Germinal (roman)
Yazar | Émile Zola |
---|---|
Çevirmenler | Havelock Ellis Peter Collier |
Ülke | Fransa |
Dil | Fransızca |
Tür | Roman |
Sayfa | 591 |
Germinal, genellikle Émile Zola'nın en iyi eseri ve Fransız edebiyatının en iyi romanlarından biri olarak gösterilir. Roman, 1860'larda kuzey Fransa'da, uzlaşmaya yanaşmayan maden işçilerinin şiddetli ve gerçek grev öyküsünü konu alır. Germinal'in, yüzün üzerinde ülkede orijinali ve çevirileri yayınlanmıştır. Ayrıca eser beş sinema uyarlaması ve iki televizyon yapımına ilham kaynağı olmuştur.
Germinal, Latincede tohum, tomurcuk, filiz anlamına gelen germen sözcüğünden türemiş Fransızca bir sözcüktür, Fransız Cumhuriyetçi takviminin 7. ayı anlamına gelir.
Konusu
[değiştir | kaynağı değiştir]Romanın birincil karakteri, Zola'nın 1877'de yazdığı Meyhane (L'Assommoir) romanında da adı geçen, genç göçebe bir işçi olan Etienne Lantier, hayatını kazanmak için korkutucu bir maden şehri olan kuzey Fransa'daki Montsou'ya gelir. Önceki işi makinist şefliğinden kovulmuş olan Etienne orada kıdemli madenci Maheu ile arkadaş olur, sonrasında bu arkadaşlık ona kalacak bir yer ve madende kömür arabası iterek para kazanabileceği bir iş bulmasında yardımcı olur. Etienne çalışkan, idealist ancak narin bir genç portresi çizer. Ayrıca atalarından ona dikbaşlı, etkileyici ve içki etkisindeyken nefretten patlayabilme veya tutkulu hareket edebilme kabiliyetinin miras kaldığı inancına sahiptir. Zola kendi kuramlaştırmalarını arka planda yapmaya devam eder ve bunun bir sonucu olarak Etienne'in davranışları tamamen doğallık kazanır. Öyle ki Etienne, çokça aşırı sol görüşlü kitaplar okuyarak ve anarşist Rus göçmen işçi Souvarine –ki o da madenin dibinde hayatını kazanabilmek için Montsou'ya gelmiştir– ile sıkı dostluk kurarak sosyalist prensiplere kucak açar. Etienne'in sosyalist fikirleri basitçe algılaması ve bunun ondaki heyecan verici etkisi serinin ilk kitabı La Fortune des Rougon'daki Silveré direnişini andırır.
Bütün bunların yanında Etienne, Maheu'nün kendisi gibi madende çalışan kızı Catherine'e aşık olur ve bu durum onu Catherine'in kaba sevgilisi Chaval ile ilişkisinin içine çeker. Chaval, Zola'nın daha sonraki romanı La Terre'deki Buteau'nün prototipidir. Maden işçilerinin hayatlarındaki karmaşıklık, çektikleri ciddi sefalet ve zulüm, onların roman boyunca yaşam şartlarının daha da kötüleşmesi bunun sonucunda patlak veren romanın kırılma noktası Etienne'in liderlik ettiği grevle gözler önüne koyulur. Souvarine'in zarar vermeye yönelik, yıkıcı girişim taleplerine rağmen madencilerin ve ailelerinin kendilerini geri çeken tutumu, yoksulluklarının daha da artmasına ve dehşet verici boyutlara ulaşmasına sebep olmuş; ani bir kıvılcımla ortaya çıkan, Zola'nın bütün çıplaklığıyla ortaya döktüğü ve belleklere kazınacak şekilde tasvir ettiği kalabalık sahneleri içeren acımasız başkaldırıları, romanın grev başlangıcından itibaren o ana kadarki bütün ağır ilerleyişini bir anda tepetaklak etmiş ve akışı romanın sonuna kadar aynı hızda tutabilmiştir.
İsyancılar polis ve askerler tarafından şiddetli ve acımasızca bastırılır, bu özellikle Maheu ailesi için çok dramatik boyutlara varır. Bütün hayalleri ve umutları yok olmuş bir durumda işçiler grevden vazgeçerler ve çalışmaya geri dönerler ancak anarşist duygularına gem vuramayan Souvarine madene sabotajda bulunur, sonucunda ise içlerinde Catherine, Chaval ve Etinenne'in bulunduğu bir grup işçi madenin dibinde mahsur kalır. Bunu izleyen drama ve uzun süren kurtarma sahnesi Zola'nın en başarılı anlatımlarından biridir ve roman çok dramatik bir sonla biter.
Zola romanın sonunda sosyalist ve yenilikçi görüşlere yönelik bir umut verir:
“ | Şimdi bulutsuz gökyüzünde gururla parlayan nisan güneşi doğurmaya hazırlanan toprağı ısıtıyordu. Toprak ananın besleyici sinesinden yaşam fışkırıyor, tomurcuklar patlayarak yeşil yapraklara dönüşüyor, tarlalar boy veren otlarla ürperiyordu. Her yanda tohumlar şişiyor, yukarı doğru uzanıyor, sıcağa ve ışığa ulaşma ihtiyacıyla toprağı çatlatıyordu. Taşan özsular fısıltılar çıkararak akıyor, çatlayan tohumlardan öpücük sesleri yayılıyordu. Arkadaşların kazma sesleri sanki yüzeye iyice yaklaşmışlar gibi giderek daha da belirginleşiyordu. Bu taptaze sabah vaktinde, güneşin yakıcı ışıkları altında, toprak işte bu uğultuya gebeydi. İnsanlar bitiyordu topraktan; karıkların arasında ağır ağır filizlenen, gelecek yüzyılın hasadı için boy atan ve yakında toprağı çatlatacak olan, intikamcı, kapkara bir ordu yetişiyordu.[1] | ” |
— Germinal'in kitap sonu, Can Yayınları, Volkan Yalçınoklu çevirisi |
Zola'nın ölümünden sonra Germinal, tartışmasız onun en iyi eseri olarak atfedilmiştir.[2] Cenazesinde toplanan işçiler “Germinal! Germinal!” diye haykırdılar. O zamandan itibaren kitap, işçi sınıfını temsil eder konuma gelmiş ve Fransız madencileri kültüründe önemli bir kilometre taşı olmuştur.
Zola her zaman Germinal eserinden çokça gurur duymuştur ve çok ciddi bir şekilde muhafazakâr kesimden gelen abartı eleştirileri ile sosyalist kesimden gelen işçi sınıfını kötülediği eleştirilerine karşı göğüs germiştir.
Türkçe çevirileri (seçili)
[değiştir | kaynağı değiştir]- Germinal – Tohum Yeşerince. Çeviren: Bertan Onaran. İstanbul: Yazko, 1980.
- Germinal. Çeviren: Adnan Cemgil. İstanbul
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Germinal, Fransızca orijinalini Kitabın sonu - Bölüm 6 11 Kasım 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ Durst Johnson, Claudia (2002). The Social Impact of the Novel: A Reference Guide. Greenwood Press. ISBN 9780313318184.