Ayşegül Aykurt
Prof. Dr. Ayşegül Aykurt Hacettepe University, Deparment of Archaeology
less
Related Authors
Nerissa Russell
Cornell University
Andrea Peto
Central European University
Armando Marques-Guedes
UNL - New University of Lisbon
Enrico Cirelli
Università di Bologna
Kristian Kristiansen
University of Gothenburg
Yannis Hamilakis
Brown University
Gary Feinman
Field Museum
Francisco Vazquez-Garcia
Universidad de Cadiz
Alexander Fantalkin
Tel Aviv University
Lucas R . Platero
Universidad Rey Juan Carlos
Uploads
Papers by Ayşegül Aykurt
LİTERATÜRDE CHEESE–POT ! OLARAK BİLİNEN
KAP GELENEĞİ
Ayşegül Aykurt*
Özet: Karain Mağarası’nın B gözünde yapılan kazılarda H I–IV katmanlarında Kalkolitik Çağ’ın farklı dönemlerine tarihlenen seramik örnekleri ele geçmiştir. Bu seramik içinde basit ağız kenarı altında delikler bulunan çok sayıda parça yer almaktadır. Oldukça kırılgan yapıda ve farklı tiplerde oldukları anlaşılan bu örneklerin açık ateşe maruz kaldıkları görülmüştür. Ege arkeolojisi literatüründe cheese–pot olarak tanımlanan bu kaplar Asya ve Avrupa’da oldukça geniş bir coğrafyadan bilinmektedir. Cheese–potlar MÖ 7000’lerden MÖ 1400’lere kadar uzun bir zamana diliminde kullanılmıştır. Ugarit’te bulunan ve Neolitik Çağ’a tarihlenen örneklerden, bu tip kapların Levant’tan çevre kültür bölgelerine yayıldığı söylenebilir. Kullanım işlevleriyle ilgili peynir kabı, ızgara–mangal/mangaly, ocak, pişirme kabı, saklama kabı, elek, kapak ve müzik aleti olmak üzere farklı yorumlar yapılmıştır. Bu makalede, cheese–pot olarak tanımlanan kapların dağılım alanları ve kullanım biçimleri ile ilgili yapılan yorumlar anlatılarak Karain Mağarası cheese–pot örnekleri üzerinden kullanım biçimine ilişkin yeni öneriler getirilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Karain Mağarası, Kalkolitik Çağ, Cheese-Pot, Seramik, Zeytinyağı
THE POTTERY TRADITION SO-CALLED
CHEESE–POT IN LITERATURE IN THE CHALCOLITHIC AGE,
KARAIN CAVE
Abstract: Ceramic samples from different periods of the Chalcolithic Age were found in layers H I–IV during the excavations carried out in Chamber B of Karain Cave. In this ceramic, there are many pieces with holes under the simple rim. It was observed that these samples, which were understood to be quite fragile and of different types, were exposed to open fire. These vessels, which are defined as cheese–pot in the Aegean archaeology literature, are known from a wide geography in Asia and Europe. Cheese–pots were used over a long period of time, from 7000 BC to1400 BC. From the samples found in Ugarit and dated to the Neolithic Age, it can be said that these types of vessels spread from the Levant to the surrounding cultural regions. Regarding the usage functions of these pottery; different interpretations were made on cheese–pot, grill–barbecue /barbecue, stove, cooking container, storage container, sieve, lid and musical instrument. In this article, the interpretations about the distribution areas and usage styles of cheese-pots are explained; and new suggestions are made regarding the usage of cheese-pot samples based on the Karain Cave.
Key Words: Karain Cave, Chalcolithic Age, Cheese-Pot, Pottery, Olive oil
Erken Tunç Çağı II
Orta Tunç Çağı
Geç Tunç Çağı
mimari seramik buluntu
LİTERATÜRDE CHEESE–POT ! OLARAK BİLİNEN
KAP GELENEĞİ
Ayşegül Aykurt*
Özet: Karain Mağarası’nın B gözünde yapılan kazılarda H I–IV katmanlarında Kalkolitik Çağ’ın farklı dönemlerine tarihlenen seramik örnekleri ele geçmiştir. Bu seramik içinde basit ağız kenarı altında delikler bulunan çok sayıda parça yer almaktadır. Oldukça kırılgan yapıda ve farklı tiplerde oldukları anlaşılan bu örneklerin açık ateşe maruz kaldıkları görülmüştür. Ege arkeolojisi literatüründe cheese–pot olarak tanımlanan bu kaplar Asya ve Avrupa’da oldukça geniş bir coğrafyadan bilinmektedir. Cheese–potlar MÖ 7000’lerden MÖ 1400’lere kadar uzun bir zamana diliminde kullanılmıştır. Ugarit’te bulunan ve Neolitik Çağ’a tarihlenen örneklerden, bu tip kapların Levant’tan çevre kültür bölgelerine yayıldığı söylenebilir. Kullanım işlevleriyle ilgili peynir kabı, ızgara–mangal/mangaly, ocak, pişirme kabı, saklama kabı, elek, kapak ve müzik aleti olmak üzere farklı yorumlar yapılmıştır. Bu makalede, cheese–pot olarak tanımlanan kapların dağılım alanları ve kullanım biçimleri ile ilgili yapılan yorumlar anlatılarak Karain Mağarası cheese–pot örnekleri üzerinden kullanım biçimine ilişkin yeni öneriler getirilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Karain Mağarası, Kalkolitik Çağ, Cheese-Pot, Seramik, Zeytinyağı
THE POTTERY TRADITION SO-CALLED
CHEESE–POT IN LITERATURE IN THE CHALCOLITHIC AGE,
KARAIN CAVE
Abstract: Ceramic samples from different periods of the Chalcolithic Age were found in layers H I–IV during the excavations carried out in Chamber B of Karain Cave. In this ceramic, there are many pieces with holes under the simple rim. It was observed that these samples, which were understood to be quite fragile and of different types, were exposed to open fire. These vessels, which are defined as cheese–pot in the Aegean archaeology literature, are known from a wide geography in Asia and Europe. Cheese–pots were used over a long period of time, from 7000 BC to1400 BC. From the samples found in Ugarit and dated to the Neolithic Age, it can be said that these types of vessels spread from the Levant to the surrounding cultural regions. Regarding the usage functions of these pottery; different interpretations were made on cheese–pot, grill–barbecue /barbecue, stove, cooking container, storage container, sieve, lid and musical instrument. In this article, the interpretations about the distribution areas and usage styles of cheese-pots are explained; and new suggestions are made regarding the usage of cheese-pot samples based on the Karain Cave.
Key Words: Karain Cave, Chalcolithic Age, Cheese-Pot, Pottery, Olive oil
Erken Tunç Çağı II
Orta Tunç Çağı
Geç Tunç Çağı
mimari seramik buluntu
Bu kitabın konusunu Bodrum’da Kesikservi’de yapılan kazılarda açığa çıkartılan Erken Tunç Çağı I’e tarihlenen mezarlık alanı oluşturmaktadır. Mezarlık alanında küp mezarlar ve sunu çukurları da açığa çıkartılmıştır. Mezarlardan alınan kemikler üzerinde yapılan C14 çalışmaları sonucunda mezarlık MÖ 2788–2621 yılları arasına tarihlendirilmiştir. Mezar buluntuları üzerinden yapılan karşılaştırmalar ve değerlendirmeler, bölgede elektrum ve meteorid demirin erken bir dönemden itibaren kullanıldığını göstermiştir. Ayrıca ele geçen veriler, maden teknolojisinde kaplama tekniği ile lehim ya da bitümenden yapılan birleştirme tekniğinin de erken bir aşamadan itibaren uygulandığını ortaya koymuştur. Boncuk yapımında kullanılan elektrum ve kırmızı renk akik ise, bölgenin uzak mesafelerle denizaşırı bağlantılarının kanıtlarıdır. Bir mezarda ele geçen Melos obsidyeninden yapılmış dilgi, Kiklad Adaları’yla kurulan ilişkiler sonucunda bölgenin ölü gömme geleneğine dahil olan bir uygulamanın kanıtını oluşturur. Küp mezarları yakınında yer alan sunu çukurları ise, Karataş–Semayük ve Laodikeia–Kandilkırı örnekleri ile birlikte, mezarlık – sunu çukuru geleneğinin Güneybatı Anadolu’ya özgü olduğunu göstermektedir. Kesikservi’deki sunu çukurlarında tespit edilen hayvan kemikleri içinde yer alan köpeklere ait kalıntılar sıradışılığıyla önem arz etmekte ve bölgede farklı ritüel uygulamaların olduğunu düşündürmektedir. Kesikservi küp mezarları ve sunu çukurları, Erken Tunç Çağı I’den itibaren bölgedeki inanç sistemine ait uygulamalar yanında gelişmiş bir maden teknolojisine ve uzak mesafelerle denizaşırı bağlantıları olan bir toplumun olduğunun tespit edilmesi bakımından önemlidir.
BODRUM KESIKSERVI EARLY BRONZE AGE I CEMETERY
The subject of this book is the cemetery area dated to the Early Bronze Age I, which was unearthed during the excavations in Kesikservi in Bodrum. As a result of the C14 studies on the bones taken from the graves, the cemetery was dated to between 2788 - 2621 BC. Comparisons and evaluations made on the grave finds in the cemetery showed that electrum and meteoroid iron were used in the region from an early period. In addition, the data obtained revealed that the coating technique and the joining technique made of solder or bitumen were applied from an early stage in mining technology. The electrum and red agate used in bead making are evidence of the region's long-distance overseas connections. These findings are important in terms of determining that there was a developed society in the region who had advanced mining technology and had long-distance overseas connections since Early Bronze Age I. A blade made of Melos obsidian found in a grave is evidence of a practice that was included in the burial tradition of the region as a result of the relations established with the Cyclades Islands. The offering pits located near the pithos graves, together with the examples of Karataş–Semayük and Laodikeia–Kandilkırı, show that the cemetery – offering pit tradition is unique to Southwest Anatolia. The remains of dogs in the animal bones found in the offering pits in Kesikservi are important with their unusualness and suggest that there were different ritual practices in the region. Kesikservi pithos tombs and offering pits are important in terms of determining that there was a developed mining technology and a society that had overseas connections with long distances, as well as the practices belonging to the belief system in the region since Early Bronze Age I.