Academia.eduAcademia.edu

Feminist Fenomenolojide Bedenlenme

2024, YÖKTEZ

Bedene yönelik doğalcı yaklaşımlar bedeni ruhun epifenomeni olarak ikincil bir konumda görürler. Bu yaklaşıma göre ruh da beden de doğaları gereği belirli ayrı özelliklere sahip iki unsurdur. Ancak bedenin belirli bir doğası olduğunu söylemek bedene sahip bireyleri belirli toplumsal pratikler, roller ve normlar çerçevesine hapsederek onların varoluşsal olasılıklarını görmezden gelir. Bununla beraber 20. yüzyılın başlarında fenomenoloji ve feminist kuramın bedenlenme deneyimini doğalcı belirlenimlerden bağımsız bir oluş olarak ele alması doğalcı yaklaşımın varsayımlarını sorunsallaştırır. Bedenlenmeyi dinamik ve özcü olmayan kavramlarla anlayan bu yeni yaklaşımda, belirlenmemiş ve olanaklara sahip olarak bedenin bir üslup şeklinde nasıl bir öznenin belirli bir bedensel ifadesi haline geldiği ve bu üslubun cinsellik, cinsel farklılık ve cinsiyetle nasıl bir bağı olduğu bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bedenlenme sürecinin bu karmaşık yapısı feminist kuram ve fenomenolojinin argümanlarından beslenen ve bu iki geleneğin ortak kaygılarını tek bir projede birleştiren feminist fenomenolojinin bedenlenmeye yönelik özgün katkılarıyla anlaşılır hale gelir.

T.C. İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE ANABİLİM DALI FEMİNİST FENOMENOLOJİDE BEDENLENME (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Sümeyye YILMAZ EMIN Danışman: Prof. Dr. Emre ŞAN İSTANBUL 2024 T.C. İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE ANABİLİM DALI FEMİNİST FENOMENOLOJİDE BEDENLENME (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Sümeyye YILMAZ EMIN Danışman: Prof. Dr. Emre ŞAN İSTANBUL 2024 TEZ ONAY SAYFASI T. C. İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Felsefe Anab+l+m Dalı’nda 200221YL07 numaralı Sümeyye YILMAZ EMIN’+n hazırladığı “Fem%n%st Fenomenoloj%de Bedenlenme” konulu yüksek l+sans tez+ +le +lg+l+ tez savunma sınavı 05/04/ 2024 günü (11.00 – 12.00) saatler+ arasında yapılmış, sorulan sorulara alınan cevaplar sonunda adayın tez+n+n başarılı olduğuna oy b+rl+ğ+ +le karar ver+lm+şt+r. Prof. Dr. Emre ŞAN İstanbul 29 Mayıs Ün+vers+tes+ (Tez Danışmanı ve Sınav Kom+syonu Başkanı) Prof. Dr. Ahmet Ayhan ÇİTİL İstanbul 29 Mayıs Ün+vers+tes+ Prof. Dr. Ç+ğdem YAZICI Üsküdar Ün+vers+tes+ BEYAN Bu tez+n yazılmasında b+l+msel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserler+nden yararlanılması durumunda b+l+msel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, kullanılan ver+lerde herhang+ b+r tahr+fat yapılmadığını, tez+n herhang+ b+r kısmının bu ün+vers+te veya başka b+r ün+vers+tedek+ başka b+r tez çalışması olarak sunulmadığını beyan eder+m. Sümeyye YILMAZ EMIN 05.04.2024 ÖZ Bedene yönel+k doğalcı yaklaşımlar beden+ ruhun ep+fenomen+ olarak +k+nc+l b+r konumda görürler. Bu yaklaşıma göre ruh da beden de doğaları gereğ+ bel+rl+ ayrı özell+klere sah+p +k+ unsurdur. Ancak beden+n bel+rl+ b+r doğası olduğunu söylemek bedene sah+p b+reyler+ bel+rl+ toplumsal prat+kler, roller ve normlar çerçeves+ne hapsederek onların varoluşsal olasılıklarını görmezden gel+r. Bununla beraber 20. yüzyılın başlarında fenomenoloj+ ve fem+n+st kuramın bedenlenme deney+m+n+ doğalcı bel+rlen+mlerden bağımsız b+r oluş olarak ele alması doğalcı yaklaşımın varsayımlarını sorunsallaştırır. Bedenlenmey+ d+nam+k ve özcü olmayan kavramlarla anlayan bu yen+ yaklaşımda, bel+rlenmem+ş ve olanaklara sah+p olarak beden+n b+r üslup şekl+nde nasıl b+r öznen+n bel+rl+ b+r bedensel +fades+ hal+ne geld+ğ+ ve bu üslubun c+nsell+k, c+nsel farklılık ve c+ns+yetle nasıl b+r bağı olduğu b+r sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bedenlenme sürec+n+n bu karmaşık yapısı fem+n+st kuram ve fenomenoloj+n+n argümanlarından beslenen ve bu +k+ geleneğ+n ortak kaygılarını tek b+r projede b+rleşt+ren fem+n+st fenomenoloj+n+n bedenlenmeye yönel+k özgün katkılarıyla anlaşılır hale gel+r. Anahtar KelOmeler: Fem+n+st Fenomenoloj+, Bedenlenme, Doğalcı Yaklaşım, İfade Ed+c+l+k, C+nsell+k, C+nsel Farklılık, C+ns+yetlend+r+lm+ş Beden +v ABSTRACT EMBODIMENT IN FEMINIST PHENOMENOLOGY Naturalistic approaches to the body regard the body in a secondary position as an epiphenomenon of the soul. According to this approach, both the soul and the body are two elements that have certain distinct characteristics by nature. However, to state that the body has a nature ignores the existential possibilities of individuals who have bodies by confining them within the framework of certain social practices, roles, and norms. However, phenomenology and feminist theory in the early 20th century problematized the assumptions of the naturalist approach by treating the experience of embodiment as a becoming independent of naturalistic determinations. In this new approach, which understands embodiment in dynamic and non-essentialist terms, the problem arises as to how the body, as undetermined and possessed of possibilities, becomes a particular bodily expression of a subject in the form of a style and how this style is related to sexuality, sexual difference, and sex. This complexity of the process of embodiment becomes comprehensible through the original contributions of feminist phenomenology to embodiment, which draws on the arguments of feminist theory and phenomenology and combines the common concerns of these two traditions into a single project. Keywords: Feminist Phenomenology, Embodiment, Naturalistic Approach, Expressivity, Sexuality, Sexual Difference, Sexed Body v ÖNSÖZ Ben+ +lk danıştığım zamandan ber+ sabırla d+nleyen, f+k+rler+m+ üzer+nde çalışılab+l+r n+tel+kte bulan, düşünceler+m+ tarafsızca felsef+ olarak değerl+ hale get+rmeye çalışan ve tez süres+ boyunca her türlü deney+m ve yardımını es+rgemeyen sevg+l+ danışmanım Prof. Dr. Emre Şan’a bu ver+ml+ ve öğret+c+ +ş b+rl+ğ+ +ç+n çok teşekkür eder+m. Ben+ yıllar önce felsefeyle tanıştıran ve sormaktan korktuğum sorularla ben+ yüzleşt+rmekle kalmayıp onların üzer+ne g+tmem+ ve b+r sınırı olduğunu zannett+ğ+m düşüncen+n sınırsız ufuklarını keşfetmem+ sağlayan Prof. Dr. Ahmet Ayhan Ç+t+l’e bütün bu emekler+ ve jür+l+ğ+ kabul etmes+nden dolayı m+nnet+m+ borç b+l+r+m. Tez savunma jür+s+nde olmayı kabul eden Prof. Dr. Ç+ğdem Yazıcı’ya +lg+s+ ve katılımı +ç+n çok teşekkür eder+m. Tez+n konusunun bel+rlenmes+nde kend+s+yle yaptığım müzakereler ben+m +ç+n çok ver+ml+ olmuştur. Kend+s+ne danıştığımda her zaman vak+t ayırdığı ve ne zaman +stersem soru sorab+lme şansını bana tanıdığı +ç+n Ç+ğdem Hoca’ya m+nnettarım. Tez dönem+ boyunca ben+mle düzenl+ olarak toplantı yapan, b+rb+r+m+z+ mot+ve ett+ğ+m+z b+r +l+şk+ ortamı sağlayan, hedefler+m+z+ ve hayaller+m+z+ paylaşarak dostluğumuzu pek+şt+rd+ğ+m+z sevg+l+ sınıf arkadaşım ve dostum İlknur El+ş’e ben+ sabırla d+nled+ğ+, yazdıklarıma ger+ b+ld+r+m verd+ğ+ ve her durumda bana destek olduğu +ç+n çok teşekkür eder+m. Yüksek l+sansa başladığımdan bu yana bana hep yardımcı olan, bana tez+m hakkında çok faydalı ger+ b+ld+r+mler veren, kend+ tecrübeler+n+ hesapsızca paylaşan sevg+l+ arkadaşım Faz+let Fatıma Alçık’a da teşekkürler+m+ borç b+l+r+m. Bu süreçte varlıklarını hep arkamda h+ssett+ğ+m bana madd+ ve manev+ anlamda her zaman destek olan annec+ğ+m+ ve babacığımı unutamam. Son olarak sevg+l+ eş+m ve hayat arkadaşım Burak Em+n’+n bana çalışab+leceğ+m alanı sağlama noktasındak+ hassas+yet+, akadem+syen olma hayal+me ortak olması ve bu yolda gereken bütün fedakarlıklar yapması devam etmek ve vazgeçmemek adına ben+m +ç+n b+r+c+k mot+vasyondur. Bu sebeple bu aşk ve emek dolu yol arkadaşlığı +ç+n ona ne kadar m+nnettar olsam az gel+r. Tez sürec+me katkılarından dolayı saydığım +s+mler kadar sayamadıklarım elbette vardır. Bu süreçte bana katkılarını es+rgemeyen herkese müteşekk+r+m. İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI ...................................................................................................... ++ BEYAN ............................................................................................................................ +++ ÖZ .................................................................................................................................... +v ABSTRACT ..................................................................................................................... v ÖNSÖZ ............................................................................................................................ v+ İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... v++ KISALTMALAR ........................................................................................................... v+++ GİRİŞ ............................................................................................................................... 1 1. BÖLÜM: FEMİNİST KURAMIN BAŞLANGICINDA BEDEN ANLAYIŞI ... 7 1.1. Beauvo+r’da Kadın Deney+m+ Üzer+nden Beden+ Yen+den Düşünmek............. 7 1.2. Beauvo+r’ın Beden Kavrayışındak+ Fenomenoloj+ Etk+s+ ............................... 15 2. BÖLÜM: FEMİNİST DÜŞÜNCEDEKİ BEDEN ANLAYIŞININ FENOMENOLOJİK KAYNAKLARI: HUSSERL VE MERLEAU-PONTY ........ 23 3. 2.1. Husserl’de Yaşayan Beden.............................................................................. 23 2.2. Dokunan ve Dokunulan Beden ....................................................................... 32 2.3. Husserl’den Merleau-Ponty’ye Geç+şte Beden ............................................... 37 2.4. Merleau-Ponty’de Yaşayan Beden .................................................................. 48 2.4.1. Beden Şeması.......................................................................................... 53 2.4.2. C+nsel İfadey+ Koşullandıran Şema ve Schne+der Vakası ....................... 61 BÖLÜM: FEMİNİST FENOMENOLOJİ VE BEDENLENME ..................... 80 3.1. Fem+n+st Fenomenoloj+n+n Tar+hçes+ ve Fem+n+st Kuram +le Fenomenoloj+n+n Ayrıştığı ve Uzlaştığı Noktalar ................................................................................... 80 3.2. Sara He+nämaa’nın Fem+n+st Fenomenoloj+s+ ................................................. 98 SONUÇ ......................................................................................................................... 110 KAYNAKLAR ............................................................................................................. 121 ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................. 128 KISALTMALAR Kısaltma çev. BOblOyografOk BOlgO Çev+ren bkz. bs. dp. ed. haz. Bakınız Basım D+pnot Ed+tör Hazırlayan s. sy. Sayfa Sayı vb./vs. yy. Ideas I Ve benzer+ / vesa+re Yüzyıl Ideas Perta%n%ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog%cal Ph%losophy F%rst Book: General Introduct%on to Pure Phenomenology Ideas Perta%n%ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog%cal Ph%losophy: Second Book Stud%es %n the Phenomenology of Const%tut%on Cartes%an Med%tat%ons: An Introduct%on to Phenomenology Ideas II Cartes%an Med%tat%ons GİRİŞ “Beden+n doğalcı ve özcü b+r bel+rlen+m+ var mıdır?” sorusu araştırmamız +ç+n temel b+r soru olarak ortaya çıkmıştır. Bu soruyu cevaplayab+lmek +ç+n beden hakkında felsefe tar+h+ndek+ çeş+tl+ yaklaşımlara bakılması gerekmekted+r. Felsefe tar+h+nde ruh ve beden arasındak+ h+yerarş+k ayrımın ve bedene yönel+k olumsuz tutumun sonucunda beden+n b+r ep+fenomen olarak görülmes+n+n köken+n+n esk+lere dayandığını düşünen f+lozoflar vardır. Örneğ+n Sara He+nämaa, “Embod+ment and Fem+n+st Ph+losophy” adlı makales+nde ruhu bedene göre ayrıcalıklı gören bu tutumun Platon’un benzetmeler+ ve metaforlarında görüleb+lecek kadar esk+ olduğunu bel+rt+r.1 N+tek+m Platon Pha%don’da doğanın ruha efend+l+ğ+ bedene +se kölel+ğ+ verd+ğ+n+ +fade eder. Buna göre ruh; tanrısal olan ve doğası gereğ+ +dare eden +ken, beden; ölümlü olan ve doğası gereğ+ köle olandır. Dolayısıyla beden ruha boyun eğmel+d+r.2 Platon beden ve ruhtan bahsederken aynı zamanda bu unsurları bel+rleyen doğa kavramını da +ş+n +ç+ne dah+l ederek beden+n ve ruhun doğaları gereğ+ değ+şmez bel+rlen+mler+ olduğu f+kr+n+ ortaya koyar. Bu anlayış +se beden+n ruha göre +k+nc+l ve alçaltılmış b+r konumda görülmes+ne yol açar. He+nämaa, felsefe tar+h+nde akıl ve beden+n b+rb+r+ne karşıt unsurlar olarak ele alınmasına ek olarak aklın er+l olanla beden+n +se d+ş+l olanla özdeşleşt+r+ld+ğ+n+ kaydeder. Buna göre kadınsı olan madd+, bedensel ve duyumsanır olarak +şaretlenm+şken; er+l olan ruh, z+h+n, t+n veya akıl +le b+rl+kte düşünülmüştür.3 L+nda Martín Alcoff, akıl ve beden arasındak+ bu derece farkının L+nda Bell’+n Visions of Women adlı k+tabına referans vererek felsefe tar+h+nde Ar+stoteles, August+nus, Aqu+nas, Bacon, Descartes, Rousseau, Hume ve Kant g+b+ f+lozoflar tarafından y+nelend+ğ+ne d+kkat çeker. Bu bakış açısında kadınlar gündel+k t+kel mevzularla hemhâl olurlar; evrensel ve tümel konularda +se söz 1 Sara He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”, İç'nde The Routledge Compan1on to Fem1n1st Ph1losophy, ed. Ann Garry, Routledge Ph'losophy Compan'ons (New York; London: Routledge, Taylor & Franc's Group, 2017), 181. 2 Eflatun, Pha1don, çev. Suut K. Yetk'n ve Hamd' R. Atadem'r (İstanbul: M'llî Eğ't'm Bakanlığı Yayınları, 1989), 52-53, 80a-b. 3 Sara He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”, İç'nde The Routledge Compan1on to Fem1n1st Ph1losophy, ed. Ann Garry, Routledge Ph'losophy Compan'ons (New York; London: Routledge, Taylor & Franc's Group, 2017), 180. sah+b+ değ+llerd+r.4 L+nda Bell Visions of Women’da kadınların bedenle +l+şk+lend+r+l+p erkeğe göre aşağıda görülmes+n+n ve aklı +lg+lend+ren konulardan dışlanmasının b+r örneğ+n+ Rousseau’nun Em%le adlı k+tabındak+ “kadınların görüşler+ne [sadece] bedensel konularda, duyuları +lg+lend+ren her şeyde başvurun. Ahlak konularında ve anlayışı +lg+lend+ren her şeyde erkeklere danışın” sözüne referans vererek göster+r.5 Elbette bunun g+b+ örnekler çoğaltılab+l+r. Örneğ+n Pol%t%ka adlı eser+nde “erkek d+ş+ye kıyasla yönetmeye doğa gereğ+ daha yatkındır”6 d+yen Ar+stoteles’e göre erkeğ+n ruhunda doğası gereğ+ yöneten ve kadının ruhunda +se doğası gereğ+ yönet+len unsurlar bulunur.7 Erkek doğası gereğ+ yöneten ve aklı sayes+nde bas+ret becer+s+ne sah+p olan +ken, doğası gereğ+ yönet+len kadın ve köle bu becer+y+ ancak beden+yle yer+ne get+reb+l+r.8 Bu örnekler b+ze göstermekted+r k+, felsefe tar+h+nde ortaya konan akıl ve beden karşıtlığı düal+st b+r söylem +çer+s+nde erkek ve kadının karşıtlığı +le özdeşleşt+r+l+p bu karşıtlığa doğal b+r sebep atfed+lm+şt+r. Bu +k+ unsur arasında ortaya konan doğal karşıtlık c+ns+yetler arası varsayılan doğal karşıtlık +ç+n geçerl+ b+r arka plan oluşturmuştur. Kadın ve erkek arasında doğal olarak varsayılan farklılıklar +se c+ns+yetler arası toplumsal prat+kler+n farklılaşmasının doğal b+r temel+ sayılmıştır. Bu f+k+r; kadın ve erkek arasında toplumsal anlamda h+yerarş+k b+r yapılanmaya sebep olmakla beraber bu +k+ c+ns+yet+n bedensel varoluşundak+ farklılıkların da doğallaşmasına yol açmıştır. Böylece kadın ve erkek varoluşu bedenler+n+n doğası gereğ+nce hareket etmek, arzulamak ve toplumsal hayatta rol almak durumunda kalmışlardır. Görüldüğü g+b+ beden hakkındak+ +nd+rgemec+ ve doğalcı varsayımlar b+reyler+n toplumsal hayattak+ davranış prat+kler+n+, bedenlenme algılarını ve arzularının hedef+n+ bel+rleyerek c+ns+yet ayrımcılığına, h+yerarş+k b+r toplumsal yapının oluşmasına ve heteronormat+v+teye9 katkıda bulunmuştur. Pek+ doğalcı yaklaşımın bedene da+r 4 L'nda Martín Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), 40, https://do'.org/10.1007/978-94-015-94882_3. 5 L'nda A. Bell, ed., V1s1ons of Women: Be1ng a Fasc1nat1ng Anthology w1th Analys1s of Ph1losophers’ V1ews of Women from Anc1ent to Modern T1mes (Totowa, NJ: Humana Press, 1983), 197, https://do'.org/10.1007/978-1-4612-5304-4. 6 Ar'stoteles, Pol1t1ka, çev. Özgüç Orhan, 2. bs (İstanbul: P'nhan Yayıncılık, 2020), 1259a37, 187. 7 Ar'stoteles, 1260a2, 189. 8 Ar'stoteles, 1252a24, 157. 9 Heteronormat'v'te, heteroseksüell'ğ'n doğal ve toplumsal anlamda b'r norm olarak görülmes' durumudur. 2 açıklamaları b+rtakım sorunlar meydana get+r+yorsa beden nasıl b+r perspekt+fle ele alınmalıdır? Beden kavramının uzandığı felsef+ tartışmalar b+r hayl+ gen+ş olduğundan bu soruya tatm+n ed+c+ b+r cevap vermek adına bu çalışma 20. yüzyıl ve sonrası +le sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla olası alternat+f b+r açıklamanın fenomenoloj+de Edmund Husserl ve sonrasında, fem+n+st teor+de +se S+mone de Beauvo+r ve sonrasındak+ dönem aralığında bulunab+leceğ+ düşünülmüştür. Bu dönem aralığındak+ +k+ felsef+ geleneğ+n bedenlenme anal+zler+ne ve onların fem+n+st fenomenoloj+ l+teratürüne yansıyan tartışmalarına odaklanıldığında +k+ felsef+ geleneğ+n beden hakkındak+ görüşler+ çalışmanın temel sorusunu cevaplama kapas+tes+ bakımından d+kkate değer b+r b+ç+mde zeng+n olanaklara sah+p görülmüştür. N+tek+m fenomenoloj+ geleneğ+n+n ve fem+n+st kuramın bedene da+r bakış açıları +ncelend+ğ+nde -tez+n +lerleyen kısımlarında göster+leceğ+ üzere- b+rçok bakımdan doğalcı perspekt+ften ayrıldığı söyleneb+l+r. Bu sebeple söz konusu “beden+n doğalcı ve özcü b+r bel+rlen+m+ var mıdır?” sorusu adına bu +k+ geleneğ+n hem ayrı ayrı hem de etk+leş+m+nden doğan +mkânların doğalcı yaklaşımın yukarıda bahs+ geçen problemler+ne karşı yol göster+c+ argümanlara sah+p olduğu düşünülmekted+r.10 Ancak bu noktada beden+ doğalcı bel+rlen+mlerden özgür b+r şek+lde düşündüğümüzde b+rtakım kategor+ler altında +şaretlenmem+ş/bel+rlenmem+ş beden ve bedenle +l+şk+l+ c+ns+yet ve c+nsell+ğ+n deney+mde nasıl b+r özne +ç+n bel+rl+ b+r +fade ed+c+ bütün hal+ne geld+ğ+ söz konusu çalışmanın cevaplamaya çalıştığı öneml+ b+r sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bedenlenme sürec+n+n nasıllığı noktasında ortaya çıkan bu sorun çalışma +çer+s+nde çözümlen+rken sah+p olunan çerçeve özell+kle +k+ geleneğ+ b+r araya get+ren fem+n+st fenomenoloj+n+n bedenlenme perspekt+f+ olacaktır. Dolayısıyla bedenlenmeye da+r alternat+f argümanlar fem+n+st teor+ ve fenomenoloj+ geleneğ+n+n felsef+ projeler+nde +ş b+rl+ğ+ +mkânı gören, +k+ geleneğ+ b+rb+r+yle sıkı b+r etk+leş+me sokarak yen+ bakış açıları kazandıran ve fenomenoloj+ yapmanın yen+ b+r b+ç+m+n+ +lan eden fem+n+st fenomenoloj+n+n gündem+, soruları, eleşt+r+ler+ ve bedenlenmeye katkıları göz önünde bulundurularak +şlenecekt+r. Çalışmanın b+r+nc+ ve +k+nc+ bölümler+nde fem+n+st fenomenoloj+de bedenlenme konusunu yeter+ kadar ortaya koyab+lmek +ç+n öncel+kle fem+n+st fenomenoloj+n+n +mkânının ne şek+lde ve hang+ +s+mler üzer+nden 10 Beden hakkındak' tartışmalar fenomenoloj'de bedenlenme (embod1ment) kavramsallaştırması altında ele alındığı 'ç'n çalışmada bundan sonra bedene da'r tartışmalarda bedenlenme 'fades'ne de yer ver'lecekt'r. 3 ortaya çıktığı tar+hsel süreç gözet+lerek argümantat+f olarak göster+lmeye çalışılmış ardından üçüncü ve son bölümde fem+n+st fenomenoloj+de bedenlenmeye da+r tartışmalara ve b+r fem+n+st fenomenoloj+ örneğ+ne yer ver+lm+şt+r. İlk bölümün +lk alt başlığında fem+n+st fenomenologların atıflarına dayanarak fem+n+zm ve fenomenoloj+n+n kes+ş+m+n+n +lk nüveler+n+ bulduğumuz S+mone de Beauvo+r’ın kadınların özgül deney+m+ üzer+nden beden+ bel+rlen+mlerle +şaretlenm+ş sab+t b+r öz olarak değ+l; b+r proje, b+r durum ve b+r oluş olarak yen+den düşünmes+ ele alınmıştır. S+mone de Beauvo+r +le beraber felsefe tar+h+nde duyumsanır ve bedensel olanla özdeşleşt+r+len kadının; kurucu olan ve aklı tems+l eden erkeğ+n tahakkümü karşısında yaşadığı +k+nc+ c+ns+yet deney+m+n+n b+r kader olmadığı f+kr+, b+z+ felsefe tar+h+ndek+ beden anlayışıyla hesaplaşma gerekl+l+ğ+yle yüzleşt+rm+şt+r. Buna göre bu bölümde temel problemat+k, “ruh ve beden +l+şk+s+ ned+r? Beden+n akıl karşısında konumu ned+r? Kadın ve erkeğ+n beden deney+m+ndek+ farklılığın kaynağı ned+r?” g+b+ felsef+ zorluklarla +l+şk+lenerek cevaplanmıştır. B+r+nc+ bölümün d+ğer yarısında +se S+mone de Beauvo+r +le Maur+ce Merleau-Ponty etk+leş+m+ne yer ver+lerek fem+n+st kuramın başlangıcından +t+baren b+r fenomenoloj+ etk+s+nde olduğu göster+lmeye çalışılmıştır. Aynı zamanda bölüm +çer+s+nde bedenlenme konusunda +k+ f+lozofun +tt+fak ett+kler+ ve ayrıştığı noktalara değ+n+lm+şt+r. Çalışmanın +k+nc+ bölümünde bedenlenmen+n fenomenoloj+k kaynaklarına dönülerek Merleau-Ponty’n+n bedenlenme fenomenoloj+s+ne değ+nmeden önce f+lozofun bedenlenme açıklamalarında oldukça etk+l+ olan Husserl’+n beden anlayışına yer ver+lm+şt+r. Bu uğrağın Merleau-Ponty’n+n bedenlenme anal+z+n+n anlaşılmasına ve fem+n+st fenomenoloj+n+n klas+k fenomenoloj+yle sürdürdüğü +l+şk+n+n güçlü ancak +ht+yatlı olduğunun fark ed+lmes+ne katkıda bulunması amaçlanmıştır. Z+ra bazı fem+n+st fenomenologlar, Husserl’+n fenomenoloj+s+n+n bedenden z+yade transandantal egoya öncel+k verd+ğ+n+ düşünerek f+lozofun bedenlenme fenomenoloj+s+ne çek+mser yaklaşmışlardır.11 Ancak çalışmada bu +ht+yata rağmen Al+a Al-Saj+ ve Sara He+nämaa g+b+ yazarların özell+kle Husserl’+n yaşayan beden deney+m+n+n anal+z+nde12 ve dokunma 11 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”; Taylor Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”: Ph1losoph1cal Top1cs 27, sy 2 (1999): 205-26, https://do'.org/10.5840/ph'ltop'cs199927210; Oksala, “The Method of Cr't'cal Phenomenology”. 12 Sara He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo1r (Lanham, Md: Rowman & L'ttlef'eld Publ'shers, 2003), 26. 4 fenomenoloj+s+nde13 kullandığı fenomenoloj+k kavram set+n+ fem+n+st fenomenoloj+ +ç+n ver+ml+ bulan görüşler+ esas alınmıştır. Ardından “Husserl’den Merleau-Ponty’ye Geç+şte Beden” bölümünde +k+ f+lozofun beden anlayışındak+ farklılıklar Taylor Carman’ın yorumları çerçeves+nde değerlend+r+lm+şt+r.14 İk+nc+ bölümün +k+nc+ yarısında “Merleau-Ponty’de Yaşayan Beden” konusu ele alınmıştır. Tıpkı “Husserl’de Yaşayan Beden” bölümünde olduğu g+b+ bu bölümde de bazı fem+n+st fenomenologlar ve fem+n+st teor+syenler+n Merleau-Ponty’n+n bedenlenme ve buna bağlı olarak bahsett+ğ+ c+nsell+k açıklamalarına yönel+k eleşt+r+ler+ anons ed+lerek bu eleşt+r+lere +l+şk+n l+teratürdek+ tartışmalar +k+nc+ bölümün sonlarında detaylıca tartışılmıştır. Bölüm +çer+s+nde Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s%’nde “Beden” adını verd+ğ+ +lk bölümün özell+kle +k+ alt başlığı olan “C+nsel Varlık Olarak Beden” ve “İfade Olarak Beden ve Söz” bölümler+ +ncelenm+ş, Merleau-Ponty’n+n “Beden” bölümünde bahsett+ğ+ beden şeması kavramı ele alınmıştır. Sonrak+ bölümde +se Schne+der vakası üzer+nden k+ş+n+n varoluşunu anlamlandıran ön b+l+şsel b+r kapas+te olarak beden şemasına15 bağlı c+nsel şemanın c+nsel +fadey+ ne şek+lde koşullandırdığına değ+n+lm+şt+r. Üçüncü bölüme kadar çalışmanın başından ber+ bedenlenme noktasında t+t+zl+kle kurulmaya çalışılan fem+n+zm ve fenomenoloj+ +l+şk+s+n+n ne denl+ güçlü olduğu tartışmalara fem+n+st fenomenologların katkıları ve eleşt+r+ler+ dah+l ed+lerek göster+lm+şt+r. Bu sebeple üçüncü bölümde güncel b+r alan olarak fem+n+st fenomenoloj+n+n tam anlamıyla tanıtılması ve fem+n+st fenomenoloj+de bedenlenme konusunda alanın +ç+ndek+ daha der+n tartışmalara yer ver+lmes+ +ç+n gerekl+ zem+n sağlanmıştır. Son bölümün +lk yarısında fem+n+st fenomenoloj+n+n tar+hçes+ne, fenomenoloj+ ve fem+n+st kuramla ayrıştığı ve uzlaştığı noktalara değ+n+lm+şt+r. Ardından bedenlenme ve deney+m+n görünür kılınması noktasında ortaya çıkab+lecek olası doğallaştırma r+skler+ hususunda fem+n+st fenomenologların end+şeler+ d+le get+r+lm+şt+r. Çalışmada araştırmaya “beden doğalcı b+r bel+rlen+me sah+p m+d+r?” sorusuyla başlayıp doğalcı varsayımların redd+ sonucunda “+şaretlenmem+ş/bel+rlenmem+ş beden ve bedenle 13 Al'a Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs: On the Uses of Husserl'an Phenomenology for Fem'n'st Theory”, Cont1nental Ph1losophy Rev1ew 43, sy 1 (N'san 2010): 13, https://do'.org/10.1007/s11007-010-9135-8. 14 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”. 15 Carman, 221. 5 +l+şk+l+ c+ns+yet ve c+nsell+k deney+mde nasıl varoluşun bel+rl+ b+r +fades+ hal+ne gel+r?” problemat+ğ+ne varılmıştır. Bu problemat+k çerçeves+nde fem+n+st ve fenomenoloj+k açıklamaları ele almakla başlayıp fem+n+st fenomenologların katkıları sayes+nde tartışmaya c+nsel farklılık, c+ns+yetlenme sürec+, tar+hsel-kültürel bağlam, normat+f yapılar, tahakküm +l+şk+ler+ g+b+ unsurların dah+l ed+lmes+yle devam ed+lm+ş ve bedenlenme tartışmasının çapı bu konularla gen+şlet+lerek oldukça kapsamlı b+r değerlend+rme yapılmaya çalışılmıştır. Son bölümün son yarısında +se b+r fem+n+st fenomenolog olarak Sara He+nämaa’nın c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımından hareketle bedenlenmey+ anlayan teor+ler+ eleşt+rel b+r perspekt+fte ele alıp Husserl’+n bedenlenme anal+z+nden hareketle sunduğu fenomenoloj+k alternat+ften bahsed+lerek çalışmanın problemat+ğ+ne katkıda bulunan b+r yol göster+c+ argüman olarak “b+r fem+n+st fenomenoloj+ nasıl yapılır?” sorusunun cevabı uygulamalı b+r şek+lde örneklend+r+lmeye çalışılmıştır. 6 1. BÖLÜM: FEMİNİST KURAMIN BAŞLANGICINDA BEDEN ANLAYIŞI 1.1. BeauvoOr’da Kadın DeneyOmO ÜzerOnden BedenO YenOden Düşünmek Bu bölümde S+mone de Beauvo+r’ın beden anlayışı +ncelen+rken fem+n+st fenomenoloj+ alanında Sara He+nämaa, Beata Stawarska, L+nda Martín Alcoff, L+nda F+sher, Johanna Oksala, Debra B. Bergoffen, Stella Sandford g+b+ öne çıkan +s+mler+n makaleler+ne başvurulacaktır. Fem+n+st fenomenoloj+ alanında yazmayı hal+hazırda sürdüren bu f+lozofların met+nler+ne tez boyunca referans ver+lecekt+r. Bu bölümde argümanlara sıkça kaynaklık eden yazılar özell+kle Sara He+nämaa’nın “Embod+ment and Fem+n+st Ph+losophy”, “What Is a Woman? Butler and Beauvoir on the Foundations of the Sexual Difference” ve “The Soul-Body Union and Sexual Difference from Descartes to MerleauPonty and Beauvoir” adlı makaleler+ +le Toward a Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r adlı k+tabıdır. Beata Stawarska’nın “Subject and Structure +n Fem+n+st Phenomenology: Re-Read+ng Beauvo+r w+th Butler” adlı makales+ de sıkça atıfta bulunulan makalelerdend+r.16 He+nämaa, “Embod+ment and Fem+n+st Ph+losophy” adlı makales+nde bedene yönel+k olumsuz tutumun esk+lere dayandığının altını ç+zer. He+nämaa’ya göre felsefe tar+h+nde akıl ve beden b+rb+r+ne karşıt unsurlar olarak ele alınmış; akıl er+l olanla beden +se d+ş+l olanla özdeşleşt+r+lm+şt+r. Kadınsı olan madd+, bedensel ve duyumsanır olarak +şaretlenm+şken er+l olan ruh, z+h+n, t+n veya akıl +le b+rl+kte düşünülmüştür.17 He+nämaa’ya göre beden+ +nd+rgeyen bu tutum Platon’un benzetmeler+ ve metaforlarında görüleb+l+r. Örneğ+n Platon’un Pha%dros’ta ruhun beden+ ve onun daha düşük +ştahsal ve duyusal +şlevler+n+ tıpkı b+r arabacı ya da arabacının atlarını sürmes+ ve b+r dümenc+n+n 16 He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”; Sara He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, Hypat1a 12, sy 1 (1997): 20-39; Sara He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and Sexual D'fference From Descartes to Merleau-Ponty and Beauvo'r”, 'ç'nde Fem1n1st Reflect1ons on the H1story of Ph1losophy, ed. L'll' Alanen ve Charlotte W'tt (Dordrecht: Spr'nger Sc'ence + Bus'ness Med'a, Inc., 2005), 137-51; He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference; Beata Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 'ç'nde Reth1nk1ng Fem1n1st Phenomenology: Theoret1cal and Appl1ed Perspect1ves, ed. Sara Cohen Shabot ve Chr'st'n'a Landry (Lanham: Rowman & L'ttlef'eld Internat'onal, 2018), 13-32. 17 He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”, 181. 7 gem+s+n+ +dare etmes+ g+b+ yönett+ğ+n+ +fade eder.18 L+nda Martín Alcoff, Genev+eve Lloyd’un The Man of Reason “Male” and “Female” %n Western Ph%losophy adlı k+tabına dayanarak düşünce tar+h+nde aklın yapısal olarak erkek olduğunu +mleyen er+l formülasyonda en öneml+ etken+n z+h+n-beden düal+zm+ olduğunu söyler.19 Lloyd Platon’un Pha%don’da aklı ruhun ebed+, saf ve değ+şmez b+r aleme ulaşmasını sağlayan olarak duyuları +se ruhu değ+şeb+l+r olanın dünyasında tutan olarak gördüğünü söyler.20 Platon’a göre doğa ruha efend+l+ğ+ bedene +se kölel+ğ+ ver+r. Ruh tanrısal olandır ve doğası gereğ+ +dare edend+r. Beden +se ölümlü olandır ve doğası gereğ+ köled+r dolayısıyla ruha boyun eğmel+d+r.21 Platon Pha%don’da şöyle söyler: Ten b+z+ her nev+den +stekler, tutkular, korkular, kuruntularla, b+n türlü saçmalıklarla doldurur, öyle k+ haklı olarak den+ld+ğ+ g+b+, b+r an olsun gerçekten düşünmek mümkün olmaz. Kavgalar, geç+ms+zl+kler, çabalamalar yalnız tenden ve onun +stekler+nden değ+l de nereden gel+yor? Bütün bunlar, mal ve para hırsından çıkıyor. B+z+ mal ve para b+r+kt+rmeye zorlayan sebep +se, +ht+yaçlarının köles+ bulunduğumuz tend+r. İşte bunun +ç+n felsefeye ayıracak boş zamanımız kalmıyor. Fakat +ş+n asıl kötüsü, ten b+ze b+raz zaman bıraksa da b+r şey+ +ncelemeye koyulsak, araştırmamıza durmadan karışır, b+z+ yanıltır, şaşırtır ve hak+kat+ görmem+ze engel olacak şek+lde b+z+ felce uğratır. Bundan ötürü b+r şey+ gerçek olarak b+lmek +st+yorsak, tenden ayrılmamız, yalnız ruhla, nesneler+ kend+l+kler+nde temaşa etmem+z gerek+r.22 Alcoff, akıl ve beden arasındak+ bu h+yerarş+k yapının L+nda Bell’+n Visions of Women adlı k+tabına referans vererek değ+ş+k varyasyonlarda düşünce tar+h+ boyunca Ar+stoteles, August+nus, Aqu+nas, Bacon, Descartes, Rousseau, Hume ve hatta Kant aracılığıyla tekrarlandığını bel+rt+r. Bu düşünüş tarzına göre kadınlar t+kel olanın kaygılarına gömülü oldukları +ç+n evrensel olana yükselemezler. 23 L+nda Bell Visions of Women’da Rousseau’nun Em%le adlı k+tabından alıntı yapar. Buna göre Rousseau şöyle der: “Kadınların görüşler+ne [sadece] bedensel konularda, duyuları +lg+lend+ren her şeyde 18 Platon, Pha1dros, çev. Furkan Akder'n, 1. Baskı (İstanbul: Say Yayınları, 2017), 53, 246a, 254e. Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 40. 20 Genev'eve Lloyd, The Man of Reason: “Male” and “Female” 1n Western Ph1losophy (M'nneapol's: Un'vers'ty of M'nnesota Press, 1984), 6. 21 Eflatun, Pha1don, 52-53, 80a-b. 22 Eflatun, Pha1don, 19-20, 66c-e. 23 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 40. 19 8 başvurun. Ahlak konularında ve anlayışı +lg+lend+ren her şeyde erkeklere danışın”.24 Beden z+h+nden ayrı tutularak yalnızca algısal +mgeler+n kayded+c+s+ statüsüne hapsed+lm+şt+r. Bu düşünce s+stem+nde bedensel farklılıkların +nsan varoluşunda kurucu b+r rol oynadığı söylenemez b+r hal almıştır. Beden yalnızca ver+ler+ değerlend+rmeden alan b+r mak+ne olarak n+telend+r+lm+ş veya hak+kate ve b+lg+ye er+şmey+ engelleyen duygular, arzular, +ht+yaçlar üreten b+r unsur olarak görülmüştür.25 1949’a geld+ğ+m+zde S+mone de Beauvo+r İk%nc% C%ns%yet adlı eser+yle kadına ve bedene yönel+k olumsuz tutumu eleşt+rel b+r şek+lde almış ve kadınların özgül deney+m alanını görünür kılma projes+yle ön plana çıkmıştır. Beauvo+r İk%nc% C%ns%yet’+n I. c+ld+nde kadın ve d+ş+l+ğe yönel+k felsef+, b+l+msel, edeb+ ve m+toloj+k söylemler+n eleşt+rel b+r anal+z+n+ sunar.26 Beauvo+r bu bölümde kadınlara da+r nesneleşt+r+c+ +fadeler+ tartışmaya açar.27 Beauvo+r k+tabın g+r+ş bölümünün sonlarında açığa kavuşturmak +sted+ğ+ temel sorunları şöyle sıralar: “B+r +nsan varlığı kadınlık durumunda kend+n+ nasıl gerçekleşt+reb+l+r? Ona açık olan yollar hang+ler+d+r? Bu yollardan hang+ler+ onu çıkmaza sokar? Bağımlılık +ç+nde bağımsızlığa nasıl ulaşılab+l+r? Kadının özgürlüğünü sınırlandıran koşullar nelerd+r ve onların ötes+ne geçeb+l+r m+?”. Ardından k+tabı yazma amacını ve k+tabın tartıştığı konuları bel+rten şu satırlara yer ver+r: Şurası açıktır k+ kadının f+zyoloj+k, ps+koloj+k ya da ekonom+k b+r yazgıya mahkûm olduğunu varsaysaydık, bu sorunun h+çb+r anlamı olmazdı. Bu yüzden, kadın konusunda b+yoloj+n+n, ps+kanal+z+n, tar+hsel maddec+l+ğ+n ben+msed+ğ+ bakış açılarını tartışarak başlayacağız. Bundan sonra, “kadınlık gerçeğ+”n+n nasıl oluştuğunu, kadının neden Başka olarak tanımlanmış olduğunu ve erkekler+n bakış açısından bunun nasıl sonuçlara yol açtığını olgulara dayanarak göstermeye çalışacağız. Ardından, kadınlara sunulan dünyayı kadınların bakış açısından bet+mleyeceğ+z (bu II. c+ld+n konusunu oluşturacak). Böylece, ş+md+ye kadar kend+ler+ne ayrılmış olan alandan kaçmaya çabalarken ve +nsanlığın m%tse%n'ına katılmak +sterken karşılarına hang+ güçlükler+n çıktığını anlayab+l+r+z.28 24 Bell, V1s1ons of Women, 197. Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 41. 26 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 23. 27 Stella Sandford, “Fem'n'st Phenomenology, Pregnancy and Transcendental Subject'v'ty”, İç'nde Phenomenology of Pregnancy, ed. Jonna Bornemark ve N'cholas Sm'th (Hudd'nge: Södertörn, 2016), 54. 28 S'mone de Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, çev. Gülnur Savran, 1. bs, c. 1 (İstanbul: Koç Ün'vers'tes', 2019), 36-37. 25 9 Stawarska’ya göre Beauvo+r bu eserde kadınların toplumsal anlamda katlanmak zorunda oldukları ve “+k+nc+ c+ns” olarak yaşadıkları deney+me ışık tutmuştur.29 Beauvo+r’a göre kadınların “+k+nc+ c+ns” olarak görülmeler+nde hâk+m toplumsal normlar ve kl+şeler devreded+r. Bu unsurlar kadını erkeğe karşı h+zmetkar rolünde konumlandırma eğ+l+m+nde etk+l+d+r. Bu tür c+ns+yetç+ sınıflandırmalar kadını doğası gereğ+ rasyonel anlamda kavranamayacak b+r g+zem olarak sab+tlerler.30 Kadının g+zem olarak görülmes+ er+l b+l+nc+n kend+ +zaf+ dünya anlayışını mutlak b+r anlayış olarak dayatmasının b+r sonucudur. Beauvo+r şöyle der: “Erkek +ç+n b+r g+zem olan kadın, özünde g+zeml+ olarak kabul ed+l+r”.31 Kadının g+zeml+ olarak +şaretlenmes+ onun hem kavrayışta b+l+şsel b+r engel oluşturması hem de erkeğe boyun eğd+r+lm+ş b+r toplumsal konumda olduğunun b+r gösterges+d+r. Beauvo+r erkeğ+n başka b+r m+ll+yetten erkekle karşılaştığında b+r şaşkınlık yaşamadığını ve onu g+zeml+ olarak görmed+ğ+n+n altını ç+zer. G+zem daha alt konumda olanlar +ç+n örneğ+n köleler ve kadınlar +ç+n geçerl+yken erkekler+n kend+ aralarında böyle b+r yaklaşım yoktur. Çünkü kend+ler+ toplumun üst ve zeng+n kes+m+n+ yansıtmaktadırlar. Ancak Beauvo+r’a göre kadının bu esrareng+z m+tsel karakter+ kadının madd+ koşulları +y+ye g+tt+ğ+nde değ+şmekted+r. Ekonom+k özgürlüğüne ve sosyal ayrıcalıklarına sah+p kadında g+zem ters+ne döner. Dolayısıyla bu da kadına atfed+len g+zem+n c+ns+yete özgü değ+l de durumla +lg+l+ b+r +şaretleme olduğunu ve değ+şeb+leceğ+n+ göster+r.32 Kadınsı g+zem kadının c+ns+yet+ne yönel+k sab+t b+r özün +mlemes+nden z+yade sahte b+r nesnell+k olarak görülmel+d+r. B+r k+ml+ğ+n c+ns+yetlend+r+lmes+nde sab+t, nesnel tanımlardan z+yade özne tarafından faal olarak üstlen+len ve yaşam süres+nce tekrarlanan eylemler+n k+ş+n+n c+ns+yet+n+ var etmes+ söz konusudur.33 Beauvo+r şöyle der: “Varolan, yaptığından başka b+r şey değ+ld+r; mümkün olan gerçek olanın ötes+ne uzanmaz, öz varoluştan önce gelmez; saf öznell+ğ+ +ç+nde +nsan h+çb+r şey değ+ld+r. O, eylemler+yle ölçülmel+d+r”.34 Bu alıntıdan da anlaşılacağı üzere c+ns+yetlend+r+lm+ş k+ml+k değ+şmez temel b+r özell+ğe referansta bulunmaktan z+yade zaman +ç+nde art arda tekrarlanan b+r 29 Beata Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, İç'nde Reth1nk1ng Fem1n1st Phenomenology: Theoret1cal and Appl1ed Perspect1ves, ed. Sara Cohen Shabot ve Chr'st'n'a Landry (Lanham: Rowman & L'ttlef'eld Internat'onal, 2018), 13. 30 Stawarska, 22. 31 S'mone de Beauvo'r, The Second Sex, çev. H. M. Parshley, 2. bs (Londra: Jonathan Cape, 1989), 263; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 278. 32 Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 23. 33 Stawarska, 23. 34 Beauvo'r, The Second Sex, 264; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 279. 10 eylemler d+z+s+ sonucunda oluşmakta ve toplumsal olarak tanınan b+r k+ml+k hal+ne gelmekted+r.35 Beauvo+r kadın beden+n+n s+stemat+k olarak nasıl küçük görüldüğü hakkında b+rçok örnek vererek ve tesp+tler yaparak okuyucuya yen+ farkındalıklar kazandırır. Beauvo+r’e göre er+l bakış, +nsan deney+m+n+ teor+ze ederken kadınların bedenler+n+n de erkekler+nk+ g+b+ deney+mlend+ğ+n+ ya da d+ş+l deney+m+n er+l olanın b+r sapması olarak tanımlanab+leceğ+n+ varsayar.36 Kadın bu yaklaşımda “kend+ne göründüğü g+b+ olumlu olarak değ+l, erkeğe göründüğü g+b+ olumsuz olarak görülür”.37 Er+l tutumun erkek ve kadın bedenlenmes+ne bakışındak+ farklılığı Beauvo+r şöyle bet+mler: “Erkek kend+ beden+n+, nesnell+ğ+ +ç+nde kavradığını sandığı dünya +le kend+ arasında kurulmuş doğrudan ve olağan b+r +l+şk+ olarak görür, kadının beden+n+yse tüm özgüllükler+yle ağırlaşmış b+r engel, b+r hap+shane sayar”. Ardından felsefe tar+h+nde ve d+n+ anlatılarda kadını haf+fseyen pasajlara yer ver+r: “Ar+stoteles ‘d+ş+, bel+rl+ n+tel+kler+n yokluğundan ötürü d+ş+d+r’ d+yordu. ‘Kadınların k+ş+l+ğ+n+ doğal b+r kusurla malul olarak kabul etmel+y+z’. Onun +z+nde, Az+z Thomas da kadının b+r ‘eks+k erkek’, ‘rastlantısal’ b+r varlık olduğunu buyurur. Havva'nın, Bossuet’n+n kullandığı sözcükle, Adem'+n ‘fazla kaburga kem+ğ+’nden38 çıkarıldığını anlatan Yaratılış öyküsü de zaten bunu s+mgeleşt+r+r”.39 Beauvo+r kadın bedenlenmes+ne yönel+k bu olumsuz tutumdan örnekler verd+kten sonra Beauvo+r’ın bedene da+r +fade ett+ğ+ şu sözler b+ze bedenlenmen+n ne olduğuna da+r ufuk açıcı b+r bakış sunar. Beauvo+r İk%nc% C%ns%yet’te beden “b+r şey olmamakla b+rl+kte b+r durumdur. Dünyaya tutunuşumuz ve tasarılarımızın taslağı”dır der.40 Bu söylemle beraber +nsan deney+m+n+n en öneml+ nesneler+nden b+r+ olan beden hem deney+mleyen özne hem de deney+mlenen nesne olarak +k+ ayrı konumu kend+ bünyes+nde taşıyan olarak karşımıza çıkar. Nesnelerle, olaylarla, şeylerle +l+şk+m+z+ beden+m+z aracılığıyla kurarız.41 Böylece Beauvo+r beden+n düşünce tar+h+ boyunca akla göre +k+nc+l konumunu reddederek bedene dünyayı anlamlandırmada asl+ b+r rol atfetmekte ve beden+ oldub+tt+ 35 Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 23. He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 73. 37 Beauvo'r, The Second Sex, 163; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 178. 38 Bkz. Tevrat, Yaratılış 2/21-22 39 Beauvo'r, The Second Sex, 15; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 25-26. 40 Beauvo'r, The Second Sex, 61; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 64. 41 He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”, 185. 36 11 hal+nde tamamlanmış ve bel+rlenm+ş b+r yapı olarak değ+l kend+n+ süreç +ç+nde oluşturan b+r durum olarak görmekted+r. Felsefe tar+h+nde ger+ye doğru g+d+ld+ğ+nde Platon’un beden+ hor gören tutumu +lk örneklerden b+r+n+ teşk+l eder. Platon çağlar boyunca beden algısında etk+l+ olan hâk+m parad+gmayı şek+llend+rmes+ bakımından öneml+ b+r f+gürdür. Beauvo+r’e geld+ğ+m+zde görüldüğü üzere beden Platon’da olduğu g+b+ “ruhun mezarı” veya b+r “hap+shane” olarak zevkler+n, duyumsanır olanın alanına +nd+rgenmez;42 beden artık varoluşumuzdak+ en temel anlam kaynağı ve aracı olarak karşımıza çıkar. Fem+n+st teor+n+n felsef+ tartışmalara yaptığı en öneml+ katkı c+ns+yetl+ beden+ b+lg+y+ ed+nmede b+r vasıta, aklın kurucu b+r unsuru ve b+lmen+n b+r koşulu olarak ortaya koymasıdır. Akıl düşünce tar+h+nde yapısal olarak er+l +le özdeşleşt+r+len b+r unsurdur. Buna göre beden aklın karşıtı b+r konumda görülerek d+ş+l olana a+t kılınmıştır. D+ş+le özgü beden akıl tarafından dışlanmak, aşılmak ve tahakküm altına alınmak durumundadır.43 Fakat fem+n+st teor+yle beraber bedene ver+len +k+nc+l konumun altı oyulmuştur. Fem+n+st düşüncen+n kurucusu +sm+ olan Beauvo+r +le beraber eylemler+n k+ml+ğ+ oluşturmadak+ başat rolü ve varoluştan önce gelen b+r özün varsayılmaması fem+n+st düşüncedek+ k+ml+k, c+ns+yet ve c+nsell+ğ+n ortaya çıkma koşullarında özcü yaklaşımın b+r eleşt+r+s+n+ barındırır. Beauvo+r bedenlenmey+ c+ns+yet ve toplumsal c+ns+yet kavramlarından ayrı düşünmez.44 Butler’a göre Beauvo+r’ın “kadın doğulmaz, kadın olunur”45 +fades+ Beauvo+r’da c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımına b+r +şarett+r. Bu ayrım toplumsal c+ns+yet kategor+s+n+n k+ml+ğ+n zaman +ç+nde ed+n+len b+r yönü olduğunu öne sürer. C+ns+yet ve toplumsal c+ns+yet arasındak+ ayrım, c+ns+yetl+ beden+n anatom+s+n+n b+r yazgı olduğunu +dd+a eden argümanlara karşı fem+n+st düşüncede ortaya çıkan b+r hamled+r. C+ns+yet (sex), b+yoloj+k olarak değ+şmez ve anatom+k olarak farklı b+r beden anlamına gönder+mde bulunurken, toplumsal c+ns+yet (gender) kültürel b+r şek+lde 42 Platon, Pha1dros, 59; Eflatun, Pha1don, 82e, 58; Platon, Kratylos, çev. Furkan Akder'n (İstanbul: Say Yayınları, 2015), 49; Platon, Gorg1as, çev. Furkan Akder'n (İstanbul: Say Yayınları, 2016), 493a, 116. 43 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 40. 44 Debra B. Bergoffen, “From Husserl to Beauvo'r: Gender'ng the Perce'v'ng Subject”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), 62, https://do'.org/10.1007/978-94-015-9488-2. 45 Beauvo'r, The Second Sex, 273; S'mone de Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, çev. Gülnur Savran, 1. bs (Koç Ün'vers'tes', 2019), 13. 12 ed+n+len davranışları ve toplum +ç+ndek+ roller+ +fade eder. Bu ayrım sayes+nde kadınların değerler+n+ ve toplumsal +şlevler+n+ b+yoloj+ye atfetmek artık mümkün değ+ld+r.46 Beauvo+r’da c+ns+yetl+ k+ml+ğ+n oluş hal+ndek+ eylem alanında zamansal olarak ortaya çıkmasına vurgu ve dolayısıyla k+ml+k oluşumunda eylem+n meydana geld+ğ+ deney+me başvuru düşünürün fenomenoloj+k tutumunun b+r gösterges+d+r. Beauvo+r’a göre kadın olma deney+m+n+n fenomenoloj+k bet+mlemes+ şu şek+lded+r: Kadın olma özgürce üstlen+len b+r projed+r ve b+z+m +ç+n bu projen+n varoluşsal anlamı öneml+d+r. Kadın olma sürec+nde bu varoluşsal anlam, halen geçerl+ olan hâk+m sosyal düzenlemeler ve güç yapıları d+kkate alınmalı ve kadın bu “toplam durum” üzer+nden değerlend+r+lmel+d+r.47 Beauvo+r şöyle der: “B+z+m +ç+n kadın, ekonom+k ve sosyal yapısını b+lmen+n kaçınılmaz olduğu b+r değerler dünyasında değer arayışında olan b+r +nsan olarak tanımlanmaktadır. Kadını varoluşsal b+r perspekt+fle, toplam durumunu göz önünde bulundurarak +nceleyeceğ+z”.48 Beauvo+r bu açıklamalarıyla Stawarska’ya göre c+ns+yetl+ k+ml+ğ+n oluşmasında yaşanmış deney+m+ esas alması +t+bar+yle fenomenoloj+k ve varoluşsal b+r perspekt+f+; toplumsal yapıyı göz önünde bulunmasıyla da yapısalcı yaklaşımı aynı potada düşünür.49 Stawarska’ya göre Beauvo+r anlamın oluşmasında kadının toplam durumuna vurgusunda hem öznel durumları hem de toplumsal ve tar+hsel koşulları +çeren nesnel durumu d+kkate alarak fenomenoloj+k bet+mlemes+n+n alanını gen+şlet+r. Beauvo+r böyle yaparak fenomenoloj+dek+ transandantal ve varoluşsal kategor+lere karmaşık kadın kategor+s+n+ ekler ve fenomenoloj+ geleneğ+nde metodoloj+k b+r dönüşüme yol açar.50 C+ns+yetlend+r+lm+ş k+ml+ktek+ toplumsal unsurların etk+s+ toplumsal c+ns+yet kategor+s+n+n açığa çıkmasını sağlar. Toplumsal c+ns+yetl+ k+ml+ğ+n fenomenoloj+k bet+mlen+ş+nde özne b+r noktaya kadar anlamın kurucu unsurudur. Öznen+n bağlı olduğu sosyal durum, güç dağılımı ve hâk+m c+ns+yet normları da kadının toplam durumuna dah+ld+r. Artık bu karmaşık özne kategor+s+ anlam oluşturduğu kadar çevres+nde ortaya çıkan ve onu yapısal ve sosyal olarak konumlandıran anlamlara da maruz kalandır. 46 Jud'th Butler, “Sex and Gender 'n S'mone de Beauvo'r’s Second Sex”, Yale French Stud1es, sy 72 (1986): 35, https://do'.org/10.2307/2930225. 47 Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 23. 48 İng'l'zceden d'rekt çevr'lm'şt'r. Beauvo'r, The Second Sex, 78; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 78. 49 Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 23. 50 Stawarska, 25. 13 Stawarska transandantal fenomenoloj+de anlamın ortaya çıkmasından önce anlamı kuran öznen+n varsayıldığını dolayısıyla öznen+n bu anlamları kuran yegâne kutup olarak görüldüğünü böylel+kle bu yaklaşımda öznen+n kamusal anlamda tanınma sürec+nde rol oynayan ve davranış normlarını düzenleyen toplumsal sözleşmeler+n etk+s+n+n göz ardı ed+ld+ğ+n+ düşünür. Ancak Stawarska, Beauvo+r +le beraber anlamın oluşumunda b+rb+r+n+ karşılıklı olarak gerekt+ren +k+ kutbun yan+ öznell+ğ+n kurucu eylemler+n hem öznes+ hem de nesnes+ olab+leceğ+ anlayışının göz önünde bulundurulduğunu +dd+a eder.51 Bu noktada He+nämaa Stawarska’nın düşünces+ne paralel b+r şek+lde, Beauvo+r’ın b+yoloj+k determ+n+zm yanında sosyal determ+n+zm+ de reddett+ğ+ argümanıyla, Beauvo+r’ın yapısalcı b+r noktada değ+l, öznen+n bedensel, z+h+nsel ve sosyal yaşantısının anlamlandırıcı d+nam+kler+n+ ortaya çıkartmaya çalışan fenomenoloj+k b+r çerçevede kaldığını bel+rt+r.52 19. yüzyılın +k+nc+ yarısında Beauvo+r, düşünce tar+h+ boyunca yok sayılmış ve “mutlak ötek+” olarak +nşa ed+lm+ş kadınların deney+m+n+ görünür kılma projes+yle kült hal+ne gelm+ş ve hala b+r başvuru merc++ olan k+tabı İk%nc% C%ns%yet’+ kalem almıştır. Bu eserle beraber kadının özgül deney+m+ daha önce yapılmış çeş+tl+ yargılar askıya alınarak bet+mlenm+şt+r. Bu bet+mlemeler sonucu gündeme gelen en öneml+ unsurlardan b+r+s+ kuşkusuz bedene yönel+k düşüncedek+ değ+ş+md+r. Beauvo+r, beden hakkındak+ doğallaştırıcı sınıflandırmalara, tanımlamalara c+dd+ b+r meydan okumuş, beden+ b+r ep+fenomen olarak gören gelenekle hesaplaşmıştır. Fem+n+st düşüncen+n başlangıcında Beauvo+r’ın felsefe tar+h+nde kadın ve erkek varoluşuna yönel+k h+yerarş+k ve er+l tutumu eleşt+rm+ş ve bedene layık olduğu statüyü fenomenoloj+den beslenerek verm+şt+r. B+r sonrak+ bölümde Beauvo+r’ın beden+ b+r olanaklar bütünü ve varoluşumuzdak+ yegâne anlam kaynağı olarak görmes+nde fenomenoloj+k gelenekten ve özell+kle Maur+ce Merleau-Ponty’n+n bedene yönel+k tutumundan etk+lend+ğ+ göster+lecekt+r. Ardından Merleau-Ponty’n+n beden hakkındak+ görüşler+ ele alınırken Merleau-Ponty’n+n selef+ fenomenoloj+n+n kurucu +sm+ olan Edmund Husserl’+n beden+ nasıl düşündüğüne da+r ger+ye dönük b+r kavram kazısı yapılacaktır. Böylece fem+n+st fenomenoloj+n+n oluşma koşullarını anlamak daha mümkün hale gelecekt+r. 51 Stawarska, 25. He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 2122. 52 14 1.2. BeauvoOr’ın Beden KavrayışındakO FenomenolojO EtkOsO İk%nc% C%ns%yet’+n II. c+ld+ “L'experience vécue” yan+ “yaşanmış deney+m” başlığını taşır. Bu başlıktan anlaşılacağı üzere Beauvo+r yaşanmış deney+m+ de hesaba katarak beden+ ve c+nsell+ğ+ ele almaya çalışmaktadır. F+sher’a göre S+mone de Beauvo+r’dan ber+ fem+n+st gelenekte b+r fenomenoloj+k yönel+m ve etk+ vardır. Beauvo+r’dak+ “kadın doğulmaz kadın olunur”53 +fades+ yaşanmış deney+me vurgu yapması ve bu mottonun tam da “L'experience vécue”, “yaşanmış deney+m” adlı +k+nc+ k+tapta geçmes+ F+sher’a göre bu etk+y+ bar+z kılar. Bu yaklaşım Husserl’den ber+ gelenekselleşen fenomenoloj+dek+ “deney+m”e kadının özgül deney+m+n+ de +ç+ne alacak şek+lde gen+ş b+r perspekt+ften bakmayı b+ze önermekted+r.54 Almanca Erlebn%s anlamına gelen ve Fransız fenomenologlar tarafından kullanılan yaşanmış deney+m; deney+m+ çoğulluğu +ç+nde bütün teor+k ve sağduyusal peş+n hükümlerden arındırılmış şek+lde tanımlamak +ç+n ortaya konmuştur. Beauvo+r’ın fem+n+st felsefes+ bu saf deney+m+ tüm çeş+tl+l+ğ+ ve çoğulluğu +ç+nde tanımlamayı kend+ne hedef ed+nm+şt+r. Beauvo+r dönem+n+n çağdaş fenomenologları tarafından ıskalanan kadın deney+m+ne felsef+ b+r açıklama get+rmek +ç+n yaşanmış deney+m ter+m+n+ seçm+şt+r. İk%nc% C%ns%yet’+n +k+nc+ c+ld+nde kadınların erot+k yaşamı, ev +ç+ +dares+, s+yas+ tutumları, evl+l+kler+, sanatsal yaklaşımları g+b+ b+rçok bet+mleme kend+ne yer bulmuştur.55 Beauvo+r +nsan beden+n+ kadın ve erkek olmak üzere +k+ varyasyonda +ncelerken He+nämaa’ya göre Husserl’+n ortaya koyduğu bedenlenme fenomenoloj+s+ne müracaat etm+şt+r.56 Beauvo+r şöyle der: “Gerçekte var olan, b+yolog tarafından tanımlanan beden nesnes+ değ+l, öznen+n yaşayan beden+d+r”.57 Böylece Beauvo+r, deney+mleyen ve deney+mlenen beden+ doğa b+l+mler+n+n beden+ b+r nesne olarak temalaştırmasından farklı olarak öznen+n yaşadığı beden perspekt+f+nden +nceler.58 Bu perspekt+fte beden nedensel 53 Beauvo'r, The Second Sex, 273; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13. L'nda F'sher, “Fem'n'st Phenomenology”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), 4, https://do'.org/10.1007/978-94-015-9488-2. 55 Sara He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and Sexual D'fference From Descartes to Merleau-Ponty and Beauvo'r”, İç'nde Fem1n1st Reflect1ons on the H1story of Ph1losophy, ed. L'll' Alanen ve Charlotte W'tt (Dordrecht: Spr'nger Sc'ence + Bus'ness Med'a, Inc., 2005), 146. 56 He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”, 186. 57 Beauvo'r, The Second Sex, 65; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 67. 58 Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 21. 54 15 +l+şk+lerle değ+l, b+ç+msel ve mot+vasyonel +l+şk+lerle bel+rlen+r.59 Beauvo+r, beden hakkındak+ bu yaklaşımını k+tabın sonunda b+ze tekrar hatırlatır ve şöyle der: “Beden nesnel b+ç+m+ altında öznen+n kend+s+ olduğuna göre, h+çb+r zaman deney+mler+n+n neden+ değ+ld+r. Özne davranışlarını, varoluşunun b+rl+ğ+ +ç+nde deney+mler”.60 Beauvo+r, İk%nc% C%ns%yet’te şöyle der: “İnsanlar yer+ne get+rd+kler+ tüm +şlevler+n anlamını ve değer+n+ yaratırlar, aynı şek+lde c+ns+yetler+ ve aralarındak+ +l+şk+ler+ de c+nsel faal+yete g+r+şerek tanımlarlar, ama +nsan varlığının doğası c+nsel faal+yet+ zorunlu olarak +çermez”.61 Ardından Beauvo+r, Merleau-Ponty’ye atıf yaparak Merleau-Ponty’n+n +nsan varoluşundak+ olumsallık ve zorunluluk f+k+rler+n+n d+kkate alınması gerekt+ğ+ bel+rt+r.62 Beauvo+r şöyle der: Merleau-Ponty Phénoménologie de Ia percept%on’da +nsan varoluşunun zorunluluk ve olumsallık f+k+rler+m+z+ gözden geç+rmem+z+ gerekt+rd+ğ+n+ bel+rt+r. “Varoluş” der, “rastlantısal, tesadüf+ n+tel+klere, görünüşünün oluşumuna katkıda bulunmayan h+çb+r +çer+ğe sah+p değ+ld+r; salt olgu kavramını kabul etmez, çünkü olgular yalnızca varoluş aracılığıyla ortaya çıkar”. Yeter+nce doğru. Ama aynı zamanda, varoluş olgusunun kend+s+n+n onsuz +mkânsız görüneceğ+ koşullar olduğu da doğrudur. Dünyada mevcut olmak, kes+nl+kle, aynı anda hem dünyada madd+ b+r şey hem de bu dünyaya yönel+k b+r bakış açısı olan b+r beden+n var olduğu anlamına gel+r; ancak h+çb+r şey bu beden+n şu ya da bu özel yapıya sah+p olmasını gerekt+rmez.63 Görüldüğü g+b+ Beauvo+r Merleau-Ponty’n+n “olgular yalnızca varoluş aracılığıyla ortaya çıkar” 64 sözler+n+ tasd+kler buna ek olarak varoluşu olgusal koşulların da bel+rled+ğ+n+n altını ç+zer. Zeynep D+rek de İk%nc% C%ns%yet’e yazdığı g+r+ş yazısında “varoluş dışarıdan olgular ve değerler tarafından bel+rlenen b+r şey değ+l, değerler+ üstlenme ve olguları temel b+r tasarıya göre anlamlandırma dev+n+m+d+r” der ve c+ns+yetl+ olmanın beden+n dünyaya bakış açısını değ+şt+ren koşullar ve tar+hsel durum olmadan anlaşılamayacağını öne sürer.65 Bu açıklamadan da Beauvo+r’ın hem öznen+n ve hem de 59 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 25. Beauvo'r, The Second Sex, 636; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 398. 61 Beauvo'r, The Second Sex, 36; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler,3. 62 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 31. 63 Bu pasaj İng'l'zceden d'rekt çevr'lm'şt'r. Beauvo'r, The Second Sex, 36; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 3. 64 Beauvo'r, The Second Sex, 36; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 3. 65 Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 19. 60 16 nesnel koşulların deney+mde kuruculuğunu eş düzeyde gördüğünü tesp+t etmek mümkündür. Alıntının son cümles+nde beden+ bel+rlen+mler altında düşünmey+ reddeden Beauvo+r’ın “kadın doğulmaz, kadın olunur”66 +fades+n+n arka planındak+ düşünce daha anlaşılır hale gel+r. Beauvo+r, bu söylemlerle beden+n özcü bel+rlen+mler+ altında doğallaştırılmış olarak ele alınmasına b+r meydan okumakta ve c+ns+yetlend+r+lm+ş beden+ b+r tar+hsel durum olarak görmeye b+z+ davet etmekted+r.67 Ancak bu noktada He+nämaa’nın Beauvo+r’ın b+yoloj+k determ+n+zm yanında sosyal determ+n+zm+ de reddett+ğ+ vurgusu öneml+d+r. He+nämaa, Anglo-Amer+kan fem+n+stler+n Beauvo+r’da kadın olma sürec+n+n b+r tür sosyalleşme sürec+ olarak yorumlamalarını ve c+nsel farklılaşmanın sosyo-kültürel güçler+n b+r etk+s+ olarak okumalarını eleşt+r+r. He+nämaa’ya göre Beauvo+r c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımına dayalı b+r c+nsel farklılık teor+s+ gel+şt+rmek yer+ne c+nsel farklılıktak+ z+h+nsel, bedensel ve anlamlandırıcı d+nam+kler+ gözler önüne sermeye çalışır.68 Bu eleşt+r+ler tez+n +lerleyen bölümler+nde etraflıca ele alınıp tartışılacaktır. Beauvo+r kadınla erkek arasındak+ +l+şk+y+ +ncelerken ve kadını b+r oluş olarak tanımlarken Merleau-Ponty’n+n fenomenoloj+s+ndek+ c+nsell+k ve aşkınlık bah+sler+ne atıfta bulunmuştur.69 Beauvo+r şöyle der: İnsan türü +ç+nde erkekle d+ş+ ancak +nsan+ bakış açısından karşılaştırılab+l+r. İnsanı tanımlayan +se ver+l+ olmayan, kend+n+ ne +se o yapan b+r varlık olmasıdır. Merleau-Ponty'n+n çok haklı olarak söyled+ğ+ g+b+, +nsan doğal b+r tür değ+l, tar+hsel b+r +ded+r. Kadın, değ+şmez b+r gerçekl+k değ+l, b+r oluştur; onu erkeğ+n karşısına oluşu +ç+nde koymak, yan+ +mkânlarını tanımlamak gerekecekt+r.70 Görüldüğü üzere Beauvo+r’ın c+ns+yetlenm+ş bedene bakışı doğallaştırma tutumundan uzak, özcü olmayan, tar+hsel b+r perspekt+fle karakter+zed+r. Beauvo+r’ın bu konumlanmasında Merleau-Ponty’n+n üslup ve tarz kavramları etk+l+ olmuş ve Beauvo+r’ın kadının varoluşu hakkında onun “ne olduğu” değ+l “nasıl olduğu” sorusuyla 66 Beauvo'r, The Second Sex, 273; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13. Stawarska, “Subject and Structure in Feminist Phenomenology: Re-Reading Beauvoir with Butler”, 22. 68 Heinämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvoir on the Foundations of the Sexual Difference”, 2122. 69 Heinämaa, “The Soul-Body Union and Sexual Difference from Descartes to Merleau-Ponty and Beauvoir”, 144. 70 Beauvo'r, The Second Sex, 61; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 64. 67 17 +lg+lenmes+ne neden olmuştur.71 Beauvo+r, Merleau-Ponty'n+n fenomenoloj+s+ndek+ beden-özne tanımını d+kkate değer görmekted+r. Algının Fenomenoloj%s%’nde MerleauPonty72 bedenler+m+z+n bu dünyadak+ “dem+r atma yer+m+z” olduğunu söyleyerek bedenler+m+z+n b+z+m +ç+n sadece algı nesneler+nden müteşekk+l olmadığını +fade eder.73 Buna göre bedenler+m+z aynı zamanda dünyadak+ varoluş tarzımız, ya da şeylere da+r sah+p olduğumuz kavrayışların bütünüdür. Beauvo+r, Merleau-Ponty'n+n felsefes+n+n b+l+nc+ varlıkla karşı karşıya get+rmed+ğ+ne, ancak onları b+r bağ +ç+nde tanımladığına d+kkat çeker.74 Bu alıntılardan da anlaşıldığı üzere Merleau-Ponty’n+n bedenlenme fenomenoloj+s+ Beauvo+r’ın düşünceler+nde b+r hayl+ etk+l+ olmuş ve Beauvo+r k+tabında Merleau-Ponty’ye sık sık başvurmuştur. Beauvo+r erkek ve kadın +ç+n “bedene dönüşmüş varoluşun tuhaf bel+rs+zl+ğ+n+ çeş+tl+ b+ç+mlerde yaşarlar” der.75 Beauvo+r beden+ bel+rlen+mler altında değ+l b+r çeş+tl+ +mkânlar ve bel+rs+zl+kler +ç+nde düşünmeye çalışır. Fem+n+st düşünüre göre +nsan varoluşunun kadın ve erkek olmak üzere +k+ ayrı bedenlenmes+ vardır. Her tek+l +nsan yaşantısı bunlardan b+r+n+n özel b+r çeş+d+d+r veya her +k+s+nden de özell+kler+ bünyes+nde barındırır. Fem+n+st perspekt+f bu +k+ beden arasındak+ deney+msel farklılıkları konu ed+n+r. Beauvo+r bu +k+ bedenlenme arasındak+ +l+şk+y+ ps+kof+z+ksel faktörlere +nd+rgeyerek açıklama g+r+ş+m+nde bulunmaz, Beauvo+r’ın +l+şk+y+ +nceleme b+ç+m+ b+l+msel değ+l, deney+msel ve +l+şk+sel unsurlara dayanır. K+ml+ğ+n c+ns+yetlenmes+nde ve c+nsel farklılığın oluşmasında ps+ş+k ve z+h+nsel unsurların yanında kes+nl+kle bedensel b+r taraf da vardır. He+nämaa’nın yorumuna göre Beauvo+r’da kadın olma +k+ ayrı n+tel+k g+b+ algılanan b+yoloj+k c+ns+yet +le toplumsal c+ns+yet+n eklemlend+ğ+ b+r toplumsallaşma sürec+ olarak anlaşılamaz. He+nämaa’ya göre Beauvo+r b+r beden+n d+ğer bedenlerle b+r +let+ş+m +ç+nde yen+ anlamlar ve +st+kametler ed+nd+ğ+ yönel+msel sürec+ temalaştırır.76 71 Heinämaa, “The Soul-Body Union and Sexual Difference from Descartes to Merleau-Ponty and Beauvoir”, 144. 72 Merleau-Ponty’n'n Türkçe çev'r's'nden faydalanılan eserler'n'n adları Türkçe, İng'l'zce çev'r'ler'nden faydalanılan eserler'n'n adları İng'l'zce ver'lecekt'r. 73 Maur'ce Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, çev. Em'ne Sarıkartal ve Eylem Hacımuratoğlu (İstanbul: İthak' Yayınları, 2016), 209. 74 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 56. 75 Beauvo'r, The Second Sex, 683; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 445. 76 He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and Sexual D'fference from Descartes to Merleau-Ponty and Beauvo'r”, 145. 18 Pek+ bedenlenmen+n +k+ varyasyonda düşünülmes+ hang+ deney+m türler+n+ dışlar? Elbette günümüz çerçeves+nde düşündüğümüzde kadın ve erkek tanımlamalarına ve çeş+tler+ne sığmayan farklı bedenlenme sah+b+ b+reyler+n deney+m+ bu bet+mlemeden dışlanır. Bu durum Beauvo+r yorumcularının farkında olduğu b+r kısıtlamadır. He+nämaa’ya göre Beauvo+r’da bedenlenmen+n kadın ve erkek olmak üzere +k+ varyasyona +nd+rgenmes+ +k+l+ğ+ güçlend+r+r ve gel+şt+r+r.77 Oksala’ya göre İk%nc% C%ns%yet’+ günümüz gözüyle okuduğumuzda k+tabın ırk, ku+r (queer), c+nsell+k ve annel+k g+b+ unsurlara yaklaşımı sorunlu gözükmekted+r. Buna rağmen Beauvo+r deney+m+n anlamını araştırırken el+nde sınırlı b+r b+lg+ kaynağının bulunduğunun farkındadır. Oksala’ya göre Beauvo+r deney+mde şeyler+n aslen nasıl ortaya çıktığını +ncelerken b+reyler+n varoluşunun arkasında onları bel+rleyen herhang+ b+r nesnell+k durumunu kabul etmemes+ bakımından fenomenoloj+k b+r yöntem+ ben+msem+şt+r. Oksala’ya göre Beauvo+r fenomenoloj+n+n metodoloj+k araçlarından b+r+ olan fenomenoloj+k +nd+rgemey+ ünlü “kadın doğulmaz, kadın olunur”78 formülasyonunda uygulayarak kadınlığa da+r tüm bel+rlen+mler+ olumsal ve tar+hsel hale get+rm+şt+r.79 Beauvo+r’da bütünsel ve tutarlı b+r k+ml+k oluşumu artık kalıtımsal özell+klerle değ+l takl+t, tekrar g+b+ kavramlarla anlaşılan d+nam+k b+r sürec+n ürünüdür. Beauvo+r kadının gerçekl+ğ+nden bahsederken bahsett+ğ+ kadın kümes+ b+yoloj+k özell+kler+n benzerl+ğ+nden oluşmaz. Bu benzerl+k kadınların ne olduklarından hareketle değ+l kadınların d+ğer nesnelerle nasıl +l+şk+ kurduklarından hareketle oluşturulur. Her b+r kadın b+rey kadınsı varoluş tarzının tek+l b+r çeş+d+ olarak ele alınır. Erkekler de aynı şek+lde er+l varoluşun b+r varyasyonudurlar. Böylece kadın ve erkek varoluşlarının benzer b+ç+mler+ genel b+r t+p+n oluşumuna etk+ ederler. Fakat kadınsı varoluşun bu genell+ğ+ kes+n ve sab+t kavramlar altında düşünülemez. Çünkü bu varoluşlar d+nam+k ve tamamlanmamış yapılar olarak karşımızda dururlar. Öncek+ eylemler+ gelecektek+ olası eylemler+n+ bel+rlemez. Varoluşları olası eylemler+n ufkuna açıktır.80 Beauvo+r The Eth%cs of Amb%gu%ty’de şöyle der: “Kuşkusuz herkes kend+ f+zyoloj+k olanakları temel+nde kend+n+ beden+n +ç+ne atar, ama beden+n kend+s+ kaba b+r olgu 77 He'nämaa, 145. Beauvo'r, The Second Sex, 273; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13. 79 Oksala, “The Method of Cr't'cal Phenomenology”, 144. 80 He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and Sexual D'fference from Descartes to Merleau-Ponty and Beauvo'r”, 145. 78 19 değ+ld+r. Dünyayla olan +l+şk+m+z+ +fade eder”.81 Burada Beauvo+r beden+n +fade ed+c+l+ğ+n+ onaylamaktadır. İk%nc% C%ns%yet’te +se bu düşünces+n+ c+nsell+ğ+ de +ç+ne alacak şek+lde ele alır.82 Beauvo+r beden ve c+nsell+k hakkında şöyle der: “Ancak beden ve c+nsell+k varoluşun somut +fadeler+ olsa da bunların +mlemeler+ ancak varoluştan hareketle keşfed+leb+l+r”.83 Bu +k+ pasajda Beauvo+r bedene asl+ b+r rol vermekte ve beden+ dünyayla olan +l+şk+m+z+ +fade ed+c+ b+r anlam kaynağı olarak görmekted+r. Ayrıca Beauvo+r İk%nc% C%ns%yet’te beden+n araçsal olarak görülmes+ne yönel+k karşıt b+r tavır +çer+s+nded+r. Düşünüre göre araçsallık kadının deney+m+n+ bet+mlemede yeters+zd+r. Bu noktada Beauvo+r He+degger’+n dünyayı amaçlara aracı olan b+r “aletler bütünü” olarak görmes+n+ eleşt+r+r. Çünkü kadının deney+m+nde dünya; kadına d+renen b+r engeld+r, yaşanılan b+r kaderd+r ve kapr+slerle doludur.84 D+ş+l beden ves+les+yle açığa çıkan dünya prat+k, el altından bulunan b+r dünya olarak deney+mlenmez. Kadına beden+ ham+lel+k, emz+rme, regl olma g+b+ çeş+tl+ deney+mler yaşatır. Bu noktada beden; kadın +ç+n b+r araç, b+r engel değ+l ancak b+r yabancılaşma deney+m+ yaşatır. Beden kend+s+n+ “yabancı b+r canlılıkla” sunar.85 Beauvo+r He+nämaa’ya göre d+ğer b+rçok yorumcunun +dd+a ett+ğ+n+n h+lafına burada d+ş+l beden+ geçers+z kılmaya çalışmaz.86 Ancak d+ş+l beden+n deney+mde erkekler+nk+nden farklı ve olumsuz türde b+r bedenlenme duygusu yaşadıklarını bet+mlemeye çalışır ve şöyle der: “Kadın da erkek g+b+ beden+d+r, ama beden+ kend+s+nden başka b+r şeyd+r”.87 Bu pasaj He+nämaa’ya göre Beauvo+r’ın Merleau-Ponty’de beden+n algının doğal öznes+ olarak görülmes+ne karşı b+r +t+razıdır. Merleau-Ponty doğal özne f+kr+n+ şu şek+lde +fade eder: “En azından deney+me sah+p olduğum ölçüde beden+m+m ve y+ne de beden+m aynı zamanda 'doğal' b+r özne, toplam varlığımın geç+c+ b+r taslağıdır”.88 Beauvo+r +se “doğal özne” f+kr+ne karşı çıkarak beden+n h+çb+r zaman anon+m ya da k+ş+sel b+r benl+kle büsbütün örtüşmed+ğ+n+n altını ç+zer. Beden b+ze hem k+ş+sel hem anon+m 81 S'mone de Beauvo'r, The Eth1cs of Amb1gu1ty, çev. Bernard Frechtman (Pr'nceton, N.J.: Record'ng for the Bl'nd & Dyslex'c, 2006), 28. 82 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 64. 83 Beauvo'r, The Second Sex, 72; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 73. 84 Beauvo'r, The Second Sex, 568; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 330. 85 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 70. 86 He'nämaa, 71. 87 Beauvo'r, The Second Sex, 57; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 60. 88 Maur'ce Merleau-Ponty, Phenomenology of Percept1on: An Introduct1on (London: Routledge, 2002), 231. 20 fakat bununla b+rl+kte yabancı unsurları da +çeren çeş+tl+ katmanlara bölünmüş olarak ver+l+r. Kadın beden+ kend+s+ne a+t olmayan b+r canlılığı da beden+nde deney+mler. Dolasıyla beden+m hem dünyadak+ zorunluluk dayanağım olarak bana a+tt+r hem de bana yabancıdır. Beauvo+r’e göre kadınlar bu yabancılık h+ss+n+ erkelere nazaran çok daha yakından deney+mlerler.89 Ham+lel+k deney+m+ buna b+r örnekt+r. Beauvo+r’e göre kadın bu deney+m+ hem b+r zeng+nleşme hem de b+r tür yaralanma olarak h+sseder. İç+nde büyüyen canlı hem kadının b+r parçasıdır hem de beden+n+ kullanan b+r tür paraz+tt+r.90 Beauvo+r kadının beden+ndek+ bu yabancı canlılık deney+m+n+n erkekten farklı olarak sürekl+ ve döngüsel b+r şek+lde devam ett+ğ+n+ +ler+ sürer. Ancak kadın bedenlenmes+n+n bu özgül karakter+ b+l+m ve felsefe tarafından tanınmamıştır.91 Beauvo+r ham+lel+ğ+n kadın +ç+n b+r “dram” olarak deney+mlend+ğ+n+ söyler.92 Ancak gerçekten ham+lel+k bu kadar olumsuz tonlarda deney+mlenmek zorunda mıdır? Kadın bu deney+m+ yaratıcı ve yen+l+kç+ b+r süreç olarak deney+mleyemez m+? Ham+lel+k deney+m+n tüm kadınlar +ç+n dram olduğu tesp+t+ +nd+rgemec+ ve genelley+c+ b+r bet+mleme g+b+ gözükmekted+r. Kadın beden+n+ ham+lel+kte hem özne hem de nesne olarak deney+mler. Bu bakımdan beden +k+l+ konumun arasında dev+n+p durur. Beauvo+r’ın doğal özne kavramına karşı ham+lel+k deney+m+ üzer+nden beden+n benl+kle her zaman yüzde yüz örtüşmed+ğ+ +fade ederken belk+ doğru b+r noktaya parmak basmaktadır. Ancak bu deney+m+n kadın +ç+n yabancılığını onda dram ve bunalmışlık oluşturacak kadar negat+f olduğu yönündek+ vurgusu tartışmaya açıktır. He+nämaa da Beauvo+r’ın ham+lel+k ve doğum bet+mlemeler+nde oldukça negat+f b+r ton olduğunu kabul eder. Ancak Beauvo+r’da bedenlenme tartışmasının özünü b+ze tekrar hatırlatarak şöyle der: “Beauvo+r’ın bedenlenme tartışmasının özü bu alt ya da üst tonlarda değ+l, yaşayan beden+n tarafsız b+r felsefes+nden hala yoksun olduğumuz argümanındadır”.93 Bu bölümde S+mone de Beauvo+r’ın kadınların özgül deney+m+ üzer+nden ele aldığı beden anlayışı doğalcı varsayımlara karşı b+r hamle olarak okunab+l+r. C+ns+yetler arası eş+ts+zl+ğ+n doğal olmaktan z+yade tar+hsel ve olumsal koşulların b+r ürünü olduğunu gösteren Beauvo+r bedenlenme tartışmasını c+ns+yetlenme sürec+ +le beraber okur. 89 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 71. Beauvo'r, The Second Sex, 476; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 239. 91 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 72. 92 Beauvo'r, The Second Sex, 476; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 239. 93 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 75. 90 21 Böylece Beauvo+r’da bedenlenme; c+ns+yet farklılığı ve c+ns+yete bağlı tahakküm +l+şk+ler+yle beraber okunarak bu varoluş deney+mler+ tartışmaya eklenen öneml+ unsurlar hal+ne gel+r. F+lozof beden ve c+nsell+ğ+n varoluştan +t+baren b+r +fade kazandığını düşünerek bedenlenmede deney+m alanının kuruculuğuna vurgu yapar. Bu vurgu doğalcı varsayımlarla çerçevelenmem+ş b+r beden+n yalnızca yaşanan deney+m zem+n+nde bel+rl+ b+r +fade hal+ne geleb+leceğ+ argümanını da +çer+r. Bölüm +çer+s+nde göster+ld+ğ+ üzere Beauvo+r’ın bedene da+r f+k+rler+n+n ne ölçüde Merleau-Ponty’n+n beden fenomenoloj+s+nden etk+lend+ğ+n+ görüleb+l+r. Beauvo+r’dak+ fenomenoloj+ etk+s+ b+z+ fenomenoloj+ geleneğ+n+n başlangıcından Beauvo+r’a değ+n beden+n ne şek+lde ele alındığı sorusuna götürür. Beauvo+r’da Merleau-Ponty etk+s+n+n arkasında beden hakkında ufuk açıcı b+r +s+m olarak fenomenoloj+n+n kurucu f+gürü ve Merleau-Ponty’n+n selef+ Edmund Husserl vardır. B+r sonrak+ bölümde Husserl ve Merleau-Ponty hattı üzer+nden beden+n fenomenoloj+de nasıl +şlend+ğ+n+n +z+ sürülecekt+r. Böylece fem+n+st düşünce +le fenomenoloj+n+n etk+leş+me g+rd+ğ+ ve kes+şt+ğ+ noktalar daha net görüleb+lecekt+r. 22 2. BÖLÜM: FEMİNİST DÜŞÜNCEDEKİ BEDEN ANLAYIŞININ FENOMENOLOJİK KAYNAKLARI: HUSSERL VE MERLEAU-PONTY 2.1. Husserl’de Yaşayan Beden Husserl, fem+n+st teor+ +ç+n bedenlenme fenomenoloj+s+nde kaynak olarak başvurulan b+r +s+m olsa da94 onun bedenden z+yade transandantal egoya öncel+k verd+ğ+n+ düşünenler fem+n+st düşünürler ve yorumcular da vardır.95 Örneğ+n Husserl’+n bedenlenme fenomenoloj+s+nde hala faydalanılab+lecek unsurlar gören Al-Saj+, +lk bakışta Husserl’+n fenomenoloj+s+n+n “bedens+z b+r b+l+nç yapısını” öne çıkarıyor g+b+ gözüktüğünü kabul eder. Özell+kle Husserl’+n erken dönem felsefes+nde transandantal +deal+zm ve mantıkçılığa da+r eğ+l+mler b+l+nc+ yönel+msel etk+nl+kte soyut b+r kutup olarak ortaya çıkarır. Böylece Husserl’+n fenomenoloj+s+ d+ğer felsefeler g+b+ bedenlenmey+ bastıran b+r n+tel+ğe sah+p olur. Al-Saj+’ye göre Husserl’de bedens+z b+l+nç teor+s+ ortaya koyan fenomenoloj+k +nd+rgeme metodu da fem+n+stler+n fenomenoloj+ye şüpheyle yaklaşmasına sebeb+yet verm+şt+r. Z+ra fenomenoloj+k redüks+yon sadece nesney+ değ+l öznel alandak+ amp+r+k egoyu ve onunla +l+şk+l+ olarak beden+, toplumsal c+ns+yete dayalı farklılığı vb. parantez +ç+ne almayı +çer+r. Al-Saj+’ye göre ortaya çıkan b+l+nç; c+nsel farklılığı örtülü b+r şek+lde dışlayan, d+ş+l beden+n yok sayılmasıyla var ed+lm+ş evrenselleşt+r+lm+ş er+l b+r b+l+nç olarak +şaretlen+r. Fenomenoloj+k +nd+rgeme öznell+ğ+ yapılandıran ve +nd+rgeme etk+nl+ğ+n+ de koşullayan bedenlenm+ş ayrık durumları (ırk, c+ns+yet, sınıf, kültür vb.) unutturur.96 Ayrıca Al-Saj+ +ç+n fenomenoloj+k redüks+yon, 94 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference; Sara He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, İç'nde The Oxford Handbook of Contemporary Phenomenology, ed. Dan Zahav', 1st ed, Oxford Handbooks (Oxford: Oxford Un'vers'ty Press, 2012), 216-42; He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”; Sara He'nämaa ve Lanei Rodemeyer, “Introduction”, Continental Philosophy Review 43, sy 1 (N'san 2010): 1-11, https://do'.org/10.1007/s11007-010-9130-0; Bergoffen, “From Husserl to Beauvo'r: Gendering the Perceiving Subject”; Al'a Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs: On the Uses of Husserl'an Phenomenology for Fem'n'st Theory”, Continental Philosophy Review 43, sy 1 (N'san 2010): 13-37, https://do'.org/10.1007/s11007-010-9135-8; Al'a Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, İç'nde The Routledge Compan1on to Fem1n1st Ph1losophy, ed. Ann Garry, Routledge Ph'losophy Compan'ons (New York ; London: Routledge, Taylor & Franc's Group, 2017). 95 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”; Taylor Carman,“The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”:, Ph1losoph1cal Top1cs 27, sy 2 (1999): 205-26, https://do'.org/10.5840/ph'ltop'cs199927210; Oksala, “The Method of Cr't'cal Phenomenology”. 96 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 15. 23 deney+mde amp+r+k olanı transandantal olandan ayırt edeb+leceğ+m+z+ kabul ederek hem çok +ler+ g+tmekte hem de amp+r+k ve olumsal kabul ed+len unsurların deney+mde yapılandırıcı etk+s+n+ görmezden gelerek gereğ+nce +ler+ g+tmemekted+r.97 Al-Saj+, +nd+rgeme faal+yet+ne daha +ler+ götürmey+ tekl+f ederek “gerçek” +nd+rgemen+n bu tür durumların (onları evrensel ya da tar+hdışı varsaymadan) deney+mde kurucu koşullar olduğunu ortaya çıkaracağını savunur.98 Al-Saj+, fem+n+stler+n Husserl fenomenoloj+s+n+n bazı noktaları hususunda çek+mser kalmakta haklı olduklarını, ancak Husserl'de zamansallık, bedenlenme, duyumsama ve duygulanıma yönel+k dak+k anal+zler+n ver+ml+ b+r +y+leşme +mkânı ortaya koyduğunu +dd+a eder.99 Beata Stawarska da fenomenoloj+ ve fem+n+st teor+ arasında ver+ml+ b+r alışver+ş potans+yel+ görse de fenomenoloj+n+n araştırma alanının sözde tarafsız ve tar+h dışı varoluş kategor+s+ olmasını ve olumsal amp+r+k +çer+kten arındırılmış aşkın b+l+nçtek+ anlamlara odaklanmasını fem+n+st proje açısından probleml+ addeder. Ayrıca Husserl’+n eserler+nde d+ş+l beden+n özgüllüğünden ve deney+m+nden bahsed+lmed+ğ+n+ söyler. Stawarska bu öneml+ eks+kl+ğ+n altını ç+zse de Husserl’+n beden+ ve toplumsal +l+şk+ler+ öznell+ğ+n aktarılamaz özell+kler+ ve fenomenoloj+n+n merkez+ sorunları olarak gördüğünü de bel+rt+r.100 He+nämaa +le Rodemeyer +se aşkın egonun amp+r+k egoyu dışladığı argümanına karşı Husserl'+n101 yayınlanmamış el yazmalarında geçen: “Ben, dünyadak+ +nsan, doğal olarak yalnızca bu +nsan olarak yaşıyorum ve kend+m+ bu +nsan olarak k+ş+sel tutumda buluyorum, dolayısıyla aşkın tutumda bulduğum g+b+ başka b+r ego değ+l+m”102 +fadeler+ne yer vererek, bu ve benzer+ pasajlarda, aşkın ego +le amp+r+k ego arasındak+ ayrımın herhang+ b+r ontoloj+k +ma olmaksızın metodoloj+k olduğu ve aşkın egonun ayrı b+r varlık değ+l, dünyev+ benl+ğ+n düşünümsel b+r mod+f+kasyonu veya olasılığı olduğu +dd+alarının varlığına d+kkat çekerler.103 Beauvo+r’ı Husserl +le beraber okumayı tekl+f eden Debra B. Bergoffen +se Husserl’+n sadece bedens+z ve mekânız b+l+nçle +lg+lenmed+ğ+n+ aynı zamanda beden+ 97 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 146. Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 16. 99 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 146. 100 Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 14. 101 Husserl’'n İng'l'zce çev'r's'nden faydalanılan eserler' İng'l'zce, Almanca aslından faydalanılan eserler' 'se Almanca adıyla yazılacaktır. 102 Edmund Husserl, Zur Phänomenolog1schen Redukt1on, ed. Sebast'an Luft, c. 34, Husserl'ana (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2002), 200, https://do'.org/10.1007/978-94-010-0574-6. 103 He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”, 5. 98 24 Ideas II ve Cartes%an Med%tat%ons: An Introduct%on to Phenomenology (V. Med+tasyon) g+b+ eserler+nde öneml+ b+r fenomenoloj+k tema hal+ne get+rd+ğ+n+ savunur. Bergoffen’a göre Husserl, Descartes’ın beden+ ve algıyı aşağılamasına karşı çıkarak felsef+ +ncelemey+ bedenlenm+ş algısal deney+m+n fenomenoloj+k ver+l+ oluşu üzer+nden temellend+rmeye çalışır.104 Ancak Bergoffen, Husserl’+n fenomenoloj+s+n+n c+ns+yetlend+r+lm+ş beden+ hesaba katmadığını çoğu fem+n+st teor+syen g+b+ kabul eder.105 Fem+n+st fenomenologlardan L+nda Martín Alcoff, Husserl’+n ep+stemoloj+s+n+n +nd+rgeme vasıtasıyla kes+n b+r hak+kat temel+ne er+şmeye çalışma hedef+ne fazla bağlı kaldığını ve onun transandantal ego kavramının öneml+ bakımlardan bedens+z kaldığını düşünmekted+r.106 Stella Sandford; fem+n+stler+n toplumsal değ+ş+m+ sağlamak +ç+n pol+t+k ajandaya sah+p olması, bundan ötürü bağlılıklarının ve konumlarının paranteze alınması değ+l ortaya konmasının gerekmes+ ve aşkın, bedens+z ve yalıtılmış özney+ eleşt+rmeler+nden dolayı kend+ler+n+ Husserl’+n başlangıçtak+ transandantal fenomenoloj+s+yle uyumlu görmed+kler+n+ bel+rt+r.107 Sandford bununla beraber stat+k aşkın fenomenoloj+den genet+k, varoluşsal, üretken ve hermeneüt+k fenomenoloj+ye geç+ş+n ve örneğ+n Husserl’+n öznelerarasılığa yönel+k yazdıklarının fem+n+st teor+n+n gel+ş+m+ adına yöntem ve kavramsal çerçeve sağladığını kabul eder.108 Fenomenoloj+ ve fem+n+st teor+ arasındak+ sıkı b+r etk+leş+m gören Sara He+nämaa bu etk+leş+m+n fem+n+st teor+n+n kurucu +sm+ Beauvo+r’dan bu yana sürdüğünü bel+rt+r. He+nämaa, Beauvo+r’ın İk%nc% C%ns%yet k+tabında Merleau-Ponty’ye tekrar tekrar atıf yapmasına rağmen Beauvo+r’ın eser+n+n Husserl +le gündeme get+r+len ve Merleau-Ponty +le beraber yen+den sorunsallaştırılan fenomenoloj+k sorular ve temalarla bağlantılı b+r şek+lde anal+z ed+lmed+ğ+n+ +fade eder.109 Düşünür İk%nc% C%ns%yet’+ değerlend+rmek +ç+n meşru zem+n+n Descartes'ın veya Sartre'ın b+l+nç felsefes+nde ya da Anglo-Amer+kan fem+n+zm+n+n c+ns+yet/toplumsal c+ns+yet ayrımından hareketle değ+l, +lk defa Husserl tarafından gündeme get+r+len fenomenoloj+k sorulardan hareketle oluşacağını savunur.110 He+nämaa, yazdığı makalelerde ve k+tabında fem+n+st teor+dek+ fenomenoloj+k arka planın 104 Bergoffen, “From Husserl to Beauvo'r: Gender'ng the Perce'v'ng Subject”, 58. Bergoffen, 66. 106 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 48. 107 Sandford, “Fem'n'st Phenomenology, Pregnancy and Transcendental Subject'v'ty”, 51. 108 Sandford, 52. 109 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 24. 110 He'nämaa, 32. 105 25 ne kadar köklü olduğuna sık sık değ+n+r.111 He+nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r k+tabında Beauvo+r’dak+ MerleauPonty etk+s+n+ Husserl kaynağına g+derek b+rl+kte okumayı tekl+f eder. Beauvo+r’ın Merleau-Ponty +le g+rd+ğ+ etk+leş+m İk%nc% C%ns%yet’te bar+zd+r. Beauvo+r’ın beden ve c+nsell+k hakkındak+ f+k+rler+n+ anlamak +ç+n +se He+nämaa’ya göre “yaşayan beden” kavramının köken+ne g+tmek gerekl+d+r. Sartre, He+degger ve Merleau-Ponty’n+n kullandığı yaşayan beden, bedenlenme tartışmasında bu düşünürler+n f+k+rler+n+ dayandırdığı Husserl’+n ortaya koyduğu b+r kavramdır.112 He+nämaa’nın verd+ğ+ b+lg+lere göre Husserl yaşayan beden (Le%b) kavramını +lk defa 1907’de nesnell+k ve uzamsallık üzer+ne verd+ğ+ derslerde kullanmıştır. Daha sonra Ideas II’de bu kavramı der+nlemes+ne +ncelem+şt+r. He+nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r adlı k+tabının +k+nc+ bölümü olan “The L+v+ng Body” bölümünde Husserl’+n bedene yönel+k +k+ farklı türde deney+m+m+z olduğu yönündek+ ayrımına d+kkat çeker. Buna göre Husserl’de madd+ bedenlerle +k+ farklı şek+lde +l+şk+ kurar ve onları deney+mler+z. Yalnızca f+z+ksel şeyler (Körper) +le canlı bedenler+ (Le%b) farklı şek+llerde deney+mler+z. B+tk+, hayvan ve +nsan bedenler+ olan canlı bedenlerle +se +k+ farklı şek+lde +l+şk+ kurarız. İlk+ doğa b+l+mc+n+n tutumudur d+ğer+ +se Husserl’+n k+ş+selc+ tutum ded+ğ+ +l+şk+ kurma b+ç+m+d+r. Doğa b+l+msel tutum beden+ anlam, amaç ve değerden sıyırarak ele alır. Beden+n hareket+ ve konumu +ç ve dış nedenler+n etk+ler+ olarak ele alınır. Bu etk+ler göz önünde bulundurularak bedene da+r düzenl+ olaylar b+r araya get+r+l+r ve bundan hareketle k+ş+n+n davranışları açıklanır ve gelecektek+ eylemler+ tahm+n ed+lmeye çalışılır. D+ğer yandan yaşayan canlı bedenlerle +se amaçlı ve anlam taşıyan k+ş+ler (Person) olarak +l+şk+ kurulab+l+r. Bu +l+şk+de artık k+ş+n+n eylemler+ tahm+n ed+l+p açıklanmaya çalışılmaz, k+ş+n+n hareketler+ ve jestler+ne karşılık ver+l+r. Fenomenoloj+k yöntem b+ze canlı bedenler+ bet+mleme olanağı tanır. Bu bet+mleme sayes+nde madd+ şeyler +le k+ş+ olarak bedenler arasındak+ fark +nceleneb+l+r.113 111 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference; He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and Sexual D'fference From Descartes to Merleau-Ponty and Beauvo'r”; He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”; Sara He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, İç'nde The Oxford Handbook of Contemporary Phenomenology, ed. Dan Zahav', 1st ed, Oxford Handbooks (Oxford: Oxford Un'vers'ty Press, 2012), 216-42; He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”; He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”. 112 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 26. 113 He'nämaa, 26. 26 He+nämaa, Husserl’dek+ Le%b kavramını yaşayan veya canlı beden anlamına gelen l%v%ng body olarak çev+r+r. Ideen II’n+n İng+l+zce çev+r+s+nde +se Le%b baş harf+ büyük olarak Body şekl+nde çevr+l+r. Bu sebeple Husserlc+ anlamda b+r bedenden bahsederken b+z de alıntılarda baş harf+ büyük beden şekl+nde yazacağız. He+nämaa’nın Husserl’de madd+ bedenlere yönel+k gördüğü +k+ farklı türde deney+m olarak salt f+z+ksel şeyler (Körper) +le canlı bedenler+n (Le%b) deney+m+ Husserl’+n metn+ne yaptığı referansta görüleb+lecek net b+r ayrım değ+ld+r. He+nämaa, canlı bedenlerle kurulan +k+ tür +l+şk+ olduğunu Ideas II §11 paragraf 25. kısım ve §48-49 paragraflarının 172-175. kısımlarına başvurarak +dd+a eder. Ancak paragraflar +ncelend+ğ+nde madd+ şeyler ve k+ş+ olarak bedenler arasındak+ ayrım net olarak konmamıştır. §48-49 paragraflarda Husserl doğa b+l+msel ruh teor+s+ ve k+ş+ teor+s+ (Egoloj%) farkından ve k+ş+selc+ tutumdan bahsetse de k+ş+ olarak “bedenlerden” bahsetmez. Husserl açıkça doğa b+l+mler+n+n ele aldığı şekl+yle Ego +le sosyal b+r dünyanın üyes+ olarak Ego arasındak+ ayrımla +lg+lend+ğ+n+ bel+rt+r. Y+ne aynı şek+lde He+nämaa’nın referans gösterd+ğ+ aralıklarda (Ideas II §11, 25; s, 27 ve Ideas II §48-49; 172-175, 179-180; s, 181-184, 189-19) Husserl canlı bedenden bahsetmemekted+r. Husserl ancak § 49’un 176 numaralı bölümünden başlayarak canlı beden +le +lg+l+ görüşler+n+ açıklar. Görünen o k+, He+nämaa Husserl okumasında canlı beden deney+m+n+n fenomenoloj+k bet+mlemes+ne odaklanmakta ve metn+ bu proje kapsamında yorumlamaktadır. He+nämaa, Husserl’+n bedenlenme anal+z+n+n ve yaptığı ayrımların c+nsell+k üzer+ne fenomenoloj+ ve varoluşçu felsefedek+ tartışmaları etk+led+ğ+n+ ve bu hat üzer+nden Beauvo+r’ın bu tartışmalara katkısını göstermek +stemekted+r.114 Husserl madd+ beden (Körper) ve yaşayan beden (Le%b) arasındak+ ayrımı Cartes%an Med%tat%ons: An Introduct%on to Phenomenology adlı eser+nde açıkça +fade eder ve şöyle yazar: Bu doğanın kend+ne özgü b+r şek+lde tasarlanmış bedenler+ arasında, beden+m+ benzers+z b+r ayrım +ç+nde, yan+ salt b+r beden (Körper) olmayan tek beden olarak, ama tam olarak b+r beden (Le%b) olarak buluyorum: Soyut dünya katmanım +ç+nde, deney+me uygun olarak duyum alanları atfett+ğ+m 114 He'nämaa, 27. 27 … “+ç+nde” hemen “yönett+ğ+m ve yönlend+rd+ğ+m”, özell+kle de “organlarının” her b+r+n+ yönett+ğ+m tek Nesne olarak buluyorum.115 Husserl Ideas II § 49’da ruh-beden +l+şk+s+n+n natüral+st tutumda nasıl ele alındığından bahseder. Şöyle der: “Ruh +le başlayalım. Doğa b+l+m+ +ç+n o kend+ başına b+r şey değ+ld+r; sadece Beden'dek+ gerçek olayların b+r tabakasıdır”.116 Ancak Husserl’e göre beden ruhla beraber ortaya çıkan, “madd+ doğadak+ +k+nc+ b+r gerçekl+k türüdür”. 117 Husserl Ideas II §45’te şöyle der: “Ps+ş+k olan deney+m +ç+nde Bedenle b+rd+r, yan+ gerçekte Bedenle b+rd+r; bu ölçüde Bedende ya da Beden+n +ç+nde b+r şeyd+r, ayırt ed+leb+l+r tek ayrı konumu yoktur. Kuşkusuz yanıltıcı olan +ntrojeks+yon +fades+ kullanılab+l+r”. Ps+ş+k n+tel+kler “salt f+z+ksel şey+n ötes+ndek+ gerçekl+k fazlası, kend+ başına ayrıştırılab+lecek b+r şey değ+l, yan yana konmuş b+r şey değ+l, f+z+ksel şey+n +ç+ndek+ b+r şeyd+r; dolayısıyla şeyle ‘b+rl+kte’ hareket eder ve uzamsal bel+rlen+m+n+ kend+s+ de uzamsal olan b+r şey+n +ç+nde bulunmasıyla kazanır”.118 Husserl, ps+ş+k unsurların beden g+b+ uzamsal düşünülemeyeceğ+n+ §14’te açıkça bel+rt+r. Ps+ş+k olan bedende olması sebeb+yle uzamsal düzen+n b+r parçasıdır.119 Dolayısıyla ondan ayrı düşünülemez. Böylece Husserl, He+nämaa’nın d+kkat çekt+ğ+ üzere ruh-beden +l+şk+s+n+ +k+ ayrı uzamsal varoluşa dayandırmaz. Ruh bedende yayılan uzamsal b+r şey değ+ld+r. Ancak Husserl’+n de farkında olduğu g+b+ ruhun bedenle +l+şk+s+n+ karakter+ze ederken kullandığı “yanıltıcı” +ntrojeks+yon ter+m+ burada ruhun bedene yerleşt+r+lm+ş olması anlamına gel+r. Bu tab+r de uzamsal çağrışımlarla yüklüdür.120 Ancak Husserl’de bu kullanım bet+mlemey+ daha açık +fade etmek +ç+n kullanılmış g+b+ gözükmekted+r. Husserl beden+ duyumların taşıyıcısı ve ruh +le somut b+r bütünlükte olan b+r yapı olarak görür. Beden b+r yandan madd+ b+r gerçekl+kken d+ğer yandan madd+ olan +le öznel alan arasına “yerleşt+r+lm+ş” b+r şey ve dış dünya +le nedensel +l+şk+ +ç+nde olan b+r merkezd+r. Beden 115 Edmund Husserl, Cartes1an Med1tat1ons: An Introduct1on to Phenomenology, çev. Dor'on Ca'rns, 7. bs (Dordrecht: Mart'nus N'jhoff Publ'shers, 1982), 97.Edmund Husserl, Cartes1an1sche Med1tat1onen und Par1ser Vorträge, ed. S. Strasser, c. 1, Husserl'ana (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 1991), §44, 128, https://do'.org/10.1007/978-94-011-3029-5. 116 Edmund Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, çev. R'chard Rojcew'cz ve André Schuwer, [Herdruk] (Dordrecht: Kluwer Academ'c Publ'shers, 1989), § 49, 184. 117 Husserl, Ideas II, § 33, 146. 118 Husserl, § 45,186. 119 Husserl, § 14, 36. 120 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 28. 28 dış dünya +le bedensel-ps+ş+k özne arasındak+ +l+şk+de b+r “dönüm noktasıdır”.121 Beden madd+ olan +le öznel olan arasındak+ bağlantı noktası olarak +ş görür. Kend+s+ de b+r yönüyle madd+ b+r yönüyle ps+ş+k n+tel+klere sah+p olduğu +ç+n b+r buluşma noktası olarak anlaşılab+lmekted+r. Husserl Ideas II §41’de üç ayrı başlık altında beden+n salt f+z+ksel unsurlardan farkını açıklar. Husserl d+ğer madd+ şeyler+n aks+ne beden+ daha farklı b+r madd+ özell+kte olduğunu söyler122 ve beden+ “duyu alanlarının taşıyıcısı olarak, özgür hareketler+n organı olarak ve dolayısıyla +raden+n organı olarak, merkez+n taşıyıcısı olarak ve uzamsal yönel+m+n temel yönler+n+n yer+ olarak” görür.123 Bu üç özell+k beden+ salt madd+ ve f+z+ksel şeylerden ayırmaktadır. Beden +lk olarak “duyumların duyumlar olarak yerelleşmes+yle beden hal+ne gel+r”.124 İk+nc+ olarak beden +rad+ ve özgür hareket+n kaynağıdır. İnsan ve hayvanlar b+r şey+ hareket ett+rmek +sted+kler+nde önce kend+ bedenler+n+ hareket ett+rmek zorundadırlar. Son olarak beden uzamsal yönel+mde her şey+n ona göre şek+llend+ğ+ b+r referans noktasıdır. Beden b+r yönel+m merkez+d+r ve tüm yönel+mler+n sıfır noktası olarak eşs+z b+r konuma sah+pt+r. Beden+n “her zaman n+ha+ merkez+ burası modunda karakter+ze ed+l+r”. O, “kend+ dışında başka b+r burası olmayandır”.125 Madd+ şeyler bedene göre b+r konumdadır, örneğ+n beden+n sağında veya solunda, arkasında veya önünded+rler.126 Bedenler+n d+ğer madd+ nesnelerle benzerl+ğ+n+n bulunduğu nokta +se beden+n de nedensel +l+şk+lerde rol oynamasıdır. Husserl bunu şu şek+lde örneklend+rerek açıklar: Beden+m+n hareketler+ dışsal şeyler+n hareketler+ g+b+ mekan+k süreçler olarak kavranır ve Beden+n kend+s+ de d+ğerler+n+ etk+leyen ve d+ğerler+n+n üzer+nde etk+ler+ olan b+r şey olarak kavranır. Şeyler ve Beden arasındak+ koşullu +l+şk+lere da+r daha önce bahsed+len tüm durumlar, söz konusu süreçler+n yalnızca f+z+ksel süreçler olarak görünmes+ sayes+nde, kavrayıştak+ değ+ş+kl+kler+ de kabul eder. Eğer ağır b+r c+s+m el+m+n üzer+nde duruyorsa (ya da belk+ b+r el+m d+ğer+n+n üzer+nde duruyorsa), o zaman ortaya çıkan basınç ya da acı h+ss+nden soyutlayarak, b+r c+sm+n d+ğer+ne baskı yapması, belk+ de baskısıyla onu deforme etmes+ g+b+ f+z+ksel b+r olguya sah+p olurum. Eğer parmağımı b+r bıçakla kesersem, o 121 Husserl, Ideas II, § 42, 168-169. Husserl, § 41, 165. 123 Husserl, §54, 224. 124 Husserl, § 37, 159. 125 Husserl, §41, 166. 126 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 29. 122 29 zaman f+z+ksel b+r beden, +ç+ne b+r kama sokulmasıyla bölünür, +ç+ndek+ sıvı dışarı akar, vs.127 Beden+ nedensel +l+şk+ler+ +çer+s+nde ele alan tutum doğa b+l+msel tutumdur. Husserl Ideas II’de doğa b+l+msel tutumu ve onun +nceleme nesnes+ olan beden+n nasıl ele alındığını anlatır. Doğa b+l+mc+ tüm unsurları karmaşık f+z+ksel +l+şk+ler+n b+r sonucu olarak açıklama eğ+l+m+nded+r. Ancak Husserl’e göre doğa b+l+msel tutumunun dayandığı daha temel b+r tutum vardır bu da k+ş+selc+ tutumdur (personal%st%sche E%nstellung). Natüral+st tutum aslında k+ş+selc+ tutuma tab+d+r ve ancak k+ş+selc+ tutumdan b+r soyutlama yoluyla ya da k+ş+selc+ tutumun kend+n+ unutmasıyla ortaya çıkar.128 K+ş+selc+ tutumda beden+n davranışının b+r açıklaması veya tahm+n+ değ+l beden+n +fade ed+c+l+ğ+, hareketler+ ve jestler+ öneml+d+r.129 Husserl’e göre k+ş+selc+ tutum yaşamın +ç+nde olan eylemler+, duyguları, eğ+l+mler+ ve söylemler+ d+kkate alır. Aynı zamanda “b+z+ çevreleyen şeyler+, doğa b+l+mler+nde olduğu g+b+ ‘Nesnel’ doğa olarak değ+l de tam olarak çevrem+z olarak ele aldığımızda bu tutum +ç+nde oluruz”.130 B+r b+l+m +nsanı örneğ+n natüral+st b+r ps+kolog b+l+m yaparken b+l+msel tutum +çer+s+nde doğayı nesneleşt+r+r. Ancak b+l+m gözlükler+n+ çıkardığında d+ğer bütün +nsanlar g+b+ çevreleyen dünyanın öznes+ olduğunun farkındadır ve bu “çevreleyen dünya” (Umwelt) +le b+l+nçl+ +l+şk+ler kurar. 131 Husserl beden ve ruhu kapsamlı b+r b+rl+k olarak görür. B+z b+r k+ş+yle muhatap olduğumuzda kend+n+ gösteren bu sezg+sel b+rl+ğ+ b+r +fade +le +fade ed+len b+rl+ğ+ +ç+nde kavrarız. Husserl bu +l+şk+y+ b+r k+tap analoj+s+yle anlatmaya çalışır. Buna göre k+taba +lk baktığımızda kel+meler, cümleler, sayfalar ve satırlar g+b+ f+z+ksel özell+kler+ görürüz. Ancak onu okuyup “kavradığımızda” cümlelerdek+ t+nsel b+rl+ğ+, k+tabın kend+ karakter+n+ ve onu d+ğerler+nden ayıran b+r üslubu fark eder+z.132 Dolayısıyla beden ve ruh b+r b+rl+k hal+nde b+r üslubu +fade eder. Burada muhatap olunan beden nedensel +l+şk+ler+ +ç+nde değ+l +fade ed+c+ b+r üslup +ç+nde anlaşılır. Husserl’e göre k+ş+ yaşamının öznes+ olarak sezg+sel b+r yaşam ufkuna sah+pt+r. Bu yaşam ufkunda k+ş+ salt madd+ şeylerle değ+l 127 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, §41, 168. 128 Husserl, § 49, 193. 129 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 31. 130 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 49, 192. 131 Husserl, § 49, 193. 132 Husserl, § 56, 248. 30 değerlerle de karşı karşıyadır. Böylece yaşam dünyasında (Lebenswelt) ortaya çıkan “temel +l+şk+ nedensell+k değ+l mot+vasyondur”.133 Husserl’e göre b+r +nsan +le karşılaştığımızda kavrayışımız onun beden+n+ veya bedenle b+rleşm+ş ruhunu ayrı ayrı +drak etmez, onu tam anlamıyla +nsan olarak +drak eder. K+ş+ bütün f+z+ksel n+tel+kler+ ve yaşanmışlıklarıyla beraber karşısındak+ bedene tamamen nüfuz eder. Burada ruh beden+n b+r bağıntısı olarak anlaşılmaz. “Beden, Beden olarak, baştan sona ruhla doludur”.134 He+nämaa’ya göre Husserl'+n bedenlenme fenomenoloj+s+, +nsan beden+ndek+ ps+ş+k ve f+z+ksel unsurları b+raradalık +ç+nde ele alarak anal+z ed+lmes+n+ sağlar. Aynı zamanda, Husserl’+n beden bet+mlemes+ndek+ +fade ve mot+vasyon kavramları c+nsell+ğ+n ve c+nsel farklılaşmanın çözümlemes+ +ç+n b+r alternat+f olarak karşımıza çıkar.135 He+nämaa +ç+n Husserl’de ruh ve beden+n karşıt değ+l +ç +çe anlaşılmasının fem+n+st bakış açısından öneml+ çıktıları vardır. Örneğ+n, +nsan yaşamında spes+f+k olarak z+h+nsel faal+yetler yoktur, tüm faal+yetler z+h+nsel olana dah+ld+r. K+ş+selc+ tutum perspekt+f+nde, bedenler+m+zle eyled+ğ+m+z her şey “ruhla doludur”. Yalnızca entelektüel faal+yetler+ +çeren meslekler değ+l prat+k amaçlara h+zmet eden meslekler de eş+t derecede z+h+nseld+r. Bu noktada He+nämaa, erot+k ve c+nsel prat+kler+n de Husserlc+ anlamda ruhu +fade eden prat+kler olarak görür. He+nämaa, Husserl’de ruh ve beden +l+şk+s+n+n kadın ve erkekl+k +le eşlenerek h+yerarş+k düşünülmed+ğ+n+ ve Husserl'+n kavramlarıyla düşünüldüğünde, “d+ş+l b+r ruh er+l olandan madd+ ya da manev+ herhang+ b+r tözle ayırt ed+lemed+ğ+n+” söyler. D+ş+l ruhun özgüllüğü farklı tezahürler+ arasında rol oynayan +l+şk+lerde ortaya çıkmaktadır. He+nämaa, Husserl'+n sözel analoj+s+n+ daha da gel+şt+rerek, d+ş+l ve er+l k+ş+ler arasındak+ farkın bedenler+ndek+ b+yoloj+k farklılıktan değ+l, b+r tarz farklılığından kaynaklandığını söyler.136 Husserl şöyle yazar: “B+reysell+kten öznen+n tüm davranış b+ç+mler+n+, tüm etk+nl+kler+n+ ve pas+fl+kler+n+ uyumlu b+r bütünlük olarak kapsayan ve tüm ps+ş+k temel+n sürekl+ katkıda bulunduğu toplam tarzı ve hab+tusu olarak bahsetmek mantıklıdır”.137 133 Husserl, XIII, 384. Husserl, § 56, 252. 135 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 232. 136 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 34. 137 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, $61, 290. 134 31 Husserl’+n bahsett+ğ+ bu toplam tarz Beauvo+r’ın İk%nc% C%ns%yet’te d+le get+rd+ğ+ kadının “toplam durumu”nu138 d+kkate almak bahs+yle benzerl+k taşır. İk+ düşünürdek+ toplam tarz vurgusu öznen+n varoluşu söz konusu olduğunda onu herhang+ b+r mevz+ye +nd+rgemeden anlamaya yönel+k b+r vurgudur. Ayrıca tarz; farklılığa olan +masıyla tek t+pleşmeyen sürekl+ değ+ş+m +ç+nde olan b+r özne varsayımını beraber+nde get+r+r. 2.2. Dokunan ve Dokunulan Beden Al+a Al-Saj+ “Bodies and Sensings: On the Uses of Husserlian Phenomenology for Feminist Theory” adlı makales+nde Husserl’+n yaşayan beden kavramsallaştırmasında olan özne-nesne, etkenl+k-ed+lgenl+k g+b+ klas+k d+kotom+ler+ aşmanın b+r +mkânını aramaktadır. Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+nde sol+ps+st açmazların farkında olarak dokunmayı bu çerçeven+n ötes+nde taşımaya gayret eden Al-Saj+ dokunma fenomenoloj+s+nde b+r toplumsallık ve öznelerarasılık +mkânı görür.139 Al-Saj+ Husserl’+n met+nler+n+ met+nle b+rl+kte ve metne karşı seç+c+ b+r şek+lde okuyarak yorumladığını bel+rt+r. Husserl’+n bedenlenmeye yönel+k özgünlüğünün dokunma fenomenoloj+s+nde açığa çıktığını bel+rt+r. Buna göre Husserl’+n bedenlenme fenomenoloj+s+ beden+ akıcı ve d+nam+k b+r unsur olarak görmem+ze olanak sağlar.140 Husserl Ideas II’de bedenlenme noktasında duyumlar (Empfindnisse) adını verd+ğ+ b+r deney+mden bahsetmekted+r. Duyumlar hem yaşayan beden+n dünyaya yönel+k yönel+msel deney+mler+n+n zem+n+n+ hem de beden+n kend+s+ +le yönel+msel olmayan deney+mler+n+ +fade eder.141 Beden madd+ şeylerle f+z+ksel +l+şk+ye g+rd+ğ+nde sadece f+z+ksel olayların deney+m+ne sah+p olmaz aynı zamanda duyumlar den+len özel b+r bedensel deney+m yaşar. B+r masaya dokunduğumda masanın f+z+ksel özell+kler+n+ h+sseder+m ama aynı zamanda ona dokunan el+mde dokunma duyumları, pürüzsüzlük ve soğukluk duyumları vs. h+sseder+m. Dokunma eylem+nde beden+n kend+s+n+ ve dünyayı algılama b+ç+m+ ve duyumsanan şey+n görünümü arasında mot+ve ed+c+ b+r +l+şk+ vardır. Örneğ+n masaya dokunurken el+mde b+r yara varsa masanın soğuk yüzey+n+ h+ssetme 138 Beauvo'r, The Second Sex, 78. Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 13. 140 Al-Saj', 17. 141 Al-Saj', 18. 139 32 deney+m+mde değ+ş+kl+k meydana gel+r.142 Husserl’de hareket ve dokunma nedensell+kle değ+l eğer-o zaman şekl+nde +lerleyen fenomenal koşullulukla b+rb+r+ne bağlanmıştır.143 Dokunma yoluyla beden ve dünya zorunlu b+r yakınlık ve karşılıklılık +ç+nde ver+l+r. Dokunmanın bu yakınlığı ve tüm beden+n kend+s+yle ve çevres+yle sürekl+ temas hal+nde olan b+r dokunma yüzey+ olması neden+yle, Husserl +ç+n dokunmanın öncel+ğ+ vardır.144 Burada beden dünya +le temas hal+nded+r ve dünyayla +l+şk+s+ne göre gen+şleyen ve daralan b+r yüzeyd+r. Al-Saj+ beden+n dokunma yoluyla duyumsamasının beden söz konusu olduğunda ortaya çıkan özne-nesne ve etkenl+k-ed+lgenl+k +k+l+kler+n+n altını oyab+leceğ+n+ göstermeye çalışmaktadır. Ona göre duyumsama fem+n+zme yaşayan, d+rençl+, d+nam+k ve aynı zamanda nesneleşt+r+len b+r bedenlenmey+ kavramsallaştırma +mkânı sunar.145 Husserl’de +k+ el+n b+rb+r+ne dokunmasını n+teleyen ç+fte duyum fenomen+ duyumların yerelleşmes+ne ve beden+n yaşayan b+r beden hal+ne gelmes+n+ sağlayan b+r fenomend+r.146 İk+ el b+rb+r+ne dokunduğunda her +k+ el de dokunma ve dokunulma duyumlarını dönüşümlü olarak bel+rs+z b+r şek+lde üstlen+r. Ç+fte duyum dokunan el+n b+r anda dokunulan el olarak tanımlanab+lme +mkânını bel+rt+r.147 Husserl’de beden+n b+r kısmı d+ğer+ne dokunduğunda duyumlar bedende +k+ye katlanır. İk+ el de +ster dokunsun +ster dokunulsun h+ssetmeye devam eder.148 Al-Saj+ Husserl’+n dokunmaya da+r ç+fte duyum teor+s+nde dokunan el+n özneleşerek dokunulan d+ğer el+ nesneleşt+rmed+ğ+n+ savunur. Al-Saj+’n+n yorumuna göre Husserl’de dokunulmak b+r nesneleşt+rme sürec+ olarak beden+n şeyleşt+r+lmes+ ve öznell+ğ+n+n askıya alınması değ+ld+r. Husserl’de yaşayan beden duyumsayan ve duyumsanan b+r konumda olması +t+bar+yle hem özne hem nesned+r hatta bu +k+l+kler+n duyum kavramı vasıtasıyla bel+rs+zleşt+ğ+ b+r alandır.149 Al-Saj+’n+n temel +dd+ası dokunma yoluyla oluşan beden+n b+r özne olarak b+r nesneye karşıtlık +ç+nde tanımlanamayacağıdır. Dokunmanın kend+ne özgü yapısı beden+ 142 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 36, 153. 143 Husserl, § 18, 62. 144 Husserl, 148. 145 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 19. 146 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 19-20. 147 Al-Saj', 21. 148 Al-Saj', 22. 149 Al-Saj', 23. 33 etkenl+ğ+ ed+lgenl+ğ+ne bağlı b+r özne kılar.150 Al-Saj+ Husserl’den yola çıkarak dokunmadokunulma +l+şk+s+nde b+r h+yerarş+ değ+l karşılılık bulur. Dolayısıyla b+r el d+ğer+ne dokuduğunda ortaya çıkan as+metr+k b+r hak+m+yet +l+şk+s+ değ+l s+metr+k b+r karşılılıktır. Bu dokunmada her el ne tam akt+f ne de tam pas+f olarak kend+ tarzınca karşılıklı olarak algılar.151 Al-Saj+’ye göre Husserl’dek+ dokunma fenomenoloj+s+ onu Luce Ir+garay’ın dokunma deney+m+ne yakınlaştırır. Ir+garay’da +k+ ç+ft dudağın dokunuşunda “etkenl+ğ+ ed+lgenl+kten, ‘dokunan şey+ dokunulan şeyden’ ayırt etmen+n b+r yolu yoktur. Dudaklar b+r okşamayı, eylems+z olmaksızın duygusal, mahrem olmaksızın görünmez ve h+yerarş+ ya da nesneleşt+rme olmaksızın ç+ft olan b+r dokunuşu bedenlend+r+r”.152 Al-Saj+’ye göre Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+nde dokunulan özne hal+ne gel+r. Dokunulma ed+lgenl+k ve duygulanımdan ayrılamaz b+r öznell+k oluşturur. Dolayısıyla dokunmadak+ nesneleşt+rme dokunulanı özneleşt+ren b+r süreç hal+ne gel+r.153 Al-Saj+ Husserl’+n dokunma yoluyla yaşayan beden+n oluşmasına da+r açıklamasının başlangıçta sol+ps+st b+r çerçevede olduğunu (Ideas II, 144. kısımda) ancak Ideas II dördüncü bölümde Husserl’+n k+ş+de beden algısının oluşumunda d+ğer bedenler+n algısı vasıtasıyla dolayımlanmanın etk+l+ olduğuna değ+nd+ğ+n+ söyler.154 Ancak Al-Saj+ Husserl’+n sol+ps+zm+n+ geç+c+ olarak görse de y+ne de beden+n oluşumunda üç şey+n göz ardı ed+ld+ğ+n+ savunur. İlk olarak Husserl k+ş+n+n çocukluk deney+m+nde bakıcısının k+ş+n+n bedensel oluşumundak+ rolünü yan+ ötek+ dokunuşun yapılandırıcı rolünü göz ardı eder. İk+nc+s+ Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+ b+r el+n d+ğer ele dokunmasıyla karakter+ze olduğundan buradak+ dokunulma duygulanımı b+r başka beden+n dokunmasından farklıdır. Başkasıyla yaşanan dokunma deney+m+nde as+metr+k b+r yön vardır. Beden+n kend+ne dokunmasında öz hareket ve k+nestez+ tarafından koşullanma vardır ancak başkasıyla dokunma deney+m+nde dokunma başkasının hareket+ne bağlıdır. Al-Saj+’ye göre dokunmanın bedenlenmey+ oluşturmasında Husserl bu oluşumdak+ merkezs+z ve bedenler arası boyutların kend+ne dokunmaya +nd+rgenemez taraflarını atlamıştır. Son olarak sol+ps+st+k soyutlamanın yaşayan beden+n oluşumundak+ 150 Al-Saj', 24. Al-Saj', 28. 152 Al-Saj', 29. 153 Al-Saj', 29. 154 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 46, 175. 151 34 rolünün ne olduğu bel+rs+zd+r. Ancak Al-Saj+ Husserl’dek+ dokunma fenomenoloj+s+n+n bedenlerarasılığı ve toplumsallığı dah+l ederek düşünülmes+n+ ve bu faktörler+n beden+ yapılandırmasındak+ oynadığı rolü göstermey+ faydalı bulur. Al-Saj+ Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+n+ h+ssed+len beden +le toplumsal-tar+hsel bağlam arasındak+ +l+şk+ yen+den düşünmek +ç+n b+r zem+n olarak kullanması f+kr+n+ öner+r.155 Al-Saj+ Husserl’+n dokunma bet+mlemes+n+n +k+l+kler+ aşan özcü olmayan d+nam+k b+r bedenlenmeye +mkân tanıdığını savunur. Beden+n nötr b+r unsur olarak toplumsal c+ns+yet, sınıf, ırk ve c+nsel farklılıklar tarafından +şaretlend+ğ+ düşünces+ne karşı Husserl’+n duyumsama ve dokunmanın yerelleşmes+ bet+mlemes+ bu +şaretlenmen+n yanı sıra beden+n de kend+s+n+ toplumsal, s+yasal ve kültürel alanda bedenlerarası b+r dolayımla b+ç+mlend+rme +mkânı sunar. Bu bet+mleme beden+n ne dışsal faktörler tarafından damgalandığı ne de b+yoloj+s+n neden olduğu b+r tems+l+ yansıttığı anlamına gel+r. Bu anal+z bedenler+n deney+mde duygusal olarak farklılaşmış ve öznelerarası oluşturulmuş olduğu yorumunun yapılmasını sağlamaktadır.156 Bu yorum aynı zamanda fenomenoloj+k poz+syon alma bakımından öneml+d+r. Çünkü fenomenoloj+ beden noktasında ne b+yoloj+k determ+n+zm+ ne de toplumsal determ+n+zm+ b+r referans merkez+ olarak almaz. Bu anlamda fenomenoloj+ yapısalcılık ve doğalcılık kutuplarına düşmeden beden+n deney+mde farklılaşan oluşumunu bet+mlemeye çalışır. Bu noktada He+nämaa’nın da savunduğu bu poz+syon Husserlc+ fenomenoloj+n+n +nsan beden+ kavrayışından +ler+ gel+r.157 Bu anlayışla beden dış etk+ler+n b+r ep+fenomen+ veya +nşası g+b+ değ+l tar+hsell+ğ+n, maddesell+ğ+n, toplumsallığın +çe +çe geçt+ğ+ b+r anlam bağı olarak görülmekted+r. Husserlc+ duygulanım anal+z+ öz ve karşıt duygulanımın bağımlılığını göster+r ve Al-Saj+’ye göre dokunmanın toplumsallığını düşünmek +ç+n b+r kapı aralar.158 Beden+n alıcılığı, bağlamsal b+r karşıtlık barındırır. Al-Saj+ tar+hsell+k, toplumsallık ve kültürün bu karşıtlığı +k+ şek+lde etk+led+ğ+n+ bel+rt+r: B+r+nc+s+, dünya tortulaşmış b+r sosyal alan olarak anlaşılab+l+r. Bu alan, çoğu kez bedenler+n tekrarlayan hareketler+ ve d+ğer etk+leş+mler+ tarafından şek+llend+r+l+rken, tems+ller, söylemler ve +kt+dar yapıları 155 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 31-32. Al-Saj', 32. 157 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 228. 158 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 33. 156 35 tarafından da etk+len+r. İk+nc+s+, beden kend+s+n+ özneler arası ve tar+hsel olarak oluşturulmuş b+r duygusal rahatlama +ç+nde konumlandırır ve bu dünyaya bel+rl+ yollarla yanıt vermes+ beklen+r. Beden+n sosyal konumu, bedene alışkanlık yoluyla yazılır ve bu alışkanlık beden+n farklı baskı s+stemler+ndek+ konumunu ve duyarlılığını etk+ler. Beden+n dokunma b+ç+m+ +se, dokunmaya müsa+t olduğunu h+ssett+ğ+ şeyler ve aldığı dokunuşlara nasıl tepk+ verd+ğ+ şekl+nde yapılandırılır. Bu sosyal konumda kadının beden+ erkeğe göre daha dokunulab+l+rd+r ve er+l tutum tarafından kadının beden+ şeyleşt+r+l+r ve c+nselleşt+r+l+r.159 Bel+rl+ b+r dokunma b+ç+m+ normalleşt+r+lm+şt+r ve dokunmanın normu hal+ne get+r+lm+şt+r. Bu dokunma b+ç+m+ tek b+r öznell+k ve etkenl+k alanı varsayar ve d+ğer dokunma ve dokunulma tarzlarını yok sayar; dolayısıyla eks+k ya da marj+nal olarak +nşa ed+l+r. Bu norm dokunmayı nesneleşt+rerek dokunmanın heterojenl+ğ+n+, bel+rs+zl+ğ+n+ çarpıtır.160 Al-Saj+’ye göre “+ster bedenler arası +ster beden +ç+ olsun, dokunma ve dokunulma +l+şk+s+ zaten toplumsal olarak kavranmalıdır. O halde dokunma, sol+ps+st+k b+r ‘duyu’ değ+ld+r. Önce kend+nden ver+l+ değ+ld+r, ancak daha sonra toplumsal +l+şk+ler tarafından şek+llend+r+l+r”.161 Bu bölümde Husserl’+n bedene yönel+k anal+zler+ olumlayıcı karakterde ancak Husserl’e yönel+k çek+mser ve eleşt+rel yorumlar da dah+l ed+lerek +ncelenmeye çalışıldı. Özell+kle Sara He+nämaa’nın Husserl yorumunda beden+n ruhla kapsamlı b+r b+rl+k +ç+nde deney+mde nedensel +l+şk+lerle değ+l mot+vasyonel +l+şk+ler çerçeves+nde +fade ed+c+ b+r üslup olarak ele alınması ve Al-Saj+’n+n yorumu ışığında Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+n+n özcü olmayan ve +k+l+kler+ aşan b+r bedenlenmeye yönel+k açtığı +mkân çalışmamızın bedenlenmeye da+r çıktıları +ç+n öneml+ felsef+ argümanları +çer+r. Bedenlenmeye yönel+k düal+st, doğalcı ve özcü yaklaşımların eleşt+r+lmes+nde Husserlc+ beden anal+z+n+n b+r kaynak olarak faydalanılacak unsurlar barındırdığı aş+kardır. Husserl’+n bedenlenme fenomenoloj+s+n+n olumlu yönde okunması bedene da+r kavrayışımızda üretken b+r kavramsal malzeme set+ sunmakla beraber Husserl’+n beden fenomenoloj+s+ne da+r eleşt+r+ler+n de hesaba katılması gerekl+d+r. Bu bağlamda Taylor Carman Husserl’+n fenomenoloj+s+nde beden+n algıdak+ payının tam olarak takd+r ed+lemed+ğ+n+ ve Husserl’+n projes+n+n esasen kavramsal b+r düal+zme dayandığını 159 Al-Saj', 33. Al-Saj', 34-35. 161 Al-Saj', 35. 160 36 düşünür. Bu bakımdan Carman beden+n yönel+msel oluşumu ve deney+mdek+ rolüne da+r Husserl’+n kavrayışı +le onun ardılı olan Merleau-Ponty’n+n kavrayışı arasında rad+kal ve +ht+yatlı b+r ayrım olduğunu bel+rt+r.162 Merleau-Ponty’n+n beden fenomenoloj+s+nde Husserl’den etk+lend+ğ+ muhakkak olsa da Husserl’den farklılaştığı hususlar fem+n+st l+teratürün yaşayan beden+ ele alış şekl+ne etk+ etm+şt+r. B+r sonrak+ bölümde beden konusunda Husserl’den Merleau-Ponty’ye geç+şte ortaya çıkan farklılaşmayı ele alınacak ve ardından Merleau-Ponty’n+n özgün beden yorumuna değ+n+lecekt+r. 2.3. Husserl’den Merleau-Ponty’ye GeçOşte Beden Bu bölümde Husserl’den Merleau-Ponty’ye geç+şte beden konusunda ortaya çıkan farklı ele alışları ortaya koyan Taylor Carman’ın “The Body +n Husserl and Merleau-Ponty” adlı makales+ b+ze yol gösterecekt+r. Carman, Husserl’de beden+n “gerçek şeyler” ve “+deal özler” arasında kalan b+r tür fenomenoloj+k anomal+ olduğunu bel+rt+r. Bu şekl+yle beden Husserl’+n hala daha +t+bar ett+ğ+ metaf+z+k ve ep+stemoloj+k ayrımlar +ç+n enteresan sorular gündeme get+r+r. Bunlardan b+r tanes+ beden+n ne b+l+nc+n +ç+nde ne de onun çevres+nde dışarıda olmasıdır.163 Husserl beden+n bu farklı konumunu bet+mlerken onu madd+ olan +le öznel alan arasına “yerleşt+r+lm+ş” b+r şey olarak tanımlar.164 Ancak Carman Husserl’+n bu açıklamasını beden+n merkez+ rolünü ıskalaması bakımından eleşt+r+r. Bedenl+ olmak sadece hakkında soyut düşüncelere sah+p olmak ya da Husserl’dek+ g+b+ onda lokal+ze ed+leb+len somut duyumların hâk+m+ olmaktan müteşekk+l b+r şey değ+ld+r. Z+ra beden k+ş+y+ yönlend+ren, “öznelere düşünce ve duyumların atfed+lmes+n+ mümkün kılan”dır. Carman’a göre Husserl’+n ölümünden sonra yayımlanan eserler+nde beden+n algıdak+ payından söz konusu ed+lse de z+h+n-dünya arasındak+ yönel+msel boşluğu bedensel yet+ler+n değ+l b+l+şsel yet+ler+n doldurması gerekt+ğ+ kabul ed+l+r. Bu sebeple Husserl bedene da+r farkındalığı daha temel b+r yönel+msell+k b+ç+m+ olarak gördüğü dokunma duyusuna dayandırır. Buna göre öznel dokunsal duyumlar bedende yarı-nesnel b+r şek+lde lokal+ze olurlar. Carman’a göre +se beden+n yönel+msell+ğ+n+ bu şek+lde dokunma 162 duyumuyla Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 205,208. Carman, 206. 164 Husserl, Ideas II, § 42, 168-169. 163 37 +l+şk+lend+rmek beden+n fenomenoloj+dek+ ehemm+yet+n+n ıskalanmasına ve yanlış değerlend+r+lmes+ne neden olur.165 Carman Husserl’+ z+h+nselc+ yönel+msell+k kuramcısı olarak sayar. Carman; z+h+nselc+ yönel+msell+ğ+n algısal deney+m+n dünyasal yapılarını ver+l+ kabul ett+ğ+n+ ve transandantal refleks+yon ve saf bet+mleme yapma projes+ kapsamında bu deney+m+ paranteze aldığını bel+rt+r. Merleau-Ponty’ye geld+ğ+m+zde +se düşünür dünyasal deney+m+n somut yapıları hususunda selef+ Husserl’den farklılaşarak özne-nesne +k+l+ğ+n+n ötes+ne g+tmeye çalışır. Merleau-Ponty bedenlenme problem+n+ felsef+ programının temel sorunsalı hal+ne get+r+r ve bütün fenomenoloj+ projes+n+ bedensel yönel+msell+k üzer+ne kurarak yetk+n z+h+n kavrayışına meydan okur. Carman’a göre Merleau-Ponty’n+n merkeze aldığı bedenlenme problem+ Husserl’dek+ kavramsal ayrımların köklü b+r şek+lde yen+den ele alınmasını gerekt+r+r. Örneğ+n yönel+msell+kte rolü olan fenomenal b+r bölge olarak z+h+nsel olanın bedenlenme +le +l+şk+s+ tekrar problemat+ze ed+l+r. Merleau-Ponty +ç+n duyum g+b+ düşünce de bedensel ter+mlerle anlaşılan algısal etk+nl+ğ+n arka planında bedensel olanla +l+şk+l+ olarak ortaya çıkar.166 Merleau-Ponty S%gns adlı k+tabında “özne ve nesne arasındak+ ayrımın bedende bulanıklaştığını”167 +fade ederken b+l+nç ve gerçekl+k +k+l+ğ+n+n altını oyar. Husserl de Merleau-Ponty de beden+n algılama anında kend+n+ algılama alanından dışladığını öne sürer. Merleau-Ponty Algının Fenomenoloj%s%’nde Husserl’+n Ideas II’de beden+n ayrı b+r algı nesnes+ olarak ortaya çıkmadığı f+kr+ne referans vererek Husserl’+ tasd+k eder. Husserl bu f+kr+ şu şek+lde +fade eder: “Kend+m+ Beden+mden ya da Beden+m+ benden uzaklaştırma olanağına sah+p değ+l+m … Tüm algılarım +ç+n bana araç olarak h+zmet eden aynı Beden, kend+s+n+ algılamamı engeller ve d+kkate değer ölçüde kusurlu b+r şek+lde oluşturulmuş b+r şeyd+r”.168 Merleau-Ponty +se şöyle der: “Dışarıdak+ nesneler+ beden+mle gözlemler+m, onları el+me alırım, +nceler+m, etraflarında döner+m; beden+me gel+nce, onun kend+s+n+ gözlemlemem: Bunu yapab+lmek +ç+n, kend+s+ gözlemleneb+l+r olmayacak +k+nc+ b+r bedene sah+p olmak gerek+rd+”.169 Ardından d+ğer sayfada beden+n merkez+ rolünü de kabul eden şu +fadelere yer ver+r: 165 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 206. Carman, 206. 167 Maur'ce Merleau-Ponty, S1gns, 6. bs (Ill'no's: Northwestern Un'vers'ty Press, 1978), 167. 168 Husserl, Ideas II, § 41, 167. 169 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 138. 166 38 O halde dünyayı gördüğü veya ona dokunduğu hal+yle beden+m+ görmek veya ona dokunmak mümkün değ+ld+r. Onun b+r nesne olmasını, “bütünüyle kurulmuş” olmasını kes+nl+kle engelleyen şey, nesneler+n onun sayes+nde var oluyor olmasıdır. Beden+m gören veya dokunan olduğu ölçüde ne görüleb+l+r ne de dokunulab+l+r.170 Burada Carman’a göre bahsed+len beden+n kend+n+ algılayamayacağı değ+l beden+n kend+n+ d+ğer varolanlar g+b+ görüp dokunamayacağıdır. Beden+n kend+ne has algısal ulaşılamazlığı b+ze algının bedensel yapısına da+r +puçları ver+r. Carman’a göre Merleau-Ponty Husserl’+n aks+ne algının b+rleş+k karakter+ne vurgu yapar. Beden Merleau-Ponty +ç+n algısal kavrayışın ufuklarını mümkün kılar ve deney+mde kurucu b+r rol oynar. Merleau-Ponty şöyle yazar: “Beden, uçsuz bucaksız b+r keşf+n sınırlarında değ+ld+r, keşfed+lmey+ reddeder ve kend+n+ bana hep aynı açıdan sunar”. Beden “tüm algılarımın marjında kalır”.171 Beden +ç+n “keşfed+lmey+ reddeder” d+yen Merleau-Ponty beden+n d+ğer nesneler g+b+ nesneleşt+r+lemeyen b+r şey olduğunu bel+rtmekted+r. Beden ne tam anlamıyla +çsel b+r özne ne de dışsal b+r deney+m nesnes+d+r. Algısal deney+mde kend+m+z+ bedene sah+p olarak değ+l b+zzat bedenler olarak algılarız.172 Carman Husserl’+n beden+n algıdak+ rolünü hakkıyla tesl+m edememes+n+n ve beden+n yönel+msell+ğ+n+ yerelleşt+r+lm+ş dokunsal duyum alanına +nd+rgemes+n+n sebeb+n+n Husserl’+n fenomenoloj+s+n+n dayandığı kavramsal düal+zm ruhu olduğunu +dd+a eder. Ancak Carman Husserl’+n z+h+n-beden problem+nde özel b+r konum almadığından f+lozofun metaf+z+ksel b+r düal+st olmadığının altını ç+zer. Husserl’+n amacı açıklayıcı b+r teor+ ortaya koymak değ+l “şeyler+n kend+ler+n+” bet+mlemekt+r. Husserl The Cr%s%s of European Sciences and Transcendental Phenomenology: An Introduct%on to Phenomenolog%cal Ph%losophy adlı eser+nde ps+koloj+ b+l+m+n+n Kartezyen düal+zmden kaynaklanan b+r ruh kavramına sah+p olduğunu ancak bu düal+zm+n “yüzyıllık b+r önyargının” sonucunda ed+n+ld+ğ+nden ve “saçmalık” olduğundan bahseder.173 Husserl Kartezyen düal+zm+ eleşt+r+rken kend+s+n+ f+z+kal+st b+r poz+syonda da konumlandırmaz. 170 Merleau-Ponty, 139. Merleau-Ponty, 137. 172 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 208. 173 Edmund Husserl, The Cr1s1s of European Sc1ences and Transcendental Phenomenology: An Introduct1on to Phenomenolog1cal Ph1losophy, çev. Dav'd Carr (Evanston: Northwestern Un'vers'ty Press, 1970), §60, 212. 171 39 Z+ra yukarıda bahs+ geçen eserde paragraf §11’de Hobbes ve Locke’un f+z+kal+st b+r natüral+zm+ savunduklarını ve ps+ş+k olanı doğallaştırdıklarını bel+rt+r.174 Carman’a göre Husserl’+n düal+st ve mon+st tandanslı felsefelerde eleşt+rd+ğ+ şey bu düşünce b+ç+mler+n+n transandantal düşünce mertebes+ne ulaşamamaları ve bundan dolayı saf b+l+nc+ kend+ kend+ne yeten fenomenler+n otonom b+r alanı olarak görmemeler+d+r.175 Husserl Ideas I paragraf §49’da şöyle yazar: “‘Saflığı’ +ç+nde ele alınan b+l+nç, kend+ kend+ne yeten b+r varlık kompleks+, +ç+ne h+çb+r şey+n nüfuz edemeyeceğ+ ve h+çb+r şey+n dışına çıkamayacağı b+r mutlak varlık kompleks+ olarak kabul ed+lmel+d+r”.176 Bu +fadeler Husserl’+n yaşayan bedenden z+yade saf b+l+nç alanına öncel+k veren b+r felsefe yapma eğ+l+m+ olduğunu göster+r n+tel+kted+r. N+tek+m Carman da bu eğ+l+m+ onaylar ve Husserl’+n fenomenoloj+s+nde f+lozofun ontoloj+k nötrlüğüne rağmen yadsınamaz b+r kavramsal düal+zm olduğunu +dd+a eder. Carman’a göre Husserl’+n fenomenoloj+s+nde b+l+nç +le gerçekl+k arasında katı b+r kategor+k ayrım vardır. Fenomenoloj+k redüks+yon b+l+nce aşkın olan her şey+n parantez +ç+ne alınmasını +fade eder böylece b+l+nce +çk+n özler alanına er+ş+l+r.177 Husserl b+l+nç +le gerçekl+k arasında ortaya koyduğu ayrımdan Ideas I’de bahseder. F+lozof şöyle yazar: “Tam da varoluş b+ç+mler+ arasındak+ esasen zorunlu olan farklılık, bunların en temel olanı, b+l+nç ve gerçekl+k arasındak+ farklılığı ortaya çıkarır”.178 Husserl +lerleyen bölümlerde “tüm doğal dünyanın b+l+nç alanlarından, z+h+nsel süreçlere a+t varlık alanından özsel olarak ayrılab+l+rl+ğ+ne +l+şk+n çıkarımlarda” bulunab+leceğ+m+ze değ+n+r.179 Kısacası Husserl Ideas I §49’da “kend+ duyuları söz konusu olduğunda, b+l+nç +le gerçekl+k arasında gerçek b+r uçurum uzanır” d+yerek bu ayrımı b+r uçurum olarak n+telend+r+r.180 Carman bu +fadelere dayanarak Husserl’+n bet+mley+c+ düzeyde de olsa düal+zm ruhuna yakın olduğunu düşünür. Ayrıyeten Husserl’+n b+l+nç ve gerçekl+k arasında gördüğü bu anlam “uçurumu” onun beden+ algısal 174 Husserl, §11, 61. Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 208. 176 Edmund Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy. F1rst Book: General Introduct1on to a Pure Phenomenology, çev. F. Kersten (The Hague: M. N'jhoff Publ'shers, 1980), §49, 112. 177 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 208. 178 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy. F1rst Book: General Introduct1on to a Pure Phenomenology, §42, 90. 179 Husserl, §46, 104. 180 Husserl, §49, 111. 175 40 deney+mde yönel+msel olguların başlıca referans noktası olarak görmes+ne de mân+ olur. Carman’ın yorumuna göre Husserl kend+m+z+ bedenl+ olarak fark etmem+z+ öznel duyumlara sah+p transandantal egonun +lkel yönel+msell+ğ+ne dayandırırken MerleauPonty, beden+ z+h+n-beden düal+zm+n+n ötes+nde düşünerek, onu b+l+nç ve gerçekl+ğ+n aynı kavramsal alanda yer aldığı b+r mekân olarak bet+mler.181 Husserl’+n beden açıklaması yalnızca madd+ bedenler+ değ+l yaşanmış ve k+ş+sel bedenler+ +çerse de ve Husserl Ideas II’de “madd+ doğanın karşısına +k+nc+ b+r gerçekl+k türü olarak koymamız gereken şey 'ruh' değ+l, beden ve ruhun somut b+rl+ğ+, +nsan (ya da hayvan) öznes+d+r” dese de Carman’a göre beden ve ruhun somut b+rl+ğ+ne müracaat etmek dah+ Husserl’de beden ve ruh arasındak+ ayrımda ortaya çıkan kavramsal düal+zmden kaçınmayı engellemez. Husserl ruh ve beden+n somut b+rl+ğ+nden bahsetse de Ideas I §53’te şöyle der: “B+l+nc+n kend+s+, bu algısal katılımlarda veya c+sman+ b+r şeyle olan bu ps+kof+z+ksel +l+şk+de, kend+ özünden h+çb+r şey kaybetmez ve özüne yabancı h+çb+r şey+ +ç+ne alamaz; aslında bu b+r mantıksızlık olurdu”.182 Görünen o k+ Husserl hala daha b+l+nc+ ve beden+ +k+ ayrı varlık olarak tanımlamakta ve b+l+nc+ bedenle +l+şk+ye g+rse b+le bedenden etk+lenmeyen b+r şey olarak n+telend+rmekted+r. Sonuç olarak Carman’a göre f+lozof kavramsal düal+zm+ aşamamaktadır.183 Alcoff da Husserl’+n “kartezyen ep+stemoloj+k temele” oldukça fazla yatırım yaptığına d+kkat çeker ardından şöyle der: “Husserl'+n ep+stemoloj+s+, sank+ b+r +nd+rgeme yoluyla şüphe götürmez b+r hak+kat temel+ oluşturulab+l+rm+ş g+b+, kes+nl+k tes+s etme hedef+ne fazla bağlı kalır. Ve onun transandantal ego kavramı, dolaysız deney+m+n mantıklı b+r değerlend+rmes+ne g+den yol olarak eleşt+rel kopuşa verd+ğ+ değerle, öneml+ açılardan bedens+z kalmıştır”.184 Yazara göre Merleau-Ponty’n+n fenomenoloj+s+ Husserlc+ fenomenoloj+y+ öneml+ ölçüde gel+şt+rm+ş ve z+h+n-beden düal+zm+ aşma noktasında çok daha başarılı olmuştur. MerleauPonty’n+n fenomenoloj+s+ dünya +le b+l+nç arasında bulunan öznen+n yaşayan beden+n+n deney+m+n+n bet+mlenmes+ne yönel+kt+r. Bu deney+m alanı soyutlanmış aşkın b+r perspekt+ften çok ete kem+ğe bürünmüş bedende somutlaşan b+r sentezd+r.185 181 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 209. Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy. F1rst Book: General Introduct1on to a Pure Phenomenology, §53, 125. 183 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 210. 184 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 48. 185 Alcoff, 48. 182 41 Husserl k+ş+n+n kend+s+n+ bedenl+ b+r varlık olarak algılamasında dokunma duyumlarının d+ğer duyumlara göre ayrıcalıklı olduğunu +fade eder. Örneğ+n görsel duyumlar gözde yerelleşemez, “aynı durum +ş+tme +ç+n de geçerl+d+r. Kulak ‘+ş+n +ç+nded+r’, ancak algılanan ton kulakta lokal+ze değ+ld+r”.186 Ancak Husserl’e göre dokunma duyusunda durum farklıdır. El b+r şeye dokunduğunda yalnızca dokunduğu nesnen+n f+z+ksel n+tel+kler+n+ h+ssetmez ayrıca el kend+s+nde yerelleşen dokunsal h+sler+ de h+sseder. Gözün kend+ gördüğü görsel duyumlar gözde veya kulağın duyduğu +ş+tsel duyumlar kulakta lokal+ze olamazken dokunsal duyumlar beden b+r nesneye dokunduğun dokunulan bölgede konumlanır.187 Dolayısıyla Husserl’e göre bedensel yönel+msell+k “dokunma duyumlarının lokal+zasyonunun ayrıcalığı”188 olarak gördüğü şeye, yan+ bedensel yönel+msell+ğ+ temellend+rd+ğ+n+ düşündüğü dokunma duyumunun ç+fte yönüne dayanır. Carman burada “bedensel yönel+msell+k” +fades+n+ kullanırken kastının k+ş+n+n b+r nesneyle kend+n+ özdeş kılmasına dayanan reflekt+f düşünce değ+l k+ş+n+n farkında olduğu “bedensel eyleml+l+ğ+n dolaysız h+ss+” olduğunu söyler.189 Carman’a göre Husserl özgür bedensel hareket+n algıdak+ kurucu rolünü Cartes%an Med%tat%ons: An Introduct%on to Phenomenology’de şu sözlerle takd+r eder: Bu doğanın kend+ne özgü b+r şek+lde tasarlanmış bedenler+ arasında, beden+m+ benzers+z b+r ayrım +ç+nde, yan+ salt b+r beden (Körper) olmayan tek beden olarak, ama tam olarak b+r beden (Le%b) olarak buluyorum… +ç+nde hemen özgürce hareket ett+ğ+m [schalte und walte] ve özell+kle her b+r organını yönett+ğ+m tek beden.190 Ancak y+ne de Carman Husserl’de bedensel eylemler+n beden+ asla bedenlenm+ş b+r özne +ç+n b+r beden olarak oluşturamadığını +dd+a eder.191 Z+ra Husserl metn+n devamında “beden+n kend+s+ ancak organlarından b+r+n+ b+r d+ğer+ aracılığıyla algıladığında kend+s+yle kurduğu reflekt+f +l+şk+de yönel+msel olarak oluştuğunu” +fade eder. Ayrıca Husserl’e göre beden+n yönel+msel +l+şk+de refleks+yonu algının her yerde 186 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 37, 156. 187 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 211. 188 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 37, 158. 189 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 211. 190 Husserl, Cartes1an Med1tat1ons: An Introduct1on to Phenomenology, 97. 191 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 211. 42 bulunan b+r özell+ğ+yle değ+l ayrıcalıklı olan dokunma duyusuna has ç+ft yönlülükle +l+şk+l+ olarak ortaya çıkar.192 Husserl Ideas II paragraf § 37’de dokunma duyumlarının beden+ oluşturmasını şu şek+lde açıklar: Tüm duyumlar ruhuma a+tt+r; her şey madd+ şeye uzanır. El+m+n bu yüzey+nde dokunma vs. duyumlarını h+ssed+yorum. Ve +şte tam da bu nedenle bu yüzey kend+s+n+ derhal Beden+m olarak göster+r. Burada şunu da ekleyeb+l+r+z: eğer kend+m+ algılanan b+r şey+n var olmadığına, b+r yanılsamaya maruz kaldığıma +kna edersem, o zaman şeyle b+rl+kte onun uzantısında uzanan her şey de ortadan kalkar. Ancak duyumlar yok olmaz… Bu hal+yle Beden, köken olarak yalnızca dokunsallıkta ve dokunma duyumlarıyla lokal+ze olan her şeyde oluşturulab+l+r: örneğ+n, sıcaklık, soğukluk, acı, vs.193 Kısacası beden Husserl’de “dokunsal duyumların duyum olarak yerelleşmes+yle”194 meydana gelmekted+r. Ancak Carman Husserl’de yönel+msel bedenlenme farkındalığının oluşmasında sadece duyumların b+r araya gelmes+n+n yeterl+ olmadığı düşünces+nded+r. Z+ra Carman’a göre duyumlar k+ş+n+n deney+mde ortaya çıkan öznel ve ps+koloj+k malzemes+d+r ve duyumlar +deal b+r yönel+msell+ğe sah+p değ+llerd+r. Dolayısıyla k+nestet+k ve har+c+ duyumlar arasındak+ +l+şk+ler bedene yönel+k k+ş+ye a+t b+r yönel+msell+k ortaya koyamaz. Husserl bedenlenme farkındalığının dokunsal duyumun ç+fte yönü aracılığıyla bazı organların öznel b+l+nc+n ayrıcalıklı nesnes+ durumuna geld+ğ+nde deney+mde ortaya çıktığını +dd+a eder. Husserl’de beden+n ortaya çıkışı beden+n kend+ kend+n+ duyumsamasının k+ş+ tarafından duyumsanması net+ces+nded+r. Görme duyusunun beden+n farkındalığı noktasında yeters+z kalması görmen+n kend+ görsel alanına er+şememes+nden kaynaklanır.195 Carman’a göre Husserl’de dokunsal duyumun bedenlenme duygusunun oluşumunda öncel+ğ+ +k+ bakımdan probleml+d+r. Öncel+kle beden+n eylemdek+ karakter+st+k “saydam rolü”nün dokunsal duyumların taşıyıcısı olarak pas+f rolünden neden daha az yönel+msel olduğu Carman +ç+n yeter+nce bar+z değ+ld+r.196 Carman bu 192 Carman, 212. Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 37, 157-158. 194 Husserl, § 37, 159. 195 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 213. 196 Carman, 213. 193 43 noktada şöyle b+r soru sorar: “Eylemler+m+ ve algılarımı bedenlenm+ş olarak deney+mleyeb+lmem +ç+n beden+m+n bana neden yerelleşt+r+lm+ş duyumların alanı olarak görünmes+ gerek+yor”? Daha sonra b+r varsayım çerçeves+nde bu problem+ düşünmeye çalışır: Varsayılsın k+ özne beden+n kend+s+ne a+t olduğuna yönel+k b+r h+sse sah+p değ+l. Ancak k+ş+ duyumları bu bedende konumlandırıyor. Carman’a göre duyumların konumlandırıldığı bu beden+n k+me a+t olduğu +lkesel bakımdan hala sorulmaya değer kalmaktadır. Z+ra Carman’ın argümanına göre böyle düşünüldüğünde k+ş+ duyumlarını başka b+r bedende, cansız b+r nesnede ya da uzayda konumlandırab+lme +mkânına sah+pt+r ve bu kavramsal olarak çel+ş+k değ+ld+r. K+ş+ bedensel özdeşleşme h+ss+ne sah+p değ+lse duyumları bu bedende konumlandırmasının nasıl b+r değ+ş+kl+k ortaya koyacağı bell+ değ+ld+r. K+ş+ duyumları kend+ beden+nde yerelleşt+rmes+ Carman’a göre esasen k+ş+n+n beden+n+ kend+ne a+t olarak fark etmes+ anlamına gel+r. Bu noktada +se duyumların yerelleşt+rmes+n+n merkez+ rolü sorgulamaya açık hale gel+r. Z+ra k+ş+ zaten duyumlarını yerelleşt+rd+ğ+ beden+ kend+ beden+ olarak tanıyordur. Bu tanımada yerelleşt+rmen+n payının ne olduğu açık değ+ld+r.197 Carman’ın Husserl’+n bedenlenme teor+s+nde gördüğü b+r d+ğer eks+kl+k +se bedenlenme noktasında benl+kte b+rtakım ön-b+l+nçler+n olma +ht+mal+n+n Husserl tarafından saptanmamasıdır. Carman şöyle der: Eğer Husserl'+n öne sürdüğü g+b+ kend+m+ b+r bedene sah+p olarak anlamam, özgür bedensel hareket+mle b+rl+kte dokunma duyum sayes+nde oluyorsa, bu ancak öznel olarak h+ssett+ğ+m duyumları yarı-nesnel olarak serg+leyen bedenle ep+stem+k +l+şk+mden ayrı olarak, benl+ğ+me da+r bazı ön b+l+nçlere, bazı farklı öz-tanımlama araçlarına sah+p olduğum +ç+n olab+l+r.198 Carman aslında Husserl’+n b+l+nc+n dışında beden de dah+l her şeyden önce gelen bütün yönel+msel faal+yetler+n odağında bulunan transandantal ben algısına k+ş+n+n sah+p olduğunu savunduğunu199 ancak aşkın öz-b+l+nc+n deney+m +ç+n neden gerekl+ olduğuna ve her yerde bulunduğuna yönel+k tatm+n ed+c+ b+r açıklamasının olmadığını bel+rt+r. 197 Carman, 214. Carman, 214. 199 Carman’ın verd'ğ' hal'yle bkz. Ideas I, 86, 109-10, 150, 160-61, 192, 253; Ideas II, §22-29; Cartes1an Med1tat1ons, §8, 11, 16 198 44 Carman k+ş+n+n kend+l+ğ+n+n farkındalığına sah+p olmasında algıdak+ dolaysız bedensel yönel+m+n kurucu b+r rol oynadığını Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s% eser+ne referansla söyler. Z+ra “Merleau-Ponty'ye göre beden, yalnızca duyumlarımın taşıyıcısı olarak tanıyarak kend+m+ özdeşleşt+rd+ğ+m b+r şey değ+ld+r; tüm deney+m+m+n kalıcı b+r +lksel ufkudur”:200 “Beden b+r dünyaya sah+p olmamızın genel yoludur”.201 Carman Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s% +le beraber Husserlc+ ç+zg+den ne kadar farklılaştığını k+taptak+ b+rkaç pasaja yer vererek göstermeye çalışır. Carman örneğ+n Merleau-Ponty’n+n “+nd+rgemen+n en bel+rg+n öğret+s+, eks+ks+z b+r +nd+rgemen+n +mkânsızlığıdır”202 sözünü Husserl’+n d+le get+remeyeceğ+ b+r açıklama olarak görür.203 Devamında f+lozof şöyle der: Özlere başvurma zorunluluğu, felsefen+n onları nesne olarak ele alması anlamına gelmez, aks+ne varoluşumuz, dünyaya atıldığı andak+ hal+yle kend+n+ b+leb+lmek +ç+n, dünyanın +ç+ne fazla sıkı sıkıya hapsolmuştur, kend+ olgusallığını kazanmak ve tanımak +ç+n +deall+k alanına gerek duyar.204 Carman’a göre Merleau-Ponty’n+n e+det+k +nd+rgemeye referans vererek yaptığı bu açıklama He+deggerc+ b+r eğ+l+me sah+pt+r.205 N+tek+m Merleau-Ponty’n+n y+ne aynı sayfalarda d+le get+rd+ğ+ “fenomenoloj+k +nd+rgeme sanıldığı g+b+ +deal+st b+r felsefen+n +fades+ olmaktan z+yade, varoluşçu b+r felsefen+n +fades+d+r: He+degger'+n sözünü ett+ğ+ ‘In-der-Welt-Se%n’, ‘dünya-+ç+nde-varlık’ da ancak fenomenoloj+k +nd+rgeme zem+n+nde bel+r+r”206 sözü Carman’a göre f+lozofun Husserlc+ transandantal öznell+k anlayışıyla He+deggerc+ Dase%n anal+t+ğ+n+ uzlaştırma gayret+n+n açık b+r örneğ+n+ teşk+l eder.207 Carman Merleau-Ponty’n+n Husserl’+n fenomenoloj+s+ne yönel+k meydan okumasını s+stemat+k olarak g+zled+ğ+n+ düşünmekted+r. Z+ra Merleau-Ponty Husserl’+n Ideas I’de hala daha “olgu ve özü karşıt olarak gördüğünü”208 ancak Husserl’+n 200 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 214. Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 211. 202 Merleau-Ponty, 18. 203 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 214. 204 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 20. 205 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 215. 206 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 19. 207 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 215. 208 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 91 dp. 201 45 “fenomenlere ger+ dönüşün tam anlamını son dönem+nde anladığını ve üstü kapalı şek+lde özler felsefes+nden koptuğunu”209 bel+rtme +ht+yacı duyar. F+lozofa göre Husserl “baştak+ e+det+k yöntem veya mantıkçılıktan son dönemdek+ varoluşçuluğa”210 geç+ş yapmıştır. Carman’a göre +se Merleau-Ponty’n+n bu Husserl’+n fenomenoloj+s+n+n gel+ş+m aşamalarına yönel+k bu yorumu ona meydan okumayı örtmes+n+n yanı sıra aynı zamanda mantıksızdır. Yazara göre Husserl’+n varoluşçuluğu tartışmalıdır. Ancak y+ne de MerleauPonty’n+n meydan okumasının yeter+nce açık olduğu pasajlar da mevcuttur. Örneğ+n Merleau-Ponty Husserl’+n +lk dönem+nde bedenlenm+ş b+l+nç açıklamasının entelektüal+st olduğunu düşünür. Merleau-Ponty’ye göre “entelektüal+zm b+l+nc+ tüm opaklığından tem+zleyerek saflaştırır, hyle'y+ hak+k+ b+r şey hal+ne get+r+r” ve böylece “somut +çer+kler+n tutup kavranması, bu şey +le z+h+n arasındak+ karşılaşma, düşünülemez hale gel+r”.211 Merleau-Ponty Husserl’+n ayrıca “dünyanın deney+m+n+ kurucu b+l+nc+n b+r saf ed+m+ olarak düşünen klas+k kavrayış”a212 sah+p olmakla suçlar. Merleau-Ponty Husserl’+n transandantal b+l+nc+n saflığı +le duyumun opaklığı arasındak+ b+r ayrım gözett+ğ+n+ ve bu ayrımın Husserl’+n orta dönem eserler+nde ve Ideas I’de olduğunu düşünür.213 Bu Carman’a göre Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s%’nde eleşt+rd+ğ+ rasyonal+st ve emp+r+st geleneğ+n Husserl’dek+ kalıntılarıdır.214 Husserl Ideas I §85’te şöyle der: “Duyusal olan, kend+ +ç+nde yönel+msell+kle +lg+l+ h+çb+r şey barındırmaz”.215 Bu düşünces+nden dolayı Husserl’de dışsal ve k+nestet+k duyumlar +deal yönel+msel b+ç+mden soyutlandığından ve deney+m+n salt gerçek maddes+ olarak tasarladığından kend+ başlarına yönel+msel b+r bedenlenme duygusu oluşturamaz. Merleau-Ponty duyumun salt öznel maddes+nden nesnel farkındalığı +nşa etme f+kr+n+ reddeder. Ayrıca Carman’a göre Merleau-Ponty’n+n b+l+nc+n saflığı ve duyumların opaklığına da+r eleşt+r+ler+ aslında Husserl’dek+ +deal-gerçek ayrımına yönel+kt+r. Yazara göre Husserl bedensel hareket+n algısal deney+mle örtüşmes+n+ sadece duyumların b+r araya gelmes+yle bağlantılandırırken fenomen+n 209 Merleau-Ponty, 86 dp. Merleau-Ponty, 372 dp. 211 Merleau-Ponty, 328-29. 212 Merleau-Ponty, 331. 213 Merleau-Ponty, 331 dp. 214 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 216. 215 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy. F1rst Book: General Introduct1on to a Pure Phenomenology, §85, 203. 210 46 yönel+msel karakter+n+ örten b+r amp+r+zme düşmekted+r.216 Ancak Merleau-Ponty +deal ve gerçek arasındak+ ayrımın altını oyar ve deney+m+n kend+s+nde “ne nesne ne de özne konmuştur” der.217 Farkındalık aşkın nesnelere karşı +çk+n b+r alanda değ+ld+r. Gündel+k algısal deney+m transandantal öznell+k alanında +deal özler ortaya koymaz218 bunun yer+ne: “k+ş+ye has beden algısı ve dış algı b+ze tez koymayan b+r b+l+nç örneğ+ sunar”. Bu b+l+nç örneğ+ “kend+ kend+n+n hesabını vermeyen b+r yaşanan mantığa ve kend+ +ç+n açık olmayan, kend+s+n+ sadece bazı doğal +mler+n deney+m+ +le b+len b+r +çk+n +mlemeye” sah+pt+r.219 Carman’a göre alıntıda geçen “doğal +mler” Husserl’+n mot+vasyon kavramına b+r atıf olarak anlaşılmalıdır. Fakat Merleau-Ponty bu kavramı kend+ projes+ kapsamında dönüştürür ve şöyle der: Fenomenlere dönmek +st+yorsak, fenomenoloj+k mot+vasyon mefhumu, oluşturulması gereken en “akıcı” kavramlardan b+r+d+r. B+r fenomen+n d+ğer fenomen+ tet+klemes+, doğa olaylarını b+rb+r+ne bağlayan türden b+r nesnel etk+l+l+ğ+n sonucu olarak değ+l, fenomen+n sunduğu anlam dolayısıyla olur -fenomenler+n h+çb+r+nde açıkça ortaya konmadığı halde onların akışını yönlend+ren b+r varlık sebeb+ [raison d'être], b+r tür +şleyen akıl [raison opérante] vardır.220 Carman’ın yorumuna göre Merleau-Ponty, mot+vasyon kavramını Husserl g+b+ varsayımsal b+r çıkarım ya da duyumların +l+şk+lend+r+lmes+ olarak değ+l, daha z+yade dünyadak+ bedensel yönel+m+m+zde b+r denge ya da gestaltın süregelen b+l+nçdışı korunması olarak kavrar. Çünkü bedenler+m+z, deney+mler+m+z+ bütünleşt+rmek ve nesneler üzer+ndek+ etk+n kavrayışımızı sürdürmek +ç+n kend+ler+n+ sürekl+ olarak zımnen ayarlar:221 Algım bana mümkün olduğunca çeş+tl+ ve açık şek+lde eklemlenm+ş b+r manzara sunduğunda ve motor yönel+mler+m kend+ler+n+ açarken dünyadan bekled+kler+ cevapları aldığında, beden+m dünya üzer+nde tutunmuş olur. Algıda ve eylemde bu en yüksek derecedek+ netl+k b+r algı 216 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 216. Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 329. 218 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 216. 219 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 89. 220 Merleau-Ponty, 89. 221 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 217. 217 47 zem+n+ tanımlar, bu ben+m yaşamımın fonudur, beden+m+n ve dünyanın b+rl+kte- varoluşu +ç+n genel b+r ortamdır.222 Merleau-Ponty +ç+n beden+n algıdak+ konumlanışı, temelde b+r yargılama, çıkarım ya da hatta b+l+nçl+ farkındalık nesnes+ değ+ld+r. Bunun yer+ne, yönel+msell+ğ+n kend+l+ğ+nden, kend+ kend+n+ düzelten, ön b+l+şsel arka planıdır: “Beden+m+z b+r 'düşünüyorum'un nesnes+ değ+ld+r: Kend+ denges+n+ örgütlemeye doğru g+den, yaşanmış b+r +mlemeler bütünüdür”.223 O halde, bedenlenm+ş algısal deney+m+m+ze aracılık eden “doğal +mler” ne b+l+nc+n +ç+ndek+ şeffaf z+h+nsel +çer+kler ne de nesnel dışsal olaylardır, bunun yer+ne dünyayla olan ön b+l+şsel bedensel +l+şk+m+zde yatar.224 Bu bölümde Taylor Carman’ın “The Body +n Husserl and Merleau-Ponty” makales+ temel alınarak Husserl’den Merleau-Ponty’ye geç+şte Merleau-Ponty’n+n Husserlc+ ç+zg+den ne bakımdan farklılaştığı ve f+lozofun Algının Fenomenoloj%s% eser+yle b+rl+kte temelde bedenlenme fenomenoloj+s+ne yönel+k anlayışta ne g+b+ değ+ş+kl+kler ve yen+l+kler meydana get+rd+ğ+ açıklanmaya çalışıldı. Devam eden bölümde MerleauPonty’n+n bedene yönel+k görüşler+ fem+n+st kuram tarafından alımlanması ve tartışılması bağlamında daha detaylı b+r şek+lde ele alınacaktır. 2.4. Merleau-Ponty’de Yaşayan Beden Merleau-Ponty, özell+kle beden hakkındak+ görüşler+ bakımından fem+n+st düşünürler+n etk+lend+ğ+ ve l+teratürde sıkça başvurulan b+r f+lozoftur. Öyle k+ neredeyse fem+n+st fenomenoloj+ l+teratüründek+ makaleler+n heps+nde Merleau-Ponty’ye atıfta bulunulur. İlk 1942’de eser veren f+lozofun görüşler+ hala daha 21.yüzyılda tartışılmaya ve yorumlanmaya devam etmekted+r. Bu bölümde Merleau-Ponty’n+n beden hakkındak+ görüşler+ f+lozofla eleşt+rel b+r +l+şk+ye g+ren çağdaş fem+n+st düşünürler+n ve fem+n+st fenomenologların yorumları çerçeves+nde ele alınacaktır. Bölümde başlıca faydalanılacak makaleler: Gav+n Rae’ın, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”225 makales+, Al+a Al- 222 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 340. Merleau-Ponty, 219-20. 224 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 218. 225 Gav'n Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, Journal of Phenomenolog1cal Psychology 51, sy 2 (20 Kasım 2020): 162-83, https://do'.org/10.1163/15691624-12341376. 223 48 Saj+’n+n, “Bodies and Sensings: On the Uses of Husserlian Phenomenology for Feminist Theory”226 makales+, S+lv+a Stoller’ın, “Expressivity and Performativity: Merleau-Ponty and Butler”227 ve “Reflections on Feminist Merleau-Ponty Skepticism”228 adlı makaleler+, Jud+th Butler’ın, “Sexual Ideology and Phenomenological Description: A Feminist Critique of Merleau-Ponty’s Phenomenology of Perception”229 ve “Performative Acts and Gender Constitution: An Essay in Phenomenology and Feminist Theory’’230 adlı makaleler+, Anna Petronella Foult+er’ın, “Language and the Gendered Body: Butler’s Early Reading of Merleau-Ponty”231 makales+, Sara He+nämaa’nın, “What is a Woman? Butler and Beauvoir on the Foundations of the Sexual Difference”,232 “Sex, Gender and Embod+ment”233 makales+, Shannon Sull+van’ın, “Dom+nat+on and D+alogue +n MerleauPonty’s Phenomenology of Percept+on”234 adlı makales+ ve Taylor Carman’ın, “The Body +n Husserl and Merleau-Ponty” makales+d+r. Ayrıca Sara He+nämaa’nın, Toward a Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r235 adlı eser+ de sıkça başvurulan kaynaklar arasındadır. Merleau-Ponty’n+n fenomenoloj+s+ b+rçok fem+n+st teor+syen+n gözünde geleneksel +k+l+kler+ aşan ve fem+n+st teor+n+n projes+yle uyumlu b+r bedenlenme açıklaması sunsa da ve her ne kadar fem+n+st teor+ +ç+n zeng+n b+r kaynak olarak görülse de236 c+nsell+k anal+z+nde toplumsal c+ns+yet ve c+ns+yet+n özgüllükler+n+ keşfetmekte 226 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”. S'lv'a Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty: Merleau-Ponty and Butler”, Cont1nental Ph1losophy Rev1ew 43, sy 1 (N'san 2010): 97-110, https://do'.org/10.1007/s11007-010-9133-x. 228 S'lv'a Stoller, “Reflect'ons on Fem'n'st Merleau-Ponty Skept'c'sm”, Hypat1a 15, sy 1 (2000): 175-82. 229 Jud'th Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, İç'nde The Th1nk1ng Muse Fem1n1sm and Modern French Ph1losophy, ed. Jeffner Allen ve Ir's Mar'on Young (Bloom'ngton: Ind'ana Un'vers'ty Press, 1989), 85-100. 230 Jud'th Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on: An Essay 'n Phenomenology and Fem'n'st Theory”, Theatre Journal 40, sy 4 (Aralık 1988): 519, https://do'.org/10.2307/3207893. 231 Anna Petronella Foult'er, “Language and the Gendered Body: Butler’s Early Read'ng of Merleau‐ Ponty”, Hypat1a 28, sy 4 (2013): 767-83, https://do'.org/10.1111/hypa.12040. 232 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”. 233 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”. 234 Shannon Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, Hypat1a 12, sy 1 (1997): 1-19, https://do'.org/10.1111/j.1527-2001.1997.tb00168.x. 235 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference. 236 He'nämaa; He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”; He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”; He'nämaa, “The Soul-Body Un'on and Sexual D'fference From Descartes to Merleau-Ponty and Beauvo'r”; He'nämaa, “Embod'ment and Fem'n'st Ph'losophy”; He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”; El'zabeth Grosz, “Merleau-Ponty and Ir'garay 'n the Flesh”, Thes1s Eleven 36, sy 1 (Ağustos 1993): 37-59, https://do'.org/10.1177/072551369303600103; El'zabeth Grosz, Uçucu Bedenler: Bedensel B1r Fem1n1zme Doğru, çev. Kevser Güler, 1. bs (İstanbul: Notabene, 2020); Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”; Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, 227 49 başarısız olduğu, c+ns+yets+zleşt+r+lm+ş b+r beden düzey+nde kaldığı ve özelleşm+ş yaşanmış deney+m anal+z+nde yeter+nce +ler+ g+tmed+ğ+ +ç+n eleşt+r+l+r.237 Fem+n+st düşünürlerden bazıları Merleau-Ponty’n+n beden fenomenoloj+s+n+ c+ns+yet ve ırk farklılıklarını göz ardı ett+ğ+ +dd+asıyla eleşt+r+rler.238 Örneğ+n fem+n+zm ve fenomenoloj+ ortaklığına sıkça değ+nen ve +k+ geleneğ+n beden anlayışını yakın bulan Sara He+nämaa da Toward a Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r k+tabında Merleau-Ponty’n+n çalışmasının “d+ş+l ve er+l c+nsell+kler ya da kadınların ve erkekler+n dünyayı deney+mleme b+ç+mler+ arasındak+ olası farka +l+şk+n herhang+ b+r sorunsallaştırma +çermed+ğ+n+” kabul eder.239 Fakat He+nämaa, “Sex, Gender, and Embod+ment” adlı makales+nde Merleau-Ponty’de c+nsel farklılık sorusundan başlamamasının fenomenoloj+n+n b+r eks+kl+ğ+ değ+l metodoloj+k b+r hamles+ olarak okuyacaktır.240 Merleau-Ponty’n+n beden anal+z+n+n özcü b+r arka planı olduğunu düşünen fem+n+stler de vardır.241 Örneğ+n Shannon Sull+van Merleau-Ponty’n+n anon+m beden tanımlamasının farklılıkları görmezden geld+ğ+ ve farklılıkların arkasında yatan temel b+r çek+rdek varsaydığı +dd+asında bulunur.242 Zeynep D+rek +se C%nsel Farkın İnşası k+tabında Merleau-Ponty’n+n doğa kavramını b+r şeyler toplamı olarak değ+l de hareket eden, yaşayan, salınan b+r yapı olarak gördüğünü +fade eder. Dolayısıyla D+rek’e göre Merleau-Ponty’den mülhem b+r c+ns+yet farklılığı görüşü bel+rlen+mc+, özcü ve erekselc+ olmayan b+r yapıdadır ve heteronormat+fl+ğ+ aşma potans+yel+ne sah+pt+r. Ancak D+rek düşünürde tahakküm çözümlemes+ adına adeta b+r şey olmamasını da b+r eks+kl+k olarak and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”; L'nda F'sher ve Lester Embree, ed., Fem1n1st Phenomenology, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), https://do'.org/10.1007/978-94-015-9488-2. 237 L'nda F'sher, “Phenomenology and Fem'n'sm”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), 22, https://do'.org/10.1007/978-94-015-9488-2. 238 Ga'l We'ss, Body Images Embod1ment as Intercorporeal1ty (Londra: Routledge, 1999); Foult'er, “Language and the Gendered Body”, 779; Ir's Mar'on Young, On Female Body Exper1ence: “Throw1ng L1ke a G1rl” and Other Essays, 1. bs (New York: Oxford Un'vers'ty Press, 2005), https://do'.org/10.1093/0195161920.001.0001. 239 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 22. 240 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 216. 241 Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 98; Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 8. 242 Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 7. 50 kaydeder.243 Y+ne bazı fem+n+stler Merleau-Ponty’n+n erkekler+n deney+mler+n+ +nsan deney+mler+ yer+ne koyma eğ+l+m+nde olduğunu düşünürler.244 Örneğ+n Butler MerleauPonty’n+n c+nsel tarafsızlığı olumlamasının maskülen ve normat+f bakış açısını g+zled+ğ+n+ +dd+a eder.245 L+nda Martín Alcoff da Ir+s Mar+on Young, Jud+th Butler ve El+zabeth Grosz'un “Merleau-Ponty'n+n varoluşsal öznes+n+n er+l olduğu, c+nsell+ğe +l+şk+n açıklamasının ataerk+l heteroseksüell+ğ+ baz aldığı ve mevcut toplumsal c+ns+yet +l+şk+ler+n+ doğallaştırdığı yönündek+ yorumlarına katılır”.246 Beata Stawarska +se Merleau-Ponty'n+n felsefes+nde beden+n öznelerarası deney+m+n+n s+l+nd+ğ+n+ +dd+a eder.247 Özell+kle Butler’ın eleşt+r+ler+n+n l+teratürdek+ tartışmaların f+t+l+n+ ateşled+ğ+ bu +dd+alar +lerleyen bölümlerde etraflıca tartışılacaktır. Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s%’n+ yazma mot+vasyonunun öncell+kle Husserl’+n ruh-beden ayrımında ortaya çıkan kavramsal düal+zme b+r hamle olarak beden+n algısal deney+mdek+ merkez+ rolüne yönel+k olduğunu Carman’ın makales+ b+ze söylem+şt+. Ş+md+ Gav+n Rae bu eser+n ayrıca Husserl’den de önce Batı düşünces+n+ etk+leyen Descartes’ın II. Med+tasyon’dak+ cog%to argümanının ayrıcalıklı hale gelmes+nden ortaya çıkan +deal+zm+ne karşı b+r hamle olduğunu +dd+a etmekted+r. Rae’ın “Merleau-Ponty on the Sexed Body” makales+nde verd+ğ+ b+lg+lere göre Descartes I. Med+tasyon’da duyulardan elde ed+len b+lg+n+n aldatıcı olduğunu bu sebeple ep+stem+k kes+nl+ğ+ tes+s edemeyeceğ+n+ düşünür. Ardından II. Med+tasyon’da kes+n olarak b+l+neb+lecek b+r şey olup olmadığını sorgulamaya devam eder. Şüphe etmeye devam ederken şüphe eden sorgulayıcının kend+s+n+n var olduğunun kes+n olduğunu sonucuna varır. Rae’ın yorumuna göre II. Med+tasyon’un çıktısı “ayrıcalıklı b+r z+h+n +le aşağılanmış b+r beden arasında, sonrak+ felsefen+n çoğunu koşullandıracak +k+l+ b+r karşıtlık” kurmasıdır.248 Yazara göre Merleau-Ponty +se Algının Fenomenoloj%s% +le b+rl+kte 243 Zeynep D'rek, C1nsel Farkın İnşası: Felsef1 B1r Problem Olarak C1ns1yet, 3. (İstanbul: Met's Yayınları, 2021), 230-31. 244 Jeffner Allen, “Through the W'ld Reg'on: An Essay 'n Phenomenolog'cal Fem'n'sm”, Rev1ew of Ex1stent1al Psychology & Psych1atry 18, sy 1-3 (1983 1982): 241; Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 86; Grosz, Uçucu Bedenler: Bedensel B1r Fem1n1zme Doğru, 167-68. 245 Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 86. 246 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 50. 247 Beata Stawarska, “From the Body Proper to Flesh: Merleau-Ponty on Intersubject'v'ty”, İç'nde Fem1n1st Interpretat1ons of Maur1ce Merleau-Ponty, ed. Dorothea Olkowsk' ve Ga'l We'ss, Re-Read'ng the Canon (Un'vers'ty Park, Pa: Pennsylvan'a State Un'vers'ty Press, 2006), 92. 248 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 165. 51 Descartes’dak+ z+hn+n beden üzer+nde +mt+yazlı statüsüne ve Descartes’ın felsefes+ne +çk+n düal+zm mantığına meydan okumaktadır. Rae Merleau-Ponty’n+n S%gns eser+nden b+r alıntı yaparak bu meydan okumanın nasıl çağdaş felsefen+n genel eğ+l+m+ olduğunu f+lozof tarafından +lan ed+ld+ğ+n+ göster+r:249 Yüzyılımız “beden” ve “z+h+n” arasındak+ ayrım ç+zg+s+n+ ortadan kaldırmış ve +nsan hayatını baştan sona z+h+nsel ve bedensel olarak, her zaman bedene dayalı ve her zaman (en bedensel haller+nde b+le) k+ş+ler arasındak+ +l+şk+lerle +lg+l+ olarak görmekted+r. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında pek çok düşünür +ç+n beden b+r parça madde, b+r mekan+zmalar ağıydı. Y+rm+nc+ yüzyıl ten kavramını, yan+ canlı beden kavramını yen+den canlandırmış ve der+nleşt+rm+şt+r.250 Rae bu alıntı üzer+ne Merleau-Ponty’n+n bu eğ+l+me en öneml+ katkısının b+lg+y+ bedens+z b+r z+hn+n ürünü kabul etmekten z+yade b+lg+n+n sosyal olana gömülü yaşayan beden+n b+r çıktısı olarak görmek olduğunun altını ç+zer.251 Fenomenolog, yaşayan beden+ deney+mden +t+baren anlamaya çalışır. Bu deney+m alanında fenomenolog, varsayımları paranteze alarak dünyayı özneye tezahür ett+ğ+ şekl+yle bet+mler, o “anlamların deney+mde nasıl oluştuğunu anlamayı amaçlar, bu nedenle çalışmalarını deney+m+n arkasında olduğu +dd+a ed+len, varsayılan veya b+l+nen gerçekl+klere dayandıramaz”.252 He+nämaa’ya göre Husserl fenomenoloj+k paranteze almayı b+l+nc+n temel yapılarına ulaşmak +ç+n b+r yol olarak görürken Merleau-Ponty özler+n fenomenoloj+k araştırmanın n+ha+ noktası olamayacağını +dd+a etm+şt+r. Z+ra fenomenolog özler+n de köken+n+ ortaya çıkarmak adına özgül ve t+kel deney+me dönmel+d+r. Bu sebeple Merleau-Ponty’de “deney+m+n öznes+ dünyadan kopuk b+r b+l+nç değ+l, dünyada d+ğer bedenlerle b+rl+kte yaşayan canlı b+r bedend+r”.253 Merleau-Ponty +ç+n deney+mde yaşayan beden b+r +fade olarak ortaya çıkar. Ancak bu, “beden+n ruh ya da b+l+nç g+b+ ayrı b+r varlığın durumlarını +fade ett+ğ+” anlamına gelmez.254 Merleau-Ponty bu f+kr+ şu sözlerle +fade eder: 249 Rae, 166. Merleau-Ponty, S1gns, 226-27. 251 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 166. 252 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 25. 253 He'nämaa, 25. 254 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 37-38. 250 52 Bedensel veya tensel yaşam +le ps+ş+zm+n karşılıklı b+r +fade +l+şk+s+ +ç+nde olduğunu veya bedensel olayın da+ma ps+ş+k b+r +mlemes+ olduğunu söyled+ğ+m+zde, bu formüller+n açıklanması gerek+r. Nedensel düşüncey+ dışarıda bırakmak +ç+n geçerl+ olsalar da beden+n, Z+hn+n [Esprit] saydam örtüsü olduğunu kastetmezler. Beden +le z+h+n arasındak+ +l+şk+n+n anlaşıldığı ortam olarak varoluşa ger+ dönmek, B+l+nce veya Z+hne ger+ dönmek değ+ld+r.255 Merleau-Ponty'de yaşayan beden, dünyayla +l+şk+ kurmanın b+r “tarzını”256 ya da dünyaya yönel+k b+r “duruşu”257 +fade eder. “Beden+n anlamı, görünür, +ş+t+leb+l+r veya dokunulab+l+r unsurlarının arkasında veya üstünde yer almaz; bunlar arasındak+ +l+şk+lerde ortaya çıkar”.258 Beden b+yoloj+k b+l+mlerde ele alındığı şekl+yle b+r organ+zma olarak düşünülmemel+d+r. Anatom+ ve f+zyoloj+n+n varsayımları, beşerî b+l+mler ve sosyal b+l+mlerle beraber paranteze alınmalıdır. Beden b+reye kend+n+ +lk olarak b+r çalışma nesnes+ olarak değ+l b+r başlangıç noktası olarak sunar. Merleau-Ponty, Husserl tarafından kullanılan yaşayan beden (Le%b) kavramını temel alarak, yaşayan beden+n deney+m yelpazes+n+ bet+mlemek +ç+n neden, sonuç, +şlev g+b+ kavramların yeters+z olduğunu düşünür. “Beden ve çevres+ arasındak+ +l+şk+ler dışsal, nedensel değ+l, +çsel +fade +l+şk+ler+d+r”.259 Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s% eser+yle beraber tasarladığı projen+n temel kaygısını aktardıktan sonra k+tabın fem+n+st +lg+ler+n de odağında olan beden+n özneleşme sürec+ndek+ rolü, dokunma fenomenoloj+s+, bedenlenme, c+ns+yet ve c+nsell+k +l+şk+s+ g+b+ konuları gündem+ne aldığı “Beden” başlıklı +k+nc+ bölüme daha yakından bakılması gerekmekted+r. 2.4.1. Beden Şeması Merleau-Ponty 1945’te kaleme aldığı Algının Fenomenoloj%s% adlı eser+n+n b+r+nc+ bölümünde yer alan “C+nsel Varlık Olarak Beden” ve “İfade Olarak Beden ve Söz” başlıklı alt bölümler+ fem+n+st l+teratürde sıkça alıntılanmış ve yorumlanmıştır. Düşünürün bedene da+r görüşler+ çağdaşı olan S+mone de Beauvo+r’ı etk+lem+ş ve böylece 255 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 228. Merleau-Ponty, 95. 257 Merleau-Ponty, 149. 258 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 38. 259 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 26. 256 53 Merleau-Ponty’n+n düşünceler+ fem+n+st l+teratürdek+ beden ve c+nsell+k tartışmalarına dah+l ed+lm+şt+r. Merleau-Ponty’n+n l+teratüre etk+s+ yadsınamaz olsa da görüşler+ fem+n+st düşünürler tarafından tartışılmış ve eleşt+r+lm+şt+r.260 El+zabeth Grosz, Merleau-Ponty’n+n fenomenoloj+s+ne yönel+k “nötral+zasyon yoluyla kadın düşmanı olarak görmek ... ya da fem+n+st amaçlar +ç+n son derece ve alışılmadık derecede yararlı olarak görmek” g+b+ +k+ zıt görüşün oluşması +ç+n “bakış açısında ufak b+r kayma”nın yeterl+ olduğunu bel+rterek f+lozofu değerlend+r+rkenk+ hassas teraz+ye d+kkat çekm+şt+r.261 Bu bölümde MerleauPonty’n+n bedenlenme fenomenoloj+s+n+n genel hatları özell+kle yukarıda bahsed+len “C+nsel Varlık Olarak Beden” ve “İfade Olarak Beden ve Söz” başlıklı alt bölümler d+kkate alınarak l+teratürdek+ çağdaş yorumlar ve eleşt+r+lerle beraber +ncelenecekt+r. Merleau-Ponty Algının Fenomenoloj%s%’n+n +lk bölümünü “Beden” olarak başlıklandırmıştır. Merleau-Ponty bu bölümün üçüncü alt başlığı olan “K+ş+n+n Kend+ Beden+n+n Mekansallığı ve Motor Becer+” adlı bölümde +lk defa “beden şeması”, “schéma corporel” kavramından bahsetmekted+r. Merleau-Ponty “beden şeması” kavramını Paul Sch+lder ve Henry Head’+n çalışmalarına referans vererek kullanmaktadır.262 Beden şeması her zaman algıyı b+lg+lend+ren ne salt z+h+nsel tutuma ne de salt f+zyoloj+k duruma +nd+rgeneb+len b+r şemayı +fade eder.263 Şema kavramı bütün tems+ller+n arkasındak+ a pr+or+ koşulu, k+ş+n+n nesnelere yönel+k farkındalığını önceden yapılandıran b+r eğ+l+m+ ya da kapas+tey+ +fade eder. Carman’a göre Merleau-Ponty’n+n şema kavramını anlamak Kantçı şemat+zm anlayışını da kavramayı gerekt+r+r. Z+ra Kantçı şemat+zm; kavramların uygulanmasını eyleme ve zaman +ç+nde meydana gelen b+r prosedüre dayandırır. Pek tab++ Merleau-Ponty Kantçı entelektüal+st şemayı b+ç+msel kurallar olarak gördüğü +ç+n reddedecekt+r, çünkü Merleau-Ponty’ye göre bu kuralların anlaşılab+l+rl+ğ+ somutlaşmış algısal deney+m türüne bağlıdır.264 Carman’ın bel+rtt+ğ+ üzere f+lozofun beden şeması kavramında Kant +le ortak olduğu yegâne nokta +se bedensel şema kavramının yargı ve düşünceler+n ortaya konmasından önce b+r dünyayı öngörmeye hazır olan “motor becer+”265 kavramına atıfta 260 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 163. Grosz, “Merleau-Ponty and Ir'garay 'n the Flesh”, 37. 262 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 147. 263 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 218. 264 Carman, 219. 265 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 208. 261 54 bulunuyor olmasıdır.266 Merleau-Ponty bu becer+y+ “alışkanlık” olarak n+telend+r+r.267 Alışkanlık bedenlenm+ş b+r duruştur ve b+l+şsel olmayan, ön düşünümsel b+r “motor yönel+msell+k”ten268 meydana gel+r.269 Alışkanlık Merleau-Ponty’n+n bet+mled+ğ+ üzere “ne b+lg+ ne de otomat+zmd+r… bedensel gayretle kend+n+ ele ver+r ve nesnel b+r adlandırmayla tercüme ed+lemez”.270 Alışkanlık algısal bedende ortaya çıkar. MerleauPonty “alışkanlığın ed+n+lmes+nde ‘anlayan’ beden”d+r der. Devamında buradak+ anlamanın “duyulur b+r ver+y+ b+r +den+n altına koymak ve beden+n b+r nesne” olması olmadığını, anlamanın “hedefled+ğ+m+z şey +le ver+l+ olan şey arasındak+, yönel+m +le gerçekleşt+rme arasındak+ uyumu h+ssetmek” olduğunu bel+rt+r.271 Merleau-Ponty’de bedene yönel+k +lkel anlayış, k+ş+n+n kend+ne yönel+k bedensel anlayışı tarafından yapılandırılır.272 Düşünür şöyle der: “Yaşayan beden+n +şlev+n+ ancak bu +şlev+ kend+m yer+ne get+rerek (canlandırarak) … anlayab+l+r+m.”273 D+ğer k+ş+ler+n bedenler+ de düşüncede kurulan b+r analoj+ yoluyla değ+l kend+l+ğ+nden oluşan bedensel becer+ler yoluyla anlaşılab+l+r hale gel+r. K+ş+ uzamdak+ konumunu düşünmeks+z+n başkasının jestler+n+ takl+t edeb+l+r. Bu k+ş+n+n kend+ hareketler+n+ d+ğer+yle eşdeğer olarak algılamasıyla mümkün olur. Özne beden+ne “başka yönlerdek+ sonsuz eşdeğer konumların açık s+stem+ olarak da sah+pt+r. Bedensel şema adını verd+ğ+m+z şey, bu eşdeğerl+kler s+stem+d+r tam da farklı motor görevler+n anında aktarılab+l+r olmasını sağlayan şey, dolaysızca ver+l+ olan bu değ+şmezd+r”.274 K+ş+ b+r başkasının jestler+n+ takl+t ederken beden+n+ d+ğer+ne ve duruma göre ayarlar, bu çevredek+ hareketlere yanıt veren, +st+krarlı b+r algısal arka plan oluşturan ve b+rey+ başkasının dünyasına açan beden şemasının b+r özell+ğ+d+r.275 Merleau-Ponty’n+n bedensel şema kavramsallaştırması hayalet organ fenomen+n+n anlaşılmasına da öncülük eder.276 Hayalet uzuv g+b+ patoloj+ler yanlış 266 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 219. Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 207. 268 Merleau-Ponty, 163. 269 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 219. 270 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 207. 271 Merleau-Ponty, 208-9. 272 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 220. 273 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 119. 274 Merleau-Ponty, 204. 275 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 220. 276 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 148. 267 55 +nançlar veya anlamsız duyumlardan z+yade k+ş+n+n yönel+m ve bedensel olasılık duygusundak+ çarpıtmalara dayanmaktadır.277 Merleau-Ponty bu durumu şöyle açıklar: Kes+lm+ş kolun mevcut olarak deney+mlenmes+ veya hasta kolun mevcut olmaması, “düşünüyorum k+...” türünden b+r şey değ+ld+r. F+zyoloj+k açıklamanın ve ps+koloj+k açıklamanın eş+t derecede çarpıttığı bu fenomen ters+ne, dünyada-var-olmanın perspekt+f+nden anlaşılır. Eks+kl+ğ+n redd+ sadece b+r dünyayla +ç +çe oluşumuzun d+ğer yüzüdür, b+z+ +şler+m+ze, kaygılarımıza, durumumuza, tanıdık ufuklarımıza doğru fırlatan doğal hareketle çel+şen şey+n üstü kapalı b+ç+mde yadsınmasıdır. Hayalet b+r kola sah+p olmak, sadece kolun becereb+leceğ+ tüm eylemlere açık kalmak demekt+r, sakatlanmadan önce sah+p olduğumuz prat+k alanı korumak demekt+r.278 Merleau-Ponty’ye göre hayalet organ fenomen+ndek+ muğlaklık beden+n +k+ katmanı olan alışılmış beden +le aktüel beden katmanı arasındak+ +l+şk+n+n anlaşılmasıyla çözüleb+l+r.279 Bu tür patoloj+ler+n düzelmes+ uzun vadel+ bedensel algı +le kısa vadel+ bedensel algının tekrar ayarlanması yoluyla gerçekleşeb+l+r.280 Merleau-Ponty +ç+n beden şeması ön b+l+şsel b+r kapas+ted+r. Dünyada özne olmanın koşulu +se ancak bedenlenerek mümkün olur. Merleau-Ponty’de “beden+m+n b+l+nc+ne dünyadan geçerek” varırım, tıpkı “dünyanın b+l+nc+ne beden+m sayes+nde vardığım” g+b+.281 Beden Merleau-Ponty’de yalnızca öznell+ğ+n b+r aracı değ+ld+r, aynı zamanda b+l+şsel olmayan, kend+ mantığına göre +şleyen b+r şeyd+r.282 Merleau-Ponty “bedensel şema, deney+m+m+z sırasında gerçekleşen çağrışımların bas+t sonucu değ+l, duyulararası dünyadak+ duruşuma da+r toptan b+r b+l+nçlenme, Gestalt ps+koloj+s+ anlamında b+r ‘b+ç+m’d+r” der ve devamında bedensel şemanın “beden+m+n bana, aktüel veya mümkün b+r göreve yönel+k duruş olarak bel+rmes+” bakımından “d+nam+k” olduğunu bel+rt+r.283 Bedensel şema k+ş+n+n beden+yle olan yönel+msel tanışıklığını b+lg+lend+ren dünyaya yönel+k arka plan tanışıklığıdır.284 Merleau-Ponty +ç+n beden, +çsel b+r +mges+ne 277 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 220. Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 126-27. 279 Merleau-Ponty, 128. 280 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 220. 281 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 127. 282 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 221. 283 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 148-49. 284 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 221. 278 56 veya tems+l+ne sah+p olunan b+r nesne olmaktan z+yade “dünyaya bakış açımdır”.285 Beden beş duyunun b+r toplamı ya da yerelleşme alanı değ+l “kalıcı b+r algı yapısıdır”.286 Merleau-Ponty’de “dış algı ve k+ş+ye has beden algısı…b+r eylem+n +k+ yüzü” g+b+ b+r ve ayrılmazdır. Husserl’dek+ saf aşkın b+l+nc+n aks+ne287 beden “saydam b+r nesne” değ+ld+r, “ancak üstlenerek tanımayı öğreneb+ld+ğ+m+z b+r +fade b+r+m+”d+r. “Bedensel şema teor+s+ örtük olarak b+r algı teor+s+d+r”.288 Carman, Merleau-Ponty’n+n “ç+fte duyum” bet+mlemes+n+n görünüşte Husserl’+n bet+mlemes+ne yakın gözüktüğünü ancak d+kkatle +ncelend+ğ+nde Merleau-Ponty’n+n bu anlatı üzer+nden deney+me yönel+k tanımlaması ve çıkardığı sonucun d+kkate değer b+ç+mde farklı olduğunun altını ç+zer. Merleau-Ponty şöyle yazar: İk+ el asla aynı anda b+rb+rler+ +ç+n dokunan ve dokunulan olamazlar. İk+ el+m+ b+rb+r+ne bastırdığımda, söz konusu olan şey, yan yana konmuş +k+ nesney+ algılar g+b+ b+rl+kte h+ssedeceğ+m +k+ duyum değ+l, +k+ el+n sırayla “dokunan” ve “dokunulan” +şlevler+n+ yer+ne get+rd+ğ+ muğlak b+r düzend+r. “İk+l+ duyumlar”dan bahsederken kasted+lm+ş olan şey, b+r +şlevden d+ğer+ne geçerken, dokunulan el+n b+razdan dokunacak olan aynı el olduğunu tesp+t edeb+lmemd+r.289 Bu alıntı üzer+ne Carman burada akt+f ve pas+f rollere bürünen eller+n anlatımının “Husserl'de pas+f duyumun lokal+zasyonunun k+nestet+k b+r +rad+ hareket duygusuyla b+rl+kte beden+m+ kend+me a+t kılan şey olduğu argümanının b+r tekrarı değ+l m+d+r? Beden+n yönel+msel oluşumunun gerçekleşt+ğ+ yer burası değ+l m+d+r?” g+b+ +t+razların geleb+leceğ+n+ söyler. Ancak Carman bu argümana Merleau-Ponty’de böyle b+r deney+m+n Husserl’dek+ kadar kurucu b+r değer+ olmadığını söyleyerek karşı çıkar.290 Z+ra Carman’ın yorumuna göre Merleau-Ponty’de beden+n öz algısı beden+n b+r duyum taşıyıcısı olmasından önce gelmekted+r. Beden+n duyumların merkez+ olması onun bedensel yönel+msell+kte b+r temel hal+ne get+remez. Z+ra el, pas+f halde +ken b+rey+n onu kend+ne a+t kılması +lk önce b+rey+n onunla önceden özdeşleşmes+n+ gerekt+r+r. Böylece 285 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 113. Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 221. 287 Carman, 222. 288 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 283. 289 Merleau-Ponty, 140-41. 290 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 222. 286 57 duyumların Merleau-Ponty’de özneye a+t kılınması öncel+kle öznen+n beden+yle özdeşlemes+yle mümkün olur.291 Bu noktada Al+a Al-Saj+ “Bodies and Sensings: On the Uses of Husserlian Phenomenology for Feminist Theory” adlı makales+nde Merleau-Ponty’n+n “ç+fte duyum” olgusunu Husserl’+n yorumuyla kıyaslar. Daha önce Al-Saj+’n+n “Dokunan ve Dokunulan Beden” bölümünde Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+ne yönel+k yorumlarına değ+n+lm+şt+. Bu kısımda +se yazarın Merleau-Ponty’n+n “ç+fte duyum” fenomen+n+ Husserl +le kıyaslayarak yorumlaması ele alınacaktır. Al-Saj+ eleşt+rmenler+n +k+ f+lozofun ç+fte duyuma da+r açıklamalarını benzer bulmaları ve Merleau-Ponty’n+n anlatımını bedene verd+ğ+ merkez+ rol ve dokunma üzer+ne çalışmalarının çokluğu bakımından daha üstün addetmeler+ f+kr+ne katılmaz. Hatta yazar, Merleau-Ponty’n+n Husserl’+n açıklamasını alımlayarak bet+mled+ğ+ ç+fte duyum fenomen+n+n bazı +k+l+kler+ besled+ğ+n+ bel+rt+r.292 Merleau-Ponty Algının Fenomenoloj%s%’nde şöyle der: Sağ elim bir nesneye dokunurken sol elimle sağ elimi tutabilsem de nesne olan sağ el dokunan sağ el değildir: Birincisi, mekânın bir noktasında ezilip büzülmüş bir kemik, kas ve et yığınıdır, ikincisi ise dışarıdaki nesneyi gidip kendi yerinde açığa çıkarmak için bir füze gibi mekânı kateder. O halde dünyayı gördüğü veya ona dokunduğu haliyle bedenimi görmek veya ona dokunmak mümkün değildir.293 Bu açıklamada +k+ el aynı anda b+rb+r+ne dokunma deney+m+ne sah+p olamamaktadır. İk+ el b+rb+r+ne dokunduğunda +k+ duyum beraber h+ssed+lmez, burada +k+ el+n dokunma ve dokunulma roller+n+ dönüşümlü olarak yüklend+ğ+ bel+rs+z b+r durum yaşanmaktadır. Al-Saj+’ye göre Merleau-Ponty’dek+ dokunma-dokunulma fenomen+ karşılıklı olarak b+rb+r+n+ dışlayan özne-nesne +l+şk+s+ne dayanır. Dokunan el keşfed+c+ b+r etk+nl+ğ+ üstlen+rken dokunulan el b+r ed+lgenl+ğe mahkumdur. Dokunulan el b+r duygulanıma sah+p değ+ld+r, o “kem+k, kas ve et yığınıdır”.294 Dokunulan el, dokunma gücünü sadece hafızasında tutar ve d+ğer ele dokunarak onu nesneleşt+receğ+ zamanı bekler.295 Al-Saj+ Husserl’de dokunma-dokunulma +l+şk+s+n+n farklı olduğunu, +k+ el 291 Carman, 223. Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 20. 293 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 139. 294 Merleau-Ponty, 139. 295 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 21. 292 58 b+rb+r+ne dokunduğunda duyumların bedende +k+ye katlandığını296 ve +k+ el+n de h+ssetmeye devam ett+ğ+n+ ancak Merleau-Ponty’de dokunma ve dokunulma duyumlarının çakışmadığını söyleyerek +k+ f+lozoftak+ farklılığa d+kkat çeker. Yazarın yorumuna göre Merleau-Ponty’n+n bu çakışmama sonucunda öded+ğ+ bedel duyumların +k+ye katlanması olarak deney+m+n ortadan kalkması ve bunun sonucunda elde kalanın bel+rs+zce özne-nesne ve etkenl+k-ed+lgenl+k roller+n+ dönüşümlü b+r şek+lde üstlenen “+k+ el+n arasında g+d+p gelen tek b+r duyum” olmasıdır. Merleau-Ponty’n+n ç+fte duyum açıklamasındak+ bu çakışmama Al-Saj+’ye göre “dokunma ve dokunulmanın tek b+r duyuma çökmeden b+r arada var olmasını sağlayacak heterojen ve karşıt olmayan farklılığın ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanır”.297 Al-Saj+’n+n bel+rtt+ğ+ üzere Merleau-Ponty’de dokunma akt+f ve mukted+r b+r poz+syona gönder+r. Dokunan el şeyler+ ve nesneler+ şeyleşt+r+rken bu el+n kend+s+ne dokunulmadığı görülür; n+tek+m Merleau-Ponty “beden+m gören veya dokunan olduğu ölçüde ne görüleb+l+r ne de dokunulab+l+r”d+r298 d+yerek Al-Saj+’ye göre bu durumu doğrular. Dokunmada b+r karşılıklılıktan z+yade dokunulanın ed+lgenl+ğ+ne +nd+rgend+ğ+ b+r h+yerarş+ vardır.299 Husserl’de +se dokunma-dokunulma deney+m+ dokunulduğu zaman özneleşen dokunulan el+n perspekt+f+nden ele alınır.300 Merleau-Ponty’de dokunulma, el+n öznell+ğ+n+ akamete uğratırken, Husserl’de dokunulma “nesneleşt+r+r” ama aynı zamanda da “özneleşt+r+r”. Yazara göre Husserl’dek+ dokunma teor+s+ “keşfed+c+ olmaktan çok alıcı b+r dokunuşa ve karşılıklı olarak, salt b+r nesne hal+ne get+r+lmeden dokunulma olasılığına” +şaret eder.301 Al-Saj+ Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s%’ndek+ ç+fte duyum örneğ+ndek+ çakışmama durumunu bu fenomen+n arkasındak+ b+l+nç model+n+n nesneleşt+r+c+ yönel+msell+k olarak anlaşılmasına bağlar. Bu tür b+r yönel+msell+k yaşanan anda kend+ne yönelemeyen fakat kend+n+ kavrayan ve kend+n+ ötek+ olarak nesneleşt+reb+len b+r yönel+msell+kt+r. Yazar Merleau-Ponty’n+n “beden, b+r b+lg+ +şlev+n+ 296 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 36,153. 297 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 22. 298 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 139. 299 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 27-28. 300 Al-Saj'’n'n verd'ğ' şekl'yle bkz. Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, 145, 146, 154. 301 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 29-30. 59 uygulamaktayken kend+ kend+n+ dışarıdan yakalar, dokunurken kend+ne dokunmaya çalışır, ‘b+r tür refleks+yona’ g+r+ş+r”302 sözüne referans vererek bu tür b+r düşünümün Husserl’dek+ duyumların bedendek+ b+r aradalığı ve ters+ne çevr+leb+l+rl+ğ+ olmadığını +fade eder. Ş+md+de mutlak özne olarak kalan ve b+l+nç tarafından yürütülen bu düşünce kend+n+ nesneleşt+r+rken b+r paradoks hal+nded+r.303 Dolayısıyla Al-Saj+ MerleauPonty’dek+ dokunulma fenomen+n+ beden+n şeyleşmes+ ve öznell+ğ+n askıya alınması olarak okur. Husserl’de +se yaşayan beden duyumsayan ve duyumsanan olmaklığı sebeb+yle hem özne hem de nesned+r veya bu +k+l+kler+n duyum kavramı vasıtasıyla muğlak kılındığı b+r alandır.304 Al-Saj+ Merleau-Ponty’n+n dokunma bet+mlemes+nde bell+ b+r dokunma b+ç+m+n+n normalleşt+r+lmes+ r+sk+n+ görür. Dokunulanın nesneleşt+ğ+, dokunanın keşfed+c+ ve şeyleşt+ren olduğu b+r dokunma türü böylece dokunmanın normu hal+ne gel+r. Bu dokunma b+ç+m+ nötr olduğu varsayılsa da özünde erkek, beyaz, heteroseksüel ve güç sah+b+ bedenler+n b+r kab+l+yet+ olarak doğallaştırılır.305 Görüldüğü üzere Carman Merleau-Ponty’dek+ ç+fte duyum fenomen+n+ dokunmadan önce gelen bedensel öz farkındalığa dayandırarak Husserl’+n ç+fte duyum bet+mlemes+nden ayırırken Al-Saj+ bu fenomen+ -pek tab++ fem+n+st kaygıları bel+rg+n b+r b+ç+mde h+ssett+rerek- kend+ +ç+nde ele alarak dokunma b+ç+m+n+ genel b+r dokunma ekonom+s+ne gen+şleterek okur. Bu okuma dokunmanın bedenlenme sürec+ndek+ rolüne değ+l dokunmanın başkalığı +çerecek şek+lde nasıl örtük b+r şek+lde h+yerarş+k yapılanab+leceğ+ne ve bell+ b+r örgütlenme b+ç+m+n+ (örneğ+n beyaz, erkek ve heteroseksüel b+r örgütlenme b+ç+m+n+) doğallaştırab+leceğ+ne odaklanmıştır. Al-Saj+’n+n dokunma fenomenoloj+s+ bağlamında Merleau-Ponty’dek+ heteronormat+v+te ve er+l normat+f perspekt+f eleşt+r+s+ elbette k+ düşünüre başka konseptler üzer+nden yapılan eleşt+r+lerle ortaklık taşır. Bu eleşt+r+ler özell+kle Merleau-Ponty’n+n “C+nsel Varlık Olarak Beden” bölümünde bahsett+ğ+ Schne+der vakası üzer+nden c+nsel şema bet+mlemes+ne yoğunlaşmış ve düşünürün bu vaka örneğ+ Butler tarafından c+nsel nötral+zasyonu olumlaması sebeb+yle kadını aşağılayan er+l b+r normat+fl+ğ+ maskeled+ğ+ +dd+asıyla karşı karşıya gelm+şt+r.306 Y+ne Schne+der vakası üzer+nden bazı fem+n+st teor+syenler f+lozofun 302 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 141. Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 22. 304 Al-Saj', 23. 305 Al-Saj', 34. 306 Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 86. 303 60 c+nsel farklılığa değ+nmemes+ eleşt+rm+şlerd+r.307 Dolayısıyla Merleau-Ponty’n+n beden şeması ve dokunma fenomenoloj+s+n+n ele alındığı bu bölümün ardından c+nsell+k ve bedensel varoluş arasındak+ +l+şk+y+ ele aldığı ve üzer+nden fem+n+stlerce çeş+tl+ tartışmaların yürütüldüğü “C+nsel Varlık Olarak Beden” bölümündek+ Schne+der Vakası d+ğer bölümün ana +çer+ğ+n+ oluşturmaktadır. 2.4.2. COnsel İfadeyO Koşullandıran Şema ve SchneOder Vakası Merleau-Ponty, algının duygusal zem+n+n+ göstermek adına c+nsell+k üzer+ne “C+nsel Varlık Olarak Beden” adlı b+r bölüm kaleme almıştır. He+nämaa’nın bel+rtt+ğ+ üzere Merleau-Ponty, dünyadak+ varoluşun esasen duygulanımsallığa dayandığının ayırdında olunmazsa Schne+der vakasındak+ g+b+ deney+m b+ç+mler+n+ anlamlandırılamayacağını düşünür. Bu sebepten dolayı, c+nsell+k f+lozofun bu savı +ç+n oldukça müh+md+r.308 Merleau-Ponty “C+nsel Varlık Olarak Beden” bölümüne asl+ tasarısının “mekânı, nesney+ veya alet+ kend+m+z +ç+n var etmem+z+, onları sah+plenmem+z+ sağlayan +lksel +şlev+ apaçık ortaya koymak ve bu kend+ne mal etmen+n yer+ olarak beden+ bet+mlemek” olduğunu bel+rterek başlar.309 Rae’ın yorumuna göre beden+ merkeze koymak duyumları merkeze alan amp+r+zm +le z+hn+n nesney+ kurduğunu vazeden entelektüal+zme karşı b+r hamled+r. Z+ra her +k+ düşünüş b+ç+m+ de bell+ b+r tarafı önceleyerek atom+zme dayanır ve bu bakış açıları her +k+ tarafın da dah+l olduğu organ+k bütünü takd+r edemezler. Algı, fenomenal alan tarafından tanımlanır ve bu alan algının nesnel bölünmeler+ne +mkân veren bel+rs+zl+klerle dolu, değ+ş+m hal+nde olan organ+k b+r bütündür.310 Amp+r+zm ve entelektüal+zm bu bütünün gerçek yapısını ıskalar. Bu +k+ eğ+l+mden uzaklaşılacaksa beden münfer+t b+r varlık olarak değ+l fenomenal alan vasıtasıyla düşünülmek durumundadır.311 Merleau-Ponty fenomenal alanda “varlığın doğuşunu açıklamak +st+yorsak, son olarak, deney+m+m+z+n sadece b+z+m +ç+n b+r anlamı ve gerçekl+ğ+ olan kısmını, yan+ afekt+f ortamımızı ele almamız gerek+r” der ve böylece c+nsell+k bahs+n+ açmak +ç+n 307 Foult'er, “Language and the Gendered Body”, 779. He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 22. 309 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 220. 310 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 166. 311 Rae, 167. 308 61 ortamı hazırlar.312 Afekt+f olmayı f+lozof şöyle tanımlar: “Afekt+f olmak dend+ğ+nde, kend+l+ğ+nden anlaşılmayan ve ancak b+z+m bedensel düzen+m+z +le açıklanab+len, kend+ üzer+ne kapalı afekt+f haller+n, zevkler+n ve acıların oluşturduğu b+r moza+k anlaşılır”.313 Afekt+f olma hal+ duygulanımın “+drakle dolu olduğu” kabulüne dayanır.314 Bu anlayışta z+h+nsel tems+l +le doğal uyaranlar (haz, acı vs.) arasında tekabül+yet olduğu varsayılır. Böylece afekt+f olan z+h+nsel olarak tems+l ed+leb+l+r hale get+r+lerek z+h+nsel tems+le +nd+rgen+r315 ve “afekt+f olmak özgün b+r b+l+nç k+p+ olarak tanınmaz”.316 Ardından Merleau-Ponty “bu anlayış doğru olsaydı, c+nsell+ktek+ her tür bozukluğun k+m+ tems+ller+n kaybolmasıyla veya zevk almanın zayıflamasıyla açıklanab+lmes+ gerek+rd+” der ve “böyle olmadığını göreceğ+z” d+ye ekleyerek ünlü Schne+der vakasını anlatmaya başlar.317 Nörolog Kurt Goldste+n ve Gestalt ps+koloğu Adhémar Gelb’+n318 savaşta kafasının arkasına denk gelen b+r merm+ parçası sonucunda benzers+z b+r bey+n lezyonuna sah+p319 ve afaz+ teşh+s+ alan ünlü vakası Schne+der; El+zabeth Grosz’un verd+ğ+ b+lg+lere göre f+lozofun +lk olarak Davranışın Yapısı adlı eser+nde ve son olarak Algının Fenomenoloj%s% k+tabında geçer.320 Merleau-Ponty’n+n Davranışın Yapısı’nda bel+rtt+ğ+ üzere Schne+der’de doktorlar “aynı anda algılama, görsel tanıma ve hafıza, dokunsal ver+lenler+n uzamsallığı ve dokunsal tanıma, motor reaks+yonlar (hasta gözler+ kapalıyken b+r hareket+ başlatamaz veya gerçekleşt+remez) ve son olarak hafıza, zeka ve d+l+ +çeren bozukluklar bulurlar”.321 Doktorlar Schne+der’+n beyn+n+n farklı bölgeler+nde çoklu lezyon tesp+t etm+şlerd+r. Ancak Merleau-Ponty vakadak+ “duyguların ve temel motor tepk+ler+n bütünlüğü ve prat+k yaşamda bedensel ve z+h+nsel davranışların normal görünümünden” ötürü çoklu lezyon h+potez+ne kuşkulu yaklaşır. Ardından f+lozof bozuklukların s+stemat+k karakter+ne d+kkat çeker ve “bu farklı eks+kl+kler+ bunlardan 312 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 220. Merleau-Ponty, 221. 314 Merleau-Ponty, 221. 315 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 167. 316 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 221. 317 Merleau-Ponty, 221. 318 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 167. 319 Maur'ce Merleau-Ponty, The Structure of Behav1our, çev. Alden L. F'sher (Boston: Beacon Press, 1963), 65. 320 Grosz, Uçucu Bedenler: Bedensel B1r Fem1n1zme Doğru, 137-38. 321 Merleau-Ponty, The Structure of Behav1our, 65. 313 62 b+r+nden, örneğ+n +lk olarak gözlemlenen ve sonuç olarak yers+z b+r ağırlık ver+len görsel algılama bozukluğundan” türetmen+n +mkânsız olduğunu +dd+a eder.322 Görüldüğü üzere Merleau-Ponty Schne+der’dek+ hasarın tems+ller+n kaybolmasına ya da lokal b+r bölgen+n algılama yeters+zl+ğ+ne +nd+rgenmes+ne karşıdır. Algının Fenomenoloj%s%’nde f+lozof, Schne+der’+n hasar sonrası c+nsel eylemler+ndek+ değ+ş+mle +lg+len+r. Hasta hakkında şu b+lg+lere yer ver+r: Hasta asla kend+l+ğ+nden c+nsel ed+m+n peş+nde olmaz artık. Açık saçık res+mler, c+nsel konularla +lg+l+ konuşmalar veya b+r beden+n algısı onda h+çb+r arzu doğurmaz. Hasta k+mseye sarılmaz ve öpüşmen+n onun +ç+n c+nsel st+mulasyon değer+ yoktur. Tepk+ler+ kes+n şek+lde lokald+r ve temas olmadan başlamaz. Hazırlık aşaması o anda kes+nt+ye uğrarsa, c+nsel döngü devam etmeye çalışmaz. C+nsel ed+m +ç+nde %ntrom%ss%o asla spontane değ+ld+r. Hastanın partner+ ondan önce orgazma ulaşır ve ondan uzaklaşırsa, başlangıç aşamasındak+ arzu ortadan kalkar. Özne sank+ ne yapılması gerekt+ğ+n+ b+lm+yor g+b+d+r. Çok kısa süren orgazmdan öncek+ b+rkaç san+ye har+ç, akt+f hareketlerde bulunmaz. Nad+ren uykuda boşalma olur ve bunlara rüyalar asla eşl+k etmez.323 Merleau-Ponty, doktorların hastada sadece görsel algılamanın bozulduğu teşh+s+ne karşı Schne+der’de sadece görsel duyumların değ+l, dokunma duyumlarının da c+nsel anlamını kaybett+ğ+n+ ve bu durumun görsel tems+ller+n kaybolmasıyla açıklanmasının olanaksızlığına d+kkat çeker. Hem görsel hem dokunsal duyumların tems+l+nde b+r bozukluk olduğunu söylemek fazlasıyla geneld+r ve “b+ç+msel b+r bozukluğun c+nsel alanda kazandığı somut özell+ğ+n bet+mlenmes+” gerekl+l+ğ+n+ taşır. Schne+der’dek+ c+nsel bozukluk b+r neden değ+l sonuçtur ve c+nsel hayatın karakter+nde meydana gelen b+r değ+ş+kl+ğe +şaret eder.324 Dolayısıyla mesele; Schne+der’+n tems+l edemed+ğ+ +ç+n uyarılmamasından z+yade uyarılmadığından c+nsel nesney+ tems+l edememes+d+r. Artık problem+n odağı Schne+der’+n tems+l etmes+ndek+ b+r yeters+zl+k değ+l, uyarılma kab+l+yet+ne sah+p olmamasıdır. Artkafada meydana gelen b+r yaralanma Merleau-Ponty’ye göre mutlak surette c+nsel +şlev bozukluğuna yol açmak durumunda değ+ld+r.325 F+lozofa göre “+nsanda c+nsell+k, otonom b+r refleks aygıt olsaydı, c+nsel nesne 322 Merleau-Ponty, 65. Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 221. 324 Merleau-Ponty, 222. 325 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 168. 323 63 anatom+k olarak bel+rl+ b+r zevk organına ulaşıyor olsaydı, kafadak+ yaralanmanın etk+s+ bu otomat+k süreçler+ serbest bırakmak olmalı ve daha da vurgulanmış b+r c+nsel davranış olarak kend+n+ göstermel+”d+r.326 Bu demek oluyor k+ refleks+n hasar görmes+ onun yok olmasını gerekt+rmez, yalnızca +şley+ş+n+ değ+şt+rmel+d+r. F+z+ksel ve tems+le dayalı açıklamalar burada yeters+z kalmaktadır z+ra “patoloj+n+n apaçık ortaya çıkardığı şey, otomat+zm ve tems+l arasında, hastanın c+nsel +mkânlarının hazırlandığı yaşamsal b+r bölge olduğudur”.327 Merleau-Ponty +mkânların hazırlandığı bu anlamla yüklü yaşamsal alanı b+raz daha açar: C+nsel yaşama +çk+n olan ve onun açılıp yayılmasını sağlayan b+r +şlev olmalıdır ve c+nsell+ğ+n normal kapsamı, organ+k öznen+n +çsel kuvvetler+ne dayanmalıdır. Özgün b+r dünyayı canlandıran b+r Eros veya L+b+do olmalıdır ve bunlar, dışarıdan gelen st+muluslara c+nsel değer+n+ veya +mlemes+n+ vermel+ ve her öznen+n kend+ nesnel beden+n+ nasıl kullanacağını resmetmel+d+r.328 Rae, Shannon Sull+van’ın burada Merleau-Ponty’n+n nötral+ze b+r beden+ kültürel açıdan bel+rlenm+ş b+r c+nsell+kle örtüştürdüğü ve öz-kültür ayrımını yen+den ortaya koyduğu329 eleşt+r+s+ne karşı çıkar. Rae Merleau-Ponty’n+n c+nsell+ğ+n yaşamsal ve +çk+n b+r açıklamasını gel+şt+rmeye çalıştığını +fade eder. Merleau-Ponty, yazara göre c+nsell+ğ+ kültürel olarak kodlanmış “tar+h dışı ve boş b+r özde” değ+l, k+ş+n+n yaşayan beden+ne +çk+n b+r şek+lde bu beden+n doğasında bulunan oluşta temellend+r+r. Rae’a göre MerleauPonty Schne+der vakasını doğal b+r uyaranla ya da z+h+nsel tems+lle açıklamak yer+ne yaşayan beden+n kend+s+n+ kend+l+ğ+nden “+fade ett+ğ+” b+r +fade ed+c+l+k sürec+n+ bet+mler.330 Bölümün +lerleyen kısımlarında +fade ed+c+ beden tanımlamasının l+teratürde yol açtığı tartışmalara ve fem+n+zm ve fenomenoloj+ ortaklığını nasıl sorunsallaştırdığına Butler, He+nämaa ve Stoller arasındak+ tartışma bağlamında değ+n+lecekt+r. Rae MerleauPonty’dek+ +fadeler+n varoluşun nesnel olmayan koşullarına referans verd+ğ+n+ ve +ç +çe geçm+ş bedensel şemalara bağlı olduklarını bel+rt+r.331 N+tek+m Merleau-Ponty de beden+n 326 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 222. Merleau-Ponty, 222. 328 Merleau-Ponty, 222. 329 Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 8. 330 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 169. 331 Rae, 169. 327 64 nesnel algısında +kamet eden ve görünen+n altında g+z+l olan bu şemaya “c+nsel şema” d+yecekt+r. C+nsel şema “tam anlamıyla b+reyseld+r, erojen bölgelere vurgu yapar, c+nsel b+r f+zyonom+y+ resmeder ve kend+s+ de bu afekt+f bütünlüğe katılmış olan erkek beden+n jestler+n+ çağırır”.332 C+nsel şema beden+n c+nsel yönel+m+n+ tanımlayan ve k+ş+n+n c+nsel +fades+n+ koşullandıran +çk+n b+r şeyd+r. T+kel b+r c+nsel beden üslubunu +fade eden c+nsel şema başka b+r bedene yönel+k f+z+ksel uyaranlarda kend+n+ gösteren bel+rl+ b+r duygusal “bütünlük” +le tanımlanır”.333 Schne+der +ç+n kadın beden+n+n bel+rl+ b+r özü yoktur. Kadını çek+c+ kılan karakter+d+r. Beden+ +se f+z+ksel açıdan d+ğer bütün bedenler g+b+d+r. B+r kadınla yakınlaşma Schne+der’de yalnızca “müphem b+r duygu”ya yol açar. Ancak bu, c+nsell+ğ+n+ harekete geç+rmeye asla katkı yapmaz. Hasta kend+n+ erot+k b+r duruma dah+l edemez, böyle b+r duruma rastladığında onu sürdürecek ve tatm+n olmasını sağlayacak gücü kend+nde bulamaz. Merleau-Ponty’ye göre hastanın kend+n+ yaptığı eyleme verememes+ b+r neden değ+l, sonuçtur ve burada nesnel algılamadan daha farklı b+r algı tarzı, entelektüel anlamadan farklı b+r anlamlandırma k+p+ vardır.334 Merleau-Ponty bu noktada erot+k algı ve nesnel algı arasında ayrım yapar ve erot+k algının “b+r cog%tatumu hedefleyen b+r cog%tat%o” olmadığını “b+r bedenden geçerek başka b+r beden+ hedefled+ğ+n+” ve b+l+nçte değ+l “dünyada olup b+tt+ğ+n+” söyler. Erot+k algı “anlama yet+s+n+n düzen+ne a+t olmayan” b+r anlamadır. N+tek+m “anlama yet+s+, b+r deney+m+ +den+n altında fark ederek anlar, arzu +se körces+ne, beden+ bedene bağlayarak anlar”. C+nsell+kte nesnel b+r yönel+msell+kten z+yade “varoluşun genel hareket+n+ tak+p eden ve onunla b+rl+kte eğ+l+p bükülen b+r yönel+msell+k” vardır.335 Erot+k algısını kaybeden ve afekt+f nötrlüğe düşen Schne+der’+n c+nsell+ğ+336 “spontane b+r hareketle değ+l, soyut b+r kararla kurulur”.337 Merleau-Ponty Schne+der vakası üzer+nden c+nsell+k hakkında keş+fler+n+ şöyle +fade eder: Hem c+nsel yaşamın özgün b+r yönel+msell+k olduğunu hem de algının, motor becer+n+n ve tems+l+n yaşamsal kökler+ olduğunu yen+den 332 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 223. Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 169. 334 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 223. 335 Merleau-Ponty, 224. 336 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 170. 337 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 224. 333 65 keşfed+yoruz çünkü tüm bu “süreçler+”, hastada eğ+l+p bükülen, normal k+ş+de +se deney+m+n yaşamsallık ve ver+ml+l+k dereces+n+ veren b+r “yönel+msel yaya” [arc intentionnel] dayandırıyoruz. Demek k+ c+nsell+k, otonom b+r döngü değ+ld+r. Bütün b+len ve eyleyen varlığa +çsel olarak bağlıdır, davranışın bu üç kes+m+ tek b+r t+p+k yapı göster+r, heps+ karşılıklı b+r +fade +l+şk+s+ +ç+nded+r.338 Rae, Merleau-Ponty’n+n Schne+der vakası üzer+nden c+nsell+ğe yönel+k çıkardığı sonuçları üç maddede özetler. İlk olarak c+nsell+k k+ş+n+n c+nsel varoluşunun +fades+n+ b+zat+h+ koşullandıran b+r c+nsel şema tarafından oluşturulur. İk+nc+s+ c+nsel şema yalnızca c+nsell+kle +lg+l+ olmaktan z+yade k+ş+sel varoluşu tümüyle kapsayan beden+n b+r n+tel+ğ+d+r. K+ş+n+n b+reysel anlamda ed+nd+ğ+ bu üslup bedensel davranışlar yoluyla +fade ed+l+r. Son olarak +fade ed+c+ bu davranışlar +rade, nesnel algı ve düşünümden önce ortaya çıkarlar.339 Merleau-Ponty’n+n “C+nsel Varlık Olarak Beden” bölümündek+ Schne+der vakasını Gav+n Rae’ın yorumları ışığında ele aldıktan sonra bu bölüme ve özel+nde Schne+der vakasındak+ Merleau-Ponty’n+n anal+zler+ne karşı yoğun ve detaylı eleşt+r+ler yapan Jud+th Butler’ın 1989 tar+hl+ “Sexual Ideology and Phenomenological Description A Feminist Critique of Merleau-Ponty's Phenomenology” adlı makales+ndek+ argümanlara bakmak konunun fem+n+st l+teratüre etk+s+n+ görmek açısından faydalı olacaktır. Butler’ın bu met+nde temel argümanlarından b+r+ Merleau-Ponty’n+n c+nsell+k teor+s+n+n görünürde baskılayıcı normat+f ve doğalcı görüşler+ reddetse de aslında bu +deoloj+ler+ yen+den ürett+ğ+d+r.340 Butler’a göre Merleau-Ponty’n+n c+nsell+ğe da+r açıklamalarının net görünmes+ aldatıcıdır, z+ra arkasında örtük b+r şek+lde heteronormat+f varsayımlara sah+pt+r. F+lozofun c+nsell+k bet+mlemes+ c+nsell+ğ+n yalnızca heteroseksüel +l+şk+ b+ç+m+nde olduğunu varsaymaz, ayrıca er+l c+nsell+ğ+ bedens+z b+r bakışla resmederek karşısındak+n+ nesneleşt+r+r ve yalnızca bedene +nd+rger. Butler’a göre Merleau-Ponty böyle yaparak köle-efend+ model+n+ kadın-erkek arasındak+ c+nsell+k üzer+nden kavramsallaştırır ve c+ns+yetler arasındak+ kültürel +l+şk+ler+ özsel ve metaf+z+ksel b+r zem+nde tekrar +nşa eder.341 338 Merleau-Ponty, 225. Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 172. 340 Butler, “Sexual Ideology and Phenomenological Description”, 85-86. 341 Butler, 86. 339 66 Butler, Merleau-Ponty’de c+nsell+ğ+n varoluşsal projeler+n b+r aracı olduğunu ve varoluşta bulanan bu doğal akımın bedenlenm+ş b+reyler+n eylemler+ ve jestler+ ves+les+yle tar+hsel b+r bağlam +çer+s+nde +fade ed+ld+ğ+n+ bel+rt+r.342 Ancak özne doğal b+r c+nsell+ğ+ +fade ederken c+nsell+ğ+n tar+h+n+, geleneğ+n+ veya tabularını m+ras almamaktadır. Butler tar+hsel b+r tortulaşma tarafından dolayımlanmamış b+r “doğal” c+nsell+ğ+n olanaksızlığını hesaba katarak karşılaşacağımız c+nsell+ğ+n her zaman kısmen oluşturulmuş olduğunu düşünür. Bundan dolayı Butler, Merleau-Ponty’de “c+nsell+ğ+ aşan b+r şey yoktur” +dd+asına karşın anal+zler+nde aslında “kültürel olarak +nşa ed+lm+ş c+nsell+ğ+n bel+rl+ b+r b+ç+m+n+n” doğallaştırıldığını +dd+a eder.343 Z+ra Merleau-Ponty’n+n kend+s+ de “tar+h ancak onu yaşayan b+r özne +ç+n vardır ve b+r özne, ancak tar+hsel olarak konumlandığı ölçüde vardır”344 derken doğal c+nsell+kle muhatap olan özne +ht+mal+n+ göz ardı eder ve “tar+h+, öznen+n oluşumunun b+r koşulu olarak konumlandırır”.345 C+nsell+ğ+n kend+s+ de c+nsell+k tar+h+n+n tortulaşmasıyla kurulur ve burada bedenlenm+ş özne b+r referans noktası değ+ld+r, tortulaşma tarafından kısm+ olarak oluşturulur. Bu sebepten dolayı Butler’a göre Merleau-Ponty antropoloj+k na+fl+ğe düşerek varoluş +le tar+hsel-kültürel anlamlandırma arasında +sabets+z b+r ayrım yapmıştır. Ayrıca Merleau-Ponty c+nsel arzunun meydana gel+ş+n+ organ+k b+r fonks+yonla +l+şk+lend+rerek346 kend+ fenomenoloj+ projes+yle çel+şecek b+ç+mde natüral+st b+r açıklama yapar. Butler’a göre bu MerleauPonty’n+n c+nsell+ğ+n bazı “doğal” yapılarını korumak +stemes+nden +ler+ gel+r.347 C+nsell+ğ+n bu doğal +fadeler+ c+ns+yetler arasındak+ bel+rl+ tahakküm +l+şk+ler+n+ bazı temalar üzer+nden dramat+ze eder. Dahası Merleau-Ponty sadece c+nsell+kte kültürel faktörler+n etk+s+n+ görmezden gelmekle kalmaz, ayrıca bell+ b+r c+nsell+k b+ç+m+n+ normal kabul eder. Bu noktada Butler Schne+der vakasını eleşt+rel b+r gözle okumaya başlar. İlk olarak Butler, Schne+der’e göster+len müstehcen res+mler+n onda arzu uyandırmaması durumunun anormal kabul ed+lmes+ne karşılık hang+ bağlamlarda uyarılmanın normal olarak varsayıldığı sorusunu yönelt+r. Butler açısından res+mler+n kend+s+ne sunulduğu Schne+der, burada er+l özne olarak “+zley+c+” b+r konumdayken d+ş+l 342 Butler, 89-90. Butler, 90. 344 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 245; Merleau-Ponty, Phenomenology of Percept1on, 200. 345 Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 90. 346 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 222. 347 Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 91. 343 67 öznen+n beden+ “+zlenecek” b+r nesne konumunda f+gürleşt+r+l+r. Sonrasında Schne+der kend+ rızasıyla c+nsel +l+şk+ yaşamadığı +ç+n anormal kabul ed+l+r ve c+nsell+ğ+n doğası gereğ+ özünde arzu ed+l+rl+k olduğu beklent+s+ +fşa olur. “Hastanın partner+ ondan önce orgazma ulaşır ve ondan uzaklaşırsa, başlangıç aşamasındak+ arzu ortadan kalkar”.348 Bu örnekte kadın beden+ bağlamından koparılmıştır ve konuşmada referans ver+len sokaktan geçen anon+m beden+n doğal b+r caz+be yaydığı varsayılmıştır. Butler’a göre buradak+ beden gerçek dışı, yaşamayan b+r bedend+r ve er+l arzuya karşı tepk+ vermeyen olarak erkeğ+n sol+ps+st b+r fantez+s+n+n ürünüdür.349 Butler’ın doğallaştırıldığı Schne+der vakasında +dd+asına Anna Foult+er, c+nsell+ğ+n heteroseksüel “Schne+der'+n heteroseksüel b+ç+m+n+n olduğu varsayımının, Butler'ın +nandığı g+b+ c+nsell+kle +lg+l+ genel b+r normun değ+l, hastayla +lg+l+ b+l+nen bazı gerçekler+n sonucu olduğunu” söyleyerek karşı çıkar.350 Ayrıca Foult+er buradak+ normall+k vurgusunun c+nsell+kte b+r normall+k standardı varsaymadığını yalnızca Schne+der’+n yaralanmadan öncek+ sağlıklı hal+ne atıfta bulunduğunu ekler.351 Rae da bu f+kre katılarak Merleau-Ponty’n+n, “Schne+der vakasına heteronormat+f b+r şema dayatmak yer+ne, Schne+der'+n yaralanmadan öncek+ heteroseksüel arzusunu, yaralanma sonrası c+nsel arzusunun değerlend+r+leceğ+ standart olarak kullandığını” bel+rt+r. Anormall+k olarak adlandırılan hastanın sağlıklı haldek+ c+nsel arzusunun normall+ğ+nden hareketle değ+şen c+nsel davranışındak+ anormall+kt+r. Burada MerleauPonty, hastaya heteronormat+f b+r şema veya kültürel norm dayatmaz, yalnızca vakanın c+nsel şemasındak+ değ+ş+m+ bet+mler.352 Butler’a göre Merleau-Ponty Algının Fenomenoloj%s%’nde er+l öznen+n bedens+z b+r röntgenc+ye ve görene +nd+rgend+ğ+ b+r c+nsel +deoloj+ ortaya koyar. Merleau-Ponty’de erot+k olan; dokunsal ve tutkulu olarak tanımlanmaz ve bakışın erot+zm+ne bağlanır. Görünür beden c+nsel şema tarafından koşullandırılır ve erojen bölgeler+ vurgular.353 Butler’a göre burada erojen bölgeler+n algılayan özne +ç+n m+ yoksa algılanan özne +ç+n m+ erot+k olduğu bel+rs+z bırakılmıştır. Bu ayrımın yapılmaması Butler’a göre deney+m+n 348 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 221. Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 92. 350 Foult'er, “Language and the Gendered Body”, 774. 351 Foult'er, 774. 352 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 172. 353 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 223. 349 68 algılanan özne açısından paylaşılmasına önem ver+lmemes+nden kaynaklanır. Burada erojen bölgelere odaklanılması algılanan öznen+n beden+n+ b+r dünyaya ve bağlama sah+p değ+lm+şçes+ne beden+n+ erojen parçalarına ayırır ve +nd+rger. Algılayan özne normal erkek +ken algılanan beden +se kadındır ve kadının f+zyoloj+s+ “erkek beden+n+n jestler+n+ çağırır”.354 Butler’a göre burada er+l özne kend+ arzusunu kadın beden+ne yansıtmıştır ve kadın beden+n yapısı zorunlu olarak erkeğ+n c+nsell+ğ+n+ tahr+k etmek durumundadır.355 Anormal b+r erkek olarak Schne+der +ç+n “kadın beden+n t+kel b+r özü yoktur”.356 Butler’a göre Merleau-Ponty’n+n bu cümles+ kadın beden+n+n her koşulda erkeğ+n c+nsel arzusunun +fadeler+n+ gösteren c+nsel şemada bulunacak b+r öze sah+p olduğunu söyleyerek onun genel argümanı olan beden+n b+r “öz”ü olmasındansa “her an varoluşu +fade ett+ğ+”357 cümles+yle çel+ş+r. Kadın özne olamaz, o nesne olarak kurucu er+l bakış kontrolünde b+ç+mlend+r+l+r.358 Butler’a göre Merleau-Ponty aslında kültürel olarak kodlanmış b+r c+nsell+ğ+ anlatırken bunu evrensell+k +dd+asıyla yapmıştır. F+lozof c+nsell+ğ+n somut varoluşu +fade ett+ğ+n+ söylerken somut çeş+tl+l+ğ+ d+kkate almayan soyutlanmış b+r bedensel deney+m alanını bet+mlemeye çalışır.359 Son olarak Butler’ın eleşt+r+ler+ Merleau-Ponty’dek+ anon+m ve soyut özne anlayışına karşıdır. Bu anon+m öznen+n beden+, c+ns+yetten yoksun olarak bütün c+ns+yetler+ karakter+ze eder ve özneler+ evrensel olarak yapılandırıyormuş g+b+ görünür. Butler’a göre Merleau-Ponty’n+n anon+m öznes+ toplumsal c+ns+yete bağlı farklılıkların değer+n+ görmezden gel+r.360 Butler makales+n+n sonlarına doğru fenomenoloj+k b+r fem+n+zm+n +mkânını sorgular ve fem+n+zm+n fenomenoloj+y+ eleşt+rel b+r şek+lde temellük etmes+ gerekl+l+ğ+n+n altını ç+zer.361 He+nämaa, “What is a Woman? Butler and Beauvoir on the Foundations of the Sexual Difference” adlı makales+nde Butler’ın Merleau-Ponty’n+n algı fenomenoloj+s+n+n b+r görme rej+m+n+n üstünlüğüne dayandığı ve bunun da m+soj+n+st ve heteroseks+st b+r c+nsel anlayışa sebep olduğu argümanına karşı çıkar.362 He+nämaa; Butler’ın eleşt+r+s+n+ 354 Merleau-Ponty, 223. Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 93. 356 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 223. 357 Merleau-Ponty, 236. 358 Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 94. 359 Butler, 95. 360 Butler, 98. 361 Butler, 99. 362 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 28. 355 69 Merleau-Ponty’n+n eserler+n+n der+n b+r anal+z+ne dayanmamasından dolayı üstünkörü bulur. Merleau-Ponty görmeden, “görmey+ algıdak+ Gestalt fenomen+n+n b+r+nc+l örneğ+ olarak kullanan Gestalt teor+syenler+n+n f+k+rler+n+ tartıştığı bölümler+nde” bahseder. Butler, Merleau-Ponty’n+n dokunma ve h+ssetmeden bahsett+ğ+ d+ğer bölümler+ es geçer ve f+lozofun Gestaltçılara karşı eleşt+r+ler+ne değ+nmez.363 Butler, bu sebeple “MerleauPonty'n+n ölümünden sonra yayımlanan eser+ Görünür ve Görünmez'de c+nsell+k tartışması dokunsal deney+me odaklanır ve Algının Fenomenoloj%s%'n+n görsel ekonom+s+nden öneml+ b+r ayrılışı +şaret eder”364 d+yerek Merleau-Ponty’n+n felsef+ tasarısının rad+kal b+r şek+lde değ+şt+ğ+ yargısına ulaşmak durumunda kalır. He+nämaa’nın verd+ğ+ b+lg+lere göre Mart+n C. D+llon365 ve Samuel B. Mall+n366 g+b+ yazarlar MerleauPonty’n+n felsefes+nde köklü b+r değ+ş+m olmadığını düşünürler, ancak Butler bu okumaları önemsemez.367 Anna Foult+er, “Language and the Gendered Body” adlı makales+nde MerleauPonty’y+ Butler’ın heteronormat+f olduğu +dd+asına karşı savunsa da Merleau-Ponty’de c+nsel şemanın c+nsel anlamda b+reyleşmeden öncek+ soyut boyuta +şaret ett+ğ+n+ ve bu anal+z+n “c+nsel farklılık sorunundan neredeyse h+ç bahsetmemes+ ya da c+ns+yetlend+r+lm+ş beden+ kend+ +ç+nde öneml+ b+r fenomenoloj+k örnek olarak görmemes+ bakımından şaşırtıcı derecede +lkel” olduğunu düşünerek Butler’a katılır.368 Ir+s Mar+on Young benzer b+r şek+lde f+lozofun açıklamalarının “d+ş+l varoluşa özgü bedensel davranış tarzını” d+kkate alamayacak kadar genel olduğunu d+le get+r+r.369 Shannon Sull+van da “Domination and Dialogue in Merleau-Ponty’s Phenomenology of Perception” adlı makales+nde Merleau-Ponty’n+n beden+ ve onun davranış örüntüler+n+ anon+m olarak bet+mlemes+n+ probleml+ görür. Z+ra bu tanımlama f+lozofun kend+n+ ayrıştırdığı felsef+ geleneğ+n temel argümanı olan “+nsanlarda tüm kültürel (ve d+ğer) farklılıklarının altında yatan temel b+r ‘çek+rdek’ olduğunu +dd+asına” h+zmet eder. Bu temel çek+rdeğe “akıl”, 363 He'nämaa, 29. Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 99-100. 365 M. C. D'llon, “Merleau-Ponty and the Revers'b'l'ty Thes's”, Man and World 16, sy 4 (Aralık 1983): 365-88, https://do'.org/10.1007/BF01252651. 366 Samuel B. Mall'n, Merleau-Ponty’s Ph1losophy, c. 86 (Yale Un'vers'ty Press, 1979). 367 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 29. 368 Foult'er, “Language and the Gendered Body”, 779. 369 Ir's Mar'on Young, “Throw'ng l'ke a G'rl: A Phenomenology of Fem'n'ne Body Comportment Mot'l'ty and Spat'al'ty”, Human Stud1es 3, sy 2 (1980): 141. 364 70 “transandantal ego” g+b+ +s+mlend+rmeler bazı f+lozoflarca konulmuştur.370 Sull+van’a göre Merleau-Ponty de bu çek+rdeğ+ bedende konumlandırarak bu anlayışı tekrar eder. Merleau-Ponty’de tüm bedenler evrensel olarak paylaşılan b+r tür ortaklığa sah+pt+r. Bu açıklama Sull+van’a göre topluluğun ortaya çıkmasının +mkânını açarken bunu farklılıkları yok saymak pahasına yapar ve bu farklılıklar tarafından +şaretlenmem+ş temel b+r öz varsayar. Son olarak Sull+van’a göre “Merleau-Ponty'n+n anon+m b+r beden varsayımıyla yalnızca öznen+n kend+ dünyasını anlama ve ele alma b+ç+m+n+ b+r başkasına dayatır ve böylece başkalarının dünyalarını farklı şek+lde ele alab+lecekler+n+ fark etmez”.371 Rae Merleau-Ponty’ye yönel+k c+nsell+k anal+z+nde; anon+m b+r bedene başvurarak bedenlenmede c+nsel farklılıkları görmezden gelmes+ ve anal+z+n+ er+l b+r normat+fl+ğe dayandırması eleşt+r+ler+ne karşı Merleau-Ponty’y+ savunur. Savunusunu S+lv+a Stoller’ın “Reflections on Feminist Merleau-Ponty Skepticism” adlı makales+ne referans vererek güçlend+r+r.372 S+lv+a Stoller’ın bu makales+ temel olarak Shannon Sull+van’ın yukarıda bahs+ geçen “Domination and Dialogue in Merleau-Ponty’s Phenomenology of Perception” +s+ml+ makales+ndek+ +dd+alara b+r cevap olarak yazılmıştır. Stoller bu met+nde “Merleau-Ponty'n+n ‘anon+m beden’+n+n aslında Sull+van'ın öne sürdüğü g+b+ ‘nötr’ olmadığını, dahası farklılıkları görmezden gelmed+ğ+n+, aks+ne b+ze b+r farklılaşma sürec+ olarak farklılık f+kr+n+ sunduğunu” +dd+a eder.373 Ayrıca Stoller, Sull+van’ın anon+m kavramını “b+l+nmeyen” anlamında et+moloj+k olarak yanlış kullandığını, öte yandan Merleau-Ponty’n+n +se anon+m kel+mes+n+ Yunanca aslına uygun olarak “adı olmayan” anlamında kullandığını bel+rt+r. Ardından Stoller, “Merleau-Ponty'n+n ‘anon+m’ +le b+l+nmeyen b+r şeye değ+l, daha gerçek anlamda b+r düşünme eylem+nde adlandırılmamış b+r şeye atıfta bulunduğuna +nanıyorum. Henüz adlandırılmamış olanın mutlaka b+l+nmeyen olması gerekmez” d+ye de ekler.374 Stoller Sull+van’ın eleşt+r+s+ örneğ+nde “farklılık f+kr+nden başlamanın farklılıkların varoluş koşulları üzer+ne felsef+ olarak düşünmeden, farklılıkları ver+l+ kabul etmeye” yol açtığını düşünür. Farklıkların ver+l+ kabul ed+lmes+ onları sorgulanmadan azade kılar. Buna karşın Stoller’a göre “Merleau370 Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 7. Sull'van, 8. 372 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 172. 373 Stoller, “Reflect'ons on Fem'n'st Merleau-Ponty Skept'c'sm”, 175. 374 Stoller, 182. 371 71 Ponty, farklılıkların mümkün olma koşullarını sorgular. Dolayısıyla, bas+tçe farklılıkların (varlığını) varsaymaz. Daha z+yade, b+r farklılaşma sürec+ olarak farklılıklara odaklanır; onu +lg+lend+ren şey ‘ortaya çıkma’375dır”.376 Rae bu eleşt+r+y+ bütün farklılık eleşt+r+ler+ne b+r cevap olarak geneller. Stoller Merleau-Ponty’n+n Husserl’dek+ “yargılarımıza ve +rad+ konum alışlarımıza a+t olan” ed+m yönel+msell+ğ+ +le “dünyanın ve yaşamımızın yüklem-önces+ doğal b+rl+ğ+n+ kuran” +şleyen yönel+msell+k (fungierende Intentionalität)377 arasında yaptığı ayrıma d+kkat çekerek bu ayrımın “Merleau-Ponty’n+n yüklem önces+ ve yüklemsel düzeydek+, yaşanmış deney+m ve düşünümsel tutum arasındak+ farkı ortaya çıkarmaya yönel+k +lg+s+yle uyumlu” olduğuna +şaret eder.378 Rae bu argümanlardan yola çıkarak Merleau-Ponty’n+n anal+z+n+n c+nsel ve bedensel şemanın düşünüm önces+, kavramsallaştırılmamış saf oluş hal+nde olan deney+m boyutunu hedefled+ğ+n+ +dd+a eder. Bu sebepten dolayı Merleau-Ponty c+nsell+ğ+ nesnel algı +le değ+l, beden+n düşünüm önces+ erot+k algısıyla tanımlamıştır. Erot+k algı düzey+nde “kadın” ve “erkek” g+b+ c+ns+yet kategor+ler+ ve kavramlar olmadığından erot+k algı bu kategor+ler tarafından oluşturulamaz. Erot+k algı nesnel algıya dönüştüğünde nesnel algının düşünümsel olguları tarafından c+nsel nesne yaratılır. Rae, Merleau-Ponty açısından farklıkla başlamanın, nesnel algı +le erot+k algı farkını d+kkate almayarak nesnel algının +k+nc+l konumunu b+r+nc+l b+r düzey olarak kabul etmeye neden olacağını bel+rt+r. Rae’a göre bu metodoloj+k hata “düşünümsel yargının ön kabuller+n+ düşünüm önces+ erot+k algının anal+z+ne taşıyarak c+nsell+ğ+n çağdaş anlayışlarını +nsan beden+n+n temel yapılarına dönüştürme r+sk+ taşır”. Bu r+ske engel olmak adına c+nsel şemanın başta anon+m olarak ele alınması ve böylel+kle öznell+ğ+n tab+atına yönel+k ön varsayımların paranteze alınması gerekl+d+r.379 Sonuç olarak farklılıklarla c+nsell+k anal+z+ne başlamak +steyenler Rae’a göre düşünüm düzey+ndek+ kavramsal ayrımlarla hareket ederek kavramsal şemayı kavramsal olmayan yaşanan bedene atfederler. Kavramsal şemaları askıya alan c+nsel 375 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 585. Stoller, “Reflect'ons on Fem'n'st Merleau-Ponty Skept'c'sm”, 178. 377 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 24. 378 Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 178. 379 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 173. 376 72 şemanın anon+ml+ğ+ +se düşünüm önces+ yaşayan beden+ olması +stenen şekl+yle değ+l, olduğu şekl+yle ele alınmasına +z+n ver+r.380 Merleau-Ponty’de c+nsell+k ve varoluş +l+şk+s+, +çk+n olan c+nsel şemanın varoluş aracılığıyla +fade ed+ld+ğ+ b+r +fade teor+s+ne dayanır. Merleau-Ponty’de c+nsell+k, her b+rey+n olduğu şey hal+ne gelmes+n+ sağlayan varoluşu bel+rlemekten çok onunla eşdeğer olan onu şek+llend+ren ve +fade eden temel b+r yoldur. C+nsell+k, bedensel varoluşun b+r parçası değ+ld+r o varoluşa yönel+k381 “bütün b+r tavrı … s+mgeler”.382 Bu noktada Butler aslen 1981’de yazılmış ancak 1989’da yayımlanmış “Sexual Ideology and Phenomenological Description” adlı makales+nde Merleau-Ponty’n+n beden+ +fade ed+c+ ve dramat+k b+r araç olarak tanımlama eğ+l+m+n+n “somut, tar+hsel ve kültürel gerçekl+kler yer+ne varsayımsal, doğal ve metaf+z+k yapılara öncel+k veren b+r 'varoluş' anlayışına”383 ön ayak olduğunu +dd+a etm+ş daha sonra 1988 tar+hl+ “Performative Acts and Gender Constitution” adlı makales+nde Merleau-Ponty’dek+ +fade teor+s+n+ özcülük tehl+kes+ altında olduğunu düşünerek reddetm+şt+r. Z+ra Butler’a göre fenomenoloj+ “bazen d+lden önce gelen b+r kurucu fa+l+ varsayıyor” görünmekted+r.384 Butler’a göre fenomenoloj+k bedenlenme teor+s+ anlamın gerçekleşt+r+ld+ğ+ veya canlandırıldığı eylemlere gönderme yaparak geleneksel ve teatral ed+mlerle benzeş+r. Merleau-Ponty beden+n doğal b+r tür değ+l, sürekl+ gerçekleşt+r+lecek olasılıklar bütünü olarak tar+hsel b+r f+k+r olduğunu söylerken beden+n anlamını dünyada tar+hsel olarak dolayımlanmış +fade yoluyla kazandığını bel+rt+r. Butler’a göre bu tür fenomenoloj+, olasılıkları bel+rleyen b+r fa+l+ varsayar. Beden anlam taşıyan b+r maddesell+k olarak dramat+k b+r b+ç+mde onu yapan fa+le gönderme yapar. K+ş+ yalnızca beden değ+ld+r, aynı zamanda beden+n+ de yapandır. Butler “beden+n+ yapan b+r 'b+z' ya da 'ben' olduğunu +dd+a etmek, sank+ bedens+z b+r fa+l bedenl+ b+r dışsallığı öncelem+ş ve yönlend+rm+ş g+b+, açıkça tal+hs+z b+r d+lb+lg+s+d+r” d+yerek bu formülayonun özcü olduğunu +ma eder. Sonuç olarak Butler’a göre olasılıklar bedenlenme sürec+n+n önces+nde veya dışında değ+ld+r.385 380 Rae, 174. Rae, 175. 382 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 226. 383 Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 98. 384 Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on”, 519. 385 Butler, 521. 381 73 Rae’a göre “Merleau-Ponty, b+r temeller mantığından z+yade, c+nsell+k-varoluş +l+şk+s+n+ b+r +ç +çe geçme mantığı açısından yen+den düşünmem+z+ +stemekted+r”.386 C+nsell+k, sab+t b+r özü +fade etmez veya beden+n b+r parçasıyla tems+l ed+lmez, o b+rey+n beden+ne özgü ve bedenle +fade ed+len b+r varoluş tarzıdır. Dolayısıyla “her b+rey+n tüm varoluşuyla eş kapsamlıdır”.387 Rae’a göre Merleau-Ponty, c+nsell+k anal+z+nde düşünüm önces+ fenomenal alana dönerek ve gündel+k varsayımları “paranteze alarak” her b+rey+n c+nsel varoluşunun “olduğu g+b+” açığa çıkmasını bet+mler. C+nsell+ğ+n b+reysel ve açıkça +fade ed+leb+l+r olduğunu kabul eden bu hamle Merleau-Ponty’n+n c+nsell+ğ+ önceden bel+rlenm+ş b+r şema +ç+ne hapsetmekten kaçınmasını sağlayarak onu özcülük +dd+alarına karşı savunur. Rae’a göre c+nsell+k ve varoluşun +ç +çe geçmes+ anal+z+yle Merleau-Ponty c+nsell+ğ+n: Doğrudan b+r c+nsel farklılık/karşıtlık yoluyla +fade ed+lmek zorunda olmadığını, aslında b+reysel, şek+llend+r+leb+l+r, akışkan ve değ+şeb+l+r/değ+şt+r+leb+l+r olduğunu göster+r. Gerçekten de c+nsell+ğ+n tamamen b+reysel, dışavurumcu ve varoluşun bel+rs+zl+kler+ne yakından bağlı olduğunda ısrar ederek, c+nsell+ğ+n çel+şk+ler+ne ve muğlaklığına da +şaret eder. Merleau-Ponty, kes+n anal+t+k tanımlar ve kategor+ler dayatarak bu tür b+r kaosu görmezden gelmek veya açıklığa kavuşturmaya çalışmak yer+ne, b+z+ bu bel+rs+zl+ğ+ kabul etmeye ve c+nsell+ğ+ bedenlenm+ş ve akışkan b+r şek+lde +fade ed+c+ olarak yen+den düşünmeye zorlar.388 Stoller da “Express+v+ty and Performat+v+ty: Merleau-Ponty and Butler” makales+nde Butler’ın fenomenoloj+k +fade teor+ler+n+n özcülük tehl+kes+ taşıdığı bu nedenle özcü olmayan performat+fl+k kavramının +fade kavramı yer+ne +kame ed+lmes+ gerekt+ğ+ +dd+asına karşı tıpkı Rae g+b+ Merleau-Ponty’n+n +fade kavramının “kes+nl+kle özcülük karşıtı ter+mlerle anlaşılması gerekt+ğ+n+” düşünür. Hatta yazar +fade ve performat+fl+k kavramlarını karşıt görmemekte ve post-yapısalcılık +le fenomenoloj+ gelenekler+n+ “özcülük karşıtı b+r toplumsal c+ns+yet arayışı” noktasında benzer hassas+yetlere sah+p +k+ gelenek olarak okumaktadır.389 Stoller Butler’ın +fade kavramını “önceden var olan ve eylemlerle +fade ed+len b+r toplumsal c+ns+yete gönderme yapması” 386 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 176. Rae, 179. 388 Rae, 180. 389 Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 97. 387 74 sebeb+yle reddetmes+ne ve toplumsal c+ns+yet+n yalnızca gerçekleşt+r+len performat+f eylemler tarafından oluşturulduğunu öne sürmes+ne karşın Merleau-Ponty’dek+ +fade kavramının da “tanımı gereğ+ ‘+fade’ eylem+nde anlamın gerçekleşmes+” olduğunu +dd+a ederek +k+ kavramın da özcülük karşıtı b+r kaygıyla ortaya konduğunu savunur.390 Yazar özell+kle Butler’ın “Performative Acts and Gender Constitution” makales+ne odaklanır. Butler bu makalede “toplumsal c+ns+yet gerçekl+ğ+ ed+mseld+r, bu da oldukça bas+t b+r şek+lde, sadece +cra ed+ld+ğ+ ölçüde gerçek olduğu anlamına gel+r”391 d+yerek performat+f ed+m+n tam da +cra ed+l+rken oluştuğu ve böylece eylemden önce gelen “h+çb+r şey olmadığı” f+kr+n+ metn+n+n temel argümanı olarak ortaya koyar.392 Butler, performat+fl+ğ+ performanstan +t+nayla ayırır; z+ra +lk+ b+r özne varsayarken d+ğer+ b+r özne f+kr+ne karşıdır.393 Performans teatral b+r çağrışıma sah+pt+r, fenomenoloj+ de bedenlenmede anlamın gerçekleşt+ğ+ eylemlere gönderme yaparak bu teatral ed+msell+kle benzeş+r.394 F+lozof y+ne aynı şek+lde +fade ed+c+l+k ve performat+fl+k arasında ayrım yapmaya çok önem vererek C%ns%yet Belası’nda şöyle der: “Toplumsal c+ns+yet n+tel+kler+n+n dışavurumsal değ+l de performat+f olmaları, bu n+tel+kler+n +fade ett+kler+, dışavurdukları veya ortaya koydukları söylenen k+ml+ğ+ aslında f++len oluşturdukları anlamına gel+r. Dışavurum +le performat+fl+k arasındak+ fark hayat+ önemded+r”.395 Z+ra +fade ed+c+l+k kend+s+n+ eylemler, alışkanlıklar veya jestler yoluyla +fade eden b+r kurucu fa+l+ farz eder.396 Oysa eylemler ya da beden “h+çb+r şey +fade etmez”.397 Butler’ın böylece Bod%es that Matter'da ded+ğ+ g+b+ “bazı +çsel hak+katler+n performansta dışsallaştırıldığını savunan dışavurumcu sürüklenme model+n+” redded+lmel+d+r.398 Stoller’ın yorumuna göre Butler, Husserl ve Merleau-Ponty'n+n fenomenoloj+k eylemler teor+s+n+ ben+msed+kler+n+ ve d+lden önce gelen b+r fa+l+ varsaydıklarını bel+rterek +k+ düşünürün yaklaşımlarını probleml+ görür ve bu yaklaşımları Beauvo+r’ın yaklaşımından ayırır. Stoller’a göre 390 Stoller, 98. Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on”, 527. 392 Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 99. 393 Jud'th Butler, “Gender as Performance: An Interv'ew w'th Jud'th Butler”, Rad1cal Ph1losophy 67 (1994): 33. 394 Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on”, 521. 395 Jud'th Butler, C1ns1yet Belası: Fem1n1zm ve K1ml1ğ1n Altüst Ed1lmes1, 6. bs (İstanbul: Met's Yayınları, 2018), 231. 396 Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 101. 397 Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on”, 530. 398 Jud'th Butler, Bod1es that Matter: On the Discursive Limits of ‘“Sex”’ (New York: Routledge, 1993), 234. 391 75 Butler Beauvo+r’ın “fenomenoloj+k felsefes+n+ dışlar”399 ve f+lozofun reformcu b+r hareketle “fenomenoloj+k gelenekten bu kurucu ed+mler doktr+n+n+ kend+ne mal ett+ğ+n+ ve yen+den yorumladığını” +dd+a eder.400 Stoller, Merleau-Ponty’n+n c+nsel farklılıklara ya da c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımına değ+nmeden genel olarak c+nsell+kten bahsett+ğ+n+ ve fem+n+st kuramcılar tarafından bu sebeple öneml+ eleşt+r+ler aldığını kabul eder. Stoller, Merleau-Ponty’de c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet g+b+ b+r ayrım olmamasının Fransızcada bu +k+ ter+me eşanlamlı olarak “c+nsel k+ml+k” ter+m+n kullanılmasından kaynaklanab+leceğ+n+ ekler.401 Ancak Stoller’a göre +lg+nç b+r şek+lde Butler da toplumsal c+ns+yetten bahsederken bu kavramdan genel b+r şek+lde bahseder.402 Ayrıca Butler, normların toplumsal c+ns+yete etk+s+n+ oldukça fazla vurgularken; Merleau-Ponty, c+nsell+k ve varoluş +l+şk+s+ne odaklanır. Ancak Butler’da c+nsell+k ve varoluş konusu pek gel+şmem+şt+r.403 Beden+n c+nsel varoluşu +fade etmes+ meseles+ne dönülecek olursa Stoller, bu +fade ed+c+l+ğ+n özcü olmadığı ve Butler +le benzer kaygıları paylaştığı +dd+asını MerleauPonty’n+n şu cümles+ne referans vererek güçlend+r+r: “Beden+n her an varoluşun k+pl+kler+n+ +fade etmes+, apoletler+n rütbey+ +mlemes+ veya b+r numaranın b+r ev+ bel+rtmes+ g+b+ değ+ld+r: Burada +m, kend+ +mlemes+n+ +şaret etmekle kalmaz, +mleme onda +kamet de eder, bell+ b+r şek+lde +m, +mled+ğ+ şeyd+r”.404 Stoller bu alıntı üzer+ne şöyle b+r akıl yürütmeye başvurarak +fade ed+c+l+ğ+n b+r tems+l olmadığını kanıtlar: Eğer beden+n +fades+ onun +şaret ett+ğ+ şeyse, o zaman Merleau-Ponty zaten salt geleneksel +şaret kavramını yen+den kavramsallaştırıyor demekt+r. Bununla b+rl+kte, eğer gösterge b+r bakıma gösterd+ğ+ şeyse, o zaman gösterge ve anlamlandırma b+rb+r+nden ayrılamaz. Gösterge ve anlamlandırma arasındak+ +l+şk+ artık dışsal b+r +l+şk+ değ+ld+r. Sonuç olarak, eğer +şaret ve anlamlandırma arasındak+ +l+şk+ artık dışsal değ+lse, +fade ed+len şey+n de artık +fadeden ayrı olmadığını kabul etmek gerek+r. Merleau-Ponty'n+n +fade kavramının, “b+l+nç felsefes+” olarak adlandırılan kavramdan ve tems+l modeller+nden farklı olduğu artık oldukça açıktır.405 399 Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 100. Butler, “Performat've Acts and Gender Const'tut'on”, 519. 401 Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 104. 402 Stoller, 103. 403 Stoller, 105. 404 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 229-30. 405 Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”, 106. 400 76 Sonuç olarak Stoller, Butler’ın Merleau-Ponty’de +fade ed+len şey+n +fadeden önce olduğu +dd+asının kes+nl+kle yanlış olduğunu ve bu +dd+anın felsef+ l+teratürdek+ tüm +fade teor+ler+n+ tek b+r çatı altında genelleyerek çarpıttığını öne sürer. Stoller’ın b+r d+ğer eleşt+r+s+ +se Butler’ın +fade nosyonunun İng+l+zcedek+ l+teral anlamını baz almasından dolayı yanıltıcı b+r sonuca varmasına yönel+kt+r. Z+ra İng+l+zcedek+ “express%on” +ç+m+zde olan b+r şey+n +fade ed+lmes+ olarak düz anlamıyla kullanılab+lmekted+r. Ancak Stoller’a göre problem kel+men+n kend+s+nde değ+l kullanımındadır.406 Merleau-Ponty açıkça +fade teor+ler+ne karşı eleşt+reld+r, ancak +fade kavramını Butler g+b+ toptan reddetmez onu muhafaza ederek yen+den tanımlar. Özetle +k+ kuramcı da “eleşt+rel b+r +fade kavramına karşı aynı +lg+y+ paylaşırlar ve anlamın +fadeden önce gelen b+r şey değ+l de +faden+n sonucu olduğunun söylend+ğ+ b+r kavramı desteklerler”. Aralarındak+ en bel+rg+n fark +se Butler’ın söylemlerle Merleau-Ponty’n+n +se yaşayan bedenle +lg+lenmes+d+r.407 Sara He+nämaa da “What +s a Woman? Butler and Beauvo+r on the Foundat+ons of the Sexual D+fference” adlı makales+nde Merleau-Ponty’dek+ c+nsel k+ml+ğ+n b+r st+l b+rl+ğ+ olduğunu “onun tezahürler+ olarak düşünülen somut eylemler+n altında veya arkasında bulunmadığına” +şaret eder ve ardından devam eder: “K+ş+sel b+r tarzın +fadeler+ f+z+ksel veya z+h+nsel herhang+ b+r ortak neden tarafından b+r arada tutulmaz. Ortak b+r b+ç+m+ de somutlaştırmazlar”.408 Bunun yer+ne, b+rl+kler+ +l+şk+lerden meydana gelen b+r doku (tissue)409 g+b+d+r. St+l veya varoluş tarzları tamamlanmamış d+nam+k b+r yapı olduğundan b+r b+ç+me sab+tlenemez, onlar ancak somut görünümler+ ve görünümler arasındak+ b+rtakım +l+şk+ler gözlemlenerek anlaşılab+l+r.410 Dolayısıyla Stoller ve Rae g+b+ He+nämaa’ya göre de +fade ed+len c+nsell+k +fadeden önce sab+t b+r b+ç+m+ varsaymamaktadır. Stoller Merleau-Ponty’n+n +fade teor+s+ +le Butler’ın özcülük karşıtı b+r toplumsal c+ns+yet adına ortaya koyduğu performat+fl+k teor+s+n+n benzer kaygıları taşıdığını ve dolayısıyla fenomenoloj+ ve post-yapısalcılık arasında b+r yakınlaşma olduğunu düşünse de He+nämaa “Sex, Gender, and Embod+ment” adlı makales+nde böyle b+r yakınlaşma +mkânını reddeden açıklamalarda bulunur. He+nämaa’ya göre fenomenoloj+ c+nsel 406 Stoller, 107. Stoller, 109. 408 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 27. 409 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 473. 410 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 27. 407 77 farklılığın +ncelenmes+ hususunda c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımı g+b+ b+r hareket noktasına başvurmaz. Örneğ+n toplumsal c+ns+yet teor+ler+ “gözlemlenen farklılıkları sosyal, kültürel ve b+yoloj+k güçler+n etk+leş+m+yle açıklamayı amaçlarken, fenomenoloj+, c+nsel farklılık duygusunun +lk etapta k+ş+sel ve k+ş+lerarası deney+mlerde nasıl kurulduğunu +nceler”. Fenomenoloj+ “+nsan gel+ş+m+ne da+r herhang+ b+r amp+r+k teor+ ya da tar+hsel +nşa teor+s+ sunmaktan” z+yade kadınlık ve erkekl+ğe da+r üret+len tüm söylemler+n anlam temeller+n+ soruşturur. He+nämaa ayrıca toplumsal c+ns+yet teor+ler+n+n na+f b+r şek+lde c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet olarak +k+ karşıt nesnell+ğ+ varsaydığını ve bu karşıtlığının deney+msel dayanaklarını açıklamadıklarını +dd+a eder. Fenomenoloj+k bakış açısı +se c+ns+yetlend+r+lm+ş bedenlere yönel+k düal+st b+r açıklamaya başvurmaksızın beden+ +fade ed+c+ bütünler olarak görür.411 İnşacı teor+ler beden+n c+ns+yetlenmes+ sürec+nde toplumsal c+ns+yet+n sosyokültürel koşulların sonucu olması f+kr+n+ +fade ederken +nşa ve üret+m metaforlarını kullanır ancak He+nämaa’ya göre bu açıklama b+ç+m+n+n arkasında hala daha “b+yoloj+k-organ+k b+r alt tabaka f+kr+ ve nedensel açıklama parad+gması” vardır.412 Bu eleşt+r+ler temelde Butler’a ve post-yapısalcı +nşa teor+ler+ne yönel+kt+r. Dolayısıyla He+nämaa’nın post-yapısalcılık ve fenomenoloj+ arasında b+r yakınlaşma öngörmed+ğ+ bu açıklamalardan çıkarsanab+l+r. He+nämaa’nın b+r fem+n+st fenomenolog olarak fem+n+st fenomenoloj+ yapma b+ç+m+n+n somut örnekler+ olan ve tez boyunca bahs+ geçen makaleler+ndek+ +dd+alara d+ğer bölümde detaylıca yer ver+lecekt+r. Bu bölümde Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s% adlı eser+ temel alınarak f+lozofun yaşayan bedene ve beden üzer+nden c+nsell+k-varoluş +l+şk+s+ne da+r anal+zler+ net+ces+nde l+teratürde ortaya çıkan tartışmalar çağdaş fenomenologlar, fem+n+st teor+syenler ve fem+n+st fenomenologların görüşler+ne yer ver+lerek göster+lmeye çalışıldı. Ayrıca bu bölümde Beauvo+r’da bedenlenme tartışmasına eklenen c+ns+yet farklılığının yanında Merleau-Ponty +le beraber c+nsell+ğ+n de bedenlenme +le +lg+s+ kurulmuş oldu. Merleau-Ponty’n+n Schne+der vakası üzer+nden c+nsell+ğe da+r açıklamaları çerçeves+nde bedenlenme ve c+nsell+k arasındak+ +l+şk+n+n otomat+k süreçlerle anlaşılamayacağını k+ş+n+n c+nsell+ğ+n+n deney+mde yaşayan bedene +çk+n olarak onu +fade ed+c+ b+r üslup şekl+nde ortaya çıktığı ortaya konmuştur. N+tek+m 411 412 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 216. He'nämaa, 227. 78 yukarıda d+le get+r+ld+ğ+ üzere c+nsell+k beden+n b+r parçasıyla tems+l ed+len veya bedene deney+mden önce yüklenen b+r öz olarak değ+l varlığını bedenle bütüncül b+r şek+lde +fade eden b+r kapas+te olarak anlaşılır. Beden ve onun olanaklarına +çk+n c+nsel şema deney+mde kend+ anlamını başka nesnelerle kurduğu +l+şk+sel ve mot+vasyonel süreçler net+ces+nde bel+rl+ b+r +fade eylem+yle açığa çıkartır. Bu çıktı bedenlenme ve c+nsel varoluşun hem deney+m +t+barıyla anlaşılmasına hem de otomat+k süreçlerle değ+l, anlamlandırma süreçler+n+n b+r net+ces+ olarak görülmes+ne yol açması bakımından öneml+d+r. Bununla beraber bölüm +çer+s+nde l+teratür tartışmalarına detaylıca yer ver+lmes+ fenomenoloj+ ve fem+n+zm etk+leş+m+n+n ne kadar güçlü olduğunu göstermek amacını taşımakta ve fem+n+st fenomenoloj+n+n +cra ed+lme +mkânını b+ze açmakta ve kanıtlamaktadır. B+r sonrak+ bölüm bu +mkânın peş+ne düşen fenomenologların güncel b+r alan olarak fem+n+st fenomenoloj+ tanımlarını ve onu yapma tarzlarını göstermeye çalışacaktır. 79 3. BÖLÜM: FEMİNİST FENOMENOLOJİ VE BEDENLENME 3.1. FemOnOst FenomenolojOnOn TarOhçesO ve FemOnOst Kuram Ole FenomenolojOnOn Ayrıştığı ve Uzlaştığı Noktalar B+r+nc+ ve +k+nc+ bölümler+n b+ze gösterd+ğ+ yegâne +mkân yen+ b+r fenomenoloj+ b+ç+m+ olarak fem+n+st fenomenoloj+d+r. Tez boyunca bel+rl+ f+lozoflar, fem+n+st fenomenologların güncel yorumları ve l+teratür tartışmalarıyla d+nam+k b+r şek+lde ele alınarak fem+n+st fenomenoloj+n+n ortaya çıkma serüven+ anlatılmaya çalışıldı. Her ne kadar fem+n+st teor+ ve fenomenoloj+ +ş b+rl+ğ+ne yönel+k kuşkular olsa da gel+nen noktada bu kuşkuları bertaraf eden ve bu +ş b+rl+ğ+n+n kuvvet+nden doğan b+rçok argüman d+le get+r+lmeye çalışıldı. Fenomenoloj+y+ fem+n+st teor+ +ç+n ver+ml+ b+r kaynak olarak okuyan fem+n+st fenomenologların argümanları fem+n+st fenomenoloj+n+n geçerl+l+ğ+ ve yetk+nl+ğ+ hususunda b+ze yol göster+c+ oldu. Ş+md+ bahs+ geçen bu güncel alanın tanıtılması gerekl+d+r. N+tek+m fem+n+st fenomenologların b+rçoğu fem+n+st fenomenoloj+y+ tanıtma görev+n+ de üstlenerek gel+şmekte olan alanın ele aldığı meseleler+, +k+ geleneğ+n uzlaşımlarını ve ayrılıklarını bel+rtm+şlerd+r. Özell+kle 2000’lerden sonra fem+n+st fenomenoloj+yle ve fem+n+st fenomenoloj+n+n ne olduğuyla +lg+l+ b+rçok k+tap ve makale kaleme alınmıştır.413 Bu durum; Emre Şan’ın “Ned+r Şu Fenomenoloj+” adlı söyleş+s+nde bel+rtt+ğ+ üzere fenomenoloj+n+n eleşt+rel b+r felsefe olmasının yanı sıra otokr+t+k b+r felsefe olmasından ötürü kend+ kend+n+ yen+den tanımlamasından da kaynaklanıyor olab+l+r. Z+ra fenomenoloj+ de onu +cra eden fenomenologlar tarafından tekrar tekrar metot 413 F'sher, “Fem'n'st Phenomenology”; Allen, “Through the W'ld Reg'on: An Essay 'n Phenomenolog'cal Fem'n'sm”; F'sher ve Embree, Fem1n1st Phenomenology; F'sher, “Phenomenology and Fem'n'sm”; Sara Cohen Shabot ve Chr'st'n'a Landry, “The Water We Sw'm In: Why Fem'n'st Phenomenology Today?”, İç'nde Reth1nk1ng Fem1n1st Phenomenology: Theoret1cal and Appl1ed Perspect1ves, ed. Sara Cohen Shabot ve Chr'st'n'a Landry (Lanham: Rowman & L'ttlef'eld Internat'onal, 2018), 1-10; Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”; Johanna Oksala, “What Is Fem'n'st Phenomenology?”, Rad1cal Ph1losophy 126 (2004): 16-22; Sandford, “Fem'n'st Phenomenology, Pregnancy and Transcendental Subject'v'ty”; Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”; Helen F'eld'ng, ed., Fem1n1st Phenomenology Futures (Bloom'ngton, Ind'ana: Ind'ana Un'vers'ty Press, 2017); Sara He'nämaa ve Lane' Rodemeyer, ed., “Spec'al Issue: Fem'n'st Phenomenolog'es”, Cont1nental Ph1losophy Rev1ew 43, sy 1 (2010): 1-140; Chr'st'na Schües, Dorothea Olkowsk', ve Helen F'eld'ng, ed., T1me 1n Fem1n1st Phenomenology (Bloom'ngton, Ind.: Ind'ana Un'vers'ty Press, 2011); S'lv'a Stoller, “What Is Fem'n'st Phenomenology?”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology Futures, ed. Helen F'eld'ng ve Dorothea E. Olkowsk' (Bloom'ngton, Ind'ana: Ind'ana Un'vers'ty Press, 2017), 328-54; Helen F'eld'ng, “A Fem'n'st Phenomenology Man'festo”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology Futures, ed. Helen F'eld'ng ve Dorothea E. Olkowsk' (Bloom'ngton, Ind'ana: Ind'ana Un'vers'ty Press, 2017), v''-xx''. 80 ve +çer+k bakımından tanımlana gelm+şt+r. Fenomenoloj+n+n ne olduğu ve nasıl yapılacağı g+b+ bel+rlemeler bu sebeple d+nam+k b+r sürece tab+ kılınmıştır. Böylece fenomenoloj+ kend+n+ de eleşt+ren b+r felsefe olmasıyla karakter+ze olmuştur.414 Merleau-Ponty Algının Fenomenoloj%s%’n+n önsözünde fenomenoloj+ hakkında şu sözler+ sarf eder: Fenomenoloj+, dünyanın +fşası olarak, kend+ kend+ne dayanır ya da dahası, kend+ kend+n+ temellend+r+r... Öyleyse bütün b+lg+lere yöneltt+ğ+ sorgulamayı kend+s+ne de yöneltmes+ gerekecekt+r, böylece kend+n+ durmadan +k+ye katlayacak, Husserl'+n ded+ğ+ g+b+ sonsuz b+r d+yalog ya da med+tasyon olacaktır ve tam da yönel+m+ne sadık kaldığı ölçüde, nereye g+deceğ+n+ asla b+lmeyecekt+r. Fenomenoloj+n+n tamamlanmamışlığı ve hep başlangıca dönmes+ b+r başarısızlık bel+rt+s+ değ+ld+r; fenomenoloj+, dünyanın ve aklın g+zem+n+ +fşa etme görev+n+ üstlend+ğ+nden, bunlar kaçınılmazdır.415 Dolayısıyla “Fem+n+st fenomenoloj+ ned+r?” başlıklı makaleler+n de bu kadar fazla olması bahs+ geçen yen+den tanımlama, alanın sınırlarını bel+rleme ve durmadan kend+n+ de eleşt+r+ konusu etme refleks+nden +ler+ gel+yor g+b+ gözükmekted+r. L+nda F+sher Fem%n%st Phenomenology adlı fem+n+st fenomenoloj+yle +lg+l+ makaleler+ +ht+va eden k+tabının g+r+ş kısmında fem+n+st kuram ve fenomenoloj+ kes+ş+m+n+n nasıllığını ortaya koymaktadır. Fem+n+st fenomenoloj+; fem+n+st kuram +le fenomenoloj+n+n kes+şt+ğ+ ve örtüştüğü oranda ortaya çıkan b+r akımdır. F+sher’a göre S+mone de Beauvo+r’dan ber+ fem+n+st gelenekte b+r fenomenoloj+k yönel+m ve etk+ vardır. Beauvo+r’dak+ “kadın doğulmaz kadın olunur” +fades+416 yaşanmış deney+me vurgu yapması ve bu mottonun tam da “L'experience vécue” yan+ “yaşanmış deney+m” adlı +k+nc+ k+tapta geçmes+ F+sher’a göre bu etk+y+ bar+z kılar. Bu yaklaşım Husserl’den ber+ gelenekselleşen fenomenoloj+dek+ “deney+m”e kadın beden+n+n özgül deney+m+n+ de +ç+ne alacak şek+lde gen+ş b+r perspekt+ften bakmayı b+ze önermekted+r. Fem+n+st kuramın fenomenoloj+yle örtüştüğü noktalar “yaşanmış madd+ deney+m, bedenlenme ve c+nsell+k” g+b+ ortak vurgularda görünür hale gel+r.417 414 Emre Şan, “Ned'r Şu Fenomenoloj'?” (Youtube: Akadem'FR, 21 Ek'm 2022). Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 28. 416 Beauvo'r, The Second Sex, 273; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13. 417 F'sher, “Fem'n'st Phenomenology”, 4. 415 81 F+sher’a benzer şek+lde He+nämaa ve Rodemeyer de “Introduct+on” adlı makaleler+nde fem+n+st fenomenoloj+n+n başlangıcını 1930’lu ve 1940’lı yıllara dayandırmaktadır. Yazarlar bu yıllarda özell+kle S+mone de Beauvo+r ve Ed+th Ste+n üzer+nden fem+n+st kaygıların fenomenoloj+k anal+zlerle buluştuğuna +şaret ederler. İk+ f+lozof da yaşanmış deney+mde c+nsel farklılık deney+m+ne da+r fenomenoloj+k sorgulamalarda bulunmuşlardır.418 Herhang+ b+r fem+n+st tavır almayı reddeden bazı fenomenologlar da fem+n+st fenomenoloj+n+n ele aldığı temaların zeng+nleşmes+ne katkıda bulunmuşlardır. Örneğ+n Hannah Arendt’+n yaratıcı doğallık, doğumsallık g+b+ kavramsallaştırmaları fem+n+st fenomenoloj+ +ç+n kavramsal yen+l+kler sunmuştur. Yazarların verd+ğ+ b+lg+lere göre 70’ler ve 80’lere gel+nd+ğ+nde bedenlenme ve c+nsell+ğe yönel+k fenomenoloj+k sorgulamalar d+ğer teor+k yaklaşımlarla beraber okunmuştur. Luce Ir+garay ve Jul+a Kr+steva g+b+ fem+n+stler S+gmund Freud ve Jacques Lacan’ın b+l+nçdışı açıklamalarını temel alarak varoluşsal fenomenoloj+ ve ps+kanal+z+ aynı çerçevede ele almışlardır. Dorothea Sm+th, Lorra+ne Code ve Genev+eve Lloyd g+b+ fem+n+stler ep+stemoloj+k evrensell+ğe +l+şk+n fem+n+st eleşt+r+lerde bulunmuş ve bu eleşt+r+ler fenomenoloj+den yoğun b+r şek+lde etk+lenm+şt+r. Amer+kalı fem+n+st teor+syenler Amer+ka’ya göç etm+ş; Arendt, Schutz ve Aron Gurw+tsch g+b+ fenomenologlar sayes+nde fenomenoloj+den haberdar olmuş böylece kıta Avrupa kaynaklı varoluşçu akım Amer+kan pragmat+st akımlarla b+r etk+leş+me g+rerek yen+ kadın deney+m+ teor+ler+ gel+şt+r+lm+şt+r.419 He+nämaa ve Rodemeyer’+n bel+rtt+ğ+ üzere fem+n+st fenomenolog Ir+s Mar+on Young, varoluşçu-fenomenoloj+k +çgörüler+ eleşt+rel teor+ ve pragmat+st sosyal felsefe +le b+rleşt+ren b+rçok etk+l+ makale yayımlamıştır. Young, varoluşsal ve fenomenoloj+k kavramları öncel+kle kadın bedenlenmes+n+, mekânsallığını ve zamansallığını anal+z ederken kullanır.420 Yazarın en öneml+ makaleler+nden b+r+ kadın bedenlenmes+n+n spor faal+yetler+ndek+ sınırlılığına değ+nen “Throwing Like a Girl”421 adlı makales+d+r. Young 418 He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”, 2. He'nämaa ve Rodemeyer, 3. 420 He'nämaa ve Rodemeyer, 4. 421 Ir's Mar'on Young, “Throw'ng L'ke a G'rl: A Phenomenology of Fem'n'ne Body Comportment, Mot'l'ty, and Spat'al'ty”, İç'nde On Female Body Exper1ence: “Throw1ng L1ke a G1rl” and Other Essays, k'tap ed'törü Ir's Mar'on Young, 1. bs (New York: Oxford Un'vers'ty Press, 2005), 27-45, https://do'.org/10.1093/0195161920.001.0001. 419 82 ayrıca “Pregnant Embodiment”422 makales+nde ham+lel+k, “Breasted Experience” 423 makales+nde kadının memeye sah+p b+r özne olarak deney+m+ ve “Menstrual Meditations”424 makales+nde kadınların regl deney+mler+ g+b+ temaları da ele alarak kadının özgül deney+mler+ne yönel+k fem+n+st fenomenoloj+s+n+n başarılı örnekler+n+ sunmuştur. L+nda F+sher ve b+r grup fem+n+st kuramcı fem+n+zm ve fenomenoloj+ kes+ş+m+n+ olumlar b+r poz+syondadırlar. Ancak fem+n+stler+n b+r kısmı bu +k+ alandak+ örtüşmeye olumlu baksalar da fenomenoloj+ye bel+rg+n b+r kuşkuyla bakan fem+n+st düşünürler de olmuştur. Daha önce Husserl ve Merleau-Ponty’n+n beden fenomenoloj+ler+nden bahsederken bu eleşt+r+lere detaylıca yer ver+lm+şt+. Ancak y+ne de özetlemek gerek+rse, fem+n+st teor+syenlerce ortaya çıkan bu kuşkuların sebeb+ fenomenoloj+ yapma ed+m+n+n c+ns+yet+, c+ns+yet farklılığını, kadınların deney+m+n+ ve bu toplumsal c+ns+yete dayalı deney+m+n özgüllüğünü ele almaktan kaçınması olarak görüleb+l+r. Ayrıca F+sher’a göre fem+n+st düşünürlerde genel +t+bar+yle fenomenoloj+n+n özcü b+r felsefe olduğu ve sosyopol+t+k bağlamdan z+yade fazlasıyla teor+k ve soyut meselelerle +lg+lend+ğ+ kanısı yaygın olduğundan fem+n+zm ve fenomenoloj+ etk+leş+m+ noktasında kuşkular ortaya çıkmıştır.425 Ancak L+nda F+sher “Phenomenology and Feminism: Perspectives on Their Relation” adlı makales+nde daha da +ler+ g+derek klas+k fenomenoloj+n+n bet+mlemey+ öznel kend+l+k perspekt+f+nden yapması, e+det+k ve özsel bet+mlemeye başvurması g+b+ metotlarını fem+n+st teor+n+n projes+yle çatışma +ç+nde değ+l, uyum +ç+nde görür.426 El+zabeth Grosz, Uçucu Bedenler: Bedensel b%r Fem%n%zme Doğru adlı eser+nde fem+n+stler+n Merleau-Ponty’den çeş+tl+ fem+n+st yorumlarda b+r destek bulurken aynı zamanda özell+kle Merleau-Ponty’n+n c+nsel farklılık ve özgüllük meseles+ne çok fazla 422 Ir's Mar'on Young, “Pregnant Embod'ment: Subject'v'ty and Al'enat'on”, İç'nde On Female Body Exper1ence: “Throw1ng L1ke a G1rl” and Other Essays, k'tap ed'törü Ir's Mar'on Young, 1. bs (New York: Oxford Un'vers'ty Press, 2005), 46-61, https://do'.org/10.1093/0195161920.001.0001. 423 Ir's Mar'on Young, “Breasted Exper'ence: The Look and the Feel'ng”, İç'nde On Female Body Exper1ence: “Throw1ng L1ke a G1rl” and Other Essays, k'tap ed'törü Ir's Mar'on Young, 1. bs (New York: Oxford Un'vers'ty Press, 2005), 75-96, https://do'.org/10.1093/0195161920.001.0001. 424 Ir's Mar'on Young, “Menstrual Med'tat'ons”, İç'nde On Female Body Exper1ence: “Throw1ng L1ke a G1rl” and Other Essays, k'tap ed'törü Ir's Mar'on Young, 1. bs (New York: Oxford Un'vers'ty Press, 2005), 97-122, https://do'.org/10.1093/0195161920.001.0001. 425 F'sher, “Fem'n'st Phenomenology”, 3. 426 L'nda F'sher, “Phenomenology and Fem'n'sm: Perspect'ves on The'r Relat'on”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), 29, https://do'.org/10.1007/978-94-015-9488-2. 83 eğ+lmed+ğ+n+n de altını ç+zd+kler+n+ bel+rt+r. Bazı fem+n+st düşünürler+n fenomenoloj+ye karşı temk+nl+ davranması aynı zamanda Merleau-Ponty’de “erkekler+n deney+mler+n+ +nsan+ deney+mler olarak kabul etme eğ+l+m+”nden dolayı öznell+ğe da+r genellemelerden de kaynaklanmaktadır. Bu +t+barla da bu düşünürler Merleau-Ponty fenomenoloj+s+yle daha temk+nl+ b+r +l+şk+ +çer+s+nded+rler.427 Fem+n+zm ve fenomenoloj+n+n b+rb+r+ler+yle yukarıda bahsed+len sebeplerden dolayı temelde uyumsuz olduğunu düşünenler olsa da fenomenoloj+ ve fem+n+st kuram arasında +l+şk+ kurmak +steyen fem+n+st adımlar da vardır. F+sher’ın verd+ğ+ b+lg+lere göre Özell+kle Luce Ir+garay’ın An Eth%cs of Sexual D%fference adlı eser+nde Merleau-Ponty’dek+ bedenlenme (embod%ment) ve c+nsell+k çalışması fem+n+st düşünürler+n odağını fenomenoloj+ye yöneltmede b+r etk+ oluşturmuştur. Böylece yukarıda da bel+rt+ld+ğ+ g+b+ Merleau-Ponty’n+n fenomenoloj+s+nde yaşanmış deney+m, bedenlenme ve c+nsell+k vurgusu fem+n+st kuramda da benzer yankılar bulduğundan b+r örtüşme saptanmış ve fenomenoloj+dek+ bu kavramlar da düşünülmeye ve alımlanmaya başlanmıştır.428 F+sher’ın Fem%n%st Phenomenology k+tabının g+r+ş bölümünde ded+ğ+ g+b+ fem+n+st fenomenoloj+ +s+mlend+rmes+ “oldub+tt+ye get+r+lm+ş b+r sonuçtan z+yade, paylaşılan temat+k b+r odak ve keş+f; araştırılacak b+r yönel+m veya model, konuların, anal+zler+n, +çgörüler+n, yaklaşımların ve stratej+ler+n b+r b+rleş+m+ anlamına gel+r”.429 Fem+n+st fenomenoloj+y+ fem+n+zm+n pol+t+k kültürel açıklamalarından farklı kılan bedenlenmey+ sosyo-kültürel faktörler+n b+r ürünü olarak gören sosyal determ+n+zm +le onu b+yoloj+k unsurların b+r sonucu olarak b+yoloj+k determ+n+zme +nd+rgemeden bedenlenmen+n deney+mde ortaya çıkan anlam yapılarını bet+mlemek ve bu çerçevede bütüncül b+r açıklama sunmaktır. Fem+n+st fenomenoloj+ öznen+n yaşayan beden+n+n b+r+nc+ tek+l şahıs deney+m+nde ortaya çıkan anlam temeller+n+ b+razdan Oksala’nın da d+kkat çekeceğ+ üzere amp+r+k ver+lerden beslenerek ve normat+f tar+hsel koşulların öznel deney+mdek+ zımn+ varsayımlara etk+s+n+ hesaba katarak yapılmasını tekl+f eder.430 Oksala bu dah+l etmen+n fenomenoloj+y+ kültürel +nşacılıkla yaklaştırdığını kabul etse de kend+s+n+n toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+ +ç+n ded+ğ+ ancak fem+n+st fenomenoloj+n+n genel amacına genelleneb+l+r olan +fades+ burada tekrar ed+leb+l+r. Böylece fem+n+st 427 Grosz, Uçucu Bedenler: Bedensel B1r Fem1n1zme Doğru, 158. F'sher, “Fem'n'st Phenomenology”, 4. 429 F'sher, 8. 430 Johanna Oksala, “A Phenomenology of Gender”, Cont1nental Ph1losophy Rev1ew 39, sy 3 (15 Ocak 2007): 240, https://do'.org/10.1007/s11007-006-9025-2. 428 84 fenomenoloj+n+n tıpkı toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+ g+b+ hedef+n+n bedenlenmen+n nedensel süreçler+n+n b+r açıklamasını vermek değ+l bedenlenmen+n deney+mde oluşum sürec+n+ bet+mlemek olduğu söyleneb+l+r. Helen F+eld+ng “A Fem+n+st Phenomenology Man+festo” adlı makales+nde fem+n+st fenomenoloj+n+n yen+ araştırma olanakları sağlayan b+r alan olarak yaklaşımındak+ özgün +dd+aları sıralar. Buna göre fem+n+st fenomenoloj+ aktüel olanı +l+şk+sel, ontoloj+k, eylemsel, deney+msel ve bedensel varlığında düşünmen+n zor ve öneml+ görev+yle meşgul olur. Fem+n+st fenomenoloj+ yaşanmış deney+m+ anlamanın b+rden fazla yolu olduğunu kabul eder, ancak bu kabul; deney+m+ anlamaya +l+şk+n bütün yaklaşımları doğru ve yeterl+ sayan b+r görecel+l+k anlamına gelmez. Onun yer+ne bu yaklaşım bedenlenm+ş özneler+ dünya +ç+nde b+rb+rler+yle +l+şk+l+ olarak anlamaya çalışır.431 Helen F+eld+ng’e göre fem+n+st fenomenoloj+ y+rm+ ve y+rm+ b+r+nc+ yüzyılda rasyonel özneye karşı kaybolan +nancı hesaba katarak +nsanı merkeze koymayan ancak özneye +l+şk+n tek+l değ+l çoğul b+r perspekt+fe sah+p b+r yaklaşım olarak ortaya çıkar. Buna göre fem+n+st fenomenoloj+ “merkezs+z özney+, düşünce ve duygunun +çsel alanı +le s+yas+, sosyal ve et+k güçler ve eylemler+n deney+msel ve dışsal dünyası arasındak+ sınırda yen+den konumlandırmak +ç+n tek+l b+r öznen+n +çsel perspekt+f+nden uzaklaşan b+r bakış açısını yen+den formüle eder”. Fem+n+st fenomenoloj+ bedenlenme deney+m+ne yönel+k +l+şk+sel ontoloj+ye sah+pt+r432 ve bu karşılıklı +l+şk+sell+k +nsanın dünya üzer+nde h+çb+r hakkı bulunmadığını düşünürken aynı zamanda bütün varlıkların karşılıklı +l+şk+sell+ğ+n+ göz önünde bulunduracak şek+lde alanı gen+şletmey+ öner+r.433 Fem+n+st fenomenoloj+de fa+ll+k yalnızca “düşünüyorum” +le sınırlı değ+ld+r. Fa+ll+k bedenlenm+ş eylem, düşünce ve dünyanın konumlandırılmış örtüşmes+ sonucu oluşan b+r şeyd+r. D+ğer b+r dey+şle, fem+n+st fenomenoloj+; “toplumsal, tar+hsel ve somut b+r alanda çoklu bakış açılarıyla başladığı +ç+n kend+n+ zamansal ve mekânsal olarak bağımlı ve +lg+l+ olarak kurar”.434 Al-Saj+ “Fem+n+st Phenomenology” adlı makales+nde fem+n+st fenomenoloj+n+n b+r tanımlamasını yapmanın ve f+lozofların fenomenoloj+n+n metotlarını ne şek+lde ben+msed+kler+ hakkında konuşmanın çoğul konuşmak olacağını dolayısıyla kend+ 431 F'eld'ng, “A Fem'n'st Phenomenology Man'festo”, v''. F'eld'ng, 'x. 433 F'eld'ng, v''. 434 F'eld'ng, 'x. 432 85 amacının “fenomenoloj+n+n fem+n+zm +ç+n nasıl faydalı olduğu hem de fem+n+st fenomenoloj+ler+n fenomenoloj+ye nasıl b+r düzelt+c+ -daha doğrusu eleşt+rel b+r yen+den yapılandırma- sunduğu üzer+ne” olduğunu açıkça bel+rt+r. Yazara göre fem+n+st fenomenoloj+n+n bu yen+den düzenlemes+ sadece bet+mleme yapmakla karakter+ze ed+len geleneğ+n sosyo-pol+t+k +mkânlarını açığa çıkarır. Al-Saj+ fenomenologların büyük olasılıkla en başından ber+ fem+n+st soruları alâkalandıklarına +şaret eder. Al-Saj+, fem+n+st hassas+yetlerle fenomenoloj+k yaklaşımı ben+mseyenler+n yalnızca varolan fenomenolog nesl+yle -Edmund Husserl, Emmanuel Lev+nas, Jean-Paul Sartre, Frantz Fanon ve Maur+ce Merleau-Ponty- sınırlı olmadığını tıpkı Sara He+nämaa ve Lane+ Rodemeyer’+n de yukarıda bel+rtt+ğ+ g+b+ Ed+th Se+n435 ve S+mone de Beauvo+r’ı436 örnek vererek göstermekted+r. 437 Al-Saj+, fenomenoloj+n+n temat+k konularını bedenlenme, duygulanım, algı, zamansallık, öznell+k ve öznelerarasılık olarak sıralar. Fem+n+st fenomenoloj+ler+n bu temalara dah+l ett+ğ+ şeyler+ +se baskı, güç ve ayrıcalıktır.438 Zeynep D+rek’+n +şaret ett+ğ+ g+b+ bu l+steye tahakküm +l+şk+ler+ de ekleneb+l+r.439 Bu ek temalar öznen+n bedenlenme deney+m+nde doğallaşan normat+f yapıların açığa çıkması +ç+n anahtar rol oynayab+l+r. Fem+n+st fenomenologlar bu boyutları “deney+m+n konumlandırıldığı ve tar+hselleşt+r+ld+ğ+ toplumsal-tar+hsel bağlama” duyarlı b+r ufuk +çer+s+nde ele almaya çalışırlar. Dolayısıyla fem+n+st fenomenoloj+ düşünüm önces+, k+ş+sel ve toplumsal düzeyde yaşanan deney+m+ pol+t+k olanın ne şek+lde düzenled+ğ+n+ ortaya koymaya çalışır. Dahası bu tür b+r fenomenoloj+ toplumsal olanın algılanmasının yanı sıra b+rey+n ne yapab+leceğ+ne ve k+m olduğuna nasıl aracılık ett+ğ+n+ göster+r.440 Al-Saj+, yukarıda bahsed+ld+ğ+ g+b+ fenomenoloj+k yöntem+n d+nam+k olduğuna ve metodunun zaman +ç+nde değ+şt+ğ+ne +şaret eder. Örneğ+n fenomenoloj+k yöntem+n ırksallaştırılmış bedenlenme, ku+r (queer) g+b+ kuramlar tarafından sah+plen+ld+ğ+ne ve yen+den yapılandırıldığına 435 Ed'th Ste'n’ın fem'n'zm'n'n fenomenoloj'k b'r okuması 'ç'n bkz. Kathleen Haney, “Ed'th Ste'n: Woman and Essence”, İç'nde Fem1n1st Phenomenology, ed. L'nda F'sher ve Lester Embree, c. 40, Contr'but'ons to Phenomenology (Dordrecht: Spr'nger Netherlands, 2000), 213-35, https://do'.org/10.1007/978-94-0159488-2. 436 Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m. 437 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 143. 438 Al-Saj', 143. 439 D'rek, C1nsel Farkın İnşası: Felsef1 B1r Problem Olarak C1ns1yet, 230-31. 440 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 143. 86 d+kkat çeker. N+tek+m Al-Saj+ bu değ+ş+m +mkânını fenomenoloj+n+n stat+k, ver+l+ veya önceden tanımlanmış b+r formül uyarınca yapılmamasına bağlamaktadır. Yazar, fenomenoloj+n+n d+nam+k süreç +ç+nde yen+lenmes+ ve yapılanması şu cümleler +le özetler: Fenomenoloj+k yöntem, aynı zamanda eğ+l+m ve değ+ş+m olan b+r hareket, dünyaya yönelmen+n b+r yolu, b+r düşünme tarzı veya algılama b+ç+m+d+r. Bu tarz d+nam+k olarak anlaşılmalıdır hem geçm+ş+yle ağırlık kazanır hem de geçm+ş+ tarafından dönüştürülür, tar+hsel ve sosyal durumuna yanıt olarak gel+ş+r. Burada met+nsel yorumlamayı “uygulama”dan ayırmak değ+l, fenomenoloj+n+n sürekl+ b+r ele alma ve yen+den +cat etme b+ç+m+ olduğuna +şaret etmek +st+yorum.441 Bu açıklama yukarıda Emre Şan’ın bel+rtt+ğ+ üzere fenomenoloj+n+n otokr+t+k özell+kte olduğunu destekleyen b+r argümandır. Al-Saj+ fenomenoloj+n+n sadece anlamı değ+l anlamı yapılandıran boyutları da ortaya çıkarma gayes+nde olan ve deney+me katılmanın yolunu sunan b+r düşünce olduğunu +fade eder. Ancak fenomenoloj+ yaparken kullanılan fenomenoloj+k +nd+rgeme yöntem+n+n kapsamı ve der+nl+ğ+ fenomenologlara göre değ+şkenl+k arz eder. Özell+kle fem+n+st fenomenologlar ney+n paranteze alındığı bu paranteze almanın hang+ doğallaştırıcı eğ+l+mler+ sorguladığı ve ney+ ortaya çıkarmaya yönel+k olduğuyla fazlaca +lg+len+rler.442 Al-Saj+ fenomenoloj+de her temalaştırmanın b+rey+n yaşayan beden+n+n alışkanlıklarını ve şeyler+n tüket+lemez +ç ve dış ufuklarını barındıran bel+rs+z b+r ufkun arka planına sah+p olduğunu bel+rt+r. Bet+mlenen algısal alanının unsurları açık hale gel+rken alanın kend+s+ b+r bütün olarak tüket+lemez ve ver+l+ kabul ed+lemez. Bu bel+rs+z ufuk algısal dünyanın gerçek ve zaten hep orada olduğu h+ss+ne sah+p olmamızı sağlar. Algı teleoloj+k b+r b+ç+mde eks+kl+k olarak deney+mlenen şey+n +fade ed+leb+leceğ+ne yönel+k zımn+ b+r güven barındırır. Algının bu teoloj+s+ “b+r yandan dünyanın prat+k ve algısal anlamlarının daha +y+ kavranmasını sağlayan hareket ve algılama yolları olan opt+mal bedensel tutumlara” başvurularak anlaşılab+l+r. D+ğer yandan Al Saj+’ye göre “bu teleoloj+ hem duyumsama hem de duyulur olanın -beden ve dünya- d+nam+k b+r b+ç+m aldığı ve aralarındak+ +l+şk+n+n önceden var olmadığı açık uçlu b+r doğaçlama ya da 441 442 Al-Saj', 144. Al-Saj', 146. 87 senkron+zasyon olarak da anlaşılab+l+r”.443 Yazara göre +lk anlaşılma tarzı bell+ alışkanlıklara karşılık gelen ve uygun olarak n+telend+r+len algılama b+ç+mler+n+n “yen+den doğallaştırılması r+sk+n+” taşır. Buna göre normlara uygun olan bell+ bedenlenme tarzları ayrıcalıklı hale get+r+l+r. Fakat Al-Saj+’ye göre d+ğer anlaşılma b+ç+m+n+n de tehl+keler+ mevcuttur. Beden ve dünyanın ver+l+ olmayan d+nam+k +l+şk+s+ de sosyal dünyanın normat+fl+ğ+nden uzak değ+ld+r. Beden ve dünya “farklı tar+hsel ve toplumsal varoluş b+ç+mler+yle yüklüdür”. Yazara göre buradak+ yen+den doğallaştırma tehl+kes+ altında olan şey yaşam tarzların mutlak farklılığıdır. Farklılık sank+ normat+f dışlamanın b+r ürünü değ+lm+ş g+b+ bağlamından kopartılıp doğallaştırılır.444 Özetle deney+mde var olanı bet+mlerken bu deney+mde örtük olarak doğallaştırılan faktörler+n farkında olarak ve bet+mlemey+ deney+m+ yapılandırılan boyutları açığa çıkarana dek sürdürerek sözü ed+len tehl+kelerden kaçınılab+l+r. Fenomenoloj+y+ fem+n+st perspekt+fle uyumlu okuyan, ortak b+r proje çerçeves+nde b+rleşt+ren ama aynı zamanda bell+ konularda bu +k+ gelenek arasındak+ +l+şk+y+ sorunsallaştıran fem+n+st fenomenologlar öznen+n bedenlenme deney+m+n+n farklı boyutlarını bet+mlemeye +mkân bulmuşlardır. Örneğ+n Al-Saj+’ye göre yukarıda bahsed+len doğallaştırma r+sk+n+n farkında olarak Ir+s Mar+on Young, “Throwing Like a Girl” adlı meşhur makales+nde d+ş+l bedensel varoluşun tarzlarına +l+şk+n açıklamalar yapar.445 Kadınsı hareket+n “muğlak b+r aşkınlık, engellenm+ş yönel+msell+k ve çevres+yle süreks+z b+r bütünlük” olmak üzere üç tarzı vardır.446 Young’a göre “t+p+k olarak d+ş+l beden, hem f+z+ksel boyutunun ve gücünün potans+yel+n+ hem de kullanab+leceğ+ gerçek becer+ler+n+ ve koord+nasyon olarak gerçek kapas+tes+n+ yeters+z kullanır”.447 Ayrıca “d+ş+l bedensel varoluş, kadının kend+s+n+ hareket+n yaratıcısı değ+l de nesnes+ olarak görmes+ bakımından kend+ne atıfta bulunur”.448 Al-Saj+ +ç+n anal+z+ burada yarıda kesmek kadını toplumsal dünyada ötek+ olarak doğallaşmasını sağlar.449 Ancak Young anal+ze devam ederek kadın beden+n konumsallığını, 443 f+z+ksel açıdan engellenm+şl+ğ+n+ ve Al-Saj', 147. Al-Saj', 147. 445 Young, “Throw'ng L'ke a G'rl: A Phenomenology of Fem'n'ne Body Comportment, Mot'l'ty, and Spat'al'ty”, 31. 446 Young, 35. 447 Young, 36. 448 Young, 38. 449 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 147. 444 88 nesneleşt+r+lmes+n+ b+r kader olarak okumaya karşı çıkar. D+ş+l bedensel varoluşun bu tarzları ne f+zyoloj+den ne anatom+den ne de b+r özden kaynaklanır. Bu ataerk+l düzen+n kadın tanımına uygun b+r bedensel varoluşun sonucudur.450 Dolayısıyla Young kadının bedensel kapas+tes+ noktasında yaşadığı yeters+zl+ğ+n kurucu koşullarını bel+rterek onu b+r bağlama oturtur ve doğallaştırma tehl+kes+n+ bertaraf eder. Young bu makaley+ yazarken Merleau-Ponty’n+n beden fenomenoloj+s+yle fem+n+st teor+n+n kaygılarını b+r araya get+rm+ş ve fem+n+st fenomenoloj+n+n yapılma b+ç+m+n+ uygulamalı olarak gösterm+şt+r. Fem+n+st fenomenoloj+ye örnekl+k eden b+r başka makale olan “Bod+es and Sens+ngs: On the Uses of Husserlian Phenomenology for Feminist Theory” adlı makales+nde AlSaj+, fem+n+st fenomenoloj+n+n bedenler+ d+kotom+k b+r çerçeven+n ötes+nde düşünme +mkânını Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+nden hareketle düşünür. Böyle b+r fenomenoloj+ yapmanın toplumsal konum ve bedenlenmen+n karmaşık etk+leş+m+n+ anlamak adına yol göster+c+ olduğunu bel+rt+r.451 Al-Saj+ bu makalede ayrıca Joan Wallach Scott’ın “Exper+ence” makales+nde d+le get+rd+ğ+ “deney+m+ görünür kılma projes+ [+deoloj+k] s+stem+n +şley+ş+n+n ve tar+hsell+ğ+n+n anal+z+n+ engeller; bunun yer+ne onun ter+mler+n+ yen+den üret+r”452 +dd+asına yer ver+r.453 Scott bu makalede “deney+me tartışılmaz b+r kanıt ve açıklamanın başlangıç noktası (ya da) anal+z+n dayandığı b+r temel olarak başvuran”454 görüşlere karşı eleşt+rel b+r tutum +çer+s+nded+r. Alcoff’un bel+rtt+ğ+ üzere Scott’ın deney+m eleşt+r+s+ pol+t+k sınırlılıklara odaklanır. Scott “deney+m+ görünür kılma” projeler+n+n özgürleşt+r+c+ teor+ler ortaya koyma potans+yel+n+ kabul etse de bu tarz projeler+n aynı zamanda +deoloj+k s+stemler+n k+ml+kler+, deney+mler+ ve farklılıkları nasıl +nşa ett+ğ+ne yönel+k anal+z +mkânını engelled+ğ+n+ öne sürer. Bundan dolayı Scott deney+m+ görünür kılma projes+n+n; deney+m+n tar+hsell+ğ+n+ görünmez kıldığını, bu deney+m+n üzer+ne kurulduğu koşulları yen+den ürett+ğ+n+ ve bu nedenle deney+m+n dönüşümüne katkıda bulunamayacağını +fade eder.455 450 Young, “Throw'ng L'ke a G'rl: A Phenomenology of Fem'n'ne Body Comportment, Mot'l'ty, and Spat'al'ty”, 42. 451 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 18. 452 Joan W. Scott, “Exper'ence”, İç'nde Fem1n1sts Theor1ze the Pol1t1cal, ed. Jud'th Butler ve Joan W. Scott (New York: Routledge, 1992), 25. 453 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 149. 454 Scott, “Exper'ence”, 24. 455 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 44. 89 Al-Saj+ de bu r+sk+ kabul ederek456 bedenlenmey+ anlamanın problemat+ze ed+lmem+ş b+r deney+m alanını olumlamadığını bunun yer+ne yapılan fem+n+st fenomenoloj+n+n “yaşanmış deney+m ve onun konumlandırılmış doğasını b+rl+kte düşünerek yaşanmış deney+m ve söylem, beden ve toplumsal yapı arasındak+ b+r başka +k+l+ğ+ aşma g+r+ş+m+” oluğunun altını ç+zer. Yazar fem+n+st fenomenoloj+n+n açtığı +mkânı şu şek+lde özetler: Fem+n+st fenomenoloj+, parçası olduğumuz toplumsal ve tar+hsel yapılar göz önünde bulundurulduğunda nasıl bedensel deney+mler yaşadığımızı ve bedenler+m+z+n +deoloj+k s+stemler+n salt kurguları, ep+fenomenler+ değ+l, toplumsallık, tar+hsell+k, maddesell+k ve öznell+ğ+n +ç +çe geçt+ğ+ (genell+kle örtük olan) +potekl+ ve kalın anlam bağları olduğunu göstereb+l+r.457 Scott “Exper+ence” adlı makales+nde deney+m+ görünür kılma projes+ yer+ne alternat+f b+r açıklama ortaya koyarak şöyle der: “Deney+m sah+b+ olan b+reyler değ+l, deney+m yoluyla oluşan öznelerd+r. Bu tanımda deney+m, açıklamamızın kaynağı, b+l+nen+ temellend+ren otor+ter (çünkü görülen ya da h+ssed+len) kanıt değ+l, daha z+yade açıklamaya çalıştığımız, hakkında b+lg+ üret+len şey hal+ne gel+r”.458 Scott daha sonra deney+m+n “d+lsel” olduğunu ve meselen+n d+l+n anal+z+yle +lg+l+ olduğunu d+le get+r+r.459 Alcoff, “Phenomenology, Post-structural+sm, and Fem+n+st Theory on the Concept of Exper+ence” adlı makales+nde post-yapısalcılık +le fenomenoloj+y+ aslında tamamen karşıt görmese de +k+ düşünüş b+ç+m+ arasında deney+m noktasındak+ temel farklılıkları göstermek n+yet+n+ taşır.460 Alcoff, bu makalede Scott'ın “Exper+ence” adlı makales+nde sunduğu deney+m açıklamasının büyük oranda fem+n+st düşüncede etk+l+ olduğunu ve fem+n+st düşüncede fenomenoloj+n+n gölgede kalmasına kısmen sebep olduğunu bel+rt+r.461 Daha sonra Alcoff, Scott’ın +dd+alarına cevap ver+r. Yazara göre Scott, deney+m+ d+l dolayımıyla ortaya çıkan b+r ep+fenomen olarak b+reyden bağımsız düşünür. Scott deney+m+n b+r kaynak ve otor+te olarak kabul ed+ld+ğ+ b+r “deney+m ep+stemoloj+s+ +le teor+n+n deney+m+ sorguladığı b+r teor+ ep+stemoloj+s+” arasında terc+h yapılmasını 456 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 149. Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 33. 458 Scott, “Exper'ence”, 26. 459 Scott, 34. 460 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 43. 461 Alcoff, 45. 457 90 +stemekted+r. Alcoff’a göre bu yanlış b+r +k+lemd+r. Scott b+len+n b+lg+ üretmedek+ rolüne önem ver+r ve “özneler+n ürett+kler+ b+lg+ye konumlanışlarının”462 +ncelenmes+ gerekt+ğ+n+ savunur. Alcoff’a göre bunu +ncelemek +ç+n zaten y+ne deney+me dönmem+z gerekecekt+r.463 Alcoff’a göre Scott, deney+m+n teor+y+ yapılandırdığı b+r açıklama +le teor+n+n deney+m+ koşullandırdığı b+r açıklama arasında b+r +k+l+k ortaya koyar. Ancak teor+n+n deney+m+ açıkladığı görüşte “teor+; bedens+z, konumlandırılmamış ve deney+mle bağlantısı koparılmış saf b+r düşünce sürec+” olarak görülmekted+r. Alcoff’un +şaret ett+ğ+ üzere deney+m+n görünür kılınması bazı örneklerde egemen söylem+n etk+s+n+ kırab+l+r.464 Alcoff, deney+m+n bazen d+l+ aştığını ve anlaşılamaz ufukları olduğunu +dd+a eder.465 AlSaj+ de bu açıklamaya katılarak deney+m+n bel+rs+z, yoğun, dolaşık ve doğrusal olmayan b+r akış olduğunu ve fenomenoloj+ +ç+n yöntemsel olarak düşünmey+ gerekt+ren b+r yapıda olduğunu ekler.466 Örneğ+n fem+n+zm c+ns+yetç+l+ğ+ kavramsallaştırırken bu kavramı esk+ deney+mler+ anlamlandırarak ortaya çıkarmıştır, dolayısıyla yoktan var etmem+şt+r. Alcoff, söylem+n deney+me etk+s+n+ kabul ederek Scott’ın deney+m d+lsel b+r olaydır +fades+n+n +ç+n şöyle der: Söylem tüm deney+mler +ç+n anlaşılab+l+rl+k koşuludur demek, d+lsel +fadeye açık olmayan tüm bu tür deney+msel b+lg+ler+ s+lmek demekt+r. Eğer anlamlı b+r deney+m söylemsel formülasyon test+nden geçmek zorundaysa, anlaşılmaz olanı b+lg+ alanından dışlamış oluruz k+ bu eğ+l+m, egemen söylem rej+mler+ altında +fade ed+lemeyen baskı b+ç+mler+n+ görmezden gelmes+ne +z+n vererek Batılı erkekl+ğ+n çıkarlarına güzelce h+zmet etm+şt+r. Daha +y+ b+r bakış açısı, deney+m ve söylem+, kopuş noktalarıyla b+rl+kte kusurlu b+r şek+lde h+zalanmış olarak anlayan b+r bakış açısı olacaktır.467 Beata Stawarska, “Subject and Structure +n Fem+n+st Phenomenology: Re-read+ng Beauvo+r w+th Butler” adlı makales+nde Alcoff g+b+ Scott’ın deney+m+ b+r ep+fenomen olarak görmes+ne karşı çıkar. Yazar, öznel deney+m+n eylemsel boyutuna d+kkat çekerek 462 Scott, “Exper'ence”, 28. Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 45. 464 Alcoff, 46. 465 Alcoff, 47. 466 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 148. 467 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 47. 463 91 onun özneler+ harekete geç+ren b+r düşünüm, d+ren+ş ve +syan alanı olarak anlaşılması gerekt+ğ+n+ savunur. Stawarska fem+n+st fenomenoloj+n+n saf fenomenoloj+den pol+t+k olana ve baskı yapılarına duyarlı olmak bakımından ayrıştığını ve fem+n+st fenomenoloj+n+n görev+n+n sadece deney+m+ +fade etmek değ+l, deney+m+ eylem vasıtasıyla dönüştürmek olduğunu +dd+a eder. Bu bakımdan yazar Beauvo+r’ın “yerleş+k kurumsal yapılarla çağdaş yaşanmış deney+m+n kes+şt+ğ+” çalışmasını Butler’ın deney+m+n performansa dayalı olduğu +dd+asının merceğ+nde okuyarak fenomenoloj+ ve post-yapısalcılığın projeler+n+ uyumuna d+kkat çeker.468 Al-Saj+ de tıpkı Alcoff’un yukarıda değ+nd+ğ+ g+b+ yaşanmış deney+mde b+r anlamlandırma fazlalığı olacağına +şaret eder.469 Ancak fenomenoloj+ yöntem olarak hem deney+m+ açığa çıkartmalı hem de deney+m+ koşullayan yapıları da göstermel+d+r. Sadece deney+m+n anlamı değ+l anlamı meydana get+ren görünmez normlar da d+kkate alınmalıdır.470 Fenomenoloj+ bet+mlemeler+n+ b+r bağlam +çer+s+ne koyup normat+f ön kabuller+ tar+hselleşt+rmel+ ve dışlamaları görünür kılmalıdır. Al-Saj+ fenomenoloj+n+n daha rad+kal b+r b+ç+mde eleşt+rel olması gerekt+ğ+n+n altını ç+zer. Yazarın “eleşt+rel fenomenoloj+” adını verd+ğ+ şey epoché’y% deney+mdek+ toplumsal baskının doğallaştırılmasını +ç+ne alacak şek+lde gen+şletmekt+r. Al-Saj+, “toplumsalın patoloj+ler+” ded+ğ+ +k+ dışlama b+ç+m+n+ tanımlar. İlk dışlamada unutulan b+rey+n “yalnızca toplumsaltar+hsel b+r ufka, kültürel ve d+lsel b+r ortama değ+l, aynı zamanda maddesell+ğe, zamana ve başkalarının bedenler+ne olan bağımlılığıdır”. D+ğer dışlama +se anlam alanı +çer+s+nde anlam +fade etmeyen farklı olan ötek+n+n varoluşunun ve algısal tarzının yapısal olarak dışlanmasına dayanır. İlk+ başkasının beden+n+n görünmez kılındığı algı düzey+n+ kurumsallaştırır. D+ğer+ +se ötek+n+ algısal alanın “kurucu dışı” +lan eder; onlar tahammül ed+lemeyenler ve tanınmayanlar olarak dışlanırlar ama aynı zamanda algının +şley+ş+ +ç+n varsayılırlar. Al-Saj+’ye göre bu +k+ dışlama b+ç+m+ kol koladır.471 Fenomenoloj+ +lk dışlama b+ç+m+n+ Al-Saj+’ye göre gerekl+ b+r b+ç+mde ele almıştır. Fenomenoloj+k +nd+rgemen+n tamamlanmamışlığı bu konuda fenomenoloj+ye yardım eder. İnd+rgeme durmadan yen+lenen, algıyı dönüştüren ve farklı açılardan bakmanın b+ze 468 Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 20. Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 148. 470 Al-Saj', 149. 471 Al-Saj', 150. 469 92 b+r yolunu sunar. Dolayısıyla fenomenoloj+k +nd+rgemen+n tamamlanmamışlığı MerleauPonty’n+n gördüğü g+b+ “onun erdem+ de olab+l+r”.472 Al-Saj+’ye göre fenomenoloj+k +nd+rgemedek+ bu yen+leme +ht+yacı yalnızca sosyal +l+şk+sell+ğ+ değ+l aynı zamanda deney+m+ yapılandıran ve dışlamaları +fşa eden b+r eleşt+rel fenomenoloj+ye öncülük eder. Fakat +k+nc+ dışlama yazara göre fenomenoloj+de farklı b+r eleşt+rel eğ+l+m gerekt+r+r: Bu da kes+ş+msel yaklaşımdır.473 Al-Saj+, bu yaklaşımda c+ns+yetlend+r+lm+ş ve ırksallaştırılmış k+ml+k eksenler+n+n saf olarak anlaşılmaması gerekt+ğ+n+ bu k+ml+kler+n bazen b+rb+r+n+ araçsallaştırdığını +dd+a etmekted+r. Bu +t+barla yazar Johanna Oksala’ya karşı çıkarak fem+n+st fenomenoloj+n+n b+r toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+ olmaması gerekt+ğ+n+ savunur. Al-Saj+’ye göre fem+n+st fenomenoloj+ saf kabul ed+len k+ml+kler+ bağlamsallaştırmalıdır. Z+ra fem+n+st fenomenoloj+ deney+mden önce gelen b+r toplumsal c+ns+yet kategor+s+ ortaya koyarsa toplumsal c+ns+yetlenmen+n gerçekleşt+ğ+ deney+m+n karmaşık +l+şk+s+n+ görmezden gelme tehl+kes+yle karşı karşıya gel+r.474 Al-Saj+’ye göre fem+n+st fenomenoloj+n+n yapması gereken yalnızca yapısal anal+z+n yanında sorgulayan ve dönüştürücü etk+s+ olan b+r bet+mlemed+r.475 Ancak Oksala, “Phenomenology of Gender” adlı makales+nde fenomenoloj+de yalnızca bedene odaklanmanın toplumsal c+ns+yet+n ortaya çıkma koşullarını göstermede yeterl+ olmayacağını savunur.476 Oksala, aşkın +nd+rgemen+n toplumsal c+ns+yet+ ele almadak+ sorunlu doğası sebeb+yle Young ve He+nämaa g+b+ fem+n+st fenomenologların aşkın b+l+nç yer+ne yaşanmış deney+me odaklandıklarına d+kkat çeker. Bu yaklaşım tarzı toplumsal c+ns+yet+n fenomenoloj+k anal+z+nde d+ş+l bedene özgü yapıları +nceler. Böylece d+ş+l beden+n varoluşsal olarak bel+rg+n b+r modal+tes+ vardır ve amaç d+ş+l varoluş tarzını karakter+ze eden yaşayan beden+n e+det+k yapılarını göstermekt+r. Oksala, bu yaklaşımda b+r kadının b+r+nc+ şahıs bet+mlemes+n+n fenomenoloj+k anal+z +ç+n kaynak sayılmasının anal+z+n e+det+k d+ş+l bedenlenmen+n genelleşm+ş ve özselleşt+r+lm+ş b+r bet+mlemes+ne dönüştürülmes+ r+sk+n+ taşımasına sebep olduğunu bel+rt+r. Dolayısıyla Oksala’ya göre “fem+n+st fenomenoloj+n+n bedensel okumaları b+z+, kadınların durumundak+ pol+t+k 472 Al-Saj', 151. Al-Saj', 151. 474 Benzer b'r 'dd'a Sara He'nämaa’nın “Sex, Gender, and Embod'ment” adlı makales'nde de d'le get'r'lm'şt'. B'r sonrak' bölümde Sara He'nämaa’nın fem'n'st fenomenoloj's' kapsamında bu makale detaylıca ele alınacaktır. 475 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 152. 476 Oksala, “A Phenomenology of Gender”, 233. 473 93 değ+ş+mler+ potans+yel olarak engelleyen b+r tür bedensel özcülüğü savunmaya ger+ +tme tehd+d+nde bulunur”.477 Oksala, toplumsal c+ns+yet+ özcü olmayan ve +k+ c+ns+yet eksen+nde düşünülmek zorunda olmayan b+r kategor+ olarak görür. Yazara göre toplumsal c+ns+yet şemasını anlamak, d+l dolayımıyla +ç +çe olan kültürel öğrenme ve toplumsal normat+f beklent+ler+ hesaba katarak mümkündür.478 Dolayısıyla toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+nden bahsederken Oksala, Al-Saj+’n+n +dd+a ett+ğ+ g+b+ ver+l+ saf k+ml+kler+ varsaymamaktadır. Bunun yer+ne bu toplumsal c+ns+yet+ ortaya çıkan d+lsel, kültürel ve normat+f bağlamların göz önünde bulundurulmasına d+kkat çek+yor g+b+ gözükmekted+r. Oksala, klas+k fenomenoloj+dek+ saf aşkın öznell+ğ+n öznelerarası doğasını da eleşt+r+r. Öznelerarasılık öznell+ğ+n kurucu temel+ olarak evrensel b+r apr+or+ olarak anlaşılırsa bu varsayım öznell+ğ+n c+ns+yetl+ düşünülmes+n+ engeller. Özne ancak öznelerarası tar+hsel b+r bağlamda konumlanmış olarak anlaşılırsa ve öznelerarasılığın saf ve evrensel olarak değ+l, tar+h ve kültür tarafından koşullandırıldığı kabul ed+l+rse b+r toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+ +mkânı ortaya koyulur. Oksala’ya göre fenomenoloj+ ancak aşkın b+l+nce yönel+k fenomenoloj+k +nd+rgemeden vazgeçmek pahasına “d+l+n ve kültürel normall+ğ+n kurucu önem+ne” değ+neb+l+r.479 Eğer fenomenoloj+ öznel olmayan “öz”e veya yapıya ulaşmak +ç+n bu fenomenler+ askıya almıyorsa, Stella Sandford bu tarz b+r fenomenoloj+y+ “toplumsal c+ns+yet+n +nşasını anlamanın d+ğer yollarından (örneğ+n Foucaultcu yollarından) ya da fenomenoloj+k yöntemler+ kullanan toplumsal c+ns+yetl+ varoluş deney+m+n+n amp+r+k çalışmalarından ayıranın” ne olduğunu sorar.480 Oksala, toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+n+n “hala d+l+n kavramsal b+r anal+z+ ya da beden+n b+yoloj+k b+r +ncelemes+ olarak değ+l, toplumsal c+ns+yet deney+m+n+n oluşumunun b+r araştırması olarak anlaşıldığı”nın altını ç+zerek bu soruya cevap vermekted+r.481 Ancak Oksala, c+ns+yetlend+r+lm+ş beden+n deney+m+n+ anlamak +ç+n aşkın b+l+nce yönel+k fenomenoloj+k redüks+yondan vazgeçmek dışında fenomenoloj+k anal+ze, normat+f sınırlı b+r+nc+ şahıs açısından başlamak yer+ne antropoloj+k, sosyoloj+k, ps+koloj+k araştırmalar veya tıbb+ raporlar g+b+ amp+r+k ver+lerden başlanması gerekt+ğ+n+ düşünür.482 477 Oksala, 232. Oksala, 233. 479 Oksala, 237. 480 Sandford, “Fem'n'st Phenomenology, Pregnancy and Transcendental Subject'v'ty”, 63. 481 Oksala, “A Phenomenology of Gender”, 298. 482 Oksala, 238. 478 94 Oksala’nın post-fenomenoloj+k yöntem adını verd+ğ+ şey, +lk olarak özneye uzak olan amp+r+k ver+lerden başlar. Daha sonra bu b+lg+ler öznen+n dünyasındak+ örtük varsayımları açığa çıkaracak şek+lde sah+plen+l+r. Bu tür b+r fenomenoloj+ klas+k fenomenoloj+den farklı olarak kurucu şemaların d+le, tar+he ve kültürel normat+fl+ğe bağlı olduğunu göz önünde bulunduracaktır. Post-fenomenoloj+de normal ve dolayısıyla doğal kabul ed+len sadece dünyamızın olumsal değ+şkenler+ olarak ortaya çıkarlar. Oksala, bu sorgulama b+ç+m+n+n kültürel +nşacılıkla benzeşt+ğ+n+ kabul etse de “kültürel +nşanın nesnel ve nedensel süreçler+n+n amp+r+k b+r çalışmasını savunmadığını” vurgular. Yazar kend+ fenomenoloj+ anal+z+n+n deney+m+n öznel ve perspekt+fsel karakter+n+ yok saymadığını bel+rt+r. Z+ra Oksala’ya göre toplumsal c+ns+yet+ düşünmek n+hayet+nde b+reysel b+r vaz+fed+r. K+ş+ kend+ deney+m+n+, o deney+me eşl+k eden d+l+, prat+kler+ ve +nançları b+r toplumsallık +ç+nde oluşturulduğunu hesaba katarak ve onlara mesafe koyarak anal+z etmel+d+r. Bu sebeple mesafe koyab+lmek +ç+n b+r+nc+ şahıs perspekt+f+ gerekl+d+r. K+ş+ kend+ deney+m+n+n yapısının rad+kal b+r anal+z+ne g+r+şmel+d+r. Sonuç olarak Oksala’ya göre toplumsal c+ns+yet fenomenoloj+s+ toplumsal c+ns+yet deney+m+n+n oluşumunda yalnızca bedenlenmeye değ+l, normat+f, kültürel prat+klere ve anlam yapılarına odaklanmalıdır.483 Beata Stawarska, Oksala’nın vurguladığı üzere toplumsal c+ns+yet+n fenomenoloj+k araştırmasının normat+f yapılara ve üçüncü şahıs ver+lere doğru gen+şlet+lmes+ gerekl+l+ğ+ne büyük ölçüde katılmakla beraber b+r fem+n+st fenomenolog olarak484 Beauvo+r’ın çalışmalarının “c+ns+yetlend+r+lm+ş deney+mler+n normat+f ve kültürel olarak etk+lenm+ş” b+r anlayışın kaygılarına sah+p b+r şek+lde okunab+leceğ+n+ +fade eder. Dolayısıyla yazar Oksala’nın post-fenomenoloj+k yaklaşım ded+ğ+ şey+n zaten hal+hazırda gelenekte varolan ve devam eden b+r fenomenoloj+ prat+ğ+ olduğunu +dd+a eder. Stawarska’ya göre Oksala fenomenoloj+n+n dar b+r yorumuna başvurarak onun geleneğe +çk+n bu +mkânını ele almaz.485 Sara He+nämaa ve Lane+ Rodemeyer’+n “Introduct+on” adlı makaleler+, Oksala’nın fenomenoloj+dek+ öznelerarasılığın, saf aşkın öznell+ğ+n evrensel a pr+or+ b+r kurucu temel+ olarak alınmasının öznell+ğ+n c+ns+yetl+ düşünülmes+ne engel olduğundan aşkın b+l+nce yönel+k fenomenoloj+k redüks+yondan vazgeçmek noktasındak+ öner+s+ne 483 Oksala, 240. Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 19. 485 Stawarska, 17. 484 95 karşı b+r cevap olarak okunab+l+r. Yazarlar toplumsal c+ns+yet fenomen+n+n ps+koloj+, b+yoloj+ veya antropoloj+ye mahsus b+r amp+r+k olgu ve sorun olarak ele alınıp onun transandantal fenomenoloj+ ve ontoloj+den uzak anlaşılmasını eleşt+rmekted+r.486 Hatta yazarların +şaret ett+ğ+ üzere Husserl The Cr%s%s of European Sc%ences and Transcendental Phenomenology: An Introduct%on to Phenomenolog%cal Ph%losophy’de “c+ns+yetler sorununun” genet+k fenomenoloj+ +ç+ndek+ transandantal sorunlardan b+r+ olarak added+lmes+ ve b+r “dünya oluşumları olarak” anlamlarının +ncelenmes+ gerekl+l+ğ+ne +şaret etmes+ne rağmen487 c+nsel farklılık amp+r+k alanda çözümlenmeye çalışılmıştır.488 Yazarlar c+nsel farklılığın fenomenoloj+de aşkın benl+k alanına değ+l, dünyev+ benl+k alanına dah+l ed+lmes+n+ ve c+nsel farklılığın deney+m+n kurucu temel+ olan transandantal anal+zlerde yer+n+n olmadığı anlayışını sorunlu bularak bu anlayışın Husserl’+n yayımlanmamış el yazmaları ışığında tekrar sorgulandığını bel+rt+rler.489 N+tek+m Husserl el yazmalarından b+r+nde aşkın tutum +le k+ş+sel tutum arasında uçurum olmadığını şu cümle +le açıkça +fade etmekted+r: “Ben, dünyadak+ +nsan, doğal olarak sadece bu +nsan olarak +nsanca yaşayan ve kend+m+ bu +nsan olarak k+ş+sel b+r tutum +ç+nde bulan ben, o halde kend+m+ aşkın b+r tutum +ç+nde bulduğum başka b+r ben değ+l+m”.490 He+nämaa ve Rodemeyer Husserl yorumcularının Husserl’dek+ bu ve benzer+ pasajlara dayanarak aşkın ego +le amp+r+k ego arasındak+ ayrımın ontoloj+k olmaktan z+yade metodoloj+k olduğunu, transandantal egonun amp+r+k egodan ayrı b+r varlık değ+l, amp+r+k egonun yalnızca düşünümsel b+r değ+şkes+ veya olasılığı olduğunu +ler+ sürdükler+n+ bel+rterek bu ayrımın ontoloj+k olduğu +dd+asına klas+k fenomenoloj+den +t+baren karşı çıkıldığını göstermey+ amaçlamışlardır. Yazarlar c+nsel farklılığı yalnızca f+zyoloj+k özell+klerle tanımlamaya karşı çıkarak onu düşünümsel faal+yet+n b+r parçası olarak görürler. Artık soru dünyev+ yaşamın ve dolayısıyla buna bağlı olarak c+nsel özgüllüğün hang+ boyutlarının aşkın ve e+det+k b+r sürece dayandığıdır. Aşkın benl+k ve amp+r+k benl+ğe da+r stat+k ve genet+k sorgulamalar yen+ soruları gündeme get+rmekted+r. Örneğ+n genet+k bakış açısından aşkın benl+k boş b+r kutup değ+l, b+r yerleş+m sürec+ 486 He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”, 1. Husserl, The Cr1s1s of European Sc1ences and Transcendental Phenomenology: An Introduct1on to Phenomenolog1cal Ph1losophy, 188. 488 He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”, 1. 489 He'nämaa ve Rodemeyer, 4-5. 490 Husserl, Zur Phänomenolog1schen Redukt1on, 200. 487 96 olarak zamansal b+r der+nl+ğe sah+pt+r. Aşkın ego deney+mler+n üzer+ne +nşa ed+ld+ğ+ bu deney+mler+n tortulaştığı b+r ego olarak anlaşılır. Bu süreçte araştırma gerçek ve olası farklılıkların +ncelenmes+n+ de kapsar. Sözü ed+len yaklaşımda daha önce transandantal fenomenoloj+den dışlanan ölüm, doğum, b+l+nçdışı ve c+ns+yet g+b+ olgular bu fenomenoloj+ye dah+l ed+lerek tekrar değerlend+r+lmeye başlanmıştır.491 Dolaysıyla He+nämaa ve Rodemeyer’e göre fem+n+st fenomenoloj+ veya c+ns+yet farklılığına duyarlı b+r fenomenoloj+ yapmak +ç+n aşkın ego f+kr+nden vazgeç+lmes+ gerekl+ değ+ld+r. Aşkın ego +le amp+r+k ego arasındak+ ayrımın metodoloj+k olduğu anlaşıldığında transandantal fenomenoloj+ c+ns+yet farklılığını konuşmak +ç+n ver+ml+ b+r alan hal+ne gelmekted+r. Bu bölümde çeş+tl+ fem+n+st fenomenologların fem+n+st fenomenoloj+n+n ne olduğuna, tar+hçes+ne, araştırma konularına, problemler+ne da+r görüşler+ yazdıkları makaleler vasıtasıyla ele alındı. Bölüm boyunca beden+n yapılarının fem+n+st fenomenoloj+de hang+ faktörler dah+l ed+lerek ele alındığını ve bu perspekt+f+n klas+k fenomenoloj+den hang+ bakımlardan farklı olduğu göster+lmeye çalışıldı. Fem+n+st fenomenologlar bedenlenme noktasında tar+hsel-kültürel bağlam, normat+f yapılar, tahakküm +l+şk+ler+ g+b+ unsurların sorgulamaya dah+l ed+lmes+ gerekl+l+ğ+nde büyük oradan +tt+fak etseler de deney+mde doğallaştırma r+sk+ taşıyan unsurlar ve bedenlenmeyle +l+şk+l+ olan c+ns+yet farklılığı ve toplumsal c+ns+yet+n fenomenoloj+s+n+n nasıl yapılacağı hakkında görüş ayrılıkları yaşamışlardır. Oksala g+b+ bazı fenomenologlar, toplumsal c+ns+yet ve c+nsel farklılık fenomenoloj+s+ yapmak +ç+n yalnızca bedene odaklanmaktan ve transandantal fenomenoloj+den vazgeç+lmes+ gerekt+ğ+n+ vurgulamış, ancak Al-Saj+, He+nämaa ve Rodemeyer g+b+ fem+n+st fenomenologlar öncel+kle bedene odaklamanın ve farklılıklardan başlamanın sebeb+n+n farklılıkları kategor+k olarak kabul ed+p onları doğallaştırmamak adına olduğunu bel+rtm+şlerd+r. He+nämaa ve Rodemeyer ek olarak aşkın ego +le amp+r+k ego arasındak+ ayrımın metodoloj+k olduğunu +dd+a ederek transandantal fenomenoloj+y+ fem+n+st fenomenoloj+ye dah+l etm+şlerd+r. B+r fem+n+st fenomenolog olarak Sara He+nämaa, “Sex, Gender and Embod+ment” adlı makales+nde c+ns+yetlend+r+lm+ş bedenlere +l+şk+n c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet söylem+n+n düal+st ve na+f olduğunu +dd+a ederek bu söyleme karşı klas+k fenomenoloj+ temel+nde b+r alternat+f 491 He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”, 5. 97 açıklama gel+şt+rm+şt+r.492 Son bölümde He+nämaa’nın bahs+ geçen makales+ +ncelenecek ve ele alınan meseleler+n nasıl problemat+ze ed+l+p fem+n+st fenomenoloj+ perspekt+f+nde yol göster+c+ argümanlara ulaşıldığı göster+lecekt+r. Böylece b+r fem+n+st fenomenoloj+ +crasının güncel b+r örneğ+ göster+lm+ş olacaktır. 3.2. Sara HeOnämaa’nın FemOnOst FenomenolojOsO Bu bölümde Sara He+nämaa’nın “Sex, Gender and Embod+ment” adlı makales+ +ncelenerek yazarın fem+n+st fenomenoloj+s+n+n b+r örneğ+ sunulacaktır. Yazar bu makalede toplumsal c+ns+yet söylem+n+n köken+ne +nerek bu söylem+n b+r teor+k parametre olarak +nsanlar arasındak+ +l+şk+lere yönel+k b+l+msel, felsef+ ve toplumsal araştırmaları nasıl yapılandırdığı göstermeye çalışır. Yazar kend+ amacının bu hâk+m söyleme karşı klas+k fenomenoloj+ önderl+ğ+nde alternat+f b+r açıklama sunmak olacağını +fade eder. Z+ra yazara göre toplumsal c+ns+yet ve c+ns+yet ayrımı ve bu ayrıma dayanan teor+ler c+nsel farklılıkta gözlemlenen farklılıkları sosyal, kültürel ve b+yoloj+k unsurların etk+leş+m+yle açıklamayı hedeflerken fenomenoloj+ çok daha farklı b+r başlangıç noktasına +şaret ederek c+nsel farklılığın +lk aşamada b+reysel ve k+ş+lerarası deney+mde nasıl kurulduğunu +nceler. Fenomenoloj+ +nsana ve onun bedenlenmes+ne yönel+k amp+r+k b+r teor+ veya tar+hsel +nşa teor+s+ ortaya koymaz. Bundan farklı olarak fenomenoloj+; kadın, kadınlık, erkek ve erkekl+k hakkında ortaya çıkan sosyoloj+k, tar+hsel, b+yoloj+k, antropoloj+k ve ps+koloj+k açıklamaların anlam kökenler+n+ sorgular ve +nceler. He+nämaa, bu makalede c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımının +k+ karşıt nesnell+ğ+ varsaydığını ancak bu ayrımda varsayılan nesnell+kler+n deney+msel kökenler+n+ tam açıklamadığı +ç+n bu ayrımın na+f olduğunu +dd+a eder. Bu makalede yazar amacının c+ns+yetlend+r+lm+ş bedenlere da+r düal+st söylem+n ters+ne Husserlc+ bedenlenme anal+z+ rehberl+ğ+nde bedensel-+fade ed+c+ b+r bütün olarak +nsana yönel+k fenomenoloj+k kavrayışın sorgulayıcı ve felsef+ gücüne +şaret etmek olduğunu bel+rt+r. 493 Yazar c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımında +k+ farklı kullanım tesp+t eder. İlk+ne “tözsel”, +k+nc+s+ne +se “ölçütsel” kullanım adını vererek bu +k+ kullanımı sınıflandırır. Bu 492 493 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 216. He'nämaa, 216. 98 kullanımlar bazen +ç +çe geçm+ş şek+lde kullanılsa da aralarında kavramsal ayrım vardır, fakat aynı zamanda da tar+hsel olarak çakışan +k+ f+kr+ b+r araya get+r+rler. Buna göre tözsel kullanıma dayanan ayrım, c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımını bedensel özell+kler +le z+h+nsel özell+kler arasındak+ ayrımla örtüştürür. Dolayısıyla c+ns+yet; kadın ve erkeğ+n somat+k ve f+zyoloj+k özell+klere bağlı olarak hormonal, gonadal ve s+n+rsel taraflarına referansla tanımlarken toplumsal c+ns+yet; +k+ c+ns+yet+n z+h+nsel-davranışsal özell+kler+ne, b+l+şsel, entelektüel ve duygusal kapas+teler+ne +şaret eder.494 Yazarın ölçütsel kullanım ded+ğ+ kullanımda +se c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımı doğa tarafından ver+len n+tel+kler +le sosyokültürel unsurlar tarafından yapılandırılan n+tel+kler arasındak+ ayrıma göre tanımlanır. Bu kullanımda erkek ve kadının özell+kler+ z+h+nsel-bedensel b+r karşıtlık açısından değ+l, özell+kler+n nedensel kökenler+ ve oluşumları bakımından farklılaşır ve tasn+f ed+l+r. Bu kullanımda toplumsal c+ns+yet z+h+nsel, bedensel ve davranışsal olması fark etmeks+z+n erkekler ve kadınlar arasındak+ farklılıkların köken+n+ sosyokültürel prat+klerde ve normat+f uygulamalarda bulur. Bu kavrayışla tutarlı b+r b+ç+mde c+ns+yet +se sosyokültürel koşullanmanın etk+ etmed+ğ+ yalnızca b+yoloj+k bel+rleme net+ces+nde var olan özell+klere atıfta bulunur. Ölçütsel kullanımda ney+n c+ns+yet özell+ğ+ ney+n +se toplumsal c+ns+yet özell+ğ+ olarak tasn+f ed+leceğ+n+ tay+n eden şey özell+ğ+n nedensel temel+d+r.495 Bu ayrımının bel+rlenmes+ +ç+n teor+ze ed+len farklı nedensel köken açıklamaları mevcuttur.496 He+nämaa’nın verd+ğ+ b+lg+lere göre fem+n+st teor+de +se genell+kle c+ns+yet+n toplumsal c+ns+yete evr+ld+ğ+ süreçler+ açıklamak +ç+n madde-b+ç+m kavramsallaştırmasına başvurulur. C+ns+yetl+ beden sosyokültürel düzenek tarafından yapılandırılan ve toplumsal c+ns+yetl+ hale get+r+len b+r madd+ töz olarak anlaşılır. He+nämaa fem+n+st teor+de oldukça etk+l+ olan Gayle Rub+n’+n c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet tanımlamasını örnek ver+r.497 Toplumsal c+ns+yet Rub+n +ç+n “+nsan c+ns+yet+ ve üremes+n+n b+yoloj+k hammaddes+n+n +nsan+, toplumsal müdahalelerle şek+llend+r+ld+ğ+ b+r d+z+ düzenlemed+r”.498 He+nämaa, bu +k+ kullanımı b+rleşt+ren açıklamalar olduğunu 494 He'nämaa, 217. He'nämaa, 218. 496 Bkz. C'ns'yet-toplumsal c'ns'yet ayrımına da'r farklı nedensel köken açıklamaları 'ç'n öğrenme teor's' ve ps'kanal't'k kuramın açıklamalarına bakılab'l'r. 497 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 219. 498 Gayle Rub'n, “The Traff'c 'n Women: Notes on the ‘Pol't'cal Economy’ of Sex”, İç'nde Toward an Anthropology of Women, ed. Rayna R. Re'ter (Monthly Rev'ew Press, 1975), 165. 495 99 bel+rtse de +k+ kullanımın temelde farklı ancak bazı ortak noktaları da paylaşıyor olduğuna d+kkat çeker. Tözsel kullanımda c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet kategor+ler+n+n +çer+ğ+ bell+d+r. Ancak ölçütsel tanımda kategor+ler+n muhtevası eleşt+rel ve amp+r+k araştırmalara göre bel+rlen+r. Özetle +k+ kullanım c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet n+tel+kler+n+ farklı kökenlere göre tanımladığından her zaman sınıflandırmaları kes+şmeyeb+l+r.499 He+nämaa, c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet+n +k+ kullanımını tanımladıktan sonra bu ayrımın tar+hsel arka planına değ+n+r. İk+ kavramın 1950’lerden önce term+noloj+k olarak akıcı b+r düzlemde b+rb+r+n+n yer+ne kullanıldığına +şaret eden He+nämaa; toplumsal c+ns+yet kavramının 50’lerde kadın ve erkeğ+n davranışsal farklılıklarını bel+rlemek +ç+n Anglofon ps+komed+kal söylemde ortaya çıktığını +fade eder. Daha sonra bu yen+ kavram 19. yüzyılın sonlarına doğru pol+morf+k anlayışın yer+ne +kame ed+len d+morf+k (kadın ve erkek) c+ns+yet anlayışının üzer+ne +nşa ed+lm+şt+r. He+nämaa’nın +fade ett+ğ+ üzere, d+morf+k c+ns+yet anlayışının üç yen+ çıktısı vardır. İlk olarak +nsan beden+n görülen c+ns+yet özell+kler+ +le -örneğ+n vaj+na, pen+s vb.- +lerleyen b+yob+l+mler sayes+nde ortaya çıkan gözlemlenemeyen b+rtakım unsurlar –örneğ+n hormonlar, kromozomal yapılar vb.arasında örtüşme olduğu varsayılmıştır. Devamında keşfed+len gözlemlenemeyen unsurlar gözlemleneb+l+r farklıklardan nedensel olarak mesul sayılmışlardır. Sonrasında +se c+ns+yet özell+kler+n+n b+rb+r+n+ dışladığını f+kr+ ortaya çıkmıştır.500 Böylece kadın ve erkek vücut özell+kler+n+ b+rl+kte barındıranlar tıbb+ anlamda anormal sayılmıştır. D+ğer taraftan He+nämaa, c+ns+yet kavramının oluşum sürec+ne +l+şk+n b+rçok çalışmaya göre 20. yüzyıldan önce erkek ve kadın c+ns+yet+n b+rb+r+n+ dışlayan özell+kler olarak kavramsallaştırılmadığını +fade eder.501 Her +k+ c+nsel organı da bulunduran b+reyler tıbben +st+sna olarak kabul ed+lm+ş ancak f+z+ken anormal olarak n+telend+r+lmem+şt+r.502 D+morf+k c+ns+yet anlayışı üzer+ne +nşa ed+len toplumsal c+ns+yet kavramı +le c+ns+yet arasındak+ +lk ayrım 1950’lerde “prematüre ve +nterseks çocukların z+h+nsel gel+ş+m+n+ ve davranış kalıplarını +nceleyen” ps+kolog John Money ve meslektaşları tarafından ortaya atılmıştır. He+nämaa, Money'n+n asıl gayes+n+n, bu k+ş+ler+n duygusal ve z+h+nsel gel+ş+m+nde gözlemlenen ayrımları sosyokültürel etkenlere gönder+mde 499 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 220. He'nämaa, 222. 501 He'nämaa, 223. 502 Bkz. Al'ce Domurat Dreger, Hermaphrod1tes and the Med1cal Invent1on of Sex (Harvard Un'vers'ty Press, 1998), https://do'.org/10.2307/j.ctvjsf700. 500 100 bulunarak +zah etmek olduğunu bel+rt+r.503 Ps+kanal+st ve ps+k+yatr+st Robert Stoller, Money'n+n davranışsal c+ns+yet roller+ düşünces+n+n kend+ne mal etm+şt+r. Stoller Sex and Gender: The Development of Masculinity and Femininity adlı eser+nde kadın ve erkek c+ns+yetler+n+ b+rb+r+n+ dışlayan ama kend+ +çler+nde anatom+k ve b+yoloj+k yönden b+rb+r+yle +l+şk+l+ +k+ küme olarak tanımlamıştır. Buna göre d+ş+l ve er+l c+ns+yet +k+ farklı z+h+nsel-davranışsal n+tel+kler+ barındıran gruplar olarak bel+rlenm+şt+r.504 He+nämaa, başlangıçta Money ve Stoller’ın c+ns+yet ve toplumsal c+ns+yet kavramlarını kullanma b+ç+mler+n+n tözsel kullanıma dayandığını düşünür. Z+ra yazara göre +lk ayrım k+ş+lerdek+ f+z+ksel-bedensel ve z+h+nsel arasındak+ ayrıma denk gelmekted+r. Daha sonra toplumsal c+ns+yet ter+m+n+n ortaya çıkmasıyla beraber toplumsal c+ns+yet sosyokültürel köken ve koşullanma temel+nde anlaşılarak ölçütsel kullanıma geç+lm+şt+r. He+nämaa, 70’lerde Kate M+llett, Germa+ne Greer, Ann Oakley ve Nancy Chodorow g+b+ b+rçok Anglofon fem+n+st+n Money ve Stoller’ın c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet h+potez+n+ kadınlar ve erkekler arasındak+ +l+şk+lere yönel+k çözümlemeler+ne uygulayarak onun açıklama parametres+n+ kullandıklarına d+kkat çeker.505 Bahs+ geçen fem+n+stler Stoller’a doğrudan referans vererek506 ve Stoller’ın kavramsal ayrımlarına başvurarak er+l tahakkümün ve kadınların +k+nc+l statüsünün +nsan b+yoloj+s+n+n doğal b+r sonucu olmadığını +dd+a etm+şlerd+r. Böylece fem+n+st teor+syenler tıpkı Money ve Stoller g+b+, davranış örüntüler+n+n b+yoloj+k ve sosyal etmenler arasındak+ kompleks nedensel etk+leş+me dayandığını öne sürmüşlerd+r. Dolayısıyla toplumsal c+ns+yet kavramı başta z+h+nsel ve davranışsal unsurlara gönder+mde bulunarak anlaşırken daha sonra sosyal ve kültürel faktörler+n b+r eser+ olduğu argümante ed+lm+şt+r. 507 He+nämaa, bu kavramsal ayrım ve açıklama parad+gmasının arkasında +k+ öneml+ f+k+r olduğunu +fade eder. İlk+ c+nsel farklılığın b+yoloj+k b+r köken+ olduğu f+kr+d+r. B+r d+ğer+ +se nedensel açıklama yöntem+d+r. H+potezlerden +lk+ erkek ve d+ş+ varoluşlarını doğal +k+ bedensel varlık kategor+s+ olarak +şaretlemekted+r. Bu varsayımdan hareketle 503 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 223. Robert Stoller, Sex and Gender: The Development of Fem1n1n1ty and Mascul1n1ty (Londra: Karnac Books, 1984), 9. 505 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 224. 506 Germa'ne Greer, The Female Eunuch (New York: Harper Coll'ns, 2002), 33; Ann Oakley, Sex, Gender and Soc1ety (Gower: Maur'ceTemple Sm'th, 1985), 158; Nancy Chodorow, The Reproduct1on of Mother1ng: Psychoanalys1s and the Soc1ology of Gender (Berkeley and Londra: Un'vers'ty of Cal'forn'a Press, 1978), 151; Kate M'llet, Sexual Pol1t1cs (Urbana ve Ch'cago: Un'vers'ty of Ill'no's Press, 2000), 29. 507 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 225. 504 101 sorunsallaştırılan “neden ve nasıl erkekler+n er+l, kadınların +se d+ş+l varlıklara dönüştüğüdür”. Ancak He+nämaa’ya göre kategor+k anlamda erkek ve kadın c+ns+yet+n+n +k+ doğal tür olması varsayımının kend+s+ sorgulanmamıştır. Ek olarak bahs+ geçen +lk fem+n+st anal+zlerde beden+n c+ns+yetlenme sürec+ nedensel olarak yan+ erkekl+k ve kadınlık sosyokültürel ve b+yoloj+k nedenler+n b+rleş+m+ olarak anlaşılmıştır. Bu nedenle, Money, Stoller ve +lk fem+n+st kuşak z+h+nsel ve davranışsal farklılıkların b+yoloj+k farklılıklar tarafından bel+rlend+ğ+ varsayımını sorgularken nedenselc+ perspekt+f+n yeterl+l+ğ+n+ sorgulamamışlar, “toplumsal c+ns+yet+n oluşumuna da+r kend+ açıklamalarında bu çerçevey+ yen+den kurmuşlardır”. He+nämaa nedensell+k teor+s+nde Hume’un eleşt+r+s+n+n geçerl+ olduğunu bel+rterek bu anal+zlerde nedenler+n etk+lerden bağımsız olarak tanımlanab+leceğ+n+ +fade eder. Toplumsal c+ns+yet doğal c+ns+yet+n üzer+ne üret+len ya da +nşa ed+len ve ataerk+ll+ğ+ koruyan b+r ürün olarak ele alınarak güçlü argümanlar üret+lm+şt+r.508 He+nämaa bu söyleme örnek olarak Beauvo+r'ın “kadın doğulmaz kadın olunur” 509 mottosunu örnek ver+r. He+nämaa, doğal +k+l+ c+ns+yete +l+şk+n 1970’ler ve 1980’lerde üç öneml+ eleşt+r+ ortaya atıldığını bel+rt+r. Öncel+kle +lk eleşt+r+ kadın ve erkeğ+n entelektüel ve davranışsal olarak b+rb+r+nden ayrı fakat kend+ +çler+nde benzer +k+ küme olmadıklarına yönel+kt+r. Teor+syenler davranış b+ç+mler+n+n kültüre, eğ+t+m sev+yes+ne, d+nsel +nanışa, yaşanılan döneme, c+nsel yönel+me göre değ+şt+ğ+n+ +dd+a etm+şlerd+r. Ayrıca c+ns+yetler de kend+ +çler+nde oldukça farklı ps+koloj+k ve davranışsal özell+kler göstermekted+rler. İk+nc+ eleşt+r+ +se d+morf+k c+ns+yet kavramsallaştırmasına yönel+k gel+şt+r+lm+şt+r. He+nämaa’nın verd+ğ+ b+lg+lere göre fem+n+st b+yologlar +k+l+ c+ns+yet algısının temel+n+ sorgulamışlar ve c+ns+yet+n d+morf+k olarak anlaşılmasının davranış b+l+m+n+n -büyük ölçekl+ nüfus araştırmalarını daha düzenl+ olması adına- çıkarları doğrultusunda olduğunu +dd+a etm+şlerd+r. Görünen n+tel+klerle görünmeyenler arasında b+r mütekab+l+yet olduğu f+kr+ne karşı çıkmışlardır.510 Anne Fausto-Sterl+ng, bu argüman ç+zg+s+n+ şöyle özetlemekted+r: “Ya/ya da yoktur. Daha z+yade farklılıkların tonları vardır”.511 508 He'nämaa, 225. Beauvo'r, The Second Sex, 273; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13. 510 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 226. 511 Anne Fausto-Sterl'ng, Sex1ng the Body: Gender Pol1t1cs and the Construct1on of Sexual1ty (New York: Bas'c Books, 2000), 3. 509 102 Son olarak Butler tarafından C%ns%yet Belası’nda daha rad+kal b+r eleşt+r+ d+le get+r+lm+şt+r. Butler k+ml+ğ+n ontoloj+k +dd+alarının d+l ve s+yaset alanının dışında herhang+ b+r konumunu olmadığına d+kkat çeker.512 Bu çıkarım c+ns+yet ve toplumsal c+ns+yet+n kültürel b+r üret+m olduğu f+kr+ne yol açar.513 Butler, c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımının altını oyarak “toplumsal c+ns+yet+n aynı zamanda, c+ns+yetler+ tes+s eden üret+m mekan+zmasının ta kend+s+” olduğunu +dd+a eder. Buna göre: Toplumsal c+ns+yet b+r yandan da “c+ns+yetl+ doğa”nın ya da “doğal b+r c+ns+yet”+n üret+lmes+nde ve bunların “söylemsell+k önces+”, kültür önces+ b+r şeym+ş g+b+, s+yas+ olarak tarafsızken kültürün gel+p üzer+nde etk+ ett+ğ+ b+r yüzeym+ş g+b+ tes+s ed+lmes+nde kullanılan söylemsel/kültürel araçtır.514 Butler’ın öne sürdüğü bu f+k+rlerle beraber c+ns+yetl+ beden de tıpkı toplumsal c+ns+yet g+b+ doğal olarak ver+l+ sayılmamakta sosyokültürel faktörler+n b+r ürünü olarak kuramsallaştırılmaktadır. Öte yandan He+nämaa, c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet kavramlarını +nşa ve üret+m metaforlarıyla açıklamanın kend+ başına masum b+r f+k+r olmadığını bu f+kr+n beraber+nde +nsan bedenlenmes+n+n doğasına da+r b+rtakım ön kabuller+ barındırdığını +dd+a eder. He+nämaa’ya göre bu tür b+r açıklama sosyokültürel etmenlerden tamamen arınmış saf b+r c+ns+yet f+kr+n+ yadsısa b+le daha önce bahsed+len c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet tanımlamalarının +k+ asl+ açıklayıcı çerçeves+n+ muhafaza eder. B+r+nc+s+ “b+yoloj+k-organ+k alt tabaka f+kr+” +k+nc+s+ +se “nedensel açıklama parad+gmasıdır”. He+nämaa’ya göre üret+m ve +nşa g+b+ metaforlar beden+n c+ns+yetlenmes+nden önce ondan bağımsız b+r hammadde veya b+yoloj+k organ+zma olduğu f+kr+ne atıfta bulunur.515 He+nämaa’ya göre kadın ve erkeğ+n dah+ sosyokültürel +nşanın b+r sonucu olduğu varsayımı bu +nşadan önce gelen kültürün +k+l+ kategor+ler+nden ve normlarından bağımsız b+r organ+zma f+kr+n+ gerekt+r+r. He+nämaa’nın vardığı sonuç şu şek+lded+r: “Doğal olarak ver+len +le kültürel olarak üret+len arasındak+ ç+zg+ +nsan+ n+tel+kler stoku +ç+nde yen+ b+r şek+lde ç+z+lse de doğal olanın öncel+ğ+ ve bağımsızlığı hakkındak+ geleneksel 512 Butler, C1ns1yet belası, 48. He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 227. 514 Butler, C1ns1yet belası, 52. 515 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 227. 513 103 ep+stemoloj+k ve ontoloj+k varsayımlar hala oradadır”.516 Yazara göre üret+m, mekan+zma ve +nşa g+b+ kavramlar ayrıca beden +le kültürün normat+f prat+kler+ arasında b+r etk+leş+m olduğu ve bu etk+leş+m+n de nedensel veya +şlevsel olduğu varsayımında bulunur. B+r başka dey+şle bu f+k+r, organ+k ögeler +le c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet+n +k+ ayrı mekan+zma olarak b+rb+r+nden bağımsız olarak tanımlanmasını +fade eder. He+nämaa, Butler’ın daha sonra Bod%es That Matter’da öncek+ açıklamalarındak+ nedensel +mayı reddederek “+nşa ne tek b+r eylemd+r ne de b+r özne tarafından başlatılan ve sab+t etk+ler kümes+yle sonuçlanan nedensel b+r süreçt+r”517 +fades+nde bulunduğunu kaydeder. Ayrıca He+nämaa Butler’ın Foucaultcu öznel olmayan ancak yönel+msel c+ns+yet +nşası kavramsallaştırması +ç+n “tortulaşma, tekrarlama, y+neleme, varyasyon ve ten” g+b+ fenomenoloj+k kavram set+ne başvurduğunu ekler. He+nämaa’ya göre c+ns+yet+n b+le sosyokültürel etmenler+n b+r sonucu olduğunu söylemek ve bu +t+barla c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımının altını oymak hala daha hammadde ve b+ç+mlend+r+c+ güç, neden ve sonuç, olgu ve üret+m g+b+ ayrımların mantığını korur. He+nämaa alternat+f olarak, Husserlc+ fenomenoloj+n+n bedensel varoluşun b+r boyutu olarak c+nsel farklılığı anlamada felsef+ anlamda yol göster+c+ olduğunu +dd+a eder.518 He+nämaa, klas+k fenomenoloj+den çağdaş fenomenoloj+ye doğru bedenlenme ve buna bağlı olarak c+nsel farklılığın nasıl ele alındığına yönel+k örnekler ver+r. Husserl +le başlayan fenomenoloj+k bedenlenme anal+z+nde yaşayan beden+n çeş+tl+ duyuları arasında zeng+n b+r kavramsallaştırma yapılmıştır. Daha sonra Sartre, Lev+nas, Merleau-Ponty ve Beauvo+r g+b+ Fransız fenomenologlar bu anal+z+n alanını gen+şleterek duygusal ve erot+k +l+şk+ler+n+n bet+mlemes+n+ yapmışlardır.519 Örneğ+n Merleau-Ponty c+nsell+k ve c+nsel arzuyu hareketl+l+k, duyarlılık ve duygulanımın +le +l+şk+lend+rm+ş; Beauvo+r +se c+nsel h+yerarş+ ve kararsızlık problemler+n+ ele almıştır. Bu söylem Fransız fem+n+stlerden Ir+garay ve Kr+steva'nın çalışmaları aracılığıyla da çağdaş c+nsel farklılık teor+s+n+ etk+lem+şt+r. Fenomenoloj+n+n bedenlenme anal+z+nde açtığı yen+ +mkânla beraber c+nsel farklılık b+rleş+k b+r yapı ya da b+r karşıtlık g+b+ ele alınmaktan z+yade b+rb+r+yle +l+şk+l+ olguların çokluğu olarak ele alınmıştır. C+nsel farklılıkta bedensel farklılık tek b+r oluşum 516 He'nämaa, 228. Butler, Bod1es that Matter: On the D1scurs1ve L1m1ts of ‘“Sex”’, 10. 518 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 228. 519 He'nämaa, 228. 517 104 olarak değ+l, “duyarlılık, hareketl+l+k, şeyl+k, maddesell+k, algılanab+l+rl+k, duygusallık ve +fade ed+leb+l+rl+k” g+b+ ögeler+ ve tabakaları barındırır. Bu anlayışa göre z+h+n-beden, doğa-kültür g+b+ geleneksel +k+l+klerden kaçınılab+l+r. Bu +k+l+kler öznel ve nesnel arasındak+ korelasyon bağlamında ele alınır. İk+l+kler+n varsaydığı +k+ ayrı nesnell+k alanı yer+ne hem duyusal hem yönel+msel bel+rley+c+ler+ olan zeng+n b+r olgular alanı karşımıza çıkar.520 He+nämaa fenomenoloj+k bedenlenme anlayışını şu pasajda detaylıca +fade eder: İnsan beden+ sadece madd+ b+r şey ya da b+r b+yomekan+zma olarak kavranmaz, aynı zamanda madd+ dünya ve tüm dünyev+ nesnelerle temel +l+şk+ kurma b+ç+m+m+z olarak anlaşılır. İnsan z+hn+ kend+ +ç+ne kapalı saf b+r ruh değ+ld+r; zorunlu olarak bedensel jestlerle +fade ed+l+r ve d+ğer “bedenlenm+ş z+h+nler” ya da “z+h+nlenm+ş bedenlerle” bedensel olarak +l+şk+l+d+r: Doğa sadece f+z+k b+l+mler+n+n b+r nesnes+ değ+l, aynı zamanda tüm algılayan, hareket eden ve eyleyen bedenler+n ortak alanıdır. Kültür de yalnızca değ+şen anlamlar ve kümülat+f üret+mler s+stem+ değ+l, daha temelde ölümlülük b+l+nc+ne dayanan üretken b+r yaşam b+ç+m+d+r. Geleneksel z+h+n ve beden kavramlarından farklı olarak, fenomenoloj+k b+l+nç ve nesnell+k kavramları karşılıklı olarak b+rb+r+n+ +ma eder: yönel+msel b+l+nç her zaman b+r şey+n b+l+nc+d+r ve amaçlanan nesnell+k her zaman b+r+s+ +ç+n geçerl+d+r. Bu da tüm bedensel olguların hem öznel hem de nesnel faktörler +çerd+ğ+ anlamına gel+r.521 He+nämaa doğal b+l+mlerden b+yoloj+n+n b+rey+ b+r b+yok+myasal yapı olarak nedensel-+şlevsel perspekt+fte ele aldığına +şaret eder. Yazar doğa b+l+mler+n+n bedenlenmey+ bu şek+lde ele almasının b+rtakım b+l+msel açıklamalar ve gel+şmeler +ç+n gerekl+ olduğunu ancak bu tutumun “bedenlenmen+n duyularını tüketemeyeceğ+n+” vurgular.522 He+nämaa açısından bedenler+ nedensel-+şlevsel bağıntılar +ç+nde ele alan c+ns+yet kavramları, c+nsel farklılığının felsef+ anal+z+ +ç+n kapsamlı değ+ld+r. Bedenlenmen+n fenomenoloj+k açıdan ele alınması +se bedenler+n “mot+vasyonel, yönel+msel ve +fade ed+c+ olarak” tezahür ett+ğ+ zeng+n deney+m alanını açığa çıkarır.523 He+nämaa, Husserl'+n bedenlenme fenomenoloj+s+nde deney+mden hareketle bedenlenmen+n köken+n+, ruhsal ve f+z+ksel örgütlenmes+n+ ve sınırlarını ortaya çıkaran felsef+ b+r çözümleme +mkânı bulur. Bununla beraber düşünüre göre bedenlenme 520 He'nämaa, 229. He'nämaa, 229. 522 He'nämaa, 230. 523 He'nämaa, 231. 521 105 fenomenoloj+s+ c+nsell+ğ+n, c+nsel farklılaşmanın, +fade ve mot+vasyon kavramlarının temat+kleşt+r+lmes+ ve anal+z+ +ç+n alternat+f b+r d+z+ kavram set+ ortaya koyar. Dahası, Husserlc+ fenomenoloj+, bedenlenmede b+yomekan+k ele alışın ontoloj+k öncel+ğ+n+ sorgulayarak yaşayan beden+n +fade ed+c+ ve prat+k bedenlere tab+ olduğunu vurgular.524 He+nämaa, bedendek+ c+ns+yete özgü deney+msel farklılıkların detaylı b+r fenomenoloj+k anal+z+n+ yapar. Buna göre fenomenoloj+k perspekt+fte c+ns+yet olgusu öznel ve nesnel olmak üzere çok farklı deney+msel boyutları b+r araya toplar.525 Beden+n çeş+tl+ bölgeler+ farklı deney+m +mkânları sağlar. C+ns+yet fenomen+ görünen ve görünmeyen katmanlarıyla farklı ver+lme tarzlarını +çer+r. Fenomenoloj+k çözümleme ayrıca algılanab+l+r +ç ve dış organların k+ş+ye farklı şek+llerde ver+ld+ğ+n+ açığa çıkartır. İlk olarak k+ş+ dış c+nsel uzuvlarını (meme, kl+tor+s, pen+s g+b+) b+r aracı olmaksızın dokunup göreb+l+rken +ç organlarını (test+s, vaj+na g+b+) görmek +ç+n araçlara gereks+n+m duyar. C+nsel organlara özgü ver+l+ olma b+ç+mler+ d+ğer +ç organlardan deney+msel anlamda farklılık arz eder. Örneğ+n k+ş+ akc+ğerler+n+n veya safra keses+n+n konumunu ve hareket+ algılayamaz, ancak +ç c+nsel uzuvlarınınk+n+ algılayab+l+r. C+nsel organların ver+lme b+ç+mler+ de çeş+tl+d+r. Örneğ+n vaj+na, test+sten farklı olarak “b+r der+ torbasının” +ç+nde değ+l, bedende g+zl+ olarak etten b+r katmanın +ç+nde bulunur. Bedende bulunan vaj+na bu nedenle dokunulab+l+r ve görüleb+l+rd+r. Dolayısıyla +k+ gen+tal organın görüntülenmes+ +ç+n farklı materyallere +ht+yaç duyulur: Test+s+ görmek +ç+n der+y+ kesmek gerek+rken, vaj+nayı görmek +ç+n b+r ayna yeterl+d+r. He+nämaa’ya göre “bu deney+msel farklılıklar, +nsan beden+n+ kend+n+ çevreye açab+len ve kend+n+ çevreye kapatab+len ve bunu b+rkaç farklı şek+lde yapab+len tamamlanmamış b+r bütün olarak algılamamız +ç+n çok öneml+d+r”.526 He+nämaa, dış gen+tal uzuvların b+reye hep +k+ b+ç+mde ver+ld+ğ+n+ +fade eder. K+ş+ gen+tal uzuvları algılamanın yanında onların takr+b+ konumlarını ve hareketler+n+ h+ssedeb+l+r. Dolayısıyla bu uzuvların nerede olduklarını “b+lmek” +ç+n duyu-algısına müracaat ed+lmes+ne lüzum yoktur. Örneğ+n k+ş+ memeler+n+n konumu b+lmek +ç+n onlara bakmaz veya onlara dokunmaz; eller+n ve ayakların konumları g+b+ onlar da “benzer b+r 524 He'nämaa, 232. He'nämaa, 233. 526 He'nämaa, 234. 525 106 algı dolaysızlığı +ç+nde sürekl+ olarak b+l+n+rler”.527 He+nämaa, bu algı dolaysızlığının görünüşte felsef+ anlamda önems+z görüneb+leceğ+n+ ancak patoloj+k deney+mler söz konusu olduğunda, özduyumun ve k+nestez+n+n nesneler+ ve dünyayı mümkün eylemler alanı olarak deney+mleme olanakları açısından önem+n+ açıklığa kavuşturmaya yardımcı olduğunun altını ç+zer. K+ş+ uzuvlarının öz ve k+nestet+k duyumlarını veya haz ve acı h+ssetme yet+ler+n+ kaybedeb+l+r. He+nämaa’nın +şaret ett+ğ+ üzere bu g+b+ vakalar üzer+ne yapılan çalışmalar bedenler+n duyusal ve duygusal yönler+n+n dünyasal +l+şk+ler+ b+r bütün olarak şek+llend+rd+ğ+n+ göstermekted+r.528 He+nämaa, beden+n erot+k kısımlarının dünyanın nesneleşt+r+lmes+ne yardım etmese de prat+k hayatta değerler+n oluşturulmasında c+dd+ b+r katkısının olduğuna d+kkat çeker.529 He+nämaa’ya göre c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımına dayanan perspekt+fler+n yoğunlaştığı konular c+nsel uzuvlar, bu uzuvların +şlevler+ ve bunların b+yo-b+l+msel karşılıkları +le sınırlıdır. Ancak yazara göre “yaşanan deney+mde, erkekler ve kadınlar b+ze her zaman ya da ağırlıklı olarak c+nsel organlara sah+p olarak ver+lmez ya da bu şek+lde tanımlanmazlar”. Daha z+yade, b+reyler hareket etme tarzları ve çevreye karşı bedensel uyumları +le karakter+ze olurlar. B+reyler, +nsan hareket+n+n ve davranışının +k+ farklı eklemlenmes+ olarak canlı hareket+n+n d+ğer varyasyonlarını teşk+l eden hayvan ve çocuk hareket+nden farklılaşırlar. He+nämaa, canlı varoluşların uzayda hareket etme tarzını salt madd+ nesneler+nk+nden ayırarak canlı varlıkların kend+l+ğ+nden, duyarlı ve güdülenm+ş şek+lde hareket ett+ğ+n+ bel+rt+r. He+nämaa’ya göre kadınlar ve erkekler +şte bu kend+l+ğ+ndenl+k ve tepk+sell+ğ+n +k+ farklı st+l+n+ +fade ederler. He+nämaa şöyle der: “Bu d+nam+k b+ç+mler geleneksel töz ya da organ+zma kavramlarıyla karakter+ze ed+lemez, ancak st+l, varyasyon ve mod+f+kasyon g+b+ fenomenoloj+k kavramlar tanımlama +ç+n temel çerçevey+ sağlar”.530 He+nämaa’nın makales+nde öne çıkardığı tarzın fenomenoloj+k kavramları, yazara göre c+nsel k+ml+k ve farklılık mevzusunu alternat+f b+r şek+lde ele alma olanağı 527 He'nämaa, 234. He'nämaa’nın verd'ğ' referanslar 'ç'n bkz. Shaun Gallagher ve Jonathan Cole, “Body Image and Body Scheme”, İç'nde Body and Flesh: A Ph1losoph1cal Reader, ed. Donn Welton (Massachusetts ve Oxford: W'ley-Blackwell, 1998); Shaun Gallagher, How the Body Shapes the M1nd (Oxford ve New York: Oxford Un'vers'ty Press, 2005), 45-55, https://do'.org/10.1093/0199271941.001.0001; Shaun Gallagher ve Dan Zahav', The Phenomenolog1cal M1nd: Introduct1on to Ph1losophy of M1nd and Cogn1t1ve Sc1ence (New York: Routledge, 2008), 143-47. 529 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 235. 530 He'nämaa, 235. 528 107 yaratmaktadır. He+nämaa’ya göre c+nsel k+ml+k ve farklılıkları açıklamak +ç+n hormonlar, genler, +şlevler, sosyal roller ya da tar+hsel gerçekler g+b+ amp+r+k olgularla yet+n+lmes+ne gerek yoktur. Yazarın öne sürdüğü alternat+fe göre c+nsel farklılık, +k+ farklı yönel+me veya nesneler tarafından farklı mot+ve ed+lme b+ç+mler+ne dayalı yaşam tarzlarına atıfta bulunur. He+nämaa, c+nsel farklılığı b+r töz olarak veya onu farklılığa özgü b+r faal+yete bağlayarak ele almaz, düşünüre göre c+nsel farklılık daha z+yade b+r üslup olarak “nesnell+kle +l+şk+ kurmanın, nesneler üzer+nde hareket etmen+n ve onlardan etk+lenmen+n +k+ farklı yolu olarak ver+l+r”.531 Bu bakış açısına göre, c+nsel farklılık +k+ +l+şk+ tarzı arasındak+ b+r farklılığa delalet eder. He+nämaa, c+nsel k+ml+k sorusunun “b+r 'ne' sorusu değ+l, 'nasıl' sorusu” olduğunun altını ç+zer ve ekler: Dahası, üslup kavramları tekleşt+r+c+ ya da karşıtlaştırıcı değ+l, +nsan varoluşunun çok sayıda değ+şkenl+k ve sınırsız çeş+tl+l+k olasılığı +çerd+ğ+ f+kr+n+ +fade eder. Erkek tarzı ve kadın tarzı yönel+msel deney+mleme arasındak+ ayrım, bu +k+ tarzın dışlayıcı ya da uyumsuz olacağı anlamına gelmez. Aks+ne, bu ayrım +nsan varoluşunun +k+ temel jestte +k+ yönel+msel tar+h ve tar+h önces+ +le ortaya çıkmasını gerekt+r+r. Bunlar paralel olarak gel+şeb+l+r ama aynı zamanda çözüleb+l+r ve b+rb+r+ne karışab+l+r. Bu açıdan bakıldığında, erkek ve kadın kavramları temelde, gerçekl+kler ya da f++ller tarafından değ+l, eylem ve tutku olasılıkları tarafından tanımlanan +nsan kavramına benzer.532 He+nämaa, “Sex, Gender and Embod+ment” adlı makales+nde bedenlenmen+n öneml+ b+r parçası olan c+nsel farklılığı fem+n+st ve fenomenoloj+k b+r çerçevede ele alarak farklılığı düal+st söylem+n aks+ne bütüncül, d+nam+k ve b+r üslup b+rl+ğ+ +ç+nde okumuştur. Düşünür somut deney+me başvurarak fem+n+st teor+n+n temalarından olan c+nsel farklılık +le fenomenoloj+n+n temalarından b+r+ olan bedenlenme anal+z+n+ fem+n+st fenomenoloj+k b+r perspekt+fte b+r arada düşünmüştür. Bu uğraş b+z+ c+nsel farklılığın amp+r+k ver+ler ve b+yob+l+msel tanımlamalar çerçeves+nde ne olduğu sorusu yer+ne beden+n c+ns+yetlenme sürec+nde farklı ver+lme tarzlarının nasıl deney+mlend+ğ+ sorusuna götürür. Bu sorunun açtığı +mkân bedenlenme ve c+nsel farklılık deney+m+n+ herhang+ doğal b+r yapıya atıfta bulunmak durumunda kalmadan +l+şk+sel, mot+vasyonel ve +fade ed+c+ b+r bütün olarak anlamımıza +z+n ver+r. Bedenlenmey+ böyle b+r fenomenoloj+k kavram set+nden 531 532 He'nämaa, 236. He'nämaa, 236. 108 yararlanarak ele aldığımızda deney+mde doğallaşan, toplum tarafından normat+f hale get+r+len ve zımnen bel+rl+ varoluş b+ç+mler+n+ dışlayan b+r c+nsel farklılık ekonom+s+nden kurtulmuş oluruz. Ancak c+nsel farklılık tar+hsel olarak +k+ farklı tarzı +çer+yor olsa da farklılık ş+md+ ve gelecek olasılıklar adına çoğul, bel+rs+z ve geç+şl+ b+r çerçeveye doğru gen+şlet+lmel+d+r. Söz gel+m+ kend+n+ kadın veya erkek olarak tanımlamayan, herhang+ b+r c+ns+yet+n baskın özell+ğ+n+ h+ssetmeyen, bedensel jestler+ herhang+ b+r c+ns+yete uyumlanmayan veya kend+n+ +k+ c+ns+yet üslubuna da a+t h+sseden b+reyler+n deney+mler+n+n fem+n+st fenomenoloj+k bet+mlemes+ yapılmalı, kadın ve erkek kavramları kategor+k b+r bel+rlen+m olarak değ+l benzer tutumların b+r araya get+r+ld+ğ+ kapsayıcı ve +şlevsel +fadeler olarak anlaşılmalıdır. Bu +fadeler+n altına düşen özell+kler+n d+nam+k, değ+şken ve geç+şl+ olduğu +se unutulmamalıdır. 109 SONUÇ Araştırma konusunun ortaya çıkışını “beden+n doğalcı ve özcü bel+rlen+mler+ var mıdır? Var +se bu beden hakkında düşünmem+z+ nasıl etk+ler?” soruları bel+rled+. Bu sorular b+z+ bedenlenme hakkında çeş+tl+ perspekt+flere bakmaya sevk ett+. Felsefe tar+h+nde bedene yönel+k doğalcı perspekt+f+n esk+lere dayandığı b+lg+s+n+ veren Sara He+nämaa’nın açıklamalarına dayanarak beden+n akıl ve ruhun karşısında alt sev+yede kabul ed+lm+ş ve kadınla özleşt+r+lm+ş olduğu görüldü. He+nämaa’nın +şaret ett+ğ+ +s+mlerden b+r+ olan Platon’un ruh ve bedene bel+rl+ b+r doğa f+kr+n+ atfetmes+ ve bu +k+ unsurun doğaları gereğ+nce hareket ett+kler+ f+kr+n+n yol açtığı doğallaştırma prat+kler+n+n toplumsal, bedensel ve c+nsel sonuçları fem+n+st fenomenologların görüşler+ çerçeves+nde +ncelend+. Böylece doğalcı varsayımların kadın ve erkek bedenlenmes+n+n yalnızca doğalarının +z+n verd+ğ+ ölçüde bel+rl+ b+r b+ç+mde yaşanması gerekt+ğ+ normunu üretmes+ sonucunda kadın ve erkek arasında h+yerarş+k ve er+l tahakküme h+zmet eden b+r toplumsal prat+ğ+n ortaya çıktığı görüldü. Elbette felsefe tar+h+nde bu yaklaşım bütün düşünürlere genellenemez ve +st+snalar bulunab+l+r. Ancak çalışmamız felsefe tar+h+nde bedene yönel+k bütün yaklaşımların kapsamlı b+r araştırması olmadığından burada sadece doğalcı perspekt+fe fem+n+st fenomenologların +şaret ett+ğ+ kadar yer ver+lmes+ amaçlandı. Beden+ doğalcı ve özcü bel+rlen+mler altında ele alan yaklaşımlara karşı alternat+f b+r perspekt+f ve açıklama +mkânı -beden hakkında felsef+ l+teratür oldukça gen+ş olduğundan- 20. yy. ve sonrasında gel+şt+r+len argümanlarda arandı. Yapılan l+teratür taraması sonucunda +lg+l+ sorulara yönel+k zeng+n tartışmalara ve tatm+n ed+c+ cevaplara fem+n+st teor+ ve fenomenoloj+ geleneğ+nde ulaşılab+leceğ+ düşünüldü. Yapılan okumalar sonucunda bedenlenme problem+ yörünges+nde bu +k+ felsef+ kavrayışı ortak b+r proje kapsamında b+rleşt+ren ve fem+n+st fenomenoloj+ adında yen+ b+r fenomenoloj+ yapma b+ç+m+n+n doğduğunu +lan eden b+rçok makaleye er+ş+ld+. Bu yen+ ve güncel felsef+ bakış açısı bedenlenmeye yönel+k araştırmamızda yol göster+c+ oldu. Böylece bedenlenme sürec+ne da+r sorulara hem fem+n+zm+n hem fenomenoloj+n+n hem de fem+n+st fenomenoloj+n+n ayrı ayrı düşünsel ve yöntemsel kaygıları hesaba katılarak b+r cevap aranmaya çalışıldı. Fem+n+zm ve fenomenoloj+n+n ortak kaygılarını paylaştığı beden+n doğalcı ve özcü bel+rlen+m+ olmaması temel argümanından hareketle bedenlenme ve bedenlenmeyle +lg+l+ c+ns+yet ve c+nsel farklılık g+b+ konular ele alındı ve l+teratür tartışmalarına yer ver+ld+. Böylece başta 110 ele alınan “beden+n doğalcı ve özcü bel+rlen+mler+ var mıdır?” genel sorusu fenomenoloj+ ve fem+n+st kuramın argümanları ışığında “bel+rlen+m altında düşünülmeyen b+r bedenlenme, b+r öznen+n bel+rl+ b+r üslubuna nasıl dönüşür?” problemat+ğ+ne dönüştü. Ardından ortaya çıkan problemat+k, “beden+n özcü ve doğalcı b+r bel+rlen+m+ yoksa, beden yönel+msel +l+şk+de bedenlenme algısı (embod%ment cogn%t%on) tarafından b+r +mkânlar bütünü sonucunda mı ed+n+l+r?” sorusuyla beraber okunarak b+z+ hesaplaşmamız gereken şu felsef+ sorulara yöneltt+: Beden+n kadın-erkek g+b+ türlere ayrılması tar+hsel m+d+r, doğal mıdır? Değ+şen duyumsanır beden; değ+şmeyen b+r ruhu ve özü mü tems+l eder? B+l+nç ve beden etk+leş+m+ hang+ çerçevede düşünülmel+d+r? Bedenlenmede tar+hsel, toplumsal, zamansal, mekânsal ve b+yoloj+k koşulların etk+s+ ned+r? Bedenlenme b+r öznen+n bel+rl+ b+r +fades+ hal+ne nasıl gel+r? Beden+n +fade ed+c+ olması +fadeden önce var olan b+r öz f+kr+ne atıfta bulunur mu? Fem+n+st fenomenoloj+ +ç+n beden kavramı hang+ +çer+mlere ve tanımlara sah+pt+r? Beden +le c+ns+yet, c+ns+yet farklılığı ve c+nsell+k +l+şk+s+ nasıl ele alınmalıdır? Beden+n c+ns+yet+ ve c+nsel yönel+m+ tar+hsel ve toplumsal bağlam tarafından koşullandırılır mı? Fem+n+zm ve fenomenoloj+ hang+ bakımlardan beden konusunda uzlaşır hang+ açıdan uzlaşmaz? Çalışma boyunca bedenlenme konusunu +rdelemen+n yanı sıra bedenlenmede b+z+ güncel tartışmalara taşıyan ve b+ze özgün b+r perspekt+f kazandıran fem+n+st fenomenoloj+n+n nasıl mümkün olduğunu s+stemat+k olarak göstermek ve alanı Türkçe felsefe l+teratürüne tanıtmak amaçlandı. Bu amaç doğrultusunda fem+n+st fenomenoloj+ l+teratür tartışmalarının yer aldığı makaleler bölümlere eklemlenerek çalışmanın güncel problemlerle +l+şk+s+ kuruldu. Fem+n+st fenomenoloj+de bedenlenme problem+n+n ele alınışında görüşler+ne ağırlık ver+len başlıca +s+mler Edmund Husserl, S+mone de Beauvo+r ve Maur+ce Merleau-Ponty +d+. Bu sebeple çalışmanın +lk bölümünde fem+n+st fenomenologların atıflarına dayanarak fem+n+zm ve fenomenoloj+n+n kes+şt+ğ+ +lk +s+m olarak Beauvo+r’ın beden anlayışına yer ver+ld+. Beauvo+r’a gelene kadar fem+n+st fenomenologların makaleler+nden hareketle beden+n akıl karşısındak+ +k+nc+l konumuna yönel+k felsefe tar+h+nden bazı örneklere değ+n+ld+. Böylece Beauvo+r’a gel+nd+ğ+nde beden anlayışının nasıl b+r değ+ş+m moment+ teşk+l ett+ğ+ne d+kkat çek+ld+. Beauvo+r’ın İk%nc% C%ns%yet adlı eser+nde ünlü “kadın doğulmaz, kadın olunur”533 ve beden “b+r şey 533 Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 13; Beauvo'r, The Second Sex, 273. 111 olmamakla b+rl+kte b+r durumdur. Dünyaya tutunuşumuz ve tasarılarımızın taslağı”dır534 +fadeler+ hem beden+n tüm doğallaştırma prat+kler+nden bağımsız halde d+nam+k ve tamamlanmamış b+r oluş şekl+nde olumsal ve tar+hsel b+r durum olarak ele alınması gerekl+l+ğ+ne vurgu yapması, hem de buna bağlı olarak beden+n c+ns+yetlenmes+ ve c+nsel b+r varoluşu +fade etmes+n+n b+r doğa veya öz kavramına atıfla değ+l, öznel ve nesnel süreçler+n b+r arada bulunduğu deney+msel sürece başvurularak açıklanma hamles+n+ +çermes+ bakımından bedene da+r temel argümanımızı güçlend+rd+. Böylece Beauvo+r’da beden+n bel+rl+ b+r varoluşun +fades+ hal+ne gelmes+n+n deney+mden +t+baren b+r anlamlandırma sürec+ net+ces+nde mümkün olduğu göster+lmeye çalışıldı. D+ğer yandan, düşünürün kadınların özgül yaşanan deney+m+ üzer+nden bedenlenmey+ yen+den düşünmes+n+n arkasındak+ fenomenoloj+k etk+ler +se fem+n+zm ve fenomenoloj+ +l+şk+s+n+ kurmamıza olanak sağladı. Elbette Beauvo+r’ın fem+n+st kuramcı olduğu b+l+nen b+r nokta olsa da f+lozofun eser+ndek+ fenomenoloj+ etk+s+ özell+kle Sara He+nämaa, L+nda F+sher, Beata Stawarska ve Debra B. Bergoffen g+b+ fem+n+st fenomenologların makaleler+nde bu +l+şk+ye da+r güçlü argümanlar baz alınarak vurgulanmaya çalışıldı. Beauvo+r’ın beden+n olumsallığı ve olguların ancak varoluş aracılığıyla ortaya çıkması g+b+ f+k+rler+ MerleauPonty’ye referansla eser+nde d+le get+rmes+, bu etk+ adına güçlü b+r bulgu olarak karşımıza çıktı.535 Yapılan l+teratür tartışmaları sonucunda kadın varoluşuyla özdeşleşt+r+len beden+n; er+l ve kurucu akıl karşısındak+ +k+nc+l konumunu sorunsallaştırmaya ve bedene atfed+len doğal özell+kler+n fem+n+zm perspekt+f+nde; tar+hsel, s+yasal ve kültürel koşullanmaların ürett+ğ+ sahte nesnell+k olarak536 fenomenoloj+de +se beden+n doğa b+l+msel tutumun nesnes+ olarak değ+l, öznen+n yaşayan beden+ olarak görülmes+ ve varoluşta anlam kazanan b+r oluş olarak ele alınması b+z+ bedene da+r bel+rlen+m+n tar+hsel ve olumsal olarak okunması sonucuna götürdü. İlk bölümde Beauvo+r +le Merleau-Ponty arasındak+ +l+şk+, fem+n+zm ve fenomenoloj+ arasındak+ köprüde +lk örneklerden b+r+ olarak ele alındıktan sonra fem+n+st fenomenologların met+nler+ b+z+ bedene yönel+k değ+ş+m moment+n+n kökler+n+n MerleauPonty’n+n de selef+ olan Husserl’de bulunacağı f+kr+ne sevk ett+. Bu sebeple +k+nc+ bölüm fem+n+st düşünceye bel+rg+n olarak Merleau-Ponty üzer+nden etk+ eden ancak köken+n+ 534 Beauvo'r, The Second Sex, 61; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 64. Beauvo'r, The Second Sex, 36; Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 1. C1lt: Olgular ve Efsaneler, 44. 536 Stawarska, “Subject and Structure 'n Fem'n'st Phenomenology: Re-Read'ng Beauvo'r w'th Butler”, 23. 535 112 Husserl’+n met+nler+nde bulduğumuz beden anlayışının fenomenoloj+k kaynaklarına ayrıldı. Bölümde sırasıyla Husserl ve Merleau-Ponty’n+n yaşayan beden anlayışlarına yer ver+ld+. “Husserl’de Yaşayan Beden” başlıklı bölüme +lk olarak Husserl’+n fenomenoloj+s+ne ve bedenlenme anlayışına yönel+k Al+a Al-Saj+, Debra B. Bergoffen, L+nda Martín Alcoff ve Stella Sandford g+b+ fem+n+st fenomenologlardan gelen b+rtakım çek+nceler d+le get+r+ld+. Bu çek+ncelerden en çok d+le get+r+len husus Husserl’+n bedens+z b+r b+l+nç felsefes+ yapmasına537 ve c+ns+yetlend+r+lm+ş beden+ hesaba katmamasına538 yönel+k fem+n+st eleşt+r+d+r. Ancak y+ne de fem+n+st fenomenologlar Husserl’de bedenlenmen+n öneml+ b+r fenomenoloj+k tema olduğunu kabul ederler ve f+lozofun zamansallık, bedenlenme, duyumsama ve duygulanım g+b+ fenomenoloj+k kavram set+n+ fem+n+st teor+ +ç+n ver+ml+ bulurlar.539 “Husserl’de Yaşayan Beden” bölümü Husserl’+n bedenlenme anal+z+n+ zeng+n ve fem+n+st projeyle oldukça +lg+l+ olarak okuyan He+nämaa’nın, Toward a Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r k+tabındak+ açıklamaları baz alınarak şek+llend+r+ld+. Bölümde Husserl’+n yaşayan beden kavramını salt madd+ bedenden ayırmasına ve yaşayan beden+ doğalcı tutumun nedenselc+ açıklamalarına alternat+f olarak, k+ş+selc+ tutumda ruh +le +l+şk+l+ kapsamlı b+r b+rl+k olarak görmes+ne540 ve böylece ruh-beden düal+zm+ne meydan okumasına değ+n+ld+. K+ş+selc+ tutumda beden+n davranışının b+r açıklamasının veya tahm+n+n+n değ+l, beden+n +fade ed+c+l+ğ+n+n, hareketler+n+n ve jestler+n+n öneml+ olması541 yaşayan beden+n varoluşsal anlamının deney+mde oluşturulduğu f+kr+n+ savunmamıza +mkân sağladı. Z+ra Husserl'+n bedenlenme fenomenoloj+s+, hem +nsan beden+ndek+ ps+ş+k ve f+z+ksel unsurları b+raradalık +ç+nde ele alarak anal+z ed+lmes+n+ böylece b+r+n+n d+ğer+nden üstün sayılmamasını sağlar hem de beden+n +fade ve mot+vasyon kavramları +le anlaşılması c+nsell+ğ+n ve c+nsel farklılaşmanın çözümlenmes+ +ç+n b+r alternat+f olarak karşımıza çıkar.542 Bu +k+ çıktının fem+n+zm beden anlayışıyla uyumlu olduğu göster+ld+. 537 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 48. Bergoffen, “From Husserl to Beauvo'r: Gender'ng the Perce'v'ng Subject”, 66. 539 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 146. 540 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 56, 248. 541 He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 31. 542 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 232. 538 113 N+tek+m +k+ gelenek de beden anlayışını d+nam+k, +l+şk+sel ve mot+vasyonel b+r zem+nde ele alarak bedenlenmeyle +l+şk+l+ unsurları bu zem+nden hareketle +şlemekted+rler. Husserl’de yaşayan beden teması +şlend+kten sonra d+ğer alt bölümde Al-Saj+’n+n Husserl’+n dokunma fenomenoloj+s+n+ b+r toplumsallık ve öznelerarasılık +mkânına doğru gen+şletme öner+s+n+ +çeren yorumlarına yer ver+ld+. Dokunma yoluyla oluşan yaşayan beden+n nasıl özne-nesne, etkenl+k-ed+lgenl+k g+b+ +k+l+kler+n altını oyduğu ve özcü olmayan d+nam+k b+r bedenlenmeye +mkân tanıdığı Al-Saj+’n+n yorumları temel+nde anal+z ed+ld+. Ardından “Husserl’den Merleau-Ponty’ye Geç+şte Beden” bölümünde Taylor Carman’ın anal+z+ çerçeves+nde, Merleau-Ponty’n+n Algının Fenomenoloj%s% eser+yle beraber Husserlc+ ç+zg+den ne bakımdan farklılaştığı d+le get+r+ld+. Böylece Merleau-Ponty’de yaşayan beden+ ele almak +ç+n gerekl+ arka plan sağlanmış oldu. “Merleau-Ponty’de Yaşayan Beden” bölümüne y+ne çeş+tl+ fem+n+st fenomenologların makaleler+ndek+ tartışmalar anons ed+lerek başlandı. MerleauPonty’n+n bedenlenme anal+z+ne yönel+k heteronormat+v+te,543 özcülük,544 tahakküm yapılarını ve c+nsel farklılıkları göz ardı etme, c+ns+yets+z anon+m bedene vurgu yapma545 g+b+ b+rtakım yaygın eleşt+r+lere değ+n+ld+. Eleşt+r+ler+ d+kkate almakla ve tartışmaya açık görmekle beraber çalışmada dah+l olunan poz+syon Merleau-Ponty’n+n bedenlenme fenomenoloj+s+n+n beden+ merkeze koyarak amp+r+zm ve entelektüal+zm+n atom+zme dayanan düşünüş b+ç+m+n+ ger+de bıraktığını546 ve geleneksel +k+l+kler+n+ aştığını +dd+a eden dolayısıyla da fem+n+st teor+n+n projes+yle uyumlu okuyan547 fem+n+st fenomenologların poz+syonu olmuştur. Eleşt+r+lere yer verd+kten sonra, Carman’ın yorumuna dayanarak f+lozofun Algının Fenomenoloj%s%’ndek+ felsef+ projes+n+n genel anlamda beden+n algısal deney+mdek+ merkez+ rolüne yönel+k olduğu bel+rt+ld+.548 Yaşayan beden+n dünyayla +l+şk+ kurmanın b+r+c+k yolu ve +fades+ olması, f+lozofun Algının Fenomenoloj%s%’ndek+ “Beden” adlı b+r+nc+ bölümün alt başlıkları olan “C+nsel Varlık Olarak Beden” ve “İfade Olarak Beden 543 Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”, 50. Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 98; Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 8. 545 Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 7. 546 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 166. 547 He'nämaa ve Rodemeyer, “Introduct'on”; Grosz, “Merleau-Ponty and Ir'garay 'n the Flesh”; Stoller, “Express'v'ty and Performat'v'ty”; Alcoff, “Phenomenology, Post-Structural'sm, and Fem'n'st Theory on the Concept of Exper'ence”; F'sher ve Embree, Fem1n1st Phenomenology. 548 Carman, “The Body 'n Husserl and Merleau-Ponty”, 208. 544 114 ve Söz” bölümler+ +ncelenerek ortaya koyuldu. Merleau-Ponty’dek+ dünyaya yönel+k arka plan tanışıklığı olarak549 algıyı b+lg+lend+ren beden şeması kavramsallaştırmasının k+ş+n+n kend+ne da+r bedensel anlayışını d+nam+k b+r şek+lde nasıl yapılandırdığına +şaret ed+ld+. Ardından Merleau-Ponty’de dokunma fenomenoloj+s+n+n etkenl+k ve ed+lgenl+k +k+l+ğ+n+ beslemes+ ve bel+rl+ b+r dokunuş b+ç+m+n+ norm hal+ne get+rmes+ r+sk+ne d+kkat çeken AlSaj+’n+n argümanlarına yer ver+ld+. Böylece Husserl ve Merleau-Ponty’n+n dokunma fenomenoloj+ler+n+n fem+n+st fenomenoloj+k b+r perspekt+fe tab+ tutulduğunda nasıl çıktılar elde ed+leb+leceğ+ Al-Saj+’n+n yorumları üzer+nden örneklend+r+ld+. Daha sonra Merleau-Ponty’n+n ünlü Schne+der Vakası üzer+nden bedenlenmen+n c+nsell+kle ve c+nsel şemayla +l+şk+s+n+ ele aldığı bölüme geç+ld+. Burada f+lozof, Schne+der’+n hasar sonrası c+nsel eylemler+ndek+ değ+ş+m+ b+r uyaran ve tems+l kaybı ya da b+ç+msel b+r bozuklukla değ+l vakanın yaşama +çk+n c+nsel anlamındak+ değ+ş+mle açıklar.550 Bu vaka örneğ+nde Merleau-Ponty, bedenlenme ve c+nsell+k arasındak+ +l+şk+n+n otomat+k süreçlerle anlaşılamayacağını k+ş+n+n c+nsell+ğ+n+n yaşayan bedene +çk+n olarak onu +fade ed+c+ b+r üslup şekl+nde ortaya çıktığını ortaya koyar. Düşünür, c+nsel şema tarafından koşullandırılan ve bedensel davranışlar yoluyla +fade ed+len c+nsell+ğ+n nesnel b+r yönel+msell+kten z+yade “varoluşun genel hareket+n+ tak+p eden ve onunla b+rl+kte eğ+l+p bükülen b+r yönel+msell+k” olan düşünüm önces+ erot+k yönel+msell+ğe a+t olduğu sonucuna varır.551 Dolayısıyla c+nsell+k, sab+t b+r özü +fade etmez veya beden+n b+r paçasıyla tems+l ed+lmez, o b+rey+n beden+ne özgü ve bedenle +fade ed+len b+r varoluş tarzıdır.552 Bu sonuç araştırmamız açısından c+nsell+ğ+n bedene +çk+n olarak deney+mde öndüşünümsel b+r anlamlandırma sürec+ tarafından oluştuğu ve bedensel b+r üslup olarak açığa çıktığı argümanına yol açar. Bu f+k+r beden+n c+ns+yetlenmes+n+n deney+msel sürec+n ötes+nde b+r kaynağı olmadığı önermes+n+ de +çer+r. Dolayısıyla beden+n deney+mden önce gelen doğal b+r bel+rlen+m+ yoktur, beden+n k+ş+n+n bel+rl+ b+r üslubu hal+ne gelmes+nden ancak deney+mden +t+baren varoluşta ortaya çıkan b+r anlamlandırma sürec+ n+hayet+nde bahsed+leb+l+r. 549 Carman, 221. Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 169. 551 Merleau-Ponty, Algının Fenomenoloj1s1, 224. 552 Rae, “Merleau-Ponty on the Sexed Body”, 179. 550 115 Merleau-Ponty’n+n bedenlenme fenomenoloj+s+ne yer verd+kten sonra, bölümün başında anons ed+len eleşt+r+ler detaylı b+r şek+lde ele alındı. Jud+th Butler tarafından Merleau-Ponty’n+n bedenlenme anal+z+nde +fade teor+s+n+n özcü b+r arka planı olması553 ve Schne+der vakasında er+l öznen+n heteronormat+f şemayı dayatması554 g+b+ l+teratürde ver+ml+ tartışmaların f+t+l+n+ ateşleyen eleşt+r+ler S+lv+a Stoller, Sara He+nämaa, Anna Foult+er g+b+ fem+n+st fenomenologların ve Gav+n Rae g+b+ düşünürler+n karşıt argümanlarıyla tatm+n ed+c+ b+r b+ç+mde bertaraf ed+lmeye çalışıldı. Anna Foult+er’ın yorumu sayes+nde Schne+der’+n heteroseksüel varsayılmasının b+r heteronormat+v+te dayatmadığını yalnızca hastanın hasar önces+ “normal” hal+n+n b+l+nen c+nsel arzusuyla +lg+l+ olduğu +fade ed+ld+.555 D+ğer eleşt+r+ +ç+n de He+nämaa’nın, +fade ed+len c+nsel k+ml+ğ+n +fadeden önce b+r öze gönderme yapmadığını onun b+r st+l b+rl+ğ+ ve k+ş+sel tarzın b+r +fades+ olarak anlaşılması gerekl+l+ğ+n+ bel+rten556 açıklamalarına yer ver+lerek “Fem+n+st Düşüncedek+ Beden Anlayışının Fenomenoloj+k Kaynakları: Husserl ve Merleau-Ponty” bölümü n+hayete erd+r+ld+. Böylece +k+nc+ bölümün çıktısı artık doğalcı bel+rlen+mler altında düşünülmeyen bedenlenmen+n deney+mde b+r anlamlandırma sürec+ sonucunda oluştuğu ve böylece k+ş+n+n bel+rl+ b+reysel üslubunu +fade ett+ğ+ şekl+nde olmuştur. Araştırmanın bu raddes+ne kadar fem+n+zm ve fenomenoloj+ +l+şk+s+n+n ne kadar güçlü olduğu ve bedenlenme hususunda benzer düşünsel hareket noktalarına sah+p oldukları fem+n+st fenomenoloj+ makaleler+ndek+ argümanlarla beraber göster+ld+ğ+ +ç+n son bölümde fem+n+st fenomenoloj+y+ tanıtmak +ç+n yeterl+ zem+n sağlandı. Üçüncü bölümde fem+n+st fenomenoloj+n+n yen+ b+r alan olarak tar+hçes+, bedenlenme anal+z+ne yaptığı katkılar, felsef+ projes+n+n ne olduğu, yol açtığı yen+ +mkânlar, fenomenoloj+ ve fem+n+zmle uzlaştığı ve ayrıştığı noktalar ve l+teratüre kazandırdığı yen+ bakış açılarına yer ver+lerek alana da+r kuşatıcı b+r b+lg+lend+rme yapılması hedeflend+. Son bölümün son alt başlığında bedenlenmeye baskı, güç ve ayrıcalık g+b+ ek temalar ekleyen fem+n+st fenomenologların fenomenoloj+ yapma b+ç+mler+ Sara He+nämaa’nın fem+n+st fenomenoloj+s+nden örnek ver+lerek göster+lmeye çalışıldı. Bu örnekte yazarın, “Sex, 553 Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 98; Sull'van, “Dom'nat'on and D'alogue 'n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept1on”, 8. 554 Butler, “Sexual Ideology and Phenomenolog'cal Descr'pt'on”, 86. 555 Foult'er, “Language and the Gendered Body”, 774. 556 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 27. 116 Gender and Embod+ment” adlı makales+nde c+nsel farklılığı c+ns+yet-toplumsal c+ns+yet ayrımının dayandığı nedenselc+ ve düal+st çerçeven+n ötes+ne taşıyarak fem+n+st fenomenoloj+k perspekt+fte c+nsel farklılığı herhang+ doğal b+r yapıya atıfta bulunmadan, c+nsel hareket+n +k+ farklı üslubu şekl+nde +l+şk+sel, mot+vasyonel ve +fade ed+c+ b+r bütün olarak okuması ele alındı. Bu fem+n+st fenomenoloj+ örneğ+yle beraber, bu fenomenoloj+ yapma b+ç+m+n+n uygulanab+l+rl+ğ+ ve l+teratüre özgün katkıları olduğu kanıtlanmış oldu. Fem+n+st fenomenoloj+de bedenlenmeye yönel+k araştırma, beden+ anlama hususunda b+ze b+r d+z+ yol göster+c+ argüman öne sürme +mkânı verd+. Buna göre, fem+n+st fenomenoloj+ +ç+n bedenlenme üzer+ne düşünülmes+, aynı zamanda beden+n ruhtan ayrı b+r varlık olarak değ+l, Husserl’+n ded+ğ+ g+b+ “ruhla dolu”557 b+r olasılıklar bütünü olarak düşünülmes+ anlamına gel+r. Dolayısıyla bedenlenme, fem+n+st fenomenoloj+de ruh-beden düal+tes+n+n ötes+nde ruh-beden kes+ş+m+n+n b+r ürünü olarak anlaşılmalıdır. He+nämaa’nın +şaret ett+ğ+ üzere, bedenlenmede c+nsel farklılık, özsel farklılığa özgü b+r faal+yet olarak değ+l, b+r üslup olarak ortaya çıkar ve nesneler tarafından farklı mot+ve ed+lme b+ç+mler+ne dayalı yaşam tarzlarına atıfta bulunularak anlaşılır.558 Beden, hem b+r+nc+ tek+l şahsın deney+m+n+n b+r parçasıdır hem de zamansal ve mekânsal bel+rlen+me tab++ olduğundan anon+m b+r nesned+r. Beden hem öznel deney+m+n hem de nesnel deney+m+n kes+şt+ğ+ b+r yaşayan beden olarak c+ns+yet+ ve c+nsel yönel+m+n farklılığını yönel+msel +l+şk+s+nde ortaya koyar. Öznen+n b+l+nc+ +le öznen+n beden+n+n bütün varoluşsal +mkânını yönel+msell+k koşullandırır. Bu bakımdan beden doğal olarak bel+rlenm+ş değ+l, yönel+msel +l+şk+de Al Saj+’n+n de bel+rtt+ğ+ üzere söylem, tems+l, maddesell+k ve tar+hsell+k g+b+ unsurların +ç +çe geçt+ğ+559 ve bu unsurlar tarafından koşullanan öznen+n deney+mler+n+n tortulaşmasıyla ed+n+lm+ş b+r varoluş tarzına +şaret eder. Ancak y+ne de o ne b+yoloj+k determ+n+zme ne de sosyal determ+n+zme +nd+rgenerek anlaşılır.560 Bedenlenme sürec+ daha z+yade, öznen+n yaşanan deney+m+ndek+ anlam d+nam+kler+ +rdelenerek ele alınır. Beden b+r olanaklar bütünü olarak, Beauvo+r’ın ded+ğ+ g+b+ “kend+n+ olduğu şey yapan b+r varlık olarak tanımlanır”.561 Fem+n+st fenomenoloj+k 557 Husserl, Ideas Perta1n1ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog1cal Ph1losophy / Second Book: Stud1es 1n the Phenomenology of Const1tut1on, § 56, 252. 558 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 236. 559 Al-Saj', “Bod'es and Sens'ngs”, 33. 560 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 228. 561 Beauvo'r, The Second Sex, 61. 117 perspekt+fte beden nedensel +l+şk+lerle değ+l tamamlanmamış ve d+nam+k varoluş tarzının somut görünümünde ortaya çıkan562 mot+vasyonel +l+şk+lerle bel+rlen+r.563 Bu öneml+ sonuçların yanı sıra fenomenoloj+k bet+mlemede başvurulan bazı açıklamaların yol açacağı olası r+skler+ bel+rtmekte fayda görmektey+z. İlk r+sk, b+reysel deney+mde doğallaşan unsurların tüm özneler+n deney+m+ne genellenerek öznel ve spekülat+f yorumların fenomenoloj+k b+r anal+z olarak nesnell+k +dd+asında bulunmasıdır. N+tek+m Beauvo+r’ın ham+lel+ğ+ b+r dram ve yabancılaşma deney+m+564 bebeğ+ +se anne +ç+n b+r tür paraz+t olarak565 n+telend+rmes+ bu genelleme r+sk+ne b+r örnek teşk+l eder. Başvurulan b+r+nc+ tek+l şahıs anal+z+n+n tüm mümkün deney+mler +ç+n geçerl+ olması +ç+n Johanna Oksala’nın da d+kkat çekt+ğ+ üzere +lk adımda amp+r+k ver+lere başvurmak öneml+d+r.566 Fakat bu b+r+nc+ tek+l şahıs deney+m+nden vazgeç+ld+ğ+ anlamına gelmez. Oksala’nın ded+ğ+ g+b+, fenomenoloj+k bet+mleme n+hayet+nde “b+reysel b+r vaz+fe” olarak k+ş+n+n kend+ deney+m+ne eşl+k eden d+l+n, prat+kler+n ve +nançların toplumsallıkta oluştuğunun farkına vararak ve ona mesafe alarak mümkündür.567 Tesp+t ed+len +k+nc+ r+sk, He+nämaa’nın c+nsel farklılık fenomenoloj+s+nde kadın ve erkek olmak üzere +k+ farklı tarz olduğu +dd+asında görülmekted+r.568 Her ne kadar He+nämaa, Beauvo+r’da bedenlenmen+n kadın ve erkek olmak üzere +k+ varyasyonda düşünülmes+n+n +k+l+ğ+ güçlend+rd+ğ+n+ ve kadın/erkek tanımlamalarına sığmayan farklı bedenlenme sah+b+ b+reyler+n deney+m+n+ bet+mlemeden dışladığını +fade etse de569 yazar aynı şek+lde c+nsel farklılık fenomenoloj+s+nde farklılığın +k+ temel jestte ortaya çıktığını570 +fade ederken bu +k+ temel üslupta tanımlanan c+nsel farklılığa uymayan b+reyler+n (örneğ+n kend+n+ c+ns+yets+z olarak tanımlayanların) deney+mler+n+ görünmez kılınması tehl+kes+ne kapı aralar. N+tek+m c+nsel farklılığın +k+ temel modu olduğunu öne sürmek, Al-Saj+’n+n toplumsalın patoloj+ler+ dah+l+nde söz ett+ğ+; anlam alanı +çer+s+nde 562 He'nämaa, “What Is a Woman? Butler and Beauvo'r on the Foundat'ons of the Sexual D'fference”, 27. He'nämaa, Toward a Phenomenology of Sexual D1fference, 25. 564 He'nämaa, 71. 565 Beauvo'r, İk1nc1 C1ns1yet 2. C1lt: Yaşanmış Deney1m, 239; Beauvo'r, The Second Sex, 476. 566 Oksala, “A Phenomenology of Gender”, 238. 567 Oksala, 240. 568 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 236. 569 He'nämaa, 145. 570 He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 236. 563 118 anlam +fade etmeyen farklı olan ötek+n+n varoluşunun ve algısal tarzının yapısal olarak dışlanmasına dayanan dışlama b+ç+m+n+ ortaya çıkarab+l+r.571 Son olarak He+nämaa, kadın ve erkek kavramlarını özcü b+r perspekt+f+ reddederek kullansa da572 n+hayet+nde kadın ve erkek kavramları b+rb+r+n+n farklılıklarına referans vererek tanımlanan ve dolayısıyla çağlar boyu farklılık temel+nde ortaya çıkan doğal c+ns+yete yönel+k tar+hsel, kültürel ve normat+f bel+rlemelerle yüklü kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bu normat+f yükler+n farkında olarak kavramların z+h+nde uyanan tar+hsel ve kültürel olarak koşullanmış anlamlarını güçlend+rmemek adına kadın ve erkek kavramına dah+l olan b+reyler+n yalnızca bazı c+hetlerden b+rb+r+ne benzed+ğ+ +ç+n bu +k+ kavram altında kümelend+kler+n+ bel+rtmek gerekl+d+r. Bu kavramları b+reyler+n fenomenoloj+k bet+mlemeye konu olması bakımından +şlevsel olarak kullanmak bu yüklü çağrışımların etk+s+n+ kırab+l+r. Ayrıca kadın ve erkek dışında bu +k+ kümelenmeye +nd+rgenemeyen gen+ş b+r spektrumu göz önünde bulunduran ara kavramlara da +ht+yaç varmış g+b+ gözükmekted+r. Özetlemek gerek+rse, fem+n+st fenomenoloj+n+n bedenlenme noktasında temel argümanlarının çalışmamız +ç+n yol göster+c+ olması amaçlandı. Doğalcı yaklaşımların bedenlenmedek+ farklılıkları bel+rl+ b+r doğa f+kr+ne referansla açıklamaları sorunsallaştırılarak bedenlenmen+n doğalcı bel+rlen+mler+ fem+n+st ve fenomenoloj+k argümanlar net+ces+nde redded+ld+. Böylece araştırmanın başlangıcı +ç+n +lk temel soruyu teşk+l eden “beden+n doğalcı b+r bel+rlen+m+ var mıdır?” sorusu beden+n doğalcı b+r bel+rlen+m+ olmadığı yönünde cevaplanırken bu sorunun bu şek+lde cevaplanması b+z+ “bel+rlen+mler+ olmadan düşünülen b+r bedenlenme nasıl bel+rl+ b+r öznel üslubu +fade eder?” problemat+ğ+ne götürdü. Bu sorun +se fem+n+st fenomenoloj+ l+teratürünün sıkça başvurduğu fenomenoloj+k kavram set+n+n sağladığı +mkâna dayanarak ele alındı. N+hayet+nde yaşayan beden+n c+nsell+k ve c+ns+yet açısından öznen+n bel+rl+ b+r bedensel üslubunun +fades+ hal+ne gelmes+n+n deney+mde k+ş+n+n öndüşünümsel süreçtek+ bedensel ve c+nsel şemalarının onun bedensel +fades+n+ koşullandırması ve k+ş+n+n yönel+msel +l+şk+de farklı nesneler tarafından farklı mot+ve ed+lme b+ç+m+ g+b+ öznel unsurlar +le bedenlenme sürec+n+ yapılandıran toplumsal, kültürel, tar+hsel faktörler g+b+ nesnel 571 572 Al-Saj', “Fem'n'st Phenomenology”, 150. He'nämaa, “Sex, Gender, and Embod'ment”, 235. 119 unsurların +ç +çe geçt+ğ+ ve tortulaştığı b+r anlamlandırma sürec+n+n net+ces+nde mümkün olduğu göster+lmeye çalışıldı. Bedenlenmeye mot+vasyonel ve +l+şk+sel b+r perspekt+ften bakıldığında bedenlenmeyle +lg+l+ olan c+nsell+k ve c+ns+yet g+b+ faktörler+n de olumsal b+r n+tel+k olarak ortaya çıktığı tesp+t ed+ld+. Çalışma boyunca bedenlenme konusunda zeng+n olanaklara sah+p olarak görülen fem+n+st fenomenoloj+ Al-Saj+’n+n de vurguladığı üzere bedenlenmede +k+l+kler+ aşma potans+yel+ne sah+p b+r fenomenoloj+ yapma b+ç+m+n+ haber verse de örneğ+n Sara He+nämaa’nın c+nsel farklılığa dayalı fem+n+st fenomenoloj+s+n+n hala daha +k+l+kler+ besleyen b+r karakterde olab+leceğ+ne d+kkat çek+ld+. Bu sebeple c+nsel farklılık fenomenoloj+s+n+n bet+mled+ğ+ bedenler+n +k+l+ c+ns+yet üslubuna sığmayan çok farklı bedenlenme deney+mler+ne sah+p b+reyler olduğu vurgulanarak c+nsel farklılık fenomenoloj+s+n+n bet+mled+ğ+ deney+m alanının bu b+reyler+n deney+m+ne doğru gen+şlet+lmes+ gerekt+ğ+ öner+ld+. Son olarak araştırmamızda ham+lel+k, memel+ olma deney+m+, c+nsel bozukluk deney+m+, c+nsel organların deney+m+, kadınların spor deney+m+ g+b+ çok farklı türde deney+mler+n bet+mlend+ğ+ kaynaklara yer ver+lse de +k+l+ kategor+ler+ aşan ve örneğ+n ku+r (queer) bedenlenme ve c+nsell+k deney+m+n+ esas alan c+nsel farklılık fenomenoloj+s+n+n nasıl olacağı sorusu çalışmamızda açık b+r soru olarak bırakılmıştır. 120 KAYNAKLAR Alcoff, L+nda Martín. “Phenomenology, Post-Structural+sm, and Fem+n+st Theory on the Concept of Exper+ence”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology, ed+tör L+nda F+sher ve Lester Embree, 40:39-56. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94-015-9488-2_3. Allen, Jeffner. “Through the W+ld Reg+on: An Essay +n Phenomenolog+cal Fem+n+sm”. Rev%ew of Ex%stent%al Psychology & Psych%atry 18, sy 1-3 (1983 1982): 241-56. Al-Saj+, Al+a. “Bod+es and Sens+ngs: On the Uses of Husserl+an Phenomenology for Fem+n+st Theory”. Cont%nental Ph%losophy Rev%ew 43, sy 1 (N+san 2010): 13-37. https://do+.org/10.1007/s11007-010-9135-8. ———. “Fem+n+st Phenomenology”. İç+nde The Routledge Compan%on to Fem%n%st Ph%losophy, ed+tör Ann Garry. Routledge Ph+losophy Compan+ons. New York; London: Routledge, Taylor & Franc+s Group, 2017. Ar+stoteles. Pol%t%ka. Çev+ren Özgüç Orhan. 2. bs. İstanbul: P+nhan Yayıncılık, 2020. Beauvo+r, S+mone de. İk%nc% C%ns%yet 1. C%lt: Olgular ve Efsaneler. Çev+ren Gülnur Savran. 1. bs. C. 1. 2 c. İstanbul: Koç Ün+vers+tes+, 2019. ———. İk%nc% C%ns%yet 2. C%lt: Yaşanmış Deney%m. Çev+ren Gülnur Savran. 1. bs. Koç Ün+vers+tes+, 2019. ———. The Eth%cs of Amb%gu%ty. Çev+ren Bernard Frechtman. Pr+nceton, N.J.: Record+ng for the Bl+nd & Dyslex+c, 2006. ———. The Second Sex. Çev+ren H. M. Parshley. 2. bs. Londra: Jonathan Cape, 1989. Bell, L+nda A., ed. V%s%ons of Women: Be%ng a Fasc%nat%ng Anthology w%th Analys%s of Ph%losophers’ V%ews of Women from Anc%ent to Modern T%mes. Totowa, NJ: Humana Press, 1983. https://do+.org/10.1007/978-1-4612-5304-4. Bergoffen, Debra B. “From Husserl to Beauvo+r: Gender+ng the Perce+v+ng Subject”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology, ed+tör L+nda F+sher ve Lester Embree, C. 40. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94015-9488-2. Butler, Jud+th. Bod%es that Matter: On the D%scurs%ve L%m%ts of ‘“Sex”’. New York: Routledge, 1993. ———. C%ns%yet Belası: Fem%n%zm ve K%ml%ğ%n Altüst Ed%lmes%. 6. bs. İstanbul: Met+s Yayınları, 2018. 121 ———. “Gender as Performance: An Interv+ew w+th Jud+th Butler”. Rad%cal Ph%losophy 67 (1994): 32-39. ———. “Performat+ve Acts and Gender Const+tut+on: An Essay +n Phenomenology and Fem+n+st Theory”. Theatre Journal 40, sy 4 (Aralık 1988): 519. https://do+.org/10.2307/3207893. ———. “Sex and Gender +n S+mone de Beauvo+r’s Second Sex”. Yale French Stud%es, sy 72 (1986): 35. https://do+.org/10.2307/2930225. ———. “Sexual Ideology and Phenomenolog+cal Descr+pt+on”. İç+nde The Th%nk%ng Muse Fem%n%sm and Modern French Ph%losophy, ed+tör Jeffner Allen ve Ir+s Mar+on Young, 85-100. Bloom+ngton: Ind+ana Un+vers+ty Press, 1989. Carman, Taylor. “The Body +n Husserl and Merleau-Ponty”: Ph%losoph%cal Top%cs 27, sy 2 (1999): 205-26. https://do+.org/10.5840/ph+ltop+cs199927210. Chodorow, Nancy. The Reproduct%on of Mother%ng: Psychoanalys%s and the Soc%ology of Gender. Berkeley and Londra: Un+vers+ty of Cal+forn+a Press, 1978. D+llon, M. C. “Merleau-Ponty and the Revers+b+l+ty Thes+s”. Man and World 16, sy 4 (Aralık 1983): 365-88. https://do+.org/10.1007/BF01252651. D+rek, Zeynep. C%nsel Farkın İnşası: Felsef% B%r Problem Olarak C%ns%yet. 3. İstanbul: Met+s Yayınları, 2021. Dreger, Al+ce Domurat. Hermaphrod%tes and the Med%cal Invent%on of Sex. Harvard Un+vers+ty Press, 1998. https://do+.org/10.2307/j.ctvjsf700. Eflatun. Pha%don. Çev+ren Suut K. Yetk+n ve Hamd+ R. Atadem+r. İstanbul: M+ll+ Eğ+t+m Bakanlığı Yayınları, 1989. Fausto-Sterl+ng, Anne. Sex%ng the Body: Gender Pol%t%cs and the Construct%on of Sexual%ty. New York: Bas+c Books, 2000. F+eld+ng, Helen. “A Fem+n+st Phenomenology Man+festo”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology Futures, ed+tör Helen F+eld+ng ve Dorothea E. Olkowsk+, v++-xx++. Bloom+ngton, Ind+ana: Ind+ana Un+vers+ty Press, 2017. F+eld+ng, Helen ve Dorothea E. Olkowsk+, ed. Fem%n%st Phenomenology Futures. Bloom+ngton, Ind+ana: Ind+ana Un+vers+ty Press, 2017. F+sher, L+nda. “Fem+n+st Phenomenology”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology, ed+tör L+nda F+sher ve Lester Embree, C. 40. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94-015-9488-2. 122 ———. “Phenomenology and Fem+n+sm”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology, ed+tör L+nda F+sher ve Lester Embree, 40:17-39. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94-015-9488-2. ———. “Phenomenology and Fem+n+sm: Perspect+ves on The+r Relat+on”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology, ed+tör L+nda F+sher ve Lester Embree, 40:17-38. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94015-9488-2. F+sher, L+nda ve Lester Embree, ed. Fem%n%st Phenomenology. C. 40. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94015-9488-2. Foult+er, Anna Petronella. “Language and the Gendered Body: Butler’s Early Read+ng of Merleau‐Ponty”. Hypat%a 28, sy 4 (2013): 767-83. https://do+.org/10.1111/hypa.12040. Gallagher, Shaun. How the Body Shapes the M%nd. Oxford ve New York: Oxford Un+vers+ty Press, 2005. https://do+.org/10.1093/0199271941.001.0001. Gallagher, Shaun, ve Jonathan Cole. “Body Image and Body Scheme”. İç+nde Body and Flesh: A Ph%losoph%cal Reader, ed+tör Donn Welton. Massachusetts ve Oxford: W+leyBlackwell, 1998. Gallagher, Shaun, ve Dan Zahav+. The Phenomenolog%cal M%nd: Introduct%on to Ph%losophy of M%nd and Cogn%t%ve Sc%ence. New York: Routledge, 2008. Greer, Germa+ne. The Female Eunuch. New York: Harper Coll+ns, 2002. Grosz, El+zabeth. “Merleau-Ponty and Ir+garay +n the Flesh”. Thes%s Eleven 36, sy 1 (Ağustos 1993): 37-59. https://do+.org/10.1177/072551369303600103. ———. Uçucu Bedenler: Bedensel B%r Fem%n%zme Doğru. Çev+ren Kevser Güler. 1. bs. İstanbul: Notabene, 2020. Haney, Kathleen. “Ed+th Ste+n: Woman and Essence”. İç+nde Fem%n%st Phenomenology, ed+tör L+nda F+sher ve Lester Embree, 40:213-35. Contr+but+ons to Phenomenology. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2000. https://do+.org/10.1007/978-94-015-9488-2. He+nämaa, Sara. “Embod+ment and Fem+n+st Ph+losophy”. İç+nde The Routledge Compan%on to Fem%n%st Ph%losophy, ed+tör Ann Garry. Routledge Ph+losophy Compan+ons. New York; London: Routledge, Taylor & Franc+s Group, 2017. ———. “Sex, Gender, and Embod+ment”. İç+nde The Oxford Handbook of Contemporary Phenomenology, ed+tör Dan Zahav+, 1st ed., 216-42. Oxford Handbooks. Oxford: Oxford Un+vers+ty Press, 2012. ———. “The Soul-Body Un+on and Sexual D+fference From Descartes to Merleau-Ponty and 123 Beauvo+r”. İç+nde Fem%n%st Reflect%ons on the H%story of Ph%losophy, ed+tör L+ll+ Alanen ve Charlotte W+tt, 137-51. Dordrecht: Spr+nger Sc+ence + Bus+ness Med+a, Inc., 2005. ———. Toward a Phenomenology of Sexual D%fference: Husserl, Merleau-Ponty, Beauvo%r. Lanham, Md: Rowman & L+ttlef+eld Publ+shers, 2003. ———. “What Is a Woman? Butler and Beauvo+r on the Foundat+ons of the Sexual D+fference”. Hypat%a 12, sy 1 (1997): 20-39. He+nämaa, Sara ve Lane+ Rodemeyer. “Introduct+on”. Cont%nental Ph%losophy Rev%ew 43, sy 1 (N+san 2010): 1-11. https://do+.org/10.1007/s11007-010-9130-0. Husserl, Edmund. Cartes%an Med%tat%ons: An Introduct%on to Phenomenology. Çev+ren Dor+on Ca+rns. 7. bs. Dordrecht: Mart+nus N+jhoff Publ+shers, 1982. ———. Cartes%an%sche Med%tat%onen und Par%ser Vorträge. Ed+tör S. Strasser. C. 1. Husserl+ana. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 1991. https://do+.org/10.1007/978-94011-3029-5. ———. Ideas Perta%n%ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog%cal Ph%losophy / Second Book: Stud%es %n the Phenomenology of Const%tut%on. Çev+ren R+chard Rojcew+cz ve André Schuwer. [Herdruk]. Dordrecht: Kluwer Academ+c Publ+shers, 1989. ———. Ideas Perta%n%ng to a Pure Phenomenology and to a Phenomenolog%cal Ph%losophy. F%rst Book: General Introduct%on to a Pure Phenomenology. Çev+ren F. Kersten. The Hague: M. N+jhoff Publ+shers, 1980. ———. The Cr%s%s of European Sc%ences and Transcendental Phenomenology: An Introduct%on to Phenomenolog%cal Ph%losophy. Çev+ren Dav+d Carr. Evanston: Northwestern Un+vers+ty Press, 1970. ———. Zur Phänomenolog%schen Redukt%on. Ed+tör Sebast+an Luft. C. 34. Husserl+ana. Dordrecht: Spr+nger Netherlands, 2002. https://do+.org/10.1007/978-94-010-0574-6. Lloyd, Genev+eve. The Man of Reason: “Male” and “Female” %n Western Ph%losophy. M+nneapol+s: Un+vers+ty of M+nnesota Press, 1984. Mall+n, Samuel B. Merleau-Ponty’s Ph%losophy. C. 86. Yale Un+vers+ty Press, 1979. Merleau-Ponty, Maur+ce. Algının Fenomenoloj%s%. Çev+ren Em+ne Sarıkartal ve Eylem Hacımuratoğlu. İstanbul: İthak+ Yayınları, 2016. ———. Phenomenology of Percept%on: An Introduct%on. London: Routledge, 2002. ———. S%gns. 6. bs. Ill+no+s: Northwestern Un+vers+ty Press, 1978. ———. The Structure of Behav%our. Çev+ren Alden L. F+sher. Boston: Beacon Press, 1963. 124 M+llet, Kate. Sexual Pol%t%cs. Urbana ve Ch+cago: Un+vers+ty of Ill+no+s Press, 2000. Oakley, Ann. Sex, Gender and Soc%ety. Gower: Maur+ceTemple Sm+th, 1985. Oksala, Johanna. “A Phenomenology of Gender”. Cont%nental Ph%losophy Rev%ew 39, sy 3 (15 Ocak 2007): 229-44. https://do+.org/10.1007/s11007-006-9025-2. ———. “The Method of Cr+t+cal Phenomenology: S+mone de Beauvo+r as a Phenomenolog+st”. European Journal of Ph%losophy 31, sy 1 (Mart 2023): 137-50. https://do+.org/10.1111/ejop.12782. ———. “What Is Fem+n+st Phenomenology?” Rad%cal Ph%losophy 126 (2004): 16-22. Platon. Gorg%as. Çev+ren Furkan Akder+n. İstanbul: Say Yayınları, 2016. ———. Kratylos. Çev+ren Furkan Akder+n. İstanbul: Say Yayınları, 2015. ———. Pha%dros. Çev+ren Furkan Akder+n. 1. Baskı. İstanbul: Say Yayınları, 2017. Rae, Gav+n. “Merleau-Ponty on the Sexed Body”. Journal of Phenomenolog%cal Psychology 51, sy 2 (20 Kasım 2020): 162-83. https://do+.org/10.1163/15691624-12341376. Rub+n, Gayle. “The Traff+c +n Women: Notes on the ‘Pol+t+cal Economy’ of Sex”. İç+nde Toward an Anthropology of Women, ed+tör Rayna R. Re+ter, 157-210. Monthly Rev+ew Press, 1975. Sandford, Stella. “Fem+n+st Phenomenology, Pregnancy and Transcendental Subject+v+ty”. İç+nde Phenomenology of Pregnancy, ed+tör Jonna Bornemark ve N+cholas Sm+th. Hudd+nge: Södertörn, 2016. Scott, Joan W. “Exper+ence”. İç+nde Fem%n%sts Theor%ze the Pol%t%cal, ed+tör Jud+th Butler ve Joan W. Scott, 22-40. New York: Routledge, 1992. Shabot, Sara Cohen ve Chr+st+n+a Landry, ed. Reth%nk%ng Fem%n%st Phenomenology: Theoret%cal and Appl%ed Perspect%ves. Lanham: Rowman & L+ttlef+eld Internat+onal, 2018. ———. “The Water We Sw+m In: Why Fem+n+st Phenomenology Today?” İç+nde Reth%nk%ng Fem%n%st Phenomenology: Theoret%cal and Appl%ed Perspect%ves, ed+tör Sara Cohen Shabot ve Chr+st+n+a Landry, 1-10. Lanham: Rowman & L+ttlef+eld Internat+onal, 2018. Stawarska, Beata. “From the Body Proper to Flesh: Merleau-Ponty on Intersubject+v+ty”. İç+nde Fem%n%st Interpretat%ons of Maur%ce Merleau-Ponty, ed+tör Dorothea Olkowsk+ ve Ga+l We+ss, 91-106. Re-Read+ng the Canon. Un+vers+ty Park, Pa: Pennsylvan+a State Un+vers+ty Press, 2006. ———. “Subject and Structure +n Fem+n+st Phenomenology: Re-Read+ng Beauvo+r w+th 125 Butler”. İç+nde Reth%nk%ng Fem%n%st Phenomenology: Theoret%cal and Appl%ed Perspect%ves, ed+tör Sara Cohen Shabot ve Chr+st+n+a Landry, 13-32. Lanham: Rowman & L+ttlef+eld Internat+onal, 2018. Stoller, Robert. Sex and Gender: The Development of Fem%n%n%ty and Mascul%n%ty. Londra: Karnac Books, 1984. Stoller, S+lv+a. “Express+v+ty and Performat+v+ty: Merleau-Ponty and Butler”. Cont%nental Ph%losophy Rev%ew 43, sy 1 (N+san 2010): 97-110. https://do+.org/10.1007/s11007-0109133-x. ———. “Reflect+ons on Fem+n+st Merleau-Ponty Skept+c+sm”. Hypat%a 15, sy 1 (2000): 17582. ———. “What Is Fem+n+st Phenomenology?” İç+nde Fem%n%st Phenomenology Futures, ed+tör Helen F+eld+ng, 328-54. Bloom+ngton, Ind+ana: Ind+ana Un+vers+ty Press, 2017. Sull+van, Shannon. “Dom+nat+on and D+alogue +n Merleau-Ponty’s Phenomenology of Percept%on”. Hypat%a 12, sy 1 (1997): 1-19. https://do+.org/10.1111/j.15272001.1997.tb00168.x. Şan, Emre. “Ned+r Şu Fenomenoloj+?” Youtube: Akadem+FR, 21 Ek+m 2022. We+ss, Ga+l. Body Images Embod%ment as Intercorporeal%ty. Londra: Routledge, 1999. Young, Ir+s Mar+on. “Breasted Exper+ence: The Look and the Feel+ng”. İç+nde On Female Body Exper%ence: “Throw%ng L%ke a G%rl” and Other Essays, k+tap ed+törü Ir+s Mar+on Young, 75-96, 1. bs. New York: Oxford Un+vers+ty Press, 2005. https://do+.org/10.1093/0195161920.001.0001. ———. “Menstrual Med+tat+ons”. İç+nde On Female Body Exper%ence: “Throw%ng L%ke a G%rl” and Other Essays, k+tap ed+törü Ir+s Mar+on Young, 97-122, 1. bs. New York: Oxford Un+vers+ty Press, 2005. https://do+.org/10.1093/0195161920.001.0001. ———. On Female Body Exper%ence: “Throw%ng L%ke a G%rl” and Other Essays. 1. bs. New York: Oxford Un+vers+ty Press, 2005. https://do+.org/10.1093/0195161920.001.0001. ———. “Pregnant Embodiment: Subjectivity and Alienation”. İçinde On Female Body Experience: “Throwing Like a Girl” and Other Essays, kitap editörü Iris Marion Young, 46-61, 1. bs. New York: Oxford University Press, 2005. https://doi.org/10.1093/0195161920.001.0001. ———. “Throwing Like a Girl: A Phenomenology of Feminine Body Comportment Motility and Spatiality”. Human Studies 3, sy 2 (1980): 137-56. ———. “Throwing Like a Girl: A Phenomenology of Feminine Body Comportment, Motility, and Spatiality”. İçinde On Female Body Experience: “Throwing Like a Girl” and Other 126 Essays, kitap editörü Iris Marion Young, 27-45, 1. bs. New York: Oxford University Press, 2005. https://doi.org/10.1093/0195161920.001.0001. 127 ÖZGEÇMİŞ Sümeyye Adı, Soyadı YILMAZ EMIN Doğum YerO ve Yılı BOldOğO Yabancı İng+l+zce DOller ve DüzeyO Arapça EğOtOm Durumu Başlama-BOtOrme Yılı Kurum Adı 2015-2020 Fat+h Sultan Mehmet Vakıf LOse LOsans Ün+vers+tes+ Yüksek LOsans 2021-2024 İstanbul 29 Mayıs Ün+vers+tes+ Başlama-Ayrılma Yılı Çalışan Kurumun Adı Doktora Çalıştığı Kurumlar 1. 2. 3. Üye Olduğu BOlOmsel ve MeslekO Kuruluşlar Katıldığı Projeler ve Toplantılar Yılmaz Em+n, Sümeyye. “Frege ve Saussure’de Anlam: İl+şk+sell+k ve Sab+tl+k Boyutları”. İç+nde XII. Mantık Çalıştayı K%tabı, ed+tör Şafak Ural, İbrah+m Hal+l Çetres ve Muhammed Nas+h Ece, 190-210. İstanbul: Mantık Derneğ+ Yayınları, 2024. Yayınlar: DOğer: İletOşOm (e-posta): 05.04.2024 TarOh İmza Sümeyye YILMAZ EMIN Adı Soyadı 128