Papers by Mehmet Yiğit
JOURNAL OF ECONOMICS BUSINESS AND POLITICAL RESEARCHES, 2023
Status quo bias is a cognitive bias that affects the thousands of decisions we make throughout ou... more Status quo bias is a cognitive bias that affects the thousands of decisions we make throughout our lives. The purpose of this study is to propose a theoretical model that explains this bias, which often leads us to inaction. The literature review has considered personal traits and other cognitive biases as explanations for the status quo effect. These biases include sunk cost fallacy, loss aversion, and omission bias. On the other hand, regret avoidance behavior is also considered as one of the variables that could directly explain the status quo effect. The cognitive reflection variable, as a measure of individuals' ability to use their second systems, has been included in the model based on the idea that it could underlie all cognitive biases. The theoretical model presented has the potential to shed light on the channels that fuel status quo bias. This, in turn, could lead to predictions and policy recommendations regarding when and how to intervene in status quo bias.
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2019
Ġktisat bilimi sosyal bir bilim olarak varolmasına rağmen, bilhassa 1874 yılında Walras'ın "Saf Ġ... more Ġktisat bilimi sosyal bir bilim olarak varolmasına rağmen, bilhassa 1874 yılında Walras'ın "Saf Ġktisadın Öğeleri" çalıĢmasından sonra, fizik ve matematik ile fazlasıyla iç içe geçmiĢ bir yapı sergilemiĢtir. Ġktisadi birçok modelin sağlam temellere oturtulabilmesi için matematiğin kullanılması Ģart olsa da bu durum zaman içinde iktisadın sosyoloji ve psikolojiden uzaklaĢmasına sebebiyet vermiĢtir. Ancak değiĢen konjonktürde, sosyal ve ekonomik durumların net bir Ģekilde açıklanamaması sonucu olarak, 20.yüzyılın ortalarından itibaren iktisat, sosyoloji ve psikoloji iliĢkisi tekrar tartıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Matematik ile sınırlandırılmıĢ varsayım ve analizlere dayandırılan geleneksel iktisadın temelinde insan faktörünün olması ve bu yüzden modellerde psikolojik ve fizyolojik faktörlerin de göz önünde bulundurulması gereği DavranıĢsal Ġktisatın ortaya çıkmasını sağlamıĢtır.
İKTİSADİ KONULARA DAVRANIŞSAL YAKLAŞIM, 2021
JOURNAL OF ACADEMIC VALUE STUDIES, 2021
Journal of Academic Value Studies (JAVStudies), 2021
Bu çalışmanın temel amacı Bitcoin özelinde kripto para piyasasının Türkiye’de geleneksel finansal... more Bu çalışmanın temel amacı Bitcoin özelinde kripto para piyasasının Türkiye’de geleneksel finansal piyasalarıyla entegre olup olmadığını araştırmaktır. Dünyada yaklaşık 1,6 trilyon ABD doları kapitalizasyona ulaşmış ve Türkiye’de de sürekli gündemde olan bu piyasanın finansal piyasalarla entegrasyonunun araştırılması yatırımcılara piyasa ile ilgili fikir verecektir. Bu amaçla, Bitcoin fiyatı, hisse senetleri piyasasını yansıtmak üzere BİST100 endeksi, altın fiyatları ve ABD dolar kuru ilgili değişkenler olarak ele alınmıştır. Mayıs 2013 – Nisan 2021 arasındaki döneme ilişkin Johansen Eşbütünleşme Analizi sonuçları değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmadığını göstermektedir. COVID19 salgını sonrasındaki dönemde yatırımcıların davranışlarında meydana gelebilecek olası değişikliklerin bu ilişkiyi değiştirebileceği fikrinden hareketle aynı analiz Aralık 2019 – Nisan 2021 arası dönem için uygulanmıştır. Ancak uzun dönemli bir ilişkiye yine rastlanmamıştır. Kısa dönemli ilişkilerde ise iki dönem için farklılıklar bulunmaktadır. Çalışmada ulaşılan sonuçlar kripto para piyasasının Türkiye’de diğer piyasalarla uzun dönemli bir entegrasyon oluşturmadığı, kendi dinamiklerine göre hareket ettiği yönünde değerlendirilmektedir. Dolayısıyla yatırımcıların bu piyasaya yatırım yaparken oldukça dikkatli olmaları gerektiği söylenebilir. Sonuçlar kripto para piyasasının yönünü öngörebilecek, yatırımcılara fikir verebilecek bir göstergenin Türkiye’de henüz mevcut olmadığı savını desteklemektedir.
International Journal of Society Researches, 2020
Changes in economic and social life create important and permanent changes in the behavior of ind... more Changes in economic and social life create important and permanent changes in the behavior of individuals. In our age where digitalization and mass consumption are intense, consumption preferences are changing rapidly. In addition to utilitarian consumption, individuals are consumed depending on many motivations today. Even abnormal consumption behaviors can be encountered. One of these behaviors is compulsive consumption behavior, which is the subject of the study. Compulsive buying is a chronically repetitive, an impulsive buying behavior that the individual does to suppress or reduce anxiety, negative emotions and thoughts that are caused by many factors in the family, environment or internal. It is not the product that is important for individuals but the pleasure they experience throughout the buying process. The general acceptance in the literature is that compulsive buying behavior is seen in women for various reasons. However, there are discussions about the fact that it has started to be seen in men today. The purpose of this study is to investigate the difference between the sexes in the Y and Z generations of compulsive buying behavior. For this purpose, the data collected from 222 persons throught the survey were analysed by independent sample t test. According to the data obtained as a result of the analysis, in generation Y, in line with the general acceptance opinion, women have more compulsive buying behavior. However, this difference disappears in the Z generation.
İktisadi ve İdari Yaklaşımlar Dergisi , 2020
Bu çalışmanın amacı, ekonomi politikalarının belirlenmesi ve ekonomik gidişatın kestirilebilmesi ... more Bu çalışmanın amacı, ekonomi politikalarının belirlenmesi ve ekonomik gidişatın kestirilebilmesi açısından oldukça önemli olan marjinal tüketim eğiliminin, yıllar içindeki seyrini Türkiye için araştırmaktır. Bu amaçla Keynes’in Mutlak Gelir Hipotezi’nden yola çıkılarak harcanabilir gelir ile tüketim ilişkilendirilmiştir. Nihai tüketim harcamaları ve harcanabilir gelir değişkenlerine ait 2006Q1 – 2019Q4 arasını kapsayan veriler kullanılmıştır. Eşbütünleşik olduğu Johansen Eşbütünleşme testi ile belirlenen değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişki DOLS (Dynamic Ordinary Least Squares, Dinamik En Küçük Kareler) tahmincisi ile araştırılmıştır. Ancak marjinal tüketim eğilimi tek bir dönem için değil 2006 – 2019 dönemi ile 2013-2019 dönemi arasındaki, çeyreklik bazdaki 27 dönem için ayrı ayrı tahmin edilip, zaman içindeki seyri analiz edilmek istenmiştir. Bu şekilde tahmin edilen 27 farklı marjinal tüketim eğiliminden elde edilen seriye bakıldığında düzeyde bariz bir düşüş olduğu gözlemlenmiştir. Bu gözlem de yapısal kırılmaya izin veren Lee Strazicich LM Birim Kök Testi ile sınanmıştır. Buna göre Türkiye’de marjinal tüketim eğilimi düzeyde yapısal kırılmaya uğramış ve 2008 Krizini takip eden dönemde öncesine göre daha düşük bir düzeye gerilemiştir.
Turkuaz Uluslararası Sosyo-Ekonomik Stratejik Araştırmalar Dergisi, 2019
Tüketim eylemi genel olarak hedonik tüketim ve faydacı tüketim olarak
sınıflandırılmaktadır. Fayd... more Tüketim eylemi genel olarak hedonik tüketim ve faydacı tüketim olarak
sınıflandırılmaktadır. Faydacı tüketim eğilimi daha çok rasyonaliteyle ilişkilendirilirken, hedonik tüketim eğilimi daha çok anlık haz ile ilişkilendirilmektedir. Bu anlık hazzın, kişileri plansız satın alma davranışına ittiği literatürde geniş şekilde tartışılmış ve bu argümanı destekleyen pek çok sonuç ortaya konmuştur. Bu çalışmadaki amaç ise hedonik tüketim eğiliminin plansız satın alma davranışı üzerindeki etkisinde sosyal medya bağımlılığının aracılık etkisini sınamaktır. Çünkü sosyal medya hayatımızın büyük bir parçası halini almıştır. Bu nedenle de davranışlarımızı ve tüketim kararlarımızı da etkileyecek pek çok uyarana sosyal medya üzerinden maruz kalmaktayız. Bu çalışmada ilgili argümanı sınamak üzere 413 üniversite öğrencisinden, anket yoluyla bilgi toplanmıştır. Yapılan regresyon analizleri neticesinde sosyal medya bağımlılığının hedonik tüketim eğiliminin plansız satın alma davranışı üzerindeki etkisinde kısmi aracılık etkisine sahip olduğu bulgulanmıştır.
Avrasya İşletme ve İktisat Dergisi, 2020
Davranışsal İktisat alanındaki araştırmalar, bilindiği üzere, insanların rasyonel davranışı hangi... more Davranışsal İktisat alanındaki araştırmalar, bilindiği üzere, insanların rasyonel davranışı hangi durumlarda sistematik şekilde ihlal ettiklerine odaklanmaktadır. Özellikle son birkaç on yılda ortaya çıkan literatür insanlara ait pek çok yanılgıyı tanımlamıştır. Bu yanılgılar genellikle mental kısayollar ya da sezgiseller (kestirimler) olarak adlandırılmaktadır. Bu çalışma da bu yanılgılardan biri olan Çıpalama Etkisinin varlığını sınamayı amaçlamaktadır. Bu amaçla Yalvaç Büyükkutlu Uygulamalı Bilimler Yüksekokulunda eğitim gören 108 öğrencilerinden anket aracılığı ile veri toplanmıştır. Öğrencilere Bireysel Emeklilik Sistemi, Özel Sağlık Sigortası ve aylık otomobil kredisi için ödemeye razı olacakları azami miktarlar sorulmuştur. Ancak kontrol grubuna herhangi bir çıpa verilmezken deney grubuna sorularda zikredilen ödeme tercihleri için çıpalar verilmiştir. Yapılan bağımsız örneklem testinin (Mann-Whitney U) sonuçlarına göre kontrol grubu ve deney grubunun verdikleri cevaplar tüm sorular için farklılaşmıştır. Ayrıca katılımcılara bir akıllı bileklik görseli gösterilerek fiyatının en fazla ne kadar olabileceği sorulmuş ve bu sorudan önce deney grubuna bir çıpa olarak telefon numaralarının son üç hanesinin yazılması istenmiştir. Ürüne biçilen fiyatlar arasında istatistiksel olarak olmasa da mutlak anlamda ciddi sayılabilecek bir fark oluşmuştur.
İktisat bilimi sosyal bir bilim olarak varolmasına rağmen, bilhassa 1874 yılında Walras’ın “Saf İ... more İktisat bilimi sosyal bir bilim olarak varolmasına rağmen, bilhassa 1874 yılında Walras’ın “Saf İktisadın Öğeleri” çalışmasından sonra, fizik ve matematik ile fazlasıyla iç içe geçmiş bir yapı sergilemiştir. İktisadi birçok modelin sağlam temellere oturtulabilmesi için matematiğin kullanılması Şart olsa da bu durum zaman içinde iktisadın sosyoloji ve psikolojiden uzaklaşmasına sebebiyet vermiştir. Ancak değişen konjonktürde, sosyal ve ekonomik durumların net bir Şekilde açıklanamaması sonucu olarak, 20.yüzyılın ortalarından itibaren iktisat, sosyoloji ve psikoloji ilişkisi tekrar tartışılmaya başlanmıştır. Matematik ile sınırlandırılmış varsayım ve analizlere dayandırılan geleneksel iktisadın temelinde insan faktörünün olması ve bu yüzden modellerde psikolojik ve fizyolojik faktörlerin de göz önünde bulundurulması gereği Davranışsal İktisatın ortaya çıkmasını sağlamıştır.
İnsanların her zaman akılcı davranamadıkları ve çoğu zaman birbirinden çok farklı ve öngörülemeyen değişkenler tarafından tercihlerinin etkilenmekte olduğu uzun yıllardır pek çok akademik çalışma ile ortaya konmaktadır. Geleneksel İktisat'ın varsayımlarından biri olan Rasyonel İnsan, bireyi her zaman fayda maksimizasyonunu hedefleyen, akla uygun/akılcı davranan bir varlık olarak tanımlamakta, ölçümlenebilen/fark edilebilen değişkenlere göre bir bilgisayar gibi hesaplama yeteneğine sahip canlı olarak değerlendirmektedir. Ancak insanlar karar süreçlerinde çok küçük manipülasyonlardan, kararlarına ve hatta deneyimlerine etki eden çok küçük faktörlerden dahi etkilenebilmekte, kendileri için her zaman maksimum faydayı verecek seçimi gerçekleştirememektedirler. Bunun gibi rasyonel insan varsayımıyla çelişen durumlar Davranışsal İktisat literatüründe “sınırlı rasyonellik” başlığı altında incelenmektedir.
Sınırlı rasyonellik kavramının temellendirdiği bu çalışmada, insanların deneyimledikleri lezzetin, bir ürünün sunumunun görsel olarak farklılaştırılmasından etkilenip etkilenmediğini araştırılmıştır. Rastgele Örneklem Seçim Yönteminin kullanıldığı çalışmada, bir kafede insanlara aynı kahve farklı iki fincan ile aynı anda sunulmuş ve lezzetlerini 0 ile 10 puan arasında bir puanla değerlendirmeleri istenmiştir. Ancak kendilerine iki farklı kahve deneyecekleri söylenmiştir. Fincanlardan biri estetik açıdan oldukça gösterişli iken (çiçek süslemeli) diğer fincan olabildiğince sadedir (düz beyaz). Beklentimiz süslemeli fincan ile içilen kahvenin daha lezzetli bulunacağı yönündedir ve araştırmanın analiz sonuçları beklentimizle uyumluluk göstermiştir. Bu sonucun ardından müşterilere sadece bir fincan ile (bir gruba süslemeli başka bir gruba sade fincan ile) kahveyi sunarak lezzetini puanlamaları istenmiştir. Bu aşamada kahvenin lezzeti için verilen puanlar her iki bardak için de düşse de süslemeli fincan diğer sonuç da olduğu gibi daha yüksek puan almıştır. Bu sonuçlar bize insanların görsel açıdan daha estetik buldukları sunumların deneyimledikleri lezzeti de etkilediğini göstermektedir.
ÖZ Bitcoin bugün sanal para ya da kriptografik para olarak anılan para türünün ilk örneğidir. Baş... more ÖZ Bitcoin bugün sanal para ya da kriptografik para olarak anılan para türünün ilk örneğidir. Başlangıçta çok büyük oranda sadece çevrimiçi oyun platformlarında kullanılan Bitcoin'in zamanla pek çok satıcı tarafından ödeme birimi olarak kabul edilmeye başlanmasıyla birlikte popülerliğini artmış ve bazı bileşenlerden oluşan bir ekosisteme evrilmiştir. Sanal bir para birimi olarak Bitcoin, getirdiği bir takım güvenlik risklerini bertaraf etmek üzere Blockchain (Blok zinciri) adı verilen kriptografik bir algoritmayla işleyen ve ağa katılan herkesin denetimine açık olan bir kayıt defterine dayalı olarak üretilmektedir. Ancak son zamanlarda taşıdığı potansiyel yeniliklerden ziyade fiyatındaki çok yüksek artışlar ile dikkat çekmektedir. Bu çalışmada henüz reel ekonomiye bir para birimi olarak entegre olamayan Bitcoin'in gösterdiği fiyat artışlarının gerçek değerinin haricinde popülaritesiyle doğru orantılı olarak spekülatif işlemler nedeniyle gerçekleştiği tezi VAR Modeline dayalı Varyans Ayrıştırma Analizi ve Granger Nedensellik Testi ile sınanacaktır. ABSTRACT Bitcoin is the first example of the currency which named virtual or cryptographic currency. Bitcoin which is initially used only in online game platforms has become gradually popular thanks to its being accepted as a payment unit by many vendors and has evolved into an ecosystem of some components. As a virtual currency, Bitcoin is produced on the basis of a registry ledger which is open for everyone on the Bitcoin web, working with the cryptographic algorithm and named Blockchain in order to eliminate some security issues. Blockchain, the technology behind the Bitcoin, attracts especially financial institutions and governments thanks to its transparency and reliability. But Bitcoin has drew attentition thanks to high rises of its price rather than its potential innovations. In this study high price inreases of Bitcoin which has not integrated to real economy as a currency will be analyised in terms of the question that the price formation of Bitcoin depends on its real value or relationship with its popularity. With this aim Varience Decomposation Analysis based on VAR Model and the Granger Cousality Test will be utilized.
ÖZET İnsanoğlu, milattan önce yedinci yüzyıldan bu yana, ister daha çok yararı isterse zararı üze... more ÖZET İnsanoğlu, milattan önce yedinci yüzyıldan bu yana, ister daha çok yararı isterse zararı üzerinde durulsun, yaşayışını, toplumsal düzenini, kurumsal organizasyonlarını derinden etkileyen bir icat olan paranın yükselişine tanıklık etmektedir. Ticari hayatın gelişip çeşitlenmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan ilk metal paranın zaman içinde bir evrim ile kağıda dönüşeceği, daha sonra ise sadece banka hesaplarında görünebilen rakamlardan ibaret olacağı ve nihayet günümüzde salt bir matematiğe evrileceği kimse tarafından tahmin edilemezdi. İlk zamanlarında kendisini var eden temel ihtiyacı karşılamaktan; mal ve hizmet değişimini kolayca mümkün kılmaktan öteye gidemeyen para zaman içinde her anlamda gücün kaynağı haline gelmiştir. Ortaçağ'da kralları bile kendisine sahip insanların ayaklarına götürmüş, üzerinde onlarca kurumun var olduğu çok geniş bir tabana sahip bir sistemin temeline oturmuş ve bugüne kadar kontrolü her zaman tanımlanabilen bir otoritenin elinde olmuştur. Bu kontrol istisnalar hariç olmak üzere başlangıçta şehir devletlere, daha sonra krallıklara ve en nihayetinde de devletlere ait olmuştur. Ancak günümüzde finansal sistemlerin ve teknolojinin gelişmesiyle iyice sanal ortama taşınan para 2009 yılından itibaren hiçbir somut karşılığı olmayan tamamen " sanal " bir niteliğe kavuşmuştur. 2008 yılında ortaya çıkan Mortgage Krizinin hemen ardından dünya genelindeki ekonomik durgunluk FED'in (Amerikan Merkez Bankası) parasal genişleme yoluna gitmesine neden olmuştur. Kısa bir süre sonra da Avrupa'da büyük bir devlet borcu krizi patlak vermiştir. Bu gelişmelerin sonucu olarak devletin bastığı paraya da güven büyük ölçüde sarsılmış (Asuman Sönmez, 2014) ve kripto para birimleri özelinde Bitcoin'in ortaya çıkması için çok iyi bir ortam hazırlanmıştır. İnternette para yaratma çabası çok uzun dönemden beri devam ediyor olmasına rağmen ilk denemeler ikili harcama anlamına gelen " Double Spending " sorunun da beraberinde ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Yaratılan paranın çoğaltılıp iki kez işleme konulmasını engellemek amacıyla önerilen yöntem ise merkezi bir otoriteyi daimi kılmak ve denetim ve kontrol ağını bu şekilde düzenlemektir. Bu kez de ortaya çıkan sorun tek bir otoritenin varlığındaki tekliğin yarattığı güvenlik kırılması riskidir. Bu riski ortadan kaldırmak üzere Bitcoin ekosisteminde Blok Zinciri (Blockchain) denen ağ oluşturulmuştur. 2009 yılının Ocak ayında ilk açık kaynak kodlu olarak Bitcoin yayını ve ilk Bitcoinlerin çıkarılmasıyla bu ağ da ortaya çıkmıştır. Asıl kurucusu tarafından, ki gerçek adı bilinmemekle beraber Satoshi Nakamoto tarafından Hal Finney'e Bitcoin gönderilmesi ile gerçekleşen ilk işlem sonrasında önemli gelişmeler yaşanarak aynı yılın Ekim ayında ilk döviz kuru oranı da belli olmuştur (1 dolar = 1.309,03 BTC). Ancak bu gelişme sonrasında da güvenlik açıkları sebebiyle Ağustos 2010'da büyük bir açık gündeme gelmiş, kullanıcılar tarafından bu açık kullanılarak 184 milyar Bitcoin oluşturulmuştur. Nitekim bu açık çok sürmemekle beraber durum fark edilerek gerekli Bitcoinler silinmiştir. Tecrübe edilen bu durum sonrasında da bu sistemde böyle bir açık bir daha yaşanmamıştır. Her ne kadar 2010-2012 yılı durgun olarak geçse de WordPress.com gibi büyük sitelerin bu sistemi kabulünden sonra önemli bir yükselişe geçmiş olan Bitcoin, gelecek için de reddedilemeyecek bir alternatif oluşturmuştur. Örneğin Japonya Bitcoin'in sermaye 1Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü, [email protected] 2Şırnak Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü, [email protected] 3Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı,
ÖZET Hedonik Fiyat Modeli ürünlerin bir bütün olarak sunulduklarında ayrı ayrı piyasaları oluşmay... more ÖZET Hedonik Fiyat Modeli ürünlerin bir bütün olarak sunulduklarında ayrı ayrı piyasaları oluşmayan özelliklerinin örtük fiyatlarının belirlenebilmesi için kullanılmaktadır. Literatürde özellikle dayanıklı mallar ve kamusal malların refah analizleri için kullanılan Hedonik Fiyat Modeli bu çalışmada Isparta ilindeki konutların özelliklerinin örtük fiyatlarının belirlenebilmesi için kullanılmıştır. Bu amaçla 2014 yılı içerisinde 266 adet satışa çıkmış konuta ait veri emlakçılar ile yüz yüze görüşülerek Kasım – Aralık 2014 tarihleri arasında derlenmiştir. Veriler konutlara ait yapısal özellikleri ve lokasyon özelliklerini kapsamaktadır. Çalışmada doğrusal regresyon tekniği En Küçük Kareler ile Logaritmik-Doğrusal formda uygulanmıştır. Çalışmanın bulguları ön beklentiler ile uyumludur; Isparta'daki konutların fiyatlarını etkileyen en önemli özellikler ısınma sistemi ve estetik öğelerdir. ABSTRACT Hedonic Price Model is used to determine implict prices of the charasterictics whose prices can not be determined separately becsause of their embedded structure. Hedonic Price Model which is widely used in the literature for durable goods and analyzing wealth of public goods has been analyzed for determining implict prices of the characteristics of houses in Isparta city in this stuady. Fort this purpose, data about 266 houses for sale were collected between November and December 2014 by interviewing face-to-face with real estate agents. The data cover the structural and locational features of the houses. In order to achieve this goal, the technic of lineer regression is used with Ordinary Least Squares under the Log-Lin matemathical form. The findings of this study are compatible with the pre-expectations so that the most important characteristics affecting price of a house in Isparta are the heating system and aesthetic items.
Books by Mehmet Yiğit
Davranıssal Iktisat Penceresinden Deprem Oncesi ve Sonrası Icin Politika Durtme Onerileri, 2023
ÇEŞİTLİ SEKTÖRLER BAĞLAMINDA DAVRANIŞSAL FİNANS UYGULAMALARI, 2022
Ekonomik Tercihlere Davranışsal Yaklaşım, 2020
Ekonomik Tercihlere Davranışsal Yaklaşım, 2020
Theoretical and Applied Studies for Turkish Economy, 2020
Conference Presentations by Mehmet Yiğit
ICENSOS 2022 Proceeding Book, 2022
Statüko etkisi insanların mevcut durumu devam ettirmeye yönelik eğilimlerini ifade eder. İnsanlar... more Statüko etkisi insanların mevcut durumu devam ettirmeye yönelik eğilimlerini ifade eder. İnsanlar bir seçenek daha önce seçilmiş diye o seçenekte ısrarcı davranabilmektedir. Bir kişinin hayatı boyunca ailesinde kullanılan marka ve modelde bir araba kullanması gibi bir örnek statüko etkisini anlatmakta kullanılabilir. Statüko etkisinin ve pek çok mental kısayolun farklı açıklayıcıları bulunmaktadır. Ancak Kahneman, Hızlı ve Yavaş Düşünme kitabında bütün mental kısayolların temel açıklayanının psikologların birinci ve ikinci sistem ismini verdikleri zihinsel mekanizma olduğunu iddia etmektedir. Buna göre birinci sistemimiz hızlı ve refleksif kararlar alırken, ikinci sistemimiz rasyonel, hesaplamaya dayalı kararlar almaktadır, bu nedenle de yavaş ve maliyetli çalışmaktadır. Buradan hareketle bu çalışma statüko etkisi ile ikinci sistemin ne kadar hızlı aktive edilebildiğinin bir ölçüsü olan bilişsel yansıma düzeyi arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmadaki beklenti bilişsel yansıma düzeyi yükseldikçe statüko etkisinin düşmesidir. Bu hipotezi sınamak amacıyla, Qualtrics’te hazırlanan anket formu aracılığıyla ve kolayda örnekleme yöntemi ile 136 kişiden veri elde edilmiştir. Katılımcılar rastgele kontrol ve deney gruplarına atanmışlardır. Statüko etkisi manipülasyonu olarak her iki gruba da bir karışık pizza sipariş edecek olsalar üzerinde hangi malzemelerin olmasını istedikleri sorulmuştur. Kontrol grubunda istenen malzemelerin seçilmesi istenmiştir. Deney grubuna ise tüm malzemeler seçili halde gösterilmiş ve pizzada bulunması istenmeyen malzemelerin çıkarılması istenmiştir. Fark testi sonucunda statüko manipülasyonunun çalıştığı görülmüştür. Korelasyon analizi sonucunda ise -0,275 korelasyon katsayısı ile çok düşük düzeyde de olsa beklenti ile uyumlu bir sonuç elde edilmiş ve başka analizlerle de sonucun güçlülüğü sınanmıştır. Dolayısıyla çalışma, statüko etkisi ile bilişsel yansıma arasındaki ilişkiyi doğrulayan bir bulgu ortaya koymaktadır.
Uploads
Papers by Mehmet Yiğit
sınıflandırılmaktadır. Faydacı tüketim eğilimi daha çok rasyonaliteyle ilişkilendirilirken, hedonik tüketim eğilimi daha çok anlık haz ile ilişkilendirilmektedir. Bu anlık hazzın, kişileri plansız satın alma davranışına ittiği literatürde geniş şekilde tartışılmış ve bu argümanı destekleyen pek çok sonuç ortaya konmuştur. Bu çalışmadaki amaç ise hedonik tüketim eğiliminin plansız satın alma davranışı üzerindeki etkisinde sosyal medya bağımlılığının aracılık etkisini sınamaktır. Çünkü sosyal medya hayatımızın büyük bir parçası halini almıştır. Bu nedenle de davranışlarımızı ve tüketim kararlarımızı da etkileyecek pek çok uyarana sosyal medya üzerinden maruz kalmaktayız. Bu çalışmada ilgili argümanı sınamak üzere 413 üniversite öğrencisinden, anket yoluyla bilgi toplanmıştır. Yapılan regresyon analizleri neticesinde sosyal medya bağımlılığının hedonik tüketim eğiliminin plansız satın alma davranışı üzerindeki etkisinde kısmi aracılık etkisine sahip olduğu bulgulanmıştır.
İnsanların her zaman akılcı davranamadıkları ve çoğu zaman birbirinden çok farklı ve öngörülemeyen değişkenler tarafından tercihlerinin etkilenmekte olduğu uzun yıllardır pek çok akademik çalışma ile ortaya konmaktadır. Geleneksel İktisat'ın varsayımlarından biri olan Rasyonel İnsan, bireyi her zaman fayda maksimizasyonunu hedefleyen, akla uygun/akılcı davranan bir varlık olarak tanımlamakta, ölçümlenebilen/fark edilebilen değişkenlere göre bir bilgisayar gibi hesaplama yeteneğine sahip canlı olarak değerlendirmektedir. Ancak insanlar karar süreçlerinde çok küçük manipülasyonlardan, kararlarına ve hatta deneyimlerine etki eden çok küçük faktörlerden dahi etkilenebilmekte, kendileri için her zaman maksimum faydayı verecek seçimi gerçekleştirememektedirler. Bunun gibi rasyonel insan varsayımıyla çelişen durumlar Davranışsal İktisat literatüründe “sınırlı rasyonellik” başlığı altında incelenmektedir.
Sınırlı rasyonellik kavramının temellendirdiği bu çalışmada, insanların deneyimledikleri lezzetin, bir ürünün sunumunun görsel olarak farklılaştırılmasından etkilenip etkilenmediğini araştırılmıştır. Rastgele Örneklem Seçim Yönteminin kullanıldığı çalışmada, bir kafede insanlara aynı kahve farklı iki fincan ile aynı anda sunulmuş ve lezzetlerini 0 ile 10 puan arasında bir puanla değerlendirmeleri istenmiştir. Ancak kendilerine iki farklı kahve deneyecekleri söylenmiştir. Fincanlardan biri estetik açıdan oldukça gösterişli iken (çiçek süslemeli) diğer fincan olabildiğince sadedir (düz beyaz). Beklentimiz süslemeli fincan ile içilen kahvenin daha lezzetli bulunacağı yönündedir ve araştırmanın analiz sonuçları beklentimizle uyumluluk göstermiştir. Bu sonucun ardından müşterilere sadece bir fincan ile (bir gruba süslemeli başka bir gruba sade fincan ile) kahveyi sunarak lezzetini puanlamaları istenmiştir. Bu aşamada kahvenin lezzeti için verilen puanlar her iki bardak için de düşse de süslemeli fincan diğer sonuç da olduğu gibi daha yüksek puan almıştır. Bu sonuçlar bize insanların görsel açıdan daha estetik buldukları sunumların deneyimledikleri lezzeti de etkilediğini göstermektedir.
Books by Mehmet Yiğit
Conference Presentations by Mehmet Yiğit
sınıflandırılmaktadır. Faydacı tüketim eğilimi daha çok rasyonaliteyle ilişkilendirilirken, hedonik tüketim eğilimi daha çok anlık haz ile ilişkilendirilmektedir. Bu anlık hazzın, kişileri plansız satın alma davranışına ittiği literatürde geniş şekilde tartışılmış ve bu argümanı destekleyen pek çok sonuç ortaya konmuştur. Bu çalışmadaki amaç ise hedonik tüketim eğiliminin plansız satın alma davranışı üzerindeki etkisinde sosyal medya bağımlılığının aracılık etkisini sınamaktır. Çünkü sosyal medya hayatımızın büyük bir parçası halini almıştır. Bu nedenle de davranışlarımızı ve tüketim kararlarımızı da etkileyecek pek çok uyarana sosyal medya üzerinden maruz kalmaktayız. Bu çalışmada ilgili argümanı sınamak üzere 413 üniversite öğrencisinden, anket yoluyla bilgi toplanmıştır. Yapılan regresyon analizleri neticesinde sosyal medya bağımlılığının hedonik tüketim eğiliminin plansız satın alma davranışı üzerindeki etkisinde kısmi aracılık etkisine sahip olduğu bulgulanmıştır.
İnsanların her zaman akılcı davranamadıkları ve çoğu zaman birbirinden çok farklı ve öngörülemeyen değişkenler tarafından tercihlerinin etkilenmekte olduğu uzun yıllardır pek çok akademik çalışma ile ortaya konmaktadır. Geleneksel İktisat'ın varsayımlarından biri olan Rasyonel İnsan, bireyi her zaman fayda maksimizasyonunu hedefleyen, akla uygun/akılcı davranan bir varlık olarak tanımlamakta, ölçümlenebilen/fark edilebilen değişkenlere göre bir bilgisayar gibi hesaplama yeteneğine sahip canlı olarak değerlendirmektedir. Ancak insanlar karar süreçlerinde çok küçük manipülasyonlardan, kararlarına ve hatta deneyimlerine etki eden çok küçük faktörlerden dahi etkilenebilmekte, kendileri için her zaman maksimum faydayı verecek seçimi gerçekleştirememektedirler. Bunun gibi rasyonel insan varsayımıyla çelişen durumlar Davranışsal İktisat literatüründe “sınırlı rasyonellik” başlığı altında incelenmektedir.
Sınırlı rasyonellik kavramının temellendirdiği bu çalışmada, insanların deneyimledikleri lezzetin, bir ürünün sunumunun görsel olarak farklılaştırılmasından etkilenip etkilenmediğini araştırılmıştır. Rastgele Örneklem Seçim Yönteminin kullanıldığı çalışmada, bir kafede insanlara aynı kahve farklı iki fincan ile aynı anda sunulmuş ve lezzetlerini 0 ile 10 puan arasında bir puanla değerlendirmeleri istenmiştir. Ancak kendilerine iki farklı kahve deneyecekleri söylenmiştir. Fincanlardan biri estetik açıdan oldukça gösterişli iken (çiçek süslemeli) diğer fincan olabildiğince sadedir (düz beyaz). Beklentimiz süslemeli fincan ile içilen kahvenin daha lezzetli bulunacağı yönündedir ve araştırmanın analiz sonuçları beklentimizle uyumluluk göstermiştir. Bu sonucun ardından müşterilere sadece bir fincan ile (bir gruba süslemeli başka bir gruba sade fincan ile) kahveyi sunarak lezzetini puanlamaları istenmiştir. Bu aşamada kahvenin lezzeti için verilen puanlar her iki bardak için de düşse de süslemeli fincan diğer sonuç da olduğu gibi daha yüksek puan almıştır. Bu sonuçlar bize insanların görsel açıdan daha estetik buldukları sunumların deneyimledikleri lezzeti de etkilediğini göstermektedir.