Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları Dergisi, 2021
Öz F-35 Müşterek Taarruz Uçağı, günümüz hava muharebesinin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla A... more Öz F-35 Müşterek Taarruz Uçağı, günümüz hava muharebesinin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ABD'nin öncülüğünde 9 devletin ortaklaşa ürettiği, bugüne kadar yapılmış en büyük askeri havacılık programlarından biridir. Ortaya çıkan 5. nesil uçak; ağ merkezli muharebe altyapısı, radarlara karşı düşük kesit alanı ile düşük görünürlük, gelişmiş radar ve algılama sistemleriyle kendisinden önce gelen 4. nesil savaş uçaklarından ayrılmaktadır. Türk Hava Kuvvetleri'nde (THK) F-35 uçağının edinilmesiyle, F-4E 2020 uçaklarının envanterden çıkarılması ve 5. nesil savaş uçağı kullanan kuvvetler arasına girilmesi planlanmıştır. Fakat S-400 hava savunma sistemi tedariki sonrasında Türkiye, söz konusu projeden çıkarılmıştır. Bu durum, THK'nın önümüzdeki 20 yıllık süreçte planlanmayan zorluklarla karşılaşmasına neden olacaktır.
Joseph S. Nye, “Nuclear Lessons for Cyber Security” isimli makalesinde 1950’li yıllardan başlayar... more Joseph S. Nye, “Nuclear Lessons for Cyber Security” isimli makalesinde 1950’li yıllardan başlayarak ABD ve SSCB’nin nükleer silah sahibi olması sonrası bu silahların defansif ve ofansif kullanımı ile, misilleme ve kontrol altında tutulması gibi alanlarda geliştirdikleri on yıllar alan pratikleri incelemiştir. Bu incelemenin ardından da nükleer alandan alınacak derslerin siber uzayda uygulanıp uygulanamayacağını sorgulamıştır.
Will Goodman, “Cyber Deterrence Tougher Than Theory in Practise” adlı makalesinde siber caydırıcı... more Will Goodman, “Cyber Deterrence Tougher Than Theory in Practise” adlı makalesinde siber caydırıcılık üzerine geliştirilen teorik yaklaşımların işlevselliğini sorgulamaktadır. Bu noktada siber saldırıların fiziksel katmandan bağımsız olmadığını öne süren Goodman, siber uzayda teorinin pratikten yoksun olduğunu belirtmektedir. Ona göre siber uzayda caydırıcılığın, teorisyenler tarafından tartışılmasının üç sebebi vardır. Bu sebepler genel ve soyut olarak:
Gelecekte yaşanması muhtemel siber savaş riskinin hızla artması, Diğer dört boyutta (kara, hava, deniz, uzay) başarıyla uygulanan caydırıcılığın beşinci boyutta etkili olma ihtimali, Caydırıcılığı sağlamak için yapılacak tüm yatırımların maliyetinin, yaşanacak çatışmada baş gösterecek zarardan göreli olarak daha az olması.
Patrick M. Morgan “Applicability of Traditional Deterrence Concepts and Theory to the Cyber Realm... more Patrick M. Morgan “Applicability of Traditional Deterrence Concepts and Theory to the Cyber Realm” adlı çalışmasında klasik caydırıcılığın ilkelerini ortaya koyarak, Soğuk Savaş boyunca klasik caydırıcılığın nasıl işlediğini incelemiştir. Ardından bu ilkelerin siber uzaya uygulanması noktasında oluşacak problemleri ortaya koyan Morgan, siber uzayda caydırıcılığı sağlayabilmek için gereken olası girişimleri çalışmasında sıralamıştır.
Richard L. Kugler “Deterrence of Cyber Attack” isimli çalışmasında ABD özelinden hareketle sibe... more Richard L. Kugler “Deterrence of Cyber Attack” isimli çalışmasında ABD özelinden hareketle siber caydırıcılığın mümkün olup olmadığını sorgulamaktadır. Kugler çalışmasında siber uzayda yapılan tüm saldırılarda caydırıcılığın mümkün olmadığını, buna karşın zarar verme potansiyeli olan saldırılara karşı caydırıcılığın yeterli olacağını iddia etmektedir. Bu bağlamda Kugler tespit/isnat problemine değinmiştir. Tespit/isnat problemi caydırıcılığın sağlanmasını imkansız kılmamaktadır. Kugler’a göre imkanlar dahilinde tespit edilebilen ve/veya saldırganın kimliğini ortaya koyduğu durumlarda caydırıcılık geçerlidir.
Amir Lupovici’nin “Cyber Warfare and Deterrence: Trends and Challanges in Research” adlı çalışmas... more Amir Lupovici’nin “Cyber Warfare and Deterrence: Trends and Challanges in Research” adlı çalışmasında siber uzayda devletler tarafından caydırıcılığın sağlanıp sağlanamayacağını sorgulamaktadır. Lupovici’ye göre caydırıcılığın başarılı olabilmesi için kapasitenin (defansif kapasite) ve tehdidin gerçekliğinin olması bunun yanında muhtemel rakibe tehdidin başarılı bir şekilde iletilebilmesi gerekmektedir. Caydırıcılığa ilişkin ortaya konulan bu üç ilke ise siber uzaya uygulandığında başarısız olmaktadır.
9 Kasım 2012’de Rusya Federasyonu(RF) Genel Kurmay Başkanlığı görevine getirilen General Valery G... more 9 Kasım 2012’de Rusya Federasyonu(RF) Genel Kurmay Başkanlığı görevine getirilen General Valery Gerasimov, “hibrid savaş” olarak kavramsallaştırılan stratejinin mimarı kabul edilmektedir. “Gerasimov Doktrini” olarak da adlandırılan hibrid savaş, “non-linear” war, “kirli savaş” gibi farklı isimlerle de anılmaktadır. Gerosimov hibrid savaş kavramına ilişkin düşüncelerini 27 Şubat 2013’te Military-Industrial Kurier Dergisi’nde yayınlanan “The Value Of Science In Prediction” adlı makalesinde ortaya koymuştur.
Siber uzayın kullanımının giderek yaygınlaştığı günümüzde, devletlerin siber uzayı caydırıcılık s... more Siber uzayın kullanımının giderek yaygınlaştığı günümüzde, devletlerin siber uzayı caydırıcılık stratejilerinin bir parçası olarak kullanıp kullanamayacağı büyük bir tartışma konusudur. Bu tartışmanın sonuçları “evet” yada “hayır” gibi cevapları vermemektedir. Bunun da ötesinde “hangi aktöre/aktörlere karşı”, “nasıl”, “hangi kontrol mekanizmaları üzerinden” gibi farklı soruların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Bilindiği üzere caydırıcılık, uluslararası ilişkilerde en basit şekliyle karşıdaki devleti emellerinden vazgeçirebilme kapasitedir. Caydırıcılığı sağlamak için kullanılan araç ise güçtür. Gücün ölçülmesi ise oldukça problemlidir. Bir devletin ne kadar güçlü olduğu ancak bir başka devlet ile karşılaştırıldığında anlam kazanır.
Hiç şüphesiz son yılların en popüler konularından biri de siber uzay ve buna bağlı ortaya çıkan y... more Hiç şüphesiz son yılların en popüler konularından biri de siber uzay ve buna bağlı ortaya çıkan yeni olasılıklardır. Bu popülerlik bir yandan siber uzayla ilgili bireylerde yüzeysel bir bilinç oluştururken öte yandan yüzeysel bilincin getirdiği yarı-cahillik kendi içerisinde tehlikeleri de barındırmaktadır. ABD’nin oldukça popüler TV dizilerinden Naval Crime Investigation Service: LA’in (NCIS: LA) yayınlanan son iki sezonunda giderek artan siber savaş ve siber tehlike vurgusu ya da ABD’de oldukça popüler TV serilerinden bir diğeri olan Crime Investigation Service (CSI)’in yapımcılarının 2015 yılında alt seri olarak CSI: Cyber’ı yayınlayacaklarını duyurmaları bu duruma örnek olarak verilebilir. Popülerliği kullanılan bu alanda bireylere yansıtılan tehdidin ise gerçek olup olmadığı oldukça tartışmaya açıktır.
Siber uzayın her geçen gün önem kazandığı uluslararası ilişkilerde devletler, güvenliklerinin yen... more Siber uzayın her geçen gün önem kazandığı uluslararası ilişkilerde devletler, güvenliklerinin yeni bir boyutu olarak siber güvenliği de dikkate almaktadırlar. Çünkü siber uzayın etkisinin artmasıyla ağlanan (networked) toplumlar için fiziki sınırlar önemini kaybetmektedir. Bununla beraber ağlanan toplumlara paralel olarak devletler de temel altyapılarını ağlar üzerinden yönetmektedirler. Bu anlamda devletlerin siber güvenliklerini sağlamaları ve kendilerine yapılan saldırıların kaynaklarını tespit etmeleri oldukça güçleşmektedir.
Saldırıya uğraması durumunda devletin güvenliğine büyük boyutta zarar verilebilecek bu yapılar, kritik altyapılar (critical infrastructure) olarak adlandırılmaktadır. Devletten devlete farklılıklar göstermekle beraber temel olarak ulaşım, iletişim, finans, güvenlik, kamu sağlığı ve enerji sektörlerini destekleyen altyapılar, literatürde kritik altyapılar olarak ifade edilmektedir. Siber uzayda her geçen gün saldırıların arttığı göz önünde bulundurulduğunda, kritik altyapıların siber saldırılara karşı güvenliğinin sağlanması önem kazanmaktadır. Örneğin 2007 yılında Estonya’ya yapılan siber saldırı iletişim altyapısını hedef alırken, 2010 yılında İran nükleer tesislerine yönelik saldırı enerji altyapısını hedef almıştır.
Bu bağlamda önemle vurgulanması gereken husus 2010 yılında İran’a yapılan bu saldırıya kadar sadece siber uzayda yer alan aktörlerin saldırılardan maddi zarar görmesi söz konusuyken STUXNET saldırısıyla kritik altyapılar üzerinden sivil insanların da biyolojik zarar görme ihtimalinin ortaya çıkmasıdır. Yukarıda genel ve soyut olarak belirttiğimiz nedenlerden ötürü devletler siber uzayda kritik altyapıların korunmasına önem vermeye başlamışlardır. Bu bağlamda çalışmamızda, ağlanmış devletlerin siber güvenliklerini sağlamak için kritik altyapılarının korunmasına vermeleri gereken önem analiz edilecektir.
Can we make comparisons of nuclear deterrence and cyberdeterrence in modern era. States conduct t... more Can we make comparisons of nuclear deterrence and cyberdeterrence in modern era. States conduct their critical infrastructures with SCADA systems. Also states make network centric warfare in our age. Because of all these reasons, cyberattacks costs high damages. During Cold war, nuclear deterrence provided a diplomatic balance between Soviets and USA. In this article, we are questioning that does cyberdeterrence affect the world as much as nuclear deterrence? effective as much as nuclear deterrence because characteristic of cyber space is very different from our conventional war types and rules.
Savaş Tarihi Araştırmları Ulaslararası Kongresi 100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Mirası Bildiriler... more Savaş Tarihi Araştırmları Ulaslararası Kongresi 100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Mirası Bildiriler Kitabının 1. Cildini kapsar
Savaş Tarihi Araştırmları Ulaslararası Kongresi 100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Mirası Bildiriler... more Savaş Tarihi Araştırmları Ulaslararası Kongresi 100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Mirası Bildiriler Kitabını 2. Cildini kapsar
Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları Dergisi, 2021
Öz F-35 Müşterek Taarruz Uçağı, günümüz hava muharebesinin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla A... more Öz F-35 Müşterek Taarruz Uçağı, günümüz hava muharebesinin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ABD'nin öncülüğünde 9 devletin ortaklaşa ürettiği, bugüne kadar yapılmış en büyük askeri havacılık programlarından biridir. Ortaya çıkan 5. nesil uçak; ağ merkezli muharebe altyapısı, radarlara karşı düşük kesit alanı ile düşük görünürlük, gelişmiş radar ve algılama sistemleriyle kendisinden önce gelen 4. nesil savaş uçaklarından ayrılmaktadır. Türk Hava Kuvvetleri'nde (THK) F-35 uçağının edinilmesiyle, F-4E 2020 uçaklarının envanterden çıkarılması ve 5. nesil savaş uçağı kullanan kuvvetler arasına girilmesi planlanmıştır. Fakat S-400 hava savunma sistemi tedariki sonrasında Türkiye, söz konusu projeden çıkarılmıştır. Bu durum, THK'nın önümüzdeki 20 yıllık süreçte planlanmayan zorluklarla karşılaşmasına neden olacaktır.
Joseph S. Nye, “Nuclear Lessons for Cyber Security” isimli makalesinde 1950’li yıllardan başlayar... more Joseph S. Nye, “Nuclear Lessons for Cyber Security” isimli makalesinde 1950’li yıllardan başlayarak ABD ve SSCB’nin nükleer silah sahibi olması sonrası bu silahların defansif ve ofansif kullanımı ile, misilleme ve kontrol altında tutulması gibi alanlarda geliştirdikleri on yıllar alan pratikleri incelemiştir. Bu incelemenin ardından da nükleer alandan alınacak derslerin siber uzayda uygulanıp uygulanamayacağını sorgulamıştır.
Will Goodman, “Cyber Deterrence Tougher Than Theory in Practise” adlı makalesinde siber caydırıcı... more Will Goodman, “Cyber Deterrence Tougher Than Theory in Practise” adlı makalesinde siber caydırıcılık üzerine geliştirilen teorik yaklaşımların işlevselliğini sorgulamaktadır. Bu noktada siber saldırıların fiziksel katmandan bağımsız olmadığını öne süren Goodman, siber uzayda teorinin pratikten yoksun olduğunu belirtmektedir. Ona göre siber uzayda caydırıcılığın, teorisyenler tarafından tartışılmasının üç sebebi vardır. Bu sebepler genel ve soyut olarak:
Gelecekte yaşanması muhtemel siber savaş riskinin hızla artması, Diğer dört boyutta (kara, hava, deniz, uzay) başarıyla uygulanan caydırıcılığın beşinci boyutta etkili olma ihtimali, Caydırıcılığı sağlamak için yapılacak tüm yatırımların maliyetinin, yaşanacak çatışmada baş gösterecek zarardan göreli olarak daha az olması.
Patrick M. Morgan “Applicability of Traditional Deterrence Concepts and Theory to the Cyber Realm... more Patrick M. Morgan “Applicability of Traditional Deterrence Concepts and Theory to the Cyber Realm” adlı çalışmasında klasik caydırıcılığın ilkelerini ortaya koyarak, Soğuk Savaş boyunca klasik caydırıcılığın nasıl işlediğini incelemiştir. Ardından bu ilkelerin siber uzaya uygulanması noktasında oluşacak problemleri ortaya koyan Morgan, siber uzayda caydırıcılığı sağlayabilmek için gereken olası girişimleri çalışmasında sıralamıştır.
Richard L. Kugler “Deterrence of Cyber Attack” isimli çalışmasında ABD özelinden hareketle sibe... more Richard L. Kugler “Deterrence of Cyber Attack” isimli çalışmasında ABD özelinden hareketle siber caydırıcılığın mümkün olup olmadığını sorgulamaktadır. Kugler çalışmasında siber uzayda yapılan tüm saldırılarda caydırıcılığın mümkün olmadığını, buna karşın zarar verme potansiyeli olan saldırılara karşı caydırıcılığın yeterli olacağını iddia etmektedir. Bu bağlamda Kugler tespit/isnat problemine değinmiştir. Tespit/isnat problemi caydırıcılığın sağlanmasını imkansız kılmamaktadır. Kugler’a göre imkanlar dahilinde tespit edilebilen ve/veya saldırganın kimliğini ortaya koyduğu durumlarda caydırıcılık geçerlidir.
Amir Lupovici’nin “Cyber Warfare and Deterrence: Trends and Challanges in Research” adlı çalışmas... more Amir Lupovici’nin “Cyber Warfare and Deterrence: Trends and Challanges in Research” adlı çalışmasında siber uzayda devletler tarafından caydırıcılığın sağlanıp sağlanamayacağını sorgulamaktadır. Lupovici’ye göre caydırıcılığın başarılı olabilmesi için kapasitenin (defansif kapasite) ve tehdidin gerçekliğinin olması bunun yanında muhtemel rakibe tehdidin başarılı bir şekilde iletilebilmesi gerekmektedir. Caydırıcılığa ilişkin ortaya konulan bu üç ilke ise siber uzaya uygulandığında başarısız olmaktadır.
9 Kasım 2012’de Rusya Federasyonu(RF) Genel Kurmay Başkanlığı görevine getirilen General Valery G... more 9 Kasım 2012’de Rusya Federasyonu(RF) Genel Kurmay Başkanlığı görevine getirilen General Valery Gerasimov, “hibrid savaş” olarak kavramsallaştırılan stratejinin mimarı kabul edilmektedir. “Gerasimov Doktrini” olarak da adlandırılan hibrid savaş, “non-linear” war, “kirli savaş” gibi farklı isimlerle de anılmaktadır. Gerosimov hibrid savaş kavramına ilişkin düşüncelerini 27 Şubat 2013’te Military-Industrial Kurier Dergisi’nde yayınlanan “The Value Of Science In Prediction” adlı makalesinde ortaya koymuştur.
Siber uzayın kullanımının giderek yaygınlaştığı günümüzde, devletlerin siber uzayı caydırıcılık s... more Siber uzayın kullanımının giderek yaygınlaştığı günümüzde, devletlerin siber uzayı caydırıcılık stratejilerinin bir parçası olarak kullanıp kullanamayacağı büyük bir tartışma konusudur. Bu tartışmanın sonuçları “evet” yada “hayır” gibi cevapları vermemektedir. Bunun da ötesinde “hangi aktöre/aktörlere karşı”, “nasıl”, “hangi kontrol mekanizmaları üzerinden” gibi farklı soruların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Bilindiği üzere caydırıcılık, uluslararası ilişkilerde en basit şekliyle karşıdaki devleti emellerinden vazgeçirebilme kapasitedir. Caydırıcılığı sağlamak için kullanılan araç ise güçtür. Gücün ölçülmesi ise oldukça problemlidir. Bir devletin ne kadar güçlü olduğu ancak bir başka devlet ile karşılaştırıldığında anlam kazanır.
Hiç şüphesiz son yılların en popüler konularından biri de siber uzay ve buna bağlı ortaya çıkan y... more Hiç şüphesiz son yılların en popüler konularından biri de siber uzay ve buna bağlı ortaya çıkan yeni olasılıklardır. Bu popülerlik bir yandan siber uzayla ilgili bireylerde yüzeysel bir bilinç oluştururken öte yandan yüzeysel bilincin getirdiği yarı-cahillik kendi içerisinde tehlikeleri de barındırmaktadır. ABD’nin oldukça popüler TV dizilerinden Naval Crime Investigation Service: LA’in (NCIS: LA) yayınlanan son iki sezonunda giderek artan siber savaş ve siber tehlike vurgusu ya da ABD’de oldukça popüler TV serilerinden bir diğeri olan Crime Investigation Service (CSI)’in yapımcılarının 2015 yılında alt seri olarak CSI: Cyber’ı yayınlayacaklarını duyurmaları bu duruma örnek olarak verilebilir. Popülerliği kullanılan bu alanda bireylere yansıtılan tehdidin ise gerçek olup olmadığı oldukça tartışmaya açıktır.
Siber uzayın her geçen gün önem kazandığı uluslararası ilişkilerde devletler, güvenliklerinin yen... more Siber uzayın her geçen gün önem kazandığı uluslararası ilişkilerde devletler, güvenliklerinin yeni bir boyutu olarak siber güvenliği de dikkate almaktadırlar. Çünkü siber uzayın etkisinin artmasıyla ağlanan (networked) toplumlar için fiziki sınırlar önemini kaybetmektedir. Bununla beraber ağlanan toplumlara paralel olarak devletler de temel altyapılarını ağlar üzerinden yönetmektedirler. Bu anlamda devletlerin siber güvenliklerini sağlamaları ve kendilerine yapılan saldırıların kaynaklarını tespit etmeleri oldukça güçleşmektedir.
Saldırıya uğraması durumunda devletin güvenliğine büyük boyutta zarar verilebilecek bu yapılar, kritik altyapılar (critical infrastructure) olarak adlandırılmaktadır. Devletten devlete farklılıklar göstermekle beraber temel olarak ulaşım, iletişim, finans, güvenlik, kamu sağlığı ve enerji sektörlerini destekleyen altyapılar, literatürde kritik altyapılar olarak ifade edilmektedir. Siber uzayda her geçen gün saldırıların arttığı göz önünde bulundurulduğunda, kritik altyapıların siber saldırılara karşı güvenliğinin sağlanması önem kazanmaktadır. Örneğin 2007 yılında Estonya’ya yapılan siber saldırı iletişim altyapısını hedef alırken, 2010 yılında İran nükleer tesislerine yönelik saldırı enerji altyapısını hedef almıştır.
Bu bağlamda önemle vurgulanması gereken husus 2010 yılında İran’a yapılan bu saldırıya kadar sadece siber uzayda yer alan aktörlerin saldırılardan maddi zarar görmesi söz konusuyken STUXNET saldırısıyla kritik altyapılar üzerinden sivil insanların da biyolojik zarar görme ihtimalinin ortaya çıkmasıdır. Yukarıda genel ve soyut olarak belirttiğimiz nedenlerden ötürü devletler siber uzayda kritik altyapıların korunmasına önem vermeye başlamışlardır. Bu bağlamda çalışmamızda, ağlanmış devletlerin siber güvenliklerini sağlamak için kritik altyapılarının korunmasına vermeleri gereken önem analiz edilecektir.
Can we make comparisons of nuclear deterrence and cyberdeterrence in modern era. States conduct t... more Can we make comparisons of nuclear deterrence and cyberdeterrence in modern era. States conduct their critical infrastructures with SCADA systems. Also states make network centric warfare in our age. Because of all these reasons, cyberattacks costs high damages. During Cold war, nuclear deterrence provided a diplomatic balance between Soviets and USA. In this article, we are questioning that does cyberdeterrence affect the world as much as nuclear deterrence? effective as much as nuclear deterrence because characteristic of cyber space is very different from our conventional war types and rules.
Savaş Tarihi Araştırmları Ulaslararası Kongresi 100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Mirası Bildiriler... more Savaş Tarihi Araştırmları Ulaslararası Kongresi 100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Mirası Bildiriler Kitabının 1. Cildini kapsar
Savaş Tarihi Araştırmları Ulaslararası Kongresi 100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Mirası Bildiriler... more Savaş Tarihi Araştırmları Ulaslararası Kongresi 100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Mirası Bildiriler Kitabını 2. Cildini kapsar
Uploads
Papers by Ugur Ermiş
Gelecekte yaşanması muhtemel siber savaş riskinin hızla artması,
Diğer dört boyutta (kara, hava, deniz, uzay) başarıyla uygulanan caydırıcılığın beşinci boyutta etkili olma ihtimali,
Caydırıcılığı sağlamak için yapılacak tüm yatırımların maliyetinin, yaşanacak çatışmada baş gösterecek zarardan göreli olarak daha az olması.
Bilindiği üzere caydırıcılık, uluslararası ilişkilerde en basit şekliyle karşıdaki devleti emellerinden vazgeçirebilme kapasitedir. Caydırıcılığı sağlamak için kullanılan araç ise güçtür. Gücün ölçülmesi ise oldukça problemlidir. Bir devletin ne kadar güçlü olduğu ancak bir başka devlet ile karşılaştırıldığında anlam kazanır.
Saldırıya uğraması durumunda devletin güvenliğine büyük boyutta zarar verilebilecek bu yapılar, kritik altyapılar (critical infrastructure) olarak adlandırılmaktadır. Devletten devlete farklılıklar göstermekle beraber temel olarak ulaşım, iletişim, finans, güvenlik, kamu sağlığı ve enerji sektörlerini destekleyen altyapılar, literatürde kritik altyapılar olarak ifade edilmektedir. Siber uzayda her geçen gün saldırıların arttığı göz önünde bulundurulduğunda, kritik altyapıların siber saldırılara karşı güvenliğinin sağlanması önem kazanmaktadır. Örneğin 2007 yılında Estonya’ya yapılan siber saldırı iletişim altyapısını hedef alırken, 2010 yılında İran nükleer tesislerine yönelik saldırı enerji altyapısını hedef almıştır.
Bu bağlamda önemle vurgulanması gereken husus 2010 yılında İran’a yapılan bu saldırıya kadar sadece siber uzayda yer alan aktörlerin saldırılardan maddi zarar görmesi söz konusuyken STUXNET saldırısıyla kritik altyapılar üzerinden sivil insanların da biyolojik zarar görme ihtimalinin ortaya çıkmasıdır. Yukarıda genel ve soyut olarak belirttiğimiz nedenlerden ötürü devletler siber uzayda kritik altyapıların korunmasına önem vermeye başlamışlardır. Bu bağlamda çalışmamızda, ağlanmış devletlerin siber güvenliklerini sağlamak için kritik altyapılarının korunmasına vermeleri gereken önem analiz edilecektir.
books by Ugur Ermiş
Gelecekte yaşanması muhtemel siber savaş riskinin hızla artması,
Diğer dört boyutta (kara, hava, deniz, uzay) başarıyla uygulanan caydırıcılığın beşinci boyutta etkili olma ihtimali,
Caydırıcılığı sağlamak için yapılacak tüm yatırımların maliyetinin, yaşanacak çatışmada baş gösterecek zarardan göreli olarak daha az olması.
Bilindiği üzere caydırıcılık, uluslararası ilişkilerde en basit şekliyle karşıdaki devleti emellerinden vazgeçirebilme kapasitedir. Caydırıcılığı sağlamak için kullanılan araç ise güçtür. Gücün ölçülmesi ise oldukça problemlidir. Bir devletin ne kadar güçlü olduğu ancak bir başka devlet ile karşılaştırıldığında anlam kazanır.
Saldırıya uğraması durumunda devletin güvenliğine büyük boyutta zarar verilebilecek bu yapılar, kritik altyapılar (critical infrastructure) olarak adlandırılmaktadır. Devletten devlete farklılıklar göstermekle beraber temel olarak ulaşım, iletişim, finans, güvenlik, kamu sağlığı ve enerji sektörlerini destekleyen altyapılar, literatürde kritik altyapılar olarak ifade edilmektedir. Siber uzayda her geçen gün saldırıların arttığı göz önünde bulundurulduğunda, kritik altyapıların siber saldırılara karşı güvenliğinin sağlanması önem kazanmaktadır. Örneğin 2007 yılında Estonya’ya yapılan siber saldırı iletişim altyapısını hedef alırken, 2010 yılında İran nükleer tesislerine yönelik saldırı enerji altyapısını hedef almıştır.
Bu bağlamda önemle vurgulanması gereken husus 2010 yılında İran’a yapılan bu saldırıya kadar sadece siber uzayda yer alan aktörlerin saldırılardan maddi zarar görmesi söz konusuyken STUXNET saldırısıyla kritik altyapılar üzerinden sivil insanların da biyolojik zarar görme ihtimalinin ortaya çıkmasıdır. Yukarıda genel ve soyut olarak belirttiğimiz nedenlerden ötürü devletler siber uzayda kritik altyapıların korunmasına önem vermeye başlamışlardır. Bu bağlamda çalışmamızda, ağlanmış devletlerin siber güvenliklerini sağlamak için kritik altyapılarının korunmasına vermeleri gereken önem analiz edilecektir.