Books by İsmail Göktürk
EĞİTİM, ENERJİ VE EMEK PİYASASI, 2020
Sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesinden ve toplumda
yalnızlaşan dezavantajlı grupların sor... more Sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesinden ve toplumda
yalnızlaşan dezavantajlı grupların sorunlarının çözülmesinden sadece
merkezi yönetimler değil; aynı zamanda yerel yönetimler de
sorumludur. Yerel yönetimlerin son yıllarda demokrasi, küreselleşme,
yerelleşme, yönetişim, hızlı kentleşme, göç, hizmet kalitesi vb.
kavramlarla anılması; dünyada yerel yönetimlerin artan önemi, AB’ye
uyum süreci, toplumsal talepler, kamu yönetiminin iç yetersizlikleri ve
modernleşme çabaları, yerel yönetimleri gündeme taşımış ve
öneminin vurgulanmasına yol açmıştır.
Özellikle ülkemizde yerel yönetimler alanında 2004 sonrasında
yapılan reformlarla bu konulara ilişkin önemli düzenlemeler
getirilmiştir. Yerel yönetimlerin sosyal fonksiyonlarının önemli bir
bölümü sivil toplum kuruluşları ile birlikte gerçekleştirilmesi gereken
etkinliklerdir. Devlet ve STK'lar arasında yer alan yerel yönetimlerin,
gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, STK'larla işbirliği ve koordinasyon
içinde çalışması gerekmektedir.
Bir belediyecilik hareketinin iktidara taşınması olarak
nitelendirilen ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hayata
geçirilmesine kadar devam eden AK Parti hükümetlerinin ve mevcut Cumhurbaşkanımızın kurduğu Cumhurbaşkanlığı sisteminin siyasi
reform niteliğindeki çalışmalarına, geleneğinden getirdiği sosyal
yardım/hizmet anlayışını/sosyal belediyecilik anlayışını kattığını ve
bunun da ilgili kanunlara yansıdığını, sosyal sorunların çözümünde
yerel yönetimlerden gerektiği gibi yararlanıldığını söylemek
mümkündür. Sosyal belediyecilik anlayışı, yerel yönetimleri sosyal
sorunların çözümünde bir aracı olarak görmekte ve sorumluluklar
vermektedir. Muhtaç, çaresiz ve güçsüz vatandaşların yaşam şartlarını
kolaylaştırıcı yardımları yapmak ve gerekli altyapı yatırımlarını
gerçekleştirmek "ihtiyaç sahiplerinin korunması"nı esas alan sosyal
belediyeciliğin ana amacıdır.
Bu çalışmada, dezavantajlı gruplar ile sosyal belediyecilik
kavramları ele alınacaktır. Ülkemizdeki sosyal belediyecilik
yaklaşımları, sosyal belediyecilikle ilgili hukuki düzenlemeler ve
uygulamalar değerlendirilecektir.
Uploads
Books by İsmail Göktürk
yalnızlaşan dezavantajlı grupların sorunlarının çözülmesinden sadece
merkezi yönetimler değil; aynı zamanda yerel yönetimler de
sorumludur. Yerel yönetimlerin son yıllarda demokrasi, küreselleşme,
yerelleşme, yönetişim, hızlı kentleşme, göç, hizmet kalitesi vb.
kavramlarla anılması; dünyada yerel yönetimlerin artan önemi, AB’ye
uyum süreci, toplumsal talepler, kamu yönetiminin iç yetersizlikleri ve
modernleşme çabaları, yerel yönetimleri gündeme taşımış ve
öneminin vurgulanmasına yol açmıştır.
Özellikle ülkemizde yerel yönetimler alanında 2004 sonrasında
yapılan reformlarla bu konulara ilişkin önemli düzenlemeler
getirilmiştir. Yerel yönetimlerin sosyal fonksiyonlarının önemli bir
bölümü sivil toplum kuruluşları ile birlikte gerçekleştirilmesi gereken
etkinliklerdir. Devlet ve STK'lar arasında yer alan yerel yönetimlerin,
gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, STK'larla işbirliği ve koordinasyon
içinde çalışması gerekmektedir.
Bir belediyecilik hareketinin iktidara taşınması olarak
nitelendirilen ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hayata
geçirilmesine kadar devam eden AK Parti hükümetlerinin ve mevcut Cumhurbaşkanımızın kurduğu Cumhurbaşkanlığı sisteminin siyasi
reform niteliğindeki çalışmalarına, geleneğinden getirdiği sosyal
yardım/hizmet anlayışını/sosyal belediyecilik anlayışını kattığını ve
bunun da ilgili kanunlara yansıdığını, sosyal sorunların çözümünde
yerel yönetimlerden gerektiği gibi yararlanıldığını söylemek
mümkündür. Sosyal belediyecilik anlayışı, yerel yönetimleri sosyal
sorunların çözümünde bir aracı olarak görmekte ve sorumluluklar
vermektedir. Muhtaç, çaresiz ve güçsüz vatandaşların yaşam şartlarını
kolaylaştırıcı yardımları yapmak ve gerekli altyapı yatırımlarını
gerçekleştirmek "ihtiyaç sahiplerinin korunması"nı esas alan sosyal
belediyeciliğin ana amacıdır.
Bu çalışmada, dezavantajlı gruplar ile sosyal belediyecilik
kavramları ele alınacaktır. Ülkemizdeki sosyal belediyecilik
yaklaşımları, sosyal belediyecilikle ilgili hukuki düzenlemeler ve
uygulamalar değerlendirilecektir.
yalnızlaşan dezavantajlı grupların sorunlarının çözülmesinden sadece
merkezi yönetimler değil; aynı zamanda yerel yönetimler de
sorumludur. Yerel yönetimlerin son yıllarda demokrasi, küreselleşme,
yerelleşme, yönetişim, hızlı kentleşme, göç, hizmet kalitesi vb.
kavramlarla anılması; dünyada yerel yönetimlerin artan önemi, AB’ye
uyum süreci, toplumsal talepler, kamu yönetiminin iç yetersizlikleri ve
modernleşme çabaları, yerel yönetimleri gündeme taşımış ve
öneminin vurgulanmasına yol açmıştır.
Özellikle ülkemizde yerel yönetimler alanında 2004 sonrasında
yapılan reformlarla bu konulara ilişkin önemli düzenlemeler
getirilmiştir. Yerel yönetimlerin sosyal fonksiyonlarının önemli bir
bölümü sivil toplum kuruluşları ile birlikte gerçekleştirilmesi gereken
etkinliklerdir. Devlet ve STK'lar arasında yer alan yerel yönetimlerin,
gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, STK'larla işbirliği ve koordinasyon
içinde çalışması gerekmektedir.
Bir belediyecilik hareketinin iktidara taşınması olarak
nitelendirilen ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hayata
geçirilmesine kadar devam eden AK Parti hükümetlerinin ve mevcut Cumhurbaşkanımızın kurduğu Cumhurbaşkanlığı sisteminin siyasi
reform niteliğindeki çalışmalarına, geleneğinden getirdiği sosyal
yardım/hizmet anlayışını/sosyal belediyecilik anlayışını kattığını ve
bunun da ilgili kanunlara yansıdığını, sosyal sorunların çözümünde
yerel yönetimlerden gerektiği gibi yararlanıldığını söylemek
mümkündür. Sosyal belediyecilik anlayışı, yerel yönetimleri sosyal
sorunların çözümünde bir aracı olarak görmekte ve sorumluluklar
vermektedir. Muhtaç, çaresiz ve güçsüz vatandaşların yaşam şartlarını
kolaylaştırıcı yardımları yapmak ve gerekli altyapı yatırımlarını
gerçekleştirmek "ihtiyaç sahiplerinin korunması"nı esas alan sosyal
belediyeciliğin ana amacıdır.
Bu çalışmada, dezavantajlı gruplar ile sosyal belediyecilik
kavramları ele alınacaktır. Ülkemizdeki sosyal belediyecilik
yaklaşımları, sosyal belediyecilikle ilgili hukuki düzenlemeler ve
uygulamalar değerlendirilecektir.