I am a doctoral student, I am interested in the history of medicine, ethics, philosophy. I am also an university staff and I am trying to improve my English.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi
Tüberküloz basili, XIX. yüzyılın sonlarında tanımlanmış olmasına rağmen yüzyıllar boyunca ölümcül... more Tüberküloz basili, XIX. yüzyılın sonlarında tanımlanmış olmasına rağmen yüzyıllar boyunca ölümcül bir hastalık olarak sadece tıp tarihinde değil, sanat ve düşün alanına etkileri ile de önemli bir yere sahip olmuştur. Birçok ünlü eserin yaratılmasında hastalık etkilerinin rolü olduğu tartışılagelmektedir. Bu kadar geniş etkileri olan hastalık ülkemizde de bir salgın olarak görülmüş ve yoğunluğu yıllar içinde değişse de tüberküloz mücadelesi günümüzde de devam etmektedir. Sanat ve sanatçı özelinde farklı yansımaları bulunan tüberküloz, yerli ve yabancı yapımı pek çok filme konu olmuştur. Bu çalışmada; ikinci dünya savaşının tüm dünyayı yaktığı yıllarda yokluk ve salgınlarla mücadele eden genç Türkiye Cumhuriyetinden bir kesitle, iki genç şairin yaşadığı heyecanların ve aşklarının yanında tüberkülozla mücadelelerini konu eden Kelebeğin Rüyası filmi ele alınmıştır. Bu filmin konusu ve kapsadığı dönem bağlamında hastalık olarak tüberkülozun nasıl algılandığı, bireysel ya da kurumsal tüberküloz mücadelesinin yansımaları ve filmin bu mücadelede ön plana çıkardığı bir kurum olan Heybeliada Sanatoryumu irdelenmiştir. Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 1924 yılında 16 yataklı olarak açılan sanatoryum; geçen yıllar içinde yatak kapasitesini arttırmış, tedavi hizmetleri yanında Prof. Dr. Siyami ERSEK gibi birçok hekime uzmanlık eğitimi veren bir eğitim kurumu olmuştur. Zamanın zor şartlarına rağmen hastalar ancak varsıl insanların bulabildiği yiyecekler ile beslenmiş, sanatoryum tedavi hizmetlerinin yanında uzun süren tedaviler boyunca hastalara meslek edinme kursları düzenleyen rehabilitasyon merkezi olarak hizmet vermiştir. Yıllar içinde devlet desteğinden mahrum kalan ve maddi imkansızlıklarla boğuşan sanatoryum 18 Ekim 2009'da çıkan yangın ile yanmış ve bir tarih tamamen kapanmıştır.
Arthur Schopenhauer, şefkat ve merhametin filozofudur; onun felsefesinde "irade (istenç)"ve "merh... more Arthur Schopenhauer, şefkat ve merhametin filozofudur; onun felsefesinde "irade (istenç)"ve "merhamet" kavramlarına sıklıkla yer verildiği görülmektedir. Bu çalışma, merhamet kavramını tanımlamayı, Schopenhauer'in felsefi bakışında merhamet ve ahlaka ilişkin görüşlerinin ne olduğunu araştırmayı ve aynı zamanda farklı görüşteki bazı düşünürlerin fikirleriyle karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda merhametin farklı tanımları incelenmiş ve merhamet kavramını etik ve felsefi anlamda değerlendiren bazı düşünürlerin görüşlerinden söz edilmiştir. Schopenhauer, Batı felsefi geleneğine paralel olmayan bir biçimde merhamete ahlaki ve metafizik bir önem vermiştir. Schopenhauer'e göre, "ahlak", kimsenin birbirine zarar vermediği ve herkesin birbirine olabildiğince yardım ettiği bir ilişki biçimidir; merhamet duygusudur. Başka bazı filozoflar da merhametli olmanın ahlaki bir erdem olarak görülebileceğini vurgulamışlardır. Bu erdeme sahip olmak için merhametin doğasını anlamak gerekmektedir. Ahlaki değerin merhametin bir sonucu olarak gerçekleşebileceğine inanan Schopenhauer, sevgi ve şefkatin ahlaki açıdan iyi karaktere sahip bireylerde bulunacağına inanmaktadır. Bu yüzden kişinin iradesini desteklemesi gerektiğini düşünür. Egoizm ve kötülük ayrıca kötü davranış ve kötü fikirlere de neden olur. Schopenhauer'e göre, egoizmi ve kötülüğü çözecek tek şey merhamettir. Merhamet, insanı gerçek adalete ve insan sevgisine götüren bir duygudur.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi
Tüberküloz basili, XIX. yüzyılın sonlarında tanımlanmış olmasına rağmen yüzyıllar boyunca ölümcül... more Tüberküloz basili, XIX. yüzyılın sonlarında tanımlanmış olmasına rağmen yüzyıllar boyunca ölümcül bir hastalık olarak sadece tıp tarihinde değil, sanat ve düşün alanına etkileri ile de önemli bir yere sahip olmuştur. Birçok ünlü eserin yaratılmasında hastalık etkilerinin rolü olduğu tartışılagelmektedir. Bu kadar geniş etkileri olan hastalık ülkemizde de bir salgın olarak görülmüş ve yoğunluğu yıllar içinde değişse de tüberküloz mücadelesi günümüzde de devam etmektedir. Sanat ve sanatçı özelinde farklı yansımaları bulunan tüberküloz, yerli ve yabancı yapımı pek çok filme konu olmuştur. Bu çalışmada; ikinci dünya savaşının tüm dünyayı yaktığı yıllarda yokluk ve salgınlarla mücadele eden genç Türkiye Cumhuriyetinden bir kesitle, iki genç şairin yaşadığı heyecanların ve aşklarının yanında tüberkülozla mücadelelerini konu eden Kelebeğin Rüyası filmi ele alınmıştır. Bu filmin konusu ve kapsadığı dönem bağlamında hastalık olarak tüberkülozun nasıl algılandığı, bireysel ya da kurumsal tüberküloz mücadelesinin yansımaları ve filmin bu mücadelede ön plana çıkardığı bir kurum olan Heybeliada Sanatoryumu irdelenmiştir. Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 1924 yılında 16 yataklı olarak açılan sanatoryum; geçen yıllar içinde yatak kapasitesini arttırmış, tedavi hizmetleri yanında Prof. Dr. Siyami ERSEK gibi birçok hekime uzmanlık eğitimi veren bir eğitim kurumu olmuştur. Zamanın zor şartlarına rağmen hastalar ancak varsıl insanların bulabildiği yiyecekler ile beslenmiş, sanatoryum tedavi hizmetlerinin yanında uzun süren tedaviler boyunca hastalara meslek edinme kursları düzenleyen rehabilitasyon merkezi olarak hizmet vermiştir. Yıllar içinde devlet desteğinden mahrum kalan ve maddi imkansızlıklarla boğuşan sanatoryum 18 Ekim 2009'da çıkan yangın ile yanmış ve bir tarih tamamen kapanmıştır.
Arthur Schopenhauer, şefkat ve merhametin filozofudur; onun felsefesinde "irade (istenç)"ve "merh... more Arthur Schopenhauer, şefkat ve merhametin filozofudur; onun felsefesinde "irade (istenç)"ve "merhamet" kavramlarına sıklıkla yer verildiği görülmektedir. Bu çalışma, merhamet kavramını tanımlamayı, Schopenhauer'in felsefi bakışında merhamet ve ahlaka ilişkin görüşlerinin ne olduğunu araştırmayı ve aynı zamanda farklı görüşteki bazı düşünürlerin fikirleriyle karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda merhametin farklı tanımları incelenmiş ve merhamet kavramını etik ve felsefi anlamda değerlendiren bazı düşünürlerin görüşlerinden söz edilmiştir. Schopenhauer, Batı felsefi geleneğine paralel olmayan bir biçimde merhamete ahlaki ve metafizik bir önem vermiştir. Schopenhauer'e göre, "ahlak", kimsenin birbirine zarar vermediği ve herkesin birbirine olabildiğince yardım ettiği bir ilişki biçimidir; merhamet duygusudur. Başka bazı filozoflar da merhametli olmanın ahlaki bir erdem olarak görülebileceğini vurgulamışlardır. Bu erdeme sahip olmak için merhametin doğasını anlamak gerekmektedir. Ahlaki değerin merhametin bir sonucu olarak gerçekleşebileceğine inanan Schopenhauer, sevgi ve şefkatin ahlaki açıdan iyi karaktere sahip bireylerde bulunacağına inanmaktadır. Bu yüzden kişinin iradesini desteklemesi gerektiğini düşünür. Egoizm ve kötülük ayrıca kötü davranış ve kötü fikirlere de neden olur. Schopenhauer'e göre, egoizmi ve kötülüğü çözecek tek şey merhamettir. Merhamet, insanı gerçek adalete ve insan sevgisine götüren bir duygudur.
Uploads
Papers by Handan Akın