Şefik MEMİŞ
Related Authors
Asli Odman
Mimar Sinan Fine Arts University
Nazire Bilgili
Istanbul Technical University
ufuk gülsoy
Marmara University
Ali Fuat Örenç
Istanbul University
yakup akkuş
Istanbul University
Arif Kolay
Dumlupinar University
Fevzi Çakmak
Dokuz Eylül University
Emel Soyer
Istanbul University
InterestsView All (6)
Uploads
Papers by Şefik MEMİŞ
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’nın Şubat 2021 tarihli Genelgesi ile de 2021 yılının “ Ahi Evran Yılı” olarak Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde ulusal ve uluslararası etkinliklerle anılması kararlaştırılmıştır .
Bu kapsamda İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü sayın Prof. Dr.Yücel Oğurlu’nun önerileriyle Üniversitemizin iki Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliği yaparak, 27 Ekim 2021 tarihinde yüz yüze ve 28 Ekim 2021 tarihinde online olmak üzere iki gün süren Uluslararası "Ahilik Anlayışı ile Hayata Dokunuş" Sempozyumu'nu (International Symposium on "Touching Life with Akhi Order") gerçekleştirmiş oldu.
Organizasyon komitesini konunun uzmanlarından olan İslam Ekonomisi ve Ekonomik Sistemler U.A.M. yönetim kurulu üyesi sayın Dr.Öğretim Üyesi Hüseyin Arslan yönetti. Ahiliğin ekonomi ve ekonomi tarihi alanı yanında insan davranışları, örgüt ve liderlik konularını kapsıyor olması bağlamında Üniversitemizin Liderlik ve Girişimcilik U.A.M. müdürü sayın Prof.Dr. Yusuf Balcı bizzat tebliğ sunarak katkı yaptı ve hazırlıklara destek oldu.
Sempozyumumuza yurt içinden ve yurtdışından birçok üniversite ve kuruluş logolarını koyarak katıldılar. Hepsine müteşekkiriz:
Ahmet Yesevi Üniversitesi-Türkistan / Kazakistan, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi-Bosna – Hersek, Institute of Islamic Banking and Finance of International Islamic University Malaysia (IIUM)- Malezya, Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi- Azerbaycan, Akademia WSB University- Polonya, University of the Azores –Portekiz ve Grupo Unis- Brezilya
Ayrıca T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, T.C. Ticaret Bakanlığı İstanbul İl Ticaret Müdürlüğü, İstanbul Ticaret Odası (ITO),
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD), İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) sempozyuma destek verdiler. Kendilerine teşekkür ederiz.
Üniversitemizin U.A.Merkez sekreteryalarının ve Kurumsal İletişim ekibinin etkinliğin gerçekleşmesinde değerli katkıları oldu.
Etkinlik sonrası ilk yayın olacak olan bu “Özetler Kitabı” da onların teknik desteğiyle hazırlandı.
Açılış oturumunda İstanbul Ticaret Odası’nı yönetim kurulu başkan yardımcısı, Ticaret Bakanlığı’nı İstanbul Ticaret İl Müdürlüğü’nü, şube müdürü temsil ettiler. Kurumsal destekleri için müteşekkiriz.
Sempozyum sırasında yapılan oturumlara başkanlık yaparak etkinliğimizi onurlandıran ve bilimsel tartışmaları zenginleştiren değerli hocalarımızın her birine ayrı ayrı teşekkür ederiz.
Elbette asıl teşekkürümüz bildiri sunarak sempozyumun ortaya çıkmasını sağlayan bilim insanlarınadır. Emeklerine sağlık.
Bu kitapta sunulan 35 bildiri özeti okuyuculara konu ve etkinliğin kapsamı hakkında ön bilgi sunma amacını taşımaktadır. Bildirilerin tam metni daha önce duyurulduğu üzere 01 Aralık 2021 tarihinde elektronik kitap olarak yayımlanacaktır.
İstanbul Ticaret Üniversitesi youtube kanalında her an izlemeye hazır bulunan canlı konuşma ve sunumlara bu “Özetler Kitabı” bir rehber işlevi görecek, tam metin bildiriler de yayımlandığında projemiz tamamlanmış olacaktır.
Saygılarımızla,
Sempozyum Düzenleme Kurulu
ile ivme kazanan sergi geleneği
Ramazan aylarında cami
avlularında açılan sergilerle
sürdü. Bunlardan biri olan
Beyazıt Ramazan Sergisi öyle
bir muhteviyata sahipti ki
“renkleri ve kokuları ile damağı
da dimağı da dünyayı da ahireti
de kendinde tecelli ettiren bir
Müslüman seyrangâhı idi.”
yakın ilişkiler kurmaya
başlayan Amerikalı
tüccarlar, ürün satmanın
yanı sıra incir gibi önemli
meyve ağaçlarını da
ülkelerine götürmeye
çalışmışlardı
kullanacağı şekilde
telefon ağının kurulması
ve yaygınlaştırılması,
birçok yenilikte olduğu gibi
yine İstanbul’da, yabancı
şirketler tarafından kurulan
bir konsorsiyum tarafından
gerçekleştirildi
Bu belgenin ortaya koyduğu gibi Beykoz Daire-i Belediyesi hukuken kurulmuştu. Dolayısıyla bu belgenin yayınlandığı tarih olan 6 Ekim 1868 de Beykoz Daire-i Belediyesi’nin kuruluş tarihi oluyordu. Ancak bu nizamname yürürlüğe girmedi.
Beykoz Kaza Kaymakamlığı İdare Meclisi, beldede nizam ve temizliğin tesis edilmesi için belediye teşkilatının kurulması gerektiğine inanıyordu. 29 Ekim 1873 tarihli yazıyla Şehremaneti’nden “heyet-i mahsusa” diye isimlendirdiği bir belediye kurulmasını istedi. Dâhiliye Nezareti’nden personel sayısını artırıp buralarda sürekli personel bulundurmayı talep eden Şehremaneti’nin bu isteği henüz kabul görmedi.
Beykoz Kaymakamlığı bu cevap üzerine geri çekilmedi, yılmadı, belediye kurulması fikrinde ısrar etti. O dönemin geçerli usulü olarak, Beykoz’dan gelen talep Şehremaneti’nin görüşüyle birlikte Dâhiliye Nezareti tarafından son kararı vermek üzere, Şura-yı Devlet’e, yani Danıştay’a havale edildi. Nihayet 4 Mayıs 1875 tarihi itibariyle, yapılan görüşmeler neticesinde Beykoz’da bir belediye dairesi açılmasına Kadıköy ile birlikte Şura-yı Devlet tarafından uygun bulundu. (BOA. ŞD 683/6-6). Karar yazıldı ve Sadaret’e sunuldu. Sadaret Makamı da Şura-yı Devlet’ten gelen Beykoz ve Kadıköy’de de belediye dairesi kararı kurma gerekçesine katıldı. Onay için Sultan Abdülaziz’e arz edildi. Sultan Abdülaziz de İstanbul halkının refah ve mutluluğunu sağlayacak bu kararı hiç bekletmeksizin, kendine ulaştığı tarihin ertesi günü, yani 21 Mayıs 1875 tarihli irade-i seniye ile onayladı (BOA, İ.DUİT 56/51-1). Böylece Beykoz’da fiilen belediye dönemi ve faaliyetleri de başlamış oldu.
İlk Osmanlı mizah dergisinin yayınlanmaya başladığı 25 Kasım 1870 tarihinden itibaren deniz ulaşımı, yazılı ve görsel mizahın konusu olur. İlk karikatür, 6 Aralık 1873’te Hayal’de yayınlanırken, toplu taşımacılığın o dönem en önemli taşıtı olan vapurlar da 100 yılı aşkın bir dönem aktif bir şekilde mizahın konusu olmaya başlıyordu.
O devirde Hayal’den Çıngıraklı Yılan’a, Diken’den Karagöz’e, Dalkavuk’tan Aydede’ye kadar çeşitli mizah dergilerinde yayınlanan deniz ulaşımı ile ilgili karikatürlerin ana konuları, “aşırı kalabalık, iniş-biniş sırasında yaşananlar, gemilerin yavaşlığı, zamlar, kadın-erkek ayırımı, teknolojik gerilik ile gemilerin çürüklüğü” gibi sorunlardır. Neredeyse 140 yıl önce dile getirilen sorunlar ile bugün başta yolcu vapurları olmak üzere diğer toplu taşıma araçlarında yaşanan sıkıntılar karşılaştırıldığında bir değişim olmaması ise şaşırtıcıdır.
Bu çalışmayla, 1873’ten 1922’ye kadar Osmanlı mizah basınında yer alan yolcu vapurları karikatürlerinden yola çıkılarak, o dönem deniz ulaşımında yaşanan sorunların, mizahın penceresinden nasıl da gerçekçi bir şekilde verildiği ortaya konmaya çalışılmıştır.
The Tunnel project, a major project of the 19th century Ottoman world integrated with technology, had met harsh criticism from a portion of the Ottoman intelligentsia. The construction of the Tunnel, dubbed "The Metropolitan Railway", had been brought to the agenda with the project being presented in an insistent manner by the French architect Eugène-Henri Gavand. During the ongoing construction and expropriation efforts of the tunnel that was financed by a British company and went on between 1871-1975; the Hayal journal headed by Teodor Kasap, who was followed closely by the Ottomans, played a central opposition role against the project. Within Hayal, which constantly included ironic news reports regarding the delay of the Tunnel, the Tunnel was given the name of "hole" thus trivializing it greatly before the eyes of the public. The intellectuals, who advocated that the investment made towards the Tunnel would be better used for the leveling and improvements of the roads in the region, had claimed that this investment would be abandoned and useless after a while. In fact, by making various economic assessments, they would try to convince readers that it would make losses. The example of the Tunnel, shows that major projects were met with caution or, even worse, belittlement by the Ottoman intelligentsia, defending the view that they would have no direct benefit for the people, that there was a serious attempt at subconscious manipulation, and finally that their justifications for objection had no truth to them.
Anahtar kelimeler: Osmanlı özel sektörü, İstanbul Ticaret Odası, sanayileşme, Ticaret gazetesi.
Abstract
The declaration of the First Constitutional Monarchy on 23rd of December 1876 was a turning point in our political history. However, the beginning of the period of Sultan II. Abdülhamid in the same year and the following 33 years of his reign marked an important milestone in economic terms. During his reign the Sultan took concrete economic actions and industrialization efforts accelerated drastically in his time. First, trade and industry chambers were established with the aim to develop trade and production. As a result, the Dersaa det (Istanbul) Chamber of Commerce was established in 1882 and started to realize its activities. One of the important tools of the Chamber in this context was the Chamber's own newspaper. The newspaper published news about economy, trade, new sectors a nd investment opportunities, thus enabling merchants to be aware of all kinds of developments. This article examines the economic development in the Ottoman Empire in the light of the news presented in the Dersaadet (Istanbul) Chamber of Commerce newspaper. Thus, although only a limited period has been covered, this article analyzes for the very first time how the Turkish private sector saw and evaluated the economic developments in Turkey
While the first participation of the Ottoman Empire to an exhibition in the modern sense was in 1851 at the London World Fair, the first national fair it ever organized was the Sergi-i Umûmî-i Osmanî or Ottoman General Exhibition, which opened in Sultanahmet Square in 1863. It was also a manifestation of the desire of the sultan, who closely followed the developments in European countries and the Ottoman bureaucracy to catch up with the times. The 1863 Exhibition would host many "firsts" in all respects. For the first time, an exhibition building was built. For the first time, the fair was financed with the financial means provided by the private sector and the sultan. It was the first time that an exhibition charter was prepared making everyone to comply with it. But above all, for the first time, an exhibition interior design-a fair design unique to the Ottoman Empire was made. Display cabinets with interior arrangements were designed, manufactured and rented to manufacturers for a fee. Landscaping was done. For the first time, the turnstile system was used to control and count the visitors. Besides these “firsts” in the exhibition area, the impacts the exhibition had on the economy led to other “firsts”. For the first time, an inventory was made by bringing more than 15 thousand kinds of products collected from all provinces of the Ottoman Empire. A basis for the establishment of a serious policy for industrial production as well as agricultural production was laid. The 1863 Exhibition of which Sultan Abdülaziz made the opening, with its displayed products and designs revealed Turkey’s deeply rooted fair accumulation. But most importantly the exhibition served to help Turkey to regain her production ability and capacity, which she had long lost.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’nın Şubat 2021 tarihli Genelgesi ile de 2021 yılının “ Ahi Evran Yılı” olarak Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde ulusal ve uluslararası etkinliklerle anılması kararlaştırılmıştır .
Bu kapsamda İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü sayın Prof. Dr.Yücel Oğurlu’nun önerileriyle Üniversitemizin iki Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliği yaparak, 27 Ekim 2021 tarihinde yüz yüze ve 28 Ekim 2021 tarihinde online olmak üzere iki gün süren Uluslararası "Ahilik Anlayışı ile Hayata Dokunuş" Sempozyumu'nu (International Symposium on "Touching Life with Akhi Order") gerçekleştirmiş oldu.
Organizasyon komitesini konunun uzmanlarından olan İslam Ekonomisi ve Ekonomik Sistemler U.A.M. yönetim kurulu üyesi sayın Dr.Öğretim Üyesi Hüseyin Arslan yönetti. Ahiliğin ekonomi ve ekonomi tarihi alanı yanında insan davranışları, örgüt ve liderlik konularını kapsıyor olması bağlamında Üniversitemizin Liderlik ve Girişimcilik U.A.M. müdürü sayın Prof.Dr. Yusuf Balcı bizzat tebliğ sunarak katkı yaptı ve hazırlıklara destek oldu.
Sempozyumumuza yurt içinden ve yurtdışından birçok üniversite ve kuruluş logolarını koyarak katıldılar. Hepsine müteşekkiriz:
Ahmet Yesevi Üniversitesi-Türkistan / Kazakistan, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi-Bosna – Hersek, Institute of Islamic Banking and Finance of International Islamic University Malaysia (IIUM)- Malezya, Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi- Azerbaycan, Akademia WSB University- Polonya, University of the Azores –Portekiz ve Grupo Unis- Brezilya
Ayrıca T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, T.C. Ticaret Bakanlığı İstanbul İl Ticaret Müdürlüğü, İstanbul Ticaret Odası (ITO),
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD), İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) sempozyuma destek verdiler. Kendilerine teşekkür ederiz.
Üniversitemizin U.A.Merkez sekreteryalarının ve Kurumsal İletişim ekibinin etkinliğin gerçekleşmesinde değerli katkıları oldu.
Etkinlik sonrası ilk yayın olacak olan bu “Özetler Kitabı” da onların teknik desteğiyle hazırlandı.
Açılış oturumunda İstanbul Ticaret Odası’nı yönetim kurulu başkan yardımcısı, Ticaret Bakanlığı’nı İstanbul Ticaret İl Müdürlüğü’nü, şube müdürü temsil ettiler. Kurumsal destekleri için müteşekkiriz.
Sempozyum sırasında yapılan oturumlara başkanlık yaparak etkinliğimizi onurlandıran ve bilimsel tartışmaları zenginleştiren değerli hocalarımızın her birine ayrı ayrı teşekkür ederiz.
Elbette asıl teşekkürümüz bildiri sunarak sempozyumun ortaya çıkmasını sağlayan bilim insanlarınadır. Emeklerine sağlık.
Bu kitapta sunulan 35 bildiri özeti okuyuculara konu ve etkinliğin kapsamı hakkında ön bilgi sunma amacını taşımaktadır. Bildirilerin tam metni daha önce duyurulduğu üzere 01 Aralık 2021 tarihinde elektronik kitap olarak yayımlanacaktır.
İstanbul Ticaret Üniversitesi youtube kanalında her an izlemeye hazır bulunan canlı konuşma ve sunumlara bu “Özetler Kitabı” bir rehber işlevi görecek, tam metin bildiriler de yayımlandığında projemiz tamamlanmış olacaktır.
Saygılarımızla,
Sempozyum Düzenleme Kurulu
ile ivme kazanan sergi geleneği
Ramazan aylarında cami
avlularında açılan sergilerle
sürdü. Bunlardan biri olan
Beyazıt Ramazan Sergisi öyle
bir muhteviyata sahipti ki
“renkleri ve kokuları ile damağı
da dimağı da dünyayı da ahireti
de kendinde tecelli ettiren bir
Müslüman seyrangâhı idi.”
yakın ilişkiler kurmaya
başlayan Amerikalı
tüccarlar, ürün satmanın
yanı sıra incir gibi önemli
meyve ağaçlarını da
ülkelerine götürmeye
çalışmışlardı
kullanacağı şekilde
telefon ağının kurulması
ve yaygınlaştırılması,
birçok yenilikte olduğu gibi
yine İstanbul’da, yabancı
şirketler tarafından kurulan
bir konsorsiyum tarafından
gerçekleştirildi
Bu belgenin ortaya koyduğu gibi Beykoz Daire-i Belediyesi hukuken kurulmuştu. Dolayısıyla bu belgenin yayınlandığı tarih olan 6 Ekim 1868 de Beykoz Daire-i Belediyesi’nin kuruluş tarihi oluyordu. Ancak bu nizamname yürürlüğe girmedi.
Beykoz Kaza Kaymakamlığı İdare Meclisi, beldede nizam ve temizliğin tesis edilmesi için belediye teşkilatının kurulması gerektiğine inanıyordu. 29 Ekim 1873 tarihli yazıyla Şehremaneti’nden “heyet-i mahsusa” diye isimlendirdiği bir belediye kurulmasını istedi. Dâhiliye Nezareti’nden personel sayısını artırıp buralarda sürekli personel bulundurmayı talep eden Şehremaneti’nin bu isteği henüz kabul görmedi.
Beykoz Kaymakamlığı bu cevap üzerine geri çekilmedi, yılmadı, belediye kurulması fikrinde ısrar etti. O dönemin geçerli usulü olarak, Beykoz’dan gelen talep Şehremaneti’nin görüşüyle birlikte Dâhiliye Nezareti tarafından son kararı vermek üzere, Şura-yı Devlet’e, yani Danıştay’a havale edildi. Nihayet 4 Mayıs 1875 tarihi itibariyle, yapılan görüşmeler neticesinde Beykoz’da bir belediye dairesi açılmasına Kadıköy ile birlikte Şura-yı Devlet tarafından uygun bulundu. (BOA. ŞD 683/6-6). Karar yazıldı ve Sadaret’e sunuldu. Sadaret Makamı da Şura-yı Devlet’ten gelen Beykoz ve Kadıköy’de de belediye dairesi kararı kurma gerekçesine katıldı. Onay için Sultan Abdülaziz’e arz edildi. Sultan Abdülaziz de İstanbul halkının refah ve mutluluğunu sağlayacak bu kararı hiç bekletmeksizin, kendine ulaştığı tarihin ertesi günü, yani 21 Mayıs 1875 tarihli irade-i seniye ile onayladı (BOA, İ.DUİT 56/51-1). Böylece Beykoz’da fiilen belediye dönemi ve faaliyetleri de başlamış oldu.
İlk Osmanlı mizah dergisinin yayınlanmaya başladığı 25 Kasım 1870 tarihinden itibaren deniz ulaşımı, yazılı ve görsel mizahın konusu olur. İlk karikatür, 6 Aralık 1873’te Hayal’de yayınlanırken, toplu taşımacılığın o dönem en önemli taşıtı olan vapurlar da 100 yılı aşkın bir dönem aktif bir şekilde mizahın konusu olmaya başlıyordu.
O devirde Hayal’den Çıngıraklı Yılan’a, Diken’den Karagöz’e, Dalkavuk’tan Aydede’ye kadar çeşitli mizah dergilerinde yayınlanan deniz ulaşımı ile ilgili karikatürlerin ana konuları, “aşırı kalabalık, iniş-biniş sırasında yaşananlar, gemilerin yavaşlığı, zamlar, kadın-erkek ayırımı, teknolojik gerilik ile gemilerin çürüklüğü” gibi sorunlardır. Neredeyse 140 yıl önce dile getirilen sorunlar ile bugün başta yolcu vapurları olmak üzere diğer toplu taşıma araçlarında yaşanan sıkıntılar karşılaştırıldığında bir değişim olmaması ise şaşırtıcıdır.
Bu çalışmayla, 1873’ten 1922’ye kadar Osmanlı mizah basınında yer alan yolcu vapurları karikatürlerinden yola çıkılarak, o dönem deniz ulaşımında yaşanan sorunların, mizahın penceresinden nasıl da gerçekçi bir şekilde verildiği ortaya konmaya çalışılmıştır.
The Tunnel project, a major project of the 19th century Ottoman world integrated with technology, had met harsh criticism from a portion of the Ottoman intelligentsia. The construction of the Tunnel, dubbed "The Metropolitan Railway", had been brought to the agenda with the project being presented in an insistent manner by the French architect Eugène-Henri Gavand. During the ongoing construction and expropriation efforts of the tunnel that was financed by a British company and went on between 1871-1975; the Hayal journal headed by Teodor Kasap, who was followed closely by the Ottomans, played a central opposition role against the project. Within Hayal, which constantly included ironic news reports regarding the delay of the Tunnel, the Tunnel was given the name of "hole" thus trivializing it greatly before the eyes of the public. The intellectuals, who advocated that the investment made towards the Tunnel would be better used for the leveling and improvements of the roads in the region, had claimed that this investment would be abandoned and useless after a while. In fact, by making various economic assessments, they would try to convince readers that it would make losses. The example of the Tunnel, shows that major projects were met with caution or, even worse, belittlement by the Ottoman intelligentsia, defending the view that they would have no direct benefit for the people, that there was a serious attempt at subconscious manipulation, and finally that their justifications for objection had no truth to them.
Anahtar kelimeler: Osmanlı özel sektörü, İstanbul Ticaret Odası, sanayileşme, Ticaret gazetesi.
Abstract
The declaration of the First Constitutional Monarchy on 23rd of December 1876 was a turning point in our political history. However, the beginning of the period of Sultan II. Abdülhamid in the same year and the following 33 years of his reign marked an important milestone in economic terms. During his reign the Sultan took concrete economic actions and industrialization efforts accelerated drastically in his time. First, trade and industry chambers were established with the aim to develop trade and production. As a result, the Dersaa det (Istanbul) Chamber of Commerce was established in 1882 and started to realize its activities. One of the important tools of the Chamber in this context was the Chamber's own newspaper. The newspaper published news about economy, trade, new sectors a nd investment opportunities, thus enabling merchants to be aware of all kinds of developments. This article examines the economic development in the Ottoman Empire in the light of the news presented in the Dersaadet (Istanbul) Chamber of Commerce newspaper. Thus, although only a limited period has been covered, this article analyzes for the very first time how the Turkish private sector saw and evaluated the economic developments in Turkey
While the first participation of the Ottoman Empire to an exhibition in the modern sense was in 1851 at the London World Fair, the first national fair it ever organized was the Sergi-i Umûmî-i Osmanî or Ottoman General Exhibition, which opened in Sultanahmet Square in 1863. It was also a manifestation of the desire of the sultan, who closely followed the developments in European countries and the Ottoman bureaucracy to catch up with the times. The 1863 Exhibition would host many "firsts" in all respects. For the first time, an exhibition building was built. For the first time, the fair was financed with the financial means provided by the private sector and the sultan. It was the first time that an exhibition charter was prepared making everyone to comply with it. But above all, for the first time, an exhibition interior design-a fair design unique to the Ottoman Empire was made. Display cabinets with interior arrangements were designed, manufactured and rented to manufacturers for a fee. Landscaping was done. For the first time, the turnstile system was used to control and count the visitors. Besides these “firsts” in the exhibition area, the impacts the exhibition had on the economy led to other “firsts”. For the first time, an inventory was made by bringing more than 15 thousand kinds of products collected from all provinces of the Ottoman Empire. A basis for the establishment of a serious policy for industrial production as well as agricultural production was laid. The 1863 Exhibition of which Sultan Abdülaziz made the opening, with its displayed products and designs revealed Turkey’s deeply rooted fair accumulation. But most importantly the exhibition served to help Turkey to regain her production ability and capacity, which she had long lost.
11. Cilt
Paris Dünya Sergisi 1855,
Paris Dünya Fuarı 1867,
Paris Sergisi 1900,
Philedelphia Centennial Dünya Sergisi 1876
Karikatürlerde belediye hizmetleri ve şehir sorunları, tiyatrodan tramvaya, çamurdan elektrik lambasına, çöp toplanmasından dilenci sorununa kadar birçok konu çizgi mizah diliyle anlatılıyor. Böylece karikatürden yola çıkarak, hem dönemin sosyal hayatının, hem şehir kültüründeki değişimin, hem belediyecilik hizmetlerinin gelişiminin, hem çizerlerin, hem mizah dergilerinin, hem belediye başkanlarının, hem de genel anlamıyla toplumsal gelişim ve değişimin izi sürülüyor.
Kudüslüler o gün, başkent İstanbul’a bir telgraf gönderip, Osmanlı tayyarelerini Kudüs semalarında görmek istediklerini bildirdiler. Hem yöneticilerin, hem de tayyarecilerin kışın zorlu hava şartlarını mazeret olarak öne sürmelerini önlemek için bir de ödül koydular. Kudüs halkı, havadan ilk defa Kudüs’e vasıl olacak Osmanlı pilotlarına 200 lira ödül vaat ediyor, Osmanlı ordusuna da bir uçak hediye etmeyi taahhüt ediyordu. Yeter ki, Osmanlı tayyareleri, Kudüs semalarında arz-ı endam edip Osmanlı bayrağını, ay yıldızlı sancağı dalgalandırsındı. “Hem” diyordu Kudüslüler, “Fransız tayyareciler, bu muvaffakıyeti gösteriyorsa, bizim tayyarecilerimiz niçin böyle kudret, maharet ve harikalar göstermesindi ki…”