b+rtakım ön kabuller+
barındırdığını +dd+a eder. He+nämaa’ya göre bu tür b+r açıklama sosyokültürel
etmenlerden tamamen arınmış saf b+r c+ns+yet f+kr+n+ yadsısa b+le daha önce bahsed+len
c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet tanımlamalarının +k+ asl+ açıklayıcı çerçeves+n+ muhafaza
eder. B+r+nc+s+ “b+yoloj+k-organ+k alt tabaka f+kr+” +k+nc+s+ +se “nedensel açıklama
parad+gmasıdır”. He+nämaa’ya göre üret+m ve +nşa g+b+ metaforlar beden+n
c+ns+yetlenmes+nden önce ondan bağımsız b+r hammadde veya b+yoloj+k organ+zma
olduğu f+kr+ne atıfta bulunur.515
He+nämaa’ya göre kadın ve erkeğ+n dah+ sosyokültürel +nşanın b+r sonucu olduğu
varsayımı bu +nşadan önce gelen kültürün +k+l+ kategor+ler+nden ve normlarından bağımsız
b+r organ+zma f+kr+n+ gerekt+r+r. He+nämaa’nın vardığı sonuç şu şek+lded+r: “Doğal olarak
ver+len +le kültürel olarak üret+len arasındak+ ç+zg+ +nsan+ n+tel+kler stoku +ç+nde yen+ b+r
şek+lde ç+z+lse de doğal olanın öncel+ğ+ ve bağımsızlığı hakkındak+ geleneksel
512
Butler, C1ns1yet belası, 48.
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 227.
514
Butler, C1ns1yet belası, 52.
515
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 227.
513
103
ep+stemoloj+k ve ontoloj+k varsayımlar hala oradadır”.516 Yazara göre üret+m, mekan+zma
ve +nşa g+b+ kavramlar ayrıca beden +le kültürün normat+f prat+kler+ arasında b+r etk+leş+m
olduğu ve bu etk+leş+m+n de nedensel veya +şlevsel olduğu varsayımında bulunur. B+r
başka dey+şle bu f+k+r, organ+k ögeler +le c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet+n +k+ ayrı mekan+zma
olarak b+rb+r+nden bağımsız olarak tanımlanmasını +fade eder. He+nämaa, Butler’ın daha
sonra Bod%es That Matter’da öncek+ açıklamalarındak+ nedensel +mayı reddederek “+nşa
ne tek b+r eylemd+r ne de b+r özne tarafından başlatılan ve sab+t etk+ler kümes+yle
sonuçlanan nedensel b+r süreçt+r”517 +fades+nde bulunduğunu kaydeder. Ayrıca He+nämaa
Butler’ın Foucaultcu öznel olmayan ancak yönel+msel c+ns+yet +nşası kavramsallaştırması
+ç+n “tortulaşma, tekrarlama, y+neleme, varyasyon ve ten” g+b+ fenomenoloj+k kavram
set+ne başvurduğunu ekler. He+nämaa’ya göre c+ns+yet+n b+le sosyokültürel etmenler+n b+r
sonucu olduğunu söylemek ve bu +t+barla c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımının altını
oymak hala daha hammadde ve b+ç+mlend+r+c+ güç, neden ve sonuç, olgu ve üret+m g+b+
ayrımların mantığını korur. He+nämaa alternat+f olarak, Husserlc+ fenomenoloj+n+n
bedensel varoluşun b+r boyutu olarak c+nsel farklılığı anlamada felsef+ anlamda yol
göster+c+ olduğunu +dd+a eder.518
He+nämaa, klas+k fenomenoloj+den çağdaş fenomenoloj+ye doğru bedenlenme ve
buna bağlı olarak c+nsel farklılığın nasıl ele alındığına yönel+k örnekler ver+r. Husserl +le
başlayan fenomenoloj+k bedenlenme anal+z+nde yaşayan beden+n çeş+tl+ duyuları arasında
zeng+n b+r kavramsallaştırma yapılmıştır. Daha sonra Sartre, Lev+nas, Merleau-Ponty ve
Beauvo+r g+b+ Fransız fenomenologlar bu anal+z+n alanını gen+şleterek duygusal ve erot+k
+l+şk+ler+n+n bet+mlemes+n+ yapmışlardır.519 Örneğ+n Merleau-Ponty c+nsell+k ve c+nsel
arzuyu hareketl+l+k, duyarlılık ve duygulanımın +le +l+şk+lend+rm+ş; Beauvo+r +se c+nsel
h+yerarş+ ve kararsızlık problemler+n+ ele almıştır. Bu söylem Fransız fem+n+stlerden
Ir+garay ve Kr+steva'nın çalışmaları aracılığıyla da çağdaş c+nsel farklılık teor+s+n+
etk+lem+şt+r. Fenomenoloj+n+n bedenlenme anal+z+nde açtığı yen+ +mkânla beraber c+nsel
farklılık b+rleş+k b+r yapı ya da b+r karşıtlık g+b+ ele alınmaktan z+yade b+rb+r+yle +l+şk+l+
olguların çokluğu olarak ele alınmıştır. C+nsel farklılıkta bedensel farklılık tek b+r oluşum
516
He'nämaa, 228.
Butler, Bod1es that Matter: On the D1scurs1ve L1m1ts of ‘“Sex”’, 10.
518
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 228.
519
He'nämaa, 228.
517
104
olarak değ+l, “duyarlılık, hareketl+l+k, şeyl+k, maddesell+k, algılanab+l+rl+k, duygusallık ve
+fade ed+leb+l+rl+k” g+b+ ögeler+ ve tabakaları barındırır. Bu anlayışa göre z+h+n-beden,
doğa-kültür g+b+ geleneksel +k+l+klerden kaçınılab+l+r. Bu +k+l+kler öznel ve nesnel
arasındak+ korelasyon bağlamında ele alınır. İk+l+kler+n varsaydığı +k+ ayrı nesnell+k alanı
yer+ne hem duyusal hem yönel+msel bel+rley+c+ler+ olan zeng+n b+r olgular alanı karşımıza
çıkar.520 He+nämaa fenomenoloj+k bedenlenme anlayışını şu pasajda detaylıca +fade eder:
İnsan beden+ sadece madd+ b+r şey ya da b+r b+yomekan+zma olarak
kavranmaz, aynı zamanda madd+ dünya ve tüm dünyev+ nesnelerle temel
+l+şk+ kurma b+ç+m+m+z olarak anlaşılır. İnsan z+hn+ kend+ +ç+ne kapalı saf
b+r ruh değ+ld+r; zorunlu olarak bedensel jestlerle +fade ed+l+r ve d+ğer
“bedenlenm+ş z+h+nler” ya da “z+h+nlenm+ş bedenlerle” bedensel olarak
+l+şk+l+d+r: Doğa sadece f+z+k b+l+mler+n+n b+r nesnes+ değ+l, aynı zamanda
tüm algılayan, hareket eden ve eyleyen bedenler+n ortak alanıdır. Kültür de
yalnızca değ+şen anlamlar ve kümülat+f üret+mler s+stem+ değ+l, daha
temelde ölümlülük b+l+nc+ne dayanan üretken b+r yaşam b+ç+m+d+r.
Geleneksel z+h+n ve beden kavramlarından farklı olarak, fenomenoloj+k
b+l+nç ve nesnell+k kavramları karşılıklı olarak b+rb+r+n+ +ma eder:
yönel+msel b+l+nç her zaman b+r şey+n b+l+nc+d+r ve amaçlanan nesnell+k her
zaman b+r+s+ +ç+n geçerl+d+r. Bu da tüm bedensel olguların hem öznel hem
de nesnel faktörler +çerd+ğ+ anlamına gel+r.521
He+nämaa doğal b+l+mlerden b+yoloj+n+n b+rey+ b+r b+yok+myasal yapı olarak
nedensel-+şlevsel perspekt+fte ele aldığına +şaret eder. Yazar doğa b+l+mler+n+n
bedenlenmey+ bu şek+lde ele almasının b+rtakım b+l+msel açıklamalar ve gel+şmeler +ç+n
gerekl+ olduğunu ancak bu tutumun “bedenlenmen+n duyularını tüketemeyeceğ+n+”
vurgular.522 He+nämaa açısından bedenler+ nedensel-+şlevsel bağıntılar +ç+nde ele alan
c+ns+yet kavramları, c+nsel farklılığının felsef+ anal+z+ +ç+n kapsamlı değ+ld+r.
Bedenlenmen+n fenomenoloj+k açıdan ele alınması +se bedenler+n “mot+vasyonel,
yönel+msel ve +fade ed+c+ olarak” tezahür ett+ğ+ zeng+n deney+m alanını açığa çıkarır.523
He+nämaa,
Husserl'+n
bedenlenme
fenomenoloj+s+nde
deney+mden
hareketle
bedenlenmen+n köken+n+, ruhsal ve f+z+ksel örgütlenmes+n+ ve sınırlarını ortaya çıkaran
felsef+ b+r çözümleme +mkânı bulur. Bununla beraber düşünüre göre bedenlenme
520
He'nämaa, 229.
He'nämaa, 229.
522
He'nämaa, 230.
523
He'nämaa, 231.
521
105
fenomenoloj+s+ c+nsell+ğ+n, c+nsel farklılaşmanın, +fade ve mot+vasyon kavramlarının
temat+kleşt+r+lmes+ ve anal+z+ +ç+n alternat+f b+r d+z+ kavram set+ ortaya koyar. Dahası,
Husserlc+ fenomenoloj+, bedenlenmede b+yomekan+k ele alışın ontoloj+k öncel+ğ+n+
sorgulayarak yaşayan beden+n +fade ed+c+ ve prat+k bedenlere tab+ olduğunu vurgular.524
He+nämaa, bedendek+ c+ns+yete özgü deney+msel farklılıkların detaylı b+r
fenomenoloj+k anal+z+n+ yapar. Buna göre fenomenoloj+k perspekt+fte c+ns+yet olgusu
öznel ve nesnel olmak üzere çok farklı deney+msel boyutları b+r araya toplar.525 Beden+n
çeş+tl+ bölgeler+ farklı deney+m +mkânları sağlar. C+ns+yet fenomen+ görünen ve
görünmeyen katmanlarıyla farklı ver+lme tarzlarını +çer+r. Fenomenoloj+k çözümleme
ayrıca algılanab+l+r +ç ve dış organların k+ş+ye farklı şek+llerde ver+ld+ğ+n+ açığa çıkartır.
İlk olarak k+ş+ dış c+nsel uzuvlarını (meme, kl+tor+s, pen+s g+b+) b+r aracı olmaksızın
dokunup göreb+l+rken +ç organlarını (test+s, vaj+na g+b+) görmek +ç+n araçlara gereks+n+m
duyar. C+nsel organlara özgü ver+l+ olma b+ç+mler+ d+ğer +ç organlardan deney+msel
anlamda farklılık arz eder. Örneğ+n k+ş+ akc+ğerler+n+n veya safra keses+n+n konumunu ve
hareket+ algılayamaz, ancak +ç c+nsel uzuvlarınınk+n+ algılayab+l+r. C+nsel organların
ver+lme b+ç+mler+ de çeş+tl+d+r. Örneğ+n vaj+na, test+sten farklı olarak “b+r der+ torbasının”
+ç+nde değ+l, bedende g+zl+ olarak etten b+r katmanın +ç+nde bulunur. Bedende bulunan
vaj+na bu nedenle dokunulab+l+r ve görüleb+l+rd+r. Dolayısıyla +k+ gen+tal organın
görüntülenmes+ +ç+n farklı materyallere +ht+yaç duyulur: Test+s+ görmek +ç+n der+y+ kesmek
gerek+rken, vaj+nayı görmek +ç+n b+r ayna yeterl+d+r. He+nämaa’ya göre “bu deney+msel
farklılıklar, +nsan beden+n+ kend+n+ çevreye açab+len ve kend+n+ çevreye kapatab+len ve
bunu b+rkaç farklı şek+lde yapab+len tamamlanmamış b+r bütün olarak algılamamız +ç+n
çok öneml+d+r”.526
He+nämaa, dış gen+tal uzuvların b+reye hep +k+ b+ç+mde ver+ld+ğ+n+ +fade eder. K+ş+
gen+tal uzuvları algılamanın yanında onların takr+b+ konumlarını ve hareketler+n+
h+ssedeb+l+r. Dolayısıyla bu uzuvların nerede olduklarını “b+lmek” +ç+n duyu-algısına
müracaat ed+lmes+ne lüzum yoktur. Örneğ+n k+ş+ memeler+n+n konumu b+lmek +ç+n onlara
bakmaz veya onlara dokunmaz; eller+n ve ayakların konumları g+b+ onlar da “benzer b+r
524
He'nämaa, 232.
He'nämaa, 233.
526
He'nämaa, 234.
525
106
algı dolaysızlığı +ç+nde sürekl+ olarak b+l+n+rler”.527 He+nämaa, bu algı dolaysızlığının
görünüşte felsef+ anlamda önems+z görüneb+leceğ+n+ ancak patoloj+k deney+mler söz
konusu olduğunda, özduyumun ve k+nestez+n+n nesneler+ ve dünyayı mümkün eylemler
alanı olarak deney+mleme olanakları açısından önem+n+ açıklığa kavuşturmaya yardımcı
olduğunun altını ç+zer. K+ş+ uzuvlarının öz ve k+nestet+k duyumlarını veya haz ve acı
h+ssetme yet+ler+n+ kaybedeb+l+r. He+nämaa’nın +şaret ett+ğ+ üzere bu g+b+ vakalar üzer+ne
yapılan çalışmalar bedenler+n duyusal ve duygusal yönler+n+n dünyasal +l+şk+ler+ b+r bütün
olarak şek+llend+rd+ğ+n+ göstermekted+r.528 He+nämaa, beden+n erot+k kısımlarının
dünyanın
nesneleşt+r+lmes+ne
yardım
etmese
de
prat+k
hayatta
değerler+n
oluşturulmasında c+dd+ b+r katkısının olduğuna d+kkat çeker.529
He+nämaa’ya göre c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımına dayanan perspekt+fler+n
yoğunlaştığı konular c+nsel uzuvlar, bu uzuvların +şlevler+ ve bunların b+yo-b+l+msel
karşılıkları +le sınırlıdır. Ancak yazara göre “yaşanan deney+mde, erkekler ve kadınlar
b+ze her zaman ya da ağırlıklı olarak c+nsel organlara sah+p olarak ver+lmez ya da bu
şek+lde tanımlanmazlar”. Daha z+yade, b+reyler hareket etme tarzları ve çevreye karşı
bedensel uyumları +le karakter+ze olurlar. B+reyler, +nsan hareket+n+n ve davranışının +k+
farklı eklemlenmes+ olarak canlı hareket+n+n d+ğer varyasyonlarını teşk+l eden hayvan ve
çocuk hareket+nden farklılaşırlar. He+nämaa, canlı varoluşların uzayda hareket etme
tarzını salt madd+ nesneler+nk+nden ayırarak canlı varlıkların kend+l+ğ+nden, duyarlı ve
güdülenm+ş şek+lde hareket ett+ğ+n+ bel+rt+r. He+nämaa’ya göre kadınlar ve erkekler +şte
bu kend+l+ğ+ndenl+k ve tepk+sell+ğ+n +k+ farklı st+l+n+ +fade ederler. He+nämaa şöyle der:
“Bu d+nam+k b+ç+mler geleneksel töz ya da organ+zma kavramlarıyla karakter+ze
ed+lemez, ancak st+l, varyasyon ve mod+f+kasyon g+b+ fenomenoloj+k kavramlar
tanımlama +ç+n temel çerçevey+ sağlar”.530
He+nämaa’nın makales+nde öne çıkardığı tarzın fenomenoloj+k kavramları, yazara
göre c+nsel k+ml+k ve farklılık mevzusunu alternat+f b+r şek+lde ele alma olanağı
527
He'nämaa, 234.
He'nämaa’nın verd'ğ' referanslar 'ç'n bkz. Shaun Gallagher ve Jonathan Cole, “Body Image and Body
Scheme”, İç'nde Body and Flesh: A Ph1losoph1cal Reader, ed. Donn Welton (Massachusetts ve Oxford:
W'ley-Blackwell, 1998); Shaun Gallagher, How the Body Shapes the M1nd (Oxford ve New York: Oxford
Un'vers'ty Press, 2005), 45-55, https://do'.org/10.1093/0199271941.001.0001; Shaun Gallagher ve Dan
Zahav', The Phenomenolog1cal M1nd: Introduct1on to Ph1losophy of M1nd and Cogn1t1ve Sc1ence (New
York: Routledge, 2008), 143-47.
529
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 235.
530
He'nämaa, 235.
528
107
yaratmaktadır. He+nämaa’ya göre c+nsel k+ml+k ve farklılıkları açıklamak +ç+n hormonlar,
genler, +şlevler, sosyal roller ya da tar+hsel gerçekler g+b+ amp+r+k olgularla yet+n+lmes+ne
gerek yoktur. Yazarın öne sürdüğü alternat+fe göre c+nsel farklılık, +k+ farklı yönel+me
veya nesneler tarafından farklı mot+ve ed+lme b+ç+mler+ne dayalı yaşam tarzlarına atıfta
bulunur. He+nämaa, c+nsel farklılığı b+r töz olarak veya onu farklılığa özgü b+r faal+yete
bağlayarak ele almaz, düşünüre göre c+nsel farklılık daha z+yade b+r üslup olarak
“nesnell+kle +l+şk+ kurmanın, nesneler üzer+nde hareket etmen+n ve onlardan etk+lenmen+n
+k+ farklı yolu olarak ver+l+r”.531 Bu bakış açısına göre, c+nsel farklılık +k+ +l+şk+ tarzı
arasındak+ b+r farklılığa delalet eder. He+nämaa, c+nsel k+ml+k sorusunun “b+r 'ne' sorusu
değ+l, 'nasıl' sorusu” olduğunun altını ç+zer ve ekler:
Dahası, üslup kavramları tekleşt+r+c+ ya da karşıtlaştırıcı değ+l, +nsan
varoluşunun çok sayıda değ+şkenl+k ve sınırsız çeş+tl+l+k olasılığı +çerd+ğ+
f+kr+n+ +fade eder. Erkek tarzı ve kadın tarzı yönel+msel deney+mleme
arasındak+ ayrım, bu +k+ tarzın dışlayıcı ya da uyumsuz olacağı anlamına
gelmez. Aks+ne, bu ayrım +nsan varoluşunun +k+ temel jestte +k+ yönel+msel
tar+h ve tar+h önces+ +le ortaya çıkmasını gerekt+r+r. Bunlar paralel olarak
gel+şeb+l+r ama aynı zamanda çözüleb+l+r ve b+rb+r+ne karışab+l+r. Bu açıdan
bakıldığında, erkek ve kadın kavramları temelde, gerçekl+kler ya da f++ller
tarafından değ+l, eylem ve tutku olasılıkları tarafından tanımlanan +nsan
kavramına benzer.532
He+nämaa, “Sex, Gender and Embod+ment” adlı makales+nde bedenlenmen+n
öneml+ b+r parçası olan c+nsel farklılığı fem+n+st ve fenomenoloj+k b+r çerçevede ele alarak
farklılığı düal+st söylem+n aks+ne bütüncül, d+nam+k ve b+r üslup b+rl+ğ+ +ç+nde okumuştur.
Düşünür somut deney+me başvurarak fem+n+st teor+n+n temalarından olan c+nsel farklılık
+le fenomenoloj+n+n temalarından b+r+ olan bedenlenme anal+z+n+ fem+n+st fenomenoloj+k
b+r perspekt+fte b+r arada düşünmüştür. Bu uğraş b+z+ c+nsel farklılığın amp+r+k ver+ler ve
b+yob+l+msel tanımlamalar çerçeves+nde ne olduğu sorusu yer+ne beden+n c+ns+yetlenme
sürec+nde farklı ver+lme tarzlarının nasıl deney+mlend+ğ+ sorusuna götürür. Bu sorunun
açtığı +mkân bedenlenme ve c+nsel farklılık deney+m+n+ herhang+ doğal b+r yapıya atıfta
bulunmak durumunda kalmadan +l+şk+sel, mot+vasyonel ve +fade ed+c+ b+r bütün olarak
anlamımıza +z+n ver+r. Bedenlenmey+ böyle b+r fenomenoloj+k kavram set+nden
531
532
He'nämaa, 236.
He'nämaa, 236.
108
yararlanarak ele aldığımızda deney+mde doğallaşan, toplum tarafından normat+f hale
get+r+len ve zımnen bel+rl+ varoluş b+ç+mler+n+ dışlayan b+r c+nsel farklılık ekonom+s+nden
kurtulmuş oluruz. Ancak c+nsel farklılık tar+hsel olarak +k+ farklı tarzı +çer+yor olsa da
farklılık ş+md+ ve gelecek olasılıklar adına çoğul, bel+rs+z ve geç+şl+ b+r çerçeveye doğru
gen+şlet+lmel+d+r. Söz gel+m+ kend+n+ kadın veya erkek olarak tanımlamayan, herhang+ b+r
c+ns+yet+n baskın özell+ğ+n+ h+ssetmeyen, bedensel jestler+ herhang+ b+r c+ns+yete
uyumlanmayan veya kend+n+ +k+ c+ns+yet üslubuna da a+t h+sseden b+reyler+n
deney+mler+n+n fem+n+st fenomenoloj+k bet+mlemes+ yapılmalı, kadın ve erkek kavramları
kategor+k b+r bel+rlen+m olarak değ+l benzer tutumların b+r araya get+r+ld+ğ+ kapsayıcı ve
+şlevsel +fadeler olarak anlaşılmalıdır. Bu +fadeler+n altına düşen özell+kler+n d+nam+k,
değ+şken ve geç+şl+ olduğu +se unutulmamalıdır.
109
SONUÇ
Araştırma konusunun ortaya çıkışını “beden+n doğalcı ve özcü bel+rlen+mler+ var mıdır?
Var +se bu beden hakkında düşünmem+z+ nasıl etk+ler?” soruları bel+rled+. Bu sorular b+z+
bedenlenme hakkında çeş+tl+ perspekt+flere bakmaya sevk ett+. Felsefe tar+h+nde bedene
yönel+k doğalcı perspekt+f+n esk+lere dayandığı b+lg+s+n+ veren Sara He+nämaa’nın
açıklamalarına dayanarak beden+n akıl ve ruhun karşısında alt sev+yede kabul ed+lm+ş ve
kadınla özleşt+r+lm+ş olduğu görüldü. He+nämaa’nın +şaret ett+ğ+ +s+mlerden b+r+ olan
Platon’un ruh ve bedene bel+rl+ b+r doğa f+kr+n+ atfetmes+ ve bu +k+ unsurun doğaları
gereğ+nce hareket ett+kler+ f+kr+n+n yol açtığı doğallaştırma prat+kler+n+n toplumsal,
bedensel ve c+nsel sonuçları fem+n+st fenomenologların görüşler+ çerçeves+nde +ncelend+.
Böylece doğalcı varsayımların kadın ve erkek bedenlenmes+n+n yalnızca doğalarının +z+n
verd+ğ+ ölçüde bel+rl+ b+r b+ç+mde yaşanması gerekt+ğ+ normunu üretmes+ sonucunda kadın
ve erkek arasında h+yerarş+k ve er+l tahakküme h+zmet eden b+r toplumsal prat+ğ+n ortaya
çıktığı görüldü. Elbette felsefe tar+h+nde bu yaklaşım bütün düşünürlere genellenemez ve
+st+snalar bulunab+l+r. Ancak çalışmamız felsefe tar+h+nde bedene yönel+k bütün
yaklaşımların kapsamlı b+r araştırması olmadığından burada sadece doğalcı perspekt+fe
fem+n+st fenomenologların +şaret ett+ğ+ kadar yer ver+lmes+ amaçlandı. Beden+ doğalcı ve
özcü bel+rlen+mler altında ele alan yaklaşımlara karşı alternat+f b+r perspekt+f ve açıklama
+mkânı -beden hakkında felsef+ l+teratür oldukça gen+ş olduğundan- 20. yy. ve sonrasında
gel+şt+r+len argümanlarda arandı. Yapılan l+teratür taraması sonucunda +lg+l+ sorulara
yönel+k zeng+n tartışmalara ve tatm+n ed+c+ cevaplara fem+n+st teor+ ve fenomenoloj+
geleneğ+nde ulaşılab+leceğ+ düşünüldü. Yapılan okumalar sonucunda bedenlenme
problem+ yörünges+nde bu +k+ felsef+ kavrayışı ortak b+r proje kapsamında b+rleşt+ren ve
fem+n+st fenomenoloj+ adında yen+ b+r fenomenoloj+ yapma b+ç+m+n+n doğduğunu +lan
eden b+rçok makaleye er+ş+ld+. Bu yen+ ve güncel felsef+ bakış açısı bedenlenmeye yönel+k
araştırmamızda yol göster+c+ oldu. Böylece bedenlenme sürec+ne da+r sorulara hem
fem+n+zm+n hem fenomenoloj+n+n hem de fem+n+st fenomenoloj+n+n ayrı ayrı düşünsel ve
yöntemsel kaygıları hesaba katılarak b+r cevap aranmaya çalışıldı. Fem+n+zm ve
fenomenoloj+n+n ortak kaygılarını paylaştığı beden+n doğalcı ve özcü bel+rlen+m+
olmaması temel argümanından hareketle bedenlenme ve bedenlenmeyle +lg+l+ c+ns+yet ve
c+nsel farklılık g+b+ konular ele alındı ve l+teratür tartışmalarına yer ver+ld+. Böylece başta
110
ele alınan “beden+n doğalcı ve özcü bel+rlen+mler+ var mıdır?” genel sorusu fenomenoloj+
ve fem+n+st kuramın argümanları ışığında “bel+rlen+m altında düşünülmeyen b+r
bedenlenme, b+r öznen+n bel+rl+ b+r üslubuna nasıl dönüşür?” problemat+ğ+ne dönüştü.
Ardından ortaya çıkan problemat+k, “beden+n özcü ve doğalcı b+r bel+rlen+m+
yoksa, beden yönel+msel +l+şk+de bedenlenme algısı (embod%ment cogn%t%on) tarafından
b+r +mkânlar bütünü sonucunda mı ed+n+l+r?” sorusuyla beraber okunarak b+z+
hesaplaşmamız gereken şu felsef+ sorulara yöneltt+: Beden+n kadın-erkek g+b+ türlere
ayrılması tar+hsel m+d+r, doğal mıdır? Değ+şen duyumsanır beden; değ+şmeyen b+r ruhu
ve özü mü tems+l eder? B+l+nç ve beden etk+leş+m+ hang+ çerçevede düşünülmel+d+r?
Bedenlenmede tar+hsel, toplumsal, zamansal, mekânsal ve b+yoloj+k koşulların etk+s+
ned+r? Bedenlenme b+r öznen+n bel+rl+ b+r +fades+ hal+ne nasıl gel+r? Beden+n +fade ed+c+
olması +fadeden önce var olan b+r öz f+kr+ne atıfta bulunur mu? Fem+n+st fenomenoloj+
+ç+n beden kavramı hang+ +çer+mlere ve tanımlara sah+pt+r? Beden +le c+ns+yet, c+ns+yet
farklılığı ve c+nsell+k +l+şk+s+ nasıl ele alınmalıdır? Beden+n c+ns+yet+ ve c+nsel yönel+m+
tar+hsel ve toplumsal bağlam tarafından koşullandırılır mı? Fem+n+zm ve fenomenoloj+
hang+ bakımlardan beden konusunda uzlaşır hang+ açıdan uzlaşmaz?
Çalışma boyunca bedenlenme konusunu +rdelemen+n yanı sıra bedenlenmede b+z+
güncel tartışmalara taşıyan ve b+ze özgün b+r perspekt+f kazandıran fem+n+st
fenomenoloj+n+n nasıl mümkün olduğunu s+stemat+k olarak göstermek ve alanı Türkçe
felsefe l+teratürüne tanıtmak amaçlandı. Bu amaç doğrultusunda fem+n+st fenomenoloj+
l+teratür tartışmalarının yer aldığı makaleler bölümlere eklemlenerek çalışmanın güncel
problemlerle +l+şk+s+ kuruldu. Fem+n+st fenomenoloj+de bedenlenme problem+n+n ele
alınışında görüşler+ne ağırlık ver+len başlıca +s+mler Edmund Husserl, S+mone de
Beauvo+r ve Maur+ce Merleau-Ponty +d+. Bu sebeple çalışmanın +lk bölümünde fem+n+st
fenomenologların atıflarına dayanarak fem+n+zm ve fenomenoloj+n+n kes+şt+ğ+ +lk +s+m
olarak Beauvo+r’ın beden anlayışına yer ver+ld+. Beauvo+r’a gelene kadar fem+n+st
fenomenologların makaleler+nden hareketle beden+n akıl karşısındak+ +k+nc+l konumuna
yönel+k felsefe tar+h+nden bazı örneklere değ+n+ld+. Böylece Beauvo+r’a gel+nd+ğ+nde
beden anlayışının nasıl b+r değ+ş+m moment+ teşk+l ett+ğ+ne d+kkat çek+ld+. Beauvo+r’ın
İk%nc% C%ns%yet adlı eser+nde ünlü “kadın doğulmaz, kadın olunur”533 ve beden “b+r şey
533
Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13; Beauvo'r, The Second Sex, 273.
111
olmamakla b+rl+kte b+r durumdur. Dünyaya tutunuşumuz ve tasarılarımızın taslağı”dır534
+fadeler+ hem beden+n tüm doğallaştırma prat+kler+nden bağımsız halde d+nam+k ve
tamamlanmamış b+r oluş şekl+nde olumsal ve tar+hsel b+r durum olarak ele alınması
gerekl+l+ğ+ne vurgu yapması, hem de buna bağlı olarak beden+n c+ns+yetlenmes+ ve c+nsel
b+r varoluşu +fade etmes+n+n b+r doğa veya öz kavramına atıfla değ+l, öznel ve nesnel
süreçler+n b+r arada bulunduğu deney+msel sürece başvurularak açıklanma hamles+n+
+çermes+ bakımından bedene da+r temel argümanımızı güçlend+rd+. Böylece Beauvo+r’da
beden+n bel+rl+ b+r varoluşun +fades+ hal+ne gelmes+n+n deney+mden +t+baren b+r
anlamlandırma sürec+ net+ces+nde mümkün olduğu göster+lmeye çalışıldı. D+ğer yandan,
düşünürün kadınların özgül yaşanan deney+m+ üzer+nden bedenlenmey+ yen+den
düşünmes+n+n arkasındak+ fenomenoloj+k etk+ler +se fem+n+zm ve fenomenoloj+ +l+şk+s+n+
kurmamıza olanak sağladı. Elbette Beauvo+r’ın fem+n+st kuramcı olduğu b+l+nen b+r nokta
olsa da f+lozofun eser+ndek+ fenomenoloj+ etk+s+ özell+kle Sara He+nämaa, L+nda F+sher,
Beata Stawarska ve Debra B. Bergoffen g+b+ fem+n+st fenomenologların makaleler+nde bu
+l+şk+ye da+r güçlü argümanlar baz alınarak vurgulanmaya çalışıldı. Beauvo+r’ın beden+n
olumsallığı ve olguların ancak varoluş aracılığıyla ortaya çıkması g+b+ f+k+rler+ MerleauPonty’ye referansla eser+nde d+le get+rmes+, bu etk+ adına güçlü b+r bulgu olarak karşımıza
çıktı.535 Yapılan l+teratür tartışmaları sonucunda kadın varoluşuyla özdeşleşt+r+len
beden+n; er+l ve kurucu akıl karşısındak+ +k+nc+l konumunu sorunsallaştırmaya ve bedene
atfed+len doğal özell+kler+n fem+n+zm perspekt+f+nde; tar+hsel, s+yasal ve kültürel
koşullanmaların ürett+ğ+ sahte nesnell+k olarak536 fenomenoloj+de +se beden+n doğa
b+l+msel tutumun nesnes+ olarak değ+l, öznen+n yaşayan beden+ olarak görülmes+ ve
varoluşta anlam kazanan b+r oluş olarak ele alınması b+z+ bedene da+r bel+rlen+m+n tar+hsel
ve olumsal olarak okunması sonucuna götürdü.
İlk bölümde Beauvo+r +le Merleau-Ponty arasındak+ +l+şk+, fem+n+zm ve
fenomenoloj+ arasındak+ köprüde +lk örneklerden b+r+ olarak ele alındıktan sonra fem+n+st
fenomenologların met+nler+ b+z+ bedene yönel+k değ+ş+m moment+n+n kökler+n+n MerleauPonty’n+n de selef+ olan Husserl’de bulunacağı f+kr+ne sevk ett+. Bu sebeple +k+nc+ bölüm
fem+n+st düşünceye bel+rg+n olarak Merleau-Ponty üzer+nden etk+ eden ancak köken+n+
534
Beauvo'r, The Second Sex, 61; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 64.
Beauvo'r, The Second Sex, 36; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 44.
536
Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 23.
535
112
Husserl’+n met+nler+nde bulduğumuz beden anlayışının fenomenoloj+k kaynaklarına
ayrıldı. Bölümde sırasıyla Husserl ve Merleau-Ponty’n+n yaşayan beden anlayışlarına yer
ver+ld+.
“Husserl’de
Yaşayan
Beden”
başlıklı
bölüme
+lk
olarak
Husserl’+n
fenomenoloj+s+ne ve bedenlenme anlayışına yönel+k Al+a Al-Saj+, Debra B. Bergoffen,
L+nda Martín Alcoff ve Stella Sandford g+b+ fem+n+st fenomenologlardan gelen b+rtakım
çek+nceler d+le get+r+ld+. Bu çek+ncelerden en çok d+le get+r+len husus Husserl’+n bedens+z
b+r b+l+nç felsefes+ yapmasına537 ve c+ns+yetlend+r+lm+ş beden+ hesaba katmamasına538
yönel+k fem+n+st eleşt+r+d+r. Ancak y+ne de fem+n+st fenomenologlar Husserl’de
bedenlenmen+n öneml+ b+r fenomenoloj+k tema olduğunu kabul ederler ve f+lozofun
zamansallık, bedenlenme, duyumsama ve duygulanım g+b+ fenomenoloj+k kavram set+n+
fem+n+st teor+ +ç+n ver+ml+ bulurlar.539 “Husserl’de Yaşayan Beden” bölümü Husserl’+n
bedenlenme anal+z+n+ zeng+n ve fem+n+st projeyle oldukça +lg+l+ olarak okuyan
He+nämaa’nın, Toward a Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty,
Beauvo%r k+tabındak+ açıklamaları baz alınarak şek+llend+r+ld+. Bölümde Husserl’+n
yaşayan beden kavramını salt madd+ bedenden ayırmasına ve yaşayan beden+ doğalcı
tutumun nedenselc+ açıklamalarına alternat+f olarak, k+ş+selc+ tutumda ruh +le +l+şk+l+
kapsamlı b+r b+rl+k olarak görmes+ne540 ve böylece ruh-beden düal+zm+ne meydan
okumasına değ+n+ld+. K+ş+selc+ tutumda beden+n davranışının b+r açıklamasının veya
tahm+n+n+n değ+l, beden+n +fade ed+c+l+ğ+n+n, hareketler+n+n ve jestler+n+n öneml+ olması541
yaşayan beden+n varoluşsal anlamının deney+mde oluşturulduğu f+kr+n+ savunmamıza
+mkân sağladı. Z+ra Husserl'+n bedenlenme fenomenoloj+s+, hem +nsan beden+ndek+ ps+ş+k
ve f+z+ksel unsurları b+raradalık +ç+nde ele alarak anal+z ed+lmes+n+ böylece b+r+n+n
d+ğer+nden üstün sayılmamasını sağlar hem de beden+n +fade ve mot+vasyon kavramları
+le anlaşılması c+nsell+ğ+n ve c+nsel farklılaşmanın çözümlenmes+ +ç+n b+r alternat+f olarak
karşımıza çıkar.542 Bu +k+ çıktının fem+n+zm beden anlayışıyla uyumlu olduğu göster+ld+.
537
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 48.
Bergoffen, “From Husserl to Beauvo'r: Gender'ng the Perce'v'ng Subject”, 66.
539
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 146.
540
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 56, 248.
541
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 31.
542
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 232.
538
113
N+tek+m +k+ gelenek de beden anlayışını d+nam+k, +l+şk+sel ve mot+vasyonel b+r zem+nde
ele alarak bedenlenmeyle +l+şk+l+ unsurları bu zem+nden hareketle +şlemekted+rler.
Husserl’de yaşayan beden teması +şlend+kten sonra d+ğer alt bölümde Al-Saj+’n+n
Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+n+ b+r toplumsallık ve öznelerarasılık +mkânına doğru
gen+şletme öner+s+n+ +çeren yorumlarına yer ver+ld+. Dokunma yoluyla oluşan yaşayan
beden+n nasıl özne-nesne, etkenl+k-ed+lgenl+k g+b+ +k+l+kler+n altını oyduğu ve özcü
olmayan d+nam+k b+r bedenlenmeye +mkân tanıdığı Al-Saj+’n+n yorumları temel+nde
anal+z ed+ld+. Ardından “Husserl’den Merleau-Ponty’ye Geç+şte Beden” bölümünde
Taylor Carman’ın anal+z+ çerçeves+nde, Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s%
eser+yle beraber Husserlc+ ç+zg+den ne bakımdan farklılaştığı d+le get+r+ld+. Böylece
Merleau-Ponty’de yaşayan beden+ ele almak +ç+n gerekl+ arka plan sağlanmış oldu.
“Merleau-Ponty’de
Yaşayan
Beden”
bölümüne
y+ne
çeş+tl+
fem+n+st
fenomenologların makaleler+ndek+ tartışmalar anons ed+lerek başlandı. MerleauPonty’n+n bedenlenme anal+z+ne yönel+k heteronormat+v+te,543 özcülük,544 tahakküm
yapılarını ve c+nsel farklılıkları göz ardı etme, c+ns+yets+z anon+m bedene vurgu yapma545
g+b+ b+rtakım yaygın eleşt+r+lere değ+n+ld+. Eleşt+r+ler+ d+kkate almakla ve tartışmaya açık
görmekle beraber çalışmada dah+l olunan poz+syon Merleau-Ponty’n+n bedenlenme
fenomenoloj+s+n+n beden+ merkeze koyarak amp+r+zm ve entelektüal+zm+n atom+zme
dayanan düşünüş b+ç+m+n+ ger+de bıraktığını546 ve geleneksel +k+l+kler+n+ aştığını +dd+a
eden dolayısıyla da fem+n+st teor+n+n projes+yle uyumlu okuyan547 fem+n+st
fenomenologların poz+syonu olmuştur.
Eleşt+r+lere yer verd+kten sonra, Carman’ın yorumuna dayanarak f+lozofun Algının
Fenomenoloj%s%’ndek+ felsef+ projes+n+n genel anlamda beden+n algısal deney+mdek+
merkez+ rolüne yönel+k olduğu bel+rt+ld+.548 Yaşayan beden+n dünyayla +l+şk+ kurmanın
b+r+c+k yolu ve +fades+ olması, f+lozofun Algının Fenomenoloj%s%’ndek+ “Beden” adlı
b+r+nc+ bölümün alt başlıkları olan “C+nsel Varlık Olarak Beden” ve “İfade Olarak Beden
543
Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 50.
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 98; Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue
'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 8.
545
Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 7.
546
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 166.
547
He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”; Grosz, “Merleau-Ponty and Ir'garay 'n the Flesh”; Stoller,
“Express'v'ty and Performat'v'ty”; Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on
the Concept of Exper'ence”; F'sher ve Embree, Fem1n1st Phenomenology.
548
Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 208.
544
114
ve Söz” bölümler+ +ncelenerek ortaya koyuldu. Merleau-Ponty’dek+ dünyaya yönel+k arka
plan tanışıklığı olarak549 algıyı b+lg+lend+ren beden şeması kavramsallaştırmasının k+ş+n+n
kend+ne da+r bedensel anlayışını d+nam+k b+r şek+lde nasıl yapılandırdığına +şaret ed+ld+.
Ardından Merleau-Ponty’de dokunma fenomenoloj+s+n+n etkenl+k ve ed+lgenl+k +k+l+ğ+n+
beslemes+ ve bel+rl+ b+r dokunuş b+ç+m+n+ norm hal+ne get+rmes+ r+sk+ne d+kkat çeken AlSaj+’n+n argümanlarına yer ver+ld+. Böylece Husserl ve Merleau-Ponty’n+n dokunma
fenomenoloj+ler+n+n fem+n+st fenomenoloj+k b+r perspekt+fe tab+ tutulduğunda nasıl
çıktılar elde ed+leb+leceğ+ Al-Saj+’n+n yorumları üzer+nden örneklend+r+ld+. Daha sonra
Merleau-Ponty’n+n ünlü Schne+der Vakası üzer+nden bedenlenmen+n c+nsell+kle ve c+nsel
şemayla +l+şk+s+n+ ele aldığı bölüme geç+ld+. Burada f+lozof, Schne+der’+n hasar sonrası
c+nsel eylemler+ndek+ değ+ş+m+ b+r uyaran ve tems+l kaybı ya da b+ç+msel b+r bozuklukla
değ+l vakanın yaşama +çk+n c+nsel anlamındak+ değ+ş+mle açıklar.550 Bu vaka örneğ+nde
Merleau-Ponty, bedenlenme ve c+nsell+k arasındak+ +l+şk+n+n otomat+k süreçlerle
anlaşılamayacağını k+ş+n+n c+nsell+ğ+n+n yaşayan bedene +çk+n olarak onu +fade ed+c+ b+r
üslup şekl+nde ortaya çıktığını ortaya koyar. Düşünür, c+nsel şema tarafından
koşullandırılan ve bedensel davranışlar yoluyla +fade ed+len c+nsell+ğ+n nesnel b+r
yönel+msell+kten z+yade “varoluşun genel hareket+n+ tak+p eden ve onunla b+rl+kte eğ+l+p
bükülen b+r yönel+msell+k” olan düşünüm önces+ erot+k yönel+msell+ğe a+t olduğu
sonucuna varır.551 Dolayısıyla c+nsell+k, sab+t b+r özü +fade etmez veya beden+n b+r
paçasıyla tems+l ed+lmez, o b+rey+n beden+ne özgü ve bedenle +fade ed+len b+r varoluş
tarzıdır.552 Bu sonuç araştırmamız açısından c+nsell+ğ+n bedene +çk+n olarak deney+mde
öndüşünümsel b+r anlamlandırma sürec+ tarafından oluştuğu ve bedensel b+r üslup olarak
açığa çıktığı argümanına yol açar. Bu f+k+r beden+n c+ns+yetlenmes+n+n deney+msel sürec+n
ötes+nde b+r kaynağı olmadığı önermes+n+ de +çer+r. Dolayısıyla beden+n deney+mden önce
gelen doğal b+r bel+rlen+m+ yoktur, beden+n k+ş+n+n bel+rl+ b+r üslubu hal+ne gelmes+nden
ancak deney+mden +t+baren varoluşta ortaya çıkan b+r anlamlandırma sürec+ n+hayet+nde
bahsed+leb+l+r.
549
Carman, 221.
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 169.
551
Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 224.
552
Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 179.
550
115
Merleau-Ponty’n+n bedenlenme fenomenoloj+s+ne yer verd+kten sonra, bölümün
başında anons ed+len eleşt+r+ler detaylı b+r şek+lde ele alındı. Jud+th Butler tarafından
Merleau-Ponty’n+n bedenlenme anal+z+nde +fade teor+s+n+n özcü b+r arka planı olması553
ve Schne+der vakasında er+l öznen+n heteronormat+f şemayı dayatması554 g+b+ l+teratürde
ver+ml+ tartışmaların f+t+l+n+ ateşleyen eleşt+r+ler S+lv+a Stoller, Sara He+nämaa, Anna
Foult+er g+b+ fem+n+st fenomenologların ve Gav+n Rae g+b+ düşünürler+n karşıt
argümanlarıyla tatm+n ed+c+ b+r b+ç+mde bertaraf ed+lmeye çalışıldı. Anna Foult+er’ın
yorumu sayes+nde Schne+der’+n heteroseksüel varsayılmasının b+r heteronormat+v+te
dayatmadığını yalnızca hastanın hasar önces+ “normal” hal+n+n b+l+nen c+nsel arzusuyla
+lg+l+ olduğu +fade ed+ld+.555 D+ğer eleşt+r+ +ç+n de He+nämaa’nın, +fade ed+len c+nsel
k+ml+ğ+n +fadeden önce b+r öze gönderme yapmadığını onun b+r st+l b+rl+ğ+ ve k+ş+sel tarzın
b+r +fades+ olarak anlaşılması gerekl+l+ğ+n+ bel+rten556 açıklamalarına yer ver+lerek
“Fem+n+st Düşüncedek+ Beden Anlayışının Fenomenoloj+k Kaynakları: Husserl ve
Merleau-Ponty” bölümü n+hayete erd+r+ld+. Böylece +k+nc+ bölümün çıktısı artık doğalcı
bel+rlen+mler altında düşünülmeyen bedenlenmen+n deney+mde b+r anlamlandırma sürec+
sonucunda oluştuğu ve böylece k+ş+n+n bel+rl+ b+reysel üslubunu +fade ett+ğ+ şekl+nde
olmuştur.
Araştırmanın bu raddes+ne kadar fem+n+zm ve fenomenoloj+ +l+şk+s+n+n ne kadar
güçlü olduğu ve bedenlenme hususunda benzer düşünsel hareket noktalarına sah+p
oldukları fem+n+st fenomenoloj+ makaleler+ndek+ argümanlarla beraber göster+ld+ğ+ +ç+n
son bölümde fem+n+st fenomenoloj+y+ tanıtmak +ç+n yeterl+ zem+n sağlandı. Üçüncü
bölümde fem+n+st fenomenoloj+n+n yen+ b+r alan olarak tar+hçes+, bedenlenme anal+z+ne
yaptığı katkılar, felsef+ projes+n+n ne olduğu, yol açtığı yen+ +mkânlar, fenomenoloj+ ve
fem+n+zmle uzlaştığı ve ayrıştığı noktalar ve l+teratüre kazandırdığı yen+ bakış açılarına
yer ver+lerek alana da+r kuşatıcı b+r b+lg+lend+rme yapılması hedeflend+. Son bölümün son
alt başlığında bedenlenmeye baskı, güç ve ayrıcalık g+b+ ek temalar ekleyen fem+n+st
fenomenologların fenomenoloj+ yapma b+ç+mler+ Sara He+nämaa’nın fem+n+st
fenomenoloj+s+nden örnek ver+lerek göster+lmeye çalışıldı. Bu örnekte yazarın, “Sex,
553
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 98; Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue
'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 8.
554
Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 86.
555
Foult'er, “Language and the Gendered Body”, 774.
556
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 27.
116
Gender and Embod+ment” adlı makales+nde c+nsel farklılığı c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet
ayrımının dayandığı nedenselc+ ve düal+st çerçeven+n ötes+ne taşıyarak fem+n+st
fenomenoloj+k perspekt+fte c+nsel farklılığı herhang+ doğal b+r yapıya atıfta bulunmadan,
c+nsel hareket+n +k+ farklı üslubu şekl+nde +l+şk+sel, mot+vasyonel ve +fade ed+c+ b+r bütün
olarak okuması ele alındı. Bu fem+n+st fenomenoloj+ örneğ+yle beraber, bu fenomenoloj+
yapma b+ç+m+n+n uygulanab+l+rl+ğ+ ve l+teratüre özgün katkıları olduğu kanıtlanmış oldu.
Fem+n+st fenomenoloj+de bedenlenmeye yönel+k araştırma, beden+ anlama
hususunda b+ze b+r d+z+ yol göster+c+ argüman öne sürme +mkânı verd+. Buna göre,
fem+n+st fenomenoloj+ +ç+n bedenlenme üzer+ne düşünülmes+, aynı zamanda beden+n
ruhtan ayrı b+r varlık olarak değ+l, Husserl’+n ded+ğ+ g+b+ “ruhla dolu”557 b+r olasılıklar
bütünü olarak düşünülmes+ anlamına gel+r. Dolayısıyla bedenlenme, fem+n+st
fenomenoloj+de ruh-beden düal+tes+n+n ötes+nde ruh-beden kes+ş+m+n+n b+r ürünü olarak
anlaşılmalıdır. He+nämaa’nın +şaret ett+ğ+ üzere, bedenlenmede c+nsel farklılık, özsel
farklılığa özgü b+r faal+yet olarak değ+l, b+r üslup olarak ortaya çıkar ve nesneler
tarafından farklı mot+ve ed+lme b+ç+mler+ne dayalı yaşam tarzlarına atıfta bulunularak
anlaşılır.558 Beden, hem b+r+nc+ tek+l şahsın deney+m+n+n b+r parçasıdır hem de zamansal
ve mekânsal bel+rlen+me tab++ olduğundan anon+m b+r nesned+r. Beden hem öznel
deney+m+n hem de nesnel deney+m+n kes+şt+ğ+ b+r yaşayan beden olarak c+ns+yet+ ve c+nsel
yönel+m+n farklılığını yönel+msel +l+şk+s+nde ortaya koyar. Öznen+n b+l+nc+ +le öznen+n
beden+n+n bütün varoluşsal +mkânını yönel+msell+k koşullandırır. Bu bakımdan beden
doğal olarak bel+rlenm+ş değ+l, yönel+msel +l+şk+de Al Saj+’n+n de bel+rtt+ğ+ üzere söylem,
tems+l, maddesell+k ve tar+hsell+k g+b+ unsurların +ç +çe geçt+ğ+559 ve bu unsurlar tarafından
koşullanan öznen+n deney+mler+n+n tortulaşmasıyla ed+n+lm+ş b+r varoluş tarzına +şaret
eder. Ancak y+ne de o ne b+yoloj+k determ+n+zme ne de sosyal determ+n+zme +nd+rgenerek
anlaşılır.560 Bedenlenme sürec+ daha z+yade, öznen+n yaşanan deney+m+ndek+ anlam
d+nam+kler+ +rdelenerek ele alınır. Beden b+r olanaklar bütünü olarak, Beauvo+r’ın ded+ğ+
g+b+ “kend+n+ olduğu şey yapan b+r varlık olarak tanımlanır”.561 Fem+n+st fenomenoloj+k
557
Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second
Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 56, 252.
558
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 236.
559
Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 33.
560
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 228.
561
Beauvo'r, The Second Sex, 61.
117
perspekt+fte beden nedensel +l+şk+lerle değ+l tamamlanmamış ve d+nam+k varoluş tarzının
somut görünümünde ortaya çıkan562 mot+vasyonel +l+şk+lerle bel+rlen+r.563
Bu öneml+ sonuçların yanı sıra fenomenoloj+k bet+mlemede başvurulan bazı
açıklamaların yol açacağı olası r+skler+ bel+rtmekte fayda görmektey+z. İlk r+sk, b+reysel
deney+mde doğallaşan unsurların tüm özneler+n deney+m+ne genellenerek öznel ve
spekülat+f yorumların fenomenoloj+k b+r anal+z olarak nesnell+k +dd+asında bulunmasıdır.
N+tek+m Beauvo+r’ın ham+lel+ğ+ b+r dram ve yabancılaşma deney+m+564 bebeğ+ +se anne
+ç+n b+r tür paraz+t olarak565 n+telend+rmes+ bu genelleme r+sk+ne b+r örnek teşk+l eder.
Başvurulan b+r+nc+ tek+l şahıs anal+z+n+n tüm mümkün deney+mler +ç+n geçerl+ olması +ç+n
Johanna Oksala’nın da d+kkat çekt+ğ+ üzere +lk adımda amp+r+k ver+lere başvurmak
öneml+d+r.566 Fakat bu b+r+nc+ tek+l şahıs deney+m+nden vazgeç+ld+ğ+ anlamına gelmez.
Oksala’nın ded+ğ+ g+b+, fenomenoloj+k bet+mleme n+hayet+nde “b+reysel b+r vaz+fe” olarak
k+ş+n+n kend+ deney+m+ne eşl+k eden d+l+n, prat+kler+n ve +nançların toplumsallıkta
oluştuğunun farkına vararak ve ona mesafe alarak mümkündür.567
Tesp+t ed+len +k+nc+ r+sk, He+nämaa’nın c+nsel farklılık fenomenoloj+s+nde kadın
ve erkek olmak üzere +k+ farklı tarz olduğu +dd+asında görülmekted+r.568 Her ne kadar
He+nämaa, Beauvo+r’da bedenlenmen+n kadın ve erkek olmak üzere +k+ varyasyonda
düşünülmes+n+n +k+l+ğ+ güçlend+rd+ğ+n+ ve kadın/erkek tanımlamalarına sığmayan farklı
bedenlenme sah+b+ b+reyler+n deney+m+n+ bet+mlemeden dışladığını +fade etse de569 yazar
aynı şek+lde c+nsel farklılık fenomenoloj+s+nde farklılığın +k+ temel jestte ortaya
çıktığını570 +fade ederken bu +k+ temel üslupta tanımlanan c+nsel farklılığa uymayan
b+reyler+n (örneğ+n kend+n+ c+ns+yets+z olarak tanımlayanların) deney+mler+n+ görünmez
kılınması tehl+kes+ne kapı aralar. N+tek+m c+nsel farklılığın +k+ temel modu olduğunu öne
sürmek, Al-Saj+’n+n toplumsalın patoloj+ler+ dah+l+nde söz ett+ğ+; anlam alanı +çer+s+nde
562
He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 27.
He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 25.
564
He'nämaa, 71.
565
Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 239; Beauvo'r, The Second Sex, 476.
566
Oksala, “A Phenomenology of Gender”, 238.
567
Oksala, 240.
568
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 236.
569
He'nämaa, 145.
570
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 236.
563
118
anlam +fade etmeyen farklı olan ötek+n+n varoluşunun ve algısal tarzının yapısal olarak
dışlanmasına dayanan dışlama b+ç+m+n+ ortaya çıkarab+l+r.571
Son olarak He+nämaa, kadın ve erkek kavramlarını özcü b+r perspekt+f+ reddederek
kullansa da572 n+hayet+nde kadın ve erkek kavramları b+rb+r+n+n farklılıklarına referans
vererek tanımlanan ve dolayısıyla çağlar boyu farklılık temel+nde ortaya çıkan doğal
c+ns+yete yönel+k tar+hsel, kültürel ve normat+f bel+rlemelerle yüklü kavramlar olarak
karşımıza çıkmaktadırlar. Bu normat+f yükler+n farkında olarak kavramların z+h+nde
uyanan tar+hsel ve kültürel olarak koşullanmış anlamlarını güçlend+rmemek adına kadın
ve erkek kavramına dah+l olan b+reyler+n yalnızca bazı c+hetlerden b+rb+r+ne benzed+ğ+ +ç+n
bu +k+ kavram altında kümelend+kler+n+ bel+rtmek gerekl+d+r. Bu kavramları b+reyler+n
fenomenoloj+k bet+mlemeye konu olması bakımından +şlevsel olarak kullanmak bu yüklü
çağrışımların etk+s+n+ kırab+l+r. Ayrıca kadın ve erkek dışında bu +k+ kümelenmeye
+nd+rgenemeyen gen+ş b+r spektrumu göz önünde bulunduran ara kavramlara da +ht+yaç
varmış g+b+ gözükmekted+r.
Özetlemek gerek+rse, fem+n+st fenomenoloj+n+n bedenlenme noktasında temel
argümanlarının çalışmamız +ç+n yol göster+c+ olması amaçlandı. Doğalcı yaklaşımların
bedenlenmedek+
farklılıkları
bel+rl+
b+r
doğa
f+kr+ne
referansla
açıklamaları
sorunsallaştırılarak bedenlenmen+n doğalcı bel+rlen+mler+ fem+n+st ve fenomenoloj+k
argümanlar net+ces+nde redded+ld+. Böylece araştırmanın başlangıcı +ç+n +lk temel soruyu
teşk+l eden “beden+n doğalcı b+r bel+rlen+m+ var mıdır?” sorusu beden+n doğalcı b+r
bel+rlen+m+ olmadığı yönünde cevaplanırken bu sorunun bu şek+lde cevaplanması b+z+
“bel+rlen+mler+ olmadan düşünülen b+r bedenlenme nasıl bel+rl+ b+r öznel üslubu +fade
eder?” problemat+ğ+ne götürdü. Bu sorun +se fem+n+st fenomenoloj+ l+teratürünün sıkça
başvurduğu fenomenoloj+k kavram set+n+n sağladığı +mkâna dayanarak ele alındı.
N+hayet+nde yaşayan beden+n c+nsell+k ve c+ns+yet açısından öznen+n bel+rl+ b+r bedensel
üslubunun +fades+ hal+ne gelmes+n+n deney+mde k+ş+n+n öndüşünümsel süreçtek+ bedensel
ve c+nsel şemalarının onun bedensel +fades+n+ koşullandırması ve k+ş+n+n yönel+msel
+l+şk+de farklı nesneler tarafından farklı mot+ve ed+lme b+ç+m+ g+b+ öznel unsurlar +le
bedenlenme sürec+n+ yapılandıran toplumsal, kültürel, tar+hsel faktörler g+b+ nesnel
571
572
Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 150.
He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 235.
119
unsurların +ç +çe geçt+ğ+ ve tortulaştığı b+r anlamlandırma sürec+n+n net+ces+nde mümkün
olduğu göster+lmeye çalışıldı. Bedenlenmeye mot+vasyonel ve +l+şk+sel b+r perspekt+ften
bakıldığında bedenlenmeyle +lg+l+ olan c+nsell+k ve c+ns+yet g+b+ faktörler+n de olumsal b+r
n+tel+k olarak ortaya çıktığı tesp+t ed+ld+. Çalışma boyunca bedenlenme konusunda zeng+n
olanaklara sah+p olarak görülen fem+n+st fenomenoloj+ Al-Saj+’n+n de vurguladığı üzere
bedenlenmede +k+l+kler+ aşma potans+yel+ne sah+p b+r fenomenoloj+ yapma b+ç+m+n+ haber
verse de örneğ+n Sara He+nämaa’nın c+nsel farklılığa dayalı fem+n+st fenomenoloj+s+n+n
hala daha +k+l+kler+ besleyen b+r karakterde olab+leceğ+ne d+kkat çek+ld+. Bu sebeple c+nsel
farklılık fenomenoloj+s+n+n bet+mled+ğ+ bedenler+n +k+l+ c+ns+yet üslubuna sığmayan çok
farklı bedenlenme deney+mler+ne sah+p b+reyler olduğu vurgulanarak c+nsel farklılık
fenomenoloj+s+n+n bet+mled+ğ+ deney+m alanının bu b+reyler+n deney+m+ne doğru
gen+şlet+lmes+ gerekt+ğ+ öner+ld+.
Son olarak araştırmamızda ham+lel+k, memel+ olma deney+m+, c+nsel bozukluk
deney+m+, c+nsel organların deney+m+, kadınların spor deney+m+ g+b+ çok farklı türde
deney+mler+n bet+mlend+ğ+ kaynaklara yer ver+lse de +k+l+ kategor+ler+ aşan ve örneğ+n ku+r
(queer) bedenlenme ve c+nsell+k deney+m+n+ esas alan c+nsel farklılık fenomenoloj+s+n+n
nasıl olacağı sorusu çalışmamızda açık b+r soru olarak bırakılmıştır.
120
KAYNAKLAR
Alcoff, L+nda Martín. “Phenomenology, Post-Structural+sm, and Fem+n+st Theory on the
Concept of Exper+ence”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology, ed+tör L+nda F+sher ve Lester
Embree, 40:39-56. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands,
2000. https://do+.org/10.1007/978-94-015-9488-2_3.
Allen, Jeffner. “Through the W+ld Reg+on: An Essay +n Phenomenolog+cal Fem+n+sm”. Rev%ew
of Ex%stent%al Psychology & Psych%atry 18, sy 1-3 (1983 1982): 241-56.
Al-Saj+, Al+a. “Bod+es and Sens+ngs: On the Uses of Husserl+an Phenomenology for Fem+n+st
Theory”. Cont%nental Ph%losophy Rev%ew 43, sy 1 (N+san 2010): 13-37.
https://do+.org/10.1007/s11007-010-9135-8.
———. “Fem+n+st Phenomenology”. İç+nde The Routledge Compan%on to Fem%n%st
Ph%losophy, ed+tör Ann Garry. Routledge Ph+losophy Compan+ons. New York; London:
Routledge, Taylor & Franc+s Group, 2017.
Ar+stoteles. Pol%t%ka. Çev+ren Özgüç Orhan. 2. bs. İstanbul: P+nhan Yayıncılık, 2020.
Beauvo+r, S+mone de. İk%nc% C%ns%yet 1. C%lt: Olgular ve Efsaneler. Çev+ren Gülnur Savran. 1.
bs. C. 1. 2 c. İstanbul: Koç Ün+vers+tes+, 2019.
———. İk%nc% C%ns%yet 2. C%lt: Yaşanmış Deney%m. Çev+ren Gülnur Savran. 1. bs. Koç
Ün+vers+tes+, 2019.
———. The Eth%cs of Amb%gu%ty. Çev+ren Bernard Frechtman. Pr+nceton, N.J.: Record+ng for
the Bl+nd & Dyslex+c, 2006.
———. The Second Sex. Çev+ren H. M. Parshley. 2. bs. Londra: Jonathan Cape, 1989.
Bell, L+nda A., ed. V%s%ons of Women: Be%ng a Fasc%nat%ng Anthology w%th Analys%s of
Ph%losophers’ V%ews of Women from Anc%ent to Modern T%mes. Totowa, NJ: Humana
Press, 1983. https://do+.org/10.1007/978-1-4612-5304-4.
Bergoffen, Debra B. “From Husserl to Beauvo+r: Gender+ng the Perce+v+ng Subject”. İç+nde
Fem%n%st Phenomenology, ed+tör L+nda F+sher ve Lester Embree, C. 40. Contr+but+ons to
Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94015-9488-2.
Butler, Jud+th. Bod%es that Matter: On the D%scurs%ve L%m%ts of ‘“Sex”’. New York: Routledge,
1993.
———. C%ns%yet Belası: Fem%n%zm ve K%ml%ğ%n Altüst Ed%lmes%. 6. bs. İstanbul: Met+s Yayınları,
2018.
121
———. “Gender as Performance: An Interv+ew w+th Jud+th Butler”. Rad%cal Ph%losophy 67
(1994): 32-39.
———. “Performat+ve Acts and Gender Const+tut+on: An Essay +n Phenomenology and
Fem+n+st Theory”. Theatre Journal 40, sy 4 (Aralık 1988): 519.
https://do+.org/10.2307/3207893.
———. “Sex and Gender +n S+mone de Beauvo+r’s Second Sex”. Yale French Stud%es, sy 72
(1986): 35. https://do+.org/10.2307/2930225.
———. “Sexual Ideology and Phenomenolog+cal Descr+pt+on”. İç+nde The Th%nk%ng Muse
Fem%n%sm and Modern French Ph%losophy, ed+tör Jeffner Allen ve Ir+s Mar+on Young,
85-100. Bloom+ngton: Ind+ana Un+vers+ty Press, 1989.
Carman, Taylor. “The Body +n Husserl and Merleau-Ponty”: Ph%losoph%cal Top%cs 27, sy 2
(1999): 205-26. https://do+.org/10.5840/ph+ltop+cs199927210.
Chodorow, Nancy. The Reproduct%on of Mother%ng: Psychoanalys%s and the Soc%ology of
Gender. Berkeley and Londra: Un+vers+ty of Cal+forn+a Press, 1978.
D+llon, M. C. “Merleau-Ponty and the Revers+b+l+ty Thes+s”. Man and World 16, sy 4 (Aralık
1983): 365-88. https://do+.org/10.1007/BF01252651.
D+rek, Zeynep. C%nsel Farkın İnşası: Felsef% B%r Problem Olarak C%ns%yet. 3. İstanbul: Met+s
Yayınları, 2021.
Dreger, Al+ce Domurat. Hermaphrod%tes and the Med%cal Invent%on of Sex. Harvard Un+vers+ty
Press, 1998. https://do+.org/10.2307/j.ctvjsf700.
Eflatun. Pha%don. Çev+ren Suut K. Yetk+n ve Hamd+ R. Atadem+r. İstanbul: M+ll+ Eğ+t+m
Bakanlığı Yayınları, 1989.
Fausto-Sterl+ng, Anne. Sex%ng the Body: Gender Pol%t%cs and the Construct%on of Sexual%ty.
New York: Bas+c Books, 2000.
F+eld+ng, Helen. “A Fem+n+st Phenomenology Man+festo”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology
Futures, ed+tör Helen F+eld+ng ve Dorothea E. Olkowsk+, v++-xx++. Bloom+ngton, Ind+ana:
Ind+ana Un+vers+ty Press, 2017.
F+eld+ng, Helen ve Dorothea E. Olkowsk+, ed. Fem%n%st Phenomenology Futures. Bloom+ngton,
Ind+ana: Ind+ana Un+vers+ty Press, 2017.
F+sher, L+nda. “Fem+n+st Phenomenology”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology, ed+tör L+nda
F+sher ve Lester Embree, C. 40. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger
Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94-015-9488-2.
122
———. “Phenomenology and Fem+n+sm”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology, ed+tör L+nda
F+sher ve Lester Embree, 40:17-39. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht:
Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94-015-9488-2.
———. “Phenomenology and Fem+n+sm: Perspect+ves on The+r Relat+on”. İç+nde Fem%n%st
Phenomenology, ed+tör L+nda F+sher ve Lester Embree, 40:17-38. Contr+but+ons to
Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94015-9488-2.
F+sher, L+nda ve Lester Embree, ed. Fem%n%st Phenomenology. C. 40. Contr+but+ons to
Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94015-9488-2.
Foult+er, Anna Petronella. “Language and the Gendered Body: Butler’s Early Read+ng of
Merleau‐Ponty”. Hypat%a 28, sy 4 (2013): 767-83. https://do+.org/10.1111/hypa.12040.
Gallagher, Shaun. How the Body Shapes the M%nd. Oxford ve New York: Oxford Un+vers+ty
Press, 2005. https://do+.org/10.1093/0199271941.001.0001.
Gallagher, Shaun, ve Jonathan Cole. “Body Image and Body Scheme”. İç+nde Body and Flesh:
A Ph%losoph%cal Reader, ed+tör Donn Welton. Massachusetts ve Oxford: W+leyBlackwell, 1998.
Gallagher, Shaun, ve Dan Zahav+. The Phenomenolog%cal M%nd: Introduct%on to Ph%losophy of
M%nd and Cogn%t%ve Sc%ence. New York: Routledge, 2008.
Greer, Germa+ne. The Female Eunuch. New York: Harper Coll+ns, 2002.
Grosz, El+zabeth. “Merleau-Ponty and Ir+garay +n the Flesh”. Thes%s Eleven 36, sy 1 (Ağustos
1993): 37-59. https://do+.org/10.1177/072551369303600103.
———. Uçucu Bedenler: Bedensel B%r Fem%n%zme Doğru. Çev+ren Kevser Güler. 1. bs.
İstanbul: Notabene, 2020.
Haney, Kathleen. “Ed+th Ste+n: Woman and Essence”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology, ed+tör
L+nda F+sher ve Lester Embree, 40:213-35. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht:
Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94-015-9488-2.
He+nämaa, Sara. “Embod+ment and Fem+n+st Ph+losophy”. İç+nde The Routledge Compan%on to
Fem%n%st Ph%losophy, ed+tör Ann Garry. Routledge Ph+losophy Compan+ons. New York;
London: Routledge, Taylor & Franc+s Group, 2017.
———. “Sex, Gender, and Embod+ment”. İç+nde The Oxford Handbook of Contemporary
Phenomenology, ed+tör Dan Zahav+, 1st ed., 216-42. Oxford Handbooks. Oxford: Oxford
Un+vers+ty Press, 2012.
———. “The Soul-Body Un+on and Sexual D+fference From Descartes to Merleau-Ponty and
123
Beauvo+r”. İç+nde Fem%n%st Reflect%ons on the H%story of Ph%losophy, ed+tör L+ll+ Alanen
ve Charlotte W+tt, 137-51. Dordrecht: Spr+nger Sc+ence + Bus+ness Med+a, Inc., 2005.
———. Toward a Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r.
Lanham, Md: Rowman & L+ttlef+eld Publ+shers, 2003.
———. “What Is a Woman? Butler and Beauvo+r on the Foundat+ons of the Sexual D+fference”.
Hypat%a 12, sy 1 (1997): 20-39.
He+nämaa, Sara ve Lane+ Rodemeyer. “Introduct+on”. Cont%nental Ph%losophy Rev%ew 43, sy 1
(N+san 2010): 1-11. https://do+.org/10.1007/s11007-010-9130-0.
Husserl, Edmund. Cartes%an Med%tat%ons: An Introduct%on to Phenomenology. Çev+ren Dor+on
Ca+rns. 7. bs. Dordrecht: Mart+nus N+jhoff Publ+shers, 1982.
———. Cartes%an%sche Med%tat%onen und Par%ser Vorträge. Ed+tör S. Strasser. C. 1.
Husserl+ana. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 1991. https://do+.org/10.1007/978-94011-3029-5.
———. Ideas Perta%n%ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog%cal Ph%losophy /
Second Book: Stud%es %n the Phenomenology of Const%tut%on. Çev+ren R+chard Rojcew+cz
ve André Schuwer. [Herdruk]. Dordrecht: Kluwer Academ+c Publ+shers, 1989.
———. Ideas Perta%n%ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog%cal Ph%losophy.
F%rst Book: General Introduct%on to a Pure Phenomenology. Çev+ren F. Kersten. The
Hague: M. N+jhoff Publ+shers, 1980.
———. The Cr%s%s of European Sc%ences and Transcendental Phenomenology: An Introduct%on
to Phenomenolog%cal Ph%losophy. Çev+ren Dav+d Carr. Evanston: Northwestern
Un+vers+ty Press, 1970.
———. Zur Phänomenolog%schen Redukt%on. Ed+tör Sebast+an Luft. C. 34. Husserl+ana.
Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2002. https://do+.org/10.1007/978-94-010-0574-6.
Lloyd, Genev+eve. The Man of Reason: “Male” and “Female” %n Western Ph%losophy.
M+nneapol+s: Un+vers+ty of M+nnesota Press, 1984.
Mall+n, Samuel B. Merleau-Ponty’s Ph%losophy. C. 86. Yale Un+vers+ty Press, 1979.
Merleau-Ponty, Maur+ce. Algının Fenomenoloj%s%. Çev+ren Em+ne Sarıkartal ve Eylem
Hacımuratoğlu. İstanbul: İthak+ Yayınları, 2016.
———. Phenomenology of Percept%on: An Introduct%on. London: Routledge, 2002.
———. S%gns. 6. bs. Ill+no+s: Northwestern Un+vers+ty Press, 1978.
———. The Structure of Behav%our. Çev+ren Alden L. F+sher. Boston: Beacon Press, 1963.
124
M+llet, Kate. Sexual Pol%t%cs. Urbana ve Ch+cago: Un+vers+ty of Ill+no+s Press, 2000.
Oakley, Ann. Sex, Gender and Soc%ety. Gower: Maur+ceTemple Sm+th, 1985.
Oksala, Johanna. “A Phenomenology of Gender”. Cont%nental Ph%losophy Rev%ew 39, sy 3 (15
Ocak 2007): 229-44. https://do+.org/10.1007/s11007-006-9025-2.
———. “The Method of Cr+t+cal Phenomenology: S+mone de Beauvo+r as a Phenomenolog+st”.
European Journal of Ph%losophy 31, sy 1 (Mart 2023): 137-50.
https://do+.org/10.1111/ejop.12782.
———. “What Is Fem+n+st Phenomenology?” Rad%cal Ph%losophy 126 (2004): 16-22.
Platon. Gorg%as. Çev+ren Furkan Akder+n. İstanbul: Say Yayınları, 2016.
———. Kratylos. Çev+ren Furkan Akder+n. İstanbul: Say Yayınları, 2015.
———. Pha%dros. Çev+ren Furkan Akder+n. 1. Baskı. İstanbul: Say Yayınları, 2017.
Rae, Gav+n. “Merleau-Ponty on the Sexed Body”. Journal of Phenomenolog%cal Psychology
51, sy 2 (20 Kasım 2020): 162-83. https://do+.org/10.1163/15691624-12341376.
Rub+n, Gayle. “The Traff+c +n Women: Notes on the ‘Pol+t+cal Economy’ of Sex”. İç+nde
Toward an Anthropology of Women, ed+tör Rayna R. Re+ter, 157-210. Monthly Rev+ew
Press, 1975.
Sandford, Stella. “Fem+n+st Phenomenology, Pregnancy and Transcendental Subject+v+ty”.
İç+nde Phenomenology of Pregnancy, ed+tör Jonna Bornemark ve N+cholas Sm+th.
Hudd+nge: Södertörn, 2016.
Scott, Joan W. “Exper+ence”. İç+nde Fem%n%sts Theor%ze the Pol%t%cal, ed+tör Jud+th Butler ve
Joan W. Scott, 22-40. New York: Routledge, 1992.
Shabot, Sara Cohen ve Chr+st+n+a Landry, ed. Reth%nk%ng Fem%n%st Phenomenology: Theoret%cal
and Appl%ed Perspect%ves. Lanham: Rowman & L+ttlef+eld Internat+onal, 2018.
———. “The Water We Sw+m In: Why Fem+n+st Phenomenology Today?” İç+nde Reth%nk%ng
Fem%n%st Phenomenology: Theoret%cal and Appl%ed Perspect%ves, ed+tör Sara Cohen
Shabot ve Chr+st+n+a Landry, 1-10. Lanham: Rowman & L+ttlef+eld Internat+onal, 2018.
Stawarska, Beata. “From the Body Proper to Flesh: Merleau-Ponty on Intersubject+v+ty”. İç+nde
Fem%n%st Interpretat%ons of Maur%ce Merleau-Ponty, ed+tör Dorothea Olkowsk+ ve Ga+l
We+ss, 91-106. Re-Read+ng the Canon. Un+vers+ty Park, Pa: Pennsylvan+a State
Un+vers+ty Press, 2006.
———. “Subject and Structure +n Fem+n+st Phenomenology: Re-Read+ng Beauvo+r w+th
125
Butler”. İç+nde Reth%nk%ng Fem%n%st Phenomenology: Theoret%cal and Appl%ed
Perspect%ves, ed+tör Sara Cohen Shabot ve Chr+st+n+a Landry, 13-32. Lanham: Rowman
& L+ttlef+eld Internat+onal, 2018.
Stoller, Robert. Sex and Gender: The Development of Fem%n%n%ty and Mascul%n%ty. Londra:
Karnac Books, 1984.
Stoller, S+lv+a. “Express+v+ty and Performat+v+ty: Merleau-Ponty and Butler”. Cont%nental
Ph%losophy Rev%ew 43, sy 1 (N+san 2010): 97-110. https://do+.org/10.1007/s11007-0109133-x.
———. “Reflect+ons on Fem+n+st Merleau-Ponty Skept+c+sm”. Hypat%a 15, sy 1 (2000): 17582.
———. “What Is Fem+n+st Phenomenology?” İç+nde Fem%n%st Phenomenology Futures, ed+tör
Helen F+eld+ng, 328-54. Bloom+ngton, Ind+ana: Ind+ana Un+vers+ty Press, 2017.
Sull+van, Shannon. “Dom+nat+on and D+alogue +n Merleau-Ponty’s Phenomenology of
Percept%on”. Hypat%a 12, sy 1 (1997): 1-19. https://do+.org/10.1111/j.15272001.1997.tb00168.x.
Şan, Emre. “Ned+r Şu Fenomenoloj+?” Youtube: Akadem+FR, 21 Ek+m 2022.
We+ss, Ga+l. Body Images Embod%ment as Intercorporeal%ty. Londra: Routledge, 1999.
Young, Ir+s Mar+on. “Breasted Exper+ence: The Look and the Feel+ng”. İç+nde On Female Body
Exper%ence: “Throw%ng L%ke a G%rl” and Other Essays, k+tap ed+törü Ir+s Mar+on Young,
75-96,
1.
bs.
New
York:
Oxford
Un+vers+ty
Press,
2005.
https://do+.org/10.1093/0195161920.001.0001.
———. “Menstrual Med+tat+ons”. İç+nde On Female Body Exper%ence: “Throw%ng L%ke a G%rl”
and Other Essays, k+tap ed+törü Ir+s Mar+on Young, 97-122, 1. bs. New York: Oxford
Un+vers+ty Press, 2005. https://do+.org/10.1093/0195161920.001.0001.
———. On Female Body Exper%ence: “Throw%ng L%ke a G%rl” and Other Essays. 1. bs. New
York: Oxford Un+vers+ty Press, 2005. https://do+.org/10.1093/0195161920.001.0001.
———. “Pregnant Embodiment: Subjectivity and Alienation”. İçinde On Female Body
Experience: “Throwing Like a Girl” and Other Essays, kitap editörü Iris Marion Young,
46-61,
1.
bs.
New
York:
Oxford
University
Press,
2005.
https://doi.org/10.1093/0195161920.001.0001.
———. “Throwing Like a Girl: A Phenomenology of Feminine Body Comportment Motility
and Spatiality”. Human Studies 3, sy 2 (1980): 137-56.
———. “Throwing Like a Girl: A Phenomenology of Feminine Body Comportment, Motility,
and Spatiality”. İçinde On Female Body Experience: “Throwing Like a Girl” and Other
126
Essays, kitap editörü Iris Marion Young, 27-45, 1. bs. New York: Oxford University
Press, 2005. https://doi.org/10.1093/0195161920.001.0001.
127
ÖZGEÇMİŞ
Sümeyye
Adı, Soyadı
YILMAZ EMIN
Doğum YerO ve Yılı
BOldOğO
Yabancı İng+l+zce
DOller ve DüzeyO
Arapça
EğOtOm Durumu
Başlama-BOtOrme Yılı
Kurum Adı
2015-2020
Fat+h Sultan Mehmet Vakıf
LOse
LOsans
Ün+vers+tes+
Yüksek LOsans
2021-2024
İstanbul 29 Mayıs Ün+vers+tes+
Başlama-Ayrılma Yılı
Çalışan Kurumun Adı
Doktora
Çalıştığı Kurumlar
1.
2.
3.
Üye Olduğu
BOlOmsel ve MeslekO
Kuruluşlar
Katıldığı Projeler
ve Toplantılar
Yılmaz Em+n, Sümeyye. “Frege ve Saussure’de Anlam:
İl+şk+sell+k ve Sab+tl+k Boyutları”. İç+nde XII. Mantık
Çalıştayı K%tabı, ed+tör Şafak Ural, İbrah+m Hal+l Çetres
ve Muhammed Nas+h Ece, 190-210. İstanbul: Mantık
Derneğ+ Yayınları, 2024.
Yayınlar:
DOğer:
İletOşOm (e-posta):
05.04.2024
TarOh
İmza
Sümeyye YILMAZ EMIN
Adı Soyadı
128