26 Aralık 2024 Perşembe

HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIM

Çok istedim olmadı. Yılbaşıyla ilgili yazıma beklediğim birinden, beklediğim yorum gelmeyince çok hayal kırıklığına uğradım; çünkü benim en sevdiğim arkadaşım, kardeşim, komşum tesettürlü, altın kalpli biri. Onun gibilerin çoğalmasını beklemiştim. Bir kişiden ne olacak demeyin, bir kişi de olsa varsa (veya ileride olursa) çocuğunu ve çocuklarını da özgürlüğe düşman olmayacak şekilde yetiştirecektir de ondan.

Biraz daha açayım: Yılbaşında çam ağacına baltayla dalanlar ve "Müslüman Noel kutlamaz" diyenlerle ilgili yazdığım yazıya, ismi bende saklı, tesettürlü bir blog arkadaşım da yorum yazsın,

" Ya üzülme arkadaşım; onlarla bizi bir tutma. Ben de Noel kutlamıyorum ama isteyen ağaç süslesin, isteyen Yılbaşı kutlasın, yesin, içsin, eğlensin, mutlu olsun. İnsanlar kendilerini mutlu mu hissediyorlar? Hissetsinler. Kimsenin özgürlüğüne, mutluluğuna karışmamalı. Hiç gocunmuyorum, ağaçlara baltayla dalanları da onaylamıyorum, kimse, kimsenin mutluluğuna, özgürlüğüne limon sıkmasın. "

desin istemiştim. Yani gönlümden öyle geçmişti. 😒😔😣

Olmadı. Hiç yorum yazmadı. Olmayınca ülkenin geleceğinden iyice umudumu kestim. Muhafazakârlar ile sekülerlerin asla uzlaşamayacağını anladım. Benim sevgili tesettürlü arkadaşım gibiler çoğalmayacak diye de endişelendim. Kısaca gerçekten çok bekledim beni umutlandıracak, yılbaşı kutlayanları destekleyecek, kutuplaşmayı ortadan kaldıracak bir yorumu; çünkü ben bu tür yazılarımı sadece seküler okurlar için yazmıyorum (onlar zaten laiklik yanlısı, onları ikna etmeye gerek yok zaten Yılbaşı kutluyorlar); kendilerini muhafazakâr, Müslüman olarak tanımlayan okurlar için de yazıyorum.

Neyse, hayal kırıklığına uğradım ama yapacak bir şey yok. Bari baktıkça içimin açılacağı, pozitif duygular hissettireceği, sanki böyle bir MASAL atmosferi gibi, ışıl ışıl, sevimli ağaçlar, yeni yıl kutlamaları resimlerine bakayım da birkaç dakikalığına mutlu olayım. Birkaç dakikalığın içim pozitif duygularla dolsun. Belki 2025 çok güzel olur.

Mutlu olalım yaa...

Çok şey mi istiyorum? Mutlu olalım...





20 yorum:

  1. Hiç de bile çok şey istemiyorsunuz. Mutlu olalım tabii.
    Evet, kimse kimsenin özgürlüğüne karışamaz. Nasıl mutlu oluyorsa, onu yapar. Ağaç kesimine ben de karşıyım. Bildiğim kadarıyla ağaç kıyımı olmasın diye yılbaşı için plastikten yapılmış ağaçlar var çoğu mekanda. Süsleyip kutlaması yapılıyor, zaman geçince toplayıp bir sonraki yılbaşı için kaldırılıyor. Tee 35 yıl olacak, aynı plastik ağaç bizde de var. Ne güzel işte, süslüyorsun, hediyeleri yanına koyuyorsun, eve neşe getiriyorsun. O neşenin değeri ölçülemez bence. Hele çocukların neşesinin tarifi bile olamaz.
    Umudunuzun tükenmeyeceği gelecek diliyorum size. Hep mutlulukla kalalım. ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi ya? Evet ağaçları kesmelerini istemem. Plastikler iyi oluyor. Sokaklarda belediyeler zaten mevcut çam ağaçlarını süslüyorlar, hem ağaç kesilmemiş oluyor, hem daha güzel oluyor.
      Bizde de vardı sonra toz oluyor diye atmıştık:))))tabii annem, babam hayattaydı o zamanlar. Şimdi istesem de yılbaşı kutlamıyorum bir de özel acı anısı var, annem 2007'de 31 Aralık'ta İbni Sina (Ankara)yoğun bakımdaydı, ben de özel izinle o gece orada yeni yılını kutladım, " yeni yılda iyileşeceksin, evimize gideceğiz, Prenses seni bekliyor" demiştim, tebessüm ediyordu, mutlu oluyordu (ama entübe halde)maalese birkaç gün sonra tam yaşgünümde!!! tekrar kalp krizi komaya girdi iki gün sonra da gitti :( dolayısıyla hem yılbaşı, hem yaşgünümü o günden sonra hiç kutlamadım, kız kardeşimle bu yüzden hep çatışırız (çatışırız derken yani kavga etmek, kırılmak değil; o "yapma abla, yaş günün kutlu olsun der, illa telefon açar, ben "Ya, ne olur kutlama derim o yok illa kutlar:)))yılbaşı keza...)
      Velhasıl ben o gün mutlu olmuyorum bari başkaları olsun...
      Çok teşekkür ediyorum canım, ben de sana şimdiden musmutlu bir 2025 diliyorum. ❤️

      Sil
  2. Merhabalar.
    Yorum beklediğiniz yazınız nerede ben öyle bir yazı göremedim.
    Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Abi,
      Siz de yorum yazmıştınız hani " Özgürlüğe Tahammülü Olmayanlar" isimli yazım. Yılbaşıyla ilgiliydi..
      Selamlar.

      Sil
    2. Merhabalar.
      Ben de zannettim yeni, taze yazdığınız bir yazı diye arıyorum.
      Cevab-i yorumunuz için teşekkür ederim.
      Selamlar.

      Sil
    3. Ne demek; rica ederim, selamlar.

      Sil
  3. Mutlu olmak hakkın canım kardeşim 🥰 Süslü yılbaşı kartları ne mutlu ederdi bizlere... Çok sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin hakkı Arzucuğum. Evet ya, simli simli onlar bile mutlu ederdi. Benden de çokça sevgiler. ♥

      Sil
  4. Ne demek istediğinizi ve kırgınlığınızı çok iyi anladım. :)
    Bilirim çünkü bu beklentiyi.
    Normal olanı istemek çok bi'şey değildir ayrıca.
    Çok güzel bir sene diliyorum her birimize...
    Gönlünüzden geçen bütün güzelliklerin gerçekleşmesi dileğimle...
    Nice senelere! Çokça sevgiler.

    Çok sevdiğim Nazım Hikmet'imden...
    ''Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
    ve bir orman gibi kardeşçesine
    bu hasret bizim...''

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi ya? 😒 Keşke kimse, kimseye karışmasa; o kimselerin mutlu olmak için yaptığı şeylere karışmadan yaşamayı seçse, bu ülke normal olamayacak mı?
      Nazım'ın bu dizileri çok güzel ama sadece laik ülkeler için geçerli galiba.
      Çok teşekkürler canım, ben de tüm dileklerinin gerçekleşeceği harika bir yıl diliyorum. Sevgilerimle.

      Sil
  5. Merhabalar.
    Demek "Özgürlüğe Tahammülü Olmayanlar" başlıklı yazınıza bir yerden yorum beklediniz ve o beklediğiniz yorum da gelmedi. Ve siz buna üzüldünüz ve bu durum sizi hayal kırıklığına uğrattı. Acaba söz konu o kişi, sizin tüm paylaşımlarınızı takip edip, hiçbir yazınızı kaçırmadan sürekli okuyan ve arada sırada da yorum yazan biri mi?
    Görmemiş olamaz mı? Başına iş gelmiş olamaz mı?
    Bence bu kadar üzülmeyin. Biraz daha sabredin ve bekleyin derim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Abi,
      Evet, öyle. Yani ben bu ülkede Yılbaşı kutlanıyor diye bomba atılmasından, yılbaşı diye süslenmiş ağaçların vandallar gibi baltayla girişilmesinden utanıyorum. Arabistan'da, Katar'da bile yılbaşı ağaçları süslenmiş meydanlarda. (Sosyal medyada gördüm)
      Ya, tabii görmemiş, okumamış da olabilir, ben okumuştur diye tahmin etmiştim. Aman, aman, başına bir iş gelmiş olmasın, bunu hiç istemem. İyi düşünelim iyi olsun. :)
      Tamam, bekleyeyim.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
  6. Your heartfelt words resonate deeply. Your hope for unity and understanding is inspiring, even in the face of disappointment. It’s clear how much thought and care you put into your writing to bridge divides and foster kindness. May your hope for a more inclusive and joyful future remain strong. Wishing you a beautiful Christmas www.melodyjacob.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thank you very much for your kind comment Melody.
      I hope my writing brings an end to prejudices and it brings understanding and kindness as you've said.
      I wish you merry Christmas and a happy new Year.

      Sil
  7. Annenizin vefatıyla ilgili yaptığınız yoruma üzüldüm. Bazı acı olaylar, belirli gün ve haftalara gölge düşürebiliyor. Hatta bu sıradan bir günün belli bir saati de olabilir. O ânın gelmesini hiç istemeyiz. Takvimlerden silinmeli o tarihler değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Aynen öyle; takvimlerden silinse o günler, o anlar ama olmuyor. Her yıl tazeleniyor, aradan kaç yıl geçse de gözümüzün önünden gitmiyor. :(

      Sil
  8. Herkesin aynı şeyleri düşünmesini ve yaşamasını beklemek hayaldir. Bunu beklemeseniz iyi olur.
    Bir insan müslümanlığı seçmiş ise, müslüman gibi yaşamak için gayret göstermelidir. Bu sadece yılbaşı kutlamakla sınırlı değil.
    Mesela biz yakında Ramazan-ı şerif ayına gireceğiz ve 30 gün oruç tutacağız. Siz de bizimle 30 gün oruç tutun ve sonra da beraber Ramazan Bayramımızı kutlayalım. Ve hep beraber mutlu olalım. Ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes aynı şeyleri düşünmez. Evet.
      Herkes aynı şekilde yaşamaz. Evet.
      Tabii ki, hepimizin farklı fikirleri var.
      Bu farklı fikirlere rağmen bir arada, hep beraber mutlu olalım istiyorum.
      Siz de son cümlenizde "Hep beraber mutlu olalım" demişsiniz ne güzel; ama bir şart koşmuşsunuz:

      Benim de 30 gün oruç tutmamı istiyorsunuz. Yani ben 30 gün oruç tutmazsam, hep beraber mutlu yaşayamayacak mıyız? İlla bana da oruç mu tutturacaksınız beraber mutlu yaşamak için? 😂😂

      Şimdi sizinle aramızdaki fark şu:
      Ben, sizinle beraber mutlu yaşamak için size "Gidin bir ağaç alın, süsleyin, püsleyin, şarap filan alın" şartı koşmuyorum 😂

      Tam tersine size "Sen Yılbaşı kutlamak istemiyorsan kutlama Müfred, ama benim veya Ayşe'nin, Fatma'nın süslediği ağaca baltaya dalma. Bırak biz kutlayalım."
      diyorum.

      Umarım anlatabilmişimdir. Yani, sizin Müfred olarak yapmak istemediğiniz bir şeyi, size zorla yapın dersem siz mutlu olamazsınız. Böyle yaparsam mutlu olamayız. Siz de benim mutlu olmamı sağlayan bir şeye baltayla girişirseniz bu sefer de ben mutlu olamam. Ben size zorla Yılbaşı kutlayın mutlu olalım demiyorum. Ben size mutlu olmamı sağlayan şeyi yapmama karışmayın diyorum. Arada fark var yani.

      Ha, Ramazan ayına gelince:
      Ben zaten kutluyorum çünkü çocuklara şeker vermek, onların mutlu olduğunu görmek beni mutlu ediyor. Her Ramazan/Şeker bayramında marketten cicili bicili şekerler alırım. Konu komşu telefonla bayramımı kutlar, onlara " Teşekkür ederim; sizin de kutlu olsun" derim. (Deist olsam da nezaket icabı kutlarım)
      Ayrıca, Ramazan olunca elimde çay bardağım, balkonda çay içmem, hani komşumun canı çay çekmesin diye. Yani, onların orucuna, aç kalıyor oluşlarına saygımdan yaparım bunu.

      Sonuç olarak; ben, sizin veya Ayşe'nin, Fatma'nın 30 gün oruç tutmasından gocunmuyorum. İsterseniz 60 gün de tutabilirsiniz. Sonuçta sizi ve sizin midenizi ilgilendirir :) Ramazan kutlamasından da bir rahatsızlığım yok. Tutup sokakta gördüğüm "Hoş geldin şehr-i Ramazan" yazısını söküp atmak hiç aklımdan geçmiyor. 😊

      Ama niye illa 30 gün oruç tutmam gerekiyor beraber mutlu yaşamak için bunun mantığını anlayamadım doğrusu.

      Bir de son olarak merakımdan size sormak istiyorum:
      Ben, deist olarak kimsenin orucundan, Ramazan bayramından
      en ufak rahatsızlık duymadığım halde neden Müslümanların yılbaşı ağacına saldırmalarını normal karşılıyor musunuz? Bu normal mi?

      Uzun oldu ama umarım kendimi ifade edebilmişimdir.
      (Not: Ben iftara 2 saat kala çok acıkıyorum; deist olmadan önce rekor 15 gün oruç tutmuştum oradan hatırlıyorum: ama yine de tutabilmiştim yani 2 saat önce oruç açmamıştım 😂 )

      Sil
    2. Siz benim çam ağaçlarına saldırdığımı nereden çıkardınız?
      Ben de kimsenin yaşantısına karışmıyorum. Biz müslümanlar olarak bu tür şeyleri yapmayız ve nezaketen dahi kutlamayız diyorum sadece. Çünkü bu bizim inancımızı iptal eder.
      Kafirler neye inanıyorlarsa onları ktlayabilir. Ama birisi müslümanım diyorsa, ona söyleyeceğimiz şey inandıklarını yaşamasıdır.

      Sizin oruç tutmayacağınızı biliyorum. Bunu bir misal olarak verdim. Hristiyanlar bizim yaptıklarımızı yapmazlar, biz niye yılbaşı kutlayalım?

      Siz olayları çok detaylandırıp kafanızı karıştırıyorsunuz. İnançsızlık böyle bir şey. Mutluluk istiyorsunuz. Ama huzurun sadece islamda olduğunu kabul etmedikten sonra nasıl mutlu olabilirsiniz?

      Yorumumu ayeti kerimeler ile noktalıyor ve daha fazla yorum yapmıyorum.

      27. Yine o iman etmeyenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya." De ki: "Hakikaten Allah, dilediğini şaşırtır ve kendisine gönül vereni de hidayete erdirir."

      28. Onlar, iman etmiş ve kalbleri Allah zikriyle yatışmış olanlardır. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah'ın zikri ile yatışır.

      29. Onlar ki, iman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir, ne mutlu onlara, varacakları yer de ne güzeldir!

      30. İşte seni böyle, kendilerinden önce nice ümmetler gelip geçmiş olan bir ümmet içinde gönderdik ki, onlar Rahmân'a küfredip dururlarken, sen onlara sana vahyettiğimiz kitabı okuyasın. De ki: "O Rahmân benim Rabbimdir, O'ndan başka tanrı yoktur. Ben O'na dayandım, tevbem de O'nadır.

      Sil
  9. Sondan ikinci paragrafta düzeltme/silme yaparken cümle düşüklüğü olmuş, "neden" kelimesi oradan silinecekti.
    Ya da "neden Müslümanlar Yılbaşı ağacına saldırıyorlar?" olarak kalacaktı.
    Cümleleri düzenlerken karışmış....

    YanıtlaSil