Mihriban Muharebesi (1636)
Mihriban Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı | |||||||
Şah Safi | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Safevî Devleti | Osmanlı İmparatorluğu | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Rüstem Han | Küçük Ahmed Paşa (ölü) | ||||||
Güçler | |||||||
30-40.000 | 3-4.000 | ||||||
Kayıplar | |||||||
Hafif | ~1.000-1.500 ölü ve yaralı |
Mihriban Muharebesi, 1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı'nda evre.
Rüstem Han komutasındaki Safevî ordusu 18 Eylül 1636'da Şam Beylerbeyi Küçük Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı birliğini Mihriban (bugün Merivan) civarında yapılan muharebede mağlup etti.
Muharebe öncesi
[değiştir | kaynağı değiştir]İran'ın Erdelan bölgesinin hâkimi Ahmed Han Sünnî liderleri teker teker bertaraf eden Şah Safi'nin hizmetinden Osmanlılara başvurdu ve Şam Beylerbeyi Küçük Ahmed Paşa'dan yardım istedi. Bunun üzerine Şah Safi'nin Erdelan hâkimliğine atadığı Süleyman Han'a destek olarak gönderilen Mirahorbaşı Ali Bâlî Bey'i komutasındaki 300 İranlı tüfekçi Şehrizor'daki muharebede Küçük Ahmed Paşa'nın gönderdiği birlikler tarafından mağlup edildi.[1] Bunun üzerine Şah Safi; Rüstem Han, Kullarağası Siyavuş Bey, Luristan Valisi Şahverdi Han ile Zalim Ali Bey'in idaresinde 30-40.000 kişilik büyük bir ordu sevketti.[2]
Muharebe
[değiştir | kaynağı değiştir]Osmanlı başkenti Küçük Ahmed Paşa'ya Sadrazam Tabanıyassı Mehmed Paşa ordusuyla müdahale edene kadar savunmada kalmasını ve Ahmed Han'ı Musul'a nakletmesini emrettiyse de, Ahmed Paşa bu emrin ulaşmasından önce Şam ve Musul eyalet askerleri ile civardaki Kürt aşiret güçlerinden oluşan 3-4.000 kişilik bir kuvvetle Erdelan'a hareketle Serçınar mevkiinde Ahmed Han'la buluşmuştu.
Esir alınan bir Safevî askerinin bölgedeki Safevî ordusunun asker sayısının azlığından bahsetmesi üzerine ani bir baskınla galip gelinebileceği zannıyla süratle hücuma geçen Küçük Ahmed Paşa Safevî ordusunun kendi birliklerinin neredeyse 10 katı askere sahip olduğunu gördüyse de muharebeden kaçmadı.[3] 18 Eylül 1636 sabahı başlayan muharebede Şam eyalet askerinin firar etmesi nedeniyle Küçük Ahmed Paşa çok az sayıda askerle muharebe meydanında kaldı ve bir mızrak darbesiyle düşünce esir oldu ve başı kesilerek Şah Safi'ye gönderildi.[4] Komutansız kalan az sayıdaki Osmanlı askeri Ahmed Han'la birlikte Musul'a çekildi.[5]
Muharebe sonrası
[değiştir | kaynağı değiştir]Mihriban'daki yenilginin ardından Sadrazam Tabanıyassı Mehmed Paşa Ergani Beyi Sarıca İbrahim Ağa'yı Erdebil'deki Şah Safi'ye elçi olarak gönderdi. Bu iyi niyetli girişime karşılık Şah Safi de Küçük Ahmed Paşa'nın kesik başını Sarıca İbrahim Ağa aracılığıyla iade etti. Ardından ise Maksud Sultan'ı Safevî elçisi olarak yolladı. Bununla birlikte Kazvin'den Tebriz'e gelen Maksud Sultan (20 Şubat 1637) Osmanlı ülkesine giremedi, zira Sadrazam Mehmed Paşa 2 Şubat 1637'de azledilmişti.
Ladikli Bayram Paşa'nın sadrazamlığa getirilmesinin ardından önce Van'a, oradan da Osmanlıların refakatinde Ağustos'ta İstanbul'a ulaşan Safevî elçisi 9 Ağustos'ta Şah Safi'nin mektubunu sundu. Ancak, Sadrazam Bayram Paşa Bağdat Seferi hazırlıkları için çoktan Halep'e doğru yola çıkmıştı. Bu yüzden gelen mektuplar dikkate alınmazken, Padişah IV. Murad da elçiye pek sıcak davranmadı ve cevabın Bağdat'ta verileceğini söyleyerek Safevîlerin barış teklifini reddetti.
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ "Osmanlı-Safevî Münasebetleri (1612-1639)", Özer Küpeli, Ege Üniversitesi, İzmir (2009), s.160-161
- ^ "Târih-i Naîmâ", c.II, s.837
- ^ "Büyük Osmanlı Tarihi", Joseph von Hammer, c.9, s.207
- ^ "Osmanlı-Safevî Münasebetleri (1612-1639)", Özer Küpeli, Ege Üniversitesi, İzmir (2009), s.162
- ^ "Târih-i Naîmâ", c.II, s.837-838