Papers by Sena Güme
Current Approaches in Psychiatry, 2025
Self-criticism, considered as a transdiagnostic concept in the emergence of various psychopatholo... more Self-criticism, considered as a transdiagnostic concept in the emergence of various psychopathologies, is considered as negative evaluations directed towards oneself especially in perceived failure situations. In literature various views regarding self-criticism, suggesting it as a personality trait, a style of relating to oneself, a coping response to various situations, or a safety strategy developed to restrain negative experiences, exist. In this regard, various researchers have conceptualized self-criticism with different dimensions and structures, leading to the development of various measurement tools. Findings obtained from these scales indicate that self-criticism is a risk factor for psychopathology and a factor that affects individuals to experience difficult emotions and their engagement in various challenging behaviors such as perfectionism and emotional eating. For this reason, several interventions aimed at reducing individuals' levels of self-criticism have been conducted in the literature. In this study the scales developed based on different conceptualizations of self-criticism were introduced, the effects of self-criticism on individuals were presented by compiling results of studies in which the relationships between self-criticism and various variables were examined and finally the results of intervention studies based on Cognitive Therapy, Emotion-Focused Therapy, and Compassion-Focused Therapy were summarized. It is believed that providing comprehensive theoretical and empirical knowledge related to self-criticism will contribute to future studies in the field.
Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2024
This study aimed to examine the mediating role of self-esteem between eating disorder symptoms an... more This study aimed to examine the mediating role of self-esteem between eating disorder symptoms and psychological wellbeing in emerging adults. The study group consists of 272 individuals, aged 18-29, 183 [67.3%] females and 89 [32.7%] males. Socio-demographic data form, anthropometric measurements, Eating Disorder Examination Questionnaire (EDE-Q-13)-Short Form, Psychological Well-Being Scale and Self-Liking/Self-Competence Scale were used as data collection tools. The proposed model was tested using bootstrapping and structural equation modeling. The results showed a significant and positive relationship between self-esteem and psychological well-being (r=.76, p<.001), a significant and negative relationship between eating disorder symptoms and psychological well-being (r=-.18, p<.001) and a significant and negative relationship (r=-.34, p<.001) between eating disorder symptoms and self-esteem. Additionally, self-esteem mediates the path between the eating disorder symptoms and psychological well-being. The research findings were discussed in the context of existing literature and research. Addressing eating disorders through a multidisciplinary collaboration involving dietitians, psychological counselors, and psychiatrists is thought to enhance self-esteem and improve psychological well-being.
Current Approaches in Psychiatry, 2024
COVID-19 pandemisi bireylerin fiziksel sağlığını etkilediği kadar günlük yaşam alışkanlarını da d... more COVID-19 pandemisi bireylerin fiziksel sağlığını etkilediği kadar günlük yaşam alışkanlarını da değiştirmiştir. Salgınla ilgili bilgi alma ve belirsizlikle mücadele çabası sonucu bireylerin olumsuz haber tüketimi artırmıştır. Teknoloji ve sosyal medya platformları da bu bilgilere erişimi kolaylaştırmıştır. Bu durum felaket kaydırması adlı yeni bir terimin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Felaket kaydırması, üzücü veya moral bozucu olmasına rağmen hoş olmayan haberler arasında gezinerek çevrimiçi aşırı zaman harcama olarak tanımlanmaktadır. Bu davranışın altında yatan nedenler arasında, belirsizlikle mücadele etme isteği ve olumlu bilgileri bulma çabası öne çıkmaktadır. Buna ek olarak, kişilik özellikleri ve zihinsel sağlık durumu, bu davranışı etkileyen önemli faktörlerdendir. Felaket kaydırmasının azaltılması veya önlenmesi adına teknoloji kullanımının kontrol altına alınması, olumsuz içerikleri dengeleyici olumlu içeriklerin bulunması ve bireylerin ruh sağlığını olumlu etkileyen çevrimdışı aktivitelerin gerçekleştirilmesi gibi stratejilerden yararlanılabilmektedir. Günümüzde de devam eden savaş, ekonomik kriz, doğal afetler gibi durumlar düşünüldüğünde bireylerin bilgi edinme isteği sonucu felaket kaydırması davranışında bulunarak olumsuz etkilenme riski bulunmaktadır. Bu doğrultuda, bilinçli teknoloji kullanımı ve içerik tüketim alışkanlıklarına yönelik yapılacak çalışmalar felaket kaydırmasını önleme açısından kritik bir adım olabilir.
COVID-19 pandemic has changed the daily life habits of individuals as well as affecting their physical health. Efforts to acquire information about the outbreak and combat uncertainty have led to an increase in individuals' consumption of negative news. Technology and social media platforms have facilitated access to this information, resulting in the emergence of a new term called "doomscrolling". Doomscrolling is defined as the act of spending excessive time online navigating through unpleasant news, despite it being saddening or demoralising. Among the underlying reasons for this behavior, the desire to cope with uncertainty and the quest for positive information stand out. Additionally, personality traits and mental health status emerge as significant factors influencing this behavior. Strategies to reduce or prevent doomscrolling involve controlling technology usage, finding positive content to balance negative information, and engaging in offline activities that positively impact mental well-being. Given ongoing wars, economic crises, natural disasters, and similar situations, individuals' desire for information may lead to doomscrolling behavior, posing a risk of negative effects. Therefore, efforts aimed at promoting conscious technology usage and content consumption habits could be a critical step in preventing doomscrolling.
Cyprus Turkish Journal of Psychiatry & Psychology, 2022
This study examined the mediating role of self-control and goal striving in the relationship betw... more This study examined the mediating role of self-control and goal striving in the relationship between need satisfaction, life goals and Internet addiction. A total number of 320 university students participated in this crosssectional study. Participants completed the Need Satisfaction Scale, The Scale of Setting Life Goals with Respect to Positive Psychotherapy, Brief Self-Control Scale, Goal Striving Scale, Internet Addiction Test and Personal Information Form. Structural equation modeling and bootstrapping were used to test the hypothesized model. Structural equation modeling results provide evidence for indirect effects of need satisfaction on Internet addiction fully mediated by self-control and goal striving. Besides, goal striving and self-control fully mediated the relationship between life goals and Internet addiction. The findings emphasized the role of self-control and goal striving in explaining the relationship between life goals, need satisfaction and Internet addiction. The findings of the research were discussed in the light of the literature and research, and suggestions were presented.
Okul Psikolojik Danışmanlığı Dergisi, 2021
Bu çalışmanın amacı, okul psikolojik danışma programları kapsamında kariyer planlama uygulamaları... more Bu çalışmanın amacı, okul psikolojik danışma programları kapsamında kariyer planlama uygulamaları geliştirmek ve elde edilen sonuçları ampirik olarak değerlendirmektir. Araştırma bir TUBITAK 3001 projesi olarak gerçekleştirilmiştir. Proje uygulamalarının içeriği kariyer farkındalığının geliştirilmesi ve kariyer planlaması ile ilgilidir. Katılımcı grubunu 2018-2019 eğitim-öğretim yılında İstanbul'un Bağcılar, Bakırköy, Sarıyer ve Zeytinburnu ilçelerindeki iki kademedeki (orta ve lise) yedi okulun öğrencileri, velileri ve öğretmenleri oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında Ergenlerde Karar Verme Ölçeği, Çocuklar için Kariyer Gelişimi Ölçeği, Mesleki Olgunluk Ölçeği ve program değerlendirme anketleri kullanılmıştır. Veriler, iki yönlü ANCOVA ve Wilcoxon işaretli sıra testleri ile analiz edilmiştir. Mesleki olgunluk puanları açısından deney ve kontrol grupları arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Bulgulara dayanarak, araştırmacılara, uygulayıcılara ve politika yapıcılara bazı önerilerde bulunulmuştur.
ÖZET Oryantalizm, geçmişten günümüze kadar çeşitli sanat formlarında temsiller yoluyla aktarılmış... more ÖZET Oryantalizm, geçmişten günümüze kadar çeşitli sanat formlarında temsiller yoluyla aktarılmıştır. Bugün hala güncel bir konu olarak araştırılmaya devam etmektedir. Oryantalist temsile en çok rastladığımız sanat dallarından birisi sinemadır. Gerçekliğe görsel müdahalelerde bulunan sinema, seyirciye belli bakış açıları sunmada etkili bir formdur. Resim ya da edebiyat gibi hızlı sıçrayışlar yapan sanat dallarında Oryantalizmin izleri geçmişte kalsa da, sinema gibi, türlü konvansiyonlarda kullanılabilen daha kanonik anlatılarda devam edebilmektedir. Kolonyal dönemlere ait bir basitleştirme, küçümse ve egzotikleştirme tarzı olan Oryantalizm, postkolonyal dönemde de mevcuttur. Bu çalışmada görsel söylem analizi yoluyla Million Dollar Arm filminin anlatı yapısına yönelik bir inceleme yapılması amaçlanmıştır. Million Dollar Arm, koloni sonrası süreçte Hindistan'da bir Amerikan şirketinin beyzbolu yaygınlaştırmak için ne gibi faaliyetler yürüttüğünü, hangi motivasyonla hareket ettiğini ve spor ruhu üzerinden kendi ticari çıkarını nasıl sürdürüp pekiştirdiğini yansıtmaktadır.
Conference Presentations by Sena Güme
21. Uluslararası Psikolojik Danışma ve Rehberlik Kongresi Özet Kitapçığı, 2019
VII. Uluslararası TURKCESS Eğitim ve Sosyal Bilimler Kongresi Özet Kitapçığı, 2021
Gelişiminden itibaren birçok aşamadan geçen internet, ülkemizde ve tüm dünyada yaygın olarak kull... more Gelişiminden itibaren birçok aşamadan geçen internet, ülkemizde ve tüm dünyada yaygın olarak kullanılmakta ve kullanım oranı her geçen gün artmaya devam etmektedir. İnternet kullanımındaki artış, internet bağımlılığı, patolojik internet kullanımı, problemli internet kullanımı gibi farklı terimlerle tarif edilen yeni bir bozukluğun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinde internet bağımlılık düzeyini cinsiyet, sınıf, bölüm, üniversite türü, internet kullanım amacı, gelir ve yaşam yeri değişkenlerine göre incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu iki vakıf ve iki devlet üniversitesinin eğitim fakültelerinde öğrenim görmekte olan 320 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak amacıyla İnternet Bağımlılığı Testi ile demografik bilgilerin yer aldığı kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde dağılımları kullanılmış ve demografik özelliklere göre katılımcıların internet bağımlılık düzeyleri arasındaki farklılıkları tespit etmek için t testi ve ANOVA testleri kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, 261 öğrenci ortalama internet kullanıcısıyken 59 öğrencinin ara sıra problemli internet kullanımına sahip olduğu görülmektedir. Öğrencilerin internet bağımlılık düzeyleri ile cinsiyet, üniversite türü, bölüm, sınıf, yaşam yeri, gelir, internet kullanım amacı arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır.
Turkey is a country located between Europe and Asia and has a surface area of 779 452 km 2 and a ... more Turkey is a country located between Europe and Asia and has a surface area of 779 452 km 2 and a population of about 72 million. The Asian part; Anatolia is a plateau rising progressively towards the east. Turkey has a variety of climates, annual rainfall in Turkey varies between 231 mm to 2269 mm. ¾ of the lands of Turkey are exposed to severe and more severe erosion. 59% of agricultural lands, 64% of rangelands and 54% of forestlands are exposed to erosion. Every year total 500 million tons top soil goes to the sea, dams and lakes of Turkey. For solution, reforestation at the upper reaches of the catchments, weirs and drop structures made of concrete, masonry, loose riprap and woods, on the torrential river beds, dams on the main rivers, and longitudinal structures along the river banks are applied by the responsible State Organizations.
Book Chapters by Sena Güme
Eğitimde Psikopatolojik Sorunlara Yaklaşımlar, 2023
Teknolojik gelişmelerle birlikte çocukların ve ergenlerin günlük hayat deneyimleri ve etkileşimle... more Teknolojik gelişmelerle birlikte çocukların ve ergenlerin günlük hayat deneyimleri ve etkileşimlerinde değişimler gerçekleşmektedir. Yeni gelişen teknolojiler, çocukların ve ergenlerin kendilerini ifade etmelerini, bilgiye erişimlerini ve sosyalleşmelerini kolaylaştırırken fiziksel ve ruhsal sağlık üzerinde olumsuz etkilere de neden olabilmektedir. Bu teknolojiler, ebeveynlerin çocuklarıyla bağlantıda kalmasına yardımcı olurken aynı zamanda çocukların davranışlarını izlemeyi de zorlaştırmaktadır. Dijital dünyanın kolay ulaşılabilir doğası, okuldan eve birçok farklı ortamda çocukları ve gençleri siber zorbalık ve bağımlılık gibi risklere maruz bırakmaktadır. Aileler ve okullar, dijital teknoloji kullanımında çocuklara ve ergenlere rehber olmada önemli rol oynamaktadır.
Çocuklarla Psikolojik Danışma ve Psikoterapi-Yaygın Sorunlar ve Müdahaleler, 2022
Bu baskının bütün hakları Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.ne aittir. Y... more Bu baskının bütün hakları Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.ne aittir. Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Akademik Yayıncılık, 2011 yılından beri "tanınmış uluslararası yayınevi" statüsündedir.
Fizyolojik Psikoloji, 2022
Toplum ve Kültür, 2018
Sosyal Stalk, internetin gelişimiyle beraber aşama kaydetmiştir. 2005’ten sonra artan teknolojik ... more Sosyal Stalk, internetin gelişimiyle beraber aşama kaydetmiştir. 2005’ten sonra artan teknolojik gelişmeler ve ortaya çıkan Yonja, Facebook, Instagram, LinkedIn gibi sayısız sosyalleşme sitesi; birlikteliklerin, paylaşımların ve yaşamların biçimini değiştirmiş ve ilişkilerde taktiksel tavırları yaygınlaştırmıştır. ‘Google Stalk’la büyüyen Stalk akımı, tüm dijital platformda sürmekte, hatta kimi şirketler kendi çalışanları için, işe alımlarda ya da müşteri profillerinin detaylandırılmasında bu yöntemi takip etmektedir. Bir kişinin internette paylaştığı seyahat, mekân, yaşam, iş ve eğitim alanlarıyla ilişkili fotoğraf ya da notlar, Stalkerlar’ın işini kolaylaştırır. Bir ‘Stalker’; sırf eski partnerlerin ya da onların ilişkilerinin değil hiç tanımadığı kişilerin hayatlarını da tehlikeye sokabilir. Hatta bunu, bir kişi yerine kurumsal olarak yapan girişimler de bulunmaktadır. Stalk’un yarattığı zararlardan yola çıkarak bu incelemenin amacı başkalarını rahatsız etmenin ve onları zorlamanın bir yolu olarak teknolojik gelişmenin Stalk’a nasıl destek sağladığını saptamak ve bu durumla başa çıkmak için özellikle eğitim hayatında verilmesi gereken siber güvenlik bilincine vurgu yapmaktır.
Books by Sena Güme
Postinsan Gelecek Gündelik İlişkiler ve Humans, 2019
Thesis by Sena Güme
Uploads
Papers by Sena Güme
COVID-19 pandemic has changed the daily life habits of individuals as well as affecting their physical health. Efforts to acquire information about the outbreak and combat uncertainty have led to an increase in individuals' consumption of negative news. Technology and social media platforms have facilitated access to this information, resulting in the emergence of a new term called "doomscrolling". Doomscrolling is defined as the act of spending excessive time online navigating through unpleasant news, despite it being saddening or demoralising. Among the underlying reasons for this behavior, the desire to cope with uncertainty and the quest for positive information stand out. Additionally, personality traits and mental health status emerge as significant factors influencing this behavior. Strategies to reduce or prevent doomscrolling involve controlling technology usage, finding positive content to balance negative information, and engaging in offline activities that positively impact mental well-being. Given ongoing wars, economic crises, natural disasters, and similar situations, individuals' desire for information may lead to doomscrolling behavior, posing a risk of negative effects. Therefore, efforts aimed at promoting conscious technology usage and content consumption habits could be a critical step in preventing doomscrolling.
Conference Presentations by Sena Güme
Book Chapters by Sena Güme
Books by Sena Güme
Thesis by Sena Güme
COVID-19 pandemic has changed the daily life habits of individuals as well as affecting their physical health. Efforts to acquire information about the outbreak and combat uncertainty have led to an increase in individuals' consumption of negative news. Technology and social media platforms have facilitated access to this information, resulting in the emergence of a new term called "doomscrolling". Doomscrolling is defined as the act of spending excessive time online navigating through unpleasant news, despite it being saddening or demoralising. Among the underlying reasons for this behavior, the desire to cope with uncertainty and the quest for positive information stand out. Additionally, personality traits and mental health status emerge as significant factors influencing this behavior. Strategies to reduce or prevent doomscrolling involve controlling technology usage, finding positive content to balance negative information, and engaging in offline activities that positively impact mental well-being. Given ongoing wars, economic crises, natural disasters, and similar situations, individuals' desire for information may lead to doomscrolling behavior, posing a risk of negative effects. Therefore, efforts aimed at promoting conscious technology usage and content consumption habits could be a critical step in preventing doomscrolling.