Papers by Melih Coşgun
Demokrasi kavrami, R. Dahl, G. Sartori, A. de Tocquivelli gibi dusunurlerin teorik cercevesine do... more Demokrasi kavrami, R. Dahl, G. Sartori, A. de Tocquivelli gibi dusunurlerin teorik cercevesine dogrudan katkida bulundugu, ozgur secmen, adil secimler, siyasetcilerin anayasal sinirlandirmalara tabiligi, sivil toplum gibi cesitli degerleri icerisinde barindirmaktadir. Dusunurlerin bu katkilarinin yani sira S. Huntington da demokrasi seruveninin yonunu ve zamanini kendi siniflandirmasiyla acikladigi onemli calismalarda bulunmustur. Ozellikle birinci demokrasi dalgasinin akabinde ortaya cikan ters dalga dunya uzerinde bazi otoriter uygulamalari da beraberinde getirmistir. Ataturk donemi de is bu noktada birinci ters dalganin yasandigi surece denk gelmektedir. Uygulanan kimi politikalarin demokratikliginin sikca tartisildigi bu donemde Turkiye ozelinde Ataturkcu demokrasi olarak nitelendirilen bir kavramsallastirilmaya gidilmesi tesaduf degildir. Calisma Ataturkcu demokrasi kavramini, bulundugu donemde yasanan olaylar ve pratikler goz onune alinarak, uygulamalarin demokratikligi cercev...
Modernligin Avrupa’da, gec 16. Yuzyil ve erken 17. Yuzyilda, ortaya cikmasi ile birlikte hayatin;... more Modernligin Avrupa’da, gec 16. Yuzyil ve erken 17. Yuzyilda, ortaya cikmasi ile birlikte hayatin; ekonomik, toplumsal, dini, siyasi alanlari gibi cesitli kose baslarinda buyuk capli ve inkilâp niteliginde degisiklikler yasanmistir. Bu degisikliklerin sferleri/kureleri sarmalanarak; biri-digerini etkileyerek bicimlenmistir; siyaset penceresinden bakildiginda basta etnik ve dini gruplar olmak uzere cokluklari icerisinde barindiran imparatorluklar degisim ve donusum sureci icerisine girmistir. Bu surecte ulus-devletlerin ilk nuvelerini gormeye basladigimiz cesitli siyasal orgutlenme bicimleri karsimiza cikmaktadir. Modernlik ile birlikte ismini zikretmeye basladigimiz modern devlet kavrami; Hobbes’tan Rousseau’ya, Locke’tan Hegel’e kadar pek cok dusunur tarafindan ele alinmistir. Bati’da modernlesme olarak nitelendigimiz bir surec neticesinde vuku bulan ulus-devlet siyasal orgutlenmesi, Bati-disi toplumlarda disaridan ithal edilen bir proje seklinde karsimiza cikmaktadir. Calisma, Ort...
Osmanli devletinin duraklama doneminde yasanan idari, mali ve askeri birtakim sorunlar, kamu poli... more Osmanli devletinin duraklama doneminde yasanan idari, mali ve askeri birtakim sorunlar, kamu politikalarinin gozden gecirilmesini zorunlu kilmistir. Anilan yuzyilin ortalarinda sistemin ozune dokunmadan, daha cok uygulamaya yonelik oneriler kimi zaman re’sen, kimi zaman da talimatla gundeme gelmistir. Avrupa’da Machiavelli’ye kadar, Dogu’da ise cok daha uzun sure siyaset ve kamu yonetimi uzerine yazilan eserlerin neredeyse tamami “nasihatname” kabilinden eserlerdir. Bu eserlerde agir vergilerden, ehil olmayan burokratlardan, hukuk sistemindeki yozlasmadan kaynaklanan yonetimsel sorunlara daha cok “adalet”, “liyakat” ve “otorite” kavramlarini merkeze alan bir perspektiften teshis konulmakta ve ayni cercevede bir islahat programi onerilmekteydi. Bu calisma, ozellikle Kâtip Celebi, Defterdar Sari Mehmet Pasa ve son olarak Koci Bey’in genel olarak “nasihatnâme” olarak adlandirilan ve kamu yonetiminin “islâh” edilmesini ongoren eserlerinin karsilastirmali bir analizini amaclamaktadir.
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi
The point of origin in the comparison of the Ottoman Empire and the Russian Empire were not as di... more The point of origin in the comparison of the Ottoman Empire and the Russian Empire were not as different from each other unlike the similarities. Both empires has chosen to shape with their own internal dynamics and enclosed social life over the years. In addition, they have taken samples the West as their model for modernization. These Empires have been described as "other" by Western because of "Islam" in Ottoman Empire and "Orthodoxy" in Russian Empire. Similar social patterns, political unrest and modernization moves has been the starting point of the study. The study referred to in the title of "comparison" did not include the concept of the just determination of similarity. Although both empires have many similarities, there were many striking differences each other. The most obvious differences in etymologic, Ottoman bureaucracy designate modernization as "Westernization", other side Russian administrators named modernization as "Europeanism". Another notable element was observed in various economic lives. The transition to capitalism in the Ottoman Empire directed by external forces on the other hand, Russia gave direction to this transformation of its own volition. The purpose of study is to show the similarities and differences in the Ottoman and Russian modernization with using the comparative historical sociological method.
Rusya, Batı'da meydana gelen değişim ve dönüşüm süreci olan moderniteyi kendi dinamikleri dâhilin... more Rusya, Batı'da meydana gelen değişim ve dönüşüm süreci olan moderniteyi kendi dinamikleri dâhilinde değil de elitler elinden yürütülen bir proje olarak yaşamıştır. Avrupa'nın dışında kalmış ve bu modernleş(tir)me çabasını Avrupalılaşma veya Batılılaşma olarak kavramsallaştırmıştır. Avrupa ile olan ayrışmanın yanı sıra içeride yönetici elitler ve toplumun önemli kesimini oluşturan köylüler (mujik) arasında da büyük bir uçurum göze çarpmaktadır. Bu durum ise modernleşme projesi ile birlikte daha derinleşmektedir. Çalışmada, modernleşme projesi süresince Rus yurttaşları olan köylülerin toplumsal durumunu ortaya koyup, zaman içerisinde özgürlüğe daha yakın konumlarının serfliğe doğru kaymasıyla birlikte toplumun buna verdiği tepkilere değinilecektir. Bu inceleme esnasında modernleşme öncesi ve sonrasında Rus yurttaşlarının toplumsal konumlarına ve isyanlara değinilecektir. Sonuç olarak da; Rus modernleşme projesinin Ekim Devriminin önemli bir mihenk taşı olduğu, tek başına devrime neden olduğu söyleminde kaçınarak bunun yerine nedenlerden önemli bir tanesi olduğu vurgusu dâhilinde, devrime giden yolu açtığı kanısına varılmıştır.
Demokrasi kavramı, R. Dahl, G. Sartori, A. de Tocquivelli gibi düşünürlerin teorik çerçevesine do... more Demokrasi kavramı, R. Dahl, G. Sartori, A. de Tocquivelli gibi düşünürlerin teorik çerçevesine doğrudan katkıda bulunduğu, özgür seçmen, adil seçimler, siyasetçilerin anayasal sınırlandırmalara tabiliği, sivil toplum gibi çeşitli değerleri içerisinde barındırmaktadır. Düşünürlerin bu katkılarının yanı sıra S. Huntington da demokrasi serüveninin yönünü ve zamanını kendi sınıflandırmasıyla açıkladığı önemli çalışmalarda bulunmuştur. Özellikle birinci demokrasi dalgasının akabinde ortaya çıkan ters dalga dünya üzerinde bazı otoriter uygulamaları da beraberinde getirmiştir. Atatürk dönemi de iş bu noktada birinci ters dalganın yaşandığı sürece denk gelmektedir. Uygulanan kimi politikaların demokratikliğinin sıkça tartışıldığı bu dönemde Türkiye özelinde Atatürkçü demokrasi olarak nitelendirilen bir kavramsallaştırılmaya gidilmesi tesadüf değildir. Çalışma Atatürkçü demokrasi kavramını, bulunduğu dönemde yaşanan olaylar ve pratikler göz önüne alınarak, uygulamaların demokratikliği çerçevesinde tartışmayı amaçlamaktadır. Bunu yaparken konuyla, Heidegger'in zaman ve mekân değerleri üzerinden yorumlamaya özen gösterilmiştir. Ezcümle, meydana gelen olayların yaşandığı dönem içerisinde değerlendirildiğinde yapılan eleştirilerin daha yerinde olacağı düşüncesinden yola çıkılarak dönemin uluslararası toplu durumu da dikkate alınmıştır. ABSTRACT R. Dahl, G. Sartori, A. de Tocqueville as thinkers have contributed directly to the theoretical framework of democracy. This concept incorporates various values such as free voters, fair elections, politicians' limitations by constitutional and civil society. S. Huntington has made significant studies the direction and time of the journey of democracy that explain its own classification in addition to the contribution of these thinkers. Especially, the first wave of democracy followed on the reverse wave has brought forth some of authoritarian practices in the world. Also Ataturk period corresponds process of the first reverse wave. Described as Kemalist Democracy conceptualization of democracy is not a coincidence some of the implemented policy which discussions often about democratizations in this period. In this article aims to discuss to the concept of Kemalist Democracy, the events and practical in the period of Ataturk the framework of the democratization of the application. While discussing, attend to use Heidegger's "time and space" conceptualization. In brief, the international conditions are taken attention because of more accurate; interpret the events that occurred at the time. GĐRĐŞ Fransız Devrimi, ilk bakışta ulus-devlet yapılarının ortaya çıktığı dönemin başlangıcı olarak ifade edilmekle birlikte, liberalizm gibi önemli bir düşünce akımının (ideoloji) hızlı bir biçimde yayılmasına imkân sağlamıştır. Ekonomik bir sistem olan kapitalizm ile karşılıklı etkileşim içerisine giren liberalizm; bireyselciliği, özgürlüğü ve serbest piyasayı savunmuştur. Bu değerleri savunmakla birlikte liberalizm, ulus-devletin seçtiği yönetim şekline paralel olarak uygulama alanı bulabilmektedir. Halkın egemenliğini, halkın
The concept of democracy has been revised many times from past in the context of content and mean... more The concept of democracy has been revised many times from past in the context of content and meaning. This concept is emerged as different application forms in different times and societies. Democracy, which varies with different content, represents values for administration of public to conceptualize. Democracy which Robert Dahl made a major contribution in theory various instruments such as; free voters, fairy elections, civil society and politicians restricting by law. Moreover, Developing countries generally prefer "Majoritarianism" while developed countries prefer "pluralism", as defined by J. Madison and A. Tocqueville, as a kind of democracy. Additionally, the concept of "multitude" represents absolute democracy according to Hardt and Negri. Also, Laclau and Mouffe have named the concept of "radical democracy". By drawing theoretical framework of concept of majoritarianism, pluralism and multitude this study aims to evaluate relationship between these concepts and examples in Turkey. The examples which determine these study's limits are generally preferred about current issues. The position of democracy in Turkey according to mentioned concepts will be discussed at the end of study.
Modernliğin Avrupa'da, geç 16. Yüzyıl ve erken 17. Yüzyılda, ortaya çıkması ile birlikte hayatın;... more Modernliğin Avrupa'da, geç 16. Yüzyıl ve erken 17. Yüzyılda, ortaya çıkması ile birlikte hayatın; ekonomik, toplumsal, dini, siyasi alanları gibi çeşitli köşe başlarında büyük çaplı ve inkılâp niteliğinde değişiklikler yaşanmıştır. Bu değişikliklerin sferleri/küreleri sarmalanarak; biri-diğerini etkileyerek biçimlenmiştir; siyaset penceresinden bakıldığında başta etnik ve dini gruplar olmak üzere çoklukları içerisinde barındıran imparatorluklar değişim ve dönüşüm süreci içerisine girmiştir. Bu süreçte ulus-devletlerin ilk nüvelerini görmeye başladığımız çeşitli siyasal örgütlenme biçimleri karşımıza çıkmaktadır. Modernlik ile birlikte ismini zikretmeye başladığımız modern devlet kavramı; Hobbes'tan Rousseau'ya, Locke'tan Hegel'e kadar pek çok düşünür tarafından ele alınmıştır. Batı'da modernleşme olarak nitelendiğimiz bir süreç neticesinde vuku bulan ulus-devlet siyasal örgütlenmesi, Batı-dışı toplumlarda dışarıdan ithal edilen bir proje şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Çalışma, Ortadoğu uluslaşma sürecini Batı'da ortaya çıkan modernleşme minvalinde ele almayı ve modernliğin, ulus-devlet ve milli kimlik inşası üzerinde etkilerini göstermeyi amaçlamaktadır.
Osmanlı devletinin duraklama döneminde yaşanan idarî, malî ve askerî birtakım sorunlar, kamu poli... more Osmanlı devletinin duraklama döneminde yaşanan idarî, malî ve askerî birtakım sorunlar, kamu politikalarının gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Anılan yüzyılın ortalarında sistemin özüne dokunmadan, daha çok uygulamaya yönelik öneriler kimi zaman re'sen, kimi zaman da talimatla gündeme gelmiştir. Avrupa'da Machiavelli'ye kadar, Doğu'da ise çok daha uzun süre siyaset ve kamu yönetimi üzerine yazılan eserlerin neredeyse tamamı "nasihatname" kabilinden eserlerdir. Bu eserlerde ağır vergilerden, ehil olmayan bürokratlardan, hukuk sistemindeki yozlaşmadan kaynaklanan yönetimsel sorunlara daha çok "adalet", "liyakat" ve "otorite" kavramlarını merkeze alan bir perspektiften teşhis konulmakta ve aynı çerçevede bir ıslahat programı önerilmekteydi. Bu çalışma, özellikle Kâtip Çelebi, Defterdar Sarı Mehmet Paşa ve son olarak Koçi Bey'in genel olarak "nasihatnâme" olarak adlandırılan ve kamu yönetiminin "ıslâh" edilmesini öngören eserlerinin karşılaştırmalı bir analizini amaçlamaktadır.
Books by Melih Coşgun
Conference Presentations by Melih Coşgun
Marksist literatürde karşımıza çıkan sosyalist bir topluma varmak için tamamlanması gereken toplu... more Marksist literatürde karşımıza çıkan sosyalist bir topluma varmak için tamamlanması gereken toplumsal aşamalar gibi Mouffe'da da siyasal olana ulaşmak için öncelikle antagonistik ve agonistik aşamalardan geçmek gerekmektedir. Genel bir ifade ile çatışmacı ve şiddet eğilimli bir ortamı anlamlandırmak için kullanılan antagonizma içerisinde barındırdığı karşıtlıklarla sorunlu bir alanı ifade etmektedir. Bu sorunlu alandan agonizmaya geçiş ve nihayetinde siyasal olana erişme çabası Mouffe'un temel tahayyülünü oluşturmaktadır. Hatta bu durumun toplumsal politik hayata kattığı dinamizmi, yine Karl Marx'ın sınıf mücadelelerini itici bir güç görmesi gibi, itici bir kuvvet olarak övgüye mazhar bulmaktadır. Çalışma bağlamında ise Post Marksist geleneğin sınırlarını belirlediği ve fakat zaman zaman Schmittyen bir tavrın da araç olarak kullanıldığı antagonizma, agonizma ve siyasal olana varma çabası, asıl olarak çatışmaların merkezinde yer alan temel sorunsalı cevaplama çabasıyla ilk ivmesini kazanmaktadır. Bu noktada çalışmanın temel amacı antagonizmanın ortaya çıkmasındaki nedenlere cevap aramaktır. Tarihsel sürecin belirlediği şartlar aynı zamanda çalışmanın kronolojik seyrini de belirlemektedir. Sınırların çizilmesi adına Chantal Mouffe özelinde eleştirel bir yaklaşım tercih edilmiştir. ABSTRACT In order to reach a socialist society, which has to be completed in Marxist literature, such as social stages to be completed, it is necessary to pass through antagonistic and agonistic stages in order to reach the political one in Mouffe. It refers to a problematic area with antagonisms within the antagonism used to make sense of a confrontational and violent environment. The transition from this problem area to agonism and ultimately to reach the political one constitutes Mouffe's basic imagination. In fact, the dynamism that this situation brings to the social political life is praised as a driving force, as it sees Karl Marx's class struggle as a driving force. In the context of the study, the post-Marxist tradition determines the boundaries of the Marxist tradition, but from time to time the Schmittyen attitude is used as an instrument of antagonism, agonism, and the attempt to reach the political one, the main problem in the center of the conflict is to gain the first momentum in an effort to answer. At this point, the main purpose of the study is to seek answers to the causes of antagonism. The conditions determined by the historical process also determine the chronological course of the study. In order to draw the boundaries, a critical approach was chosen for Chantal Mouffe.
Thesis Chapters by Melih Coşgun
Uploads
Papers by Melih Coşgun
Books by Melih Coşgun
Conference Presentations by Melih Coşgun
Thesis Chapters by Melih Coşgun