Iktisat

In recent years, institutional economic thought, which argues that economic life cannot considered freely from institutions' effects, is an important center of interest. With institutional economic thought, as the view that has stepped forward is that some prominent factors which are referred to as the determiners of growth in traditional growth theories, could be described as the factors identified by institutions' incentives and the institutional structure has been the main point to focus on growth analysis. As a result, the role of institutions and the institutional structure in the process of economic growth has become one of the most emphasized topics of economists' research. In this study, the relationship between institutional structure and economic growth analyzed for Turkey the period of 1972-2009. The results of the study show that political freedom which taken as an indicator of the level of the institutional structure have a positive effect on the long run economic growth but it couldn't be found a relationship between institutional structure and economic growth in the short run.

Kurumsal iktisat literatürü, kapsayıcı kurumların birçok sektörde etkinliği arttırarak ekonomik büyümeyi teşvik ettiğini ileri sürmektedir. Kurumsal yapı, beraberinde getirdiği güven ortamı ve teşvikler sayesinde turizm sektörü üzerinde de etkili olmaktadır. Bu bağlamda turizmin belirleyicileri üzerine yapılan çalışmalar incelendiğinde, ekonomik ve sosyal faktörler üzerine çok sayıda çalışma yapıldığı ancak turizmin kurumsal belirleyicileri ile ilgili çalışmaların sınırlı sayıda olduğu dikkat çekmektedir. Bu çalışma, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Akdeniz'e kıyısı olan dokuz ülkede ekonomik ve kurumsal faktörler ile turizm arasındaki nedensellik ilişkilerini 1995-2015 yıllarını kapsayan dönemde Konya (2006) panel nedensellik analiz yöntemini kullanarak araştırmaktadır. Kurumsal yapının göstergesi olarak yolsuzluk ve demokratik hesap verebilirlik değişkenlerinin kullanıldığı çalışmadan elde edilen sonuçlar, kurumsal faktörlerden turizm harcamalarına doğru bir nedensellik ilişkisini ortaya koymaktadır.

2007-2008 kuresel ekonomik krizinden sonra devletin ekonomik hayattaki rolu ve kurumlarin kalitesi tekrar temel tartisma konularindan biri haline gelmistir. Calismada, kamu kesimi buyuklugu ve kurumsal kalitenin ekonomik buyume uzerindeki etkileri gelismis ve gelismekte olan ulkeler icin panel veri analiz yontemi kullanilarak test edilmistir. Ampirik analizler sonucu elde edilen bulgulara gore, kamu kesimi buyuklugu hem gelismis hem de gelismekte olan ulkelerde ekonomik buyumeyi olumsuz etkilemektedir. Kurumsal kalitenin ekonomik buyume uzerindeki etkileri ise kullanilan kurumsal gosterge ve ulke grubuna gore farklilasmakla birlikte kurumsal kalitenin ulkelerin ekonomik buyumesinde onemli rol oynadigi soylenebilir. Anahtar Kelimeler: Kurumsal kalite, kamu kesimi buyuklugu, Panel veri analizi JEL Kodu: C33, H50, O40, O50 --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- The Relationships between Governmen...

Borclanmanin makroekonomik degiskenler uzerindeki etkileri, ozellikle borclanma ve ekonomik buyume arasindaki iliski uzun yillardan beri gerek teorik gerekse ampirik literaturde tartisilmaktadir. Buna gore, kamu borclanmasi toplam talebi uyararak ekonomik buyumeyi pozitif etkilerken vergi bozulmalarina ve enflasyona yol acarak negatif etkileyebilmektedir. Ote yandan, kamu sektoru borclanmasinin ekonomik buyume uzerinde dogrusal olmayan bir etkiye sahip oldugu vurgulanmaktadir. Dis borclanma ise cogunlukla ekonomik buyumeyi negatif olarak etkilemektedir. Buna karsin, ozel sektor borclanmasi da ekonomik buyume uzerinde farkli etkiler yaratabilmektedir. Bu calismada, suregelen tartismalara isik tutmak adina; kamu borclanmasi, dis borclanma ve ozel sektor borclanmasinin ekonomik buyume uzerindeki etkileri 2000-2015 yillarini kapsayan donemde AB (12) ulkeleri icin panel veri analiz yontemi kullanilarak arastirilmistir. Elde edilen ampirik bulgulara gore, kamu borclanmasi ile ekonomik buy...

Bilgi toplumuna gecisin bir sonucu olarak, bilgi ve iletisim teknolojilerindeki gelismeler son yillarda buyumenin onemli bir belirleyicisi durumuna gelmistir. Bu yeni ekonomik yapi, ulkelerin kalkinma ve buyume stratejilerine yansimis, bilgi ve iletisim teknolojileri sagladigi olanaklarla rekabet gucu elde etmede temel unsur haline gelmistir. Bu calismanin amaci bilgi ve iletisim teknolojileri ile iktisadi buyume iliskisini gecis ekonomileri icin incelemektir. 1994-2011 donemini kapsayan calismada statik panel veri analiz teknigi kullanilmistir. Analiz sonuclarina gore, bilgi ve iletisim teknolojilerindeki gelisme gecis ekonomilerinde iktisadi buyumeyi olumlu olarak etkilemektedir.

Neden bazi ulkeler diger ulkelerden daha hizli buyumektedir sorusu uzun yillardir iktisatcilarin tartistigi temel konularin basinda gelmektedir. Bu dogrultuda son yillarda buyume literaturunde one cikan gorus, ulkeler arasi iktisadi buyume farkliliklarinin kurumsal yapi farkliliklari ile aciklanmasidir. Bu calismada kurumsal yapinin iktisadi buyume uzerindeki etkisi 110 ulke icin 2000-2009 yillari arasini kapsayan donemde panel veri yontemi kullanilarak arastirilmistir. Kurumsal yapiyi temsil etmek uzere farkli gostergeler kullanilmistir. Elde edilen sonuclar, kurumsal yapinin iktisadi buyume uzerindeki etkisinin ulkelerin gelir duzeylerine gore degisme gosterdigini ve ozellikle gelismis olan ulkelerde iktisadi buyumenin onemli belirleyicilerinden biri oldugunu ortaya koymaktadir.

Son yillarin one cikan kavrami surdurulebilir gelisme, ekonomik buyumenin yani sira sosyal, kulturel ve cevresel alanlarda da gelisimi icermektedir. Bu dusunceye gore ekonomik buyumenin ve dolayisiyla iktisadi refahin surdurulebilirligi sosyal ve cevresel surdurulebilirlige de bagli bulunmaktadir. Bu calismanin amaci, cevresel ve sosyal faktorler ile ekonomik buyume arasindaki iliskileri yuksek gelirli ve orta gelirli ulkelerden olusan iki orneklem icin arastirmaktir. Bu amacla hazirlanan calismada 48 yuksek gelirli ve 63 orta gelirli ulke icin 1998-2015 donemini kapsayan yillik veriler kullanilmistir. 1998-2012 donemini kapsayan calismada panel veri analiz yontemi kullanilmistir. Soz konusu iliskilerin sinanmasi icin olusturulan modelde surdurulebilir gelisme baglaminda cevresel degiskenler, sosyal degiskenler ve buyumeyi etkileyebilecek diger kontrol degiskenleri olmak uzere uc farkli degisken seti olusturulmustur. Calismada elde edilen sonuclara gore, yuksek gelirli ve orta gelir...

Enerji tuketimi ve ekonomik buyume iliskisi son zamanlarda ozellikle enerji literaturunde siklikla tartisilmaktadir. Ancak yapilan ampirik calisma sonuclari analizde kullanilan yonteme, degiskene ve ulke grubuna gore farkliliklar gostermektedir. Ayrica calismalarda enerji tuketimi ve ekonomik buyume arasindaki etkilesimin buyuk olcude ihmal edildigi gorulmektedir. Bu calismada, esanli panel veri analiz yontemi kullanilarak OECD ulkelerinde enerji tuketimi ve ekonomik buyume iliskisi 1990-2017 donemi icin arastirilmistir. Elde edilen sonuclar, OECD ulkelerinde enerji tuketimi ve ekonomik buyume arasinda karsilikli pozitif bir iliski oldugunu ortaya koymaktadir. Buna gore, yuksek ekonomik buyume yuksek enerji tuketimini gerektirdigi gibi yuksek enerji tuketimi yuksek ekonomik buyumeye neden olmaktadir.

In recent years, studies relating to the imposition of the factors that determine financial development increased rapidly attract attention. However, the literature on the factors that determine the development of emerging economies stock market appears to be a small number of theoretical and empirical studies. From this point, in this study, macroeconomic and institutional factors that affect the development of the stock market is investigated in developing countries, the period of 2000-2011 using yearly panel data for 39 developing countries. In this study, three different models were used. The results of study achieved are supporting a relationship between the quality of governance in countries and the development of the stock market, indicate that there isn't a relationship between the level of political freedom and the development of the stock market. The findings obtained in terms of

Serbest ticaretin ekonomik büyümeyi teşvik edici rolü ekonomi literatüründe yaygın şekilde kabul görmektedir. Bunun yanında son yıllarda, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği noktasında serbest ticaretin çevresel sonuçlarının belirlenmesi ülkelerin büyüme stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle söz konusu değişkenler arasındaki karşılıklı ilişkilerin ortaya konulması ülkelere doğru politikaların uygulanmasında katkı sağlayacaktır. Bu doğrultuda çalışmada; ekonomik büyüme, dışa açıklık ve çevre kirliliği arasındaki karşılıklı ilişkiler MERCOSUR üyesi ülkeler için araştırılmıştır. Bu doğrultuda 1992-2017 dönemine ait verilerin kullanıldığı çalışmada değişkenler arasındaki içsellik sorununun çözümü için panel eşanlı denklem modelleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, ele alınan ülke grubunda ekonomik büyüme-CO2 emisyonları ve ekonomik büyüme-dışa açıklık arasında pozitif yönlü karşılıklı ilişki bulunmaktadır.

Sağlık, bireyler için refahın kaynağı iken ekonomik büyümenin de önemli bir belirleyicisidir. Beşeri sermayenin oluşumunda önemli rol oynayan sağlık, bireyin verimliliğini arttırarak ekonomik büyümeye katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada sağlık harcamaları ve ekonomik büyüme ilişkisi 2000-2013 yıllarını kapsayan dönemde 54 üst orta gelirli ülke için araştırılmıştır. Bu doğrultuda toplam sağlık harcamalarının yanında kamu ve özel sektör sağlık harcamalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi panel veri analiz yöntemi kullanılarak test edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre; gerek toplam sağlık harcamalarındaki gerekse kamu ve özel sektör sağlık harcamalarındaki artış, üst orta gelirli ülkelerde ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilemektedir.

Sağlık, bireyler için refahın kaynağı iken ekonomik büyümenin de önemli bir belirleyicisidir. Beşeri sermayenin oluşumunda önemli rol oynayan sağlık, bireyin verimliliğini arttırarak ekonomik büyümeye katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada sağlık harcamaları ve ekonomik büyüme ilişkisi 2000-2013 yıllarını kapsayan dönemde 54 üst orta gelirli ülke için araştırılmıştır. Bu doğrultuda toplam sağlık harcamalarının yanında kamu ve özel sektör sağlık harcamalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi panel veri analiz yöntemi kullanılarak test edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre; gerek toplam sağlık harcamalarındaki gerekse kamu ve özel sektör sağlık harcamalarındaki artış, üst orta gelirli ülkelerde ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilemektedir.

Ekonominin kurumsal yapının etkisinden bağımsız olarak değerlendirilemeyeceğini öne süren kurumsal iktisadi düşünce 1990'lı yıllardan itibaren büyüme literatüründe önem kazanmaya başlamıştır. Bu çalışmada kurumsal yapının ekonomik büyüme açısından önemli olduğu görüşü Doğu Avrupa geçiş ekonomileri örneğinde araştırılmıştır. Panel veri analizinin kullanıldığı çalışma 2006-2017 yıllarını kapsamaktadır. Çalışmada kurumsal yapıyı temsilen Dünya Ekonomik Forumunun kurumsal yapıya ilişkin endeksleri kullanılmıştır. Analiz sonuçları, genel kurumsal gelişme ve kamusal kurumsal gelişmenin ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkilediğini göstermektedir. Buna göre, genel kurumsal gelişme endeksindeki %1'lik bir değişme GSYH'yı yaklaşık olarak %0.29 ve kişi başına düşen GSYH'yı %0.37 oranında aynı yönde etkilemektedir. Kamusal kurumsal kalite endeksinde meydana gelen %1'lik bir değişmenin etkisi ise sırasıyla yaklaşık olarak %0.35 ve %0.43 olarak tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda, örneklem ülkelerde kurumsal gelişmeyi teşvik edecek politikalar uygulanmasının sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin sağlanmasında önemli bir rol oynayacağı söylenebilir.

Climate change that has mostly been driven by human action has detrimental impacts on ecosystem. Although it is not clearly identifiable, general observation shows that climate change gives rise to extreme environmental events, unpredictable natural conditions, and potential risk on household livelihood. These consequences, in some of cases, ends with migration movements. Some projections show millions more people might migrate due to climate change related factors. Environmental migration, in this respect, becomes a crucial facet of climate change that requires a careful investigation to understand this phenomenon. This chapter, therefore, provides crucial insights into environmental migration from micro and macro levels. Microeconomic theoretical perspectives and useful data on types of events, numbers of died and displaced people, and economic loss that countries were faced are presented to emphasise the importance of the subject, as well as policy implications that could possibly help minimising adverse effects of climate change-related natural disasters.