Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2011, Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi
…
5 pages
1 file
OZET GIRIŞ: Anjiomatoz meningiomalar, tum meningiomalarin %2.1’lik kismini olusturan nadir rastlanilan bir varyantidir. Benign meningiomalarin tipik ozelliklerine sahip olmakla beraber meningial elemanlardan daha baskin olabilen kucuk veya buyuk vaskuler kanallardan olusurlar. Biz de sol serebellopontin sistern anterioruna yerlesim gosteren az rastlanilan bir meningiom varyanti olan olgumuzu sunmak istedik. OLGU SUNUMU: 56 yasinda bayan hasta 3 aydir devam eden sol yuz yan tarafina yayilan bas agrisi ve uyusma sikayetiyle Mustafa Kemal Universitesi (MKU) Tip Fakultesi Hastanesi Norosirurji Poliklinigine basvurmustur. Hastanin kontrastli bilgisayar tomografi goruntulemesinde sol serebellopontin sistern anterioruna yerlesim gostermis 33x26 mm boyutlarinda yogun kontrast tutan kitle tespit edilmistir Hasta meningiom on tanisiyla opere edildikten sonra materyalin MKU Tip Fakultesi Patoloji Bolumundeki mikroskobik incelemesinde meningioma, anjiomatoz variant olarak tani kesinlestirilmist...
Journal Of History School, 2014
Bilim tarihinin tarihinde "küresel" kavramı üzerine fikir yürüten bu çalışma, ayrıca bununla ilişkili ve fakat eşit derecede belirleyici bir başka kavramı, "Batılı bilim" kavramını incelemektedir. Bu düşüncenin 19. yüzyıldaki yükselişini izleyerek Batı-dışı dünyada da en az Batı'da olduğu kadar geliştiğini göstermektedir. Kavramın kendisi bilim tarihinin disiplinel oluşumu açısından çok önemli iken, işe bakın ki, bu öykünün ardındaki küresel tarih o kadar da belirleyici değildir. Meseleye 19. yüzyıl Mısır ve Çin'inden örneklerden hareketle yaklaşan çalışma, bilgi üretiminin uluslararası taşıyıcılarının (yani misyonerler ve teknokratlar) özgün şecereler inşâ edip kavramsal bir kümeleme işlemi vasıtasıyla yeni küresel bilim tarihlerini nasıl yarattığına bakarak başlamaktadır. Ardından ilk profesyonel bilim tarihçilerinin çalışmalarına yönelerek, günümüzde "Batılı bilim"de sonra eren tarihî ve evrensel teleolojinin bir parçası olarak görülen Arapça ve Çince bilme geleneklerinin modern bilimlerin ışığında nasıl da benzer şekilde yeniden yorumlandığını göstermektedir. Böylelikle bilim tarihi ile dünyadaki bilme gelenekleri arasındaki ilişki ile alakalı anahtar sorulara işaret edip küresel bilim tarihlerine yönelik arayışı sürdürmekle birlikte, Batılı bilim düşüncesinin küresel ölçekte ortaya çıkışının tetkikini tartışarak sona ermektedir. "Bilim" teriminin-farklı dönemler, coğrafyalar ve epistemolojik gelenekler tarafından paylaşılan-olumsallığı, bilim tarihçilerinin yapmış ve yapmakta oldukları çalışmaların her zaman açık olmadığı anlamına gelir. Bu, ortaçağ âlimlerinin ve ilk modernistlerin uzun süre tartıştıkları bir nokta olup sorgu nesnesini tarihselleştirerek ve özellikle modern bilimin ötesinde modernin
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2011
Özet 1990'ların başından itibaren doğrudan Alevi kimliği üzerinden örgütlenmeye başlayan Alevilerin eşit yurttaşlık talepleri karşısında siyasal irade, Aleviliğin siyaseten makul bir biçimde yeniden inşasını talep etmektedir. Bu anlamda devletin bir "Alevilik sorunu" bulunduğu açıktır. Öte yandan modernleşme deneyiminin Aleviliğin kurumlarında yarattığı aşınma ve işlev kaybı, Alevilik ile Aleviler arasında bir mesafe yaratmış ve Aleviliği özellikle genç kuşaklar açısından dışarıdan öğrenilen bir deneyime dönüştürmüştür. Söz konusu mesafe, Alevileri de geleneklerini yeniden keşfetmeye ve inşa etmeye zorlamaktadır. Bu zorunluluğun devletin Alevilik sorunuyla konjonktürel olarak çakışması, Aleviliğin devlet eliyle inşa edilmesi tehlikesini beraberinde getirmektedir. Elinizdeki çalışma, Aleviler açısından bu tehlikeyi bertaraf etmenin yolunun, Aleviliğin tarih ve evren tasarımını doğru okumak ve siyasal talepleri bu tasarımın diline tercüme etmekten geçtiğini iddia etmektedir. Çalışma, Aleviliğin söz konusu tasarımını şekillendiren zaman ve kutsallık kavrayışı üzerine odaklanmakta ve bu kavrayışla devletin ve aşkın dinlerin tarih ve evren tasarımı arasındaki karşıtlığı vurgulamayı hedeflemektedir.
İntihal /Plagiarism: Bu makale, en az iki hakem tarafından incelendi ve intihal içermediği teyit edildi. / This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software. http://dergipark.gov.tr/cuid
HOMEROS, 2020
Türkçenin ses ve söyleyiş uyumuna katkılar sağlayan en önemli dil ögelerinden biri de ikilemelerdir. İkilemeler, Türkçenin en eski dönemlerinden bu yana kullanılagelen söz öbekleridir. İkilemeler, Türk Dilinde oldukça fazladır. Bundan dolayıdır ki pek çok edebi eserde de bu söz öbekleri karşımıza sıkça çıkar. Edebiyatımızın önemli yazarlarından olan Yaşar Kemal’in “Üç Anadolu Efsanesi” adlı eserindeki “Köroğlu” öyküsünde de pek çok ikileme ile karşılaşılmaktadır. Köroğlu adlı öyküde ikilemelerin fazla kullanımı, yazarın dilini güçlendirmiş, akıcı ve anlaşılır bir anlatımın oluşmasına katkı sunmuştur. Bu çalışmada, Yaşar Kemal’in “Köroğlu” öyküsündeki ikilemelerin tümceye kattığı anlam ele alınmıştır. Tümcenin anlam kurgusu içerisinde, ikilemelerin tümceye ne gibi katkılarda bulunduğu örnekleriyle belirlenmiştir. Ayrıca, Türkçe sözvarlığı içerisinde önemli bir yere sahip olan ikilemeleri Yaşar Kemal’in ne denli başarılı kullanıp kullanamadığı da ortaya konmuştur.
Journal of International Social Research, 2018
Pişmiş toprak kandiller üzerine birçok çalışma yapılmış olmasına karşın metal kandiller üzerinde çok fazla çalışmanın yapılamamış olduğu, yapılan çalışmaların ise özelikle Bizans Dönemi kandilleri üzerinde yoğunlaştığı bilinmektedir. Bunun en büyük sebeplerinin başında, metal kandillerin tekrar eritilip kullanabilir özelliklere sahip olmalarından dolayı günümüze çok fazla ulaşamamış olması gelir. Günümüze kadar yapılmış çalışmalara konu olan kandiller ise, daha çok özel müze ve koleksiyonlarda yer alan ve çoğunlukla satın alma yoluyla ele geçtiği için buluntu yeri belli olmayan kandillerden oluşur. Bu noktada çalışmaya konu olan boğa başı formundaki kandilin ve kandelabrumun buluntu yerinin belli olması, benzer örneklerin tarihlenmesinde oldukça önem taşımaktadır. Ayrıca bronz kandillerin büyük ölçüde pişmiş toprak kandillerin tipolojik özelliklerini devam ettirirken, çalışmaya konu olan kandilin benzerine çok fazla rastlanmayan ünik bir forma sahip olması, bu çalışmanın önemini daha da arttırmaktadır. Bu eserlerin Amisos antik kentinin Roma dönemi nekropolu olarak tanımlanan yerde bulunmuş olması ise, kentin bu dönemde de varlığını devam ettirdiğinin en önemli kanıtları olarak ortaya çıkmaktadır. Amisos antik kentine ait günümüze mimari anlamda çok fazla kalıntının ulaşmamış olması, o dönemin sanat anlayışını sosyo-ekonomik yapısını anlamamız açısından, bu tür küçük buluntular daha da büyük bir anlam ifade etmektedir. Bölgede gerçekleştirilen kazıların Müze kurtarma kazısı şeklinde yürütülmesi, çıkan malzemelerin bir bütün olarak değerlendirilmesine olanak tanımamaktadır. Bu kapsamda ileriki yıllarda bölgede yürütülecek kazıların sistemli bir şekilde yürütülmesi ve ele geçen buluntuların tipolojik olarak değerlendirilmesinin yanı sıra metalürjik analizlerine de imkan tanıyacak ve bölgedeki atölyelerin varlığını ve etkileşimlerini anlamamıza imkan verecektir.
Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi, 2006
This study aims to give a descriptive account of. the fantastic elements in literary discourse by following a cognitive-stylistic approach which offers a means of. discussing the processes of reading and interpretation and of. the way they are made manifest in textuality. In this ' 23-25 Şubat 2005 tarihleri arasında İstanbul Ünivcrsitesfndc düzenlenen "Akşit Gök/ürk'H Anına Toplantısı" ndn bildiri olarak sumdan çatışmanın makaleye dönüştürülmüş halidir.
Coğrafya dergisi, 2014
Katip Çelebi, Osmanlı'nın modernleşme dönemi içinde önemli bir yere sahiptir. Eserleri hakkında yapılan bibliyografik çalışmalar eserlerinin yerli ve yabancı bilim çevreleri tarafından merak ve ilgi ile incelendiğini göstermektedir. Bu çalışma, Katip Çelebi'nin coğrafya alanında verdiği eseri Cihannüma ile ilgilidir. Şimdiye kadar Cihannüma'nın hangi yönleri ile bilimsel çalışmalara konu olduğu sorusu temel çıkış noktası olmuştur. Bunun için, Yılmaz (2011) ve Ağaoğlu (2013) tarafından hazırlanan iki ayrı bibliyografya eseri taranarak Cihannüma ile ilgili 99 esere ulaşılmıştır. Bu eserler, nitel bir çalışma ile doküman incelemesi yöntemi kullanarak analiz edilmiştir. Burada amaç kimler, hangi amaçla, nasıl Cihannümayı incelemişler belirlemektir. Tespit edilen bu ölçütlere göre taranan eserlerden elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Buna göre, Cihannüma en çok tarih alanında çalışanlar tarafından kaleme alınmış ve toplamda en fazla üretilen eser türü makale olmuştur. Cihannüma ile ilgili ansiklopedi maddesi, kitap bölümü ve kitap sayısı makale ile kıyaslandığında yetersiz kalmıştır. Cihannüma çalışmaları, tıpkı Katip Çelebi ile ilgili diğer çalışmalarda olduğu gibi daha çok ölüm ve doğum yıldönümlerinde yoğunlaşmıştır. Bu konu üzerinde uzmanlaşmaya ve çalışmalarını Katip Çelebi'ye odaklamaya eğilim gösteren araştırmacılara ihtiyaç olduğu görülmüştür. Coğrafya tarihi açısından son derece önemli bir kişi olan Katip Çelebi ve onun bu alanda verdiği eseri Cihannüma, Osmanlı Coğrafya Tarihinde, Klasik Dönemden, Modern Döneme geçişi başlatmıştır. Bu nedenle coğrafya tarihi çalışmalarında gözden kaçırılmayacak, üzerinde daha ayrıntılı olarak durulması gereken bir eser olarak düşünülmelidir.
Idil Journal of Art and Language, 2016
In this article, honesty, loss of self-identy and modern human cannibalism on a symbolic level are studied using the story of "Living in a Custody" as an example. This is called "Exocannibalism" by Western Countries and includes also the notion that the act of eating human. In this article it is noted nowadays symbolic act of eating human with the fact that woman's identity is destructed by other people under the concept of virtue rather than the same kinds deal with each other. Güler, who is the heroine of the story feeling, is accused of being impure by other types within the plot as a result of her feelings she has lived with her boyfriend. In this context, her being accused and her virginity test, which is the only solution for her to prove her purity, which means "death" even on the sembolic level is the tragic reflection of pressure that patriarchal society exert over woman.
2012
Hareketli goruntu alanindaki gelismelere paralel olarak her gecen gun daha da artan sinemanin anlatim olanaklari, sinemasal anlati da kullanilan yontemleri ve sinemasal anlati -seyirci iliskisini giderek degistirmektedir. Sinemasal anlatinin en onemli ogelerinden biri olarak, anlaticinin konumu ve islevi bu anlamda oldukca onemlidir. Anlatici, seyircinin filmin anlati evreni hakkinda bilgi edinmesini saglamasinin yani sira seyirciyi yonlendirmek anlaminda onemli bir yerde durmaktadir. Anlati, anlaticinin bakis acisi dogrultusunda sekillenmekle birlikte, seyirci de filmsel anlatiyi bu bakis acisi dogrultusunda izlemekte ve anlati evrenindeki konumu buna gore belirlenmektedir.
Örgütsel Davranışta Seçme Konular - I, 2021
Tüm hakları mahfuzdur. Bu kitabın tamamı ya da bir kısmı 5846 Sayılı Yasa'nın hükümlerine göre, kitabı yayınlayan yayınevinin izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, özetlenemez, yayınlanamaz, depolanamaz.
stclements.edu
Stefan Münger, Nancy Rahn, and Patrick Wyssmann (ed.), “Trinkt von dem Wein, den ich gemischt habe!”/”Drink of the Wine which I have Mingled”: Festschrift für Silvis Schroer zum 65. Geburtstag. Orbis Biblicus et Orientalis 303. Leuven: Peeters 2023. Pp. 362–380. , 2023
2024
العربية لغة الحياة
JURNAL NUSANTARA APLIKASI MANAJEMEN BISNIS
Environment-Behaviour Proceedings Journal, 2017
Eğitim Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2014
Adicciones, 2007
Current Psychiatry Reports
International Journal of Agronomy, 2020
Journal of Molecular Biology, 2004
Ocean Engineering, 2008