Kadın, toplumun devamını sağlayan, toplumu etkileyen ve toplumdan etkilenen bir varlıktır. O, top... more Kadın, toplumun devamını sağlayan, toplumu etkileyen ve toplumdan etkilenen bir varlıktır. O, toplumsal yapının temel parçasıdır. Kadın, bazen özne bazen de nesne konumundadır. Özne ya da nesne olma durumu toplumsal değişime ve gelişime bağlı olmuştur.
Türk Edebiyatında çok yönlü bir yazar-şair olan Necati Cumalı, bireyden hareketle toplumsal konul... more Türk Edebiyatında çok yönlü bir yazar-şair olan Necati Cumalı, bireyden hareketle toplumsal konuları anlatmış, çevresinde duyduğu, gördüğü olayları gerçekçi bir üslup kullanarak okuyucuya aktarmıştır. Bireysel ve toplumsal hikâyeleri olmak üzere iki grupta incelenen yazar, hiçbir edebi topluluğa dâhil olmamıştır. Eserlerinde her zaman, insanı, değerleri ön plana tutan Cumalı, canlı tasvirler yapmış, akıcı bir dil kullanmış, arada yazar kişiliğini de hatırlatmaktan geri durmamıştır. Sevgi, adalet, doğruluk kavramlarının yanında özellikle Anadolu'daki kadınerkek ilişkileri üzerinde durmuş, cinsellik, aşk, öç, şiddet yazarın ele aldığı diğer konulardır. Ege Bölgesini sık sık konu ettiği eserlerinde Anadolu insanına karşı, ön yargılı bir tutun sergilememiş, Anadolu insanını sıcak bir dille ifade etmiştir. Eserleri, tiyatro olarak sahnelenmiş, filmlere çevrilmiştir. Boş Beşik, Zeliş, Mine, Dul Bir Kadın ve Derya Gülü bunlardan birkaç tanesidir. Necati Cumalı'nın üçüncü hikâye kitabı olarak yayımlanan Susuz Yaz adlı hikâye kitabında köylü, köylünün sorunları, kadınların haksızlığa uğraması, öç gibi konular ele alınır. Susuz Yaz adlı hikâye kitabında yer alan Susuz Yaz adlı hikâye Metin Erksan tarafından filme uyarlanır. 1964 yılında Berlin Film Festivali Altın Ayı ödülüne layık görülür. Bu çalışmamızda Susuz Yaz adlı hikâyenin yapı, bakış açısı, anlatıcı düzlemi, mekân, zaman, tema ve izlek kurgusu üzerinde durulacaktır.
Öz Kitle iletişim araçlarının tarih boyunca en etkili olduğu, insanlar ve devletler arasındaki il... more Öz Kitle iletişim araçlarının tarih boyunca en etkili olduğu, insanlar ve devletler arasındaki ilişkileri etkilediği yadsınamaz. Kitle iletişin araçları bilginin taşınmasına, saklanmasına olanak sağlar. Önemli bir iletişim aracı olan gazeteler insanların haber almasını sağladığı gibi milletlerin, dünyayı tanımalarını ve çeşitli konularda yönlendirilmelerini sağlayan güçlü bir araç olarak karşımıza çıkmaktadırlar. 1463 yılında Bosna-Hersek'in, Osmanlı topraklarına katılıp Rumeli eyaletine bağlı bir sancak olması Bosna-Hersek ve Osmanlı arasında yüzyıllarca sürecek etkileşimin başlangıcı oldu. Bu etkileşim siyasi-dini-kültürel-edebiyat alanlarında başta olmak üzere devam edip günümüze kadar geldi. Bu etkileşimi basın dünyasında da görmek mümkündür. 1 Kasım 1831 yılında Takvim-i Vakayi adlı ilk Türkçe gazetenin yayın hayatına başlamasıyla birlikte basın dünyası hareketlenmiş olup bu gazeteyi başka gazeteler takip etmiştir. Gazetelerin basımı sadece İstanbul'da olmayıp, Balkanlarda da gerçekleşmeye başlamış, yayınlandıkları bölgenin kültür, siyasi hayatını etkilemiştir. Bosna-Hersek'te 1908 yılında yayın hayatına başlayan Tarik gazetesi önemli bir rol üstlenmiş olup hem Bosna-Hersek hem de Müslüman dünyasının siyasi, kültürel boyutunu yazılarında yansıtmıştır. Tarik gazetesindeki Boşnakça metinlerin yanı sıra Türkçe metinlerin bulunması Türkçenin o dönemde halen etkinliğini koruduğunun bir göstergesidir. Abstract It was begining of the interaction to be continued for centuries between the Bosnia and Herzgovina and Ottoman that Bosnia and Herzgovina joined the Ottoman lands and it is a flag associated with Rumelia State in 1463. This interaction proceeded and came until today notably in the political, religious, cultural and literature spaces. It is possible to see this interaction in the press world. With the beginning of the first Turkish newspaper named Takvim-i Vakayi (Calendar of Facts) in 1 November 1831, the press world activated and other newspapers followed this newspaper. Pressing newspapers are not only in Istanbul but also in Balkans affected political and cultural life of the area which they published. Tarik journal which began its broadcasting life in 1908 in Bosnia and Herzegovina had an important part and reflected political and cultural domain both Bosnia and Herzegovina and Muslims in its writings. Tarik journal does not only include Bosnian texts but also Turkish texts and it is a symptom that Turkish still protects its efficiency in that period.
Tarih boyunca Balkanlarda siyaset, din, millet, dil ve kimlik konularında karmaşa yaşanmış, dönem... more Tarih boyunca Balkanlarda siyaset, din, millet, dil ve kimlik konularında karmaşa yaşanmış, dönem dönem yaşanan bu karmaşa Balkan coğrafyasındaki bireysel ve toplumsal kimliği etkilemiştir. Çatışmalar daha çok millet ve din ekseninde baş göstermiştir. Sürekli değişimin yaşandığı Bosna-Hersek'te Avusturya-Macaristan Dönemi kısa olmakla birlikte önemli bir iz bırakmıştır. Boşnakların hazırlıksız yakalandıkları bu dönem, şaşkınlık duydukları, bir süre boşluk yaşadıkları bir dönemdir. Uzun yüzyıllar boyunca Osmanlı hâkimiyetinin görüldüğü bu topraklarda, 1878 yılında Berlin Antlaşması'nın imzalanmasıyla Osmanlının Balkanlardaki hâkimiyeti sona ermiştir. Boşnak/Müslümanlar, şaşkınlıkla karşıladıkları Avusturya-Macaristan Dönemi için farklı formüller bulmaya çalışmışlardır. Bu formüllerden biri de basın olmuştur. Arap harfleriyle yayımlanan Boşnakça metinlerin, aslında Avusturya-Macaristan Dönemi'nde Boşnak kimliğini korumak, halka toplumsal bilinci aşılamak için birer araç olarak kullanıldığı görülür.
Fruit juice drinks containing hydrolyzed collagen were formulated and produced as a new functiona... more Fruit juice drinks containing hydrolyzed collagen were formulated and produced as a new functional drink from orange, apple and white grape juice blends containing ingredients such as hydrolyzed fish collagen, citric acid, ascorbic acid, and natural mint flavour. Difference and preference sensory tests were conducted to select the most preferred formulation containing an addition of 1-3% hydrolyzed collagen. The results indicate that the formulation with the addition of 2.5% hydrolyzed collagen was significantly preferred. Drinks at pH 3.96-4.04 were pasteurized at 95°C until reaching P value necessary for 3D decimal reduction of Alicyclobacillus acidoterrestris. Addition of hydrolyzed collagen increased the protein content of the drinks from 0.56 to 2.22-2.48 g/100 mL. The in vitro bioavailability results indicated that the orange (95.37%) and apple (90.71%) drinks showed a higher bioavailability (5-14%) than the white grape juice blends. The ascorbic acid content (81.39-113.5 mg/ 100 mL), total phenolic content (86.93-117.43 mg GAE/100 mL), and antioxidant capacity ABTS assay results (104-127 µmol TEAC/100 mL) varied widely in the drinks.
Öz Boşnak Anonim Halk Edebiyatı ürünü olan sevdalinkalarda Türk kültür ve edebiyatının yansımalar... more Öz Boşnak Anonim Halk Edebiyatı ürünü olan sevdalinkalarda Türk kültür ve edebiyatının yansımalarını görmek mümkündür. Sırp ve Hırvat edebiyatlarında sevdalinka türüne rastlanılmaması, Boşnakların Türk edebiyatı ve kültüründen daha fazla etkilendiklerinin birer göstergesidir. Boşnakların İslamiyet'i kabulünden sonraki dönemlerde sevdalinkaların ortaya çıkması ve Türk Halk Edebiyatı'ndaki türkü türü ile benzerlikler göstermesi tesadüfi değildir. Anadolu'dan birçok saz şairi Balkanları dolaşıp saz eşliğinde türküler söylemişlerdir. Bu sırada Boşnak Halk Edebiyatında Türk Halk Edebiyatı motiflerini de taşıyan yeni ürünler ortaya çıkmıştır. Ortak temalara sahip olan türküler ve sevdalinkalar incelendiğinde iki farklı milletin sözlü ürünlerindeki kadın algıları ve aşka bakışlarındaki benzerlikler dikkat çekmektedir. Abstract That Bosnia-Herzegovina was conquered by Ottomans in 1463 led to some changes not only in political sense but also in cultural and literary aspects.Especially Bosniaks, influenced by Ottoman culture, have shown this influence in their daily life, oral products and traditions. It is possible to see reflections of Turkish culture and literature in sevdalinka which are the products of Bosnian anonymous folk literature.Not being able to see the type of sevdalinka in Serbian and Croatian literature is an indication that Bosniaks have been affected by the Turkish Literature and culture more.Sevdalinka, coming from Arabic word"love" , corresponds to " black bile".Moreover, it means sorrow, love and expresses longing. Having this sorrow of love equal to angle of death is revealing of feelings of the beloved.These feelings exceed the time and space through sevdalinka.The beloved springs to life in verses who is forced to leave due to family,individual or sometimes social reasons. 'Sevdali hali' ,the state of being in love in Turkish,is defined as 'sevdaluk-sevdahluk in Bosnian.Sevdalinkas are not only the interpreters of of emotions but they are also the way of communication between lovers.Not being able to see each other alone due to social reasons,lovers expressed themselves to each other saying sevdalinkas. Love is described in a meloncholic way in sevdalinkas until 16 th century. In folk songs,whisc are the products of Turkish folk literature,many events and feelings,such as love,longing,and social events are told in the same way with a lyrical style. Love, longing, homesickness and seperation is felt in folk song and sevdalinka geographies which are combination of saying and stringed instruments. The emergence of sevdalinkas after Bosniaks adoption of Islam and the similarities of the type of folk songs between Turkish Folk Literaute is not a coincidence. Many folk singers from Anatolia sang folk songs with their stringed intstruments in the Balkans. Meanwhile,new products which reflect Bosnian culture and also carry Turkish Folk literature motifs have emerged. When folk songs and sevdalinkas with common themes are examined,it is noteworthy to see the similarities in two different nation's oral products in women's perceptions and their sense of love. SEVDALİNKA VE TÜRKÜLERDE KADIN ALGISI Sözlü kültür ürünleri, toplumun kültürel değerlerinin aktarılmasında önemli bir göreve sahiptirler. Söze dayalı olan bu ürünler milletlerin duyuş, görüş, his dünyasını yansıtmakla kalmayıp milletlerin belleklerini oluştururlar. Eski dönemlere ait olan bu sözlü ürünler aynı zamanda dönemin önemli tarihi belgeleri niteliğindedirler. Kafiyeli, ritimli söyleyişleri afetlerin, savaşların, hüzünlerin, sevinçlerin günümüze kadar gelme imkânlarını sağlamıştır. Boşnak Anonim Halk Edebiyatına ait sevdalinka " sevda" kelimesinden gelmektedir: " Sevdah' (sevda, karasevda) kelimesi Türk dilinde aşkın hasretini ve azabını ifade eder, kökü ise Arapçada 'sewda' kelimesinde bulunup 'siyah safra' anlamına gelir. Eski Arap ve Yunan doktorları, insan vücudunda bulunan temel dört öğeden biri olan siyah safranın insanın duygusal hayatını etkilediğini, melankoli ve huzursuzluğu uyandırdığına inanıyorlardı. Bundan da Yunancadaki 'melankoli' sözcüğü mecazi anlamıyla temel anlamın yansımasını oluşturur: melanholos-siyah safra. 'Sevdah' kelimesiyle ifade edilen aşk duygusuna ve temel duygusal yönünü koruyarak topraklarımızda zaman ve mekân içerisinde Slav-Bogomil hüzünlü, geçicilik duygusuna katkısı da olmuştur. Bizim 'sevdah' her ne kadar hasret ve acıyla dolu olsa da o kadar hüzünlü ve tatlıdır. Sevdah, insanın aşk acısını çekemediği noktada, ölümle eşit olan aşk sarhoşluğu içinde kaybolduğu aşk duygusudur. Bu acı, sevgiliye kavuşmak ve ulaşmak için birçok engel
Ja čekam vilu ljubavi i moći Što živi negdje u dalekom kraju U njenoj kosi plamna sunca sjaju A u... more Ja čekam vilu ljubavi i moći Što živi negdje u dalekom kraju U njenoj kosi plamna sunca sjaju A u očima pramaljetne noći Oh, ja ju čekam u neznanom gaju Smaragdno gorje gdje 'no ambru toči; Cvjetnom će stazom tuda ona proći, U vladarskom raskošu i sjaju.
İnsanlık tarihi boyunca üretilen ve evrensel kültürel miras olarak adlandırılan eserler, geçmiş ... more İnsanlık tarihi boyunca üretilen ve evrensel kültürel miras olarak adlandırılan eserler, geçmiş değerlerin günümüze aktarılmasında önemli görevler üstlenmektedirler. Kültürel mirasın önemli parçalarından biri de kuşkusuz köprülerdir. Köprü, iki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey anlamına gelmektedir. Ancak köprüler iki mekânı bağlayan somut yapılar olmaktan çıkıp bulundukları bölgede birer ikon haline gelirler. Taşıdıkları anlam itibariyle kentin sembolü olurlar. Kentin kimliklerini taşıyıp orada yaşayan insanlarla birlikte birçok olaya tanıklık edip şehrin baş karakterini oynarlar. Geçmişin izlerini taşıdıkları gibi gelecekle de bağlantıyı sağlayan yapılardır. Bosna-Hersek, geçmişten günümüze köprülerle zengin bir ülke olup buradaki köprüler, iki uzak yeri birleştiren taş yapılar olmaktan ziyade bazen barışın simgesi olup farklı kültürlerin kaynaştığı birer mekânken bazen de savaşın başlangıç yerleri olmuşlardır. Bosna-Hersek'teki köprüler, acıklı neşeli birçok olayın doğduğu mimari eserlerdir. Bosna-Hersek’teki köprüler, mimari estetik olmanın dışında ayrı bir ruh sahiptirler. Şehir sakinleri ile aralarında organik bağlar vardır. Böylece Bosna-Hersek, dünyada köprüleriyle anılan ülkeler arasına girmeyi başarmıştır. İvo Andriç’in Osmanlı Döneminde Sokollu Mehmet Paşa tarafından yaptırılan Drina Köprüsünü anlattığı ‘Drina Köprüsü’ adlı eserinde köprü sadece iki yakayı birleştiren değil aynı zaman da doğu ile batı kültürünün de birbirine geçişini sağlayan bir kahraman olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine Osmanlı Döneminde yapılan Mostar Köprüsü çok kültürlülüğün sembolü olmuştur. Ancak bununla beraber köprüler her zaman kültürleri birleştiren yaklaştıran bir görev üstlenmemişlerdir. Bazen de yıkımların başlangıç yerleri olmuşlardır. Saraybosna’daki Latin ve Vrbanja Köprüleri I. Dünya ve Bosna savaşının ilk kıvılcımlarının ateşlendiği mekânlardır. Anahtar Kelimeler: Köprü, şehirler, doğu-batı, kültür, çatışma
In the Bosnian culture, due to familliar or environmental reasons, the stories of lovers who can ... more In the Bosnian culture, due to familliar or environmental reasons, the stories of lovers who can not be together are called 'sevdalinka'. 'Sevdalinka' is the name of the novel written by Ayse Kulin as well and it tells the tale of what happened during the Bosnian war that broke out between 1992-1996 where Bosnia constitued the sixth state in the federal formation that was established by Tito.
Kadın, toplumun devamını sağlayan, toplumu etkileyen ve toplumdan etkilenen bir varlıktır. O, top... more Kadın, toplumun devamını sağlayan, toplumu etkileyen ve toplumdan etkilenen bir varlıktır. O, toplumsal yapının temel parçasıdır. Kadın, bazen özne bazen de nesne konumundadır. Özne ya da nesne olma durumu toplumsal değişime ve gelişime bağlı olmuştur.
Türk Edebiyatında çok yönlü bir yazar-şair olan Necati Cumalı, bireyden hareketle toplumsal konul... more Türk Edebiyatında çok yönlü bir yazar-şair olan Necati Cumalı, bireyden hareketle toplumsal konuları anlatmış, çevresinde duyduğu, gördüğü olayları gerçekçi bir üslup kullanarak okuyucuya aktarmıştır. Bireysel ve toplumsal hikâyeleri olmak üzere iki grupta incelenen yazar, hiçbir edebi topluluğa dâhil olmamıştır. Eserlerinde her zaman, insanı, değerleri ön plana tutan Cumalı, canlı tasvirler yapmış, akıcı bir dil kullanmış, arada yazar kişiliğini de hatırlatmaktan geri durmamıştır. Sevgi, adalet, doğruluk kavramlarının yanında özellikle Anadolu'daki kadınerkek ilişkileri üzerinde durmuş, cinsellik, aşk, öç, şiddet yazarın ele aldığı diğer konulardır. Ege Bölgesini sık sık konu ettiği eserlerinde Anadolu insanına karşı, ön yargılı bir tutun sergilememiş, Anadolu insanını sıcak bir dille ifade etmiştir. Eserleri, tiyatro olarak sahnelenmiş, filmlere çevrilmiştir. Boş Beşik, Zeliş, Mine, Dul Bir Kadın ve Derya Gülü bunlardan birkaç tanesidir. Necati Cumalı'nın üçüncü hikâye kitabı olarak yayımlanan Susuz Yaz adlı hikâye kitabında köylü, köylünün sorunları, kadınların haksızlığa uğraması, öç gibi konular ele alınır. Susuz Yaz adlı hikâye kitabında yer alan Susuz Yaz adlı hikâye Metin Erksan tarafından filme uyarlanır. 1964 yılında Berlin Film Festivali Altın Ayı ödülüne layık görülür. Bu çalışmamızda Susuz Yaz adlı hikâyenin yapı, bakış açısı, anlatıcı düzlemi, mekân, zaman, tema ve izlek kurgusu üzerinde durulacaktır.
Öz Kitle iletişim araçlarının tarih boyunca en etkili olduğu, insanlar ve devletler arasındaki il... more Öz Kitle iletişim araçlarının tarih boyunca en etkili olduğu, insanlar ve devletler arasındaki ilişkileri etkilediği yadsınamaz. Kitle iletişin araçları bilginin taşınmasına, saklanmasına olanak sağlar. Önemli bir iletişim aracı olan gazeteler insanların haber almasını sağladığı gibi milletlerin, dünyayı tanımalarını ve çeşitli konularda yönlendirilmelerini sağlayan güçlü bir araç olarak karşımıza çıkmaktadırlar. 1463 yılında Bosna-Hersek'in, Osmanlı topraklarına katılıp Rumeli eyaletine bağlı bir sancak olması Bosna-Hersek ve Osmanlı arasında yüzyıllarca sürecek etkileşimin başlangıcı oldu. Bu etkileşim siyasi-dini-kültürel-edebiyat alanlarında başta olmak üzere devam edip günümüze kadar geldi. Bu etkileşimi basın dünyasında da görmek mümkündür. 1 Kasım 1831 yılında Takvim-i Vakayi adlı ilk Türkçe gazetenin yayın hayatına başlamasıyla birlikte basın dünyası hareketlenmiş olup bu gazeteyi başka gazeteler takip etmiştir. Gazetelerin basımı sadece İstanbul'da olmayıp, Balkanlarda da gerçekleşmeye başlamış, yayınlandıkları bölgenin kültür, siyasi hayatını etkilemiştir. Bosna-Hersek'te 1908 yılında yayın hayatına başlayan Tarik gazetesi önemli bir rol üstlenmiş olup hem Bosna-Hersek hem de Müslüman dünyasının siyasi, kültürel boyutunu yazılarında yansıtmıştır. Tarik gazetesindeki Boşnakça metinlerin yanı sıra Türkçe metinlerin bulunması Türkçenin o dönemde halen etkinliğini koruduğunun bir göstergesidir. Abstract It was begining of the interaction to be continued for centuries between the Bosnia and Herzgovina and Ottoman that Bosnia and Herzgovina joined the Ottoman lands and it is a flag associated with Rumelia State in 1463. This interaction proceeded and came until today notably in the political, religious, cultural and literature spaces. It is possible to see this interaction in the press world. With the beginning of the first Turkish newspaper named Takvim-i Vakayi (Calendar of Facts) in 1 November 1831, the press world activated and other newspapers followed this newspaper. Pressing newspapers are not only in Istanbul but also in Balkans affected political and cultural life of the area which they published. Tarik journal which began its broadcasting life in 1908 in Bosnia and Herzegovina had an important part and reflected political and cultural domain both Bosnia and Herzegovina and Muslims in its writings. Tarik journal does not only include Bosnian texts but also Turkish texts and it is a symptom that Turkish still protects its efficiency in that period.
Tarih boyunca Balkanlarda siyaset, din, millet, dil ve kimlik konularında karmaşa yaşanmış, dönem... more Tarih boyunca Balkanlarda siyaset, din, millet, dil ve kimlik konularında karmaşa yaşanmış, dönem dönem yaşanan bu karmaşa Balkan coğrafyasındaki bireysel ve toplumsal kimliği etkilemiştir. Çatışmalar daha çok millet ve din ekseninde baş göstermiştir. Sürekli değişimin yaşandığı Bosna-Hersek'te Avusturya-Macaristan Dönemi kısa olmakla birlikte önemli bir iz bırakmıştır. Boşnakların hazırlıksız yakalandıkları bu dönem, şaşkınlık duydukları, bir süre boşluk yaşadıkları bir dönemdir. Uzun yüzyıllar boyunca Osmanlı hâkimiyetinin görüldüğü bu topraklarda, 1878 yılında Berlin Antlaşması'nın imzalanmasıyla Osmanlının Balkanlardaki hâkimiyeti sona ermiştir. Boşnak/Müslümanlar, şaşkınlıkla karşıladıkları Avusturya-Macaristan Dönemi için farklı formüller bulmaya çalışmışlardır. Bu formüllerden biri de basın olmuştur. Arap harfleriyle yayımlanan Boşnakça metinlerin, aslında Avusturya-Macaristan Dönemi'nde Boşnak kimliğini korumak, halka toplumsal bilinci aşılamak için birer araç olarak kullanıldığı görülür.
Fruit juice drinks containing hydrolyzed collagen were formulated and produced as a new functiona... more Fruit juice drinks containing hydrolyzed collagen were formulated and produced as a new functional drink from orange, apple and white grape juice blends containing ingredients such as hydrolyzed fish collagen, citric acid, ascorbic acid, and natural mint flavour. Difference and preference sensory tests were conducted to select the most preferred formulation containing an addition of 1-3% hydrolyzed collagen. The results indicate that the formulation with the addition of 2.5% hydrolyzed collagen was significantly preferred. Drinks at pH 3.96-4.04 were pasteurized at 95°C until reaching P value necessary for 3D decimal reduction of Alicyclobacillus acidoterrestris. Addition of hydrolyzed collagen increased the protein content of the drinks from 0.56 to 2.22-2.48 g/100 mL. The in vitro bioavailability results indicated that the orange (95.37%) and apple (90.71%) drinks showed a higher bioavailability (5-14%) than the white grape juice blends. The ascorbic acid content (81.39-113.5 mg/ 100 mL), total phenolic content (86.93-117.43 mg GAE/100 mL), and antioxidant capacity ABTS assay results (104-127 µmol TEAC/100 mL) varied widely in the drinks.
Öz Boşnak Anonim Halk Edebiyatı ürünü olan sevdalinkalarda Türk kültür ve edebiyatının yansımalar... more Öz Boşnak Anonim Halk Edebiyatı ürünü olan sevdalinkalarda Türk kültür ve edebiyatının yansımalarını görmek mümkündür. Sırp ve Hırvat edebiyatlarında sevdalinka türüne rastlanılmaması, Boşnakların Türk edebiyatı ve kültüründen daha fazla etkilendiklerinin birer göstergesidir. Boşnakların İslamiyet'i kabulünden sonraki dönemlerde sevdalinkaların ortaya çıkması ve Türk Halk Edebiyatı'ndaki türkü türü ile benzerlikler göstermesi tesadüfi değildir. Anadolu'dan birçok saz şairi Balkanları dolaşıp saz eşliğinde türküler söylemişlerdir. Bu sırada Boşnak Halk Edebiyatında Türk Halk Edebiyatı motiflerini de taşıyan yeni ürünler ortaya çıkmıştır. Ortak temalara sahip olan türküler ve sevdalinkalar incelendiğinde iki farklı milletin sözlü ürünlerindeki kadın algıları ve aşka bakışlarındaki benzerlikler dikkat çekmektedir. Abstract That Bosnia-Herzegovina was conquered by Ottomans in 1463 led to some changes not only in political sense but also in cultural and literary aspects.Especially Bosniaks, influenced by Ottoman culture, have shown this influence in their daily life, oral products and traditions. It is possible to see reflections of Turkish culture and literature in sevdalinka which are the products of Bosnian anonymous folk literature.Not being able to see the type of sevdalinka in Serbian and Croatian literature is an indication that Bosniaks have been affected by the Turkish Literature and culture more.Sevdalinka, coming from Arabic word"love" , corresponds to " black bile".Moreover, it means sorrow, love and expresses longing. Having this sorrow of love equal to angle of death is revealing of feelings of the beloved.These feelings exceed the time and space through sevdalinka.The beloved springs to life in verses who is forced to leave due to family,individual or sometimes social reasons. 'Sevdali hali' ,the state of being in love in Turkish,is defined as 'sevdaluk-sevdahluk in Bosnian.Sevdalinkas are not only the interpreters of of emotions but they are also the way of communication between lovers.Not being able to see each other alone due to social reasons,lovers expressed themselves to each other saying sevdalinkas. Love is described in a meloncholic way in sevdalinkas until 16 th century. In folk songs,whisc are the products of Turkish folk literature,many events and feelings,such as love,longing,and social events are told in the same way with a lyrical style. Love, longing, homesickness and seperation is felt in folk song and sevdalinka geographies which are combination of saying and stringed instruments. The emergence of sevdalinkas after Bosniaks adoption of Islam and the similarities of the type of folk songs between Turkish Folk Literaute is not a coincidence. Many folk singers from Anatolia sang folk songs with their stringed intstruments in the Balkans. Meanwhile,new products which reflect Bosnian culture and also carry Turkish Folk literature motifs have emerged. When folk songs and sevdalinkas with common themes are examined,it is noteworthy to see the similarities in two different nation's oral products in women's perceptions and their sense of love. SEVDALİNKA VE TÜRKÜLERDE KADIN ALGISI Sözlü kültür ürünleri, toplumun kültürel değerlerinin aktarılmasında önemli bir göreve sahiptirler. Söze dayalı olan bu ürünler milletlerin duyuş, görüş, his dünyasını yansıtmakla kalmayıp milletlerin belleklerini oluştururlar. Eski dönemlere ait olan bu sözlü ürünler aynı zamanda dönemin önemli tarihi belgeleri niteliğindedirler. Kafiyeli, ritimli söyleyişleri afetlerin, savaşların, hüzünlerin, sevinçlerin günümüze kadar gelme imkânlarını sağlamıştır. Boşnak Anonim Halk Edebiyatına ait sevdalinka " sevda" kelimesinden gelmektedir: " Sevdah' (sevda, karasevda) kelimesi Türk dilinde aşkın hasretini ve azabını ifade eder, kökü ise Arapçada 'sewda' kelimesinde bulunup 'siyah safra' anlamına gelir. Eski Arap ve Yunan doktorları, insan vücudunda bulunan temel dört öğeden biri olan siyah safranın insanın duygusal hayatını etkilediğini, melankoli ve huzursuzluğu uyandırdığına inanıyorlardı. Bundan da Yunancadaki 'melankoli' sözcüğü mecazi anlamıyla temel anlamın yansımasını oluşturur: melanholos-siyah safra. 'Sevdah' kelimesiyle ifade edilen aşk duygusuna ve temel duygusal yönünü koruyarak topraklarımızda zaman ve mekân içerisinde Slav-Bogomil hüzünlü, geçicilik duygusuna katkısı da olmuştur. Bizim 'sevdah' her ne kadar hasret ve acıyla dolu olsa da o kadar hüzünlü ve tatlıdır. Sevdah, insanın aşk acısını çekemediği noktada, ölümle eşit olan aşk sarhoşluğu içinde kaybolduğu aşk duygusudur. Bu acı, sevgiliye kavuşmak ve ulaşmak için birçok engel
Ja čekam vilu ljubavi i moći Što živi negdje u dalekom kraju U njenoj kosi plamna sunca sjaju A u... more Ja čekam vilu ljubavi i moći Što živi negdje u dalekom kraju U njenoj kosi plamna sunca sjaju A u očima pramaljetne noći Oh, ja ju čekam u neznanom gaju Smaragdno gorje gdje 'no ambru toči; Cvjetnom će stazom tuda ona proći, U vladarskom raskošu i sjaju.
İnsanlık tarihi boyunca üretilen ve evrensel kültürel miras olarak adlandırılan eserler, geçmiş ... more İnsanlık tarihi boyunca üretilen ve evrensel kültürel miras olarak adlandırılan eserler, geçmiş değerlerin günümüze aktarılmasında önemli görevler üstlenmektedirler. Kültürel mirasın önemli parçalarından biri de kuşkusuz köprülerdir. Köprü, iki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey anlamına gelmektedir. Ancak köprüler iki mekânı bağlayan somut yapılar olmaktan çıkıp bulundukları bölgede birer ikon haline gelirler. Taşıdıkları anlam itibariyle kentin sembolü olurlar. Kentin kimliklerini taşıyıp orada yaşayan insanlarla birlikte birçok olaya tanıklık edip şehrin baş karakterini oynarlar. Geçmişin izlerini taşıdıkları gibi gelecekle de bağlantıyı sağlayan yapılardır. Bosna-Hersek, geçmişten günümüze köprülerle zengin bir ülke olup buradaki köprüler, iki uzak yeri birleştiren taş yapılar olmaktan ziyade bazen barışın simgesi olup farklı kültürlerin kaynaştığı birer mekânken bazen de savaşın başlangıç yerleri olmuşlardır. Bosna-Hersek'teki köprüler, acıklı neşeli birçok olayın doğduğu mimari eserlerdir. Bosna-Hersek’teki köprüler, mimari estetik olmanın dışında ayrı bir ruh sahiptirler. Şehir sakinleri ile aralarında organik bağlar vardır. Böylece Bosna-Hersek, dünyada köprüleriyle anılan ülkeler arasına girmeyi başarmıştır. İvo Andriç’in Osmanlı Döneminde Sokollu Mehmet Paşa tarafından yaptırılan Drina Köprüsünü anlattığı ‘Drina Köprüsü’ adlı eserinde köprü sadece iki yakayı birleştiren değil aynı zaman da doğu ile batı kültürünün de birbirine geçişini sağlayan bir kahraman olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine Osmanlı Döneminde yapılan Mostar Köprüsü çok kültürlülüğün sembolü olmuştur. Ancak bununla beraber köprüler her zaman kültürleri birleştiren yaklaştıran bir görev üstlenmemişlerdir. Bazen de yıkımların başlangıç yerleri olmuşlardır. Saraybosna’daki Latin ve Vrbanja Köprüleri I. Dünya ve Bosna savaşının ilk kıvılcımlarının ateşlendiği mekânlardır. Anahtar Kelimeler: Köprü, şehirler, doğu-batı, kültür, çatışma
In the Bosnian culture, due to familliar or environmental reasons, the stories of lovers who can ... more In the Bosnian culture, due to familliar or environmental reasons, the stories of lovers who can not be together are called 'sevdalinka'. 'Sevdalinka' is the name of the novel written by Ayse Kulin as well and it tells the tale of what happened during the Bosnian war that broke out between 1992-1996 where Bosnia constitued the sixth state in the federal formation that was established by Tito.
Uploads
Papers by Sibel Bayram
Anahtar Kelimeler: Köprü, şehirler, doğu-batı, kültür, çatışma
Anahtar Kelimeler: Köprü, şehirler, doğu-batı, kültür, çatışma