Papers by Aybala Lale Kahraman
İdeal Kültür Yayıncılık, 2024
EMERGING POWERS IN INDO-PACIFIC GEOPOLITICS: A POLITICAL APPROACH
Eds. Ferdi Güçyetmez & Diren Doğan
İdeal Kültür Yayıncılık, 2023
21. Yüzyılda Uzay Gücü ve Hava Hâkimiyeti
Ed. Ferdi GÜÇYETMEZ
The Academic Elegance, 2023
The fact that the production and management of information is one of the most remarkable means of... more The fact that the production and management of information is one of the most remarkable means of obtaining power has disclosed the concept of propaganda is especially crucial for authoritarian states. In this framework, North Korea, as an authoritarian country without freedom of the press, seized the power of information and adopted various propaganda methods. Trying to adapt to digital transformations, North Korea has benefited from the internet as a propaganda tool. Naturally, this brings along the digitalization of propaganda. This article scrutinizes North Korea's digital propaganda and strategic communication methods through a critical discourse analysis of four North Korean news texts. The method of the article was determined based on Teun A. van Dijk's news discourse analysis. In this context, it has been attempted to reveal whether there is a relationship between the concepts of propaganda and strategic communication. Besides, the discursive changes of the propaganda contents depending on the period have been discussed. The claim that the critical discourse analysis has the authority-power relationship and the reflections of this relationship on discourse have been supported by North Korean propaganda.
Orion Kitabevi, 2022
Soğuk Savaş Sonrası: Sistem, Devlet ve Tarih
Ed. M.S. Özel Özcan
Global Energy and Geopolitical Transformation-Sina Kısacık & Ferdi Güçyetmez
Kitap: ''Deniz Hakimiyetleri-Jeopolitik Stratejilerin Gizli Gücü''
Uluslararası Göbeklitepe’den Bugüne Türkiye’nin Tarihi ve Kültürel Mirası Sempozyumu, 2022
Toplumun sahip olduğu inanç, bilgi, gerçekleştirdiği davranışların temsilcisi olarak ifade edilme... more Toplumun sahip olduğu inanç, bilgi, gerçekleştirdiği davranışların temsilcisi olarak ifade edilmesi
mümkün olan kültürel ve tarihi mirasın gelecek nesillere aktarılması toplumsal aidiyet ve
birlikteliğin sürdürülebilmesi için önemlidir. Sürdürülebilirlik toplumlar tarafından farklı şekillerde
gerçekleştirilebilmektedir. Gerçekleştirme görevini üstlenen yapılar olarak müzeler, arşivler ve
kütüphaneler topluma, toplum üyelerine, farklı toplumlara ve yine onların üyelerine de kültürel ve
tarihi mirasın aktarılması açısından önemli bir görev üstlenmektedir. Tarihi süreç içinde
toplumların dahil olduğu değişim ve gelişim süreçleri göz önünde bulundurulduğunda bu yapıların
sahip olduğu işlevlerin değişmediği fakat toplumlara ve bireylere erişim hususunda farklı
uygulamalar geliştirildiği görülmüştür. Özellikle teknolojinin, teknolojik gelişmelerin, farklı
uygulamaların toplumsal ve bireysel yaşamlarda görünür hale gelmesi farklı müze ve kütüphane
türlerinin oluşmasının da önünü açmıştır. Zira, 21. yüzyılda ivme kazanan dijitalleştirme çabaları
bilginin korunması, muhafaza edilmesi ve gelecek nesillere aktarılmasında önem arz etmektedir.
Bilgiye erişimin artması, tarihi mekanlara yeni bir deneyim ve katılım biçimi olarak dijital alanı
belirlemiştir. Sosyal medya uygulamalarından web tabanlı arşivlere kadar çeşitlilik gösterebilen bu
yeni alan, somut ve somut olmayan tarihi ve kültürel mirasa yeni bir işlev kazandırmıştır. Bu
çalışma, teknolojik gelişmelerle beraber ortaya çıkan yeni müzecilik ve kütüphanecilik anlayışını,
sanal müzelerin ve kütüphanelerin müzecilik ve kütüphanecilik faaliyetlerini ve bireylerin bu
faaliyetlere olan ilgisini incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, müzelerin
ve kütüphanelerin işlevleri gerek tarihsel süreç gerekse de teknolojik gelişmeler açısından ele
alınarak yeni uygulamaların müzecilik ve kütüphanecilik faaliyetlerine olan katkıları üzerinden bir
analiz yapılmıştır. Dijitalleşme, müzecilik ve kütüphanecilik faaliyetleri etkileşim üçgeninde
analizlerin yapıldığı çalışmada, literatürde yer alan uygulanan ve uygulanması planlanan sanal
müzecilik/kütüphanecilik faaliyetleri incelenmiştir. Bireylerin bilgiye kolay erişim sağlama isteği,
yeniliklere açık olması, gerçeklik algısının sanal da olsa başarılı bir şekilde aktarılmasının tarihi ve
kültürel miras yapılarının işlevlerini yerine getirme noktasında yardımcı olduğu, bireyler arasında
paylaşımın daha kolay bir hale geldiği, bireylerin fiziksel olarak erişiminin olmadığı mekanlara
sanal ortam aracılığıyla erişebilmesinin hem söz konusu mekanlar hem de kültürel ve tarihi mirasın
aktarılmasında olumlu bir etkisi olduğu çalışma sonucunda tespit edilmiştir.
Akademik İncelemeler Dergisi, 2021
Bu çalışmanın amacı, kitle iletişim araçları ile sosyal medyada üretilen ve akışa dâhil edilen bi... more Bu çalışmanın amacı, kitle iletişim araçları ile sosyal medyada üretilen ve akışa dâhil edilen bilgileri dijital etik ve siber güvenlik stratejileri bağlamında analiz etmektir. Dijital etik ilkeleri, bireylerin yaşam mahremiyetini göz önünde bulunduran normları kapsamaktadır. Siber uzay, bilgisayar ve bilgisayar ağlarına ilişkin bir kavram olmanın yanı sıra insan eliyle üretilen faaliyetler bütününü de içerdiği için, siber uzayda manipülasyon teknikleri önemli bir siber tehdit olarak kullanıcıların karşısına çıkmaktadır. Siber tehditlerle mücadele etmek için ise dijital etik kurallarının geliştirilmesi önem arz etmektedir. Dijital etik kurallarının ihlal edilmesi sonucunda yanlış ve yalan bilginin oluşmasıyla birlikte bireylerin yanlış bilgilendirilmesi söz konusu olmaktadır. Çalışmada, öncelikle bireyleri "aynı olma" paydasında buluşturma amacı güden sosyal medya, Adorno ve Horkheimer'ın kültür endüstrisi kavramı kapsamında değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda, manipülatif nitelik taşıyan içerikler, dijital etik ilkeleri bağlamında analiz edilmiştir. Daha sonra, genelde siber uzayda karşılaşılan sosyal medya tehditleri ve özelde ise bilgi manipülasyonu devletlerin uyguladığı siber güvenlik stratejileri bağlamında karşılaştırılmıştır. Netice olarak, bilginin dijital etik ilkelerinden uzaklaştıkça manipülatif niteliğinin arttığı görülmüştür. Bu nedenle siber uzayın tüm aktörlerinin siber etik kurallarının geliştirilmesi ve uygulanabilmesi için etkin olmaları gerektiği tespit edilmiştir.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2020
Kapalı bir kutu olarak nitelendirilen Kuzey Kore, 21. yüzyılın yeni güvenlik parametrelerinden bi... more Kapalı bir kutu olarak nitelendirilen Kuzey Kore, 21. yüzyılın yeni güvenlik parametrelerinden biri olan siber
güvenliği sağlayabilmek için çok yoğun bir çaba sarf etmektedir. Ülkenin güvenlik yapısı Juche felsefesi
çerçevesinde çizilmiş, dünya çapındaki teknolojik gelişmeler neticesinde güvenlik kavramının boyutu değişmiştir.
Bu bağlamda Kuzey Kore siber kapasitesini gün geçtikçe artırmakta ve siber stratejiler üretmektedir. 2009’dan
beri yoğun siber operasyonlar yürüten Kuzey Kore, siber dünyada etki alanını genişletmiştir. Bu kapsamda, Güney
Kore ve ABD’nin Kuzey Kore siber tehditlerine karşı tedbirleri mevcuttur. Çalışmada kavramsal boyut
çerçevesinde Kuzey Kore’nin siber güvenliğe etkileri analiz edilecektir.
Asya Studies, 2020
Abstract
The phenomenon of power in International Relations is among the concepts often discuss... more Abstract
The phenomenon of power in International Relations is among the concepts often discussed. The concept of 'power' with rising realism in 20th century was understood as military and economic power; power extends beyond this meaning today and incorporates different elements. In this context, 'soft power' has become one of the most important and referred concepts in International Relations. The concept of soft power, which can be defined as the ability of an actor to make another actor to do something it would not likely do itself, is shaped through elements such as culture, politics, economics, diplomacy. In particular, the complex structure of international relations today makes the international actors' use of their 'soft power' potentials convenient. Today, the rapid leap in science and technology, especially the internet, has made it easier for states to produce, execute and disseminate soft power policies, making the use of soft power a kind of indispensable for a peaceful environment. In this study, the concept of power was first discussed within the framework of different approaches. Then the concept of hard power, which is one of the power types, is defined as the opposite of the concept of soft power. The main axis of the study, Joseph Nye's concept of soft power, was evaluated within the framework of International Relations and South Korea was examined as an example of soft power. Elements of soft power have been laid out in the context of the diplomatic, economic, cultural and political implications possessed by rising power South Korea. South Korea is particularly successful in presenting popular culture as the most basic source of its soft power.
Bayterek Uluslararası Akademik Araştırmalar Dergisi, 2019
Toplum içerisinde belirli bir nitelik bakımından ayrılan ve sayıca az olanları ifade eden ‘’azınl... more Toplum içerisinde belirli bir nitelik bakımından ayrılan ve sayıca az olanları ifade eden ‘’azınlık’’ kavramı, insanların toplumlar halinde yaşamaya başlamalarından beri varlığını sürdüren bir kavramdır. Özellikle ulus devletlerin tarih sahnesine çıkması ve devletler arası ilişkilerin artmasıyla birlikte bu kavramın önemi ve uluslararası politikaya olan etkisi kaçınılmaz olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti de kuruluşundan bu yana kendisine Osmanlı Devleti’nden miras kalan ‘’azınlık meselesi’’ ile ilgilenmiş; hukuki ve sosyo-politik açılardan bu kavramı değişik tanımlara tâbi tutmuştur. Bu tanımlamaları daha iyi idrak etmek için Osmanlı Devleti’nde uygulanan millet sisteminden 1876 Kanun-i Esasi’ye kadar geçen sürede azınlıklara karşı mevcut bakış açısı irdelenecektir. Türkiye’de Osmanlı Devleti’ndeki kadar zengin bir azınlık topluluğu barınmasa da halen kültürel, etnik ve dini anlamda ayrışan azınlık grupları mevcuttur. Bu çalışma Demokrat Parti dönemindeki bu azınlıkları ve azınlık olaylarını, Türk demokrasisine etkileri bağlamında incelemektedir. Bu kapsamda; çalışmanın ilk bölümünde azınlık kavramına dair tanımlamalar ele alınacaktır. İkinci bölümde, Türkiye Cumhuriyeti’nin azınlıklara bakış açısı Lozan Antlaşması çerçevesinde değerlendirilecektir. Çalışmanın son bölümünde ise Demokrat Parti dönemi azınlık olayları ve Türk demokrasisine etkileri analiz edilecektir.
Demokrasinin en önemli unsurlarından biri olan sivil toplum örgütlü, sosyal hayatın bir getirisid... more Demokrasinin en önemli unsurlarından biri olan sivil toplum örgütlü, sosyal hayatın bir getirisidir. Türkiye’de sivil toplum anlayışının esasında oldukça köklü bir geçmişi vardır. Bu nedenle günümüz sivil toplum anlayışını kavrayabilmek için kavramın Türkiye’deki geçmişini irdelemek gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı Osmanlı Devleti’nin son dönemlerindeki modernleşme hareketlerinin neticesinde ortaya çıkan sivil toplum hareketleri ile Cumhuriyetin ilk yıllarından 1950 yılına kadar olan tek parti iktidarı dönemindeki sivil toplum anlayışının bir mukayesesini yapmaktır. Bu kapsamda, çalışmanın ilk bölümünde sivil toplum kavramı analiz edilecektir. İkinci bölümde, genel hatlarıyla Osmanlı Devleti’nde sivil toplumun unsurlarından bahsedildikten sonra Tanzimat ve Meşrutiyet döneminde ortaya çıkan sivil toplum kuruluşları ve Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki sivil toplum anlayışı irdelenecektir. Çalışmanın son bölümünde ise 1839-1950 yılları arasında Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti açısından sivil toplumun kapsamlı bir kıyaslaması yapılacaktır.
Doğu Asya Araştırmaları Dergisi, 2019
Kuzey Kore küreselleşen dünyada kendisini kapalı bir kutu haline getirebilmiş, zamana meydan okuy... more Kuzey Kore küreselleşen dünyada kendisini kapalı bir kutu haline getirebilmiş, zamana meydan okuyan bir ülkedir. Sosyalist bir ülkeden totaliter ve baskıcı bir rejime dönüşen Kuzey Kore, sahip olduğu şahsına münhasır sistemle günümüze kadar varlığını sürdürmeyi başarmıştır. Bir devlet dini ve ideolojisi haline gelen Juche felsefesi ülkede yaşamın her alanına sirayet etmiştir. Bu ideoloji sebebiyle Kuzey Kore’de tek adam rejimine dayalı bir yönetim kurulmuş, ülke ekonomik ve siyasi anlamda tüm dünyadan izole hale gelmiştir. Kuzey Kore rejimi özü itibariyle Marksizm-Leninizm’den etkilendiği için sosyalist ülkeler olan Sovyetler Birliği ve Çin ile yakın münasebetler kurmuş ve Juche felsefesinin temellerini atmıştır. Ancak değişen konjonktürle birlikte zamanla sosyalizm algısı değişen ülke, kendine has bir model oluşturmuştur. Juche olarak adlandırılan ve kendine güven ilkesine dayanan bu model Kuzey Kore ulusal kimliği ve sosyalizm kavrayışının gelişiminde vazgeçilmez bir rol oynamıştır. Söz konusu ideolojiyi iyi kavrayabilmek için Marksizm-Leninizm ve Maoizm ile olan ilişkisini değerlendirmek ve farklılıklarını ortaya koymak gerekmektedir.
Kaos Teorisi; determinizme dayanan ancak ondan farklılaşarak evrenin belirli bir
düzen içerisinde... more Kaos Teorisi; determinizme dayanan ancak ondan farklılaşarak evrenin belirli bir
düzen içerisinde işlemesine rağmen, bunun düzensizlik içerisinde bir düzen olduğunu
ve evrendeki her şeyin hesaplanmasının mümkün olmadığını açıklayan bir teoridir.
Bu teori düzensizliklerin öngörülebilir nedenleri olduğunu düşünmektedir.
Daha çok fen bilimlerinde kullanılan teori ekonomi, sosyoloji, psikoloji vb. sosyal
bilimleri kapsayan alanlarda da etkiye sahiptir. Her ne kadar sosyal bilimlerde
„‟kaos‟‟ kelimesi „‟mutlak düzensizlik‟‟ olarak algılansa da ihtiva ettiği şey ciddi
anlamda farklılık arz etmektedir. Dil, din, kültür, inanç farklılıkları, gelenekler, görenekler
vb. toplumsal olgular uluslararası ilişkilerde kaotik bir yapı oluşumuna sebep
olmaktadır. Bu unsurlar zamanla karmaşık bir davranış biçimi olarak karşımıza
çıkar. Arap coğrafyasında demokrasi, özgürlük, insan hakları talepleriyle ortaya çıkan
ve bir domino taşı etkisiyle yayılan çatışmalar, gösteriler ve ihtilaflar da gözlemlendiğinde
kaotik bir yapı sergilediği görülmektedir. Bu bağlamda; makalede
Uluslararası İlişkilerde Kaos Teorisi, Arap Baharı örneği ile incelenecektir. Makalenin
ilk bölümünde; kaos kelimesinin etimolojisi ve kaos teorisi derinlemesine incelenecektir.
İkinci bölümde, Uluslararası İlişkiler bağlamında Sosyal Bilimlerde
kaos ve kaos teorisinin yorumlanması hususu üzerinde durulacaktır. Son bölümde
ise Arap Baharı ve oluşturduğu kaotik görünüm anlatılanlara paralel bir şekilde değerlendirilecektir.
Book Reviews by Aybala Lale Kahraman
Yayın Tanıtımı-My Country and My People
Günümüzde yükselen güçlerin coğrafyası haline gelen Doğu Asya’nın tartışmasız en güçlü ülkelerind... more Günümüzde yükselen güçlerin coğrafyası haline gelen Doğu Asya’nın tartışmasız en güçlü ülkelerinden biri Çin’dir. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisine, üçüncü büyük ordusuna sahip olan Çin köklü medeniyetinin bıraktığı mirası da iyi bir şekilde kullanmakta ve dikkatleri üzerine çekmektedir. Çin’in 2000 yılı aşkın süredir varlığını sürdüren bir medeniyete sahip olması, bu gelişimini Batılı ülkelerin gelişimiyle bir tutmanın doğru bir yaklaşım olmayacağını ortaya koymaktadır. Nitekim Çin ve Çinli kavramı Batı’daki gibi bir ulus-devlet birikiminden ortaya çıkmamış, asırlar boyunca süren bir tarihi ve sosyolojik birikimin neticesinde oluşmuştur. Zira Lin Yutang eserine Konfüçyüs’ten yaptığı şu alıntı ile başlamıştır:
‘’ Hakikat insan tabiatından ayrı olarak düşünülemez. Şayet hakikat olarak değerlendirilen şey insan doğasından ayrıksa o şey aslında hakikatin kendi olmayabilir.’’ (Yutang, 1936)
Talks by Aybala Lale Kahraman
Doğu Asya Araştırmaları Dergisi, 2019
Söyleşi: Doç. Dr. Gürhan Kırilen (G. KIRİLEN)
Söyleşi Yapan: Arş. Gör. Aybala Lale (AL)
Söyleşi Y... more Söyleşi: Doç. Dr. Gürhan Kırilen (G. KIRİLEN)
Söyleşi Yapan: Arş. Gör. Aybala Lale (AL)
Söyleşi Yapılan Tarih: 20 Haziran 2019
Söyleşi Yapılan Yer: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF), ANKARA
Uploads
Papers by Aybala Lale Kahraman
mümkün olan kültürel ve tarihi mirasın gelecek nesillere aktarılması toplumsal aidiyet ve
birlikteliğin sürdürülebilmesi için önemlidir. Sürdürülebilirlik toplumlar tarafından farklı şekillerde
gerçekleştirilebilmektedir. Gerçekleştirme görevini üstlenen yapılar olarak müzeler, arşivler ve
kütüphaneler topluma, toplum üyelerine, farklı toplumlara ve yine onların üyelerine de kültürel ve
tarihi mirasın aktarılması açısından önemli bir görev üstlenmektedir. Tarihi süreç içinde
toplumların dahil olduğu değişim ve gelişim süreçleri göz önünde bulundurulduğunda bu yapıların
sahip olduğu işlevlerin değişmediği fakat toplumlara ve bireylere erişim hususunda farklı
uygulamalar geliştirildiği görülmüştür. Özellikle teknolojinin, teknolojik gelişmelerin, farklı
uygulamaların toplumsal ve bireysel yaşamlarda görünür hale gelmesi farklı müze ve kütüphane
türlerinin oluşmasının da önünü açmıştır. Zira, 21. yüzyılda ivme kazanan dijitalleştirme çabaları
bilginin korunması, muhafaza edilmesi ve gelecek nesillere aktarılmasında önem arz etmektedir.
Bilgiye erişimin artması, tarihi mekanlara yeni bir deneyim ve katılım biçimi olarak dijital alanı
belirlemiştir. Sosyal medya uygulamalarından web tabanlı arşivlere kadar çeşitlilik gösterebilen bu
yeni alan, somut ve somut olmayan tarihi ve kültürel mirasa yeni bir işlev kazandırmıştır. Bu
çalışma, teknolojik gelişmelerle beraber ortaya çıkan yeni müzecilik ve kütüphanecilik anlayışını,
sanal müzelerin ve kütüphanelerin müzecilik ve kütüphanecilik faaliyetlerini ve bireylerin bu
faaliyetlere olan ilgisini incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, müzelerin
ve kütüphanelerin işlevleri gerek tarihsel süreç gerekse de teknolojik gelişmeler açısından ele
alınarak yeni uygulamaların müzecilik ve kütüphanecilik faaliyetlerine olan katkıları üzerinden bir
analiz yapılmıştır. Dijitalleşme, müzecilik ve kütüphanecilik faaliyetleri etkileşim üçgeninde
analizlerin yapıldığı çalışmada, literatürde yer alan uygulanan ve uygulanması planlanan sanal
müzecilik/kütüphanecilik faaliyetleri incelenmiştir. Bireylerin bilgiye kolay erişim sağlama isteği,
yeniliklere açık olması, gerçeklik algısının sanal da olsa başarılı bir şekilde aktarılmasının tarihi ve
kültürel miras yapılarının işlevlerini yerine getirme noktasında yardımcı olduğu, bireyler arasında
paylaşımın daha kolay bir hale geldiği, bireylerin fiziksel olarak erişiminin olmadığı mekanlara
sanal ortam aracılığıyla erişebilmesinin hem söz konusu mekanlar hem de kültürel ve tarihi mirasın
aktarılmasında olumlu bir etkisi olduğu çalışma sonucunda tespit edilmiştir.
güvenliği sağlayabilmek için çok yoğun bir çaba sarf etmektedir. Ülkenin güvenlik yapısı Juche felsefesi
çerçevesinde çizilmiş, dünya çapındaki teknolojik gelişmeler neticesinde güvenlik kavramının boyutu değişmiştir.
Bu bağlamda Kuzey Kore siber kapasitesini gün geçtikçe artırmakta ve siber stratejiler üretmektedir. 2009’dan
beri yoğun siber operasyonlar yürüten Kuzey Kore, siber dünyada etki alanını genişletmiştir. Bu kapsamda, Güney
Kore ve ABD’nin Kuzey Kore siber tehditlerine karşı tedbirleri mevcuttur. Çalışmada kavramsal boyut
çerçevesinde Kuzey Kore’nin siber güvenliğe etkileri analiz edilecektir.
The phenomenon of power in International Relations is among the concepts often discussed. The concept of 'power' with rising realism in 20th century was understood as military and economic power; power extends beyond this meaning today and incorporates different elements. In this context, 'soft power' has become one of the most important and referred concepts in International Relations. The concept of soft power, which can be defined as the ability of an actor to make another actor to do something it would not likely do itself, is shaped through elements such as culture, politics, economics, diplomacy. In particular, the complex structure of international relations today makes the international actors' use of their 'soft power' potentials convenient. Today, the rapid leap in science and technology, especially the internet, has made it easier for states to produce, execute and disseminate soft power policies, making the use of soft power a kind of indispensable for a peaceful environment. In this study, the concept of power was first discussed within the framework of different approaches. Then the concept of hard power, which is one of the power types, is defined as the opposite of the concept of soft power. The main axis of the study, Joseph Nye's concept of soft power, was evaluated within the framework of International Relations and South Korea was examined as an example of soft power. Elements of soft power have been laid out in the context of the diplomatic, economic, cultural and political implications possessed by rising power South Korea. South Korea is particularly successful in presenting popular culture as the most basic source of its soft power.
düzen içerisinde işlemesine rağmen, bunun düzensizlik içerisinde bir düzen olduğunu
ve evrendeki her şeyin hesaplanmasının mümkün olmadığını açıklayan bir teoridir.
Bu teori düzensizliklerin öngörülebilir nedenleri olduğunu düşünmektedir.
Daha çok fen bilimlerinde kullanılan teori ekonomi, sosyoloji, psikoloji vb. sosyal
bilimleri kapsayan alanlarda da etkiye sahiptir. Her ne kadar sosyal bilimlerde
„‟kaos‟‟ kelimesi „‟mutlak düzensizlik‟‟ olarak algılansa da ihtiva ettiği şey ciddi
anlamda farklılık arz etmektedir. Dil, din, kültür, inanç farklılıkları, gelenekler, görenekler
vb. toplumsal olgular uluslararası ilişkilerde kaotik bir yapı oluşumuna sebep
olmaktadır. Bu unsurlar zamanla karmaşık bir davranış biçimi olarak karşımıza
çıkar. Arap coğrafyasında demokrasi, özgürlük, insan hakları talepleriyle ortaya çıkan
ve bir domino taşı etkisiyle yayılan çatışmalar, gösteriler ve ihtilaflar da gözlemlendiğinde
kaotik bir yapı sergilediği görülmektedir. Bu bağlamda; makalede
Uluslararası İlişkilerde Kaos Teorisi, Arap Baharı örneği ile incelenecektir. Makalenin
ilk bölümünde; kaos kelimesinin etimolojisi ve kaos teorisi derinlemesine incelenecektir.
İkinci bölümde, Uluslararası İlişkiler bağlamında Sosyal Bilimlerde
kaos ve kaos teorisinin yorumlanması hususu üzerinde durulacaktır. Son bölümde
ise Arap Baharı ve oluşturduğu kaotik görünüm anlatılanlara paralel bir şekilde değerlendirilecektir.
Book Reviews by Aybala Lale Kahraman
‘’ Hakikat insan tabiatından ayrı olarak düşünülemez. Şayet hakikat olarak değerlendirilen şey insan doğasından ayrıksa o şey aslında hakikatin kendi olmayabilir.’’ (Yutang, 1936)
Talks by Aybala Lale Kahraman
Söyleşi Yapan: Arş. Gör. Aybala Lale (AL)
Söyleşi Yapılan Tarih: 20 Haziran 2019
Söyleşi Yapılan Yer: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF), ANKARA
mümkün olan kültürel ve tarihi mirasın gelecek nesillere aktarılması toplumsal aidiyet ve
birlikteliğin sürdürülebilmesi için önemlidir. Sürdürülebilirlik toplumlar tarafından farklı şekillerde
gerçekleştirilebilmektedir. Gerçekleştirme görevini üstlenen yapılar olarak müzeler, arşivler ve
kütüphaneler topluma, toplum üyelerine, farklı toplumlara ve yine onların üyelerine de kültürel ve
tarihi mirasın aktarılması açısından önemli bir görev üstlenmektedir. Tarihi süreç içinde
toplumların dahil olduğu değişim ve gelişim süreçleri göz önünde bulundurulduğunda bu yapıların
sahip olduğu işlevlerin değişmediği fakat toplumlara ve bireylere erişim hususunda farklı
uygulamalar geliştirildiği görülmüştür. Özellikle teknolojinin, teknolojik gelişmelerin, farklı
uygulamaların toplumsal ve bireysel yaşamlarda görünür hale gelmesi farklı müze ve kütüphane
türlerinin oluşmasının da önünü açmıştır. Zira, 21. yüzyılda ivme kazanan dijitalleştirme çabaları
bilginin korunması, muhafaza edilmesi ve gelecek nesillere aktarılmasında önem arz etmektedir.
Bilgiye erişimin artması, tarihi mekanlara yeni bir deneyim ve katılım biçimi olarak dijital alanı
belirlemiştir. Sosyal medya uygulamalarından web tabanlı arşivlere kadar çeşitlilik gösterebilen bu
yeni alan, somut ve somut olmayan tarihi ve kültürel mirasa yeni bir işlev kazandırmıştır. Bu
çalışma, teknolojik gelişmelerle beraber ortaya çıkan yeni müzecilik ve kütüphanecilik anlayışını,
sanal müzelerin ve kütüphanelerin müzecilik ve kütüphanecilik faaliyetlerini ve bireylerin bu
faaliyetlere olan ilgisini incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, müzelerin
ve kütüphanelerin işlevleri gerek tarihsel süreç gerekse de teknolojik gelişmeler açısından ele
alınarak yeni uygulamaların müzecilik ve kütüphanecilik faaliyetlerine olan katkıları üzerinden bir
analiz yapılmıştır. Dijitalleşme, müzecilik ve kütüphanecilik faaliyetleri etkileşim üçgeninde
analizlerin yapıldığı çalışmada, literatürde yer alan uygulanan ve uygulanması planlanan sanal
müzecilik/kütüphanecilik faaliyetleri incelenmiştir. Bireylerin bilgiye kolay erişim sağlama isteği,
yeniliklere açık olması, gerçeklik algısının sanal da olsa başarılı bir şekilde aktarılmasının tarihi ve
kültürel miras yapılarının işlevlerini yerine getirme noktasında yardımcı olduğu, bireyler arasında
paylaşımın daha kolay bir hale geldiği, bireylerin fiziksel olarak erişiminin olmadığı mekanlara
sanal ortam aracılığıyla erişebilmesinin hem söz konusu mekanlar hem de kültürel ve tarihi mirasın
aktarılmasında olumlu bir etkisi olduğu çalışma sonucunda tespit edilmiştir.
güvenliği sağlayabilmek için çok yoğun bir çaba sarf etmektedir. Ülkenin güvenlik yapısı Juche felsefesi
çerçevesinde çizilmiş, dünya çapındaki teknolojik gelişmeler neticesinde güvenlik kavramının boyutu değişmiştir.
Bu bağlamda Kuzey Kore siber kapasitesini gün geçtikçe artırmakta ve siber stratejiler üretmektedir. 2009’dan
beri yoğun siber operasyonlar yürüten Kuzey Kore, siber dünyada etki alanını genişletmiştir. Bu kapsamda, Güney
Kore ve ABD’nin Kuzey Kore siber tehditlerine karşı tedbirleri mevcuttur. Çalışmada kavramsal boyut
çerçevesinde Kuzey Kore’nin siber güvenliğe etkileri analiz edilecektir.
The phenomenon of power in International Relations is among the concepts often discussed. The concept of 'power' with rising realism in 20th century was understood as military and economic power; power extends beyond this meaning today and incorporates different elements. In this context, 'soft power' has become one of the most important and referred concepts in International Relations. The concept of soft power, which can be defined as the ability of an actor to make another actor to do something it would not likely do itself, is shaped through elements such as culture, politics, economics, diplomacy. In particular, the complex structure of international relations today makes the international actors' use of their 'soft power' potentials convenient. Today, the rapid leap in science and technology, especially the internet, has made it easier for states to produce, execute and disseminate soft power policies, making the use of soft power a kind of indispensable for a peaceful environment. In this study, the concept of power was first discussed within the framework of different approaches. Then the concept of hard power, which is one of the power types, is defined as the opposite of the concept of soft power. The main axis of the study, Joseph Nye's concept of soft power, was evaluated within the framework of International Relations and South Korea was examined as an example of soft power. Elements of soft power have been laid out in the context of the diplomatic, economic, cultural and political implications possessed by rising power South Korea. South Korea is particularly successful in presenting popular culture as the most basic source of its soft power.
düzen içerisinde işlemesine rağmen, bunun düzensizlik içerisinde bir düzen olduğunu
ve evrendeki her şeyin hesaplanmasının mümkün olmadığını açıklayan bir teoridir.
Bu teori düzensizliklerin öngörülebilir nedenleri olduğunu düşünmektedir.
Daha çok fen bilimlerinde kullanılan teori ekonomi, sosyoloji, psikoloji vb. sosyal
bilimleri kapsayan alanlarda da etkiye sahiptir. Her ne kadar sosyal bilimlerde
„‟kaos‟‟ kelimesi „‟mutlak düzensizlik‟‟ olarak algılansa da ihtiva ettiği şey ciddi
anlamda farklılık arz etmektedir. Dil, din, kültür, inanç farklılıkları, gelenekler, görenekler
vb. toplumsal olgular uluslararası ilişkilerde kaotik bir yapı oluşumuna sebep
olmaktadır. Bu unsurlar zamanla karmaşık bir davranış biçimi olarak karşımıza
çıkar. Arap coğrafyasında demokrasi, özgürlük, insan hakları talepleriyle ortaya çıkan
ve bir domino taşı etkisiyle yayılan çatışmalar, gösteriler ve ihtilaflar da gözlemlendiğinde
kaotik bir yapı sergilediği görülmektedir. Bu bağlamda; makalede
Uluslararası İlişkilerde Kaos Teorisi, Arap Baharı örneği ile incelenecektir. Makalenin
ilk bölümünde; kaos kelimesinin etimolojisi ve kaos teorisi derinlemesine incelenecektir.
İkinci bölümde, Uluslararası İlişkiler bağlamında Sosyal Bilimlerde
kaos ve kaos teorisinin yorumlanması hususu üzerinde durulacaktır. Son bölümde
ise Arap Baharı ve oluşturduğu kaotik görünüm anlatılanlara paralel bir şekilde değerlendirilecektir.
‘’ Hakikat insan tabiatından ayrı olarak düşünülemez. Şayet hakikat olarak değerlendirilen şey insan doğasından ayrıksa o şey aslında hakikatin kendi olmayabilir.’’ (Yutang, 1936)
Söyleşi Yapan: Arş. Gör. Aybala Lale (AL)
Söyleşi Yapılan Tarih: 20 Haziran 2019
Söyleşi Yapılan Yer: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF), ANKARA