Papers by Fatma Nur Özdemir
Güvenlik Stratejileri Dergisi, 2024
Savaşların doğasının değişmesiyle birlikte hibrit savaşlar yaygınlık kazanmış ve bu doğrultuda
... more Savaşların doğasının değişmesiyle birlikte hibrit savaşlar yaygınlık kazanmış ve bu doğrultuda
özel askeri şirketler, özellikle küresel hedefleri bulunan devletlerin, savaş stratejilerinde önemli
bir araç haline gelmiştir. Özel askeri şirketler kaynak ülkelere çeşitli avantajlar sağlamakla birlikte
bu ülkeler açısından tehdit oluşturabilecek riskleri de bünyelerinde barındırmaktadırlar. Küresel
politikada etkinlik kazanma amacı taşıyan ve küresel hedefleri doğrultusunda özel askeri şirketleri
dış politikada araçsallaştıran Rusya Federasyonu’nun en önemli özel askeri şirketi Wagner’in
isyan girişimi, özel askeri şirketlerin kaynak ülkeler açısından taşıdığı risklerin yeniden tartışılır
hale gelmesini sağlamıştır. 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakında görev alarak dünyada adını
duyurmaya başlayan ve Rusya açısından kullanışlı bir aygıta dönüşen Wagner’in isyanı, bu tür
yapılanmaların kontrol altında tutulamadıklarında kaynak ülkeler açısından önemli ulusal güvenlik
sorunlarına yol açabileceklerini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada öncelikle Wagner örneği üzerinden
özel askeri şirketlerin kaynak ülkeler açısından taşıdığı riskler tartışılmakta, daha sonra Wagner’in
Rus siyasetindeki rolü ve etkisi değerlendirilerek Rusya açısından meydana getirdiği tehditler ele
alınmaktadır. Tarihsel ve betimsel metodolojinin kullanılacağı bu çalışma, “özel askeri şirketlerin
aşırı güçlendiklerinde ve kaynak ülkeye yakın coğrafyalarda görev yaptıklarında kaynak ülkedeki
siyasal iktidar için risk oluşturabilecekleri” denencesine dayanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Rusya, Ukrayna, Wagner, Özel Askeri Şirketler, Hibrit Savaş
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Terörizmle mücadelede Türkiye, İngiltere ve İspanya’nın ağırlıklı olarak askeriye ve polisiye ted... more Terörizmle mücadelede Türkiye, İngiltere ve İspanya’nın ağırlıklı olarak askeriye ve polisiye tedbir uyguladıkları görülmektedir. Ancak güvenlik tedbirleri yanında terörizmle mücadeleyi çok yönlü olarak ele alan İngiltere ve İspanya terörizmle mücadelede daha başarılı olmuştur. Militarist bir bakış açısıyla 2000’lere kadar, terörizmle mücadeleyi terörist ile mücadele olarak sürdüren Türkiye, 21. yüzyıla girerken ulusal sınırları aşarak güç kazanan terörizmin, sadece bir iç politika meselesi olmadığını anlamıştır. Ayrıca, uluslararası gelişmelerin de etkisi ile terör örgütlerinin faklı taktikler benimseyerek değişime girmesi sonucu, terörizmle mücadelenin çok boyutlu olması gerektiği kabul görmüştür. Bu nedenle terörizmle mücadelede sadece askeri tedbirler ve taktikler değil fikirsel taktikler de önem kazanmaya başlamıştır. Çalışmanın amacı, terörizmle mücadelede Türkiye, İspanya ve İngiltere’nin terörizme nasıl cevap verdiklerini ortaya koymaya çalışmaktır. Bu doğrultuda, öncelikli ...
Turkish Studies-Social Sciences, 2020
The presidential system is a democratic government regime based on the principle of strict separa... more The presidential system is a democratic government regime based on the principle of strict separation of powers. The main feature of the system is incumbent on president of executive power on monist structure and is based on public trust. Although the best-known example of the presidential system is the USA, it is important to understand the system together with its implementation differences. Thus, in this study, which compares the presidential systems in the United States and Turkey, the presidential system has been discussed in terms of implementation differences for each country. The presidential system, a system set forth by the US Constitution has been implemented which was converted into a doctrine, and then has been applied in many different regions and countries of the world. As a result of the change in 2017, the Presidential government system was introduced to overcome the political crises of the Turkish parliamentary system. The new political system in Turkey differs from the US in certain aspects. These differences are due to social, political and cultural characteristics that are unique to Turkey. The presidential government system emerged from the search for a rational government system, and it proposed a unique system by introducing a new constitutional design issue such as elections of executive, legislative and judicial powers, tasks and trial procedure of executive power, approval of the bill and budget allocations as well as a presidential decree. The main purpose of this study, which uses a historical and descriptive methodology, is to put forward the similarities and differences between the presidential systems in Turkey and the US by comparing them.
Turkish Studies-Social Sciences
AZERBAYCAN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE ÖNEMLİ BİR KAVŞAK: İKİNCİ KARABAĞ SAVAŞI, 2021
Azerbaycan ve Türkiye derin etnik, tarihi ve kültürel bağlara sahiptir. Haydar Aliyev tarafından ... more Azerbaycan ve Türkiye derin etnik, tarihi ve kültürel bağlara sahiptir. Haydar Aliyev tarafından ortaya atılan "Bir Millet İki Devlet" söylemi iki ülke arasındaki etnik ve kültürel bağları vurgulayan bir söylem olarak öne çıkmıştır. 1990'lı yılların başında Ermenistan'ın Azerbaycan' ait olan toprakları işgali ile başlayan Dağlık Karabağ sorunu, yaklaşık otuz yıldır devam eden ve uluslararası kuruluşların çözüm üretemediği bir sorundur. Türkiye, Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan'ı işgalci devlet olarak tanımlayan ve sınırlarını kapatan tek ülke olmuştur. Ermenistan'ın işgal ettiği toprakları genişletmek için 27 Eylül 2020'de başlattığı saldırı sonucu İkinci Karabağ Savaşı yaşanmıştır. 44 gün süren savaş Azerbaycan'ın zaferi ile sonuçlanmış ve Azerbaycan işgal altındaki toprakların önemli bir kısmını kurtarmıştır. Savaş boyunca Türkiye siyasi, diplomatik, teknik ve askerî destek vererek Azerbaycan'ın en büyük destekçisi olmuş, Türk yapımı İHA/SİHA'ların savaşta etkin olarak kullanılması savaşın kazanılmasında oldukça etkili olmuştur. Tarihsel ve betimsel bir metodolojinin kullanılacağı bu çalışmada "İkinci Karabağ Savaşında Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği somut desteğin, gelecekte iki ülke arasındaki ilişkilerde stratejik işbirliğine dönüşüp dönüşmeyeceğine" cevap aranacaktır. Çalışma "İkinci Karabağ Savaşı'ndan sonra "Bir Millet İki Devlet" söylemi, ilk defa söylemsel düzeyden çıkarak somut bir çıktıya dönüşmüştür" denencesine dayalı olarak hazırlanmıştır.
Suriye İç Savaşında Etkili Olan Terör Örgütlerinin Karşılaştırılması: PYD ve HTŞ Örneği
Arap Baharı olarak adlandırılan halk hareketleri Mart 2011'de Suriye'yi de etkisini altına almış ... more Arap Baharı olarak adlandırılan halk hareketleri Mart 2011'de Suriye'yi de etkisini altına almış ve ülke bir iç savaşa sürüklenmiştir. İç savaşın uzaması farklı cephelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ülkenin kuzeydoğusunda bir güç boşluğu meydana gelmiş ve terör örgütleri bu boşluktan yararlanarak etki alanlarını genişletmişlerdir. 2003 yılında PKK tarafından Suriye'nin kuzeyinde kurulan PYD, (Demokratik Birlik Partisi) iç savaşta ne rejim muhalifleri arasında yer almış ne de Esad rejimi ile çatışmıştır. ABD ile siyasi ve askeri ilişki kuran PYD, 2014'ten itibaren DAEŞ ile çatışmasından dolayı uluslararası toplumda meşrulaştırılmaya ve PKK'dan farklı bir yapılanma gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Suriye'de kaosun devam etmesi, ülkede otoritenin kurulamaması ve uluslararası aktörlerden almış olduğu destek ile gücünü artırarak iç savaşta önemli aktörlerden biri haline gelmiştir. El-Kaide'nin Suriye yapılanması Selefi Cihatçı El Nusra ise, DAEŞ'le girdiği çatışmalardan dolayı güç kaybı yaşadıktan sonra ittifak arayışı içerisine girmiştir. Ancak el-Kaide ile bağlantısı nedeniyle ittifak kurmada problem yaşamış ve örgütle bağlantısını kopardığını açıklamıştır. 2017 yılında irili ufaklı bazı örgütler ile birleşerek HTŞ (Heyet-i Tahrir-i Şam) çatısı altında yeni bir oluşuma gitmiştir. ABD, Türkiye ve Rusya gibi aktörlerin terör örgütü listesine dahil ettiği HTŞ, rejime karşı savaşan en önemli güçlerin başında gelmektedir. İdlib'in önemli bir kısmını kontrol altında tutan örgüt, iç savaştaki etkili aktörlerden biri olmaya başlamıştır. Tarihsel ve betimsel bir metodolojinin kullanılacağı bu çalışmanın temel amacı; Suriye iç savaşında önemli aktörler haline gelen PYD ve HTŞ'nin karşılaştırılmasıdır. İki örgütün ideolojik ve toplumsal zemin, amaç ve yöntem, ülke dışı aktörler ve Suriye iç savaşındaki etkileri açısından karşılaştırmalı analizi yapılacaktır.
Türkiye, ABD ve Rusya'nın Suriye'de Aktif Olan Terör Örgütlerine Yönelik Yaklaşımlarının Karşılaştırılması
Türkiye'de Sivil-Asker İlişkilerinin Siyasete Etkisi, 2020
Civil-military relations are the first orders among the most important problems faced by countrie... more Civil-military relations are the first orders among the most important problems faced by countries with unsettled democratic culture. In Turkish political life, civil-military relations have always been important in every period and the military intervened in politics by carrying out coups at certain intervals. As a result of these coups, also shaped the political culture by directing the Turkish political life as well. After the coups of 1960 and 1980, it confiscated the polity and as a result of it's intervention in the political field, on 12 March 1971 and 28 February 1997, it dismissed the goverment and established a new one. Civilmilitary relations are a common problem faced by countries with unsettled democratic culture, however civilmilitary relations in Turkey has the unique structural elements departing from the Western paradigm. After the years of 2000's, because of both internal factors and the change of International System after the Cold War, the balances of civil-military relations have started to change. The reforms achieved along Turkey's EU harmonization process, a powerful single party came to the power for a long period of time after coalition goverments, globalization and proliferation of CSOs across the World have been the factors causing the change in the course of civil-military relations. The main purpose of this study which uses a historical and descriptive methodology; is to put forward their effects on Turkish politics by dealing with civil-military relations. The hypotheses of this study determined as; "2007 E-Memorandum, Ergenekon, Balyoz Cases and July 15 Coup Attempt have become the turning points of the transformation in civil-military relations." and "the transformation experienced in civil-military relations has been an important development in the institutionalization of democracy."
ABD ve Türkiye'nin Başkanlık Sistemlerinin Karşılaştırmalı Bir Analizi, 2020
Uploads
Papers by Fatma Nur Özdemir
özel askeri şirketler, özellikle küresel hedefleri bulunan devletlerin, savaş stratejilerinde önemli
bir araç haline gelmiştir. Özel askeri şirketler kaynak ülkelere çeşitli avantajlar sağlamakla birlikte
bu ülkeler açısından tehdit oluşturabilecek riskleri de bünyelerinde barındırmaktadırlar. Küresel
politikada etkinlik kazanma amacı taşıyan ve küresel hedefleri doğrultusunda özel askeri şirketleri
dış politikada araçsallaştıran Rusya Federasyonu’nun en önemli özel askeri şirketi Wagner’in
isyan girişimi, özel askeri şirketlerin kaynak ülkeler açısından taşıdığı risklerin yeniden tartışılır
hale gelmesini sağlamıştır. 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakında görev alarak dünyada adını
duyurmaya başlayan ve Rusya açısından kullanışlı bir aygıta dönüşen Wagner’in isyanı, bu tür
yapılanmaların kontrol altında tutulamadıklarında kaynak ülkeler açısından önemli ulusal güvenlik
sorunlarına yol açabileceklerini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada öncelikle Wagner örneği üzerinden
özel askeri şirketlerin kaynak ülkeler açısından taşıdığı riskler tartışılmakta, daha sonra Wagner’in
Rus siyasetindeki rolü ve etkisi değerlendirilerek Rusya açısından meydana getirdiği tehditler ele
alınmaktadır. Tarihsel ve betimsel metodolojinin kullanılacağı bu çalışma, “özel askeri şirketlerin
aşırı güçlendiklerinde ve kaynak ülkeye yakın coğrafyalarda görev yaptıklarında kaynak ülkedeki
siyasal iktidar için risk oluşturabilecekleri” denencesine dayanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Rusya, Ukrayna, Wagner, Özel Askeri Şirketler, Hibrit Savaş
özel askeri şirketler, özellikle küresel hedefleri bulunan devletlerin, savaş stratejilerinde önemli
bir araç haline gelmiştir. Özel askeri şirketler kaynak ülkelere çeşitli avantajlar sağlamakla birlikte
bu ülkeler açısından tehdit oluşturabilecek riskleri de bünyelerinde barındırmaktadırlar. Küresel
politikada etkinlik kazanma amacı taşıyan ve küresel hedefleri doğrultusunda özel askeri şirketleri
dış politikada araçsallaştıran Rusya Federasyonu’nun en önemli özel askeri şirketi Wagner’in
isyan girişimi, özel askeri şirketlerin kaynak ülkeler açısından taşıdığı risklerin yeniden tartışılır
hale gelmesini sağlamıştır. 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakında görev alarak dünyada adını
duyurmaya başlayan ve Rusya açısından kullanışlı bir aygıta dönüşen Wagner’in isyanı, bu tür
yapılanmaların kontrol altında tutulamadıklarında kaynak ülkeler açısından önemli ulusal güvenlik
sorunlarına yol açabileceklerini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada öncelikle Wagner örneği üzerinden
özel askeri şirketlerin kaynak ülkeler açısından taşıdığı riskler tartışılmakta, daha sonra Wagner’in
Rus siyasetindeki rolü ve etkisi değerlendirilerek Rusya açısından meydana getirdiği tehditler ele
alınmaktadır. Tarihsel ve betimsel metodolojinin kullanılacağı bu çalışma, “özel askeri şirketlerin
aşırı güçlendiklerinde ve kaynak ülkeye yakın coğrafyalarda görev yaptıklarında kaynak ülkedeki
siyasal iktidar için risk oluşturabilecekleri” denencesine dayanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Rusya, Ukrayna, Wagner, Özel Askeri Şirketler, Hibrit Savaş