In contrast to its growing period, the Ottoman Empire followed an inward settlement policy after ... more In contrast to its growing period, the Ottoman Empire followed an inward settlement policy after losing the dynamism in 19th century dissolution period. In this direction, the Ottoman Empire opened the doors to its old citizens who are remaining in captivity and various persecutions and in the face of difficulties torture and forced migration in the former territories and tried to do what is necessary for them to be able to in land settlement. After leaving the administration of Bosnia and Herzegovina to Austria-Hungary, Bosnians lost their dominant nation status, additionally administrative, political, social, economic and cultural policies against Bosnians made by Austria-Hungary, and chaos and insecurity led to migrations from Bosnia and Herzegovina. Bosnian immigrants from the former Ottoman territories are placed to the various parts of Anatolia by the Ottoman Empire. Eskisehir is the one of the major regions, Bosnians, as well as other migrants are placed in. With its geographic location, climate, transportation facilities, the resources of the efficient and vacant lands Eskisehir has become one of the most important settlements for migrants, over time, the city has become a city of immigrants. Thanks to immigrants, social and cultural life is revitalized agriculture, animal husbandry and commercial activities are improved. These situation shave made Eskisehir attractive and livable city. One of the places where Bosniaks are placed in is Lutfiye village in Mihaliccik town. Around1898-1900, Lutfiye village is founded by Bosnian immigrants. In the beginning, it was a closed community; marriages are made in themselves to try tokeep their culture alive, but over time though the effect of culture, religion and cultural similarities, they adapted to the local society. Bosniaks who have enriched the social life with their different traditions and culture, have also provided important benefits especially in the construction works. By setting up their own businesses, they contribute to the production part of the business and also agriculture and animal husbandry. During the war years, Lutfiye Village Bosnians provided additional support to the state, soldiers when necessary. With their economic and cultural aspects, Bosniaks who have an important place in Eskisehir and Turkey have seen themselves as a part of Turkish and Muslim identity.
This study searches for the policies carried out by the British Empire in Mesopotamia where the B... more This study searches for the policies carried out by the British Empire in Mesopotamia where the British invaded during the First World War. However, it will be convenient to know the political, social and economic background of Iraq or Mesopotamia as a general outline to understand the period clearly. Therefore, we have primarily tried to explain the overview of pre-invasion in Iraq. The traditional social structure of the Iraqi population and their relationship with the administration and each other have been questioned in the context of national identity. Then the developments in Iraq after the invasion have been discussed.The strategies which the Britain used to rule Iraq and the public's reaction to this strategy have been investigated. In this context, the facts and the events such as the Mandate, 1920 Arab Revolt, the Cairo Conference of 1921 and the Kingdom of Iraq have been focused. It has been endeavored to per-form an analysis to understand the present problems in Iraq by discussing the cause and effect relations of the facts and the events. The research has been prepared by benefiting from a rich bibliography based on the scientific works of the experts for Iraq and the Middle East. As a result, this research has revealed the difficulties in ruling Iraq both internally and externally due to its sui generis political, social and economic conditions and found out that the mistakes made in the nation building process have caused the instability occured at the present time in the country.
OZET Kullanildigi zamana ve mekâna gore degerlendirilmesi gereken Tatar adi, Ta-tarlarin mensei m... more OZET Kullanildigi zamana ve mekâna gore degerlendirilmesi gereken Tatar adi, Ta-tarlarin mensei meselesi ve Mogol-Tatar ayrimi gibi noktalar, uzerinde cok tartisilan ve ortak goruse varilamayan onemli konulardan biridir. Turk ve Mogol tarihinin ke-sistigi yerlerde mahiyetleri tam olarak bilinemeyen Tatarlarin ortaya cikmasi, Tatar-larin etnik menseinin ve Turk tarihindeki rollerinin basli basina bir mesele olarak tartisilmasina neden olmustur. Turkler ve Mogollar iki farkli kavim olmakla birlikte, tarih boyunca Mogollarin en fazla karisip kaynastiklari millet Turkler olup, Turk ve Mogol topluluklarinin cok uzun yillar devam eden birliktelikleri sonucunda Mogol kabileleri, XIII. yuzyilin ikinci yarisindan itibaren, bir Islamlasma ve Turklesme surecine girmislerdir. Mogol-lar’in XIII. yuzyildaki istilalari sirasinda Anadolu’ya gelen ve Tatar diye adlandirilan Dogu Turkleri ile tamamen Turklesmis olan bu Mogol topluluklari, cogunlukla Eski-sehir bolgesinin de dâhil oldugu Orta Anadolu ...
Tarihin ilk donemlerinden bu yana islek ve onemli bir yol kavsagi durumunda olan Eskisehir’in cog... more Tarihin ilk donemlerinden bu yana islek ve onemli bir yol kavsagi durumunda olan Eskisehir’in cografi konumu, olumlu iklim ozellikleri, bol akimli sicak su kaynaklari ve ulasim olanaklari gibi sahip oldugu dikkat cekici bazi ozellikler, her donemde bolgede yerlesimi etkilemistir. Dolayisiyla Eskisehir, tarih oncesi donemlerden itibaren gunumuze kadar surekli bir yerlesim bolgesi olmustur. Turkler tarafindan da ideal bir yerlesim bolgesi olarak gorulen Eskisehir yoresi, XVI. yuzyildan itibaren Kirim ve Kafkasya bolgesinde Ruslarin guclenmeye ve etkili olmaya baslamasi ile birlikte, bu bolgelerden ve Osmanli Devleti’nin kaybettigi topraklardan Anadolu’ya yonelik olarak yapilan goclerde de gocmenlerin yerlestirildigi onemli merkezlerden biri olmustur. Eskisehir’e yerlestirilen bu gocmenler arasinda Tatarlar onemli bir yer tutmaktadir. Orta Anadolu’nun onemli bir ticaret merkezi olan Eskisehir’de Tatarlar, nufusun buyuk bir yuzdesini olusturmakta olup Eskisehir, koyleri ve sehir merkezi...
II. Abdulhamit doneminde Nehâri (gunduzlu) olarak acilan ve ilk acilan nehâri idâdiler arasinda y... more II. Abdulhamit doneminde Nehâri (gunduzlu) olarak acilan ve ilk acilan nehâri idâdiler arasinda yer alan, ogrenim suresi bes yil olan Karesi Idâdisi, (R. 1301) 23 Şubat 1886 tarihinde Balikesir’de acilmis ve sonradan Karesi Sultânisi olarak egitim hayatina devam etmistir. 1922 (R.1338) yilindan itibaren bu okulda mudurluk yapan Ismail Hakki bin Lâtif tarafindan kaleme alinan ve okulun ders programlari, personeli, ogrencileri hakkinda cesitli bilgileri iceren ve Osmanlica olarak kaleme alinan ‘Karesi Idâdi-Sultâni-Lisesi’ne Mahsus Salnâme’ isimli eserden esinlenerek ele aldigimiz bu calismada, bu okulun Canakkale Savaslari’ndaki katkilarindan yola cikarak, Canakkale Savaslari’nin egitim ogretim uzerindeki etkileri hakkinda bilgi vermeye calistik. Boylece basta Balikesir olmak uzere yurdun dort bir tarafinda kurulan bu okullarda okuyan ve mezun olan, gelecegin Turkiye’sini imar edecek cok sayida egitimli ve nitelikli insanimizin, vatan ugruna yaptiklari fedakârliklar gozler onune seri...
After Turkey had approved formally that Cyprus was under the British rule with the Treaty of Laus... more After Turkey had approved formally that Cyprus was under the British rule with the Treaty of Lausanne, some of the Turkish Cypriot population that were accepted as Turkish citizens stayed in the island through British nationality, many Turkish Cypriots had to leave the island but in the later period, the challenges that the Turkish Cypriots experienced continued to increase. When compared with the Greek Cypriots, the challenges that the Turkish Cypriots who were quite backward in political, social and economic terms had were ignorance, poverty, non-organizing problem, and migration. Hocazade Süleyman Şevket, who was among the intellectuals trying to find valid solutions by examining the situation of the Turkish Cypriots, wrote articles about the situation of the Turkish Cypriots in the newspaper, Soz, one of the important newspapers of Cyprus. Süleyman Şevket frequently expressed his anxiety about the future of Turkish Cypriots and he also stated issues such as the inability to unit...
Girit'te yaşayan Müslüman Türk nüfus ilk olarak; 19. yüzyılın sonlarında milliyetçi akımların ve ... more Girit'te yaşayan Müslüman Türk nüfus ilk olarak; 19. yüzyılın sonlarında milliyetçi akımların ve Yunan bağımsızlık hareketinin Girit'i de etkilemesiyle adada başlayan milliyetçi çatışma ve katliamlar neticesinde yurtlarını terk ederek adadan göç etmek zorunda kalmıştır. Daha sonra ise; Girit'in Osmanlı hâkimiyetinden çıkmasıyla burada azınlık statüsünde yaşayan Girit Müslümanlarının "Mübadele" anlaşmasıyla adadan yine zorunlu göç süreci yaşanmıştır. Böylece yaşanan iki büyük göç dalgasıyla Müslüman nüfus, Anadolu'ya taşınmıştır. Bu çalışmada; Müslüman halkın, 19. yüzyılda özellikle 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı ile birlikte baskı ve katliamlar sonucu Girit'ten Anadolu'ya yönelik zorunlu göç ya da zorunlu kaçış süreci neticesinde İzmir'e gelmeleri ve burada Turgutlu (Hamidiye) köyüne iskânları, sosyal ve kültürel değerleri ele alınarak, gerekli değerlendirmeler yapılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın amacı; tarihi belgeler, alan çalışması ve konu ile ilgili yapılan çeşitli araştırmalar çerçevesinde, Giritli Müslümanların İzmir'e gelişleri, Turgutlu (Hamidiye) köyünün kuruluşu ve buraya iskân edilmeleri, kaç haneden mürekkep oldukları, meslekleri, temel geçim kaynakları, yörenin diğer toplumsal gruplarıyla olan ilişkileri, kültürel adaptasyonları, Turgutlu (Hamidiye) köyünün günümüzdeki durumu ve Giritli muhacirlerin tarihsel süreç içerisinde geçirmiş oldukları dönüşümü irdeleyerek, farklı bir bakış açısı ortaya koyabilmektir. Konuya özgünlük ve bütünlük sağlaması açısından, dönemin gazeteleri ve arşiv belgelerine ayrıca bölgedeki üçüncü ve dördüncü kuşak Giritli vatandaşların konu ile ilgili bizzat kendi ifadelerine yer verilmeye dikkat edilmiştir.
Bu çalışmanın amacı, Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz işgaline uğrayan Mezopotamya'da İngil... more Bu çalışmanın amacı, Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz işgaline uğrayan Mezopotamya'da İngiltere'nin yürütmüş olduğu politikaları araştırmaktır. Fakat bu dönemi sağlıklı bir şekilde anlayabilmek için Mezopotamya'nın ya da Irak'ın siyasal, iktisadi ve sosyal geçmişini genel hatlarıyla bilmek uygun olacaktır. Bu nedenle çalışmamızda öncelikle işgal öncesi Irak'ın genel bir görünümünü anlatmaya çalıştık. Irak'ta yaşayan nüfusun geleneksel toplum yapıları, birbirleriyle ve yönetim ile var olan ilişkileri milli kimlik bağlamında sorgulanmıştır. Ardından işgal sonrasında Irak'ta meydana gelen gelişmeler ele alınmıştır. İngiltere'nin Irak'ı yönetmek için kullandığı stratejiler ve bu stratejilere halkın tepkisi araştırılmıştır. Bu bağlamda, manda yönetimi, 1920 İsyanı, Kahire Konferansı ve Irak Krallığı gibi önemli olgu ve olayların üzerinde durulmuştur. Bu olgu ve olayların sebepleri ve sonuçları tartışılarak günümüzdeki Irak'ın sorunlarını anlamaya yönelik analizler yapılmaya çalışılmıştır. Araştırma, Ortadoğu ve Irak konusunda uzman kişilerin hazırlamış olduğu bilimsel eserleri esas alan zengin bir kaynakçadan istifade edilerek hazırlanmıştır. Sonuç olarak araştırma, Irak'ın kendine özgü siyasal, sosyal ve iktisadi koşullarından dolayı, gerek içeriden gerekse de dışarıdan yönetilme güçlüğünü ortaya koymuş ve ülkede günümüzde meydana gelen istikrarsızlığı ulus devlet inşa sürecinde yapılan hatalarda görmüştür.
Cemile ŞAHİN * Öz Dünya tarihinde etkili rol oynayan devletlerden biri olan Rusya'nın, kendi poli... more Cemile ŞAHİN * Öz Dünya tarihinde etkili rol oynayan devletlerden biri olan Rusya'nın, kendi politikalarına ters düşen ve kendinden olmayan uluslara yönelik olarak uyguladığı baskı, zulüm, asimilasyon, zorunlu göç ve sürgünler şeklinde sıralanabilecek politikalar, Rus yayılmacılığının en etkili yöntemleri arasında yer almıştır. Kırım'ı ilhak ettikten sonra asıl amacı, bu bölgeyi Slavlaştırmak ve anavatanın bölünmez bir parçası haline getirmek olan Rusya, aynı politikaları burada da uygulamaya koymuştur. Rusya'nın Kırım Türklerine yönelik uygulamaları neticesinde, Kırım Türkleri için yıllarca sürecek göç, sürgün, acı ve dram dolu günler başlamıştır. Özellikle 1944 Sürgünü, Kırım Türklerini topyekûn yok etme anlamına gelmekte olup, bu bağlamda soykırım olarak değerlendirilmelidir. Bu noktadan hareketle, bu çalışmada Rusya'nın, Kırım Türklerine yönelik uygulamaları ve 1944 Sürgünü hakkında bilgilendirme çalışmaları yapılmıştır. Ayrıca 2013 Ukrayna Krizi doğrultusunda Kırım'da yaşanan gelişmeler ve Kırım'ın ikinci kez Rusya tarafından ilhakı ele alınarak, bu sürecin Kırım Türkleri açısından önemi ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
Osmanlı Devleti'nin dinamizmini kaybederek, gerilemenin parçalanmaya dönüştüğü XIX. yüzyılda, yük... more Osmanlı Devleti'nin dinamizmini kaybederek, gerilemenin parçalanmaya dönüştüğü XIX. yüzyılda, yükselme döneminin tam aksine, içe dönük bir iskân politikası takip edilmiştir. Bu doğrultuda Osmanlı Devleti, kaybettiği topraklarda esaret altında kalan ve çeşitli zulüm, işkence ve sıkıntılar karşısında mecburi göçe tâbi tutulan ve kendisine sığınan eski vatandaşlarına duyarsız kalmayarak, onlara kapılarını açmış ve onları iç bölgelere iskân edebilmek için gerekeni yapmaya çalışmıştır. Bosna-Hersek'in idaresinin Avusturya-Macaristan'a bırakılmasının ardından, yüzyıllardır hâkim millet durumunda olan Boşnakların mevcut statülerini kaybetmeleri, Avusturya-Macaristan'ın Boşnaklara karşı izlediği idari, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel tutumlar gibi faktörler, kargaşa ve güvensizlik ortamı, Bosna-Hersek'ten göçlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Yaşanan göçlerle Osmanlı topraklarına gelen Boşnaklar, Osmanlı Devleti tarafından Anadolu'nun çeşitli bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Eskişehir bölgesi de Boşnakların ve aynı zamanda diğer göçmenlerin yerleştirildikleri önemli bölgeler arasında yer almaktadır. Coğrafi konumu, iklimi, ulaşım imkânları, sahip olduğu kaynaklar, verimli ve boş arazileri ile göçmenler için önemli yerleşim merkezlerinden biri haline gelen Eskişehir, zamanla bir göçmen kenti haline gelmiştir. Göçmenler sayesinde Eskişehir'de sosyal ve kültürel hayat canlanmış, tarım, hayvancılık ve ticari faaliyetler gelişmiş, bu durum Eskişehir'i cazip ve yaşanabilir bir kent kılmıştır. Eskişehir'de Boşnakların yerleştirildikleri yerlerden birisi de Mihalıççık ilçesine bağlı Lütfiye Köyü'dür. Ortalama 1898-1900 civa-rındaBoşnak göçmenler tarafından kurulan Lütfiye Köyü, ilk dönemlerde evliliklerin kendi içlerinde yapıldığı, kendi kültürlerinin yaşatılmaya çalışıldığı kapalı bir topluluk olsa da din ve kültür benzerliklerinin etkisiyle, zamanla yerli halkla bütünleşmeler ve dışa açılımların yaşanmasıyla topluma uyum sağlamıştır. Farklı gelenek ve kültürle toplumsal hayata zenginlik katan Lütfiye Köyü Boşnakları, özellikle inşaat ustalığı gibi işlerde yerli halka önemli fayda sağlamışlardır. Bir
In contrast to its growing period, the Ottoman Empire followed an inward settlement policy after ... more In contrast to its growing period, the Ottoman Empire followed an inward settlement policy after losing the dynamism in 19th century dissolution period. In this direction, the Ottoman Empire opened the doors to its old citizens who are remaining in captivity and various persecutions and in the face of difficulties torture and forced migration in the former territories and tried to do what is necessary for them to be able to in land settlement. After leaving the administration of Bosnia and Herzegovina to Austria-Hungary, Bosnians lost their dominant nation status, additionally administrative, political, social, economic and cultural policies against Bosnians made by Austria-Hungary, and chaos and insecurity led to migrations from Bosnia and Herzegovina. Bosnian immigrants from the former Ottoman territories are placed to the various parts of Anatolia by the Ottoman Empire. Eskisehir is the one of the major regions, Bosnians, as well as other migrants are placed in. With its geographic location, climate, transportation facilities, the resources of the efficient and vacant lands Eskisehir has become one of the most important settlements for migrants, over time, the city has become a city of immigrants. Thanks to immigrants, social and cultural life is revitalized agriculture, animal husbandry and commercial activities are improved. These situation shave made Eskisehir attractive and livable city. One of the places where Bosniaks are placed in is Lutfiye village in Mihaliccik town. Around1898-1900, Lutfiye village is founded by Bosnian immigrants. In the beginning, it was a closed community; marriages are made in themselves to try tokeep their culture alive, but over time though the effect of culture, religion and cultural similarities, they adapted to the local society. Bosniaks who have enriched the social life with their different traditions and culture, have also provided important benefits especially in the construction works. By setting up their own businesses, they contribute to the production part of the business and also agriculture and animal husbandry. During the war years, Lutfiye Village Bosnians provided additional support to the state, soldiers when necessary. With their economic and cultural aspects, Bosniaks who have an important place in Eskisehir and Turkey have seen themselves as a part of Turkish and Muslim identity.
This study searches for the policies carried out by the British Empire in Mesopotamia where the B... more This study searches for the policies carried out by the British Empire in Mesopotamia where the British invaded during the First World War. However, it will be convenient to know the political, social and economic background of Iraq or Mesopotamia as a general outline to understand the period clearly. Therefore, we have primarily tried to explain the overview of pre-invasion in Iraq. The traditional social structure of the Iraqi population and their relationship with the administration and each other have been questioned in the context of national identity. Then the developments in Iraq after the invasion have been discussed.The strategies which the Britain used to rule Iraq and the public's reaction to this strategy have been investigated. In this context, the facts and the events such as the Mandate, 1920 Arab Revolt, the Cairo Conference of 1921 and the Kingdom of Iraq have been focused. It has been endeavored to per-form an analysis to understand the present problems in Iraq by discussing the cause and effect relations of the facts and the events. The research has been prepared by benefiting from a rich bibliography based on the scientific works of the experts for Iraq and the Middle East. As a result, this research has revealed the difficulties in ruling Iraq both internally and externally due to its sui generis political, social and economic conditions and found out that the mistakes made in the nation building process have caused the instability occured at the present time in the country.
OZET Kullanildigi zamana ve mekâna gore degerlendirilmesi gereken Tatar adi, Ta-tarlarin mensei m... more OZET Kullanildigi zamana ve mekâna gore degerlendirilmesi gereken Tatar adi, Ta-tarlarin mensei meselesi ve Mogol-Tatar ayrimi gibi noktalar, uzerinde cok tartisilan ve ortak goruse varilamayan onemli konulardan biridir. Turk ve Mogol tarihinin ke-sistigi yerlerde mahiyetleri tam olarak bilinemeyen Tatarlarin ortaya cikmasi, Tatar-larin etnik menseinin ve Turk tarihindeki rollerinin basli basina bir mesele olarak tartisilmasina neden olmustur. Turkler ve Mogollar iki farkli kavim olmakla birlikte, tarih boyunca Mogollarin en fazla karisip kaynastiklari millet Turkler olup, Turk ve Mogol topluluklarinin cok uzun yillar devam eden birliktelikleri sonucunda Mogol kabileleri, XIII. yuzyilin ikinci yarisindan itibaren, bir Islamlasma ve Turklesme surecine girmislerdir. Mogol-lar’in XIII. yuzyildaki istilalari sirasinda Anadolu’ya gelen ve Tatar diye adlandirilan Dogu Turkleri ile tamamen Turklesmis olan bu Mogol topluluklari, cogunlukla Eski-sehir bolgesinin de dâhil oldugu Orta Anadolu ...
Tarihin ilk donemlerinden bu yana islek ve onemli bir yol kavsagi durumunda olan Eskisehir’in cog... more Tarihin ilk donemlerinden bu yana islek ve onemli bir yol kavsagi durumunda olan Eskisehir’in cografi konumu, olumlu iklim ozellikleri, bol akimli sicak su kaynaklari ve ulasim olanaklari gibi sahip oldugu dikkat cekici bazi ozellikler, her donemde bolgede yerlesimi etkilemistir. Dolayisiyla Eskisehir, tarih oncesi donemlerden itibaren gunumuze kadar surekli bir yerlesim bolgesi olmustur. Turkler tarafindan da ideal bir yerlesim bolgesi olarak gorulen Eskisehir yoresi, XVI. yuzyildan itibaren Kirim ve Kafkasya bolgesinde Ruslarin guclenmeye ve etkili olmaya baslamasi ile birlikte, bu bolgelerden ve Osmanli Devleti’nin kaybettigi topraklardan Anadolu’ya yonelik olarak yapilan goclerde de gocmenlerin yerlestirildigi onemli merkezlerden biri olmustur. Eskisehir’e yerlestirilen bu gocmenler arasinda Tatarlar onemli bir yer tutmaktadir. Orta Anadolu’nun onemli bir ticaret merkezi olan Eskisehir’de Tatarlar, nufusun buyuk bir yuzdesini olusturmakta olup Eskisehir, koyleri ve sehir merkezi...
II. Abdulhamit doneminde Nehâri (gunduzlu) olarak acilan ve ilk acilan nehâri idâdiler arasinda y... more II. Abdulhamit doneminde Nehâri (gunduzlu) olarak acilan ve ilk acilan nehâri idâdiler arasinda yer alan, ogrenim suresi bes yil olan Karesi Idâdisi, (R. 1301) 23 Şubat 1886 tarihinde Balikesir’de acilmis ve sonradan Karesi Sultânisi olarak egitim hayatina devam etmistir. 1922 (R.1338) yilindan itibaren bu okulda mudurluk yapan Ismail Hakki bin Lâtif tarafindan kaleme alinan ve okulun ders programlari, personeli, ogrencileri hakkinda cesitli bilgileri iceren ve Osmanlica olarak kaleme alinan ‘Karesi Idâdi-Sultâni-Lisesi’ne Mahsus Salnâme’ isimli eserden esinlenerek ele aldigimiz bu calismada, bu okulun Canakkale Savaslari’ndaki katkilarindan yola cikarak, Canakkale Savaslari’nin egitim ogretim uzerindeki etkileri hakkinda bilgi vermeye calistik. Boylece basta Balikesir olmak uzere yurdun dort bir tarafinda kurulan bu okullarda okuyan ve mezun olan, gelecegin Turkiye’sini imar edecek cok sayida egitimli ve nitelikli insanimizin, vatan ugruna yaptiklari fedakârliklar gozler onune seri...
After Turkey had approved formally that Cyprus was under the British rule with the Treaty of Laus... more After Turkey had approved formally that Cyprus was under the British rule with the Treaty of Lausanne, some of the Turkish Cypriot population that were accepted as Turkish citizens stayed in the island through British nationality, many Turkish Cypriots had to leave the island but in the later period, the challenges that the Turkish Cypriots experienced continued to increase. When compared with the Greek Cypriots, the challenges that the Turkish Cypriots who were quite backward in political, social and economic terms had were ignorance, poverty, non-organizing problem, and migration. Hocazade Süleyman Şevket, who was among the intellectuals trying to find valid solutions by examining the situation of the Turkish Cypriots, wrote articles about the situation of the Turkish Cypriots in the newspaper, Soz, one of the important newspapers of Cyprus. Süleyman Şevket frequently expressed his anxiety about the future of Turkish Cypriots and he also stated issues such as the inability to unit...
Girit'te yaşayan Müslüman Türk nüfus ilk olarak; 19. yüzyılın sonlarında milliyetçi akımların ve ... more Girit'te yaşayan Müslüman Türk nüfus ilk olarak; 19. yüzyılın sonlarında milliyetçi akımların ve Yunan bağımsızlık hareketinin Girit'i de etkilemesiyle adada başlayan milliyetçi çatışma ve katliamlar neticesinde yurtlarını terk ederek adadan göç etmek zorunda kalmıştır. Daha sonra ise; Girit'in Osmanlı hâkimiyetinden çıkmasıyla burada azınlık statüsünde yaşayan Girit Müslümanlarının "Mübadele" anlaşmasıyla adadan yine zorunlu göç süreci yaşanmıştır. Böylece yaşanan iki büyük göç dalgasıyla Müslüman nüfus, Anadolu'ya taşınmıştır. Bu çalışmada; Müslüman halkın, 19. yüzyılda özellikle 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı ile birlikte baskı ve katliamlar sonucu Girit'ten Anadolu'ya yönelik zorunlu göç ya da zorunlu kaçış süreci neticesinde İzmir'e gelmeleri ve burada Turgutlu (Hamidiye) köyüne iskânları, sosyal ve kültürel değerleri ele alınarak, gerekli değerlendirmeler yapılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın amacı; tarihi belgeler, alan çalışması ve konu ile ilgili yapılan çeşitli araştırmalar çerçevesinde, Giritli Müslümanların İzmir'e gelişleri, Turgutlu (Hamidiye) köyünün kuruluşu ve buraya iskân edilmeleri, kaç haneden mürekkep oldukları, meslekleri, temel geçim kaynakları, yörenin diğer toplumsal gruplarıyla olan ilişkileri, kültürel adaptasyonları, Turgutlu (Hamidiye) köyünün günümüzdeki durumu ve Giritli muhacirlerin tarihsel süreç içerisinde geçirmiş oldukları dönüşümü irdeleyerek, farklı bir bakış açısı ortaya koyabilmektir. Konuya özgünlük ve bütünlük sağlaması açısından, dönemin gazeteleri ve arşiv belgelerine ayrıca bölgedeki üçüncü ve dördüncü kuşak Giritli vatandaşların konu ile ilgili bizzat kendi ifadelerine yer verilmeye dikkat edilmiştir.
Bu çalışmanın amacı, Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz işgaline uğrayan Mezopotamya'da İngil... more Bu çalışmanın amacı, Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz işgaline uğrayan Mezopotamya'da İngiltere'nin yürütmüş olduğu politikaları araştırmaktır. Fakat bu dönemi sağlıklı bir şekilde anlayabilmek için Mezopotamya'nın ya da Irak'ın siyasal, iktisadi ve sosyal geçmişini genel hatlarıyla bilmek uygun olacaktır. Bu nedenle çalışmamızda öncelikle işgal öncesi Irak'ın genel bir görünümünü anlatmaya çalıştık. Irak'ta yaşayan nüfusun geleneksel toplum yapıları, birbirleriyle ve yönetim ile var olan ilişkileri milli kimlik bağlamında sorgulanmıştır. Ardından işgal sonrasında Irak'ta meydana gelen gelişmeler ele alınmıştır. İngiltere'nin Irak'ı yönetmek için kullandığı stratejiler ve bu stratejilere halkın tepkisi araştırılmıştır. Bu bağlamda, manda yönetimi, 1920 İsyanı, Kahire Konferansı ve Irak Krallığı gibi önemli olgu ve olayların üzerinde durulmuştur. Bu olgu ve olayların sebepleri ve sonuçları tartışılarak günümüzdeki Irak'ın sorunlarını anlamaya yönelik analizler yapılmaya çalışılmıştır. Araştırma, Ortadoğu ve Irak konusunda uzman kişilerin hazırlamış olduğu bilimsel eserleri esas alan zengin bir kaynakçadan istifade edilerek hazırlanmıştır. Sonuç olarak araştırma, Irak'ın kendine özgü siyasal, sosyal ve iktisadi koşullarından dolayı, gerek içeriden gerekse de dışarıdan yönetilme güçlüğünü ortaya koymuş ve ülkede günümüzde meydana gelen istikrarsızlığı ulus devlet inşa sürecinde yapılan hatalarda görmüştür.
Cemile ŞAHİN * Öz Dünya tarihinde etkili rol oynayan devletlerden biri olan Rusya'nın, kendi poli... more Cemile ŞAHİN * Öz Dünya tarihinde etkili rol oynayan devletlerden biri olan Rusya'nın, kendi politikalarına ters düşen ve kendinden olmayan uluslara yönelik olarak uyguladığı baskı, zulüm, asimilasyon, zorunlu göç ve sürgünler şeklinde sıralanabilecek politikalar, Rus yayılmacılığının en etkili yöntemleri arasında yer almıştır. Kırım'ı ilhak ettikten sonra asıl amacı, bu bölgeyi Slavlaştırmak ve anavatanın bölünmez bir parçası haline getirmek olan Rusya, aynı politikaları burada da uygulamaya koymuştur. Rusya'nın Kırım Türklerine yönelik uygulamaları neticesinde, Kırım Türkleri için yıllarca sürecek göç, sürgün, acı ve dram dolu günler başlamıştır. Özellikle 1944 Sürgünü, Kırım Türklerini topyekûn yok etme anlamına gelmekte olup, bu bağlamda soykırım olarak değerlendirilmelidir. Bu noktadan hareketle, bu çalışmada Rusya'nın, Kırım Türklerine yönelik uygulamaları ve 1944 Sürgünü hakkında bilgilendirme çalışmaları yapılmıştır. Ayrıca 2013 Ukrayna Krizi doğrultusunda Kırım'da yaşanan gelişmeler ve Kırım'ın ikinci kez Rusya tarafından ilhakı ele alınarak, bu sürecin Kırım Türkleri açısından önemi ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
Osmanlı Devleti'nin dinamizmini kaybederek, gerilemenin parçalanmaya dönüştüğü XIX. yüzyılda, yük... more Osmanlı Devleti'nin dinamizmini kaybederek, gerilemenin parçalanmaya dönüştüğü XIX. yüzyılda, yükselme döneminin tam aksine, içe dönük bir iskân politikası takip edilmiştir. Bu doğrultuda Osmanlı Devleti, kaybettiği topraklarda esaret altında kalan ve çeşitli zulüm, işkence ve sıkıntılar karşısında mecburi göçe tâbi tutulan ve kendisine sığınan eski vatandaşlarına duyarsız kalmayarak, onlara kapılarını açmış ve onları iç bölgelere iskân edebilmek için gerekeni yapmaya çalışmıştır. Bosna-Hersek'in idaresinin Avusturya-Macaristan'a bırakılmasının ardından, yüzyıllardır hâkim millet durumunda olan Boşnakların mevcut statülerini kaybetmeleri, Avusturya-Macaristan'ın Boşnaklara karşı izlediği idari, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel tutumlar gibi faktörler, kargaşa ve güvensizlik ortamı, Bosna-Hersek'ten göçlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Yaşanan göçlerle Osmanlı topraklarına gelen Boşnaklar, Osmanlı Devleti tarafından Anadolu'nun çeşitli bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Eskişehir bölgesi de Boşnakların ve aynı zamanda diğer göçmenlerin yerleştirildikleri önemli bölgeler arasında yer almaktadır. Coğrafi konumu, iklimi, ulaşım imkânları, sahip olduğu kaynaklar, verimli ve boş arazileri ile göçmenler için önemli yerleşim merkezlerinden biri haline gelen Eskişehir, zamanla bir göçmen kenti haline gelmiştir. Göçmenler sayesinde Eskişehir'de sosyal ve kültürel hayat canlanmış, tarım, hayvancılık ve ticari faaliyetler gelişmiş, bu durum Eskişehir'i cazip ve yaşanabilir bir kent kılmıştır. Eskişehir'de Boşnakların yerleştirildikleri yerlerden birisi de Mihalıççık ilçesine bağlı Lütfiye Köyü'dür. Ortalama 1898-1900 civa-rındaBoşnak göçmenler tarafından kurulan Lütfiye Köyü, ilk dönemlerde evliliklerin kendi içlerinde yapıldığı, kendi kültürlerinin yaşatılmaya çalışıldığı kapalı bir topluluk olsa da din ve kültür benzerliklerinin etkisiyle, zamanla yerli halkla bütünleşmeler ve dışa açılımların yaşanmasıyla topluma uyum sağlamıştır. Farklı gelenek ve kültürle toplumsal hayata zenginlik katan Lütfiye Köyü Boşnakları, özellikle inşaat ustalığı gibi işlerde yerli halka önemli fayda sağlamışlardır. Bir
Uploads
Papers by cemile şahin