Hafta başında evimize hırsız girdi günlükçüm. Günlük gezmelerimde takıp takıştırırım diye evde tuttuğum ama hiç takmadığım altın takılarımı almış, hepsinin hatırası vardı, onları almış, bozuk para kutusunu fullemiştim onu bile patlatmış ki görünce şu repliği haykırmak istedim;
- kaputu açmışlar bir de aküyü çalmışlar, kaputu açtınız bari aküyü çalmayın. aküyü çalmamış olsalar hani…
Fotoğraf makinamı da almak istemiş, nedense onu yere atıp kaçmış evden, o da gitseydi, üzülürdüm wallahi günlükçüm. Yerde makinanın çantasını görünce anladım zaten, hızla yukarı bakınca dağılan yatak odasını gördüm, bacaklarım titredi, çok korktum. Yan komşuma haber verdim, beraber evin her yerini aradık, hala içerde olma ihtimaline karşı. Komşumuza da daha önce girmiş hırsız, bütün birikimini almış, o da o anın hıncıyla aradı benimle evi, çok şükür ki, biz gelmeden çıkıp gitmiş evden, karşılaşmadık.
Akşam Ferhatla karakola gittik, önce gelip yüzeysel bir inceleme yaptılar, sonra olay yeri geldi. 'Parmak izi alalım mı, istermisiniz, odayı topladınızmı' gibi biz kararsız onlar kararsız bi durum oldu. Evet odayı topladım, tabiki biliyorum inceleme için hiç dokunulmaması gerekir, 3 sezon Behzat Ç seyrettim ama, hırsızın parmak izi bırakmamayı akıl edeceğini düşündüğüm için, gerçekten peşine düşüp aranacağı konusunda güvensizliğimden belki, olayı bir an önce unutmak istediğim için de olabilir, topladım bitti gitti.
Yine de gidenlerin bir listesini verdik, bulunduğunda içinde isim yazan alyanslarımız ya da mesela üzerinde durunun adı yazan künyesi bize ait olduğunu kanıtlayabilir şeylerdenmiş...
Herhangi bir zorlama izi yok, kapıyı çekip çıktığım, kilitlemediğim için çok kolay açıp girmiş olabilirmiş, artık kilitliyorum hem el koyduğum, kulağımdaki Durunun küpelerinden başka bir şey de kalmadı zaten evde. Lütfen tekrar gelme pis adi iğrenç hırsız... 'Ayakkabılarıyla gezmiştir bide bu içerde şimdi ' düşüncesi de ayrıca beni rahatsız ediyor zaten... Bunu da yazdım bi kenara... Pis adam...
İşte böyle günlükçüğüm... Bazen acı bazen tatlı... Hayat...Çok acayip... Kuşlar falan...
Fotoğraf makinamı da almak istemiş, nedense onu yere atıp kaçmış evden, o da gitseydi, üzülürdüm wallahi günlükçüm. Yerde makinanın çantasını görünce anladım zaten, hızla yukarı bakınca dağılan yatak odasını gördüm, bacaklarım titredi, çok korktum. Yan komşuma haber verdim, beraber evin her yerini aradık, hala içerde olma ihtimaline karşı. Komşumuza da daha önce girmiş hırsız, bütün birikimini almış, o da o anın hıncıyla aradı benimle evi, çok şükür ki, biz gelmeden çıkıp gitmiş evden, karşılaşmadık.
Akşam Ferhatla karakola gittik, önce gelip yüzeysel bir inceleme yaptılar, sonra olay yeri geldi. 'Parmak izi alalım mı, istermisiniz, odayı topladınızmı' gibi biz kararsız onlar kararsız bi durum oldu. Evet odayı topladım, tabiki biliyorum inceleme için hiç dokunulmaması gerekir, 3 sezon Behzat Ç seyrettim ama, hırsızın parmak izi bırakmamayı akıl edeceğini düşündüğüm için, gerçekten peşine düşüp aranacağı konusunda güvensizliğimden belki, olayı bir an önce unutmak istediğim için de olabilir, topladım bitti gitti.
Yine de gidenlerin bir listesini verdik, bulunduğunda içinde isim yazan alyanslarımız ya da mesela üzerinde durunun adı yazan künyesi bize ait olduğunu kanıtlayabilir şeylerdenmiş...
Herhangi bir zorlama izi yok, kapıyı çekip çıktığım, kilitlemediğim için çok kolay açıp girmiş olabilirmiş, artık kilitliyorum hem el koyduğum, kulağımdaki Durunun küpelerinden başka bir şey de kalmadı zaten evde. Lütfen tekrar gelme pis adi iğrenç hırsız... 'Ayakkabılarıyla gezmiştir bide bu içerde şimdi ' düşüncesi de ayrıca beni rahatsız ediyor zaten... Bunu da yazdım bi kenara... Pis adam...
İşte böyle günlükçüğüm... Bazen acı bazen tatlı... Hayat...Çok acayip... Kuşlar falan...