(Kızım Eylül'üm)
Teşekkürler beni bu etkinliğe katan (mimleyen) arkadaşım Atölye Kediye. Soruları hazırlayan arkadaşa da Çocukluğumu kocaman bir tebessümle bana yeniden yaşattığı için teşekkürler.
Onlarca birikim ve gözlem diyebilirim çünkü çocukluğum bugün gibi aklımda. Sevdiklerim, özlemlerim, özendiklerim, paylaştıklarım... Hepsinin ve her duygunun içinde bana yakın bir büyük her zaman vardı.
Yinede en büyük şekillendirici annem olmuştur. Her olaya bir çözüm üretişi, en kötü anlarda bile ah vah edip dert yanmadan kabullenip yoluna devam edişi beni etkileyen yada kimbilir genetik kopyayla bana geçen özellikleridir.
Annem bir çok konuda çok yetenekli olmuştur. Özellikle çok iyi derecede dikiş dikmesi benim dikişe daha çocuk yaşlarda merak salıp annemin elinden makineyi kapmamı tetiklemiştir. Çok küçük yaşlarda bile kendi kıyafetlerimi dikmeye heveslenişim. Kumaşların kıt ve zor alındığı günlerde anneminde niye kestin, hiç olmamış şeklindeki yakarışları... Bu montun peluşları nereye gitti dediğinde koynumdan çıkardığım düğme gözlü peluş ayıcığım, eskileri vermek için kıyafetler ortaya döküldüğünde hepsinin bir tarafının kırpılmış olduğunun görülmesi ve canım kardeşimin ispiyonculuğuyla fellik fellik beni aramaları, benim düz ayak kaçışlarım... Hepsini tebessümle hatırlıyorum ve anıyorum.
2)Çocukken oynamayı en çok sevdiğiniz oyun ve oyun aparatı:
Oyunlar çocukluğumun en güzel doyumsuz yanı. Hiç doyamadan büyüdüm oyunlara, yanlış anlamayın oynayamadığımdan değil gerçekten doyamadığımdan. Hala oğlumla saatlece oyunlar oynarız:))
Sabahın il ışıklarıyla kalkılırdı evimizde, annemin var yok demeden özenle hazırladığı kahvaltılar hala burnumda tüter. Sonra sabahın köründe bir başlarıdım evcilik için oyun evi kurmaya, öğleye ancak biterdi. Arkadaşlar öğleye doğru bir bir geldimi bir kaptırıdık ki oyuna yemek açlık kimin umurunda. Yıllarca sıska bir kız olarak büyüdüm çook işim vardı yemek yiyecek hiç vaktim olmazdı annem beni bulupta çeke çeke eve götürürse ne ala yok gitmezsem elime bişeyler tutuştururdu... Ozamanda yaptığım şey ne olursa olsun çok ciddiye alırdım şimdi de öyle hep çook işim var.
Oyuncağa gelince, en çok oyuncağım bebeklerimdi gerisi evde artık ve atık herşey potansiyel oyuncaktı. Benim en sevdiğimse bebeklerim dışında kendi yaptıklarımdı. Pastel boya makyaj setim, çarşaf dolama kıyafet modelleri ve mankenlik setim, toprak boyalarla tüm duvarlara ve yüzeylere resim yapma setim, çamur kaplardan mutfak setim, renkli kumaşlar, iğne ve iplik le dikiş setim... Amma çok setim varmış:)) Şimdi bir anne olarak üzülüyorum, gerçekten tüm bunların bir seti var hepsi kalıplaşmış hazır sunulmuş çocukların yaratıcılığını köreltip biribirine benzeten setler...
3)Sokakta oynarmıydınız?
Tabi küçük yerde ve bahçeli bir evde yaşamanın avantajları bir çocuk için en güzel hediye..
Sokaktan eve gelene aşkolsun. Kur kur bitmez oyunlar, çık çık bitmez ağaçlar, kay kay bitmez karlı günler karlı tepeler. Hele bide oyunun en tatlı yerinde yağmur yağdımı vay anasını yakarışlar... Sırıl sıklam olana dek koşuşturmalar, yağmurun ardı sıra akar sularda yaprak içi yüzdürülen prenses papatyalar ve onu kurtarmak için salıverilen papatya prensler...
4)Çocukluğunuz ve ilk gençliğinizde keşke farklı olsaydı dediğiniz bir durum/olay...
Tabiki hayata bakışımın daha o günlerde filizlenen yaratıcı yeteneklerimin keşfedilip onay görmesini isterdim. Kendimi keşfimi çok daha erken dönemlerde yaparak çok daha farklı bir alanda eğitim alabilirdim.
Şu an mesleğimi ve öğrencilerimi çok seviyorum. Güzel sanatlar resim bölümü mezunuyum görsel sanatlar öğretmeniyim ama yinede tasarım tutkusu ağır basıyor...
5)Çocukluk ve ilk gençlikle ilgili iyi ki böyle olmuş dediğiniz bir olay...
Tabiki çocukluğumun her zerresini doya doya yaşamak. Annemin yetenklerinden azda olsa nasibimi alarak her işimi kimseye muhtaç olmadan yapmak.Yine annemin hediyesi, kocaman sevgi dolu bir kalbi taşıyor almak...
6)Varsa çocukluk dönemine dair bugünü etkileyen bir olay, anı...
Çocukluk günlerimde, il gençlik yıllarımda ve hala ensemde hissettiğim ölümün soğuk nefesi...
Sabırla okuyanlara teşekkürler...